You are on page 1of 38

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

MERMİ NAMLU ÇIKIŞ HIZI VE ENERJİSİNİ


ETKİLEYEN PARAMETRELERİN
OPTİMİZASYONU

Dilara SÜRMELİ

YÜKSEK LİSANS

Savunma Teknolojileri Anabilim Dalı

Ocak-2021
KONYA
Her Hakkı Saklıdır
ÖZET

YÜKSEK LİSANS

MERMİ NAMLU ÇIKIŞ HIZI VE ENERJİSİNİ ETKİLEYEN


PARAMETRELERİN OPTİMİZASYONU

Dilara SÜRMELİ

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ


SAVUNMA TEKNOLOJİLERİ ANABİLİM DALI

Danışman: Doç. Dr. Süleyman NEŞELİ

2021, 40 Sayfa

Jüri
Danışmanın Doç. Dr. Süleyman Neşeli
Prof. Dr. Hacı SAĞLAM
Doç. Dr. Ahmet CAN

Ateşli silahlardaki merminin namluyu terk ediş hızını ve merminin enerjisini etkileyen birçok
parametre mevcuttur. İç balistik enerjisinin sebep olduğu mermi hareketinin istenilen kararlılık ve
performansta gerçekleşmesi namlu helis (twist, yiv-set, dönme) oranına, namlu boyuna ve mermi
çekirdeğinin ağırlığına doğrudan bağımlıdır. Bu maksatla yapılan çalışmada, kalite karakteristiğini
(merminin namluyu terk ediş hızı ve merminin enerjisi) etkileyen parametrelerin en ideal
kombinasyonunun tespiti amaçlanmıştır. Lapua Ballistics yazılımı vasıtasıyla .308 Winchester B466
kalibre 9.72 gram/150 grain, .308 Winchester B476 kalibre 11 gram/170 grain ve .308 Winchester B416
kalibre 13 gram/200 grain mermileri kullanılarak namlu boyu, namlu çapı ve çekirdek ağırlığı giriş
parametrelerinin üçer seviyelerinde L9(313) Taguchi ortogonal tasarımına bağlı sanal atışlar
gerçekleştirilmiştir. 1000 m mesafede yapılan atış simülasyonlarından elde edilen mermi çıkış hızı ve
mermi çıkış enerjisi değerleri için Taguchi metodu kullanılarak analiz gerçekleştirilmiştir. Kullanılan giriş
parametrelerinin sonuçlar üzerindeki etkililik seviyelerinin tespiti varyans analizi (ANOVA) ile
yapılmıştır. Sonuçlar içerisinde hem merminin namluyu terk ediş hızını hem de merminin enerjisini
etkileyen en etkili parametrenin sırasıyla %70.07 ve %93.73 oranlarıyla çekirdek ağırlığı olduğu
gözlemlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Varyans Analizi (ANOVA), Mermi Çıkış Enerjisi, Mermi Çıkış Hızı,
Taguchi Analizi

ii
ABSTRACT

MS THESIS

OPTIMIZATION OF PARAMETERS AFFECTING THE BULLET MUZZLE


VELOCITY AND ENERGY

Dilara SÜRMELİ

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF


SELÇUK UNIVERSITY
THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE
IN DEFENSE TECHNOLOGY

Advisor: Assoc. Prof. Dr. Süleyman Neşeli

2021, 40 Pages

Jury
Advisor Assoc. Prof. Dr. Süleyman Neşeli
Prof. Dr. Hacı SAĞLAM
Assoc. Prof. Dr. Ahmet CAN

There are many parameters in firearms that affect the speed at which the bullet leaves the barrel
and the energy of the bullet. The realization of the bullet movement caused by the internal ballistic energy
at the desired stability and performance is directly dependent on the barrel rifling ratio, barrel length and
bullet weight. In this study, it is aimed to determine the ideal combination of parameters affecting the
quality characteristic (speed of bullet leaving the barrel and energy of the bullet). Using the .308
Winchester B466 caliber 9.72 gram/150 grain, .308 Winchester B476 caliber 11 gram/170 grain and .308
Winchester B416 caliber 13 gram/200 grain bullets through Lapua Ballistics software, barrel length,
barrel diameter and core weight are at three levels each of the input parameters. Virtual shots were
performed based on the L9(313) Taguchi orthogonal design. For muzzle velocity and muzzle energy values
obtained from firing simulations at 1000 m distance, analysis was performed using Taguchi method. The
determination of the effectiveness levels of the input parameters used on the results was made by analysis
of variance (ANOVA). In the results, it was observed that the most effective parameter affecting both the
muzzle velocity and muzzle energy of the bullet was the core weight with 70.07% and 93.73%,
respectively.

Keywords: Analysis of Variance (ANOVA), Muzzle Energy, Muzzle Velocity, Taguchi


Analysis

iii
ÖNSÖZ

Temel Bilimlere verdiği değerden dolayı danışmanlığımı üstlenerek geniş bilgi


birikimi, yol göstericiliği ve tecrübesiyle tezimdeki her aşamada benden desteğini ve
yardımını esirgemeyen Sayın Doç. Dr. Süleyman NEŞELİ’ye sonsuz saygı ve
teşekkürlerimi sunarım.

Dilara SÜRMELİ
KONYA-2021

iv
İÇİNDEKİLER

ÖZET ............................................................................................................................... ii

ABSTRACT .................................................................................................................... iii

ÖNSÖZ ........................................................................................................................... iv

İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... v

ŞEKİLLERİN LİSTESİ ................................................................................................ vi

TABLOLARIN LİSTESİ ............................................................................................. vii

SİMGELER VE KISALTMALAR ............................................................................ viii

1. GİRİŞ ....................................................................................................................... 1

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI ................................................................................... 3

2.1. Ateşli Silahlar ..................................................................................................... 3


2.2. Mühimmat .......................................................................................................... 3
2.3. Balistik ............................................................................................................... 5
2.4. Namlu ................................................................................................................. 7
2.5. Yiv-Set (Twist/Helis) ....................................................................................... 10
2.6. Namlu Çıkış Hızı.............................................................................................. 13
2.7. Namlu çıkış enerjisi (Kinetik Enerji) ............................................................... 15

3. TAGUCHI ANALİZİ ........................................................................................... 16

4. DENEYSEL ÇALIŞMA ....................................................................................... 19

4.1. Deneysel Tasarım ............................................................................................. 19

5. SONUÇLARIN ANALİZİ ................................................................................... 21

5.1. Giriş parametrelerinin optimizasyonu .............................................................. 21


5.2. S/N oranları için Varyans analizi (ANOVA) ................................................... 24

6. SONUÇ VE ÖNERİLER...................................................................................... 26

KAYNAKLAR .............................................................................................................. 27

v
ŞEKİLLERİN LİSTESİ

Şekil Sayfa

Şekil 2.1 Şekil 2.1. Kalibre ölçüsü gösterimi …………………….……..... 4

Şekil 2.2 Mermi kalibrelerini gösterir genel görünüşleri…………………. 4

Şekil 2.3 Mermilerin kompozit yapısına ait tipik görünüşü……………… 5

Şekil 2.4 Ateş mızrağı genel görünüşü…………………………………… 8

Şekil 2.5 Namlu boyunca uzanan yiv-set ve kalibre gösterimi…………… 11

Şekil 2.6 Yuvarlatılmış ve kademeli olarak geçiş yapılmak suretiyle


oluşturulmuş yiv-set geometrileri………………………………. 13
Kronograf çeşitleri
Şekil 2.7
a) Optik kronograf
b) Dopler radar sistemli kronograf
c) Akustik kronograf
d) Manyetik kronograf………………………………………….. 15

Şekil 5.1 MVort için S/N oranlarının tepki grafikleri……………………. 21

Şekil 5.2 MEort için S/N oranlarının tepki grafikleri…………………….. 25

vi
TABLOLARIN LİSTESİ

Tablo Sayfa

Tablo 4.1 Çalışılan parametreler ve seviyeleri……………………………. 21

Tablo 4.2 Deneysel sonuçlar ve S/N oranları……………………………... 21

Tablo 5.1 MVort için ortalama S/N tepki tablosu (en büyük en iyi) (dB)… 22

Tablo 5.2 MEort için ortalama S/N tepki tablosu (en büyük en iyi) (dB)… 23

Tablo 5.3 MVort S/N oranları için ANOVA sonuçları…………………… 25

Tablo 5.4 MEort S/N oranları için ANOVA sonuçları…………………… 26

vii
SİMGELER VE KISALTMALAR

Kısaltmalar Açıklamaları

SED İstatiksel deney tasarımı (Statitical Experimental Design)

DOE Deneysel tasarım (Design of Experiment)

FDE Faktöriyel deneysel tasarım (Factorial Design of Experiments)

S/N Sinyal gürültü oranı (Signal to noise ratio)

MVort Merminin namluyu terk ediş hızı (Muzzle Velocity)

MEort Merminin namluyu terk ediş kinetik enerjisi (Muzzle Energy)

