You are on page 1of 18

MAKALELER/ARTICLES/LES ARTICLES

DEDE KORKUT KİTABI’NIN YENİ NÜSHASI VE


ÜZERİNDEKİ YAYINLAR*

The New Manuscript of the Book of Dede Korkut


and Relevant Publications

Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN**


ÖZ
Dede Korkut’un yeni bulunan Günbed nüshası, 12 Aralık 2018 tarihinde Veli Muhammed Hoca
tarafından Tahran’daki bir kitabevinden satın alınmıştır. Yazmanın önceki sahibi Muhammed Hoca’ya,
Kaçar hanedanı soyundan geldiğini, yazmanın da hanedanın kurucusu Ağa Muhammed Han Kaçar’ın
kitaplığından yadigâr kaldığını söylemiştir. Yazmanın İran Türkmenleriyle ilgisi, Türkmensahra’da
yaşayan bir Türkmen tarafından satın alınmasından ve şu anda onun elinde bulunmasından ibarettir.
Eserin dil özelliklerinin de bugünkü Türkmence ile ilgisi yoktur. Yusuf Azmun’un eserinin önsözünde
yazmanın Merv’den İran’a geldiğine dair bir kayıt olsa da eserin dili bütünüyle Azerbaycan Türkçesi
özellikleri taşıdığı için Merv ile ilgili bu rivayette bir yanlışlık olmalıdır. Bu makalede Dede Korkut’un
yeni bulunmuş olan Günbed nüshası üzerinde durulmuş, nüshanın mahiyeti ve dil özellikleri ele alın-
mıştır. Dil özelliklerinden hareketle yazmanın tarih ve coğrafyası belirlenmiştir. Nüshanın bulunu-
şundan hemen sonra yayımlanan üç çalışma da makalede değerlendirilmiştir. Karşılaştırmalar ya-
pılarak aralarındaki farklar gösterilmiş, uygulanan transkripsiyon sistemine eleştiriler getirilmiştir.
Bazı önemli hatalara da temas edilerek metnin doğru okunmasına yardımcı olunmaya çalışılmıştır.
Günbed nüshası; içinde yeni bir boyu barındırması, diğer yazmalardan farklı olması, nüshanın farklı
bir koldan, başka bir dip yazmadan geldiğine dair kanıtlar taşıması, Dede Korkut anlatmalarının /
yazmalarının 18. yüzyıla kadar geldiğini göstermesi ve Güney Azerbaycan, özellikle Tebriz ağzını yan-
sıtan bir dille yazılmış olması açısından önem taşımaktadır. Dede Korkut Kitabı’nın sadece Dresden ve
Vatikan yazmalarını dikkate alan bir kişi Günbed nüshasının onlara benzemediğini düşünebilir. Oysa
irili ufaklı bütün Oğuznameler bir arada ele alındığı zaman yeni nüshanın da onlardan bazı parçalarla
benzeştiğini veya onlardan bazı parçaları çağrıştırdığını anlamak mümkün olur. Dede Korkut’un Gün-
bed nüshasının yalnız soylama ve yeni bir anlatma (boy) barındırması açısından değil dil açısından da
ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıdan, sorunlu kelime ve ibarelerin çözülmesi için metin
üzerinde daha birçok çalışma yapılması gerekmektedir. Eserle ilgili üç yayın ve bu yayınlardaki tıpkı-
basımlar ortaya çıkmadan önce, yazmanın sanal medyada dolaşan 5-6 sayfalık metnindeki dil özellik-
lerine dayanarak bu nüshanın 17-18. yüzyıllara ve Güney Azerbaycan sahasına ait olması gerektiğini
yazmıştım. Yazmanın önceki sahibinin, eserin Ağa Muhammed Han Kaçar’ın kitaplığından yadigâr
kaldığına dair sözleri doğru ise istinsah tarihi, anılan Kaçar hanının dönemine veya az önceye ait olma-
lıdır. Ağa Muhammed Han Kaçar 1786-1797 yılları arasında hükümdarlık yapmıştır. Buna göre Dede
Korkut’un Günbed nüshasının 1786-1797 yılları arasında veya 1786’dan bir süre önce, fakat mutlaka
1759’dan sonra istinsah edildiğini söyleyebiliriz. Eserin dil özellikleri de bunu desteklemektedir.
Anahtar Kelimeler
Dede Korkut, Günbed nüshası, dil özellikleri, dönem ve saha, transkripsiyon.
ABSTRACT
The new manuscript (named Günbed) of the Book of Dede Korkut was purchased by Veli Mu-
hammed Hoca on December 12, 2018 from a book store in Tehran, Iran. The previous owner of the ma-
nuscript has told that he descends from Ağa Muhammed Han, the founder of the dynasty Kaçar whose
library kept the book for a long time. However, when the language of the book is examined carefully,
it is seen that its language has nothing to do with contemporary Turkmen. Therefore, there must be a
mistake with the narrative regarding its relation to Merv. In this article, recently found Günbed ma-
nuscript of Dede Korkut has been elaborated and, characteristics and language properties of the new

* Geliş tarihi: 28 Temmuz 2019 - Kabul tarihi: 1 Eylül 2019


Ercilasun, Ahmet Bican. “Dede Korkut Kitabı’nın Yeni Nüshası Ve Üzerindeki Yayınlar” Millî Folklor
123 (Güz 2019): 5-22
** Gazi Üniversitesi (emekli öğretim üyesi), Ankara/Türkiye, bercilasun@gmail.com

http://www.millifolklor.com 5
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

manuscript have been addressed. The Günbed manuscript is considered important for these reasons:
It contains a new epic story; it is different from other manuscripts of Dede Korkut; various verses in-
dicate that it belongs to a different branch at the roots; this manuscript shows that the narratives and
manuscripts of Dede Korkut made its way till 18th century and the language of the book reflects the
features of the vernacular of South Azerbaijan, Tabriz. Considering the manuscripts of Vatican and
Dresden, one can claim that the Günbed manuscript is mostly different from these two manuscripts but
when all Oğuznames are examined together, it is understood that the new manuscript is in harmony
with some of the parts of the past manuscripts. The Günbed manuscript isn’t only important for its ver-
ses and a new epic story but also in terms of the language. In this respect, it is necessary to elaborate
the text with regard to problematic words and phrases. Before three new studies have been published
regarding the new manuscript, I wrote that this new manuscript must be from 17 or 18th century, So-
uth Azerbaijan by examining the first pictures of the newly found manuscript that appeared on social
media. We can say that this manuscript was obviously copied after the year 1759 as its language proves
this assertion. In this study, some important issues and criticism has also been raised with regard to
the transcriptions presented in recently published papers.
Key Words
Dede Korkut, The Günbed manuscript, language properties, period and domain of use, trans-
cription.

Dede Korkut Kitabı’nın yeni nüs- ma yüz elli yıl önce Merv şehrinden
hası, Veli Muhammed Hoca tarafından İran’a gelmiştir.” (2019: 8). Bu kayıt,
12 Aralık 2018 tarihinde Tahran’daki yine Veli Muhammed Hoca’ya dayan-
Hüner kitabevinden satın alınmıştır. dırılan Kaçar hanedanına ait bilgiyle
El yazması şu anda Türkmensahra çelişmektedir. Eserin dili bütünüyle
bölgesinin Günbed şehrinde yaşayan Azerbaycan Türkçesi özellikleri taşı-
Veli Muhammed Hoca’nın hususi kü- dığına göre Merv ile ilgili bu rivayette
tüphanesinde bulunmaktadır. Yazma- bir yanlışlık olmalıdır.
yı Hüner kitabevine getirip satan kişi, Yazmayı Türkmenlere bağlayan
Veli Muhammed Hoca’ya, Kaçar hane- bir başka sebep de 5b’deki şu kayıt-
danı soyundan geldiğini, yazmanın da tır: Cild-i duyum Kitâb-ı Türkman (e)
hanedanın kurucusu Ağa Muhammed s-sānî 1347.1 Özgün metnin ikinci satı-
Han Kaçar’ın kitaplığından yadigâr rı ile üçüncü satırı arasında bırakılmış
kaldığını söylemiştir (Shahgoli vd. boşluğa farklı bir yazıyla, üstelik “kur-
2019: 150). şun kalemle” (Shahgoli vd. 2019: 154)
Yazmanın İran Türkmenleriyle kaydedilmiş olan bu satırın çok son-
ilgisi, Türkmensahra’da yaşayan bir raları bir başkası tarafından yazıldığı
Türkmen tarafından satın alınmasın- açıktır. 1347 tarihi M. 1928-1929 yıl-
dan ve şu anda onun elinde bulunma- larına denk gelmektedir. Demek ki bu
sından ibarettir. Eser, Tahran’da ve kayıt, o tarihlerde kitaba sahip olan
Kaçar hanedanı soyundan geldiğini biri tarafından düşülmüştür. Burada-
söyleyen birinden satın alınmıştır. ki Türkman kelimesiyle de Türkmen-
Eserin dil özelliklerinin de bugünkü sahra ve Türkmenistan Türkmenleri
Türkmence ile ilgisi yoktur. Yusuf değil Güney Azerbaycan, Doğu Ana-
Azmun’un eserinin ön sözünde yaz- dolu ve Irak Türkmenleri kastedilmiş
manın Merv’den İran’a geldiğine dair olmalıdır.2
bir kayıt vardır: “Veli Muhammed Günbed nüshası 31 yapraktır. İlk
Hoca’nın anlattığına göre bu el yaz- yaprağı eksiktir. Müstensihçe özel ola-

