Professional Documents
Culture Documents
Arno Gruen Demokrasi Mücadelesi Çitlembik Yayınları
Arno Gruen Demokrasi Mücadelesi Çitlembik Yayınları
Klett-Cotta
©J.G. Cotta'sche Buchhandlung Nachfolger GmbH, Stuttgart, 2002
©Çitlembik Yayınlan, 2010
1. Basım, 2010
ISBN: 978-975-6663-69-1
ArnoGruen
Türkçesi
llknur lgan
Önsöz ......................................................................................................... 7
1. Sağ radikalizm . . . 9
................... ................ .......................... ................
Sağ şiddet . . 9
................................................... ...................... ...............
Yabancı .............................................................................................24
Kimliksizlik ve demokrasiyi tehdit eden tehlike .32 ....
İç kurban . . . .36
................... .............. ............. .......................................
Sol şiddet.........................................................................................53
Sağ radikal ve sol isyankar ...................................................56
3. Empati . . . ...
..... .. ..................................................................... . ............. 65
İnsaniyetsizliğe karşı çare .....................................................65
Acının inkarı . .
.............. ...................... ........................................... 68
-7-
Demokrasi Mücadelesi
-8-
1
Sağ Radikalizm
Sağ şiddet
19 yaşındaki bir Neonazi şunları söylüyor: "Öylesine,
sırf canımız istedi diye saldırıyoruz. Toplanıp grup ha
linde kafaları çekiyoruz, sonra bir an geliyor, hadi diyo
ruz, artık harekete geçelim, gün bugündür, artık yenil
meziz, şimdi gidip milleti dümdüz edebiliriz."1 Bir di
ğeri ise şöyle konuşuyor: "Biriyle kavga ederken hiçbir
şey hissetmiyorum. İkimizden sadece biri için hayat
hakkı var. Rasgele patlatıyorum ve karşımdakinin hiç
şansı olmadığını görüyorum. Bu bile beni üstün kılıyor,
kahraman benim. Barda yanıma oturan birinin bumunu
beğenmemem, saldırıp icabına bakmam için yeterli."2
Aynı adam, kendisi hakkında düşünmeye yönlendi
rildikten bir süre sonra şunları söylüyor: "İnsan, hayatı
boyunca o kadar çok şeyi yutmak zorunda kalıyor, o ka
dar çok şeye katlanmak zorunda kalıyor ki bir an geliyor
karşılık vermeye başlıyor." Babasının alkol bağımlısı ve
şiddet uygulayan biri olduğunu anlatıyor: "Eve her dö
nüşünde dayak atardı. Kardeşlerim saklanırlardı, kor
kuyorlardı. Ben korkmazdım. Ben de onun yoluna gir-
-9 -
Demokrasi Mücadelesi
-1 O -
Sağ Radikalizm
-11-
Demokrasi Mücadelesi
- 1 2-
Sağ Radikalizm
- 1 3-
Demokrasi Mücadelesi
- 1 4-
Sağ Radikalizm
- l 5-
Demokrasi Mücadelesi
-1 6-
Sağ Radikalizm
-1 7-
Demokrasi Mücadelesi
-18-
Sağ Radikalizm
- 1 9-
Demokrasi Mücadelesi
-20-
Sağ Radikalizm
- 21 -
Demokrasi Mücadelesi
-22-
Sağ Radikalizm
-23-
Demokrasi Mücadelesi
Yabancı
Bu tür insanların önyargıları ve şiddet kullanmaya hazır
oluşları, kendileri şiddete eğilimli olmasalar da değişim
den büyük korku duyan konforrnist vatandaşların duy
gularında karşılık bulur. Bunun sonucunda da bu insan
lar, suskunlukları ve "üstüme vazife değil" yaklaşımla
rıyla destek vererek şiddet yanlılarını "kullanırlar."17
Eğer "farklı olanlara" karşı tavır alırlarsa sağ radikalle
rin kendi çıkarlarını savunacaklarına gerçekten inanır
lar. Örneğin, polis, Stephan ve "arkadaşları" sol eğilim
li bir gruba saldırdığında engellemiyor. Bu da Neonazi
lere polis için çalışhkları duygusunu veriyor. Böyle bir
duruma göz yuman toplum, ölümcül derecede hastalık-
- 24 -
Sağ Radikalizm
-25-
Demokrasi Mücadelesi
- 2 6-
Sağ Radikalizm
- 2 7-
Demokrasi Mücadelesi
-28-
Sağ Radikalizm
-29-
Demokrasi Mücadelesi
-30-
Sağ Radikalizm
- 31 -
Demokrasi Mücadelesi
-32 -
Sağ Radikalizm
-33 -
Demokrasi Mücadelesi
Kendine acıma
-34-
Sağ Radikalizm
* Sessiz çoğunluk.
