You are on page 1of 5

Kammazlık eyleme sen gel yok yere

Adamı mansur gibi tek çekerler dara


Bu dünya için çekme yüzüne kara
Ahrette fenadır sırrı dünyanın

...Bu fani dünyadır belin bağlama


Sakın bir kimseye kem söz söyleme
Karını helal eyle haram eyleme
Asla anlaşılmaz sırrı dünyanın

İmamlardır Muhammedin torunu


Şah Hasan Hüseyne verdi nurunu
Alim kuşandı zülfikarını
Titredi zemin i bahri asumanın (yerle gök)

Bir zaman köroğlu meydana çıktı


Nice kalelerin burcunu yıktı
Öyle koçyiğitleri toprağa soktu
Hiç yoktur namusu arı dünyanın

Bu fani dünyadır güvenme boşa


İster elli yaşa ister yüz yaşa
Gerek vezir olsun gerekse paşa
Öyle de götürür şerri dünyanın
... DERSİMLİ FİRİK DEDE...

-------------------------------------

Cihan ne su iken ne derya iken


Arşta yeşil kandil nur olmadı mı?
Zehra yıldızından yüzbin yıl evvel
Kudretten bir top nur inmedi mi?

Ol nur idi üç mürşitin atası


Allah, aşık Muhammet’tir putası
Allah bir Muhammet Ali ötesi
Ol zaman üç isim bir olmadı mı?

Üç isim mucizat topun atalı


Atıp atıp el veripte tutalı
Dedi bana kaç saattir yatalı
Dedi sana kırkbin yıl olmadı mı?

Kırk bin yıl olduğun o demde bildi


Cebrail Ali’ye bir elma sundu
Okudu tekbirin hem yedi dildi
Ol zaman arifler bir olmadı mı?

Arif sındı saldı cihanı biçti


O nurun şevki hep cihana düştü
Hak bir avuç toprak deryaya saçtı
Derya kuruyupta yer olmadı mı?

Kün dedi cihanın binasın kurdu


Nice bin yıl evvel bu yolu sürdü
Muhammet Veyisin nurunu gördü
Dosta aşık olup yar olmadı mı?

O dem şeriatı beyan eyledi


Tarikatta kondu göçtü yayladı
Marifette binbir kelam söyledi
Dosta aşık olup yar olmadı mı?

Şeriat dediğin şart-ı kavidir


Tarikat da oğlan uşak evidir
Marifet de gerçeklerin soyudur
Hakikat de bin bir sır olmadı mı?

Hakikatte bin bir sırra erenler


Lahmike lahmi kavmine girenler
Muhammet Ali’nin yerin soranlar
Üçler meydanında bir olmadı mı?

Geldi üçler beşler kırklar yediler


Bu yolu erkanı onlar koydular
Dünkü gelen aşık bu mu dediler
O zaman ervahlar bir olmadı mı?

VELİM eydir ervahlar ezelden birdir


Katremiz haktır kandilde nurdur
On iki imamlara biatım vardır
Hüseyin kerbelada Pir olmadı mı?

--------------------------------

Eğer bir kamilden kemal istersen


Özünü bilene ala dediler
Ehl-i zatım derse inanma sakın
İtibar eyleme dile dediler

Sikke vursan altın olur mu tuca


Harçlık istenir mi küresiz saca
Hakk'ın buyruğunu söyleme pice
Buyruk haktır ama kula dediler

Bir kul kusurunu eğer görmezse


Özünün uğrusun ele vermezse
Hakk'ın buyruğuyla amil olmazsa
O çıkmaz götürmen yola dedilir

Ersen kamil ile konup göçersin


Yola gelmez doğru yoldan kaçarsın
Şerh eyleyip Hakk'ın sırrın açarsın
Onun yüzündendir bela dediler

Hakk'ın gizli sırrın söyleme yada


Dilinle yandırma başını od'a
Gülü bülbül için halketti hüda
Kargayı kondurma güle dediler

Gülün aslın bilip hare katarsan


Burda aldığını surda satarsan
Günde bin defa secdeye yatarsan
Yine onun işi hile dediler

Gerek artık eksik söyledim sözüm


Mürşit meydanında saf oldu özüm
Bir ulu dergahta açıldı gözüm
Yahşi yaman ayrı ola dediler

Ayırdılar yahşi ile yamanı


Denk etmezler cevahirle samanı
Dilden gidermezsen zan ü gümanı
Bir gün bu yol onu yola dediler

Veli'm eyder doğru yola gitmezse


Ar ile özüne sitem etmezse
Buyruk Şah-ı Merdan'ındır tutmazsa
Ahir yüzü kare ola dediler

------------------------------------

Eşrefoğlu al haberi, bahçe biziz gül bizdedir.


