You are on page 1of 9

Rahip Bahira Olayı ve Saklanan Gerçekler

Rahip Bahira. (Sr. Bhira ‫ܒܚܝܪܐ‬/ Sınanmış ve seçilmiş ) Suriyeli Nasrani yani en köklü Hristiyanlık
akımından gelen bir keşişti. Görüşleri yüzünden aforoz edilmiş ve izole bir hayat yaşamaktaydı.
Bu grup ana akım Hristiyanlıktan oldukça ayrılan bir teolojiye sahipti. Kendileri için Kudüsteki gerçek
İsevi cemaatine yakın bir kolu takip eden bir akım denilebilirdi. Kendisinin Yahudi asıllı olma olasılığı
da vardır Nihayetinde Tevrat'ı terk etmeyen bir Nasrani görüşüne sahiptir. Siyer alimleri bize onunla
ilgili bir kıssayı aktarır.
Bahira, Eski ve Yeni Ahid metinlerine ve gizli yazmalara oldukça hakim biriydi. Bu ayetleri
yorumlamasındaki isabetli yaklaşımlarına beraber bakacağız.. Dieğer taraftan Müslümanların
bilemeyeceği bazı detayların rivayetlerde nasıl yer aldığını ve anlatıların otantik olduğunu size
örnekleri ile göstereceğiz.

Son yıllarda oryantalizmin etkisinde kalan bir çok sahte hoca, kariyer uğruna Siyer ve Hadis geleneğini
yalanlamakla meşgul. Bu şüphecilere kulak asmadan nakledilen olayların gerçekliğinin araştırılmasının
bize özgüven ve kalbimize de itminan vereceği kesindir.

Bahira olayı da böyledir. Bu olay Ehli Sünnet'in rivayetlerine karşı çıkan Şii kaynaklarında bile yer
alıyor. Siyer kaynaklarına göre amcası Ebu Talip ticaret yapmak amacıyla gittiği Şam seyahatlerinden
birinde yeğeni Hz.Resulullah'ı (‫ )ﷺ‬da yanında götürür.
Hz.Peygamberimiz (‫ )ﷺ‬bu sırada 12 yaşlarındadır. Bu sırada Şam’ın Busra kasabasının dışında Bahîra
adında Hristiyan bir rahip yaşamaktadır. Rivayetlere göre Busradaki manastırda bulunan Bahira
uzaktan gelen kervanı bir bulutun takip ettiğini görür.

Meraklanıp kervanı durdurur ve onlara yemek ikram eder. Rahip Bahira, bir bulutun gölge ettiği
Peygamberimiz'i (‫ )ﷺ‬fark eder, ona bazı sorular sorar.
Aldığı cevaplar Bahira'nın hoşuna gider.

Zira bir Allah elçisi ile ölmeden görüşme fırsatı olduğunu anlar. Sohbetin etkisinden kurtulamayan
Bahira daha başka sorular sorar.. Uykunda durumun nasıldır der? Peygamberimiz (‫ )ﷺ‬de: “Gözlerim
uyur, fakat kalbim uyumaz!” der. Buradan nebilerin (asm) uykusunda dahi Allah'ı (cc) zikrettiklerini
anlayarak kesin tatmin olmuş bir şekilde hükmünü verir.

Beklenen Şiloh / Resul (‫ )ﷺ‬odur. Sohbetine doyulamayana (‫ )ﷺ‬daha sorular sorar Hz.İsa'dan (as)
beri resullerin gelişi kesilmiştir. O (‫ )ﷺ‬gelene kadar gönüller marifetullah pınarına hasrettir.
Hz.İsa'ya (as) Yahudilerin ettiklerini onun kavminin de Ona (sav) edeceğinden emindir. O yüzden Ebu
Talibe ona sahip çıkması için sıkı sıkı tembih eder.. onu Şam’a götürmemesini ister. Ebu Talip bu
uyarıyı dikkate alarak alışverişini orada yapar ve Peygamberimizle (‫ )ﷺ‬Mekke’ye döner. (İbn Hişâm,
1/91-194) Bahira'nın gözlemlerinde kullandığı Eski Ahid ve İncil ayetlerine bakalım şimdi.

Rivayetlerin doğru ve gerçek bir olaya dayalı olduğu muhtevasından belli idi. Çünkü bu rivayetler
önceki kutsal kitaplardan bilinebilecek detayları içeriyordu. Bunlardan biri Bahira'nın bir bulutla ilk
mesajı almasıdır.

Musevilerin apokaliptik metinlerinde ve Danyel'in kıyamet ile ilgili sahnelerinde beklenen "Bar Enaş"
yani İnsanoğlu unvanlı bir Nebi'yi anlatılır. Hz.Danyel (as) Nebi onun göğün bulutlarıyla geleceğini
bildirmiştir.