6 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

rak bırakılan boşluklar da sayılmak 17-18. yüzyıllara ve Güney Azerbay-


şartıyla her sayfada 14 satır vardır. can sahasına ait olması gerektiği belir-
Eser okunaklı bir nestalik hattıyla ya- tilmişti (Ercilasun 2019: 9-11). Shah-
zılmıştır. Metin, tezhipli ve hayli düz- goli vd. eserin ilk sayfasında yer alan
gün çizgilerle çerçevelenmiştir. Eserde “uçmak” ve “sızdırdı” kelimeleriyle
yazar, müstensih, yer ve zamanla ilgili ilgili iki haşiyedeki beyitlerin Senglah
herhangi bir kayıt yoktur. Yazmanın sözlüğünden alındığını tespit ederek
ayrıntılı tasviri için Shahgoli vd. nin yazmanın istinsah tarihinin sözlü-
yayınına (2019: 153-154) bakılmalıdır. ğün yazıldığı tarih olan 1759’dan önce
Yeni nüshada 20’den fazla soyla- olamayacağını göstermişlerdir (2019:
ma ve bir boy vardır. Adı yazılmamış 156-157). Yazmanın önceki sahibinin,
olan boy, Salur Kazan’ın yedi başlı bir eserin Ağa Muhammed Han Kaçar’ın
ejderhayı öldürmesiyle ilgilidir. kitaplığından yadigâr kaldığına dair
Günbed nüshası şu açılardan sözleri doğru ise istinsah tarihi, anılan
önemlidir: Kaçar hanının dönemine veya az önce-
1. İçinde yeni bir boy (13. boy) bu- ye ait olmalıdır. Ağa Muhammed Han
lunmaktadır. Kaçar 1786-1797 yılları arasında hü-
2. Yazmadaki soylamalar, benzer kümdarlık yapmıştır. Buna göre Dede
ve çağrıştırıcı yönleri bulunmakla bir- Korkut’un Günbed nüshasının 1786-
likte, Dede Korkut’la ilgili diğer yaz- 1797 yılları arasında veya 1786’dan
malardan farklıdır. Benzer soylamalar bir süre önce fakat mutlaka 1759’dan
da bazı yeni bilgiler barındırmaktadır. sonra istinsah edildiğini söyleyebiliriz.
3. Diğer yazmalarda bulunmayan Eserin dil özellikleri de bunu destekle-
yeni boy ve değişik soylamalar bu nüs- mektedir.
hanın farklı bir koldan geldiğini gös- ***
termektedir3. Yani bu nüsha, Dresden Dede Korkut Kitabı, daha kap-
ve Vatikan yazmalarının dayandığı samlı bir eser olan Oğuzname’nin bir
dip yazmaya / yazmalara değil başka parçasıdır. Bugün tek bir eser olarak
bir dip yazmaya dayanmaktadır. elimizde bulunmayan Oğuzname için-
4. Yeni nüsha, Dede Korkut an- de üç ana bölüm vardı: 1) Türklerin
latmalarının/yazmalarının 18. yüzyıla ve Oğuzların sözlü / efsanevi tarihi,
kadar geldiğini göstermektedir. 2) Dede Korkut’un ve ondan sonra
5. Eser, Güney Azerbaycan, özel- gelen bazı ozanların anlatıp söyle-
likle Tebriz ağzını yansıtan bir dille dikleri boylar ve soylamalar, 3) Dede
yazılmıştır. Bu yazma sayesinde bu- Korkut’a atfedilen atasözleri ve çeşit-
günkü Azerbaycan Türkçesine ait bazı li hikmetli sözler. 1310’larda Türk-
özellikleri, eskiye doğru 18. yüzyıla ler arasında elden ele dolaşan ve bu
kadar izleme imkânı bulabilmekteyiz4. üç bölümü de içinde barındıran bir
Eserle ilgili üç yayın ve bu yayın- Oğuzname’nin var olduğunu Mısırlı
lardaki tıpkıbasımlar ortaya çıkma- Türk tarihçisi Ebûbekir bin Abdullah
dan önce, yazmanın sanal medyada bin Aybek ed-Devâdârî’nin Dürerü’t-
dolaşan 5-6 sayfalık metnindeki dil Tican adlı Arapça eserinde verdiği bil-
özelliklerine dayanarak bu nüshanın gilerden anlıyoruz (Ercilasun, 14 Tem-

http://www.millifolklor.com 7
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

muz 2019). Dede Korkut’un Vatikan hem da Salur Kazan’ın soylaması var-
yazmasının Oğuzname adını taşıması, dır. Aslında Dede Korkut Kitabı’nın
Dresden nüshasında bazı boyların so- mukaddime kısmı da birçok hikmetli
nunda o boy için Oğuzname teriminin söz ile atasözlerini içine almaktadır.
kullanılması, Berlin’de bulunan atalar Dolayısıyla Dresden ve Vatikan yaz-
sözü mecmuasının Oğuzname adını malarını da karma sayabiliriz. Kar-
taşıması, başka bazı karma eserlerde ma türün bir başka tipik örneği Türk
ve hatta bazı Selçuklu tarihlerinde de Tarih Kurumu Oğuznamesi’dir. Yakın
Oğuzname adının bulunması bu se- zamanda Mustafa Kaçalin tarafından
beptendir. ortaya çıkarılıp tıpkıbasımıyla birlikte
Ebûbekir’den birkaç yıl önce yaz- yayımlanan bu 22 sayfalık yazmada
dığı Câmiü’t-Tevârîh eserinin “Târîh-i üç bölüm vardır. Özet bir sözlü/efsa-
Oğuzan ve Türkân” kısmında Reşi- nevi tarih, Dresden ve Vatikan nüsha-
deddin sadece sözlü/efsanevi tarih larındaki mukaddime, eksik bir Boğaç
bölümünü vermiştir. Ancak Korkut Han boyu6.
Ata’nın yaşadığı döneme gelince “Gü- ***
zel sözleri, söylenen kerâmetleri ve Dede Korkut Kitabı’nın sadece
hakkındaki hikâyeler pek çoktur ve Dresden ve Vatikan yazmalarını dik-
ayrıca zikredilecektir.” kaydını düş- kate alan bir kişi Günbed nüshasının
müştür (Togan 1972: 55). Bu kayıttan, onlara benzemediğini düşünebilir.
Reşideddin’in de sözlü / efsanevi tarih Oysa irili ufaklı bütün Oğuzname-
yanında boyları ve atasözlerini de içe- ler bir arada ele alındığı zaman yeni
ren bir Oğuzname’den haberdar oldu- nüshanın da onlardan bazı parçalarla
ğunu anlıyoruz. Yazık ki Reşideddin benzeştiğini veya onlardan bazı parça-
“ayrıca zikredilecektir” dediği hâlde ları çağrıştırdığını anlamak mümkün
bu “güzel söz ve hikâyeleri” zikretme- olur.
miştir. Salur Kazan tutsak olup oğlu
Üç bölümü de içine alan en eski Uruz çıkardığı boyda Salur Kazan’ın
Oğuzname bugüne ulaşmamıştır “Biñ biñ erden yağı gördüm-ise öyü-
ama bu bölümler ayrı ayrı yazmalar nüm didüm / Yigirmi biñ er yağı gör-
hâlinde elimize ulaşmıştır. Ancak bu düm-ise yıylamadum” mısralarıyla
yazmalar 14. yüzyıldan sonradır ve bu başlayan soylaması (Ergin 1989: 236;
yüzyıldan sonraki rivayetleri yansıtır.5 Gökyay 2000: 136) Günbed nüshasın-
İşte yeni bulunan Günbed nüshası da da da vardır7:
Oğuzname’nin, soylamalar ve boylar
bölümüyle ilgili olan bir parçasıdır. On min yağı geldüğini ėşidende kol götürüb
Bazı yazmalar karmadır. Karma ak otak içinde oyına girdüm.
İğirmi min yağı geldi dėyende yėrümden
türün en tipik örneği Topkapı Oğuzna-
imrenmedüm.
mesi diye bilinen üç sayfalık (65 satır)
Otuz min yağı geldi dėyende hėçe saydum.
parçadır. Bu parçada hem Oğuz boyu- Kırḫ min geldi dėyende kara gözümün
na ve Osmanoğullarına övgü, hem hik- ucından kıya baḫdum, kımzanmadum.
metli sözler, hem Dede Korkut kahra- Elli min geldi dėyende el vėrüb elleşmedüm,
manlarına ait sıfatlamalar (epitetler), azdur dėdüm.

