You are on page 1of 8

DEVRE : 1 CİLT : 2 İÇTİMA : 2

T. B. M. M.

Gizli Celse Zabıtları

2 Şubat 1338 (1922)

Münderecat
Sayfa
1, — ZAPTİ SABİK HULÂSASI 672
2. — MÜZAKERE EDİLEN MEVAD 672
/. — Hariciye Vekili Yusuf Kemal Be­
yin Ayrupaya azimeti. 672:675
2. — Başkumandanlık Kanununun temdi­
di hakkında Çorum Mebusu Ferit Bey ve 43
refikinin kanun teklifi. (.2/447) 675:677

Cilt : 16

153 ncü tn'ikat, 2 nci Cebe


t? 153 2 , 2 * 1338 C :2

'ÜZ ELLt ÜÇÜNCÜ İNİKAT


2 Şubat 1338 Perşembe
İkinci Cebe
REİS : Reis Vekili Faik Beyefendi
KÂTÎPLER : Ziya Hurşit Bey (Lâzistan), Sait Bey (Muş)

REİS — Celse kuşat edilmiştir.


Yüz «İli birindi in'ikaıt zabıt hulâsası var, okutuyorum.

1. ZAPTI SABIK HULÂSASI

YÜZELLİBİRİNCİ İNİKAT şevkine dair mazbata aynen kabul edildi ve celseye


son verildi.
28 Kânunusani 1338 Cumartesi
ÜÇÜNCÜ CELSE
İKİNCİ CELSE Birinci Reis Vekili Musa Kâzım Efendi Hazret­
Birinci Reis Vekili Musa Kâzım Efendinin tahtı lerinin riyasetlerinde in'ikat ederek; Müdafaai Milli­
riyasetlerinde bilinikat, Gaziantep Mebusu Abdurrah- ye Vekâletine iki milyon lira avans itasına mütedair
man Lâmi Beyin ademi mesuliyetine dair Dördüncü kanun lâyihasının müzakere ve kabulünü müteakip
Şube mazbatası kıraat ve badelmüzakere aynen ka­ celseye nihayet verildi.
bul olundu. Reis Kâtip
Lâzistan Mebusu Osman Beyin Rusya'dan mu­ Musa Kâzım Lâzistan
bayaa edilen eşya ve mevaddı harbiye vesair malzeme Ziya Hurşit
hakkında Dördüncü Şube mazbatası okundu, Os­ REİS — Zaptı sabık hulâsasını oylarınıza sunu­
man Beyin müdafaası ve mevzu üzerinde cereyan yorum. Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiş­
eden müzakerelerden sonra, mumaileyhin mahkemeye tir.