-3 5 -
Demokrasi Mücadelesi
İç kurban
Dicks'in istatistikleri, bir süre önce Friedrich Ebert Vak-
. fı tarafından yayınlanan aşırı sağ ve şiddet konusunda
ki verilerle belirgin örtüşmeler gösteriyor. Daha önce de
değindiğimiz gibi, Almanların üçte ikisi bugün bile Al
manya'nın güçlü bir lidere ihtiyacı olduğuna ve ancak
sert önlemler alan ve sırtını güçlü bir partiye dayayan
bir politikacının güncel sorunların üstesinden gelebile
ceğjne inanıyor. Dicks'in araştırması aynı zamanda, bu
insanların acı ve sıkıntıyı zayıflık olarak görüp dışladı
,
ğını, duygudaşlık göstermediğini ve sıkıntıya düşmüş
lerin desteklenmemesi ve herkesin kendi başının çaresi
ne bakması gerektiği şeklindeki geçerli toplumsal tutu-
- 36 -
Sağ Radikalizm
- 3 7-
Demokrasi Mücadelesi
-38-
Sağ Radikalizm
-3 9-
Demokrasi Mücadelesi
-40-
Sağ Radikalizm
- 41 -
Demokrasi Mücadelesi
• Temel hata.
-42-
Sağ Radikalizm
- 43 -
Demokrasi Mücadelesi
-44-
Sağ Radikalizm
45 -
-
Demokrasi Mücadelesi
rine özgü bir kimliktir. Bir kimlik gibi görünen şey aslın
da otoriteyi simgeleyen kişilerle, itaatle ve erkek kahra
manlığının buna denk düşen rol klişeleriyle özdeşleş
mekten ibarettir. Bunların tümü, sahici bir kendiliğin
olabildiğince uzağındaki, erkeksi güçlülük pozuyla bi
linçten uzak tutulan değersizlik duygularıyla dolu bir
kendilik çevresinde toplanır.
Erkeklik mitini tam olarak anlamak ve ardındaki
kimliksizliği görmek çoğunlukla kolay değildir. Bu kül
tür içinde yetişen herkes bu ideolojiden az veya çok et
kilenir. Antill ve Cunningham, Amerikalı üniversite öğ
rencileriyle yaphkları çalışmalarda kendilik değerinin
temelini büyük ölçüde yaphrım gücü, iktidar ve başarı
nın, yani genel olarak erkeğe özgü olduğu kabul edilen
değerlerin oluşturduğunu ortaya çıkardılar.39 Anaçlık,
şefkat, empati, acı ve üzüntü çeken insanları hoş tutmak
gibi "kadına özgü" olduğu kabul edilen özelliklerse er
kek öğrencilerin kendilik değerleri açısından herhangi
bir önem taşımıyordu. Hatta araştırmaya katılan kız öğ
renciler de kadına has bu özelliklere karşı olumsuz yak
laştılar. Sonuçlar, hırslı ve başarıya güdümlü bu üniver
site. öğrencilerinin çoğunun duygudaşlığı bir değer ola
rak kabul etmediğini gösteriyor. Yani, bu gençlerin Na
zilerin ideolojisine benzer bir ideolojiye etkin bir biçim
de karşı çıkamayacakları söylenebilir.
Bu tür insanların yaydığı tehlike sadece varsayımsal
değildir. Bu duruma işaret eden sadece Friedrich Ebert
Vakfı'nm Almanya ölçeğindeki araştırmasının sonuçları
da değildir. Sözümona "demokrasinin anası" tabir edi
len ABD' de de durum pek farklılık göstermiyor. Morton
Rhue, Die Welle [Dalga] isimli kitabında, Palo Alto' daki
yüksekokulda 1969 yılında yapılan bir eğitim uygula-
46-
-
Sağ Radikalizm
-47-
Demokrasi Mücadelesi
-48-
Sağ Radikalizm
* Takipçi koyun.
-49-
Demokrasi Mücadelesi
- 50 -
Sağ Radikalizm
-5 1 -
2
Sol Radikalizm
Sol şiddet
Toplumda genel olarak görülen şiddet ve özel olarak,
sağ radikallerin uyguladığı şiddet üzerinde çalışırken,
elbette olumsuzluklara karşı başkaldıran insanlardan ge
len şiddeti de göz önüne almak zorundayız. "Sol" şiddet
diyebileceğimiz bu şiddetin sağ şiddetten farkı nedir, ha
rekete geçiren etkenleri benzer midir, yoksa çok mu fark
lıdır? Bu soru, sağ radikalizmi kapsamlı bir biçimde de
ğerlendirmek ve alınması gereken uygun önlemleri net
leştirebilmek açısından da önem taşımaktadır.
