Professional Documents
Culture Documents
0130
Yapı Kredi Yayınları
KUDÜS KONÇERTOSU
KUDUS KONÇERTOSU
OlD O
Y<ıpı Kredi Yayınları
Yapı Kredi Yayınları- 4059
Şiir- 315
II. Suretler
1
Göksel özet
Yukarı yukarı ,
(Ka' b'dan)
Hakim Cebbar'ın yönett iği bir tiyatro.
Ebu Zer'den
•• Ebu Hureyre'den
Gece ve gündüz boğuşmadaydı, ikisi de, Kudüs adına, birbirin in
boğazına sarılıyordu.
Vakit sahneyi bir belgesel kaydına dönüştürüyordu.
Artık veda ederken İmruulkays dedi ki:
Alemin ba�langıcında söz vardı
sözün başlangıcında kan.
Şimdi başka bir göğün altındasın sen. Çevrende kan sızdıran duvarlar.
Başlar kesilmiş ya ha bire konuşuyorlar.
Rahat ol ey rüzgar,
kurduğun tuzakların arkalarında ateşten ormanlar gizli.
Göğün elinden sarkan iğnenin deliğinden kan pınarları çağ lamakta.
Güldü ve söyledi:
Ben de her çiçeğe yeni bir giysi mi dikeyim öyleyse?
Dün, onunla buluştuğumda, gecenin fısıltısı kulaklarımda:
Gülün oğludur koku,
ama bir genç olarak doğuyor.
(Gergin lik. Öldürüm. Tutma. Ambulans. i tfaiye . Kurbanlar. Mahkümiyetler.
Yasak lama. İnatçılık. ihlal. Hak arama. Nezaret. Tutuklama. Hapishaneler.
Yıkım. İşgal),
haya l i me dedi m ki: Cesur ol. Ellerini Kudüs'ün omuzlarına koy.
Kudüs'e dedim ki:
(Terör. Fidye. Bilinmez yön . Şiddet. Suçlama. Red. Ölüm ilanı. Yasa.
Bozgunculuk.
Katirler. K ara la ma. Hamle. Öfke. Yargı. Kural. Tehlike. Çatışma. Baskı.
Sığınak. Savaş. Gasp.)
Yol bir örümcek ipliği. Gören bir oluşu yutup duruyor kör bir oluş. Kentler bir can
çekişme, zamansa geçip giden bir hüthüt.
K ızı l bir yerin karşı sı nda ne zam ana dek uyur kalacaksın ey gök?
(Füzeler. Sar g ı l ar. Hizipler. Ay i nler. Sa ldırı l ar. Lağamlar. Ticaret. Mezhep
cinayetleri. Gümleme. Ayrışma. Hazırlık. Egemenlik. Kazanç. iç organları.
Cesetler. Çarpışmalar. Müttefikler. Düşmanlar. Silahlananlar. Su i kastla r.
Kabileler),
ıM
Sal görü nü münde bir çocuk, görünm eyen bir el taşıyor onu yönsüz bir yöne doğru,
sonsuzdan olana deyiniz ki:
Tiyatroyu döndüren ku mp anya n
öldürme denen bir mayadan yoğnılmuş,
heves denen bir kumaşı giyiniyar k umpa n ya .
Bir astronomi bilg i n i dedi ki: "Ayda siyasetin kazdığı erotik bir yarık vardır."
Bir doğa bilgini dedi ki: ''İnsan bedeninde yeryüzündeki delikiere çok
benzeyen delikler vardır."
İ kisinin arasında Cudi vardı, dağ, g emiy i saran kırmızı bir şala dönüşüyordu.
Havanın ayak bileği, atom tozu ritminde dans müziği ezgisiydi.
Mekanı bilmeyen
ve mekanı n bilmediği yolcular için
elektronik abalar dokuyan ipler ve teller.
Kitap yığın ları, altında mucize kalemini n çizd i ği boş kanıtlar uğruna başlar
çöküyor.
Bunu herha ngi bir melek için söylem edim. Sönünceye dek ışımaya y eltenmemiş
dilsiz bir yı ldız iç i n söyle dim .
