You are on page 1of 382

MODA

TARİHİ
Öğr. Gör. Ayşegül Kaplan Bağcık
1880 - 1910

ART
&
CRAFT
ARTS & CRAFT MOVEMENT
➤ 19. yüzyıl sanatında çeşitlilik, ilerlemeler ve geriye dönüşler
vardır.
➤ Arka arkaya kısa sürelerle sanatta yenilikler görülür.
Koleksiyoncular, sanatçılar ve yazarlar 15. yüzyıl İtalyan
sanatına ilgi duyarlar.
➤ İngiltere'de Ön-Raffaellocular adını alan bir grup, doğanın yalın
ve dürüst bir şekilde verilmesinden yanadır. İngiliz şiiri ve
efsaneleri konu olarak alınır. Resimlerde parlaklığa ve
ayrıntılarda yalınlığa dikkat ederler.
➤ Bu grubun sanatı Arts and Crafts hareketini de yakından
etkiler.
➤ Arts&Craft hareketi, Endüstri (Sanayi) Devrimi’nin sosyal,
ahlaksal ve sanatsal karmaşasına bir karşı çıkış olarak
doğmuştur.
➤ Bu hareketin önderi William Morris, Viktorya döneminin ucuz
ve kötü seri üretim mallarının niteliksizliğini vurgulayarak,
geçmişin el sanatlarına dönmeyi amaçlamış, ancak sonuçta
geleceğe yön veren tasarım atılımları geliştirmiştir.
➤ El sanatlarını yeniden canlandırma çağrısı, malzemeye sadık
kalmak, işlevsel nesneleri güzel yapmak, tasarımın işleve uygun
olması gibi ilkeler, sonraki nesillerce sanat ve el sanatları değil,
sanat ve endüstriyi birleştirme adına uyarlanmıştır.
John William Waterhouse - The Lady of Shalott (1888)
➤ Akım yaklaşık olarak 1880 - 1910 yılları arasında en parlak
günlerini yaşamıştır.
➤ Arts and Crafts hareketi İngiltere'de Ortaçağ zanaat geleneğini
canlandırmaya çalışmıştır.
➤ 1835'te üretimde kalite ve standardı yükseltmek için
bir devlet okulu kurulur.
➤ Okulda John Ruskin ve Ön-Raffaellocu sanatçılar
öğretmen olarak çalışırlar.
➤ Okuldaki zanaatçılar onların görüş ve fikirlerini
öğrenirler.
➤ Endüstri (Sanayi) Devrimi sonucu zanaatkar
çalışmaların geleneksel yöntemlerinin uygulandığı
atölyeler yerini daha geniş atölyelere bırakır.
➤ Sanat ve zanaatı birleştirme çabaları zanaatçılara da iş
imkanı sağlar.
➤ İngiliz zanaatçıları tek parça üretimden kopmamış,
üretimi arttırmak için dışarıdan sanatçı
getirmişlerdir.
➤ John Ruskin 1851'de bir kitap yayınlar. Gotiğin;
‘İnsanın çalışmadan aldığı mutluluk ve inancın dışa
vurulması doğası’ndan söz eder.
➤ Ruskin'in açıklamaları William Morris'i etkiler.
1888'te Arts and Crafts sergi grubu oluşur.
➤ 1860'da Morris, arkadaşı Philip Webb'in tasarladığı
Kırmızı Ev'e taşınır.
➤ Ev sivri çatılı, gotik kemerli pencereleri ve kapıları,
çitle çevrili bahçesiyle ortaçağ yapılarına benzer.
➤ Mobilyalar 1861'de Morris'in ortaçağ atölyesi gibi
çalışan şirketinde yapılır.
William Morris / Red House
William Morris - Tekstil Desen Dizaynı 1877
➤ Morris iç mimarideki eşyaların fabrika üretimi olmasına karşıdır. Sanatın insan için insan tarafından yapılmasını
savunur ve geniş kitlelere hitap etmek ister. Günlük kullanım üretimine estetik kaygılar ve bu konuda bilinçlenme Morris
sayesindedir.
➤ Atölyede duvar kağıdı, grafik, tekstil, mobilya, kitap vb...şeyler tasarlanır. Tasarımcılar Morris, Dante Gabriel Rosetti
ve Edvard Burne-Jones'tur.
➤ Morris makineye karşıdır. 1887'de yayınlanan 'The Aims of Art'daki denemesinde bunu dile getirmiştir. Makinenin
insanı çalışmaktan kurtaracağını ama el işçiliğinin güzelliğin yaratılmasında daha etkin olduğunu savunur.
➤ Gününün geçerli bir sanat anlayışı olan Eklestisizm'e karşı çıkarak özgün bir sanat anlayışı oluşturulmuştur. Arts and
Crafts günümüzde Modern Sanat'ın ilk aşaması olarak değerlendirilmektedir. Aynı zamanda sanatsal üretimde
toplumsal sorumluluk kavramını Endüstri alanında ilk ortaya atan akımdır. El emeği ve özgün oluşu ile Art Nouveau
akımını büyük ölçüde etkiler.
➤ Arts&Craft Derneği, makinelerin varlığını
yadsımamakla birlikte, elsanatlarını ve
uygulamalı sanatları eski düzeyine çıkarmak,
güzel sanatlarla onlar arasında bir birleşim
sağlamak için kurulmuştur.
➤ Amaçları arasında günlük yaşamda yer alan pek
çok aracın daha yetkin kişiler tarafından daha
iyi biçimde tasarlanması, bu yöndeki
çalışmaların kamuoyuna tanıtılması ve bunların
satışa sunulması bulunuyordu.
➤ Böylece bu hareket çağdaş endüstrinin tasarıma
yönelmesinin ilk belirtilerinden biri olmaktaydı.
➤ Hareketin önemi, kendisini izleyen ve çağın
gereklerine uygun biçimlenmelere yönelmeyi
amaçlayan Yeni Sanat (Art Nouveau) akımının
doğmasına öncülük etmiş olmasından gelmektedir.
➤ H. van de Yelde ve H. Muthesius gibi tasarımcılar
aracılığı ile bu düşünceler Almanca konuşulan
ülkelere de girmiş, Werkbund adını taşıyan ve
güzel sanatlar ile uygulamalı sanatları birleştiren
sanatçı birliklerinin kurulmasına yol açmıştır.
➤ Werkbund’lar çağdaş endüstri tasarımının olduğu
kadar çağdaş mimarlık düşüncelerinin de kaynağı
olmuş, üyelerinden W.Gropius ilk endüstri
tasarımı ve önemli çağdaş mimarlık okulu olan
Bauhaus’u kurmuştur.
William Morris - Tulip&Willow
BAUHAUS 1919 - 1933 ➤ Bauhaus, 1919 yılında Walter Gropius tarafından
Weimar'da kurulmuş olan bir mimarlık ve güzel sanatlar
okuludur.
➤ Okulun en büyük hedefi sanat ve zenaat ikilemini ortadan
kaldırmak, eğitim sürecinde hem özgün ve estetik biçimin,
hem de çağın görüntüsüne uygun teknolojik bileşenlerin
uyumunu yaratıcı olarak yakalamaktır. Bu amaçla
teknolojiden yararlanarak “sanat”la “zanaat”i
birleştirmiştir.
➤ Okulun genel yaklaşımı, sanatın referanslarının insanların
yararına kullanılması temelinde şekillenmiştir. Bauhaus'un
sanat anlayışı, kitlelerin sorunlarına çözüm getirmekti.
➤ “Bauhaus’un savunduğu kuramlar kimi zaman
‘fonksiyonalizm’ sloganı ile özetlenir. Buna göre, eğer
bir şey amacına uygun tasarlanırsa güzellik
kendiliğinden gelecektir.”

➤ Okulun genel yaklaşımı, sanatın referanslarının insanların yararına kullanılması temelinde şekillenmiştir.

➤ Modernist çizgisi, tasarımda açıklık, akılcılık, sadelik, geometrik düzenlemeye bağlı biçimler, asal renkler ve
işlevsellik temeline oturan Neo-plastisizm ve Konstrüktivizm ile kendini göstermiştir.

➤ Buradan çıkanların sahne dekorundan mobilya, tekstil ve sofra takımına kadar kullanılan her türlü eşyayı
tasarlayabilen bir eğitimden geçmeleri isteniyordu. İş eğitiminin önemi özellikle vurgulanıyordu. Mimar, ressam ve
yontucular tam birer işçi gibiydiler.

➤ Gropius’un amacı sanat ve zanaatı birleştirerek, fonksiyonel ve aynı zamanda sanatsal ürünler yaratmaktı.
Sanatsal becerinin üzerine endüstriyel tasarım metotları adapte ederek, bir anlamda sanatın hayata entegre
edilmesini hedefliyordu.
➤“Sanatla zanaatın entegrasyonu derken güdülen
amaç, sanat eserinde teori ve pratiği birbirinden
ayrılmaz hale getirmektir.
➤Başka bir deyişle, söz konusu eserin tasarlanma
ve imal edilme safhalarını bölünmez bir bütün
halinde görmektir.
➤Buna Ortaçağ’ın, tarımsal düzenin organik
zanaat anlayışına dönüş de diyebiliriz.
➤Ne var ki, Bauhaus makinayı çağdaş düzenin
üretim aracı olarak kabul ettiği için mekanik
çoğalma olayı da bundan böyle bir gerçek
olarak karşımıza çıkacaktır.
➤Çare yeni şartlara uygun bir tasarlama sistemi
getirmekti. Öznel müdahaleler yerine nesnel
kurallara, peşin kararlara dayanan “Endüstri
Dizaynı” yeni düzenin tasarlama sistemi olarak
kısa zamanda bütün dünyaya kendini empoze
etmesini bilmiştir.
➤Sanatta nesnel kuralların bir takım analizlerle
araştırılması ve bu yoldan elde edilen temel
elemanlarla yeni sentezlere gidilmesi ise
aslında “Temel Dizayn” dan başka bir şey
değildir.
➤Böylece Bauhaus’un sanat-zanaat entegrasyonu
amacını sağlayan yolun mutlaka temel
dizayndan geçtiğini açıkça görmekteyiz.”
1920

