Professional Documents
Culture Documents
HKK-Gaz Turbinli Motor
HKK-Gaz Turbinli Motor
T.C.
HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI
HAVA TEKNİK OKULLAR KOMUTANLIĞI
UÇK.BKM.OK.K.
YAYIN NU: 11-210-M03
Hv.Tek.Ok.K.lığı Matbaası
Gaziemir-İZMİR
2011
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
UÇK.BKM.OK.K.
YAYIN NU: 11-210-M03
(Birinci Basım)
Hv.Tek.Ok.K.lığı Matbaası
Gaziemir-İZMİR
2011
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
Genel Koordinatör
Hv.Uçk.Bkm.Kd.Bçvş. Orhan AKYÜZ
Derleyen
Hv.Uçk.Bkm.Kd.Bçvş. Rüştü ÖZAK
Hv.Uçk.Bkm.Kd.Bçvş. Gürkan KILINÇARSLAN
Hv.Uçk.Bkm.Kd.Bçvş. Ertan ARTAN
Hv.Uçk.Bkm.Bçvş. Hatem KUMCU
1. Baskı
Bu kitap Hv.Tek.Ok. K.lığı Matbaasında
JAR / EASA ( B2 seviyesi) Temel Eğitimlerinde
kullanılmak üzere 100 adet basılmıştır.
İZMİR / Aralık 2011
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI i
SUNUŞ
Modern çağın gereklerine uygun olarak uçak teknolojisi baş döndürücü bir
hızla gelişmektedir. Eğitiminizin süresi içerisinde uluslararası bakım
gereksinimlerin ve yapılması gereken bakım ve onarım standartlarının neler
olduğunu en iyi şekilde bilmeniz gerekmektedir. Bunun bilincinde olan Uçak
Bakım Okul Komutanlığı, kendisine düşen öğretim görevini yerine getirebilmek
için, sizlerin mesleki gelişiminize ait bilgileri en iyi bir şekilde kazanmanızı
amaçlamıştır.
TASNİF DIŞI
ii TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI iii
ÖNSÖZ
Geleceğin havacılığında ele alınacak standartlar doğrultusunda bakım ve
onarım yapmak zorunlu hale gelecektir. Bu bağlamda oluşturulmuş ve hala
geliştirilmekte olan ulusal ve uluslararası standartlar hava yollarını ve askeri
havacılığı daha güvenilir hale getirmek üzere tasarlanmıştır.
TASNİF DIŞI
iv TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI v
İÇİNDEKİLER
Sayfa Nu.
SUNUŞ i
ÖNSÖZ iii
İÇİNDEKİLER v
ÇALIŞMA REHBERİ xv
TASNİF DIŞI
vi TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI vii
B. Surge 79
C. Surge’ün Engellenmesi, 79
Ç. kompresör ve türbin kirlenmesi 80
V. HAVA AKIŞ KUMANDA YÖNTEMLERİ 80
A. Kompresör Kontrol Sistemi 80
B. Kontrol Cihazları ( Control Components ) 81
C. Çalıştırma Cihazları ( Actuation Components ) 81
Ç. Geri Besleme Cihazları ( Feedback Components ) 82
D. VSV Sistemi 83
E. VSV / VBV Sistemlerinin Çalışması 83
VI. KOMPRESÖR ORANI 84
Özet 85
Kendimizi Sınayalım 87
ÜNİTE V COMBUSTİON (YANMA)BÖLÜMÜ 89
Giriş 90
I. YANMA ODASI KISMI 90
A. Can Type (Silindirik) Yanma Odaları 91
B. Annular Type (Çevresel) Yanma Odaları 92
C. Can – Annular Type (Silindirik – Çevresel) Yanma Odası 93
Ç. Yanma Odasında Aranan Özellikler 94
Özet 97
Kendimizi Sınayalım 98
ÜNİTE VI TÜRBİN KISMI 99
Giriş 100
I ÇEŞİTLİ TÜRBİN BLADE TİPLERİNİN ÇALIŞMA VE
100
KAREKTERİSTİKLERİ
A. Radyal Akışlı Türbinler 100
B. Eksenel Akışlı Türbinler 101
II BLADE İN DİSK’E BAĞLANMASI 102
III NOZZLE KILAVUZ VANELERİ 102
IV TÜRBİN BLADE STRES VE CREEP NEDENLERİ VE ETKİLERİ 107
Özet 110
Kendimizi Sınayalım 112
ÜNİTE VII EGZOZ 113
Giriş 114
TASNİF DIŞI
viii TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI ix
TASNİF DIŞI
x TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI xi
Özet 252
Kendimizi Sınayalım 253
ÜNİTE XVI TURBO PROP MOTORLAR 255
Giriş 256
I. GAZ KUPLAJLI SERBEST TÜRBİN VE DİŞLİ KUPLAJLI TÜRBİNLER 256
II. AZALTMA DİŞLİLERİ 259
III. BİRLEŞTİRİLMİŞ MOTOR VE PERVANE KUMANDALARI 261
IV AŞIRI HIZ EMNİYET TEDBİRLERİ 263
A. Hatve Kilidi (Pitch Lock) 264
B. Küçük Hatve Durdurma Sistemi 264
C. Negatif Tork Sistemi (NTS) 265
Özet 266
Kendimizi Sınayalım 267
ÜNİTE XVII TURBOŞAFT MOTORLAR 269
Giriş 270
I. ARANJMAN,AZALTMA DİŞLİLER, VE KUPLAJLARI, VE
270
KUMANDA SİSTEMLERİ
A. Aranjman ve Azaltma Dişlileri 270
B. Turbo-Shaft Motorların Kuplajları ve Kumanda
272
Sistemleri
Özet 279
Kendimizi Sınayalım 280
ÜNİTE XVIII YARDIMCI GÜÇ ÜNİTELERİ (APU) 281
Giriş 282
I. APU’LARIN YERLERİ 282
II. YARDIMCI GÜÇ ÜNİTESİNİN GÖREVLERİ 284
III. UÇAKTAKİ YARDIMCI GÜÇ ÜNİTESİ BÖLÜMLERİ 284
A. Ekipman (Equipment) Bölümü 285
B. Yardımcı Güç Ünitesi (APU) Bölümü 285
C. Egzoz Susturucu ( Muffler) Bölümü 288
IV. UÇAKTAKİ YARDIMCI GÜÇ ÜNİTESİ BAĞLANTILARI 288
A. Bleed Hava Bağlantısı (Bleed Air Supply) 288
B. Elektriksel güç bağlantıları (Electrical power supply) 289
V. APU ÇALIŞTIRMA, DURDURMA VE YÜKLEME İŞLEMLERİ 289
VI. YARDIMCI GÜÇ ÜNİTESİ SİSTEMLERİ 290
TASNİF DIŞI
xii TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI xiii
TASNİF DIŞI
xiv TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI xv
ÇALIŞMA REHBERİ
Her bir bölümü dikkatle okuyunuz. Bir önceki bölümü anlamadan diğerine
geçmeyiniz.
Bu ders kitabı içindeki konulara ilişkin daha ayrıntılı bilgi edinme isteğiniz
olursa; kitabın sonunda sıralanmış kaynaklara başvurabilirsiniz.
TASNİF DIŞI
xvi TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI xvii
KULLANIM KILAVUZU
Kendi kendine öğrenme ilkelerine göre hazırlanmış olan bu kitabı daha etkin
kullanabilmeniz amacıyla hazırlanan “Kullanım Kılavuzu” konularını anlayarak,
kitaptaki işlevlerini bilmeniz sınavlara hazırlanmanıza yardımcı olacaktır.
El İşareti:
Bu işaret metin içindeki örnek ve açıklamaları göstermekte ve bunlara
dikkat çekmektir.
Temel Kavramlar:
Çalışırken sizlere yol göstermeleri amacıyla ünitede kullanılan temel
kavramlar bölüm başında sıralanmaktadır.
Amaçlarımız:
Amaçlarımız bölümünde okuduğunuz ünite sonunda kazanacağınız bilgi
ve beceriler verilmektedir.
Dikkat:
Dikkat bölümlerinde, bölümü çalışmaya başlamadan önce bilgi sahibi
olmanız gereken konular, kavramlar ya da hazırlıklarla ilgili uyarı
yapılmaktadır. Bu uyarı ayrıca, ünite içinde herhangi bir konuya
dikkatinizi çekmek ya da ek bilgi vermek için de kullanılmaktadır.
Risk Faktörü:
Bu işaret sizin dikkatinizi risk faktörü içeren konulara çekmek amacıyla
kullanılmıştır.
Düşünelim:
Anlatılan konuya ilişkin düşünmenizi, düşüncelerinizi belirli bir konuya
yoğunlaştırmanızı sağlamak amacıyla sorulan sorular ya da yapmanız
beklenen davranışlardır.
Sıra Sizde:
İşlenen konuları kavrayıp kavramadığınızı kendi kendinize ölçmenize
yardımcı olmak için metin içinde yer verilen sorular ya da
uygulamalardır.
TASNİF DIŞI
xviii TASNİF DIŞI
Yana Çıkma:
Metin içinde vurgulanması gereken bazı tanım ve açıklamalar sayfa yan
boşluklarında yinelenmektedir.
Kendimizi Sınayalım:
Her ünite sonunda işlenen konularla ilgili çoktan seçmeli, doğru-yanlış,
boşluk doldurma, eşleştirme türü soruların biri ya da birkaçından
oluşan test yer alır. Bu sorular, işlenen konuları öğrenip
öğrenmediğinizi kendi kendinizi ölçmenize yardımcı olur.
Özet:
Özet bölümünde, ünitede öğrendiğiniz temel kavram ve konular kısaca
yinelenerek, temel kavramlar bir daha tekrar edilmektedir. İstediğiniz
bir konuya kolayca ulaşabilmeniz için yanlarında sayfa numaraları
verilmiştir.
Sözlük:
Kitabın sonunda yer alan bu bölümde, ünitedeki konularının içerisinde
kullanılan kısaltmalar ve teknik terimlerin açıklamaları yapılacak ve
sizlerin karşılaştığı yabancı terimleri anlamanıza yardımcı olacaktır.
Deneme Sınavı:
Kitabın sonunda tüm bölümleri kapsayacak bir deneme sınavı
bulacaksınız. Deneme sınavı bu kitapla ilgili size uygulanacak
sınavlardaki sorulara benzer soruları içermektedir.
Yanıt Anahtarı:
Kendimizi Sınayalım bölümünde yanıtladığınız çoktan seçmeli soruların
yanıtları ve ilgili geribildirimleri bu bölümde bulabilirsiniz.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 1
ÜNİTE I
TEMEL BİLGİLER
Temel Kavramlar
Ünitenin İçindekiler
Giriş
TASNİF DIŞI
2 TASNİF DIŞI
Giriş
Motorun çalışmasını prensiplere dayandırabilmek ve bu prensipleri
açıklayabilmek için size verilecek olan bilgiler; prensipleri anlamanızda
büyük kolaylık sağlayacaktır.
Bu ünite dahilinde göreceğimiz önemli kanunların bazılarının başlıkları
aşağıda verilmiştir
➢ Etki Tepki Kanunu
➢ Akselerasyon Kanunu
➢ Atalet Kanunu
➢ İtki Gücü (Thrust)
➢ Bernoulli Prensibi
➢ Standart Gün
I. POTANSİYEL ENERJİ, KİNETİKENERJİ, NEWTON’ UN HAREKET
KANUNU, BRAYTON ÇEVRİMİ
Jet motoru içinden akan hava, girişten çıkışa kadar, termodinamik
prensiplerinin ön gördüğü biçimde değişime uğrayarak akacaktır.
Gazların temel davranış biçimleri basınç, sıcaklık ve hacim
değişimlerinde izlenir. Eğer gaz, sabit bir kap içinde ısıtılırsa basıncı
artacak, ancak hacmini genişletebilecek bir kap içinde, örneğin piston
içinde ısıtılırsa pistonu ittirerek hacmini genişletecektir. Bu durumda
hacmin genişlemesinden dolayı basıncı artmayacaktır. Ancak hacim
genişlemesine engel olunduğunda basıncı ısıya bağlı olarak yeniden
artacaktır. Aksi durum düşünüldüğünde ise eğer kapalı bir kaptaki
gazın hacmini azaltmaya başladığımızda tazyik ve hararetin ters
orantılı olarak artmaya başladığını görürüz.
Hacim daraltma işlemine devam edilirse, belirli bir atmosfer
basıncına ulaşıldığında gaz, fiziksel şekil değiştirerek sıvı hale geçecek
ve sıkıştığı alana sığar hale gelecektir.
Bu noktadan itibaren sıvılar sıkışmıyacağından, hacim azaltımı
mümkün olmayacaktır. Gazlar, kimyasal bileşimlerinden bağımsız
biçimde, termodinamik prensiplerine uyarlar. Bu prensipler ışığında,
gaz türbinindeki basınç değişimi; ısıya, havanın miktar değişimine ve
hacmine direk bağlı olarak değişebilecektir.
Jet motorunun kompresör, difizör, yanma odası, türbin ve egsoz
kısmında oluşturulmuş dar alan ve genişleyen bölümlerdeki gazın akışı,
termodinamik ve bernoulli prensiplerine uygun, fizik gereklerinde
cereyan eder.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 3
TASNİF DIŞI
4 TASNİF DIŞI
Bir jet motorunda işte, bu şekilde itki (thrust) sağlar. Balonun
ivmesinin düşmemesi için, içine bir el pompası ile hava basılmaya
devam edilmelidir.
El pompası yerine, şayet bir kompresör veya döner pompa
konulursa, balonun içine yüksek hacimli hava sağlamaya devam
edilebilir. Sağlanan bu hava, balonun hareketini, havanın sağlanması
koşulu ile kesintisiz devam ettirecektir. Dördüncü aşama olarakta, eğer
bu balon düzeneği içinden akan kompresörün arkasındaki havaya,
yakıt püskürterek ateşlenirse, ısınan havanın genişlemesi ile balon
basıncının artmasına müteakip, gaz eksozdan dışarıya, akış hızını
arttırarak çıkacak ve itkiyi daha da arttırmış olacaktır. Ancak, hala
ortada bir motor yoktur. Zirâ kompresörün dönmesini sağlayacak bir
düzenek mevcut değildir. Beşinci aşama olarakta bu gerekli olan
kompresör dönüsünü sağlayacak dahili düzeneği oluşturmaktır. Bunun
için akan gazdan yararlanılmış ve eksoz içine bir türbin yerleştirilerek,
bir şaftla kompresöre bağlanmıştır.
Bu düzenek sayesinde gazlar çıkarken türbini çevirecek, o da bağlı
bulunduğu kompresörü çevirecektir. Çevirilen türbin, gaz enerjisinin
bir kısmını mekanik dönü için emmiş olacaktır. Ancak kalan enerji
(Gazların hız enerjisi), eksozu terk ederken yeterli itme gücüne
sahiptir. İşte bu itkinin adı, jet tepkimesi olan thrust’dır. Aşağıdaki
şekillerde, balondan motora ulaşım aşamaları görülmektedir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 5
TASNİF DIŞI
6 TASNİF DIŞI
A. Bernoulli Prensibi
Belirli bir miktarda ki sıvı veya gaz, çapı; önce geniş, sonra
daratılmış ve tekrar önceki geniş çap kadar genişletilmiş bir boru içine
sevk edildiğinde, bir takım değişimler göstererek akacaktır. Akan
sıvının tazyiki, borunun en geniş yerinde en yüksek düzeyde olacak,
akış hızı ise, en düşük düzeyde olacaktır. Hızı “H” ile tazyiki “T” ile
gösterirsek; borunun en geniş yerindeki sıvının hız ve tazyikini şu
şekilde ifade edebiliriz.T ↑ H↓ (Tazyik sabit yüksek, hız sabit düşük).
Sıvı, sabit çaptan daralan çapa doğru ilerlerken, artan bir ivme ile, en
dar yere kadar hızını arttıracak, ancak tazyikini azaltacaktır. Bu
durumu, şu şekilde ifade etmemiz mümkündür. T H ( tazyik gittikçe
azalmakta ve hız gittikçe artmaktadır.) Bir bakıma hız, daralan çapa
ters orantılı olarak artarken, tazyik doğru orantılı olarak düşmektedir.
Sıvı en dar çaptan geçerken, durum şu şekilde özetlenebilir. Sıvının
kazandığı akış hızı, en yüksek seviyesine ulaşmış, ancak tazyikte en
düşük noktasına inmiştir. T ↓ H ↑. Sıvı tekrar gittikçe genişleyen
bölgeye akmaya başlarken durum yine değişmeye gösterecektir.
Tazyiki artmaya başlarken hızı düşmeye başlıyacaktır. T H Yani bir
önceki gittikçe daralan mecra da gösterdiği davranışın tersini
sergileyecektir.
Sıvı bu kez son aşama olan, başlangıç boru çapına girdiğinde, ilk
özelliklerine geri dönecektir. Yani tazyiki sabit olarak en son noktasına
erişmiş ve hızıda başlangıç hızına geri dönmüştür T↑ H↓ .
Basınç ve hız fenomenlerine, gazların ve sıvıların hidrodinamiğini daha
iyi anlamak ve uçak üzerinde kullanılan panomatik cihazların, iç
çalışmalarını çözümleyebilmek için, ısı faktörünüde katmamız gerekir.
Isı sürtünmenin sonucudur. Tazyiğin arttığı noktalarda, ısıda
moleküllerin birbirlerine daha çok sürtünmeleri sonucu artacaktır.
Aynı fiziksel yaklaşımla, hızın arttığı noktada,moleküller arası mesafe
artacağından, sürtünme en aza inecek ve ısı üretimide azalacaktır. Yani
ısı, tazyikle doğru orantılı, ancak hızla ters orantılıdır. İfadelerimizi
yukarıdaki gösterimimize ilave edecek olursak Bernoulli deki ifade şu
şekle bürünmüş olacaktır. Sabit geniş boruda, T↑ H↓ I ↑ (I = ısı)
olacak, gittikçe daralan mecradaT H I şeklinde, en dar noktada T↓ H
↑ I ↑ özelliğinde bulunacaktır. Akışkan bu kez, gittikçe genişleyen
bölgeye girdiğinde T H I özelliğinde ve nihayet başlangıç çapına
erişildiğinde T↑ H↓ I ↑ başlangıç özelliklerine geri dönmüş olacaktır.
Akışkanların bir mecrada akarken tazyik, hız ve ısı gibi fizik özelliklerini
iyi kavramak, aynı zamanda bir jet motorunun içinden akan havanın,
fizik fonksiyonlarını da iyi anlamamız anlamına gelir. Buna ilave
edeceğimiz yegane unsur, ısı karşısında gazların gösterdiği duyarlılık ve
davranış biçimleridir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 7
C. Atalet Kanunu
Newtonun birinci kanunu olan bu kanun, “denge kanunu” olarakta
isimlendirilmiştir. Kanun bir cisme etki eden kuvvetlerin denge
durumunu açıklamaktadır. Bu kanuna göre “Hareket halindeki veya
duran bir cisme bir kuvvet tatbik edilmedikçe; hareket halindeki cisim
hareketine, düz bir hat üzerinde sabit bir hızla, duran cisim ise
durmasına devam eder. Dengede kalmanın anlamı şudur. Cismin ağırlık
merkezi etrafındaki tüm kuvvetlerin oluşturduğu momentlerin
toplamının sıfır olması durumudur.
Ç. Akselerasyon Kanunu
Bu kanun Newtonun ikinci kanunu olup, bir cisme bir kuvvet etki
ettiğinde, cismin hızlanmasını açıklar. Yani “akselerasyon; uygulanan
kuvvet ile doğru, cismin kütlesi ile ters orantılı ve yönü dengelenmiş
kuvvetin yönündedir.” Kanunu matematik olarak ifade edecek olursak:
F = MA dır. Verilen bu formülde
F = Kuvvet (Farce)
M = Kütle (Mass)
A = Akselerasyon (Acceleration) Hız verme olarak ifade edilir. Verilen
bu formülde tatbik edilen kuvvetin değeri; kütle ile hızın çarpımı olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Uçağı ileri doğru itme kuvveti, yani jet motorunun thrust itki gücü,
aerodinamik geri sürükleme kuvvetini yenmek ve kütleyi ileri ittirmek
(Acceleration) için gereklidir. İleri çekiş gücü diyebileceğimiz bu itme
TASNİF DIŞI
8 TASNİF DIŞI
gücü, geri sürüklenme gücünden fazla olması halinde, kütleye (uçağa)
ivme kazandırabilir. Kütle arttıkça, şayet itki gücüde attırılamazsa,
cisme hız kazandırmada, yavaşlama söz konusu olacaktır.
Formüldeki elemanlardan akselerasyonun (hızlandırma) artması
için, tatbik edilen itkinin aynı kalması durumunda, kütlenin azaltılması
gereklidir. Şayet kütlenin aynı kaldığını varsayarsak bu kez, itkinin
arttırılması, akselerasyonunda aynı oranda arttırılması anlamına
gelecektir. Bu yüzden, aynı motor itkisine sahip iki uçaktan kütlesi
diğerine göre fazla olan daha geç akselerasyon gösterecektir
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 9
TASNİF DIŞI
10 TASNİF DIŞI
Sıvı yakıtlı roketlerde, daha sıklıkla kullanılan yakıt kombinasyonu,
sıvı hidrojendir (Liquid hydrogen). Sıvılaştırılmış oksijeni de, yakıcı
(oxidizer) madde olarak kullanılır. Yakıt olarak kerosene ve hydrozine
kullanıldığında, oxidizer olarak ta nitrogen tetroxide kullanılır. Sıvı
yakıtlı roketler, uzaya ağır yüklerin taşınmasında kullanılır.
Örnek olarak Amerikan, Delta ve Titan roketleri ile Avrupanın
Ariane ve Rusların soyuz ile proton’larını sayabiliriz. Katı yakıtlı
roketlerde, birlikte karıştırılarak katılaştırılmış yakıt ve oxidizer
kütlesini, yanlarında taşırlar. Ancak bu karışımın yakılması farklılık
göstermektedir. Karışım; bir ısı kaynağına maruz kaldığında, oluşan
alev, yüzey boyunca yayılır.
Bu reaksiyon bir kere başlatıldığında, asla durdurulamaz. Yanma,
katı karışım bitinceye kadar, devam etmek zorundadır. Bu yüzden,
fırlatma esnasında, ateşlemeden sonra geri sayım durdurulamaz. Katı
yakıtlı roketler, sıvı yakıtlı roketler kadar,güçlü değillerdir.Sıvı yakıtlı
roketlerde, yanma oranını, yakıt akışına müdahale ederek, ayarlama
imkanı olduğu halde, katı yakıtlılarda, bu özellik söz konusu değildir.
Ancak katı yakıtlı roketlerde, daha emniyetlidirler. Katı yakıtlı
roketlerin, yanmanın başlatıldıktan sonra, durdurulamaması sakıncasını
yok etmek için, hem katı, hem de sıvı yakıtlı roket özelliği taşıyan,
“hybrid roket” imâl edilmiştir.
Bu roket, katı yakıt, sıvı veya gaz oxidizer kullanmaktadır. Sıvı veya
gaz oxidizer’ın akışını sınırlayarak, yada keserek, yanmayı yavaşlatmak,
yada tamamen durdurmak, mümkün olmaktadır. Hybrid rokete
benzeyen bir başka rokette, “ducted rocket’dir”.
“Ducted rocket” jet engine ile solidrocket’in bir karışımıdır. Katı
yakıt taşır, ancak oxidizer’ı atmosferden hava emerek sağlar. Daha
ziyade yüksek süratteki askeri füzeleri sevk etmekte yararlanılmaktadır
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 11
TASNİF DIŞI
12 TASNİF DIŞI
ölçüde, daha az özgül yakıt sarfiyatına sahiptir. Ramjetlerin,
günümüzde uçaklarda kullanılabilmesi için araştırmalar devam
etmektedir. İkinci dünya savaşında, bombalara takılan ramjetler,
uçaklardan bırakılarak, bombaların belli hedeflere sevk edilmesinde
kullanılmışlardır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 13
TASNİF DIŞI
14 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 15
4. Turboprop
1940’lı yıllarda geliştirlen pistonlu motorlar, uçuş yüksekliği ve
seyehat hızının arttırılmasında yeterli olamamış ve uçuş ekonomiside,
olumsuz etkilenerek, yeni kârlı arayışlara yönenilmesi kaçınılmaz
olmuştur. Yükseklik ile verimi çok fazla olumsuz etkilenmeyen, gaz
türbinli motorlarla, pervanenin birlikte kullanılması tasarlanmış ve
bugünkü, turboprop motorlara ulaşılmıştır. İkinci dünya savaşı
esnasında, birkaç avcı uçağında, uçuş yüksekliği ve hızını arttırmak
amacıyla uygulanmış, 1950’li yıllara gelindiğinde de, Rolls – Royce
firması, dart tipi turboprop motorları üretmiştir. Bu motor, Viscount ve
Vanguard uçaklarında kullanılmıştır.
Daha sonraları, birçok yolcu ve yük uçaklarında turboprop, başarı
ile kullanılmıştır. Türbinli motorun, pistonlu motora göre, az titreşim
üretmesi, aynı güç için daha küçük sürükleme kuvvetine neden olması,
kullandığı yakıtın, daha ucuz elde edilmesi gibi, üstünlükleri mevcuttur.
Turboprop, pervane yerine helikopter rotoru takılarak,
helikopterlerde de uygulanmıştır. Helikopterde kullanılan bu
motorlara, turboşaft motorları denilmektedir. 400 şaft beygir gücü
üstünde üretilen, gaz türbinli motorları kullanamayan küçük uçaklar,
çaresiz olarak, pistonlu motorları kullanmaktadır. Turboproplarda
verim, pervane verimi ile sınırlıdır. Turboprop motorların, pervane mili
TASNİF DIŞI
16 TASNİF DIŞI
ile kompresör mili arasına yerleştirilen, devir düşürücü dişli grubu
(ReductıonGear), 1 / 8 ~1 / 22 oranında, pervane devrini, kompresör
devrine göre düşürür. Radyal yada eksenel tip kompesör kullanan
turbopropların güçleri, 450 ~ 10 000 şaft beygir gücü arasındadır.
Pistonlu motorlar için gerekli olan, yüksek oktanlı (100 / 130) özel
üretim benzin yerine, turboprop motorlar, gazyağı özelliğinde ve
tutuşma sıcaklığı benzinden daha yüksek, emniyetli jet yakıtı, kerozin
kullanırlar. Çekiş gücü, hem jet gazları ,hemde pervane tarafından
üretilir.
Turbopropları oluşturan ana parçalar, turbojetlerle aynıdır. Ancak
temel farklılık türbin dizaynındadır. Turbojetlerde türbin,
kompresörünü çevirmek ve yeterli hızda egsoz gaz çıkışını sağlamak
üzere, uygun biçimde dizayn edilmişken, turboproplarda bu dizayn,
pervaneyi ve kompresörü çevirmek için planlanmıştır.
Bu sebepten, turboprop motorlarda hemen hemen tüm gaz
enerjisi, bu amaçla kullanılırken, çok küçük bir kısmı, jet tepkisi için
kullanılır. İki veya daha fazla, türbin kademesine sahip olmalarından
dolayı, jet gazları, bir sonraki türbin kademesinde, bir önceki kademe
hızına göre, daha yavaşlamış durumundadırlar.
Yani türbinde gazların hızı, kademe kademe azalır ve azalan
nisbette de, jet tepkisi azalmış olur. Turbopropların dönme hızları,
turbojetlere göre yüksektir ve 11000 ~ 14000 RPM arasında
seyretmektedir. Pervane,bu yüksek devirle döndürülemeyeceğine
göre, turboproplarda, pervane devrini oransal düşüren, “reduction
gear” ompresör kullanılmıştır. Turboprop motorların, iki farklı devirle
dönen tiplerinde ise, türbinlerden biri pervaneyi döndürürken, diğer
grup ompresörü döndürmekte, böylelikle, daha yüksek verimde
çalışmaları, sağlanmış olmaktadır. Bu durum,pervanenin kalkış ve
tırmanışta, yüksek hızlarda çalışmasını sağlarken, pervanenin
perdovites eğilimini azaltır.
Turboprop motorlar, gaz türbinli motorlar içinde, yakıt sarfiyatı, en
az alan tiplerdir.Turboprop motorlar, esas itibariyle güç üreten
motorlar olduğundan, eşdeğer şaft beygir gücü ile ölçümlendirilirler.
Ağırlık ve hacimlerine oranla, daha yüksek güç üretirler.
Turboprop motorda pervane pal açısı, türbinden ayrı olduğunda
aşırı devir ve aşırı hararet gibi anormal durumlarla karşılaşılır.
Gücün ayarlanması, yakıt akışı ve pervanenin pal açısı değiştirilerek
yapılır. Yakıt akışı, motor gaz kolu ile ayarlanırken, ayarlanan bu devir
itibariyle, pervane pal açısı değiştirilerek, motor devri sabit kalırken,
pervane yükünü arttırmış, yada azaltmış oluruz. Turboprop motorun
limitleri, turbojet motorun limitlerine benzer ve türbin hararet limitleri,
en kritik limitlerden sayılır. Aşırı devir; türbin, pervane ve dişli grubu
üzerinde, limit dışı gerilimlere sebep olur. Turboproplar, yüksek çekiş
verimi ve yüksek çekiş kuvvetine sahiptirler. Alçak süratlerde, gerek
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 17
5. Turbofan
Jet motorları geliştirilirken, verimliliklerinin arttırılması, özellikle
deniz seviyesine yakın yüksekliklerde ve düşük hızlarda (kalkış ve
tırmanış) tepki arttırılırken, yakıt sarfiyatının da azaltılması
gerekiyordu. Yakıt sarfiyatının artmadığı, ancak itkinin arttığı bu
kurguya nasıl ulaşılabilecekti. ?
İşte bu soruya verilen en iyi cevap, motorun içinden geçen toplam
hava akımını arttırmak, şeklinde olmuştur. Toplam hava akımını
arttırmak için, kapalı bir çember içinde çalışan, pervaneyi andıran ve
adına “fan” denilen kısım, jet motoruna eklenmiştir.Böylelikle
TASNİF DIŞI
18 TASNİF DIŞI
“turbofan”a ulaşılmıştır. Genel olarak, turbofan motorlara, by-pass’lı
motorlar denilmektedir. Turbofan motorların çalışma prensibleri,
turbojet ile turboprop motorlara benzerlik göstermektedir. Tepki
denkleminde açıkça görüleceği gibi, verilen bir enerji veya yakıt akışı
için, tepkili motorun vereceği itki kuvveti, hava debisiyle doğru
orantılıdır. Turbofan motorda thrust formülü şu şekildedir.
Thrust = Thrust of fan + Thrust of care
F = Mf Vf – Mf Vc + Me Ve – Mc Vc
F = Me Ve – Mo Vc + bpr Mc Vf
F = (Force) Thrust
Mf Vf = By pass bölümünü terk eden havanın miktar ve sürati
Mf Vc = By pass’a giren havanın miktarı ve core’a giren havanın hızı
Me Ve = Egsozu terk eden gazların miktarı ve hızı
Mc Vc = Core’a giren havanın miktar ve sürati
Mo Vc = Motora giren toplam hava kütlesi ve core’a giren havanın
hızı
Mc Vf = Core’a giren havanın miktarı ve fan’i terk eden havanın
sürati
bpr = Bypass oranı = bpr = Mf / Mc
Mf = Fan’a giren havanın kütlesi
Mc = Motora giren toplam hava kütlesi (Mass flows) = Mf + Mc
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 19
Türbinin ürettiği güç, iki ayrı devirle dönen şaft sistemi ile “fan’i ve
core engine” denilen gaz türbinli motorun, iki ayrı kompresörünü
çevirir. Fan’ın emdiği hava, by-pass denilen ve core engine’i çevreleyen
bölümle, core engine içinden akar.
Fan, turboprop motordaki pervaneye benzer. Ancak, pervanenin
bağlandığı dişli grubu ile değil, bir menfez içinde, motorla birlikte
döner.Fan aynı zamanda, LPC’ın ilk kademesidir. Turbofan motoru, aynı
ağırlıktaki bir turbojet motorundan, %30 daha fazla çekiş kuvveti üretir.
Yakıt sarfiyatı ise, turbojet ile turboprop motorları arasında, bir değere
sahiptir. Kapasiteye göre değişmekle birlikte, bir turbofan motorunun
çekiş kuvvetinin %30 – 60’ı, fan asamblesi tarafından üretilir.
Turbofan motorlarda fan asamblesi, çift aksiyal akışlı
kompresörlerden, alçak basınç kompresörünün bir bölümü olarak
kabul edilmiştir. Fan, kompresörlerin tümünden dahabüyüktür. Fan,
hem kademe, hemde dizayn açısından, farklılıklar gösterir.
Fan ve birlikte dönen diğer kademeler, alçak basınç kompresör
grubunu oluşturarak ,alçak tazyik türbini denilen türbin, yada türbinler
tarafından çevrilirler. Yüksek tazyik kompresörü ise, türbin’lerin ilk
kademesini oluşturan, yüksek tazyik türbini tarafından çevrilir.
Turbofan motorlarda, söz konusu olan bypass oranı, formülden de
anlaşılacağı gibi, bypass’dan geçen havanın core’dan geçen havaya
oranıdır. Bypass ratio = bpr = Mf / Mc’dir.
Fan asamblesinin önde konumlandırılması, motorun hava emme
esnasında, birlikte emdiğe yabancı maddeler yüzünden(FOD), hasar
görme ihtimalini azaltmaktadır.
Hava ile birlikte motora giren katı maddeler, ağırlıkları sebebiyle,
dışa doğru savrularak, core’a girmeden, by-pass’a yönelirler. Bu
yönelişin nedenlerinden biride, by-pass’tan geçen havanın, core’dan
geçen havadan, hacim itibariyle, daha yüksek debide olmasındandır.
Fan asamblesi, FOD (Foreign object damage) sebebiyle hasar görebilir.
Ancak, fan asamblesinin hasar görmüş palelerini değiştirmek,
kompresör ve türbin palelerini değiştirmekten, kıyaslanamayacak kadar
kolay, daha az adam / saat ve daha kısa sürelidir.
Turbofan motorları, bypass oranlarına göre alçak, orta ve yüksek
by-pass’lı motorlar olarak, adlandırılırlar. Bypass hava akışı, egsoza
kadar kanalize edilerek, orada, core’dan gelen gazlarla karıştırılıp,
atmosfere atılırlar. By-pass havası, motorun thrust’ını, hacmi ve akış
hızına doğru orantılı arttırarak, aynı zamanda soğutma ve thrust
reverser fonksiyonu yerine getirme gibi görevleride yapar. Turbofan
motorların, üç şaftlı olanlarıda mevcuttur.
TASNİF DIŞI
20 TASNİF DIŞI
6. Turboşaft
Turboşaft motorlar, jet motorlarının yüksek devir kabiliyetlerinden
yararlanmak için tasarlanmış, küçük turbojet motorlarıdır. En tipik
farklarından biri, kompresör ön şaft’ı tarafından çevrilen bir devir
düşürücü (Reduction gearbox), dişli kutusu bulunmasıdır.
