Professional Documents
Culture Documents
1.dede Korkut Yeni̇ Nüsha
1.dede Korkut Yeni̇ Nüsha
http://www.millifolklor.com 5
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
manuscript have been addressed. The Günbed manuscript is considered important for these reasons:
It contains a new epic story; it is different from other manuscripts of Dede Korkut; various verses in-
dicate that it belongs to a different branch at the roots; this manuscript shows that the narratives and
manuscripts of Dede Korkut made its way till 18th century and the language of the book reflects the
features of the vernacular of South Azerbaijan, Tabriz. Considering the manuscripts of Vatican and
Dresden, one can claim that the Günbed manuscript is mostly different from these two manuscripts but
when all Oğuznames are examined together, it is understood that the new manuscript is in harmony
with some of the parts of the past manuscripts. The Günbed manuscript isn’t only important for its ver-
ses and a new epic story but also in terms of the language. In this respect, it is necessary to elaborate
the text with regard to problematic words and phrases. Before three new studies have been published
regarding the new manuscript, I wrote that this new manuscript must be from 17 or 18th century, So-
uth Azerbaijan by examining the first pictures of the newly found manuscript that appeared on social
media. We can say that this manuscript was obviously copied after the year 1759 as its language proves
this assertion. In this study, some important issues and criticism has also been raised with regard to
the transcriptions presented in recently published papers.
Key Words
Dede Korkut, The Günbed manuscript, language properties, period and domain of use, trans-
cription.
Dede Korkut Kitabı’nın yeni nüs- ma yüz elli yıl önce Merv şehrinden
hası, Veli Muhammed Hoca tarafından İran’a gelmiştir.” (2019: 8). Bu kayıt,
12 Aralık 2018 tarihinde Tahran’daki yine Veli Muhammed Hoca’ya dayan-
Hüner kitabevinden satın alınmıştır. dırılan Kaçar hanedanına ait bilgiyle
El yazması şu anda Türkmensahra çelişmektedir. Eserin dili bütünüyle
bölgesinin Günbed şehrinde yaşayan Azerbaycan Türkçesi özellikleri taşı-
Veli Muhammed Hoca’nın hususi kü- dığına göre Merv ile ilgili bu rivayette
tüphanesinde bulunmaktadır. Yazma- bir yanlışlık olmalıdır.
yı Hüner kitabevine getirip satan kişi, Yazmayı Türkmenlere bağlayan
Veli Muhammed Hoca’ya, Kaçar hane- bir başka sebep de 5b’deki şu kayıt-
danı soyundan geldiğini, yazmanın da tır: Cild-i duyum Kitâb-ı Türkman (e)
hanedanın kurucusu Ağa Muhammed s-sānî 1347.1 Özgün metnin ikinci satı-
Han Kaçar’ın kitaplığından yadigâr rı ile üçüncü satırı arasında bırakılmış
kaldığını söylemiştir (Shahgoli vd. boşluğa farklı bir yazıyla, üstelik “kur-
2019: 150). şun kalemle” (Shahgoli vd. 2019: 154)
Yazmanın İran Türkmenleriyle kaydedilmiş olan bu satırın çok son-
ilgisi, Türkmensahra’da yaşayan bir raları bir başkası tarafından yazıldığı
Türkmen tarafından satın alınmasın- açıktır. 1347 tarihi M. 1928-1929 yıl-
dan ve şu anda onun elinde bulunma- larına denk gelmektedir. Demek ki bu
sından ibarettir. Eser, Tahran’da ve kayıt, o tarihlerde kitaba sahip olan
Kaçar hanedanı soyundan geldiğini biri tarafından düşülmüştür. Burada-
söyleyen birinden satın alınmıştır. ki Türkman kelimesiyle de Türkmen-
Eserin dil özelliklerinin de bugünkü sahra ve Türkmenistan Türkmenleri
Türkmence ile ilgisi yoktur. Yusuf değil Güney Azerbaycan, Doğu Ana-
Azmun’un eserinin ön sözünde yaz- dolu ve Irak Türkmenleri kastedilmiş
manın Merv’den İran’a geldiğine dair olmalıdır.2
bir kayıt vardır: “Veli Muhammed Günbed nüshası 31 yapraktır. İlk
Hoca’nın anlattığına göre bu el yaz- yaprağı eksiktir. Müstensihçe özel ola-
6 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
http://www.millifolklor.com 7
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
muz 2019). Dede Korkut’un Vatikan hem da Salur Kazan’ın soylaması var-
yazmasının Oğuzname adını taşıması, dır. Aslında Dede Korkut Kitabı’nın
Dresden nüshasında bazı boyların so- mukaddime kısmı da birçok hikmetli
nunda o boy için Oğuzname teriminin söz ile atasözlerini içine almaktadır.