8 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

Altmış min geldi dėyende Allâhı andum, sında “Dedem dėr ay öte yıl dolana,
atlanmadum. zamâneler kopub gele, dağ otları tü-
Yėtmiş min geldi dėyende yėltenmedüm.
kene, tiken kala” diye başlayan ve “Ol
Seksen min dėyende seksenmedüm8.
günleri görmemişem, men Dedem
Doksan min yağı geldi dėyende arḫalukcak-
ıdum9, donum gėydüm. / Dede Korkud, görmiş gibi söyle-
Yüz min yağı geldi dėyende yüz çevirüb rem” tekrarları ile biten soylamanın
kayıtmadum10. bir benzeri de Berlin yazmasında var-
Aynı soylama Topkapı Oğuzna- dır14.
mesinin sonunda da bulunmaktadır: “Dağ otları dükene, Oğuz gün
Biŋ eren gördügümde ben Kazan bıyık kala. Ulu ulu sular soğula, ancak eg-
burdum; ren (?) kala. Yılanlar ve çıyanlar ge-
Beş biŋ eren gördügümde ben Kazan lürler, akrebler, büyler kırıla, heman
boşanmadum11;
üremez kala. Tatlu dirlik, gökçek dü-
On biŋ eren gördügümde oyunum dimedüm;
Yigirmi biŋ eren gördügümde yerinmedüm;
zenlik kesile, dâvi kala. Dünyenüŋ
Otuz biŋ eren gördügümde utanmadum; âdemi, kişisi ezile, hemin cadısı-y-ıla
Kırk biŋ eren gördügümde kayıtmadum; devi kala. Hakka kullığ itmek gide,
Elli biŋ eren gördügümde el virmedüm; heman sevi kala.
Altmış biŋ eren gördügümde alpım dimedüm; Konşı konşı evine varmakdan egri
Yetmiş biŋ eren gördügümde yilimedüm12; ḫayal ala. Şara bazara seyr itmege ge-
Seksen biŋ eren gördügümde seksenmedüm;
len Türkler Türkmenler oranı bir nes-
Doksan biŋ eren gördügümde dolanmadum;
neyi begenmeyeler, belki kâh kâh çal-
Yüz biŋ eren gördügümde ben Kazan yüz
döndürmedüm. mağa ve göŋlini melâlet tutdukça eline
Kara koç koŋur atuŋ kolanın katı çekdüm; almağa bir eyü kaval ala.
Sağdan girdüm, soldan çıkdum; Göŋlek çeken, taşra çağlağan
Soldan girdüm, sağdan çıkdum; kızlar ola. Ve onlaruŋ her vaz’ına
Arı dinli, görkli Muhammed’i yâda vaķârına imrenip bakağan bizler ola.
getürdüm;
Begler paşalar öŋinde söylenen yalan
Allâh’uŋ inâyetinde, Muhammed
yaŋlış sözler ola. Ulular ekâbirler,
mûcizâtında,
Ol yağıyı anda basdum; alpım, begim meclisinde söyletmek-içün kezzabları
dimedüm. kallâşları özler ola.
Bu dinde ögünmeŋ, ögünmeŋüz a beglerüm! Ol günleri görmeden söyle-
Ögünürse yir ögünsün!13 düm ben Dede Korkut, görmişçe.
İnanuŋ baŋa Oğuz kavmı! Ol gün-
Günbed nüshasındaki soylama- lere komagıl, benüm cânum algıl
dan sonra Salur Kazan adamlarıy- ķâdir Taŋrum!
la birlikte yapıp ettiklerini anlatır
ve sonunda “Anda alpam, erem Beyit:
dėyübeni güvenmedüm.” der. Dede Sanıp sanıp söyleyenler iş bitürür;
Korkut Kitabı’nda ise birkaç soylama Sapa sopa söyleyenler baş bitürür.
sonra “Anda daḫı erem bigem diyü Hetüm-ile (?), kakınç-ıla söz söyle-
öginmedüm.” (Ergin 1989: 238) iba- yenler kendü başına savaş getürür. Ke-
resi geçer. lecisin15 begenenler yüzine kir getürür.
Günbed nüshasının 20b sayfa- Kılıçsızın kart16 kurt er kocadur. Kız

http://www.millifolklor.com 9
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

oğlanuŋ yüzsizi17 kov iletür, kov getü- Yidi başlı ejderhaya yetüp vardum
rür; iki konşı biri biri-y-ile çekişdürür, Heybetinden sol gözüm yaşardı
Hey gözüm nāmerd gözüm muḫannet gözüm
tütün eyler.
Bir yılandan ne var ki ķorḫduñ didüm
Hak Teâlâ, yavuz, yüzsiz, utan-
Anda daḫı erem bigem diyü öginmedüm
maz avrat kazâsından, belâsından (Ergin 1989: 237).
beklesün, saklasun!
İkinci emare Şecere-i Terâkime’
Ol günleri görmeden söyledüm
deki ünlü şiirin şu dörtlüğünde görü-
ben Dede Korkut, görmişçe. İnanuŋ
lüyordu:
baŋa Oğuz kavmı derler. Ol günle-
re komagıl beni, cânum algıl ķâdir Kök asmāndın inip keldi tinin yılan
Taŋrum! Her ādemni yutar irdi körgen zamān
Egrice bügrice ağaç uğaç kalma- Salur Ķazan başın kesti bermey amān
Alplar Bigler kören bar mu Ķazan kibi?
ya, saban ola. Çoluk çolak kalmaya,
(Kargı Ölmez 1996: 209).
çoban ola. Kovukça sovukça ağaç kal-
maya, boyunduruğ ola. At eşek kalma- Aslında Şecere-i Terâkime’deki
ya, öküz ola. Dere depe kalmaya, tarla bu şiir bütünüyle, Günbed nüshasının
ola. Dana tulpı18 kalmaya, külük ola. aşağıdaki soylamasıyla karşılaştırıl-
Ulu kiçi kalmaya, melik ola. Yigitler maya değer:
kocalar, avratlar gibi cavlakı yülük19
ola. Kimsenüŋ kimse yanında ödünç- Buruldum-ısa23 saraldum-ısa
den kerinçden (?) hâceti bitmeye; cebi Göğ yüzinde bulut oldum.
Alçak ava yėrlere çiskin24 oldum,
ve kesesi delük ola. Bir kişinüŋ bir
Uca dağlar başına duman olan Kazan-ıdum.
kişi katında hürmeti, izzeti kalmaya.
Atanuŋ ananuŋ oğula kıza şefkati ve Yėddi başlı yėr evreni olubanı
merhameti olmaya. Oğul ve kız ḫod Kuyruk çaldum, dağ dolandum,
anları hergiz riâyet kılmaya. Ataları Ağu saçdum, yėr boyadum,
Nefes çeküb son sömüren Kazan-ıdum.
durur-iken oğullar söyleye; analar du-
rur-iken kızlar buyruğ eyleye.
Ağalarum götürmişdüm25,
Ol günleri görmeden söyle- Ala Çakun, Çolpa Dağınun dibine
düm ben Dede Korkut, görmişçe. Gėtmişdüm; buyurmışdum:
İnanuŋ baŋa Oğuz kavmı derler.
Ol günlere komagıl; benüm cânum Ala sâyeban çatılmışdı,
Lâli çakır26 süzülmişdi,
algıl ķâdir Taŋrum!20
Körpe kuzı çevrülmişdi,
Nihayet… Bazı Korkutşinasların, Ağalarumla içir-idüm.
Salur Kazan’ın ejderha ile dövüşeceği-
ne dair bir boy olabileceği konusunda Kayadan bir kara daş ayrıldı geldi,
beklentileri olmuştur21. Böyle bir bek- Sağdaki bėğler sağa kaçdı,
Soldaki bėğler sola kaçdı.
lenti için bazı emareler yok değildi. İlk
emare Dede Korkut Kitabı’nda Salur
Sağ elümden sol elüme
Kazan’ın şu soylamasında bulunmak- Piyâleni27 tepretmedüm;
taydı22: Karılarumı28karşı vėrüb
Kara daşı saḫlayan Kazan-ıdum.

10 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

Şecere-i Terâkime’den: Ağ bilekde, gen dalda31


Yumşadub çekdüm;
Kazgurt Tagdın üŋür taşnı yugarlatdı, Pâdişahdan vekilluğı
Salur Kazan utru barıp karbap tutdı; Alan Kazan-ıdum.
İt Beçene körüp anı esi kitdi,
Alplar begler, kören bar mu Kazan kibi? Ala Demür kâfir ḫandan
Gelmişdi yėddi dutum
Kazgurt Dağ’dan oyuk taşı yuvarlattı, Polad şiş ucı elmasdan.
Salur Kazan karşı varıp kavrayıp tuttu;
İt Beçene görüp onu, aklı gitti, Ağ dabanum-ıla
Alplar beğler, gören var mı Kazan gibi? Kara yėre perçin ėtdüm;
Pâdişah kızı boyı uzun
Borla Ḫâtunı cüldü kapan32 Kazan-ıdum33.
Günbed nüshasından devam:

Bu benzerliklerden sonra Salur


Ala Demür kâfir ḫandan gelen
Altı değül altmış batman kazan-ıdı. Kazan’ın dağdan yuvarlanan kayayı
İç Oğuzun, Dış Oğuzun ağaları eliyle durdurduğunu, koca bir kazanı
Boş yėrinden götürebilmezdi29. eliyle kaldırdığını anlatan boylarla da
bir gün karşılaşabileceğimizi düşün-
İçine lâli çakır doldurdum, mek mümkündür.
Ak dalımun üstine ḫub götürdüm30,
Efsane ve destanlarda olay ve şa-
Kara kazanı boşadubanı yėre koydum,
hısların birbirlerine aktarılması sıkça
Adum Delü Dönmez iken
Ad kazanan Kazan-ıdum. görülen olgulardandır. Aktarma sıra-
sında birçok değişiklikler, eklemeler
ve çıkarmalar olabilir. Aynı kahra-
Şecere-i Terâkime’den: manlara farklı olaylar yüklenebilir
veya aynı olaylar farklı kahramanla-
Bir kazanga kırk bir atnıŋ etin saldı,
Ol kazanı sol eligi birlen aldı,
ra bağlanabilir. Günbed nüshasında
Sag eligi birlen ilge üleştürdi, bulunan Salur Kazan’ın ejderhayı öl-
Alplar begler, kören bar mu Kazan kibi? dürmesi boyu için de böyle bir olgu söz
konusudur.
Bir kazana kırk bir atın etini saldı, Reşideddin Oğuznamesindeki
O kazanı sol eli ile aldı, Korı Han gözlerine mil çekilerek bir
Sağ eli ile halka üleştirdi,
ejderha ile mücadeleye gönderilir. Yol-
Alplar beğler, gören var mı Kazan gibi?
daşı da Sarı Kulbaş’tır (Togan 1972:
64-67). Buradaki olaylar ve asıl kah-
Günbed nüshasından devam: ramanın adı tamamen farklı olmakla
birlikte ejderha motifi ile yardımcı
Ala Demür kâfir ḫandan
kahraman, Günbed nüshasındaki boy
Gelmişdi ol kâfirün sarı yayı;
ile benzerdir. Buradaki yardımcı kah-
On altı teke boynuzından
Kurulmış-ıdı katı yayı. ramanın adı Sarı Kulbaş’tır. Sarı Kul-
baş, Korı Han’ın antlığı ve ona bağlı
İç Oğuzun beğleri, bir kumandandır. Günbed nüshasın-
Dış Oğuzun ağaları da Salur Kazan’ın yardımcısı ise Lele
Tepredebilmezdi kevüreni (?). Kılbaş’tır. Sarı Kulbaş da Lele Kılbaş

http://www.millifolklor.com 11
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

