You are on page 1of 27

[Mozart - "Eine Kleine Nachtmusik" çalar]

[Mozart:[Mozart, "Eine:"Eine, Kleine:Kleine, Nachtmusik":Nachtmusik ", çalar]:player],

[Mozart - "Eine Kleine Nachtmusic" Plays]

[kadın]<i> Ben bir hemşireyim.</i>


[kadın]<i>:[Woman] <i>, Ben:I, bir:a, hemşireyim.</i>:I am a nurse. </i>,

[Woman] <i> I am a nurse.

<i>İşte biz hemşirelerin</i>


<i>bir günü daha başlıyor.</i>
<i>İşte:<i> here, biz:we, hemşirelerin</i>

<i>bir:Nurses

<i> a, günü:day, daha:more , başlıyor.</i>:starts. </i>,

<i> Here we are the nurses </i>

<i> One more day starts. </i>

-Günaydın.
-[hasta] Günaydın Hemşire Hanım.
-Günaydın.

-[hasta]:-Good Morning.

-[patient], Günaydın:Good Morning, Hemşire:Nurse, Hanım.:Woman.,

-Good Morning.

-[Patient] Good morning, Nurse Hanım.

-Günaydın.
-Günaydın.
-Günaydın.

-Günaydın.:-Good Morning.

-Good Morning.,

-Good Morning.

-Good Morning.

-Nasılsınız?
-Sağ olun, iyiyim.
-Nasılsınız?

-Sağ:-How are you?

-Right, olun,:be,, iyiyim.:I'm fine.,

-How are you?

-Well, I'm fine.

-Geceyi nasıl geçirdiniz?


-Çok iyi geçirdim.
-Geceyi:-Not, nasıl:How, geçirdiniz?

-Çok:you spent?

-A lot, iyi:good, geçirdim.:I spent.,

-How did you spend the night?

-I had a lot of good.

-Bir şikâyetiniz var mı? Bir isteğiniz?


-Şikâyetim yok şu an.
-Bir:-A, şikâyetiniz:Your complaint, var:there is, mı?:?, Bir:A, isteğiniz?

-Şikâyetim:your wish?

-I, yok:none , şu:this, an.:moment.,

-Do you have a complaint? A request?

-I don't have any now.


[neşeli müzik çalar]
[neşeli:[Cheerful, müzik:music, çalar]:player],

[Cheerful Music Places]

Hemşire, hekimin sağkolu


Hemşire,:Nurse,, hekimin:Physician, sağkolu:right arm,

Nurse, physician's right -wing

ve hastanın hiç şüphesiz ki


en büyük yardımcısıdır.
ve:and, hastanın:patient, hiç:none, şüphesiz:no doubt, ki

en:that

most, büyük:big, yardımcısıdır.:is his assistant.,

And the patient is no doubt

is the biggest assistant.

[kadın] <i>İşimi çok seviyorum.</i>


[kadın]:[woman], <i>İşimi:<i> my job, çok:lots, seviyorum.</i>:I love. </i>,

[Woman] <i> I love my job very much. </i>

<i>Hemşirelik sevmektir zaten.</i>


<i>Hemşirelik:<i> Nursing, sevmektir:to love, zaten.</i>:anyway. </i>,

<i> is to love nursing already. </i>

<i>İnsanları sevmek, onlara yardım etmek,</i>


<i>sağlığa kavuşmalarına yardımcı olmaktır.</i>
<i>İnsanları:<I> People, sevmek,:to love,, onlara:to them, yardım:help, etmek,</i>

<i>sağlığa:to, </i>

<i> health to health, kavuşmalarına:to reunite, yardımcı:helper, olmaktır.</i>:to be. </i>,

<i> To love people, to help them, </i>

<i> is to help them get health.

<i>Hiçbir ayrım gözetmeden,</i>


<i>kim ve nasıl olursa olsun,</i>
<i>Hiçbir:<i> no, ayrım:distinction, gözetmeden,</i>

<i>kim:Without observing, </i>

<i> Who, ve:and, nasıl:How, olursa:if it, olsun,</i>:get, </i>,

<i> without any distinction, </i>

<i> Who and how, </i>

<i>sağlık sorunlarının çözümü için</i>


<i>sağlık:<i> Health, sorunlarının:your problems, çözümü:solution, için</i>:for </i>,

<i> For the solution of health problems </i>

<i>başkalarının yardımına, bakımına</i>


<i>gerek duyan insanlara hizmet veririz.</i>
<i>başkalarının:<i> others, yardımına,:To your help,, bakımına</i>

<i>gerek:care for care

<i> Need, duyan:hearing, insanlara:to people, hizmet:service, veririz.</i>:we give it. </i>,

<i> For the help and care of others

<i> We serve people who need. </i>

<i>Onları severiz, onlara güven verir…</i>


<i>Onları:<i> them, severiz,:We love,, onlara:to them, güven:trust, verir…</i>:gives… </i>,

<i> We love them, gives them confidence… </i>

-[ateş çatırdar]
-[keçi meler]
-[ateş:-[fire, çatırdar]

-[keçi:cracking]

-[goat, meler]:Merler],

-[Fire cracking]

-[goats]

[keçi meler]
[keçi:[goat, meler]:Merler],

[goats]

[adım sesleri]
[adım:[my name, sesleri]:sounds],

[Step Sounds]

-[kuş cıvıltıları]
-[keçi meler]
-[kuş:-[bird, cıvıltıları]

-[keçi:chirping]

-[goat, meler]:Merler],

-[Bird chirping]

-[goats]

[güler]
[güler]:[Laughs],

[Laughs]

[türkücü] <i>Yuvalarınız kutlu,</i>


<i>günleriniz mutlu,</i>
[türkücü]:[Türkücü], <i>Yuvalarınız:<i> Your Nests, kutlu,</i>

<i>günleriniz:Happy, </i>

<i> Your Days, mutlu,</i>:Happy, </i>,

[Türkücü] <i> Happy Nests, </i>

<i> Your days are happy, </i>

<i>aşlarınız tatlı ola diyelim,</i>


<i>aşlarınız:<i> Your Basses, tatlı:sweet, ola:ola, diyelim,</i>:Let's say, </i>,

<i> Let's say your vaccines are sweet, </i>

<i>yârenimle yârenliğe devam edelim.</i>


<i>yârenimle:<i> with my life, yârenliğe:to the world, devam:continue, edelim.</i>:let's do. </i>,

<i> Let's continue to work with my era. </i>

<i>Güzel Rabb'im sevenleri kavuştursun,</i>


<i>kötülükleri savuştursun.</i>
<i>Güzel:<i> beautiful, Rabb'im:My God, sevenleri:lovers, kavuştursun,</i>

<i>kötülükleri:Conduce, </i>

<i> Evil, savuştursun.</i>:Save. </i>,

<i> My beautiful Lord, the lovers of the lovers, </i>

<i> let the evils away. </i>

<i>Kocaman Rabb'im güzel yurdumuzda</i>


<i>Kocaman:<i> huge, Rabb'im:My God, güzel:beautiful, yurdumuzda</i>:In our country,

<i> My Huge Lord is in our beautiful country

<i>düzenlik, dirliğimizi,</i>
<i>dışa karşı güçlü birliğimizi bozmasın.</i>
<i>düzenlik,:<i> order,, dirliğimizi,</i>

<i>dışa:Our Dirlik, </i>

<i> Out, karşı:against, güçlü:strong, birliğimizi:Our unity, bozmasın.</i>:not to break. </i>,

<i> Regulation, our resistance, </i>

<i> Do not break our strong unity against the outside. </i>

<i>Kavurmalar kaynasın, koç yiğitler oynasın.</i>


<i>Kavurmalar:<i> Roasts, kaynasın,:Let it boil,, koç:ram, yiğitler:valiant, oynasın.</i>:play. </i>,

<i> Roasts boil, coach play the valiant. </i>

<i>Hey hey de hey hey!</i>


<i>Hey:<i> hey, hey:Hey, de:also, hey:Hey, hey!</i>:Hey!,

<i> hey hey hey hey!