• Cabir'den
•• Ka'b'dan
••• Ubade bin Sarnit'ten
20
2
Yere karşı gök
Kudüs bir dü;;- bir dil. Ta rihin, öncesiyle ve sonrasıyla içinde kay na şt ığ ı bir
dil. i nsanla gerçeklik, son ile sonsuz kaynaşıyor. Toprak ve suclu r o
dilediğin gibi yoğur 1
(...)
Bütün yeryüzünün yapılan ilk yeri Be ytül ma kdis kayasının konduğu yerdir.
(_- .)
öyle bir kud r e ttir ki, halinayı bir kana r yaya ve i neği bir hasat
O
tırpanına
çe v irir .
(. - . )
"Burada sesler ağır adımlı gıdaklamalar tıslarnalar böğürmeler melernele r
hırlamalar anırmalar ve k u zul arı n ve domuzların ve ge be ineklerin
çiğnemeleri geviş getirmeleri
( _). _
E y Urşelim (. ..)
ve söylüyorlar:
Her şey Şeba'dan gelir."·
Ayakları üstünde d urmay ı bilseydi toz, aya k bileğ in de dar bir bilezik
olurdu gök yalnızca.
Nedir dehşc t i yatıştıracak olan? Nedir vakti sohbetlerine çök türecek olan?
Burada olsaydı sonsuzluk, tozun kardeşi olarak ömür süren kar olurdu
o.Bakınız: her yokuşun başında, her yol ayrımında bir ölü, tabutu
hakkında tartışılıyor:
Ey Kudüs, ey Kudüs!
Elma bir kadındı senin bronz çağında.
Senin petrol-elektronik çağında bir bomba oldu o elma:
Bir dönuşüm ki
Bu dönüşümde füzelcr sadeec aşıkları n evlerini hed ef alıyor.
Aşıklar: Kimileri kağıtlarını taşıyor ve taş devrine doğru geçiyor,
kimileri kağıtlarını taşıyor ve yitiyor:
Bilmiyor, nereye geçiyor ve nasıl yöneliyor?
"Şu yeryüzüne karşı yaşamayı hak eden nedir?" diyor Nietzsche'nin diliyle
Zerdüşt,
Öyleyse hani o,
özgürlüğün çekici?
Öyleyse ha n i o,
aklın örsü?
İnsan nasıl olacak da lafzın içinde beliren anlamı yaratacak? Nasıl olacak da
ruhu bir duvara saçılacak?
Bir ka birden, bir nakıştan, bir çift göğüs bi çi m li bir ahşaptan, bir y osu nd an
sarkıyor ıslak bi r duvar olarak,
rik kat ile defin kaynaştığı bir rayiha yükseliyor ve çevresinde şeytanla r
ve melekler
dalan ı yo r d ans ederek dalga misali.
Bir çöreğe muhtaç olan ben, senin içind e hortumu ve depremi tadıyorum,
S enin içinde tanık oluyorum sona ve sonsuza tek nabızda,
Tanık gösteriyorum doğayı sana-
Doğuşu ve türü ve sezgiyi.
3
Deve ile tank arasında bir ip
A. Tarih 1 Anlatıcı
"Vakıdi (öl. 207 H), Yakubi, Taberi, İbn Batrik, Istahri, Mes'udi, M akdisi
,
İbn Asakir, Üsame bin Munkız, İ mad el-Isfahani, Yakut el-Hamevi, İbnü'I
Esir, Ebu Şe'me, İbnü'I-İberi, İbn Fazlullah el-Amri, İbn Haldun, El-Makrizi,
İbn Şahin, İbn Tagri Berdi, Şemseddin es-Süyuti, Müciruddin el-Hanbeli
(öl. 928 H).
Bunların hepsi Kudüs'ün suretini resmettiler: anlamını araştırdılar ve
yaydılar."
29
B. Özet 1 Yorum lu
"Dedil er ki: Mü slümanın aklında ve hayalinde Kudüs, ne yerdir ne gök
- cennettir.
