You are on page 1of 120

T.C.

MARMARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANABİLİM DALI
ESKİ ÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

DEMİR ÇAĞI’NDA ANADOLU’DA AY TANRISI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

BAHAR KARABOĞA

İSTANBUL
2021
T.C.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANABİLİM DALI
ESKİ ÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

DEMİR ÇAĞI’NDA ANADOLU’DA AY TANRISI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

BAHAR KARABOĞA

DANIŞMAN

PROF. DR. KEMALETTİN KÖROĞLU

İSTANBUL
2021
TÜRKÇE ÖZET

“Demir Çağı’nda Anadolu’da Ay Tanrısı” başlıklı çalışmamızda öncelikle Ay Tanrısı’nın kökeni,


Sümer, Eski Assur, Eski Babil ve Hitit dönemindeki yerini değerlendirmeye çalıştık. İkinci bölümde
Demir Çağı’nda Ay Tanrısı’nın önemi, hangi bölge ve toplumlarda etkisini hissettirdiğini, nerede ana
kült unsuru olduğunu ve kültün nerelere yayıldığını ele aldık. Bu çalışmada Arami, Yeni Assur, Yeni
Babil, Geç Hitit, Frig ve Urartu gibi Demir Çağı kültürlerine ait kabartmalar üzerindeki Ay Tanrısı
betimlemeleri tek tek ele alarak tartıştık. Böylece Demir Çağı’nda Ay Tanrısı inancına dair soruları
cevaplamaya, kültün bilinmeyen yönlerini, farklı dönemlere ait kabartmaların benzerlikleri ve
farklılıklarını belirlemeye çalıştık.
Tez çalışmasının konusu olan Ay Tanrısı bu haliyle bir bütün olarak çalışılmamıştır. Bu sebeple, bu
çalışma süresince birincil kaynaklar incelenerek yeni bilgilere ulaşılması hedeflenmiştir. Bu tezle Ay
Tanrısı kültüne dair detaylı bir çalışma ve bir bütün oluşturacak bilgi kaynağı sunulması
amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Ay Tanrısı, Demir Çağı, Tanrı Sin, Ay Tanrısı Kabartmaları

i
İNGİLİZCE ÖZET

ABSRACT
The aim of this thesis of which subject is “The Moon God in Anatolia During the Iron Age” has been
to study the position of Moon God during Iron Age. We first presented the place of the god before Iron
Age especially during Sumerian, Old Assyrian, Old Babylonian and Hittite periods. In the second part,
we handled its importance, the main areas where the influence of the cult was especially felt, where it
became the main cult, the areas it spread out in the Iron Age. Also, the artistic and religious aspects of
the moon god figures and its symbols on rock- cut reliefs and steles that belong to Iron Age cultures
like in Arameans, Neo Assyrians, Neo Babylonians, Neo Hittites, Phyrigians and Urartians were the
subjects of the study. By this way, we tried to answer the questions about the Moon God in Iron Age
cultures and present the unknown aspects of the Moon God cult, similarities and differences of the
reliefs from different periods.
The subject of this thesis has not been studied in any of the universities in Turkey. So during this study
period, it has been aimed to reach the new data by checking primary sources.
With this thesis, we aimed to present a detailed study and an entire informative source on The Moon
God cult reliefs. On this aspect, we hope that this study will set an example for the researchers who
might be willing to make a study on The Moon Good cult and reliefs.

Keywords: The Moon God, The Iron Age, The God Sin, The Moon God Reliefs.

ii
ÖNSÖZ

“Demir Çağı’nda Anadolu’da Ay Tanrısı” başlığı altında incelediğimiz ay kültü pek çok yerli ve
yabancı kaynağı incelemenin sonucunda, iki yıllık bir çalışmanın ardından ortaya çıkmıştır.
2018 yılında başladığım yüksek lisans programı sırasında danışman hocam Prof. Dr. Kemalettin
Köroğlu’nun yayınlarında ay kültüne ilişkin edindiğim bilgiler ve hocamın bu konuyu incelemem
konusundaki tavsiyesi ile tez konumu belirledim.
Pek çok kişiyi maddi- manevi olumsuz etkileyen Covid 19 pandemisi sürecinde yüz yüze görüşmek ve
tartışmak imkânsız hale geldi. Danışman hocam Prof. Dr. Kemalettin Köroğlu bu süreçte büyük bir
özveriyle yardımcı oldu. Tez çalışmasını haftalık Zoom görüşmeleriyle uzaktan gerçekleştirdik.
Motivasyonumu korumam ve çalışmamı devam ettirmem açısından oldukça önemli olan bu destek
sayesinde tezimi tamamladım. İki yıllık tez çalışması sürecinde gerek kaynaklara ulaşmada gerek
kaynakların değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında destek veren danışman hocam Prof. Dr.
Kemalettin Köroğlu’na teşekkür ederim.

Tez çalışmamıza “Demir Çağı’nda Ay Tanrısı ve Geç Hitit Kabartmalarına Yansıması” adlı proje
(proje no: SHD- 2021- 10223) kapsamında destek veren Marmara Üniversitesi Bilimsel Araştırma
Projeleri Birimi’ne teşekkürü borç biliriz.

Aynı zamanda tez sürecinde yardımını esirgemeyen hocam Dr. Ali Çifçi, Doç. Dr. Meltem Doğan
Alparslan ve Harun Danışmaz’a, yine iki yıllık bu zor süreçte desteğini eksik etmeyen, her zaman
yanımda olduğunu bildiğim aileme, arkadaşlarıma teşekkür ederim.

iii
İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ................................................................................................................................................................. İİİ

HARİTALAR LİSTESİ ........................................................................................................................................ V

TABLOLAR LİSTESİ .......................................................................................................................................... V

ŞEKİLLER LİSTESİ ............................................................................................................................................ V

GİRİŞ ....................................................................................................................................................................... 1

1. AY TANRISININ KÖKENİ .............................................................................................................................. 5

1.1. Ay Tanrısı’na İlişkin İlk Belgeler ................................................................................................................. 5

1.2. Mezopotamya ve Çevresinde Ay Tanrısı’na Verilen İsimler ........................................................................ 7

1.3. Demir Çağı Öncesinde Ay Tanrısı’nın Dini ve Sosyal Hayattaki Yeri ........................................................ 8

1.3.1. Mezopotamya’da Ay Tanrısı ................................................................................................................. 8

1.3.2. Demir Çağı Öncesinde Anadolu’da Ay Tanrısı ................................................................................... 15

2. DEMİR ÇAĞI’NDA AY TANRISI ................................................................................................................. 18

2.1. Aramiler’ de Ay Tanrısı .............................................................................................................................. 20

2.2. Harran’da Ay Kültü ve Yeni Assur Dönemi ............................................................................................... 23

2.3. Yeni Babil Dönemi Ay Tanrısı ................................................................................................................... 36

2.4. Geç Hitit Dönemi’nde Ay Tanrısı ............................................................................................................... 37

2.4.1. Geç Hitit Dönemi Kabartmalarında Ay Tanrısı Betimlemeleri ........................................................... 38

2.4.2. Geç Hitit Dönemi Yazıtlarında Ay Tanrısı .......................................................................................... 40

2.5. Demir Çağı’na Ait Diğer Steller ve Yazıtlar ............................................................................................... 45

2.6. Frigler’de ve Urartularda Ay Tanrısı........................................................................................................... 48

3. AY TANRISI’NIN GEÇ DEMİR ÇAĞI VE SONRASINDA ANADOLUDA’Kİ DURUMU .................. 51

3.1. Yeni Babil Dönemi Sonrası Anadolu’nun Doğusunda Ay Tanrısı ............................................................. 51

3.2 Anadolu’nun Batısında Ay Tanrısı............................................................................................................... 51

SONUÇ .................................................................................................................................................................. 53

KAYNAKÇA ......................................................................................................................................................... 61

4. EKLER .............................................................................................................................................................. 70

Ek 1: Nineve Kütüphanesi’nde Bulunan Nanna İlahisi...................................................................................... 70

Ek 2: Ay Tanrısı Nanna İçin Yazılmış Dua Metni ............................................................................................. 71

5. TABLOLAR ...................................................................................................................................................... 73

6. RESİMLER ....................................................................................................................................................... 83

iv
HARİTALAR LİSTESİ

Harita 1: Ay Tanrısı’nın Yer Aldığı Yeni Assur Dönemi Kabartma ve Yazıtlar.

Harita 2: Geç Hitit Dönemi Kabartma ve Yazıtları.

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Yeni Assur Dönemi Ay Tanrısı’na Adanan, Üzerinde Ay Tanrısı Sembolü Bulunan ya da Ay
Tanrısı’nın İsminin Geçtiği Anıtlar.

Tablo 2: Anadolu’da Bulunan Yeni Assur Dönemi Ay Tanrısı’na Adanan, Üzerinde Ay Tanrısı
Sembolü Bulunan ya da Ay Tanrısı’nın İsminin Geçtiği Anıtlar.

Tablo 3: Geç Hitit Dönemi Üzerinde Ay Tanrısı Sembolü Bulunan Anıtlar ya da İsminin Geçtiği
Yazıtlar.

ŞEKİLLER LİSTESİ

Fig 1: Si Gabbor Steli- M.Ö. 8.- 7. yüzyıl (https://collections.louvre.fr/en/ark:/53355/cl010120343)


(15.06.2021).
Fig. 2: Bir çubuk üzerinde duran hilal ve üzerinde dolunay betimlemesi bulunan silindir mühür. M.Ö.
18.- 17. yüzyıl aralığına tarihlendirilen mühür Alalah’ta bulunmuştur (Keel 1994:164: 56).

Fig. 3: İki çıplak tanrıça arasında betimlenen Ay Tanrısı. Kutsal evlilik ve hilal ay ile dolunayın
birleşimindeki özel anlam ilişkilendirilmiştir. M.Ö. 1850- 1720 (Keel 1994:164:57).
Fig. 4: Apil-Sin dönemine ait bir mühür örneği- M.Ö. 19. yüzyıl (Ornan 2001: 1-26: 8: 5).

Fig. 5: Şamsu-iluna dönemine ait Ay Tanrısı betimlemelerinin görüldüğü mühür örneği- M.Ö. 18.
yüzyıl (Ornan 2001: 1-26: 8: 6).
Fig. 6: Şamsu-iluna dönemine ait Ay Tanrısı betimlemelerinin görüldüğü mühür örneği- M.Ö. 18.
yüzyıl (Ornan 2001: 1-26: 9: 7).
Fig. 7: Geç dönem Eski Babil dönemine ait boğa ve hilal betimlemesi (Ornan 2001: 1-26: 10: 8).
Fig. 8: Eski Babil dönemine ait boğa ve hilal betimlemesi (Ornan 2001: 10: 9).

Fig. 9- 10: Orta Babil dönemi Tanrıça İştar ile birlikte betimlenen Ay Tanrısı (Keel 1997: 98: 125,
126).

v
Fig.11: Kral Nabuapaliddin dönemine ait olduğu sanılan bir stel kabartmasında Tanrıça İştar ile
birlikte betimlenen Ay Tanrısı- M.Ö. 9. yüzyıl (Keel 1997: 174: 239).
Fig 12: Boğazköy- Yazılıkaya’da bulunan 35 numaralı Ay Tanrısı betimlemesi (Seeher 2011: 57).
Fig. 13- 14: Arami dönemi mühürlerinde Ay Tanrısı betimlemeleri (Keel 1994:196: 80, 81).

Fig. 15: Kilammuwa Ortostatı üzerindeki hilal formunda Ay Tanrısı sembolü- M.Ö. 9. yüzyıl
(https://www.hittitemonuments.com/zincirli/zincirli50.jpg) (15.06.2021).
Fig. 16a/ 16b: Adıyaman Samsat’ta bulunan bir mühür üzerinde bir elinde hilal bezemeli bir asa, diğer
elinde “Ω” sembolü ile görülen Ay Tanrısı figürü- M.Ö. 13.- 9. yüzyıl (Özgüç 1987: 436- 438: 13;
Keel 1994 :172: 83).
Fig. 17a/ 17b: Tell Afiş’te bulunan bazalt bir stel üzerinde Ay Tanrısı ve Güneş Tanrısı betimlemesi
(Mazzoni 2014 :47: 7a- 7b).
Fig 18- Fig. 19: Arami dönemine ait Zincirli ve Tell Halaf’ta bulunan bronz hilal parçaları (Keel
1994: 185: 13, 14).
Fig. 20/ 21: M.Ö. 8- 7. yüzyıllara tarihlendirilen, Kuzey Suriye kökenli Arami dönemi mühürleri-
M.Ö. 8- 7. yüzyıl (Keel 1994: 195: 77, 78).
Fig. 22: Üzerine Aramice “Sin cevapladı” yazılan Yeni Assur dönemine ait konik bir obje (Keel 1994:
195: 79).
Fig. 23/ 24: Arami dönemi masa ya da sunak etrafında iki insan figürü ve saygılarını sundukları yıldız
ve hilal betimlemelerinin görüldüğü mühür örnekleri- M.Ö. 7. yüzyıl (Keel 1994: 197: 85, 86).
Fig. 25: Gaziantep’te bulunan ve Bethsaida stellerindekine benzer Ay Tanrısı betimlemesi- M.Ö. 9.-8.
yüzyıl (Bernett, Keel 1998 :10:13a).
Fig. 26: Bethsaida Steli- M.Ö. 9.-8. yüzyıl (https://www.haaretz.com/israel-
news/.premium.MAGAZINE-moon-god-stele-discovered-at-sacred-high-place-in-northern-israel-
1.8887007) (15.06.2021).
Fig. 27: Bethsaida Steli- M.Ö. 11. yüzyıl (https://www.haaretz.com/israel-
news/.premium.MAGAZINE-moon-god-stele-discovered-at-sacred-high-place-in-northern-israel-
1.8887007) (15.06.2021)
Fig. 28: Tell el- Asari Steli- M.Ö. 9.-8. yüzyıl (Bernett, Keel 1998: 8: 11b).
Fig. 29, 30, 31: İki yanında insan, ağaç ya da hayvanlarla tasvir edilen Yeni Assur dönemi mühür
örnekleri- M.Ö. 8. ve 7. yüzyıl (Keel 1994: 186, 187: 16, 17, 18).
Fig. 32: Gezer’de ele geçen Yeni Assur dönemi, M.Ö. 8. ya da 7. yüzyıla tarihlenen bir mühür (Keel
1994: 188: 31).

Fig. 33: Tell es-Serica bölgesinde bulunan Yeni Assur dönemi bronz hilal (Keel 1994: 185: 12).
Fig. 34a/ 34b: Pazarcık Steli- M.Ö. 9.- 8. yüzyıl (Köroğlu 2018: 162-207: 176: 11a- 11b).
Fig. 35: Tavale Köyü Steli- M.Ö. 8. yüzyıl.

Fig. 36a/ 36b: Ergani- Gisis Kabartması- M.Ö. 8. yüzyıl (Köroğlu 2018 : 162-207: 193: 19).

vi
Fig. 37: Aşağı Yarımca Steli- M.Ö. 8.- 7. yüzyıl (Köroğlu 2018: 162-207: 175: 9).

Fig. 38: Cudi Dağı- Şah I Kabartması- M.Ö. 8.- 7. yüzyıl (Erkanal, Erkanal 2020: Fig. 1).
Fig. 39: Maltai Kaya Kabartması- M.Ö. 8.- 7. yüzyıl (https://mcid.mcah.columbia.edu/art-
atlas/mapping-mesopotamian-monuments/monuments/maltai-sample) (15.06.2021).

Fig. 40a/ 40b: Zincirli Steli- M.Ö. 671 (Köroğlu 2018:173: 8).

Fig. 41: Nabonidus Steli- M.Ö. 6. yüzyıl (Börker-Klähn 1982 :229: 263a).
Fig. 42: Geç Hitit Dönemi mühür örneği- M. Ö. 8. yüzyıl (Spycket 1973: Levha VII).
Fig. 43: New York Pierpont Morgan Kütüphanesi Geç Hitit mühür örneği- M.Ö. 7. yüzyıl (Kubala
2015: 32: 65b).
Fig. 44: Halep (Aleppo) Stel Altlığı- M.Ö. 9. ve 8. yüzyıl
(https://www.hittitemonuments.com/aleppo/aleppo12.jpg) (15.06.2021).
Fig. 45: Sümer dönemi Ur-nammu Steli- M.Ö. III. binyıl sonu (Kramer 2000: 461).
Fig. 46: Karkamış Bb/1 Haberciler Duvar Ortostat Parçası- M.Ö. 10.- 9. yüzyıl (Orthmann 1971: 23a).

Fig. 47: Karkamış Su Kapısı Steli- M.Ö. 10.- 9. yüzyıl.


Fig. 48: Ördekburnu Steli- M.Ö. 9. yüzyıl (https://www.hittitemonuments.com/ordekburnu/)
(15.06.2021).
Fig. 49: Barrakib Ortostatı- M.Ö. 8. yüzyıl (Orthmann 1971: 63, 202: 63c).
Fig. 50: Barrakib Steli- M.Ö. 8. yüzyıl (https://www.hittitemonuments.com/zincirli/zincirli59.jpg)
(15.06.2021).
Fig. 51: Malatya Aslanlı Kapı Ortostatı (Malatya A/6)- M.Ö. 11.- 8. yüzyıl.

Fig. 52: Arne Steli- M.Ö. 8-7. yüzyıl (Keel 1994: 181)
Fig. 53: Musul Steli M.Ö. 8. yüzyıl (Börker-Klähn 1982: 223: 243).

Fig. 54: Zaraqotaq Steli- M.Ö. 8. yüzyıl (Keel 1994: 140: 5).

Fig. 55: Yeni Assur dönemi steli- M.Ö. 8.-7. yüzyıl (Börker-Klähn 1982: 222: N240).
Fig. 56: Qaruz Steli- 8.- 7. yüzyıl (Keel 1994: 140: 4).

Fig. 57: Göktaş Köyü Steli- M.Ö. 7 yüzyıl (Keel 1994: 141: 8)

Fig. 58: Ali Gör Steli (Yeni Assur Dönemi).


Fig. 59: Sultantepe Steli- M.Ö. 7. yüzyıl (Köroğlu 2018: 162-207: 175: 9).

Fig. 60: Yeni Babil dönemi steli (Börker-Klähn 1982 : 227: 257).

Fig. 61: Yeni Babil dönemi kral Nabonidus dönemine ait bir stel (Börker-Klähn 1982 : 230: 266).
Fig. 62: Frig Dönemi Men Tapınağı- M.Ö. 4. yüzyıl (https://www.yalvac.bel.tr/kentrehberidetay/697)
(15.06.2021).

Fig. 63: Bir horozla betimlenmiş Frigler’in Ay Tanrısı Men (Erzen 1953: Fig. 16).

vii
GİRİŞ

Tezin Konusu ve Amacı: “Demir Çağı’nda Anadolu’da Ay Tanrısı” adlı tezin konusu esas olarak
Geç Hitit, Yeni Assur ve diğer uygarlıklarda Ay Tanrısı inancını çok boyutlu tartışmaktır. Tezin amacı
Demir Çağı’nda Ay Tanrısı inancının kökeniyle ilgili verileri toplamak, bu tanrıyla ilişkili verileri
harita üzerine işleyerek kültün sınırlarını belirlemeye çalışmaktır. Harran’daki Ay kültünün öne
çıkması konusunda yeni veriler ortaya koymaktır. Mitolojik verilerin değerlendirilerek bölgesel
farklılıklar ve benzerliklerin incelenmesidir. Mezopotamya, Anadolu ve Güney Doğu Anadolu’da
yaşayan Yeni Assur, Geç Hitit Krallıkları, Frig, Urartu toplulukları ile Harran ve çevresindeki
topluluklara ait panteonlarda Ay Tanrısı’nın yeri ve önemi de bu tez kapsamında değerlendirilmiştir.
Tezin temel kaynaklarını Mezopotamya ve Anadolu’da Ay Kültü ve Ay Tanrısı inancına ilişkin Orta
Demir Çağı’na (10yy- 6.yy) tarihlenen kaya kabartmaları, ortostatlar, steller üzerindeki betimlemeler
ve yazıtlar oluşturmaktadır. Çalışma kapsamında Ay Tanrısı’nın etki alanı ve betimlemelerinde farklı
bölgelerin etkileşimini incelemek açısından, konu kapsamı dışında olmasına rağmen kısaca Arami ve
Yeni Babil dönemlerine de değinilmiştir. Yine bu kapsamda Yeni Assur dönemi stel ve yazıtlarını
incelerken gerek Anadolu ile diğer Assur yerleşimleri arasındaki etkileşimi göstermek gerek
Harran’daki Ay Tanrısı betimlemelerini açıklamak amaçlı Suriye ve Irak da değerlendirme içerisine
alınmıştır. Geç Hitit döneminde ise yine aynı sebeple Kuzey Suriye’de bulunan kabartmalar ve yazıtlar
da tez çalışması içerisinde değerlendirilmiştir.
Bu tez çalışması ile Ay Tanrısı kültünün toplum hayatındaki dini ve siyasi yeri, arkeolojik ve filolojik
veriler üzerinden ortaya konmaya çalışılmıştır. Kültün Demir Çağı’ndaki öneminin yanında, Ay
Tanrısı’nın kökenine ve Demir Çağı öncesi topluluklarında önemine de değinilmiştir. Günümüzde Ay
Tanrısı’na ilişkin yapılan detaylı araştırma ve yayın oldukça azdır. Özellikle de Geç Hitit Dönemi’ne
ilişkin kaynak sayılıdır. Bunda Geç Hitit döneminde yazının yerini hiyeroglif yazısının almış olması
ve yazılı eserlerin azalmış olmasının da büyük etkisi vardır. Bu bağlamda tezin bir diğer amacı da Geç
Hitit Dönemi Ay Kültü’ne ait kaya kabartmaları, steller ve yazıtlar üzerinden Ay Tanrısı’nı
değerlendirmektir.
Diğer tanrılar kabartmalar ve mühürler üzerinde, Demir Çağı öncesi dönemlerden itibaren insan
biçiminde betimlenirken (Ornan 2001: 5), Ay Tanrısı genellikle hilal ile temsil edilmiştir. Bu tez
kapsamında Ay Tanrısı’nın temsili incelenmiştir.
Ay Tanrısı’nın özellikle Harran’da ağırlık kazanmış olmasının sebebi belli değildir. Ay Tanrısı
stellerinin dağılımı ve sınırları, hangi tanrı ve tanrıçalarla birlikte öne çıkarıldığı anlamaya
çalışılmıştır.
Kaynakların Değerlendirilmesi: Çalışma sırasında ağırlıklı olarak yabancı araştırmacıların
kaynaklarından, kısıtlı sayıdaki Türkçe kaynaklardan ve çivi yazılı kaynakların çeviri metinlerinden
yararlandık.
Tez çalışmasına incelenen önemli kaynaklardan biri, Demir Çağı Harran’nında Ay Kültüne ilişkin
genel bilgiler vermekle birlikte, bu bölgede bulunan ve üzerinde Ay Tanrısı figürleri olan mühürleri

1
inceleyen Othmar Keel’e aittir (Keel et al. 1990; Keel 1994). Ay Tanrısı’nın Arami, Suriye, Filistin,
İsrail ve Yeni Assur toprakları üzerindeki etkilerini de inceleyen yazar Ay Tanrısı hakkında en
kapsamlı çalışmaları yürüten isimlerden biridir. Ancak çalışmaları Geç Hitit dönemine ilişkin bilgi
içermemektedir.

Harran’da Ay Tanrısı kültürüne ilişkin bilgi edinmede, Ay Tanrısı inancı üzerine yazılmış başlıca
kaynak Tamara Green tarafından kaleme alınan (Green 1992) eserdir. Green eserinde Ay Tanrısı
kültünün kökenine değinmekte, Harran ve çevresinde kültün Demir Çağı ve sonraki dönemlerini
aydınlatmaktadır. Ay Tanrısı Sin’in Demir Çağı öncesinde nasıl algılandığına, simgelerine, insanları
nasıl etkilediğine dair oldukça faydalı bilgilere ulaşmamızı sağlayan eser, Harran’ın Ay Tanrısı Sin
hakkında da geniş bilgiye yer vermiştir. Green Demir Çağı’nda Ay Kültünü incelemekle birlikte;
Helenistik dönem, Roma ve İslami dönemde Ay Tanrısı kültü ve İslam öncesi ve sonrası dönemlerde
Harran ve çevresinde yaşamış olan Sabi halkının kökenine de değinmiştir. Ay kültünün önemli bir yeri
olduğunu düşündüğü Sabii halkının kökeninin ise hala tam olarak çözülemediği sonucuna varmıştır.

Ay Tanrısı’nın adının geçtiği yazıt ve stelleri bir liste haline getirmiş olan, Geç Hitit kabartma ve
stellere ulaşmamızı sağlayan bir kaynak da Savaş Özkan Savaş’a ait (Savaş 1992) eser olmuştur. Ay
Tanrısı’nın isminin geçtiği yazıtları araştırmaya başlamak açısından faydalı olan eser, aynı yazıtların
farklı kaynaklarda incelemelerine ulaşabilmemizi de sağlamıştır. Ancak Ay Tanrısı’nın isminin geçtiği
tüm Geç Hitit Dönemi yazıtlarını içermemektedir.
Demir Çağı’nda Ay Tanrısı’na ait, alışılmışın dışında bir betimlemeye sahip, Levant bölgesi Et-
Tell’de ortaya çıkarılan ve M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenen bir Ay Tanrısı steline ilişkin, Monika Bernett ve
Keel tarafından kaleme alınan (Bernett, Keel 1998) yayın konuya farklı açılardan yaklaşmıştır. Eserde
özellikle çok uzun zaman Fırtına Tanrısı’nın sembolü olduğu düşünülen boğa betimlemesinin,
Bethsaida’daki örnekte yer alan boğa betimlemelerinden de yola çıkarak, Ay Tanrısı Sin’e ait olduğu
belirtilmiş ve kültün Levant bölgesinde sahip olduğu etki incelenmiştir.
Geç Hitit Dönemi Ay Kültü’ne ilişkin başlıca kaynaklardan biri David Hawkins’e ait “Corpus of
Hieroglyphic Luwian Inscriptions”, (Hawkins 2000c) (Hawkins 1999) (Hawkins 2000b) serisinden
oluşan eserlerdir. Hawkins eserde Geç Hitit yerleşmeleri olan şehirlerde bulunan steller ve bu stellere
ait Luvice yazılmış yazıtları incelemiş, bu yazıtları numaralandırarak bir katalog oluşturmuştur. Eserde
incelenen kabartma ve yazıtlarda Ay Tanrısı’na değinen yazıtlara ulaşmada oldukça önemli olmuştur.
Ancak eser özellikle Ay Tanrısı’nın önemine ilişkin bilgi vermemekte, sadece salt kabartmalara ait
sanatsal özellikleri ve yazıtların çevirilerini içermektedir. Eserde yer alan kabartmalar ve yazıtların ilk
yayınlarını yapanlara ulaşmak ve bu yayınları değerlendirebilmek açısından da faydalı olmuştur.
Yine Suriye- Filistin, Ugarit bölgesi Ay Tanrısı kültünü inceleyen Gabriele Theuer (Theuer 2000), Ay
Tanrısı’nın farklı isimleri dahil, Yeni- Assur, Luvi, Arami belgelerinde bulunan Ay Tanrısı inancına
dair unsurları detaylı olarak incelemiştir. Demir Çağı öncesi ve Demir Çağı’na ait Ay Tanrısı’na
ilişkin değerlendirmelerinden yararlanmamızı sağlamıştır.
Ay Tanrısı’nın simgesi olan boğa ve hilal betimlemelerinin sonraki dönemlerde Fırtına Tanrısı ile
ilişkilendirilmesini kaleme alan Tallay Ornan ise (Ornan 2001) Behtsaida örneğinden yola çıkarak,
M.Ö. III. binyılda Mezopotamya ve çevresinde boğa figürünün, dolunay zamanı oluşan şu taşkınları
sayesinde tarlaların sulanmasını ve tarlaların sürülmesinde kullanılan boğaları bereket ile
ilişkilendirilerek, Ay Tanrısı sembolü olarak kullanıldığını dile getirir. M.Ö. 2. binyılın ikinci

2
yarısından itibaren ise III. Ur sülalesi ve Eski Babil’de Fırtına Tanrısı’nın bir sembolü olarak da
kullanılmaya başlandığı bilgisini verir.
Demir Çağı, Yeni Assur dönemi Harran’da Ay Kültü’ne yer veren bir diğer yayın Steven W.
Holloway tarafından yazılan, (Holloway 2002), eserdir. Kaynak genel olarak Assur ve Yeni Assur’da
devlet düzeni, krallar, din ve devletin yayılma politikası hakkında bilgi vermektedir. Bu bilgiler
içerisinde Yeni Assur krallarının Ay Tanrısı Sin adına yaptığı faaliyetler, tapınaklarının onarımı ve Ay
Tanrısı Sin’in devletin batıya yayılımında nasıl önemli rol oynadığının altı çizilmektedir. Aynı
zamanda Yeni Assur krallarının emri ile yazılan ve Ay Tanrısı Sin isminin geçtiği yazıtlara dair bilgi
edinmemizi sağlamıştır.
Demir Çağı ve öncesine ait Assur yazıtlarının incelenmesinde Albert Kirk Grayson’un (Grayson 1976,
1987, 1991, 1996, 2014) eserlerinden yararlanılmıştır. Grayson Assur dönemi yazıtlarını yeniden
düzenleyerek, yazıtların bulundukları yerler ve özelliklerinden kısaca bahsederek temel olarak
yazıtların çevirilerini paylaşmıştır.

Yeni Assur döneminde Ay Tanrısı adına dikilen steller, Ay Tanrısı’nın adının geçtiği ya da krallar
tarafından dini destek olarak Ay Tanrısı sembollerinin kullanıldığı kaya kabartmaları, steller ve
ortostatlara ilişkin bilgi edinmede yararlanılan kaynaklardan biri Kemalettin Köroğlu ve Selim Ferruh
Adalı editörlüğünde hazırlanan eserde (Köroğlu 2018) yer alan Köroğlu’nun “Anadolu’daki Yeni
Assur Dönemi Stelleri ve Kaya Kabartmaları” adlı makalesidir. Köroğlu makalesinde Yeni Assur
döneminde Anadolu’da dikilen stel, kaya kabartmaları ve ortostatlarla ilgili genel bilgi vermekle
birlikte, Ay Tanrısı Sin adına dikilen stelleri de dini ve sanatsal anlamda incelemiş, kabartmaların
stilleri üzerine yorumlarda bulunmuştur. Köroğlu makalesinde, özellikle Tanrı Sin betimlemelerinin
Harran ve çevresine özgü özel bir yeri olduğunu, bölgeye özgü bir tasvir sanatının geliştiğini
belirtmiştir. Geç Hitit dönemine kadar giden süreçte, Ay Tanrısı Sin’in farklı yazıtlarda “Harran’ın Ay
Tanrısı” olarak geçmesi ve Harran’ın Ay Tanrısı betimlemeleri üzerinde yer alan püsküller bu görüşü
desteklemektedir.
Kültün kökenine ilişkin araştırmamızda ise ağırlıklı olarak, Samuel Noah Kramer’in (Kramer 1999),
(Kramer 2002a; Kramer 2002c), (Bottero, Kramer 2017) eserlerinden bilgi sağladık. Bu kaynaklar
Mezopotamya’da inanç ve mitolojiye ilişkin bilgilere ulaşmak açısından oldukça yardımcı olmakla
birlikte, Ay Tanrısı’na özellikle yer ayırmamıştır. Ancak; Mezopotamya’da, özellikle III. binyıl ve
sonrasında toplumları etkisi altına alan inanç sistemi ve söylenceler içerisinde Ay Tanrısı’na yapılan
atıfları görme imkânı vermiştir. Bu kaynaklardan gördüğümüz kadarıyla Ay Tanrısı Sin/ Nanna/
Nanna- Suen isimleriyle anılmakta ve baş tanrılardan sonra genellikle beşinci sırada gelmektedir. Aynı
zamanda yedi tanrıdan oluşan Göksel Tanrılar arasında gösterilmektedir.
Tez yazımı sırasında Demir Çağı öncesi tarihlendirmelerinde kaynak olarak Amalie Kuhrt’a ait (Kuhrt
2010a; Kuhrt 2010b), Eski Çağ'da Yakındoğu (M.Ö. 3000- 330) I ve II numaralı eserlerinden
yararlanılmıştır.
Tezde Uygulanan Yöntem: Tez sürecinin başlaması ile ilk dönem yüz yüze görüşmeler yaptık. Bu
görüşmeler sırasında konu başlıkları, tezin kapsamı ve kaynakların değerlendirilmesi süreci ile ilgili
bir program yaptık. Tezin giriş bölümü ve genel başlıklarını çalıştığımız ilk görüşmelerin hemen
ardından, 2020 yılı Mart ayında ortaya çıkan COVID-19 pandemisi nedeniyle eğitime uzaktan devam

3
edilmesi kararının alınması ve karantina sürecinin başlaması ile çevrimiçi görüşmelerle tez sürecini
devam ettirdik.
Öncelikli olarak kaynakların toplanması ve Endnote kütüphane sistemine aktarılmasının ardından
kaynakları konularına göre gruplara ayırdık. Geniş topluluklarca hayatın düzenlenmesinde önemli rol
oynayan din kavramının içerisinde, Ay Tanrısı inancının kökenine ve Demir Çağı öncesi inanca ilişkin
kaynakları okuyarak notlar aldık. Ardından Demir Çağı topluluklarına ilişkin notlar oluşturularak, Ay
Tanrısı’nın betimlemelerinin bulunduğu ya da isminin geçtiği Yeni Assur ve Geç Hitit dönemi stelleri,
ortostatları ve yazıtlarının ayrı ayrı listelerini oluşturduk. Bu kapsamda Anadolu’da bulunan Ay
Tanrısı’na ilişkin tüm Demir Çağı stel, ortostat, kaya kabartması ve yazıtları tez çalışması kapsamına
aldık. Tez çalışması kapsamında ilk bölümde belli bir topluluk arasında ve coğrafyada yaygın olan Ay
Tanrısı kültünün kökenine değindik. Sonraki bölümlerde Mezopotamya, Babil ve Erken Dönem Assur
ve Hitit panteonundaki yeri; ardından Demir Çağı Arami, Yeni Assur, Yeni Babil, Geç Hitit, Frig ve
Urartu dönemlerinde Ay Tanrısı’nın önemini inceledik. Yeni Assur dönemi kabartmaları ve
yazıtlarının tarihlendirme açısından takibi çoğunlukla mümkün olduğundan Yeni Assur bölümünü
kronolojik olarak ele aldık. Geç Hitit döneminde ise kabartma ve yazıtlara ilişkin pek çok
tarihlendirme sorunu olduğu için bu döneme ait kabartma ve yazıtları Ay Tanrısı kültünün coğrafi
yayılımı yönünde inceledik. Bu bağlamda Yeni Assur dönemi kabartmalarını kronolojik olarak ve Geç
Hitit dönemi kabartma ve yazıtlarını ise coğrafi olarak düzenlediğimiz tablolarda gösterdik.
Anadolu’da bulunan Yeni Assur dönemi kabartmalarının görsellerini de bu tablolarda paylaştık. Bu
görsellerin büyük çoğunluğunu Kemalettin Köroğlu’nun yapmış olduğu çizimler oluşturmaktadır.
Cudi Dağı kabartmalarının bir kısmı, Tavale Köyü ve Göktaş Köyü Stelleri’nin çizimi ise tarafımdan
yapıldı. Yine Köroğlu’na ait (Köroğlu 2018) “Anadolu’daki Yeni Assur Dönemi Stelleri ve Kaya
Kabartmaları” adlı makale içerisinde yer alan haritayı temel alarak Yeni Assur dönemi kabartmaları ve
Geç Hitit dönemi kabartma ve yazıtlarının dağılımını ortaya koymaya çalıştık.
Daha geniş toplulukları etkileyen Ay Tanrısı inancının ne şekilde geliştiğini göstermesi bakımından
önemli olan kabartmalar ve yazıtlara dair ilk yayını yapan ve sonradan konuya ilişkin katkıda bulunan
araştırmacıların yayınlarını ön planda tuttuk.
Tez çalışmasına başlarken kaynakların toplanması, gruplandırılması ve düzenlenmesi amacıyla elde
ettiğimiz kaynakları Endnote veri tabanına aktardık. Tez çalışmasının sistematik bir şekilde
ilerlemesinde Endnote kütüphane sistemi kullanıldı. Elimizde olmayan kaynakların incelenmesi ve tez
çalışmasında kullanılması amacıyla Alman Arkeoloji Enstitüsü Kütüphanesi’nden yararlanıldı. Tez
çalışması kapsamında yararlanılacak makalelere ulaşmada www.academia.edu, www.dergipark.gov.tr
ve www.jstor.org, kitap künyelerine ulaşmada www.worldcat.org, www.nino-leiden.nl veri tabanları
kullanıldı. Tez konusuna ilişkin diğer tezlerin taranmasında YÖK ulusal tez arama veri tabanından
yararlanıldı.
Üzerinde çalıştığımız kabartma ve yazıtların, yerinde görülmesi mümkün olanları, Ankara Anadolu
Medeniyetleri Müzesi, İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi’nde incelendi. Çalıştığımız kaya
kabartmaları ve stellerin bazılarının vektörel olarak Adobe Illustrator programı ile çizimleri yapıldı.

4
1. AY TANRISININ KÖKENİ

1.1. Ay Tanrısı’na İlişkin İlk Belgeler

Ay Tanrısı inancının günümüze ulaşan arkeolojik ve yazılı kaynaklara bakıldığında III. binyıldan
itibaren Mezopotamya ve çevresinde yaygın olduğu görülür. Sümer kaynakları Ay Tanrısı’nı önemli
ve önde gelen tanrılar arasında saymıştır. Sümer panteonunda en önemli tanrılar Tanrı An (Gök Tanrı),
Tanrı Enlil (Hava Tanrısı), Tanrı Enki (Su tanrısı) ve Ana Tanrıça Ninhursag idi. Bu tanrılara ek
olarak göksel tanrılar arasında Tanrı Nanna (Ay Tanrısı), Tanrı Nanna’nın oğlu Tanrı Utu (Güneş
tanrısı) ve Tanrı Nanna’nın kızı Tanrıça İnanna sayılmaktadır (Kramer 2002a: 159, 165).
Ay Tanrısı’na ilişkin ilk yazılı kaynaklara 1887-1900 yılları arasında Nippur’da, Pennsylvaina
Üniversitesi John Peters başkanlığında yapılan kazılarda çıkarılan, büyük kısmı Sümerce yazılan çivi
yazılı tabletlerde ulaşılmıştır. Çoğunluğu M.Ö. 1750’li yıllara tarihlenen tabletlerin içerdiği bilgiler ise
M.Ö. III. binyıl ve M.Ö. II. binyılın ilk yarısına ışık tutmaktadır (Kramer 1999: 32).
Nippur ve sonrasında Ur’da ele geçen tabletlerde Sümer döneminde Nanna olarak adlandırılan Ay
Tanrısı’na ait iki adet mitoloji bulunmaktadır. Biri “Nanna’nın Döllenmesi” diğeri “Nanna’nın
Nippur’a Yolculuğu”dur.
Nanna’nın Döllenmesi mitinde Enlil Ninlil’e zorla sahip olur. Bunun sonucunda Ninlil Ay Tanrısı
Nanna’ya hamile kalır. Ancak Enlil Ninlil’e zorla sahip olduğu için panteonun önde gelen tanrıları ona
kızar ve Enlil’i “Ölüler Diyarı”na sürgüne gönderir. Ancak Ay Tanrısı Nanna’ya hamile kalan Ninlil
kocası Enlil’i izler. Oğlu Nanna’nın yer altında hapsolmasını istemeyen Enlil Ninlil’e bir oyun oynar
ve Nanna’nın göksel tanrılar arasında yer almasını sağlar. Ancak Nanna’nın diğer kardeşleri yeraltı
tanrıları olacaktır (Kramer 2002a: 194, 195). Nannar’ı kurtarmak adına Enlil’in yeraltı varlıklarının
kılığında Ninlil’e sahip olması sonucunda Meslamtaea, adı okunamayan bir tanrı ve su yollarının
tanrısı Ninazu doğmuştur (Kramer 1999: 93, 94, 95).
Ay Tanrısı’nın döllenmesi hikâyesine Babil döneminden kalma, Nippur şehrinde ele geçen tablet
grubunda kaydedilmiş “Enlil ile Ninlil Miti”nde de rastlıyoruz: Ancak burada isimler değişmiş Nanna
ismi Sin- Aşimbabbar’a dönüşmüştür. Meslamtaea ise Nergal olur. Ölüler Diyarı’nın ilahı olarak
belirtilen Ninazu yine aynı ismi taşımaktadır. Burada daha önce ismi okunamayan üçüncü tanrı,
cehennem kayıkçısının kayığında meydana gelen ve karadaki su yollarının yönetici tanrısı olarak
kabul edilen Enbilulu olarak belirtilmiştir (Bottero, Kramer 2017: 117- 122).

Enlil’in dört çocuğundan sadece Sin yukarı yarıdan (göksel) kabul edilir. Enlil yeraltına indikten sonra
yeraltı varlıklarının maskesini takarak Ninlil’i hamile bıraktığı için göksel alemden kovulur. Bu
sebeple Ninlil’den doğan çocukları: yer altı tanrısı Nergal, Ölüler Diyarı’ndan Ninazu ve Enbilulu
aşağı dünyadan kabul edilir (Bottero, Kramer 2017: 122, 124).
Enlil Ninlil ile buluşmak için kayığa benzer bir araç kullanır. Bu birliktelikten doğan Sin’in sembolü
de Ay’ın hilal hali olacaktır. Bu da bir kayığa benzetilmiştir (Bottero, Kramer 2017: 123). Ay tanrısı
Sin’in bir kayıkla yolculuk ettiğine inanılmıştır (Kramer 2002a: 158).

5
Yine olasılıkla III. Ur Hanedanlığı döneminde yazılmış bir başka mitolojik metinde Nanna’nın babası
Enlil’in Nippur’daki tapınağını ziyareti için yaptığı hazırlıklar, hediyelerle babasını ziyaret etmesi
anlatılmıştır (Kramer 1999: 95- 98). Aynı hikâyenin Babil versiyonunda Ay Tanrısı Nanna-Su’en ya
da Aşimbabbar olarak adlandırılmıştır (Bottero, Kramer 2017: 141- 153)

Nanna- Su’en ismi “Nanna” (Sümerce) ile “Su’en” (Sami) isimlerinin birleşiminden oluşmuştur. Ay
Tanrısı Sin’in Sümerce lakabı olan Aşimbabbar ise Sin isminden türetilmiş bir isim olmalıdır (Bottero,
Kramer 2017: 153).
II. binyılın ikinci yarısında yazılan “Büyük Astroloji İncelemesi”nin giriş bölümünde Sümerce ve
Akkadca olmak üzere iki dilde dünyanın yaradılışının altının çizildiği bölümde ayın yaradılışına
değinilmiştir.