["Şu Söğütte Bir Kuş Var" çalar]


["Şu:["This, Söğütte:Willow, Bir:A, Kuş:Bird, Var":There is", çalar]:player],

["There is a bird in that willow" plays]

[türkü televizyondan devam eder]


[türkü:[folk song, televizyondan:on television, devam:continue, eder]:eder],

[Türkü continues on television]

[ritmik tık tık sesleri]


[ritmik:[rhythmic, tık:tic, tık:tic, sesleri]:sounds],

[Rhythmic clicks clicks]

[erkek] Hoppa!
[erkek]:[male], Hoppa!:Perky!,

[Male] Hoppa!

-[türkücü]<i> ♪ Şu söğütte bir kuş var ♪</i>


-[erkek]<i> ♪ Bir kuş var ♪</i>
-[türkücü]<i>:-[Türkücü] <i>, Şu:This , söğütte:willow, bir:a, kuş:bird, var ♪</i>

-[erkek]<i>:There is ♪ </i>

-[male] <i>, Bir:A, kuş:bird, var ♪</i>:There is ♪ </i>,

-[Türkücü] <i> ♪ There is a bird in that willow ♪ </i>

-[Male] <i> ♪ There is a bird ♪ </i>

-[erkek eşlik eder]


-[türkücü] <i>♪ Kanadında gümüş var ♪</i>
-[erkek:-[male, eşlik:accompaniment, eder]

-[türkücü]:eder]

-[Türkücü], <i>♪:<i> ♪, Kanadında:On the wing, gümüş:silver, var ♪</i>:There is ♪ </i>,

-[Male is accompanied]

-[Türkücü] <i> ♪ There is silver in the wing ♪ </i>

<i>♪ Kanadında gümüş var ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Kanadında:On the wing, gümüş:silver, var ♪</i>:There is ♪ </i>,

<i> ♪ There is silver in the wing ♪ </i>

<i>-♪ Gitti de yârim, gelmedi ♪</i>


-[kız güler]
<i>-♪:<i>-♪, Gitti:Gone, de:also, yârim,:half,, gelmedi ♪</i>

-[kız:did not come ♪ </i>

-[girl, güler]:Laughs],

<i>-♪ gone and yarim, did not come ♪ </i>

-[Girl laughs]
[türkücü ve erkek]
<i>♪ Elbet bunda bir iş var ♪</i>
[türkücü:[TURKISH, ve:and, erkek]

<i>♪:male]

<i> ♪, Elbet:Of course, bunda:in this, bir:a, iş:business, var:there is, ♪</i>:♪ </i>,

[TURKISH AND MEN]

<i> ♪ Of course there is a job in this ♪ </i>

<i>♪ Elbet bunda bir iş var ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Elbet:Of course, bunda:in this, bir:a, iş:business, var ♪</i>:There is ♪ </i>,

<i> ♪ Of course there is a job in this ♪ </i>

Gel len buraya Yusuf. Gel bakayım.


Gel:Come, len:len, buraya:here, Yusuf.:Joseph., Gel:Come, bakayım.:Let me see.,

Come here, Yusuf. Let me see.

[türkücü]<i> ♪ Gel gel aman ♪</i>


[türkücü]<i>:[Türkücü] <i>, Gel:Come, gel:come, aman ♪</i>:aman ♪ </i>,

[Türkücü] <i> ♪ Come come ♪ </i>

<i>-♪ Edasına yandım, gel gel aman! ♪</i>


-[Yusuf güler]
<i>-♪:<i>-♪, Edasına:To the end, yandım,:I burned,, gel:come, gel:come, aman! ♪</i>

-[Yusuf:Oh! ♪ </i>

-[Joseph, güler]:Laughs],

<i>-♪ I burned, come, come! ♪ </i>

-[Yusuf Güler]

Allah!
Allah!:God!,

God!

-[türkü devam eder]


-[Yusuf güler]
-[türkü:-[folk song, devam:continue, eder]

-[Yusuf:eder]

-[Joseph, güler]:Laughs],

-[folk song continues]

-[Yusuf Güler]

[kız ve Yusuf güler]


[kız:[girl, ve:and, Yusuf:Joseph, güler]:Laughs],

[Girls and Yusuf Güler]

[erkek] Oh!
[erkek]:[male], Oh!:Oh!,

[Male] oh!

[müzik kesilir]
[müzik:[music, kesilir]:cut],

[Music Cut]

[koyun meler]
[koyun:[sheep, meler]:Merler],

[Sheep Meler]

[çıngırak sesleri]
[çıngırak:[rattle, sesleri]:sounds],

[Racking sounds]

[karga öter]
[karga:[crow, öter]:ancient],

[Crow Oter]

Yak bir dal. Alman cigarası.


Yak:Burn, bir:a, dal.:branch., Alman:German, cigarası.:ciga.,

Burn a branch. German ciga.

Alman değil, Amerikan'dır o.


Alman:German, değil,:not,, Amerikan'dır:Is American, o.:he is.,

He's not German, it's American.

Almanya'dan getiriyorlar, ama…


Almanya'dan:From Germany, getiriyorlar,:They bring it,, ama…:but…,

They bring it from Germany, but…

Tabii, mutlaka.
Tabii,:Of course,, mutlaka.:definitely.,

Sure, surely.

[çakmak yakar]
[çakmak:[lighter, yakar]:burns],

[lighter burns]

Vardı ya sende bir kamera.


Getirmemiş miydin?
Vardı:There, ya:or, sende:You too, bir:a, kamera.

Getirmemiş:camera.

Unmistakable, miydin?:were you?,

You had a camera.

Didn't you bring it?

Var tabii.
Var:There is, tabii.:of course.,

Of course there is.

Ee? Buna niye masraf ettin?


Ee?:So?, Buna:This, niye:why, masraf:cost, ettin?:did you?,

So? Why did you cost that?

-Bu öyle değil.


-Ne gibi?
-Bu:-It, öyle:so , değil.

-Ne:not.

-What, gibi?:like?,

-Do not like that.

-Like what?

[erkek] Seslidir bu.


Yoktu böylesi ben oradayken.
[erkek]:[male], Seslidir:Voice, bu.

Yoktu:This.

Did not have, böylesi:such, ben:I, oradayken.:when there.,

[Male] This is the voice.


There was no such when I was there.

-[keçiler meler]
-[erkek 2] Radyo da mı koymuşlar?
-[keçiler:-[goats, meler]

-[erkek:Merler]

-[male, 2]:2], Radyo:radio, da:in, mı:is it, koymuşlar?:they put it?,

-[goats mes]

-[Male 2] Did they put the radio on it?