kullanılması, Berlin’de bulunan atalar Dolayısıyla Dresden ve Vatikan yaz-
sözü mecmuasının Oğuzname adını malarını da karma sayabiliriz. Kar-
taşıması, başka bazı karma eserlerde ma türün bir başka tipik örneği Türk
ve hatta bazı Selçuklu tarihlerinde de Tarih Kurumu Oğuznamesi’dir. Yakın
Oğuzname adının bulunması bu se- zamanda Mustafa Kaçalin tarafından
beptendir. ortaya çıkarılıp tıpkıbasımıyla birlikte
Ebûbekir’den birkaç yıl önce yaz- yayımlanan bu 22 sayfalık yazmada
dığı Câmiü’t-Tevârîh eserinin “Târîh-i üç bölüm vardır. Özet bir sözlü/efsa-
Oğuzan ve Türkân” kısmında Reşi- nevi tarih, Dresden ve Vatikan nüsha-
deddin sadece sözlü/efsanevi tarih larındaki mukaddime, eksik bir Boğaç
bölümünü vermiştir. Ancak Korkut Han boyu6.
Ata’nın yaşadığı döneme gelince “Gü- ***
zel sözleri, söylenen kerâmetleri ve Dede Korkut Kitabı’nın sadece
hakkındaki hikâyeler pek çoktur ve Dresden ve Vatikan yazmalarını dik-
ayrıca zikredilecektir.” kaydını düş- kate alan bir kişi Günbed nüshasının
müştür (Togan 1972: 55). Bu kayıttan, onlara benzemediğini düşünebilir.
Reşideddin’in de sözlü / efsanevi tarih Oysa irili ufaklı bütün Oğuzname-
yanında boyları ve atasözlerini de içe- ler bir arada ele alındığı zaman yeni
ren bir Oğuzname’den haberdar oldu- nüshanın da onlardan bazı parçalarla
ğunu anlıyoruz. Yazık ki Reşideddin benzeştiğini veya onlardan bazı parça-
“ayrıca zikredilecektir” dediği hâlde ları çağrıştırdığını anlamak mümkün
bu “güzel söz ve hikâyeleri” zikretme- olur.
miştir. Salur Kazan tutsak olup oğlu
Üç bölümü de içine alan en eski Uruz çıkardığı boyda Salur Kazan’ın
Oğuzname bugüne ulaşmamıştır “Biñ biñ erden yağı gördüm-ise öyü-
ama bu bölümler ayrı ayrı yazmalar nüm didüm / Yigirmi biñ er yağı gör-
hâlinde elimize ulaşmıştır. Ancak bu düm-ise yıylamadum” mısralarıyla
yazmalar 14. yüzyıldan sonradır ve bu başlayan soylaması (Ergin 1989: 236;
yüzyıldan sonraki rivayetleri yansıtır.5 Gökyay 2000: 136) Günbed nüshasın-
İşte yeni bulunan Günbed nüshası da da da vardır7:
Oğuzname’nin, soylamalar ve boylar
bölümüyle ilgili olan bir parçasıdır. On min yağı geldüğini ėşidende kol götürüb
Bazı yazmalar karmadır. Karma ak otak içinde oyına girdüm.
İğirmi min yağı geldi dėyende yėrümden
türün en tipik örneği Topkapı Oğuzna-
imrenmedüm.
mesi diye bilinen üç sayfalık (65 satır)
Otuz min yağı geldi dėyende hėçe saydum.
parçadır. Bu parçada hem Oğuz boyu- Kırḫ min geldi dėyende kara gözümün
na ve Osmanoğullarına övgü, hem hik- ucından kıya baḫdum, kımzanmadum.
metli sözler, hem Dede Korkut kahra- Elli min geldi dėyende el vėrüb elleşmedüm,
manlarına ait sıfatlamalar (epitetler), azdur dėdüm.
8 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
Altmış min geldi dėyende Allâhı andum, sında “Dedem dėr ay öte yıl dolana,
atlanmadum. zamâneler kopub gele, dağ otları tü-
Yėtmiş min geldi dėyende yėltenmedüm.
kene, tiken kala” diye başlayan ve “Ol
Seksen min dėyende seksenmedüm8.
günleri görmemişem, men Dedem
Doksan min yağı geldi dėyende arḫalukcak-
ıdum9, donum gėydüm. / Dede Korkud, görmiş gibi söyle-
Yüz min yağı geldi dėyende yüz çevirüb rem” tekrarları ile biten soylamanın
kayıtmadum10. bir benzeri de Berlin yazmasında var-
Aynı soylama Topkapı Oğuzna- dır14.
mesinin sonunda da bulunmaktadır: “Dağ otları dükene, Oğuz gün
Biŋ eren gördügümde ben Kazan bıyık kala. Ulu ulu sular soğula, ancak eg-
burdum; ren (?) kala. Yılanlar ve çıyanlar ge-
Beş biŋ eren gördügümde ben Kazan lürler, akrebler, büyler kırıla, heman
boşanmadum11;
üremez kala. Tatlu dirlik, gökçek dü-
On biŋ eren gördügümde oyunum dimedüm;
Yigirmi biŋ eren gördügümde yerinmedüm;
zenlik kesile, dâvi kala. Dünyenüŋ
Otuz biŋ eren gördügümde utanmadum; âdemi, kişisi ezile, hemin cadısı-y-ıla
Kırk biŋ eren gördügümde kayıtmadum; devi kala. Hakka kullığ itmek gide,
Elli biŋ eren gördügümde el virmedüm; heman sevi kala.
