You are on page 1of 19

CONJUNCTIONS UNIT - 6

Conjunctions (Bağlaçlar) isimleri, sıfatları, fiilleri, zarfları ve cümleleri bağlayan kelime ya da kelime
gruplarıdır. Bağlaçları anlamlarına göre incelemeden önce bağlaç çeşitlerini görelim.

1. Co-ordinate Conjunctions

Co-ordinate Conjunctions (Bileşik Cümle Bağlaçları) bağımsız iki ya da daha fazla cümleyi bağlarlar
veya bir cümle içindeki isimleri, zarfları, fiilleri ve sıfatları birleştirirler. Bu bağlaçlar şunlardır:

and but for nor or yet so

Come and help me.


Gel ve bana yadım et.
He told me his story and I listened to him carefully.
O bana hikayesini anlattı ve ben onu dikkatlice dinledim.
Andy lost all his money but he was still happy.
Andy tüm parasını kaybetti fakat hala mutluydu.

2. Correlative Conjunctions

Correlative Conjunctions (Denklik Bağlaçları) tek başlarına kullanılamayan, her zaman birlikte kullanılan
ikili cümleleri bağlarlar. En yaygın olan denklik bağlaçları şunlardır:

both . . . and neither . . . nor


not only . . . but also whether . . . or
not . . . but as . . . as
either . . . or

This shirt is not only cheap but (also) of high quality.


Bu gömlek sadece ucuz değil ayrıca kaliteli.
Whether you stay or go, it will be your decision.
Gitsen de kalsan da bu senin kararın olacak.

3. Subordinate Conjunctions

Subordinate Conjunctions (Yan Cümle Bağlaçları) yan cümleyi ana cümleye bağlar ve ana cümleyi
anlamca tamamlar. Yan cümle, isim cümlesi, sıfat cümlesi veya zarf cümlesidir. Bu üç yan cümle türü
ana cümlede özne, nesne, sıfat veya zarf görevinde kullanılabilir. Yaygın olan yan cümle bağlaçları
şunlardır:

146
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

after even if since when


although even though so that whenever
as if than where
as if if only that whereas
as long as in order that though wherever
as though now that till while
because once unless
before rather than until

Even though it was too late, he went on with his work.


zarf cümlesi

Çok geç olmasına rağmen, işini yapmaya devam etti.


Many people know that she will be promoted.
isim cümlesi

Birçok insan onun terfi edeceğini biliyor.

I prepared a meal for my friend who is vegetarian.


sıfat cümlesi

Vejetaryen olan arkadaşım için yemek hazırladım.

4. Conjunctive Adverbs

Conjunctive Adverbs (Bağlaç görevi gören zarflar) cümleleri önceki ifadelere bağlayan veya cümle
içinde başka bir fikre geçişi sağlayan ifadelerdir. Yaygın olan, bağlaç görevi gören zarflar şunlardır:

accordingly furthermore meanwhile similarly


also hence moreover still
besides however nevertheless subsequently
consequently indeed next then
conversely instead nonetheless therefore
finally likewise otherwise thus

He didn’t warned me. Accordingly, I couldn’t come on time.


Beni uyarmadı. Bu nedenle vaktinde gelemedim.

It was a hard job. Naturally, it took a considerable amount of time.


Zor bir işti. Doğal olarak çok zaman aldı.

147
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

Şimdi ise, bağlaçları cümleye kattıkları anlam açısından gruplandırılarak inceleyeceğiz. Bu gruplar
sırasıyla zıtlık, sebep, sonuç, amaç, zaman, ekleme ve koşul anlamı veren bağlaçları kapsamaktadır.

CONTRAST
Bu gruptaki bağlaçlar birbirine zıt durumları ifade etmede kullanılır.

Although / Even though / Much as

Bu bağlaçların hepsi “-e rağmen”, “-e karşın”, “-se de” anlamı verir. Kendilerinden sonra bir cümle ile
kullanılması gerekir.

Even though she had a bad cold, she went to the concert.
Ciddi şekilde üşütmüş olmasına rağmen konsere gitti.

Though

Though, yukarıdaki bağlaçlarla aynı anlamı verir ancak diğerlerinden farkı, cümle başında kullanılmasının
yanısıra virgül ile iki cümle arasında veya ikinci cümlenin sonunda virgülden sonra kullanılabilir. Ayrıca
kendisinden önce sıfat veya zarf getirilerek cümlede kullanılabilir.