2. — MÜZAKERE EDİLEN MEVAD


/. — Hariciye Vekili Yûsuf Kemal Beyin Avru- Fakat muhtelif avamil ve mülâhazat, bugüne kadar
paya azimeti. bu işi tehir etti. Şimdi ümid ediyoruz ki böyle bir
REİS — Söz Yusuf Kemal Beyin. Buyurun efen­ seyyahat bize faide verecektir ve ne suretle faide
dim. vereceğini de pekâlâ takdir edersiniz. Yalnız bu ha­
YUSUF KEMAL BEY (Hariciye Vekili) (Kas­ reketimiz yani Hariciye Vekilinizin bu hareketi, He­
tamonu) — Efendim, son zamanlarda cereyan eden yeti Âliyenizin tasvibine iktiran ederse onu, evvel­
vukuatı nazarı itibara alarak ye bazı istihbaratımızın emirde bir hafi celsede istihsal ettikten ve buna
bize verdiği fikirlere tabi olarak Roma, Paris ve kani olduktan sonra, bir celsei aleniyede bir iki söz­
Londra'ya tarafımızdan bir heyet izamı veyahut yal­ le bunu mevzuubahis edip sizden müsaade alırız. Be­
nız Hariciye Vekilinin azimeti muvafık görüldü. Bu nim muvaffakiyetim, tamamiyle sizin ve milletimin
hususta hakikaten biraz geç kalındı. Fakat vukubu- muvaffakiyetidir. Maruzatım bundan ibarettir ve rica
lan istimzacımıza gerek Fransa'dan ve gerek doğru­ ediyorum, meselenin mahiyeti vesaire hakkında şim­
dan doğruya Londra'dan aldığımız cevaplara naza­ diden münakaşata girişmek muvafık değildir. (Doğru
ran, bunun faideli olacağını zannediyoruz. Geç ol­ doğru sadaları)
sa dahi yine faideli olacağını zannediyoruz. SALÂHATTİN BEY (Mersin) — Gayet mühim
BEHÇET BEY (Kângırı) — Geç mi haber alın­ olan bu meselede arkadaşlarıma muvaffakiyet temen­
dı, geç mi düşünüldü? ni ederim. Hariciye Vekili Beyefendiye gösterilecek
YUSUF KEMAL BEY (Devamla) — Efendim itimat, Meclisin bu meselede muvaffak olması için lâ­
bunu yeni düşünmüyoruz; çoktan beri düşünüyoruz. zımdır. Bu itimat meselesinde, müttehit bulunulmasını
— $72 —
İ : 153 2 . 2 , 1338 C : i
arkadaşlardan rica ederiz. Ancak meselenin mütevek- kadar garp siyasetinde de muvaffak olacağına şahsı
kıfı aleyhi ve manahnüfihi üzerine konuşmak da lâ­ itibariyle itikadı var mı? Çünkü garpte Yusuf Ke­
zım. Hariciye Vekili Beyefendinin pek mühim olan mal Bey; şark siyasetinin muakkibi olarak tanılıyor.
bu seyyahatlerinin bir iki ay devam etmek ihtimaline Bu hal kendisinin gitmesine bir mani teşkil eder mi,
binaen heyetin yevmiye ve masarifi zaruriyelerine etmez mi? (Gürültüler)
sarfedilmek üzere Hariciye bütçesine 1^>0 bin lira YUSUF KEMAL BEY (Devamla) — Tekrar
tahsisat ilâvesi lâzım geliyor. (Gürültüler, fısıltılar...) tekrar Hafız' Mehmet Bey biraderime teşekkür ede­
Binaenaleyh aleni celsede bu para meselesini müza­ rim. Çünkü doğrudan doğruya benim şahsımı mev-
kere etmek lâzımdır. Tasvip buyurursanız, üç dört zuubahsetti.
maddeden ibaret olan ve Hariciye bütçesine ilâve edi­ Arkadaşlar, bu hususta düşündük, taşındık; en
lecek bu tahsisat meselesinin esasını şimdi hallede­ muvafık olarak oraya, garbe; şark siyasetini yapan
lim. Masarifin bir kısmı 1338 senesine devrolunacak- bir adamın gitmesini muvafık bulduk. (Doğrudur sa-
tır. Geçen sene olduğu gibi iki türlü muameleye daları) Şark siyasetini yapan bir adam; bu memlekete
mecbur olmamak üzere bu tahsisatın bakiyesinin, sar- bir dost yaptı, buraya geldi ve bunu Meclisiniz de
folunamayan kısmının; 1338 senesine devri iktiza kabul etti ve elhamdülillah memleketi hiç bir yere
