Professional Documents
Culture Documents
Ramses Işığın Oğlu - Christian (PDFDrive)
Ramses Işığın Oğlu - Christian (PDFDrive)
İŞİĞİN OĞLU
Christian Jacq
Önsöz
6 CHRISTIAN JACQ
"İyi ya..."
"Çok iri..."
âdeta sezinlemişlerdi.
Firavun:
"Baba..."
yordu.
"Affedersin."
"Çılgınlık mı?"
"Kendin olmak."
18 CHRISTIAN JACQ
"Nasıl?"
Garson:
"Henüz bilmiyorum."
22 CHRISTIAN JACQ
"İyi bu da işin tuzu biberi olur; tamam mıyız?"
"Henüz değil."
"Gelecek."
Ramses:
Setau:
Aşa:
"Dalga mı geçiyorsun?"
"Yılanlar nerde bulunur? tarlada, kı
madı.
Ramses:
24 CHRISTIAN JACQ
sevinçliydi:
Musa:
Ramses:
Ameni:
Aşa:
Geleceğin diplomatı:
Setau:
"Aksi olsa şaşardım. Yine de en gerçekçi tutum
benimki," diye karşılık verdi.
26 CHRISTIAN JACQ
"Neymiş şu tutum?"
Ramses:
"Hangi sebeple?"
"Yalnızca
"Mükemmel, ya
revlendirilecek. Yeter ki
"Ya Aşa?"
"Kim tarafından?"
rektörü, öğretmenler ve benim tarafımdan. Bu
davranışı
Ramses düşündü.
"Elbette."
"Ama..."
28 CHRISTIAN JACQ
yordu.
"Hayrola?"
"Hadi gidelim."
32 CHRISTIAN JACQ
"istersen vazgeçebilirsin."
Setau:
Setau:
"Neden?"
"Sen benim
34 CHRISTIAN JACQ
"Nereden biliyorsun?"
"Biliyorum."
"Ben sadece yılanlara güvenirim. Onlar doğanın
buyruklarına uyarlar ve asla ihanet etmezler. Söz
konusu insanlar olunca durum bütün ömürlerini
hileyle ve dolandırıcılıkla geçi rirler."
Setau:
dedi.
verdi.
"Kesinlikle etmem."
"Çok meşgulüm."
"Kocana
"Biraz tarif
Ramses:
38 CHRISTIAN JACQ
"Sus."
40 CHRISTIAN JACQ
"Hayır düşünüyordum."
uşaklar
"Seviş benimle."
kıyordu.
42 CHRISTIAN JACQ
"Koş," dedi.
"Kendini beğenmiş!"
Seyislerden biri:
"öyle mi sanıyorsun?"
44 CHRISTIAN JACQ
Şenar sırıttı.
Şenar:
ne olacak?"
, "O senden
48 CHRISTIAN JACQ
Genç adam
"Nedir o?"
"Kral kâtibi ol. Böylece kendi sekreterini kendin
seçersin."
"Ramses!"
"Buna ne dersin?"
"Şahane!"
lay bu!"
"Karar verdin?"
"Sarayda..."
Ramses babasıyla yeniden karşılaşmayı hayal
ediyordu; saray kâ
"Söylesene."
"Ya diretirsem?"
hatırlıyordu.
"Kabalaşma."
56 CHRISTIAN JACQ
"Kabul ediyorum."
Şenar uzaklaştı.
"Bilmiyorum."
"Kendimi bu duruma
10
Araba sürücüsü:
Ramses:
"Canlı yakalamak isterim," diye karşılık verdi.
Araba durdu:
"Yürümemiz gerek."
"Neden?"
"Yoruldun mu?"
"Hayır." .
60 CHRISTIAN JACQ
"Yola devam."
Ne bir yılana, ne bir akrebe Sanki bu ıssız yerde
tek bir canlı yoktu. Belki de hayvanlar
yuvalarından ya da taşların ara larından çıkmak
için akşam sessizliğini bekliyorlardı.
11
yor!"
"Bana güvenebilirsin."
keşfettin?"
"Yani..."
"Beni ciddiye
66 CHRISTIAN JACQ
terk etmeyecek."
yor."