Sümerce Versiyon
“Anu, Enlil ve Enki büyük tanrılar
Yanılmaz konseylerinde

Yerin ve göğün en büyük modeli arasında


Günleri üretecek, ayları oluşturacak
Ve gökten ve yerden edinilmiş

Kehanetlere imkân verecek


Ayın hilalini yerleştirdiler
Bu hilal parladı gökte

Ve göğün tamamında
Parladıkları görüldü yıldızların”
(Bottero, Kramer 2017: 562, 563).
Kramer’in Sümer Mitolojisi adlı kitabında (Kramer 1999: 86) Nanna için “Göklerde gufa ile yolculuk
ettiği düşünülen ve karanlık lacivert taşlı göğe ışık getiren Ay Tanrısı Nanna” ifadesi yer almaktadır.
Ay Tanrısı’nın simgelerinden biri olan koyu mavi renkli lapis lazuli taşının simgesel anlamı da bu
cümle içerisinde yatıyor olabilir. Gökyüzünün kararmasıyla birlikte lacivert renkli geceye doğan ayın
simgesel taşı olarak kabul edilmiş olabilir (Barton 1929: 239; Pritchard 1969: 385, 386; Jacobsen
1976: 124, 125).

II. binyılın ilk yarısında Babil kralı Hammurabi döneminde (M.Ö.1792-1750) yazılan ve 7. yüzyıldaki
Assurbanipal kütüphanesinde kopyası bulunan çivi yazılı bir başka tablet de “Babil’in Yaratılış
Destanı- Enuma Eliş” tir (Adalı, Görgü 2018: VIII, IX). Bu hikâyede de Ay Tanrısı Sin’e yer
verilmiştir. “Göksel Ev” olarak adlandırılan göğün yaratılmasından sonra ilk olarak Ay Tanrısı Nanna
yaratılmış ve gece ona emanet edilmiştir. Aynı zamanda günleri belirleme görevi de Nanna’ya
verilmiştir. Ayın döngüsünün ne şekilde ve hangi zamanlarda olacağı da Babil döneminde Hava
Tanrısı Enlil’in yerine geçen, Marduk tarafından belirtilmiştir:

“Gökte ne varsa (Tiamat’ın) içine doldurdu,


(Ay Tanrısı) Nanna’yı yarattı, geceyi ona emanet etti,

6
Günleri belirlesin diye onu gecenin parlayan cevheri yaptı,

Aylar boyunca her defasında onu tacı ile yüceltti,

(Marduk:) Her ayın başında ülkenin üzerine parla,


Altı gün boynuzlarınla parla,

Yedinci gün tacın yarım olacak,

On beşinci gün, her ayın yarısında (güneşe) karşı dur,


Güneş Tanrısı Şamaş seni ufukta (görünce),
Adım adım çekil, (ışığını) geriye ver,

Yirmi dokuzuncu gün Şamaş’ın hizasına yaklaş,


Otuzuncu gün tekrar Şamaş’ın karşısında dur.

Alameti belirledim, onların izini takip et!”


(Adalı, Görgü 2018: 39).

1.2. Mezopotamya ve Çevresinde Ay Tanrısı’na Verilen İsimler

Eski Mezopotamya’da Ay Tanrısı “Suen ya da Nanna, Nannar” bazen de birleşik olarak “Nanna-
Suen” olarak adlandırılmıştır. Akadça “Suen” daha sonra “Sin” olarak değişmiştir. “Aşimbabbar,
Namraşit, Inbu (meyve), Sangar” olarak adlandırılmış, aynı zamanda kutsal sayısı olan otuz rakamıyla
da anılmıştır (Black, Green 1992: 135; Krebernik 1995: 362, 363). İlahilerde, dualarda ve
antlaşmalarda görülen farklı isimler ayın farklı evrelerini temsil etmekte ve her safha Ay Tanrısı’nın
farklı bir özelliğini ön plana çıkarmaktadır (Green 1992: 24, 25). Örneğin Nanna ismi ayın dolunay
halini, Su’en hilal halini, Aşimbabbar ise yeni ay halini temsil etmekteydi. Özellikle yazılan ilahilerde
baba sıfatını almış, “Baba Nanna” olarak adlandırılmıştır (Jacobsen 1976: 121). Kendisine verilen
Sümerce “EN- SU” (EN.ZU) ismi onu “Efendi Vahşi Boğa” olarak tanımlamıştır (Green 1992: 25, 26;
Krebernik 1995: 361).
Ay Tanrısı Bonatz’ın eserinde Aramice “Shahr” ya da “shr” olarak adlandırılır (Bonatz 2007: 18).
Prévotat’ın yaptığı çeviride ise “Sharhar” olarak belirtilen tanrının ismi Ay Tanrısı rahibi Si Gabbor
tarafından dikilen Si Gabbor Steli üzerinde görülmektedir (Lipiński 2000: 621; Prévotat, Caubet 2008)
(Fig. 1).
Kral Barrakib dönemine ait ortostat yazıtında ise Ay Tanrısı “Ba’al Harran” (Harran’ın Efendisi)
olarak tanımlanmıştır (Tropper 1993: 146).
Suriye'de Lazkiye yakınlarında Akdeniz'e kıyısı bulunan antik şehir Ugarit diğer adıyla Ras Şamra’da
Ay Tanrısı önemli yer tutar. Neolitik dönemden geç II. binyıla kadar varlığını sürdüren Ugarit
kültüründe Ay Tanrısı “Yarih- Yarihu” olarak adlandırılmaktadır (Wyatt 1999: 540). Kült takviminin
ayın döngüsüne göre yapılmasına bağlı olarak zamanı kontrol eden tanrı olmasından dolayı panteonda
öneme sahiptir. Yarihu Mezopotamya’daki Ningal’in Ugarit versiyonu olan Nikkal ile evlidir (Wyatt
1999: 558; Hinnells 2007: 123). Amoritler de Ay Tanrısı Yarih’e ibadet etmişler ve tanrının ismini
isimlerinde kullanmışlardır (Haas 1994: 373).

7
1.3. Demir Çağı Öncesinde Ay Tanrısı’nın Dini ve Sosyal Hayattaki Yeri

1.3.1. Mezopotamya’da Ay Tanrısı

Sümerler: Ay Tanrısı Sin ismine sadece çivi yazılı tabletlerde yazılan mitolojik metinlerde
rastlamıyoruz. Mitolojik metinler haricinde edebi eserler içerisinde yer alan deneme metinlerinde de
Ay Tanrısı’nın ismi yer almaktadır. Mezopotamya’da her şehirde farklı bir tanrı ön plana çıkmış
gözükmektedir. Şehrin koruyucu tanrılarının yanı sıra ailede büyüklerden küçüklere geçen, aileye özgü
kişisel tanrılar da önemli yer tutmuştur (van Der Toorn 1996: 72). Bunun örneğini bir metinde oğlu ile
anlaşamayan bir babanın verdiği öğütlerde görmekteyiz. Baba öğütlerin ardından kişisel tanrısı olan
Ay Tanrısı Nanna ve eşi Ningal’in memnuniyetini kazanması için oğluna dua etmektedir (Kramer
2002b: 33). Bu metinler günlük, sosyal ve siyasi hayatta Ay Tanrısı’nın insanlar üzerindeki etkisini
göstermektedir.
Tanrı Nanna (Sin) sözleşme metinlerinde de anlaşmaların garantörü ve koruyucusu olarak
gösterilmektedir. Her kim anlaşmayı bozarsa Tanrı Sin’in laneti ile cezalandırılacağı belirtilmektedir.
Bunu Lagaş kralı Eannatum (M.Ö. 2450) dönemine ait bir sözleşme metninde görmekteyiz (Kramer
2002a: 405).
Ay Tanrısı suların yükselmesi, kamışların büyümesi ve sığır sürülerinin çoğalmasında etkili olduğu
için bereket tanrısı olarak da anlatılır. Ayın dolunay hali ise kadınsı yönünü temsil etmiştir ve
doğurganlığı ile bağlantı kurmaktadır. Zamanı ölçen, tanrıların kararnamelerinin yazıldığı tablet
görevini gören, tanrıların gözleri Sin’dir. Sürekli devam eden döngüsü ile devamlılığın ve yeniden
doğuşun- dönüşümün simgesidir (Green 1992: 23- 26; Ornan 2001: 3). Bu döngü ile aynı zamanda
kendini yeniden yaratan, kendi kendini dölleyendir. Assurbanipal kütüphanesinde kopyası bulunan bir
Sümer dönemi duada;
“Kendisinden yaratılan döl, şeklini almış, görünüşte hoş, coşkusu
frenlenmemiş,
Canlılarla kutsal mekânda yaşayan, her şeyi doğuran kurt…
Sen! Sözün göklerde rüzgâr gibi ilerlediğinde, yeryüzünün beslenmesini ve
içmesini zenginleştirir.
Sen! Sözün yeryüzüne yerleştiğinde bitki örtüsü yeşerir.

Sen! Sözün ağılları ve ahırları genişletir; yaşayan canlıları yaygınlaştırır.


Sen! Sözlerin doğruluk ve adaleti sağlar ve böylece insanlar doğruyu
konuşur” ifadeleri görülür. (Pritchard 1969: 385).
Mezopotamyalı yazıcılar tanrıların adlarını yazmaktansa onları numaralandırmışlardır. Tanrılar bazı
kayıtlarda isimleri yerine, tanrı işareti yanında numaraları ile temsil edilmişlerdir. Ay Tanrısı’na ait
temsil numarası ise otuzdur ve olasılıkla ay takvimine bağlı olarak bir ayda bulunan gün sayısına göre
belirlenmiştir (Hinnells 2007: 174).

8
Kral Gudea tarafından Lagaş kentinde yaptırılan Eninnu Tapınağı’nın yazıtında kiremitlerin
sağlamlığını belirtmek için kullanılan “Ay Tanrısı Nannar’ın ahırdaki boğası gibi” ifadesi boğa
figürünün Nannar’ın sembollerinden biri olduğunu ortaya koymaktadır. Aynı yazıtta yeni ay taca
benzetilmektedir (Barton 1929: 225, 231). Ay Tanrısı “Cennetin enerji dolu boğası”, “Parlayan boğa”,
“Lapis lazuli boğa”, “Vahşi boğanın efendisi” gibi isimler almış, sığır sürülerinin efendisi olarak
görülmüştür. Boğa olan simgesi zaman içerisinde sığır çobanı, sonrasında sandalcıya dönüşmüştür
(Jacobsen 1976: 124, 125). Erkekliğin simgesi olan boynuzları hilalle temsil edilmiş, bundan dolayı
tanrı için daha çok boğa kurban edilmiştir (Green 1992: 25, 26). III. Ur hanedanlığı dönemine ait
toprak koni üzerine yazılmış bir metinde, Tanrı Nannar “Anu’nun büyük buzağısı” olarak
tanımlanmıştır (Barton 1929: 273). Ay Tanrısı boğanın yanında aslan- ejderha ile de temsil edilmiştir
(Black, Green 1992: 135).
Bu dönemde önemli bir yeri olan Tanrı Nanna (Sin) için Ur kentinde Ekişnugal isimli bir tapınak
yaptırılmıştır. Tapınak 400x200 metrelik bir alanı kaplayan kutsal mekanlar, dükkanlar, rahip evleri ve
bahçelerden oluşan geniş bir alana sahipti. Tanrı Nanna’ya adanmış tapınak çift duvarla çevrelenmiş,
60x45 metre ölçülerinde, 20 metre yüksekliğinde olan zigguratın eteklerinde yer alıyordu. Ziggurat her
biri yüz basamakla çıkılan üç ayrı kata sahipti. Üst kısmı mavi mineli tuğladan inşa edilmiş kutsal bir
mekânı bulunuyordu. Bu tapınağın haricinde zigguratın yakınında Nanna ve karısı Ningal’e adanmış
bir başka tapınak ve yine aynı bölgede Ningal için inşa edilmiş bir tapınak daha yer almaktaydı
(Kramer 2002a: 183).

Ur-Nammu (M.Ö. 2112- 2095) döneminde de Ay Tanrısı için bir tapınak ve bir kanal yaptırılmıştır
(Gadd 1928:8, 9).
Sümer döneminde kralın aile fertlerinin tapınaklara rahibe olarak atanması sıklıkla görülüyordu.
Ekişnugal tapınağının tinsel başkanı “En” bir kadındı ve genelde hükümdarın kızı olmaktaydı (Kramer
2002a: 189). Ur-Nammu da (M.Ö. 2112- 2095) kızını Ay Tanrısı Nanna’nın tapınağına rahibe olarak
atamıştı (Frayne 1997b: 16). Akkad Hanedanlığı’nın yıkılmasıyla Lagaş kentinde yeni bir hanedanlığı
başlatan Ur-Bau, kızını Ur kentinin koruyucu tanrısı Nanna’nın rahibesi olarak görevlendirmiştir
(Kramer 2002a: 95). Sonraki dönemlerde Ekişnugal Tapınağı Naram-Sin’in oğlu Şarkalişarri (M.Ö.
2223- 2198) zamanında da önemini korumuştur. III. Ur Hanedanlığı Dönemi kralı Şulgi (M.Ö. 2094-
2047) için yazılan bir ilahide kral Tanrı Nanna ile anılmaktadır (Kramer 2002b: 343, 345). Şulgi’nin
oğlu Ur Kralı Amar-Sin (Bur-Sin) (M.Ö. 2046- 2038) Karzida şehrinde Nannar’a adanmış bir tapınak
yaptırmıştır. Tapınağa ait yazıtın lanetleme bölümünde Ay Tanrısı Nannar yılana benzetilmiştir.
Tapınağın anahtar girişinde yer alan yazıtta yine Nannar’a gönderme yapılmıştır (Barton 1929: 289,
293).
İsin kralı İşme-Dagan döneminde de (M.Ö. 1953- 1935) kralın kızı en rahibesi olarak Ur’daki Ay
Tanrısı Nanna Tapınağı’nda görevlendirilmiştir. Rahibe “En-ana-tuma” adını almıştır. Bu döneme ait
bir yazıtta bu konudan da bahsedilmiştir. En rahibesi olması dışında, bu rahibelere o dönemde Sargon
döneminde olduğu gibi “zirru” adının kullanıldığını öğreniyoruz. Aynı hükümdar dönemine ait, kalsit
taşından yapılan bir vazo üzerinde bulunan yazıt “Tanrı Enlil’in ilk doğan oğlu, onun efendisi Tanrı
Nanna için” sözleriyle başlar. Kendini öven sözlerin ardından, bu vazoyu Tanrı Nanna’ya adadığını
belirtir. Ayrıca bir başka mühür yazıtından En-ana-tuma’nın oğlu A-ab-ba’nın da Tanrı Nanna
Tapınağı’nda en rahibi olarak görevlendirildiğini anlıyoruz (Frayne 1990: 29,30, 43, 45).

9
Ay Tanrısı’nın koruyucu özelliğini III. Ur Hanedanlığı döneminde de görmekteyiz. Ur-Nammu
tarafından (M.Ö. 2112-2004) çıkarılan Ur-Nammu yasaları bir dikilitaş üzerine yazılmıştır. Yazıtın
giriş kısmında dünyanın yaratılmasından bahsedilmektedir ve Ur kentinin kaderi belirlenmektedir.
Ardından Sümer Gök Tanrısı An ve Hava Tanrısı Enlil tarafından Nanna’nın Ur şehrinin kralı ve
koruyucu tanrısı olarak atandığı yazılmıştır. Sonrasında ise Nanna kral Ur-Nammu’yu yeryüzündeki
temsilcisi olarak atamıştır. Olasılıkla dikilitaş üzerine yazılan bu bilgiler daha sonra kil tablet üzerine
kopyalanmıştır (Kramer 2002a: 117). Kral Ur-Nammu Ay Tanrısı Nannar’ın vekili olduğunu,
yenilediği tapınağın tuğlasına yazdırmıştır (Barton 1929: 271).
III. Ur Hanedanlığı kralı Amar-Sin (M.Ö. 2046-2038) döneminde dikilen bir heykeli korumak için,
silindir üzerine yazılan duada Nanna ve Ningal isimleri yer almaktadır (Hayes 1990: 196, 170).
Mugheir’de bulunan bir tuğla üzerinde Ur kralı Amar-Sin (Bur-Sin) “Bu heykele her kim zarar
verirse, cennette kadere hükmeden Nannar ve karısı Ningal onları cezalandırsın” şeklinde bir dua
yazdırmıştır (Barton 1929: 289). Buradan Ay Tanrısı’nın koruyucu olma özelliğinin yanı sıra, III. Ur
Hanedanlığı döneminde ölülerin kaderinde rol oynadığına inanıldığını da anlıyoruz. Öyle ki bu
dönemde, erken dönem hanedanlıklarında olduğu gibi, Güneş Tanrısı ile öteki dünyada bir nevi yargıç
rolü üstlenen Ay Tanrısı hüküm vermede etkilidir. Özel durumlarda tapınak tarafından atanan ve
davalara bakan özel yargıçların olduğunu görmekteyiz. Bu yargıçlara “Nanna evinin yargıcı” adı
verildiği belgelerden anlaşılmaktadır (Kramer 2002a: 120). Özellikle gökyüzünden kaybolduğu
dönemde, ayın yargılamak ve önemli kararlar vermek için yer altı dünyasına gittiğine inanılırdı
(Jacobsen 1976: 122, 123). Nitekim sonraki dönemlerde bulunan yazıtlarda Ay Tanrısı’nın yargılama
için kullanabileceği evler yaptıran kralların örneklerini de göreceğiz.
III. Ur Hanedanlığı’nın çöküşüne dair yazılan bir metinde ise şöyledir:

“(Sonsuza dek) üstünlüğü elinde tutacak bir krallık gören olmuş mudur?
Onun krallığının saltanatı gerçekten uzun sürdü ama artık bitkin düştü.
Ey benim Nanna'm uğraşma (boşuna), kentini terk et!” (Kuhrt 2010a: 94).
Ur kentinin çöküşünü, o kentin koruyucu tanrısı olan Tanrı Nannar’ın onaylaması
beklenmektedir.
İsin hanedanlığı dönemini (M.Ö. 2017-1794) incelediğimizde, Ur kralı Şu-ilusu (M.Ö. 1984- 1975)
babası İşbi-Erra’dan devraldığı Ur şehrinin inşasını devam ettirmiştir. Kazılarda bulunan, bu döneme
ait bir yazıt şöyledir:
“Anunnaki tanrılarının yüce gururlu tanrısı Nanna için,

Su-ilisu, güçlü adam, Ur’un kralı,

Tanrı Nanna’nın heykelini Anşan’dan Ur’a getirdiği zaman,


O’nun yargılama yeri olan Dublamah’ı inşa etti. O’nun için bir kapı yaptı…
canlı renkli ve onu kendi hayatına adadı.
Her kim ona karşı şeytani işler yapma emrini verirse, (ya da) onu depoya
getirir ya da bu lanet yüzünden başkasını buna teşvik ederse,

10
Tanrı Nanna, benim efendim (ve), Tanrıça Ningal, benim hanımım bu adamı
lanetlesinler” (Frayne 1990: 15, 16).
Böylece Ay Tanrısı Sin’in yargılayıcı ve kötülüklerden koruyucu olma özelliği burada da
görülmektedir. Ayrıca Ay Tanrısı Anunakilerin tanrısı olarak geçmektedir. Yine aynı dönemde Ay
Tanrısı Nanna için dikilen bir sancak üzerindeki bir başka yazıt;
“Cennetin ve yeryüzünün güvenileni, Enlil’in gerçek prens oğlu, yalnız
efendi, cennet ve yeryüzü kadar uzağa hükmeden, tanrılara hükmeden Tanrı
Nanna için, O’nun efendisi,
Şu-ilisu, ülkesinin tanrısı, güçlü kral, Ur’un kralı, Tanrılar An, Enlil ve
Nanna’nın sevgilisi…” cümleleriyle başlar (Frayne 1990: 16,17).

Şu-ilisu’dan sonra gelen İddin-Dagan zamanına (M.Ö. 1974-1954) ait, Ur’da bulunan iki ayrı kil
tablet:
“Tanrı Nanna, en başta Anunaki tanrılarının tanrılarından biri,

Ekur’un güvendiği, ki onun ülkesi cenneti ve yeryüzünü kucaklar (ve), ki


onları hiçbir rüzgâr sürükleyemez, bir efendi ki tek başına bir tanrı, ileriye
doğru parlayan, Tanrı Enlil’in ilk doğan oğlu,

Eski şehri tamir etmek için (ve) Ur’un yer planını bir hizaya koymak için
gerçek prens oğul (Nanna) Ekur’dan en iyi mesi getirdi” sözleriyle başlar.
Tablette ne olduğu belli olmayan nesneyi tanrıya adadığını dile getirdiği bölümün ardından, lanetleme
bölümü gelir. Lanetleme bölümünde de ilk sırayı alan Tanrı Nanna’nın ardından Ningal, Tanrı Utu ve
Tanrıça İnanna gelir (Barton 1929: 305; Frayne 1990: 23, 24).
İşme-Dagan’ın ardılı Lipit-iştar ise (M.Ö. 1934- 1924) Tanrı Enlil ve Tanrı Nanna’nın kararnamesiyle
Ur’u yeniden inşa ettiğini belirtir. Lipit-iştar’ın hizmetlisi Aa-duga kendisini, bir kil tabletten
anladığımız kadarıyla, “Ay Tanrısı Nanna’nın gudapsüm rahibi” olarak tanıtır (Frayne 1990: 56, 61).
Larsa Hanedanlığı’nın ilk hükümdarı Gungunum (M.Ö. 1932- 1906) İsin Hanedanlığı kontrolü
altındaki Ur’u ele geçirerek bölgeyi yönetmeye başlar. Bu süreçte İşme-Dagan’ın kızı En-ana-
tuma’nın Ay Tanrısı Nanna Tapınağı’ndaki görevine devam ettiğini, Ur’da bulunan konik bir yazıttan
anlıyoruz. Larsa Hanedanlığı döneminde de tapınaktaki Nanna rahibelerinin “en” ve “zirru” olarak
adlandırıldığını yazıtın detaylarından görüyoruz. Gungunum’un ardından tahta geçen Abi-sare (M.Ö.
1905- 1895) ise Nanna Tapınağı için gümüş bir heykel yaptırır. Tablet şu sözlerle başlar:
“Ekur’a yakışan, Tanrı An tarafından yetkilendirilmiş prens oğul, ellerine
tüm meslerin emanet edildiği, saf cennette parlayan tanrı, ihtişam içinde
oturduğu yüce evde, parlayan bir yer, kürsü kuran ülkenin gerçek yüce
otoritesi, Tanrı Nanna için;

Asil olan, bilgelikte yüce, (doğru) karara varan, sevgili, Ekur’un güveni,
Ninlil’den doğan Tanrı Nanna, benim sevgili efendim için;
Ben Abi-sare, Tanrı Sin’in özenli (çobanı, sevgilisi), güçlü (adam), Ur’un
kralı, Amurrulu yönetici”

11
Ardından heykelden bahseden tablet, heykeli koruyacaklar için dua ederken, heykele zarar verecek
olanlar için ise lanet okumaktadır. Bu bölümlerde de Ay Tanrısı’nın adı geçmektedir (Frayne 1990:
116, 121- 124).
Nur- Adad (M.Ö. 1865- 1850) dönemine, Ur’da bulunan koniler üzerinde yer alan yazıtlar kralın Ay
Tanrısı Nanna ve Tanrıça Ningal için yaptırdığı Ga-nun-mah adlı, içinde tereyağı ve peynir saklanan
bir yapıdan bahsetmektedirler. Aynı kral döneminde Tanrı Nanna için bir de fırın yaptırılır. Ekişnugal
Tapınağı’na da hediyeler sunan kral tanrıya ait “Suen” adını kullanır. Tanrıça Ningal için yaptırılan
tapınakta bulunan bir grup koni üzerinde yine Ay Tanrısı’na ait Aşimbabbar, Nanna ve Suen isimleri
birlikte kullanılmıştır. Nur-Adad’ın hizmetkarı Nanna-mansum kendisini Tanrı Nanna’nın ve Nur-
Adad’ın hizmetlisi olarak tanıtmaktadır (Frayne 1990: 139- 144,152).

Sin-İdinnam (M.Ö. 1849), Sili-Adad (M.Ö. 1835), Varad-Sin (M.Ö. 1835), Rim-Sin (M.Ö. 1822-
1763) zamanında da Ay Tanrısı Nannar önemini korumuştur.
Sin-İdinnam dönemine ait koni üzerinde bulunan yazıtta Güneş Tanrısı için Ebabbar Tapınağı’nın inşa
edildiği belirtilir. Yazıtın sonunda “Nanna ve Utu’nun kararnameleriyle, Anunaki tanrılarını hürmetle
selamlayan Sin-İdinnam, Ebbabar ve Ekişnugal Tapınakları’na en iyi sunuları yapan kişi olsun”
ifadesi yer alır. Yine aynı kral Tanrı Nanna için bir depo ve bir ev inşa ettirmiştir. Ay Tanrısı’nın
bakırdan bir heykelini de yaptırmış ve Ay Tanrısı Nanna Tapınağı’na koydurmuştur.
Sili-Adad (M.Ö. 1835) Tanrı Nanna adına Ur’un temenos duvarlarını tamir ettirdiğini bildirir.
Varad- Sin (M.Ö. 1835) de yazdırdığı pek çok yazıtta, sözlerine Ay Tanrısı Nannar ile başlamaktadır.
Tanrı Nannar’dan ve diğer tanrılardan aldığı yetkiyle yaptıklarından ve tanrıya sunduğu hediyelerden
bahsetmektedir. Ayrıca tanrıya ait Aşimbabbar ve Sin isimlerini de kullandığını görmekteyiz. Kral
Nanna tapınağına aldığı en rahibelerinden de bahseder (Barton 1929: 311, 313, 315, 319, 325, 327;
Frayne 1990: 169, 170, 172, 173, 200, 208- 231). Varad-Sin hükümdarlığının sekizinci yılında
Nanna’nın Tapınağı’na büyük bir bahçe yaptırır. Nanna Tapınağı’nın yenilenmesi için tanrının
kendisine gözüktüğünü ve alametlerini ilettiğini söylemektedir. Bu sebeple tanrı için “Etemeniguru”
denilen keyif evini inşa ettiğini belirtir. Aynı zamanda Tanrı Nanna için bir duvar inşa ettirir. Bu
duvarın adının “Nanna-suhuş-mada-gengen” olduğunu ve “Tanrı Nanna arazinin temelini atar”
anlamına geldiğini belirtilir. Aynı konu bir başka yazıtta da işlenmiştir. Tanrı Nannar kral için oldukça
önemli bir yere sahiptir ve yazdırdığı yazıtların çoğunluğunda, farklı isimleri kullanılmakla beraber
Ay Tanrısı’nın adı geçmektedir. Varad-Sin döneminin çalışanları da Ay Tanrısı kültünden etkilenmiş
olmalıdırlar. Kralın hizmetkarı Ur-Nanna da kendisini Nanna’nın gudapsum rahibi ve arşivcisi olarak
tanımlamaktadır (Frayne 1990: 231- 234, 238 vd.).
Demir Çağı öncesinde tapınakların yapılması tanrıların bu anlamda krallara verdikleri emirler aracılığı
ile de olurdu. Bu tür emirlerin rüyalar aracılığı ile tanrılar tarafından verildiğine inanılırdı. Larsa kralı
Varad-Sin (M.Ö. 1834-1823) örneğinde bunu görmekteyiz (Barton 1929: 319, 321). Bundan yaklaşık
1300 yıl sonra yine aynı coğrafyada, Ay Tanrısı’nın koruyucu özelliğinin Demir Çağı’na
yansımalarında olduğu gibi, Kral Nabonidus’un (M.Ö. 555-539) annesi Adad Guppi’nin rüyasında
Tanrı Sin için yeniden bir tapınak yapılması gerektiğini gördüğünü belirtir (Demirci 2013: 87).
Kral Rim- Sin (M.Ö. 1822-1763) de Ay Tanrısı Nanna’nın alametlerinden yararlandığını belirtir. Yine
Nanna için Ur şehrinde bir ambar yaptırmıştır. Eşutumkunanna isimli bu ambarın yapımına dair Ur’da
bulunan bir yazıt şu ifadelerle başlar:

12
“Büyük Efendi, başı(nı) bir enerji ile kaldıran, cennette ve yeryüzünde ileri
doğru parlayan, geniş görkemini yenilemeye devam eden, hayranlık
uyandıran ışıltıya sahip olan, tüm insanlar için ışık veren, güçlü prens,
mesleri övülmeye değer, sahip olduğu her şeyi parlatan, büyük dağın
yakışıklı çocuğu, Tanrı Enlil, Ekur’un sevgili prensi, efendisi Tanrı Nanna
için…” (Frayne 1990: 285- 287).
Aynı dönemde en rahibesi En-ane-du tarafından Ay Tanrısı Nanna için Ur’da bazı inşa faaliyetleri
yürütülmüştür (Frayne 1990: 300). Rim-Sin dönemine ait sepet üzerindeki yazıt ise dikkat
çekmektedir. Sepetin yüzünde yer alan yazıtta Nanna Ay Tanrıçası olarak geçmektedir. Yazıtta
“Cennet gibi güzellik içinde gelen, zarafeti haddinden fazla, Anu’nun yaşayan akıllı çocuğu
Nanna’ya…” ifadeleri yer alır. Paragrafın ilerleyen bölümlerinde de Nanna’yı ifade eden dişi kişi
zamiri kullanılır (Barton 1929: 331).
III. binyılın sonlarında yaşayan Kral Gudea tarafından Tanrı Ningirsu için yaptırılan Lagaş Eninnu
Tapınağı’nın tamamlanmasından sonraki süreçte Ay Tanrısı’nın burada doğarak yükseldiğine
inanılırdı. Gudea’nın onun için tapınağı somaki taşı ve lapis lazuli ile donatarak tanrıya saygısını
gösterdiği belirtilir (Barton 1929: 239).

Akkad: Akkad döneminde (M.Ö. 2340-2159) ayın safhaları çeşitli kehanetlerde bulunmak için
kullanılmaktaydı. Ayın tutulma zamanları kehanetlerde bulunmak açısından önemliydi ve kehanet
ritüelleri sırasında flüt, arp ve kutsal davul çalınıyordu. Bu şekilde ayın ortadan kaybolması
önlenmeye çalışılıyordu (Demirci 2013: 78). Bu dönemde Uruk kentinde, Tanrı An ve Tanrı Anu ile
göğün yedi yıldızına her gün kurbanlar sunulmaktaydı. Belli günlerde daha büyük kurban törenleri
yapılmaktaydı. Kurban sunulan tanrıların içinde Ay Tanrısı Nanna da bulunmaktaydı (Pritchard 1969:
344).
Akad Krallığı’nı kuran Sargon döneminde de (M.Ö. 2340-2284) daha önceden vurguladığımız gibi,
Ay Tanrısı’na ait tapınaklarda “zirru” denilen rahibeler bulunmaktaydı. Sargon kızı Enheduanna’yı
Nanna rahibesi olarak atamıştı (Frayne 1993: 35, 36). Enheduanna kendisini Nanna’nın rahibesi ve eşi
olarak tanımlamaktadır (Gadd 1928: 5: 23). “Cennete uygun rahibe” anlamına gelen ismiyle
Enheduanna, Nanna Tapınağı’nın rahibesi olarak pek çok ilahi ve edebi eser yazmış ve sosyal hayatta
önemli bir yere sahip olmuştur.
Nanna’dan alınan yönetim yetkisini Sargon’dan sonra gelen krallar da politik olarak kullanmışlardır.
Böylece Ur kentinin yönetiminde hak iddia edebilmişlerdir. Bu yetkiyi özellikle de Naram-Sin (M.Ö.
2260- 2223), farklı şehirlerin yönetiminde politik bir araç olarak kullanmayı tercih etmiştir (Mieroop
2007: 66). Bu sebeple olmalıdır ki Ay Tanrısı Sin Tapınağı’nı yenilemiştir. Ay Tanrısı Sin’i
“Tanrıların Kralı” olarak adlandırmaktadır (Pognon 1907: 6- 9; Lewy 1945-1946: 405, 407).

Gutiler M.Ö. II. binyılda Ugarit ve III. Ur hanedanlığı ile yoğun ilişkiler içerisinde olmuşlardır.
Gutiler için önemli tanrılardan birinin Ay Tanrısı Sin olduğu düşünülür. Sümer kral listesinde yer alan
Guti kralı La'arab’a ait bir topuz başında Guti tanrısının adı geçmektedir. Yazıtın lanetleme
bölümünde “Her kim bu yazıyı siler ve kendi adını yazarsa Guti Tanrısı, Aştar ve Sin onun binalarını
yıksın ve soyunu yok etsin. Seferleri başarısız olsun” ifadesi bulunmaktadır (Frayne 1993: 229).
Filistin bölgesinde bulunan mühürler bu bölgede Ay Tanrısı’na atfedilen özellikler hakkında ip uçları
vermektedir. Alalah’ta bir çubuk üzerinde hilal üzerine dolunay olarak betimlenmiş, M.Ö. 18.- 17.

13
yüzyıllara tarihlendirilen bir silindir mühür bulunmuştur. Dolunayın iki tarafında boncuklarla
süslenmiş etek giyen iki insan figürü görülür. Diskin iki yanında bulunan bu figürler ile Ay Tanrısı’nın
adaletin bekçisi olduğu düşünülmektedir (Fig. 2). Bir başka mühür üzerinde ise ayın hilal ve dolunay
hali iki çıplak tanrıça arasında betimlenmiştir. Kutsal düğünü simgeleyen bu betimlemenin ise Ay
Tanrısı’nın bereket, doğum ve hilal ay ile dolunayın birleşimindeki özel anlam ile ilişkilendirilmiştir.
Mühür M.Ö. 1850- 1720 arasına tarihlendirilir (Theuer 2000: 339) (Fig. 3).
Assur: Assur döneminde de (M.Ö. 2000-1800) Ay Tanrısı’nın önemli bir yeri vardır ve tanrı hilal ile
betimlenmiştir. Yeni kralı baş tanrı Assur’a sunan tanrı da Ay Tanrısı Sin’dir. Aynı zamanda Eski
Assur döneminde tanrı ile bağını güçlendirme amacıyla kral isimlerinde “Sin” ismi kullanılmıştır
(Lewy 1971: 768).

Assur’da Ay Tanrısı Yeraltı Tanrısı Nergal’in kardeşidir. Nergal’in gezegeni Kislev (Kasım- Aralık)
ayını temsil eden Satürn idi. Sin’in ayı ise Siwan (Mayıs- Haziran) ayı idi (Grayson 1976: 69, 96). Bu
durumda Sin yaz dönümünü, Nergal ise kış dönümünü temsil etmekteydi. Her tanrı için yapılan Akitu
festivalleri Sin için Siwan ayının 17. gününde yapılmaktaydı (Grayson 1987: 200; Green 1992: 30).
Assur’ da bulunan tabletler üzerinde Assur kralı Şamşi-Adad (M.Ö. 1813- 1781) Assur Tapınağı inşası
hakkında bilgi verirken, tapınağın korunmasına ilişkin düşmanlarını lanetler. Diğer tanrıların lanetini
okuduktan sonra “Tanrı Sin, başımın tanrısı, ona karşı sonsuza dek kötü bir iblis olsun” demektedir
(Grayson 1976: 21).
I. Asur-nirari (M.Ö. 1534- 1509?) döneminde Ay Tanrısı Sin ve Güneş Tanrısı Şamaş adına bir
tapınak yaptırılmıştır.
Orta Assur dönemi kralı I. Adad-nirari (M.Ö.1307- 1275) kendisine isyan ederek Hititlere yardım eden
Hanigalbat topraklarının yöneticisi Uasashatta’nın en önemli şehri Taidu’yu ele geçirir. Bu başarısını
sağlayan tanrılar arasında Ay Tanrısı Sin’in de olduğuna inanmaktadır (Grayson 1976: 34, 60).
I. Adad-nirari dönemine ait yazıtlarda Ay Tanrısı ismi yerine tanrı işareti (dingir) ve 30 rakamı ile
belirtilmiştir. Bu kullanım Assur’un sonraki dönemlerinde de devam etmiştir.
I. Tiglat-pileser (M.Ö. 1114-1076), II. Assur-dan (M.Ö. 934- 912), II. Assurnasirpal (M.Ö. 883- 859)
dönemi yazıtlarında da Ay Tanrısı Sin ismi yerine “d30” işaretini görmekteyiz (Grayson 1991: 12,
132, 196).

I. Tukulti-Ninurta (M.Ö. 1244-1208) krallığı döneminde Sin- Şamaş Tapınağı’nı yeniden yaptırmıştır.
Tapınağın yazıtına “Benden sonraki prensler tapınağı tamir ettirirse ve adımı anarsa Tanrı Sin ve
Şamaş onun dualarını kabul edecek. Her kim yazıtlarımı ve üzerindeki ismimi kaldırırsa Tanrı Sin ve
Şamaş onun egemenliğini ortadan kaldırsın, ismini ve tohumlarını yok etsin” şeklinde bir dua metni
yazdırmıştır (Grayson 1976: 116).
I. Tiglat-pileser (M.Ö. 1114- 1076) döneminden, Kal’at Şerkat’tan kalan bir silindir üzerindeki yazıtta
Sin adı diğer tanrılarla birlikte Assur ve Bel’den sonra gelmektedir (Budge, King 1902: 29).
Yazıtlar ve çeşitli kayıtlardan öğrendiğimiz kadarıyla Akkad ve Sümerler’in ardından Assur
döneminde de Ay Tanrısı Sin gerek kralların hayatında gerek toplum hayatında ve ritüellerde
belirleyici bir konuma sahip olmuştur.

14
Babil: Babil döneminde daha önce Sümerler döneminde görüldüğü gibi, kralların kızları Ay Tanrısı
Sin’e ya da Tanrıça İştar’a adanmış tapınaklara yüksek rahibe olarak atanmışlardır. Krallar tarafından
takılan nişanlar ve özel kıyafetler giyen bu rahibeler, tapınakta yaşıyor ve genellikle bekar oluyorlardı
(Lerner 1986: 239).

Babil’de ayın ortadan kaybolması uğursuz olarak kabul edilmiştir. Yeraltındaki cinlerin Ay Tanrısı
Sin’e saldırdığı ve Tanrı Marduk tarafından kurtarıldığına inanılmıştır. Bu dönemde şeytani güçlerin
dünyaya inmesiyle Ay Tanrısı’nın karanlığa karşı savaştığına inanılmıştır. Bu günlerde özellikle bazı
ritüeller düzenlenirdi. Bu bir nevi Ay Tanrısı’nın barındırdığı iki yönlü yapısını göstermekteydi.
Karanlıkla aydınlığın, iyilikle kötülüğün mücadelesini temsil etmekteydi (Green 1992: 31, 32).
Ay Tanrısı Babil kralı Hammurabi (M.Ö. 1792) ailesinde de önemli bir yere sahip olmuştur.
Hammurabi’nin dedesi Apil-Sin dönemine ait bir mühür örneği ünlü kraldan önce de tanrının ailede
önemsendiğini gösterir (Fig. 4). Ünlü Hammurabi yazıtının giriş bölümünde de kral diğer tanrıları
yüceltirken Ay Tanrısı Sin’i de ön plana çıkarır (Kohler, Peiser 1904: 5). Aynı zamanda bir yazıtta
kendisini “Ay Tanrısı Nanna’nın rahibi ve arşiv görevlisi” olarak tanımlar (Frayne 1997a: 362).
Hammurabi’den sonra oğlu Şamsu-iluna dönemine ait Ay Tanrısı’nın işlendiği mühürleri görmek
mümkündür (Fig. 5- 6).

Amoritli Yarim-Lim’in oğlu Hammurabi de (?- M.Ö. 1595) Tanrı Sin’e bağlıdır ve bu bağlılığı
babasından sonra da devam ettirmiştir (van Der Toorn 1996: 76, 77).
Mari, M.Ö. II. binyılın başlarında, III. Ur hanedanlığının düşüşüne bağlı olarak bağımsızlığını ilan
etmiş ve bir yüzyıl daha varlığını devam ettirmiştir. Bu dönemde Akadça Shakkanakku (generaller) ön
plana çıkmıştır. Mari’de bulunan saray duvarında, Shakkanakkular dönemine tarihlenen, tahtında
oturan Ay Tanrısı’na eşlik eden bir boğa resmi bulunmuştur. Yamash-addu dönemine (M.Ö. 1795-
1776) tarihlenen bir duvar resminde ise iki kurbanlık boğa, alınlarında hilal ile betimlenmişlerdir.
Boğa ve hilalin birlikte betimlenmeleri Eski Babil dönemiyle birlikte görülmektedir (Fig. 7). Bu
dönemki mühürler üzerinde boğa ve hilal betimlemeleri birlikte yer alır. Babil döneminin bitişiyle
(M.Ö. 1595) boğa ve ay betimlemeleri azalmaya başlamıştır. M.Ö. II. binyıldan itibaren boğa Fırtına
Tanrısı’nın simgesi olmuştur. Sümer panteonunun Mezopotamya’da devam eden Ay Tanrısı’na ait
boğa ile betimlenmesi, Eski Babil döneminde birbirine çapraz şekilde yerleştirilen iki boğa
betimlemesi geleneğinin öncüsü olmuştur (Ornan 2001: 7, 8, 14, 15) (Fig. 8)
Orta Babil döneminde ise Ay Tanrısı Sin sınır taşlarının koruyucu tanrıları arasındadır ve her kim bu
taşlara zarar verecek olursa o kişinin vücudunu cüzzamla kaplaması için beddua edilmektedir. Ay
Tanrısı Sin bu döneme ait pek çok kabartma üzerinde Güneş Tanrısı yerine Tanrıça İştar ile
görülmektedir (Fig. 9- 10). M.Ö. yaklaşık 870 yılında Babil tahtında oturan kral Nabuapaliddin
dönemine ait olduğu sanılan bir stel kabartmasında da bunun bir örneği görülebilmektedir (Keel 1997:
97: 125, 98: 126, 172- 174: 239) (Fig. 11).

1.3.2. Demir Çağı Öncesinde Anadolu’da Ay Tanrısı

Hatti: Hatti dini, dili ve geleneklerine dair ip uçlarını çoğunlukla Hitit dönemi yazıtları, kabartmalar
üzerinde yer alan Hattice isimler ve Hatti tanrıları olduğu düşünülen tanrı isimlerinden anlamaktayız
(Alparslan 2009: 119, 122, 126). Hattiler’in Ay Tanrısı Hititler tarafından da kabul edilen, cennetten

15
düştüğüne inanılan Kaşku’dur. Ancak Hitit panteonuna da giren Hatti tanrıları hakkında yeterli bilgi
bulunmadığı için Hatti’de Ay Tanrısı inancına ilişkin bilgi de ismi ve “gökten düşen Ay Tanrısı”
hikâyesi ile sınırlı kalmaktadır (Pritchard 1969: 120).
Hurriler: M.Ö. III. bin yıldan itibaren Mezopotamya ve Yukarı Dicle bölgesinde tarih sahnesine
çıkan ve Asya kökenli olduğu kabul edilen Hurri kültürüne dair çok fazla bilgi bulunmamaktadır.
Ancak Hurriler’in farklı yaşam bölgelerinden çıkan çivi yazılı tabletler Hurri panteonuna ve diline dair
fikir vermektedir.
Hurriler’in yaşadıkları topraklardaki kültürleri gerek dini anlamda gerek dil anlamında etkilediklerini
görülmektedir. Ay Tanrısı Hurri panteonunda “Kuşuh” olarak adlandırılmaktadır. Kutsal sayısı 30’dur
(Lurker 2004: 106). Bir diğer ismi “Umbu”dur (Haas 1994: 374). Hurri panteonunda ilk sırada Teşup,
onu izleyen dağ tanrıları Hurri ve Serri boğaları ve Teşup’un erkek kardeşi Tasmisu gelir. Başta yer
alan tanrıları Kumarbi, Ea, Ay Tanrısı Kuşuh, Şimegi, Aştabi, ve Nubadig izler (Alpman 1979-1980:
118). Ugarit’te ortaya çıkarılan, M.Ö. 13. yüzyıla ait saray arşivleri, kütüphane ve tapınaklarda
Ugaritçe ve Hurrice yazılmış tabletler bulunmuştur. Saray panteonunu listeleyen bir tablette Hurri
tanrıları da yer almaktadır. Bu tanrılar arasında Ay Tanrısı Kuşuh da 23 önemli tanrı arasında yedinci
sırada yerini almaktadır (Dietrich, Mayer 1999: 71).

