You are on page 1of 20

AKADEMİK-DER

TARİH, EĞİTİM, BİLİM VE KÜLTÜR DERGİSİ

SAYI:1

2017 SONBAHAR
AKADEMİK-DER
TARİH, EĞİTİM, BİLİM VE KÜLTÜR DERGİSİ

www.akademik-der.org

Sahibi / Owner

Akademik Tarih, Eğitim ve Kültür Derneği adına

Prof. Dr. Mehmet Ali Kaya

Yayın Kurulu Başkanı / Director of Editorial Committee

Prof. Dr. Mehmet Ali Kaya

Yayın Kurulu / Editorial Committee

Prof. Dr. Hale Akçay (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Kemal Arı (Dokuz Eylül Üniversitesi)

Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Mustafa Demircioğlu (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Ramazan İnci (Ege Üniversitesi)

Doç. Dr. Burcu İlkay Karaman (Dokuz Eylül Üniversitesi)

Prof. Dr. Faruk Yücel (Ege Üniversitesi)

Yönetim Kurulu / Management Committee

Prof. Dr. Kemal Arı (Dokuz Eylül Üniversitesi)

Prof. Dr. Ramazan İnci (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Mehmet Ali Kaya (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Faruk Yücel (Ege Üniversitesi)

Sayı Editörü / Issue Editor

Prof. Dr. Mehmet Ali Kaya

Sekretarya / Secretariat

Arş. Gör. Okan Demir (Kastamonu Üniversitesi)

Murat Kaya (Dokuz Eylül Üniversitesi)

Yıldız Şen (Dokuz Eylül Üniversitesi)

E-Posta / E-Mail

iletisim.akademikder@gmail.com
Bilim Kurulu / Scientific Committee

Prof. Dr. Kemal Abdullayev (Azerbaycan)

Prof. Dr. Fatma Acun (Hacettepe Üniversitesi)

Prof. Dr. Kemal Arı (Dokuz Eylül Üniversitesi)

Prof. Dr. Yusuf Ayönü (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Gövher Bahşeliyeva (Azerbaycan Bilimler Akademisi)

Prof. Dr. Evangelia Balta (National Hellenic Research Faundation)

Prof. Dr. Gül Celkan (Middle Georgia State Universita)

Prof. Dr. Can Ceylan (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Mustafa Demircioğlu (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Kasım Eğit (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Serdar Evren (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Michael Gehler (Almanya)

Prof. Dr. Vehbi Günay (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Ramazan İnci (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Blagovesta İvanova (Bulgaristan)

Prof. Dr. Murat Jumadilova (Kazakistan)

Prof. Dr. Lale Kabadayı (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Turhan Kaçar (Medeniyet Üniversitesi)

Prof. Dr. Kayhan Kantarlı (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Mehmet Ali Kaya (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Ashi Khan (Hindistan)

Prof. Dr. Dimitri Kitsikis (Yunanistan)

Prof. Dr. Timur Kocaoğlu (Michigan State University)

Prof. Dr. Dorsay Konjetay (Kazakistan)

Prof. Dr. Kemalettin Köroğlu (Marmara Üniversitesi)

Prof. Dr. Enrst W. B. Hess-Lüttich (Almanya)

Prof. Dr. Rafael Mukhametdinov (Rusya Federasyonu)

Prof. Dr. Şahin Mustafayev (Azerbaycan Bilimler Akademisi)

Prof. Dr. Hale Okçay (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Aytül Ergül Onursal (Kean University)

Prof. Dr. Alexander Polikarpov (Rusya)

Prof. Dr. Jana Raksanyiova (Slovakya)

Prof. Dr. Alfina Subgatullina (Rusya Bilimler Akademisi)

Prof. Dr. Hamdi Şahin (İstanbul Üniversitesi)

Prof. Dr. A. Kaan Şenol (Ege Üniversitesi)

Prof. Dr. Hakan Uzun (Ankara Üniversitesi)

Prof. Dr. Faruk Yücel (Ege Üniversitesi)

Doç. Dr. Atalay Gündüz (Dokuz Eylül Üniversitesi)

Doç. Dr. Burcu İlkay Karaman (Dokuz Eylül Üniversitesi)


Doç. Dr. İrade Memmedov (Azerbaycan Bilimler Akademisi)

Doç. Dr. Cavid Qasimov (Yüzüncü Yıl Üniversitesi)

Doç. Dr. Svitlana Nestorova (Ukrayna)

Doç. Dr. Sermin Şenol (Ege Üniversitesi)

Doç. Dr. Sübhan Talibli (Azebaycan Bilimler Akademisi)

Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı (Ege Üniversitesi)

Yrd. Doç. Dr. Hadiye Küçükkaregöz (Dokuz Eylül Üniversitesi)

Yrd. Doç. Dr. Suavi Tuncay (Ege Üniversitesi)

Assist. Prof. Dr. Astrid Weigery (A.B.D.)

Dr. Derya Genç Acar (Adnan Menderes Üniversitesi)

Dr. Firuz Fevzi (Afganistan Akademisi)

Dr. Resul Yavuz (Milli Eğitim Bakanlığı)

Bu dergide yayımlanan yazılarda ileri sürülen görüşlerin sorumluluğu yazarlarına aittir.


İçindekiler
Makaleler:
Mehmet Ali Kaya
Troya ve Troya Savaşı: Efsane ve Tarih .............................................................................................................. 1

Kürşat Yıldız
Nazizmden Kaçanların Türk Üniversite Tarihine Etkisi ve Atatürk’ün Ufku ............................................. 15

Burcu İlkay Karaman


Dilin Kökeni .......................................................................................................................................................... 21

Ömer Lütfi Değirmenci


Güneş Sistemi Cisimleri İçin 2006 Sınıflaması ................................................................................................. 35

Derya Genç Acar


Latin Harflerinin İzmir’deki İlk Uygulamaları ve Karşılaşılan Sorunlar Üzerine ...................................... 39

İbrahim Çulha
Bulgaristan Türkleri’nin Türkiye’ye Göç Süreci ( 1950-1951) ........................................................................ 51

Kitap Tanıtımları:
Resul Yavuz
“Michael A. Reynolds, İmparatorlukların Çöküşü, Osmanlı-Rus Çatışması, 1908-1918” ......................... 73

Yıldız Şen
Tarihçilikte Yeni Bir Nefes: Tarih ve Günce ..................................................................................................... 77
Başlarken

Türkiye’nin uygarlıklar ülkesi olduğu daldığımızda söylenecek çok şey var. İşte
söylenir. Doğrudur. Çok sayıda uygarlık “Akedemik-Der: Tarih, Eğitim, Bilim ve Kültür
Türkiye topraklarında doğmuş, yükselmiş ve Dergisi” söylenecek çok şeyin ifşa edilip,
çökmüştür. Ancak onların her biri ülkemiz muhafaza edilmesi, günümüzden bakarak
topraklarında baki kalan maddi ve entelektüel geçmişi anlamaya ya da anlamlandırmaya,
izleriyle hala yaşamaya devam etmektedirler. geçmişten bakıp günümüzü anlamaya/
Bakiyeleriyle her ne kadar tüm dünyanın anlamlandırmaya, nihayetinde insanlığın
ilgilendiği evrenselliğe sahip olsalar da Türkiye uygarlık yolunda ilerleyişine akademik düzeyde
topraklarında doğmuş, yükselmiş ve katkıda bulunabilmeyi hadefleyerek yayın
nihayetinde çökmüş olan uygarlıkların gerçek hayatına başladı.
ve tek varisi Türkiye’dir. Varisi olduğumuz
Atatürk ilkelerini, laik ve demokratik
uygarlıkların insanlık tarihine siyasal, sosyal ve
Cumhuriyet ideallerini kendisine rehber edinen
kültürel anlamda yaptığı katkı çoktur,
dergimiz, Sonbahar ve İlkbahar sayıları olmak
önemlidir, değerlidir. Zira yerleşik yaşam
üzere yılda iki sayı olarak çıkarılacaktır.
sürecine geçiş sürecinin yaşandığı yer
Uluslararası hakemli bir dergidir. E-Dergi olarak
(Göbeklitepe) Türkiye’dedir. Anayasal nitelikli
yayınlanacaktır. Derginin bilimsel disiplinler ve
ilk yazılı yasayı (fermanı) yayınlayan, devlet
hedef kitlesi bakımından bir sınırlaması yoktur.
garantili metal parayı icat edenler (Lidyalılar) de
Hem bilime katkı hem kamuoyunu aydınlatma
Türkiye’nin sakinleridiler. Farklı inançlar ve
misyonuna sahip bir dergidir. Gerektiğinde belli
kültürlerin birarada yaşadığı, çok kültürlü ülke
disiplinler ya da spesifik konuları içeren sayılar
denildiğinde de hemen ilk akla gelen ülke
da okuyucuyla buluşabilecektir. Dergimizde yer
konumunda bulunan Türkiye’nin tarihinde
alacak makaleler, hakem kurullarının onayına
felsefe, bilim, tarih ve edebiyatın hemen her
sunulmakta ve olumlu hakem raporlarından
türünde öncülük de var. Sanat ve mimarinin en
sonra yayınlanmaktadır. Başta ULAKBİLİM
görkemli eserlerini üretenler de Türkiye’den
olmak üzere akademik kurallara ve ölçütlere
seslendiler dünyaya… Uygarlık penceresinden
titizlikle uyulmaktadır.
günümüze doğru tarihin akışını seyre
Prof. Dr. Mehmet Ali KAYA
AKADEMİK-DER Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

Tarih, Eğitim, Bilim ve Kültür Dergisi

TROYA VE TROYA SAVAŞI: EFSANE VE TARİH


Mehmet Ali Kaya

Özet Abstract
Kopyaları yapılmak suretiyle günümüze kadar ulaşmış Iliad and Odyssey, the first literary works of ancient
bulunan İlyada ve Odysseia destanları eski Yunanların Greeks managed to survive today by means of being
ürettiği ilk edebi eserlerdir. Eski Yunanların Homeros adlı recopied in every generation. According to ancient Greeks
bir ozan tarafından yazıldığına inandıkları bu destanlar, these epics were ascribed to Homer and they were
Geç Tunç Çağı’nda yapılmış Troya Savaşı’ndan originated from Trojan War in Late Bronze Age. On the one
esinlenilerek üretilmişlerdi. Savaşın taraflarından birisi side of the war were Achaians, on the other were Trojans.
Akhalar, diğeri Troyalılardı. Akhalar Yunanistan’ın Achaians, native people of pre-historic Greece, were the
meskun halkıydı ve savaşın saldırgan tarafıydı. Troyalılar, offending party. Trojans, lived around the modern city of
bugünkü Çanakkale dolaylarında meskun halklardı ve Çanakkale, were in the conflict to defend their capital town.
onlar başkentleri Troya’yı (ya da İlion’u) saldırganlara According to these epics, after the war of ten years Troy is
karşı savunmak için savaşan taraftı. Savaş 10 yıl devam captured by Achaians by means of a trick of wooden horse 1
etmiş ve nihayetinde Troya (İlion) Akhalar tarafından bir and then laid waste. Ancient Greeks never interrogated
Tahta At tuzağıyla ele geçirilip, yakılıp yıkılmıştı. Eski historicity of these epics narrated Troy and Trojan War.
Yunanlar Troya ve Troya Savaşı’nı anlatan destanların However in the Hellenistic period some leading Greek
tarihsel gerçeğini hiç sorgulamadılar. Fakat Hellenistik intellectuals voiced the view that the Ilium of their time was
Çağı’ın kimi entellektüelleri, Homeros İlion’unun (Troya) not the Homeric Ilium. The modern scholarly suspicion
yaşadıkları Çağ’ın İlion’u olamayacağına dair kuşkularını about Troy and Trojan War is not only confined to whether
ifade ettiler. Günümüz eskiçağ bilim dünyasının Troya ve the Hellenistic Ilium was not the Homeric Ilium. But also
Troya Savaşı’na dair kuşkusu, Homeros İlion’unun the modern approaches have concentrated on the
Hellenistik Çağ İlion’u olup olmadığıyla sınırlanmadı. formation of those epics, with the questions in mind such
Destanların nasıl oluştuğu, kim tarafından yazıldığı, Troya as their authorship, the date of their composition, whether
ve Troya Savaşı’nın bir destan kurgusundan ibaret olup the Trojan war was just an epical fiction or when exactly
olmadığı, savaşın hangi tarihte yapıldığı ya da Trya’nın were Troy destroyed. Therefore the main purpose of this
hangi tarihte yıkıldığı gibi birçok soru üzerinde tartışmalar paper is to offer a fresh research on the historical and epical
yapıldı. Bu makalenin amacı söz konusu tartışmalar aspects of the Trojan affair taking the modern discussions
kapsamında Troya ve Troya Savaşı’nın efsane ve tarih into consideration.
boyutunu araştırmaktır.
Key Words: Homer, Iliad, Odyssey, Troy, Ilium, Trojan
Anahtar Kelimeler: Homeros, İlyada, Odysseia, Troya, War, Achaians, Trojans, Hisarlık Tepe
Troia, Ilion, Troya Savaşı, Akhalar, Troyalılar, Hisarlık
Tepe