ANOVA Varyans analizi (Analysis of Variance)

viii
1

1. GİRİŞ

Ateşli silahlardaki mermi hareketini etkileyen en önemli parametreler namlu


boyu, yiv-set dönme oranı ve çekirdek ağırlığı olarak sıralanabilir. Bu parametrelere
bağlı olarak merminin namlu sonrası hareketi önceden kontrol altına alınabilir.
Merminin yüksek hızlarda hareketinin oluşması muazzam miktarda başlangıç itme
kuvvetinin var olmasıyla elde edilebilir. Namlu içerisindeki helisel oluklar, mermiye
dönme hareketi verecek aerodinamik etkinin oluşturulması ve dolayısıyla ilk hareket
kuvvetinden en üst seviyede yararlanılmasında namlunun olmazsa olmazlarıdır. Silah
içinde eş çalışan birçok bileşenin performans seviyeleri, başlangıç kuvvetini çok kısa
sürede oluşturacak patlama enerjisinin verimli kullanımına bağlıdır. Bir bütün olarak
silah verimliliği ise bileşenlerin verimlilik seviyeleriyle doğrudan ilişkilidir. Silah
üreticilerinin daha verimli enerji kontrolü sağlayarak istenilen yörünge, süre ve
menzilde hedefe ulaştıran sistem taleplerine nasıl cevap verileceği üzerine akademik ve
ilgili sektör uzmanları halen yoğun çaba sarf etmektedirler. Mermiyi yataklama
özelliğinin en etkin şekilde sağlanabilmesi için en ideal radyal çapa sahip olan
mühimmatın (mermi) güvenle ateşlenebildiği, namlu malzemesinin kesiti boyunca her
bir noktasında ortaya çıkan basınç ve sıcaklık değişimlerine uyumlu, arzu edilen kalite
seviyelerinde olan bir namlunun tasarımı, halen yoğun araştırma yapılan konular
arasındadır.
Askeri maksatla kullanılan silahlardaki namluların tasarımları, merminin hedef
tutarlılığı daha yüksek olacak şekilde ulaşabilmesini sağlamak için yapılır. Buna bağlı
olarak kullanılan silah sisteminin arıza oluşumuna müsaade etmeyen bir tasarımla
yapılmış olması ve maksimum performansta çalışması istenir. Ülkemizdeki, askeri ve
sivil kullanım maksatlı hafif silah ihtiyacı yurtdışından alım yoluyla veya lisanslı üretim
anlaşmaları ile yurtiçinde sağlanmaktadır. Özellikle yurtdışından tedarik durumunda
hem teknolojik bağımlılık hem de büyük miktarda döviz kaybı söz konusu olmaktadır.
Ayrıca bu tedarik yöntemleri yerli savunma sanayi açısından hedeflenen özgün silah
tasarım ve imalat yeteneğinin kazanılmasını da engellemektedir. Teknoloji ömür
döngüsünün, hızlı gelişime paralel olarak azaldığı günümüzde savunma sanayi alanında
da silah sistemleri ve teçhizatlardaki değişim ve gelişimin ivmesi artmaktadır. Daha
etkin, modüler ve hafif sistemlerin muharebe alanında sağlamış olduğu üstünlüğün göz
ardı edilmesi mümkün değildir. Sonuca ulaşmada kesin çözümü sağlamak için
kullanılan hafif silahların etkinliği bu alandaki en önemli unsurdur. Her türlü arazi
2

şartında, her iklim koşulunda, gece ve gündüz etkin, hafif ve modüler ilk atımda yüksek
isabet yüzdesine sahip yeni silahların tasarlanması ülke savunması için gereklidir
(Özyılmaz 2010).
Yapılan bu çalışmada, iç balistik enerjisinin tetiklediği merminin, namluyu terk
edişi sırasında üzerinde bulunan enerji ve o andaki merminin hızını etkileyen
parametrelerin tespiti amaçlanmıştır. Bu maksatla robust (Taguchi) yaklaşım
kullanılmış ve ideal objektif fonksiyonu için parametre kombinasyonu
gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmayla varılacak sonuçlar hafif silah sistemlerine ait
namlular için uygulanabilir çıktılar şeklinde ifade edilmiştir.
3

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI

Literatürde yer alan konuyla ilgili çalışmalar aşağıdaki başlıklar altında detaylı
olarak verilmiştir.

2.1. Ateşli Silahlar

Savunma veya saldırı maksadıyla içerisinde bulunan mühimmatı namlu dışına


balistik etki sayesinde giderek azalan bir hızda atabilen sistemlerdir. Ateşli silahların
tarihi barutun keşfi ile başlar. Ancak barutun kim tarafından ve ne zaman keşfedildiği
tam olarak bilinmemektedir. Kabaca 8. ve 9. yy’larda, önce Çinlilerin güherçile esaslı
barut kullandıkları bilinmekte ise de 12. yy’da Endülüs’lerin kolayca tutuşabilen
tozlarla uğraştığı göz önüne alındığında bu tozların Çin’e Kuzey Afrika üzerinden
müslüman tüccarlar tarafından götürüldükleri görüşü daha ağır basmaktadır. Çin’de
barut hakkındaki ilk yazılı belgeye bu tarihten sonra rastlanmıştır. 1776 yılında Doğu
Hindistan Şirketi tarafından eski Sankritçe yazılarının çevrilmesi ile barutun
Hindistan’da beşyüz yıldır bilindiği ortaya çıkmıştır. Tüm tartışmalara rağmen barutun
önce kimler tarafından bulunduğu ve hangi amaçla kullanıldığı tam olarak
açıklanamamıştır (http://www.tabancatufek.com/forum2/showthread.php?tid=1108).
Günümüze kadar tarihsel olarak gelişimini ve etkisini arttıran barut, benzer
şekilde, ateşli silahlarda da önemli gelişimlere neden olmuştur. Bu gelişim daha çok
ateşleme sistemleri, namlular ve mermiler üzerinde odaklanmıştır. İyi veya kötü şöhret
silaha atfedilse de neticeyi oluşturacak olan mühimmattır.

2.2. Mühimmat

Silah sistemleri genel olarak hafif, orta ve ağır silah sistemleri olarak
sınıflandırılabilir. Bu sınıflandırmada etken olan, kullanılan merminin kalibresidir.
Kalibre, ateşli silahlarda mermi çekirdeğinin çap ölçüsünü belirtmekte olup kullanılan
ve 1 inch’in yüzde birine eşit olan ölçü birimidir. 1 kalibre 0.254 milimetreye denktir.
Şekil 2.1’de kalibre ölçüsünün mermi üzerinde gösterimi verilmiştir.
4

Şekil 2.1. Kalibre ölçüsü gösterimi


(https://www.lafsozluk.com/2010/10/kalibre.html)

Kabul edilen kalibre sınıflandırmalarına göre küçük mermi kalibreleri 5.56-12.7


mm, orta büyüklükte mermi kalibreleri 12.7-40 mm ve büyük mermi kalibreleri 60 mm
ve üstü ( 60 mm) çapa sahip mühimmatlardır (Yıldırım 2013). Dünyada kullanımda
olan hafif silahlara yönelik mermilerin kalibre değerleriyle birlikte genel gösterimi Şekil
2.2’de verilmiştir.

Şekil 2.2. Mermi kalibrelerini gösterir genel görünüşleri


(https://gunnewsdaily.com/bullets-guide/)

Hafif silahlarda kullanılan mühimmatın bir bileşeni olan mermi çekirdeği, hedef
üzerinde yıkıcı etkiyi oluşturmak üzere, namlu gerisinde bulunan ateşleme mekanizması
içerisinde yer alan mühimmattaki barutun ateşlenmesiyle ortaya çıkan barut enerjisini
taşır (U.S. Army Materiel Command 1964).
Askeri maksatlı tüm mühimmatlar bileşenleriyle birlikte düşünüldüğünde bir
bütün olarak kompozit yapıdadır. Şekil 2.3’te yaygın kullanılan mermilerin kompozit
yapısına ait genel görünüş verilmiştir. Mermi çekirdeği (mermi) yumuşak ve aşınma
dayanımı düşük olduğundan dolayı tek başına kullanımı uygun değildir. En çok
kullanılan mühimmat yapısında, kurşun antimon alaşımlı çekirdek üzerine 70/30
5

oranında bakır-çinko alaşımı olan pirinçten bir gömlek (kovan) geçirilir. Kovanlar barut
dolgusu ve tutuşturma sistemini muhafaza eder, çekirdeği tutar, atış anında sevk
barutunu namlunun ısısından korur (Allsop ve Toomey 1999).

Şekil 2.3. Mermilerin kompozit yapısına ait tipik görünüşü

Bazı hallerde kovan malzemesi olarak yaklaşık 80/20 oranında bakır-nikel


(cupronickel) alaşımlı malzemeler tercih edilir. Özellikle Doğu Avrupa'da olmak üzere,
mühimmat dayanımının artırılması istenilen durumlarda çelik kovanların kullanılması
söz konusudur. Aynı zamanda bu tür mermiler hedefi delerek geçme meylindedir.
Alüminyum alaşımlı malzemeler kullanılarak oluşturulan kovanlar, uçak silah
mühimmatı gibi özellikle ağırlıktan tasarruf etmenin olağanüstü bir önceliğe sahip
olduğu durumlarda kullanılır. Alüminyum kovanların korozyon direncinin yüksek
olması avantajının yanı sıra sıkışmalar halinde yırtılmaya yatkınlığı sorunu vardır
(Allsop ve Toomey 1999).