1925
ART
NOUVEAU
ART NOUVEAU 1895-1905
➤ Art Nouveau 'Yeni Sanat' anlamına gelmektedir. 19. yy'ın
sonuyla 20. yy'ın başlarında Avrupa’ yı etkilemiş ve
Osmanlı imparatorluğu’nda da uygulanmış romantik,
bireyselci, genellikle bezemeye özgü kaldığı
söylenebilecek bir sanat akımıdır.
➤ 20. yy'daki sanat ortamında akademizm kalıplarından
uzaklaşma, bağımsızlık ve gruplaşma anlayışları
simgelenmiştir. Gençlik ve yenileşme kavramlarını
getirmiş, herkes için sanat ve her şeyde sanat
eğilimlerinin ışığında konut, mobilya, resim, afiş ve
başka sanat dallarını da etkileyerek güzel ve ucuz
eserlerin üretilmesini amaçlamıştır.
➤ En belirgin özelliği dekoratif bir üslüp olmasıdır.
➤ Temel özellikleri kavisli ve çizgisel desenlerdir.
➤ Tasarımcılar, eserlerinde sembolik ve dışavurumcu
içerik katmaktan kaçınarak çalışmanın dekoratif
görüntüsüne yoğunlaşırlar.
➤ Temalarındaki duygusal ve öyküsel içeriği bir kenara
bırakarak da soyut sanatın yolunu açmaya yardımcı
olmuşlardır.
➤ Akım Japon baskılarından da büyük ölçüde etkilenmiştir.
➤ Dönemde Gustav Klimt, Henri de Toulouse-Lautrec,
Gustav Klimt Antonio Gaudi gibi isimler ön plana çıkmıştır.
Gaudi
Lautrec
ART NOUVEAU MODASI
➤ Art Nouveau etkileri, 1895-1905 yılları arasındaki dönemde
modern, lüks Avrupa dekoratif sanatların her çeşidine nüfuz etti.
Dalgalı bitkisel eğrileri ve zarif çiçek salyangozları Parisli
couture’cülere bir tasarım armağanıydı ve yaklaşık 1908 ya da
1909 art nouveau stili enerjik biçimde Mevsimlik, moda kullanımı
için tahsis edilmişti.
➤ Bazı kaynaklara göre, Belçika'da yayımlanan Art Nouveau adlı bir
derginin adıyla anılan yeni bir sanat hareketi olarak kabul edilir.
Art Nouveau zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı,
kıvrımların ve bitkisel desenlerin sıklıkla kullanıldığı bir sanat
akımıdır.
➤ Akşam giysileri, Art Nouveau’ya göre cömertçe ayarlanmıştı.
Kumaşçılar, akşam giysilerini ipek brokar, aplike, nakış ve
dantelliğin bol miktarda sardı. Boyun çizgisinden kenara kadar
tasarımcılar, kendiliğinden "S" -Bend korseleri ile şekillendirilen
modaya uygun figürün şehvetine etrafında Art Nouveau spiralleri
ile oynuyorlardı.
➤ Bu dönemde kalça yastıkların kullanımı kaldırılmış, çiçekler ve
sonbahar yapraklarıyla süslü daha yumuşak hatlı etekler
kullanılmaya başlanmıştır. İlk zamanlarda kabarık kollar
görülürken zaman içerisinde daha kullanışlı olması amacıyla
sadeleştirilmiştir.
➤ Özelleştirilmiş yünlü yürüyüş kostümleri bile aplikelerin
kıvrımları ile düzeltildi. 1907-1909 yılları arasında, stilin
popülaritesi azaldı; yerine, Ağustos 1909'da Les Modes tarafından
Gaby tarafından çekilen, Viyana Werkstatte'den geometrik bir
basitlikle biçimlendirilmiş daha dik bir figür yer aldı.
➤ Art nouveau tarzının bu tahsisatı, birleşik bir ticaret yapısı
Chambre Syndicale de la Couture Parisienne tarafından
sıkı bir şekilde kurulduğunda, couture tarihi açılmış oldu.
➤ Batı dünyasının eşi benzeri olmayan Paris coutur’cüler,
Japonya ve Çarlık Rusyası, en zengin uluslararası
bürokratların eşleri ve Paris sahnesinin büyük aktrisleri de
dahil olmak üzere uluslararası kraliyet mahkemelerinin ve
yüksek toplumdaki kadınları giydirdi. Ticari müşteriler
zaten en büyük mağazaları uluslararası düzeyde
içeriyordu.
➤ Art Nouveau "look"u modern tarzın en uç noktasında yer
alıyordu.
➤ Bu stiller, Les Modes gibi moda dergileri aracılığıyla
uluslararası olarak ve Ladies Field ve La Mode Illustrée gibi
orta sınıf odaklı dergilerde yayılmıştır.
➤ Temmuz 1902 tarihli Les Mods, Maggy Rouff'un, dantelli,
saman renginde bir ipek zemin üzerine gümüş ve tam
uzunlukta girdapları olan bir elbise döneme damgasını
vuran ürünlerden olmuştur.
➤ 1895 yılından itibaren yirmi kadar Paris salonu ve Doucet, Maggy Rouff, Jeanne
Paquin ve Laferriere gibi döneminin önemli salonları, House of Worth (dönem
tasarımcısı Jean-Philippe Worth) aracılığıyla, bir art nouveau modası
geliştiriyorlardı. Art nouveau tarzı giysilerin sezondan sezona moda piyasasına
sürdüler.
Alphonse Mucha'nın 'Bisküvi Lefèvre Utile' adlı afişi Alphonse Mucha'nın 'Donna Orechini' adlı afişi
Genç bir grup önemli sanatçı, neslinin kalıcı kalitesinin ve şöhretinin moda
illüstrasyonlarını üretti. Paul Poiret'in orijinal esiniyle 1909 ve 1911 yıllarında Les
Choses de Paul Poiret bastırdığı bu dönem, Barbier, Lepape, Iribe, Dufy, Erté, Marty,
Benito ve Bonfils'in kariyerlerine başlamıştır. (art deco girişimleri)
AUBREY BEARDSLEY
In many of his illustrations for Salomé, Beardsley
challenges Victorian concepts of sexuality and gender
roles. But the modern notion of the "New Woman" is
perhaps most clearly evident in The Peacock Skirt.
Contrary to the Victorian notion of the passive and
subordinate female, here Beardsley depicts Salomé as
self-possessed, sexually charged, and, most
appallingly, dominant. The title of the drawing and
the peacock decor may be in reference to dialogue in
the following pages in which Herod offers Salomé a
gift of peacocks. This not withstanding, Beardsley's
rendering is most certainly influenced by James
Abbott McNeill Whistler's Peacock Room, which the
artist so greatly admired. Indicative of Beardsley's
mature style, this image speaks to the artist's
fascination with the Japanese aesthetic - an interest
he shared with Whistler and other late nineteenth-
century painters. This characteristic combined with
flowing, arabesque lines, strict two-dimensionality,
and decorative patterns, make The Peacock Skirt a
superb example of early Art Nouveau.

The Peacock Skirt (1893)


Dönemin Desen Tasarımları
Alphonse Mucha Antoni Gaudi
İç Mekan Tasarım Örnekleri
Dört Mevsim Tablosu
Mobilya Örnekleri
ART DECO
1925-1945
ART DECO 1925 - 1945
➤ Adını 1925 senesinde yapılan Exposition Internationale des Arts
Décoratifs et Industriels Modernes (Uluslararası Modern
Dekoratif ve Sınai Sanatlar) sergisinden almıştır.
➤ 1925 üslubu olarak da bilinir.
➤ Art Nouveau'nun hemen ardından gelen bu akım, ondan farklı
olarak el emeğine değil, sanayiye dayalıdır.
➤ Mimarlıktan zanaat ürünlerine, dokuma tasarımından mobilyaya,
gündelik kullanım ve süs eşyalarından grafik sanatlara, resime ve
heykele, hatta giysi tasarımına dek uzanan bir alanda Art Deco’dan
üslup olarak bahsedilebileceği kabul edilir.
➤ Paradokslarla dolu bu sanat, kimi zaman geometrik ve yalın
biçimleriyle modern bir anlayışı dile getirir, ancak gelenekten de
beslenmektedir ve seçkin kişilerin beğendikleri lüks bir üslup
niteliği taşır.
➤ Art Deko, gerçek gelişimini 1920 ile 1930 yılları arasında Fransa’da
göstermiştir, ama Birinci Dünya Savaşı yıllarında ortaya çıkışından
önce de, 1908 ile 1912 arasında; ilk adımlarını atmıştı ve Art
Nouveau; yeni sanat) akımına karşı çıkarak onun yerini aldı.
➤ Art Deko, başlangıçta tamamen bir süsleme sanatıydı, ama daha
sonra kübizmin estetik alanında gerçekleştirdiği kesin ve büyük
değişikliklerin etkisinde kaldı.
➤ 1930’ların sonuna doğru da yerini, modernizme ve uluslararası
üsluba bırakarak yavaş yavaş yitip gitti.
➤ Art Deco'nun mimaride ilk büyük örneğinin Eliel Saarinen'in
Helsinki Garı olduğu öne sürülür.
➤ Ankara Tren Garı, Chrysler Binası, Rockefeller Center, Empire State
Binası ve Streamline, Art Deco'nun mimarideki en bilinen ve en
görkemli
➤ Chrysler Binası, Rockefeller Center, Empire State Binası
Art Deco Icon: Tamara de Lempicka aka Maria Górska -
1929 - Dress by Marcel Rochas - Photo by Dora Kallmus
(Madame d'Ora Studio) - Paris
➤ Art deko, daha ilk ortaya çıkışında büyük bir başarı elde etti, ama
tek başına çalışan sanatçıların ortaya koyduğu bir akım olmaktan
kurtulamadı.
➤ Bu sanatçılar, kuramlardan kaçınıyor, bildiriler ve programlar
yayınlıyorlardı.
➤ Keskin çizgiler, net hatlar, geometrik şekiller, gotik
süslemeler her ne kadar Art Deco’nun belirgin özellikleri olsa da
Art Deco’nun her şeyin temelinin bir küpten yola çıktığını
varsayan Kübizmle, hatta Kübizm’in en ünlü ressamı Picasso ile
kesişir.
➤ 1910’da Güz Salonu’nda Deutscher Werkbund (Alman
Atölyeleri) tarafından gerçekleştirilmiş eserleri gören Fransız
sanatçılar yeni bir üslup yaratmak gerektiğini fark ederler. Bu
üslubun öncüsü, ünlü bir terzi olacaktı. Bu terzi, 1911’de
Viyana’ya yaptığı gezi sırasında Koloman Moser ve Joseph
Hoffman’ın Wiener Werkstette ‘nin (Viyana Atölyeleri)
gerçekleştirdiği eserler karşısında şaşkına dönen ve Diaghilev’in
Rus Balesi’ne hayranlık duyan Paul Poiret’dir ve çok geçmeden
efsanevi Doğu’nun renkli dünyasını, modaya ve mefruşat
kumaşlarına aktaracaktır.
➤ 1911’de mimar ve dekoratör Louis Süe’nin kurduğu Atelier
Français ( Fransız Atölyesi) de aynı estetik anlayışı benimser. Bu
atölyede, André Mare, Roger de La Fresnaye, Paul Véra, Gustave
Jaulmes ve André Groult gibi dekoratörler ve ressamlar bir araya
gelmiştir.
➤ Art Nouveau’nun arabesklerini bir yana bırakmak isteyen bu
sanatçılar XV. Louis ve özellikle Louis-Philippe üslubu geleneğine
bağlandılar.
➤ Paul’ün kardeşi olan ve Art Deco savunuculuğunu yapan André
Véra, 1912’de şöyle yazıyordu: «çiçek ve meyve sepetleri ve
kurdelalar, yeni üslubun en önemli öğeleri olacak». Ama 1919’da
Güz Salonu, «düzene çağrı» diye adlandırılan yeni bir üslubu
savunmaya başladı. Bu üslubu oluşturan dik açılı hacimler ve
geometrik şekiller, doğrudan doğruya kübizmden, zenci
Afrika, Doğu ve Eski Mısır sanatından etkilenmişti.
Picasso / Guernica
ART DECO MODASI
➤ Art Nouveau'nun modada etkisinin geçmesinin
ardından, Paris sergilerindeki tasarımcıların Art Deco
tasarımlarını tahsis etmesi, bir sonraki moda
görünümünü bildirdi.
➤ Dönem iki aşamalıydı. İlki 1910-1924 yılları arasında
gerçekleşti ve neoklasik / oryantal / rustic tarzında
karşımıza çıkarken, ikincisi, 1924'ten 1930'a kadar
uzanıp; modernist tasarım dokunuşlarıyla daha
yalın bir stil olarak karşımıza çıktı.
➤ Paul Poiret, Art Deco’nun ilk aşamasının öncülüğünü
yapmıştır.
➤ 1924 Paris modası garçonne (maskülen), kalça hattı
kaybolmuş, düz göğüslü, kısa saçlı görüntü
biçimiyle yeni ve sportif bir ‘couture’ müşteri
kitlesi oluşturuyordu.
➤ Yeni nesil kilit tasarımcıların arasında Jean Patou ve
Chanel de listeye eklenmişti. Bu tasarımcılar, Sonia
Delaunay'ın ‘Orphic Kübist’ tasarımlarından
elementlerden ilham aldılar.
➤ Madeleine Vionnet, ustaca ‘verev kesimi’ni
geliştirirken Lelong, ‘couture salonu’nda ilk ‘hazır
giyim’ (RTW) koleksiyonunu üretti.
➤ Jean Patou, 1929'da etek boylarını aşağı çekerek bu
look’u bitirmiştir.
Sonia Delaunay Canali ‘FW 14 Sonia Delaunay
Sonia Delaunay