Altmış biŋ eren gördügümde alpım dimedüm; Konşı konşı evine varmakdan egri
Yetmiş biŋ eren gördügümde yilimedüm12; ḫayal ala. Şara bazara seyr itmege ge-
Seksen biŋ eren gördügümde seksenmedüm;
len Türkler Türkmenler oranı bir nes-
Doksan biŋ eren gördügümde dolanmadum;
neyi begenmeyeler, belki kâh kâh çal-
Yüz biŋ eren gördügümde ben Kazan yüz
döndürmedüm. mağa ve göŋlini melâlet tutdukça eline
Kara koç koŋur atuŋ kolanın katı çekdüm; almağa bir eyü kaval ala.
Sağdan girdüm, soldan çıkdum; Göŋlek çeken, taşra çağlağan
Soldan girdüm, sağdan çıkdum; kızlar ola. Ve onlaruŋ her vaz’ına
Arı dinli, görkli Muhammed’i yâda vaķârına imrenip bakağan bizler ola.
getürdüm;
Begler paşalar öŋinde söylenen yalan
Allâh’uŋ inâyetinde, Muhammed
yaŋlış sözler ola. Ulular ekâbirler,
mûcizâtında,
Ol yağıyı anda basdum; alpım, begim meclisinde söyletmek-içün kezzabları
dimedüm. kallâşları özler ola.
Bu dinde ögünmeŋ, ögünmeŋüz a beglerüm! Ol günleri görmeden söyle-
Ögünürse yir ögünsün!13 düm ben Dede Korkut, görmişçe.
İnanuŋ baŋa Oğuz kavmı! Ol gün-
Günbed nüshasındaki soylama- lere komagıl, benüm cânum algıl
dan sonra Salur Kazan adamlarıy- ķâdir Taŋrum!
la birlikte yapıp ettiklerini anlatır
ve sonunda “Anda alpam, erem Beyit:
dėyübeni güvenmedüm.” der. Dede Sanıp sanıp söyleyenler iş bitürür;
Korkut Kitabı’nda ise birkaç soylama Sapa sopa söyleyenler baş bitürür.
sonra “Anda daḫı erem bigem diyü Hetüm-ile (?), kakınç-ıla söz söyle-
öginmedüm.” (Ergin 1989: 238) iba- yenler kendü başına savaş getürür. Ke-
resi geçer. lecisin15 begenenler yüzine kir getürür.
Günbed nüshasının 20b sayfa- Kılıçsızın kart16 kurt er kocadur. Kız
http://www.millifolklor.com 9
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
oğlanuŋ yüzsizi17 kov iletür, kov getü- Yidi başlı ejderhaya yetüp vardum
rür; iki konşı biri biri-y-ile çekişdürür, Heybetinden sol gözüm yaşardı
Hey gözüm nāmerd gözüm muḫannet gözüm
tütün eyler.
Bir yılandan ne var ki ķorḫduñ didüm
Hak Teâlâ, yavuz, yüzsiz, utan-
Anda daḫı erem bigem diyü öginmedüm
maz avrat kazâsından, belâsından (Ergin 1989: 237).
beklesün, saklasun!
İkinci emare Şecere-i Terâkime’
Ol günleri görmeden söyledüm
deki ünlü şiirin şu dörtlüğünde görü-
ben Dede Korkut, görmişçe. İnanuŋ
lüyordu:
baŋa Oğuz kavmı derler. Ol günle-
re komagıl beni, cânum algıl ķâdir Kök asmāndın inip keldi tinin yılan
Taŋrum! Her ādemni yutar irdi körgen zamān
Egrice bügrice ağaç uğaç kalma- Salur Ķazan başın kesti bermey amān
Alplar Bigler kören bar mu Ķazan kibi?
ya, saban ola. Çoluk çolak kalmaya,
(Kargı Ölmez 1996: 209).
çoban ola. Kovukça sovukça ağaç kal-
maya, boyunduruğ ola. At eşek kalma- Aslında Şecere-i Terâkime’deki
ya, öküz ola. Dere depe kalmaya, tarla bu şiir bütünüyle, Günbed nüshasının
ola. Dana tulpı18 kalmaya, külük ola. aşağıdaki soylamasıyla karşılaştırıl-
Ulu kiçi kalmaya, melik ola. Yigitler maya değer:
kocalar, avratlar gibi cavlakı yülük19
ola. Kimsenüŋ kimse yanında ödünç- Buruldum-ısa23 saraldum-ısa
den kerinçden (?) hâceti bitmeye; cebi Göğ yüzinde bulut oldum.
Alçak ava yėrlere çiskin24 oldum,
ve kesesi delük ola. Bir kişinüŋ bir
Uca dağlar başına duman olan Kazan-ıdum.
kişi katında hürmeti, izzeti kalmaya.
