Professional Documents
Culture Documents
Ankara Üniversitesi Dil Ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, C.16, S.27
Ankara Üniversitesi Dil Ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, C.16, S.27
(5) Türgi Yargun Körün nerede olduAu şimdiye kadar tam olarak öArcnilemcmişlir,
fakat Togla'nın kuzeybatısında küçük bir gölolsa gerek.
(6) Bakınız, Köl Tigin Yazıtı, DoAu tarafı, 34: -o"da" Soııra Yi; Bayırkııların ııug Jr-
kin'i düşman oldu. Onu dağıııp Türei Yarguıı Köl'ü"de bozduk.
(7) Bakınız, Köl Tigin Yazııı. DoAu tarafı, 34-36: Köl Tigiıı yirmi alıı yaşındaykeli Kır-
kızlara doğru ordu sevkettik. Mızrak baıımı karı söküp, Kögmen YıŞ'1 aşarak. yürü-
yüp Kırkız ha/lcını uykuda baslık. K01!on'1ile Songa Yilda ,fOVQfıtk.Köl Tigin Bay,,-
ku:nun ak aygırına binip hızla hürum etti. Bir eri ok il- vurdil, iki eri takip ederek mız-
rakıadı. Bı: hürumdu Bayır/cıı'ııun tok avgırınm u.viuğuııu kırarak vurdular.
(8) W. Eberhard. < in Tarihi, 2. baskı, Ankara 19117s. 210.: L.N. Gumilyev, Drcvniye
Tyurki, Moskova 1967, s. 450; Liu. a.g.e., s.•. 58-259; R, Ginud. L'Empire des Turcs
Cele'ites. Paris 1%0, s. 52; E.H. Parkcr, "Inseription de L'Orkhon", Journal of
the China Branc of the Royal Asiatic Society. vol. 31 fl8%-97). Shanghai. s. 12;
Chang, a.g.t., s. '170-171.
(9) Bakınız, Taryat Terhin Yazılı. Kuzey tarafı. 4: Bakanı Çabış Se"gün. ha/kı Toku::
Bayırku... .
Bu Yazıt için bakınız. S.G. Klyaştornıy. MTerhinskaya Nadpis", Sovyetskaya Tyur.
kologiya. No 3, Bakü 1980.,s. 82-95; S.G. Klyaştomıy, "The Terkbin lnscription",
Acta Orientalia, Tom. 36; Budapest 1982.s. 335-349; T. Tekin, "Kuzey MoAolis-
tan'da Yeni Bir llygur Anıu", Belleteıı. C. 49, Ankara 1982. s. 795-825.
KÖK TÜRKÇEKAYNAKLARDA GEÇEN BAYIRKULAR 3
Bayırku adını en son, 10. yüzyılın ilk yarısına ait olduAunu sandı-
Aımız Miran Metinlerinde görüyoruzıo. 'Buradan çıkan neticeye göre,
Bayırkular 10. yüzyılda da Uygurlara tabidirler.Bu görüşümüzü Ho-
tan'da bulunan Tibetçe metinler de desteklemektedir. 10. yüzyılda
Kansu'da Bayırku1arbulunuyordu ve Uygur tahtında etkili bir rol~
sahiptiler ı1. -
"
kunç olayı yaşamış insanlarda psikolojik bozukluklar, ruhi bunalımlar
da söz konusu olabilme-ktedir. Özellikle sanayi bölgelerinde meydana
gelen büyük depremlerin doğurduğu ekonomik ve sosyal zararlardan
yalnızca depremden etkilenen bölge halkı değil, tüm ülke de zarar gör-
mektedir2•
Bilindiği gibi Anadolu da, dünyanın en eski ve etkin deprem ku-
şaklarından birisinin üzerinde bulunmaktadır. Türkiye'nin de içinde
bulunduğu ve "Akdeniz deprem kuşağı" denilen coğrafi bölgede, dep-
remlerin % 15 inin yoğunlaştığı görülmektedir. Bu kuşak yurdumuzu
kuzey, güney ve batıdan olmak üzere başlıca üç kırık sistemiyle katet-
mektedir3. Türkiye'deki deprem bölgelerini başlıca üçe ayırmak müm-
kündür:
1- Kuzey-Anadolu Deprem Kuşağı: Bu deprem kuşağı batıda Biga
yarımadasından başlayıp, Marmara bölgesini içine alarak Bolu-Kur-
şunlu-Amasya-Erzincan'dan Yan gölü'ne kadar uzanmaktadır. Dep-
rem bakımından çok 3 ktif olan bu bölgeJe- tarihde büyük depremler
meydana gelmiştir.