Prof., Dr., Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü.
Mehmet Ali Kaya Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

Troya (Troia) denildiğinde eski Yunanların Büyük yüzyılda yaşamış olan Homeros’a ait olduğu
Ozan dedikleri Homeros gelir akla. Zira Troya yönünde genel bir fikir birliği oluşmuş durumdadır.
Savaşı’nı anlatan İlyada (İlion Destanı) destanı Destanların sözlü gelenekte oluşturulma sürecinin
Homeros tarafından yazılmıştır. Günümüze kadar başlangıcının Geç Miken Dönemi’ne (İÖ 13. yüzyıl)
ulaşmış bulunan bu destan 24 bölümden kadar geriye gittiğinden kuşku duymak için de artık
oluşmaktadır ve dize sayısı 15 bin 693’tür. Homeros bir neden bulunmuyor6. Destanların İÖ 8. yüzyılın
tarafından yazılan bir diğer destan ise Odysseia adını ikinci yarısında Homeros tarafından yazılı metin
taşımaktadır. Troya Savaşı’nın Akhalı kahramanı olarak yayınlanmış olduğu konusunda da Homeros
Odysseus’un evine dönüş maceralarını anlatan araştırmacıları arasında bir fikir ayrılığı yok. İlyada
Odysseia destanının bölüm sayısı 24, dize sayısı 12 bin destanının İÖ 730’lu yıllarda, Odysseia destanın ise İÖ
110’dur1. Fakat her ne kadar edebi değeri bakımından 710’lu yıllarda yazılmış olduğu düşünülmektedir 7.
tartışmasız bir anıtsallığa sahip olsalar da destanların Öyle görülüyor ki İÖ 7. yüzyılda destanların
yazarı da dahil olmak üzere tarihsellik bakımından kopyaları yapılıyordu8. Destanların Atina’daki ilk
içerikleri tartışmalarla doludur ve bu tartışmalar, kopyasını yaptıran ise tiran Peisistratos (İÖ 6’ıncı
günümüzden takriben 2500 yıl kadar önce yüzyıl) olmuştu9.
başlamıştır2. Tartışmanın günümüzdeki boyutunun
Eski Yunanların Troya ve Troya Savaşı ile ilgili
tahmin edilebilmesi için ise Homeros destanlarını
olarak okudukları destanlar10, Homeros’a atfedilen
eski Yunanca orijinalinden Türkçe’ye çeviren Azra
İlyada ve Odysseia destanlarından da ibaret değildi.
Erhat’ın 1981 yılında yayınlanan İlyada çevirisinin
Zira bu destanlar, antik çağda varlığı bilinen büyük
önsözünde (s.9) bir anısını nakleden şu satırları
destanlar çemberi (epikos kyklos) içinde sayılan epik
burada aktarmak yeterli olacaktır:
şiirlerden yalnızca ikisiydi. Günümüze yalnızca
“(Avrupa’da) Bir üniversite profesörü: ‘Homeros fragmanları gelen, konuları doğrudan ya da dolaylı
sorunu mu? 40 bin cilt kitap!’ derdi bana.”3. olarak Troya Savaşı’yla ilgili diğer destanlar şunlardı:
Kıbrıslı (Kypros) bir şair Stasinos’un (veya
Bugün cilt sayısının çok daha fazla olduğu
Hegesinus’un) yazdığı 11 kitaplık Kypria (Kıbrıs
muhakkak. Zira Homeros’un kim olduğu ve her ne
Destanı); Leskhes adlı Mytileneli (Lesbos/Midilli) bir
kadar İzmirli (Smyrna) olduğuna genel itibar söz
şair tarafından yazılmış, 4 kitaptan oluşan İlias Parva
konusuysa da nereli olduğu sorularının kesin olan bir
(Küçük İlyada); Miletoslu şair Arktinos tarafından
yanıtı yok4. Kimileri ise Homeros’un kör olduğuna
2 yazıldığı düşünülen ve 2 kitap içeren İlioupersis
dair bir rivayete (Homerus caecus fuisse dicitur)
(İlion’un yakımı); 5 kitaptan oluşan Aithiopis
itibar edip onun kör olduğunu iddia etti. Kimileri de
(Etiyopya); Troizenli Agias tarafından yazılan ve 5
Homeros’a kör diyenin kendisinin kör olduğunu
kitaptan oluşan Nostoi (dönüşler); Odysseia
söyledi5. Homeros’un şahsıyla ilgili bu sorunların
destanının devamı olan, yani Odysseus’un
yanı sıra İlyada ve Odysseia destanlarının yazarının
memleketine dönüşünden ölümüne kadar geçen
da gerçekten Homeros olup olmadığı, hatta
dönemi konu edinen Telegonia11.
destanlarının ne zaman ve nasıl oluştuğu, hangi
tarihte yazıldığı soruları da tartışıldı. Ancak bu İÖ 8. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirilmiş
sorular artık Homeros araştırmacılarının büyük olan destanlarla ilgili bu bilgilerden de anlaşılacağı
ölçüde gündeminden düştü. Zira destanların İÖ 8. üzere Troya efsanesi, büyük bir tarihi birikimin

1 Kershaw 2010, 57, 65. Aslan 2004, 8. Işık 2004, 19.


2 Homeros üzerine Antik Çağ’da yapılan yorumlar ve tartışmalar konusunda bk. Latacz 2001, 7 vd. Homeros, İlyada (A. Erhat’ın
Önsöz’ü, 10 vd).
3 Homeros sorunu hakkında geniş bilgi için bk. Latacz 2001, 10 vd.
4 Homeros’a Antik Çağ’da yedi kent sahip çıktı. Bu kentler şunlardır: Smyrna (İzmir), Khios (Sakız), Phokaia (Foça), Kyme

(Nemrut Koy), Erythrai (Ildırı),Kolophon (Değirmendere) ve Miletos (Milet). Kaya 2016a, 207. Latacz 2001, 26 vd. Homeros, İlyada
(A. Erhat’ın Önsöz’ü, 10-13). Latacz 2001, 26 vd.
5 Latacz 2001, 25. Homeros, İlyada (A. Erhat’ın Önsöz’ü, 12).
6 Arkeolojik araştırmalar destanda geçen Akhalar dönemi bazı objeler ve geleneklerin delillerini gün ışığına çıkardı. Bu deliller

şunlardır: Nestor Kapları, domuz dişi miğfer, metal kakmalı eserler, insan boyunda dört köşe kalkanlar, Miken askeri silah
donanımları, savaş arabalarının kullanımı vs. Bu deliller ve diğerleri için bk. Latacz 2001, 50 vd. Webster 1960, 127 vd.
7 Aslan 2004, 8. Latacz 2001, 63 vd., 71.
8 Latacz 2001, 69 vd.
9 Homeros, İlyada (A. Erhat’ın Önsöz’ü, 14).
10 Homeros destanları en azından Klasik Çağ’dan itibaren çocukların eğitiminde bir ders kitabı gibi kullanıldı. Hatta çocuklarının

adam olmayacağı endişesi taşıyan kimi Yunanlar, çocuklarını Homeros destanlarını ezberlemeye zorlayabiliyorlardı. B. Sowerby
2012, 7.
11 “Telegonia” destanı, adını Odysseus’un büyücü tanrıça Kirke’den dünyaya gelmiş olan oğlu Telegonos’tan alır. Destanların

günümüze kadar ulaşmış bulunan fragmanları için bk. L. West (edit.), Greek Epic Fragments. From the Seventh to the Fifth Centuries.
Loeb, London 2003, 12 vd., 64 vd. Destanlar çemberi konusunda ayrıca bk. Kaya 2016a, 204 vd. Howatson 2013, 294 vd (epos).
Kershaw 2010, 42. Latacz 2001, 90 vd. Homeros, İlyada (A. Erhat’ın Önsöz’ü, 33).
Troya ve Troya Savaşı: Efsane ve Tarih Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

(masallar, efsaneler, hikayeler, macera anlatıları vs) geçirildi. Kentin sonraki hükümdarı Priamos adıyla
bir parçası olarak üretilmiş zengin efsane hazinesinin bilinecek olan Podarkes oldu17. Dardanos oğlu
bir parçasıdır12. Eski Yunanların bu efsane Priamos’un18 çok sayıda oğlu ve güzel kızı vardı.
hazinesinde yalnızca Troya Savaşı’nı değil bu savaşa Sayısı 50 olan oğullarından 19’u eşi Hekabe’den
adını veren kentin, yani Troya’nın kim tarafından ve (Latince: Hecuba) idi19. Troya Savaşı sırasında
nerede kurulduğu sorusunun yanıtını bulabilecekleri hüküm süren Priamos’un sayısı çok olan
bilgiler de vardı. Bunlardan birisine göre Troya çocuklarından özellikle dördü çok ünlendi:
(Troia), Dardania’yı (Dardanie) kuran Dardanos’un Bunlardan birincisi Hektor, ikincisi Paris (Yunanca:
torunu Tros tarafından İda Dağı (Kaz Dağı) Aleksandros), üçüncüsü kızı Kassandra ve
eteklerindeki Ate Tepesi’nde kurulmuş, adını dördüncüsü kızı Polyksena20.
Tros’tan almıştı13. Troya ya da Tro(i)as denildiğinde
Homeros’un İlyada destanında anlattığı savaş, her
anlaşılması gereken yer de yalnızca Ate Tepesi
ne kadar Troya Savaşı olarak tarihe geçmiş ve öyle
(bugün Hisarlık) değil, bu tepeyi de içine alan
ünlenmiş olsa da bu savaşın odağında Troya değil
bugünkü Türkiye’nin Çanakkale Bağazı’na
İlion vardı. Nitekim Akhaların yakıp yıktığı kent de
(Darnanos/Dardanelles) yakın olan kesimiydi 14.
Troya değil İlion’du21. Homeros’un Troya Savaşı’nı
Farklı versiyonları bulunan mitolojiye göre Troya’nın
anlatmış olduğu destan adının “Troya Destanı” değil,
kurucusu Tros’un üç oğlu vardı ve bunlardan birisi
“İlion Destanı” (İlias/İlyada Destanı) olmasının
İlios’tu. İlios, Troya’ya yakın olan Phrygia’ya gidip
nedeni de budur. Homeros’un İlyada destanında
orada bazı yarışlara katılmış, yaptığı güreşten galip
“İlion” adının sayıca “Troya” adından çok daha fazla
ayırılınca da ödüller kazanmış. Bu ödüllerden başka
geçiyor olmasının da nedeni aynıdır22. Aiollerin İÖ 8.
ona bir de benekli inek verilmiş. İneği ona verenler,
yüzyılda bölgeye yerleştikten sonra kurdukları
inek nerede yorulup yatarsa orada bir kent kurmasını
yerleşmeye “Troya” değil “İlion” adı vermiş
öğütlemişler. İlios, kendisine verilen öğüde uyarak
olduklarının bilinmesi23 de aynı neden kapsamında
ineğin yorulup boylu boyunca uzanıp yatmış olduğu
değerlendirilebilir. Dahası Yunan Klasik Çağı’ndan
Phrygia’daki Ate Tepe’sinde (Delision) bir kent işa
itibaren her ne kadar “Troas” denilen bir bölge
etmiş ve kente kendi adını vermiş. Oradaki kentin
mevcut idiyse de “Troya” denilen bir yerleşme hiç
İlion adını taşıyor olmasının nedeni buymuş15.
olmadı. Ancak Klasik Çağ ve sonrası dönemlerde
Efsaneye göre İlios’un oğlu ve halefi olan “İlion” adıyla bilinen bir yerleşme hep vardı. Tarihi
Laomedon, Troya kralı olmuş; İlion’un güçlü dönemlerde bir kasaba konumundan daha büyük bir 3
duvarları onun krallığı döneminde Tanrı Poseidon ve yerleşmeye hiçbir zaman dönüşmediği bilinen
Apollon tarafından inşa edilmiş 16. Duvarların İlion’un Homeros İlion’u olmadığı görüşü, ilerleyen
inşasına Aiakos adlı bir ölümlü de dahil olmuş. İlion satırlarımızda da söz edeceğimiz gibi Hellenistik
duvarının inşasıyla ilgili bu mitolojide Aiakos’un Dönem’den itibaren mevcuttu ve aynı görüş bugün
duvar inşasına iştirakinin Troya’nın yıkılışı de mevcudiyetini devam ettirmektedir. Buna rağmen
efsanesinde hayati bir önem arz eder. Çünkü duvarı yine ilerleyen satırlarımızda ayrıca söz edeceğimiz
inşa edenler yalnızca tanrılar olsaydı, o duvarların gibi İlion, Troya Savaşı’ndan kaynaklanan ünü
insanlar tarafından yıkılması söz konusu olamazdı. dolayısıyla hep ilgi odağı oldu. Fakat tüm bunlar,
Nitekim İlion, daha Laomedon’un krallığı Homeros’un İlyada destanında aynı kentten iki ayrı
döneminde Herakles (Latince: Hercul) tarafından ele isimle, yani “Troya” ve “İlion” adlarıyla söz edilmiş