Bu dişli kutusu, deviri oransal düşürmesiyle birlikte, aynı zamanda,
yatay hareketi, dikey harekete çevirerek, pervaneyi döndürür.
Turboşaft motorlar, genelde, döner kanatlı hava araçları olan
helikopterlerde, yaygın biçimde kullanılırlar. “Cougar”
helikopterlerinde, bu tip bir motor kullanılmaktadır.
Turboşaft motorunun en belirgin özelliği ve diğerlerinden ayırt
edici fonksiyonu, birbirinin ters istikametinde dönen, iki ayrı türbin
grubuna sahip olmasıdır. Diğer turbojet motorlarında bulunan
türbinler, aynı istikamete dönerler. Fakat turboşaft’ın türbinleri,
birbirine ters yönde dönerler. Turboşaft’ın 1. nolu türbini, motorun
çalışması için kompresörü çevirirken, 2.nolu türbinde, dişli kutusunu
çevirir. Dişli kutusu, hem dönüyü oransal olarak küçültürken, hemde
hareketi, dikey şaft vasıtasıyla, helikopterin döner kanatlarına iletirler.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 21
TASNİF DIŞI
22 TASNİF DIŞI
Şaft ise direk olarak elektrik jeneratörüne bağlıdır. Bu motor, itki
(thrust) yerine, çeşitli yapısal ve sistemsel değişiklik yapılarak, elektrik
jeneratörünün rotor şaftını, çevirmek üzere üretilmiştir. Çevrilen bu
şaftın ucuna bağlı jeneratör, bir fabrikanın yada, küçük bir şehrin, tüm
enerji ihtiyacını karşılayabilecek güçtedir. Üretilen enerji, üretildiği
yerde değil, aynı zamanda, ulusal elektrik şebekesine verilerek, ülkenin
herhangi bir yerindeki ticari kullanıcıya, TEDAŞ’la yapılan anlaşma
uyarınca satılabilmektedir
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 23
desteklenir. Yatak yuvasına daha iyi destek sağlamak için, bazı stator
kanatçıkları daha kalın imâl edilmişlerdir. Bu kalın imâlat, motora giden
havayı etkilemez.
2. Kompresör Kısmı
Gaz türbinli kompresörün görevi; yanma odasının sınırlı hacminde
yakıtla karıştırılarak yakılacak ve türbinlere doğru genleşip, onları
çevirecek olan gaz için gerekli havayı, maksimum yüksek basınçta,
temin etmektir. Yakmada kullanılan hava, yanma odasından çıkan
enerji ile doğru orantılıdır. Bu yüzden kompresör; minimum sıcaklıkta,
mümkün olan maksimum sıkıştırmayı yapabilmelidir. Bu durum, etkin
biçimde elde edildiğinde, yüksek motor gücü de elde edilmiş olacaktır.
Kompresör verimi, hava akışının basınçlandırılmasını sağlayarak, yanma
odasındaki sıcaklık değişimlerine, direk tesir edecektir. Kompresörlerin
sıkıştırma oranları ile, doğrudan bir ilişki mevcuttur. Artık
kompresörler, 20 / 1 sıkıştırma oranı ve %90’ı geçen verimlilikleri ile,
400 lb / sn civarında, hava debilerine sahiptirler. Kompresör önüne
konulan bir fan kademesiyle, sıkıştırma oranı, 25 / 1’e, hava debiside,
1000 lb / sn’nin üzerine çıkartılmıştır. Verimli ve güçlü bir yanma odası
performansı için ilk şart, yeterli basınçta hava gereksinimidir. Bu, gaz
türbinli motorlarda kompresör kısmı tarafından sağlanırken, pistonlu
motorlarda bu, piston vasıtasıyla, silindir iç hacmini azaltarak
gerçekleştirilmiş olur.
Kompresörler iki ana unsurdan oluşmuştur.
1. Rotor : Kompresörün dönen kısmı olup, havayı kompresör’ün
çıkışına doğru iterler, süratini arttırırlar.
2. Stator : Kompresörün dönmeyen sabit kısımları olup, hava
akışını yavaşlatarak, basıncının ve akışının, açısal düzgünlüğünü
sağlarlar.
Bir dizi rotor ve bir dizi stator, birlikte bir kompresör kademesini
oluştururlar. Turbofan motorların, fan duct’ları içine dizilmiş olan stator
vane’lere “Outlet guide vane – OGV” denilir. OGV’ler; bypass’tan geçen
(secondary airflow), ikinci hava akışının açısını düzenleyerek, tüm akış
yolu boyunca, türbülans yapmasını önler. Kompresör’ün inlet ve outlet
case’leri ise, rotor yataklarını taşırken, düzgün hava akışına yardımcı
olurlar.
3. Yanma Odası Kısmı
Yanma odasının görevi, motorun içinden akan gazların kütlesini,
kâfi derecede hızlandırıcak ve istenen itkiyi elde etmek ve türbinleri
çevirmek için, gerekli ısıl enerjiyi sağlamaktır. Yakıt, spray şeklinde,
yada buharlaşma tüplerinden buharlaşmış şekilde gelir. Yakıt / hava
karışımı burada yakılır ve gaz enerjisi üretilir.
Yanma odasının geometrisi gereği, yakıt püskürtme memesine
TASNİF DIŞI
24 TASNİF DIŞI
yakın olan hava girişi, soğutma ve temizlemede, karşıt deliklerden giren
havada, yakıtla karışarak, yanma karışımını oluşturur. Yanma odası ön
bölümüne giren hava, sirkülasyonu oluşturarak, alev sönmesini önler.
Buji, genellikle yukarı akım, ters akış bölgesine yerleştirilmiştir. Yanma
odasına giren havanın %25’i, yanma olayında, geri kalan kısmı ise,
soğutma maksadıyla kullanılır. Yanma odasının yüzeyinden alevi uzak
tutarak, ortada yanmasını sağlamak üzere, çeperlerin çevresinden iç
kısma, hava geçirilir. Bu hava, alevle iç yüzey arasında, izolasyon görevi
yapar.
4. Türbin Kısmı
Bir jet motorunda türbinin görevi, kompresör ve aksesuarları
döndürmektedir. Turboprop motorların pervaneleri de, yine türbin
tarafından çevrilir. Türbin bu dönüyü sağlayabilmesi için gerekli gücü,
yüksek sıcaklıktaki gazların sahip olduğu, kinetik enerji ile basınç
enerjisinden alır. Türbinler gazların enerjisini emdikten sonra, gazlar;
daha düşük sıcaklık ve basınca düşerler. Türbinler dönme esnasında
yüksek gerilimlere maruz kalırken, aynı zamanda 1300 ft / sn gibi
yüksek çevresel hızlara erişirler. Türbine giren gazın harareti, yaklaşık
o
1000 ~ 1200 C olurken, hızı 2000 ft / sn civarındadır. Büyük jet
motorlarında türbin, kompresörü çevirmek için, 40 ile 50 bin HP
arasında bir torkla çalışır. Bir tek palesi, gaz akışından, 250 HP tork
üretebilir.
Buda, bir 8 silindirli motorun, tork gücüne eşittir. Bazı küçük gaz
türbinli motorlar hariç, tüm jet motorlarında, kompresör tipine
bakılmaksızın, eksenel akışlı türbin kullanılır.
Türbinler; genişleyen gazlardan kinetik enerji alarak, onu
kompresör ve motor aksesuarlarını çalıştırmak üzere, şaft beygir
gücüne dönüştürürler.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 25
2. Motor Devri
Türbinin, normal çalışma hararet şartları içinde oluşan, maksimum
gerilmeye dayanabilmesi için, motorun devri, normal çalışma değerini
aşmamalıdır. Motor aşırı devirde çalışırsa, meydana gelen aşırı
gerilmenin şiddeti, devirle orantılı değildir. Aşırı gerilme, devirden daha
fazla artacaktır. Aşırı devir, eğer %5’i aşarsa, aşırı gerilme, yaklaşık %10
artar.
Gerilme sadece türbine değil, kompresöre ve diğer dönen aksamada
zarar verir. Bu yüzden EGT limiti gibi, RPM limiti de aşılmamalıdır.
3. Alev Sönmesi
Jet motorlarında nadir görülmesine karşın, çeşitli arızalar
nedeniyle, alev sönmesi görülebilir. Hava yakıt karışımı, 5:1’den 20:1’e
kadar bir seyir sahası içinde oluşur. Bu nisbetler dışında, yanma
meydana gelmez.
Yakıt kontrol cihazı ve ilgili sistem elemanları, her şart altında
yanmayı devam ettirecek özellik ve kabiliyette olmalıdır. Eğer yanma
odasında yakıt hava karışımı, zengin yada fakir karışım olursa, alev
sönecektir. Yakıt sistem arızaları, yakıtın buzlanması, deselerasyon
esnasında yakıt kontrol sisteminde oluşan arızalar, muhtemel alev
sönme arızalarıdır.
Havada durmuş olan bir motoru çalıştırmak için bulunulan irtifa
çok yüksekse, alçalmalı, yeterli hava ve RPM yakalandığında, start
yapılmalıdır.
4. Kompresör Giriş Hava Isısı
Kompresör girişi hava ısısı, çekiş kuvvetine çok önemli etkisi olan
bir fenomendir. Türbin giriş harareti, maksimum bir değerle
sınırlandırılmıştır.
Şayet kompresör çıkış hava harareti yükselirse, yanma odasında
oluşturulan hararet değişikliği değeri, azaltılmış olur.
Azalan bu hararet değişikliği değeri, yakıt akışını ve çekiş kuvvetini
azaltacaktır. CIT (Compressor Inlet Temperature), motorun çekiş
kuvvetine, iki şekilde etki eder. Bunlardan ilki, belirli bir irtifada CIT’ nin
artması neticesinde, yoğunluğun ve kütle akışının azalması sonucunu
TASNİF DIŞI
26 TASNİF DIŞI
doğuracağından, çekiş kuvveti azalacaktır. İkinci tesir ise ,yüksek mach
numarası ile uçulurken meydana gelen aerodinamik ısınma
neticesinde, giriş hava hararetinin yükselmesi ve yakıt kontrolun, yakıt
akışını azaltarak, motorun çekiş kuvvetini azaltmasıdır.
Kompresör sıkıştırma oranı, modern günümüz motorlarında,
5:1’den 24:1’e kadar yüksek değerlere ulaştığından, motorların
güçlerine göre ağırlık ve özgül yakıt tüketim oranları aşağı çekilmiş, aynı
yakıt akışıyla, iki kat çekiş kuvveti elde edilmiştir.
5. Kompresör Stall’u
Daha önce izah edildiğinden, burada detaya girilmeyecektir. Şu
kadarını ifade etmeliyiz ki, performansı arttırma çabaları, beraberinde
perdövites sorunlarını getirmiştir. Palenin bir airfoil olarak kaldırma
gücünün azalması, motorun çalışmasını olumsuz yönde etkilemektedir
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 27
ÖZET
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
28 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 29
ÜNİTE II
MOTOR PERFORMANSI
Temel Kavramlar
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Brüt Çekiş, Net Çekiş, Choced Nozzle Çekişi, Çekiş Dağılımı,
Bileşke Çekiş, Çekiş Beygir-Gücü, Eşdeğer Beygir-Gücü, Özel
Yakıt Tüketimi
Giriş
TASNİF DIŞI
30 TASNİF DIŞI
Motor performansı, üç ana gösterge ile ortaya konulur. Bunlardan
ilki, motorun her birim ağırlığı için oluşturabildiği, “Net çekiş kuvveti” dir
(lb / lb veya kg / kg)
İkincisi, motorun her birim ağırlığı için oluşturduğu “Net beygir gücü”
dür. Üçüncüsü ise “Özgül yakıt sarfiyatı” dır. Özgül yakıt sarfiyatı önceki
bölümlerde açıklanmıştır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 31
TASNİF DIŞI
32 TASNİF DIŞI
ölçüm yapılabilen dinamometre ile bağlanabilirler. Jet motorları test
stantları, motorun çıkış thrust’ını sadece pound cinsinden ölçtüğü için
bu değer uygun bir biçimde beygir gücüne çevrilemez.
Uçakta tepki kuvveti üreten jet motoruyla beygirgücü üreten
pistonlu motor aynı hava hızında (air speed) kıyaslanabilir. Bir beygir
gücünün eş değeri 33.000 foot-pound/dakika ya da 375
milpound/saat’tir. Güç için standart denklem, hava hızı saatte 375 mil’e
ve itme kuvvetinin bir pound’u bir beygirgücüne eşitken aşağıda
gösterildiği gibi yazılabilir. Bu itiş kuvveti beygirgücü olarak adlandırılır.
THRUST MPH
THP =
375
THP: Jet motorunun verilen hava hızıyla seyahat ederken yaklaşık
olarak ürettiği thrust beygir kuvveti
THRUST: Uçuşta motor tarafından açığa çıkarılan pound cinsinden
thrust
MPH: Mil/saat cinsinden hava hızı
NOT: 375 mph’da 1 lb itme kuvveti = 1 thrust beygirgücü
750 mph’da 1 lb itme kuvveti = 2 thrust beygirgücü
Pistonlu ve turboprop motorları, pervaneyi döndürmek için
ürettikleri gücü şaft boyunca iletirler. Bu güç, genellikle dinamometre ile
ölçülmüş fren beygirgücü, endüstri standardı olarak kabul edilen 580
pervane verimi ile çarpılır. Yukarıdaki denklem geliştirilerek jet
motorlarında thrust beygirgücünün nasıl hesaplanacağı bulunabilir.
Ç. Thrust Üretimi
Düz jet motorları, roket motorları ve pervaneli pistonlu
motorların tüm versiyonları itme kuvvetini aynı yoldan elde ederler ve
bu yolun Sir Isaac Newton’un hareket kanunlarına başvurarak yapıldığı
belirtilir. Çünkü hemen hemen herkes ilk anda jet motorunun itme
kuvvetinin nereden geldiğini anlamakta güçlük çeker ve motor
eksozunun dışarıdaki havayı itmesiyle itme kuvvetinin oluştuğu gibi
yanlış düşünceler ortaya çıkabilir. Bu konu birkaç parça halinde
açıklanacaktır. İlk adım Newton’un kanunlarını anlamak.
Newton’un birinci yasası: Durgun haldeki bir cisme dışarıdan bir
kuvvet etki ettikçe cisim durgun halde kalır.
Örnek: Düz bir tahta üzerinde hareketsiz duran top rüzgâr etki
etmedikçe ya da herhangi bir itme söz konusu olmadıkça hareketsiz
kalır.
Newton’un birinci yasasının ikinci bölümü şöyledir: Hareket
halindeki bir cisim dışarıdan bir kuvvet etki etmedikçe hareketine sabit
hızla ve düz bir hatta devam eder. Biz jet motoru çalışmasında kanunun
bu kısmıyla ilgilenmiyoruz.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 33
(V2 − V1 )
W
F=
g
W
M= Kütle iken, M=
g
TASNİF DIŞI
34 TASNİF DIŞI
yükseklikle değişmesine rağmen dünya yüzeyinde değeri yapılan
hesaplarda 32,2 FT/sn 2 olarak alınır.
Yukarıda ki denklem referans alındığında yerçekimine bağlı
ivmesinin aslında iki kullanımı olduğu anlaşılır. İlki dünyanın yerçekimi
etkisi ile düşen cisminde oluşan hızı sağlamada, diğeri birinci kullanımı
ile ilgili olmakla birlikte, yerçekiminin etkileri ile doğrudan bağıntısı
bulunmayan, hesaplamalarda ağırlığın kütleye değişim faktörü olarak
düşünülmesi, ivmenin bu ikinci kullanımı, yukarıdaki denklemde,
yerçekimi uygulandığı zaman kullanılır.
Newton’un üçüncü yasası: Her etki daima kendisine eşit ve zıt
yönlü bir tepki ile karşılanır.
Örnek: At arabayı veya vagonu hareket ettirdiğinde sürücünün,
arabayı veya vagonu sürmek için kullandığı koşum kayışlarını çektiği
miktarda yolun yüzeyine karşı ayaklarıyla itme uygulanır.
W
F= (V2 − V1 )
g
W
NOT: 1. M = , M = Kütleyken
g
2: (V2 − V1 ) ifadesindeki terimlerin hepsi saniyesindeki
feet sayısı (ft/sn) cinsinden hızdır. Hızların farkları ft/sn2 cinsinden
ivmeyi (a) gösterir. Bu unutulmamalıdır ki F = M a formülündeki
kütle (M) yada ivme (a) de oluşan değişiklikler kuvvette de (F) bir
değişikliğe neden olur. Bu nokta daha sonra daha iyi görülecektir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 35
türetilir.
Turbojetin bütün itme kuvvetini neden ve nasıl ürettiğini anlamak
oldukça kolaydır. Bütün, jet motorlarıyla işi olan pilot, teknisyen veya
normal biri gibi kimseler, genellikle bunu öğrenmek ihtiyacındadırlar.
Eğer biri bu seviyenin üstüne çıkmak isterse hava ve gazların önden
arkaya doğru tamamıyla yüzlerce delikten geçmesi gibi motorun içindeki
her noktada ne olduğu tümüyle öğrenmek isterse, tesadüfî bilgiden çok
termodinamik, aerodinamik ve fiziğin gazlarla ilgili kanunlarını
öğrenmesi gerekir. Burada sadece thrustın üretiminin temellerinden söz
edilecektir.
İlk zamanlar turbojet, yüksek hızlı gazlar üreten bir makine olarak
belirlenmişti. Başka bir deyişle turbojet içinden geçen hava ve yakıt
kütlesiyle, momentumu yükselten bir makinedir.
Momentum, motordan geçen hava, yakıt ve yanmanın ürünlerinin
açığa vurduğu itici güçtür. Matematiksel olarak momentum, cismin
hareket sonucu ürettiği hızla kütlesinin çarpımıdır. Yerçekimi bulunan
yerlerde cismin ağırlığı olan kütle, yerçekimi ivmesine bölünür. Şu halde
turbojetin momentumu: (W/g) V’dir. W motordan geçen yakıt ve
havanın pound/saniye cinsinden “akış oranıdır”.
F = M a denkleminin versiyonu olan F = (W/g) (V2 – V1) şu
şekilde yeniden yazılabilir:
W W
F = V2 − V1
g g
TASNİF DIŞI
36 TASNİF DIŞI
kendisi tarafından üretilen kuvvetlerin turbojet tarafından
geliştirilmesiyle oluşur. Motorun statik basıncı, ortam havasının statik
basıncını aştığında ek kuvvet yada thrust Nozzle’dan gelişir. Statik
basıncın tanımı basınç ölçümü, basınç oranı ve basınç altındaki statik ve
toplam basınçtan Bölüm 2’de söz edilmiştir.
1. Net Thrust
Net thrust ve brüt thrust olmak üzere iki çeşit thrust vardır.
Buraya kadar tartışılan thrust net thrust’tı. Brüt thrust sonradan kısaca
açıklanacaktır. Net thrust, motordan geçen yakıt ve hava filtresindeki
momentum değişikliğinin sonucu olan thrust tır. Aynı zamanda ne
thrust, nozzledeki statik basıncın ortam (dış) havanın statik basıncını
aşması ile jet nozzleında oluşan ekstra thrustıda içerir.
Bu ek thrust, oyuncak balonun hareket etmesine sebep olan
kuvvet olarak gösterilir. Çünkü balonun ağzı açıldıktan sonra balonun
içinden dengesiz basınç oluşur. Jet motorunun nozzlendeki statik
basınçla ortam havasının statik basıncı arasındaki dengesizlik aynı etkiye
neden olur. Jette, balonla aynı şekilde oluşan statik üst akış basıncı ki bu
basınç thrust olarak bilinen itme kuvvetini daha da arttırır. (jet
motorunun veya balonun hareket yönünde) statik alt akış basıncından
daha büyüktür. Aslında jet motorunun ve balonun nozzle larından thrust
yada ek kuvvetin üretilme yolu bundan daha karışıktır. Açıklama daha
kolay anlaşılsın diye basite indirgenmiştir.
Eğer önceki denklemdeki, jet nozzle’ı tarafından üretilen ek
thrust’ı bir anlık ihmal eder ve kelimelerin yerine uygun sembolleri
koyarsak net thrust denklemi şu hale gelir.
Wa + WF W W
Fn = ( x V j ) − ( a x Va + F x VF )
g g g
Fn: LBS cinsinden net thrust
Wf: LBS/sn cinsinden yakıt akışı
g: Yerçekimi ivmesi
Va: FT/sn cinsinden giren hava hızı
Wa: LBS/sn cinsinden motordan geçen hava akışı
Vf: FT/sn cinsinden giren yakıt hızı
Vj: FT/sn cinsinden eksoz gaz hızı
Bu denklemin dikkatli incelenmesiyle jet motoru versiyonu olan F
= M x a denkleminin başka bir yolla ifade edildiği gözlenir. Şimdi
denklemi ele alalım. Denklemdeki motor tarafından, hava ve yakıtın
birlikte tüketilmesiyle oluşan, dışarı çıkan ekzos gazları bir kütleye (W /
g) sahip olacaklardır. İçeriye giren havanın hızı (Va) uçağın hızına
yaklaşık olarak eşit olacaktır. İçeriye giren yakıtın hızı (Vf) sıfır alınmıştır.
Çünkü yakıt, uçağın gövdesinde taşınır ve bu yüzden motora bağlı
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 37
olan bir ilk hıza sahip değildir. Böylece denklem şu şekilde yazılabilir:
W + WF W
Fn = a Vj − a Va + o
g g
Yada
Wa W
Fn = (Vj − Va ) + f (Vj )
g g
Wa W
Fn = (Vj − Va ) + f x(Vj ) + A j (Pj − Pam )
g g
Aj: FT2 cinsinden motor jet nozzle alanı
Pj: LBS/FT2 cinsinden jet nozzle’ındaki ortam havasının
statik basıncı
P am : LBS/FT2 cinsinden jet nozzle’ındaki ortam
havasının statik basıncı
2. Brüt Thrust
Brüt thrust motorun eksoz nozzle’ında gelişen thrust’tır. Brüt
TASNİF DIŞI
38 TASNİF DIŞI
thrust eksoz gazlarının momentumu tarafından üretilen thrust’la
nozzle’daki statik basınç ve ortam havasının statik basıncı arasındaki
farkın sonucu olan ek thrustın her ikisini birden üretir. Brüt thrustta
hava ve yakıtın giriş momentumları göz önüne alınmaz. Giriş
momentumu, sadece motor statik konumda iken 0 kabul edilir. Yakıt
akışını katmaksızın brüt thrust denklemi şöyledir:
Wa
Fa = (Vj ) + A j (Pj − Pam )
g
Birimler daha önceden kabul edilen birimlerle aynı
iken
Fa: LBS cinsinden brüt thrust
Uçak ve motor durgun halde iken, uçak park edilmiş iken veya
motor kalkış öncesi pistin sonunda ısıtırken net thrust ve brüt thrust
eşittir. Aynı şey motor test standında çalışırken de doğrudur. Gaz
türbinli motorlar tartışılırken thrust terimi tek başına kullanılır ve aksi
belirtilmediği sürece genellikle referans olarak net thrust alınır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 39
TASNİF DIŞI
40 TASNİF DIŞI
eder. Kokpitte bu değeri gösteren EPR indikatörü bulunur.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 41
2. Hava Hızı
Motor test standındayken veya uçak yerde dururken motor
havayı dışardan toplamalı ve bu havayı sıfır hızından jet nozzle’ındaki
motor ekzos hızına kadar hızlandırılmalıdır. Bununla birlikte, motor
çalışmaya başladığında motora giren havanın hızı bununla birlikte motor
çalışmaya başladığında motora giren havanın hızı uçağın hızından dolayı
artmaya başlayacaktır. Giriş havasının hızı hava hızından dolayı Va gibi
net thrust denkleminde ortaya çıkar. Burada yüksek throttle
konumlarında jet nozzle hızındaki değişiklik küçük olarak gösterilmiştir.
Çünkü nozzle dolacaktır. Bu yüzden Vj ve Va arasındaki fark Va yada
Hava hızının artmasına karşın azalacaktır. Net thrust denkleminde, hava
akış kütlesi motor boyunca gelişen hızdaki farkla çarpılır. Bu nedenle Fn,
Wa (Vj-Va) ile orantılıdır. Hızdaki fark düştüğünde motor çıkış thrust’ıda
düşecektir. Bu nedenle uçak hızı arttığında motordan geçen hızdaki
değişiklik oranı üzerindeki sadece sonuç etkisi göz önüne alındığında
verilen herhangi bir throtle konumu için thrust düşer(şekil 2-3). Uçak
hızıyla oluşan kütle akışındaki değişikliğin etkisi daha sonra
tartışılacaktır.
TASNİF DIŞI
42 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 43
5. Yüksekliğin Etkisi
Yüksekliğin (İrtifanın) thrust üzerindeki etkisi aslında yoğunluğun
fonksiyonuyla olan etkidir. Uçak irtifa kazandığında dış hava basıncı
azalacak ve genelde havanın sıcaklığı azalacaktır. Basınç düştüğü zaman
thrustta düşer, fakat sıcaklık düşmeye başladığı zaman thrust düzelir.
Bununla birlikte dış hava basıncı sıcaklıktan daha hızlı düşer.
TASNİF DIŞI
44 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 45
TASNİF DIŞI
46 TASNİF DIŞI
ENERGY CONVERSION
İç Verim: Yakıt enerjisinin egsoz gaz hızına dönüşme oranı.
Dış Verim: Kinetik enerjinin uçak hareketine dönüşme oranı.
Toplam Verim: Yakıt enerjisinin uçak hareketine dönüşme oranı.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 47
TASNİF DIŞI
48 TASNİF DIŞI
Modern motorlarda kullanılan 5 ana “thrust rating” vardır :
Max. Takeoff Thrust
(Takeoff için izin verilen en yüksek thrust; birkaç dakikayı geçmez.)
Max. Go-around Thrust
( Go-around için izin verilen en yüksek thrust; birkaç dakikayı
geçmez.)
Max. Continuous Thrust
(Zaman sınırlaması olmayan en yüksek thrust; acil durumlar içindir.)
Max. Climb Thrust
(Takeoff thrust’tan düşüktür; sadece tırmanma sırasında cruise
hızına ulaşana kadar sürer.)
Max. Cruise Thrust
(Normal cruise uçuş için en yüksek limittir.)
B. Flat Ratıng
Sivil uçaklarda kullanılan bir diğer rating modelidir. Motorun servis
ömrünü arttıran ve maksimum thrust için sabit limitasyon getiren bir
uygulamadır.
Yandaki thrust-sıcaklık diyagramına baktığımızda, dış ortam
sıcaklığının değişmesine bağlı olarak thrust’ın da değiştiğini görürüz.
Aynı gaz kolu pozisyonu için soğuk bir günde alınan thrust, daha sıcak
bir günde alınacak thrust’tan daha fazladır.
0 C de max. thrust verecek şekilde tasarlanmış bir motor
düşünelim. Böyle bir motordan, normal sıcaklık ortamlarında yeterli
thrust alınamaz. Şimdi de 50 C de max. thrust verecek şekilde
tasarlanmış bir motor düşünelim. Böyle bir motordan ise normal
sıcaklık ortamlarında gereğinden fazla thrust alınacaktır.
Modern motorlar, maksimum takeoff thrust’ı 30C ile 40C sıcaklık
aralığında verecek şekilde tasarlanmışlardır.
Yukarıdaki örneklerde söz konusu olan bu üst sıcaklık limiti “Flat Rated
Temperature” olarak tanımlanır.
“Flat Rated” motorlarda,
Üst sıcaklık limiti altındaki tüm koşullarda sabit bir thrust alınır.
Soğuk günlerde pilotun, mümkün olan maksimum thrust’ı
gereksiz kullanması önlenir.
Bunun yanında, gerekli thrust’ın alınması daima mümkündür. Tüm bu
özellikler motorun servis ömrünü artırır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 49
TASNİF DIŞI
50 TASNİF DIŞI
ÖZET
Net thrust ve brüt thrust olmak üzere iki çeşit thrust vardır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 51
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
52 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 53
ÜNİTE III
İNLET
Temel Kavramlar
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Komprosör ‘inlet’ boruları;
II. Çeşitli ‘inlet’ yapıların etkileri;
III. Buzlanmadan korunma.
TASNİF DIŞI
54 TASNİF DIŞI
Giriş
Motor hava girişi uçak gövdesinin içine veya motor yuvası
tesisatının ön kısmına yerleştirilmiştir. Hava girişi, alçak basınç
kompresörünün yada fanının yüzüne nispeten türbülanssız hava
beslemesi yapmak üzere tasarlanmıştır. Giriş borusunun tasarımı,
kompresörün durmasını (stall) önlemek için tüm hava hızlarında veya
hücum açılarında motorun performansı için çok önemlidir.
Hava girişinin en basit biçimi tek dairesel enine kesit “pito” tipidir.
Kanada Pito tipi hava monte edilmiş motorlarda genellikle düzdür.
Fakat kuyruk konisine (tailcone) monte edilen motorlar için hava
girişine “S” şekli verilebilir (Örnek: 727, TriStar). S borusundaki
düzensiz hava akışı özellikle yan rüzgarlı kalkışlar (crosswind takeoff)
esnasında sık rastlanan bir durum olabilir.
Girişleri Ram Etkisi kullanılarak en yüksek noktaya çıkarılır ve irtifa
artarken minimum Ram basıncı düşüşüne maruz kalır. Hava giriş
çıkıntısında (intake lip) şok dalgası oluşacağın için bu tip hava girişinin
verimliliği, uçak ses hızına ulaştığında azalır.
Hava giriş deliği genellikle ses hızının altında farklıdır ve bu fark,
hava hızı artarken hızın azalmasına ve kompresör yüzünde basıncın
artmasına olanak tanır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 55
TASNİF DIŞI
56 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 57
TASNİF DIŞI
58 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 59
Şekil 3.5 Değişken Boğum Alanı Hava Girişi (Orijinal Rolls-Royce Çizimi esas
alınmıştır.)
TASNİF DIŞI
60 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 61
TASNİF DIŞI
62 TASNİF DIŞI
kokpitte de bir uyarı ışığını yakar. Hava genelde, sistem A / I valve’de
bekler. Manual yada otomatik kumanda alan valf açıldığında, sıcak
hava, “nose cowl lip” e bazı motorlarda, IGV (Inlet Guide Vane) lere
gider. Kimi sistemlerde A / I sıcak hava akışı, thermostatic air regulator
valve vasıtasıyla regule edilir. A / I havasının ısısı arttığında, debiyi
azaltarak, aşırı sıcak havanın neden olabileceği olumsuzlukları ortadan
kaldırır.
IV. MOTOR GİRİŞ YOLU (IGV’LER VE STRUT’LAR)
Turbojet ve turbofan motorlarda kompresör girişi, ön yüzeyine
“Compresör Inlet Case” adı altında, bir çerçeve takılmıştır. Bu çerçeve
üzerinde, 1 nolu yatak bulunmakta ve dairesel eşit aralıklarla dizilmiş,
adına “Inlet Guide Vanes :IGV” (giriş rehber kanatcıkları) denilen,
kanatcıklar bulunmaktadır. Bu kanatcıklar; bazı motor tiplerinde
hareketli, bazılarında ise, sabit olarak imâl edilmişlerdir.
Uçak hızı ve irtifaya göre, yakıt sisteminden gelen, referans yakıt
sinyalleriyle açılıp kapanarak, kompresöre giren hava akışını ayarlarlar.
İster sabit, isterse ayarlanabilir olsunlar,
IGV’lerin temel görevi, kompresöre giren havanın düzgün bir akışla
geçmesini, yada kısıtlanmasını sağlamaktadır. Motordan alınan sıcak
hava, buzlanmaya karşı IGV’leri ısıtır. IGV’lerin yanında strut denilen,
sabit dikmeler vardır ki bunlar; çerçevenin iç kısmı ile, dış kısmını
birbirlerine sabitlerler. Gerek sabit strut’lardan, gerekse sabit IGV’lerin
bazılarından, çeşitli tazyik, tahliye ve sinyal hatları geçirilirler. Yüksek
bypass’lı turbofan motorlarının çoğunda, IGV’ler bulunmazlar.
Bu motorlarda 1 nolu yatak; 1. kademe stator kanatçıkları ile
desteklenir. Yatak yuvasına daha iyi destek sağlamak için, bazı stator
kanatçıkları daha kalın imâl edilmişlerdir. Bu kalın imâlat, motora giden
havayı etkilemez.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 63
ÖZET
Hava, motora hava giriş aralığı yoluyla girer, Hava giriş aralığının
fonksiyonları
Inlet duct çapı arkaya doğru genişleyen bir yapıdadır.Bu tasarım,
giren havanın dinamik basıncının statik basınca dönüşmesine yardım
eder.
Düzgün bir akış sağlar.Bu şekilde motorun verimini azaltacak
akıştaki bozulmaları önler.
Girişte akışı bozan oluşumlar şunlardır:
Inlet duct ağız kısmındaki (nose lip) hasarlar.
Buzlanma.
Motorun, yan rüzgara maruz kaldığı koşullarda düşük hızda
çalışıyor olması.
Normal uçuş koşullarında motor havayı önden alır ve ayrıca
havanın ‘ram’ etkisi vardır. Motor çalışır durumda fakat uçak yerde
sabit ise ‘ram’ etkisi oluşmaz. Hava yandan emilir.(Zero Speed Airflow)
Hava alıkları, uçak tipleri ve imâl amaçlarına göre, çeşitli farklılıklar
gösterirler.
Uçak tipi ne olursa olsun, hava alıkları; giren havanın toplam statik
basıncını mümkün olan en üst seviyede geri kazanmak, her türlü hava
şartında, en az türbülans ve basınç değişimiyle kompresöre sevk etmek
gibi, iki temel işlev yerine getirirler.
Süpersonik uçağın belirli bir tipte hava girişi
olmalıdır. Çünkü motorun kompresör yüzü süpersonik hava akışının
üstesinden gelemez. Süpersonik hızların altında hava girişi süpersonik
hava girişinde olduğu gibi basıncı düzeltmelidir. Ama süpersonik
hızların üzerinde hava girişi hava akışı hızını ses hızının altına
düşürebilmeli ve şok dalgası oluşumunu kontrol edebilmelidir.
Jet motorlarında buz önleme sistemi, kötü veya marjinal
havalarda, operasyon yaparken, motoru buzlanmaktan korumak ve bu
yüzden oluşabilecek hasarları önlemek, maksadıyla dizayn edilmiştir.
Buzlanma, motora giren hava miktarını kısıtlayacağından,
kompresörde, yeterli havanın olmaması sebebiyle, stall’a neden
olacaktır.
Hareketli IGV’ler, uçak hızı ve irtifaya göre, yakıt sisteminden
gelen, referans yakıt sinyalleriyle açılıp kapanarak, kompresöre giren
hava akışını ayarlarlar
IGV’lerin temel görevi, kompresöre giren havanın düzgün bir akışla
geçmesini, yada kısıtlanmasını sağlamaktadır. Motordan alınan sıcak
hava, buzlanmaya karşı IGV’leri ısıtır.