Though they are both at the ends of the earth, the Arctic and the Antarctic differ in many ways.
Her ikisi dünyanın uçlarında bulunmalarına rağmen, Arktik ve Antarktika birbirinden birçok yönden
farklılık gösterir.

Strange though it may seem, the new camera provides the best in image quality.
Tuhaf görünse de, yeni fotoğraf makinesi resim kalitesinde en iyisini sunar.

Volleyball was not her favorite sport. She continued playing it through her high school days, though.
Voleybol onun sevdiği spor değildi. Buna rağmen, lise günlerinde oynamaya devam etti.

While

Önceki konularda “-iken” anlamı verdiğini gördüğümüz bu bağlaç ayrıca although gibi “-e rağmen”, “-e
karşın”, “-se de” anlamı verir.

While I understand why he refused to help her, I can’t agree that he was right.
Ona yardım etmeyi neden reddettiğini anlamama rağmen, onun haklı olduğuna katılmıyorum.

However

Hem bağlaç hem de zarf olarak kullanılır. Kendisinden sonra sıfat veya zarf getirilerek cümle başında
kullanılabilir. Virgül ile iki cümle arasında veya ikinci cümlenin sonunda virgülden sonra kullanılabilir.

However fond you are of Jim, I really support the nomination of Tom.
Jim’e ne kadar düşkün olsan da, ben aslında Tom’un adaylığını destekliyorum.

148
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

The subject has been publicized widely, however, there are many people who know nothing about it.
The subject has been publicized widely. There are many people who know nothing about it, however.
Bu konu büyük bir kitleye duyuruldu fakat bunun hakkında hiçbir şey bilmeyen birçok insan var.

Notwithstanding

“Yine de”, “-e rağmen” gibi zıtlık anlamı veren bu yapı, hem edat hem de zarf olarak kullanıldığı için
değişik kullanımları vardır:

a. Normalde ismin önüne gelir.

Notwithstanding the side effects, I will go on to use the drug.


Yan etkilerine rağmen, ilacı kullanmaya devam edeceğim.

b. The fact that ile birlikte cümlenin önüne gelir.

Notwithstanding the fact that all the work was finished on time, my boss didn’t appreciate it.
Bütün işler zamanında bitirilmesine rağmen, patronum takdir etmedi.

c. Virgül ile kullanıldığında cümlenin önüne gelir.

All the work was finished on time. Notwithstanding, my boss didn’t appreciate it.
Bütün işler zamanında bitirildi. Fakat patronum takdir etmedi.

But

“Fakat”, “ama” anlamı verir. Kendisinden önce nokta veya virgül gelebilir. Virgül kullanılarak
ikinci cümlenin başında yer alabilir.

I tried to understand the new topic for hours, but it was in vain.
Yeni konuyu anlamak için saatlerce uğraştım fakat boşunaydı.

Yet

“Fakat”, “ama” anlamı verir. Kendisinden önce nokta veya virgül gelebilir. Virgül kullanılarak ikinci
cümlenin başında yer alabilir.

It has been raining for two hours. Yet, it is not enough for the crops.
İki saattir yağmur yağıyor. Fakat ürünler için yeterli değil.

Nevertheless

Zıt bir fikre geçiş için kullanılan bir zarftır. Virgül kullanılarak ikinci cümlenin başında yer alabilir. “Fakat”,
“ama”, “yine de” gibi anlamlara gelir.

The road to the forest is long and difficult, nevertheless, it is worth trying it.
Ormana giden yol uzun ve zorla fakat denemeye değer.

149
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

Nonetheless

Zıt bir fikre geçiş için kullanılan bir zarftır. Virgül kullanılarak ikinci cümlenin başında yer alır. “Fakat”,
“ama”, “yine de” gibi anlamlara gelir.
Reading practices are boring for me, nonetheless, I have to deal with them to improve my
comprehension.
Okuma çalışmaları benim için sıkıcı fakat anlamamı arttırmak için bunlarla uğraşmalıyım.

Even so

Zıt bir fikre geçiş için kullanılan bir zarftır. Virgül kullanılarak ikinci cümlenin başında yer alır. “Yine de”
“öyle olsa da” anlamı verir.
It is a very old car. Even so, it still works very well.
Bu çok eski bir araba. Öyle olsa da hala iyi çalışıyor.