eder. Bunun için de Hariciye ve Maliye Vekâletleri esir etmedi ve etmeyecektir.
memurdur gibi bir şekli resminin de kabulünü zaruri
İSMAİL ŞÜKRÜ EFENDİ (Karahisarı Sahip) —
görüyorum.
Bu hal, şarklılarla olan münasebatımızı ihlâl edecek
YUSUF KEMAL BEY (Hariciye Vekili) (Kas­ mi, etmeyecek mi diye, kıymettar zamanlarımızı bi-
tamonu) — Şimdi efendim, bendeniz gidiyorum. Ya­ hude geçirmeyelim. Celseyi bir an evvel aleniye tah­
nıma buradan umuru siyasiye müdürünü ve hukuk vil edelim, Hariciye Vekiline beyanı itimat eyleye-
müşavirini ve iki kâtip alıyorum. Sonra Erkânı Har- lim.
biyeden de bir mütehassıs Erkânı Harp zabiti veri­ TEVFİK RÜŞTÜ BEY (Menteşe) — Yani efen­
liyor. Oldu 5... Buradan ileri gittiğimiz vakit, istan­ di; memleketin mukadderatı hakkında bir mesele
bul tarikiyle geçeceğiz ve İstanbul'dan da icabedecek mevzuubahis olurken susalım, ağzımızı örtelim, ka­
bir'kişinin bana refakat etmesini rica edeceğim; ora­ payalım; öyle mi?.. Kimse söz söylemesin mi?
dan Avrupaya gideceğim.
TUNALI HİLMİ BEY (Bolu) — Efendim, Ha
Avrupa'da efendiler; şimdi arzediyorum; rüzgâr­ riciye Vekili Beyefendiye teşekkürlerimi arzedeceğim;
dan da istifade edeceğim. Yani orada bulunan bütün bu seyyahat geç kalınmasına rağmen her ne vakit
Türklerden ve orada bulunan bütün islamlardan isti­ yapılsa çok muvafıktır. Hakikati daima olduğu gibi
fade edeceğim. Daha ziyade tafsilâta girişmek istemi­ görelim; bütün muvaffakiyat; ancak tevhit ve teşri­
yoruz. Heyetimiz bir heyeti mahsusa haline inkılâbe- ki mesai sayesindedir. Memleketler; dahilerin değil;
derse o zaman Hükümet Meclisinize danışarak haber aşık adamların mesaisiyle, vazifelerine sarılmaları su­
gönderir. Şimdi bu heyet, bir heyeti mahsusa halinde retiyle kurtarılmıştır. Yalnız Hariciye Vekili Beye­
değil, yalnız Hariciye Vekilinin seyyahati halinde­ fendiye refakat edecek mütehassısların yine bu Mec­
dir. İleride, arzettiğim gibi, ihtimal bir heyeti mah­ lisin sinesinden çıkmasını temenni ederim.
susa haline inkılâb eder. O zaman buradan lâzım SALİH EFENDİ (Erzurum) — İlk söz benim­
gelen zevat, arkadaşlar; tefrik edilir, gönderilir. Ora­ dir; Tunalı Hilmi Beyin teklifini kabul edelim, çık­
da mütehassısların kâffesinden istifade edeceğim. sın gitsin.
Anın için listede bu para ona göre istenilmiştir. HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum) — Efendim,
Buradan göndereceğiniz heyeti mahsusa da bu tah­ T. B. M. M. burada teşekkül ederken kendisini sün-
sisatta dahil olacaktır. güsüyle civar devletlere takdim etti ve dost mil­
Tekrar tekrar arzediyorum; mesele çok münaka­ letlere de... Fakat bütün milletlerin yaptığı gibi hu­
şaya gelir bir mesele değildir. Arzettiğim gibi Lon­ kukunu siyaseten halletmek cihetini de maalesef ih­
dra'dan, İngiltere'den ve Roma'dan istihraç ettik, mal etti. Yani teşekkülümüz günü, muhtelif yerlere
buradan da görüşülmesi lâzım gelen yerlerle görüş­ bir çok heyetlerimiz gidecekti ve feryatlarımızı din­
tük ve bu meseleyi kararlaştırdık. letecekti. Amerikalılar; buraya gelip giden muharrir­
HAFIZ MEHMET BEY (Trabzon) — Yusuf Ke­ lerin neşriyatını gazetelerine sokmadılar; çünkü Türk­
mal Beyin, Şark siyasetini takip ile muvaffak olduğu ler vahşidir, barbardır dediler. Biz bu hususta hâlâ