[çoban]<i> ♪ Ayağında kundura ♪</i>


[çoban]<i>:[Shepherd] <i>, Ayağında:On your feet, kundura ♪</i>:Kundura ♪ </i>,

[Shepherd] <i> ♪ Kundura in his foot

<i>-♪ Ayağında kundura ♪</i>


-[çıngırak sesleri]
<i>-♪:<i>-♪, Ayağında:On your feet, kundura ♪</i>

-[çıngırak:Kundura ♪ </i>

-[rattle, sesleri]:sounds],

<i>-♪ in the foot kundura ♪ </i>

-[Racking sounds]

<i>♪ Yâr gelir dura dura ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Yâr:Lover, gelir:income, dura:Dura, dura ♪</i>:dura ♪ </i>,

<i> ♪ Yâr income dura dura ♪ </i>

<i>♪ Ölürem ben, ölürem ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Ölürem:I will die, ben,:I,, ölürem:I will die, ♪</i>:♪ </i>,

<i> ♪ I will die, I will die ♪ </i>

<i>♪ Ölürem ben ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Ölürem:I will die, ben ♪</i>:I am ♪ </i>,

<i> ♪ I will die ♪ </i>

<i>♪ Ölürem, vay ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Ölürem,:I die,, vay ♪</i>:wow ♪ </i>,

<i> ♪ I die, wow ♪ </i>

<i>♪ Genç ömrümü çürüttüm ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Genç:Youth, ömrümü:my life, çürüttüm ♪</i>:I refuted ♪ </i>,

<i> ♪ I refuted my young life ♪ </i>

<i>♪ Genç ömrümü… ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Genç:Youth, ömrümü…:My Life ..., ♪</i>:♪ </i>,

<i> ♪ My young life… ♪ </i>

[erkek 2] Kaldı başıma bu da ya.


[erkek:[male, 2]:2], Kaldı:Remained, başıma:to me, bu:This , da:in, ya.:ya.,

[Male 2] I stayed on my head.

Gelsin gitsin,
burada bir işe yarasın bari.
Gelsin:Come and come, gitsin,

burada:let go,

here, bir:a, işe:if, yarasın:let it wound, bari.:at least.,

Come and go,

Let it work here.


[erkek] Hastalık var mıydı
biraderde senin?
[erkek]:[male], Hastalık:Disease, var:there is, mıydı

biraderde:was it

in the right, senin?:your?,

[Male] was there any disease

in your brother?

[erkek 2] Yok abi, kalp ya.


[erkek:[male, 2]:2], Yok:no , abi,:brother,, kalp:heart, ya.:ya.,

[Male 2] No brother, the heart.

Kriz geliyor işte.


Kasabaya varmadan daha arabada gitmiş.
Kriz:Crisis, geliyor:coming, işte.

Kasabaya:Request.

To town, varmadan:before arriving, daha:more , arabada:In the car, gitmiş.:gone.,

The crisis is coming.

He's gone in the car before he got into the town.

-[erkek] Allah taksiratını affetsin.


-[erkek 2] Âmin, inşallah.
-[erkek]:-[male], Allah:God, taksiratını:Taxirat, affetsin.

-[erkek:Forgive.

-[male, 2] Âmin,:2] Amen,, inşallah.:hopefully.,

-[Male] May Allah forgive the taxirat.

-[Male 2] Amen, I hope.

Ankara'daydım ben de.


Ankara'daydım:I was in Ankara, ben:I, de.:also.,

I was in Ankara.

Döndüm, zaten eve girdim.


Döndüm,:I got back, zaten:already, eve:home, girdim.:I entered.,

I turned, I already went home.

Baktım, hanımın suratı surat değil.


"Aha," dedim, "bir bok oldu."
Baktım,:I looked,, hanımın:Lady, suratı:face, surat:face, değil.

"Aha,":not.

"Aha,", dedim,:I said,, "bir:"a, bok:shit, oldu.":was. ",

I looked, the lady's face is not a face.

"Aha," I said, "There was a shit."

"Kim?" dedim. Dedi "Abin."


"Kim?":"Who?", dedim.:I said., Dedi:Said, "Abin.":"Brother.",

"Who?" I said. He said, "Your brother."

Yıkıldım kaldım kapı dibine.


Yıkıldım:I was destroyed, kaldım:I stayed, kapı:door, dibine.:to the bottom.,

I was destroyed at the bottom of the door.

Bak yukarıda Allah,


ilk evvela da bu garibi düşündüm.
Bak:Look, yukarıda:above, Allah,

ilk:God,

first, evvela:first of all, da:in, bu:This , garibi:strange, düşündüm.:I think.,


Look above God,

First of all, I thought of this strange.

Anası doğumunda rahmetli oldu,


Anası:Mother, doğumunda:at birth, rahmetli:late, oldu,:it happened,,

He was deceased at his mother's birth,

kardeş yok, baba da gitti.


kardeş:brother, yok,:none,, baba:father, da:in, gitti.:gone.,

No brothers, the father went.

Dedim, "Kaldı bu bizim başımıza."


Dedim,:I said,, "Kaldı:"Left, bu:This , bizim:ours, başımıza.":on our heads. ",

I said, "This is left to us."

<i>♪ …gelirem ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, …gelirem:… I come, ♪</i>:♪ </i>,

<i> ♪… I come ♪ </i>

[erkek] Benim gibi bu da, ha?


[erkek]:[male], Benim:Just me, gibi:like, bu:This , da,:in,, ha?:Ha?,

[Male] Like me, this is, huh?

[erkek 2] Ne gibi?
[erkek:[male, 2]:2], Ne:What, gibi?:like?,

[Male 2] What?

-[nefes verir] Ver bir tane bakalım.


-[çoban] <i>♪ …çocuğam ♪</i>
-[nefes:-[breath, verir]:gives], Ver:Give, bir:a, tane:unit, bakalım.

-[çoban]:let's see.

-[shepherd], <i>♪:<i> ♪, …çocuğam:… My child, ♪</i>:♪ </i>,

-Give one.

-[Shepherd] <i> ♪… My child ♪ </i>

Ben görmedim bile babayı.


Ben:I, görmedim:I did not see, bile:even , babayı.:Father.,

I didn't even see the father.

Yaşı varmış zaten. Ben kundaktaymışım.


Yaşı:Age, varmış:there, zaten.:already., Ben:I, kundaktaymışım.:I was in the arson.,

He's already old. I was in arson.

[çakmak yakar]
[çakmak:[lighter, yakar]:burns],

[lighter burns]

[çoban]<i> ♪ Çıktım kerpiç duvara ♪</i>


[çoban]<i>:[Shepherd] <i>, Çıktım:I went out, kerpiç:adobe, duvara:to Wall, ♪</i>:♪ </i>,

[Shepherd] <i> ♪ I went out on the mudbrick wall ♪

Gitmiş kalpten senin birader gibi.


Gitmiş:Gone, kalpten:from the heart, senin:your, birader:brother, gibi.:like.,

He's gone like your brother from the heart.

[nefes alır] Anamı da kaybettim.


[nefes:[breath, alır]:gets], Anamı:My mother, da:in, kaybettim.:I lost.,

[Breath] I lost my mother.


Havva kadar yoktu öldüğünde.
Havva:Eve, kadar:until, yoktu:did not have, öldüğünde.:When he dies.,

When he died.

Zordur yani, yaşadık.


Zordur:Is difficult, yani,:well,, yaşadık.:We lived.,

So we lived.

Keyfimizden gitmedik elin memleketine.


Keyfimizden:From our enjoyment, gitmedik:we didn't go, elin:your hand, memleketine.:to your hometown.,

We didn't go to our hometown of hand.

Cemil!
Cemil!:Cemil!,

Cemil!

Gel oğlum, gel gel.


Gel:Come, oğlum,:my son,, gel:come, gel.:come.,

Come, son, come.

Kop lan, gel gel.


Kop:Broken, lan,:man,, gel:come, gel.:come.,

Kop, come, come.

Öp bakayım. İlk evvela Bekir amcayı.


Öp:Kiss, bakayım.:Let me see., İlk:First, evvela:first of all, Bekir:Bekir, amcayı.:Uncle.,

Let me look. First of all, Uncle Bekir.

