You are on page 1of 20

1

UZAKTAN ALGILAMA

Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
 Uzaktan algılamanın prensipleri kapsamında uzaktan algılamanın tanımını yapa-
 bilecek ve tarihçesini açıklayabilecek,
 Uzaktan algılama sistemini oluşturan temel kavramları açıklayabilecek,
Elektromanyetik ışınımın atmosfer ve yeryüzü cisimleriyle etkileşimini açıklaya-
bileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
• Uzaktan Algılama • Aktif Sistem
• Elektromanyetik Spektrum • Atmosferik Pencere
• Elektromanyetik Işınım • Spektral Yansıtma
• Pasif Sistem • Albedo

İçindekiler

• TANIM VE TARİHÇE
• UZAKTAN ALGILAMA SİSTEMİ
• ELEKTROMANYETİK IŞINIMIN
Uzaktan Algılama Uzaktan Algılamada ATMOSFER İLE ETKİLEŞİMİ
Temel Kavramlar • ELEKTROMANYETİK IŞINIMIN YERYÜZÜ
CİSİMLERİ İLE ETKİLEŞİMİ
Uzaktan Algılamada Temel
Kavramlar

TANIM VE TARİHÇE
Uzaktan algılama alanının içeriği birçok kez tanımlanmış olup, bu tanımlamalar
içerisinde ortak olan kavram, incelenen cisim hakkında uzaktan bilgi elde edil-
mesidir. Bu genel tanımın biraz daha geliştirilmiş hali, “Uzaktan algılama, arada
mekanik bir temas olmaksızın bir cisimden yayılan veya yansıtılan elektroman-
yetik ışınımın nitelik ve nicelik yönünden değerlendirilmesi ile cismin özellikle-
rinin uzaktan ortaya konması ve ölçülmesidir” şeklindedir.

Beş duyu organımızdan hangisi(leri) uzaktan algılamanın temel prensibi ile benzerdir?
1
Uzaktan algılamada temel eleman, yeryüzünün görüntüsünü kaydetme yeteneği
olduğundan bu bilimin başlangıç noktası fotoğrafın icat edildiği tarih olarak ka-
bul edilmektedir. 1800’lerin başında fotoğrafik kimyasal maddeler ile çok sayıda
deneyler yapılmış ve yeryüzünün havadan kaydedildiği (balonlardan) fotoğrafların
kullanımı ilk 1850’li dönemlerde başlamıştır. Bu ilk dönemlerde platform olarak
güvercinler bile kullanılmıştır (Fotoğraf 1.1). I. Dünya Savaşı’nda hava fotoğrafları
önemli bir keşif aracı haline gelmiş ve II. Dünya Savaşı sırasında da kullanımı yay-
gınlaşmıştır. İlk uzaydan algılama faaliyetleri Alman V-2 roketlerine yerleştirilen
otomatik foto-kamera sistemiyle başlamıştır. 4 Ekim 1957’de fırlatılan SPUTNIK
uydusu (Fotoğraf 1.2) ile uzayda belirli bir yörüngedeki uzay aracına film kamerala-
rının takılması mümkün olmuş ve 1960’larda meteoroloji uydularından (TIROS-1)
televizyona benzer siyah-beyaz görüntüler elde edilmiştir. Operasyonel bir sistem
olarak yeryüzü hakkındaki bilgilerin periyodik toplanması, 1970’lerde SKYLAB ve
LANDSAT sistemleriyle başlamış, yeryüzündeki doğal ve kültürel kaynakların be-
lirlenmesi (haritalanması) amaçlanmıştır. 1978’de aynı amaçlarla bir RADAR siste-
mi olan SeaSAT devreye girmiştir. İlk askeri olmayan RADAR sistemi ise, 1982’de
SIR-A uydusunun fırlatılmasıyla başlamıştır. 1980’lerde uçak-bazlı sistemlere yer-
leştirilen ve elektromanyetik ışınımı simultane olarak çok sayıdaki spektral bantlar
şeklinde kayıt eden hiperspektral algılayıcıların uydu sistemlerinde kullanımı bu
yüzyılın sonlarına doğru başlamıştır. Günümüzde farklı yörüngelerde bulunan ve
farklı özelliklere sahip (pasif/aktif algılayıcı sistemler ve/veya optik/ısıl/mikrodalga
algılayıcılar) birçok uydu sistemi bulunmaktadır.

Pasif ve aktif algılayıcı sistemlere yönelik bilgi, bu ünitede “Uzaktan Algılama Siste-
mi” bölümünde daha geniş bir şekilde verilmiştir. 2
4 Uzaktan Algılama

Fotoğraf 1.1
Uzaktan algılama
platformu olarak
güvercinlerin
kullanımı.
(©http://www.
cameramuseum.
ch/ upload/press/
pigeons%20
catalogue. pdf)

Fotoğraf 1.2
SPUTNIK - ilk
yeryüzü gözlem
uydusu.
(©http://nssdc.
gsfc. nasa.gov/nmc/
masterCatalog.
do?sc=1957-001B)

Resim 1.1, çok yüksekten (705 km) uydu algılayıcısı ile Güneş ışınımı yansıtı-
mının kaydedildiği bir uydu görüntüsünü göstermektedir. Algılayıcıya çok uzak
olan yeryüzü cisimlerinin görüntüsünü gösteren bu uydu görüntüsünü doğru yo-
rumlayabilmek için;
• Ne tür bir ışınım formunun kullanıldığı?
• Bu ışınımın nasıl toplandığı ve/veya kaydedildiği?
• Görüntünün ölçeği?
• Kaydedilen özelliklerin büyüklüklerine ve yansıtım değerlerine göre gö-
rüntüdeki detay içeriği?
vb. gibi soruların cevaplanması diğer bir ifade ile uzaktan algılama sistemini
oluşturan temel kavramların bilinmesi gerekmektedir.
1. Ünite - Uzaktan Algılamada Temel Kavramlar 5

Resim 1.1
İstanbul ve
çevresini gösteren
LANDSAT-5 doğal
renkli kompozit
uydu görüntüsü
(RGB: 3/2/1 - 16
Nisan 1998).

Uzaktan algılamada kullanılan algılayıcı sistemler ve algılama platformları 2. ünite-


de daha geniş olarak verilmiştir.

UZAKTAN ALGILAMA SİSTEMİ


Uzaktan algılamanın tanımı geniş perspektifte birçok farklı teknolojileri içerse de
tüm uzaktan algılama teknolojileri belirli temel kavramlara dayalı olup aynı temel
bileşenleri içermektedir. Sistemdeki temel bileşenler; (i) hedef, (ii) enerji kaynağı,
(iii) iletim(yayılım) yolu ve (iv) bir algılayıcıdır (Şekil 1.1).
Şekil 1.1
Uzaktan algılama
sisteminin temel
bileşenleri.

Hedef, ilgilenilen bir yeryüzü cismi veya materyaldir. Sistem bileşenleri, uzak-
tan algılamanın tanımına uygun olarak yani hedef hakkında bilgiyi herhangi bir
fiziksel temas olmaksızın kaydetmeye ve ölçmeye yönelik olarak bir arada çalış-
maktadır. Öncelikle sistemde hedefi aydınlatan veya elektromanyetik enerji sağ-
layan bir enerji kaynağı olmalıdır. Bu enerji, hedefin özellikleri ve gelen ışınıma
bağlı olarak hedef ile etkileşimde bulunup hedeften algılayıcıya bilginin iletilmesi
için bir iletim (yayılım) ortamı olarak hareket edecektir. Algılayıcı ise hedeften
gelen ışınımı (yansıtılan, iletilen ve/veya yayılan) ölçen ve kaydeden bir aygıttır.
Hedeften gelen enerji kaydedildikten sonra bir uydu yer istasyonuna iletilerek
görüntü formatına dönüştürülmek üzere işlenir. Daha sonra hedef hakkında bilgi
çıkarmaya yönelik görsel olarak yorumlanır ve/veya elektronik olarak (dijital gö-
rüntü işleme algoritmaları kullanılarak) işlenir (Şekil 1.2).
6 Uzaktan Algılama

Şekil 1.2
Uzaktan algılama
sistemi.

