You are on page 1of 450

Prof. Dr.

İsmail KAYAR
Doç. Dr. Burak ADIGÜZEL
Dr. Ögr. Üyesi Özlem İLBASMIŞ HIZLISOY

TiCARET HUKUKU
PRATiK ÇALIŞMAlARI
(Cevaph ve Cevapsız)
Prof. Dr. İsmail KAYAR
Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ticaret Hukuku ABD Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Burak ADIGÜZEL
Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ticaret Hukuku ABD Öğretim Üyesi
Dr. Ögr. Üyesi Özlem İLBASMIŞ HIZLISOY
Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ticaret Hukuku ABD Öğretim Üyesi

TİCARET HUKUKU
PRATİK ÇALIŞMALARI
(Cevaplı ve Cevapsız)

Ticari İşletme
.. Hukuku
Şirketler.. Hukuku
• Kıymetli Evrak Hukuku
• Taşıma Hukuku
Deniz Ticaret
• Hukuku
Sigorta Hukuku
a

Genişletilmiş ve Güncellenmiş
4. BASKI

ADALETYAYINEVİ
Ankara - 2019
ADALET BASIM YAYIM DAĞITIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.

Ticaret Hukuku Pratik Çalışmaları


İsmail KAYAR- Burak ADIGÜZEL - Özlem İLBASMIŞ HIZUSOY

Hukuk Yayınları Dizisi - 2109

Dördüncü Baskı Kasım, 2019

ISBN 978 605 - 3 00 - 8 93 4

ADALET YAYINEVİ
ı�1erkez İstmıbu! Şube
Strazburg Caddesi No:10/B Sıhhiye-Ankara Mustafa Kemal Caddesi No: 60/C
Tel : (0312) 23117 00 (Anadolu Adliyesi Karşısı) Kartal-İstanbul
Fax : (0312) 2311710 Tel : {0216) 3 05 72 81
Dağıtım Bursa Şube
Strazburg Caddesi No:17/B Sıhhiye-Ankara Bursa Adliye Sarayı Zemin Kat Bursa
B : adalet.com.tr - adaletyayinevi.com I] : facebook.com/adaletyayinevi
111 : adalety@adaletyayinevi.com ti : twitter.com/adaletyayinevi

Sayfa Tasarımı: :"<apak Tasarımı:


Bilgin Teren Yasin Özbudak

Baskı:
Salmat Basım Yayım Ambalaj San. Tic. Ltd. Şti.
Sertifika No: 26062
Tel: (0312) 3 4110 24 - Ankara
..
Kitabın üçüncü baskısının tükenmesi üzerine dördüncü baskısının ya­
pılması ihtiyacı doğmuştur. Bu baskıda, kitaba yeni pratik çalışmalar eklen­
miş ve çözümlü pratik çalışmalarda doktrindeki güncel kaynaklara yer veri­
lerek eser zenginleştirilmiştir.
Kitabın dördüncü baskısında asistanımız Araş. Gör. Hakan YILDIRIM'a
yapmış olduğu katkılan ve emeği için bilhassa teşekkür ediyoruz.
Dördüncü baskı için Adalet Yayınevi müdürü Hakan KARAASLAN'a ve
Adalet Yayınevi çalışanlarına da aynca teşekkür ediyoruz.

Kayseri, 10.10.2019

Dr. Öğr. Üyesi Özlem İLBASMIŞ HIZLISOY Doç. Dr. Burak ADIGÜZEL

Prof. Dr. İsmail KAYAR


ÖN9ÖZ

Hukuk eğitiminin vazgeçilmezi olan pratik çalışmalar, teorik hukuk ko­


nularını pekiştirerek, anlaşılır ve uygulanabilir kılmaya yönelik tamamlayıcı
öğretim faaliyetleridir. Bu çalışmalarda, bazen farazi olayf/ lardaki hukuki
11

sorunlara çözümler aranırken, bazen de kesinleşmiş yargı ''karar"ları incele­


nir, değerlendirilir veya eleştirilir. Pratik çalışma derslerinde öğrenciler,
teorik hukuk ve mevzuat bilgilerini somut olaya uygulayarak hukuki sorun­
ları tespit etme, alternatif çözüm önerileri getirme ve bunları farklı bakış
açılarıyla tartışarak gerekçelendirme yeteneği kazanırlar.
Pratik çalışma derslerine yeterince katılmadığı için bu yeteneklerini ge­
liştirmeyen öğrenciler, teorik bilgileri fazla olsa da vak' aya dayalı sınavlarda
genellikle bekledikleri notu alamadıkları gibi mezun olduktan soma da "te­
ori başka uygulama başka" masalına inanırlar. Aynı şekilde, ticaret hukuku
gibi pozitif hukuk dallarında teorik temelleri sağlam olmayan uygulama ve
çözümler de sığ ve yetersiz kalmaya mahkumdur. Bu bakımdan, öğrencile­
rimize ilgili konuları öncelikle ders kitaplarından ve ilgili mevzuattan oku­
duktan soma pratik çalışma yapmalarını, hiç olmazsa pratik çalışmalar vesile­
siyle konuları, asıl kaynaklarından bir kez daha okumalarını tavsiye ediyoruz.
Ticaret hukuku derslerinde yıllardan beri çözdüğümüz veya sınavlarda
sorduğumuz pratik çalışmaların derlenerek bir kitap halinde basılmasının
yararlı olacağını düşündük. Pratik çalışmaları, kendi içinde sıra gözetmeksi­
zin TTK'nın altı kitabındaki sırayla Ticari İşletme Hukuku, Şirketler Huku­
ku, Kıymetli Evrak Hukuku, Taşıma Hukuku, Deniz Ticaret Hukuku ve
Sigorta Hukuku şeklinde gruplandırdık. Her bölümde önce cevaplı sonra
cevapsız pratik çalışmalara yer verdik.
Asistanlarırruz Araş. Gör. Hakan YILDIRIM, Araş. Gör. Aydın Alber
YÜCE, Araş. Gör. İ. Özgün KARAAHMETOĞLU ve Araş. Gör. Fatih AY­
DIN kitaba önemli katkılar sağladılar. Genç meslektaşlarımıza ve kitabın
basım ve dağıtımını üstlenerek kısa sürede gerçekleştiren Adalet Yayınevi
çalışanlarına ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.
Kayseri, 10.03.2017

Yrd. Doç. Dr. Özlem İLBASMIŞ HIZLISOY Doç. Dr. Burak ADIGÜZEL

Prof. Dr. İsmail KAYAR


İ i DE

4.BASIYA ÖNSÖZ ....................................................................................................................... 5


ÖNSÖZ ...................................................................................................................................... 7
İÇİNDEKİLER .............................................................................................................................. 9

TİCARİ İŞLETME HUKUKU CEVAPU PRATİKÇAUŞMALAR ................................................... 15


PRATİKÇAUŞMA 1 .......................................................................................................... 15
PRATİKÇAUŞMA 2 .......................................................................................................... 20
PRATİKÇAUŞMA 3 .......................................................................................................... 22
PRATİKÇAUŞMA 4 .......................................................................................................... 25
PRATİKÇAUŞMA - 5 .......................................................................................................... 26
PRATİKÇAUŞMA- 6 .......................................................................................................... 31
PRATİKÇAUŞMA- 7 .......................................................................................................... 34
PRATİKÇALIŞMA- 8 .......................................................................................................... 36
PRATİKÇAUŞMA- 9 ······•···..······························································································ 38
PRATİKÇALIŞMA 10 ........................................................................................................ 40
PRATİKÇALIŞMA 11 ........................................................................................................ 42
PRATİKÇALIŞMA - 12 ........................................................................................................ 45
PRATİKÇALIŞMA 13 ........................................................................................................ 48
PRATİKÇALIŞMA- 14 ........................................................................................................ 50
PRATİKÇALIŞMA-15 ........................................................................................................ 52
PRATİKÇALIŞMA-16 ........................................................................................................ 55
PRATİKÇALIŞMA-17 ........................................................................................................ 57
PRATİKÇALIŞMA-18 ........................................................................................................ 61

TİCARİ İŞLETME HUKUKU CEVAPSIZ PRATİK ÇAUŞMALAR.................................................. 67


PRATİKÇAUŞMA 19 ........................................................................................................ 67
PRATİKÇALIŞMA 20 ........................................................................................................ 69
PRATİKÇALIŞMA 21 .......•................................................................................................ 70
PRATİKÇALIŞMA- 22 ........................................................................................................ 71
PRATİKÇALIŞMA- 23 ........................................................................................................ 72
PRATİKÇALIŞMA 24 ........................................................................................................ 73
PRATİKÇALIŞMA- 25 ........................................................................................................ 75
PRATİKÇALIŞMA 26 ........................................................................................................ 77
PRATİKÇAUŞMA 27 ........................................................................................................ 80
PRATİKÇALIŞMA 28 .........................•.............................................................................. 83
PRATİKÇALIŞMA-29 ........................................................................................................ 86
PRATİKÇALIŞMA 30 ........................................................................................................ 87
PRATİKÇALIŞMA 31 .................•..................•............•...................................................... 89
PRATİKÇALIŞMA 32 ........................................................................................................ 90
PRATİKÇAUŞMA-33 ........................................................................................................ 91
10 İçindekiler

PRATİK ÇALIŞMA-34 ........................................................................................................92


PRATİK ÇAUŞMA-35 ........................................................................................................94
PRATİK ÇALIŞMA 36 ........................................................................................................95

ŞİRKETLER HUKUKU CEVAPLI PRATİK ÇALIŞMALAR............................................................ 97


PRATİK ÇAUŞMA-1 ..........................................................................................................97
PRATİK ÇAUŞMA-2 ........................................................................................................ 100
PRATİK ÇAUŞMA-3 ........................................................................................................ 101
PRATİK ÇALIŞMA-4 ........................................................................................................102
PRATİK ÇAUŞMA 5 ........................................................................................................103
PRATİK ÇAUŞMA 6 ........................................................................................................104
PRATİK ÇAUŞMA- 7 ........................................................................................................ 105
PRATİK ÇALIŞMA-8 ........................................................................................................106
PRATİK ÇAUŞMA-9 ........................................................................................................ 107
PRATİK ÇAUŞMA-10 ...................................................................................................... 108
PRATİK ÇALIŞMA 11 ......................................................................................................109
PRATİK ÇAUŞMA 12 ...................................................................................................... 110
PRATİK ÇALIŞMA 13 ......................................................................................................112
PRATİK ÇAUŞMA 14 ......................................................................................................115
PRATİK ÇALIŞMA-15 ......................................................................................................116
PRATİK ÇALIŞMA - 16 ......................................................................................................119
PRATİK ÇAUŞMA-17 ...................................................................................................... 122
PRATİK ÇALIŞMA 18 ......................................................................................................124
PRATİK ÇALIŞMA 19 ......................................................................................................125
PRATİK ÇAUŞMA 20 ...................................................................................................... 126
PRATİK ÇALIŞMA-21 ...................................................................................................... 127
PRATİK ÇALIŞMA-22 ......................................................................................................129
PRATİK ÇALIŞMA 23 ......................................................................................................132
PRATİK ÇALIŞMA 24 ......................................................................................................133
ŞİRKETLER HUKUKU CEVAPSIZ PRATİK ÇALIŞMALAR........................................................ 139
PRATİK ÇAUŞMA-25 ...................................................................................................... 139
PRATİK ÇALIŞMA- 26 ......................................................................................................140
PRATİK ÇALIŞMA- 27 ......................................................................................................142
PRATİK ÇALIŞMA 28 ......................................................................................................143
PRATİK ÇAUŞMA 29 ...................................................................................................... 144
PRATİK ÇALIŞMA-30 ......................................................................................................145
PRATİK ÇALIŞMA-31 ......................................................................................................146
PRATİK ÇALIŞMA-32 ...................................................................................................... 147
PRATİK ÇALIŞMA- 33 ...................................................................................................... 148
PRATİK ÇALIŞMA 34 ...................................................................................................... 149
PRATİK ÇALIŞMA 35 ...................................................................................................... 150
PRATİK ÇALIŞMA-36 ...................................................................................................... 151
PRATİK ÇALIŞMA-37 ...................................................................................................... 152
PRATİK ÇAUŞMA- 38 ...................................................................................................... 153
PRATİK ÇALIŞMA-39 ...................................................................................................... 154
İçindekiler 11

PRATİK ÇALIŞMA-40 ...................................................................................................... 156


PRATİK ÇALIŞMA-41 ...................................................................................................... 157
PRATİK ÇALIŞMA-42 ...................................................................................................... 158
PRATİK ÇALIŞMA -43 ...................................................................................................... 159
PRATİK ÇALIŞMA-44 ...................................................................................................... 160
PRATİK ÇALIŞMA-45 ...................................................................................................... 161
PRATİK ÇALIŞMA-46 ...................................................................................................... 162
PRATİK ÇALIŞMA-47 ...................................................................................................... 163
PRATİK ÇALIŞMA-48 ...................................................................................................... 164
PRATİK ÇALIŞMA-49 ...................................................................................................... 165
PRATİK ÇALIŞMA-50 ...................................................................................................... 166
PRATİK ÇALIŞMA-51 ...................................................................................................... 167
PRATİK ÇALIŞMA-52 ...................................................................................................... 168
PRATİK ÇALIŞMA-53 ...................................................................................................... 169
PRATİK ÇALIŞMA-54 ...................................................................................................... 170
PRATİK ÇALIŞMA-55 ...................................................................................................... 171
PRATİK ÇALIŞMA-56 ...................................................................................................... 173
PRATİK ÇALIŞMA-57 ...................................................................................................... 174
PRATİK ÇALIŞMA-58 ...................................................................................................... 175
PRATİK ÇALIŞMA-59 ...................................................................................................... 176
PRATİK ÇALIŞMA-60 ...................................................................................................... 177
PRATİK ÇALIŞMA-61 ...................................................................................................... 178
PRATİK ÇALIŞMA-62 ...................................................................................................... 179
PRATİK ÇALIŞMA-63 ...................................................................................................... 180
PRATİK ÇALIŞMA-64 ...................................................................................................... 181
PRATİK ÇALIŞMA-65 ...................................................................................................... 182
PRATİK ÇALIŞMA-66 ...................................................................................................... 183
PRATİK ÇALIŞMA-67 ...................................................................................................... 184
PRATİK ÇALIŞMA-68 ...................................................................................................... 186
PRATİK ÇALIŞMA-69 ...................................................................................................... 187
PRATİK ÇALIŞMA-70 ...................................................................................................... 188
PRATİK ÇALIŞMA-71 ...................................................................................................... 189
PRATİK ÇALIŞMA-72 ...................................................................................................... 190
PRATİK ÇALIŞMA-73 ...................................................................................................... 192
PRATİK ÇALIŞMA-74 ...................................................................................................... 193
PRATİK ÇALIŞMA-75 ...................................................................................................... 194
PRATİK ÇALIŞMA-76 ...................................................................................................... 195
PRATİK ÇALIŞMA-77 ...................................................................................................... 196
PRATİK ÇALIŞMA-78 ...................................................................................................... 197
PRATİK ÇALIŞMA-79 ...................................................................................................... 198
PRATİK ÇALIŞMA-80 ...................................................................................................... 199
PRATİK ÇALIŞMA-81 ...................................................................................................... 200
PRATİK ÇALIŞMA-82 ...................................................................................................... 201
PRATİK ÇALIŞMA-83 ...................................................................................................... 202
PRATİK ÇALIŞMA-84 ...................................................................................................... 205
PRATİK ÇALIŞMA-85 ...................................................................................................... 206
12 İçindekiler

KIYMETLi EVRAK HUKUKU CEVAPU PRATİK ÇALIŞMALAR ............................................... 209


PRATİK ÇAUŞMA-1 ........................................................................................................ 209
PRATİK ÇAUŞMA 2 ........................................................................................................212
PRATİK ÇAUŞMA 3 ........................................................................................................216
PRATİK ÇALIŞMA 4 ........................................................................................................219
PRATİK ÇALIŞMA 5 ........................................................................................................223
PRATİK ÇALIŞMA-6 ........................................................................................................225
PRATİK ÇALIŞMA-7 ........................................................................................................229
PRATİK ÇAUŞMA-8 ........................................................................................................232

KIYMETLİ EVRAK HUKUKU CEVAPSIZ PRATİK ÇALIŞMALAR ............................................. 241


PRATİK ÇALIŞMA 9 ........................................................................................................241
PRATİK ÇALIŞMA 10 ......................................................................................................243
PRATİK ÇAUŞMA-11 ...................................................................................................... 246
PRATİK ÇALIŞMA-12 ......................................................................................................247
PRATİK ÇALIŞMA 13 ......................................................................................................248
PRATİK ÇALIŞMA 14 ......................................................................................................250
PRATİK ÇALIŞMA-15 ......................................................................................................252
PRATİK ÇALIŞMA-16 ......................................................................................................254
PRATİK ÇALIŞMA-17 ......................................................................................................255
PRATİK ÇALIŞMA 18 ......................................................................................................257
PRATİK ÇALIŞMA 19 ...................................................................................................... 258
PRATİK ÇALIŞMA 20 ....................................................................................................... 260
PRATİK ÇALIŞMA 21 ......................................................................................................262
PRATİK ÇAUŞMA 22 ...................................................................................................... 263
PRATİK ÇALIŞMA 23 ......................................................................................................265
PRATİK ÇALIŞMA 24 ......................................................................................................267
PRATİK ÇALIŞMA 25 ......................................................................................................269
PRATİK ÇALIŞMA-26 ......................................................................................................272
PRATİK ÇALIŞMA- 27 ......................................................................................................275
PRATİK ÇAUŞMA-28 ......................................................................................................276
PRATİK ÇALIŞMA - 29 ......................................................................................................277
PRATİK ÇALIŞMA 30 ......................................................................................................279
PRATİK ÇALIŞMA-31 ...................................................................................................... 281
PRATİK ÇALIŞMA-32 ......................................................................................................282
PRATİK ÇALIŞMA-33 ......................................................................................................284
PRATİK ÇALIŞMA 34 ......................................................................................................285
PRATİK ÇALIŞMA 35 ......................................................................................................287
PRATİK ÇALIŞMA-36 ......................................................................................................288
PRATİK ÇALIŞMA- 37 ......................................................................................................290
PRATİK ÇALIŞMA -38 ......................................................................................................291

TAŞIMA HUKUKU CEVAPLI PRATİK ÇALIŞMALAR............................................................. 293


PRATİK ÇALIŞMA-1 ........................................................................................................293
PRATİK ÇAUŞMA-2 ........................................................................................................ 297
İçindekiler 13

TAŞIMA HUKUKU CEVAPSIZ


PRATİKÇALIŞMA-3 ........................................................................................................ 301
PRATİKÇALIŞMA-4 ........................................................................................................ 303
PRATİKÇAUŞMA- 5 ........................................................................................................ 305
PRATİKÇALIŞMA 6 ........................................................................................................ 307
PRATİKÇAUŞMA 7 ........................................................................................................ 309
PRATİKÇALIŞMA-8 ........................................................................................................ 311
PRATİKÇALIŞMA 9 ........................................................................................................ 312
PRATİK ÇALIŞMA- 10 ...................................................................................................... 314
PRATİK ÇALIŞMA-11 ...................................................................................................... 315
PRATİK ÇAUŞMA-12 ...................................................................................................... 316
PRATİK ÇALIŞMA 13 ...................................................................................................... 317
PRATİK ÇALIŞMA-14 ...................................................................................................... 318
PRATİK ÇALIŞMA-15 ...................................................................................................... 319
PRATİKÇAUŞMA-16 ...................................................................................................... 320
PRATİK ÇALIŞMA-17 ...................................................................................................... 321
PRATİKÇALIŞMA-18 ...................................................................................................... 322
PRATİK ÇALIŞMA-19 ...................................................................................................... 324

DENİZ TİCARET HUKUKU CEVAPU


PRATİKÇALIŞMA -1 ........................................................................................................ 325
PRATİK ÇALIŞMA- 2 ........................................................................................................ 331
PRATİK ÇALIŞMA-3 ........................................................................................................ 336
PRATİKÇALIŞMA-4 ........................................................................................................ 341
PRATİKÇALIŞMA 5 ........................................................................................................ 344
PRATİKÇALIŞMA-6 ........................................................................................................ 348
PRATİK ÇALIŞMA-7 ........................................................................................................ 350
PRATİKÇALIŞMA-8 ........................................................................................................ 352

DENİZ TİCARET HUKUKU CEVAPSIZ PRATİK ÇALIŞMAlAR .................................................355


PRATİK ÇALIŞMA-9 ........................................................................................................ 355
PRATİKÇALIŞMA 10 ...................................................................................................... 357
PRATİKÇALIŞMA-11 ...................................................................................................... 359
PRATİK ÇALIŞMA 12 ...................................................................................................... 361
PRATİKÇALIŞMA-13 ...................................................................................................... 363
PRATİK ÇALIŞMA-14 ...................................................................................................... 365
PRATİK ÇALIŞMA 15 ...................................................................................................... 367
PRATİK ÇALIŞMA 16 ...................................................................................................... 369
PRATİK ÇALIŞMA-17 ...................................................................................................... 371
PRATİKÇALIŞMA-18 ...................................................................................................... 373
PRATİKÇALIŞMA-19 ...................................................................................................... 375
PRATİKÇALIŞMA-20 ...................................................................................................... 377
PRATİKÇALIŞMA-21 ...................................................................................................... 379
PRATİK ÇALIŞMA-22 ...................................................................................................... 381
PRATİKÇALIŞMA 23 ...................................................................................................... 382
PRATİKÇALIŞMA-24 ...................................................................................................... 383
14 İçindekiler

PRATİK ÇALIŞMA- 25 ........•.................................................................•...........................384


PRATİK ÇALIŞMA-26 ...........•....................•..•.....................•........................................... .385
PRATİK ÇALIŞMA -27 ......................................................................................................386
PRATİK ÇALIŞMA-29 .......•............................................................................................•.387
PRATİK ÇALIŞMA -29 ......................................................................................................388
PRATİK ÇALIŞMA 30 ......................................................................................................389
PRATİK ÇALIŞMA 31 ......................................................................................................390
PRATİK ÇALIŞMA- 32 ......................................................................................................391
PRATİK ÇALIŞMA-33 ......................................................................................................392

SİGORTA HUKUKU CEVAPll PRATİK ÇALIŞMALAR ............................................................ 393


PRATİK ÇALIŞMA-1 ........................................................................................................393
PRATİK ÇAUŞMA - 2 ........................................................................................................396
PRATİK ÇALIŞMA 3 ........................................................................................................401
PRATİK ÇALIŞMA- 4 ........................................................................................................406
PRATİK ÇALIŞMA-5 ........................................................................................................413
PRATİK ÇALIŞMA-6 ...........................................................................•..•.........................416
PRATİK ÇALIŞMA 7 ........................................................................................................418

SİGORTA HUKUKU CEVAPSIZ PRATİK ÇALIŞMALAR.......................................................... 421


PRATİK ÇALIŞMA- 8 ........................................................................................................421
PRATİK ÇALIŞMA-9 ...............................................•........................................................423
PRATİK ÇALIŞMA- 10 ...................................................•..................................................424
PRATİK ÇALIŞMA-ll ......................................................................................................426
PRATİK ÇALIŞMA-12 ......................................................................................................428
PRATİK ÇALIŞMA-13 .................................................................•...................................•429
PRATİK ÇALIŞMA-14 ......................................................................................................431
PRATİK ÇALIŞMA-15 ......•...............................................................................................433
PRATİK ÇALIŞMA-16 ......................................................................................................435
PRATİK ÇALIŞMA-17 ......................................................................................................437
PRATİK ÇALIŞMA 18 ......................................................................................................439
PRATİK ÇALIŞMA- 19 ......................................................................................................441
PRATİK ÇALIŞMA- 20 ......................................................................................................443
PRATİK ÇALIŞMA-21 ..................................................................................................... .445
PRATİK ÇALIŞMA-22 ......................................................................................................447
iCARi İŞLET
C 1 i

" Tacir
" Ticari İş
" Ticari Dava
" Ticari faiz/Temerrüt faizi
" Haksız fiil

". . .Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı olan dava dışı D İnşaat
Taah. Ltd. Şti.'nin inşaatında 01/03/2011 tarihinde inşaat alanı bitişiğindeki par­
selde bulunan . . . .Lisesi'nin bahçesinden geçen İSKİ'ye ait çelik boru isale hattının
patlaması ile boşa akan suların inşaatın temel hafriyatının içine dolarak yaklaşık
1,30 m. yüksekliğe kadar su ile dolmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili şirket
tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi neticesinde sigortalı inşaatta 18.704 TL
hasar tespit edildiğini ve hasar tutarının sigortalıya faiziyle birlikte 12/02/2012
tarihinde ödenerek haklarına halef olduğunu, halefıyet yetkisine haiz müvekkili
şirketin davalı hakkında 04/05/2012 tarihinde İstanbul 3.İcra Müdürlüğü
2012/4510 E.sayılı dosya icra takibi başlattığını, davalı İSKİ'nin borca itiraz etti­
ğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ... karar verilmesini talep ve
dava etmiştir.1" (EÜHF Ara Sınav 2016/2017)

80RULAR:
1. Davalı İSKİ'nin tacir olup olmadığını açıklayınız.

2. Davanın tarafları arasındaki uyuşmazlığın ticari iş olup olmadığını


sebepleriyle birlikte açıklayınız.

3. Taraflar arasındaki uyuşmazlıktan doğan dava ticari bir dava mı­


dır? Cevabınız evet ise, dava hangi mahkemede görülmelidir?
Neden? Cevabınız hayır ise niçin? Açıklayınız.

V. 11. HD., T. 7.10.2013, E.2013/1468, K.2013/17693 (www.kazanci.com).


16 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

Olaydaki sigorta şirketi, dava dışı D İnşaat Taah. Ltd. Şti.'nin tespit
edilen zararını öderken hangi tarihten itibaren faiz ödemelidir?
Bu faizin hukuki niteliği ve oranı hakkında bilgi veriniz.
Yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren haksız fiilin "ticari
iş" sayılıp sayılmayacağını tartışınız. Buna göre, olayda tazminat
ödeyecek taraf İSKİ değil de İstanbul Büyükşehir Belediyesi olsay­
dı D İnşaat Taah. Ltd. Şti.'nin isteyebileceği faiz oranında bir deği­
şiklik olur muydu? Açıklayınız.

CEVAPLAR:
1. TTK m. 16/1 2:ereıttnce özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek
veya ticari şekilde ı«u:u.Lulc::l.\. üzere kamu tüzel kişileri tarafından kuru­
lan kurum ve kuruluşlar tacirdir. Bu sebeple (İstanbul Su ve Kanali­
zasyon İdaresi) tacir sıfah taşımaktadır. Burada vurgulanması gereken
husus, bu tip kurum ve kuruluşların bağlı olduğu devlet, il özel idaresi
ve belediye gibi kamu idarelerinin değil, bu kurum ve kuruluşların tacir
sayılacağıdır.
Olaydaki dava, davacı sigorta şirketinin dava dışı D İnşaat Taah.
Ltd. Şti'ne ödediği sigorta tazminahnı bu şirketin halefi olarak davalı
İSKİ'den talep etmesine ilişkindir. Sigortacılıkta halefıyet kurumu
TTK'da düzenlenen işlerden olduğundan (TTK m. 1472) davanın tarafla­
rının tacir olup olmadığına veya dava konusunun ticari işletmeyle ilgili
olup olmadığına bakılmaksızın ticari iş olarak değerlendirilecektir. Zira
TTK m. 3/1'de bu Kanunda (TTK'da) düzenlenen hususların başka bir
kriter aranmaksızın ticari iş olduğu belirtilmiştir.
3. TTK m. 4/1.a gereğince TTK'da öngörülen hususlardan doğan
hukuk davaları mutlak ticari davadır. Sigorta ilişkisinden doğan
halefiyet konusu TTK'da düzenlenen işlerden olduğundan, bundan kay­
naklanan dava da mutlak ticari davadır. Burada davanın taraflarının
tacir olup olmadığının davanın tarafların ticari işletmesi ile ilgili
olup olmadığının araştırılmasına gerek yoktur. Kaldı ki, davanın tarafla­
rı olan sigorta şirketi ve İSKİ tacir olduğundan dava, her iki tarafın ticari
işletmesiyle ilgilidir ve nisbi ticari dava kriteri bakımından da ticari dava
niteliği taşımaktadır. TTK m. 5/1 gereğince aksine hüküm bulunmadıkça,
dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret
mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Bu yüzden davanın
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 11

davalının yerleşim yerindeki (İstanbul) asliye ticaret mahkemesinde


açılması gerekecektir2•
4. Olayda İSKİ'ye ait su borusunun patlaması üzerine, İSKİ ile bir
sözleşme ilişkisi bulunmayan D İnşaat Taah. Ltd. Şti'nin inşaat sahasına
su dolması şeklinde gerçekleşen bir zarar meydana gelmiştir. Yani, D
İnşaat Taah. Ltd. Şti ile İSKİ arasında bir sözleşme ilişkisi değit haksız
fiil ilişkisi söz konusudur. TBK m. 117/.2, c. 1 gereğince haksız fiilde
borçlu, fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşer. Buna göre İSKİ, haksız
fiilin gerçekleştiği, yani su borusunun patladığı 01.03.2011 tarihinde te­
merrüde düşmüştür ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi talep edilebilir.
Olaydaki faizin niteliği anapara faizi değil temerrüt faizidir. Olayda
adi temerrüt faizi mi yoksa ticari temerrüt faizi mi isteneceği, tazminat
borcunu doğuran işin ticari iş olup olmadığına göre belirlenecektir. Ge­
rek sigorta işlerinin TTK'da düzenlenmiş olması gerekse İSKİ'nin tacir
sıfatı taşıması sebebiyle ortada bir ticari iş söz konusu olduğu için ticari
temerrüt faizi istenebilir. Haksız fiilin gerek mağdur gerek fail açısından
ticari iş niteliğinde olduğu durumlar ile TTK'da düzenlenen haksız fiil
hallerinde (haksız rekabet, çatma vb.) herhangi bir şüpheye yer olmaksı­
zın temerrüt faizi TCMB avans faizi oranı üzerinden istenebilir3 • İSKİ'nin
ve D İnşaat Taah. Ltd. Şti'nin tüzel kişi tacir olmaları nedeniyle olaydaki
haksız fiil gerek mağdur gerek fail açısından ticari iş niteliğinde olduğu
için temerrüt faizi TCMB avans faizi oranı4 üzerinden istenebilecektir.
Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça temerrüt faizi oranı yıllık yüzde
dokuzdur (bkz. 3095 sayılı Kanun m. 2. 1). Ancak Türkiye Cumhuriyeti
Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için
uyguladığı faiz oranı yıllık %9'luk faiz oranından fazla ise, arada söz-

2
Bununla beraber Y.17.HD. sigortacının halefiyetinden kaynaklanan davalarda, Y. İBK.'nın
"Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava de­
ğildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarf dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kim­
senin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkeme­
lerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası
ıçın de söz konusudur." [Y. İBGK., T. 22.03.1944, E.1939/37, K.1944/9,
(www.kazanci.com.)J kararına dayanarak asliye hukuk mahkemelerinin yetkili olduğu içti­
hadında bulunmuştur. (Y. 17. HD. T. 28.12.2016, E. 2016/18769, K. 2016/12023).
(www.kazanci.com.).
3 Sabih Arkan, Ticarı İşletme Hukuku, Ankara, 2016, s. 80-81, dn. 3.
4
TCMB avans faizi oranı 31.12.2016'dan itibaren %9,75'tir. Önceki dönem oranları için bkz:
www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/.../TCMB.../TCMB.../Reeskont+ve+Avans+Faiz+Oranlari
18 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

leşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebi­
lir. (3095 sayılı Kanun m. 2/2, c. 1). Bahsi geçen avans faiz oranı, 30 Hazi­
ran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından
beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli
olur (3095 sayılı Kanun m. 2/2, c. 2).
6. TTK m.3 gereğince "Bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve
fiiller" ticari iştir. Yukarıda belirtildiği üzere, haksız fiilin, gerek mağdur
gerek fail bakımından ticari iş niteliğinde olduğu haller ile haksız rekabet
ve çatma gibi TTK' da düzenlenen haksız fiil türlerinin ticari iş niteliğinde
olduğu ve bu gibi hallerde temerrüt faizinin TCMB avans faizi oranı üze­
rinden istenebileceğinde tereddüt yoktur. Buna karşılık haksız fiilin yal­
nızca bir tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu hallerde "ticari iş" sayılıp
sayılmayacağı, buna bağlı olarak ticari temerrüt faizi istenip istenemeye­
ceği konusunda bazı tereddütler vardır. TTK.m.19/2 gereğince, taraflardan
yalnız biri için ticari iş sayılan "sözleşmeler" kural olarak diğer taraf için
de ticari iş sayılır ise de bu hükmün sözleşmelerle sınırlı olarak uygulana­
cağı açıktır. Kanaatimizce, bir ticari işletmenin faaliyetleri kapsamında
işlenen haksız fiillerde ticari temerrüt faizi istenebilmesi yönünden, haksız
fiilin faili ve tazminat borçlusu yönünden ticari iş niteliğinde olup olma­
ması önemlidir. Mağdur/alacaklı tarafın tacir olup olmaması veya onun
yönünden haksız fiilin ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmemesi önemli
değildir. Mesela, bir ticari işletmenin aracı tacir olmayan bir yayaya çar­
parsa veya ticari işletmede meydana gelen patlamadan etraftaki tacir ol­
mayan arazi ve bina sahipleri zarar görürse, bu fiiller, ticari işletme bakı­
mından ticari iş niteliğindedir. Buna karşılık diğer taraf yönünden ise bu
işler adi niteliktedir5. Yargıtayın bazı kararları da bu yöndedir6•
Doktrinde bazı yazarların görüşleri ile bazı Yargıtay kararları ise farklı
yöndedir7• Bunlara göre haksız fiil ilişkilerinin ticari iş niteliğinde kabul
edilebilmesi için her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması gerekir8•
5
İsmail Kayar, Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2016, s. 95 (Ticari İşletme); Rıza Ayhan/ Mehmet
Özdamar/ HayrettinÇağlar, İşletme Hukuku Genel Esaslar, Ankara 2015, 8. Bası, s. 16.
Y. HGK., T. 3.4.2002, E.2002/4-174, K.2002/259 (www.kazancı.com); Y. 7. HD.,T.
25.12.2006, E.2006/4215, K.2006/4399 (www.kazancı.com.); Y. 17. HD., T. 27.2.2014,
E.2013/3288, K.2692/2692 (www.kazancı.com).
7 Arkan, s. 80-81.
8
Arkan, s. 81; Reha Poroy / Hamdi Yasaman, Ticari İşletme Hukuku, İstanbul 2015, s. 91;
Ali Bozer/Celal Göle, Ticari İşletme Hukuku, 3. Bası, Ankara 2015, s. 37. Y.HGK., T.
17.2.1999, E.1999/19-73, K.1999/106 (www.kazancı.com); Y. 11. HD, T. 14.2.2005, E.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 19

Olayda, haksız fiilin faili/tazminat ödeyecek taraf İSKİ değil de İstan­


bul Büyükşehir Belediyesi olsaydı bu durumda D İnşaat Taah.Ltd.Şti.
ticari temerrüt faizi oranı üzerinden değil adi temerrüt faizi oram üze­
rinden faiz isteyebilecektir. Çünkü TTK.m.19/2 gereğince, taraflardan
yalnız biri için ticari iş sayılan "sözleşmeler11 kural olarak diğer taraf için
de ticari iş sayılır. Bu ihtimalde belediye ile D İnşaat Taah. Ltd. Şti ara­
sında bir sözleşme ilişkisi olmadığından belediye yönünden TTK.m.19/2
gereğince bir ticari işten söz edilemez. Diğer yandan, TTK.m.16/2 gereği
belediyeler tacir sayılınayacağından, olaydaki belediye yönünden
TTK.m.3 gereğince "bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiil­
ler'1 kapsamında bir ticari işten de söz edilemez. Sonuç olarak, haksız
fiilin faili/tazminat borçlusu yönünden bir ticari iş söz konusu olmadı­
ğından, tazminat alacaklısı D İnşaat Taah. Ltd. Şti. adi işlerde uygulanan
temerrüt faizi oranında (%9) faiz isteyebilecektir.

2004/4514, K.2004/1135 (Batider 2005, C.23, S.1, s. 214); Y. 7. HD, 17.5.2006, E. 1597, K.
1617 (Arkan, s. 81, dn. 1,). "TTK'da düzenlenen haksız fiiller ile iki tarafın ticari işletmesiy­
le ilgili haksız fiiller ticari iş sayılabilir." Y. 11. HD., T. 10.11.1994, E.1994/2242,
K.1994/7490 (www.kazancı.com) ve YKD. C. XXI, S. 3, Yıl 1995, s. 425.
20 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

• Ticari İş
• Ticari Dava
" Tazminat/Temerrüt Faizi

Kayseri Su ve Kanalizasyon İdaresi'ne (KASKİ) (K) ait vidanjör aracı, kanali­


zasyondaki tıkanıklığı gidermek amacıyla geldiği binanın önünde çalışmaktayken,
şoförün dikkatsizliği sonucu, aracı izleyen çocuklardan birinin ezilip ağır şekilde
yaralanmasına sebep olmuş, tedaviden sonra çocuk kalıcı şekilde sakat kalmıştır.

SORULAR:
1. İki tarafı da dikkate alarak olaydaki işin "ticari iş" olup olmadığını
açıklayınız.
2. Ağır yaralanan çocuğun ailesinin KASKİ'den tazminat talebiyle ilgi­
li açacağı dava ticari dava mıdır? Neden?
Ağır yaralanan çocuğun ailesi, mahkemece belirlenecek maddi
tazminat için faiz isteyebilir mi? İsteyemez ise neden? İsteyebilir­
se hangi tarihten itibaren ve hangi oranda? Açıklayınız.

CEVAPLAR:
1. Taraflar arasında bir haksız fiil meydana gelmiştir. Haksız fiil
TTK' da düzenlenmemiştir. Bu yüzden mutlak ticari işten bahsedilemez.
Ancak K tüzel kişi tacir olarak işletmesiyle ilgili faaliyetlerde bulunurken
bir çocuğa maddi anlamda zarar vermiştir. Bu yönüyle TTK m.3 hükmü
gereğince ticari işletmeyi ilgilendiren fiiller ticari işlerdendir. Ayrıca tü­
zel kişi tacirin adi sahası olmadığından ( TTK m.19/1) K1nin yaphğı her
türlü muamele ve fiil ticari iş niteliğinde olacakhr. Bu takdirde K açısın­
dan ticari iş söz konusudur. Çocuk açısından bakıldığında tacir olmadı­
ğından ve TTK m.19/2 hükmüne göre de taraflar arasında bir sözleşme
olmadığından adi iş olduğu söylenebilir.
Olayımızdak:i dava, ticari dava türlerinden (mutlak ticari dava
(TTK m.4/1) /nisbi ticari dava/bir ticari işletmeyi ilgilendiren havale, ve-
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 21

dia ve fikri haklara ilişkin davalar/ticari nitelikli çekişmesiz yargı işleri)


hiçbirine girmemektedir. Dolayısıyla bu dava, ticari bir dava değildir.
Nitekim her ticari işten doğan dava, ticari dava olarak nitelendirilemez.
Bu yüzden söz konusu dava asliye hukuk mahkemesinde göriilecektir.
3. Olayda K'nın fiili neticesinde çocuk zarar görmüş ve bu zarardan
dolayı K'nın tazminat sorumluluğu doğmuştur. Haksız fiillerde niteliği
gereği anapara faizi olamaz. Haksız fiilin işlendiği gün itibariyle aynca
ihtara gerek olmaksızın K temerriide düşmüş sayılacaktır (Bkz. TBK
m.117/2, c. 1). Bu takdirde K bakımından haksız fiil ticari iş niteliğinde
olduğundan maddi tazminat için çocuğun ailesinin talebi üzerine
TCMB'nın kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faizi oranı üzerin­
den gecikme faizi talep edilebilir.
22 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" Ticari İş/Ticari İş Karinesi


• Temerrüt Faizi
• Bileşik Faiz
" Ticari Faiz

A Enerji AŞ, taraflarca imzalanan "Ekipman (Makine ve Teçhizat) Kira Söz­


leşmesi" ile enerji iletim hattı işinde kullanılmak üzere bir kısım makineleri B Ma­
kine Ltd. Şti'den kiralamıştır. Kira sözleşmesinin 6. maddesi ile kira borcunun
gecikmesi durumunda geciken günler için ödeneceği tarihe kadar her ay hesapla­
narak ilave edilmek kaydıyla %1 O faiz uygulanacağı kararlaştırılmıştır.
B Makine Ltd Şti yapılan kira sözleşmesine uygun olarak ekipman sağlama
yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Bunun karşılığında kiracı A Enerji AŞ, vade
tarihi itibariyle borcun karşılığı tutarında çek düzenleyip B Makine Ltd Şti'ne
vermiştir. Ancak verilen çek karşılıksız çıkmıştır. (EÜHF Ticaret Hukuku 1-II Bü­
tünleme Sınav Soruları 17.08.2016).

80RULAR:
1. Taraflar arasındaki ilişkinin "ticari iş11 niteliğinde olup olmadığını
açıklayınız.
Sözleşmedeki faiz kaydının hukuki niteliğini gerekçeleriyle belirte­
rek faiz şartının geçerli olup olmadığını açıklayınız.

CEVAPLAR:
1. TTK' da düzenlenen işler ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren fiil ve
işlemler ticari iş niteliğindedir (TTK m.3/1). Olaydaki taraflar arasında
bir kira sözleşmesi bulunmaktadır. Kira sözleşmesi esasen TBK' da dü­
zenlenmiştir. Fakat sözleşmenin her iki tarafı ticaret şirketi ve tacir oldu­
ğundan, aralarındaki işlem ticari iş niteliğindedir. TTK m. 19/1, c. l' deki
"Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır." hükmü ile ticari iş karinesini

9 Y. HGK., T. 15.05.2015, E.2013/2249, K.2015/1362 (www.kazanci.com) sayılı kararından


esinlenilerek hazırlanmıştır.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 23

düzenlenmektedir. TTK m. 19/1, c. 2' de ise, gerçek kişi tacirler bakımın­


dan bu karineye istisnalar getirilmiştir. Diğer taraftan tüzel kişi tacirler
açısından ticari iş karinesinin herhangi bir istisnası yoktur. Yani tüzel
kişi tacirlerin her türlü işi ticari niteliktedir. Olayda kira sözleşmesinin
her iki tarafı da tüzel kişi tacir olduğu için taraflar arasındaki kira ilişkisi
her iki taraf için de ticari iştir. Kaldı ki, söz konusu kira sözleşmesi taraf­
lardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olsaydı dahi diğeri için de ticari
iş sayılacaktı. Zira TTK m. 19/2 gereğince "Taraflardan yalnız biri için ticari
iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri
için de ticari iş sayılır."
2. Taraflar arasındaki sözleşmeyle kararlaşhrılan faizin niteliği akdi
temerrüt faizidir. Zira kira borcunun gecikmesi durumunda geciken
giinler için ödeneceği tarihe kadar her ay hesaplanarak ilave edilmek
kaydıyla %10 akdi faiz uygulanacağı kararlaşb.nlmışb.r. Ayrıca burada
temerrüt faizine faiz işletilmesi de kararlaştırılmıştır. 3095 sayılı Kanu..n
m. 3/1 gereğince, kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken bileşik faiz
yürütülemez. 3095 sayılı Kanun m. 3/2 ise bu konuya ilişkin TTK hü­
kümlerini saklı tutmuştur. TTK m. 8/2' de kapital faizi ile ilgili olarak
bileşik faiz uygulamasına izin verilen iki durum düzenlenmiştir. Temer­
rüt faizi ile ilgili ise, TTK'nın ilgili hükümleri gereğince kambiyo senetle­
rinde müracaat hakkının kullanılması dolayısıyla temerrüt faizine faiz
yürütülebilmektedir. Bunun dışında ticari işlerde de 3095 sayılı Kanun
m. 3/11 deki temerrüt faizi hesaplanırken bileşik faiz yürütülemeyeceği
kuralı geçerlidir. Yine, TBK m. 121/31 te de temerrüt faizine temerrüt faizi
yürütülemeyeceği düzenlenmiştir. Bu hüküm emredici nitelikte olduğu
için bu hükme aykırı olarak önceden yapılan sözleşmeler geçersizdir10•
Ancak taraflar sonradan bir anlaşma yapmak suretiyle işlemiş temerrüt
faizlerini anaparaya ekleyip bu şekilde bulacakları yeni anapara tutarı
üzerinden temerrüt faizi yürütülmesini kabul edebilirler11•
Olayda temerrüt faizine faiz işletilmesi, tarafların sonradan bir an­
laşma yapması şeklinde değil, önceden yaptıkları sözleşmedeki bir hü­
küm gereğincedir. Dolayısıyla sözleşmenin faiz şartına ilişkin söz konu­
su hükmü bu açıdan geçersizdir. Bu geçersizlik, temerrüt faizine tekrar
faiz (bileşik faiz) işletilemeyeceği noktasındadır. Hal böyle olunca kira

10
Arkan, s. 87.
11
Arkan, s. 87.
24 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

borcunun gecikmesi durumunda geciken günler için ödeneceği tarihe


kadar %10 temerrüt faiz uygulanacakbr, ancak faiz her ay hesaplanarak
ilave edilemeyecektir.
Ticari işlerde faiz serbesti ilkesi geçerli olduğundan (TTK m. 8/2) ta­
raflar kural olarak herhangi bir sınırlandırmaya tabi olmaksızın diledik­
leri oranda kapital faizi veya temerrüt faizi kararlaşbrabilirler. Diğer
ifadeyle TBK m. 88 ve m. 120'deki faize ilişkin sınırlamalar bu ilişkide
geçerli olmaz. Bununla birlikte, ticari işlerde dahi kararlaşhrılan faiz
oranı eğer karşı tarafın ekonomik mahvına sebebiyet verecek nitelikte
yüksek ise faiz kaydının geçersizliği ileri sürülerek indirim istenebilir.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 25

o Ticari İş
• Ticari İşlerde Teselsül Karinesi
• Ticari İşlerde Kefalet
., Temerrüt Faizinden Kefilin Sorumlu Tutulma Şartı

Beyaz eşya alım-satımı ile uğraşan satıcı S, müşteri M'ye bir adet buzdolabı
satmıştır. M'nin yakın arkadaşı K de borç için kefil olmuştur. Satılan ürün teslim
edilmesine rağmen satış bedeli ödenmemiştir. S, ödenmeyen tutarın tahsili için
M'ye karşı icra takibine girişmiş, ancak bu borcun kefili için herhangi bir girişim­
de bulunmamıştır. Aradan geçen iki yılda alacağını asıl borçludan tahsil edemeyen
S, bu kez kefile başvurmuş ve ondan buzdolabının ödenmeyen bedeli ile bu bedel
için işlemiş olan iki yıllık temerrüt faizini talep etmiştir. K ise, buzdolabının bede­
lini ödemeyi kabul etmekle beraber temerrüt faizi ödemeyi kabul etmemektedir.
(EÜHF Ticari İşletme Hukuku Ara Sınav 02.11.2014).

Ticari işlerde teselsül karinesini açıklayınız. K'nin müteselsil kefil olup ol­
madığını ve temerrüt faizi ödemeyeceğine dair itirazını değerlendiriniz.

CEVAP:
TTK m. 7' e göre;" İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya h epsi
için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altı­
na girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu
olurlar. Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine
getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. "(f.1) "Ticari borçlara
kefalet halinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de
birinci fıkra hükmü geçerli olur." (f.2) Olayda satıo S'nin tacir olduğu ve S
ile M arasında bir satış sözleşmesi olduğu açıkb.r. TTK m.19/2 gereğince
yalnızca bir taraf için ticari iş niteliğindeki sözleşmeler, kural olarak diğe­
ri için de ticari iş sayılır. K, M için ticari iş niteliğindeki bir borca kefil
olduğundan TTK m.7/1-2 hükümleri gereğince müteselsil kefil olduğun­
dan satış bedelinden onunla birlikte müteselsilen sorumludur. Fakat
olayda 2 yıl boyunca yalnızca asıl borçlu M hakkında takip yapıldığı ve
kefil için herhangi bir girişimde bulunulmadığı belirtilmiş olduğundan,
TTK m.7/1 son cümle hükmüne göre, asıl borçlunun temerrüdü kendisine
bildirilmeyen kefilin temerrüt faizi ödemeyi reddetmesi haklıdır.
26 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

• Tacir Olmanın Hüküm ve Sonuçlan


• Tacirin Ücret İsteme Hakkı
• Ticari Yargı
• Faturaya İtiraz
• Faturada Bulunan Vade Farkı Kaydına İtiraz
• Ticari İşletmenin Devri
• TTK m. 11/3 ile TBK m. 202 Arasındaki İlişki
" Tacirin İflasa Tabi Olması

İstanbul'da lokanta işletmeciliği yapan A, babasını yeni kaybetmiş olan yakın


arkadaşı memur B'ye, babasının perşembesi için gelecek misafirlere ikram edilmek
üzere yemek gönderebileceğini söyleyince, B bu teklifi kabul etmiş ancak ücret
alınıp alınmayacağı hususunda aralarında konuşmamışlardır. Bir ay sonra A,
B'den evine gönderdiği yemeklerin parasını istemiştir. B'nin ödemeyi kabul etme­
mesi üzerine ticaret mahkemesinde açılan davada B, kendisi ile ücret konuşulma­
dığını, arkadaşlık İlişkisi ve zor günlerden geçtiği gerekçesiyle kendisinden ücret
alınmayacağını düşünerek gönderilen yemekleri kabul ettiğini, ayrıca kendisi me­
mur olduğundan davanın ticaret mahkemesinde açılamayacağını savunmuştur.
A, lokantalarının sebze-meyve ihtiyacını karşılamak üzere C ile 1 Temmuz
2015'te 1 yıllık sözleşme imzalamıştır. Sözleşmeye göre A, Cden sözleşmede belir­
lenen fiyatlar üzerinden aylık 1000 kilo muhtelif sebze-meyve alacak ve bedellerini
fatura tarihinden itibaren bir ay içinde ödeyecektir. 15 Ekim 201S'te aldığı Eylül
ayı faturasında fiyatların sözleşmede belirlenenden yüksek olduğunu ve ayrıca
önceki geç ödemeler nedeniyle % 8 vade farkı talep edildiğini gören A, 24 Ekim
2015 günü C'ye bir faks çekerek hem gönderilen faturadaki fiyatları ve vade farkı
kaydını kabul etmediğini hem de o tarihte teslim edilen ürünlerin ezik-çürük oldu­
ğu gerekçesiyle sözleşmeyi feshettiğini bildirmiştir.
A, işlerinin iyi gitmemesi ve yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle 23 Aralık 2015
tarihinde, tüm lokantalarını aktif ve pasifleri ile birlikte D'ye devretmiştir. Devir
sözleşmesi aynı tarihte ticaret siciline tescil, 30 Aralık 2015 tarihinde de TTSG'de
ilan edilmiştir.
C, haksız fesih nedeniyle 24 Aralık 2015 tarihinde A ve D aleyhine tazminat
davası açmıştır. C, ayrıca 05 Ocak 2016 tarihinde A aleyhine iflas yoluyla takip
başlatarak fatura bedelinin kendisine ödenmesini talep etmiştir. (EÜHF Ticaret
Hukuku Ara Sınavı 2015/2016 Güz 10.01.2016)
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 2.7

SORULAR:
1. B'nin kendisine karşı açılan ücret davasındaki savunmalarının
haklı o!up olmadığını değerlendiriniz.
2. A'nın faturadaki fiyatlara ve vade farkına yönelik itirazı şekil ve
süre yönünden usulüne uygun mudur? Değilse bunun hukuki so­
nucu nedir? Ayn ayrı değerlendiriniz.
3. C'nin sözleşmenin feshi sebebiyle tazminat talebi için A ile birlikte
D'yi de dava etmesi doğru mudur? Neden?
4. C, fatura bedeli nedeniyle ticareti terk eden A'yı iflas yoluyla ta­
kip edebilir mi? Neden?

CEVAPLAR:
1. İstanbul' da lokanta işletmeciliği yapan A tacirdir. Tacir olan veya
olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş
olan tacir, önceden belirtilmese dahi uygun bir ücret isteyebilir. Aynca
tacir, verdiği avanslar ve yaptığı masraflar için ödeme tarihinden itibaren
faize de hak kazanır (TTK m. 20). Ticari işletmenin kazanç sağlamayı hedef­
leme özelliğinden dolayı, tacirin işletmesiyle ilgili olarak ücretsiz iş yap­
mayacağı kabul edilmiştir. Uygun ücret, mahkeme tarafından somut olaya
göre saptanacaktır. Dolayısıyla A'nın ücret konusundaki iddialan yasaldır
ve kanundan doğan bir haktır. A, anlaşmada ücretle ilgili bir hüküm olma­
sa dahi ücrete hak kazanır. Buna göre B'nin, kendisi ile ücret konuşulmadığı,
11

arkadaşlık ve zor günlerden geçtiği gerekçesiyle kendi.sinden ücret alınmayacağını


düşünerek gönderilen ürünleri kabul ettiği" yönündeki savunmaları haklı de­
ğildir. Ancak, B memur olduğu için, davanın ticaret mahkemesinde görül­
memesi gerektiği yönündeki iddiası haklıdır. Zira her şeyden önce olayı­
mızda mutlak bir ticari dava söz konusu değildir. Bu davanın nispi bir ticari
dava sayılması için ise hem iki tarafın tacir olması hem de dava konusunun
iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerekir. B memur olduğundan söz
konusu davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir.
2. Fatura 15 Ekim 2015 tarihinde alınmış olup fiyat ve vade farkına
24 Ekim 2015 tarihinde faks yoluyla itiraz edilıniştir. Ayrıca A, C'ye gön­
derdiği aynı faksla sözleşmeyi feshettiğini bildirmiştir.
TTK' da fatura göndermenin şekli konusunda bir açıklık olmadığı gi­
bi, faturaya itirazın şekli konusunda da bir düzenleme bulunmaması
28 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

sebebiyle faturaya itiraz özel bir şekle tabi değildir. Ancak, faturaya sü­
resinde itiraz edildiğinin ispatı itiraz eden tarafa düşer. Dolayısıyla ola­
yımızda faks araalığıyla itiraz etmek usulüne uygun olduğu gibi, ispat
kolaylığı da sağlamaktadır. Dolayısıyla şekil yönünden bir uygunsuzluk
yoktur.
Faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, fatura­
nın hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş
sayılır (TTK m. 21/2). Süre faturanın alındığı tarihi izleyen günden itiba­
ren hesaplanır (TBK m. 92/1, c.l). Sekiz gün içinde itirazın yapılması
yeterlidir; bu sürede faturayı gönderene ulaşması şart değildir. Olayda
bu süre kaçırılmış ve 9. gün itiraz edilmiştir. Süresinde itiraz edilmeyen
bir faturanın yalnızca mahiyeti gereği faturaya yazılması olağan olan
noktalarının diğer tarafça kabul edilmiş olduğu varsayılır. Örneğin satı­
lan mal adedi, satış fiyatı ve tutarı gibi. Dolayısıyla faturada yer alan
fazla tutar kabul edilmiş sayılacaktır. Faturaya süresinde itiraz etmeme­
nin sonucu, mahiyeti gereği faturada alan hususlarla ilgili olarak
faturayı gönderen lehine yazılı-kesin delil oluşturmasıdır. Başka bir de-
yişle faturaya itiraz edilmezse ispat yükü değiştirir ve artık bunların
doğruluğu konusunda bir karine oluşur. süresi geçtikten sonra
faturayı alan bunların aksini iddia ederse, bu iddiasını ancak yazılı bir
delil, ticari defterler ya da yeminle ispat edebilir.
Ancak fatura tutarının vadesinde ödenmemesi halinde vade
ödeneceğine ilişkin kayıtlar, mahiyeti gereği faturanın içeriğine dahil
olan hususlardan değildir. Bir sözleşmeye dayanmaksızın tek yanlı
rak yazılmış vade farkı kaydı içeren faturaya itiraz edilmemiş olsa dahi
bu kayıt kesinleşmez ve diğer taraftan vade farkı istenemez. Çünkü fatu­
raya vade farkı ilave etmek satış bedelini değiştirme anlamına gelece­
ğinden, sözleşmede tek yanlı değişiklik yapılamayacaktır. Bu konuda
doktrindeki ve Yargıtay'ın hukuk daireleri arasındaki görüş ayrılıkları,
Yargıtay İBK ile sona ermiştir12. Bu kararda "Taraflar arasında yazılı şekilde
yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda
faturalara (bedelin belli bir süre ödenmemesi halinde vade farkı ödenir) ibaresi­
nin yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça TTK'nın 23/2. maddesi uyarın­
ca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura mündere-
12 Y İBK., T. 27.06.2003, E.2001/1, K.2003/1 (İsmail Kayar/ Pınar Turgut, "Faturada Yer
.
Alan Vade Farkı Kaydına İlişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı Hakkında Bir Değerlen­
dirme", Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.1, S.2, Kayseri 2006).
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 29

catının kesinleşmesi sonucunu doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildi­
ği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceğine ... " denilmiştir.
3. İşletme 23 Aralık 2015 tarihinde devredilmiş, ticaret siciline tescil
23 Aralık 2015 tarihinde yapılmış, devrin ilanı ise 30 Aralık 2015 tarihin­
de yapılmışın.
C, devirden önce feshedilen sözleşme nedeniyle, devir ve tescilden
sonra, fakat ilandan önce 24 Aralık 2015 tarihinde A ve D aleyhine taz­
minat davası açmıştır. C'nin, sözleşmeyi fesheden A'ya dava açması
olağandır. Burada önemli olan işletmeyi devralan D'ye dava açıp aça­
mayacağıdrr. Haksız fesih, devirden önce gerçekleşmiştir. Dolayısıyla
bunun sonucunda ortaya çıkan tazminat borcu devredilen işletmeye ait
bir borçtur.
Ticari işletmenin devri sözleşmesi yazılı olarak yapılır, ticaret siciline
tescil ve ilan edilir (TTK m. 11/3, c. 3). Ticari işletmenin devri, sözleşme­
nin tesciliyle hüküm ifade eder (TSY m. 133/3)13. Böylece TSY, Ticari iş­
letmenin devrinde tescilin kurucu etkiye sahip olduğunu kabul etmiştir.
Fakat devredilen ticari işletmenin borçlarından dolayı devralanın sorum­
luluğu, devri alacaklılara ihbar ettiği veya Ticaret Sicili Gazetesinde ya­
yımlaı"'l.acak ilanla duyurduğu tarihten itibaren başlar (TBK m. 202/1).
TBK m. 202/2'de, ayrıca devredenin de devredilen işletmenin devir
tarihinden önceki borçlarından dolayı iki yıl boyunca devralanla birlikte
müteselsilen sorumlu kalacağı düzenlenmiştir. Devreden için iki yıllık
süre, bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından
yerine getirilmedikçe başlamaz (TBK.m.202/4).
Olayda C'nin, devrin TTSG'de ilan edilmesinden önce devralan D'ye
dava açması mümkün değildir. Zira bu tarihte, taraflar arasında devir
gerçekleşse de TBK.m.202/1 gereğince henüz devralanın sorumluluğu
başlamamıştır. Devir sözleşmesinin dış ilişki bakımından sonuç doğura­
bilmesi için bildirme veya ilan gereklidir. Diğer ifadeyle ilandan önce,
devralan ayrıca alacaklılara bildirimde bulunmadığı takdirde borçlardan
soruı-nlu olmayacakhr14.

13 Arkaıı, s. 43, IBo:ı:er/Göle, s. 21;; İsmail Kayar, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'na Göre
Ticaret Hukuku, 3. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2015, s. 75; Ayhan/Özdamar/Çağlar,
s.164.
14 Arkan, s. 45, dn. 2.
30 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

4. C, A aleyhine iflas yoluyla takibi 05 Ocak 2016 tarihinde başlat­


mışbr. İİK m. 44/1, c. 1 uyarınca ticareti terk eden tacir, 15 gün içinde
keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve mal beyanında
bulunmaya mecburdur. Bu bildirimi alan ticaret sicil memuru, keyfiyeti
Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de
mutad ve münasip vasıtalar ile ilan eder (İİK m. 44/1, c. 2). Bu ilan tari­
hinden itibaren bir yıl içinde ticareti terk eden tacir hakkında iflas yoluy­
la takip yapılabilir (İİK m. 44/2). Bahsi geçen bir yıllık süre olayımızda
henüz dolmamış olduğundan A hakkında iflas yoluyla takip yapılabilir.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 31

.. Ticari İşletmenin Devri


e Devredenin ve Devralanın Hukuki Sorumluluğu

'" Devirden Önceki Borçlar İçin İşletme Sahibine Kefil Olunması

A, sahibi olduğu ticari işletmeyi B'ye devretmiştir. A'nın devir tarihi itibariyle
işletmeye ait çeşitli kalemlerden oluşan ve toplam 80.000 TL borcu bulunmakta-
dır. K, devirden önce bu borçların tamamına kefil olmuştur. İşletmenin devrinden
sonra 15 ay geçmiş ve devralan B mali sıkıntıya girmiştir. İşletmenin alacaklıları;
A, B ve K aleyhine icra takibi başlatmış ve bu kapsamda K'nın mallarına da haciz
konmuştur. (EÜHF Ticari İşletme Hukuku Ara Sınav 02.11.2014).

1. Ticari işletmenin devri hangi kanunda/kanunlarda nasıl düzen-


lenmiştir?

Ticari işletme devrinin şekli hakkında bilgi veriniz.


3. K'nın malvarlığına konan haczin hukuka uygun olup olmadığını, K
eğer sorumluysa bu sorumluluğun neye dayandığını, sorumlu de-
ğilse K'nın icra takibine hangi gerekçelerle itiraz edebileceğini
açıklayınız.

CEVAPLAR.:
1. Ticari işletmenin devri ile ilgili TTK' da, TBK' da ve RKHK' da
hükümler vardır. Konuyla ilgili temel düzenleme olan TTK.m.ll/3'e
göre; "Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu
tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün halinde
devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse,
devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını,
ticaret unvanı ile diğer fikri mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye
özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiy­
le ticari işletmeyi bir bütün halinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak
yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir".
32 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

İşletme devri, ticari işletmeyi de kapsayacak şekilde borcun nakli (üst-


lenilmesi) hükümleri arasında TBK m.202 hükmünde de düzenlenmiştir.
"Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu
alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğer­
leri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak
ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işlet­
medeki borçlardan sorumlu olur." (f 1) "Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki
borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre,
muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel
olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar." (f.2)
Rekabeti sınırlama veya hakim durum yaratma amacına yönelik iş­
letme birleşme ve devralmaları RKHK ile yasaklandığından, belli ciro
büyüklüğünü aşan ticari işletme birleşme ve devralmaları Rekabet Ku-
mlu'nun iznine tabidir. Konu RKHK m.7' de düzenlenmiştir: "Bir ya da
birden fazla teşebbüsün hakim durum yaratmaya veya hakim durumlarını
daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında
herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılma­
sı sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da
kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü
veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araç-
ları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykı­
rı ve yasaktır." (f.1) "Hangi tür birleşme ve devralmaların hukuki geçerlilik
kazanabilmesi için Kurula bildirilerek izin alınması gerektiğini Kurul, çıkara­
cağı tebliğlerle ilan eder." (f.2)

Rekabet Kurulu, izne tabi birleşme devralmaları belirlemek üzere bir


tebliğ çıkarmıştır 15 •

2. TTK m.ll/3'e göre, ticari işletmenin devri sözleşmesi ile ticari iş­
letmeyi bir bütün olarak konu alan sözleşmelerin yazılı olarak yapılması
ve ticaret siciline tescil ve ilanı gerekir. Bununla birlikte, ticari işletme
devrinin basit yazılı şekilde yapılmasının yeterli olup olmadığı, diğer
ifadeyle ticaret siciline tescilin kurucu mu açıklayıcı mı olduğu konu-
sunda bazı tereddütler vardır. TTK' da genel olarak tescilin kurucu oldu-
ğu açıkça belirtilmedikçe tescil açıklayıcı etkiye sahiptir. Bu bakımdan
ticari işletme devrinin basit yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğu,

Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ


15

(Tebliğ
No: 2010/4) (RG.07.10.2010, Sayı: 27722, Değişiklik, RG.29.12.2012, Sayı: 28512).
Ticaıri İşletme Hukuku Cevaplı Pıratik Çalışmalaır 33

tescil ve ilanın açıklayıcı etkiye sahip olduğu söylenebilir. Buna karşılık;


TSY m.133' de ticari işletme devri sözleşmesinde tarafların adına, adresi-
ne, işletmenin devir dışında bırakılan unsurlarına, işletmenin bütün ola-
rak ve devamlılığını sağlayacak şekilde devredildiğine dair şartsız beyan
ile satış fiyatına ve ödeme şartlarına mutlaka yer verileceği belirtilmiş,
aynca, ticari işletmenin devrinin, devir sözleşmesinin tümünün tescili ile
hüküm ifade edeceği belirtilmiştir. Böylece, TTK' da açıklık olmamasına
rağmen TSY' de ticari işletme devrine dair sözleşmenin ticaret siciline
tescil ile hüküm doğuracağı düzenlenmiştir. Sonuç olarak TTK ve TSY
hükümleri birlikte dikkate alındığında, ticari işletme devrinin, yazılı
olarak yapılan devir sözleşmesinin ticaret siciline tescili ile hüküm doğu­
racağı, aynca TTSG' de ilanın da yapılması gerektiği, böylece tescilin
kurucu etkiye sahip olduğu kabul edilecektir.

TBK m. 198' e göre; "Borçlu değişmiş olsa bile, alacaklının borçlunun


kişiliğineözgü olanlar dışındaki bağlı hakları saklı kalır." (f 1) "Bununla birlik-
te borcun güvencesi olarak rehin veren üçüncü kişinin ve kefilin sorumlulukları,
ancak onların borcun üstlenilmesine yazılı olarak rıza göstermeleri halinde de-
vam eder." (f 2) Kural olarak, borçlunun durumuna güvenerek ona kefil
olan kişinin, borçlunun değişmesi sebebiyle durumunun kötüleşmesi
ihtimaline binaen borcun üstlenilmesinde kefilin sorumluluğun devamı
için yazılı rızası aranmaktadır. Ancak ticari işletmenin devrinde kefilin
durumu kötüleşmemekte, devreden ve devralanın birlikte sorumluluğu
sebebiyle bilakis iyileşmektedir. Zira TBK m. 202/2 hükmüne göre; dev-
redilen işletmenin borçlarından devralanla birlikte ilci yıl süreyle önceki
devreden de müteselsilen sorumlu kalır. Dolayısıyla ticari işletmeyi devre-
den eski işletme sahibi A, devir anında mevcut olan ve muaccel olmuş
borçlardan devralanla birlikte iki yıl müteselsil olarak sorumlu olmaya
devam edecektir. Devir anından itibaren 15 aylık süre geçmiş ve henüz
hükümde bahsi geçen 2 yıllık süre dolmamış olduğundan A'nın sorum-
luluğu devam etmektedir. Bu bakımdan söz konusu iki boyunca
K'nın sorumluluğu da devam edecektir. Devir tarihinden 15 ay sonra
yapılan takip de bahis konusu süre içerisinde olduğundan K'nın malla-
rına konan haciz hukuka uygundur. K'nın sorumluluğu, kefalet sözleş­
mesine ilişkin genel hükümlere ve kefili olduğu ticari işletmeyi devreden
kişinin TBK m. 202' deki sorumluluğuna dayanmaktadır.
34 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

• Fatura
• Faturaya İtiraz
" Tacirler Arasında Yapılan İhbar veya İhtarların Şekle Tabi Olması

Tacir A, tacir B ile yapmış olduğu ticari satış sözleşmesinin gereği olarak ona
bir fatura göndermiştir. B, kendisine gönderilen faturada yer alan bedelin arala-
rında anlaştıkları bedelden fazla olduğunu görünce derhal Ayı telefonla arayarak
faturadaki bedele itiraz ettiğini bildirmiştir.
A, bir süre sonra Bye bir ihtarname göndererek ondan sözleşme kapsamında
kendisine düşen borcu faturaya uygun olarak ifa etmesini istese de; B, Aya fatu-
raya itiraz ettiğini ve söz konusu bedeli ödemeyeceğini bildirmiştir. A ise, B'nin
fatura içeriğine telefonla itiraz ettiğini kabul etmekle birlikte, bu itirazının geçerli
olmadığını, zira B'nin itirazını kanunda yazılı şekilde gerçekleştirmediği için artık
faturanın kesinleştiğini ifade etmiştir. (EÜHF Ticari İşletme Hukuku Ara Sınav
02.11.2014).

SORULAR:
1. Fatura ve teyid mektubunun hukuki niteliklerini açıklayınız. Özel-
likle, bunların bir sözleşme niteliğinde olup olmadığını karşılaş­
tırmalı olarak açıklayınız.

2. B'nin itirazının geçerli olup olmadığını tartışınız. A'nın B tarafın­


dan gerçekleştirilen itiraza yönelik savunması yerinde midir?
Açıklayınız.

CEVAPLAR:
1. Vergi Usul Kanunu'na göre fatura, sahlan emtia veya yapılan iş
karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı
satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır
(m.129). Fatura, bir sözleşmeye dayalı olarak düzenlenebilen ve sözleş­
menin oluşma aşamasıyla değil ifa aşamasıyla ilgili olan bir belgedir. Bu
bakımdan faturanın düzenlenmiş olması sözleşmenin oluştuğuna ve
geçerli olduğuna tek başına delil teşkil etmez.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 35

Teyid mektubu telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim


aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleş­
melerin veya yapılan açıklamaların içeriğini doğrulamak üzere diğer
tarafa gönderilen yazılı belgedir. Teyit mektubunun amacı sözlü olarak
yapılan sözleşme veya beyanların karşı tarafla mutabakata varılarak
yazılı hale getirilmesidir. Böylece ifa aşamasında çıkması muhtemel ihti-
lafların önüne geçilecek ve usul hukukunun gerekli gördüğü ispat aracı
olan yazılı belge (senet) oluşturulmuş olacakhr. Teyit mektubuna konu
olan ilişkilerde çoğunlukla önceden karşılıklı öneri ve kabul ile sözleşme
meydana gelmiştir. Bu bakımından teyit mektubu, çoğunlukla sözleş­
menin oluşması için değil, özellikle ispah bakımından yazılı hale getiri-
lerek sağlamlaşhrılması için başvurulan bir araçhr.

TTK m. 18/3'e göre; "Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşür­


meye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter
aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanı­
larak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır." Dolayısıyla, sözleşmenin
diğer tarafım temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe ve sözleşmeden
dönmeye ilişkin ihtar ve ihbarların hükümde öngörülen şekle uygun
olarak yapılması gerekmektedir. Buna karşılık, sayılan haller dışındaki
ihtar ve ihbarların yapılması için anılan usule uymak gerekli değildir.
Faturaya itiraz etmek bahis konusu üç ihtar ve ihbar arasında yer alma-
dığından bu itirazın hükümde yer alan usule göre gerçekleştirilmesi
zorunlu değildir. Hal böyle olunca, B'nın kendisine gönderilen faturaya
telefon ederek itiraz etmesi geçerlidir. Dolayısıyla, A'nın B tarafından
gerçekleştirilen itirazın şekle aykırılık nedeniyle geçersiz olduğu yönün-
deki savunması, belirttiğimiz gerekçelerle yerinde değildir. Sonuç ola-
rak, B'nin faturaya telefon görüşmesi yoluyla itiraz etmesi faturanın ke-
sinleşmesini engeller. Çünkü olayda A, B'nin telefonla faturaya itiraz
ettiğini kabul ettiğinden, itirazın ayrıca ispahna gerek yoktur.
36 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

,. Tacirler Arası Satımlarda Ayıp İhbarı


,. Tacirler Arasında Yapılan İhbar ve İhtarların Şekle Tabi Olması
,. Tacirin İflasa Tabi Olması

Tülay Hanım ve Tarkan Bey, birlikte işlettikleri tekstil atölyesi için Ginger Ma-
kine Ltd. Şti. 'den (Ginger) 5 adet dikiş makinesi satın almıştır. Makinelerin tesli-
minden 1O gün sonra üç makine arızalanmış; bunun üzerine de Tülay Hanım
durumu hemen e-postayla satıcıya bildirmiştir. Satıcıdan cevap gelmemesi üzerine
makinelerin yenisiyle değiştirilmesini isteyen Tülay Hanım'ın talebine, arıza ihbar
süresinin 8 gün olduğu ve bu sürenin de aşıldığı; kaldı ki ayıp ihbarının kanunda
belirtilen şekle uygun yapılması gerektiği belirtilerek, olumsuz cevap verilmiştir.
Bu arada düğün hazırlıkları sebebiyle işletmeden oldukça uzak kalan Tarkan Bey
ise düğün masrafları için X Bankası'ndan 50.000 TL'lik kredi almıştır. Tarkan
Bey'in işletmeyle ilgilenmemesinden yakınan Tülay Hanım, ortaklığı bitirme kararı
almış ve sonunda da işletme kapatılmıştır (Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ticari İşletme Hukuku Dersi Final Sınavı-31.12.2018).

80RULAR:
1. Satıcı Ginger Ltd Şti'nin Tülay Hanım'a yönelttiği argümanlar hu-
kuken geçerli midir? Açıklayınız. Tülay Hanım malların ayıplı ol-
ması sebebiyle sözleşmeden dönmek isteseydi cevabınız değişir
miydi? Neden?
2. X Bankası, kredi borcunu ödemeyen Tarkan Bey'i iflas yoluyla ta-
kip edebilir mi? Neden?
3. Dikiş makinelerinin parasını tahsil edemeyen Ginger Makine Ltd
Şti, işletmenin kapatılmasından 2 yıl sonra ortaklar aleyhine iflas
yoluyla takibe girişmiş; ortaklar ise işletmeyi kapattıklarını belir-
terek takibe itiraz etmişlerdir. Ortakların bu itirazı hukuken geçer-
li midir? Neden?

CEVAPLAR:
1.Ginger'in ihbar süresine ilişkin ileri sürdüğü ilk argümanı huku-
ken geçerli değildir. Zira olaydaki sahm işlemi bir ticari sahm olduğun-
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 37

dan, alıcının malı


inceleme ve ayıp ihbar süresi TTK m. 23/1-c' de düzen-
lenmiştir. Buna göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise
alıcı iki gün içinde; açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan soma
sekiz gün içinde incelemek veya inceletfumekle ve bu inceleme sonucun-
da malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu
süre icinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Olayda ise böyle bir husus söz
konusu olmadığından alıcının 8 günlük süreye uymamış olduğundan söz
edilemez. Çünkü teslimden 10 gün soma 3 makinenin arızalanması 2
veya 8 gün içinde bildirilmesi gereken ayıplardan değildir.
Bir diğer argüman ise ihbarın şekle uygun yapılmamış olmasıdır. Bu
da geçerlilik arz etmez; zira ayıp ihbarı TTK' da herhangi bir şekle tabi
kılınmamıştır. Ancak alıcının sözleşmeden dönme ihbarı söz konusu
olsaydı bu durumda TTK m. 18/3'te özel şekil belirlendiğinden, cevapta
da değişiklik olacaktı.
2. Tarkan Bey olayda ticari işletmeyi Tümay Hanım ile birlikte işlet­
tiğinden TTK m. 12/1 gereği tacir olarak nitelendirilecektir. Dolayısıyla
da tacir olmanın sonuçlarına katlanmak durumundadır. Tacir olmanın
sonuçlarından biri de iflasla takiptir. Tarkan Bey de borçlarından ötürü
iflasla takip edilebilir. Her ne kadar TTK m. 19/1 maddesi "gerçek kişi
olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadı­
ğım diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum el-
verişli olmadığı takdirde borç adi sayılır" hükmünü içerse de bu hususu
iflasla takibe engel teşkil etmez. Zira; TTK.m.18/1 hükmü gereğince tacir
'her türlü borcundan dolayı" iflasa tabidir. Dolayısıyla banka Tarkan
Bey'i iflas yoluyla takip edebilir (TTK m. 18/1).

3. İİK m. 44/2 hükmüne göre ticari terk eden tacir, kaydının ticaret
sicilinden terkini ve ilanından itibaren en fazla bir yıl süre ile iflas yoluy-
la takip edilebilir. Ancak olayda ortakların bu hükmü ileri sürerek, 1
yıllık sürenin geçtiğinden bahisle iflas takibine itiraz edebilmeleri müm-
kün değildir. Zira işletmenin kapatılması 1 yıllık sürenin başlamasına
neden olmaz. Diğer bir ifadeyle ticareti terk kararının tescil ve ilanı ar-
dından 1 yıllık iflas takibi öngörüldüğünden faaliyetin durdurulması
anlamına gelen işletmenin kapatılması bu kapsamda değerlendirilemez.
Dolayısıyla bu itiraz süre bakımından geçerli değildir.
38 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

., Ticaret Siciline/Tapu Siciline İtimat Prensibi


., Ticaret Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Sorumluluk

Aya ait bir ticari işletme ticaret sicil müdürü tarajindan yanlışlıkla B adına
kaydedilmiştir. Bunun üzerine, B'nin işletmenin sahibi olduğunu zanneden Ü,
bedelini ödeyerek ondan ticari işletmeyi devralmış ve işletmeye yeni makine-
teçhizatlar satın alıp eskileriyle değiştirmiştir. (EÜHF Ticari İşletme Hukuku Ara
Sınav 02.11.2014).

1. Ü1 nün ticari işletmenin mülkiyetini kazanıp kazanmadığını tartı­


şınız.

2. Ü1 nün olay sebebiyle uğradığı zarardan kim/kimler hangi hüküm


veya hükümlere göre sorumlu tutulabilir?

CEVAPLAR:
1. Sicile itimat ilkesi, hukuken geçerli olmayan (yolsuz) bir sicil
kaydına dayanarak hak sahibi olan kimsenin hakkının korunması de-
mektir. Bu hususta TTK, TMK1dan ayrılmaktadır. Şöyle ki, TMK m.1023
hükmü gereğince tapu sicilindeki kayda iyiniyetle dayanarak mülkiyet
veya diğer bir ayni hakkı iktisap eden kimsenin bu iktisabı korunmakta-
dır. TTK da ise üçüncü kişilerin ticaret sicili kayıtlarına güvenerek yap-
tıklan işlemlerde iyiniyet korunmamışhr. Dolayısıyla, olayda güvenilen
sicil kaydı doğru olmadığı ve haliyle gerçeği yansıtmadığı için, Ü
iyiniyetli olsa dahi ticari işletme üzerinde mülkiyet hakkı kazanamaz.
2. Ticaret sicilindeki kayda güvenerek iyiniyetle hukuki işlem ya-
pan kimseler, bu sebeple uğradıkları zararları TTK m. 25/2, c. 1 gereğince
Devletten ve ilgili odadan talep edebilirler. Zira TTK m. 25/2, c. l'e göre,
"Ticaret sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet ve ilgili oda
müteselsilen sorumludur". Zarar ödendikten sonra zararın doğmasında
kusuru olanlara rücu edilir. Bunun yanı sıra, TTK m. 38 uyarınca, tescil
ve kayıt için gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar, sicil kayıtlarının gerçeği
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 39

tam olarak yansıtmadığı veya üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak


nitelik taşıdığı yahut kamu düzenine aykırı olduğunu öğrendikleri halde
düzeltilmesini istemeyenler ve tescil olunan bir hususun değişmesi,
sona ermesi veya kaldırılması dolayısıyla kaydın değiştirilmesini ve-
ya silinmesini istemeye ya da yeniden tescili gereken bir hususu tescil
ettirmeye zorunlu olup da bunu yapmayanlar; bu kusurları nedeniyle
üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazminle yükümlüdürler. Olay-
daki ticari işletmenin A yerine B adına kaydedilmesinde veya bu
kaydın düzeltilmemesinde kusuru olanlar varsa bunların sorumlulu-
ğu da olabilir.
40 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

., Haksız Rekabet
., Haksız Rekabete Dayalı Açılacak Davalarda Taraflar

Gıda mühendisi olan ve bu alanda profesör unvanına sahip olan M, "Şifalı Taş­
lar" markasıyla çeşitli taşların alım-satımı faaliyetiyle uğraşan X Anonim Şirketine
danışmanlık hizmeti vermektedir. Söz konusu şirket, ürünlerini tanıtmak amacıyla
TV ve gazetelere "Şifalı taşların etkileri ve şifalı taşlarla alternatif tedavi için bil-
gisiyle ve yarım asırlık tecrübesiyle Prof Dr. M'ye güvenin" şeklinde ilanlar ver-
miştir. Aynı tür ürünleri üreten diğer firmalar bu fiilin haksız rekabet teşkil ettiği­
ni ileri sürerek dava açmak istemektedirler. Buna göre aşağıdaki soruları cevap-
landırınız.

SOR.ULAR.:
1. Sizce aynı tür ürünleri üreten diğer firmalar hangi gerekçeyle
haksız rekabet iddiasında bulunabilirler?

2. Yağ üretimi yapan Y Yağ Sanayi Anonim Şirketi de aynı olay nede-
niyle, haksız rekabete dayalı olarak X Anonim Şirket aleyhine da-
va açabilir mi? Açıklayınız.

CEVAPLAR.:
1. Aynı tür ürünleri üreten diğer firmalar, TTK m. 55/1.a.3 kapsa-
mında haksız rekabet iddiasında bulunacaklardır. Zira TTK m. 55/1.a.3' e
göre "Paye, diploma veya ödül almadığı halde bunlara sahipmişçesine hareket
ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya
buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak'' bir haksız
rekabet halidir. M profesör unvanına sahiptir. Ancak bu unvanı gıda
alanıyla ilgilidir. Yani taşların sağlığa etkisi ve taşlarla alternatif tedavi
gibi bir alanla ilgisizdir. Ancak verilen ilanlarda "yarım asırlık tecrübesiyle
Prof Dr. M'ye güvenin" ifadesiyle sanki bu alanda profesörmüş gibi bir
görüntü yarahlmaktadır. Sonuç olarak gıda sektöründe sahip olunan
unvanın farklı bir alanda sanki o sektöre aitmiş gibi kullanılması ve
bundan avantaj sağlanması bir haksız rekabet hali teşkil eder.
Ticari İşletme Hı.ıkı.ıkı.ı Cevaplı Pratik Çalışmalar 41

Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, tica-


ri faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle
bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse haksız rekabete dayalı davaları
açabilir (TTK m. 56/1). Somut olayda Y Yağ Anonim Şirketi'nin bu kap-
sama girmediği açıkhr. Zira bu durumdan dolayı ekonomik menfaatinin
zarar görmesi veya böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalması söz konusu
değildir.
42 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" Haksız Rekabet


" Haksız Rekabete Dayalı Açılabilecek Davalar
" Haksız Rekabet Davalarında Taraflar
" Aldatıcı Reklam
" Gerçek Dışı Beyanlarla Rekabette Öne Geçme

X bankası, TV ve gazetelere "Ayrıcalıklı kariyer, birikimli gelecek seni bekliyor!


Bireysel emeklilikte en ucuz ve kolay emeklilik bizde. X Bankası müşterilerine %25
DEVLET KATKISI da hediyemiz olsun. Diğerlerinden bir farkımız olsun" şeklinde
ilanlar vermiştir. Oysa 2013 yılında yapılan kanuni düzenleme ile bireysel emekli-
likte %25 devlet katkısından tüm TC vatandaşlarının herhangi bir ayrım gözetil-
meksizin yararlanacağı hükme bağlanmıştır. (EÜHF Ticaret Hukuku Ara Sınavı
2015/2016 Güz 10.01.2016)

SORULAR:
1. Y ve Z bankaları, X bankasına karşı haksız rekabet sebebiyle dava
açabilir mi? Neden?
2. Y ve Z bankaları, X bankası yanında ilanların yayınlandığı TV ve gaze-
telerin sahibi şirketler aleyhine haksız rekabet davaları açabilir mi?
3. Tüketicileri Koruma Derneği, X bankası aleyhine haksız rekabet
sebebiyle tespit davası ve tazminat davası açabilir mi? Neden?
4. İlana güvenerek X bankasında bireysel emeklilik hesabı açtırarak
hesaba 50.000 TL yatıran A, daha uygun bireysel emeklilik fırsat­
larını kaçırdığı için X bankası aleyhine haksız rekabete dayalı taz-
minat davası açabilir mi?

CEVAPLAR:
1. X bankası, reklamlarında "%25 Devlet katkısı da hediyemiz olsun,
diğerlerinden bir farkımız olsun" diyerek haksız rekabette bulunmuştur. Bu
durum aldahcı reklam teşkil eder. Zira burada emsali bütün ürünler için
geçerli olan bazı özelliklerin vurgulanarak reklam yapılması söz konu-
sudur. Böylece vurgulanan olumlu özelliğin yalnızca kendi ürününde
bulunduğu izlenimi yaratılarak rakiplerine göre üstünlük sağlanmakta-
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 43

dır.Burada yanlış beyan değil, yanıltıcı beyan söz konusudur. Başka bir
deyişleburada aldatıcı reklam var olup gerçek dışı beyanlarla rekabette
öne geçmek söz konusudur. Nitekim aşağıda verilen hükümde de kanun
koyucu bu olasılıkları düzenlemiştir;
TTK m. 55: "(1) Aşağıda sayılan haller haksız rekabet hallerinin
başlıcalarıdır:

a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka


aykırı davranışlar ve özellikle;

2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş


ürünleri, faaliyetleri,
fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek
dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi
rekabette öne geçirmek,

5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykı­


rı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmış­
lığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla
karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,

Yanıltıcı reklamda yapılan karşılaştırmanın hedef kitlede bıraktığı iz-


lenim gerçek durumdan farklıdır. Yanıltma özellikle istatistikı bilgiler,
temelleri farklı fiyatlar, önemli ve etkili olanın atlanılması, karşılaştırma­
nın ilgisiz ve önemsizler arasında yapılmasıyla gerçekleştirilir.

Sonuç olarak, bu gerekçelerle rakip bankalar Y ve Z, X bankasına kar-


şı haksız rekabet dolayısıyla dava açabilirler.

2. TTK m. 58: "(1) Haksız rekabet, her türlü basın, yayın, iletişim ve bi-
lişim işletmeleriyle, ileride gerçekleşecek teknik gelişmeler sonucunda faaliyete
geçecek kuruluşlar aracılığıyla işlenmişse, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının
(a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davalar, ancak, basında yayımlanan şeyin, prog-
ramın; ekranda, bilişim aracında veya benzeri ortamlarda görüntülenenin; ses
olarak yayımlananın veya herhangi bir şekilde iletilenin sahipleri ile ilan
veren kişiler aleyhine açılabilir; ancak;
a) Yazılı basında yayımlanan şey, program, içerik, görüntü, ses veya ileti,
bunların sahiplerinin veya ilan verenin haberi olmaksızın ya da onayına aykırı
olarak yayımlanmışsa,
44 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

b) Yazılı basında yayımlanan şeyin, programın, görüntünün, ses veya ileti-


nin sahibinin veya ilan verenin kim olduğunun bildirilmesinden kaçınılırsa,
c) Başka sebepler dolayısıyla yazılı basında yayımlanan şeyin, programın,
görüntünün, sesin, iletinin sahibinin veya ilan verenin meydana çıkarılması
veya bunlara karşı bir Türk mahkemesinde dava açılması mümkün olmazsa,
yukarıda anılan davalar, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni, prog-
ram yapımcısı, görüntüyü, sesi, iletiyi, yayın, iletişim ve bilişim aracına koyan
veya koyduran kişi ve ilan servisi şefi; bunlar gösterilemiyorsa, işletme veya
kuruluş sahibi aleyhine açılabilir.

(2)Birinci fıkrada öngörülen haller dışında, aynı fıkrada sayılan kişilerden bi-
rinin kusuru halinde sıraya bakılmaksızın dava açılabilir."
Olayımızda ilanı veren kişi belli olduğundan, ilanların yayınlandığı
TV ve gazetelerin sahibi şirket aleyhine dava açılamaz.
3. TTK m. 56/3 hükmü uyarınca ticaret ve sanayi odaları, esnaf oda-
ları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini ko-
rumaya yetkili bulunan diğer mesleki ve ekonomik birlikler ile tüzükleri-
ne göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuru-
luşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar, fiilin haksız olup olmadığının
tespitini, haksız rekabetin men'ini, haksız rekabetin sonucu olan maddi
durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yarulhcı be-
yanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi
için kaçınılmaz ise haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve
malların imhasını isteyebilir. Ancak maddi veya manevi tazminat davası
açma hakları yoktur. Tazminat talep hakkı, haksız rekabet sebebiyle müş­
terileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik
menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan
kimseye (TTK m. 56/1) ve ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir
tehlikeyle karşılaşabilecek müşterilere (TTK m. 56/2) tarunmışhr.
4. TTK m. 56/2 gereğince ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle
bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler; fiilin haksız olup olmadığının
tespitini, haksız rekabetin men'ini, haksız rekabetin sonucu olan maddi
durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yarulhcı
beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini, kusur varsa zarar ve
zıyanıntazminini, TBK m. 58'de öngörülen şartların varlığında manevi
tazminat verilmesini isteyebilirler, ancak araçların ve malların imhasını
isteyemezler.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 45

.. Ticari Defterler
" Ticari Defterlerin İspat Fonksiyonu
.. Ticari Defterlerde Yemin

Bir devlet lisesinde beden eğitimi öğretmeni olan A, evi için tacir T'nin işyerin­
deki teşhir salonunda görüp beğendiği 3 adet halıyı satın almış ve bedelini peşin
ödemiştir. Halıların belirtilen ölçülere göre hazırlanıp 1 hafta sonra A'nın evinde
teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Ancak aradan geçen 2 aya rağmen halılar
teslim edilmemiştir. Bunun üzerine T aleyhine dava açan A, iddiasını ispat etmek
için T'nin ticari defterlerini delil göstermiştir. Buna göre aşağıdaki soruları birbi-
rinden bağımsız olarak cevaplandırınız.

1. T, A'nın tacir olmadığını ve bu nedenle defterlerine delil olarak


dayanamayacağını ileri sürmüştür. T'nin bu iddiası haklı mıdır?
Neden?
2. T, kendi defterlerinde aleyhine kayıtlar olsa da kanuna uygun tu-
tulmadığından A'nın iddiasını ispat etmesi için yemin etmesi ge-
rektiğini ileri sürmüştür. T'nin bu iddiası hakli mıdır? Neden?

T'nin defterlerinde hem lehine hem de aleyhine kayıtlar vardır.


Bu durumda T'nin defterlerine dayanan iddiasını ispat etmiş
sayılır mı? Neden?

Mahkeme, A'nın aynı zamanda karate salonu işlettiğinden tacir


sıfatına sahip olduğunu, tacir T'den hahları alırken açıkça ticari iş­
letmesiyle ilgili olmadığını belirtmediğinden ticari işletmesiyle il-
gili olduğunun kabulü gerektiğini, dolayısıyla kendisinin de söz
konusu uyuşmazlığa ilişkin ticari defterlerini ibraz etmesi gerekti-
ğini belirtmiştir. Mahkemenin bu değerlendirmesi doğru mudur?
Açıklayınız.
46 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

CEVAPLAR:
1. Davanın taraflarından biri iddiasını ispat etmek için karşı tarafın
ticari defterine dayanabilir. İddiasını kanıtlamak için diğer tarafın tuttu-
ğu ticari defterlerine dayanan kişinin, tacir olmasına gerek yoktur. Başka
bir deyişle, tacir olmayan taraf da, tacir olan karşı tarafın defterlerine
dayanabilir16 . Bu nedenle, T'nin iddiası haklı değildir.

2. 6762 sayılı TTK döneminde karşı tarafın ticari defterlerine da-


yanma durumunda tamamlayıcı yemin usulü vardı. Ancak bu hüküm,
ticari defterlerle ispat usulünün düzenlendiği HMK'ya alınmamışhr. Bu
nedenle, T'nin iddiası haklı değildir. Nitekim HMK m. 222/4'e gereğince,
"Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğru­
lamayan ticari defter kayıtları sahibi aleyhine delil olur."

3. İbraz edilen defterlerde, defter sahibinin hem aleyhine hem de


lehine kayıtlar varsa, kanıhnı T'nin defterine dayandıran A'nın durumu,
T'nin defterlerinin kanuna uygun şekilde tutulmuş olup olmamasına
göre değişir 17 • Şayet T, ticari defterlerini kanuna uygun olarak tutmuşsa,
defterdeki sahibi lehine olan kayıtlar aleyhindeki kayıtlar gibi geçerli
olup bunlar birbirinden ayrılmaz (HMK m. 222/3, son cüınle). Dolayısıy­
la A iddiasını ispat edememiş sayılır. Örneğin T'nin defterinde hem A'ya
borçlu olduğu hem de bu borcu ödediği yazılıysa, T'nin borcunu ödediği
kabul edilir. Ancak T, ticari defterini kanuna uygun olarak tutmamışsa
defterin T lehine olan kayıtları dikkate alınmaz.
4. Mahkemenin bu değerlendirmesi doğru değildir. Zira ticari def-
terlerin sahibi lehine delil olarak kullanılabilmesi için uyuşmazlığın her
iki tarafın da defterlerine geçirmesi gereken bir ticari işten kaynaklanıyor
olması gerekir18 • Olayımızda, A tacir olsa dahi gerçek kişi tacirdir. TTK
m. 19/1 uyarınca bir tacirin borçlarının ticari olması asıl olmakla birlikte
gerçek kişiler bakımından bunun istisnaları vardır. Gerçek kişi tacir iş­
lemi yaphğı sırada bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa
açıkça bildirirse veya işin ticari sayılmasına durum elverişli değilse borç
ticari değil adi nitelikte sayılacaktır. Dolayısıyla gerçek kişi tacir işlemi

Arkan, s. 363 ve s. 363, dn. l'deki Yargıtay kararları.


16

17
Arkan, s. 364.
18
Arkan, s. 365.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 47

yaphğı sırada bunun işletmesiyle ilgili olmadığını açıkça bildirmemiş olsa


bile işin ticari sayılmasına durumun elverişli olmadığı hallerde de borç adi
nitelikte sayılacaktır. Ancak diğer taraftan TTK m. 19/2 gereğince taraflar-
dan yalnız biri için ticari iş niteliğindeki sözleşmeler diğer taraf için de
ticari iş sayılır. Bu nedenle, olayımızdaki sözleşme, her iki taraf için de
ticari iş niteliğindedir. Ancak bu durumda A'nın ticari işletmesiyle ilgili
olarak defterine geçirmesi gereken bir iş söz konusu değildir. Zira A'nın
halıları evi için (halılar için A'nın evinin ölçüleri verilmiş ve teslimat da
söz konusu evde yapılacakhr) aldığı somut olaydan anlaşılmaktadır.
48 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

., Ticari Defterler
., Ticari Defterlerin Zıyaı
., Tacirin Basiretli Bir İş Adamı Gibi Davranmakla Yükümlülüğü

"Davacı vekili, müvekkili şirkete ait 2002, 2003, 2004 yıllarına ilişkin envan-
ter, defteri kebir, yevmiye defteri, mal alış ve satış faturaları, muhtasar beyanna-
meleri, KDV beyannameleri, geçici vergi beyannameleri ve kurumlar vergisi be-
yannamelerinin yeni muhasebeci tarafından istendiğini, bu evrakların ve defterle-
rin şirket yetkilisine ait özel otonun arka koltuğuna iki çanta halinde konulduğu­
nu, ancak şirket yetkilisinin iş yerinde çalıştığı bir sırada apartmanın özel otopar-
kında park halinde bulunan otonun sağ arka camının kırılması suretiyle arka
koltukta çantada bulunan ve davacı şirkete ait olarak belirtilen defter ve evrakla-
rın, 2002 yılından itibaren kesilmiş olan fatura ve irsaliyeler ile birlikte çek koçanı,
bono ve 2002, 2003, 2004 yıllarına ait envanter, defteri kebir, yevmiye defteri,
muhtasar beyannameler, KDV beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, kurum-
lar vergisi beyannamesi ile 2002 yılından kesilen faturalar ve irsaliyeler hakkında
zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, tacirin 68/son maddesinden yararlana-
bilmesi için bu tarafları defterlerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtima-
mı göstermiş bulunması, diğer taraftan da zıyaa uğramanın onun iradesi dışında
meydana gelmiş olmasının zorunlu olduğu, somut olayda, davacının defter ve
belgeleri belirtildiği gibi araç koltuğundan çalındığı, bu kapsamdaki defter ve
belgeleri bu şekilde araç camından da görülebilecek şekilde araç arka koltuğuna
konulmasının, ITK'nın 68/4. maddesi uyarınca davacı şirketin bunların saklanma-
sında gerekli dikkat özen ve ihtimamı göstermediği sonucunu doğurduğu, davacı
şirketin defter ve belgelerini saklama konusunda gerekli dikkat ve özeni gösterme-
diği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı
vekili temyiz etmiştir. 19 " (EÜHF Ticaret Hukuku-/ Bütünleme Sı­
navı 2014/2015 Güz 19.01.2015)

Yargıtayyerel mahkemenin kararını onamalı mıdır yoksa bozmalı mı­


dır? Gerekçesiyle birlikte yazınız.

19
V. 11. HD., T. 16.11.2011, E. 2010/3476, K. 2011/15231 (www.kazanci.com).
Ticari İşletme Hııkııkıı Cevaplı Pratik Çalışmalar 49

CEVAP:
Karara konu olan olayda tacir olan şirket ticari defterlerinin çalındı­
ğından bahisle zayi belgesi istemektedir. Her şeyden önce, defter tutmak
tacir olmanın hüküm ve sonuçlarından biridir (TTK m. 18/1). Her tacir
ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işletmeleriyle ticari işlet­
mesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her
hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, TTK'ya göre açıkça görülebi-
lir bir şekilde ortaya koymak zorundadır m. 64/1). Zayi belgesi
verilmesine gelince; TTK m. 82/7'ye göre; 'Bir tacirin saklamakla yükümlü
olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet
veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı
öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer
yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava ha-
sımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.'
Maddede sayılan sebepler sınırlayıcı nitelikte değildir. Hükümdeki 'gibi
bir afet' ibaresi de sayılanların örnek niteliğinde olduğunu göstermekte-
dir. Kararda ahf yapılan 6762 sayılı eski TTK' da kayıp belgesi verilecek
haller sayılırken açıkça hırsızlıktan söz edilmezken, 6102 sayılı yeni
TTK.m.82/7 hükmünde "hırsızlık" da kayıp belgesi verilecek durumlar
arasında sayılmışhr. Olayda geçen hırsızlık durumu değerlendirilirken
tacirin ticari defter ve belgelerin saklanmasında basiret ve özen yüküm-
lülüğünü yerine getirip getirmediği dikkate alınmalıdır. Yerel mahkeme
kararında saklanması zorunlu olan ticari defter ve belgelerin araç ca-
mından görülebilecek şekilde araç arka koltuğuna konulmuş olması se-
bebiyle hırsızlık iddiası inandırıcı bulunmamış veya bu bir ihmal olarak
değerlendirilmiştir. Diğer yandan, şayet hırsızlık olayının, aracın camı
kırılarak yalnızca parasal bir değeri olmayan ticari defter ve belgelerin
çalınması şeklinde gerçekleştiği iddia ediliyorsa yerel mahkeme karan
isabetli bulunarak onanabilir. Buna karşılık, yeni TTK' da açıkça hırsızlık
olayı da kayıp belgesi verilecek sebepler arasında sayıldığı için, defter ve
belgelerin gerçekten çalındığı durumlarda kayıp belgesi verilmesi gere-
kecektir. Örnek olarak defter ve belgelerin araçla birlikte çalınması veya
içinde para veya kıymetli evrak bulunan çanta ile birlikte çalınması ha-
linde kayıp belgesi verilmesi gerekecektir.
50 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" Cari Hesap Sözleşmesi


• Hesap Bakiyesinin Tespiti
• Bakiyeye İtiraz
• Hesap Bakiyesinin Haczi

Unlu mamulleri satan A ile pastanecilik yapan B arasında belirsiz süreli cari
hesap sözleşmesi yapılmış ve cari hesabı A'nın tutması kararlaştırılmıştır. 3 ay
olarak belirlenen hesap devresi sonunda, hesap A tarafindan kapatılmış ve A ha-
zırladığı bakiyeyi B'ye göndermiştir. Hesap bakiyesini alan B, bir ay içinde her-
hangi bir itirazda bulunmamıştır. Bunun üzerine alacağının kesinleştiğini düşünen
A, bu alacağını Cye temlik etmiştir. B'nin sessiz kalması üzerine A ve alacağı
temlik alan C, B'ye karşı icra takibi başlatmışlardır. Buna göre aşağıdaki soruları
birbirinden bağımsız olarak cevaplandırınız.

80RULAR:

1. Hesap bakiyesini alan tarafın itirazda bulunmamasının hukuki so-


nucu nedir?
2. Hesap bakiyesini alan B'nin itiraz ettiği hususları A'yı telefonla ara-
yarak bildirdiğini varsayarsak, B'nin bu itirazı geçerli olur muydu?
3. A'nın alacağını devretmesi mümkün müdür?

4. A ve C'nin B'ye karşı icra takibi başlatmaları mümkün müdür? Ay-


rı ayrı değerlendiriniz.

CEVAPLAR:

1. Cari hesabı tutan taraf hesap devreleri sonunda bakiyeyi tespit


etmekle yetinmeyecek, çıkardığı hesap özetini diğer tarafa tebliğ edecek-
tir. Cari hesap bakiyesini alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde
noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik
imza içeren bir yazıyla itiraz etmediği takdirde bakiyeyi kabul etmiş
sayılır (TTK m. 94/2, c. 2). Böylece süresinde itiraz edilmeyen hesap ba-
kiyesinin doğruluğu hususunda bir karine oluşacak, artık bunun aksini
ispat yükü itiraz etmeyen tarafta olacaktır.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 51

2. TTK m. 94/2, c. 2'ye göre tespit edilen bakiyeyi gösteren cetveli


alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde, noter aracılığıyla, taahhütlü
mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda
bulunmalıdır. Aksi takdirde bakiyeyi kabul etmiş sayılır. Taraflar tacir
olmasa da itirazın bu dört şekilden biriyle yapılması gerekir. Dolayısıyla
B'nin telefonla yaphğı itiraz geçerli kabul edilmeyecek ve B bakiyeyi
kabul etmiş sayılacakhr.
3. "Cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiçbiri, alacaklı veya borç-
lu sayılamaz." (TTK m. 97/1, c. 2) "Tarafların hukuki durumunu ancak söz-
leşmenin sonundaki hesabın kesilmesi belirler." (TTK m. 97/1, c. 3)

Bu nedenle cari hesap devam ederken alacak devredilemez. Bu işlem


ancak, cari hesabın sona ermesi üzerine hesabın kesilip ve bakiyenin
tespit olunmasından sonra mümkündür. Çünkü ancak bu aşamada ki-
min kimden ne kadar alacaklı olduğu saptanmış olacakhr. Dolayısıyla
devre sonu hesap bakiyesi itiraza uğramasa dahi, yeni dönemin ilk ka-
lemi olarak cari hesaba kaydedilecek ve taraflar arasındaki cari hesap
ilişkisi sonlanmadan temlik edilemeyecektir.

4. A'nm cari hesaba kaydedilmiş bir alacak için B'ye karşı icra takibi
başlatması mümkün değildir. Çünkü cari hesap sözleşmesiyle taraflar cari
hesap bünyesindeki alacaklarını tek tek istemekten karşılıklı olarak vaz-
geçmişlerdir. Cari hesapta taraflar belirli dönemlerde alacaklarını karşılıklı
takas ve mahsup ederek bakiyeyi belirlerler. Eğer taraflar arasındaki cari
hesap ilişkisi devam ediyorsa dönem sonunda ortaya çıkan bakiye dahi
talep edilemez, yeni dönemin ilk hesabı olarak kaydedilir. Sonuç olarak
diyebiliriz ki, cari hesap ilişkisi devam ettiği müddetçe cari hesaba geçiri-
len alacakların hesaptan çıkarılarak tek tek istenmesi mümkün değildir.
Cari hesap sözleşmesinin taraflarından birinin alacaklısı, onun hesap
bakiyesine haciz koydurabilir. Bu durumda haciz tarihi itibariyle hesap
kapahlarak bakiye tespit edilir (TTK m. 100/1).
Olayda C, temlik yoluyla devraldığını düşündüğü alacak için B'ye
karşı icra takibi başlatmışhr. Ancak bir önceki soruda belirttiğimiz üzere,
cari hesapta bütünlük ilkesi gereğince, hesaba kaydedilen alacaklar tem-
lik edilemeyeceğinden, B'den herhangi bir alacağı bulunmayan C'nin de
A'ya karşı icra takibi başlatması mümkün değildir.
52 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

'" Acentelik Sözleşmesi


'" Yetkisiz Acentenin Yaptığı Sözleşmenin Akıbeti
'" Acentenin Rekabet Yasağı
'" Acentenin Ücretinin Belirlenmesi
'" Ticaret Unvanı

Türk Hava Yolları A.Ş. ile Ali Ak Seyahat Ltd Şti arasında 20.12.2015 tarihin-
de imzalanıp ve taraflara birer suret verilen kolay bilet satış sözleşmesinin bazı
maddeleri şöyledir:
a- THY işletmesine bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, sürekli olarak
THY web sistemi üzerinden uçulan noktalara öngörülen şartlarda rezervasyon ve
bilet satışını THY adına yapmayı meslek edinen Ali Ak Seyahat Ltd Şti ile Türk
Hava Yolları A.O tarafları arasında kolay bilet satış sözleşmesi akdedilmiştir.
b- Bu sözleşme daha önceden feshedilmedikçe veya yürürlüğünün bitiş tarihin-
den en geç 45 gün önce karşı tarafa ulaşacak şekilde taraflardan biri diğer tarafa
sözleşmeye devam etmek istemediğini yazılı olarak bildirmediği takdirde, her
seferinde aynı şartlarla sadece bir yıl daha uzatılmış sayılır.
c. Bu sözleşme münhasıran web sistemi üzerinden satış yetkisi vermekte olup,
bu sözleşmede açıkça belirtilenler dışında satış, rezervasyon vs. işlemlerini yapma
yetkisi vermez.
d. Taraflar arasındaki sözleşmenin herhangi bir sebeple sona ermesinden itiba-
ren Ali Ak Seyahat Ltd Şti 3 yıl süreyle benzer işleri kendisi ve başkası adına ve
hesabına yapamaz. Getirilen bu sınırlama karşılığında Ali Ak Seyahat Ltd Şti'ne
15.000 TL ödenecektir.

1. Türk Hava Yolları A.Ş. ile Ali Ak Seyahat Ltd Şti arasında yapılan
sözleşmenin hukuki niteliği ve türü nedir? Kısaca açıklayınız.

2. Ali Ak Seyahat Ltd Şti'nin Ü(mit)'e yazıhanesinde 28.12.2015 tarihin-


de fiziken satmış olduğu gidiş-dönüş uçak biletinden doğan taşıma
yükümlülüğü geçerli olarak doğmuş mudur? Bundan dolayı kim(ler)
kim ya kimlere karşı ne şekilde sorumlu tutulabilir? Açıklayınız.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 53

3. Sözleşmenin (d) maddesine göre THY A.Ş. tarafından usulünce


yapılacak fesih beyanıyla 31.12.2016 tarihi için sonlandırıldığını
varsayarsak, Ali Ak Seyahat Ltd Şti 2019 için Pegasus Hava Ta-
şımacılık A.Ş. ile benzer bir sözleşme yapabilir miydi? Açıklayınız.

Taraflar arasındaki sözleşmede ücretle ilgili bir hükme yer veril-


memiş olmasına rağmen Ali Ak Seyahat Ltd Şti, THY'den ücret ta-
lep edebilir mi? Hayır ise, niçin? Evet ise, neden ve ne ölçüde?
Açıklayınız.