da kahramanın ejderhaya gittiğini bilir. Arkaik kelimeler, yeni metnin


sonradan öğrenip yardıma giderler34. dayandığı eski yazmanın dönem ve
Bir benzerlik de gözlerle ilgilidir. coğrafyası hakkında fikir verir.
Korı Han, gözlerine mil çekilip kör Metnin dönem ve coğrafyası hak-
edilerek ejderha ile mücadeleye gön- kında hüküm vermek için kelimeler-
derilir. Kazan’ın gözleri ise ejderhayı den çok o metnin fonetik ve morfolojik
görünce kanlanır: özelliklerine bakılır. Asıl belirleyici
“Ejdehânun hėybetinden Kazanun unsurlar bunlardır. Arap harfli Türk-
bir gözi bulaşdı, kana döndi. Kazan çe metinlerde fonetik özellikler açıkça
öz gözine acıklandı: Mere sen menüm görülemediği için belirleyici olmada
nâmerd gözüm! Kara polad sav kılı- morfolojik özellikler öne çıkar. Bunun-
cun yalmanından korḫmazdun. Suhar la birlikte metnin bazı imla özellikleri,
oklar peykânından uşanmazdun. On bilhassa yanlış yazılışlar dönemi ve
altı batman kâfir gürzi tepemden değ- coğrafyayı yansıtabilir.
di, pörtlemedün. Ejdehâ dėdükleri bir Yukarıdaki teorik bilgilere daya-
yilandur, anda ne var ki bulaşursan, narak Günbed nüshasının dönem ve
ölezürsen? Senün kim nâmerd göz me- coğrafyasını belirleyebiliriz.
nüm kimi merd igidde nėyler?” Metnin Azerbaycan sahasına ait
Burada Salur Kazan’ın Dede Kor- olduğunu gösteren başlıca morfolojik
kut Kitabı’ndaki soylamasını tekrar ve fonetik özellikler şunlardır:
hatırlayalım: 1. Teklik birinci şahıs emir ekinin
-(y)Im olması: kesim (1a-14), avlayım
Yidi başlı ejderhaya yetüp vardum (27a-1), gėtmiyim (27a-1), gėdim (30b-
Heybetinden sol gözüm yaşardı 2)35.
Hey gözüm nāmerd gözüm muḫannet gözüm
2. Ünlü ile biten isimlerde yük-
Bir yılandan ne var ki ķorḫduñ didüm
leme hâli ekinin +nI olması: ejdehânı
(Ergin 1989: 237).
(27a-13, 27b-4), piyâleni (19b-11).
3. İkinci ünsüzü geniz sesi olan
Çeşitli Oğuznamelerde adı geçen
kelimelerdeki b->m-: men (20b-8, 21a-
kahramanlar, onların yaptıkları ve
4 …), mana (27b-6, 30b-1 …), min
onlar için söylenen sıfatlamalar kar-
(24b-11, 24b-12, 24b-13 …), min- (1a-
şılaştırılıp o kahramanlar hakkındaki
3, 1a-7, 14a-11), minil- (15a-1). Tek-
hikâyelerin eksiklikleri tamamlanabi-
lik birinci şahıs zamiriyle ilgili olarak
lir. Günbed nüshası da bu bakımdan
bütün metinde sadece bir b-‘li örnek
önemli bir metindir.
vardır: bana (1a-14). Üç yerde geçen
***
beŋze- fiili ise hep b-‘lidir: (15a-13,
Günbed nüshasının dili Güney
23b9, 23b-11).
Azerbaycan Türkçesidir, özellikle
4. Söz başında y düşmesi: ildırım
Tebriz ağzıdır. Daha önceki metin ve
(4a-1, 5b-6, 5b-9), igid (2b-13, 10b-11,
rivayetlere dayanan yeni bir metnin
15a-4…), iğirmi (21b-8, 24b-13), ilḫı
dilinin dönem ve coğrafyası hakkında
(4b-6, 8a-7), uca (4a-12, 19b-2), ucal-
hüküm verilirken eski kelimelerden
(5b-10, 6a-10), üz (1a-9). Ön sesi düş-
hareket edilmez. Çünkü böyle metin-
müş üz birkaç kez geçer, buna karşılık
lerde arkaik kelimeler daima buluna-

12 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

yüz biçimi çok daha fazladır. Ayrıca olmuştur; fakat bin ve bin- kelimeleri
yıl, yilan, yulduz, yürek kelimelerinde Türkmencede müñ ve mün- biçiminde-
de y- düşmemiştir. dir (Tekin vd. 1995: 466-467). Metin-
5. Şu kelimelerde t-‘nin korunmuş de y-‘siz olan kelimeler -uca- dışında
olması: tik- (18a-9, 26a-11), tikil- (11b- Türkmencede y-‘lidir: yıldırım, yigir-
8), toḫun- (4a-8, 14b-13), tök- (3b-1, mi, yigit, yılkı (Tekin vd. 1995: 699-
29a-7), tökül- (25b-8). 701). Metinde t-‘li ve d-‘li olarak geçen
6. Şu kelimelerdeki t->d-: daban yukarıdaki kelimelerin -tovşan ve tut-
(5a-7, 24a-13), dadlu (6a-4), dan (17b- dışında- tamamı Türkmencede d-‘lidir
9, 24a-9), dart- (3b-4, 15a-3), daş (4b- (Tekin vd. 1995). Pıçak sözü Türkmen-
12, 19b-9), daş- (7b-4, 27a-14), dovşan cede de p iledir, fakat pozul- fiili b- ile
(8b-7), dut- (1b-9, 4b-13, 8a-8), duz (2b- bozul-‘dur. Söz ortası ve sonunda ḫ sesi
13). bulunduran kelimeler Türkmencede
7. Şu kelimelerdeki b->p-: pıçak k’lidir: arka, bak-, yık-, yok (Tekin vd.
(1b-2), pozğun (3a-2), pozul- (22b-1). 1995). Kimi kelimesi de Türkmencede
8. Söz ortası ve sonunda ķ>ḫ: arḫa kimin biçimindedir (Tekin vd. 1995:
(2b-11, 6a-10), baḫ- (14a-8, 27b-2), yıḫ- 410). Azerbaycan Türkçesindeki yėddi
(8b-10, 10a-3), yoḫ (1a-13). Yok sözü sözü de Türkmencede yedi biçiminde-
bir kez hı ile, diğer yerlerde kaf ile ya- dir (Tekin vd. 1995: 686). Teklik birin-
zılmıştır. ci şahıs eki ise Türkmencede -AyIn’dır
9. Kimi kelimesinin m’li olma- (Kara 2007: 274).
sı: (1b-12, 7a-1, 12a-11…). Kelimenin Görüldüğü üzere, tamamı Azer-
kimi biçiminin birçok kez geçmesine baycan Türkçesine ait olan bu özel-
karşılık kibi biçimi sadece iki kez ge- liklerden sadece birkaçı Türkmence-
çer: 20b-8, 21a-4. de de bulunmaktadır. İkisi de Oğuz
10. Yedi sözündeki ikizleşme grubundan olan bu lehçelerde benzer
(yėddi): 5b-7, 19b-3, 29b-5. Birçok özelliklerin bulunması tabiidir. Met-
kez geçen yėddi sözündeki ikizleşme nin grubunu ve sahasını belirlemek
metinde dal üzerine şedde konularak için yukarıdaki özelliklerin tamamını
gösterilmiştir (Şedde bulunmayan ör- göz önünde bulundurmak gerekir. On
nekler nadirdir.) maddenin tamamı da bugünkü Azer-
Yukarıdaki maddelerin Azerbay- baycan Türkçesiyle aynı olduğuna
can sahasına ait özellikler olduğunu göre metin Azerbaycan sahasına ait-
kesin olarak tespit etmek için Oğuz tir, Türkmen grubuna ait olamaz.
grubunun diğer iki yazı diliyle, Türk- Yukarıdaki on maddede gösteri-
mence ve Türkiye Türkçesiyle kar- len özellikler Türkiye Türkçesinde de
şılaştırmak gerekir. Çünkü bu özel- yoktur. O hâlde metin Türkiye Türk-
liklerin bazıları bu yazı dillerinde de çesine de ait olamaz. Esasen bu mad-
bulunabilir. delerdeki özelliklerin tamamı, Azer-
Ünlüyle biten isimlerde yükleme baycan ve Türkiye Türkçesini ayıran
hâli eki Türkmencede de +nI’dır (Kara tipik özelliklerdir.
2007: 257). İkinci ünsüzü geniz sesi Söz başı k- / g- meselesini yuka-
olan sözlerdeki b-, Türkmencede de m- rıdaki maddeler içine almadım. Çün-

http://www.millifolklor.com 13
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