— 673 —
t : 153 2 . 2 . 1338 C : 2

bugüne kadar lakayt kaldık. Geçen sene de bize bir hil olan arkadaşlarımızın kâffesi buradadır. Ortada
kapı açılmıştı : Londra bizi müzakereye davet etti. Muvazenei Maliyenin salâhiyetine tecavüz yoktur;
Diğer taraftan Yunanlıları üzerimize hücum ettirdi. yine biz kabul ediyoruz, mesele bundan ibarettir.
Fakat elharbi hud'atin; biz ondan istifade edecek İSMAİL ŞÜKRÜ EFENDİ (Karahisarı Sah : p) —
tik, maalesef edemedik. Azmimiz, Allanın inayeti ve Efendim meselede sui tefehhüm vardır. Zannolundu
süngülerimizin kuvvetiyle Avrupalılar hukukumuzu ki Meclis Muvazenei Maliyenin salâhiyetine tecavüz
tanımak istiyorlar ve Meclis müttehiden kendilerine ediyor. Encümenler; herhangi bir encümen olursa
müzahirdir. Bizim meşru hukukumuzu süngümüzle olsun, Meclisin mevzuubahis ettiği mesaili ihtisas
beraber,- siyasî mesai ile de halletmek için tesirler dahilinde teshil için fikir istihsali zımnında ayrılmış­
yapacaktır. Zannediyorum ki 45 milyon lirayı bilâ tır. Eğer Heyet Umumiye bu meseleyi uzun boylu
münakaşa feda eden bu millet bu 160 bin. lirayı da tetkike hacet görmezse encümene havale etmeyebilir.
seve seve verecektir. Yalnız temenni edeceğim ki bu Bununla, Muvazenei Maliye Encümeninin hukukuna
para heder olmasın ve bunun iyi semerelerini göre­ tecavüz nereden anlaşılıyor? Hiçbir tecavüz yoktur;
lim... Meclis bu hususta kendilerine müzahirdir. Yal­ Meclis mübrem görmüştür ve Muvazenei Maliye
nız müteessirim ki, gidecekleri zaman hakikî prog­ Encümenine vermeksizin kabul etmiştir. Mesele bun­
ramlarını bize okuyamayacaklardır. Mesailerinde müş­ dan ibarettir.
külâta maruz kalacak bir hale mahal kalmamasını EMİN BEY (Erzincan) — Ahvale dair maruzat­
da temenni ederim. Şunu bilmünasebe söyleyeceğim ta bulunacağım. Encümen bu hareketi, hukukuna te­
ki : Muhtar Beyin geçen sene; siyaseti cihane hitap cavüz suretinde telâkki ediyordu ise reye konulma­
ve Türklere yakışmayacak bir vesikası vardır. İşte dan evvel itiraz etmeli idi. Böyle bir talep vaki ol­
böyle bir şey tekerrür etmesin. Hariciye Vekili Bey mamıştır ve meseleyi Heyeti Umumiye kendisine ma-
inşaallah müşkülâta duçar olmayacaklardır. Buradan letmiştir. İkinci defa olarak da Muvazenei Maliye
çıktıktan sonra, buyurdukları gibi; rüzgârdan bile ol Encümenine gidemez.
sa istifade edeceklerdir. Her ne yaparlarsa itimadı HÜSREV BEY (Trabzon) — Bu kanunun en­
kâmilemiz vardır; katiyen kendisine müzahiriz. Biz cümene gitmesinde hiçbir mahzur yoktur. Bu para­
kendisine müzahir oldukça mesailerinde muvaffak nın seyyahate tahsis olunup olunmaması meselesi ga­
olacaklarına ümidimiz vardır. Bu işde geç kalmış ol­ yet mühimdir. Bunun için bu mesele mevzuubahis
dukları halde, vazifelerini yaptığından dolayı teşek­ olmadan, celset aleniyede tasvib ederiz.
kür ederim.
VEHBİ BEY (Karesi) — Efendim, Nizamnamei
REİS — Müzakerenin kifayetini kabul edenler... Dahilî sarihtir; bu gibi muamelât encümene gider.
Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Varidata taalluk eden mesail de Muvazenei Maliye
REİS — Bir takrir geldi efendim. Encümenine gider. Bizim Meclisin daima asabileştiği-
(Tevfik Rüştü Bey ve riifekasının takriri okunur) nin sebebi işin çok sürünmesindendir, encümenlerde
REİS — Takriri reylerinize arzediyorum : Kabul çok kaldığındandır. Hiç zannetmiyorum ki, bu tek­
edenler... Etmeyenler... Takrir reddolunmuştur. lifte, Muvazenei Maliye Encümeni lâ desin. Mesele,
Efendim Hariciye Vekili Beyefendinin izahatları bu tahsisat hangi fasla konacak ise, usulü maliyeye