TASNİF DIŞI
64 TASNİF DIŞI
Kendimizi Sınayalım
Ünitedeki konuları öğrenip öğrenmediğinizi ölçmek için aşağıdaki
soruları cevaplayınız. Doğru yanıtları ünitenin sonunda bulabilirsiniz.
A)Aşırı hararet
B)Pördivites
C) Stall
D) Viril
5. Uzun hava alığı girişi olan motorlarda, buzu algılayan ve sistemi
otomatik çalıştıran, ne mevcuttur?
A)CIT
B) Prop
C) Termostat
D) Sensor’ler
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 65
ÜNİTE IV
KOMPRESÖRLER
Temel Kavramlar
• Eksenel, santrifüj
• Fan
• Bleed, vane
• Stall, surge
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Eksenel ve santrifüj tipler;
II. Yapısal özellikler, çalışma prensipleri ve uygulamalrı;
III. Fan dengelemesi;
IV. Çalışma;
V. Kompresör ‘stall’ ve ‘surge’ nedenleri ve etkileri;
VI. Hava akış kumanda yöntemleri;
VII. Kompresör oranı.
Giriş
TASNİF DIŞI
66 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 67
TASNİF DIŞI
68 TASNİF DIŞI
I. KOMPRESÖR TİPLERİ
Hava, yakıt yanma odalarına verilmeden ve türbinlerde
genleşmeden önce sıkıştırılmalıdır. Motorlarda kullanımda olan
mevcut iki kompresör tipi vardır; aksiyal (merkezi) akışlı ve santrifüj
akışlı. Her iki durumda da kompresörler şaftla eşleşen bir türbin
tarafından çalıştırılır
İki tip kompresör vardır;
Bütün gaz türbinli motorlarda kullanılan kompresör tipleri, santrafüj
(radyal) akışlı ve eksenel (axel) akışlı olmak üzere iki tiptir. Bunun
yanında ikisinin birlikte kullanıldığı radyal – eksenel tip
kompresörlerde mevcuttur. Hangi tip olursa olsun, tüm kompresörler,
türbin tarafından çevrilir ve türbin şaftına direk olarak bağlıdırlar.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 69
TASNİF DIŞI
70 TASNİF DIŞI
şok dalgalanmalarına yönelim başlar ve kompresör verimi, hızla
düşer. Motorlarda düşük yakıt sarfiyatı için, yüksek sıkıştırma oranı
gerektiğinden, büyük motorlarda bu tip kompresör kullanılmaz. İki
kademeli santrifüj kompresörde sıkıştırma oranı, 8/1’e ulaşmasına
karşın, havanın bir kademeden diğerine geçişteki dizayn güçlükleri
nedeniyle, yine verimi düşecektir.
Çift girişli impeller kullanımı, yüksek uç hızı problemini ortadan
kaldırmada yardımcı olsa da, bu defa havayı yavaşlatarak, yönünü
değiştirip basıncını arttıran, geniş hava odası (Plenum chamber)
kullanım zorunluluğunu oluşturmaktadır.
Bu olumsuzluklara rağmen ,santrifüj kompresörler ;
• Hafiflik
• Sağlamlık (FOD tahribatına dayanıklılık)
• Dizayn basitliği
• Ucuza mal olması, gibi nedenlerle, küçük uçak ve küçük gaz
türbinli motorlarda tercih edilmektedirler.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 71
TASNİF DIŞI
72 TASNİF DIŞI
palenin sürtünmesiyle, case dönü yolunun aşınmasını sağlamışlardır.
Bu durumda pale, hasar görmeden, kendi dönü paternini, en az
kleransla, kasayı aşındırarak açmış olur (Case; honeycomb material”
ile kaplanmıştır.)
Kompresörü meydana getiren kademeler, disklerden
oluşmaktadır. Diskler; bir bağlantı çubuğu ile, yada orta kısımlardan
birbirlerine monte edilerek, kompresörü oluştururlar. Disklerin mil
üzerinde, bağımsız dönmelerini önlemek için, kamalar (saplamalar)
veya testere dişli mekanizmalar kullanılmıştır Palelerin disk
üzerine montajı, imâlatçıdan imâlatçıya farklılık gösterirken, pal’in
disk üzerindeki yuvasıda, farklılık göstermektedir.
Paleler disk üzerine, sıkı sıkıya monte edilmezler. Bu hafif oynaklık,
yüksek hıza sahip hava akımının ürettiği titreşimleri, asgariye indirir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 73
TASNİF DIŞI
74 TASNİF DIŞI
açıklığın ortasına yerleştirilmiş bir destekti ve maalesef ki ağırlık da
ilave edilmişti. Özellikle ikisine de gereksinim duyulduğunda palenin
(extremities) uzantılarıda, havanın süpersonik akış özelliklerine
müdahale etmişti.
Yeni maddelerle özellikle de karbon lifi ile deneyler yapıldı. Fakat
esnekliği büyük oranda verimliliğini düşürdü ve büyük bir kesimbunu
kullanmayı bıraktı.
Motorda havanın sıkştırılması ilk olarak burada başlar .Hava bu
bölgeden sonra primer ve sekonder akış olarak ayrılarak yoluna
devam eder.
Forward Shaft (LPC/LPT Coupling)
LP kompresör rotor ve LP türbin rotoru birbirine bağlar
LPC (Low Pressure Compresör)
LPT (Low Pressure Turbin ) ve LPT shaft tan hareket alır
Fan Statör Case İçinden Fan Havası Geçer
İntermediate Case (Fan Frame)
Motor yapısını oluşturan ana parçadır bir çok motor
konpenentinin baglandığı bölgedir.
Genellikle ayrı alt modullerden oluşmuştur alt modullerüreticiye
ve motor tiplerine göre farklılıklar gösterir.
Örneğin CFM56 motorunun Fan modulu 4 alt module ayrılmıştır.
Fan rotor & Boster
No1& No 2 Bearing
İnlet Gearbox& no 3 Bearing
Fan Frame
Pratt Whitney P4000 motorunun fan modulü 5 alt module
Ayrılmıştır.Bunlar aşağıda kısa olarak açıklanmıştır.
Fan Blade ler;
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 75
TASNİF DIŞI
76 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 77
TASNİF DIŞI
78 TASNİF DIŞI
hızının azalmasına sebep olur. Bazı airfoillerde (palelerde) meydana
gelmesi halinde ise, fark edilmez. Bir cümle ile özetlersek, stall; pale
hücum açısının (AOA), o motor için planlanan değeri aşması halinde
meydana gelir ki, pale hücum açısını arttıran nedenlerde, yüksek
kompresör rotoru devrine karşılık, düşük hızda hava girişidir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 79
B. Surge
Kötüleşmenin devam etmesi, sonuç olarak motordan geçen hava
akışının tamamen bozulmasına sebep olacak duruma surge denir.
Olumsuz durumlarda surge, motordaki gazın anlık olarak ters
dönmesine ve alıktan büyük bir gürültü ile çıkmasına sebep olabilir.
Surge meydana geldiğinde, etkilenen motorun gaz kolu yavaş bir
şekilde kapatılmalıdır. Bu durum çoğunlukla yakıt sistemindeki
kullanım hatalarından veya arızalarından kaynaklanır. Bu durum
kompresör rotor paleleri üzerinde bir çeşit bükülme baskıları verebilir
ve stator paleleriyle irtibata geçerek yıkıcı potansiyel sonuçlar
verebilir. Yüksek gürültüden ayrı olarak stol, genellikle bir surge
sonucudur. Egzoz Gaz Isısında (E.G.T) büyük bir yükseliş olur ve takat
kaybı sonucu uçağın kaybına dahi sebep olabilir.
C. Surge’ün Engellenmesi
Motor optimum RPM ve aksiyal hız dışında çalışması
kaçınılmazdır. Tasarım kriteri, en yüksek verimliliği maksimum RPM
çıvarında üretmeyi hedefler. Eğer gazı kesmek zorunda kalabilirsek,
bu noktanın altında da çalışma meydana gelir.
Bunun anlamı, kompresörün dönme hızı ve hatta motorun
içinden geçen hava akışının aksiyal hızını değiştirmeğe teşebbüs
edersek, stol ve surge’ün meydana gelmesine sebep oluruz.
Bu olayın meydana gelmemesi için motora takılması gereken
aksesuarlar ve izlenmesi gereken metotlar aşağıda belirtilmiştir:
a. Hava girişi değişken motor istikamet kanatçığı (V.I.G.V. s),
b. Değişken stator kanatçıkları,
c. Kompresör hava tahliye sistemi,
d. Çoklu bobin kompresörler,
e. Aktif klerans kontrolü.
TASNİF DIŞI
80 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 81
TASNİF DIŞI
82 TASNİF DIŞI
çemberleri) bireysel olarak bağlıdırlar.
VBV’yi çalıştıran cihazlar ise, hidrolik actuator’lı ve hidrolik motorlu
olarak iki kısımdan oluşur. “Hidrolik actuator tipte”, MEC / HMU’dan
alınan yakıt tazyiki fan frame’in iki yanında bulunan iki actuator’ı
çalıştırır. Actuatorlar, bell crank vasıtasıyla unison ring’i çevirir.
Böylelikle unison ring’lere bağlı VBV’ler açılıp kapanırlar.
“Hidrolik motorlu tiplerde ise” VBV’ler ; MEC / HMU’dan gelen yakıt
basıncı ile çalışan motorun, flexible şaftları çevirmesi ve onların da
dönüyü, doğrusal harekete çeviren, “ball screw actuator” a
aktarmasıyla çalışırlar. Ring şeklindeki (yuvarlak) bleed valve’ler de, iki
actuator’ın çalıştırdığı rodlarla açılıp kapanırlar. Bu tip bleed
valve’lere, booster stage bleed valve’ler (BSBV) denilmektedir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 83
D. VSV Sistemi
VBV’ler LPC’den geçen havayı kontrol ederken, VSV’ler HPC’den
geçen havayı kontrol eder. Yüksek devirlerde, HPC’ın en optimum
verimde çalışmasını sağlar. VSV’ler HPC’ın ilk kademelerini kapsarlar.
Çalışma peryodlarından start ve akselerasyon anında, HPC’dan geçen
havanın, fazla olmaması gereklidir. Düşük RPM’lerde HPC, surge olma
özelliği gösterir. İşte bu durumu önlemek üzere, VSV’ler dizayn
edilmişlerdir. VSV’ler, MEC / HMU’dan aldıkları yakıt tazyiki ile,
mekanik çalışırlar. Sistemde bir veya iki actuator kullanılmaktadır.
VBV ve VSV’ler, birbirlerinin tersi istikametinde çalışırlar.
TASNİF DIŞI
84 TASNİF DIŞI
ani hız arttırma ve hız kesme durumlarında kullanılan, “transient
bleed valve” ve tüm çalışma boyunca kullanılan, “bleed valve’ler”
mevcuttur. HPC’da bulunan bleed valve’ler, eski motorlarda
panomatik, yeni tip motorlarda ise, ECU tarafından RPM, irtifa ve
reverser durumlarına göre, solenoid valve ile, elektriki olarak kontrol
edilir. Bleed valve’ler genelde, yay yükü ile çalışırlar.
VI. KOMPRESÖR ORANI
İç verimi etkileyen unsurlar, yanma sıcaklığı ve basınç oranı olup,
basınç oranının yüksekliği, bazı avantajlar sağlarken, dezavantajlar da
sağlamaktadır. Basınç oranı; kompresöre giren havanın,
kompresörden çıkan havaya basınç açısından oranlanmasıdır ki bu
oran, kompresör’ün kademe sayısıyla, doğru orantılı olarak artar.
Günümüz jet motorlarında bu oran; “40’a 1” dir. Yani bu oran bize,
motora giren, 1 PSI basınçtaki havanın sıkıştırılarak, 40 PSI’a
yükseltilmesini ifade eder. Yükselen basınç oranı, türbinde ve jet
nozulda, o oranda fazla enerjiye ve gazların daha etkin iş yapmasına
sebep olur. Bunun yanında, yüksek basınç nedeni ile kopresörü terk
eden hava hararetinin, aşırı ve istenmeyecek seviyelere yükselmesine
(Yaklaşık 500oC) ve kademe sayısının artırılma zorunluluğundan
dolayıda, ağırlık artışına sebep olacaktır. Ağırlığın ve kompresör çıkış
hararetinin yükselmesi, istenmeyen dezavantaj olarak karşımıza çıkar.
Zira, yüksek hararete sahip hava, türbine giren gaz hararetini de
limitlerin dışında yükselterek, hasarlara neden olacaktır. Bu durumda,
kabul edilir bir türbin giriş harareti için yakıtın, gerektiğinde
azaltılması zorunludur.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 85
ÖZET
TASNİF DIŞI
86 TASNİF DIŞI
alüminyumdan ve küçük motorlarda kullanılanlar, dökümle imâl
edilmişlerdir. Difüzör; alüminyum veya magnezyumdan, yine döküm
yapılarak üretilir. Görevi; impeller’a olan hava akışını düzenlemek ve
şokları asgariye indirmek olan (impeller guide vane) impeller rehber
kanatçığı, impeller veya rotordan ayrı olarak imâl edilirler.
Gaz türbinli motorların performanslarını arttırmak çabası,
kompresörle ilgili stall problemini doğurmuştur. Yüksek sıkıştırma
oranına sahip kompresörlerde daha sıklıkla rastlanan perdövites
(stall); pale hücum açısı, belli bir dereceyi geçince, hava tabakasının
pale yüzeyinden ayrılıp, profilin kaldırma kuvvetinin azalması
olayından ibarettir.
Kompresörün stall olması durumunda (EGT) yüklemesi ve
motorun çekiş gücünün azalması, söz konusu olur. RPM de
dalgalanma hava akışının kısa aralıklarla azalıp çoğalması, yüksek
titreşimle birlikte gürültü, thrust’ın azalması ile RPM de dalgalanma,
EGT de artış olarak kendini belli eden surge; motorun çalışması ile
ilgili sorunlarla, motor parçalarındaki hasarlardan kaynaklanır.
Kontrol için kullanılan ünitelerin başında, MEC yada HMU ve ilgili
motor üzerindeki sensor’lar gelir. Bunlar, kompresör içinden akan
havayı izlerler ve gerektiğinde, actuator’ları çalıştırmak için servo yakıt
tazyiki gönderirler.
Kompresör oranı: İç verimi etkileyen unsurlar, yanma sıcaklığı ve
basınç oranı olup, basınç oranının yüksekliği, bazı avantajlar
sağlarken, dezavantajlar da sağlamaktadır. Basınç oranı; kompresöre
giren havanın, kompresörden çıkan havaya basınç açısından
oranlanmasıdır ki bu oran, kompresör’ün kademe sayısıyla, doğru
orantılı olarak artar. Günümüz jet motorlarında bu oran; “40’a 1” dir.
Yani bu oran bize, motora giren, 1 PSI basınçtaki havanın sıkıştırılarak,
40 PSI’a yükseltilmesini ifade eder.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 87
Kendimizi Sınayalım
1. Düzgün bir yanma için ideal yakıt / hava karışım oranı ne olmalıdır?
A. 8:1
B. 10:1
C. 15:1
D. 20:1
2. Kompresör Stall olduğunda motorda EGT nasıl etkilenir?
A) EGT azalır
B) EGT yükselir
C) EGT değişmez
D) EGT önce azalır sonra yükselir
3. Kompresöre giren havanın, kompresörden çıkan havaya basınç
açısından oranlanması na ne ad verilir.
A)Sıkışma oranı
B) CDP
C) Kompresör oranı
D) Kompresör sıkıştırma tazyiki
4. Motora giren havanın akışını yavaşlatarak, basıncının ve akışının, açısal
düzgünlüğünü sağlayan sistem parçaları aşağıdakilerden hangisidir?
A)Rotor
B) Stator
C) IGV
D) CIT
5. Yakıt sisteminden gelen, referans yakıt sinyalleriyle açılıp kapanarak,
kompresöre giren hava akışını ayarlayan sistem hangisidir?
A)CIT
TASNİF DIŞI
88 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 89
ÜNİTE V
COMBUSTİON (YANMA)BÖLÜMÜ
Temel Kavramlar
• Yapısal özellikler
• Çalışma prensipleri
Ünitenin İçindekiler
Giriş
• ı. Combustion (yanma)bölümü
TASNİF DIŞI
90 TASNİF DIŞI
Giriş
Yeterince sabit bir basınçta maksimum ısının çıkmasına
olanak tanımak için yanma odasında (kompresörden gelen) hava ile
(yakıt püskürtme nozullarından gelen) yakıtın yanan karışımı
bulunmalıdır. Böylece türbin aynı biçimde genleştirilmiş, ısıtılmış ve
hızlandırılmış gaz akışını alacaktır. Bu kolay bir görev değildir. Ama
yanma odası tasarımında yakıtın atmosferi giderek daha az
kirletmesinin yanı sıra daha verimli yakıt kullanımına olanak tanıyan
ilerlemeler kaydedilmiştir.
Yanma odasından gelen gazın maksimum sıcaklığı için bir limit
vardır. Bu, türbin istikamet palelerinin ve türbinin üretildiği
malzemeler tarafından belirlenir.
Çok az da olsa bu limitin üzerine çıkılması türbinin çok ciddi
sorunlar çıkaracak şekilde parçalanması anlamına gelir.
Yakıtın maliyeti arttığından ve halk egzost dumanı neticesinde
ortaya çıkan atmosfer kirliliğine karşı bilinçlendiğinden verimli
yanma git gide daha da önem kazanmaktadır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 91
TASNİF DIŞI
92 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 93
TASNİF DIŞI
94 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 95
TASNİF DIŞI
96 TASNİF DIŞI
Dış hava hızı arttığında ise, yanma odası sıcaklığı azalacaktır.
Yanma odası iç sıcaklığı, 2000° C’yi bulur. Secondary hava akımı,
alevle iç çeper arasında, soğutma yastıklanması yapar.
Özet olarak;
Yanma odası performansına etki eden faktörler şunlardır;
• Basınç
• Hava giriş sıcaklığı
• Hava – yakıt oranı
• Akış hızı
Yanma odası dizayn faktörleri ise ;
• Hava dağıtım yöntemleri
• Yanma odasının fiziksel boyutları
• Hava – yakıt çalışma aralığı
• Yakıt püskürtme memelerinin yeri, olarak karşımıza
çıkmaktadır. Yanma odası, iç ve dış case’le, flame tube’den oluşur.
Alev, flame tube içinde yanar. Case’de hem basınç yüklerini
karşılarken, hemde motorun yakın parçalarını, sıcak gazlardan
korur.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 97
ÖZET
TASNİF DIŞI
98 TASNİF DIŞI
Kendimizi Sınayalım
3. Birbiri içine geçen, iki silindir şeklinde tüpten oluşan yanma odası
aşağıdakilerden hangisidir.
A) Can tipi yanma odası
B) Annular tipi yanma odası
C) Can Annular tipi yanma odası
D) Dairesel yanma odası
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 99
ÜNİTE VI
TÜRBİN KISMI
Temel Kavramlar
Ünitenin İçindekiler
Giriş
TASNİF DIŞI
100 TASNİF DIŞI
Giriş
Türbin, içinden geçen sıcak gazlardan enerji çıkarır ve bu enerjiyi
kompresörü ve dişli kutularını çalıştırmak için kullandığı mekanik
enerjiye çevirir. Bunlar, aksesuarları ve takat pervanelerini veya
rotorlarını çalıştırmak için baskın olarak jet itme kuvveti kullanmayan
motorları çalıştırmak için kullanılırlar.
Türbinden geçen gazlardaki enerji ısı enerjisi, potansiyel (basınç)
enerji ve kinetik (hız) enerji biçimini alır. Bunların tümünün mekanik
enerjiye çevrilmesi, gazlar türbinden geçerken tümünün değerinin
düşürülmesi anlamına gelir. Ama yanma odasındaki gazın hızı egzost
ünitesindeki gazın hızından daha düşüktür.
I ÇEŞİTLİ TÜRBİN BLADE TİPLERİNİN ÇALIŞMA VE
KAREKTERİSTİKLERİ
Bir jet motorunda türbinin görevi, kompresör ve aksesuarları
döndürmektedir. Turboprop motorların pervaneleri de, yine türbin
tarafından çevrilir. Türbin bu dönüyü sağlayabilmesi için gerekli gücü,
yüksek sıcaklıktaki gazların sahip olduğu, kinetik enerji ile basınç
enerjisinden alır. Türbinler gazların enerjisini emdikten sonra, gazlar;
daha düşük sıcaklık ve basınca düşerler. Türbinler dönme esnasında
yüksek gerilimlere maruz kalırken, aynı zamanda 1300 ft / sn gibi
yüksek çevresel hızlara erişirler. Türbine giren gazın harareti, yaklaşık
o
1000 ~ 1200 C olurken, hızı 2000 ft / sn civarındadır. Büyük jet
motorlarında türbin, kompresörü çevirmek için, 40 ile 50 bin HP
arasında bir torkla çalışır. Bir tek palesi, gaz akışından, 250 HP tork
üretebilir. Buda, bir 8 silindirli motorun, tork gücüne eşittir. Bazı küçük
gaz türbinli motorlar hariç, tüm jet motorlarında, kompresör tipine
bakılmaksızın, eksenel akışlı türbin kullanılır. Türbinler; genişleyen
gazlardan kinetik enerji alarak, onu kompresör ve motor
aksesuarlarını çalıştırmak üzere, şaft beygir gücüne dönüştürürler
Tıpkı kompresörler gibi türbin bölümüde; statör ve rotordan
oluşmaktadır. Ancak, nozzle rehber kanatcıkları dediğimiz stator’ler
(Nozle Guide Vane:NGV); kompresör statorlerinden farklı işlev
gerçekleştirirler. Kompresölerde olduğu gibi türbinlerde, radyal ve
eksenel akışlı olmak üzere, iki tiptirler. Bazı küçük tip motorlarda,
radyal akışlı türbin kullanılırken, diğer jet motorlarının genelinde,
eksenel akışlı türbinler kullanılır.
A. Radyal Akışlı Türbinler
Radyal akışlı türbinler, sağlam ve dizaynı basit olup, imâli ucuz ve
kolaydır. Radyal türbine gaz, dairesel olarak girer ve türbin disk
palelerine kuvvet uygulayarak, iç merkeze doğru akar ve oradan,
eksenel yönde atmosfere atılır. Bu tip türbin, APU gibi, yardımcı güç
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 101
TASNİF DIŞI
102 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 103
TASNİF DIŞI
104 TASNİF DIŞI
geçebilmesi için içi boş ve yüksek hız ve hararete dayanıklı çelikten
imâl edilmişlerdir. Gözenekli profildeki küçük delikler, paleye giren
kompresör çıkış havasını, sürekli gaz akışına bırakarak, nozulu soğutur.
Gaz türbinli motorun performansı, büyük ölçüde, türbin giriş
sıcaklığına bağlıdır. Teknik sınırlamalardan dolayı, türbin giriş sıcaklığı,
o o o o
1750 F (960 C) la sınırlandırılmıştır. Bu değer 2500 F (1400 C)
çıkabilirse, özgül tepkide, %100 artış sağlanabilecektir. Türbin paleleri,
NGV’lerden gelen gazı yakalayarak dönerler ve bağlı bulundukları şaft
vasıtasıyla, kompresör veya kompresörler ile, şayet turboprop bir
motorsa, pervaneyi çeviriler. Turbofan motorlarında yüksek tazyik
kompresörü (HPC), ilk ve tek kademe olan, türbin tarafından çevrilir.
Çünkü ilk kademe, gazlara ilk maruz kalan mekanizma olduğundan,
gazların ilk enerjisini emerek, sonraki türbin kademelerinden, daha
hızlı dönerler. Bu yüzden N2 RPM, daima N1 RPM den, yüzde ve dönü
olarak daha büyük, maksimum değerlere sahiptir. Alçak tazyik türbinin
pale boyutlarını büyüterek, birinci kademe yüksek tazyik türbinine
göre oluşmuş olan, enerji kaybını dengeler ve motorun olabildiğince
verimli çalışmasını sağlamış oluruz. Dikkat edilirse, birinci kademe
türbinden itibaren pale boyutları, gittikçe büyümekte, bir önceki
kademeye göre oluşmuş enerji kaybını, pale boyutu büyütülerek,
dengelendiği görülmektedir.
Türbinlerde kullanılan pale tipleri, üst parağraflarda da ifade
edildiği ğibi, değişiklikler göstermektedir. Pale tipine göre türbinler, üç
katogoride incelenmektedir.
1) • Impulse Türbinler (Çarpma)
2) • Reaction Türbinleri (Tepki)
3) • Impulse – Rection (Çarpma-Reaksiyon )
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 105
TASNİF DIŞI
106 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 107
TASNİF DIŞI
108 TASNİF DIŞI
Türbin palelerinin dip kısmından giren soğutma havası, firar kenarı
veya uç kısmından, gazlara karışır. Bu tip soğumaya (convection
cooling); ısı iletimi soğutma denilir. Bazı NGV’lerin içine, insert denilen,
delikli jet nozullar konulmuştur. Hava önce airfoil içindeki insertlere
girip, sonra hızla duvarlarına çarpar ve daha iyi bir ısı alışverişi
sağlanarak, daha etkin soğutma gerçekleştirilir. Bu soğutma şekline
(impingement cooling), çarpma tipli soğutma denilir. Birde film
soğutma şekli(cooling film) vardır ki, airfoil’in dış kısmından küçük
delikler vasıtasıyla çıkan çıkış havası, arkaya doğru akarken, airfoil’in
şeklini alarak akar ve sıcak gazlarla airfoil arasında, bir soğuk film
tabakası oluşturur. Bu yöntem, en etkili yöntem olmasına karşın, imalat
zorlukları mevcuttur.
Yukarıda sözü edilen soğutma yöntemlerinin birlikte kullanıldıkları
yer, yüksek basınç türbinleridir. Bu kombine kullanım, malzemenin
maliyeti, türbin verimi ve servis ömrü fenomenleri arasında, optimum
yarar sağlamaktadır. Bir türbinin ana parçaları, türbin diski, paleleri ve
NGV’leridir. NGV’ler aralarında, yakınsak kanallar oluşturup, yüksek
ısısal gerilimlere ve gaz basınç yüklerine maruz kalırlar. Isısal
genleşmeyi tolore edecek şekilde montajları yapılır ve içleri soğutma
havasının geçebilmesi için gözenekli imal edilmişlerdir. İmalatları,
paslanmaz çelik alaşımlarından, dövme veya hassas döküm metodu ile
gerçekleştirilir.
Türbinler, en yüksek santrifüj yükler ve sıcaklık altında çalışan
o o
elemanlardır. Giriş gaz sıcaklıkları, 1700 F (929 C) ve dönüş hızları her
tip motora göre değişmekle birlikte, büyük motorlarda, 10000 RPM ve
küçük motorlarda, 40000 RPM’e kadar çıkabilmektedir. Pek tabidir ki
bu devir, çok yüksek bir santrifüj yük doğuracaktır. Bu yüksek yük,
motorun takeoff koşullarında çalışırken oluşur ve paleler, hem ısısal
hem de santrifüj yük dolayısıyla, bir miktar uzama kaydederler. Normal
çalışma koşullarına dönüldüğünde ise, normale dönerler. Türbinin
servis ömrünü olumsuz etkileyen bu duruma ilaveten, malzeme
yorgunluğu (maksimum limitlerde sık sık çalıştırma sonucu oluşur) ve
korozyon (yakıttaki sülfür ve sıcaklık neticesinde oluşur) faktörlerinide
saymalıyız. Paleler, türbin diskine sabit biçimde monte edilmezler. Aksi
halde palelerde ve disklerde çatlaklar oluşur. Serbest paleler, santrifüj
güçle dönü esnasında, sabit hale gelirler.
Türbinin takeoff esnasında, ısısal ve santrifüj yükler altında,
palelerinin uzamasına “creep” denilir. ( Creep:Sessizce
ilerlemek,sokulmak) Bu yüzden, yüksek takatla motorun çalışması,
asgari seviyede tutulmalıdır. Zira palelerin case’e sürtmesi, söz konusu
olabilir. Şu halde creep ; ısı, santrfüj kuvvet ve zamana bağlı olarak
ortaya çıkan, bir olgudur. Şayet, ilgili yükler kalktığında pale, orjinal
şekline dönmezse, plastik deformasyon söz konusudur. Yani pale yada
malzeme, uzun süre yüksek takatta, ısısal ve santrifüj etki altında kalmış
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 109
TASNİF DIŞI
110 TASNİF DIŞI
ÖZET
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 111
TASNİF DIŞI
112 TASNİF DIŞI
Kendimizi Sınayalım
4. Türbin palelerinin dip kısmından giren soğutma havası, firar kenarı veya
uç kısmından, gazlara karışır. Bu tip soğumaya ne ad verilir
A) Hava ile soğutma
B) Ani soğutma
C) Isı iletimi soğutma
D) Gaz ile soğutma
5. Gaz türbinli motorun performansı, büyük ölçüde neye , bağlıdır.
A) Türbin çıkış gaz tazyikine
B) Türbin giriş sıcaklığına
C) Motora çıkan havanın hızına
D) Motora giren havanın akışına
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 113
ÜNİTE VII
EGZOZ
Temel Kavramlar
Ünitenin İçindekiler
GİRİŞ
TASNİF DIŞI
114 TASNİF DIŞI
Giriş
Gaz türbinli motorlarda, türbini; ses süratinin üstünde terk eden
gazların hızını, istenilen değere ayarlayarak, eksenel bir doğrultuda
atmosfere çıkaran ve bileşke tepkiyi de üreten kısma, egsoz kısmı
denilmektedir.
Egzoz kısmı motoru terk eden gazları atmosfere atarken açılıp
kapanması sayesinde elde edilen tras miktarını artıran bir sistemdir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 115
TASNİF DIŞI
116 TASNİF DIŞI
O
akışının önüne konulan engele çarptırılarak, 180 saptırılması, en
verimli reverse thrust’ı oluşturur. Ancak, bu asla doğru değildir. Zira
O
akış yönü 180 saptırılan gaz, yine geldiği yere dönecek, egsozda
sıkışmaya, kompresör stall’una, neden olacaktır. Bu sebepten, en ideal
O O
açı değiştirme, 45 – 60 lerde yaptırılan saptırmadır. 180
O
saptırılamayan, 45 – 60 saptırılabilen bir gaz akışının (reverser thrust)
geri itki verimliliği, bu yüzden ileri itkiden daha az olacaktır. Bypass
oranı yüksek olan turbofan motorlarda reverser’lar, bypass havasını
kullandığından, daha temiz bir çalışma peryodu sağlar. Thrust
reverser’lar “havada çalışmaması gereken” bir sistem olup, arıza
nedeniyle çalışması halinde, çok büyük kazalara neden olabilecek
potansiyele sahiptirler. Reverser’lar sadece uçağın, WOW (weight on
wheel) fonksiyonu gerçekleştiğinde, yani piste indikten bir müddet
sonra, devreye konulabilir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 117
saptırma sistemi de, emniyetli ve etkin bir geri itki sağlamak üzere,
akışın açısını, 45 – 60O lerde değiştirir. Thrust reverser kumanda
sisteminin ana parçası, “thrust reverser lever” dır. Bu kola kumanda
edildiğinde, pedestalin hemen altında bulunan “reverser control
switch”, aktive edilir. Aktive edilen bu sw sayesinde sistem, harekete
geçirilir. Sistemin sadece yerde çalışması gereği yüzünden, havada
açılmaya karşı korunmuştur. (air / ground logic) Sistemin bu özelliğine
rağmen, radyo altimetreden aldığı sinyalle, yere değmeden, yükseklik
“10 feet’in altına düştüğünde” açılan , böylelikle, kısa pistlere inişte
avataj oluşturan, thrust reverser sistemi de vardır.
“Inter lock sistemi” ise, door’lar tamamen açılmadan, reverser
lever’ın daha yukarı hareketini önler. Thrust reverser’ları harekete
geçirmek (açmak) için, büyük blocker door kullanılan sistemlerde,
hidrolik actuator’lar kullanılır. Bunlar “Bucked door type reverser” lar
ve her blocker door’un ,kendi actuator’ı bulunan “pivoting door type
reverser” lardır.
Panomatik çalıştırıcı kullanılan “translating sleeve and cascade
vane type reverser” larda da, hidrolik actuator kullanılabilir. Fakat bu
kullanımda, translating sleeve’lerin koordineli açılması gereği
yüzünden, daha komplike hidrolik actuator’lar gerekmektedir. Hidrolik
actuator kullanılan sistemde, genelde bir CVM (control valve module)
vardır. Bu valve, kumanda sisteminden aldığı sinyalle, hidroliğe yol
vererek, actuator’lerin çalışmasını sağlar. Açılma (deplooyed) ve
kapanma (stowed) işlemleri, ilgili ihbar lambalarıyla takip edilir.
TASNİF DIŞI
118 TASNİF DIŞI
ÖZET
Gaz türbinli motorlarda, türbini; ses süratinin üstünde terk eden
gazların hızını, istenilen değere ayarlayarak, eksenel bir doğrultuda
atmosfere çıkaran ve bileşke tepkiyi de üreten kısma, egzoz kısmı
denilmektedir.
Turbojet motorlarda tepkiyi, gazların basınç ve hızları
üretmektedir. Gazların momentumunu arttırarak, tepkiyide arttırmak
için, gazların basınç enerjilerinin olabildiğince fazla miktarını, kinetik
enerjiye dönüştürmek gereklidir.
Turboprop motorlarda, gazın enerjisinin büyük bölümü, türbin
tarafından pervaneyi çevirmek için kullanılmakta, jet tepkisine kalan
enerji azlığından dolayı, çok az tepki üretilebilmekte ve bu yüzden,
egsoz lülesinin dizaynıda, çok basit olmaktadır.
Egsoz sisteminin jet kanalı (tepki nozul kısmı), egsozu terk edecek
gazın hızına, basıncına, debisine ve türbin giriş ısısına, etki eden bir
yapıdadır. Türbini terk ederek, egzoz sistemine giren gazların
o
sıcaklıkları, motor tiplerine göre değişmesine rağmen, 550 ~ 850 C
arasında değişebilir. Ancak art yakıcı sisteme sahip (afterburner)
O
motorlarda bu değer, 1500 C’ye kadar çıkabilir.
Bu noktada, turbofan motorların egsoz gaz sıcaklığının, turbojet ve
prop’a göre, düşük olduğunu ifade etmeliyiz. “After burner” sistemine
sahip motorlarda, bu sistemin kullanılması durumda ortaya çıkan
yüksek hararet, gerek alev paterni, gerekse soğutma tiplerine bağlı
olarak, jet kanalı iç yüzeyleri tarafından, tam olarak hissedilmeyecektir.
Değişen tip tepki nozulu, art yanma sistemine sahip motorlarda,
FCU’e (Fuel Control Unit) bağlı bir NAC cihazı tarafından, (Nozzle Area
Control) bir koordinasyon içinde daraltılıp genişletilir. Turbojetlerde,
art yanma sistemi devreye konulduğunda ve artyanma yakıt akışı, gaz
kolu ile arttırıldığında, daha fazla tepki için hareketli nozulu, buna
paralel olarak büzülmeye başlar ve gaz çıkış hızı ile basıncı arttırılır.