Whereas

While gibi zıtlık ifade eden bir bağlaçtır. Bağlı bulunduğu cümle başta kullanılabilir. “Oysaki”, “fakat”,
“-e rağmen” anlamı verir.
John likes funny films, whereas his wife likes romantic ones.
John eğlenceli filmleri sever oysaki eşi romantik filmleri sever.

All the same

Zıt bir fikre geçiş için kullanılan bir zarftır. Virgül kullanılarak ikinci cümlenin başında veya sonunda yer
alır.“Oysa”, “fakat”, “yine de” anlamı verir. But ile birlikte kullanımı yaygındır.
I have got a headache, but I will welcome the guests myself, all the same.
Başım ağrıyor ama yine de misafirleri kendim karşılayacağım.

On the one hand / On the other hand

Zıt bir fikre geçiş için kullanılan zarflardır. Sırasıyla, “bir taraftan / diğer taraftan” anlamı verir.
On the one hand I don’t want to study, but on the other hand, I have to submit my assignment
tomorrow.
Bir taraftan çalışmak istemiyorum, ama diğer taraftan ödevimi yarın teslim etmek zorundayım.

On the contrary

Kendisinden önceki fikirle zıt olan bir fikri sunmak için kullanılan geçiş zarfıdır. Virgül kullanılarak ikinci
cümlenin başında yer alabilir. “Aksine”, “oysaki” anlamı verir.
Everybody thinks that he is a strict supporter of this law, but on the contrary, he does everything
to change it.
Herkes onun bu kanunun katı bir destekçisi olduğunu düşünür, ama aksine o, onu değiştirmek
için her şeyi yapar.

150
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

In / By contrast

Kendisinden önceki fikirle zıt olan bir fikri sunmak için kullanılan geçiş zarfıdır. Virgül kullanılarak ikinci
cümlenin başında yer alır. “Aksine”, “oysaki” anlamı verir.

The house has a traditional exterior, but in contrast, the interior is modern.
Evin geleneksel bir dış görünüşü var, ama aksine, içi moderndir.

Despite / ln spite of

Preposition (edat) oldukları için kendisinden sonra isim, gerund (Ving) veya zamir gelir ve bir cümle ile
devam eder. “-e rağmen”, “-e karşın”, “-se de” anlamı verir.
Despite / In spite of his illness, he went on working.
Hastalığına rağmen, çalışmaya devam etti.

 Bu yapılar the fact that ile birlikte cümlenin önüne gelir.


Despite / In spite of the fact that a good amount of coal is used, winters are still very cold for
people.
Çok fazla kömür kullanılmasına rağmen, kışlar hâlâ insanlar için soğuk geçmektedir.

ln contrast to

Preposition (edat) oldukları için kendisinden sonra isim, gerund (Ving) veya zamir gelir. “-in aksine”
anlamı verir.
They acted without thinking about others’ benefits in contrast to their words.
Sözlerinin aksine insanların çıkarlarını düşünmeden hareket ettiler.

Regardless of / Irrespective of

Preposition (edat) oldukları için kendilerinden sonra isim, gerund (Ving) veya zamir gelir. “Bakmaksızın”,
“-e rağmen” anlamı verir.
Regardless of their criticism, Paul went on to read for hours.
Onların eleştirilerine rağmen, Paul saatlerce okumaya devam etti.

 Bu yapı the fact that ile birlikte kullanıldığında cümlenin önüne gelir.

Regardless of the fact that he was criticised, Paul went on to read for hours.
Eleştirilmesine rağmen, Paul saatlerce okumaya devam etti.

Unlike

Preposition (edat) olduğu için kendisinden sonra isim, gerund (Ving) veya zamir gelir. “-in aksine” anlamı
verir.
Unlike her sister, Mary was an industrious and a brave girl.
Kız kardeşinin aksine, Mary çalışkan ve cesur bir kızdı.

151
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

As opposed to

Preposition (edat) olduğu için kendisinden sonra isim, gerund (Ving) veya zamir gelir. “-in aksine” anlamı
verir.
As opposed to the capital city Ankara, Istanbul is more crowded.
Başkent Ankara’nın aksine, İstanbul daha kalabalıktır.

Contrary to

Preposition (edat) olduğu için kendisinden sonra isim, gerund (Ving) veya zamir gelir. “-in aksine” anlamı
verir.
Contrary to old times, modern life focuses on individualism.
Eski zamanların aksine, modern hayat bireyselliğe odaklanıyor.