Müslüman onun suretinde erimiştir: Varlığı kendi benliğinde değil bu
suretin içinde bulunur. Onda kendi benliğinden çıkmış, dil içinde onun
d iline saçılmıştır. Onun hakkındaki sözü kendi b enliğinden s adır olmaz.
Bu suretten sadır olur ama kendi diliyle. Kuşkusuz bu suret - konuşan bir
hayaldir."
}O
C. Kanıtlama 1 Din
"Kim cennetin köşelerinden bir köşeye bakmak isterse,
Beytülmakdis'e baksın."*
Bir toprak - Her t a şı n da bir tank ürernekte, her ağacında bir bomba
mevzilenmekte.
Üstlerinde n kızıl bir duman biçiminde bir vahiy sarkmakta.
Or t ad an 1 A kdeniz 'den bu biricik denizden çağın sa lgı nı taşıyor.
lbn Abbas'tan.
}1
Adımlarını keremli bir kitap gibi okuyac ak yol ner ede? Sana soruyorum.
Ama b iliy or um ki sorunun kendisi bir yazık.
" Ya ras ay ı öldü rmey in i z, çünkü o Bey tül m a kdis yandığı vakit
4
Eyüp Peygambere doğru bir köprü
A. Megaribe Mahallesi
Bu rnüze, "Ağlama Du varı Müzesi" bir cennet k uş un a bırakılacak mı
ya da Kadmus'un ve Ulis'in elini sıkm ış olan Akdeniz ile el sıkışabilecek
mi? Avr up a adını edinen kadına onun nası l hayat verdiğini öğrenecek mi?
Sana selam olsun ey tabiat gibi bir uyga rlığa dönüşen adımlar.
Doğrusu, tarihin alt katmanları var. Suyun gerçekle riyle alay ede r toz.
Gözyaşıyla mür ekke p arasındaki, çivi ile al fabeni n harfi arasındaki ayrımı
b i lme ye n bu tarih nedir?
Bu bir çukur, to pr a k ta değil, başın iç i nde. Yazılı olmayan bir vahyin
hayaletlerine ziyaretler. Suyun tahtında k ayb olan bir köpük.
B. Şarkı
Seven bir erkeğin sım rı
peçesi ne bürünmüş bir eş.
örtüsü içinde bir kız çocuk
ve helal et.
Otel, lokanta, kahve, kabristan.
Ç elişki varsa sadece
bir elma ile İbn Rüşd arasında var.
C. Düşünüşler
Adını hayat koydukla rı ve yuvarlayadurdukları bu topa ne söylüyor
çocuklar? Nasıl tutuyorlar alemi ve hepsi boyunlarının çevresinde düğüm
lenen ipleri gör ü n m ezin ocağında doğdukları günden beri?
Eyüb'ün şiirinde bir vahyin izleri dalgalanıyor. Cennetler. Bal ırmakla
rı. Oğlanlar. Yazının yok ettiği kitapların kalıntıları.
Meydana ey melek orduları. Pantolonlarının tozunda yüzüyor önderler.
Yıldız siyah, pencerelerin tut unacağı bir ışık yok.
D. Aniatı
Ayı bugün gördüğüm gibi utanç içinde semavi kitaplar ]imanına gö
türülür görmedi m. Parmaklar arasında ovalanan çakıllar gibiydi. İk i elin
çi çek lendiği bir şey değil bu , iki ayağı taçlandıran bir şey. İş giysi leri içinde
bitkin düşmü ş oturuyordu, annesi güneşin memeden ayırdığı bir süt çocu
ğu gibiydi. Eyüb'ü n şiiri kuşatıyordu onu, önce ve sonra, cennet kuşla rın
dan bir otağda kıkırdak ve k emik.
E. Şarkı
Dinin okuduğu yahut şiirin yazdığı ned ir, gayb ülkelere ölümcül dar-
beyi vurduğunda, "arz depremiyle deprend iğinde?'' ..
Serseri günlerimizin gezegeni o arz:
Melekler onun içinde, şeytanlan da
Tanrılık- simgelenmiş ve duyumsanır olmu ş
Tek rahim mi?
Kan kokusu tufandan beri fışkırıyor sokakta. Fışkırış uygar bir araştır
maya ve askeri bir gözetime boyun eğiyor.