5. Olayda isimleri geçen şirketlerin ticaret unvanlarını kısımlarına


ayırarak kanuna uygun olup olmadıklarını belirtiniz.

CEVAPLAR:
1. Taraflar arasında yapılan sözleşme, acentelik sözleşmesidir. Çün-
kü olayda Ali Ak Seyahat Ltd Şti, TTK m.102/1 hükmü kapsamında ticari
mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletme çalışanı gibi işletmeye
bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak
sürekli olarak THY adına web sistemi üzerinden uçulan noktalara öngö-
rülen şartlarda rezervasyon ve bilet satışını yapmayı meslek edinen kişi
durumundadır. Ayrıca Ali Ak Seyahat Ltd Şti, TTK m.107/1 hükmü çer-
çevesinde özel ve yazılı bir yetki ile THY adına sözleşme yapmaya yetki-
li hale gelıniştir. Burada acenteye sözleşme yapma yetkisi veren belgenin
ticaret siciline tescil ve ilan edilmemesinin hukuki niteliğe herhangi bir
etkisi yoktur. Bu yüzden Ali Ak Seyahat Ltd Şti akit yapan acente konu-
mundadır.

2. Olayda acente, üçüncü kişilerle yalnızca THY adına web sistemi


üzerinden kolay bilet satışına yetkili kılındığından, Ü ile fiziki ortamda
yapılan bilet satışında yetkisiz temsilci konumuna girmiştir. Bu takdirde
TTK m.108/1 hükmü gereğince acente yetkisi olmaksızın müvekkili
(THY) adına bir sözleşme yaparsa, müvekkili (THY) bunu haber alır al-
maz icazet verebilir; vermediği takdirde gidiş-dönüş uçak biletinden
doğan taşıma yükümlülüğü geçerlidir; ancak Ali Ak Seyahat Ltd Şti biz-
zat sorumlu olur.

Acentenin, işletmesine ilişkin faaliyetlerini, sözleşme ilişkisinin


sona ermesinden sonrası için sınırlandıran anlaşma (d) rekabet yasağı
anlaşması olup geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına ve anlaşma hüküm-
54 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

lerini içeren ve müvekkil tarafından imzalanmış bulunan bir belgenin


acenteye verilmesine bağlıdır. Ayrıca anlaşma en çok ilişkinin bitimin-
den itibaren iki yıllık süre için yapılabilir. Buna mukabil acenteye veril-
miş yetki sınırları içerisinde kalan hususlarda acenteye uygun bir tazıni­
nahn ödenmesi şarthr. Bu sözleşmenin süresi azami olarak 2 yıl oldu-
ğundan acente ile Pegasus Hava Taşımacılık A.Ş. arasında 2019 yılı için
benzer bir acentelik sözleşmesi yapılabilir. Zira TTK m.1530 hükmü uya-
rınca aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde ticari hükümlerle yasak-
lanmış işlem ve şartlar batıldır. Ancak sözleşme uyarınca yerine getiril-
mesi gereken edimler için Kanun'un koymuş olduğu en yüksek sınırı
aşan sözleşmeler en yüksek sınır, yani olayımızda 2 yıllık sınır üzerinden
yapılmış sayılacak ve aşan kısının geçersizliğinden söz edilecektir.

4. Acentelik sözleşmesi TTK' da düzenlendiğinden ticari iştir. Tacir,


herhangi bir kimseye ticari işletmesiyle ilgili bir iş yapmış ise uygun bir
ücret talep edebilir (TTK m.20/1). Bu ücretin miktarı TTK m.115 hükmü
gereğince sözleşmede hüküm yoksa acentenin bulunduğu yerdeki ticari
teamüle, o da mevcut değilse halin icabına göre o yerdeki asliye ticaret
mahkemesince belirlenir.

5.Türk (Ek) Hava Yolları(Çekirdek) A.Ş. (Çekirdek); Konu unva-


nında konu ve şirketin türü ve ibaresi çekirdektir. Türk ibaresini de Ba-
kanlar Kurulu'nun izni ile kullanıyorlarsa kanuna uygun bir ticaret un-
vanından söz edilir.

6. Ali Ak (Ek) Seyahat (Çekirdek) Ltd Şti (Çekirdek); Yapı itibariyle


doğru olsa da, içerisinde ad ve soyada yer verilen ticaret unvanlarında
şirket türü ve ibaresinin kısaltılmadan yazılması gerekmektedir. Bu ne-
denle, ticaret unvanı kanuna uygun değildir.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 55

.. Acente
'" Tekel Hakkı
.. Denkleştirme Tazminatı

Merkezi İtalya'da olan ünlü çikolata şirketi Morale, çikolatalarının Türkiye ge-
nelinde satımı ve dağıtımında aracılık etmesi için Tilka Pazarlama AŞ (Tilka) ile
anlaşmış ve şirkete Türkiye genelinde 5 yıl süreyle münhasır satım ve dağıtım
yetkisi tanımıştır (Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticari İşletme Hukuku
Dersi Final Sınavı-31.12.2018).

1. Morale ile Tilka arasındaki ilişkiyi hukuken nitelendirerek, tanım­


layınız.

2. Morale ürettiği çikolataların İstanbul'da satılmasına aracılık et-


mesi konusunda Dündar Gıda AŞ ile bir sözleşme yapsa, Tilka bu-
na karşı çıkabilir mi? Neden?
3. 5 yılın sonunda sözleşmeyi yenilemeye yanaşmayarak Türkiye'de
şube açmayı düşünen Morale'ye karşı Tilka herhangi bir talepte
bulunabilir mi? Gerekçesiyle açıklayınız.

CEVAPLAR:
1. Morale ile Tilka arasındaki ilişki acentelik ilişkisidir. Acentelik,
ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi
işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye
dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işlet­
meyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etme veya bunları o tacir adına
yapmayı meslek edinen kimsenin gerçekleştirdiği faaliyet olarak tanım­
lanabilir (TTK m. 102).

2. Acentenin haklarından birisi de tekel hakkıdır. Buna göre aksi


acentelik sözleşmesinde düzenlenmemişse, müvekkil, aynı zamanda ve
aynı yer veya bölge içinde aynı ticaret dalı ile ilgili olarak birden fazla
56 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

acente atayamaz (TTK m. 104). Dolayısıyla Tilka bu hüküm çerçevesinde


aynı bölgede ikinci bir acentenin atanmasına karşı çıkabilir. Şayet yine
de atama işlemi gerçekleşirse Tilka haklı sebeple sözleşmeyi feshedebile-
ceği gibi ortaya çıkan zararından ötürü tazminat talebinde de bulunabi-
lir; hatta TTK m. 122 çerçevesinde denkleştirme de isteyebilir.

3. TTK m. 122'ye göre sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;


a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme
ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b)
Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafın­
dan işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre
içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş ol-
saydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın
özellik ve şartlan değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun
düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. Bu taz-
minata uygulamada portföy tazminah da denilmektedir. Tüm bu şartla­
rın bir arada gerçekleşmesiyle acente, son beş yıllık faaliyeti sonucu aldı­
ğı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşmayacak şekil­
de tazminat talep edebilir.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 57

., Marka lisans Sözleşmesi


., İnhisarı Olan/Olmayaırı lisaırıs Sözleşmesi
" Marka Hakkmm Tüketilmesi
., Marka Hakkma Tecavüz

L markası, yabancı bir şirket olan B adına birçok yabancı ülkede ve Türkiye'de
tescilli bir markadır. A ile B arasında 10.05.2000 tarihinde ''Teknik Yardım ve
Münhasır Lisans Anlaşması" yapılmıştır. Bu anlaşma gereğince A, L markasını
taşıyan parfüm ve kozmetik ürünlerinin Türkiye'ye ithali, imali ve satımı konusun-
da Türkiye'de tek yetkili satıcı olmuştur. C ise mağazasında L markalı ürünleri
satmaya başlamıştır. Bunun üzerine A, üçüncü kişilerle akdettiği dağıtıcılık söz-
leşmesi gereği bayilerin L markalı ürünleri yalnızca kendi mağazalarında ve pera-
kende olarak satabildiklerini, oysa C ile kendisi arasında yapılmış bir dağıtıcılık
sözleşmesi bulunmadığı halde, C'nin haksız ve hukuka aykırı olarak L markalı
ürünleri perakende satış fiyatının altında bir fiyatla sattığını, C'nin bu eyleminden
kendisinin ve bayilerinin zarar gördüğünü, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.
29'un birinci fikrasına göre; C'nin L markalı ürünleri kendisinin veya B'nin izni
olmaksızın satması, dağıtması ve piyasaya sunmasının marka hakkına tecavüz
teşkil ettiğini ileri sürerek, C'nin SMK'nın 149.maddesine göre; marka hakkına
tecavüzünün tespiti ve bu ürünleri satmasının önlenmesine ve ürünlerin toplatılıp
davacıya iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı C ise
öncelikle davacı A'nın L markasının sahibi olmadığı için bu davayı tek başına
açamayacağını, ayrıca mağazasında bulunan bir kısım malların daha önceki bayi-
liği döneminden kalan mallar olduğunu bir kısmını da yetkili bayilerden satın alıp
mağazasında sattığını, mağazada satılan malların A tarafindan ithal edilmiş
orijinal mallar olduğunu, eyleminde yasalara aykırılığın bulunmadığını savunarak
davanın reddini istemiştir. Davalı C tarafindan satışa sunulan L markalı ürünlerin
taklit olmadığı/orijinal olduğu ve ambalajlarında da A tarafindan ithal edildiğinin
yazıldığı, A'nın münhasır lisans sözleşmesi uyarınca Türkiye'deki tali bayilerle
ürün satış anlaşması yaptığı ve L markalı ürünlerin yıllardan beri tüm Türkiye'de
satışa sunulup pazarlandığı tartışmasızdır2°.

Y. 11. HD., T.26.05.1999, E.1999/2086, K.1999/4505 (www.kazanci.com) sayılı kararından


20

esinlenerek hazırlanmıştır.
58 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

1. Aile B arasında akdedilen marka lisans sözleşmesi ile marka hakkı


A'ya geçmiş olur mu? Marka lisans sözleşmesinin akdedilmesi bir
şekil şartına tabi midir?
2. C'nin, A'nın L markasının sahibi olmadığı için bu davayı tek başına
açamayacağına dair iddiası haklı mıdır?

3. A ile B arasında inhisarı olmayan bir lisans sözleşmesi akdedilmiş


olsaydı bir önceki soruya vereceğiniz cevap değişir miydi? Böyle
durumlarda lisans hakkı sahibinin bu davayı açabilmesinin bir yo-
lu var mıdır?
4. Olayda marka hakkına tecavüz var mıdır? Açıklayınız.
5. C tarafından satışa sunulan L markalı ürünlerin orijinal olmadığını
varsayarsak, bir önceki soruya vereceğiniz cevap değişir miydi?
8. Bir an için C tarafından satışa sunulan L markalı parfümlerin içine
su katıldığının anlaşıldığını varsayarsak, C'nin davranışına karşı
başvurulabilecek bir hukuki yol var mıdır?

7. Bir an için L markalı parfümlerin C tarafından iyileştirilerek satışa


sunulduğunu varsayarsak, bu ürünlerin satışı önlenebilir mi?

8. C'nin L markalı parfümleri ikili set halinde paketleyerek satması


durumunda bu ürünlerin satışı önlenebilir mi?

CEVAPLAR:
1. A ile B arasında akdedilen marka lisans sözleşmesi ile marka
hakkı A'ya geçmez, sadece L markasını kullanma hakkı A'ya geçer. Zira
lisans sözleşmeleri bir fikri mülkiyet hakkının kullanım hakkının geçişine
ilişkin sözleşmelerdir. SMK m. 24/1 ile 148/l'de marka hakkının tescil
edildiği mal veya hizmetlerin bir kısmı veya tümü için lisans sözleşme­
sine konu olabileceği düzenlenmiştir. SMK m. 148/4 hükmü gereğince
marka ile ilgili hukuki işlemler yazılı şekle tabidir. O halde, marka lisansı
sözleşmenin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılmış olması gerekir.
Dolayısıyla yazılı şekil işlemin kumcu unsurudur. Lisansın iyiniyetli
üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi için ise SMK m. 148/5 gereğince
sicile kayıt edilmesi gerekir.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 59

2. SMK m.158/1 gereğince, aksi sözleşmede kararlaşhnlmamışsa,


inhisarı lisansa sahip olan kişi üçüncü bir kişi tarafından marka sahibinin
marka hakkına tecavüz edilmesi durumunda, marka sahibinin bu Kanun
uyarınca açabileceği davaları kendi adına açabilir. Olayda A ile B arasın­
da L markası ile ilgili olarak inhisarı lisans sözleşmesi akdedilmiş olduğu
için, A tek başına L markasına tecavüz ile ilgili olan bu davayı açabilir.
Dolayısıyla, C bu iddiasında haklı değildir.

3. A ile B arasında inhisarı olmayan bir lisans sözleşmesi akdedil-


miş olsaydı bir önceki soruya vereceğimiz cevap değişirdi. Zira SMK m.
158/1 gereğince inhisarı olmayan lisans sahiplerinin dava açma haklan
yoktur. Dolayısıyla bu durumda C iddiasında haklı olurdu. Bununla
birlikte, SMK m. 158/2 hükmü uyarınca bu durumda inhisarı olmayan
lisans alan, sınai mülkiyet hakkına tecavüz dolayısıyla dava açma hakkı
sözleşmede açıkça sınırlandırılmamışsa, yapacağı bildirimle, gereken
davayı açmasını hak sahibinden talep eder. Hak sahibinin bu talebi ka-
bul etmemesi veya bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde talep edilen
davayı açmaması durumunda, lisans alan, yaphğı bildirimi de ekleyerek,
kendi adına ve kendi menfaatlerinin gerektirdiği ölçüde dava açabilir.
Bu olasılıkta dava açan lisans alanın, dava açhğını hak sahibine bildir-
mesi gerekir.

SMK m.152/1: "Sınaı mülkiyet hakkı korumasına konu ürünlerin, hak


sahibi veya onun izni ile üçüncü kişiler tarafından piyasaya sunulmasından
sonra bu ürünlerle ilgili fiiller hakkın kapsamı dışında kalır." Olayda Türki-
ye' de tescilli bir marka olan L markalı ürünler marka sahibinin, yani
B'nin izni ile Türkiye' de piyasaya sunulmuş olduğu için Cnin davranışı
marka hakkına tecavüz teşkil etmez. Buna marka hakkının tüketilmesi
denilmektedir.

5. L markalı ürünler orijinal olmadığında Cnin davranışı marka


hakkına tecavüz teşkil eder. Zira bu durumda marka hakkının tüketil-
mesinin koşullan gerçekleşmez.

6. Marka hakkının tükendiği durumlarda dahi SMK m.152/2 gere-


ğince malın piyasaya sunulmasından sonra üçüncü kişiler tarafından
değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçlı kullanımının önlenmesi
mümkündür. L markalı parfümlerin içine su kahlması kötüleştirme teş­
kil edeceği için bu ürünlerin sahşı mahkeme yoluyla önlenebilir.
60 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

7. SMK m.152/2 hükmü uyarınca malın piyasaya sunulmasından


sonra üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari
amaçlı kullanımının önlenmesi mümkündür. Dolayısıyla anılan hüküm
gereğince malın sadece kötüleştirilmesi durumunda değil, aynı zamanda
değiştirilmesi halinde de sahşı önlenebilecektir. O halde, L markalı par-
fümlerin C tarafından iyileştirilerek sahşa sunulması da malın değişti­
rilmesi anlamına geleceği için, bu durumda da SMK m.152/2 hükmüne
dayanılarak söz konusu ürünlerin sahşı önlenebilecektir.

8. SMK m.152/2 hükmü gereğince malın piyasaya sunulmasından


sonra üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari
amaçlı kullanımının önlenmesi mümkündür. Ancak L markalı parfüınle­
rin ikili set halinde paketlenerek sahlması durumunda malın değiştiril­
mesi söz konusu değildir. Sadece paketlenmesi değiştirilmektedir. O
halde, Cnin L markalı parfüınleri ikili set halinde paketleyerek sahşı
SMK m.152/2 hükmüne dayanılarak önlenemez.
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalcır 61

,. Ticari Temsilci Atanması ve Azli


,. Ticari Temsilcinin Temsil Yetkisi
,. Temsil Yetkisinin Sımrlandmlması
,. Şube
,. Ticari Vekil
,. Haksız Rekabet

,. Cari Hesap !Bakiyesine İtiraz


,. Cari Hesapta faiz
,. Hesap !Bakiyesinin Haczi
,. Ticari Defterlerle İspat

Ataşehir'de bulunan ünlü et lokantası KısmET Kebap'ın sahibi Kısmet Er, yeğe­
ni Faruk Er'in de olduğu bir toplantıda sağlık durumunun bozulduğunu belirterek
işletmenin idaresi ve kendi adına imza atabilmesi hususunda yeğenine tam yetki
verdiğini açıklar. Ancak yeğenin yaşını da göz önünde bulunduran Kısmet Hanım,
30.000 TL 'yi aşan sözleşmeleri yeğeninin yapmasını istememektedir. Kısmet Ha-
nım bu yetkilendirme işlemini ticaret sicilinde de tescil ve ilan ettirir. Aldığı yetkiy-
le işletmeyi yönetmeye başlayan Faruk Bey, ilk iş olarak civar semtlere siparişlerin
ulaştırılabilmesi için toplam 45.000 TL değerinde 3 adet Scooter motosiklet satın
alır. Fakat yüksek bedelle motosiklet alımına oldukça kızan Kısmet Hanım yeğeni­
nin tüm yetkisini elinden alarak; herhangi bir resmi işlem gerçekleştirmeksizin bu
görevi arkadaşı Vildan Sağlam'a verir. Görevden azledildiğinden habersiz olan
Faruk Bey ise, lokantaya 250 adet özel yapım çatal-kaşık-bıçak alımı için Kerim
Bıçakçı'yla sözleşme yapar. Görevi devralan Vildan Hanım işletme ürünlerinin
daha geniş bir kitleye erişmesine dönük çalışmalara girişir ve ilk olarak İstan­
bul/Bebek'te bir lokanta daha açılmasına karar verir. Ardından da yalnızca bu
lokanta işlerinin idaresi için Sedat Bey'i görevlendirerek, "bu lokanta artık senden
sorulacak" diye de kendisini uyarır.
İşletmenin ihtiyacı olan et ürünleri, Yıldırım Et ve Et Ürünleri Ltd. Şti. 'den (Yıl­
dırım Ltd. Şti.) sürekli olarak satın alınmaktadır. Kısmet Hanım ile Yıldırım Ltd.
Şti. 20.08.201 l'de 3 yıl süreli bir cari hesap sözleşmesi yapar ve taraflar hesap
bakiyesinin 3 aylık periyodlarla gönderilmesi hususunda anlaşırlar. Sözleşmenin
kurulmasının ardından Yıldırım Ltd. Şti., 20.000 TL alacaklı konumunda olduğu
ilk bakiye cetvelini, 22.11.2017 tarihinde Kısmet Hanım'a göndermiş; ancak Kıs­
met Hanım tebliğden itibaren 1,5 ay geçmesine rağmen herhangi bir yanıt ver-
62 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

memiştir (Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi - Ticari İşletme Hukuku Dersi


Bütünleme Sınavı-18.01.2019).

1. Kısmet Hanım ile yeğeni Faruk Bey'in arasındaki görevlendirme


ilişkisini hukuken nitelendiriniz. Söz konusu işleminin şekli var
mıdır? Açıklayınız.

2. İşletmeye ilişkin işlemlerde getirilen 30.000 TL'lik sınırlandırma­


nın aşılmış olmasının Kısmet Hanım, Faruk Bey ve motosiklet satı­
cısı açısından hukuki sonuçları nedir? Ayrı ayrı açıklayınız. İşletme
sahibinin bu sınırlandırmayı ticaret siciline tescil ettirmiş olması
durumunda cevabınız değişir miydi? Neden?
3. Kerim Bıçakçı sipariş aldığı çatal-kaşık-bıçakları teslim eder ve pa-
rasının ödenmesi için Kısmet Hanım'a başvurur; ancak Kısmet
Hanım, bu işlemi yapanın Faruk Bey olduğunu, kendisinin görev-
den alındığını, dolayısıyla söz konusu satış işlemine kendisinin rı­
zasının olmadığını belirterek ödemeyi reddeder. Kısmet Hanım'ın
bu itirazı hukuki sonuç doğurur mu? Neden?
4. İstanbul/Bebek'te açılan lokantanın hukuki durumunu nitelendi-
rerek açıklayınız. Ayrıca Vildan Hanım'ın yetkileri bakımından kı­
saca değerlendiriniz.
5. Sedat Bey'in olaydaki hukuki statüsü ve yetkileri nedir? Açıklayız.
Görevlendirmenin şekli ve Vildan Hanım tarafından bu görevlen-
dirmenin yapılıp yapılamayacağını belirtiniz.
6. Bebek'teki şubede yemek yiyen ünlü gurme Medet Yiyor, ertesi
günkü gazete köşesinde "Lokantada kendisine sunulan etlerin fazla
pişirilmiş olarak servis edildiğini, menülerde mevsiminde çıkan
ürünlere çok az yer verildiğini, ambiyansın ise fiyatlara nazaran
beklentiyi karşılamadığını; ancak tatlılara ise bayıldığını" belirten
bir yazı kaleme almıştır. Yazıdan hoşlanmayan Kısmet Hanım, avu-
katı vasıtasıyla hem gazete hem de Medet Milor aleyhine TTK'da
yer alan haksız rekabet hükümleri çerçevesinde tazminat talepli
dava açar. Sizce kendisi haklı mıdır? Hukuki gerekçelerle tartışınız.
7. Kısmet Hanım'ın bakiye cetveline herhangi bir itiraz ileri sürme-
mesinin hukuki sonuçları nelerdir? 3 ay sonunda ortaya çıkan ba-
Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 63

kiyenin hukuki niteliğinin yenileme olup olmayacağı ve faiz yürü-


tülmesi açılarından konuyu açıklayınız.
8. Yıldırım Ltd. Şti.'nin bir alacaklısı olan Adem Bey'in, Yıldırım ltd.
Şti.ile Kısmet Hanım arasındaki cari hesap bakiyesine haciz koy-
durması halinde, cari hesaba alacak ve borç kaydedilme durumu-
nu da dikkate alarak, bunun hukuki sonuçlarını açıklayınız.
9. Yıldırım ltd. Şti alacak hakkından ötürü Kısmet Hanım'a dava aç-
mak istese, kendi ticari defterlerini delil olarak kullanabilir mi? Ti-
cari defterlerin sahibi lehine ve aleyhine delil olabilmesi için ge-
reken şartları da ayrı ayn belirterek, yanıtlayınız.

CEVAPLAR.:
1. Hukuki ilişki ticari temsilcilik ilişkisidir. Zira tacirin ticari işlet­
meyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı alhnda
ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere açıkça veya örtülü
olarak yetki verdiği kişidir. Olayda da Kısmet Hanım, Faruk Bey'i işlet­
meyi yönetmek ve işletmenin her türlü işini görmek ve üçüncü kişilerle
sözleşme akdetmek yetkisiyle atamışhr. Ticari temsilci en geniş yetkili
tacir yardımcısıdır. İşletmenin faaliyet kapsamına giren her türlü olağan
ve olağanüstü işlemleri yapabilir. Bu kapsamda iyiniyetli üçüncü kişilere
karşı işletmenin amacına dahil her türlü işlemi gerçekleştirebilir. Şekle
tabi olmamakla beraber TSY'ye göre tescil edilmesi zorunludur. Ancak
tescil ve ilan açıklayıcı etkidedir.
2. Ticari temsilcinin iyiniyetli üçüncü kişilere karşı yetkisi, ticaret
siciline tescil ve ilan etmek koşuluyla şube işleri veya birlikte temsil kay-
dıyla sınırlandırılabilir. Olayda ise yalnızca miktar bakımından sınırlan­
dırma söz konusu olduğundan, bu husus ticaret siciline tescil ve ilan
edilse dahi, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez. Bu durumda
karşı tarafın söz konusu sınırlandırmayı bildiği Kısmet Hanım tarafın­
dan ispat edilmedikçe kendisi salım işlemiyle bağlı olur. Dolayısıyla
tescil bu hususta başlı başına iyiniyeti ortadan kaldırmayacakhr. Faruk
Bey de ticari temsilci olmasından ve bu yetki kapsamında işlem gerçek-
leştirdiğinden salım işlemiyle kendisi bizzat sorumluluk üstlenmez.

3. Olayda ticari temsilci konumunda bulunan Faruk Bey, kendisi-


nin görevden alınmasından sonra ilgili sözleşmeyi tacir adına ve hesabı­
na gerçekleştirmiştir. Her ne kadar ticari temsilci atanması işleminde
64 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

ticaret siciline yapılacak tescil ve ilan kurucu etki doğurmasa da ticari


temsilcinin görevden alınması işleminin üçüncü kişilerin iyiniyetini or-
tadan kaldırabilmesi için ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmesi gerek-
mektedir. Olayda bu yönde bir işlem yapılmamışhr. Dolayısıyla Kısmet
Hanım tarafından Faruk Bey'in görevden alındığı hususunun sözleşme
görüşmeleri sırasında Kerim Bıçakçı tarafından bilindiği ispat edilmediği
müddetçe Kerim Bıçakçı'nın iyiniyeti korunur. Aksi ispat edilmediği
müddetçe Kerim Bey iyiniyetli sayılacağından, Kısmet Hanım'ın soru-
daki itirazı herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz.

4. Sarıyer' de açılan ikinci restoran bir şubedir (Unsurları: Merkeze


bağlılık, dış ilişkide bağımsızlık, mekan ayrılığı, ayrı muhasebe). Şube­
ler de merkez gibi bulundukları yer ticaret siciline tescil ve ilan edil-
mekle birlikte aksine hüküm bulunmadıkça merkezin bağlı olduğu
sicile geçirilen kayıtlar şubenin bağlı olduğu sicile de tescil olunur.
Tescil talebi şubenin açıldığı tarihten itibaren 15 gün içinde yerine geti-
rilir (TTK m. 40/I).

5. Sedat Bey yalnızca şubenin yönetimi işleriyle sınırlı olarak görev-


lendirildiğinden konum itibariyle genel yetkili ticari vekildir. Temsilciye
nazaran daha dar yetkili bağımlı tacir yardımcısıdır. Temsil yetkisi ile
donahlmadığından işletmenin alışılmış (olağan) işleriyle sınırlı olarak
temsil yetkisini kullanabilir. Haliyle de özel yetki verilmedikçe tacir adı­
na ödünç alamaz, kambiyo taahhütlerinde bulunamaz, davalarda davalı
veya davacı olarak taciri temsil edemez. Şube işleriyle veya birlikte imza
kaydıyla yetkileri sınırlandırılabilir. Nitekim olayda da şube ile sınırlan­
dırılmışhr. Olayda her ne kadar tacir yerine ticari temsilci tarafından
atanmış olsa da, ticari temsilci işletmenin yönetimi ve temsili anlamında
en geniş yetkili tacir yardımcısı olduğundan ticari vekil de tayin edebilir.
Tayin işlemi herhangi bir şekle tabi değildir. O halde Vildan Hanım da
bu atamayı gerçekleştirebilir.

6. Söz konusu ifadeler, TTK m. 55/1-(a),(1)ve(2) kapsamında değer­


lendirilip tarhşılacakhr. İfadeler kötüleme veya yanılhcı açıklama kap-
samında sayılamamalıdır; zira dürüstlük kuralına aykırı boyutta bir be-
yan söz konusu değildir. Yazılan yazı, eleştiri ölçütlerini aşmayan değer­
lendirmeler olarak görülmeli ve eleştiri boyutunun aşılarak işletmenin
müşteri kitlesini hedef alacak şekilde kötülenmesi veya yanılhlması
amacının güdülmediği kabul edilmelidir. Buna karşılık kötüleme veya
Ticari İşletme H111k111k111 Cevaplı Pratik Çalışmalar 65

yarulhcı açıklama olarak görüp, tutarlı gerekçe sunan öğrencilere de pu-


an verilebilir.

7. Olayda 3 aylık hesap devresi sonunda bakiye çıkarılmış ve bu


bakiyeye de Kısmet Hanım bir ay içinde itiraz etmemiştir. Bu durumda
cetveli alan taraf olan Kısmet Hanım'm bakiyeyi (olayda 20.000 TL) ka-
bul ettiği sonucu doğar. Böylece de bakiye borç yenilenmiş sayılıp, çıkan
bakiye sonraki hesap devresine (ikinci 3 aylık devre) yeni bir alacak ka-
lemi olarak yazılır. Bakiyenin kabulüyle oluşan yenileme, devre sonunda
yapılan toplu takastan arta kalan borç (bakiye) yerine geçen yeni bir borç
yarahr ve bu yeni borç, eski borçtan mücerrettir. Üç aydan daha kısa
tespit edilmeyen hesap devreleri içinde alacak sütununa kaydedilen tu-
tarlar için alındıkları günden itibaren faiz işler. Hesap devresi sonunda
alacak ve borç kalemlerinin birbirinden çıkarılması sonucunda hasıl olan
bakiye için de tespit edildiği günden itibaren faiz işler. Olayda da 3 aylık
sürelerle hesabın kapahlrnası öngörülmüştür. Bu durumda da bakiye
için tespit edildiği günden itibaren faiz işler.

Cari hesaba geçirilen alacaklar münferiden hacze konu olamaz.


Bu durumda Adem Bey yalnızca hesap bakiyesini haczettirebilir. Haciz
kararının cari hesabı tutan tarafa tebliğ edildiği tarih itibariyle hesap
kapatılarak bakiye tespit olunur. Artık cari hesap ilişkisine yeni borç
kalemleri eklenmek suretiyle alacaklının durumu ağırlaşhrılamayacağı
gibi, haciz kararının tebliğinden itibaren doğan borçlardan alacaklı ya-
rarlanamaz. Olayda belirli süreli bir cari hesap sözleşmesi bulunduğun­
dan haciz tebliğ edilen taraf 15 gün içinde bu haczi kaldırmazsa karşı
taraf (Kısmet Hanım) sözleşmeyi feshedebilir. Haciz kararını koyan ala-
caklı bakiyenin derhal ödenmesini isteyemez; ödeme ancak hesap devre-
si sonunda gerçekleştirilir.

Ticari işlere ilişkin uyuşmazlıklarda belirli şartlarda ticari defter-


ler delil olarak kullanılır. Ticari defterlerin sahibi lehine delil olması için:
Uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması gerekir; uyuşmazlık konu-
su iş her iki taraf için de ticari iş niteliğinde olmalıdır; ticari defterlerin
usulüne uygun şekilde tutulmuş olması gerekir (Tacirin zorunlu defter-
leri eksiksiz tutmuş olması, tasdike tabi defterlerin açılış ve kapanış tas-
dikleri zamanında yapılmış olması, kayıt ve muhasebe düzeni bakımın­
dan usulüne uygun tutulmuş olması, defter kayıtlarının birbirini doğru­
laması); diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterle-
66 Ticari İşletme Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

rindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir
kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin
delillerle ispatlanmamış olması gerekir (HMK m. 222/2, 3, 4). Bu şartların
bir arada bulunması halinde tacir kendi defterlerini delil olarak kullana-
bilir. Ticari defterlerin sahibi aleyhine delil olması için uyuşmazlığın her
iki tarafının da tacir olması, uyuşmazlık konusu işin her iki taraf için de
ticari iş niteliğinde olması şart değildir. Hatta zorunlu defterler tam ola-
rak tutulmasa, tasdik ve beyanları yaphrılmasa ve defter kayıtları birbi-
rini doğrulamasa dahi bu defterler sahibi aleyhine delil olur (TTK
222/4).Ticari defterlerin sahibi aleyhine delil olarak kullanılması için:
Uyuşmazlık konusunun ticari defterlere kaydedilmesi gereken bir husus
olması; ticari defterlerdeki sahibi aleyhine olan kayıtların, defter sahibi
tarafından başka geçerli delillerle çürütülmemiş olması gerekir. Taraf-
lardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlindeki
kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan
kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını kanıtlamış sayılır (HMK
m.222/5). Dikkat edileceği üzere, ticari defterlerin aleyhe delil olması için
uyuşmazlık konusunun ticari defterlere kaydedilmesi gereken bir
husus olması ve taraflardan birisinin (ticari defterlerinin ibrazı iste-
nen tarafın) tacir olması yeterlidir. Yıldırım Ltd. Şti ve Kısmet Hanım
uyuşmazlık konusu işin yapıldığı sırada tacirdir ve uyuşmazlık konusu
iş her iki taraf için de ayrı ayrı defterlerine geçirmesi gereken ticari iş
niteliğindedir. Şayet ticari defterler usulüne uygun bir şekilde de tu-
tulmuş ise, Yıldırım Ltd. Şti alacak hakkından ötürü Kısmet Hanım' a
açacağı davada, kendi ticari defterlerini delil olarak kullanabilecek-
tir. Kendi iddiasını ispatlamak isteyen Yıldırım Ltd. Şti, kendi ticari
defterlerine dayanmış ve ticari defterlerdeki kayıtlar kendisi aleyhine
delil oluşturacak nitelikte ise, bu kayıtlara dayanarak defter sahibi
aleyhine karar verilebilir.
C

., Tacir
., Ticaret Unvam/İşletme Adı
., Haksız Rekabet
., Ticaret Unvanının Konıınması
., Ticaret Unvanında İltibas

Engin Çibo, Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası bünyesindeki ticaret siciline


05.05.2005 tarihinde "Çibo Pazarlama ve Dağıtım- Engin Çibo" unvanını tescil
ettirmiştir. Engin Çibo, ayrıca usulünce tescil ettirdiği unvanın yazı karakterle-
rinde ve renk skalasında küçük değişiklikler yaparak ve diğer ortağı Ertan
Çibo'nun adını da ekleyerek işletmesinin görünür bir yerine astırmıştır. Yaptığı iş
dolayısıyla Zonguldak'a yakın il ve ilçelerine de Çibo ismini duyuran ve geniş
müşteri çevresi oluşturan Engin Çibo, 05.05.2011 tarihinde Bartın'a bağlı Amas-
ra Esnaf ve Sanatkarlar Odası'na "Çibo Kahve Mamulleri Pazarlama ve Dağıtım­
Eren Çibo" adlı ticaret unvanının tescil edildiğini ve TTSG ile Halkın Sesi adlı
yerel gazetede peşi sıra ilan edildiğini öğrenmiştir. Engin Çibo Amasra Esnaf ve
Sanatkarlar Odası'nın kayıtlarında yaptığı inceleme sonucunda Bartın ve özellikle
Amasra'da oluşturduğu yabancı müşteri çevresini kaybedeceği endişesine kapılmış
ve avukatına Eren Çibo ve işletmesine 12.12.2014 tarihinde dava açması talima-
tını vermiştir. Eren Çibo, 05.05.2011 tarihinden evvel faaliyetlerine başlamış,
H.Bank Bartın Merkez Şubesi'nden 100.000 TL değerinde 2 yıl vadeli kredi çek-
miş; iş yeri sahibiyle 3 yıllık kira sözleşmesi yapmış ve çoğunluğun Engin
Çibo'nun müşterileri olduğu tespit edilen kişilerle işlemlerde bulunmuş ve onların
adlarına faturalar düzenlemiştir. Ayrıca Eren Çibo ile banka arasında imzalanan
kredi sözleşmesinde, kredi taksitlerinin geciktirildiği her gün için 9.000 TL cezai
şart ödenmesi kararlaştırılmıştır2 1 •

Y. HGK., T. 26.04.2000, E.2000/11-827, K.2000/808 (wwwi.kazanci.com.) sayılı kararından


21

esinlenerek hazırlanmıştır.
68 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

1. Engin Çibo'nun Zonguldak ticaret siciline tescil ettirdiği ticaret


unvanının oluşumu ve kullanımının hukuka uygunluğunu değer­
lendiriniz.
2. Çibo Pazarlama ve Dağıtım'ın kuruluş ve faaliyet aşamasındaki
harcamalarının hepsinin Ertan Çibo tarafından karşılandığı bilin-
mektedir. Buna göre; Engin ve Ertan Çibo arasındaki ilişkinin hu-
kuki nitelendirmesini ihtimaller dairesinde yapınız. Aynca tüzel
kişiliği olmayan şirket açısından ticaret unvanının oluşumu hak-
kında bilgi veriniz.

3. Eren Çibo'nun Bartın'a bağlı Amasra Esnaf ve Sanatkarlar Oda-


sı'na yaptırmış olduğu tescil hukuka uygun mudur? Ticaret sicili-
nin koruma alanını ve gerçek kişi ticaret unvanının oluşumunu
dikkate alarak değerlendiriniz.
4. Engin Çibo'nun avukatı olsaydınız; Eren Çibo'ya karşı açılan dava-
da TTK'daki hangi hüküm ya da hükümlere dayanarak hangi ta-
lep/lerde bulunurdunuz? Açıklayınız.
5. Türkiye çapında faaliyette bulunan Tchibo Kahve Mamülleri ve
Dağıtım ve Pazarlama Ticaret Limited Şirketi tarafından Eren
Çibo'ya dava açılmış olsaydı 4. soruya vereceğiniz cevap değişir
miydi? Gerekçeleriyle açıklayınız.
6. Eren Çibo'nun tacir sıfatını değerlendiriniz. 05.05.2014 tarihine
kadar bankaya olan borcunun yalnızca 50.000 TL'sını ödeyebil-
miştir. Buna göre H.bank Bartın Merkez Şubesi'nin avukatı olsay-
dınız hangi hukuki talep ya da taleplerde bulunurdunuz. Açıklayı­
nız. Aynca Eren Çibo cezai şartın fahiş olduğu iddiasıyla mahke-
meden bunun tamamen kaldırılmasını isteyebilir miydi? Belirtiniz.
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 69

., Şubenin Davada Taraf Olması

"Dava dilekçesi ile, T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü hasım gösterilmişse
de, bu durum, her zaman düzeltilmesi mümkün bulunan temsilcide hata olarak
kabul edilmiştir. HUMK m. 17 maddesi uyarınca, bir şubenin muamelesinden
dolayı, o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava açılabilir. Somut olayda davacı,
emeklilik işlemlerini davalı Banka'nın Didim Şubesi'nden yaptığına ve şubelerin de
tüzel kişilikleri bulunduğuna göre, mahkemece davanın görülmesi gerekirken
yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir "
2

SORU:
Yukarıdaki Yargıtay kararını, şubenin davada taraf olması konusuyla
bağlantılı olarak değerlendiriniz.

22
Y. 11. HD., T. 07.11.2002, E.2002/ 5337, K.2002/10098 (www.kazanci.com).
70 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

,. Haksız Rekabet
,. Markaya Tecavüz

Günışığı Aydınlatma Anonim Şirketi, "Gece Yürüyüşü" markası altında 1938


yılından beri el feneri imal etmekte ve satmaktadır. 2014 tarihinde B, "Gecelerde
Yürüyüş" şeklindeki markasını aynı çeşit emtia üzerinde kullanılmak üzere kendi
adına tescil ettirmiştir. B, "Gecelerde Yürüyüş" markasının kendi adına tescilli
olduğunu ve Günışığı Aydınlatma Anonim Şirketinin "Gece Yürüyüşü" markasını
kullanmasını dava yoluyla engellemek istemektedir. Buna göre aşağıdaki soruları
birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız.

SORULAR:

1. Günışığı Aydınlatma Anonim Şirketi, B'nin bu talebine karşılık na-


sıl bir savunmada bulunabilir? Açıklayınız.

2. Günışığı Aydınlatma Anonim Şirketi'nin haksız rekabet hükümle-


rine dayanarak talepte bulunması mümkün müdür? Neden?
3. B, "Gecelerde Yürüyüş" şeklindeki markasını kafa feneri ürünleri
üzerinde kullanmak için tescil başvurusunda bulunsaydı, Günışığı
Aydınlatma Anonim Şirketi bu tescil başvurusuna itiraz edebilir
miydi? Günışığı Aydınlatma Anonim Şirketi'nin ''Gecelerde Yürü-
yüş" şeklindeki markasını kendi adına daha önce tescil ettirmiş
olması halinde vereceğiniz cevap değişir miydi?
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 71

., Marka
., Ticaret Urıvam/İşletme Adı
., Ticaret Urıvarımm Korurıması

., Maırkarım Komrıması
., Marka Hakkma Tecavüz
., Haksız Rekabet

Çin'de ürettirdiği küçük ev aletlerinin İstanbul'da ticaretini yapan Turan Baş,


bu aletlerin üzerine ve kutularına BAKO yazdırmış, ayrıca satış mağazasının cep-
hesine "Turan Ticaret-BAKO" şeklinde tabela astırmıştır. Ancak bu isimleri uzun
süreden beri kullanmasına rağmen herhangi bir kuruma başvurmamış ve herhangi
bir sicile tescil ettirmemiştir. Turan bey işletmesiyle ilgili resmi işlemlerinde ise
yalnızca ad ve soyadım kullanmaktadır (Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ticari İşletme Hukuku Dersi Final Sınavı-31.12.2018).

1. Olayda geçen "Bako", "Turan Ticaret Bako" ve "Turan Baş" ifade-


lerini nitelendiriniz. Bunların hukuken korunup korunmayacağını,
korunursa hangi hükümlere göre korunacağını açıklayınız.
2. Beyaz eşya ve küçük ev aletleri sektöründe BEKO tanınmış mar-
kasının sahibi olan Beko Ticaret AŞ, Turan Baş'ın gerek ürün tasa-
rımlarının gerekse kullandığı BAKO isminin kendininkilere benze-
diğini iddiasıyla hukuki yollara başvurmayı planlamaktadır. Beko
Ticaret AŞ'nin avukatı olsaydınız hangi kanun hükümlerinden ya-
rarlanarak hangi davaları açardınız ve ne tür taleplerde bulunun-
dunuz? Gerekçeleriyle açıklayınız.
72 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Kredi Açma Sözleşmeleri


" Cari Hesap Sözleşmeleri

"Taraflar arasındaki "Hesabı cari şeklinde


ikraz mukavelenamesi" adı verilen
sözleşme uyarınca yapılagelen işlemler sonucu müşteri hiç bir zaman alacaklı
durumuna geçmemiş, daima borçlu durumda kalmış, banka ise sürekli olarak
alacaklı niteliğini korumuştur. Görülüyor ki olayda hesabi carinin ayırıcı niteliği
olan karşılıklı alacaklı ve borçlu olma durumu hiç bir zaman gerçekleşmemiştir. O
halde ortada gerçekte hesabı cari değil karz akdinin varlığı söz konusudur. Kaldı
ki kabule göre, olayda borçlu taksitle ödemeyi kabul etmiş bulunması itibariyle
BK. 'nun 135/2. maddesine göre gene 10 yıllık zaman aşımı uygulanır. Bu nedenle
Hukuk Genel Kurulu' nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak
gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı
bozulmalıdır". 23

"Bankanın müşterisine tahsis ettiği kredi hesabı "borçlu cari hesabı" olarak ad-
landırılır. Müşteribu hesabı verilen limit içinde krediler için kullanır. Ya hesaptan
para çeker, havale ile temlik yapar ya da teminat mektubu, aval, kefalet gibi ban-
kanın itibarına dayanan krediler talep eder. Müşteri hep borçlu durumundadır.
Gerek "borçlu cari hesabı" ve gerek "adi cari hesap" (küçük cari hesap) şeklinde
açılan banka hesaplarında, birincisinde kredi müşterisinin, ikincisinde bankanın
alacaklı duruma geçmeleri mümkün olmadığı, bu nedenle ITK.nun 87/1. madde-
sinde yer alan karşılık unsuru bulunmadığı cihetle ITK.ndaki cari hesap tanımına
uymaz. Bu itibarla dava konusu olayda ITK.nun 92. maddesi hükmü uygulana-
mayacağından ... ". 24

Yukarıdaverilen Yargıtay kararlarını, bankaların yaptığı kredi açma


sözleşmelerinin cari hesap sözleşmesi niteliğinde olup olmadığına dair
doktrindeki tartışmaları da dikkate alarak değerlendiriniz.

23
Y. HGK., T. 20.10.1978, E.1977/11-213, K. 1978/856 (www.kazanci.com).
24
Y. 11. HD., T. 03.02.1989, E. 1989/286, K. 1989/49 (www.kazanci.com).
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 73

" Ticari Dava


" Ticari Defterler
" Defter ve Belgelerin Saldanması ve Zıyaı
" Ticari Defterlerin İbrazı
" Ticari Defterlerin İspat K11.1weti

İstanbul'da inşaat malzemeleri ticaretiyle uğraşan tacir A, Rize'de müteahhit-


lik yapan tacir B ile sürekli ilişki içindedir. B, son işi için A'dan 50.000 TL'lik inşa­
at malzemesi satın almıştır. Paranın 20.000 TL'si peşin ödenmiş, kalan kısmın ise
3 ay sonra ödeneceği hususunda taraflar aralarında anlaşmışlardır. Ancak aradan
4 yıl geçmesine rağmen, bu para B tarafından ödenmemiştir. paranın ödenmesi
için gönderdiği ihtarların cevapsız kalması üzerine Rize Asliye Hukuk Mahkeme-
sinde alacak davası açmış ve delil olarak, hem kendi ticari defterlerine hem de
davalı tarafın ticari defterlerine dayanmıştır. Ancak B, ticari defterlerinin araba-
sında olduğu bir sırada arabasının çalındığını, bu nedenle defterleri ibraz edeme-
yeceğini ve ayrıca bu olaya ilişkin elinde kamera kaydının olduğunu, bu nedenle
zayi belgesi de almadığını, ayrıca "6 yıl öncesine ait ticari defterleri saklamakla
yükümlü olmadığını" bildirmiştir. Mahkeme tarafından A'nın defterleri üzerine
yapılan inceleme sonucunda A'nın usulüne uygun olarak defter tuttuğunun kabulü
için defterdeki kayıtların dayanak belgelerinin de ibrazının gerektiği, ancak A'nın
bu belgeleri ibraz edemediği, bu nedenle usulüne uygun defter tutmadığı için A'nın
kendi ticari defterlerine delil olarak dayanamayacağı belirtilmiştir.

1. Olaydaki dava ticari dava mıdır? Görevli ve mahkeme doğ-


ru belirlenmiş midir?
ve B'nin dava konusuyla defter birbirini
doğrulaması veya çelişkili olması halinde mahkeme nasıl karar
vermelidir? Çeşitli ihtimallere göre açıklayınız.
B'nin ticari defterlerini ibraz etmemesi veya B'nin defter tasdikle-
rinin gerektiği şekilde yapılmadığının anlaşılması halinde mahke-
me nasıl karar vermelidir?
74 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

4. B'nin defterlerini ibraz etmemesi halinde, A defterlerini ibraz et-


mekle birlikte dava konusu alacakla ilgili dayanak belgelerin bulun-
maması halinde, üçüncü soruya vereceğiniz cevap değişir miydi?

5. B'nin, ticari defterlerini ibraz ettiğini, ancak defterlerinde A ile


aralarındaki ilişkiye ilişkin
herhangi bir kaydın olmadığını, gerekçe
olarak da söz konusu inşaat malzemelerini kendi evinin inşaatın­
da kullandığını, dolayısıyla ortada ticari bir iş olmadığından ticari
defterlere kaydedilmesi gereken bir husus da olmadığını ileri sür-
düğünü varsaydığımızda B'nin bu itirazı yerinde midir? B'nin tüzel
kişi tacir olması durumunda vereceğiniz cevap değişir miydi?

6. B'nin, zayi belgesi almak için dava açtığını varsayalım. Mahkeme,


B'nin hırsızlık vakası nedeniyle defterlerinin zayi olduğu yönün-
deki iddiası üzerine ne yönde karar vermelidir? Neden?
7. B'nin elinde kamera kaydı olması nedeniyle zayi belgesi almaya
gerek duymadığı yönündeki iddiasını değerlendiriniz.
8. B'nin "6 yıl öncesine ait defterleri saklamakla yükümlü olmadığı"
yönündeki iddiasını değerlendiriniz. Ticari defterlerde saklama
yükümlülüğü hakkında bilgi veriniz.

9. Mahkemenin ticari defterlerle birlikte dayanak belgelerin de ib-


razı gerektiğine dair kararı doğru mudur? Açıklayınız.
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 75

'" Ticari İş
'" Faturaya İtiraz
'" Faturada Bulmı.arı Vade Farkı Kaydına İtiraz
'" Tacirler Arasında Yapıları İhbar veya İhtarların Şekle Tabi Olması
'" Tacirin Ücret İsteme Hakkı
'" Hapis Hakkı

Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan S, sömestr tatili için memleketi Mani-
sa'ya gittiğinde, Ticaret Hukuku vize sınavından yüksek puan almanın verdiği
haklı bir gururla, emekli olan babasını bir ticari işletme açması için ikna ederek
hukukf konularda ona yardım edeceğini söylemiştir. Kızı Sye güvenen baba M,
gerekli işlemleri tamamlayarak 11.01.2017 tarihinde Manisa'nın en işlek cadde-
sinde ticari işletme düzeyinde bir beyaz eşya dükkanı açmıştır.
M, mobilya mağazası sahibi olan esnaf B'den 15.01.2017 tarihinde beyaz eşya
dükkanında kullanmak amacıyla, 15.000 TL tutarında büro tipi masa ve koltuklar
satın almıştır. Aralarındaki sözleşmeye göre mallar 20.01.2017 tarihinde teslim
edilecek, malların bedeli ise mallar teslim edildikten sonra ödenecektir.
20.01.2017 tarihinde mallar teslim edilmiş ancak M, malların bedelini B'ye öde-
memiştir. B, Myi temerrüde düşürmek amacıyla M'ye faks çekmiştir.

02.02.2017 tarihinde M, işletmesinde satmak için tacir Z'den bedelini fatura


tarihinden iki ay sonra ödemek şartıyla 30.000 TL tutarında çeşitli markalarda
elektrikli süpürge satın almıştır. 10.02.2017 tarihinde elektrikli süpürgelerle bir-
likte gelen faturada bedel olarak 40.000 TL ve ayrıca geç ödeme nedeniyle %1 O
vade farkı talep edileceğinin yazıldığını gören M, derhal Zyi telefonla arayarak
aralarındaki sözleşmede süpürgelerin bedelini 30.000 TL olarak belirlediklerini,
ancak faturada malların bedelinin 40.000 TL olarak belirtildiğini ve buna itiraz
ettiğini bildirmiştir. Daha sonra vade farkına ilişkin kayda itiraz etmeyi unuttu-
ğunu fark eden M, 22.02.201 J'de Z'yi tekrar telefonla arayarak vade farkına
itiraz etmiştir.
Yaşının ilerlemesi nedeniyle işletmesini işletmekte zorlanan M, T'yi ticari tem-
silci olarak atamıştır. T, işletme zemininin aynı yükseklikte olmadığını fark etmiş
ve bu dengesizliğin işletmedeki eşyalara zarar vereceği düşüncesiyle çok yakın
arkadaşı esnaf F'yi arayarak işletmedeki fayansları yenileriyle değiştirip zeminin
yüksekliğini eşitlemesini istemiştir. F, bir hafta içerisinde fayansları değiştirip
76 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

zemin yüksekliğini eşitlemiştir.


F, yapılan işlemin bedeli olarak 10.000 TL talep
etmiştir.T, F'nin ücret talep etmesi üzerine çok yakın arkadaşı olduğu için kendi-
sinden bir ricada bulunduğunu ve aralarında bir ücret kararlaştırmadıklarını, bu
nedenle ödeme yapmayacağını belirtmiştir. Bunun üzerine F, M'nin dükkanı için
daha önce yurtdışından ucuza sipariş ettiği ve F'nin dükkanına emaneten bıraktığı
oyun konsolları ve aksesuarları üzerinde alacağı ödeninceye kadar hapis hakkının
bulunduğunu ileri sürmüştür. M ise F'nin hapis hakkının bulunmadığını, zira el
konulan eşya ile alacağın ilgisinin olmadığını ileri sürmüştür. (Erciyes Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Dersi 2018-2019 Mazeret Sınavı)

BOR.ULAR:
1. M'nin B'den büro tipi masa ve koltuk satın alması ticari bir iş mi-
dir? Neden?
2. B'nin M'yi temerrüde düşürmek amacıyla faks çekmesinin şekil
yönünden Kanuna uygun olup olmadığını gerekçeleriyle açıklayınız.
B tacir olsaydı bu soruya vereceğiniz yanıt değişir miydi? Neden?
3. M'nin faturadaki bedele itirazının şekil ve süre yönünden Kanuna
uygun olup olmadığını gerekçeleriyle değerlendiriniz.
4. M'nin vade farkına itirazını şekil ve süre açısından değerlendirip
geç ödeme durumunda M'den vade farkı istenip istenemeyece-
ğini gerekçesiyle belirtiniz.

5. Tile esnaf F arasında bir ücret kararlaştırılmaması, F'nin ücret ta-


lep edebilmesini engeller mi? Neden?
6. Hapis hakkının şartlarını sayarak olayımızda esnaf F'nin dükkanına
bırakılan oyun konsolları ve aksesuarları üzerinde hapis hakkının
olup olmadığını M'nin itiraz gerekçesiyle birlikte değerlendiriniz.
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 71

" Tacir
" Ticari İş
" Ticari Dava
" Faturaya İtiraz
" Faturada Bulunan Vade Farkı Kaydına İtiraz
• Tacirler Arasında Yapılan İhbar veya İhtarların Şekle Tabi Olması
• Ticari Defterlerin İspat Kuvveti
• Tacirin Ücret İsteme Hakkı.
• Hapis Hakkı.
" Ticari Temsikinin Ticari İşletme Üzerinde Rehin Tesisi
" Tacirler Arası Satımlarda Ayıp İhbarı
" Acenteye Ayıp İhbarı Yapılması ve Müvekkile İzafeten Dava Açılması
• Acentenin Masraf İsteme Hakkı
" Acentelik Sözleşmesinin Haldı Sebeple Feshi

A, merkezi İstanbul/Pendik'te bulunan "Y. Beyaz Eşya" adlı ticari işletmenin


sahibidir. B ise, ticari işletme niteliğinde bir fırın işletmek amacıyla kurulmuş bir
anonim şirketin ortağı ve aynı zamanda da bir devlet dairesinde memurdur. A,
B'ye 20.10.2017 tarihinde, 1000 TL değerinde bir buzdolabı satmış, aynı gün
faturasını düzenleyerek B'ye teslim etmiştir. B, buzdolabını eşine doğum günü
hediyesi olarak aldığını, bu nedenle eşinin doğum günü olan 24.10.2017 tarihinde
teslim edilmesini istediğini, ödemeyi ise teslimattan bir ay sonra yapabileceğini
belirtmiştir. Bu talepler A tarafından kabul edilmiştir. 24.10.2017 tarihinde
buzdolabının evine getirilmesi üzerine B, buzdolabını incelemiş ve herhangi bir
ayıp olmadığını fark edince artık ihtiyacının kalmayacağını düşünerek faturayı
atmaya karar vermiştir. Faturayı atmak için cebinden çıkaran B, faturada buzdo-
labı bedeli olarak 1200 TL yazıldığını fark etmiştir. Derhal A'yı arayan B, 1000
TL'ye anlaştıklarını, oysa faturada 1200 TL yazdığını belirtmesi üzerine A, 1000
TL'nin peşin satış fiyatı olduğunu, veresiye satışlarda % 20 oranında fiyat artışı
olduğunu belirtmiştir. B ise sözleşmeyi yaparken veresiye satışlarda bu şekilde bir
fiyat artışı olacağını A'nın kendisine söylemediğini belirtmesine rağmen A bu itira-
zı kabul etmemiştir. Ne yapması gerektiğini bilemeyen B, bir süre düşündükten
sonra 27.10.2017 tarihinde A'yı arayarak sözleşmeyi feshettiğini ve herhangi bir
ödeme yapmayacağını, bir an önce gelip buzdolabını geri almasını istediğini be-
78 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

lirtmiştir. Buzdolabını geri almayan A, buzdolabının tesliminden bir ay geçtikten


sonra B aleyhine dava açmıştır.

Artık ticari işletmesini işletmekte zorlanır hale gelen A, T'yi ticari temsilci
olarak atamıştır. T, işletmede sürekli arıza veren ve eski bir görünüme sahip
olan muslukları değiştirmek istemiş, bu nedenle Kadıköy'de 20 yıldır tesisatçılık
yapan kardeşi esnaf M'yi arayarak işletmedeki tüm muslukları 2 gün içinde
değiştirmesini istemiştir. M de 2 gün içinde tüm muslukları değiştirmiş ve yapı­
lan işlemin bedeli olarak 3.000 TL talep etmiştir. T, M'nin ücret talep etmesi
üzerine, ağabeyi olarak kendisinden bir ricada bulunduğunu ve aralarında bir
fiyat kararlaştırmadıklarını, bu nedenle ödeme yapmayacağını belirtmiştir. Bu-
nun üzerine M, A'nın daha önce kendi dükkanına emaneten bıraktığı işletmeye
ait 2 adet laptop üzerinde hapis hakkının bulunduğunu ileri sürerek alacağı
ödeninceye kadar bu laptoplara el koymuştur. A ise M'nin hapis hakkının bu-
lunmadığını, zira el konulan eşyanın M'nin iddia ettiği alacağıyla ilgisinin ol-
madığını ileri sürmüştür.

T, işyerini genişletmek amacıyla, ticari işletmeyi teminat göstermek suretiyle


bir bankadan büyük miktarda kredi almak istemektedir. Bu amaçla X Bankası'na
başvuran T'nin bu talebini inceleyen banka, ticari temsilci T'nin A'nın ticari işlet­
mesi üzerinde taşınır rehni tesis edemeyeceğini, rehin tesis edebilmesi için özel
yetkiye sahip olması gerektiğini belirterek talebi reddetmiştir.
Daha sonra faaliyetlerini genişletmek isteyen A, Ankara bölgesi için Sye acen-
telik verilmiştir. Bu bağlamda S, A tarajindan üretilen beyaz eşyaların Ankara'da
satılması için faaliyette bulunacaktır. Bu amaçla Sye verilen yazılı yetki, Ankara
Ticaret Sicili'ne tescil edilmiştir. Ankara Etimesgut'ta büyük bir süpermarket işle­
ten Y, marketinde kullanmak için S'den iki adet soğutucu sipariş etmiş, söz konu-
su siparişler vaktinde teslim edilmişse de yapılan incelemede soğutucuların arızalı
olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine Y, malı teslim aldıktan 1 gün sonra noter
aracılığı ile ihtar çekerek teslim edilen malların ayıplı olduğunu, bu nedenle bunla-
rın yenileriyle değiştirilmesini istediğini belirtmiştir. S, kendisinin acente olduğunu
ve bu nedenle kendisine ayıp ihbarında bulunulamayacağını belirterek talebi red-
detmiştir. Bu arada A, S'nin ağır bir hastalığa yakalanması ve artık işlerini göre-
mez hale gelmesi sebebiyle sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedip, hemen sonrasın­
da aynı bölgede aynı işin yürütülmesi için aynı şartlarla E ile anlaşmıştır. S ise,
acentelik sözleşmesinin feshedilmesi için 3 aylık feshi ihbar süresi öngörüldüğünü
ancak bu süreye uyulmadığını, ayrıca faaliyetlerini yürütürken sürekli seyahat
etmek zorunda kaldığını ancak bu masrafların da kendisine ödenmediğini ileri
sürerek A'ya karşı dava açmıştır. Yaptığı ayıp ihbarı neticesinde talebi yerine geti-
rilmeyen Y ise A'ya izafeten Eye karşı dava açmıştır. (Erciyes Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Ticaret Hukuku Dersi 2017-2018 Mazeret Sınavı)
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 79

1. B tacir sıfatını haiz midir? B'nin A'dan buzdolabı satın alması ticari
bir iş midir? Neden?
2. B'nin faturaya itirazı şekil ve süre yönünden kanuna uygun mu-
dur? Faturaya itirazın kanuna uygun şekilde yapılmasının veya
yapılmamasının sonucu nedir? B'nin tacir olup olmamasının veya
somut olayda itiraz edilen hususun bu sonuca bir etkisi var mıdır?
3. A'nın B'ye karşı açtığı davada görevli mahkeme Asliye Ticaret
Mahkemesi midir? Neden?
A ile B arasındaki davada B, iddiasını ispat etmek için A'nın ticari
defterlerine dayanabilir mi? Neden?
5. T ve esnaf M arasında bir ücret kararlaştırılmaması, M'nin ücret
talep edebilmesini engeller mi? Neden?
6. Hapis hakkının şartlarını sayarak olayımızda esnaf M'nin dükkanı­
na bırakılan laptoplar üzerinde hapis hakkının olup olmadığını
A'nın itiraz gerekçesiyle birlikte değerlendiriniz.

7. X Bankası'nın ticari temsilci T'nin A'nın ticari işletmesi üzerinde


taşınır rehni tesis edemeyeceği, rehin tesis edebilmesi için özel
yetkiye sahip olması gerektiği yönündeki krediyi ret gerekçesi
haklı mıdır? Neden?

8. Y'nin ayıp ihbarı şekil ve süre yönünden kanuna uygun mudur?


Kanuna uygun şekilde yapılmasının veya yapılmamasının sonucu
nedir?
9. S, kendisine yönelik ayıp ihbarında bulunulamayacağı iddiasında
haklı mıdır? Neden?

10. S'nin A'ya karşı açtığı dava gerekçeleri haklı mıdır? Ayrı ayrı de-
ğerlendiriniz.

11. E'nin A'ya izafeten kendisine karşı dava açılamayacağı itirazı haklı
mıdır? Neden?
80 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

'" Ticari Temsilcinin Atanması ve Azli


'" Ticari Temsilcinin Temsil Yetkisi
'" Temsil Yetkisinin Sınırlandırılması
'" Faturaya İtiraz
'" Faturada Bulunan Vade Farkı Kaydına İtiraz
'" Tacirler Arası Satımlarda Ayıp İhbaırı
., Tacirler Arasında Yapılan İhbar veya İhtarların Şekle Tabi Olması
'" Ticari Dava
., Haksız Fiilin Ticari İş Niteliği
'" Ticari Faiz/Temerrüt Faizi
'" Hapis Hakkı
'" Ticari Temsilcinin Ticari İşletme Üzerinde Rehin Tesisi
., Ticari İşletmenin Devri ve Şartlan
., Devredenin ve Devralanın İşletmenin Borçlarından Sorumluluğu
" İşletmeye Dahil Unsurların Devir Dışında Tutulması
" Ticaret Ünvam ve İşletme Adı
" Ticaret Sicil Müdürünün Kararma İtiraz

İstanbul Pendik'te ''T. A. Mobilya" isimli büyük bir mobilya mağazası işleten
tacir A, işlerinin idaresi için üniversiteden arkadaşı B'yi ticari temsilci olarak
atamış ve bu durumu ticaret siciline tescil ettirmiştir. Hemen çalışmaya başlayan
B, Y Limited Şirketi'nden 20.10.2017 tarihinde tanesi 1.000 TL'den 200 adet
masa sipariş etmiş, bunun karşılığı olarak tacir A adına 200.000 TL'lik bono
imzalayarak teslim etmiştir. Mobilya mağazasına söz konusu masalar, kararlaş­
tırıldığı gibi 24.10.2017 tarihinde teslim edilmiş, fatura ise 29.10.2017 tarihin-
de ulaşmıştır. 30.10.2017 tarihinde malların gerekli nitelik ve vasıfta olmadığı
anlaşılmış ve ayrıca faturada daha önce konuşulmamış olmasına rağmen "bono-
nun tahsilinde yaşanacak gecikmeler halinde her ay için % 5 vade farkı talep
edilecektir" ibaresinin olduğu fark edilmiştir. Bunun üzerine B, 02.11.2017 tari-
hinde Y Limited Şirketi'ne noter aracılığıyla ihtar çekerek malların ayıplı olduğu­
nu bildirmiştir. Faturaya itiraz etmeyi unuttuğunu fark eden B, bu kez
04.11.2017 tarihinde Y Limited Şirketi'ni telefonla arayarak faturadaki vade
farkı kaydına itiraz ettiğini bildirmiştir. Yapılan itiraz ve ihbarlara cevap veril-
memesi üzerine B, Y Limited Şirketi'ne bir faks çekerek sözleşmeyi feshettiğini
bildirmiş ve tazminat davası açmıştır.
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 81

Masa siparişinde yaşanan sorunlara kızan A, 10.01.2018 tarihinde B'yi azlet-


miş, ancak bu durum ticaret siciline tescil ve ilan edilmemiştir. Ertesi gün B'nin
yerine kardeşi C'yi atamıştır, ancak iş yoğunluğundan C'nin atanmasını da ticaret
siciline tescil ve ilan ettirmeyi unutmuştur. Görevden alınmasına sinirlenen B,
12.01.2018 tarihinde durumdan habersiz olan F Bankası'ndan A adına 100.000
TL kredi çekmiş ve ortalıktan kaybolmuştur. F Bankası'nın 12.03.2018 tarihinde
verilen kredinin ilk taksitinin ödenmesini talep etmesi üzerine A, B'yi azlettiğini,
dolayısıyla kredi sözleşmesinin kendisini bağlamadığını, kaldı ki bir ticari temsilci-
nin işletme sahibi adına böyle bir kredi sözleşmesi imzalamaya yetkili olmadığım
ileri sürmüştür.
Bu arada C, 16.04.2018 tarihinde o günün siparişlerini götürmek için mağa­
zanın nakliye aracını kullanırken, bir anda direksiyon hakimiyetini kaybetmiş ve
yoldan geçen memur M'ye çarparak ağır yaralanmasına sebep olmuştur. Bunun
üzerine M, A'ya karşı 50.000 TL maddi tazminat istemiyle dava açmıştır. A, C'yi
henüz ticaret siciline tescil ettirmediğinden eylemlerinden sorumlu olmadığını,
kaldı ki tescil ettirseydi dahi ticari temsilcisinin ancak hukuka uygun işlemlerinden
sorumlu olacağını, haksız fiillerinden ise sorumlu olmayacağını belirterek tazmi-
nat talebine karşı çıkmıştır.
A, yaşanan olaylar üzerine D isimli bir tacir ile yaptığı anlaşmayla mobilya
mağazasını aktif ve pasifleriyle bu kişiye devretmiştir. Ancak devir sözleşmesinde,
A'mn işletmede kendi odasında kullandığı bilgisayarının ve işletme adının devrin
kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. Devir sözleşmesi 24.05.2018 tarihinde
imzalanmış, 27.05.2018 tarihinde ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili
Gazetesi'nde ilan edilmiştir. F Bankası, söz konusu kredi alacağı için 26.05.2018
tarihinde A ile birlikte D hakkında da icra takibi başlatmıştır. Bunun üzerine
bu kredi borcundan haberinin olmadığı ve henüz devir işleminin sonuçlanmadığı
gerekçelerini ileri sürerek ödeme talebini reddetmiştir.
A, işlerini toparladıktan sonra 05.07.2018 tarihinde bu sefer Kadıköy'de bir
mobilya mağazası açmıştır. A, 20.07.2018 tarihinde işletmesini ve eski ticaret
unvanını tescil ettirmek amacıyla ticaret sicili müdürü [('ya başvurmuştur. Ancak
ticaret sicili müdürü K, A'nın daha önce yaptığı devir işlemiyle birlikte unvanım da
devretmiş olduğunu, bu nedenle eski ticaret unvanını aynen kullanamayacağını,
ayırt edici ek alması gerektiğini ve işletmesi için işletme adı kullanmak zorunda
olduğu için kanuna uygun bir işletme adı seçmesi ve tescil ettirmesi gerektiğini
belirterek tescil talebini reddetmiştir. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret
Hukuku Dersi 2017-2018 Ara Sınavı)
82 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

1. Olayda B tarafından düzenlenen bono, A'yı bağlar mı? Neden? A


tarafından B'ye sadece 100.000 TL'ye kadar kendisi adına bono
düzenleme yetkisi verilmiş olsaydı, bu soruya vereceğiniz yanıtta
bir değişiklik olur muydu? Neden?
2. Olaydaki ayıp ihbarı ve faturaya itiraz süre ve şekil yönünden hu-
kuka uygun mudur? Sonuçlan yönünden ayrı ayrı değerlendiriniz.
3. Olayda B'nin sözleşmeyi faks çekerek feshetmesi geçerli midir?
Neden?
4. A'nın V Limited Şirketi'ne karşı açacağı tazminat davasında görevli
mahkeme hangisidir? Neden?
5. A'nın B'nin azli sebebiyle kredi sözleşmesinin kendisini bağlama­
dığı ve bir ticari temsilcinin tacir adına kredi sözleşmesi akdetme
yetkisinin olmadığı yönündeki iddiaları yerinde midir? Neden?
8. M'nin yaralanması olayı ticari iş midir? Neden? M gördüğü buza-
rar nedeniyle A'ya karşı açtığı davada faiz de istemiştir. Bu faizin
türü ve oranı hakkında neler söylenebilir? M, uğradığı zarar için
avans faiz oranı üzerinden faiz talep edebilir mi?
M'nin tazminat talebine karşı A'nın savunmaları geçerli midir?
Ayrı ayrı değerlendiriniz.

8. Aile D arasındaki devir sözleşmesi sözlü şekilde yapılabilir miydi?


Ticari işletmenin devri ne zaman hüküm ve sonuç doğurur? İş­
letmede kullanılan bilgisayarın ve işletme adının devrin kapsamı
dışında bırakılması mümkün müdür? Neden?

9. D'nin F Bankası'na karşı yönelttiği ödememe gerekçelerinin haklı


olup olmadığını ayrı ayn değerlendiriniz.
10. Ticaret sicili müdürü K'nın tescil talebini ret gerekçeleri yerinde
midir? İki gerekçeyi ayrı ayrı değerlendiriniz. Sicil müdürlüğünce
verilen ret kararlarına karşı müracaat edilebilecek bir yol var mıdır?
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 83

., Ticari Temsilcinin Atanması ve Azli


" Ticari Temsilcinin Temsil Yetkisi
'" Temsil Yetkisinin Sınırlandırılması
., Ticaret Sicil Müdürünün Kararma İtiraz
'" Tacirler Arası Satımda Ayıp İhbarı
., Tacirler Arasında Yapılan İhbar veya İhtarların Şekle Tabi Olması
'" Ticari Dava
., Haksız Fiilin Ticari İş Niteliği
" Ticari faiz/Temerrüt faizi
., Hapis Hakkı
., Ticari Temsilcinin Ticari İşletme Üzerinde Rehin Tesisi
., Ticari İşletmenin Devri ve Şartları
'" Devredenin ve Devralanın İşletmenin Borçlarından Sorumluluğu
'" İşletmeye Dahil Unsurların Devir Dışında Tutulması
,. Ticari Defterlerle İspat

Bir dönem izlediği bir sitcomdan etkilenerek kuru temizleme işiyle uğraşmaya
karar veren A, öğretmenlik mesleğinden istifa ederek, gerekli işlemleri tamamla-
dıktan sonra 20.10.2017 tarihinde İstanbul/Pendik'te işletmesini açmıştır. A,
27.12.2017 tarihinde ticari işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını tescil ettirmek
için ticaret siciline başvurmuş, ancak sicil müdürü, başvuru süresinin geçtiğini
belirterek tescil talebini reddetmiştir. Bunun üzerine A, sicil müdürünün kararına
itiraz ederek, tescil işleminin yapılmasını sağlamıştır. Ticaret hayatında yeni oldu-
ğunu düşünen A, işletmesinin idaresi için kardeşi T'yi 04.01.2018 tarihinde ticari
temsilci olarak atamış ve bu durumu 12.01.2018 tarihinde ticaret siciline tescil ve
ilan ettirmiştir. Ayrıca sicilde T'nin yapacağı işlemlerin üst sınırının 50.000 TL
olduğu belirtilmiştir. 10.02.2018 tarihinde A vefat etmiş olup, kuru temizleme
işletmesi, tek mirasçısı olan 16 yaşındaki oğlu M'ye kalmıştır.

İşletmenin ihtiyaç duyduğu ütüler için T'nin XYZ AŞ ile 14.02.2018 tarihinde
imzaladığı sözleşmeye göre, XYZ şirketi 30 adet ütüyü 15.03.2018 tarihinde
teslim edecek ve bunun karşılığında 20.03.2018 tarihinde 30.000 TL alacaktır. Bu
sözleşme çerçevesinde ütüler süresinde teslim edilmiş, ancak sözleşmede kararlaş­
tırılan vasıf ve kalitede olmadıkları anlaşılmıştır. Bunun üzerine 16.03.2018 tari-
hinde XYZ AŞ'ye telefon açan T, ayıp ihbarında bulunmuş ve bedelde indirim ya-
84 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

pılması gerektiğini belirtmiştir. Olumsuz cevap verilmesi üzerine T, XYZ AŞye bir
faks çekerek sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş ve XYZ AŞye tazminat davası açmış­
tır. Sözleşmenin feshi üzerine söz konusu ütüler, işletmeye ait kamyonlardan biri-
ne yüklenmiş ve XYZ AŞye iade edilmek üzere yola çıkmıştır. Ancak bu nakil sıra­
sında nakliye aracı olan kamyon, Maltepe girişinde memur Zye çarparak onun
yaralanmasına sebep olmuştur.

İşletme hacmini genişletmek ve farklı müşteri çevrelerine ulaşmak isteyen T, İs­


tanbul'un farklı ilçelerinde şubeler açmayı düşünmektedir. Bu aşamada nakit sı­
kıntısı çeken T, Kadıköy'de kuyumculuk işi yapan B'den 02.05.2018 tarihinde
40.000 TL borç almıştır. Bu borca T'nin komşusu K da kefil olmuştur. Artık işleri­
nin başına geçmek isteyen M, ergin kılınma (kazai rüşt) davası açmıştır. M'nin
yakın bir zamanda vesayet altından çıkıp her türlü işlemi yapmaya yetkili kılına­
cağını düşünen M'nin vasisi V, 10.05.2018 tarihinde Tyi azlettiğini şifahen kendi-
sine söylemiştir. T ise 13.05.2018 tarihinde durumdan habersiz olan Y Bankasın­
dan M adına 100 bin TL tutarında kredi çekmiştir. T'nin azil durumu 17.05.2018
tarihinde V tarafindan ticaret siciline tescil ve ilan edilmiştir. M, 02.06.2018 tari-
hinde ergin kılınmıştır.
Zaman içinde ekonomik kriz nedeniyle işletmenin işleri bozulmuş ve borçlar
ödenemez hale gelmiştir. Bu nedenle M, ticari işletmesini arkadaşı Nye devrederek
ticaret hayatından çekilmek istemiştir. Devir sözleşmesi 20.06.2018 tarihinde
imzalanmıştır. Devir sözleşmesine M'nin işletmenin borçlarından sorumlu olmadı­
ğı, işletme borçları nedeniyle devralan N'nin tek başına sorumlu olduğunu içeren
bir hüküm konulmuştur. Devir sözleşmesi 04.07.2018 tarihinde ticaret siciline
tescil ve ilan edilmiştir. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Dersi
2018-2019 Güz Ara Sınavı)

1. Ticaret sicil müdürünün ret gerekçesi yerinde midir? Neden? Ti-


caret sicil müdürünün ret kararına karşı A, hangi süre içinde ve
nereye itiraz etmiştir?
A nın T'yi ticari temsilci olarak tayininin (atamaya yetkili kişi
1

açısından) hukuka uygun olup olmadığını ve T'nin temsil yetki-


sinin (olayımızda olduğu gibi) 50.000 TL ile sınırlandırılmasının
mümkün olup olmadığını değerlendiriniz. Bu sınırlandırmanın
ticaret siciline tescil edilmiş olması tescilin olumlu etkisini orta-
ya çıkarır mı?
3. T'nin ayıp ihbarı şekil ve süre yönünden hukuka uygun mudur?
Sonuçları açısından değerlendiriniz.
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 85

4. T'nin sözleşmeyi feshi şekil yönünden hukuka uygun mudur?


T'nin XYZ AŞ'ye karşı açacağı tazminat davasında görevli mahke-
meyi belirtiniz. Neden?
6. XYZ AŞ, kendisine karşı açılan tazminat davasında, iddiasını ispat
etmek için kendi ticari defterlerine dayanabilir mi? Ticari defter-
lerin sahibi lehine delil olabilmesinin şartlarını sayarak somut olay
bakımından inceleyeniz.

6. Z'nin yaralanması olayı ticari iş midir? Neden? Z gördüğü bu zarar


nedeniyle M'ye karşı açtığı davada avans faizi talep edebilir mi?
Neden?
7. Olayımızdaki ticari işletmenin devri ne zaman hüküm ve sonuç
doğurur? Ticaret unvanının devrin kapsamı dışında bırakılması
mümkün müdür? Bırakılabilirse, nasıl ve bu durumda unvan daha
sonra üçüncü bir kişiye devredilebilir mi? Bırakılamazsa, neden?
T'nin Y Bankasıyla yaptığı kredi sözleşmesi M'yi bağlar mı?

10.08.2018 tarihinde alacağı muaccel olan B sırasıyla M, K ve


N'ye başvurmuştur.
a) M, işletmeyi devretmesi nedeniyle devirden önceki borçtan
sorumlu olmayacağını, ayrıca bir sorumluluğu olsa dahi devir
sözleşmesinde işletme borçlarından devralan N'nin tek başına
sorumlu olduğunun belirtildiğini söyleyerek ödeme talebini
reddetmiştir.

b) K, devir işlemi üzerine kendisi tarafından verilen kefaletin artık


hükümsüz kaldığını zira kefaleti M'nin borcu için verdiğini ileri
sürerek ödeme talebini reddetmiştir.
ıe) söz konusu borçtan haberinin olmadığını ve nedenle so-
rumluluğunun bulunmadığını belirterek ödeme talebini red-
detmiştir.

B, alacağını kim/kimlerden talep edebilir? Tarafların ödeme tale-


bine karşı savunmalarını dikkate alarak ve (varsa) sorumlulukları­
nın başlangıç ve bitiş tarihlerini de belirterek açıklayınız.
86 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız, Pratik Çalışmalar

• Acentelik Sözleşmesi
.. Tek Satıcılık Sözleşmesi
.. Acentelik Sözleşmesi ile Tek Satıcılık Sözleşmesinin Farklan

DavacıA, .. model .. marka otomobil alımı için davalı B AŞ'nin acentesi


olduğunu iddia ettiği diğer davalı C Ltd Şti'ye... TL'lik ödeme yaptığını
ancak aracın kendisine teslim olunmadığını iddia ederek aracın aynen tes-
limi veya ödediği bedelin iadesi talebiyle BAŞ ve C Ltd Şti'ye dava açmıştır.
Davalı B AŞ, davalı C Ltd Şti'nin acentesi olmadığını, satışa yetkili bayisi
olduğunu, zira C Ltd Şti'nin kendisinden satın aldığı araçları kar payı ek-
lemek suretiyle üçüncü kişilere sattığını beyan ederek davanın reddini iste-
miştir. qavalı C Ltd Şti ise davaya cevap vermemiştir.

Somut olayda davalı B AŞ tarafindan kendisine ait ürünlerini belli bir böl-
gede satması için davalı C Ltd Şti'ne tanınan satış yetki belgesi bulunmakta-
dır. Diğer yandan davalı B AŞ'nin sattığı mamullerin faturasını C Ltd Şti adı­
na düzenlendiği ve C Ltd Şti'nin de kendi adına satış karını da ekleyerek fatu-
ra düzenlediği anlaşılmaktadır. Öte yandan davalı C Ltd Şti, kendisine ödenen
satış bedelinin ... TL'lik kısmını davalı B AŞ'ye olan borcu için bu şirkete hava-
le etmiş, bakiye ... TL'lik kısmını ise dövize çevirerek kendi yedinde tutmuştur.
[Y. 19. HD. E. 2003/171 OK. 2003/10859 T. 3.11.2003'ten esinlenerek hazır­
lanmıştır.(Karar için bkz. www.kazanci.com.tr)j (Erciyes Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Ticaret Hukuku Dersi 2017-2018 Mazeret Sınavı)

80RU:
B AŞ ile C Ltd Şti arasındaki ilişkiyi hukuki açıdan nitelendiriniz. Acen-
telik ilişkisi olduğunu düşünüyorsanız ayrıntılı bir şekilde gerekçelendiri-
niz. Başka bir hukuki nitelikte olduğunu düşünüyorsanız bu ilişkinin ne
olduğunu acentelik ile farklı yönlerini belirterek açıklayınız.
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 87

• Akit Yapan Acente


• TekSatıcı

• Hapis Hakkı
• Denkleştirme Talebi
• Acentelik Sözleşmesinin Haldı Sebeple Feslhi

Hububat firmasısahibi M, ürettiği hububatın Ankara Bölgesi'nde satışını


yaptırmak amacıyla A ile belirsiz süreli yazılı bir sözleşme yapmıştır. A, Anka-
ra 'daki B'ye M adına ve hesabına sattığı ürünleri teslim ederek bedelini almıştır.
Ancak A, tahsil ettiği mal bedelini M'nin talebine rağmen göndermemiştir. Ara-
dan uzun süre geçmesine rağmen, M'nin bedeli göndermemesi üzerine A'ya
sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş ve bedelin gönderilmesini tekrar talep etmiştir.
A, M'nin üç aylık fesih ihbar süresine uymadığı için zararının olduğunu ve bu
zararı nedeniyle elinde bulunan M'ye ait paranın bir miktarı üzerinde hapis
hakkını kullandığını bildirmiştir. Ayrıca M'ye kazandırdığı müşteriler dolayısıyla
da tazminat davası açmıştır.

SORULAR:

1. M ile A arasındaki hukuki ilişki nedir? Açıklayınız.


2. A, M'den temin ettiği ürünleri kendi dükkanında teşhir edip, sanki
kendi malıymış gibi satıp M'den satış fiyatı üzerinden % şeklinde
komisyon alsaydı ilk soruya vereceğiniz cevap değişir miydi?
3. A, hububat tüccarı M ile hububat alacak B'yi bir araya getirip, sa-
tış sözleşmesi yapmalarını sağlayarak, taraflardan % şeklinde ko-
misyon alsaydı ilk soruya vereceğiniz cevap değişir miydi?
A hububatı
M'den satın alıp daha yüksek bir fiyata kendi adına ve
hesabına B'ye satsaydı cevabınız değişir miydi? Belirtiniz.

Kalan soruları M ve A arasındaki ilişkinin olayda belirtildiği gibi oldu-


ğunu kabul ederek cevaplayınız:
5. A'nın hapis hakkını kullanıp kullanamayacağını gerekçeleriyle
açıklayınız.
88 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

8. M'nin A ile arasındaki sözleşmeyi feshetmesi mümkün müdür?


Açıklayınız.

7. M, B'nin ödediği bedeli A'dan talep ederken faiz isteyebilir mi?


Açıklayınız.

8. A'nın M'den tazminat talebinde bulunması haklı mıdır? Söz ko-


nusu tazminatın niteliği ve nasıl hesaplanacağı hakkında bilgi ve-
riniz.
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 89

" Ticari Temsiki


" Ticari Temsikiniııı Azli
" Ticari Temsikiiikte Rekabet Yasağı
" Temsil Yetkisiıııin Smırlandırılması

Pamuk işiyle uğraşan ve büyük çapta bir işletmesi olan A, Adana'da üretilen
pamuğun ihracı için T'yi ticari temsilci olarak tayin etmiştir. Tayin işleminden 5
gün sonra da vekaletnameyi ticaret siciline tescil ettirmiştir. T önceden tanıdığı
Çukurova'nın ünlü pamuk üreticisi M'den yüklü miktarda pamuk tohumu almak
için sözleşme yapmıştır. Yüklü miktarda alımı öğrenen A, T'yi azletmiş ve azil
üzerine M'ye de yapılan alımın T'nin temsil yetkisinin sınırlarını aştığından bahisle
geçersizliğini ileri sürmüştür. A, T'nin boşluğunu doldurmak için pamuk ihracatı­
nın başına D'yi ticari temsilci sıfatıyla getirmiştir. Ancak bu sefer D'yi ticaret sici-
line tescil ve ilan ettirmekten kaçınmıştır. D de bunu fırsat bilip kendi adına bir
pamuk fabrikası kurmuş ve T'yi fabrikasına ticari temsilci olarak atamıştır. T,
A'nın müşteri çevresiyle iletişime geçerek D adına sözleşmeler yapmıştır.

1. T ile M arasında yapılan sözleşme bağlı mıdır? T'nin pamuk


tohumu satın alma yetkisinin olup olmaması açısından açıklayınız.
Ayrıca T'nin temsil yetkisinin yalnızca ihracat işlemlerine özgü
olarak sınırlandırılması mümkün müdür? Açıklayınız.
2. A, D'yi yetkilendirdiğine dair belgeyi ticaret sicili müdürlüğüne
vermek suretiyle ticaret siciline tescil ettirmek zorunda mıdır?
3. A, D adına yapılan sözleşmelerin kendi adına yapılması talebinde
bulunabilir mi? Açıklayınız.
90 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Ticari Temsilci
" Ticari Temsilcinin Temsil Yetkisi
• Merkezi Yurtdışmda Bulunan Ticari İşletmelerinin Türkiye'de Tescili
• Tacirin Ölümünün Ticari Temsil Yetkisine Etkisi

Niğde'de büyük bir gazoz fabrikası bulunan E, bu fabrikaya Paris'ten frambuaz


ithal etmek amacıyla CHE-FRAMBOİSES S.A.R.L (Societe a responsibilite limite) adlı
frambuaz üreticisiyle sözleşme yapmıştır. Fabrikanın Niğde Merkez şubesine E tara-
findan T genel müdür olarak atanmış, fabrikanın idaresi için gerekli tüm yetki ve
sorumluluk noterde düzenlenen vekaletname ile T'ye verilmiş, fakat vekaletname
ticaret siciline tescil edilmemiştir. Fabrika sahibi E'nin nakit sıkıntısı nedeniyle, genel
müdür T, vadeli ürün alabilmek için gazoz fabrikasının atıl durumda bulunan 20
dönümlük arazisini CHE-FRAMBOİSES S.A.R.L lehine ipotek ettirmiştir. Bir hafta
sonra trafik kazasında hayatını kaybeden fabrika sahibi E'nin mirasçıları tesis edilen
ipoteğin geçersizliğini ileri sürerek T aleyhinde dava açmışlardır. Sorumluluktan
kurtulmak isteyen T, eski tarihli yetki belgesi düzenleyerek, ipotek tesisinden önce
noter vekaletnamesinde kendisine verilmiş olan tüm yetkileri A'ya devretmiştir.

1. E ile T arasındaki hukuki ilişkiyi nitelendiriniz. Bu konuda tescilin


etkisini açıklayınız.
2. T'nin Fransız şirketi lehine verdiği ipoteğin geçerli olup olmadığını
ve E'nin mirasçılarının açtığı davadaki muhtemel iddia ve taleple-
rini değerlendiriniz.
3. T ile A arasındaki hukuk ilişkiyi nitelendiriniz. T, olaydaki şekilde
yetki devriyle yapılan işlemlerden dolayı sorumluluktan kurtulabi-
lir mi? Gerekçeleriyle ayrı ayrı açıklayınız.
4. T, E'nin ölümünden sonra fabrikanın işlerini yürütmeye ve özellik-
le hammadde alımı ve ürün satışı gibi sözleşmeleri yapmaya de-
vam edebilir mi? Açıklayınız.
5. Fransız şirketi CHE-FRAMBOİSES S.A.R.L. İstanbul'da şube açmak
isterse ticaret siciline neleri tescil ettirmelidir? Açıklayınız.
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 91

® Ticari Defterlerle İspat


® Davada Karşı Tarafın Ticari Defterileriyle İspat
® Cari Hesap Bakiyesine İtiraz
® Cari Hesapta faiz

Devlet memuru (M), mobilya fabrikası sahibi (B)'ye karşı alacak davası açmış
ve iddiasını ispat için (B)'nin ticari defterlerine dayanmıştır. (B)'nin ibraz ettiği
defterlerin incelenmesi sonucunda, dava konusu paranın (M)'den alındığı, fakat
daha sonra iade edildiği tespit edilmiştir. Öte yandan, (B), sürekli olarak toptan
mobilya sattığı (D)'ye yılsonunda hesap cetveli yollamıştır. Kendisinin 500 TL'si
faiz olmak üzere toplam 20.000 TL borçlu olduğuna dair hesap cetvelini alan (D),
hesap devresi içinde kendi borçları için faiz işletilmesine itiraz etmiş ve 45 gün
sonra hesap bakiyesini kabul etmediğini bildirmiştir. Buna rağmen (B), 20.000 TL
alacağın tamamı için tekrar faiz yürütmüştür. (İstanbul Zaim Üniv. Hukuk Fak.
Ticari İşletme ve Kıymetli Evrak Hukuku Dersi 2017/2018 Güz Bütünleme Sına­
vından)

1. Devlet memuru (M), iddiasını ispat için (B)'nin ticari defterlerine


dayanabilir mi? Olaydaki verilere göre (M)'nin alacak iddiası ispat
edilmiş midir? (B) defterlerini ibraz etmeseydi ne olurdu? Açıkla­
yınız.

2. (D)'nin itirazı haklı ve geçerli midir? Özellikle (D)'nin faize dair iti-
razını ve 20.000'in tamamı için tekrar faiz işletilmesini kısaca de-
ğerlendiriniz.
92 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Ticari Mümessil-Ticari Vekilin Taciri Temsil Yetkisi


" Simsar
'" Cari Hesap Sözleşmesi
" Cari Hesap Bakiyesinin Gönderilmesi ve İtiraz

Tacir (T), merkezi İstanbul Bağcılar'da bulunan beyaz eşya mağazasının giriş
cephesine ''Teo Ticaret" yazdırmıştır. Ayrıca işletmesini yönetmesi ve 100.000
TL'ye kadar olan her türlü alım satım işlerini yapması için (V) yi görevlendirmiştir.
Söz konusu atama işlemi henüz ticaret siciline tescil ve ilan edilmeden (V), işlet­
menin ihtiyacı doğrultusunda taşıma işlerinde kullanılmak üzere 150.000 TL
değerinde iki adet kamyonet satın almıştır. İstanbul Fatih'te bir şube açmanın kar
getireceğini düşünen (V), şube için uygun bir kiralık dükkan bulması için Fatih'te
emlakçılık yapan (K) ile anlaşır. (Altınbaş Üniv. Hukuk Fak. Ticari İşletme Hukuku
Dersi 2017/2018 Final Sınavından)

1. Olaydaki verilere göre, (T) ile (V) arasındaki hukuki ilişkiyi açıkla­
yarak, (V)'in yetkilerinin kapsamını belirtiniz.
2. İşletme sahibi (T)1nin, olaydaki verilere göre iki adet kamyonet sa-
tın alınması işlemiyle bağlı olup olmadığını,(V)'nin atama işlemi­
nin sicile tescil edilmemiş olmasını da dikkate alarak açıklayınız.
3. a) Olaydaki (K)'nin hukuki konumu ile söz konusu ilişkinin unsurları­
nı kısaca belirtiniz. Bu ilişkinin kurulması için herhangi bir şekil şartı­
nın bulunup bulunmadığını, olaydaki veriler ışığında açıklayınız.

b) (K)'nin ücret hakkı var mıdır? Belirtiniz. Hangi koşulların ger-


çekleşmesi durumunda (K) ücreti ile yapmış olduğu masrafları ta-
lep edebilir? Ayrı ayrı açıklayınız.
4. Tacir (T) mağazasında satılacak beyaz eşya ürünlerini sürekli ola-
rak beyaz eşya toptancısı tacir (B)'den satın almaktadır. (T) ve
(B)'nin 01.09.2016 tarihinde aralarında imzaladıkları 3 yıllık söz-
leşmeye göre, (T) mağazalarında ihtiyaç duyacağı her türlü beyaz
eşyayı talep ettiğinde (B) derhal gönderecek, fakat satış bedelini
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 93

peşin talep etmeyecektir. Ayrıca, taraflar her 3 ayda bir hesap


bakiyesini tespit edecek ve borçlu taraf ödeyecektir. Sözleşmenin
ilk üç ayında (T)'nin siparişleri gönderilmiş ve zaman zaman (T)
tarafından ödemeler yapılmıştır. Nihayet {B), 01.12.2016 tarihin-
de, 20.000 TL alacaklı konumunda olduğu ilk bakiye cetvelini
(T)'ye göndermiş 1 ancak (T), 10.01.2017 tarihine kadar buna her-
hangi bir cevap vermemiştir.
a) Taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğini belirterek, bu
sözleşmeyi tanımlayıp esaslı unsurlarını belirtiniz.

b) Olaydaki 3 yıllık ve 3 aylık sürelerin niteliğini belirterek (T)'nin 1


kendisine gönderilen bakiye cetveline karşı suskun kalmasının
hukuki sonuçlarını, özellikle bu durumda alacaklı (B)'nin ne yapa-
bileceğini gerekçeleriyle belirtiniz.
94 Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Haksız Rekabet


" Haksız Rekabette Hukuk Davaları

(T), kırtasiye malzemeleri ticareti ile uğraşan bir tacir olup, X Tekstil Ürünleri
AŞ'den satın aldığı giyim ürünlerinden memnun kalmamış ve buna dair şikayet ve
eleştirilerini gerek bu şirkete gönderdiği elektronik postalarda gerekse çeşitli İn­
ternet sitelerinde ve sosyal medya ortamlarında dile getirmiştir. (T)'nin sosyal
medya paylaşımlarında, bu şirketin sattığı ürünler için "kalitesiz, üçüncü sınıf ve
pahalı" şirket çalışanları için ise "kaba, ilgisiz ve tüketici haklarına saygısız" ifa-
delerini de kullanmıştır. X AŞ, (T)'ye karşı markalarını ve çalışanlarını aşağıladığı
iddiasıyla haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve men'i ile 10.000 TL maddi,
50.000 TL manevi tazminat talepli dava açmıştır. Bu talepler karşısında (T):
1. Davacı şirketile farklı sektörlerde faaliyet gösterdikleri için aralarında bir
rekabet ortamı bulunmadığından haksız rekabetten söz edilemeyeceğini,
2. İnternet ortamında kullandığı ifadelerin haksız rekabet oluşturmayacağını,
kaldı ki bütün söylediği ifadeleri ispatlamaya hazır olduğunu,

3. Kendisinin değil, kalitesiz mal satan şirketin kusurlu olduğunu ve kendi söz-
leri sebebiyle davacı şirketin bir zarara uğramadığını,
4. Davacı şirketin
tüzel kişi tacir, kendisinin ise gerçek kişi olması sebebiyle
manevi tazminat istenemeyeceğini,
savunarak davanın ve tüm taleplerin reddini istemiştir.
(Altınbaş Üniv. Hukuk Fak. Ticari İşletme Hukuku Dersi 2017/2018 Final Sına­
vından)

Söz konusu davaya bakacak mahkemenin hakimi olarak, (T)'nin sa-


vunmalarını, ticaret hukuku bilgileriniz çerçevesinde sırasıyla değerlendi­
rerek, davacının talepleri ile ilgili nasıl karar vereceğinizi tek tek ve ge-
rekçeli olarak açıklayınız.
Ticari İşletme Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 95

., Acente
., Haksız Rekabet
., Acentenin Rekabet Yasağı

ADN marka motosikletlerin üreticisi Adnan Bey, ürettiği motosikletlerin İstan­


bul Anadolu yakasında bulunan galerilerde tanıtılması ve bu galerilere satılması
için galericilik yapan Burak Bey ile sözleşme akdetmiştir. Bu sözleşmeye göre:
- Burak Bey, tanıtımını yaptığı motosikletlerin Adnan Bey adına Anadolu yaka-
sında bulunan galerilere satma ve devir işlemlerini yapma yetkisini haizdir.

- Adnan Bey, Burak Bey'e her sattığı motosiklet için komisyon ödeyecektir.
Bir süre sonra UMT marka motosikletlerin üreticisi olan Ümit Bey, Adnan
Bey'in Anadolu yakasındaki satış oranlarının oldukça yükselmesini sağlayan Bu-
rak Bey'e maddi açıdan reddedemeyeceği olanaklar sunarak Burak Bey'i Adnan
Bey ile olan sözleşmesini sona erdirmeye yöneltir. Bunun üzerine, UMT marka
motosikletlerin İstanbul Anadolu yakasındaki galerilere tanıtılması ve satışı ko-
nusunda Ümit Bey ile Burak Bey sözleşme imzalarlar. Bu sözleşmeye göre, arala-
rındaki iş ilişkisi sona erdikten sonra dahi 5 yıl süreyle Burak Bey, Ümit Bey ile
rekabet oluşturacak nitelikte işler yapamayacaktır. Ancak, kendisine sunulan
maddi olanaklara yönelik taahhütlerin hiçbirinin yerine getirilmemesi üzerine
Burak Bey, Ümit Bey ile olan sözleşmesini fesheder ve rekabet yasağı ile bağlı
olmadığını sözlü olarak bildirir. (Altınbaş Üniv. Hukuk Fak. Ticari İşletme Huku-
ku Dersi 2017/2018 Bütünleme Sınavından).

1. Burak Bey ile Adnan Bey arasındaki hukuki ilişkiyi tanımlayarak,


Burak Bey'in hukuki konumu itibariyle sahip olduğu haklan kısaca
açıklayınız.

Ümit Bey'in Burak Bey ile akdettiği sözleşmeye karşı Adnan Bey'in
hukuken başvurabileceği bir yol var mıdır? Açıklayınız.
3. a) Burak Bey ile Ümit Bey arasında akdedilen sözleşmede yer alan
5 yıl süresince rekabet etme yasağı hukuken geçerli midir? Ne-
den? Açıklayınız
b) Burak Bey'in rekabet yasağı ile bağlı olmadığı şeklindeki bildi-
rimi hukuken geçerli midir? Açıklayınız.
., Şirkete Sermaye Olarak Koımiabilecek/Koımiamayacak Uııısurlar
., Vadesi Gelmemiş Alacaldarm Sermaye Olarak Koıııulmasn

A, B ve C, Organize Sanayi Bölgesinde fiberoptik kablo üretim tesisi kurmak


amacıyla bir anonim şirket kurmayı planlamaktadırlar. A, organize sanayi bölge-
sindeki sanayi arsasının mülkiyetini, B üç ay sonra vadesi gelecek olan ve borçlu-
sunun ödeme gücünden ötürü ödeneceği kesin olan bir alacağını sermaye olarak
getirecektir. C ise, elektrik/elektronik mühendisi olması sebebiyle imalat müdürü
olarak herhangi bir ücret almadan çalışmayı teklif etmiştir.

1. TBK ve TTK hükümlerine göre, şirketlere nelerin sermaye olarak


konulabileceğini açıklayınız.

2. Olaydaki şirkete A'nın arsasını, B'nin alacağını, C'nin emeğini


sermaye olarak koyması mümkün müdür?
3. Kurulmakta olan şirket bir komandit şirket olsaydı bir önceki so-
ruya vereceğiniz cevap değişir miydi? Neden?

CEVAPLAR.:
1. Adi şirkete para, alacak veya başka bir mal ya da emek sermaye
olarak getirilebilir (TBK m. 621/1). Ticaret şirketlerine sermaye olarak
konulabilecek unsurlar, ticaret şirketlerinin genel hükümler kısmında,
TTK m. 127' de ayrınhlı şekilde saynlmışhr.
Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak;
a) Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar,
b) Fikri mülkiyet haklan,
98 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

c) Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz,


d) Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma haklan,
e) Kişisel emek,
f) Ticari itibar,
g) Ticari işletmeler,
h) Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar,
adlar ve işaretler gibi değerler,
i) Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer
haklar,
j) Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer,
konabilir.
Kanunda sayılan sermaye unsurları sınırlı sayıda olmadığından, bu-
rada sayılmamakla birlikte nitelik olarak bunlara benzer başka unsurlar
da şirketlere sermaye olarak getirilebilir. Ayrıca, kanunda bazı şirketler
yönünden sayılan unsurlardan bir kısmının sermaye olarak getirileme-
yeceğine dair "aksine hüküm"ler bulunmaktadır. Yine sayılanlardan
bazılarının şirketlere sermaye olarak konulabilmesi için ilave şartlar
aranmaktadır.

2. Taşınmazlar anonim şirkete sermaye olarak konulabilir. Fakat


esas sözleşmede bilirkişi tarafından
belirlenen değerleriyle yer alan ta-
şınmazlar tapuya şerh verildiği takdirde ayni sermaye olarak kabul edi-
lebilir. A'nın arsasına mahkemece atanacak bilirkişiler marifetiyle değer
biçilmeli, bu değer esas sözleşmeye yazılmalı ve taşınmazın şirkete ser-
maye olarak konulduğuna dair tapuya şerh verilmelidir Aynca taşınma­
zın devrini önleyecek nitelikte mahkemeden ihtiyati tedbir de istenebilir
(TTK m. 128/2. 8).
Alacaklar, genel olarak şirketlere sermaye olarak konulabilir ise de
(TTK m. 127/1.a) TTK m. 342/1 hükmü gereğince, vadesi gelmemiş ala-
caklar anonim şirkete sermaye olarak konulamaz.
Cnin mühendis sıfahyla ve imalat müdürü olarak çalışmasını anonim
şirkete sermaye olarak getirmesi mümkün değildir. Çünkü hizmet edim-
leri, kişisel emek ve ticari itibar gibi muhasebeleştirilemeyen ve başkala­
rına devredilemeyen unsurlar anonim şirkete sermaye olarak konulamaz
(TTK m. 342/1). Diğer şirketler yönünden sermaye olarak kabul edilebi-
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 99

lecek olan bu unsurlar, sermaye şirketleri yönünden sermaye olarak ka-


bul edilmemiştir.

3. Kurulacak şirketin bir komandit şirket olması halinde, bu şirkete


ilişkin
hükümler arasında konuyla ilgili "aksine hüküm" bulunmadığın­
dan TTK m. 127 vd. hükümleri ile özellikle m. 130 hükmünü dikkate
almak icap ederdi.
Taşınmazların sermaye olarak getirilmesinde komandit şirket ve bu
şirketin komandite ve komanditer o:rtaklan yönünden, mahkemece ata-
nan bilirkişi tarafından değer biçme dışında bir özel hüküm yoktur. Do-
layısıyla komandit şirketin gerek komandite gerek komanditer o:rtaklan
şirkete taşınmazları sermaye olarak koyabilir.

TTK m. 130/2 hükmü vadesi gelmemiş alacakların sermaye olarak


konulması durumunu düzenlemekte ve "Alacak, vadesi gelmemiş ise aksi
kararlaştırılmış olmadıkça, vade gününden, muaccel ise şirket sözleşmesi veya
esas sözleşme tarihinden itibaren bir ay içinde şirketçe tahsil edilmelidir" hük-
münü içermektedir.
Komandit şirketin komandite ortakları kişisel emek ve ticari itibarını
sermaye olarak getirebilirse de TTK m. 307/2 hükmü gereğince komandi-
ter ortakların bunları sermaye olarak koyması mümkün değildir.
100 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" Şirkete Taahhüt Edilen Sermayenin İfası


" Ticaret Sicili Müdürünün İnceleme Yetkisi

Noterde kurucuların imzaları tasdik edilmiş olan anonim şirket esas sözleşme­
sine göre, kurucu ortaklardan (A) 100.000 TL, (B) ise bir taşınmazını sermaye
olarak koymayı taahhüt etmiştir. Şirketin tescili için yapılan başvuru, ticaret sicil
müdürü tarafından, sermaye olarak getirilen taşınmazın tapuda kurucular adına
tescil edilmediği ve 100.000 TL'nin de güvenilir bir kişiye teslim edilmediği gerek-
çesiyle reddedilmiştir.

Sicil müdürünün, tescili talebinin ret gerekçeleri yerinde midir? Şirket


sermaye olarak getirilen taşınmazın mülkiyetini ne zaman ve nasıl kazanır?

CEVAP:
TTK m. 344'e göre nakden taahhüt edilen payların itibari değerinin en
az yüzde %25'inin tescilden önce ödenmesi gerekir. Bu tutar, kurulacak
olan şirket adına bankada açılan hesaba yahnlır. Güvenilir kişiye tevdii
nakdi sermaye taahhütlerinde değil, taşınırların sermaye olarak taahhü-
dü durumunda söz konusu olur. Olayımızda sicil müdürünün güvenilir
kişiye tevdii edilmemesi ve 100.000 TL'nın tamamının ödenmediği ge-
rekçesi ile tescilin reddi yerinde değildir. %25'in bankaya yahnlınası ve
buna ilişkin banka mektubunun sunulması yeterlidir.
TTK m. 128' e göre taşınmazın sermaye olarak getirilmesi halinde ta-
puya şerh verilmesi gerekir. Kurucular adına tescil aranmaz. Bu yüzden
sicil müdürü, kurucular adına tapuda tescil yapılmadığı gerekçesiyle
tescil talebi reddedilemez.
Taşınmazın mülkiyeti, şirketin tüzel kişilik kazanmasından sonra, ta-
puda şirket adına tescil yapılması ile geçer. TTK'ya göre sicil müdürü
şirketin tüzel kişilik kazandığını tapu memuruna bildirir. Taşınmazı
sermaye olarak koyan ortağın veya şirket yetkililerinin talebi üzerine
şirket adına tapuda tescil ile mülkiyet geçer.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 101

'" Kollektif Şirket Ortaldarmm Sorumluh.ığu


'" Şirket Adına Girişilen Taahhütler

A, B ve C tarafindan kurulan A Gıda Kollektif Şirketi'nin sözleşmesi 1.1.2014


tarihinde noterlikçe onaylanmıştır. Şirket sözleşmesi ile alakalı başka bir işlem
yapılmayarak, şirket gıda sektöründe faaliyetlerine başlamıştır. Kollektif şirketi
temsil etme yetkisine sahip olan A, X ile şirkete 1O ton un alınması konusunda bir
sözleşme yapmıştır. Ancak şirket, işlerin beklediği gibi gitmemesi sebebiyle Xe
olan borcunu ödeyememiş; bu arada X de ticaret sicili nezdinde yaptırdığı araş­
tırmalarda A Gıda Kollektif Şirketi isimli bir şirketin bulunmadığım öğrenmiştir.
Bunun üzerine X, sattığı malın bedelini tahsil etmek amacıyla A, B ve C aleyhine
icra takibi başlatmıştır. Ödeme emrini alan şirket borçlarından dolayı öncelikle
şirketin sorumlu olacağını iddia ederek icra takibine itiraz etmiştir.

A'nın icra takibine itirazını ve borçtan kimin/kimlerin sorumlu olaca-


ğını değerlendiriniz.

TTK m. 215: "Kollektif şirketi kuranlar, şirket sözleşmesinin noterlikçe


onaylı bir suretini onay tarihinden itibaren onbeş gün içinde şirket merkezinin
bulunduğu yerdeki ticaret siciline vererek şirketin tescilini istemek zorundadır.
Suret, sicil müdürlüğünce saklanır ve 213 üncü madde gereğince sözleşmeye
konması zorunlu olan kayıtlar ile kanunun emreylediği diğer hususlar tescil ve
ilan olunur."

TTK m. 216/1: "Tescil yükümlülüğü yerine getirilmeksizin şirket adına işlere


başlanmışsa, ortaklar giriştikleri işlerden dolayı üçüncü kişilere karşı müteselsilen
sorumludur." Somut olayda, söz konusu sözleşme tescil yükümlülüğü ye-
rine getirilmeden akdedildiğinden; bu sözleşmeden kaynaklanan borçlar-
dan şirket ortakları müteselsilen sorumludur. A'nın itirazı, TTK m. 232
dikkate alındığında yerinde değildir. Çünkü şirket tüzel kişilik kazanma-
mıştır. Dolayısıyla bu borçtan A, B ve C müteselsilen sorumludur.
102 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

.. Sermaye Şirketlerinde Nakit Dışı Sermaye Konulması

X Sağlık Hizmetleri A.Ş. s_ermaye artırımına gitmiştir. Bu şirkete ortak olmayı


düşünen ve ünlü bir cerrah olan A ise, şirketle yaptığı ön görüşmelerde, bu şirkete
ortak olursa aynı zamanda şirket hastanelerinde çalışabileceğini ve bunun da
şirket için maddi anlamda önemli getirileri olacağını belirterek, pay taahhüt et-
mesi durumunda borçlanacağı tutarın bir kısmının bu şekilde mesleki bilgisinin
nakit karşılığı tespit edilmek suretiyle ödenmesini istemiş ve şirket de prensip ola-
rak bu öneriyi kabul etmiştir.