Uzaktan algılamada iki farklı algılama sistemi vardır:


1. Pasif Algılayıcı Sistemler: Hedef cisimden yayılan ve/veya yansıtılan ışınım
enerjisini ölçerler. Diğer bir deyişle bu tip algılama yapan algılayıcılar, Güneş’in
gönderdiği ışınlar aracılığıyla (veya Güneş Dünya’yı aydınlattığı sürece) cisimden
yansıtılan ışınları ölçerler.
Örnekler:
Pasif Mikrodalga Radyometresi: Doğal olarak yayılan mikrodalga enerjiyi
saptarlar.
Radyometre: Atmosfer veya okyanus üzerinden yansıtılmış (veya geri yansıtı-
lan) Güneş ışınımını ölçerler.
2. Aktif Algılayıcı Sistemler: Kendi enerjisini/sinyalini ileterek hedef cisim-
den geri yansıtılan enerjiyi ölçerler. Diğer bir deyişle, bu tip algılayıcılar Güneş
enerjisine ihtiyaç duymazlar. Mevsim veya günün zamanına bakılmaksızın kendi
ışınlarını kendileri gönderir ve yansıtılan enerjiyi geri almak suretiyle görüntü
elde ederler.
Örnekler:
LIDAR (Işık Saptama ve Uzaklık Belirleme - LIght Detection And Ranging)
RADAR (Radyo Dalgaları ile Saptama ve Uzaklık Belirleme - RAdio Detecti-
on And Ranging)

Flaşlı ve flaşsız kamera ile fotoğraf çekim işlemini aktif/pasif algılama açısından de-
2 ğerlendiriniz.
Isının bir cisimden başka bir
cisme transferi kondüksiyon, Elektromanyetik Enerji
konveksiyon ve ışıma yoluyla
oluşur. Kondüksiyonla transfer, Elektromanyetik enerji, uzaktan algılama sisteminin bileşenleri arasındaki bağ-
bir cismin komşu bölgeleri lantıyı oluşturur. Enerji, iş yapabilme kabiliyeti olup bir noktadan diğer bir nok-
arasındaki sıcaklık farklarının
etkisiyle gelişen ısı transferidir. taya konveksiyon, kondüksiyon ve ışımayla taşınır. Uzaktan algılamada, enerjinin
Konveksiyonla transfer ise ışımayla taşınması (elektromanyetik ışıma - EMR) önemlidir.
ısının, hareket halindeki
sıvılarda veya gazlarda taşınım Elektromanyetik dalgalar, elektromanyetik alanın uzayda yayılması sonucu
yoluyla aktarılmasıdır. Işıma
yolu ile transferde ısı enerjisi oluşur. Elektromanyetik bir dalga hem birbirlerine hem de yayılma doğrultusuna
sıcak ortamdan soğuk ortama dik olan elektrik (E) ve manyetik (M) alanlardan oluşmaktadır (Şekil 1.3). Dalga
herhangi bir maddesel ortam
olmaksızın aktarılıyorsa boyu (λ), frekans (ν) ve genlik (A) enerjinin dalga karakterini ifade etmek için
gerçekleşir. Örneğin Güneş’in
Dünya’yı ısıtması enerjinin kullanılan parametrelerdir.
ışımayla (radyasyon ile)
transferi sonucunda gerçekleşir.
1. Ünite - Uzaktan Algılamada Temel Kavramlar 7

Şekil 1.3
Elektromanyetik
enerjinin dalga
karakteri.

Elektromanyetik enerjinin parçacık karakteri Planck tarafından açıklanmış- Dalga boyu, birbirini takip
eden dalga tepeleri arasındaki
tır. Parçacık anlamında enerji sürekli dalgalarla aynı doğrultuda ve hızda yayılan mesafedir. Frekans (v) belirli
küçük parçacıklar (kuantum) olarak düşünülür. Her bir ışıma parçacığının sahip bir noktadan birim zamanda
olduğu enerji foton olarak adlandırılır. Elektromanyetik dalganın hızı ışık hızı (c) geçen tam dalga boyu sayısıdır.
Genlik, dalganın ortalama
olup, frekansıyla dalga boyunun çarpımına eşittir: konumundan olan maksimum
açılımıdır. Periyot (T) ise dalga
formunun diğer bir ölçüm
C = λν (1.1) parametresi olarak, belirli
bir noktadan tam bir dalga
boyunun geçmesi için gereken
Tek bir foton için dalga formunun taşıdığı enerji; zamandır. Periyot ile frekans
arasında T = 1/v ilişkisi vardır.
E = hν (1.2) Dalga boyu birimi: Birim
uzunluk
=hC Angstrom (Å) : 1 Å = 1x10-10 m;
Nanometre (nm): 1 nm=1x10-9 m;
λ Mikrometre(mm):1mm=1x10-6 m;
ile ifade edilir. Burada h, Planck sabitidir. Elektromanyetik enerjinin cisimler-
Frekans birimi: Saniyedeki
le olan etkileşimi parçacık formunda kuantum teorisi ile açıklanır ve yukarıdaki devir sayısı 1/s
enerji denklemiyle matematiksel olarak ifade edilir. Enerji, frekansla doğru ve Hertz, Hz 1
Kilohertz, KHz 103
dalga boyu ile ters orantılı olduğundan artan dalga boyuyla enerjide bir azalma Megahertz, MHz 106
gözlenmektedir (Grafik 1.1). Gigahertz, GHz 109

Bir elektromanyetik dalganın frekansı 600 000 GHz (GHz = gigahertz = 109 s-1) ise
bu ışınımın dalga boyu ne kadardır? (ışık hızı c= 3x108 m/s) 3
Grafik 1.1
Enerji ile dalga
boyu arasındaki
ilişki.
8 Uzaktan Algılama

Kızıl ötesi bölgede cisimlerin içindeki moleküllerin kinetik enerjisinden dolayı


mutlak sıfırın üstünde bir sıcaklığa sahip bütün cisimler elektromanyetik enerji
yayar. Bu enerjinin dağılımı değişen dalga boyuyla birlikte düzenli olarak değişim
göstermez. Eğer cisim ideal bir siyah cisim ise, enerji ışıması Planck denklemine
uygunluk gösterir. Bir siyah cismin yaydığı toplam ışınım Stefan-Boltzman ka-
nunu ile açıklanır. Bu kanuna göre, bir siyah cismin birim yüzeyinden yaydığı
toplam ışınım cismin mutlak sıcaklığının (T) dördüncü kuvveti ile orantılıdır.

E = σ.T4 (1.3)

burada σ Stefan-Boltzman sabiti olup σ= 5,6697.10-8 Wm-2K-4 dir.


Siyah cisim ışımasının maksimum olduğu dalga boyu ise Wien Yer Değiştirme
kanunu ile açıklanmaktadır.