REASON
Bu gruptaki bağlaçlar, cümledeki bir durumun, olayın sebebini ifade etmede kullanılır.

Because / Since / As

Sebebi ifade eden cümlenin başında kullanılır. “Çünkü”, “-den dolayı”, “-dığı için” anlamı verir.
They’ve worked extremely hard because they want to be successful.
Çok çalışıyorlar çünkü başarılı olmak istiyorlar.

Since they want to live a healthier life, they jog for a mile every day.
Daha sağlıklı bir hayat yaşamak istedikleri için her gün bir mil koşuyorlar.

I didn’t want to say anything as I didn’t want to hurt Mike’s feelings.


Mike’ın duygularını incitmek istemediğim için hiçbir şey söylemedim.

Now that

Sebebi ifade eden cümlenin başında kullanılır. Genelde present bir yapıyla kullanılır. “Mademki” anlamı
verir.
Now that this project has finished, we can start another one.
Mademki bu proje bitti, bir diğerine başlayabiliriz.

Seeing that

Sebebi ifade eden cümlenin başında kullanılır. “-den dolayı”, “-dığı için” anlamı verir.
Seeing that everything is changing day by day, we begin to be more hopeful about the future.
Günden güne her şey değiştiği için gelecekle ilgi daha ümitli olmaya başlıyoruz.

152
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

On the grounds that

Sebebi ifade eden cümlenin başında kullanılır. “-den dolayı”,“-dığı için” anlamı verir.
On the grounds that recent inventions facilitate our lives, we live a more comfortable life.
Son icatlar hayatımızı kolaylaştırdığı için daha rahat bir hayat yaşıyoruz.

For

Yukarıdaki bağlaçlar gibi sebep bildiren cümle ile kullanılır. “Çünkü” anlamı verir.
Everybody asks everything to him, for he is an intelligent and experienced person.
Herkes ona herşeyi soruyor çünkü o zeki ve tecrübeli biridir.

Inasmuch as

Sebebi ifade eden cümlenin başında kullanılır. “-den dolayı”,“-dığı için” anlamı verir.
We must be more careful now inasmuch as the situations are getting worse and more difficult.
Şartlar daha kötüye gittiği için şimdi daha dikkatli olmalıyız.

 Bu bağlacı zıtlık anlamı veren much as ile karıştırılmamalıdır.

Owing to / Due to

Preposition (edat) oldukları için kendilerinden sonra isim, gerund (Ving) veya zamir gelir. “-den dolayı”,“-
dığı için” anlamı verir.

The firm went bankrupt owing to the loan which was taken out from the bank.
Bankadan alınan krediden dolayı şirket iflas etti.

Why I left Turkey for England is due to my dream of studying law at London School of
Economics.
Türkiye’den İngiltere için ayrılmamın sebebi Londra Ekonomi Okulunda hukuk okumak istememdir.

 Bu yapılar the fact that ile birlikte cümlenin önüne gelir.

Lots of students were able to complete their university education owing to the fact that many
businessmen granted scholarships.
Birçok işadamı burs verdiği için birçok öğrenci üniversite eğitimlerini tamamlayabildi.

He wasn’t employed for the position due to the fact that he hadn’t graduated from university.
Üniversiteden mezun olmadığı için bu işe alınmadı.

Thanks to

Kendisinden sonra isim, gerund (Ving) veya zamir gelir. “Sayesinde” anlamı verir.

153
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

Thanks to your attempts, I feel I can achieve everything now.


Çabaların sayesinde şimdi her şeyi başarabileceğimi hissediyorum.

Kendilerinden sonra isim, gerund (Ving) veya zamir gelen, diğer sebep bildiren ifadeler aşağıda verilmiştir.

Because of
By reason of
By virtue of + his illness, he undergoes blood tests every month.
On account of
In view of

Hastalığından dolayı her ay kan testi yaptırıyor.

 Yukarıdaki yapılar the fact that ile kullanılırsa devamında cümle gelir.

RESULT
Aşağıdaki yapılar sonuç bildirir. Bu yapılar sonuç bildiren cümlelerle kullanılır.

Therefore / So / Hence / Thus / Consequently / As a result / Accordingly

Bu yapılar “bundan dolayı”, “öyleyse”, “sonuç olarak” anlamı verir.

It was a long conference. Therefore all the audience got bored.


Uzun bir konferanstı. Bundan dolayı bütün dinleyiciler sıkıldı.