80R.U:
Şirket ve ·müstakbel ortak arasındaki prensip anlaşmasının geçerli ola-
rak uygulanıp uygulanamayacağını tartışınız.

CEVAP:
Şirket
ve müstakbel ortak arasındaki prensip anlaşması ticaret huku-
kunun sermaye şirketlerine ilişkin temel kuralları uyuşmamaktadır. Şöy­
le ki; sermaye şirketlerinde sermaye unsuru ön planda olup, hizmet
edimleri, kişisel emek ve ticari itibar sermaye olarak getirilemez (TTK m.
342). Dolayısıyla, somut olayda sözü edilen anlaşma Kanun' a aykırı ol-
ması sebebiyle uygulanamaz.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 103

" Kumluştan Önce Yapılan İşlemlerden ve Kumluş Giderlerinden Şirketin ve Ku-


rucuların Sorumluluğu

Kurulma aşamasında olan bir anonim şirkete ortak olan A, şirketin kuruluşun­
dan sonra faaliyet göstereceği fabrika binasının kiralanması konusunda X ile
anlaşmış ve bir yıllık kira bedelini de peşin olarak X'e ödemiştir. A, ayrıca esas
sözleşmenin onaylanması sırasında noter masraflarını da ödemiştir. Şirketin tica-
ret siciline tescilinden sonra A, şirkete ödediği kira bedelinin ve noter masrafları­
nın kendisine verilmesini talep etmişse de bu talebi şirket tarafından kabul gör-
memiştir.

TTK hükümleri çerçevesinde, şirketin muhtemel cevabını ve A'nın


ödediği kira bedelini kurulan anonim şirketten alabilmesinin şartlarını
belirtiniz. A, şirketten tahsil edemediği bu tutar için pay sahiplerine baş­
vurabilir mi? Açıklayınız.

CEVAP:
TTKm. 355:
"(1) Şirket ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır.

(2) Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar ve taahhütlere girişenler, bu


işlem ve taahhütlerden şahsen ve müteselsilen sorumludurlar. Ancak, işlem ve
taahhütlerin, ileride kurulacak şirket adına yapıldığı açıkça bildirilmiş ve şirke­
tin ticaret siciline tescilinden sonra üç aylık süre içinde bu taahhütler şirket
tarafından kabul olunmuşsa, yalnız şirket sorumlu olur.

(3) Şirketçe kabul olunmadığı takdirde kuruluş giderleri kurucular tarafın­


dan karşılanır. Bunların pay sahiplerine rücu hakları yoktur."
A'nın ödediği bedeli anonim şirketten geri alabilmesinin şartlan: 1-
Yapılan işlemin ileride kurulacak şirket adına yapıldığının açıkça bildi-
rilmesi 2- Şirketin ticaret siciline tescilinden itibaren 3 ay içerisinde bu
taahhütlerin şirket (yönetim kurulu) tarafından kabul olunması.
104 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

., Kuruluştan Sonra Devralma

X Gıda A.Ş. 1.000.000 TL sermaye ile kurulmuş bir şirkettir. Şirketin kurulu-
şundan 6 ay sonra şirket yönetim kurulu, şirketleri için stratejik bir öneme sahip
olduğunu düşündükleri bir ticari işletmeyi devralmak istemektedirler. İşletme sa-
hibi ile gerçekleştirilen pazarlıklar neticesinde 90.000 TL bedelle işletmenin devri
konusunda anlaşılmıştır. Ayrıca, bu bedele ek olarak 25.000 TL değerinde şirket
hissesi de işletme sahibine devredilecektir.

TTK hükümleri uyarınca, böyle bir sözleşmenin geçerli olup olamaya-


cağını ve buna dair şartları açıklayınız.

CEVAP:
Konu şirketin kuruluşundan sonra bir malvarlığının ya da işletmenin
devralınması ile ilgilidir. Şirketin tescilinden itibaren iki yıl içinde bir
işletme veya aynın, sermayenin onda birini aşan bir bedel karşılığında
devralınmasına veya kiralanmasına ilişkin sözleşmeler, genel kurulca
onaylanıp ticaret siciline tescil edilmedikçe geçerli olınaz (TTK m. 356).

Böyle bir sözleşmenin geçerli alınası için TTK m. 356 hükmünden çı­
karılabilecek şu şartlar gereklidir:
- Yönetim kurulunun istemi üzerine şirket merkezinin bulunduğu
yer asliye ticaret mahkemesince atanacak bilirkişinin devralınacak
işletmeye değer biçmesi

- Devir sözleşmesinin genel kurulca, TTK m. 421/3 ve 4'teki nisaplara


uygun olarak onaylanması
- Devir sözleşmesinin ticaret siciline tescili
Somut olaydan anlaşıldığı kadarıyla bu şartlar yerine getirilmemiş
olduğundan devir geçersizdir.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 1(15

.. AŞ'de Ortakların Şirkete Borçlanması ve Yaptırımı

X Otomotiv A.Ş. ortaklarından A, X şirketindeki ortaklığının yanısıra farklı bir


sektörde bir limited şirketin sahibidir. Sahip olduğu limited şirketin mali durumu-
nun oldukça kötüleşmesi üzerine A, X A.Ş. yönetim kuruluna başvurarak kendisine
X şirketi tarafından kısa vadede ödenmek üzere, şirketin mali durumunu düzelte-
cek miktarda borç verilmesini talep etmiştir. A, şirket yöneticileri ile yaptığı gö-
rüşmede ayrıca, anonim şirkete taahhüt ettiği sermaye bedelinin % 90'ını yatırdı­
ğını da belirtmiştir.

TTK hükümleri çerçevesinde değerlendirildiğinde X şirketi tarafından


A'ya borç verilip verilemeyeceğini ve buna aykırılığın sonuçlarını açıkla­
yınız.

CEVAP:
TTK m. 358 hükmüne göre pay sahiplerinin şirkete borçlanabilmesi
için; 1- Pay sahipleri sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borç-
larını ifa etmiş olacak 2- Borç alınacak şirketin serbest yedek akçelerle
birlikte karı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olacak.
A'nın taahhüt edip de ödemediği % 10 sermaye payı borcunun vadesi
gelmiş ise A şirketten borç alamayacaktır. Bu şart gerçekleştikten sonra
ikinci şartın da aynı zamanda gerçekleşmiş olması aranacaktır.
Somut olayda birinci şartın gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılamasa
da ikinci şart gerçekleşmemiştir. Dolayısı ile A, şirketten borç alamaz.
Buna aykırı olarak şirket A'ya borç verirse, borç verenler (yönetim kuru-
lu) TTK m. 562/1.5.b hükmü gereğince üçyüz günden az olmamak üzere
adli para cezası ile cezalandırılır.
106 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" Sermaye Artırımının Tescili


• Sermaye İçin Yapılan Ödemenin Geri Alınması

X Taşımacılık A.Ş. 500.000 TL olan sermayesini 1.000.000 TL'ye çıkarma ka-


rarı almıştır. Sermaye artırımına ilişkin iştirak taahhütnamesini imzalayan şirket
ortaklarından A, taahhüt ettiği pay bedellerinin tamamını sermaye artırım kara-
rında belirtilen bankaya yatırmıştır. Ancak, sermaye artırım kararının üzerinden 6
ay geçmesine rağmen bu karar ticaret siciline tescil edilememiştir. Durumdan
endişe eden A, sermaye artırımına katılmaktan duyduğu pişmanlıktan ötürü öde-
diği tutarı geri almak istemektedir.

Şirket ortağı A'nın ödediği bu bedeli geri almak için sahip olduğu bir
hukuki' imkan var mıdır? Açıklayınız.

CEVAP:
Anonim şirkette sermaye arhrıını bir esas sözleşme değişikliği niteliğin­
dedir. TTK m. 455: "Esas sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin genel kurul
kararı, yönetim kurulu tarafından, şirket merkezinin ve şubelerinin bulunduğu
yerin ticaret siciline tescil edilir; ayrıca ilana bağlı hususlar ilan ettirilir; tescil
ve ilan edilen karar şirketin internet sitesine konulur. Değiştirme kararı üçüncü
kişilere karşı tescilden önce hüküm ifade etmez."

TTK m. 456/3: Artırım, genel kurul veya yönetim kurulu kararı tarihinden
11

itibaren üç ay içinde tescil edilemediği takdirde, genel kurul veya yönetim kuru-
lu kararı ve alınmışsa izin geçersiz hale gelir ve 345 inci maddenin ikinci fıkrası
uygulanır."

TTK m. 345/2: "Şirket, 335 inci maddenin birinci fıkrasında öngörülen no-
ter onayı tarihinden itibaren, üç ay içinde tüzel kişilik kazanamadığı takdirde,
bu hususu doğrulayan bir sicil müdürlüğü yazısının sunulması üzerine, bedel-
ler banka tarafından sahiplerine geri verilir."
A, karar tarihinden itibaren 6 ay geçmiş olduğundan ticaret sicilinden
sermaye arhrırnırun tescil edilemediğine dair bir yazı aldıktan soma
sermaye arhrıını için bankaya yahrdığı parayı geri alabilir.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 107

., !Esas Sözleşme Değişikliği

., Sermayemin Azaltılması

X Gıda A.Ş. 500.000 TL sermaye ile kurulmuş bir şirkettir. Şirketin tescilinden
itibaren geçen 1 yılın sonunda toplanan ilk genel kurulda, taahhüt edilen serma-
yenin pay sahiplerince şirkete getirilememesi sebebi ile sermayenin %50 azaltılma­
sı yönünde karar alınmak istenmektedir.

SORU:
Böyle bir kararın hukukı niteliğini ve bu kararı alabilmek için gerekli
nisapları açıklayınız.

CEVAP:
Söz konusu karar bir esas sözleşme değişikliğidir. TTK m. 473/3: "Genel
kurulun kararına 421 inci maddenin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi uygula-
nır. Kararda sermayenin azaltılmasının ne tarzda yapılacağı gösterilir." Dola-
yısıyla bu karar sermayenin en az % 75'ini oluşturan payların sahipleri-
nin ve temsilcilerinin olumlu oylarıyla alınmalıdır.
108 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" AŞ'de İşletme Konusunun Değiştirilmesi

Y Otomotiv AŞ, kuruluşundan beri ortaklık yapısının değişmesi ve şirketi yöne-


tenlerin tecrübe sahibi olduğu alanların farklılaşması sebebiyle akaryakıt sektö-
ründe faaliyet göstermek istemektedir.

Söz konusu değişiklikte gerekli genel kurul kararı için toplantı ve karar
nisaplarını açıklayınız.

CEVAP:
Y Otomotiv A.Ş. Otomotiv sektöründen tamamen ayrılarak akaryakıt
sektöründe faaliyet gösterecek ise bu durumda TTK m. 421/3-a gereğince
gereken toplanh ve karar nisabı en az % 75'tir (Ayrıca bkz. TTK m.
421/4).
Y Otomotiv A.Ş. otomotiv sektörünün yanı sıra akaryakıt sektöründe
de faaliyet gösterecek ise, bu bir esas sözleşme değişikliği anlamına gelir
ve bu durumda TTK m. 421/1 uygulanır (Birinci toplanh için toplanh
nisabı 1/2 ve karar nisabi hazır bulunanların çoğunluğu; ikinci toplanhda
ise toplanh nisabı 1/3, karar nisabı hazır bulunanların çoğunluğu. Nisap-
lar hesaplanırken esas sermaye payı dikkate alınır).
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 109

• Yönetim Kumlu Toplantı ve Karar Yeter Sayısı


'" Şirket Müdüırünün Azli

X Gıda A.Ş. yönetim kurulu % 1O'ar pay sahibi A, B, C ve D ve %25 pay sahibi
olan E'den oluşmaktadır. Şirket müdürü olan Y'nin görevden alınması hususunda
yönetim kurulunda yapılan müzakere sonunda yapılan oylamada; D ve E'nin kabul
oyuna karşılık A, B ve C red oyu kullanmıştır.

SORU:
Şirket müdürü Y'nin görevden alınıp alınmadığını açıklayınız.

CEVAP:
TTK m. 390 uyarınca anonim şirkette yönetim kurulu üye tam sayısı­
nın çoğunluğu ile toplanır ve kararını da hazır bulunanların çoğunluğu
ile alır. Her YK üyesini oyu eşittir. Bu konuda yönetim kurulu üyelerinin
pay sahibi olup olmamasının ve pay miktarlarının bir önemi yoktur.
Olayda, toplantıya katılan 5 üyeden 3'ü red oyu verdiğine göre karar
alınamamıştır.
110 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

• Genel Kurul Kararlarının İptali


• Olumlu Azınlık Hakkı
• Oydan Yoksunluk

X AŞ'nin %1 pay sahibi olan (P) 30.03.2014 tarihinde yapılan olağan genel ku-
rul toplantısına katılmış, bilançonun, gelir tablosunun ve yönetim kurulu faaliyet
raporunun okunmasından sonra, bunların oylanmasından önce söz alarak yönetim
kurulunu yolsuzluk ve usulsüzlük yapmakla suçlamış ve bilançonun ve gelir tablo-
sunun gerçeği yansıtmadığını ileri sürmüş, ayrıca bilanço kalemlerinin tek tek
incelenmesi açısından finansal tablolarla ilgili görüşmelerin bir ay süreyle erte-
lenmesini talep etmiştir.
Gündem konularından yönetim kurulunun ibrası, bilançonun ve gelir tablosu-
nun tasdiki konularının oylamalarında (P) olumsuz oy kullanmıştır.
Yönetim kurulu üyelerinin toptan ibrası genel kurulda oylanmış ve yönetim ku-
rulu üyeleri kendi ibraları yönünde oy kullanmışlardır. Sonuçta gerek yönetim
kurulunun ibrası gerekse bilanço ve gelir tablosunun tasdiki konuları büyük ço-
ğunluğun oylarıyla kabul edilmiştir.

(P), bilançonun tasdikine ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına dair genel kurul
kararlarının iptali talebiyle dava açmış ise de, mahkeme (P)'nin bu kararların
iptali için dava açamayacağı, açsa dahi yönetim kurulu üyelerinin kendi oyları
dikkate alınmasa bile sonucun değişmeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar
vermiştir.

1. Olayda (P)'nin iptal davası açma hakkı var mıdır? Neden?


2. (P) bilanço görüşmelerinin ertelenmesini talep edebilir mi? Neden?
3. Mahkemenin "yönetim kurulu üyelerinin kendi oyları dikkate
alınmasa bile sonucun değişmeyeceği" gerekçesi yerinde midir?
Bu gerekçenin TTK'da bir dayanağı var mıdır?
4. (P) dışındaki pay sahiplerinin olaydaki genel kurul kararlarının ip-
tali talebiyle dava açmaları mümkün müdür?
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 111

CEVAPLAR:
1. TIK m. 446- (1) a) hükmü gereğince, genel kurul toplantısında hazır
bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten
pay sahipleri genel kurul kararlarının iptali için dava açabilirler. Olayda
P'nin genel kurula katıklığı ve söz konusu kararlar için olumsuz oy kullan-
dığı bellidir. Fakat kararda P'nin muhalefetini tutanağa geçirttiğine dair bir
açıklık yoktur. Bu yüzden P genel kurul karanını iptali için dava açamaz.

2. TTK m. 420 gereğince, sermayenin onda birine, halka açık şirket­


lerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, finansal tablo-
ların müzakeresi ve buna bağlı konular bir ay ertelenir. Finansal tablolar-
la ilgili görüşmelerin ertelenmesi bir azınlık hakkı olarak düzenlenmiştir.
Olayda P'nin %1 pay sahibi olduğu belirtildiğinden, P'nin azınlık sıfatı
yoktur. Sonuç olarak, P'nin talebi üzerine genel kurul bilanço görüşme­
lerini ertelemek zorunda değildir.
3. TTK m. 436/2 gereğince yönetim kurulu üyeleri ve yönetimde gö-
revli imza yetkili şahıslar yönetim kurulu üyelerinin ibrasına dair karar-
larda oy kullanamazlar. Bu bir oydan yoksunluk halidir.
TIK m. 446/1/b hükmü gereğince, toplantıya katılma, karşı oy kullan-
ma ve muhalefetini tutanağa geçirtme şarh olmaksızın, genel kurula katıl­
ma yetkisi bulunmayan kişilerin oy kullandığını ve bunun genel kurul kara-
rının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri iptal davası aça-
bilir. Olayda kendi ibralarında oy kullanan yönetim kurulu üyelerinin oyları
olmasa da, sonucun değişmeyeceği, diğer ifadeyle yine de ibra kararı alına­
bileceği belirtilmiştir. Sonuç olarak, mahkemenin gerekçesi yerindedir.

4. TTK m. 446/1.b hükmüne göre "Toplantıda hazır bulunsun veya


bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulü-
ne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel
kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplan-
tıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanma-
sına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların
genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahip-
leri" iptal davası açabilirler. P dışındaki pay sahiplerinden toplantıya
katılanlar, karşı oy kullanma ve muhalefetini tutanağa geçiren pay sahip-
lerinin yanı sıra toplantıya katılmasalar da oydan yoksunluğa rağmen
haksız yere oy kullanıldığı iddiasında olan pay sahipleri toplantıya ka-
tılma şartı olmaksızın iptal davası açabilirler.
112 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

'" Çağrısız Genel Kurul Toplantısı


'" Çağrısız Genel Kurul Toplantısında Karar Alınabilmesinin Şartları
'" Çağrısız Genel Kurul Toplantısında Gündeme Madde Ekletilmesi

X Tekstil A.Ş. merkezi İstanbul'da olan; A, B ve C isimli üç pay sahibi bulunan


bir anonim şirkettir. Şirkette A, % 50 pay sahibi ve yönetim kurulu başkanı iken;
diğer pay sahipleri de % 25'er oranda pay sahipleridirler. Şirkette pay senetleri
nama yazılıdır.
Tüm pay sahiplerinin bir arada bulunduğu bir tarihte A, diğer pay sahiplerine
olağanüstü genel kurul olarak toplanma teklifinde bulunmuş ve bu teklif diğer pay
sahipleri tarafindan kabul edilerek toplantı gerçekleşmiştir. Toplantı gündeminde-
ki konular görüşülüp karara bağlandıktan sonra aşağıdaki hususlar da tüm ortak-
ların muvafakati ile görüşülmüştür.

- Toplantıda A, şirket işlerinin ekseriyetle Almanya'daki temaslar sayesinde


yürütülmesi gerekçesiyle, şirket merkezinin bu ülkeye taşınması konusunda
teklifte bulunmuş; ancak, tüm ticari ilişkileri ve malvarlığı Türkiye'de bulu-
nan B bu teklifin karara bağlanması sırasında olumsuz oy kullanmıştır.
- Pay devirlerinin sınırlandırılması görüşülmüş; şirketin ortaklık yapısının bo-
zulmaması amacıyla A, diğer üyelerin muhalefetine rağmen pay devrinin sı­
nırlandırılması yönünde oy kullanmıştır.
- Son olarak, şirket sermayesinin artırılması konusu gündeme getirilmiş; an-
cak, görüşmeler tamamlanmadan rahatsızlanarak toplantıdan ayrılmak zo-
runda kalan Cnin yokluğunda şirket sermayesinin bedelli olarak % 100 artı­
rılması kararı alınmıştır.

SORULAR:

1. X şirketinin gerçekleştirdiği olağanüstü genel kurul toplantısı hu-


kuka uygun mudur? Tartışınız.
2. Toplantı gündemindeki konular konuşulduktan sonra, olayda be-
lirtilen diğer konuların görüşülüp karara bağlanması mümkün
müdür? Neden?
3. Genel kurul toplantısında alınan kararların geçerli olup olmadığını
ayrı ayn tartışınız.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 113

CEVAPLAR:
1. Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri iti-
razda bulunmadığıtakdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul
toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağ­
rıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu
toplantı nisabı var olduğu sürece karar alabilirler (TTK m. 416/1). Çağ­
rısız genel kurul toplantısı olağan ya da olağanüstü genel kurul toplan-
tısı olarak gerçekleşebilir. Çağrısız genel kurul toplantıları tek kişilik
anonim şirketlerde kural iken; az sayıda pay sahibinden oluşan şirket­
lerde yaygındır. Bu aynı zamanda pay sahiplerine bu konuda tanınmış
bir veto hakkı olarak değerlendirilebilir25 • Çağrısız genel kurul toplantı­
larında, genel kurula çağrı merasiıni dışında, normal bir genel kurul
toplantısında geçerli olan kurallar aynı şekilde geçerlidir. Çağrısız ge-
nel kurul toplantılarında, genel kurulun karar almaya yetkili olduğu
bütün konularda karar alınabilir.

2. Çağrısız genel kurul toplantılarında, tüm pay sahipleri bir ara-


daysa gündeme oybirliği ile madde ilave edilebilir. Dolayısıyla, normal
toplantıgündemi görüşüldükten sonra yine oybirliğiyle ilave gündem
maddeleri belirlenerek görüşülmesi mümkündür.

Çağrısızgenel kurulda toplantı nisabı korunduğu sürece karar


alınabilir. Buna karşılık, nisap bozulduğu zaman, çağrısız genel kurul
toplantısı da kendiliğinden bitmiş olur ve bundan sonra alınan kararlar
batıldır.

- Şirket merkezinin yurt dışına taşınması: TTK m. 421/2-b gereği bu


konuda gerek toplantı gerek karar yeter sayısı % 100' dür. Bu konu-
nun görüşülmesi sırasında B olumsuz oy verdiğine göre gerekli ni-
sap sağlanamamıştır. Alınan karar batıldır.
- Pay devirlerinin sınırlandırılması: TTK m. 421/3-c gereğince bu ko-
nuda nisap % 75' tir. Ancak bu çoğunluk sağlanamadığı için, teklif
reddedilmiş ve karar alınamamıştır.

- Sermaye artırımı karan: Çağrısız genel kurul toplantısında aranan


%100 toplantı nisabı var olduğu sürece karar alınabilir. Bu nisabın
bozulduğu ana kadarki kararlar geçerliliğini muhafaza ederken;

25
Peter Böck!i; Schweizer Actienrecht, 4.Auflage, Zürich-Basel-Genf 2009, § 12, N. 53.
114 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

bundan sonraki kararlar geçerli olmayacakb.r. Dolayısıyla Cnin


toplanb.dan ayrılmasından sonra alınan karar geçerli değildir. Bu-
nunla birlikte, %100 toplanb. nisabı bozulduktan sonraki gündem
maddeleri ile ilgili karar alınmadan önceki kararlar alınmayacak­
hysa ya da bu kararların geçersiz olması önceki kararları anlamsız
kılıyorsa önceki kararlar da geçersiz olur. Örneğin, çağrısız toplan-
b.da, %100 nisap varken yıllık karın dağıb.lmasına karar verildikten
sonra, toplanb.dan ayrılanlar sebebiyle nisap bozulduktan sonra
yıllık bilançonun onaylanması konusu görüşülememiş ise kar dağı­
lımı kararı uygulanamayacakb.r.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 115

,. Şirketle İşlem Yapma Yasağı


,. Ultra Vires
,. Çift İmza

X AŞ'nin esas sözleşmesinde işletme konusu «her türlü gıda imalatı ve ticareti»
olarak belirtilmiştir. X AŞ'nin yönetim kurulu üyelerinden (A), sahibi olduğu ma-
den işletmesini (X) A.Ş. adına satın almıştır. Diğer yönetim kurulu üyeleri olan
(B) ve (C) durumu daha sonra öğrenmişlerdir.

80RU:
(A)'nin söz konusu işlemi yapıp yapamayacağını ve bu işleme karşı (B)
ve (C)1nin hangi gerekçelerle itiraz edebileceğini açıklayınız.

CEVAP:
TTK m. 395' e göre YK üyesinin şirket ile kendisi veya başkası adına
işlem yapabilmesi için GK' dan izin alınması gerekir. Olayda A maden
işletmesinin sahibidir. Bu yüzden maden işletmesinin şirket adına satın
alınabilmesi için GK' dan izin alınması gerekir. Bu düzenlemeye aykırılı­
ğın yaphrımı, işleminin bahl olduğunun şirket tarafından ileri sürüle-
bilmesidir. Diğer YK üyeleri şirketi temsilen hareketle, işlem ile şirketin
bağlı olmadığını ileri sürebilirler. Bu imkan işlemin karşı tarafı olan A'ya
tanınmamış sadece şirkete tanınmışhr.

TTK m. 371 hükmüne göre, temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve


işletme konusuna giren iş ve işlemleri şirket adına yapabilirler. Temsile
yetkili olanların işletme konusu dışında yaphğı işlemler de şirketi bağlar.
Meğer ki, 3. kişinin işlemin işletme konusu dışında olduğunu bildiği
veya durumun gereğinden bilebilecek durumda olduğu ispat edilsin.
Olayda işlemin karşı tarafı YK üyelerinden A olduğu için, işletme konusu
dışında işlem yapıldığını bilmesi, somut durumun gereğidir. Bu sebeple,
işletme konusu dışında kalan bu işlem ile şirket bağlı olmayacakhr.

Bir diğer
husus, AŞ'lerde aksi esas sözleşmede kararlaştırılmamış ve-
ya YK'nıntek kişiden oluşmadığı durumlarda çift imza ilkesinin geçerli
olmasıdır. Olayda YK 3 kişiden oluşuyor. Şirket sözleşmesinde aksi yön-
de bir düzenleme de yoksa YK üyesi A'nın tek başına yaphğı bu sözleş­
me şirketi bağlamayacakhr.
116 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" Denetçi Seçimi, Seçilmeye Engel Hususlar ve Azil

Yuki Motorlu Araçlar İmal ve Satış Anonim Şirketi Genel Kurulu, 2014 yılı
için, faaliyet döneminin 5. Ayında, Yeminli Mali müşavir D ve E'yi, şirket payları­
nın %40'ını temsil eden pay sahiplerinin hazır bulunduğu genel kurul toplantısın­
da oy çoğunluğu ile denetçi olarak atamıştır. D 2008 yılından beri mutad olarak
şirket denetçisi olarak atanmakta olup E ise 4 yıl öncesine kadar şirketin ticari
mümessili olarak görev yapmıştır. Denetçiler seçildikten 1 ay sonra şirket serma-
yesinin %15 ine sahip C ile Yönetim Kurulu üyesi Yarasında önceye dayanan bir
anlaşmazlık çıkmış ve C, D'nin aynı zamanda Y'nin yeğeni olduğundan denetim
faaliyetini yaparken artık bağımsız olamayacağını, ayrıca denetçi seçiminin ka-
nunen yapılması öngörülen zamanda yapılmadığını iddia ederek görevden alma
ve yeni denetçi atanması davası açarak mahkemeye başvurmuştur. D ise Cnin bu
davayı açma süresinin geçtiğinden bahisle davanın usulden reddini, kaldı ki süre-
sinde açılmış olsa bile seçimin yapıldığı ilgili genel kurul toplantısında Cnin
olumsuz oy kullanmadığı için bu davayı açamayacağını belirterek davanın reddi-
ni talep etmiştir.

1. C'nin gerekçelerini tartışarak D hakkındaki iddialarının, yapılan


denetçi seçiminin geçerliliği üzerinde nasıl bir etkisi olacağını
açıklayınız?

2. D'nin savunmalarını ayrı ayrı değerlendirerek bunların geçerliliği­


ni tartışınız.
3. C, somut olayda başka hangi gerekçelerle denetçi seçiminin ge-
çersiz olduğunu ileri sürebilirdi? D'nin ayrıca şirkette önceden şir­
kette yüzde S'lik hisseli ortak olması ve hisselerini 2 yıl önce ye-
ğenine devretmesi durumunda cevabınız değişir mi?

4. E1 nin şirkette ticari mümessil olarak eskiden görev yapmış olma-


sının denetçi seçilmesine etkisi var mı dır? Açılan davada mah-
keme bunu da dikkate alabilir mi?
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 117

CEVAPLAR:
1. Öncelikle Cnin şirket sermayesinin% lS'ine sahip olduğu ve ale-
lade bir ortak olmadığı dikkate alınmalıdır. Sermayenin en az onda biri-
ni, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri TTK' da
azlık olarak nitelendirilmiş ve kanunda belirtilen bazı durumlarda bu
gruba birtakım haklar tanınmışhr. Denetçilerle alakalı olarak TTK m.
399/4-b' de, Şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi;
Sermayenin yüzde onunu oluşturan pay sahiplerinin istemi üzerine, ilgilileri ve
seçilmiş denetçiyi dinleyerek, seçilmiş denetçinin şahsına ilişkin haklı bir sebebin
gerektirmesi, özellikle de onun taraflı davrandığı yönünde bir kuşkunun varlığı
halinde, başka bir denetçi atayabilir.' hükmü mevcuttur.

Cnin denetçi seçimi hakkındaki iddiası ise TTK m. 399/6 ile ilgilidir.'
Faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememişse, denet-
çi, yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir
pay sahibinin istemi üzerine, dördüncü fıkrada gösterilen mahkemece
atanır., .. ' hükmüyle alakalıdır. Fakat kanun koyucunun burada denetçi-
nin faaliyet yılının ilk dört ayında seçilememiş olması halinde, ilgili yıl
içinde seçilebilmesi için ek hükümler getirdiği görülmektedir. Olayda ise
her ne kadar bu süre geçmiş olsa da Genel Kurul, hak sahiplerinin mah-
kemeye dava açmasından önce denetçi seçimi yaphğı için seçim sırf bu
nedenle geçersiz sayılamaz.
Sermayenin yüzde onunu oluşturan pay sahiplerinin istemi üzerine,
ilgilileri ve seçilmiş denetçiyi dinleyerek, seçilmiş denetçinin şahsına
ilişkin haklı bir sebebin gerektirmesi, özellikle de onun taraflı davrandığı
yönünde bir kuşkunun varlığı halinde, başka bir denetçi atayabilir.'
hükmü mevcuttur.

2. Seçilen denetçinin görevden alınması ile ilgili olarak kanunda


'Görevden alma ve yeni denetçi atama davası, denetçi seçiminin Türkiye Ticaret
Sicili Gazetesinde ilanından itibaren üç hafta içinde açılır.' (TTK m. 399/5)
denilerek seçimin ilanından itibaren 3 aylık bir hak düşürücü süre öngö-
rülmüştür. Bu süre geçtikten sonra görevden alma ve yeniden atama
davası açılamaz. Ayrıca Cnin bu davayı açabilmesi için;

a) Denetçinin seçimine genel kurulda karşı oy vermiş


b) Karşı oyunu tutanağa geçirmiş
118 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

c) Seçimin yapıldığı genel kurul toplanhsı tarihinden itibaren geriye


doğru en az üç aydan beri, şirketin pay sahibi sıfahnı taşıyor olma-
sı şartları birlikte gerçekleşmiş olmalıdır.

Buna göre C, görevden alma davasını süresi içinde açmadığı için da-
va usulden reddedilecektir. Ayrıca C davayı süresi içinde açmış olsaydı
dahi bu davanın şartları şahsında oluşmadığından (Denetçinin seçimine
genel kurulda karşı oy verip bu kararını tutanağa geçirmediğinden)
D'nin savunmaları mahkemece kabul görecektir.

3. TTK m. 400/1 de denetçi seçilemeyecekler 8 bent halinde sayıl­


mışhr. Buna göre' Denetlenecek şirketle bağlantısı bulunan bir tüzel kişinin,
bir ticaret şirketinin veya bir ticari işletmenin kanuni temsilcisi veya temsilcisi,
yönetim kurulu üyesi, yöneticisi veya sahibiyse ya da bunlarda yüzde yirmiden
fazla paya sahipse yahut denetlenecek şirketin yönetim kurulu üyesinin veya
bir yöneticisinin alt veya üst soyundan biri, eşi veya üçüncü derece dahil,
üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısmıysa, denetçi olamaz' den-
mektedir. D 'nin dayısının yönetim kurulu üyesi olması, yani aralarındaki
akrabalığın 3. Derece olması hasebiyle denetçi olması kanunun açık hükmü
gereği yasaklanmıştır.

D'nin önceki dönemlerde ortak olması ise denetçilik yapmasına engel olacak
hükümler arasında sayılmamıştır. Nitekim TTK m. 40011-a da denetçinin, de-
netlenecek şirkette pay sahibi olması yasaklanmıştır. Ancak bu yasak halihazır­
daki ortaklar içindir. Şirketin önceki ortakları bu kapsama dahil değildir.

4. Ticari mümessil olarak atanan E şirketin çalışanı sıfahyla, denetçi


olarak atanmasından üç yıl önceki 3 yıl içinde çalışhğı için kanunda de-
netçi olamayacaklar arasında zikredilmiştir. Mahkeme bunu re'sen dik-
kate almalıdır.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 119

• Denetçinin Görüş Yazıları


., Denetçi ile Şirket Arasındaki Görüş Ayrılığı

• Sözleşmenin feshi

Kutlu Nakliyat A.Ş. genel kurulu tarafından denetçi olarak atanan S, şirketin
finansal tabloları ile yıllık faaliyet raporunu incelerken sonuca varmaya engel
olacak belirsizliklere rastlamış, finansal tablolar ile esas sözleşmenin uygulanma-
sı konusunda Yönetim Kurulu ile görüş ayrılığına düşmüş ve finansal tablolara
dayanak teşkil eden defter ve envanter kayıtlarının da kendisine verilmesini iste-
miştir. Fakat yönetim kurulu şirket yazışmalarının ve defterlerin bir kısmının
henüz tasnif edilmediğini belirterek, istenen belgelerin ancak 2 ay sonra S'ye
verilebileceğini ifade etmiştir. S, Yönetim kurulundan istediği belgelerin zama-
nında verilmemesi üzerine bu şartlar altında ilgili şirkette denetimde bulunama-
yacağı gerekçesi ile denetleme sözleşmesini feshettiğini sözlü olarak Yönetim
Kuruluna bildirmiştir.

SORULAR:

1. Böyle bir durumda S nasıl bir görüş yazısı yazabilir? Bu görüş yazı­
sının hüküm ve sonuçları neler olabilir?
2. S'nin istediği defterlerin zamanında ibraz edilmesi ve bu defter-
lerin incelenmesi sonucunda, finansal tablo sonuçlarına etki
edecek düzeyde ancak yetkili kurullarca düzeltilebilecek aykırı­
lıklar olduğu kanaatine varması durumunda nasıl bir görüş yazısı
yazabileceğini ve bunun hüküm ve sonuçlarının neler olabilece-
ğini belirtiniz?

3. S'nin sözleşmeyi fesih talebi haklı mıdır? Neden?

4. Fesih davası açmadan önce S'nin başvurabileceği bir yol var mı­
dır? Varsa nasıl? Yoksa neden?
120 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

CEVAPLAR:
1. Denetlemenin uygun bir şekilde yapılmasına ve sonuçlara varıl­
masına olanak vermeyen ölçüde belirsizliklerin bulunması veya şirket
tarafından denetlenecek hususlarda önemli kısıtlamaların yapılması ha-
linde denetçi, bunları ispatlayabilecek delillere sahip olmasa bile, gerek-
çelerini açıklayarak görüş vermekten kaçınabilir. Kaçınma olumsuz gö-
rüşün sonuçlarını doğurur.

Olumsuz görüş sonuçlarının doğurması halinde durumlarda genel


kurul, söz konusu finansal tablolara dayanarak, özellikle açıklanan kar
veya zarar ile doğrudan veya dolaylı bir şekilde ilgili olan bir karar ala-
maz. Bu hallerde yönetim kurulu, görüş yazısının kendisine teslimi tari-
hinden itibaren dört iş günü içinde, genel kurulu toplanhya çağırır ve
görevinden toplanh gününde geçerli olacak şekilde istifa eder. Genel
kurul yeni bir yönetim kurulu seçer. Esas sözleşmede aksi kararlaşhrıl­
mamışsa eski yönetim kurulu üyeleri yeniden seçilebilir. Yeni yönetim
kurulu allı ay içinde, kanuna, esas sözleşmeye ve standartlara uygun
finansal tablolar hazırlahr ve bunları denetleme raporu ile birlikte genel
kurula sunar. Sınırlı olumlu görüş verilen hallerde genel kurul, gerekli
önlemleri ve düzeltmeleri de karara bağlar. (TTK m. 403/5)
Kanunda olumsuz görüş yazısının etkisi aslında yönetim kurulunun
derhal istifası gibi caydırıcı gibi dursa da esas sözleşmede aksi kararlaşh­
rılmadıkça eski yönetim kurulunun tekrar seçilebileceği hükmü ile bir-
likte aslında bağımsız denetim sisteminden beklenen caydırıcılığın sağ­
lanması pek mümkün görünmemektedir.

2. Görüş yazısında, yönetim kurulunun finansal tablolara ilişkin


konular bakımından sorumluluğunu gerektirecek bir sebebin mevcut
olmadığına, varsa buna işaret edilir. Görüş herkesin anlayabileceği bir
dille yazılır.
Çekinceleri varsa denetçi, olumlu görüş yazısını sınırlandırabilir veya
olumsuz görüş verebilir. Sınırlandırılmış olumlu görüş, finansal tablola-
rın şirketin yetkili kurullarınca düzeltilebilecek aykırılıklar içerdiği ve bu
aykırılıkların tablolarda açıklanmış sonuca etkilerinin kapsamlı ve bü-
yük olmadığı durumlarda verilir. Sınırlamanın konusu, kapsamı ve dü-
zeltmenin nasıl yapılabileceği sınırlandırılmış olumlu görüş yazısında
açıkça gösterilir.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 121

Olayda S, sınırlandırılmış olumlu görüş yazısı yazabilecektir.

3. Denetçi denetleme sözleşmesini, sadece haklı bir sebep varsa veya kendi-
sine karşı görevden alınma davası açılmışsa feshedebilir. Görüş yazısının içeri-
ğine ilişkin fikir ayrılıkları ile denetlemenin şirketçe sınırlandırılmış olması veya
görüş yazısı vermekten kaçınma haklı sebep sayılamaz. (TTK m. 399/8). Dola-
yısıyla ilgili belgelerin zamanında verilmemesi, şirket denetiminin şir­
ketçe sınırlandırılması olarak değerlendirilmeli. Kanun koyucu bu du-
rumu haklı bir fesih nedeni olarak saymadığı için buna dayanılarak söz-
leşmenin feshi mümkün olmayacakhr. Denetçinin sözleşmeyi feshi yazılı
ve gerekçeli olmalıdır.
Şirket ile denetçi arasında şirketin ve topluluğun yılsonu hesap-
larına, finansal tablolarına ve yönetim kurulunun faaliyet raporuna iliş­
kin, ilgili kanunun, idari tasarrufun veya esas sözleşme hükümlerinin
yorumu veya uygulanması konusunda doğan görüş ayrılıkları hakkında,
yönetim kurulunun veya denetçinin istemi üzerine şirketin merkezinin
bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi dosya üzerinden karar ve-
rir. Karar kesindir. (TTK m. 405)
122 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

• Genel Kurulun Devredilemez ve Vazgeçilemez Yetkileri


• Yıllık Kar Üzerinde Tasarrufa Karar Verme Yetkisi
• Azlığın Genel Kurulu Toplantıya Çağırma ve Gündeme Madde Ekletme Hakla

X Taşımacılık A.Ş. % 1O'ar paya sahip 1O ortaktan oluşan bir anonim şirkettir.
Şirketin
yönetim kurulu, pay sahibi olan 5 ortaktan oluşmaktadır.
Şirketin 2013 yılının 3. çeyreğinde hedeflediği kar oranının oldukça üzerinde
bir seviyeyi yakalaması üzerine toplanan yönetim kurulu, çoğunlukla aldığı karar
ile elde edilen karın yönetim kurulu üyesi ortaklara sermaye payları oranında
dağıtılmasına karar vermiştir.

Şirket ortaklarından A, yönetim kurulu üyesi olmayan pay sahiplerinin de kar


dağıtımına iştirak etmesi gerektiğini düşünmekte ve konuyu genel kurula taşımak
istemektedir.

80RULAR:
1. Şirket yönetim kurulunun kar dağıtım karan almasını tartışınız.

2. Yönetim kurulunun kar dağıtım kararına katılmayan A'nın konu-


nun genel kurulda tartışılmasını sağlamak için sahip olduğu bir
hukuki' imkan var mıdır? Açıklayınız.

CEVAPLAR:
1. TTK, genel kurul ve yönetim kurulunun görev sınırlarını her iki
organ için de devredilemez ve vazgeçilemez yetkiler belirleyerek çizmiş­
tir. Genel kurul açısından konu TTK m. 408/2' de düzenlenmiştir. Devre-
dilemeyecek ve vazgeçilemeyecek yetkilerin söz konusu olduğu durum-
larda genel kurul bizzat karar almalıdır. Yıllık kar üzerinde tasarruf yet-
kisi genel kurula ait ve bu kurul tarafından devredilemeyecek ve vazge-
çilemeyecek bir yetkidir. Dolayısıyla bu yetkilerin yönetim kuruluna ya
da pay sahiplerinden müteşekkil herhangi bir diğer kurula devri müm-
kün değildir. Buna karşılık ilgili hukuki işlemler için hazırlık yapılması
ya da genel kurul kararlarının uygulanması başka organlara bırakılabilir;
çünkü genel kurul yılda bir kez veya gerektikçe toplanan bir organdır.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çı:ılışmı:ılı:ır 123

Genel kurulun toplanmasına ilişkin hazırlıklar


ve genel kurul kararları­
nın uygulanması genellikle yönetim kurulunun görev alanına girmekte-
dir.
Bu gerekçelerle, kanun gereği genel kurulun devredilmez ve vazge-
çilmez yetkilerine giren bir konuda karar alması hukuka aykırı olup; söz
konusu karar bahldır.

2. TTK m. 411 ve m. 412 hükümlerinde azlığın genel kurulu toplan-


hya çağırma hakkı düzenlenmiştir. Azlığın genel kurulu toplanhya ça-
ğırma hakkı bireysel bir hak değildir; bilakis şirkette belirli bir grup pay
sahibine ait bir hakhr ve bu grubun şirkette azlığı oluşturması gerekir.
Şirket ortaklarından A, % 10 pay sahibi olmakla söz konusu şirkette azlı­
ğı oluşturmaktadır.

Azlık, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gün-


demi belirterek, genel kurulu toplanhya çağırmasını veya genel kurul
zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme
koymasını isteyebilir. Yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel
kurul en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplanhya çağrılır; aksi
halde çağrı istem sahiplerince yapılır. Pay sahiplerinin çağrı veya gün-
deme madde .konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından
reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği
takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplan-
hya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret
mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplanhya gerek görürse, gündemi
düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir
kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplanh için gerekli
belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. A, bu çerçevede kar
dağılımı konusunu zaten toplanacak bir genel kurulun gündemine ekle-
tebilir veya bu usulü izleyerek bu konunun görüşüleceği bir genel kurul
toplanhsı yapılmasını sağlayabilir.
124 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" Pay Sahibinin Kar Payı Hakkı

A, 250.000 TL esas sermayeli bir anonim şirkete % 20 oranında hissedar


olarak 50.000 TL sermaye taahhüdünde bulunmuştur. A, şirketin tescilin-
den önce sermaye taahhüdünün % 30'unu yerine getirmişse de; bu tarihten
itibaren 12 ay geçmesine karşılık kalan sermaye borcunu henüz ödememiş­
tir. Şirketin ilk faaliyet yılı sonunda, kanunen veya şirket sözleşmesine göre
ayrılması gereken tutarlar ayrıldıktan sonra kalan net karı 100.000 TL'dir.

A, net kardan ne kadar pay alabilir? Gerekçeleriyle açıklayınız.

CEVAP:
TTK m. 508 : "(1) Esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kar ve tasfiye
payı pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak
hesap edilir.
(2) Yıllık kar, yıllık bilançoya göre belirlenir."
Buna göre A'nın alması gereken kar payı miktarı;
100.000 TL x 0,20 = 20.000 TL ve 20.000 TL x 0,30 = 6.000 TL'dir.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 125

• Kar Payı Hakkımm Niteliği


• Kar Payı Hakkmm Hesaplanması

A, 250.000 TL sermayesi bulunan bir anonim şirkete %20 oranında hissedar


olarak katılmıştır. A, şirketin tescilinden önce sermaye taahhüdünün %25'ini yeri-
ne getirmişse de; bu tarihten itibaren 12 ay geçmesine rağmen kalan sermaye
borcunu henüz ödememiştir. Şirketin, ilk faaliyet yılı sonunda kanuna ve esas
sözleşmeye göre ayrılması gereken tutarlar ayrıldıktan sonra 100.000 TL net karı
vardır.

SORU:
Pay sahibi A ne kadar pay alabilir? Bu konuda kanunun gerektirdiği
esaslardan tüm pay sahiplerinin olumlu oylarıyla alınacak bir genel kurul
karan ile ayrılmak mümkün müdür? Gerekçeleriyle açıklayınız.

Esas sözleşmede aksine hüküm yoksa pay sahibinin kar payı ve tasfi-
ye payı, şirkete yaphğı ödemelerle oranhlı olarak hesaplanır
(TTK.m.508/1). Kar payı yıllık bilançoya göre belirlenen net kardan veya
serbest yedek akçelerden dağıhlabilir. Yani, pay sahibinin kar payı hak-
kı, taahhüt ettiği sermaye payına göre değil, şirkete fiilen ödediği pay
bedeli üzerinden hesap edilir. Yapılacak bir hesaplama ile A'nın hak
kazanacağı kar payı (100.000 TL x 0,20 x 0,25=) yanıt, 5.000 TL' dir.

Genel kurul karan ile bu esastan ayrılmak mümkün değildir. Çünkü


AŞ' de kar payının, pay sahipleri tarafından sermaye taahhüdüne istina-
den yapılan fiili ödemeler nispetinde ödenmesi hem TTK'nın emredici
hükmüdür. Hem de konu AŞ'nin temel yapısına ve sermayenin korun-
ması ilkesine aykırı olabileceğinden bu konuda alınacak kararın butlanı
veya iptali söz konusu olabilir (TTK m. 445, ın. 447)
126 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

• Sermaye Artırımı ve Şartları

1.000.000 TL sermayeli X A.Ş. 'nin sermayesi 100.000 paya bölünmüştür. A,


şirkette 100 paya sahiptir; ancak, pay bedellerinin yalnızca yarısını şirkete öde-
yebilmiştir. A'nın payları haricinde bedeli ödenmemiş pay bulunmamaktadır. X
A.Ş. genel kurulu toplanarak yeni pay taahhüdü yoluyla sermaye artırımına
gitmiştir. Fakat pay sahiplerinden B, A'nın sermaye taahhüdünü kısmen yerine
getirebilmiş olmasından ötürü bu genel kurul kararının iptal edilmesi gerektiğini
düşünmektedir.

B, genel kurul kararının iptalini sağlayabilir mi? Sermaye artırımı, iç


kaynaklardan yapılsaydı cevabınız değişir miydi? Açıklayınız.

CEVAP:
Şirkette
her bir payın itibari değeri: 1.000.000 / 100.000 = 10 TL. A'run
sahip olduğu esas sermaye payı lO0xlO = 1.000 TL. A'run taahhüt ettiği
halde ödemediği esas sermaye payının tutarı: 1.000/2 = 500 TL.
Yeni sermaye taahhüdü yoluyla sermaye arhrımına gidilebilmesi için
şirketteki tüm pay bedellerinin ödenmiş olması gerekirse de; tüm serma-
yeye kıyasla önemli sayılamayacak tutarların ödenmemiş olması serma-
ye arhrımı için bir engel değildir (TTK m. 456/1). 1.000.000 TL esas ser-
mayeye oranla ödenmemiş olan 500 TL tutarındaki esas sermaye payı
önemli sayılmayacak ve sermayenin artırılması mümkün olacaktır. Do-
layısı ile genel kurul kararının iptali mümkün olmayacakhr.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 127

., IP'ay Bedelleri İçin faiz Ödenmesi Yasağı


., Hazırlık Dönemi faizi

A, B, C ve D İnşaat anonim şirketleri, büyük bir baraj inşaatı için yeni bir ano-
nim şirket kurmak amacı ile bir araya gelmişlerdir. Şirket sözleşmesinin yazılması
sürecinde B, C ve D şirketleri; yapılan yatırımın çok büyük miktarlarda sermaye
gerektirdiğini; ayrıca yatırımın tamamlanmasının, faaliyete geçmesinin ve kendi-
sini amorti ederek yatırım sahiplerine kar getirmesinin çok uzun yıllar alacağını;
böyle bir yatırımı yapmanın kendileri için rasyonel olmadığını ve hiç olmazsa yeni
şirkete ait işletmenin tam olarak faaliyete geçmesine kadarki süreçte kendilerine,
taahhüt edip ödeyecekleri esas sermayeye karşılık bir faiz ödenmesini talep etmiş­
lerdir. Büyük ortak A şirketi ise, 1TK hükümleri çerçevesinde, esas sermayeye kar-
şılık faiz ödemesinin mümkün olmadığını ileri sürerek bu talebi reddetmiştir.

SORU:
Pay sahiplerinin faiz talebini ve bu talebin reddini değerlendiriniz.

CEVAP:
AŞ' de sermaye için faiz ödenemez (TTK m. 509). Pay sahiplerine
kar payı da garanti edilemez. Ancak işletmenin tam bir şekilde faali-
yete başlamasına kadar geçecek hazırlık dönemi için pay sahiplerine
TTK m. 510/1' de yer alan çerçeve içerisinde hazırlık dönemi faizi
ödenebilir. Hazırlık dönemi faizi, pay sahiplerine işletmenin faaliyete
geçmesi için gerekli hazırlık ve başlangıç safhasında yapılan ödeme-
lerdir26. Bu ödemeler, temelini esas sözleşmede bulan gerekçeye da-
yanmahdır27.

Somut olay bakımından yapılacak değerlendirme bağlamında hazır­


lık dönemi faizinin şu şartlar ile ödenebileceği söylenebilir28 :

Peter Forstmoser/Arthıır Meier-Hayoz/ Peter Nobei; Schweizeriches Actienrecht, Bern


26

1996, § 40 N. 117.
27
Roland von Büren/Walter A. Stoffel/Rolf H. Weber; Grundriss des Actienrechts, 2. Aufla-
ge, Zürich-Basel-Genf, 2007, N. 107.
28
Forstmoser/Meier-Hayoz/Nobel, § 40, N. 119- 120-121.
128 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

- Şirket bir yahrım yapıyor ya da bir yatırımı genişletiyor olmalıdır.


TTK m. 510 hükmüne göre bu yatırım özellikli varlık niteliğinde bir
yahrım olmalıdır.

- Faiz ödemesi sadece, işletme faaliyetlerinin hazırlanması ve şirke­


tin tam olarak faaliyete geçmesine kadarki zaman dilimi için yapı­
labilir.
- Hazırlık dönemi faizi ödeneceği esas sözleşmede öngörülmüş ol-
malıdır.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 129

" Sermayenin Kaybı ve Borca Batıklık Halinde İyileştirici Önlemler

1.000.000 TL sermayeli X Gıda A.Ş. bir süredir nakit sıkıntısı çekmekte ve va-
desi gelen borçlarını ödemekte zorlanmaktadır. Şirketin son yıllık bilançosundan,
esas sermaye ile kanuni yedek akçeleri toplamının %55'inin zararlar sebebiyle
karşılıksız kaldığı anlaşılmıştır. X Gıda AŞ'de daha önce ayrılan kanuni yedek
akçeler toplamı ise 200.000 TL'dir. Yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantı­
ya çağırmış ve 900.000 TL esas sermayeli Y Gıda A.Ş. ile birleşmeyi teklif etmiştir.
Y şirketinin geçmiş dönem zararı ve sermaye kaybı bulunmamaktadır. Y şirketinin
ayrıca 1.000.000 TL tutarında dağıtılmamış karı ve 500.000 TL tutarında da
ihtiyari yedek akçesi bulunmaktadır.

SORULAR:
1. AŞ'de "sermaye kaybı" ve "borca batıklık" kavramlarını açıklayı­
nız.
Olaydaki verilere göre X Gıda AŞ'de bunlardan hangi duru-
mun tespit edildiğini ve ne yapılması gerektiğini açıklayınız?
X Gıda AŞ'deki sermaye kaybı %90'a ulaşsaydı önceki soruya ve-
receğiniz cevap değişir miydi?
3. AŞ'de borca batıklık nasıl tespit edilir? Açıklayınız.

Borca batıklığın tespiti halinde ne yapılmalıdır? Açıklayınız

CEVAPLAR:
1. AŞ' de sermaye kaybı, son yıllık bilançoya göre esas sermaye ve
kanuni yedek akçeler toplamının yarıdan çoğunun karşılıksız kalması­
dır. Sermaye kaybı %50'yi geçerse yönetim kurulunun derhal genel ku-
rulu toplantıya çağırması ve bazı iyileştirici önlemleri teklif etmesi gerek-
lidir. Borca batıklık ise söz konusu zararlar sebebiyle esas sermayenin
tamamen kaybedilmiş olması, yani şirket aktiflerinin borçlarını karşıla­
maya yetmiyor olmasıdır. AŞ'de sermaye kaybı 1/2 ve 2/3 arasındaysa
yönetim kurulu hemen genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırmalı ve
uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunmalıdır (TTK m. 376/1). Buna
karşılık sermaye kaybı 2/3' den fazlaysa, derhal toplantıya çağrılacak
130 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

genel kurul ya kalan sermaye ile yetinmeye ya da sermayenin tamam-


lanmasına karar vermediği takdirde şirket sona erer. Yani kanun½ ser-
maye kaybında iyileştirici önemleri belirleme ve bu konuda karar alma
yetkisini şirket organlarına bırakmışhr. Buna karşılık, 2/3 sermaye kay-
bında alınacak iyileştirici önlemleri emredici şekilde belirlemiş ve bun-
lardan birine karar verilmemesini sona erme sebebi saymışhr. Olayda,½
sermaye kaybı tespit edilen X Gıda AŞ. yönetim kurulu sermaye yapısı
sağlıklı olan Y Gıda AŞ. ile birleşmeyi teklif etmiştir. Konu TTK m.
139' da açıkça düzenlenmiştir. Sermayesiyle kanuni yedek akçeleri top-
lamının yansı zararlarla kaybolan veya borca balık durumda bulunan
bir şirket, kaybolan sermayeyi veya gerekiyorsa borca bahklık durumu-
nu karşılayabilecek tutarda serbestçe, tasarruf edilebilen özvarlığa sahip
bulunan bir şirket ile birleşebilir. Olaydaki verilere göre X Gıda AŞ'nin
sermaye ve yedekleri toplamının %55'i kaybedilmiştir. Buna göre kayıp
1.200.000 x %55 = 660.000 TL olup, kalan sermaye 540.000 TL' dir.
Birleşilecek Y Gıda AŞ'nin mali yapısı sağlıklı olup, birleşme halinde, bu
şirketin olayda belirtilen özvarlıklan X Gıda AŞ'nin ½ sermaye kaybını
rahatlıkla telafi edecek durumdadır. Sonuç olarak, Y Gıda AŞ'nin mali
durumu, birleşmeye katılan X Gıda AŞ' deki kaybolan sermayeyi karşı­
layabilecek durumda olduğundan bu iyileştirici önlem uygulanabilir
niteliktedir.

2. X Gıda AŞ' deki sermaye kaybı %90 ise, bu durumda


TTK.m.376/2' de düzenlenen 2/3 sermaye kaybı söz konusudur. Bu du-
rumda yönetim kurulu derhal genel kurulu toplanhya çağırmalıdır. Ge-
nel kurul bu toplanhda ya kalan sermaye ile yetinmeye (sermaye
azalhını) ya da kaybolan sermayenin tamamlanmasına (eş zamanlı ser-
maye azaltma ve arhrma veya pay sahiplerinin taahhütlerinin arhnlma-
sı) karar vermelidir. Aksi takdirde şirket sona erecektir.

3. Borca balıklık yıllık bilançodan değil, aktiflerin sahş fiyatları esas


alınarak hazırlanan ara bilançodan tespit edilir. TTK m. 376/l-2'de ser-
maye kaybının yıllık bilançodan tespit edileceği, buna karşılık 376/3' de
ise borca bahklığın aktiflerin sahş fiyatları esas alınarak hazırlanacak ara
bilanço ile tespit edileceği belirtilmiştir.

4. AŞ'nin borca balık olduğunun tespit edilmesi halinde yönetim


kurulu derhal şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mah-
kemesine başvurarak şirketin iflasını istemelidir. Mahkeme şirketin ger-
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 131

çekten borca batık olup olmadığını bilirkişiler marifetiyle yeniden tespit


edecektir (TTK.m.376/3). Sonuçta borca bahk olduğu tespit edilen şirke­
tin iflasına karar verilecektir. Ancak yönetim kurulu veya alacaklılar
"ciddi ve inandırıcı" iyileştirme projeleri sunarak mahkemeden iflasın
ertelenmesini isteyebilirler. Sunulacak iyileştirme projelerinin şirkte yeni
nakit sermaye konulması gibi nesnel ve gerçek kaynaklan ve önlemleri
göstermesi gerekir (TTK.m.377). İflasın ertelenmesi talebi bir dava olma-
yıp, iflas davası içinde bir tedbirdir. A.Ş hakkındaki bu hükümler yapı­
lan ahflar sebebiyle limited şirketlere de uygulanır. Tüm sermaye şirket­
lerinin ve kooperatiflerin borca bahkhk sebebiyle iflası ve iflasın erte-
lenmesi yargılaması ile bu konuda alınacak tedbirler İİK m. 179 vd. hü-
kümlerine göre yürütülür.
132 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

., A.Ş. Genel Kurul Kararlarının Etkisi

X Yapı A.Ş.
genel kurulu, faaliyet dönemi sonundan 1 ay sonra toplanarak
olağan genel kurul toplantısını gerçekleştirmiştir. Toplantıda, karar yetersayılarını
düzenleyen TTK hükümlerine uygun olarak;
- Sermayenin 100.000 TL'den 150.000 TL 'ye çıkarılması,

- Rüçhan haklarının %50 oranında sınırlandırılması kararları alınmıştır.

A, bu şirkette %7,5 oranında paya sahiptir. Söz konusu genel kurul toplantısı­
na gündemi ilgi çekici bulmadığı için katılmayan A, toplantıya katılmadığı için
alınan rüçhan haklarının sınırlandırılması kararının kendisi için uygulanamayaca-
ğını düşünmektedir.

BORU:
A, sermaye artırımında rüçhan hakkını herhangi bir sınırlamaya tabi
olmaksızın kullanabilir mi? A, ilgili genel kurula katılıp olumsuz oy kullan-
sa idi cevabınız değişir miydi?

CEVAP:
Gündemdeki bir konu ile ilgili olarak genel kurulun aldığı karar, top-
lanhda hazır olan ve olmayan, karara olumlu ya da olumsuz oy vermiş
bütün pay sahipleri hakkında geçerlidir ve hüküm ifade eder (TTK m.
423). Bundan dolayı, A toplanhya kahlmasa da rüçhan haklarının sınır­
landırılması karan kendisine de uygulanır. İlgili Kanun hükmüne göre,
bu karara olumsuz oy verilmiş olması anılan sonucu değiştirmeyecektir.
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 133

<> Yönetim Kı.ımlı.ı Üyelerinin Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı


<> Yönetim Kı.ımlı.ı Üyelerinin Rekabet Yasağı
<> Yönetim Kı.ımlı.ını.ın Temsil Yetkisinin Kapsam ve Sınırlan

<> Kamma Karşı Hile


<> Yönetim Kı.ırı.ılı.ı Üyelerinin Sorı.ımlı.ılı.ığı.ı
<> A.Ş.'de Pay Devri ve Pay Devrinin Smırlaırıdmlması

Ali Seçkin, Binnur Seçkin ve Ceyhun Seçkin, 01.01.2017 tarihinde ikiyüzmilyon


-TL esas sermayeli Seçkinler İnşaat ve Mimarlık AŞ'yi (Seçkinler İnşaat AŞ} kur-
muş, ardından şirket sözleşmesi ticaret siciline tescil edilerek inşaat projeleri yürü-
tülmeye başlanmıştır. Şirketin yönetim kurulu üyeleri Ceyhun Seçkin, Kemal Yöne-
tir ve Derya Gözetir'den oluşmaktadır. Şirket yönetimi 04.03.2018 tarihinde
tanbul-Zeytinburnu sahilinde yer alan büyük bir arsayı kırkmilyon-TL'ye satın
alarak, buraya lüks konutlar yapmayı kararlaştırmıştır. Yönetim kurulu üyesi
Ceyhun Seçkin bu kararın alındığı yönetim toplantısında kredi faizlerinin
yüksek, belirlenen satış fiyatlarının bölgesine göre fahiş, piyasanın durgun, döviz
kurlarının çok oynak olduğunu belirterek karşı çıkmış ise de oyçokluğuyla karar
alınarak kısa süre içinde arsa satın alınmış, projesi tamamlanmış ve inşaata baş­
lamıştır. İlerleyen tarihlerde projeden yeterince satış yapılamadığı gibi bankalar
da inşaatın devamı için gerekli krediyi vermeyince inşaat durmuştur. Şirket ortak-
larından Ceyhun Seçkin bir gün şirkete gelerek proje hakkında bilgi almak ve
şirket defterlerini incelemek istemiş ise de yönetim kurulu başkanı bu talebini,
ticari sır gerekçesiyle reddetmiştir.
Payını devrederek şirketten ayrılmak isteyen Binnur Seçkin, her biri 1-TL değe­
rindeki 50.000.000 adet nama yazılı, 10.000.000 adet hamiline yazılı hisselerinin
tamamını (K) Pazarlama AŞye satmıştır. Ancak Seçkinler AŞ'nin yönetim kurulu,
şirket esas sözleşmesinde yer alan "pay devri sadece "Seçkin" ailesi mensuplarına
yapılabilir ve devir şirketin iznine tabidir" hükmüne dayanarak pay devrini onay
vermeyi reddetmiştir (Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Şirketler Hukuku Dersi
Dönem Sonu Sınavı-31.05.2019).

SOR.ULAR.
1. Ceyhun Seçkin'in proje kapsamında bilgi alma ve defterleri ince-
leme yetkisinin olup olmadığını belirtiniz. Bu talebin ne şekilde
134 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

yapılacağını değerlendiriniz. Ceyhun Seçkin'in, talebinin redde-


dilmesi karşısında başvurabileceği hukuki yolları açıklayınız.

2. Ceyhun Seçkin, muhalif kaldığı projeye karşı TTK'daki "kanuna


karşı hile" hükmüne dayanarak hukuki bir talep ileri sürebilir mi?
Neden?

3. Şirket yönetimi, projede çalışan mimar, mühendis ve pazarlama


ekibine tahsis edilmek üzere satın alınan 8 adet binek aracını,
proje durunca toptan Rentacar Araç Kiralama Ltd Şti'ne kiraya
vermiştir. Fakat zamanla kira bedellerini ödemekte zorlanan
Rentacar Ltd Şti, Seçkinler İnşaat AŞ'nin esas sözleşmesindeki iş­
letme konuları arasında araç kiralama işinin bulunmadığından
bahisle şirket temsilcilerinin yetkilerini aştıkları iddiasıyla kira söz-
leşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti için dava açmıştır. Rentacar
Ltd Şti bu iddiasında haklı mıdır? Neden?

4. Şirket yönetim kurulu Binnur Seçkinin hisse devrine izin vermeyi


reddedebilir mi? Esas sözleşmedeki hüküm ve pay senetlerinin
türünü dikkate alarak açıklayınız.

5. Yönetim kurulu üyesi olan Derya Gözetir'in, aynı zamanda teks-


til ürünleri üretim ve satışı ile iştigal eden başka bir AŞ'de pay
sahibi veya yönetim kurulu üyesi olmasına bir engel var mıdır?
Açıklayınız.

6. Projedeki konut ve işyeri fiyatlarının dövize endekslenmesi ve dö-


viz fiyatlarındaki ve kredi faizlerindeki artışlar sebebiyle yeterince
satış yapılamaması sonucunda şirket mali darboğaza düşmüş,
borçlarını ödeyemediği ve taahhütlerini yerine getiremediği için
yüksek faizler ve cezai şartlar ödemek zorunda kalmıştır. Bu du-
rumda şirketin zararından ötürü kimler, kimlere karşı, hangi hu-
kuki talep veya talepleri ileri sürebilir? Yöneticiler bu sorumluluk-
tan nasıl kurtulabilir? Açıklayınız.

CEVAPLAR:
1. Her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında
bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği,
herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yöne-
tim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 135

tarhşılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan


bilgi alınması reddedilemez (TTK m. 392/1).
Her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu toplanhlan dışında, yöne-
tim kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişiler­
den, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilir ve göre-
vinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, yönetim kurulu başkanından,
şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir
(TTK m. 392/3).

Yönetim kurulu üyesinin bu maddeden doğan haklan kısıtlanamaz,


kaldırılamaz. Esas sözleşme ve yönetim kurulu, üyelerin bilgi alma ve
inceleme haklarını genişletebilir (TTK m. 392/6).
Olayda da Ceyhun Seçkin talebini öncelikle YK başkanına sunmalıdır.
Olaydaki gibi başkan reddederse, konuyu iki gün içinde YK'ya getirme-
lidir. Bu sürede kurulun toplanmaması veya bu istemi reddetmesi halin-
de üye, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkeme-
sine başvurabilir. Mahkeme istemi dosya üzerinden inceleyip karara
bağlayabilir, mahkemenin kararı kesindir.

2. Şirketin tescilinden itibaren iki yıl içinde bir işletme veya aynın,
sermayenin onda birini aşan
bir bedel karşılığında devralınmasına veya
kiralanmasına ilişkin sözleşmeler, genel kurulca onaylanıp ticaret siciline
tescil edilmedikçe geçerli olmaz. Bu sözleşmelerin onaylanmasından ve
tescilinden önce, bunların ifası amacıyla yapılmış olan ödemeler dahil,
her türlü tasarruf geçersizdir (TTK m. 356/1). Dolayısıyla oransal olarak
ilk şart sağlanmaktadır. Ancak somut olayda TTK m. 356/5'te öngörülen
istisnanın gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalıdır. Buna göre şirketin
işletme konusunu oluşturan veya cebri: icra yoluyla iktisap edilen ayın ve
işletmeler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz. Olaydaki şirket de
bir inşaat şirketidir. Bu amaçla kurulmuştur. İştigal alanının dar yorum-
lanmaması gerekmekte olup, inşaat projeleri yapmak için kurulan bir AŞ
açısından taşınmaz alım-sahmı da bu konu içine giren işlemlerden sa-
yılmalıdır. Bu sebeple de Ceyhun Seçkin'in TTK m. 356'ya dayanarak
işlemin geçersizliğini ileri sürmesi mümkün değildir.

3. Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olu-


nur (TTK m. 365/1). Temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme
konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapabilir
136 Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler (TTK m. 371/1). Temsile


yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaphğı işlem­
ler de şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu
dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek
durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş
olması, bu hususun ispah açısından, tek başına yeterli delil değildir (TTK
m. 371/2). Kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler dolayısıyla şirketin
rücu hakkı saklıdır (TTK m. 371/1). Olayda temsilcilerin şirket konusu
dışında yaphkları kira sözleşmesiyle şirket bağlıdır. TTK m. 371/2' de
işlemin geçersizliğini ileri sürme hakkı yalnızca şirkete verilmiştir. Şirket
bu sonuca ancak, sözleşmenin karşı tarafı üçüncü kişinin işlemin işletme
konusu dışında olduğunu bildiği veya bilebilecek durumda olduğunu
ispatlayarak varabilir. Dolayısıyla üçüncü kişi konumunda bulunan Er-
dal Arabalı'ya bu hak tanınmamıştır. Bu sebeple iddiası TMK m. 2'ye
aykırılık oluşturacakhr.

4. Somut olayda esas sözleşme uyarınca payların, şirketin iznine


tabi olmak kaydıyla, sadece Seçkin ailesi fertlerine devredilebileceği be-
lirtilmiştir. Binnur Seçkin ise payını (K) Pazarlama AŞ'ye devretmiştir.
Bu işlem, bağlam düzenleyen esas sözleşmeye aykırılık taşır. Ancak esas
sözleşmede payın devrinin sadece Seçkin ailesi fertlerine ve şirketin iz-
nine tabi olacağı hükmü nama yazılı paylar açısından hüküm ifade ede-
cektir (TTK m. 492/1). İlgili bağlam hükmü hamiline yazılı paylar için
hüküm ifade etmez. Bunların devri işlemi usulüne uygun gerçekleştiril­
mesi koşuluyla geçerlidir.

5. Derya Gözetir'in, aynı zamanda tekstil ürünleri üretim ve sahşı


ile iştigal eden başka bir AŞ' de yönetim kurulu üyesi olması, TTK m.
369/l'de yer alan sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil eder. Aynı
zamanda TTK m. 396/1' e göre yönetim kurulu üyelerinden biri, genel
kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş tü-
ründen bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamaz. Bu hükme aykı­
rı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat iste-
mekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılınış saymak-
ta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatle-
rin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir. Bu durumda Seçkinler
AŞ, Derya Gözetir' den, şayet bir zararı söz konusu ise tazminat talep
edebilir ya da tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saya-
bilir. Tercihi belirlemek konusunda Derya dışındaki diğer YK üyeleri
Şirketler Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 137

yetkilidir. Buna karşılık Derya Gözetir'in, aynı veya farklı işlerle uğraşan
başka bir AŞ' de pay sahibi olmasında ise herhangi bir sakınca yoktur.

6. Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memur-


ları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıy­
la ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket
alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar (TTK m. 553/1).
Olaya da şirketin bu projesi yönetim kurulu tarafından başlahlmışhr. Bu
durumda şirketin zararından ötürü TTK m. 553/1 hükmü uyarınca yöne-
tim kurulu üyelerine karşı hukuki sorumluluk davası açılabilir. Burada
şirket zararı ile pay sahipleri ve alacaklıların zararının ayn ayn ele alın­
ması gerekmektedir. TTK m. 555/l'e göre "Şirketin uğradığı zararın taz-
minini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın
ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.". Bu durumda şirketin uğradığı
zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi dava yoluyla isteyebilir.
Davayı şirket açacaksa bit kayyım atanması gerekmektedir. Davayı pay
sahipleri açacaksa, tazminahn ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.
Zarara uğrayan şirketin iflası halinde, tazminahn şirkete ödenmesini
isteme hakkını şirket alacaklıları da haizdir (TTK m. 556/1). Bunun dı­
şında pay sahipleri ve alacaklılar kendi doğrudan zararlarını da yönetim
kurulu üyelerinden talep edebilirler. Birden çok kişinin aynı zararı taz-
minle yükümlü olmaları halinde, bunlardan her biri, kusuruna ve du-
rumun gereklerine göre, zarar şahsen kendisine yükletilebildiği ölçüde,
bu zarardan diğerleriyle birlikte müteselsilen sorumlu olur (TTK m.
557/1). Bu kural farklılaşhrılmış teselsül olarak adlandırılır. Bu durum
her bir YK üyesi bakımından kusurun oranı saptanmalıdır. Olayda da
projeye karşı çıkan Ceyhun Bey'in ortaya çıkan zarardan sorumluluğu
olup olmadığı bu kapsamda değerlendirilmelidir.
ÇİRKET
iZ

• Adi Şirkette Yönetim


• Adi Şirkette İtiraz Hakkı
• Ortağın Şirketten Çıkarılması
• Yönetim Yetkisinin Kaldırılması

A, B, C, D ortaklaşa bir market işletmektedirler. Ortaklar marketi A, B ve


üçüncü kişi olan E'nin işletmesi, diğer ortakların işlere karışmaması konusunda
anlaşmışlardır. A, markette satılmak üzere gerekli malzemelerin alınması için Ü
ile anlaşır. Bu anlaşmadan haberdar olan E, sözleşmede açıkça "bireysel yönetim
ilkesi" benimsenmedikçe, A'nın tek başına bu işlemi yapamayacağını, bu işlemi
ancak tüm yönetici ortakların birlikte yapabileceğini öne sürerek itiraz etmiştir.
E'nin böyle bir itiraz hakkının olmadığını ileri süren A, kendisinin tek başına böyle
bir işlemi yapabileceğini, ayrıca itiraz hakkının sadece "ortaklara" tanındığını ve
bu nedenle dışarıdan yönetici olarak atanan E'nin itiraz hakkının olmadığını ileri
sürmüştür. Yaşanan sürecin şirkete zarar verdiğini düşünen ortaklardan C ve D,
tüm ortakları toplantıya çağırmışlar, ancak bu toplantıya A katılmamıştır. B, C ve
D oybirliğiyle aldıkları kararla A'nın ortaklıktan çıkarılmasına, E'nin de yönetim
yetkisinin kaldırılmasına karar vermişler ve bu kararlarını sözlü olarak A ve E'ye
bildirmişlerdir.

1. E'nin, A'nın markete malzeme alma konusunda tek başına yetkili


olmadığı yönündeki iddiası yerinde midir? Neden?

!2. A'nın, E'nin itiraz hakkının olmadığı yönündeki iddiası yerinde mi-
dir? Neden?
3. B, C ve D'nin A ve E hakkında aldıkları kararların geçerli olup ol-
madığı
140 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., Adi Şirket

" Adi Şirkete Getirilebilecek Sermaye


" Yönetim ve Temsil
• Kar ve Zarara Katılma
., Şirkete Girme-Alt Katılım
" Denetim Hakkı
'" Adi Şirketin Sona Ermesi

Beş ortak (A, B, C, D, E) bir su fabrikasını adi şirket şeklinde işletmek istemek-
tedirler. Bu fabrikanın ortaklardan (A)'.Ya ait taşınmaz üzerinde kurulması, suyun
dağıtımı için de (B)'nin araçlarının kullanılması kararlaştırılmıştır. İşletmeye C,
40.000 TL, D, 6 ay sonra muaccel olacak olan, H'den olan alacağını şirkete geti-
recektir. E ise, suların araçlara yüklenmesinde ve araçlardan boşaltılmasında biz-
zat çalışacaktır. Şirket sözleşmesinde yönetim yetkisi ortaklardan A, B ve C'ye
verilir. Bilançonun her yıl Mart ayında çıkarılacağı, ayrıca ortaklardan D ve E'nin
zarara katılmayacakları kararlaştırılmıştır.
A, şirketin daha geniş müşteri kitlesine ulaşmasını sağlamak amacıyla K'.Yi ticari
temsilci olarak atar. Bu atamadan haberdar olan ortaklardan D, A'nın tek başına
böyle bir atama yapamayacağını ileri sürerek bu işleme itiraz eder. A, D'nin böyle
bir itiraz hakkının olmadığını iddia edince D, Ayı yöneticilikten azlettiğini belirtir.
A, D'nin tek başına yöneticiyi az/edemeyeceğini bildirmesi üzerine D, ortaklar kuru-
lunu toplar ve ortaklar kurulunda oy çokluğuyla A'nın azline karar verilir. Bunun
üzerine A, payına ortak olmayan avukat Gyi ortak eder ve artık şirket işlerini G'nin
takip etmesini ister. Şirketin gidişatı hakkında bilgi almak isteyen G, yöneticilerden
ticari defterleri incelemek üzere kendisine verilmesini ister. Ayrıca her hesap döne-
minde hesap özeti istediğini ve şirketin karından kendi hesabına düşen payını bizzat
kendisine ödenmesini talep etmiştir. Ancak yöneticiler bütün talepleri reddederler.
Ortaklığın ilk yıl için hazırlanan bilançosunda, elde edilen 400.000 TL'lik net
kar, ortaklar arasında getirdikleri sermaye payı oranında paylaştırılmıştır. Buna
itiraz eden E, adi ortaklıkta herkesin amaç uğrunda ortak çaba gösterdiğini, bu
nedenle ortakların getirdikleri sermaye paylarına bakılmaksızın, kara eşit şekilde
katılması gerektiğini ifade etmiştir.

Ortaklık ilişkisi devam ederken ortaklardan B kısıtlanır ve vasi olarak eşi T


atanır. Vasi T, ortaklık ilişkisinde
temsilci sıfatıyla yerini alacağını bildirmesine
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 141

rağmen C adi ortaklığın şahıs şirketi ve buna bağlı olarak güvene dayalı olduğu­
nu, ortaklık sıfatının B'nin şahsına ait olduğunu ve başka kişilerce kullanılmasının
hiçbir durumda mümkün olmadığını belirterek bu talebi reddetmiştir.
Ortaklığın gidişatından memnun olmayan D, ortaklıktan ayrılmak istemekte-
dir. Bu nedenle Haziran ayında fesih bildiriminde bulunmuştur. Bunun üzerine
diğer ortaklardan C, bu bildirimin geçerli olmadığını, ortaklığın feshinin ancak
mahkemeden istenebileceğini belirtmiştir.

SORULAR:
1. Ortakların taahhüt ettikleri sermaye payları için bir şekil koşulu­
nun olup olmadığını,
bu sermaye unsurlarının adi şirkete getirilip
getirilemeyeceğini, sermaye payını getirmeyen ortağa karşı diğer
ortakların kullanabilecekleri hukuki bir imkanın olup olmadığını
açıklayınız.

A'nınve D'nin birbirleri hakkındaki iddiaları doğru mudur? Ne-


den? Bu konudaki temel ilkeler nedir?
3. A'nın yöneticilikten alınması geçerli midir? Neden? A'ya yönetim
yetkisi ortaklar kurulu kararıyla verilseydi cevabınız değişir miydi?
4. A'nın payını G'ye devretmesi geçerli midir? Neden? G taleplerin-
de haklı mıdır? Neden?
5. T'nin eşinin yerine ortaklık ilişkisine dahil olması mümkün mü-
dür? C'nin bu talebe karşı ileri sürdüğü gerekçeleri dikkate alarak
açıklayınız.

S. Ortaklardan D ve E'nin zarardan bağışık (muaf) tutulması müm-


kün müdür? Bu durum 3. kişilere karşı ileri sürülebilir mi?
E'nin, ilk yıl için hazırlanan bilançoya olan itirazını değerlendiriniz.

8. D'nin yaptığı feshi bildirimi geçerli midir? Fesih bildirimin geçerli-


lik şartlarını belirterek, şayet geçerli ise, olaydaki fesih bildirimi-
nin ne zaman hüküm ifade edeceğini, C'nin itirazlarını göz önüne
alarak değerlendiriniz.
142 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

ıo Adi Şirket
ıo Getirilebilecek Sermaye
ıo Ortakların Zarara Katlanma Borcu

A, B, C ve D isimli dört arkadaş bir matbaa kurarak aylık bir dergi çıkarmaya
karar vermişlerdir. A kendisinin matbaanın kurulması için gerekli makine ve teçhi-
zatı kendisinin eskiden işlettiği matbaasından getirmeyi taahhüt ederken, matba-
anın işletilip dergilerin çıkarılmaya başlanabilmesi için B 50.000 TL, C ise 40.000
TL nakit koymayı taahhüt eder. Diğer arkadaş D ise matbaada çalışma vaadinde
bulunmuştur. Bu dört arkadaştan A, B ve D matbaanın işletilmesinden dolayı elde
edecekleri kazancı paylaşma ve doğabilecek zararlara katlanma konusunda da
anlaşmıştır. Ancak C zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağı konusunda
diğer arkadaşlarını ikna etmiştir.

SORULAR:
1. Olayda dört arkadaşın matbaa kurup dergi basmak amacıyla bir
araya gelmelerinin herhangi bir ortaklığa sebep olup olmadığını,
bir ortaklık ilişkisi kurulmuşsa bu ortaklığın türünü nedenlerini
belirterek açıklayınız.
2. Söz konusu işletmenin zarara uğraması ihtimalinde kimlerin ne
oranda bu zarardan sorumlu olacaklarını açıklayınız.
3. B, matbaanm derginin çıkarılması için yeterli olmadığı kanaatine
varmış ve bir matbaa makinesi daha alınmasını istemiştir. C ve D,
B'nin bu isteğini olumlu karşılamış; ancak A itiraz etmiştir. Bunun
üzerine B, bu tür makinelerin alım satım işleriyle uğraşan X Limited
Şirketi'nden 50.000 TL karşılığında istediği makineyi satın almıştır.
Ancak X Limited Şirketine zamanında ödeme yapılamamış ve Şir­
ket yetkilileri alacak davası açmıştır.
a) Söz konusu borçtan kimlerin sorumlu olduğunu nedeninin
belirterek açıklayınız.
b) B, X Limited Şirketinden makineyi almadan önce diğerlerinin
buna engel olmasına imkan verebilecek bir hukuki kurum var
mıdır? Varsa bu kurumu belirterek kısaca açıklayınız.

4. İlerleyen dönemde C mahkeme kararıyla kısıtlanmıştır. Bu durumun


etkisinin neler olabileceğini değişik ihtimalleri dikkate alarak açıklayın
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 143

" Adi Şirkette Kar ve Zarara Katılma

Bir adi şirketin 300. 000 TL sermayesi ve her biri 100.000 TL katılım payı ge-
tiren üç ortağı (A, B ve C) vardır. Bu şirketin şirket sözleşmesinde şirket karının
%40'ının Aya, %30'unun Bye ve %30'unun ise Cye ödeneceği yazmaktadır. Şirket
zararının nasıl paylaştırılacağı hususunda ise şirket sözleşmesinde herhangi bir
hüküm bulunmamaktadır. Şirket 120.000 TL zarar etmiştir. (Erciyes Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Dersi 2017-2018 Final Sınavı)

SORU:
Ortaklardan A, ortakların katılım paylarının eşit olması ve şirket söz-
leşmesinde zararın nasıl paylaşılacağına ilişkinbir hükmün bulunmaması
nedeniyle ortaklar arasında zararın eşit paylaşılması gerektiği düşünce­
sindedir. Bu gerekçeleri ayrı ayrı değerlendiriniz ve A'nın kendisine za-
rardan düşen payın 40.000 TL olduğu iddiasının haklı olup olmadığını
belirtiniz.
144 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

'" Adi Şirkette Yönetim ve Temsil


'" Adi Şirkette İtiraz Hakkı

Faaliyet konusu firın işletmek olan beş ortaklı (A, B, C, D ve E) bir adi şirkette
ortaklardan A, B ve C yönetici olarak belirlenmiştir. Unun azaldığını fark eden A,
yan dükkandan un sipariş etmeyi düşünmektedir. Bunu duyan B ve D ise yan dük-
kanda unun fiyatının yüksek olduğu, unun başka bir yerden daha ucuza temin
edebileceği düşüncesindedir. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku
Dersi 2017-2018 Bütünleme Sınavı)

SORU
A, bu işlemi tek başına yapabilir mi? B, bu işlemi engelleyebilir mi?
Engelleyemezse, neden? Engelleyebilirse, şartları nelerdir? D, bu işlemi
engelleyebilir mi? Engelleyemezse, neden? Engelleyebilirse, şartları ne-
lerdir?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 145

• Kollektif Şirkette Kamı Paylaşılması

Üç ortaklı (A, B ve C) 30. 000 TL sermayeli bir kollektif şirketin şirket sözleş­
mesinde kar ve zararın paylaştırılması hususunda takdir yetkisi ortaklardan B'ye
bırakılmıştır. B, önceleri şirketin karını hakkaniyete uygun şekilde paylaştırırken A
ile arasında zamanla oluşan şahsi husumet nedeniyle 2018 yılının karını paylaştı­
rırken A'nın aleyhine olacak şekilde hakkaniyete aykırı bir paylaştırma yapmıştır.
(Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Dersi 2017-2018 Bütünleme
Sınavı)

Bu durumda A hangi sürede, hangi davayı açabilir? Bu davanın olumlu


sonuçlanmasıdurumunda kar nasıl paylaştırılır?
146 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Kollektif Ortaklıkta Yönetim ve Temsil


• Şirket Borçlarından Dolayı Ortakların Sorumluluğuna Gitmenin Koşulları
" Şirkete Sonradan Giren Ortağın Sorumluluğu

Üç ortaklı ve 200.000 TL sermayeli X Tekstil Kollektif Şirketi'nin esas sözleş­


mesinde şirketin yönetim ve temsiline dair herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Ortaklardan A, üretimin arttırılması amacıyla 1.2.2013 tarihinde şirket için, Y
Limited Şirketinden 5 adet büyük dikiş makinesi satın almıştır. Dikiş makinelerinin
bedeli 100.000 TL'nin 1.3.2013 tarihinde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu arada,
D, X Kollektif Şirketine diğer ortakların oy birliğiyle aldıkları karar sonucunda
12.2.2013 tarihinde girmiştir.

SORULAR:
1. Söz konusu makinelerin bedelinin vadesinde ödenmemesi üzeri-
ne, Y Limited Şirketinin X Kollektif Şirketine karşı açtığı alacak da-
vasında, A tarafından yapılan satış sözleşmesinin şirketi temsile
yetkili olmadıkları iddiasıyla kendilerini bağlamayacağını ileri
sürmüştür. X Kollektif Şirketinin iddiası yerinde midir? Tartışınız.

2. Y Limited Şirketi, X Kollektif Şirket temsilcisi A hakkında satım söz-


leşmesinin yerine getirilmemesinden dolayı takip yapabilir mi?
Ayrıca Y Limited Şirketinin A hakkında takip yapmak dışında başka
hukuki yollara başvurabilir mi? Belirtiniz.
2. X Kollektif Şirket sözleşmesinde "Şirkete yeni giren ortaklar, gir-
me tarihinden önce meydana gelmiş şirket borçlarında dolayı so-
rumlu değildir." Kaydı yer alsa, bu hükmün yeni ortak D hakkında
şirket borçlarından sorumluluğu konusunda etkisi ne şekilde
olurdu? Açıklayınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 147

" Kollektif Şirkette Yönetim

A, B ve C isimli ortaklardan oluşan Y Kollektif Şirketi'nin sözleşmesinde ortak-


lardan A ile B şirketin yönetimi ve temsilinde yetkili kişiler olarak belirlenmiştir. Y
Kollektif Şirketi 10.03.2016 tarihinde kurulmuş; 18.03.2016 tarihinde ise şirket
açısından çok karlı olacağını düşündüğü bir yatırım alanı için Z Katılım Bankası
Anonim Şirketi ile kredi görüşmelerine başlamıştır. Yapılan görüşmeler sonucunda
30.03.2016 tarihinde Z Katılım Bankası Anonim Şirketi ile bir araya gelerek ya-
pacağı yatırım için Banka lehine taşınır rehni kurmuştur. Bundan haberdar olan C
ise aynı gün bu işleme ortaklar kurulu toplantısında itiraz etmiştir.

Y Kollektif Şirketi'nin ortaklarından A'nın yaptığı hukuki işlemin akıbe­


ti nedir? C'nin itiraz hakkının yapılan hukuki işleme etkisi nedir? İtiraz
hakkını B kullanmış olsaydı yukarıdaki soruya verdiğiniz cevap değişir
miydi? Açıklayınız.
148 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Komandit şirkette temsil

İki ortaklı Ahmet Öktem Komandit Şirketi'nin komandite ortağı Mehmet Ök-
tem olup komanditer ortağı ise Ahmet Öktem'dir. Ahmet Öktem, X Bankası'ndan
şirket ad ve hesabına 12 ay vadeli 100.000 TL değerinde kredi çekmiştir. Ancak
kredinin vadesi dolmuş ve halen şirket tarafından X Bankası'na herhangi bir öde-
me yapılmamıştır. Bunun sonucunda X Bankası şirket hakkında icra takibi baş­
latmıştır.

SORU:
Yukarıdaki olayda verilen bilgiler ışığında Ahmet Öktem Komandit Şir­
keti'nin avukatı olsaydınız hukuken ne tür bir savunma yapardınız? Açık­
layınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 149

., Komandit Şirkette Şirket Borçlarmdarı Dolayı Ortaldarm Sonımiluhığu

Merkezi Ankara olan, (Ahmet Şahin, Veli Şahin ve Mehmet Şahin) üç ortaklı ve
ticaret unvanı "Ahmet Şahin ve Mehmet Şahin Adi Komandit Şirketi" olan bir adi
komandit şirketin tek komandite ortağı Mehmet Şahin'dir. Ortakların tamamı
taahhüt ettikleri sermaye borçlarını ödemişlerdir. Şirketten 50.000 TL alacaklı
olan Ayşe Güler, alacağı için şirkete başvurmuştur. Şirkete icra takibi başlatan
Ayşe Güler, alacağının 10.000 TL'lik tutarını şirketten almış ancak kalan kısmını
şirketten karşılayamamıştır. Bu nedenle Ayşe Güler, alacağının kalan tutarı için
ortaklara başvurmayı düşünmektedir. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret
Hukuku Dersi 2018-2019 Final Sınavı Sorusu)

Olayda Ayşe Güler, şirketten olan alacağı için şirket ortaklarına başvu­
rabilir mi? Başvuramazsa, neden? Başvurabilirse, neden ve bu borçtan
hangi ortak/ortaklar hangi kapsamda ve nasıl sorumludurlar? Gerekçele-
riyle açıklayınız.
150 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Şirketler Topluluğu


• Hakim Şirket-Bağlı Şirket
• Hakimiyetin Hukuka Aykırı Kullanılması

A Mobilya AŞ, B Nakliyat AŞ'nin paylarının %60'ına sahiptir. B Nakliyat AŞ'nin


oydan yoksun veya oyda imtiyazlı payları bulunmamakta, dolayısıyla bu şirkette
her pay bir oy hakkı vermektedir. B Nakliyat AŞ, A Mobilya AŞye kefil olmuştur. B
Nakliyat AŞ'nin bu kefalet sebebiyle oluşan kaybı, faaliyet yılı tamamlanmış olma-
sına rağmen giderilmemiş ve B Nakliyat AŞ'ye denk bir istem hakkı tanınmamıştır.

Olaydaki bilgilere göre kimler, kimlere karşı, hangi istemle dava açabi-
lirler? Açıklayınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 151

., A.Ş.'de Yönetim Kuruluna Üye Seçimi


., A.Ş. Yönetim Kurullarında Başkanın Oyunun Üstün Olmaması

X Teknoloji AŞ'nin 01.03.2014 tarihli genel kurul toplantısında, pay sahibi


olmayan 4 kişi ile pay sahibi Y Bilgisayar Ltd. Şti yönetim kurulu üyesi seçilmiştir.
Genel kurul kararı ile birlikte, Y Ltd.Şti'ni temsil edecek kişi olarak şirket müdürü
M'nin adı da tescil ve ilan edilmiştir. M, 01.06.2014 tarihinde vefat etmiştir.
Durumu öğrenen diğer 4 yönetim kurulu üyesi toplanarak, M'nin yerine yeni şirket
müdürü D'nin seçimini görüşmüşler, kabul ve red oyları eşit çıkmış, ancak, ITK
gereğince YK başkanının oyunun üstün sayılacağı gerekçesiyle D'nin yönetim kuru-
lu üyeliğine seçildiği düşüncesindedirler.

SORULAR:

1. A.Ş. yönetim kurulunun, yönetim kuruluna hangi durumlarda ve


nasılüye seçebileceğini açıklayınız. Olayda M nin yerine D nin yö-
1 1

netim kurulu üyesi seçilmesi mümkün müdür? Neden?


2. A.Ş. yönetim kurulunun toplantı ve karar yetersayıları hakkında
bilgi veriniz. Olayda D'nin yönetim kuruluna seçilip seçilmediğini
TTK hükümlerine göre değerlendiriniz.
152 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

,. A.Ş.'de Yönetim Kuruluna Üye Seçimi

Merkezi Kayseri olan altı ortaklı Z İnşaat Anonim Şirketi'nin yönetim kurulu
dört üyeden oluşmaktadır. Yönetim kurulu üyelerinden ikisinin ehliyeti kısıtlanmış­
tır. Bunun üzerine kalan diğer iki üye bir araya gelerek pay sahiplerinden F'yi
yönetim kurulu üyesi olarak seçmiştir. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Tica-
ret Hukuku Dersi 2018-2019 Final Sınavı Sorusu)

Yönetim Kurulu olayda belirtildiği şekilde bir seçim yapabilir mi? Ne-
den? Olaya uygulayarak cevaplandırınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 153

" Anonim Şirketin Denetimi


" Denetim Raporu ve Sonuçlan

Bağımsız denetime tabi X A.Ş.'nin denetlenmesi sırasında denetçi D, şirket yet-


kililerinden ticari defterlerin, faturaların ve şirkete ait tüm ticari yazışmaları ken-
disine sunulmasını istemiştir. Şirket yetkilileri ise, söz konusu belgelerde ticari
sırlarının olduğunu, ayrıca denetim kapsamının bu kadar geniş olamayacağını, bu
nedenle ancak bir kısım belgelerin incelenmeye müsait olduğunu belirterek seçtik-
leri bir kısım belge ve defterleri denetçinin incelemesine sunmuşlardır. D, kendisine
sunulan belgeleri incelemiş fakat bu belgelerden şirketin mali durumu ile ilgili
sağlıklı bir bilgi ve fikir edinememiştir. D, bu incelemesinin ardından durumu kısa
bir raporla açıklayarak incelemesini sonlandırmıştır.

BORU:
D, şirket hakkında nasıl bir denetim raporu ve görüş yazısı yazabilir?
Bu görüş yazısının sonuçları neler olabilir? Şirkette yeniden denetim ya-
pılacak mıdır? Ayrıntılı şekilde açıklayınız.
154 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Ön Anonim Şirket
• Adi Şirkette Pay Devri
• Genel Kurul Kararlarmm Hükümsüzlüğü
• İmtiyazlı Pay
" İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu Toplanması ve Karar Alması
,. A.Ş.'de Yönetim Kuruluna Üye Seçimi
" Yönetim Kuruluna Aday Önerme Hakkı
., Esas Sözleşmenin Değiştirilmesi
., Yönetimin ve Temsil Yetkisinin Devri
,. Murahhas Üye/Murahhas Müdür/Müdür
., Şirkete Borçlanma Yasağı
" A.Ş.'de Denetim ve Denetçinin Görüş Yazılan

Adnan, Bilge, Samet ve Ceyhun Menteş kardeşler 15 Şubat 2018 tarihinde bir
araya gelerek Menteş Mutfak Gereçleri Üretim ve Pazarlama AŞ'nin (Menteş A.Ş.)
esas sözleşmesini hazırlar ve sözleşmeyi de 19 Şubat 2018'de noter huzurunda
imzalamışlardır. Hemen faaliyete başlayan kardeşler, şirketi 26 Şubat 2018 tari-
hinde ticaret siciline tescil ve ilan ettirmişlerdir. Şirket esas sözleşmesinde payların
A ve B grubuna ayrıldığı; yönetim kurulunun 5 kişiden oluştuğu; kurulun 3 üyesinin
A grubu pay sahiplerinin, 2 üyesinin ise B grubu pay sahiplerinin önereceği kişiler­
den 3 yıllığına seçileceği öngörülmüştür. A grubu paylara Adnan ve Ceyhun sahip-
ken; Samet ve Bilge ise B grubu payların tümüne sahiptir. Pay sahiplerinin şirket
sermayesine katılım oranı, Adnan %40, Ceyhun %25, Samet %5 ve Bilge %30 şeklin­
dedir. Şirketin ilk olağan genel kurulu 18 Mart 2019 tarihinde tüm pay sahipleri-
nin hazır olduğu toplantıda gerçekleştirilmiş ve gündemdeki bazı maddeler Sa-
met'in olumsuz oyuna karşılık diğer pay sahiplerinin olumlu oyuyla; bazı maddeler
ise oy birliğiyle genel kurulda kabul edilmiştir (Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakülte-
si - Şirketler Hukuku/Ticaret Hukuku Iı Dersi Bütünleme Sınavı-21.06.2019).

90RULAR:
1. Anonim şirketin kuruluş aşamalarını da belirterek, Menteş AŞ'nin
henüz ticaret siciline tescil edilmediği zaman dilimindeki hukuki
statüsünü açıklayınız. Pay sahibi Bilge'nin 20 Şubat 2018 tarihinde
ortaklıktaki payını devredebilmesi mümkün müdür? Mümkünse
nasıl? Gerekçesiyle belirtiniz.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 155

2. Menteş AŞ'nin genel kurul gündem maddelerinden biri de ser-


mayenin 100.000 TL tutarında arttırılmasıdır. Söz konusu karara
olumsuz oy vererek "toplantıda Bakanlık Temsilcisi'nin olmadığı"
şerhini düşen Samet'in karara karşı elinde hukuken bir imkan var
mıdır? Açıklayınız.

3. Şirket esas sözleşmesiyle A ve B grubu pay sahiplerine tanınan


yönetim kurulu üyesi önerme imkanını hukuken nitelendiriniz.
Esas sözleşme hükmüne rağmen genel kurulda B grubu pay sa-
hiplerinin göstermiş olduğu yönetim kurulu adaylarından yalnızca
birinin seçilmesi ve diğer adayın da dışarıdan atanması hukuken
mümkün müdür? Neden? Böyle bir karara karşı Samet ne yapabi-
lir? Açıklayınız.
İlk olağan genel kurul toplantısında alınan, "B grubu pay sahiple-
rinin yalnızca tek bir yönetim kurulu üyesi gösterebileceği" yö-
nündeki esas sözleşme değişikliği kararı hukuken geçerli midir?
Açıklayınız.

5. a) Murahhas müdür kavramını tanımlayarak; bu kavramın, mu-


rahhas üye ile müdür kavramlarından farkını açıklayınız. Murah-
has müdürün şirkete borçlanma yasağı var mıdır? Gerekçesiyle
tartışınız.

b) Menteş AŞ'nin yönetim kurulunun şirketin yönetim ve temsi!


yetkisini nasıl devredebileceğini şartlarıyla belirtiniz. Temsil yetki-
sinin şirket dışından bir kişiye devri mümkün müdür? Neden?
6. Menteş AŞ bağımsız denetime tabi bir anonim şirket olmasından
ötürü denetçi olarak atanan K yaptığı denetim sonucunda kanuna
uygun bir rapor hazırlamış ve raporun sonuç kısmında da tespit
ettiği bir takım finansal yolsuzluklardan ötürü olumsuz görüş bil-
dirmiştir. Bu olumsuz raporun hüküm ve sonuçları nedir? Açıkla­
yınız. Denetçi olumsuz görüş vermek yerine görüş vermekten ka-
çınsaydı hukuki durumda bir değişiklik olur muydu? Gerekçesiyle
belirtiniz.
156 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

11 Anonim Şirketin Kuruluşu


11 Ticaret Sicili Müdürünün İnceleme Yetkisi
11 Anonim Şirketin Tescili

Eski arkadaşlıkları olan A ve B eşit hisseyle ortak olacakları bir ticaret şirketi
kurmak için O1.03.2016 tarihinde her konuda anlaşmışlardır. A, taahhüt ettiği
sermaye dışında şirket borçları sebebiyle başka hiçbir sorumluluk almak istemeyen
B'yi anonim şirket kurmaya ikna etmiştir. Usulüne uygun olarak hazırlanan ve
15.03.2016 tarihinde noterde tasdik ettirilen A.Ş. esas sözleşmesine göre sermaye
olarak, A Ankara'daki bir taşınmazını koymayı, B ise buna denk miktarda nakit
sermaye koymayı taahhüt etmiştir. B, nakit sermaye taahhüdünün ¼'ünü banka-
ya yatırdıktan sonra, şirketi ticaret siciline tescil ettirmek üzere başvurunca sicil
müdürlüğü tescil başvurusunu taşınmazla ilgili nedenlerden dolayı reddetmiştir.
Bir yandan red sebeplerini ortadan kaldırarak şirketi tescil ettirmeyi planlayan B,
A'nın aynı taşınmazı Ü'ye devretmek üzere olduğunu öğrenmiştir.

SORULAR:
1. Kurulacak şirketin türüyle ilgili olarak, B'nin talebini ve A'nın A.Ş.
kurma tercihini değerlendiriniz.
2. Ticaret sicili müdürlüğünün red gerekçesi neler olabilir? Taşın­
mazların ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasının şartları
bağlamında açıklayınız.

3. Olaydaki bilgilere göre, A.Ş. esas sözleşmesinin tescili en geç han-


gi tarihe kadar talep edilmelidir? Bu süre genel tescil süresinden
farklı mıdır? Süre geçtikten sonra tescil istenebilir mi? Açıklayınız.

4. Şirketin tescilini A ve B birlikte mi talep etmelidir? Yalnızca birisi


tescil talebinde bulunabilir mi? Neden?
5. A'nın söz konusu taşınmazı Ü'ye devrini önlemek için neler yapı­
labilir? Açıklayınız.

6. Olaydaki bilgilere göre A ve B arasında 15.03.2016 tarihinden önce ve-


ya sonra herhangi bir şirket kurulmuş mudur? Kurulduğu görüşündey­
seniz bu şirketin sona ermesi ve tasfiyesi nasıl olacaktır? Açıklayınız.
7. B şirket kurmaktan vazgeçerse, bankaya yatırdığı parayı geri ala-
bilir mi? Nasıl?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 157

" A.Ş. Gene! Kurnl Toplantısında Temsil


" Temsil Yetkisine Aykırı Oy Kullanılması

A, ortağı olduğu bir anonim şirketin olağan genel kurul toplantısına katılmak
istemektedir. Özel işleri dolayısıyla toplantıya katılamayan A, B'yi vekaleten genel
kurula göndermiş ve B'ye yönetim kurulu üyelerinin ibrasında ibra etmeme yönün-
de oy kullanması hususunda uyarmıştır. B, katıldığı genel kurul toplantısında
yönetim kurulunun ibrası yönünde oy kullanmıştır. A, B'nin kullandığı oyun irade-
sinden aykırı yönde kullanıldığını ve oyunun olumsuz olduğunu ihtar etmiştir.
Şirket bu yazıya cevaben, şirket esas sözleşmesinde temsilen oy kullanmanın yasak
olduğunun belirtildiğini; bir an için kullanılan oyun geçerli olduğu düşünülse dahi
gönderilen temsilcinin ibra yönünde oy kullandığını belirtmiştir. A, anonim şirket
yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açmak istemektedir.

1. A'nın ihtarına karşı şirketin verdiği cevabını değerlendiriniz.

anonim şirket yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk dava-


sı açabilir mi? Neden?
158 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• A.Ş.'de Eşit İşlem İlkesi

X A.Ş.
yönetim kurulu gerçekleştirdiği bir toplantısında ödenmemiş sermaye
borçlarının tahsil edilmesi konusunda bazı kararlar almıştır. Kararlardan birine
göre, pay sahibi % 1S'ten daha fazla sermaye oranına sahipse taahhüt edip de
ödemediği sermaye borcunu kambiyo senedi ile ödeyebilecek; buna karşılık anılan
oranın altındaki oranda paya sahip olan pay sahipleri bakiye sermaye borçlarını
mutlaka nakden ödeyeceklerdir. %5 pay sahibi A, yönetim kurulu kararının iptali
için dava açmak istemektedir?

Bu kararın TTK hükümlerine uygun olup olmadığını değerlendiriniz.


Eğer uygun değilse karara karşı hangi hukuki yollara başvurulabileceğini
detaylı ve gerekçeli şekilde açıklayınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 159

" A.Ş.'cle Tek Kişilik Yönetim Kurulunda Yetki ve Görev


" Ortaklıktan Çıkarma

Türkiye'nin dört bir yanına un tedarik eden X Un Sanayi AŞ'nin Çubuk'ta 1000
dönümlük bir arazisi ve burada kurulu tek bir fabrika binası vardır. Bütün üretim
ve sevkiyatın yapıldığı yer burasıdır. X Un Sanayi AŞ'nin iki ortağı (A ve B) eşit
hisselere sahiptir. Ortaklardan B tek başına yönetim kurulunu oluşturmaktadır. B
tek başına aldığı yazılı bir kararla fabrika bina ve arazisini satışa çıkartmış ve
rayiç değerinin çok altında bir bedelle yakın dostu (C) ye satıp tapudan devretmiş­
tir. Bu işlemin gerçekleştirildiği sırada yurtdışında olan A ise bu işleme itiraz etme
fırsatı bulamamıştır.

1. Fabrika binasının devrinin geçerli olup olmayacağını gerekçeleriy-


le açıklayınız.
2. X Un Sanayi AŞ'nin ortaklarından A'nın, B'yi ortaklıktan çıkarması
mümkün müdür? Mümkünse nasıl, değilse bunun dışında hangi
hukuki yola/yollara başvurabilir? Açıklayınız.
160 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Anonim Şirkette Sermaye Artırımı

100.000 TL esas sermayeli X A.Ş. 'e ait araziye yakın bir mevkiden, İstan­
bul'a yapılacak 2. köprünün geçeceği açıklanmıştır. Şirket yetkilileri bu gelişme­
yi haber alır almaz gayrimenkul uzmanlarına bir inceleme yaptırmışlar ve söz
konusu arazi şirkete sermaye olarak konulduğunda 20.000 TL değerinde olma-
sına rağmen; şu an bu arazinin değerinin yaklaşık 1.000.000 TL olduğunu tes-
pit ettirmişlerdir.
Gelişmeler üzerine yönetim kurulu tarafından olağanüstü toplanılması sağla­
nan genel kurulda, şirket sermayesinin yeni sermaye taahhüdünde bulunulması
yoluyla 1.000.000 TL artırılarak 1.100.000 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiştir.
Sermaye artırımı kararına karşı çıkan ve olumsuz oy veren % 15 pay sahibi A,
sermaye artırımına pay taahhüt ederek katılmak istemediğini, esasında yeni çıka­
rılacak payların kendisine bedelsiz olarak verilmesi gerektiğini ileri sürerek, ser-
maye artırım kararının iptali amacıyla dava açmıştır.

80RU:
1. Şirketin sermaye artırım kararın hukuka uygun mudur? Şirket ye-
ni sermaye taahhüdü yoluyla sermayesini artırma hususunda ıs­
rarlıolur ise bunu gerçekleştirmenin bir yolu mevcut mudur?
Açıklayınız.

2. A'nın payların kendisine bedelsiz verilmesi gerektiği konusundaki


iddiası yerinde midir? A'nın payları bedelsiz edinmesinin bir yolu
var mıdır? Açıklayınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 161

" A.Ş.'cle Tek !Borç İlkesi


" Sermayenin Tamamlarıması/Artmlması

120.000 TL sermayeli X A.Ş. son yıllık bilançosuna göre, şirketin borçlan


ödendikten sonra kalan şirket aktiflerinin mali değeri 33.000 TL'dir. Bilançonun
incelenmesinin ardından X A.Ş. yönetim kurulu, genel kurulu derhal toplantıya
çağırır ve olağanüstü genel kurul toplantısında pay sahiplerinin şirketin durumu-
nun iyileştirilmesi ve sermayenin tamamlanması amacıyla maddi destekte bulun-
ması konusunda, esas sermayenin %96'sının olumlu oyuyla karar alınır.

Pay sahiplerinden A, şirkette %0,4 oranında paya sahiptir. A, anılan genel ku-
rul toplantısında alınan karar uyarınca kendisinden talepte bulunulduğunda şirke­
te katkı yapmayı reddeder. Bunun üzerine A, şirketten ıskat edilir.

SORULAR:
1. A, olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın geçersiz
olduğunu iddia etmekte ve iptali için mahkemeye başvurmak is-
temektedir? A'nın bu konudaki gerekçesi ne olabilir?
2. A'nın hükümsüzlük iddiasını dikkate alarak genel kurul kararının
yokluğu, butlanı ve iptali seçeneklerini değerlendiriniz.
3. Sermayenin tamamlanması ile sermayenin artırılması farklı mı­
dır? Alınan genel kurul kararı sermayenin tamamlanması değil de,
aynı çoğunlukla esas sözleşmenin sermaye maddesinin değişti­
rilmesi kararı olsaydı cevabınız değişir miydi?
162 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• A.Ş.'de Genel Kurul Kararlarının İptalini Dava Edebilecek Kişiler

X A.Ş. 2013 yılı olağan genel kurul toplantısını gerçekleştirmek istemektedir.


Şirket yetkililerinin
tüm pay sahiplerine genel kurul toplantısına davet mektubunu
usulüne uygun olarak göndermesine rağmen, %2,5 pay sahibi A sehven unutulmuş
ve A, genel kurul toplantısını ve içeriğini sonradan öğrenmiştir.
A'nın katılamadığı genel kurul toplantısında,
esas sermayeyi temsil eden pay-
ların %85'inin olumlu oyuyla şirket
yönetim kurulu üyeliğine B seçilmiştir. A, ge-
nel kurul toplantısında alınan bu kararı öğrendikten sonra kararın iptali için
mahkemeye başvurmuştur.