12 Latacz 2001, 83.


13 Homeros, İlyada, XX. 216 vd. Apollodoros, III.12.1vd. Ayrıca bk. Graves 2012, 819 vd.
14 Kershaw 2010, 42.
15 Homeros, İlyada, XI. 166; XX. 230 vd; Apollodoros, III.12.2; Dionysios, I.62.
16 Kershaw 2010, 43.
17 Apollodoros, II. 6.4; III.12.5.
18 İlyada, III.304.
19 İlyada, XXIV.484 vd.; VI. 242 vd. Ayrıca bk. Graves 2012, 823.
20 Hektor, İlyada destanında Troyalılar tarafının en büyük kahramanı olarak karşımıza çıkar. Paris (Aleksandros), Troya

Savaşı’nın patlak vermesine neden olan kişidir. Kassandra, Priamos’un güzel kızı olarak destanda anlatılır. Akhilleus tarafından
öldürülen Hektor’un cesedini görünce bütün kenti ayağa kaldıran feryat figanıyla da destanda ona yer verilmiştir (Homeros,
İlyada, XIII.365-369; XXIV. 697-706). Tahta At’ın içinde silahlı savaşçıların bulunduğu kehanetinin de sahibi olan Kassandra, Troya
yakılıp yıkıldıktan sonra Agamemnon tarafından odalık olarak alınır (Graves 2012, 907, 915 vd). Poliksena, Akhilleus’un bir
görüşte aşık olduğu kızdır. Nihayetinde Akhalar tarafından Akhilleus’un mezarı başında kurban edilmiştir (Graves 2012, 874,
917 vd).
21 Homeros, Odysseia VIII. 495, 578-582; IX. 38. Castleden 2011, 39. Aslan 2004, 8. Işık 2004, 18.
22 Troya’dan 53 kez, İlion’dan 106 kez söz edilir. Fakat Troya ve İlion arasındaki fark Homeros’un İlyada destanından anlaşılmaz.

Yunanistan’ın meskun halkları konusunda Akhaioi ve Danaoi nasıl birbirinin yerine kullanılmışsa İlion ve Troya da aynı şekilde
birbirinin yerine kullanılmıştır. Bk. Kaya 2016a, 116 dn. 31.
23 Korfmann 1989-1990, 69.
Mehmet Ali Kaya Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

olmasının izahı anlamında işe yaramaz. Ancak İlyada Ancak Schliemann’ın Mykenai’da başlatmış olduğu
destanında Troya ve İlion ile ilgili olarak tebarüz kazıların ardından Yunanistan’ın İÖ 2’inci binyıl
eden bir gerçek vardır ki bu, Troya ve İlion’un sakinlerinin kültürüne “Miken kültürü” denilmeye
meskun halkıyla ilgili olarak iki farklı ismin başladı27. Bu tercihin nedeni, Troya’ya saldırıyı
kullanılmadığıdır. Zira destanda aynı kentten hem örgütleyen, Troya Savaşı’nda tüm Akha ordusunun
Troya hem de İlion diye söz edilirken kentin başkomutanı konumunda bulunan Agamemnon’un
sakinlerinden yalnızca “Troyalılar” (Troes) diye söz ülkesinin başkentinin Mikenai olmasıdır. Mikenai
edilmektedir24. Başka bir ifadeyle İlion’un içinde (Mykenai), Yunanistan’daki diğer başkentlerin
bulunduğu tüm Troya/Troas bölgesinde meskun hepsinden daha güçlü ve etkiliydi 28. Fakat bu,
bulunan halk “Troyalı” diye biliniyordu ki daha önce günümüzde Geç Tunç Çağı’nın Yunanistan
söz etmiş olduğumuz İlion’un kuruluşuyla ilgili sakinlerine Akhalar denilmesine engel olmadı. Hatta
mitoloji ve efsaneler de bunu doğrular niteliktedir. son zamanlarda Yunanistan’ın Geç Tunç Çağı
Bu durumda Troya’nın İlion’u da kapsayan bir ülke halklarının kültüründen “Miken kültürü” olarak
ismi olarak da kullanılmış olduğunu düşünmek değil “Akha kültürü” diye söz etmenin daha doğru
makul gibi görünmektedir. olacağı düşüncesi gelişmektedir29.
Troyalılar, Troya Savaşı’nın iki düşman Arkeolojik araştırmalar, eğer Hititçe yazılı
tarafından birisiydi. Diğeri Akhaiaoi kavmi, yani belgelerde sözü edilen tartışmalı Ahhiyava’yı 30 ve
Akhalardı ve Homeros’un Odysseia destanında yer Knossos’ta bulunan bir tabletten bilinen tartışmalı
alan şu dizelerinden de anlaşılacağı üzere Toya Akhaiviya’yı31 dikkate almazsak Akhalar (Akhaioi)
Savaşı’nı anlatan İlyada destanı, aynı zamanda adının tarihsel gerçekliğini belgelendiren bir çağdaş
Akhaların destanıydı25: yazılı kayıt henüz keşfedilmiş değildir. Öte yandan
Troya Savaşı’na katılmış olan Akha kahramanlarının
Ne güzel söyledin Akhaların destanını, neler
yaptıklarını, ne güzel söyledin, nelere bazılarının taşıdıkları isme Linear B tabletlerinde
katlandıklarını, neler çektiklerini… rastlandı. Fakat sözünü ettiğimiz bu isimler de Troya
Savaşı’yla adlarını duyurmuş kahramanların
Fakat destanların sözünü ettiği Akhalar, Troya kendilerine ait isimler değildi. Dolayısıyla kazılarda
Savaşı’nın tarihsel gerçeklik bakımından sorunlu gün ışığına çıkarılmış bulunan mezarların kral
olan bir başka konusudur. Zira Troya Savaşı’nın mezarları olduğu dışında Homeros’ta sözü edilen
4 yapılmış olduğu zamanda Yunanistan’ın meskun Akhalı kahramanların da tarihselliği tartışmalıdır.
halkını tanımlayan isim yalnızca Akhaioi (Akhalar) Öte yandan arkeolojik kazıların gün ışığına çıkarmış
değildi. Destanlarda Akhalarla birlikte hem olduğu Yunanistan’ın Geç Bronz Çağı materyalleri
Danaoların (Danaoi), hem de Argosların adı geçer 26. arasında Homeros destanlarında sözü edilen Nestor
Danaolar, zaman zaman ikincisini tanımlayan bir kapları, domuz dişi miğferler, metal kakmalı eserler,
sözcük olarak da kullanılır. Zira Danaolardan insan boyunda dört köşe kalkanlar, Miken askeri
Homeros’un destanlarıyla sonraki eski Yunan edebi silah donanımları, savaş arabaları gibi Akha objeleri
eserlerinde hem tüm Yunanları tanımlayan hem de ve geleneklerinin bulunuyor olması32, Akhaların
Argos bölgesinin eski sakinleri olarak söz edildi. Bu tarihselliğine ilişkin tartışmaları büyük ölçüde
bilgilerden anlaşılmaktadır ki en azından Argos anlamsızlaştırmakta ve Akhaların kahramanlık
bölgesi hem Akhaların hem de Danaoların ülkesiydi. çağını yaşayan savaşçı bir kavim olduğunu
Günümüz bilim insanlarının tercih etmeye başlamış doğrulamaktadır. Fakat Troya Savaşı dışında onların
olduğu “Mikenler” genellemesi ise destanlarda hiç savaşlarından hiçbirisinden haberdar değiliz.
olmayandır. Günümüz tarihçilerinin Troya ve Miken
arkeolojisi araştırmalarının başlamış olduğu 1870’li Troya Savaşı’nı anlatan İlyada destanı Mikenlerin
yılların ikinci yarısına kadar Yunanistan’ın İÖ 2’inci Phthia kralı olan Akhilleus ile başlar ve onun
binyıl halklarının tümünü, Homeros’un ölümüyle son bulur ve bu nedenle destana
destanlarında ön plana çıkarılmış olan “Akhalar” Akhilleus’un kahramanlık destanı (ya da
(Akhaioi) adıyla anmış olmalarının nedeni budur. Akhilleus’un Öfkesi) da denilir 33. İlyada destanında

24 Kershaw 2010, 42.


25 Homeros, Odysseia, 486-490.
26 İlyada, I.42; II.110; 166; 394; 488. Ayrıca bk. Kaya 2016a, 93 vd.
27 Latacz 2001, 38.
28 Martin 2012, 57. Mykenai kenti için bk. Mansel 1984, 65 vd.
29 Özellikle Anglo-Sakson ülkelerinde “Miken Kültürü”nün yerini “Akha Kültürü” ismi almış durumdadır. Bk. Latacz 2001, 38.
30 Ahhiyava konusunda bk. Kaya 2016a, 109 vd.; 2017 (referanslarıyla birlikte). Latacz 2001, 38.
31 Knossos’ta bulunan Linear B tabletlerinin birinde bir sığır sürüsünün Akhaiviya’ya gönderildiği yazılmıştır. Bk. Latacz 2001, 38.

Bryce 2005, 57. İsmin tartışmalı olduğu konusunda bk. Ünal 2003, II, 114.
32 Latacz 2001, 50 vd. Webster 1960, 127 vd.
33 Homeros, İlyada (A. Erhat’ın Önsöz’ü, 32).
Troya ve Troya Savaşı: Efsane ve Tarih Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

Troya Savaşı’nın tümü değil, yalnızca son 51 günü yapması için bir çoban görevlendirilir. Fakat çoban
konu edinilmiştir34. Fakat destanda savaşın önceki tarafından İda Dağı’nda (Kazdağı) ölüme terk edilen
yılları da tamamen yok sayılmış değildir. Savaşın son çocuk, dişi bir ayı tarafından beslenir. Bu durumun
51 günü ise Homeros’un esin tanrıçası Musa’ya bir mucize olduğunu düşünen çoban, çocuğu
seslenerek başladığı İlyada (I, 1-7) destanının ilk öldürmek yerine kendi çocuğu olarak büyütmeye
dizelerinden de anlaşılacağı üzere Miken (Akha) karar verir ve ona Aleksandros adını verir38. Sonra
ordusuna musallat olan veba salgınıyla başlar. Veba sürece üç tanrıça (Hera, Athena ve Aphrodite) ve
salgınına Tanrı Apollon’un Troyalı rahibinin kızı onların hangisinin daha güzel olduğu kavgasının
Khryseis’in Agamemnon tarafından esir alınmış çıkmasına neden olan nifak tanrıçası Eris’in elması
olması neden olmuştur. Bir nedeni de Phthia kralı dahil olur. Süreç hangi tanrıçanın güzel olacağına
olan Akhilleus’un Mikenai kralı Agamemnon’a karar verecek hakem olarak baştanrı Zeus tarafından
öfkesidir. Akhilleus’un öfkesinin nedeni tutsağı olan Paris’in tayin edilmesi, bu üç tanrıçanın insan
Briseis adlı kızın Agememnon tarafından elinden görünümünde girdikleri güzellik yarışması, Paris’in
alınmış olmasıdır. Fakat Akhilleus’un öfkesine neden Troya’daki şenliklere katılması sayesinde annesi
olan gelişmeler tesadüfi değildir. Tanrı Zeus’un tarafından tanınması ve saraya yerleşmesiyle devam
istediği üzerine gerçekleşmiştir. Öta yandan Troya eder39. İda Dağı’nda yapılan güzellik yarışmasında
Savaşı’nın patlak vermesini gerçekte ne baştanrı Zeus hakemlik yapan genç Paris’in elindeki elmayı
ne de Olympos’un diğer tanrı ve tanrıçaları istemiştir. Aphrodite’ye vermesiyle Troya’ya yıkım getiren
Zira eski Yunan mitolojisine göre tüm olanlar, kader ağı süreci başlar ve süreç, Paris’in Sparta’ya
Troya’nın kaderiyle ilgilidir. giderek bu kentin kralı olan Menelaos’un Helene’yi
alıp ülkesi Troya’ya kaçırmasıyla devam eder 40. Bu
Troya’ya yıkım getirecek olan kader sürecinin
sırada Girit’te olduğu için olup bitenleri sonradan
başlangıcı Prometheus’a kadar geriye gider. İki farklı
öğrenen Menelaos, hem kardeşi hem de bacanağı
mitolojik versiyondan birisine göre Prometheus,
olan Mikenai kralı Agamemnon’a başvurur 41.
Zeus’un kendisine verdiği cezadan bildiği bir sır
Agamemnon Yunanistan’ın tüm Akha/Miken
dolayaısıyla kurtulur. Bu sır, bir deniz
krallarını Helene’yi geri almak için Troya’ya
tanrıçası/perisi (nympha) olan Thetis’e aşık olan
düzenlenecek sefere katılmaya davet eder. Onların
Zeus ve diğer tanrılarla ilgilidir. Zeus’un kendisi ve
bu davete icabet etmesiyle de Troya Savaşı başlar.
diğer tanrılar da dahil kimsenin bilmediği bu sırra
göre kader, Thetis ile hangi tanrı evlenirse, o tanrı Troya Savaşı’nın nedeniyle ilgili olarak buraya 5
tahtını Thetis’ten doğacak oğluna terk etmek kadar anlatmış olduğumuz her şey eski Yunan
zorunda kalacaktır35. Zeus bu sırrı öğrenince diğerleri edebiyatının sözlü geleneğinde üretilmiş bir destan
de öğrenir ve bu nedenle Thetis hiç istemediği halde kurgusundan ibarettir. Dolayısıyla tarihi açıdan
bir ölümlü olan Peleus (Akhilleus’un babası) ile hiçbir önem ve değere sahip değildir. Fakat yine de
evlenmek zorunda kalır36. Peleus ile tanrıça Thetis’in içinde çağın savaşlarının nedeniyle ilgili bir gerçeği
düğününe nifak tanrıçası Eris (İris) dışında tüm tanrı yansıtıyor olabileceği düşünülebilir. Yani Geç Tunç
ve tanrıçalar davet edilir. Nifak tanrıçası Eris davetsiz Çağı savaşlarının fitilini ateşleyen neden, bir kadının
olarak geldiği düğünde üzerinde en güzel için yazan kaçırılmasıyla ilgili olabilir. Zira Troya Savaşı’nı
elmayı atar ortaya. Kaderin ölümlülerle ilgili olan anlatan Homeros destanları ve sonraki edebi
tarafının süreci ise Troya kralı Priamos’un eserlerde kadınların kaçırılması ve bir ganimet gibi
Aleksandros adıyla da bilinen oğlu Paris’in dünyaya paylaşılmasına atıfta bulunan pek çok bilgi
gelişiyle ilgili olarak görülen bir rüyayla başlar 37. bulunmaktadır42. Dahası fetih ya da emperyalist
savaş bilincine sahip olmayan halkların arasındaki
Rüyayı yorumlayan kahinden dünyaya gelecek
savaşların nedeninin kadın ve mal kaçırmak olduğu
olan oğlunun Troya’nın yakılıp yıkılmasına neden
bilinmeyen değildir. Nitekim Herodotos da Historia
olacağını öğrenen Priamos, doğacak oğlundan
adlı eserini yazmaya kız kaçırma olaylarını anlatarak
(Paris’ten) kurtulmaya karar verir ve bunun gereğini