kü metnin imlası, yani söz başında bu sinin artık gerçekleşmiş bulunduğunu


sesleri taşıyan kelimelerin sadece kef gösterir. Buna karşılık benze-, deniz,
ile yazılması, k ile g seslerini ayırt edi- gėn, könül, mana, ona, sonra gibi ke-
ci bir işaretin bulunmaması, kelimele- limelerin ve ilgi hâli ekinin nun-kef ile
rin k-‘li mi yoksa g-‘li mi olduğunu an- yazılması, eski imlanın devamından
lamamıza imkân vermiyor. Oysa buna ibarettir36; müstensih, muhtemelen
benzeyen t- / d- meselesinde t- sesleri elindeki yazmanın etkisinde kalarak
te harfi ile, d- sesleri dal harfi ile ya- bu kelimeleri nun-kef ile yazmıştır.
zılmaktadır ve biz imlanın verdiği bu Günbed metninin en tipik imla
imkânla kelimelerin t-‘li mi yoksa d-‘li özelliklerinden biri, Türkçenin hiçbir
mi olduğunu anlamaktayız. devir ve sahasında ŋ olmamış n’lerin
İmla imkân vermediğine göre k- / de nun-kef ile yazılmasıdır: içün37,
g- meselesinde nasıl davranmamız ge- iken, çıkma hâli eki +dAn, emir eki
rekir? Bence bunun cevabı açıktır. Ma- -sUn38, sıfat fiil eki -An, pekiştirme eki
demki yukarıdaki on maddeyle metnin -GılAn. Bu, Azmun’un da dediği gibi
Azerbaycan sahasına ait olduğunu “müstensih hatası”dır (Azmun 2019:
tespit ettik, o hâlde kef ile başlayan 16). Aslında bu bir “aşırı düzeltim”
Türkçe kökenli kelimeleri de bugünkü (hypercorrection)39, doğru sanarak
Azerbaycan Türkçesine göre okumalı- düzeltme örneğidir. Müstensih kendi
yız. Bugünkü Azerbaycan Türkçesinde dilinde diş n’sine dönmüş olan damak
kelime k- ile söyleniyorsa k-‘li, g- ile n’sinin hâlâ nun-kef ile yazıldığını gö-
söyleniyorsa kelime g-‘li okunmalıdır: rünce “Demek ki diş n’si nun-kef ile
kėç-, köç-, kölge, könül, köks “göğüs”, yazılıyor.” diye düşünerek diş n’lerini
köksli “göğüslü”; fakat gel-, gėn, “ge- nun-kef ile yazmıştır40.
niş”, gör-, görk “gösteriş, güzel”. Me- Yukarıda belirttiğim aşırı düzel-
tinde beş kez geçen köks / köksli keli- tim örnekleri de metnin, Azerbaycan
melerinde ikinci kef harfinden sonra coğrafyasında ve son dönemde istinsah
vav yazılmamıştır; kelime bugünkü edildiğini göstermektedir. Çünkü aşırı
Azerbaycan Türkçesinde olduğu gibi düzeltimin ortaya çıkabilmesi için eski
köks okunmalıdır. metinlerde nun-kef ile yazılan ŋ sesi-
Metinde özel bir yazılış olduğu nin n’ye dönmüş olması gerekir; ŋ>n
için n / ŋ meselesini ayrıca ele alı- değişmesi de son dönem Azerbaycan
yorum. Bilindiği gibi bugünkü Azer- Türkçesi özelliğidir.
baycan Türkçesinde ŋ yoktur; ŋ’lerin Benzer bir aşırı düzeltim de ķ
tamamı n olmuştur. Bence bu özellik / ğ meselesinde yapılmıştır. Son dö-
Günbed nüshasında da vardır. Tam 19 nem Azerbaycan Türkçesinde -ğ-‘ya
kez geçen min kelimesi daima nun ile dönmüş bulunan -ķ- sesi metinde ço-
yazılmıştır. Metinde min- fiili altı kez, ğunlukla kaf ile yazılmıştır: uçmağun
minil- fiili bir kez geçiyor; hepsi de nun (1a-7), yaprakcuğı (3a-7), ağac (4b-
ile yazılmış. Metinde birkaç kez geçen 11), kaynağınun “pençesinin” (9b-12),
son kelimesi de nun’la yazılmıştır. Bu tumçuğınun “gagasının” (9b-13), ağır
kelimelerin nun ile yazılmış olması (14a-14), yanağından (22b-5). İki ünlü
müstensihin döneminde ŋ>n değişme- arasında gayın ile yazılmış kelimeler

14 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

de vardır, fakat fazla değildir: adaduğı deñ-duş, satan, sayra- dışındakiler,


(1b-7), oḫuduğın (1b-8), ağac (5a-13), aynı anlamlarda Azerbaycan Türkçe-
ağır (10-2). sinde de vardır42. Bazılarında küçük
Yusuf Azmun ile Shahgoli vd. ga- fonetik farklar bulunmaktadır: ilğar,
yın yerine kaf yazılmasını Farsçaya ilğa-, guba gaz, yalanğac.
bağlamışlardır: “Bu metinde gayn ile Azmun’un bög[ü]smak okuduğu
yazılması gereken sesler ķāf ile göste- kelimeyi Ekici ile Shahgoli vd. bükse-
riliyor. Bu da kitabın İran’da yazıldı- mak okumuşlardır. Be, vav, kef, sin
ğını gösterir. Zira İran Farsçasında /ķ/ ile yazılan kelime her iki okuyuşa da
sesi yoktur.” (Azmun 2019: 13), “Bir- müsaittir. Azmun kelimeye Türkmen-
çok örnekte sözcük ortasındaki gayn cedeki “delmek” anlamından hareket-
harfi yerine kaf karfi kullanılmıştır. le “(yol) delmek, katetmek” anlamını
Bu, bir ses olayı olmaktan çok bir imla vermiştir (2019: 78). Ekicinin verdiği
tasarrufu olmalıdır ve büyük olasılıkla anlam “(yol) daraltmak”tır (2019: 181).
Farsçada kaf ve gayn harflerinin aynı Shahgoli vd. bükse- ile bük- arasında
ses değerlerine sahip olmasından kay- bağlantı kurarak “yarmak, yolu tay-
naklanmaktadır.” (Shahgoli vd. 2019: yetmek, aşmak, katetmek” anlamını
166)41. Bu görüş doğru olabilir çünkü tercih etmişlerdir (2019: 236). Bük-
sağ, tuğ gibi iki ünlü arasında olma- fiiline “yolu tayyeylemek” anlamı
yan kelimeler de kaf ile yazılmıştır: 3a/13’ün haşiyesinde doğrudan doğru-
sağ (5a-5, 25b-2), tuğ (26a-13). Me- ya müstensih tarafından verilmiştir.
tinde aynı imlanın z, l, y gibi sızıcı ve Azmun’un Türkmence olarak gös-
akıcı seslerden sonra gelen ve bugün terdiği deñ-duş “akran, ahbap” me-
Azerbaycan Türkçesinde ğ’ya dönmüş tinde ikileme olarak geçmemektedir.
bulunan ġ sesleri için uygulanmış ol- Kitabının sonundaki sözlükçede deñ
ması da bu görüşü desteklemektedir: kelimesine “dek, kadar”, tüş olmak
pozğunı (3a-2), yalğuzluk (3a-3), ayğır fiiline “rastlamak, karşılaşmak, uğra-
(4b-7). mak” anlamı verilmiştir. Nun-kef ile
Yusuf Azmun “… bu metnin söz yazıldığı için üç kitapta da deŋ oku-
varlığı arasında, Türkmencede çok nan kelime aslında den okunmalıdır.
sık kullanılan sözlerin bulunduğu da Anadolu ağızlarında “(+A) kadar” an-
dikkati çekiyor.” diyerek şu örnekleri lamında (+A) dAn vardır. Faruk Yıldı-
veriyor: ılġar “hücum”, doġul- “dün- rım, özellikle Orta Anadolu’da yaygın
yaya gelmek”, ırġa- “hareket etmek, olan +AdAn ekinin örneklerini gös-
kımıldamak”, ķuba ķaz “yaban kazı”, termiştir. Arpaçay’dan derlenen ona
satan “bacak, bacak arası genişliği”, tan “o zamana kadar” örneği ise ekin
yortmaķ / yörtmek “koşmak”, şunķar Güney Azerbaycan’da olabileceğini de
“laçın”, tumçuķ / tumşuķ “ibik, gaga”, gösterir. Yıldırım aynı ekin Birgivî’de
tula “köpek”, büdre- “tökezlemek”, bö- (Deny’den naklen) ve Horasan Türk-
güs- “delmek”, yalaŋaç “çıplak”, say- çesinde (Yong-Song Li’den naklen) bu-
ra- “ötmek”, teñ tuş > deñ-duş “akran, lunduğunu da belirtir (2009: 195)43.
ahbap” (2019: 16). Azmun’un Türkmence satan ile
Yukarıdaki kelimelerden bögüs-, açıkladığı kelime, metinde (gėn) sa-

http://www.millifolklor.com 15
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

tanlı olarak iki kez geçmektedir (9a-1, Türkçesine ait özelliklerdi. Bunları
11a-9). Azmun bunlara, satan keli- tekrar ele alıyorum.
mesinin Türkmencedeki “bacak arası 1.Tut- fiili Kuzey Azerbaycan
genişliği” anlamından hareketle “uy- Türkçesinde t-‘li, Güney’de ise d-‘lidir
lukları geniş olan, geniş butlu” anla- (Gedikli 1990: 337).
mını vermiştir. Shangoli vd.de satanlı, 2. Kuzey Azerbaycan ölçünlü
“kalçalı, kalçası olan” anlamıyla kar- Türkçesinde b-‘li olan bıçak kelimesi
şılanmıştır. Ekici’de satan’ın anlamı Güney Azerbaycan ağızlarında p- ile
“uyluk” olarak verilmiştir. Burhân-ı piçag’dır (Gedikli 1990: 372).
Ķâtı’da da satan “atın iki ayağı ara- 3. Kuzey ve Güney Azerbaycan’da
sı” anlamındadır (TS: 3325). Metinde -ginen / -ginan emir pekiştirici-
attan bahsedildiğine göre Burhan’da si bulunmakla birlikte -gilen biçimi
verilen anlam buraya uygun düşmek- Şehriyar’da, yani Güney’de görülür.
tedir. Azmun’dan kelimenin Türkmen- 4. Metni Güney Azerbaycan’a
cede de var olduğunu öğrenmiş bulu- bağlayan en önemli özellik -mak ve
nuyoruz. -duğı eklerinin uyum dışı olmasıdır:
“Ötmek” anlamındaki sayra- ise görmak (1b-4), eksilmak (5a-6), tüken-
zaten Dede Korkut Kitabı’nda bulun- mak (5b-2), étmak (16a-5), döğüşmak
maktadır. Satan ve sayra- Tarama (27b-1), gelduğı (5b-5), gezdürduğı
Sözlüğü’nde olduğuna göre onların da (6b-12). Özellikle -duğı ekinin uyumlu
Günbed nüshasında geçmesi tabiidir. örnekleri daha çok ise de uyumsuz ek-
Daha önce ifade ettiğim gibi metin- lerin varlığı, metni Güney Azerbaycan
lerin dönem ve coğrafyası hakkında Türkçesine bağlamak için yeterlidir.
hüküm verilirken eski kelimelerden Muharrem Ergin, Şehriyar’da geçen
hareket edilmez. Bu tür kelimelerin gėdaḫ ve gelduḫ kelimelerini açıklar-
diğer Türk lehçelerinde, özellikle aynı ken “kalınlaştırma” özelliğinin Tebriz
gruba giren Türk lehçelerinde ortak ağzına ait olduğunu belirtir (Ergin
1971: 159, 180).
olması tabiidir.
Aslında bazı ekleri kalınlaştırma
***
eğilimi 15. yüzyılın ikinci yarısında
Günbed nüshası yayımlanmadan
Tebriz’de yaşamış olan Akkoyunlu
önce yazdığım makalede yeni nüsha-
emîri Hidayetullah Beğ’e dek gider:
daki hangi dil özelliklerinin bugünkü
görmaġ, ķullıġ (Korkmaz 1995: 523-
Azerbaycan Türkçesinde bulundu-
524). Coğrafya olarak da Azerbaycan
ğunu, bunlardan hangilerinin Dede ağızlarının uzantısı sayabileceğimiz
Korkut Kitabı’nın Dresden ve Vatikan Yukarı Aras ağızlarına dek uzanır:
nüshalarında bulunmadığını göster- geldıḫ, gelaḫ, gözellıḫ (Gemalmaz
miş ve onlara dayanarak Günbed yaz- 1978: 23).
masının Dresden ve Vatikan yazma- Üç Yayının Değerlendirilmesi
larından daha sonra yazılmış olması Üç yayında da metnin tıpkıbası-
gerektiği maddeler hâlinde belirtil- mının yer alması son derece isabetli
mişti (Ercilasun 2019: 10-11). Mad- olmuştur. Ekici yayınında tıpkıbasım
delerden birkaçı Güney Azerbaycan sayfalarıyla transkripsiyonun karşı-