A, genel kurul kararının iptal edilmesini sağlayabilir mi? Neden?


Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 163

e A.Ş.'de Genel Kum! Kararlarının İptali


• A.Ş.'de Yönetim Kunıluna Üye Seçimi

Pay sahipleri A, B, C, D, E olan beş ortaklı Ü İnşaat Anonim Şirketi'nin yönetim


kurulu üyeleri D, Eve X'dir. Bu şirketin genel kurul toplantısında esas sözleşmeye
aykırı bir karar alınmıştır. Pay sahiplerinden A ve yönetim kurulu üyelerinden X,
bu karara karşı iptal davası açmak istemektedir. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi Ticaret Hukuku Dersi 2018-2019 Bütünleme Sınavı Sorusu)

1. A'nın bu davayı açabilmesi mümkün müdür? Mümkün değilse,


neden? Mümkünse, hangi şartlarla? Bu dava kim/kimlere karşı,
hangi sürede ve hangi mahkemede açılır?
2. Yönetim Kurulu üyesi X'in bu davayı açabilmesi mümkün müdür?
Mümkün değilse, neden? Mümkünse, hangi şartla?
3. Bir an için bu şirkette yönetim kurulu üyelerinden E'nin öldüğünü
varsayarsak kalan diğer iki üye bir araya gelip pay sahiplerinden
A'yı yönetim kurulu üyesi olarak seçebilirler mi? Neden? Olaya
uygulayarak cevaplandırınız.
164 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., A.Ş.'de Sermayenin Korunması İlkesi

X A.Ş.,
faaliyet dönemi sonunda olağan genel kurul toplantısını gerçekleştir­
miştir. Toplantıda açıklanan yıllık bilançoya göre şirket 125.000 TL kcır etmiştir.
Yıllık bilançoda şirketin ayrıca geçmiş dönemlerden kalan 15.000 TL dağıtılmamış
karı olduğu ifade edilmiştir. Aynı genel kurul toplantısında, pay sahiplerine
250.000 TL tutarında kar payı dağıtılmasına karar verilmiştir. Toplantıda bulu-
nan A, bu genel kurul kararının hukuka aykırı olduğunu düşündüğü için ilgili
kararı hükümsüz kılmak amacıyla mahkemeye başvurmak istemektedir.

SORU:
A nın,
1
bu genel kurul kararının hükümsüzlüğü için gerekçeler ve hü-
kümsüz kılmak için yöntemler neler olabilir? Açıklayınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 165

" Yönetim Kurulu Üyelerinin Toplarıtu ve Müzakerelere Katılma Yasağı

A, X İthalat-İhracat A.Ş. yönetim kurulu üyesidir. A'nın kardeşi olan B, şirket


yönetim kurulu üyelerinin tamamının katıldığı bir toplantıda kurulan Riskin Erken
Saptanması Komitesinin başına getirilmiştir. Yönetim kurulu üyesi A'nın, toplantı
ve müzakerelere katılma yasağına aykırı hareket ettiğini düşünen şirket pay sahibi
C, söz konusu yönetim kurulu kararının hukuka aykırı olduğunu düşünmektedir.

BORULAR:

1. C'nin yönetim kurulu karannın hukuka aykırı olduğu yönündeki


düşüncesi yerinde midir?

2. C'nin hukuka aykırı olduğunu düşündüğü yönetim kurulu karanna


karşı başvurabileceği bir hukukı yoi var mıdır? Açıklayınız.
166 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

.. Yönetim Kurulu Üyelerinin Rekabet Yasağı

A, X Gıda Üretim ve Dağıtım A.Ş. 'nin yönetim kurulu üyesidir. A, yönetim ku-
rulu üyeliği devam ettiği zaman dilimi içerisinde toptan gıda işiyle iştigal eden bir
komandit şirkete komandite ortak olarak girmiştir. Bunu 2 yıl sonra öğrenen
şirket yönetim kurulu üyeleri, A'dan şirket adına tazminat talep etmiştir.

SORULAR:
1. Şirketin tazminat talebini haklı mıdır? Bu talebin niteliği ve hukukı
dayanağı nedir?
2. A, komanditer ortak olsaydı ulaşacağınız sonuç değişir miydi?
3. Şirketin tazminat talebinde haklı olması durumunda A'ya yönele-
bilecek talepleri sayınız.

4. Şirketin tazminat talebinde haksız olması durumunda A'ya karşı


ne gibi bir yaptırım uygulanabilir?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 167

., Kar Payı Tutarmm Hesaplanması

X Gıda A.Ş. 1.000.000 TL sermayeli, halka açık olmayan ve pay oranları birbi-
rine eşit 1O ortaktan oluşan bir anonim şirkettir. Şirket ortaklarından A, taahhüt
ettiği sermaye paylarının tamamını ödemiştir. Ortak B ise, taahhüt ettiği sermaye
paylarının yarısını ödemiştir. Şirketin 2016 yılı bilançosuna göre 100.000 TL
dağıtılabilir karı olduğu saptanmıştır.

Pay sahipleri A ve B'nin 2016 yılı bilançosuna göre almaya hak kazan-
dıkları
kar payı tutarını hesaplayınız.
168 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

,. Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü


,. A.Ş.'de Yönetim Kuruluna Üye Seçimi
,. Esas Sözleşme Değişikliklerinde Toplantı ve Karar Yeter Sayısı

Pay sahipleri A, B, C ve D olan dört ortaklı bir anonim şirketin B hariç tüm or-
takları üniversite mezunudur. Bu şirkette 03.04.2019 tarihinde genel kurul top-
lantısı yapılmıştır. Söz konusu toplantıya pay sahiplerinden A, B ve C katılırken, D
katılmamıştır.

Genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliği seçimi için yapılan oylama
sonucunda yönetim kurulu üyeliğine pay sahiplerinden A ve B seçilmiştir. Aynı
toplantıda alınan şirket merkezinin Münih'e taşınmasına ilişkin genel kurul kara-
rıyla esas sözleşme değişikliği yoluna gidilmiştir.

Söz konusu anonim şirketin


esas sözleşmesinde yönetim kurulu üyesi olabilmek
için üniversite mezunu olmanın şart olduğuna ilişkinbir hüküm bulunmaktadır.
Toplantıya katılmamış olan pay sahibi D, esas sözleşmede yer alan nitelikleri ta-
şımayan B'nin yönetim kurulu üyesi seçilmesine ilişkin kararın hükümsüz olduğu
iddiasındadır. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Dersi 2018-
2019 Final Sınavı Sorusu)

SORULAR:
1. D'nin, esas sözleşmede yer alan nitelikleri taşımayan B'nin yöne-
tim kurulu üyesi seçilmesine ilişkin genel kurul kararının hüküm-
süz olduğu iddiası haklı mıdır? Bu durumda hangi tür hükümsüz-
lük söz konusu olur ve dolayısıyla hangi dava açılabilir? Neden?
Bu dava kim/kimlere karşı, hangi sürede açılır? D'nin bu davayı
açıp açamayacağını gerekçeleriyle açıklayınız.

2. Olaydaki genel kurul toplantısında alınan şirket merkezinin Mü-


nih'e taşınmasına ilişkin karar geçerli midir?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 169

• Esas Sözleşmenin Değiştirilmesi


• Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Sakatlığı

X Otomotiv A.Ş. yönetim kurulu üyeleri gördükleri lüzum üzerine toplanmışlar


ve şirketin çok önemli ve acil bir ihtiyacının giderilmesi için şirket esas sözleşmesi­
nin değiştirilmesi gerektiği sonucuna ulaşmışlardır. Aynı toplantıda aralarında
müzakere ederek oluşturdukları esas sözleşme tadil tasarısını toplantı gününün
ertesinde ticaret siciline tescil ettirmişlerdir. Tescilin ardından yönetim kurulunun
derhal yaptığı çağrıyla toplanan genel kurul, şirket sermayesinin % 100'ünün
olumlu oyuyla esas sözleşme değişikliğiyle ilgili gerçekleştirilen işlemleri onayladı­
ğını belirten bir karar almıştır. Pay sahiplerinden A, hem genel kurul kararının
hem de yönetim kurulu kararının hukuka aykırı olduğunu düşünmektedir.

1. A'nın kararlar hakkındaki düşüncesi yerinde midir? Neden?

A, hukuka aykırı olduğunu düşündüğü bu kararlarla ilgili neler ya-


pabilir? Açıklayınız.
170 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Çağrısız Genel Kurul Toplantısında Alman Kararlar

Çağrısızolarak toplanan X A.Ş. genel kurul toplantısında, gündem maddele-


rinden birkaçı görüşüldükten sonra kalan konulara ilgi duymayan iki pay sahibi
toplantıyı terk etmişlerdir.

SORULAR:

1. Söz konusu genel kurul toplantısında alınmış ve alınacak kararla-


rın geçerliliğini tartışınız.

2. Ayrılan 2 üyenin ardından, genel kurul toplantı gündemine oybir-


liği ile madde eklenebilir mi? Neden?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 171

" Genel Kurul Kararlarmm Hükümsüzlüğü

X A.Ş.'nin 01.03.2015 tarihli genel kurul toplantısında aşağıdaki kararlar


alınmıştır:

i- Şirketin İstanbul - Kadıköy şubesine müdür olarak A isimli şahıs atanmıştır.


ıı- Anonim ortaklığın kredi ihtiyacının ortaya çıkması durumunda bu kredi-
nin teminatı olarak pay sahiplerinin ayni ya da şahsı sorumluluk altına
girmesini zorunlu kılan bir hükmün esas sözleşmeye ilave edilmesine karar
verilmiştir.

iii- Pay bedellerinin ödenmesi konusunda, kuruluştan sonra ödenmesi gereken


asgari % 75'/ik tutarın 36 ilii 48 ay arasında ödenebilmesini öngören bir
karar alınmıştır.
iv- Son yıllık bilançoya göre, yıllık karın bir kısmının dağıtılmasına karar ve-
rilmiştir.

v- Şirket merkezinin iki yıl içinde Cenevre'ye taşınmasına karar verilmiştir.


vı- Şirkete denetçi olarak B isimli kişi seçilmiştir; ancak denetçi seçimine ilişkin
oyların sayımında toplantıya katılmayan pay sahiplerinin de olumlu ve
olumsuz oyları değerlendirmeye ilave edilmiştir.

1. Şirketin şubesine müdür atanmasına ilişkin karar hukuka uygun


mudur? Uygun ise neden? Uygun değilse burada hukuka aykırılı­
ğın derecesi nedir? Böyle bir hukuka aykırılığın tespiti ne kadar
sürede, ne şekilde, kimler tarafından talep edilebilir?
2. Pay sahiplerinin şirket borçlarından dolayı sorumluluk altına gir-
mesini öngören karar hukuka uygun mudur? Neden? Uygun de-
ğilse burada hukuka aykırılığın derecesi nedir?

3. Pay bedellerinin ödenmesi konusunda pay sahiplerine yukarıda be-


lirtilen dönem için süre tanınmasına ilişkin karar hukuka uygun mu-
dur? Neden? Uygun değilse burada hukuka aykırılığın sebebi ne ola-
bilir? Açıklayınız.
172 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

4. Yıllık karın dağıtılmasına ilişkin karar alma hususunda genel kuru-


lun bir karar alması hukuka uygun mudur? Neden? Böyle bir ka-
rar alınması için gerekli toplantı ve karar nisabı ne olmalıdır?
5. Şirket merkezinin yurt dışına taşınması konusunda karar alınması
için gerekli toplantı ve karar nisapları nelerdir? Açıklayınız.

6. Denetçi seçimine ilişkin kararın hukukı akıbetini tartışınız.


Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 173

" A.Ş.'de Kar Dağıtmama Kararmm Dayanağı

X Enerji A.Ş., 2009 yılında başladığı bir hidroelektrik santrali inşaatını yürüt-
mektedir. Şirket, nakit ihtiyacı sebebiyle kar etmesine rağmen 3 yıl üst üste kar
dağıtmama kararı almış ve 2013 yılı genel kurul toplantısında da yine kar dağıt­
mama kararı alınmıştır. Şirket ortaklarından A, yatırımlarının kazanca dönüşme­
diğini düşünmekte ve kar payı hakkının vazgeçilemez bir pay sahipliği hakkı ol-
masından bahisle 2013 yılı genel kurulunda alınan kar dağıtmama kararının
iptalini dava etmek istemektedir.

SORULAR:
1. A'nın genel kurul kararının iptalini istemesi hangi gerekçelere da-
yanıyor olabilir?
2. A'nın iddialarına karşılık şirketin ne tür bir savunma yapabilir?
Açıklayınız.
174 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• A.Ş.'de Denetimden Geçirilmemiş Finansal Tablolara Dayanarak Genel Kurul


Kararı Alınması

X A.Ş. ilgili mevzuat uyarınca bağımsız denetime tabi bir şirkettir. X A.Ş. 'nin
25 Mart 2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında, şirketin finansal tabloları
ile yıllık faaliyet raporları onaylanmıştır. Finansal tablolara göre şirket kur etmiş­
tir ve bu tablolara dayanarak genel kurulda kur dağıtım kararı alınmıştır.
Genel kurulda kur dağıtım kararına ilişkin oylama yapılırken A, kur dağıtım
kararına olumsuz oy kullanmış; ayrıca bu muhalefetini genel kurul tutanağına da
geçirtmiştir. A, şirketin finansal tablolarının bağımsız denetimden geçmemiş ol-
ması dolayısıyla doğabilecek hukukı problemleri gerekçe göstererek, 1 Eylül 2012
tarihinde, genel kurul kararının iptal edilmesi için dava açmak amacıyla mahke-
meye başvurmuştur.

SORULAR:

1. A'nın dava açarken dayandığı gerekçe yerinde midir? Açıklayınız.

2. A'nın açtığı iptal davası ne şekilde sonuçlanabilir? Çeşitli ihtimal-


leri değerlendirerek açıklayınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 175

" Yönetim Kumlu Üyelerinin Sorumluluğu

A, B ve C; yüz ortaklı X A.Ş. 'nin yönetim kurulu üyesidirler. Yönetim kurulu


üyeleri, kurumsallaşma ve profesyonelleşme adına uzun araştırmalar neticesinde,
alanında uzman bir ekonomist olan D'yi şirketin CEO'su olarak görevlendirmişler­
dir. D ile şirket yönetim kurulunun yaptığı anlaşmada şirket, 30 günlük periyotlar
halinde işlerin gidişatı ile ilgili brifing verme şartını koşarken; D'nin tek şartı,
alanında en iyisi olması dolayısı ile kendisine hiçbir şekilde emir ve talimat veril-
meyeceğinin garanti edilmesidir. Taraflar anlaşmışlardır.

D görevine başladıktan iki yıl sonraki olağan genel kurul toplantısında açıkla­
nan yıllık bilançoya göre şirket malvarlığının dörtte üçü, zararlar ve borçlar dola-
yısı ile karşılıksız kalmıştır. Pay sahibi E, ITK'daki sorumluluk hükümlerine daya-
narak şirket yönetim kurulu aleyhine sorumluluk davası açmıştır.
Yönetim kurulu üyeleri savunmalarında, kendilerinin yetki devri gerçekleştire­
rek tüm yönetimi D'ye devrettiklerini, ondan işlerin gidişatı ile ilgili belirli aralık­
larla bilgi aldıklarını, D'nin alanında en iyi niteliklere sahip kişi olduğunu dolayı­
sıyla onun seçiminde gerekli özeni gösterdiklerini ifade etmiştir.

80R.U:
Yönetim Kurulu üyelerinin savunmasının haklı olup olmadığını gerek-
çeli olarak açıklayınız.
176 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

,. Anonim Şirkette Yönetim Kumlunun Sorumluluğu

,. ibra
,. Sorumluluk Davası Açma Hakkı

Merkezi İstanbul olan Y Taşımacılık Anonim Şirketi'nin beş pay sahibi (A, B, C,
D, E) vardır. Bu şirketin genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeleri ile ilgili
ibra kararı alınmıştır. Söz konusu ibra kararının alındığı genel kurul toplantısına
pay sahiplerinden A katılmamıştır.
İbra kararından sonra pay sahiplerinden D, payını F'ye devretmiştir. Devir es-
nasında D, F'yi genel kurulda alınan ibra kararından haberdar etmiştir. (Erciyes
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Dersi 2018-2019 Bütünleme Sınavı
Sorusu)

1. Pay sahiplerinden A, yönetim kurulu üyelerine karşı şirketi zarar


uğrattıkları gerekçesiyle (tazminatın şirkete ödenmesi talebiyle)
sorumluluk davası açmak istemektedir. Genel kurulda alınan ibra
kararına rağmen A'nın bu davayı açabilmesi mümkün müdür?
Mümkün değilse, neden? Mümkünse, ibra kararının başka bir et-
kisi var mıdır?
2. Payı devralan F, yönetim kurulu üyelerine karşı şirketi zarar uğ­
rattıkları gerekçesiyle (tazminatın şirkete ödenmesi talebiyle) so-
rumluluk davası açmak istemektedir. F'nin bu davayı açabilmesi
mümkün müdür? Neden?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 177

® Anonim Şirket Denetiminde Denetçilerin Görüş Yazıları


® Denetçinin Sommluhığı.ı

X A.Ş. 'yi denetleyen bağımsız denetçi A, şirketi incelemesinden sonra olumsuz


görüş yazısı yazar ve bunun üzerine X A.Ş. yönetim kurulu istifa eder. İstifa eden
yönetim kurulu, genel kurul tarafından tekrar göreve getirilir ve yönetim kurulu
yeniden hazırladığı şirketin durumunu gösteren finansal tabloları A'ya incelenmek
üzere sunar. A, tekrar olumsuz görüş yazısı yazması halinde bir daha X şirketinde
denetçi olarak görevlendirilmeyeceği endişesiyle ve herhangi bir gerekçe olmaksı­
zın, eski raporundaki görüşlerinin tamamını yeniler ve olumlu görüş yazısı yazar.

Şirketin bir sonraki yıl bilançosu açıklandığında, şirketin 1.500.000 TL zarar


ettiği anlaşılır. Gelişmeler üzerine % 1 pay sahibi B, denetimi mevzuat hükümle-
rine uygun olarak gerçekleştirmediği düşüncesiyle denetçi hakkında tazminat
davası açar.

B'nin açtığı davanın sonucu ne olabilir? Şirket zararlarından dolayı


denetçi sorumlu tutulabilir mi? Bu davada ispat yükü kimdedir? Açıkla­
yınız.
178 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• A.Ş.'de Sermaye Azaltımı

250.000 TL esas sermayeli X A.Ş.'nin tüm menkul ve gayrimenkul malları ile


üçüncü kişilerdeki alacaklarının toplam değeri 5.000.000 TL'dir. Son yıllık bilan-
çoya göre şirketin alacaklılarına 300.000 TL borcu bulunduğu anlaşılan bu şirket
sermaye azaltım kararı alabilir mi? Açıklayınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 179

• İbra Kararmm Etkisi


• Sorumluluk Davası

X A.Ş. olağan genel kurul toplantısında, şirketin son yıllık bilançosu onaylan-
mıştır. Bilançonun onaylanmasına ilişkin kararın ardından; onaylama kararına
olumlu oy veren A ve bu karara olumsuz oy veren B, ITK m. 367 hükmüne uygun
olarak düzenlenmiş iç yönerge uyarınca şirket yönetimi ile vazifelendirilen C aley-
hine sorumluluk davası açmayı düşünmektedirler.

80R.U:
1. A ve B'nin açmayı düşündüğü dava haklı olabilir mi? A ve B bu
davada hangi gerekçelere dayanıyor olabilirler? Açıklayınız.

2. Şirketin bilançosunda, son faaliyet döneminde akdedilen ve şir­


ket sermayesinin önemli bir kısmını karşılayacak tutarda şirketi
sorumluluk altında bırakan bir kefalet sözleşmesine ilişkin bir
açıklamaya yer verilmemişse, a şıkkına vereceğiniz cevap değişir
miydi?
180 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Genel Kurul Toplantılarında Oy Hakkı

A; X A.Ş. 'de bulunan %5 oranındaki hisselerinden kaynaklanan kar payı alma,


rüçhan ve bedelsiz pay alma haklarını, B ile aralarında yaptıkları sözleşme gere-
ğince 1O yıl boyunca bu kişiye devretmiştir. Devir sözleşmesinin yapılmasından
sonraki ilk genel kurul toplantısına iştirak etmek isteyen B, A'nın "Hisselerin mül-
kiyeti kendisine ait olduğundan ötürü, genel kurul toplantılarına katılmak ve oy
kullanmak hakkının yalnız kendisine ait olabileceği" itirazı ile karşılaşmıştır.

80RU:
A'nın itirazı yerinde midir? Açıklayınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 181

" Tahakkuk Eden Kar Payı Tı.ıtarmm Hesaplanması

A, B, C, ve D X Yapı A.Ş.'nin dört ortağıdırlar. Şirket ortaklarının taahhüt et-


tikleri ve ödedikleri sermaye oranları sırasıyla şu şekildedir:
- A: 100.000 I 75.000 TL.
- B: 1.000.000 ! 500.000 TL
- C: 100.000 ! 80.000 TL
- D: 300.000 ! 300.000 TL
X şirketi, son faaliyet dönemi neticesinde (kanuni ve ihtiyari yedek akçeler için
ayrılan tutarlar hariç) 180.000 TL net kar elde etmiş ve genel kurulda karın ta-
mamen dağıtılması kararı alınmışsa hangi pay sahibi ne kadar kar payı almalıdır?
Sebeplerini açıklayarak belirtiniz.
182 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., A.Ş.'de Denetim ve Denetçi Görüşü

X Gıda AŞ'nin bağımsız denetim kapsamında denetlenmesi amacıyla şirketin


defterlerini tetkik etmek isteyen denetçi şirket yetkililerinden defterlerin kendisine
verilmesini talep ettiğinde, şirkete ait defterlerin bir hafta önce çıkan yangında
büyük oranda yok olduğu; ancak belirli dönemlere ait defterlerin yangından kur-
tarıldığı ifade edilmiştir. İncelemeye müsait defterleri görmek isteyen denetçi, bu
defterleri incelemişse de şirketin mali durumu ile ilgili sağlıklı bir kanaat edine-
memiştir. Bu durumda denetçinin ne tür bir görüş yazısı yazabileceğini ve bunun
ne gibi hukukf sonuçları olabileceğini açıklayınız.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 183

" A.Ş.'de Pay Bedellerinin Takas Yoluyla İfası

X Dış Ticaret A.Ş. ortaklarından A, bu şirketten bazı hukukı işlemler sebebiyle


50.000 TL alacaklıdır. Bu alacak muacceldir. A'nın aynı zamanda bu şirkete ta-
ahhüt ettiği fakat ödemediği 30.000 TL tutarında esas sermaye borcu bulunmak-
tadır.

Şirket tarafından ödenmeyen pay bedeli kendisinden usulüne göre talep edildi-
ğinde A, kendisinin de şirketten alacaklı olduğunu, hatta alacağının tutarının
borcundan fazla olduğunu ifade ederek herhangi bir ödeme yapmayacağı ve şirke­
tin kendisine 20.000 TL tutarında ödeme yapması gerektiğini ifade etmiştir. Şir­
ket bu öneriyi kabul etmiş ve yapılan anlaşma neticesinde Aya 20.000 TL ödeme
yapılarak A'nın taahhüt ettiği pay bedelinin tamamını ödediği kabul edilmiştir.

SORULAR:
1. A'nın pay bedelini bu şekilde ödemesi mümkün müdür? Şirketle
varılan anlaşma hukuken geçerli midir? Açıklayınız.

2. A'nın alacağı müeccel olsaydı yanıtınız değişir miydi? Açıklayınız.

3. Pay taahhüdünden kaynaklanan borç sermaye artırımından doğ­


saydı yanıtınız değişir miydi? Açıklayınız.
184 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., Pay Bedellerinin Ödenmesi ve Asgari Tutar


., Oy Hakkı ve Oy Hakkının Doğumu
" Genel Kurul Toplantılarında Oydan Yoksunluk

X Yapı A.Ş. 100.000 TL esas sermaye ile kurulmuş bir anonim şirkettir. Şirke­
tin A, B, C ve D olmak üzere dört ortağı bulunmaktadır. Bu ortaklar, sırasıyla; %
50, %25, % 15 ve % 1Ooranında paya sahiptirler.
Şirket esas sözleşmesinde, "pay bedellerinin %30'unun şirketin tescilinden önce
ve kalan kısmın da 48 ay içerisinde ödeneceği" yazmaktadır. Ayrıca, oy hakkı ile
ilgili olarak da, "pay bedellerinin en az yarısının ifa edilmedikçe, genel kurulda oy
kullanılamayacağı" da esas sözleşmede yer alan bir diğer hükümdür.

Şirketin tescilinden önce tüm pay sahipleri, esas sözleşmede yer alan % 30'/uk
tutarı ödemiştir. A, B ve C ise bu tutara ilaveten bakiye sermaye borçlarını da
şirketin tescilinden itibaren 3 ay içerisinde ifa etmişlerdir. D ise, böyle bir ödemede
bulunmamıştır.

Şirketin tüzel kişilik kazanmasından sonra yapılan ilk genel kurula tüm pay
sahipleri katılmış, müzakerelerde bulunulmuşsa da gündemdeki konularla ilgili
karar almaya sıra geldiğinde, toplantı divan başkanlığı tarafından D'ye oy kul-
lanması için izin verilmemiştir. Gerekçe olarak da "D'nin şirket esas sözleşmesi
uyarınca, oy kullanması için ödemesi gerekli asgari sermaye tutarını ödemediği"
hususu öne sürülmüştür.
Şirkete (A'nın kardeşi) K'nın ticari mümessil olarak atanmasına ilişkin gündem
maddesine geçildiğinde, B ve C'nin bu madde için red oyu vermelerine rağmen, söz
konusu gündem maddesi % 50 çoğunluk ile kabul edilmiştir ve K ticari mümessil
olarak atanmıştır. Genel kurul gündemindeki diğer tüm maddeler ise, %90 çoğun­
luk ile kabul edilmiştir.
D, kendisinin oy kullanmasına izin verilmemesinin haksız ve hukuka aykırı ol-
duğunu düşünmektedir.

80R.ULAR.:
1. Şirket esas sözleşmesinde yazan pay bedellerinin asgari tutarına
ilişkin hüküm geçerli midir? Açıklayınız.
Şirketler Hı.ıkı.ıkı.ı Cevapsız Pratik Çalışmalar 185

2. Şirket sözleşmesinde yer alan oy fıakkı ile ilgili hüküm geçerli mi-
dir? Açıklayınız.

3. K'nın ticari mümessil olarak atanması hukuka uygun mudur?


Açıklayınız.

K'nın ticari mümessil olarak seçilmesi ve alınan diğer kararların


geçerliliğini tartışınız.
186 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., A.Ş. Yönetim Kurulunda Eksilen Üyeliğin Tamamlanması

X AŞ'nin 3 kişilik yönetim kurulundaki üyelerden 2'sinin görev süresi


dolmuştur. Bunun üzerine, diğer yönetim kurulu üyeleri, geçici olarak dışa­
rıdan kanuni şartları haiz 2 kişiyi yönetim kurulu üyesi olarak seçmiş ve ilk
genel kurulun onayına sunmuştur. Şirkette pay sahibi olan B, yapılan genel
kurul toplantısında, yönetim kurulunun kalan üyelerinin geçici olarak yöne-
tim kuruluna üye seçemeyeceğini, bunun genel kurulun devredilmez yetki-
lerinden olduğunu, yönetim kurulunun toplantı nisabını kaybettiğini dola-
yısıyla organ sıfatını kaybeden yönetim kurulunun çağrısıyla toplanan genel
kurulun da usulsüz olduğunu belirterek alman karara muhalif kalmıştır. B,
alınan genel kurul oylamasında olumsuz oy kullanmasına rağmen muhale-
fetini tutanağa geçirtmemiştir. B, genel kurul karar tarihinden 4 ay sonra
şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde söz ko-
nusu kararın iptali için dava açmıştır.

Yönetim kurulu üyelerinin boşalan üyeliklere atama yapması, B'nin


iddiaları ve açılan iptal davasının mümkün olup olmadığı-şartları-usulü
yönünden B'nin iddialarıyla birlikte ayrı ayrı değerlendiriniz.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 187

'" A.Ş'de kar dağıtımı


'" A.Ş'de sermaye artırımı

X A.Ş. kayıtlı sermaye sistemine tabi ve çıkarılmış sermayesi 200.000.000 TL


olan bir anonim şirkettir. İlgili mevzuat hükümlerine göre, X A.Ş. bağımsız dene-
time tabi bir şirkettir. Ancak şirketin henüz bir denetçisi bulunmamaktadır. X
A.Ş.'nin daha önceki yıllardan ayrılmış 20.000.000 TL tutarında yedek akçesi
bulunmaktadır. X A.Ş. son yıllık bilançosuna göre; şirket 2014 yılında
100.000.000 TL kar etmiştir. 2014 yılı genel kurul toplantısında, bilançonun
onaylanması ve yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesi dışında bir karar alınma­
mıştır. X A.Ş. yönetim kurulu, yıllık karın yarısının pay sahiplerine dağıtılması ve
diğer yarısının da çıkarılmış sermayeye ilave edilerek şirketin çıkarılmış sermayesi-
nin 250.000.000 TL'ye yükseltilmesine karar vermiştir. A, B ve C şirketin ortakla-
rından üçü olup sırasıyla 10.000.000 TL; 20.000.000 TL ve 5.000.000 TL serma-
ye payına sahiptirler. A, B ve C'nin şirkete sermaye koyma borcuna mahsuben
yaptıkları ödemeler sırasıyla 10.000.000 TL; 10.000.000 TL ve 2.500.000 TL'dir.
Şirkette bu üç pay sahibinden başka ödenmemiş sermaye payı bulunan ortak yok-
tur. Şirket alacaklılarından Y, yönetim kurulunun kar dağıtım ve sermaye artırım
kararlarının geçersiz olduğunu iddia etmekte ve dava açmayı düşünmektedir.

SORULAR:

1. X AŞ'de yıllık karın yarısı pay sahiplerine kar payı olarak dağıtılabi­
lir mi? Yoksa bundan şirket bünyesinde bırakılması gereken ka-
lemler var mıdır? Açıklayınız.
2. Karın dağıtılabileceği kabul edilirse, pay sahipleri B ve C'nin alabi-
leceği kar payları toplam sermaye paylarına göre mi yoksa yaptığı
ödemelere göre mi hesaplanır? Açıklayınız.
3. Yönetim kurulunun kar dağıtımı ile ilgili kararına karşı Y dava aça-
bilir mi? Açarsa ne davası açabilir? Mahkeme nasıl bir karar ver-
melidir? Açıklayınız.

Yönetim kurulunun sermaye artırımı kararına karşı Y dava açabilir


mi? Açamazsa neden? Açarsa ne davası açmalıdır? Açıklayınız.
188 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

'" Anonim şirketin sona ermesi ve feshi

Ermenek Süt Ürünleri A.Ş, esas sözleşmesinde belirtildiği üzere 8 yıllık süre için
Süt üretim ve pazarlama işi ile uğraşmak üzere kurulmuştur. En son 4 yıl önce
yapılmış genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeleri de seçilmiştir. Ortaklık
kurulduktan itibaren 1Oyıl geçmiştir. Şirketin son 2 yıldır zarar etmesi üzerine bu
gidişattan memnun olmayan D isimli başka bir ortak, esas sözleşmede şirketin
belirli bir süre için kurulduğunu ve bu sürenin dolması üzerine şirketin sona erdi-
ğini belirterek kendi tasfiye payını istemiştir.

1. D'nin iddiası doğru mudur? Gerekçeli olarak açıklayınız?

2. D'nin, şirketin feshini istemek için dayanabileceği başka gerekçe-


ler var mıdır? Varsa nasıl? Yoksa neden?
3. Fesih için açılan bir davanın davacısı kimler olabilir? Olaydaki her
bir durum için davalı tarafın kim/kimler olabileceğini ayn ayrı de-
ğerlendiriniz?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 189

,. Anonim Şirketin Sona Ermesi ve Tasfiye

A anonim şirketi esas sözleşmesinde şirketin tasfiyesi halinde görev ya-


pacak tasfiye memurları için şirkette pay sahibi olan T ve Y isimleri belir-
lenmiştir. Şirket beli bir süre sonra tasfiye sürecine girmiştir. T ve Y tasfiye
bilançosunu çıkarmış ve aktiflerin paraya çevrilmesi işlemine başlamıştır. T
Şirketin tek taşınmazı olan fabrika binasını pazarlık usulü ile satışa çıkar­
mıştır. (Sorular birbirinden bağımsız olarak cevaplanmalıdır)

SORULAR:
1. Tasfiye memurlarının aktif ve pasif işlemlerde şirketi temsil eder-
ken yetkileri nelerdir ve bu yetkileri nasıl kullanırlar? Tasfiye hari-
cinde 3. Kişilerle yapılan işlemlerin şirketi bağlayıp bağlamayaca­
ğını açıklayınız?

T'nin tek başına fabrika binasını satışa çıkarması işlemi geçerli


midir? Bu işlemin geçerlilik şartları nelerdir?
3. Şirket tasfiye memurları nasıl ve kim tarafından atanır? Kimler
tasfiye memuru olabilir?
4. Şirketin olağan genel kurul toplantısında T ve Y haricinde ek tasfi-
ye memuru seçilmesi için şirket sermayesinin sırasıyla yüzde 25,
15 ve 9 unu karşılayan B, C ve D isimli pay sahipleri hazır bulun-
muş ve A'nın oylarıyla şirkete 3. Tasfiye memuru olarak Z atan-
mıştır. Bu toplantıya katılmayan pay sahibi E, esas sözleşme deği­
şikliği yapılması için gerekli çoğunluğun oluşmadığından ek tasfiye
memuru atanamayacağını belirterek süresi içinde alınan kararın
iptali için mahkemeye başvurmuştur. E ' nin bu iddiasının değer­
lendiriniz.
190 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• A.Ş'de aynı sermaye konulması

.. A.Ş'de nakdi sermaye konulması


• A.Ş'de kuruluştan önceki işlemlerden sorumluluk

A, B, C ve D mobilyacılık sektöründe faaliyet göstermek üzere bir anonim şir­


ket kurmak için bir araya gelmiştir. A, sahip olduğu fabrikasının mülkiyetini, B
eski işinden sahip olduğu 3 adet pres makinasını ve ''Turkuaz" markasını, C,
Ü'den olan ve vadesi 5.9.2016'da gelecek olan 100.000 TL'lik alacak hakkını ve
D de 400.000 TL 'yi sermaye payı olarak getirmiş ve bu taahhütleri, şirket esas
sözleşmesine yazılmıştır ve bu esas sözleşme 15 Mart 2016'da imzalanmış ve
noterce tasdiklenmiştir. D kendisine düşen sermaye koyma borcunun 100.000
TL'lik kısmını Türkiye İş bankası Pendik Şubesinde, kurulacak ortaklık adına
açılan bir hesaba ödemişler ve banka bu ödemeleri takiben ticaret siciline bir
mektup yazmıştır. A, iç mimar X ile fabrikanın yeni faaliyet konusuna göre iç
dekorasyonunun yaptırılması konusunda anlaşmışlardır. X çalışmalarını 1 ay
içinde tamamlayarak fabrikayı yeni haline getirmiştir. Anonim şirket, Y A.Ş.
ticaret unvanıyla 30 Haziran 2016'da ticaret siciline tescil edilmiştir. Aradan
geçen zaman içinde kendisine bir ödeme yapılmaması üzerine X, anonim şirkete
bir fax çekerek ücretini istemiş, yönetim kurulu ise yapılan sözleşmenin tarajinın
A olduğunu ve borcun onun tarajindan yerine getirilmesi gerektiğini ileri sürerek
bu talebi reddetmiştir. Ayrıca yönetim kurulu, 16 Eylül 2016 tarihinde, 40.000
TL bedelle vadeli olarak otomatik mobilya boyama makinası almıştır.
Makinanın alımından haberdar olan A, Yönetim kuruluna ihtar çekerek ödeme-
leri durdurmasını, aksi halde geçersiz işlem nedeniyle yapılan ödemeden ötürü
YK'nın sorumlu olacağını bildirmiştir.

1. A1nın fabrikasının mülkiyetinin, anonim şirkete sermaye olarak


getirilmesi hangi koşullara bağlıdır? Bu taahhüt esas sözleşmede
yer aldığında, tapuda resmı sözleşme yapmaya gerek var mıdır?
Neden?
2. Şirket kurulduğunda, anonim şirket taşınmazın hukuken maliki
midir? Neden? Bu konuda ne yapılması gerekir?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 191

3. A, taşınmaz sermaye olarak esas sözleşmeye yazdırdıktan sonra,


fakat şirket kurulmadan önce durumdan habersiz Ü'ye tapuda
devretmiştir. Ü mülkiyeti almış mıdır? Şirketin Ü'ye karşı yönelte-
bileceği bir talep hakkı var mıdır?

B'nin pres makinalannı ve markasını sermaye payı olarak anonim


şirkete getirmesinin koşullarını belirtiniz. Burada makinalar ve
markaya ilişkin olarak (devir için) bir şekil şartı var mıdır? Şirket
kurulduğunda, makinalar ve marka üzerindeki mülkiyet kime ait-
tir? Neden?
5. C'nin getirdiği alacak hakkı için şirket, hangi sürede, ne yapmalı­
dır? Alacak tahsil edilemezse, şirketin hangi haklan olduğunu be-
lirtiniz.
8. D 'nin 20 Haziran 2016'da bankaya başvurup koyduğu parayı geri
istemesi durumunda, banka bu parayı geri ödemeli midir? Evet
ise neden, hayır ise neden?
Yönetim kurulunun X'in talebine karşı, sözleşmenin tarafının A
olduğunu ileri sürerek ücreti ödemekten kaçınması mümkün mü-
dür? Şayet A, X'in istediği parayı ödeseydi daha sonra V AŞ'ye
rücu edebilir miydi? V AŞ'nin kuruluşu herhangi bir sebeple ger-
çekleşmeseydi, A, X' e ödediği tutar için pay sahiplerine başvura­
bilir miydi?
8. A, yönetim kuruluna çektiği ihtarda haklı mıdır? Neden?
9. Bir an için herhangi bir sebeple V AŞ'nin kurulmadığını düşünelim.
Bu durumda bu aşamaya kadar geçen süreci nitelendiriniz, uygu-
lanacak hükümleri belirtiniz.
192 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

'" A.Ş'de Çağrısız Genel Kurul Toplantısı

X AŞ'de 5 ortak (A, B, C, D, E) bulunmaktadır. Bütün ortakların şirket merke-


zinde bulunduğu bir günde ortaklar, genel kurul toplantısına başlamışlardır.
Gündem maddelerinden birkaçı görüşüldükten sonra E toplantıyı terk etmiştir.
Diğer ortaklar toplantıya devam ederek kalan gündem maddelerini de karara
bağlamışlardır.

1. Söz konusu genel kurul toplantısında alınmış kararların geçerlili-


ğini tartışınız. Ayrılan ortağın şirket paylarının % S'sine sahip ol-
ması vereceğiniz cevabı değiştirir mi?

2. Ayrılan üyenin ardından, genel kurul toplantı gündemine oybirliği


ile madde eklenebilir mi? Neden?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 193

'" A.Ş'de Pay Sahipleri ve Yönetim Kumlu Üyelerinin Bilgi Alma Hal<l<ı

X AŞ'de %2 pay sahibi olan A, 2 yıldır kar dağıtılmaması üzerine, yönetim ku-
rulu başkanı olarak görev yapan B'ye başvurarak, şirket işleri ve özellikle devam
eden projelerle ilgili olarak kendisine bilgi verilmesini ve şirkete ait defterlerle
kayıtların incelemesine sunulmasını talep etmiş, söz konusu kayıtları bir yeminli
mali müşavir vasıtasıyla inceleyeceğini belirtmiştir.
B ise;
- pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkını ancak genel kurulda ve genel
kurulun onayıyla kullanabileceklerini;
- şirket esas sözleşmesi gereği bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılabilmesi
için en az %5 oranında pay sahibi olmak gerektiğini;
- istenen bilgi ve belgelerin ticari sır kapsamında olduklarını,

- bilgi alma ve inceleme hakkının şahsen kullanılması gerektiğini, hiçbir du-


rumda bir uzman aracılığıyla bu hakkın kullanılamayacağını belirterek, ta-
lebi reddetmiştir.

SORULAR:
1. A'nın bilgi alma, ticari defter ve belgelerin incelenmesine sunul-
ması talebini ve B'nin ret gerekçelerini tartışınız. Ret kararına kar-
şı, A'nın başvurabileceği hukuki bir yol var mıdır?

2. A, yönetim kurulu üyesi olsaydı, yukarıdaki soruya vereceğiniz


cevapta bir değişiklik olur muydu?
194 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü

3 ortaklı 500.000 TL sermayeye sahip (Y) AŞ'nin ilerisi için herhangi bir ya-
tırım planı olmadığı gibi iç kaynaklardan sermaye artırımı gibi düşüncesi de
yoktur. Y (AŞ) süresinde ve usulüne uygun şekilde 2017 olağan genel kurul
toplantısını gerçekleştirmiştir. Ortaklardan A'nın ve B'nin %30'ar, C'nin ise
şirkette %40 payı bulunmaktadır. Yapılan toplantıya tüm pay sahipleri katıl­
mıştır. Bu toplantıda alınan kararlar şu şekildedir:

a) (Y) AŞ'ini tek başına C'nin yeğeni D'nin temsile yetkili kılınmasına oybir-
liğiyle karar verilmiştir.

b) Ortaklardan A taahhüt ettiği sermayenin yarısını halen yerine getirme-


miştir. Buna istinaden B ile C başkaca herhangi bir işleme gerek kal-
maksızın A'nın toplantı tarihinden itibaren 1 ay içerisinde kalan borcu-
nu ifa etmezse ortaklıktan çıkmış sayılacağı yönünde oy kullanarak ge-
nel kurulda karar almışlardır.
c) Şirket işlerinin bozulması sebebiyle esas sermayenin yarısına düşürülme­
sine B ve C'nin oylarıyla karar verilmiştir.
d) Şirket herhangi bir gerekçe göstermeksizin dördüncü kez üst üste kar
dağıtmama yönünde karar almıştır.

SOR.ULAR.:
Olağan genel kurul toplantısında alınan kararlardan (aY nın geçerliliği­
ni tartışınız. 2017 olağan genel kurul toplantısında alınan kararlardan
(b)'nin geçerliliğini tartışınız.
1. 2017 olağan genel kurul toplantısında alınan kararlardan (c)'nin
geçerliliğini tartışınız.

2. 2017 olağan genel kurul toplantısında alınan kararlardan (d)'nin


geçerliliğini tartışınız.

3. Olağan genel kurul toplantısında alınan (a), (b), (c) ve (d) kararlarına
karşı açılacak dava (davacının
kim ya da kimler olabileceği, davanın
açılma şartı, davalının davada temsil durumu, davanın hukuki niteli-
ği, dava açma süresi, davanın görüleceği yer) hakkında bilgi veriniz.
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 195

" Şirket Yönetimi ve Temsili İle Yetkilendirilen Kişinin Haksız Fiil Sorumluluğu
(TTKm. 632)

X Limited Şirketi, bazı tür malların ithalatını gerçekleştiren ve ithal ettiği mal-
ları yurt içinde pazarlayan bir firmadır. X Limited Şirketinin yönetimi ve temsili,
şirket sözleşmesi ile şirket ortaklarından A'ya verilmiştir.

Toptan gıda
ticareti ile uğraşan Y firması yetkilisi, X Ltd. Şti. Müdürü Aya
başvurarak, bazı tür gıda maddelerinin siparişini vermiştir. A, içerdiği bazı kimya-
sal maddeler yüzünden, söz konusu gıda maddelerinin ithalatının yasaklandığını
bilmekte ancak şirket bir malf darboğazdan geçtiği için, Y firmasıyla sözleşmeyi
akdederek şirkete rahat bir nefes aldırmayı planlamaktadır.
X ve Y firmaları arasında sözleşme imzalanmış, mal bedeli peşin ödenmiştir. An-
cak ithalat yasağından ötürü teslimat gerçekleşememiş ve benzeri mal ancak 6 ay
sonra temin edilebilmiştir. Yfirması bu durumdan 100.000 TL zararlı çıkmıştır.
Y firması, ortaya çıkan bu zararının tazmini için X firmasını dava etmiştir. X
Ltd. Şti. Yetkilisi, savunmasında, şirketin bu zarardan dolayı sorumlu olmadığını,
müdürün ithalat yasağını bilmesine rağmen sözleşmeyi akdetmesindeki kusurun
limited şirkete atfedilemeyeceğini iddia etmiştir.

Limited şirketin vekilinin savunması yerinde midir? Y firmasının uğra­


dığı zarardan kimler sorumludur?
196 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Limited Şirketin Kuruluşu


" Şirketin Kuruluşundan Önceki Masraflar ve Borçların Kime Ait Olabileceği

A, B, C, ve D bir fabrika kurup işletmek maksadıyla bir limited şirket kurmayı


düşünmektedirler. 2.7.2012 tarihinde A, ileride kurulacak şirket için satıcı S'den
100 ton hammadde satın almış, ancak ne için aldığını satıcıya bildirmemiştir. A
satıcıya 20 Ekim 2012 vadeli bono vermiş ve hammadde satıcı tarafından kurul-
makta olan şirketin tesislerine teslim edilmiştir.
Ortaklar tarafından şirket sözleşmesi 1 Eylül 2012 tarihinde noterde imza-
lanmış, 5 Eylül 2012 tarihinde Kayseri ticaret siciline tescil, 15 Eylül 2012 tari-
hinde de Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilmiştir.
Satıcı
S, 1 Kasım 2012 tarihinde, bono ödenmediği için, şirket hakkında kam-
biyo senetlerine mahsus icra takibi başlatmış ve ödeme emri göndermiştir. Borçlu
şirket vekili, süresi içerisinde, bononun düzenlendiği tarihte henüz şirketin kurul-
madığını belirterek borca itirazla, takibin iptalini talep etmiştir.

1. Limited şirket hangi tarihte kurulmuştur? Açıklayınız.


2. S senet bedelini limited şirketten talep edebilir mi? Şirket vekili-
nin savunması yerinde midir? Yerindeyse neden? Yerinde değilse
S'nin, bono bedelini şirketten tahsil etmek imkanı var mıdır? Böy-
le bir imkanın kullanılabilmesinin şartları nelerdir?
3. S, A hakkında takip yaparsa A, malların bizzat S tarafından şirket
tesislerine teslim edildiği savunması yaparak ya da başka bir sa-
vunma ile ödemeden kaçınabilir mi? Bu savunmanın hukuki nite-
liği nedir?

4. S takibe başlamadan önce bonoyu C'ye ciro etseydi ve A hakkında


icra takibine C başlasaydı 2. soruya verdiğiniz cevap değişir miy-
di? Neden?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 197

" Limited Şirket Müdürler Kunılı.ı Karadarmm Geçerliliği

X Ltd. Şirketi 50 ortaklı bir şirkettir. Şirketin; A, B, C, D ve E'den oluşan mü-


dürler genel kurulu bulunmaktadır.
Müdürler genel kurulu, bir toplantısında aldığı kararda, şirket ortaklarının
tamamının, müdürler kurulu üyelerinin ibra edilmesi kararında oy kullanmasının
zorunlu olduğunun şirket sözleşmesine ilave edilmesini kararlaştırmıştır.

Müdürler kurulunun aldığı bu karar geçerli midir? Neden? Geçersizlik


halinde bu kararın yaptırımı ne olacaktır?
198 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Anonim Şirketin İnfisahı


• Sorumluluk

X Taşımacılık Anonim Şirketi'nin kurucuları A ve B, şirketin henüz ticaret sici-


line tescilinden önce şirket için bir dükkan kiralamışlar ve bazı malzemeler satın
almışlardır. Daha sonra şirket, ticaret siciline tescil edilmiş ve tüzel kişilik kazan-
mıştır. X Taşımacılık Anonim Şirketi'nin esas sözleşmesinin üçüncü maddesi "Şir­
ket 01.01.2018 tarihinde sona erecektir." şeklindedir. Bu tarih geçmiş olmasına
rağmen şirket taşımacılık faaliyetlerine devam etmektedir. Pay sahiplerinden A, bu
şirketin 01.01.2018 tarihi itibariyle infisah ettiği iddiasıyla şirketin infisahının
tespiti için 01.02.2018 tarihinde dava açmıştır. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakül-
tesi Ticaret Hukuku Dersi 2017-2018 Bütünleme Sınavı)

SORULAR:
1. X Taşımacılık Anonim Şirketi'nin ticaret siciline tescilinden önce
şirketin kurucuları A ve B'nin şirket için yaptığı işlemlerden
kim/kimler nasıl sorumludur? Bu kişi/kişiler hangi şartlarla bu so-
rumluluktan kurtulabilirler?
-

2. A'nın bu şirketin 1.1.2018 tarihi itibariyle infisah ettiği iddiası hak-


lı mıdır?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 199

" Anonim Şirkette Yönetim Kurulu


" Yönetim Kuruluna Üye Seçimi

Merkezi İstanbul olan yedi ortaklı Y Gıda Anonim Şirketi'nin yönetim kurulu
beş üyeden oluşmaktadır. Şehir dışındaki bir iş için yolculuğa çıkan beş yönetim
kurulu üyesi yolda bir trafik kazası geçirmiş, üyelerden ikisi ölmüştür. Bunun üze-
rine kalan diğer üç üye bir araya gelerek pay sahiplerinden A'yı yönetim kurulu
üyesi olarak seçmişlerdir. Pay sahiplerinden B, yönetim kuruluna üye seçiminin
genel kurulun münhasır yetkisi dahilinde olduğu gerekçesiyle söz konusu seçimin
batıl olduğunu iddia etmektedir. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret
Hukuku Dersi 2017-2018 Bütünleme Sınavı)

B'nin A'nın yönetim kurulu üyesi seçilmesinin yönetim kuruluna üye


seçiminin genel kurulun münhasır yetkisi dahilinde olduğu gerekçesiyle
batıl olduğu iddiası haklı mıdır? Yönetim kurulu olayda belirtildiği şekilde
bir seçim yapabilir mi? Yapamazsa neden? Yapabilirse hangi şartlarla?
Olaya uygulayarak cevaplandırınız.
2.00 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Anonim Şirkette Yönetim Kurulunun Sorumluluğu


• İbra
• İbra Kararının İptali

Merkezi Kayseri olan Z İnşaat Anonim Şirketi'nin 500. 000 TL sermayesi ve


her biri 100.000 TL sermaye payı getiren beş pay sahibi (A, B, C, D, E) vardır. Bu
şirketin genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeleri ile ilgili ibra kararı alın­
mıştır. Söz konusu toplantıda şirketin A dışındaki tüm pay sahipleri ibra oylama-
sında olumlu oy kullanmışlardır. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret
Hukuku Dersi 2017-2018 Bütünleme Sınavı)

1. Pay sahiplerinden A, yönetim kurulu üyelerine karşı şirketi zarara


uğrattıkları gerekçesiyle (tazminatın şirkete ödenmesi talebiyle)
sorumluluk davası açmak istemektedir. Genel kurulda alınan ibra
kararına rağmen A'nın bu davayı açabilmesi mümkün müdür?
Mümkün değilse, neden? Mümkünse, ibra kararının başka bir et-
kisi var mıdır?
2. Pay sahiplerinden B, yönetim kurulu üyelerine karşı şirketi zarara
uğrattıkları gerekçesiyle (tazminatın şirkete ödenmesi talebiyle)
sorumluluk davası açmak istemektedir. Genel kurulda alınan ibra
kararına rağmen B'nın bu davayı açabilmesi mümkün müdür?
Mümkün değilse, neden? Mümkünse, ibra kararının başka bir et-
kisi var mıdır?
3. Pay sahiplerinden A, genel kurulda alınan ibra kararının iptali için
dava açmak istemektedir. A'nın toplantıda hazır bulunup karara
olumsuz oy vermesi bu davayı açabilmesi için yeterli midir? A ip-
tal davasını hangi gerekçelerle, hangi süre içerisinde açabilir? Bu
davada yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 201

" limited Şirketiırı Ortaklarmm Kamu Borcuırıdaırı Sorumluluğu

50.000 TL sermayeli ve her biri 5.000 TL nakit sermaye payı getiren on ortağı
bulunan Ü İnşaat Limited Şirketi'nin şirketten tahsil edilemeyen 100.000 TL kamu
borcu bulunmaktadır. Bu borcun ödenmesi talebiyle kendisine başvurulan ortak A,
limited şirket bir sermaye şirketi olduğu için kendisinin limited şirket ortağı olarak
tek borcunun sermaye koyma borcu olduğu, dolayısıyla şirketin kamu borcundan
herhangi bir sorumluluğu olmadığı iddiasındadır. (Erciyes Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Ticaret Hukuku Dersi 2017-2018 Bütünleme Sınavı)

A'nın limited şirket bir sermaye şirketi olduğu için kendisinin limited
şirket ortağı olarak tek borcunun sermaye koyma borcu olduğu, dolayı­
sıyla şirketin kamu borcundan herhangi bir sorumluluğu olmadığı iddiası
haklı mıdır? Haklı ise, neden? Haklı değilse, sorumluluğu ne kadardır?
202 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., A.Ş.'de Yönetim Kuruluna Üye Seçimi


., A.Ş. Yönetim Kurulu Toplantı ve Karar Yeter Sayısı
., Genel Kurulun Toplantıya Çağrılması
• A.Ş.'de Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü
., Çağrısız Genel Kurul Toplantısı

Pay sahipleri A, B, C, D ve E olan beş ortaklı X anonim şirketinin esas söz-


leşmesinde bu şirketin yönetim kurulunun üç kişiden oluşacağı belirtilmiş ve yine
esas sözleşme ile ilk yönetim kurulu üyeleri üç yıllığına belirlenmiştir. Sözkonusu
üç yıllık sürenin dolmasının ardından bahsi geçen yönetim kurulu üyelerden ikisi
bir araya gelerek yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimi için genel kurulu toplan-
tıya çağırma kararı almışlardır. X AŞ'nin esas sözleşmesinde genel kurulu top-
lantıya çağrı usulü hususunda özel bir düzenleme mevcuttur. Bu hükme göre,
genel kurul toplantısına çağrının Türkiye'de tirajı en yüksek gazetede ilan yoluy-
la yapılması gerekir.
Bahsi geçen toplantıya çağrı hem Türkiye'de tirajı en yüksek gazetede hem şir­
ketin İnternet sitesinde hem de Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlanan ilan-
larla yapılmıştır. Ayrıca hepsi nama yazılı hisse senedi sahibi olan tüm pay sahip-
lerine toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı ve çıkacağı gazeteler iadeli taah-
hütlü mektupla bildirilmiştir. Ancak genel kurulun toplantıya çağrısı, toplantı
tarihinden bir buçuk hafta önce yapılmıştır.
Genel kurul toplanmış ve pay sahiplerinden A, B, C ve D toplantıya katılmış, E
ise toplantıya katılmamıştır. Genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliği
seçimi için yapılan oylama sonucunda yönetim kurulu üyeliğine pay sahiplerinden
A ve B ile X AŞ'de pay sahibi olmayan, ancak bu şirketin faaliyet konusunda uz-
man bir şirket olan Ü AŞ seçilmiştir.
Genel kurul toplantısında pay sahiplerinden D, Ü AŞ'nin X AŞ'nin yönetim ku-
rulu üyesi seçilmesine ilişkin oylamada Ü AŞ'nin birincisi X AŞ'nin pay sahibi ol-
madığı, ikincisi ise gerçek kişi olmadığı, bu nedenle yönetim kurulu üyelerinin
yapacağı işleri yapamayacağı için yönetim kurulu üyesi olamayacağı gerekçeleriy-
le olumsuz oy kullanmış ve muhalefetini tutanağa geçirtmiştir.
Toplantıya katılmamış olan pay sahibi E ise bu toplantıda alınan kararların
hükümsüz olduğu iddiasındadır. Bu konuda iki gerekçe ileri sürmektedir. E'nin
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 203

birinci gerekçesi bu toplantıya çağrı yapılırken toplantı ile çağrı arasında en az iki
haftalık bir sürenin bulunması zorunluluğuna uyulmamış olması, ikinci gerekçesi
ise toplantıya çağrının yetkili bir organ tarafından yapılmamış olmasıdır. Toplan-
tıya çağrının yetkili bir organ tarafından yapılmadığı iddiasına dayanak olarak ise
birincisi ancak üç kişiyle toplanıp karar alabilecek üç kişilik yönetim kurulunun iki
üyeyle toplanıp karar almış olmasını göstermektedir. E, üçün yarısının bir fazlası
iki buçuk ettiği (3:2+ 1=2,5) için üç üyeli bir yönetim kurulunda toplantı nisabı­
nın sağlanabilmesi için üç üyenin de toplantıda hazır bulunması gerektiği düşün­
cesindedir. E'nin bu husustaki ikinci dayanağı ise yönetim kurulu üyelerinin görev
sürelerinin dolmuş olması nedeniyle yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya
çağırma yetkisinin de bulunmadığı iddiasıdır. (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ticaret Hukuku Dersi 2017-2018 Final Sınavı)

1. D'nin Ü AŞ'nin birincisi X AŞ'nin pay sahibi olmadığı, ikincisi ise


gerçek kişi olmadığı, bu nedenle de yönetim kurulu üyelerinin ya-
pacağı işleri yapamayacağı için yönetim kurulu üyesi olamayaca-
ğı iddiaları haklı mıdır? Neden? Ayrı ayrı belirtiniz.

2. E'nin toplantı ile çağrı arasında en az iki haftalık bir sürenin bu-
lunmasının zorunlu olduğu ancak bu süreye uyulmamış olması
nedeniyle bu toplantıda alınan kararların hükümsüz olduğu iddia-
sı haklı mıdır? Bu durumda hangi tür hükümsüzlük söz konusu
olur? Hangi davanın açılması gerekir? Bu dava kim/kimlere karşı,
hangi sürede açılır? E, bu davayı açabilir mi? Açamazsa neden?
Açabilirse hangi şartlarla açabilir?
3. E'nin üçün yarısının bir fazlası iki buçuk ettiği (3:2+1=2,5) için üç
üyeli bir yönetim kurulunda toplantı nisabının sağ/anabilmesi için
üç üyenin de toplantıda hazır bulunması gerektiği düşüncesi, do-
layısıyla ancak üç kişiyle toplanıp karar alabilecek üç kişilik yöne-
tim kurulunun somut olayda iki üyeyle toplanmış olması nedeniy-
le toplantıya çağrının yetkili bir organ tarafından yapılmadığı iddi-
ası haklı mıdır? Olayımızdaki yönetim kurulunun karar nisabının
ne olduğunu ve buna uygun şekilde karar alınıp alınmadığını da
belirtiniz.
E'nin yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin dolmuş olması
nedeniyle yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırma
yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle toplantıya çağrının yetkili bir
204 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

organ tarafından yapılmadığı iddiası haklı mıdır? Bahsi geçen üye-


lerin görevi, görev sürelerinin dolmuş olması nedeniyle değil de
genel kurul tarafından azledilmiş olmaları nedeniyle sona ermiş
olsaydı bu soruya vereceğiniz cevap değişir miydi?

5. Toplantıya çağrının yetkili bir organ tarafından yapılmamış olduğu


hallerde söz konusu genel kurul toplantısında alınan kararlar ba-
kımından hangi tür hükümsüzlük söz konusu olur? Hangi dava
açılabilir? Bu şekilde toplanan genel kurulda alınan kararların ge-
çerli olabileceği istisnai bir durum var mıdır? Şartları nelerdir?
Olayda bu şartlar gerçekleşmiş midir?
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 205

'" A.Ş.'11in K1.1rul1.1ş1.1 ve Tüzel Kişilik Kazanması


'" Ön Anonim Şirket
'" A.Ş.'e Sermaye IP'aylaı-ı ve Yapılacak İşlemler
'" Genel Kurul Toplantısmm Yeri

Aşağıda isimleri belirtilen kurucular 400.000 TL sermayeli Altın İnşaat Anonim


Şirketi'ninesas sözleşmesini hazırlamışlar ve 01.02.2018 tarihinde hep birlikte
notere giderek imzalamışlardır. Şirket esas sözleşmesi 20.02.2018 tarihinde İs­
tanbul Ticaret Siciline tescil edilmiş ve 05.03.2018 tarihli Türkiye Ticaret Sicili
Gazetesi'nde ilan edilmiştir. Şirketin kurucu ortakları ve taahhüt ettikleri sermaye
payları şöyledir:

- Ali Al, Hasan Has'tan olan 15.05.2018 vadeli 50.000 TL bedelli alacağı
- Veli Kara, değeri 100.000 TL olan işyeri vasıflı taşınmazı

- Alman Heinz AG Şirketi, değeri 150.000 TL olan "HAC" markasını,


- Ayşe Ak, 40.000 TL nakit para
- Fatma Öz, 60.000 TL değerindeki inşaat malzemesi
(Altınbaş Üniv. Hukuk Fak. Şirketler Hukuku Dersi 2017-2018 Bahar Ara Sı­
navından)

1. Altın İnşaat AŞ ne zaman kurulmuş ne zaman tüzel kişilik kazan-


mıştır?

2. Olaydaki şirketin kuruluşuyla tüzel kişilik kazanması arasındaki


dönemde şirket kurucu ortakları arasında nasıl bir ilişki vardır? Bu
ilişki, kurulmak istenen şirketin tüzel kişilik kazanması ve tüzel ki-
şilik kazanmaması ihtimallerinde nasıl tasfiye edilir? Açıklayınız.

3. Altın İnşaat AŞ'nin kurucularından her birinin getirdiği sermaye pay-


larını dikkate alarak yapılması gereken işlemleri tek tek açıklayınız.
Olaydaki şirket Antalya'da genel kurul toplantısı yapabilir mi?
Açıklayınız.
206 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

'" Emredici Hükümler İlkesi


'" A.Ş.'de Pay Devri ve Pay Devrinin Sınırlandırılması
,. Tek Borç İlkesi
'" A.Ş.'nin Temsil ve İlzamı
'" Genel Kurul Toplantısına Çağrı

'" AŞ' de
Kar Dağıtımı
'" Esas Sermaye Artırımı
'" Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu
'" A.Ş.'in Haldı Sebeple Feshi Davası

Esas sözleşmesinde işletme konusu "her türlü çelik eşya üretmek ve bu alanda
ticaret, sanayi, ithalat, ihracat ve temsilcilik yapmak" şeklinde belirtilen "Akçelik
Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi"nin esas sermayesi 100.000 TL olup şirketin
sermayesi her birinin itibari değeri 1000 TL olan 100 adet paya bölünmüştür.
Şirketin tüm payları nama yazılıdır. Şirketin esas sözleşmesinde:

a) Şirketin paylarının ancak aynı konu ile uğraşan kişilere devredilebileceği,

b) Pay sahiplerinin şirketten her yıl en az 10.000 TL. tutarında mal satın al-
maları gerektiği, aksi halde ortaklıktan çıkarılacakları,

c) Yönetim kurulunun üç kişiden oluşacağı ve üyelerden herhangi birinin tek


başına şirketi temsile yetkili olduğu hükümleri yer almaktadır.
Akçelik Sanayi ve Ticaret AŞ'nin 30 Mart 2016 tarihinde yapılan olağan genel
kurul toplantısında, Kanunda yer alan olağan genel kurul gündeminin yanı sıra
aşağıdaki hususlar da karara bağlanmıştır:

a) 2015 yılında elde edilen karın pay sahiplerine şirketten satın aldıkları mal
miktarı ile orantılı olarak dağıtılmasına,

b) Payların itibari değeri artırılarak esas sermayenin 100.000 TL'den 150.000


TL ye çıkarılmasına.
(Erciyes Üniv. Hukuk Fak. Ticari İşletme ve Şirketler Hukuku Dersi 2016/2017
Bahar Bütünleme Sınavından)
Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 207

1. Akçelik Sanayi ve Ticaret AŞ'nin esas sözleşmesinde yer alan hü-


kümleri (a, b ve c) ayrı ayrı değerlendirerek, söz konusu bu hü-
kümlerin hukuken geçerli olup olmadıklarını açıklayınız.
2. 30 Mart 2016 tarihinde yapılmış olağan genel kurul toplantısı için
pay sahipleri toplantıya hukuken geçerli olarak nasıl çağrılmış ol-
malıdır? Açıklayınız.

3. Genel kurul toplantısında karın dağıtımı şekline ilişkin olarak alı­


nan genel kurul kararının geçerli olup olmadığını, kar dağıtımı ko-
nusundaki temel ilkeyi ve kar dağıtılabilmesinin şartlarını da göz
önünde bulundurarak açıklayınız.
30 Mart 2016 tarihinde yapılan toplantıda alınan karar çerçeve-
sinde esas sermayenin bu şekilde arttırılabilmesi mümkün ve hu-
kuka uygun mudur? Bu yönde bir karar alınabilmesi için gerekli
olan nisapları ve kararın geçerlilik kazanması için yapılması gere-
ken işlemleri de belirterek açıklayınız.
5. Şirket ortaklarından H, sahip olduğu tüm nama yazılı pay senetle-
rini, turizm sektöründe faaliyet yürüten K'ye 25 Şubat 2016 tari-
hinde devretmiştir.
a) Söz konusu paylar K'ye nasıl devredilmelidir? Niçin?
b) K'nin payları "geçerli bir şekilde" devir aldığı varsayımında K bu
anonim ortaklıkta pay sahibi sıfatını kazanmış olur mu? Niçin?
6. "Akçelik Sanayi ve Ticaret AŞ"nin ortaklarından A, şirkette 12
adet payın sahibidir. A, Aralık 2015 tarihinde, yönetim kurulu
üyelerinin yapmış oldukları suiistimaller nedeniyle şirketin büyük
zararlara uğradığını fark etmiş ve şirket genel kurulunun bu du-
rumları görüşmek üzere olağanüstü toplantıya çağrılması gerekti-
ğini düşünmüştür. Ahmet AK bu amaçla Aralık 2015 tarihinde,
şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki görevli mahkemeye baş­
vurarak; mahkemeden şirketi olağanüstü toplantıya çağırabilmek
amacıyla kendisine yetki verilmesini talep etmiştir.

a) A, şirket genel kurulunu olağanüstü toplantıya çağırma yetkisi-


ne sahip midir? Cevabınız olumlu ise, bunun için izlemesi gereken
usul hakkında bilgi veriniz.
208 Şirketler Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

b) A, adı geçen anonim şirkette tek bir paya" sahip bulunsaydı,


11

genel kurulu toplantıya çağırabilir miydi? Niçin? Açıklayınız.


7. 6. soruda yer alan bilgiler kapsamında A, şirketin uğradığı zararlar
nedeniyle, yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası
açabilir mi? Şartlarını ve sonuçlarını tartışınız.
8. Şirketin yönetim kurulunca, şirketin yönetimi esnasında
suistimaller yapıldığına inanan ve bu duruma kızan A mahkeme-
den şirketin feshini talep edebilir mi? Niçin? Bu davada mahke-
menin kaç türlü karar verebileceğini belirtiniz.
" Poliçede Kabul
" Faiz Kaydı
" Müracaat Hakkı
" Poliçede Defiler

D, muhatabı M olan, görüldüğünden 3 ay sonra ödenecek vadeli, 40.000 TL


bedelli bir poliçe düzenleyip L ye vermiştir. Poliçenin düzenleme tarihi
20.10.201 S'dir. Poliçe üzerinde senet bedelinin % 35 faizi ile birlikte ödeneceği
belirtilmiştir. L, alacaklısı C'nin kendisini silahla tehdit etmesi üzerine senedi be-
yaz ciroyla C'ye devretmiştir. C ise senedi Hye tahsil cirosuyla devretmiştir. H
poliçeyi 24.12.2018 tarihinde muhataba kabul için ibraz ettiğinde M, senedin ön
yüzüne, "10.000 TL'yi ödeyeceğim" kaydını koyarak imzalamıştır (Erciyes Üniver-
sitesi Hukuk Fakültesi Kıymetli Evrak Hukuku 2018/2019 Ara Sınavı).

SORULAR:

1. Senet üzerinde yer alan faiz şartı geçerli midir? Neden? M'nin
senet ön yüzüne "10.000 Tl'yi ödeyeceğim" kaydını yazarak im-
zalaması ne anlama gelmektedir? Açıklayınız. Bu durumda kalan
bedel için H ne yapabilir?
2. Poliçenin H tarafından ödeme için ibrazı sonrası M ödeme yap-
mazsa H, müracaat borçlularına başvurmak için ne yapmalıdır?
L'ye ödeme için başvurduğunda, l, H ile aralarındaki başka bir
ilişkiden dolayı takas def'ini ileri sürebilir mi? Neden?

3. H ödeme için kendisine başvurduğunda l, poliçeyi silah zoruyla


ciro ettiğini ileri sürerek ödemeden kaçınmıştır. l'nin bu savun-
ması geçerli midir? Değerlendiriniz.
210 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

CEVAPLAR:
1. TTK m. 675 hükmü uyarınca, görüldüğünde veya görüldüğün­
den belirli bir süre sonra ödenmesi şart kılınan bir poliçeye, düzenleyen
tarafından (kapital) faiz şarh konulabilir. Bu tür vadeli senetlerde faiz
şarh var ise, faiz oranının da poliçede gösterilmesi gerekir. Olayımızda
da görüldüğünde 3 ay sonra ödenecek vadeli poliçe söz konusudur ve
senet üzerinde oranı belirtilmiş (% 35) bir kapital faizi şarh vardır. Bu
nedenle geçerlidir. Muhatap M'nin senet ön yüzüne "10.000 TL'yi öde-
yeceğim" kaydını yazarak imzalaması, kabul hükmündedir. Bu şekilde
açıkça kabul içeren kabul beyanının (kabulümdür, kabul edilmiştir, öde-
yeceğim vs) senedin ön veya arka yüzünde yer alması mümkündür.
Muhatap poliçe bedelinin yalnızca bir kısmını kabul edebilir. Başka bir
deyişle kısmi kabul mümkündür ve olayımızda da bu durum söz konu-
sudur. Bu durumda kabul edilmeyen kısım için (30.000 TL) kabul ehne-
me protestosu çekilerek vadeden önce başvurma (müracaat) haklan kul-
lanılabilir. Kabul ehneme protestosu, kabule arz için belirlenmiş süre
içerisinde düzenlenebilir. Olayımızdaki gibi görüldüğünden belirli bir
süre sonra ödenecek poliçelerde kabule arz süresi düzenleme tarihinden
itibaren bir yıldır. Dolayısıyla kabul ehneme protestosunun bu 1 yıllık
süre içerisinde düzenlenmesi gerekir.
2. Poliçenin H tarafından kabul edilen 10.000 TL'nin ödenmesi için
M'ye ibrazında, M ödeme yapmaz ise, H müracaat borçlularına başvur­
mak için ödeme gününü izleyen iki iş günü içinde ödememe protestosu
çekmesi gerekir. Takas def'i, kişisel defidir. Kişisel defiler senet metnin-
den anlaşılmayan, senetteki bir taahhüdün geçersizliğine ilişkin olmayan,
borçlunun alacaklılardan birisi ile doğrudan doğruya ilişkisinden doğan
def'ilerdir. Kişisel defiler, kural olarak, ancak o defin doğduğu ilişkinin
tarafları arasında ileri sürülebilir. Dolayısıyla aslında L, H ile aralarındaki
başka bir ilişkiden kaynaklanan takas defini ileri sürebilirdi. Ancak dikkat
edilirse olayımızda H, tahsil cirosuyla senedi devralmıştır. Senet borçlusu,
senedi tahsil cirosuyla devreden cirantaya karşı ileri sürülebilecek kişisel
defileri, senedi tahsil cirosuyla devralana karşı da ileri sürebilir. Ancak
senedi tahsil cirosuyla devralan kişiye karşı sahip olduğu kişisel defileri
ileri süremez (TTK m. 688/2). Çünkü ciro edilen hamil, cirantanın temsilci-
si/vekili olup senetten doğan haklan ciro eden kişi adına kullanmaktadır.
Sonuç olarak L, takas defini H'ye karşı ileri süremez.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 211

3. Olayımızda tehdit neticesinde senet ciro edilmiştir. Tehdit, senet-


teki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin bir mutlak def'idir. Bu def'iler
senet metninden anlaşılmayan, senedi bütünüyle geçersiz kılmayan an-
cak kendisinden talepte bulunulan borçluya izafe edilen taahhüdü ge-
çersiz kılan def'ilerdendir. L, bu mutlak def'isini yalnızca kendisini ve
fakat kendisine başvuran herkese karşı, iyiniyet-kötüniyet ayrımı olmak-
sızın ileri sürebilir. Sonuç olarak L, bu def'iyi H'ye karşı ileri sürebilir.
212 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

., Ciro Zinciri
., Ciro Türleri
., Bonoda Defiler
., Bonoda Aval/Kefalet Kaydı
., İbraz ve Ödeme
., Masrafsız İade Kaydı
., Ciro Edilemez Kaydı
., Ödememe Protestosu
., Müracaat Hakkı

Eczacı
A, B'den işletmesi için satın aldığı malzemelerin bedelini ödemek için,
lehtarı B olan, 27.06.2018 düzenleme tarihli, 50.000 TL bedelli, 03.03.2019
(Pazar günü) vadeli, 'masrafsız iade' kaydını içeren bir bono düzenleyerek B'ye
teslim etmiştir. A'nın yanında çalışan K, senedin arka yüzüne "30.000 TL için
kefilim" yazarak imzalamıştır. B, bonoyu C'ye ciro etmiştir. C'nin çalışanı D, C'nin
imzasını taklit etmek suretiyle bonoyu E'ye ciro etmiştir. E bonoyu F'ye ciro etmiş,
cirosunun yanına "ciro edilemez" kaydını düşmüştür. F de senedi 'vekaleten' yaza-
rak H'ye ciro etmiştir (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kıymetli Evrak Hukuku
2018/2019Ara Sınavı)

1. Bononun arka yüzünü çizerek H'nin yetkili hamil olup olmadığını


gerekçesiyle açıklayınız.
2. H, 05.03.2019 tarihinde senedi A'ya ibraz ederek ödeme talep
etmiş, A'nın ödeme yapmaması üzerine C'ye başvurmuştur. H'nin
kendisine başvurması üzerine C;
a) Senedin süresinde asıl borçluya ibraz edilmediğini,

b) Süresinde ibraz edilse dahi kendisine başvurulabilmesi için asıl


borçluya karşı protesto çekilmesi gerektiğini, protesto çekil-
mediği için kendisine başvurulamayacağını,

c) Senedi kendisinin ciro etmediğini, imzasının taklit edildiğini ve


bu nedenle senetten dolayı sorumlu olmadığını,
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 213

d) E'nin senedi ciro ederken 'ciro edilemez' şerhini düştüğünü,


bu nedenle senedi ciroyla devralan H'nin yetkili hamil olmadı­
ğını ve kendisine başvuramayacağını, ileri sürerek ödemeden
kaçınmıştır. C'nin savunmalarını ayrı ayrı değerlendiriniz.

3. K'nın senet arkasına "30.000 TL için kefilim yazarak imzalaması


11

ne anlama gelmektedir? Söz konusu kayıt geçerli midir? Neden?


K, kendisine başvurularak ödeme talep edildiğinde, ödeme yap-
maktan kaçınma imkanı var mıdır? Senet bedelini ödediği takdir-
de kendisinin başvurma hakkı var mıdır? Şayet var ise K, ki-
me/kimlere karşı hangi miktar için başvurabilecektir? Açıklayınız.

CEVAPLAR.:
1. C'ye ödeyiniz
İmzaB
E' ye ödeyiniz
İmzaC
F' ye ödeyiniz
İmza E "Ciro edilemez"
H'ye ödeyiniz "Vekaleten"
İmzaF
Ciro zinciri düzgündür, H meşru hamildir.
2.
a) Senedin süresinde asıl borçluya ibraz edilmediğini: Belirli bir
günde veya düzenlenme gününden ya da görüldükten belirli bir süre
sonra ödenecek bir senedin hamili, senedi ödeme gününde veya onu
izleyen iki iş günü içinde ödenmek üzere ibraz etmelidir (TTK m. 708).
Vadesi pazara veya diğer bir resmi tatil gününe rastlayan senedin
ödenmesi, ancak tatili izleyen ilk iş günü istenebilir (TTK m. 752). Ola-
yımızda 03.03.2019 Pazar günü vadeli senedin ödeme günü ve onu izle-
yen iki iş günü: 04.03.2019 Pazartesi, 05.03 Salı ve 06.03 tarihleridir. H de
senedi 05.03.2019 tarihinde asıl borçlu A'ya ibraz etmiştir. Süresi içinde
ibraz söz konusu olduğu için C'nin bu savunması geçersizdir.
b) Süresinde ibraz edilse dahi kendisine başvurulabilmesi için
asılborçluya karşı protesto çekilmesi gerektiğini, protesto çekilmediği
214 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

için kendisine başvurulamayacağını:Kural olarak müracaat haklarının


kullanılabilmesi, başka bir deyişle müracaat borçlularına başvurmak için
ödememe durumunun bir protesto ile tespit edilmesi gerekir. Ancak
olayımızdaki bonoda düzenleyen tarafından konulmuş masrafsız iade
11 11

kaydı söz konusudur. Söz konusu kayıt, protestodan muafiyet kaydıdır.


Bu durumda hamilin müracaat hakkını kullanması için protesto çekme-
sine (bonoda ödememe protestosu, poliçede ödememe ve/veya kabul
etmeme protestosu) gerek kalmaz (TTK m. 722/1). Bu kayıt, olayımızda
olduğu gibi, düzenleyen tarafından yazılmış ise, senetten dolayı borç
altına girmiş olanların hepsi hakkında geçerli olur. Sonuç olarak H'nin
Cye başvurması için söz konusu kayıt nedeniyle protesto çekmesine
gerek kalmaz. C bu savunmasında haksızdır.
c) Senedi kendisinin ciro etmediğini, imzasının taklit edildiğini
ve bu nedenle senetten dolayı sorumlu olmadığım: Senetteki imzaların
sahte olduğuna ilişkin def'i, senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne iliş­
kin bir defidir. Mutlak defidir. Zira C'nin yarahlan hukuki görünüşe
hiçbir katkısı yoktur. Bu defi herkes tarafından değil ancak hükümsüz-
lük sebebi şahsında gerçekleşmiş olan C tarafından kendisine başvuran
herkese karşı ileri sürülebilir. C, bu savunmasında haklıdır.
d) E'nin senedi ciro ederken 'ciro edilemez' şerhini düştüğünü, bu
nedenle senedi ciroyla devralan H'nin yetkili hamil olmadığını ve
kendisine başvuramayacağını: TTK m. 685/2 gereğince, bir cirantanın,
senedin tekrar ciro edilmesini yasaklayarak, bu yasağa rağmen senedi
ciro yoluyla devralan şahıslara karşı cironun teminat fonksiyonunun
doğurduğu sonuçlardan kendisini kurtarması mümkündür. Cirantanın
teminat sorumluluğunu sınırlamak için senede koyacağı ciro yasağı
kaydı, emre değildir", ciro yasakhr", ciro edilemez" gibi bir ibareden
11 11 11

oluşabilir. Cirantanın, emre yazılı senedi devrederken koyacağı ciro


yasağı kaydı, bu senedin ciro ile devri imkanını ortadan kaldırmaz. Ci-
rantanın ciro şerhine koyacağı böyle bir kayıt, ancak kendisinin, sonraki
hamillere karşı sorumluluğunun, yani cirosunun teminat fonksiyonunun
ortadan kalkması sonucunu doğurur. Buna karşılık, düzenleyenin, lehta-
rın ve -ister daha önce ve isterse daha sonra ciro etmiş olsunlar- diğer
cirantaların sorumlulukları devam eder. Dolayısıyla H, yetkili hamildir
ve C'nin bu savunması geçersizdir.
3. K'nın koyduğu kayıt avaldir. Zira senet üzerinde yer alan kefil"
11

ibaresi aval olarak nitelendirilir. Açıkça aval niteliğinde olan bu kaydın


Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 215

senedin ön veya arka yüzünde (ve alonj) olması mümkündür. Aval ka-
yıtsız şartsız olmalıdır ancak istisnaen TTK m. 700/I uyarınca kısmi aval
mümkündür. Somut olaydaki "30.000 TL için kefilim" ibaresi, kısmi aval
niteliğini haizdir. Olayımızda kimin lehine aval verildiği belirtilmemiş­
tir. Kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenleyen için verilmiş
sayılır. Dolayısıyla K, düzenleyen A lehine aval vermiş sayılacakhr. Aval
veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu
olur. Ancak lehine aval verilen kişi ile avalistin sorumluluklarının dere-
cesi ve şartlan aynı olmakla beraber içerikleri farklıdır. Avalist, bağımsız
bir taahhüt altına girdiği için, lehine aval verdiği kişinin haiz olduğu
kişisel defileri kendisine başvuran hamile karşı ileri süremez. Ancak
hamile karşı bizzat kendisinin sahip olduğu kişisel defileri ileri sürebilir.
Lehine aval verilen kişinin borcu bahl olsa dahi, avalistin sorumluluğu
devam eder. Bu kuralın bir tek istisnası vardır: Aval ile güvence alhna
alınan taahhüt şekle ait bir noksandan dolayı bahl ise, aval taahhüdü de
geçersiz olur. Aval veren kişi, senet bedelini ödediği takdirde, senetten
dolayı lehine taahhüt alhna girmiş olduğu kişiye ve ona, senet gereğince
sorumlu olan kişilere karşı senetten doğan haklarını iktisap eder. Buna
göre K senet bedelini ödediği takdirde, ödediği tutar için (30.000 TL)
yalnızca A'ya başvurabilecektir. Çünkü senetten dolayı asıl borçlu A'ya
karşı sorumlu olan kimse yoktur.
216 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

eı Bonoda Müracaat Hakkı


eı Zamanaşımı

eı Sebepsiz Zenginleşme

., Temel Borç İlişkisine Dayanılması

D, L'den satın aldığı araç bedeli için, düzenleme tarihi 01.05.2012, vadesi
01.05.2013 olan 50.000 TL bedelli bir bono düzenleyerek L'ye vermiştir. Senedin
düzenlendiği gün noterden araç satışı da yapılmıştır. L, henüz vadesi gelmeden,
eski bir borcunu ödemek amacıyla bonoyu beyaz ciro ile H'ye devretmiştir. H bo-
noyu süresinde protesto ettirmiş ise de, gerek D gerek L senet bedelini gecikme
faiziyle birlikte ödeyecekleri konusunda uzun süre güven verdikleri için başka her-
hangi bir işlem yapmamıştır. Nihayet H, senet bedelinin ödeneceğine olan inancını
tamamen kaybettiği için 23.05.2016 tarihinde avukata başvurmak zorunda kal-
mıştır. Danıştığı bir avukat hem D hem L hakkında kambiyo senetlerine özgü
takip başlatılabileceğini, diğer bir avukat senedin zamanaşımına uğradığını ancak
temel ilişkiye dayanarak yalnızca D'den talepte bulunulabileceğini, başka bir avu-
kat ise senet bedelinin tahsili için artık hiçbir şey yapılamayacağını iddia etmiştir.

1. H müracaat hakkını kullanabilir mi? Cevabınız evet ise; kim veya


kimlere başvurabilir? Açıklayınız.

2. Senedin zamanaşımına uğradığı iddiasını değerlendiriniz. Zama-


naşımı varsa, H'nin D ve L'den herhangi bir talepte bulunup bulu-
namayacağını, sebeplerini de belirterek ayrı ayrı açıklayınız.

3. Senet H'nin değil de L'nin elinde olsaydı bir önceki soruya vere-
ceğiniz cevap değişir miydi? Neden?

CEVAPLAR:
1. H, müracaat hakkını kullanabilmek için senedi süresi içinde dü-
zenleyene ibraz etmeli, ödememe durumunda ise ödememe protestosu
çekmesi gerekir. Bunlar müracaat hakkının kullanılması için aranan şekli
şartlardır. H söz konusu şartları yerine getirmiş ancak daha sonra müra-
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 217

caat borçlularına başvurmamışhr. Söz konusu müracaat hakkı, kısa za-


manaşımı sürelerine tabidir. TTK m. 749 hükmü uyarınca bonodaki dü-
zenleyene karşı ileri sürülebilecek talepler için vadeden itibaren 3 yıl;
cirantalarda ise süresinde çekilen protestodan itibaren 1 yıllık zamana-
şımı süresi öngörülmüştür. Olayımızda hamilin D ve L'ye karşı müraca-
at hakkını kullanması zamanaşımı süresi dolduğu için mümkün değildir.
H burada kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olsa bile ki
protesto çekmiştir zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleşmediğinden
müracaat hakkını kaybetmiştir.
2. Bononun zamanaşımına uğramış olması nedeniyle kambiyo se-
nedine dayanarak hakkını elde edemeyen hamil, sebepsiz zenginleşme
hükümlerinden yararlanarak hakkını elde edebilir. TTK m. 732 hük-
münden yola çıkarak şartları şu şekilde tespit edebiliriz:
- Bonodan doğan hakların kullanılması için gerekli olan işlemlerin
yapılmamış olması veya zamanaşımı nedeniyle kambiyo senedin-
den doğan hakların kaybedilmiş olması
- Hamilin malvarlığında bir eksilme meydana gelmeli, başka bir de-
yişle hamilin zarara uğraması

- Düzenleyenin hamilin zararına olarak zenginleşmiş olması

Bononun zamanaşımına uğradığı anda yetkili hamil olan H, zararına


zenginleşen düzenleyen D'ye karşı sebepsiz zenginleşme davası açabilir
(TTK m. 732/2). Bonodan doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle
bir istem ileri sürülemez (TTK m. 732/3). Sebepsiz zenginleşme davası,
bononun zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir
yıl içerisinde açılması gerekir. İspat yükü sebepsiz zenginleşmediğini
iddia eden tarafa aittir (TTK m. 732/4). Bu takdirde senet bedeli talep
edilebilecektir. Talep edilebilecek bedel bononun bedelini aşamazken;
faiz talebi konusunda tarhşma vardır. Bu kapsamda müracaat hakkının
içeriğine ilişkin TTK m.725-726 hükümleri uygulanmaz29 .

3. Kambiyo senetleri, borçlar hukukundan kaynaklanan (sahş, kira


gibi) bir temel ilişkiye dayanılarak verilir. Dolayısıyla burada, taraflar
arasında temel ilişkiden doğan adi alacak ve kambiyo sözleşmesinden
doğan kambiyo alacağı olmak üzere iki alacağın olduğu görülür. Aksine

29
Hüseyin Ülgen (Mehmet Helvacı/Abuzer Kendigelen/Arslan Kaya), Kıymetli Evrak Huku-
ku, Yedinci Bası'dan Onuncu (Tıpkı) Bası, 12 Levha Yayıncılık, İstanbul 2015, s. 229.
218 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

bir kararlaşhrma olmadığı müddetçe mevcut bir borç için kambiyo sene-
di verilmesi söz konusu borcun yenilenmesi sayılmadığından (ifa uğru­
na edim) taraflar arasındaki temel borç ilişkisi de varlığını sürdürür
(TBK m. 133). Bu durumda kambiyo senedine dayalı olarak hak talep
etme hakkını kaybeden ve temel ilişkinin tarafı olan L, aralarındaki te-
mel ilişkiye dayanarak D'ye başvurabilir. Böylelikle TBK hükümlerine
göre temel ilişkiden doğan alacak hakkı genel zamanaşımı süresi içeri-
sinde talep edilebilecektir. Böylesi bir durumda L ile D arasındaki temel
ilişkiye dayanan talep hakkı, (ifa uğruna bir edim söz konusu olduğu
için) D'nin L aleyhine sebepsiz zenginleşmesi davası ile yarışırdı.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 219

.. Açık Bono (Anlaşmaya Aykırı Doldurulması ve İptali)


.. Protestodan Muafiyet Kaydı
" Beyaz Ciro

Süs ve ziynet eşyası imalatı ve satımı işiyle uğraşan A, düzenli olarak B'den
boncuk satın almaktadır. B, son siparişi iş yerinde başlayan grev nedeniyle yetişti­
rememiştir. Bunun üzerine A, son teslimat için B'ye bir bono vermiştir. Ancak
B'nin son sipariş kapsamında ne kadar boncuk teslim edeceği belli olmadığından
bedel kısmı boş bırakılmıştır. A ve B, son teslimatın yapılması gereken son gün,
teslim edilecek boncuk miktarına göre bedel kısmının B tarafindan doldurulacağı
konusunda anlaşmışlardır. Diğer unsurları tam olan bonoyu teslim alan B, henüz
bedel kısmını doldurmadan söz konusu senedi C'ye tam ciroyla devretmiştir. C
senedin önyüzüne "gidersiz. İmza C' ve bedel kısmına 10.000 TL yazdıktan sonra
senedi D'ye beyaz ciroyla devretmiş, D de senet üzerinde bir işlem yapmadan se-
nedi elden H'ye devretmiştir. H senedin vadesi geldiğinde A'ya başvurarak bono-
nun ödenmesini istemiştir.

1. Bono'yu beyaz ciroyla devralan D'nin bonoyu elden H'ye devret-


mesi mümkün müdür? Açıklayınız.

2. C'nin bonoya koyduğu "gidersiz" kaydını ve hukuki etkilerini açık­


layınız.

3. H senedi A'ya ibraz ettiğinde A; senedin düzenlendiği anda senet-


te bedel kısmının boş olduğunu, bedel kısmının teslim edilecek
boncuk miktarına göre B tarafından doldurulması konusunda an-
laştıklarını, oysa B'nin bedel kısmını doldurmadan devrettiği gibi
5.000 Tl'lik boncuk almasına rağmen senede 10.000 TL yazıldığını
ileri sürerek senette tahrifat yapıldığı iddiasıyla ödemeden ka-
çınmıştır. A iddiasında haklı mıdır?

4. B, elinde bulunan bonoyu, bedel kısmını doldurmadan kaybet-


seydi, bu senedin iptalini istemesi mümkün olur muydu?
220 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

CEVAPLAR.:
1. Ciro, yapılış şekli açısından tam ciro ve beyaz ciro olmak üzere
ikiye ayrılır. Ciroda, senedin kime ciro edildiği belirtilmişse, bu ciroya
tam ciro denir. Beyaz ciro ise, ciranta tarafından, ciro edilen kişinin belir-
tilmediği cirodur.

Bir bonoyu beyaz ciroyla devralan hamil;


- Ciroyu kendi adına ya da diğer bir kişi adına doldurabilir.
- Tekrar tam ya da beyaz ciro yapabilir.
- Beyaz ciroyu doldurmaksızın ve bonoyu tekrar ciro etmeksizin (ol-
duğu gibi) bonoyu başka bir kişiye teslim edebilir (TTK m. 684/2).

Sonuç olarak, olayımızda D'nin beyaz ciroyla devraldığı bonoyu, se-


net üzerinde herhangi bir işlem yapmadan elden H'ye devretmesi müm-
kündür.
2. Söz konusu kayıt, protestodan muafiyet kaydıdır. Düzenleyen, ci-
ranta veya aval veren kişi, senet üzerine "gidersiz", "protestosuz",
"franko" kayıtlarını ya da bunlara eş anlamlı diğer herhangi bir ibareyi
yazıp imzalarsa, hamilin müracaat hakkını kullanması için protesto çek-
mesine (bonoda ödememe protestosu, poliçede ödememe ve/veya kabul
etmeme protestosu) gerek kalmaz (TTK m. 722/1). Protestodan muafiyet
kaydı, hamili, senedi süresinde ibraz etmek ve gereken ihbarları yapmak
yükümlülüklerinden kurtarmaz (TTK m. 722/2). Protestodan muafiyet
kaydım düzenleyen koymuş ise, senette dolayı taahhüt altına girmiş olan
tüm sorumlular için sonuç doğurur. Buna karşılık, bir ciranta veya aval
veren kişi tarafından yazıldığı takdirde, kayıt sadece yazan kişi bakımın­
dan hüküm ifade eder. Düzenleyen tarafından yazılan kayda rağmen ha-
mil yine protesto çekerse giderler kendisine ait olur (TTK m. 722/3). Kayıt
bir ciranta veya aval veren kişi tarafından konulduğu takdirde, bu kayda
rağmen çekilmiş olan bir protestonun gerektirdiği giderleri, senetten dola-
yı borç altına girenlerin hepsi tazminle yükümlüdür (TTK m. 722/4). Sonuç
olarak söz konusu kayıt ciranta C tarafından konulduğu için müracaat
hakkı kapsamında C'ye başvurmak için protesto çekmeye gerek yoktur.
Ancak buna rağmen hamil yine de protesto çekerse, giderleri, kaydı koyan
ciranta da dahil senetten dolayı borç altına giren herkesten isteyebilir30 •

Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Reha Poroy/Ünal Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esas-
30

ları, Gözden Geçirilmiş 21. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2013, s. 240.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 221

3. Olayımızda açık bono söz konusudur. Açık bono, tedavüle çı­


karıldığı anda zorunlu unsurları tam olmayan, ancak senedi düzenle-
yen ile lehtar arasında yapılmış bir anlaşmaya dayanarak bu unsurların
sonradan doldurulmasının kabul edildiği senettir31 • Boş bırakılan un-
surlar sonradan tamamlandığında bono, en baştan tüm şekli şartları
taşıyormuş gibi geçerli bir senet halini alır (TTK m. 680) 32 . Söz konusu
doldurma anlaşmasının açık veya örtülü olması mümkündür. TTK m.
680' de açık senette bulunması gereken asgari unsurlar belirtilmemiştir.
Dolayısıyla yalnızca düzenleyenin imzasının bulunması, açık bononun
düzenlenmesi için yeterlidir. Hakim görüş ve Yargıtay uygulamaları da
bu yöndedir33 . Açık bononun en geç düzenleyene ödeme için ibraz
edildiği anda bütün şekil şartlarım taşıyor olması gerekir. Açık bono,
unsurları tam bir bono gibi devredilebilir. Açık bononun devredilmesi
durumunda senedi doldurma yetkisi de devralana intikal eder34 • Dola-
yısıyla senedi devralan lehtarın sahip olduğu tamamlama yetkisine
sahip olur. Senedin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispat,
onu iddia edene düşer ve Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre yazılı
delille yapılmalıdır35 • Anlaşmaya aykırı biçimde doldurulmuş olan
bono, üçüncü bir kişiye devredilmiş ise, açık bononun anlaşmaya aykırı
doldurulduğu hususu, üçüncü kişinin senedi kötüniyetle veya ağır
kusurla iktisap etmiş olması hallerinde ona karşı ileri sürülebilir (TTK
m. 680/1). Sonuç olarak A'mn açık bononun anlaşmaya aykırı doldu-
rulduğu iddiasını yazılı delille ispatlaması gerekir ve ancak H senedi
iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurluysa ona karşı ileri sürülebilir.
Ayrıca açık bononun anlaşmaya aykırı şekilde doldurulması iddiası,

Poroy/Tekinaip, s. 161, Tahir Saraç (Sami Karahan/Zekeriyya Arı/Hayri Bozgeyik/


31

Mücahit Ünai), Kıymetli Evrak Hukuku, Güncellenmiş 2. Baskı, Mimoza Yayınları, Kon-
ya 2014, 218, Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, Güncelleştirilmiş 20. Bası, Turhan Ki-
tapevi, Ankara 2016, s. 89; Hasan Pulaşh, Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, Tamamı
Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 7. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara 2019, s. 153; Ka-
yar, s. 625.
Poroy/Tekinalp, s. 161, Öztan, s. 90; Pulaşh, s. 153.
32

Poroy/Tekinalp, s. 162, Öztan, s. 90; Ülgen (Hehıacı/Kendigelen/Kaya), s. 146, Pulaşlı, s. 153.


33

34
Poroy/Tekinalp, s. 164, Ülgen (Helvacı/Kendigelen/Kaya), s. 147, Öztan, s. 91; Kayar,
Ticaret Hukuku, s. 626.
Poroy/Tekinalp, s. 165; Öztan, s. 90-91; Ülgen (Helvacı/Kendigelen/Kaya), s. 147. Bu
35

yönde Yargıtay kararları için bkz. Y. 19. HD. T. 03.06.2001, E. 1568/K. 5172, (Gönen Eriş,
Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre Kıymetli Evrak, Birinci Baskı, Seçkin Yayıncılık, An-
kara 2014, s. 192); Y. 12. HD. T. 25.03.2008, E. 3353/K. 5864, (Eriş, s. 191).
222 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

senette tahrifat kapsamında değerlendirilmez. Zira en başta tahrifata


elverişlibir metin söz konusu değildir36 .

4. Açık bono, henüz doldurulmadan kaybedilirse, yani zayi olursa,


mahkemeden iptalinin istenebileceği öğretide ve Yargıtay kararlarında
benimsenmektedir37•

Ülgen (Helvacı/Kendigelen/Kaya), s. 152.


36

Ülgen (Helvacı/Kendigelen/Kaya), s. 147, Pulaşlı, s. 92, Özkan Gültekin, Öğreti ve Uygu-


37

lamada Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, Genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, Seçkin
Yayıncılık, Ankara 2009, s. 71, Hanife Öztürk Dirikkan; Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, An-
kara 1990, s. 27. Ayrıca bkz. Y. 11. HD. 12.01.2009, E.. 2007 /11415, K.2007 /82 (Ülgen
(Helvacı/Kendigelen/Kaya), s. 147), Y. 11. HD. 11.02.1971 E.1971/ 436 K.1971/ 420 (Bati-
der 1974, C. VII, S. 3, s. 760).
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 223

., lehtarın Ticaret Unvanının Eksildiği


., Eksikliğin Ciro Şerhiyle Giderilmiş Olması

"Dava, keşidecisi davacı, lehdarı "ACAR BEBE" hamili davalı olan bono nede-
niyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Kural olarak, kambiyo senetlerinde lehtar hanesine hakiki ve hükmi şahsın be-
lirli şekilde yazılması şarttır. Ne var ki, lehtarın eksik ifade edilmesi ve bunun
sonradan belirli hale dönüştürülmesi durumunda yukarıda açıklanan kuralın ta-
mamlanmış olduğunun kabulü gerekir. Dahası, bononun bu yönde usulsüzlük
durumunu bilen ve imzalayan borçlunun daha sonra bu eksikliğe dayanması MK.
nun 2. maddesi ile bağdaşmaz.
Somut olayda bononun lehtar hanesine ''Acar Bebe" yazılmış ise de daha sonra
bononun ciro şerhinde "Acar Bebe Konfeksiyon-Tekstil-Ayakkabı Nermin Gülsoy"
yazılmak suretiyle eksikliğin tamamlanmış olduğu açıktır. Mahkemece açıklanan
bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın
kabulünde isabet görülmemiştir." (Y. 11. HD. E. 2004/7956, K. 2005/1018, T.
10.02.2005 www.kazanci.com)

SORU:
Yukarıdaki Yargıtay kararını değerlendiriniz.

CEVAPLAR:
Bonoda lehtar gösterilmelidir. Zira bononun hamiline düzenlenmesi
mümkün değildir. Lehtar kısmına gerçek ya da tüzel kişilerin belirli şe­
kilde yazılması zorunludur. Gerçek kişilerde lehtarm ad ve soyadı, tüzel
kişilerde ise tüzel kişinin ticaret unvanı yazılmalıdır. Dolayısıyla lehtar
adının eksik ifade edilmesi, örneğin bir topluluk, firma- işletme adı (öm.
Yıldırım Kuruyemiş) olarak gösterilmesi halinde senet bono sayılmaya­
caktır38. Ancak eksik ifade edilen lehtar somadan belirli hale dönüştü­
rülınüş ise, eksikliğin tamamlandığı kabul edilir. Nitekim olayımızda

Talih Uyar, İcra Hukuku'nda Bono'nun (Emre Muharrer Senet'in) Geçerlilik Koşulları,
38

Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı 74, 2008, s. 298.


224 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

olduğu gibi, kambiyo senedinin önyüzünde eksik ifade edilen lehtar ciro
şerhinde tam olarak gösterilmiştir. İlk ciro lehtar tarafından yapılmalıdır.
İlk ciroyu yapan lehtar, tam olarak ifade edildiğinden ciro zincirinde
kopukluk meydana gelmemiştir. Çünkü önemli olan lehtarın kimliğinin
belirlenebilir olmasıdır. Lehtarın mutlaka senet metninde gösterilmesi
zorunlu değildir. Senedin araka yüzü de dahil olmak üzere lehtarın bo-
nonun herhangi bir yerinde gösterilmesi mümkündür 39 • Sonuç olarak
lehtarın kim olduğunun açık bir şekilde tespit edilebildiği durumlarda
bono geçerli olacaktır. Nitekim Yargıtay uygulaması da bu yöndedir40 •

39
Uyar, s. 298; Poroy/Tekinalp, s. 152.
Y.HGK. T. 12.03.2008 E.12-240, K.236, (Ülgen (Helvacı/Kendigelen/Kaya), s. 136), Y. 12. HD.
40

T.14.10.2010 E.10465/K. 23555; V. 12. HD. T. 07.10.2010 E. 9762/K. 22549 (Eriş, s. 596)
Kıymetli Evrak Hııkııku Cevaplı Pratik Çalışmalar 2.25

® Hatır Bonosu
® Yetki Kaydlı

e Ödlememe Protestosu

İzmir'de Kemeraltı çarşısında kuyumcu dükkanı olan L, gerçekte bir alacağı


olmamasına rağmen banka işlerinde kullanmak amacıyla ricada bulunduğu ve
Konak meydanında otel işleten K'den düzenleme ve ödeme yeri Konak/İzmir olan,
50.000 TL bedelli 25.10.201 O vade tarihli bir bono almıştır. K ayrıca senedin
üzerine "İş bu senetten doğacak ihtilaflarda Adana Mahkemeleri ve İcra Daireleri
yetkilidir." kaydını düşmüştür. L, senedi İzmir'de ikamet etmekte olan memur C'ye
ciro etmiştir. C, 25.10.2010 tarihinde senedin tahsili için K'ye başvurmuş, K'nin
ödeme yapmaması üzerine K'ye karşı ödememe protesto çektikten sonra senedi L
aleyhine Konak 1. İcra müdürlüğünde takibe koymuştur. Buna karşılık L,
a) İcra takibinin Adana'da yapılması gerektiğini, zira senet üzerinde yer alan
yetki kaydının cirantaları da bağlayacağını,
b) Kendisinin herhangi bir alacağı olmadığı halde senedi K'den devraldığım,
temel ilişki olmaksızın düzenlenen senedin geçersiz olduğunu, dolayısıyla söz ko-
nusu bonoyla takip yapılamayacağını,
c) Ayrıca, kendisine ödememe protestosu çekilmediğini, dolayısıyla C'nin kendi-
sine karşı müracaat hakkım kaybettiğini ileri sürmektedir.

SORU:
l'nin iddialarını ayrı ayrı değerlendiriniz.

CEVAPLAR:
a) Yetki kaydının geçerliliği:
Yetki kaydı, düzenlenen senetten doğan anlaşmazlıkların ortaya çık­
ması durumunda, bu anlaşmazlıkların çözümü için kararlaştırılan yer
mahkemelerinin yetkili olduğunu belirten kayıttır41 . Kanunda öngörül-
meyen ancak uygulamada sıkça görülen ve senet üzerine konulması

Saraç (Karahan/Arı/Bozgeyik/Ünai), s. 214, Pn.ılaşh, s. 151.


41
226 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

mümkün olan ihtiyari nitelikte bir kayıthr. Bu kayıtlar senet üzerine ya-
zıldıklarında sonuç doğururlar, ancak senet üzerinde bulunmamaları
durumunda şekli yönden bir eksiklik oluşturmazlar. Söz konusu kayıt,
senet üzerinde imzası bulunan herkesi bağladığından, kambiyo sene-
dine karşı açılacak dava ve yapılacak icra takiplerin bu yerde yapılması
gerekir42 • Ancak hamiller, senet üzerine yazmak suretiyle bu yetkiyi
kabul etmeyebilirler.
Yetki kaydı, yetki sözleşmesi niteliği taşıdığından HMK m. 17'yi göz
önünde bulundurmak gerekir. Bu hüküm uyarınca, tacirler veya kamu
tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hak-
kında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler.
Taraflarca aksi kararlaşhrılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen
bu mahkemelerde açılır. Dolayısıyla yetki kaydının geçerli olabilmesi
için düzenleyen ve lehtarın tacir ve/veya kamu tüzel kişisi olması gere-
kir. Aksi takdirde senet üzerinde yer alan ve yetkili mahkeme ve icra
dairesine ilişkin kayıt geçersiz olacakhr43 • Olayımızda düzenleyen ve
lehtar tacir olduğundan senet üzerindeki yetki kaydı geçerlidir. Ancak
düzenleyen ve lehtarın haleflerinin tacir veya tüzel kişi olmaması halin-
de yetki şarh bunlar bakımından geçerli olmamalıdır44. Olayımızda senet
kapsamında takip yapan C, memur olduğundan, söz konusu yetki kaydı
kendisini bağlamaz. Dolayısıyla L'nin yetki itirazı geçersizdir.
b) Hahr Bonosu Açısından:
Hahr senedi, bir kimsenin aslında borçlu olmadığı halde, hahr için
(Örneğin, ona finansman imkanı yaratmak amacıyla), sanki borçluymuş
gibi verdiği kambiyo senedidir45 • Burada düzenleyenin lehtara karşı her-
hangi bir sözleşmeden doğan borcu, başka bir deyişle kambiyo ilişkisinin
kurulmasında rol oynayan bir alt ilişki bulunmamaktadır4 6 • TTK'da açık­
ça düzenlenmemiş olsa da hahr bonosu şeklen geçerli bir bonodur47 .
Aslında hahr bonosu lehtara teslim edilirken, senetle görünüşte sorum-
luluk allına giren düzenleyen ile lehtar arasında, senedin bedelinin dü-

Saraç (Karahan/Arı/Bozgeyik/Ünal), s. 214.


42

Ülgen (Helvacı/Kendigelen/Kaya), s. 141, Mehmet Bahtiyar, Kıymetli Evrak Hukuku,


43

Güncellenmiş 14. Bası, Beta Yayınları, İstanbul 2016, s. 64.


44
Saraç (Karahan/Arı/Bozgeyik/Ünal), s. 215, Bahtiyar, s. 64.
45
Poroy/Tekinalp, s. 258, Ülgen/Helvacı (Kendigelen/Kaya}, s. 144.
46
Poroy/Tekinalp, s. 258, Ülgen/Helvacı (Kendigelen/Kaya), s. 144.
Ülgen/Helvacı (Kendigelen/Kaya), s. 145.
47
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 227

zenleyenden talep edilmeyeceği konusunda bir sözleşme yapılmıştır48 •


Hatır senetleri tedavül amacı taşıyan hatır senetleri ve tedavül amacı
taşımayan hatır senetleri olarak ikiye ayrılır. Tedavül amaa taşımayan
hatır senetleri, lehtar için fiktif (gerçek olmayan) alacaklar yaratırlar.
Tedavül amacı taşıyan hatır senetleri ise lehtara finansman sağlamak
amaayla verilirler. Bu durumda hatır senedi, tedavüle konulur, özellikle
bankalara temlik veya rehin cirosuyla devredilirler49•
Lehtar hatır bonosunun tahsili amacıyla düzenleyene başvurduğunda
hatır defi (bedelsizlik) ile karşı karşıya kalır. Ancak olayımızda olduğu
gibi bono, üçüncü kişiye devredilmiş ise, düzenleyen üçüncü kişiye karşı
hatır defini ileri süremez. Fakat üçüncü kişi hamilı bonoyu devralırken
bile bile borçlunun zararına hareket etmişse, bu defi kendisine karşı ileri
sürülebilir (TTK m. 687/1; m. 778/1-a).
Senedi hatır senedi olduğu savunmasını, yani bedelsizlik defini K ileri
sürebilir. Şahsi defi niteliği taşıdığından yalnızca taraflar arasında ileri
sürülebilir. Örneğin L, senet bedelinin tahsili amacıyla K'ye başvursaydı,
K, hatır senedi olduğu defini ileri sürerek ödemeden kaçınabilirdi. Sene-
di devralan üçüncü kişi olan C'ye karşı ise ancak C'nin senedi devralır­
ken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi durumunda ona karşı
ileri sürülebilir.
Bu genel açıklamalar neticesinde diyebiliriz ki lehtar L'nin hatır sene-
dinin geçersiz olduğuna yönelik iddiası dinlenmez. Çünkü, senedin hatır
senedi olduğuna dair defi yalnızca ilgililer arasında ileri sürülebilir. Yani
K ve L arasındaki hatır ilişkisi L'nin K'ya başvurması halinde K tarafın­
dan ileri sürülebilecek bir savunmadır. Buna karşılık bu ikisi arasındaki
hatır ilişkisi L tarafından C'ye karşı ileri sürülemez. Yukarıda da belirtti-
ğimiz üzere, hatır senedi şeklen geçerli bir senettir.

c) Ödememe Protestosunun Kendisine Karşı Çekilmediği hususu:


Müracaat haklarının kullanılabilmesi için protesto çekilmesi gerekir.
Asıl borçlulara başvurmak için gerekli olmasa da müracaat borçlularına
başvurmak için mutlaka ödememe durumunun bir protesto ile tespit
edilmesi gerekir. Ancak protesto müracaat borçlularına değil senedin asıl
borçlusu olan düzenleyene karşı çekilir. Aynca cirantalara ödememe

Poroy/Tekinalp, s. 258, Ülgen/Helvacı (Kendigelen/!<aya), s. 145.