veçhile seyyahatlerini kabul edenler el kaldırsın... Et­ tevfikı muamele için tetkik edip getirmekten ibaret­
meyenler... Kabul edilmiştir. tir. Binaenaleyh encümene gitmesinde bir beis yok­
Efendim bu kanunun usulen Muvazenei Maliye tur ve bunun için ne Hariciye Vekâletinde ve ne de
Encümenine gitmesini kabul edenler el kaldırsın.. Ka­ Hükümet de hiç bir mani yoktur.
bul edilmemiştir efendim.
HACI ŞÜKRÜ BEY (Diyarıbekir) — Şekilperest-
REŞAT BEY (Saruhan) — Muvazenei Maliye lik yapmayalım. Hariciye Vekâletinin filanca faslına
Encümenine havalesi lâzım gelen bir mesele encü­ şu kadar lira ilâve edilmiştir, diye bir karar ittihaz
mene havale edilmeksizin kabul edilmiştir. Bundan edelim, mesele bitsin.
müteessir olan encümen, arzı istifa ediyor. (Gürültü­
YUSUF KEMAL BEY (Hariciye Vekili) (Kasta­
ler) (Kabul, kabul sadaları)
monu) — Arkadaşlar; biz gizli bir şey yapmıyoruz,
SALİH EFENDİ (Erzurum) — Muvazenei Ma­ bir şey kaçırmıyoruz. Ben, Hariciye Vekili bu hu­
liye Encümeni Reisi; kıymettar bir arkadaşımızdır; susta kemali samimiyetle ve her türlü tetkikatın icra­
meseleyi yanlış anlamıştır. Muvazenei Maliyeye da­ sına taraftarım. Yani Muvazenei Maliye Encümeni
I : 153 2 . 2 . 1338 C: 2
bunu filâna çok yevmiye verilmiş, filâna az yevmiye başka mesele yoktur. (Muvafık, muvafık sadalan)
verilmiş diye tetkik etmek istiyorsa kabul ederiz. REİS — Kifayet hakkında takrirler var. Müzake­
Yalnız aleni celsede; izahat verilmeksizin faslı mah­ reyi kâfi görenler el kaldırsın. (Reye hacet yoktur
sus olarak ilâve edilmeli. i sadalan) (Müzakere kâfi görüldü)
HACI BEKİR EFENDİ (Konya) — Efendim bu­ YUSUF KEMAL BEY (Hariciye Vekili) (Kas­
nun Muvazenei Maliye Encümenine gitmesinde bir tamonu)*— Mesele hitam bulduysa; bu hafi celse­
mahzur yoktur; yarım saatlik bir işdir. Encümen he­ de gösterdiğiniz asan itimada karşı teşekkür ederim.
yeti umumiyesi de lütfen bunu tasvib ederler, ya­ Yalnız bir noktayı arzedeyim; ben gittikten sonra,
rım saat içinde meseleyi bitiririz. Yalnız mesele ka­ gözden ırak olan gönülden de ırak olur kaidesine tev­
nuni olmuş olur. fikan beni nazardan dur tutmayınız rica ederim. Ben
ABDULLAH AZMİ EFENDİ (Eskişehir) — Na orada muntazam ve meşru bir devletin memuru ol­
zik ve mühim mesailde, ufak bir sektenin bile me­ maktan başka bir şey olmayacağım; elimden geldiği
seleye tesiri olacağını zannediyorum. Çünkü ray kadar Hükümete arzı malûmat edeceğim ve cümle­
üzerinde giden bir lokomotifin önüne ufak bir taş nizin karşısında arzediyorum : Her ne suretle olursa
bırakılırsa yoldan çıkar. Bendeniz çok rica ediyorum; olsun, bir gün beni itham ederseniz, bana sormadan
encümenin reisi muhteremi Reşat Beyefendiyi gayet itham etmeyiniz.
nezih bir zat olarak tanıyorum. Bu meselede her ne REİS — Şu halde bu mesele celsei aleniyede
suretle olursa olsun, herhangi bir usule karşı feda­ reye konulacaktır.
kârlık etsin, fedakârlıklarla her şey hâsıl olur. Rica
2. — Başkumandanlık Kanununun temdidi hak­
ederim bu istifayı geri alsınlar.
kında Çorum Mebusu Ferid Bey ve 43 refikinin ka­
YAHYA GALİP BEY (Kırşehir) — Bu meselede nun teklifi .(3/447)
encümen reisi, encümeninizin namü hesabına hare­
ket etmiştir. Bu bütçeyi tabettirip Meclisinize getirin­ REİS — Başkumandanlık Kanununun temdidi ile
ceye kadar parça parça evrakı ... toplamıştır. Ne ka­ alakalı kanun teklifini okutuyorum.
dar kanun çıkarsa çıksın mutlaka encümenden geç­ Çorum Mebusu Ferit Bey ve kırküç refikinin. Baş­
meli ki usule muvafık olsun. Bu meselenin encümene kumandanlık kanununun üç ay daha temdidine dair
