You are on page 1of 2

MONNA ROSA1

I-Aşk ve Çileler
Sezai KARAKOÇ

Monna Rosa, siyah güller, ak güller;


Gülce'nin2 gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa, siyah güller, ak güller!

Ulur aya karşı kirli çakallar,


Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Monna Rosa, bugün bende bir hal var,
Yağmur iğri iğri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni perdeleri çek:


Monna Rosa, seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek;
Anla Mona Rosa, ben bir deliyim…
Açma pencereni, perdeleri çek.

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi


Bende çıkar güneş aydınlığa.
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi,
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.3

Zambaklar en ıssız yerlerde açar,


Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur,
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

Ellerin ellerin ve parmakların


Bir nar çiçeğini eziyor gibi…
Ellerinden belli oluyor bir kadın.
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların.

Zaman ne de çabuk geçiyor Monna;


Saat onikidir, söndü lambalar.

1
Sezai Karakoç, “Monna Rosa I”, Hisar, Fikir, Sanat, Edebiyat Dergisi, C. II, S. 26, Haziran 1952, s. 7; A.mlf.,
“Monna Rosa I-Aşk ve Çileler”, Mülkiye, S. 10, Aralık 1952; A.mlf, “Monna Rosa I”, Büyük Doğu, 27 Nisan
1956; A.mlf., “Monna Rosa: 1-Aşk ve Çileler”, Şiirler IX: Monna Rosa – İlk Şiirler, 3.bs., Diriliş Yayınları,
İstanbul, 1998, ss. 13-20; A.mlf., “Monna Rosa: 1-Aşk ve Çileler”, Gün Doğmadan: Şiirler, 1.bs., Diriliş
Yayınları, İstanbul, 2000, ss. 13-17.
2
Bazı versiyonlarda Geyve’nin şeklinde.
3
Bu kıta Gün Doğmadan: Şiirler’de şöyle:
Zeytin ağacının karalığıdır
Elindeki elma ile başlayan…
Bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
Sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
Zeytin ağacının karanlığıdır (s. 14)
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
Zaman ne de çabuk geçiyor Monna.

Akşamları gelir incir kuşları,


Konarlar bahçenin incirlerine;
Kiminin rengi ak, kimisi sarı,
Ah! beni vursalar bir kuş yerine!
Akşamları gelir incir kuşları…

Ki, ben, Monna Rosa bulurum seni


İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar… Su kenarında
ki, ben, Monna Rosa bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa;


Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım sığmaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler…
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa

Artık inan bana muhacir kızı,


Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı,
Artık inan bana muhacir kızı.4

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,


Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Birgün gözlerimin ta içine bak;
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

Altın bilezikler, o kokulu ten,


Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne,
Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
Bir tüy ki, kapalı gece ve güne;
Altın bilezikler, o kokulu ten!

Monna Rosa, siyah güller, ak güller,


Gülce'nin5 gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah! senin yüzünden kana batacak!
Monna Rosa, siyah güller, ak güller.
(1952 Bahar)

4
Gündoğmadan’da bu kıtanın yerine bir sonraki yazılmış.
5
Bazı versiyonlarda Geyve’nin şeklinde.

You might also like