34 Latacz 2001, 120.


35 Hesiodos, Theogonia, 529.
36 Homeros, İlyada (XVIII.428-435) destanında tanrıça Thetis’in bir insan olan Peleus ile istemeyerek evlenmek zorunda kaldığını

Thetis’in dilinden şöyle aktarır: “Thetis de göz yaşı döke döke şöyle seslendi tanrı Hephaistos’a: Söyle bana Hephaistos, var mı
benim gibi acılı biri? Zeus bunca deniz tanrıçası arasında yalnızca bana verdi acıları, ölümlü bir kocayla, Aiakosoğlu Peleus ile
evlendirerek. Katlandım bir adamın yatağına girmeye, istemeye istemeye, tiksine tiksine”.
37 Apollodoros, III.12.5. Graves 2012, 830.
38 Apollodoros, III.12.5. Graves 2012, 831.
39 West (ed.) 2003, Kypria, 1-2. Ovidius, Heroides, V. 29 vd; XVI. 49 vd; 163. Ayrıca bk. Graves 2012, 832 vd.
40 West (ed.) 2003, Kypria, 2. Ovidius, Heroides XVI. 115 vd. Graves 2012, 835 vd.
41 Herodotos, I.3. Graves 2012, 841.
42 Kaya 2016a, 97, 133 vd.
Mehmet Ali Kaya Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

başlar43. Ancak Troya Savaşı’nın yapılmış olduğu bilindiği gibi kalay ticareti, Doğu Akdeniz
zamanda Akhaların emperyalist nedenlerle savaşlar limanlarının da gerçeğiydi47. Fakat Doğu Akdeniz
yapmaya başlamış oldukları, Mikenai’da hüküm limanlarının Hitit İmparatorluğu’nun denetimine
süren hanedanın hakimiyet sınırlarının çok geniş girmiş olmasıyla Akhaların Doğu Akdeniz
olmasından anlaşılabilmektedir. Ayrıca Menelaos’un limanlarından kalay temin etmesini sorunlu hale
sarayı güçlü kaleler ve surlarla korunuyordu ve sahip getirmiş olabilir. Nitekim Hitit kralı IV.
olduğu güçlü bir donanması vardı. Tüm bunlar, Tudhaliya’nın Asur kralını zayıflatmak amacıyla
Menelaos’un karısı Helene’nin Troyalı Paris ticari ambargoya başvurduğu bilinmektedir 48. Eğer
tarafından kaçırılmasını ihtimal dahilinden çıkarır. öyleyse bu durum, Troyalılar ve Akhalar arasında
Bu nedenle Troya Savaşı’nın Sparta kralı savaşı kaçınılmaz hale getirecek “Boğazlar
Menelaos’un karısının kaçırılmış olmasına Sorunu”nun yaratılmasına yol açmış olabilir 49. Bu
bağlanmasını, Akhaların tarihinde barbarlık olasılık Akhaların tahıl ve at ticareti için de
döneminden itibaren yaygın olan kadın kaçırma Karadeniz’in önemli olduğu50 dikkate alındığında
olaylarının efsane ve mitolojideki izleri olarak çok güçlüdür.
yorumlayabiliriz. Destanların oluştuğu Yunan
Priamos’un üretimden gelen zenginliğini ticaretle
Karanlık Çağı’nın savaş kültürü de Akhaların
destekleyerek büyümüş olduğu muhakkaktır. Fakat
barbarlık çağından farklı değildi. Bu nedenle savaşın
uluslararası ticaretin Troya kralı adına sağladığı en
bir kadın kaçırma olayına bağlanması Yunan
önemli avantajı, Kuzeydoğu Ege’deki deniz
Karanlık Çağı’na özgü kültürün destanlara
ticaretiydi. Zira Ege Denizi ile Karadeniz ticareti
yansıtılmış olmasıyla da izah edilebilir.
dolayısıyla Çanakkale Boğazı’ndan geçmek zorunda
Savaşın gerçek nedeninin ticari ve ekonomik kalan deniz tüccarları Troya’da konaklamak, Troya
olduğunu düşünmek için makul nedenler var. Zira kralına vergi ya da haraç ödemek zorundaydılar.
kral Priamos’un Troya’sı (Hisarlık), Asya ile Hatta Troyalılar, deniz tacirlerine korsan saldırılar
Avrupa’yı birbirinden ayıran Çanakkale Boğazı’nın düzenlemek olanağına da sahiptiler. Dahası
güney kıyısında, karadan ve denizden yolculuk Troya’nın ticari anlamda sahip olduğu stratejik
yapanların kontrol edilebileceği çok uygun bir konumu, deniz ticaretinde rakipleri olan Akhalar için
yerdeydi. Çanakkale Boğazı’na 4,5 km, Ege Denizi’ne de oldukça cezbediciydi. Tüm bunlar bir arada
ise 6 km mesafede bulunuyordu. Akhalar gibi onların düşünüldüğünde Akhaların Troya’ya ticari, yani
6 da ticaretinin kapsamı, Ege dünyasını, bugünkü ekonomik nedenlerle saldırmış olduklarını
Romanya da dahil bazı Balkan ülkelerini de içine düşünmek zor değildir. Hatta savaş, bu koşulların
alacak kadar çok genişti. Anadolu’nun iç bölgeleri, kaçınılmaz sonucudur. Fakat kimi araştırmacıların
Kilikya, Suriye ve Kafkaslar da Troyalıların ticari da ifade ettiği gibi savaşın ekonomik nedenlerle
ilişki kurdukları bölgeler ya da ülkelerdi44. Altın, yapıldığını düşünmek, Tunç Çağı insanlarına göre
gümüş, demir, gemi kaburgası, keten, yağ, Çin oldukça modern bir yaklaşım olduğu51 da dikkate
yeşimi, kurutulmuş balık ve kenevirin el değiştirdiği alınmalıdır.
zengin Karadeniz ticareti Troyalıların
Troya Savaşı’nın taraflarının listesi, İlyada
kontrolündeydi45. Ticaretin kriz yaratacak denli
destanının ikinci bölümünde verildi. Günümüz
hayati öneme sahip unsuru ise kalaydı. Kalayın
tarihçilerinin “Gemiler Kataloğu” diyerek
kaynağı Tacikistan, Özbekistan, Afganistan’dı 46 ve
tanımladıkları listeye göre Troya Savaşı’na Mikenai
bu ülkelerden temin edilen kalay önce Karadeniz’e,
kralı Agamemnon’un çağırısı üzerine ve onun
oradan da boğazlar yoluyla Ege Denizi’ne
başkomutanlığında Boiotia’daki Aulis kentinin
ulaşıyordu. Ancak Uluburun gemi batığından da

43 Herodotos, I. 1 vd.
44 Afganistan’ın Troya ticaretinin kapsamında bulunduğunun en önemli delili Afganistan menşeli lapus lazuli’nin (lacivert taşı)
Troya’da bulunmuş olmasıdır. Brandau-Schickert-Jablonka 2010, 56 vd.
45 Graves 2012, 870.
46 Kalay kaynaklarıyla ilgili olarak bk. Kuhrt 2013, 122 vd. Erarslan 2007, 58 vd. Koç 2006, 39. Macqueen 2001, 44 vd., 49 vd.

Akurgal 1998, 40 vd. Dinçol 1982, 21 vd. Kalayın Türkiye sınırları içinde Kilikya’da olabileceğine dair düşünce için bk. Yener-
Özbal 1987, 220 vd.
47 Kaş ilçesi yakınlarındaki Uluburu’nda keşfedilen batık gemi İÖ 14. Yüzyıla tarihlendi. Geminin taşıdığı tüm ticari metanın

listesi tüccarların Asya, Avrupa ve Anadolu’nun değişik bölgelerinden mal toplanmış olduklarına işaret etmektedir. Zira gemide
külçeler halinde bakır ve kalay, mavi cam külçeleri ve camdan yapılmış boncuklar, altın ve gümüş süs eşyaları, fildişinden
mücevher kutusu, altından kadeh vardı. Gemide bulunan kalay külçelerinin ağırlığı ise bir tondu. Koç 2006, 38 vd. Desti 2005,
101 vd.
48 Bryce 2005, 316.
49 Kershaw 2010, 43, 45. Mansel 1984, 82 vd.
50 Akhalar için Karadeniz ve Kafkaslar ticaretine en iyi delil altın post arayan Argonautlar efsanesidir. Korfmann 1989-1990, 69

vd.
51 Castleden 2011, 35.
Troya ve Troya Savaşı: Efsane ve Tarih Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

