You are on page 1of 5

MEVLİD HUTBESİ

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz.’nin 23 Ocak 2012 Sohbeti

Destur Ya Seyyidi..Esselamu Aleyküm Ey Müminler, Ey müslümanlar. Mevlid-i Şerif ayı hepinize


mübarek olsun. Bunun bütün alem için, bilhassa Müslüman Alemi için yeni bir devrin, ve bizim
adamız hakkında da yeni bir devrenin başlangıcı olmasını, ve Ümmet-i Muhammedi kullarına
hayırlı olmasını temenni ederiz. Şeytan mağlub olacaktır. Zaten mağluptur. Şimdi İlahi Emirleri
sayan ve seven insanlarımız ümid ederiz ki bizi idare etsinler. Dinimize saygısı olan, İslam’ı seven
ve sayanlar. Bu temennimizi aynı zamanda Türkiye için de istiyoruz. “Muhavvilel Havli vel Ahval”
olan Cenab-ı Hak, Kadir-i Mutlaktır ve Sevgili Habibiyle insanlığa göndermiş olduğu mübarek
dinin bütün dünyaya hükmetmesini isteriz. Cenab-ı Hak’tan tazarru ve niyaz eyleriz. Dinleyiniz!

Euzu billahi mineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Bu içinde bulunduğumuz zaman


Hicri Senemiz ile 1433 senesidir. Müslüman olmayan alemlerin takvimleri 2012. Buna ait olan ilk
Mevlid-i Şeriftir - bu geceki başlangıcı olan Rebiül Evvel ayının on ikisi Mevlid-i Şerif olacaktır. Bu
1434 yılının da, ve Miladi dedikleri temeli belli olmayan bir takvimin başlangıcı ile 2012. yıl
oluyor. Biz inanan kimseleriz. Şimdi aklını kullanan kimse inanır. Aklını kuyruğunun altına sokan
inanmaz. Bazı tabirlerimiz, yani bizim kalbimize dolduğu gibi söylüyoruz. Bu gece işte 1434
yılının birinci gecesi olarak bu mübarek ayın onikisinde Efendimizin doğum gününün kutlanması
ve, bunun bereketine erişmeye vesile olacak inayeti taleb ederekten Müslüman Alemi
ayaktadır.

Biz şimdi, yani buradaki sözümüz sabaha kadar sürse bitmez. Haftaya kadar sürse bitmez. Ayın
sonuna kadar sürse bitmez. Dünyanın sonuna kadar da bitmez. Çünkü Efendimizin Azameti,
mahlukat içerisinde ve Allah yanında onun rütbe ve itibarını söylemekle yazmakla bitiremeyiz.
Lakin bir uydurma kelime söyleyeyim: simbolik, sembolik bir kutlama. Bu mübarek gecenin
bereketini istiyoruz Ümmet-i Muhammediye’ye ki, bütün insanlık bugün Efendimizin
ümmetleridir.

Ey Kıbrıslılar dinle! Türkiyeliler, siz de dinleyin. Bre cabadan söylüyorum, para almıyorum ya
sizden. Dinlesin. Allah kuvvet versin de bu birkaç kelimeyi söyleyelim, Habib-i Ekreminin hürmeti
için. Evliyalardan imdad taleb ederim. Evliyaların desteklediği adam yıkılmaz. Evliyaları kim
destekler? Efendimiz. Efendimizin desteklediği kimseler yıkılmaz. Ayaktayız.

www.saltanat.org Page 1
La ilahe illallah Muhammedun Resul Allah (sas). Aslan gibiyiz!

Bütün dünya şeytan olsa bir kimse onların hepsinin hakkından gelir. Kuvvetimiz var, yok değil.
Bana bakma, şimdi uyuyan atom bombası, hidrojen bombası üstüne işemişim. Bütün dünyadaki
hidrojen bombaları gelse üstüne işerim, on para etmez.