2- Batı-Anadolu Deprem Kuşağı: Türkiye'nin batı bölümünü kap-
sayan bu alan, Edremit körfezinden, güneyde güney Anadolu kıv-
rımlarının sınırladığı Akdeniz'e kadar uzanmaktadır. Bu bölgede çok
eskiden .beri, Ro,ma, Bizans ve Osmeınh devirlerinde birçok yıkıcı dep-
remin olduğu bilinmektedir.
3- Doğu-Anadolu Deprem Kuşağı: Antakya'dan başlamakta,
Maraş, Malatya, Elazığ, Bingöl, ~itlis ve Yan'akadar uzanmakta ve
yukarıda bahsedilen birinci kuşak ile Karlıova civarında birleşmekte-
dir. Yakın geçmişte ve günümüzde sakin olarak gözüken bu bölgede
ve özellikle Antakya'da eski devirlerde şiddetli, büyük depremler vuku
bulmuştur. Bunlardan başka bazı yerel episantr kuşakları da bulun-
maktadır4•
Ülkemiz toprakları geçmişte çok sayıda yıkıcı depreme maruz
kalmıştır. Bu husustaki bilgi ve kayıtlar, Erzincan, Antakya, İzmir,
(2) Deprem, 28., B'ayülke, Depremler. 14-15.
(3) Deprem, 25.
(4) Deprem. 26-27., Bayülke, Depremler, 17-18. Anadolu'nun genel tektonik durumu ve
deprem bölgeleri için a:vrıca bkz: N. Öcal. Türkiye'nin 5iismisifes; ı'e Zelztle CoğraJ:
yası, Istanbul, 1968., N. Pınar-E. Lahr., Türkiye Deprem Bölgeleri /zalılı Kaıalo/u,
Bay. Bak. Yay., Ankara. 1952.,1. Ketin. Türkiye'nin Genel Tektonik Durumu ile
Başlıca Deprem Bi:ilgeleri Arasında Ilişkiler, M ..T.1. '£ns. Der., 1968, 71.
ANADOLU'DA lifEYDANA GELEN DEPREMLER 15
Bursa, İstanbul v.b. gibi şehirler ile dolaylarında bilinen tarih içinde
birçok depremin meydana geldiğini göstermektedir. Günümüzde yapı-
lan çalışmalar, topraklarımızın % 92 sinin, değişik deprem tehlikesiyle
karşı karşıya bulunan bölgeler içerisinde bulunduğunu, nüfusumuzun
% 95'nin bu bölgelerde yaşadığını, yine büyük sanayi merkezlerimizin
% 98 nin ve barajlarımızın % 92. sinin deprem bölgelerinde olduğunu
ortaya koymaktadır5• Bunlar ülkemiz için depremin önemini, deprem
meselesinin bizim için ne kadar ehemmiyet arzettiğini göstermektedir.
/
20 FEDA ~AIIIİL ARlK
Yine 484 yılının 9 Şaban'ında (26 Kasım 1091) Suriye başta ol-
mak üzere, "pek çok ülkede" vukubulan "çok sayıda"ki deprem Ana-
dolu'da da etkili olmuş, Antakya'da büyük tahribat yapmıştl44. Ur-
falı Matcos, tarihini de kaydederek (Ermeniler'in 539. cu yılı Eylü-
lü) bu depremin"bütün memleket içinde" meydana geldiğini ve "yer
yüzünün şiddetle sarsılarak, gök altında bulunan bütün mahlukların
titrediğini" belirtmiştir. O'nun bu ifadeleri depremin büyüklüğü ve şid- .
deti hak~ında kafi derecede bir fikir vermektedir45• Bu deprem de do-
ğu Anadolu gibi, coğrafi yakınlık ve saha bakımından özellikle güney-
doğu Anadoluyu etkilemiş olmalıdır.