48

49
Poroy/Tekinalp, s. 261, Ülgen/Helvacı (Kendigelen/Kaya), s. 145.
228 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

protestosunun çekilmesi zorunluluğu yoktur. Müracaat borçluları, ihbar


ile senedin ödenmediğinden haberdar edilirler. İhbarın yapılmaması
halinde, müracaat hakkı ortadan kalkmaz. Yalnızca ihbarı yapmayan kişi
ihmalinden doğan zararlardan sorumlu olur. Ancak bu zarara ilişkin
tazminat borcu senet bedeliyle sınırlıdır (TTK m. 723/7). Sonuç olarak
L'nin kendisine karşı ödememe protestosu çekilmediği için müracaat
hakkının düştüğü iddiası geçersizdir50 •

"Diğer taraftan, cirantaların takip edilebilmeleri için keşidecinin süresi içinde protesto
50

edilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca cirantaya karşı da ödememe protestosunun çekilme-
si zorunluluğu bulunmamaktadır." Y. 12. HD. 02.05.2013, E. 6860/K. 16814 (Eriş, s. 350).
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 229

" Ciro Türleri


" Teminat Kaydı
" Bonoda Defiler

A, 01.06.2015 tarihinde Ankara'da yeni bir eve taşınmıştır. A, ev sahibinin ta-


lep etmesi üzerine 01.06.2016 vade tarihli ve 1 yıllık kira bedeli tutarı olan
10.000 TL tutarlı bir bono düzenleyerek ev sahibi B'ye vermiştir. Senedi teslim
ederken önyüzüne 'Teminat Senedidir" ibaresini eklemiştir. Söz konusu senet, B
tarafından komşusu C'ye tahsil cirosuyla devredilmiştir. C de bir tam ciroyla sene-
di iş arkadaşı D'ye devretmiştir. D, senedin vadesinde A'ya başvurmuş, ancak A
senedin teminat amacıyla verildiğini ve bu durumun senet üzerinde belirtildiğini,
teminatın verilmesine neden olan kira borcunu ödediği ancak B tarafından senedin
kendisine teslim edilmediğini belirterek ödemeyi reddetmiştir.

1. Senedin arka yüzünü çizerek D'nin yetkili hamil olup olmadığını


belirtiniz.

2. Teminat olarak verilen bononun geçerli olup olmadığını değer­


lendiriniz. Bono üzerinde "Teminat Senedidir" şeklinde yer alan
kayıtla birlikte 01.06.2015 tarihinde akdedilen kira sözleşmesine
de "Bir yıllık kira alacağının teminatı için B'ye bir adet bono ve-
rilmiştir" şeklinde bir madde eklenseydi, vereceğiniz cevap değişir
miydi?

3. A'nın senet bedelini ödememek için ileri sürdüğü gerekçeleri de-


ğerlendiriniz.

CEVAPLAR:

1. C'ye ödeyiniz. Bedeli Tahsil İçindir

İmzaB

D'ye ödeyiniz.
İmzaC
230 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

İlk cironun lehtar tarafından yapılması gerekir. Somut olayımızda da


ilk ciro lehtar B tarafından yapılmışhr. Senet B tarafından Cye tahsil
cirosuyla devredilmiştir. Senedi tahsil cirosuyla devralan hamil, bono-
dan doğan bütün hakları kullanabilir. Ancak bonoyu ancak tahsil cirosu
ile ciro edebilir (TTK m. 688/1). Dolayısıyla tahsil cirosuyla senedi devra-
lan kişi, temlik veya rehin cirosu yapamaz. Ancak tahsil cirosundan son-
ra yapılan ve özel bir kayıt içermeyen ciroları tahsil cirosu olarak geçerli
saymak en doğru yoldur51 . Sonuç olarak olayımızda olduğu gibi, senedi
tahsil cirosuyla elinde bulunduran C, herhangi bir kayıt düşmeden se-
nedi bir tam ciroyla D'ye devrehniştir. D'ye yapılan ciro da tahsil cirosu
hükmündedir. Ciro zincirinde herhangi bir kopukluk söz konusu olma-
dığından D meşru hamildir.

2. Bononun önyüzüne düzenleyen tarafından teminat kaydı ko-


nulmuştur. Bu durumda karşımıza teminat bonosu kavramı çıkmakta­
dır. Taraflar arasındaki sözleşmede edimin güvencesi olarak karşı tarafa
verilen senetler teminat senedi olarak adlandırılır52 . Teminat kaydı içeren
senetlerin hangi ilişkinin teminah olduğu, başka bir deyişle temel ilişki
ile senet arasındaki bağlanh yazılı bir belge ile kanıtlanmadığı sürece,
teminat kayıtları tek başına söz konusu senetlerin kayıtsız ve şartsız
ödenmesi hususunu etkilemeyecektir53 • Dolayısıyla söz konusu kayıtlara
rağmen senet, geçerli bir kambiyo senedi niteliğinde olacakhr. Zira senet
üzerinde yer alan ve temel ilişkiye ahf yapmayan "teminattır", "teminat
senedidir", ''bedeli teminat içindir" niteliğindeki kayıtlar, kambiyo se-
nedinin soyutluğunu zedelememekte, kayıtsız ve şartsız olması gereken
kambiyo taahhüdünü şarta bağlamamaktadır. Sonuç olarak olayımızda
senet üzerinde yer alan "Teminat Senedidir" ibaresi bononun geçerliliği­
ni etkilemeyecektir. Ancak bononun teminat senedi olduğu ayrı bir yazı­
lı belge ile kanıtlandığı takdirde söz konusu senetler kayıtsız ve şartsız
ödeme vaadini içermediği için bono vasfını kaybeder. Söz konusu bono-
ya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü takip yapılamaz 54 . Nitekim
Yargıtay uygulaması da bu yöndedir55 • Dolayısıyla bononun kira alaca-

51
Poroy/Tekinalp, s. 200.
Ülgen (Helvacı/Kendigelen/Kaya), s. 148.
52

Saraç (Karahan/Arı/Bozgeyik/Ünal), s. 217.


53

Ülgen (Helvacı/Kendigelen/Kaya}, s. 148.


54

55
Y. 12. HD. T. 26.04.2012 E. 2011/30319, K. 2011/14074, (Ülgen (Helvacı/Kendigelen/
Kaya), s. 149).
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 231

ğının teminatı olarak karşı tarafa verildiğinin kira sözleşmesinde belir-


tilmesi, bononun neyin teminatı olarak verildiğinin yazılı delille ispatı
niteliğinde olduğundan, bononun zorunlu unsuru olan kayıtsız şartsız
ödeme vaadi zedeleneceğinden böyle bir ihtimalde bono hükümsüz ola-
caktır ve belirlenen teminat amacı dışında kullanılamayacaktır.

3. Bir önceki soruda belirttiğimiz üzere, senet üzerinde yalnızca


"teminattır" vb. gibi kayıtlar yazması, gerek lehtar gerekse üçüncü kişi­
ler bakımından bir hüküm ifade etmez. Bu gibi kayıtlar, senedin kambi-
yo senedi olma vasfını etkilemez56 . Senedin teminat senedi olduğuna
dair savunma (taraflar arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan) kişisel bir
defidir ve mutlaka yazılı delil ile ispatlanması gerekir57 • Ayrıca ortada
yazılı bir delil olsa bile senedi ciroyla devralmış iyiniyetli hamile (bilerek
borçlunun zararına hareket etmemiş kişiye) karşı bu kişisel defi ileri sü-
rülemez (TTK m. 687/1).

Ülgen (Helvacı/Kendigelen/Kaya), s. 149.


56

Ülgen (Helvacı/Kendigelen/Kaya), s. 149. Bu yönde bkz. Y. 12. HD. T. 04.10.2011 E.


57

2248/K. 17670 (Eriş, s. 170).


232 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

.. Poliçede Bedel, Düzenleme Yeri ve Tarihi


.. Poliçede Kabul
.. Ciro Türleri
., Poliçede Aval/Kefalet Kaydı
.. Poliçede Defiler
., Açık/Eksik Poliçe

K, L'ye olan borcuna karşılık olmak üzere bir poliçe düzenlemek istemektedir.
Keşideci K, matbu bir poliçenin önce meblağ kısmına rakamla "100.000", sonra
senet metninde yazıyla ''yüzbindolar" yazmış, düzenleme yeri ve tarihi kısmına da
"Çnk. 31 Nisan 2018" ibaresini eklemiştir. Diğer unsurları da tamam olan poliçe-
nin vade kısmı ise, sonradan L tarafindan kesin vadeli olarak tamamlanmak üzere
boş bırakılmıştır. Muhatap olarak da M gösterilmiştir.

Poliçenin vade kısmını "görülmesinden 60 gün sonra" şeklinde dolduran L, bu


senedi C'ye, C de almış olduğu malların karşılığı olarak 15 yaşındaki D'ye ciro
etmiştir. D de, bu poliçeyi E'ye ciro etmek istemişse de E, bu poliçeyi ancak A'nın
avalist olması kaydıyla kabul edeceğini belirtmiştir. A da "D lehine aval içindir"
yazarak imzalamış fakat tarih koymamıştır. B de senedin önyüzünü "kefilim"
diyerek imzalamıştır. Senet bu haliyle E'ye ciro edilmiştir. E de işlerinin yoğunluğu
nedeniyle, senet bedelinin tahsili işini bir H bankasına vermiş ve senedi "Bedeli
tahsil içindir, H'ye ödeyiniz, imza E" diyerek teslim etmiştir.
H, senedin kabulü için M'ye başvurduğunda; M, poliçedeki miktarın sadece ya-
rısını kabul ettiğini ve ancak K'nın kendisine teslim etmesi gereken malları teslim
ettiği takdirde kalan yarısını kabul edebileceğini belirtmiştir.

1. Olaydaki poliçenin geçerliliğini bedel, düzenleme yeri ve düzen-


leme tarihi unsurları açısından değerlendiriniz.
2. M'nin kabulünü değerlendiriniz.
3. E'nin H'ye yaptığı ciro yapılış amacına göre nasıl adlandırılır? Bu-
rada bankanın sahip olduğu yetkileri belirtiniz. Bu cironun temlik,
teşhis ve teminat işlevi olup olmadığını belirtiniz.

4. Yetkiyi veren E'nin sonradan ölümü, ilişkiyi sona erdirir mi?


Kıymetli Eıırcıık Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 233

5. müracaat şartlarını yerine getirip K'ya başvurduğunda, kendi-


sine başvurulan K, poliçenin keşide edildiği tarihte temyiz kudre-
tinin bulunmadığını ileri sürerek ödemeden imtina etmiştir. H,
K'nın savunması üzerine C'ye başvurmuş olsaydı C, K'nın temyiz
kudreti bulunmadığını, nedenle, poliçenin geçersiz olduğunu
ileri sürerek ödemeden imtina edebilir miydi?
H, müracaat şartlarını yerine getirerek poliçe bedelini A'dan talep
etmiştir. A ise, D'nin kambiyo senetleriyle borçlanmaya ehil olma-
dığını, bu sebeple, borcu olmayan bir kişi lehine aval verdiği için so-
rumlu olmayacağını, ayrıca, avalde tarih olmadığından avalin ge-
çersiz olduğunu ileri sürmüştür. iddialarını değerlendiriniz.

7. B'nin imzasını hukuken nitelendiriniz.

Düzenleyenin kendisine ödeme için ibrazda H bankasına,


kendisi ile L arasında yapılan yazılı anlaşma uyarınca vade tarihinin
sonradan L tarafından belirleneceğini, L'nin vade kısmını anlaşma­
dan farklı şekilde doldurarak poliçeyi ciro etmesi durumunda arala-
rındaki anlaşmaya aykırı davrandığını, bu durumda senedin eksik
poliçe haline geldiğini, eksik poliçenin de geçersiz olduğunu ileri
sürmesi durumunda, düzenleyenin bu savunması yerinde midir?
9. L'nin vade kısmını doldurmayı unuttuğunu ve bunu fark eden
C'nin senedin vade kısmını doldurduğunu varsaydığımızda; C'nin
senedin boş kısmını doldurma yetkisi var mıdır? Bu durumun hu-
kuki sonuçları nelerdir?

1. Bedel: Poliçe belirli bir miktar paranın ödenmesi hususunda ha-


valeyi içerir (TTK m. 671/1, b ). Poliçede ödenecek miktarın belirli olması
esas olduğundan kesin bir rakam verilmesi gerekir. Poliçe bedeli hem
yazı hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı
ile gösterilen bedele itibar edilir (TTK m. 676/1). Olayımızda da poliçe
bedeli "100.000" ve yazıyla "yüzbindolar" şeklinde gösterilmiştir. İkisi
arasında fark vardır ve sonuç itibariyle yazıyla belirtilen "yüzbindolar"
esas alınacakhr. Herhangi bir geçersizlik yoktur.
Düzenleme yeri: Poliçede düzenleme yerinin gösterilmesi gerekir
(TTK m. 671/1, g). Olayımızda düzenleme yeri "Çnk." şeklinde göste-
234 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

rilmiştir.
Hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde anlaşılır olması
kayıt ve koşulu ile düzenleme yerinin kısaltılmış olarak yazılması ha-
linde, senet geçerli olur58 • Örneğin İstanbul yerine İst. kısaltmasının
kullanılması mümkündür. Çünkü İst. kısaltması, hiçbir duraksamaya
yer vermeyecek şekilde İstanbul'u ifade etmektedir. Buna karşılık ola-
yımızdaki "Çnk." kısaltması ile düzenlenen senet geçerli sayılmaz.
Çünkü bu kısaltma, hangi düzenleme yerine ait olduğunu açıkça gös-
termemektedir. Zira anılan kısaltma "Çanakkale"ye "Çankırı"ya ve
"Çankaya"ya da uymaktadır. Zorunlu şekil şartlarında eksiklik olaca-
ğından poliçe bahldır5 9 •

Düzenleme Tarihi: Düzenleme tarihi de poliçede bulunması zorunlu


unsurlardan biridir (TTK m. 671//1, g). Bu nedenle düzenleme tarihi po-
liçede yoksa, senet poliçe niteliğini kazanamaz. Olayımızda düzenleme
tarihi "31 Nisan 2018" olarak gösterilmiştir. Halbuki Nisan 30 gündür, 31
Nisan diye bir gün yoktur. Takvimde yer almayan imkansız bir tarihin
yazıldığı durumlarda poliçe zorunlu unsur eksikliği nedeniyle geçersiz
sayılır. Buna karşılık unutkanlık ya da dikkatsizlik gibi nedenlerle 31
Nisan veya 29 Şubat tarihlerinin yazılması halinde, bu durumun senet
olma niteliğini düşüreceğini kabul etmek, aşırı şekilcilik yaratacakhr. Bu
gerekçeyle senedin, ayın son günü düzenlendiği kabul edilmelidir. Nite-
kim öğreti de, bu tür senetlerin geçersiz sayılacağı yönündeki sert yakla-
şımı bir süre uygulamada benimsenmişse de, sonradan Yargıtay bu yak-
laşımı yumuşatmış ve Şubat ayı dahil olmak üzere 31 gün çekmeyen
aylar açısından senedin üzerinde yer alan ve takvimde bulunmayan dü-
zenleme tarihinin ilgili ayın son günü kabul etmiştir60 •

2. M, poliçedeki miktarın sadece yarısını kabul ettiğini belirterek


kısmi kabulde bulunmuştur. Muhatabın poliçe bedelinin yalnızca bir
kısmını kabul etmesi mümkündür (TTK m. 696/1). Sonuç itibariyle M'nin
kısmi kabulü geçerlidir. M, poliçenin kalan yarısını, ancak K'nın kendi-
sine teslim etmesi gereken malları teslim ettiği takdirde kabul edebilece-
ğini belirtmiştir. TTK m. 696/1 hükmü uyarınca, kabul, kayıtsız ve şartsız

V. İçtBirK T. 14.02.1992, E. 1992/1, K. 1992/5 (VKD, C. 19, S. 5 (1993/Mayıs), s. 663 vd.).


58

Çekler hakkında verilmiş olan bu kararın bono ve poliçelere de uygulanacağı kuşkusuzdur


(Poroy/Tekinalp, s. 153; Pulaşh, s. 144, dn. 37).
Poroy/Tekinalp, s. 153-154; Pulaşlı, s. 143-144.
59

Bu yönde bkz. V. HGK. 21.06.2000 ve 12-1011/1076 sayılı karar (Pulaşlı, s. 142).


60
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 235

olmalıdır. Kabule ilişkin geçerli sayılan tek şart, olayımızda olduğu gibi,
kısmi kabuldür. Poliçenin şartlı kabulü kabul etmeme hükmündedir.
Yani şartlı kabul halinde, poliçe kabul edilmemiş sayılır. Dolayısıyla
M'nin ileri sürdüğü şart sonradan gerçekleşse bile, şartlı kabulde bulu-
nulduğu için, kabul reddedilmiş sayılır ve muhatap M bu kabul daire-
sinde sorumlu tutulamaz.

3. Senetten doğan hakkın ciro eden nam ve hesabına tahsilini sağ­


lamak amacıyla yapılan ciroya tahsil cirosu denir. Tahsil cirosu, "bedeli
tahsil içindir", "vekaleten" veya bedelin başkası adına kabul edileceğini
belirten bir şerhi ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kayıtla senet
üzerinde belirtilip imza edilir (TTK m. 688/1) E'nin yaptığı ciro da bu
tanıma uyan bir tahsil cirosudur. Tahsil cirosunda amaç, senetten doğan
haklan devretmek olmayıp, senetten doğan alacağın kendisi ad ve hesa-
bına tahsili ve buna bağlı işlemleri yapma konusunda ciro edilene yetki
vermektir 61 . Tahsil cirosunda senedi devralan hamil, senedin mülkiyetini
kazanmadığından senet bedelinin tahsili konusunda cirantanın temsilcisi
veya vekili durumundadır 62 . Ciranta ile senedi tahsil cirosuyla iktisap
eden hamil arasında vekalet ilişkisi vardır.
Tahsil cirolu senet, bir borcun ödenmesi için veya o borç yerine kaim
olmak üzere verilmediğinden ve dolayısıyla senet mülkiyeti ve senetten
doğan alacaklar devredende kaldığından, senedi elinde bulunduran ha-
milin senedi devretme yetkisi yoktur. Bu bakımdan tahsil cirosunda tem-
lik fonksiyonu yoktur. Ayrıca ciro edilen yalnızca senet bedelinin tahsili
konusunda yetkilendirildiğinden, buna bağlı olarak senet bedelinin ka-
bul edileceği veya ödeneceği konusunda herhangi bir garanti de verme-
mektedir. Dolayısıyla tahsil cirosunda yalnızca teşhis fonksiyonunun
olduğunu söyleyebiliriz63 .

Senedi tahsil cirosuyla iktisap eden hamil, ciranta adına, senetten


doğan bütün haklan kullanabilir. Ancak senedi tekrar bir tahsil ciro-
suyla devredebilir (TTK m. 688/1). Bu durum, "kimse haiz olduğu haklar-
dan fazlasını başkasına devredemez" ilkesinin doğal bir sonucudur. Dola-
yısıyla tahsil cirosundan sonra yapılacak ciroların da, özel bir kayıt

61
Poroy/Tekinalp, s. 198; Bahtiyar, s. 81.
Pulaşh, s. 195; Porny/Tekinalp, s. 198; Bahtiyar, s. 81.
62

Öztan, s. 117; Poroy/Tekinalp, s. 198; Bahtiyar, s. 81; Ali Bozer/Celal Göle, Kıymetli Evrak
63

Hukuku, Güncellenmiş ve Genişletilmiş 7. Bası, Ankara 2017, s. 112 (Kıymetli Evrak).


236 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

ihtiva etmeseler dahi, ancak tahsil cirosu hükmünde sayılması gerekir


(TTK m. 688/1, 689/1) 64•

4.TTK m. 688/3 hükmü uyarınca, tahsil cirosu ile verilen yetki, ci-
rantanın ölümü veya ehliyetini kaybetmesi ile sona ermez. Bu hüküm,
temsil olunanın ölümüyle mümessilin temsil yetkisinin sona ereceği
hakkındaki Borçlar Kanunu'nun 43'üncü ve 513'üncü maddelerindeki
genel esasın bir istisnasını teşkil etmektedir. TTK m. 688/3 hükmünün
amacı, senedin tahsili yoluna gidildiği sırada meydana gelecek ölüm
veya ehliyet kaybı yüzünden hakkın zarar görmemesidir.

5. Düzenleyen K'nın ehliyetsiz olduğuna yönelik savunması, senet-


teki taahhüdün hükümsüzlüğüne (senedin geçersizliğine) ilişkin defidir.
K'nın kişiliğinde doğan bir hükümsüzlük söz konusudur. Bu grupta yer
alan defiler senet metninden anlaşılmayan, senedi bütünüyle geçersiz
kılmayan ancak kendisinden talepte bulunulan borçluya izafe edilen
taahhüdü geçersiz kılan defilerdir. Hükümsüzlük defilerini yalnızca
hükümsüzlük sebebi şahsında gerçekleşmiş olan kişi (olayımızda K)
tarafından, senedi iyiniyetli olarak iktisap edenler dahil olmak üzere
herkese karşı ileri sürülebilir. Dolayısıyla C, K'nın temyiz kudretinin
bulunmadığını ve bu nedenle poliçenin geçersiz olduğu savunmasında
bulunamaz.

6. A'nın iddialarını ayrı ayrı incelediğimizde; A, D lehine aval ver-


miştir. D ise, 15 yaşında ve dolayısıyla fiil ehliyetine sahip olmadığından
borçlanmaya ehil değildir. Aval bağımsız/soyut bir kambiyo taahhüdü-
dür65. Avalin geçerliliği kural olarak güvence altına alınan kambiyo ta-
ahhüdünün geçerliliğine bağlı değildir. Bunun istisnası şudur: Aval ile
güvence altına alınan taahhüt bir şekil noksanından dolayı geçersiz ise
aval taahhüdü de geçersizdir (TTK m. 702/2). Olayımızda da avalistin
savunması bir şekil noksanından dolayı değildir. Bu nedenle lehine aval
verilen kişinin hukuken ehliyetsiz olması halinde de aval geçerlidir ve
avalist A sorumlu olur. Aval, "aval içindir" veya bununla eş anlamlı
başka bir ibareyle poliçe ya da alonj üzerine yazılmalı ve avalist tarafın­
dan imzalanmalıdır (TTK m. 701/2). Bununla beraber, muhatabın veya
düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin ön yüzüne atılan her

Poroy/Tekinalp, s. 200; Pulaşlı, s. 196.


64

65
Poroy/Tekinalp, s. 210.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 237

imza da aval hükmündedir (TTK m. 701/3). Dikkat edileceği üzere, senet


üzerinde yer alan avalin geçerliliği açısından tarih gösterilmesi şart de-
ğildir66. Bu nedenle A'nın bu iddiası da geçersizdir.

7. B'nin senedin önyüzüne "kefilim" yazarak imzalaması aval hük-


mündedir. Çünkü TTK m. 701/2 hükmü uyarınca, aval "aval içindir"
veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir. Senet üzerine
"kefil", "kefil olarak", "kefilim" ibaresinin aval le eş anlamlı olduğu dü-
şünülerek geçerli olduğu ve bu tabirleri kullanarak ahlan imzaların avali
ifade ettiği kabul edilmektedir. Nitekim Yargıtay da bu görüştedir 67 .
Olayımızda B'nin kimin için aval verdiği belirtilmemiştir. TTK m.
701/4 hükmü uyarınca kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenle-
yen için verilmiş sayılır. Bu nedenle B, düzenleyen K lehine aval vermiş
sayılacakhr.

A valist, kimin için taahhüt alhna girmişse,


poliçenin tamamen veya
kısmen ödenmemiş olmasından dolayı aynen o kişi gibi sorumlu olur.
(TTK m. 702/1). Avalist, senet hamiline karşı senet dolayısıyla sorumlu-
luk alhna girmiş olan diğer kişilerle birlikte müteselsil borçlu sıfahyla
sorumlu olur (TTK m. 702, m. 724). Dolayısıyla hamil, lehine aval verile-
ne gitmeye gerek kalmaksızın doğrudan doğruya aval verenden ödeme
talebinde bulunabilir68 . Bununla birlikte, avalist müracaat borçlusu ol-
duğundan, avaliste başvurabilmek için öncelikle müracaat hakkının
doğması gerekir. Dolayısıyla poliçede kabul etmiş muhataba, bonoda
düzenleyene senedi ödenmek üzere ibraz edip borcun ödenmemesi üze-
rine protesto çektikten sonra avaliste başvurulabilir 69 .
Lehine aval verilen kişi ile avalistin sorumluluklarının derecesi ve
şartları aynıolmakla beraber içerikleri farklıdır 70 . Şöyle ki avaliste başvu­
rabilmek için, lehine aval verilen kişiye başvurma hakkının doğumu için
kanunen gerekli işlemlerin yerine getirilmesine bağlıdır 71 . Ancak avalist,

öztaıı, s. 165; Bahtiyar, s. 84.


66

Bu yönde bkz. Y. 12. HD. T. 18.10.1990, E. 11398/K. 12463 (Bozer/Göle, Kıymetli Evrak, s.
67

167, dn. 192).


68
öztaıı, s. 166; Bahtiyar, s. 87.
Pulaşh, s. 207; Bahtiyar, s. 87.
69

70
Poroy/Tekinalp, s. 210.
Poroy/Tekiııaip, s. 210; Üigen/Hehıacu/Kendigeieıı/Kaya, s. 171; Kayar, s. 644 Bahtiyar,
71

s. 87.
238 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

bağımsız bir taahhüt alhna girdiği için, sorumluluğu senetten doğduğu


için, lehine aval verdiği kişinin haiz olduğu kişisel defileri kendisine
başvuran hamile karşı ileri süremez. Ancak kendisiyle hamil arasındaki
mevcut ilişkilerden doğan kişisel defileri ileri sürebilir72 •
Lehine aval verilen kişinin borcu bahl olsa dahi, avalistin sorumlu-
luğu devam eder73 • Başka bir deyişle avalin geçerliliği kural olarak aval
ile güvence alhna alınan kambiyo taahhüdünün geçerliliğine bağlı de-
ğildir. Bu kuralın bir tek istisnası vardır: Aval ile güvence alhna alınan
taahhüt şekle ait bir noksandan dolayı bahl ise, aval taahhüdü de ge-
çersiz olur (TTK m. 702/2). Burada söz konusu olan, aval veren kimse-
nin temin ettiği borcun şekil yönünden geçersizliğidir74 • Örneğin lehine
aval verilen kişinin senet üzerindeki imzasının el yazısı yerine parmak
basılmış veya mihaniki bir aletle ahlmış olması ya da aval verilen ciran-
tanın senedi bahl bir ciro ile (örneğin kısmi ciro, TTK m. 682/2) devral-
ması durumunda, aval veren de sorumlu olmaz75 • Ayrıca kambiyo se-
nedinin kanunda geçerlilik şarh olarak öngörülen herhangi bir şekil
eksikliğinden dolayı geçersiz olması durumda senet dolayısıyla sorum-
luluk alhna girmiş olan her kişi gibi, avalist de bu defiyi ileri sürebilir76 .
Örneğin düzenleme tarihinin eksik olması nedeniyle poliçenin geçersiz
olması durumunda, böyle bir poliçedeki muhatap için veya diğer borç-
lulardan biri lehine verilen aval de zaten hükümsüz olur77• A valist,
poliçe bedelini ödediği takdirde, poliçeden dolayı lehine taahhüt alhna
girmiş olduğu kişiye ve ona karşı poliçe gereğince sorumlu olan kişile­
re karşı poliçeden doğan haklarını iktisap eder (TTK m. 702/3). Buna
göre, senet bedelini ödeyen avalist, lehine aval verdiği şahsın haklarını
değil, senedin mülkiyetini ve bununla birlikte senetten doğan hakları
kanun hükmü icabı iktisap etmekte, dolayısıyla lehine aval verdiği
kişinin halefi olmamaktadır 78 •

72
Öztan, s. 168; Poroy/Tekinalp, s. 210-211; Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, s. 173;
Pulaşlı,
s. 206-207 ve 213; Kayar, s. 644.
73
Poroy/Tekinalp, s. 211; Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, s. 172.
Poroy/Tekinalp, 5. 211; Pulaşh, 5. 210.
74

Poroy/Tekinalp, s. 211; Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, 5. 172; Pulaşlı, s. 211; Bahtiyar,


75

$. 87.
76
Poroy/Tekinalp, 5. 211; Pulaşlı, 5. 210-211; Bahtiyar, 5. 88.
Pulaşlı, s. 211.
77

78
Öztan, s. 167; Pulaşh, 5. 217.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 239

8. Olayımızda açık poliçe söz konusudur. Açık poliçe, tedavüle


çıkarıldığı anda zorunlu unsurları tam olmayan, ancak senedi düzen-
leyen ile lehtar arasında yapılmış bir anlaşmaya dayanarak bu unsur-
ların sonradan hamil tarafından doldurulmasının kabul edildiği senet-
tir. Boş bırakılan unsurlar sonradan tamamlandığında poliçe, en baş­
tan tüm şekli şartları taşıyormuş gibi geçerli bir senet halini alır (TTK
m. 680)79• Söz konusu doldurma anlaşmasının açık veya örtülü olması
mümkündür 80 • Düzenleyen, açık poliçenin anlaşmaya aykırı doldurul-
duğunu, bu durumunda poliçeyi eksik poliçe haline getirildiğini ve
dolayısıyla da geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. TTK m. 680 hükmü
uyarınca, açık poliçenin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası, hami-
le karşı ileri sürülemez. Ancak, hamil poliçeyi kötüniyetle iktisap et-
miş veya iktisap sırasında kendisine ağır kusur isnadı mümkünse, ileri
sürülebilir. Ayrıca düzenleyen, açık poliçenin anlaşamaya aykırı bir
biçimde doldurulduğu iddiasını, HMK m. 201 hükmü uyarınca, senet
(yazılı delil) ile kanıtlamak zorundadır 81 . Sonuç olarak ancak bu iki
şartla (yazılı delil + kötüniyet ya da ağır kusur) H bankasına bu defi
ileri sürülebilir.
Eksik poliçe yönündeki iddiasına gelince; eksik poliçe, poliçenin zo-
runlu unsurlarından bir veya bazılarının unutkanlık, bilgisizlik veya
ihmal gibi bir sebepten dolayı, eksik bırakıldığı poliçedir82 • Eksik poliçe-
de de zorunlu unsurlardan bazıları bulunmamakla birlikte bu eksiklik
tarafların anlaşmasına dayanmamaktadır. Bir başka deyişle, açık poliçe-
den farkı, eksik poliçede doldurma anlaşması yoktur. Eksik poliçede,
eksik unsurların hamil tarafından doldurulmasına imkan olmadığından,
bu senet daha sonra hamil tarafından doldurulsa dahi geçerli sayılmaz 83 .
Dolayısıyla doldurma anlaşmasına aykırı şekilde poliçeyi tamamlamak,
söz konusu poliçeyi eksik poliçe yapmaz. Bu nedenle bu savunması ye-
rinde değildir.

Öztan, s. 89-90; Poroy/Tekinalp, s. 161; Pulaşlu, s. 153; Kayar, s. 625.


79

80
Öztan, s. 90.
81
Nitekim Yargıtay 1989 tarihli bir içtihadı birleştirme kararında, açık poliçenin anlaşmaya
aykırı doldurulduğu iddiasının senetle ispat edileceğini belirtmiş ancak, istisnaları saklı
tutmuştur (Y. İBK, T: 24.3.1989, E: 1, K: 2, RG. T: 05.02.1990, No: 20424). Yine bu yönde
bkz. Y. 12. HD. T. 05.04.1979, E. 2837/K. 1075 (Batider 1979 C. X, Sa. 2, s. 225; Pı.ılaşh, s.
153, dn. 68).
Poroy/Tekinalp, s. 161; Bozer/Göle, Kıymetli Evrak, s. 93; Kayar, s. 625.
82

83
Kayar, s. 625.
240 Kıymetli Evrak Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

9. Açık poliçeyi devralan lehdar senedi anlaşmaya uygun olarak


doldurmalıdır. Açık poliçeyi doldurma yetkisiyle birlikte devralan kişi,
senedi bu haliyle, unsurları tam bir poliçe gibi devredilebilir. Açık poli-
çenin devredilmesi durumunda senedi doldurma yetkisi de devralana
intikal eder ve devralan kimse aynı kayıt ve şartlara tabidir. Yani lehdar
ve düzenleyen arasındaki anlaşmaya uygun olarak poliçeyi tamamlamak
durumundadır 84 • Senedi doldurma yetkisi ile birlikte devralan hamilin
doldurma hakkı, bunun kapsamı, doldurma hakkını kullanabileceği süre
ve bunun sona ermesi hakkında, senedi ilk alan kimse tarafından doldu-
rulmasında uygulanacak kurallar geçerlidir. Bu şekildeki hamilin, dol-
durma yetkisinin varlığına ve geçerliliğine ilişkin iyiniyeti korunur. So-
nuç olarak C'nin senedi açık olarak ve doldurma yetkisi ile devraldığı,
senedi açık devredenin de bu yetkisini kullandığı kabul edilir85 .

Öztan, s. 91; Bozer/Göle, Kıymetli Evrak, s. 93; Kayar, s. 626.


84

85
Poroy/Tekinalp, s. 164.
ııı Ehliyet
ııı Poliçede Aval/Kefalet
ııı Poliçede Vade, faiz Kaydn
ııı Ciro Türleri
ııı Senette Tahrifat
ııı Yetki Kaydn
ııı Poliçede Muhatabm Hayali Kişi Olması

15 yaşındaki A, B'den aldığı malların bedelinin yarısını peşin ödemiş, kalan ya-
nsını daha sonra ödemeyi teklif etmiştir. Bunun üzerine B, A'dan bir poliçe talep
etmiştir. A, muhatabı M olmak üzere 20.12.2016 tarihli ve kalan malların bedeli
olan 30.000 TL tutarında bir poliçe düzenleyerek B'ye teslim etmiştir. A'nın arka-
daşı K da, "A'ya kefilim" yazarak senedin önyüzüne imza atmış ancak tarih koy-
mamıştır.

Poliçe, 2017 yılının Kurban Bayramı ilk günü vadeli olup, tahsile kadar %20
faiz işleyeceği, vadesinde ödenmediği takdirde gecikilen her hafta için % 15 faiz
işletileceği senet üzerine yazılmıştır.

Senet B tarafından tacir C'ye bir tam ciro ile devredilmiştir. Tacir C, D'ye olan
20.000 TL borcu için senedi D'ye ciro etmek istemiş, bu işlemi gerçekleştirmek için
senedi ticari temsilcisi T'ye vermiştir. T de, "20.000 TL 'yi ... 'ya ödeyiniz. İmza
C'yi temsilen T" şeklinde ciro yaparak senedi D'ye teslim etmiştir. D de senedi,
üzerinde hiçbir işlem yapmadan elden E'ye vermiştir. E, 20.000'yi 30.000 TL ya-
pıp, boşluğa "E" yazdıktan sonra senedi "bedeli tahsil içindir" ibaresini ekleyerek
H'ye ciro etmiştir. E, senedi H'ye vermeden önce senenin önyüzüne "taraflar ara-
sındaki uyuşmazlıklarda yalnızca Ankara/Sincan Mahkemeleri yetkilidir." şeklinde
bir ibare yazmış ve H ile birlikte imzalamıştır. H, senedin vadesi geldiğinde M'ye
ulaşmaya çalışmış, ancak senet üzerindeki adresin yanlış olduğunu ve M'nin de
gerçekte var olmadığını öğrenmiştir.
242 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

1. Senedin arka yüzünü çizerek H'nin meşru hamil olup olmadığını


belirtiniz. Özellikle yapılan ciro işlemlerinin türlerini belirterek
açıklayınız.

2. Senet üzerinde yer alan vade kaydı ve faiz şartı geçerli midir?
3. H'nin meşru hamil olduğunu varsaydığımızda, H müracaat hakla-
rını kullanabilmek için hangi süre içinde ne yapması gerekir?

4. H gerekli işlemleri yerine getirerek A'ya başvurmuş, A ise, senedi


düzenleyen kişi olarak kendisine en son sırada başvurulması ge-
rektiğini ve aynca poliçenin teslim edildiği tarihte tam ehliyetli
olmadığını, dolayısıyla söz konusu senedin kendisini bağlamaya­
cağını, ayrıca gerçekte var olmayan kişi üzerine düzenlenen se-
nedin bağlayıcılığının olmadığını ileri sürerek ödemeden kaçın­
mıştır. A'nın defilerini ayrı ayrı değerlendiriniz.

5. H, K'ya başvurduğunda, K, senedi kefil sıfatıyla imzaladığını, oysa


A'nın tam ehliyetli olmadığını ve borcunun geçersiz olduğunu, do-
layısıyla geçersiz bir borca kefil olunamayacağını, ayrıca kefilin so-
rumlu olduğu miktarı ve kefil olduğu tarihi belirtmesi gerektiğini,
oysa senet üzerinde bu ikisi belirtilmediğini ve buna bağlı olarak
kefaletinin geçersiz olduğunu belirterek ödemeden kaçınmıştır.
K'nın defilerini ayrı ayrı değerlendiriniz.

8. Senet üzerinde yer alan yetki kaydı geçerli midir? Neden?


Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 243

'" Ehliyet
" Kabul Etmemeden/Ödememeden Sorumsuzluk Kaydı
" Açık Poliçe
" Poliçede Vade
" Teminat, Gidersiz Kaydı
" Ciro Türleri, Ciro Edilemez Kaydı

'" Senette Tahrifat


" Müracaat Hakkı
" Poliçede Defiler
" Poliçede Muhatabın Hayali Kişi Olması

A, B'den aldığı saat karşılığında 2.000 TL bedelli bir poliçe düzenlemiş, poli-
çe üzerine "kabul etmemeden ve ödememeden sorumlu değilim" kaydını da yazıp
satıcı B'ye teslim etmiştir. A, poliçenin muhatabı olarak hayali bir kişilik olan
X'i göstermiştir. Poliçenin vade kısmına "görülmesinden bir ay sonra" kaydı
yazılmıştır.

Senedi kasaya koyarken düzenleme tarihinin olmadığını fark eden B, derhal


A'yı aramış; A, poliçe üzerine düzenleme tarihini yazmayı unuttuğunu, poliçe
üzerine düzenleme tarihi olarak 20.09.2015 yazmasını B'den rica etmiştir. B,
düzenleme tarihini doldurmadan poliçeyi "ciro edilemez", "teminat içindir" şerhi
ile C'ye tam ciro ile devretmiştir. C, poliçe üzerindeki bu kayda rağmen poliçeyi bir
tam ciro ile D'ye; D de poliçe üzerindeki düzenleme tarihini 20.10.2015 şeklinde
doldurup, miktarı 20.000 TL şeklinde değiştirip, poliçe üzerine "gidersiz. İmza D"
kaydı koyduktan sonra poliçeyi beyaz ciro ile E'ye devretmiştir. E de bu poliçeyi
hiçbir işlem yapmaksızın F'ye teslim etmiştir. F de beyaz ciroyu 16 yaşındaki oğlu
G adına doldurarak, poliçeyi G'ye teslim etmiş, G de bir tam ciro ile H'ye devret-
miştir. H de "vekaleten" yazarak İ'ye ciro etmiştir. İ, 17.10.2016 tarihinde poliçe-
yi kabule arz için X'in ikametgahına gitmiş, X'in hayali bir kişilik olduğunu öğre­
nince aynı gün bir kabul etmeme protestosu çekmiş, ertesi gün A'ya başvurarak
poliçenin ödenmesini istemiştir.
244 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

SORULAR:
1. Poliçenin arka yüzünü (ciro silsilesini) çizerek İ'nin yetkili hamil
olup olmadığını belirtiniz.
2. Poliçedeki vadenin geçerli olup olmadığını, poliçede kaç tür va-
denin söz konusu olabileceğini açıklayınız.
3. İ'nin poliçenin ödenmesi talebi üzerine A;

a) Muhatabın hayali bir kişi olduğunu, bu durumun poliçeyi ge-


çersiz kıldığını,

b) Poliçenin düzenlendiği
an aldığı fotokopiyi göstererek, senedin
düzenlendiği anda senette düzenleme tarihinin bulunmadığını
ve D'nin bunu doldurma yetkisinin olmadığını, velev ki doldur-
ma yetkisi olsa bile anlaşmaya aykırı doldurduğunu ve ayrıca
senedi 2.000 TL için düzenlediğini, senet bedelinde değişiklik
yapılarak 20.000 TL yapıldığını ve bu bedeli ödemeyeceğini, söz
konusu durumların senet metninde tahrifat oluşturduğunu,
c) Vadenin henüz gelmediğini, vadeden önce kendisine başvuru­
lamayacağını

d) Poliçe üzerinde kabul etmemeden ve ödememeden sorumlu


olmadığına dair kaydının olduğunu, dolayısıyla senetten dolayı
hiçbir durumda sorumlu olmayacağını
e) Poliçe karşılığında satın aldığı saatin orijinal olduğuna dair
kendisine belge gösterildiği ancak daha sonra yaptığı araştır­
malar neticesinde saatin orijinal olmadığını, ileri sürerek öde-
meden kaçınmıştır. A'nın savunmalarını kıymetli evrak hukuku
bilgileriniz çerçevesinde ayrı ayrı değerlendiriniz.
4. A'nın ödemeyi reddetmesi üzerine i, B'ye başvurmuştur. Ancak B;

a) Poliçenin ciro edilmesini yasakladığını, bu nedenle daha sonra


yapılan ciroların kendisini bağlamayacağını

b) Poliçeyi teminat amacıyla ciro ettiğini, nitekim ciro şerhine


teminat kaydını düştüğünü, söz konusu kaydın poliçeyi geçer-
siz kıldığını,
c) Ayrıca yetkili hamil İ'nin başvurma hakkını kullanabilmesi için
ödememe protestosu çekilmesi gerektiğini, oysa H'nin bu pro-
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 245

testoyu çekmediğini ve başvurma hakkını kaybettiği, ileri süre-


rek ödemeden kaçınmıştır. B'nin iddialarını ayrı ayrı değerlen­
diriniz.
5. D tarafından konulan "gidersiz" kaydının hukuki sonucu nedir?
Açıklayınız. Bu kayıt A tarafından konulsaydı vereceğiniz cevap
değişir miydi? Neden?

6. E'nin senedi olduğu gibi F'ye devretmesi ve F'nin de senedi G


adına doldurması mümkün müdür? Açıklayınız.

7. İ'nin senedin ödenmesi talebi üzerine G;

a} Senet bedelinde tahrifat yapıldığını, tahrif edilmiş senedi


ödemeyeceğini,

b) Senedi H'ye devrettiği sırada 16 yaşında olduğunu, senet dü-


zenleme ehliyetinin olmadığını, bu nedenle sorumlu olmadığı­
nı, ileri sürerek ödemeden kaçınmıştır. G'nin savunmalarını
ayrı ayrı değerlendiriniz.

H'nin İ'ye yaptığı ciro ne tür bir cirodur? Poliçede ciro türlerini ve
her bir ciro türünün (temlik, teşhis, teminat) işlevinin bulunup bu-
lunmadığını belirtiniz.
246 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

,. Poliçenin Şekil Şartları (Zorunlu Unsurlar-Yazılabilecek Diğer Kayıtlar)

Düzenleme Tar: 06.11.2004

İşbu poliçe karşılığında Ahmet Kara'ya yalnız 6 bin (eski parayla altı milyar) öde-
yiniz.
Düzenleyen Ceyhun Demir Korukent Sit. No: 4/Taksim
İmza

Tahsile kadar faiz işleyecektir.

Muhatap X Bankacılık A.Ş. Cumhuriyet Sk. Altın Cad. No: 6 Kadıköy/İst


Muhatap Ergun Gür Erik Sk. Kale Cad. No: 6 Mecidiyeköy/İst
Serhat
İmza

Geminin limana sağlam varması şartıyla kardeşim Ceyhun' a kefilim Ümit Ak


İmza

Masrafsız İade

Yukarıdaki poliçeyi şekil şartları bakımından değerlendiriniz. Poliçenin


önyüzünde yer alan tüm kayıtların hukuki niteliklerini belirtiniz.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 247

.. AçıkBono

.. Eksik Bono

"Davacı vekili, taraflar arasındaki tarla satışı sebebiyle icra takibine konu bo-
nonun müvekkilince imzalandığını, ödemeler yapılmasına rağmen senedin iade
edilmediği gibi tapunun da verilmediğini, senedin tanzim tarihi sonradan doldu-
rulduğu için kambiyo vasfını yitirdiğini, tanzim tarihi olan 17.4.2007 tarihinde
müvekkilinin Fransa'da bulunduğunu, senedin esaslı unsuru olan tanzim tarihinin
sonradan doldurulmasının senedin kambiyo senedi vasfını ortadan kaldırdığını,
senedin taraflar arasında yapılan sözleşme tarihi olan 19.2.2005 tarihinde imza-
landığını ileri sürerek müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitine karar ve-
rilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşınmazdaki 1/2 payını davacıya sattığını, tapu işleminin yapıla­
cağı sırada davacı yurtdışında olduğu için davacının talimatı ile babası Ş .. .'a tapuda
devrin yapıldığını, davaya konu senedin aralarındaki tarla alışverişinin teminatı
olarak davacı tarafından imzalanıp verildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, senet üzerindeki


keşide tarihi, vade tarihi, davacı adresi ve malen ibaresinin davalı-alacaklı tara-
fından yazıldığı, keşide tarihinde davacının yurtdışında bulunduğu, her ne kadar
senet altındaki imza davacıya ait olsa da senedin zorunlu unsurlarından olan
tanzim tarihinin davacının haberi olmadan sonradan davalı tarafından yazıldığı,
tanzim tarihi itibariyle senedin zorunlu unsurlarının bulunmadığı, davacının hisse
satışı tarihi itibariyle yurtdışında bulunması nedeni ile senedin tanzim edemeyece-
ği, davalının senet dayanağına dair başkaca iddiasının bulunmadığı gerekçeleri ile
davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir."( Y.
19. HD., T. 30.01.2013 E. 2012/14125, K. 2013/1744 (www.kazancı.com).

Olaydaki bononun geçerli olup olmadığını, açık bono mu yoksa eksik


bono mu bulunduğunu ve davacının bu borcu ödemekten kurtulup kur-
tulamayacağını değerlendirerek Yargıtay'ın bu kararı hangi gerekçelerle
bozması veya onaması gerektiğini açıklayınız.
248 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., Kumar Borcu Karşılığı Bono Verilmesi


., Bonoda Bedel, Vade, Düzenleme Yeri ve Tarihi
., Düzenleyenin Lakabını Yazarak İmza Atması
., "Emrühavalesine" İbaresinin Silinmesi
., Senette Tahrifat
., Ehliyet
., Ciro Türleri, Çizilmiş Ciro
.. Bonoda Aval/Kefalet
,. Müracaat Hakkı
,. Bonoda Defiler

A, B'ye olan kumar borcuna karşılık olmak üzere bir bono vermek istemekte-
dir. A, matbu bir bononun meblağ kısmına "500.000 Dolar veya ibraz günündeki
karşılığı TL" yazmış, senet üzerinde yer alan "emrühavalesine" ibaresini de silmiş­
tir. Vade kısmına herhangi bir şey yazmayan A, düzenleme yeri ve tarihi kısmına
da "K. Kale 04.31.2008" ibaresini eklemiştir. Düzenleyen senet üzerine lakabı "
Fatsalı A" yazarak imza atmış, B'ye de senedin güvenir/iliği artar diyerek önyüze
imza attırmıştır.
B, aldığı
senedi C'ye, Cde 16 yaşındaki D'ye ciro etmiştir. D de borçlu olduğu
bakkalın ortakları olan E ve F'ye, senedin arkasına "E ve F'ye ödeyiniz. İmza D"
yazarak senedi teslim etmiştir. Senedi tek başına tahsil etmek isteyen F, ciro işle­
mindeki "E ve" kısmını çizmiş ve tek başına senedi G'ye ciro etmiştir.
Senet üzerinde herhangi bir vade kaydı görmeyen G, senedin geçersiz olaca-
ğından endişe ederek vade kısmına 20.10.09 ibaresini eklemiştir. O sırada orada
bulunan G'nin arkadaşı H, senedin önyüzünü "300.000 Dolar için kefilim" diyerek
imzalamıştır. Senet bu haliyle !'ya ciro edilmiştir. I da senedin arkasına "bedeli
tahsil içindir. İmza /" yazarak avukatı V'ye teslim etmiştir.
V, senedin tahsili amacıyla 20.10.2009 tarihinde A'ya başvurmuştur.

BORULAR:
1. Bononun arka yüzünü çiziniz.
2. Olaydaki bononun geçerliliğini, meblağ, düzenleme yeri ve tarihi
unsurları açısından değerlendiriniz.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 249

Olayda A'nın matbu olan bonodaki "emrühavelesine" ibaresini


silmesi nasıl bir hukuki sonuç doğuracaktır?
l'nin senedin önyüzüne attığı imzasını hukuken değerlendiriniz.

5. V'nin kendisine başvurması üzerine


aı) Senet üzerinde ad ve soyadının yazılmadığını, dolayısıyla söz
konusu senetten sorumlu olmayacağını,
b) Sorumlu olsa bile, senedin kumar borcuna karşılık olarak veril-
diğini, kanuna ve ahlaka aykırı bir amaç için verilen senedin
geçerli olmayacağını,
c) Geçerli olsa bile, senet üzerinde vade kısmının sonradan dol-
durulduğunu ve kendisini bağlamayacağını, dolayısıyla senedin
süresinde kendisine ibraz edilmediğini,
d) Süresinde ibraz edilse bile senet üzerinde ismi-imzası olmadı­
ğından yetkili hamil olmadığını ileri sürerek ödemeden kaçın­
mıştır.

A'nın iddialarını ayrı ayrı değerlendiriniz. Bu defiler V'ye karşı ileri


sürülebilir mi?
6. A'nın ödememesi üzerine durumu bir protesto ile tespit eden
D'ye başvurmuştur. Bunun üzerine D;
a) Kendisinden önce l ve C'ye başvurması gerektiğini,

b) Ayrıcakendisinin 16 yaşında olduğunu ve kambiyo senedi dü-


zenleme ehliyeti olmadığından yaptığı ciro işleminin geçersiz
olduğunu ileri sürerek ödemeden kaçınmıştır. D'nin iddialarını
ayn ayn değerlendiriniz. Bu defiler V'ye karşı ileri sürülebilir mi?
F'nin E'nin adını çizmesi ve senedi tek başına ciro etmesi geçerli
midir? Neden?
8. H'nin senet üzerine (1300.000 Dolar için kefilim" yazarak imzalama-
sıne anlama gelmektedir? Söz konusu kayıt geçerli midir? Neden?
9. l'nın V'ye yaptığı ciro yapılış amacına göre nasıl adlandırılır? Bu-
rada l'nın sahip olduğu yetkileri ve bu cironun temlik, teşhis ve
teminat işlevi olup olmadığını belirtiniz.
250 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

e Ciro Zinciri
e İbraz ve Ödeme
e Yabancı Para Cinsinden Ödeme
e Bonoda Defiler
e Aval
e Bononun İptali
e Hatır Bonosu
e Bononun İptali
e Müracaat Hakkı
e Müracaat Dışı Yollar

İstanbul Pendik'te büyük bir giyim mağazası işleten A, ekonomik sıkıntı içinde
bulunan ve kendisinden ödünç para isteyen arkadaşı B'ye, 20.10.2018 düzenleme
tarihli, 50.000 Dolar bedelli bir bono düzenleyerek teslim etmiştir. A, senet üzeri-
ne "6 ay ibrazı yasaktır" kaydı eklemiş ve senedin vade kısmını boş bırakmıştır. B,
kumar borcuna karşılık olarak bu bonoyu C'ye tam ciro ile devretmiştir. C bonoyu
evindeki kasaya kilitlemiştir. Ancak C'nin 16 yaşındaki oğlu D, gece kasayı açmış
ve bonoyu çalmıştır. D, bonoyu 10.000 TL karşılığında komşusu E'ye senedin ön-
yüzüne bir imza attıktan sonra, elden devretmiştir. E, C'nin yerine sahte imza
atmak suretiyle önce kendi lehine bir tam ciro yapmış, ardından kendi imzası ile
ikinci bir beyaz ciro yaparak senedi F'ye teslim etmiştir. F de bonoyu tam ciro ile
H'ye devir ve teslim etmiştir (Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kıymetli Evrak
Hukuku 2018-2019 Dönemi Vize Mazeret Sınavı)

1. H'nin yetkili hamil olup olmadığını ciro zinciri çerçevesinde gerek-


çesiyle açıklayınız.
2. H'nin bu senedi A'ya ödeme için en son hangi tarihte ibraz edebi-
leceğini belirtiniz.

3. Dolar üzerinden düzenlenen bonoda hamil ödemenin TL ile ya-


pılmasını talep edebilir mi? Edebilirse hangi kurallara tabi olarak
böyle bir ödeme mümkün olabilir? Açıklayınız.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 251

4. H ödeme için B'ye başvurduğunda B, senedi kumar borcuna karşı­


lık ciro ettiğini iddia ederek ödemeden kaçınabilir mi? Neden?

5. H ödeme için D'ye başvurduğunda D;


a) Senet önyüzünde yer alan imzasından sorumlu olmadığını, zira
söz konusu imzada tarih ve sorumlu olduğu bedelin belirtil-
mediğini,

b) Senedi E'ye devrettiği sırada 16 yaşında olduğunu, senet dü-


zenleme ehliyetinin olmadığını, bu nedenle imzasından so-
rumlu olmadığını,
c) E'nin ödemesi gereken 10.000 TL'yi henüz ödemediğini ileri
sürerek ödemeden kaçınmıştır. D'nin savunmalarını ayrı ayrı
değerlendiriniz.

8. H'nin bonoyu kaybettiğini ve iptal prosedürüne başvurarak sene-


di iptal ettirdiğini varsayalım. Bu durumda senedin aslını elinde
bulunduran K, A'ya ödeme için başvurmuş ve A ödeme yapmıştır.
İptal kararına rağmen A ödeme yapabilir mi? İptal kararının nite-
liğini ve A'nın borçtan kurtulup kurtulmadığını tartışınız.

Olayda bononun ödenmemesi nedeniyle protesto edilmemiş ol-


saydı, H, bu durumda talep hakkını kim veya kimlere karşı kulla-
nabilecek ve bu hak çerçevesinde hangi içerikte talepte bulunabi-
lecektir? Protesto edilen bononun zamanaşımı süresi geçmiş ol-
saydı, H hangi hukuki sebebe istinaden bonoda yer alan kişi veya
kişilerden hangi süre içinde hangi miktarda talepte bulunabilirdi?
252 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., Hatır Bonosu
., Ciro Türleri, Çizilmiş Ciro
., Aval
., Senet Bedelinde Tahrifat
., Bonoda Defiler
., Bononun İptali
., Ödememeden Sorumsuzluk Kaydı
., Müracaat Hakkı

A, yakın arkadaşı
B'ye, herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen gerekti-
ğinde kullanılmak üzere 50.000 Euro bedelli, 07.12.2012 vadeli ve diğer unsurla-
rı tamam olan bir bono düzenleyerek teslim etmiştir.
Bonoyu B, tam ciro ile C'ye; C de beyaz ciro ile D'ye devretmiştir. Ancak D, bo-
noyu çalıştığı işyerinde kaybetmiştir. Bonoyu işyerinin girişinde bulan bekçi E,
senedin önyüzüne bir imza atmış, ardından bedel kısmındaki Euro'nun yanına
"veya karşılığı TL" ibaresini ekledikten sonra başkaca bir işlem yapmaksızın kom-
şusu F'ye teslim etmiştir. F bonoyu, "ödememeden sorumlu olmayacağı" kaydını
eklediği bir tam ciro yaparak G'ye devretmiştir. Ardından G de kendisine yapılan
ciroyu çizerek bonoyu elden İ'ye vermiştir. İ de "tahsil içindir" kaydını düşerek
bonoyu bir tam ciro ile H bankasına teslim etmiştir.
H bankası 08.12.2012 tarihinde ödeme için bonoyu A'ya ibraz ettiğinde A, se-
nedin hatır senedi olduğunu, bedel kısmında tahrifat yapıldığını, ayrıca vadesinin
geçtiğini, bu nedenlerle ödemeyeceğini bildirmesi üzerine, H bankası, kendisinin
bir temsilci olduğunu ve bu gerekçeyle bu savunmaların kendisine karşı ileri sürü-
lemeyeceği belirterek ertesi gün bir ödememe protestosu ile ödememe durumunu
tespit ettirmiştir.

1. Olaydaki bononun arka yüzünün görünümü çizerek H bankasının


meşru hamil olup olmadığını açıklayınız.

2. A'nın H bankasına karşı ileri sürdüğü savunmalar yerinde midir?


Ayrı ayrı değerlendiriniz. Bononun bizzat i tarafından ibraz edil-
mesi halinde varacağınız sonuç değişir miydi? Neden?
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 253

3. Bonoyu kaybeden D'nin bir iptal davası açması mümkün müdür?


4. F'nin ciroya eklediği "ödemeden sorumlu olmayacağı" kaydının
hukuki niteliğini açıklayınız. Bu kaydın A tarafından konması ha-
linde vereceğiniz cevap değişir miydi? Neden?
5. H bankası, bononun ödenmemesi üzerine kimlere başvurabilece­
ğini, bono üzerinde adı geçen veya imzası bulunan her bir kişi için
ayrı ayn değerlendiriniz.
254 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Müracaat Hakkı
• Zamanaşımı
., Sebepsiz Zenginleşme

K tarafından L lehine 15.10.2015 düzenleme tarihli ve görüldüğünden 30 gün


sonra ödenecek bir bono düzenlenmiş, söz konusu bono yapılan birçok ciro işle­
minden sonra H'ye ulaşmıştır. H bonoyu kaybetmiş ve 20.12.2016 tarihinde bul-
muştur.

SORU:
Müracaat haklarını kaybettiğini düşünen H, yine de bono bedelini
tahsil etmenin mümkün olup olmadığı konusunda size danışmaktadır.
Sizce H müracaat haklarını kaybetmiş midir? Neden? Şayet kaybetmiş
ise H'nin bono bedelini tahsil etmek için yararlanabileceği başka hukuki
imkan ya da imkanlar var mıdır? Var ise, bunları hangi şartlarla kullana-
bilecektir?
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 255

e Bonoda Düzenleyenin İmzasının Sahteliği


e İmzaların Bağımsızlığı İlkesi
• Faiz Kaydı
• Ciro Türleri
• Bonoda Defiler
" Aval
" Senet Bedelinde Tahrifat
" Ehliyet
" Müracaat Hakkı
" Kısmi Ödeme

Kayseri'de beyaz eşya mağazası olan A, satın aldığı beyaz eşyaların üreticisi B
ElektronikAŞ'ye 100.000 TL bedeli bir bonoyu 01.12.2014 tarihinde düzenleyerek
vermiştir. Bono üzerinde herhangi bir vade kaydı yoktur. Bono B Elektronik A.Ş.
tarafından C Gıda Ltd. Şti'ye 21.12.2014 tarihinde tam ciro ile devredilmiştir. C
Gıda Ltd. Şti yetkili temsilcisi D ise bonoyu E'ye beyaz ciro ile devretmiş, bononun
üstüne ayrıca imza atmıştır. Son olarak E bu senedi tam ciro ile F'ye devretmiştir.

SORULAR:
1. F bu bonoyu ödenmesi için 02.09.2015 tarihinde A'ya ibraz etti-
ğinde, A bononun kendisi tarafından imzalanmadığını, bu neden-
le geçersiz olduğunu, senet geçerli bile olsa süresi içinde ibraz
edilmediğini ileri sürerek bonoyu ödemeden kaçınabilir mi? Bu
defiler D tarafından da ileri sürülebilir mi? Açıklayınız.
2. F, bononun ödenmemesi halinde kime veya kimlere hangi şartla­
ra başvurabilir. Bu başvuruda başvurabileceklerden biri olan C
Gıda Ltd. Şti, kendinden önce gelen E'ye başvurulmadan kendisi-
ne başvurulamayacağını ileri sürebilir mi?
3. Bonoda %15 oranında faiz kaydı konulmuş olsaydı A bu kaydın
geçersiz olduğunu iler sürebilir miydi? A'nın bononun sadece
75.000 TL'sini ödemeyi kabul etmesi durumunda F'nin yapabile-
ceği nedir? Açıklayınız.
256 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

4. F bu bonoyu ödenmesi için A'ya ibraz ettiğinde A;


- F'den alacaklı olduğunu

- Senet bedelini E'ye ödediğini

- Senedi sarhoşken düzenlediğini

İleri sürerek ödeme talebini reddetseydi, her bir iddianın geçerli-


liği için ne söylenebilirdi?
5. Bononun meblağ kısmı 100.000 TL yerine 10.000 TL olarak teda-
vüle çıkartılmış ve daha sonra, E tarafından bir sıfır eklenerek
100.000 TL haline getirilmiş olsaydı A, bu miktarın sonradan ek-
lendiğini iddia edip ödemeden kaçınabilir mi? Gerekçesiyle açık­
layınız.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 2.51

" Boırı.oda Salııte İmza


" Boırı.oda Aval/Kefalet Kaydı
" Müracaat Hakkı
" Boırı.oda Defiler

A ve B yıllardır ortak olarak işlettikleri ve çift imza ile temsil ve ilzam ettikleri
AB Kuyumculuk AŞ'nin mağaza zincirine bir yenisini daha eklemek amacıyla B'nin
varlıklı kardeşi K'den borç para istemişlerdir. Ancak kendilerinin teklifini sebepsiz
yere geri çeviren K'nin mali durumundan yararlanmak istemektedirler. Bunun için,
şirket kaşesi altında yalnızca ortaklardan A'nın imzasının bulunduğu ve sonradan
B'nin okuma yazma bilmediği gerekçesiyle mühür bastığı -vadesine daha 3 ay olan
500.000 TL bedelli -bononun ön yüzüne "kefalet içindir K" şeklinde bir ifadeyle
K'nin imzasını attıktan sonra bono C adlı bir kuyumcuya, satın alınan dükkan
bedeli için verilmiştir.

80RU:
Bononun vadesi geldiğinde C bono bedelini kim veya kimlerden, han-
gi hükümlere göre talep edebilir? Ayrıntılı şekilde açıklayınız.
258 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., Bonoda Şekil Şartları


., Müracaat Hakkı
• Yetkisiz Temsil
• Bonoda Defiler
• Malen Kaydı

Merkezi Kayseri'de olan A İnşaat AŞ'nin yetkili temsilcisi B, Karabük merkezli


C Demircilik Ltd. Şti'den alınan demirlerin bedeli olarak 250.000 TL bedelli
23.04.2015 vadeli bonoyu adını soyadım yazmaksızın iki kere imza atarak, şirke­
tin kaşesini imzaların üstüne vurarak ve C Demircilik Ltd. Şti'ni lehdar olarak
göstererek 11.01.2015 tarihinde düzenlemiş ve C Demircilik Ltd. Şti'nin temsilcisi
olduğunu söyleyen D'ye teslim etmiştir. Bonoda "bedeli malen alınmıştır" kaydı
bulunmaktadır.

D bu bonoyu tam ciro ile E'ye, E de beyaz ciro ile F'ye devretmiştir. F ise bono-
yu, üzerinde herhangi bir işlem yapmadan G'ye teslim yoluyla devretmiş, G ise bu
bonoyu H'ye tam ciro ile devretmiştir.

1. Olaydaki somut verilere göre geçerli bir bononun düzenlenip dü-


zenlenmediğini gerekçeli olarak açıklayınız.

2. Olaydaki bonoda H meşru hamil midir? D1 nin C Demircilik ltd.


Şti'nin yetkili temsilcisi olup olmamasına göre tartışınız.

3. H bu bonoyu A İnşaat AŞ 1 ye hangi tarihe kadar ödeme için ibraz


edebilir? İbraz halinde ödeme gerçekleşmezse, H kime veya kim-
lere hangi şartlara başvurabilir? Başvuru halinde talep edebilece-
ği hususlar neler olacaktır?

4. A İnşaat AŞ, söz konusu bono kendisine ibraz edildiğinde bono-


nun bedelinin C Demircilik ltd. Şti1 ne ödendiğini, C Demircilik
ltd. Şti'nin yetkili temsilcisinden alınmış imzalı ve kaşeli bir bel-
ge ile ileri sürmüş olsaydı, bu halde H1nin yapabileceği bir şey
var mıdır?
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 259

5. H, A İnşaat Ltd. Şti'nin bono bedelinin ödendiğine dair C Demirci-


lik Ltd. Şti'den alınmış imzalı belgeye rağmen yetkili temsilcisi
olan B'ye başvurabilir mi? Bedelsizlik iddiası dışında B'nin "bedeli
malen alınmıştır" kaydına dayanması mümkün müdür?
8. C Demircilik Ltd. Şti'nin temsilcisi olduğunu söyleyen D'nin aslın­
da şirketin ticari vekili olduğunun anlaşılması halinde, H'nin bo-
nodan doğan hakları ileri sürmesi mümkün müdür? Sürebilirse,
kime veya kimlere karşı hangi şekilde ileri sürebilir?
260 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Devir Şekillerine Göre Kıymetli Evrak


" Çekin Şekil Şartları
" Çek Üzerinde Birden Fazla Tarih Olması
" İbraz Süresi
" Çekin Muhatap Bankanın Başka Bir Şubesine İbrazı
" Çekte Aval/Kefil Kaydı
" Çizgili Çek
" Yetki Kaydı
" Malen Kaydı

TACİR OLMAYAN

AkbankA.Ş. Düzenleme Yeri: Ankara, Tarihi: 20.10.2010

İşbu çek karşılığında Nehir Tuna'ya yalmz 40.000 TL ödeyiniz. Bedeli ma-
len alınmışhr. İş bu senetten doğacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve
İcra Daireleri yetkilidir.
Akbank A.Ş. Cebeci Şubesi/Ankara
Düzenleyen V. K. N: 1234567890 Hesap Sahibi: Kazım Kartal
Hesap No: 9876543210 10.10.2010 İmza
Kazım Kartal lehine 20.000 TL için kefilim.
Ahmet Kara
İmza Nehir Tuna lehine aval içindir.
Akbank A.Ş. Cebeci Şubesi'ni temsilen
Şube Müdürü Elif Kanbir
İmza

XYZBANKASI
Kwmetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 261

SORULAR:

1. Bu çek, devir şekli açısından nasıl bir çektir? Neden?

2. Senet metninde yer alan vergi kimlik numarasının yazılmaması


durumunda çek geçerli olur muydu? Neden?
3. Çek üzerinde düzenleme tarihi olarak, 20.10.2010 yazılmasına
rağmen düzenleyen Kazım Kartal, çeki gerekte düzenlediği tarihi
yazarak (10.10.2010) çeki imzalamıştır. Bu durum çekte düzen-
leme tarihi unsuru bakımından bir sakatlık yaratır mı? Neden?
Bu çekin ibraz edileceği son gün ne zamandır?

5. Çekin önyüzünde yer alan "Kazım Kartal lehine 20.000 TL için ke-
filim" kaydı ne anlama gelmektedir? Söz konusu kayıt geçerli mi-
dir?
6. Nehir Tuna lehine verilen aval, şekil ve taraflar yönünden geçerli
midir? Ayrı ayrı değerlendiriniz.
Hamil, çeki süresi içinde Akbank A.Ş. İstanbul/Pendik şubesine ib-
raz ettiğinde, banka görevlisi, Cebeci/Ankara şubesi üzerine keşi­
de edilmiş bir çekin, İstanbul/Pendik şubesine ibraz edilmesinin
mümkün olmadığını, zira kendi şubelerine ait olmayan bir çeki
ödeme yetkilerinin olmadığını ve ayrıca söz konusu çekle ilgHi ge-
rekli araştırma yapamayacakları gerekçesiyle ödeme talebini red-
detmiştir. Söz konusu banka görevlisinin ödememe gerekçesi ye-
rinde midir? Neden?
Çek üzerinde yer alan "bedeli malen alınmıştır" kaydının hukuki
niteliği ve sonuçları nelerdir?

9. Çek üzerinde yer alan yetki kaydı geçerli midir? Neden?


Çekin ön yüzünde yer alan birbirine paralel iki çizgi arasında "XYZ
Bankası" kaydının hukuki anlamını belirtiniz.
262 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Çekte İbraz Süresi


• Düzenleme Yeri
• Nakden Ödeme Kaydı
• Yabancı Para Cinsinden Ödeme
• İbraz Süreleri Geçirilen Çekte Muhatap Bankanın Ödeme Yükümlülüğü

Tekstil işiyle uğraşan A, aldığı malzemelerin karşılığı olmak üzere, B lehine


100.000 Euro tutarında, 20.10.2015 tarihli bir çek düzenleyerek B'ye teslim et-
miştir. A, çeki B'ye verirken imzasının yanına "İstanbul" kelimesini de eklemiştir. A
bu çek karnesini M Bankası'nın İstanbul/Pendik şubesinden almış ve çek hesabı
Euro üzerinden açılmıştır.
B, 31.10.2015 tarihinde İzmir'de tatilde olduğu sırada çeki, M Bankası'nın
İzmir/Buca şubesine ibraz ederek, ödemenin Euro cinsinden yapılmasını talep et-
miştir.

Banka M, çek üzerinde aynen ödeme kaydı yer almadığından ödemenin Euro
üzerinden yapılamayacağını, söz konusu bedelin ancak çekin düzenlenme tarihin-
deki değerine göre TL ile yapılmasının mümkün olduğunu, ayrıca çekin süresinde
ibraz edilmediğini, süresinde ibraz edilmeyen çeki hiçbir şekilde ödeyemeyecekleri-
ni belirterek ödemeden kaçınmıştır.
Bunun üzerine B, çekin 100.000 Euro bedelli olarak düzenlendiğini, çek hesa-
bının da Euro üzerinden açıldığını dolayısıyla aynen ödeme kaydına gerek olmadı­
ğını, ayrıca çeki süresinde ibraz ettiğini, şayet süresinde ibraz etmemiş olsa bile
çek hesabında para bulundukça bankanın hesapta bulunan miktar kadar ödeme
yapmak zorunda olduğunu, aksi takdirde cezai ve idari yaptırımla karşılaşacakla­
rını söylemiştir.

80RU:
Muhatap bankanın ödeme yapmamak için ileri sürdüğü iddiaları ve bu
iddialara karşı B'nin yaptığı savunmaları ayrı ayrı değerlendiriniz.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 263

., Ciro Zinciri
., Lehtarm Cirosu
., Aval
., İbraz Süresi
., Kısmi Ödeme
., Hesaba Geçirilecektir Kaydı
., Muhatap Bankanın Ödeme Yükümlülüğü
., Muhatap Bankanın Sorumluluğu

A, borcuna karşılık olmak üzere, düzenleme ve ödeme yeri Ankara olan,


23.10.2016 düzenleme tarihli, 50.000 TL bedelli ve diğer unsurları tam olan bir
çek düzenleyerek B'ye vermiştir. Söz konusu senedin lehtarı B olmasına rağmen ilk
ciro, C tarafından D'ye yapılmıştır. Daha sonra bu senet D tarafından B'ye, B
tarafından da E'ye ciro edilmiştir. B, senedi E'ye ciro etmeden önce senedin önyü-
züne imza atmıştır. E, senedin önyüzüne "hesaba geçirilecektir. İmza E." yazdık­
tan sonra senedi H'ye tahsil cirosuyla devretmiştir. H'nin senedin tahsili için ban-
kaya gittiğini öğrenen E, H'yi arayarak senedin önyüzüne yazdığı "hesaba geçiri-
lecektir. İmza E" kaydını çizmesini ve senet bedelini nakden tahsil etmesini iste-
miştir. H, söz konusu kaydı çizdikten sonra süresinde senedi muhatap bankanın
çek hesabının bulunduğu şubesine ibraz etmiştir. Banka görevlisi, çek hesabında
20.000 TL olduğunu, ayrıca senet üzerinde yer alan "hesaba geçirilecektir" kaydı­
nı çizmelerine gerek olmadığını, zira bu kaydın ancak A tarafından konulabilece-
ğini dolayısıyla E tarafından konulan kaydın zaten hukuki bir değerinin olmadığı­
nı belirterek kısmi ödeme yapmak istemiştir. H ise, kısmi ödemeyi kabul etmek
zorunda olmadığını belirterek senet bedelinin tamamı için karşılıksızdır işlemini
yaptırarak A'ya başvurmuştur.

SORULAR:

1. Çekin arka yüzünü çiziniz.

2. Olayımızdaki çekte ibraz süresinin başlangıcını ve sonunu somut


olarak belirtiniz.

3. B tarafından senedin önyüzüne atılan imzanın hukuki niteliği ve


sonuçlarınelerdir?
264 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

4. E tarafından senedin önyüzüne konulan "hesaba geçirilecektir"


kaydının ve daha sonra söz konusu kaydın H tarafından çizilmesi-
nin hukuki sonucu nedir? Banka görevlisi, söz konusu kayıt ve çi-
zilmesi ile ilgili olarak söylediklerinde haklı mıdır? Neden?
5. H ödeme için A'ya başvurduğunda A, senette ilk cironun lehtar
tarafından yapılması gerektiğini, oysa ilk cironun C tarafından ya-
pıldığını, dolayısıyla ciro zincirinin bozuk olduğunu ve senedi elin-
de bulunduranın yetkili hamil olamayacağını belirterek ödeme
yapmaktan kaçınabilir mi? Neden?
6. H, ödeme için A'ya başvurduğunda A, hamilin hesapta bulunan
kısmi karşılığı reddedemeyeceğini aksi takdirde bu miktar için
müracaat hakkını kaybedeceğini ve kalan kısım için karşılıksızdır
işlemi yapılması gerektiğini, oysa tamamı için karşılıksızdır işlemi­
nin yapıldığını, usulüne uygun bir tespit yapılmadığından kendisi-
ne başvurulamayacağını ileri sürerek ödeme yapmaktan kaçınabi­
lir mi? Neden? Şayet A haklıysa, H, banka görevlisinin sorumlulu-
ğuna gidebilir mi? Neden?

7. Şayet H, kısmi ödemeyi kabul etmiş olsaydı, bankanın H'ye öde-


mesi gereken miktar ne kadar olacaktı?
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 265

,. Çekte İbraz Süresi


,. Cim Edilemez Kaydı
,. Çekin Muhatap Bankanın Başka Bir Şubesine İbrazı
,. Karşılıksızdır İşlemi
,. Muhatap Bankamn Ödeme Yükümlülüğü
,. Çekten Cayma
,. Çekte Müracaat Hakkı
,. Çekte Defiler

A, satın aldığı tabloların bedelini ödemek amacıyla, M Bankası İzmir/Buca Şu­


besindeki hesabı üzerinden lehtarı B, düzenleme ve ödeme yeri İzmir olan,
01.05.2016 düzenleme tarihli bir çek düzenleyerek B'ye teslim etmiştir. A, çeki
teslim etmeden önce senedin önyüzüne "ciro edilemez" ibaresini eklemiştir. B çeki,
arkasına "Çek bedelini C'ye ödeyiniz. İmza B" yazarak C'ye teslim etmiştir. C,
10.05.2016 tarihinde M Bankası'nın Ankara/Keçiören şubesine çeki ibraz ederek
tahsilini talep etmiştir. Banka görevlisi, A'nın çek hesabında para bulunmaması
gerekçesiyle ödeme yapmaktan kaçınmıştır. Bunun üzerine C, bankanın kanunen
ödemekle yükümlü olduğu miktarın ödenmesini ve eksik kalan kısım için de çek
üzerine karşılıksızdır şerhi düşülmesini talep etmiştir. Ancak banka görevlisi, bu
işlemlerin ancak çek hesabının bulunduğu şubede yapılabileceğini belirterek söz
konusu talepleri geri çevirmiştir. Bunun üzerine C, ayrı bir kağıt üzerine çekin
ibraz edildiği şubeyi, tarihi, ödenmeme sebebini yazarak banka görevlisine imza-
latmıştır. Söz konusu belgeyi ve çeki A'ya ibraz eden C, çek bedelinin ödenmesini
talep etmiştir. A, söz konusu çeki B'den aldığı tabloların karşılığı olarak düzenle-
diğini, tabloların sahte çıkması üzerine çek bedelini ödemeyeceğini, bu gerekçeyle
çek hesabında bulunan bütün parasını çektiğini, bunu da çekten cayma niyetiyle
yaptığını, ayrıca çek üzerine "ciro edilemez" kaydını düştüğünü, oysa çekin ciroyla
devredildiğini dolayısıyla meşru hamil olmadığını, ayrıca çek üzerinde karşılıksız­
dır işlemi yapılmadığını, söz konusu işlem yapılmadan kendisine asla başvurula­
mayacağını belirterek ödemeden kaçınmıştır. Ancak C, çeklerin kanunen emre
yazılı senet olduğunu ve "ciro edilemez" kaydının kendisini bağlamayacağını, bu
nedenle çeki ciroyla devralmasında herhangi bir usulsüzlük olmadığını, tabloların
sahte çıkmasının B ile arasındaki kişisel bir mesele olduğunu, kendisinin durumdan
haberdar olmadığını ve bu gerekçenin kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini, karşı­
lıksızdır işleminin mutlaka çek üzerinde yer almasının gerekmediğini, muhatap
266 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

bankanın imzaladığı ayrı bir belgenin de müracaat haklarının kullanılması bakı­


mından yeterli olduğunu, ayrıca senedi düzenleyen kişinin asıl borçlu olduğunu ve
asıl borçluya başvurmak için herhangi bir tespit yaptırmaya gerek olmadığını
belirterek ödemeden kaçınmanın mümkün olmadığını belirtmiştir.

SORULAR:

1. Bu çekin ibraz süresi nedir? Açıklayınız.


2. Çek üzerinde yer alan "ciro edilemez" kaydının hukuki niteliği ve
sonuçları nelerdir? Açıklayınız.

3. Banka görevlisinin ödeme ve/veya karşılıksızdır işlemi talebini


reddetmesi haklı mıdır? Neden?
4. A1nın iddiasını ve C'nin savunmasını ayrı ayrı değerlendiriniz.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 267

" Sahte ve Tahrif !Edilmiş Çek


" Muhatap Bankanın Sorumluluğu

K, satın almış olduğu mobilyalar ve beyaz eşya karşılığında M Bankası İstan­


bul/Pendik Şubesindeki hesabı üzerinden 8.000 TL bedelli bir çek düzenleyerek L'ye
vermiştir. Çek, aynı gün 4 ayrı ciro işlemi görmüş, son olarak çeki elinde bulundu-
ran H, senet üzerindeki rakam hanesine bir sıfır daha ekleyerek süresi içerisinde M
bankasının İstanbul/Kadıköy şubesine ibraz ederek, çek hesabında bulunan 72.000
TL'yi tahsil etmiştir.
Durumdan haberdar olan K, muhatap banka aleyhine tazminat davası açmış­
tır. K,dava dilekçesinde özetle; çek üzerinde tahrifat yapılıp çek bedelinin 8.000
TL'den 80.000 TL ye dönüştürüldüğünü ve bankaca da bu miktarın ödendiğini,
hesabının her gün değiştiğini ve bu kadar büyük meblağın ekseriyetle bulunmadı­
ğını, bu kadar büyük bir paranın hesapta olduğu bir anda çekin ibraz edilmiş
olmasının dikkat çekici olduğunu, tahrifatın da belirgin bulunduğunu bankanın
gerekli dikkat ve ihtimamı göstermediğini, çekle ödeme yapmayı kabul eden ve
müşterileri ile çek anlaşmaları yapan bir bankanın her şeyden önce basiretli bir iş
adamı gibi hareket ederek gerekli dikkat ve ihtimamı göstermesi ve tereddüt ha-
linde çeki uzman kişilere inceletmesi ve gerektiğinde düzenleyenden tahkik edip
alacağı cevaba göre hareket etmesi lazım geldiğini, ayrıca TTK m. 812 hükmü
uyarınca sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödeyen bankanın düzenleyenin zararını
tazmin etmek zorunda olduğunu, muhatap bankanın bu hüküm kapsamındaki
sorumluluğunun objektif bir sorumluluk olduğunu, dolayısıyla muhatap banka bir
kusuru bulunmasa dahi sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmaktan kay-
na/danan zarara katlanmak zorunda olduğunu belirtmiştir. Muhatap banka ce-
vap dilekçesinde özetle; çek taahhütnamesinin 2. maddesine göre hamilin kimliği­
nin tesbitine gerek olmadığını, davacının çekte tahrifat yapılmasına imkan verecek
tarzda düzenlemekle kendisinin kusurlu olduğunu, her ne kadar TTK m. 812
madde hükmüne göre, sahte veya tahrif edilmiş bir çekin ödenmesinden meydana
gelen zararın tazmini yükümlülüğü o çekin muhatabı olan bankaya ait ise de,
düzenleyenin gerek çek defterini iyi saklamaması suretiyle ve gerekse sair kusurlu
bir hareketi sonucu zararın meydana gelmesine sebebiyet vermesi halinde, muha-
tap bankanın bir nevi (kurtuluş beyyinesi) ikamesi suretiyle, zararın tamamından
veya bir kısmından kurtulması daima mümkün olduğunu, ayrıca davacı­
düzenleyen ile aralarındaki çek anlaşmasında sorumsuzluk kaydı bulunduğunu ve
268 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

bu nedenle düzenleyenin zararından sorumlu olmadığını ileri sürmüştür (Y. 11.


HD. T. 17.03.1983 E. 1126/K. 1289, (www.kazancı.com).

1. Sahte ve tahrif edilmiş çek ne demektir?


2. Sizce olayda düzenleyenin çek hesabından çekilen tutarı muhatap
bankadan isteme hakkı var mıdır? Tarafların ileri sürdükleri hu-
susları dikkate alarak değerlendiriniz.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 269

" Çekte İbraz Süresi


" Çeki111 Şekil Şartları
" Faiz, Bloke !Edilmiştir, Hesaba Geçirilecektir, Ayne111 Ödeme Kaydı
" İleri Düze111leme Tarilhli Çek
" Çeki111 Muhatap 18a111ka111m IBaşka IBiır Şubesi111e İbrazı
" Karşılıksızdır İşlemi
" Muhatap 18a111ka111m Ödeme Yükümlülüğü
" Yaba111cı Para Ci111si111de111 Ödeme
" Kısmi Ödeme
" Çekte111 Aval/Kefil Kaydı
" Çekte Müracaat Hakkı
" Çekte Defiler
" İhbar

D borcuna karşılık, M bankasının Ankara-Çankaya şubesindeki TL hesabı için


aldığı çek defterini kullanarak 50.000 Euro bedelli ve yıllık % 30 faiz kaydını içe-
ren bir çek düzenlemiş ve alacaklısı L'ye vermiştir. D, çeki L'ye vermeden önce M
Bankası tarafından çekin ön yüzüne "Çek bedeli bloke edilmiştir" ibaresi eklenerek
imzalamıştır. D'nin imzasının yanında ikamet ettiği İstanbul-Pendik adresi yazılı­
dır. Çek 20.01.2017 tarihinde düzenlenip L'ye verilmiş olmasına rağmen düzen-
leme tarihi olarak çekin üzerine 30.02.2017 tarihi yazılmıştır.
L söz konusu çeki tam ciro ile C1 'e, o da beyaz ciro ile C2'ye, o da senet üze-
rinde herhangi bir işlem yapmaksızın elden C3"e devretmiştir. C2 çeki devretme-
den önce senedin önyüzüne imza atmıştır. C3 çekin arka yüzüne "C2 lehine
20.000 Euro için kefilim. İmza C3" yazdıktan sonra "C4'den alınan mallar teslim
edilirse ödeyeceğim" diyerek tam ciro ile C4'e devretmiştir. C4, senedin önyüzüne
"hesaba geçirilecektir. İmza C4" yazdıktan sonra çeki tahsil cirosu ile H'ye dev-
retmiştir. H, 26.01.2017 tarihinde M Bankasının Ankara-Keçiören şubesine çeki
ibraz ederek ödeme talebinde bulunmuştur. M Bankası, D'nin çekle işleyen hesa-
bında hiç karşılığın olmadığını, ancak çek üzerinde yazılı tarih gelmediğinden
karşılıksızdır işlemi yapılamayacağını, bankanın ödemekle yükümlü olduğu kısmi
ödeme tutarının ise ancak çek hesabının bulunduğu şube tarafından ödenebilece-
ğini belirterek ödeme talebini reddeder.

Çek üzerinde yazılı düzenleme tarihini beklemek zorunda kalan H, 14.03.2017


tarihinde çeki M Bankasının Ankara-Çankaya şubesine ibraz ederek ödeme tale-
270 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

binde bulunmuştur. M Bankası, çek hesabında kısmi karşılığın bulunduğunu ve


ayrıca TL hesabına döviz üzerinden çek yazılmasının mümkün olmadığını ayrıca
çek üzerinde aynen ödeme kaydının yer almadığını belirterek kısmi karşılığı TL
cinsinden ödemek istemiştir. Kısmi ödemeyi kabul etmeyen H, çek üzerinde karşı­
lıksızdır işlemi yaptırarak D'ye başvurmuştur.

1. Çekin arka yüzünü (ciro zincirini) çizerek H'nin meşru hamil olup
olmadığını açıklayınız.

2. Çekte kararlaştırılan faiz şartı geçerli midir? Neden?


3. C4 tarafından senedin önyüzüne konulan 11
hesaba geçirilecektir"
kaydının hukuki sonucu nedir?

4. M Bankasının Ankara-Keçiören şubesinin ödememeyle ilgili ileri


sürdüğü hukuki gerekçeler yerinde midir? Ayrı ayrı açıklayınız.

5. C2 tarafından senedin önyüzüne atılan imza ve C3 tarafından çe-


kin arka yüzüne konulan 11 C2 lehine 20.000 Euro için kefilim. İmza
C3" kaydının hukuki sonucu nedir? Açıklayınız.
6. M Bankası Ankara-Çankaya şubesinin TL hesabına döviz üzerin-
den çek yazılmasının mümkün olmadığını ve ayrıca çek üzerinde
aynen ödeme kaydının yer almadığını belirterek kısmi karşılığı TL
cinsinden ödemek istemesinde haklı mıdır? Neden?
7. H, çekin karşılıksız çıkması üzerine başvuracağı kimselerden baş­
vurma hakkı kapsamına neleri talep edebilir? Açıklayınız.
8. H'nin çekin ödenmesi talebi üzerine D:
a. Düzenleme tarihi olarak takvimde olmayan bir günün belirtilme-
si nedeniyle çekin kambiyo senedi niteliğinin ortadan kalktığını,
b. Çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğini

c. Çek hesabında bulunan kısmi karşılığı reddedemeyeceğini, aksi


takdirde müracaat hakkını kaybedeceğini
d. Çekin düzenlenmesine temel teşkil eden devir işleminin L tara-
fından yerine getirilmediğini

e. Kendisinin çeki ibraz eden H'den 40.000 Euro alacağı olduğunu,


takas defi ileri sürdüğünü belirterek ödeme talebini reddetmiştir.
D'nin savunmalarını ayrı ayrı değerlendiriniz.
Kuymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 271

9. D'nin ödemeyi reddetmesi üzerine H, C3'e başvurmuştur. Ancak C3;


a. Çeki ciro ederken şart koştuğunu ve bu şart gerçekleşmeden
ödeme yapmayacağını
b. Ayrıca bu aşamaya kadar çekin ödenmediğinin, kendisine ih-
bar edilmediğini, bu durumun senetteki başvurma hakkını dü-
şürdüğünü, ileri sürerek ödemeden kaçınmıştır. C3'ün savun-
malarını ayrı ayrı değerlendiriniz.

10. H, M Bankasına ait senet üzerinde "çek bedeli bloke edilmiştir"


kaydının yer aldığını, çek bedelinin ödenmemesi üzerine söz ko-
nusu kayıt dolayısıyla M Bankasının da müracaat borçluları kap-
samında takip edilebileceğini ve ayrıca çekin karşılıksız kalması
nedeniyle cezai ve idari-adli yaptırımlara tabi tutulması gerektiği­
ni belirtmiştir. H iddiasında haklı mıdır? Neden?
272 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

,. Çekte İbraz Süresi


'" Çekin Muhatap Bankanın Başka Bir Şubesine İbrazı
'" Teminat/Faiz/Kayden Ödenecektir Kaydı
'" Çekte Aval/Kefil Kaydı
'" Muhatap Bankanın Ödeme Yükümlülüğü
,. Çizgili Çek
'" Çekten Cayma
'" Çekin Vizesi
'" Kısmi Ödeme, Çekte Ödememe Durumunun Tespit Edilmesi
'" İhbar
,. Çekte Defiler
'" Çekte Tahsil Cirosu
'" Zamanaşımı
'" Müracaat Dışı Yollar

Beyaz eşya ticaretiyle uğraşan A, satın aldığı


ürünlere karşılık, çek hesabı M
Bankası'nın Pendik/İstanbul şubesinde olan, düzenleme yeri Ankara olan,
29.06.2019 düzenleme tarihli ve 20.000 TL bedelli bir çek düzenleyerek satıcı
B'ye vermiştir. A, senedi teslim ederken önyüzüne "Bedeli Teminat İçindir" ibaresi-
ni eklemiştir. Ayrıca taraflar çekte yazılı bedelin ödenmemesi halinde aylık % 18
faiz uygulanacağını öngörmüş ve buna ilişkin kayıt da çekin üzerine düşülmüştür.
B, A'nın borçlarını düzenli ödemediğine ilişkin söylentilerin piyasada dillendirilme-
si üzerine, muhatap bankaya telefon açarak karşılığının olduğuna ilişkin onay
almıştır. Yine de çekin ödeneceğinden şüphe duyan B, muhatap bankanın Pen-
dik/İstanbul şubesine gitmiş, durumu anlattığı banka görevlisi K, senedin önyüzü-
ne "iş bu çekin karşılığının M Bankası tarafından ödeneceğine kefilim" yazarak
imzalamıştır.

B, söz konusu çeki tam ciro ile C'ye devretmiştir. C de senedin önyüzüne
"Kayden Ödenecektir" ibaresini ekleyerek imzalamış ve senedi beyaz ciro ile D'ye
devretmiştir. D, çekin önyüzüne birbirine paralel iki çizgi çekerek, çizgiler arasına
"Banka" ibaresini yazdıktan sonra, çeki tahsil cirosuyla avukatı H'ye devretmiştir.
A, B'den satın aldığı ürünlerin bir kısmının ayıplı olması üzerine, 10.07.2019
tarihinde çek hesabında bulunan bütün parayı çekmiştir. H, 28.07.2019 tari-
hinde M Bankası'nın Maltepe/İstanbul şubesine çeki ibraz ederek ödeme talebin-
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 273

de bulunmuştur. M Bankası Maltepe/İstanbul Şubesi, D tarajindan senedin çizil-


diğini, bu nedenle senedi yalnızca bir bankanın ödeme için ibraz edilebileceğini,
ayrıca A tarajindan hesapta bulunan tüm karşılığın çekildiğini, A'nın çekle işle­
yen hesabında hiç karşılığın olmadığını, bunun cayma beyanı niteliğinde oldu-
ğunu belirterek ödeme talebini reddetmiş ve hiçbir işlem yapmaksızın çeki iade
etmiştir.

bu sefer çeki, 31.07.2019 tarihinde M Bankası'nın Pendik/İstanbul şubesine


ibraz ederek ödeme talebinde bulunmuştur. Ancak hesapta karşılık olmadığı için
ödeme yapılmamıştır. Yine muhatap banka kanunen üzerine düşen kısmı ödemek
istemişse de H bu kısmi ödemeyi kabul etmeyerek çek üzerinde karşılıksızdır işlemi
yaptırarak A'ya başvurmuştur (Erü Hukuk Fakültesi Kıymetli Evrak Hukuku
2018/2019 Final)

1. Çekin muhatap bankanın Maltepe/İstanbul şubesine ibrazı müm-


kün müdür? Bu çekin en geç hangi tarihe kadar bankaya öden-
mesi için ibraz edilmesi gerekir? Açıklayınız.
2. C tarafından senedin önyüzüne konulan "kayden ödenecektir"
kaydının hukuki niteliği ve sonuçları nelerdir? Açıklayınız.

Muhatap banka görevlisi K tarafından senedin önyüzüne konulan


"iş çekin karşılığının M Bankası tarafından ödeneceğine kefi-
lim" kaydının hukuki niteliği ve sonuçları nelerdir? Açıklayınız.
M Bankası Maltepe/İstanbul şubesinin ödememeyle ilgili ileri sür-
düğü hukuki gerekçeler yerinde midir? Ayrı ayn açıklayınız.
5. Çekin karşılıksız çıkması üzerine çekin karşılığının bulunduğunu
beyan eden bankadan bedelin ödenmesini talep etmesi mümkün
müdür? Neden?
H'nin çekin ödenmesi talebi üzerine A:
a) Çekin teminat çeki olduğunu ve bu durumun çek üzerinde be-
lirtildiğini, bu nedenle çekin kambiyo senedi niteliğinin orta-
dan kalktığını,
b) Çek hesabında bulunan kısmi karşılığı reddedemeyeceğini, aksi
takdirde müracaat hakkını kaybedeceğini
belirterek ödeme talebini reddetmiştir. A'nın savunmalarını ayrı
ayrı değerlendiriniz.
274 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

7. A'nın ödemeyi reddetmesi üzerine H, C'ye başvurmuştur. Ancak C;

a) Kendisine protesto çekilmediği ve ayrıca senedin karşılıksız


çıktığının ihbar edilmediğini, bu nedenle kendisine başvurula­
mayacağını,

b) Çeki ciro ettiği tarihte ehliyetsiz olduğunu, bu nedenle her-


hangi bir sorumluluğunun bulunmadığını,
c) Çek üzerinde yer alan faiz kaydının çeki geçersiz kıldığını,

d) Çeki tahsil cirosuyla D'den devraldığını, oysa D'nin çeki devret-


tikten sonra vefat ettiğini, bu nedenle yetkili hamil olmadığını
belirterek ödeme talebini reddetmiştir.
C'nin savunmalarını ayrı ayrı değerlendiriniz.

8. C'nin ödemeyi reddetmesi üzerine H, 10.08.2022 tarihinde B'ye


karşı icra takibi başlatmıştır. Ancak B, zamanaşımı def'inde bu-
lunmuştur. B zamanaşımı def'ini ileri sürmekte haklı mıdır? Çekin
zamanaşımına uğramış olduğu kabul edilirse, H'nin çek bedelini
tahsil edebileceği başkaca hukuki bir yol var mıdır? Açıklayınız.
Kıymetli Evrak Hı.ıkı.ıku Cevapsız Pratik Çalışmalar 275

,. Kıymetli Evrakın İptali


,. İptal Kararının Hüküm ve Sonuçları

"Davacı vekili, müvekkilinin yetkilisinin elindeyken çalınan 31.3.2009 keşide


tarihli 5.000 TL bedelli, 30.4.2009 keşide tarihli 5.000 TL bedelli çekler hakkında
çek iptali kararı alındığını, davalı keşideci aleyhine bu çeklerin bedelinin tahsili
için yapılan icra takibinin haksız itiraz sebebiyle durduğunu ileri sürerek itirazın
iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının
mahkemeden aldığı hasımsız iptal kararının iyi niyetli üçüncü kişiyi bağlamayaca­
ğını, yetkili ve meşru hamil ortaya çıkınca kendisinin tekrar ödeme yapmak zo-
runda kalacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia,
savunma toplanan delillere göre, takibe konu çeklerin asıllarının mevcut olmama-
sından dolayı mahkemeye ibraz edilemediği, çek üzerindeki davacı cirosunun görü-
lemediği, davacının çeki davalıdan ciro yoluyla almadığı, davacıyla davalı arasın­
da ticari bir ilişkinin bulunmadığı, davacının kendi cirantasına başvurarak alaca-
ğının varlığını ispatlayabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir."(Y.
19. HD. T. 28.9.2011, E. 2011/637, K. 2011/11594 (www.kazancı.com).

1. Olaydaki davacının talebini değerlendirerek, kıymetli evrakın iptal


kararına rağmen senet bedelini ödemekten kaçınan davalı tarafın
dayanaklarını değerlendirerek yerel mahkemenin vermiş olduğu
hükmü tartışınız? Kıymetli evrakın iptali kararının niteliği ve so-
nuçlarını da göz önünde bulundurarak, Yargıtay'ın, yukarıdaki ye-
rel mahkeme kararının nasıl değerlendirip, hangi yönde karar
vermesi gerektiğini açıklayınız?
2. Davalının iddia ettiği gibi, iptal edilen bir kıymetli evrak bakımın­
dan davalı, davacıya ödeme yapmış olmasına rağmen, sonradan
üçüncü kişinin senetle birlikte davalıya başvurup senedi ibraz et-
mesi ihtimali gerçekleşir ise, davalı bu hamile karşı senet bedelini
ödediğini iddia ederek sorumluluktan kurtulabilir mi? Böyle bir
durumda, senet hamili üçüncü kişi, kimlere karşı hangi yollara
başvurabilir?
276 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., Sahte ve Tahrif Edilmiş Çek


., Muhatap Bankanın Sorumluluğu
., Sorumsuzluk Anlaşması

Alıcı X Tekstil A.Ş. ile satıcı Y İplik Üretim Ltd. Şti arasında yapılan satım söz-
leşmesine istinaden X Tekstil A.Ş.'nin alacağı ham ve işlenmiş ürünlerin bedeli için
Y İplik Üretim Ltd. Şti'ye 12.02.2016 düzenleme tarihli çek verilmiştir. Çek süre-
sinde M Bankasına ibraz edilmemiştir. Hamil çeke dayalı müracaat hakkının kal-
madığını düşünerek, çek üzerindeki tarihi 12.08.2016 olarak değiştirmiş, ardın­
dan M Bankası'na çeki ibraz etmiştir. M Bankası'nın yetkilisi çekin süresinde ibraz
edildiğini düşünerek Y İplik Üretim Ltd. Şti'ye ödeme yapmıştır.

1. Muhatap M Bankası'na ibraz edilen çek sahte çek midir? Açıkla­


yınız.

2. Y İplik Üretim Ltd. Şti tarafından ibraz edilen çekin ödenmesinden


kim veya kimler, hangi hükümlere göre sorumlu tutulabilir? Açık­
layınız.

3. Çek anlaşmasında M Bankası ile X Tekstil A.Ş. arasında yapılacak


sorumsuzluk kaydı geçerli midir? Açıklayınız.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 211

" Çekte Kayıtlar


" Meşru Hamil
" Muhatap !Bankanm Sommlu.ılu.ığu.ı
" Müracaat Hakkı

X Gıda A.Ş. yönetim kurulu üyesi A, şirketin bir borcuna karşılık olarak B'ye
100.000 TL bedelli bir çeki düzenleyerek vermiştir. X şirketinin çekle işleyen hesa-
bı çek üzerinde Y Bankası'nın Antalya - Alanya şubesi olarak yazmaktadır. Çek
üzerinde yazan düzenleme yeri ise Ankara'dır. Çek 01.07.2018 tarihinde düzen-
lenmiş olmasına rağmen, çek üzerine 30.07.2018 düzenleme tarihi olarak yazıl­
mıştır. Çek üzerinde ayrıca, "bedeli malen alınmıştır" ve "ibrazında aylık %5 faiz
hesaplanarak ödenir" kayıtları bulunmaktadır.
B, elindeki çeki tam ciro ile Cye cirolamıştır. Çeki çantasına koyan C, sonradan
bu çeki kaybetmiştir. Çek D tarafindan bulunmuş ve bu çek beyaz ciro ile E'ye
cirolanmıştır. E, 5.7.2018 tarihinde Y Bankasının İstanbul şubesine gitmiş ve çek
bedelinin ödenmesi talebinde bulunmuştur. Banka yetkilisi ise E'nin yetkili hamil
olmadığı gerekçesiyle ödeme yapılamayacağını belirtmiş; bir an için aksi düşünül­
se dahi Antalya şubesinin çekinin ancak bu şube tarafindan ödenebileceğini ifade
ederek ödemeyi reddetmiştir.
Bunun üzerine E, Antalya -Alanya şubesine başvurarak çekin ödenmesini talep
etmiş; banka yetkilisi ise hesapta kısmi karşılık olarak 57.000 TL olduğundan
ötürü bu miktarın ödemesinin yapılacağını ifade etmiştir. E de bu kısmi ödemeyi
ve bankanın diğer sorumlu olduğu miktarı talep etmiştir.

SOR.ULAR.:
1. Bu çekin ibraz edileceği son gün hangi gündür? Açıklayınız.
2. Çek üzerindeki "bedeli malen alınmıştır" kaydının anlamı ve hu-
kukı sonucu nedir? Açıklayınız. Çek üzerindeki faiz kaydının geçer-
liliğini tartışarak bu kaydın çeke olan etkisini belirtiniz.

3. Bankanın İstanbul şubesinin ödemeyi reddederken ileri sürdüğü


gerekçelerin yerinde olup olmadığını ve E'nin meşru hamil olup
olmadığını açıklayınız.
278 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

4. Bankanın Antalya şubesi kısmi ödemeyi ve sorumlu olunan mikta-


rı ödemeli midir? Ödemesi veya ödememesi gerektiği yönündeki
görüşlerinizi hukuki gerekçesi ile yazınız.
5. Çekin kısmi karşılık olarak ödenmesi sonrası E'nin meşru hamil
olarak başvuru hakkını kullanması için yapılması gereken nedir?
Başvuru hakkında E'nin talep edebileceğinin rakam olarak neler
olacağını ayrı ayrı açıklayınız.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 279

,. Çekte Meşru Hamil


,. Çekte Ödeme Yeri
,. Müracaat Hakkı
,. İbraz Süresi Sonrası Ciro
,. Çekten Cayma

İstanbul'da demir-döküm fabrikası işleten A, bir borcuna karşılık olarak, M


bankasının İstanbul-Pendik şubesindeki TL hesabı için bankadan aldığı çek defteri-
ni kullanarak, B'ye 20.000 TL bedelli ve düzenleme ve ödeme yeri İstanbul-Pendik
olan bir çek vermiştir. Çek 01.10.2016 tarihinde düzenlenip B'ye verilmiş, düzen-
leme tarihi olarak çekin üzerine 10.10.2016 tarihi yazılmıştır. Taraflar çekte
yazılı bedelin ödenmemesi halinde aylık kanuni faiz uygulanacağını kararlaştırmış
ve buna ilişkin kaydı çekin üzerine düşmüştür. B söz konusu çeki tam ciro ile C'ye,
C ise beyaz ciro ile D'ye devretmiştir. Daha sonra bu çek, D tarafindan da H'ye
tahsil cirosu ile devredilmiştir.
H, 05.10.2016 tarihinde çeki muhatap bankanın Ankara-Çankaya şubesine
ödeme için ibraz etmiştir. Banka görevlisi, hesapta karşılık olmadığı için ödeme
yapılamayacağını, çek üzerinde yazılı düzenleme tarihinin gelmediğinden de karşı­
lıksızdır şerhi düşülemeyeceğini, ayrıca karşılıksızdır işleminin yalnızca çek hesa-
bının bulunduğu muhatap banka şubesince yapılacağını belirterek çeki H'ye iade
etmiştir. Bu arada A, çekten caydığını muhatap bankaya noter aracılığıyla bildir-
miştir. H, 20.10.2016 tarihinde çeki muhatap bankanın İstanbul/Pendik şubesine
ibraz etmiştir. Banka görevlisi, A'nın çekle işleyen hesabında hiç karşılığın olma-
dığını, ancak çekin süresi içinde ibraz edilmediğinden ve zaten çekten de cayılmış
olduğundan ödeme yapılamayacağı gibi karşılıksızdır işleminin de yapılamayaca­
ğını bildirmiştir.

Bunun üzerine H, bir ödememe protestosu çektikten sonra bedelin ödenmesi


için A'ya başvurmuştur. Ancak A da karşılıksızdır işlemi yapılmadan kendisine
başvurulamayacağını, ayrıca başvurulabilse dahi kendisinin de H'den 20.000 TL
alacağı olduğunu belirterek ödeme talebini reddetmiştir.

1. H'nin meşru hamil olup olmadığını açıklayınız. Çek üzerinde belir-


tilen faiz şartı geçerli midir? Neden?
280 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

2. M Bankasının Ankara-Çankaya şubesinin ödememeyle ilgili ileri


sürdüğühukuki gerekçeler yerinde midir? Ayrı ayn açıklayınız.
3. M Bankasının İstanbul-Pendik şubesinin ödememeyle ilgili ileri
sürdüğü hukuki gerekçeler yerinde midir? Ayrı ayrı açıklayınız

4. Çekin karşılıksız çıkması üzerine H, kim/kimlere başvurabilir? Baş­


vuru hakkının kapsamında başvurulacak kimselerden neler talep
edilebilir?
5. H'nin çeki M Bankasının İstanbul-Pendik şubesinin ödememeyle
ilgili ileri sürdüğü hukuki gerekçeler sonrası S'ye ciro etmesi
mümkün müdür? S hamil sıfatıyla başvuru haklarını kullanabilir
mi? Gerekçeli olarak açıklayınız.
6. H'nin çekin ödenmesi talebi üzerine A'nın çek üzerinde karşılık­
sızdır işlemi yapılmadan kendisine başvurulamayacağını, kendisi-
nin çeki ibraz eden H1den 20.000 TL alacağı olduğu savunmalarını
ayrı ayrı değerlendiriniz.
Kıymetli Evırak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 281

" Çekte İbraz Süresi


" Çelkin Mıı.ııhatap Bankanm Başka Bir Şıı.ııbesine İbrazı
" faiz Kaydı
" Çekte Ödememe Dıı.ıırıı.ıımıı.ıınıı.ıın Tespit Edilmesi
" İhbar

İstanbul'da bir tekstil fabrikası işleten A, bir borcuna karşılık olarak 50.000 TL
bedelli bir çek düzenleyip B'ye vermiştir. Çekin düzenleme tarihi 03.10.2017 olup,
düzenleme ve ödeme yeri İstanbul/Pendik'tir. Taraflar çekte yazılı bedelin öden-
memesi halinde aylık % 1Ofaiz uygulanacağını kararlaştırmış ve buna ilişkin kaydı
çekin üzerine düşmüştür. B tarafından çek tam ciroyla H'ye devredilmiştir. Çeki
alan H, 13.10.2017 tarihinde çeki muhatap bankanın Ankara-Çankaya şubesine
ödenmesi için ibraz etmiş, fakat muhatap banka çekin karşılığının bulunmadığını
belirtmiştir. Bunun üzerine banka memuru, kanunen üzerine düşen kısmı ödemiş,
geri kalan kısım için karşılıksızdır işlemi yapmıştır. çek bedelin ödenmesi için
B'ye başvurmuş, ancak B, protesto çekmeksizin ve ihbarda bulunmaksızın kendisi-
ne başvurulamayacağını belirterek ödeme talebini reddetmiştir (Eril Hukuk Fakül-
tesi Kıymetli Evrak Hukuku 2017/2018 Tek Ders Sınavı).