limanında toplanarak dahil olmuş bulunan Akha birisini kurmuş olan Hititler bu savaşta yoktu. Hatta
kentleri ve kabileleri katıldılar. Troya Kralı “Hititler” ile eşleştirilebileceği düşünülen
Priamos’un tarafında savaşanlar ise ya Troyalı (Troya “Keteiler”i54 dikkate almazsak destanlar Hititlerden
Halkı) diye tanımlandı ya da onlar Troyalılara bihaberdirler. Beşincisi bu savaşın tarafları arasında
bağımlı olan komşu halklardı. Liste yalnızca kentler yalnızca Asya ve Avrupa kıtalarını temsil eden
ve kabilelerin adlarını değil, onların kral ya da halklar değil Afrika’yı temsil edenler de vardı. Onlar,
komutanlarının adlarını ve kaç gemiyle bu savaşa Akhilleus’un ölümünden sonra Troya’nın müttefiki
dahil olduklarını da eksiksiz sayar52. Fakat isimleri olarak savaşa dahil olmuş bulunan Etiyopyalılardı.
sayılan çok sayıda kral ya da komutan arasında Fakat onların bu savaşa dahilinden Homeros
kişilikleri, etkileri ya da kahramanlıklarıyla dikkati destanları değil, Miletoslu Arkritos tarafından
çekenlerin sayısı o kadar çok değildir. Bu anlamda yazılmış olduğu düşünülen Aithiopis adlı bir başka
öne çıkan isimler şunlardır: Akhilleus, Odysseus, destanda söz edilmiştir55.
Agamemnon, Menelaos, Nestor, Diomedes, Aias,
Savaşın nasıl yapıldığı ya da gelişmiş olduğu
Hektor, Aineas, Sarpedon ve Glaukos.
sorusunun yanıtı ise İlyada destanının üçüncü
Troya Savaşı’na dahil olanların adlarını veren bölümü ve sonrasından anlaşılabilmektedir. Zira
listeden (gemiler kataloğu) anlaşılmaktadır ki bu destan doğrudan savaşa yönelik olan anlatımına
savaş, birisi Asya kıtasının doğu sınırında, diğeri üçüncü bölümde geçer. Fakat ne bu bölümde ne de
Avrupa kıtasının batı sınırında olan iki ülkenin savaşı sonraki bölümlerde topyekün savaşların ayrıntılarına
gibidir. Zira Akhaların/Mikenlerin müttefikleri girilmez. Teke tek savaşlar ya da kahramanların
arasında Ege Denizi’nin doğusundaki topraklardan savaşları öne çıkarılır. Nitekim üçüncü bölüme
gelmiş hiç müttefiki yoktu. Troyalıların da damgasını vuran olay da Lakedaimonların (Sparta)
Yunanistan’dan gelen müttefiki yoktu. Hatta kralı Menelaos ile Troyalı Aleksandros’un (Paris)
Troyalıların yanında savaşan bir Ege adası da mevcut teke tek savaşıdır. Beşinci bölümde savaşın
değildi. Karialılar Troya’nın müttefiki olarak savaşa kahramanlarından olan Diomedes’in kahramanlığı,
dahil olmuşken çok yakınındaki Rodos ve Syme sonraki on bir bölümde ise Troyalıların komutanı
(Sümbeki) gibi adalar Mikenlerin tarafında savaştılar. Hektor ile Aias’ın teke tek savaşı, Hektor ile
Tenedos ve Lesbos (Midilli) gibi bazı adalar her iki Agamemnon’un kahramanlığı, Troyalıların gözcüsü
tarafın müttefikleri arasında sayılmadılar. Fakat hem olan Dolon’un Odysseus ve Diomedes tarafından
Tenedos hem de Lesbos Akhaların saldırılarına öldürülmesi gibi olaylar dikkat çeker. 7
uğradı, yağmalandı. Her iki adanın da kadınları Agamemnon’un, Diomedes ve daha birçok Akha
Akhalar tarafından esir alındı53. Bu bilgilerden (eğer savaşçısının savaşta yaralanması; Akhilleus’un
Karanlık Çağ koşullarından üretilmediyse) silahlarını kuşanarak savaşa dönen Patroklos’un
anlaşılmaktadır ki Akhalar, Troya Savaşı’nın Hektor tarafından öldürülmesi, sözünü ettiğimiz on
yapılmış olduğu zamanda Girit adası da dahil tüm bir bölümün öne çıkardığı diğer olaylardır. On
Ege Denizi’nde güçlü bir nüfuz sahibi olabilmişlerdi. yedinci bölümden itibaren ise çok sevdiği
Fakat kimilerinin Troya Savaşı’na dünyanın bilinen Patroklos’un ölümü dolayısıyla Hektor’dan öç almak
ilk Doğu-Batı savaşı ya da ilk Asya-Avrupa savaşı isteyen ve bu nedenle savaşa geri dönen Akhilleus’un
iddiasını dillendirmelerinin bilimsel temeli yoktur. kahramanlığına yer verilmiştir. Destanın yirmi ikinci
Her şeyden önce “Doğu” ve “Batı” terimleri bölümüne Akhilleus ile Hektor’un teke tek yaptığı ve
günümüze özgüdür. İkincisi hem Troyalılar hem de ilkinin ikincisini öldürmesiyle sonuçlanan savaş
Mikenler Hint-Avrupalıydı. Aralarında kültürel damgasını vurur. Sonraki iki bölümden ilkinin
anlamda çok büyük bir fark yoktu. En azından (23’üncü Bölüm) konusunu Akhilleus’un çok sevdiği
taraflar çok tanrılıydı ve aynı tanrılara ibadet Patroklos için yapılan cenaze töreni oluşturur.
ediyorlardı. Üçüncüsü bir Avrupa halkı olan Traklar, Destanın son bölümüne (24’üncü bölüm) Akhilleus
Mikenlerin değil Troyalıların müttefikiydiler. tarafından öldürülen Hektor için düzenlenen cenaze
Üçüncüsü Miken Çağı’nda Yunanistan’ın önemli töreni damgasını vurur. Destan, Troya’da babası
kenti Thebai bu savaşta yer almadı. Dördüncüsü her Priamos tarafından Hektor için düzenlenen bu
ne kadar bugünkü Kastamonu ve Çankırı illerinin cenaze töreniyle son bulur56.
içinde bulunduğu bölgenin halkı olan
Destanda çok az yer bulan topyekün savaşlardan
Paphlagonialılar Troya kralı Priamos’un yanında yer
birisi dördüncü bölümde anlatılanlardan
almış olsa da çağın en güçlü imparatorluklarından

52 Kaya 2016a, 98 vd.


53 Kaya 2016a, 133 vd.
54 Homeros, Odysseia, XI. 521 (burada Keteilerin Troyalılar tarafında savaştığı anlatılır ve onların kadın armağanları uğruna

öldüğü söylenir). Keteilerin Hititler ile eşleştirilebileceği önerisi konusunda bk. Ünal 2013, II, 33.
55 Kaya 2016a, 100. Etiyopyalıların savaşa dahiliyle ilgili olarak ayrıca bk. Graves 2012, 887 vd.
56 Homeros, İlyada, XXIV. 690-805.
Mehmet Ali Kaya Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

anlaşılmaktadır. Bu bölümde anlatılan topyekün kahramanların bazıları, bir tanrı ya da tanrıçanın


savaşta çok sayıda Troyalının öldürüldüğü söylenir, oğludur. Tanrılar ve tanrıçalar oğullarına yardım
fakat onları öldüren Akha krallarının yalnızca edebilmek için hem ellerinden geleni yaparlar hem
üçünün (Antilokhos, Odysseus ve Aias) adı verilir. de onlara kötülük yapan ya da öldürenlerin amansız
Akhilleus’un savaşa dahil olmasından sonraki düşmanı olurlar61. Hatta tanrı ve tanrıçalar bu savaşa
çarpışma ise daha kanlı olur. Savaşların en kanlısı da dahil olduklarında yaralanıp, yara dolayısıyla acı da
yirmi birinci bölümde anlatılan ve ölenlerin çekebiliyorlardı. Ancak her hangi bir yaralanma
kanlarıyla kızıla boyanan iki nehrin kıyısında yapılır. nedeniyle ölmüyorlardı62.
İda Dağı’ndan (Kaz dağı) kaynaklanan ve Troya
Destanlara göre Mikenler, Troya Savaşı’ndan
ovasını sulayan bu ırmaklardan birisi Skamandros,
zaferle ayrılmış olmalarını Epeios adlı bir ahşap
yani bugünkü Karamenderes Çayı, diğeri Simoeis
heykel ustasına borçluydular63. Zira korkak ama
(Dümrek Çayı) idi. Bu iki ırmak kıyısında yapılan
yetenekli bir usta olan Epeios, Odysseus tarafından
savaşa her iki tarafın ölülerini toplayabilmesi için ara
düşünülüp tasarlanmış olan devasa büyüklükte bir
verildiği, savaşların kentin hangi kapılarının önünde
Tahta At heykeli yapmış, bu atın karnına aralarında
yapıldığı destanda yer alan bilgilerdir 57. Fakat
Odysseus’un da bulunduğu seçkin Akha savaşçıları
savaşın seyriyle ilgili tüm bu bilgilere tarihi gerçekler
yerleşmiş. Akhalar, bu Tahta At’ı kıyıda bırakıp,
olarak itibar edilemez. Öte yandan savaşların teke tek
ülkelerine dönüyorlarmış gibi denize açılmışlar ve
yapılması Yunanistan’ın kahramanlık Çağı da
Tenedos (Bozcaada) adasında gemilerini
denilen Geç Tunç Çağı koşullarına uygundur.
demirlemişler. Tahta At’ın Tanrıça Athena için
Patroklos’un yakılarak gömülmesi ise destan
olduğunu, kentin içine alındığında Troya’nın asla ele
kurgusudur. Zira arkeolojik araştırmaların Mykenai
geçirilemeyeceğini, kendisinin de evlerine dönen
ve diğer Akha kentlerinde yapılan kazılarda ortaya
Akhalar tarafından tanrılara kurban olarak bırakılan
çıkarılan mezar gerçekleriyle uyuşmamaktadır. Bu
bir talihsiz olduğunu Troyalılara söyleyerek onları
mezarlara ölüler yakılmadan gömülmüşlerdir 58.
kandıracak olan Sinon adlı bir kişi dışında geride
Destanlara göre Troya Savaşı 10 yıl devam etti. kimse kalmamış64. Troyalılar, Troya Atı olarak da
Fakat tarihi çağlarda bile savaşların baharla başlayıp tarihe mal olan Tahta At’ın bir tuzak olduğundan
kış yaklaşınca sona erdiği, tarafların ülkelerine kuşku duymuyor değillerdi. Bu kuşkunun ilk
döndüğü bilgisi söz konusuyken 10 yıllık bu savaşta habercisi kral Priamos’un kızı Kassandra’nın
8 Akhaların ülkelerine hiç dönmeden Anadolu’da kehaneti oldu. Kassandra’nın kehanetine göre Tahta
kalmış olduklarına inanmak zor. Ayrıca At’ın içinde savaşçılar vardı. Sonra Akhalara
destanlardan anlaşılmaktadır ki 10 yıllık bu savaş, güvenilemeyeceğini, Tahta At’ın bir tuzak olduğunu
her zaman tek cepheli ya da Troya merkezli olarak ısrarla dile getiren Tanrı Apollon’un rahibi Laokoon
devam etmedi. Hatta Akhalar, savaşın 10’uncu yılına devreye girer. Fakat Laokoon, oğullarından birisinin
kadar tüm kuvvetlerini Troya önlerine de çekmiş (ya da ikisinin) denizden çıkan yılanlar tarafından
değillerdi. Troya çevresinde ve güneyde Likya (Teke öldürülmesine engel olamamış ve bu, Tahta At’ın
Yarımadası) da dahil olmak üzere çok geniş bir tuzak olduğu düşüncesinin etkisini zayıflatmış.
alanda yağma ve talan savaşları yapmışlardı59. Çünkü Laokoon’un oğlunun ( ya da oğullarının)
Destanlar geleneğine göre bu savaşın tarafları da yılanlar tarafından öldürülmüş olması, kent
Mikenler, Troyalılar ve müttefiklerinden ibaret koruyucu Tanrıça Athena’ya saygısızlığın cezasıydı.
değildi. Onların inanç sistemi dahilindeki Olympos Nihayetinde Tahta At, Troya kentinin içine alınır,
tanrı ve tanrıçaları da bu savaşın tarafıydılar. Hera, gece olunca Akha savaşçıları Tahta At’ın karnından
Athena, Poseidon, Hephaistos ve Hermes, Akhaların çıkıp, nöbetçileri öldürüp kentin kapılarını açarak
tarafı olarak kendilerini bu savaşta Akha ordusunun içeriye girmesini sağlarlar. Böylece
konumlandırırken, Artemis, Aphrodite, Leto, Ares ve Akhalar, Troyalıları uyku halindeyken yakalayıp
Apollon Troyalılar tarafını tutmuştur. Zeus ise katletmeye başlarlar, kenti de yakıp yıkarlar65.
savaşın yöneticisidir60. Dahası her iki tarafta savaşan

57 Kaya 2016a, 101.


58 Kaya 2016a, 122 vd. Mansel 1984, 66 vd.
59 Graves 2012, 866.
60 Homeros, İlyada (A. Erhat’ın Önsöz’ü, 41 vd).
61 Örneğin Akhilleus’un annesi deniz tanrıçası Thetis’tir (Homeros, İlyada, 352-363). Traoyalı Aeneas’ın annesi Aphrodite’dir

(Homeros, İlyada, V. 311 vd).