Hurri mitlerini incelediğimizde ağırlıklı olarak “Tanrı Kumarbi” görülür. Tanrı Kumarbi Tanrı
Anu’nun karnına yerleştirdiği Teşup’un babasıdır. Aynı zamanda kardeşidir. Kumarbi’nin diğer oğlu
ise Gümüş olarak adlandırılmaktadır. Gümüş tanrıların tanrısı olduğunda Ay Tanrısı ve Güneş
Tanrısı’nı göksel evrenden kovar. Bunun üzerine Ay Tanrısı ve Güneş Tanrısı Gümüş önünde eğilerek
yalvarırlar. “Gümüş’ün Şarkısı” olarak geçen metinde kırık olan parçanın okunabilen kısmından
Gümüş’ün onları affettiği anlaşılmaktadır. Göksel Tanrı Teşup’la Yeraltı Tanrısı Kumarbi mücadele
içerisinde olan iki kardeştir. Bu sebeple Tanrı Teşup’un göksel dünyasında yer alan Ay Tanrısı ve
Güneş Tanrısı diğer göksel tanrılarla birlikte Hedammu Şarkısı’nda “karanlık dünyanın tanrıları”
olarak tanımlanmaktadır. Kumarbi huzuruna çağırdığı Deniz Tanrısı’nın bu karanlık tanrılara
gözükmeden yol almasını tembihlemektedir. Yine Ullikummi Şarkısı’nda Teşup’u yenmek için
meydana getirilen devasa çocuk Ullikummi’nin büyüyene kadar yer altına indirilmesine karar verilir.
Kumarbi bu sırada Ay Tanrısı ve Güneş Tanrısı’nın çocuğu görmemesi gerektiğini söylemektedir
(Hoffner 1991: 40, 50, 53, 58). Göksel tanrılar arasında yer almasına rağmen Ay Tanrısı, Kumarbi
tarafından Teşup’un yanında olmasından ötürü karanlık evrenin tanrısı, düşman olarak tanımlanır.
Hititler: M.Ö. II. bin yıldan itibaren Batı Anadolu, Suriye, Kilikya coğrafyasında hakimiyet kuran
Hititler, bünyesinde bulunan ve egemenliği altına aldıkları kültürlerin tanrılarını sahiplenen bir politika
yürütmüşlerdir. Bu sebeple “Bin Tanrılı Ülke” olarak adlandırılan Hitit coğrafyasında Hatti ve Hurri
tanrıları önemli bir yer tutmuştur (de Martino 2013: 411). Bu dönemde “Arma” olarak adlandırılan Ay
Tanrısı lanetlerin kaldırılması için yapılan törenlerde etkili olmuştur (Pritchard 1969: 355). Appu ve
iki oğlunun hikâyesinin anlatıldığı bir Hitit mitine göre Ay Tanrısı Kuzina şehrinde hüküm
sürmektedir (Hoffner 1991: 84).

Hititlerde Ay Tanrısı “yeminlerin tanrısı” olarak da öneme sahip olmuştur ve ismi “antlaşmalara
tanıklık eden tanrı” olarak geçmektedir. Bunun örnekleri Murşili ile Duppi-Teşup, Şuppiluliuma ile
Kurtiwaza arasında yapılan antlaşma metinlerinde görülmektedir (Pritchard 1969: 205, 206). I.
Suppiluliuma'nın Mitanni Kralı Tusratta'yı yendikten sonra Sattiwaza ile yaptığı antlaşmada da aynı

16
durum söz konusudur. Diğer kültürlere ait tanrıları sahiplenmenin bir sonucu olarak, Hitit antlaşma
metinlerinde tanrıların isimleri belirtilirken Ay Tanrısı üç farklı adla geçer: yeminlerin tanrısı Ay
Tanrısı, Ay Tanrısı Kuşuh ve Harran’ın Ay Tanrısı olarak anılır (Alp 2000: 95). Haas Ay Tanrısı Sin
kültürünün Tarhuntassa’ya Harran’dan taşındığını belirtir. Hititlerde Ay Tanrısı kültürel hayata da etki
etmiştir. Bu dönemde gerçekleştirilen gök gürüldemesi bayramı dahilinde “EZEN.ITU” denilen ve Ay
Tanrısı adına düzenlenen törenler gerçekleştirmişlerdir. Bu ritüelin Hitit kültüründe yer alan gökten
düşen Ay Tanrısı hikâyesi ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir (Haas 1994:374,377; Haas, Prechel
1995: 370; Gavaz 2011: 148, 149, 150). Boğazköy’de bulunan ve bir ritüel metni olan çivi yazılı bir
başka tablette Ay Tanrısı Tanrıça İşhara (İştar) ile anılır. Ay Tanrısı ve Tanrıça İştar bu metinde
“cennetin ve yerin Memesartisi, ilahi yemin, lanet ve ölüm tanrıları” olarak anılmaktadır. Metinde
tanrılara sunumlar yapıldığı da anlaşılmaktadır (Otten 1961: 133- 135). Ayın bir diğer özelliği de
kehanetlerde bulunurken büyüklüğü, rengi ve boynuzlarına verilen farklı anlamların olmasıdır
(Hoffner 1997: 161- 169). Aynı zamanda Ay tutulmasının kralın ölümüne yorulduğu metinlerden
anlaşılmaktadır. Hititçede doğum ve doğurganlık anlamına gelen “armawant- armauwant”
kelimelerinin Tanrı Arma isminin köküyle benzerliği dikkat çekmektedir (Haas, Prechel 1995: 370,
371).

Hitit Tanrılar panteonunun sergilendiği Çorum- Yazılıkaya kaya anıtı üzerinde, erkek tanrıların yer
aldığı sıra dizisinde 35. sırada Ay Tanrısı görülmektedir (Fig. 12). Neyin üzerinde durduğu belli
olmayan tanrının, Boğazköy’de çıkan başka mühür örneklerinde bir aslan/ panter üzerinde ya da
herhangi bir hayvan olmadan da betimlenmiş olduğu görülür. Burada da bir aslan üzerinde ya da
herhangi bir hayvan olmadan betimlenmiş olabileceği düşünülür (Bittel et al. 1941: 69).

17
2. DEMİR ÇAĞI’NDA AY TANRISI

Bu bölümde Ay Tanrısı’nı Arami Dönemi (M.Ö. 9. yy- 7. yy), Harran ve Yeni Assur Dönemi (M.Ö.
934-610), Yeni Babil Dönemi (M.Ö 7. yy), Geç Hitit (M.Ö. 1200), Frig Dönemi (M.Ö. 12. yy- 6 yy.)
ve Urartu Dönemi (M.Ö. 9. yy- 7. yy) (Köroğlu 2020: 1) başlıkları altında ele alacağız. Ay Tanrısı’nın
Anadolu, Kuzey Suriye ve Mezopotamya’daki yerini belirlemeye çalışacağız. Yeni Assur dönemi
kabartmaları ve yazıtlarının tarihlendirilmeleri mümkün olduğundan bu bölümünü kronolojik olarak
sunacağız. Geç Hitit döneminde ise kabartma ve yazıtlara ilişkin pek çok tarihlendirme sorunu olduğu
için bu süreci Ay Tanrısı kültünün coğrafi yayılımı yönünde, güneyden kuzeye doğru ele alacağız.
Aramiler’e ait kabartmalar ve yazıtları incelediğimizde Ay Tanrısı kültünün özellikle M.Ö. 8.
yüzyıldan sonra Kuzey Suriye, Levant bölgeleri ve Assur’a bağlı vassal Geç Hitit krallıklarının
bulunduğu bölgelerde yaygın olarak kabul gördüğü anlaşılır. Bu bölgelerde Ay Tanrısı inancının
yayılmasında Aramiler’in büyük katkısı olduğunu görüyoruz. Yeni Assur döneminde Ay Tanrısı
kültünün önemli olmasında da Aramiler’in etkisi olmuştur.

Demir Çağı’nda Yeni Assur Krallığı’nın egemenlik alanında sayıları toplamda 43’ü bulan (Bakınız
Tablo 1) kaya kabartması, ortostat ve stel üzerinde Ay Tanrısı betimlemeleri bulunmaktadır.
Bunlardan 18’i Anadolu’dadır (Bakınız Tablo 2). Stellerin bazıları doğrudan Ay Tanrısı’na adanmıştır.
Bir bölümünde ise Tanrı hilal formunda kralın saygısını sunduğu tanrılarla birlikte betimlenmiştir.
Kaya yazıtları ve steller üzerindeki yazıtlarda da Ay Tanrısı’nın ismi geçmektedir. Yeni Assur’da Ay
Tanrısı’nın etkinliği Harran’dan Anadolu’nun içlerine ve Kuzey Suriye’ye, Filistin’den İran’ın
güneyine kadar yayılmıştır.
Yeni Babil döneminde ise Ay Tanrısı özellikle kral Nabonidus zamanında (M.Ö. 559- 539) ön plana
çıkmıştır. Ay Tanrısı inancı oldukça kuvvetli olan bir anne tarafından yetiştirilen Nabonidus da Ay
Tanrısı için pek çok faaliyet yerine getirmiştir. Nabonidus dönemi stel yazıtlarından ve diğer
yazıtlardan bu faaliyetleri görmek mümkündür. Mezopotamya’da Ay Tanrısı’nın konumu
Nabonius’un Kuzey Suriye’den Harran’a Ay Tanrısı’nın etkisini gerek diğer yerel halk gerekse
Aramiler üzerinde kullanma fırsatı vermiştir (Theuer 2000: 329).
Geç Hitit Dönemi krallıklarında ise Ay Tanrısı’na ilişkin eserlerin bulunduğu bölge Anadolu’da ve
Kuzey Suriye’de yoğunlaşmaktadır. Bu dönemde Ay Tanrısı’na ait kabartma ve yazıtların bulunduğu
stel, kaya kabartması ve ortostat sayısı 25 adettir. Bu steller ve ortostatlardan 2 tanesi hem bir
kabartma hem de yazıta sahiptir. Tez içeriğinde bunlar ayrı ayrı değerlendirilmiştir (Bakınız Tablo 3).
Fırat Bölgesi’nde Karkamış Krallığı ve ona tabi olan Cekke; Malatya’da Melid Krallığı; Karkamış’a
20 km uzaklıkta bulunan Til- Barsip/ Tell Ahmar Krallığı; Gaziantep Zincirli’de Arami Sam’al; Orta
ve Güneydoğu Anadolu’da Tabal Krallığı’na tabi Sultanhanı, Kululu, Kayseri, Hacıbektaş- Gülşehir
yolunda bulunan Karaburna, Tarsus’ta Bulgarmaden; Gurgum Krallığı sınırlarındaki Maraş; Hatay
sınırlarında Unqi Krallığı’na bağlı Tuleil; ve Adana Karatepe’de Ay Tanrısı’na ait kabartmalar ya da
Ay Tanrısı’nın adının geçtiği yazıtlar bulunmuştur. Kuzey Suriye’de ise Geç Hitit dönemi Ay
Tanrısı’na ilişkin kabartma ve yazıtlar Tell Ahmar ve Halep’de yer almaktadır. Geç Hitit’e ilişkin Ay

18
Tanrısı kabartmalarını barındıran, Ay Tanrısı’na adanan ya da Ay Tanrısı’nın isminin yer aldığı eserler
kabartmalar ve yazıtlar başlıkları altında irdelenecektir.
Hakkında daha çok klasik döneme ilişkin yazılı belgeye sahip olduğumuz Frigler’e ilişkin ise Orta
Demir Çağı’na ait anıtlar Frigler’in merkezi olan Ankara yakınındaki Polatlı ve Eskişehir, Afyon,
Kütahya üçgeninde bulunmuştur. Ancak Ay Tanrısı’na dair yazıt bulunmamaktadır.
Türkiye’nin doğusundaki Van şehri ve çevresinde hüküm süren Urartu’da ise Ay Tanrısı’nın yerini
Frigler’de olduğu gibi, belirlemek oldukça güçtür. Ay Tanrısı’na ilişkin bilgi veren tek kaynak Meher
Kapı Kaya Anıtı üzerinde bulunan yazıttır. Hangi tanrıya ne kadar kurban sunulacağı yazılan yazıtta,
Ay Tanrısı ideogramı ve yanında kendisine kaç kurban sunulacağı bilgisi yer alır. Bunun haricinde
Urartu döneminde Ay Tanrısı’na ilişkin bir yazıt bulunmamaktadır. Ancak birkaç etnografik eserde ve
mühürler üzerinde Ay Tanrısı olduğu düşünülen kabartma ve bezemeler bulunmuştur.

19
2.1. Aramiler’de Ay Tanrısı

M.Ö. 1200’lerde deniz kavimlerinin göçleri, kuraklık gibi çeşitli sebeplerle meydana gelen olaylar,
Anadolu ve Kuzey Suriye’de pek çok sosyal, ekonomik, siyasi sonuçlar doğuran değişimler
yaşanmasına sebep olmuştur. Aramiler hakkında üzerlerine yapılan seferlerden bahseden yıllıklar
dışında fazla bilgi bulunmamaktadır (Kuhrt 2010a: 470 vd.; Kuhrt 2010b: 17, 18). Ancak M.Ö. 13.
yüzyıla tarihlenen, Dūr-Kurigalzu’da bulunan ve Babil kralına yazılan bir mektup Arami aşiretlerinden
Hirana’nın Aramiler’in en azından M.Ö. 13. yüzyılda var olduklarını ortaya koyar (Bloch 2018: 301).
M.Ö. 11. yüzyıl ve sonrasında Aramiler Assur yazılı kaynaklarından öğrenilmektedir. M.Ö. 10.
yüzyıldan itibaren Suriye ve Yukarı Mezopotamya’da küçük devletler kurduklarını ve bölgede giderek
etkili oldukları anlaşılmaktadır. Suriye’de Hamat, bir kısmı günümüz Türkiye Gaziantep sınırları
içinde olan Karkamış yakınında Bit- Adini diğer adıyla Tell Ahmar, Gaziantep Zincirli’de Sam’al,
Türkiye- Kuzey Suriye sınırında Bit- Bahiani (Tell Halaf), Diyarbakır’da Bit- Zamani, Nusaybin’de
Nasibina adında Arami krallıkları kurulur. M.Ö. 10. yüzyıldan sonra Aramiler’in, Assur’un yayılma ve
kontrol politikası çerçevesinde, toplumun içinde yer aldığı, önemli görevlere geldikleri görülür. Arami
dili de M.Ö. 7. yüzyıla kadar Yakındoğu’da oldukça etkili olmuştur (Kuhrt 2010b: 14- 16, 19, 20- 22).
Bu dönemde Ay Tanrısı’nın Aramiler’deki yerini, bulunan pek çok mühür ve stel üzerinde yer alan Ay
Tanrısı Sin sembollerinden ve yazıtlarda geçen Ay Tanrısı isminden öğreniyoruz (Fredericq 1976: 62)
(Fig. 13-14). Buna Ördekburnu’nda bulunan bir mezar stelinde yer alan yazıt ve hilal betimlemesi,
M.Ö. 9. yüzyıla tarihlenen Kilammuwa Ortostatı üzerindeki hilal formunda Ay Tanrısı sembolü (Fig.
15), Hazor’da bulunan kübik bir kutu üzerinde yer alan betimlemeler, Gezer ve Tell Keşan’da bulunan
mühür örnekleri verilebilir. Hilal biçimli bot üzerinde Ay Tanrısı figürü de M.Ö. 7. yüzyıl
örneklerinde görülür (Theuer 2000: 313, 314, 345, 346, 377, 378, 379). Adıyaman Samsat’ta bulunan
bir mühür üzerinde ise Ay Tanrısı figürü bir elinde hilal bezemeli bir asa, diğer elinde “Ω” sembolü ile
görülmektedir. Orta Assur stili gösteren mühür Arami bölgesinde değerlendirilmiştir. Böylelikle
Aramiler’in Ay Tanrısı ile bağlantısı kurulabilmiştir. Aynı zamanda omega sembolü erken dönemlerde
doğum tanrısını simgelemektedir. Bu da Sümer dönemine benzer şekilde Ay Tanrısı’nın hamilelik ve
doğumla olan bağlantısına işaret eder. Theuer mührü M.Ö. 13. yüzyıla tarihlemektedir. Omega işareti
konusunda aynı fikirde olan Özgüç ise mührün M.Ö. 9. yüzyıla tarihlenebileceğini ve Assur dönemine
ait olduğunu belirtmektedir (Özgüç 1987: 436- 438; Keel 1994: 172, 173; Theuer 2000: 313, 314, 345,
346, 377- 379) (Fig. 16a/ 16b).
Aramiler’in Ay Tanrısı “shr” olarak adlandırılır. Sınır taşlarında sınırların belirleyicisi olarak, Demir
Çağı öncesi örneklerinde görüldüğü gibi anlaşmaların garantörü konumunda Arami döneminde de
önemini korumuştur. Assur kralı V. Assur-nirari (M.Ö. 754-745) ile Arpad kralı Arami Mati’ilu
arasında yapılan anlaşma metninde görülen detaylar Ay Tanrısı’nın bu anlamda önemine ilişkin
örneklerden biridir. Anlaşmaya tanıklık eden ve koruyan Ay Tanrısı işlevini burada görmekteyiz
(Theuer 2000: 387).
Eski bir Arami yerleşimi olup Yeni Assur döneminde Assur kültüründen etkilenen Tell Afis’te, A1
numaralı tapınağın girişindeki süsleme grubuna ait olabileceği düşünülen ve yakınlardaki bir
mezarlıkta bulunan bazalt bir stel hilal şeklinde ay ve üzerinde güneş betimlemelerine sahiptir (Fig.

20
17a/ 17b). Aynı yerleşimin H5 olarak adlandırılan bölgesinde, üzerinde yılan formu olan boynuzlu bir
ejderha ile Ay Tanrısı Sin figürünün yer aldığı bir mühür de çıkarılmıştır (Mazzoni 2014 :45,46,47).
M.Ö. 8. yüzyılda bir Geç Hitit kenti olan Sam’al Zincirli’de Arami kökenli kral Barrakib dönemine
tarihlenen Barrakib Ortostatı da Ay Tanrısı Sin’e adanmıştır. Zincirli’de daha çok hilal ya da dolunay
formunda görülen ay motiflerinin aksine püsküllü formda Harran’ın Ay Tanrısı motifini gördüğümüz
ortostat bir de yazıta sahiptir (Theuer 2000: 333). Yazıt üzerinde Ay Tanrı Sin “Ba’al Harran” olarak
yazılmıştır ve kral Ay Tanrısı’nı “kendisinin efendisi” olarak tanımlamıştır. Kral Barrakib bu stelde
sadece Ba’al Harran’ı yani Ay Tanrısı’nı ön plana çıkarmıştır (Luschan 1911b: 348, 349).
Arami dönemine ait Zincirli’de 15.5 cm genişliğinde hilal formda bronz bir parça bulunmuştur. 25 cm
genişliğinde benzer bir parça da Tell Halaf’ta bulunmuştur. Hilallerin bir çubuk üzerinde, ritüel amaçlı
kullanıldığı düşünülmektedir (Keel 1994: 144, 145) (Fig. 18- 19).
Aramilerde Assur döneminde de görmeye alıştığımız, klasik Ay Tanrısı betimlemesi olan bir çubuk
üzerinde bulunan hilal betimlemesi yanında, M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllar arasında hilal ve yıldız
betimlemesi de ikonografide baskın olarak yer almıştır (Theuer 2000: 330).
Arami dönemine ait, Aramice yazılmış toplamda 4 adet değerli taş üzerine işlenmiş Ay Tanrısı motifi
görülür. Bunlar nadir örnekleridir. Mühürler Kuzey Suriye kökenlidir ve M.Ö. 8- 7. yüzyıllara
tarihlendirilir. Silindir şeklinde akik taşı üzerine Harran’ın Ay Tanrısı başka figürlerle birlikte
işlenmiştir. Mühür üzerinde Aramice sahibinin ismi ve hilal bulunur. Bir başka akik taşından yapılmış
mühürde de aynı şekilde Ay Tanrısı simgesi görülmektedir (Fig. 20-21).

Assur dönemine ait konik bir obje üzerine daha sonradan bir hilal motifiyle birlikte “Sin cevapladı”
şeklinde Aramice yazıldığı, ayrıca iki taraflı ay sembollerinin eklendiği gözlenir (Fig. 22). Arami
isimlerin geçtiği mühürlerde kullanılan diğer motif bir masa ya da sunak etrafında iki insan figürü ve
saygılarını sundukları yıldız ve hilal betimlemeleridir (Fig. 23- 24). M.Ö. 7. yüzyıla tarihlenen iki
mühürde bu betimleme örnekleri görülür. Theuer mühürlerden birinde mührün sahibine ait ismin
“hlkn” Akkadça “Bana bir erkek kardeş sağlar” anlamına gelebileceğini belirtir ve bunu Ay
Tanrısı’nın doğurganlık üzerindeki etkisine bağlamaktadır.
Ma’allanah’ta bulunan mühür baskılarının bazılarında ise Ay Tanrısı Tanrıça Şibitti ile birlikte
betimlenmiştir. Theuer bunun Harran bölgesine özgü olduğunu belirtir ancak bunu örneklendirmek
zordur (Theuer 2000: 342, 343, 344).
Anadolu’da bulunan yazıt ve stellerde örneği görülmeyen ve bu anlamda ilgi çekici olan Arami
dönemi iki adet stel yazıtı Anadolu coğrafyasına çok yakın olan Halep yakınlarındaki Neirab’ta
bulunmuştur. Yazıtlar Ay Tanrısı rahipleri tarafından yazdırılmıştır.
“Ay Tanrısı Sharhar” rahibi Si Gabbor tarafından dikilen Si Gabbor Steli Ay Tanrısı Sharhar’ın
isminin geçtiği Demir Çağı stellerinden biridir (Fig. 1). Rahibin kullanmayı seçtiği Si Gabbor ismi
“Sin kahramandır” anlamına gelmektedir. 0.94X0.45X0.22 m ebatlarındaki stel üzerinde bulunan
kabartmada rahip Si Gabbor boğa başlarıyla süslenmiş bir iskemlede oturur vaziyette betimlenmiştir.
Uzun saçaklı bir elbise giyen rahibin başında saçaklı bir başlık bulunmaktadır. Sağ elinde bir tas
tutmaktadır. Sol eli dizlerinin üzerinde durur. Önünde üzerinde yiyecekler olan, boğa başlı ayakları
olan bir iskemle ve karşısında kendisinden çok daha küçük betimlenmiş bir hizmetli bulunmaktadır.
Kulak arkasına kadar gelen kısa saçları ve diz üstüne kadar gelen kısa tuniği ile betimlenen görevli sağ

21
elinde rahibe doğru bir yelpaze uzatmaktadır. Bazalt taşından yapılan stelde rahibin ismi ve kıyafetleri
stil olarak Babil özellikleri göstermektedir. Tanrının ismi Aramice olarak yazılmıştır. Mobilyalar
Suriye’ye özgüdür. Stel M.Ö. 8.- 7. yüzyıla tarihlenmektedir. Si Gabbor II. Sargon döneminde Ay
Tanrısı Tapınağı’nın rahibi olarak geçmektedir. Stelin üst kısmında yer alan yazıtın giriş bölümünde
övülen Ay Tanrısı, Aramice Tanrı Sharhar (Sin) ismi, lanetleme bölümünde Tanrı Nikkal ve Nusku
adlarıyla birlikte geçmektedir. Yazıtta:
“Neirab'daki bir Sharhar rahibi olan Si Gabbor. Bu benim görüntüm. Ona
bütünlük içinde hizmet ettiğim için, O [Sharhar] bana iyi bir ün ve uzun bir
ömür verdi. Öldüğüm gün, ağzım hala konuşabiliyordu ve torunlarımın dört
neslini gözlerimle gördüm. Ağlıyorlar ve üzerime yas tutuyorlardı. Yanıma
gümüş veya bronz nesneler koymadılar. Üzerime elbiselerimden başka bir
şey koymadılar ki böylece mezarım yağmalanmasın. Her kim beni hareket
ettirerek bana zarar verirse, Sharhar, Nikkal ve Nusku ona utanç dolu bir
ölüm versin ve torunları mahvolsun" ifadeleri yer alır.
Neirab’tan gelen ve Ay Tanrısı rahibi tarafından dikilen bir diğer stel M.Ö. 7. yüzyıla tarihlenir. Steli
yaptıran rahip Si Gabbor rahibi gibi teoforik bir isme sahiptir. Yani Ay Tanrısı’nın ismini isminde
barındırır. Rahibin ismi “snzrbn” şeklinde yazılmıştır ve Akkadça “dSin-zera-ibni” şeklinde okunur.
İsmin anlamı “Sin bir yavru yarattı” olarak çevrilir (Theuer 2000: 373; Prévotat, Caubet 2008).
Neirab stellerindeki gibi farklı Ay Tanrısı betimlemelerine sahip bir stel de Gaziantep’te bulunmuştur
(Fig. 25). M.Ö. 9.-8. yüzyıl aralığına tarihlenen bazalt stel üzerinde boğa başlı, vücudu çizgisel
formlarda betimlenmiş bir kabartma bulunmaktadır. Çubuk halinde kollar ve ayaklar gözükmektedir.
Gaziantep Steli’nin sahip olduğu betimlemelerin çok benzerleri Güney Suriye’de yer alan Bethsaida
bölgesinde de bulunmuştur. En geç M.Ö. 9. yüzyıldan itibaren Arami kontrolüne geçen bu bölge
coğrafi olarak tez kapsamı içerisinde olmasa da burada bulunan stel betimlemelerinin Gaziantep Steli
betimlemelerine benzerliği dikkat çekicidir.
Bethsaida ve yakınlarında 1997 ve sonrasında yapılan kazılarda benzer formda toplamda 3 adet stel
bulunmuştur. Stellerden ilki M.Ö. 9.-8. yüzyıl aralığına tarihlendirilir (Fig. 26). İkincisi M.Ö. 11.
yüzyıla tarihlenmektedir (Fig. 27). Bölgede bulunan son stel ise M.Ö. 6. yüzyıla tarihlendirilmiştir.

Betimlemelere ilişkin farklı tartışmaların olduğu steller, Ay Tanrısı’nın bu çevrede dini hayat
içerisinde etkin bir şekilde yer aldığını göstermektedir1.
Bu stellerin çok benzer başka örnekleri Suriye’de Tell el- Asari ve Awas’ta bulunmuştur. Theuer M.Ö.
9.-8. yüzyıllar arasına tarihlenen Tell el- Asari Steli’nde boğa üzerinde tasvir edilen küpeleri Harran’ın
Ay Tanrısı betimlemelerindeki püsküllere benzetmektedir (Fig. 28). Theuer bu iki kültür arasında
benzerlik kurmaktadır. Stel günümüzde Şam Ulusal Müzesi’nde bulunmaktadır. M.Ö. 9.-8. yüzyıllar
arasına tarihlenen Awas Steli ise 1997 yılından beri kayıptır.

1 Bu stellerin bulunduğu coğrafyada, Celile Denizi’nin güney kıyısında bulunan Filistin topraklarındaki Beth Yerah şehrinin
adı “Ay Tanrısı’nın Tapınağı” anlamına gelir. Diğer adı “Sinaberis” olan şehrin isminin Arav tarafından anlamının “Ay
Tanrısı Sin’in Kalesi” anlamına gelebileceği görüşü paylaşılmıştır
(Schuster 2020: https://www.haaretz.com/israel-news/.premium.MAGAZINE-moon-god-stele-discovered-at-sacred-high-
place-in-northern-israel-1.8887007?v=1593864452382) (10.06.2020).

22
Steller üzerindeki kabartmalar Misch-Brandl tarafından Fırtına Tanrısı Hadad olarak saptanmıştır.
Bernett ve Othmar betimlemeyi Ay Tanrısı Sin olarak tanımlamışlardır. Ornan ise her ikisini de temsil
ettiğini savunmuştur. Arav da betimlemelerin Ay Tanrısı olduğunu ancak boğa olmadıklarını belirtir.
Uzantıların bacak olsa havada kalmayacakları, yere basacakları görüşünü savunmaktadır (Bernett,
Keel 1998: 1- 11, 95; Theuer 2000: 382, 383, 386; Ornan 2001: 2, 3, 15, 24, 25). Steller üzerindeki
betimlemeler ağırlıklı olarak Ay Tanrısı olarak yorumlanmıştır. Stel kabartması üzerinde bulunan
betimlemenin coğrafi yayılımına bakıldığında Gaziantep’ten Kuzey Filistin’e kadar Arami etkisini
görmek mümkündür.

2.2. Harran’da Ay Kültü ve Yeni Assur Dönemi

Harran ismi ilk olarak Ebla arşivlerinden çıkan tabletlerde kullanılmıştır. M.Ö. III. binyılda bağımsız
bir şehir devletidir (Archi 2015: 401- 403). Harran Assur öncesi dönemde de Ay Tanrısı Sin’in
tapınım gördüğü ve koruduğu bir şehirdir. Harran’da Sin kültüne ilişkin ilk kayıtlar Mari
tabletlerinden elde edilmektedir. Harran ilk olarak Ur kenti yöneticileri tarafından ticari amaçla bir
karakol olarak kurulmuştur ve önemini geç dönemlere kadar ticari yollar üzerinde bulunan bir kent
olarak korumuştur. Harran’daki Sin kültü bu şehre Ur şehrinden ticaret yapmak için Harran’a gelen
tüccarlar tarafından getirilmiş ve zaman içerisinde Harran halkı tarafından benimsenmiştir (Green
1992: 1, 35).
Adına ilk olarak Mısır’da bulunan Amarna mektuplarında rastladığımız, Levant bölgesinde bulunan
Amurru Krallığı’nda (Singer 2001: 243) Amoritli Sumu-Abum, Apil-Sin, Sin-Muballit de öncelikle
Tanrı Sin’e biat eden krallardandır (van Der Toorn 1996: 76, 77, 80, 89). Bu dönemlere ait mühür
örnekleri de bulunmuştur (Fig. 5, 6, 7). Mari belgelerinden elde edilen bir mektup Harran’daki
Benyaminli Amorit kabilesiyle yerel prensler arasında imzalanan antlaşmalarda bu şehrin en önemli
tanrısının Ay Tanrısı olduğu ve Amorit kabileler için dini bir merkez olduğu anlaşılır. Harran’ın Ay
Tanrısı Amoritli kabileler tarafından da antlaşmaların koruyucusu ve garantörü olarak görülmüştür.
M.Ö. II. bin yılın ikinci yarısına ait kaynaklara baktığımızda Ay Tanrısı kültü Mitanni kültürünü de
etkilemiştir. Hititlerde Ay Tanrısı başlığı altında da değindiğimiz I. Suppiluliuma ile Mitannili
Sattiwaza arasında yapılan antlaşmada “Harran’ın Ay Tanrısı” en ön sırada gelmektedir. Antlaşmaları
koruyan tanrı olarak Harran’ın Ay Tanrısı Mitanni’de de görülür (Haas 1994: 373; Theuer 2000: 324,
325).
Aramiler için de Harran’daki Ay Tanrısı tapınağı M.Ö. I. bin yıldan itibaren ana kült yeri olmuştur.
M.Ö. 11. yüzyıldan M.Ö. 9. yüzyıla kadar burada Assur’dan çok Arami etkisinin olduğu yazıtlardan
anlaşılmaktadır. Harran şehri Aramiler’in önemli dini merkezlerinden biridir.
Harran ve çevresinde 7. yüzyılda Arami ailelerin Akkadça ve Aramice kullandıkları isimleri teoforik
olarak Ay Tanrısı’nın isimleriyle birlikte ve kısaltarak kullandıklarını görürüz. Tabletlerde Ay
Tanrısı’na ait “Bel- Harran, Ser ya da Ter” kullanımları görülür. Aynı zamanda “si- s” ya da Aramice
ismi olan “shr” ile belirtilmiştir. Akkadça tabletlerde kullanılan “m KASKAL-a- a” şeklinde yazılan
cümle Aramice “shrnwry” olarak yazılır ve “Ay Tanrısı shr benim ışığımdır” anlamına gelir. Aynı
cümle Akkadça “m Si-ir-nu-ri” “Ser-nuri” şeklinde yazılır. “hryn” ismi sık kullanılır ve bir tablette
“hyrn’nin” oğlu Aramice “shrnwry” adını taşır. Bu da Ay Tanrısı’nın kişi isimleri içerisindeki teoforik
kullanımını göstermektedir. Ay Tanrısı’nın ismi ile kullanılan şahıs isimleri Aramiler arasında pek çok

23
farklı örnekte görülmektedir. M.Ö. 7. yüzyılda Harran’daki halkın %18 ve kuzeyindeki Huzirina
şehrinde halkın %25’inin isimleriyle birlikte “Sin” ismi kullandıkları görülür. Bu da Ay Tanrısı’nın
Aramiler arasındaki etkinliği ve önemini göstermesi bakımından önemlidir (Lipinski 1979: 621;
Krebernik 1995: 364; Theuer 2000: 362, 363, 364).

Yeni Assur kralları Arami bölgelerini devraldıktan sonra Harran’ın Ay Tanrısı zaman içerisinde
Assurlular için de önem kazanmıştır. M.Ö. 10. yüzyılda Assur ile Harran şehirleri vergiden ve askeri
sorumluluklardan muafiyete sahiptir. Harran’ın Ay Tanrısı Sin de ön plana çıkmıştır ve panteonda
önemli bir konuma gelerek “Batı’nın yüce tanrısı” olarak kabul görmüştür. Bu dönemde krallar bazen
siyasi, bazen dini nedenlerle Ay Tanrısı’na adaklar sunmuşlardır. Özellikle batı politikalarında
hakimiyeti sağlamak açısından Ay Tanrısı Yeni Assurlu krallar için önemli rol oynamıştır. Harran ve
burada yer alan kült alanları, Assur bölgesi dışında kralların özellikle ilgilendiği tek yerdir. Harran’da
tanrıya adanan steller sadece Sin’e ait olanlardır. Holloway Yeni Assur döneminde Tanrı Marduk için
dahi böyle bir stel dikilmediğini belirtir (Holloway 2002: 422).

M.Ö. 8.-6. yüzyılda krallar ve yerel yöneticiler de Harran’nın Ay Tanrısı Sin’in korumasına girmek
için Aramiler gibi teoforik isimler kullanmışlardır. “Harranaya (hrny), Harranu (hrn)” kelimeleri
Assurca isimlerde görülmektedir. Theuer bunun “Harranlı” anlamından çok “Harran’ın Efendisi’nin
hayranı …” anlamında kullanıldığını düşünmektedir.
Bu dönemde mühürler üzerinde Ay Tanrısı betimlemeleri de oldukça fazladır. M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllara
tarihlenen pek çok mühür bulunmuştur. Bu dönemde özellikle silindir mühürler üzerindeki Harran’ın
Ay Tanrısı figürleri yaygındır.
Silindir şeklinde hazırlanan mühürlerin bazılarında Ay Tanrısı merkeze alınmıştır. İki yanında
genellikle insan tasvirleri ya da bir yanında insan diğer yanında ağaç ya da hayvan tasvirleri gibi
değişik tasvirler görülebilmektedir (Fig. 29, 30, 31). Farklı tanrıların bulunduğu silindir mühürlerde
Ay Tanrısı’nın bu tanrılara eşlik ettiği mühürler görmek de mümkündür.
Kuzey Suriye’de yapıldığı düşünülen, Gezer’de ele geçen Yeni Assur dönemi M.Ö. 8. ya da 7. yüzyıla
tarihlenen bir mühürde hilal formu üzerinde dolunay birlikte betimlenmiştir. İki önemli ay dönemini
temsil eden ayın hilal ve dolunay hali önünde ise üç kişi bulunmaktadır (Fig. 32). Yine Ay Tanrısı’nın
tek başına tasvir edildiği mühürleri Assur döneminde görmek mümkündür. Bu döneme ait M.Ö. 8. ve
7. yüzyıllara tarihlenen Filistin bölgesinde ele geçen iki yıldızın eşlik ettiği Ay Tanrısı betimlemeleri
de diğer örneklerdir.
Tell es-Serica bölgesinde de pek çok hilal betimlemeli mühür ve Arami örneğine benzer 17 X 21 cm
ölçülerinde bronz hilal bulunmuştur. Bronz malzemenin bir sopa ucunda Ay Tanrısı Tapınağı önünde
bağışların sunulması için kullanıldığı tahmin edilir. Bu örnekler kültün Yeni Assur Dönemi’nde
yayılım alanını göstermesi bakımından ilgi çekicidir (Theuer 2000: 336, 337, 338) (Fig. 33).

II. Assurnasirpal (M.Ö. 883- 859) yıllıklarının bir bölümünde kral kendi özelliklerini sıralarken
kendini “Sin tarafından seçilmiş” olarak adlandırmaktadır (Budge, King 1902: 243, 265). Bu dönemde
kralın Ay Tanrısı Sin ile betimlendiği üç adet stel bulunmaktadır.

Stellerden ilki Nimrud sarayının taht odasına açılan kapının yakınında, insitu halde bulunmuştur. Stel
yazıtının ikinci bölümünde aynı zamanda daha önce orada olmayan pek çok tapınakla birlikte Ay
Tanrısı Sin için de bir tapınak yaptırıldığı belirtilmektedir (Wiseman 1952: 24, 25, 27, 31). Stel

24
üzerinde kralın sağ eli ile işaret ettiği tanrılar arasında ilk sırada Tanrı Sin gelmektedir. Ardından Tanrı
Şamaş, Tanrıça İştar, Tanrı Assur, Tanrı Adad ve Tanrı Şibitti görülmektedir. Günümüzde Irak
Müzesi- Bağdat’ta sergilenmektedir (Börker-Klähn 1982: 182: 137).
Üçtepe Höyüğü’nde bulunan Kurkh Stelleri’nden II. Assurnasirpal Steli kabartması üzerinde kral sağ
eli ile işaret ettiği Ay Tanrısı Sin, Tanrı Assur, Güneş Tanrısı Şamaş, Tanrıça İştar ve Fırtına Tanrısı
Adad’a saygılarını sunmaktadır. Kabartmanın üzerinde bulunan yazıt “Ordularımın önünde giden
Tanrı Assur, Tanrı Adad, Ay Tanrısı Sin, Güneş Tanrısı Samaş ve Tanrıça İştar” sözleriyle
başlamaktadır (Budge, King 1902: 222; Börker-Klähn 1982: 181, 182: 135; Grayson 1991: 257, 258;
Köroğlu 2018: 169, 170). Ay Tanrısı Sin stel kabartmasında ilk sırada, yazıtta ise 3. sırada yer
almaktadır. Tanrı’nın düşmanlara karşı koruyucu özelliği burada ön plana çıkmaktadır.

II. Assurnasirpal (M.Ö. 883- 859) dönemine ait bir diğer stel Nimrud’daki Ninurta Tapınağı’nın
girişinde bulunan Nimrud Monoliti- Büyük Monolit’tir. Stel üzerinde yer alan kabartmada kral sağ eli
işaret parmağı ile tanrılara saygısını sunmaktadır. Kralın sağ eli ile işaret ettiği tanrılar arasında Tanrı
Assur, Güneş Tanrısı Şamaş, Ay Tanrısı Sin, Fırtına Tanrısı Adad ve Tanrıça İştar’ın simgeleri
bulunmaktadır (Börker-Klähn 1982 :182:136). Stel yazıtının giriş kısmında Tanrı Assur, Anu ve
Ea’nın ardından Ay Tanrısı gelmektedir. Ay Tanrısı için “Sin, bilge, ayın lordu, ihtişamla dolu.”
denilmektedir (Budge, King 1902: 242, 243; Grayson 1991: 237, 238). Kabartma üzerinde 3. sırada
gelen Ay Tanrısı Sin, stel yazıtında ise 4. sırada görülmektedir.
III. Salmanassar (M.Ö. 858-824) döneminde kralın kardeşi tapınakta rahip olarak görevlendirilmiş ve
tapınak bu dönemde onarılmıştır (Green 1992: 21). Bu dönemde 3 adet stel üzerinde Ay Tanrısı Sin
betimlemesi kullanılmıştır.
Üçtepe’de (Kurkh) II. Assurnasirpal Steli ile bulunan III. Salmanassar (M.Ö. 858- 824) Steli üzerinde
yer alan kabartmada kral sağ eli ile hilal formunda temsil edilen Ay Tanrısı Sin, Tanrı Assur, Tanrıça
İştar, Güneş Tanrısı Samaş, Fırtına Tanrısı Adad ve Tanrı Şibitti’ye saygısını sunmaktadır (Börker-
Klähn 1982: 187: 148; Köroğlu 2018: 170, 171). Stelin üzerindeki yazıtın giriş kısmında Tanrı Assur,
Tanrı Anu, Tanrı Enlil, Tanrı Ea’ nın isimleri ile kendilerine atfedilen özellikler sıralanır. Yazıtın
devamında Ay Tanrısı “Tanrı Sin, cennetin ve öte dünyanın ışığı, asil olan…” şeklinde tanımlanır.
Kral ardından Ay Tanrısı Sin, Güneş Tanrısı Şamaş, Tanrıça İştar’la birlikte ismi geçen tanrıları
“egemenliğini seven, yönetimini, gücünü ve liderliğini yücelten, gurur veren, ismini ve yüce
hakimiyetini diğer beylerin üstünde cömertçe kuran büyük tanrılar” olarak tanımlamaktadır (Grayson
1996: 13). Kabartma üzerinde 1. sırada yer alan Tanrı Sin, yazıtta 5. sırada gelmektedir.