Susuzluk ancak miğferin ne olduğunu öğrenmeye yanyor.
Karname dağı üzerinde dans ed iyor atom.
G.Söz
Hangi duvarı gö steriyorsun ey Eyüb'ün şiiri?
Bu duvar kurndan yükseliyor, labirente dönmesi söz konusu olmadı bir
kez bile. Bir tenteye/yelkene döndü. İçinde yasaların altınıyla hqke l lerin
gü müşü birbirine k arı ş tı .
Şu duvar da gezegenlerin gökdelenlerinden iniyor, bir ufka dönüşmedi
bir kez bile. Dikenli t e li ere dönüş t ü , havanın başında bir kararsızlığa.
Şu fani -dü nya n ı n içinde duvarın hayattan daha çok şeyi va r. Artık o
kalan aluette salt askeri bir gömlektir, tanrısal cellatlarının iş kence ettikleri
insanları tıktıkları bir sığınağı bekliyor.
Duvarın kuzey yarısında bir sık ı ntı . Yine de görünmezi tanıyan söz
cükler gölgeliyor onu. Yakazayı andıran bir uyku da gölgeliyor onu. Te pe
sindeki güneş yaşlandığını itirafa cesaret ediyor. Bir pe nc eresi var Akde
niz'in ortasına uzanan, b i r şeyin ortalandığı yok, ne kabir, ne se m a .
Ama kabir ne kadar yakın, sema ne kadar uzak. Ne d iyey i m? Hayır,
artık burada sema'nın sin'i bir seyf, mim'i bir mevt, elif'i übüvvet, hemzesi
de bir boşluk.
40
H. Sorular
Ey Eyüb'ün şiiri soruyoru m sana,
Bir kişi yalnızca bir tarafı görüyors a
İki t arafı birleştirecek bir köprü nasıl kurulur?
i. Başka sorular
Seni okurken ey Eyüb'ün şiiri, senin içinde nasıl sarkaç gibi salındığını
ve insan denen bu kamışın nasıl kınm kırım kırıldığını görüyorum.
Öteki d eği l mi senin için d e sonsuzun nabzı? İkinci benliğin değil mi?
Senin ötekin nerede ey Eyüb'ün şiiri? Neden bırakmıyorsun onu yok etme
yi? Sanki kendini yok etmeyi bırakmıyorsun, sen.
Memluklu Han Tenkiz'in abdcst içi n su aradığı söylenir. Yatsı namazını hep
geçirmiştir.
Burak Sahası'na sı z ıyor ve çe vresi n de hüzün melekleri bakımyar orada.
7. Babu'I-Amii.d 1 Sü tu n Kapısı
Sözlükte deprem mi ol muş ne, kapıya sütun ad ı verilmiş, sütuna kapı?
Roma yolu şapk ası n ı Babu'I-Amlıd üzerine koyuyor, Vad-Kardo-
Dikamanos. Bizans, Emevi Hilafeti, Abbasi Hi la fet i, Haçlılar, Eyy ubi ler,
Memlukler, İ ng ili z le r sesleri bugün de işitiliyor, şimdi bile görülebilir
,
9. Sabra Toprağı
Toprağın azabı ne tuhaf:
Parçalayamaz onu. Parça l ayamaz üstünde seyrcdcni.
1 8 . Vad Caddesi
Kim biliyor sesinin içinde nasıl sakland ığını?
20. Kubbetüssahra
Filistin'e bir çığlık yeter mi başının üstünde a lemi n kubbesini
gezdirmeye?
Yaratış kayasını gözyaşlarıyla delmesi yeter mi?
A. Sorular
• Niçin Filistin'in kurnlarında her zerre açık bir yaradır? Niçin bu yara
hayatı ölümün aletleriyle yapar?
• Filistin'in tarihi mevsimlerin dışına göç eden bir sonbahar mıdır?
Hazakya l, ey gören,
Senin nübüvvetlerine ancak şimşek layık olabilir
Ö yleyse izin ver bana da haykırayım:
Hero dia, Herodia,
Kan büngüldüyor eşik1erden, duvarlardan, pencerelerden,
İ yi tanırsın yüreklerini efendilerin- peyba mberlerin ve başkanlann.