The problem was very difficult, so l wanted help from my mathematics teacher.
Problem çok zordu, bu yüzden matematik öğretmenimden yardım istedim.

She is very rude. Hence nobody likes her.


O çok kaba. Bu yüzden onu hiç kimse sevmez.

I forgot to take my credit card with me. Consequently, l couldn’t pay the bill.
Kredi kartımı yanıma almayı unuttum. Sonuç olarak faturayı ödeyemedim.

You want to buy a car. Accordingly, you have to take a driving licence.
Araba sürmek istiyorsun. Öyleyse ehliyet almalısın.

So / Such ... that

So ... that yapısı araya sıfat veya zarf alarak kullanılır. Such ... that yapısı ise araya “sıfat + isim” alarak
kullanılır. “O kadar ...ki” “öyle ... ki” anlamı verir.

154
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

It was so cold that I couldn’t feel my hands.


O kadar soğuktu ki ellerimi hissedemedim.

It was such a cold drink that I had to wait for a while for it to warm.
O kadar soğuk bir içecekti ki ısınması için biraz beklemem gerekti.

That’s why

This is why olarak da kullanılır. “Bundan dolayı”, “öyleyse”, “sonuç olarak” anlamı verir.

He always deceives people. That’s why I don’t appreciate him.


O herkesi aldatıyor. Bu yüzden onu takdir etmiyorum.

That is (to say)

“Yani” anlamı verir.

Those who don’t have the right to vote can’t enter this program, that is, people under 18 years
old.
Oy kullanma hakkı olmayanlar bu programa giremezler, yani 18 yaşın altındaki insanlar.

PURPOSE
Aşağıdaki yapılar amaç bildirir.

In order to

Bu yapıdan sonra bir fiil gelir. “-mak için”, “-sın diye” anlamı verir.

I left the room quietly in order not to wake up my baby.


Bebeğimi uyandırmamak için odadan sessizce ayrıldım.

In order that

Bu yapıdan sonra bir cümle gelir. “-mak için”, “-sın diye” anlamı verir.

I left the room quietly in order that I shouldn’t wake up my baby.


Bebeğimi uyandırmamak için odadan sessizce ayrıldım.

So as to

Bu yapıdan sonra bir fiil gelir. “-mak için”, “-sın diye” anlamı verir.

The students were seated separately so as to prevent cheating.


Kopyayı önlemek için öğrenciler ayrı ayrı oturtuldu.

155
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

So that

Bu yapıdan sonra bir cümle gelir. “-mak için”, “-sın diye” anlamı verir.
We talked quietly so that nobody could hear us.
Kimse duymasın diye sessiz konuştuk.

 Bu bağlaç ayrıca “bu yüzden”, “bundan dolayı” anlamında da kullanılmaktadır.


It was freezing outside so that his father didn’t let him go out.
Dışarısı çok soğuktu, bu yüzden babası onun dışarı çıkmasına izin vermedi.

TIME
Aşağıdaki yapılar bir olayın ne zaman meydana geldiği hakkında bilgi verir.

When

“-dığında”, “iken” anlamı verir.


When the man heard the news, he thought he should do something urgently.
Adam haberi duyduğunda acilen birşeyler yapması gerektiğini düşündü.

(Just) As

“-dığında”, “iken” anlamı verir.


(Just) As she was driving, she noticed a car driving about 200 metres behind her.
Araba sürerken, yaklaşık 200 metre arkasında giden arabayı fark etti.

While

“-iken” anlamı verir.


The husband was very patient while waiting for his wife who was shopping for hours.
Adam saatlerce alışveriş yapan eşini beklerken çok sabırlıydı.

By the time

“-e kadar”, “önce” anlamı verir.


By the time she warned us about the thief, every precious thing in our house had been stolen.
Hırsız hakkında bizi uyarıncaya kadar evimizdeki herbir değerli parça çalınmıştı.

After

“Sonra” anlamı verir. Preposition (edat) olarak kullanıldığında sonrasında isim, gerund (Ving) veya zamir
gelir.
After the child realized how good his step mother was, he gradually got closer to her.
Çocuk üvey annesinin ne kadar iyi olduğunu fark ettikten sonra ona yavaş yavaş yaklaştı.

156
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

After the war, many soldiers stayed in France.


Savaştan sonra birçok asker Fransa’da kaldı.

Afterwards / Then / Later

“Sonradan”, “daha sonra” anlamı verir.