Bekir kardeş, eti senin, kemiği bizim.


Bekir:Bekir, kardeş,:brother,, eti:flesh, senin,:your,, kemiği:bone, bizim.:ours.,

Bekir brother, your meat is yours, the bone is ours.

Bir kusurunu görürsen


Allah yarattı deme, bas köteği.
Bir:A, kusurunu:the flaw, görürsen

Allah:if you see

God, yarattı:created, deme,:do not say,, bas:head, köteği.:Bare.,

If you see a flaw

Don't say God created it, bass.

Bak, aylaklık yapmak yok.


Her gün böyle sabahtan gelip çalışacaksın.
Bak,:Look,, aylaklık:idleness, yapmak:make, yok.

Her:none.

Each, gün:day, böyle:like this, sabahtan:in the morning, gelip:come and come, çalışacaksın.:You will work.,

Look, no idleness.

Every day you will come and work in the morning.

Akşam vakti de işin bitince


oyalanmadan doğru köye.
Akşam:evening, vakti:time, de:also, işin:ray, bitince

oyalanmadan:when finished

without lingering, doğru:TRUE, köye.:to village.,

In the evening when the work is over

Right to the village without lingering.

Araba da geçmez buradan ya.


Yürürsün artık, değil mi? Genç adamsın ya.
Araba:Car, da:in, geçmez:uninterrupted, buradan:from here, ya.

Yürürsün:ya.

You walk, artık,:now,, değil:not, mi?:?, Genç:Youth, adamsın:You are the man, ya.:ya.,

The car does not pass here either.

You walk now, aren't you? You are a young man.

-Anladın mı oğlum?
-Anladım amca.
-Anladın:-You understand, mı:is it, oğlum?

-Anladım:my son?

-I understand, amca.:uncle.,

-You've got it, son?

-In my uncle.

-Bir şey diyor musun?


-Yok amca.
-Bir:-A, şey:thing, diyor:says, musun?

-Yok:are you?

-No, amca.:uncle.,

-Do you say something?

-No uncle.

Hadi bakalım o zaman. Şu cigaramı alayım.


Hadi:Come on, bakalım:let's see, zaman.:time., Şu:This , cigaramı:my cigar, alayım.:let me take it.,

Come on then. Let me take that cigara.

[spiker]<i> Şimdi de spor.</i>


[spiker]<i>:[announcer] <i>, Şimdi:Now, de:also, spor.</i>:sports. </i>,

[announcer] <i> Now sports. </i>

<i>Türkiye 1. Futbol Ligi'nde</i>


<i>Sarıyer'le Ankaragücü 2-2 berabere kaldı.</i>
<i>Türkiye:<i> Turkey, 1.:one., Futbol:Football, Ligi'nde</i>

<i>Sarıyer'le:In the League

<i> with Sarıyer, Ankaragücü:Ankaragücü, 2-2:2-2, berabere:draw, kaldı.</i>:stayed. </i>,

<i> Turkey 1. Football League </i>

<i> Sarıyer'le Ankaragücü was a 2-2 draw.

<i>2. Lig A Grubu'nda</i>


<i>Gençlerbirliği şampiyonluğu garantiledi.</i>
<i>2.:<i> 2., Lig:League, Grubu'nda</i>

<i>Gençlerbirliği:In Group

<i> Genclerbirligi, şampiyonluğu:championship, garantiledi.</i>:guaranteed.,

<i> 2. In Group A

<i> Genclerbirligi guaranteed the championship.

<i>Sarıyer, Ankaragücü,</i>
<i>Sarıyer,:<i> sarıyer,, Ankaragücü,</i>:Ankaragücü, </i>,

<i> sarıyer, Ankaragücü, </i>

<i>İstanbul Yusuf Ziya Öniş Stadı'nda</i>


<i>karşı karşıya geldiler.</i>
<i>İstanbul:<i> istanbul, Yusuf:Joseph, Ziya:Ziya, Öniş:Preliminary, Stadı'nda</i>

<i>karşı:At the Stadium

<i> against, karşıya:across, geldiler.</i>:they came.,


<i> Istanbul Yusuf Ziya Öniş Stadium

<i> they faced.

[Bekir horlar]
[Bekir:[Bekir, horlar]:Horses],

[Bekir Horlar]

[spor spikeri] <i>Karşılaşmanın 65. dakikası.</i>


[spor:[Sport, spikeri]:announcer], <i>Karşılaşmanın:<i>, 65.:65., dakikası.</i>:minute.,

[Sports announcer] <i> MINUTE OF THE MATCH.

<i>Feridun'un pası</i>
<i>ve Silva'nın mükemmel vuruşu.</i>
<i>Feridun'un:<i> Feridun's, pası</i>

<i>ve:pass </i>

<i> and, Silva'nın:Silva's, mükemmel:perfect, vuruşu.</i>:hit. </i>,

<i> Feridun's pass

<i> and Silva's perfect hit. </i>

<i>Sarıyer 1, Ankaragücü 0.</i>


<i>Sarıyer:<i> sarıyer, 1,:one,, Ankaragücü:Ankaragücü, 0.</i>:0. </i>,

<i> sarıyer 1, Ankaragücü 0. </i>

[televizyonda tezahürat sesleri]


[televizyonda:[on TV, tezahürat:cheer, sesleri]:sounds],

[cheer sounds on television]

-[pencere gıcırdar]
-[spor spikeri] <i>Dakika 84, Osman orta.</i>
-[pencere:-[window, gıcırdar]

-[spor:squeezing]

-[Sport, spikeri]:announcer], <i>Dakika:<i> minutes, 84,:84,, Osman:Osman, orta.</i>:middle. </i>,

-[window grip]

-[Sports announcer] <i> minutes 84, Osman Orta. </i>

<i>Erdal. Birinci hareketi güzel.</i>


<i>Erdal.:<i> erdal., Birinci:First, hareketi:movement, güzel.</i>:beautiful. </i>,

<i> erdal. The first movement is good. </i>

<i>İkincisi de. Ve Sarıyer 2…</i>


<i>İkincisi:<I> Second, de.:also., Ve:And, Sarıyer:Sarıyer, 2…</i>:2… </i>,

<i> The second. And Sarıyer 2… </i>

[cırcır böceği sesleri]


[cırcır:[diarrhea, böceği:beetle, sesleri]:sounds],

[Cricket beetle sounds]

[nefes verir]
[nefes:[breath, verir]:gives],

[Breath]

[baykuş öter]
[baykuş:[owl, öter]:ancient],

[Owl Öter]

[keçi meler]
[keçi:[goat, meler]:Merler],

[goats]
[keçi meler]
[keçi:[goat, meler]:Merler],

[goats]

[keçi meler]
[keçi:[goat, meler]:Merler],

[goats]

[keçi meler]
[keçi:[goat, meler]:Merler],

[goats]

[nefes verir]
[nefes:[breath, verir]:gives],

[Breath]

[keçi meler]
[keçi:[goat, meler]:Merler],

[goats]

[keçi meler]
[keçi:[goat, meler]:Merler],

[goats]

-[nefes alır]
-["İstiklal Marşı" kaydı çalar]
-[nefes:-[breath, alır]

-["İstiklal:gets]

-["Independence, Marşı":Anthem ", kaydı:registration, çalar]:player],

-[Breathing]

-["The National Anthem" Rediard Rotes]

<i>♪ Korkma, sönmez ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Korkma,:Don't be afraid,, sönmez ♪</i>:Sonmez ♪ </i>,

<i> ♪ Don't be afraid, not extinguishing ♪ </i>

<i>♪ Bu şafaklarda yüzen al sancak ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Bu:It, şafaklarda:In dawn, yüzen:floating, al:get, sancak ♪</i>:Sancak ♪ </i>,