16 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

lıklı sayfalarda bulunması metni takip melerin metinde geçtiği yerler de gös-
etmeyi kolaylaştırmaktadır. Azmun terilmiştir. Ekici’de ise sözlük ve dizin
ve Ekici’de metnin ilk sayfasından son ayrı ayrı verilmiştir, ancak dizin tam
sayfasına kadar olan bölümü tıpkı- bir gramatikal dizin değildir. Ekici
basım olarak verilmiştir. Çünkü Veli metnin gramer özelliklerine hiç temas
Muhammed Hoca tarafından bilgisa- etmemiş, girişte eseri daha çok halk
yarlarına gönderilen yazma bundan edebiyatı açısından değerlendirmiştir.
ibarettir. Shahgoli vd.de ise ön kapak Metnin transkripsiyonlanmasın-
ve arka kapak ile bunların iç yüzleri- da üç yayında önemli farklar vardır.
nin de tıpkıbasımı vardır. Anlaşıldığı- Yayınlardaki transkripsiyonları de-
na göre eserin kendisini görüp fotoğ- ğerlendirmeden önce transkripsiyon
raflamışlardır. kavramı üzerinde durmak istiyorum.
Shahgoli vd. ilk sayfaya 1a, Ekici David Crystal’in sözlüğünde
1b numarasını vermiştir. Doğrusu 1a “transcription” terimi “a method of wri-
olmalıdır. Sonunda çoban (rabıta, red- ting down speech sounds in a sistema-
dade) bulunan sayfalar daima b yüzü- tic and consistent way”44 olarak tanım-
dür. a yüzü için çobana ihtiyaç duyul- lanır (2008: 490). Zeynep Korkmaz’ın
maz, çünkü b (arka) yüzü zaten aynı Gramer Terimleri Sözlüğü’nde kavram
yapraktadır ve karışması ihtimali “çevri-yazı” terimiyle verilmiş ve şöyle
yoktur. b yüzünün sonunda çoban ola- tanımlanmıştır: “Bir kelimeyi, bir ya-
rak diğer yaprağın ilk kelimesi yazılır. zılı metni veya bir konuşmayı, onların
Yusuf Azmun ise a, b yüzlerini belirt- telaffuzdaki ses değerlerini dikkate
meden sayfalara numara vermiştir. alan özel alfabe işaretleri kullanarak
Daha az kullanılmakla birlikte bu da yazıya geçirme.” Türkçe Sözlük’teki
doğrudur. tanım da şöyledir: “Bir yazıyı bütün
Yusuf Azmun ve Metin Ekici met- ses inceliklerini belirterek başka bir
ni bugünkü Türkiye Türkçesine de ak- alfabeye çevirme yolu, yazı çevirimi.”
tarmışlardır. Shahgoli vd. ise aktarma Tanımlardan açıkça anlaşılacağı
yapmamıştır. Shahgoli vd.de ayrıntılı üzere transkripsiyon, harflerin değil
bir gramer incelemesi, diplomatik (bil- seslerin verilmesidir; harflerin veril-
gisayarla yazılmış Arap harfli) metin mesi transliterasyondur. Dolayısıyla
ve tam bir gramatikal dizin vardır. Türkiye’de bugüne dek yapılan tarihî
Bu bölümler diğerlerinde yoktur. Az- metin yayınlarında daha çok translite-
mun girişte kısaca gramer özellikle- rasyon uygulanmaktadır. Transkrip-
rinden bahsetmiş, eserin sonunda da siyon denilerek Arap harflerinin Arap
bir “sözlükçe” vermiştir. Sözlükçede dilindeki ses karşılıklarını göstermek
madde başı olarak “metnin söz varlığı doğru değildir. Böyle yapmak, Türk-
açısından belirleyici özelliğini yansıta- çenin tarihî metinleri transkripsiyon-
cak arkaik ögeler, Türkmenceye özgü lanırken ayın, hemze göstermek, zel,
sözler, Azerbaycan Türkçesinin söz dat gibi harfler için özel işaretler kul-
varlığında da yer alan Eski Anadolu lanmak; tarihî dönemlerde yaşayan
Türkçesi ve Anadolu ağızlarında geçen Türklerin, Arapçadan alınmış kelime-
sözler” alınmış (Azmun 2019: 10), keli- leri Araplar gibi telaffuz ettiğini kabul

http://www.millifolklor.com 17
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

etmek demektir. Ayın çatlatmak, bir rumdur ve bu yorum, metnin tarihi ve


kelimedeki dat’ları avurt sesi olarak coğrafyası göz önünde bulundurularak
çıkarmak, içinde se ve zel bulunan yapılır.
kelimeleri diş arası (peltek) sesle söy- Günbed nüshasını yayımlayanlar
lemek gibi. Türkler ayın çatlatmıyor- da metni geleneğe uyarak transkripsi-
du; se ve zel’leri peltek söylemiyordu; yonlamışlardır. Ancak iki konuda ya-
ortasında elif, vav, ye bulunan Arapça yınları eleştiriyorum.
veya Farsça kökenli kelimelerdeki ka- 1)İçün, iken gibi kelimelerdeki ve
palı heceleri uzun telaffuz etmiyordu. +dAn, -An gibi eklerdeki nun-kef yazı-
Tarihî dönemlerde de bugün de –Türk- lışlarını ñ / ng (üstü dalgalı) okudukla-
çeyi güzel kullanmayan bazı hocalar rı için. Bu kelime ve ekler Türkçenin
dışında- Türkler Arapça ve Farsça- hiçbir döneminde ŋ olarak telaffuz
edilmemiştir. Yusuf Azmun bu yazı-
ya mahsus sesleri çıkarmıyorlar(dı).
lışları “müstensih hatası” kabul ettiği
Ayın ve hemze’nin yol açtığı bazı fone-
için dikkate almamış ve söz konusu
tik olaylar bugün olduğu gibi elbette
kelimelerle ekleri n ile okumuştur.
tarihî dönemlerde de vardı ve kelime-
Bence doğrusu da budur.
ler bu fonetik olayların sonuçlarına
2) Kaf harfiyle yazıldığı için sağ,
göre telaffuz ediliyordu. Hece sonun-
tuğ, ağac, ağır vb. kelimeleri, -duğı
daki ayın ve hemzenin eriyerek uzun- ekini, yalğuz, ayğır vb. kelimeleri ķ
luğa yol açması gibi: māmur, mēmur. ile okumalarını da eleştiriyorum. Sağ,
Veya hece başındaki ayın ve hemzenin tuğ, ağac, ağır Türkçenin hiçbir döne-
Türkçeye aykırı hece bölünmesine yol minde sak, tuk, akac, akır olmamış-
açması gibi: mes’ut, hey’et…45 tır. -duğı eki Batı Türk yazı dilinde
Dede Korkut’un Günbed nüsha- (Azerbaycan ve Osmanlı Türkçelerin-
sını yayımlayanlar da Türkiye’deki de) -dukı olarak telaffuz edilmemiş-
geleneğe uymuşlardır. Yaygın olarak tir. Yalğuz, ayğır, pozğun kelimeleri
kullanılan bir geleneğe uydukları için de Batı Türk yazı dillerinde ķ’lı söy-
onları eleştirmiyorum. Ben bu yaygın lenmemiştir. Son üç kelime bugünkü
geleneğini eleştiriyorum ve kendi ya- Azerbaycan Türkçesinde ğ iledir ve
yımlarımda -yukarıda da metinden bu metinde de öyle okunmalıydı. Az-
alınmış parçalarda görüldüğü gibi- mun ve Shahgoli vd. gayın sesi için kaf
ayın ve hemze işareti kullanmıyorum, yazılışının Farsçaya özgü olduğunu
se, ha, zel, sat, dat, tı, zı, kaf46 için belirttikleri hâlde imlaya uymak mec-
harflerin altına veya üstüne işaretler buriyetini hissetmişlerdir. Azmun söz
koymuyorum. Damak n’si (ŋ) ve ḫ ses- konusu imlanın “muhtemelen”, “Fars-
lerinin bulunduğunu düşündüğüm dö- çada ķāf sesinin ġayn gibi telâffuz
nemler için elbette bu sesleri özel işa- edilmesiyle ilgili” bulunduğunu be-
lirtmiştir. Fakat yine de “Ķāf sesleri-
retlerle gösteriyorum. Bu yolla metnin
ni değiştirmedim. Çünkü /ķ/ sesi Eski
yazıldığı dönem ve coğrafyadaki Türk-
Türkçede yaygın olarak kullanılıyor.”
lerin telaffuzlarını göstermeye çalışı-
demiştir (Azmun 2019: 9-10). Metnin
yorum. Tabii ki transkripsiyon bir yo-
Eski Türkçeye göre değil geç dönem