Ukrainian-born French artist, who spent most of her working life in Paris and,
with her husband Robert Delaunay and others, cofounded the Orphism art
movement, noted for its use of strong colours and geometric shapes.
Sonia Delaunay, Swimsuits (1928) Sonia Delaunay Rythme (1938)
Chanel 20’s
Erken dönem ’20'ler
Edward Steichen: Tamaris With a Large Art Deco Scarf, 1925. Gucci / 2012
20. YY
1900-1920
20. YY (1900 - 1920)
➤ Bu dönemde elbiselerin kalça kısmının vücuda
tam oturmasından dolayı ince iç çamaşırları
kullanılmaya başlanmıştır.
➤ Bu yüzyılın başlarında korseler ve büstiyerler
küçülmüş, kadınlar tarafından jartiyer
kullanılmaya başlanmıştır.
➤ 1906-1907 yılları arasında etek modelleri dar,
boyları daha kısa ve bel hattı daha yüksek bir
görünüm kazanmıştır. Poiret'nin kare, yuvarlak
veya V şeklinde üretmiş olduğu tunikler
yaygınlaşmıştır.
➤ 1907-1908 yılları arasında elbiselerin yakaları
yükselmiş, kollar tellerle dikleştirilmiştir. İlk
zamanlarda uzun ve dar olan kollar zaman
içerisinde bollaşmış ve bileklere manşet
eklenmiştir.
➤ Bu dönemde geniş şapkalar ve “Gibson Girl” saç
tarzı moda olmuştur.
➤ 1910 yılında V yakalar moda olmaya başlamıştır.
Muhafazakârların karşı gelmesine rağmen
gittikçe V yakaların açıklığı aşağı doğru inmiştir.
➤ 19. yüzyıldan sonra “moda geçmişe başkaldırarak, kendi dönemine
direnmiş ve demokratikleşme çabası içinde gelişimine devam etmiştir. En
önemli başkaldırısı ise kadının özgürlüğüdür. Kadın bedeninin giysileriyle
olan ilişkisini yeniden tanımlama ihtiyacı ile Paul Poiret terzilik mesleğine
yaratıcılığı yerleştirerek, yüzyılın Bella Epaque Dönemini başlatmıştır”
➤ “1895 – 1914 yılları arasındaki döneme ‘Bella Epaque’ adı verilmiştir. Bu
dönemin en önemli özelliği, kumaş ve tasarımlardaki görsel zevkin, en üst
noktalarda etkisini göstermesidir. Geçmişten kopmadan yeni bir yaşam
sitili oluşturmak ve bireysel kimlik arayışı da bu dönemde ortaya
çıkmıştır”.
➤ “Fransız tasarımcı Paul Poiret’in yeni, bol kalıplı tunik elbiselerin ortaya
çıkmasından sonra kadın hazır giyimi hızla büyümüştür. Basitleştirilmiş
modellerinin örnekleri çok çeşitli vücut türlerine başarı ile uymakta ve
hazır giyim olarak üretilmekteydi”.
➤ “1914 yılında başlayan I. Dünya savaşı ile birlikte kadınlar fabrikalarda,
demiryollarında, hastanelerde, her tür işte aktif olarak çalışmaya
başlamıştır” Böylece kadınlar daha erkeksi ve işlevselliği ön planda olan
giysiler giymişlerdir.
➤ Erkek giyiminde pantolon modelleri daralmış
ve duble paça kullanılmaya başlanmıştır. Gece
için kullanılan ceketlerin arka kısımları uzun
ön kısımları kısa bir görüntü almıştır.
Ceketlerin içine kolalı gömlek giyerek papyon
kullanılmıştır.
➤ 1918 yılları arasında yapılan I. Dünya
Savaşı’nın etkileri modaya yansımış,
üniforma tipi elbiseler giyilmeye başlanmıştır.
➤ Kabarık etekler harp boyunca devam etmekle
birlikte 1919’da dar etek modası
yaygınlaşmıştır.
➤ Savaşla birlikte başlayan ekonomik kriz
elbiselerin modellerinde de değişikliğe yol
açmıştır. Örneğin kat kat elbise modelleri
masraflı olmasından dolayı kısalmış ve
küçülmüştür.
➤ 1918 yılında tango merakı, kadınların tango
dans giysileri giymesini ve moda olmasını
sağlamıştır. Bu dönemde mini eteklerin altına
ipek çorap giymek, fiyonklarla süslü şapkalar
kullanılmıştır.
Designed by Paul Poiret, 1908 Eastern temptations, Poiret, 1910s

Whenever I sign a garment with my
name, I consider myself as the creator
of the masterpiece.

-Paul Poiret
PAUL POIRET
➤ Paul Poiret, ilk art deco moda evresini yönetti.
➤ 1908'de ince, yalın ve yüksek belli silüetlerden
oluşan, egzotik stildeki koleksiyonunu piyasaya
sürdü.
➤ Poiret, tasarımlarındaki renk paletine ilham veren
‘Fauvist’ tabloların koleksiyoncusuydu. Mor, pembe,
mavi, yeşil ve altın renklerini bu tablolardan referans
almaktaydı.
➤ Poiret'in Oryantalizm, Çin motifleri, Avrupalı Rustic
görüntüler ve Kuzey Afrika tasarımına duyduğu
tutku tasarımlarında, kesimlere ve desenlere yeni ve
cesur bir sadelik olarak yansımaktaydı.
➤ 1911’de Binbir ve Bir Gece Balosu isimli çalışması,
hafif ipek, altın püskül, püskül, tunik elbiseler ve
cesur kullanım nakışlarıyla egzotik için kalıcı bir
‘look’ oluşturdu.
➤ Poiret, isteksizliğini Jeanne Lanvin, Lucile ve Callot
Soeurs gibi diğer couturiers'lerle paylaştı; hepsi de
ince, yüksek bel ve sıklıkla görkemli egzotik
görünümlerin sürümlerini yarattı.
One Thousand and One Night Ball
Paul Poiret
1920’LER
No Corset look,
Chanel
1920-1930
1920’LER
➤ Savaş sonrasında politik ve sosyal eşitlik
düşüncesinin etkileriyle kadın modasında erkek
stiline yönelme görülmüştür. Bunun sonucu
olarak diz uzunluğunda elbiseler ve basenden
bağlanan kemerler yardımıyla vücut hatları
gizlenmeye çalışılmıştır.
➤ 1920’lerde kadın giyiminin en karakteristik
özelliği, “erkek gibi kadın” tipinin yaygınlık
kazanması olmuştur. Kadınların yüzü erkeksi bir
görünüm kazanırken buna karşı olarak etekler
kısalmış ve dişiliğin sembolü olmaya devam
etmiştir.
➤ 1920’den sonra Chanel’in tasarladığı örgü
ceketler, yelekler ve pilili etekler, saçaklı
elbiseler, deve kuşu tüyünden yapılmış şapkalar
moda olmuştur.
➤ Bu dönemde kadınlar daha elegan bir görünüm
kazanmışlardır.
➤ Chanel ilk kez pantolon giyerek kadınlar
arasında pantolon modasının öncüsü olmuştur.
➤ İnsanların denize girme ihtiyacı deniz giysilerini
gündeme getirmiştir. Çizgili mayolar günün
modası olmuştur.
FLAPPER’LAR
➤ 1920'lerde, ki unlu jazz age diye anar bircogu bu zamani,
hem moda dunyasina getirdikleri yeniliklerle, hem de
genel olarak kadinlarin guzellik kavramini devrimsel bir
sekilde degistiren, 1920'lerin sosyal yasamina damgasini
vuran, artik evinde mutfaginin basinda degil de, caz
calinan partilerde martinisini yudumlayan kadinlara
verilen isimdir. (kisa sacli, zayif, kisa kollu diz boyu
elbiseli, uzun inci kolyeli ve uzun sigara filtreli salon
kadinlari)
➤ Batılı kadın için devrimci bir dönem olarak Kabul edilen
20’ler aynı zamanda ‘Flapper Dönemi’ olarak da anılır. 1.
Dünya Savaş’ı sonrası, birçok kuralın yıkıldığı bu
dönemin en önemli devrimlerinden biri de, kıyafetlerin
kabarık ve sert durmasını sağlayan tarlatanın 1903
yılında elbiselerden çıkartılmasıdır. Bu sayede kadınlar
çelik korse ve balen ağırlığından kurtulmuş, yerine rahat,
kadın kıvrımlarını belli etmeyen elbiselere bırakmıştır.
➤ ‘Flapperlar’ Amerikan Anayasası’nda kadınlara oy hakkı
ve seçilme hakkı tanındıktan sonar ortaya çıkmışlardır.
Kübizm akımının etkisi ve kadınların edindiği güçler
sayesinde 20’lerin başında androjen görünümler ortaya
çıkmıştır. Bu döneme kadar yalnızca erkek giysilerinde
kullanılan düğmeler, cepler, kemerler ve çift dikiş gibi
detaylar artık kadın kıyafetlerinde de kullanılmaya
başlanmış, kadın ceket/pantolon takımları giymeye
başlamıştır.
➤ During the 1920s there where many influential designers that managed to maintain their name and influence in the fashion world. Below we have
listed some influential fashion designers of the 1920s. Please feel free to add more in the comments section!

➤ One of today’s biggest names in fashion, CoCo Chanel has maintained popularity since the 1920s. Chanel started in fashion after failing to find work
as a singer. She opened a small boutique in Paris named Chanel Modes. In 1913 Chanel expanded her business model and opened another store that
sold deluxe casual clothes that were suitable for leisure and sport. Then soon after made a deal to begin the production of Parfums Chanel: a line of
perfume and cologne to further expand their business portfolio. With innovation and new business ventures Chanel to this day has maintained its
popularity in the fashion world. Madeleine Vionnet was a popular name in the 1920 fashion industry but unlike Chanel, Vionnet is no longer a
household name.

➤ Elsa Schiaparelli was another big name in the fashion industry in the 1920s. She developed a collection of knitwear in early 1927. She is also known
for her “pour le Sport” clothing line that included bathing suits, skiwear, and linen dresses. In 1931 Schiaparelli also introduced the divided skirt and
evening wear to her garment portfolio making her one of CoCo Chanel’s biggest competitors.

➤ Jean Patou in the fashion industry is known for having his break through with a line of swimwear and sportswear for women. Patou quickly realized
that they would have to keep with the times and trends to avoid falling behind. Patou is credited with the invention of the knitted swimwear and the
tennis skirt. Patou’s clothing lines were marked to mostly rich American women, so when the stock market had crashed so did his market.

➤ Jeanne Lanvin was another designer and mother who made clothes for her daughter so intricate and beautiful that they became recognized by
wealthy people who wanted copies for their children. Lanvin was then busy making clothes for parents and children and quickly expanded her
business all over France.

➤ The fashion trends in the 1920s did not just stop at clothes. To accompany all of the new, vibrant garments of the roaring 20s someone had to design
shoes as well.

➤ Andre Perugia and Salvatore Ferragamo were well known shoe designers. Ferragamo was a Italian shoe designer that worked with many Hollywood
celebrities in creating his new shoe designs. His scientific and creative approach to shoes spawned many innovations like the wedge heel and cage
heel. Andre Perugia was a French shoe designer best known for his trademark “heel-less shoe”.
➤ 1920’lerde moda Çarliston dansı uluslar arası anlamada popülerlik
kazanmış, bu dans için kullanılan kostümlerde kadınlar saçaklı
bordürlerle, uzun kolyeler, sallantılı küpeler kullanmışlardır. 20’li
yıllarda savaş öncesine oranla çeşitli sosyal sınıflardaki insanlar
modaya uygun giyinme başlamış; tiyatrolarda, kabarelerde ve
sinema salonlarında daha fazla zaman ve para harcamışlardır.
Hollywood filmleri bu dönem de önemli etki yaratmış, o günün
yaşantısını en ayrıntılı şekilde beyaz perdeye taşımıştır.

➤ “1920 yılının erkek giyimi ve otorite göstergesi olan pantolon, I.


Dünya Savaşının sonlarında kadın giyiminde popüler olmaya
başlamıştır. Modada öncü konumunda olan Fransız modacı Chanel
kadınların pantolon giymesini desteklemesine rağmen başarılı
olamamıştır”. “20’li yıllarda ilk abiye kıyafetler görülür ve
abiyelerle birlikte kürk ve tuvaletler de kullanılmıştır. Bluz ve
elbiselerde bel hattı yoktur, yukarıdan aşağıya doğrudan inerek
kalça üzerine oturur. Bu yıllarda gece elbiseleri son derece
abartılıdır”.
➤ Erkek modasında ise İngiliz giyim
tarzı etkili olmuştur. Günün belirli
saatlerinde değişik giysiler giyen
erkekler yaşama ayak uydurmak adına
bu dönemde daha rahat ve daha
fonksiyonel giysiler giymeye
başlamıştır.
➤ Flanel, suni ipek ve pamuklu
dokumalardan giysiler yapılmıştır.
➤ Sert gömlek yakaları yumuşak ve açık
kullanılan yakalara dönüşmüştür.
➤ Dokuma ve örgü hırka, kazak, yelek
kullanımı yaygınlaşmıştır.
➤ 1929 yılında bir dans olarak ortaya
çıkan Charleston modası tüm
dünyayı etkilemeye başlamıştır.
➤ Bu dansla birlikte çıkan Charleston
pantolon diz kapak kısmı dar, dizden
ayağa doğru genişleyen bir modeldir.
20’LERIN SILÜET
ÖRENKLERI
http://www.huffingtonpost.com/2013/05/20/1920s-fashion-coco-chanel-
_n_3293425.html?slideshow=true#gallery/298123/9

-Jeanne Lanvin
JEANNE LANVIN
➤ An entrepreneur through-and-through, Lanvin, one of
eleven children, began her career as a milliner’s assistant,
earning the nickname “the little bus” because she ran
behind them to save the fare. Within five years she was in
business for herself. Her move from millinery to clothing
was spurred by the birth of her daughter Marguerite, later
known as Marie-Blanche de Polignac, whose lucky dolls
also wore custom Lanvin. This set a snowball effect in
motion. “The little gowns [Lanvin] designed for her own
‘petite,’ ” Vogue explained, “were so fetching that admiring
mammas who saw them insisted on the same models for
their own little daughters. Soon the elder sisters followed,
then the mammas themselves.”
➤ Jeanne Lanvin’s first foray in fashion was as a milliner’s
assistant. In 1885 she established herself as a hatmaker,
and segued into fashion, designing childrenswear, in 1908.
In this 1928 photograph, Lee Miller wears the designer’s
broad-rimmed hat that “gives picturesque shade.”
➤ Like Lanvin, many of the designers who would dress
Parisian “mammas” in the years before and after the First
World War, were women, each with their own calling card.
Vionnet was known for her use of the bias-cut; Chanel
(who also started as a milliner) for elevating jersey. In
1917 Lanvin was dubbed “the fairy godmother of the
‘jeune fille.’ ” Her reputation for mother-daughter
dressing, a concept revived this season by Dolce &
Gabbana, was cemented by the house logo, designed in
1927 by Paul Iribe (who was once engaged to Chanel) and
based on a photo of Jeanne and Marguerite at a costume
party.
Marguerite and Jeanne Lanvin; the Iribe-designed logo.
“The gowning of youth,” wrote Vogue in 1912, “is Madame Lanvin’s métier—no one in
Paris knows better than she the little unaffected modes proper to correct the ‘jeune fille.’”