<i> ♪ Al Sancak floating in these dawn ♪ </i>

-[televizyonda devam eder]


<i>-♪ Sönmeden yurdumun üstünde ♪</i>
-[televizyonda:-[on TV, devam:continue, eder]

<i>-♪:eder]

<i>-♪, Sönmeden:Without extinguishing, yurdumun:Your homeland, üstünde ♪</i>:On top ♪ </i>,

-[Continues on TV]

<i>-♪ on my homeland without extinguishing ♪ </i>

<i>♪ Tüten en son ocak ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Tüten:Smoking, en:most, son:end, ocak:fireplace, ♪</i>:♪ </i>,

<i> ♪ The latest January ♪ </i>

<i>-♪ O benim milletimin ♪</i>


-[Bekir horlar]
<i>-♪:<i>-♪, benim:Mine, milletimin ♪</i>

-[Bekir:My nation ♪ </i>

-[Bekir, horlar]:Horses],
<i>-♪ it is my nation ♪ </i>

-[Bekir Horlar]

<i>♪ Yıldızıdır, parlayacak ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Yıldızıdır,:Is the star,, parlayacak:will shine, ♪</i>:♪ </i>,

<i> ♪ is the star, it will shine ♪ </i>

<i>-♪ O benimdir ♪</i>


-[Bekir horlar]
<i>-♪:<i>-♪, benimdir ♪</i>

-[Bekir:mine is mine ♪ </i>

-[Bekir, horlar]:Horses],

<i>-♪ is mine ♪ </i>

-[Bekir Horlar]

<i>♪ O benim milletimindir ancak ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, benim:Mine, milletimindir:is my nation, ancak ♪</i>:But ♪ </i>,

<i> ♪ It is my nation, but ♪ </i>

<i>♪ Çatma, kurban olayım ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Çatma,:Don't crack,, kurban:victim, olayım ♪</i>:Let me be ♪ </i>,

<i> ♪ katma, let me be a victim ♪ </i>

<i>♪ Çehreni ey nazlı hilal ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Çehreni:The face of the face, ey:article, nazlı:coy, hilal ♪</i>:crescent ♪ </i>,

<i> ♪ the face of the nazlı crescent ♪

<i>♪ Kahraman ırkıma bir gül ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Kahraman:Hero, ırkıma:my race, bir:a, gül ♪</i>:Rose ♪ </i>,

<i> ♪ A rose to my heroic race ♪ </i>

<i>♪ Ne bu şiddet, bu celal? ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Ne:What, bu:This , şiddet,:violence,, bu:This , celal? ♪</i>:Celal? ♪ </i>,

<i> ♪ What is this violence, this celal? ♪ </i>

<i>♪ Sana olmaz</i>


<i>Dökülen kanlarımız sonra helal ♪</i>
<i>♪:<i> ♪, Sana:to you , olmaz</i>

<i>Dökülen:no </i>

<i> Shed, kanlarımız:Our blood, sonra:Then, helal:halal, ♪</i>:♪ </i>,

<i> ♪ Not you

<i> Our blood after our blood is halal ♪ </i>

<i>♪ Hakkıdır Hakk'a tapan</i>


<i>Milletimin istiklal ♪</i>
<i>♪:<i> ♪, Hakkıdır:Is the right, Hakk'a:To Hakk, tapan</i>

<i>Milletimin:worshiper </i>

<i> My nation, istiklal:independence, ♪</i>:♪ </i>,

<i> ♪ is the right to worship the right

<i> my nation's independence ♪ </i>

[çanta çarpar]
[çanta:[bag, çarpar]:multiplies],

[Bag hit]

-[bip sesleri]
-[Bekir horlar]
-[bip:-[Beep, sesleri]

-[Bekir:sounds]

-[Bekir, horlar]:Horses],

-[BiP sounds]

-[Bekir Horlar]

[kadın 2] <i>Saat 00.21.</i>


[kadın:[woman, 2]:2], <i>Saat:<I> Clock, 00.21.</i>:00.21. </i>,

[Woman 2] <i> hours 00.21. </i>

[monoton bip sesi]


[monoton:[monotone, bip:Beep, sesi]:sound],

[Monotone Beep Sound]

[kapı açılır]
[kapı:[door, açılır]:opens],

[door opens]

[korkuyla nefes alıp verir]


[korkuyla:[with fear, nefes:breath, alıp:take a lot of, verir]:gives],

[He breathes with fear]

[kapı kapanır]
[kapı:[door, kapanır]:closes],

[The door closes]

-[kız korku nidası]


-[patırtı]
-[kız:-[girl, korku:horror, nidası]

-[patırtı]:nidasi]

-[clatter],

-[Girl Fear Nida]

-[clatter]

-[Bekir şiddetli nefes alır]


-[hızla uzaklaşan adım sesleri]
-[Bekir:-[Bekir, şiddetli:severe, nefes:breath, alır]

-[hızla:gets]

-[quickly, uzaklaşan:distant, adım:my name, sesleri]:sounds],

-[Bekir breathes severe]

-[Rapid Step Sounds]

Ne yapıyorsun len sen?


Ne:What, yapıyorsun:you do, len:len, sen?:joyful?,

What are you doing len?

Yasak demedim mi len ben sana? Ha?


Yasak:Forbidden, demedim:I didn't say, mi:mi, len:len, ben:I, sana?:to you?, Ha?:Ha?,

Didn't I tell you forbidden? Ha?

Bu… Yapmayacaksın demedim mi lan ben sana?


Bu…:It…, Yapmayacaksın:You won't, demedim:I didn't say, mi:mi, lan:lan, ben:I, sana?:to you?,

This… Didn't I tell you you won't do it?

Ha? Bu dolabı açmayacaksın


demedim mi lan ben? Ha?
Ha?:Ha?, Bu:It, dolabı:cabinet, açmayacaksın
demedim:you will not open

I didn't say, mi:mi, lan:lan, ben?:I?, Ha?:Ha?,

Ha? You won't open this closet

Didn't I say? Ha?

Bu kamerayla oynamayacaksın
demedim mi sana ben? Ha?
Bu:It, kamerayla:with the camera, oynamayacaksın

demedim:you won't play

I didn't say, mi:mi, sana:to you , ben?:I?, Ha?:Ha?,

You won't play with this camera

Didn't I tell you? Ha?

[cırcır böceği sesleri]


[cırcır:[diarrhea, böceği:beetle, sesleri]:sounds],

[Cricket beetle sounds]

[kadın 3 hafifçe] I-ıh.


[kadın:[woman, hafifçe]:slightly], I-ıh.:I-IH.,

[Woman 3 lightly] I-IH.

[Bekir iç çeker]
[Bekir:[Bekir, iç:internal, çeker]:pulls],

[Bekir sighs]

Kasabaya mı yollayacaksın gene beni?


Kasabaya:To town, mı:is it, yollayacaksın:you will send, gene:again, beni?:me?,

Are you going to send me to the town again?

Ha? Havva?
Ha?:Ha?, Havva?:Eve?,

Ha? Eve?

Ben yollamıyorum seni bir yere.


Ben:I, yollamıyorum:i don't send, seni:you, bir:a, yere.:to the ground.,

I don't send you somewhere.

-Kim yolluyor?
-Kendin gidiyorsun.
-Kim:-Who, yolluyor?

-Kendin:sending?

-Yourself, gidiyorsun.:You are going.,

-Who is sending?

-You're going.

Bana bulaşma.
Bana:To me, bulaşma.:infection.,

Do not mess with me.

Niye gidiyorum? Keyfimden mi gidiyorum?