λmaksimum = A / T (1.4)

burada A = Wien yer değiştirme sabiti olup 2.898x10-3 mK dir.


Siyah cisim (veya yüzey) teorik Wien Yer Değiştirme kanununa göre; bir cisim tarafından yayılan ışınımın
olarak tanımlanan ideal bir şiddeti bütün dalga boylarında aynı değildir, spektrumun belirli bir noktasında
ışınım yayıcısı ve yutucusudur.
Belirli bir sıcaklık ve dalga maksimumdur ve bu noktanın yeri cismin sıcaklığına bağlıdır.
boyunda hiçbir yüzey siyah Yukarıdaki Stefan-Boltzman ve Wien Yer Değiştirme kanunlarında belirtilen
cisimden daha fazla enerji
yayamaz. T değeri siyah cismin kinetik veya ışıyan sıcaklığıdır. Gercek cisimler için kul-
lanıldığında, Stefan- Boltzman kanunundaki T değeri, cismin kinetik sıcaklığı,
Wien Yer Değiştirme kanununda ise cismin ışıyan sıcaklığıdır. Siyah cisim için
geçerli olan yukarıdaki bağıntıları yeryüzü materyalleriyle ilişkilendirmek için
yayım (ε) parametresi kullanılır. Yayım, ideal siyah cisim için 1’e eşit olup (ε = 1),
diğer cisimler (gri cisim) için 0 ve 1 arasındadır (0 < ε < 1).

Kinetik ve ışıyan sıcaklık ve ısıl görüntüleme “Isıl Uzaktan Algılama” ünitesinde ge-
niş bir şekilde verilmiştir.

Uzun süre ısıtılan metal bir cismin önce, görünür ışık içinde donuk kırmızı, sıcaklık
4 arttıkça maviye kadar değişim göstermesi hangi ışınım kanunu ile açıklanır?

Elektromanyetik Spektrum
Görünür ışığı geçiren maddeler Elektromanyetik enerji spektrumu 10-10 μm dalga boylarından (kozmik ışınlar)
saydam, yarı geçirgen
maddeler translusent, 1010 μm dalga boylarına kadar (radyo dalgaları) olan sürekli bir enerji ortamıdır
geçirmeyen maddeler ise opak (Şekil 1.4). Uzaktan algılamada, özellikle 0.3-15 μm arasındaki optik dalga boyları
olarak adlandırılır. ile 1-1000 μm arasındaki mikrodalga bölgeleriyle ilgilenilmektedir.
Optik bölgenin 0.38 - 3.0 μm arasındaki bölge yansıtıcı bölgedir. Bu dalga boy-
larında algılanan enerji öncelikle Güneş’ten kaynaklanan ve yeryüzündeki cisim-
lerden yansıyan ışınımdır. Yansıtıcı bölge, görünür (0.38 - 0.72 μm) ve yansıtıcı
kızıl ötesi (0.72 - 3.0 μm) bölgelere ayrılır. Görünür bölge insan gözü tarafından
algılanabilen bölgedir (0.4 -0.7 μm). Yansıtıcı kızıl ötesi bölge, yakın kızıl ötesi
(NIR; 0.72 - 1.1 μm) ve kısa dalga kızıl ötesi (SWIR; 1.1 - 3.0 μm) bölgelerden
oluşmaktadır. Elektromanyetik spektrumun farklı bölgelerinde oluşan EMR farklı
objelerle değişik şekilde etkileşimde bulunmaktadır. Yüzeylerin ısıl özellikleri en
iyi elektromanyetik spektrumun ısıl kızıl ötesi bölgesinde, dielektriksel özellikleri
ve pürüzlülüğü ise mikrodalga bölgesinde analiz edilebilmektedir. Bunun sonucu
olarak farklı algılama sistemleri spektrumun farklı bölgelerinde yeryüzü cisimle-
1. Ünite - Uzaktan Algılamada Temel Kavramlar 9

rinin yaydığı ve yansıttığı enerjiyi kullanarak, farklı kimyasal ve fiziksel yapıdaki


cisimlerin özelliklerini belirlemek ve birbirlerinden ayırt etmek için tasarımlan-
maktadır. Her ne kadar bölgeler arasında kesin bir çizgi var olmasa da uzaktan
algılama amaçlı kullanılan önemli spektral bölgeler Tablo 1.1’de verilmektedir. Bu
özel spektral bölgeler rölatif olarak geçirimli atmosfer pencerelerini içermektedir.
Şekil 1.4
Elektromanyetik
spektrum.

Elektromanyetik ışınımın farklı yeryüzü cisimleri ile değişik karakterdeki etkile-


şimi bu ünitede “Elektromanyetik Işınımın Yeryüzü Cisimleri ile Etkileşimi” bölü-
münde daha geniş şekilde verilmiştir.
10 Uzaktan Algılama

Tablo 1.1
Uzaktan algılamada Spektral Bölge Dalga Boyu Açıklama
kullanılan
elektromanyetik Yeryüzü atmosferinde
spektrum bölgeleri. tümüyle yutulduğundan
Gama Işını < 0.03 nanometre
uzaktan algılama için mevcut
değildir.
Yeryüzü atmosferinde
tümüyle yutulduğundan
X-Işını 0.03 - 30 nanometre
uzaktan algılama için mevcut
değildir.
0.03 - 0.3 mikrometre arasın-
Ultraviyole daki dalga boyları yeryüzü
0.03 - 0.4 mikrometre
(Morötesi) atmosferindeki Ozon tarafın-
dan yutulur.
Uzaktan algılama için kul-
Fotoğrafik ultraviyole 0.3 - 0.4 mikrometre lanılabilir. Fotoğrafik film ile
görüntülenebilir.
Uzaktan algılama için kul-
Görünür 0.4 - 0.7 mikrometre lanılabilir. Fotoğrafik film ile
görüntülenebilir.
Uzaktan algılama için kul-
lanılabilir. 0.7 - 0.9 mikrome-
Kızıl ötesi 0.7 - 1000 mikrometre
tre arası fotoğrafik film ile
görüntülenebilir.
Uzaktan algılama için kul-
lanılabilir. Yakın kızıl ötesi
(0.7 - 1.1 mikrometre) ve kısa
Yansıtıcı Kızıl ötesi 0.7 - 3.0 mikrometre
dalga kızıl ötesi (1.1 - 3.0
mikrometre) bölgelerini
içerir.
Uzaktan algılama için kul-
lanılabilir. Orta dalga kızıl
ötesi (3 - 8 mikrometre) ve
Isıl Kızıl ötesi 3.0 - 14 mikrometre uzun dalga kızıl ötesi (8 - 14
mikrometre) bölgelerini
içerir. Mekanik ve elektronik
algılayıcılar kullanılır.
Büyük bir bölümü atmos-
ferdeki su buharı tarafından
Uzak Kızıl ötesi 15 -1000 mikrometre
yutulur. Astronomik uygu-
lamalar için kullanılmaktadır.
Bu uzun dalga boyları bulut,
sis ve yağmur etkisinden
bağımsız olup aktif olarak en-
Mikrodalga Radar 0.1 - 100 cm
erji yayan algılayıcı sistemler
ile görüntülenebilir. Anten
sistemleri kullanılır.
Genelde uzaktan algılama
Radyo dalgaları > 100 cm
amaçlı kullanılmaz.