Certain dressmakers desire to pass for
an artist. I have one ambition: that is
to have good taste.

-Jean Patou
One of today’s biggest names in fashion,
CoCo Chanel has maintained popularity
since the 1920s. Chanel started in fashion
after failing to find work as a singer. She
opened a small boutique in Paris named
Chanel Modes. In 1913 Chanel expanded
her business model and opened another
store that sold deluxe casual clothes that
were suitable for leisure and sport. Then
soon after made a deal to begin the
-Coco Chanel production of Parfums Chanel: a line of
perfume and cologne to further expand their
Coco Chanel business portfolio. With innovation and
Chanel's number one trademark in any new business ventures Chanel to this day
decade, including the 1930s, is menswear has maintained its popularity in the fashion
inspired pieces. The 1930s is when Chanel's
world. Madeleine Vionnet was a popular
signature color pairs of navy and white, beige
and black, and burgundy and white were first name in the 1920 fashion industry but
introduced. unlike Chanel, Vionnet is no longer a
household name.
1930’LAR
The Avant Garde,
Elsa Schiaparelli
1930’LAR
➤ Pililer, kürk, ve 20’lerin parlak stili, abartısız elegant 30’lar stili ile
yer değişti. Etekler uzadı. Modaya mükemmellik hükmetmekteydi,
yaratıcılık değil.
➤ 1930’larda modayı etkileyen etmenlerden birisi sinema olmuştur.
Greta Garbo, Jean Harlow ve Marlene Dietrich gibi film aktrislerin
tarzları dönemi etkilemiştir.
➤ 1933 yılında Rene Lacoste,timsah marka-monogramlı kazaklar
üreterek moda dünyasına girmiştir.
➤ 1934 yılında kürklü mantonlar moda olmuştur. Palto yakalarında
kürk kullanımı yaygınlaşmıştır. Gece elbiselerinde omuzlardaki
vurgu kollara kaymaya başlamıştır.
➤ 1935 yılında naylon çorap moda dünyasına girmiştir.
➤ 1939 yılında ise naylon çoraba benzeyen perlon çorap kullanılmıştır.
➤ 1935-1936 yılları arasında asker görünümünde apoletli kadın
giysileri moda olmaya başlamıştır.
➤ 1937 ve 1938 yıllarında gece elbiselerinde yakalar açılmaya başlamış
altan korse ile kaldırılan göğüslerin sadece yarısı kapanmıştır.
➤ 1939 yılında savaş şartlarının olmasından dolayı küçük kız elbiseleri,
kısa etekler giyilmiştir. Kadın ve erkekler için ise paçaları bol, kareli
pantolon ve süveterler moda olmuştur.
➤ Melon şapka, 1850 yılında Thomas William Coke isimli bir İngiliz
tarafından yaratılan, asıl amacı at üzerindeyken alçak ağaç
dallarından korumak olan, içi ve kenarlığı sert takviyeli bir şapka
türü. Şeklen fötr şapkayı andırsa da ondan çok daha sert olup, üst
kısmı içe girintili değil dışa bombelidir.1960'lara kadar Londra
centilmenlerinin kıyafetlerinin ayrılmaz bir parçası sayılırdı.
➤ “30’lu yıllarda kadın siluetlerinde 20’li yıllara göre bir
değişim söz konusuydu. Bu dönemde 1920’lerin
erkeksi ve sportif çizgisi daha geleneksel, zarif ve
feminen bir havaya bürünmüş, keskin hatların yerini
yumuşak hatlar almıştır”.
➤ 1930’lu yıllar moda tarihinde ‘Elegant Feminity’ zarif
dişilik yılları olarak anılmaktadır. Kadın siluetinde hatlar
belirginleşmiş ve tasarımlarda kadın yine ince
gösterilmeye çalışılmıştır. Etek boyları diz hizasından
aşağıya inerken, elbise belleri doğal yerinde
kullanılmıştır. Bazı modellerde yüksek bel illüzyonundan
faydalanılarak kadınların bacakları daha da uzun
gösterilmeye çalışılmıştır. Kadınlar korselere veda
ederken onları ince gösterecek elastik kumaşlardan
hazırlanmış iç çamaşırlarını tercih etmeye başlamışlardır.
➤ 1930’lara damgasını vuran en önemli etken sinemadır.
Christobal Balenciaga, Elsa Schiaparelli gibi isimler
dönemin moda öncüleridir. 1920’lerin aksine kıyafetler
vücuda oturmakta ve kadınlar çoğunlukla uzun elbiseler
kullanmaktadır.
➤ “II. Dünya Savaşıyla beraber moda, sosyal bir sınıfa ait
olmaktan çıkarak daha rasyonel bir kimliğe
bürünmüştür. Kadınların tek tip giyinmeye başladığı
görülmektedir. Savaşın etkisiyle değişen ekonomik ve
sosyal yaşam tasarımcıların yaratıcılıklarını da
etkilemiştir”. “1945 yılına kadar üniforma giymek
zorunluluktan moda olmuştur.
Marlene Dietrich and her husband
Rudi walking down the street in
Paris, 1930's
http://www.idealiststyle.com/blog/beauty-ideal-over-the-decades-part-10-the-30s
➤ 1930 yılında Elsa Shiaparelli giysilerin
omuzlarına ‘vatka’ koyarak bu hattı
genişletmiştir.
➤ 1932 yılında Pariste hazır giyim mağazaları
olan La Fayette ve Monoprix açılmıştır.
➤ Marlene Dietrich’in ‘androjen’ tarzı
kuruvaze ceket-pantolon takımları, kravatı,
düz stil ayakkabıları ’30’lu yılların kadının
stilini tanımlamıştır.
➤ ’30’lu yılların stilleri Christian Dior’un 10
yıl sonra lanse edeceği ‘New Look’un
temelini oluşturmaktaydı.
➤ Moda piyasasındaki birçok sarsıntıya rağmen
birçok taasarımcının çıkış yatığı
görülmektedir.
➤ Madeleine Vionnet, Jean Patou, Chanel,
Shiaparelli, Jean Lanvin gücünü korurken,
Christopal Balenciaga 1937 yılında
İspanya’dan Paris’e gelerek moda evini
açmış, sadelik ve dramatikliği çok iyi
kombinlediği koleksiyonları ile modanın
tarihi mimarlarından sayılmıştır.
dietrich-schiaparelli

"Elegance is elimination."

—Cristóbal Balenciaga
Balenciaga

In difficult times, fashion is always
outrageous.
“Women dress alike all over the world: they dress to
be annoying to other women.”

- Elsa Schiaparelli
Skeleton Dress

The dress must not hang on the body
but follow its lines. When a woman
smiles the dress must smile with her.

-Madeleine Vionnet
➤ Madeleine Vionnet
Chanel 1939 Chanel 1934
Chanel 1935

Chanel 1937
The Neo Romantic,
Christian Dior 1940s, 1950s
1940’LAR
➤ 1940’lar İkinci Dünya Savaşı yılları Avrupa ve Amerika’nın savaşa
katıldığı bu dönem darlık, yoksulluk yılları olmuştur. Giyim kuşam
müsriflik olarak kabul edilmiş ve İngiltere ve Amerika’da bazı
kısıtlamalar getirilmiştir.
➤ En az kumaş, malzeme ve iş gücü gerektirecek sade ve gösterişsiz
giysiler üretilmiştir. Bu dönemde köşegen vatkalı omuzlar, kalçaya ve
bele oturan düz kesimli ceket ve mantolar moda olmuştur.
➤ Bütün bunlara rağmen yokluk yaratıcılığı artırmış perdelik
kumaşlardan, çarşaflardan ve Amerikan bezinden spor ceketler, şortlar
yapılmıştır
➤ Savaş döneminde ipek çorap alamayan kadınlar, çıplak bacaklarının
arkasına çizgi çekerek ipek çorap görüntüsü vermişlerdir.
➤ Paris Almanların işgali altında olduğu için moda merkezi olmaya bir
süre devam edememiştir. Ancak bazı couture'cüler işgal sırasında
Paris'te kalmayı seçerek savaş öncesi dönemde olduğu gibi seçkin
Alman müşterileri için sınırlı koleksiyonlarını üretmeye devam etmiş
ancak materyal yokluğundan dolayı ifade özgürlüklerini büyük ölçüde
yitirmişlerdir.
➤ 1940'da Fransa'nın yenilmesinden sonra Almanlar haute couture
endüstrisini Berlin veya Viyana'ya taşımak istemişlerdir. Ancak Lelong;
uzun ve zorlu bir görüşme sonucu modacıları, haute couture'ün Paris'te
kalması konusunda ikna etmiştir.
➤ “II. Dünya Savaşıyla beraber moda, sosyal
bir sınıfa ait olmaktan çıkarak daha
rasyonel bir kimliğe bürünmüştür.
Kadınların tek tip giyinmeye başladığı
görülmektedir. Savaşın etkisiyle değişen
ekonomik ve sosyal yaşam tasarımcıların
yaratıcılıklarını da etkilemiştir”.
➤ “1945 yılına kadar üniforma giymek
zorunluluktan moda olmuştur.
➤ Bu dönemin en önemli silüeti asker
üniforması stilindeki tayyörlerdir.
➤ Savaş öncesindeki modanın zevksiz
olduğu düşünülmüş, savaşın etkisi ile
daha sade stili tercih etmişlerdir.
➤ Bu sebeple kadın silüetleri daha rafine ve
yalın bir görünüme dönüşmüş, omuzlarda
kare hatlar moda olmuş, vatkalı ceketler
ve diz altı çizgisine kadar kısalan etekler,
hareket rahatlığı sağlayan fonksiyonel
giysiler moda sahnesindeki yerini almıştır.
http://www.idealiststyle.com/blog/beauty-ideal-over-the-decades-part-9-the-40s
➤ Amerika bayan haute couture modasının merkezi olan Paris'e
uzak kaldığından dolayı kendi modasını yaratmaya
başlamıştır.
➤ İlk göçmenlerin giydiği tarzda baskılı pamuklu elbiseler,
Meksika folk giysisinde bulunan farbalalı pamuklu bluz ve
etekler Amerikan Kızılderililerinin giysilerinden esinlenilen
püsküllü deri pantolon ve yelekler, kovboy şapkaları ve botlar,
erkekler için t-shirt, denim jean gibi dikişli ve zımbalı giysiler
yaygın olarak kullanılmıştır.
➤ Bu dönemde İngiliz Generali Montgomery’nin giydiği kısa
ceket “montgomeri” adıyla erkekler arasında moda olmuş ve
günümüz montların temelini oluşturmuştur.
➤ Erkekler arasında “bobstil” modası yayılmaya başlamıştır. Bu
modanın etkisiyle abartılmış biçimde geniş vatkalı omuzlar,
kocaman ipek mendil, dar paçalı pantolon ve kalın tabanlı
ayakkabılar giyilmeye başlanmıştır.
➤ 1940’lı yıllarda kadın modası, korsenin sağladığı ince bir bel,
huni biçimli etekler ve karpuz kollarla karakterize edilmiştir.
Kumaş olarak yumuşak müslinler, çiçekli organzeler, çizgili
desenli kumaşlar ve ipek kullanılmıştır.
➤ Gece elbiselerinin yakaları, omuzları açıkta bırakacak
derecede açık bırakılmıştır.
➤ Elbiselerin eteği çok geniş olup altına rengârenk ve çizgili
birçok etek giyilmiştir.
➤ 1948-1949’dan sonra kadınların giysileri daha yumuşak ve
dişi bir görünüm kazanmıştır. Paris tekrardan moda merkezi
olurken, İngiltere ve Amerika'da kendi moda endüstrilerini
kurarak hızla geliştirmeye başlamıştır.
Elegance must be the right combination of distinction, naturalness, care and simplicity.
Outside this, believe me, there is no elegance. Only pretension.


Real elegance is everywhere, especially in the things that don't show.

Simplicity, good taste and grooming


are the three fundamentals of good
dressing and these do not cost money.