Bir cümle ile, egsoz sisteminin görevini ifade edecek olursak ;
gazların gereken yön ve optimum bir hızda, jet nozulunu terketmesini
sağlayıp, itki verimini arttırmaktır.
Motor modellerine göre farklılıklar gösteren thrust reverser’lar,
düşük bypass’lı motorlarla, yüksek bypass’lı motorlarda değişim
göstermektedir. Düşük Bypass’lı turbofan motorlarda, sıcak ve soğuk
gazlar, birlikte atmosfere atılırlar. Kullanılan thrust reverser çeşitleri ise
“clamshell door” ve “Bucket door” tip olmak üzere, iki çeşittir.
“Clamshell door” tip reverser, egsoz nozulunun önünde yer alır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 119
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
120 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 121
ÜNİTE VIII
YATAKLAR VE CONTALAR
Temel Kavramlar
• Yapısal özellikler
• Çalışma prensipleri
Ünitenin İçindekiler
Giriş
TASNİF DIŞI
122 TASNİF DIŞI
Giriş
Gaz türbinli motorlarda, dönen parçaları yani rotorları üzerinde
taşıyan ve dönmelerini sağlayan parçalara yatak denir. Şimdi yatakların
özelliklerini görelim.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 123
TASNİF DIŞI
124 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 125
TASNİF DIŞI
126 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 127
ÖZET
TASNİF DIŞI
128 TASNİF DIŞI
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 129
ÜNİTE IX
YAĞLAYICILAR VE YAKITLAR
Temel Kavramlar
• Yağlayıcılar
• Yakıtların özellikleri
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Özellikler ve spesifikasyonlar
TASNİF DIŞI
130 TASNİF DIŞI
Giriş
Bu ünitede yağlayıcılar ve yakıtların özelliklerinin neler olduğunu
göreceğiz. Şimdi yağlayıcılar ile ünitemize başlayalım.
I. ÖZELLİKLER VE SPESİFİKASYONLAR
Yağlama, motor içindeki hareketli parçaların birbiri ile eş olarak
çalışmasından dolayı oluşan aşınmayı önlemek, yatak bölgelerinde
sirkülasyonu sağlanarak motorun aşırı ısınmasını önlemek, ıslak
kalmasından dolayı metaller arasında sızdırmazlığı sağlamak,
sirkülasyonu sırasında kir, toz, karbon ve su gibi istenmeyen
maddelerin filtrede birikmesini ve korozyona duyarlı parçalar üzerinde
film tabakası oluşturarak parçaları nemden ve oksijenden korumak
amacıyla kullanılır.
A. Yağlayıcılar
Yağlama, motor içindeki hareketli parçaların birbiri ile eş olarak
çalışmasından dolayı oluşan aşınmayı önlemek, yatak bölgelerinde
sirkülasyonu sağlanarak motorun aşırı ısınmasını önlemek, ıslak
kalmasından dolayı metaller arasında sızdırmazlığı sağlamak,
sirkülasyonu sırasında kir, toz, karbon ve su gibi istenmeyen
maddelerin filtrede birikmesini ve korozyona duyarlı parçalar üzerinde
film tabakası oluşturarak parçaları nemden ve oksijenden korumak
amacıyla kullanılır.
Modern Jet Motorlarında Motor Yağının özellikleri şunlardır:
❖ Yağlama Özelliği
❖ Soğutma Özelliği
❖ Temizleme Özelliği
❖ Korozyon Önleme Özelliği
Metal yüzeyleri arasındaki sürtünmeyi azaltır.Çıplak gözle
bakıldığında pürüzsüz gibi görünen temas yüzeylerinin, mikroskopla
bakıldığında hiç de öyle olmadıkları ortaya çıkar. Şekil 9.1.de bu durum
görülmektedir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 131
TASNİF DIŞI
132 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 133
TASNİF DIŞI
134 TASNİF DIŞI
• Bir motorun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde, özel olarak
hazırlanmışlardır.
• Jet motorlarda kullanılırlar.
Üç Tip Sentetik Vardır
• Tip 1. Eski tip gaz türbinli uçak motorlarında kullanılır.
• Tip 2. Modern gaz türbinli uçak motorlarında kullanılır.
• Tip 3. Özel uçak motorlarında kullanılır. (Örnek: Condorde)
Sentetik Yağların Avantajları:
• Viskozite daha iyidir.
• Isıl stabilitesi daha iyidir.
• Yüksek basınca direnç gösterir.
Sentetik Yağların Dezavantajları:
• Pahalıdır.
• Cilde zararlıdır.
• Aynı tip bile olsalar, farklı marka yağlar karıştırılıp kullanılmaz.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 135
TASNİF DIŞI
136 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 137
TASNİF DIŞI
138 TASNİF DIŞI
• ‘’Tip 2‘’ yağlarda bu değer 250 ºC’nin üzerindedir.
Basınç Direnç Kapasitesi
Yağ filmi, yataklar üzerine gelen yüklere direnç göstererek, eş
çalışan yüzeylerin temasını önler.
Yağ, basınç direnç kapasitesinin üzerinde yüklere maruz kaldığında,
eş çalışan yüzeyler birbiriyle temas edeceğinden, yüksek malzeme
aşınmaları meydana gelir.
Oksidasyon Direnci
Oksidasyon, yağ ve oksijen arasındaki reaksiyondur.
• Yağ kalınlaşır ve viskozite artar.
• Yağ sıcaklığı belli seviyeler üzerine çıktığında oksidasyon başlar.
• Oksidasyon direnci
-Yağın dayanıklılığını/sürekliliğini arttırır.
• ‘’Tip 2‘’ yağların yaklaşık 220 ºC ye kadar bu direnci gösterirler.
Isıl Stabilite
Yağın yüksek sıcaklıklardaki ayrışma/bozulmaya karşı olan direncidir.
• Yağın molekül yapısı çok yüksek sıcaklıklarda değişir.
• Yağdaki kimyasal ayrışma, yağlama özelliğini olumsuz etkiler.
• ’Tip 2’’ yağlar yaklaşık 340 ºC ye kadar bu direnci gösterirler.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 139
Devletlerinde bulunur.
c) JETB. ( AVTAG ) ( Havacılık türbin benzini ). 15 0C de nominal SG ’si
0.77 olan benzin / kerozin karışımlı bir yakıttır. –20 0C lik düşük bir
alevlenme noktasına, JET A1 den daha geniş bir kaynama oranına
ve de –60 0C lik bir waxing noktasına sahiptir.
Bu yakıt JET A1’ e alternatif olarak kullanılabilir, fakat görülebildiği
gibi düşük parlama noktası olduğundan çok yanıcı bir yakıttır. Güvenlik
sebepleri yüzünden sivil havacılıkta genellikle kullanılmaz.
II. YAKIT İLAVE MADDELERİ
Jet Yakıtı Katkı Maddeleri
a) FSII ( Yakıt Sistemi Buzlanma Inhibitor’u ). Yakıtların
tamamında bir miktar su mevcuttur. Yakıt içinde çözülen su, aşağıdaki
yakıt sistemi problemlerine artış verir.
i) Buzlanma. Uçak irtifa’ya tırmandığında, yakıt soğutulur ve
yakıtta bulunan çözülmemiş bir miktar su düşürülerek tutulur. Su
damlaları, ısı daha ileri derecede düşürüldüğünde buz kristallerine
dönüşür ki bunlar yakıt sistem parçalarını bloke eder.
ii) Fungal Büyüme ve Paslanma. Tüm türbin yakıtlarında
mevcut olan mikrobiyolojik mantara Cladasporium Resinae denir. Bu
mantar, yakıt sistem parçalarını bloke edebilen uzun yeşil filamanlarını
şekillendirerek su mevcudiyeti içinde oldukça hızlı bir şekilde büyür.
Mantarın atık ürünleri korozyon maddelerdir özellikle de yakıt tankerini
contalama maddelerine. Yakıttaki ek FSII bu problemleri aşmada
yardımcı olacaktır.
TASNİF DIŞI
140 TASNİF DIŞI
BULUTLU YAKIT
Eğer bir yakıt örneği bulutlu ve bulanık gözükür ise, bunun çeşitli
sebepleri olabilir. Eğer bulutluluk yukarıya doğru oldukça hızlı
yükselirse, hava mevcuttur. Eğer bulutluluk alta doğru oldukça yavaş
düşerse, yakıtın içinde su mevcuttur. Bulutluluk belirtisi genellikle
suyun varlığına işaret eder.
YAKIT İÇİNDE SU
Yakıt içinde su daima mevcuttur, miktarı imalatçıların kalite
kontrol verimliliklerine, depolama ve transfer sırasında alınan
engelleyici önlemlere bağlı olarak çeşitli olacaktır. Öncelikle su uçak
depolarına taşındığında, su yükselmesini en aza indirmek için daha ileri
tedbirler alınabilirler.
a) Su boşaltmaları. Yakıt ikmalinden sonra suyun çökmesi sağlanır
ise, su damlaları daha ağır olduğundan deponun en altına düşer ve su
boşaltma valfından boşaltılabilirler.
b) Yakıt Isıtıcısı. Yakıt, motor yakıt sistemine geçip beslenmeden
önce ısıtılabilir.
Gaz türbinli motor sistemlerinde yakıt, kompresör dağıtma havası
tarafından güçlendirilen bir ısı değiştiricisinden geçirilerek buz
kristallerinin erimesini sağlar, buz kristalleri düşük ısılarda yüksek
irtifalarda meydana gelir. Bazı sistemler ayrıca bir yakıt soğutuculu yağ
soğutucusundan yararlanırlar. Tüm bunlardan sonra yağ soğutulur ve
yakıt ısıtılır, birinin parası ile iki iş yapılmış olur.
c)Atmosferin Çıkarılması. Yakıt, uçak yakıt depolarındayken su
kirlenmesinin temel kaynağı olan atmosferi deponun içinde kalır. Eğer
depolar tamamen yakıtla doldurulduysa; atmosfer depodan içerdiği
nemle birlikte dışarı atılır, böylece olası yakıt kirlenmesi en aza indirilir.
Burada bir uyarı vardır o da ; bir sonraki günde eğer çevre ısısı
yükselirse deponun doldurulmuş olması sıkıntı yaratır. Depodaki yakıt
hacmi yükselecektir ve vent sisteminden dökülmesi tehlike
yaratacaktır.
WAXING
Waxing, düşük ısılarda yakıtın bıraktığı hidro karbon atıklardır.
Tortular parafin wax kristallerinin şeklini alırlar ki bu kristaller yakıt
filtresini tıkayabilirler ve yakıt kontrol ünitesinin çalışmasını
engelleyebilirler. Waxing etkileri aşağıdaki maddeler tarafından en aza
indirilebilir;
a) Rafinerinin ağır hidrokarbon düzeylerini düşük tutmasıyla
b) Motor yakıt sisteminde bir yakıt ısıtıcısı eklenmesiyle.
KAYNAMA
Yakıtın kaynama ısısı, yüzeyindeki basınçla birlikte değişken
olacaktır. Uçak tırmanırken, yakıt yüzeyi üzerindeki basınç düşer ve o
düşmeyle beraber yakıt kaynayıp ve buharlaşır. Buhar kilitlemesi
motora yakıt tedariğini etkili bir biçimde kesecek ve motorun durması
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 141
TASNİF DIŞI
142 TASNİF DIŞI
ÖZET
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 143
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
144 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 145
ÜNİTE X
YAĞLAMA SİSTEMLERİ
Temel Kavramlar
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Sistem çalışması, dağılımı ve komponentler
A. Yağlama sisteminin çalışması,
B. Yağlama sisteminin dağılımı,
C. Yağlama sistem komponentleri.
TASNİF DIŞI
146 TASNİF DIŞI
Giriş
Yağlama motor için en önemli sistemlemlerden biridir. Dönü olan
aksamlarda ve birbirine sürten iki parça arasında aşınma kaçınılmazdır.
Bu aşınmayı önlemek için ve o bölgeyi soğutmak için değişik sıvılar
kullanılır. Biz jet motorlarında bu işlemleri değişik yağlarla yapıyoruz.
Şimdi bu sistemleri sırasıyla görelim.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 147
TASNİF DIŞI
148 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 149
TASNİF DIŞI
150 TASNİF DIŞI
3. Vent Sistemi
Yağlama devresi içindeki havanın atmosfere atılmasını sağlayan
sistemdir. Yatak kompartımanlarında vent hatları vardır. Bu hatlar, yağ
sızdırmazlığını sağlamada kullanılan havanın atıldığı hatlardır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 151
TASNİF DIŞI
152 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 153
TASNİF DIŞI
154 TASNİF DIŞI
Şekil 10-13 Red switch type transmitter’in yağ miktarını iletme prensibi
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 155
ÖZET
TASNİF DIŞI
156 TASNİF DIŞI
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 157
ÜNİTE XI
YAKIT SİSTEMLERİ
Temel Kavramlar
• Governing
• Metering
• Limiting
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Motor kumanda ve yakıt gösterge sistemleri;
A. Motor kumanda sistemleri,
B. Yakıt gösterge sistemleri.
II. Sistem çalışması, dağılımı ve komponentler;
A. Yakıt sisteminin çalışması,
B. Yakıt sisteminin dağılımı,
C. Yakıt sistem komponentleri.
TASNİF DIŞI
158 TASNİF DIŞI
Giriş
Tüm gaz türbinli motorlarda yakıt sistemi, iki temel görevi yerine
geitrmek üzere oluşturulmuştur. Bunlardan ilki, yakıtı yanma odasına
sevk eden “dağıtım” sistemi, diğeri ise yakıtı kontrol eden, “kumanda”
sistemidir. Dağıtım sistemi, uçak gövde depolarından alınan yakıtı,
emniyetli bir biçimde yanma odasına kadar basınçlandırıp, yanma için
uygun ortam oluşturma ve yakıtı ısıtarak donma ve hatların tıkanması
riskini ortadan kaldırma, görevi yapar. Yani yakıtı, tanklardan yanma
odasına püskürünceye kadar, tazyik sıcaklık ve emniyetli akışla ilgili
olarak düzenler.
I. MOTOR KUMANDA VE YAKIT GÖSTERGE SİSTEMLERİ
A. Motor Kumanda Sistemi
Yakıt kontrol cihazını, yaptığı görevlere göre, bölümlere ayıracak
olursak ; “yakıtı ölçümlendirme bölümü” (Fuel metering) ve “yakıtı
hesaplama bölümü” (Fuel Computing) olarak ikiye ayırabiliriz. FCU’in
yakıtı hesaplayan bölümü, güç kontrolü ve motoru koruma
fonksiyonlarını yerine getirir. (Governing and limiting) Birbirinden
bağımsız çalışmayan bu bölümler, aşağıda sıralandırılmış, şu görevleri
yaparlar.
• Metering : Yakıt nozullarına gerekli yakıtı sevk etmek ve artan
yakıtı, yakıt pompasına bypass yaptırmak.
• Governing : Gaz kolu ile gücü kontrol altında tutarak, onu idare
etmek.
• Limiting : Governing bölümünün yerine getirdiği işlevi izlemek
ve motorun limitleri aşmadan, çalışmasını sağlamak.
YAKITI ÖLÇÜMLENDİRME BÖLÜMÜ ( FUEL METERİNG SECTİON ) : Yakıt
ölçümlendirme bölümünde, üç ana cihaz yer almaktadır. Bunlar fuel
metering valve, bypass valve ve HP shutoff valve’dır. Throttle valve’de
denilebilen metering valve, yanma odasına gidecek yakıta, limiter
bölümünden gelen sinyale göre yol verir. Bazı FCU’lerde pressure
regulating valve olarakta adlandırılan bypass and Δ pressure valve, (Δ :
Differential) ölçüm dışı yakıtın pompa girişine bypass olmasını
sağlarken, aynı zamanda, metering valve’in giriş ve çıkış tazyikini
gözetliyerek, basınç farkını aynı değerde tutmaya çalışır. HP shutoff
valve de, HP lever tarafından idare edilen, bir açma kapama valfidir.
Yakıt basıncıyla çalışır ve kokpitten HP lever’la kumanda edilir.
Metering valve’den geçen yakıtın akışını, üç parametre etki altında
tutar.
Bunlar, yakıt pompasının çıkış tazyiki, metering valve’in, açıklık
yada kapalılık durumu ve metering valve’in yakıt giriş ve çıkış
arasındaki farkıdır. Yakıtın doğru ölçümlendirilmesi için, genelde tek
değişken, metering valve’in limiter tesiri ile belirlenen açıklığı, yada
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 159
TASNİF DIŞI
160 TASNİF DIŞI
santrifüj etkisiyle artarak devam eder ve servo tazyikide, metering
valve’i daha fazla akışa müsade etmesi için modüle eder. Son hıza
ulaşıldığında, pilot valve nötr olarak, metering valve’i modüle etmeyi
sabitler ve oda, son akış konumunda kalarak, son yakıt akış değerini
muhafaza eder. Motor, sabit maksimum RPM’de dönerken, eğer aşırı
devir (overspeed) şartları oluşursa, santrifüj etki artar ve pilot valve,
nötr durumunu kaybeder. Bu durum servo yakıt tazyikinde azalmaya
neden olacak, buda metering valve’in biraz kapanmasına, dolayısıyla
yanma odasına sevk edilen ölçülü yakıtta, biraz azalmaya neden
olacaktır. Yakıtın azalması, N2 devrinide azaltacağından, aşırı devir
durumu ortadan kalkacak, pilot valve’de, azalan santrifüj etkiyle nötr
olacaktır. Governing section’da, genelde iki adet ayar vidası bulunur.
Bunlar ıdle RPM’i minimuma ayarlayan Idle trim ve motorların birbiri
ile senkronizesini, yani tüm motorların belirli gaz kolu açısında aynı
RPM’de dönmelerini sağlayan “part power” ayar vidalarıdır.
YAKITI LİMİTLEME BÖLÜMÜ ( LİMİTİNG SECTİON ) :
Governor, gerçek hızın, istenen hızdan çok farklı olması durumunda,
pilot valve’i tam açık, yada tam kapalı pozisyona götürerek, yanlış
ölçümlendirme yapar. Bu önemli sakıncayı gidermek için, pilot valve’in
hareketini kısıtlayacak bir mekanizmaya ihtiyaç vardır ki bu
mekanizma, (limiting section) limitleme bölümüdür. Motorun ön
görülmüş çalışma limitlerini aşmamasını sağlayan limitleme bölümü,
limit pilot valve (droop cam), 3D cam, CDP cam (Ps 4 limiter) ve gaz
kolu girdisi (Mechanical control linkage) ni ihtiva eder.
“Limit pilot valve”, N2 governor ve metering valve arasında
yer alır ve “metering valve”i çalıştıran, servo basıncını kontrol eder.
Limit pilot valve’e droop cam’de denilir. 3D cam’in dönü hareketini, N2
devri kontrol ederken, eksenel hareketini CIT kontrol eder 3D cam’in
hareketini limit pilot valve’e, (Droop cam) arasındaki “feeler pin”
denilen mekanizma iletir. CDP cam (Ps 4 limiter) ise, CDP (Compressor
discharge pressure) değerine göre hareket eder. Bu hareket, yine
(feeler pin) hissetme pin’i mekanizması vasıtasıyla, limit pilot valve
içindeki (limit control linkage), limit kontrol bağlantısına yansıtılır.
Böylelikle metering valve, CDP’ye göre modüle edilir
1. Sabit itki (thrust) yakıt kontrol sistemi ( constant thrust fuel
control system )
Hidromekanik FCU’ler, hava yoğunluğundaki değişim
değerini, içindeki yoğunluk değişimlerini karşılama mekanizması
vasıtasıyla (Density compensation mechanism), N2 RPM
ayarlamalarında kullanırlar. Bunun için FCU’e, dış ortam sıcaklığı ile
basıncı (OAT yada fan inlet temperature – Ps 1, 2 “OAP” ) bilgileri gelir.
Ancak N2’nin thrust’la sabit bir ilişkisi olmadığından, thrust’ın kontrol
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 161
TASNİF DIŞI
162 TASNİF DIŞI
ve idare eder.
Computerde, A ve B olmak üzere, iki adet kanal bulunur. Kanallardan
biri arızalandığında, diğer kanal otomatik görevi devralır. Bazı
uçaklarda bulunan EIU (Engine Interface Unit), FADEC ve uçak arasında
iki yönlü iletişim sağlarken, computer’a gelen elektrik besleme
sistemini de kontrol eder.
FADEC sisteminin, computerden başka ikinci ana cihazı, FMU (Fuel
Metering Unit) yakıt ölçümlendirme ünitesidir. Bu üniteye bazı
motorlarda, HMU (Hydromechanic Unit) da denilmektedir. FMU ;
tamamen ECU’dan aldığı sinyallerle, yakıtı ölçümlendirir. FADEC’li
sistemlerde, sadece “hydromechanic” çalışan FCU (Fuel Control Unit)
kullanılmaz.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 163
İkincisi, motorun her birim ağırlığı için oluşturduğu “Net beygir gücü”
dür. Üçüncüsü ise “Özgül yakıt sarfiyatı” dır. Özgül yakıt sarfiyatı
önceki bölümlerde açıklanmıştır.
II. SİSTEM ÇALIŞMASI, DAĞILIMI VE KOMPONENTLER
A. Yakıt sisteminin çalışması
Motorun bu yakıt sistemi yüksek basınç sistemi olup alçak yakıt
sisteminden gelen yakıt, yakıt pompası ile basınçlandırılır. Ana yakıt
filitresinden süzülerek 90 PSI’lık yüksek basınç pompasına gelir. İnce ve
kalın filitreden geçerek FCU’nun kompitür ve metering sistemlerinde
ölçülendirilir.
Fuel Flowmeter’den motorun saatte harcadığı yakıt “kg” cinsinden
ölçülür. Buradan fuel/oil cooler’e gelir. Yakıt buradan geçerken sistem
yağını soğutur ve kendi de ısınmış olur. Burada valflerden geçen yakıt
basınçlandırılarak primary ve secondary devreleri vasıtasıyla fuel
nozzle’lardan yanma odalarının içine püskürtülür. Yanma odalarında
meydana geşen yanma neticesinde ısı enerjisi elde edilmiş olur.
Şekil 11-3: Yakıtın depolandığı primary fuel system ve yakıtın motor içinde
dağıtıldığı secondaray fuel system
TASNİF DIŞI
164 TASNİF DIŞI
- Alçak Basınç Yakıt Pompası (LP Fuel Pump)
Tank Booster Pompalarından gelen yakıtın basıncını artırır.
- Yağ Soğutucu (Oil Cooler)
• Alçak basınç yakıt pompasından gelen yakıt, yağ soğutucusuna girer.
• İki fonksiyonu vardır:
- Yakıt soğutucusundan geçerken, sıcak motor yağını soğutur.
- Yağın ısısını alan yakıt ısınır. (Yakıt içindeki suyun donması
sonucu filtrede oluşacak buzlanmanın, yakıt akışına olumsuz etkisi
önlenmiş olur.)
- Yakıt Filtresi (Fuel Filter)
Yakıtta mevcut belirli büyüklüğün üzerindeki yabancı partiküllerin
(kir, pislik vb.) sisteme girmesini önler. Bu şekilde sistem içinde
kendinden sonra gelen kompanentleri korur.
-Yüksek Basınç Yakıt Pompası (HP Fuel Pump)
• Sistemde, filtreden sonra gelir.
• Yakıt basıncını yüksek değerlere çıkarır.
• Yakıtın yanma odasına uygun fiziksel koşullara gelmesini sağlar.
• Pompa üzerinde daima bir “Pressure Relief Valf” bulunur.
• Sistemdeki kompanentlerin aşırı basınca maruz kalmasını önler.
- Yakıt Kontrol Ünitesi (FCU-Fuel Control Unit)
• Yüksek basınç yakıt pompasından gelen yakıt FCU’ya girer.
• FCU, yanma için gerekli yakıtı güçlendirir.
• Yakıtın, yakıt nozullarına gidiş hattını açma / kapama görevini de
üstlenmiştir.
• Servo kumanda sistemlerinin ihtiyacı olan basınçlı yakıtı sağlar.
• Bazı motorlarda ek olarak servo sistem yakıt ısıtıcıları vardır.
- Yakıt Akış Ölçer (Fuel Flow Transmitter)
Gerçek yakıt akışını ölçer. Kokpite ilettiği sinyallerle, yakıt akış
oranı (FF-Fuel Flow) ve kullanılmış yakıt (FU-Fuel Used) indikasyonları
alınır. Alçak basınç yakıt pompasından yakıt akış ölçere kadar olan
sistem kompanentleri genellikle motorlarda dişli kutusu bölgesinde
yer alırlar. Bu bölgeden çıkan yakıt boru / manifoldlar yolu ile yakıt
nozullarına gönderilir.
Bazı motorlarda yağ soğutucusu, HP (yüksek basınç) pompa
çıkışına konulmuştur. Böyle bir düzende LP ve HP pompalar aynı gövde
içinde yer aldıklarından dış yakıt borularından tasarruf edilmiş olur.
Ancak bu sistemde yağ soğutucusu içinden geçen yakıtın basıncı çok
daha yüksek olacağından, yakıt kaçağı riski artar.
Yakıt Dağıtım Sisteminin Çalışması
Yakıtın tanklardan çıkışta basıncı 40 PSI’dır. LP pompa
kademesinden çıkışta basınç 175 PSI’ya yükselir. Yakıt, yağ soğutucu ve
filtreden geçip, HP pompaya girer. HP kademesi yakıtı emiş yaparak
çekemez. Başka bir deyişle HP pompa girişinde pozitif yakıt basıncına
gereksinim vardır. Aksi halde HP pompa girişinde kavitasyon riski
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 165
oluşur.
TASNİF DIŞI
166 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 167
TASNİF DIŞI
168 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 169
Yakıt filtreleri, sistemde, yakıt pompası ile tek bir gövde içinde
entegre bir konumda veya ayrı bir kompanent olarak bulunurlar. Bir
filtre, giriş portu, çıkış portu ve filtre kasesi (bowl) içindeki filtre
elementinden meydana gelmiştir. Yakıt filtresinin çalışma şekli, aynı
yağ ve hidrolik filtreleri gibidir.
Bazı yakıt filtrelerinde “ana çıkış portu” ve “servo çıkış portu”
olarak iki çıkış portu vardır. Buna bağlı olarak da “normal” ve “screen”
tip olmak üzere iki filtre elementi bulunur. “Screen” filtre, servo akış
hattı üzerinde bulunur. Genellikle normal filtre elementinden daha
incedir. Çoğu zaman adı “wash screen” olarak geçer. Servo sistemine
giden yakıtın screen üzerinde bıraktığı partikülleri, normal yakıt akışı
alıp götürür. Sistemdeki tüm yakıt filtrelerinde “relief valve”
mevcuttur. Filtre elemanı tıkandığında, filtre giriş ve çıkışındaki basınç
farkının artması valfin açılmasına neden olur. Yakıt filtreden geçmeden
bypass olarak sistemde dolaşmaya başlar.
TASNİF DIŞI
170 TASNİF DIŞI
Şekil 11-11: Yağ filitresi içinde, yağın akış Şekil 11-12: Yağ filitresine yağın
yönü giriş ve çıkış yönleri
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 171
TASNİF DIŞI
172 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 173
TASNİF DIŞI
174 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 175
TASNİF DIŞI
176 TASNİF DIŞI
ÖZET
Gaz türbinli motorlarda yakıt sistemi, iki temel görevi yerine geitrmek
üzere oluşturulmuştur. Bunlardan ilki, yakıtı yanma odasına sevk eden
“dağıtım” sistemi, diğeri ise yakıtı kontrol eden, “kumanda” sistemidir.
Dağıtım sistemi, uçak gövde depolarından alınan yakıtı, emniyetli bir
biçimde yanma odasına kadar basınçlandırıp, yanma için uygun ortam
oluşturma ve yakıtı ısıtarak donma ve hatların tıkanması riskini ortadan
kaldırma, görevi yapar. Yani yakıtı, tanklardan yanma odasına
püskürünceye kadar, tazyik sıcaklık ve emniyetli akışla ilgili olarak
düzenler.
Yakıtı atomize etme yöntemlerine göre iki farklı nozul tipi vardır:
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 177
Kendimizi Sınayalım
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4
5. Yakıt nozullarına gerekli yakıtı sevk etmek ve artan yakıtı, yakıt pompasına
bypass yaptırma işlemine ne denir?
A) Metering
B) Governing
C) Limiting
D) Viskoziting
TASNİF DIŞI
178 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 179
ÜNİTE XII
HAVA SİSTEMLERİ
Temel Kavramlar
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Motor hava dağıtım sistemleri
A. İç soğutma
B. Bostikleme
C. Harici hava ikmali
II. Buz önleme kumanda sistemleri
TASNİF DIŞI
180 TASNİF DIŞI
Giriş
Motor hava sistemi fonksiyonları itibariyle, birbirinden bağımsız uç
alt sisteme ayrılır.
1-Kompresör Kontrol Sistemi
2-Klerans Kontrol Sistemi
3-Motor Soğutma Sistemi
I. MOTOR HAVA DAĞITIM SİSTEMLERİ
KOMPRESOR KONTROL SISTEMI
Genel
-Motor kompresör stall ve surge e karşı korur
-Kompresor verimini arttırır
Uç alt sistemi vardır
1-VBV-Varıable Bleed Valve Sistemi
2-VSV-Varıable Stator Vane Sistemi
3-HP Kompresor Bleed Valve Sistemi
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 181
TASNİF DIŞI
182 TASNİF DIŞI
Kompresör kademelerini çevreleyen “unison ring”lere bağlıdırlar.
Her bir VSV de küçük lever arm’larla kendi kademesine ait Unison ringe
bağlanmıştır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 183
TASNİF DIŞI
184 TASNİF DIŞI
pozisyondadırlar [VSV CLOSED]
Not: Burada VSV ler icin kullanılan, "açik" ve "kapal" terimleri fiziksel
anlamda açik veya kapalı olmanın ifadesi değildir.
FEEDBACK KOMPONENTLERİ
- Mekanik push/pull cable ve Iinkage'ler
- Elektriksel pozisyon sensorları ( LVDT, RVDT)
- Bu komponentler, gerçek VBVve VSV pozisyonlarını kontrol unit'e
iletirler Geri besleme (Feedback) sistemleri olarak, hidormekanik
kontrol üniteli motorlarda, mekanik sistem, FADEC'li motorlarda ise
elektriki sistem kullanılır
Mekanik feedback sisteminde, genellikle fleksibl bir push-pull"
kablosu vardır. Kablo, kontrol ünitesi ile VSV/VBV arasında bulunur VSV
ve VBV'lerde benzer yapidadir Kablo bağlantısında ayarlanabilir rod,
bell crank ve braketler kullanılır
Elektriki feedback sisteminde, VSV ve VBV pozisyonlarını ECU'ya
ileten pozisyon sensorları vardır Sensor ya kumanda mekanizmasına
bağlıdır, ya da actuator içinde yer alır. Actuator üzerinde bir elektrik
konektörü varsa, bu, içinde pozisyon sensoru taşıdığının işaretidir LVDT
ve RVDT olarak bilinen bu sensorlar, actuator'deki mekanik sapmayı,
ECU için gerekli. Elektrik sinyaline çevirirler.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 185
TASNİF DIŞI
186 TASNİF DIŞI
- Soğutma havasını kontrol eden valfler vardır
- Akış kontrol edilebildiğinden en uygun tip kleransları elde
edilir
- Hidromekanik FCU veya FADEC tarafından kontrol edilir
Pasif Klerans Kontrol Sistem,
- Soğutma havası akışı kontrolsüzdür
- Motorun tüm operasyon koşullarında, optimum tip
kleranslarına ulaşılamaz
- Aktif klerans kontrol sistemine destek sağlar
Kompresör Klerans Kontrol Sistemi
- Kompresör case üzerinde soğutma yoktur.
- Case in soğutulması yerine sıcak hava ile rotor ısıtılır (Rotor
genleşmesi artar Tip kleranslan azalır)
Zaten uygulamada, case'in verimli soğutulmasını sağlayacak kadar
soğuk havanın temini çok zordur.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 187
TASNİF DIŞI
188 TASNİF DIŞI
KOMPRESÖR KLERANS KONTROL SİSTEMİ
Bazı FADEC'li motorlarda kullanılır. HP Kompresörde tip
kleranslarının minimum değerlerde kalmasını sağlar.
Türbin klerans kontrolünde case lerin soğutulmasına karşılık,
kompresör klerans kontrolunda rotor ısıtılır.
Daima aktif klerans kontrol sistemidir.
HP kompresör orta kademelerinden alınan sıcak havanın rotor
içinden geçirilmesi ile kompresör rotorunun genleşmesi kontrol altında
tutulur.
Modülasyonu sağlayan bir Kompresör Klerans Kontrol Valfi vardır.
Havanın rotora girişi fan frame üzerinden, 'hub" kısmından olur.
Söz konusu valf, türbin klerans kontrol valfine benzer üzeninde
tork motor ve servo valf vardir. Kumanda sinyallerini ECU'dan alır.
Valfin actuator'u HMD dan gelen yakıt basıncıyla çalışır. Valf Pozisyon
Sensoru ECU'ya feed back sinyali sağlar.
ECU'nun valfe kumanda etmede kullandığı iki ana sinyal vardir.
- Core motor devri
- Uçağın yerden yüksekliği
Ayrıca ECU, kritik durumlarda bu sistemin devre dışı kalmasını
sağlayacak başka sinyallerde kullanır ( Mach No , T3 , vb ). Örneğin,
yüksek kompresör çıkış sıcaklıklarında kompresör blade'lerm sürtme
riski oluştuğundan kompresör klerans kontrol sistemi devre dışı
bırakılır.öncelikle malzemenin en kalın olduğu bölgeleri soğutacak
pozisyonlarda bulunurlar Bu şekilde case'in genleşmesi ve
büzülmesinde homojenlik sağlanır.
Aktif Klerans Kontrol Sisteminde bir veya daha fazla klerans
kontrol valfi vardır. Eski tip motorlarda sadece açma & kapama işlevi
gören bu valfler
MOTOR SOĞUTMA SİSTEMİ
İki alt sistemi vardır
Dış Soğutma Sistemi ( External Cooling)
İç Soğutma Sitemi ( İnternal Cooling )
Her iki sistem içinde kontrol valfi genellikle yoktur, yani pasif
sistemlerdir.
Dış Soğutma Sistemi, motorun dış bölgelerinin soğutulması ve
havalandirlması içindir söz konusu
olan blgeler sunlardır
- Fan Kompartman ( fan kaportalar altında kalan bölge )
- Core Kompartman ( Thrust Reverser Kaportalar altında kalan
bölge )
Bu sistem, motor case’leri ile fan ve core üzerindeki tüm
komponenlerin yeterli soğutmalarını sağlar ayrıca bu bölgelerde yanıcı
gazların birikmesini önler
Motor kaportaları (Engine Cowling) konularından hatırlanacağı
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 189
TASNİF DIŞI
190 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 191
•
Şekil 12-8 Cooling
FILM SOĞUTMA
Vane ve blade'lerde kullanılır. Airfoil üzerindeki küçük deliklerden
(drill hole) çıkan soğutma havası, sıcak gaz akışı içine üflenir Blade ve
vane airfoil dış duvarları üzerinde, sıcak gazı perdeleyen (airfoil
TASNİF DIŞI
192 TASNİF DIŞI
formunu almış), ince bir hava film tabakası oluşur Bu şekilde.