We visited our grandparents, and afterwards / then / later we went to the zoo.
Büyük anne ve büyük babamızı ziyaret ettik ve sonra hayvanat bahçesine gittik.

Before

“Önce”, “önceden” anlamı verir. Preposition (edat) olarak kullanıldığında sonrasında isim, gerund (Ving)
veya zamir gelir.

It took quite a while before we became convinced.


İkna olmamızdan önce uzunca bir süre geçti.

She was in Paris last week and in Rome the week before.
Geçen hafta Paris’teydi ve önceki hafta Roma’daydı.

Once

“-dığında”, “-iken”, “-er ...-mez” anlamı verir.

Once I pass the exam, I will fly to Malaysia to spend my holiday.


Sınavı geçtiğimde (geçer geçmez) tatilimi geçirmek için Malezya’ya uçacağım.

As soon as

“-er ...-mez” anlamı verir.

As soon as he finished the book, he went to the library to get another one.
Kitabı bitirir bitirmez bir başkasını almak için kütüphaneye gitti.

No sooner ... than

“-er ...-mez” anlamı verir. Başta kullanıldığında cümleyi devrik yapar.

No sooner had she opened the door than a mouse ran out. (Devrik yapı)
She had no sooner opened the door than a mouse ran out. (Düz yapı)
Kapıyı açar açmaz bir fare dışarı fırladı.

Hardly / Barely / Scarcely ... when

“-er ...-mez” anlamı verir. Başta kullanıldığında cümleyi devrik yapar.

Hardly had I gotten settled in, when the front door bell rang. (Devrik yapı)
I had hardly gotten settled in, when the front door bell rang. (Düz yapı)
Oturur oturmaz ön kapının zili çaldı.

157
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

Until / Till

“Önce”, “-e kadar” anlamı verir. Preposition (edat) olarak kullanıldığında sonrasında isim, gerund (Ving)
veya zamir gelir.

I was fine until / till you told my score.


Sen puanımı söyleyene kadar iyiydim.

She wanted me not to come back until / till noon.


Öğleye kadar geri gelmememi istedi.

In the end / Finally / Eventually / At last

“Nihayet”, “en sonunda” anlamı verir.

She worked very hard to solve the problem of transportation. Eventually, she did it.
Ulaşım sorununu çözmek için çok çalıştı. En sonunda çözdü.

ADDITION

Bu gruptaki yapılar kendisinden önce gelen cümledeki bilgiye ek bilgi vermede kullanılır.

ln addition

Bu yapı “yanı sıra”, “ek olarak” anlamı verir. Virgül ile kullanıldığında sonrasında cümle gelir; to ile
kullanıldığında sonrasında isim, gerund (Ving) veya zamir gelir.

You should do physical exercises regularly. In addition, you should eat lots of fruits.
Düzenli olarak egzersiz yapmalısın. Ayrıca çok fazla meyve yemelisin.

In addition to educational books, you should read magazines in English.


Eğitici kitaplara ek olarak İngilizce dergiler okumalısın.

Besides

Bu yapı “ayrıca”, “yanı sıra”, “buna ek olarak” anlamı verir. İsim, gerund (Ving) ve zamir ile kullanılır.
Fakat virgül varsa sonrasında cümle gelir.

Besides going to an art course, she takes an English course.


Sanat kursuna gitmenin yanı sıra İngilizce dersi alıyor.

She works hard during weekdays. Besides, she attends a seminar at weekends.
Hafta içi çok çalışıyor. Ayrıca hafta sonları seminere katılıyor.

158
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

Moreover / Furthermore / Even more / What’s more

Bu yapılar “dahası”, “buna ilaveten” “ayrıca” anlamı verir. Virgül ile kullanılır ve sonrasında cümle gelir.

They have all the material to study. Moreover / Even more / Furthermore / What’s more, they
have the best teachers.
Çalışmak için tüm malzemeye sahipler. Dahası, en iyi öğretmenlere de sahipler.

Likewise

Bu yapı “ayrıca”, “bunun gibi”, “aynı şekilde” anlamı verir.


Clean the floor. Likewise, polish the tiles.
Yerleri temizle. Ayrıca fayansları parlat.

Look at the example and do the exercises likewise.


Örneğe bakın ve alıştırmaları aynı şekilde yapın.

Apart from

Bu yapı “dışında” veya “yanı sıra” anlamı verir. Cümlenin akışından hangi anlamda kullanıldığı anlaşılır.

Apart from English, she also speaks German.


