ْ ﻣ َ ﻳ ُ ِﻌﺰsırrına mazhar ediyor, diye istimal ediyorum. O hocanın “Aziz” kelimesine itirazına deriz: Evvelâ: Eskiden beri ve ehl-i ilim mükâtebelerinde “Aziz kardeşim, aziz arkadaşım” ve umum halkın muhaverelerinde “Azizim, azizim” tabirleri, sıfat ve mana-yı lügavî itibariyledir. Hem ُﻦ ﺗَﺸَ ﺎء ْ ﻣ َ ﺗ ُ ِﻌﺰsırrına göre insana verilen “Aziz” lafzı İlm-i Sarf usûlünce ﻓﻌﻴﻞ ﺑﻤﻌﻨﻰ ﻣﻔﻌﻮلdür. Yani izzete mazhar olmuş demektir. Sâniyen: Gerçi “Aziz” ismi, esma-i hüsnadandır. İsim olarak başkada istimal edilmez. Fakat manası itibariyle sıfat olarak daima hem “Aziz”, hem esma-i İlahiyeden “Halîm ve Hakîm ve Mâlik ve Melik ve Alîm ve Âlim ve Mü’min ve Semi’ ve Basîr” gibi çok istimal edilmiş. Hiç kimsenin hatırına itiraz gelmez. Sâlisen: Benim de eski ülemaya iktidaen bu “Aziz” kelimesini sıfat olarak kardeşlerime vermenin sebebi ise onlar dini ve ilmi dünyaya âlet yapmadıklarından ilmin ve dinin izzetini muhafaza ettiklerinden, (temsilde hata yok) Yusuf Aleyhisselâm’ın Aziz-i Mısır olması gibi bunlar da bu asrın azizleridirler.