havale olunması teahhuru mucib olmaz. Reşat Be­ kanun teklifi. (2/447)
yin iddiası; muamele usulden harice çıkartılıyor, bu­
nun usule ircaı içindir. Esbabı Mucibe Lâyihası
REİS — Heyeti umumiye encümene uğratmaksı­ Meclisi âlinin davayı millimizi hüsnü neticeye isal
zın da kararını verebilir. »için ittihaz eylediği tedaibiri mühimme meyamnda bu­
lunan Başkumandanlık Kanununun temdit edilen müd­
TUN ALİ HİLMİ BEY (Bolu) — Arkadaşlar; deti dahi 5 Şubat 1338 tarihinde hitam bulmaktadır.
demin Tevfik Rüştü Bey arkadaşımız; ... münakaşaya Başkumandanlık ihtası ile bu vazifenin Reisi muhtere­
hacet yoktur ... mebusluğa namzetliğimi vazederken mimize tefvizini icap ettiren esbap mündefi olma­
sulh meselesi için namzetliğimi vazediyorum. (Gürül­ dıktan başka işin sürat ve hüsnüniyetle intacı hak­
tüler) İstanbul'da ben kürsüye çıkmadım. Arkadaşlar kındaki elzemiyet kuvvetle cari bulunduğundan âti­
tekrar ediyorum, şu dakikada Allahım bana bir kud­ deki teklifi kanuninin bu günkü ruznameye alınarak
ret verse de Avrupa'ya bir anda uçuversek. Usule ne müstaceliyet kararı ile müzakeresini ve kabulünü arz
hacet? Vatan meselesi ortada iken usule ne hacet? ve teklif eyleriz.
Bu böyledir efendiler. (Gürültüler)
Madde 1. — Büyük Millet Meclisi Reisi Musta­
SALÂHATTİN BEY (Mersin) — Abdullah Az­ fa Kemal Paşaya Başkumandanlık tevcihine dair olup
mi Efendinin ifadeleri gayet doğrudur ve zannederim evvelce' üç mah temdit olunmuş olan kanun S Şubat
ki Reşat Beyefendi de bu ifade üzerine ... ve borcu­ 1338 tarihinden itibaren üç mah daha temdit edil­
dur ve zannediyorum ki bu vazifeden kaçınmayacak­ miştir.
lardır. Onun için kanuna ittiba olunmasını teminen, Madde 2. — İşbu kanun 5 Şubat 1338 tarihinden
söylenmiş olan sözleri o suretle telâkki ile, rica ede­ muteberdir.
rim encümen istifa etmez, vazifesini ifa eder. Yalnız Madde 3. — İşbu kanun Büyük Millet Meclisi
yapılacak muamele; bunun berayı muamele bize ha­ tarafından icra olunur.
valesini talep ve temenniden ibarettir. İşte bu kadar; 31 Kânunusani 1338
— 675 —
İ î 153 2 . 2 * 1338 C : 2
REİS — Teklif üzerinde söz isteyen var mı?.. Bu­ zumu yoktur. Sonra, Paşanın da bunda alemdar olma­
yurun Hüseyin Avni Bey. sını, daima yaşamasını istiyorsanız daha çok olmasını
isteyin. Fakat mesuliyetli işlere girdikçe yıpranıyor,
HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum) — Efendim;
bunu zaman ispat edeecktir ve ediyor. Paşa Kürsiye çı­
geçen tecdit zamanı da arz ettim ki, fevkalâde ted­
kıp da bütün icraatı müdafaa etmemeli. Kendileri
birler fevkalâde zamanlara mahsustur. Bunu, Heyeti
de geçende buyurdular : Tevdi olunan vezaifin cüm­
Celileden bazı arkadaşlarım tefsirlerinde; Paşa Haz­
lesini ben yapsam... Fakat yapmıyor efendiler;...
retlerine, mukaddem itimat olunupta bilâhara ademi
devlet iradesi, millet iradesi, tarihi böyle yapmış de­
itimat hâsıl ve (fakat efkârı umumiyeye karşı vazi­
ğildir. Tarih karşısında mesul tutumak lâzımdır.
fesine bir zaruret olarak devam etmesi zehabını uyan­
dıracak şekilde mütalaa yürüttüler.) (1) Paşa Hazret­ Paşa Hz. mesul ise ben bugün bunu kabul etmi­
leri Başkumandanlığa birinci derecede takdir eder. yorum; ... müsamaha ekliyorsanız hıiyaneti vataniye-
Biz de o sıfatla bakarız. Meclis Riyasetini (harbin dıir. Paşa Hz. nin hatırları liçin hliyaneti vataniye...
devamı müddetince.) (2) Hatırına getirmemeli. O, katiyen büyük bir dâvadır. Paşa Hz. başkalarının
davamızda mesul olan bir mevkide (bulunmaktadır. Bu mesuliyetim üstüne almamalıdır; Başkalarının idare­