İngilizce’nin yanı sıra ayrıca Almanca da konuşur.

Apart from my father, everyone approved of my going abroad.


Babam hariç herkes yurt dışına gitmemi onayladı.

As well as

Bu yapı “birlikte”, “ve”, “buna ek olarak” anlamı verir.


Water as well as air is indispensable for life.
Havayla birlikte su, hayat için vazgeçilmezdir.

CONDITION
Bu gruptaki yapılar koşul anlamı verir. Bu bölümde yapıları sadece anlam yönüyle inceleyeceğiz.
Conditionals konusunda ise ifadeleri yapı ve anlam yönüyle inceleyeceğiz.

If

“-se”, “-sa”, “eğer” anlamı verir.


If all the developed countries agreed upon equal income distribution, the world would be far
better.
Bütün gelişmiş ülkeler eşit gelir dağılımı hakkında bir anlaşmaya varırlarsa dünya çok daha iyi olur.

159
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

Unless

If’in olumsuz halidir (if not). “Olmaması şartıyla”, “-medikçe”, “-mezse” anlamı verir.

Unless you make regular exercises, you won’t get thinner.


Düzenli egzersiz yapmazsan zayıflamayacaksın.

On condition that

If gibi “-se”, “-sa”, “eğer” anlamı verir.

I’ll move to another flat on condition that I find one with a low rent.
Ucuz kirası olan bir tane bulursam başka daireye taşınacağım.

As long as / So long as

Bu yapıların iki anlamı vardır. Birinci anlamı if gibi “-se”, “-sa”, “eğer”; diğer anlamı ise “sürece” dir.

My father says that I can go wherever I like as long as I get back before 7 o’clock.
Babam, eğer 7’den önce geri gelirsem istediğim yere gidebileceğimi söyledi.

You shall never touch my sister as long as I live.


Yaşadığım sürece asla kız kardeşime dokunmayacaksın.

Even if

“-sa bile” anlamı verir.

I’ll finish my project even if it takes all day.


Bütün günümü alsa bile projemi bitireceğim.

Except if

Unless gibi “olmaması dışında”, “-medikçe”, “-mezse” anlamı verir.

I won’t go to the party except if they invite me.


Beni davet etmezlerse partiye gitmeyeceğim.

Whether or not

“Olsa da olmasa da” anlamı verir.

I’ll go there whether you come or not.


Gelsen de gelmesen de oraya gideceğim.

Provided / Providing (that)

If gibi “-se”, “-sa”, “eğer” anlamı verir.

She’ll go to the conservatory providing (that) she passes the proficiency test.
Yeterlilik testini geçerse konservatuvara gidecek.

160
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

Assuming / Assume (that)

“Farz et ki” anlamı verir.


Assuming you were the richest man in the world, what would you do?
Farz et ki dünyanın en zengin adamısın. Ne yapardın?

As if / As though

“-mış gibi” anlamı verir. Gerçeğe aykırı durumlarda cümlenin zamanı bir derece geçmiş zaman olur.
Paul talks as if / as though he saw the accident.
Paul sanki kazayı görmüş gibi konuşuyor.

Paul talked as if / though he had seen the accident.


Paul sanki kazayı görmüş gibi konuştu.

If only ... then

“Keşke” anlamı verir.


If only Turkey had won the World Cup, then it would have become a more famous country.
Keşke Türkiye, Dünya Kupasını kazansaydı, o zaman daha ünlü bir ülke olurdu.

Only if

“Ancak ... -sa”, “koşuluyla” anlamı veren bu yapı, koşulu vurgulamak için kullanılır. Cümle başında
kullanılırsa ikinci taraftaki ana cümle devrik olur.
I will visit you in summer only if you visit me in winter.
Ancak kışın beni ziyaret edersen seni yazın ziyaret edeceğim.

Only if you promise to study, will I help you. (devrik)


Ancak çalışmaya söz verirsen sana yardım edeceğim.

In case / In case of

“Durumunda”, “... olur diye”, “olma ihtimaline karşı” anlamı verir. Of ile kullanıldığında, sonrasında isim,
gerund (Ving) veya zamir gelir.
In case I forget to pay your debt, remind me of it at the weekend.
Sana olan borcumu unutma ihtimaline karşı bana hafta sonu hatırlat.

In case of emergency, you can call me.


Acil bir durumda beni arayabilirsin.