2.3. Balistik

Balistik konusu yüzyıllardır her akademik başarı seviyesindeki insanlar


tarafından incelenmiştir. Newton, Lagrange, Bernoulli gibi dünyanın en büyük temel
bilimcileri, balistik disiplinlere doğrudan veya dolaylı olarak uygulanan matematik ve
mekanik yaklaşımlar öne sürmüşlerdir (Carlucci ve Jacobson 2008). Bilgisayarların
donanımsal ve yazılımsal olarak hızla gelişmesiyle balistik hesaplamalarından elde
edilen sonuçlar ile saha çalışmalarından elde edilen sonuçlar birbirine çok yakın
çıkmakta ve bu balistiğe olan ilgiyi artırmaktadır (Anonymous 1989).
Balistik biliminde yoğun olarak kullanılan stokastik yaklaşımlar, namlu çıkış
hızını, namluyu terk eden mühimmatın başlangıçtaki yalpalamasını, uçuş davranışını
6

vb. etkileyen çok sayıda parametreye bağlıdır. Her bir parametrenin etkileşimli etkisini
anlamak gerektiğinde, çözüm bekleyen sorunun ne denli karmaşık olduğu anlaşılır.
Dolayısıyla balistik bilimindeki her davranışın stokastik yaklaşımlarla daha anlaşılır
hale geldiği varsayılır.
Günümüzde balistik bilimi, mühimmatın namlu içindeki hareketini (iç balistik),
namlu dışındaki hareketini (dış balistik) ve hedef (terminal) üzerindeki etkisini
incelemek üzere üç disipline ayrılmıştır. Bazı durumlarda, ara balistik adı verilen
dördüncü bir kategori kullanılmıştır.
İç balistik, merminin silahın namlusundan çıkmasından önce silah, mermi ve
kimyasal enerji kaynağı olan itme kuvvetinin etkileşimi ile ilgilidir. İç balistik bilimi ile
namlunun etkinlik seviyeleri tanımlanarak merminin namlu içeirisindeki hareketinin
yalnızca basit Newton yasalarının bir uygulaması olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Bu
kategori iticinin ateşleme sürecini, ateşleme odasında oluşan basıncını, merminin ilk
hareket dinamiğini de içerir. Mermi çekirdeği birim ağırlığı başına düşen enerjinin
termodinamik özellikleri, çevre sıcaklığı gibi kontrol edilemeyen parametrelerin
çekirdeğin kovandan ayrılma mekanizmasına etkisi, toplam enerjinin önemli bir
kısmının dönüştüğü kinetik enerjiye sahip gazların dinamik özellikleri gibi sevk barutu
ile ilgili iç balistik şartlarını oluşturan parametrelerin çok farklı yönlerden
değerlendirilmesi gereklidir. İlaveten yüksek sıcaklıkta baruttan salınan gaz, merminin
namlu çıkışına doğru hareket etmesini sağlayacak ve yüksek sıcaklıktaki gazların akışı
namlu iç yüzeyinde sürtünmeye ve namlu metali ile kimyasalların etkileşmesine neden
olduğu da unutulmamalıdır (Allsop ve Toomey 1999).
Kısacası iç balistik, barut tarafından üretilen gazların etkisiyle hareket eden
mühimmatın karakteristik davranışlarıyla ilgili uygulamalı mekanik dalı olarak
tanımlanır. Bilimsel uygulamaların büyük bir çoğunluğu hala deneysel düzeydedir. İç
balistik, fiziksel ve kimyasal temeller üzerine kurulmuş bir daldır. Ancak karmaşık bir
yapıya sahip olduğundan, teorik sonuçlar incelenirken deneysel sonuçlarında göz ardı
edilmemesi gerekmektedir.
Ara balistik bazen iç balistik ile birlikte düşünülür. Ancak ara balistik için fark
oluşturduğu kabul edilen unsur; iç balistikten dış balistiğe geçiş bölümüyle ilgili olup
merminin namlu ağzından çıkarken ki ilk hareketin dikkate alınması gerekir. Daha açık
bir ifadeyle ara balistik, mermi çekirdeğinin namluyu terk etmesinden öncesi ve terk
etmesinden 1-2 milisaniye sonrasını inceleyen bilim dalıdır
(https://www.egm.gov.tr/kriminal/balistikuzmanlik). Ara balistik inceleme bölgesinde;
7

• Namlu ağzı girdapları ve patlama basıncı


• Namlu ağzı alevi
• Namlu ağzı dumanı
• Namlu ağzı sesi
konuları üzerinde durulur.
Dış balistik, ateşlemenin akabinde namluyu terk eden mermi çekirdeğinin namlu
ile hedef arasındaki hareketlerine, aerodinamik kuvvetlerin, moment sistemlerinin,
meteorolojik değişkenlerin ve dünyanın karakteristik özelliklerine ait etkilerini
inceleyen bilim dalıdır. Dış balistikte atış, vakumlu ortamda ve atmosfer şartlarında
olmak üzere iki koşul altında incelenmektedir
(https://www.egm.gov.tr/kriminal/balistikuzmanlik).
Terminal balistik, mermi katı veya akışkan olan herhangi bir hedefe ulaştığında
meydana gelen tahribat veya deformasyonlara etki eden parametreleri hedef ve mermi
çekirdeği açısından inceleyen bilim dalıdır. Terminal balistik mermi çekirdeğinin
penetrasyon mekaniği, basınç ve buna bağlı ölümcüllük üzerindeki etkilerini inceler.
Mermi çekirdeğinin isabet ettiği hedefin canlı organizma olması durumunda, hedef
balistiği kaideleri kullanılmaz. Canlı organizmalar üzerindeki mermi çekirdeği etkileri
konusunda çalışan “yara balistiği” biliminin kaideleri dikkate alınır. Günümüzde yara
balistiği konusu silahlanmaya olan büyük ilgi nedeniyle giderek daha önemli hale
gelmektedir (https://www.egm.gov.tr/kriminal/balistikuzmanlik).
Barut ateşlendiği zaman her bir barut taneciği yüzeyinden salınan gazlar ile
silahın yanma odasında hızla artarak maksimum değere ulaşan bir basınç oluşur. Bu
basınç değeri namlunun dayanım basıncını geçmemelidir. İç balistik uzmanları bu
basınç değerine göre silah tasarımları yapmaktadır. Bir silahın tasarımında ise
mühimmata yataklık görevi yapan namlunun tasarım kriterlerine uygunluğu, merminin
hedefi bulmasındaki en önemli etkenlerdendir. Bir sonraki kısımda namlu ile ilgili
detaylar verilmiştir.

2.4. Namlu

Namlu, bir silahın ana elemanıdır. Prensip olarak bir ucu açık diğer ucu kapalı
değişken basınç ve sıcaklığa maruz bir boru olarak düşünülebilir. Namlu barutun
yerleştirilmesi ve yanması için gerekli yanma odası hacmine, merminin dönerek
8

kararlılık kazanması için gerekli yiv-set’lere ve barut gazı enerjisinin mermiye


aktarıldığı bir silindirik boya sahiptir (Akçay 2017).
Namlular günümüzde genellikle sert ve yüksek mukavemetli metalden işlenmek
suretiyle yapılmaktadır. İlk ateşli silahların üretimi ise döküm yoluyla
gerçekleştirilmiştir. Ancak patlayıcı kuvvetlerine dayanabilecek tüpler (namlular)
dökmek için o zamanlar henüz yeterince gelişmemiş olan metalürji bilimini dikkate
almak gerekmekteydi. Bu nedenle dökülen boruların yapısal olarak güçlendirilmesi için
uzunluğu boyunca periyodik olarak desteklenmesi gerekiyordu. Bir şekilde üst üste
istiflenmiş depolama varillerini andıran bir görünüm oluşturulmuş ve İngilizce’de
namlunun “barrel (EN)-varil (TR)” olarak adlandırılması da buradan gelmektedir (John
1993).

2.4.1. Namlunun tarihsel gelişimi

Barutun mucitleri olan Çinliler tarafından 10. yy.’da kullanılan ilk barutlu silah,
ateş mızrakları (fire lance) olarak adlandırılan, elde edilmesi ve işlenmesi kolay olan
bambuyu kullanarak ürettikleri silahtır (Bkz. Şekil 2.4) (Herbst 2005).

Şekil 2.4. Ateş mızrağı genel görünüşü.

Çinliler aynı zamanda dökme demir top namlularında ustalaşan ilk millet olarak
bilinir ve bu teknolojiyi en eski piyade ateşli silahlarını (el topu) yapmak için
kullanmışlardır. Erken Avrupa çağı silahları, ana gövdesi dövme demirden yapılmış ve
genellikle güçlendirme maksadıyla metalik şeritler halinde dairesel ferforje halkaların
içi boş silindirlere kaynaklanmasıyla oluşturulmuştur (Lavery 1987). Aynı dönemde
bronz ve pirinç malzemeler büyük ölçüde döküm kolaylığı ve donanma gemilerinde
9

kullanıldığında barut veya tuzlu suyun korozif etkilerine karşı dirençli olmaları
nedeniyle silah ustaları tarafından da tercih edilmiştir (Goddard 2010).
İlk ateşli silahlarda gerekli olan barut sadece namlunun ön ucundan
doldurulabiliyordu. Barutun yüklenmesi zahmetli bir işlem olmasına rağmen oldukça
düşük bir etki oranına sahipti. Daha sonra icat edilen namlu arka ucundan (kama)
yükleme tasarımları, daha yüksek bir ateşleme basıncı sağlamış ancak namlunun arka
ucundaki gaz sızımından dolayı mevcut namlu çıkış hızının düşmesine neden olmuştur
(James 2010). 19. yüzyılda, bu tür tasarımlardaki itici gazların kaçmasını engellemek
maksadıyla kama blokları kullanılarak bir kama yükleyici tasarımı gerçekleştirilmiştir
(Moller 2011). İlave olarak, ilk top namlularının et kalınlıkları (cidarları), o günlerdeki
metale hapsolmuş hava kabarcıkları gibi üretim kusurlarının yaygın olması ve bu
kusurun giderilmesi için gerekli teknolojinin olmaması nedeniyle oldukça fazla
yapılmak durumunda kalınmıştı. Bir silah namlusundan dışarı itilen merminin optimum
namlu çıkış hızına ulaşmasını sağlamak için barutun patlamasıyla üretilen ve genişleyen
gazı sızdırmadan tutulabilmelidir. Namlu malzemesi delik içindeki basınçla başa
çıkamazsa, namlu arızalanabilir veya patlayabilir. Bu durum yalnızca silahı yok etmekle
kalmaz, aynı zamanda çevredeki insanlar için de hayati bir tehlike oluşturur. Kinard
(2007) tarafından yapılan çalışmada, aslında ilk silahlardaki namlu cidar kalınlığının
fazla oluşturulmasının nedeni barutun patlaması sırasında oluşan yüksek basınca karşı
namlu dayanımını artırmak olduğunu ifade edilmiştir. Günümüzde modern küçük silah
namluları, ilgili basınçlara dayanacağı bilimsel olarak bilinen ve test edilen karbonlu
çelik veya paslanmaz çelik malzemelerden yapılmaktadır. Daha ağır savunma araçları
olarak düşünülen büyük kalibreli silahlarda bu tür olumsuzlukları engelleyebilmek
maksadıyla güvenilir şekilde yeterli güç sağlayan çeşitli üretim teknikleri kullanılır
(Weir 2005).
Bir ateşli silaha ait namlunun imalatı çeşitli yollarla gerçekleştirilebilir. Döverek
üretilen namluların oluşturulmasında ilk basamak, ham çubuk haldeki namlu çeliğinin
boydan boya delinmesidir. Ardından uygun kalibre dikkate alınarak namlu boyunun
dövülerek oluşturulması süreci gerçekleştirilir. Yivsiz namlu, bu şekilde yapılır ve
yuvarlak, küresel kurşun bir mermi bu namludan ateşlenebilir. Bu silahın en büyük
dezavantajı kullanılan küresel mermi namlu çapında olsa bile namluya tam olarak
uymaz. Yanan barutla oluşan basınçlı gazların önemli bir kısmı küresel merminin
çevresinden ön tarafına geçerek silahın etkinliğini azaltır (Alim 2009).
10