Sıcak gaz akışının türbin malzemesi ile doğrudan teması önlenir
Film soğutma, çok etkili bir yöntemdir Minimum soğutma havası ile
maksimum soğutma etkisi sağlanır Soğutma havasının, türbin tahrik
için kullanılan havadan çalınan hava olduğunu düşünürsek bu miktarın
minimum olmasının türbin verimine büyük katkı sağladığı kolayca
anlaşılır Fılm soğutma yönteminin olumsuz tarafı, imalat zorluğu
nedeniyle çok pahalı oluşudur
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 193
TASNİF DIŞI
194 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 195
TASNİF DIŞI
196 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 197
B. Bostikleme (Sealing)
Bostikleme günümüz yakıt kaçaklarını önlemek, korozyondan
korunmak ve dış yüzeylerdeki pürüzsüz süreksizlikleri doldurulması gibi
performansı etkeleyen önemli yerlerde kullanılır. Örnek yakıt tankı
Sealing önemlidir çünkü yakıt sızıntısı güvenlik unsurudur ve uçuşa
engeldir.
Krozyon önleme için seal yapılmadığı takdirde ise büyük bakımlara
yol açar. Bostikleme işlemi, gazları yada sıvıları belirli bir alana
hapseder yada istenmeyen alanlardan uzak tutar. Sealing sıvının nüfus
edeceği yapısal dehrizleri kapatarak geçişi önler. Seal’lar bu yerlerde
ıslak akıcı macun kıvamında uygulanır ve donmuş halde yapışarak
kauçuk katıyı şekillendirir.
Sealing işlemleri tatbik edilen yerler şunlardır;
Yakıt tankları
Basınçlı alanlar
Çevresel alanlar
Korozyon alanları
Elektriksel alanlar
Ateşle temas eden yüzeyler
Asit alanlar
Sıvının hapsedilmesi istenen yerlerde kullanılır
TASNİF DIŞI
198 TASNİF DIŞI
önce, buza mani sistem çalıştırılmamışsa, kalkıştan bir müddet sonra,
motor hava girişinin buzlanma nedeniyle daralmasından dolayı, stall’a
girecek ve uçak hızla sürat kaybedecektir. Böyle bir durumla
karşılaşıldığında, panik nedeni ile eğer buza mani sistem çalıştırılırsa,
“air intake”den kopan buz parçaları motora girecek ve çok büyük
hasarlara neden olacaklardır. Bu durum, kuşkusuz uçuş emniyetini çok
olumsuz etkileyecek ve öngörülmeyecek büyük çapta kazalara neden
olacaktır. Şu halde motor buzamani sistemi çalıştırmak için, buzlanma
şartları önceden belirlenecek ve sistem, buzlanma başlamadan devreye
o
konulmuş olacaktır. Nem, düşük sıcaklık (6 C’den aşağı bir değer) ve
düşük hava sürati (yerde veya kalkış anında), buzlanma için gerekli
şartları oluştururlar. Sıcaklığın çok düşük olduğu, nemli ortamlarda
şayet, sürat yüksekse, buz oluşmaz. Çünkü hızla akan hava içindeki
nem, buza dönüşecek kadar zaman bulamaz.
Uçaklarda bulunan performans manual’lerde, uçak sürati ile buzlanma
riskini açıklayan, grafik çizelgeler mevcut olup, uçuş esnasında,
sistemin devreye konulmasının gerekliliği için, referans oluştururlar.
Uzun hava alığı girişi olan motorlarda, buzu algılayan ve sistemi
otomatik çalıştıran, sensor’ler mevcuttur.
Buz oluşma riski belirdiğinde sensor, hem sistem A / I valve’ini
otomatik açarken, aynı zamanda kokpitte de bir uyarı ışığını yakar.
Hava genelde, sistem A / I valve’de bekler. Manual yada otomatik
kumanda alan valf açıldığında, sıcak hava, “nose cowl lip” e bazı
motorlarda, IGV (Inlet Guide Vane) lere gider. Kimi sistemlerde A / I
sıcak hava akışı, thermostatic air regulator valve vasıtasıyla regule
edilir. A / I havasının ısısı arttığında, debiyi azaltarak, aşırı sıcak havanın
neden olabileceği olumsuzlukları ortadan kaldırır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 199
ÖZET
Motor hava sistemi fonksiyonları itibariyle, birbirinden
bağımsız uç alt sisteme ayrılır.
❖ Kompresör Kontrol Sistemi
❖ Klerans Kontrol Sistemi
❖ Motor Soğutma Sistemi
TASNİF DIŞI
200 TASNİF DIŞI
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 201
ÜNİTE XIII
ATEŞLEME SİSTEMİ VE START İŞLEMLERİ
Temel Kavramlar
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Motor start sistemlerinin ve komponentlerinin çalışmaları
A. Starter
B. Starter Komponentleri
TASNİF DIŞI
202 TASNİF DIŞI
Giriş
Gaz türbinli motorların çalışması için, kompresörünün
döndürülmesi gerekir. Start işleminde ana hedef, motorda yanmayı
başlatacak koşulları oluşturmaktır. Bu durum oluştuğunda bujiler
çakmaya başlar ve yanma odasına gönderilen hava/yakıt karışımı
ateşlenerek motorun çalışması sağlanır.
Starter sistemi sadece ilk çalışma anında değil, gerektiğinde
havada da motoru çalıştırabilecek durumda dizayn edilmiştir.
İstenmeyen bir biçimde yanma odalarında alevin sönmesi demek,
motorun performansının bitmesi anlamına geleceği için derhal
çalıştırılması gereklidir. İşte bu anda starterin faaliyeti hayati önem
taşır. Aksi halde çok önemli tehlikelerin ortaya çıkması kaçınılmazdır.
I. MOTOR START SİSTEMLERİNİN VE KOMPONENTLERİNİN
ÇALIŞMALARI
A. Starter
Gaz türbinli motorlarda kullanılan, starter çeşitleri :
• Elektrikli starterler
• Panomatik starterler
• Kartiçli starterler (Hava yerine barut bileşimli patlayıcı tazyiki ile
çalışır)
• Panomatik – kartriç starterler
• Yanmalı starterler (Tipik bir gaz türbinli küçük motordur)
Yukarıdaki starterlerin elektirikli ve panomatik olanları, sıklıkla
kullanılan tipler olup, diğer üç tip starterler, genellikle askeri avcı
uçaklarında kullanılan tiplerdir.
İlk çalıştırmada starter, dişli kutusunu çevirir. Dişli kutusu, dikey
şaft vasıtasıyla hareketi, N2 denilen yüksek tazyik kompresörüne
aktarır. N2 kompresörü belirli bi dönüye ulaştığında “ignitionan”
ateşleme ve “HP fuel ON” yakıt sistemi aktive olur. Kompresörün hızı
biraz daha yükseldiğinde, “light up” denilen, hava yakıt karışımı
tutuşur. Bu devirden sonra motor, hızla devir almaya devam eder ve
artık starterin yardımı olmadan dönebileceği “self acelerating speed –
self sustaining speed” noktasına ulaşır. Bu devir adedinin biraz üzerine
geldiğinde, starter “cut out – cut off” motor dan ayrılarak, devre dışı
kalır. Bu seviyeden sonra motor hızla “ıdle” devrine yükselerek stablize
olur.
Idle ve cut out (off) devri, daima “self accelerating speed”den
yüksek devirlerdir. Start sıralandırmasında basamak, RPM değerleri ile
basamakların meydana gelme zamanları (sn), motor tiplerine göre
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 203
farklılık gösterebilir.
1. Elektrikli Starterler
Starter jeneratör de denilen bu tip starter’ler, iki ayrı sargıya ve
fırça sistemine sahiptir. Starter olarak bataryadan veya soğuk
havalarda, harici bir elektrik kaynağından elde edilecek DC elektrik,
starter’i çevirerek, kompresörün çevrilmesi için yeterli torku üretir.
Starter’ın devri arttıkça sargılarda karşı elektromotif kuvvet gelişmeye
başlar. Gelişen bu voltaj, starter dönüsü, dolayısıyla motorun dönüsü,
kendine yetecek duruma geldiğinde, starter’i devreden çıkararak, artık
jeneratör olarak işlev yapmaya başlamısını sağlar.
2. Panomatik Starterler
Hava basıncıyla çalışan starter’e, başka bir panomatik kaynaktan,
50 PSI tazyikinde hava kaynağı sağlamak gereklidir. Çift motorlu
uçaklarda motorlardan biri çalıştırıldığında, diğer motorun starter’ini
çevirecek hava tazyiki, çalışan motordan sağlanabilir. Panomatik start
sisteminde, dört ana ünite mevcuttur. Bunlar panomatik starter
motoru, hava temin duct’ları, starter shut–off valve ve kokpit kumanda
sw’leridir. Starter’e APU’dan, çalışan diğer motordan veya yer destek
hava cihazından hava sağlanabilir. Hava tazyiki, uçak panomatik
sistemine bağlı duct vasıtasıyla starter motoruna ulaştırılır. Starter
shut - off valve’de, hava hattını açıp kapatma görevi yapar. Elektriki
kumandada bir arıza oluşması durumunda, manual açılıp kapatılabilir
ve motor çalıştırılabilir. Starter shut – off valve; elektriki (solenoid)
kontrollu ve ducttan gelen hava tazyiki ile panomatik açılıp kapanan bir
valf olup, genel olarak ; valve actuator assy, valve body (butterfly),
solenoid, manual override handle (veya ilgili mekanizma) ve valve
position sw’den oluşur. Valf’in açılması için kokpitteki start sw (veya
engine master sw) ON yapılmalı ve solenoid enerjilenerek, havanın;
TASNİF DIŞI
204 TASNİF DIŞI
valfin butterfly klepesini açması sağlanmalıdır. Klepe açıldığında, valve
position sw, ECU’ ya sinyal göndererek, EICAS / ECAM da “start valve
open veya valve open” mavi lambasını yakar. Valfin kapanması ise,
engine master sw veya modele göre start sw, OFF yapılarak,
solenoid’in enerjisi kesilir. Solenoid’in (de energized) enerjisiz oluşu,
butterfly klepenin kapanmasını sağlar. Solenoid’in arıza nedeni ile
kumanda almaması durumunda, manual açılıp kapatılarak, motor
çalıştırılır. Manual kumanda, genelde iki aşamalı yapılır. Önce kol
çekilerek, actuator içindeki hava tahliye edilir ve sonra kol çevrilerek,
klepe açılır. Hazır bekleyen hava, starter’e giderek, onu çevirmeye
başlar. Manual açma işlemi, starter duct içinde hava varken
yapılmalıdır. Aksi halde actuator hasarlanır.
Şekil
Şekik 13-2 Stater sistemi
B. Starter Komponentleri
Tipik bir panomatik starterde, eksenel veya radyal akışlı bir küçük
türbin bulunur. Türbin, gelen hava ile yüksek hızlarda çevrilir. Bu
yüksek hızı düşüren reduktör dişlişeri (Reduction gear) starter çıkış
şaftını çevirerek, hareketi, motor aksesuar dişli kutusuna aktarır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 205
Clutch assy ise, şaft’la redüktör dişli grubu arasında yer alır ve motor
devri, starter devrini aştığında, kavraşmayı otomatik olarak çözer ve
starter’i motordan ayırır. Pawl (tırnaklı) ve sprang (zemberekli) tip
clutch’lar olmak üzere, iki tiptir.
Starter motor, çarpma (splash) tip yağlama sistemine sahip olup,
üzerinde ikmal (fill) ve taşma (overflow) delikleri mevcuttur. Case’in
içinde, daima az miktarda yağ bulunur. Bazı starterlerde, yağ seviye
kontrol penceresi (sight gage) bulunur.
Starter’ın çalışması, yüksek ısı ürettiğinden limitlenmiştir. Starter’ın bir
çalışma süresi (duty time), bir soğuma süresi (cool down time), birde
arka arkaya çalıştırma süresi (duty cycle) ,mevcuttur.
TASNİF DIŞI
206 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 207
TASNİF DIŞI
208 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 209
B. Ateşleme Bujisi
Ateşleme bujisi genelde 2 adet olup, motorun alt yarısına monte
edilmiştir. Montajında, teknik kitaplarda verilen değer ve uyarılara
dikkat edilmeli, çalışma emniyetini ve servis ömrünü etkileyen, “dalma
derinliği” (immersion depath) ne özen gösterilmelidir. Dalma derinliği,
bujinin yanma odasının iç kısmına çıkan bölümünü, doğrudan
etkileyen bir unsurdur. “Bushing” denilen gömlek (ignition adaptor)
üzerine buji takılırken, ayar yapılmalıdır. Bu ayar, “dalma derinliğinin”
ayarı olup, bushing ile case arasına (spacer) aracı konularak veya
çıkarılarak yapılır. Ayardan sonra bushing değişmedikçe, başka ayar
gerekmez. Buji, temel olarak dış kılıf (outer shell), Isolator (insulator)
ve merkez elektrot (center electrode) tan oluşmuştur. Ateşlemeyi
başlatan kıvılcım, dış kılıfla merkez electrod arasındaki konik kısımda
oluşur.
Bujinin ağzında, yarı iletken bir tabaka (semi conductor layer)
bulunur. Bu tabaka, havanın iyonlaşmasını, daha elverişli hale getirir.
İyonlaşma ise, daha düşük voltajla daha uzun kıvılcım üretilmesini
sağlar. Böylelikle ateşleme, etkin bir şekilde yapılmış olur. Ateşleme
peryodunda buji ısınır. Ateşleme olduktan sonra ise, sürekli yüksek
ısıya maruz kalır. Buji’nin ısısını düşürerek, serviste kalış süresini
arttırmak mümkündür. Bunu sağlamak için, buji dış kılıfı üzerindeki
deliklerden, yanma odasına gelen hava girerek, bujinin uç kısmını
soğutup gazlara karışır.
Eski tip bazı bujiler üzerinde, iki mavi halka mevcuttur. Bu mavi
halkalar, isolator olarak, “berilyum oksit” denilen zehirli bir malzeme
kullanıldığını gösterirler. Bu tip bujilere, hiçbir şekilde çıplak elle
dokunulmaz. Aşınmış olanların “kal” edilmesi güvenli bir biçimde
yapılmalıdır. Modern motorların bujileri artık, seramikten yapılan
isolatorlardan oluşmaktadır. Kırılgan olduklarından, dikkatli
taşınmaları ve özenle takılmaları gerekir.
TASNİF DIŞI
210 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 211
TASNİF DIŞI
212 TASNİF DIŞI
ÖZET
Gaz türbinli motorların çalışması için, kompresörünün
döndürülmesi gerekir. Start işleminde ana hedef, motorda yanmayı
başlatacak koşulları oluşturmaktır. Bu durum oluştuğunda bujiler
çakmaya başlar ve yanma odasına gönderilen hava/yakıt karışımı
ateşlenerek motorun çalışması sağlanır.
Starter sistemi sadece ilk çalışma anında değil, gerektiğinde havada
da motoru çalıştırabilecek durumda dizayn edilmiştir
Gaz türbinli motorlarda kullanılan, starter çeşitleri :
• Elektrikli starterler
• Panomatik starterler
• Kartiçli starterler
• Panomatik – kartriç starterler
• Yanmalı starterler
Gaz türbinli motorlarda, yanma odasındaki “hava–yakıt” karışımını
ateşlemek için oluşturulmuş sisteme, ateşleme sistemi denilir. Yanma,
motorda sürekli olduğundan, sadece birkez yanmayı başlatmak için,
ateşlemeye gerek vardır.
Ateşleme sistemi mantık olarak bujinin çaktırılması, dolayısı ile
elektrotları arasında kıvılcım oluşturulması esasına dayanır. Hava-Yakıt
karışımının alevlenebilmesi için yanma odasında mutlak surette yanıcı
etken bulunmalıdır. Yüksek elektrik enerjisine sahip elektrotlar arasında
oluşan kıvılcım bu işi rahatlıkla görecektir.
Temel olarak exciter; 115V AC güçten çok yüksek çıktı voltajı üreten
ve kendi içinde, iki transformer ve birde kapasitör bulunduran bir
cihazdır. Giriş elektrik voltajı 28V DC ise, önce inverter tarafından, AC’ye
çevirilerek, sonra yükseltilir.
Ateşleme bujisi genelde 2 adet olup, motorun alt yarısına monte
edilmiştir. Montajında, teknik kitaplarda verilen değer ve uyarılara
dikkat edilmeli, çalışma emniyetini ve servis ömrünü etkileyen, “dalma
derinliği” (immersion depath) ne özen gösterilmelidir. Dalma derinliği,
bujinin yanma odasının iç kısmına çıkan bölümünü, doğrudan etkileyen
bir unsurdur.
Ateşleme kablosu;Exciter’lardan bujilere, yüksek enerjiyi taşıyan bu
kabloların iç kısmında, bakır tel dışında, “flexible conduit” ve “silikon
rubber isolator” bulunmaktadır. Ateşleme sistemleri jet motorlarına ait
olan anlaşılması en kolay sistemlerden birisidir. Fakat bu kadar
anlaşılma kolaylığına rağmen, görünmeyen etkileri sebebiyle son derece
tehlikeli olmaktadır
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 213
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
214 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 215
ÜNİTE XIV
MOTOR GÖSTERGE SİSTEMLERİ
Temel Kavramlar
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Motor Gösterge Sistemleri
TASNİF DIŞI
216 TASNİF DIŞI
Giriş
Jet motoru çalışırken, sistemlerin parametrelerinin sürekli olarak
izlenmesi, hayati öneme haizdir. İndikasyonlar temel olarak, üç
katogoriye ayrılarak izlenirler. Bunlardan ilki, motorun temel
performans göstergeleri olan ve motorun çalışma seyrini gösteren,
“ana göstergeler” (Primary Indications), sistemlerin seyrini gösteren,
“ikincil göstergeler” (secondary indication) ve genelde, kokpitte
gösterilmeyen, ancak ilgili cihazların hafızalarından indirilerek, üzerinde
çeşitli çalışmalar yapılabilen, “trend izleme indikasyonlarıdır”.
Kokpitteki indikasyonlar, saat (gage) tipi “analog” göstergeler olduğu
gibi, “dijital” (digital) olarakta gösterilirler. Saatler, “elektromekanik”
tip veya “display unit” tip olabilirler. Göstergelerde limit aşan işarlar
oluştuğunda, ECAM ve EICAS sayfaları üzerinde, “warning ve caution”
ikazları çıkar. Yine sistemlerde ilgili arızalar ve yapılması gereken
işlemler, checklist sayfası olarak görüntülenirler. EICAS (Engine
Indikation and crew alarting system) da, hemen çözümlenmesi ve
gereğinin yapılması gereken kritik arızalarda, checklist; uyarı ile birlikte,
display unit üzerinde, otomatik olarak görüntülenir. Bu gibi olağan dışı
durumda, display unitte görüntülenen hali hazır sayfa, otomatik olarak
iptal edilir.
Kokpitte karşılaşılabilecek bazı arıza ve limit gösterimleri, motor tipine
ve kokpit dizaynına göre değişmesine rağmen, genelde; EGT ve RPM
limit aşımları, düşük yağ basıncı (low oil pressure), tıkalı filitre (filter
clogged) ve reverser’lar kilitsiz (thrust reverser unlock) ikazlarıdır.
I. MOTOR GÖSTERGE SİSTEMLERİ
A. Egzos Gaz Harareti/Kademelerarası Türbin Sıcaklığı
EGT denilen bu değer, kontrol edilmesi gereken en önemli
limitlerden biri olup, motor imalâtında, türbin çıkış hararetini, en doğru
gösterebilecek noktadan alınır. Türbinlerde iki tip yapısal hasar
meydana gelir. Bunların ilki, yüksek hararet ve gerilim altında çalışan,
türbin palelerinin, uzayarak oluşturduğu hasarlardır. İkinci hasar tipi
ise, gerilim birikimi sonucu oluşan, yorgunluk hasarıdır. Hararet ve
gerilimin şiddetinin artması, yorgunluk hasarlarının derecesini arttırır.
Gaz türbinli motorlarda türbin gibi dönen parçalar, 100.000 saatlik bir
çalışma süresinde, %1 uzama limitine sahiptir. Aşırı hararete maruz
kalmış türbinde, uzama ve yorgunluk hasarlarının artması neticesinde,
bakım zamanı gelmeden, limit dışı hasarlar oluşur.
Gaz türbinli motorlarda en yüksek EGT genel olarak; ilk startta,
akselerasyon ve maksimum güç kullanılması esnasında da görülür.
Uzama ve yorgunluk birikimine mani olmak için, limit dışı uzun süreli
kullanımlardan şiddetle kaçınılarak, ilgili teknik dökümanların
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 217
TASNİF DIŞI
218 TASNİF DIŞI
Çekiş kuvveti oluşturan jet motorunun gücünü;
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 219
TASNİF DIŞI
220 TASNİF DIŞI
nedeni ile tekrar sökülmesi ve ilgili düzeltici çalışma yapıldıktan sonra,
tekrar montajı, işçilik zaman ve uçuş faaliyeti açılarından, sakıncalar
içermektedir. Test bench; motorun faaliyet ve thrust ölçümlerinde,
üzerine monte edildiği “Test Stand” de denilen ve yere sabitlenmiş,
özel test sehpasıdır. Motor ölçümden önce, tüm emniyet tedbirleri
alınarak, ilgili döküman ve özel teknik talimatlar gereğince çalıştırılır ve
yük hücrelerine uygulanan baskı, elektriki sinyalle kontrol odasında
kaydedilip, thrust değerleri olarak belirlenir.
Bir diğer thrust ölçüm yöntemi ise, motor uçak üzerindeyken
yapılan thrust ölçülmesidir
Motorun primary denilen ana motor parametrelerinden, thrust’la
orantılı olanlar mevcuttur. Bunlar EPR (Engine Pressure Ratio) denilen
motor tazyik oranı ve RPM (Rotation Per Minute) dediğimiz, motordaki
ilgili şaftın, dakikadaki devir adedinin, oransal ifadesi olan değerdir.
EPR ; türbini terk eden gazların basıncının, motora giren havanın
basıncına oranlanması demektir. Bu ifadeyi formalize edecek olursak :
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 221
TASNİF DIŞI
222 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 223
E. Motor Hızı
Jet motorunda kaç adet rotor sistemi varsa, o kadar bireysel
gösterge vardır. Bunlar N1 olarak bilinen fan devir hızı (LP rotor =
RPM), Core devir hızı olarak bilinen N2 (HP rotor – RPM) ve eğer
üçüncü bir rotor sistemi varsa, N3 olarak tanımlanırlar. Kokpitteki
gösterim, ilgili rotorun dakikadaki devir adedinin yüzdesel ifadesidir.
Örneğin ; 8219 max RPM’le dönen bir N1 rotor, ilgili saatte, %107 max
değer olarak okunur. Devir gösterge sisteminin çalışma aşamaları,
sensor vasıtasıyla üretilen değerin, iletim bağlantıları kullanılarak,
kokpitteki saate getirilmesi ve nihayet ilgili saatte, objektif değer
olarak gösterilmesidir. Daha açık bir ifadeyle üretim, iletim ve
gösterimdir.
Dönü adedinin ölçümlendirilmesinde kullanılan sensorlar, iki tiptir.
İlki,”variable reluctance tip sensor” olan ve “rotorun ilk palesinin her
geçişinde manyetik etkilenme” ile sinyal üreten sensor, ikincisi de,
“tachometer generator tip” olan, bir çeşit mini AC jeneratördür.
Genelde gearbox’tan aldığı dönüden sinyal üreterek saatte N2 RPM
olarak gösterilmesini sağlar. Variable reluctance tip genelde, N1’in
devir gösteriminde, jeneratör ise, N2’nin devir gösteriminde
kullanılmaktadır.
Kokpitte rotor hızlarının gösterimi, uçak modeline ve kokpit dizaynına
göre değişmesine karşın, genelde üç tiptir. Bunlar, display unit
üzerinde olmak üzere, saat skalalı tip, hareket eden bar tip ve bilinen
klasik elektromekanik çalışan saat tipindedir. Her üç tip gösterimde
gerçek değer, hem digital, hemde analog olarak gösterilmektedir.
Göstergeler üzerinde “red line” denilen son limit değer kırmızı bir
çizgi olarak ifade edilir. Bu değer aşıldığında, ilgili diğer uyarı ikazları,
ekibi uyarmaya başlar. Bu uyarılar ekip tarafından farkedilecek
boyutta olurlar. (Ses – ışık v.b) Kullanılan saat eğer analog ise, kırmızı
çizgiyi geçen ibre, aşırı devir durumu ortadan kalksa bile, geldiği yerde
kalarak, geriye normal şartlara dönmez. İbrenin reset yapılarak
normale döndürülmesi, ancak düzeltme işlemi yapıldıktan sonra olur.
Gerekli bakım ve arıza izole işleminden sonra, ya saat üzerindeki reset
butonuna basarak, yada motoru çalıştırarak otomatik reset yapılır.
Eğer itki (thrust) nin ayarlanmasında, N1 RPM kullanılıyorsa, herhangi
bir uçuş modunda, gerekli N1 değeri, ya “N1 limit” yada “N1 command”
olarak saatte gözükecektir. Bu değer ya FMS (flight management
system), yada autothrottle system tarafından hesaplanarak, saatte
gösterilir. Hesaplanan bu değeri, saat üzerindeki manual ayar
düğmesini kullanarak, pilotta ayarlayabilir. N1 command, yada N1 limit
TASNİF DIŞI
224 TASNİF DIŞI
değerini, performance manual’lardan yararlanarak, manual
hesaplamak ve bağlamakta mümkündür.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 225
TASNİF DIŞI
226 TASNİF DIŞI
G. Tork ve Güç
Jet motorlarında çekiş kuvveti, lb veya kg olarak birimlendirilip,
beygir gücü (Horse Power : HP) kullanılmamaktadır. Newton’un
üçüncü kanununda görüleceği üzere, etki tepkiye eşit olduğundan,
tepkide çekiş kuvvetine eşit olmaktadır. Konuyu daha fazla
aydınlatmak üzere, ateşlenmiş bir silahtan çıkan mermiyi ve etkilerini
belirtebiliriz. Namluyu terk eden mermi, bir tepki oluşturmaktadır.
Barutun ateşlenmesi ile genişleyen gazlar, mermiyi namlu içinde
hızlandırarak etkiyi oluşturmuştur. Tabanca ise, tepki neticesinde
180o ters yönde hareket gösterir. Yani her iki cisim de, kendi kütle
değerlerine ters orantılı olarak, bir ivmeye sahip olacaklardır. Bu
misalden de anlaşılacağı gibi, jet motorları da aynı biçimde çalışma
gösterirler. Motorun her devirde içine sabit olarak aldığı hava,
örnekteki merminin yerini almaktadır. Hava, jet motorunun yanma
odasında eklenen ısı enerjisi ile hızı arttırılarak, egsozdan püskürtülür
ve bu etkinin fiziksel tepkisi neticesinde de, etkinin 180o tersine ve
kütlesi ile ters orantılı olarak, akselerasyon kazanılmış olur.
Akselerasyonu arttırmak için ya motorun çekiş gücünü arttırmak, yada
çekiş gücü aynı kalması durumunda, uçak ağırlığını azaltmak
gereklidir. Jet motorlarının performans değerlendirmesinde kullanılan
çekiş kuvveti, pistonlu motorlarda yerini, fren beygir gücüne
bırakmaktadır. Jet motorları ile pistonlu motorların karşılaştırmasında
ise, çekiş beygir gücü terimi kullanılmaktadır. Çekiş kuvveti ile hızın
çarpımı, gücü verir. Bu cümlede yer alan unsurları açıklayacak olursak
iş ; kuvvet ile yolun çarpımına eşittir. Yani tatbik edilen kuvvet, tatbik
edilen cismi hareket ettirdiğinde iş yapılmış olur. Güçte; birim
zamanda yapılan iş, hızda; birim zamanda alınan yoldur. Şu halde,
çekiş kuvveti ile hızın çarpımı, bize gücü verecektir. Güç birimi, beygir
gücüdür.
Ğ. Atmosfer ve Sınıflandırma
Dünyayı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir.
Atmosferin alt sınırı, kara ve
deniz yüzeyleriyle çakışır. Üst sınırını ise yerçekiminin etkisi
belirler.Ekvatordan kutuplara
doğru yerçekimi arttığı için atmosferin şekli dünyanın şekli gibi
küreseldir.
Atmosfer kendini oluşturan gazların karışımı ve gidişindeki
farklılıklar nedeniyle
çeşitli katlara ayrılmıştır. Bu katlar yeryüzünden yukarıya doğru
troposfer, stratosfer,
kromosfer, iyonosfer ve ekzosfer şeklinde sıralanır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 227
Troposfer
Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür.Tüm gazların
% 75’inin bulunduğu bu katmanda yoğunluk en fazladır.
Troposfer, yerden havaya yansıyan ışınlarla alttan yukarıya doğru
ısınır. Bu nedenle alt kısımları daha sıcaktır. Yerden yükseldikçe
sıcaklık her 100 m’de yaklaşık 0,5°C azalır. Su buharının tamamı
troposferde bulunduğu için tüm meteorolojik olaylar burada oluşur.
Güçlü yatay ve dikey hava hareketleri görülür. Yerden yüksekliği 6 –
16 km arasında değişir.
Stratosfer
Troposferin üstündeki katmandır.Yatay hava hareketleri görülür.
Su buharı hemen hemen hiç bulunmadığı için dikey hava hareketleri
oluşamaz. Bu nedenle sıcaklık dağılışı oldukça düzgündür. Sıcaklık her
yerde yaklaşık -50°C’dir. Üst sınırı yerden 25 – 30 km
yüksekliktedir.
Şemosfer
Stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmandır. Stratosfer ile
Şemosfer arasındaki 19-45 km’ler arasında oksijen azot haline
gelerek ultraviyole ışınlarını tutar. Üst sınırı yerden 80 – 90 km
yüksekliktedir.
İyonosfer
Ültraviyole (mor ötesi) ışınlarının, molekülleri parçalayarak iyonlar
halinegetirdiği katmandır. Yerçekimi azaldığı için iklim üzerinde
belirgin bir etkisi yoktur. Radyo dalgalarını yansıtır. Üst sınırı yerden
250 – 300 km yüksekliktedir.
Eksosfer (Jeokronyum)
En üst tabakadır. Yerçekimi çok azaldığından gazlar çok seyrektir.
Hidrojen ve helyum gibi hafif gazlar bulunur. Atmosfer ile uzay
arasında geçiş alanıdır. Kesin sınırı bilinmemekle birlikte üst sınırının
yerden yaklaşık 10.000 km yükseklikte olduğu kabul edilmiştir.
Atmosferde bulunan gazların %75’i ve su buharının tamamı
troposferde bulunur. Her zaman bulunan ve oranı değişmeyen gazlar;
% 78 oranında azot, % 21 oranında oksijen, %1 oranında asal gazlar
(Hidrojen, Helyum, Argon, Kripton, Ksenon,
Neon) dır. Her zaman bulunan ve oranı değişen gazlar; su buharı ve
karbondioksittir. Her zaman bulunmayan gazlar; ozon ve tozlardır.
Su buharı: Yere ve zaman göre oranı en çok değişen gazdır.
Yeryüzünün aşırı ısınıp soğumasını engeller. Yağış, bulut, sis gibi hava
olaylarının doğumunu sağlar.
Karbondioksit: Atmosferin güneş ışınlarını emme ve saklama
yeteneğini artırır. Havada karbondioksit (CO2) miktarının artması
sıcaklığı artırıcı, azalması ise sıcaklığıdüşürücü etki yapar.
Ozon: Hava içindeki oksijen (O2) mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının
etkisi altında ozon (O3) haline geçer. Ozon gazı, içinde hayatın
TASNİF DIŞI
228 TASNİF DIŞI
gelişmesine olanak vermez; ancak atmosferin üst katmanlarında
ultraviyole ışınlarını emerek yeryüzündeki yaşam üzerinde olumlu bir
etkiyapar. Yeryüzünden 19 – 45 kilometre yükseklikler arasında
bulunan ozon katının sonyıllarda inceldiği hatta yer yer delindiği
belirlenmiştir. Özellikle buzdolabı, soğutucu, araba ve spreylerden
çıkan gazların (kloroflorokarbon) neden olduğu anlaşılmış ve bu
gazların kullanımına kısıtlamalar getirilmiştir.
Yeryüzüne ulaşan mor ötesi ışınlardaki artış, sıcaklıkların
artmasına, buna bağlı olarakbuzulların erimesine, bitki örtülerinde
değişimlere neden olmaktadır.
H. Terimler
CADC(Central Air-Data Computer) otomatik ve elle yapılan
uçuşlara bilgi sağlamak amacıyla kullanılır. CADC'ler pitot-statik
sistemden pnömatik girişleri ve irtifayı, hava hızını ve sıcaklık
bilgisini ölçmek için toplam hava sıcaklığı proplarından (TAT_Total Air
Temperature) elektriksel bilgiyi alırlar. Bu bilgiler daha sonra CADC
bileşenlerini ya da kaydedicilerini, otomatik uçuş kontrol sistemleri,
durgunluk düzeltme sistemi (Stability augmentation
system), mach hızı ayar ve düzeltme sistemleri vb. destekler.
İki CADC'nin birleşmesi elektriksel olarak cihazların birbirini
desteklemesine izin verir. Bunun içinde birincil uçuş elemanları, uçuş
veri kaydedicileri (Flight data recorders), gerçek hava hızı indikatörü
(TAS) ve statik hava sıcaklığı indikatörleri bulunur. Elektriksel
beslemeli cihazların bu şekilde kullanılması hava hızı indikatörü ya da
altimetre gibi cihazların arka girişlerine kadar boru tesisatı döşeyip
boru kalabalığının artması önlenir. Ayrıca bu şekilde, kullanılan
cihazların (Mach ve yüksek hız uyarı ışıkları gibi…) birlikte çalışması
mümkün kılındığı gibi normal ve alternatif CADC sistemlerinin de
çalışmalarını düzenler. Yani bu sorunlu pitot-statik sistemi ayırıcı
anahtarların gereğini ortadan kaldırır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 229
TASNİF DIŞI
230 TASNİF DIŞI
benzer. Akrep yelkovan gibi boyca birbirinden farklı üç ayrı gösterge
kolu vardır. En uzun olan 100 feet aralığı, orta uzunluktaki kol ise
1000 feet aralığı , en kısa kol ise 10000 feet aralığı gösterir. Kadranın
içinde açılmış bir pencereden de bir düğme ile ayarlanabilir baro
metrik basınç görülür. Kalkış yapılan veya inilecek yerin barometrik
basıncı ayarlanarak doğru yükseklik değerlerinin elde edilmesi
sağlanır. Bazı hava alanlarında orasının denizden yüksekliği kontrol
kulesinde büyükçe yazılır. Ya da hava trafik kontrol bu bilgiyi radyo ile
verir. Uçuş sırasında ise pilotun altimetreyi değişen dışbasınca göre
ayarlaması gerekir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 231
TASNİF DIŞI
232 TASNİF DIŞI
farklılıklar gösterebilir. En çok kullanılan ölçüm şekilleri şunlardır:
Indicated Air Speed / IAS (Göstergede okunan hız): İrtifa ve hava
sıcaklığı gibi etkenlere karşı düzeltilmemiş, göstergede okunan hızdır.