18 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

Azerbaycan Türkçesine göre okunması Azmun, Ekici: çaya girse çalımlı;


gerektiği aşikârdır. Shahgoli vd.: çapa girse çalımlı.
*** Azmun: ik yaylı; Ekici, Shahgoli
Yazmanın 24b sayfasından itiba- vd.: ig yaylı.
ren tespit ettiğim üç yayındaki farklı Azmun, Ekici: Kara Göne; Shah-
okuyuşlarla ilgili bazı örnekler şunlar- goli vd.: Kara Güne.
dır: Azmun: Bayındıruñ; Ekici, Shah-
Azmun: Kaysar Salur iyesi, Ekici: goli vd.: Bayındırdan.
Kayser Salur ayası, Shahgoli vd.: Kı- Azmun: Alay ḫan-ilen Bulay
sar Salur iyesi. ḫanı devre basan; Shahgoli vd.: Alay
Azmun, Shahgoli vd.: Salur yėgi; Ḫanılang Bulay Ḫanı devre basang;
Ekici: Salur igi. Ekici: Alay Ḫanlınıñ Bolay Ḫanı devre
Azmun, Ekici: Eymür; Shahgoli basañ.
vd.: Ėymür. Ekici, Shahgoli vd.: Kaplantu Ge-
Azmun: akalarum-ilen; Ekici: digi; Azmun: Kaplanto[n] Gediki.
akalarum-ileñ; Shahgoli vd.: akalaru- Birkaç önemli hataya da temas
mılang (üstü dalgalı). etmek iyi olacaktır.
Azmun, Ekici: gėtmişdüm; Shah- Azmun ile Shahgoli vd. 1b-1,2’deki
goli vd.: gėtmiş-idüm. pıçak kelimelerini bıçak okumuşlar-
Azmun, Shahgoli vd.: çapar; Eki- dır. Ekici ise pıçak. Kelime metinde
ci: çāpār. p ile (üç noktalı) yazıldığına, Güney
Azmun, Ekici: içersiñ … üstüñe Azerbaycan ağızlarında da pıçak biçi-
(Ekici: üstiñe); Shahgoli vd.: içer- mi bulunduğuna göre bence Ekici’nin
seng… üstünge47. okuyuşu doğrudur.
Azmun: imrendüm; Ekici: eyme- Yazma 1b’de gerek zekî kelimeleri
renmedüm; Shahgoli vd.: imrenme- istinsah hatası olarak takdim tehir ile
düm. yazılmıştır. Müstensihin, kelimelerin
Azmun, Shahgoli vd.: kımzanma- üzerine hı ve mim koyarak zeki’nin
dum; Ekici: kıymazanmadum. önce, gerek’in sonra gelmesi gerekti-
Azmun, Ekici: arḫalukca kaydum; ğini belirtmesine rağmen Azmun ve
Shahgoli vd.: arḫalukcak-ıdum. Ekici kelimelerin yerlerini düzelt-
memişlerdir. Shahgoli vd. ise gerekli
Azmun, Shahgoli vd.: kıldum
düzeltmeyi yapmışlardır. Aslında iç
namâz-ı Muhammedî; Ekici: kıldum
kafiye de zekî sözünün öne alınmasını
namâz; Muhammedi (yaradañ).
gerektirir.
Azmun: öñümde; Ekici, Shahgoli
2a-13,14’teki ulaldukca, bö-
vd.: ögümde.
yüldukca kelimelerini Ekici’nin
Azmun, Ekici: Adabasa yėrinde;
ulalduġıca, büyüldüġice okuması doğ-
Shahgoli vd.: ada basa yėriyende.
ru olmamıştır. Yazıda gayın’dan sonra
Azmun: umrılan; Ekici, Shahgoli
ı/i olduğuna dair bir harf veya hareke
vd. omrılañ / omrılang.
yoktur.
Azmun: kavrub yiyen; Ekici,
Ekici yayınında, 2b-13’teki aşuñ
Shahgoli vd.: kavurub yéyeñ / yėyeng.
düzi okunuşu da kabul edilemez; diğer

http://www.millifolklor.com 19
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

yayınlarda olduğu gibi ikinci kelime goli vd. gibi o da sarı kelimesine renk
duzı “tuzu” olmalıdır. anlamı vermiş. Azmun ise “+a doğru”.
4a-9’da “gaga” anlamında geçen İki kelime de Azerbaycan Türkçe-
kelime Ekici tarafndan tomçuk okun- sinde vardır; ancak bağlama uygun
muştur, tumçuk olmalıdır. Ekici’nin olan renk anlamıdır. Hamı “bütün”
dutubeni (4a-13), baġlayubeñ (6b-11) kelimesini yanlış olarak hemi okuyan
vb. örneklerde uyuma aykırı okuduğu Ekici’nin ibareye verdiği anlam daha
zarf-fiil ekleri de uyumlu okunmalıdır. doğru görünüyor:
Méşe Azerbaycan Türkçesin- “Tüm azgın denizlerin en zorlusu
de “orman”, ince k ile kol “çalı” de- okyanus, sarı ala küçük balığın su dö-
mektir. 3a-10’da geçen gür méşenün neği, sandal ağacından sağlam gemi-
kôllarında aslan enrür ibaresi, “gür ler su oynağı. Sallandıkça sıra ondan
ormanın çalılarında aslan kükrer” ola- geçer mi, geçmek yok.”
rak bugünkü Türkçeye aktarılmalıdır. 5b-6 ve 9’da iki kez geçen uc il-
İbare, Azmun tarafından “gür meşe- dırım kelimeleri Ekici tarafından üc
nin [olduğu yerin] çalılıklarında ars- ıldırım olarak okunmuş ve “üç yıldı-
lan kükrer” olarak aktarılmıştır (Az- rım” anlamıyla karşılanmıştır (2019:
mun 2019: 69). Ekici ise kôl kelimesini 49, 164). Azmun tarafından ise uc ıl-
göl okuduğu için ibareyi “gür ormanlık dırım okunarak “uç yıldırım” biçimin-
göllerde arslan kükrer” biçiminde ak- de anlamlandırılmıştır (A 2019: 32,
tarmıştır (Ekici 2019: 160). Shahgoli 71). Shahgoli vd. de kelimeyi uc “uç”
vd.de aktarma yoktur. Ancak dizinde olarak kabul ediyorlar (2019: 281).
méşe kelimesine “orman, ormanlık Günbed yazmasının imlası c-ç ve b-p
yer”, kol kelimesine “çalı” anlamını konusunda istikrarlıdır. Öncekiler
vermişlerdir. tek nokta ile, sonrakiler üç nokta ile
5a-12, 13, 14’te çetin bir ibare var. yazılmaktadır. Bu kelime de tek nok-
Ben şöyle okuyorum: ta ile (cim ile) yazılmıştır. Bugünkü
Hamı sarp denizlerün kuymuncısı Azerbaycan Türkçesinde de kelime uc
Muhit Denizi, sarı ala uşak baluğun biçimindedir; o hâlde uc “uç” okunuşu
su döneği, sandal ağac sarp gemiler su doğrudur. Burada “uç” anlamından
oynağı, yayḫandukca nöbet andan ek- hareketle metaforik bir “sivri” anlamı
silür mi, eksilmak yok. düşünülebilir.
Metinde çözülemeyen kelime Yayınların tamamının karşılaş-
kuymuncı / koymuncı’dır. Azmun ak- tırılmasıyla yukarıdakilere benzer
tarmada kelimeyi “kuymuncı” olarak daha birçok mesele ortaya çıkabilir.
bırakmış (2019: 70). Ekici “en zorlusu” Dede Korkut’un Günbed nüshasının
anlamını vermiş (2019: 163). Shahgoli yalnız soylama ve yeni bir anlatma
vd. kelimeyi Eski Türkçe kud- “dök- (boy) barındırması açısından değil dil
mek” ve kuyumcu ile ilişkilendirerek açısından da ne kadar önemli olduğu
soru işaretiyle “(su vb.) dökülen yer, anlaşılmaktadır. Sorunlu kelime ve
döküldüğü yer” olarak anlamlandır- ibarelerin çözülmesi için metin üze-
mışlar (2019: 263). Ekici’nin verdiği rinde daha birçok çalışma yapılması
anlam bağlama uygun düşüyor. Shah- gerekmektedir. Şimdilik ilk çalışma-