"intikam."
"Eğer, bu
göründü."
na götürdü.
"Aferin sana."
"Polise
12
"Gidelim Ramses."
"Dizginleri al."
seçerek artıracaktı.
Babasının vermek istediği mesaj şu olmalıydı:
parlak geçen bir çocukluğu, yapay bir eğitimi
kendisinin gerçek kimliğini bulmak için, acımak
bilmez güneşinin al tında yaşamalıydı. Ramses,
vahşi boğa ile karşılaşmasının onu kral lığa
yönlendireceğini sanmakla yanılmıştı. Şimdi ise,
Seti, onu ger çek kapasitesi ile karşı karşıya
getirerek bütün boş hayallerinden kurtulmasını
sağlamıştı.
Firavun:
"Baba..."
"Hadi, durma."
"Yapamam."
74 CHRISTIAN JACQ
"Gel benimle."
"Yanılıyorsun."
13
"Bilmiyorum."
"Sana inanmıyorum."
"Gerçeği söylüyorum."
"imkânsız."
"Pek endişeli
"Gelecek."
"Dayanabilirim."
yor muydu?"
"Dokunmayın bana!"
"Şansınızı zorlamayın."
78 CHRISTIAN JACQ
"Gitmeyin!
"Yoksa ne?"
Şenar'ın yüzünde endişeli bir ifade belirdi.
"Yasak."
"Atölye kapalı."
"Araştırmak için bundan daha iyi bir durum
olursun."
"Defol."
80 CHRISTIAN JACQ
çıktı ve beklemeye başladı. Hava kararınca
atölyenin pencereden içeri girdi. Bir etajerin
üzerine bırakılmış lambayı kul lanarak
ardiyedeki mürekkep kalıplarını dikkatle
incelemeye başla sıradaki kalıplar onu düş
kırıklığına uğrattı. Hepsi de mü
lırdı.
Meraklı delikanlı konuşma fırsatı bulamayacaktı.
14
"Ne dedin?"
sanıyorsun?"
"Demek
"Hayrola ne oluyor?"
"Evet, benim."
Hemşire:
"Yaşayacak mı?"
"Döndün Biliyordum."
"Başardım başardım!"
Ramses:
"Neden kapalı?"
"Bilmiyorum."
Saka uzaklaştı.
86 CHRISTIAN JACQ
için uyardı.
"Hangilerini?"
re hareket etmendir."
88 CHRISTIAN JACQ
15
90 CHRISTIAN JACQ
sağlıyordu. Bakışları halkına öbür dünyanın
kapılarını açıyor du. Şayet o ırmağın iki
yakasında barbarlar hüküm sü
Seti:
"Bu kuşlar bilinen dünyanın ötesinden geliyor,"
dedi. "Tanrıla rın her an bir varlığa can
verdikleri Tanrılar güç ok yanusunda oturdukları
zaman insan başlı kuş biçimine girerler ve ışıkla
beslenirler. Sonsuzluğun sınırını aşıp dünyaya
geldikleri za man bir kırlangıç ya da başka bir
göçmen kuş kılığına girerler. On ları hayranlıkla
seyretmeyi unutma, çünkü onlar bizim yeniden
do ğan atalarımızdır ve güneşten bizi ateşiyle
yakmaması için yardım dilemektedirler.
Firavun'un düşüncesini onlar ilham eder ve ona
öyle bir yol çizerler ki insan gözü o yolu
göremez."
Firavun:
havaya kaldırdılar.
önünde eğilin."
nüyorlardı.
ları göründü.
16
96 CHRISTIAN JACQ
beklemek istiyordu.
Majeste."
"Evet,
"Majeste,
98 CHRISTIAN JACQ
atölyenin adresini açıkladı ve bu atölyenin
sahiplerinin kim oldu ğunu öğrenmesini istedi.
"Kuşkunuz olmasın,"
Kraliçe çekildi.
manlıklarını sürdürüyorlardı.
koyacaktı.
"Emriniz nedir?"
17
"Bilmiyorum," dedi.
"Hasta mı?"
"Sanmıyorum."
"Hayır."
"Siz bilirsiniz."