Yeryüzü cisimleri hakkında uzaktan bilgi çıkarmaya yönelik olarak kullanılan üç


5 farklı elektromanyetik ışınım türünü belirtiniz.
1. Ünite - Uzaktan Algılamada Temel Kavramlar 11

ELEKTROMANYETİK IŞINIMIN ATMOSFER İLE


ETKİLEŞİMİ
Güneş’ten gelen elektromanyetik dalgalar uzayda yayıldıktan sonra yeryüzü at- Bulutlar enerji dengesinde
önemli rol oynarlar. Yüksekte
mosferine ulaşarak burada atmosferik parçacıklar ve gazlarla etkileşimde bulu- bulunan ince bulut kümeleri
nurlar. Bu etkileşim yutulma, saçılma veya tekrar uzaya geri yansıma şeklinde ısıyı (uzun dalga boyları)
yeryüzüne doğru yayarlar,
oluşmaktadır. buna karşılık alçakta bulunan
Atmosferdeki gazlar ve parçacıklar, elektromanyetik ışınımı yeniden yönlen- kalın tabakalı bulutlar
ise gelen Güneş ışınımını
direcek şekilde saçılmaya neden olurlar ve bu saçılım miktarı ışınımın dalga bo- yansıtır ve yüzeyden gelen
yuna, gaz ve parçacıkların yoğunluğuna, ışınımın atmosferde aldığı yol miktarına ısıyı yutar ve/veya yayarlar.
Bu yüzden yazın çok bulutlu
bağlıdır (Şekil 1.5). günlerde hava, bulutsuz
Atmosferde üç tür saçılım gerçekleşir: günlere nazaran daha soğuk,
bulutlu gecelerde ise hava
• Rayleigh saçılımı gökyüzünün açık olduğu
gecelere göre daha ılık
• Mie saçılımı hissedilir.
• Seçmesiz saçılım
Rayleigh Saçılımı: Atmosferin üst tabakalarında oluşan bu saçılma türü par- Dinazorların yok oluşu ile
ilgili hipotezde büyük bir
çacıkların (örn. nitrojen ve oksijen molekülleri, ufak tanecikler, vb.), ışınımın dal- asteroitin yeryüzüne çarparak
ga boyuna göre çok küçük olması durumunda gerçekleşir. Enerjinin kısa dalga atmosferde çok büyük
miktarda tozun yayılmasına
boylarındaki saçılımı, uzun dalga boylarına göre daha fazla olduğundan gökyü- sebep olduğu ve bu durumun
zünün mavi renkte görülmesinin sebebi de budur. Diğer bir deyişle mavi renk da yeryüzüne gelen ışık ve
ısı enerjisini engellediği
görünür bölgenin en kısa dalga boyu olduğundan saçılma bu bölgede görünür varsayılmaktadır. Sonuçta
bölgenin diğer kısımlarına göre daha fazladır. iklimde oluşan bu değişimin
dinazorların yok oluşundaki
Gün doğumu ve gün batımında ise Güneş ışınları atmosferden geçerken, gün başlıca etmen olduğu öne
sürülmektedir.
ortasına göre daha fazla yol aldığından görünür bölgede uzun dalga boylarındaki
saçılım daha fazla olmakta ve bu durum gökyüzünün kırmızı renkte görülmesine
neden olmaktadır.
Mie Saçılımı: Bu saçılma türü ışığın dalga boyu ile aynı büyüklükteki parça-
cıkların (örn. toz, duman ve su buharı, vb.) etkileşmesinden meydana gelmek-
tedir. Havanın kapalı olduğu zamanlarda ya da atmosferdeki parçacıkların biraz
daha büyük olması durumunda Mie saçılımı gözlenmektedir.
Seçmesiz Saçılma: Atmosferin daha alt tabakalarında oluşan bu saçılma türü
parçacıkların (örn. büyük toz parçacıkları, su damlacıkları, vb.) ışınımın dalga
boyundan çok daha büyük olması durumunda gerçekleşir. Seçmesiz saçılma ola-
rak adlandırılmasının nedeni bütün dalga boylarında gelen ışığın eşit olarak sa-
çılmasıdır. Bu saçılımın gerçekleşmesi durumunda sis ve bulutlar beyaz (mavi +
yeşil + kırmızı renklerin eşit saçılımı) renkte gözükecektir.
Yutulma ise, saçılmanın tersine atmosfer içindeki moleküllerin farklı dal-
ga boylarındaki enerjiyi yutma olayıdır. Yutulmaya neden olan temel bileşenler
ozon, karbondioksit ve su buharıdır. Bu bileşenler spektrumun birçok bölgesinde
aktif olmalarına karşın asıl etkili oldukları bölgeler aşağıda verilmiştir:
• Ozon: Daha çok canlılar için zararlı olan ultraviyole ışınlarının yutulması-
na neden olur.
• Karbondioksit: Spektrumun kızıl ötesi bölgesinde etkilidir. Sera gibi bir
etkisi olduğundan “Greenhouse” gazı olarak da bilinir.
• Su buharı: Spektrumun ısıl kızıl ötesi ve yakın mikrodalga ışınımlarını yutar.
12 Uzaktan Algılama

Şekil 1.5
Elektromanyetik
ışınımın atmosfer ile
olan etkileşimi.

Işınımın atmosferden oldukça az bir zayıflama ile geçtiği bölgelere atmosferik


pencere denir. Uzaktan algılama için uygun moleküler yutulma bantlarıyla belirlenen
atmosferik pencereler Tablo 1.2’de verilmektedir. Atmosferin geçirimliliği, bakış açısı
ve buna bağlı olarak atmosferde enerjinin kat ettiği yol uzunluğu ile değişmektedir.

Tablo 1.2 Atmosferik Pencere Spektral Bölge (μm)


Atmosferik
pencereler. 1 0.3-1.3
2 1.5-1.8
3 2.0-2.6
4 3.0-3.6
5 4.2-5.0
6 7.0-15.0

Güneş’ten agılayıcıya doğru olan elektromanyetik ışınım yolunu çiziniz ve kısaca bu


6 yolda ışınımın ne tür etkileşimlerden geçtiğini açıklayınız.

ELEKTROMANYETİK IŞINIMIN YERYÜZÜ CİSİMLERİ


İLE ETKİLEŞİMİ
Atmosferde yutulmadan ve/veya saçılmadan yeryüzüne ulaşan toplam elektroman-
yetik ışınım yeryüzüne ulaştığında cisimlerle üç farklı şekilde etkileşimde bulunur:
1. Ünite - Uzaktan Algılamada Temel Kavramlar 13

Materyaldeki elektron veya moleküler reaksiyonlar yoluyla yüzey cisimleri Atmosferde bulunan ozon
tabakasının yeryüzünü
tarafından yutulan Güneş ışınımının bir kısmı cisim tarafından uzun dalga boy- UV ışınlarından koruması
larında tekrar yayılır. Diğer kısmı ise cisimde kalarak cismin ısınmasına neden yaşamsal faaliyetlerin
olur. Örneğin atmosferin üst kısmında bulunan ozon tabakası Güneş’ten gelen sürdürülebilmesi için son
derece önemlidir ancak
yüksek enerjili ultraviyole (UV) ışınlarını yutarak yeryüzü canlılarının bu yüksek astronomlar için bu durum
enerjiden zarar görmesini engeller. Bu enerjinin bir kısmı ısı enerjisi olarak tekrar evrenden bilgi toplamak
için engel teşkil etmektedir.
atmosfere yayılır. Bu nedenle yıldız ve
Uzaktan algılamada cisimlerden yansıtılan enerji miktarı önemlidir. Cisimden galaksilerden, hatta Güneş
gibi çok yakın gök cisimlerden
yansıtılan ışınım miktarının gelen toplam ışınıma oranı “albedo (yansıtabilirlik)” UV ışınlarını ölçmek için
olarak tanımlanmaktadır. Bir cisim gelen ışınımın büyük bir kısmını yansıtıyorsa ozon tabakası dışındaki
uydulara Hubble uzay
yüksek albedo değerine sahip olacak ve açık renk tonunda gözükecektir. Albedo teleskopu gibi UV teleskopları
değeri, matematiksel olarak, yerleştirilmektedir.