Ey Kıbrıslılar, avam-ı nas, dinle! Ümmet-i Muhammedi kulları boş değil. Ben avamdan adamım.
Yani en külüstür adamım. “Söyleyene değil söyletene bak” derler. Eski tabirimizdir bu. Aklını
başına al insanoğlu, insanoğlu. Düşünen insandır, düşünmeyen hayvandır. Bilen insandır,
bilmeyen hayvandır. Dediğimiz gibi, bir saat değil bir gün söylesen, bir ay söylesen bir yıl
söylesen bitmeyen deniz var. Bir denizden söyledim. Denizlerin hesabı hiç bulunmaz. Geçen
gece bu şeytan dolabında bir İtalyan astronom derler değil mi onlara? Ona şeyi sormuşlar, feza
hakkında sormuşlar.

Demişler ki, “Bu fezanın bir hududu var mı? Bir hududu var mı?”

O fizik profosörü ve gökyüzüne ait olan ilimlerde astronom. Benim yaşımda var. Bilmem
bunamış mıdır? Bunamış değil baktığıma gore, bunamış değil. Dedi ki...Bazı defa Cenab-ı Hak
öyle birşey olduğunda bana da gösterttiriyor.

İfadesi oydu ki, “Bu kainatın hududu yoktur” dedi. Doğru söyledi! Doğru söyledi!

Ve nereden başladı nereden bitirdi.. Biz bunun üstünde sıfır olan bir yerdeki sıfır insan, neyi
ihata edebilir? Allahu Ekber! Allahu Ekber! Allahu Ekberul Ekber! Sübhansın ya Rabbi, Sultansın.

“Ey Habibim” diyor Cenab-ı Hak, “bütün kainatı senin için yarattım. Sana verdim. Ben’im
ihtiyacım yok” dedi. Bunlara öğretmiyorlar. Mekteplerinizde dinsizlik mezhebini tutuyorlar.
Mezhepsiz, dinsiz bir tedrisat. Bu, yani bu asrın Firavunlığının temsilcileridir bunlar. İslam’daki
kaide nedir? “Sana lazım olanı öğren”. Bizde lüzum edeni öğretmiyor, ne kadar lüzumsuz şey
varsa...Çocukları “Bu üniversite, bu yüksek tahsil, bu bilmem ne tahsil..” Çocuğun bu kulağından
da girmiyor, nerde öbüründen çıksın. Böyle bir talim ve tedris usulü uydurmaca eğitim.
Uydurmacayı ne için yaptı bunlar? Şanlı mazimiz ile olan irtibatımızı, bağlantımızı koparıp dinsiz,
imansız, inançsız, edepsiz, hayasız, rüsvay bir yeni nesil çıkaralım. Bunların davası bu. Allah
denilmesi yasak. Bismillah çeksen bir parlementoda, seni taşa tutarlar, Allah desen. Bismillah
desen seni tard ederler. Vallahi desen seni taşa tutarlar. E, bu ne memlekettir? Neydik nasıl

www.saltanat.org Page 2
olduk? Bin sene İslamın sancağını kaldıran bir milletiz. Ve biz bugün Allah’ın ismini yasak
edelim? Yazıklar olsun! Bu küçük Cumhuriyet bizim Kıbrıstaki: bir cumhur reisi, veyahut baş
vekili, veya bakanı veya baktıranı veya bakmayanı...Bunlar Besmele çeker mi?

“Çekemeyiz Şeyh Efendi, nasıl çekelim?”


“Nasıl çekersin be, yasaktır!”

Yasağa ne derler şeyde, bir uydurmaca kanunlarına? “Yasa”. “Yasak”.


“Yasalarımıza uygun değil”.