şu hayvanı!"
bak,
Ramses:
ne oldu sana?"
"Henüz onaylamadı."
"Çok garip! Gidip başına sorun."
"Şikâyetin ne?"
Ramses ilerledi.
18
Ramses, iki gün boyunca ne ağzına bir lokma
koydu ne de kim seyle konuştu.
nın mirasçısıydı.
Ameni:
kasının değil.
"Alay mı ediyorsun?"
Sari:
Dolant:
"Mutlu musun?"
"Görevim..."
Genç kâtip:
"Gidelim."
"Oyun bitti,
Çok şık giyinmiş olan Şenar, Ramses'in yanına
sokuldu.
"Neden teşekkür
"Denerim,
Prensin ablası:
Sari:
"Neyse ki Güzel îset gemide," dedi.
"Ya eşyaları?"
sekreteri geliyor!"
19
fediyordu.
kovanı gibi
yok."
"Musa."
"Bekle biraz."
"Ramses!"
mı?"
"Ama?"
"Ama bir güç, beni yetenekli olduğum alanlara
doğru iten o güç
Musa gülümsedi.
"Galiba."
"Kim bu?"
"Güzel
din?"
CHRISTIAN JACQ
Musa:
na koydu.
Ramses."
Setau:
"Neden olmasın?"
Ramses'e,
"Beraber gidelim."
Ramses Musa'ya:
larla baktı.
"Şey,
ri kalktı.
20
"Evet."
"Sizi dinliyorum."
Adam yutkundu.
Prens:
Ameni:
Ramses:
Ramses:
"Hayır."
buruştu.
"Devletin hizmetindeyim."
"Soruşturmadan ne haber?"
olarak bulundu."
"Korkacağımı mı sanıyorsun?"
"Anne!"
"Durum gösteriyor."
21
Şenar afalladı.
"Elbette, ama..."
"Benimle gel."
Ramses tepiniyordu.
neden, Seti'yle sefere gidecekleri açıklayan
kararnameyi getirmekte bu kadar gecikiyordu?
Prens kendisine verilen rütbenin ne olduğunu
öğrenmek için sabırsızlanıyordu. Cafcaflı bir
unvanın pek önemi yoktu onun için. Önemli
olan savaşa katılmaktı.
"Kendin oku."
"Seni dinliyorum."
"Kararım kesindir."
yenmek istiyorum."
"An... anlamadım."
"Garip istekler, zevzeklikten başka bir şey
değildir. Düşmanı
mu yoksa, Bakhen?"
Bakhen:
verdi.
Eğitmen:
Ramses:
22
malara öncelik
"Hangi konuda?"
"Sadece Hititlere!"
ben hallederim."
Musa:
Ramses,
Musa:
landı.
sürdürdü.
şünüyordu.
"Eh
"Hangi konuda?"
10
CHRISTIAN JACQ
Musa:
yok."
Yahudi bir kahkaha attı.
Musa:
"Ben değilim."
"Yanılıyorsun."
bunu anlayamazsın."
"Elbette ki hayır."
lanmış oluyordu.
"Neden durduk?"
"Çünkü geldik."
25
vermiyordu.
anı vardıi
değil mi?"
Ramses:
Seti:
"Kimdir o?"
"Dur!"
26
Ramses,
"Ben."
"Ne sen?"
"Sanırım beni..."
mı geçiyorsun, Musa?"
"Geldim Majesteleri."
"Soruşturmanızdan ne haber?"
"Gerçekten mi!"
"Majesteleri!"
"Majesteleri..."
Ramses:
Ramses:
inceleyelim," dedi.
yordu.
nı imkânsızlaştırmıştı.
"Çünkü..."
"Ne yazık ki
"Korkarım ki öyle."
"Matematik mi öğreniyorsunuz?"
"Hacimleri hesaplıyorum."
27
"Memnuniyetle."
"Bana güvenebilirsiniz."
"Beni
"Israr etmeyiniz."
nız."
nebilir?"
"Susmanızı emrediyorum."
"Hiç beklemeyin."
söyledi.
• • * •
Ramses:
Genç kadın:
"Boynuma taksana."