16. yy.’da savaşan askerler açısından namlu ağzından silahın doldurulması


işleminin kısa bir süre sonra pratik olmadığı görülmüş bu nedenle namlunun dip
kısmından doldurulabilen ve birkaç defa ateşlenebilen silahların yapımına girişilmiştir.
18. yy’ın erken ve orta dönemlerinde namlu dibinden doldurma konusunda yapılan
endüstriyel çalışmalar, bir eksen etrafına yerleştirilen birkaç namludan oluşan bir silahın
yapımına yol açmıştır. Bu silahlar 14 gram veya daha fazla ağırlıkta olan bir mermiyi
atabilen 15-20 cm uzunluğunda bir namluya sahiptiler. Yine aynı tarihsel dönemde
ateşlenen barutun basınç etkisinden daha fazla yararlanmak için namlunun boyu
uzatılmıştır. Ancak merminin namluyu terk ettikten sonra taklalar atarak ilerlemesi
sonucu hızını çok geçmeden kaybettiği gözlenmiştir. Namlulardaki en büyük gelişme
namlu içine yiv ve setlerin açılması ile olmuştur. Buna ilk kayıtlara göre 1450 ile 1500
yılları arasında Almanya ile Avusturya’da rastlanmış ve buradan yayıldığı görülmüştür.
Böylece merminin kat ettiği yolun büyük çoğunluğu boyunca takla atmadan yol aldığı
gözlemlenmiştir. Merminin kendi çevresinde dönüşü, namlu uzunluğundan bağımsız
olarak uzun mesafelerde bile mermiye etkinlik kazandırmıştır. Böylece bir namludan
geçen merminin yüzeyinde aynı imalatçı tarafından üretilen iki silah namlusunda bile
izlerin şeklinin aynı olmadığı karakteristik çizgiler (yiv-set) oluşturulmuş ve günümüz
askeri maksatlı silahlarında halen kullanılmaktadır (Gündüzer 2011, Alim 2009).
Namlunun ana amaçları; merminin hızlanmasını mümkün olduğunca
azaltmamaya çalışmak ve hedefe yönlendirmeyi doğru bir şekilde gerçekleştirmek
olarak sıralanabilir. Namlu bölmesinin arka kısmında mühimmatın yerleştirildiği
patlama odası ve ön kısmında mermiye hız veren itici gazların dışarı atılması için
kullanılan gaz odası mevcuttur. Yivli silahlarda ayrıca namlu iç yüzeyine işlenmiş
helisel oluklar kullanılarak mermiye dönüş etkisi uygulanır. Bu helisel oluklara yiv-set
adı verilir. Bir sonraki başlık altında yiv-set hakkında bilgi verilmiştir.

2.5. Yiv-Set (Twist/Helis)

Merminin ilerlemesi gereken bir sarmal doğrultu boyunca öngörülen twist


hareketinde belirli mesafelerde oluşturulmuş helislerdeki optimum dönme açısının
oluşturulması günümüzde halen araştırılan bir sorundur. Bolton-King (2012) tarafından
yapılan çalışmada, silah namlusunun helis eğrisi ve mermi hareketi arasındaki ilişki
araştırıldığında ise ateşlenen dönme hareketine göre namlu iç cidarındaki yiv-setlerin
11

eğimlerine bağlı oluşturulacak gerilime bağlı merminin ideal twist hareketi için takip
etmesi gereken yörüngeye ait hareket yasası analiz edilmiştir.
Baran (2018) tarafından yapılan çalışmada ateşli silah modeli ve sınıf
özelliklerine göre üretim yapan birçok üreticinin ortak görüşü imalat kalitesine bağlı
olarak farklılıklar gösterdiği yönündedir. Bir namluda üretilen bileşenlerin tutarlılığı ve
güvenliği esas alınarak otlama yaşanmadan tekrar edilen basınç ve gerilmelere
dayanabilmesi için denemelerle neticeye ulaşıldığı ifade edilmiştir. Her ateşli silah
üreticisinin takip etmesi gereken tolerans aralığına göre üretim süreçleri disipline
edilmelidir. Bu tolerans bandının işlevi ise kullanılan yiv açma yöntemlerine göre
farklılık göstermektedir. Örneğin raybalama, tornolama, frezeleme ve delme gibi
işlemler honlama ve parlatma işlemlerinden daha düşük doğruluk ve hassasiyet
sağlamaktadır. Bu yüzden üreticiler genelde maliyetleri düşürebilmek için honlama ve
parlatma süreçlerini kullanmazlar (Bolton-King 2012).
Ateşlenen bir namluda enerji kaybının önlenebilmesi ve merminin istenilen
dönme açısı ve hızıyla istenilen kararlılıkta hedefe etkili bir şekilde ulaşabilmesi namlu
boyunca uzanan helisler sayesinde olur (Krupski ve diğ. 1979). Klasik bir yiv-set ve
kalibre ölçüsü görüntüsü Şekil 2.5 ile verilmiştir. Muazzam büyüklükte ihtiyaç duyulan
ilk patlama enerjisinden maksimum düzeyde verim alınabilmesi için basınç ve sıcaklık
analizleri elbette önem arz etmektedir. Baran (2018) tarafından yapılan araştırmaya göre
namlu boyunca uzanan optimal parametrelerle oluşturulmuş eş adımlı helisel olukların
yüzeylerinde oluşan temas mekaniği ile bir çok stres bileşeni değer olarak küçültülerek
silahların basınç dayanımının artırılabileceği ifade edilmiştir. Dolayısıyla bir silah
namlusunun dinamik yükler altındaki çalışma ömrü yiv-setlerin varlığı ile uzatılabilir.
Dolayısıyla silah ömrü açısından yiv-set oldukça önem arz eden namlu elemanıdır.

Şekil 2.5. Namlu boyunca uzanan yiv-set ve kalibre gösterimi


(https://forums.autodesk.com/t5/fusion-360-design-validate/modelling-a-rifled-barrel-
in-fusion-360/td-p/7110416)
12

Silahlardaki yiv-set profilinin tipik olarak broşlama (tığ çekme) yöntemi


kullanılarak üretilmesiyle Şekil 2.6(a)'da gösterildiği gibi keskin hatlı ve birbirlerine
paralel oluklar elde edilir. Set üzerindeki köşelere yakın bölgelerde düzgün çokgen
konkav geometrili yapının, ateşleme sırasında oluşan basınç için iyi bir sızdırmazlık
sağlamayacağı ve tüfeğin kullanım sırasında tıkanma eğilimi göstereceği anlamına gelir.
Keskin kenarların yuvarlatılması veya sete derinliği doğrultusunda eğim verilmesi bu
dezavantajı azaltabilir. (Şekil 2.6(b, c, d, e). Ancak yuvarlatma veya derinlik
doğrultusunda eğim oluşturulması imalat işlemleri açısından daha zor ve maliyetli
olabilir. Mermi ile namlu arasındaki sızdırmazlığın iyileştirilmesiyle namlunun
kirlenmesi de azaltılabilir. Açılan yivlerin çoklu profilleri poligonal olarak bilinir ve
sadece dövme yöntemi kullanılarak oluşturulabilir. Ateşleme gazının enerjisi,
yuvarlatılmış yapılardaki sürtünmenin az olmasından dolayı daha iyi korunacağından
mermi çıkış hızının artmasını sağlar (Hamby 1974).

Şekil 2.6. Yuvarlatılmış ve kademeli olarak geçiş yapılmak suretiyle oluşturulmuş yiv-
set geometrileri (Higley ve Briggs 2007)
13

Bir merminin kalibresi, namlu içerisine yiv-set işlenmeden önceki namlu ham
deliğinin çap değeri ile tarif edilir ve genellikle inç veya milimetre cinsinden ölçülür.
Ayrıca merminin namlu çıkış hızı (muzzle velocity) askeri atışların stabilitesini
etkileyen en önemli parametrelerden birisidir. Bir sonraki başlık altında namlu çıkış hızı
hakkında detaylandırma yapılmıştır.