Atanuŋ ananuŋ oğula kıza şefkati ve Yėddi başlı yėr evreni olubanı
merhameti olmaya. Oğul ve kız ḫod Kuyruk çaldum, dağ dolandum,
anları hergiz riâyet kılmaya. Ataları Ağu saçdum, yėr boyadum,
Nefes çeküb son sömüren Kazan-ıdum.
durur-iken oğullar söyleye; analar du-
rur-iken kızlar buyruğ eyleye.
Ağalarum götürmişdüm25,
Ol günleri görmeden söyle- Ala Çakun, Çolpa Dağınun dibine
düm ben Dede Korkut, görmişçe. Gėtmişdüm; buyurmışdum:
İnanuŋ baŋa Oğuz kavmı derler.
Ol günlere komagıl; benüm cânum Ala sâyeban çatılmışdı,
Lâli çakır26 süzülmişdi,
algıl ķâdir Taŋrum!20
Körpe kuzı çevrülmişdi,
Nihayet… Bazı Korkutşinasların, Ağalarumla içir-idüm.
Salur Kazan’ın ejderha ile dövüşeceği-
ne dair bir boy olabileceği konusunda Kayadan bir kara daş ayrıldı geldi,
beklentileri olmuştur21. Böyle bir bek- Sağdaki bėğler sağa kaçdı,
Soldaki bėğler sola kaçdı.
lenti için bazı emareler yok değildi. İlk
emare Dede Korkut Kitabı’nda Salur
Sağ elümden sol elüme
Kazan’ın şu soylamasında bulunmak- Piyâleni27 tepretmedüm;
taydı22: Karılarumı28karşı vėrüb
Kara daşı saḫlayan Kazan-ıdum.
10 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
http://www.millifolklor.com 11
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
12 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
yüz biçimi çok daha fazladır. Ayrıca olmuştur; fakat bin ve bin- kelimeleri
yıl, yilan, yulduz, yürek kelimelerinde Türkmencede müñ ve mün- biçiminde-
de y- düşmemiştir. dir (Tekin vd. 1995: 466-467). Metin-
5. Şu kelimelerde t-‘nin korunmuş de y-‘siz olan kelimeler -uca- dışında
olması: tik- (18a-9, 26a-11), tikil- (11b- Türkmencede y-‘lidir: yıldırım, yigir-
8), toḫun- (4a-8, 14b-13), tök- (3b-1, mi, yigit, yılkı (Tekin vd. 1995: 699-
29a-7), tökül- (25b-8). 701). Metinde t-‘li ve d-‘li olarak geçen
6. Şu kelimelerdeki t->d-: daban yukarıdaki kelimelerin -tovşan ve tut-
(5a-7, 24a-13), dadlu (6a-4), dan (17b- dışında- tamamı Türkmencede d-‘lidir
9, 24a-9), dart- (3b-4, 15a-3), daş (4b- (Tekin vd. 1995). Pıçak sözü Türkmen-
12, 19b-9), daş- (7b-4, 27a-14), dovşan cede de p iledir, fakat pozul- fiili b- ile
(8b-7), dut- (1b-9, 4b-13, 8a-8), duz (2b- bozul-‘dur. Söz ortası ve sonunda ḫ sesi
13). bulunduran kelimeler Türkmencede
7. Şu kelimelerdeki b->p-: pıçak k’lidir: arka, bak-, yık-, yok (Tekin vd.
(1b-2), pozğun (3a-2), pozul- (22b-1). 1995). Kimi kelimesi de Türkmencede
8. Söz ortası ve sonunda ķ>ḫ: arḫa kimin biçimindedir (Tekin vd. 1995:
(2b-11, 6a-10), baḫ- (14a-8, 27b-2), yıḫ- 410). Azerbaycan Türkçesindeki yėddi
(8b-10, 10a-3), yoḫ (1a-13). Yok sözü sözü de Türkmencede yedi biçiminde-
bir kez hı ile, diğer yerlerde kaf ile ya- dir (Tekin vd. 1995: 686). Teklik birin-
zılmıştır. ci şahıs eki ise Türkmencede -AyIn’dır
9. Kimi kelimesinin m’li olma- (Kara 2007: 274).
sı: (1b-12, 7a-1, 12a-11…). Kelimenin Görüldüğü üzere, tamamı Azer-
kimi biçiminin birçok kez geçmesine baycan Türkçesine ait olan bu özel-
karşılık kibi biçimi sadece iki kez ge- liklerden sadece birkaçı Türkmence-
çer: 20b-8, 21a-4. de de bulunmaktadır. İkisi de Oğuz
10. Yedi sözündeki ikizleşme grubundan olan bu lehçelerde benzer
(yėddi): 5b-7, 19b-3, 29b-5. Birçok özelliklerin bulunması tabiidir. Met-
kez geçen yėddi sözündeki ikizleşme nin grubunu ve sahasını belirlemek
metinde dal üzerine şedde konularak için yukarıdaki özelliklerin tamamını
gösterilmiştir (Şedde bulunmayan ör- göz önünde bulundurmak gerekir. On
nekler nadirdir.) maddenin tamamı da bugünkü Azer-
Yukarıdaki maddelerin Azerbay- baycan Türkçesiyle aynı olduğuna
can sahasına ait özellikler olduğunu göre metin Azerbaycan sahasına ait-
kesin olarak tespit etmek için Oğuz tir, Türkmen grubuna ait olamaz.