Albedo = (Ecisim / Etoplam) x100


= (cisimden yansıtılan ışınım / gelen toplam ışınım) x100 (1.5) Günümüzde hızla artan insan
nüfusuna paralel olarak
üretim ve/veya tüketim amaçlı
eşitliği ile ifade edilir. insan aktiviteleri (örneğin
Albedo, cismin yüzey dokusuna, özelliklerine ve alanına bağlı olarak değişir. ağaç kesimi, çiftçilik, vb.)
nedeniyle farklı bölgelerin
Uzaydan dünyamıza bakıldığında, üzerlerine düşen Güneş ışınımının büyük bö- albedo değerlerinde değişim
lümünü yansıtan bulutlar parlak (albedoları yüksek), üzerlerine düşen Güneş ışı- gözlenmektedir. Ancak
bu etkiyi niceliksel olarak
nımının büyük bölümünü yutan okyanus yüzeyleri ise genelde koyu (albedoları belirlemek zordur.
düşük) olarak gözükür. Genel olarak yeryüzü cisimleri arasında en yüksek albedo
oranına sahip olan cisimler kar ve kum, en düşük albedo değerlerine sahip olanlar
ise yeni sürülmüş nemli topraklar ve ormanlık alanlardır (Şekil 1.6).
Şekil 1.6
Farklı yeryüzü
cisimlerinin albedo
değerleri (© ACIA).

Enerjinin etkileşimde bulunduğu cismin geometrik yapısı da gelen enerjinin


yansıtımında önemlidir. Genel olarak yüzeylerden spektral yansıtım 2 farklı şe-
kilde oluşur:
1. Eğer yüzey düz ise, gelen tüm (hemen hemen tümü) yansıtımın tek bir doğ-
rultuda olduğu “aynaya benzer” yansıtım olarak adlandırılan tam (spekü-
ler) yansıma meydana gelir (Şekil 1.7a). Örneğin amatör kamera ile çekilen
14 Uzaktan Algılama

resimlerde durgun su yüzeyinde görülen yansımalar tam yansımaya bir ör-


nektir (Fotoğraf 1.3).
2. Eğer yüzey pürüzlü ise, gelen enerjinin uniform olarak hemen hemen tüm
doğrultularda geri yansıtıldığı dağınık (difüz) yansıma meydana gelir (Şe-
kil 1.7b).
Şekil 1.7
Yüzeylerden
yansıtım.
(a) Tam (speküler)
yansıma.
(b) Dağınık (difüz)
yansıma.

Fotoğraf 1.3
Tam yansımaya
örnek; durgun
su yüzeyindeki
yansımalar
(©fsunar).

Her cisim farklı dalga boylarında farklı yansıtma özelliği gösterir ve bu davra-
nış spektral yansıtma eğrisi olarak tanımlanan bir eğri ile gösterilmektedir (Grafik
1.2). Eğri, dalga boyuna bağlı olarak cisimden(yüzeyden) yansıyan ışınım yüzde-
sini göstermektedir. Cisimlere ait spektral yansıtma eğrileri, uzaktan algılamada
çalışılacak spektral bölgenin ve kullanılacak algılayıcının seçiminde önemli rol
oynamaktadır.
Aşağıda temel olarak alınan 3 farklı yeryüzü cismi (bitki örtüsü, toprak ve su)
için yansıtma özellikleri ve etki eden faktörler açıklanmaktadır.

Bitki Örtüsünün Spektral Özellikleri


Bir bitki örtüsü kanopisinin spektral yansıtımı dalga boyuna bağlı olarak değişim
göstermektedir. Pigmentasyon, fizyolojik yapı ve su içeriği bitki örtüsü kanopisi
için yansıtmada, yutulmada ve geçirimde önemli etkiye sahiptir (Grafik 1.3).
Görünür bölgede, bitkilerin içerdiği pigmentler (klorofil-a ve -b, beta karo-
ten, ksantofil, vb.) fotosentez için gelen enerjiyi yutarlar. Bu pigmentler içinde en
önemlisi klorofildir. Yutulma yeşil bölgede daha az olduğundan sağlıklı yapraklar
gözümüze yeşil renkte görünür.
1. Ünite - Uzaktan Algılamada Temel Kavramlar 15

Grafik 1.2
Farklı yeryüzü
cisimlerinin spektral
yansıtma eğrisi.

Yakın kızıl ötesi bölgede yaprağın fizyolojik yapısı yansıtımı etkileyen faktör-
dür. Yaprak pigmentlerinin ve fizyolojik yapının ortak etkisi bütün sağlıklı yeşil
yapraklara karakteristik yansıtım özelliği verir. Türler arasında yaprak yansıtı-
mındaki önemli farklar hem pigment içeriğini hem de fizyolojik yapıyı etkileyen
yaprak kalınlığına bağlıdır.
Yakın ve kısa dalga kızıl ötesi bölgede 1.4, 1.9 ve 2.7 mm civarındaki asıl ve 0.9 ve
1.1 mm civarındaki ikincil yutulma bantlarının sonucu olarak yaprak yansıtımı azalır.
Kısa dalga kızıl ötesi bölgede yansıtım, su miktarına ve buna bağlantılı olarak da yaprak
kalınlığına bağlıdır. Su miktarı arttıkça yansıtım azalmakta ve yutulma artmaktadır.
Genel olarak kanopi geometrisi, yaprakların geçirimi, yaprak tabakalarının sa-
yısı, bitki üzerindeki yaprakların dizilimi ve arka plandaki yapının karakteri (top-
rak, yaprak, vb.) yansıtımı etkileyen faktörlerdir.
Isıl kızıl ötesi bölgede bitki örtüsü kanopisinin sıcaklığı, geniş yüzey alanına ve
yüksek terleme oranına bağlı olarak değişir. Genel olarak ısıl bölgede yapılan ta-
rımsal uygulamalarda; (i) toprak sıcaklığı, (ii) algılayıcı açısı, (iii) bitki örtüsü tipi
ve (iv) bitki örtüsünün su içeriği gibi hususların dikkate alınması gerekmektedir.
Grafik 1.3
Bitki örtüsünün
spektral yansıtma
eğrisi.
16 Uzaktan Algılama