Bu bölgede diğer bir "büyük ve şiddetli" deprem. 508 (ll i4- 15)
yılında vukubulmuştur. EI-Cezire ve Suriye'den başka, Anadolu'nun
bilhassa doğu ve güney-doğu'sunda çok etkili olmuş ve çok büyük can
ve mal kaybını doğurmuştur. Bu büyük depremi kaydeden bir çok ta-
rihçi arasında yer alan İbnü'I-Esir'e göre, bölgede .bulunan "Urfa,
Harran, Sümeysat, Baliş, ve diğer bazı şehirlerin önemli bir kısmı ha-
rap olmuş, pek çok kişi enkaz altında kalarak yaşamını yitirmişti46.
Ermeni ve Süryani tarihçileri de söz konusu deprem hakkında tafsilatlı
denebileçek bilgiler vermişlerdir. Bunlardan Ebu'l-Ferec'in Süryani
Mişel'den naklen verdiği bilgiye göre, "son derece şiddetli" olan bu
deprem Yunanlılar'ın 1426 cı yılının son teşrin'in 29. cu gününde ve
Araplar'ın 6. Ci ayının belirtilen tarihindf' vuku bulmuş47, Maraş, SÜ-
meysat, Edessa (Urfa), Harran, Balaş, Kişum'da büyük can ve mal kay-
bına yol açmıştı. Bütün Maraş şehri yeraltına gömülmüş ve bütün şehir
halkı ~çin bir mezar olmuştu. Samosata'da (Sürneysat) birçok ev yıkıl-
mış ve bu sırada burada bulunan Gerger hakimi Constantin ile birlikte
enkaz altında pek çok kişi ölmüştü. Edessa (Urfa) ~ehrinin sur kulele-
rinden onüçü, Harran'ın surlarının bir bölümü tahrip olmuştu. Balaş'
da, kalenin yarısı ile 100 {"v,Kişum'da ise, Mar John Kilisesi iLe Kırk
.
tansonra kar yağmaya başlamış ve her yer karla kaplanmıştı. Kilik-
ya'daki Ermeni manastırlarından Maşgvor manastm'nın meşhur ra-
hibi Grigor'da orada ölenler arasında bulunuyordu. Bu suretle birçok
insan, müthiş bir akıbete maruz kalmışlardıs2•
, Mateos, bu büyük depremin oluş sebebi hakkında da keridi düşün-
cesini eserinde belirtmiştir. Aşağıdaki ifadeler, o devirde vuku bulan
depremlere ilişkin çağdaş teolojik anlayışı 'yansıtması bakımından
dikkate değerdir: Yazara göre, "mahlCıklar", bu depremle "Allahın.
gazabına" uğramıştır. "Çünkü Allah herşeye muktedir olan kuvve-
tiyle öfkeli bakışlarını mahlCıklarına" çevirmiştir. Zira bütün insan-
oğulları peygamberin: "bu zamanda, adaleti icra eden ne bir prens,
ne bir peygamber ve ne de bir şef vardır (Ermiya, XXXIII, 32) demiş
olduğu üzere, doğru yoldan sapmış bulunuyorlardı. İşte herkes bu
suretle günah yollarını tercih edip Allahın bütün emir ve tenbihlerin-
den nefret ettiler. Çünkü gerek prensler kumandanlar, halk adamları,
reisler ve gerekse' ruhanller Allahın yolunda sabit kalmayıp, cismani
şehvete kapıldılar. Allah bu işleri günah saydı ve peygamberin: "o
yere nazar eder ve sarsıtır. Allah öfkeli nazarlarla mahluklarına baktı
ve onlar ilahi kuvvetin korkusundan, yere seriidiler" (Mezamir, C LU,
32) diye söylemiş olduğu sözler, bu zamanda bir hakikat oldu ..."