1. Çekin muhatap bankanın Ankara/Çankaya şubesine ibrazı müm-


kün müdür? Çek süresi içinde bankaya ibraz edilmiş midir? Açık­
layınız.

2. Çekte kararlaştırılan faiz kaydı geçerli midir? Neden?

3. B'nin ödememeyle ilgili ileri sürdüğü hukuki gerekçeler yerinde


midir? Ayrı ayrı açıklayınız.
2.82. Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• AçıkÇek
• Çekte Yetkili İmza
.. Çekte Tahrifat
• Sorumsuzluk Anlaşması
• Çekte Ödeme Yeri
• Çekte Teminat-Aval-Muhatabın Avali

X Gıda A.Ş.
Ankara'da kurulu bir anonim şirkettir. Şirket çift imza prensibine
bağlı olarak 5 yönetim kurulu üyesinden ikisinin imzasıyla temsil edilmektedir. X
şirketi, faaliyetlerinde kullanmak üzere, 1O ton un satın almak istemektedir. Yöne-
tim kurulu üyesi A, şirket adına 100.000 TL bedelli ve düzenleme yeri Ankara olan
ve lehdarı Y Gıda A.Ş. olan bir çek keşide ederek Y Gıda A.Ş. yetkili temsilcisine
teslim etmiştir. Çek üzerinde düzenleme tarihi olarak 30 Şubat yazmaktadır.
Çekin üzerinde yalnızca A'nın imzası bulunmaktadır. Ek olarak, arkadaşı
M'nin şahsi teminatına ihtiyaç duyan A, ona çekin ön yüzüne imza attırmıştır. M,
çekte 25.000 TL tutarında şahsi teminat vermek istemektedir.
Çek üzerinde ayrıca, "hesaba geçirilecektir" ve "bedeli malen alınmıştır" kayıt­
ları ile faiz kaydı da bulunmaktadır.
Y Gıda A.Ş. temsilcisi çeki tam ciro ile K'ya ciro etmiştir. K ise çek üzerindeki
bedeli 1. 000. 000 TL yaparak çeki beyaz ciro ile Lye ciro etmiştir. Çekte muhatap,
Ankara'da şubesi bulunan Z Bankasıdır.
Muhatap Z Bankası ile X Gıda A.Ş. arasındaki çek anlaşmasında bu tür hu-
kuka aykırılıklar için bir sorumsuzluk anlaşması bulunmaktadır. L'nin çeki mu-
hatap bankaya ibraz etmesi sonucunda çek ödenmiştir. Bunun üzerine, X Gıda
A.Ş. gerçekleşen zararlarının tazmini amacıyla muhatap bankaya tazminat
davası açmıştır.

1. Olaydaki çek, açık çek midir? Değil midir? Açık çek olup olmaması
neden önemlidir?
2. Çek üzerinde sadece A'nın imzasının bulunmasının hukuki sonucu
nedir? Açıklayınız.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 2.83

3. Çek üzerindeki bedelin değiştirilmesi ne anlama gelmektedir?


Bunun hukukı sonucu nedir?
Söz konusu çekin ödenmesinden kim hangi hükümlere göre so-
rumlu olabilir?
5. X şirketi ve banka arasındaki sorumsuzluk anlaşması geçerli mi-
dir? Açıklayınız.
6. Bankaya karşı açılan tazminat davasını değerlendiriniz. Bu dava
hangi gerekçeye dayanıyor olabilir? Tahsil edilen çek bedeli ban-
kadan istenebilir mi? Açıklayınız.
7. Çek L tarafından muhatap bankanın İzmir şubesine ibraz edilse ve
bu şube de ödemenin ancak çek hesabının bulunduğu şube tara-
fından yapılabileceği iddia etseydi bu geçerli bir iddia olur muy-
du? Açıklayınız.
X şirketi adına keşide edilen çekin bedeli talep edildiğinde, şirket
"çekin keşide edilmesine temel olan unların teslim edilmediği"
iddiasında bulunsaydı bu iddia geçerli bir iddia olur muydu? Açık­
layınız.

9. M'nin imzasının anlamı ve hükmü nedir? M'nin kısmi teminat


verme isteği gerçekleşebilir mi? M, lehtar lehine aval verebilir
mi? Muhatap banka aval verebilir mi?
10. Olaydaki çek üzerinde yer alan faiz kaydını değerlendiriniz. Çek
üzerine böyle bir kayıt konabilir mi?
284 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

,. Çekin Vizesi
" Menfi Tespit Davası
" Çekte Defiler
,. Tacir Çeki/Hamiline Yazılı Çek

Hakkında çek düzenleme yasağı bulunmasına rağmen (D), işyerine aldığı 10


adet bilgisayar karşılığında 30.12.2017 düzenleme tarihli, 20.000 TL bedelli;
düzenleme yeri Şişli-İstanbul, ödeme yeri Kadıköy-İstanbul olan bir tacir çeki dü-
zenleyerek, (L)'ye teslim etmiştir. (L) de bu çeki 08.01.2018 tarihinde tam ciro ile
(H)'ye devretmiştir. (H) çeki teslim alırken çek hesabının bulunduğu bankayı tele-
fonla aramış ve karşılığının olduğuna ilişkin de bankadan onay almıştır.
1. Banka, 09.01.2017 tarihinde bu çeki bankaya sunan (H)'ye çekin
karşılığının bulunmadığını belirterek ödeme yapmamışsa, (H), bir
gün önce karşılığın olduğunu onaylayan bankadan çek bedelini
yine de talep edebilir mi?

(D), merkezi İstanbul'da olan X Bankası Bakırköy şubesinden aldığı çek defte-
rini kullanarak, düzenleme tarihi 07.12.2017, düzenleme yeri Kocaeli olan
50.000 TL bedelli bir çek düzenleyerek alım-satım ilişkisinde olduğu (L)'ye teslim
etmiştir. (L) ise bu çeki ciro ederek (C)'ye; (C) de 04.01.2018 tarihinde cirolayarak
(H)'ye devretmiştir. Ancak (D), çeki düzenledikten sonra (L)'ye alım-satım ilişkisin­
den kaynaklı borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) davasını açmış ve lehine
verilen mahkeme kararını da 05.01.2018 tarihinde bankaya ibraz ederek yapıla­
cak ödemeyi durdurmak istemiştir.
2. 06.01.2018 tarihinde çeki bankaya ibraz eden (H)'ye banka mahke-
me kararını ileri sürerek ödeme yapmaktan kaçınabilir mi? Neden?

(D), Z Bankası İstanbul Bağcılar Şubesi'ndeki şirket hesabı üzerinden 10.000


TL bedelli ve düzenleme tarihi 18.12.2017 olan bir tacir çeki düzenleyerek
23.11.2016 tarihinde (L)'ye teslim etmiştir. Fakat (D), teslim ettiği tacir çekine
"#hamiline#" ibaresi eklemiştir (Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kıymetli
Evrak Hukuku Bütünleme Sınavı-15.01.2018)
3. Bu çek geçerli olur mu? Neden? Böyle bir durumda, düzenleyen aley-
hine uygulanabilecek bir idari yaptırım mevcut mudur? Açıklayınız.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 285

., Ciıro Zinciri
., Çekı:e İbraz Süresi, İleri Düzenleme Tarihli Çek
., Sommsuzluk, Gidersiz Kaydı
., Çekı:e Ödemeden Kaçınmanın Tespit Edilmesi
., Muhatap Bankanın Ödeme Yükümlülüğü
., Yabancı Para Cinsinden Ödeme
., Kısmi Ödeme
., Çekte Müracaat Hakkı
., Çekte Defiler
" Çekten Cayma

A mobilya dükkanına satın aldığı malzemelerin karşılığı olarak, ödeme ve dü-


zenleme yeri İstanbul-Pendik olan, 50.000 TL tutarında bir çek düzenleyerek B'ye
vermiştir. Çek 20.01.2019 tarihinde düzenlenip B'ye verilmiş olmasına rağmen,
düzenleme tarihi olarak çekin üzerine 22.04.2019 tarihi yazılmıştır. A ayrıca
çekin üzerine "ödenmemesi halinde sorumlu değilim" ibaresini ekleyerek imzala-
mıştır. Çekte muhatap, İstanbul-Pendik'te şubesi bulunan M Bankasıdır.

B söz konusu çeki tam ciro ile C'ye, C de beyaz ciro ile D'ye devretmiş, o da se-
net üzerinde herhangi bir işlem yapmaksızın elden E'ye devretmiştir. C çeki dev-
retmeden önce senedin önyüzüne "gidersiz" kaydını düşüp imzalamıştır. Daha
sonra bu çek, E tarafından da H'ye tahsil cirosu ile devredilmiştir.
12.03.2019 tarihinde çeki M bankasının Ankara-Keçiören şubesine ibraz
ederek ödeme talep etmiştir. M Bankası Ankara/Keçiören şubesi, hesapta yeterli
karşılık bulunmasına rağmen, çek üzerinde yazılı tarih gelmeden çekin ibraz edi-
lemeyeceğini belirterek ödeme talebini reddetmiş ve hiçbir işlem yapmaksızın çeki
iade etmiştir.
H, bu sefer çeki, 02.05.2019 tarihinde M Bankası'nın İstanbul/Pendik şubesine
ibraz ederek ödeme talebinde bulunmuştur. M Bankası İstanbul/Pendik şubesi,
çekin süresinde ibraz edilmediğini belirterek ödeme yapmamış ve çek üzerine kar-
şılıksızdır şerhi koymaktan kaçınmıştır. Bunun üzerine aynı gün notere gidip
ödememe protestosu çekerek B'ye başvurmuştur. 09.05.2019 tarihinde A, çek
hesabında bulunan bütün parayı çekmiştir (Erü Hukuk Fakültesi Kıymetli Evrak
Hukuku 2018/2019 Bütünleme)
286 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

1. Çekin arka yüzünü (ciro zincirini) çizerek H'nin meşru hamil olup
olmadığını açıklayınız.

2. M Bankasının Ankara-Keçiören ve İstanbul/Pendik şubelerinin


ödememeyle ilgili ileri sürdüğü hukuki gerekçeler yerinde midir?
Ayrı ayrı değerlendiriniz.

3. H'nin çekin ödenmesi talebi üzerine B, A'nın düzenleyen ve dola-


yısıyla asıl borçlu olduğunu, A'ya başvurmadan kendisine başvu­
rulamayacağını belirterek ödeme talebini reddetmiştir. B iddia-
sında haklı mıdır? Neden?

4. B'nin ödemeyi reddetmesi üzerine H, A'ya başvurmuştur. Ancak A:


a. Ödememe durumunun gereği gibi tespit edilmediğini ve bu
nedenle kendisine başvurulamayacağını,
b. Senet üzerine sorumsuzluk kaydı düştüğünü, bu nedenle se-
netten dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını,
belirterek ödemeden kaçınmıştır. A'nın ödeme yapmamak için
ileri sürdüğü iddiaları ayrı ayrı değerlendiriniz.
5. H ödeme için C'ye başvurduğunda C, çeki kumar borcuna karşılık
ciro ettiğini ileri sürerek ödemeden kaçınabilir mi? Neden?
6. C'nin çeke koyduğu "gidersiz" kaydını ve hukuki etkilerini açıkla­
yınız. Söz konusu kayıt A tarafından konulsa idi vereceğiniz cevap-
ta bir değişiklik olur muydu? Neden?
7. A'nın 09.05.2019 tarihinde, çek hesabındaki parayı çekmesi, çek-
ten cayma olarak nitelendirilebilir mi? Açıklayınız.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 287

• Bonoda İbraz Süreleri


• Başvurma Hakkının Kaybedilmesi
• Sebepsiz Zenginleşme Davası
• Bonoda ve Çekte Lehdar
o Ciro Zinciri, Meşru Hamil
• Bonoda Defiler

(D) tarafından (L) lehine 15.10.2016 düzenleme tarihli ve görüldüğünden 30


gün sonra ödenecek bir bono düzenlenmiş, söz konusu bono yapzlan üç farklı
cirodan sonra H'ye ulaşmıştır. H bonoyu kaybetmiş ve nihayet 20.12.2017 tari-
hinde bulmuştur.
1. Başvurma haklarını kaybettiğini düşünen H, yine de bono bedelini
tahsil etmenin mümkün olup olmadığı konusunda size danışmak­
tadır. Sizce H müracaat haklarını kaybetmiş midir? Neden? Şayet
kaybetmiş ise H'nin bono bedelini tahsil etmek için yararlanabile-
ceği başka hukuki imkan var mıdır? Açıklayınız.

Bay (D) hasta kızma pahalı ilaçlar satm alabilmek için Eczacı (L)'ye 2.000
TL bedelli bir bono düzenlemiş ve bononun lehtar kısmma "Şifaveren Eczanesi"
yazmıştır.

2. Bono geçerli midir? Neden? (D), (L) ye bir bono değil de tacir ol-
mayan çeki verseydi cevabınız değişir miydi? Açıklayınız.

(L), varlıklı bir işadamı olan (D)'nin imzasmı taklit etmek suretiyle kendisini
lehdar olarak gösterdiği 300.000 TL bedelli bir bono düzenler ve bonoyu satın
aldığı evin bedeli için tam ciro ile satıcı (C)'ye devreder. (C) daha sonra senedi
(E)'ye beyaz ciro ile devreder. Senedi (E)'den çalan (K), 100.000 TL karşılığmda
senedi (H)'ye teslim eder; (H) de, (D)'ye başvurur. Ancak (D) imzamn kendisine
ait olmadığım ileri sürerek senedi ödemez. (H) daha sonra icra takibi başlatır.
3. Bononun ciro zincirini çizerek, meşru hamili tespit ediniz. (D)'nin
ödememe gerekçesini hukuken nitelendirerek, geçerli olup olma-
dığını açıklayınız. (H)'nin ayrıca kimlere ve nasıl başvurabileceğini
belirtiniz ((İstanbul Zaim Üniv. Hukuk Fak. Ticari İşletme ve Kıy­
metli Evrak Hukuku Dersi 2017/2018 Güz Bütünleme Sınavından).
288 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

.. Çekte İbraz Süreleri


.. Çekin Düzenleme Tarihinden Önce İbrazı
.. Çekten Cayma
.. Çekin İbrazı ve Ödenmesi
.. Kısmi Karşılık ve Karşılıksızdır İşlemi
<> Çekte Başvurma Hakkı

.. İbraz Süresi Geçtikten Sonra Ciro


.. Şahsi Defiler

(X) Bankası Bağcılar şubesinde


çek hesabı bulunan (D), 20.10.2017 tarihinde
satın aldığı beyaz eşya için mağaza sahibi (L)'ye 21.11.2017 düzenleme tarihli,
15. 000 TL bedelli çek imzalayarak teslim etmiştir. (D) ayrıca çekin üzerine,
"Ödenmemesi halinde sorumlu değilim" ibaresini eklemiştir. Çekin ödeme yeri
Tekirdağ olarak belirtilmiştir. Daha sonra (L), çeki (C)'ye, (C) de (H)'ye cirolayarak
teslim etmiştir. Nakit sıkıntısı çeken (H), (L)'den aldığı çeki 29.12.2017 tarihinde
(X) Bankası Köln şubesine ödeme için ibraz eder, ancak Banka (D)'nin çek hesa-
bında yalnızca 3.590 TL bulunduğunu belirtir. (Altınbaş Üniv. Hukuk Fak. Kıymet­
li Evrak Hukuku Dersi, 2017/2018 Final Sınavından)

SORULAR:

1. Çekte ibraz sürelerini belirterek, olayda (D) tarafından düzenlenen


çekin ibraz süresini ve en son ibraz edilebileceği tarihi belirtiniz.
2. (H)'nin olaydaki çeki düzenleme tarihinden önce bankaya ibraz
etmesi geçerli midir? Bu durumda banka, olaydan farklı olarak
karşılığı olan çekten ötürü ödeme yapsaydı sorumlu olur muydu?
Neden? Açıklayınız.
3. Çekten cayma işlemini ve şartlarını hukuken açıklayarak, olaydaki
veriler çerçevesinde (D)'nin hesabından düzenlenen çeke ilişkin
en son hangi tarihten itibaren çekten cayılabileceğini belirtiniz.
4. (H)'nin çeki X Bankası Köln şubesine ibraz etmesi geçerli midir, ne-
den? Çeki, kendi çalıştığı banka olan Y Bankası'nın Şişli şubesine ib-
raz etmiş olsaydı karşılığını yine de tahsil edebilir miydi, açıklayınız.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 289

5. Karşılıksızdır işlemini, unsurlarını ve şeklini açıklayarak, olaydaki


veriler ışığında kısmen karşılıksız çıkan çeke ilişkin X Bankası'nın,
kendisine başvuran çek hamiline yapacağı ödeme teklifinin mik-
tarını;

a) Hamilin, teklifi kabul etmesi durumu,


b) Hamilin, bankanın teklifini reddetmesi durumu bakımından
ayn ayrı belirtiniz. Söz konusu durumlarda X Bankası tarafın­
dan hamile verilecek belgelerde ne gibi değişiklikler söz konu-
su olabilir, açıklayınız.
S. Olaydaki verilerden farklı olarak (C) çeki alır almaz X Bankası Ba-
kırköy şubesine müracaatla çekin karşılığının bu tarihte tam ola-
rak bulunduğu bilgisini alması ve çek üzerine kabul şerhi koydur-
ması ihtimalinde, (H)'nin bankaya müracaatında bankanın çek
hesabında para bulunmaması gerekçesiyle ödemeden kaçınması
mümkün müdür? Açıklayınız
(H) çeki bankaya ödeme için ibraz etmiş; ancak çekin karşılığının
bulunmaması sebebiyle banka ödemeyi reddetmişse;

a) (H), karşılıksız çek keşidesi için hukuki yollara müracaat edebi-


lir mi? Neden?
b) Çekin karşılığını tahsil edemeyen (C)'ye ve (D) başvurabilir
mi? Nasıl? Ayrı ayrı cevaplandırınız?
(H)'nin elindeki bu çeke karşılıksızdır işlemi yapmaksızın (Z)'ye ciro
etmesi, (Z)'nin de (D)'ye başvurması ihtimalinde, (D)'nin henüz
buzdolabının kendisine teslim edilmediğini ve senede eklediği iba-
reyi ileri sürerek ödemeden kaçınması mümkün müdür? Neden?
290 Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., Sahte ve Tahrif Edilmiş Çek


., Garantili Çek

"Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Y. D. tarafından ciro edilen davalı ban-
kanın Yenis,,ehir S.,ubesi'ne ait, 6.750 TL değerinde garantili çeki davalı bankaya
ibraz ettigıni ancak davalı tarafından çek üzerinde yer alan imzanın hesap sahibi-
ne ait olmadıgı gerekçesiyle herhangi bir isjem yapılamayacagının çekin arkasına
s,,erh edildigıni, müvekkilinin zarara ugradıgını ileri sürerek, 6.750 TL'nin davalı­
dan tahsilini talep ve dava etmis,,tir.
Davalı
vekili, çek üzerindeki imzanın keşideciye ait olmadığını bu sebeple yasal
unsurları taşımadığını, müvekkilinin bedelini ödemekten imtina edebileceğini sa-
vunarak, davanın reddini istemisJir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm kanıtlara göre, çekin davalı banka garan-
tisinde oldugu, herhangi bir iptal işleminin olmadığı, bankanın çeki ödemekle
yükümlü bulunduğu gerekçesiyle, 6.750 TL'nin davalıdan tahsiline karar
verilmisJir. Kararı, davalı vekili temyiz etmis,_tir (11. Hukuk Dairesi E. 2012 / 192,
K. 2013 / 669, K.T. 15.01.2013).

1. Yargıtay'ın yukarıda kısmen verilen kararını analiz ederek; dava-


nın taraflarının hukuki taleplerini ve söz konusu davanın hangi
husumetten doğduğunu açıklayınız.

2. Yargıtay söz konusu olayda sizce nasıl karar vermelidir? Hukuki


gerekçesiyle belirtiniz.
Kıymetli Evrak Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 291

'" Çekte Rehin Cirosu.ı


'" Çekte Temlik Cirosıı.ı

"Davacı vekili, dava konusu çeklerin kullandırılan kredinin teminatı olmak üze-
re müvekkiline ciro edildiğini belirterek, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla çek
bedelleri kadar tutarı çeklerin hamili davalı şirket ve kredi sözleşmesinin müşterek
ve müteselsil borçlusu olan kefillerinden tahsilini talep etmiştir. Davaya konu çek-
lerin davalı şirketin davacı bankadan kullandığı kredinin teminatını oluşturmak
amacıyla ciro yolu ile davacı bankaya geçtiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu
değildir. Poliçeye ait olup, çek hakkında da uygulanması mümkün hükümleri dü-
zenleyen (e)ITK'nın 730. maddesinde rehin cirosu ile ilgili aynı Kanun'un 601.
maddesine yapılmış bir atıf bulunmamaktadır. Bu durumda çekte rehin cirosu caiz
olmayıp, rehin veya bunun sonucu elde etmeye yönelik teminat amacıyla çekin ciro
edilmesi halinde çeki devir alan kişi çeke dayalı hakları kullanamaz. Somut olayda
davacı banka davaya konu çeki teminat amacıyla almış olup, açıklanan yasa
maddesi uyarınca çekin rehin amacıyla cirosu geçerli olmadığından davacı banka
yetkili hamil olarak kabul edilemez. Kaldı ki, kredi alacağının temini için yapılan
takip kesinleştiğinden mükerrer tahsilata yer verecek şekilde karar verilmesi de
doğru görülmemiş kararın bu gerekçelerle davalı yararına bozulmasına karar
vermek gerekmiştir." (YARGITAY 11. Hukuk Dairesi, E. 2012 / 11833, K.2014
/ 2980, K.T. 20.02.2014).

SORULAR:

1. Çekte rehin cirosu yapılabilir mi?

Yargıtay'ın söz konusu kararını göz önünde bulundurarak, banka-


dan alınan krediye teminat teşkil etmesi amacıyla temlik cirosuyla
bankaya devredilen çekler bakımından da, TTK m. 818 hükmünde
TTK.m.689'a atıf yapılmamış olması esas alınabilir mi? Gerekçe-
siyle açıklayınız.
.. Taşıma Sözleşmesi
,. Trafik Kazası Sonucu Eşyanm Zıyaa Uğraması, Taşıyıcmm Yardımcı!arımn IFiil-
lerinclen Doğan Sorumluluğu
,. Taşıyıcımn Zıyadan Doğan Sorumluluğu
,. Taşıyıcımııı Sorumluluktan Kurtulması

A, X şirketine ait belirli miktardaki emtiayı İstanbul'dan Erzurum'a taşıtmak


amacıyla B ile anlaşmıştır. Taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sonu-
cunda taşıma konusu emtia zıyaa uğramış, bunun üzerine A, emtia sahibi X şirke­
tine 10.000 TL ödemiştir. Meydana gelen trafik kazasında araç sürücüsünün %20
kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ardından A tarafından emtia sahibine ödenen
10.000 TL'nin yasal faiziyle birlikte rücuan tahsili amacıyla B'ye karşı bir dava
açılmıştır. B cevap dilekçesinde:

Husumetin kendisine değil araç sürücüsüne yöneltilmesi gerektiğini, taşıma


boyunca herhangi bir kusurunun olmadığını, gerek araç ve gerekse personel seçi-
minde özenli davrandığını, kaldı ki araç sürücüsünün %20 kusurlu olduğunu, bu
nedenle A'nın tüm zararlarının tazminini talep edemeyeceğini, iddia ederek dava-
nın reddini talep etmiştir86•

1. Taraflar arasındaki sözleşmeyi nitelendirerek tarafların sıfatlarını


belirleyiniz.
2. B'nin savunmalarını ve taşıma konusu eşyanın zıyaa uğrama şek­
lini dikkate alarak B'nin sorumluluktan kurtulması sizce mümkün
müdür?

86
Y. 11. HD. T. 16.12.1980 E. 5999/K. 5889 ve Y. 11. HD. T. 28.06.1983E. 2889/K. 3383, (Gö-
nen Eriş, Açıklamalı-İçtihatlı-Uygulamalı Kara Taşıma Hukuku, Birinci Baskı, Seçkin Yayınevi,
Ankara 1996, s. 307 ve 314 (Taşıma)) sayılı kararlarından esinlenerek hazırlanmıştır.
294 Taşıma Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

CEVAPLAR:
1. Taşıma sözleşmesini, taşıyıcının, yolcu ve/veya eşyayı, ücret kar-
şılığında bir yerden diğer taşıma
taahhüdünü içeren sözleşme .
bir yere
şeklinde tanımlayabiliriz 87 • Olayımızda
da A ve B arasında söz konusu
tanıma uyan bir taşıma sözleşmesi mevcuttur.

Rızaive iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğindeki taşıma söz-


leşmesinin bir tarafını gönderen (TTK m. 856/1, 857/1, b, 859) oluşturur.
Olayımızda A gönderendir. Taşıyıcı ile taşıma sözleşmesini kendi adına
yapan taraf olan gönderen, taşımaya konu eşyanın maliki olabileceği
gibi, üçüncü bir kişi de olabilir. Bu durum gönderenin taşıma sözleşme­
sine taraf olınasına engel değildir 88 .
B taşıyıcıdır. Taşıyıcı, TTK m. 850. maddesinde ücret karşılığında ta-
şıma sözleşmesiyle eşya ve yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstle-
nen kişi olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla taşıma işini yüklenmiş olınak,
taşıyıcı sıfatının kazanılınası için gerekli ve yeterlidir 89 .

X şirketi eşyanın malikidir. Bu kişilerin gönderen ve/veya gönderilen


olması imkan dahilindedir90 • Ancak bu sıfatları taşımadıkları takdirde
eşyanın sahipleri gönderen veya gönderilen arasındaki ilişkinin tanıdığı
yetkilere yahut genel hükümlere göre taşıyıcıya karşı hukuki taleplerini
yöneltebilirler91 .
2.Husumetin araç sürücüsüne yöneltilmesi gerektiği iddiası geçer-
sizdir. Zira taşıyıcı TTK m. 879 hükmü uyarınca kendi adamlarının veya
taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine

87
Engin Erdii, Karayolu ile Uluslararası Eşya Taşıma Hukuku, İçtihatlı CMR Konvansiyon
Şerhi, 2. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2015, s. 10, Vural Seven, 6102 Sayılı Türk Ticaret
Kanunu (TTK m. 856-893) Hükümlerine Göre Taşıma Hukukunda Gönderilen, Yetkin Yayın­
ları,Ankara 2012, s. 27, Sabih Arkan, "Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının So-
rumluluğu", Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara 1982, s. 10 (Taşıma),
Hakan Ynldmm, Karayolu Eşya Taşıma Sorumluluk Sigortalarında Riziko ve Menfaat, Birinci
Baskı, Adalet Yayı nevi, Ankara 2016, s. 111.

Hüseyin Ülgen, Uluslararası Taşımacılık ve Hukuki Sorunları, İstanbul 1998, s. 11, Arkan,
88

Taşıma, s. 19, Arslan Kaya, "Türk Ticaret Kanununa Göre Kara Taşımalarında Taşıyıcının
Gecikmeden Doğan Sorumluluğu", Prof. Dr. Hüseyin Hatemi'ye Armağan, Vedat Kitapçılık,
1. Cilt, İstanbul 2009, s. 935, s. 35; Yıldırım, s. 132.
Kaya, s. 929, Yıldırım, s. 123.
89

Ülgen, s. 13, Arkan, Taşıma, s. 29, Kaya, s. 928; Yıldırım, s. 132.


90

Ülgen, s. 14, Arkan, Taşıma, s. 29, Kaya, s. 934; Yıldırım, s. 132-133.


91
Taşıma Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 295

getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmalleri gibi


sorumludur. Bu bağlamda taşımanın gerçekleştirilmesine doğrudan
doğruya katılan araç şoförü taşıyıcının kendi adamıdır ve eylemlerin-
den taşıyıcı sorumludur92 . TTK m. 879 hükmü gereği taşıyıcının sorum-
lu tutulabilmesi için yardımcıların kusurlu olması gerekmez. Dolayısıy­
la taşıyıcı yardımcılarının görevlerini yerine getirirken meydana getir-
dikleri bir davranış kusurlu bir davranış olmasa bile, taşınan emtiada
zıya ve hasar oluşturuyorsa taşıyıcı sorumlu olacaktır 93 • Sonuç olarak
husumetin taşıyıcı yardımcısı niteliğinde olan ve gönderen ile herhangi
bir akdi ilişkisi bulunmayan araç şoförüne değil taşıyıcı B'ye yöneltil-
mesi doğrudur94 .
Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilme-
sine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya tes-
limdeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur (TTK m. 875/1). TTK
m. 876 hükmü uyarınca, zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek
özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeye-
ceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.
Başka bir ifadeyle tedbirli bir taşıyıcının gösterebileceği özen gösterilmiş
olsaydı bile zıya, hasar veya gecikmenin meydana gelmesi kaçınılmaz
ise, taşıyıcının sorumluluğu doğmayacaktır 95 .
Taşıyıcınınsorumluluktan kurtulabilmesi ıçın, hem taşıma süresi
içinde eşyanın korunması yolunda en yüksek özeni gösterdiğini hem de
zıya, hasar ve teslimdeki gecikmeye yol açan kaçınamayacağı ve sonuç-
larını önleyemeyeceği somut olayı ispat etmesi gerekir96 • Taşıyıcının ka-

Burak Adıgilzet Karayoluyla Yapılan Taşımalarda Taşıyıcının Zıya ve Hasardan Doğan


92

Sorumluluğu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre Genişletilmiş 2. Baskı, Adalet Yayı­
nevi, Ankara 2012, s. 131.
Adıgüzel, s. 139.
93

Bu yönde bkz. " ... Davalılardan (R) nakil vasıtasının sahibi olmayıp bu vasıtada şoför mua-
94

vini olduğundan, davacı ile taşıma akdini nakil vasıtasının sahibi olan diğer davalılar adına
yapmış olduğuna göre, eşyaların kaybolması sebebiyle davacıya karşı sorumlu bulunan
nakil vasıtası sahibi olan diğer davalıdır. ETK'nın 782. maddesi bunu göstermektedir. Bu
itibarla, olayda davalı şoför muavininin davacıya karşı sorumluluğu düşünülemeyeceğin­
den onun hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmek gerekir." Y.TD. T.
19.01.1971, 70-2626/253 sayılı kararı (Erdoğan Moroğlu/Abuzer Kendigelen, İçtihatlı­
Notlu Türk Ticaret Kanunu ve İlgili Mevzuat, Güncelleştirilmiş 10. Bası, 12 Levha Yayınları,
İstanbul 2014, s. 768).
95
TTK m. 876 madde gerekçesi.
Adıgüzel, s. 154.
96
296 Taşıma Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

çınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği olaylarda gösterilen özen,


basiretli bir taşıyıcının göstermiş olduğu özenden daha üst düzeyde ol-
ması gerekir. Başka bir ifadeyle basiretli bir taşıyıcıdan beklenen özenin
gösterilmiş olması, taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasına yetmez 97 •

Somut olayımızda taşıyıcı herhangi bir kusuru olmadığını ve araç sü-


rücüsünün meydana gelen trafik kazasında % 20 kusurlu olduğunu be-
lirtmiştir. Yukarıda yaphğımız genel açıklamalarda da belirttiğimiz üze-
re taşıyıcının kusursuz olması, sorumluluktan kurtulması için yeterli
değildir. Sorumluluktan kurtulması gerektiren halleri ispat etmesi gere-
kir. TTK m. 876 genel sorumluluktan kurtulma halidir. Bunun dışında
TTK m. 875/2 hükmü uyarınca, zıya, hasar ile teslimdeki gecikmeden
doğan zararlar, gönderenin veya gönderilenin davranışı yahut eşyanın
özel bir ayıbı tazminat borcunun hiç doğmamasına ve kapsamının belir-
lenmesinde etkili olabilir. Taşıyıcı hem bu hususları hem de bu hususlar-
la zarar arasındaki illiyet bağını ispatlayarak soruınluluktan kurtulabilir.
Nitekim "özel haller" başlıklı TTK m. 878'de (a) ile (g) bentleri arasında
yedi durum sayılmıştır ve zıya, hasar ve teslimdeki gecikmenin bu du-
rumlardan birine bağlanabildiği takdirde taşıyıcının sorumluluktan kur-
tulacağı belirtilmiştir. Olayımızda taşıyıcı genel veya özel sorumluluktan
kurtulma hallerinden birini iddia veya ispat etmemiştir. Dolayısıyla
meydana gelen zarardan soruınludur. Bu itibarla, taşıyıcının zıyaa neden
olayda % 20 kusurlu bulunması, tazminatın kusur oranına göre tahsilini
gerektirmez, zıyaa uğrayan eşya bedelinin (sınırlı sorumluluk halinde
gayri safi kilogram başına 8,33 ÖÇH) ödenmesine engel teşkil etmez.

Arkan, s. 44, Adıgüzel, s. 157, Alihan Aydın, CMR'ye Göre Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Ge-
97

cikmeden Doğan Sorumluluğu, 1. Bası, Beta Yayınları, İstanbul 2002, s. 70.


Taşıma Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 297

" Taşıma Senedi ve İspat Gücü,


., Ambalajlama, Yükleme, İstiflemede Sonımhıhık
" Taşıyncmm Nezaret ve Bildirim Yükümlülüğü
" Taşıyıcmm Hasardan Doğan Sonımluluğu
" İspatYükü

A, kendisine ait olan ve emtia blok abonman alt poliçesiyle sigortalanan ham-
madde emtiasının İspanya'dan Bursa'ya taşınması amacıyla B ile anlaşmıştır.
Ancak taşınan emtia kolilerinin taşıma sırasında iyi sabitlememe ve ani fren nede-
niyle devrilerek yırtılması sonucu emtiada eksilme ve kirlenme nedeniyle hasar
oluşmuş, sigorta şirketi Aya 6.500, 70 Euro ödemiştir. Ardından sigorta şirketi,
B'nin hasarın oluşmasında kusurlu olduğunu ileri sürerek ödediği bedeli, ödeme
tarihinden itibaren en yüksek ticari faiziyle birlikte B'den tahsilini talep ve dava
etmiştir. B, hasarın, gönderici A'nın malın ambalajlanması, yükleme ve istif hata-
sından kaynaklandığını savunarak davanın reddini istemiştir. Yerel mahkeme,
B'nin ambalajın taşımaya uygun olmadığım ve yüklemenin taşıyıcı değil gönderen
tarafından yapıldığının kanıtlayamadığını, bu şekilde hasardan davalı B'nin so-
rumlu olacağı gerekçesiyle 6.500,70 Euro'nun faiziyle birlikte B'den tahsiline
karar vermiştir.
B, taşıyıcının eşyayı teslim aldığı andan teslim edinceye kadar meydana gelen
zıya, hasar ve gecikmeden sorumlu olduğunu, aksi kanıtlanmadıkça kural olarak
malın ambalajlanması, araca yüklenmesi ve istiflenmesinin gönderene ait olduğu­
nu, dolayısıyla ispat yükünün kendisinde olmadığını, bilirkişi raporlarında hasarın
istifleme ve yükleme hatasından kaynaklandığını belirterek kararı temyiz etmiştir.
Davacı sigorta şirketi ise, cevap dilekçesinde, taşıyıcının yüklemenin işletme
güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlü olduğunu, taşınacak emtianın
araca yüklenmesi ve istiflenmesinin gönderene ait olsa da, yükün sağlıklı taşına­
bilmesi ve hasara uğramaması için taşıyıcının, yükleme ve istiflemeyi basiretli bir
tacir gibi gözetmesi, hatalı bir yükleme, istifleme varsa buna karşı çıkması ve
yükün güvenli taşınabilmesi için her türlü tedbiri alması gerektiğini, malın amba-
lajlanması, araca yüklenmesi veya istiflenmesinde bir hata gören taşıyıcının du-
rumu derhal gönderene bildirmeleri gerektiğini, halbuki herhangi bir bildirimde
bulunulmadığı gibi taşıma senedinde de buna yönelik herhangi bir çekince olma-
dığını, dolayısıyla taşıyıcının eşyayı teslim alırken malın hasarlı olup olmadığı,
ambalaj durumu vb. gibi dış görünüş itibariyle taşıma senedine çekince kaymaksı-
298 Taşıma Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

zın eşyayı kabul ettiği durumda, ileride bu eksikliği taşıma sözleşmesinin tarafla-
rına ve haleflerine karşı ileri süremeyeceğini ve adı geçenlere karşı sorumlu olaca-
ğını belirterek yerel mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir98•

Olaydaki ilk derece mahkemesi kararını değerlendiriniz. Taraf iddiala-


rını göz önünde bulundurarak Yargıtay'ın ne yönde karar vermesi gerek-
tiğini tartışınız.

CEVAP:
TTK m. 875/2 hükmü uyarınca, zararın oluşmasında gönderen veya
gönderilenin bir davranışının etkili olması durumunda taşıyıcının so-
rumluluktan kurtulması mümkündür. Taşıyıcının sorumluluktan kur-
tulması için gönderen veya gönderilenin fiilinin veya bunların talimatla-
rının zıya veya hasara yol açması yeterlidir. Aynca kusurlu olmaları
gerekmez99 •
TTK m. 862 hükmü uyarınca, eşyanın niteliği, kararlaşhnlan taşıma
dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen, eş­
yayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde
ambalajlamak zorundadır. Aynca gönderen, eşyanın sözleşme hüküm-
lerine uygun şekilde işleme tabi tutulması için işaretlenmesi gerekiyor-
sa, bu işaretleri de koymakla yükümlüdür. TTK m. 864 gereği, gönderen
kusuru olmasa da, yetersiz ambalajlamadan ve işaretlemeden doğan
zararlardan sorumludur. Gönderenin bu yükümü yanında, taşıyıcı da
TTK m. 858 hükmü uyarınca denetleme ve bu denetleme neticesinde
sorumluluktan kurtulabilmek için taşıma senedine çekince koymalıdır.
Aksi takdirde taşıyıcı, yalnızca ambalajların dışından anlaşılması imka-
nı olmayan ve eşyanın doğasından ileri gelen eksiklikleri ileri sürebile-
cektir100. Ayrıca ambalaj taşımaya elverişli değilse, taşıyıcının, bu husu-
su göndericiye duyurması ve gerekli önlemlerin alınmasını istemesi
gerekir. Taşıyıcı ek önlemlerin alınmasını istediğini ispat ehnedikçe,
sorumlu olacakhr.

98
Y. 11. HD. T. 27.11.2012 E. 2011/12916, K. 2012/19231; Y. 11. HD. T. 11.06.2012
E. 2011/3310, K. 2012/10244 ve Y. 11. HD. T. 01.04.1980 E. 1190, K. 1713 (Erdil, s.218,
219, 251-252) sayılı kararlarından esinlenerek hazırlanmıştır.
Adıgüzel, s. 167.
99

Adıgüzel, s. 170.
100
Taşıma Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 299

TTK m. 863 hükmü uyarınca sözleşmeden, durumun gereğinden veya


ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenli-
ğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek
yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Gerekli yükümlülükler
eşyanın niteliğine göre yerine getirilmediği ve söz konusu eksikliğin
zarara sebep olması durumunda, taşıyıcı, gönderence yapılan yükle-
me/istiflemenin eşyanın zıya ve hasara uğramasına yol açtığını ispatla-
yarak sorumluluktan kurtulabilecektir101 . Yükleme ve boşaltma yüküm-
lülükleri gönderene ait olmakla beraber, taşıyıcı, yüklemenin işletme
güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. Dolayısıyla taşıyı­
cı gerekli denetleme yükümlülüğünü yerine getirecek, yükleyene nezaret
ederek yüklemenin koşullara uygun olarak yapılıp yapılmadığını denet-
leyecektir. Nitekim Yargıtay uygulaması da bu yöndedir102 •
Yukarıda yaptığımız genel açıklamalar ışığında
diyebiliriz ki yerel
mahkeme kararı yanlıştır. Zira
bilirkişi raporu gereği hasar, istifleme ve
yükleme hatasından kaynaklanmaktadır. Kural olarak da taşınan emtia-
nın niteliğine ve taşıma aracına, yol güzergahına vs. uygun şekilde yük-
leme ve istifleme yapmak gönderene ait bir yükümlülüktür. Dolayısıyla
yükleme ve istifleme hatasından kaynaklanan zararlardan da kusuru
olmasa bile gönderen sorumludur. Ancak taşıyıcı yüklemenin işletme
güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. Başka bir deyişle
yükün sağlıklı taşınabilmesi ve hasara uğramaması için yükleme ve istif-
lemeye nezaret etmesi, bu konuda basiretli bir taşıyıcı gibi gereken özeni
göstermesi gerekir. Bu yükümlülüğe uymadığı takdirde hatalı yükleme
ve istiflemeden taşıyıcı da sorumlu olur. Dolayısıyla hatalı bir yükleme
ve istifleme durumunu tespit etmeli ve derhal gönderene bildirmesi ge-
rekir. Olayımızda taşıyıcı, hata olarak nitelendirdiği bu husustan dolayı
göndereni ikaz ettiğine, bu şekilde yükleme nedeniyle oluşabilecek ha-
sardan sorumlu olmayacağını belirttiğine dair bir delil ibraz etmemiştir.
Sonuç olarak meydana gelen hasarda taşıyıcı da sorumlu olacak ve bu
doğrultuda hüküm kurulması gerekecektir.

Aynı şekilde
yetersiz veya hatalı ambalajlama durumunda taşıyıcı, ta-
şıyıcıgereken ikazda bulunmalı, durumu taşıma senedine şerh düşerek
belirtmelidir. Aksi takdirde eşyanın ve ambalajın, dış görünüş bakımın-

Adıgüzel, s. 173.
101

Y. 11. HD. T. 29.06.1993, E. 5306/K. 4833 (Eriş, Taşıma, s. 343-344) Y. 11. HD. T.
102

11.10.1993, E. 6952/K. 6418 {Eriş, Taşıma, s. 349).


300 Taşıma Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

dan iyi durumda bulunduğunu ve taşınan paketlerin sayısının, işaretleri


ile numaralarının, taşıma senedinde yer alan kayıtlara uygun olduğunu
kabul etmiş sayılır (TTK m. 858/2). Dolayısıyla taşıyıcı, eşyayı ön koşul­
suz yani taşıma senedine çekince koymaksızın teslim almış ise, eşyanın
dış görünüş itibariyle hiçbir kusur olmadığını kabul etmiş, başka bir
deyişle bu eşyayı sağlam ve eksiksiz almış sayılır. Ancak dışarıdan anla-
şılması olanaksız bulunan eksiklerinin varlığını iddia ve ispat edebilir.
Olayda böyle bir savunma olmadığına göre, taşıyıcının ambalaj hatasına
dayanması mümkün değildir.

Sonuç olarak; bilirkişi raporunda hasarın


istifleme ve yükleme hata-
sından kaynaklandığını belirtildiğinden, yükleme ve istifleme yükümlü-
sü gönderen meydana gelen zarardan sorumludur. Ancak yükleme ve
istiflemeyi basiretli bir tacir gibi gözetmesi, hatalı bir yükleme istifleme
varsa buna karşı çıkması ve yükün güvenli taşınabilmesi için her türlü
tedbiri alması gereken taşıyıcının söz konusu yükümlülükleri yerine
getirmediği için zararın oluşmasında müterafik olarak etki ettiği kabul
edilerek etki oranı tespit edilerek sonucuna göre karar vermek gerekir.
" Taşıma Sözleşmesi
" Uygulanacak Hükümlerin Belirlenmesi
" Yüldeme, İstifleme ve Boşaltmada Sorumluluk
" Yardımcılarm Sorumluluktaki Etkisi
" Taşıyıcmm Zıya, Hasar ve Teslimdeki Gecikmeden Doğan Sorumluluğu

Deri giyim eşyaları üreten A, Kayseri'deki fabrikasında yeni üretim için Avus-
turya'dan 50 ton deri ithal etmek için anlaşma yapmıştır. Avusturya'dan taşıyıcı
B ile anlaşan A, 30.05.2016 tarihinde bu derilerin fabrikaya getirilmesini talep
etmiştir.

15.05.2016 günü derileri Avusturya'dan yükleyen B'nin şoförü ve iki çalışanı,


derileri düzgün yüklememiştir. Yola çıkıldıktan sonra Bulgar gümrüğüne gelen
araç, yapılan aramada Bulgaristan'a kaçak içki soktuğu saptanmış, bu sebeple
araç şoförü ve iki çalışan gözaltına alınmıştır. Bunu haber alan B, hemen yeni
şoför yollasa da, araç gümrükten 29.05.2016 günü çıkabilmiş ve Kayseri'ye
06.06.2016 günü varmıştır.
Kayseri'ye vardığında derilerin bir kısmının düzgün yüklenmemeden sağa sola
savrularak bozulduğu, yaklaşık 1O ton kadarının koktuğu görülmüştür. Bunun
nedeni aracın soğutma sisteminin yolda arızalanması olduğu yapılan inceleme
sonucu anlaşılmıştır. Bu arada A'nın çalışanları tarafından yapılan indirme işlemi
sırasında derilerin bir kısmı da uygun şekilde indirilmediği için kullanılmaz hale
gelmiştir.

1. Taşıma sözleşmesine uygulanacak hukuk nedir? Hangi şartlarla


uygulanır? Şartlardan bir veya birkaçının varlığı söz konusu ol-
mazsa başka bir hukuk uygulama alanı bulur mu? Açıklayınız.
302 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

2. Taşıyıcı, taşımanın 06.06.2016 günü bitirilmesinden sorumlu mu-


dur? Bu nasıl bir sorumluluktur? Taşıyıcı bu sorumluluktan kurtu-
labilir mi? Kurtulabilirse şartları nelerdir? Açıklayınız.
3. Olayda taşıma hukuku açısından ortaya çıkan zararları tanımlayı­
nız. Bu zararların meydana gelmesinden kimin ne şekilde sorumlu
olduğunu, sorumluluğun niteliğini ve taşıyıcının sorumluluktan ne
şekilde kurtulabileceğini açıklayınız.

4. Taşıma hukuku açısından zararlardan dolayı taşıyıcının tazminat


sorumluluğunu her bir zarara göre ayrı ayrı ortaya koyunuz.
5. Taşıma İstanbul ile Kayseri arasında olsaydı, yukarıdaki dört soru-
nun cevabı ne şekilde değişirdi? Her bir duruma göre açıklama
yapınız.
Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 303

., Taşıma Sözleşmesi
., Uygulanacak Hükümlerin Belirlenmesi
., Yükleme, İstifleme ve Boşaltmada Sorumluluk
., Yardımcıların Sorumluluğa Etkisi
" Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Teslimdeki Gecikmeden Doğan Sorumluluğu

A, Kayseri'de deterjan fabrikası sahibi olup, İzmir'denfabrikası için hammadde


sağlama konusunda B ile anlaşmaya varmış, B de hammaddeleri kendi arabası ve
şoforü C ile göndermeye karar vermiştir. B'nin tırı ile 30.08.2016 tarihinde yola
çıkan C, o günün akşamı Konya'da mola verip yemek yemiş, yemeğin rehaveti ile
uykuya dalmıştır. Bu sırada tırın gözetim dışında olduğunu gören hırsızlar tırın
arka kapağını açarak hammaddenin bir kısmını çalmışlardır.
Durumun farkına varmayan C, tıra binerek yola devam etmiş ancak Nevşehir'i
geçtikten 1Okm sonra viraja hızlı girmesi sonucu tır yalpalamış ve hırsızlarca açık
bırakılan arka kapaktan bir kısım hammadde yola savrulmuştur.

Kalan hammadde ile A'nın fabrikasının önüne gelen C, arka kapağı görmesine
rağmen hemen kapayarak A'nın durumu öğrenmesini engellemiştir. A'nın adamla-
rı hammaddenin gelmesi üzerine tırdan boşaltma işlemine geçmişler, boşaltma
sırasında yaptıkları hata ile bir kısım hammaddenin yere dökülmesine neden ol-
muşlar, bir kısmının ise dışarıda yağan yağmurun etki ettiği yere boşaltma yapa-
rak ıslanmasına sebep olmuşlardır.

SORULAR:

1. Olayda taşıma hukuku açısından ortaya çıkan zararları tanımlayı­


nız. Bu zararların meydana gelmesinden kimin ne şekilde sorumlu
olduğunu, sorumluluğun niteliğini ve taşıyıcının sorumluluktan ne
şekilde kurtulabileceğini açıklayınız.

2. Taşıma hukuku açısından zararlardan dolayı taşıyıcının tazminat


sorumluluğunu her bir zarara göre ayrı ayrı ortaya koyunuz.
3. Taşıma İzmir ile Kayseri arasında değil de Köln-Kayseri arasında
olsaydı, yukarıdaki ilk iki sorunun cevabı ne şekilde değişirdi? Her
bir duruma göre açıklama yapınız.
304 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

4. Taşımanın Köln-Kayseri arasında olması halinde taşıma sözleşme­


sine uygulanacak hukuk nedir? Hangi şartlarla uygulanır? Şartlar­
dan bir veya birkaçının varlığı söz konusu olmazsa başka bir hu-
kuk uygulama alanı bulur mu? Neden?
5. Taşımanın 30.08.2016 günü başlamasına karşın çeşitli sebeplerle
taşımanın 05.09.2016 gününde dahi bitirilmemesi halinde gönde-
rilenin hakları
neler olabilir? Durumun niteliğini de ele alarak ta-
şımanın İzmir-Kayseri ve Köln-Kayseri arasında olmasına göre so-
ruyu ayn ayrı cevaplayınız.
Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 305

.. Taşıma Sözleşmesi

.. Uygulaırıacak Hükümleriırı Belirleırımesi

.. Yükleme, İstifleme ve Boşaltmada Sommluluk


.. Yardımcılarm Sommh.ıluğa Etkisi
.. Taşıyıcmm Zıya, Hasar ve Teslimdeki Gecikmedeırı Doğaırı Sommluluğu

., Eşyaırım Üstü Açık Araçla Taşmması

CNC tezgah parçaları üreten A, Kayseri'deki fabrikasında yeni üretimleri olan


50 ton yedek parçayı Hollanda'ya ihraç etmek için Cfirması ile anlaşma yapmış­
tır. Bu parçaların ihracı amacıyla taşıyıcı B ile anlaşan A, 30.06.2016 tarihinde
fabrikadan parçaların teslim alınmasını ve 20.07.2016 tarihinde Hollanda Ams-
terdam'a teslimini istemiştir.
30.06.2016 günü parçaları yükleyen B'nin şoförü ve iki çalışanı, bu parçaları
düzgün istijlememiştir. Yola çıkıldıktan sonra Bulgar gümrüğüne gelen araç,
yapılan aramada Bulgaristan'a kaçak içki soktuğu saptanmış, bu sebeple araç
şoförü ve iki çalışan gözaltına alınmıştır. Bunu haber alan B, hemen yeni şoför
yollasa da, araç gümrükten 29.07.2016 günü çıkabilmiş ve Amsterdam'a
30.07.2016 günü varmıştır.
Amsterdam'a vardığında parçaların bir kısmının düzgün istijlememeden dolayı
sağa sola savrularak kırıldığı, bazılarının da yolun bir kısmında yapılan üstü açık
taşıma nedeniyle ıslandığı görülmüştür. Ayrıca parçaların bilgisayar sistemli olan-
larının da tozlandığı yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır. Bu arada Cfirmasının
çalışanları tara.findan yapılan indirme işlemi sırasında bazı parçalar uygun bir
şekilde indirilmediği için kullanılamaz hale gelmiştir.

1. Taşıma sözleşmesine uygulanacak hukuk nedir? Hangi şartlarla


uygulanır? Şartlardan bir veya birkaçının varlığı söz konusu ol-
mazsa başka bir hukuk uygulama alanı bulur mu? Açıklayınız.
2. Taşıyıcı, taşımanın 30.07.2016 günü bitirilmesinden sorumlu mu-
dur? Bu nasıl bir sorumluluktur? Taşıyıcı bu sorumluluktan kurtu-
labilir mi? Kurtulabilirse şartları nelerdir? Açıklayınız.
306 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

3. Olayda taşıma hukuku açısından ortaya çıkan zararları tanımlayı­


nız. Bu zararların meydana gelmesinden kimin ne şekilde sorumlu
olduğunu, sorumluluğun niteliğini ve taşıyıcının sorumluluktan ne
şekilde kurtulabileceğini açıklayınız.

4. Taşıma hukuku açısından zararlardan dolayı taşıyıcının tazminat


sorumluluğunu her bir zarara göre ayn ayrı ortaya koyunuz.
5. Taşıma Kayseri-İstanbul arasında olsaydı, yukarıdaki dört sorunun
cevabı ne şekilde değişirdi? Her bir duruma göre açıklama yapınız.
Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 307

" Yükleme, İstifleme ve Boşaltmada Sorumluluk


., Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Teslimdeki Gecikmeden Doğan Soırumluluğu

" Yardımcıların Sorumluluğa Etkisi


., Taşıyıcıyı Sorumluluktan Kurtaran Özel Haller
" Sorumluluğu Sınırlama Hakkının Kaybı
., İspatYükü

Elektronik eşya
ticareti yapan A anonim şirketi, Ankara'da ürettiği ürünlerin
İzmir'e taşınması konusunda B isimli taşıyıcı ile anlaşmıştır. Bu ürünler, 1000
adet bilgisayar anakartı ve 1000 adet de taşınabilir şarj cihazıdır.
Taşımanın gerçekleştirilmesi sırasında, taşınabilir şarj cihazlarından birinin
kendi kendine kızışması ve alev alması neticesinde araç içerisinde bulunan bu
nev'iden ürünlerin tamamı ve bilgisayar anakartlarının da bir kısmı yanarak kul-
lanılamaz hale gelmiştir. Bu olayların meydana gelmesi sırasında şofor K, durumu
görmesine rağmen, uzun süredir maaş alamamasından ötürü duyduğu kızgınlıkla
görevini kasten savsaklamış ve alevlere müdahale etmek yerine en yakın petrol
istasyonuna kadar aracı sürmeye devam etmiştir. Alevler, buradaki istasyon görev-
lileri tarafından söndürülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre taşıma, eşyaların taşınmak üzere teslim
alındığı O1.12.2018 tarihinden itibaren 2 gün içerisinde bitirilecektir. Bununla be-
raber, taşıma Ajyonkarahisar civarındaki yoldaki ağır kar fırtınası nedeniyle güvenli
ve ulaşıma elverişli olmamasından ancak 7 günde bitirilebilmiştir (Erciyes Üniversi-
tesi Hukuk Fakültesi Taşıma ve Sigorta Hukuku 2018-2019 Dönemi Vize Sınavı).

SORULAR:
1. Olayda ortaya çıkan zararları tanımlayınız. Bu zararlardan kim
hangi sebeplerle sorumludur? Sorumluluktan kurtulmak mümkün
müdür? Açıklayınız. Taşımanın 2 gün yerine 7 günde tamamlan-
masından taşıyıcı sorumlu mudur? Hangi şartlarla sorumlu olup
olmayacağını da belirleyerek gerekçeli olarak açıklayınız.

2. Anakartların bir kısmının yükleme sırasındaki bir hatalı istifleme-


den dolayı yolculuk sırasındaki virajda savrulma nedeniyle kırıldığı
ileri sürülmüş olsaydı, bunun ispatı nasıl mümkün olabilirdi? Bu
308 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

husus ispatlandığı takdirde taşıyıcı sorumlu olur muydu? Hangi


şartlarda? Gerekçeli olarak açıklayınız.
3. Taşıma üstü açık bir kamyonla yapılmış olsaydı, taşıyıcı ana kart ve
şarj cihazlarındaki kar sebebiyle meydana gelen zarar nedeniyle
sorumluluktan kurtulabilir miydi? Kurtulup kurtulmamasına göre
nedenlerini gerekçeli olarak açıklayınız.
Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 309

., Taşıma Sözleşmesi
., Uygulanacak Hükümlerin Belirlenmesi
., Yükleme, İstifleme ve Boşaltmada Sorumluluk
., Yardımcılarm Sorumluluğa Etkisi
., Taşıyıcmm Zıya, Hasar ve Teslimdeki Gecikmeden Doğan Sorumluluğu,

., Taşıyıcıyı Sorumluluktan Kurtaran Özel Haller


., Sorumluluğu Smırlama Haklcmm Kaybı, Zamanaşımı

Taşıyıcı A; B, C ve D ile ayrı ayrı taşıma sözleşmeleri yapmıştır. Eşya taşımala­


rının konusu, B'nin İstanbul-Antalya arası PVC kapı ve pencerelerini, C'nin İstan­
bul-Mersin arası bilgisayar ve DVD oynatıcı olarak elektronik eşyalarını, D'nin ise
İstanbul-Şanlıuıja arası paketlenmiş gıda maddelerini taşıma üzerinedir. D gıda
maddelerinin 3 gün içinde gönderilene ulaşmasını istemiştir.
Eşyalardan PVC doğramalar yüklenirken, dikkatsiz yükleme sonucu çizilmeler
ve kırılmalar oluşmuştur. B ve C'nin yükleri yan yana istiflenmiş, D'ye ait yükler
ise her iki yükten ayırıcı bir koruyucu ile yine tıra yüklenmiştir.
Yolculuk esnasında, tırın şoforü yol güzergahında mola vermiş, aracı bir oto-
parka çekerek uyumaya başlamıştır. Otoparka giren hırsızlar araçtaki DVD oyna-
tıcıların bir kısmını çalmışlardır. Durumu fark etmeyen şoför yola devam etmiş,
Antalya yolunda virajda savrulma sonucu paketlenmiş gıda maddeleri iyi istijlen-
memeden dolayı sağa sola fırlayarak çarpmış, iç kısımlarında öz suyu akıntısı
meydana gelmiştir. Antalya'da PVC'ler indirilirken, yine çarpma sonucu bir kısım
kırılmalar oluşmuştur. Şofor Mersin'e doğru devam ederken gıda maddeleri ile
elektronik eşyalar arasındaki koruyucunun iyi oturtulmamasından dolayı, gıda
maddelerindeki özsu akıntısı bilgisayarlara sirayet etmiş ve onları çalışmaz hale
getirmiştir. Mersin'de elektronik eşyaları indiren şofor zararı fark etmiş, bu konu-
da A'ya bildirimde bulunmuş ama A durumun üzerine düşememiştir. Şanlıuıja'ya
gelindiğinde, gönderilenin adamları tarafından yapılan boşaltma sırasında paket-
ler özensizce indirildiğinden birçok paket kullanılamaz hale gelmiştir. Bunun ya-
nında yoldaki gecikme nedeniyle gıda maddeleri gönderilene 5 gün içinde ulaştırı­
labilmiştir.
310 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

SORULAR:

1. Taraflar arasında yapılan sözleşmelerin özelliklerini, unsurlarını,


kurulması için gereken hususları, hukuki niteliklerini, taşıma se-
nedi düzenlenmişse, bunun sözleşmeye etkisini ve taşıma sene-
dinin TTK'ya göre özelliklerini belirtiniz.
2. Olayda taşıma hukuku açısından ortaya çıkan zararları tanımlayı­
nız. Bu zararların meydana gelmesinden kimin ne şekilde sorumlu
olduğunu, sorumluluğun niteliğini ve taşıyıcının sorumluluktan ne
şekilde kurtulabileceğini ayrı ayrı açıklayınız.

3. Taşıma hukuku açısından zararlardan dolayı taşıyıcının tazminat


sorumluluğunu her bir zarara göre ayn ayrı ortaya koyunuz.
4. B'ye ait eşyaların ambalajlama hatası, C'ye ait eşyaların paketle-
rindeki marka ve numaraların hatalı olması nedeniyle yanlış yere
boşaltılması, D'ye ait gıda maddelerinin özsu salmasının fireye
bağlı olması durumlarında zarar ve taşıyıcının sorumluluktan kur-
tulmasında ne gibi sonuçlar ortaya çıkacaktır? Açıklayınız.

5. B ve C'ye ait eşyaların bir kısmının yolda indirilip taşıyıcının şoförü


tarafından satılması halinde, bu zarar yönünden taşıyıcının so-
rumluluğu açısından değişen bir durum olacak mıdır? Tazminat
ve zamanaşımı hususları açısından tartışınız.
Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 311

., Taşıma Sözleşmesi
., Uygulanacak Hükümlerin Belirlenmesi
., Taşıma Senedi
., Yardımcılarm Sorumluluğa Etkisi
., Taşıyıcımn Zıya ve Hasar Sorumluluğu
., Taşıyıcmm Sorumluluktan Kurtulması, Sınırlı sorumluluk

Tacir A, taşıyıcı B ile bir miktar bilgisayarın İstanbul'dan Hollanda'nın Amster-


dam şehrine taşımasını konu edinen bir taşıma sözleşmesi akdetmiş ve bu taşıma
sözleşmesi senede bağlanmıştır. Taşıma başladıktan bir süre sonra taşıyıcı B'nin
şoförü C, Bulgaristan'da yemek için durduğu yerde, tırın arka kapısı açılarak araç
soyulmuş, 5 adet bilgisayar çalınmıştır. Şoför, durumdan haberi olmadan yola devam
etmiş, kuzey İtalya'da gecelemek için durduğu otoparkta uyurken, araca baskın ya-
pan soyguncular arkada bulunan yaklaşık 500 kg bilgisayar ve aksamını gasp etmiş­
lerdir. Olaydan sonra şoför C, taşıyıcı B'yi bilgilendirmiş, ancak taşıyıcı B tacir Aya
bir şey söylememiştir. Son olarak araç Hollandaya girdiği sırada virajlı yolda sav-
rulmuş, bu esnada istiflenmiş bilgisayarlardan 2 tanesi düşerek hasara uğramıştır.

SORULAR:
1. Olayda taşıma sözleşmesi nasıl kurulmuştur? Sözleşmeye uygula-
nacak hukuk nedir? Bunun özelliklerini belirtiniz. Söz konusu se-
nedin taşıma sözleşmesine etkisi ve niteliğini belirtiniz.
2. Aracın Bulgaristan'da soyulmasına ilişkin olarak taşıyıcının sorum-
luluğu açısından ne söyleyebiliriz? Taşıyıcı bu sorumluluktan nasıl
ve hangi savunmalar ile kurtulabilir?
3. İtalya'daki gasp olayı açısından taşıyıcının sorumluluğunu ve kur-
tulma imkanını değerlendiriniz.
4. Hollanda'da eşyaların hasara uğraması açısından taşıyıcının so-
rumluluğunu ve kurtulma imkanını değerlendiriniz.

5. Bütün zıya ve hasar hallerine ilişkin olmak üzere taşıyıcının taz-


minat sorumluluğu nedir? Olayı göz önüne alarak değişik ihtimal-
lere göre ayrı ayrı cevaplandırınız.
6. TTK'ya göre yapılan bir taşıma gerçekleşseydi, yukarıdaki sorulara
verilen cevaplar ne şekilde olacaktı? Açıklayınız.
312 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

,. Taşıma Sözleşmesi
,. Uygulanacak Hükümlerin Belirlenmesi
,. İstifleme ve Boşaltmada Sorumluluk
,. Gümrüğe Teslim
,. Yardımcıların Sorumluluğa Etkisi
,. Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Teslimdeki Gecikmeden Doğan Sorumluluğu

,. Taşıyıcıyı Sorumluluktan Kurtaran Özel Haller

Almanya'da ve Türkiye'de iki ayrı gıda şirketi olan A, Türkiye'deki şirketini üre-
tim, Almanya'daki şirketini satış için kullanmaktadır. Türkiye'de üretmiş olduğu
2000 teneke turşu ve 5000 teneke peyniri Türkiye'den Almanya'ya götürmek için
Bile anlaşan A, taşıma sözleşmesi gereği taşımanın 1.4.2013 günü İstanbul'da
başlayıp, 15.4.2013 günü Köln'de sona ermesini istemiş, bu durum taşıma söz-
leşmesine yazılmıştır.

Taşıma başladıktan sonra, Avusturya sınırında problem çıkmış, araç 15 gün


sınırda beklemiştir. Bu bekleme esnasında aracın soğuk hava tertibatında arıza
oluşmuş, içerdeki peynirlerin bir kısmı bozulmuştur. Almanya içindeki yolculuk
esnasında turşu tenekeleri ile peynir tenekeleri birbirine çarpmış turşular sızdırma
yapmış ve peynirleri etkilemiştir. Ayrıca savrulma esnasında bir kısım turşu teneke-
lerinin suyu akmış, bazılarının ise içindeki turşuların evsafında değişiklik meydana
gelmiştir.

Taşıyıcının şoferü, söz konusu malları 25.4.2013 günü, Köln eyalet gümrüğü­
ne boşaltmıştır.

BORULAR:
1. Sözleşmeye uygulanacak hukuk nedir? Taşıma sözleşmesine uy-
gulanacak hukukun belirlenmesine ilişkin bir hüküm konulması
mümkün müdür? Konulan hüküm taşıyıcının sorumluluğunu nasıl
etkiler?
2. Taşıyıcı taşımanın 25.4.2013 günü bitirilmesinden sorumlu mu-
dur? Bu nasıl bir sorumluluktur? Taşıyıcı bu sorumluluktan hangi
durumları ileri sürerek kurtulabilir?
Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 313

3. Peynirlerin bozulması durumunu taşıma hukuku açısından nasıl


tanımlayabiliriz? Taşıyıcının sorumluluğu söz konusu mudur ve
varsa bundan nasıl hangi sebeple kurtulabilir?
Almanya içindeki yolculuk esnasında taşınan turşu tenekelerinin
savrulması sonucu turşulardaki evsaf değişikliği durumu taşıma
hukuku açısından nasıl tanımlanabilir? Bu durumda taşıyıcının so-
rumluluğunu ve varsa bu sorumluluktan kurtulabilmesi imkanını
belirtiniz.
5. Taşıyıcının eşyaları gümrüğe boşaltması doğru mudur? Bu bo-
şaltmanın sonucu ne olabilir? Taşıyıcının sorumluluğu açısından
irdeleyiniz.
8. Taşıyıcının tazminat sorumluluğunu her bir duruma göre irdele-
yiniz.
Olayın Kayseri ile İstanbul arasındaki bir taşıma olması halinde 5.
soru hariç vereceğiniz cevaplar değişir miydi? Neden? Her bir du-
ruma göre açıklama yapınız.
314 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

'" Trafik Kazası Sonucu Eşyanın Zıyaa Uğraması


'" Taşıyıcmm Zıya Sorumluluğunun Hukuki Niteliği
'" Taşıyıcının Zıyaa Dayalı Sınırlı Sorumluluğu

A ile taşıyıcı B arasında, toplam ağırlığı 100 kg olan emtianın Ankara'dan


Kayseri'ye taşınmasını konu edinen bir taşıma sözleşmesi akdedilmiştir. Taşıma
sırasında meydana gelen trafik kazası sonucu taşıma konusu eşya zıyaa uğramış­
tır. Ardından A tarafindan taşıyıcı B aleyhine tazminat davası açılmış, dava sıra­
sında uzman bilirkişilerce verilen raporda, B'ye ait araç sürücüsü C'nin tamamen
kusursuz olduğu, tüm kusurun dava dışı özel oto sürücüsü D'ye ait olduğu tespit
edilmiştir. Bunun üzerine mahkeme, TTK hükümleri uyarınca taşıyıcının kendisinin
veya adamlarının kusurundan doğmayan bir sebepten dolayı meydana gelen zıya
ve hasardan sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

1. TTK hükümleri uyarınca taşıyıcının zıya, hasar ve gecikmeden do-


ğan sorumluluğunun hukuki niteliğini belirterek, söz konusu
mahkeme kararını değerlendiriniz.
2. Taşıyıcının meydana gelen zıyadan sorumlu olduğu sonucuna var-
saydığımızda, ödenecek tazminatın azami sınırı nedir?
Taşıma Hulwku Cevapsız Pratik Çalışmalar 315

.. Taşıyıcının Zıya
ve Teslimdeki Gecikmeden Doğan Sorumluluğu
e Sorumluluğunun
Hukuki Niteliği
.. Sorumluluktan Kurtulma Halleri
.. Mücbir Sebep
e Taşıma Sözleşmesinde Yer Alan Sorumsuzluk Kaydı

A ile taşıyıcı B arasında, Aya ait emtianın Kayseri'den İstanbul'a taşınmasını


konu edinen bir taşıma sözleşmesi akdedilmiştir. Sözleşmeye göre, taşıyıcı veya
yardımcılarının kusuru neticesinde meydana gelecek zıya, hasar veya teslimde
gecikme nedeniyle A'nın talep edebileceği tazminat miktarı, her halükarda taşıma
ücretiyle sınırlıdır. Sözleşmeye göre taşıma süresi 7 gün olarak hesaplanmış ve
taşınacak emtia gerekli belgelerle birlikte B'.)ıe teslim edilmiştir. Taşıma sırasında
araç şoforünün yakın arkadaşı olan ve aynı zamanda A ile arasında husumet bu-
lunan C, bir süreliğine şofore eşlik etmiş, mola sırasında araçta bulunan emtiayı
ateşe vererek olay yerinden kaçmıştır. Emtianın bir kısmı tamamen kullanılamaz
hale gelmiş, kalan kısım ise ancak 14. gün teslim edilebilmiştir. Daha sonra tutuk-
lanan C, eylemi A'ya olan kızgınlığından yaptığını itiraf etmiştir. A, taşınan tüm
emtianın bedelinin tazmini amacıyla B aleyhine dava açmıştır.

B cevap dilekçesinde, taşınan emtianın bir kısmının zıyaa uğraması ve kalan


kısmın geç tesliminde kendisinin ya da yardımcısının herhangi bir kusuru olmadığı­
nı, A'ya husumeti bulunan C tarajindan emtianın zıyaa uğratıldığını ve bu olay
nedeniyle gecikme yaşandığını, söz konusu eylemin dışarıdan kaynaklanan ve öngö-
rülemez nitelikte olduğunu, dolayısıyla söz konusu durumun mücbir sebep niteli-
ğinde olduğunu ve sorumluluğunu kaldırdığını, sorumluluğu kabul edilse bile A'nın
emtianın tamamı zıyaa uğramış gibi tazmin talebinde bulunduğunu, oysa emtianın
bir kısmının geç de olsa teslim edildiğini, A'nın geç teslimden dolayı ayrıca bir za-
rara uğradığını ispat etmedikçe teslim alınan emtia için tazminat talebinde bulu-
namayacağını, ayrıca taşıma sözleşmesinde ancak kusurlu olduğu takdirde tazmi-
nat talebinden sorumlu olacağını ve bu tazminatın kararlaştırılan taşıma ücretini
aşamayacağına yönelik sorumsuzluk kaydı olduğunu, dolayısıyla kusurlu olduğu
ispat edilmeden ve taşıma ücretini aşan miktarda tazminat talebinde bulunulması­
nın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

SORU:
Olayın gelişimi
ve B'nin savunmaları göz önünde bulundurulduğunda
sizce yerel mahkeme ne yönde karar vermelidir?
316 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Taşıyıcının Sorumluluğu


• Sorumluluktan Kurtulma
" Sorumluluktan Kurtulmada Özel Haller

Taşıyıcı Tile Kayseri'de ticari işletmesi olan A arasında işletmeye ait malların
İstanbul'a taşınması amacıyla bir taşıma sözleşmesi yapılmıştır. Taşıyıcı T'nin
şoförü, Aya ait ticari eşyanın yüklenmesini beklerken, istiflemenin düzgün yapıl­
madığını fark etmemiş ve yüklenen eşyalarla yola çıkmıştır. Eşyalar virajlarda
savrulma nedeniyle birbirine çarpmış ve çatlamıştır. Eşyalar İstanbul'a geldiğinde
yol kenarına çeken şoför uyurken malların bir kısmı da araçtan çalınmıştır.

1. Olaydaki zararların türü ve niteliği ile taşıyıcının sorumluluktan


kurtulma imkanın olup olmadığını, sorumluluğun miktarının nasıl
hesaplandığını açıklayınız.

2. Eşyalar şiddetli yağış nedeniyle, üstü açık araçta taşınırken zarar


görmüş olsaydı, zararın
duruma göre niteliği ile taşıyıcının sorum-
luluktan kurtulma durumu değişir miydi? Gerekçeli olarak yazınız.
Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 317

'" Taşıma Sözleşmesi


'" Taşıma İşleri Komisyoncusu
'" Gönderilene Teslim
'" Teslim IEngelleri
'" Taşıyıcmm Sorumluluğu
'" Taşıma Senedinin Sorumluluğa IEtkisi

Tacir A Bandırma'daki fabrikasından 25 paletli meyve suyu yükünün, B mar-


ketler zincirinin Kayseri'deki mağazasına gönderilmek üzere taşıyıcı T ile anlaş­
mıştır. T bu eşyayı kendi taşımayıp, C ile meyve sularının taşınması konusunda
anlaşmıştır. C meyve sularını B marketler zincirinin Kayseri'deki mağazasına ge-
tirdiğinde, buradaki yetkililer meyve sularını teslim almak istememişlerdir. C bu-
nun üzerine 2 gün bekleyip aracını kapalı bir garaja çekmiş ve buradan A, T ve
B'ye ihtar çekerek meyve suyu yükünün teslim alınmasını istemiştir.
Aradan geçen bir hafta sonunda T meyve sularının çalındığından bahisle suç
duyurusunda bulunmuş, durumun polise intikal etmesi üzerine, C meyve sularını
polis merkezine boşaltmıştır. Meyve suları buradan T tarafından alınarak A'ya
geri taşınıp teslim edildiğinde ise yapılan incelemede 1Opalet meyve suyu yükünün
ıslanma ve deforme olma nedeniyle zarar gördüğü, bu nedenle kullanılamayacak
duruma geldiği saptanmıştır.

1. Olaydaki taraflar arasındaki sözleşmeleri ve tarafların taşıma hu-


kuku açısından sıfatlarının neler olduğu açıklayınız.

2. C'nin taşınan eşyayı B'ye teslim etmek istemesine rağmen, teslim


alınmaması halinde yaptığı işlemler taşıma hukukuna uygun mudur?

3. T'nin somut olayda eşyaların teslim edilmemesi sonucu yaptığı


davranışlar taşıma hukukuna uygun mudur?

Ortaya çıkan zarardan kim ya da kimler hangi gerekçeyle sorumlu


olacaklardır. Sorumluluğun belirlenmesinde bir sınır var mıdır?

5. Taşıma esnasında, eşyalar A'dan teslim alınırken taşıma senedi


düzenlenmiş olsaydı, somut olaydaki sorumluluklar yönünden
senedin etkisi ne olacaktı? Gerekçeli olarak açıklayınız.
318 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., Taşıma Sözleşmesine Uygulanacak Hukuk


., Zıya ve Hasar
., Taşıyıcının Sorumluluktan Kurtulması

T, A'nın İzmit'teki deposunda bulunan plastik eşyaların Irak'ın Erbil kentine


taşınması konusunda anlaşmıştır. T bu taşıma işini B'ye vermiştir. B ise eşyaları
İzmit'ten yükledikten sonra yol üzerindeki Kayseri Serbest Bölgedeki C'ye ait te-
mizlik malzemelerin Erbil'e taşınması için yükleme yapmış ve yola devam etmiştir.
Araç Irak'a girdikten sonra Erbil'e 50 km kala şofor aracın arkasında bir duman
fark etmiş durup bakmak isterken aracın dorsesi birden alev almış ve yanmaya
başlamıştır. İtfaiye yangına müdahale etmesine rağmen araçtaki eşyaların yüzde
sekseni yanmıştır. İtfaiye, yangın raporunda yangının neden çıktığının tespit edi-
lemediğini belirtmiştir.

1. Olayda uygulanacak hukuk nedir? Hangi şartlarla uygulanır?

2. Olayda meydana gelen zararlardan kim veya kimler sorumludur?


Bu sorumluluğun şartları nelerdir? Olaydaki tarafların sıfatlarını
da dikkate alarak açıklayınız?
3. Taşıyıcı yangının meydana gelmesinde 1 A'nın plastik yüklerinin
belli bir sıcaklığa dayanıklı olmamasına rağmen, bunun bildiril-
memesi ve sıcak havada bunların alev almasının neden olduğunu
iddia etmiştir. Taşıyıcı bu savunma ile sorumluluktan kurtulabilir
mi? Açıklayınız.
4. Sorumluluğun sınırlanması söz konusu mudur? Hangi şekilde
mümkündür? Açıklayınız.
5. Araç 1 üstü açık araç olsaydı ve taşınan eşyalarda zararlar ambalaj-
larının deforme olması sonucu meydana gelmiş olsaydı, taşıyıcı
sorumluluktan kurtulabilir miydi? Açıklayınız.
Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 319

" Taşıyıcmm Sorumluluğu

Taşıyıcı T ile İstanbul'daki C arasında bir fabrikada üretilen kumaşların İz­


mir'e taşınması amacıyla bir taşıma sözleşmesi yapılmıştır. Taşıyıcı T'nin şoförü A,
kumaşları yüklerken, kimi kumaşların eksik ve defolu olduğunu fark etmemiş ve
yüklenen kumaşlarla yola çıkmıştır. Kumaşların bir kısmı yolculuk sırasında araçta
bulunan bazı boyalara değmiş ve boyanmıştır. Kumaşlar İzmir'e geldiğinde bo-
şaltma sırasında gönderilenin adamları kumaşların bir kısmını düşürmüşler ve
kirlenmesine sebep olmuşlar, boşaltma sonrası ise gönderilen bu durumu fark
etmeyerek kumaşları teslim almıştır.

Olaydaki zararların türü ve niteliği ile taşıyıcının sorumluluktan kur-


tulma imkanın olup olmadığını, sorumluk varsa tazminatı kimin talep
edeceğini ve bu tazminat talebi bakımından zararları fark etmeyerek
teslim alma göz önüne alındığında talepte bulunulması gereken bir süre
olup olmadığını açıklayınız.
320 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

'" Taşıma Sözleşmesi-Fiili Taşıyıcı

'" Taşıyıcmm Sorumluluğu

X Gıda, Tarım ve Toptancılık AŞ, Antalya'da bulunan arazisinden elde ettiği 1


tonluk mahsulü (organik meyve, sebze) Y marketler zincirinin Kayseri'deki şubele­
rine dağıtmak üzere T ile anlaşmıştır. T bu mahsulleri kendi taşımayıp, Z ile bu
mahsullerin taşınması konusunda anlaşmıştır. Z bu mahsulleri Y marketler zinci-
rinin Kayseri'deki merkez şubesine getirdiğinde, işletmenin müdürü mahsulleri
teslim almak istememiştir. Buna gerekçe olarak da taşınan mahsullerin tümünün
bozulmasını, çürümesini ve hatta kokmaya başlamasını göstermiş, bunun nedenin
de taşımadaki.frigorifik araçtaki ısı miktarının 2,5 °C olmasından kaynaklandığını
söylemiştir.(Not: Taşınan gıda malzemesi bakımından muhafaza edilmesi gereken
ısı miktarı -0,5 ile 0,5 arasıdır.)

1. Olayda yapılan taşıma sözleşmesinin niteliğini, taraflarını ve un-


surlarını kısaca belirtiniz.

2. Olayda meydana gelen zararın niteliğini, bu zarardan kim ya kim-


lerin sorumlu olduğunu ve bu sorumluluktan kurtulmanın müm-
kün olup olmadığını gerekçeleriyle açıklayınız.
Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 321

® Taşıma Sözleşmesi-Fiili Taşıyıcı

® Taşıyncmm Sonımhıhığu

A Oyuncak ve Eğitici Araçların Üretim ve Dağıtımı Ltd Şti ile taşıyıcı B ara-
sında muhtelif özellikte 500 kolilik 6500 kg X marka oyuncağın Adana'dan Kon-
ya'ya taşınması konusunda bir sözleşme yapılmıştır. Taşınması üstlenilen oyun-
cak yükü, tıra yüklenip yola çıktıktan belirli bir süre sonra Pozantı yakınlarında
gaspedilmiştir. B'nin vekili, oyuncakların gasp edilmesiyle ilgili olarak Pozantı
Cumhuriyet Savcılığınca bir soruşturma yürütülmekte olduğunu; gasptan dolayı
bu malları teslim edemediğini, oyuncakların taşıyıcının kendisine teslim edildiği
tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen sürede uğradığı zıya ve
hasardan sorumlu bulunduğu; ancak taşıyıcının zıya ve hasarın kendi kusurun-
dan doğmayan bir sebepten ileri geldiğini ispat ederek sorumluluk kurtulabilece-
ğini iddia etmiştir.

SORULAR:

1. Olayda meydana gelen zararın niteliğini, bu zarardan dolayı B'nin


sorumlu tutulup tutulamayacağını B'nin vekilinin iddiasında ileri
sürdüğü hususları göz önünde tutarak cevaplandınnız.

2. Taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesi genel şartlarına şu iki


hüküm eklenmiştir:
a) Taşıyıcı, taşınan mallarda meydana gelen her türlü zarar ve
hasardan; zarar ve hasar mücbir sebepten ileri gelmiş olsa bile
sorumludur.
Zararı, taşıyıcınınkusurundan doğan bir sebepten ileri geldiği­
nin ispatı,
mutlak olarak gönderenin üzerindedir. Taşıma söz-
leşmesine konulan bu iki hükmün ayrı ayrı geçerli olup olma-
dıklarını ve hangi şartlarla geçerli kıhnabileceklerini gerekçele-
riyle açıklayınız.
322 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

'" Taşıma Sözleşmesi-Fiili Taşıyıcı


'" Taşıma İşleri Komisyoncusu
'" Taşınma Eşyası Taşınması

'" Yükleme, İstifleme ve Boşaltmada Sorumluluk


'" Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Teslimdeki Gecikmeden Doğan Sorumluluğu

'" Yardımcıların Sorumluluğa Etkisi

'" Taşıyıcının Sorumluluktan Kurtulması


'" Taşıyıcı Sorumluluktan Kurtaran Özel Haller
'" Taşıma Ücreti Talep Etme Hakkı
'" Hapis Hakla

Basımevi ve kitapçılık işleriyle uğraşan X isimli firma, Ankara'daki basımevi dı­


şında İstanbul'da açacağı satış yeri için kendi kitaplarından oluşan 500 koli kitap
ve basımevi içinde bulunan büro malzemelerinin İstanbul'a nakliyesi için L ile
anlaşmıştır. L, taşımayı bizzat yapmayıp M isimli taşıyıcıya taşıttırmıştır. Taşıma
sırasında M söz konusu eşyaları üstü açık taşıtla taşımıştır.

Eşyalar taşınırken, taşımanın üstü açık araçla gerçekleştirildiğini öğrenen X


firması, duruma müdahale etmiş ve eşyaların bu şekilde taşınmaması gerektiğini
belirtmiş, bunun üzerine L, Eskişehir civarında M'ye talimat vererek taşımayı dur-
durmuş ve eşyaları taşımayı bizzat taşımayı taahhüt etmiştir. Bu taahhüde göre
eşyaların yüklenmesi ve boşaltılmasını kendi yapmıştır. Buna karşın, L'nin Eskişe­
hir'de yükleme için bulduğu kişilerin hatalı istifi sonucu aracın seyri esnasında
büro malzemeleri ve kitap kolileri kapalı olarak taşınan yerde savrularak kırılma,
parçalanma ve deforme olma şeklinde zararlar görmüşlerdir (Erciyes Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Taşıma ve Sigorta Hukuku 2018-2019 Dönemi Vize Sınavı).

SORUL.AR:
1. X isimli firma ve L arasındaki sözleşmenin türü ve tarafların karşı­
lıklı borçları nelerdir? Buna göre taşımayı tam olarak L gerçekleş­
tirseydi ücret alacağı ne zaman muaccel olurdu? M'nin bir ücret
alacağı doğar mı? Açıklayınız.

2. Bu ücret ödenmediği takdirde L'nin ücret alacağını korumak için


sahip olabileceği hukukı imkan ne olabilir? Açıklayınız.
Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 323

3. Başlangıçtaki sözleşmeye rağmen L'nin taşıma işini bizzat üzerine


alması mümkün müdür? Açıklayınız.

4. Taşıma esnasında doğan zararları tanımlayınız. Bu zarardan kim


sorumludur? Açıklayınız. Sorumluluktan kurtulmak mümkün mü-
dür? Hangi halde mümkündür? Gerekçeli olarak açıklayınız.
324 Taşıma Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Taşıma Eşyası Taşmması

" Taşıyıcmm Sorumluluğu

Yeni evlenen A ile B çifti, İstanbul'dan Yalova'ya taşınma niyetindedirler. Ya-


lova'da buldukları bahçeli bir eve taşınması üzerine Güzel Kargo şirketiyle 27
koliden oluşan çeyiz içerikli kargonun taşınması hususunda anlaşmışlardır. Koli-
ler paketlenmiş, kolilerin üzerine kırılabilir yazısı eklenmiştir. Getirilen kargolar
apartmanın önüne bırakılarak, teslim belgesi imzalanmaksızın kargo şirketi
teslim yerini terk etmiştir. Koliler açıldığında çeyiz malzemelerinin tamamına
yakının kırıldığı tespit edilmiş, kargo şirketine haber verilmesine rağmen sonuç
alınamamıştır. Ayrıca sahiplendirme yoluyla aldıkları Pitbull cinsi bir köpeği de
Yalı adlı bir taşıma şirketi ile evlerine getirtmek üzere anlaşmışlardır. Ancak yol
sırasında uyutulan köpeğin uyanması üzerine bulunduğu kafesin kilidini kırarak
taşıyıcı şirketin şoforüne saldırmış, şofor ağır yaralanmış ve direksiyon hakimiye-
tini kaybeden şofor ancak bir duvara çarparak durabilmiştir. Araç da pert olmuş,
köpek kaçmıştır.

SORULAR:
1. Olayda verilen bilgiler ışığında taşıma sözleşmesinin özelliklerini
belirtiniz.
2. Olayda verilen bilgiler ışığında taşıma sözleşmesinden doğan so-
rumluluğun kime/kimlere ait olduğunu, sorumluluğun miktarı ile
bu sorumluluktan ne şekilde kurtulunabilir? Açıklayınız.
3. Pitbull cinsi köpek yerine 10 adet bodur elma taşınsa idi ve ge-
cikme dolayısıyla bunların bir kısmı çürüse idi 2.soruya verdiğiniz
cevap değişir miydi? Açıklayınız.
" Gemi Kirası Sözleşmesi
" Navlun. Sözleşmesi
" Starya-Si.irastarya
" Taşıyarı.m Sorumluluğu
" Korı.işmerı.toya Konuları. Kayıtlar

A, Akkor-/ isimli gemisini 3 yıllık süreyle B'nin kullanıma vermiştir. B, kullanı­


mına verilen gemi ile uluslararası deniz taşımacılığı yapmaya başlamıştır. Bu
kapsamda Tacir C'den 100 ton peynir yükünün İstanbul-Manchester 103 arasında
taşıma işini almış, D'nin 1O ton kumaş yükü için geminin 4 numaralı ambarını
tahsis etmiş, E'ye ise yükleri için geminin arka tarafindaki 1O numaralı ambarı 3
aylığına demir cevheri yükünün taşınması için tahsis etmiştir.

07.01.2009 günü gemi İstanbul limanına gelmiş, yükler yüklenirken, F'ye ait,
komisyoncunun bulduğu, 5000 torba çimento yükünün Liverpool limanına taşın­
ması işini de kabul eden B, 15.01.2009 günü yüklerin tamamen yüklenmesi sonu-
cu gemiyi seyrü-sefere çıkarmıştır.
Yolda 100 ton peynir yükü ambardaki fareler tarafindan kemirilmiş, 4 numa-
ralıambarda elektrik kontağı nedeniyle çıkan yangın sonucu kumaşın bir kısmı
yanmış, bir kısmı da islenmiştir.

Demir cevheri yükünün bulunduğu ambarın kapağı açık unutulmuş ve cevher


güvertedeki kimyasallardan etkilenmiştir.
Liverpool limanına gelindiğinde çimento torbalarının boşaltılması sırasında
torbalardan 250'si patlamış ve limana saçılmış, yaklaşık 500 torbasının ise ambar
nemi nedeniyle kalite olarak düştüğü görülmüştür.

Not: Olayda deniz yoluyla ile eşya taşıma sözleşmesi uluslararası bir nitelik taşısa da, TTK
103

hükümleri esas alınarak sorular cevaplanmıştır. Aynı durum, bundan sonra cevaplı olan
diğer pratiklerde de mevcuttur.
326 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini, ayrıca her bir ta-


rafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını belirtiniz.

2. D ve E'nin yükleri için 5 günlük yükleme süreleri öngörülmüşse,


bunlar için sürastarya süresi doğar mı, böyle bir durumda
sürastarya ücreti nasıl hesaplanır açıklayınız (11 Ocak 2009 Pazar
gününe rast gelmektedir).
3. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu
zararlardan taşıyanın sorumlu olup olmadığını gerekçeleriyle be-
raber açıklayınız.
4. C ve D'nin yüklerine gelen zararlar, sırasıyla geminin yolculuk sı­
rasında hatalı manevrası sonucu ve kazan dairesindeki patlama
sonucu çıkan yangın ile oluşsaydı cevaplarınız değişir miydi? Ge-
rekçeleriyle belirtiniz.
5. Bütün taşımalar için konişmento düzenlenmesi halinde, taşıyıcı­
nın bu taşımalardan D'ye ait taşıma için "başlangıçtaki elverişsiz­
likten sorumlu değilim" ve E'ye ait taşıma için "yükler güvertede
taşınabilir" kayıtlarını koyması veya konişmentolara B'nin adının
yazılmaması söz konusu ise, bunların B'nin sorumluluğuna etkisi-
ni gerekçeleriyle birlikte ayrı ayrı belirtiniz.

CEVAPLAR:
1. Aile B arasında, B'ye 3 yıl süreyle Akkor-I gemisini kullanması
amaçlı bir sözleşme söz konusu olup, bu sözleşme gemi kiralama söz-
leşmesidir. Bununla kiralayan, belirli bir süre için geminin kullanılması­
nı, kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakmayı üstlenmektedir. Her ne
kadar olayda ivaz belirtilmemişse de, kullanımına bırakma lafzından
sözleşmenin kira sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda B,
Akkor-I açısından gemi işletme müteahhidi (ausrüster) sıfatını kazanmış­
hr. TTK 1119.maddede "gemi kirası sözleşmesi, kiraya verenin, belirli bir
süre için geminin kullanılmasını, kira bedeli karşılığında, kiracıya bı­
rakmayı üstlendiği bir sözleşmedir" şeklinde tammlanmışhr. Ayrıca
zaman çarteri sözleşmesinde yer alan gemi adamlarının gemiyi kiracısı­
nın sözleşmede sınırlı bir talimat yetkisi olduğu veya teknik bir yetkisi-
nin olmadığı belirtilmemiştir.
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 327

B ile C arasında C ile 100 ton peynir yükünün İstanbul-Manchester


arasında taşıma işini alması bir navlun sözleşmesi ve navlun sözleşmesi­
nin çeşitlerinden kırkambardır. Çünkü sözleşmenin konusu belirlenmiş
bir eşyadır ve B belli bir miktar eşyayı deniz yoluyla taşımayı taahhüt
etmektedir. Burada B, taşıyan, C ise taşıtan sıfatına sahiptirler.

D'nin 10 ton kumaş yükü için geminin 4 numaralı ambarını tahsis


edilmesi, navlun sözleşmelerinden yolculuk çarteri (trip-charter) olduğu­
nu göstermektedir. B taşıyan, D taşıtandır.
E'ye 10 numaralı ambarı 3 aylığına demir cevheri yükünün taşınması
için tahsis edilmesi navlun sözleşmelerinden zaman çarteri (time-charter)
olduğunu göstermektedir. B taşıyan, E taşıtandır. Her ne kadar, TTK' da
zaman çarteri, navlun sözleşmeleri dışında ayrı bir sözleşme gibi ayrıla­
rak başka bir bölümde ele alınmışsa da (dördüncü kısım ikinci bölüm
m.1131-1137), zaman çarteri sözleşmeleri de birer navlun sözleşmesi
niteliğindedir 104 •

F'ye ait, komisyoncunun bulduğu, 5000 torba çimento yükünün Li-


verpool limanına taşınması ise yine navlun sözleşmelerinden kırkambar
sözleşmesidir. Burada F, taşıtan, komisyoncu yükleten, B ise taşıyan sı­
fatlarını haizdirler.

2.
D ve E'nin yükleri için 5 günlük yükleme süreleri öngörülmüşse,
sürastarya ücretinin doğup doğmayacağı şöyle hesaplanır:
07.01.2009 günü gemi İstanbul limanına geldiği için, aynı gün gemi-
nin yüklemeye hazır olduğu ihbarını D ve E'ye göndermiş olmalıdır.
Öyleyse D ve E için yükleme (starya) süresi 08.01.2009 günü başlayacak
ve 5 gün soma yani 12.01.2009 günü bitecektir. Ancak 11.01.2009 Pazara
denk geldiği için yükleme süresi bir gün uzar ve 13.01.2009 mesai saati
günü biter. Zira limanda çalışma Pazar günü yoktur. Gemi ancak
15.01.2009 günü seyrüsefere çıkabildiği için 2 günlük sürastarya süresi
söz konusu olmuştur.

104
TTK m. 1131'in gerekçesindeki, "Tahsis edenin, çarterere karşı yük taşıma taahhüdü
bulunmadığından bu sözleşme bir navlun sözleşmesi sayılamaz. Zaten ancak geminin
ticari' idaresini elinde bulunduran çarterer yük taşıma taahhüdünde bulunabilir" yö-
nündeki ifade yanlıştır. Rayegan Kender / Ergon Çetingii/ Emine Yam:ıoğh.ı; Deniz Ti-
caret Hukuku, Temel Bilgiler, C.I, İstanbul 2012, s,133. Zaman Çarteri sözleşmesinin bir
navlun sözleşmesi olduğu yönünde, Bülent Sözer; Deniz Ticaret Hukuku, C.I, İstanbul
2013, s.310.
328 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

Esasen taraflar sözleşmede


sürastarya süresini kararlaşhrabilirler ve-
ya kararlaşhrmamış, fakat sürastaryadan yahu sürastarya ücretinden
bahsedilmişse, sürastarya söz konusudur. Eğer sözleşmede böyle bir
durum yoksa sürastarya yoktur. Bu halde taşıyan esasen yükleri yükle-
me süresi dışında beklemek zorunda değildir. Ancak beklerse sürastarya
ücretine hak kazanır. Somut olayda taşıyanın yüklerin yüklenmesini mi
beklediği yoksa F'nin yükü nedeniyle mi geç seyrü-sefere çıkhğı belli
olmamaktadır. Eğer F'nin yükü için beklediyse sürastarya ücreti doğ­
maz. Ancak D ve E'nin yüklerinin geç yüklenmesi nedeniyle beklediyse
sürastarya ücreti doğar. Bu durumda sürastarya süresi nedeniyle taşıtan­
lar D ve E ayrı ayn günlük sürastarya ücreti ödemek zorundadırlar.
Bu ücret sözleşme
ile belirlenir. Ancak olayımızda bir ücret sözleşme
ile belirlenmemiştir. Yüklemede sürastarya ücreti belirlenmediği takdir-
de ücret TTK m.1155/3'e göre, taşıyanın yaphğı zorunlu ve yararlı gider-
lerdir (TTK m.1171/3).
3. 100 ton peynir yükü ambardaki fareler tarafından kemirilmesi,
zıya şeklindeki bir zarardır. Zira yükün iktisadi değeri ortadan kalkmış­
hr. Fareler tarafından yenilen peynir miktar olarak gönderilene teslim
edilmeyecek bir hale gelmiştir. TTK m.1178 uyarınca taşıyan B, yüke
özen borcunun ihlalinden dolayı sorumludur. Aynı zamanda farelerce
kemirme durumu TTK 1179.madde uyarınca taşıyanın gemi adamlarının
ambarı kontrol etmemesi nedeniyle onların kusurlarından kendi kusuru
gibi sorumlu olmasına da yol açacakhr.
4 numaralı ambarda çıkan yangın
sonucu kumaşın bir kısmı yanmış,
bir kısmı da islenmiştir. Kumaşın bir kısmının yanması kısmi zıya, bir
kısmının islenmesi ise onun iktisadi değerini düşüreceği için hasar halidir.
Yangının elektrik kontağı nedeniyle çıkması, gemi adamlarının geminin
yolculuk başında geminin denize, yola ve yüke elverişliliğini kontrol et-
medikleri için doğduğundan taşıyan TTK m.1178 (TTK m.1141'de düzen-
lenen bu sorumluluk hali, yolculuk başladıktan sonra taşıyanın TTK
m.1178' den sorumlu olmasına yol açmaktadır) uyarınca sorumludur.
Demir cevheri yükünün bulunduğu ambarın kapağı açık unutulmuş
ve cevher güvertedeki kimyasallardan etkilenmesi cevheri kullanılamaz
hale getirdiyse zıya, iktisadi değerini düşürdüyse hasardır. Ambar ka-
pağının açık unutulması taşıyanın TTK m.1179 uyarınca gemi adamları­
nın kusurlarından dolayı kendi kusuru gibi sorumlu olmasına yol açar.
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 32.9

Çimento torbalarının boşalhlması sırasında torbalardan 250' sinin pat-


laması ve limana saçılması, duruma göre zıya ve hasar olarak nitelendiri-
lebilir ancak zıya olarak ele alınması daha doğrudur. Bu kısmi bir zıya­
dır. Yaklaşık 500 torbanın ise ambar nemi nedeniyle kalite olarak düşme­
si ise hasar halidir.
B ile F arasındaki
navlun sözleşmesinde boşaltmanın kim üzerinde
olduğu belirlenmemiştir. O halde boşaltma taşıyanın üzerindedir. Liman
idaresinin adamları boşaltmayı yapsalar dahi, liman idaresi taşıyanın
yardımcısı sayılacağından taşıyanın nezaret etme yükümlülüğü söz ko-
nusu olup, TTK m.1179' a göre sorumluluğu devam eder.
500 torba yüküm nemlenmesi ise, taşıyanın TTK m.1178 ve 1179'a gö-
re sorumlu olmasına yol açacaktır.
Bütün bu hallerde taşıyanın sorumluluktan kurtulmasında kusurunun
olmadığını ya da gemin adamlarının kusurunun olmadığını ispatlaması
lazım gelmektedir. Aksi takdirde tazminat sorumluluğu doğacakhr. An-
cak bu zararlardan elektrik kontağından çıkan yangının hangi nedenden
olduğu tespit edilmeseydi, taşıyanın sadece kendi kusurunun olmadığını
ispatlaması sorumluluktan kurtulmak için yeterli olurdu. Zira bu halde
TTK m.1179/2'ye göre, taşıyanın adamlarının ister teknik ister ticari olsun
kusuru ile oluşan yangında taşıyan kusurunun olmadığı ispatlarsa sorum-
luluktan kurtulur. Fakat bunun tek istisnası, başlangıçtaki elverişsizlik
haline (somut olaydaki) dayalı yangındır. Bu durumda taşıyan kendi ku-
sursuzluğunu ispatlasa bile sorumluluktan kurtulamaz105 .

C'nin yükünün geminin yolculuk sırasında hatalı manevrası so-


nucu zarar görmesi, gemi adamları tarafından geminin sevkine ait hatalı
bir hareketi ile zarar verici fiilin doğmasından dolayı taşıyan TTK
m.1179/2 gereğince bu halde sadece kendi kusurundan mesul olduğu
için, bu zarardan sorumlu değildir
D'nin yüküne gelen zarar kazan dairesindeki patlama sonucu çıkan
yangın ile oluşması halinde de, taşıyan yine TTK m.1179/2 uyarınca ken-
disinin kusurlu olmadığını iddia ederek sorumluluktan kurtulabilir.
Buradaki kazan patlaması teknik bir kusur olup, taşıyan teknik kusur
olması sebebiyle de sorumlu olmayacakhr. Zira sadece kendi kusurun-
dan sorumludur.

Kender/Çetingil /Yazıcıoğlu, s.192-193; Sözer, s.478.


105
330 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

5. D'ye ait taşıma için "başlangıçtaki elverişsizlikten sorumlu deği­


lim" kaydının B tarafından konulması, TTK m.1141 hükmünün
konişmentoya konulan bir kayıt ile bertaraf edilmesi demektir. Bu du-
rum TTK m.1243'de öngörülen emredici hükümlere aykırı şartların ge-
çersizliği nedeniyle mümkün olmayıp, bu kayıt taşıyanın sorumluluğu­
nu değiştirmez 106 •
E'ye ait taşıma için "yükler güvertede taşınabilir" kaydını koyması,
taşıyanın sorumluluk durumun değiştirmektedir. Söz konusu kayıt TTK
m.1244/1, a hükmü gereğince emredici hükümlerden istisna edilmiştir.
Yani TTK m.1243 kapsamında değildir. Böyle bir şart konişmentoya ya-
zılabilir ve yüklerin güvertede taşınması durumunda güvertede taşın­
masından doğan deniz tehlikelerinden ileri gelen zararlarda taşıyan so-
rumluluktan kurtulabilecektir107.
Konişmentolara B'nin adının yazılmaması, TTK m.1238/2 uyarınca
donatanın taşıyan sayılmasına yol açar. Gemi kirası sözleşmesi nedeniyle
gemi sicilinde donatan gözüken A'nın sorumlu olmasını doğuran durum
söz konusu olabilecektir. Böylece taşıyan konişmentoda ismi olmaması
nedeniyle sorumluluktan kurtulabilecektir. Bu halde navlun sözleşmeleri
taşıyanın sorumlu olduğunu göstermek bakımından bu konuda ispat
edici birer unsurdur.

Kender/Çetingil/Yazıcıoğlu, s.204; Sözer, s.459.


106

Kender/Çetingil/Yazıcıoğlu, s.205.
107
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 331

<> Navlun Sözleşmesi

'" Navlun Sözleşmesi-Konişmento ilişkisi


<> Starya-Si.irastarya

'" Taşıyanın Sorumluluğu


'" Konişmentoya Konulan Kayıtlar

Taşıyan T, A ile yaptığı sözleşme uyarınca 250.000 torba çimentoyu İstanbul


Derince limanından Almanya'nın Hamburg limanına taşımak üzere gemisini tahsis
etmiştir. Bunun yanında C ve D'ye geminin 4 numaralı ambarını 30 ton gıda
maddesini Marsilya limanına taşınmak üzere tahsis etmiş, E ve F ile ise yine Mar-
silya limanına ihraç ürünlerini taşımak üzere anlaşmıştır.
Gönderilenin emrine olmak üzere A ile yaptığı sözleşme gereği bir konişmento
düzenlenmiştir.

Gemi Derince limanına 16.12.2012 Pazar günü yanaşmış, 22.12.2012 günü


yükleme bitmiş ve gemi yola çıkmıştır.
Yolculuk esnasında ambar kapaklarının açık unutulması nedeniyle 1000 torba
çimento yağmurdan ıs/anmıştır. Hamburg limanına geldiğinde ise, boşaltma esna-
sında 2000 torba çimento düşürülerek patlamış ve torbalardan bir miktar çimento
limana saçılmıştır.

1. Olaydaki sözleşmeleri ve şahısların sıfatlarını deniz ticaret hukuku


açısından gerekçeleriyle belirtiniz.

2. Tile A arasındaki sözleşme ile düzenlenen konişmento arasındaki


ilişki nedir. Taşıtan A'nın aynı zamanda gönderilen olması duru-
mu değiştirir mi? Tile E arasında konişmento düzenlenseydi T ile
E arasındaki sözleşme ile ilişkisi ne olurdu?
3. Geminin yükleme süresi 4 gün olarak kabul edilmişse, taşıyan
olayımızdaki duruma göre sürastraya ücretine hak kazanır mı?
Kazansaydı bunun miktarı ne olurdu?

4. A ile T arasındaki sözleşme gereğince, olayımızda meydana gelen


zararların niteliği nedir? Bu zararlardan taşıyan T sorumlu mudur?
332 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

Hangi nedenlere? Boşaltma konişmentoya konan FIO kaydı uyarın­


ca yapılsaydı, bunun taşıyanın sorumluluğuna etkisi ne olurdu?
5. A ile T arasındaki sözleşme gereğince, konişmentoda 250.000
olan çimento torba adeti, yanlışlıkla 225.000 yazılmış olsaydı ve
gemi Marsilya limanına uğradığı anda 250.000 torba çimentodan
25.000 torbası bu limana bırakılsaydı, taşıyan bu 25.000 torba
çimentodan dolayı sorumlu olur muydu? Olursa nasıl?

CEVAPLAR:
1. Taşıyan T ile taşıtan A arasında yapılan sözleşme bir navlun söz-
leşmesi ve kısmi çarterdir. Kısmi çarter olduğunu, diğer çarter sözleşme­
lerinin varlığından anlamaktayız. Sözleşmenin çarter sözleşmesi olınası
yanında bu sözleşme bir yolculuk çarteridir.
Taşıyan T ile taşıtanlar C ve D arasında yapılan sözleşmeler de yolcu-
luk çarteri ancak kısmi çarter sözleşmeleridir.
Taşıyan T ile taşıtanlar
E ve F arasındaki sözleşmeler ise kırkambar
sözleşmeleridir. Çünkü sadece belirlenmiş eşyaların taşınması için anla-
şılınış geminin tamamı veya bir kısmı bu taşıma için tahsis edilınemiştir.
Geminin adı ve gemide eşyaların taşınacağı yer önemli değildir. Aynı
zamanda belirli bir eşyanın taşınması söz konusudur.

2. T ile A arasında düzenlenen yolculuk çarteri sözleşmesi ve


konişmento arasındaki ilişki, çarter sözleşmelerinde konişmentonun,
yalnız taşıyanla gönderilen arasındaki ilişkilerde cari tutulınası nedeniy-
le yoktur108 . Yani kural olarak, konişmento tanzimi, navlun sözleşmesi
hükümlerini taşıyanla taşıtan arasında olmak üzere, üçüncü kişilere si-
rayet edecek şekilde etkilemez. Navlun sözleşmesinde yer alan sorumlu-
luğu daralhcı veya ortadan kaldırıcı hükümleri ele alan TTK m.1243'ün
emredici hükümleri, TTK m.1245 uyarınca taşıtan olınayan gönderilen
ile taşıyan arasında uygulanır.
Taşıtanın aynı
zamanda gönderilen olınası durumunda ise, hukuki
durumda değişiklik olur. Taşıyanla taşıtan arasındaki ilişkiler yine

108
TTK m.1245 hükmüne göre, "Yolculuk çarteri sözleşmelerine 1243 üncü madde hükmü
uygulanmaz. Ancak, böyle bir sözleşmeye dayalı olarak konişmento düzenlenirse, taşıtan
olmayan konişmento hamili ile taşıyan arasındaki ilişkide 1243 üncü madde hükmü uygu-
lanır."
Deniz Ticaret Hulwku Cevaplı Pratik Çalışmalar 333

konişmento düzenlense bile navlun sözleşmesi hükümlerine bağlı kalır.