Fırat Vadisi’nin batı yakasında, Gaziantep’in kuzeyinde Kenk Boğazı yakınında bulunan III.
Salmanassar dönemine (M.Ö. 858- 824) ait bir kaya kabartmasında (Taşyürek 1979: 47) kral tanrı
sembollerine saygısını sunmaktadır. Saygısını sunduğu tanrılar arasında Tanrı Assur, Güneş Tanrısı
Şamaş, Ay Tanrısı Sin, Fırtına Tanrısı Adad, Tanrıça İştar ve Tanrı Şibitti’nin simgeleri görülmektedir
(Köroğlu 2018: 182- 184: 15a, 15b). Kabartma üzerinde Ay Tanrısı Sin 3. sırada yer almaktadır.
Kalah Nimrud sitadelinde bulunan III. Salmanassar dönemine ait Siyah Obelisk üzerinde yer alan
kabartmalardan biri bir öküz betimlemesine sahiptir. Stilize, neredeyse kapalı hilal görünümünde olan
boynuzların Ay Tanrısı Sin’i temsil ettiği düşünülür (Börker-Klähn 1982: 190, 191: 152 d3).
Dikilitaşın üzerinde bulunan yazıtın giriş kısmı tanrıların övülmesiyle başlamaktadır. Bu tanrılar
arasında Tanrı Anu, Tanrı Enlil, Tanrı Ea’dan sonra Ay Tanrısı Sin 4. sırada gelmektedir. Yazıtta Sin

25
“Sin, bilge olan, ayın kralı, yüce ışık” olarak anılmakta, diğer tanrılarla birlikte hakimiyetini yücelten
tanrılar arasında yer almaktadır (Grayson 1996: 63).
III. Salmanassar’ın ardından V. Şamşi-Adad (M.Ö. 823-811) döneminde de bir stel üzerinde Ay
Tanrısı görülür. Kalah’ta Nabu Tapınağı’nda bulunan ve Ninurta’ya adanmış olduğu için Ninurta
Tapınağı’ndan getirilmiş olabileceği düşünülen stel üzerinde kral sağ elini yukarı doğru kaldırmış,
tanrı figürlerini işaret ederek saygısını sunmaktadır. Tanrı sembolleri sırasıyla Tanrı Assur, Güneş
Tanrısı Şamaş, Ay Tanrısı Sin, Fırtına Tanrısı Adad ve Tanrıça İştar’a aittir (Börker-Klähn 1982: 195:
161). Ay Tanrısı bu stel üzerinde 3. sırada gelmektedir.
Ay Tanrısı Sin ismini gördüğümüz bir diğer dönem ise Yeni Assur kralı III. Adad-nirari (M.Ö. 810-
783) zamanıdır. Bu dönemde 4 ayrı stel üzerinde Ay Tanrısı Sin sembolü görülmektedir.

Irak’ın kuzeyinde Ninova şehri sınırlarındaki Cebel Sincar’ın güneyinde iki parça halinde bulunan stel
kabartması üzerinde kral sağ eliyle tanrılara ait sembolleri işaret ederek saygısını sunmaktadır. Kralın
işaret ettiği tanrılar arasında Tanrı Nabu’nun küreği, üç basamaklı kaide üzerinde bir tanrı simgesi,
Tanrıça İştar’ın yıldızı, üç kademeli bir kaide üzerinde Tanrı Marduk’un simgesi mızrak, Ay Tanrısı
Sin, Güneş Tanrısı Şamaş, Tanrı Şibitti, Tanrı Assur, altar üzerinde betimlenen Fırtına Tanrısı Adad,
aşağıdan yukarıya dört dal ve altında dört noktadan oluşan bir tanrı sembolü görülür. Krebernik bu
simgenin bu bölgenin yerel Fırtına ya da Ay Tanrısı simgesi olabileceği görüşünü savunur. Ay Tanrısı
olabilme ihtimalini ise dalların yanında bulunan ve ayın dört safhasını temsil edebileceğini düşündüğü
dört noktaya dayandırır. Bu noktaların boğa figürleriyle kullanımı sık görülür. Tanrılar sıralamasında
Ay Tanrısı Sin 5. sırada yer almaktadır. Stel yazıtı zarar görmesi sebebiyle diğer Yeni Assur
yazıtlarından yola çıkılarak deşifre edilmiştir. Yazıtın 15. satırında Tanrı Assur, Tanrı Sin, Tanrı
Şamaş, Tanrı Adad, Tanrıça İştar’ın krala yardım ettiği belirtilmektedir (Unger 1916: 5 vd.; Krebernik,
Seidl 1997: 109, 110). Yazıtta Ay Tanrısı Sin Tanrı Assur’un hemen ardından ikinci sırada
gelmektedir.
Tell El- Rimah’ta bulunan bir başka stel üzerinde kral sağ eli yukarıda, Fırtına Tanrısı Adad, Tanrı
Marduk, Tanrı Nabu, Güneş Tanrısı Şamaş, Tanrı Assur, arkasında Tanrı Şibitti, Tanrıça İştar ve Ay
Tanrısı Sin’in sembollerini işaret ederek saygısını sunar halde betimlenmiştir (Börker-Klähn 1982:
196: 164; Grayson 1996: 209- 212). Stel üzerinde özellikle bir sıralama yapılmadığı görülür.

Aynı dönemde Kummuh kralı Uşpilulume ve Gurgum kralı Kalparuda’ya ait bölge sınırları arasına
sınır taşı olarak dikilen, Kahramanmaraş ili Kızkapanlı köyüne bağlı Pazarcık bölgesinde bulunan
Pazarcık Steli bir diğer steldir (Fig. 34a/ 34b). Kabartmada bir çubuk üzerinde duran bir hilal ve hilal
ile çubuğun birleştiği noktadan stelin alt kısmına kadar bir yazıt bulunur. Yazıtta “Her kim bu steli
Uşpilulume, oğulları ve torunlarından alırsa Tanrı Assur, Tanrı Marduk, Tanrı Adad, Tanrı Sin, Tanrı
Şamaş yargı gününde onun yanında olmasın. Tanrım Assur ve Harran’da oturan Sin’in değişmez
kuralı” ifadeleri yer alır (Donbaz 1990: 9: 7; Grayson 1996: 205). Yazıtta 4. sırada gelen Ay Tanrısı
Sin ismi ayrıca beddua bölümünde yazıtı koruması için Tanrı Assur’la birlikte yine 4. sırada
geçmektedir.

Antakya iline bağlı Samandağ ilçesinde bulunan Antakya Steli, diğer adıyla Tavale Köyü Steli, Hama
şehri ile Atarşumki arasında Orontes Nehri’nin eşit şekilde kullanımı için dikilmiştir. III. Adad-nirari
döneminden sonra oğlu IV. Salmanassar (M.Ö. 782- 773) döneminde de yazıttaki ahit yenilenmiş ve
Ay Tanrısı Sin diğer tanrılarla birlikte anılmıştır (Donbaz 1990: 5, 7, 9: 4). Stel üzerinde iki insan

26
figürü arasında, tek bir çubuk üzerinde duran ve saçakları olan hilal figürü görülür (Fig. 35). Çubuk üç
kademeli bir platform üzerinde yükselmektedir (Taşyürek 1975: 180). Stel yazıtının giriş bölümünde
Tanrı Sin’in ismi Tanrı Assur, Tanrı Adad, Tanrı Ber, Assurlu Enlil, Assurlu Ninlil’in ardından 6.
sırada gelmektedir. Aynı zamanda yazıtın beddua bölümünde yapılan antlaşmanın koruyucusu olarak
Tanrı Assur, Tanrı Adad ve Tanrı Ber’den sonra 4. sırada Ay Tanrısı’nın ismi görülmektedir (Grayson
1996: 203, 204).
V. Assur-nirari (M.Ö. 754-745) döneminde Arpad kralı Mati’ilu arasında yapılan bir antlaşmada
Mati’ilu’nun antlaşmayı bozması halinde Ay Tanrısı Sin’in lanetine uğrayacağı yazılıdır (Parpola,
Watanabe 1988: 11).
V. Assur-nirari’den sonra gelen III. Tiglat-pileser dönemine (M.Ö. 744- 727) ait Ergani- Gisis
Kabartması üzerinde Tanrıça İştar ve akrep kuyruklu bir aslan üzerinde duran iki kademeli bir
platform ve tek çubuk üzerinde yükselen Ay Tanrısı Sin ve Güneş Tanrısı sembolü görülür (Fig. 36a/
36b). Karşısında duran kral sağ eli havada tanrı figürlerine saygısını göstermektedir2 (Köroğlu,
Yumruk 2014: 2; Köroğlu 2018: 192- 197).
Aynı zamanda Kalhu’da Orta Saray kabartmaları içerisinde bulunan ancak günümüzde kayıp olan bir
duvar kabartması üzerinde III. Tiglat-pileser’in veliaht prens ve heyetini karşılaması betimlenmiştir.
Bu betimlemede vezir ve heyetinin üzerinde ilk sırada Ay Tanrısı Sin ardından Güneş Tanrısı Şamaş’ı
temsil ettiği düşünülen sembol ve Tanrıça İştar sembolü görülmektedir (Barnett, Falkner 1962: 10;
Sevin 2010: 82, 83: 93).

III. Tiglat-pileser’in ardından II. Sargon döneminde (M.Ö. 721-705) Harran şehri yeniden inşa
edilmiştir (Green 1992: 19, 20). Malatya’da II. Sargon dönemine ait bir silindir üzerinde bulunan
yazıtta Tanrı Assur, Tanrı Nabu ve Tanrı Marduk hakimiyetini onaylayan tanrılar olarak geçerken,
yeni kurduğu şehir Dur-Şarrukin içerisinde inşa ettirdiğini belirttiği Eḫursaggalkurkurra Tapınağı’nın
tanrıları arasında Ea’dan sonra Ay Tanrısı Sin ikinci sırada gelmektedir (Luukko et al. 2009: 73).
II. Sargon döneminde Harran kenti valisi Tab-sar Assur’un krala yazdığı bilgilendirme mektubunda
vali, kralı Ay Tanrısı Sin’e ait semboller hakkında bilgilendirmektedir. Ancak yazıt zarar gördüğü için
kalan kısmı okunamamaktadır. Yine Ay Tanrısı Sin, Tanrı Samaş ve Nikkal Tapınakları’nın kapı ve
süslemelerine ait yapım süreci hakkında kralı bilgilendirmektedir.

Aynı dönemde kralın hizmetkarı Hunni tarafından krala yazılan bir mektubun başında Tanrı Assur,
Tanrı Şamaş, Tanrı Bel, Tanrı Nabu’nun ardından Ay Tanrısı Sin ve Nergal’in kralı kutsaması için dua
edilmektedir (Parpola 1987: 49, 63, 110).

Nabu-pasir döneminde ise krala yazılan bir mektupta kral adına tapınakta Ay Tanrısı Sin adına yapılan
Akitu Bayramı’nın (Bahar Bayramı) başarıyla gerçekleştirildiği bilgisi verilmektedir. Nabu-pasir’in

2
III. Tiglat-pileser dönemi, M.Ö. 738 yılına tarihlenen bir diğer stel de Kirmanşah bölgesinde İran’ın güneyinde
bulunmuştur. Kralın hemen önünde muhtemelen saygısını sunar halde birlikte betimlendiği Ay Tanrısı Sin, Güneş Tanrısı
Şamaş, Fırtına Tanrısı Adad, Tanrıça İştar, Tanrı Şibiti ve Nabu’nun sembolleri yer alır. Stelin yazıtında Tanrı Assur, Tanrı
Ninurta, Tanrıça İştar’ın isimleri okunabilmektedir. Yazıtta yer alıp almadığını bilemediğimiz Tanrı Sin kabartma üzerindeki
betimlemede ilk sırada yer almaktadır (Weippert, M. H. E. 1973: 26-53).

27
yazdığı diğer mektuplarda kral için yaptığı dualarda Ay Tanrısı Sin ilk sırada gelmektedir ve eşi olarak
bilinen Nikkal ile anılır.
Nerab’taki tapınakta görevli Ay Tanrısı rahibi Si-Gabbor da krala yazdığı mektubun başında Ay
Tanrısı Sin ve eşi Nikkal’in kralı kutsaması için dua etmektedir (Parpola 1987: 149- 156, 197).

II. Sargon dönemi M.Ö. 707 yılına tarihlenen Kıbrıs Larnaka yakınlarındaki bir başka stel kabartması
üzerinde kral sağ eli ile Tanrı Assur, Ay Tanrısı Sin, Fırtına Tanrısı Adad, Tanrı Marduk, Tanrı Nabu,
Tanrı Şibitti ve Güneş Tanrısı Şamaş’a saygısını sunar halde betimlenmiştir (Börker-Klähn 1982: 202,
203: 175) Stel yazıtında Tanrı Assur, Sin ve Şamaş isimleri okunabilmektedir (Luschan 1893: 21). Ay
Tanrısı stel kabartmasında 2. sırada gelmektedir.3
Sanherib döneminde (M.Ö. 704- 681) Nineve yasal karar belgelerinde yapılan sözleşmelerde Tanrı
Sin’in anlaşmanın tanığı ve koruyucusu olarak karısı Nikkal ile yer aldığını görürüz.
Bir köle cariye satış belgesinde anlaşmayı her kim bozarsa Nikkal’e iki mina gümüş ve iki mina altın
ödeyeceği, dört beyaz atı Harran’nın Ay Tanrısı Sin’in ayaklarına bağlayarak, bu atların bedelinin on
katını atların sahibine ödemeyi kabul edeceği yazılıdır. Dava açsa da bu davasında başarısız olacağını
belirtilir.
Aynı dönemde yapılan bir başka ticari sözleşmede, anlaşmaya uyulmaması durumunda, anlaşmayı
bozan kişi “Bir mina oksit yer ve bir agannu kabı dolusu tabakçı macunu içer. İlk doğan oğlunu Sin’in
önünde yakar ve en büyük kızını da Belet-şeri’in önünde üç deniz sedir reçinesi ile yakar. Aldığı
paranın on iki katını sahiplerine geri öder. Davasında başarısız olur” ifadeleri yer alır (Kwasman,
Parpola 1991: 86, 92). Benzer cezai uygulamaları ve “Bel-Harran” adı ile başka sözleşmelerde Ay
Tanrısı’nı tanık olarak görmekteyiz (Kwasman, Parpola 1991: 124, 156, 273).
Sanherib bir anlaşma metninde diğer önemli tanrılarla birlikte Ay Tanrısı Sin’i “kendisi ve çocuklarını
koruyan tanrılar” arasında saymaktadır. Yazıtın lanetleme bölümünde Tanrı Assur, karısı Mullissu ve
Şerua’nın ardından Ay Tanrısı Sin 3. sırada gelmektedir. Ardından kralı koruyan diğer önemli
tanrıların adları yazılmıştır (Parpola, Watanabe 1988: 18).
Sanherib döneminde Ay Tanrısı sembolü barındıran 9 adet stel, 5 kaya kabartması, 3 adet kaya steli
yazıtı bulunmaktadır. Bunlardan biri özellikle Ay Tanrısı’nı ön plana çıkarması bakımından önemlidir.
Urfa şehrinin Harran ilçesi yakınındaki Aşağı Yarımca bölgesinde dikilen stel Sin Tapınağı olduğu
düşünülen, M.Ö. 8-7 yüzyıllarına tarihlendirilen bir binanın girişinde bulunmuştur (Börker-Klähn
1982: 210: 206). Stel üzerinde iki basamaklı bir platform üzerinde, tek çubuk üzerinde yükselen hilal
figürü görülmektedir (Fig. 37). Hilal figürünün alt kısmında çubukla bağlantısını sağlayan bir çember
ve çemberin iki yanından sarkan püsküller bulunur. Harran’ın Ay Tanrısı Sin’i simgeleyen betimleme
etrafında 16 satırlık bir yazıt içerir. Oldukça zor okunan yazıt üzerinde ilk ve on dördüncü satırda Ay
Tanrısı Sin ismi okunabilmektedir (Gadd 1951: 108 vd.).

3
II. Sargon döneminde Ay Tanrısı’nın sembolünün yer aldığı stel sayısı 2’dir. Yukarıda belirtilen stel dışında Godintepe-
İran’da, M.Ö. 716 yılına tarihlenen bir stel kabartması üzerinde kral betimlemesinin göğsünde hilal şeklinde betimleme
görülür. Kral sağ elini yukarı doğru kaldırmış, Tanrı Assur, Ay Tanrısı Sin ve Güneş Tanrısı Şamaş’ı temsil eden tanrısal
sembollere saygısını sunmaktadır. Sin bu kabartmada 2. sırada gelmektedir (Börker-Klähn 1982: 173).

28
Şırnak iline bağlı Cizre ilçesi yakınındaki Şah köyünde bulunan Cudi kabartmalarından dört adet
kabartma üzerinde Ay Tanrısı Sin sembolü görülmektedir.
Şah I olarak adlandırılan ilk kabartma üzerinde kral Sanherib sol elinde yarım aya yakın biçimli
başlığı olan bir asa tutmaktadır. Sağ eli ise Ay Tanrısı Sin sembolüne saygısını sunar halde
betimlenmiştir (Fig. 38). Kabartmada sadece Ay Tanrısı Sin’in sembolü görülmektedir.
Kabartmanın sol tarafında bulunan yazıtın giriş bölümü “Kralın yanında duran, onların gözdesi ve
silahlarını tüm düşmanlarının üzerinde üstün kılan Tanrı Assur, Sin, Şamaş, Adad, Ninurta ve Tanrıça
İştar” sözleriyle başlamaktadır. Yazıtta Ay Tanrısı Sin Tanrı Assur’dan sonra 2. sırada gelmektedir.
Şah I adlı kabartmanın kuzeydoğusunda yer alan II numaralı kabartma üzerinde de kral Tanrı Assur,
Ay Tanrısı Sin, Güneş Tanrısı Şamaş, Fırtına Tanrısı Adad, Tanrı Ninurta ve Tanrıça İştar’a saygısını
sunarken betimlenmiştir. Betimlemede Tanrı Sin Tanrı Assur’dan sonra 2. sırada gelmektedir.
Kabartmanın sağ tarafında ve alt kısmında iki bölüm haline bir de yazıtı bulunur.
Şah II kabartmasının kuzeyinde Şah III kabartması görülür. Kral Sanherib dönemine ait kabartma
üzerinde Tanrı Assur, Ay Tanrısı Sin, Tanrı Şamaş, Tanrı Adad, Tanrı Ninurta ve Tanrıça İştar
sembolleri görülür. Ay Tanrısı diğer Cudi kabartmalarında olduğu gibi burada da ikinci sırada
gelmektedir. Kabartmaya ait yazıt tahrip olmuştur.

IV numaralı panel üzerinde bulunan yazıt I numaralı yazıtın çok benzeridir. Aynı giriş cümleleri
kullanılmıştır. Kabartma üzerinde kral sağ eli havada tanrı sembollerini işaret ederek saygısını
sunmaktadır. Soldan sağa Tanrı Assur, Ay Tanrısı Sin, Güneş Tanrısı Şamaş, Fırtına Tanrısı Adad,
Tanrı Ninurta ve Tanrıça İştar’ın sembolleri görülür. Bu eser üzerinde de Ay Tanrısı Sin 2. sırada yer
alır.
Şah Kabartmaları içerisinde en yüksek noktada yer alan Şah VI kabartması Neyzer Tepesi’nde
bulunur. Kral kabartmada Tanrı Assur, Tanrı Sin, Tanrı Şamaş, Fırtına Tanrısı Adad, Tanrı Ninurta ve
Tanrıça İştar’a saygısını sunar şekilde betimlenmiştir. Kabartmada Ay Tanrısı Sin ikinci sırada
gelmektedir. Yazıt oldukça zarar gördüğü için okunamamaktadır (Grayson, Novotny 2014: 307- 310:
222; Köroğlu 2018: 200, 201; Erkanal, Erkanal 2020: 73- 85: Fig: 1, 2, 3, 4, 6).
Sanherib dönemine tarihlenen, Nineve ile Nebi Yunus arasında iki ayrı kopya halinde bulunan stel
kabartması üzerinde kral sağ eli havada tanrı sembollerine saygısını sunar haldedir. Kralın hemen
önünde bir platform üzerinde 3 adet Tanrı Assur’u simgeleyen boynuzlu başlık ve Tanrı Nabu’nun
sitilusu görülür. Sembollerin hemen altında Ay Tanrısı Sin, Güneş Tanrısı Şamaş, Fırtına Tanrısı
Adad’ın yıldırım demeti, Tanrıça İştar ve Tanrı Şibitti sembolleri işlenmiştir (Börker-Klähn 1982:
209: 203, 204). Semboller içerisinde Ay Tanrısı Sin 3. sırada gelmektedir.
Sanherib döneminde Nineve’ye su taşıyan kanalların yapımını anlatan yazıt ve tanrı kabartmalarının
görüldüğü Bavian/ Khinis kaya kabartmasında da Ay Tanrısı Sin sembolü görülmektedir. Yine aynı
bölgede bulunan üç ayrı stel üzerinde bulunan yazıtta Ay Tanrısı Sin adı görülür. Bu yazıtlarda Ay
Tanrısı Tanrı Assur, Tanrı Anu, Tanrı Enlil, Tanrı Ea’dan sonra 5. sırada gelmektedir (Luschan 1893:
21: 6; Grayson, Novotny 2014: 310, 313: 223; Bonacossi 2018: 86, 87).

Musul- Dohak yolu üzerinde yer alan Maltai Kaya Kabartması üzerinde de Ay Tanrısı Sin insan
formunda işlenmiştir (Fig. 39). Sanherib dönemine ait olan kabartma üzerinde Tanrı Assur,
Nineve’nin İştar’ı, Ay Tanrısı Sin, Tanrı Enlil, Tanrı Şamaş, Tanrı Adad ve Arbela’nın İştar’ı görülür.

29
Ancak Börker- Klähn 4 numaralı tanrının Tanrı Anu ya da Tanrı Nabu olduğu konusunda görüş
farklılıkları olduğu bilgisini de ekler (Börker-Klähn 1982: 210: 207- 210; Sevin 2010: 176: 210).
Maltai kabartması üzerinde yer alan sıralı tanrı figürlerinin bulunduğu benzer bir kabartma Faida’da da
bulunmuştur. Bu kabartmaların küçük bir versiyonu ise Navkur Vadisi’nde bir kaya kabartması
üzerinde yer alır. Bu kabartmalar da Sanherib’in inşa ettirdiği sulama sisteminin geçtiği bölgelere
dahildir. (Börker-Klähn 1982: 208: 201; Fales 2017: 15: 13).
Bu döneme ait çivi yazılı bir tablette Ay Tanrısı Sin, Tanrı Assur ve İştar’dan sonra üçüncü sırada
gelmektedir ve “Sanherib’in yüce rahipliğini onurlandıran Tanrı” olarak geçmektedir (Tadmor et al.
1989: 15).
Aynı zamanda diğer örneklerde olduğu gibi Sanherib ismi teoforik olarak incelendiğinde “Sin- ahhe-
eriba” olarak yazılmaktadır. Anlamı “Sin erkek kardeşlerinin yerini aldı” olarak değerlendirilir. Bu
durumda Sanherib’in Ay Tanrısı Sin ile olan yakın bağlantısı ismi aracılığı ile de kurulmaktadır
(Erkanal, Erkanal 2020: 81).

Esarhaddon (M.Ö. 680-669) döneminde Harran’ın Ay Tanrısı özellikle kehanetler açısından


uluslararası bir öneme sahip olmuştur. Esarhaddon Mısır seferinden önce Sin Tapınağı’nın
kehanetlerine başvurur (Holloway 2002: 416, 417).

Nineve’de bulunan ve Babil’in vesayet tanrılarının listelendiği tabletler üzerinde Tanrı Sin adı diğer
tanrılarla birlikte anılmaktadır. “Her ay Tanrı Sin ve Şamaş ortaya çıktıklarında bana, tanrıların
yenilenmesi, kült merkezlerinin tapınaklarının tamamlanması, hükümdarlığımın kalıcı istikrarıyla ve
rahiplik büromun tahtının güvence altına alınması ile ilgili olarak kesin bir 'evet' cevabını verdi”
ifadeleri yer alır.
Marduk-şumu-uṣur oğlu Esarhaddon’a yazdığı mektupta Mısır seferi öncesi gördüğü bir rüyada Ay
Tanrısı Sin’in başındaki tacı kralın başına koyarak, bu taçla tüm dünyayı fethedeceğini bildirdiğini
iletir. Yazıtta iletildiğine göre bu sayede Esarhaddon Mısır’ı fetheder (Lewy 1945-1946: 456- 460).
Zaferi anısına Harran’daki tapınağa kendisi ve iki oğlunun yer aldığı bir stel yaptırır. Steli Ay Tanrısı
Sin heykelinin yanına koydurur. Başarı antlaşması olarak diktirdiği stelde anlaşmanın tanıkları
arasında ve elliden fazla tanrının isminin geçtiği beddua bölümünde Ay Tanrısı Sin dördüncü sırada
yer almaktadır (Parpola, Watanabe 1988: 29, 45).

M.Ö. 671 yılında yapılan bu seferden bahseden ve British Museum’da sergilenen bir tablet de
Kuyuncuk’ta bulunmuştur. Burada Ay Tanrısı hem Sin olarak hem de Sümer döneminde kullanılan
Nannar ismi ile anılmaktadır.

Assur kentinde yedi ayrı sekizgen prizma üzerinde yazıtlar ve iki tablet bulunur. Eşarra Tapınağı’nın
yapımını anlatan yazıtta “Topraklara ve halka hakikat ve adalet hükümlerini vermek için ikiz tanrılar
(Sin) ve Şamaş, her ay doğruluk ve adalet yoluna çıktılar” denmektedir. Aynı yazıtta Tanrı Sin ve
Şamaş’ın diğer yıldızları yönlendirdikleri de bildirilmektedir. Burada Ay Tanrısı Sin ve Güneş Tanrısı
Şamaş’ın ikiz tanrılar olarak adlandırılması ilginçtir. Ancak Sümer döneminde yargıç rolü üstlenen
Şamaş ve ona yardım eden Ay Tanrısı Nannar birlikteliğinin bu dönemde de devam ettiğini göstermesi
açısından önemlidir.
II. Assurnasirpal sarayının odalarından birinin merdivenlerinde bulunan ve Esarhaddon dönemine ait
olan bir amfora üzerindeki yazıt kralın kendini övdüğü cümlelerle başlar. Övgü bölümünün ardından

30
Sidon kralı Abdi-Milkūti’nin sarayının hazinelerini Tanrı Assur, Tanrı Sin, Tanrı Şamaş, Tanrı Bel,
Tanrı Nabu, Tanrıça Nineve ve Arbela’nın İştar’ı yardımıyla aldığını belirtir.
Kalhu’daki Nabu Tapınağı’nda bulunan, M.Ö. 672 yılına tarihlenen bir silindir üzerinde kral yine
Tanrı Assur, Tanrı Sin, Tanrı Şamaş, Tanrı Nabu, Tanrı Marduk, Nineve ve Arbela’nın İştar’ının
yardımıyla Sidon, Mısır kıyıları, Kimmerler ve Medler üzerine yaptığı başarılı seferden
bahsetmektedir. Aynı sefer Assur’da Eski Assur Tapınağı yakınında bulunan bir silindir üzerinde de
tekrar edilmiştir (Leichty 2011: 92, 105, 106, 121, 148, 161, 174).
Esarhaddon döneminde üzerinde Ay Tanrısı sembolünün olduğu 2 adet stel kabartması bulunur.
Bunlardan biri Türkiye sınırlarındaki Geç Hitit şehri Zincirli’de bulunmuştur (Fig. 40a/ 40b). M.Ö.
671 tarihlendirilen monolit, kale kapısında insitu halde ve oldukça iyi durumda bulunmuştur (Luschan
1893: 12: 4; Hawkins 2008: 601). Stel üzerinde kral sağ eli ile Tanrı Şibitti, Tanrı Assur, Tanrı
Assur’un eşi Mullissu, Ay Tanrısı Sin, Güneş Tanrısı Şamaş, Tanrı Enlil, Fırtına Tanrısı Adad,
Tanrıça İştar, Tanrı Marduk, Tanrı Nabu, Tanrı Ea ve Tanrı Nergal’e doğru saygısını sunar halde
betimlenmiştir. Bu betimlemede Ay Tanrısı Sin 4. sırada gelmektedir (Köroğlu 2018:174, 175). Stelin
üzerinde bulunan yazıtın giriş kısmında Ay Tanrısı Sin “Tanrı Sin, parıldayan Nannar, benim için
işaretler gönderen…” olarak tanımlanır ve kralın Tanrı Sin’in de içlerinde yer aldığı diğer tanrılar
tarafından seçildiği belirtilir. Ay Tanrısı yazıtta Tanrı Assur, Tanrı Anu, Tanrı Enlil ve Ea’dan sonra 5.
sırada yer almaktadır. Stelde yer alan yazıtın çok benzeri bir yazıt Kuyuncuk’ta da bulunmuştur
(Leichty 2011: 181, 187).

Diğer stel Beyrut’un 12 km kuzeyinde yer alan Nahr El-kelb bölgesinde bulunur. 6 adet yazıtlı stel
arasında M.Ö. 671 yılına tarihlenen stel üzerinde hilal formunda Ay Tanrısı sembolü görülür.
Betimlemede kral Esarhaddon havaya kaldırdığı sağ elinde bir sitilus tutmaktadır ve tanrı sembollerini
işaret eder halde saygısını sunmaktadır. Kabartmada Güneş Tanrısı Şamaş, Ay Tanrısı Sin, Tanrı
Assur, Tanrı Marduk, Tanrı Nabu, Tanrıça İştar, Tanrı Şibitti ve Fırtına Tanrısı Adad sembolleri
görülmektedir (Börker-Klähn 1982: 211: 211- 216). Bu stele ait yazıtın girişi “Tanrı Assur, Tanrı Anu,
Tanrı Enlil, Tanrı Ea, Tanrı Sin, Tanrı Şamaş,Tanrı Adad, Tanrı Marduk, (Tanrıça İştar ve Şibitti,
büyük tanrılar) ve hepsi krala güç ve zafer verenler, onların favorisi Esarhaddon” şeklinde
başlamaktadır (Leichty 2011: 191, 192). Kabartma üzerinde Ay Tanrısı Sin 2. sırada görülürken,
yazıtta 5. sırada yer almaktadır.
Nineve’de iki parça halinde bulunan bir yazıt üzerinde Esarhaddon Bazu ülkesine yaptığı seferden
bahsederken seferin üçüncü gününde düzenlenen Erua şenliklerinde Tanrı Assur, Tanrı Sin ve Tanrı
Şamaş, Tanrı Adad, Tanrı Bel, Tanrı Beltiya, Tanrı Nabu, Nieneve ve Arbela’nın İştar’ı ve Gusea’ya
dua ettiğini belirtir. Bu sıralamada Ay Tanrısı Sin ikinci sırada yer almaktadır (Leichty 2011: 53).
Nineve’ de bulunan 3 adet silindir üzerinde kralın Nineve Kuyuncuk’ta Sin ve Şamaş Tapınakları’nı
yeniletmesine dair bir yazıt bulunmuştur. Yazıt üzerinde krala ait “… ve Sin ve Şamaş değişmez
sözlerle benim yaklaşan yaşlılığımı, çocuklarımın bolluğunu, soyumun artışını tartışsınlar.
Düşmanlarımı öldürsünler, düşmanlarımı dümdüz etsinler, düşmanlarımı kessinler ve bana onların
üzerinde zaferle durmama izin versinler ki dilediğim gibi hüküm süreyim ve yöneteyim.” ifadeleri
okunur. Yazıtın bir sonraki bölümünde ise “İlerleyen günlerde benim Tanrı Sin ve Tanrı Şamaş’ın
ülkeleri ve insanları yönetmek için seçtiği ve isimlendirdiği torunlarım, bu anıtlar eskidiğinde ya da
tahrip olduğunda tahrip olan bölümleri yenileyebilir, benim ismimle yazılan yazıtları okuyabilir,

31
yağlayabilir, sunular verebilir ve ismimi ismi ile birlikte yazabilir ve onu yerine geri koyabilir.
Öyleyse Tanrı Sin ve Tanrı Şamaş onun için durmadan her ay iyi şeyler istesin” demektedir (Leichty
2011: 58).
Yine Nineve’de bulunan iki ayrı silindir üzerinde kralın Tanrı Sin, Tanrı Ningal, Tanrı Şamaş, ve
Tanrı Aya için yaptırdığı tapınaktan bahsedilmektedir. Yazıtın giriş kısmında Tanrı Sin adı geçmekle
birlikte tam olarak çözülememiştir. Bir sonraki satırda ise tapınağı hangi tanrılar için yaptırdığını
belirtmektedir. Yazıtın ilerleyen bölümünde tapınağın tamamlanmasından bahseden kral “Tanrı Sin,
Tanrı Ningal, Tanrı Şamaş, Tanrı Aya, büyük tanrılar, durmadan aylık…” sözleri geçmektedir ki bir
önceki bahsettiğimiz yazıt üzerinde geçen cümlelere benzemektedir. Sonraki bölümlerde kral diğer
tanrıları katmadan sadece Tanrı Sin ve Şamaş’a dua etmektedir.

Kuyuncuk’ta bulunan bir yazıt üzerinde, kralın kendini övdüğü giriş bölümünde kendisini “Tanrı
Sin’in çağırdığı…” olarak tanımlar (Leichty 2011: 59, 60, 189).
Aynı dönemde Tanrı Marduk için yaptırılan Babil ve Eşagil Tapınağı’nın yapımının anlatıldığı, altı
ayrı prizma üzerinde yer alan bir yazıtta Ay Tanrısı Sin ve Güneş Tanrısı Şamaş’ın her ay göründüğü
ve Akkad’ın intikamını onayladıklarını belirtmektedir. Aynı ifadeler Babil ve Eşagil tapınaklarının
onarımlarından bahseden ve Hillah’ta bulunan iki ayrı silindir üzerine yazılmış Akkadça yazıtta da
görülmektedir.
M.Ö. 672 yılına tarihlendirilen Babil’de bulunan bir silindir üzerinde, Tanrı Nabu’ ya ait tapınağın
yeniden yaptırılmasına ilişkin bilgi veren yazıtta ise “Tanrı Sin ve Şamaş birlikte gerçek prenslere
kesin bir 'evet' ile cevap vermeye devam etsin” ibaresi yer almaktadır (Leichty 2011: 197, 205, 230,
245).
Nippur’da bir silindir grubuna ait yazıtta Babilce ve Assurca “Nippur’un Kraliçesi”ne yazılan ilahi
metinleri yer alır. Bu metinler 15 farklı silindir üzerinde tekrarlanır. Yazıtta kraliçe“çocukluğundan
beri Tanrı Assur, Tanrı Enlil, Tanrı Sin, Tanrı Şamaş, Tanrı Adad, Tanrı Marduk, Tanrı Nab, Tanrı
Nergal ve (diğer) büyük tanrılara, onun arzusuna ulaşmasına izin veren efendilerine güvenen;
(tanrıların) ilahi kalp(ler)ini yatıştırmak ve zihinlerini dinlenmek için ebedi korumalarını genişleten
(tanrıların) gücünü anlayan kişi” olarak tanıtılmıştır. Burada da Ay Tanrısı Sin 3. sırada gelmektedir.
Aynı ifadeler Nippur’da bulunan 4 ayrı silindir üzerinde Ekur Tapınağı’nın Esarhaddon tarafından
tamir ettirilmesinden bahseden bir yazıtta bulunur. Berlin’de özel bir koleksiyona ait, Nippur’da
bulunan bir silindir yazıt parçası ve bunun gibi pek çok farklı silindir yazıtta benzer ifadeler yer
almaktadır (Leichty 2011: 261, 264, 266, 271).

Esarhaddon dönemi çivi yazılı tabletlerde Ay Tanrısı Sin, simgesel sayısı olan 30 rakamı ile yazılmış
ve “Tacın Kralı” olarak adlandırılmıştır (Leichty 2011: 12- 17, 19, 21, 28, 30, 36, 45, 47, 49, 53, 57).
Esarhaddon’un annesi Zakitu tarafından, Nineve’de oğlu için, Sin ve Şamaş Tapınakları’nın arkasında
yaptırılan sarayın inşasından bahseden prizma üzerine yazılmış bir yazıt bulunmuştur. Zakitu yazıtın
giriş bölümünde kendisini tanıttıktan sonra bağlı olduğu tanrıların adını vermektedir. Bu tanrıların
arasında Ay Tanrısı Sin de bulunur. Yazıtın ilerleyen bölümlerinde “Tanrılar Assur, Ninurta, Sin,
Şamaş, Adad ve İştar, Nabu ve Marduk'u (ve) Nineve'da ikamet eden tanrıları davet ettim ve
[onlardan] önünde görkemli saf adaklar [sundum]” denmektedir. Aynı yazıt muhtemelen Nineve’de
bulunan bir başka silindir yazıt parçası üzerinde de görülür (Leichty 2011: 315- 318).

32
Assurbanipal (M.Ö. 668- 631/627?) döneminde kültün batı sınırlarına kadar yayılarak önem
kazandığını görürüz (Theuer 2000: 328). Bu dönemde kralın kardeşleri önceki dönemlerdekine benzer
şekilde tapınağa rahip olarak yollanmış ve Ay Tanrısı Tapınağı yenilenmiştir. Esarhaddon da
Assurbanipal da krallık nişanını Harran’daki Sin Tapınağı’nda almışlardır (Green 1992: 21, 37). Aynı
zamanda bu dönemlerde de II. Sargon döneminde olduğu gibi Sin adına Akitu Bayramı düzenlenmiştir
(Theuer 2000: 327).
Assurbanipal döneminde yapılan Zakitu Antlaşması’nın giriş bölümünde Ay Tanrısı Sin Tanrı
Assur’dan sonra ikinci sırada antlaşmanın koruyucu tanrıları arasında sayılmaktadır (Parpola,
Watanabe 1988: 62).
Assurbanipal’in Babilli müttefikleriyle yaptığı antlaşmada Ay Tanrısı Sin antlaşmanın koruyucusu
olarak beşinci sırada, Quedar kabilesi ile yaptığı antlaşmada ise Assur ve Mullissu’dan sonra üçüncü
sırada yer almaktadır (Parpola, Watanabe 1988: 67, 69).
Assurbanipal dönemine (M.Ö. 668-633) ait Nineve kütüphanesinde daha eski bir tabletten
kopyalandığı belirtilen bir tablet bulunmuştur. Tablet Ay Tanrısı Nanna için yazılmış bir ilahiyi içerir.
Pritchard’ın kitabında paylaştığı tabletin ön yüzündeki metin Nanna’yı yüceltmektedir;
“Tanrım, cennette ve yeryüzünde tek yüce olan tanrıların kahramanı

Baba Nanna, efendi Anşar, tanrıların kahramanı,


Baba Nanna, yüce efendi Anu, tanrıların kahramanı,
Baba Nanna, Efendi Sin, tanrıların kahramanı,

Baba Nanna, Ur’un efendisi, tanrıların kahramanı,

Baba Nanna, Ekişkirgal’in efendisi, tanrıların kahramanı,


Baba Nanna, parlayan tacın efendisi, tanrıların efendisi,
Baba Nanna, krallıkta ihtişamlı bir şekilde mükemmelleştirilen,
tanrıların kahramanı” (Pritchard 1969: 385, 386).
Assurbanipal kütüphanesinde bulunan bir başka tablet üzerinde yine Ay Tanrısı için yazılmış bir dua
metni bulunmuştur. Metinler Pritchard’ın ve King’in eserlerinde yayınlanmıştır;

“Ey Sin, Ey Nanna, yüce olan,


Sin, eşsiz olan, aydınlatan,

İnsanlar için ışık sağlayan,

Karakafalılara doğru yolu gösteren,


Göklerdeki parlak ışık,

Ateş gibi görkemli meşale

(King 1896: 5- 7; Pritchard 1969: 386).


Yeni Assur Dönemi sonlarında (M.Ö.626-612) Sin-şarru-işkun’un (M.Ö. 622?- 612) Babilli müttefiki
ile yaptığı antlaşmada “Her kim yapılan antlaşmanın kelimelerini değiştirir ya da ona karşı günah
işlerse Ay Tanrısı Sin o kişiyi bir pelerin gibi cüzzamla kaplayarak varlıklarını saraydan ve tapınaktan

33
yok etsin” şeklinde beddua yazılmıştır (Parpola, Watanabe 1988: 72). Bu da eski Babil yazıtında
görülen örneğe bakılacak olursa Ay Tanrısı Sin’in bu özelliğinin Yeni Assur ve Yeni Babil döneminde
de devam ettiğini göstermektedir.
Yeni Assur Dönemi kralları arasında Ay Tanrısı Sin’in yerini H. Tadmor tarafından oluşturulan bir
panteon listesinde görmek de mümkündür (Tadmor, Landsberger, Parpola 1989: 26).

34
Karaburna Kululu
Sultanhanı
KIZILDAĞ Kayseri
MELİD
. . ..
Eğil
Gisgis
. .
Bulgarmaden Üçtepe
Pazarcık
. . Karatepe Cudi Dağı
Kenk Boğazı .
SAM’AL
Ali Gör
. . . .. . .
. KARGAMIŞ
Göktaş Duhok
Z
Köyü Zaraqotaq
Cekke Qaruz Faida
Tuleil
Tavale
.. ... ... Halep
Aran
..
. Tell El Rimah
Kirmanşah

Saba’a Steli Luristan


..
.

35
Larnaka
.
. Nahr El Kelb

Harita 1: Ay Tanrısı’nın Yer Aldığı Yeni Assur Dönemi Kabartma ve Yazıtlar


2.3. Yeni Babil Dönemi Ay Tanrısı

Yeni Babil döneminde (M.Ö. 610-539) panteonun baş tanrısının Tanrı Marduk olduğu bilinmesine
rağmen, Ay Tanrısı Sin Babil kralı II. Nebukadnezzar döneminden itibaren önemli bir yere sahip
olmuştur. Özellikle kral Nabonidus zamanında Ay Tanrısı Sin ön plana çıkmıştır. Yeni Assur ve Geç
Hitit dönemlerinin aksine bu dönem kabartmalarının üzerinde Ay Tanrısı Sin Güneş Tanrısı Şamaş ve
diğer tanrılarla birlikte olmak yerine, çoğunlukla Eski Babil dönemi örneklerinde olduğu gibi Tanrıça
İştar ile betimlenmiştir (Fig. 41).
Gerek steller üzerinde bulunan kabartmalardan gerek Yeni Babil krallarının hakimiyetleri döneminde
yaptıkları inşaat faaliyetlerinden bahseden yazıtlarda bu dönemde Ay Tanrısı’nın panteonda etkin rol
oynadığını söyleyebiliriz. M.Ö. 610 yılında Assurlu Assur-uballit’le yapılan mücadele sırasında
Babilliler ve Medler tarafından tahrip edilen Ay Tanrısı Tapınağı (Green 1992: 21), Babil kralı II.
Nebukadnezzar zamanında (M.Ö. 604- 562) Babil ve Harran’da yapılan onarımlarla tekrar inşa
edilmiştir (Schuster 2020).