• • •
Ameni, hiçbir düş kırıklığının önleyemeyeceği
bir inatla çöplük lerde araştırmalarını
sürdürüyordu. Bir gün önce, bilmecenin birçok
parçasını bulduğunu ve atölyenin adresiyle mal
sahibinin adı arasın da bir ilişki kurduğunu
sanmıştı, ama yelkenleri suya indirmek zo runda
kaldı. Ele geçirdiği yazı okunaklı değildi, eksik
harfler vardı.
Ramses, Ameni'ye:
Ameni:
"Onun oğluyum."
• •
yordu.
Ameni:
"Anlat!"
maları denetlemek."
28
Aşa, Ramses'e
laştım."
«Evet, ama..."
"Hazırlanmak mı?"
görmek istiyorum."
"Gene geleceğim."
"Karşılıklı
"Ordu."
"Neden?"
"Çok tehlikeli."
"Bilakis!"
"Kararım karardır."
"Beni neyle
"Senin teklifin
ol."
"Memnun musunuz?"
"Umarım."
Aşa eğildi.
leyecekti.
Görevli subay:
29
Seti:
"Gecikmez, Majeste."
yorlar, doğru,
"Ne yapıyorsun?"
"Soruma cevap
sanıyorum."
"Bense özgürüm."
Seti:
yor."
"Savaş mı çıkacak?"
"Evet Ramses. Savaştan nefret ettiğim kadar
hiçbir şeyden nefret etmem, ama bir Firavun ne
âsileri ne de kargaşalığı kışkırtanları ba
ğışlayabilir. Aksi takdirde, Maât
hükümranlığının sonu gelir ve her yerde kargaşa
baş gösterir. Bu da küçük büyük herkes için
felaket demektir. Mısır, kuzeyde Kenan Ülkesi
ile güneyde de kontrol altında bulundurarak
istiladan korunuyor. Kral, gibi zayıf davranacak
olursa, ülkeyi büyük bir tehlikenin içine sokmuş
olur."
"Çarpışacak mıyız?"
30
Komutan:
Seti:
Komutan:
kimseyi
Seti:
yordu.
Yılan oynatıcısı:
"Yarın kaleyi
"ilerliyoruz."
"Ama o
"Kabul mü?"
oynattı.
"Hey, baksanıza!"
Ramses:
Setau:
Ramses:
yorlar."
Seti karamsardı.
Çadırının içinde Ramses ve üst rütbeli subaylar
toplanmışlardı.
"Teklifiniz nedir?"
Firavun:
"Biliyorum."
"Ben gönüllüyüm."
Yaşlı asker:
31
türlüsü barınıyor?"
"Şansıma güveniyorum."
Setau:
"Görevimi yapıyorum."
kapalı dalıyorsun."
"Bilakis,
"Yok,
"Otur."
"Gitmem
Setau."
"Oğlunuzu aşırılıklardan
O da onlardan
ler."
"Doğruyu mu söylüyor?"
lar.
sin."
Setau:
"Teşhisin bu mu?"
anladın?"
Ramses hayvana:
32
"Nasıl?"
tu.
"Nasıl istersen."
Şenar kardeşini kutladı.
yitirmişti.
"Mümkün mü?"
"Benden ne bekliyorsun?"
"Ne yapabilirim?"
seviyorum."
yorum."
kardılar.
"Yatak mı?
Ameni:
Kız gülümseyerek:
"Hazırım," dedi.
dışarda duruyor."
"Sana inanmıyorum."
Ne iğrenç şey!"
"Kabul etme!"
"Olanaksız."
33
"Bilmiyorum."
"Bilmiyorum."
yapılmıştı.
Seti:
"Şimdi
rüyor."
Seti:
34
yordu.
Ameni:
galiba."
Tanrı karşılaştım."
Ameni ürperdi.
"Ama hâlâ
"Kim bilir?"
"Kimsin?"
"Söz veriyorum."
Seti:
Şenar irkildi.
35
Ameni:
bir şaka!"
Öfkeli Güzel
"Evet."
"Öyleyse
i kala l
"Saygılar..."
"Doğrul, Musa."
görevin mi?"
çıkacaklardı.
Seti Ramses'e:
"Baba..."