Çünkü taşıtan TTK m.1245 kapsamında üçüncü bir kişi sayılmamakta­
dır. Eğer sayılsaydı o zaman 1245. maddede belirtildiği üzere (çarter
mukavelesi halinde bir konişmento tanzim edilirse, TTK m.1237 uya-
rınca 1243.madde hükmü konişmentonun üçüncü şahsa teslim edildiği
andan itibaren tatbik olunurdu) konişmento hükümleri cari olurdu.
Emredici hükümler (TTK m.1243) uygulanmak zorunda kalırdı. Yani
konişmentoya konulan sorumluluğu daraltıcı veya kaldırıcı hükümler
geçersiz sayılırdı.
Bununla beraber TTK m.1237/3 uyarınca, konişmentoda yolculuk
çarteri hükümlerine gönderme varsa, konişmento devredilirken, çarter
sözleşmesi de ibraz edilınelidir. Ancak bu halde çarter partide yer alan
hükümler nitelikleri elverdiği ölçüde konişmento hamiline karşı ileri
sürülebilecektir. Ancak TTK m.1237/3, TTK m.1245/l'in ikinci cümlesinin
saklı olduğunu söylemektedir. Yani taşıyan ile taşıtan olınayan koniş­
mento hamili arasında TTK m.1243 mutlak olarak uygulanacakhr.
Buna karşılık T ile E arasındaki sözleşme kırkambar sözleşmesi oldu-
ğu için konişmentonun içeriği şartlar, kural olarak aynı şekilde navlun
sözleşmesinin içeriğini de ispat eder. Böylece konişmento taşıyanla taşı­
tan arasındaki ilişkileri de düzenlemektedir. Navlun sözleşmesi hüküm-
lerinin yerini konişmento hükümleri almaktadır, eğer navlun sözleşme­
sinde kararlaşhnlmamış bir kayıt varsa bu geçerlidir. TTK m.1243 bura-
da da mutlak olarak uygulanır. Yani emredici hükümlere aykırı düzen-
leme konulsa bile geçersiz olur
3. Gemi Derince limanına 16.12.2012 Pazar günü yanaşmış, aynı
gün hazırlık ihbarı göndererek yüklemeye hazır olduğunu bildirmişse,
hazırlık ihbarı mesai saatleri içinde yapılmış sayılacağı için, 17 Aralık
Pazartesi günü yapılmış sayılacak ve yükleme süresi 18 Aralık Salı gü-
nü başlayacakh. Bundan sonra 4 gün olarak belirlenmiş yükleme süresi
gereğince yükleme süreleri 18-19-20-21 Aralık günleridir. Olayımızda
yükleme 22 Aralık Cumartesi günü bittiği için, taşıyan bir gün
sürastarya ücretine hak kazanır. Olayımızda navlun sözleşmesi gere-
ğince bir sürastarya ücreti belirlenmediğine göre, sürastarya ücreti TTK
m.1155/3 uyarınca taşıyanın yaptığı zorunlu ve yararlı giderlere göre
bir belirlenir109 •

Bu konuda bkz. Kender/Çetingil /Yazucuoğlu, s. 204.


109
334 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

4. A ile T arasındaki sözleşme gereğince, olayımızda meydana ge-


len zararlardan 1000 torba çimentonun ıslanması sonucu zıya vardır bu
zıya taşınan yükün bir kısmının zıya uğraması (kısmi zıya) halidir. Zira
ıslanma ile yükteki esaslı vasıflar ortadan kalkmakta ve yükün ekonomik
değeri tamamen yitirilmektedir. Boşaltma esnasında 2000 torba çimento-
nun patlayarak limana saçılması durumunda ise, hasar söz konusudur.
Zira 2000 torba çimentonun patlaması ve bu torbalardan bir miktar çi-
mentonun limana saçılması durumda saçılan malın kullanma imkanı
olabilir. Ancak 2000 torba çimentodan toplamda saçılan miktar, toplan-
dığında çeşitli sebeplerle 500 torba ortadan kalkmışsa, o kadar kısmı zıya
söz konusu olacakhr.
Taşıyan T bu zararlar dolayısıyla TTK m.1178 ve m.1179 uyarınca yü-
ke özen borcu nedeniyle sorumludur. Ambar kapaklarının açık kalması
taşıyanın gemi adamlarının kusuru sonucu meydana gelmiş, bu ambar
kapaklarının açık kalması nedeniyle 1000 torba çimento ıslanmış kısmi
zıyaa uğramışhr. TTK m.1179' de gösterildiği üzere, taşıyanın kendi
adamlarının ve gemi adamlarının kusurlarından kendi kusuru gibi me-
suldür. Boşaltma esnasında meydana gelen zarardan ise 1179.madde
uyarınca sorumludur. Çünkü taşıyan malların boşalhlmasında tedbirli
bir taşıyanın dikkat ve ihtimamını göstermekle yükümlüdür.
Konişmentoya konan FIO (free in and out) kaydı, Taşıyıcının yükleme
ve boşaltma giderleriyle ilgisi yoktur anlamına gelmektedir110 • Ancak
FIO kaydıyükleme ve boşaltmaya dair sorumsuzluk kaydı anlamını ta-
şır111. FIO kaydı taşıyanın boşaltmadaki gözetim borcunun ortadan kal-
dırmaz (Boşaltmanın gerek geminin gerekse yükün selameti açısından
uygun yapılması bakımından taşıyan ve onun temsilcisi yani kaptan
sorumludur) 112• Ancak boşaltmanın taşıyan ve onun adamlarını tarafın­
dan yapılmasını yükümlülüğünü ortadan kaldırır. Gönderilen boşaltma­
yı bu kayda uygun olarak yapmakla yükümlü olur. TTK m.1178'deki
taşıyanın boşaltmadan doğan sorumluluğu çimentolar gemide teslim
edileceği andan itibaren sorumluluğun olmamasını doğurur. Bu sebeple
taşıyan FIO kaydı uyarınca sorumlu olmayıp, boşaltma esnasında mey-
dana gelen zararlardan gönderilen sorumludur.

110
Sözer, s.356.
111
Y. 11. HD. T. 25.11.2014, E. 2013/17451, K. 2014/18344 (www.kazancı.com)
112
Y. 11. HD. T. 13.02.2015, E. 2014/16204, K. 2015/1913 (www.kazancı.com)
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 335

5.A ile T arasındaki sözleşme gereğince, konişmentoda 250.000


olan çimento torba adeti, yanlışlıkla 225.000 yazılmış olsaydı,
konişmentonun yanlış düzenlenmesinden dolayı taşıyan TBK hükümle-
rine göre yanlış konişmento düzenlenmesinden dolayı sorumlu olacakh.
Aynı şekilde 25.000 torba çimentonun Marsilya limanında indirilmesi
halinde de taşıyan TTK m.1178 uyarınca kısmı zıyadan dolayı sorumlu
olacakh.
Yanlış konişmento düzenlenmesinden doğan sorumluluğun ispah
için konişmento kaydının yanlış olduğu, hamil için zararın doğduğu,
yanlış kayıtla
zarar arasında illiyet bağının olduğu, yanlış konişmento
düzenlenmesinden taşıyan ve temsilcilerinin kusurlu olduklarının
konişmento hamili gönderilen tarafından ispatlanması gerekmektedir113 •

TTK m.1178' den dolayı sorumluluk ise tazminat talep eden şahıs tara-
fından aktif husumet, pasif husumet, yükün taşıyanca tesellüm edilmiş
olduğu, yükün zıya ve hasara uğramış olduğu, zıya ve hasarın miktarı
ispatlanmalıdır.

Olayımızdagönderilen bunlardan hangisine dayanmak istiyorsa ona


dayanabilir yani hakların yarışması söz konusudur. Aslında konişmento
gereğince indirilecek yük miktarı aynı olma durumu ortaya çıksa da
tazminat talep eden şahıs veya konişmento hamili belirttiğimiz durumla-
rı ispatlayarak iki durumdan birine dayanmak suretiyle tazminat talep
edebilir.
Bu durumda navlun sözleşmesinin yazılı yapılmış olması zararın is-
pah bakımından önemli olmaktadır.

113
Bu sorumluluk için, bkz. Sözer, s. 380.
336 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

ıo Gemi Kirası Sözleşmesi,

ıo Navlun Sözleşmesi

'" Starya-Sürastarya
ıo Konişmento

A, Starjlower gemisi maliki B ile dokuz ay süreli bir sözleşme yapmıştır. Bu


sözleşme gereğince kaptan ve gemi adamları A'nın emrindedirler. Geminin yakıt,
kumanya ve her türlü işletme masrafları Aya aittir. Bu süre içinde Starjlower
gemisi 4 sefer yapmıştır. İlk iki seferde Cya ait hububat yükünü taşımış, son iki
seferde ise geminin iki ambarı E ve F adlı kişilere tahsis edilmiş, diğer kısımlarda
ise başka şahıslara ait yükler taşınmıştır.

80RULAR:
1. Olaydaki sözleşmeleri ve şahısların sıfatlarını deniz ticaret hukuku
açısından gerekçeleriyle belirtiniz.

2. Geminin üçüncü seferinde E'ye ait yükü İstanbul-Barselona li-


manları arasında taşmak üzere 25.11.2012 tarihinde İstanbul li-
manına varmıştır. A ile E aralarında yapılan sözleşme gereğince
starya süresi 4 gün, sürastraya ücreti ise günlük 2000 USD olarak
belirlenmiştir. E'nin gemiye yükleyecek yükü Sakarya'dan trenle
yola çıktığında, demiryolundaki arıza nedeniyle gecikmiş ve yük-
leme bu sebeple 28.11.2012 günü başlamıştır. Yükleme esnasın­
da gemi adamlarının rahatsızlanması sonucu yükleme
02.12.2012'ye sarkmış ve ancak 06.12.2012 günü bitirebilmiştir.
Buna göre yüklemede sürastarya ücreti doğmuş mudur? Doğmuş
ise bunun miktarı nedir?
3. F'ye ait yük konişmento düzenlenmek suretiyle yüklenmişse, bu
konişmento nasıl bir konişmentodur? Olayımızda konişmentoyu
düzenleyecek şahıs kimdir? Konişmentonun düzenlenmesi sıra­
sında yüklere ilişkin yanlış bilgiler konişmentoya geçirilmişse,
bundan doğacak zarardan kim, hangi hukuki sebebe dayanarak
sorumlu olacaktır?
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 337

Bahsedilen sözleşmelerde ayrıca konişmento düzenlenmişse, kim


tarafından düzenlenir? İçeriğinde neler yer alır? Konişmentonun
her bir sözleşme açısından sözleşmeye ve taşınan eşyalara ilişkin
etkisi nedir? Açıklayınız.

CEVAPLAR:
1. Olayımızda A ile Starflower gemisi maliki B arasında bir sözleş­
me yapılmış
olup, ilk bakışta süre sınırlamasıyla bir zaman çarteri söz-
leşmesi yapıldığıakla gelebilir. Ancak burada bir gemi kiralama sözleş­
mesi söz konusudur. Bunu da kaptan ve gemi adamlarının A'nın emrine
girmesi ve bütün masrafların A'ya ait olmasından anlamaktayız. Her ne
kadar gemi adamları olmaksızın kiralama esas olmakla beraber TTK
m.1119/2 uyarınca gemi mürettebatı ile birlikte kiraya verilebilir114 .
TTK'ya göre zaman çarteri ile kira sözleşmesi arasındaki fark, gemi
adamlarının bütün alanlarda sözleşmeyi yapanın emrine girmesidir.
Halbuki zaman çarterinde geminin sadece ticari yönetimi, ticari emir
talimat verme hakkı çarterere aittir115 • A yru zamanda gemi kirasında
tahsis söz konusu değildir
A TTK m.1061/2'ye göre gemi işletme müteahhididir. Daha sonra C
ile yaptığı iki sefere ait sözleşme ise sefer için yapılan yolculuk çarteridir.
Bu çarter sözleşmesi bir tam çarter olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
sözleşmede A taşıyan, C ise taşıtandır.

Son iki seferde D ve E ile yaptığı sözleşmeler ise yine yolculuk çarteri
ama kısmi çarterdir. Çünkü geminin belli ambarlan navlun sözleşmesi
ile D ve E'ye tahsis edilmiştir. A taşıyan, D ve E taşıtandır.
A'nın diğer kişilerle yaptığı sözleşmeler ise belli bir yer tahsisi olma-
dığından kırkambar sözleşmeleridir.

Geminin üçüncü seferinde E'ye ait yükü İstanbul-Barselona li-


manları arasında taşınmak üzere 25.11.2012 tarihinde İstanbul limanına
varmasından sonra aynı gün hazırlık ihbarı göndermesi lazımdır. Hazır­
lık ihbarı yapılmadıkça yükleme süresi başlamaz. Hazırlık ihbarının ya-
pıldığını kabul edersek, eğer ihbar tarihi tatil gününe denk gelmiyorsa
yapıldığı günün ertesi günü yükleme süresi başlar. Tatil gününe denk

114
Bu konuda bkz. Sözer, s. 331-332.
115
Sözer, s.310.
338 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

geliyorsa, mesai saatleri içinde yapılmışsa,


tatili izleyen ilk iş günü ya-
pılmış sayılır. Hazırlık ihbarının kanunen geçerli alınası için de geminin
yükleme süresinin başlaması gereken günde mesai saati başında yükle-
meye hazır olması gerekmektedir. 25.11.2012 günü Perşembe gününe
denk gelmektedir. Bu nedenle 25.11.2012 günü yapılmış sayılan hazırlık
ihbarı gereğince yükleme süresi 26.11.2012 günü başlar. Yapılan sözleş­
me gereğince yükleme süresi 4 gün olup, 26 ile 29.11.2012 tarihleri ara-
sında ve 29.11.2012 günü mesai saatine kadar yükleme süresi caridir.
Ancak 28.11.2012 Pazar gününe rastladığından, bugün yükleme süresi
olarak kabul edilmeyecek ve yükleme 30.11.2012 günü mesai saatinde
sona erecektir. Zira tatil günlerinde limanda yükleme yapılamaz ve bu-
gün starya süresi içinde sayılınaz.

TTK m.1143 uyarınca sözleşme, yükleme limanı nizamları ve bunlar


yoksa mahalli teamüller ile aksi tayin edilmiş olmadıkça, eşyanın gemiye
kadar taşıma masrafı taşıtana, yükleme masrafı ise taşıyana aittir. Buna
göre, yükün getirilmesine kadar bütün işlemlerin taşıtanın uhdesinde
olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan yükün demiryolunda kaza sebe-
biyle gecikmesi durumunda, bununla sorumlu olan taşıtandır. Yani ge-
cikme dolayısıyla yükleme süresinin durması söz konusu olınaz, eğer
yüklemeye engel taşıyanın faaliyet sahası içinde meydana gelse idi, yük-
leme süresi ya başlamaz ya da dururdu. TTK m.1156' da yer alan yükle-
me ve sürastarya sürelerinin hesabı yönünden öngörülenler bu hususları
ortaya koymaktadır.

Yükleme faaliyeti normal süre olan 30.11.2012 mesai saatini de geçip


02.12.2012'ye sarkmışhr. Ancak bunun sarkmasına neden gemi adamla-
rının rahatsızlanmasıdır. Olaydan anlaşılan gemi adamlarının 30.11.2012
tarihinde bunu bitirebilecekken rahatsızlanma sonucu bitirememeleri
midir? Yoksa 02.12.2012 ile 06.12.2012 tarihleri olan 4 gün içinde yükle-
me normal olarak devam ettiğine göre yükleme süresi bu kadar uzamış
ve sürastarya süresi doğmuş mu dur?

Öncelikle bu konuda bir yükleme süresi tespit edildiği için sürastarya


süresi ihbar olınaksın işlemeye başlayacakhr. (TTK m.1154/3'e göre, yük-
lemenin ne kadar süreceği veya hangi gün biteceği sözleşme ile tayin
edilmiş ise sürastarya müddeti yükleme müddetinin bitmesi ile başlar)
Ayrıca TTK m.1156/l'e göre, Yükleme müddetinde günler iş günü ola-
rak, sürastarya müddetinde ise aralıksız hesap olunur.
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 339

Taşıtanınfaaliyet sahasında tahakkuk eden tesadüfi sebepler dolayı­


sıyla yükün gemiye teslimi mümkün olmayan günler dahi yükleme ve
sürastarya müddetlerinin hesabında nazara alınır.

Taşıyanın faaliyet sahasında tahakkuk eden tesadüfi sebepler dolayı­


sıyla yükün gemiye alınması mümkün olmayan günler ise bu müddetin
hesabında nazara alınmaz; sürastarya müddeti içinde olsa bile bugünler
için sürastarya ücreti istenemez.

Fırtına, buz istilası veya seferberlik gibi her iki tarafın faaliyet sahasını
ilgilendiren tesadüfi sebepler dolayısıyla yükün gemiye teslim edilmesi
ve alınması mümkün olmayan günler bekleme müddetine ilave olunur;
şu kadar ki, yükleme müddeti içinde olsa bile taşıtan bugünler için taşı­
yana sürastarya ücreti ödemekle mükelleftir.

Yükleme müddeti TTK m.1153 gereğince yükleme limanı düzenleme-


leri veya yerel teamüle göre tayin olunacaksa, ancak bu düzenleme ve
teamüllere aykırı olmadıkça tatbik olunurlar.

Yükleme 26.11.2012 günü başlamış olup, normal olarak bu TTK m.


1154 hükmüne göre 4 gün olarak belirlendiğine göre 26-27-28 ve 30 Ka-
sım ile yükleme süresidir. Sürastarya süresi yükleme süresinin ertesi
günü başlayacağına göre normal olarak 1 Aralık' da başlaması gerekir.

TTK 1156.maddenin üçüncü fıkrasına göre de, taşıyanın faaliyet sa-


hasında tahakkuk eden tesadüfi sebepler dolayısıyla yükün gemiye
alınması mümkün olmayan günler ise bu müddetin hesabında nazara
alınmaz; sürastarya müddeti içinde olsa bile bugünler için sürastarya
ücreti istenemez. Yani taşıyanın faaliyet sahası içinde meydana gelmiş
olan gemi adamlarının zehirlenmesi dolayısıyla taşımanın durması ne
yükleme süresinde nazara alınacaktır ne de sürastarya süresine dahil
edilecektir. Normal olarak sürastarya süresinin 1 Aralık 2012 günü baş­
laması gerekmesine rağmen, 2 Aralık tarihine kadar yükleme süresi
durmuştur. Öyleyse durulan 2 gün olan 30 Kasım ve 1 Aralık tarihleri
yükleme süresi olarak kabul edilmeyecek ve 2 Aralıktan itibaren (2 Ara-
lık dahil) iki gün yükleme süresinin içinde kabul edilecektir. 3 Aralık
beraber yükleme süresi bitecek ve 4 Aralık günü sürastarya süresi baş­
layacaktır. Öyleyse yükleme 06 Aralıkta 2012' de sona ermişse, 2 gün
sürastarya süresi olarak geçmiş olup, 4000 USD sürastarya ücretine taşı­
yan hak kazanmıştır.
340 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

3. F'ye ait yük konişmento düzenlenmek suretiyle yüklenmişse, bu


konişmento bir tesellüm konişmentosudur. Yükün taşınmak üzere taşı­
yan tarafından tesellümünü takiben ve fakat yük henüz gemiye yüklen-
meden düzenlenir. Taşıyan tarafından yükün teslim alınmasını takiben
düzenen bu konişmento yükün hangi gemiye ne zaman yüklendiğine
dair şerh verilmekle yükleme konişmentosu niteliğini kazanır. Koniş­
mentoyu düzenleyecek şahıs taşıyan yahut taşıyanın yetkili temsilcisi
olan kaptan veya salahiyetli herhangi bir şahıshr. Burada düzenleyici ise
gemi işletme müteahhidi olan A' dır. Konişmento düzenlenmesi halinde
yanlış bilgiler konişmentoya geçirilmişse bundan doğan zarar yanlış
konişmento düzenlenmesinden doğan zarar olup, TBK hükümlerine
göre taşıyan sorumludur. Bu konişmento hamiline karşı taşıyanın yükle-
tenle konişmento alıp verme sözleşmesinde ortaya çıkan, bu sözleşmenin
akdi sırasında işlediği kusur olan culpa in contrehendo sorumluluğudur.
4. Konişmentoyu düzenleyen taşıyandır veya onu temsil yetkisine
istinaden kaptandır. Konişmentonun içeriğinde TTK m.1129' da yer alan
hususlar bulunmalıdır. Ancak bu hususlar (a) bendinden (o) bendine
kadar gösterilmiş olup, bunlardan bulunması gerekli bazı hususlar dı­
şında bazılarının olmaması, konişmentonun konişmento olma niteliğine
veya kıymetli evrak özelliğine halel getirmez. TTK m.1237 hükmü uya-
rınca, taşıyan ile konişmento hamili arasındaki ilişkilerde konişmento
esas alınır. Taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkilerde ise navlun sözleşme­
sinin hükümlerine bağlılık söz konusudur. Ancak konişmentoda yolcu-
luk çarteri sözleşmesine ahf varsa, çarter partideki hükümler nitelikleri
elverdiği ölçüde konişmento hamiline karşı da ileri sürülebilir.

Konişmentonun taşınan eşya açısından etkisi ise, TTK m.1234 uyarın­


ca konişmentonun eşyayı temsil etmesi, konişmento hamilinin,
konişmentoyu teslimi ile eşyayı teslimi (TMK m.980), konişmento üze-
rindeki rehin ile eşya üzerinde rehin hakkı doğabilınesidir (TMK m.957).
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 341

" Navlun Sözleşmesi

" Iaşıyanm Sommluhığu

" Si.irastarya Ücreti


" Navlun Alacağı

D'ye ait Baron gemisi, D ile T arasında yapılan sözleşme gereğince 4 ay süreyle
T'nin istediği limanlar arasında yük taşınmak üzere tahsis edilmiştir. T, A ile ak-
dettiği sözleşme ile geminin 2 numaralı ambarında 100 ton dondurulmuş balık
yükünü, B ile akdettiği sözleşme ile geminin 3 numaralı ambarında 1000 sandık
oto yedek parça yükünü Norveç'ten İstanbul'a taşımayı taahhüt etmiştir. Yükler
için ayrı ayrı düzenlenmiş konişmentolarda taşıyanın başlangıçtaki elverişsizlikten
ve gemi adamlarının kusurlarından sorumlu olmayacağı kaydı konulmuştur.
İstanbul'da geminin soğutma tesisatının yolculuğun başlangıcında arızalı ol-
ması sebebiyle dondurulmuş balık yükünün tamamen bozulduğu, 100 sandık ye-
dek parça yükünün ise gemi adamlarınca ara limanda yanlışlıkla boşaltıldığı sap-
tanmıştır.

1. Olaydaki sözleşmeleri niteliklerini ve tarafların sıfatlarını belirtiniz.


Balık yükünün ziya uğraması sebebiyle kim hangi hükümler çer-
çevesinde sorumlu tutulabilir. Sorumluluk varsa bu sorumluluk
sınırlı mıdır? Neden?

100 sandık yedek parçanın yanlış limanda boşaltılmasından do-


ğan sorumluluk söz konusu mudur?

Yükleri teslim almaya gelen balık yükü bakımından G oto yedek


parça yükü bakımından H, yükleme ve boşaltma limanlarında
sürastarya ücretini ödeyeceklerini bildirirlerse, bu alacakların
ödenmemesinden doğan sorumluluk kime ne şekilde ait olur?
5. Yüklerin zıyaa uğraması nedeniyle navlun alacağının akıbeti ne
olacaktır? Kısaca açıklayınız.
342 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

CEVAPLAR:
1. Taraflar arasındaki ilişkiler ele alındığında; D ile T arasındaki
ilişki asıl navlun sözleşmesidir. D taşıyan, T ise taşıtandır.

Tile A ve B arasındaki ilişki ise alt navlun sözleşmesidir. Bu durumda


T alt taşıyan A ve B alt taşıtandır.
D'ye ait Baron gemisi T'ye 4 ay süreyle tahsis edildiği için bir tam
çarter ve zaman çarteri sözleşmesi vardır.
T ile A ve B arasında ise kısmi çarter ve yolculuk çarteri sözleşmeleri
mevcuttur.
2.Olayda konişmentoya taşıyanın başlangıçtaki elverişsizlikten do-
layı sorumlu olmayacağı kaydı konulmuştur. Bu kaydın geçerli olabil-
mesi için TTK m.1243' daki emredici hükümlerin istisnalarından birisi
olması lazımdır. Ancak taşıyanın bundan faydalanabilmesi için TTK
m.1243 uyarınca konişmentonun üçüncü bir kişiye devredilmemiş olma-
sı lazımdır. Balık yükü başlangıçtaki soğutma tertibatının bozukluğu
nedeniyle zıyaa uğradığı için TTK m.1141 uyarınca başlangıçtaki elveriş­
sizlikten sorumlu olur ve konişmento üçüncü kişiye devredildiği için bu
kayıtla sorumluluğunu ortadan kaldıramaz.

Konişmentoya malınpiyasa değeri yazılmadığı için taşıyan azami ko-


li parça başına TTK m.1186 uyarıca gayri safi kilogram başına 2 özel özel
çekme hakkı (ÖÇH) ile sorumluluğu sınırlıdır. Eğer balık yükü palet-
lenmiş ya da konteynerde taşınıyor olsa idi, 1186/1 ve içeriği konişmen­
toya yazılmadıkça TTK m.1186/3 uyarınca koli ve parça başına 666,67
ÖÇH ile sorumluluğu sınırlı olacakh.
3. 100 sandık yükün ara limanda yanlışlıkla boşalhlması gemi
adamlarının ticari kusurlarından doğan bir sorumluluktur. Gemi adam-
larının kusurlarından sorumlu olmayacağına dair konişmentoya konul-
muş kayıt TTK m.1243 uyarınca konişmento üçüncü bir kişiye devredil-
diği için geçerli değildir. Taşıyan TTK m.1179 uyarınca sorumludur. Eğer
taşıtanın temsilcisi olan bir kişi, konişmentoya dayalı olarak eşyaları
boşaltma limanında teslim alıyor olsaydı, o zaman bu sorumsuzluk kay-
dı TTK ın.1245 uyarınca geçerli olurdu.

4. Sürastarya ücretinin borçlusu taşıtandır. Bu nedenle yükleten ve-


ya gönderilen sürastarya borçlusu olamazlar. Ancak TTK m.1203 uyarın-
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 343

ca konişmentoda veya konişmentomın atıf yaptığı navlun sözleşmesinde


gönderilenin sürastarya ücretini ödeyeceği kararlaştırılmış ise, gönderi-
len sürastarya ücretinin borçlusu olur.

5. Yükün taşıyan veya fiillerinden sorumlu olduğu şahısların hare-


ketleri neticesi zıyaa uğraması halinde tazminat, gönderilen tarafından
taşıyandan istenebilecektir. Ancak bununla birlikte taşıyanın navlun
alacağı devam eder.

Taşıyanın navlun alacağının ödenmemesi halinde TTK m.1201 uya-


rınca yük üzerinde hapis hakkı vardır ve bunu kullanabilir.

Ancak malı teslim alan taşıtanın temsilcisi veya onun adına hareket
eden biri olduğu takdirde, navlun alacağı ile zıya ve hasardan doğan
tazminat takas edilebilir.
344 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" Navlun Sözleşmesi


" Taşıyanın Sorumluluğu
" Konişmentodaki Kayıtlar
" Konişmentodaki Yanlış Kaydın Sorumluluğa Etkisi.

T'ye ait Seahorse-I gemisi Aya ait 10.000 koli porselen yükünü İzmir'den Ams-
terdam'a 2 seferde taşınması için geminin 2,3,4 ve 5 numaralı ambarları tahsis
edilmiştir. Bunun yanında B'ye ait 50 ton aseton yükü Barselona'ya götürülecek-
tir. Geminin son iki ambarı olan 9 ve 1O numaralı ambarlar ise Cye ait pamuk
yükünün 3 ay süreyle Sicilya Limanına boşaltılması konusunda anlaşılmıştır. A'ya
T tarafından düzenlenen konişmentoda yükün değerinin koli başına 500 USD
olduğu, taşıyanın gemi adamlarının kusurlarından sorumlu olmayacağı yönünde
kayıt konmuştur.

Yolculuk başladıktan bir süre sonra, geminin 6 numaralı ambarında fıçılar ha-
linde bulunan aseton yükünden bir kısmı kaptanın manevrasından doğan sallantı
sonucu devrilerek boşalmış ve 5 numaralı ambara sızarak porselen yüküne ulaş­
mıştır. Porselen yükündeki yaldızların asetonla birleşmesi sonucu, porselenlerin bir
kısmının yaldızları silinmiştir.

Varma limanı Amsterdam'a gelindiğinde, porselen yükünün boşaltılması sonu-


cunda 250 kolinin önceden gemi adamlarının hatalı istijlemeleri sonucu kırıldığı
anlaşılmıştır.

Barselona'da gönderilen aseton yükünün 50 ton değil 35 ton olduğu ve bunun


bir kısmının ise devrilerek ambara boşaldığı fark edilmiştir.
9 ve 1O numaralı ambarlarda ise çuvallarla yüklenen pamuğun bir kısmının
ambar kapaklarının açık unutulması sonucunda ıslandığı, bir kısmının ise ıslanma
olmamakla birlikte fire sonucu eski kilosunda olmadığı, kilo farkının çuval başına
1Okiloyu bulduğu saptanmıştır. (çuvallar 100 kilodur)

BORULAR:
1. Olaydaki sözleşmeleri niteliklerini ve tarafların sıfatlarını belirtiniz.
2. Yüklerde meydana gelen zararlar nelerdir. Her birini ayn ayrı ay-
rıntılı ortaya koyunuz.
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 345

3. Yüklerdeki zararların meydana gelmesinden T'nin sorumluklarını


ve kurtulma imkanlarını ayrı ayrı belirtiniz.
Düzenlenen konişmentoda yer alan kayıt geçerli midir? Neden?
Geçerli olup olmamasına göre tazminat yükümlülüğü ne şekilde
değişecektir. Belirtiniz.

5. T ile B arasındaki sözleşme gereğince, konişmentoda 50 ton ola-


rak yazılan aseton miktarı, sorumluluk açısından ne sonuç doğu­
rur. Eğer yüklenen gerçek miktar olan 50 ton olmasına rağmen 35
ton aseton yazılmış olsaydı ve bunun 15 tonu yanlış boşaltma ile
başka bir limana boşaltılsaydı bundan bir sorumluluk doğar mıy­
dı? Ne şekilde?

CEVAPLAR:
1. Taraflar arasındaki ilişkiler ele alındığında; A ile T arasındaki
ilişki bir çarter sözleşmesidir. Bu çarter sözleşmesi bir yolculuk
çarteridir. Ancak geminin belli başlı ambarlan tahsis edildiği için kısmi
çarter söz konusudur.
Tile B arasındaki navlun sözleşmesi ise bir kırkambardır. Ayırt edil-
miş yükün belli bir bir yere taşınması söz konusudur.
T'ye ait geminin 9 ve 10 numaralı ambarlan C'ye 3 ay süreyle tahsis
edildiği için bir kısmi çarter ver zaman çarteri sözleşmesi vardır.

T, bütün navlun sözleşmeleri açısından taşıyan sıfatını haizdir. Diğer


kişilerolan A, B ve C taşıtan sıfatındadırlar.

2. Yükler sırasıyla porselen yükü, aseton yükü ve pamuk yüküdür.


Yüklere gelen zararlar bakımından ise, porselen yükündeki ilk zarar
hasardır. Çünkü asetonla meydana gelen kimyasal tepkime yükün ikti-
sadi değerinde düşme meydana getirmiş ama yükün teslimi mümkün-
dür. İkinci zarar ise 250 koli bakımından kısmi zıyadır. Çünkü porselen
yükünün bir kısmı iktisaden ortadan kalkmışhr.
Aseton yükünde meydana gelen ilk zarar kısmi zıyadır. Zira dökülen
asetonun toplanması imkansızdır. Zira aseton uçucudur. İkincisi zarar
olmasa da konişmentoya bu şekilde yazılmış ise ve gönderilene bu mik-
tarda teslim söz konusu ise, konişmentonun karine niteliği gereğince
kısmı zıya söz konusu olacakhr.
346 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

Pamuk yükünde meydana gelen zararlar bakımından ise, ıslanma ni-


teliği gereği hasar veya kısmi zıya olarak kabul edilebilir. Bu zararın
tespiti ne şekilde oluştuğu ve iktisadi olarak ne değer düşmesine yol
açhğına bağlıdır. Fire bakımından ise firenin makul olup olmamasına
göre zarar olup olmadığı sonucuna varılabilir. Fire makul oranda ise
zarar kabul edilemez. Ancak teamül çerçevesinde fire makul değilse, bu
kısmi zıya kabul edilecektir.

3. Yükler bakımından sorumluluk durumu ayrı ayrı incelenirse;


Porselen yükü bakımından ilk zarar olan hasar durumu ile ilgili ol-
mak üzere T, TTK m.1178 ve 1179 kapsamında, diğer yükün istiflenme
hatası ve ambarlar arası yahhmın olmaması nedeniyle sorumlu olacakhr.
Bu sorumluluk esasen 1141' daki başlangıçta geminin elverişsizliğinden
kaynaklanmaktaysa da, yolculuk sırasında ortaya çıkhğı için TTK
m1178' den doğan bir sorumluluk söz olur. Porselen yükünün 250 kolisi-
nin zıyaı bakımından ise, TTK m.1179 kapsamında gemi adamlarının
verdiği zarar nedeniyle bir sorumluluk söz konusudur. Taşıyan bu so-
rumluktan somut olay bakımından ancak kendi ve adamlarının kusur-
suzluğunu ispat ile sorumluluktan kurtulabilir.

Aseton yükü bakımından taşıyanın sorumluluğu, TTK m.1179 kap-


samında yükün gemi adamları tarafından iyi istif edilememesi nedeniyle
sorumluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında konişmento ne-
deniyle kısmi zıyadan sorumluluk TTK m.1178' den doğar. Bununla bir-
likte taşıyan yükün iyi istif edilmesine rağmen, TTK m.1179/2 kapsamın­
da teknik kusurdan doğduğunu ispatlarsa sorumluktan kurtulur. So-
rumluluk bakımından konişmentodaki karineye dayalı sorumlulukta
yüklenen aseton miktarının 35 ton olduğunu ispatlamadıkça kısmi zıya­
dan sorumlu olacakhr.
Pamuk yükünün ıslanması nedeniyle sorumluluk TTK m.1141'in, yol-
culuk sırasında TTK m.1178'e dönüşmesi nedeniyle sorumluluktur. Fire-
nin normalden fazla olması halinde sorumluluk TTK m.1178' den doğar.
Pamuk yükündeki ıslanmadan doğan sorumluluk açısından, taşıyan T,
ancak TTK m.1179/2 nedeniyle zararın bir teknik kusurdan doğduğunu
ispatlarsa sorumluluktan kurtulacakhr. Ancak sorumluluk açısından
teknik kusurdan çok bir ticari kusur durumu söz konusudur. Dolayısıyla
sorumluluktan kurtulmak mümkün değildir. Fire meselesi bakımından
ise, taşıyan TTK m.1182/1 bent.f' den doğduğunu ispatladığı takdirde
sorumluluktan kurtulur.
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 347

4. Somut olayda bir dış taşıma vardır. Konişmento düzenlenmiş ve


üçüncü kişiye devredilmiştir. Düzenlenen konişmentodaki hüküm gemi
adamlarının ticari kusurlarından sorumsuzluk kaydı ve zararın koli ba-
şına belli bir miktarla sınırlanmasına ilişkindir. Bu bakıınlardan TTK
m.1243 uygulamaya girer ve konişmentodaki bu hüküm gereğince yer
alan kayıt geçersiz olur.
Buna karşılık miktar ile sınırlama bakımından konişmentoda yükün
değeri koli başına 500 USD olarak belirlenmiştir. TTK m.1186 burada
uygulanmaz ve konişmentodaki hüküm geçerli olur. Geçerli, olmasa idi
soruınluluk konişmentoda belirtilmemiş ise yükün boşaltma limanındaki
yer ve tarihteki değerine göre borsa fiyatı, bu yoksa cari fiyata göre bun-
ların her ikisi de yoksa, aynı nitelik ve kalitedeki eşyanın değerine göre
hesaplanırken, koli ve ünite başına 666,67 ÖÇH ya da eşyanın gayri safi
ağırlığının kilogramı başına 2 ÖÇH le sınırlı olacaktır.

5. Yukarıda 3 numaralı cevap, T ile B arasındaki sözleşme gereğin­


ce, konişmentoda 50 ton olarak yazılan aseton miktarı açısından geçerli-
dir. Eğer böyle bir durum sözkonusu olsa idi yanlış konişmento düzen-
lenmesinden doğan soruınluluk nedeniyle culpa in contrahendo sorum-
luluğu olacaktı. Ancak bunun ispatı taşıtan veya yükletene aittir. Ayrıca
somut olayda belirtildiği şekildeki bir durumu ortaya çıkması halinde
bunun ispatı imkansızlaşır. Taşıyan soruınlu olmaz. Zira konişmentoda­
ki hüküm aynı zamanda kendisi lehine de bir karine doğurur.
348 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" Gemi Kirası

A, Şahin isimli geminin malikidir. Gemiden beklediği iktisadi menfaati temin


edemeyen A, gemiyi B isimli şahsın kullanımına 5 yıllığına belirli bir ücret karşılı­
ğında terk etmek istemektedir. Bu amaçla bir sözleşme akdedilmiş ve sözleşmenin
diğer tarafı olan B'nin isteği ile bu sözleşme Türk Gemi Sicili'ne şerh edilmiştir.

A, sonraki bir vakitte gemiyi C'ye satmıştır. C ise, B'ye bir ihtarname göndere-
rek artık gemi malikinin kendisi olduğunu ve geminin kullanımını kendisine bı­
rakması gerektiğini, aksi takdirde ihtarnamede kendisine tanınan mühletten sonra
geçen her ay için A ile yapılan sözleşme uyarınca işleyen kira tutarının 5 katının
kendisinden talep edileceğini ihtar etmiştir.
A, B ile yaptığı sözleşme şartlarına göre gemiyi kullanmaya devam etmiş ve
bunun üzerine C, dava açmıştır.

1. A ve B arasında yapılan sözleşme nedir? Bu sözleşmenin bir şekli var


mıdır? İspatı nasıl mümkün olabilir? Şerhinin sağladığı imkan nedir?

2. C, A'ya gönderdiği ihtarnamede ve açtığı davada haklı olabilir mi?

CEV.APLAR.:
1.A ve B arasındaki sözleşme gemi kirası sözleşmesidir. Gemi kira
sözleşmesi, kiraya verenin belirli bir süre için geminin kullanılmasını,
kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakmayı üstlendiği bir sözleşmedir.
TTK m.1119 uyarınca bu sözleşmede gemi dışında, gemi adamları kira-
cının emrine verilmez. Ancak böyle bir durumda dahi sözleşmenin nite-
liği değişmez. Böyle bir hükmün konulmasının nedeni gemi kirası ile
zaman çarteri sözleşmelerinin birbiriyle karışhrılmasındandır.
Gemi kirası sözleşmesinin herhangi bir şekli yoktur. Karşılıklı iradele-
rin uyuşması ile sözleşme kurulur.
Ancak TTK m.1120 uyarınca gemi kirası sözleşmesinde taraflardan
biri masrafı kendine ait olmak üzere diğer taraftan bir gemi kira senedi
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 349

düzenlemesini isteyebilir. Bu aynı zamanda sözleşmenin ispatı için ge-


reklidir.
Sözleşmenin gemi siciline şerhi
TTK m.1121/2'ye göre, sonraki malik-
lere karşı gemi kirası sözleşmesinin ileri sürülmesine imkan sağlar.

Sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, taraflar, gemi kira sözleş­


melerinin Türk Gemi Siciline veya TTK m. 941/3 gereğince Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından tutulan özel sicile şerhini
isteyebilirler (TTK m. 1121/1). Bu şerh, sonraki maliklere, kiracının gemi
kira sözleşmesindeki koşullar çerçevesinde, gemiyi kullanmasına izin
vermek zorunluluğunu yükler (TTK m. 1121/2). Buna göre beş yıl müd-
detle yapılan gemi kirası sözleşmesinin sicile şerhi ile B'nin bu kira söz-
leşmesini Cye karşı ileri sürebilir. C geminin B tarafından kullanılması­
na katlanmak zorundadır. Gönderdiği ihtarname ve açığı davanın huku-
ki gerekçesi yoktur.
350 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

• Gemi İpoteği

A, gemi siciline kayıtlı Karadeniz isimli geminin malikidir. A, gemisini iktisa-


di menfaat sağlamak amacıyla denizlerde taşımacılık yapmak için kullanmakta-
dır. A, sektördeki ekonomik daralma neticesinde nakit sıkıntısına düşmüş; öde-
melerini geciktirmeye başlamış ve gemi adamlarının maaşlarını da ödeyemez
duruma gelmiştir.
İçine düştüğü ekonomik zorluğu aşmak isteyen A, X Bankası A.Ş. ile bir söz-
leşme yaparak; bu şirketten ihtiyacı olan tutarda nakdi temin ederek işlerine de-
vam etmiştir. Fakat işler yine A'nın umduğu gibi gitmemiş ve A da artık umudunu
yitirmiştir. Gemisi de X Bankasına ipotekli olan A, geminin lazım gelen bakımları­
nı yaptırmamakta; bunun sonucu olarak da gemi denize elverişsiz hcile gelmekte-
dir. A, geminin ipotekli olduğunu bildiğinden en kötü ihtimalde satılarak borcun-
dan kurtulacağını düşünmektedir.

1. A ve X Bankası A.Ş. arasındaki sözleşme nedir? Bu sözleşmenin bir


şekli var mıdır?

2. Karadeniz gemisi, sicile kayıtlı olmayan bir gemi olsaydı; söz ko-
nusu hukukı ilişki nasıl tesis edilebilirdi?
3. Geminin durumunun kötüleşmesi üzerine, X Bankası, alacağının
teminatının zayıflamaması için hangi yollara başvurabilir?

4. Gemi tesisatının kötüleşmesi gemi malikinin kastı ya da ihmali so-


nucu değil de; geminin mutat işletilme tarzı sonucu gerçekleşsey­
di, üçüncü soruya verdiğiniz cevapta ne gibi bir değişiklik olurdu?

CEVAPLAR:
1. Bu sözleşme gemi ipoteği sözleşmesidir. TTK m. 1014 hükmüne
göre; bir alacağı teminat allına almak için gemi üzerinde ipotek kurulabi-
lir. Gemi ipoteği alacaklıya, alacağını, geminin bedelinden alma yetkisini
verir. Sicile kayıtlı gemilerin sözleşmeye dayalı rehni sadece gemi ipoteği
yolu ile sağlanır.
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 351

TTK m.1015' e göre, Gemi ipoteğinin kurulması için geminin maliki ile
alacaklının gemi üzerinde ipotek kurulması hususunda anlaşmaları ve
ipoteğin gemi siciline tescil edilmesi şarttır. İpoteğin kurulmasına ilişkin
sözleşmelerin yazılı şekilde yapılması ve imzalarının noterce onaylan-
ması gerekir. Bu anlaşma gemi sicil müdürlüğünde de yapılabilir. Bu
şekillerden birine uygun olarak yapılmadıkça ipoteğin kurulmasına dair
anlaşma geçerli olmaz.

2. Sicile kayıtlı olmayan bir gemi üzerinde gemi ipoteği kurulamaz.


Ancak TTK m. 1012 uyarınca sicile kayıtlı olmayan bir geminin bir donat-
ma iştiraki tarafından işletilmesi halinde, paydaş donatanlardan her birinin
iştirak payının rehni, Türk Mederu Kanununun alacaklar ve diğer haklar
üzerindeki rehinlere ilişkin hükümlerine tabidir. Dolayısıyla sicile kayıtlı
olmayan gemiler, TMK m.939 ve devamı hükümlerine göre rehnedilebilir.

3. TTK m. 1030 hükmüne göre; gemi veya tesisatının kötüleşmesi so-


nucu olarak ipoteğin sağladığı teminat tehlikeye düşerse, alacaklı X ban-
kası, tehlikeyi gidermesi için malike uygun bir süre verebilir. Bu süre için-
de tehlike giderilmezse, alacaklı derhal ipoteği paraya çevirmek hakkını
elde eder. Bu, bir ihtar yoluyla yapılabilir. Verilen süre içinde ipotek konu-
su gemi tesisatının kötüleşmesi sona erdirilmezse, teminatın tehlikede
olması hali devam ederse, ipotekli alacaklı ipoteğe paraya çevirebilir.

TTK m. 1030/2 hükmüne göre; malikin gemiyi işletme tarzı sonucu


olarak, ipoteğin sağladığı teminatı
tehlikeye düşürecek şekilde gemi veya
tesisatının kötüleşmesinden veya ipotekli alacaklının haklarının başkaca
tehlikeye girmesinden kaygı duyulur ya da üçüncü kişiler tarafından yapı­
lacak bu gibi müdahaleye ve tahribata karşı malik gerekli önlemleri al-
mazsa, alacaklının talebi üzerine mahkeme şu tedbirlere karar verebilir:
- TTK m. 1353 uyarınca geminin ihtiyaten haczine,
- Gerekli görürse geminin, kaptandan başka bir yediemine bırakıl-
masına ve

- Malikin ihtiyati haczin uygulanmasından başlayarak bir aylık süre


içinde gerekli önlemleri almasına, karar verir.
Bu sürenin sonunda önlemlerin henüz alınmadığı veya alınan önlem-
lerin yetersiz kaldığı anlaşılırsa mahkeme, ipoteğin paraya çevrilmesi
yoluyla ilamlı takip başlatmak üzere alacaklıya bir aylık süre verir.
352 Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

.. Kaptanın Sorumluluğu

A, "Mavi" isimli geminin kaptanıdır. Geminin maliki ise B'dir. B, deniz yoluyla
eşya taşınması işleriyle iştigal etmektedir.
Bile C arasında yapılan taşıma sözleşmesi gereğince B, C'ye ait 5.000 adet LCD
televizyonu İzmir limanından alarak; Amsterdam limanına götürecektir. Sözleşmeye
göre taşımanın en geç 30 gün içerisinde tamamlanması gerekmektedir.
Donatan gemi kaptanına verdiği talimatta, taşımanın sözleşmede öngörülen-
den daha kısa sürede tamamlanmasını istemiş ve verdiği talimatta yolculuk bo-
yunca gemi motorlarının tam güç çalıştırılmasını istemiştir. Kaptan, donatana
verdiği yanıtta, geminin mevcut hali ile bu tempoda bir yolculuğu kaldıramayaca­
ğını, neticede motorların tamamen devre dışı kalabileceğini ve hatta geminin
kontrolden çıkabileceğini ifade etmişse de, durumun bilincinde olduğunu ifade
eden donatan talimatında ısrarcı olmuştur.
Yolculuğa başlayan ve istemeyerek de olsa donatanın talimatlarını uygulayan
kaptan A, seyir esnasında geminin kazan dairesinde bir yangın çıktığını gemi
zabitlerinden öğrenmiş ve derhal seyri durdurarak yangının söndürülmesi için
çalışmalara başlamıştır. Neticede yangın söndürülmüşse de toplamda 1.500 adet
LCD televizyon yanarak kullanılamaz hale gelmiştir.

SORULAR:

1. Gemi kaptanı, geminin teknik kapasitesini ve mevcut durumunu


bilmesine rağmen donatanın emirlerini uygulamış olması gerek-
çesiyle sorumluluktan kurtulabilir mi?
2. Gerçekleşen zarar bakımından donatanın sorumluluğu söz konu-
su olabilir mi?
3. Kaptan A, gerçekleşen zarardan "gemi zabitlerinin verdiği bilgile-
re göre ve onların önerilerine göre hareket ettiği" gerekçesiyle
sorumlu olmadığını iddia edebilir miydi?
Deniz Ticaret Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 353

CEVAPLAR:
1. TTK m. 1089/1 ve 2 hükümlerine göre; kaptan, kusuruyla yol aç-
lığızararlardan, özellikle bu Kısım ile diğer Kısımlarda belirtilen görev-
lerini yapmamasından doğacak zararlardan dolayı, yolcular da dahil,
gemi ve eşyayla ilgili herkese karşı sorumludur. Donatanın emrine uy-
ması kaptanı sorumluluktan kurtarmaz. Dolayısıyla, her ne kadar ortada
donatan tarafından verilmiş bir talimat olsa da, kaptan mevcut teknik
durumu göz önüne alarak buna göre geminin seyrini sağlamış olmalıydı.
TTK m. 1089/3 hükmüne göre, durumu bilerek kaptana emir ver-
miş olan donatan da sorumludur. Buna göre; gemisinin kapasitesinden
ve yaşanabileceklerden haberdar olan donatan, bu bilinçle verdiği tali-
matlardan dolayı sorumludur.

3. TTK m. 1095 hükmüne göre; kaptan, bir tehlikenin varlığı halin-


de, gemi zabitlerine danışmaya gerek görse bile, onların verdikleri karar-
la bağlı olmayıp alacağı önlemlerden daima kendisi sorumlu olur.
DENİZ TİCARET
CEVAPQIZ PRATi

., Gemi Kirası Sözleşmesi


., Navlun Sözleşmesi
., Taşıyanın Sorumluluğu
., Konişmentodaki Kayıtlar

A maliki olduğu Magic-l adlı kuru yük gemisini 1 yıl süreyle B'ye 400.000
USD'ye vermiştir. B bu geminin arka 7,8, ve 9 numaralı ambarlarını C'ye 6 ay
süreyle gübre taşımak üzere tahsis etmiştir. Ayrıca D ile Lizbon'a kumaş yükü
taşımak üzere anlaşmış, E ve F'ye ise geminin 2 ve 3 numaralı ambarlarını
Barselona'ya tahıl yükü götürmek üzere birer ay arayla 3 sefer üzerine tahsis
etmiştir.

B gemi ile bahsedilen tüm yükler yüklü iken, 07.06.2009 günü gemi İstanbul
limanından ayrılmıştır. Yola çıkıldıktan bir süre sonra D ait kumaş yükünün bu-
lunduğu ambarda elektrik kontağından yangın çıkmış ve kumaşların hemen he-
men yarısı yanmış, diğer kısmı ise islenmiştir. Yolda fırtınaya yakalanan geminin
arka tarafındaki ambar kapaklarının açık unutulması sonucu, gübre yükünün bir
kısmı ıslanmıştır. Bu arada 3 numaralı ambara koyulması gereken tahıl yükünün
gemideki adamların talimatıyla yanlışlıkla gübre yükünün olduğu 13 numaralı
ambara liman vinci tarafından boşaltıldığı görülmüş, aynı zamanda E ve F'nin
farklı kalitede olan tahıllarının da geminin 2 numaralı ambarına birlikte boşaltıl­
dığı da sonradan anlaşılmıştır.

1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini, ayrıca her bir ta-


rafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını belirtini.

2. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu


zararlardan taşıyanın sorumlu olup olmadığını gerekçeleriyle be-
raber açıklayınız.
356 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

3. C ve D'nin yüklerine gelen zararlar, sırasıyla geminin yolculuk


sırasında hatalı manevrası sonucu ve kazan dairesindeki pat-
lama sonucu çıkan yangın ile oluşsaydı cevaplarınız değişir
miydi? Gerekçeleriyle belirtiniz.
4. Bütün taşımalar için konişmento düzenlenmesi halinde, taşıyıcı­
nın bu taşımalardan D'ye ait taşıma için "başlangıçtaki elverişsiz­
likten sorumlu değilim" ve E'ye ait taşıma için "yükler güvertede
taşınabilir" kayıtlarını koyması veya konişmentolara B'nin adının
yazılmaması halinde bunların B'nin sorumluluğuna etkisini gerek-
çeleriyle birlikte ayrı ayrı belirtiniz.
5. B'nin Lizbon'a sağ salim getirdiği kumaş yükünü boşaltırken, vin-
cin konteyneri tutamaması sonucu konteynerden dökülen top
kumaşların limandaki pis suya düşmesi nasıl bir zarar oluşturur.
Bu zarardan B sorumlu mudur? Gerekçesiyle ve ayrıntılı olarak
açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 357

e Navluıı Sözleşmesi

e Taşıyaıım Sorumluluğu

e Sürastarya Ücreti
e Koııişmeııtodaki Kayıtlar

D'ye ait Semender-! gemisi D ile T arasında yapılan sözleşme gereğince 6 ay


boyunca T'nin istediği limanlar arasında yük taşıma işine tahsis edilmiştir.
T bundan sonra A ile yaptığı sözleşme uyarınca geminin 2 numaralı ambarın­
da 100 ton dondurulmuş gıda yükünü, B ile yaptığı sözleşme ile 3 numaralı am-
barda 5000 sandık oto yedek parçasını İstanbul'dan Almanya'nın Hamburg lima-
nına taşımayı taahhüt etmiştir.

Her iki yük içinde düzenlenen konişmentolarda taşıyan başlangıçtaki elverişsiz­


lik ve gemi adamlarının kusurlarından sorumlu olmayacağı yönünde bir kayıt yer
almaktadır.

Haydarpaşa limanından gemi hareket etmeden soğutma tesisatının bozuk ol-


ması sebebiyle gıda yükü tamamen bozulmuş, 5000 sandık yedek parça yükünün
500 sandığı ara liman Barselona'da yanlışlıkla boşaltılmış, 1000 sandık ise yoldaki
fırtına sebebiyle sağa sola savrulma ile kırılarak yedek parçalar zarar görmüştür.

1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini ve bütün özellik-


lerini, ayrıca her bir tarafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını
belirtiniz.
2. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu
zararlardan kimin sorumlu olduğunu gerekçeleriyle beraber açık­
layınız.

3. Yükler boşaltılmak için Hamburg limanına geldiğinde, yükleme ve


boşaltma için bir sürastarya ücreti doğduğu iddiası ile gönderilen-
lerden bu bedeller talep edilebilir mi? Olursa hangi şartla.
4. Konişmentolara yazılan kayıtların sorumluluğa etkisini, gerekçe-
siyle her bir yük için ayrı ayrı belirtiniz.
358 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

5. A ve B1 nin yüklerine gelen zararlar sırasıyla elektrik arızası sonucu


oluşan yangın ve kazan dairesindeki patlama sonucu çıkan yangın
ile oluşsaydı cevaplarınız değişir miydi? Gerekçeleriyle ortaya ko-
yunuz.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 359

"' Gemi Kirası Sözleşmesi


• Navlun Sözleşmesi
• Starya-Sürastarya
• Taşıyanın Sorumluluğu
"' Sorumluluğun Sınırı
"' Navlun Sözleşmesinin Feshi

D ile T, D'ye ait Lucky Star gemisinin 1 yıl süreyle kullanımına yönelik bir söz-
leşme imzalamışlardır. Kullanımı devralan Tile A Manchester'dan İstanbul'a 6 ay
süreyle otomobil yükü taşımak hususunda anlaşmıştır T, B ile geminin 1,2 ve 3
numaralı ambarlarında dondurulmuş gıda yükünün taşınması yine Manchester-
İstanbul arası taşınması hususunda anlaşmış, C ile ise 10.000 koli parke yükünün
geminin 4 ve 5 numaralı ambarlarında Barcelona'dan, İstanbul'a taşınması husu-
sunda anlaşmıştır. Ayrıca E'nin hurda demir yükünü de yine Manchester, İstanbul
arası taşımayı kabul etmiştir.

08.01 .201 O günü gemi Manchester limanına yanaşmış, yükler yüklenirken,


F'ye ait, komisyoncunun bulduğu, 5000 torba çimento yükünün Marsilya limanına
taşınması işini de T kabul etmiş, 16.O1.2010 günü bu yüklerin de yüklenmesi so-
nucu seyrüsefere çıkmıştır.
Yolda çıkan fırtına sonucu ambarda bulunan otomobillerin savrulmasıyla 2
adet otomobil çizilmiş ve boyası çıkmıştır.
Geminin 2 numaralı ambarındaki gıda yükünün bir kısmı fareler tarafından
kemirilmiş, geminin 5 numaralı ambarında elektrik kontağından çıkan yangın
sebebiyle buradaki parke yükü tamamen yanmıştır.
Hurda demir yükü ise gemi adamlarının seyrü sefer sırasında ambar kapakla-
rını açık unutmaları
sebebiyle paslanmıştır.

1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini, aynca her bir ta-


rafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını belirtiniz.

2. A ve B'nin yükleri için 4 günlük yükleme süreleri öngörülmüşse,


bunlar için sürastarya süresi doğar mı, böyle bir durumda
sürastarya ücreti nasıl hesaplanır açıklayınız.
360 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

3. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu


zararlardan kimin hangi sebeple sorumlu olduğunu gerekçeleriyle
beraber açıklayınız.
4. Zararlar nedeniyle, taşıyanın sorumluluğunun sınırları nedir? Bu
sınır hangi hallerde geçerli olmaz?

5. T ile F arasındaki sözleşme, F tarafından yükleme bitmeden önce


feshedilmiş olsaydı, T, F'ye karşı hangi taleplerde bulunabilirdi?
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 361

" Navlun Sözleşmesi


" Taşıyanın Sorumluluğu
" Navlun Sözleşmesinin İfası
" Konişmento Kayıtları
" Navlun Alacağı

D'ye ait Yıldız-/ gemisi D ile T arasında yapılan sözleşme gereğince 6 ay bo-
yunca T'nin istediği limanlar arasında yük taşıma işine tahsis edilmiştir.

T bundan sonra A ile yaptığı sözleşme uyarınca geminin 2 numaralı ambarın­


da 100 ton dondurulmuş gıda yükünü, B ile yaptığı sözleşme ile 3 numaralı am-
barda 5000 sandık oto yedek parçasını İstanbul'dan Almanya'nın Hamburg lima-
nına taşımayı taahhüt etmiştir.

Her iki yük içinde düzenlenen konişmentolarda taşıyan başlangıçtaki elverişsiz­


lik ve gemi adamlarının kusurlarından sorumlu olmayacağı yönünde bir kayıt yer
almaktadır.

Haydarpaşa limanından gemi hareket etmeden önce soğutma tesisatının bozuk


olması sebebiyle gıda yükü tamamen bozulmuş, 5000 sandık yedek parça yükünün
500 sandığı ara liman Barselona'da yanlışlıkla boşaltılmış, 1000 sandık ise yoldaki
firtına sebebiyle sağa sola savrulma ile kırılarak yedek parçalar zarar görmüştür.

1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini ve bütün özellik-


lerini, aynca her bir tarafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını
yazınız.

2. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu


zararlardan kimin sorumlu olduğunu gerekçeleriyle beraber ya-
zınız.

3. Yükler boşaltılmak için Hamburg limanına geldiğinde, gönderilen


bulunamazsa, taşıyan hangi yollara başvurmalıdır? Açıklayınız.
Konişmentolara yazılan kayıtların sorumluluğa etkisini gerekçesiy-
le her bir yük için ayrı ayn belirtiniz.
362 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

5. A nın yüküne, yola çıktıktan bir süre sonra, karantina nedeniyle el


1

konulmuş olsaydı, bu durumda, gönderilene ulaşmayan yük için


taşıyanın sorumluluğuna gidilebilir miydi? T bu durumda dahi
navlun ücretini talep edebilir miydi? Açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 363

., Gemi Kirası Sözleşmesi


., Navlun Sözleşmesi
., Taşıyanın Sorumluluğu
., Konişmento Kayıtları
., fiili Taşıyan

D, kendisine ait Tornedo-l gemisi ile Amsterdam-İstanbul arası Aya ait elekt-
ronik eşya yükünün taşıma işini almıştır. Yükler Amsterdam'dan 03.01.2011 günü
yüklenmiş olup, 07.01.2011 günü yüklerin İstanbul limanında boşaltılması ge-
rekmektedir. Ancak gemi 08.01.2011 günü limana yanaşabilmiş ve ancak
10.01.2011 günü yükleri boşaltabilmiştir. Bu sebepten ötürü A teslim etmesi ge-
reken siparişlerinin bir kısmını teslim edememiştir.
Söz konusu olaydan sonra, A, yine D ile 6 aylığına gemisini İstanbul-New York
limanları arasında kullanmak konusunda anlaşmıştır D gemiyi A'nın kullanımına
bırakmıştır. A daha sonra B ile İzmir-Barcelona arası zeytinyağı yükünün taşın­
ması hususunda anlaşmış ve geminin 1 ile 4 arası ambarlarını tahsis etmiştir. A ile
C arasında kuru kayısı yükünün Sicilya'ya taşınması hususunda anlaşma yapılmış,
E ve F ile ise ortak olarak sahip oldukları mobilya yükünün taşınması için 3 sefer
üzerinden geminin 5 ve 6 numaralı ambarlarının tahsisi hususunda anlaşma ya-
pılmıştır.

B'nin zeytinyağı yükü limanda yükleme sırasında fiçılardaki yanlış işaretleme


sonucu Sicilya limanına uğrama sırasında boşaltılmıştır.
Cye ait kuru kayısı
yükünün %1 O'u limanda yükleme sırasında alınmamış, %1 O
taşıma sırasında fireyeuğramış, %1 O ise ambar kapaklarının yolculuk sırasında
geçici olarak açık kalması sonucu deniz suyuyla ıslanmıştır.
Mobilyaların yüklemesinde hatalar sonucu bir kısmında boya dökülmeleri ve
kırılmalar olmuş, yolculuk esnasında ise hatalı manevra sonucu ambardaki çarp-
mayla kırılmalar artmıştır.

80RULAR:
1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini ve bütün özellik-
lerini, ayrıca her bir tarafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını
belirtiniz.
364 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

2. Olaydaki her bir yük için meydana gelen her bir zararın niteliğini
ve bu zararlardan kimin neden sorumlu olduğunu gerekçeleriyle
beraber belirtiniz.
3. A ile C arasında düzenlenen konişmentoda gemi adamlarının ku-
surlarından sorumlu olmadığına dair, A ile E arasında düzenlenen
konişmentoda ise başlangıçtaki elverişsizlikten sorumlu olmaya-
cağına dair yazılan kayıtlar geçerli midir? Geçerli olup olmaması­
na göre somut olayda tazminat sorumluluğunda meydana getire-
ceği etki ne olacaktır. Açıklayınız.

4. B'nin yüküne gelen zarar, yolculuk esnasında aşırı hava soğuması


sonucu donma olsaydı, bu zararın niteliği ne olurdu? Sorumluluk
hakkında ne söyleyebiliriz? Eve F'nin mobilya yükünü gemide çı­
kan yangın sonucu bir kısmının yanması halinde zararın niteliği ve
sorumluluk durumunu da açıklayınız.
5. D'nin taşıma işini bizzat kendi yapmayıp, bu işi G'ye devretseydi
ve G taşıma yaparken yükler zarar görmüş olsaydı, bu zararlardan
sorumluluk kime hangi hükümlere göre ait olacaktı? Açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 365

" Navlun Sözleşmesi


" Taşıyanın Sorumluluğu,
" Konişmento Kayıtları
" Gönderilene Teslim

T'nin sahibi olduğu Starship gemisi yaptığı sözleşmelere göre; Aya ait 10.000
koli porselen yükünün, İstanbul'dan Marsilya limanına 2 seferde taşınması için
geminin 4 ve 5 numaralı ambarlarını tahsis etmiş, B ile 1000 çuval kuru üzüm
yükünün tek seferde Liverpool limanına taşınması konusunda anlaşmış, C'nin
dökme buğday yükü için yine Liverpool'a yapılacak taşıma için 1 ile 3 numaralı
ambarlarını tahsis etmiş ve D'nin kafesler içinde güvercinlerinin ise Porto limanına
boşaltılmasını kabul etmiştir.

İstanbul limanından 06.06.2012 tarihinde yola çıkan gemi, kuru üzüm yükünü
12.06.2012 tarihinde Liverpool'a boşaltacağı konişmentoya yazılmıştır.
A ait porselen yükünden 1000 kolisi gemi adamlarının hatalı istifleme/eri ne-
deniyle bir kısmı çatlamış bir kısmı ise kırılmıştır. B'nin yükü yolda dümen tertiba-
tındaki arıza nedeniyle geminin karaya oturması nedeniyle ancak 15.06.2012
tarihinde Liverpol'a teslim edilebilmiştir. Bu arada güvercinlerin bazılarının kafes-
lerinin yoldaki sallantı nedeniyle açılması sonucu güvercinlerin 30 tanesi aynı yere
konulan kuru üzüm yükünün 1O çuvalını kısmen yemişler, ancak kuru üzümün
ilaçlı olması nedeniyle de bazısı ölmüş bazısı ise hastalanmıştır.

Bu arada dökme buğday yükünün gemideki fareler yüzünden bir kısmı yenmiş,
bir kısmının ise kalitesi bozulmuştur.

1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini, ayrıca her bir ta-


rafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını yazınız.

2. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu


zararlardan taşıyanın sorumlu olup olmadığını, gerekçeleriyle be-
raber yazınız.
3. A ve D'nin yüklerine gelen zararların, sırasıyla eşyanın ambalaj
yetersizliği ve denizdeki fırtınanın aşırı deniz suyunu gemi içine
366 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

doldurması nedeniyle güvercinleri ölmesi şeklinde oluşsaydı ce-


vaplarınız değişir miydi? Gerekçeleriyle yazınız.

4. Bütün taşımalar için konişmento düzenlenmesi söz konusu ise,


taşıyıcının bu taşımalardan A'ya ve B'ye ait taşıma için yükler
11

güvertede taşınabilir" kayıtlarını koyması, ancak buna rağmen


yüklerin ambarda taşınırken zarar görmesi halinde, bu durumun
sorumluluğa etkisini gerekçeleriyle birlikte ayrı ayrı belirtiniz.

5. D'nin Porto'ya sağ salim getirdiği güvercinlerin, gönderilenin


gelmemesi ve liman nizamnamesi gereği ardiyeye bırakılması so-
nucu ardiyede ölmelerinden T sorumlu mudur? Gerekçesiyle ve
ayrıntılı olarak açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 367

" Gemi Kirası


" Navlun Sözleşmesi
,. Taşıyanın Sorumluluğu,

A maliki olduğu Tower-I adlı kuru yük gemisini 1 yıl süreyle B'ye 400.000
USD'ye vermiştir. B bu geminin arka 7,8, ve 9 numaralı ambarlarını C'ye 6 ay
süreyle gübre taşımak üzere tahsis etmiştir. Ayrıca D ile Lizbon'a kumaş yükü
taşımak üzere anlaşmış, E ve F'ye ise geminin 2 ve 3 numaralı ambarlarını
Barselona'ya tahıl yükü götürmek üzere birer ay arayla 3 sefer üzerine tahsis
etmiştir.

B gemi ile bahsedilen tüm yükler yüklü iken, 07.11.2011 günü gemi İstanbul
limanından ayrılmıştır. Yola çıkıldıktan bir süre sonra D ait kumaş yükünün bu-
lunduğu ambarda elektrik kontağından yangın çıkmış ve kumaşların yarısı yan-
mış, diğer kısmı ise islenmiştir. Yolda firtınaya yakalanan geminin arka tarafinda-
ki ambar kapaklarının yolculuktan önce açık unutulması sonucu, gübre yükünün
bir kısmı ıslanmıştır. Bu arada 3 numaralı ambara koyulması gereken tahıl yükü-
nün gemideki adamların talimatıyla yanlışlıkla gübre yükünün olduğu 13 numara-
lı ambara liman vinci tarafindan boşaltıldığı görülmüş, aynı zamanda E ve F'nin
farklı kalitede olan tahıllarınm da geminin 2 numaralı ambarına birlikte boşaltıl­
dığı da sonradan anlaşılmıştır.

E'nin yükünün 13.11.2011 tarihinde Barcelona'ya ulaşması gerekli iken, gemi


ancak 17.11.2011 tarihinde Barcelona'ya vararak yükü boşaltabilmiştir.

1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini, ayrıca her bir ta-


rafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını belirtiniz.

2. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu


zararlardan taşıyanın sorumlu olup olmadığını, gerekçeleriyle be-
raber açıklayınız.
3. C ve D'nin yüklerine gelen zararlar, sırasıyla geminin yolculuk
sırasında hatalı manevrası sonucu ve kazan dairesindeki patla-
ma sonucu çıkan yangın ile oluşsaydı cevaplarınız değişir miy-
di? Gerekçeleriyle ortaya koyunuz.
368 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

E'nin yükünün geç gelmesi nedeniyle gönderilen, yükü teslim al-


mak istemezse, B ne yapmalıdır? E'nin yükün geç teslimi nedeniy-
le navlun sözleşmesini feshetmesi mümkün müdür? Bu durumda
E, B'den herhangi bir talepte bulunabilir mi? Açıklayınız.
5. B'nin Lizbon'a sağ salim getirdiği kumaş yükünü boşaltırken, vin-
cin konteyneri tutamaması sonucu konteynerden dökülen top
kumaşların limandaki pis suya düşmesi nasıl bir zarar oluşturur.
Bu zarardan B sorumlu mudur? Gerekçesiyle ve ayrıntılı olarak
açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 369

., Navlun Sözleşmesi

" Zıya ve Hasar


" Taşıyanın Sorumluluğu
" Konişmento Kayıtlan
., Boşaltmadan Sorumluluk

A maliki olduğu Esmerim adlı kuru yük gemisini 1 yıl süreyle B'ye 400.000
USD'ye vermiştir. B bu geminin arka tarafındaki 7,8, ve 9 numaralı ambarlarını C'ye
6 ay süreyle gübre taşımak üzere tahsis etmiştir. Ayrıca B, Dile Manchester'a kumaş
ve iplik yükü taşımak üzere anlaşmış, E ve F'ye ise ayrı ayrı geminin 2 ve 3 numaralı
ambarlarını Barselona'ya tahıl yükü götürmek üzere birer ay arayla 3 sefer üzerine
tahsis etmiştir. Bunun yanında C, ayrıca C ile 8 numaralı ambar için 2 kez kömür
yükünü geminin rotasında olan Marsilya'ya taşımak konusunda anlaşmıştır.
B gemi ile bahsedilen tüm yükler yüklenmiş durumda, 07.01.2012 günü gemi
İstanbul limanından ayrılmıştır. Yola çıkıldıktan bir süre sonra D ait kumaş yükü-
nün bulunduğu ambarda elektrik kontağından yangın çıkmış ve kumaşların he-
men hemen yarısı yanmış, diğer kısmı ise islenmiştir. Buna karşılık iplik yüküne bir
zarar gelmemiştir. Yolda fırtınaya yakalanan geminin arka tarafındaki ambar
kapaklarının açılması sonucu, gübre yükünün bir kısmı ıslanmıştır. Bu arada 3
numaralı ambara koyulması gereken tahıl yükünün gemideki adamların talimatıy­
la yanlışlıkla gübre yükünün boşaltıldığı 13 numaralı ambara liman vinci tarafın­
dan boşaltıldığı görülmüş, aynı zamanda E ve F'nin farklı kalitede olan tahılları­
nın da geminin 2 numaralı ambarına birlikte boşaltıldığı da sonradan anlaşılmış­
tır. G'ye ait 8 numaralı ambarda taşınan kömür yükü ise ambarın aşırı ısınması
nedeniyle yolda kısmen yanmış, daha sonra yangın fark edilerek söndürülmüştür.
Ancak söndürme esnasında meydana gelen duman F'ye ait tahıl yüklerine sirayet
ederek, koku ve kurumlanma meydana getirmiştir.

1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini, ayrıca her bir ta-


rafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını belirtniz.

2. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu


zararlardan taşıyanın sorumlu olup olmadığını gerekçeleriyle
beraber gösteriniz.
370 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

3. C ve D'nin yüklerine gelen zararlar, sırasıyla geminin yolculuk sı­


rasında hatalı manevrası sonucu ve kazan dairesindeki patlama
sonucu çıkan yangın ile oluşsaydı cevaplarınız ne olurdu? Gerek-
çeleriyle açıklayınız.
4. Bütün taşımalar için konişmento düzenlenmesi halinde, taşıyanın
bu taşımalardan D'ye ait taşıma için "başlangıçtaki elverişsizlikten
sorumlu değilim" ve E'ye ait taşıma için "yükler güvertede taşına­
bilir" kayıtlarını koyması halinde bunların B'nin sorumluluğuna
etkisini gerekçeleriyle birlikte ayrı ayrı belirtiniz.
5. B'nin Manchester'de sağ salim getirdiği iplik yükünü boşaltırken,
vincin konteyneri tutamaması sonucu konteynerin düşüp açılma­
sıyla dökülen top ipliklerin limandaki pis suya dökülmesi nasıl bir
zarar oluşturur. Bu zarardan B sorumlu mudur? Gerekçesiyle ve
ayrıntılı olarak açıklayınız. B ile D arasında düzenlenen
konişmentoya FIO kaydı konulması ya da boşaltmada liman idare-
si sorumludur kaydının konulması ne gibi bir etki yapar açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 371

<> Navlun Sözleşmesi


.. Starya-Sürastarya
<> Zıya ve Hasar

<> Taşıyanın Sorumluluğu


<> Konişmento Kayıtları, FIOS Kaydı

D maliki olduğu Ayışığı gemisini 6 ay boyunca kullanılması amacıyla Aya


vermiştir. Bu sözleşmede gemi adamlarının ücretleri A tarafından karşılanacaktır.
A bu sözleşmeden sonra B ile arasında 3 ay süreyle arasında eşyaların taşınması
konusunda geminin tahsisine ilişkin bir sözleşme yapmış, B ise, C ve E ile geminin
6-9 numaralı ambarlarında ayrı ayrı pamuk ve keten tohumu yüklerinin İstanbul­
Liverpol arasında üç seferde taşınması konusunda anlaşmıştır. B ayrıca, F ve G ile
ise yine sırasıyla madeni yağ ve kahverengi eşya taşınması konusunda anlaşmıştır.
Ayışığı gemisi 12.12.2013 tarihinde İstanbul limanına gelmiş, geminin kapta-
nı tarafından C ve Eye yüklerin yüklenmesi için ihbar yapılmış, C'nin yükü
16.12.201 ]'de yüklenmesine karşın E'nin yükü yüklemenin biteceği 16.12.2013
tarihinde yüklenmemiş, ancak bekleme talebine bağlı olarak 18.12.2013 tarihinde
yüklenebilmiştir.

Bütün yükler yüklendikten sonra 19.12.2013 tarihinde yol çıkan gemide C'ye
ait pamuk yükünün bulunduğu 7 numaralı ambarda elektrik kontağından yangın
çıkmış ve pamukların yarısı yanmış, diğer kısmı ise islenmiştir. Bu arada pamuk-
lardaki is ve yanık kokusunun keten tohumlarına da sirayet ettiği anlaşılmıştır.
Yolda fırtınaya yakalanan geminin arka tarafındaki ambar kapaklarının yolculuk-
tan önce açık unutulması sonucu, deniz suyu ambara dolmuş ve madeni yağ yü-
künün bir kısmının içine karışmıştır. Bu arada 3 numaralı ambara koyulması
gereken kahverengi eşya yükünün gemideki adamların talimatıyla yanlışlıkla ma-
deni yağ yükünün de olduğu 13 numaralı ambara liman vinci tarafından yüklenip
istiflendiği ve yolculuk sırasında madeni yağların tenekelerinin fırtına sırasında
savrulmasıyla kahverengi eşyaların iyi ambalajlanmaması nedeniyle çarpma sonu-
cu çizildiğinin boşaltma limanında farkına varılmıştır.

1. Olaydaki deniz ticaret hukuku sözleşmelerini, sözleşmelerin


çeşitlerini, ayrıca her bir tarafın deniz ticaret hukuku açısından
sıfatını gösteriniz.
372 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

2. E'nin yükünün yüklenmesi açısından sürastarya ücreti doğar mı?


Doğarsa bu ücret neye göre belirlenir? Gerekçeli olarak açıklayınız.

3. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu


zararlardan taşıyanın sorumlu olup olmadığını, gerekçeleriyle be-
raber yazınız. Her bir yük için eğer istenebilecekse tazminat nasıl
hesaplanır açıklayınız.

4. C ve E'nin yüklerine gelen zararlar, sırasıyla geminin yolculuk sıra­


sında hatalı manevrası sonucu ve kazan dairesindeki patlama so-
nucu çıkan yangın ile oluşsaydı cevaplarınız değişir miydi? Gerek-
çeleriyle belirtiniz.
5. Bütün taşımalar için konişmento düzenlenmesi halinde, taşıyıcı­
nın bu taşımalardan E'ye ait taşıma için "içeriği belli değil" ve F'ye
ait taşıma için "konteynerlerden biri deforme olmuş" kayıtlarını
koyması söz konusu ise B'nin sorumluluğuna etkisini gerekçeleriy-
le birlikte ayrı ayrı belirtiniz.
8. Liverpol limanına getirilen madeni yağ yükü boşaltırken, vincin
konteyneri tutamaması sonucu konteynerin yere çarpması ve
madeni yağların bir kısmının ambalaj hatası nedeniyle limana dü-
şerek tenekelerinin patlaması nasıl bir zarar oluşturur. Bu zarar-
dan kim hangi sebeple sorumludur? Konişmentoda FIOS kaydının
olup olmamasına göre gerekçesiyle ve ayrıntılı olarak açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 373

,. Navlun Sözleşmeleri
,. Sürastarya
,. Taşıyanın Sorumluluğu
,. Konişmento Kayıtları

Donatan D ile T, donatana ait Akıncı gemisinin 11 ay süreyle T'ye tahsis edil-
mesi konusunda anlaşmışlardır. Bu sözleşme gereği T, gemiyi ticari olarak yönete-
cektir. Bu sözleşmeden sonra T, Akıncı gemisi ile A, B, C ve F'ye ait yükleri taşı­
mak üzere anlaşmıştır. A'ya geminin 3 numaralı ambarını, yine A'ya ait kumaş
yükünün Liverpool limanına taşınması için tahsis etmiş, B ile 100 ton dondurul-
muş gıda yükünün Manchester limanına taşınması konusunda anlaşmış, C'ye ve
F'ye ait koliler üzerinde sırasıyla elektronik alet (1000 koli) ve cam yükü yazan
(7500 koli) yüklerin Amsterdam limanına taşınması için C'ye 1,2, D'ye ise 5,6 ve 7
numaralı ambarlarını tahsis etmiştir.

Akıncı gemisi yüklerin hepsini almak için 4 Ocak 2017 Cuma günü İstanbul li-
manına yanaşmıştır. A ile yapılan sözleşmede yükleme süresi 5 gün, B ile yapılan
sözleşmede yükleme süresi 4 gün olarak belirlenmiştir. C ve F için ise bir yükleme
süresi öngörülmemiştir.
Yükleme sırasında C ve F'ye ait koliler üzerindeki eşyaların niteliğini belirten
etiketler iyi yapıştırılmadığı için rüzgar ve yağmur nedeniyle koparak çıkmış bu
sebeple ambarlara karışmış şekilde istif edilmiştir.
A'ya ait kumaş yükünün gemi yolculuğa çıktıktan sonra gemideki fareler tara-
fından bir kısmı yenmiştir.

B'ye ait dondurulmuş gıda yükünün ise bir kısmı konulan ambardaki soğutma
tertibatının yolda arıza yapması sonucu bozulmuştur.

Yolculuk esnasında ayrıca iyi istifleme yapılmaması nedeniyle fırtınadan ortaya


çıkan sallantıdan C ve F'ye ait yükler ambarlarda savrulmuş ve bir kısmı kırılmış­
tır. Ayrıca gemi Amsterdam limanına vardığında indirilen koliler karışık şekilde
indirilmiş ve gönderilenlerine bu şekilde ulaştırılmıştır.
374 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini ve bütün özellik-


lerini, ayrıca her bir tarafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını
yazınız.

2. A ile yapılan sözleşme gereğince kumaş yükü ancak 12 Ocak gü-


nü yüklense, T için sürastarya ücreti doğar mıydı? Doğarsa bu
ücret kaç günlüktür ve ne olurdu? B ile yapılan sözleşmede
sürastarya ücreti gün başına 1000 USD olarak belirlenmişse ve
B1 nin yükleri ancak 11 Ocak 2017 günü yüklenmişse, T
sürastarya ücretine hak kazanır mı? Ne kadar? C ve D için yük-
leme süresi belirtilmemesi halinde C ve Fnin yükleri açısından
yükleme süresi için ne diyebiliriz.
3. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu
zararlardan taşıyıcı T1nin sorumlu olup olmadığını gerekçeleriyle
beraber yazınız.
4. A ve B1 nin yüklerine gelen zararlar sırasıyla elektrik arızası sonucu
oluşan yangın ve kazan dairesindeki patlama sonucu çıkan yangın
ile oluşsaydı cevaplarınız değişir miydi? Gerekçeleriyle yazınız.
5. Bütün taşımalar için konişmento düzenlenmesi halinde, taşıyıcı­
nın bu taşımalardan A,,ya ait taşıma için "başlangıçtaki elverişsiz­
likten sorumlu değilim,,, B'ye ait taşıma için "istiflemeden doğan
zararlardan sorumlu değilim,,, C ve F,,ye ait taşımalar içinse, "yük-
ler güvertede taşınabilir,, kayıtlarını koyması veya konişmentolara
Tnin adının yazılmaması halinde bunların sorumluluğuna etkisini
gerekçesiyle ayrı ayrı belirtiniz.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 375

" Navlun Sözleşmesi


" Yükleme Süresi
" Zıya ve Hasar
" Taşıyanın Sorumluluğu
" Konişmento Kayıtları
" Canlı hayvan Taşıması

Güven adlı geminin maliki olan A, B ile 6 ay süreyle gemisinin kullanımı konu-
sunda anlaşmıştır. Bu sözleşmenin hükümlerine göre kaptan ve gemi adamları
B'nin emrindedirler. B bundan sonra C ile İstanbul-Amsterdam arası pamuk yükü-
nün 4 sefer taşınması konusunda geminin 2 ile 6 arası ambarlarının kullanımı
konusunda anlaşmış, D ile ise buğday yükünün Nice götürülmesi konusunda 7 ile
1O arası ambarlarının kullanımı konusunda anlaşılmıştır. Bunun dışında E ve F'nin
ortak yükü olan 500 küçükbaş hayvanının Hamburg'a taşınması ile G'nin 1000
varil klor yükünün Portoya taşınması konusunda anlaşmıştır.
Kaptan, Cnin yükünü konişmento düzenleyerek liman antreposunda teslim
almış,gemiye yüklemeden önce pamuklarda pis bir koku fark etmiş, bu hususu bir
ihbar notu ile Cye bildirmiştir.
D'nin yükünün 05.12.2014 tarihinde yüklenmesi gerekirken, karayolundaki
zincirleme kaza nedeniyle, 06.12.2014 tarihinde limana gelmiş ve ancak
09.12.2014 tarihinde yüklenebilmiştir.
Gemi seyrüfesere çıkmadan önce, küçükbaş hayvanların yüklendiği 12 numara-
lı ambardaki ısıtma tertibatı bozulmuştur. Bu nedenle yüklenen hayvanlar seyrüse-
fere çıkmadan önce birçoğu hastalanmış, seyrüsefer esnasında 50 kadarı telef
olmuştur.

Buğday yükünün bulunduğu ambarlar ile klor yükünün bulunduğu ambarın


yan yana olması nedeniyle seyrüsefer esnasında aşırı sallantı varillerin çarpışıp açıl­
masına ve yan ambara sızarak bir kısım buğdayın klorlanmasına neden olmuştur.

Seyrüsefer esnasında geminin pamuk yükünün bulunduğu ambarda elektrik


kontağından yangın çıkmış ve pamuk yükünün bir kısmı yanmış, bir kısmı da
islenmiştir.
376 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

1. Olaydaki sözleşmelerin niteliklerini ve sözleşmelerdeki tarafları


deniz ticaret hukuku açısından gerekçeleriyle açıklayınız.
2. D'nin yükünün zamanında yüklenmemesi halinde B'nin nasıl ha-
reket edeceğini ve bu hareket haline göre, neler talep edebilece-
ğini, hareket durumuna göre gerekçeleriyle açıklayınız.

3. Olayda meydana gelen zararları, bu zararlardan kimin ne şekilde


sorumlu olduğu, sorumluluğun sınırlarını ve bu sorumluluktan
kurtulma imkanı olup olmadığını ayrıntılı olarak açıklayınız.
4. Tüm taşımalar için konişmento düzenlendiği durumda, Cnin yükü
için, "gemi adamlarının kusurlarından sorumlu değilim" D'nin yü-
kü için "güvertede taşınabilir", Eve F'nin ortak yükü için "başlan­
gıçtaki elverişsizlikten sorumlu değilim" ve G'nin yükü için " tali-
mata dayalı hatalı manevradan sorumlu değilim" kayıtları koyma-
sı halinde bu kayıtların etkisini gönderilenin üçüncü kişi olması
veya olmaması durumuna göre değerlendiriniz.
5. Gemide yangın çıkması ve bunun küçükbaş hayvanları telef etme-
si söz konusu olsaydı ve ya gemi bir başka geminin ve yükünün
kurtulması için kurtarma çalışması yaptığı sırada ters bir manevra
ile klor yükünün bulunduğu ambar yara alıp tüm klor varilleri de-
nize dökülseydi her iki hal için de sorumluluk hakkında ne söyle-
nebilirdi? Gerekçeli olarak açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 371

'" Navlun Sözleşmesi


'" Starya-Sürastarya, Sürastarya Borçlusu
'" Zıya ve Hasar
'" Taşıyanın Sorumluluğu
'" Zarara Neden Olan Olayın Niteliği

'" Boşaltmadan Sorumluluk

D maliki olduğu, deniz taşımacılığında kullandığı Kasırga gemisini Aya 12 ay-


lığına bırakmak konusunda bir sözleşme yapmıştır. Bu sözleşmeye göre geminin
yakıt, kumanya ve her türlü işletme masrafları Aya aittir. A kullanımına bırakılan
gemi ile İstanbul-Newyork arasında seferler yapmakta ve kendine ait yükleri taşı­
maktadır. Bu esnada B ile geminin 3,4,5 ve 6 numaralı ambarlarının 6 ay süreyle
yine İstanbul-Newyork arası tahsis edilmesi konusunda anlaşmıştır. Ayrıca C ile
1000 fıçı zeytinyağı yükünün Barcelona'ya taşınması konusunda anlamıştır. B ise,
E ile kesme çiçek yükünün Marsilya'ya, F ile ise pamuk yükünün Manchester lima-
nına 2 seferde taşınması konusunda anlaşmıştır. B ise kendine ait beyaz eşya yü-
künün gemiye yüklemiştir.
İstanbul Newyork arası seyrüsefere çıkmadan önce, geminin 6 numaralı amba-
rı elektrik arızası yapmış ancak çok üzerinde durulmamıştır. Fakat yolculuk baş­
ladıktan sonra söz konusu elektrik arızası kontak yaparak yangın çıkarmış ve
ambarda bulunan kesme çiçekler yanmıştır. Yine yolculuk başladıktan sonra mey-
dana gelen fırtına sırasında 4 numaralı ambarın kapağının açık unutulması nede-
niyle yağmur suyu ambara dolmuş ve pamuk yükünün su yemesine neden olmuş­
tur. Bu arada Cye ait zeytinyağı fıçıları iyi istiflenmemiş, fırtına sırasında sağa
sola savrulma nedeniyle 150 fıçı çatlamış ve sızdırmıştır.
Aya ait Newyork'a giden dökme buğday yükünün ise fırtına da ambara yol bu-
lan fareler tarafından bir kısmı yenilmiştir.

1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini, ayrıca her bir ta-


rafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını yazınız.

2. Kasırga gemisi 29.11.2015 tarihinde limana varmış ve aynı gün


hazırlık ihbarı B ye gönderilmiştir. Navlun sözleşmesine starya sü-
1
378 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

resi 4 gün sürastarya ücreti ise günlük 500 USD'dir. Kocaeli'nden


gelen B'ye ait yükler yoldaki bir kaza neticesi gecikmiş ve yükleme
01.12.2015 tarihinde başlamış, 03.12.2015 tarihine kadar ise ge-
mi adamlarının limandaki gazdan zehirlenmesi nedeniyle yükle-
me başlamamış ve 05.12.2015 tarihinde yükleme bitirilebilmişse,
acaba B sürastarya ücreti ödemekle yükümlü müdür? Ne kadar?
3. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu
zararlardan kimin sorumlu olduğunu ya da olmadığını, gerekçele-
riyle beraber yazınız.
4. E'nin yüküne gelen zararın, kazan dairesindeki patlama sonucu
çıkan yangın ile oluşsaydı, C'ye ait yükün zararının ise geminin
yolculuk sırasında hatalı manevrası sonucu olmuş olması halinde
cevaplarınız değişir miydi? Gerekçeleriyle açıklayınız.

5. C ile E'nin yükleri için konişmento düzenlenmiş ve bu konşimen­


tolara FIOST kayıtları koyulmuş olsaydı, taşıyanların sorumlulukla-
rı bakımından bir değişiklik olur muydu?

8. A'nın Newyork'a sağ salim getirdiği B'ye ait beyaz eşyaların, gön-
derilenin gelmemesi ve liman nizamnamesi gereği ardiyeye bıra­
kılması sonucu ardiyede kaybolmalarından A sorumlu mudur?
Gerekçesiyle ve ayrıntılı olarak açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 379

'" Gemi Kira Sözleşmesi, Navlun Sözleşmesi


'" Teknik Kusur-Ticari Kusur
'" Taşıyamn Sorumluluğu,
'" Sorumluluktan Kurtulma

A deniz taşımacılığında kullanmak üzere satın aldığı Mavi isimli gemisinin kul-
lanımını ekonomik sebeplerle bir başka kişiye bırakmak istemektedir. Bunu amaç-
layan bir sözleşme akdetmek üzere B ile bir araya gelen A bir sözleşme yapmış ve
bu sözleşmenin geçerlilik süresi 48 ay olarak tespit edilmiştir.
B'nin Mavi isimli gemi ile yürüttüğü faaliyetler esas itibariyle deniz üzerinde
eşya taşımacılığıdır. Gemiyi bu amaçla kullanacak olan B, ilk seferinde İzmir Li-
manı'ndan yüklediği yükleri, çeşitli Akdeniz limanlarını dolaşarak teslim etmek
niyetindedir.
B ve X Gıda A.Ş. arasında yapılan sözleşmeyegöre, şirkete ait 1O ton un ge-
minin 1, 2 ve 3 numaralı ambarlarında taşınacak ve taşıma işlemi 2 seferde ta-
mamlanacaktır. Yüklerin boşaltılacağı yer Atina limanıdır. Teslim alacak ise X
Gıda A.Ş'nin %1 OOüne sahip olduğu Atina'da kurulu bir şirkettir. B ve Y Elektronik
A.Ş. arasında akdedilen sözleşmeye göre ise 1000 adet LCD televizyon Liverpool
limanında gönderilene teslim edilecektir.

Gemi, İzmir'den yola çıkmadan önce dümen tertibatında bir arıza olduğu fark
edilmişse de alelacele yapılan bir tamir sonucu tertibatın tekrar işler hale geldiği
görülmüş ve konunun üzerinde fazlaca durulmadan yola çıkılmıştır. Yola çıkıldık­
tan bir süre sonra dümen tertibatında bir kilitlenme yaşanmış ve arızanın tekerrür
etmesiyle geminin kontrolü kısa bir süre için kaybedilmiş ve bu esnada da Atina
açıklarında yer alan bir petrol platformu ile şiddetli bir çarpışma yaşanmıştır.
Çarpışmanın etkisiyle Y Elektronik A.Ş. 'nin yükünün yarısı devrilerek kırılmıştır.

Gemi, söz konusu kazayı atlattıktan ve gerekli onarımları yaptırdıktan sonra


yoluna devam etmiştir.
Geminin seyri esnasında ve Sicilya açıklarında bir firtına başlamış ve aşırı yağı­
şın da etkisiyle açık unutulan kapak ve kapılar sebebiyle güvertede biriken su am-
barlara inerek un yükünün ıslanmasına yol açmıştır.
B ve K Haberleşme Ltd. Şti. arasında yapılan sözleşmeye göre ise 10.000 adet
cep telefonunu 15.12.2016 tarihinde Barcelona limanında gönderilene teslim
380 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

edilecektir. Ancak, yaşanan çarpışma sebebiyle bir süre geminin seyrinin durmuş
olması yüklerin bu vakitte teslim edilememesi sonucunu ortaya çıkarmıştır.

80RULAR:
1. Olaydaki sözleşmeleri, sözleşmelerin çeşitlerini kısaca açıklayınız,
ayrıca her bir tarafın deniz ticaret hukuku açısından sıfatını belir-
tiniz.
2. Olaydaki her bir yük için meydana gelen zararın niteliğini ve bu
zararlardan kimin sorumlu olduğunu ya da neden olmadığını, ge-
rekçeleriyle beraber açıklayınız.
3. Mavi" isimli gemi 20.12.2016 tarihinde İzmir limanına varmış ve
aynı gün hazırlık ihbarı Y Elektronik A.Ş.'ye gönderilmiştir. Navlun
sözleşmesine göre, starya süresi 5 gün, sürastarya ücreti ise gün-
lük 1.000 t'dir. İstanbul'dan İzmir limanına gelen Y Elektronik
A.Ş.'ye ait yükler yoldaki bir kaza neticesi gecikmiş ve yükleme
22.12.2016 tarihinde başlamış, 24.12.2016 tarihine kadar ise ge-
mi adamlarının limandaki yangında çıkan gazdan zehirlenmesi
nedeniyle yükleme devam edememiş, bu tarihte devam eden
yükleme 30.12.2016 tarihinde bitirilebilmişse, Y Elektronik A.Ş.
sürastarya ücreti ödemekle yükümlü müdür? Yükümlü ise ne
miktarda bir ödeme söz konusu olacaktır?
4. Y Elektronik A.Ş.'nin yüküne gelen zararın, yolculuk esnasındaki
safra atımı sırasında safraların ambara sızması sonucu, X Gıda
A.Ş.'ye ait yükün zararının ise geminin yolculuk sırasında hatalı
manevrası sonucu olmuş olması halinde cevaplarınız değişir miy-
di? Gerekçeleriyle gösteriniz.
5. B'nin Liverpool'a sağ salim getirdiği Y Elektronik A.Ş'ye ait sağlam
kalan televizyonların, gönderilenin eşyayı teslim almaya hazır
olduğunu bildirmesine rağmen gelmemesi ve liman tüzüğü gereği
ardiyeye bırakılması sonucu ardiyede kaybolmalarından B sorum-
lu mudur? Gerekçesiyle ve ayrıntılı olarak açıklayınız
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 381

., Gemi Mülkiyeti

A maliki olduğu tescilli gemiyi aşırı hasarı nedeniyle mülkiyetten feragat ama-
cıylaGökçeada yakınlarında terk etmiş, B bu gemiye iktisap kaydı ile el koymuş
sonra C'ye noter önünde satmış, A'nın ölümü üzerine devlet bu gemiyi mirasçıla­
rından talep etmiştir. A'nın mirasçıları gemiyi bu nedenle C'den istemektedirler.
Bu durumda geminin maliki kimdir? Devlet gemiyi isteyebilir mi?
382 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Bağlama Limanı

Merkezi İstanbul olan A limited şirketinin maliki olduğu Poyraz tankerinin se-
ferleri şirketin yurt dışı şubesinin olduğu Marsilya limanından idare edilmekte ise,
bu geminin hangi sicil dairesine tescil edileceğini ve geminin bağlama limanının
neresi olduğunu açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 383

" Gemi Sicili

Rotterdam gemi siciline kayıtlı bir geminin Türk vatandaşları olan A ve B tara-
fından müştereken iktisabı ve daha sonra bir Fransız denizcilik şirketine bir yıl
süreyle kiraya verilmesi halinde bu geminin Türk gemi siciline tescil edilip edileme-
yeceğini gerekçeli olarak açıklayınız.
384 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., Donatanın Sorumluluğu

İstanbul Boğazından geçen Rüzgar adlı gemi kaptanın yanlış rota takibi nede-
niyle karada bir yalıya çarparak yalıda hasara ve içeride bir kişinin yaralanmasına
neden olduğu gibi, gemide bulunan 250.000 TL'lik porselen yükünün zıyaına yol
açmıştır. Bu durumda Rüzgar adlı geminin donatanın verilen zararlardan sorumlu
olup olmadığını gerekçeli olarak açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 385

., Gemi İpoteği, Gemi Siciline Güven

A limited şirketinin müdürü şirkete ait bir gemi üzerinde bir yıllık akaryakıt
borcu olan 500.000 TL için gemi ipoteği kurmuştur. Ancak gemi ipoteği kurulma-
dan 2 gün önce şirket müdürü müdürlükten azledilmiş durumdadır ve bu durumu
ipoteği alan B bilmektedir. B ipotek kurulduktan bir hafta sonra ipoteği C'ye dev-
retmiş olup, C'nin bu durumda ipotek hakkını iktisap edip etmediğini gerekçeli
olarak açıklayınız.
386 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

e Geminin Milliyeti

Türk vatandaşı A'ya ait 200 grostonluk gemi, gemi siciline kaydedilmeksizin
Türk karasularında seyahat ederken, geminin sahibi ölmüş ve arkadaşı B tarafın­
dan gemi kullanılmaya devam edilmişse, B bu geminin maliki olabilir mi? Ne şe­
kilde gerekçeli olarak açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 387

" Gemi Sicili, Gemi Mülkiyeti, Gemi İpoteği

Gemi siciline kayıtlı Aya ait gemi, B'ye satılıp devredilmiş olsa, ancak sicilde
devre ilişkin kayıt gerçekleşmeden A'nın ölümü nedeniyle mirasçısı C tarafından
gemi sicilde üzerine geçirilip ve D lehine sicilde 200.000 TL'lik gemi ipoteği tescil
edilirse, geminin malikinin kim olduğunu ve D lehine ipotek hakkının doğup doğ­
madığını gerekçesiyle açıklayınız.
388 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

.. Gemi Sicili, Bayrak Çekme Hakkı

Toplam sermayesi 100.000 paya ayrılmış, 60.000 payının nama yazılı ve Tür-
kiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan kişilere ait olduğu bir Anonim Şirkete ait
ticaret gemisinin Türk gemi siciline kaydedilip kaydedilemeyeceğini geminin tona-
jını da dikkate alarak gerekçesiyle açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 389

.. Gemi Mülkiyetinin Geçişi

.. Do111atamn Soırumluhığu

A maliki olduğu Cemre adlı kuru yük gemisi için B ile aralarında satış için söz-
leşme yapılmış, henüz sicilde mülkiyet devredilmeden A, B'ye zilyetliği teslim et-
miştir. B zilyetliğindeki gemiyi İstanbul-İzmir arasında yük taşımak için kullanır­
ken, gemi İzmir limanında yanlış manevra ile önce bir başka gemiye sonra liman-
daki binalara çarpması sonucu diğer gemide ve liman binalarında maddi zarar
meydana gelmiş, aynı zamanda Cemre gemisindeki çarpma sonucu oluşan yarık­
tan petrol denize akarak kirlenme meydana getirmiştir.
Meydana gelen zararlardan kim ya da kimler hangi hükümler uyarınca sorum-
lu tutulacaktır. Açıklayınız.
390 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Gemi Kirası

" Donatanın Sorumluluğu

A maliki olduğu Bora adlı kuru yük gemisini bir yıl süreyle B'ye kiralamış, ara-
daki sözleşme sadece İstanbul-İzmir arasında yük taşımacılığı yapılmasına yönelik
olmasına rağmen, B gemiyi Atina-İstanbul arasındaki seferde kullanırken, geminin
bir başka gemiye çarpması sonucu diğer gemide maddi zarar meydana gelmiş,
aynı zamanda Bora gemisinin güvertesindeki kimyasal madde içeren variller deni-
ze düşerek kirlenme meydana getirmiştir.
Meydana gelen zararlardan kim hangi hükümler uyarınca sorumlu tutulacak-
tır. Açıklayınız.
Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 391

,. Donatanın Sornmiluluğu

İstanbul boğazından geçen M'ye ait Kahraman adlı gemi, kaptanın yanlış ma-
nevrasısonucu sürüklenerek, boğazdaki yalılardan birine çarpmış ve çarpışma
sırasında, taşınan
porselen yükü de kısmen zarar görmüştür. Bu durumda M'nin
hangi zararlardan kime veya kimlere karşı hangi sıfatla sorumlu olduğunu ve
sorumluluğunun hukuki niteliği ile varsa kurtulma hcillerini açıklayınız.
392 Deniz Ticaret Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Bağlama Limanı, Gemi Sicili

Merkezi İstanbul'da olan T Mobilya A.Ş'nin maliki olduğu Esmerim gemisinin


seferleri, şirketin şubesinin olduğu Selanik'ten idare edilmesi halinde bu geminin
hangi sicil dairesine tescil edilebileceğini ve geminin bağlama limanın neresi ola-
cağını gerekçeli olarak açıklayınız.
" Kasko Sigortası
" Sigorta Priminin Ödenme Şekli
" Sigorta Teminatının Kapsamı
" Sigortacının Rücu Haklarının Konmması

A, X sigorta şirketiyle kasko sigortası yaptırmış, sigorta primini ödeme borcu-


na karşılık X sigorta şirketine iki adet bono vermiştir. A'nın arkadaşı, B, bir hafta
sonu için aracı ödünç almıştır. B aracı bir otoparka park edip anahtarları otopark
görevlisine teslim ettikten sonra araç H tarafindan çalınmıştır. H araçla birlikte il
dışına doğru seyrederken aracın kontrolünü kaybetmesi sonucu bir trafik kazası
meydana gelmiş, araçta 20. 000 TL hasar oluşmakla birlikte kazada H hayatını
kaybetmiştir.

1. Sigortacı henüz bonoların vadesinin gelmemesi sebebiyle zarar-


dan sorumlu olmayacağını belirtmiştir. Sigortacı bu iddiasında
haklı mıdır? Neden?

2. Meydana gelen kazadan sigorta şirketi X'in sorumluluğu doğar


mı? H'nin ehliyetinin olup olmamasının buna bir etkisi olur mu?

3. X sigorta şirketinin zararını hemen karşılamayacağını düşünen A,


X sigorta şirketinin kasko sigortalarını reasürans yöntemiyle tek-
rar sigortalattığı Y sigorta şirketine başvurarak zararının tazminini
istemiştir. Y sigorta şirketi zararı tazmin etmeli midir? Neden?

4. Araç A'da iken A'nın bir kaza yaptığını ve bu kazada tüm kusurun
A'nın aracına çarpan C'ye ait olduğunu düşünelim. A bu durumda
bir bedel karşılığında C'yi ibra ederse, A'nın aracındaki hasarı taz-
min eden kasko sigortacısı, ödediği bedeli kusurlu C'den talep ede-
bilir mi? Halefiyet ilkesinin şartları çerçevesinde değerlendiriniz.
394 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

CEVAPLAR:
1. TTK m.1430 uyarınca sigorta primi nakden ödenmelidir. İlk tak-
sitin nakden ödenmesi şarhyla somaki primler için kambiyo senedi veri-
lebilir. Bu halde ödeme kambiyo senetlerinin tahsili ile gerçekleşir. An-
cak Yargıtayın yerleşik içtihadına göre, sigortacı primlerin senetle
ödenmesini kabul ettikten soma, senedin tahsilinden önce rizikonun
gerçekleşmesi halinde primin ödenmediğinden bahisle sorumluluktan
kurtulamayacakhr116 •
2.Kasko sigortası teminah kapsamına aracın çalınması veya çalın­
ma girişimi neticesinde uğradığı zararlar da girer. Ancak Yargıtay karar-
larında da değinildiği üzere, hırsızlık suçunun oluşması için başlangıçta
rızaya dayalı bir teslimin olmaması gerekir. Nitekim böyle bir durumda
emniyeti suiistimal suçu oluşur ve bu da kasko sigortası kapsamı dışın­
dadır. Örneğin aracı sahn alacak kişilere deneme sürüşü için teslim edil-
diğinde bu kişilerce aracın çalınması hali, kasko sigortasının kapsamı
dışındadır.

Olayımıza döndüğümüzde ise A ile B arasında bir ödünç sözleşmesi,


B ile otopark işletmesi arasında da bir vedia sözleşmesinin olduğu gö-
rülmektedir. Çalınma fiili B veya otopark işletmesinde çalışan bir şahıs
tarafından gerçekleştirilmiş olsa, doğacak zarar kasko sigortası kapsamı­
na dahil olmayacakhr. Ancak çalınma fiili üçüncü bir kişi olan H tarafın­
dan gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla bu fiilin neticesinde ortaya çıkan
zarar kasko sözleşmesi kapsamındadır.
Sorunun ikinci kısmına geldiğimizde, normal şartlar alhnda kasko si-
gortası yapılan araçta meydana gelen hasarın sigorta kapsamında sayıl­
ması için aracın ehliyetli kişiler tarafından kullanılırken hasara uğramış
olması gerekir. Bu kuralın istisnası ise aracın çalınmasıdır. Zira sigorta
ettirenin rızası dışında aracı kullanan ve hasara neden olan kişilerin ehli-
yetli olması sigortacının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacakhr.

116
Y. 11. HD. T. 25.11.1999, E. 1999/7760, K. 1999/9519; "Davalı sigorta şirketinin prim
karşılığı olan vadeli bonoyu kabul edip, poliçe teminatının ödeme tarihinde başladığını sa-
vunması vade tarihine kadar olan dönem için aracın sigorta teminatından yoksun kalması
sonucunu doğuracağından davalı sigortacının bu davranışı MK.nun 2.maddesindeki iyini-
yet kuralları ile bağdaşmaz. O halde davacının aracının bonoların vade tarihine kadar si-
gorta teminatı altında olduğunun kabulü gerekir." Aynı yönde bkz. Y. 11.HD. T.
16.11.1990, E. 1990/7193, K. 1990/7312 (www.kazancı.com).
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 395

3. Reasürans, sigorta şirketinin sigorta ettiği menfaati reasürans şir­


ketine tekrar sigorta ettirmesidir. Ancak belirtmek gerekir ki reasürans
sözleşmesinin sigorta ettirenle bir bağlanhsı yoktur. Zira reasüransta,
sigortacı sigorta kapsamındaki bir hasarı tazmin ettikten sonra, reasü-
rans yaphğı kısım oranında reasürans şirketine başvurur. Dolayısıyla
reasürans yapılması sigortacının, sigorta ettirene karşı sorumluluğunu
ortadan kaldırmaz. (TTK m. 1403) Olayda A, sigortacısı olan X şirketi
dururken, reasürans yapılan Y sigorta şirketine karşı herhangi bir talepte
bulunamaz. Y'nin X'e karşı herhangi bir tazmin yükümlülüğü bulun-
mamaktadır.

4. Sigortalı rizikonun meydana gelmesinden sonra, henüz sigortacı


zararı karşılamadan, zarar veren üçüncü kişiyi ibra edecek olursa sigorta
şirketineherhangi bir dava hakkı geçmeyecektir. Bu halde sigorta şirketi
tazminat miktarını sigortalısına ödedikten sonra, üçüncü kişi kusurlu
dahi olsa sigorta şirketi bu kişiye rücu edemeyecektir.
Ancak sigorta şirketi, sigortalısına ödeme yaphktan sonra, ödeme
anından itibaren, sigortalısının yerine geçeceğinden, bundan sonra sigor-
talının karşı tarafı ibra etmesi, sigortacının halefiyet hakkını engelleye-
meyecektir.
Olayda A, henüz sigorta şirketinden kendisine bir ödeme yapılmadan
C ile bir bedel karşılığında anlaşıp C'yi ibra etmiştir. Bu durumda sigorta
şirketi A'nın hasarını tazmin ettikten sonra C'ye karşı rücu imkanını
kaybetmiştir. Zira A'nın zararı giderildiği an A'nın haklarına halef olan
sigorta şirketi için, ortada A'nın açabileceği bir dava olınadığı için, hale-
fiyetin bir sonucu oluşmayacakhr. Ancak burada A'nın aynı zarar kap-
samında zararı aşan ölçüde bir zenginleşmesi söz konusudur. Bu durum
zenginleşme yasağının ihlali olup, TTK m. 1448 hükümlerine göre sigor-
ta şirketinin A'ya, kusurlu şahsa rücu edebileceği oranda başvurabilmesi
gerekir.
396 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

• Sigortacının Tazminatı Ödeme Yükümlülüğü


" Fazla Tazminat Ödemelerinin İadesi
" Sigortacının Halefıyeti

Göz doktoru olan M, özel muayenesinde kullanmak üzere yurtdışından bir lazer
cihazı satın almış ve bu cihaz için T sigorta şirketi ile taşıma sigortası yaptırmış,
poliçede sigortalanan makinenin sigorta bedeli ve primlerin yabancı para üzerinden
ödeneceği belirlenmiştir. M'nin satın aldığı cihazı taşıyan araç, sürücü S'nin hatası
nedeniyle yolda kaza yapmış, kaza sonucunda sürücü hayatını kaybederken, araçta-
ki cihaz 5.000 Euro'luk zarar görmüştür. M aynı zamanda eski otomobilini arkada-
şı K' ya satmış, satıştan itibaren bir hafta geçtikten sonra K, münhasıran aldığı
alkolün etkisiyle kaza yapmıştır. T sigorta şirketi, M'ye kazada kusurlu olan aracın
halen M adına olan zorunlu trafik sigortası kapsamında olduğunu ve bu araçla
alkollü olarak gerçekleştirilen trafik kazası dolayısıyla, sigorta şirketi tarafindan
zarar gören diğer tarafa ödenen miktarın rücuen M'den istendiği bildirilmiştir.