Annesi Adda-Guppi gibi kendini Ay Tanrısı Sin’e adamış olan Babil kralı Nabonidus (M.Ö. 559- 539)
zamanında Ay Tanrısı Tapınağı tekrar onarılmıştır (Köroğlu 2006: 202). Nabonidus Harran’da Ay
Tanrısı Sin’in kendisini yetkilendirdiğini ve onun için tapınağı yenilediğini stel yazıtında da belirtir.
Bu tapınakta kullanıldığı düşünülen Harran ve yakınında 4 adet stel bulunmuştur. Bunlardan her biri
diğerinin kopyalarıdır. İkisi kabartma ikisi yazıt halindedir. Biri kralın annesi Adad Guppi tarafından
diğeri kral tarafından yaptırılmıştır. Adad Guppi’ye ait stel Eski Harran bölgesinde ve camii
girişlerinden birinde bulunurken, krala ait steller Harran Ulu Camii girişlerinde ortaya çıkarılmıştır.
Eski Harran bölgesinde bulunan yazıtın ikincil olarak kullanıldığı ve bu parçanın da camii civarında
olmasının muhtemel olduğu düşünülmektedir (Fig. 41). M.Ö. 542 yılına tarihlenen ve Urfa
Müzesi’nde sergilenen bazalt steller üzerinde kral sol elinde krallık asası tutarken, sağ eli ile Ay
Tanrısı Sin ve iki adet Tanrıça İştar sembollerine saygısını sunar pozisyondadır.
Adad Guppi’ye ait yazıtta ise Ay Tanrısı Sin “tüm tanrıların en büyüğü” olarak tanıtılmaktadır. Adad
Guppi ellerini kaldırarak tanrıya dua ettiğini belirtir. Nabonidus Steli yazıtında da Harran’ın Ay
Tanrısı Sin “tüm tanrıların yaratıcısı” olarak belirtilmiştir. Tanrıların görevlerini Nannar’ın buyruğu
ile yerine getirdiğini belirtir. Kral Ay Tanrısı’nın iki ismini de yazıtta kullanmıştır.

Nabonidus aynı zamanda tanrının bir heykelini yaptırmış ve tapınağın önüne koydurmuştur. Heykeli
lapis lazuliden yapılma bir eşya ile donatmıştır. British Müzesi’nde bulunan tablette heykelin önüne
bir “Fırtına Ejderhası” ve bir de “Vahşi Boğa” yerleştirdiğini belirtir.

Bu döneme ait bir tablet üzerinde verilen bilgiler Ay Tanrısı’nın kralın döneminde oldukça önemli bir
yere sahip olduğunu tekrar göstermektedir. Yazıtta kralın kendisine sırt çeviren tanrıya yakarışı ve
“E.HUL.HUL” olarak adlandırılan Ay Tanrısı Tapınağı’nın inşa edilişine de yer verilmiştir.
“E.HUL.HUL” Sümerce “Mutluluk Tapınağı” anlamına gelmektedir
Aynı zamanda kızı En-Nigaldi Nanna’yı M.Ö. 554 yılında ay tutulmasının ardından Ay Tanrısı’nın
tapınağına entu olarak atamıştır (Gadd 1958: 35, 49, 57, 61; Pritchard 1969: 311- 313; Börker-Klähn
1982: 229, 230: 263a, 264a; Black, Green 1992: 91; Green 1992: 21; Theuer 2000: 328).

36
Ay Tanrısı Sin’in bu dönemde savaşlarda kralı koruma özelliği de görülmektedir (Pritchard 1969: 562,
563). Theuer Nabonidus’un Ay Tanrısı'nı bu kadar ön plana çıkarmasında Tanrı Sin’in Araplar ve
Aramiler için önemli bir yere sahip olmasına bağlamaktadır. Böylece bu topluluklar üzerinde daha
güçlü bir hakimiyet kurmayı amaçlamıştır (Theuer 2000: 329). Assur döneminde benzer politikaların
uygulanması bu görüşü destekler niteliktedir. Aynı zamanda bu dönemde silindir mühürler üzerinde
Ay Tanrısı sembolleri de ağırlık kazanmıştır (Niederreiter 2020: 186).
Babil’de Ay Tanrısı’nın sosyal hayatta da etkili olduğunu görürüz. Bu dönemde dolunay günü şebat
günü olarak kabul edilmiş ve ritüeller düzenlenmiştir. Ayın küçülmeye başlaması tanrıların
mutsuzluğuna yorulmuş ve ayın 28. gününde diğer dünyaya giden tanrı için tanrıya ağıtlar yakılmış,
tövbeler edilmiştir (Green 1992: 29).

2.4. Geç Hitit Dönemi’nde Ay Tanrısı

Bilindiği üzere M.Ö 1200’lü yıllarda Hitit İmparatorluğu son bulmuştur. Onlarla kültürel bağları
olduğu anlaşılan Geç Hitit Devletleri M.Ö. 1200 ile 8. yüzyıl arasında Güneydoğu Toroslar ve
çevresinde kurulmuş ve varlığını korumuştur. Bu krallıklar Suriye sınır hattında Tell Ahmar/ Til-
Barsip, Antakya’da Pattina, Orta Fırat Bölgesi’nde Karkamış, Gaziantep’te Zincirli/ Sam’al, Maraş’ta
Gurgum, Adıyaman’da Kummuh, Malatya’da Melid, Orta Anadolu’nun güneyinde Toros bölgesinde
Tabal, Atuna, Şinuhtu, Tuwana, Hupişna; Çukurova Bölgesi’nde Que ve Hilakku krallıklarıdır (Bryce
2012: 31, 47, 48).
Geç Hitit krallıklarında Ay Tanrısı Arami, Assur, Babil’dekinden biraz farklı şekilde kabartmalara ve
yazıtlara yansıtılmıştır. Suriye’deki kabartmalar Arami, Assur ve Hitit etkileri gösterirken,
kuzeydekiler daha çok Hitit etkisi göstermektedirler. Ancak kuzeyde Arami kralların etkili olduğu
bölgelerde Arami stil etkileri de görülebilmektedir. Geç Hitit dönemine ait kabartmalar Yeni Assur
dönemine göre daha azdır. Geç Hitit dönemine ait Ay Tanrısı kabartmaları daha çok ortostatlar
üzerinde yer almıştır ve toplam kabartma sayısı 8 tanedir. Anadolu’da Karkamış, Malatya Arslantaş ve
Zincirli/ Sam’al’da bulunmaktadır. Bir adet kabartma da Suriye Halep’tedir. Ay Tanrısı kabartmalar
üzerinde sivri burunlu ve boynuzlu şapkası ile betimlenir. Şapkasının üzerinde bir hilal taşımaktadır ve
kanatlara sahiptir. Geç Hitit döneminde Ay Tanrısı Luvice “Arma” olarak adlandırılmıştır (Lurker
2004: 19).

Yazıtlarda ise Tanrı’nın ismi Ay Tanrısı ve Harran’ın Ay Tanrısı olarak geçmektedir. Ay Tanrısı adı
11 stel, 2 kaya anıtı, 4 tane de ortostat yazıtında geçmektedir. Bu yazıtlar Anadolu’da Patina/ Tuleil,
Karkamış ve dahilindeki Cekke’de, Karatepe, Maraş/Gurgum ve Tabal sınırları dahilindeki Karaburna,
Kululu, Kayseri ve Sultanhanı ve Bulgarmaden’de görülür. Ay Tanrısı’nın etkisinin güçlü olduğu
Suriye’de ise Halep (Aleppo), Til Barsib (Tell Ahmar)’de 4 adet yazıtta görülmektedir. Bir yazıtın ise
nereye ait olduğu bilinmemektedir.

Geç Hitit döneminde Ay Tanrısı Arma Akkad ve Arami kültürlerinde olduğu gibi hamilelik ve doğum
konularıyla bağlantılıdır. Bu dönemde de kadınlar üzerindeki etkisini devam ettirmiştir.
Bazı Luvili kişiler Arami ve Assur’da olduğu gibi Tanrı Arma’nın ismini kendi isimlerinde
kullanmışlardır. Bunlardan biri annesi Anniwiyani ile Ay Tanrısı Arma için ritüeller düzenleyen
Armati’dir. Armati “Ay’ın adamı” anlamına gelmektedir (Melchert 2003: 227, 228). Geç Hitit

37
krallarının Kuzey Suriye’de Harran’nın Ay Tanrısı’na verdikleri önem daha çok politik olmuştur
(Holloway 1995: 298).
Geç Hitit dönemi mühürlerini incelediğimizde bu dönemde Ay Tanrısı’nın adının geçtiği ya da insan
biçimli olarak Ay Tanrısı’nın betimlendiği mühürler görmek mümkündür. İnsan biçimli Ay Tanrısı
figürünün işlendiği mühürlere Zincirli/ Sam’al’ da çıkan ve M. Ö. 8. yüzyıla tarihlenen bir mühür
örnek verilebilir. Bir sandalye üzerinde oturan ve başının üzerinde bir hilal betimlemesi bulunan tanrı
görülmektedir. Tanrının önünde bir geyik, geyiğin üzerinde ise Harran’dan görmeye alışkın
olduğumuz çubuk üzerinde, altta püskülleri olan hilal betimlemesi görülmektedir (Spycket 1973: 387,
391, 392) (Fig. 42). Bunun dışında Zincirli ve çevresinde pek çok hilal betimi bulunan mühür ve
amuletler ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca Yeni Assur dönemi buluntularında bahsettiğimiz örneklere
benzeyen, 16 cm açıklığı bulunan ve muhtemelen törenlerde bir çubuk üzerine takılarak kullanılan
metal bir hilal figürü de bulunmuştur (Luschan 1943: 158,161, 166, 168: tf 37, 39, 46, 48). Zincirli’nin
dışında üzerinde Ay Tanrısı Arma sembolü olan başka mühürler görmek de mümkündür. Bunlardan
biri New York Pierpont Morgan Kütüphanesi koleksiyonunda yer alan M.Ö. 7. yüzyıla tarihlenen bir
mühürdür (Fig. 43). Mühür üzerinde Yeni Assur kabartma ve mühürlerinde görmeye alışkın
olduğumuz Harran’ın Ay Tanrısı Sin motifi yer alır. Semboller Tanrı Tarhunzas ve Tanrıça Kubaba
yazılı Luvice yazıtın yanına iki taraflı yerleştirilmiştir. Aynı zamanda Geç Hitit mühürlerinde hilal ve
Tanrı Şibitti’nin sembolü olan yedi nokta sembolleri doldurma amaçlı olarak da çokça kullanılmıştır
(Kubala 2015: 32).

2.4.1. Geç Hitit Dönemi Kabartmalarında Ay Tanrısı Betimlemeleri

2.4.1.1. Halep

(Aleppo) Stel Altlığı (Fig. 44): Halep’te Ay Tanrısı Sin inancı M.Ö. II. binyıldan itibaren Amoritli
Halep kralı Yarim-Lim döneminden itibaren görülmektedir (Hawkins 2000a: 388; Theuer 2000: 325).
Geç Hitit Dönemi’nde Halep’te Ay Tanrısı’nın varlığına ilişkin tek betimleme iki kanatlı cin arasında
hilal ve Güneş Tanrısı’nın sembolü yıldız motifi bulunan bir stel altlığıdır. Cinler dizlere inen kısa
elbiselerle ve boynuzlu, sivri külah başlıklarla görülmektedir. Kabartma M.Ö. 9. ve 8. yüzyıllara
tarihlendirilmektedir. Sivri külah başlıkları Hitit etkisi gösterirken, alçak kabartma tekniğinin
kullanılması, belirgin yüz çizgilerinin varlığı ve saçlar Assur, genel betimlemeler yerel özelliktedir.
Orthmann bunun daha çok yerel Suriye tarzı olabileceği görüşünü iletir (Dussaud 1931: 95, 96;
Orthmann 1971: 53, 54). Aynı zamanda Ur-nammu Steli olarak bilinen Sümer dönemi steli üzerindeki
hilal betimlemesi ile olan benzerliği ilgi çekicidir (Fig. 45). Halep kabartması hilal içerisinde güneş
betimlemesinin Sümer döneminden sonra da kullanıldığını ve geleneğin sürdürüldüğü göstermektedir.
Stel altlığı günümüzde Halep Müzesi bahçesinde sergilenmektedir.

2.4.1.2. Karkamış

Karkamış Bb/1 Haberciler Duvar Ortostat Parçası (Fig. 46): Karkamış’ta da Halep’te olduğu gibi
Geç Hitit döneminde Ay Tanrısı tek örnekle temsil edilir. Büyük Merdiven Rölyefleri arasında bir
ortostat üzerinde bulunmaktadır. Stil olarak Orthmann’ın oluşturduğu Karkamış IIb- Karkamış III
grubuna giren kabartmada aslan üzerinde Ay ve Güneş Tanrıları birlikte görülmektedir (Woolley,

38
Barnett 1952: 157, 279, 281; Orthmann 1971: 34, 501: 23a, 253). Suhi- Katuwas döneminde yapıldığı
düşünülen kabartma M.Ö. 10. yüzyıl başı, 9. yüzyıl sonuna tarihlendirilmektedir (Hawkins 2000c:
196, 197). Kabartma üzerinde bulunan Ay Tanrısı insan formunda betimlenmiştir. Tanrı kabartmada
başında boynuzlu ve sivri uçlu bir külah başlık taşımaktadır. Başlık üzerinde Ay Tanrısı’nın simgesi
hilal görülmektedir. Tanrı uzun sakal ile betimlenmiştir. Uzun, püsküllü bir kıyafet giymektedir.
Belinde bir kemer bulunmaktadır. Sol elinde bir balta, sağ elinde de bir asa tutmaktadır. Sivri uçlu
Hitit özellikleri gösteren ayakkabılar giymektedir. Arkasında Güneş Tanrısı durmaktadır. Ortostat
günümüzde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
Karkamış Su Kapısı Steli (Fig. 47): Kargamış’ta bulunan ve M.Ö. 10.- 9. yüzyıl aralığına
tarihlendirilen bir stel parçası üzerinde de üstte hilal formunda Ay Tanrısı simgesi görülür. Hilalin
içerisinde dörde bölünmüş, olasılıkla ayın dört evresini temsil edebilecek bir disk bulunur. Hilal
betimlemesinin altında kanatlı güneş kursu bulunmaktadır. Stel yazıtı zarar gördüğü için kabartma ve
stele dair detaylı bir bilgi elde etmek mümkün değildir. Stel günümüzde Ankara Anadolu
Medeniyetleri Müzesi’nde bulunmaktadır.

2.4.1.3. Zincirli

Zincirli- Sam’al kenti Demir Çağı’nda Aramice konuşan hanedanlar tarafından yönetilen, M.Ö. 10.
yüzyılın sonundan 7. yüzyıl başına kadar varlığını sürdüren bir Geç Hitit kent devleti olmuştur
(Schloen, Fink 2007: 109). Bu nedenle Arami etkisinin görüldüğü eserler ağırlıklıdır.
Zincirli’de Geç Hitit Dönemi’ne tarihlenen 4 tane Ay Tanrısı sembolü görülür: Kilammuwa Ortostatı,
Ördekburnu Steli, Barrakib Ortostatı ve Barrakib Steli.
Kilammuva Ortostatı (Fig. 15): J isimli yapıda bulunan ve M.Ö. 9 yüzyıla tarihlenen Kilammuva
Ortostatı üzerinde kral Güneş Tanrısı Utu ve Ay Tanrısı Sin sembolüne saygı duruşunda
betimlenmiştir. Ay Tanrısı Sin bir hilalle temsil edilmektedir. Ortostat üzerinde kralın sağ tarafında
semitik bir dille yazılmış yazıt bulunmaktadır. Yazıtın içeriği tam olarak anlaşılamamıştır. Ortostat
günümüzde Berlin Vorderasiatisches Müzesi’nde bulunmaktadır (Luschan 1911a: 374- 377: 273;
Orthmann 1971: 202: tf. 63a: E/2).
Ördekburnu Steli (Fig. 48): Zincirli yakınındaki Ördekburnu’nda bulunan stel oldukça aşınmış
durumdadır. Orthmann’ın Zincirli IIIa stil gurubunda değerlendirdiği stel M.Ö. 9. yüzyıla tarihlenir.
Stel bir mezar taşı olarak kullanıldığı için üzerinde yer alan kabartmada ölü yemeği tasvir
edilmektedir. Bu tasvirin üzerinde Güneş Tanrısı ve Ay Tanrısı Sin sembolleri yer alır. Kabartmanın
alt kısmında bir de Aramice ve birkaç Luvice işaret barındıran yazıt bulunmaktadır (Luschan 1911a:
329: 239; Orthmann 1971: 78, 539: 48g; Lipiński 2000: 233, 234).
Barrakib Ortostatı (Fig. 49): Panammû’nun oğlu Barrakib’in sarayının bir odasında ortostat üzerinde
hilal formunda bir Ay Tanrısı betimlemesi bulunur. Yangından zarar görmüş bir alanda bulunan bu
ortostat kabartması Orthmann’nın sınıflandırmasında Zincirli III grubuna girmektedir. Yaklaşık olarak
M.Ö. 730-710 yılları arasında tarihlendirilir (Orthmann 1971: 63, 202: 63c). Geç Hitit dönemi
olmasıyla birlikte yoğun Arami etkileri görülen Barrakib kabartmasında kralın hemen önünde
Harran’ın Ay Tanrısı Sin betimlemelerinde görmeye alışkın olduğumuz saçaklı hilal sembolü yer alır.
Oturur vaziyette betimlenen kral sağ eli ile Ay Tanrısı Sin’e saygısını sunar vaziyettedir. Zincirli

39
Ortostatı bir de yazıta sahiptir (Luschan 1911b: 345- 348). Ortostat şu anda İstanbul Eski Şark Eserleri
Müzesi’nde bulunmaktadır.
Barrakib Steli (Fig. 50): Zincirli’de kral Barrakib dönemine ait ikinci Ay Tanrısı betimlemesi bir stel
üzerindedir. Ay Tanrısı Sin’in hilal formunda kabartması Orthmann tarafından Zincirli III stil
grubunda değerlendirilir. Sol elinde bir çiçek tutan kral sağ eli ile stelin üst kısmında betimlenmiş tanrı
sembollerine saygısını sunar. Tanrı sembolleri arasında Tanrı Adad, yerel bir tanrı, Tanrıça İştar,
Güneş Tanrısı Şamaş ve Ay Tanrısı Sin görülmektedir (Luschan 1911a: 377- 380: 273; Orthmann
1971: 549: K/1). Ay Tanrısı Sin’in ön plana çıkarıldığı Barrakib Ortostatı’ndan farklı olarak Ay
Tanrısı burada en son sırada yer almaktadır.

2.4.1.4. Malatya

Aslanlı Kapı Ortostatı (Malatya A/6) (Fig. 51): Malatya’da da Ay Tanrısı tek örnekle temsil edilir.
Aslanlı Kapı’da bulunan ortostat parçası üzerinde insan biçimli Ay Tanrısı kabartması görülmektedir.
Orthmann tarafından Malatya I grubuna dahil edilir ve M.Ö. 11. yüzyıl sonu, 10. yüzyıl başlarına
tarihlendirilmektedir. Ancak Malatya Arslantepe’de tarihlendirme konusunda sorunlar ve farklı
görüşler vardır. Liverani kabartmanın ait olduğu dönemi M.Ö. 9.- 8. yüzyıl aralığına
tarihlendirmektedir (Barnett 1948: 129; Orthmann 1971: 91, 92; Hawkins 2000c: 313; Manuelli 2011:
65; Liverani 2012: 328, 329; Kubala 2015: 36). Kral kabartma üzerinde Ay Tanrısı ve Güneş
Tanrısı’na libasyon sunmaktadır. Ay Tanrısı’nın sivri ve boynuzlu külah şeklinde tanrısal başlığının
üzerinde hilal figürü bulunmaktadır. Tanrı uzun, püsküllü bir tunik ve kanatlarıyla betimlenmiştir.
Hitit dönemi sivri uçlu ayakkabılar giymektedir. Delaporte kabartma üzerindeki tanrı betimlemesinin
tanrılaştırılmış bir kral olabileceği yorumunu yapmıştır (Delaporte 1940: 30). Eser günümüzde Ankara
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.

2.4.2. Geç Hitit Dönemi Yazıtlarında Ay Tanrısı

2.4.2.1. Halep (Aleppo)

Halep (Aleppo) II Stel Yazıtı: Halep’de bulunan stel altlığının dışında içerisinde Ay Tanrısı’nın
adının geçtiği bir de stel yazıtı bulunur (Hawkins 1980: 140). Stel Arpas tarafından kral Hamiyatas
adına dikilmiştir. Hamiyatas’ın bilinen kral Hamiyatas olduğu var sayılarak M.Ö. 10 – 9. yüzyıl
aralığında tarihlendirilir. Yazıtın giriş kısmında kendini Fırtına Tanrısı’nın hizmetkarı olarak tanıtan
Arpas, kendisini yetkilendiren tanrıları sayarken Fırtına Tanrısı Tarhunzas (Teşup)’ın ardından
Harran’ın Ay Tanrısı’nın ismini yazdırmıştır. Aynı zamanda yazıtın beddua kısmında “Her kim bu
taşa zarar verirse ya da yerinden oynatırsa Harran’ın Ay Tanrısı onu lanetlesin” demektedir.
Bedduanın ilerleyen bölümünde yine “Harran’nın Ay Tanrısı …onları yaksın” demektedir (Hawkins
2000c: 235, 236). Yazıtta Ay Tanrısı’nın ismi Fırtına Tanrısı’ndan hemen sonra 2. sırada gelmekle
birlikte, ismi ağırlıklı olarak dua kısmında geçmektedir.
Barnett stelin Ay Tanrısı adına dikilmiş olabileceğini önerir (Barnett 1948: 137). Yazıt şöyledir:

40
“Ben Arpas, Fırtına Tanrısı’nın sevgili hizmetçisi. Cennetin Fırtına Tanrısı
ve Harran’nın Ay Tanrısı, ki orada? benim beyim ve kardeşim… benim için
benim önümde koştular, bu tanrılar krallık için benimle birlikte yürüdüler.”
“Güneş Tanrısı için bu heykeli yaptım… Her kim bunu/ bunları alırsa
cennetin Fırtına Tanrısı ve Harran’nın Ay Tanrısı onu lanetlesin…”
“…Harran’nın Ay Tanrısı için erkek ve kadın onların …rı yansın ve
tohumları? yetişmesin…
Harran’nın Ay Tanrısı için erkek ve kadın onların …rı yansın. Her kim bu
tanrıya kötü niyetle gelirse ya da her kim Arpas’a tuzak kurarsa Kubaba ve
Ea onu…” (Payne 2012: 95, 96).

2.4.2.2. Tell Ahmar

Tell Ahmar I Stel Yazıtı: Fırat’ın doğusunda, Karkamış kentinden 20 km uzaklıkta olan, eski adı ile
Til-Barsip’te ortaya çıkarılan Tell Ahmar I steli M.Ö. 10. yüzyıl sonu 9. yüzyıl başına
tarihlendirilmektedir. Fırtına Tanrısı’na ait bir kabartma bulunduran stel dört tarafında Luvice yazılmış
yazıtlar içerir (Dangin 1929: 189; Ussishkin 1967: 192). Stelin yazıtında Ay Tanrısı Sin, Harran’ın Ay
Tanrısı olarak yer almaktadır (Hawkins 1980: 140, 141; Hawkins 2000c: 240). Harran’ın Ay Tanrısı
yazıtta 5. sırada yer almaktadır. Stel günümüzde Halep Ulusal Müzesi’nde bulunmaktadır. Yazıt
şöyledir:
“[...Ben Göksel Tarhunzas’n … oğlu, Kral Ea, İyi Tanrı Kuparmas, Matilis,
Teşup ve Harran’ın Ay Tanrısı, Kubaba…” (Hawkins 2000c: 240).
Tell Ahmar II Steli: Tell Ahmar II Steli’nin Tell Ahmar I Steli’nden daha önce yapıldığı
düşünülmektedir (Dangin 1929: 198). Kral Hamiyatas dönemi M.Ö. 10. yüzyıl sonu, 9. yüzyıl başına
tarihlenmektedir. Yazıtın girişinde gücünü aldığı tanrıları sayarken Fırtına Tanrısı Tarhunzas, Tanrı
Ea, İyi Tanrı Matilis’ten sonra Harran’ın Ay Tanrısı Sin ve ardından Güneş Tanrısı ile Tanrıça Kubaba
anılmaktadır. Metinde tanrılar sıralamasında Ay Tanrısı Sin dördüncü sıradadır. Yazıt şöyledir:

“[...Ben Göksel Tarhunzas’n oğlu(?), Kral Ea, İyi Tanrı, Matilis, Harran’ın
Ay Tanrısı, onurlu (Güneş Tanrısı?) Tanrı…, Kubaba (…), onlar bana
hanedanlık gücünü verdi…” (Hawkins 2000c: 227, 228).

Tell Ahmar VI Steli: Tell Ahmar VI Steli M.Ö. 10. yüzyıl ile M.Ö. 9. yüzyıllar arasına
tarihlendirilmektedir. Boğa üzerinde duran Fırtına Tanrısı Tarhunzas’ın görüldüğü stel üzerinde sekiz
satırlık Luvice bir de yazıt bulunmaktadır. Stel Fırtına Tanrısı’na adanmıştır (Hawkins 2006: 11).
Yazıtın girişinde kral Hamiyatas kendisini Fırtına Tanrısı’nın hizmetkarı olarak tanıtır. Tahtını ve
gücünü sağlamlaştıran tanrıları sayarken de Ay Tanrısı’nın da adını anmaktadır. Bu yazıtta Ay Tanrısı
dördüncü sırada yer alır.

Yazıt şöyledir:
“Ben kral Hamiyatas, Masuwari kralı, Fırtına Tanrısı’nın hizmetlisi. Onlar
beni sevdi, ilk doğan çocuk, cennetten Fırtına Tanrısı, Ea, Tahıl Tanrısı, Ay
Tanrısı, sevgili Güneş Tanrısı, Runtiya, Karhuha, Kubaba, Hepat, ordunun

41
Şauşkası, Teşup, Şarruma, Cennet ve Yeryüzü, … Tanrıları, … Tanrıları,
Anda Tasaminzi tanrıları bana hanedanlık başarısı vaad ettiler” (Payne
2012: 91, 93).

2.4.2.3. Gelb Ortostatı Yazıtı

Asıl bulunma yeri bilinmeyen, iki taraflı yazıtı olan ortostat I. J. Gelb tarafından bulunmuştur. İlk defa
Hawkins tarafından yayınlanan ortostat M.Ö. 8. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Yazıtta yalnızca
“Harran’ın Ay Tanrısı” ifadesi okunabilmektedir (Hawkins 2000a: 567, 568).

2.4.2.4. Tuleil II Yazıtı

Yazıt, Antakya’da Geç Hitit Krallıklarından Pattina/ Unqi Krallığı sınırları içerisindeki Tuleil’de,
olasılıkla bir höyükte bulunmuştur (Gelb 1939: 40). Orthmann, kabartma üzerinde yer alan figüre
dayanarak Geç Hitit III grubuna girebileceğini savunmaktadır (Orthmann 1971: 199, 292). Üzerinde
kral kabartması ve 4 sıra Luvice yazıt bulunmaktadır. Ancak stelin yazıtı çok aşınmış olduğu için tam
bir çevirisi yapılamamıştır. Yazıtın beddua bölümünde Ay Tanrısı, Tanrıça Kubaba ile yer almakta ve
kişilerden davacı olmaları istenmektedir. Harran’ın Ay Tanrısı ikinci sırada yer alır. Yazıt şöyledir:
“… yeryüzü … ve (kim) gelirse… onun için… Tanrıça Kubaba (ve)
Harran’ın Ay Tanrısı ondan davacı olsunlar” ifadeleri yer alır (Hawkins
2000a: 383, 384).

2.4.2.5. Karkamış

Cekke Stel Yazıtı: Cekke Steli Halep’in yaklaşık 25km uzağında, aynı adlı köyde bulunmuştur.
Orthmann, steli Karkamış IV stil grubuna sokarak M.Ö. 8. yüzyılın yarısına, kral Kamanis dönemine
tarihlendirir. Stel üzerinde Fırtına Tanrısı Tarhuzas’ın kabartması ve bir yazıt bulunur. Yazıt ön
tarafında 11 satır arka tarafında ise 12 satırdan oluşur. Ay Tanrısı Sin yazıtın beddua bölümünde yer
alır (Barnett 1948: 122, 123; Orthmann 1971: 53, 147, 188; Hawkins 2000c: 144; Bonatz 2007: 12;
Payne 2012: 76). Stel yazıtında Ay Tanrısı 6. sırada yer alır. Stel günümüzde Aleppo Ulusal
Müzesi’nde bulunmaktadır. Yazıt şöyledir:

“… Her kim bu şehre kötü niyetle yaklaşırsa ya da sınırları aşarsa ya da bu


stele karşı Tarpi’nin yanında durursa ve bu sözleri silerse göksel Fırtına
Tanrısı Tarhunzas, Karhuhas ve Kubaba, İyi Tanrı ve Ea, Ay Tanrısı ve
Güneş Tanrısı ona ölüm getirsin” (Hawkins 2000c: 144, 146).
Karkamış A4a Stel Yazıtı: Karkamış’ta Ay Tanrısı kabartmasına yanında bir de yazıtlı stel bulunur
(Hogarth 1969: 27). Karkamış kralı Kamanis dönemine, M.Ö. 8. yüzyıla tarihlendirilir. Yapılan
antlaşmayı koruyan tanrılar arasında yer alan Ay Tanrısı beddua bölümünde 4. sırada gelmektedir. Stel
günümüzde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunmaktadır. Yazıt şöyledir:
“Her kim satılan evleri oğlumdan ya da torunlarımdan almaya çalışırsa
Fırtına Tanrısı Tarhunzas, Karhuhas ve Kubaba, Ay Tanrısı, Güneş Tanrısı

42
ve Parakaras onu lanetlesin ve başını gövdesinden ayırsın!” ifadeleri yer
almaktadır (Hawkins 2000c: 151, 152).

2.4.2.6. Zincirli

Ördekburbu Steli: Geç Hitit dönemi kabartmaları bölümünde değindiğimiz Ördekburnu Steli
üzerinde Aramice bir yazıt ve birkaç Luvice işaret bulunur. Yazıtın altıncı satırında Ay Tanrısı
Arma’nın adından türetilmiş bir sıfat ya da isim görülür. Eser günümüzde İstanbul Eski Şark Eserleri
Müzesi’nde bulunmaktadır (Luschan 1911a: 329: 239; Orthmann 1971: 78, 539: 48g; Lipiński 2000:
233, 234).
Barrakib Ortostat Yazıtı: Ortostat yazıtı M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenir. Günümüzde İstanbul Eski Şark
Eserleri Müzesi’nde bulunmaktadır. Kralın hilal formunda Ay Tanrısı sembolüne saygısını sunduğu
kabartma yanındaki yazıt şöyledir:
“Ben Barrakib, Panammu’nun oğlu, “Yüce efendim Ba’al Harran.”
“Ba’al Harran” “Harran’nın efendisi” anlamındadır ve Harran’da büyük öneme sahip olan Ay
Tanrısı Sin’in Aramice söylenişidir (Luschan 1911b: 345- 348).

2.4.2.7. Maraş XI Stel Yazıtı

Maraş XI steli eski adı ile Marqaş- Marhas, Gurgum Krallığı’nın başkenti bugünkü Kahraman Maraş
(Alparslan 2005: 15) iline bağlı Kanlı Köprü mevkiinde bulunmuştur (Osten 1929: 83). Orthmann’ın
Maraş B/5 adını verdiği stel Fırtına Tanrısı’na adanmıştır. Orthmann steli Maraş III grubuna dahil
etmiştir (Orthmann 1971: 87, 88, 139). Yazıt çok aşınmış olduğu için içeriği hakkında bilgi almak
mümkün değildir. Ancak Ay Tanrısı adı okunabilmektedir. Stel Adana Müzesi’nde bulunmaktadır
(Hawkins 2000c: 270).

2.4.2.8. Karatepe Ortostatı

Karatepe’de kuzey kapısında bulunan yazıtlı ortostat üzerindeki kabartmanın M.Ö. 9. yüzyılda,
yazıtının ise M.Ö. 8. yüzyıl kral Azatiwas dönemine tarihlendiği önerilmektedir. Karatepe I olarak
adlandırılan yazıtın beddua bölümünün ardından, dileklerin sunulduğu bölümde Ay Tanrısı’nın adı
görülür. Aynı zamanda Ay Tanrısı’nın adı Aramice “shr” olarak da yazıtın sonuna eklenmiştir. Yazıt
şöyledir:
“Azatiwatas adı Ay Tanrısı ve Güneş Tanrısı’nın isimleri yaşadığı sürece
Güneş ve Ay’ın isimleri gibi yaşasın” (Hawkins 1999: 9-11, 55: 18, 19;
Hawkins 2000c: 45, 46, 58).

2.4.2.9. Tabal

Tabal Bölgesi’ndeki Ay Tanrısı isminin geçtiği yazıtlar diğer Geç Hitit merkezlerinden daha fazladır.
Sultanhanı, Kululu, Kayseri, Karaburna, Bulgarmaden’de bulunan yazıtlarda Ay Tanrısı ismi
okunabilmektedir.

43
Bulgarmaden Kaya Anıtı Yazıtı: Bulgarmaden, Toroslar’ın kuzeyinde, Tabal sınırları içerisindedir.
Yazıt M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenmektedir. Yazıtın beddua bölümünde Ay Tanrısı yazıtı koruyan
tanrılardan biri olarak Fırtına Tanrısı Tarhunzas’tan hemen sonra gelir (Kalaç 1976: 66; Hawkins
2000a: 521- 523). Yazıt şöyledir:

“… Her kim bu anlaşmayı bozarsa Fırtına Tanrısı Tarhunzas ve tanrılar onu


mahvetsin, Ay Tanrısı onu parçalasın, Nikaruhas onu yesin, Kubaba onu…”
(Hawkins 2000a: 523).
Kayseri Steli: Kayseri steli 4 taraflı, 6 satırlık bir yazıttır (Lewy 1926: 7, 8). M.Ö. 8. yüzyıla
tarihlenir. Kral Wasusarma’ın hizmetkarı tarafından tanrılara adanmış bir stel olduğu anlaşılmaktadır.
Yazıtın beddua bölümünde Ay Tanrısı Sin “Harran’ın Ay Tanrısı” olarak anılmaktadır (Meriggi 1957:
234; Hawkins 2000a: 472, 473). Yazıt tam olarak okunamadığı için Harran’ın Ay Tanrısı Sin’in
kaçıncı sırada geldiğini belirlemek güçtür. Stel Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde
bulunmaktadır. Yazıt şöyledir:

“Her kim … evlerin üzerine göz dikerse ya da o … şehir, … Fırtına Tanrısı


Tarhunzas baltasıyla saldırsın, onun için Maruwalı Nika(ruha)’ nın …, ona
… ve ona (tahtlarından gelsinler?) ve (ona) Kubaba arkadan saldırsın ve
ona Ataha tanrıları, … yesin. … Ve Harran’ ın Ay Tanrısı Tarpi Kipurası
(ile?) …ve ona rahipler …” (Hawkins 2000a: 473).
Karaburna Kaya Anıtı Yazıtı: Tabal Krallığı sınırları içerisinde, günümüz Hacıbektaş- Gülşehir
yolu üzerindeki Karaburna köyü kalesinde, doğal kayalık üzerinde yer alır. 6 satırlık yazıt M.Ö. 8.
yüzyıl sonuna tarihlendirilmiştir (Hawkins 2000a: 480, 481). Ay Tanrısı kalenin inşaatını birlikte
yapan Sipis ve Nis’in oğlu Sipis’i korumaları için yazılan dua ve beddua bölümünde ilk sırada yer
almaktadır (Hawkins 1981: 174; Payne 2012: 105, 106). Yazıt şöyledir:
“Nis'in oğlu Sipis, Kral Sipis (onun) oğlu veya torununa kötülük yaparsa,
Harran’ın (Ay Tanrısı?) ile (?) Kubaba gözlerini yutsun. Her kim bu
yontuları silerse Harran’ın kralları, Ay Tanrısı, Kiharani’de (batsın?) (ve)
kalp, ve …” (Davies Morpugo 1980: 127; Hawkins 2000a: 481).
Sultanhanı Steli: Sultanhanı Sivas- Kayseri yolu üzerinde, Kayseri’nin Bünyan ilçesi sınırları
içerisinde (Akçay 2011: 123) bulunan yazıt M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenmektedir. Sultanhanı Steli 4 taraflı
olarak, toplam 6 sıra hiyeroglif yazıttan oluşmaktadır. Yazıtın beddua kısmında Ay Tanrısı Sin’in
beddua edilen kişiyi boynuzları üzerine alarak cezalandırması için lanetlemektedir. Stel Kayseri
Müzesi’nde bulunmaktadır. Yazıt şöyledir:
“… (o) koltuğundan yükselsin ve Harran’nın Ay Tanrısı onu boynuzlarına
geçirsin ve Karkamış’ın Kubabası ona arkadan saldırsın” (Karamete 1949:
66- 71; Hawkins 1981: 173; Hawkins 2000a :463-465).
Kululu 5 Stel Yazıtı: Kululu’da bulunan stel Kululu XIII olarak da adlandırılır. M.Ö. 8. yüzyıla
tarihlenir. Stelin ağırlıklı olarak beddua metni içeren yazıtında Harran’ın Ay Tanrısı giriş kısmında yer
almaktadır (Kalaç 2010: 359). Ay Tanrısı Sin tanrı isimlerinin 7. sırasında yer alır. Yazıt Kayseri
Müzesi’nde bulunmaktadır. Yazıt şöyledir:

44
“Fırtına Tanrısı, Hiputas, (Ea), Kubaba, Harran’lı Sarmas, Alasuwas,
Harman şehrinde, Harranlı Ay Tanrısı, Güneş Tanrısı …” (Hawkins 2000a:
485).

2.5. Demir Çağı’na Ait Diğer Steller ve Yazıtlar

Demir Çağı’na tarihlenen ancak hangi krallık ya da kral dönemine ait olduğu belirlenemeyen yazıt ve
kabartmalar da Ay Tanrısı’nın varlığına ilişkin ilgi çekici detaylara sahiptir. Çoğunluğu Yeni Assur ya
da Yeni Babil dönemine ait olduğu düşünülen eserlerin bazılarının sadece Ay Tanrısı’na adandığı
anlaşılmaktadır. Tam olarak tarihlendirilemeyen bu steller 17 adettir.
İncelediğimiz stellerden ilki Halep’ten 18 km uzaklıkta olan, M.Ö. 9 yüzyılda Bit- Agusi’den ayrılan
Arne yerleşiminde üzerinde Ay Tanrısı simgesi hilal bulunan bazalt bir steldir (Fig. 52). Aran Steli
olarak adlandırılan stel o döneme kadar Tanrı Sin’in hilal kabartmasının parçası şahıs ismi gibi
okunduğu için mezar taşı olarak değerlendirilmiştir. 122 cm yüksekliğinde 59 cm genişliğinde olan
stel Demir Çağı II dönemine; M.Ö. 8-7. yüzyıllar arasında tarihlendirilir. Yanında bulunan bir başka
bazalt parça ile bir kutsal bir alanda birlikte kullanılmış olabileceği ya da stelin bir kült unsuru olarak
kullanılmış olabileceği düşünülmektedir (Kohlmeyer 1992: 91, 92, 93; Keel 1994: 140). Stel
günümüzde Suriye- Halep Ulusal Müzesi’nde yer alır.

Bir diğer stel M.Ö. 8. yüzyıla tarihlendirilir. Musul mermerinden yapılmış, üzerinde Tanrı Assur’un
kabartmasının yer aldığı stel Assur’ da bir evin banyosunda bulunmuştur (Fig. 53). Kralın önünde
Harran’ın Ay Tanrısı’nın simgesi olan saçakları olan Sin sembolü görülmektedir. Kralın arkasında ise
Güneş Tanrısı Şamaş yer alır. Stel günümüzde Vorderasiatisches Müzesi- Berlin’de bulunmaktadır
(Börker-Klähn 1982: 223: 243).
Harran’dan 70 km uzaklıkta, Tell Ahmar yakınlarındaki Zaraqotaq köyünde bulunan ve Til Barsib’ten
getirildiği düşünülen Zaraqotaq Steli 140 cm yüksekliğinde ve 62 cm genişliğindedir. Bazalt stel
kemer şeklinde bitmektedir ve M.Ö. 8. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Stelin ortasında neredeyse kapalı
halde duran bir hilal bulunmaktadır (Fig. 54). Hilalin yanlarında zil şeklinde saçakları gözükmektedir.
Günümüzde Halep Ulusal Müzesi’nde korunmaktadır (Kohlmeyer 1992: 94, 95; Keel 1994: 140).
1974 yılında, Taşyürek tarafından bulunan Yeni Assur dönemi kaya kabartmalarından diğeri Karabur
Kaya Kabartması’dır. Hatay ilinin Antakya ilçesine 25 km uzaklıktaki Çatbaşı Köyü yakınında
bulunur. Herhangi bir yazıtı bulunmayan kabartmanın M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenebileceği
düşünülmektedir (Taşyürek 1975: 172, 174, 180: 10). Birbirine bakan iki figür arasında tanrı
sembolleri görülür. Bu figürlerden biri Fırtına Tanrısı Adad’tır. Karşısında duran ise bir hizmetlidir.
Hizmetlinin sağ eli yukarıda Tanrı Adad ve kabartmada bulunan diğer tanrı sembollerine saygısını
sunmaktadır. Tanrı sembolleri arasında boynuzlu başlığı ile Tanrı Assur, Ay Tanrısı Sin, Güneş
Tanrısı Şamaş, Tanrıça İştar, Tanrı Marduk ve Tanrı Nabu ve Tanrı Şibitti’nin simgeleri görülür4.

İstanbul Arkeoloji Müzesi 1326 kayıt numaralı bir diğer stel Musul- Tell Abta yakınlarında
bulunmuştur. Stel üzerinde kral yerine bölge valisi Bël-Harran-bëlî-usur kabartması bulunmaktadır. İki

4
Karabur Kabartması Köroğlu ve Adalı editörlüğünde, 2018 yılında Yapı Kredi Yayınlarından çıkan
“Assurlular: Dicle’den Toroslara Tanrı Assur’un Krallığı” adlı eserde yer alan Köroğlu’na ait “Anadolu’daki
Yeni Assur Dönemi Stelleri ve Kaya Kabartmaları/Neo-Assyrian Rock Reliefs and Stelae in Anatolia” adlı
makalede yeniden değerlendirilerek güncel çizimleri ile yayınlanmıştır (Köroğlu 2018).