-Christian Dior
‘THE NEW LOOK’ 1947
➤ Askeri üniforma giyen kadınların tepkisi yeni
bir akımın doğmasına sebep olmuş, Christian
Dior 1947 yılında sunduğu ‘The New Look’
akımı tüm dünyayı sarsmıştır.
➤ Modanın tekrar yükselişi bu defile gerçekleşir.
➤ Düşük omuzlar, ince bir bel, bileklere kadar
uzanan bol etekler, yüksek topuklar ve yana
eğik küçük şapkalar bu modanın özellikleridir.
➤ Dior bu tarz ile zarif ve kadınca bir siluet
çizmektedir.
➤ Bu yılların ünlü modacılarından bazıları
Molyneux, Schiparelli, Lee Miller ve Dior’ dur.
Eric, Berard, Nobili gibi karakterler, sanatsal
çizgileriyle artistik moda desenleri
sunmaktadır.
➤ Film yıldızlarının modaya etkileri sürmektedir.
Katherine Hepburn, İngrid Bergman,
Humhrey Bogart gibi yıldızlar sanatsal sinema
yapıtlarıyla moda dünyasını da
etkilemektedirler.
http://www.dior.com/couture/en_us/the-house-of-dior/the-story-of-dior/the-new-look-
revolution
1950’LER
The New Look,
Dior
1950’LER
➤ 1950’li yıllar New Look’un etkisi ile başlamış, dar bel
hattı, dolgun etekler, geniş tabanlı yüksek topuklu
ayakkabılar, bel hizasındaki ceket ve etek
takımlarında görülen düz hatlar, kalsik takımlarda
prototip halini almıştır.
➤ Savaş sonrası döneme gelindiğinde; “Amerika’nın
varlığı Avrupa’nın her yerinde kendini
hissettirmekteydi. Paris ve Milano houte-coutre
dünyasında başı çektiklerini yeniden ispat ediyorlardı
ama ’50'li yıllarla birlikte gençler arasında Amerikan
giyim tarzı benimsenmeye başlanmıştı. Gençler
saçlarını Amerikan tıraşı kestiriyor, tenis ayakkabıları,
süveterler ve bol pantolonlar giyiyorlardı.
Thunderbird’lerin ya da Chavrolet’lerin içinde lastik
gıcırdatmayı Camel sigara içmeyi tercih ediyorlardı”.
➤ Savaşın bitmesiyle modaya duyarlılık yeniden canlandı.
Christian Dior, elegant ve gösterişli tasarımlarıyla
muhteşem bir çıkış yaptı. Kadınlar şapka ve eldiven
takıyorlardı, ve ayakkabıları mutlaka çantalarıyla
uyumluydu. Kolay yürünebilmesi için kalem eteklere
arkadan yırtmaç eklendi.
➤ Savaşın bitmesiyle modaya duyarlılık yeniden canlandı.
Christian Dior, elegant ve gösterişli tasarımlarıyla
muhteşem bir çıkış yaptı. Kadınlar şapka ve eldiven
takıyorlardı, ve ayakkabıları mutlaka çantalarıyla
uyumluydu. Kolay yürünebilmesi için kalem eteklere
arkadan yırtmaç eklendi.
Claire in Dior's ensemble called "Belotte", Autumn/Winter Collection Vivante Line 1953 Pierre Balmain Suit, 1953
Spring/Summer 1956
➤ Rock’n Roll ve bu müzik akımının idolü olan Elvis
Presley, batının genç kuşağında önemli etkiler
oluşturmuştur.
➤ Gençler arasında yayılan Rock’n Roll, gelenekselliğe
karşı bir hareket olarak değerlendirilmiştir.
➤ Sinemanın moda üzerindeki etkisi elbette devam
etmiş, döneminin Marilyn Monroe, Sophia Loren,
Briggitte Bardot ve Audrey Hepburn döneme
damgasını vuran ikonlar olarak moda tarihine
geçmiştir.
➤ Marlon Brando ve James Dean ise erkek giyimin
idolleri olarak kabul edilmiştir.
➤ Chanel bu dönemde özel müşterileri için çalışmaktan
vazgeçip kitleleri giydirmeyi hedeflemiş, Paris’te Dior
yerden 40cm yüksekteki etek boyunu lanse ederek
dikkat çekmiştir.
➤ 1956 yılında kariyerinin 10. yılında Dior hayata veda
etmiş ve 1957 yılında, Yves Saint Lauren ‘Trapez Line’
modası ile Dior’un yerine geçmiştir.
➤ 1950’li yıllarda Givenchy’nin Audrey Hepburn için
hazırladığı koleksiyonlar kadınlar tarafından taklit
edilmiştir. Özellikle ultra modern bir stil ile balerin
stilini taklit kombine ederek yeni bir modanın
öncülüğünü yapmıştır.
Simplicity Pattern Book | Spring, 1951
Dior 1957
“Anniversary Highlights” featured in a March 4, 1957 LIFE magazine
For Christian Dior at only 21 in 1957, the young Yves Saint article celebrating ten years of Dior. Sadly, Dior would die of a heart
Laurent quickly set minds at ease attack only seven months later.
Dior, Red Pepper 1953 red wool sheath dress. Elsa Schiaparelli, 1952

The dress must follow the
body of a woman, not the
body following the shape of
the dress."

-Hubert de Givenchy
Audrey Hepburn in the film Sabrina wearing a Givenchy designed gown,
1953. Image via Paramount Pictures.
http://www.chaos-mag.com/designer-muse-audrey-hepburn-inspired-designs-hubert-de-givenchy/

https://theartofdress.org/tag/dior/page/2/
➤ 1950’lerde varoluşçu anlayış modada da kendini
siyah renkle belli etmiş, bu akımın Amerika’daki
yankıları daha geniş alanlara yayılarak kendini
göstermiştir. Rock’n Roll ve bu müzik akımının idolü
olan Elvis Presley, batının genç kuşağında önemli
etkiler oluşturmuştur. Elvis Presley’in provokatif
hareketleri ve parlak kostümleri özellikle genç kızlar
olmak üzere, genç kuşağın tamamını hayran kitlesi
haline dönüştürmüştür.
➤ “1950’lerde İngiltere’de ortaya çıkan ilk gençlik alt
kültürleri Beatler, Hispterler ve Tedler gelecek
yıllarda belirecek Modlar, Dazlaklar, Hippieler,
Reggae ve Rastalar ve Punk gibi alt kültür kimlik
gruplarının habercisiydiler. Giyimlerindeki anti-moda
yaklaşımlarla yeni modalar yaratmayı başarmışlardı”.
➤ “1954’te beyaz işçi sınıfı gençliği arasında Edward
dönemi giysilerin hakim olduğu bir moda
yaygınlaşmıştı. Tedler ya da Tedy-boylar olarak
bilinen bu gençlerin görünüşleri yasadışı züppeyi
(dandy) Amerikan western filmlerinin kahramanı
redingotlu silahşorları akla getirmektedir”. “II.
Dünya Savaşı sırasında butiğini kapatan 1950’lerin
en önemli modacısı Coco Chanel 1954’te butiğini
tekrar açar ve her zaman için geçerli, zarif, kadınsı,
rahat, her keseye uygun kıyafetler tasarlar”.
➤ 1950’li yıllarda, savaş boyunca oluşan kısıtlı
ve tutucu tarz, savaş sonrası, kadın bedeni ve
güzelliğini yansıtan New Look akımı
görülmektedir. Tasarımcılar; lüks ve abartılı
giysilerle savaş zamanı getirilen kısıtlamaları
telafi etmişlerdir.
➤ 1950'lerde Amerika'da da Greaser'lar ve
Rocker'lar giydikleri deri ceket ve pantolonlar
moda olmuştur.
➤ 1950'lerin sonlarında kızlar tarafından giyilen
daire kloş etekler enerjik bir görünüm
kazandırmıştır. Bunun yanı sıra pilili etekler,
ütü gerektirmeyen gömlekler, kalem etekler
kadınların giysileri arasında yer almıştır.
➤ Bu dönemde naylon, orlon gibi sentetik
kumaşların yerini yünlü kumaşlar almıştır.
Etoller moda olmuştur.
➤ 1953-1954 yılları arasında giysilerin altına
kat kat jüponlar giyilmiştir. 1955-1957 yıları
arasında pantolonlar dar baldır hizasında ve
yırtmaçlı bir görünüm kazanmıştır.
Swing / Elvis Presley
DÖNEMİN İKONLARI

İkonlar: Marilyn Monroe,Brigitte Bardot,James Dean,Audrey Hepburn…


http://www.idealiststyle.com/blog/beauty-ideal-over-the-decades-part-8-the-50s
Bridget Bardot
1960’LAR
The Baby Boomers,
Yves Saint Laurent
1960’LAR
➤ Bu dönem, büyük nesilleri korkutan müzik akımlarının dönemiydi.
Barbie, ikinci el kıyafetler, ve film yıldızları kadar ünlenen modeller…
Moda, kişisel dışavurum için kullanılır oldu.
➤ “1960’lı yılların başında uzay modasının Paris’deki temsilcisi; Andre
Courreges, Mary Quant, Pierre Cardin, Paca Rabanne, Yves Saint
Laurent, March Bohan, Chistian Dior 1960’lı yılların ünlü
modacıları olmuşlardır”. “1960’lı yıllarda ülkelerin uzaya gitme yarışı
modayı da etkilemiştir. Modacılar, uzay adamlarının giysilerinden
esinlenerek başlıklar, sentetik kumaşlardan yapılmış fermuarlı giysiler
ve ayağa giyilen pırıl pırıl botlarla ilginç bir moda yaratırlar.
➤ Beatles çılgınlığı, uyuşturucu haplar, televizyon, aya ayak basma
yarışı… her şey 1960’ların ortalarına gençlik kültürüne güç kuvvet
vermekteydi. Artık gençler sistemin önerdiklerini değil kendi
tercihleri doğrultusunda giyinmekte kararlıydılar.
➤ Altmışların sonlarında alternatif yaşam tarzları ve giysileriyle Hippiler
döneme damgasını vuran anti-modalardan bir diğeriyle moda
tarihinde yerlerini aldılar.
➤ “1960’lı yıllarda ilk defa mankenlerde modacılar kadar ön plana
çıkmış, Twiggy adlı mankenin sunduğu yeni süliet; zayıflık imajı,
belirgin olmayan göğüs hattı, süper mini etekler ve mankenin adını
alan göz makyajı (Twiggy) bütün moda dünyasını etkisi altına
almıştır”.
1960 - Yves Saint Laurent for Christian Dior Couture
MODS

1964
1967 1967 Christian Dior
BIBA LOOK
➤ 1965'lerin sonlarına doğru kısalmaya başlayan etek
boyları 1960’larda kalça hizasına çıkmıştır. Etek
boyları jartiyerle arasındaki açıklığı kapanamayacak
kadar kısaldığında, külotlu çorap kullanılmaya
başlanmıştır.
➤ Bu dönemde erkekler, kot pantolon ve ayaklarına
sandalet giymişlerdir. Saçlarını uzatmışlar ve sakal
bırakmışlardır. Üstlerine kalın kumaşlardan geniş
paltolar giyerek asi bir görüntü kazanmışlardır.
Kravatları büyümüş daha renkli ve desenli bir şekil
almıştır.
➤ 1965’de geometrik biçimde, optik yanılsama amacı
güden Pop-Art modası tüm Avrupa’da etkisini
göstermiştir. Özellikle siyah-beyaz zıtlığı ve geometrik
desenlerden yararlanılmış, kumaş desenleri giysiyi
kaplayacak büyüklükte yapılmıştır. Bu dönemde el
örgüsü ve dantelden yapılmış elbiseler moda olmuştur.
Pamuklu perdeleri boyayarak elbise haline
getirmişlerdir.
➤ 1960’larda Mary Quant tarafından ortaya çıkarılan
mini etek modası, gelenek ve göreneklerine bağlı
çevrelerce önceleri çok tepki görmesine rağmen
toplumca benimsenmiştir. 1960'da başlayan mini etek
modası 1966’ta maksi etek modasına dönüşmüştür.
Christian Dior 1969
➤ Londra'da başlayan gençlik depremiyle birlikte
gençler dünyaya ayak seslerini duyurmaya başlarlar
ve gençliğin enerjisi tüm dünyayı sarar.Doğum
kontrol hapının kadınların hayatına girmesi cinsel
özgürlük devrinin başlangıcı olur.Ve bu
özgürlük,hayatın her alanında olduğu gibi,kadınların
giyiminde de etkisini hissettirir.
➤ 50 li yıllarda ortaya çıkan sanat akımı Pop Art(Soyut
dışavurumculuk) özellikle İngiltere ve ABD de büyük
patlamasını yaşar.Tüketim toplumunu eleştirmek için
tüketim ürünlerini kullanan pop art'ın en popüler
ismi gelecekte herkesin 15 dakikalık üne
kavuşacağını söyleyen Andy Warhol olur.Dönemin
sonuna doğru San Francisco'da sisteme ve tüketime
karşı olan aşk ve özgürlük çocukları HİPPİELER
ortaya çıkar.Hayat Felsefeleri "Savaşma Seviş"olan
hippielerle beraber 60'lı yıllar daha da renklenir.
➤ 1960 Modası: Moda sokakların ve gençlerin sesine
kulak vermeye başlar.Pahalı giysilerin aksine
ekonomik olarak kolay elde edilebilen giysiler ortaya
çıkar.Hazır giyim dediğimiz bu kavram Haute
Couture'ı tahtından eder.Burjuvazinin egemen
olduğu moda olgusu bu dönemde sarsıntıya uğrar ve
"hippie look"akımıyla beraber büyük çiçekli
desenler,kolyeler ve jeanlerin hakimiyeti başlar.
➤ 1960’lı yıllarda özgürlük gibi kavramların
sorgulanması, sosyal ve politik konulardaki
devrimler dönemin modasına etki etmiştir.
Vietnam savaşına karşı oluşan protestolar sonucu
gelişen ve o dönemin genç kitlesi tarafından
oluşturulan Hippi-Look gibi karşı moda
hareketleri görülmektedir. Modern dünyanın
değerlerini reddeden hippiler, uzun saç ve el işi
giysileriyle dünyada popüler hale gelmişlerdir.
Hazır giyimin yükselişe geçtiği bu dönemde,
Paris’teki couture modasına duyulan ilgi azalmaya
başlamıştır.
➤ 1960’larda genç kuşak modada belirleyici bir rol
oynamıştır. Moda gençleri hedeflemekte ve elit
sınıfa hitap etme özelliğini kaybetmeye
başlamıştır. Özgürlük anlayışı gençler arasında
önem kazanan bir ideoloji olmaya başlamıştır.
➤ Öğrenci hareketleri modaya da yansımış, hippie
look adı verilen yeni bir akım ortaya çıkmıştır. Üst
üste takılan kolyeler, aksesuarlar, jean pantolonlar
ve çiçek desenli giysiler giymişlerdir. Barışseverliği
ve doğaya yakınlığı sembolize eden bu yeni
görünüm anti-moda akımı olarak nitelendirilmiş
ve bütün dünyayı etkisi altına almıştır .
➤ Hippie görünümü düzene
karşı hareketin işaretlerinden
oluşuyordu.
➤ Hippie’ler genel geçer tüm
moda giyim tarzlarını
reddederek, üçüncü dünya
ülkelerinin ezilmiş halkların,
Çingenelerin giysilerinden
parçaları birleştirmişlerdi.
Kızlar ve erkekler saçlarını
uzatıp serbest bırakıyorlar
başlarına bandana, korsan
eşarbı takıyorlardı.
➤ Erkekler uzun sakalları hatta
uzun Hintli entarileri ile
geçmiş zaman insanlarını
çağrıştırıyorlardı. Nakışlı
Afgan kuzusu kabanlar,
hırkalar, el örgüsü, bluzlar,
çiçekli uzun etekler ve yapay
görüntüsünden hemen
ayrılıyorlardı.
60's psychedelic paisley
Vogue, 1969 Dior, 1968