2.6. Namlu Çıkış Hızı

Namlu çıkış hızı, bir merminin silah namlusunun ucunu (yani namlu ağzını) terk
ettiği andaki hızıdır
(https://web.archive.org/web/20100515022156/http://www.militarydictionary.com/defin
ition/muzzle-velocity.html).
Yivli namluların içlerinde mermiyi döndüren helisel kıvrımlar vardır, böylece
mermi uçuş sırasında stabil kalır. Daha uzun namlular, mermiyi silahtan çıkmadan önce
döndürmek için daha fazla fırsat sağlar. Bir namlu ne kadar uzun olursa, merminin
namluyu terk ediş hızı o kadar yüksek olacaktır. Yani hız, namlu uzunluğu ile doğru
orantılıdır. Bu nedenle, daha uzun namlular silahın genel hassasiyetini artırır
(https://en.wikipedia.org/wiki/Muzzle_velocity#cite_note-2). Herhangi bir kalibre,
ağırlık ve balistik katsayısı değerindeki bir mermi için, yüksek namlu çıkış hızı, dış
balistik performansın tüm ölçümlerini etkiler. Buna paralel olarak aşırı namlu çıkış
hızının atış hassasiyeti, doğruluğu ve güvenliği üzerinde olumsuz etkileri olabileceği
dikkate alınmalıdır (Litz 2015).
Yunancada zaman anlamına gelen Chronos ve yazmak anlamına gelen Graph
kelimelerinin birleşiminden oluşan “kronograf” ile hareketli bir cismin zamana göre
konum değişimine bağlı ortalama hızı hesaplanabilir. Merminin namluyu terk edişi
sırasındaki hızı da tipik olarak bir kronograf kullanılarak, merminin saniyedeki
ilerlemesi (m/s) şeklinde ölçülür. Ortalama namlu çıkış hızını doğru olarak bilmek için
atış sistemine ait namlu çıkış hızındaki değişimin bilinmesi ve sınırlandırması gerekir.
Şekil 2.7 ile halen yaygın olarak kullanılan kronograflara ait görseller verilmiştir.
14

d)
c)
Şekil 2.7. Kronograf çeşitleri
a) Optik kronograf
b) Dopler radar sistemli kronograf
c) Akustik kronograf
d) Manyetik kronograf
(https://www.avlak.org/showthread.php?1258-KRONOGRAF-Mermi-
H%C4%B1z%C4%B1-%C3%96l%C3%A7%C3%BCm%C3%BCnde-
kullan%C4%B1lan-ekipman)
Günümüzde; av tüfeklerinde yaklaşık 120 m/s ile 370 m/s arasında, modern
askeri silahlarda yaklaşık 1.200 m/s, kinetik enerji delicili ve tank mühimmatlarında ise
1.700 m/s civarlarında namlu çıkış hızları görülmektedir
[https://hypertextbook.com/facts/1999/MariaPereyra.shtml,
https://web.archive.org/web/20100106024614/http://defense-
15

update.com/products/digits/120ke.htm, https://web.archive.org/web/20140730025908,
http://www.nasa.gov/centers/wstf/laboratories/hypervelocity/]. Namlu çıkış hızındaki
varyasyon veya belirsizlik tipik olarak istatistiksel olarak standart sapma, aşırı yayılma
(Extreme Spread) ve namlu çıkışı kinetik enerjisi gibi üç parametre ile ölçülür (Litz
2015).

2.7. Namlu çıkış enerjisi (Kinetik Enerji)

Namlu çıkış enerjisi veya merminin kinetik enerjisi, ilk patlama sonrası
merminin üzerinde bulunan enerjisinin namlu içerisindeki kayıplardan sonraki taşıdığı
enerji miktarıdır. Bu enerji yalın olarak mermi kütlesinin yarısıyla mermi hızının
karesinin çarpımıyla orantılıdır. Dolayısıyla merminin hızı, namlu çıkış enerjisinin
önemli bir belirleyicisidir. Karşılaştırma amacıyla aerodinamik ve yerçekimi gibi
faktörler dikkate alınmadan, namlu çıkış enerjisi, belirli bir ateşli silah veya fişeğin
yıkıcı potansiyelinin kaba bir göstergesi olarak kullanılır. Mermi ne kadar ağır ve
özellikle de ne kadar hızlı hareket ederse, namlu enerjisi o kadar yüksek ve daha fazla
zarar verecektir. Buna mukabil mermiler hafif olsalar dahi ölümcül olmalarının nedeni,
sahip oldukları momentum kuvvetinden kazanmış oldukları yüksek hızlardır. Kinetik
enerji özellikle atıcının, merminin hedef üzerindeki hasar etkisine (öldürmek, yaralamak
gibi) ve istenilen menzil hedefinin tutturulmasının önemli olduğu belirli uygulamalar
için dikkate alınır (https://en.wikipedia.org/wiki/Muzzle_velocity#cite_note-2).
Merminin namluyu terk ediş enerjisinin analitik tespitinde, mermiye yataklık yapan
namlunun uzunluğuna bağlı olarak gerçekleşecek olan hız değişkenliği dikkate
alınmalıdır (http://www.ballisticsbytheinch.com/,
https://en.wikipedia.org/wiki/Muzzle_energy#:~:text=Muzzle%20energy%20is%20the
%20kinetic,a%20given%20firearm%20or%20cartridge).
16

3. TAGUCHI ANALİZİ
Dünya Kitap Anksilopedisine (World Book Encyclopedia) göre bir bilim olarak
istatistiklerin merkezi 18 ve 19.yy Almanyası olduğu görülmektedir. O dönemdeki
hükümetler nüfus sayımı başta olmak üzere birçok nedenden ötürü istatistik
yöntemlerini kullanmaya başlamışlardır. Kullanılan teknikler Amerika Birleşik
Devletlerine ulaştığında ise istatistik bilimi neredeyse tüm bilimlere yayılmış olup fizik,
mühendislik, işletme, sosyal ve biyolojik alanda gelişmelerde öncü rol ounamıştır. Hatta
halkın istatistiklere somut bir biçimde maruz kalması ise beyzbol spor dalının Amerika
Birleşik Devletleri tarafından ilan edilen eğlence sporu olması ile ve ilk profesyonel lig
olarak tanımlanmasıyla tarihte yerini almıştır. Oyuncular 1871 yılında bir araya gelmiş
ve ulusal lig 1876 yılında kurulmuştur. İstatistiğin kullanılmaya devam etmesi ise çeşitli
top ve sopa oyunlarından İngiliz oyunlarından criket “routers” oyuncu performanslarını
ölçmek için olmuştur (Zambanini 1992).
Sanayi devriminden önce kalite, üretilen nihai ürünün son durumu olarak
görülmekteydi. Bu durum üreticilerin müşteri ile olması gereken bağlarının
kopukluğundan ve ayrıca üretim süreçlerini veya arkalarındaki teknolojiyi
anlamamalarından kaynaklıydı (Lochner ve Matar 1990). Kalitenin artırılmasına
yönelik çalışmasıyla Frederick W. Taylor “Bilimsel Yönetim” adını verdiği bilimsel
bir yaklaşım ortaya koymuştur. Belirli bir süreci parçalara ayırmaya yönelik çalışan
Taylor, bu yaklaşımı ile üretkenliği iyileştirirken aynı zamanda kalitenin düştüğünü
gözlemlemiştir (Tenner ve DeToro 1992). Endüstriyel ürünlerinin kalitesini
iyileştirmeye yönelik ilk önemli çaba, istatistiğin endüstriyel süreçlere ilk
uygulanmasıyla aynı zamana denk gelmiştir. Dobyns ve Crawford (1991) yaptıkları
çalışmalarında, kaliteyi artırmak maksadıyla istatistiklerin kullanıldığı bir yöntem
önermişlerdir. Bu yöntem üretim aşamasında ilk defa kullanılan ve bir sürecin veya
ürünün performansını izleyerek ve bu performansın kabul edilebilir ve kabul
edilemez değerleri için sınırları (kontrol sınırları) belirleyen kontrol grafiğinin bir
taslağını içermekteydi. Oluşturulan bu kontrol çizelgeleri, çalışanların işlerinin ne
zaman kötü kalitede olduğunu belirlemelerini sağlamıştır. Daha sonra Amerikan
Endüstri Kalitesini artırmak adına ürün performans değerlendirmesi çerçevesinde
performans izlenerek bir işlemin veya bir ürünün kabul edilebilir veya kabul edilemez
değerlerin sınırlarının belirlenmesi adına genişletildiği görülmüştür (Zambanini 1992).
17

Aynı dönemlerde Fisher (1951), tarımsal verimi artırmak adına İstatiksel Deney
Tasarımı (SED-Statitical Experimental Design) temellerini oluşturmuştur. SED’ye,
alternatif olarak deneysel tasarım (DOE-Design of Experiments) veya faktöriyel deney
tasarımı (FDE-Factorial Design of Experiments) olarak adlandırılmaktaydı (Roy 1990).
Bu yaklaşım sayesinde olası tüm parametre ve seviyelerinin kombinasyonları arasındaki
ilişkiler ile pratik olmayan sayıda deneye yol açılabilecekken, parametre veya seviye
sayısı artırılsa bile ihtiyaç duyulan bilimsel bilginin hesaplanabilir olması mümkün
olabilmektedir (Zambanini 1992).
Yukarıda listelenen başlıca kalite uzmanlarına ek olarak, Dr. Genichi Taguchi,
kendi yaklaşımı ile kaliteyi etkileyen parametrelerin varyasyonunun azaltılmasını
öngören ve istatistik alanında değinmeye değer katkılarda bulunmuştur.
Taguchi yöntemi, süreç değişkenliklerinin azaltılmasını içeren işlem
parametrelerini optimize etmek için kullanılan basit ve sağlam bir tekniktir. Taguchi
yöntemiyle yapılan ayrıntılı analiz ve değerlendirmeler sonucunda fiziksel deney
sayılarını önemli ölçüde azaltmak mümkündür.
Taguchi yöntemi kalite kelimesinin tanımıyla başlar. Taguchi kaliteyi tarif için
devrim niteliğinde bir tanım kullanır: “Kalite, bir ürünün, üretim süreci başlangıcından
kaynaklanan kayıplar dışında, sevk edildikten sonra topluma verdiği kayıptır" (Dehnad
1989). Taguchi kalitesi, önemli bir parçanın arızalanması halinde topluma olan toplam
üretim kaybının değeri ve bu ürünle ilgili tüm maliyetleri içerir. Daha açık ifadeyle;
Taguchi anlayışında; bir şirket, topluma verilebilecek olası kayıpların en aza
indirilmesini sağlayacak ürün ve hizmetler sağlamalıdır veya kaliteyi iyileştirmenin
amacı; uzun vadede minimum maliyetle ürün ve süreçler tasarlamanın yenilikçi
yollarını keşfetmektir. Bu tanımın, kaliteyi fabrikadaki kusurları düzeltme maliyeti
açısından ölçen geleneksel Crosby fikirlerinin ve Feigenbaum'un da ötesine geçtiği
unutulmamalıdır.
Taguchi yönteminde, varyasyon kaynaklarına gürültü faktörleri denir. Üç tip
gürültü fakörü vardır.
1) Harici Faktörler (Çevre Faktörü)
2) Üretimin doğasında olan varyasyon (birim-birim)
3) iş-zaman (zaman içinde azalan fonksiyon)
Deneysel çalışmaların zorluğunu oluşturan ana unsur, parametre
kombinasyonlarını içeren deney tasarımlarıdır. Parametre sayısına bağlı olarak
oluşabilecek deneysel sıralamalar son derece karmaşık ve gerçekleşmesi uzun zaman
18