Genelde, geçerli görüşe göre, şiddet şiddettir. Bu gele
neksel bakış açısı, şiddetin iki farklı biçimini ayrı ayrı ince
lemez. Bu tutum büyük olasılıkla çoğu politikacının, ara
daki farkları göremeyecek kadar aşırı sağ şiddete yakın
durmasıyla ilişkili. Ne var ki sağ ve sol şiddetin farklılığını
görebilmek, onlara karşı etkin bir mücadele verebilmenin
de önkoşuludur. Ancak her iki saldırganlık biçiminin da
yandığı farklı süreçleri görebilenler, bunlara karşı uygun
yaklaşım biçimleri geliştirebilirler.
Neonazi, aslında kendisini rahat hissedebilmek ve
-53-
Demokrasi Mücadelesi
-5 4-
Sol Radikalizm
-55-
Demokrasi Mücadelesi
-56-
Sol Radikalizm
-57-
Demokrasi Mücadelesi
-5 8-
Sol Radikalizm
-59-
Demokrasi Mücadelesi
-60-
Sol Radikalizm
-61 -
Demokrasi Mücadelesi
-62 -
Sol Radikalizm
-63-
3
Empati
-65-
Demokrasi Mücadelesi
-66-
Empati
-67-
Demokrasi Mücadelesi
Acının inkan
Öncelikle ilgilenmemiz gereken kesim bu sessiz çoğun
luktur; yani Dick'in araştırmasında "apolitik" grubu
temsil eden yüzde 40. Bu grubun belirleyici bir yapısı ol
masının nedeni, suskunluğuyla sağ radikalizmi güçlen
dirmesinden ve dolayısıyla demokrasiyi tehlikeye sok
masından değildir sadece. Bu konformistler, farklı dere
celerde olmakla birlikte, kendiliklerinden kopup örtük
olarak şiddete hazır duruma gelmişlerdir. Konformizm,
insanın kendine ait yanlarına yabancılaşması temelinde
gerçekleşir. Bu, her zaman saldırganlığın insanın kendi
sine yönelmesini ve bunun da dışa yansıtılması olasılığı
nı doğurur. Bu yüzden konformizm, içinde daima bir
parça şiddet potansiyeli barındırır.
Toplumsal yapıları güçlü bir biçimde konformizme
dayanan Japonya' dan bir örnek vermek istiyorum. Hi
roşi Kusunokie adındaki öğretmen öğrencilerinden,
eğer sadece beş günlük ömürleri kaldığını bilseler neler
yapacakları konusunda birer kompozisyon yazmalarını
ister.51 On bir yaşındaki bir öğrenci şunları yazar: "İlk
gün çok iyi yiyecekler yerim. İkinci gün bir kumar salo
nuna gidip çok para harcar{m. Üçüncü gün bir tabanca
satın alırım. Dördüncü gün bir dünya seyahatine çıka
rım ve Hawaii'deki Waikiki sahilinde denize girerim.
Öleceğim gün babamı gebertirim ve üzerinde tepini
rim. Saat 1 1 .59.59'da ise öbür dünyaya yollanırım." On
iki yaşındaki bir oğlan ise, birinci gün önüne çıkan bü
tün camları kıracağını, sonra bir banka soyacağını ve
bütün paraları yakacağını, sonra video filmlerinde gör
düğü gibi bir insanı parça parça doğrayacağım, bir evi
ateşe vereceğini, arabayla üç yüzden fazla insanı ezece
ğini yazmış ve bütün bunları yaptıktan sonra ölmekten
-6 8-
Empati
-69-
Demokrasi Mücadelesi
-70-
Empati
-71-
4
Dürtü Olarak Nefret ve Şiddet -
İdeolojisizlik
Nefret
Bu durumda şiddeti, bizim kültürümüzde sık görülen
bir fenomen olarak incelememiz gerekir. Zaten her za
man da "zorbalık" biçiminde kendini göstermez. Şiddet,
temelini itaat eğiliminin oluşturduğu tüm topluluklarda
içkindir. Eğer sadece kendimizi sevmeyi öğrenmişsek,
eğer itaatkarsak, o zaman itaati sorgulayanlara karşı
duygudaşlık gösteremeyiz. Bu durumda, bir zamanlar
bize de ait olmuş olan itaatsizliği, farkına varmadan baş
kalarında cezalandırır ve yok ederiz. Kendimizi eski iç
düşmanınnzdan korumak için ihtiyaç duyduğumuz dış
düşmanın değişik yüzleri olabilir. Güçlünün yasalarına
göre yetiştirilmiş olan, kendi yaralanmazlığmı sadece
acnnasız bir rekabet mücadelesiyle sağlayabileceğine
inanan insanlar, yaşamları boyunca başkaları için mer
hamet duyamayacak, insanlarla duygudaşlık kurama