tarz mütalaat onu.) (3) Mevkiinden tenzil mahiyetin­ sini üzerine almamalıdır. Bir değirmen çarhı gibi
dedir. Avrupa ve cihan bu telâkkide bulunamaz. Av­ 'burada söyienmiyecek sözler söylendi. CeJâl Nuri
rupa ve cihan bir telâkkide bulunabilir. Bize zaman za­ Beyin dedüği gibi, burada değirmeni olarak laf ha-
man harekâtı milliyeyi kıymetinden düşürmek için Mnde burada bilmem, alınan tekâlifi milliye hüsnü
istimal edilmedi dendi. Bu hususu tavzih için kar­
bu harekâtı, yalnız Paşa Hazretlerinin şahsına atfet­
şımızda, hürmetle karşıladığımız Paşa çıkınca, sükût
mek suretiyle onu kıyametten düşürmek istediler.
ettik... ve katiyen hürmettir, başka bir şeydir, hür­
Paşa Hazretleri daima Milletin azmine istinad ile if­
met olmasaydı, hakaret olsaydı onu da... Biz ö vü­
tihar eder. Paşa Hazretleri bir fert olarak İstanbul'dan
cudu yıpratmamalıyız. Cihana karşı, vatanımızı se­
Anadolu'ya geçtikleri zaman onu karşılayan yüksek
viyorsak, o vücudu yıpratacak, mesul edecek bir halde
bir ruh, yüksek bir azim vardı. Onu içine aldı ve
buihırad'urmamailjyız ... nesi artar Paşa Hazretlerinin ...
birer birer noksanını ikmal etti. Cihan burada milletin
askerler, Yunan kiralını karşılarında gördüğü za­
ruhundan kopmuş bir Meclis (görmek ister. Başku­
man ... neferejk, mehmetçik demektir. (Bir satır yok)
mandanın kudret ve kuvveti.) (4) Meclisin itimadını
taarruz değil, hakikat söylüyorum. (Devam devam
kazanmış olduğunu görmekle anlaşılır. Yalnız de­
sesleri) Paşa Hz. buradan buyurdular ki, Müdafaai
mesinler ki, Memlekette Mustafa Kemal Paşanın şah­
Milliye hususunda, Müdafaai Milliye Vekilinin ya­
si arzusu hükümrandır. Hayır. Milletin arzusu hü­
vaş gittiğini ihsas ettiler. Fakat dediğim gibi, hür­
kümrandır, istediği zaman yükseltir, istediği zaman
metle ve katiyen bir saniye için mesul tutmadığımız...
da yere vurur. Binaenaleyh geçen mütalaaları bugün
vatanın menfaati böyle icabettirdiği için... vatanın
reddediyorum; o söyleyen arkadaşlardan (görüşlerini
menfaati böyle joabettirmezse ben arkadaş sıfatıyle
tashih etmelerini rica ediyorum. Biz onu Başkuman­
diyorum, hakkı olur. Vatanını çok sevdiklerinden
dan yapmakla.) (5) Bu harekâtı milliyenin alemdarını dolayı kendilerinden ... koymasınlar, yani kendile­
gösteriyoruz. (Ancak. Meclis olarak biz.) (6) Paşa­ rini mesul etmeden korkmıyoruz. Erkânı Harbiye*
nın arkasından sürüklenmiyoruz, onu yürütüyoruz. ümumiyenin salâhiyetinden istifade edelim; salâhi­
Meclisimiz bir kimseyi Başkumandan da yapar, nefer yetleri kamilen alalım. Başkumandanlık lazımsa yi­
de yapar, müşir de yapar. Ben Paşanın büyüklüğün­ ne verelim. Biz uyurken kendileri uyumuyordu. De-
den böyle ümit ederim ve böyle görürüm. İlk arka­ mekki Paşa Hazretleri uyumadığım sununla isıbat
daşı olmakla iftihar ederim. Yoksa katiyen Anado­ ettiler; İnönü muharebesinde... reisi olmak sıfaitiyle
lu'da bulunamaz ve bugün de yaşayamazdı. hergün gider ve hergün müdafaa edettü. Mesulleri
kenara çıkaracak vaziyette değil. Kaç defa efendiler
Sonra efendiler; Paşa Hazretlerine biz daha çok
bir kaymakam meselesini burada müdafaa etmiştir.
mesuliyetti işler yaptırırsak yıpratırız. Paşa Hazretleri
Paşa da bunu istemiyor. Paşa Hazretlerinin vücudu
yalnız cephe ile meşgul olmalıdır dendi. Bunun hiç lü-
lâzımdır. Ona hürmetimiz var, yok, onu söylemeye
lüzum yok. Paşa hepimizi fiyi tanır. Biz yine, ismine
(/, 2, 3, 4, 5, 6) Parantez içinde kelimeler tarafım­ Başkumandan diyelim, yine o isnti taşıyalım; Fakat
dan eklendi. Mustafa Ünver askerî (mesuliyet yalnız mesul değil, aledderecat me-