gerektiren sonuçlar doğurabilir. Bu durum imalat maliyetlerini artırarak verimliliği


düşürür.
Taguchi metodu, ortogonal deney tasarım tekniği sayesinde çok miktarda
yapılması öngörülen deney sayısını ciddi oranlarda aşağılara çekmekte ve kontrol dışı
faktörlerin (gürültü) etkilerini minimize etmektedir. Bu metodun en büyük avantajı
deneysel çalışma sürecinin süresini indirgemesi dolayısıyla maliyetleri düşürmesi
ilaveten etkin faktörlerin kısa zaman aralığında ortaya çıkmasını sağlamasıdır.
Taguchi tekniğinde kalite karakteristiklerinin en ideal seviyelerinin seçiminde
sinyal gürültü oranları (S/N) kullanılır. Üç çeşit amaç fonksiyonu yani S/N oranı vardır:
“en büyük en iyi”, “en küçük en iyi” ve “hedef değer en iyi”. Yapılan bu çalışmada
maksimum namlu çıkış hızı ve enerjisi değerlerine ulaşabilmek için en büyük en iyi
fonksiyonu (Deklem (1)) kullanılmıştır.

(1)

Burada y elde edilen pürüzlülük değerleri, n deney sayısı ve  ise tepki değerleridir.
L9(313) ortogonal dizinine bağlı olarak yapılan 9 adet deney sonucu elde edilen
pürüzlülük değerleri Minitab 15 programı aracılığıyla Eşitlik (1) fonksiyonu
kullanılarak S/N oranları ve seviyeleri hesaplanmıştır.
19

4. DENEYSEL ÇALIŞMA

Bir ürün veya sürecin kalitesini istatistiki olarak iyileştirmek için kaliteyi
doğrudan etkileyen birçok parametre ve etkileşimlerinin ya da bu parametrelerin
etkililik seviyelerinin bilinmesi gerekir. Bu maksatla bireysel öngörü, tecrübe ve
deneylerin değerlendirmeleri yapılabilir. Denenmiş ve doğrulanmış analizler vasıtasıyla
tespit edilen parametrelerin etkililik seviyelerini artırmak/azaltmak adına referans
sağlayarak uygun çözüme ulaşmakte maksat, zaman ve maliyetten tasarruf
sağlamaktadır.

Askeri maksatlı kullanılan silahlarda mermi çıkış hızı ve terminal enerjisinin


tespitinde etkili olan optimal parametre kombinasyonunun belirlenmesi namlu boyuna,
yiv-set (twist) oranına, mermi çekirdek ağırlığına, silahın kullanım amacı ve daha
birçok kritere bağlıdır. Önceki bölümlerde de değinildiği üzere literatürde bu konuda
yapılan çalışma olmamasına ilaveten çalışılan tez konumuz parametrik optimizasyon
içermektedir. Optimizasyon için gerekli parametre tasarımı Taguchi ortogonal dizinler
kullanılarak yapılmıştır. Buna göre deneysel kombinasyon L9(313) tasarımına bağlı olup
yaklaşık 1.594.000 adet deneyi temsil eden toplamda 9 adet deney ihtiva etmektedir.
Yapılan çalışmada kullanılan giriş parametreleri namlu boyu, yiv-set oranı ve çekirdek
ağırlığı olmak üzere üçer seviyeli üç parametre şeklinde uzman görüşler yardımıyla
seçilmiştir. Giriş parametrelerine bağlı çıkış parametreleri ise ortalama değer şeklinde
namlu çıkış hızı (MVort) ve merminin namluyu terk ediş enerjisi (MEort) olarak yine
uzman görüşler ışığında seçilmiştir. Tepki olarak da adlandırılan çıkış verilerinin elde
edilmesi süreci Lapua Ballistics programı vasıtasıyla gerçekleştirilmiştir. Yazılımda her
bir atış denemesi için menzil olarak 1000 m ve hava sıcaklığı 21 °C olarak kabul
edilmiştir. Elde edilen veriler Minitab 15 istatistik yazılımı kullanılarak Taguchi metodu
ile analiz edilmiştir. Yapılan çalışmada kullanılan giriş parametrelerinin sonuçlar
üzerindeki etkililik seviyelerinin tespiti için varyans analizi (ANOVA) gerçekleştirilmiş
ve sonuçlar tablo içerisinde % seviyeler şeklinde sunulmuştur. Analizin geçerliliği R2
değerine göre kararlaştırılmıştır.

4.1. Deneysel Tasarım

Gerçekte fiziksel deney şartları göz önüne alındığında sistemi etkileyen birçok
faktör vardır. Ancak latin karesi dizilişi kullanılarak tüm faktör ve seviyelerinin etkisini
20

temsil eden indirgenmiş faktör sayılarına bağlı az sayıda deney yapılmasına imkan
verilebilir. Bu sayede zaman ve maliyetlerden son derece büyük tasarruf sağlanmış olur.
Bu çalışmada kullanılan parametre ve seviyeleri Tablo 4.1 ile verilmiştir. Verilen
tabloda belirlenen çekirdek ağırlığı .308 Winchester B466 kalibre 9.72 gram/150 grain,
.308 Winchester B476 kalibre 11 gram/170 grain ve son olarak .308 Winchester B416
kalibre 13 gram/200 mermileri dikkate alınarak oluşturulmuştur.

Table 4.1. Çalışılan parametreler ve seviyeleri


Parametreler Birim Seviye 1 Seviye 2 Seviye 3
Namlu boyu mm 610 660 710
Yiv-set (twist) oranı inch 1:10 1:11 1:12
Çekirdek ağırlığı grain 150 170 200

Yukarıdaki tabloda verilen parametrelerle yapılan çalışmaya uygun L9(313)


deneysel parametre tasarım kombinasyonları ile bunlara karşılık gelen tepkiler Tablo
4’te verilmiştir. Bu maksatla “en büyük en iyi” kalite karakteristiği amaç fonksiyonu
dikkate alınarak S/N oranları tespit edilmiştir (Tablo 4.2).

Tablo 4.2. Deneysel sonuçlar ve S/N oranları


Deney Namlu Twist Çekirdek MVort MEort MVort MEort
No boyu oranı ağırlığı (m/s) (Joule) için S/N için S/N
(mm) (inch) (grain) (dB) (dB)
1 1 1 1 581,333 1845,833 55,2885 65,324
2 1 2 2 564,667 1933,167 55,0358 65,725
3 1 3 3 345,42 397,5 50,7669 51,987
4 2 1 2 439,87 1933,167 52,8665 65,725
5 2 2 3 411,32 462,667 52,2836 53,305
6 2 3 1 621,52 3679,167 55,8691 71,315
7 3 1 3 465,47 466,167 53,3578 53,371
8 3 2 1 673,33 1845,833 56,5646 65,324
9 3 3 2 624,66 1933,167 55,9129 65,725
21

5. SONUÇLARIN ANALİZİ

5.1. Giriş parametrelerinin optimizasyonu

Taguchi analizinde standart sapmayı en aza indiren, S/N oranını ve ortalamayı


maksimize eden faktör seviyelerini seçmek için S/N tepki tablosu kullanılır. Bu amaçla
Tablo 5.1 ve Tablo 5.2 ile hem MVort hem de MEort faktörlerine ait tepki tabloları
verilmiştir. Verilen bu tablolarda kullanılan her bir seviye için delta ifadesiyle, bir
faktör için en yüksek ve en düşük karakteristik ortalama arasındaki fark alarak etkinin
boyutu ölçümlendirilir. Delta değerinin en yüksek olduğu parametre, tepki üzerinde en
büyük etkiye sahiptir. Etki sıralaması, yanıt tablosundaki Rank olarak tablo altlarında
gösterilmiştir. Rank ifadeleri, hangi faktörlerin en büyük etkiye sahip olduğunun hızlı
bir şekilde belirlenmesine yardımcı olur.
Buna göre Tablo 5.1’de verilen optimum MVort değerine ulaşabilmek için muhtemel
parametre kombinasyonu: namlu boyunun 710 mm, twist oranının 1:11 inch ve çekirdek
ağırlığının 150 grain olması gerektiği tespit edilmiştir. Bu sonuca göre en düşük
ağırlıktaki mermi kullanmak suretiyle en yüksek ortalama namlu çıkış hızına
ulaşabilmek için namlu boyunun maksimum ve twist oranının ise orta seviyede olması
öngörülmüştür. Ateşli silahlarda namlu çıkış hızının artırılması namlu boyunun uzun
olmasıyla sağlanabilir. İlaveten tezde değerlendirilen orta seviye twist oranı ise mermi
çıkış hızının istikrarını artırıcı bir unsurdur. Dolayısıyla tezde ulaşılan sonucu var olan
teorik olgular doğrulamaktadır.
(https://en.wikipedia.org/wiki/Muzzle_velocity#cite_note-2).