André Courreges
➤ Genel olarak mini eteğin yaratıcısı sıfatıyla
karşımıza çıkan André Courreges, aslında
tasarımın yaratıcısı olmaktan ziyade eteğe A
kesimini bahşetmesi ve tasarladığı her sezon
etek boyunu biraz daha kısaltmasıyla mini
eteğin ününe ün katıyor. oda dünyasının
İspanyol maestro’su Christobal Balenciaga’nın
kanatları altında tasarlamayı ve kadın giyimin
tüm inceliklerini öğrenen Courreges, takvimler
1961’i gösterdiğinde 48 Avenue Klebler’de ilk
mağazasını açıyor ve moda dünyası,
bodysuitler’le, kısa beyaz go-go boot’larla ve
pantolon takımlarla tanışıyor.
➤ Courreges’in kısalttıkça kadınları
özgürleştirdiğini düşündüğü tasarımları ve
fütüristik estetiği 60’ları kasıp kavursa da
70’lerin bohem estetiğinde hayatta kalamıyor.
Kendi adını taşıyan markası birçok kez el
değiştirirken Courreges kendini moda
dünyasından geriye çekiyor.
➤ Zira tasarımcı yaratmaktan geri kalmıyor ve
masası başında bu kez resim ve heykel
üretmeye koyuluyor. Kendisine yeni yaratım
süreci sorulduğunda ise kıyafetlerin bazen
anlatmak istedikleri için yeterli olmadığı
cevabını veriyor.
Mini eteğin mucidi kabul edilen Galli tasarımcı Mary Quant 60’lı yıllarda, Londra, King’s
Road’taki Bazaar adlı butiğiyle gündelik modaya yön vermeye başladı; günün gençlerinin
düşüncelerini yansıtan ve moda trendlerini belirleyen Paris modaevleri ile uzaktan yakından
alakası olmayan giysiler satmaya başladı. 1965’te etek boylarını dizlerin 10-15 cm üzerine çeken
tasarımcı, böylece ikonik mini eteği yaratmış oldu. Mini etek böylece 1960’ların ortasında
Londra’nın ruhunu yansıtan giysi oldu; özgür, enerjik, genç, devrimsel ve geleneklere aykırı.
Mary Quant Fashion Show in London (1967)
https://www.youtube.com/watch?v=SB5eIfHXkWQ

We must never confuse elegance with snobbery.

—Yves Saint Laurent


1. After taking over the revered Christian Dior at only 21 in 1957,
the young Yves Saint Laurent quickly set minds at ease

2. 2. But his association with Dior was short-lived and in 1962,


he and partner Pierre Bergé launched their first solo collection
3. The iconic Mondrian shift followed in 1965
4. The same collection featured the knitted
wedding dress
Piet Mondrian

Yves Saint Laurent


Twiggy
Andy Warhol
DÖNEMİN İKONLARI

İkonlar: Twiggy,Janis Joplin,Andy Warhol,The Beatles,Jimi Hendrix…


http://www.idealiststyle.com/blog/beauty-ideal-over-the-decades-part-7-the-60s
1970’LAR
La Boheme,
Halston
1970’LAR
➤ Terörizmin dünya sahnesine çıkması ve
bunun getirdiği politik, sosyal çalkantılar
1970’li yıllara damgasını vurmuştur.
➤ 1970'lerde moda da bireysellik öne çıktı.
Miniler, maksiler, folklorik etekler, romantik
elbiseler, retrolar bir tek moda olmadığını,
farklı modaların iç içe geçtiğini gösterdi.
➤ Gençler bu dönemde modayı karıştırarak
canları ne isterse onu giydiler. Çicek
desenleri, örgü elbiseler, puantiyeler, büyük
kolyeler, tahta topuklu sabolar, kalın
bilezikler; 70'lerde öne çıkan hippi şıklığına
dikkat çekti.
➤ Mini, midi, maksi birbirine karışmış,
modada artık sınırlar ve kesin uçlar
kalkmıştır”. “1970’li yıllarda modada
sadece var olan fikirleri geliştirme
yoluna gidilmiştir.
➤ Hippie fikirler ve trendleri genel moda
kültürünün ayrılmaz bir parçası olur.
➤ Bu dönemde İtalya devreye girmiş ve Versace,
Armani, Valentino, Gucci boy göstermeye
başlamışlardır, ancak yükselişlerini ’80lerde
yaşayacaklardır.

➤ 70’ler ayrıca Issey Miyake, Kenzo ile birlikte


Japon moda tasarımcılarının Paris’te tanınmaya
başladığı yıllar olarak da bilinir.

➤ Amerikanın elinde bulundurduğu seri


üretimin,tek düze ürünleri yerlerini daha değişik
ürünlere bırakır.Bu sayede tek düzelik,yavaş
yavaş ortadan kalkmaya başlar.

➤ Dönemin ortalarında hiçliği savunan ve sisteme


karşı duruşları yansıtırken olaylar çıkaran,bu
yüzden de polis tarafından serseri anlamına
gelen "Punk" olarak adlandırılan gençler ortaya
çıkar.Vivienne Westwood ve Malcolm
McClaren'in Londra ; King's Road'da açtıkları
"Sex" adlı butik punk stilinin kutsal yeri haline
gelir.

➤ 1977 yılında New York'ta kapılarını açan


Studio54 ,disko döneminin miladı olur. Studio
54 aynı zamanda zevk düşkünlerinin
vazgeçilmezidir.

➤ ’70’lerin sonlarına doğru, herkes parıltılı giysiler


tercih etmeye, afro stili etkin olmaya başlar.
’70’ler Hippi Look
➤ 1970’li yıllarda politika, global problemler, çevre sorunları ve öğrenci
hareketleri modayı etkilemiştir. Cinsellikten, siyasete alternatif toplum
arayışına giren gençler otoriteye baş kaldırmış, yeni varoluş biçimleri
aramışlardır.
➤ 1960'larda beliren ve 1970'lerde yaygınlaşan hippi'ler de bu düzeni reddeden
gençlik kitlesi olarak ortaya çıkmışlardır.
➤ Bu dönemde çiçek çocuk akımı devam ederken, Glamrock ve Londra’da
başlayan Punk modası, Avrupa’ya yayılmaya başlamış, hem sokak modasını
hem de yüksek modayı etkilemiştir.
➤ Mini ve maksi eteklerin bir arada kullanıldığı bu yıllarda, çingene bluz ve
tunikler savaşa karşı tutumun bir yansıması olmuştur. Bu dönemde pamuklu,
kadife ve yünlü jarse gibi mat yüzeyli dokumalardan yapılmış giysiler
giyilmiştir.
➤ Disco kavramı moda dünyasında kendini gösterirken, tulumları, platform
topuklu ayakkabıları ve hotpantsleri de kendisiyle beraber getirmiştir.
bilinmektedir.
➤ Dönemde önemli bir yer tutan el örgüleri, işlemeler, aplikeler, el boyamaları ve
üstleri yazılı, resimli tişört, gömlek ve bluejean giyilmiştir.
➤ Jeanler, örme jarseler, patchwork, kalın kazaklar ve hem kadın hem erkeklerde
uzun saç, 70’leri karakterize eden parça ve detaylardandı.
➤ Etek boyları mini,midi ve maxi arasında gidip geldi.Disko döneminin başlaması
saten ve polyester gibi sentetik kumaşların kullanımını yaygınlaşır.Bu
zevksizliğe cevap Amerika'dan gelir.Ülkede çalışan kadınların sayısının
artmasıyla kaşmir,tüvit ve keten gibi doğal kumaşlar önem kazanır ancak
1971 - Yves Saint Laurent Rive Gauche suit kumaşın türü ne olursa olsun giyilen pantolonun modeli ispanyol paçadır.
1974
1973 Christian Dior.
’70’ler Biba Look
David bowie, Glam Rock Stili
1972

“ —Issey Miyake

Doğu ve Batı füzyonun önemli ismi olan Japon tasarımcı, pilise ve drape
kullanımının babası sayılır. Kospetsel tasarımları ile, deneysel materyelleri
kullanır. Plastik, kağıt, halat gibi ilginç materyalleri kullansa da,tasarımlarında
insan giyiminin önemini vurgular.
1970
1975
1976
1978
“ —Giorgio di
Sant'Angelo

İtalya doğumlu, American tasarımcı, ‘avant-garde’ (öncü-yenilikçi) fikirleri ile


ünlenmiştir. Tasarımlarında, renkli, akışkan ve etnik dokuları; dönemin uzay-
çağı ile harmanlar. İlerleyen yıllarda ise, ikinici bir deri gibi görünen ‘fit’
giysiler tasarladı.
1967
1969
1969
Native American inspired designs, for Vogue, 1970
1971 1972
1972 1973
’90lar

— Diane von Fürstenberg

Belgian doğumlı, Diane Von Fürstenberg 1972, yalın, jersey örme, crevasse bağlamalı elbisesi
lie moda dünyasına girer. Televizyonda görmüş olduğu crevasse blue ve etch kombininden den
ilhan alarak ikisini birleştirerek tasarım dünyasına atıldı. Prince Egon Von Fürstenberg 1973’e
jet sosyete lie tanışmasını sağladı. 1976’da, amaze niteliğinde ‘wrap elbisesi’ni 5 milyondan
fazla satarak ikon haline gelmiştir. ‘80ler ve ‘90larda batma seviyesine gelse de, 2000’ler ile
birlikte yükselişe geçmiştir.