grubunun diğer iki yazı diliyle, Türk- Yukarıdaki on maddede gösteri-
mence ve Türkiye Türkçesiyle kar- len özellikler Türkiye Türkçesinde de
şılaştırmak gerekir. Çünkü bu özel- yoktur. O hâlde metin Türkiye Türk-
liklerin bazıları bu yazı dillerinde de çesine de ait olamaz. Esasen bu mad-
bulunabilir. delerdeki özelliklerin tamamı, Azer-
Ünlüyle biten isimlerde yükleme baycan ve Türkiye Türkçesini ayıran
hâli eki Türkmencede de +nI’dır (Kara tipik özelliklerdir.
2007: 257). İkinci ünsüzü geniz sesi Söz başı k- / g- meselesini yuka-
olan sözlerdeki b-, Türkmencede de m- rıdaki maddeler içine almadım. Çün-
http://www.millifolklor.com 13
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
14 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
http://www.millifolklor.com 15
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
tanlı olarak iki kez geçmektedir (9a-1, Türkçesine ait özelliklerdi. Bunları
11a-9). Azmun bunlara, satan keli- tekrar ele alıyorum.
mesinin Türkmencedeki “bacak arası 1.Tut- fiili Kuzey Azerbaycan
genişliği” anlamından hareketle “uy- Türkçesinde t-‘li, Güney’de ise d-‘lidir
lukları geniş olan, geniş butlu” anla- (Gedikli 1990: 337).
mını vermiştir. Shangoli vd.de satanlı, 2. Kuzey Azerbaycan ölçünlü
“kalçalı, kalçası olan” anlamıyla kar- Türkçesinde b-‘li olan bıçak kelimesi
şılanmıştır. Ekici’de satan’ın anlamı Güney Azerbaycan ağızlarında p- ile
“uyluk” olarak verilmiştir. Burhân-ı piçag’dır (Gedikli 1990: 372).
Ķâtı’da da satan “atın iki ayağı ara- 3. Kuzey ve Güney Azerbaycan’da
sı” anlamındadır (TS: 3325). Metinde -ginen / -ginan emir pekiştirici-
attan bahsedildiğine göre Burhan’da si bulunmakla birlikte -gilen biçimi
verilen anlam buraya uygun düşmek- Şehriyar’da, yani Güney’de görülür.
tedir. Azmun’dan kelimenin Türkmen- 4. Metni Güney Azerbaycan’a
cede de var olduğunu öğrenmiş bulu- bağlayan en önemli özellik -mak ve
nuyoruz. -duğı eklerinin uyum dışı olmasıdır:
“Ötmek” anlamındaki sayra- ise görmak (1b-4), eksilmak (5a-6), tüken-
zaten Dede Korkut Kitabı’nda bulun- mak (5b-2), étmak (16a-5), döğüşmak
maktadır. Satan ve sayra- Tarama (27b-1), gelduğı (5b-5), gezdürduğı
Sözlüğü’nde olduğuna göre onların da (6b-12). Özellikle -duğı ekinin uyumlu
Günbed nüshasında geçmesi tabiidir. örnekleri daha çok ise de uyumsuz ek-
Daha önce ifade ettiğim gibi metin- lerin varlığı, metni Güney Azerbaycan
lerin dönem ve coğrafyası hakkında Türkçesine bağlamak için yeterlidir.
hüküm verilirken eski kelimelerden Muharrem Ergin, Şehriyar’da geçen
hareket edilmez. Bu tür kelimelerin gėdaḫ ve gelduḫ kelimelerini açıklar-
diğer Türk lehçelerinde, özellikle aynı ken “kalınlaştırma” özelliğinin Tebriz
gruba giren Türk lehçelerinde ortak ağzına ait olduğunu belirtir (Ergin
1971: 159, 180).
olması tabiidir.
Aslında bazı ekleri kalınlaştırma
***
eğilimi 15. yüzyılın ikinci yarısında
Günbed nüshası yayımlanmadan
Tebriz’de yaşamış olan Akkoyunlu
önce yazdığım makalede yeni nüsha-
emîri Hidayetullah Beğ’e dek gider:
daki hangi dil özelliklerinin bugünkü
görmaġ, ķullıġ (Korkmaz 1995: 523-
Azerbaycan Türkçesinde bulundu-
524). Coğrafya olarak da Azerbaycan
ğunu, bunlardan hangilerinin Dede ağızlarının uzantısı sayabileceğimiz
Korkut Kitabı’nın Dresden ve Vatikan Yukarı Aras ağızlarına dek uzanır:
nüshalarında bulunmadığını göster- geldıḫ, gelaḫ, gözellıḫ (Gemalmaz
miş ve onlara dayanarak Günbed yaz- 1978: 23).