Niye:Why , gidiyorum?:I'm going?, Keyfimden:From me, mi:mi, gidiyorum?:I'm going?,

Why am I going? I'm going to enjoy it?

Cık. Açsın, aç.


Cık.:Exit., Açsın,:Open,, aç.:hungry.,

Exit. Open, open.

Açgözlüsün.
Açgözlüsün.:You are greedy.,

You are greedy.

Ondan gidiyorsun.
Ondan:From him, gidiyorsun.:You are going.,

You go from him.

[Bekir nefes verir]


[Bekir:[Bekir, nefes:breath, verir]:gives],

[Bekir breathes]

[Bekir nefes verir]


[Bekir:[Bekir, nefes:breath, verir]:gives],

[Bekir breathes]

"Aç köpek" diyorsun, ha?


"Aç:"Hungry, köpek":dog", diyorsun,:you say,, ha?:Ha?,

You say "hungry dog", huh?

"Bulaşma" mı diyorsun "bana"?


"Bulaşma":"Infection", mı:is it, diyorsun:you say, "bana"?:"to me"?,

Do you say "infection" "to me"?

[nefes alır] "Üç evlat verdim,


neyine yetmiyor?" mu diyorsun?
[nefes:[breath, alır]:gets], "Üç:"Three, evlat:son, verdim,

neyine:I gave,

what to, yetmiyor?":it is not enough?", mu:is it, diyorsun?:you say?,

[Breath] "I gave three sons,

What is it not enough? "Do you say?

Senin ağzını burnunu kırmak var da…


Senin:Your, ağzını:your mouth, burnunu:your nose, kırmak:to break, var:there is, da…:in…,

You have to break your mouth ...

Sen benim insaniyetime dua et.


Sen:Joyful, benim:Mine, insaniyetime:To my humanity, dua:prayer, et.:meat.,

Pray to my humanity.

Bir Allah'ın günü köteği yemedin ya,


Bir:A, Allah'ın:Allah, günü:day, köteği:tribute, yemedin:you didn't eat, ya,:ya,,

You did not eat the day of God's day,

bir tokat vurmadım ya suratına…


bir:a, tokat:slap, vurmadım:I didn't hit, ya:or, suratına…:In your face ...,

I didn't hit a slap in your face ...

Yat kalk dua et sen.


Yat:Sleep, kalk:get up, dua:prayer, et:meat, sen.:joyful.,

Yacht get up and pray.

Benim insaniyetime dua et.


Benim:Just me, insaniyetime:To my humanity, dua:prayer, et.:meat.,

Pray to my humanity.

[Bekir iç çeker]
[Bekir:[Bekir, iç:internal, çeker]:pulls],

[Bekir sighs]
[Havva ağlar]
[Havva:[Eve, ağlar]:Networks],

[Eve Cry]

[yaklaşan adım sesleri]


[yaklaşan:[approaching, adım:my name, sesleri]:sounds],

[Approaching Step Sounds]

-[kapı çarpar]
-[ağlar]
-[kapı:-[door, çarpar]

-[ağlar]:multiplies]

-[Networks],

-[The door hit]

-[Networks]

[kilit sesleri]
[kilit:[lock, sesleri]:sounds],

[Lock sounds]

-[uzaklaşan adım sesleri]


-[hıçkırarak ağlar]
-[uzaklaşan:-[Moving away, adım:my name, sesleri]

-[hıçkırarak:sounds]

-[Hiccup, ağlar]:Networks],

-[Step Step Sounds]

-[sobbing]

-[kuş cıvıltısı]
-[kuzu meler]
-[kuş:-[bird, cıvıltısı]

-[kuzu:chirping]

-[lamb, meler]:Merler],

-[Bird chirping]

-[lambs]

[nefes verir]
[nefes:[breath, verir]:gives],

[Breath]

[keçiler meler]
[keçiler:[goats, meler]:Merler],

[goats mes]

[Bekir] Bismillah.
[Bekir]:[Bekir], Bismillah.:Bismillah.,

[Bekir] Bismillah.

-[Bekir zorlanma nidası]


-[keçiler meler]
-[Bekir:-[Bekir, zorlanma:strain, nidası]

-[keçiler:nidasi]

-[goats, meler]:Merler],

-[Bekir forcing nidas]

-[goats mes]

[çıngırak sesleri]
[çıngırak:[rattle, sesleri]:sounds],

[Racking sounds]

-[çıngırak sesleri]
-[keçiler meler]
-[çıngırak:-[rattle, sesleri]

-[keçiler:sounds]

-[goats, meler]:Merler],

-[Racking sounds]

-[goats mes]

[Bekir] Cemil, evladım.


[Bekir]:[Bekir], Cemil,:Cemil,, evladım.:son.,

[Bekir] Cemil, my son.

Topla hayvanları bakalım çabuk çabuk.


Topla:Gather, hayvanları:animals, bakalım:let's see, çabuk:quick, çabuk.:quick.,

Let's see the animals quickly.

Emredersin Bekir amca.


Emredersin:You order, Bekir:Bekir, amca.:uncle.,

You order Uncle Bekir.

"Emredersin" ne lan? Asker ocağı mı bura?


"Emredersin":"You order", ne:What, lan?:man?, Asker:Soldier, ocağı:furnace, mı:is it, bura?:here?,

"You order" what? Is it the soldier quarry here?

Hadi bakalım, kardeş kardeş. Haydi.


Hadi:Come on, bakalım,:let's see,, kardeş:brother, kardeş.:brother., Haydi.:Lets.,

Come on, brother. Lets.

[nefes nefese]
Bak, bir kardeş de bu size şimdi.
[nefes:[breath, nefese]

Bak,:breath]

Look,, bir:a, kardeş:brother, de:also, bu:This , size:to you, şimdi.:now.,

[breathless]

Look, this is a brother now.

Dört kardeş oldunuz artık.


Dört:Four, kardeş:brother, oldunuz:you became, artık.:now.,

You've been four brothers now.

Beni de baban gibi bil.


Beni:Me , de:also, baban:your father, gibi:like, bil.:Know.,

Know me like your father.

Sen komutan yaptın bizi sen, olmadı.


Sen:Joyful, komutan:commander, yaptın:you did, bizi:we, sen,:joyful,, olmadı.:It didn't happen.,

You made us a commander, you didn't.

Beni baban gibi bileceksin,


Beni:Me , baban:your father, gibi:like, bileceksin,:you will know,

You will know me like your father,

bunları da kardeşin bileceksin.


bunları:these, da:in, kardeşin:Your brother, bileceksin.:you will know.,

You will know that your brother.


Kadir senin neyin? Kardeşin.
Kadir:Magnitude, senin:your, neyin?:what?, Kardeşin.:Your brother.,

Kadir What is your? Your brother.

Yusuf neyin? Kardeşin.


Yusuf:Joseph, neyin?:what?, Kardeşin.:Your brother.,

Yusuf, what? Your brother.

Saliha neyin?
Saliha:Saliha, neyin?:what?,

What is Saliha?

Kardeşim.
Kardeşim.:My brother.,

My brother.