Just like Coco Chanel, she chose jersey as her signature fabric. « Male designers don't like
jersey, she says. Why do we like jersey? Because we know how it moves with the body. »
1972
1974 1973
1975 1971
1976 1978
“ —Missoni

İtalyan tasarımcılar, Ottavio ve Rosita Missoni’nin kurmuş olduğu marka


Missoni ile, sembolik zigzag desenleri ile süslenmiş renkli ve hafif örgülerin
ilk yaratıcısı olurlar. Sonia Delaunay’ın imza niteliğindeki desenlerinden
ilham alarak, Ortaçağ’ın halıları ve Amerikan kapitonelerini harmanlıyorlar.
Ortaya koydukları desenleri, aile sanatı olarak nitelendiriyorlar.
1971
1971
1978

1972
1972
1976
2006
“ —Kenzo

Tokyo Bunka Fashion College’a kabul edilen ilk erkek tasarımcı’dır. Japon
tasarımcı Kenzo Takada, 1970’lerde başarıya ulaşmadan önce, ’60’larda Paris’e
taşınır. Tasarımlarında, eğlenceli ve genç unsurları, ‘Paris Eleganlığı’ ile
birleştirir. Oryantelist tekstilleri, kimono vb. kültürel doneler ile birleştirerek
karakteristik tasarımlarını oluşturu.
Kenzo Takada, 1970s
1971
1972
1973
1973
1976 1978
1976 1980

I don't have space to enter into the examples or the history of
this, so I'm left with having to make the bold statement that
culture is extinct…

—Vivienne Westwood
➤ İlkkoleksiyonlarını sevgilisi Malcolm McLaren'm
Londra'nın meşhur alışveriş bölgesi King's
Road'daki mağazasında sattı.
➤ Yarattığıpunk akımını yansıtan cesur tasarımlarla
adını kısa sürede duyuran Westwood, 1981 yılında
kendi adındaki ilk koleksiyonunu sergiledi.
➤ 1989 yılında Vivienne VVestvvood ismi John
Fairchild'ın Chic Savages kitabında top 8'e giren
Gi-orgio Armani, Kari La-gerfield, Yves Saint
Laurent, Christian Lac-roix gibi tasarımcıların
arasında yer aldı.
➤ İngiliz
tasarımcı moda dünyasına modern punk
öncülüğünü ve yeni moda akımlarını kazandırdı.
➤ Erkekler için tasarladığı etek, moda dünyası için de
bir yenilik oldu.
➤ Yaratıcılığının özgünlüğünden kaynaklandığına
inanan Westwood "Düşünmek, sorgulamaktır. Aksi
takdirde herkesin yaptığını yapmak zorunda
kalırsınız ki, bu da yaratıcılık değildir. Ben
başkalarının düşünemediklerini düşünmeye
çalışıyorum" diyor.
➤ 1990 ve 1991 yıllarında İngiltere'de üst üste yılın
tasarımcısı ödülüne layık görüldü.
➤ Onun kadar cesur tasarımları ardı ardına sergilen
başka bir tasarımcı da yok gibi. Yaşma rağmen
çılgınlıklarını devam ettiren Vivienne
Westwood'un kendi adını taşıyan markası dışında
Blondie/Debbie Harry in Vivienne Westwood Ensemble, 1974
Gold, Red ve Anglomania markaları var.
Early Vivienne Westwood / Malcolm Mclaren
DÖNEMİN İKONLARI

İkonlar : Abba,David Bowie,Farrah Fawcett Major,John Travolta,The Sex Pistols,Farrah Fawcett, Bo Derek, Jacqueline Bisset, Brooke Shields,
Dorothy Hamill, Bianca Jagger, Angelica Huston, Olivia Newton John, Marie Helvin, Liza Minnelli, Cher, Patti Hansen, Debbie Harry (Blondie),
Faye Dunaway, Jerry Hall, Ali Macgraw, Iman, Berverly Johnson, Janice Dickinson, Christie Brinkley

http://www.idealiststyle.com/blog/beauty-ideal-over-the-decades-part-6-the-70s
1980’LER
Fall 1983
1980’LER
➤ 1980 sonrasında özgürlüğe dönük moda anlayışı ön
plana çıkmıştır.
➤ Bu yıllarda artık belirli bir moda çizgisi yoktur,
tüketim her an her şeyi değiştirebilmektedir.
➤ Özgürlük ve refahın getirdiği rahat giyim, pratik
kıyafetler ağırlıkta olmakla birlikte 1980’den itibaren
moda tamamen ‘demokratize' olup ucuzladı
denilebilir.
➤ Bu dönem Madonna ve Michael Jackson stili ile
uçlarda olanların dönemiydi.
➤ 1980’lerde aerobik gibi sporların popülerleşmesi
taytları, tozlukları ve vücudu sıkıca saran giysileri
moda haline getirmiştir.
➤ Taytlar, saç bantları, vatkalar, ve egzersiz kıyafetleri ön
plandaydı.
➤ İlk defa Miami Vice stili ile erkek modası kendi başına
bir güç olmaya başladı; beyaz takım elbise, kol
kıvırma ve kurutma makinesiyle şekil verilen saçlar
gözlemlendi.
➤ Elektronik iletişim, video, özel televizyon
kanalları, modaların artan bir hızla
yayılmasında etkin araçlar olmuşlardır.
➤ 80'liyılların tasarımlarında tek bir stil
kullanılmamış; tarihin çeşitli dönemlerinden
alınan uyumlu parçalar yeni tarzda
kombinlenerek modern bir görünüm elde
edilmiştir.
➤ Kadınlar iş dünyasına atılmış, iş yaşamına
uygun rahat giysiler tercih etmişlerdir. Erkek
giysilerinin belirli biçimleri kadın giysilerine
adapte edilmiş, kadının cinselliği geri plana
itilirken, erkeklerle eşit koşullarda rekabet
edileceği vurgulanmıştır.
➤ İşciddiyetiyle bağlantılı olarak takım elbise
kadınlar tarafından tercih edilmiştir.
Vatkalarla vurgulanan geniş kesimli omuzları
olan uzun blazer ceketler, diz hizasında dar
ve pilili etekler, yüksek topuklu sade, şık,
rugan ayakkabılar moda olmuştur.
1983-Montgomery Ward Christmas Catalog
➤ 80'lerde ortaya çıkan disko kültürü de modayı
etkilemiştir. Yapay disko ışıkları göz önünde
bulundurularak, tasarımlarda saten gibi parlak
kumaşlar, fosforlu renkler tercih edilmiştir.

➤ Kimono tarzı giysiler, jarse tişörtler, asimetrik


kesimler, gece mavisi rengi Japon modacılar
tarafından moda dünyasına kazandırılmıştır.

➤ Pantolonlarda pililer yeniden doğmuş, üstü bol,


paçası dar, şalvar pantolonlara bırakmıştır.

➤ Ceket içlerine polo yaka ya da yakasız gömlek ve


tişörtler giyilmiştir.

➤ Kadınlar etek ya da pantolonla giydikleri abartılı


vatkalarla kaldırılmış omuzlu ceketleri, kravatları
ile iş kadını imajına bürünmüşlerdir.

➤ Kovboy stili çizmeler, sivri burunlu düz botlar,


fiyonklu düz balerin stili ayakkabılar, burnu açık
arkadan bantlı ayakkabılar moda olmuştur.
80s Glam and Big Hair
➤ Modanın en kitsch olduğu bu
dönemde florasan renkler,
füzolar, vatkalar, tozluklar, strech
jeanler, taytlar, Ray Ban'ın
Wayfarer model güneş gözlükleri
olmazsa olmazlardır.
➤ Özellikle taytlar dönemde
kadınlar için cok farklı bir yerde
hakimiyet sürer."Grease"
filmindeki Olivia Newton
John’dan, konserlerinde
Madonna’ya, Madonna'dan
aerobik videolarında Jane
Fonda'ya herkes o dönemde tayt
giyer.
ray ban wayfarer
➤ Tarihsel süreç içerisinde bir nesnenin moda haline
gelmesinin, moda tasarımcılarının etkileri yanında,
belirli dönemlerde ünlü olmuş kişilerin, giyim-
kuşam yönünden takip ve taklit edilmesiyle de
mümkün olduğu görülmektedir.
➤ 1950’li yıllarda Audrey Hepburn’ün makyajı,
1960’lı yıllarda Beatles ve Elvis Presley’in, 1980’li
yıllarda Prenses Diana’nın, özellikle ünlü
kavramının ön plana çıktığı 1990’lı yıllarda ise;
Micheal Jackson ve Madonna gibi şöhretli
insanların giyim tarzlarının popüler olmasından bu
durum anlaşılabilmektedir.
➤ Kapitalizm tüm dünyayı etkisi altına alınca gösterişçi
tüketim toplum düzeyinde bir zorunluluk haline gelir.
➤ Markaların logoları,materyalist toplumlar tarafından
kutsanır.
➤ Amerika ve İngiltere'de hep daha fazlasını isteyen
genç,şehirli profesyoneller "Yuppies" olarak
adlandırılır.Sosyal statü ve güç göstergesi olan lüks
tüketim ,yeni nesilin hayatının vazgeçilmezi olur.
➤ ’70’lerde başlayan, 90 ülkede 130 milyonluk kitleye
ulaşan kapitalizmin misyoneri olan Dallas dizisi;
prestij ve güce giden yolun paradan geçtiğini anlatır.
➤ Kadınların iş dünyasında daha çok yer almalarıyla
kendine emin bir duruşu yansıtan ve omuzlarda
kullanılan büyük vatkalar da bu yıllarda çok fazla
kullanılmıştır.
➤ Tarih içerisinde, modanın siyasi olaylardan
etkilendiğini gösteren birçok örneğin yaşandığı
görülmektedir. Bir dönem meydana gelen petrol krizi
sonrası Arap giyimine, SSCB’nin dağılması ile
Rusya’ya duyulan ilgi bu tür örnekler olarak
gösterilebilmektedir.
➤ 1980’li yıllarda yaşanan petrol krizi ile, mini eteğe ve
1960’lardan esinlenilen giysilere dönülmüştür.
➤ İş hayatı içinde de daha fazla yer almak isteyen
80 lerin kadınları , Demir Lady "Margaret
Thatcher" ı örnek alır.

➤ Ancak hala iş dünyasında erkeklerle savaşmak


için vatkalı kıyafetlere,altın düğmeli ceketlere
ve daha uzun topuklu markalı ayakkabılara
ihtiyaçları vardır.

➤ Kadınların iş dünyasında daha çok yer


almalarıyla kendine emin bir duruşu yansıtan
ve omuzlarda kullanılan büyük vatkalar da bu
yıllarda çok fazla kullanılmıştır.

➤ Tarih içerisinde, modanın siyasi olaylardan


etkilendiğini gösteren birçok örneğin yaşandığı
görülmektedir. Bir dönem meydana gelen
petrol krizi sonrası Arap giyimine, SSCB’nin
dağılması ile Rusya’ya duyulan ilgi bu tür
örnekler olarak gösterilebilmektedir.

➤ 1980’li yıllarda yaşanan petrol krizi ile, mini


eteğe ve 1960’lardan esinlenilen giysilere
dönülmüştür.
Yves Saint Laurent
Gianni Versace, 1984.

Gianni Versace 1983


DÖNEMİN İKONLARI

İkonlar :
Brooke Shields, Cindy Crawford, Naomi Campbell, Madonna, Demi Moore, Princess Diana, Meg Ryan, Joan Collins, Lea Thompson, Daryl Hannah,
Lisa Whelchel, Michelle Pfeiffer, Tawny Kitaen, Jennifer Grey, Kathleen Turner, Carrie Fisher, Ally Sheedy, Claudia Schiffer, Paula Abdul, Kim
Basinger, Grace Jones, Sharon Stone, Melanie Griffith, Jamie Lee Curtis, Stephanie Seymour, Christy Turlington, Helena Christensen, Iman, Linda
Evangelista, Linda Evans, Whitney Houston and Cyndi Lauper.

http://www.idealiststyle.com/blog/beauty-ideal-over-the-decades-part-5-the-80s
1980’LER / IKONIK MODA OLAYLARI

http://www.marieclaire.co.uk/fashion/1980s-fashion-icons-eighties-fashion-80s-style-moments-61724
TASARIMCILAR
➤ 1980’li yılların tasarımcıları;
parizyen kadın siluetlerin,
döpiyeslerin tasarımcısı Thierry
Mugler, Chanel’in kreatif direktörü
Karl Lagerfeld, Vivienne
Westwood, İtalyan tasarımcılar
Versace, Gianfranco Ferre,
Giorgio Armani, Azzedine Alaia,
Jean-Paul Gaultier, Adidas,
Zoran, Sybilla, Romco Gigli’dir.
➤ 1980’li yıllarda Japon modacılar
moda sahnesinde güçlü bir yer
edinmişlerdir; Hannae Mori,
Kenzo, Issey Miyake, Rei
Ruwakubo, Yohji Yamanato gibi
modacılar bu yıllarda modada büyük
rol oynamışlardır. Grace Jones
—Karl Lagerfeld


Parisian bir Alman tasarımcı, 1983’te Chanel’in tasarım ekibinin
başına geçer.. Tarihi Chanel Evi’nin geçmişini unutmadan, iddialı
çıkışı ile bilinir. Moda ‘line’larının yanında, illüstrasyon, fotoğraf ve
kostüm tasarımı gibi çeşitli disiplinlerde ürünler ortaya koyar. 34
yıldır Chanel markasını ayakta tutan tasarımcı, koleksiyonlarını,
güncel ve genç kitleye, ‘Chanel’ yorumu ile ortaya koyuyor.
Karl Lagerfeld for his first Chanel Fashion Show, 1983
1983
1983
1984
Fall/Winter 1988
1987
1991 1990
Fall/Winter 1991 1991
1991
1993 1999
1995
2012 2001
—Giorgio Armani

“ 1981

Since the 1970s, the Italian designer has created garments


highlighting easy elegance. Originally specialised in menswear with
his loose and light suits, he adapted his tailoring techniques to
women's designs that were strongly connected to working girls in
the 1980s. Since, his simple and minimalist garments are the
symbol of his label.
Armani 1980
1982 1984
1989
1993 1997
2012

2001
—Azzedine Alaïa


One of the most discreet and
independent fashion designers
of the industry, the Tunisian-
born Parisian couturier stands
out with his taste for discreet
luxury highlighted by his
body-conscious garments. In
1980, he showed his first
ready to wear shows after
working for various couture
houses and opening his first
intimate atelier.