korkunç bir nişane belirdi. Bunun gibi bir ilahi gazap ne geçmişte,
ne de bizim zamanımızda görülmüş ve işitilmiş, ve ne de kitaplarda
okunmuştu ... (Böylelikle birçok Hristiyanlar müthiş bir akıbete maruz
kaldılar). Bu, (deprem), onların günahları yüzünden oımuştur. Çünkü
bunların herbiri, Allahın çizmiş olduğu yolu terkedip; yanlış yollara
girmiş, mukaddes kitaplarda yazılı olan tenbihlerden yüz çevirmiş ve
çılgınca hareketlerde bulunmuşlardı. Onlar Hz., Nuh zamanında, telef
oluncaya .kadarsırf yiyip içmekle vakit geçiren insanlar gibi hareket
ettiler ve işte nihayet Allahın gazabına uğradılar ve işledikleri büyük
günahları yüzünden teIef oldular"53. \
Diğer Ermeni kaynakları da, bu depremin tarihini günüyle kay-
detmişlerdir. Bunlardan Vardan bu olay hakkında "... dağlardan ve
yıkılan taşlardan korkunç sesler geldi ve yeryüzü sarsıldı. Dünyanın
(52) Urfa'lı Mateos, 256.
(53) Urfa'lı Mateos, 254-55, 256. Eski devirlerde, başta Aristo olmak üt.ere, çeşitli dü-
şünürlerin depremlere ilişkin, teolojik anlayıştan farklı görüşleri için de bkz: L.C.
Chatelain, Theori~ d'auteurs aneiens sur les tremblel1).ents de terre, melanges d'
Areheologie et d'Histoire. Ecole Française de Rome Ant., 29 (1909), 87-ı01. Bi-
zans'ta deprem anlayışı hakk. ise bkz: F. Yereleyen, Tremblements deTerre ii eoıis-
tantinople, 156-160, 172-173.
26 FEDA ş..ulİL ARI.K
SONUÇ
(1) Sokman, tlgazi, Kara Arslan, Timurtaş, Necmeddin Alp ve Nureddin Muhammed
İslam Ansiklopedisinde yer alan bazı Artuklu hükümdarlarıdır.
(2) İbnü'l Esir, el-Kamil fi't-Tarih yay; J. Tomberg Beyrut 1965 C. X S. 390. Münec-
cimbaşı, Sahahifü'l Ahbar'fi Vakaii'I Asar. İstanbul Nuru Osmaniye Kütüphanesi
Nr 3172 Vrk. 390a.
(3) İbnü'l Ezrak, Tarihu Meyyafarikin ve Amid Bristish Museum Or 5803-6310 Vrk
177a.
34 llEMZi ATAOGLU
(SO) Davudun ölümünden az önce' Zengi'nin kendisini sıkıştırması üzerine oğlu Kara Ars-
lan'ı Konya'daki Selçuklu Sultanına gönderdigini kaydeden O. Turan (Doğu Anado-
lu ...s. 157) herhalde bu olayı daha sonra Kara-Arslan Mevrinde vukua gelen hadise
. ile karıştırmış olmalıdır.
(51) İbnü'l Ezrak a.g.e. Vrk. ı70a; İbn-i Şeddad İzzeddin Muhammed el A'lakü'l Hazire
fj zikr-i ümerai'ş-şam ve'l cezire yay. S. Dehhan Dımaşk 1962 s. III kısım II. s. 625;
Ebi'l Fedai! Muhammed el-Hamavi. Tarihü'l Mansun, Telhisü'l Keşfve'l Beyan fi
Havadisi'z. zaman Faksimile yay: P. Gryazneviç. Moskova 1963 Vrk. 81n
(52) İbnü'l Ezrak. a.g.e. Vrk 167 b ve 169a
(53) İbnü'l Esir Tarihü'l Atabekiyye ... s. 81.
(54) Müellifi beııi olmayan Burdur il Halk Kütüphanesindeki 353 numarada kayıtlı bu-
lunan "Tah! el-Arluki" de Zengi'nin rakıbi durumunda olan Davud.un el-Cezire'
nin hükümdarlığının Zengi'ye verilmesi için büyük bir fedakarlık göstererek Halife-
nin vezirine teklifde bulwıduğu kaydedilir. Bölgenin Franklara karşı korunması için
Zengj'nin hükümdar oluşunda Davud'un oynadığı rol nakledilerek, bu yüzden Ata-
beylerin Artuklular'a minnet borçlu olduğu ifade edilir. (a.g.e. Vrk. 16b-ı7a.) ki,
bu bilgiler tarihi gerçeklerden oldukça, uzaktır.