36
"Neden vazgeçeyim?"
"Babama ihanet
ve sana güveniyorum."
"Ya Aşa?"
"Onunla konuşacağım."
"Teşekkür ederim."
"Ama..."
yordu.
Seti Ramses'e:
Ramses:
kuracaksın."
lar."
Seti:
37
Memurlardan biri:
"Önerin nedir?"
korkuyor musun?"
"Ne şekilde?"
"Cesaretin mi kırılıyor?"
"Evet."
Bu kanıt afallattı.
"Fikir mi değiştirdiniz?"
meyvelerini toplayacaksınız."
Aşa:
çok tehlikeli."
16
Aşa:
38
nüyordu.
Naip:
Ramses:
Setau gözleri
Ameni:
"Mektubum mu?"
"Ya
kar mı bilmiyorum."
Seti:
"Susalım," dedi.
Seti:
Ramses:
tı?"
Seti:
ummuyordu."
"Peki ne umuyordu?"
Bu işten bir anlam çıkaramayan kral ile oğlu,
tepenin yamacın daki keçi yolundan inmeye
başladılar. Seti kendinden emin adım larla önden
gidiyordu.
Aper:
Kovalamaca başladı.
Seti:
Aper:
"Bilmiyorum," diye yanıt verdi. "Burada
çalışmıyor."
Seti:
"Veririm."
39
"Elbette!
"Ama?"
"inşallah öyledir."
"Neden olmasın?"
nefret ederim."
"Umarım bu karşılıklıdır."
"Ben buraya derin düşüncelere dalmak ve
sükûneti bulmak için itiraf etmeliyim ki
Ramses'in tayini benim için çok şiddetli bir şok
oldu, ama sonunda gerçeği kabul etmek gerekir.
Bu tapına ğın huzuru bana yardımcı
"Hata ediyorsunuz."
"Sanki
"Hafızamı tazele."
"Kocam bekliyor."
başvur."
"Başka ne söylenebilir?"
Dolant'ın öfkesi bir kat daha arttı.
"imkânsız."
niyor."
himayesinde olduğum için bana bir şey olmaz."
"Şimdi."
40
Seti:
sun."
17
olmaktı.
kargaşa dönemlerinde."
Seti:
hissediyorsun, Ramses?"
Ramses:
Ramses titredi.
"Bedeviler mi?"
Kral:
"Ölümün sebebi ne?" diye sordu.
"Susuzluk, Majeste."
Ramses:
Seti:
su
nüzü
Seti:
41
"Çok başarılıydınız."
"Nefertari."
"Nereden geliyorsunuz?"
Tuya:
deneyimim yok,
266 CHRISTIAN
"Majestelerinin emrindeyim."
"Sanırım."
"Affedersiniz,
Nefertari gülümsedi.
Lotus:
"Daha ne var?"
"Söylenti..."
Setau
"Gerçek gerçektir."
aramaya çıkalım."
"Hangi orduyla?"
"Elbette ki hayır!"
Yaptığın çılgınlık!"
"Vazgeçmiş
42
"Kolumu
yor."
"Önsezileri onu
Polis memuru:
18
274 CHRISTIAN JACQ
"Görünüşe aldandık,
affet beni!"
"Beni
ağlıyordu.
görüyordu.
Tuya:
"Doğru."
Tuya:
"Güzel
"Nasıl?"
"Suçlanacak
netilmiyor."
Ramses:
benim yeni
Tuya:
43
"Yanıt aittir."
Ramses:
Ramses:
Meba:
Seti:
"Menelaos beni
bu kadarla
Güzel Helen:
"Kocamdan nefret ediyorum," dedi.
Helen?"
"Benimki de
"General misiniz?"
"Ne sıfatla?"
Şenar:
Şenar:
44
"Hizmetçiler nasıl?"
"Üstümüze titriyorlar."
Şenar:
"Beni bağışlayın,
yeğlerim."
bekletilmekten hoşlanmaz."
"Biliyorum."
"Hangi sıfatla?"
Ben senin kocan ve
"Kalk ve gel."
kalacak mısınız?"
"Kahrolası
"Seti yıl
290 CHRISTIAN
Seti:
; Kapılar açıldı.