62 Troya Savaşı sırasında Akhalı Diomedes, hem Tanrıça Aphrodite’yi hem de savaş tanrısı Ares’i yaralamıştır. Tanrıça Aphrodite

ise arada kaldığı için yaralanmıştır. Onu da yaralayan Diomedes’tir. Bk. Homeros, İlyada, V. 330-346.; 855-904.
63 Tahta At, İlyada destanında hiç konu edilmemiştir. Odysseia destanında ise yalnızca sekizinci bölümün sonlarında Tahta At

hikayesine yer verilmiştir. Bk. Homeros, Odysseia, VIII.492-586. Ayrıca bk. Latacz 2001, 87.
64 Graves 2012, 906 vd.
65 Kaya 2016, 102 vd. Graves 2012, 907 vd. Latacz 2001, 86 vd.
Troya ve Troya Savaşı: Efsane ve Tarih Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

Hiç kuşkusuz Tahta At hikayesi bir destan etti. Bu simalardan birisi Pers kralı Kserkses’ti (İÖ
kurgusudur. Bu nedenle Troya’nın nasıl yakıldığı 486-465). Herodotos’a göre Pers kralı Kserkses,
sorusunun yanıtını yoktur. Fakat hikaye Troya’nın efsanevi kral Priamos’un Troya’sına ait eski kale
bir gece baskınının kurbanı olabileceğinin işaretidir. yıkıntılarının bulunduğu tepeye çıkıp orada tanrıça
Gece baskınının yaşanmasında muhtemelen içeriden Athena’ya (İlion Athenası) inek kurban etti 70. İkincisi
onlara yardım eden hain ya da hainlerin de olması İÖ 336-323 yıllarında hüküm süren Makedonya kralı
mümkündür. Fakat kimi araştırmacılara göre Büyük İskender’dir. İskender’in İlyada destanının
Troya’nın yıkılması Akhaların işi değildi. Troya büyük kahramanı Akhilleus’u, kendi kahramanlığını
deprem dolayısıyla yıkılmıştı66. Bu nedenle Akhalar destanlaştıracak Homeros gibi bir büyük şairin daha
Tahta At’ı, aynı zamanda deprem tanrısı olan ve at ile dünyaya gelmeyeceğine inandığı için kıskanmış
de simgelenen Poseidon’a bir minnettarlık ifadesi olduğu söylendi71. Perslerle savaşmak için
olarak yapmış ve bu tanrıya sunmuşlardır67. Anadolu’ya geçtiğinde ilk ziyaret ettiği yerleşmenin
İlion olmasının nedeni Troya Savaşı hakkında sahip
Troya ve İlion adlarının kuruluşuyla ilgili
olduğu bilgiydi. İskender İlion’a gidince orada
mitolojiye ve bu kentlerde hüküm sürenlerle ilgili
tanrıça Athena’ya kurban kesti. Troya Savaşı’ndan
efsanelere tarihsel bir gerçekliktir diye itibar
beri orada muhafaza edilmekte olduğuna inanılan
edilemez. Ancak Troya ve İlion’un Geç Tunç Çağı’nın
silahları aldı72. Hatta eğer ömrü daha uzun olsaydı,
gerçeği olduğunu düşünmemizi imkan dahiline
Troya’yı yeniden inşa edecekti. İskender’in
sokan deliller yeterince mevcut gibi gözükmektedir.
haleflerinden (diadokhos) birisi olan kral
Bunlardan birisi Hititçe Çivi yazılı belgelerde Troya
Lysimakhos da aynı nedenle Troya’yı İÖ 306 yılında
ve İlion ile eşleştirilebileceği düşünülen Taruişa,
inşa ettirdiği yeni yapılarla ihya etti. Bu yapılardan
Taruvişa ya da Tarviza formlarıyla karşımıza çıkan
birisi tepenin kuzeydoğu yamacına inşa edilmiş olan
isimlerdir. Bir diğeri İlion’un erken formu [(w)ilion]
tiyatrodur. İkincisini bir tapınak ve üçüncüsünü 40
olabileceği düşünülen Wiluşa’dır. Üçüncüsü Wiluşa
stadion (yak. 7600 m) uzunluğundaki sur
kralı olarak bilinen Alakşandu adının da Priamos’un
oluşturmaktadır. Kentin yakınındaki birçok köy
oğlu Aleksandros (Paris) ile eşleştirilebileceğidir 68.
sakini de kral Lysimakhos tarafından İlion’a getirilip
Fakat Hititçe teleffuzuyla bilinen bu isim
yerleştirildi73. İlion’un gelişimi Seleukoslar (Suriye
(Alakşandu), Troya Savaşı’na neden olan
Krallığı) hanedanından Antiokhos Hieraks’ın Batı
Aleksandros’un (Paris) kendisi değildir. Priamos’un
Anadolu’daki hakimiyeti döneminde (İÖ 241-218) 9
mensubu olduğu kraliyet hanedanından birisinin,
devam etti. İlion’un Athena Tapınağı’nın etrafını
yani daha önce Troya’da/(W)ilion’da krallık yapmış
çeviren Dor tarzı sütunlu yol, Antiokhos Hieraks
olan Alakşandu adının Paris’e, yani Aleksandros’a
döneminde inşa edildi. Açık hava sunakları,
verilmiş olduğu düşünülebilir. Ayrıca Priamos
duvarları sıvalı, mozaikli tapınaklar, bir Bouleterion
adının da Hititçe metinlerde geçen Piyamaradu ya da
(Meclis/toplantı binası) da aynı dönemde inşa edilen
Pariyamuva ile eşitlenebileceği düşünüldü69.
yapılardı74.
Daha önce de söz etmiş olduğumuz gibi
Troya’nın Romalılara sirayet etmiş olan ünü ise
Homeros’un İlayada destanının konusunu oluşturan
ataları olduğuna inandıkları Aeneas dolayısıyla
Troya Savaşı’na adını veren Troya ismi, tarihi
oldu75. Roma tarih geleneğinin anlattığı bu bilgilere
çağlarda bir yerleşim biriminin adı olarak
itibar eden Romalılar İÖ 3. yüzyıl sonlarında
kullanılmadı. Ancak İlion’un da içinde bulunduğu
Makedonya Krallığı ile yapmış oldukları barış
bölgenin ismi tarihi çağlarda Tro(i)as’tı. İÖ 6.
antlaşmasının imzacı tarafları arasına İlion’u da dahil
Yüzyıldan itibaren eski Yunanların bilgisi dahilinde
ettiler76. Halbuki İlion, antlaşmanın yapılmış olduğu
bulunan İlion (her ne kadar bu yüzyılda terk edilmiş
tarihte böylesi bir savaşın tarafları arasında yer
bir tepe üzerindeki köyden ibaret olsa da) eskiçağın
alamayacak kadar önemsiz bir yerleşmeydi.
pek çok önemli simasının ilgisini çekmeye devam
Galatların Anadolu’yu istila ettiği İÖ 270’li yılların ilk

66 Kershaw 2010, 51. Dörpfeld 1937, 8 vd. Mylonas 1964, 353. Blegen 1937, 8 vd.
67 Kershaw 2010, 385 dn. 15. Körpe 2006, 72. Mylonas 1964, 356 vd. Schachermeyer 1950, 189 vd.
68 Kaya 2017, 201 vd. Kershaw 2010, 51. Jablonka 2011, 725. Bryce 2005, 359.
69 Bryce 2005, 359 vd.
70 Herodotos, VII.43.
71 Arrianos, I.12.1 vd.
72 Arrianos, XI.7.
73 Strabon, XIII. I.26.
74 Brandau-Schickert-Jablonka 2010, 124.
75 Roma tarih geleneğine göre Aeneas, Troya’nın Akalar tarafından yakılıp yıkılmasından sonra yerleşeceği bir yurt aramaya

başlamış ve bu arayış onu İtalya’ya götürmüştü. Roma kentinin efsanevi kurucusu Romulus, Aeneas’ın neslindendi. Livius, I-V.
Scullard 2000, 46 vd.
76 Livius, XXIX.12.13.
Mehmet Ali Kaya Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

yarısında da durum farklı değildi. Strabon’un bir adete dayanarak Agamemnon tarafından
aktardığı bilgiye göre Galatlar, tahkimatı olmadığı lanetlendiğini kabul etmişlerdir”82.
için İlion’a yerleşmekten vazgeçmişlerdi77. Strabon’un aktardığı bu bilgiden de anlaşılacağı
Seleukoslar (Suriye) kralı III. Antiokhos da İlion’u üzere kimi eski Yunan entellektüelleri, her ne kadar
bizzat ziyaret eden ünlü simalardan birisidir. O da Troya Savaşı’nın tarihselliğinden kuşku duymasalar
Pers kralı Kserkses gibi İlion’da kurban sunmuştu. da destanlarda anlatılan her bilgiye de tarihi
Fakat III. Antiokhos’un Toros Dağlarının kuzeyinde gerçekler olarak itibar etmiyorlardı. Strabon
kalan Anadolu ile bağlantısının Romalılar tarafından tarafından Aristoteles’e (Aristo) atfen aktarılan şu
tamamen kesilmiş olduğu İÖ 190 yılında bile İlion, satırlar bu gerçeğin altını çizer:
kent seviyesinde gelişmiş bir yerleşme değildi. Çatısı
ve kiremitleri olmayan evleriyle hala bir kasabaydı ve “…(Troya) surlarının yakın zamanda yapıldığını
söylüyor ya da Aristoteles’in dediği gibi hiç
Romalılar, bu kentin sınırlarını toprak bağışıyla
yapılmamışlardır ve bunlar Homeros tarafından
büyütmüşlerdi78. Fakat daha sonra Roma’nın hayal edilmiş ve sonra da onun tarafından gene
desteğiyle gelişti. Mithridates Savaşları sırasında (İÖ hayalen kaldırılmıştır”83.
89-64) bir saldırıyla hemen ele geçirilemeyecek kadar
güçlü bir tahkimata sahipti79. Roma’nın ünlü devlet Strabon’un yaşadığı dönemde mevcut bulunan
adamı ve generali Caesar’ın İlion’a ilgisi diğer İlion’un Hisarlık Tepe’de lokalizasyonu günümüz
Romalıların hepsinden çok daha fazlaydı. İlion’a hem arkeologlarınca gün yüzüne çıkarılan sikkeler ve
özgür kent statüsü kazandırdı hem de vergi yazıtlar sayesinde tartışmalı olmaktan çıkarılmıştır 84.
muafiyeti bağışladığı İlion’un kent sınırını ek toprak Fakat Hellenistik Dönem’den itibaren tartışmalı olan
bağışıyla genişletti80. Nihayet Augustus Çağı’nın (İÖ sorun, yani Klasik ve Hellenistik Çağ’ın İlion’unun
27-İS 14) Romalı Şairi Vergilius, Aeneis adlı eserinde Homeros İlion’u olup olmadığı meselesi, günümüz
Troya’nın yakımından sonra İtalya’ya giden Troyalı araştırmacılarının da odaklandığı en önemli
kahraman Aeneas’ı destanlaştırdı. Bu destana göre tartışmayı oluşturmaktadır. Söz konusu tartışmanın
Roma’nın kurucusu bu destanın kahramanı nasıl nihayetleneceği en azından şimdilik bilinmiyor.
Aeneas’ın neslinden olanlardı. İlion’a Troya Savaşı Ancak Homeros İlion’unun keşfi, Troya Savaşı’na
dolayısıyla özel ilgi duyan ünlü simalardan birisi de tarihsel temeli bulunmayan bir efsane olarak itibar
Geographika adlı 17 kitaplık eserin yazarı olan edilmesini nihayetlendireceği kesin. Ancak bu nihai
Amaseialı (Amasya) Strabon’dur. O da İÖ I’inci sonuca ulaşabilmek için yapılan araştırmalar ve
10 tartışmaların 300 yıllık bir tarihinin olduğu ve
yüzyılda İlion’u ziyaret etti. Yalnızca ziyaret etmekle
kalmadı, İlyada destanında anlatılan İlion kenti ile tartışmalar tarihinin başlamış olduğu 1703 yılından
ilgili farklı düşünceleri de dikkate alan gözlemlerini bu yana neredeyse hiç mesafe kat edilemediği de bir
eserinde anlattı81. gerçektir. Zira bugünkü Hisarlık Tepe’nin Homeros
Troya’sı olduğu fikri ilk kez 1703 yılında F. Kaufer
Eskiçağın sözünü ettiğimiz ünlü simalarının tarafından dillendirilmişti. Jean Baptiste Lechevalier
hiçbirisi, alakalarını esirgemediği İlion’un Troya ise 1791’de Edinburgh’da bir konferans vermiş ve bu
Savaşı’nın yapılmış olduğu zamandaki İlion ile aynı konferansta Troya Savaşı’nın tarihsel bir gerçek
yerleşme olup olmadığını sorgulamadılar. Ancak en olduğunu kanıtlamaya çalışmıştı. On yıl sonra (1801
azından Hellenistik Çağ’ın kimi entellektüelleri, yılında) E. D. Clarke, Hisarlık Tepe’nin Yunan Klasik
Strabon’un şu satırlarından anlaşılacağı üzere Çağı’nda bilinen İlion olduğunu söylemişti 85.
Homoros İlion’unun Klasik ve Hellenistik çağlarda Yukarıda söz etmiş olduğumuz gibi sikkeler ve
bilinen İlion olmadığını düşünüyorlardı: yazıtların tanıklığı Clarke’yi doğruladı. Fakat bunlar
“Günümüz (İÖ 1’inci yüzyıl) İlionluları bize kentin bilim camiasının Troya Savaşı’na yalnızca bir efsane
Akhalar tarafından ele geçirilişinde tümüyle yok olarak itibar edenleri ikna etmedi. Onlara göre
edilmediğini ve hatta hiçbir zaman terk edilmemiş kaynaklar destanlardır. Yani Troya Savaşı, şiirlerden
olduğunu söylediler… Fakat Homeros kentin ve şairlerin fantazilerinden ibarettir. Mitolojidir,
tümüyle tahrip edildiğini açıkça ifade ediyor… öyle efsanedir. Nitekim bu anlamda ilk muhalif görüş,
zannediliyor ki sonradan kenti kurmak isteyenler,
Jacop Bryant’tan geldi. Lechevalier’in
bu yerin uğursuzluğunu ya da talihsizliğini ve eski

