6- Ademla.s)' in nezlinde, yaratılmışlara secde etmek caizdi. Bu durum Yusuf(a.

s) un zamanına kadar
devam etmişe benziyor. Onlar arasındaki olan şey, saygıdan dolayı hak eden kimseye secde yapılırdı.
Ona secde etmekle, o insanın yüceltilmesi, onun şerefli kılınması anlaşılıyor .

Bunların arasındaki durum bizim aramızdaki kucaklaşma ve yine bizim aramızdaki el öpme gibidir.
Peygamberimiz(s.a.v)' den rivayet olundu ki, el öpmenin mübah oluşu hakkında selam
Peygamberimizden geldi. Yine onun hoşlanılmayan bir şey olduğu rivayet olundu. Ancak Allahtan
başkasına secde etmek nesh edilmiştir.

7- Hz. Ali, Allah onun şerefini, ikramını Yüce etsin, yüzünü ak etsin.

Hasan Basri, Ebu Rica ve 1-Yemani "vedu” şeklinde okudular. Şeddeli bir şekilde "yeduul" şeklinde
okumadılar.

"Yeduu" yetruku manasına gelir. Ona iyilik yapmaz, ona kaba davranış ile karşılık verir şeklinde
okudular. "vela yehuddu" kelimesi, yani ehlinden herhangi birini göndermez veya diğerlerini müşirin
olan kimseler miskinin yemeğine harcama yapmaz. "ta amın" anlamı ise elde edilen şeydir.

Yani gıdadan alınan şeydir. "et amil miskin" şeklinde gelmedi de "ta amil miskin" şeklinde geldi. Bu
durum muzaf olmasına rağmen daha önce işaret ettiğimiz gibi zimman çünkü sanki o yemeğin sahibi
gibidir. “Allah'ın şu sözünde olduğu gibi isteyen ya da istemeyenin (mahrum bırakılanın) onların
malları üzerinde hakları vardır.”