45
krala da hizmet eden bölge valisi zamanında yapılan stel üzerinde, valinin isminden sonra kral ismi
olarak önce IV. Salmanassar yazılmış, sonradan III. Tiglat- pileser olarak değiştirilmiştir (Börker-
Klähn 1982: 219: 232). Stelde uzun, katmanlı bir elbise giyen vali sağ eli ile tanrılara saygısını sunar
şekilde betimlenmiştir. Elinin tam üzerine Ay Tanrısı Sin sembolü gelecek şekilde betimlenmiş,
soldan sağa Tanrıça İştar, Ay Tanrısı Sin, Güneş Tanrısı Şamaş, Tanrı Nabu ve Tanrı Marduk’un
simgeleri görülmektedir.
Bel hizasından başlayan stel yazıtı ayak bileklerine kadar inmektedir. Çölde bir şehrin kuruluşunun ve
tanrılar için yapılan tapınağın anlatıldığı stel yazıtı tanrıları öven bir girişle başlar. Yazıtta Ay Tanrısı
Sin “göklerin ve yeraltı dünyasının aydınlatıcı, yüce boynuzlarla donatılmış ve parlaklıkla giyinmiş
tanrısı Sin” olarak anlatılmaktadır. Yazıtta tanrılar Tanrı Marduk, Tanrı Nabu, Tanrı Şamaş, Tanrı Sin,
Tanrıça İştar ve Tanrıça İnanna olarak sıralanmaktadır. Bu sıralamada Ay Tanrısı Sin 4. sırada
gelmektedir (Grayson 1996: 241, 242).
Halep Ulusal Müzesi’nde bulunan bir başka taş stel ise bir kale kapısı üzerinde duran, sol bacağı uzun
tuniğinin arasından dışarı çıkmış şekilde betimlenmiş bir adam figürüne sahiptir. Polosunun üzerinde
ve elinde bir asa şeklinde hilal bulunmaktadır. Ayrıca kale kapısının iki yanında, alt kısmında saçakları
bulunan tek ayak üzerinde iki ayrı hilal ile betimlenmiştir. Kabza kemeri üzerinde 3 adet hilal
betimlemesi görülmektedir (Fig. 55). Betimlemelerde kullanılan yoğun hilal figüründen ötürü bu
kabartmanın Ay Tanrısı Sin’e ait olduğu düşünülür. Saç biçiminden dolayı Sargon ya da sonrası II.
Assurnasirpal ile III. Tiglat-pileser dönemi M.Ö. 8.-7. yüzyılları aralığında tarihlendirilmektedir
(Börker-Klähn 1982: 222: N240).
Harran’a 50 km uzaklıkta bulunan Qaruz’da bir kuyu içerisinde bulunan Qaruz Steli 137 cm
uzunluğunda, 55 cm genişliğinde ve 24 cm kalınlığında ölçülere sahiptir. Bazalt stel M.Ö. 8.- 7. yüzyıl
aralığına tarihlendirilmektedir. Üzerinde üç basamaklı bir kaide üzerinde yükselen hilal ve yanlarında
püsküllerden oluşmaktadır (Fig. 56). Üzerinde bulunan yazıtlar bölgedeki çocuklar tarafından zarar
verildiği için okunamamaktadır. On dördü boş olan, toplamda on sekiz satırdan oluşan yazıtta Tanrı
Adad, Tanrı An, Tanrı Nabu? ve Tanrı Sin’in adının geçtiği bir liste ve Harran’nın da bulunduğu
birkaç şehirden bahsedilmektedir. Günümüzde Rakka Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir
(Kohlmeyer 1992: 96).

Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde, niş içine bir kayalıkta kral betimlemesi yanında Ay Tanrısı simgesi
görülür. Kabartmada kral sağ eli tanrılara saygısını sunar şekilde betimlenmiştir. Bu tanrılar arasında
Tanrı Ea, Tanrı Adad, Tanrı Marduk, Ay Tanrısı Sin ve Güneş Tanrısı Şamaş bulunmaktadır. Bu
şekilde tanrıların desteğini alan kralın kim olduğu tam olarak bilinememektedir. Ancak Kemalettin
Köroğlu saç stilinden ötürü kabartmayı M.Ö. 8.-7. yüzyıl aralığına tarihlemektedir (Köroğlu 2018:
197-200).

Yeni Assur döneminden bir diğer stel Göktaş Köyü’nde iki parça halinde bulunan Ay Tanrısı’ na ait
steldir (Fig. 57). Stel üzerinde herhangi bir yazıt bulunmamasından ötürü tarihlendirme
yapılamamaktadır. Benzer bir görüntü Esarhaddon Steli üzerinde olduğu için, bu kral dönemine, M.Ö.
7 yüzyıla ait olabileceği düşünülmektedir. Stel üzerinde üç katmanlı bir podyum üzerinde duran iki
adam görülmektedir. Bileklere kadar uzun tunikler giymiş adamlar Ay Tanrısı Sin sembolü olan hilali
tutmaktadırlar. Hilal tek ayak destek üzerinde durmaktadır. Hilalin Harran’ın Ay tanrısı Sin’de olduğu
gibi alt kısımlarının iki yanında saçakları vardır. Sağ tarafta duran adamın eli sol tarafta duran adama

46
göre hilale daha yakın durmaktadır (Börker-Klähn 1982: 223: 244c; Keel 1994: 141). Stel günümüzde
Gaziantep Arkeoloji Müzesi’ndedir.
Göktaş Köyü Steli ile bulunan Ali Gör Steli üzerinde kanatlı aslan üzerinde duran bir tanrı kabartması
mevcuttur (Fig. 58). 162 cm uzunluğunda, 67 cm genişliğinde olan bazalt stel üzerinde duran
antropomorfik tanrı başında boynuzlu bir polos, sakallı ve uzun saçlı olarak betimlenmiştir. Başının
üzerinde güneş kursu görülür. Sırtında bir yay, sağ elinde kulplu kıvrık bir asa, belinde kılıç ve sol
elinde kıvrımlı bir nesne tutmaktadır. Uzun bir tunik giymekte olan tanrının sol elinin hemen önünde
uzun bir çubuk üzerine oturtulmuş saçaklı hilal kabartması bulunmaktadır. Tanrı Sin’in sembolü hilal
tanrının Ay Tanrısı olduğunu göstermektedir. Tarihlendirme yapılamayan stel günümüzde Ankara
Arkeoloji Müzesi’nde bulunmaktadır (Çambel 1951: 251; Börker-Klähn 1982: 221: 240; Keel 1994:
142, 143).
Seton Lloyd ve Nuri Gökçe ekibi tarafından 1952 yılında Harran’da yapılar kazılar sırasında
Sultantepe’de M1 yapısından iki parça halinde çıkarılan, 48 X 36 ve 43 X 36 cm ölçülerindeki
Sultantepe Steli akropolde ele geçen diğer buluntulardan yola çıkarak M.Ö. 7. yüzyıla
tarihlendirilmektedir. Stel üzerindeki kabartma Harran’a özgü Ay Tanrısı hilal figürünü taşımaktadır.
İki basamaklı bir kaide üzerinde, tek çubuk üzerine yerleştirilmiş hilal şeklinde betimlenmiştir (Fig.
59). (Lloyd, Gökçe 1953: 40, 43). Stel günümüzde Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde
bulunmaktadır5.
Assur’da bulunan ve M.Ö. 8. yüzyıl sonu 7. yüzyıl başına tarihlendirilen bir stel kabartması üzerinde
Fırtına Tanrısı ile bir prens olabileceği tartışılan bir insan figürü görülmektedir. Tanrıdan daha küçük
betimlenmiş insan figürünün üzerinde Güneş Tanrısı Şamaş, Ay Tanrısı Sin ve Tanrıça İştar
sembolleri görülmektedir. Stel günümüzde British Müzesi’nde bulunur (Börker-Klähn 1982: 223:
242).
Hatay ili Kırıkhan ilçesine bağlı Nişanlıtepe mevkiinde bulunan Ceylanlı Kaya kabartması 2014
yılında fark edilmiştir. Kireçtaşı bir kayalık üzerine yapılan kabartma oldukça zarar görmüştür.
Yapılan incelemeler sonucunda M.Ö. 7. yüzyıla II. Nebukadnezzar dönemine tarihlendirilebileceği
düşünülmüştür. Kabartma üzerinde bir kral ve saygısını sunduğu Ay Tanrısı Sin, Güneş Tanrısı Şamaş
ve Tanrıça İştar sembolleri görülür (Özkan, Kara 2017: 206, 207: 9).

Satın alınma yoluyla British Müzesi’ne getirildiği için nerede bulunduğu bilinmeyen ve Yeni Babil
dönemine tarihlendirilen bir diğer stel üzerinde iki erkek figürü görülmektedir. Babil dönemine
tarihlendirilmesine rağmen kabartma stili Assur özellikleri taşımaktadır. Etrafını bir yazıtın çevrelediği
kabartmanın hemen üzerinde Güneş Tanrısı Şamaş, Ay Tanrısı Sin ve Tanrı Ea sembolleri
görülmektedir (Fig. 60).
Babil’de bulunan bir stel için Yeni Assur kralı Esarhaddon dönemi ile Nabonidus dönemi arasında
tahta geçen krallar dönemine tarihlendirmeler yapılmıştır. Ancak sonrasında yapılan analizler ile stelin
Nabonidus dönemine ait olacağı fikri ağır basmıştır. Stel üzerinde kral sağ elinde bir çubuk tutarken,

5
Tam tarihi bilinmeyen bir başka Yeni Assur dönemi kaya kabartması İran’ın İlam şehri yakınında bulunmuştur. Kabartma
üzerinde kral Güneş Tanrısı Şamaş, Tanrı Assur, Tanrı Şibitti ve Ay Tanrısı’na Sin’e saygılarını sunarken görülür. Stel
Esarhaddon ya da Assurbanipal dönemi M.Ö. 7. yüzyıla tarihlendirilmektedir (Börker-Klähn 1982: 215: 223).

47
sol eli ile üzerinde hilal betimlemesi olan, üzeri işlemeli bir asa tutmaktadır (Fig. 61). Kralın hemen
önünde ise Ay Tanrısı Sin, Güneş Tanrısı Şamaş ve Tanrıça İştar sembolü bulunmaktadır. Kral asası
ile bu sembollere saygısını sunar halde betimlenmiştir. Stel yazıtı okunamaz haldedir.
Bir diğer Yeni Babil dönemi steli Gebel Akron’da eski Asi Nehri üzerinde Audin Vadisi’nin
güneyinde bulunmuştur. İki ayrı stel olarak bulunan stellerden biri henüz tamamlanmamış
görülmektedir ve üzerinde bir kral kabartması bulunur. Yeni Assur dönemine tarihlendiren
araştırmacılar olmakla birlikte, stelin II. Nebukadnezzar dönemine tarihlendiği görüşü ağır
basmaktadır. Yarım gözüken kral kabartmasının hemen önünde havaya kaldırdığı sağ elinin üzerinde
Ay Tanrısı Sin ve Tanrıça İştar’ın sembolleri gözükmektedir.
Amrit’in güneyinde, Nahr el-Abraş kıyısında bulunan, ince uzun bir şekilde işlenmiş, kireç taşından
bir stel ise Mısır etkileri taşımaktadır. M.Ö. 6.-5. yüzyıl aralığında tarihlendirilen stel üzerinde bir tanrı
aslan üzerinde betimlenmiştir. Başının hemen üzerinde ise Ay Tanrısı Sin’in sembolü hilal ve güneş
betimlemesi görülmektedir (Börker-Klähn 1982: 227: 257, 230: 266, 231:269, 242,243: 293).

2.6. Frigler’de ve Urartularda Ay Tanrısı

Erken dönem Frig yazılı kaynakları oldukça azdır. Pek çoğu tahrip olduğundan, bulunan kaya
kabartmaları ve idollerden panteona dair fazla bilgi edinilememektedir (Roller 2012: 7). Bu nedenle
Demir Çağı’nda Frigler’de Ay Tanrısı’na ilişkin bilgilerimiz oldukça kısıtlıdır. Bu konuda, Orta Demir
Çağı sonrasına ait olmakla birlikte, Friglerle ilişkilendirilen bazı heykel ve kabartmalar değerlendirme
yapmak için ipuçları vermektedir.

Frigler Ay Tanrısı’nı Men olarak adlandırırlardı. Tanrının sadece göksel alemde değil, yer altında da
etkili olduğuna inanılırdı. Men isminin kökeni konusunda farklı tartışmalar bulunmaktadır. Men
isminin Yunanca ya da Trakya kökenli olmasına dair varsayımları bulunur. Afif Erzen bu varsayımları
reddeder. İsmin Hitit- Anadolu kökenli olduğunu savunur. Tanrının betimlemeleri ve lakablarını buna
örnek olarak vermektedir. Aynı zamanda Mezopotamya’da Ay Tanrısı için kullanılan Sin isminin
yerine bazı yazıtlarda Men isminin kullanıldığını da belirterek, bunu çeşitli örneklerle açıklamaktadır.
Sin adının anlamının “taç” anlamına geldiğini ifade eder. Men isminin ise Frigler’de en azından M.Ö.
5. yüzyılda kullanıldığının yazıtlardan anlaşıldığını belirtir (Erzen 1953: 3, 5, 11). Bu bilgiler dışında
Orta Demir Çağı’nda Frigler’in Ay Tanrısı’na dair bilgi bulunmamaktadır. Ancak Orta Demir
Çağı’ndan sonra Ay Tanrısı Men’in özellikle Kilikya bölgesinde önemli bir konumda olduğu
bilinmektedir.
Urartu dininde Ay Tanrısı’nı incelediğimizde de durum Frigler’den çok farklı değildir. Bu döneme
ilişkin en önemli yazılı kaynak Van şehri yakınındaki Zimzim Dağı’nın batı eteklerinde bulunan
Meher Kapı kaya yazıtıdır. Panteona ait 79 tanrı, tanrıça ve kutsal kabul edilen varlığın isimlerinin
verildiği yazıtta 12. sırada Ay Tanrısı’nın ideogramı ile yazılan bir isim görülür. Şelardi olarak okunan
bu ismin Ay Tanrısı olabileceği önerilir. Yazıtta tanrıya 1 boğa ve iki koyun kurban edilmesi gerektiği
bildirilmektedir (Payne 2006: 42, 43).
Şelardi haricinde yine Meher Kapı yazıtında 14. Sırada yer alan Ay Tanrısı ideogramı ile yazılan bir
tanrı daha yer almaktadır. Ancak tanrının kimliği konusunda kesin bir bilgi yoktur (Düzgün 2002: 44).
Atbini olarak adlandırılan bu tanrıya da 1 boğa 2 koyun kurban edilmesi gerektiği belirtilmiştir (Payne
2006: 43).

48
Yukarı Anzaf Kalesi’nde bulunan bir adak kalkanı üzerinde çok sayıda Urartu tanrısı betimlenmiştir.
Buradaki tanrılar Meher Kapı yazıtından yola çıkılarak isimlendirilmiştir. 12. sırada olan sfenks
üzerindeki tanrının Şelardi olabileceği önerilmiştir (Belli 1999: 62, 63). Bu tanrının ikonografik
özellikleriyle bizim tezimizde değerlendirdiğimiz örnekler arasında bir benzerlik bulmak pek mümkün
gözükmemektedir.
Bir Urartu şehri olan Karmir- Blur’da yapılan kazılarda da Assur etkisi olduğu düşünülen mühürler ve
bir de üzerinde hilal bezemesi olan figür bulunmuştur (Piotrovsky 1969: 175: Levha: 45, 101).
Mühürlerde Harran’nın Ay Tanrısı Sin figürünün bir özelliği olan püsküllü hilal betimlemeleri
mevcuttur. Aynı şekilde Urartu dönemine tarihlenen üzerinde hilal betimlemelerinin olduğu başka
mühürler görmek de mümkündür. Ancak Anadolu Medeniyetleri Müzesi araştırmacısı Çelikel Urartu
mühürlerinde hilal motifinin boşlukları doldurma amaçlı kullanıldığını belirtmektedir (Işık 1984: 75-
77; Çelikel 1988: 71- 74: 4, 5, 7).

49
Karaburna Kululu
Sultanhanı
KIZILDAĞ Kayseri
MELİD
. . ..
Eğil
.. Gisgis

Üçtepe
. .
Bulgarmaden . Pazarcık
Karatepe Cudi Dağı
Kenk Boğazı .
SAM’AL
Ali Gör
. . . . ..
. KARGAMIŞ
Göktaş Duhok
Z
Köyü Zaraqotaq
Qaruz Faida
. .
Tuleil Cekke ..
Aran
Tavale Halep
. . .. .. . Tell El Rimah
Kirmanşah

Saba’a Steli Luristan


..
.

50
Larnaka
.
. Nahr El Kelb

Harita 2: Geç Hitit Dönemi Kabartma ve Yazıtları


(Mavi hilaller kabartmaları, sarı hilaller yazıtları göstermektedir.)
3. AY TANRISI’NIN GEÇ DEMİR ÇAĞI VE SONRASINDA ANADOLUDA’Kİ
DURUMU

3.1. Yeni Babil Dönemi Sonrası Anadolu’nun Doğusunda Ay Tanrısı

Yeni Babil döneminin ardından Ay Tanrısı bazı merkezlerde önemini korumaya devam etmiştir.
Nabonidus döneminden sonra Harran şehri M.Ö. 6. yüzyılda Persler tarafından ele geçirilse de Pers ve
Helenistik dönemlerde de varlığını farklı şekillerde sürdürmüştür. M.S. 2. ve 3. yüzyılda Harran ve
çevresinde yaşayan bölgenin Arap yöneticileri Sumatar Harabesi’nde Ay Tanrısı için adak yazıtlar
yaptırmışlardır. Bu bölgede bulunan bir kabartmanın yanında yer alan yazıtta “Sila’nın oğlu(?) Sila
Adona’nın oğlu Tridites ve kardeşinin hayatı için Sin’in bir görüntüsünü yaptırdı” ifadesi yer alır.
Kabartma üzerinde erkek bir figür ve omuzlarında hilal betimlemeleri görülür. Bu bölgede bulunan
kayalara kazınan yazıtlardan üçünde “Mrlh” Djivers tarafından “Meralahe” olarak çevrilmiştir. Bu
isim de Nabonidus yazıtındaki “Bel-ilani” ile bağdaştırılmış ve Ay Tanrısı Sin’in isimlerinden biri
olduğu belirtilmiştir. Ancak isme dair pek çok farklı görüş bulunmaktadır. Perslerle Romalılar
arasında pek çok kez el değiştiren bu bölgede M.S. 217 yılında Roma imparatoru Caracalla’nın da
Harran yakınındaki Ay Tanrısı Tapınağı’na yaptığı haç ziyaretinden dönüşünde öldürüldüğü Dio
Cassius tarafından belirtilir. M.S. 4. yüzyıl imparatoru Julian’ın da Ay Tanrısı için adaklar adadığı
belirtilir. M.S. 4. yüzyıla ait Addai Doktrini’nde Edessalılar’a seslenişinde Harran halkının o dönemde
de ağırlıklı olarak Ay Tanrısı’na ve Güneş Tanrısı’na inandıklarını öğreniriz. M.S. 5. yüzyılda
Antakyalı İshak ise bu dönemde Harran’da Ay Tanrısı ile Güneş Tanrısı ve başka tanrılara da önem
verildiğini belirtir. M.S. 5. yüzyıla ticaret yolarının değişmesi ile Harran’a dair bilgiler azalır. Şehir
M.S. 639 yılında İslam orduları tarafından ele geçirilir (Green 1992: 1, 39, 49, 51, 58, 66, 67; Theuer
2000: 330). Müslümanların hakimiyetinde Harran’da yaşayan Sabi halkı için İbn-i Ganam zamanında
M.S. 7. yüzyılda şehirde Ay Tanrısı için bir tapınak inşa edildiği ancak 11. yüzyılda yıkıldığı belirtilir
(Green 1992: 97).

3.2 Anadolu’nun Batısında Ay Tanrısı

Orta Demir Çağı’ndan sonra Anadolu’nun batısında Ay Tanrısı inancına dair Orta Demir Çağı’nın
aksine Frig kültüründen kalan eserler fikir vermektedir. Bu dönemde Frigler’de Ay Tanrısı inancı daha
belirgin hale gelmiştir. Her ne kadar Frig dili tam çözülememişse de özellikle M.Ö. 3. yüzyıl ile M.S.
4. yüzyıl arasında Kilikya bölgesi ve özellikle Antiocheia’da oldukça etkili olan Ay Tanrısı’na ait bir
kült alanı ve çevresinde bulunan pek çok kabartma ve sikkeler bu anlamda önemli veriler sunar (Fig.
62).
Ay Tanrısı Men için Frigya bölgesindeki çeşitli coğrafi yerlere verilen Askanios adından ötürü
“Askania’lı” dendiği belirtilir. “Bey, hükümdar” anlamına gelen “Tyrannos” ifadesi Lidya kültürüne
ait olup, Erzen bu ismin Ay Tanrısı Men için çeşitli kitabelerde kullanıldığını ifade eder. Lurker ise
sıfatlarından birinin “zorba” olduğunu iletir. Sümer döneminde olduğu gibi Ay Tanrısı Men yer altı
dünyası ile ilişkilendirilmiştir. Ay Tanrısı’nın zaman zaman yer altına indiği ve ortadan kaybolduğuna
inanılırdı. Özellikle Pisidya, Likaonya ve İsavria’da bulunan mezar taşı yazıtlarında bu görülür. Ay
Tanrısı Men Pontos krallarının taç giyme törenlerinde yemin tanrısı olarak saygı görürdü. Aynı

51
zamanda Ay Tanrısı Men Sümer döneminde olduğu gibi bereket ve Sümer’de “gelecekten haber veren
tablet” olması gibi kehanetle ilişkilendirilirdi. Bu dönemde Tanrı Men diğer topluluklardan farklı
olarak sağlık dağıtan tanrı rolünü de üstlenmiştir.
Aynı zamanda Yeni Babil’de ağırlıkla İştar’la birlikte betimlenen Ay Tanrısı’nın Frig döneminde
yeniden Güneş Tanrısı ile birlikteliği söz konusu olmuştur. Sonraki dönemlerde Tanrı Attis’le
bağdaştırılmış ve Tanrıça Artemis ile yakın ilişki içerisinde olmuştur.
Tanrı Men omuzlarında bir hilal ile temsil edilmiştir. Genellikle Frig başlığı, yüksek yakalı gömlek ve
manto ile betimlenmiştir. Kabartmalarda Ay Tanrısı Men sakalsız olarak görülür. Bazı örneklerde sağ
elinde çam kozalağı ya da küre tutmaktadır. Diğer elinde ise genellikle bir mızrak bulunur. Balta
elinde görülen objelerden bir diğeridir. Kabartma ve sikkeler üzerinde boğa başları ve hilalle birlikte
betimlenmiştir. Ancak boğa haricinde farklı hayvanlarla betimlendiği örnekler de bulunur (Fig. 63).
Bu dönemde de Ay Tanrısı’nın sadece hilalle temsil edildiği örnekler bulunmaktadır (Erzen 1953: 1
vd.; Lurker 2004: 123; Mutlu 2017) (Fig. 62).

52
SONUÇ

Ay Tanrısı’na dair ilk bilgiler M.Ö. III. bin yıldan itibaren Sümer dönemi yazılı kaynaklarında yer
almaktadır. Demir Çağı’na kıyasla bu dönemde Ay Tanrısı’na ilişkin bilgileri daha çok mitolojik ve
edebi metinlerden öğreniyoruz. Demir Çağı’nda ise daha çok steller, ortostatlar ve kayalık üzerinde
bulunan kabartma ve yazıtlardan bilgi edinmekteyiz.
Sümer panteonunda ilk sıralarda yer alan Tanrı An, Tanrı Enlil, Tanrı Enki ve Tanrıça Ninhursag’tan
sonra Ay Tanrısı “Nanna, Nannar” gelmektedir. Bu da bize Ay Tanrısı’nın Sümer döneminde
“IMIN.IMIN.BI” olarak adlandırılan diğer adıyla “Süreyya Yıldızı” (Rüster, Neu 1989) göksel alemin
ilk yedi tanrısı içinde yer aldığını göstermektedir. Ay Tanrısı’nın Sümer dönemindeki merkezi Ur
kenti olmuştur (Kramer 2002a: 117). Özellikle Larsa Hanedanlığı döneminde tapınak haricinde Ay
Tanrısı için depo, yargıç evi, tanrı evi gibi farklı yapıların yapıldığı görülür. Bu dönemde kralın aile
fertlerinin rahip ya da rahibe olarak tapınaklara atanması da Ay Tanrısı’nın önemini göstermesi
bakımından önemlidir. Bazı metinlerde ismi ile değil simgesi olan 30 rakamıyla gösterilmiştir. Sümer
döneminden itibaren hilalle temsil edilen Ay Tanrısı metinlerde sıklıkla boğaya da benzetilmiştir.
Demir Çağı’nda çoğunlukla Fırtına Tanrısı ile özdeşleştirilen boğanın M.Ö. II. binyılın ortalarına
kadar Ay Tanrısı’nın simgesi olarak kullanıldığı metinlerden anlaşılmaktadır. Bir süre her iki tanrı için
kullanıldıktan sonra Ay Tanrısı’nın diğer kültürlerde öneminin azalması ya da farklı sembollerle
gösterilmeye başlamasıyla boğa Fırtına Tanrısı’nın sembolü haline gelmiş olmalıdır. Boğa dışında bazı
metinlerde yılan ya da kaderlerin yazıldığı tablet gibi farklı hayvan ya da objelere de benzetilmiştir.

Akkad döneminde Ay Tanrısı Nanna isminin dışında Suen ya da Sin gibi farklı isimlerde de anılmıştır.
Ay Tanrısı’nın bu dönemde de yedi göksel tanrı arasında sayıldığı ve diğer tanrılarla birlikte kendisi
için rutin olarak kurbanlar adandığı anlaşılmaktadır. Akkad hanedanlarının da Sümer hanedanları gibi
aile fertlerini Ay Tanrısı’nın tapınağına rahip ya da rahibe olarak göndermeleri tanrının dini hayattaki
önemini göstermektedir.
Eski Assur döneminde ise Tanrı Assur’un öne çıkmasıyla birlikte Sin olarak adlandırılan Ay
Tanrısı’nın daha geri planda olmakla birlikte göksel tanrılar arasında yer aldığını anlıyoruz. Bu
dönemde de tanrının koruyucu özelliğini koruduğunu ve 30 rakamıyla önceki dönemlerdeki gibi temsil
edildiğini görüyoruz.

Babil’de baş tanrı Marduk öne çıkmıştır. Ancak Babil’de Sin olarak adlandırılan Ay Tanrısı Sümerler
döneminde olduğu gibi ön planda olan tanrılar arasındadır. Pek çok yöneticinin kişisel olarak Ay
Tanrısı’na önem verdiğini yazıtlardan anlıyoruz. Bu dönemde de Ay Tanrısı’nın koruyucu özelliğinin
ön planda olduğu ve çoğunlukla Tanrıça İştar’la birlikte betimlendiği görülmektedir.
Hurri döneminde Kuşuh olarak adlandırılan Ay Tanrısı hakkında birkaç mitolojik metinden bilgi
alıyoruz. Bu dönemde de 30 rakamıyla temsil edilen tanrının Tanrı Teşup, Hurri ve Şerri, Tasmisu,
Kumarbi, Ea’nın ardından geldiği ve göksel tanrılar içerisinde yer aldığı anlaşılmaktadır.
Hitit döneminde ise varlığını çeşitli ritüel metinleri ve az sayıdaki kabartmadan bildiğimiz Ay Tanrısı
Arma, Ay Tanrısı, Ay Tanrısı Kuşuh ya da Harran’ın Ay Tanrısı isimleriyle anılmaktadır. Ay Tanrısı
Hitit mitolojik metinlerinden Appu hikâyesine göre Kuzina şehrinde hüküm sürmektedir (Hoffner

53
1991: 84). Tanrı bu dönemde de anlaşmaların koruyucusu olarak görülmektedir. Kabartmalarda ise
Hitit tanrılarını bir arada görebildiğimiz imparatorluk dönemine tarihlenen Yazılıkaya tanrı
kabartmaları içerisinde yer almaktadır. Ay Tanrısı bu kabartmada insan formunda görülmektedir.
Bununla birlikte Sümer, Akkad, Babil, Hurri dönemi metinlerinde göksel tanrılar arasında yerini alan
tanrı bu kabartmada 35. sırada yer almaktadır. Eğer burada bir önem sırası söz konusu ise Ay
Tanrısı’nın bu dönemde önceki dönemlere göre daha geri planda kaldığı söylenebilir.
Yeni Assur döneminde Ay Tanrısı sembolünün görüldüğü kabartmalar ya da isminin geçtiği yazıtlar
Anadolu’da güneyde Antakya’dan kuzeyde Kahramanmaraş’a, doğuda Şırnak’tan batıda Gaziantep’e
kadar görülmektedir. Anadolu dışında ise Assur bölgesinin güneydoğusunda İran- Kirmanşah’tan,
kuzeyde Dohuk Vadisi’ne; batıda Kıbrıs Larnaka’ya kadar Ay Tanrısı sembolü taşıyan kabartmalar
veya adının geçtiği yazıtlar görmek mümkündür.
Yeni Assur dönemine ait üzerinde Ay Tanrısı sembolleri ya da figürlerinin olduğu ya da isminin
geçtiği yazıtlara sahip 43 adet stel, kaya kabartması ya da duvar kabartması bulunmaktadır. Bunlardan
15 tanesi kaya kabartmasıdır ve 9 tanesi Anadolu topraklarında yer alır. 27 adet stelden 9 tanesi
Anadolu’da bulunmuştur. Günümüzde kayıp olan bir duvar kabartması ise Kalhu’da bulunmuştur.
Stellerden en erkeni II. Assurnasirpal (M.Ö. 883- 859) dönemine ait Nimrud Steli’dir. Anadolu’da
bulunan en erken Ay Tanrısı kabartması örneği ise yine II. Assurnasirpal (M.Ö. 883- 859) dönemine
tarihlenen Kurkh Steli’dir. Ay Tanrısı kabartmasına sahip stellerden II. Assurnasirpal (M.Ö. 883- 859)
ve III. Salmanassar (M.Ö. 858- 824) dönemi Diyarbakır- Kurkh Stelleri’nde Ay Tanrısı kralın
saygısını sunduğu tanrılar arasında yukarı bakar formda bir hilal ile gösterilmiştir.
III. Adad-nirari (M.Ö. 810- 783) döneminde Ay Tanrısı stel ve kabartmalar üzerine tarz ve stil olarak
birbirinden farklı biçimlerde işlenmiştir. Anadolu dışındaki Tell El Rimah ve Sa’ba Steli örneklerinde
kral Ay Tanrısı sembolü hilal ile yan yana resmedilmiştir. Anadolu’da ise işlev olarak da aynı dönem
stellerinden ayrılarak sınır taşı olarak dikilen Pazarcık Steli’nde Ay Tanrısı bir çubuk üzerinde, yukarı
bakan büyük bir hilal ile temsil edilmiştir. Aynı zamanda kullanılan hilal diğer örneklere kıyasla
kapalı hilal formuna yankındır. İki kişinin eşlik ettiği iki Ay Tanrısı kabartmasından biri olan Tavale
Köyü Steli’nde ise üç basamaklı bir podyum üzerinde bir çubuk üzerinde yukarı bakan hilal ile
betimlenmektedir. Hilal formunun altında Harran’daki betimlemelerden görmeye alışkın olduğumuz
püsküller yer almaktadır. Hilal betimlemesinin olduğu kısım kırık ve aşınmış olduğu için tam olarak
hangi forma sahip olduğu görülememektedir. Bunun da tahmini çizimi yapılarak görsellere eklenmiştir
(Resim 35). Bu tarz betimleme Anadolu’ya özel bir tasarım gibi görünmektedir. Aynı zamanda III.
Adad-nirari dönemine kadar olan kabartmalarda Ay Tanrısı’nı Tanrı Assur, Tanrı Adad, Güneş Tanrısı
Şamaş, Tanrıça İştar ve Şibitti ile görürken bu dönemde Ay Tanrısı’nın birlikte betimlendiği tanrılara
Tanrı Marduk, Tanrı Ea, Tanrı Nabu’nun katıldığı görülür. Bazı stellerde ise yerel tanrıların da
kabartmalarda varlığı gözlemlenir. Buna örnek Cebel Sincar Steli verilebilir. Dört dallı ve noktalı tanrı
sembolünün hangi tanrıya ait olduğu belirlenememiştir.
Sanherib dönemine (M.Ö. 704- 681) ait Anadolu’da ve Anadolu dışında üzerinde Ay Tanrısı
sembollerinin bulunduğu 3 adet stel, 9 kaya kabartması ve 1 kaya yazıtı Ay Tanrısı’nın ön planda
olduğunu göstermektedir. Bu döneme ait Urfa- Aşağı Yarımca Steli ise hilal betimlemesi bakımından
Tavale Köyü Steli’ne benzemektedir. İki basamaklı podyum üzerinde yer alan çubuk üzerinde büyük
bir hilal yukarı bakar şekilde görülmektedir. Hilal formunun altında püsküller yer alır.

54
Esarhaddon (M.Ö. 671) dönemi Gaziantep- Zincirli Steli’nde ise Kurkh Stelleri’nde olduğu gibi Ay
Tanrısı kralın saygısını sunduğu tanrılar arasındadır. Esarhaddon döneminde Ay Tanrısı’nın birlikte
betimlendiği tanrıların sayısının arttığını ve Tanrı Assur’un eşi de dahil bu döneme kadar steller
üzerinde görülen tüm tanrıların birlikte kullanıldığını görülür. Oldukça detaylı olarak işlenmiş olan
tanrıların bir kısmı insan formunda gösterilirken Ay Tanrısı küçük ve hafif sağa eğimli şekilde hilal
sembolü ile gösterilmiştir.
Hangi kral döneminde yapıldığı belirlenemeyen Göktaş Köyü, Ali Gör ve Sultantepe stelleri tarz ve
biçim olarak yine özgün örnekler oluşturmaktadırlar. Göktaş Köyü Steli Tavale Köyü Steli’ne
benzemekle birlikte, tanrıya eşlik eden insan figürlerinin işlenişi ve stil olarak daha basit işçiliğe
sahiptir. Üç basamaklı podyum üzerinde duran çubuklu hilal Tavale Köyü Steli’ndeki gibi püsküllere
sahiptir. Ali Gör Steli’nde ise nadir örneklerden biri olan insan biçimli Ay Tanrısı figürü görülür.
Kanatlı boğa üzerindeki tanrının önünde çubuk üzerinde püsküllü hilal betimlemesi olan bir asa
bulunmaktadır. Asanın üzerinde yer alan hilal yukarı bakar şekilde işlenmiştir. Anadolu dışında yer
alan kabartmalarda bahsedeceğimiz Musul’da bulunan stel üzerinde benzer şekilde boğa üzerinde
tasvir edilen insan formunda Ay Tanrısı örneğinin Anadolu’da da yer aldığını göstermesi bakımından
da Ali Gör Steli önemlidir. Ayrıca yine Anadolu dışında yer alan kaya kabartmalarından Maltai
Kabartması’nda yer alan tanrı betimlemesiyle de uyumu dikkat çekicidir.
Anadolu’da bulunan kaya kabartmalarından III. Salmanassar (M.Ö. 858- 824) dönemine ait
Gaziantep- Kenk Boğazı kabartmasında Ay Tanrısı kralın saygısını sunduğu tanrı sembollerinin 3.
sırasında küçük hilal formunda görülmektedir.
III. Tiglat-pileser (M.Ö. 744- 727) dönemi Ergani- Gisgis kabartması ise incelenen tüm
kabartmalardan farklı bir üslup ve stile sahiptir. Kral ve hizmetlisinin saygısını sunduğu tanrıçanın
önünde kanatlı bir hayvanın sırtında yer alan Ay Tanrısı iki basamaklı bir podyum üzerinde hilalle
temsil edilmiştir. Kendisine eşlik eden Güneş Tanrısı Şamaş Ay Tanrısı figürünün yanında oldukça
küçük betimlenmiştir. Ay Tanrısı’nı temsil eden büyük formda hilalin altında pek çok hilal
betimlemesinde olduğu gibi saçaklar görülmektedir. Bu üslup bir hayvan üzerinde yer alan ve çubuk
üzerinde hilal ile temsil edilen Ay Tanrısı’nın kabartmalar üzerindeki tek örneğidir. Ancak insan
biçimli Ay Tanrısı betimlemelerinin bir hayvan üzerinde betimlendiği örnekler daha önce
değindiğimiz gibi Anadolu içinde ve dışında görülmektedir. Şırnak- Cudi Dağı’nda kral Sanherib
(M.Ö. 704- 681) dönemine ait olan ve 5 ayrı kabartmada yer alan Ay Tanrısı’nı küçük hilal formunda
betimlenmiş olarak görürüz. Bu kabartmalardan ilkinde Ay Tanrısı sembolü hilal figürü tek başına yer
almaktadır. Diğer stellerdeki birçok örnekten farklı olarak bu kabartmada hilalin açık olan bölümü
yaklaşık 45 derecelik bir açıya yakın şekilde sağa doğru betimlenmiştir. İlk kabartma dışındaki diğer
kabartmalarda ise yukarı bakar şekilde yer aldığı görülür. Sadece Şah III adlı kabartmada hafif sağa
doğru bir eğim vardır. Kabartmalar üzerinde Ay Tanrısı kralın saygısını gösterdiği Tanrı Assur’dan
hemen sonra yer alır. Bu da kral Sanherib döneminde Ay Tanrısı’nın baş tanrıdan sonra özel bir yeri
olduğunu vurgulamaktadır.

Ay Tanrısı sembolünün yukarı doğru bakan hilal formunda yer aldığı III. Tiglat-pileser dönemi
Antakya- Karabur ve II. Sargon dönemi Eğil kabartmalarında da Ay Tanrısı kralı desteklediği
düşünülen diğer tanrılarla birlikte görülmektedir. Karabur Kabartması’nda Ay Tanrısı Sin Tanrı Assur,
Güneş Tanrısı Şamaş, Tanrıça İştar, Tanrı Marduk ve Tanrı Nabu ve Tanrı Şibitti’yle birlikte görülür.
Eğil Kabartması’nda ise Tanrı Ea, Tanrı Adad, Tanrı Marduk ve Güneş Tanrısı Şamaş ile

55
betimlenmiştir. Birlikte betimlendiği tanrılar dönemden döneme değişmekle birlikte, dünya genelinde
bulunan 50 adet Yeni Assur dönemi kaya kabartmasından 14 tanesinde Ay Tanrısı’nın sembolünün
yer aldığını görülür.
Anadolu dışında Ay Tanrısı kabartmaları II. Assurnasirpal (M.Ö. 883- 859) ve III. Salmanassar (M.Ö.
858- 824) döneminde başkent Kalhu’da da bulunur. Kabartmalarda Ay Tanrısı kralın saygısını
sunduğu tanrılar arasındadır. Bu kabartmalardan III. Salmanassar dönemine ait Siyah Obelisk üzerinde
yer alan bir panoda boğanın boynuzları kapalı hilal biçiminde yapılmıştır. Börker-Klähn bunun Ay
Tanrısı’nın sembolü olabileceğini söylemektedir (Börker-Klähn 1982: 190, 191). V. Şamşi-Adad
(M.Ö. 823-811) döneminde Nimrud Sarayı’nda bulunan bir stelde de Ay Tanrısı diğer tanrılarla
birlikte hilali yukarı bakacak şekilde temsil edilmiştir.

Anadolu dışındaki III. Adad-nirari (M.Ö. 810- 783) dönemi kabartmaları daha önce bahsettiğimiz bir
çubuk üzerinde ve hilal formunda tek başına betimlenen Anadolu’daki örneklerinden farklı olarak
kralın saygısını sunduğu diğer tanrılarla birlikte hilalle betimlenmiştir. Cebel Sincar ve Tell Al-
Rimah’da yer alan bu steller pek çok stel üzerinde görülen Ay Tanrısı sembolizmine benzer şekilde
betimlenmişlerdir. Kirmanşah bölgesinde ve Kalhu Sarayın’da bulunan III. Tiglat-pileser (M.Ö. 738)
dönemi stelleri ile II. Sargon (M.Ö. 716) dönemine ait Godintepe Steli kabartmalarında da Ay Tanrısı
kralın saygısını sunduğu Ay Tanrısı kompozisyonu ile gösterilmiş ve hilalle temsil edilmiştir.
Kirmanşah Steli’nde Ay Tanrısı sembolü yukarı doğru bakmakla birlikte hafif sağa dönük şekilde
işlenmiştir. II. Sargon dönemi stelinde ise kabartma aşındığı için net olmamasına rağmen hatları
belirgin bir hilal formu yerine daha kaba hatlara sahip bir şekilde betimlendiği görülür. Bu hatların
nasıl olduğu hemen yanında yine biraz daha farklı işlenmiş olan Güneş Tanrısı kabartmasında da
görülebilir. Larnaka’da yine II. Sargon (M.Ö. 707) dönemine ait bir stelde de Ay Tanrısı’nı küçük
hilal formunda yukarı doğru bakar şekilde görmek mümkündür.
En fazla Ay Tanrısı betimlemesine rastladığımız Kral Sanherib (M.Ö. 704- 681) döneminde Anadolu
dışında toplamda 4 adet kaya kabartması ve bir yazıt ile 2 stel bilinir. Bunlar Navkur ve Dohuk
vadilerinde yer alan Bavian, Faida, Maltai Kaya Kabartmaları ile Nebi- Yunus/ Irak’ta bulunmaktadır.
Navkur- Dohuk Vadisi Kaya kabartmalarında Ay Tanrısı diğer tanrılarla birlikte insan biçimli olarak
ve hepsinde aynı şekilde üçüncü sırada betimlenmiştir. Çok detaylı bir işçiliğe sahip olmayan Ay
Tanrısı’na ait kabartma daha önce bahsedildiği üzere ilginç bir şekilde Ali Gör’de bulunan insan
biçimli Ay Tanrısı kabartmasına benzemektedir. Ali Gör Steli’nde tanrının elinde tuttuğu nesnelerle
Maltai Kabartması’nda görülen asalar oldukça benzerdir. Faida Kabartması betimlemesinde de
benzerlikler görülür. Ali Gör Steli’nde olduğu gibi bu kaya kabartmalarında tanrının başında yüksek
bir polos görülür. Uzun saçaklı bir elbise giymektedir ve belinde bir kılıç bulunur. Ali Gör Steli’nde
gördüğümüz yay detayı bu kabartmalarda görülmez. Ancak tanrıyı yine kanatlı bir hayvan üzerinde
görürüz. Boynuzlarından anlaşıldığı kadarıyla bu hayvan Ali Gör Steli’nde olduğu gibi bir boğa
olmalıdır. Farklı dönemlere ve coğrafyalara ait bu kabartmalardaki benzerlikler oldukça ilgi çekicidir.
Yeni Assur döneminin en geç örneğini ise Esarhaddon dönemine ait Nahr El- Kelb bölgesinde bulunan
bir stel sunmaktadır. Anadolu içerisindeki en geç örnek de yine Esarhaddon döneminde dikilen ve
oldukça ayrıntılı şekilde işlenmiş olan Zincirli Steli’dir. Nebi- Yunus’ta bulunan steller ise aynı
döneme tarihlenen kaya kabartmalarından farklı olarak Ay Tanrısı Sin kralın saygısını sunduğu
tanrılar arasında ve hilal formunda işlenmiştir.