Söyle öyleyse, neyle çarpar bu yürekler, nasıl ve ne zaman yumuşar, sı rrı
nedir?
Koku hususu nda başkasını istemez gül. Yuvasını taşıyarak uçmaz bir kuş.
53
C. Yaklaşım
- Kayayı nasıl sidi kle karşılarsın, nasıl karşılarsın onu d ışkıyla?
D. Omega (Filistinli-Yahudi)
Filistin yıld ı z l a nn ın Makdisli je a n s tasarımı giysilere bürünüp gezin
'
rneleri güzeldir. Bir Arap y ıld ızı n ın delik bir örtüyle a ğl a ma duvarında kayıp
gitmesi güzeld i r. Afrika ka kaosu nun Fil istin azgınlanndaki derin s u su zl uğu
gi dermesi güzeld i r.
Atom bulutudur yağan, saatin/kıyam e tin fetvası örtü.
Görünmezin yüzünü dövüp duran bu ç a tışı k ve uzlaşık kabzalar nereden
doğuyor?
Meleklerin başlarından mı? Atarnun cehenneminden mi? Alemin kıyame
tinden mi? Kutsanmış havuzdan mı?
Kutsanmış h av uz - Geçmişin y ıld ızı kıstı gözlerini, gelecekse gömüldü
içine.
Bulutlar fısı ldad ı şai r in ku l a ğın a :
Güvenme. Nasıl dinlenir Allah? Bir kürsüsü var mı onun? Onu kuşa ta n
bi r kürsü mü var b u ra da? Bir döşeği, bir ya st ığı var mı? Bindiği bir eşeği va r
m ı? Bir oğulun t oprağını öteki oğluna ihsan e tmek üzere ele geçirir m i?
Tabiat dedi ki: Bilgiye kılavuzluk etmede ağaç gibisi yoktur. Burada
onun Adem'e öğrettiğine işaret edilmiyor. i şaret edilen ağaç ne cennet ne
cehennem, "ne doğulu, ne batıl ı."""
Tabiat diyor ki: A ma dikkatli ol. Arkanda kanatlanan bu varlığı sakın.
Dudaklannda bir kuzu, her sözcüğünde bir bıçak veya balta dilleniyor. Ey
şair, iki omzunun arasında bir adam başı taşıyan her varlığın bir insan ol
duğundan kuşkulan makta haklısın.
Sana kendi üzerine sarılan bir ip uzatıyorum, yeryüzünün sonundan
gökyüzünün ba şına ve gökyüzünün sonundan yeryüzünün başına d a ns
ediyor. Tabiat şaire böyle dedi.
E. Sona y a k l a şa n neşide
Başımd a gür bir saç sağanağı
Ama içimde sadece çocukluğun ayva tüyleri.
Al ki mya n ı ey şiir: Düzelt onu, egemen ol ona, bedenlerimizi düşleri
m i z l e nasıl kayna�tıracağımızı, zama nı n gündüzümüze ve gecemize nasıl
uygunca ekleneceğini, dakikalann damarlanmızda ç ı lg ı n atlar g i bi nasıl
kişneyeceği ni öğret ona.
Senin adınla soyunuyorum ben li ğ imden ben olay ı m diye,
Tek iççekişin içinde sevinç ve hüzü n oluyorum seni n adınla, dudaktan
mı yapışt ı racağı m sırlarının üstüne.
Senin kesişimierinde bir da lga bel iriyor. Şarkı söyleyişin meddir cezi rd ir.
Şarkı söylemeye hamd olsun.
Aşka hamd olsun: O ikisinde doğru ile yanlış ikizdir, hakikat ikisinin
de ortak yarasıdır.
Ç alınıyo r şarkıcının çanı iş te ,
8
Her şeyin ayartma neşidesi
l b n Ahb"�
•• Ebu Zer'den.
6ı
Çağ terli/damarlı elierin yağ mal a d ığı bir yağ. Madenin üzerinde
şehvetin cesed i oturuyor. Asfa ltm üzerine de ruhunu seriyor.