— 676 —
î : 153 2 . 2 i 1338 C: 2
sul) (1) kimseler de olmamalıda. Çünki yıpranma­ Eğer Başkumandanlık memuriyetine devam salâhi­
sın; dâvam 'bu id!i. Bu tavzihümli, Sırrı Beye cevaben, yetimi vermezsek acalba nasıl tesir eder? Sözü uzat­
üç ay sonra veriyorum... isterse ölsün, tabiî öleceğiz. mıyorum, kısa söyteyeeeğ)i<m. Paşa Hazretleri en bü­
FaideK ise yaşasın, zararlı ise ölsün. Gayet samimî yük cezadan, en büyük cezaya müstahak... Hayır,
vücdanımdan söylüyorum; memlekete menafii olan arkadaşlar. (Gürültüler) ... Kanunu bilâmünaktaşa
herkes yaşasın, müfteri olan herkes ölsün. Salâhiyet kabul edelim.
hususumda kendüerlindle istirham edeceğim. Kürsade
REİS — Kanunun heyeti umumiyesinin müzake-
geçen günkü giibi olmasın. Herhangi bir hususta di­
resimi kâfi görerek maddelere geçilmesini kabul
ğer mesul 'kimseleri biz alıp yere çakmak isteniz.
edenler ellerini kaldırsın... Kabul edildi. Maddeleri
Herhangi hususta müşkülâta uğruyor!arsa biz o hu­
okutuyoruz.
susta salâhiyet verelim. Kendirlerine dünden daha
Madde 1. — Büyük Mlilet Meclisi Reisi Mus­
ziyade tornadanız vardır. Bunu daha ziyade artır­
tafa Kemal Paşaya Başkumandanlık tevcihine dair
mak istiyorsa, bilhassa şu kürsüden rica ediyorum;
olup evveeloe üç mah temdit olunmuş olan kanun 5
bumdan sonra hiçbir şey söylemi yeceğim.
Şubat 1338 tarihinden itibaren üç mah daha temdit
TUNALI HÎMÎ BEY (Bolu) — Arkadaşlar: Pa­ edilmiştir.
şa Hazretlerinin Başkumandanlık vesilesiyle, Hüseyin REİS — Birindi maddeyi kabul edenler... Kabul
Avni Beyin tekrar ettliği bu sözleri, bilhassa geçen edilmiştir. (Ret sesleri güriiıltüler)...
sefer dinledik. Onlara katiyen cevap vermiyorum.
Çünki cevapları o zaman verilmiştir. Muhalif... SALÂHATTİN BEY (Mersin) — Kabul edilmiş
HÜSEYİN AVNÎ BEY — Ben muhalif değilim, bir kanunun leh ve aleyhinde idarei kelâm ayıp­
reddederim. tır.
Madde 2. — işbu kanun 5 Şubat 1338 tarihin­
TUNALI HİLMt BEY (Devamla) — İki esaslı den muteberdir.
nokta üzerinde cevap vereceğim. Farzediyorumki bi­ REİS — Kabul edenler... Kabul edilmiştir. Rey­
rincisinde de, ikincisinde de hata ettik, hatanın nere­ lerimizi istimal ediniz.
sinden dönülürse kâr oradan başlar darbı meseli bu­
Madde 3. — tşbu kanun Büyük Millet Meclisi
rada kabili tatbik değildir. Hariciye Vekilinin geçen
tarafından iora olunur.
sefer bu kürsüden söylediği bir sözü hatırlatacağım.
REÎS — Maddeyi reylerimize arz ediyorum; ka­
bul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir.
(1) Parantez içindeki kelimeler tarafımdan ek­ Müzakere olunacak başka madde kalmamıştır.
lendi. M. Ünver. Celsei hafiyeye nihayet veriyorum.

— 677 —

You might also like