Daniel 7:13-14

İncil'de de Hz.İsa'nın (as) ağzında bu müjde veriliyor bakın: "Ve sizler, İnsanoğlu'nun Kudretli Olan'ın
sağında oturduğunu ve göğün bulutlarıyla geldiğini göreceksiniz." (Markos 14:62)
Bahira'nın Eski ve Yeni Ahid'den yaptığı çıkarımla fark ettiği bir bulut anomalisini "Bulutlarla gelen ahir
zaman peygamberine" yorarak (Bar-Naşa/ İnsanoğlu'nu) araması sizce tesadüf mü yoksa Kutsal
Kitabın bağlamına uymuyor mu? Çıkarımı isabetli değil mi?

Siyer kitapları Bahira'nın o zaman bir çocuk olan Hz. Resulullah'ın sav sırtındaki nübüvvet mührünü
aradığını da rivayet eder. Bahira bunu biliyordu. Çünkü Eski Ahid'in İşaya kitabı (İşaya 9:6) gelecek
'İslam önderi'nin 'omuzlarındaki göksel saltanat otoritesi'nden bahsetmektedir.

Ayetlerde geçen özel isim olduğu halde çeviride yanlışlıkla çevrilen Şalom (‫)ָׁש לֹֽום‬/İslam kelimesi
çevrilmeden bırakıldığında kehanetin bağlamıyla tam uyum sağlamaktadır: Omzunda mühürle gelen
İslam önderi.
Rahip Bahira'nın “–Bu Âlemlerin Efendisi’dir. Bu Âlemlerin Rabbi’nin Rasûlü’dür. Allâh O’nu âlemlere
rahmet olarak gönderecek!” dediği rivayet edilmiş.

Bakın Yuhanna 14/15/16'daki Yunanca Paraklētos/İbranice Menahem yani Rahmet olan peygamber
nasıl da rivayet bağlamına uyuyor.

Ebû Tâlib, Kureyş büyüklerinden bir grupla Şam’a gitmişti. Peygamber Efendimiz de
onunla berâberdi. Yolda, Râhip Bahîra’nın manastırına yakın bir yerde konakladılar.
Bahîra, o zamanki hristiyanların en âlimi idi.

Bahîra, kervan gelirken bir bulutun, içlerinden bir kişiyi gölgelediğini, ağacın gölgesine
indikleri zaman da ağacın dallarının yine aynı kişinin üzerine doğru eğildiğini görmüştü.
Bunun üzerine:

“−Ey Kureyş cemaati! Ben, sizin için yemek yaptım. Küçük-büyük, köle-hür, hepinizi
sofraya dâvet ediyorum!” diye kervana haber gönderdi.

Hâlbuki Bahîra, daha önceki gelişlerinde yanlarına hiç uğramaz, onlarla alâkadar olmazdı.
Kervandakilerin hepsi sofraya gelmiş, sâdece Fahr-i Kâinât Efendimiz eşyaların yanında
kalmıştı. Bahîra gelenlere tek tek baktı ve kitaplarında okuduğu sıfatları hiçbirinde
göremedi.

“−Ey Kureyşliler! Kâfilenizde olup da buraya gelmeyen kimse var mı?” diye sordu.

Kureyşliler:

“−Ey Bahîra! Geride bir çocuktan başka kimse kalmadı. Yaşça en gencimiz olduğu için
O’nu eşyalarımızın yanında bıraktık.” dediler.

Bahîra:

“−O’nu da çağırınız! Bu yemekte O da bulunsun!” dedi.

Muhammedü’l-Emîn’i getirip sofraya oturttular. Râhip, O’nu görür görmez dikkatli


dikkatli bakmaya ve baştan ayağa süzmeye başladı. Daha sonra da elinden tutup:

“−Bu Âlemlerin Efendisi’dir. Bu Âlemlerin Rabbi’nin Rasûlü’dür. Allâh O’nu âlemlere


rahmet olarak gönderecek!” dedi.

Bahira’nın
rivayetteki sözlerinde geçen “Alemin Reisi” ifadesi Yuhanna’daki Parakletos için kullanılan “ὁ τοῦ
κόσμου ἄρχων” ( ho ton kosmon arkhon) Alemin Reisi (geliyor.) cümlesini hatırlatır. Zira, Kosmos
âlem/kâinat anlamına da gelir. Bahira Yuhanna 14:30'a atıf yapmıştır!
Müslüman râviler İslam dışı bir kaynaktan işitmesel bu detayı nereden bilebilirlerdi? Bilakis bu
detaylar rivayetlerin orijinalliğini kanıtlar.

You might also like