True Air Speed / TAS (Hakiki hava hızı):İrtifa ve hava sıcaklığı gibi
etkenler dikkate alınarak düzeltilmiş olan hakiki hava hızıdır.
Calibrated Air Speed / CAS (Düzeltilmiş hava hızı):Uçulan
yüksekliğe ve yoğunluğa bağlı olarak düzeltilmiş olan hava hızıdır.
Deniz seviyesinde ve standart atmosfer basıncında CAS ve TAS
birbirine eşittir.
Ground Speed (Yer hızı): Uçağın yere göre hesaplanan hızıdır.
L. Mah Metreler
Uçağın hızını, o bölgedeki ses hızına göre gösteren bir
göstergedir.
MACH No = GERÇEK HAVA HIZI /SES HIZI ’ dır.
Deniz seviyesinde 1 Mach = 340 metre/saniye = 1224 km/saat =
661 Knot (Deniz Mili ) / Saat ’dir.
Yükseklik arttıkça yoğunluk azalacağından ses hızı düşer.
Mach Meter bu yüzden normal hız ölçerden farklı olup pitot
borusundan gelen dinamik basıncı kullanarak ve statik porttan gelen
statik basınçtan o ortamdaki Mach no’sunu hesaplayarak ve aynı
zamanda dinamik ve statik basınç farklarını kullanarak Machnu’ sunu
gösterir. Normal hız göstergelerinde gösterge kutusunun içinde bir
diyafram olduğu halde Mach göstergesinde diyaframa ek olarak
içinde hava olmayan kapalı bir diyafram (aneroid ) daha vardır.
Yüksek irtifada uçan uçaklarda pilotlar hız için bu göstergedeki
MachMeter hızını esas alarak uçarlar.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 233
TASNİF DIŞI
234 TASNİF DIŞI
Diğerleri üzerinde bu sistem tekerlek oyuk alanları ve pnömatik
manifoldlar için kullanılmıştır. Algılama alanı içinde fazla ısınma
meydana geldiği zaman sistem yangın kontrol paneli üzerinde bir
ışığın yanmasına sebep olur. Sistemin birçoğunun içindeki detektör
termal anahtar tipindedir. Her detektör, sıcaklık belirli bir değere
ulaştığı zaman çalışır. Bu sıcaklık, sisteme, sistem tipine ve uçak
modeline bağlıdır. Detektörün kontak anahtarları her ne zaman
uzunluğu sıcaklıkla genişlediğinde kapanan yay dikmesi üzerindedir.
Detektör kontağı kapandığı zaman uyarı ışık lambası için bir bağlantı
sağlanmış olur. Bundan sonra akım, elektrik kaynağından uyarı
ışıklarına doğru akar. Uyarı sistemine gelen akım, aşırı ısınma
durumunu göstermek için yanar ve söner. Sistemin birimleri yangın
ihtimalinin çok olduğu yerlere kurulur. Çoğunlukla kullanılan üç
detektör sistemi vardır. Bunlar; ısıl anahtar sistemi, ısılçift sistemi ve
sürekli döngü detektör sistemi.Isıl anahtar sistemi, uçak güç sistemi
tarafından enerji veren bir veya daha fazla ışık içerir. Isıl anahtarlar,
lambaların çalışmasını kontrol eder. Bu ısıl anahtarlar, belirli
sıcaklıklarda tamamen elektrik devreli ısı algılamalı birimlerdir.
Diğerleri ile paralel bağlanır fakat serilerde gösterge lambaları ile
bağlanır. Eğer sıcaklık devrenin her bir bölümünde set değerine
artarsa, ısıl anahtar kapanacaktır. Isıl anahtar sistemi, bimetalik
termostat anahtar kullanır.
Fenwal Spot Detektör: Fenwal spot detektörler, elektrik
tertibatının paralel iki tam halka arasına tel ile bağlanır. Dolayısıyla
sistem, sesli yanlış yangın uyarısı olmaksızın hatalara karşı koyabilir.
Yanlış yangın uyarısı meydana gelmeden önce çift hata var olmalıdır.
Yangın veya aşırı ısınma durumlarında spot detektör anahtarı kapanır
ve sesli alarm için devre tamamlanır.
Fenwal spot detektör sistem, kontrol birimleri olmaksızın çalışır.
Aşırı ısınma durumu veya yangın, detektörde kapanmaya anahtar
sebep olduğu zaman, alarm zil sesleri ve uyarı ışıkları yanar.
Termokupil (Isılçift)Sistemleri, Isılçift yangın önleme sistemleri,
ısıl anahtar sisteminden tamamen farklı prensip üzerinde çalışır.
Isılçift, motor yavaş yavaş aşırı ısındığı veya kısa devre geliştiği zaman
uyarı vermeyecek ve sıcaklık artış oranına bağlıdır. Sistem
düzenleyici kutu, uyarı lambaları ve ısılçiftleri içerir.
Bu birimlerin elektrik tertibat sistemi;
1) Detektör devresi
2) Alarm devresi
3) Test devresi olmak üzere üçe ayrılır.
Düzenleyici kutu, hassas düzenleyici, yardımcı düzenleyici ve ısıl
test biriminden oluşur. Böyle bir kutu birden sekize kadar özdeş devre
içerebilir. Düzenleyiciler, uyarı ışıklarını kontrol eder. Devre serilerde
birbiri ile ve hassas düzenleyiciler ile ısılçiftlerin tamamını içerir. Isıl
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 235
TASNİF DIŞI
236 TASNİF DIŞI
P. Cayroskobik Prensipler
Aşağıdaki şekilde basitleştirilmiş olarak gösterilen birbirleri içinde
iki noktadan birbirine dik olarak yataklanmış çemberler veya silindirik
parçaların oluşturduğu mekanizmaya gyro (jiroskop) denir.
Kendi ekseni etrafında yüksek devirle dönen balanslı bir rotordur.
Rotorun montaj şekline göre iki Jiroskopik prensipten birine bağlı
olarak çalışır.
Bu prensipler:
Rijitlik Kendi ekseni etrafında, yüksek devirle dönen bir rotor,
dönüş düzlemini uzaya göre muhafaza eder. Bu durumda jiroskopik
rotoru, üç eksende (X-Y-Z) çember içine montaj edilmiştir. Uçağın üç
eksen etrafındaki hareketi esnasında rotor durumunu bozmaz.
Jiroskopik konumunu korurken, uçak jiroskopikun etrafında hareket
eder. Yön jiroskobu ya da istikamet jiroskobu bu özellikten
yararlanarak çalışır ve konum gösterir.
Yalpalama: Kendi ekseni etrafında yüksek devirle dönen bir
rotora kuvvet tatbik edildiğinde, rotorun dönüş yönünün 90 derece
ilerisinde aksi bir kuvvet meydana getirir. Bu durumda gyro rotoru iki
eksende çember içine montaj edilmiştir. Dönüşlerde rotor sabit
kalmayıp, dönüş yönünün aksine doğru yatacaktır. Bu hareket dönüş
yatış göstergelerini çalıştırır. Rotor 115 VAC,400 Hz, 3 faz gerilimle
çalışır. Rotorun dakikadaki devir sayısı jiroskop tipine göre 12.000
RPM veya 24.000 RPM’dir. Normal çalışmada 3-5 dakika arasında
devrini alır. Gerilim kesildiğinde rotorun durması için 10-15 dakika
beklenir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 237
TASNİF DIŞI
238 TASNİF DIŞI
R. Suni Ufuklar
Bu göstergede gyro rotoru dönmeye başladıktan sonra ufuk
çizgisini ve yeryüzünü temsil eden çizgi ve şekiller uçağın havadaki
pozisyonu ne olursa olsun gerçek ufuk çizgisine paralel kalır. Bu da
özellikle görme koşullarının bozuk olduğu havalarda pilota en
büyük referanstır. Bu cihaz “kör uçuş” olarak isimlendirilen dışarıya
bakmadan yapılan aletli uçuşlarda (IFR = Instrument Flight Rules ) en
önemli göstergedir. Bu gösterge aynı anda uçağın pitch ve roll
konumlarını ve flagler (bayrak) yardımıyla gyro devrelerinin arızalarını
gösterir. Bu cihazın içindeki gyro arka plandaki gökyüzünü temsil eden
mavi, yeryüzünü temsil eden kahverengi yüzeyi hep yeryüzüne paralel
tutar ve bu ikisinin birleşme çizgisi gerçek ufku yansıtır. Cage knob’ı
herhangi bir anda kendimize doğru çektiğimizde, gyronun düzeltme
zamanını azaltmış oluruz( Yaklaşık 30 saniyedir). Gyro sabit bir yatay
referansa tamburun dengesini sağlar. Minyatür bir uçak sembolü
yatay referans için pitch ve roll konumlarını gösterir. Roll skalası
kasanın üst yarım tarafı üzerinde, pitch skalası ise tamburun üzerinde
Gösterilmiştir.
Gyro için 28 V DC gerilim gereklidir. Rotorun hızı 23000 RPM’ dir.
(dakikadaki devir sayısı) Dikey hassasiyet 0.5º’ dir. Düzeltme oranı
yaklaşık 3º’ dir. Yaklaşık olarak 3 dakikada devrini alır. 10 dakikada
durur. Roll skalası 60º sol ve 60º sağ arasında derecelendirilmiştir.
Pitch skalası dalışlar için gri, tırmanışlar için mavi üzerine beyaz
işaretler arasında derecelendirilmiştir. Aydınlatma lambaları 5 V AC,
400 Hz ile beslenir. Cihazın arkasına 24 pinli connector ( bağlantı
soketi) monte edilmiştir. Gösterge 4 vida vasıtasıyla tutturulmuş ve
5º’ lik eğimli bir açıyla cihaz paneli üzerine yerleştirilmiştir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 239
TASNİF DIŞI
240 TASNİF DIŞI
Ş. Yönlendirici Cayrolar
İstikamet (yön) göstergesi Akı valfinden gelen manyetik yön
bilgisi ile set edilerek uçağın yönünü derece olarak bildirir. Uçakta iki
adet olup E&E kompartmanındadır.
Gyro rotoru 115 V AC, 400 Hz, 3 faz gerilimle çalışır. Rotor dönüş
ekseni arza paralel olup dakikada 12000 RPM hızla döner. Yaklaşık
olarak 3 dakikada normal devrini alır. Gyro rotoru 3 çerçeve içine
yerleştirilmiş olup rijitlik prensibine göre çalışır.
Akı valfi: Arzın manyetik alanını hissedip, manyetik kuzeye göre
yön bilgisini veren alettir. Uçağın manyetik sahasından uzak olan
kanat uçlarına birer adet yerleştirilmiştir. Primer sargısı 23.5 V AC,
400 Hz gerilimle beslenir. Arzın manyetik alanını hisseden sekonder
sargısında 800 Hz’lik gerilim indüklenir. Söküp-takma işlerinde
mıknatıslanmayan takımlar kullanılır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 241
U. Pusula Sistemleri
Gelişmiş modern uçaklarda elektrik ve elektronik sistemlerin
artması nedeniyle kokpitte bulunan klasik pusulanın etkilenmesi,
hatalı gösterme ihtimalini artırmıştır. Bu nedenle gyro ile çalışan HSI
(Horizontal Situation Indicator), DG (Directional Gyro) gibi
göstergelere veya cam kokpit olarak isimlendirilen katod tüpü veya
LCD göstergelere manyetik pusula yön bilgisini veren ayrı bir sistem
bulunur. Bu sistemde yeryüzünün manyetik alanını hisseden ‘flux valf’
ya da manyetometre olarak isimlendirilen cihazlar manyetik yön
bilgisini elektrik sinyallerine çevirerek istikamet gyrosu buna göre
yönlendirir ve uçağın bilgisayarına bu bilgiyi aktarır. Flux valf
genellikle uçağın kanat ucunda bulunur. Her uçakta bulunan manyetik
pusula serbestçe dönebilen bir mıknatıs ibredir. Manyetik kuzeyi
referans olarak yön gösterir. Gerçek kuzeye göre belirli bir açı kadar
hata yapar ve pilotlar bunu da dikkate alır. Uçaklarda bu pusulalar
pilot mahallinde manyetik alanın en az olduğu bir yere yerleştirilir.
Manyetik pusula çoğunlukla hafif uçaklarda bulunur ve manyetik
kuzeyi gösterir. Manyetik pusulanın güvenilir olarak kullanılabilmesi
için sınırlamaların ve doğal özelliklerin iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu
özellikler, manyetik değişim miktarı, pusula sapması ve manyetik
kuzeydir. Bunlara ek olarak, hakiki kuzey ile manyetik kuzey
arasındaki açı farkı her zaman dikkate alınmalıdır.
Uçuş öncesi manyetik pusulanın içindeki sıvının tam olduğundan
emin olunmalıdır. Rule esnasında herhangi bir takılma olmadan
çalıştığı ve referans olarak alınan noktalarda doğru gösterip
göstermediği kontrol edilmelidir.
Gösterge tüm uçuş süresince kullanılacağından, uçuş öncesi
kontrollerde arızalı olduğu anlaşıldığında asla uçulmamalıdır.
TASNİF DIŞI
242 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 243
TASNİF DIŞI
244 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 245
uçarken hatta yatış veya ters uçuşta bile tutunma kaybı olabilir.
Yüksek hücum açısı tutunma kaybına neden olur. Uçakların tasarım
karakteristiklerine göre düşük hızda belirli bir hücum açısının üzerine
çıktığı zaman, kanat üst yüzeyindeki düzgün hava akımı karışır,
kanadın üst yüzeyini takip edemez, türbülans denilen hava girdapları
oluşur ve kaldırma kuvveti düşer. Bu açıya kritik hücum açısı denir.
Düşük hızda tutunma kaybı şu şekilde gerçekleşir:
Uçağın hızının azalmasıyla kaldırma kuvvetinin azalması yere yatay
durumda olsa bile uçakta yükseklik kaybına yol açar. Uçak hem ileri
hareket ederken hem de yüksekliğin kaybından dolayı hava akımı
kanada yatay olarak değil, alttan daha yüksek hücum açısıyla çarpar.
Yani AOA yükselir. Kanadın üzerini takip edemeyen hava akımı karışır
ve türbülansa girer.
Yüksek hızlarda ani yapılan dengesiz manevralarda kanat
üzerindeki hava akışını bozarak tutunma kaybına neden olabilir.
‘tutunma kaybı uyarıcı’ (stall warning) uyarı sistemleri, ışıkla ve sesle,
bazı uçaklarda da pilot levyesini suni olarak sarsıcı bir mekanizma
(stick shaker)’ le titreterek pilotu uyarır. Tutunma kaybından
kurtulmanın tek yolu hücum açısını artırmak veya motor gücünü
artırmaktır. Bu nedenle birçok modern uçakta tutunma kaybı
durumunda pilot bir şey yapmazsa, otomatik olarak levyeyi ileri iterek
(stick pusher) uçağın burnunu yönlendiren sistemler
bulunmaktadır.Hücum açısı (angle of attack), kanat kesitinde kord
hattının hava akış doğrultusuyla yaptığı açıdır. Sabit hızda hücum açısı
bir miktar artırılarak kaldırıcı kuvvet (lift) artırılabilir. Bu artırma o
uçağın kritik hücum açısına kadar geçerlidir. Bu kritik açıdan sonra
kanadın üst yüzeyindeki hava akımı bozulur, girdaplar oluşur ve ‘stall’
olarak isimlendirilen süratsiz kalma ve havada tutunamama olayı
gerçekleşir.Uçaklarda kaldırma kuvvetini artırmak için kanat hücum
açısı gövdenin boylamsal eksenine göre bir miktar artırılarak
tasarlanmakta ve yapılmaktadır. Bu açı düz uçuşta modern uçaklarda
birkaç derece civarındadır ve tespit açısı (angle of incidence) olarak
isimlendirilir.
Böylece kanat alt yüzeyinde oluşan ek basınç ile ek bir kaldırma
kuvveti elde edilmektedir. Fakat kanat uçlarının tespit açısı kanadın
gövdeye bağlantı yerindeki açıdan birkaç derece daha azdır ve kanat
ucu hafif burulmuştur. Bu burulmaya ‘washout’ veya ‘twist’ denir.
Kanat ucundaki bu bükülmenin amacı kanat uçları firar kenarlarında
bulunan kanatçıkların verimini artırmak ve tutunma kaybı durumunda
kanatçık kontrolünü devam ettirmektir. Tutunma kaybı, yüksek hücum
açısında olduğundan kanat uçları daha küçük hücum açısı nedeniyle,
gövdeye yakın olan kısma göre daha geç tutunma kaybı olur. Böylece
tutunma kaybı başlangıcında pilot kanatçıklara kumanda edebilir.
TASNİF DIŞI
246 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 247
ÖZET
Jet motoru çalışırken, sistemlerin parametrelerinin sürekli
olarak izlenmesi, hayati öneme haizdir. İndikasyonlar temel
olarak, üç katogoriye ayrılarak izlenirler. Bunlardan ilki,
motorun temel performans göstergeleri olan ve motorun
çalışma seyrini gösteren, “ana göstergeler” (Primary
Indications), sistemlerin seyrini gösteren, “ikincil
göstergeler” (secondary indication) ve genelde, kokpitte
gösterilmeyen, ancak ilgili cihazların hafızalarından
indirilerek, üzerinde çeşitli çalışmalar yapılabilen, “trend
izleme indikasyonlarıdır”.
Motor Gösterge sistemlerinin hemen hemen tüm
uçaklarda aynı veya benzer özellikleri taşıdıklarını görürüz.
Jet motoru için tüm saatler önemli olsada harareti ve motor
devrini gösteren saatler diğerlerine nazaran daha fazla önem
arz ederler. Motor saatleri uçak tipine bakılmaksızın
genellikle motor devri, türbin harareti, yakıt akışı, hidrolik
basıncı ve motor yağ basıncını pilota göstermek için
tasarlanmıştır. Bazı modellerde bu saatlere ek olarak başka
sistem göstergeleride mevcuttur.
Genellikle uçakların burun kısmında bulunan, ucu delik
sivri uçlu çubuklara pitot tüpü denir. Uçak hareket
halindeyken meydana gelen hava akımı pitot tüpünün içinde
basınç oluşturur. Pitot tüpünden alınan basınç ile pitot
tüpünün yan yüzeyinde veya uçağın gövdesinde bulunan
statik basınç deliklerinden gelen basınç arasındaki fark
kullanılarak uçağın hava hız göstergesi çalışır.
Uçak gövdesini ilgilendiren saatlerden bazıları ise,
altimetreler, hava hızı göstergeleri, basınç ve hararet
göstergeleri, pusula sistemleri ve hücum açısı
göstergeleridir.
Tüm göstergeler sadece birer saatten ibarettir. Sadece
birer saatten ibaret olmalarına rağmen aldıkları sinyaller
birer veya birden fazla sensorlardan, hissedicilerden
gelmektedir. Tüm bu bağlantı aksesuarları ve sensorlardan
tutunda saatin kendisine kadar olan kısımları küçük birer
sistem gibi görünmesine rağmen kullanıcının, uçağının ve
taşıdığı yolcu/personelinin can güvenliğine direkt etki eder.
Saatlerden alınacak yanlış bilgi veya okunan değerin yanlış
yorumlanması hayati öneme haizdir. Herhangi bir
göstergenin arızası durumunda uçağın yada personelin kaybı
kesindir denemez ama taşıdığı önem ve yaptığı iş önemlidir.
Uçak yada motor saatleri, kullanıcısının gözü-kulağıdır.
TASNİF DIŞI
248 TASNİF DIŞI
Kendimizi Sınayalım
2. “Gaz türbinli motorlarda Motor devrini ölçen saate ............ adı verilir.”
cümlesinde boş bırakılan bölüme aşağıdaki ifadelerden hangisi yazılmalıdır?
A. Fuel Flow
B. RPM
C. Vibration
D. EGT
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 249
ÜNİTE XV
GÜÇ ARTTIRMA SİSTEMLERİ
Temel Kavramlar
• Çalışma ve Uygulamaları
• Su Enjeksiyonu, Su Metanol
• Yanma Sonrası Sistemleri
Ünitenin İçindekiler
Giriş
TASNİF DIŞI
250 TASNİF DIŞI
Giriş
Motor hava sistemi fonksiyonları itibariyle, birbirinden bağımsız uç
alt sisteme ayrılır.
1-Kompresör Kontrol Sistemi
2-Klerans Kontrol Sistemi
3-Motor Soğutma Sistemi
A. Çalışma ve Uygulamaları
Turbojet motorların çalışmasını, her atmosfer koşulunda, yakıt
akışını ayarlayan yakıt kontrol cihazı ve ilgili sistem düzenler. Yakıt
kontrol cihazı genel olarak, yakıt akışını irtifa, giriş hava ısısı, gaz
kolunun durumu ve uçuş hızına göre ayarlar.
Herhangi bir irtifada, seçilmiş motor devrinin (RPM) muhafaza edilmesi
için yakıt akışı ; irtifa, uçuş hızı ve kompresör giriş hava hararetine göre
ayarlanır. Akselerasyon için türbin enerjisinin, kompresörün
ihtiyacından daha fazla bir enerji değerinde olması zorunludur. Enerjiyi
arttırmak, yakıt akışını arttırmakla mümkün olacaktır. Yakıt akışı
arttırılırken yakıt kontrol cihazı, stall’u, aşırı türbin giriş hararetini ve
alev sönmesini önlemek üzere, yakıt akışını optimize etmek zorundadır.
Bunu sağlamak ancak, sistemin iyi ayarlanmasına ve uygun bakım
işlemlerinin yapılmış olmasına bağlıdır.
B. Su Enjeksiyonu, Su Metanol
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 251
zorundadır.
Özgül yakıt sarfiyatı Ct = 1,05 iken, afterburner devreye girdiğinde Ct =
2,1’e yükselir.
TASNİF DIŞI
252 TASNİF DIŞI
ÖZET
Güç arttırma sistemleri ihtiyaç duyulduğunda devreye
giren, motor takatını bir anda yükselterek kaçma, kurtulma,
havada tutunabilme ve ani kalkış yapabilme becerisi
sağlarlar. Sivil Havacılık normlarında pekte kullanılan bir
sistem değildir. Daha çok Avcı Uçağı piyasasında vazgeçilmez
bir unsurdur. Büyük gövdeli ve havada tutunabilme katsayısı
yüksek uçaklarda uçma yeteneği daha ön plandadır. İhtiyaç
duyulduğunda ise pilota ve uçağa ekstra güç sağladığından
yararları asla yadsınamaz.
Turbojet motorların çalışmasını, her atmosfer koşulunda,
yakıt akışını ayarlayan yakıt kontrol cihazı ve ilgili sistem
düzenler. Yakıt kontrol cihazı genel olarak, yakıt akışını irtifa,
giriş hava ısısı, gaz kolunun durumu ve uçuş hızına göre
ayarlar.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 253
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
254 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 255
ÜNİTE XVI
TURBO PROP MOTORLAR
Temel Kavramlar
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Gaz Kuplajlı Serbest Türbin Ve Dişli Kuplajlı Türbinler
II. Azaltma Dişlileri
III. Birleştirilmiş Motor ve Pervane Kumandaları
IV. Aşırı Hız Emniyet Tedbirleri
TASNİF DIŞI
256 TASNİF DIŞI
GİRİŞ
Az gelişmiş pervaneli uçak motorlarında kumanda kolları daha
fazlaydı. Motora ayrı, pervaneye ayrı bir kumanda kolu bulunur,
motora gaz kolu, pervaneye ise hatve kolu ile kumanda edilirdi. Motor
ve pervane sistemlerinde gerçekleşen gelişim, kullanıcının da işini
kolaylaştırdı.
Turboprop motorlu uçaklarda genellikle bu iki kol birleştirilmiş ve
tek bir gaz kolu olarak görev yapmaktadır. Böylelikle operatör tek bir
gaz kolu yardımıyla hem motora hem de pervaneye kumanda
edebilmektedir.
Motor ve pervane uçağın hareket ettirilmesi için görev yapan
parçalardır. Verimli bir güç üretilebilmek, operatörün motor ve
pervaneye istediği kumandayı ulaştırabilmesi ile gerçekleşebilir.
Operatörün yapmış olduğu kumandalar iki ayrı yolla motor ve
pervaneye iletilir. Bunlar: Gaz Kolu ve Durum Kolu’ dur.
Bu genel bilgileri verdikten sonra konunun daha iyi anlaşılabilmesi
için C-130 uçağının mekaniki kontrol sistemini inceleyelim. C-130
uçağında operatör motor ve pervaneye iki ayrı kol yardımıyla kumanda
eder.
• Throttle Lever Sistemi (gaz kolu),
• Condition Lever Sistemi (durum kolu).
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 257
Gaz kollarının;
• Max reverse,
• Ground-idle,
• Flight-idle,
• Take-off olmak üzere dört pozisyonu vardır.
Gaz kolu aşağıdaki pozisyonların seçilmesini sağlar
Maximum Reverse: Gaz kolunun gerideki en son pozisyonudur.
Buradaki pale açısında ve güç setinde inişten sonra uçağı maksimum
seviyede frenleyebilecek güçtedir.
Ground İdle: En iyi start karakteristiğini gerçekleştirmek için
minimum tork seviyesindeki pale açısına programlanmıştır.
Flight İdle: Gaz kolunun bu pozisyonu uçuş durumunun başladığı
en düşük fonksiyonudur.
Take-Off: Gaz kolunun on son gidebileceği seyahat (uçuş)
konumudur. Motor ve pervaneden alabileceğimiz son takat demektir.
Taxi range: Maksimum reverse pozisyonu ile flight idle arasında
kalan bölgedir. Bu sahada pervanenin bir çok pozisyonu seçilebilir.
Burada gaz kolunun her pozisyonuna özel pale açısı konumlandırılır.
Flight range (uçuş sahası): Flight idle’ın başlangıcından gaz
kolunun en ileri noktası arasında kalan sahadır. Otomatik RPM
governörü devrededir. Gaz kolu hareketi ile değişken yakıt akışına yön
verir.
Gaz kolu uçak gövdesi üzerinden motor koordinatörüne mekaniki
olarak bağlanmıştır. Gaz kolundaki her hareket bu mekanizmayı
harekete geçirir, Koordinatörün motor çalışmalarını fonksiyonel olarak
kontrol etme görevinin yanında pervaneye hareket iletim görevi de
vardır.
TASNİF DIŞI
258 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 259
Şekil 16-6: Throttle Lever (Gaz Kolu) ve Condition Lever (Durum Kolu) Pedastal Paneli
TASNİF DIŞI
260 TASNİF DIŞI
avantajlı olacaktır.
Devir düşürücü dişliler basit düz dişliler, planet dişliler, konik
planet dişliler, düz ve planet dişlilerin bir kombinasyonu şeklinde
tasarlanır. Aşağıdaki şekilde düz dişli donanımı görülmektedir. Hareket
alan dişli döndürücü dişlinin ters yönünde döner. Yani pervanenin
dönüş yönü krank milinin dönüş yönünün tersi yöndedir. Motor
devrinin pervane devrine oranı, krank mili dişlisinin diş sayısının
hareket alan dişlinin diş sayısına oranıyla ters orantılıdır.
Motor devir düşürücü dişli sistemlerinde kullanılan dişliler çok
yüksek gerilimlere maruz kalırlar. Bu yüzden yüksek kaliteli çelik
alaşımlı dövme malzemeden işlenerek imal edilirler. Daha büyük miller
bilyeli yataklarla desteklenirler. Bu yataklar üzerlerine binen tüm
yükleri emerek motor karterine iletirler.
Devir düşürücü dişli sistemlerinin motor güvenirliğinde büyük bir
önemi olduğundan, düz-dişli sistemi hariç devir düşürücü dişli
sistemlerine sahip motorların revizyonu ana tamir olarak sınıflandırılır.
Bu tür motorların revizyonu ve servise verilme işlemleri uzman kişiler
tarafından yapılmalıdır.
Büyük çaplı bir pervane kullanmak için maksimum RPM’ inde
dönen motor doğrudan pervaneye bağlanamaz. Bu yüzden de tahrik
hızı, motor ile pervane şaftı arasına yerleştirilmiş bir devir düşürme dişli
kutusu tarafından daha uygun bir seviyeye indirilmelidir. Bu amaçla
genel olarak iki tip Devir Düşürücü Dişli Kutusu kullanılmaktadır.
Paralel Düz Dişli:
Bu tip devir düşürme dişlisi, üretilmesi mekanik açıdan daha basit
ve nispeten daha ucuz olmasına karşın dişlilerin eksenleri paralel
olduğundan çok yer kaplar.
Bu tip, genellikle “V” tipi, aynı eksenli (in line) su soğutmalı
motorlarda kullanılmaktadır.
Gezegen Devir Düşürme Dişlisi:
Bu diziliş oldukça sıkışıktır ve eşmerkezli diziliş avantajı vardır. Her
şey aynı merkez hattında döner.
Motor gösterge aletleri içinde bir tork gösterge sistemi sağlamak
için kullanılabilecek pervaneden geçen tork ile orantılı bir uç itme
kuvveti derecesi sağlamak maksadıyla dişliler düz, konik yada helezonik
biçimli olabilirler.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 261
TASNİF DIŞI
262 TASNİF DIŞI
Pilot mahallinden gaz kollarının hareketleri önce koordinatörlere,
koordinatörler vasıtası ile de ana yakıt kontrollara ve pervanelere
iletilir.
Tüm “normal motor çalıştırma” durumlarında güç kontrolünü
sağlar. Gaz kolu mekaniki bağlantılarla, koordinatör üzerinde 0-90°’ler
arasında hareket eder. Yer çalıştırmaları 0-34° arasında GROUND IDLE,
TAXI ve REVERSE konumlarıdır. Uçuş sahası 34-90° arasıdır.
Temperature limiting sahası 0-66° arası, temperature controlling 66-90°
arasındadır.
Gaz kollarının;
1) Max reverse,
2) Ground-idle,
3) Flight-idle,
4) Take-off olmak üzere dört pozisyonu vardır.
Gaz kolu aşağıdaki pozisyonların seçilmesini sağlar
1. Maximum Reverse: Gaz kolunun gerideki en son pozisyonudur.
Buradaki pale açısında ve güç setinde inişten sonra uçağı maksimum
seviyede frenleyebilecek güçtedir.
2. Ground İdle: En iyi start karakteristiğini gerçekleştirmek için
minimum tork seviyesindeki pale açısına programlanmıştır.
3. Flight İdle: Gaz kolunun bu pozisyonu uçuş durumunun başladığı
en düşük fonksiyonudur.
4. Take-Off: Gaz kolunun on son gidebileceği seyahat (uçuş)
konumudur. Motor ve pervaneden alabileceğimiz son takat demektir.
Taxi range: Maksimum reverse pozisyonu ile flight idle arasında
kalan bölgedir. Bu sahada pervanenin bir çok pozisyonu seçilebilir.
Burada gaz kolunun her pozisyonuna özel pale açısı konumlandırılır.
Flight range (uçuş sahası): Flight idle’ın başlangıcından gaz
kolunun en ileri noktası arasında kalan sahadır. Otomatik RPM
governörü devrededir. Gaz kolu hareketi ile değişken yakıt akışına yön
verir.
Gaz kolu uçak gövdesi üzerinden motor koordinatörüne mekaniki
olarak bağlanmıştır. Gaz kolundaki her hareket bu mekanizmayı
harekete geçirir, Koordinatörün motor çalışmalarını fonksiyonel olarak
kontrol etme görevinin yanında pervaneye hareket iletim görevi de
vardır.
Gaz kolu ile koordinatör kadranı birbirine set olarak
birleştirildikten sonra koordinatör kadran derecesi gaz kolu derecesi
olarak anılır. Pilot mahallindeki gaz kolu kadranı 90° altındaki bölgede
hareket sahası vardır. Pilot mahalli ile koordinatör kadranı arasındaki
yapılan hareketin mesafesi birbirine mesafe yönünde eşit değildir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 263
TASNİF DIŞI
264 TASNİF DIŞI
hız, pervanenin dışında görünür bir hasara sebep olmaz. Eğer yüksek
hız limitlerinden fazla ise pervane sökülmeli ve tamire gönderilmelidir.
Uçak irtifası değiştiğinde ve motor gücü arttığında veya artırılmak
üzereyken yüksek hız durumu meydana gelir. Bu durumda uçuş
ağırlığının gücü, silindirdeki yağı boşaltmak için açılan pal hattı valfinin
ve hızlandırıcı yay (speeder spring) gücünün üstesinden gelir.
Pallerdeki denge ağırlığı gücü, paleleri ileri yönde hızla döndürür.
Yüksek hızda, palin dönmesi için daha fazla güce ihtiyaç vardır. Hızı
düşürmekle, ağırlığı düşürülür ve speeder spring eşit duruma gelir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 265
TASNİF DIŞI
266 TASNİF DIŞI
ÖZET
Pilot mahallinde gaz kolu kontrol kadranı üzerinde her motora ait
bir adet olmak üzere toplam dört adet gaz kolu vardır.
Uzun yıllardan beri motor krank mili ile pervane mili arasında devir
düşürücü dişliler kullanılmaktadır. Bu dişlilerin amacı motor tam güç
üretmek için yüksek bir devirde dönerken, pervanenin en verimli
devirde dönmesini sağlamaktır.
Gaz kollarının;
Take-off
Flight-idle
Ground-idle
Max reverse olmak üzere dört pozisyonu vardır.
Bir pervane yüksek devre maruz kalır ve herhangi bir bilgi vermez.
Bununla birlikte yüksek devirden dolayı pervaneler üzerindeki
merkezkaç kuvvetinde ani bir artış meydana gelir. Genel olarak yüksek
hız, pervanenin dışında görünür bir hasara sebep olmaz. Eğer yüksek
hız limitlerinden fazla ise pervane sökülmeli ve tamire gönderilmelidir.
Uçak irtifası değiştiğinde ve motor gücü arttığında veya artırılmak
üzereyken yüksek hız durumu meydana gelir. Bu durumda uçuş
ağırlığının gücü, silindirdeki yağı boşaltmak için açılan pal hattı valfinin
ve hızlandırıcı yay (speeder spring) gücünün üstesinden gelir. Pallerdeki
denge ağırlığı gücü, paleleri ileri yönde hızla döndürür. Yüksek hızda,
palin dönmesi için daha fazla güce ihtiyaç vardır. Hızı düşürmekle,
ağırlığı düşürülür ve speeder spring eşit duruma gelir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 267
Kendimizi Sınayalım
3.) Turboprop motorlarında pervane pale açısı ile motor devri arasında nasıl
bir oran vardır?
A. Yüke bindiğinde değişir
B. Birbirine doğru orantılıdır
C. Birbirine ters orantılıdır
D. Eşittir
5.) Pilot mahallindeki gaz kolunun kadranı kaç derecenin altındaki bölgede
hareket eder?