yacaklardır. İtaatle de ağırlaşan çaresizliği küçümsene
cek bir zayıflık olarak reddetmek gerektiğinden, saldır
ganlık burada yıkıcılığa dönüşür. Bizim kültürümüz
-73-
Demokrasi Mücadelesi
- 74 -
Dürtü Olarak Nefret ve Şiddet-İdeolojisizlik
-75-
Demokrasi Mücadelesi
-76-
Dürtü Olarak Nefret ve Şiddet-İdeolojisizlik
-77-
Demokrasi Mücadelesi
7 Şubat 1968 tarihli New York Times'da yer alan bir ha
berde, bu şiddetin korkunç bir örneğiyle karşılaşıyoruz:
"Phoenix, Arizona, ASA. Polisin verdiği bilgiye göre, bu
gün Linda . . . , geceyi bir erkekle geçirmesinin cezası ola
rak köpeği Beauty'yi öldürmek zorunda kalmamak için
kendisini öldürdü. Polis görevlilerinden biri, üzüntüden
kahrolmuş babanın 'Onu ben öldürdüm, onu ben öldür
düm, onu ben öldürdüm sayılır . . . silahı eline verirken
böyle bir şey yapacağını asla düşünmemiştim,' diye dö
vündüğünü aktarıyor. Linda, cuma akşamı Tempe'de ka
hldığı bir dans partisinden sonra eve dönmedi. Cumarte
si günü eve döndüğünde, geceyi hava kuvvetlerinden bir
yüzbaşıyla geçirdiğini itiraf etti. Annesiyle babası Lin
da'ya ders olacak bir ceza vermeyi kararlaşhrdılar. On
dan, iki yıldan beri beslediği köpeğini öldürmesini istedi
ler. Pazar günü Linda'yı ve köpeği evin yakınlarındaki
çöle götürdüler. Linda'ya bir mezar çukuru kazdırdılar,
sonra annesi köpeği tuttu, babası da kızının eline bir ta
banca vererek köpeğini vurmasını söyledi. Linda bunun
yerine silahı kendi sağ şakağına dayayarak ateşledi."58
Şiddet sadece gündelik bir hal almış olmakla kalmı
yor, bu örnekte görüldüğü gibi, farkına bile varılmıyor.
Anne-babalar, "Seni, senin iyiliğin için cezalandırıyo
rum," derken, kendi şiddet dolu davranışlarını inkar et
miş oluyorlar. Bu da kültürümüzün bize her gün öğret
tiklerine uygun düşüyor. Böylece tarih hükmedenlere,
fethedenlere, iktidar sahiplerine ve zorba derebeylerine
göre yazılıyor. Büyük olmanın bağımsızlık ve ileri gö
rüşlülük anlamına geldiği şeklindeki kanımız, bu bü
yüklüğün ardındaki şiddeti maskeliyor. Böylelikle zor
balık sadece inkar edilmiş olmakla kalmıyor, onay da
buluyor.
-78-
Dürtü Olarak Nefret ve Şiddet-İdeolojisizlik
-79-
Demokrasi Mücadelesi
-80-
Dürtü Olarak Nefret ve Şiddet-İdeolojisizlik
-81 -
Demokrasi Mücadelesi
-82-
5
Şiddetin Oluşumunda Kendi
Kendine Acımanın ve Acının Yeri
-83-
Demokrasi Mücadelesi
-84-
6
İtaat, Duygudaşlık ve Kimlik
-85 -
Demokrasi Mücadelesi
-8 6-
İtaat, Duygudaşlık ve Kimlik
87-
-
7
Canlılığın İkamesi Olarak Şiddet
-89-
Demokrasi Mücadelesi
-90-
Canlılığın ikamesi Olarak Şiddet
-9 1 -
8
Tanısız Hastalık:
İnsaniyet Maskesi
-93-
Demokrasi Mücadelesi
- 94 -
Tanısız Hastalık: İnsaniyet Maskesi
-95-
Demokrasi Mücadelesi
-9 6-
Tanısız Hastalık: İnsaniyet Maskesi
- 9 7-
Demokrasi Mücadelesi
-98-
Tanısız Hastalık: İnsaniyet Maskesi
- 99 -
Demokrasi Mücadelesi
- 1 00-
·9
Terörizm
- 1 01 -
Demokrasi Mücadelesi
-1 02-
Terörizm
-1 03-
Demokrasi Mücadelesi
- 1 04-
Terörizm
- 1 05 -
Demokrasi Mücadelesi
- 1 06-
Terörizm
- 1 07-
10
Cinayet
- 1 09-
Demokrasi Mücadelesi
-1 1 O-
Cinayet
- 1 1 1-
Demokrasi Mücadelesi
- 1 1 2-
11
Kurban Konumunda
Olma Durumu
- 1 1 3-
Demokrasi Mücadelesi
-1 1 4-
Kurban Durumunda Olma Durumu
- 1 1 5-
Demokrasi Mücadelesi
- 1 1 6-
Kurban Durumunda Olma Durumu
- 1 1 7-
Demokrasi Mücadelesi
- 1 1 8-
Kurban Durumunda Olma Durumu
- 1 1 9-
Demokrasi Mücadelesi
- 1 20-
Kurban Durumunda Olma Durumu
- 1 21 -
Demokrasi Mücadelesi
- 1 2 2-
Kurban Durumunda Olma Durumu
- 1 23-
Demokrasi Mücadelesi
-1 24-
12
Ne Yapmalı?