Toprağın Spektral Özellikleri


Zeminlere ait yansıtma eğrilerinin genel özelliği, yansıtmanın artan dalga boyuna
bağlı olarak artış göstermesidir (Grafik 1.4). Genel olarak zeminlerin yansıtma
özellikleri; (i) zeminin su içeriğine, (ii) zemini oluşturan minerallerin cins ve mik-
tarına, (iii) doku ve yüzey pürüzlülüğüne ve (iv) organik madde içeriğine bağlıdır.
Toprak dokusu tipi, içindeki kil, silt ve kum taneciklerinin farklı oranlarına
göre belirlenir. Tanecik çapına göre kil<silt<kum olarak sıralanır. Toprak tanecik
boyutu küçüldükçe diğer faktörler sabitse toprak yüzeyi daha yumuşak olur ve
gelen enerjinin daha büyük bir kısmı yansıtılır.
Genel anlamda bir zeminde su içeriği arttıkça yansıtım özelliği azalmakta
olup, bu azalma toprak doygunluğa ulaşıncaya kadar sürmektedir (Grafik 1.4).
Bu bağlamda kuru bir zemin, ıslak bir zemine göre daha fazla yansıtıma sahiptir.
Yakın kızıl ötesindeki toprak yansıtımı da içerdiği su içeriğiyle ters ilişkilidir. Bu
artış, su ve hidroksildeki (birim hacim çözeltide çözünmüş kütlesi arttıkça ortamı
bazik yapan anyon, OH-) yutulma bantlarından dolayı yansıtımda ani, hızlı bir
düşmeye neden olmaktadır.
Topraktaki organik madde koyu renkli olup yansıtımı azaltan bir etkiye sahiptir.
Organik madde içeriği %5 den fazla olduğunda toprak siyah görünür ve bu değerden
sonra organik madde miktarındaki herhangi bir artış yansıtımda az bir etkiye sahiptir.
Isıl kızıl ötesi bölgede toprağın ışıyan sıcaklığı (Tışıyan), asıl olarak su içeri-
ğiyle belirlenir. Toprak ne kadar ıslak olursa gün boyunca o kadar serin ve gece
de ılık olmaktadır. Isıl kızıl ötesi bölgede yapılan algılamada, su içeriği fazla olan
zeminler buharlaşma nedeni ile soğuyacaklarından koyu renk tonunda, kuru ze-
minler ise Güneş enerjisini yutup ısındıklarından ve buharlaşma gibi bir nedenle
de soğuyamadıklarından açık renk tonunda görünürler. Görünür ve ısıl kızıl ötesi
bölgede koyu renk tonu su içeriğinin fazlalığına işarettir. Buna karşılık görünür
bölgede koyu, ısıl kızıl ötesi bölgede açık renk tonu kuru bir zemin için oldukça
yüksek organik madde varlığını gösterir. Görünür ve ısıl kızıl ötesi bölgede açık
renk tonu, kuru ve açık renkli zemin için karakteristiktir.
Grafik 1.4
Toprağın spektral
yansıtma eğrisi.
1. Ünite - Uzaktan Algılamada Temel Kavramlar 17

Işıyan sıcaklık ve yeryüzü cisimlerinin ısıl özelliklerine yönelik bilgi “Isıl Uzaktan
Algılama” ünitesinde daha geniş şekilde verilmiştir.

Suyun Spektral Özellikleri


Bitki örtüsü ve topraktan farklı olarak suya gelen ışınır gücün büyük çoğunluğu
yutulur ve iletilir. Görünür bölgede su yüzeyi tarafından enerjinin az bir kısmı
yutulur, %5 den az bir kısmı yansıtılır ve büyük bir kısmı da geçirilir. Su, görünür
bölgede mavi dalga boylarında en yüksek yansıtıma, yakın ve kısa dalga kızıl ötesi
bölgelerde ise güçlü yutulmaya sahiptir (Grafik 1.5). Bir su kütlesinin yansıtımın-
daki konumsal değişkenliği etkileyen faktörler; (i) su derinliği, (ii) su içerisindeki
materyaller ve (iii) suyun yüzey pürüzlülüğü (dalgalılık) dür.
Sığ yüzeylerde yansıtım su yüzeyinin yanı sıra su tabanı ile de ilişkilidir. Sığ su
kütlelerinde yansıtım, su taban yapısının yansıtım özellikleri tarafından etkilen-
mektedir. Su içerisinde askıda olan materyallerin başında organik olmayan sedi-
mentler, tanin ve klorofil gelir. Askıdaki materyallerin düzenli dağılmış olması,
yatay veya düşey dizilimli olması veya heterojen veya homojen dağılmış olması
yansıtmada değişimlere neden olmaktadır. Görünür bölgede, organik olmayan
(örn. suyun sürüklediği çamur ve balçık) cisimler saçılmayı ve yansımayı arttırıcı
özelliğe sahiptir. Klorofil içeren yeşil bitki örtüsünün bulunduğu su kütlelerinde
yeşil bölge yansıtımında artma ve mavi ile kırmızı bölgelerdeki yansıtımda ise
azalma meydana gelmektedir.
Grafik 1.5
Suyun spektral
yansıtma eğrisi.

Isıl kızıl ötesi bölgede su, toprağa benzeyen bir ısıl ivmeye sahiptir. Ancak sabit
bir yüzey sıcaklığına sahip olmasını sağlayan iç konveksiyonu olduğu için, çok
daha küçük günlük ısıl değişime sahiptir.

Google-Earth (http://earth.google.com) ile şehrinizin ve/veya dünyamızın farklı


bölgelerinin uydu görüntülerini inceleyebilirsiniz.

Su kara ayrımı hangi spektral bölgelerde kolaylıkla yapılabilir?


7
18 Uzaktan Algılama

Özet
Uzaktan algılamanın tanımını, tarihçesini açık- Uzaktan algılamanın temel bileşenleri aşağıda
1 lamak, özetlenmektedir:
Uzay bilimleri teknolojileri kapsamına giren • Enerji kaynağı
Uzaktan Algılama, cisimden belirli bir uzaklık- • Işınım ve atmosfer
tan, yani cisimle direkt temas etmeksizin, onun • Hedef ve etkileşim
fiziksel özellikleri hakkında bilgi elde etme bi- • Algılayıcı tarafından alınan ve kaydedilen
limi olarak kısaca tanımlanabilir. Uzaktan algı- enerji
lamanın temelini oluşturan, dalga uzunluğu na- • İletim, alma ve işleme
nometreden kilometreye kadar uzanan geniş bir • Yorumlama ve analiz
spektrumda yayılan elektromanyetik ışınımın, • Uygulama
pasif algılama ortamından aktif algılama orta-
mına kadar değişen geniş bir aralıkta algılana- Elektromanyetik ışınımın atmosfer ve yeryüzü ci-
rak, yeryüzü hakkında fotoğrafik ve/veya dijital 3 simleriyle etkileşimini açıklamak,
formda veri üretilmesidir. Uzaktan algılanmış görüntülerin doğru yorum-
Uzaktan algılama biliminin başlangıç noktası lanabilmesi için; ışınımın atmosferle ve yeryüzü
fotoğrafın icat edildiği tarih olarak kabul edil- cisimleri olan etkileşimi, diğer bir ifade ile uzak-
mektedir. I. Dünya Savaşı’nda hava fotoğrafları tan algılama bilimini oluşturan temel kavramla-
önemli bir keşif aracı haline gelmiş ve II. Dünya rın bilinmesi gerekmektedir.
Savaşı sırasında da kullanımı yaygınlaşmıştır. Güneş’ten gelen elektromanyetik dalgalar uzay-
1957 yılında fırlatılan ilk uydu olan SPUTNIK da yayıldıktan sonra yeryüzü atmosferine ula-
uydusu ile uzayda belirli bir yörüngedeki uzay şarak burada atmosferik parçacıklar ve gazlarla
aracına film kameralarının takılması mümkün etkileşimde bulunurlar. Bu etkileşim yutulma,
olmuştur. Operasyonel bir sistem olarak yeryü- saçılma veya tekrar uzaya geri yansıma şeklinde
zü hakkındaki bilgilerin periyodik toplanması, oluşmaktadır. Işınımın atmosferden oldukça az
1970’lerde SKYLAB ve LANDSAT sistemleriyle bir zayıflama ile geçtiği bölgeler atmosferik pen-
başlamış, yeryüzündeki doğal ve kültürel kay- cere olarak adlandırılmaktadır. Atmosferik pen-
nakların belirlenmesi (haritalanması) amaçlan- cereler, uzaktan algılama uygulamalarında kul-
mıştır. Günümüzde farklı yörüngelerde bulunan lanılacak spektral bölgelerin seçiminde önemli
ve farklı teknik özelliklere sahip (pasif/aktif algı- rol oynamaktadır.
layıcı sistemler ve/veya optik/ısıl/mikrodalga al- Atmosferde yutulmadan ve/veya saçılmadan
gılayıcılar) birçok uydu sistemi bulunmaktadır. yeryüzüne ulaşan toplam elektromanyetik ışı-
nım yeryüzüne ulaştığında cisimlerle üç farklı
Uzaktan algılama sistemini oluşturan temel kav- şekilde etkileşimde bulunur:
2 ramları açıklamak, • Yansıma: Gelen enerjinin tam ve/veya dağınık
Uzaktan algılamada, aktif ve pasif olmak özere olarak geri dönmesi
iki farklı algılama sistemi söz konusudur. Aktif • Geçirim: Enerjinin cisim içinde yayılması
algılamada, incelenecek cisim ve/veya yüzeye • Yutulma: Gelen ışınımın kısmen veya tama-
yapay olarak gönderilen enerjinin, yansıdıktan men yutularak ısı gibi diğer enerji şekillerine
sonra yapılan analiziyle cisim hakkında bilgi dönüşmesi.
edinilmesi esastır. Radar olarak adlandırılan Her cisim farklı dalga boylarında farklı yansıtma
sistemler bu algılama türüne bir örnektir. Pasif özelliği gösterir. Bu davranış spektral yansıtma eğ-
algılama ise, doğada tamamen doğal yollarla - risi olarak tanımlanan bir eğri ile gösterilmektedir.
yani Güneş ışınımı- yayılan/yansıtılan elektro- Farklı yüzey cisimlerine (örneğin bitki örtüsü, top-
manyetik ışınımın cisim ve/veya yüzeylerle etki- rak ve su) ait spektral yansıtma eğrileri, uzaktan algı-
leşimde bulunarak cisimlerin fiziksel özellikleri lamada çalışılacak spektral bölgenin ve kullanılacak
hakkında bilgilerin çıkartılmasıdır. algılayıcının seçiminde önemli rol oynamaktadır.
1. Ünite - Uzaktan Algılamada Temel Kavramlar 19

Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi uzaktan algılama sistemle- 6. Bulutlar görünür ışığın hangi saçılım tipine göre
rinden biri değildir? daha çok saçılımına neden olur?
a. Flaşlı kamera a. Mie
b. Flaşsız kamera b. Rayleigh
c. Uydu algılayıcısı c. Seçmesiz
d. Televizyon d. Mie ve Rayleigh
e. Göz e. Saçılma olmaz.

2. Elektromanyetik ışınım ile ilgili c = λ . ν eşitliğinde 7. Gökyüzünün mavi renkte gözükmesinin nedeni
c, λ ve ν simgeleri sırasıyla neleri ifade eder? hangi saçılım türü ile ilişkilidir?
a. Işık hızı, yükseklik, kuvvet a. Mie
b. Işık hızı, dalga boyu, frekans b. Rayleigh
c. Akım, ışık hızı, kuvvet c. Seçmesiz
d. Akım, ışık hızı, frekans d. Mie ve Seçmesiz
e. Işık hızı, akım, frekans e. Saçılma olmaz.

3. Aşağıdakilerden hangisi artan dalga boyu (kısa dal- 8. Su cisminin yansıtımı aşağıdaki dalga boylarından
ga boylarından uzun dalga boylarına) ve azalan frekan- hangisinde en fazladır?
sı/enerjiyi (yüksek frekans/enerjiden düşük frekans/ a. 0.45 µm
enerji) göstermektedir? b. 0.85 µm
a. Gama ışını, Görünür ışık, Kızıl ötesi, Ultraviyole c. 0.90 µm
b. Görünür ışık, Yansıtıcı kızıl ötesi, Mikrodalga, d. 1.00 µm
Isıl kızıl ötesi e. 1.15 µm
c. Gama ışını, Ultraviyole, X ışını, Görünür ışık,
d. Gama ışını, X ışını, Ultraviyole, Görünür ışık 9. Yapraktaki su içeriği arttıkça yaprak yüzeyinden
e. Ultraviyole, Görünür ışık, Gama ışını, X ışını yansıtılan enerjide nasıl bir değişiklik olur?
a. Artar.
4. Mikrodalga bölgesi elektromanyetik spektrumda b. Azalır.
aşağıdaki hangi dalga boyu aralığına düşmektedir ? c. Değişiklik olmaz.
a. 0.1 - 100 cm d. Saçılır.
b. 0.4 - 0.5 µm e. Frekansı değişir.
c. 0.7 µm - 0.1 cm
d. 0.5 - 0.6 µm 10. Çıplak toprak yüzeyindeki su içeriği arttıkça top-
e. 0.1 - 1 µm rak yüzeyinden yansıtılan enerjide nasıl bir değişiklik
olur?
5. Aşağıdakilerden hangisi atmosferin elektromanye- a. Artar.
tik ışınım ile etkileşimini açıklar? b. Azalır.
a. Bulut ve yağmur c. Saçılır.
b. Yansıtma ve kırılma d. Değişiklik olmaz
c. Saçılma ve yutulma e. Frekansı değişir
d. Toz parçacıkları ve yutulma
e. Frekans ve genlik
20 Uzaktan Algılama