Bizde Mevlanın kuluyuz yetmişiki dil bizdedir

Erlikmidir eri yormak,uzak yoldan haber sormak


Cennetteki ol dört ırmak, coşkun akar sel bizdedir

Kimi sofi kimi hacı, cümlemiz Hakka duacı


Resulu ekremin tacı, aba hırka şal bizdedir

Arı vardır uçup gezer, teni tenden seçip gezer


O yar bizden kaçıp gezer, arı biziz bal bizdedir

Adem vardır cismi semiz, alır abdest olmaz temiz


Halkı taneylemek nemiz,cümlece vebal bizdedir

Kuldur Hasan Dedem kuldur, manayı söyleyen dildir


Elif Hakka doğru yoldur, Cim sorarsan dal bizdedir

----------------------------------------

Dünya kainattan kopup gelirken


Adem miyim hayvan mıyım Ben neyim
Adem ile Havva vücut bulurken
Cennet miyim Şeytan mıyım Ben neyim

İdris Nebi biçer iken hülleyi


Yüksekten geçerken insanlık yayı
Nuh nebi aşarken ulu deryayı
Gemi miyim Kaptan mıyım Ben neyim

Döküldü gazelim çürüdü bağım


Yıllar evvel göçmüş köyüm bucağım
Bugün doğdum varım yarın da yoğum
Aradaki yalanmıyım Ben neyim

Kimler akıllanmış Kimler bunamış


Eyüp derde düşmüş cahil kınamış
Halil İsmail'i boşa sınamış
Kasap mıyım Kurban mıyım Ben neyim

Aramızda yaşar eroğlu erler


Erleri ne bilir köroğlu körler
Bana bu ellerde Mahzuni derler
Merdan mıyım Mervan mıyım Ben neyim
-----------------------------------

Dün gece seyrimde bir şehre vardım


Nice İdris Nebi hülle biçiyor
”Müşteriyim” dedim pazara durdum
Alana meddahım, hasım saçıyor

Üç yüz altmış altı dükkânı vardır


Elli yedi bin de tellalı vardır
Alıcısı bindi, satıcı birdir
Alan sarraf kıymetini biliyor

Ol kişi de hizmet eder çalışır


Dokuz pencereden şule kavuşur
Kırk sekiz bahçede bülbül ötüşür
Kimi ekin olmuş, kimi biçiyor

Ali’dir bizim pazar başımız


Halis olup halis satmak işimiz
Lal-ı yakut cevahirdir taşımız
Pazarbaşı her günahtan geçiyor

Yükünü de tutmuş ol yüzü ağlar


Hak Muhammed Ali şeridin bağlar
On iki mah gördüm biri bağlar
ESİRİ der bunda konan göçüyor

------------------------------------

Sevdiğim'le malımızı bölüştük.


Halı ona düştü, çul bana düştü,
Şu senin, bu benim derken anlaştık
Kervan ona düştü, yol bana düştü

Tenim çıplak oldu, güneşte yandı,


Kendisi de al yeşile boyandı
Sıra geldi büyük mala dayandı
Dağlar ona düştü, çöl bana düştü.

Beni üryan etti, saldı çöllere,


Kendisi benzedi gonca güllere
Karayı bitirdik, döndük sulara,
Derya ona düştü, sel bana düştü.

Kul Ahmed'im güzel didara baktık


Ay ile Güneşi ona bıraktık,
Gayri yer yeryüzünden göklere çıktık,
ALLAH ona düştü, KUL bana düştü,

-----------------------------------

A gönül, çökse de arzın temeli;


Kör nefsi, nefsine mimar eyleme!..
Sevgiyle yeşeren sonsuz emeli;
İlimsiz amelle ber-dâr eyleme!..

Ma’rifet ehline bu dert devâdır;


Çekilen her çile aşka safâdır!..
Kuldan sadır olan ahde vefâdır;
Vefâsız nefs ile pazar eyleme!..

Aşktır hâl eyleyen gönül dilini;


Elbet çeken bilir kulun hâlini!..
Mecnûn geçmedi mi Leylâ çölünü?
Gel aşkı bu yolda bîzâr eyleme!..

Firavun neyledi taç ile tahtı?


Nemrûd’un şirk ile karardı bahtı!..
Âlem-i Ervâh’ta verdiğin ahdı;
Hâlden bilmeyene izhâr eyleme!..

Gurbetin yükü var her bir elemde;


Kâinat şerh oldu levh ü kalemde!..
Her zerrem dönerken devr-i âlemde;
Aç gönül seyrini esrâr eyleme!..

Gel bu gül rengine düş de yan bakî;


Bu aşkı aşk ile eyle muttakî!..
Kur’ân’ın nûrunu özünde gör ki;
Ömrü Dost katında nâçâr eyleme!..

You might also like