Tablo 5.1. MVort için ortalama S/N tepki tablosu (en büyük en iyi) (dB)
Seviye Namlu boyu Twist oranı Çekirdek ağırlığı
1 53,70 53,84 55,91
2 53,67 54,63 54,61
3 55,28 54,18 52,14
Delta 1,61 0,79 3,77
Rank 2 3 1
Koyu renkli rakamlar ideal parametre seviyelerine işaret etmektedir.
22

Tablo 5.2’de verilen optimum MEort değerine ulaşabilmek için muhtemel


parametre kombinasyonu: namlu boyunun 660 mm, twist oranının 1:12 inch ve çekirdek
ağırlığının 150 grain olması gerektiği tespit edilmiştir.
Bu sonuca göre yine en büyük ortalama terminal enerjisine ulaşabilmek için ise
orta seviyede namlu boyu ve en büyük twist oranının kullanılması öngörülmüştür.
terminal enerjisinin yüksekliği, merminin namluyu daha rahat (12 inch uzunlukta 1 yiv-
set oluşumundan dolayı) terk edişiyle yakından ilgilidir. Bu durumda ortalama namlu
boyunda merminin namlu iç yüzeyine temas baskısı az olacak ve merminin enerjisi
sürtünmelere daha az harcanacaktır. Dolayısıyla tezde ulaşılan sonucu var olan teorik
olgular doğrulamaktadır.

Tablo 5.2. MEort için ortalama S/N tepki tablosu (en büyük en iyi) (dB)
Level Namlu boyu Twist oranı Çekirdek ağırlığı
1 61,01 61,47 67,32
2 63,45 61,45 65,73
3 61,47 63,01 52,89
Delta 2,44 1,56 14,43
Rank 2 3 1
Koyu renkli rakamlar ideal parametre seviyelerine işaret etmektedir.

S/N tepki tablolarıyla tespit edilen her bir parametreye ait seviyelerin daha
anlaşılır olarak ifadesini yapabilmek için MVort ve MEort için S/N tepkilerinin
grafikleri Şekil 5.1 ve Şekil 5.2’te verilmiştir. Grafiklerdeki eğimlerin en yüksek olduğu
yerler parametrelerin seviye etkinliklerini göstermektedir. Seviyeler arasındaki
çizgilerin eğimi ne kadar yüksek olursa etkinliğin o nispette yüksek olduğu grafiklerden
anlaşılır. Buna göre namlu boyuna ait ilk iki seviye değişimi, MVort üzerinde çok etkili
değilken üçüncü seviye oldukça etkili görülmektedir. Öyleyse yapılan çalışmada
dikkate alınan namlu boyu ilk seviyesi değerinin 1/5 oranında artırılması halinde
merminin namluyu terk ediş hızı S/N değerlerine bağlı %97 oranında etkilenmektedir.
Namlu boyunun ikinci seviye değerinden itibaren artırılması durumunda ise trajik
olarak eğimin artışı, MVort üzerindeki seviye etkisinin arttığını da göstermektedir.
Twist oranındaki ters çanak görüntüsü için orta seviyenin MVort parametresini diğer
seviyeler göre daha fazla etkilediği düşünülebilir. Ancak ortalama S/N seviye
değerlerinin grafik üzerindeki ortalama çizginin yakınlarında konumlanmasıyla, twist
oranı parametresinin MVort üzerinde ılımlı seviyede etkili olduğu sonucuna ulaştırı.
Çekirdek ağırlığına ait Şekil 5.1’de verilen en sağ hücredeki seviyeler arası çizgilere ait
23

açısal büyüklüğün diğer hücrelerde verilen açılardan daha büyük olduğu dikkat
çekicidir. Buna göre çekirdek ağırlığı seviyelerinin seçimi, MVort parametresinin
değişimini en belirgin şekilde ortaya çıkartacak nicel değerler şeklinde seçildiği
sonucuna varılabilir. İlaveten Şekil 5.1’deki çekirdek ağırlığı seviyelerine bağlı S/N
oranları ortalama değerlerindeki düşüşten yola çıkarak, çekirdek ağırlığı artışının MVort
değerinin düşmesine neden olduğu Tablo 5.1’den rahatlıkla görülebilir.

Şekil 5.1. MVort için S/N oranlarının tepki grafikleri

Şekil 5.2 ile verilen MEort için için S/N oranlarının tepki grafikleri incelendiğinde
MVort parametresi üzerine yapılan değerlendirmelere paralel olarak çekirdek ağırlığı
parametresi seviyelerinin MEort üzerinde diğer giriş parametrelerine ait seviyelere göre
çok daha etkili olduğu gözlemlenebilir. Hem namlu boyu hem de twist oranı parametre
seviyelerinin ortalama çizgisine yakın konumlanmaları ve dramatik eğimlere sahip
olmamalarından dolayı MEort üzerinde orta seviyede etkili oldukları düşünülebilir.
24

Şekil 5.2. MEort için S/N oranlarının tepki grafikleri

5.2. S/N oranları için Varyans analizi (ANOVA)

Varyans analizinin amacı belirlenen çıktılar üzerine deneyler içerisinde kullanılan


en önemli giriş parametrelerin veya etkileşimlerinin etkililik seviyelerini belirlemektir.
Yapılan ön analizler neticesinde giriş parametreleri arasında etkileşim olmadığı tespit
edilmiş dolayısıyla varyans analizi tablolarında sadece tekil giriş parametreleri dikkate
alınmıştır.
ANOVA analizinde bir parametrenin tepki üzerinde etkili olup olmadığı P
(önem/olasılık) değerine bakılarak kararlaştırılır. %95 güven aralığı göz önüne alınarak
P<0.05 (%5 önem değeri) olduğunda parametrenin tepki üzerinde etkili olduğu
sonucuna varılır. Bu çalışmada yapılan ön analiz sonucu faktör etkileşimlerinin sonuçlar
üzerine etkisinin az olduğu görülerek etkileşimler ihmal edilmiştir. Toplam varyasyon
üzerine her bir faktörün katkısı çizelgelerin en sağ sütunlarında % olarak gösterilmiştir.
Tablo 5.3 ve 5.4’te MVort ve MEort için ayrı ayrı en etkili süreç parametrelerin (namlu
boyu, twist oranı, çekirdek ağırlığı) etkililikleri gösterilmiştir.
25

Tablo 5.3. MVort S/N oranları için ANOVA sonuçları


Kaynak DF Seq SS Adj MS F P PC (%) R2(%)

Namlu boyu 2 5,078 2,539 1,64 0,379 16,30


Twist oranı 2 0,942 0,471 0,30 0,767 3,02
Çekirdek ağırlığı 2 22,014 11,007 7,09 0,124 70,70 90.03
Kalıntı hata 2 3,104 1,552
Toplam 8 31,138
DF:Serbestlik derecesi, SS:Kareler toplamı, F:F-testi değeri, P:Hataların varyansı

Buna göre Tablo 5 incelendiğinde MVort S/N oranları için en etkili parametrenin
%70.70 oranında çekirdek ağırlığı ve akabinde %16.30 ile namlu boyu olduğu sonucuna
varılır. Buna karşılık etkisi en az olan parametre ise %3.02 etki oranıyla twist oranı
olarak tespit edilmiştir.

Tablo 5.4. MEort S/N oranları için ANOVA sonuçları


Kaynak DF Seq SS Adj MS F P PC (%) R2(%)

Namlu boyu 2 10.051 10.051 5.026 0.506 2.51


Twist oranı 2 4.785 4.785 2.392 0.683 1.19
Çekirdek ağırlığı 2 375.672 375.672 187.836 0.027 93.73 97.43
Kalıntı hata 2 10.313 10.313 5.156
Toplam 8 400.821
Kısaltmalar için Tablo 5.3’e bakınız

Tablo 5.4 ile verilen MEort S/N oranları için ANOVA tablosunda ise en etkili
parametrenin sırasıyla %93.73 etki oranıyla çekirdek ağırlığı olduğu gözlemlenmiştir.
Merminin namluyu terkederken hedefe varıncaya kadar kazanmış olduğu kinetik
enerjisi için etkisiz diyemeyeceğimiz fakat bu faktör kadar etkili olmayan iki parametre
ise sırasıyla %2.51 ile namlu boyu ve %1.19 ile twist oranı olduğu ifade edilebilir.
Verilen her ANOVA tablosu için etki seviyeleri belirtilen parametreler haricinde
parametre etkileşimlerinin etkileri ihmal edilerek analizler yorumlanmıştır.
Yapılan ANOVA analizi sonucu MVort ve MEort değerlerinin oluşumu esnasında
süreçte kullanılan faktörler içerisinde en etkisiz faktörün twist oranı olduğu sonucuna
varılmıştır. Literatürde daha önce yapılmış olan bazı çalışmalarda da bulunan sonuçlara
paralel yaklaşımların olduğu gözlemlenebilir.
26

6. SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu çalışmada Taguchi metodu ve ANOVA analizi kullanılarak askeri maksatlı


uzun namlulu hafif personel silahları için 1000 m atışa göre Lapua Ballistics
yazılımından yararlanılarak alınan merminin maksimum namluyu terk ediş hızı ile
enerjisi verilerine bağlı giriş parametrelerinin optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Giriş
parametreleri ise yaygın olarak kullanılan silahlardaki üç adet namlu boyu, twist oranı
ve mermi çekirdek ağırlığı olarak belirlenmiştir. Deneysel çalışma sonucu varılan
neticeler aşağıda sıralanmıştır:

1. Yapılan deneysel çalışmada kullanılan üç farklı parametre ve bunlara ait üç seviyenin


kullanılmasıyla oluşturulan L9(313) Taguchi ortogonal dizinine bağlı 9 deney
gerçekleştirilmiştir. Bu sayede oldukça pahalı olan askeri maksatlı yapılması gereken
testlerin maliyetlerinin indirgenebileceği ve bu haliyle yapılan istatistiki verilerin
yüksek geçerlilikte güvenilirliğinin olduğu ispatlanmıştır.
2. Denklem (1) kullanılarak elde edilen S/N oranlarının ortalamalarına ait grafikler
yardımıyla MVort için optimum parametre kombinasyonu 710 mm namlu boyu, 1:11
inch değerinde twist oranı ve 150 grain değerinde çekirdek ağırlığı tespiti yapılmıştır.
Eort için ise optimum parametre kombinasyonu 660 mm namlu boyu, 1:12 inch
değerinde twist oranı ve 200 grain değerinde çekirdek ağırlığı olarak bulunmuştur.
3. MVort ve MEort üzerine parametre etkilerinin rakamsal büyüklük olarak tespiti için
sadece lineer ilişkinin dikkate alındığı ANOVA analizi uygulanmıştır. Elde edilen
sonuçlara göre MVort ve MEort için en etkili parametrelerin sırasıyla %70.70 ve
%93.73 etkililik oranı ile çekirdek ağırlığı olduğu tespit edilmiştir. Diğer parametre
etkililiklerinin ise düşük olmalarından kaynaklı dikkate alınmadığı ifade edilebilir.
4. Son olarak delik delme operasyonlarında meydana gelen MVort ve MEort analizi ve
optimizasyonları için Taguchi metodunun sistematik, sade ve verimli bir yöntem
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İlaveten akademik çalışmalara ve sınıf içi eğitim
ortamlarında yapılan Taguchi uygulamalarına bu çalışma ile ışık tutulacağı
umulmaktadır.
İleriki çalışmalarda gerçek atışlardan elde edilecek verilerin aynı metodoloji ile
değerlendirilmesi yapılabilir. İlaveten kestirimci yaklaşımla istenilen namlu çıkış hızı ve
enerji değerlerine ulaşabilmek için gerekli parametre ve seviyelerinin tahmini,
oluşturulacak matematik modellerle gerçekleştirilebilir.
27

KAYNAKLAR

Akçay, Mehmet., Internal and transitional ballistic solution for spherical and perforated
propellants and verification with experimental results, J. of Thermal Science and
Technology, Isı Bilimi ve Tekniği Dergisi, 37, 1, 35-44, 2017
Alim, Y., “Aynı Marka Farklı Seri Numaralı Tabancalarda Çıkan Mermi Çekirdeğinin
Hangi Tabancaya Ait Olduğunun Saptanması İçin Yapılan Balistik Analizler”,
Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 24-
25 (2009)
Allsop, D.F., Toomey, M.A., "Small Arms: General Design", Brassey's (UK) Ltd.,
London, (1999)
Anonymous, 1989, Farm accountancy data network, an A-Z of methodology”
Commission Report of the EC, Brussels, 16-19.
Baran, D., Namlularda Kendi Kendine Ateşleme Süresinin Belirlenmesi, Yüksek Lisans
Tezi, Kırıkkale Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018
Bolton-King, R.S., Classification of Barrel Rifling Transitions for the Forensic
Identification of Firearms, Nottingham Trent Univercity. 2012
D.E. Carlucci, S.S. Jacobson, 2008, Ballistics Theory and Design of Guns and
Ammunition, CRC Press.
Dehnad, Khosrow. Quality Control, Robust Design, and the Taguchi Method. Pacific
Grove, California: Wadsworth & Brooks/Cole Advanced Books & Software, 1989
Dobyns, Lloyd, and Crawford-Mason, Clare. Quality or Else. Boston, Massachusetts:
Houghton Mifflin Company, 1991
Fisher, Sir Ronald A., Design of Experiments. Edinburgh: Oliver & Boyd, 1951
Gündüzer, Onur, Namlu cidarı boyutlandırılmasına iç balistik davranışın etkisi, Yüksek
Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, 2011
Goddard, Jolyon, 2010, Concise History of Science & Invention: An Illustrated Time
Line, National Geographic, Pp:92, ISBN:978-1-4262-0544-6
Hamby, J.E., 1974, Hecler & Koch-Model 9&9s Pistol. AFTEJournal, 6(2), 16-17
Herbst, Judith 2005, The History of Weapons, Lerner Publications, p.p:8, ISBN:978-0-
8225-3805-9
Higley, J.B. and Briggs, V., 2007, Notes on hammer forged barrels. Precision Shooting
Magazine, 54 (January), 54-63.
28

https://www.avlak.org/showthread.php?1258-KRONOGRAF-Mermi-
H%C4%B1z%C4%B1-%C3%96l%C3%A7%C3%BCm%C3%BCnde-
kullan%C4%B1lan-ekipman Erişim Tarihi:08.01.2021)
http://www.ballisticsbytheinch.com/ Erişim tarihi: 06.11.2020
https://en.wikipedia.org/wiki/Muzzle_energy#:~:text=Muzzle%20energy%20is%20the
%20kinetic,a%20given%20firearm%20or%20cartridge Erişim tarihi: 31.12.2020
https://www.egm.gov.tr/kriminal/balistikuzmanlik Erişim tarihi:13.08.2020
https://en.wikipedia.org/wiki/Muzzle_velocity#cite_note-2 Erişim tarihi:10.09.2020
https://forums.autodesk.com/t5/fusion-360-design-validate/modelling-a-rifled-barrel-in-
fusion-360/td-p/7110416, Erişim Tarihi:17.12.2019
https://web.archive.org/web/20100515022156/http://www.militarydictionary.com/defini
tion/muzzle-velocity.html Erişim tarihi:10.09.2020
https://hypertextbook.com/facts/1999/MariaPereyra.shtml
https://web.archive.org/web/20100106024614/http://defense-
update.com/products/digits/120ke.htm
https://web.archive.org/web/20140730025908
http://www.nasa.gov/centers/wstf/laboratories/hypervelocity/
http://www.tabancatufek.com/forum2/showthread.php?tid=1108 Erişim tarihi:
03.07.2020
https://www.lafsozluk.com/2010/10/kalibre.html Erişim tarihi 03.07.2020
https://gunnewsdaily.com/bullets-guide/ Erişim tarihi:03.07.2020
James, Rodney, 2010, The ABCs Of Reloading: The Definitive Guide for Novice to
Expert, Iola, Wisconsin: Krause Publications, pp:21, ISBN:1-4402-1787-4
Keegan, John, 1993, A History of Warfare, Vintage, Publisher:Random House
Kinard, Jeff, 2007, Artillery: An Illustrated History of Its Impact. ABC-CLIO, pp: 77,
ISBN:978-1-85109-556-8
Krupski, S.J., Taylor, B.R. ve Audino, F.J., Measurement Of Rifling Twist In Gun
Tubes, Technical Report. 1979
Lavery, Brian, 1987, "The Shape of Guns", The Arming and Fitting of English Ships of
War, 1600-1815. Naval Institute Press. pp:88–90, ISBN:978-0-87021-009-9
Litz, Bryan, Applied Ballistics For Long Range Shooting 3rd Edition, ISBN:978-0-
9909206-1-8, 2015
Lochner, Robert H., and Matar, Joseph E. Designing for Quality. White Plains, New
York: Quality Resources (A Division of the Kraus Organization Limited), 1990
29

Moller, George D., 2011, American Military Shoulder Arms, Volume III: Flintlock
Alterations and Muzzleloading Percussion Shoulder Arms, 1840-1865. UNM
Press. pp:98–99, ISBN:978-0-8263-5002-2
Özyılmaz, Öner, Hafif Silah Tasarımının Balistik Açıdan İncelenmesi, Yüksek Lisans
Tezi, 2010.
Roy, Ranjit, A Primer on the Taguchi Method. New York, New York: Van Nostrand
Reinhold, 1990
U.S. Army Materiel Command, "Engineering Design Handbook, Ammunition Series,
Design For Terminal Effects", The Engineering Handbook Office of Duke
University, Durham, North Carolina, USA, (1964)
Weir, William, 2005, 50 Weapons That Changed Warfare, Career Press, pp:131,
ISBN:978-1-56414-756-1
Yıldırım, Funda, 2013, Büyük kalibre mühimmatta kullanılan barutların geometrik
şeklinin değişiminin namlu iç basıncı ve namlu çıkış hızı üzerindeki etksi, ankara
üniversitesi FBE, YL tezi
Zambanini, Robert A., 1992, The application of Taguchi's method of parameter design
to the design of mechanical systems, Master of Science, Lehigh University
30

ÖZGEÇMİŞ

KİŞİSEL BİLGİLER

Adı Soyadı :
Uyruğu :
Doğum Yeri ve Tarihi :
Telefon :
Faks :
e-mail :

EĞİTİM

Derece Adı, İlçe, İl Bitirme Yılı


Lise :
Üniversite :
Yüksek Lisans :
Doktora :

İŞ DENEYİMLERİ

Yıl Kurum Görevi

YABANCI DİLLER
İngilizce

YAYINLAR
Dilara Sürmeli, Süleyman Neşeli, 2020, Mermi Namlu Çıkış Hızı ve Enerjisini Etkileyen
Parametrelerin Optimizasyonu, Selçuk-Teknik Dergisi, ISSN 1302-6178, Cilt 19, Sayı:3.

You might also like