In the event that

In case gibi “durumunda”, “olur diye”, “olma ihtimaline karşı” anlamı verir.
He left some money in the event that he might not come in a week.
Bir hafta içinde gelemeyebilir diye bir miktar para bıraktı.

161
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

Otherwise / Or (else)

“Yoksa”, “aksi halde”, “aksi takdirde” anlamı verir.


Write it down, otherwise / or (else) you are likely to forget it.
Onu not al, yoksa unutabilirsin.

But for

“Olmasa” anlamı verir. Kendisinden sonra isim, gerund (Ving) veya zamir gelir.
But for your warning, I would be dead now.
Senin uyarın olmasa şu an ölmüş olurdum.

If it weren’t for

“Olmasa” anlamı verir.


If it weren’t for your help, I would fail.
Yardımın olmasa, başarısız olurdum.

If it hadn’t been for

“Olmasaydı” anlamı verir.


If it hadn’t been for your help, I would have failed.
Yardımın olmasaydı, başarısız olurdum.

162
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

ÖZET TABLO

Kendisinden sonra cümle gelir.


Kendisinden sonra isim veya Ving gelir.

Kendisinden sonra V1 gelir.

CONTRAST (ZITLIK) REASON (SEBEP)


although -e rağmen because çünkü, den dolayı
even though -e rağmen since çünkü, den dolayı
much as -e rağmen as çünkü, den dolayı
though -e rağmen now that madem ki, den dolayı
while -e rağmen seeing that madem ki, den dolayı
however ancak on the grounds that den dolayı
notwithstading -e rağmen for çünkü
but / yet ancak inasmuch as -den dolayı
nevertheless ancak owing to -den dolayı
nonetheless ancak due to -den dolayı
even so ancak because of -den dolayı
whereas -e rağmen by reason of -den dolayı
all the same ancak,yine de by virtue of -den dolayı
on the other hand öte yandan on account of -den dolayı
on the contrary aksine thanks to sayesinde
by / in contrast aksine in view of gözönüne alındığında, için
despite -e rağmen
in spite of -e rağmen
in contrast to -ın aksine
regardless of dikkate almaksızın
irrespective of dikkate almaksızın RESULT (SONUÇ)
unlike -ın aksine therefore bu yüzden
as opposed to ın aksine so bu yüzden
contrary to -ın aksine hence bu yüzden
thus bu yüzden
consequently bu yüzden
as a result sonuç olarak, bu yüzden
accordingly bu yüzden
so that böylece, bu yüzden
that’s why bu yüzden
this is why bu yüzden
that is yani
as a result of -ın sonucunda

163
GRAMMAR SCANNER
Conjunctions Unit - 6

PURPOSE (AMAÇ) ADDITION (EKLEME)


in order to için in addition yanısıra
in order that -sın diye besides dahası, ek olarak
so as to için moreover dahası
so that -sın diye furthermore dahası
even more dahası
what is more dahası
likewise aynı şekilde
as well as ek olarak
in addition to ek olarak
apart from dışında, yanısıra
besides dahası, ek olarak

CONDITION (KOŞUL)
if eğer, -se
unless -medikçe, -mezse
TIME (ZAMAN)
on condition that şartıyla
when -dığı zaman
as long as eğer, müddetçe
as -iken
so long as eğer, müddetçe
just as tam ... ki
even if -sa bile
while -iken
except if -mesi dışında
by the time -dığında, -e kadar
whether ... or not ister ... ister ...
after -den sonra
providing (that) eğer, şartıyla
afterwards / then / later sonradan,
daha sonra provided (that) eğer, şartıyla
before -den önce assuming that farz et ki
once -dığında, -ar ... -maz, assume that farz et ki
as soon as -ar ... -maz as if = as though -miş gibi
no sooner .... than .... -ar ... -maz if only keşke
hardly .... when .... -ar ... -maz only if ancak eğer, -sa
barely .... when .... -ar ... -maz in case olur diye
scarcely .... when -ar ... -maz in case of durumunda
until -e kadar in the event that olur diye
till -e kadar in the event of durumunda
in the end / finally / eventually / at otherwise yoksa, aksi takdirde
last nihayet, en sonunda or (else) yoksa, aksi takdirde
from now on bundan böyle but for -meksizin
meanwhile bu arada if it weren’t for olmasa
in the mean time bu arada if it hadn’t been for olmasaydı
suppose (that) farz et ki
supposing (that) farz et ki

164
GRAMMAR SCANNER

You might also like