77 Kaya 2006b, 47.


78 Livius, XXXVIII.39.7 vd. Strabon, XIII.1. 27. Brandau-Schickert-Jablonka 2010, 126 vd.
79 Pontos kralı VI. Mitridates’e karşı savaşın komutanı olan Romalı general Sulla’nın düşman rakibi olan bir diğer Romalı general

Fimbria, İlion’u ele geçirebilmek adına 10 gün boyunca kuşatma altında tutu. Bk. Strabon, XIII.1.27.
80 Strabon, XIII.1.27.
81 Strabon, XIII.1.7;20 vd., 26 vd.; 39 vd.
82 Strabon, XIII.1.40-42.
83 Strabon, XIII.1.36.
84 Sikkeler için bk. Mannsperger 2006, 265 vd. Yazıtlar için bk. Frisch 1975.
85 Jablonka 2011, 718.
Troya ve Troya Savaşı: Efsane ve Tarih Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

konferansındaki iddiasına yanıt veren Bryant’a göre Troya kazılarının Dörpfeld’ten sonraki başkanı kazı
Troya Savaşı asla yaşanmamıştı. 1821 yılında çalışmalarını 1932-1938 yıllarında yürüten Amerikalı
Akhilleus’un mezarını gördüğünü söyleyen Lord Carl Blegen’di. Hem Dörpfeld hem de Blegen,
Byron’a göre ise Troya Savaşı’nın gerçekliğinden Hisarlık Tepe’nin Homeros Troya’sı olduğuna
kuşku duyulmamalıydı86. 1822 yılında Ch. inanıyorlardı. Hatta ilkine göre Homeros Troya’sı
MacLaren, Hellenistik Çağ’da bilinen İlion’un Akhalar tarafından yıkılmamış, şiddetli deprem
Homeros Troya’sı olduğu görüşünü savundu. Bir nedeniyle yıkılmış, Akhalar depremle yıkılmış
İngiliz subayı olan J. Burton, Homeros Troya’sı Troya’yı ele geçirmişlerdi. Ancak Dörpfeld’in bu
olduğu düşünülen bugünkü Hisarlık Tepe’deki ilk düşüncesi genel kabul görmedi92.
kazıları başlattı87. Sonra onu Türkiye’de konsolos
C. Blegen’in halefi Manfred Korfmann oldu.
olarak görev yapmakta olan F. Calvert (1828-1908)
Korfmann’ın kazıları 1988’de başladı. Kazılar, adını
izledi88. Fakat büyük ses getiren kazıları, Hisarlık
değiştirip “Osman” yapmış93 olmasıyla da iyi bilinen
Tepe’sinin yerini Calvert’ten öğrenen Alman işadamı
Korfmann’dan sonra da devam etti ve ediyor. Bugün
H. Schliemann başlattı. Schliemann’ın 1870 yılının
itibariyle Hisarlık Tepe’de her biri harflerle
Nisan ayında başlatmış olduğu kazılar89, Troya ve
tanımlanan (örneğin VIh, VIIa) ara katmanlara sahip
Troya Savaşı’nın tarihi bir gerçek olduğuna ilişkin
9 ana seviyeyi ve en az 14 kronolojiyi (yapı katını)
inancın güçlenmesine neden oldu. Zira Schliemann,
tespit etti. Troya olduğu kabul edilen ilk seviyenin
Hisarlık Tepe’de bulduğu hazinelerin Troya kralı
(Troya I) başlangıcı İÖ 3000 yılına tarihlendi 94. Yani
Priamos’a ait olduğuna inanmış ve dünya
Hisarlık Tepe’deki ilk iskânın tarihi, günümüzden
kamuoyuna öyle duyurmuştu90. Fakat Schliemann’ın
5000 yıl öncesine kadar geriye gidiyordu ve o tarihten
Hisarlık Tepe’de gün ışığına çıkardığı ve sosyete
itibaren kesintisiz iskan söz konusuydu. Kral
toplantılarında eşi Sophia’nın aksesuarı olarak
Priamos’un Troya’sının altıncı seviyede (Troya VI: İÖ
sergilediği hazinenin (takıların) gerçekte Troya kralı
1470-1300) ya da yedinci seviyede (Troya VIIa: İÖ
Priamos’un yaşamış olduğu zamandan bin yıl
1300-1180) olduğu düşünüldü95. Bu seviyelerde
öncesine ait olduğu çok geçmeden anlaşıldı.
yüksekliği 10 m’ye ulaşan kalın sur duvarları vardı.
Hisarlık Tepe’deki sonraki kazılar, yerleşim Birisi güney kapısı, diğeri doğu kulesi olmak üzere
katlarını sistematik bir şekilde yeniden belirlemeye iki yeni yapı da bu seviyede inşa edilmişti. Fakat on
başladı. Sistemli yapılan bu kazıların ilk hafiri yıl devam ettiği söylenen bir savaşın (Troya Savaşı)
Wilhelm Dörpfeld oldu. 1893 ve 1894 yılında Hisarlık izleri denilecek ölçüde arkeolojik bulguların 11
Tepe kazılarını yürüten mimar Dörpfeld, yaptığı olmadığı, fakat kentin yakım ve yıkıma maruz
kazıların sonuçlarını 1902 yılında kitaplaştırıp kaldığı, buna rağmen kentin sakinlerince terk edilen
yayınladığında91 Troya’nın tarihsel bir gerçek olduğu bir harabe haline gelmediği de arkeolojik bulguların
düşüncesi yeniden güçlendi. Fakat bu düşünce çok ışığında anlaşıldı96. Fakat tüm bunlar Homeros
geçmeden gücünü yitirdi. Tartışmalar devam etti. Troya’sının/İlion’unun Hisarlık Tepe olup olmadığı

86 Jablonka 2011, 718. Kershaw 2010, 44.


87 Jablonka 2011, 718.
88 F. Calvert ve öncesi Troya kazıları konusunda bk. Easton 1991, 111. Trail 1995.
89 H. Schlimann ve kazıları konusunda bk. Kaya 2016a, 112 vd.
90 Heinrich Schliemann, Troya’da ele geçirdiği hazineyi Almanya’ya götürdü. Berlin’de Völkerkunde Müzesi’nde

yerleştirilen bu hazine, daha sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyet Rusya’ya götürüldü. Rusya’da Puşkin Müzesi’nde
sergilenmekte olan bu hazine, altın Taç (3 adet), altın bilezik (6 adet), altın küpe (4 adet), altın yüzük (50 adet), altın kap (5
adet), gümüş kap (9 adet), elektron kap (1 adet), tunç ya da bakır kap (5 adet), gümüş külçesi (6 adet), tunç mızrak ucu (8
adet), tunç yassı balta (14 adet), tunç keski ve testere (4 adet), 8700 boncuk içeriyordu. Diğer defineler içinde de takılar, metal
kaplar, külçeler, lapis lazuli (lacivert taşı), baltalar, hançerler, mızrak uçları, kristal topuz başları, kurşundan bir kadın
heykelciği ( 1 adet), taş idoller ve kolye taşları (çok sayıda) gibi çok sayıda eşya ve alet vardı. Bk. Kaya 2016a, 113. Easton
1984, 141 vd. Düring 2011, 297. Akurgal 1998, 14. Desti 2005, 36 vd. Troya Hazinesi’nin benzeri daha sonra Eskiyapar’da
keşfedildi. Altın, gümüş, elektron ve akikten yapılmış çok sayıda eşyayı içeren Eskiyapar definesi de Troya’dakine doğrudan
benzeyen takılar, metal kaplar, baltalar içermekteydi. Bk. Özgüç-Temizer 1993, 613 vd. Ayrıca bk. Kaya 2017, 59 dn. 194.
91 Dörpfeld 1902.
92 Blegen, depremi doğruladı. Fakat ona göre deprem nedeniyle yıkılan Troya VI, Homeros’un Troya’sı değildi. Homeros’un

Troya’sı Troya VIIa idi ve Troya VIIa, bir bir yangınla yıkılmıştı. Yangının nedeni istilacılar ve saldırılardı. Bk. Brandau-Schickert-
Jablonka 2010, 93 vd., 98. Mylonas 1964, 353. Blegen 1937, 8 vd.
93 Tırpan 2004, 36.
94 Korfmann-Kromer 1993, 138. Desti 2005, 33. Düring 2011, 260 vd.
95 Homeros Troya’sının Trya VI ya da VIIa’da lokalizasyonu konusunda bk. Castleden 2011, 43 vd. Dörpfeld 1902. Blegen 1937, 9

vd. Nylander 1963, 6 vd. Mylonas 1966, 215. Troya VI ve Troya VIIa dönemleri için ayrıca bk. Brandau-Schickert-Jablonka 2010,
58 vd.
96 Brandau-Schickert-Jablonka 2010, 111. Hisarlık Tepe kazıları ve Troya’nın Hisarlık Tepe’de lokalizasyonu konusunda Kaya

2016a, 102 vd. Brandau-Schickert 2015, 309 vd. Jablonka 2011, 721 vd. Brandau-Schickert-Jablonka 2010, 94 vd. Kershaw 2010, 45
Mehmet Ali Kaya Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

konusunda tartışmaları sonlandırmadı. Bu nedenle Savaşı’na bu göçler çerçevesinde yaşanan bir savaş
Strabon’un aktardığı bilgileri de dikkate alan olarak itibar etmektedir. Fakat Hisarlık (Troia/İlion)
arkeolojik araştırmalar, Hisarlık Tepe çevresinde kazılarının hafiri Korfmann, Troya’nın yıkılış tarihi
devam etmektedir97. Öte yandan kazılardan kesin konusunda Eratosthenes’in tarihlemesine itibar
olarak anlaşılan bir gerçek vardır ki eski Yunan etmeyi tercih etmiş gibi gözükmekedir. Zira ona göre
Klasik Çağ’ından beri bilinen İlion, yani Hisarlık Troya kentinin yıkılışı İÖ 1180 yılında kaybedilen bir
Tepe, Geç Tunç Çağı’nın büyük siyasal savaşın sonunda mümkün oldu101. Fakat daha önce
merkezlerinden birisiydi. Bu siyasal merkezin de belirtmiş olduğumuz gibi günümüz bilim
Homeros Troya’sı/İlion’u olduğunu düşünmek, adamları ne Troya’nın nasıl yıkıldığı konusunda hem
olmadığını düşünmekten daha makul gibi fikirdirler ne de Homeros Troya’sının hangi tarihte
görünmektedir. yıkılmış olduğu konusunda uzlaştılar. Troya’da
kazılar yapan Dörpheld’e göre Troya, Akhalar
Troya Savaşı ile ilgili olarak kimi eski Yunan
tarafından yıkılmadı. Troya’yı yıkan bir depremdi.
entellektüllerinin kafalarını meşgul eden bir diğer
Depremle yıkılan Troya, Hisarlık Tepe’de ortaya
konu, bu savaşın hangi tarihte yapılmış olduğu ya da
çıkarılan yerleşim seviyelerinin altıncısı (VIh) idi.
Troya’nın hangi tarihte yıkılmış olduğu sorusuydu.
Carl Belegen de Dörpheld’ten farklı düşünmedi. Ona
Priamos Troya’sının hangi tarihte yıkıldığı sorusunu
göre de Troya VIh bir depremle yıkılmıştı. Fakat
yanıtlayan Antik Çağ kaynağının en az dördünün
deprem yerleşmenin terkine neden olmadı.
tarihlemesi günümüzde en çok bilinendir 98.
Depremden sonra yeniden inşa edilen Troya’nın VIIa
Bunlardan birincisi, İÖ 5’inci yüzyılda yaşamış olan
seviyesi bir yangınla yerle bir oldu. Blegen’in bu
Herodotos’tu ve ona göre Troya Savaşı İÖ 1240
teorisi de genel kabul görmedi. Kimileri Priamos
yılında yıkılmıştı. İkincisi Troya’nın yıkılışını İÖ
Troya’sının VIh olduğu görüşüne ve dolayısıyla bu
1184/3 yılına tarihlemiş olan İskenderiyeli
seviyenin bir depremle yıkıldığına itibar ederek farklı
Eratosthenes (İÖ 284-194), üçüncüsü Ephoros’tu (İÖ
bir öneri getirdiler. Bu öneriye göre Akhalar, deprem
4’üncü yüzyıl). Ephoros’a göre Troya İÖ 1334/3
nedeniyle yıkılan Troya’yı ele geçirip yakıp yıktılar.
yılında yıkılmıştı. Troya’nın yıkılış tarihiyle ilgili en
Troya Atı efsanesinin temelindeki gerçeğin de bu
kesin tarih ise bu üç kaynaktan değil, Paros Mermeri
nedenle deprem olması gerektiğini düşündüler. Yani
(Marmor Parium) olarak tarihe mal olmuş bulunan
Tahta At, Troya’yı ele geçirmek için başvurulan bir
bir kitabeden gelmektedir. Yunanistan’daki Thebai
savaş hilesinin ürünü değildi. Akhalar, Troya’yı
12 kentinin yağmalanışını İÖ 1251 yılına tarihleyen bu
yıkan deprem tanrısı Poseidon’a minnettarlıklarını
yazıtta Troya Savaşı için verilen tarih 5 Haziran
devasa büyüklükte bir tahta at heykeli yapıp ona
1209’dur99 ki Deniz kavimlerinin Mısır’a
sunarak ifade etmişlerdi102.
saldırılarının ilki bu tarihten yalnızca iki yıl sonra
gerçekleşmiştir100.
Troya Savaşı’nın hangi tarihte yapılmış olduğu
sorusunun yanıtı bugün de kesin olarak verilebilmiş
değildir. Günümüz bilim adamları genellikle antik
edebi kaynakların hesaplarından birisini, daha çok
da Paros Mermeriyle Erotesthenes’i tercih ettiler ya
da bu tarihleri dikkate almış olan tarihler önerdiler.
Fakat son zamanlarda kimi araştırmacılar tarafından
öne çıkarılan tarih, Herodotos ve Ephoros’unkine
daha yakındır. Zira onların Troya Savaşı’nın ne
zaman yapıldığı sorusunun yanıtı için önerdikleri
tarih İÖ 1250 yılıdır. Bu tarih, İÖ 2’inci binyılın
egemen siyasal güçlerini tarihe gömen Ege
Göçleri’nin (Deniz Kavimleri) başladığı zamana çok
yakındır. Bu nedenle kimi araştırmacılar da Troya