masının Dresden ve Vatikan yazma- Üç Yayının Değerlendirilmesi
larından daha sonra yazılmış olması Üç yayında da metnin tıpkıbası-
gerektiği maddeler hâlinde belirtil- mının yer alması son derece isabetli
mişti (Ercilasun 2019: 10-11). Mad- olmuştur. Ekici yayınında tıpkıbasım
delerden birkaçı Güney Azerbaycan sayfalarıyla transkripsiyonun karşı-
16 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
lıklı sayfalarda bulunması metni takip melerin metinde geçtiği yerler de gös-
etmeyi kolaylaştırmaktadır. Azmun terilmiştir. Ekici’de ise sözlük ve dizin
ve Ekici’de metnin ilk sayfasından son ayrı ayrı verilmiştir, ancak dizin tam
sayfasına kadar olan bölümü tıpkı- bir gramatikal dizin değildir. Ekici
basım olarak verilmiştir. Çünkü Veli metnin gramer özelliklerine hiç temas
Muhammed Hoca tarafından bilgisa- etmemiş, girişte eseri daha çok halk
yarlarına gönderilen yazma bundan edebiyatı açısından değerlendirmiştir.
ibarettir. Shahgoli vd.de ise ön kapak Metnin transkripsiyonlanmasın-
ve arka kapak ile bunların iç yüzleri- da üç yayında önemli farklar vardır.
nin de tıpkıbasımı vardır. Anlaşıldığı- Yayınlardaki transkripsiyonları de-
na göre eserin kendisini görüp fotoğ- ğerlendirmeden önce transkripsiyon
raflamışlardır. kavramı üzerinde durmak istiyorum.
Shahgoli vd. ilk sayfaya 1a, Ekici David Crystal’in sözlüğünde
1b numarasını vermiştir. Doğrusu 1a “transcription” terimi “a method of wri-
olmalıdır. Sonunda çoban (rabıta, red- ting down speech sounds in a sistema-
dade) bulunan sayfalar daima b yüzü- tic and consistent way”44 olarak tanım-
dür. a yüzü için çobana ihtiyaç duyul- lanır (2008: 490). Zeynep Korkmaz’ın
maz, çünkü b (arka) yüzü zaten aynı Gramer Terimleri Sözlüğü’nde kavram
yapraktadır ve karışması ihtimali “çevri-yazı” terimiyle verilmiş ve şöyle
yoktur. b yüzünün sonunda çoban ola- tanımlanmıştır: “Bir kelimeyi, bir ya-
rak diğer yaprağın ilk kelimesi yazılır. zılı metni veya bir konuşmayı, onların
Yusuf Azmun ise a, b yüzlerini belirt- telaffuzdaki ses değerlerini dikkate
meden sayfalara numara vermiştir. alan özel alfabe işaretleri kullanarak
Daha az kullanılmakla birlikte bu da yazıya geçirme.” Türkçe Sözlük’teki
doğrudur. tanım da şöyledir: “Bir yazıyı bütün
Yusuf Azmun ve Metin Ekici met- ses inceliklerini belirterek başka bir
ni bugünkü Türkiye Türkçesine de ak- alfabeye çevirme yolu, yazı çevirimi.”
tarmışlardır. Shahgoli vd. ise aktarma Tanımlardan açıkça anlaşılacağı
yapmamıştır. Shahgoli vd.de ayrıntılı üzere transkripsiyon, harflerin değil
bir gramer incelemesi, diplomatik (bil- seslerin verilmesidir; harflerin veril-
gisayarla yazılmış Arap harfli) metin mesi transliterasyondur. Dolayısıyla
ve tam bir gramatikal dizin vardır. Türkiye’de bugüne dek yapılan tarihî
Bu bölümler diğerlerinde yoktur. Az- metin yayınlarında daha çok translite-
mun girişte kısaca gramer özellikle- rasyon uygulanmaktadır. Transkrip-
rinden bahsetmiş, eserin sonunda da siyon denilerek Arap harflerinin Arap
bir “sözlükçe” vermiştir. Sözlükçede dilindeki ses karşılıklarını göstermek
madde başı olarak “metnin söz varlığı doğru değildir. Böyle yapmak, Türk-
açısından belirleyici özelliğini yansıta- çenin tarihî metinleri transkripsiyon-
cak arkaik ögeler, Türkmenceye özgü lanırken ayın, hemze göstermek, zel,
sözler, Azerbaycan Türkçesinin söz dat gibi harfler için özel işaretler kul-
varlığında da yer alan Eski Anadolu lanmak; tarihî dönemlerde yaşayan
Türkçesi ve Anadolu ağızlarında geçen Türklerin, Arapçadan alınmış kelime-
sözler” alınmış (Azmun 2019: 10), keli- leri Araplar gibi telaffuz ettiğini kabul
http://www.millifolklor.com 17
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
18 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
http://www.millifolklor.com 19
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
yayınlarda olduğu gibi ikinci kelime goli vd. gibi o da sarı kelimesine renk
duzı “tuzu” olmalıdır. anlamı vermiş. Azmun ise “+a doğru”.