A. 60
B. 75
C. 90
D. 120
TASNİF DIŞI
268 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 269
ÜNİTE XVII
TURBOSHAFT MOTORLAR
Temel Kavramlar
• Dişli kuplajları
• Azaltma dişlileri
• Drive sistemleri
Ünitenin İçindekiler
Giriş
TASNİF DIŞI
270 TASNİF DIŞI
Giriş
Helikopter motorları kullanıldıkları helikopterlerin gelişimleri
paralelinde büyük gelişme göstermişlerdir. Modern anlamdaki taktik
savaşlarda, birkaç saniye içinde kalkış yapabilecek helikopterlere ihtiyaç
duyulmaktadır. Ayrıca bu anlamda sadece çabukluk değil, hızada ihtiyaç
vardır. Bu bağlamda yeni helikopterlerin, güç vermek için yakıtı enerjiye
daha çabuk çeviren motorlara ihtiyaç duyuması neticesinde de
turboshaft motorlara başvurulmuş, akabinde ihtiyaç karşılanmıştır.
Bir turboshaft motorunda ya basit bir türbinle, yada hareketli bir
türbinle şaft beygir gücü üretilir. Sabit türbinde çıkış şaftı direkt gaz
jeneratörüne bağlanmıştır. Hareketli türbinde ise helikopterlerde
kullanıldığı gibi çıkış şaftı ayrı bağımsız ve sadece sıcak gazlarla hareket
ettirilir. Bir basınç veya güç değişimi meydana gelirse gaz jeneratörü
istenilen hız değişimini hemen karşılar.
I. ARANJMAN,AZALTMA DİŞLİLER, VE KUPLAJLARI, VE KUMANDA
SİSTEMLERİ
A. Aranjman ve Azaltma Dişlileri
Helikopterlerde kullanılan serbest türbinli motor, yanıcı yakıt-hava
karışımının yanma ve ani genleşme prensibine göre çalışır. Motorda
yanma çevrimleri motora yakıt ve hava girişi(emme) beslemesi,
karışımın sıkıştırılması, yakılması ve yanmış gazın boşaltılması
mantığının devamlı olarak ardı ardına tekrarlanması prensibine
dayanır.
Bir turboshaft motoru şu kısımlardan oluşur:
• Hava giriş kısmı (Air inlet section)
• Kompresör kısmı (Compressör section)
• Yayıcı kısım (Diffuser section)
• Yanma kısmı (Combustion section)
• Egzoz kısmı (Exhaust section).
Hava motorun ön tarafındaki hava giriş kısmından içeriye yani
kompresör bölgesine alınır. Kompresörün gayesi içinde bolca oksijen
bulunan havayı sıkıştırmaktır. Kompresörde elde edilen sıkıştırılmış
hava, yanma odası bölümüne sevk edilir. Yanma odasına sadece hava
değil aynı zamanda yakıtta getirilmektedir. Yanma odasındaki buji yada
bujiler vasıtasıyla hava yakıt karışımı ateşlenir. Oluşturulan patlama
neticesinde ortaya yüksek kapasiteli ve kontrolü sağlanabilen bir gaz
sıkışması çıkar. Kompresörden gelen havanın akım gücü dolayısıyla
oluşturulan bu gaz patlaması arkaya doğru hareket eder. Yanma
odasından sonraki kısma sevk edilen gaz kütlesi, esas amacı
kompresörü döndürmek olan türbin palelerine çaptırılır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 271
TASNİF DIŞI
272 TASNİF DIŞI
1. Torkmetre Sistemi
Torkmetre Sisteminin amacı, motordan çekilen beygir gücünü tork
basıncı olarak gösteren sistemdir. Motor yağlama sisteminden aldığı
yağı kendi özel pompası vasıtasıyla 120 PSI’ya çıkararak sisteme
gönderir ve devir düşürme dişli düzeniyle koordineli çalışır.
Sistem Parçaları, Sabit plaka, Hareketli plaka, 18 adet bilya,
Torkmetre silindiri, Torkmetre valfi, Sekmanlar, Torkmetre booster yağ
pompası, Parmak filitre, Basınç ayar valfi, Körtapa, Nefeslik,
Transmitter ve göstergeden oluşur.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 273
TASNİF DIŞI
274 TASNİF DIŞI
Motorun yayıcı kısımdan aldığı P3 havası ve yakıt kontrol
cihazından aldığı komut ile çalışır. Yakıt kontrol cihazı tarafından N1
devrine ve dış hava hararetine göre kontrol edilir.
Sistem Parçaları:
• Tahliye bandı
• Akçüatör
• Ayar ve çalıştırma düzeni
• Hava hortumları
4. Buz Önleme Sistemi (Anti İce System)
Amacı, değişik iklimlerde uçan helikopter motorunun gerek yapılış
özelliğinden gerekse dış hava hararetinin etkisinden motor giriş
kısmında meydana gelen buzlanmayı önlemektir.
Sistem, motorun yayıcı kısmından aldığı P3 havasını kendisiyle ilgili
parça ve kanallar vasıtasıyla motor giriş kısmında dolaştırmasıyla çalışır.
Sistem, elektrik arıza emniyetli yapılmıştır. Sistemde bir adet
devre kesici ve bir topuzlu tip anahtar mevcuttur. Topuzlu tip anahtarın
çalışması motor giriş kısmına sıcak havanın gönderiliş ve kesilişine göre
dizayn edilmiştir. Şöyle ki anahtar ON yapıldığında elektriki çalışan
selenoide giden elektrik akımı kesilir fakat motor giriş kısmına sıcak
hava gönderilir. Anahtar OFF yapıldığında ise selenoide elektrik akımı
gönderilir, fakat motor giriş kısmına giden sıcak havanın yolu kesilir
sistemin bu şekilde yapılmasının nedeni eğer herhangi bir sebeple
helikopter elektrik sistemi tamamen devre dışı kalırsa sistem hiçbir
kumandaya gerek duymadan çalışarak buzlanma problemi olmadan
uçuşa devam etmeyi sağlar.
Sistem Parçaları :
• Sıcak hava valve
• Sıcak hava selenoidi
• Conta ve sıcak hava kanalları
• İkaz ışıklar
5. Dahili Soğutma Sistemi
Amacı, Türbinli motorların verimli çalışması için dâhilen
soğutulmasını ve ana yatak keçelerinin basınç altında tutulup yağ
kaçaklarının önlenmesini sağlar. Motor yapılış özelliğinden dolayı
yüksek ısıda çalışma özelliğine sahiptir. Bu nedenle dizaynı da
soğutulmasına önem verecek şekilde yapılmıştır.
Kompresörün ürettiği havanın %75’lik kısmı motorun ve yanmış
gazların soğutulmasında kullanılır. Motor çalışmaya başlayıp kompresör
hava temin etmeye başladığında eksenel kompresör 5’nci kademe
kanatçık diskinde bulunan deliklerden bir kısım hava kompresör şaftı
içine dolarak motorun ön ucuna doğru akarak 1 nolu ana yatağı
soğutup aynı zamanda keçesini basınç altında tutup yağ kaçağını önler.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 275
6. Ateşleme Sistemi
Ateşleme sisteminin amacı, Motorun çalıştırılması anında ilk
yanma meydana gelebilmesi için bujilerin ateşlemesini sağlayan
elektrik akımını üretip bujilere göndermektir.
Sistem Helikopterin DC elektrik sisteminden aldığı 24 ile 28 VDC
voltajı ateşleme ünitesi vasıtasıyla 2500 VDC yükseltip akım bölücü
vasıtasıyla aynı anda tüm bujilere (dört adet) göndermesi prensibine
dayanır. Sistemdeki bui, bir saniyede 2 ile 8 defa çakmalıdır.
Sistem Parçaları
• Ateşleme ünitesi
• Akım bölücü
• Bujiler
• Kumanda anahtarı’ndan oluşur.
7. Elektrik Sistemi
Sistemin amacı, Motor üzerinde çalışması gereken parçalara
elektrik akımı götürmek, çalışan parçalardan aldığı sinyalleri kabindeki
ikaz ışık ve göstergelere göndermektir.
TASNİF DIŞI
276 TASNİF DIŞI
Sistem, helikopter elektrik sisteminin bir parçası olmasına rağmen
motorla birlikte sökülüp takıldığı için motor elektrik sistemi olarak
adlandırılır ve helikopter elektrik sisteminden gönderilen elektrik
akımını gerekli yerlere iletir. Sisteme kendi soketleriyle
irtibatlandırılmıştır. Herhangi bir nedenle motor, helikopterden
ayrılırsa bu soketler vasıtasıyla helikopter elektrik sisteminden ayrılır.
Motor elektrik kablosu: Motor üzerinde kalan bu parça bir çok
koldan meydana gelmiş komple bir parçadır. Benzemesi nedeniyle
“ahtapot kablo’’ da denir. Kendi özel soketiyle helikopter elektrik
sistemine bağlanır. İrtibatlandığı sistem kollarından birisi
arızalandığında arızalı kısım onarılamayıp kablo komple değiştirilir.
8. Egzoz Sistemi
Amacı: Egzoz gazlarının motoru terk etmeden önce ısılarının
okunmasını temin etmek için teçhiz edilen bir sistemdir.
Helikopterin elektrik sistemiyle hiç bir ilgisi olmayıp kendi ürettiği
voltajla çalışır.
Sistem Parçaları;
• Termokupiller,
• Rezistans,
• Gösterge ve kablo donanımı.
Motorun günlük kontrolleri yapılarak gizli kalmış arızaları tespit
edebilmek için önceden nirengi olarak bazı değerlerin tespiti
gerekir ki buna da temel EGT denir. Motorda işlem yapılmadığı sürece
bu tespit edilen değerler uçuş ömrü boyunca nirengi olarak kullanılır.
Fakat motor üzerinde yapılabilecek bazı işlemlerden sonra temel EGT
değerleri yeniden hesaplanarak ilgili formlara kayıt edilmelidir.
Temel EGT’nin hesaplanmasını gerektiren nedenleri şöyle
sıralayabiliriz:
• Motor yeni imal edildiğinde
• Motor revizyon görerek yenileştirildiğinde
• EGT değerini etkileyecek bazı ayar ve onarımlar yapıldığında
9. Yağlama Sistemi
Amacı: Çalışan parçaların çalışma kolaylığını sağlamak ve
aynızamanda bu parçaların soğumasını temin etmek.
Sistem Parçaları;
• Motor yağ deposu,
• Yağ pompası,
• Yağ filitresi,
• Yağ hararet tüpü,
• Yağ basınç ayar Valve,
• Yağ radyatörü,
• Chip detektör,
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 277
TASNİF DIŞI
278 TASNİF DIŞI
• Elektriki ve mekaniki gaz kolları,
• İkaz devresi.
11. Toz / Kum Ayırıcı Sistemi
Amacı: Motordaki aşınmayı oranını düşürmek ( FOD etkisini
azaltmak) için motora giren havanın içindeki yabancı maddeleri ayıran
sistemdir.
Sistem Çeşitleri;
• Kendini temizleyen tip: Motor yayıcı kısmından alınan P3 havası
buodacıkta dolaştırılarak hem sistem temizlenir hem de hava
içindekiyabancı maddeler daha kolay ayrıştırılır. Motor giriş kısmına
monteedilmiştir. Kara havacılıkta AB 205 ve UH 1-H modeli
helikopterlerdemevcuttur.
• Geliştirilmiş tip (improved particle separator (IPS)- air induction
system): U-H-1 ve AB-205 modeli helikopterlerin üzerine monte edilmiş
olan T53-L-703 modeli motorlar için toz kum ayırıcısı olarak
kullanılmaktadır. Gövde üzerinde motor giriş kısmına monte
edilmiştir.Motor domuz sırtından (pigyback) aldığı P3 havası ile sistem
çalışır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 279
ÖZET
Modern anlamdaki taktik savaşlarda, birkaç saniye içinde kalkış
yapabilecek helikopterlere ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca bu anlamda
sadece çabukluk değil, hızada ihtiyaç vardır. Bu bağlamda yeni
helikopterlerin, güç vermek için yakıtı enerjiye daha çabuk çeviren
motorlara ihtiyaç duyuması neticesinde de turboshaft motorlara
başvurulmuş, akabinde ihtiyaç karşılanmıştır.
Bir turboshaft motorunda ya basit bir türbinle, yada hareketli bir
türbinle şaft beygir gücü üretilir. Sabit türbinde çıkış şaftı direkt gaz
jeneratörüne bağlanmıştır.
Bir turboshaft motoru şu kısımlardan oluşur:
• Hava giriş kısmı (Air inlet section)
• Kompresör kısmı (Compressör section)
• Yayıcı kısım (Diffuser section)
• Yanma kısmı (Combustion section)
• Egzoz kısmı (Exhaust section)
TASNİF DIŞI
280 TASNİF DIŞI
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 281
ÜNİTE XVIII
YARDIMCI GÜÇ ÜNİTELERİ (APU)
Temel Kavramlar
• Yapısal özellikler
• Çalışma prensipleri
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. APU’ların Yerleri
TASNİF DIŞI
282 TASNİF DIŞI
Giriş
Uçaklar üzerinde, gerek uçuş öncesi, gerekse uçuş sonrası,
yapılması gereken bir çok faaliyetler mevcuttur. Bu faaliyetleri yerine
getirmek, uçak dışında birçok yardımcı cihazın kullanımını, zorunlu
kılmaktadır. Şayet bu cihazlar, zamanında ve etkin biçimde
kullanılmazsa, uçuş faaliyetlerinde kaçınılmaz aksaklıklara sebep olur.
Bu aksaklıkların firmalara yansıması, maliyet artışı ve prestij kaybı gibi,
bir dizi olumsuz gelişmeler olacaktır.
Şu halde, uçağın motorları yerde çalıştırılırken, elektrik ve hava
kaynaklarına ihtiyaç duyacaktır. Ayrıca kalkıştan sonra, ana
üreteçlerinin kısmen yada tamamen deve dışı kalması durumunda da
,yardımcı üreteçlere ihtiyacı vardır. Uçuş tamamlandığında ise, yerdeki
faaliyetlerde, motorlar çalışmadığından, elektriğe ve gerektiğinde hava
kaynağına ihtiyaç duyulacak ve uçağın arıza ve servis işlemleri
gerçekleştirilecektir. Kısaca izahı yapılan uçak dışı elektrik ve hava
kaynağı ihtiyacına, yerde özel olarak imal edilmiş, harici elektrik ve
hava kaynağı cihazları bağlanarak cevap verilir. Haricen getirilen bu
cihazlar, her iniş yerinde olmayabilir. İşte uçağın bu ihtiyaçlardan
dolayı, faaliyetinin aksamaması için uçak sistemlerinden tamamen ayrı
düşünülerek dizayn edilmiş ve uçağa monte edilmiş olan, APU
“Auxiliary Pover Unit” ihtas edilmiştir.Bu kitapta izahı yapılan
APU,MD80 serisi uçaklarda kullanılan APU olup, cihazın tip eğitim kitabı
Chp:49 esas alınmış ve diyer farklı özellikler ilave edilerek,
zenginleştirilmiştir.
APU’lar tipik bir gaz türbinli motor olup, jet tepkisi yerine
üzerlerine monteli jeneratörü çevirerek elektrik ve normalde 47 PSI’a
kadar tazyikli hava üretirler.
I. APU’LARIN YERLERİ
APU’lar uçak tiplerine göre değişik yerlere monte edilmişlerdir.
APU’lar uçak üzerine, boylam (langitudinal axes) eksenine dik
olarak ve basınçsız özel olarak hazırlanmış ve gerekli yalıtımları yapılmış
yerlerine monte edilirler. Aynı zamanda, kealbeam denilen sol ve sağ
iniş takım yuvalarını ikiye bölen bölgeye yerleştirlen APU’larla, dikey
stabilizer’in altına monteli APU’larda mevcuttur.
Şekil 18-1”de görüldüğü gibi uçağın basınçsız bölmesine ve boylam
eksenine dik olarak yerleştirilen APU’lar vardır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 283
Şekil 18-2 : Uçağın basınçsız bölmesinde iniş takım yuvalarına yerleştirilmiş APU
Bazı APU’lar ise; uçakların kuyruk konisinde dikey stabilizerin
altında yangından korunmuş basınçsız bir bölmeye monte edilmiştir.
Şekil 18.3: Uçağın dikey stabilizerin altında kuyruk konisine yerleştirilmiş APU
TASNİF DIŞI
284 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 285
TASNİF DIŞI
286 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 287
TASNİF DIŞI
288 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 289
TASNİF DIŞI
290 TASNİF DIŞI
değerler içinde olduğunu kontrol et ve daha sonra kontrollü bir şekilde
APU yükleme işlemini gerçekleştir.
APU durdurma işleminde ise APU’da işimiz bittikten sonra
durdurmadan önce APU yüklü ise hava ve elektriği kestikten sonra
APU’nun soğuması, stabill olabilmesi için yüksüz iki dakika daha
çalıştırıldıktan sonra APU’yu durdurunuz.
APU’larda shutdown olayı master switch off konuma alınmasıyla
pnömatik selenoid enerjilenir ve kompresör havası centrifugal switch’in
%110 mikro switch’ine basarak APU’yu shut down ettirir.
A. Yakıt sistemi
göre ölçülü olarak atomizere gönderen, otomatik çalışan bir sistemdir.
APU devrinin sabit kalmasını ve eksoz sıcaklık limitlerini belli
değerlerde kalmasını sağlayarak, APU’ nun düzenli çalışmasını temin
eder. APU yakıt sistemi değişik uçak tiplerine göre farklı komponentler
ihtiva etmelerine rağmen genel komponentleri şunlardır:
Alçak basınç yakıt filtresi
Yakıt kontrol ünitesi
Yüksek basınç yakıt filtresi
Atomizer
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 291
B. Yağlama Sistemi
Yağlamanın amacı, çalışan parçalar arasındaki sürtünmeyi azaltmak,
ısınan kısımlardaki ısıyı üzerine almak yani soğutma görevini yapmak,
aşınmayı minimuma indirmektir.
APU’ da yağlanan ana kısımlar dişli kutusu ile APU yataklarıdır.
Yağlama sisteminin elemanları şunlardır:
Yağ tankı
Yağ pompası
Dönüş pompası
Yağ basınç regülatör valfı
Yağ filtresi
Yağ soğutucusu
TASNİF DIŞI
292 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 293
D. Ateşleme Sistemi
Ateşleme sisteminin görevi; bataryadan gelen DC akımı, ateşleme
kutusunda belli bir voltaja yükselterek bujilere göndermektir. Buji
kıvılcımı ile yanma odasındaki yakıt hava karışımının ateşlenmesi,
yanma olayının başlatılmasını sağlar. Ateşleme sisteminde bujiler;
yaklaşık olarak % 7-10 devirde ateşlemeye başlar. Devir % 95’ i bulunca
otomatik olarak devre dışı kalır.
Ateşleme sisteminin elemanları şunlardır:
Uçak Bataryası
Ateşleme kutusu
Buji
TASNİF DIŞI
294 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 295
F. Gösterge Sistemi
Sistemin amacı APU ile ilgili olarak çalışan sistemlerin normal
değerler içerisinde olduğunu ve öğrenilmesine ve cockpit’ e gerekli
bilgilerin temin edilmesini sağlamaktır. Bunlar genel olarak APU devrini,
egzoz sıcaklığını ve bazı uçaklarda APU’ nün çalışma süresini gösterir.
Ayrıca, bazılarına da yağ seviye göstergeleri ilave edilmiştir.
Yağ seviye göstergesi
Isı göstergesi
Hours meter
Devir göstergesi
TASNİF DIŞI
296 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 297
ÖZET
APU’lar uçak tiplerine göre değişik yerlere monte edilmişlerdir.
Uçaklarda kullanılan APU’lar genel olarak motor çalıştırma, Air
condition için gerekli havayı ve uçak elektrik sistemi için gerekli elektriği
temin eden gaz türbin motorlardır.
APU’lar uçak gövde yapısında kuyruk konisine yerleştirilmişlerdir.
Kuyruk konisi APU için desteklenmiş ve kaplanmıştır.
Kuyruk konisindeki APU üç bölüme ayrılmıştır:
Ekipman ( Equipment ) bölümü
APU bölümü
Egzoz susturucu ( Muffler) bölümü
Ekipman (equipment) bölümünü oluşturan parçalar:
Hava giriş actuator’u
APU yangın söndürme şişesi
Yakıt bağlantı hattı
Bleed hava boru sistemi
Türbinin döndürülmesiyle elde edilen şaft hareketi ile dişli kutusu
gerekli komponentlerin düşük devirle dönmelerini sağlayan bir dişli
düzenidir.
Dişli kutusu üzerine bağlı olan komponentler şunlardır:
Starter Yakıt kontrol ünitesi
Generatör Soğutma fanı
Yağ pompası Centrifugal switch
TASNİF DIŞI
298 TASNİF DIŞI
Kendimizi Sınayalım
4. APU devri yüzde kaç olunca yük almaya hazır duruma gelmiştir?
A) % 85
B) % 90
C) % 95
D) % 100
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 299
ÜNİTE XIX
MOTOR YERLEŞİMİ
Temel Kavramlar
• Yangın Duvarları
• Mount’lar
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Yangın Duvarlarının Yapılanmaları
II. Cowling’ ler
III. Akustik Paneller
IV. Motor Mount’ları
V. Anti-Vibration Mount’lar
VI. Hortumlar ve Borular
VII. Feeder’lar
VIII. Konnektör’ler
IX. Wiring Örgüleri
X. Kumanda Kabloları ve Rod’lar
XI. Kaldırma Yerleri ve Boşaltma Yerleri
TASNİF DIŞI
300 TASNİF DIŞI
Giriş
Gerekli ortam sağlandığında bakım dökümanlarında belirtildiği
şekilde motorun dış bağlantılarını yaparak, motoru korumaya alabilmek
özellikle hat seviyesi bakımlar için çok önemlidir. Bu amaçla motorun
dış bağlantılarını yapabileceksiniz.
Motor üzerindeki sistem bağlantılarını motoru uçaktan söküp
takabileceksiniz. Motorun korunması işlemleri bu ünite dahilinde
anlatılacaktır.
Ayrıca motor dış bağlantıları olan yangın duvarlarının
yapılanmaları, cowling’ler, akustik paneller, motor mount’lar, anti-
vibration mountlar, hortumlar, borular, feeder’lar, konnektörler, wiring
örtüleri, kumanda kabloları ve rod’lar, kaldırma yerleriyle boşaltma
yerleride bu ünite içerisinde anlatılmaktadır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 301
TASNİF DIŞI
302 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 303
TASNİF DIŞI
304 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 305
V. ANTİ-VİBRATİON MOUNT’LAR
Motor çalışırken oluşan vibrasyon (titreşim),uçak üzerinde
olumsuz etkilere yol açar. Motor vibrasyonunun etkilerini ortadan
kaldırmak ve vibrasyonu önlemek için anti-vibration mount’lar
kullanılır. Motor vibrasyonunu azaltmak için trim balance; fan diski
üzerindeki delikler kullanılarak yapılmaktadır. Uçak bağlantılarında
kullanılan anti-vibration mount’lardan bazıları görülmektedir.
TASNİF DIŞI
306 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 307
TASNİF DIŞI
308 TASNİF DIŞI
Yukarıdaki örnekte, hava kompresörün son safhasından çıktıktan
sonra ve yanma odasına girmeden önce bir noktada uzaklaşan
(divergent) bir borunun kullanılmasının, hava basıncını artırdığı
görülmektedir. Bu havaya bazen “kompresör dağıtım havası” denir ve
motorda bulunan en yüksek basınçlı havadır. Gaz türbin palelerine
giderken kullandığı türbin istikamet palelerinden geçerken bir noktada
uzaklaşan (divergent) borunun gazı hızlandırmak için nasıl kullanıldığı
şekilde gösterilmiştir.
VII. FEEDER’LAR
Yakıt sistemi, hidrolik sistem, pnomatik sistem, yağlama sistemi,
ana yakıt sistemi, A/B yakıt sistemi üzerindeki bütün pompaların genel
adı olarak nitelendirilir.
Yakıt dağıtım sistemi üzerinde;
Alçak basınç yakıt pompası Tank Booster pompalarından gelen
yakıtın basıncını arttırır.
Yüksek basınç yakıt pompası sistemde filtreden sonra gelir.
Bu pompalar da çeşitlere ayrılır:
Pistonlu tip pompa
Dişli tip pompa
Yakıt basıcını yüksek değerlere çıkarır. Yakıtın yanma odasına
uygun fiziksel koşullara gelmesini sağlar. Pompa üzerinde daima
“Pressure Relief Valf”bulunur.
Sistemdeki komponentlerin aşırı basınca maruz kalmasını önler.
Motor yağlama sisteminde kullanılan ana yağ ve hidrolik pompası arka
dişli kutusunun ön kısmına tespit edilmiştir. Görev olarak da ana yağ ve
hareketli nozul sistemleri için gerekli olan yağı tazyiklemektir.
Ana yağ ve hidrolik pompası hareketini motordan alan bir aksesuar
parçasıdır. İki elemanlı kanatçık (vane) tipi bir pompadır. Pompanın
birinci elemanı ana yağ, ikinci elemanı ise hidrolik elemandır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 309
TASNİF DIŞI
310 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 311
TASNİF DIŞI
312 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 313
TASNİF DIŞI
314 TASNİF DIŞI
Uplift Loader Yöntemi: Pahalı ve özel ekipman gerektirdiği için
fazla kullanılmayan bir yöntemdir. Fakat uplift loader yöntemi, motor
değişim işlemi için en hızlı yöntem olup, boot strap yöntemine göre
zamandan %40 tasarruf sağlar.
B. Boşaltma Yerleri
Motor boşaltma yerleri, uçaklarda Engine Draining System (Motor
Drain Sistemi) olarak bilinmektedir. Motor Drain Sistemi, tüm sıvı
kaçaklarında kaçağın kaynağını ve kaçak miktarını saptamamızı
kolaylaştırıcı bir yapıda tasarlanmıştır. Ana elemanları Drain hatları ve
Drain modül’dür. Modülün alt kısmını “Drain Mast” oluşturur. Drain
hatlarında toplanan akışkanlar (yakıt ,hidrolik, su v.b.), sıvı veya buhar
halinde bulunmaktadır. Aşağıda Direkt Drain Sistemi görülmektedir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 315
TASNİF DIŞI
316 TASNİF DIŞI
ÖZET
Gaz türbinli motorlar da, Fan reverser cowling yapısı fire protection
(yangın koruma tertibatı) özelliklerine sahiptir. Motorda sıcak
bölgelerdeki yangın oluşumlarını engelleyebilmek için, Cowl inner
side’in iç yüzeyi (motor kaportasının içi) ısıya dayanıklı özel
malzemeden yapılmış bir kaplama ile kaplanmıştır.
Uçak üzerine takılı olan motorlar nacelle (kaplama) içinde
bulunmaktadır. Motor kaportasının (Cowling) kullanılma amacı; motor
için gerekli olan aerodinamik formu kazandırmak ve motor
komponentlerini hava basıncı ve yabancı madde hasarlarına (FOD) karşı
korumaktır
Motorların uçağa bağlantısı, motorun tasarımına göre farklı
noktalardan yapılmıştır.
Sol ve sağ kanat altına (Wing Mounted Engine)
Sol ve sağ arka gövdeye (Aft Fusulage –Side Mounted Engine)
Stabilizer (Third – Center Engine)
Uçak motoru, uçak yapısına ait bir parça olan Pylon’a bağlanmıştır.
Yakıt dağıtım sistemi üzerinde;
Alçak basınç yakıt pompası Tank Booster pompalarından gelen
yakıtın basıncını arttırır.
Yüksek basınç yakıt pompası sistemde filtreden sonra gelir.
Pompalar da çeşitlere ayrılır:
Pistonlu tip pompa
Dişli tip pompa
Rod başları, alodinle kaplanmış alüminyum iç yüzey ve küresel rod
başının dış yüzeyine yerleştiren elastromer malzemeden yapılmışlardır.
Elastromer malzemeler, yüksek çalışma karakteristiğine ve yüksek
yalıtıma sahip malzemelerdir.7075-T6 alüminyum eklenerek yapılan bu
kompanentler, rod başındaki büyük yüklere karşı dayanım sağlar. Rod
başları, sadece sivil havacılıkta değil, askeri havacılık ve endüstriyel
alanda da kullanılmaktadır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 317
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
318 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 319
ÜNİTE XX
YANGIN ÖNLEME SİSTEMLERİ
Temel Kavramlar
• Çalışma prensipleri
• Koruma Sistemleri
Ünitenin İçindekiler
Giriş
TASNİF DIŞI
320 TASNİF DIŞI
Giriş
Uçaklardaki yangın koruma sistemleri ile ilgili temel bilgi ve
becerilerin kazanılması tüm havacılık personeli için önemli bir konudur.
Bu faaliyet öncesinde yapmanız gereken öncelikli araştırmalar
şunlardır:
Uçaklarda oluşabilecek bir yangın eğer erken fark edilmezse,
zamanında söndürülmezse uçaklara ne gibi zararlar verebilir?
Uçaklarda motor, APU, kargo, kokpit ve tuvaletlerde oluşabilecek
bir yangına karşı nasıl algılama teknikleri kullanılıyor?
Uçaklarda kullanılan yangın algılama sistemleri ile igili sanal
ortamda ve sektörde gerekli araştırmaları yapıp bir rapor haline
getiriniz. Hazırlamış olduğunuz raporu sınıfta arkadaşlarınızla tartışınız.
I. YANGIN ALGILAMA SİSTEMLERİ
Yangın, uçaklarda teknik arızalar veya insan hatasından dolayı
meydana gelir ve büyük tehlikelere neden olabilir. Bu yüzden uçaklar
dizayn edilirken yangın koruma sistemlerinde yangın algılama ve yangın
söndürme sistemleri kullanılır. Yangın koruma sistemleri, uçakta motor,
APU, kompartımanlar, tuvalet, tekerlek kabini ve pnomatik borularında
yangın algılama, gösterme ve söndürme işlemlerini yapmakla
görevlidir.
Yangın sistemleri iki ana kısımdan oluşur.
1) Yangın algılama sistemi
2) Yangın söndürme sistemi
Yangın algılama sistemleri, uçakta yüksek sıcaklık veya yangın
meydana gelmesi durumunda uçuş ekibini uyarmak amacıyla kullanılır.
Yangın sonucu oluşan aşırı sıcaklıklar sıcaklık algılama dedektörleri ile
duman ise duman detektörü ile algılanır.
A. Sıcaklık Algılama Dedektörleri (Sensörler)
Yüksek sıcaklık ve yangın algılama sistemleri üç kısımdan meydana
gelir;
1) Dedektörler(sensörler)
2) Kontrol paneli
3) Alarm ünitesi
Dedektörün yapısında bi-metal adı verilen kontaklar vardır. Yüksek
sıcaklık oluştuğu zaman kontaklar kapanır ve dedektör algılama yapar.
Algılama süresi uzun olduğu için farklı tip dedektörler kullanılır.
Uçaklarda yangınlara karşı iki farklı tip dedektör kullanılır. Bunlar aynı
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 321
TASNİF DIŞI
322 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 323
TASNİF DIŞI
324 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 325
TASNİF DIŞI
326 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 327
TASNİF DIŞI
328 TASNİF DIŞI
yerel mi olduğunu inceler ve mürettebata uyarı sistemi olarak iletir.
Bölgesel alarm pnomatik ve hava kontrol panelinde gösterilir. Merkezi
alarm ise göstergesinde gösterilir.
C. Duman Dedektörleri
Yangın sistemlerinde duman dedektörleri uçağın aşağıdaki
bölümlerinde kullanılır.
Kargo bölümünde
Tuvaletlerde(lavabo)
Avionic bölümünde
Uçaklarda kullanılan duman dedektörleri iki çeşittir:
1) Optik tip duman detektörü
2) İyonizasyon(radyoaktif) tip duman dedektörleri
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 329
TASNİF DIŞI
330 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 331
TASNİF DIŞI
332 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 333
TASNİF DIŞI
334 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 335
TASNİF DIŞI
336 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 337
TASNİF DIŞI
338 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 339
TASNİF DIŞI
340 TASNİF DIŞI
uçuş kompartımanından boşaltılabilir. Tüplerden biri yahut her ikisi
aynı motora yönlendirilebilir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 341
TASNİF DIŞI
342 TASNİF DIŞI
gerçekleşir. Söndürme işlemi ECAM göstergesinden takip edilir.
Dört motorlu uçaklarda yangın küreleri her kanatta iki adet
mevcuttur ve gövdeye yakın olan motora monte edilir. Her küre bir
motora aittir. Ama söndürme gerçekleşmediği zaman biri diğerinin
yedeği konumunda çalışır.
Çalışma sistemi iki motorlu uçaklardaki sistemin aynısıdır. Kontrol
panelinde 4 adet çift yönlü DISCH butonu bulunur. Dedektörler
tarafından verilen yangın alarmı, hangi motorda yangının meydana
geldiğini ışıklı ve sisli bir uyarıyla pilota bildirir. Pilot, yanıp sönen DISCH
1 butonunu A yönünde çevirir ve otomatik yangın söndürme sistemini
devreye sokar. Devreye giren yangın söndürme sistemi motorun yakıt ,
hava ve hidrolik sistemlerini devre dışı bırakır. Motor izole edilmiş olur.
Elektrik devresi ateşleyici sisteme bir akım göndererek bir kıvılcım
oluşmasına neden olur. Oluşan kıvılcım patlayıcı maddeyi ateşler.
Patlama gerçekleşir. Patlamadan hassas disk etkilenir ve parçalanır.
Diskin parçalanmasıyla halon gazı filtreden geçer ve sprey boru
yarımıyla yangın bölgesine boşalır.
Eğer, istem sönmemiş ise pilot 30 sn. sonra yanıp sönen DISCH 1
butonu B yönünde çevirir ve aynı kanattaki ikinci yangın küresi devreye
girer. İki kürenin içindeki gaz da aynı motorda kullanılmış olur.
2. APU’daki Otomatik Yangın Söndürme Sistemleri
APU yangın söndürme sistemi aktive edildiğinde, APU kaplaması
hareketsiz bir gazla doldurulacak ve yangın oksijensiz bırakılacaktır.
Sistem bir yangın söndürme tüpü, motor ve APU yangın kumanda
modülü ve APU yer kumanda panelinden meydana gelir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 343
TASNİF DIŞI
344 TASNİF DIŞI
Şekil 20.24: Ön tekerlek kabini ve ana tekerlek kabini APU FIRE kontrol
panelleri
Sistemi çalıştırmak için mandal çevrilir ve düğmeye basılır. Yangın
küresinin içerisindeki halon gazı yanan bölgeye boşaltılır. Aynı kontrol
panellerinden de TEST işlemi gerçekleştirilebilir. Test işleminin sonunda
CMC test panelinden pilota bilgi aktarır.
3. Kargo Kompartımanı Yangın Söndürme Sistemleri
Uçaklardaki küçük kargo bölümlerinde bir adet yangın küresi
kullanılır. Küre duman dedektörlerinin ortasına uçağın tavan kısmına
yerleştirilir. Duman dedektörleri kontrol ünitesine yangın sinyali
gönderdiğinde sistem, pilotu uyarır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 345
TASNİF DIŞI
346 TASNİF DIŞI
kompartımanında, sulu sistemler ise bazı yolcu uçaklarında kullanılır.