Okuma Parçası
RENK NEDİR? derin bir etki yapar. Sulu boya ise saydamlığından ötürü
Bir kaynaktan yayımlanan ya da doğrudan, ya da derinlik duygusu verir.
kendisi ışık kaynağı olmayan bir cisimle etkileştikten Renk kuramlarının sınıflandırdığı temel renklerin sa-
sonra algılanan bir ışığın göz üzerindeki izleniminden yılı olmasına karşın, bunların karışımları, siyah, beyaz
kaynaklanan duyuma renk denir. Elektromanyetik ve özellikle bugünkü sentetik boyalarla elde edilebi-
enerji dalgalarından biri olan ışık, rengin kaynağıdır. lecek renkler sayıca sonsuzdur. Bu potansiyele bir de
Bu bakımdan renk, fizik biliminin bir dalı olmakla bir- renklerin asıl etkilerinin birbirleriyle olan görsel iliş-
likte, görsel algının özelliğinden ötürü, yalnızca nesnel kiyle elde edilen çeşitli etkiler eklenirse, renk dünyası-
bir olgu olarak anlaşılmaz. Bunun içindir ki renk in- nın sonsuz bir evren olduğu ortaya çıkar.
sanda uyandırdığı sonsuz etkilerden ve içerdiği anlam (kısaltılarak alınmıştır.)
gizli gücünden dolayı görsel sanatların en önemli bi-
çimsel öğesi olmuştur. Tarih boyunca görsel sanatların Kaynak:
bütün dallarında bezeme, benzetme ve anlatım ama- http://artlight.spaces.live.com/blog/cns!17DE9A9B0D
cıyla kullanılan renk, hiçbir zaman vazgeçilemeyecek 09F2F5!271.entry
bir öğedir.
Renklerin sistematik olarak sınıflandırılması ancak
1666’da ISAAC NEWTON’un ilk renk çemberiyle başlar.
NEWTON tüm renklerin beyaz ışık içinde atom ışınları
olarak içerildiğini öne sürmüş, yedi temel rengi yedi geze-
gene ve müzikteki yedi notaya bağlamıştır. NEWTON’a Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
göre temel renkler kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, 1. d Yanıtınız yanlış ise “Uzaktan Algılama Sistemi”
indigo (çivit) ve mordu. Her ne kadar NEWTON’un konusuna bakınız.
renk kuramı sonraki bilimsel buluşlardan farklılık gös- 2. b Yanıtınız yanlış ise “Elektromanyetik Enerji”
termişse de, renkler ve sesler arasında gördüğü ilişki konusuna bakınız.
KANDINSKY’nin ve soyut sanatçıların 20. yy’da duyular 3. d Yanıtınız yanlış ise “Elektromanyetik Spekt-
arasındaki ilişkilerle ilgili sinestezi (duyum ikiliği) ku- rum” konusuna bakınız.
ramlarını çağrıştırması açısından ilginçtir. 4. a Yanıtınız yanlış ise “Elektromanyetik Spekt-
18. yy’dan başlayarak renk kuramları bugünkü anlayışa rum” konusuna bakınız.
yakınlaşmıştır. Renk kuramlarındaki farklılıklar rengin, 5.c Yanıtınız yanlış ise “Elektromanyetik Işınımın
boya maddesi, ışık niteliği ya da insan algısı olarak mı Atmosfer İle Etkileşimi” konusuna bakınız.
incelendiğine bağlıdır. Örneğin, renge bir ışık olgusu 6.c Yanıtınız yanlış ise “Elektromanyetik Işınımın
olarak yaklaşan fizikçiler ışığın üç temel rengi olan kır- Atmosfer İle Etkileşimi” konusuna bakınız.
mızı, yeşil, ve mavi kuramını benimsemişlerdir. Renge 7.b Yanıtınız yanlış ise “Elektromanyetik Işınımın
görsel algı olarak yaklaşan araştırmacılarsa temel olarak Atmosfer İle Etkileşimi” konusuna bakınız.
algılanan renklerin kırmızı, sarı, yeşil, mavi olduğunu 8.a Yanıtınız yanlış ise “Elektromanyetik Işınımın
öne sürmüşlerdir. Renkler çözümlendiğinde renklerin Cisimler İle Etkileşimi” konusuna bakınız.
“özü” yani sarı, yada mavi olduğu “tonu” parlaklığı, 9.b Yanıtınız yanlış ise “Elektromanyetik Işınımın
açıklığı, koyuluğu, “renk değeri” yani yoğunluğu, arılı- Cisimler İle Etkileşimi” konusuna bakınız.
ğı ve gücü, belirir. Buna göre renkler birbirinden sarı, 10.b Yanıtınız yanlış ise “Elektromanyetik Işınımın
mavi, yeşil, gibi öz nitelikleri açısından, ne kadar parlak Cisimler İle Etkileşimi” konusuna bakınız.
yada koyu oldukları açısından yada ne kadar saf ve yo-
ğun oldukları açısından ayrılabilir. Örneğin, aynı açık-
lıkta yani aynı tonda iki kırmızıdan biri saf olabilirken,
öbürü daha karışık, griye daha yakın olabilir. Renklerin
etkisi ve nitelikleri aynı zamanda boya türlerine ya da
uygulandıkları yüzeylere bağlıdır. Kireç üzerine yapılan
fresk daha mat bir etki verirken, yağlı boya pırıltılı ve
1. Ünite - Uzaktan Algılamada Temel Kavramlar 21

Sıra Sizde Yanıt Anahtarı


Sıra Sizde 1
Beş duyu organımızdan göz, kulak, ve burun uzaktan
algılamanın temeli ile benzerdir.

Sıra Sizde 2
Flaşsız kamera ile fotoğraf çekimi: Pasif sistem (hedef
cisimden yayılan doğal ışınımı ve/veya hedeften yansı-
tılan ışınım enerjisini ölçerler).
Flaşlı kamera ile fotoğraf çekimi: Aktif sistem (kendi
enerjisini/sinyalini ileterek hedef cisminden yansıtılan
(veya geri yansıtılan) enerjiyi ölçerler)

Sıra Sizde 3 Sıra Sizde 7


c=λν Su, yakın kızıl ötesi ve kısa dalga kızıl ötesi bölgelerde
3 x 108 m/s = λ(600 000 x109 s-1) güçlü yutulmaya sahip olduğundan, su kara ayrımı bu
λ = (3 x 108 m/s) / (6 x1014 s-1) bölgelerde kolaylıkla yapılabilir.
λ = 5 x 10-7 metre

Sıra Sizde 4 Yararlanılan ve Başvurulabilecek


Uzun süre ısıtılan metal bir cismin önce, görünür ışık Kaynaklar
içinde donuk kırmızı, sıcaklık arttıkça maviye kadar Lillesand, T.M., Kiefer, R.W., & Chipman, J.W. (2003).
değişim göstermesi Wien Yer Değiştirme kanunu ile Remote Sensing and Image Interpretation (5. Baskı).
açıklanır. New York, NY: John Wiley & Sons.
Maktav D. & Sunar, F. (1991). Uzaktan Algılama: Kan-
Sıra Sizde 5 titatif Yaklaşım (Çev. Swain P.H. & Shirley, M.D.
Yeryüzü cisimleri hakkında uzaktan bilgi çıkarmaya (1978). Remote Sensing: The Quantitative Approach,
yönelik olarak kullanılan 3 farklı elektromanyetik ışı- New York, NY: Mc Graw-Hill), İstanbul: Hürofset.
nım türü: Özkan, C. (2002). Uydu Görüntü Verisinin Yapay Sinir
Pasif sistem: Yansıtıcı, Ağları ile Sınıflandırılması. (Yayımlanmamış dokto-
Pasif sistem: Yayıcı (Isıl), ra tezi). İstanbul Teknik Üniversitesi/Fen Bilimleri
Aktif sistem: Mikrodalga dır. Enstitüsü, İstanbul.
Schowengerdt, R.A. (2007). Remote Sensing: Model and
Sıra Sizde 6 Methods for Image Processing (3. Baskı). New York,
Güneş’ten (ışınım kaynağı) gelen ışınımın bir kısmı NY: Academic Press (Elsevier).
yeryüzüne ulaştıktan sonra atmosferdeki parçacıklar
ve gazlar nedeniyle yansıtılır, saçılır, yutulur veya ileti-
lir. Daha sonra yeryüzündeki bir hedefe çarpan elekt- Yararlanılan İnternet Adresleri
romanyetik enerji yüzeyden geçirilir veya yutulur veya http://www.cmis.csiro.au/rsm/intro/
yüzey tarafından yansıtılır. Yansıtılan enerji algılayıcı http://rst.gsfc.nasa.gov/Intro/Part2_2.html
tarafından alınmadan önce atmosferden tekrar geçece- http://chesapeake.towson.edu/data/all_intro.asp
ği için yukarıda bahsedilen aynı etkileşimlere (yansı- http://tr.wikipedia.org/wiki/Elektromanyetik_tayf
ma, saçılma ve iletim) maruz kalır. http://ccrs.nrcan.gc.ca/resource/tutor/fundam/index_
e.php
http://www.kuuvikriver.info/science/albedo-dyna-
mics.html
http://www.britannica.com/EBchecked/topic/564843/
Stefan-Boltzmann-law

You might also like