- 1 25-
Demokrasi Mücadelesi
-1 26-
Ne Yapmalı?
- 1 2 7-
Demokrasi Mücadelesi
-1 28-
Ne Yapmalı?
- 1 29-
Demokrasi Mücadelesi
- 1 30-
Ne Yapmalı?
- 1 31 -
Demokrasi Mücadelesi
- 1 32-
Ne Yapmalı?
- 1 3 3-
Dipnotlar
- 1 35-
Demokrasi Mücadelesi
a.M. 1972.
13 Gruen, A.: İçimizdeki Yabancı, Türkçesi: İlknur İgan, Çit
lembik Yayınları. Özel görüşme 2001.
14 Schaeffer, F.: Pathologische Treue als pathogenetisches
Prinzip bei schweren körperlichen Erkrankungen. Ein ka
suistischer Beitrag zur Dermamyositis. Der Nervenarzt,
1961, 32, 10.
15 Rilke, R. M.: Die Weise von Liebe und Tod des Comets
Christoph Rilke, Suhrkamp: Frankfurt a.M. 1996.
16 Di Lorenzo, G.: Stefan, 22, Alman sağcı terörist: Mein Tra
um ist der Traum von vielen. Rowohlt, Reinbeck b. Ham
burg 1984.
17 Gruer, A.: Mitleid mit den Tiitem. Die Zeit, 20 Mayıs 1994.
18 Hofmann, G.: Starke Hand gesucht. Friedrich Ebert Vakfı
araşhrması. Die Zeit, 20 Aralık 2000.
19 Schmitt, C.: Der Begriff des Politischen. Sosyal bilimler ve
sosyal politika arşivi, cilt 58, 1 Eylül 1927. Meier, H.: Cari
Schmitt öğretisi. Vier Kapitel zur Unterscheidung Politisc
her Theologie und Politischer Philosophie, Metzler, Stutt
gart, 1994. Gruen, A.: İçimizdeki Yabancı, Türkçesi: İlknur
İgan, Çitlembik Yayınlan.
20 Gruen, A.: The Discontinuity in the Ontogeny of Self. Pos
sibilities for Integration or Destructiveness. Psychoanalytic
Review, 1974/75, 61, 4.
21 Welch, M.: Epinephrine Dysfunction in PTSD, Major Dep
ression, in SIDS, PDD and in Neurodegeneration, Colum
bia University Medical School, 2001, yayınlanmadı. Özet:
Aslında doğum sırasında karşılaşılan bütün güçlükler epi
nefrin nörotransmitter ağını harekete geçirir. Yüksek
stres, bebekte temel bozukluklara neden olur ve stres hor
monunun, özellikle de epinefrin seviyelerinin tekrar hare
kete geçmesine yol açar. Şiddeti azalmayan stresin meta
bolik talepleri sonucu, epinefrin nöronları zaman içinde
daha alt seviyedeki aminoasitlerini sentezlemede yetersiz
kalır. Epinefrin stres adaptasyon ağına dahil, anne sütüy
le beslenme sonucu etkin şekilde işleyen iç organlardaki
- 1 3 6-
Dipnotlar
- 1 3 7-
Demokrasi Mücadelesi
-1 3 8 -
Dipnotlar
- 1 39-
Demokrasi Mücadelesi
-1 40-
Dipnotlar
-141 -
Demokrasi Mücadelesi
- 1 42 -