[Bergen - "Acıların Kadını" çalar]


[Bergen:[Bergen, "Acıların:"Your pain, Kadını":Woman", çalar]:player],

[Bergen - "The Woman of Pain" Rings]

[şarkı müzik setinden çalmaya devam eder]


[şarkı:[song, müzik:music, setinden:from the set, çalmaya:to play, devam:continue, eder]:eder],

[Song continues to play from the music set]

[eşlik eder] <i>♪ Yıllar yılı dert yolunda ♪</i>


[eşlik:[accompaniment, eder]:eder], <i>♪:<i> ♪, Yıllar:Years, yılı:year, dert:trouble, yolunda:on the way, ♪</i>:♪ </i>,

[accompanies] <i> ♪ for years on the way to trouble ♪ </i>

<i>♪ Ne ilk ne de sonuncuyum ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Ne:What, ilk:first, ne:What, de:also, sonuncuyum ♪</i>:I am the last ♪ </i>,

<i> ♪ I am neither the first nor the last ♪ </i>

<i>♪ Kahrediyor hayat beni ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Kahrediyor:He's overwhelming, hayat:life, beni ♪</i>:me ♪ </i>,

<i> ♪ He's overwhelming life

<i>♪ Acıların kadınıyım ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Acıların:Your pain, kadınıyım ♪</i>:I am a woman ♪ </i>,

<i> ♪ I am the woman of pain ♪ </i>

-[çırpma sesi]
<i>-♪ Yıllar yılı dert yolunda ♪</i>
-[çırpma:-[flap, sesi]

<i>-♪:sound]

<i>-♪, Yıllar:Years, yılı:year, dert:trouble, yolunda ♪</i>:Way ♪ </i>,

-[whisking sound]

<i>-♪ YEARS YEARS On the way to trouble ♪ </i>

<i>♪ Ne ilk ne de sonuncuyum ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Ne:What, ilk:first, ne:What, de:also, sonuncuyum ♪</i>:I am the last ♪ </i>,

<i> ♪ I am neither the first nor the last ♪ </i>

<i>♪ Kahrediyor hayat beni ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Kahrediyor:He's overwhelming, hayat:life, beni ♪</i>:me ♪ </i>,

<i> ♪ He's overwhelming life

<i>♪ Ben acılar kadınıyım ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Ben:I, acılar:suffering, kadınıyım ♪</i>:I am a woman ♪ </i>,
<i> ♪ I am a pain woman ♪ </i>

<i>♪ Söylemiyor kimse derman ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Söylemiyor:Does not say, kimse:nobody, derman ♪</i>:DERMAN ♪ </i>,

<i> ♪ Nobody says derman ♪ </i>

<i>♪ Öyle zor ki mutlu olmak ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Öyle:like that, zor:difficult, ki:that, mutlu:happy, olmak ♪</i>:to be ♪ </i>,

<i> ♪ It is so hard to be happy ♪ </i>

<i>♪ Yüreğimde büyük ferman ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Yüreğimde:In my heart, büyük:big, ferman ♪</i>:Ferman ♪ </i>,

<i> ♪ Great Edict in My Heart ♪ </i>

<i>♪ Acıların kadınıyım ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Acıların:Your pain, kadınıyım ♪</i>:I am a woman ♪ </i>,

<i> ♪ I am the woman of pain ♪ </i>

<i>♪ Ben acılar kadınıyım ♪</i>


<i>♪:<i> ♪, Ben:I, acılar:suffering, kadınıyım ♪</i>:I am a woman ♪ </i>,

<i> ♪ I am a pain woman ♪ </i>

-[tık sesi]
-[şarkı kesilir]
-[tık:-[tic, sesi]

-[şarkı:sound]

-[song, kesilir]:cut],

-[click sound]

-[Song is cut]

Ne dinliyorsun sen bunu?


Ne:What, dinliyorsun:you listen, sen:joyful, bunu?:this?,

What are you listening to this?

Kasabaya gitti ya babam.


Ne olacak? Dinliyoruz işte.
Kasabaya:To town, gitti:gone, ya:or, babam.

Ne:my father.

What, olacak?:it will be?, Dinliyoruz:We listen, işte.:Request.,

My father went to the town.

What will happen? We're listening.

Yok mu, başka dinleyecek şey mi kalmadı?


Yok:no , mu,:?, başka:other, dinleyecek:Listening, şey:thing, mi:mi, kalmadı?:no more?,

Isn't there any other thing to listen to?

Oynuyorduk ana ya.


Oynuyorduk:We were playing, ana:mother, ya.:ya.,

We were playing the mother.

Nesine oynuyorsun bunun?


Nesine:Nine, oynuyorsun:you play, bunun?:this?,

What are you playing?

Koy neşeli bir kaset, ona oyna o zaman.


Ne acı çektin de? [sessizce] Tövbe tövbe.
Koy:Bay, neşeli:Cheerful, bir:a, kaset,:tape,, ona:him, oyna:play, zaman.

Ne:time.
What, acı:Angle, çektin:you pulled, de?:also?, [sessizce]:[quietly], Tövbe:Repentance, tövbe.:repentance.,

Put a cheerful tape, then play it.

What pain did you suffer? [quietly] repentance repentance.

Buna mı oynuyorsun?
Buna:This, mı:is it, oynuyorsun?:are you playing?,

Are you playing that?

Bu da neşeli ana ya.


Bu:It, da:in, neşeli:Cheerful, ana:mother, ya.:ya.,

This is the cheerful mother.

Bok neşeli!
Bok:Shit, neşeli!:Cheerful!,

Shit is cheerful!

[uzaklaşan adım sesleri]


[uzaklaşan:[away, adım:my name, sesleri]:sounds],

[Step Step Sounds]

[güler]
[güler]:[Laughs],

[Laughs]

[uzaktan gelen tıkırtılar]


[uzaktan:[afar, gelen:incoming, tıkırtılar]:clicks],

[Remote clicks]

[güler]
[güler]:[Laughs],

[Laughs]

[cırcır böceği sesleri]


[cırcır:[diarrhea, böceği:beetle, sesleri]:sounds],

[Cricket beetle sounds]

Biz okuyacak mıyız baba?


Biz:We, okuyacak:will read, mıyız:Are we, baba?:father?,

Are we going to read Dad?

Bir şey sordu ya çocuk.


Bir:A, şey:thing, sordu:asked, ya:or, çocuk.:child.,

The boy asked something.

[burnunu çeker] Ne okuyacaksın?


[burnunu:[your nose, çeker]:pulls], Ne:What, okuyacaksın?:will you read,

[He's his nose] What are you going to read?

"Bilmiyorum" mu diyorsun?
"Bilmiyorum":"I don't know", mu:is it, diyorsun?:you say?,

You say "I don't know"?

Bilmediğin şeyi nasıl okuyacaksın?


Bilmediğin:You don't know, şeyi:thing, nasıl:How, okuyacaksın?:will you read,

How will you read what you don't know?

Yusuf efendi,
Yusuf:Joseph, efendi,:master,,

Yusuf Efendi,
sen okuyacak mısın bakalım?
sen:joyful, okuyacak:will read, mısın:will you, bakalım?:let's see?,

Are you going to read it?

Ne okuyacaksın?
Ne:What, okuyacaksın?:will you read,

What are you going to read?

Arabacılık.
Arabacılık.:Arabism.,

Arabism.

Arabacılık?
Arabacılık?:Arabism?,

Arabism?

Bak bak, Allah Allah.


Bak:Look, bak,:look,, Allah:God, Allah.:God.,

Look, God, Allah.

Nasıl okunuyor arabacılık?


Okula mı gidiliyor?
Nasıl:How , okunuyor:Reading, arabacılık?

Okula:Arabism?

To school, mı:is it, gidiliyor?:Going?,

How is it read?

Is it going to school?

Araba kapının önünde, git oku oğlum.


Araba:Car, kapının:door, önünde,:in front of,, git:go, oku:read, oğlum.:my son.,

In front of the car door, go read son.

[iç çeker] İyi bakalım.


[iç:[internal, çeker]:pulls], İyi:Good , bakalım.:let's see.,

[Intelligence] Let's look at it.

Bak, kardeşin biliyor.