vd. Howatson (ed.) 2013, 960 (Troya). Castleden 2011, 250 vd. Bryce 2005, 358 vd. Ünal 2002, I, 107 vd. Akurgal 1998, 188 vd. Hiller
1991, 145. Korfmann 1989-1990, 67 vd. Mansel 1984, 82 vd. Rappa-Gifford 1982, 43 vd. Blegen 1963, 20 vd.
97 Korfmann 1989-1990, 67 vd.
98 Antik Çağ’da Troya’nın yıkılışıyla ilgili tarih veren diğerleri şunlardır: Douris (İÖ 1334), Kleitarkhos (İÖ 1234), Dikaiarkhos (İÖ

1212), Thrasyllos (İÖ 1193), Phanias (İÖ 1129), Apollodoros, Kastor, Diodoros, Apollonios, Eusebios, Sosibios (İÖ 1171). Bk.
Mylonas 1964, 353 dn. 3.
99 Kershaw 2010, 43. Mylonas 1964, 353 dn. 3.
100 Deniz Kavimleri konusunda bk. Kaya 2016a, 147 vd.; 2017, 286 vd.
101 Korfmann 2004, 13 vd. Işık 2004, 19 (İÖ 1184).
102 Kershaw 2010, 385 dn. 15. Körpe 2006, 72. Mylonas 1964, 353, 356 vd. Schachermeyer 1950, 189 vd.
Troya ve Troya Savaşı: Efsane ve Tarih Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

BİBLİYOGRAFYA Dinçol, A. (1982), “Hititler Öncesinde Anadolu”.


Şurada: Anadolu Uygarlıkları. Görsel Anadolu Tarihi
Antik Kaynaklar
Ansiklopedisi I. İstanbul, 11-16.
Apollodoros, Bibliotheke (=Library) I-II. Edit&transl.
Dörpfeld, W. (1902), Troja und Ilion: Ergebnisse der
C.G.Frazer. Loeb. London 1921. Ausgrubungen in den Vohistorischen und historischen Schichten
Arrianos, Anabasis Alexandri (Edit & transl. E.I. Robson), von Ilion 1870-1894, Athens.
I-II. Loeb. London 1967. Düring, B.S. (2011), The Prehistory of Asia Minor. From
Dionysios Halikarnassos, Romaikes Arkhaiologias (=The Complex Hunter-Gatheres to Early Urban Societies.
Roman Antiquites), Edit & transl. E. Cary. Loeb. London Cambridge.
1955. Easton, D. F. (1984), “Priam’s Treasure”. Anatolian
Herodotos, Herodot Tarihi (çev. M. Ökmen). Ankara Studies 34, 141-169.
1979. Easton, D. F. (1991), “Troy before Schliemann”. Studia
Hesiodos, Hesiodos, Eseri ve Kaynakları (çev. S. Troica I, 111-129.
Eyüpoğlu-A. Erhat). Ankara 1977. Erarslan, A. (2007), “Anadolu’da Serbest Ekonominin
Homeros, İlyada (çev. A. Erhat-A. Kadir). İstanbul 1981. İlk İzleri, Oikos’un Gelişmiş Hali: Asurlu Tüccarlar”,
Toplumsal Tarih, 162 (2007), 58-61.
Homeros, Odysseia (çev. A. Erhat-A. Kadir). İstanbul
1981. Frisch, P. (1975), Die Inschriften von Ilion, Inschriften
griechischer Stadte aus Kleinasien no.3. Bonn.
Livius, Ab Urbe Condita (Livy, I-II, with translated by B.
O Forster; VIII, with translated F.G. Moore), The Loeb Graves, R. (2012), Yunan Mitleri. Tanrılar, Kahramanlar,
Classical Library, Londra 1967 . Söylenceler (çev. U. Akpur), Say yay. İstanbul.

Ovdius, Heroides (Ovid, Heroides and Amores, with Hiller, S. (1991), “Two Trojan Wars? On the
translated by G. Showerman), The Loeb Classical Library, Destructions of Troy VIh and VIIa”. Şurada: Studia Troica
Londra 1914. (ed. M Korfman, J. Lataccz, A. Christopherson), Mainz, 145-
154.
Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası (çev. A. Pekman).
İstanbul 1993. Howatson, M.C. (2013) (ed.), Oxford Antikçağ Sözlüğü
(çev. F. Ersöz), Kitap Yayıevi, İstanbul.
Strabon, Geographika (=The Geography of Strabo) VI. Edit
& transl. H.L. Jones. Loeb. London 1955. Işık, F. (2002), “Troya’nın Bilimsel Gerçeği”. Bilim ve 13
Ütopya 21, 17-19.
Strabon, Georaphika (The Georaphy of Strabo, Vols. X-XIV,
with translated by H.L. Jones), The Loeb Classical Lirary, Jablonka, P. (2011), “Troy in Regional and International
Londra 1961-1962. Context”. Şurada: The Oxford Handbook of Ancient Anatolia
(ed. S.R. Steadman-G. McMahon), Oxford, 734-751.
Kaya, M.A. (2016a), Ege ve Eski Yunan Tarihi I. Tarih
Günümüz Kaynakları Öncesi çağlardan Klasik Çağ’a Kadar. Bilge Kültür Sanat
Akurgal, E. (1998), Anadolu Kültür Tarihi. Tübitak, yay. İstanbul 2016.
Ankara. Kaya, M.A. (2016b), Anadolu’daki Galatlar ve Galatya
Arslan, R. (2004), “Işık Nereden Doğar: Troya, Tarihi, Bilge Kültür Sanat yay. İstanbul 2016.
Destanlar ve Etkileri”. Bilim ve Ütopya, 121, 6-11. Kaya, M.A. (2017), Türkiye’nin Eskiçağ Tarihi I. Bilge
Blegen, C.W. (1963), Troy and Troians, London. Kültür Sanat yay. İstanbul (baskıda).

Blegen, C.W. (1936-1937), “New Evidence for Dating Koç, İ. (2006) (ed.), Hititler, ODTÜ yay. Ankara.
the Settlements at Troy”, Annual of the British School at Korfmann, M. (1989-1990), “Troya’nın Yakın
Athens 37, 8-12. Çevresindeki Beşik Koyu Kazıları”, Müze-Museum, 2-3, 67-
Brandau, B., Schickert, H., Jablonka, P. (2010), Resimlerle 79.
Troya (çev. A. Kanat), Arkadaş Yay. Ankara. Korfmann, M.O., Kromer, B. (1993), “Demircihöyük,
B. Brandau, B., Schickert, H. (2015), Hititler. Bilinmeyen Beşiktepe, Troia- Eine Zwischenbilanz zur Chronologie
Bir Dünya İmparatorluğu (çev. Nazife Mertoğlu). Ankara. dreier Orte in Westananatolien”, Studia Troica 3, 135-146.

Bryce, T. (2005), The Kingdom of Hittites, Oxford. Korfmann, M.O. (2004), “Gerçekten Bir Troya Savaşı
Olduğuna İnanıyormusunuz? Neden”. Bilim ve Ütopya
Castleden, R. (2011), Truva Savaşı (çev. S. Genç), Doruk (Röportaj: çev. V. Ataman), 121, 12-15.
yay. İstanbul.
Kershaw, S. (2010), A Brief History of Classical
Desti, M. (2005), Anadolu Uygarlıkları (çev. M. Cedden). Civilization. From Origins of Democracy to Fall of the Roman
Dost Kitapevi Yay. Ankara. Empire. Philedelphia-London.
Mehmet Ali Kaya Akademik-Der Sayı: 1 (2017 Sonbahar)

Körpe, R. (2006), “Eski Çağlarda Ege Dünyasında West, L. (2003), Greek Epic Fragments. From The Seventh
Deprem ve Tsunamiler. Antik Kaynakların Işığında to the Fifth Centuries BC. Loeb, London.
Troia’da Tsunami”, Bilim ve Ütopya, 140, 69-72.
Kuhrt, E. (2013), Eski Çağ’da Yakındoğu (MÖ 3000-330)
I-II, (çev. D. Şendil), Türkiye İş Bankası Kültür Yay.
İstanbul.
Latacz, J. (2001), Homeros. Batının İlk Ozanı (çev. D. Ç.
Sazcı), Homer Kitapevi, İstanbul.
Macqueen, J. G. (2001), Hititler ve Hitit Çağında Anadolu
(çev. Esra Davutoğlu), Arkadaş yay. Ankara.
Mansel, A. M. (1984), Ege ve Yunan Tarihi. TTK yay.
Ankara.
Mannsperger, D. (2006), “Vom Zahlungsmittel zum
Leitartefact-Münzen und Münzfunde”. Şurada: Troia:
Archaologie eines Siedlumgshhügels und seiner Landschaft (ed.
M. O. Korfmann), Mainz, 265-274.
Martin, T. R. (2012), Eski Yunan. Tarih Öncesinden
Hellenistik Çağ’a (çev. Ü.H. Yolsal), Say Yay. İstanbul.
Mylonas, G. (1964), “Priam’s Troy and the Date of Its
Fall”, Hesperia 33, 352-380.
Mylonas, G. (1966), Mycenae and the Mycenean, Princeton
1966.
Nylander, C. (1963), “The Fall of Troy”, Antiquity,
XXXVII, 1-1.
Özgüç, T., Temizer, R. (1993), “The Eskiyapar
Treasure”. Şurada: Aspects of Art and Iconography: Anatolia
14 and its Neighbours. Studies in Honor of Nimet Özgüç (ed. M.J.
Mellink-E. Porada), Türk Tarih Kurumu Yay. Ankara, 613-
628.
Rapp, G., Gifford, A. (1982), “Earthquaekes in the
Toad”. Şurada: Troy, the Archaeological Geology (eds. G.
Rapp-A. Gifford), Princeton, 43-58.
Schachermeyer, F. (1950), Poseidon und die Entstebung des
griechichen Götterglaubens. Bern.
Scullard, H.H. (2000), A History of the Roman World 753
to 146 BC, Londra-New York.
Sowerby, R., Yunan Kültür Tarihi. Homerik Çağ, Tarih,
Din, Sosyal Yaşam, Spor, Edebiyat, Mitoloji, Felsefe ve Sanat.
İnkılap Yay. İstanbul 2012.
Tırpan, A. A. (2004), “Troya’nın Manfred’i Artık Osman
Hoca”. İdol. Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği Dergisi, 20, 36.
Trail, D. A. (1995), Schliemann of Troy: Treasure and
Deceit. New York 1995.
Ünal, A. (2002), Hititler Devrinde Anadolu I. Arkeoloji ve
Sanat yay. İstanbul.
Ünal, A. (2003), Hititler Devrinde Anadolu II. Arkeoloji ve
sanat yay. İstanbul.
Yener, K.A., Özbal, H. (1987), “Tin in the Turkish
Taurus Mountains: The Bolkardag Mining District”,
Antiquity 61, 232, 220-226.
Webster, T. B. L. (1960), Von Mykene bis Homer. Anfange
griechischer Literartur und Kunst im Lichte von Linera B,
München-Wien.

You might also like