Yasanız nerden gelme be? Nerden getirdiniz? Gökten geleni kabul etmediniz, abdesthaneden
çıkarıp yasa dediniz bunlara. Maşallah size! Yaşasın Kıbrıs Türkü, yaşasın Türkiye Türkleri.
Maşallah yahu! Aferin. Budur ileri gittiğimiz, maşa Allah. Hangi millet bizi sayar be? Bizi
saydıran, bin sene İslam sancağını kaldıran Osmanlıydı. Şimdi kim sayar bizi ya burda, ya orda?
Ve birbirimizin boğazına sarılmışız. Kavga dövüş; ne istediğini bilmez, ne yaptığını bilmez, ne
yapacağından haberi yok.

Şimdi diploma da satarlar. Diploma satar, doktorluk diploması. Sertifikayla, bir de böyle şey
giyip resim çeker ki, “Bak benim resmim böyle, ben sertifikalıyım”. Nerden satın aldın?
“Şeyh Efendi, sorma onu” diyor. “Sertifika, yanınızda var ya, kim isterse verir”
“Sonra? Nasıl tedavi eder?”
“Veririz, programa bakarız o günkü, veririz”.
“E, yarar yaramaz?”
“Sorma YaHu Şeyh Efendi, öleni morga, buzluğa”.
“Ölmeyeni?”
“Ölmeyeni ölünceye kadar bekletiriz”.

Ne güzel! Ne elamet Ya Hu? Böyle satın alınmış sertifika pazarı çok. Sen burden geçirme, o gene
alır. Giyer kıyafetini de, resmini çıkarır asar oraya. Hükümet ne bilsin? E, zaten hükümet
sertifikasız. Onlarda da sertifika yok.

Merhaba Kıbrıs Türkü! Kıbrıs Türkü diyeceğiz size, ne yapalım? Çünkü Müslüman dersen,
kanunen yasaktır. KK-TC. Bir de bu başladı, bu KK’yı. Biz kakamıyız be? Nasıl iş bu? KK manası..
“Şeyh Efendi, biz bunun manasını bilmiyoruz ama bize öyle dediler, siz Kaka-TC
vatandaşıymışınız diye”.
“Ha, demek onun için?”
“Evet, öyle”.

www.saltanat.org Page 3
Bir millet var mı kendisine, kakalığı başına koysun? Bizi böyle rezil ettiler bunun içerisinde.
Söylesene, burası ecdadımızın toprağıdır, Osmanlı toprağıdır! Misak-ı Milli’nin dışındadır. Bizi
bıraktılar, bizim hakkımızda...Bu memleketi Sultan Selim fetheyledi. Sultan Hamid merhum,
cennet mekan, kiraya verdi. TC Lozan’da İngilize Verdi. Maşallah, maşallah!

Ey Kıbrıs Türkleri! Sorarsan onlara, bir kimse gelmiş bizim dünürlere. Kelli felli bir zat, dolaşmış
dükkanın içerisinde...
“Kardeşim!”
“Buyrun Beyim”.
“Diyorlar ki, Kıbrısın eşekleri meşhurmuş”.
“Evet Beyim, Paşam. Evet öyleydi amma, dışardan gelenlerle bozuldu onlar da” demiş.
Tüh, kapıdan dışarı çıktı, diyor.
E, biz eşek değiliz. Bizden olan devletli Kamil Paşa Hz, Sultan Hamid’e 30 sene sadrazamlık yaptı,
30 sene imparatorluğu idare eden adamdır. Bizi küçük görürler. Göremezsin! Zeki adamlarımız
tartar, başka milletleri de tartar. Burada İngiliz hükmetti 70 sene. Müsteşarı Kıbrıslı idi, Kıbrıs
adalı. Adalıların aklı kuvvetlidir. Bu adada bir kimse bütün dünyayı idare edebilir! Var şimdi.

Merhaba YaHu, nasıl ahbablar? Yanlış söylediysem gel, “yanlış söyledin” de. Seni de atayım şey
kuyusuna da, çıkıp da göresin yüzünü gözünü.