Bak,:Look,, kardeşin:Your brother, biliyor.:he knows.,

Look, your brother knows.

Sen ne okuyacağını bir bil bakalım önce.


Sen:Joyful, ne:What, okuyacağını:will read, bir:a, bil:know, bakalım:let's see, önce.:before.,

Know what to read first.

Nasıl bilecek okula gitmeden?


Nasıl:How , bilecek:will know, okula:to school, gitmeden?:Without going?,

How will he know before going to school?

Onu diyorum ya işte.


Onu:Him-her-it, diyorum:I say, ya:or, işte.:Request.,

I say it.

Ne okuluna gidecek?
Ne:What, okuluna:to school, gidecek?:will go?,

What will he go to school?

Yüksekokul okuyacaklar. Hepsi okuyacak.


Yüksekokul:College, okuyacaklar.:they will read., Hepsi:All, okuyacak.:will read.,
They will study college. They will all read.

Vallaha mı diyorsun?
Vallaha:I swear, mı:is it, diyorsun?:you say?,

You say, I swear?

-Nerede?
-Ankara'ya giderler.
-Nerede?

-Ankara'ya:-Where?

-Ankara, giderler.:expenses.,

-Where?

-They go to Ankara.

-Ankara'ya mı?
-Herkes oraya gidiyor ya.
-Ankara'ya:-Ankara, mı?

-Herkes:?

-Everyone, oraya:to there, gidiyor:going, ya.:ya.,

-To Ankara?

Everyone goes there.

-Herkes kim ya?


-Okumaya diye işte.
-Herkes:-Everyone, kim:who, ya?

-Okumaya:ya?

-Okumaya, diye:saying, işte.:Request.,

-What is everyone?

-He's okay.

Muhtarın büyük oğlan da gitmişti ya?


Muhtarın:Your muhtar, büyük:big, oğlan:boy, da:in, gitmişti:he was gone, ya?:ya?,

The muhtar's older boy was gone?

He ya. Gitti ne oldu?


He:He, ya.:ya., Gitti:Gone, ne:What, oldu?:What happened?,

HE. What happened?

İş mi buldu? Para mı tuttu eli?


İş:work , mi:mi, buldu?:found?, Para:Money, mı:is it, tuttu:hired, eli?:his hand?,

Did he find a job? Did he hold the money?

-Bir para için mi okunuyor?


-Ya?
-Bir:-A, para:money, için:for , mi:mi, okunuyor?

-Ya?:Reading?

-Ya?,

-Is it read for a money?

-Ya?

Okudu ne oldu? Döndü geldi, anarşik oldu.


Okudu:Read, ne:What, oldu?:What happened?, Döndü:Turned, geldi,:came,, anarşik:anarchic, oldu.:was.,

What happened? He came back, became anarchic.

Her okuyan anarşik mi olacak illa?


Her:Each, okuyan:reader, anarşik:anarchic, mi:mi, olacak:it will be, illa?:necessarily?,

Will every reader will be anarchic?


[bağırarak] Ne olacak işte, onu soruyorum.
[bağırarak]:[shouting], Ne:What, olacak:it will be, işte,:Request,, onu:him-her-it, soruyorum.:I'm asking.,

[shouting] What will happen, I ask him.

-Neyi soruyorsun ya?


-Havva!
-Neyi:-What, soruyorsun:you ask, ya?

-Havva!:ya?

-Eve!,

-You ask what?

-Eve!

Ben bilmem.
Ben:I, bilmem.:I don't know.,

I do not know.

-Neyi bilmiyorsun?
-Yüksekokula gidecekler, hepsi gidecek.
-Neyi:-What, bilmiyorsun?

-Yüksekokula:You do not know?

-Ist high school, gidecekler,:They will go,, hepsi:all, gidecek.:will go.,

-You don't know what?

-They will go to high school, they will all go.

-Hepsi?
-Ha.
-Hepsi?

-Ha.:-All?

-Ha.,

-All?

-Ha.

Hepsi diyorsun?
Hepsi:All, diyorsun?:you say?,

You all say?

-Sen de mi okuyacaksın kızım?


-[Havva] En başta o okuyacak.
-Sen:-Joyful, de:also, mi:mi, okuyacaksın:you will read, kızım?

-[Havva]:my daughter?

-[Eve], En:Most, başta:first, okuyacak.:will read.,

-You will read too, girl?

-[Havva] In the first place he will read.

-[Bekir] Deme ya?


-[Havva] En büyükleri ya.
-[Bekir]:-[Bekir], Deme:Do not say, ya?

-[Havva]:ya?

-[Eve], En:Most, büyükleri:elders, ya.:ya.,

-Don't say [Bekir]?

-[Eve] The largest.

İlk ona sıra gelecek.


Hemşire okuluna gidecek.
İlk:First, ona:him, sıra:desk, gelecek.

Hemşire:future.
Nurse, okuluna:to school, gidecek.:will go.,

The first time will come to him.

The nurse will go to school.

[Bekir] Aha.
[Bekir]:[Bekir], Aha.:Aha.,

[Bekir] aha.

Okulu da buldun, ha?


Okulu:school, da:in, buldun,:You found it,, ha?:Ha?,

You found the school too, huh?

Hastane mi var köyde? Nereye gidecek?


Hastane:Hospital, mi:mi, var:there is, köyde?:in the village?, Nereye:To where, gidecek?:will go?,

Is there a hospital in the village? Where will he go to?

Ankara'ya işte.
Ankara'ya:To Ankara, işte.:Request.,

It is to Ankara.

Saliha? Ankara'ya gidecek?


Saliha?:Saliha?, Ankara'ya:To Ankara, gidecek?:will go?,

Saliha? Go to Ankara?

Oğlanları da yolladın.
Oğlanları:Boys, da:in, yolladın.:You sent it.,

You sent the boys.

Toprağa kim bakacak?


Mala, mahsule kim bakacak?
Toprağa:To the ground, kim:who, bakacak?

Mala,:will look?

Trowel,, mahsule:crop, kim:who, bakacak?:will look?,

Who will take care of the soil?

Who will take care of trowel, crop?

[Havva] Bakarız biz.


[Havva]:[Eve], Bakarız:We'll see, biz.:we.,

[Eve] we look.

Bize kim bakacak?


Bize:To us, kim:who, bakacak?:will look?,

Who will take care of us?

Şimdi iyi.
Şimdi:Now, iyi.:good.,

Now good.

Elimiz ayağımız tutmayınca


kim bakacak bize?
Elimiz:Our hands, ayağımız:Our feet, tutmayınca

kim:When you don't keep it

who, bakacak:will look, bize?:to us?,

When our hands do not hold our feet

Who will look at us?

Ben bakarım size baba.


Ben:I, bakarım:I look, size:to you, baba.:father.,
I see you, Dad.

E, anan okula yolladı seni.


E,:TO,, anan:anan, okula:to school, yolladı:sent, seni.:you.,

E, Anan sent you to school.

İstemiyorum ben.
İstemiyorum:I don't want, ben.:I.,

I do not want.

[Bekir] Hadi buyur.


[Bekir]:[Bekir], Hadi:Come on, buyur.:there you go.,

[Bekir] Come on.

Ne diyorsun kız sen?


Ne:What, diyorsun:you say, kız:girl, sen?:joyful?,

What are you saying girl?

-[Bekir] "Okumayacağım" diyor.


-Ya ne yapacaksın?
-[Bekir]:-[Bekir], "Okumayacağım":"I will not read", diyor.

-Ya:says.

-A, ne:What, yapacaksın?:you will do,

-[Bekir] says "I will not read."

What are you going to do?

You might also like