4a-9’da “gaga” anlamında geçen İki kelime de Azerbaycan Türkçe-
kelime Ekici tarafndan tomçuk okun- sinde vardır; ancak bağlama uygun
muştur, tumçuk olmalıdır. Ekici’nin olan renk anlamıdır. Hamı “bütün”
dutubeni (4a-13), baġlayubeñ (6b-11) kelimesini yanlış olarak hemi okuyan
vb. örneklerde uyuma aykırı okuduğu Ekici’nin ibareye verdiği anlam daha
zarf-fiil ekleri de uyumlu okunmalıdır. doğru görünüyor:
Méşe Azerbaycan Türkçesin- “Tüm azgın denizlerin en zorlusu
de “orman”, ince k ile kol “çalı” de- okyanus, sarı ala küçük balığın su dö-
mektir. 3a-10’da geçen gür méşenün neği, sandal ağacından sağlam gemi-
kôllarında aslan enrür ibaresi, “gür ler su oynağı. Sallandıkça sıra ondan
ormanın çalılarında aslan kükrer” ola- geçer mi, geçmek yok.”
rak bugünkü Türkçeye aktarılmalıdır. 5b-6 ve 9’da iki kez geçen uc il-
İbare, Azmun tarafından “gür meşe- dırım kelimeleri Ekici tarafından üc
nin [olduğu yerin] çalılıklarında ars- ıldırım olarak okunmuş ve “üç yıldı-
lan kükrer” olarak aktarılmıştır (Az- rım” anlamıyla karşılanmıştır (2019:
mun 2019: 69). Ekici ise kôl kelimesini 49, 164). Azmun tarafından ise uc ıl-
göl okuduğu için ibareyi “gür ormanlık dırım okunarak “uç yıldırım” biçimin-
göllerde arslan kükrer” biçiminde ak- de anlamlandırılmıştır (A 2019: 32,
tarmıştır (Ekici 2019: 160). Shahgoli 71). Shahgoli vd. de kelimeyi uc “uç”
vd.de aktarma yoktur. Ancak dizinde olarak kabul ediyorlar (2019: 281).
méşe kelimesine “orman, ormanlık Günbed yazmasının imlası c-ç ve b-p
yer”, kol kelimesine “çalı” anlamını konusunda istikrarlıdır. Öncekiler
vermişlerdir. tek nokta ile, sonrakiler üç nokta ile
5a-12, 13, 14’te çetin bir ibare var. yazılmaktadır. Bu kelime de tek nok-
Ben şöyle okuyorum: ta ile (cim ile) yazılmıştır. Bugünkü
Hamı sarp denizlerün kuymuncısı Azerbaycan Türkçesinde de kelime uc
Muhit Denizi, sarı ala uşak baluğun biçimindedir; o hâlde uc “uç” okunuşu
su döneği, sandal ağac sarp gemiler su doğrudur. Burada “uç” anlamından
oynağı, yayḫandukca nöbet andan ek- hareketle metaforik bir “sivri” anlamı
silür mi, eksilmak yok. düşünülebilir.
Metinde çözülemeyen kelime Yayınların tamamının karşılaş-
kuymuncı / koymuncı’dır. Azmun ak- tırılmasıyla yukarıdakilere benzer
tarmada kelimeyi “kuymuncı” olarak daha birçok mesele ortaya çıkabilir.
bırakmış (2019: 70). Ekici “en zorlusu” Dede Korkut’un Günbed nüshasının
anlamını vermiş (2019: 163). Shahgoli yalnız soylama ve yeni bir anlatma
vd. kelimeyi Eski Türkçe kud- “dök- (boy) barındırması açısından değil dil
mek” ve kuyumcu ile ilişkilendirerek açısından da ne kadar önemli olduğu
soru işaretiyle “(su vb.) dökülen yer, anlaşılmaktadır. Sorunlu kelime ve
döküldüğü yer” olarak anlamlandır- ibarelerin çözülmesi için metin üze-
mışlar (2019: 263). Ekici’nin verdiği rinde daha birçok çalışma yapılması
anlam bağlama uygun düşüyor. Shah- gerekmektedir. Şimdilik ilk çalışma-
20 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
http://www.millifolklor.com 21
Millî Folklor, 2019, Yıl 31, Sayı 123
40 Shahgoli vd. aynı coğrafyada 1710’larda ya- tanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ya-
zılmış başka bir eserde de -bazı sayfalarının yınları, 1971.
tıpkıbasımlarını koyup ilgili kelimeleri gös- Ergin, Muharrem. Dede Korkut Kitabı I – Giriş-
tererek- aynı imla hatalarının (bence aşırı Metin-Faksimile. Ankara: Türk Dil Kurumu
düzeltim örneklerinin) olduğunu belirtmiş- Yayınları, 1989.