Halon 1211 (BCF) tipi portatif yangın söndürücülerdir. Gaz tüpün
çerisinde yoğunlaştırılarak saklanır. Tüpün içerisindeki gazın basıncı 100
PSI olmalıdır. Basıncın değerini göstergeden anlayabiliriz. Eğer gösterge
yeşil konumda ise gaz basıncı normal değerdedir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 347
TASNİF DIŞI
348 TASNİF DIŞI
ÖZET
A tipi yangın ağaç, kâğıt, giysi gibi maddelerin yanması sonucu oluşur.
B, benzin ve yağ gibi sıvı maddelerin yanmasıyla oluşan yangın tipi.
C, yanıcı ve parlayıcı gazların yanmasıyla oluşan yangın tipidir.
D, alüminyum, magnezyum gibi metallerin yanmasıyla oluşan yangın
tipidir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 349
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
350 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 351
ÜNİTE XXI
MOTOR ‘MONITORING’ ve YERDE ÇALIŞMALAR
Temel Kavramlar
• Çalışma prensipleri
Koruma Sistemleri
Ünitenin İçindekiler
Giriş
TASNİF DIŞI
352 TASNİF DIŞI
Giriş
Bu modülün amacı, sizleri uçak motorlarının çalıştırılma ve
bremzesi hakkında bilgi sahibi yapmaktır. Bir çalışmada ön bilginin
olması Jet motor teknisyen/makinistine gerekli olan özgüveni
sağlayacaktır.
Günümüz teknolojisi sürekli kendisini yenilemektedir. İşte, burada
eğitici olarak öğretmenlere görev düştüğü kadar siz öğrencilere de
uygulayıcı olarak görev düşmektedir.
Gaz türbinli motor teknolojisini öğrenmek ve bunları en iyi şekilde
uygular duruma gelmek asıl hedefiniz olmalıdır. Teknolojik gelişmeleri
takip etmek zorundasınız.
Yukarıdaki özellikler sizde oluştuğu zaman, mesleğinizde aranan
eleman olarak kazanç sağlamanız hiç mi hiç zor olmayacaktır. Tüm bu
özelliklerinizi de iş ahlakı ile bütünleştirirseniz daha da güzel olacaktır.
Gerekli ortam sağlandığında bakım dökümanlarında (AMM)
belirtildiği şekilde motorun dış bağlantılarını yaparak motoru
korumaya alabileceksiniz.
Bakım dökümanlarında (AMM) belirtildiği şekilde motorun dış
bağlantılarını yapabileceksiniz.
Bakım dökümanlarında (AMM) belirtildiği şekilde motor üzerindeki
sistem bağlantılarını yapabileceksiniz.
Bakım dökümanlarında (AMM) belirtildiği şekilde motoru uçaktan
söküp takabileceksiniz.
Bakım dökümanlarında (AMM) belirtildiği şekilde motorun
korunması işlemlerini yapabileceksiniz.
I. MOTOR ÇALIŞTIRMA VE BREMZESİ
A. Start Ve Yerde Çalıştırma Prosedürleri
1. Bremze
Motorun yağ, yakıt, hidrolik gibi kaçak kontrollerinin, çalışma,
faaliyet ve performans değerlerinin, aynen uçak üzerinde uçuşta iniş
gibi kontrol edilip görüldüğü yere BREMZE denir.
a. Motorun Bremzede Çalıştırılma Sebepleri:
200, 400, 600 saatlik gibi büyük bakımlar
Motorun ‘TEAR – DOWN’ parçalara ayrılması
Aşırı devir ve aşırı hareket kontrollerinden sonra
Zaman aşımı veya motor ana malzemelerinden herhangi birinin
değiştirilmesi
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 353
b. Bremze Çeşitleri
Bremzeler genelde iki tiptir.
1) Sabit tip bremze (kapalı)
2) Portatif tip bremze (hareketli)
TASNİF DIŞI
354 TASNİF DIŞI
Her iki tip bremze de kabin, bremze sehpası, yer destek
teçhizatları ve yakıt tankı gibi teçhizatlarından ve gerekli test
cihazlarından meydana getirilmiştir.
2. Motor Çalıştırma Sistemi (Engine Starting)
Motor çalıştırma sisteminin amacı motorda yanmayı başlatacak
koşulları oluşturmaktır. Bunun için starter, yanma odasına hava temin
etmek için yakıt pompasını çalıştırır. Motor start sisteminin kullanım
amaçlarının değerleri ise bakım ve onarım sırasında motoru krank
etmek, motoru uçuş sırasında “restart” edilmesine yardımcı olmaktır.
Gaz türbinli motorlarda kullanılan iki tip start sistemi vardır. Elektriki
ve pnömatik sistemler.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 355
TASNİF DIŞI
356 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 357
TASNİF DIŞI
358 TASNİF DIŞI
IDLE konumunda motor hızı sabitlenir. MODE selektörü normal
pozisyona alındığında nacelle sıcaklığı starter valf indikasyonu yerine
geçer. Otomatik start ile ilgili bakım kontrolleri bitirilmiştir ve motor
kapatılır.
Motor ( engine ) master switch‘i kapalı ( OFF ) konuma
getirildiğinde
Yakıt kesme valfi ( Fuel shut off valve ) ve alçak basınç yakıt
valfine ( Fuel low pressure valve ) giden sinyaller kesilir.
Motor yavaşlar.
Otomatik start ( Auto start ) kolay ve güvenlidir.
Manuel Start
Motorun manuel startında
Otomatik ( Auto ) start çalışma sırasını izler.
Otomatik ( Auto ) start arızalandığında manuel olarak çalıştırma
başlatılır.
Çalıştırma manuel start push button ile yapılır.
Motor ( engine ) start sayfası sistem göstergesinde gözükür.
Motor ( engine ) manuel push butonuna basıldığında starter
valfini açar.
Starter valf açıldığında startere hava gider.
o Motor N2 rotor saftının hızı artar.
N2 > % 20 = Engine master switch’ i açık ( ON ) konuma alınır.
Engine master switch’ i açık ( ON ) konuma alındığında
Alçak basınç yakıt valfine ( Fuel low pressure valve ) sinyal
gönderilir. Valf açılır ve hidro mekanik üniteye ( HMU ) yakıt akışı
sağlanır.
Motor kontrol ünitesine ( ECU- Engine Control Unit ) sinyal
gönderilerek her iki ateşleme sistemi çalıştırılır. Hidro mekanik ünite (
HMU ) yakıt ölçülendirme valfini ( Fuel metering Valve ) açar ve yakıt
akışı sağlanır. Manuel startta en önemli işlem, engine light up
indikasyonlarının dikkatli bir şekilde görüntülenmesidir.
Rölantiye ( IDLE ) doğru motor ivmelenmeye başlar. ( N2= % 50 )
Motor kontrol ünitesi ( ECU- Engine Control Unit ) starter valfini
ve ateşleme sistemini kapatır.
Motor hızı rölantidedir ( IDLE )
Engine mode selector normal ( NORM ) konuma alınır.
Motor kapatma ( Shut Down )
Mater switch kapat ( OFF )
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 359
TASNİF DIŞI
360 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 361
TASNİF DIŞI
362 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 363
TASNİF DIŞI
364 TASNİF DIŞI
2. Normal Vibrasyon
Her uçak normal vibrasyonnun belirli bir etkisini taşır. Bu, uçağın
kütle dağılımı ve yapısal bağlantı formasyonuyla ilişkilidir. Yüzeylere
hava akımı gibi harici kuvvetler uygulandığında düşük seviyeli
vibrasyon doğar. Bu, tipik bir arka plan gürültüsü gibidir. Dikkati çeke,
fakat doğal bir şeydir. Uçuşta türbülanslı hava etki ettiğinde vibrasyon
genliği büyüyerek açık bir şekilde işitilir ve hissedilir.
3. Anormal Vibrasyon
Anormal vibrasyonun en belirgin özelliği bir gürültüyle birlikte
aniden ortaya çıkmasıdır. vibrasyon orta şiddette, düzgün veya
random buffet şeklinde olabilir. Anormal Vibrasyon birkaç nedenle
ilişkilidir. Motor balanssızlığı, bazı mekanik ünitelerin arızaları ve
boşluklu veya iyi ayarlanmamış kontrol yüzeylerine etkiyen havanın
yarattığı oynama bunlardan bazılarıdır. Anormal vibrasyon nadir de
olsa yapısal bir hata veya motor güç kontrol sisteminin düzgün
çalışmamasından da kaynaklanabilir.
4. Fultter
Az da olsa vibrasyon, flutter tarafından yaratılabilir. Doğru dizayn
edilmiş, ileri analiz ve sertifikasyon testleri neticesinde geliştirilen
ticari uçaklarda flutter pek görülmez. Bununla birlikte uçak,
belirlenmiş manevra sınırları dışında hareket yapıyorsa flutter
meydana gelebilir. Flutter, düzgün havada meydana gelmesinden
dolayı buffet’tan farklılık gösterir. Bundan dolayı meydana gelen
vibrasyon atmosferden değil uçağın yapısından doğar. Ana sebebi de
kontrol yüzeylerindeki aşırı boşluklardır.
5. Vibrasyonun Tesbiti
Vibrasyon tesbiti genellikle ekibin duyarlılığına bağlıdır. Sadece
motorlardaki vibrasyon aletlerle ölçülmektedir. Vibrasyonu ifade
etmek için pilotlar bazen farklı tanımlarda kullanabilir ve vibrasyon,
buffet, flutter ve gürültü bazen birbirine karıştırılabilir. Örneğin, kabin
içi ekibi duydukları seslerden dolayı vibrasyon olduğunu rapor
ederken aynı sesler kokpitten farklı bir şekilde işitilebilir. Vibrasyon ve
buffet tüm uçağı sarsar. Bu nedenle kabin ekibinin gerçek tanı vermesi
biraz zordur.
6. Uçuş Ekibinin Reaksiyonu
Anormal vibrasyon veya gürültünün varlığı uçuş ekibini rahatsız eder.
Açıklanamayan nedenlerle ortaya çıktığında iyi bir ekip öncelikle
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 365
TASNİF DIŞI
366 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 367
C. Yağ Analizleri
Yağdaki kirlenme, yağlanan motor parçalarındaki aşınmanın bir
parçası olabilir. Genellikle bir dönüş hattına konmuş filtreler kontrol
edilerek kirlenme kaynağı saptanabilir. Yerde gözle görülmeyen
partiküllerin yağda birikmiş olabileceği düşünülerek alınacak yağ
örneklerinin analiz edilmesi ile sonuca gidilir. Yağ dönüş hatlarında
filtrelere ek olarak yağdaki metal partiküllerini toparlayacak manyetik
mıknatıs chip dedektörler kullanılır.
TASNİF DIŞI
368 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 369
TASNİF DIŞI
370 TASNİF DIŞI
görülmeyen yerlerdeki motor parçalarının kontrolünde flexible
boroskop kullanılır. Uç tarafı hareketli ve tüm boyu bükülebilir
olduğundan motor içerisinde ihtiyaç duyulan hemen her yere
yönlendirilebilir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 371
Sağ elini dışarıya uzatıp yumruk yaparak hava iste, aynı zamanda
uçak kronometresine bas.
RPM saatinde hareket gördüğün anda takvim esasına göre 1 veya
2 nolu start şalterine bas.(Tek günlerde 1, çift günlerde 2 numara
kullanılır.)
Motor devri 5.5 saniyede %10 RPM’e ulaşmalıdır.
Motor devri %10 RPM’e ulaşınca yer personeline bir işaret ver.
Yine %10 RPM’de gaz kolunu IDLE’dan ileriye kadar ver ve tekrar
IDLE’a çek.
Gaz kolunu IDLE’a attığın anda akışmetre saatinde 400-800 PPH
yakıt akışı görülmelidir.
20 RPM’e kadar veya 20 saniye içerisinde motorda ateşleme ve
yağ tazyikinde yükselme olmalıdır. (Motorda ateşleme olduğu EGT
saatindeki yükselmeden anlaşılır.)
Motor devri %20 RPM’e ulaşınca yer personeline iki işareti ver.
Motor devri %30 RPM’e ulaşınca yer personeline üç işareti ver.
Motor devri %38 RPM’e ulaşınca yer personeline dört işareti ver,
havayı kestir ve aynı zamanda START yaptığın şalteri STOP-START yap.
Motor devri %67 RPM’e (IDLE devrine) ulaşınca kronometreye
bas, uçaktan elektriği ayır, AC jeneratörlerin devreye girdiğini gör.
(Jeneratörler devreye girince lambalar sönecektir.)
Motorun IDLE’a akselerasyon zamanı azami 75 saniyedir.
2. Kuru Start Yapılması
Kuru start işlemi için bir kişi pilot mahallinde, gaz kolunun OFF
pozisyonunda olduğunu gördükten sonra havayı ister. Gaz kolu OFF
pozisyonunda start switchlerine kumanda edilmediğinden gelen hava
sadece motoru çevirecektir. Motor devri 18-20 RPM’e ulaştığında
hava kestirilerek kuru start işlemi tamamlanmış olur.
3. Rölanti (IDLE) Kontrolleri
Motor devri IDLE’da stabilize olduktan sonra, motor saatlerinde
aşağıdaki değerler görülmelidir.
Bu değerler görüldükten sonra rölanti devrinde yapılması gereken
diğer işlem ve kontrollere geçilir.
TASNİF DIŞI
372 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 373
TASNİF DIŞI
374 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 375
B. Stall Emareleri
Motorda öksürme, vuruntu, kazıntı, alışılmışın dışında sesler ve
hamle gibi durumlardır. Bu gibi hallere karşılaşıldığında gaz kolu
rölantiye çekilerek motorun stabiklize olması beklenir ve tekrar
kontrol edilebilir. Stol emareleri devam ediyorsa arıza arama işlemine
geçilir.
Stall kontrolü esnasında EGT değerleri şu şekilde belirlenmiştir
• Biran için 1000°Cye çıkabilir.
• Maksimum 760 °C
• 3 sn içinde 735°Cye
• 6sn içinde 700 °Cye
• En geç 5 dk içinde 590± 10 °Cye yani normal limitler içine
düşmelidir.
C. Gun Switch Kontrolü
Bu kontrolün yapılabilmesi için 2 motora bir de silah makinistine
ihtiyaç vardır. Bir motor makinisti pilot mahalinde motor çalıştırma
işlemini yaparken, silah makinisti silah sistemlerine ait tüm switch ve
devre kesicileri kontrol ettikten sonra pilot mahalindeki PWR.DC ve
GUN FIRING sigortalarına uçakta silah yükü olmadığından emin
olduktan sonra basar.
Motor makinisti devri %95 RPM’e yükseltir ve levye üzerindeki
TRIGGER switche ikinci boğumuna kadar basar. Bu anda ikinci motor
makinisti hidrolik kompartımanı kapağından VPI (Vane Posıtıon
Indıcator) vasıtasıyla hareketli stator palelerinin (IGV) 5° ve kapanıp
kapanmadığını kontrol eder. Pilot mahalindeki tetik bırakıldığında
hemen paleler 5° açılarak eski durumlarına
dönmelidir.
After Burner (A/B) Çalıştırılması ve Kontrolleri:
Gaz kolunun MILITARY’de motor stabilize oluncaya kadar tut. Gaz
kolunu sola yatır. Bu durumda motor minimum A/B’ye girecektir, gaz
kolu ileri verildiğinde ise motorumuz maksimum A/B sistemine
girecektir. Motor A/B’ye girdiğini en bariz olarak nozul pozisyon
göstergesinden anlayabiliriz. A/B sistemine geçildiğinde RPM
göstergesine bir an için %90 veya %87 RPM’lere kadar düşme
görülebilir. Devir 10 snde %100 RPM’e ulaşmalıdır. Motorun A/B’ye
girme zamanı 3 saniyedir. J-79 motorlarında minimum A/B ve
maksimum A/B durumları vardır. Bu durumlarda nozul pozisyon
göstergesi şu değerleri göstermelidir;
Motoru A/Bden çıkarmak için gaz kolu önce minimum A/B
durumuna alınır. Ve sağ içe doğru çekilerek MILTARY durumuna
TASNİF DIŞI
376 TASNİF DIŞI
getirilir. Bu şekilde A/B sistemi devreden çıkarılmış olur. Her 3 tip
motorda da yerde A/B de çalıştırma süresi 90 saniyedir. A/B
kontrolleri bu zaman yetmiyorsa motor A/B’den çıkarılır. %80-82
RPM’lerde 2 dk soğutulduktan sonra tekrar A/B sistemine geçilir.
Ç. Motorun Durdurulması
Motor durdurma için gaz kolu %80-82 RPM lere alınarak EGT’nin
en düşük olduğu bu devirlerde 3 dk çalıştırılır ve motor soğutulur.
Daha sonra gaz kolu OFF yapılarak motor durdurulur. Bu anda motor
durma zamanı yani türbin dönüşlünün sıfırlaması ve yanma odalarını
drain yapmadığı kontrol edilir. Motorun durma zamanı 55 saniyedir.
RPM göstergesi sıfırladıktan ve eksoz kısmında herhangi bir yanma
olayının olmadığından emin olduktan sonra uçaktan inilir.
D. Motorun Emergency Olarak Durdurulması
Gaz kolu ayarının bozuk olması nedeniyle veya yakıt sistemindeki
herhangi bir arızadan dolayı motor normal olarak durdurulamayabilir.
Böyle bir durumda gaz kolunun durumu ne olursa olsun Fuel SHUT-
DOWN switch’i off yapılarak depolardan motora gelen yakıt kesilmek
sureti ile motor emergency olarak durdurulur ve motorun normal
olarak durmamasına neden olan arıza araştırılır.
E. Pilot Tarafından Olması Arzu Edilen ve Edilmeyen Arızalar
1. T2 Reset
Pilot tarafından olması arzu edilen bir arızadır. J 79-11 ve J 79-JIK
motorlarında CIT 85° C’ ye ulaştığında başlar. 120 ± 1° C’ de pilot
mahalli ana board paneli sol üst tarafındaki ‘slow’ lambası yanarak
pilota uçağın süratini düşürmesi gerektiğini ikaz eder. Kompresörden
giren havanın hareketi CIT sensör tarafından MFC cihazına iletilir. MFC
cıhazı almış olduğu bu sinyali değerlendirerek motor devrinin
bulunduğu yerden motorun azami devri olan %103,5 RPM’ e çıkarır.
Biz pilot mahallindeki RPM göstergesinde %103,5 devir okumamıza
rağmen gerçek motor devri gaz kolunun bulunduğu konumdaki
devridir. Bunun hesaplanması teknik neşriyatlarındaki T2 Reset
çizelgesine göre yapılır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 377
TASNİF DIŞI
378 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 379
TASNİF DIŞI
380 TASNİF DIŞI
Ayrıca uçakları füzeler ve teçhizatları için tehlike arz eden bazı
maddeler vardır ki bunlar tahta, lastik kumaş ve plastiklerdir.
Ekseriyetle bu maddelerin ana kaynağı uçak içinde veya civarında
çalışan araçlardır.
B. FOD’den Korunmak İçin Alınması Gereken Önlemler
Tehlikeli olabilecek muhtemel yabancı kaynakları saptamak.
Yabancı madde hasarını önlemede tüm personele sorumluluğu
paylaştırmak.
Tüm personeli FOD’ u önlemede özendirici tedbirler alarak, teşvik
ederek eğitmek.
Uçak park sahaları ve taksi yollarına, pistlere düşen veya atılan
nesneler
Toplanmalı, çöp kutusuna ya da ait oldukları yere konmalıdır.
Bunun için birliklerde sık sık FOD yürüyüşleri yapılarak bölgeler
taranmalıdır. Bu bölgelerde girişler kontrol edilmelidir.
Bakım işlerine başlarken veya bitiminde bakımlar kullanılan
malzemeler ( Somunlar, rondelalar, cıvatalar) mutlaka sayılmalıdır.
Bunun için çeşitli yöntemler uygulanır. Örneğin; ya takımların seri için
çizilmiş kutular ya da takımlara göre yapılmış branda cepler, kullanılır.
Şayet iş bitiminde eksik takım veya malzeme var ise derhal araştırma
yapılır ve bulununcaya kadar uçak veya teçhizat görevden alınır.
Şahsi eşyalar; (Şapkalar, yaka giriş kartları, gözlükler, kalemler,
kulaklıklar vs.) çalışan jet motorlarının havalıklarından emildiğinde feci
sonuçlar meydana getirirler. Ceplerimizdeki kurşun kalemler, dolma
kalemler, cüzdanlar, çakmaklar, bozuk paralar gibi serbest malzemeler
kolayca düşebilir. Eğer bu gibi eşyalara dikkat edilmez ise; takımlar ve
hırdavatlar gibi hasara sebep olurlar. En iyi usül uçak civarında
çalışırken cepte bulunan bu tip eşyaları çıkarmaktadır.
Yabancı madde hasarına neden olmamak için çalışan personele
yabancı maddelerin toplanıp muhafaza edilmesi hususunda disiplin
kazandırılmalıdır. Uçakların park ettiği yerlerde veya uçuş hatlarında
bulunan çeşitli maddeler sık sık temizlenmeli, bir program dâhilinde
mekanik süpürgelerle süpürtülmelidir.
Pist ve taksileri giriş yerlerine demir ızgaralar konularak, büyük
harflerle FOD ihtimalini azaltıcı önlemler yazılmalı. Uçak park
sahaları ve taksi yolları sık sık onarılmalı ve FOD’a neden
olacakdurumlar ortadan kaldırılmalıdır.
Personele çalışma esnasında cepsiz veya cepleri fermuarlı iş
tulumlarıgiydirilerek hassas olan bölgelere yabancı madde düşme
olasılığını ortadankaldırılması yoluna gidilmelidir.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 381
1. Uçuş Ekibi
Yerde (Ruloca belirli bir mesafeden öndeki uçağı takip
etmesi)Havada öndeki uçağın egzoz gazlarını almayacak pozisyonlarda
olması (Dolayısıyla motor stall’ larını önler.)
Pilotun uçuş teçhizatlarını hava alığı ve civarına konulması stall
olan motorlarda israr edilmemesi ve talimat gereğinin yapılması; zira
jet motorlarında stall %60 FOD demektir. Genellikle kış mevsimlerinde
buza mani sisteminin çalışma kontrollerinin sık sık yapılması ve
talimata uyulması gerekir.
2. Yer Ekibi
Uçak hava alıkları uçuştan önce her gün nemli bezle iyice silinmeli
ve kontrol edilmelidir.
Yer çalıştırmalarında zemin süpürtülmeden önce sulanmalıdır. Bu
esnada rüzgar tersten alınmalıdır.
MA-1A veya benzeri yer takat cihazlarını çalıştırma öncesi hava
hortumları kontrol edilmeli ve temiz tutulmalıdır.
Hava alığı toz kapakları temiz ve sağlam olmalı, uçaklar yerde iken
muhakkak örtülü tutulmalıdır.
C. FOD Önlemede Kullanılan Yöntemler
Uçağı kontrol eden kişinin sahip olabileceği en iyi alet onun
gözleridir, bunun dışında ona yardımcı olabilecek birkaç alet vardır.
El feneri, Pens, Makinist parmağı veya Prob, Ayna,Mıknatıs
El feneri: Gölgeli bölgelere, köşelere ve belli bir uzaklıktan kontrol
edilmesi gereken noktalara yöneltilir ve bu sayede karanlıkta kalmış
nesneler görülebilir.
Pensler: Yaklaşık olarak 7 inç uzunluğunda hafif bir tutma
unsurudur. Bu alet parmakların giremediği yerlerde kullanılır.
Makinist Parmağı veya Prob: Yaklaşık 8 inç uzunlukta, kanca
şeklinde veya parmak şeklinde bir parçadır. Diğer aletlerin
giremeyeceği ceplerde ve derinliklerdeki parçaları elle veya takımla
alınabilecek duruma getirmeye yarar.
Ayna: FOD’ u kontrolü kullanmak üzere adapte edilmiş standart
bir dişçi aynasıdır. Görünmeyen bölgelerdeki nesneleri bulmaya yarar.
Mıknatıs: Bu kalem mıknatıs; yaklaşık 7 inç uzunlukta, bir ucunda
cep kıskacı diğer ucunda küçük mıknatıs olan bir alettir. Demirli
nesneleri toplamakta kullanılır.
TASNİF DIŞI
382 TASNİF DIŞI
ÖZET
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 383
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
384 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 385
ÜNİTE XXII
MOTOR DEPOLAMA ve KORUNMASI
Temel Kavramlar
• Çalışma prensipleri
• Koruma Sistemleri
Ünitenin İçindekiler
Giriş
I. Motor ve Aksesuar Sistemlerinin Korunması
TASNİF DIŞI
386 TASNİF DIŞI
Giriş
Motor bakım işlemleri yapıldıktan sonra, motor ve aksesuar
sistemlerinin korunması, taşınması ve depolanması işlemlerinde, işlem
talimatlarına titizlikle uyulmalıdır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 387
TASNİF DIŞI
388 TASNİF DIŞI
korumaya almak için motor IDLE veya üzerinde 10 dakika çalıştırılır. Bu
işlemde sadece motorun kendi yağı kullanılacaktır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 389
TASNİF DIŞI
390 TASNİF DIŞI
Ana yakıt sisteminin korunmaya alınmasında 5 galonluk bir kap
içerisine yağ koyunuz. Bu kabın çıkışına 15 mikronluk bir filtre tespit
ediniz. Filtre çıkışına bir “T” rekoru takınız. Takılan bu rekorun uçlarına
birer boru takınız. Bu boruların başta kalan uçlarını sağ akçuatörün
daha önce sökülen iki adet kör tapalı yerlerine irtibatlayınız.
Sol akçuatörün daha önce sökülen kör tapa yuvalarına uygun
uzunlukta iki adet boru irtibatlayınız. Bu boruların açık olan diğer
uçarlını bir kap içerisine bırakınız.
Sol taraftaki akçuatör pistonuna taktığımız derin borulardan yağ
gelinceye kadar bir kişi pistonu el ile çalıştırır.
Korumaya almada kullanılan ilave boruları sökünüz her iki pistonun
kör tapalarını takınız. Büyük olan tapaları 135–150 Lb/inç küçük olan
tapaları ise 90/100 Lb/inç ile torkla ve emniyetlerini yapınız. Eğer
motor kazanlanacaksa “motor üzerine geometri akçuatörleri korumaya
alınmıştır” yazılı etiketi takınız.
Sağ taraftaki akçuatör pistonuna bağlı “T” borusunun uçlarını MFC
ile irtibatlayınız.
C. Kompresörün Korunmaya Alınması
Aşağıda belirtilen maddeleri uygulayarak motor ana yakıt sistemi
korumaya alma işlemi sırasında korumaya alınabilir:
Bir kap içerisinde %25 oranında korozyon önleyici mayi koy. Aynı
kap içerisinden %75 oranında stokajlama yağından koy. Ayrıca
korozyon önleyici maii hiç karışım katmadan da kullanabilirsiniz.
Şayet sadece kompresör korumaya alınıyorsa yakıt pompası
girişinden yakıtı asla kesme.
Motor hava girişini yabancı maddelerden muhafaza et.
Yağ deposunun dolu olduğundan emin ol.
Motor hava çalıştırması sırasında yakıt pompası girişinden sürekli
koruma yağ verilmelidir. Bu nedenle ana yakıt sistemi korumaya
alınırken kompresörde beraber korumaya alınmalıdır.
Motoru hava ile azami devir verecek şekilde döndür.
İyi bir püskürtme tabancası kullanarak takriben ½ pint koruma
yağını kompresör girişine püskürt. Püskürtme tabancasını takriben 18
inç mesafeden ve tam bira yağlama için tabancaya daire çizdirerek
kullan.
Havayı kes ve motorun durmasını temin et. Kompresörün F.O.D.
den koruma için kapağı ön çerçeveye tak.
Stokajdan kurtarmak için hiçbir işlem yapılmaz, sadece gözle
kontrol yapılır.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 391
TASNİF DIŞI
392 TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 393
TASNİF DIŞI
394 TASNİF DIŞI
Bracketler üzerindeki ve boyunduruk üzerindeki cıvata ve
somunları 32–38 feet Lb ile torklayınız.
Kaldırma adaptörünü motordan sökünüz.
Nem alıcı kağıdın yerinde olup olmadığını kontrol camından tespit
ediniz.
Kazan contasını kontrol ediniz. Hasarlı ise değiştiriniz.
Kazan iç arka tarafındaki sepete 8 torba nem alıcı yerleştirin ve
kazan kapağını derhal kapatınız.
Kazan çevresindeki 26 adet cıvata ve somunu emniyetleyiniz.
6 adet somunu 70–75 feet Lb ile torklayınız.
Diğer kalan somunları 70–75 feet Lb ile torklayınız.
Son olarak tüm somunları tekrar gevşetmeksizin70–75 feet Lb ile
torklayınız.
Flash cıvata ve somunlarının açıkta kalan yüzeylerini korozyon
önleyici bir şekilde boyayınız.
Kazana 5 PSI hava basınız.
Basılan bu havanın uygun tazyikte olup olmadığını kontrol ediniz
ve valf kapağını kapatınız.
Tüm flashları ve fırçalayarak hava valfini ve tüm bağlantıları sabun
köpüğü ile kaçak kontrolüne tabii tut. Herhangi bir kaçak varsa bunu
izole et ve hava valfi kapağını kaptınız.
Motora ait tüm form ve dokümanları plastik bir torba içine ve onu
da kazandaki yerine yerleştir ve kapağı contalayarak kapat ve vidasını
takınız.
Bir şablonla motor seri numarasını, kazana konma tarihini, tekrar
kontrol tarihini (kazan konulduktan 6 ay sonra) kazanın üst parçası
üzerindeki yerine boya ile yazınız.
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 395
ÖZET
TASNİF DIŞI
396 TASNİF DIŞI
Kendimizi Sınayalım
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 397
Deneme Sınavı
Kitaptaki konuları öğrenip öğrenmediğinizi ölçmek için aşağıdaki
soruları cevaplayınız Deneme sınavı bu kitapla ilgili size uygulanacak
sınavlardaki sorulara benzer soruları içermektedir.
A. 1
B. 2
C. 3
D. 4
2. “Hareket halindeki bir cismin hareketinin değişmesi uygulanan kuvvete
bağlıdır” ifadesi hangi kanunu açıklamaktadır?
A. Newton’ un 1 kanunu
B. Newton’ un 2 kanunu
C. Newton’ un 3 kanunu
D. Bernolli prensibi
TASNİF DIŞI
398 TASNİF DIŞI
10. Gaz türbinli motorlar içinde, yakıt sarfiyatı, en az olan motor tipi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Turbo jet
B) Turboprop
C) Turbofan
D) Turbosaft
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 399
TASNİF DIŞI
400 TASNİF DIŞI
17. Hava emmeyen tepkili motorlar kendi arasında kaç gruba ayrılır?
A) 2
B) 3
C) 4
D) 6
18. Uçak sistemleri üzerindeki borular genellikle nasıl borulardır?
A) Plastik
B) Metal
C) Çelik
D) Muhafazalı
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 401
25. Motor devir düşürücü dişli sistemlerinde kullanılan dişliler hangi tür
malzemelerden yapılırlar
A) Krom alşımlarından
B) Çelik alaşımlarından
C) Titanyum
D) Magnezyum
27. Aşağıdakilerden hangisi radyal akışlı türbinler için doğru söylenmiş bir
özelliktir?
A)Sağlamdır ancak dizaynı zordur
B) Genellikle titanyum gibi malzemelerden yapılır
C) İmâli ucuz ve kolaydır
D) EGT si düşük olan motorlarda kullanılır
TASNİF DIŞI
402 TASNİF DIŞI
29. Gaz türbin motorlarında en çok kullanılan yakıt nozulu aşağıdakilerden
hangisidir
A) Fuel Spray Nozzle
B) Simplex Fuel Nozzle
C) Primary Fuel Spray Nozzle
D) Secondery Fuel Spray Nozzle
30. Gaz türbinli motorlarda yangın algılama sistemi kaç kısımdan oluşur ?
A) 1
B) 2
C) 3
D) 4
32. Motorlardan yağ almanın kaç ana usulü vardır? metot kullanılır?
A) 4
B) 3
C) 2
D) 1
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 403
C) 3
D) 4
35. Yakıt nozullarına gerekli yakıtı sevk etmek ve artan yakıtı, yakıt pompasına
bypass yaptırma işlemine ne denir?
A) Metering
B) Governing
C) Limiting
D) Viskoziting
36. Sıkıştırma ısısı çok yüksek olmayan bazı alçak basınç türbin kademeleri
hangi malzemeden imal edilirler?
A)Çelikten
B) Çelik alaşımlarından
C) krom alaşımlarından
D) Titanyumdan
37. Türbin nozulları gazların bir kısım ısı ve basınç enerjisini, dinamik veya
kinetik enerjiye hangi prensibe göre çevirirler
A)Pascal prensibi
B) Newton kanunları
C) Bernoulli prensibi
D) Standart gün koşulları
TASNİF DIŞI
404 TASNİF DIŞI
39. Düşük Bypass’lı turbofan motorlarda kullanılan , kaç çeşit trust reverser
vardır?
A) 1
B) 2
C) 3
D) Yoktur
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 405
YANIT ANAHTARI
Kendimizi sınayalım bölümünde ve deneme sınavında
yanıtladığınız çoktan seçmeli soruların yanıtları ve ilgili geri bildirimleri
bu bölümde bulabilirsiniz.
ÜNİTE I ÜNİTE II ÜNİTE III
1. B 1. D 1. D
2. A 2. B 2. A
3. B 3. C 3. B
4. A 4. C 4. C
5. B 5. A 5. D
ÜNİTE IV ÜNİTE V: ÜNİTE VI:
1. D 1. D 1. C
2. B 2. C 2. B
3. C 3. A 3. B
4. B 4. B 4. C
5. C 5. D 5. B
ÜNİTE VII ÜNİTE VIII ÜNİTE IX:
1. C 1. C 1. C
2. B 2. B 2. D
3. C 3. A 3. B
4. D 4. A 4. B
5. B 5. D 5. A
ÜNİTE X: ÜNİTE XI: ÜNİTE XII:
1. C 1. B 1. D
2. D 2. A 2. B
3. A 3. D 3. B
4. B 4. C 4. C
5. D 5. A 5. A
ÜNİTE XIII ÜNİTE XIV ÜNİTE XV
1. A 1. A 1. A
2. B 2. B 2. D
3. D 3. A 3. C
4. C 4. A 4. B
5. C 5. D 5. D
TASNİF DIŞI
406 TASNİF DIŞI
ÜNİTE XXII
1. D
2. A
3. C
4. C
5. B
DENEME SINAVI :
1. B 11. C 21. C 31. B
2. A 12. B 22. D 32. C
3. C 13. C 23. B 33. C
4. C 14. A 24. C 34. B
5. D 15. C 25. B 35. A
6. B 16. C 26. A 36. D
7. D 17. A 27. C 37. C
8. C 18. B 28. B 38. A
9. B 19. C 29. A 39. B
10. B 20. B 30. B 40. B
TASNİF DIŞI
TASNİF DIŞI 407
KAYNAKLAR
TASNİF DIŞI