SORULAR:

1. Olayın üzerinden 50 gün geçmesine rağmen taşıma sigortasının


sigortacısı,
M' ye herhangi bir ödemede bulunmamıştır. M'nin bu
zararı tazminin istemesi için neler yapması gerekir? M, zararın
tazmini dışında başka bir talepte bulunabilir mi? Nasıl?
2. Sigorta şirketi M'nin zararını karşılarken, poliçe düzenleme tari-
hindeki kur üzerinden fazladan ödeme yapmıştır. Kusurlu olan
S1 nin mirasçılarından da M'ye fazladan ödemiş olduğu bedeli rücu
etmek istemiştir. Ancak S'nin mirasçıları, EURO para biriminin,
tazminatın ödendiği gün Türk Lirasına göre daha az değerli oldu-
ğunu ve borçlarının ancak T şirketinin. M'ye ödeme yaptığı gün
için geçerli EURO / TL parametresince istenebileceğini savunmuş­
tur. Bu durumu sigorta sözleşmelerinde halefiyet ilkesi prensibi
çerçevesinde tartışınız.
3. Sigortacı rücu talebinde bulunurken, kusurlu S'nin mirasçıların­
dan olay tarihinden itibaren faiz istemiştir. Sigortacının bu talebi
haklı mıdır? Neden ve nasıl?
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 397

S'nin mirasçıları, T sigorta şirketinden zorunlu trafik sigortası kap-


samında destekten yoksun kalma tazminatı talep etmişlerdir.
S'nin mirasçıları bu taleplerinde haklı mıdırlar? Neden?
5. Sigortacının rücu talebine karşı M bu talebi reddetmiştir. Zira
aracınıdevrettikten bir hafta sonra, kendisinin işleten sıfatını ta-
şımamasına rağmen, kendisine rücu edilmesinin mantık dışı oldu-
ğunu iddia eden M'nin gerekçesi doğru mudur? Neden?

CEVAPLAR:

1. Sigorta tazminatı veya bedeli rizikonun gerçekleşmesinden itiba-


ren ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigorta-
cının araştırmaları bitince ve her halde sigortacıya yapılacak olan ihbar-
dan 45 gün sonra muaccel olur. Can sigortalarında ise bu süre 15 gündür
(1427/2).

Sigorta şirketi tazminat talebine rağmen bu 45 günlük süre içinde


ödeme yapmazsa aynca bir ihtara gerek kalmadan temerrüde düşer ve
temerrüt faizi ödemek zorunda kalır. Tazminat tutarını ödemekte geci-
ken sigortacı, temerrüt faizi dışında, faizle karşılanamayan munzam
zararı da tazmin etınek zorundadır. Nitekim Sigortacılık Kanununda
sigorta tazminatını iyiniyete aykırı olarak geciktiren sigortacının, karşı
tarafın uğradığı her türlü zararı tazmin etınek zorunda olduğu belirtil-
miştir(m.32/3).

TTK ya göre sigortacının araştırmaları üç ay içinde tamamlanamazsa,


tazminattan veya bedelden mahsup edilmek üzere hasar miktarının veya
bedelin en az yüzde ellisini avans olarak öder.

2. Sigortacının halefiyet hakkının, ödenen ve gerçek zararı aşma­


yan miktarlar sınırlı olduğu göz önüne alınmalıdır. Sigortacı, zarar
görene, ödemesi gereken gerçek zarar miktarından fazla bir ödemede
bulunmuşsa, rücu edeceği kusurlu şahıstan bu fazlalığı talep edemez 117 •
Diğer bir deyişle sigortacı kendi sigortalısına gerçek zarardan fazla
tazminat ödemesinde bulunsa dahi, TTK m.1472/1' deki halefiyet hakkı,
ancak gerçek zararın tazmini tutarında olacaktır. Fazladan ödenen
tazminat istenemez.

Y.11. HD. T. 25.01.2010, E. 2008/9320, K.2010/663 (www.kazancıcom).


117
398 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

Olayda sigorta şirketi, makinenin zarar gördüğü andaki kur oranında


ödeme yapması gerekirken, sözleşme tarihinde daha yüksek olan kur
üzerinden ödeme yapmışhr. Ancak sigorta şirketi, sadece gerçek zarar
miktarı kadar halefiyete başvurabileceği için, fazladan yaphğı ödemeyi
S'nin mirasçılarından talep edemez. Kusurlu olan S'nin mirasçılarının
savunmaları haklıdır.

3.Halefiyet prensipleri çerçevesinde, sigortalıya ödemede bulunan


sigortacı faize de hak kazanır 118 • Önemli olan nokta, zarardan sorumlu
olanın faiz ödeme yükümlülüğünün olay tarihinden itibaren değil, sigor-
ta şirketinin sigortalısına ödeme yaphğı tarihten itibaren başlamasıdır 119 .
Ancak sigortalısının zararını karşılayan sigortacı, kusurlu olan şahsın
sigortacısına rücu edecekse, faiz talebine hak kazanmak için usulüne
uygun şekilde ihtarname çekmesi gerekir.
Zira zarar sorumlusunun sigortacısına karşı açılan rücu davasında,
önceden ihtar çekilmemişse, temerrüde dava tarihinde düşülmüş olur ve
faiz de dava tarihinden sonra işlemeye başlar.

4.ZMMS kapsamında, sürücünün bizzat kazayı gerçekleştiren kişi


olması sebebiyle, kendi yaphğı kazadan doğan zararı talep edememesi
doğal olduğu gibi, sürücünün ölmesi halinde yakınlarının da aracın tra-
fik sigortacısına başvurarak tazminat talebinde bulunamamaları gerekir.
Ancak uygulamada ölen sürücünün yakınlarının talep ettikleri destekten
yoksun kalma tazminah, sürücünün kendisinin değil, yakınlarının uğ­
ramış olduğu zarar niteliğinde kabul edildiğinden (yani yansıma zarar)
trafik sigortasının kapsamında olduğu kabul edilmekteydi. Yargıtay'ın
son yıllarda verdiği kararlar da bu yöndeydi. Nitekim Yargıtay' a göre
işletenin yakınlarının uğradığı destekten yoksun kalma zararlarının tra-
fik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında olduğuna dair açıkça bir
düzenleme bulunmamaktaydı. Ancak bununla beraber son ZMMS GİŞ
değiştirilerek A.6 maddesinde (d) bendine "Destekten yoksun kalan hak

Y.11 HD. T. 19.01.2006, E. 2005/206, K. 2006/267 (www.kazancı.com)


118

119
Y 11. HD. T. 25.04.2016, E. 2015/14274 K. 2016/4570 "Mahkemece, sigorta poliçesi ile
sigortalı bulunan kaza sonucunda zayi olduğu, davacı ... şirketinin, zarar gören dava dışı
... 'ye 18.12.2012 tarihinde 52.551,00 TL tazminat ödediği, davacının bu bedeli ödeme
tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte halefiyet hakkına istinaden zarara neden olan
davalıdan rücuen talep edebileceği gerekçesiyle, hesaplanan ......... TL icra inkar tazmi-
natının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. usul ve kanuna uygun bulunan hükmün
ONANMASINA ...."
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 399

sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek


tazminab talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının
sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna
denk gelen destek tazminab talepleri" teminat dışında olduğu belirtile-
rek, bahsettiğimiz taleplerin önü kesilmiştir.

5. Sorumluluk sigortalarında zarar görenlere tazminat ödeyen si-


gortacının daha sonradan sigorta ettirene rücu etmesi imkanı yoktur.
Ancak ZMMS genel şartlarında istisnai bazı durumlarda, sigortacı, zarar
görene ödediği tazminat miktarınca sigorta ettirene rücu edebilir. Bu
istisnai hallerden biri de aracın uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta
belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce alkollü içki
alınmak suretiyle kullanılması sonucu meydana gelen zararlardır
(ZMMS GİŞ m.B.4). Nitekim başka bir sorunun cevabında belirtmiş ol-
duğumuz gibi, Yargıtay bu noktada kazanın münhasıran alınan alkolün
etkisiyle gerçekleşmiş olmasını aramaktadır120 • Olayda böyle bir durum
mevcuttur. Ancak asıl problem, sigorta ettiren sıfabnı taşıyan şahsın
aracını devretmesi ve kaza ile hiçbir bağlanhsı olmamasına rağmen, rücu
davalarının muhatabı olabilmesidir.

Zira trafik sigortasında sözleşme süresi içinde işletenin değişmesi ha-


linde, sigorta sözleşmesi işletenin değiştiği tarihten itibaren onbeş gün
süresince her hangi bir işleme gerek kalmadan ve prim ödemeksizin yeni
işleten için de geçerlidir (ZMMS GİŞ m. C.4). Diğer bir deyişle aracı dev-
ralana yeni bir trafik sigortası yaphrmak için 15 günlük süre verilmiştir.
Bu süre içinde yeni işleten sözleşmeyi yenilemezse sigorta güvencesi
ortadan kalkacakhr. Ancak aracı devralanın bu 15 günlük süre içinde,
henüz sigorta sözleşmesini yenilemeden, trafik sigortasındaki rücu halle-
rinden birini gerçekleştirerek kaza yapması durumunda problem çık­
maktadır. Zira sigorta ettiren fiilen işletme sıfahnı kaybetmiş olsa dahi,
sigortacı nezdinde bu 15 günlük süre içinde rücu talebinin muhatabı
olarak yer almaya devam eder.
Olayımıza döndüğümüzde M'nin savunması haklı değildir. Aracı
devretmiş ve kaza da hiçbir rolü bulunmasa da, savunmanın bir karşılığı
bulunmamaktadır. Bunun sebebi trafik sigortacısının rücu talebini, ka-
zayı gerçekleştiren kişiye yöneltemeyecek olmasıdır. Zira sigortacı ile

120
Y.HGK.,T.23.10.2002, E.2002/11-768 K. 2002/840, Y.HGK.,14.12.2005, E.2005/11-624 K.
2005/713, www.kazanci.com.
400 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

kazayı gerçekleştiren kişi arasındabir sözleşme ilişkisi bulunmamakta-


dır. Aynca aracını
devredenin bu devir işlemini sigortacısına bildirerek
sözleşmeyi feshetmesi gerektiği söylenebilirse de bunu bir yükümlülük
olarak görmek olanaksızdır. Genel şartlarda bir düzenleme yapılmadığı
müddetçe bu hakkaniyete aykırı durum devam edecektir. Olayda M'nin
gerekçesi doğru olmakla birlikte pratikte bir işe yaramayacak ve K'nın
yol açhğı kazanın tazrninahnda sigortacının rücu talebinden kaçınama­
yacaktır.
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 401

" Kasko Sigortası


" Teminatm Kapsamı
" Eksik Sigorta
" Genel Şartlarda Teminat Dışmda Sayılan Haller
" Sigortacmm Rücu Hakkımn Korunması Yükümlülüğü

S, otomobili için X şirketiyle, Z acentesi vasıtasıyla


08.05.2016 tarihinde kas-
ko sözleşmesi yapmıştır. Sözleşmede aracın değeri 100.000 TL olarak gösterilmiş­
tir. S, eşi E ve arkadaşı A ile birlikte bir eğlence mekanında alkol aldıktan sonra
eve giderken, başka bir aracın çarpması sonucu aracın arka tamponu zarar gör-
müş, aracına çarpıp kaçan şahsın peşine düşen S, hız sınırını bir hayli aşmıştır. Bu
sırada S bir kavşakta kendisine kırmızı ışık yandığı halde geçiş yapan bir aracı,
alkolünde etkisiyle tam olarak fark edememiş, yakın mesafeden ani fren yapınca
yağışlı havanın da etkisiyle araç kayarak yoldan çıkmış ve Y'nin aracına çarpmış­
tır. Kazada Y, 1O gün hastanede kalacak şekilde yaralanmış, A'nın aracındaki E
ölmüş, A ise bacağını kaybetmiştir.

1. Tazminat talebi karşısında X sigorta şirketi araç sigortaları alanın­


da ruhsatının iptal edildiğini, dolayısıyla ilgili kazadan bir sorumlu-
luğunun doğmayacağını, kaldı ki sözleşmeye aracılık eden acen-
tenin ruhsat iptalini A'ya haber vermesi yükümlülüğünün bulun-
duğunu iddia ederek zararı tazmin etmeyeceğini belirtmiştir. X si-
gorta şirketinin iddialarını değerlendiriniz
2. Aracın gerçek değerinin 80.000 TL olduğu anlaşıldığında bunun
20.000 TL'lik hasarın tazmin edilmesinde etkisi ne olacaktır?

3. Aracın X sigorta şirketinden sonra Y sigorta şirketine de aynı be-


delle sigortalanması ve rizikonun gerçekleşmesi durumunda si-
gorta şirketlerinin hangi durumlarda ve ne ölçüde sorumlulukları
doğar?

4. X sigorta şirketi ilk kazada meydana gelen kazadaki zararı tazmin


edeceğini, ancak ikinci kazada alkollü araç kullanmanın etkisinden
402. Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

dolayı durumun teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek


ödeme yapmaktan kaçınmıştır. X sigorta şirketinin bu iddiası ye-
rinde midir? Neden?
5. E'nin ölümü ve A'nın bacağını kaybetmesi zararlarında kim nere-
den hangi taleplerde bulunarak bu zararları tazmin ettirebilir?
A'nın zararını hatır taşımacılığı çerçevesinde cevaplandırınız.

8. A'nın, aracında süresi bitmiş bir zorunlu mali mesuliyet sigortası


bulunması halinde Y uğradığı zararı tazmin ettirebilir mi? Nasıl?

7. A'nın hatasız olduğu ilk kaza bakımından, hatalı olan sürücü ile
anlaşıp onu ibra etmesi ihtimalinde sigorta şirketinin A'ya aracı­
nın hasarınıödedikten sonra, kazaya sebebiyet veren şahsa rücu
edip edemeyeceğini değişik ihtimallere göre tartışınız?

CEVAPLAR:
1. Olayda sigortacının aydınlahna yükümlülüğü tarhşılmalıdır.
TTK m.1423 uyarınca sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurul-
masından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şarhyla kurulacak
sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalı­
nın özel olarak dikkat ehnesi gereken hükümleri, sigorta ettirene bildirme-
lidir. Bu yükümlülüğün sözleşmenin devamı boyunca dürüstlük kuralları
çerçevesinde devam ehnesi gerekir. Kanunda her ne kadar bu yükümlü-
lüğün sigorta acentesi için de geçerli olduğu belirtilmişse de, acente si-
gortacının yardımcısı konumundadır 121 . Dolayısıyla acenteden kaynaklı
eksik bildirim halinde sigortacının sorumluluğu ortadan kalkmaz122 .
Nitekim sigortacı, sözleşmeye
konu sigortaya ilişkin mevzuatta mey-
dana gelen değişiklikler başta
olmak üzere; iflas veya tasfiyesini, ilgili
branşlarda yapılan ruhsat iptallerini, sigorta ettirene veya sözleşmeden
menfaat sağlayacak kişilere, en geç on iş günü içinde bildirmelidir. (SSBİY
m.10)
Yukarıdaki açıklamalar karşısında olayda sigorta şirketinin iddiaları­
nın bir dayanağı bulunmamaktadır. Sigortacının zararı tazmin yükümlü-
lüğü bulunmaktadır.

Mertol Can, Türk Özel Sigorta Hukuku, 2.Baskı, Ankara 2009, s.237.
121

Mehmet Özdamar, Sigortacının Sözleşme Öncesi Aydınlatma Yükümlülüğü, Ankara 2009,


122

s.106.
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 403

2. Sigorta bedelinin sigorta konusu menfaatin gerçek değerinden


fazla olması halinde aşkın sigorta gündeme gelir. Aşkın sigorta kasten
veya ihmalen ortaya çıkabilir. Sigorta konusu malın kasıtlı olarak değe­
rinin fazla gösterilmesi halinde genellikle kötüniyet söz konusudur. Ni-
tekim böyle durumlarda sigorta ettiren sigorta konusu mala kasten zarar
vererek daha fazla tazminat almak isteyebilir. Rizikonun kasıtlı olarak
yapıldığının ispah güç olduğundan sigortacı gereğinden fazla tazminat
ödemek zorunda kalabilir. Ancak rizikonun kasıtlı olarak gerçekleştiril­
diği ispat edilirse sigortacının tazminat ödeme borcu ortadan kalkacağı
gibi önceden aldığı primleri de iade etmeyecektir (TTK m.1429).
Ancak aşkın sigorta hata ile yapılmışsa sigortacı sözleşmeyi feshede-
mez. Sigortacının zarardan fazlasını ödemeyeceği (zenginleşme yasağı)
kuralı karşısında, sigortacı gerçek zararı ödeyerek prim farkını geri ve-
rir123. Aşkın sigorta halinde eksik sigortada olduğu gibi proporsiyon ku-
ralı uygulanmaz. Sigorta bedeli sigorta olunan menfaatin değerinin üs-
tünde ise, aşan kısım geçersizdir.
Bu durumda olayda belirtilen gerçek zarar olan 80.000 TL. sigortacı
tarafından karşılanabilir.

3. Değerinin tamamı sigorta olunan bir menfaat, sonradan aynı ve-


ya farklı kişiler tarafından, aynı rizikolara karşı, aynı süreler için sigorta
ettirilemez. Zira TTK'ya göre çifte sigorta yasakhr. Ancak üç halde bu
yasağın istisnaları oluşur buna göre;

Sonraki ve önceki sigortacılar onay verirlerse; bu takdirde, sigorta


sözleşmeleri aynı zamanda yapılmış sayılarak riziko gerçekleştiğinde
sigorta bedeli müşterek sigorta oranında sigortacılar tarafından ödenir.
Sigorta ettiren, önceki sigortadan doğan haklarını ikinci sigortacıya
devir veya o haklardan feragat etmişse (bu takdirde, devir veya feragatin
ikinci sigorta poliçesine yazılması şarttır; yazılmazsa ikinci sigorta sözleşmesi
geçersiz sayılır.)
Sonraki sigortacının, ancak önceki sigortacının ödemediği tazminat-
tan sorumluluğu şart kılınmış ise (bu halde önceden yapılmış olan sigortanın
ikinci sigorta poliçesine yazılması gerekir; yazılmazsa, ikinci sigorta sözleşmesi
geçersiz sayılır.)

Rayegan Kender, Türkiye'de Hususi Sigorta Hukuku, Güncelleştirilmiş On Birinci Baskı, 12


123

Levha Yayınları, İstanbul 2011, s. 301.


404 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

4.Kasko sigortasında sigorta konusu menfaat, motorlu araçların


kısmen ya da tamamen hasar görmesi olasılığıdır. Aracın bir yere çarp-
ması çalınması gibi sebepler riziko kapsamında olduğu gibi harici ve ani
etkiler sonucu gerek hareket halinde gerekse dururken meydana gelen
hasarlar da sigorta kapsamındadır.
Alkol veya uyuşturucu madde alarak araç kullanılması halinde sü-
rücünün sırf alkollü olması veya uyuşturucu maddenin etkisiyle kaza
yapmasından kaynaklanan hasarlar teminat kapsamı dışındadır. Diğer
bir deyişle sürücünün alkollü olması, zararı tek başına teminat dışında
bırakmaz. Aynı zamanda bu zarar sırf alkolün etkisiyle meydana gel-
melidir.
Yağışlı havanın etkisiyle aracın kayması, kırmızı ışıkta geçen bir araca
çarpmamak için aracın yoldan çıkarak başka bir araca çarpması gibi du-
rumlarda, sürücü alkollü olsa dahi kazanın sırf alkolün etkisinden dolayı
meydana geldiğini söylemek doğru olmayacakhr. Yargıtay'ın yerleşik
görüşü de bu yöndedir124 .

Bu bilgiler ışığında olaya bakhğımızda X sigorta şirketinin ikinci ka-


zada alkollü araç kullanmanın etkisinden dolayı durumun teminat kap-
samında olduğu iddiası yerinde değildir. Zira kaza münhasıran alkolün
etkisiyle meydana gelmemiştir. Kazada yağışlı havanın ve kırmızı ışıkta
geçen aracın etkisi bulunmaktadır. Dolayısıyla X, zararı tazmin etmek
durumundadır.

5.
Konu olan zararlar şahısların vücut bütünlüğüne yönelik oldu-
ğundan kasko sigortasının kapsamına girmez.

Olaya ZMMS kapsamında bakıldığında, olay esnasında araçta bulu-


nan E ve A, hahr taşıması çerçevesinde herhangi bir bedel ödemeden
seyahat etmektedirler. Bu şahıslara gelen bedensel zararlar, sigorta genel

Y. HGK., T. 07.04.2004, E. 2004/11-217, K.2004/212 sayılı ilamı (www.kazancı.com). Aynı


124

yönde başka bir Yargıtay kararında ise; Dava konusu olayda sigortalı araç sürücüsünde
tespit edilen 3,0 promil alkol, ciddi bir oran ise de, mahkemece, aralarında nöroloji uzmanı
da bulunan bilirkişi kurulundan dava konusu trafik kazasının, sürücünün münhasıran aldığı
alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediği ve sigortalı araçtaki hasarın sigorta teminatın­
da kalıp kalmadığı, sigorta teminatında kalması halinde davacının isteyebileceği hasar
miktarının belirlenmesi açısından rapor alınması gerekirken, yazılı gerekçe ve eksik ince-
leme ile davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir"
denilmiştir'' Y. 11. HD, T. 19.10.2007 E. 2006/5889, K. 2007/13066 (www.kazancı.com).
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 405

şartlarında teminat dışı


kalan haller içinde sayılmadığından, teminat
kapsamında sayılmalıdır. Nitekim Yargıtay'ın tutumu da bu yöndedir125 •

Olayda iki aracın da kusuru bulunduğu için her iki aracın trafik sigor-
tacı meydana gelen bedensel zararlardan kusurları oranında sorumlu
olacaklardır. E'nin ölümü dolayısıyla mirasçıları destekten yoksun kal-
ma tazminatı talep edebileceği gibi, A da kopan bacağı dolayısıyla genel
şartlarda yer alan sağlık giderleri ve sürekli sakatlık teminatını her iki
aracın sigorta şirketinden talep edebilir. Ödemeyi yapan sigorta şirketi,
kusuru oranında diğer şirkete rücu edebilir.
Trafik sigortası yaptırmaksızın
ya da süresi geçmiş sigortası bulu-
nan araçların trafiğe çıkarak sebep olduğu zararlar için, Sigortacılık Kanunu
m.14 uyarınca bir güvence hesabı oluşturulmuştur. Güvence hesabı yönet-
meliğinin ilgili hükümlerinde belirtilen hallerde meydana gelen zararlar
Türkiye Sigorta Birliği nezdinde tutulan güvence hesabından karşılanır.
7. Sigorta şirketinin kusurlu kişiye rücu etınesi halefiyet ilkesi ile il-
gili bir durumdur. Mal sigortalarında sigorta şirketinin halefiyet hakkı­
nın doğması için, sigortalıya ödeme yapıldığı anda sigortalının zarardan
sorumlu olan üçüncü kişilere karşı dava açma hakkının devam etınesi
gerekir. Zira sigortalı, 3. Kişiye dava açma hakkı bulunduğu halde daha
sonraki hal ve hareketleri ile bu hakkı ihlal edecek olursa bu durum si-
gorta şirketinin halefiyet ilkesini de etkiler.
Örneğin sigortalı rizikonun meydana gelmesinden sonra, henüz si-
gortacı zararı karşılamadan, zarar veren üçüncü kişiyi ibra edecek olursa
sigorta şirketine herhangi bir dava hakkı geçmeyecektir. Bu halde sigorta
şirketi tazminat miktarını sigortalısına ödedikten sonra, üçüncü kişi ku-
surlu dahi olsa sigorta şirketi bu kişiye rücu edemeyecektir. Ancak bura-
da sigortalı, sigortacının üçüncü kişilere olan rücu haklarının koruna-
bilmesi için, gerekli önlemleri almamakla yükümlülüğünü ihlal etmiş
olur ve TTK m.1448 hükmü uyarınca sorumluluğu doğar.
Ancak sigorta şirketi, sigortalısına ödeme yaptıktan sonra, ödeme anın­
dan itibaren, sigortalısının yerine geçeceğinden, bundan sonra sigortalının
karşı tarafı ibra etınesi, sigortacının halefiyet hakkını engelleyemeyecektir.

Ancak hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda TBK'nın
125

43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse
Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Bkz. Y. 17. HD,
T. 10.5.2016 E. 2014/13331, K. 2016/5713.
406 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

" Zarar Sigortaları


" Primin Ödenmemesinin Sonuçları
" Sözleşme Öncesi Beyan Yükümlülüğü
" Teminatın Kapsamı
" Ayıplı Maldan Sigortacının Sorumluluğu

X, 1 ay sonra açılışını yapacağı gelinlik ve abiye satış mağazasını, hırsızlık ris-


kine karşı A ve B sigorta şirketlerine sırasıyla 100.000 TL ve 150.000 TL bedeller
ile aynı gün sigortalatmıştır. Sözleşme yapılırken X, mağazanın bulunduğu pasa-
jın özel güvenlik görevlisi tarafından korunduğunu ve güvenlik kameralarının
7/24 kayıt yaptığını belirtmiştir. X, aynı zamanda tanıdığı olan A sigorta acentesi
sahibine sigorta priminin ilk taksitini 1 ay sonra verebileceğini söylemiş, A ise bu
teklife sessiz kalarak poliçeyi X'e teslim etmiştir.
X yine aym gün mağazayı yangın riskine karşı C sigorta şirketine 40.000 TL ye
sigorta/atmıştır. Mağazanın açılışına bir hafta kala, mağazanın bulunduğu pasaja
hırsızlar tarafından girilmiş ve vitrinde bulunan 100.000 TL'lik 5 adet gelinlik,
kasada bulunan 20.000 TL nakit para ve X'in arkadaşından ödünç aldığı 10.000
TL'lik diz üstü bilgisayar da çalınmıştır. Aynı zamanda hırsızlık dolayısıyla kırılan
vitrin camlarının maliyeti de 5.000 TL'dir. X zararının giderilmesi için sigorta şirket­
lerine başvurmuş ve bu olaydan bir süre sonra mağazasını Y'ye devretmiştir. Devir
işleminden bir hafta sonra mağazanın bitişiğindeki diğer bir işyerinde jeneratör
aküsünün patlamasıyla çıkan yangının sıçraması sonucu mağaza hasar görmüştür.

1. Mağazadaki eşya ve malların toplam değerinin 125.000 TL olması


halinde zarardan hangi sigortacı ne kadar sorumlu olacaktır? So-
rumluluk miktarı hesaplanırken kasadan çalınan diz üstü bilgisa-
yar ve nakit paranın hırsızlık sigortası kapsamında olmadığını id-
dia eden sigorta şirketlerinin bu iddialarını da değerlendiriniz.
2. Kasa muhteviyatı için geçerli bir sigortanın yapılmış olması halin-
de paranın bizzat işyeri sahibinin beraber yaşadığı ve müdür ola-
rak atadığı oğlu tarafından çalınması halinin teminat kapsamında
olup olmadığını tartışınız.
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 407

3. A sigorta şirketinin, henüz prim borcunun ilk taksitinin ödenme-


mesinden dolayı zarardan sorumlu tutulamayacağını belirterek
ödeme yapmaktan kaçınması iddiasını değerlendiriniz.
Olay günü incelenen kamera görüntülerinden o gün herhangi bir
güvenlik görevlisinin çalışmadığının ortaya çıktığı varsayımında
sigorta şirketlerinin tazminatı ödemeyecekleri yönündeki iddiala-
rını ne şekilde cevaplandırılması gerektiğini değişik ihtimaller çer-
çevesinde açıklayınız.
5. Yangın sonucu meydana gelen hasardan sigortacının sorumluluğu
doğar mı? Gerek işletmenin devri gerekse yangının kaynağının si-
gorta konusu işyerinde olmaması hususlarını değerlendiriniz.
8. Yangının jeneratör aküsündeki kutup başlarının eskimesi ve kablo
hatlarındakibir arızadan meydana gelmesi halinde, yangın sigor-
tasıyapan ilgili işyerinin sigortacısının tazminat ödeme yükümlü-
lüğü doğar mı? Neden?

CEVAPLAR:
1. Aynı menfaatin, aynı rizikolara karşı, aynı süre için birden çok
sigortacıya aynı veya farklı tarihlerde sigorta ettirilmesi durumu "birden
çok sigorta" olarak nitelendirilir (TTK m.1465). Birden çok sigorta, farklı
şekillerde tezahür edebilir. TTK'ya göre müşterek sigorta, kısmi sigorta
ve çifte sigorta türleri birden çok sigorta ömekleridir(TTK m.1465-1468).
Müşterek sigortada, sigortacılar müşterek hareket ederek rizikoyu taşı­
ma niyetine sahiptirler126 •
Olayda tipik bir müşterek sigorta durumu mevcuttur. Zira sigorta
konusu mal aynı zamanda aynı rizikolara karşı birden çok sigortacı tara-
fından sigorta ettirilmiştir. Bu sigorta türünde her bir sigortacının üst-
lendiği riziko, sigortalının ödeyeceği prim miktarı ve ödeyeceği tazminat
tek poliçe üzerinde belirtilmek suretiyle yapılabileceği gibi, ayn ayrı
poliçe düzenlenmek suretiyle de yapılabilir127 •
Müşterek sigortada toplam sigorta bedeli sigorta değerine eşit olma-
lıdır. Böyle bir durumda tam zararın meydana gelmesi halinde her sigor-
ta şirketi kendi sigorta bedelinin toplam sigorta değerine oranı nispetin-

Kerıder, s. 307.
126

Mustafa Çeker, Sigorta Hukuku, 16. Baskı, Adana 2016, s.161.


127
408 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

de sorumludur. Zira müşterek sigortalarda kural olarak müteselsil so-


rumluluk yoktur. Her bir sigortacı garanti ettiği miktar kadar sorumlu-
dur. Sigorta bedelinin sigorta değerini aşhğı durumlarda ise fazlaya iliş­
kin kısım geçersiz sayılacaktır.
Olaya döndüğümüzde toplam sigorta bedellerinin sigorta değerini
aşhğı görülmektedir. Bu durumda her sigorta şirket kendi sigorta bede-
linin sigorta değeri ile oranh kurulması sonucu ortaya çıkacak rakam
kadar sorumludur.
Formül: Sigorta bedeli x Sigorta değeri
Sigorta bedelleri Toplamı
Yani A şirketinin sorumluluğu 100.000 x 125.000 / 250. 000 = 50.000 TL,
B şirketinin sorumluluğu da aynı formül üzerinden 150.000 x 125.000 /
250.000 = 75.000'dir.
Formül şu şekilde elde edilmiştir.
A şirketi için: 100.000+150.000 TL bedel ile 125.000 TL'lik değer sigorta
edilmişse

100.000 TL'lik bedel X miktarda değerden sorumlu olur.


Sorunun ikinci kısmına geldiğimizde, Hırsızlık olayları çok farklı
özellikler göstermesi sebebiyle farklı poliçelerde farklı türde hırsızlık
sigortaları yapılmaktadır. Bunlardan biri de kasa hırsızlık sigortasıdır.
Burada kasada saklanan para ve diğer kıymetlerin çalınması rizikosu
teminat alhna alınır.
Taraflar arasında ayrıca
bir kasa hırsızlık sigortası yapılmamışsa veya
hırsızlık sigortası sözleşmesinde sigorta değeri belirlenirken kasadaki
varlıkların değerinin de riziko kapsamında olduğu kararlaşhrılmamışsa,
sigorta şirketi olaydaki hırsızlık sigortası kapsamında, kasadan çalınan
kıymetli evraklar ile nakit paranın teminat kapsamı dışında olduğu iddi-
asında haklıdır.

2. Hırsızlık olayları farklı şekillerde tezahür ettiğinden uygulamada


farklı sigorta sözleşmeleri ile sigorta edilmektedir128 • Sigorta Genel Şart­
ları çerçevesinde Kasa Hırsızlık Sigortaları, Emniyeti Suistimal Sigortala-
rı ve Para Taşıma Sigortaları, sigorta açısından önem taşıyan hırsızlık

128
Çeker, s.207.
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 409

sigortası türleridir129 • Kasa muhteviyatı için kasa hırsızlık sigortasının


yapılması halinde kasadaki para ve diğer kıymetli evraklar hırsızlık rizi-
kosu teminatı kapsamına girecektir. Bu sigortanın kapsamında olan hır­
sızlık şekli genel hırsızlık sigortasının aynıdır 130 .

Hırsızlık sigortası
genel şartlarına göre sigortalı ile birlikte yaşayan
kişilerve sigorta yerinde sigortalının yanında çalışanlarca yapılan hırsız­
lık ve tahribatlar riziko kapsamı dışındadır. Hatta zikredilen hususları
taraflar sözleşme ile dahi riziko kapsamına dahil edemezler. Dolayısıyla
olayda sigortalının yanında çalışan oğlunun yaptığı hırsızlıktan sigorta
şirketinin sorumluluğu doğmayacaktır.

3.Kural olarak sigorta primi ödenmediği müddetçe sigortacının so-


rumluluğu başlamaz. Sigorta primi aksine sözleşme yoksa peşin ödenir.
Ancak ilk taksitin nakden ödenmesi şartıyla, sonraki primler için kambi-
yo senedi de verilebilir; bu halde, ödeme kambiyo senedinin tahsili ile
gerçekleşir (TTK m.1430/1-2).

Sigorta priminin peşin ödenecekse tamamının, taksitle ödenmesi ka-


rarlaştırılmışsa ilk taksitin, sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin tesli-
mi karşılığında ödenmesi gerekir (TTK m.1431/1). Sigortacının sorumlu-
luğunun başlangıcı olarak, sigorta ettirenin ilk priminin ödenmesi anının
esas alınmasının temelinde şu vardır: Sigortacının taşıdığı riziko karşı­
sında, karşı tarafın edimi hiç olmazsa kısmen ifa edilmiş olsun.

Kural bu olmakla birlikte taraflar prim ödenmeden sorumluluğun


başlayacağına dair kendi aralarında anlaşmışlarsa bu anlaşmaya da
itibar etmek gerekir. Yargıtay'ın da bu doğrultuda kararlan vardır 131 .

129
Ali Bozer, Sigorta Hukuku, Ankara 2007, s. 111-112.
130
Çeker, s. 207.
"Mahkemece, poliçe peşinatı ve priminin ödenmediği, bu nedenle sigortacının TTK.
131

1295/3. madde hükmü uyarınca sigortacının sorumluluğunun başlamadığı gerekçesiyle


davanın reddine karar verilmiştir. Davacıya ait araca ilişkin olarak 6.7.2000 tarihinde dü-
zenlenen 6.7.2000-6.7.2001 vadeli Oto Paket Sigorta Poliçesinin Özel Şartlar bölümünde
"Sigorta priminin tamamının veya taksitle ödenmesi kararlaştırılmış ise, ilk taksitin akit
yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir. Prim ödenmemiş olma-
sına rağmen poliçenin teslimi ile sigortacının mesuliyeti başlar. Bu halde poliçenin teslimini
izleyen bir aylık sürenin ilk 15 gününde sigortacının sorumluluğu devam eder. Rizikonun
gerçekleşmesi halinde henüz vadesi gelmemiş prim taksitlerinin sigortacının ödemekle yü-
kümlü olduğu tazminat miktarını aşmayan kısmı muaccel hale gelir... " hükmü yer almak-
tadır. Poliçenin davacıya teslim edildiği, peşinatın 6.7.2000 tarihinde ödenmesi gerektiği
halde ödenmediği, kazanın 13.7.2000 tarihinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değil-
410 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

Sigortalınınprimin ilk taksitini 1 ay sonra ödeme talebine karşı sigorta-


cınınsessiz kalarak sigorta poliçesini sigortalıya vermesi zımni bir ka-
bul olarak görülmelidir. Dolayısıyla aradaki süreçte sigortalanan rizi-
konun gerçekleşmesi halinde sigortacının zararı tazmin yükümlülüğü
doğacaktır.

4. Olayda sigortacının beyan yükümlülüğüne ilişkin bazı ihtimaller


söz konusudur. Sözleşme yapılırken riziko konusu malın güvenlik gö-
revlileri tarafından gözetim altında korunduğu hususu dile getirilmiştir.
Bu beyanın gerçeğe aykırı ihtimali olduğu gibi, sözleşme sırasında ger-
çekten güvenlik görevlilerince korunan bir mal için, sözleşme sonrası
herhangi bir sebepten ötürü bu koruma kalkmış olabilir.
Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi
gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Si-
gortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşme­
nin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nite-
likte ise, önemli kabul edilir (TTK m.1435).
Sigorta ettirenin sözleşme öncesi beyan yükümlülüğünü ihlal ettiği ve
bu ihlalin sigortacı için önemli olduğu durumlarda sigortacı sözleşme­
den cayabileceği gibi prim farkı da isteyebilir (TTK m.1439/1). Olayda
sigortalı sözleşme öncesinde olmayan bir durumu, daha az prim ödemek
için gerçek olmayan bir şekilde ortaya koymuşsa bu durum sigortacı
açısından önemli sayılacaktır. Nitekim hırsızlık rizikosuna karşı sigorta-
lanan bir malın özel güvenlik şirketince korunması şüphesiz rizikonun
gerçekleşme ihtimalini azaltan bir durumdur. Sigortacı böyle bir du-
rumda normal bir hırsızlık sigortasına göre daha az primle sözleşme
imzalar.
Olayda riziko gerçekleştikten sonra sigortacı, sigortalının sözleşme
yapılırken beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını öğrenirse bu du-
rumda işin doğası gereği sözleşmeden cayamayacaktır. Zira riziko ger-
çekleşmiştir. Bu durumda ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut
rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesi-
ne göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derece-

dir. Bu itibarla mahkemece, davacının, yargılamada poliçede yer alan anılan özel şart ne-
deniyle davalı sigortacının sorumlu olduğunu ileri sürmesine rağmen, söz konusu Özel Şart
değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar vermesi doğru görülmemiştir." Y. 11 HD, T.
13.01.2003, E.2002/7620 K.2003/120 sayılı ilamı (www.kazancı.com).
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 411

sinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında


bağlanh varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan
kalkar (TTK m.1439/2).
Olayda sigortalının kastının olması halinde sigortacının tazminat
ödeme yükümlülüğü ortadan kalkabileceği gibi, sözleşme yapıldıktan
sonra sigortalının kusuru ile ihlal edilen beyan yükümlülüğü neticesin-
de, örneğin pasaj ile özel güvenlik şirketi arasındaki sözleşmenin bitme-
sine rağmen, sigortalının bundan haberinin olmaması ve dolayısıyla
sigortacıya bu konuda bilgi verememesi halinde kusurun derecesine
göre tazminattan indirim yapılabilecektir(TTK m.1439/2).

5.Öncelikle yangın sigortası kapsamında ortada zarar verici bir ale-


vin yayılarak verdiği zarar teminat alhna alınır. Ancak belirtmek gerekir
ki sigorta şirketinin tazminat ödeme yükümlülüğünün doğabilmesi için,
yangın olayının sigorta konusu binada çıkmış olmasına gerek yoktur132 •
Diğer bir deyişle sigorta konusu işyerinin yanındaki işyerinde meydana
gelen yangının sigortalı işyerine sıçraması sonucu oluşan zarar da temi-
nat kapsamındadır. Elbette böyle bir durumda bu zararı karşılayan si-
gorta şirketi sigortalı yerine geçerek, halefiyet hakkına dayalı olarak
yangının çıktığı işyeri sahibine dava açabilecektir.

Sigortalı mağazanın devri konusuna gelince; 6762 sayılı TTK döne-


minde sigorta edilen bir malın sahibinin herhangi bir şekilde değişmesi
halinde, sözleşmede aksine hüküm olmadıkça sigortadan doğan hak ve
borçların malın yeni sahibine geçeceği kabul edilmekteydi (eTTK
m.1303) 133 . Ancak TTK'da bu sistemin tam tersi bir çözüm öngörülmüş­
tür. Nitekim TTK m. 470 uyarınca sigorta edilen menfaatin sahibinin
değişmesi halinde, sigorta ilişkisi sona erer. Ancak taraflar sözleşmede
bunun aksini kararlaşhrabilir.
Yukarıdaki açıklamalardan sonra, yan binadaki yangının sigortalı
mağazaya sıçramasının yangın sigortası kapsamında olduğu, ancak ma-
ğazanın rizikonun gerçekleşmesinden önce devredildiği ve bu yüzden
sözleşme ile aksi kararlaşhrılmış olmadıkça salt devir işlemi ile birlikte

132
Çeker, s.186-187.
Detaylı bilgi için bkz. Fırat Öztan, Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre Sigortalı Malın
133

Sahibinin Değişmesi, Ankara 1971 (Sigorta), M. Barış Gi.inay, 6102 Sayılı Türk Ticaret Ka-
nununun 1470 ve 1471. Maddelerine İlişkin Değerlendirmeler, Gazi Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi, O.Kürşat Ünal'a Armağan, Cilt 17, Sayı 1-2, Y.2013, s.683 vd.
412 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

sigorta ilişkisinin sona erdiği


ve artık sigortacının zararı tazmin yüküm-
lülüğünün bulunmadığı sonucuna varılacakhr.

6. Sigorta edilen malın ayıbından doğan hasarlar, aksine sözleşme


yoksa sigorta kapsamında değildir (TTK m.1453/2). Aynı şekilde yangın
sigortası genel şartlan m. A.4.4 uyarınca; Yangın çıkarmaksızın; sigortalı
şeylerin kendi ayıplarından, mayalanmalarından, kavrulmalarından
veya bünyelerinde meydana gelen bozulmalar ile kavrulmalar nedeniyle
uğradıkları zararlar sigorta teminah dışındadırlar.

Ancak dikkat edilirse yangın sigortası kapsamına dahil olmayan ayıp­


lar, yangın çıkarmaksızın sigortalı malın uğradığı zararlar için söz konu-
sudur. Diğer bir deyişle eşyanın ayıbından kaynaklanan bir durumun
yangına sebep olduğu durumlarda oluşan yangın sonucu meydana ge-
len zarar yangın sigortası kapsamında düşünülmelidir.
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 413

" ZMMS
" Sigortacmm Teminatmm Kapsamı

A, aracı ile trafikte seyrederken kırmızı ışıkta durmuş; ancak, arkasında ilerle-
mekte olan B isimli kişiye ait araç aşırı süratle ilerlediğinden duramayarak ona
arkadan çarpıp araçta hasara sebep olmuştur.
Yapılan
ekspertiz incelemesinde araçta 10.000 TL tutarında hasar olduğu an-
laşılmıştır.
A, ayrıca aracında değer kayıplarının da olduğunu düşünmektedir.
Bunun tespiti için dava ve yapılan yargılama sonucunda 5.000 TL değer kaybı
olduğu anlaşılmıştır.

X Sigorta A.Ş., B isimli sürücüye ait aracın ZMMS (Zorunlu Mali Mesuliyet Si-
gortası) sigortacısıdır.

Aracınıtamir ettirmek isteyen A, zorunlu olarak aracından yoksun kaldığı dö-


nemde araç kiralamıştır. Bundan kaynaklanan gideri 1.000 TL'dir.
A, sigorta şirketi ve kazaya karışan araç sürücüsü nezdinde bulunduğu girişimle­
re rağmen isteğini elde edememiş; dava açmak durumunda kalmış; yapılan yargıla­
ma sürecinde de B isimli araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir.

1. A, 10.000 Tl tutarındaki zararını kimden ya da kimlerden isteyebilir?


!2. A, aracında meydana geldiğini düşündüğü değer kayıplarını talep
edebilir mi?
3. Zarara yol açanın kusur oranının % 100 olmasının sorumluluğa
etkisi nedir? Olayda manevi tazminat talep edilebilir mi?

CEVAPLAR:

1. Karayollan Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta-


sı(Trafik Sigortası) Genel Şartları'nın "A-Sigorta Kapsamı" başlıklı aşa­
ğıdaki maddesine göre; Al - Sigortanın Kapsamı Sigortacı, poliçede
tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne
veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş
414 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na (KTK) göre


işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar
temin eder."
TBK m. 61 hükmüne göre;
"Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı za-
rardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında
müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır."
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun m. 88/I hükmüne göre de;
"Bir motorlu aracın kabldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı za-
rardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar
müteselsil olarak sorumlu tutulur."
Hasar tutarı olayda 10.000 TL olarak verilmişti. İlgili genel kanun ve
genel şart hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu; davalıların
araçta meydana gelen bu hasar bedelinden müteselsilen sorumludurlar.
Sigortacının sorumluluğu; poliçe limitlerine kadar müteselsil nitelik taşır.

2. 2014 yılında verilmiş Yargıtay kararlarına göre, değer kaybı zo-


runlu mali mesuliyet sigortası kapsamında teminat albndaki bir kalem-
dir. Y. 17. HD, T. 08.12.2014 E. 2014/21322, K. 2014/17939, Y. 17. HD. T.
08.12.2014 E. 2014/21223, K. 2014/17932, Y. 17. HD. T. 16.1.2014 E.
2013/20219, K. 2014/460 sayılı kararları buna örnek verilebilir.
Olayda değer kaybının 5.000 TL olduğuna yer verilmiştir. Bu tutar-
dan davalılar (X Sigorta A.Ş. ve davalı araç sürücüsü) müteselsilen so-
rumludur. Çünkü 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 88. madde-
sine göre; bir motorlu aracın kabldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğ­
radığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyor-
sa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.

3. Kusur oranının %100 (yüzde yüz) olduğuna değinilmişti. Türk


Borçlar Kanunu'nun 51. maddesinin ilk fıkrasına göre; hakim, tazmina-
bn kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusu-
run ağırlığını göz önüne alarak belirler. Ayrıca, TBK m. 52/I hükmüne
göre de; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğ­
masında ya da arbnasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün
durumunu ağırlaşbrmış ise hakim, tazminab indirebilir veya tamamen
kaldırabilir.
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 415

Karayollan Trafik Kanunu m. 92 hükmüne göre, manevi tazminat ta-


lepleri zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadır. Dolayısıy­
la bu tutar sigorta şirketinden talep edilemez. KTK 90. maddesi şu şekil­
dedir : "Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konu-
larında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır."
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun m. 49 hükmüne göre; "Kusurlu ve
hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yü-
kümlüdür." TBK m. 56. hükmünün ilk fıkrasına göre ise; "Hakim, bir
kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özel-
liklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın ma-
nevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir." TBK m. 61 hükmünde
ise müteselsil sorumluluk düzenlenmektedir: "Birden çok kişi birlikte bir
zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı
sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin
hükümler uygulanır." Dolayısıyla, talep edilen manevi tazminat tutarla-
rından davalı sigorta şirketi sorumlu tutulaınazken; diğer davalılar (var-
sa) bu tutardan müteselsil olarak sorumlu tutulabilir.
416 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

,. Sağlık Sigortası
,. Sigorta Ettirenin Sözleşme Öncesi Beyan Yükümlülüğü
,. Sigortamn Süresi
., Primin Ödenmemesinin Sonuçları

B, S sigorta şirketi ile sağlık sigortası sözleşmesi yapmıştır. Sözleşme yapılırken


B, 1Oyıl önce geçirmiş olduğu böbrek rahatsızlığından bahsetmemiştir. Sözleşme­
den belli bir süre sonra mide kanaması nedeniyle hastaneye yatan B'nin tedavi ücreti
S tarafından sözleşme öncesi beyan yükümlülüğüne uyulmadığı için reddedilmiştir.

1. S'nin tedavi giderleri olan sigorta tazminatını ödememesi haklı mıdır?


2. B'nin mide kanaması nedeniyle hastaneye yatması nedeniyle be-
yan edilmeyen böbrek rahatsızlığının ileri sürülerek tedavi gider-
lerinin ödenmemesi haklı mıdır? Neden?
3. B ile S arasında sağlık sigortası değil, hayat sigortası sözleşmesi
yapılmış ve 7 yıldır devam etseydi, B ise bildirilemeyen böbrek
rahatsızlığından ölseydi, sigortacı sigorta tazminatını ödemekten
kurtulabilir miydi?
4. B ile S arasındaki hayat sigortası sözleşmesinde, B iki yıl sigorta
primini ödedikten sonra, sigorta primi ödemeseydi, sigortacı söz-
leşmeyi bu nedenle feshedip edemeyeceğini ve sigorta sözleşme­
sinin durumunun ne olacağını açıklayınız.

CEVAPLAR.:
1. Sigorta ettirenin sözleşmenin kurulması sırasında gerçeğe aykırı
bildirimde bulunmuş olması halinde, sigortaonın gerçeği öğrendiği tarih-
ten itibaren 15 gün içinde cayma hakkını kullanması gerekir. Aksi durum-
da cayma hakkı düşer. Bu hükme paralel olarak düzenlenmiş bulunan
hastalık sigortası genel şartlarının 5. maddesinde ise, sigorta ettirenin ih-
bar yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması halinde cayma hakkı sigor-
ta ettirenin kasıtlı olup olmamasına göre farklı sonuçlara bağlanmış olup;
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 417

kasıt halinde sigorta ettirenin cayma hakkını kullanmasını durumu öğ­


rendiği tarihten itibaren 1 aylık hak düşürücü süreye bağlamışhr. Yargıtay
ise, kasıt yokluğunda tazıninahn ödenmesi gerektiği görüşündedir.
2. Mide kanaması nedeniyle hastaneye yatan B'nin bu mide kanama-
sı ile 10 yıl önceki börek rahatsızlığı arasında bir illiyet bağının olması
gereklidir. TTK m.1439/2' de, "Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta
ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal
tazıninahn veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki
edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazıninattan indirim yapı­
lır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün
ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlanh varsa, sigortacının tazıninat
veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar" demektedir. Eğer böbrek rahat-
sızlığı ile mide kanaması arasında illiyet bağı varsa ve bu beyan etmeme
kasten yapılmışsa, sigortacının ödemesi haklıdır. Ancak illiyet bağı olma-
dığı takdirde ödememe mümkün olamaz. Beyan etmeme kasten değil,
böbrek hastalığı ile sigorta başlangıcı arasındaki sürenin uzunluğuna bakı­
larak ihmalen oluşmuşsa, ihmalin derecesi göz önüne alınarak tazıninat
yine fakat indirim yapılarak ödenir.
3. Sözleşmenin yapılması sırasındaki beyan yükümlülüğünün ihlali
söz konusudur. Buna göre, sigortacı,
yenilemeler de dahil olmak üzere,
sözleşmenin yapılmasından itibaren beş yıl geçmişse, sigorta ettirenin
sözleşmenin yapılması sırasında beyan yükümlülüğünü ihlal etmiş ol-
ması nedeniyle sözleşmeden cayamaz, sadece prim farkı isteyebilir; me-
ğerki beyan yükümlülüğü kasıtlı bir şekilde ihlal edilmiş olsun. Sigorta
ettiren, prim farkını ödemeyi kabul etmezse sigortacı, riziko gerçekleşti­
ğinde ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate
alarak sigorta bedelini öder. Ancak, risk arhşı beyan yükümlülüğünün
ihlali nedeniyle sigortacının teknik esaslarına göre saptanan sınırlarının
dışında kalmışsa, sigortacı sözleşmeden cayabilir. Yenilenen sözleşme­
lerde bu süre, ilk sözleşmenin yapıldığı tarihten başlar.
Sigorta prim ödenmesinden muaf sigortaya dönüşür. Buna göre,
en az bir yıldan beri yürürlükte bulunan ve bir yıllık primi ödenmiş olan
sigorta sözleşmelerinde, sigorta ettiren daha sonra prim ödeme borcunu
yerine getirmezse, sigortacı bu sebeple sözleşmeyi feshedemez ve prim
isteyemez. Bu halde sigorta, prim ödenmesinden muaf sigortaya dönü-
şür. Prim ödenmesinden muaf sigortada, sigorta bedeli ödenen primle
sözleşme uyarınca ödenmesi gereken prim arasındaki orana göre ödenir.
418 Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar

"ZMMS
" Değer Kaybı
" Sorumluluğun Niteliği

X şirketi aracı ile seyreden bu şirket çalışanı A, Y isimli kişinin aracı ile çarpış­
mış ve Y'nin aracında hasar oluşmuştur. Y, zararlarının karşılanması amacıyla
X'e, A'ya ve X'in ZMMS şirketine dava açmıştır. Bilirkişi incelemesinde X'in yüzde
60 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Y'nin aracında meydana
gelen zararın 20.000 TL ve değer kaybının da 6.000 TL olduğu da tespit edilen
bir diğer husustur. Zarara uğrayan Y'nin talebi, bu zarar ve aracında meydana
gelen değer kaybının karşılanmasıdır.
Şirket, dava dilekçesine karşı verdiği savunmasında zararın kendisinden talep
edilemeyeceğini; çünkü ZMMS sigortasının mevcut olduğunu ve zararın sigorta-
dan karşılanması gerektiğini belirtmiştir.

Sürücü A ise, gerçekleşen zarardan sorumlu olmadığını; sorumluluğu kabul


edilse dahi bunun zararın tamamını kapsamaması gerektiğini belirtmiştir.

SORULAR:

1. Davalı şirketin savunması yerinde midir? Açıklayınız.

2. Davalı araç sürücüsünün savunması yerinde midir? Açıklayınız.

3. Davalılardan zarar görenin talep edilebileceği tazminat miktarı ne


kadar olacaktır? Niçin? Açıklayınız.

CEVAPLAR:

1. Davalı sigorta şirketinin savunması yerinde değildir. Zira TBK


m. 61 hükmüne göre; "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet ver-
dikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları
takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygula-
nır." 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun (KTK) m. 88/1 hükmüne
göre; "Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradı­
ğı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa,
bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur." Her üç davalı da müteselsilen
Sigorta Hukuku Cevaplı Pratik Çalışmalar 419

sorumludur. Ancak, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sözleşmede


belirlenmiş teminat limiti ile sınırlıdır. Mesela gerçekleşen zarar 50.000
TL olsaydı (teminat tutarı da 25.000 TL olsaydı) bu durumda tüm davalı­
lar müteselsilen sorumlu olsa da sigorta şirketinden en fazla 25.000 TL
istenebilecekti.

2. Davalıaraç sürücüsünün savunması kısmen yerindedir. Çünkü


gerçekten de gerçekleşen hasar tutarı için ödeme yükümlülüğü kusur
oranındadır. Yani tam kusur söz konusu ise, haksız fiil faili hasarın ta-
mamını öder. Ancak olayda; araç sürücüsü % 60 kusurludur. Dolayısıyla
tamamen kusursuz olmadığı için zarardan sorumluluğu mevcuttur an-
cak bu sorumluluk kusur oranıyla sınırlıdır.

3. Yargıtay kararlarına göre; hasara uğrayan araçta meydana gelen


değer kaybı gerçek zarar kalemleri arasında sayılmaktadır. Bu ifadeden
anlaşılması gereken şudur: Her ne kadar davacı aracının hasarı davalılar
tarafından tamamen karşılanmış olsa da; araç artık kazaya uğramış bir
araçtır ve bundan dolayı hiç kazaya uğramamış bir araca göre bir değer
kaybının söz konusu olması kaçınılmazdır. İşte, malvarlığındaki bu de-
ğer eksilmesinin de karşılanması gerekir ve araç hasarından olduğu gibi
bu zarar kaleminden de müteselsilen sorumluluk mevcuttur.
Kusur oranı %60'tır. Yüzde yüz kusur halinde talep edilebilecek tutar
20.000 TL + 6.000 TL = 26.000 TL' dir. Davalıların sorumluluğu mütesel-
sildir. Talep edilebilecek tazminat tutarı her bir davalı için 26.000 TL x
0,6=15.600 TL işleminin yapılmasıyla bulunur. Elbette, burada davalı
sigorta şirketinin sorumluluğunun azami teminat limitleri dahilinde söz
konusu olabileceğini unutmamak gereklidir.
., Yangın Sigortası
., Ayıplı Maldan Sigortacının Sorumluluğu
., Sigortacının Haiefıyeti
., Hayat Sigortası
., Akıl Hastasının Sigorta Ettirilmesi
., Hayat Sigortasında Sigorta Menfaati
., Müşterek Sigorta

A sahibi olduğu evi B'ye kiraya vermiş, yapılan kira sözleşmesinde B tarafından
evin yangına karşı sigorta ettirilmesi kararlaştırılmıştır. Bu arada A ile B evin
kiralanan kısmından girilen çatı katına, B'nin girmemesi hususunda anlaşmışlar,
A'mn ise çatı katına istediği zaman girebileceği kararlaştırılmıştır. A, çatı katın­
daki bir kasa içinde yer alan mücevher ve nakit parasını hırsızlık ve yangına karşı
da C sigorta şirketine sigortalatmıştır.
Ayrıca A'nın eşi D'nin ölümü halinde sigorta şirketinin kendisine 250.000 TL
ödeme yapmasını öngören bir sigorta yaptırdığı ve D'nin bir kazada hayatını
kaybettiği bilinmektedir.

SORULAR:

1. Olaydaki sigorta sözleşmelerini, taraflarını ve sözleşmelerin özel-


liklerini belirtiniz.
2. Evin elektrik tesisatındaki yanlış yapım nedeniyle çıkan yangında
zarar görmesi halinde sigorta tazminatı ödenecek midir? Neden?
Sigorta sözleşmesinde evin değeri 200.000 TL olarak tarafların
seçtiği eksper tarafından tespit edilmiş olsa, fakat yangında bu
değerin tam zarar halinde 150.000 TL olduğu belirlense idi, sigor-
tacının ödeyeceği bedel ne olurdu? Hangi sebeple?
422 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

3. Çatı katında yer alan mücevher ve paranın hırsızlar tarafından ça-


lınması halinde, sigortacı sigorta bedelini öder mi? Ödemesi ha-
linde halefiyet ve rücu imkanı var mıdır? Şayet bu imkan varsa
kime karşı hangi şartlarla kullanılır?
4. A, yaptırmış olduğu hayat sigortası sözleşmesini akıl hastası oğlu­
nun ölümü şartı ile yaptırmış olsaydı, bu sözleşme geçerli olur
muydu? Neden?
5. Aile D'nin sözleşmenin yapıldığı sırada boşanmış olmaları sigorta
sözleşmesinin geçerliliğini etkiler mi? Neden?

6. A'nın evinin yangına karşı 19.04.2010 tarihinde E sigorta şirketine


100.000 TL, F sigorta şirketine 100.000 TL ve G sigorta şirketine
150.000 TL olarak sigortalanması halinde, evde meydana gelmiş
100.000 TL'lik bir zarar için sigorta şirketleri zararı nasıl öderler-
di? Sigorta şirketlerinin aynı sıra ve miktarla fakat sırasıyla
15.04.2010, 16.04.2010 ve 19.04.2010 tarihlerinde sigorta söz-
leşmelerini akdetmeleri halinde durum ne olurdu açıklayınız.
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 423

o Kasko Sigortasn
• Müşterek Sigorta,
• Sigorta Poliçesi Özel Şartlan
• Hayat Sigortası

A, torunu B'ye üniversiteden mezuniyeti nedeniyle almış olduğu otomobili, S


sigorta şirketine kasko sigortası ile sigorta ettirmiştir. Aynı gün ise B, durumdan
habersiz olarak C sigorta şirketi ile anlaşarak aracını sigorta ettirmiştir. B, sigor-
ta sözleşmelerinden sonra sözleşme süresi içinde bir gün aracını şehir dışına git-
mek isteyen arkadaşı D'ye vermiş, D ise yolda kaza yaparak aracın pert olmasına
yol açmış, kendisi de bu kazada ölmüştür. S sigorta şirketi yaptığı incelemede
B'nin daha önce araç ile hasarlı kazalar yaptığını belirterek, sözleşmede bu yönde
bir özel şart olduğundan bahisle ödeme yapmamıştır. C sigorta şirketi ise, sigorta
bedelini ödeyeceğini bildirmiş, ancak daha sonra, başka sigorta şirketi ile sigorta
sözleşmesi yapıldığından bahisle, bedelin hepsini ödemeyeceğini beyan etmiştir.

Bu arada D'nin lehtarı babası E olan bir hayat sigorta sözleşmesi olduğundan,
E tarafindan sözleşmeyi yapan sigortacı C'den sigorta bedeli talep edilmiştir.

SORULAR:

1. Otomobil için yapılan sigorta sözleşmesinin özelliklerini ve rizikonun


niteliklerini belirtiniz. A'nın yaptırdığı sigorta nasıl bir sigortadır. Ta-
nımlayınız. Her iki sigorta şirketiyle aynı anda yapılan sigortaya za-
rar sigortalarındaki tazminat ilkesine göre ne ad verilmektedir.
2. S ve C sigorta şirketleri normal olarak tazminat ilkesine göre tazmi-
natı nasıl ödemelidirler. S sigorta şirketinin ödemeyi yapmaması,
böyle bir özel şartın varlığı halinde haklı mıdır? C sigorta şirketinin
iddiası yerinde midir? İki iddiayı da birlikte değerlendiriniz.

3. S'nin iddiasının sigorta sözleşmesi kurulurken ileri sürülmesi ve


sözleşme yapmanın reddedilmesi mümkün müdür?

D'nin E tarafından hayat sigorta sözleşmesi ile sigortalatılması


mümkün müdür? D'nin reşit olup olmaması, bu sözleşmenin ya-
pılmasını etkiler mi?
42.4 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

., Kasko Sigortası

" Sigortacının Teminatının Kapsamı


., Sigorta Poliçesi Verme Yükümlülüğü
., Eksik Sigorta-Aşkın sigorta
., Sigorta Sözleşmesi Yapılırken Sigorta Ettirenin Beyan yükümlülüğü
" Sigortacının Halefiyeti

A, S sigorta şirketi ile 01.05.2014 tarihinde 150.000 TL değerindeki aracı için


kasko sigorta sözleşmesi yapmış, Mersin'deki yazlık evini ise 250.000 TL ye yan-
gın, su basması ve hırsızlık rizikolarına karşı sigorta ettirmiştir. Ev için yaptırdığı
sigorta sözleşmesinin priminin ilk taksidini ödemiş ancak poliçe henüz kendine
gönderilmemiştir. A sıcak bir yaz günü yazlığına gitmek için Mersin'e doğru yola
çıkmış, yolda bir büfeden su almak için arabasından aşağı inmiş, aracın anahtarı­
nı kontak üzerinde unutmuştur. A büfeden su alırken aracı çalınmıştır. Aracına
ilişkin polise bildirimde bulunmuş, polis tarafından araç anahtarları üzerindeyken
çalındı şeklinde tutanak tutulmuştur. Mersin'e kiralık ve kasko sigortası ile sigor-
talanmış bir araçla devam eden A, yazlık evine geldiğinde yoldaki çukuru görme-
miş araç çukura girdiğinde alt kısmı yere vurarak hasar/anmıştır. A'nın eve giri-
şinde hırsızlar tarafından evin soyulduğunu anlamıştır.

1. A'nın sigortacı ile yapmış olduğu sözleşmelerin özelliklerini belir-


tiniz. S, Nnın aracının çalınma zararını ödemek zorunda mıdır?

2. A'nın evinin soyulmasından doğan zararları S ödemek zorunda mı­


dır? Poliçenin düzenlenmemiş olmasının S'nin tazminat yükümlü-
lüğü üzerine bir etkisi var mıdır? Gerekçeli olarak açıklayınız.
3. S'nin gönderdiği eksperler, A'nın aracının 100.000 TL, evinin ise
350.000 TL olduğunu belirlemeleri halinde ortaya çıkan zararlar
bakımından S'nin ödeyeceği meblağlarda, sigorta hukukunun
hangi ilkeleri çerçevesinde ne gibi değişiklikler olacaktır?
4. A, aracında uzaktan araç kilitleme sistemi olduğunu sigorta yaptı­
rırken beyan etmiş olmasına rağmen, böyle bir sistemin olmama-
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 425

sıve sigorta sözleşmesinde beyan edilen evdeki alarm sisteminin


önceden bozulması nedeniyle çalışmaması sigortacının tazminat
yükümlülüğünü ne şekilde etkiler? Gerekçeli olarak açıklayınız.

5. A'nın eve gelirken kullandığı kiralık aracın zararı yüzünden, aracın


kasko sigortacısı A'ya rücu edebilir mi? Halefiyetin şartlan çerçe-
vesinde açıklayınız.
426 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

• Birleşik Sigorta Sözleşmesi


• Sigorta Sözleşmesi Yapılırken Sigorta Ettirenin Beyan yükümlülüğü
• Hayat Sigortası

A, X sigorta şirketiyle aracının bir zarara uğraması durumu için ve kendisi-


nin trafikte başkalarına vermesi muhtemel zararlar için birleşik bir sigorta söz-
leşmesi yapmıştır. Sözleşme görüşmelerinde A, aracının kapalı garajda muhafa-
za edildiğini belirtmiştir. A ayrıca, bu sigorta şirketiyle evinin soyulması olasılı­
ğına karşılık bir sigorta sözleşmesi daha yapmıştır. A, bu sigorta sözleşmesi için
yaptığı sözleşme öncesi görüşmelerde de evinin alarm sistemi olduğunu beyan
etmiştir.

A, işinden evine döndüğü bir gün, bir yere yetişmesi gerektiğinden aracını hız­
lıcaevin önüne park etmiştir. Eve girdiği sırada kapının eşiğinde, evin alarm sis-
temini özel bir teknikle etkisiz hale getiren hırsız sert bir cisimle A'nın kafasına
vurmuş; A bayılmıştır. A'nın cebinden arabanın anahtarlarını alan hırsız, hem evi
soymuş hem de soyduklarını A'nın arabasına doldurarak arabayı da çalmıştır. Bu
arada A'nın kendi adına T sigorta şirketi ile bir hayat sigorta sözleşmesi bulun-
maktadır.

SOR.ULAR.:
Olaydaki sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin özelliklerini ayrıntılarıyla
açıklayınız. Bu sözleşmelerin birleşik olarak tek bir sigorta sözleşmesi
içinde yapılması mümkün müdür?
1. A, aşırı alkollüyken aracıyla K isimli kişinin aracına tam kusurlu
olarak çarpmış olsaydı, X sigorta şirketi K'nın aracında ortaya çı­
kan zararı ödemek zorunda olur muydu? Ayrıntılarıyla açıklayınız.
2. A'nın aracının anahtarları kullanılarak çalınması sonucu ortaya çı­
kan zararı X sigorta şirketi ödemek zorunda mıdır? Ayrıntılarıyla
açıklayınız.

3. Yapılan sigorta sözleşmesinde A'nın evinin alarm sistemli olduğu­


nun belirtilmesi ve buna göre prim ödemiş olması, ancak bu sis-
temin hırsız eve girdiğinde çalışmamış olması söz konusu olsaydı
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 427

bunun sigortacının tazminatı ödemesine etkisi ne olurdu? Ayrıntı­


larıyla açıklayınız.

4. Hırsızlığın gerçekleştiğini, aldığı darbenin etkisi geçtikten sonra


anlayan A'nın bu andan itibaren ne gibi yükümlülükleri olabilir?
Bu yükümlülükleri yerine getirmemesinin sonucu TTK çerçevesin-
de nedir? Ayrıntılarıyla açıklayınız.
5. A'nın kafasına aldığı sert darbe ile beyin kanaması geçirip ölse,
hayat sigortasından yararlanacak olan kimlerdir? Hırsızın A'nın,
bu kişilerden biri olması halinde bu kişi sigorta menfaatinden
faydalanabilir mi? A'nın Tile yapmış olduğu bu sözleşmede yanlış
yaş beyanında bulunmasının sonucu nedir? Açıklayınız.
428 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

" Yangın Sigortası


" Sigorta Priminin Ödenmemesi
" Müşterek Sigorta
" Sigorta Ettirenin Yükümlülükleri

Sigortacı A, B'nin evini 01.04.2014 tarihinde 300.000 TL sigorta bedeli ile


yangın, hırsızlık ve su basmasına karşı sigorta etmiştir. Evdeki iç hat elektrik
kablolarının yanlış döşenmesinden dolayı yangın çıkmış, yangın evin bir odasını
harap etmiştir. Sigorta eksperi tarafindan yapılan değerlendirmede evin değerinin
150.000 TL olduğu belirlenmiştir. Toplam zarar ise 50.000 TL'dir.

SORULAR:
1. Sigorta şirketinin yapmış olduğu sigortanın özeliklerini belirtiniz.
Sigortacı zararın tamamını ödemek zorunda mıdır? Neden?

2. B, yaptırmış olduğu sigortaya ilişkin sigorta priminin ilk taksitini


ödememiş olması veya ilk taksiti ödedikten sonra kalan taksitleri
ödememesi halinde sigortacının buna karşı hangi yollarla ne ya-
pabileceğini gerekçesiyle açıklayınız.

3. Evin sigorta bedeli, sigorta ekperinin belirlemesine göre de


300.000 TL olsaydı, B, A sigorta şirketi ile 150.000 TL, C sigorta
şirketi ile 150.000 TL, D sigorta şirketi ile 150.000 TL sigorta be-
delleri ile evini aynı rizikolara karşı sigortalatmış olsaydı, her bir
sigortacının ödeyeceği sigorta değeri ne olacaktı. Sigorta sözleş­
melerinin aynı günde ve farklı günde yapılmış olmalarına göre ay-
rı ayrı cevaplayınız (Sigorta sözleşmeleri açısından farklı günde
yapılma sırası A, C, D şeklindedir).

4. B'nin evinden çıkarken sözleşme öncesi beyan etmiş olduğu


alarmını açmayı unutması, hırsızlık
rizikosunun gerçekleşmesi açı­
sından ne sonuç doğurur. Aynı durum, evin pis su tesisatının es-
kimiş olduğunu sigorta bedeli belirlenirken sigorta eksperi tara-
fından fark edilmesi ve B'nin de bunu kabul etmesine karşın, si-
gorta sözleşmesinde belirtilmemesi ve su basması rizikosunun
gerçekleşmesi açısından ne sonuç doğurur? Açıklayınız.
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 429

• Kasko Sigortası
• Sigortacının Temirıatmın Kapsamı
., Sigorta Primirıirı Ödenmemesi
., Aşkın Sigorta
• Sigorta Ettirerıirı Zararm Artmasım Önleme Yükümlülüğü
., ZMMS'de Rücu
• Sigorta Ettirenin Beyarı Yükümlülüğü

A, S sigorta şirketine
50.000 TL değerindeki arabasını, kasko sigortası ile
sigortalatmış, aynızamanda yine bu sigorta şirketi ile şahıs başına maddi
zararlar için 150.000 TL, araç başına maddi zararlar için 30.000 TL limitli
zorunlu mali mesuliyet sigortası (ZMMS) yapmıştır.
A, Kayseri'den İzmir'e seyahat ederken, yolda bir cisme çarpmış, çarpma so-
nucu aracın radyatörü delinmiş, A kenara çekip baktığında bir şey göremediğin­
den yola devam etmiştir. Radyatörün delinmesi sonucu motor su kaybetmeye
başlamış ve aracın motor aksamında yangın çıkmıştır. Ani alev almadan korkan
A, aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmiş, yol kenarında duran B'ye ait araca
çarpmış, aracın içindeki C çarpmanın etkisiyle yaralanmış ve kazadan 1O gün
sonra ölmüştür.

1. Olayda yer alan sigorta sözleşmelerinin temel özelliklerini belirti-


niz. Sigortacı meydana gelen zararlar bakımından kime ya da kim-
lere karşı hangi zararlar için ödeme yapmak mecburiyetinde kala-
caktır?

2. A, yaptırmış olduğu kasko sigortasına ilişkin sigorta priminin ilk


taksitini ödememiş olması veya ilk taksiti ödedikten sonra kalan
taksitleri ödememesi söz konusu olsaydı, sigortacının buna karşı
hangi yollarla ne yapabileceğini gerekçesiyle açıklayınız.
3. Aracın kaza sonrası kasko sigortası açısından eksper tarafından
yapılan değerlendirmesinde 80.000 TL değerinde olduğu belir-
lenmiş olsaydı, araçta meydana gelen zararın 20.000 TL olmasına
bağlı olarak, sigortacı hangi sebeple hangi miktarda ödeme yapa-
430 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

caktı? A'nın buna karşı bir itirazı olabilir miydi? Gerekçeli olarak
açıklayınız

4. Sigortacı S, kazadan sonra kasko sigortası yönünden sadece rad-


yatör ve çarpışmadan doğan zararı ödeyeceğini, motorun yanarak
alev alması sonucu ortaya çıkan zararı ödemeyeceği beyan etmiş­
tir. Sigortacının bu iddiası yerinde midir? Hangi nedenle? Gerek-
çeli olarak açıklayınız.
5. Sigortacı S, çarpışma sonucu, ZMMS kapsamında meydana gelen
zararı, A'nın kaza sırasında alkollü olduğu için ödemek isteme-
mektedir. Bu iddiaya göre ödememe söz konusu olabilir mi? De-
ğilse, S ödemek zorunda kalırsa, hangi zararlar, ne miktarda
ödeme kapsamına girecektir? Bu iddiaya göre sigortacının ödedi-
ğini kısmen veya tamamen geri alma imkanı var mıdır? Kimden,
hangi şartlarla geri alabilir? Gerekçeli olarak açıklayınız.
8. A'nın aracının radyatör koruması takılı şekilde sigorta ettirilmesi
halinde, radyatör koruması takılmayarak seyahate çıkılmış olsay-
dı,radyatördeki delinme nedeniyle sigortacı tazminat ödemekten
kurtulabilir miydi?
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 431

., Yangm, Kasko ve Hayat Sigortası


., Sigorta Priminin Ödenmemesi
., Riziko Gerçekleştiğinde Sigorta Ettirenin Beyan Yi.iki.imlülüği.i
., Hayat Sigortasmda Teminat, Hayat Sigortasmda Si.ire
., İntihar

A, evi ve kendisi ile eşine ait araçlar için S sigorta şirketi ile sırasıyla yangın ve
kasko sigortaları yaptırmıştır. Evin değeri 300.000 TL olmasına rağmen sigorta
sözleşmesinde evin değeri yanlışlıkla 200.000 TL olarak belirlenmiştir. A'nın reşit
olmayan oğlu B bir gece babasından habersiz babasının aracını kaçırmış, eve
dönerken yanlışlıkla annesinin aracına çarpmış her iki araçta da zarar meydana
gelmiştir. Aynı zamanda arabayı park ederken, evin yan tarajindan bulunan tra-
foya zarar vermiş, trafodaki arıza nedeniyle yangın başlamış ve yangın eve sirayet
ederek 50.000 TL'lik zarara yol açmıştır.
A aynı zamanda, T sigorta şirketi ile yapmış olduğu bir hayat sigorta sözleş­
mesi sahibidir.

1. Olayda yer alan sigorta sözleşmelerinin temel özelliklerini belirti-


niz. Sigortacı meydana gelen zararlar bakımından bir ödeme
yapmak mecburiyetinde kalacak mıdır? Ödeme yapmayacak ise
bunun bir nedeni olabilir mi. Gerekçeli olarak açıklayınız.
2. A, yaptırmış olduğu yangın sigortasında primin ilk taksiti ödedik-
ten sonra kalan taksitleri ödememesi söz konusu olsaydı, sigorta-
cının buna karşı hangi usullerle ne gibi yollara ne başvurabileceği
ve bunların sonuçlarının ne olacağını gerekçesiyle açıklayınız.
3. A'nın aracını oğlu kullanmış olmasına karşın, A bu durumu gizle-
yerek kendisinin kullandığını ve araçlara zarar verdiğini söylemiş
olsaydı, S bu zararı ödemek zorunda mıdır? Ödeyecekse neden
ödemeyecekse hangi sebepten ödemeyecektir? Gerekçeli olarak
açıklayınız. Bu konuda ispat külfetinin ne olduğunu ve nasıl deği­
şebileceğini de belirtiniz.
432 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

4. A'nın evin bahçesinde bulunan havuza düşerek kafasını çarpması


ve ölmesi halinde, hayat sigorta sözleşmesinden kimler ne şekilde
yararlanabilir? Sigorta sözleşmesinde hayat sigortasından yarar-
lanacak kişilerin yazılı olması ve olmamasına göre gerekçeli olarak
açıklayınız.

5. A'nın yaptırdığı hayat sigortası sözleşmesi otomatik olarak sigor-


tacı tarafından yenilenen bir sözleşme niteliğinde olsaydı, söz-
leşme devam ederken, A kurtulması imkansız bir hastalığa yaka-
lanmış olmasına rağmen, bu durumu bildirmemesi ve ölmesi ha-
linde, sigortacının sözleşmeden yararlanacak olanlara ödeme ya-
pıp yapmayacağını, bunun hangi hallerde ve ne şekilde mümkün
olduğunu veya olmadığını gerekçeli olarak açıklayınız.

6. A'nın yüzme havuzuna düşerek ölmesi yerine, intihar ederek öl-


mesi söz konusu olsaydı, sigorta sözleşmesinden yararlanacak
olanların tazminat talep edip edemeyeceğini, şartlara göre gerek-
çeli olarak açıklayınız.
7. A'nın hayat sigorta sözleşmesini başladıktan on dört ay sonra
sonlandırmak istemesi mümkün müdür? Bu halde A, sigortacıdan
bir talepte bulunabilir mi? Gerekçeli olarak açıklayınız.
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 433

., Kasko Sigortası ve ZMMS


., Sigorta Priminin Ödenmemesi
., Sigorta Ettirenin Sözleşme Öncesi Beyan Yükümlülüğü
., Sigortacının Halefıyeti
,. Hayat Sigortasında lehtar, Hayat Sigortasında Yaş, Hayat Sigortasının Süresi

Tacir A, şirketine ait araçlar için S sigorta şirketi ile bir yıl kasko ve zorunlu
mali mesuliyet sigortaları yaptırmıştır. Araçlar A'nın çalışanları tarafından ticari
işletmenin işleri için kullanılmaktadır. Çalışanlardan B, alkollü olduğu bir gece,
yolda aşırı hız yaparken karşı taraftan gelen Cnin aracı ile çarpışmış, C çarpışma
sonucu vefat etmiş, geride eşi ve iki reşit olmayan çocuğu kalmıştır.
C aynı zamanda, T sigorta şirketi ile kaza sigortasını da içeren hayat sigorta
sözleşmesi sahibidir.

1. Olayda yer alan sigorta sözleşmelerinin temel özelliklerini belirtiniz.


Sigortacı meydana gelen zararlar bakımından kime ya da kimlere
karşı hangi zararlar için ödeme yapmak mecburiyetinde kalacaktır?

2. A, yaptırmış olduğu kasko sigortasına ilişkin sigorta priminin ilk


taksitini ödememiş olması veya ilk taksiti ödedikten sonra kalan
taksitleri ödememesi söz konusu olsaydı, sigortacının buna karşı
hangi yollarla ne yapabileceğini gerekçesiyle açıklayınız.
3. A'nın aracın devamlı olarak yağ kaçırdığını söylemeyerek, kasko
sigorta sözleşmesini yapmış olması ve aracın da bu yağ kaçırma
nedeniyle kaza yaparak zarar görmesi söz konusu olsaydı, S bu
zararı ödemekten kaçınabilir miydi? Hangi şartlarla kaçınabilece­
ğini açıklayınız.

4. S'nin meydana gelen kazadan dolayı C'nin mirasçılarına ödeme


yaptıktan sonra, bu zararı başka kişi ya da kişilerden talep etme
hakkı var mıdır? Bu kişilerin sigorta sözleşmesi devam ederken
değiştirilmesi mümkün müdür? Hangi şartlarla mümkündür? Ge-
rekçeli olarak açıklayınız.
434 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

5. C'nin yaptırdığı hayat ve kaza sigortasından mirasçılar dışında


başka kişi ya da kişiler de yararlanabilir mi? Hangi şartlarla yarar-
lanabilir? Bu kişilerin tazminatı talep etme hakkı olsa dahi hangi
durumlarda talep etme hakları ortadan kalkar? Gerekçeli olarak
açıklayınız.

8. Hayat sigortası sözleşmesinde C'nin yaşının 65 yerine 55 yazılma­


sı halinde, buna bağlanan sonuç ne olacaktır? Bu durumla ilgili
hususları ayrıntılı olarak açıklayınız.

7. Hayat sigortasının primleri bir yıldan sonra ödenmemiş olsaydı,


sigortacıT'nin tazminatı hangi şartlarla ödeyeceğini veya öde-
meme ihtimalini gerekçeli olarak açıklayınız.
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 435

., Yangın Sigortası
., Sigorta Teminatmm Kapsamı,
., Zararı Önleme ve Azaltma Yükümlülüğü
., Aşkın Sigorta
., Hayat Sigortası, Prim Ödemeden Muaf Sigorta, Sigorta Tazminatı

A anonim şirketi, Kayseri organize sanayi bölgesinde bulunan fabrikasını


10.000.000 TL'ye yangın sigortası ile S sigorta şirketine sigorta/atmıştır. A şirke­
tinin ortakları olan B ve C'de, T sigorta şirketi ile kendilerinin hayatları için birer
hayat sigortası sözleşmesi yapmışlardır.
A şirketine ait fabrikada yer alan elektrik tesisatında meydana gelen kısa devre
nedeniyle yangın çıkmış, çıkan yangın fabrikayı sarmış ve yandaki başka bir fabri-
kaya da sirayet ederek arda da zarara yol açmıştır. Yangın sonucunda fabrikada
5.000.000 TL'lik zarar meydana gelmiştir.
Olaya çok üzülen B, üzüntüye dayanamamış ve kalp krizinden vefat etmiştir.
C, S sigorta şirketi ile yangın zararının karşılanması için yapılan yazışmalarda
sigorta şirketinin zararı ödemeyeceğini bildirmesi üzerine oldukça sinirlenmiş, bu
sinir ile evde oğluyla başka bir sebepten dolayı büyük bir tartışma yaşamış ve
yaşanan bu tartışma sonucunda oğlu tarafından silahla vurularak ölmüştür.

SORULAR:

1. Olayda yer alan sigorta sözleşmelerinin türlerini, özelliklerini,


hangi rizikoları teminat altına aldığını, açıklayınız. Yangın sigortası
bakımından somut olayda riziko nasıl isimlendirilir? Prim açısın­
dan bir farklılık söz konusu mudur? Belirtiniz.
2. S sigorta şirketinin, yangın sigortası nedeniyle ödeme yapılmaya­
cağını ileri sürmesinin nedeni somut olaydaki verilere göre ne
olabilir? Bu iddiasında haklı olabilir mi? Yangının yandaki fabrika-
ya sirayet etmesi teminat kapsamında olabilir mi? Hangi halde bu
mümkün olabilir? Bu tip sigortanın türü ve özellikleri nelerdir?
Gerekçeli olarak açıklayınız.
3. S sigorta şirketi, yangın için önceden belirtilen yangın söndürme
sistemi olmaması nedeniyle yangının büyüdüğü ve zararın çoğal-
436 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

dığı iddiasında ise, böyle bir durumda yangın zararını ödemekten


kurtulabilir mi? Kurtulup kurtulmamasına göre ortaya çıkacak so-
nucu gerekçeli olarak açıklayınız.
4. S sigorta şirketi, ortaya çıkan zararın teminat kapsamında oldu-
ğunu, fakat fabrikada bulunan mal stoklarının ve müştemilatın
değerinin poliçede belirtilenden az olduğunu ileri sürerek, asıl za-
rarın 2.000.000 TL olduğunu beyan etmektedir. Bu iddiaya ilişkin
sigorta hukukundaki kavramı açıklayarak yazınız. İddianın gerçek
olması halinde sigortacının ödemek zorunda olduğu miktar ne-
dir? Açıklayınız.
5. B'nin ölümü ile sigorta tazminatını kim veya kimler talep edebilir?
Sigorta sözleşmesinin türü ve özelliği açısından teminattan yarar-
lanabilecek bütün kişileri gerekçeli olarak belirtiniz. C'nin ölümü
halinde oğlu sigorta teminatında yararlanabilir mi? Gerekçeli ola-
rak açıklayınız.
6. B'nin yaptırmış olduğu hayat sigortası sözleşmesi devamlı olmak-
la birlikte, yapıldıktan sonraki 2. yılın içinde prim ödenmemesi
nedeniyle sigortacı tarafından iptal edilebilir mi? Edilip edilme-
mesine göre, ölüm ile rizikonun gerçekleşmesi halinde sigorta
tazminatının da talep edilip edilemeyeceğini veya başka bir mik-
tarın talep edilip edilmeyeceğini gerekçeli olarak açıklayınız.
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 437

" Hayat Sigortası


" Sigorta Teminatmm Kapsamı
" İlliyet Bağı
" Sigorta Menfaati
'" İntihar

A, çok yakın arkadaşı olan B'nin hayatına bağlı bir sigorta sözleşmesi yaptır­
mıştır. Aynı zamanda A, kendisinin ölümü şartına bağlı bir hayat sigortası yaptı­
rarak, eşi E'yi lehtar olarak atamıştır. B, kendi kullandığı araçta eşi F, A ve E ile
birlikte yolculuk yaptıkları bir sırada, öndeki aracı geçmek isterken hatalı sollama
yapması sonucu karşıdan gelen bir araca çarpmıştır. Kaza sonucu B'nin kullandığı
araç takla atmış, kazada E ve A hafif yaralanmış, B ve F ise olay yerinde hayatla-
rını kaybetmişlerdir. A, daha sonra B'nin kendi adına bir ferdi kaza sigortası yap-
tırmış olduğunu öğrenmiştir.

BORULAR:

1. A'nın, B'nin hayatına bağlı yaptırdığı sigorta geçerli midir? Duru-


mu özellikle menfaat unsuru açısından değerlendiriniz.

2. Adli tıp raporlarında B'nin, kaza anında travmaya dayalı kalp krizi
geçirdiğine dair bulgular tespit edilmiştir. Böyle bir ölüm vakası
sonucunda hayat sigortası ile ferdi kaza sigortacılarının tazminat
sorumlulukları doğar mı? Nasıl?

3. A, hafif yaralanmasına rağmen, hemofili hastalığının da etkisiyle


uzun bir süre kan kaybetmeye devam etmiş ve kan kaybından
ölmüştür. A'nın hayat sigortası bakımından lehtar olarak atadığı
eşi E, tazminat tutarını talep ettiğinde sigorta şirketi hemofili
hastalığının önceden bildirilmediğini ve tazminat ödeme yüküm-
lülüklerinin olmadığını ileri sürmüştür. Sigorta şirketi haklı mıdır?
Neden?
4. A'nın kan kaybından değil de, tüm olanların sebebi olarak kendini
görmesi ve hastanede intihar etmesi sonucu ölmesi halinde, eşi
E'nin lehtarı olduğu hayat sigortası geçerli sayılacak mıdır? Neden?
438 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

5. A ve E'nin anlaşarak açtıkları ancak henüz sonuçlanmamış olan


bir boşanma davasının, hayat sigortasına bir etkisi var mıdır?
Nasıl?

8. Meydana gelen kazanın, zorunlu trafik sigortası (ZMMS) bakımın­


dan sonuçları ne olacaktır? Bu sigorta bakımından kim, kimden
hangi tür taleplerde bulunabilir?
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 439

,. Hayat Sigortası
,. Hayat Sigortasında Sigortalanan Menfaat
,. Hayat Sigortasında Lehtar
,. Sözleşme Süresindeki Beyan Yükümlülüğünün İhlali
,. Doktor İncelemesi

X, eşi
Y'nin hayatını ölüm rizikosuna karşı A sigorta şirketi nezdinde yap-
tırdığı bir sigorta sözleşmesiyle sigorta/atmıştır. Sözleşmenin lehtarı X'in iki
oğlundan biridir. Sözleşme görüşmeleri sırasında X, eşinin herhangi bir rahat-
sızlığı olmadığını beyan etmiş ve bu beyan üzerine sözleşme yapılmıştır. Söz-
leşmenin devamı sırasında Y, tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmış ve bu
hastalıkla 6 yıl yaşadıktan sonra vefat etmiştir. Bu süre zarfında X, sigorta
şirketine herhangi bir bildirimde bulunmamış fakat primlerini düzenli olarak
ödemiştir.

X'in oğlu olan Z, annesinin vefatından bir süre sonra sözleşmenin gereğinin ye-
rine getirilmesi için A sigorta şirketine başvurmuşsa da sigorta şirketi; "sözleşme­
nin devamı süresinde ortaya çıkan hastalığın kendilerine bildirilmediği ve bu suret-
le beyan yükümlülüğünün ihlal edildiğini" ileri sürerek hiçbir ödeme yapmamıştır
(Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Taşıma ve Sigorta Hukuku 2018-2019 Dö-
nemi Final Sınavı).

SORULAR:
1. Sigorta şirketinin sigorta bedelini ödememe yönündeki savunma-
sı yerinde midir? Açıklayınız. Sözleşmede Y'nin doktor inceleme-
sinden geçirilmesi kararlaştırılmıştır. Y'nin ölümü sonrası A sigor-
ta şirketi bu hükmün uygulanmadığına dayanarak sigorta bedelini
ödemeyeceğini ileri sürmesi yerinde midir?

2. X ve Y, şiddetli geçimsizlik sebebi ile boşanmış olsalardı, bu du-


rumun sigorta sözleşmesine etkisi ne olurdu? Açıklayınız. Boşan­
ma sonrası X, C ile sevgili olmuş ve beraber yaşamaya başlamış­
lardır. X bu sigortayı C'yi lehdar olarak belirleyerek devam ettir-
mesi mümkün müdür? C'nin önceki evliliğinden olan 15 yaşındaki
K'nın ölümü üzerine ve yine C lehdar olarak atanması şeklinde
440 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

değiştirmesi mümkün olabilir mi? Mümkünse hangi şartlarla ve


ne şekilde açıklayınız?

3. X, lehtar olarak atadığı oğluyla yaşadığı bir anlaşmazlık sonucun-


da onun bu sözleşmeden faydalanmasını istememektedir. Bu is-
teğini gerçekleştirmesinin hukukı bir yolu var mıdır? Açıklayınız.
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 441

" ZMMS, Yangın Sigortası, Hayat Sigortası


" Sigorta Teminatının Kapsamı
" İlliyet Bağı
" Sigorta Menfaati
" İntihar

A, X Gıda AŞ'de çalışan bir kişidir. Şirketin aracını kullanan A, evine ulaştıktan
sonra dinlenmek için odasına çekilmiş; onun 18 yaşındaki oğlu K ise, araç kullan-
mayı çok merak ettiğinden, babasından habersiz olarak taşıtın anahtarlarını ala-
rak dışarı çıkmıştır. Daha önceden de araç kullanma konusunda biraz tecrübesi
olan K, evden çıkarken rastladığı arkadaşı L'yi de yanına alarak trafiğe çıkmıştır.
K, kendine fazlaca güvendiğinden oldukça süratli araç kullanmaktadır. Bir sü-
re sonra, yola fırlayan köpeği fark eden K, ona çarpmamak amacıyla direksiyonu
kırmış; bu esnada direksiyon hakimiyetini kaybederek şerit değiştirmiş ve önünde
seyretmekte olan M'in kullandığı araca arkadan süratli bir biçimde çarpmıştır. Bu
araç da yol kenarındaki büfeye çarpmış, o sırada büfe içindeki piknik tüpü infilak
etmiş ve çıkan yangında büfe kül olmuştur.

Kaza neticesinde M'nin kullandığı araçta toplam 30.000 TL tutarında bir ha-
sar meydana gelmiştir. Ayrıca, K'nın emniyet kemerini takmamış olan arkadaşı L
de yola fırlamış kaza mahallinde hayatını kaybetmiştir. L'nin babası oğlunun
hayatını ölüme karşı V sigorta şirketine sigorta ettirmiştir.

Kaza mahalline gelen polislerin yaptığı inceleme neticesinde, M'nin kullandığı


aracı camlarını kırdıktan sonra çalmış olduğu anlaşılmıştır. Araç sürücüsü K ise,
tam kusurlu bulunmuştur.
Tüm bu olaylardan ilgili kişilerin sigorta şirketlerinden şu talepleri olmuştur:
-X Gıda A.Ş., aralarındaki sözleşme uyarınca Z sigorta şirketinden aracının
uğradığı hasarların giderilmesini talep etmiştir.

- M'nin çaldığı ve kullandığı aracın sahibi O, X Gıda A.Ş. 'nin sözleşme yaptığı Y
sigorta şirketinden aracında meydana gelen hasarların giderilmesini talep etmiştir.
- Hayatını kaybeden L'nin babası İ, V sigorta şirketinden aralarındaki sözleş­
mede kararlaştırılan bedelin ödenmesini talep etmiştir.
- Büfesi yanan B, aralarındaki sözleşmeye göre U sigorta şirketinden yangın
sebebiyle ortaya çıkan zararlarının tazminini talep etmiştir.
442 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

BORULAR:
1. Olaydaki sözleşmeleri tanımlayarak, bunların temel özelliklerini
(teminat altına alınan riziko, sigorta türlerinden hangilerine dahil
olunduğu vb.) kısaca açıklayınız.

2. Z sigorta şirketi X şirketinin kendisinden talepte bulunması duru-


munda ödeme yapmak zorunda mıdır? Açıklayınız.
3. Meydana gelen zarar, K tarafından değil de; şoför A'nın aracı
ödünç verdiği ve sürücü belgesi bulunmayan S tarafından veril-
seydi, cevabınızda bir değişiklik olur muydu? Açıklayınız.
4. Tazminat talebini inceleyen Z sigorta şirketi X Gıda A.Ş.'ye ait ara-
cın fren tertibatında bir yıpranma olmasına rağmen, bu durum
bildirilmemiş ve kaza sonrası yapılan ekspertizde aracın frenleri-
nin tutmaması sebebiyle kazanın meydana gelmiş olduğu tespit
etmiş olsaydı, buna cevabınız ne olurdu?

5. Y sigorta şirketinin, sigorta ettirene bir sigorta poliçesi vermemiş


olması halinde bunun tazminat ödeme borcuna bir etkisi olur
mu? Açıklayınız.
6. Sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında Y sigorta şirketi sigorta
ettirene bir liste vermiş ve bu listede yazan hususlarda kendisine
bilgi verilmesini istemiştir. Listede aracın fren tertibatına ilişkin
bir soru bulunmamaktadır. Sigorta şirketi buna bağlı olarak taz-
minat ödemekten kaçınabilir mi? Açıklayınız.
7. Büfede meydana gelen yangın, kaza sonucu değil de, çarpma
sonrası zaten kötü olan elektrik tertibatındaki tetiklenme sonucu
çıkmış olsaydı U sigorta şirketi tazminatı ödemekten kurtulabilir
miydi? Açıklayınız.
8. B ile U arasında yapılan sözleşmede büfenin yol kenarında olma-
ması söz konusu iken, sonradan belediye yol çalışmasıyla, büfe
yolun kenarına kaymıştır. Bu durumun sigortacı U'nun meydana
gelen kaza neticesi ortaya çıkan yangın nedeniyle ödeyeceği taz-
minatı nasıl etkiler? Açıklayınız.

9. V sigorta şirketiyle akdedilen sözleşme sırasında babasının L'nin


kalp hastası olduğunu bildirmemesi; kaza sonrası yapılan otopsi-
de de meydana gelen kazadaki yaralanma dışında asıl ölüm ne-
deninin kalp krizi olduğu tespit edilirse, sigortacının tazminat
ödememesi mümkün müdür? tartışınız.
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 443

" Ferdi Kaza Koltuk Sigortası, Kasko Sigortası Hayat Sigortası


" ZMMS, Tıbbi Kötü Uygulama Zorunlu Sorumluluk Sigortası
" Sigorta Sözleşmelerinin Kapsamı
" Sözleşme Öncesi İhbar Yükümlülüğü

Otobüs işletmesi X Ltd. Şti, Kayseri-İstanbul arasında otobüs taşımacılığı


yapmaktadır. A, İstanbul gitmek için X Ltd. Şti'nin işletmesinde B'ye ait ve B tara-
fından kullanılan otobüse binmiştir. Otobüs Bolu civarındaki aşırı yağış ve hız
nedeniyle kaymış karşı yola geçmiş ve karşıdan gelen C ile ailesinden eşi D ve oğlu
12 yaşındaki E'nin bulunduğu araca çarpmıştır. Bu kaza esnasında doktor olan C
ve D ölmüş, E yaralanmıştır. B'de çarpışma esnasında ölmüştür. Söz konusu olay-
da X Ltd. Şti'nin yaptırdığı ferdi kaza koltuk sigortası, B'nin yaptırdığı zorunlu
mali mesuliyet sigortaları ile A'nın ölüme bağlı bir hayat sigortası, doktor Cnin
kullandığı araca ait bir kasko ve zorunlu mali mesuliyet sigortası ile doktor Cnin
eşi ve çocuğunun lehtar olduğu yine ölüme bağlı bir hayat sigortası sözleşmesi ile
kendisine ait bir tıbbi kötü uygulama zorunlu mesleki sorumluluk sigortası bu-
lunmaktadır.

80R.ULAR.:
1. Olayda yer alan sigorta sözleşmelerinin temel özelliklerini belirti-
niz. Sigortacılar meydana gelen zararlar bakımından, sigortanın
türü ve talep sırası da esas alınarak kime ya da kimlere hangi za-
rarlar için ödeme yapmak mecburiyetinde kalacaktır. Gerekçeli
olarak açıklayınız.
A, yaptırmış olduğu hayat sigortasına iki yıl boyunca sigorta primi
öderken, ölmeden önceki son 6 aydır ödeme yapmamış olsaydı,
A'nın sigorta tazminatını talep edecek olanlar, sigorta bedelinin
tamamının talep edebilirler miydi? Bunun yanında doktor Cnin
hayat sigortası sözleşmesini yapan Y sigorta şirketi kazadan iki ay
önce iflas etmiş olsaydı, C'nin lehtarları, sigorta bedelinin tama-
mını talep edebilecekler miydi? Gerekçeli olarak açıklayınız.

3. C'nin aracını ödeyen kasko sigortacısı, bu bedeli başka kişilerden


talep edebilir mi? Kim ya da kimlerden? Hangi şartlarla açıklayı-
444 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

nız. Doktor C'nin aracın bakımını yaptırmamış ve bu nedenle freni


tutmayan araç yoldan çıkarak direğe çarparak zarar görmüş ol-
saydı, bu durum kasko sigortacısının sigorta bedelini ödemesinde
bir etkisi olur muydu?
4. Doktor C'nin tıbbi kötü uygulama zorunlu mesleki sorumluluk
sigortası yaptırdığı tarihten 6 ay önce yapmış olduğu bir cerra-
hi müdahale nedeniyle, kendisine sorumluluk yüklenmiş ve
tazminat talebinde bulunulmuştur. Böyle bir tazminatın isten-
mesi mümkün müdür? Hangi durumda, hem sigorta şartları
hem de süre açısından cevaplayınız.
5. A'nın hayat sigortası sözleşmesi 7 yıldır devam ediyorken,
A'nın sözleşme yapılırken, kalp hastası olduğunu belirtilmemiş
ve A bu hastalıktan vefat etmiş olsaydı, sigortacı sigorta bedeli
ödemekten kaçınabilir miydi? Gerekçeli olarak açıklayınız.
A'nın mirasçılarının kazada ölüm nedeniyle 200.000 TL maddi
zararları olsaydı, bu bedeli hangi sigorta veya sigortacılardan
talep edebileceklerdir? Bu bedeli aşan oranlarda ferdi kaza
koltuk ve hayat sigorta bedelleri söz konusu olsa dahi, bunlar-
dan 200.000 TL'nin üzerinde olan bir tazminat talep etmek
mümkün müdür? Gerekçeli olarak açıklayınız.
8. C'nin oğlu, kaza yerinde aşırı üzüntü ve öfke ile kaza sonrası
aracın duran kısmını ateşe vererek patlamasına neden olsa idi,
kasko sigortacısı bu zararı ödemekle mükellef olur muydu?
Hangi şartlarla gerekçeli olarak açıklayınız.
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 445

.. Yangın Sigortası
.. Teminatın Kapsamı
.. Sigortacının Tazminat Ödeme Yükümlülüğü
.. Eksik Sigorta
.. Sigorta Ettirenin Zararın Artmasını Önleme Yükümlülüğü
.. Sigorta Ettirenin Beyan Yükümlülüğü
.. Sigortacının Halefiyeti

S sigorta şirketi
ile Kayseri Organize Sanayi Bölgesinde yer alan T Kağıt A.Ş
arasında yangına karşı sigorta sözleşmesi yapılmıştır. Bu şirketin fabrikası ile yan
yana olan F Çelik Ltd. Şti. fabrikası yine yangına karşı mal ve sorumluluk sigorta-
sını M sigorta şirketi ile yapmıştır.

F Çelik Ltd. Şti'nin fabrikasında yer alan talaş silosunda 05.05.2019 tarihinde
çıkan yangın, buradaki patlama neticesinde T şirketinin F şirketi ile beraber kul-
landıkları fabrikaları birbirinden ayıran duvara dayalı olan geri dönüşüm için
balya halindeki hurda kağıtlara sıçramış ve bunların alev alması sonucu rüzgarla
büyüyen yangın itfaiyenin ancak 20 saatlik çalışmasıyla söndürülebilmiştir. Yan-
gın sonucu T A.Ş'de 1.500.000 TL zarar meydana gelmiş olup, T şirketinin yangı­
na karşı sigortası 5.000.000 TL, F Ltd. Şti'nin mal yangın sigortası 2.000.000 TL,
yangın sorumluluk sigortası 350.000 TL değerindedir. Yangın sigortaları aynı
zamanda deprem, su basması ve kar ağırlığı biçimde teminatlar da vermektedir
(Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Taşıma Ve Sigorta Hukuku 2018-2019 Dö-
nemi Final Sınavı).

1. S sigorta şirketi T A.Ş'de meydana gelen zarar sonrası yaptığı tes-


pitlerde sigorta bedelinin 10.000.000 TL olması gerektiğini belir-
lemiştir. Bu durumda sigortacı T'ye hangi sebeple ne oranda öde-
me yapacaktır? T A.Ş yangından sonra hurda kağıt balyalarını fab-
rika içindeki depoya taşımış ve duvara yangın söndürme sistemi
kurmuştur. Bu durum sigortacının ödeyeceği bedeli değiştirir mi?
Neden? S sigorta şirketi ödemiş olduğu bu bedeli ödemek dışında
ya da ödeme sonrası başka kişi ya da kişilerden talep edebilir mi?
Hangi sebeple ve ne miktarda talep edebilir? Açıklayınız.
446 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

2. Sigortacı hangi tarihte T A.Ş'nin sigorta zararını tazmin edecektir?


Bu bedelin sigortacı tarafından ödenmemesi halinde T A.Ş'nin ta-
lep edeceği miktarı hangi tarihten itibaren hangi faiz oranı ile is-
teyebilir? Sigortacı S ile T A.Ş arasındaki sigorta sözleşmesine
T'nin faiz isteyemeyeceği şeklinde hüküm konulmuş olsa, S faiz
ödemekten kurtulabilir miydi? Açıklayınız.
3. F Ltd. Şti'de meydana gelen zararın talaş silosundaki elektrik ak-
samının kısa devre yapması sonucu çıktığı yangın raporu ile tespit
edilmiştir. Bu durumda F Ltd Şti'nin, sigortacısı M'den zararını ta-
lep edip edemeyeceğini gerekçeli olarak açıklayınız. F Ltd. Şti ile
M arasında sözleşme değerinin belli bir para olarak belirlenmesi
ve bu hususun poliçede yazması halinde cevabınız değişir miydi?
Gerekçeli olarak cevaplayınız.
4. T A.Ş. yangın zararı gerçekleştikten sonra kısmen zarara uğramış
balyaları soğutmak üzere depoya çekmiş ancak depodaki hava
akımının havalandırma sonucu değiştirilmesi sonucu balyalar yan-
maya başlamış ve depoya sıçrayarak zarara neden olmuştur. T A.Ş
yetkilileri yangını kendi imkanları ile söndürerek, söz konusu kı­
sımdaki yangının da ilk yangınla ortaya çıkan bir zarar olduğunu
gelen ekspertiz görevlilerine söylemişlerdir. Bu durumla ilgili ol-
mak üzere, S sigorta şirketi hangi hükme dayanarak ödemiş oldu-
ğu sigorta tazminatı bakımından T'ye karşı hangi taleplerde bulu-
nabilir?
5. M sigorta şirketi F Ltd. Şti ile yapmış olduğu sigorta sözleşmesin­
de, F Ltd. Şti'nin fabrika alanında talaş silosu ve bu silonun yük-
sekliği ile mevcut durumunu bildirmemesi halinde sigortacının
zarardan önce veya sonra hangi hakları kullanabileceğini açıklayı­
nız? Sigorta sözleşmesinin içeriğinde sorumluluk sigortası sözleş­
mesi olmasını da dikkate alınız.
Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar 441

" Yangın Sigortası, Kasko Sigortası, ZMMS


" Sigorta Sözleşmelerinin Kapsamı
" Aşkın Sigorta, Takseli Sigorta
" Sigorta !Ettirenin Prim Borcu

Büyük bir tekstil fabrikasının sahibi A, oğlu (B)'ye mezuniyet hediyesi olarak
lüks bir araç satın almıştır. Oğlunun ehliyetini yeni alması ve hız merakı sebebiyle
Y sigorta şirketiyle de bir kasko sigortası sözleşmesi, Z sigorta şirketiyle de zorun-
lu mali mesuliyet sigortası yaptırmıştır. Aracın satın alınmasından yaklaşık bir
hafta sonra oğlu B aşırı dozda uyuşturucu alarak, kız kardeşi C'nin araçta bulun-
duğu sırada hız limitinin çok yukarısında seyretmek suretiyle durakta bulunan bir
anne ve çocuğunu ezmiştir. Anne olay yerinde ölmüş, çocuk sakat kalmıştır, ayrıca
ön camdan fırlayan C ise hastanede hayata gözlerini yummuştur. Çok sevdiği ve
tek kızı C'yi lehtar göstererek ölümüne bağlı bir hayat sigortası yaptıran A, aynı
zamanda OSGB arazisinin hemen yanı başında bulunan fabrika binası için X si-
gorta şirketiyle bir yangın sigortası sözleşmesi akdetmiştir. Fabrika binasında
yangın çıkmış, OSGB'ndeki bir boya fabrikasında büyük çaplı bir hasar meydana
getirmiştir. A'nın fabrikasında yapılan ilk belirlemelere göre yangın fabrikadaki
elyaf sıkıştırma makinesinin elektrik aksamından çıkmıştır.

1. Olayda yer alan sigorta sözleşmelerinin temel özelliklerini belir-


tiniz.
2. Fabrika binasında çıkan yangından doğan zararı X sigorta şirketi
ödeyecek midir? Şayet zarar fabrikanın dış kısmında bulunan
elektrik direğinden kopan telin fabrikanın kendisine ait iplik dolu
konteyner üzerine düşmesiyle birlikte iplik yumaklarının tutuş­
ması neticesinde oluşsaydı, cevabınız değişir miydi? Açıklayınız.

3. Boya fabrikasında çıkan yangının X sigorta şirketi tarafından taz-


min edilmesi mümkün müdür? Açıklayınız.
Olayda trafik kazasında meydana gelen zararlardan kim/ler,
kim/lere karşı sorumludur? Açıklayınız.
448 Sigorta Hukuku Cevapsız Pratik Çalışmalar

5. A ile Z sigorta şirketi arasında yapılan kasko sigortası sözleşme­


sinde aracın değeri ortaklaşa seçilen bir ekspertiz tarafından
1.000.000 TL olarak belirlenmiştir. Trafik kazasında yapılan ince-
lemelerde aracın değerinin 500.000 TL olduğu tespit edilmiştir.
Sigorta şirketleri hangi bedel üzerinden sigorta tazminatı ödeye-
cektir? Bu bedele itiraz hakları var mıdır? Açıklayınız.
8. Sigortacının aracın bedelinden, ödenmeyen primleri mahsup et-
mesi mümkün müdür? Açıklayınız.

You might also like