2003
1980 1985
Azzedine Alaïa and Naomi Campbell by Gilles Bensimon, 1987

Madonna and Azzedine Alaïa for Vogue Italia, 1989


1986
1988 1985
1986

Grace Jones in Azzedine Alaïa by Thierry Perez


Azzedine Alaïa, Striped Dress, Spring/Summer 1990
Azzedine Alaïa, Dress, photographed by Gilles Bensimon for ELLE, 1990
1992
Fall/Winter 1991
2003 2013
—Jean Paul Gaultier


The French designer
embraces various genres
and styles, mixing feminine
with masculine, punk with
elegance or blending
different ethnicities.
Fashion's bad boy loves to
provoke but with a
charming smile. He made
boys wear skirts and
Madonna bear with pride
her cone bra.
2002
High Tech Collection, Fall/Winter 1980 Seins Obus Dress, 1984
1988
Madonna in Jean Paul Gaultier Corset for the Blonde Ambition Tour, photographed by Frank Micelotta, 1990
1992
1995 1994
1993
1994
1994
1994
1996
Jean Paul Gaultier, Sketch for The Fifth Element directed by Luc Besson, 1997
Paolo Roversi, Tanel Bedrossiantz, 1992, Dress by Jean Paul Gaultier

from the Barbès Collection (Fall/Winter 1984)


1998
2007 2006
2000 2003
—Yohji Yamamto
The Japanese designer


appeared on the Parisian
scene, in 1981, alongside Rei
Kawabuko with whom he
shared a taste for
voluminous, poetic and
severe black garments,
epitomizing the
deconstructionist movement.
With time, he dares to be
more and more radical,
exploring other style facets
like romanticism and
sportswear.
1984 1981
1989 1988
1989
1988 1991
1999
1996
2002 2006
2011
2012
Clean Slate, Calvin Klein - 1990s, The Individualist, Alexander McQueen - 2000s
1990’LAR
➤ 90'1ı yıllarda savaş, işsizlik, küreselleşme, medya ve
teknolojinin gelişimi toplumları etkilemiş, kumaş
teknolojisinin gelişimi, ‘giyilebilir teknoloji’ gibi yeni
moda akımlarının doğmasına neden olmuştur.
➤ Bu yıllarda ortaya çıkan Körfez Savaşı (1990-1991) ile
birlikte moda olan kamuflaj desenli giysiler tercih
edilmiş, aynı şekilde 11 Eylül 2001 yılında
Amerika’ya düzenlenen saldırı sonrasında tekrar
moda olmuştur.
➤ Yeşil, kahverengi, bej ve haki renklerdeki giysiler
asker botları ve kemerleriyle tamamlanmıştır.
kamoflaj desenli giysilerin altına “kargo” ismi verilen
bol cepli ve bol kesimli pantolonlar giyilmiştir.
➤ 90'larda modada var olan stillerin farklı biçimleri
geliştirilmeye devam etmiştir, özellikle ’50, ’60 ve
’70’lerin modasını gözlenmektedir.
➤ Uzun ya da kısa, kloş veya daracık giysiler buna
örnektir. 'Feminen' diye kabul görmüş bir kumaştan
yapılmış erkek ceketi, lüks parlak malzemeden
yapılmış bir spor ayakkabı, artık hiçbir malzeme tek
bir cinse özel değildir.
➤ 90’ların başında, 80’lerden devam eden stil her iki
cins için de ‘stylish’ olarak kabül gördü.
1990’LAR
➤ İnternet ve uydu TV’nin Amerika haricinde de
yaygın olarak kullanılmaya başlaması, gümrük
tarifelerinin azaltılması gibi sebepler ile geç
90’lar ve 2000’ler arasında çok homojen ve
global bir geçiş bulunmaktadır.
➤ 90’lı yıllarda ise, “yetmişli yılların avangart
sanat terimi olan minimalizm, seksenli
dönemlerin abartılı ve gösterişli giysi formuna
karşılık, modaya gerçek bir sadelik getirmiştir”.
➤ Ancak ‘grunge’ ve ‘rock müzik’in
popülaritesi, giysi tercihlerinde yalınlaşmaya,
müzik türü benzerliğinde dağınık görünüm
1992 itibari ile tercih edilmeye başlandı.
➤ Modadaki konformist yaklaşım, rahat ve şık bir
görünümü ön plana çıkardı. 2000’li yıllarda da
devam eden T-Shirt, Jeans, Hoodie (Kapşonlu
Sweatshirt), Spor Ayakkabısı kombinasyonu
ortaya çıkardı.
➤ ’90’larda, Moda piyasasının büyük
çoğunluğunu süper modeller ve yüksek
moda yönetmiştir.
➤ 90’lar modasının ‘5 Büyükleri’ olarak
anılan Naomi Campbell, Cindy Crawford,
Christy Turlington, Linda Evangelista and
Tatjana Patitz’ e ’90’ların sonlarına doğru,
bir daha sektörden çıkmamak üzere Kate
Moss, eklenmiştir.
➤ Neon renkler, yoğun geometrik desenler,
çizgili giysiler, ‘crop top’lar, slimfit
jean’ler, renkli taytlar, deri ceketler
gözlemlenmiştir.
➤ Egzersiz kıyafetleri gündelik yaşamda
çokça kullanılmaya başlanmış, özellikle;
Nike, Champion Brand, Reebok,
Converse gibi spor giyim markaları
yükselişe geçmiştir.
➤ ’90’lı yıllar çevreye duyarlılığın ciddi
çalışmalarla desteklendiği bir dönem
olarak devam etti. Ülkelerin çoğu yok
olma tehlikesinde olan hayvanların
lüks amaçlı deri ve dişleri için
öldürülmelerini yasaklamıştır. Hayvan
hakları dernekleri yaptıkları çalışmalarla
insanları bilinçlendirmeye çalışmıştır.
➤ Moda sektöründe yansımaları çoğu
modacının yapay kürk ve deri kullanmaya
yöneltmiş dönemin mankenleri çıplak
pozlar vererek gerçek kürk kullanımını
protesto etmişlerdir.
➤ Çevreci hareketlerden bir diğeri
‘Greenpeace’ dernekleridir. Çevrenin
ekolojik dengesine zarar veren çalışmaları
bildiri ve protesto ile duyurmaktadırlar.
Çalışmaları moda markaları tarafından
desteklenmiş ve tişörtleri satışa
sunulmuştur.’
MİNİMAL STİL
➤ 1990’lara girildiğinde 80’li yılların çok renkliliği azalmaya
başlamıştır.
➤ ’80’li yılların şatafatlı ve maximal görünümüne tam aksine,
1990’lar itibari ile, Avrupa, Asya ve Amerika olmak üzere
dünya modasına,‘minimalism’ ön plana çıkmıştır.
➤ Sade ve vücudu kavrayan formlar 90'lara damgasını
vurmuştur.
➤ Minimalizm sözcük anlamı, Fransızca kökenli “minimum”
sözcüğünden türemiştir. Minimum, sözlük anlamı “ Bir şey
için gerekli en az veya en küçük miktar (derece, nicelik)”
olarak tanımlanırken, matematikteki ifadesi de, “değişken
niceliğin inebildiği en alt basamak, asgari, minimal”
şeklinde tanımlanmıştır.
➤ Minimalizm içerik olarak sade, sadeleştirmek, yalın,
yalınlık ve indirgemek kavramları ile bir bütündür.
➤ Bu kavramların tanımları ise şöyledir; “sade” sözcüğü
Farsça kökenli olup sözcük anlamı “süsü, gösterişi
olmayan yalın, gösterişsiz” olmaktır.
➤ Sadeleştirmek ise; yalın bir duruma getirmek,
yalınlaştırmaktır.
➤ Yalın; anlamıyla az denecek bir miktara indirmek,
gösterişsiz, süssüz, sade. Yalınlık; yalın olma durumu,
birleşik veya karmaşık olmama durumu, sadelik demektir.
Minimalizm genel olarak, eserin
içeriğinden çok, biçimiyle taşıdığı
öznel bir fikri veya mesajı,
minimum sayıda renk, değer,
biçim, çizgi, doku ve malzemeye
indirgeyerek hazır nesneyi olduğu
gibi var olan biçimi ile kullanma
prensibiyle üretilmiş, geometrik
şekil ya da biçimlerin basit ve sade
olarak bir araya getirildiği ritmik
eserlerin bütünüdür ifadesiyle
özetlenebilir.
Calvin Klein
—Jil Sander
After founding her label in
1973, the German designer


met with huge success in
the 1980s with her
understated luxurious
working garments.
She set the standards for
1990s' minimalism before
leaving her house's artistic
direction to Raf Simons. In
2012, Jil Sander came back
and was eager to continue
designing sophisticated, late 1990s
feminine and modern
garments.
Jil Sander by Hans Rudolf Uthoff, 19??
Spring/Summer 1989
Fall/Winter 1985
Fall/Winter 1980

Fall/Winter 1985
1993

1991
1993
1992
1996
1996
1996
Spring/Summer 1999
1998
—Maison Martin
Margiela
The Belgian designer has


made of discretion a
trademark: refusal to appear
in public, anonymous tags and
the staff's white overalls, all
contribute to this modesty.
On the catwalks, the designs
are much more outstanding.
Inspired by Japanese fashion,
he imagines deconstructed
garments with exposed hems
and recycled textiles. In 2009,
he left his brand now
designed by a secret team.
1989
1990 1993
1993

1990
1993
1996
1995
1998 1999
1997
2010
1992’nin ortalarında ‘Grunge’ modası her iki
GRUNGE STİL ➤
cinsiyet içinde sektörün ana hattına girer.
➤ Gençler için ‘grunge’ stilinin anahtar ürünlerini,
flanel gömlek, jean pantolonu, Dr. Martens botlar,
asker botları, birkenstock terlikler, grunge veya rock
müzik gruplarının t-shirtleri, oversize kazak, ekoloji
dostu, adil ticaret ürünleri, geri dönüşümlü ürünler
kullanılmıştır.
➤ Grunge ile birlikte Gotik ve Anti-Stilin ortaya
çıkmıştır.
➤ En büyük popülerliğini, Marc Jacobs'un 1993 yılında
Perry Ellis markası için hazırladığı grunge temalı
koleksiyon ile elde eder. Bu koleksiyon Jacobs'un
işinden kovulmasına neden olur.
➤ Bu sayede, toplumun kıyısında yaşayan
‘grunge’ların giyim tarzıda bir pazarlama harikası
haline gelir.
➤ Öte yandan ikinci el kıyafetlere gösterilen ilgi
oldukça artar. O yıllarda herkes habersiz de olsa,
ilerde retro çılgınlığı kapıdadır.
➤ İlk kez dövme ve piercing gibi vücut sanatları
toplumda kabul görmeye başlandı.
Naomi Campbell and Kristen McMenamy Photographed by Steven Meisel, Vogue, December 1992
—Versace
The Italian designer
created sexy, lively and


brightly colourful clothes
that mixed high art and
pop culture, widely
influenced by Pop Art as
well as Ancient Greece or
Surrealism and Baroque.
At his death, his sister and
muse, Donatella took over
as the designer of her
brother's house
perpetuating his love for
sexy and flamboyant
silhouettes. 1990
1984
1987 1989
1992 1991
1993
1994 1992
1994
2005
DÖNEMİN İKONLARI

İkonlar :
Super models Kate Moss, Naomi Campbell, Cristie Turlington, Linda Evangelista, Cindy Crawford, Claudia Schiffer, Eva Herzigova, Nadja Auermann, Carla
Bruni, Tatiana Sorokko, Helena Christensen, Yasmeen Ghauri, Stephanie Seymour, Carolyn Murphy, Amber Valetta, Shalom Harlow, Tyra Banks, Jennifer
Anniston, Pamela Anderson, Catherine Zeta Jones, Meryl Streep, Julia Roberts, Angelina Jolie, Sarah Michelle Gellar, Princess Diana, Bjørk, Michelle Pfeifer,
Katie Holmes, Christina Appelgate, Shannon Doherty, Juliana Marguiles, Neve Campbell, Gillian Anderson, Keri Russel, Teri Hatcher, Jenna Elfman, Sarah
Jessica Parker, Jennifer Love Hewitt, Calista Flockhart, Kellie Martin, Melissa Joan Hart, Tiffani Amber Thiessen, Courtney Thorne-Smith, Lisa Bonet,
Courtney Cox, Jennie Garth and Heather Locklear.

http://www.idealiststyle.com/blog/beauty-ideal-over-the-decades-part-4-the-90s
2000’lerin sosyolojik ve kültürel olaylarının modaya etkilerini açıklayarak,
en önemli tasarımcıları ve ‘ikonik' isimlerini içeren, en fazla 50 kelimelik bir
araştırma yazısı yazınız.
Giysi Tarihi sınav saati ve gününde, imza karşılığı teslim edilecektir.

You might also like