56
Yeni Assur dönemi betimlemelerinde Ay Tanrısı genellikle bir çubuk üzerinde hilal ya da kral figürü
önünde hilal ile betimlendiği anlaşılmaktadır. Bunun dışında insan biçimli olarak betimlendiği
örnekleri de vardır. Kral ve hilal formunda Ay Tanrısı’nın temsil edildiği stel ve kaya kabartması
sayısı 27, Ay Tanrısının yalnızca hilal formu ile gösterildiği stel sayısı 8’dir. Ay Tanrısı insan
formunda Anadolu’da yalnızca Urfa’da Ali Gör stelinde bulunur. Diğer örneklerin 4 tanesi Navkur-
Dohuk Vadisi kaya kabartmalarında, bir diğeri ise Suriye Halep’tedir.
Kaya kabartması ve steller üzerinde Ay Tanrısı’nın en çok Assur kralı Sanherib (M.Ö. 704- 681)
döneminde işlenmiş gözükmektedir. Bunların birçoğunda Ay Tanrısı’nın adının geçtiği yazıtlar
bulunmaktadır. Sanherib dönemine tarihlenen Bavian Yazıtı’nda da Ay Tanrısı’nın adı okunmaktadır.
Yeni Assur dönemi kabartma ve yazıtlarında Ay Tanrısı genelde ikinci ya da üçüncü sırada yer
almaktadır. Nadir olarak altıncı sıraya kadar yazılmıştır.
Yeni Assur döneminde hangi kral döneminde olduğu belirlenemeyen ve M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenen
pek çok kabartma olduğu için bu dönemin üzerinde Ay Tanrısı sembolü olan en geç kabartma örneğini
belirlemek mümkün değildir.
Ay Tanrısı’nın sembollerinin ya da betimlemelerinin yer aldığı steller halka göstermek amaçlı
yapılmışken, Anadolu’da yer alan kaya kabartmalarının çoğunun yerleşimlere uzak ve kolaylıkla
görülemeyecek yerlere yapıldığı gözlemlenir. Aynı zamanda kaya kabartmalarında çok detay
bulunmamaktadır ve çoğunlukla göksel tanrılar arasında kabul edilen tanrıların sembolleri yer alır. Bu
belki de oldukça yüksek yerlere yapılan kaya kabartmalarının halka hizmet etmekten çok o bölgedeki
varlığını belli etmekle birlikte tanrılarla yakınlaşma istediğinden kaynaklanıyor olabilir.
Yeni Babil döneminde Ay Tanrısı kabartmalar üzerinde kralla birlikte hilal sembolüyle betimlenirken
görülür. Bu dönemde Yeni Assur ya da Geç Hitit örneklerinden farklı olarak, Güneş Tanrısı’ndan çok
Eski Babil örneklerinde görüldüğü gibi Ay Tanrısı’nın Tanrıça İştar sembolü ile daha fazla
betimlendiği anlaşılmaktadır.
Geç Hitit döneminde Ay Tanrısı’nın sembolünün yer aldığı ortostat ve steller ile isminin geçtiği
yazıtlar Anadolu’da kuzeyde Kayseri- Sultanhanı’ndan güneyde Antakya’ya, batıda Nevşehir’den
doğuda Gaziantep şehrine kadar yayılmıştır. Anadolu dışında ise Suriye sınırında yer alan Tell Ahmar
şehrinde ve biraz güneydeki Halep’te görülür.

Bu dönemde Anadolu’da Pattina/ Tuleil, Karkamış, Karatepe, Maraş/Gurgum, Zincirli/ Sam’al,


Malatya/ Melid ve Tabal krallıkları ile Anadolu dışında Halep ve Tell Ahmar’da Ay Tanrısı’nın
kabartmalarının, sembollerinin olduğu ya da isminin geçtiği eserler bulunmuştur.

Toplamda sayıları 23 olan stel, ortostat ve yazıttan 17 tanesi Anadolu’da, 6 tanesi Anadolu dışında yer
alır6. Anadolu’daki kabartmalardan 4’ü ortostat, 3 tanesi de steldir. Ortostatlardan biri Karkamış
Haberciler Duvarı, 2 tanesi Zincirli’nin çeşitli noktaları, biri de Malatya Aslanlı Kapı’ya aittir. Steller
ise Karkamış Su Kapısı, Ördekburnu ve Zincirli’de ortaya çıkartılmıştır.
M.Ö. 9. yüzyıla tarihlenen Karkamış Haberciler Duvarı’nda yer alan kabartmada Ay Tanrısı aslan
üzerinde, tepesinde yukarı doğru bakan büyük bir hilal bulunan sivri bir başlık ve uzun bir elbise ile
betimlenmiştir. İnsan formunda betimlenen Ay Tanrısı Yeni Assur dönemi örneklerinden farklı olarak

6
Bunlardan Barrakib Ortostatı ve Ördekburnu Steli hem kabartma hem yazıt olarak ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla
toplamda Anadolu’daki Geç Hitit dönemi kabartma ve yazıt sayısı 25 değil, 23 tanedir.

57
kanatlı olarak görülmektedir ve boğa yerine aslan üzerinde betimlenmiştir. Ayağında klasik dönem
Hitit tanrı kabartmalarında ve Yazılıkaya’da yer alan Ay Tanrısı figürüne benzer şekilde sivri uçlu
ayakkabılar giymektedir. Karkamış Su Kapısı kabartmasında hilal formunda Ay Tanrısı sembolü ve
üzerinde dörde bölünmüş disk ile betimlenmiştir. Geç Hitit dönemi kabartmalarında görülen hilal
betimlemelerine göre farklı bir kompozisyon sunmaktadır. Bu tarz betimlemeler daha çok Arami ve
Yeni Assur mühürlerinde görülür. Altında bir de Güneş Tanrısı sembolü bulunur.
Zincirli ortostat ve stellerinde ise tanrının temsili ve stel üzerindeki fonksiyonunun değiştiği görülür.
Bu bölgeye ait Geç Hitit kabartma örneklerinde hilal yanında genellikle Tanrı Assur ve Güneş Tanrısı
Şamaş görülür. M.Ö. 9. yüzyıla tarihlendirilen Kilammuwa Ortostatı’nda Ay Tanrısı kralın önünde ve
yazıtın üzerinde yukarı doğru bakan bir hilal formundadır. Burada Tanrı Assur ve Güneş Tanrısı
Şamaş sembolleri ile birliktedir. M.Ö. 9. yüzyıla tarihlenen Ördekburnu Steli’nin bir mezar taşı olarak
kullanıldığı değerlendirilmektedir. Biri ayakta diğeri oturarak betimlenmiş iki kişinin karşılıklı yemek
yeme sahnesinin yer aldığı ziyafet görüntüsünde insan betimlemelerinin üzerinde 3 tane tanrı sembolü
görülür. Bunlardan birinin hilal olduğu anlaşılmaktadır.
Barrakib Ortostatı’nda Ay Tanrısı Sin ön plana çıkarılmış gözükmektedir. Bu ortostat kabartması
üzerinde Ay Tanrısı Sin kralın saygısını sunduğu tek tanrı olarak yer almaktadır. Ay Tanrısı sembolü
yukarı doğru bakan hilal formunda görülmektedir. Barrakib Ortostatı Geç Hitit döneminde Ay Tanrısı
kabartmalarının en geç örneklerinden biridir. Kralın ismiyle anılan ortostat dışında bir stel üzerinde de
kralın saygısını sunduğu Ay Tanrısı yer alır. Kral Barrakib’in ayakta betimlendiği stelde yazıtın üst
kısmında tanrı sembolleri gözükmektedir. Tanrı Assur, altında Tanrıça İştar ve üst kısımda Güneş
Tanrısı Şamaş’ın ardından Ay Tanrısı Sin sembolü hilal görülür.
M.Ö. 11.- 10. yüzyıl aralığına tarihlendirilen Malatya Aslanlı Kapı Ortostatı üzerinde görülen Ay
Tanrısı figürü de Karkamış’ta yer alan kabartmaya benzer şekilde insan formunda ve kanatlıdır. Uzun
elbiseli figürün başlığında bir hilal vardır. Sağ elinde ise Fırtına Tanrısı’nın yıldırım demetine benzer
bir obje tutmaktadır. Ayakkabıları sivri uçludur.
Geç Hitit dönemi kabartmalarında M.Ö. 11.- 10. yüzyıl örneklerinde insan biçimli figürlerin tercih
edildiği anlaşılmaktadır. Karkamış ve Malatya’da erken örneklerde insan formunda betimlenen Ay
Tanrısı’nın Hitit tanrı tasvir özelliklerini koruduğu görülür. Bu betimlemelerde Ay Tanrısı Yazılıkaya
örneğindekine benzer uzun başlık ve sivri burunlu ayakkabılarla görülmektedir. M.Ö. 9. yüzyıldan
itibaren görülen örneklerde ise Ay Tanrısı yaygın olarak hilal formu ile temsil edilmiştir.
Bu dönemin en güneydeki Ay Tanrısı kabartma örnekleri Halep’ten gelmektedir. Halep Steli Yeni
Assur ve Geç Hitit örneklerine benzer hilal formu yanında iki kanatlı cinin tanrıya eşlik ettiği bir
betimlemeye sahiptir. Stel altlığı olarak belirtilen eser M.Ö. 9.- 8. yüzyıl aralığına tarihlendirilir.
Cinlerin sivri burunlu başlıkları ve ayakkabıları Hitit dönemi üslubunu çağrıştırırken, betimleme
üzerindeki hilal daha çok Arami örneklerine benzemektedir. Buna örnek olarak Tell Afiş’te bulunan
stel üzerinde yer alan hilal kabartması verilebilir (Resim 17). Buradaki iki örnekte de hilalin içerisine
Güneş Tanrısı Şamaş sembolü yerleştirilmiştir.

Ay Tanrısı’ndan bahseden 17 yazıttan 12 tanesi Anadolu’da, 5 tanesi Suriye’dedir. Anadolu’daki


yazıtlardan 7 tanesi stel, 3 tanesi ortostat ve 2 tanesi kaya yazıtıdır. Suriye’de bulunan yazıtların 4
tanesi stel, biri ortostat yazıtıdır.

58
Anadolu’da bulunan ortostat yazıtları Pattina Krallığı’nda Tuleil yazıtı, Barrakib Ortostat yazıtı ile
kral Azatiwatas dönemine tarihlenen, bir aslan üzerine yazılan Karatepe yazıtıdır. Stel yazıtları,
Kamanis dönemine ait Karkamış ve Cekke yazıtları, Zincirli’ de Ördekburnu yazıtı, Gurgum yazıtı ve
Tabal Krallığı dahilindeki Kululu yazıtı, Kral Wasusarma dönemine ait Kayseri stel yazıtı, kral
Sarwatiwaras dönemine tarihlenen Sultanhanı yazıtlarıdır. Tabal bölgesinde yer alan Kral Warpalawas
dönemi Bulgarmaden ve kral Sipis dönemi Karaburna kaya anıtları da bu dönemde Ay Tanrısı’nın
isminin geçtiği kaya yazıtlarını oluşturmaktadır.
Bu yazıtların nerdeyse tamamı M.Ö. 8. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Geç Hitit döneminde Ay
Tanrısı’nın adı en fazla Tabal bölgesindeki yazıtlarda geçer. Yazıtlarda Ay Tanrısı çoğunlukla
Harran’ın Ay Tanrısı ya da Ay Tanrısı olarak adlandırılmaktadır. Geç Hitit döneminde tanrıya verilen
Arma ismine mühürlerdekinin aksine yazıtlarda rastlanmamaktadır. Yazıtların tamamına yakını
Luvice yazılmıştır. Sadece Geç Hitit dönemi kapsamında değerlendirdiğimiz ancak Arami etkileri
taşıyan Barrakib ortostatına ait yazıt semitik bir dilde yazılmıştır.

Anadolu dışında Suriye topraklarında yer alan ve M.Ö. 10.- 9. yüzyıllara tarihlenen 3 adet stel ile
Halep Steli ve Tell Ahmar stellerinde de Ay Tanrısı’nın ismi diğer tanrılarla birlikte görülür. Gelb
tarafından bulunan ve hakkında fazla bilgiye sahip olmadığımız M.Ö. 8. yüzyıl ortostat yazıtının
okunabilen oldukça küçük bir kısmında Ay Tanrısı Sin ismi tespit edilebilmiştir (Hawkins 2000a: 567,
568). Geç Hitit krallıkları olan Kummuh, Hama ve Bit- Bahiani’de Ay Tanrısı’na ilişkin herhangi bir
stel ya da yazıta rastlanmamıştır. Anadolu’daki en erken yazıt Karatepe’deki kral Azatiwatas
dönemine aittir.
Geç Hitit döneminde Ay Tanrısı’na ait kabartmalar Yeni Assur ve Yeni Babil dönemine kıyasla daha
azdır. Geç Hitit döneminde Ay Tanrısı’nın adının geçtiği pek çok stel ve ortostatın Fırtına Tanrısı’na
adanmış olduğu görülmektedir. Bu da bizi Ay Tanrısı’nın Geç Hitit döneminde Arami, Yeni Assur ve
Yeni Babil dönemine göre önceliğini kaybettiği sonucuna götürmektedir. Ancak buna rağmen
özellikle yazıtlarda Ay Tanrısı’na atfedilen isimler düşünüldüğünde, bu dönemde de tanrının
panteonda koruyucu özelliği ile yerini koruduğu söylenebilir.
Elde ettiğimiz bilgilerden yola çıkarak Ay Tanrısı’na ait Sümer döneminde biçimlenen inanış
biçiminin ve tanrının isminin bazı değişikliklere uğrayarak da olsa Demir Çağı’nın geç dönemlerine
kadar yaşadığını söylemek mümkündür. Sümer döneminde göksel tanrılar arasında yerini alan Ay
Tanrısı koruyucu tanrı, antlaşmaların garantörü ve yargıç olarak görülmesi, aynı zamanda doğum,
bolluk ve bereketle ilişkilendirilmesi sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Sümer döneminden
itibaren çoğunlukla Güneş Tanrısı’nın eşlik ettiği Ay Tanrısı Babil dönemi haricinde yine ağırlıklı
olarak Güneş Tanrısı’yla birlikte görülmektedir.
Genellikle bir hilalle temsil edilen Ay Tanrısı Sümer metinlerinde sık sık boğaya benzetilmiştir. Bu
benzetme mühürler üzerinde Eski Babil ve Yeni Babil dönemlerinde de görülmektedir. Bu da bize
Sümer döneminden Yeni Babil dönemine kadar etkisi azalmakla birlikte Ay Tanrısı’nın simgelerinden
birinin boğa olmaya devam ettiğini göstermektedir. Sümer döneminde kral yakınlarının Ay Tanrısı’nın
tapınağına rahibe olarak gönderilmesi Akkad, Eski Assur, Yeni Assur ve Yeni Babil dönemlerinde de
görülmektedir. Eski Assur ve Babil’de de koruyucu özelliğini devam ettiren Ay Tanrısı Sümer’de
olduğu gibi Babil döneminde de doğumla ilişkilendirilmiştir. Hurriler’de de göksel tanrılar arasında
yerini alan Ay Tanrısı Kuşuh Güneş Tanrısı ile görülmektedir. Hitit döneminde ise tanrı adına bir

59
bayram düzenlenmesine rağmen, Sümer, Akkad, Assur, Babil ve Hurri dönemlerine göre daha geri
planda kaldığı anlaşılır.
Amorit kültüründen Aramiler’e aktarılan Ay Tanrsı inancının özellikle M.Ö. 8. yüzyıldan itibaren
Harran ve çevresinde önemli olduğunu görmekteyiz. Sümer’den Aramiler’e koruyucu özelliğini
koruyan tanrı bu dönemde de yapılan antlaşma metinlerinde antlaşmaların ve sınırların garantörü,
koruyucu tanrısı olarak yerini almış ve hilalle temsil edilmiştir. Aramiler’den Assur’a geçtiğini
düşündüğümüz Ay Tanrısı inancının Yeni Assur döneminde oldukça ön planda olduğu yazıtlardan ve
kabartmalardan anlaşılmaktadır. Batı’ya yayılma politikasının da etkili olduğu bu durum Ay
Tanrısı’nın özellikle Harran ve çevresinde etkili olmasına sebep olmuş olmalıdır. Assur şehri haricinde
Harran’ın bu dönemde vergiden muaf tutulması da Ay Tanrısı’nın etkisinin anlaşılması açısından
önemlidir. Bu dönemde de Ay Tanrısı’nın göksel tanrılar arasında yerini koruduğunu söyleyebiliriz.
Çoğunlukla bir hilalle, zaman zaman insan biçimli olarak temsil edilen Ay Tanrısı Yeni Assur
döneminde de koruyucu, antlaşmaların garantörü, sınırların koruyucu tanrısı olarak yerini korumuştur.
Aynı zamanda rüyalar aracılığı ile kralları ve rahipleri bilgilendiren Ay Tanrısı Sin kehanetlerde
bulunma açısında da etkili olmuştur. Bazı krallar döneminde tanrının krallar tarafından şahsi olarak ön
plana çıkarıldığını görmekteyiz. Bu durum özellikle Sümer, Babil, Arami, Yeni Assur dönemlerinde
daha çok görülmektedir. Yeni Assur kabartma ve yazıtlarını incelediğimizde, diğer tanrılarla birlikte
anıldığında ya da betimlendiğinde Ay Tanrısı’nın çoğunlukla üçüncü ya da dördüncü sırada yer
aldığını görmekteyiz. Yeni Babil döneminde önemini koruyan Ay Tanrısı özellikle kral
Nebukadnezzar ve kral Nabonidus dönemlerinde ön plana çıkmış, korucuyu tanrı, antlaşma
metinlerinin koruyucusu olarak görülmüş, adına ritüeller düzenlenmiş ve kralın yakınları tapınakta
görev almışlardır.

Geç Hitit döneminde ise etkisinin azaldığını anladığımız Ay Tanrısı’nın göksel tanrılar arasında
olmadığını açıkça fark edilmektedir.
Frig ve Urartu’da Ay Tanrısı’na ilişkin günümüze ulaşan veriler bu kültürlerde Ay Tanrısı’nın yerine
ilişkin yorum yapmak için yeterli değildir. Bu iki toplumda Ay Tanrısı’nın diğer Sami kültürlerindeki
gibi ritüellerde yer bulmadığı anlaşılmaktadır. Ancak Geç Demir Çağın’da Frigler’de Ay Tanrısı
Men’in özellikle Kilikya bölgesinde etkin olduğu ve hatta farklı tanrıları kendi bünyesine alarak
Harran’daki gibi ön planda olduğu Antiochia’da bulunan kült merkezinde ulaşılan verilerden
anlaşılmaktadır.
Demir Çağı’nın ardından Ay Tanrısı Helenistik Dönem ve sonrasında farklı isimler ve özellikleri ile
varlığını devam ettirdiği ve antlaşmaların garantörü ve koruyucu tanrısı vasfını koruduğu
anlaşılmaktadır.

60
KAYNAKÇA

Adalı, S. F., Görgü, T. A. 2018 Babil Yaratılış Destanı: Enuma Eliş, İstanbul, Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları.
Akçay, A. 2011 "Arkeolojik ve Filolojik Belgeler Işığında Tabal Ülkesi”, Doktora, Ankara: Gazi
Üniversitesi.
Alp, S. 2000 Hitit Çağında Anadolu: Çivi yazılı ve Hiyeroglif Yazılı Kaynaklar, Tübitak Popüler Bilim
Kitapları 140 2000, TÜBİTAK.

Alparslan, M. 2005 "Gurgum Krallığı", ArkeoAtlas: Doğu'nun Demir Çağı 4: 15-18.


Alpman, A. 1979-1980 "Hurriler’de Ulusal Panteon ve Yerel Panteonlar", Tarih Araştırmaları Dergisi
24: 116-122.

Archi, A. (Ed.) 2015 Ebla and Its Archives: Texts, History, and Society, Studies in Ancient Near
Eastern Records, Almanya: Walter de Gruyter.
Barnett, R. D. 1948 "Hittite Hieroglyphic Texts at Aleppo", Iraq 10/02: 122-141.

Barnett, R. D., Falkner, M. 1962 The Sculptures of Assur-nasir-apli II (883 B.C.), Tiglath-pileser III
(745-728 B.C.), Esarhaddon (681-669 B.C.) from the Central and South-West Palaces at
Nimrud, London, Trustees of the British Museum.

Barton, G. 1929 The Royal Inscriptions of Sumer and Akkad, USA, The Yale University Press.

Belli, O. 1999 The Anzaf Fortresses And The Gods Of Urartu, İstanbul, Arkeoloji ve Sanat Yayınları.
Bernett, M., Keel, O. 1998 Mond,Stier und Kult am Stadttor: Die Stele von Betsaida (et-Tell) Unter
Mitarbeit von Stefan Münger, Freiburg, Switzerland/ Göttingen, Germany, Vandenhoeck
& Ruprecht Göttingen.
Bittel, K., Naumann, R., Otto, H. 1941 Yazılıkaya: Architektur, Felsbilder, Inschriften und Kleinfunde,
J.C. Hinrichs.
Black, J., Green, A. 1992 Gods, Demons and Symbols of Ancient Mesopotamia. An Illustrated
Dictionary, London, British Museum.

Bloch, Y. 2018 "Anadolu’da Aramiler ve Yeni Assur-Arami İlişkileri/Arameans in Anatolia and Neo-
Assyrian-Aramean Relations", K. Köroğlu, S. F. Adalı (Ed.), Assurlular: Dicle’den
Toroslar’a Tanrı Assur’un Krallığı/The Assyrians: Kingdom of the God Aššur from Tigris
to Taurus Anadolu Uygarlıkları Serisi 7/Anatolian Civilisation Series 7 İstanbul: Yapı
Kredi Yayınları: 300-321.
Bonacossi, D. M. 2018 "Twelve Royal Stelas for Twelve Great Gods: New Discoveries at the Khinis
Monumental Complex", Bulletin of the Ancient Near East: Archaeological, Historical
and Societal Studies 2/2.

61
Bonatz, D. (2007) "The Iconography of Religion in the Hittite, Luwian and Aramean Kingdoms",
http://www.religionswissenschaft.unizh.ch/idd, Electronic Pre-Publication: 1-29.
Bottero, J., Kramer, S. N. 2017 Mezopotamya Mitolojisi, (A. Tümertekin), İstanbul, Türkiye İş
Bankası Kültür Yayınları.

Börker-Klähn, J. 1982 Altvorderasiatische Bildstelen und vergleichbare Felsreliefs, Baghdader


Forschungen ; Bd.4, Mainz, Philipp von Zabern.
Bryce, T. 2012 The World of The Neo-Hittite Kingdoms A Political and Military History, Oxford,
Oxford University Press.
Budge, E. A. W., King, L. W. 1902 The Annals of The Kings of Assyria: The Cuneiform Texts, with
Translations, Transliterations Etc.: From The Original Documents in The British
Museum, London, Oxford University Press.
Çambel, H. 1951 "Archäologischer Bericht aus Anatolien", Orientalia, NOVA SERIES 20: 236-251.
Çelikel, S. 1988 "Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndeki Bir Grup Urartu Mührü", Anadolu
Medeniyetleri Müzesi 1987 Yıllığı 69: 68-75.
Dangin, F. T. 1929 "Tell Ahmar", Syria 10: 185-205.
Davies Morpugo, A. 1980 "Analogy and the -an Datives of Hieroglyphic Luwian", Anatolian Studies
30: 123-137.
de Martino, S. 2013 "Din ve Mitoloji/Religion and Mythology", M. D. Alparslan, M. Alparslan (Ed.),
Hititler: Bir Anadolu İmparatorluğu/Hittites: An Anatolian Empire Anadolu Uygarlıkları
Serisi 3, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları: 410-431.
Delaporte, L. 1940 Malatya: Fouilles de la Mission Archéologique Française Dirigées par M. Louis
Delaporte. Arslantepe, I: La Porte des Lions, Mémoires de l'Institut Français
d'Archéologie de Stamboul 5, Paris, Boccard.

Demirci, K. 2013 Eski Mezopotamya Dinlerine Giriş, İstanbul, Ay Işığı Kitapları.


Dietrich, M., Mayer, W. 1999 "The Hurrian and Hittite Texts", Handbook of Ugaritic Studies, Leiden,
Boston, Köln: Brill: 58-75.
Doğan, A. M. 2009 "Hititler: Hitit Dini ve Tanrıları", Hititolojiye Giriş, İstanbul: Türk Eskiçağ
Bilimleri Enstitüsü: 119-127.

Donbaz, V. 1990 "Two Neo-Assyrian Stelae in the Antakya and Kahramanmaras Museums", Annual
Review of The Royal Inscriptions of Mesopotamia Project 8: 5-24.
Dussaud, R. 1931 "Nouvelles Archéologiques", Syria 12: 88-100.

Düzgün, D. Ö. 2002 "Urartu Tanrılarının İkonografik Özellikleri [The Features of the Iconography of
the Urartian Gods]”, İzmir: Ege Üniversitesi.
Erkanal, Ö. A., Erkanal, H. 2020 Cudi Dağ in Assyrischer Zeit/ Cudi Dağ During the Assyrian Period/
Assur Döneminde Cudi Dağı, Ankara, Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Yayınları.

Erzen, A. 1953 "Ay Tanrısı Men' in Adı ve Menşei Hakkında", Belleten 65: 1-14.

62
Fales, F. M. 2017 "Khinis/ Bavian : Changing Models For An Assyrİan Monumental Complex",
Bulletin of the Ancient Near East: Archaeological, Historical and Societal Studies 1: 237-
275.
Frayne, R. D. 1990 Old Babylonian Period (2003-1595 BC), The Royal Inscriptions Of Mezopotamia
Early Periods Canada, University Of Toronto Press.
Frayne, R. D. 1993 Sargonic and Gutian Periods, 2334-2113 BC, The Royal Inscriptions of
Mesopotamia Toronto University of Toronto Press.
Frayne, R. D. 1997a Ur III Period: 2112-2004 BC, The Royal of Inscriptions of Mesopotamia: Early
Periods Toronto Buffalo London, University of Toronto Press.
Frayne, R. D. 1997b UR III Period, The Royal Inscriptions Of Mezopotamia Early Periods (2112-
2004 BC) Canada, University Of Toronto Press.
Fredericq, D. H. 1976 "Glyptique Sur Les Tablettes Araméennes Des Musées Royaux D'art Et
D'histoire", Revue d'Assyriologie et d'archéologie orientale 70: 57-70.

Gadd, C. J. 1928 Ur Excavations: Texts I: Royal Inscriptions, London, The Oxford University Press.
Gadd, C. J. 1951 "Note On The Stele of Aşağı Yarımca ", Anatolian Studies 1: 108-111.
Gadd, C. J. 1958 "The Harran Inscriptions of Nabonidus. ", Anatolian Studies VIII: 35-92.

Gavaz, Ö. S. 2011 "Hitit Krallarının Kült Gezileri ve Tanrılar İçin Düzenledikleri Merasimler”,
Doktora, Ankara: Ankara Üniversitesi.
Gelb, I. J. 1939 Hittite Hieroglyphic Monuments, The University Of Chicago Oriental Institute
Publications XLV, Chicago, The University Of Chicago Press.
Grayson, A. K. 1976 Assyrian Royal Inscriptions II/2. From Tiglath-piIeser I to Ashur-nasir-apli II,
Records of the Ancient Near East Wiesbaden, Otto Harrassowitz.
Grayson, A. K. 1987 Assyrian Rulers of the third and second millennia BC (to 1115 BC), The Royal
Inscriptions of Mesopotamia, Assyrian Periods 1 Toronto, Buffalo, London, University of
Toronto Press

Grayson, A. K. 1991 Assyrian Rulers of the Early First Millennium BC I (1114-859 B.C.), The Royal
Inscriptions of Mesopotamia, Assyrian Periods 2 Toronto, Buffalo, London, University of
Toronto Press.

Grayson, A. K. 1996 Assyrian Rulers of the Early First Millennium BC II (858-745 B.C.), The Royal
Inscriptions of Mesopotamia, Assyrian Periods 3 Toronto, Buffalo, London, University of
Toronto Press.

Grayson, A. K., Novotny, J. 2014 The Royal Inscriptions of Sennacherib, King of Assyria (704–681
BC), Part 2, The Royal Inscriptions of the Neo-Assyrian Period 3/2 Winona Lake,
Indiana, Eisenbrauns.

Green, T. M. 1992 The City of the Moon God Religious Traditions of Harran, Leiden, New York,
Köln, Brill.
Haas, V. 1994 Geschichte der Hethitischen Religion, Handbook Of Oriental Studies Leiden, Brill.

63
Haas, V., Prechel, D. 1995 "Mondgott: A II: Bei den Hethitern", E. Ebeling, B. Meissner (Ed.),
Reallexikon der Assyriologie und Vorderasiatischen Archaeologie, Berlin- New York:
Walter de Gruyter: 370-371.
Hawkins, D. J. 1980 "The “Autobiography of Ariyahinas's Son”: an Edition of the Hieroglyphic
Luwian Stelae Tell Ahmar 1 and Aleppo 2", Anatolian Studies 30: 139-156.
Hawkins, D. J. 1999 Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriprions: Karatepe-Aslantaş, Berlin - New
York: Walter de Gruyter.
Hawkins, D. J. 2000a Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriptions Volum I: Inscriptions of the Iron
Age. Part 2: Text. Amuq, Aleppo, Hama, Tabal, Assur Letters, Miscellaneous, Seals,
Indices, Berlin- New York", Walter De Gruyter.

Hawkins, D. J. 2000b Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriptions Volum I: Inscriptions of the Iron
Age. Part 3: Plates, Studies in Indo-European Language and Culture Berlin- New York,
Walter de Gruyter.

Hawkins, D. J. 2000c Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriptions Volum I: Inscriptions of the Iron
Age. Part 1: Text. Introduction, Karatepe Karkamis, Tell Ahmar, Maraş, Malatya,
Commagene, Berlin - New York, Walter de Gruyter.

Hawkins, D. J. 2006 "The Inscription", A New Luwian Stele and the Cult of the Storm-god at Til
Barsib-Masuwari, Louvain- Paris- Dudley: Peeters: 11-16.
Hawkins, J. D. 1981 "Kubaba at Karkamiš and Elsewhere", Anatolian Studies 31: 147-176.

Hawkins, J. D. 2008 "Sam’al. A. Philologisch", Reallexikon der Assyriologie 11: 600–605.

Hayes, L. J. 1990 A Manual Of Sumerian Grammar and Texts, Malibu, Undena Publications.
Hinnells, J. R. (Ed.) 2007 A Handbook of Ancient Religions, United States of America by Cambridge
University Press, New York.: Cambridge University.

Hoffner, H. A. 1991 Hittite Myths, Writings from the Ancient World Atlanta, Georgia, Scholars Press.
Hoffner, H. A. (Ed.) 1997 Perspectives on Hittite Civilization: Selected Writings of Hans Gustav
Güterbock, Assyriological Studies, Chicago- Illionis: The Oriental Institute Of The
University Of Chicago.
Hogarth, D. G. 1969 Carchemish: Report on the Excavation at Djerabis on Behalf of the British
Museum: Part I: Introductory, London, The Trustees Of The British Museum.
Holloway, S. W. (Ed.) 1995 The Pitcher Is Broken: Memorial Essays for Gösta W. Ahlström (JSOT
Supplement), Journal for the Study of the Old Testament Supplement Series 190,
England: Sheffield Academic Press.
Holloway, S. W. 2002 Assur is King! Assur is King!: Religion in the Exercise of Power in the Neo-
Assyrian Empire, Boston, Brill.

Işık, C. 1984 "Urartulular", Türk Ansiklopedisi, Ankara: Milli Eğitim Basımevi: 75-77.
Jacobsen, T. 1976 The Treasures of Darkness: A History of Mespotamian Religion, New Haven, Yale
University Press.

64
Kalaç, M. 1976 "Bolkar- Maden Kaya Yazıtı", Anatolian Studies 4: 61-66.

Kalaç, M. 2010 "Die Stele Aus Kululu (XIII)", Anadolu Araştırmaları 10: 359-366.
Karamete, K. 1949 "Kayseri Müzesi'nde Eti Hiyeroglifini Havi İki Yeni Yazıt", Türk Arkeoloji ve
Etnografya Dergisi 5: 66-75.

Keel, O. 1994 Studien zu den Stempelsiegeln aus Palaestina, Israel, Band IV, Orbis Biblicus et
Orientalis 135, Freiburg, Switzerland, Vandenhoeck & Ruprecht Göttingen.
Keel, O. 1997 Symbolism Of The Biblical World: Ancient Near Eastern Iconography And The Book Of
Psalms, Indıana, Eisenbrauns.
Keel, O., Shuval, M., Uehlinger, C. 1990 Studien Zu Den Stempelsiegeln Aus Palastina/ Israel, Band
III, Orbis Biblicus Et Orientalis 100, Freiburg, Universitätsverlag Freiburg Schweiz.

King, L. W. 1896 Babylonian Magic and Sorcery: Being The Prayers of The Lifting of The Hand,
London, Luzac And CO.
Kohler, J., Peiser, F. E. 1904 Hammurabi' s Gesetz, Leipzig, Verlag von Eduard Pfeiffer.

Kohlmeyer, K. 1992 "Drei Stelen mit Sin-Symbol aus Nordsyrien", B. Hrouda, S. Kroll, P. Z. Spanos
(Ed.), von Uruk nach Tuttul: Eine Festschrift für Eva Strommenger, Studien und Aufsatze
von Kollegen und Freunden, Vienna: Proffl Verlag: 91-100.

Köroğlu, K. 2006 Eski Mezopotamya Tarihi: Başlangıcından Perslere Kadar, İstanbul, İletişim
Yayınları.
Köroğlu, K. 2018 "Anadolu’daki Yeni Assur Dönemi Stelleri ve Kaya Kabartmaları/Neo-Assyrian
Rock Reliefs and Stelae in Anatolia", K. Köroğlu, S. F. Adalı (Ed.), Assurlular:
Dicle’den Toroslar’a Tanrı Assur’un Krallığı/The Assyrians: Kingdom of the God Aššur
from Tigris to Taurus Anadolu Uygarlıkları Serisi 7/Anatolian Civilisation Series 7
İstanbul: Yapı Kredi Yayınları: 162-207.
Köroğlu, K. 2020 "Urartu: Krallık ve Aşiretler", K. Köroğlu, E. Konyar (Ed.), Urartu: Doğu’da
Değişim, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları: 1-35.

Köroğlu, K., Yumruk, S. 2014 "Ergani/Gisgis (Kesentaş) Yeni Assur Kabartması", Türk Eskiçağ
Bilimleri Enstitüsü Haberler 38: 2-8.
Kramer, S. N. 1999 Sümer Mitolojisi, (H. Koyukan) İstanbul, Kabalcı Yayınevi.

Kramer, S. N. 2002a Sümerler, (Ö. Buze) Antropoloji/Arkeoloji/Mitoloji Dizisi İstanbul, Kabalcı


Yayınevi.
Kramer, S. N. 2002b Tarih Sümer'de Başlar, (H. Koyukan) Antropoloji/ Arkeoloji/Mitoloji Dizisi
İstanbul, Kabalcı Yayınevi.

Kramer, S. N. 2002c Sümerler: Tarihleri, Kültürleri ve Karakterleri, İstanbul, Kabalcı Yayımevi.


Krebernik, M. 1995 "Mondgott: A I: In Mesopotamien", E. Ebeling, B. Meissner (Ed.), Reallexikon
der Assyriologie und Vorderasiatischen Archaeologie, Berlin- New York: Walter de
Gruyter: 360- 369.

65
Krebernik, M., Seidl, U. 1997 "Ein Schildbeschlag mit Bukranion und Alphabetischer Inschrift",
Zeitschrift fur Assyriologie und Vorderasiatische Archäologie 87.
Kubala, A. 2015 Iconography of Neo-Hittite Seals, Warsaw, Creator Publishing House.
Kuhrt, A. 2010a Eski Çağ'da Yakındoğu (M.Ö. 3000-330) l, (D. Şendil) İstanbul, Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları.
Kuhrt, A. 2010b Eski Çağ'da Yakındoğu (M.Ö. 3000-330) ll, (D. Şendil) İstanbul, Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları
Kwasman, T., Parpola, S. (Ed.) 1991 Legal Transactions of The Royal Court of Nineveh, Part I:
Tiglath-Pileser III Through Esarhaddon, State Archives of Assyria, Helsinki Helsinki
University Press.

Leichty, E. 2011 The Royal Inscriptions of Esarhaddon; King of Assyria (680-669 B.C.), The Royal
Inscriptions of The Neo- Assyrian Period Indiana, Eisenbrauns.
Lerner, G. 1986 "The Origin Of Prostitution in Ancient Mezopotamia", Journal Of Women in Culture
and Society 11: 236-254.
Lewy, H. 1971 "Assyria, c. 2600-1916 B.C.: The Pre- Sargonic Period", Cambridge Ancient History,
Cambridge: University Press: 729-770.

Lewy, J. 1926 "Eine neue Stele mit „hethitischer“ Bilderschrift", Archiv für Orientforschung
(AfO)/Institut für Orientalistik 3: 7-8.
Lewy, J. 1945-1946 "The Late Assyrio- Babylonian Cult Of The Moon God And Its Culmination At
The Time Of Nabonidus", Hebrew Union College Annual 19: 405-489.
Lipinski, E. (Ed.) 1979 Proceedings of the International Conference organized by the Katholieke
Universiteit Leuven. From the 10th to the 14th of April 1978, State and Temple Economy
In The Ancient Near East, Leuven, Belçika: Departement Orientalistiek.
Lipiński, E. 2000 The Aramaeans: Their Ancient History, Culture, Religion, Virginia, Uitgeverij
Peeters and Departement Oosterse Studies Leuven-Paris-Sterling.

Liverani, M. 2012 "Melid in The Early and Middle Iron Age: Archaeology and History", G. Galil, A.
Gilboa, A. M. Maeir, D. e. Kahn (Ed.), The Ancient Near East in the 12th–10th Centuries
BCE Culture and History. Proceedings of the International Conference held at the
University of Haifa, 2–5 May, 2010, Münster: Ugarit-Verlag 237-344.
Lloyd, S., Gökçe, N. 1953 "Sultantepe: Anglo-Turkish Joint Excavations, 1952", Anatolian Studies 3:
27- 47.

Lurker, M. 2004 The Routledge Dictionary of Gods and Goddesses, Devils and Demons, London,
Routledge.
Luschan, F. 1893 Ausgrabungen in Sendschirli. V. 1: Einleitung und Inschrift, Berlin, W. Spemann.

Luschan, F. 1911a Ausgrabungen in Sendschirli: Bericht Über Die Fünfte Grabung, 1902 Berlin,
Georg Reimer.

66
Luschan, F. 1911b "Bericht Über Die Fünfte Grabung: 1902", Ausgrabungen in Sendschirli. V. 4:
Ausgeführt und Herausgegeben im Auftrage des Orient-Comites zu Berlin, Berlin: Druck
und Verlag von Georg Reimer: 237-380.
Luschan, F. 1943 Die Kleinfunde von Sendschirli, Ausgrabungen In Sendschirli Berlin, Verlag von
Walter De Gruyter & CO.
Luukko, M., Svärd, S., Mattila, R. (Ed.) 2009 Of God(s), Trees, Kings, and Scholars. Neo-Assyrian
and Related Studies in Honour of Simo Parpola. , Studia Orientalia 106, Helsinki.
Manuelli, F. 2011 "Malatya-Melid Between the Late Bronze and the Iron Age. Continuity and Change
at Arslantepe during the 2nd and 1st Millennium BC: Preliminary Observations on the
Pottery Assemblages", K. Strobel (Ed.), Empires after the Empire: Anatolia, Syria and
Assyria after Šuppiluliuma II (ca. 1200 – 800/700 B.C.), Firenze: 61-86.
Mazzoni, S. 2014 "Tell Afis in the Iron Age: the Temple on the Acropolis", Near Eastern Archaeology
77/1: 44-52.

Melchert, C. 2003 The Luwians, Leiden- Boston, Brill.


Meriggi, P. 1957 "Le Iscrizioni in Eteo Geroglifico Del Tabal", Rivista Degli Studi Orientali 32: 225-
239.

Mieroop, M. V. D. 2007 A History of the Ancient Near East ca. 3000- 323 BC, United Kingdom,
Blacwell Publishing.
Mutlu, G. 2017 "Hellenistik Roma Dönemi Phrygia Paroreia Dini Yapı", Manisa Celal Bayar
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 1.
Niederreiter, Z. 2020 "Cultic Scenes (64-74)", Catalogue of the Cylinder Seals in the Royal Museums
of Art and History, I: Neo-Assyrian and Neo-Babylonian Periods (Circa 1000–500 B.C.),
Budapest: Eötvös University Press: 162–274.
Ornan, T. 2001 "The Bull and Its Two Masters: Moon and Storm Deities in Relation to the Bull in
Ancient Near Eastern Art", Israel Exploration Journal 51: 1-26.

Orthmann, W. 1971 Untersuchungen Zur Spathethitischen Kunst, Bonn, Rudolf Habelt Verlag.
Osten, H. H. 1929 Explorations In Hittite Asia Minor:1929, Oriental Institute Communications
Chicago- Illionis, The University of Chicago Press.

Otten, H. 1961 "Eine Beschwörung der Unterirdischen aus Boǧazköy", Zeitschrift fur Assyriologie und
Vorderasiatische Archäologie 54: 114-157.
Özgüç, N. 1987 "Samsat Mühürleri", Belleten LI/200: 429-439.

Özkan, S., Kara, D. 2017 "Hatay Kırıkhan’da Bulunan Yeni Babil Devri Kaya Kabartması ve Yazıtı",
S. Özkan, H. Hüryılmaz, A. Türker (Ed.), Samsat’tan Acemhöyük’e Eski Uygarlıkların
İzinde. Aliye Öztan’a Armağan, İzmir: Ege Üniversitesi Basımevi: 235-247.

Parpola, S. 1987 The Correspondence of Sargon II. Part I, Letters From Assyria And The West, State
Archives of Assyria Helsinki, Finland, Helsinki University Press.

67
Parpola, S., Watanabe, K. 1988 Neo-Assyrian Treaties and Loyalty Oaths, State Archives of Assyria
[Helsinki, Finland], Helsinki University Press.
Payne, A. 2012 Iron Age Hieroglyphic Luwian Inscriptions, Writings From the Ancient World
Atlanta, Georgia, Society of Biblical Literature.

Payne, M. 2006 Urartu Çiviyazılı Yazılı Belgeler Kataloğu, İstanbul, Arkeoloji ve Sanat Yayınları.

Piotrovsky, B. B. 1969 Urartu, London, Barrie& Rockliff: The Cresset Press.


Pognon, H. 1907 Inscriptions Sémitiques de la Syrie, de la Mésopotamie et de la Région de Mossoul
Paris, Imprimerie Nationale.
Prévotat, A., Caubet, A. (2008) "Stele of the Priest Si Gabbor", https://www.louvre.fr/en/oeuvre-
notices/stele-priest-si-gabbor, Louvre Museum.

Pritchard, B. J. 1969 Ancient Near Eastern Texts Relating to the Old Testament, New Jersey, Princeton
University Press.
Roller, E. L. 2012 "Phrygian and The Phrygians", The Oxford Handbook of Ancient Anatolia: (10,000-
323 BCE), Oxford: Oxford University Press.
Rüster, C., Neu, E. 1989 Hethitisches Zeichenlexikon: Inventar und Interpretation der
Keilschriftzeichen aus den Bogazköy-Texten, Wiesbaden, Germany, Otto Harrassowitz.

Savaş, Ö. S. 1992 "Neşredilmiş Hitit Hiyeroglif Kitabelerinde Geçen Tanrı, Şahıs ve Coğrafya
Adları”, Ankara Ankara Üniversitesi.
Schloen, J. D., Fink, A. S. 2007 "Zincirli Expedition", G. J. Stein (Ed.), The Oriental Institute 2006–
2007 Annual Report, Chicago: University of Chicago Press: 109-113.
Schuster, R. (2020) "Moon God Stele Discovered at Sacred High Place in Northern Israel",
https://www.haaretz.com/israel-news/.premium.MAGAZINE-moon-god-stele-
discovered-at-sacred-high-place-in-northern-israel-1.8887007?v=1593864452382.