Seti:
yordu.
Seti:
yorlardı.
bilirdi?
Naip tapmaktan çıktı ve Nil ırmağına doğru
yürüdü.
46
gerektiğini biliyorum."
Homeros:
"O şimdi
"Evet, doğru."
irkildi.
Ameni çökmüştü:
Homeros'un söyledikleri doğruysa, Ramses'i bir
daha göreme yecekti. Arkadaşlarına danışmak
isterdi, ama Musa Aşa Asya'da ve Setau da
çöldeydi. Tek başına, kaygılar içinde, kendini
işine vererek eski sakinliğini bulmaya çalıştı.
"özel sekreteri
necek."
hissetti.
"Hayır,
hiçbirini göremedim!"
düşünebilir miyim?"
söylemeliyim."
Naip kendine güvenini kaybetmiş gibiydi.
döndüm."
dilerim."
47
Seti:
CHRISTIAN JACQ
"
:A .
f
RAMSES: IŞIĞIN OĞLU 307
Dolant alındı.
"Eminim."
Ramses'in dönmüştü.
Ramses:
"Onu bekleriz."
sinirli görünüyordu.
Yılan oynatıcısı:
dedi.
calığı tanımıyordu.
48
"Tahmin edebileceğinden de
bu?"
suratı asıldı.
Prenses
Şenar:
re bu bir
takdirde sizi
mı istiyorlar?"
"Mükemmel bir
"Nasılsınız?"
"Sizin
Ramses:
rünürler."
tüye kullanır."
ne oldu?"
"Nasıl isterseniz."
"Söylemesi
"Hangi nedenle?"
mı?"
yor."
"Önemli
vazgeçtiğini mi sanıyorsun?"
ş sen de görüyorsun."
50
dinlemeyi yeğlerdi.
yola çıkalım."
arabası yaylandı.
diye sordu.
mayın."
Genel vali:
Genel vali:
Genel vali:
Ramses:
"Emirleri ben veririm," diye hatırlattı. "Kimse
saldırgan bir dav ranışta bulunmasın."
Ne yapacaksınız?"
Genel vali:
"Kimsin?"
"Vergiler nerde?"
"Gel."
Ramses:
"Çatışma olmayacak," diye kestirip attı. "Söz
verildiği gibi buğ
yor muydu?
Şenar, Delta'da bir yolculuğa çıktı, yolculuk
sırasında iki taşralı
"Tam
"Pek değil."
"Neden kuşkulanıyorsunuz?"
51
Balıkçıların köyünde sakin bir yaşam sürüyordu.
Köy, ırmağın kıyısında, gemilerin geçişini
gözlemekle görevli on kadar adamdan oluşan bir
polis müfrezesinin himayesindeydi. Polislerin
görevleri yorucu değildi. Arada sırada bir Mısır
gemisi kuzey yönüne gidiyor, altmış yaşında,
göbekli bir adam olan müfreze geminin adını ve
geçiş saatini bir tabletin üzerine kaydediyordu.
Yabancı ül kelerden dönen gemiler Nil'in başka
bir ağzını izliyorlardı.
görmüş bak."
Müfreze komutanı:
Polislerden biri:
Oğluna:
"Ne olmuş?"
Ramses dikildi.
334 CHRISTIAN
"Alçaklığınız yüzünden!"
"Yolumdan çekilin."
emretti.
"Adın ne senin?"
geliyorsun?"
Ramses:
Seti:
Seti:
olacaktı.
Ramses:
çuvalına tıkıverdi.
53
Ramses:
"Nasıl söyleyeceğimi
"Neden korkuyorsunuz?"
"Sanırım Majeste."
Sevgili kardeşim,
Naip:
benim ablam,
"Yaz, Ameni."
nı değerlendireceklerini ve Şenar'ı
destekleyeceklerini belirtiyorlar dı. Güzel gerekli
bilgiyi aldıktan sonra kendi kaderini kendi be
lirleyebilecekti.
yordu.
"Sebep neymiş?"
ğa düşmüş olmalıydı.
Seti:
kullan."
receksiniz."
ğı için koruyamayacaktı.