20 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

ları ortaya koyan meslektaşlarımıza 14 Berlin yazmasındaki kehanetlerle benzerlik-


ler, Shahgoli vd.nin de dikkatini çekmiştir
Türkoloji ve Korkutşinaslık hesabına
(2019: 160).
teşekkürlerimizi bildirmek benim için 15 Sözünü.
zevkli bir görevdir. 16 Metinde kartı.
17 Metinde yüzisizi.
NOTLAR 18 Sürüsü.
1 İkinci cilt, Türkman Kitabı, ikinci (?) 1347. 19 Tıraşlı, tüysüz.
Shahgoli vd. üç noktalı se ile yazılmış olan 20 Berlin yazmasından yapılan bu alıntının
sânî kelimesinin hatalı yazıldığını, doğru bi- okunuşu bana aittir.
çiminin lisânı olması gerektiğini, bunun da 21 Metin Ekici, Dede Korkut hakkındaki dok-
eserin adıyla ilgili olabileceğini ileri sürmüş- tora tezini yönettiği Gürol Pehlivan’ın “böyle
lerdir (Shahgoli vd 2019: 154-155). bir anlatma olma ihtimali üzerinde” durdu-
2 Azmun da şöyle diyor: “Çok sonradan yazı- ğunu belirtir (Ekici 2019: 11).
lan bu adı bir Anadolu Türkmeni uydurmuş 22 Bu durum Azmun’un da dikkatini çekmiştir
olabilir. Zira kitap Oğuzların yaşam felsefe- (Azmun 2019: 20).
sini yansıtıyor.” (Azmun 2019: 12). 23 Kelime bürüldüm de okunabilir. Bürül-, “bü-
3 Shahgoli vd. yazmaların farklı kollarını bir rümek fiiline konu olmak” yani örtülmek,
şemada göstermişlerdir (s. 161). Günbed kaplanmak” demektir (Altaylı 2018: 560).
nüshasını Doğu Türkçesiyle yazılmış bir ilk Altaylı’da burul- için verilen “buram buram
biçime dayandırmaları -şüphe belirten bir yükselmek” anlamı (2018: 545), gökte bulut
soru işareti koymuş olsalar da- bence doğru olmak için bana daha uygun geldi.
değildir.
24 Çiskin: ince yağış (Altaylı 2018: 719).
4 Türkoloji çalışmalarında fazla yer almamış
25 Ağalarımı kaldırmıştım.
başka yazmalar da aynı imkânı verebilir.
26 Lal renginde şarap.
İran kütüphanelerinde veya şahıslarda bu-
27 Kadehi.
lunan son asırlara ait yazmalar bu açıdan
28 Pazularımı.
önemlidir.
5 Sadece Uzunköprü’de bulunmuş manzum 29 Kaldıramazdı.
Oğuzname 14. yüzyıla aittir. O da Oğuz 30 Ak sırtımın üstüne güzelce kaldırdım.
Kağan’ın hayatıyla sınırlı, özet bir sözlü / 31 Geniş sırtta. Metinde dalıda gen. Kelime-
efsanevi tarihtir ve Reşideddin’e dayanmak- lerin yer değiştirmesi gerektiği müstensih-
tadır. çe harflerle gösterilmiştir. Bence burada
6 Konudan ayrılmamak için bütün Oğuzna- Kazan’ın bileği ve sırtı söz konusu olduğu
melerin özelliklerini burada anlatmıyorum. için kelimenin ya dalda, ya dalumda olması
Çeşitli Oğuzname parçalarını içine alan kü- gerekir.
çüklü büyüklü 26 eser tespit ettim ve bütün 32 Ödül olarak alan.
bunları ayrıntılı olarak anlattım; eser ve 33 Günbed nüshasından alınan parçanın oku-
yazmalardaki metinlerin gerekli yerlerini nuşu ile Şecere-i Terâkime’den alınan parça-
birleştirip karşılaştırarak tekmil bir Oğuz- nın okunuş ve aktarması bana aittir.
name oluşturdum. Nehir Destan Oğuzna- 34 Dede Korkut Kitabı’nda, Salur Kazan’ın evi-
me (Oguz Bitig) adını verdiğim bu çalışma nin yağmalandığı boyda da Eylik Koca oğlu
Dergâh Yayınevi tarafından yayımlanacak- Saru Kulmaş vardır; Kazan’ın evi yağmala-
tır. nırken şehit olur (Ergin 1989: 96-97). Yani o
7 Dede Korkut Kitabı’ndaki soylama ile yeni da Salur’un yardımcılarındandır.
nüshadaki soylama arasındaki benzerlik 35 Kelimelerin bulunmasında Shahgoli vd.nin
Azmun’un da dikkatini çekmiştir (Azmun dizininden yararlandım. Fakat her kelimeyi
2019: 20). yazmadan da kontrol ettim.
8 Ürpermedim. 36 1928’den önce alur, gelür yazılıyordu ama
9 “Sadece arkalıkla idim”. Arxalıq: “Ev içinde alır, gelir diye okunuyordu; başlayor yazılı-
giyilen kolsuz, kalınca bir tür kısa hırka” yordu, başlıyor okunuyordu. Bugün de baş-
(Altaylı 2018: 207). layan yazıyoruz, başlıyan diyoruz.
10 Geri dönmedim. 37 Buradaki ve bundan sonraki örneklerde ke-
11 Boş kalmadım.
limeleri imlaya göre yazmadım, okunması
12 Koşamadım.
gerektiği gibi yazdım.
13 Günbed nüshası ile Topkapı Oğuznamesin-
38 -sUn, bazı Anadolu ağızlarında -sUŋ olmuş-
den alınan bu iki soylamanın okunuşu bana
tur.
aittir.
39 Terimi bana haber veren Leyla Karahan’dır.

http://www.millifolklor.com 21
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123

40 Shahgoli vd. aynı coğrafyada 1710’larda ya- tanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ya-
zılmış başka bir eserde de -bazı sayfalarının yınları, 1971.
tıpkıbasımlarını koyup ilgili kelimeleri gös- Ergin, Muharrem. Dede Korkut Kitabı I – Giriş-
tererek- aynı imla hatalarının (bence aşırı Metin-Faksimile. Ankara: Türk Dil Kurumu
düzeltim örneklerinin) olduğunu belirtmiş- Yayınları, 1989.
lerdir (2019: 158-159). Gedikli, Yusuf. Şehriyar ve Bütün Türkçe Şiirle-
41 Ben harflerin adlarını gayın ve kaf olarak ri. İstanbul: Türkyıldızı A.Ş., 1990.
yazıyorum. Çünkü Türkler yaklaşık bin yıl- Gemalmaz, Efrasiyap. Erzurum İli Ağızları (İn-
dan beri kullandıkları Arap alfabesindeki celeme-Metinler-Sözlük ve Dizinler). Erzu-
harflerin adlarını da Türkçeleştirmişlerdir. rum: Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakül-
Râ değil rı, kâf değil kef gibi. Hareke adlarını tesi Yayınları, 1978.
da Türkçeleştirdiklerini biliyoruz. Fetha de- Gökyay, Orhan Şaik. Dedem Korkudun Kitabı.
ğil üstün, kesre değil esre, zamme değil ötre. İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları,
Ötre, çok eski bir Türkçe sözdür. Hele esre, 2000.
Türk bengü taşlarındaki asra sözüne dek gi- Kara, Mehmet. “Türkmen Türkçesi”. Türk Leh-
der. çeleri Grameri. Editör: Ahmet B. Ercilasun.
42 (Bk. Altaylı 2018). Ankara: Akçağ Yayınları, 2007: 23-196.
43 Faruk Yıldırım’ın makalesini haber veren Kargı Ölmez, Zuhal. Ebulgazi Bahadır Han –
Leyla Karahan’a teşekkür ederim. Şecere-i Terākime (Türkmenlerin Soykütü-
44 “Konuşma seslerini sistemli ve tutarlı bir şe- ğü). Ankara: Simurg Kitapçılık ve Yayıncı-
kilde yazıya geçirme yöntemi”. lık, 1996.
45 Bu konuda bk. Ercilasun 2013: 235-244). Korkmaz, Zeynep. Gramer Terimleri Sözlüğü.
46 Altı noktalı k’yi sadece, hecede ince ünlü Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1992.
veya sonraki ünlüde düzeltme işareti varsa Korkmaz, Zeynep. “XV. Yüzyıl Azerî Türkçesinin
kullanıyorum. Değerli Bir Temsilcisi Emîr Hidâyetullah ve
47 Shahgoli vd.de ŋ sesi, üstü dalgalı ng ile gös- Dîvânı”. Türk Dili Üzerine Araştırmalar Bi-
terilmiştir. rinci Cilt. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayın-
ları, 1995: 516-526.
KAYNAKÇA Shahgoli, Nasser Khaze ve Valiollah Yaghoobi,
Altaylı, Seyfettin. Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü Shahrouz Aghatabai, Sara Behzad. (2019),
1-2. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, “Dede Korkut Kitabı’nın Günbet Yazması:
2018. İnceleme, Metin, Dizin ve Tıpkıbasım”, Mo-
Azmun, Yusuf. Dede Korkut’un Üçüncü Elyazma- dern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 16/2
sı / Soylamalar ve İki Yeni Boy ile Türkmen (Haziran 2019): 147-379.
Sahra Nüshası / Metin – Çeviri – Sözlük – Tarama Sözlüğü V. Ankara: Türk Dil Kurumu
Tıpkıbasım. İstanbul: Kutlu Yayınevi, 2019. Yayınları, 1971.
Crystal, David. A Dictionary of Linguistics and Tekin, Talat ve Mehmet Ölmez, Emine Ceylan,
Phonetics. Oxford: Blackwell Publishing, Zuhal Ölmez, Süer Eker. Türkmence – Türk-
2008. çe Sözlük. Ankara: Simurg Kitapçılık ve Ya-
Ekici, Metin. Dede Korkut Kitabı Türkistan/ yıncılık, 1995.
Türkmen Sahra Nüshası / Soylamalar ve Togan, Zeki Velidî. Oğuz Destanı – Reşideddin
13. Boy / Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejder- Oğuznâmesi, Tercüme ve Tahlili. İstanbul:
hayı Öldürmesi. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 1972.
2019. Yıldırım, Faruk. “Anadolu Ağızlarında Sınırla-
Ercilasun, Ahmet B. “Tarihî Metinlerin Trans- ma Gösteren Yapılar”, Türk Dilleri Araştır-
kripsiyonu Hakkında”. Yalım Kaya Bitigi- maları. 19 (2009): 185-221.
Osman Fikri Sertkaya Armağanı. Editörler:
Hatice Şirin User – Bülent Gül. Ankara:
Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Ya-
yınları, 2013.
Ercilasun, Ahmet B. “Dede Korkutun Yeni Nüs-
hası Üzerine / Konu – Bağlantılar – Yer – Za-
man – Okuyuş”. Dil Araştırmaları 24 (Bahar
2019): 7-13.
Ercilasun, Ahmet B. “Oğuzname Nedir?”. Yeni-
çağ Gazetesi. İstanbul: 14 Temmuz 2019.
Ergin, Muharrem. Azeri Türkçesi. İstanbul: İs-

22 http://www.millifolklor.com

You might also like