Merhaba YaHu! Bu Mevlid gecesi için Bayram hutbesi oldu. Dinlesin, herkes dinlesin. Türkçe
anlayan dinlesin. Anlamayan da merak eder, tercüme yaptırayım İngilizceye Rumcaya
Fransızcaya..Hepsine verecek dersimiz var, yok değil. Yeryüzünde en akıllı adam gelsin benim
karşıma, otursun buraya. Ben en aciz insanım. Hak ederim kendisini Allah’ın izniyle. Çünkü
benim işim Allah ile, onların işi şeytan ile.

“Allahu Galibun Ala Emrihi – Allah Dilediği Şeyi Mutlaka Yapar” (Yusuf:12).

Cenab-ı Hak Mutlak Galip’tir. O’nun tuttuğu kimse de Galiptir, onu mağlub edecek kuvvet
yoktur. İftihar edin. Lakin okuyacağınız, öğreneceğinizi yanlış yaptılar şimdi. Hiçbirşeyden
haberiniz yok. Ağır ağır bunları biz söylesek, şimdi kaç cilt kitap olur. Benim halim..daha fazla
şimdi..Bu gecelik bu kadar söyleyelim de, orada bir deniz derya var. Bir kütüphanelik, belki daha
fazla. Lakin halimize gore, bir fırın ekmeği bir kimse yiyemez. Bir parçasını yiyecek, öbürü
kalacak. Azar azar olur, yer. Allah bizi affeylesin. Bu mübarek gece hürmetine, ümid ederiz bir
devir kapanmıştır. Kıbrıs’ta da, başka Mısırdadır, Şamdadır, Iraktadır, Acemdedir, Libyadadır,
Afrika’nın muhtelif yerleri..Değişecek. Değişecek. Çünkü insanlığa hizmet edemediler, baştaki
anzavurlar insanlığa hizmet edemediler. Ezdiler, zulümle öldürdüler, yaktılar yıktılar..Bunlar
devam edemez.

www.saltanat.org Page 4
Cenab-ı Peygamber buyurdu: “Ez zulmu la yedum, zulüm devam edemez”.
Bir yerde yıkacaktır. Aklınızı başınıza alınız. İslamın değişmez umdesi nedir?
“Ati kulli di hakkın hakka – Her hak sahibinin hakkını ver”. Her insanın hakkını bileceksin ve
vereceksin. Bu, İslamın adalet mizanıdır. Bunu öğretemezler, öğretmezler!

“İster helal ister haram, Sen ver ben yiyeyim Ey Allah’ım” diye fıkra da uydurdular onlar.
“İster helal ister haram, kulun sormaz yer Allah’ım, ver Allah’ım” diyor. Böyle hale soktular bizi.
Hak hukuku tanıyan kalmadı. Adalet kalktı, şeytan hükmediyor bütün dünyaya. Bütün dünya
ıstırap çekiyor. Lakin

“Ve La Yubeddilennehum min Ba’di Havfihim Emna” (Nur:24).

Cenab-ı Hak buyuruyor: “Mümin kullarımı korkularından sonra emnu emana döndüreceğim,
hükmetsinler yeryüzüne”. Hüküm gelecektir, adil ve Müstakim-doğru olan müminlere
verilecektir bu dünya. Bu şimdi hükmedenlerin hepsi, defterleri dürülecek. Şeye atılacak..

Yetişir bu kadar, ne yapalım? Ne yapalım? Allah beni de affeylesin, size de affeylesin. Ben
kendim, Zemzem kuyusunda yıkanıp çıktım diye iddiam yoktur. Lakin beni söylettiler ben de
söyledim. Allah beni de affeylesin, size de, Ey millet! Doğru olalım. Hak’kı kabul edelim. Sözün
için de Hak’tır, ben de kabul etmeye mecburum siz de. Ben sizden üstün iddiam yoktur. Fatiha,
yetişir.

Video Link: http://www.saltanat.org/Blog/tabid/271/PostID/564/Mevlid-Hutbesi-A-Mawlid-


Khutba-tr.aspx

www.saltanat.org Page 5

You might also like