Son ya slığ ın ı nasıl i hsan eder bir tomurcuk? Nası l iletiriz sevgimizi
taşın ululanna?
Kentin kanı denen bu madde a l ışkın ve yabanıl sözcüklerin
mağar asınd a çağlıyor
K apsaya m az onu göz/pınar
Hançereni ver ey uzay, kanatları k ırılan bir kumruya
soluklarımızın billuruyla masketen ve ba ğrı nı aç bize.
o
Tüfek tutmasını bilmez
Yarasını ışığın kanatıanna res mediyo r .
i le rle ey yaban c ı ve kente herha ngi bir köşesinden gir herhangi bir yönden
s ür ek biç istediğini istediğin zaman
istediği n gibi
hoş geldin gel yanıma.
Yolda sadece akla kök salmak isteyen altın var ve gümüş
Tutuklularını pamukçuklar halinde kaldırıyor havaya suya ışığa
Kendinden başka herkesin k u l udur yasa Varlığın efendisidir yalan
Yasası yoktur onuru n
Azabm ne şiddetli ey doğruluk.
C. Üçüncü suret
Caddede Arap göğü yeni bir heyelan mıdır? İki çıplak göğüs
iki küstah baldır Tanrıçadan doğuyor hep aşıkla rı
Korku yok vesayet yok saidırın ve ele geçirin
Ölüm duasından başka
Dua etmeyi bilmeyen bir zama n .
Diyorlar ki: va rlığın tümü şarkısını yeryü zü kavalının söylediği bir elmanın
gövdesine işlenmiş sözcüklerde korunmuştur.
- Adını söylemeyen bir yolcu hsıldadı:
"Kava l, yılan gibi asaya dönüşüyor."
Bedenini kas kas, hücre hücre tanıyorum
Yine de soracağım bu yolcuya:
Nereden geldi sana bu iki dudak?
73
Ne çok soru var böyle beni s ıkboğa z eden, sorup duruyorlar bana onlar,
bizzat onlar,
bana boyun eğ meyen çok yanıtım varken hem.
Soruların hep si ne dost ka la cağı m
,
E. Beşinci suret
Zühre yıld ızı adı Zühre olan bir kadının aya k b i leği kemiğini aydınlatıyor.
Ay kendisine ka rşı u luyan bir köpeğe gülümsüyor.
Ey ke nt neden ürperiyor ka lçan?
Demek bildin gökyüzünün kimi zaman perde misali
K imi zaman gü nebakan gibi
neden kıpırdadığını bild i n.
Sen,
Ey yetki n dolu sağlam heykel götür bizi -
Nereye götü receksin bizi?
Nereden gel iyo r bu ayrılık müziği?
Nereden geliyo r onunla aramıza mesafe koyan?
Öldürme - üstün spor
G öz i le öldü rme diş ile burun ile göğüs i le
El i le öldü rme ayak i le
Dil ile öldü rme sözcük ile kürsü ile y u fk a i le yudum i le
Sahip oldu klarınızla öld ü r me
75
F. Altıncı surel
Ölüm doğuyor ha bire ölü m biri k iyor bir kabir dönüyor bir kabir ilerliyor
Tabiatın ve ötesinin okuduğu bir mezar taşı gökyüzünün siniri
Yeryüzünün bedenine dalıyor içgüdü bir cennet üzerine taç geçiriliyor
Ku rşu n
Ba şkald ı r ey gümüş söyle çocuklara siperlere dönüşsünler
Kadınlara söyl e şehvetin hamuruna atıhn
Ölüm birik iyor ha bire doğuyor ölüm
Sakin ol ey pusula ama duraksama kurşunun müziği başladı
Öldü rülenlerin tören leri icat olunuyor ata binmiş bir y ı ld ı z
Geçiyor bir köprünün altından bir kukla taşıyor adı siyaset
Omuzları ü z e ri n de dua düzenleyen
Göğün altmda fu hşu hor gören siyaset
Allah ile sözleşmesini çiğneyen bu döküntüleri kim sınayacak?
79