lerdir (2019: 158-159). Gedikli, Yusuf. Şehriyar ve Bütün Türkçe Şiirle-
41 Ben harflerin adlarını gayın ve kaf olarak ri. İstanbul: Türkyıldızı A.Ş., 1990.
yazıyorum. Çünkü Türkler yaklaşık bin yıl- Gemalmaz, Efrasiyap. Erzurum İli Ağızları (İn-
dan beri kullandıkları Arap alfabesindeki celeme-Metinler-Sözlük ve Dizinler). Erzu-
harflerin adlarını da Türkçeleştirmişlerdir. rum: Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakül-
Râ değil rı, kâf değil kef gibi. Hareke adlarını tesi Yayınları, 1978.
da Türkçeleştirdiklerini biliyoruz. Fetha de- Gökyay, Orhan Şaik. Dedem Korkudun Kitabı.
ğil üstün, kesre değil esre, zamme değil ötre. İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları,
Ötre, çok eski bir Türkçe sözdür. Hele esre, 2000.
Türk bengü taşlarındaki asra sözüne dek gi- Kara, Mehmet. “Türkmen Türkçesi”. Türk Leh-
der. çeleri Grameri. Editör: Ahmet B. Ercilasun.
42 (Bk. Altaylı 2018). Ankara: Akçağ Yayınları, 2007: 23-196.
43 Faruk Yıldırım’ın makalesini haber veren Kargı Ölmez, Zuhal. Ebulgazi Bahadır Han –
Leyla Karahan’a teşekkür ederim. Şecere-i Terākime (Türkmenlerin Soykütü-
44 “Konuşma seslerini sistemli ve tutarlı bir şe- ğü). Ankara: Simurg Kitapçılık ve Yayıncı-
kilde yazıya geçirme yöntemi”. lık, 1996.
45 Bu konuda bk. Ercilasun 2013: 235-244). Korkmaz, Zeynep. Gramer Terimleri Sözlüğü.
46 Altı noktalı k’yi sadece, hecede ince ünlü Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1992.
veya sonraki ünlüde düzeltme işareti varsa Korkmaz, Zeynep. “XV. Yüzyıl Azerî Türkçesinin
kullanıyorum. Değerli Bir Temsilcisi Emîr Hidâyetullah ve
47 Shahgoli vd.de ŋ sesi, üstü dalgalı ng ile gös- Dîvânı”. Türk Dili Üzerine Araştırmalar Bi-
terilmiştir. rinci Cilt. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayın-
ları, 1995: 516-526.
KAYNAKÇA Shahgoli, Nasser Khaze ve Valiollah Yaghoobi,
Altaylı, Seyfettin. Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü Shahrouz Aghatabai, Sara Behzad. (2019),
1-2. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, “Dede Korkut Kitabı’nın Günbet Yazması:
2018. İnceleme, Metin, Dizin ve Tıpkıbasım”, Mo-
Azmun, Yusuf. Dede Korkut’un Üçüncü Elyazma- dern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 16/2
sı / Soylamalar ve İki Yeni Boy ile Türkmen (Haziran 2019): 147-379.
Sahra Nüshası / Metin – Çeviri – Sözlük – Tarama Sözlüğü V. Ankara: Türk Dil Kurumu
Tıpkıbasım. İstanbul: Kutlu Yayınevi, 2019. Yayınları, 1971.
Crystal, David. A Dictionary of Linguistics and Tekin, Talat ve Mehmet Ölmez, Emine Ceylan,
Phonetics. Oxford: Blackwell Publishing, Zuhal Ölmez, Süer Eker. Türkmence – Türk-
2008. çe Sözlük. Ankara: Simurg Kitapçılık ve Ya-
Ekici, Metin. Dede Korkut Kitabı Türkistan/ yıncılık, 1995.
Türkmen Sahra Nüshası / Soylamalar ve Togan, Zeki Velidî. Oğuz Destanı – Reşideddin
13. Boy / Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejder- Oğuznâmesi, Tercüme ve Tahlili. İstanbul:
hayı Öldürmesi. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 1972.
2019. Yıldırım, Faruk. “Anadolu Ağızlarında Sınırla-
Ercilasun, Ahmet B. “Tarihî Metinlerin Trans- ma Gösteren Yapılar”, Türk Dilleri Araştır-
kripsiyonu Hakkında”. Yalım Kaya Bitigi- maları. 19 (2009): 185-221.
Osman Fikri Sertkaya Armağanı. Editörler:
Hatice Şirin User – Bülent Gül. Ankara:
Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Ya-
yınları, 2013.
Ercilasun, Ahmet B. “Dede Korkutun Yeni Nüs-
hası Üzerine / Konu – Bağlantılar – Yer – Za-
man – Okuyuş”. Dil Araştırmaları 24 (Bahar
2019): 7-13.
Ercilasun, Ahmet B. “Oğuzname Nedir?”. Yeni-
çağ Gazetesi. İstanbul: 14 Temmuz 2019.
Ergin, Muharrem. Azeri Türkçesi. İstanbul: İs-
22 http://www.millifolklor.com