Seeher, J. 2011 Taşa Yontulu Tanrılar Hitit Kaya Tapınağı Yazılıkaya, İstanbul, Ege Yayıları.
Sevin, V. 2010 Assur Resim Sanatı, Ankara, Türk Tarih Kurumu.
Singer, I. 2001 "The ‘Land of Amurru’ and the ‘Lands of Amurru’ in the Šaušgamuwa Treaty", The
Calm Before The Storm: Selected Writings Of Itamar Singer On The Late Bronze Age In
Anatolia And The Levant, Writings from the Ancient World Supplements Atlanta: Society
of Biblical Literature: 243-252.

Spycket, A. 1973 "Le Culte du Dieu-Lune a Tell Keisan", Revue Biblique 80: 384-395.
Tadmor, H., Landsberger, B., Parpola, S. 1989 "The Sin of Sargon and Sennacherib’s Last Will", State
Archives of Assyria Bulletin 3/I: 3-51.

Taşyürek, O. A. 1975 "Some New Assyrian Rock-Reliefs in Turkey", Anatolian Studies 25: 169-180.
Taşyürek, O. A. 1979 "A Rock Relief of Shalmaneser III on the Euphrates", Iraq 41, No. 1: 47 - 53.

68
Theuer, G. 2000 Der Mondgott in den Religionen Syrien-Palästinas: Unter besonderer
Berücksichtigung von KTU 1.24, Freiburg, Switzerland;Göttingen, Germany,
Vandenhoeck und Ruprecht.
Tropper, J. 1993 Die Inschriften von Zincirli: Neue Edition und vergleichende Grammatik des
phönizischen, sam’alischen und aramäischen Textkorpus, Münster, Ugarit-Verlag.

Unger, E. 1916 Reliefstele Adadniraris III. aus Saba'a und Semiramis, İstanbul, Ahmed İhsan&Co.
Ussishkin, D. 1967 "On the Dating of Some Groups of Reliefs from Carchemish and Til Barsib",
Anatolian Studies 17: 181-192.
van Der Toorn, K. 1996 Family Religion In Babylonia, Syria And Israel: Continuity And Change In
The Forms Of Religious Life, Leiden, New York, Köln, Brill.

Wiseman, D. J. 1952 "A New Stela of Aššur-naṣir-pal II", Iraq 14.


Woolley, C. L., Barnett, R. D. 1952 Carchemish, Part III. The Excavations in the Inner Town; The
Hittite Inscriptions, London, British Museum Press.

Wyatt, N. 1999 "The Religion of Ugarit: An Overview", Handbook Of Ugaritic Studies, Leiden,
Boston, Köln: Brill: 529- 585.

69
4. EKLER

Ek 1: Nineve Kütüphanesi’nde Bulunan Nanna İlahisi

“Tanrım, cennette ve yeryüzünde tek yüce olan tanrıların kahramanı

Baba Nanna, efendi Anşar, tanrıların kahramanı,


Baba Nanna, yüce efendi Anu, tanrıların kahramanı,
Baba Nanna, Efendi Sin, tanrıların kahramanı,
Baba Nanna, Ur’un efendisi, tanrıların kahramanı,
Baba Nanna, Ekişkirgal’in efendisi, tanrıların kahramanı,
Baba Nanna, parlayan tacın efendisi, tanrıların efendisi,
Baba Nanna, krallıkta ihtişamlı bir şekilde mükemmelleştirilen, tanrıların kahramanı,
Baba Nanna, prens kıyafetleri içinde ciddiyetle ilerleyen, tanrıların kahramanı,

Boynuzları kalın, bacakları mükemmel, lapis sakallı, lüks ve bollukla dolu vahşi boğa
Kendisinden yaratılan döl, şeklini almış, görünüşte hoş, coşkusu frenlenmemiş,
Canlılarla kutsal mekânda yaşayan, her şeyi doğuran kurt,

Tüm yeryüzünün hayatını elinde tutan, düzenlemede merhametli baba,


Tanrım, tanrısallık uzaktaki gökleri olduğu kadar, geniş denizi de huşu ile dolduruyor.
Tapınakları kuran yeryüzünün atası, sen de onlara isimlerini verirsin.
Tanrım, tapınakları inşa eden ve sunuları sunan tanrıların ve insanlığın babası,

Krallıkların isim babası, kraliyet asasını sunan, geleceğin kaderini belirleyen,


Derin kalbini diğer tanrıların anlayamadığı Ey güçlü prens,

Kardeş tanrılar için yolları açan, dizleri yorulmayan hızlı tay,

Işıkları göklerin derinlerinden zirvelere ulaşan, göklerin kapılarını açan ve tüm insanlara ışık veren,
Yaratıcı baba, yaşayan tüm canlılara olumlu bakan,

Göklerin ve yeryüzünün kaderini belirleyen ve sözlerini kimsenin değiştirmediği Tanrım,

Suyu ve ateşi kontrol eden, yaşayan canlıların lideri, hangi tanrı senin gibidir?
Göklerde kim yücedir? Sen! Sadece sen sanatı yükselttin.

Sen! Göklerde sözün söylendiğinde, İgigiler kendileri secde eder.

Sen! Yeryüzünde sözün söylendiğinde Anunnakiler yeri öper.


Sen! Sözün göklerde rüzgâr gibi ilerlediğinde, yeryüzünün beslenmesi ve içmesi zenginleştirir.

70
Sen! Sözün yeryüzüne yerleştiğinde bitki örtüsü yeşerir.

Sen! Sözün ağılları ve ahırları genişletir; yaşayan canlıları yaygınlaştırır.

Sen! Sözlerin doğruluk ve adaleti sağlar ve böylece insanlar doğruyu konuşur.


Sen! Sözün göklerde çok uzakta, yeryüzünde saklı kimsenin görmediği.

Sen! Sözünü anlar ve eşit olabilir?


Tanrım, göklerde egemenlik için, yeryüzünden değer için, kardeş tanrılar arasında senin bir rakibin
yok.”
(Pritchard 1969 :385,386).

Ek 2: Ay Tanrısı Nanna İçin Yazılmış Dua Metni

“Ey Sin, Ey Nanna, yüce olan,

Sin, eşsiz olan, aydınlatan,


İnsanlar için ışık sağlayan,
Karakafalılara doğru yolu gösteren,

Göklerdeki parlak ışık,


Ateş gibi görkemli meşale,
Parlaklığı geniş araziyi doldurdu.

İnsanlar ışık saçar; seni görmeye cesaret ederler.

Ey tasarımlarını kimsenin kavrayamadığı göğün Anusu,


İlk doğan olan Şamaş gibi ışığı üstün kılan,
Büyük tanrılar varlığında eğilir; yeryüzünün kararları önünde eğilir.

Büyük tanrılar sana sorduklarında öğüt verirsin.


Onlar meclislerinde oturur ve senin altında tartışırlar;

Ey Sin, Ekur’un parlayanı, onlar sana sorduğunda tanrıların kehanetini verirsin.


Ay tutulmasının kötülüğü nedeniyle, böyle ve böyle bir ayda, böyle ve böyle bir günde meydana
gelen,

Sarayımda ve ülkemde olan kötülüğün kötülüğü ve olumsuz alametler ve göstergeler sebebiyle,

Ayın karanlığında, kehanet zamanı, büyük tanrıların gizemi,


Otuzuncu günde, festival, kutsallığın zevk günü,

Ey Namrasit (ayın bir diğer adı, yükselen ışın anlamında), tasarımlarını kimsenin anlayamadığı, güçte
emsalsiz,
Senin için gecenin saf bir tütsüsünü sundum; senin için en iyi tatlı içkiyi koydum.
(Önünde) eğiliyorum, (buna) katlanıyorum, senin peşinden geliyorum.

71
Bana iyilik dilekleri ve adaleti getir.

Bana günlerce kızan Tanrım ve Tanrıçam,

Doğrulukta ve adalette bana karşı olumlu ol, yolum elverişli olsun; yolum açık olsun.
Rüyaların tanrısı Zaqar’ı gönderdikten sonra,

Gece günahlarımın kaldırıldığını duyayım; suçlarımın akmasına izin ver;

(Ve) sonsuza dek sana bağlılıkla hizmet etmeme izin ver.”


(Pritchard 1969 :386) (King 1896 :5-7).

72
5. TABLOLAR

Tablo 1: Yeni Assur Dönemi Ay Tanrısı’na Adanan, Üzerinde Ay Tanrısı Sembolü Bulunan ya
da Ay Tanrısı’nın İsminin Geçtiği Anıtlar

Tür İsim/Bulunduğu Yer/ Tarihlendirme Kabartma Kaynakça


Müze
Stel II. Assurnasirpal Steli/ II. Assurnasirpal Kralın Börker-Klähn,1982: 182:
Nimrud/ Irak M. (M.Ö. 883- 859) Saygını 137
Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Kurkh Steli- Üçtepe/ II. Assurnasirpal Kralın Budge, King 1902: 222;
British M. (M.Ö. 883- 859) Saygını Börker-Klähn 1982: 181,
Sunduğu 182: 135; Grayson 1991:
Ay Tanrısı 257, 258; Köroğlu 2018:
169, 170: 5a, 5b
Stel Büyük Monolit/ II. Assurnasirpal Kralın Börker-Klähn
Nimrud/ British M. (M.Ö. 883- 859) Saygını 1982:182:136
Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Kurkh Steli/ Üçtepe/ III. Salmanassar Kralın Börker-Klähn 1982: 187:
British M. (M.Ö. 858- 824) Saygını 148; Köroğlu 2018: 170,
Sunduğu 171: 6a, 6b
Ay Tanrısı
Kaya Kenk Boğazı III. Salmanassar Kralın Taşyürek 1979: 47;
Kabartması Kabartması/ Gaziantep (M.Ö. 858- 824) Saygını Köroğlu 2018: 162-207:182
Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Siyah Obelisk Stel/ III. Salmanassar Kralın Börker-Klähn, 1982:190,
Kalah/ British M. (M.Ö. 858- 824) Saygını 191:152d3
Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel V. Şamşi-Adad Steli/ V. Şamşi-Adad Kralın Börker-Klähn,
Kalah/ British M. (M.Ö. 823-811) Saygını 1982:195:161
Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Cebel Sincar (Sa'ba) III. Adad-nirari Kralın Unger 1916: 5 vd.; Börker-
Steli/ Irak/ İstanbul (M.Ö. 810- 783) Saygını Klähn 1982: 196: 163;
Arkeoloji M. (Sammuramat Sunduğu Krebernik, Seidl 1997: 109,
M.Ö. 810-806) Ay Tanrısı 110

Stel Tell Al- Rimah Steli/ III. Adad-nirari Kralın Börker-Klähn,


Irak M. (M.Ö. 810-783) Saygını 1982:196:164
Sunduğu
Ay Tanrısı

73
Stel Pazarcık Steli/ III. Adad-nirari Hilal Donbaz 1990: 9: 7;
Kahramanmaraş / (M.Ö. 810-783) Formu Grayson 1996: 205;
Ankara Anadolu M. Temsil Köroğlu 2018: 162-207:
176: 11

Stel Tavale Köyü Steli/ III. Adad-nirari İki Kişinin Börker-Klähn 1982:
Antakya/ Antakya M. M.Ö. 8. yy/ IV. Eşlik 198:167; Taşyürek 1975:
Salmanassar Ettiği 180; Donbaz 1990: 5, 7, 9:
(M.Ö. 782- 773) Hilal 4
Formu Ay
Tanrısı
Kaya Ergani/Gisgis III. Tiglat-pileser Kralın Köroğlu, Yumruk 2014: 2;
Kabartması Kabartması/Diyarbakır M.Ö. 8. yy Saygını Köroğlu 2018: 192- 197:
Sunduğu 19a, 19b
Ay Tanrısı
Stel Kirmanşah Steli/ İran/ III. Tiglat-pileser Kralın Börker-Klähn
Tahran M. (M.Ö. 738) Saygını 1982:199:171; Weippert
Sunduğu 1973: 26-53
Ay Tanrısı
Duvar Kalhu Orta Saray III. Tiglat-pileser Kralın Barnett, Falkner 1962: 10;
Kabartması Kabartması/ Irak/ (M.Ö. 738) Saygını Sevin 2010: 82, 83: 93
Kayıp Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Godintepe Steli/İran/ II. Sargon (M.Ö. Kralın Börker-Klähn
Tahran Arkeoloji M. 716) Saygını 1982:201:173
Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Larnaka Steli/ II. Sargon (M.Ö. Kralın Luschan 1893: 21; Börker-
Vorderasiatisches M. 707) Saygını Klähn 1982: 202: 175
Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Aşağı Yarımca Steli/ Sanherib (M.Ö. Hilal Gadd 1951: 108-111;
Harran/ Anadolu 704- 681) Formu Börker-Klähn 1982: 210:
Medeniyetleri M. Temsil 206; Köroğlu 2018: 162-
207: 175: 9

Kaya Cudi Dağı Sanherib M.Ö. Tek Grayson, Novotny 2014:


Kabartması Kabartması/ Şırnak (M.Ö. 704- 681) Başına Ay 307- 310: 222; Köroğlu
Tanrısı'na 2018: 200, 201; Erkanal,
Saygısını Erkanal 2020: 73- 85: Fig:
Sunan 1
Kral
Kaya Cudi Dağı Sanherib M.Ö. Kralın Grayson, Novotny 2014:
Kabartması Kabartması/ Şırnak (M.Ö. 704- 681) Saygını 307- 310: 222; Köroğlu
Sunduğu 2018: 200, 201; Erkanal,
Ay Tanrısı Erkanal 2020: 73- 85: Fig:
2
Kaya Cudi Dağı Sanherib M.Ö. Kralın Grayson, Novotny 2014:
Kabartması Kabartması/ Şırnak (M.Ö. 704- 681) Saygını 307- 310: 222; Köroğlu
Sunduğu 2018: 200, 201; Erkanal,
Ay Tanrısı Erkanal 2020: 73- 85: Fig:
3

74
Kaya Cudi Dağı Sanherib M.Ö. Kralın Grayson, Novotny 2014:
Kabartması Kabartması/ Şırnak (M.Ö. 704- 681) Saygını 307- 310: 222; Köroğlu
Sunduğu 2018: 200, 201; Erkanal,
Ay Tanrısı Erkanal 2020: 73- 85: Fig:
4
Kaya Cudi Dağı Sanherib M.Ö. Kralın Grayson, Novotny 2014:
Kabartması Kabartması/ Şırnak (M.Ö. 704- 681) Saygını 307- 310: 222; Köroğlu
Sunduğu 2018: 200, 201; Erkanal,
Ay Tanrısı Erkanal 2020: 73- 85: Fig:
6
Stel Nebi- Yunus Steli/ Sanherib (M.Ö. Kralın Börker-Klähn 1982:
Irak/ İstanbul Eski 704- 681) Saygını 209:203
Şark Eserleri M. Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Nebi- Yunus Steli/ Sanherib (M.Ö. Kralın Börker-Klähn 1982:
Irak/ British M. 704- 681) Saygını 209:204
Sunduğu
Ay Tanrısı
Kaya Bavian/ Khinis Sanherib (M.Ö. Kralın Luschan 1893: 21: 6
Kabartması Kabartması/ Navkur 704- 681) Saygını
Vadisi Sunduğu
Ay Tanrısı
Kaya Bavian/ Khinis Kaya Sanherib (M.Ö. İnsan Grayson, Novotny 2014:
Yazıtı Yazıtları/ Navkur 704- 681) Biçimli 310, 313: 223
Vadisi Ay Tanrısı
Kaya Bavian/ Khinis Kaya Sanherib (M.Ö. İnsan Fales 2017: 15: 13
Kabartması yazıtı/ Navkur Vadisi 704- 681) Biçimli
Ay Tanrısı
Kaya Maltai Kaya Sanherib (M.Ö. İnsan Börker-Klähn 1982: 210:
Kabartması Kabartması/ Dohuk 704- 681) Biçimli 207- 210
Vadisi Ay Tanrısı
Kaya Faida Kaya Sanherib (M.Ö. İnsan Börker-Klähn 1982: 208:
Kabartması Kabartması/ Dohuk 704- 681) Biçimli 200- 1
Vadisi Ay Tanrısı
Stel Zincirli Steli/ Esarhaddon Kralın Luschan 1893: 12; Hawkins
Gaziantep/ (M.Ö. 671) Saygını 2008: 601; Leichty 2011:
Vorderasiatisches M. Sunduğu 181, 187; Köroğlu 2018:
Ay Tanrısı 174, 175: 8

Stel Nahr El- Kelb Steli/ Esarhaddon Kralın Börker-Klähn 1982: 211,
Vorderasiatisches M. (M.Ö. 671) Saygını 212: 216; Leichty 2011:
Sunduğu 191, 192
Ay Tanrısı
Stel Bel-Harrän-beli-usur Belharranbeliusur Kralın Börker-Klähn 1982: 219:
Steli/ Musul/ İstanbul M.Ö. 777-741 Saygını 232
Eski Şark Eserleri M. Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Aran Steli/ Halep/ M.Ö. 8-7 yy Hilal Kohlmeyer 1992: 91-100;
Halep M. Formu Keel 1994: 140: 6
Temsil

75
Stel Kült Steli/ Assur/ 8. yy- Unger Kralın Börker-Klähn 1982: 223:
Vorderasiatisches M. Saygını 243
Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Zaraqotaq Steli/ Til M.Ö. 8-7 yy Hilal Kohlmeyer 1992: 91- 100;
Barsib/ Halep Ulusal Formu Keel 1994: 140: 5
M. Temsil
Kaya Karabur Kabartması/ M.Ö. 8. yy Kralın Taşyürek 1975: 172, 174,
Kabartması Antakya (Samsi- ilu- Saygını 180: 10; Börker-Klähn
Taşyürek/Tiglat Sunduğu 1982: 220, 221: 237;
Pilaser- Ay Tanrısı Köroğlu 2018: 187- 192:
Orthmann) 17d, 17e
Stel Halep Kült Steli/ Yeni Assur- İnsan Börker-Klähn 1982: 222:
Suriye/ Halep Ulusal Yazıtsız Biçimli N240
M. Ay Tanrısı
Stel Qaruz Steli/ Suriye/ M.Ö. 8-7 yy Hilal Kohlmeyer 1992: 91- 100;
Rakka Arkeoloji M. Formu Keel 1994: 140: 4
Temsil
Kaya Eğil Kabartması/ M.Ö. 8-7 yy Kralın Köroğlu 2018: 162-207:
Kabartması Diyarbakır Saygını 197, 198: 20a- 20b
Sunduğu
Ay Tanrısı
Stel Göktaş Köyü Steli/ ??? İki Kişinin Börker-Klähn 1982: 223:
Gaziantep/ Gaziantep Eşlik 244c; Keel 1994: 141: 8
Arkeoloji M. Ettiği Ay
Tanrısı
Stel Ali Gör Steli/ Urfa/ M.Ö. 9-8 yy İnsan Çambel 1951: 251; Börker-
Anadolu Assurnasirpal? / Biçimli Klähn 1982: 221: 240a,
Medeniyetleri M. III. Tiglat- Ay Tanrısı 240b; Keel 1994: 142, 143:
pileser? / Sargon? 9
Stel Sultantepe Steli/ M.Ö. 7. yy Hilal Lloyd, Gökçe 1953: 40- 43;
Harran/ Anadolu Formu Köroğlu 2018: 162-207:
Medeniyetleri M. Temsil 175: 10

Kaya Sikaft-ı Gulgul Steli/ M.Ö. 7. yy Kralın Börker-Klähn 1982: 215:


Kabartması Luristan Saygını 223
Sunduğu
Ay Tanrısı

76
Tablo 2: Anadolu’da Bulunan Yeni Assur Dönemi Ay Tanrısı’na Adanan, Üzerinde Ay Tanrısı
Sembolü Bulunan ya da Ay Tanrısı’nın İsminin Geçtiği Anıtlar

İsim/ Yazıt Kabartma Kaynakça


Tarihlendirme
Kurkh Steli Tanrı Assur, Budge, King
(Üçtepe) II. Tanrı Adad, 1902: 222;
Assurnasirpal Ay Tanrısı Börker-Klähn
M.Ö. 879 Sin, Güneş 1982: 181, 182:
Tanrısı 135; Grayson
Samaş ve 1991: 257, 258;
Tanrıça Köroğlu 2018:
İştar. 169, 170: 5a,
5b

Kurkh Steli Tanrı Assur, Börker-Klähn


(Üçtepe) III. Tanrı Anu, 1982: 187:
Salmanassar Tanrı Enlil, 148; Köroğlu
(M.Ö. 858- Tanrı Ea, 2018: 170,
824) Tanrı Sin. 171: 6a, 6b

Kenk Boğazı Yazıt Taşyürek 1979:


Kabartması bulunmuyor. 47; Köroğlu
(Fırat'ın batısı) 2018: 162-
III. Salmanassar 207:182: 15a,
(M.Ö. 858- 15b
824)

Pazarcık Steli Tanrı Donbaz 1990:


(Kahramanmara Assur, Tanrı 9: 7; Grayson
ş) III. Adad- Marduk, 1996: 205;
nirari (M.Ö. Tanrı Adad, Köroğlu 2018:
810-783) Tanrı Sin, 162-207: 176:
Tanrı 11
Şamaş;
Tanrı Assur,
Tanrı Sin.

77
Tavale Köyü Tanrı Assur, Börker-Klähn
Steli (Antakya) Tanrı Adad, 1982 :198:
III. Adad-nirari Tanrı Ber, 167; Taşyürek
(M.Ö. 810-783) Assurlu 1975: 180;
Enlil, Donbaz 1990:
Assurlu 5, 7, 9: 4
Ninlil, Tanrı
Sin.

Ergani- Gisis Yazıt Köroğlu,


Kabartması bulunmuyor. Yumruk 2014:
(Diyarbakır) III. 2; Köroğlu
Tiglat-pileser 2018: 192-
(M.Ö. 744- 197: 19a, 19b
727)

Aşağı Yarımca İlk ve on Gadd 1951:


Steli (Urfa) dördüncü 108- 111;
Sanherib (M.Ö. satırda Ay Börker-Klähn
704- 681) Tanrısı Sin 1982: 210:
ismi okunur. 206: Köroğlu
2018: 162-207:
175: 9

Cudi Dağı Tanrı Assur, Grayson,


Kabartması Şah Sin, Şamaş, Novotny 2014:
I (Şırnak) Adad, 307- 310: 222;
Sanherib (M.Ö. Ninurta ve Köroğlu 2018:
704- 681) Tanrıça 200, 201;
İştar. Erkanal,
Erkanal 2020:
73- 85: Fig: 1
Cudi Dağı Tanrı Assur, Grayson,
Kabartması Şah Sin, Şamaş, Novotny 2014:
II (Şırnak) Adad, 307- 310: 222;
Sanherib (M.Ö. Ninurta ve Köroğlu 2018:
704- 681) Tanrıça 200, 201;
İştar. Erkanal,
Erkanal 2020:
73- 85: Fig: 2
Cudi Dağı Tanrı Assur, Grayson,
Kabartması Şah Sin, Şamaş, Novotny 2014:
III (Şırnak) Adad, 307- 310: 222;
Sanherib (M.Ö. Ninurta ve Köroğlu 2018:
704- 681) Tanrıça 200, 201;
İştar. Erkanal,
Erkanal 2020:
73- 85: Fig: 3

78
Cudi Dağı Tanrı Assur, Grayson,
Kabartması Şah Sin, Şamaş, Novotny 2014:
IV(Şırnak) Adad, 307- 310: 222;
Sanherib (M.Ö. Ninurta ve Köroğlu 2018:
704- 681) Tanrıça 200, 201;
İştar. Erkanal,
Erkanal 2020:
73- 85: Fig: 4
Cudi Dağı Tanrı Assur, Grayson,
Kabartması Şah Sin, Şamaş, Novotny 2014:
VI (Şırnak) Adad, 307- 310: 222;
Sanherib (M.Ö. Ninurta ve Köroğlu 2018:
704- 681) Tanrıça 200, 201;
İştar. Erkanal,
Erkanal 2020:
73- 85: Fig: 6

Zincirli Steli Tanrı Assur, Luschan 1893:


(Gaziantep) Tanrı Anu, 12; Hawkins
Esarhaddon Tanrı Enlil, 2008: 601;
M.Ö. 671 Tanrı Ea, Leichty 2011:
Tanrı Sin. 181, 187;
Köroğlu
2018:174, 175:
8

Karabur Yazıt Taşyürek 1975:


Kabartması bulunmuyor. 172, 174, 180:
(Antakya) M.Ö. 10; Börker-
8. Yüzyıl Klähn 1982:
220, 221: 237;
Köroğlu 2018:
187- 192: 17d,
17e
Eğil Kabartması Yazıt Köroğlu 2018:
(Diyarbakır) bulunmuyor. 162-
M.Ö. 8.-7 207:197,198:
20a- 20b

79
Göktaş Steli Yazıt Börker-Klähn
(Gaziantep) bulunmuyor. 1982: 223:
M.Ö. 7. Yüzyıl 244c; Keel
(?) 1994: 141: 8

Ali Gör Steli Yazıt Çambel 1951:


(Urfa)(?) bulunmuyor. 251; Börker-
Klähn 1982:
221: 240a,
240b; Keel
1994: 142,
143: 9

Sultantepe Steli Yazıt Lloyd, Gökçe


(Urfa) M.Ö. 7. bulunmuyor. 1953: 40- 43;
yüzyıl Köroğlu 2018:
162-207: 175:
10

80
Tablo 3: Geç Hitit Dönemi Üzerinde Ay Tanrısı Sembolü Bulunan Anıtlar ya da İsminin Geçtiği
Yazıtlar
İsim/ Tarihlendirme Kabartma Yazıt Kaynakça
Halep (Aleppo) Stel İki kanatlı Cin Yazıt bulunmuyor. Dussaud 1931: 95, 96;
Altlığı/ M.Ö. 9. ve 8. arasında Ay Orthmann 1971: 53, 54:
yüzyıl Tanrısı sembolü 4c
hilal.
Karkamış Haberciler Aslan üzerinde Yazıt bulunmuyor. Woolley, Barnett 1952:
Duvarı Ortostat Ay ve Güneş 157, 279, 281;
Parçası/ M.Ö. 10.- 9. Tanrıları. Orthmann 1971: 34,
Yüzyıl 253, 501: 23a
Karkamış Su Kapısı Üzerinde dörde Yazıt çok aşınmış Anadolu Medeniyetleri
Steli/ M.Ö. 10.- 9. bölünmüş bir durumdadır. Müzesi
yüzyıl disk bulunan
hilal
betimlemesi.
Kilammuva Ortostatı/ Ay Tanrısı Sin'e Yazıtın içeriği tam olarak Luschan 1911a: 374-
M.Ö. 9 yüzyıl saygısını sunan anlaşılamamıştır. 377: 273; Orthmann
kral Kilammuwa. 1971: 202
Ördekburnu Mezar Stel sahibinin Ay Tanrısı Arma'dan Luschan 1911a: 329:
Steli/ M.Ö. 9. yüzyıl destekçisi olarak türetilmiş isim. 239; Orthmann 1971:
Ay Tanrısı Sin 78, 539: 48g; Lipiński
sembolü. 2000: 233, 234
Zincirli Barrakib Harran’ın Ay "Yüce efendim Ba’al Harran" Luschan 1911: 345-
Ortostatı/ M.Ö. 730- Tanrısı Sin'e (Harran'ın efendisi). 348: 255; Orthmann
710 saygısını sunan 1971: 63, 202, 545: 63c
kral Barrakib.
Barrakib Steli/ M.Ö. 8. Harran’ın Ay Yazıtın içeriği tam olarak Luschan 1911a: 377-
yüzyıl Tanrısı Sin'e anlaşılamamıştır. 380: 273; Orthmann
saygısını sunan 1971: 549: 66c
kral Barrakib.
Malatya- Aslanlı Kapı Ay Tanrısı'na Yazıt bulunmuyor. Orthmann 1971: 91, 92:
Ortostatı/ M.Ö. 11.- 10. libasyon sunan 40a; Hawkins 2000b:
yüzyıl kral kabartması. 313
İsim/ Tarihlendirme Kabartma Yazıt Kaynak
Halep (Aleppo) II Stel Kabartma "Fırtına Tanrısı, Harran'ın Ay Hawkins 1980: 140;
Yazıtı/ M.Ö. 10 – 9. bulunmuyor. Tanrısı" Hawkins 2000b: 235,
yüzyıl 236
Tell Ahmar I Stel Kabartma "Kral Ea, İyi Tanrı Dangin 1929: 189;
Yazıtı/ M.Ö. 10.- 9. bulunmuyor. Kuparmas, Matilis, Teşup, Hawkins 2000b: 240
yüzyıl Harran’ın Ay Tanrısı,
Kubaba"
Tell Ahmar II Steli/ Kabartma "Kral Ea, İyi Tanrı, Matilis, Hawkins 2000b: 227,
M.Ö. 10.- 9. yüzyıl bulunmuyor. Harran’ın Ay Tanrısı, (Güneş 228
Tanrısı?) Tanrı…, Kubaba"
Tell Ahmar VI Steli/ Kabartma "Fırtına Tanrısı, Ea, Tahıl Hawkins 2006: 11;
M.Ö. 10.- 9. yüzyıl bulunmuyor. Tanrısı, Ay Tanrısı, sevgili Payne 2012: 91, 93
Güneş Tanrısı, Runtiya…"
?- Gelb Ortostatı Kabartma Harran’ın Ay Tanrısı/ Yazıt Hawkins 2000a: 567,
Yazıtı/ M.Ö. 8. yüzyıl bulunmuyor. tam okunamıyor. 568
(?)

81
Tuleil 2 Ortostat Yazıtı Kabartma "Ay Tanrısı, Tanrıça Hawkins 2000a: 382,
(Hatay) bulunmuyor. Kubaba" 383
Cekke Steli (Karkamış) Kabartma "Fırtına Tanrısı Tarhunzas, Hawkins 2000b: 151,
Kral Kamanis dönemi/ bulunmuyor. Karhuhas ve Kubaba, Ay 152
M.Ö. 8. yüzyıl Tanrısı, Güneş Tanrısı ve
Parakaras"
Karkamış A4a Stel Kabartma "Fırtına Tanrısı Tarhunzas, Hawkins 2000b: 144,
Yazıtı Karkamış kralı bulunmuyor. Karhuhas, Kubaba, İyi Tanrı, 146
Kamanis dönemi/ M.Ö. Tanrı Ea, Ay Tanrısı…"
8. yüzyıl
Gurgum Maraş XI Stel Kabartma Yazıt çok aşınmış Hawkins 2000b: 270
Yazıtı M.Ö. 8. yüzyıl bulunmuyor. durumdadır. Ay Tanrısı'nın
adı okunmaktadır. Sırası belli
değil.
Ördekburnu Mezar Ölü Yemeği Geç Hitit Ay Tanrısı Luschan 1911a: 329:
Steli/ M.Ö. 9. yüzyıl Sahnesi üzerinde Arma’dan türetilmiş bir sıfat 239; Orthmann 1971:
Ay Tanrısı hilal ya da isim. 78, 539: 48g; Lipiński
betimemesi. 2000: 233, 234
Zincirli Barrakib Harran’ın Ay "Yüce efendim Ba’al Harran" Luschan 1911b: 345-
Ortostatı Yazıtı/ M.Ö. Tanrısı Sin'e (Harran'ın efendisi). 348
730-710 saygısını sunan
kral Barrakib
Karatepe Ortostatı Sfenks üzerine "Ay Tanrısı ve Güneş Hawkins 1999: 9-11,
Adana Kralı yazıt. Tanrısı" 55: 18, 19; Hawkins
Azatiwatas dönemi/ 2000b: 45, 46, 58
M.Ö. 9.- 8. yüzyıl
Bulgarmaden Kaya Kabartma "Fırtına Tanrısı Tarhunzas, Kalaç 1976: 66;
Anıtı Yazıtı (Niğde) bulunmuyor. Ay Tanrısı, Nikaruhas, Hawkins 2000a: 521-
Kral Warpalawas Tanrıça Kubaba" 523
dönemi/ M.Ö. 8. yüzyıl
Kayseri Steli Kral Kabartma "Fırtına Tanrısı, Kubaba ile Meriggi 1957: 234;
Wasusarma dönemi/ bulunmuyor. Harran’ın Ay Tanrısı"/ Yazıt Hawkins 2000a: 472,
M.Ö. 8. yüzyıl tam okunamamaktadır. 473
Karaburna Kaya Anıtı Kabartma "Harran’ın (Ay Tanrısı?) ile Davies Morpugo 1980:
Yazıtı (Nevşehir) Kral bulunmuyor. Kubaba (?)" 127; Hawkins 2000a:
Sipis dönemi/ M.Ö. 8. 481
yüzyıl
Sultanhanı Steli Kabartma Yazıtın başı okunamıyor. Hawkins 1981: 173;
(Kayseri) Sarwatiwaras bulunmuyor. "Harran'ın Ay Tanrısı, Hawkins 2000a :463-
dönemi/ M.Ö. 8. yüzyıl Tanrıça Kubaba, Ataha 465
Tanrıları… Tanrı Tarhunzas"
Kululu 5 Stel Yazıtı Kabartma "Fırtına Tanrısı, Hiputas, Hawkins 2000a: 485
(Kayseri)/ M.Ö. 8. bulunmuyor. (Ea), Kubaba, Harran’lı
yüzyıl Sarmas, Alasuwas, Harranlı
Ay Tanrısı…"

82
6. RESİMLER

Fig 1: Si Gabbor Steli (https://collections.louvre.fr/en/ark:/53355/cl010120343) (15.06.2021).

Fig. 2: Bir çubuk üzerinde duran hilal ve üzerinde dolunay betimlemesi bulunan silindir mühür. M.Ö.
18.- 17. yüzyıl aralığına tarihlendirilen mühür Alalah’ta bulunmuştur (Keel 1994:164:56).

83
Fig. 3: Doğum ve bereketle ilişkilendirilen Ay Tanrısı iki çıplak tanrıça ile görülür (Keel
1994:164:57).

Fig. 4: Apil-Sin dönemine ait bir mühür örneği (Ornan 2001: 1-26: 8: 5).

84
Fig. 5: Şamsu-iluna dönemine ait Ay Tanrısı betimlemelerinin görüldüğü mühür örneği (Ornan 2001:
1-26: 8: 6).

Fig. 6: Şamsu-iluna dönemine ait Ay Tanrısı betimlemelerinin görüldüğü mühür örneği (Ornan 2001:
1-26: 9: 7).

85
Fig. 7: Babil dönemine ait boğa ve hilal betimlemesi (Ornan 2001: 1-26: 10: 8).

Fig. 8: Babil dönemine ait boğa ve hilal betimlemesi (Ornan 2001: 10: 9).

86
Fig. 9: Orta Babil dönemi Tanrıça İştar ile betimlenen Ay Tanrısı (Keel 1997: 98: 125).

Fig. 10: Orta Babil dönemi Tanrıça İştar ile betimlenen Ay Tanrısı (Keel 1997: 98: 126).

87
Fig. 11: Kral Nabuapaliddin dönemine ait olduğu sanılan bir stel kabartmasında Tanrıça İştar ile
birlikte betimlenen Ay Tanrısı- M.Ö. 9. yüzyıl (Keel 1997: 174: 239).

Fig. 12: Boğazköy- Yazılıkaya’da bulunan 35 numaralı Ay Tanrısı betimlemesi (Seeher 2011: 57).

88
Fig. 13/ Fig. 14: Arami dönemi mühürlerinde Ay Tanrısı betimlemeleri (Keel 1994:196: 80, 81).

Fig. 15: Kilammuwa Ortostatı üzerindeki hilal formunda Ay Tanrısı sembolü- M.Ö. 9. yüzyıl
(https://www.hittitemonuments.com/zincirli/zincirli50.jpg) (15.06.2021).

89
Fig. 16a/ Fig. 16b: Adıyaman Samsat’ta bulunan bir mühür üzerinde bir elinde hilal bezemeli bir asa,
diğer elinde “Ω” sembolü ile görülen Ay Tanrısı figürü- M.Ö. 13.- 9. yüzyıl (Özgüç 1987: 436- 438:
13; Keel 1994 :172: 83).

Fig. 17a/ Fig. 17b: Tell Afiş’te bulunan bazalt bir stel üzerinde Ay Tanrısı ve Güneş Tanrısı
betimlemesi (Mazzoni 2014 :47: 7a- 7b).

90
Fig 18- Fig. 19: Arami dönemine ait Zincirli ve Tell Halaf’ta bulunan bronz hilal parçaları (Keel
1994: 185: 13, 14).

Fig. 20/ 21: M.Ö. 8- 7. yüzyıllara tarihlendirilen, Kuzey Suriye kökenli Arami dönemi mühürleri-
M.Ö. 8- 7. yüzyıl (Keel 1994: 195: 77, 78).

91
Fig. 22: Üzerine Aramice “Sin cevapladı” yazılan Assur dönemine ait konik bir obje (Keel 1994: 195:
79).

Fig. 23/ 24: Arami dönemi masa ya da sunak etrafında iki insan figürü ve saygılarını sundukları yıldız
ve hilal betimlemelerinin görüldüğü mühür örnekleri- M.Ö. 7. yüzyıl (Keel 1994: 197: 85, 86).

92
Fig. 25: Gaziantep’te bulunan ve Bethsaida stellerine benzer Ay Tanrısı betimlemesi- M.Ö. 9.-8.
yüzyıl (Bernett, Keel 1998 :10:13a).

Fig. 26: Bethsaida Steli- M.Ö. 9.-8. yüzyıl (https://www.haaretz.com/israel-


news/.premium.MAGAZINE-moon-god-stele-discovered-at-sacred-high-place-in-northern-israel-
1.8887007) (15.06.2021).

93
Fig. 27: Bethsaida Steli- M.Ö. 11. yüzyıl (https://www.haaretz.com/israel-
news/.premium.MAGAZINE-moon-god-stele-discovered-at-sacred-high-place-in-northern-israel-
1.8887007) (15.06.2021).

Fig. 28: Tell el- Asari Steli- M.Ö. 9.-8. yüzyıl (Bernett, Keel 1998: 8: 11b).

94
Fig. 29/ 30/ 31: İki yanında insan, ağaç ya da hayvanlarla tasvir edilen Ay Tanrısı-Yeni Assur dönemi
mühür örnekleri- M.Ö. 8.- 7. yüzyıl (Keel 1994: 186, 187: 16, 17, 18).

95
Fig. 32: Gezer’de ele geçen Yeni Assur dönemi, M.Ö. 8. ya da 7. yüzyıla tarihlenen bir mühür (Keel
1994: 188: 31).

Fig. 33: Tell es-Serica bölgesinde bulunan Yeni Assur dönemi bronz hilal (Keel 1994: 185: 12).

96
Fig. 34a/ 34b: Pazarcık Steli- M.Ö. 9.- 8. yüzyıl (Köroğlu 2018: 162-207: 176: 11a- 11b).

Fig. 35: Tavale Köyü Steli- M.Ö. 8. yüzyıl.

97
Fig. 36a/ 36b: Ergani- Gisis Kabartması- M.Ö. 8. yüzyıl (Köroğlu 2018 : 162-207: 193: 19).

Fig. 37: Aşağı Yarımca Steli- M.Ö. 8.- 7. yüzyıl (Köroğlu 2018: 162-207: 175: 9).

98
Fig. 38: Cudi Dağı- Şah I Kabartması- M.Ö. 8.- 7. yüzyıl (Erkanal, Erkanal 2020: Fig. 1).

Fig. 39: Maltai Kaya Kabartması- M.Ö. 8.- 7. yüzyıl (https://mcid.mcah.columbia.edu/art-


atlas/mapping-mesopotamian-monuments/monuments/maltai-sample) (15.06.2021).

99
Fig. 40a/ 40b: Yeni Assur dönemi Zincirli Steli- M.Ö. 671 (Köroğlu 2018:173: 8).

Fig. 41: Yeni Babil dönemi Nabonidus Steli- M.Ö. 6. yüzyıl (Börker-Klähn 1982 :229: 263a).

100
Fig. 42: Geç Hitit Dönemi mühür örneği- M. Ö. 8. yüzyıl (Spycket 1973: Levha VII).

Fig. 43: New York Pierpont Morgan Kütüphanesi Geç Hitit dönemi mühür örneği- M.Ö. 7. yüzyıl
(Kubala 2015: 32: 65b).

101
Fig. 44: Geç Hitit dönemi Halep (Aleppo) Stel Altlığı- M.Ö. 9. ve 8. yüzyıl
(https://www.hittitemonuments.com/aleppo/aleppo12.jpg) (15.06.2021).

Fig. 45: Sümer dönemi Ur-nammu Steli- M.Ö. III. binyıl sonu (Kramer 2000: 461).

102
Fig. 46: Karkamış Bb/1 Haberciler Duvar Ortostat Parçası- M.Ö. 10.- 9. yüzyıl (Orthmann 1971: 23a).

Fig. 47: Karkamış Su Kapısı Steli- M.Ö. 10.- 9. yüzyıl.

103
Fig. 48: Ördekburnu Steli- M.Ö. 9. yüzyıl (https://www.hittitemonuments.com/ordekburnu/)
(15.06.2021).

Fig. 49: Barrakib Ortostatı- M.Ö. 8. yüzyıl (Orthmann 1971: 63, 202: 63c).

104
Fig. 50: Barrakib Steli- M.Ö. 8. yüzyıl (https://www.hittitemonuments.com/zincirli/zincirli59.jpg)
(15.06.2021).

Fig. 51: Malatya Aslanlı Kapı Ortostatı (Malatya A/6)- M.Ö. 11.- 8. yüzyıl.

105
Fig. 52: Arne Steli- M.Ö. 8-7. yüzyıl (Keel 1994: 181).

Fig. 53: Musul Steli M.Ö. 8. yüzyıl (Börker-Klähn 1982: 223: 243).

106
Fig. 54: Zaraqotaq Steli- M.Ö. 8. yüzyıl (Keel 1994: 140: 5).

Fig. 55: Yeni Assur dönemi steli- M.Ö. 8.-7. yüzyıl (Börker-Klähn 1982: 222: N240).

107
Fig. 56: Qaruz Steli- 8.- 7. yüzyıl (Keel 1994: 140: 4).

Fig. 57: Göktaş Köyü Steli- M.Ö. 7 yüzyıl (Keel1994: 141: 8).

108
Fig. 58: Yeni Assur Dönemi Ali Gör Steli.

Fig. 59: Sultantepe Steli- M.Ö. 7. yüzyıl (Köroğlu 2018: 162-207: 175: 9).

109
Fig. 60: Yeni Babil dönemi stel (Börker-Klähn 1982 : 227: 257).

Fig. 61: Yeni Babil dönemi kral Nabonidus’a ait bir stel (Börker-Klähn 1982 : 230: 266).

110
Fig. 62: Frig Dönemi Men Tapınağı- M.Ö. 4. yüzyıl (https://www.yalvac.bel.tr/kentrehberidetay/697)
(15.06.2021).

Fig. 63: Bir horozla betimlenmiş Frigler’in Ay Tanrısı Men (Erzen 1953: Fig. 16).

111

You might also like