ARTYKLU Hl:KÜMOARI OAVVO UN SİYASİ FAALİYETLEHİ 43 .
(4) M. Mehdi İlhan, The 1518 (J'ttomanCadastral Survey olthe Sancak of Amid, Ph. D.
thesis, Manchest,er 1977. - .
(5) M. Mehdi İlhan, "Som" Notes on thc'Settlements and Population of the Sancak of-
Amid according to tb,: . 5H: üttornan Cadastral Survey", DTCF Tarih Araştırmala-
rı Dergisi, XIV, Ankara 19::;::3,s. .415-436 + ~harita,; Aynıyazar, "Some Not~s on
the Personal and Pl~ce Names Used;inthe Sancak of Amid During the Firşt Half of
the.Sixteenth Century" Bd'leten, LIV / 209 Ankara, 1990,s. 223-232 (Türkçesi
için bk. S. 213-22:!). ! '
(7) 15 Aralık 1529 tarihli İcmal defterine (HA..TD 134) göre Amid Iİvasında Padişah
Hassı 2, 858, 069 akçe idi.
(8) N. Göyünç, XVI. yiizyılda Mardin SelTlcağl,İstanbul 1969, s. 151
(9) Ö.LutfiBarkan,"H.933-934(M. 1527-1528) Mali yılına ait bir bütçe ömegi",
Iktisat Fakültesi Mecmuası, cilt XV (l953~54), s.303-306.
(LO) Bu meslek nevilerinin çoğunu Diyarbakır Kütüpharlesi yazmaJarı arasındabulunan
bir kanunnamenin (Yer No. 6338/3935) sonuna doğru verilen bir meslek-erbabı
listesinde!,!(varak 47a-b) tesbit etmek mümkündür. Bu liste ilavelerde oldu~u gibİ
verilmiştir.
/
.1
Tablo: 1
Metalişiyle uğraşanlar:
ii) Mataracı (banud); kazanci; iğneci (suzeni); kilitçi; bıçakçi; nalbant (na'l-bend)
Si/ah işiyle uğraşanlar (siXah yapanlar ve silahdarlar):
i) Kalkancı; yaycı (kavs;: kemand; ..kemenger); okçu (tirger)
Hizmetçi/er:
. Yemek pişiren (aşçı; tabbalı); kapıcı (kapuci; bevvap); ev hizmetcisi (hizmetkar;
ki/erci); bekçi (b~kci/ 'ases); h:llIlrıaıııc:t(dellak;' hammami); berber (hiıll~k); doktor
(hekim:); tellal (delial,:' simsar);' kılavllZ (kılağuz); celeb (eeliab) tırnarhane muhafızı
(kulla~i): seyis (ei/ugir )
. Din adamları:
lmam';fakih; hat/b; hattab; müezzin: Kur'an okuyan (kari); papaz (keşiş)
Askerler:
Akkoyunlu: Ferraş; meş'a1dar;nöger;piyade; yasavul;' tavaei
Osmanlı: Koruci; eivelek; felakaci; fellak
Muhtelif:
Borazan;eevvak;' çavus; tuğci; kelekçi; kürekçi;'tıttar; hanan-i çeltük
_J
50 ' M. 1I1):'HDİ İLHAN
Tablo:3
Bazı Vergiler
1518 Tarihli TD ] 540 Tarihli TD
Verginin Adı Mitdari Verginin Adı Mikdarı
._----
Tamğa-yı ağnam 14.000 Bac-ı bazar-ı. ağnam 110.000
Tamğa-yı usera ve devabb - 7.000 Bac-ı bazar-ı esh ve usera 60.000
Tamğa-yı hmil ve arasa ve Mahsul-i kapan-.! arasa 110.000
kapan 70.000
Resm-i bevvabi ... 27.000 Resn1-i ebvab-ı erba'a 38.000
Dicle nep.ri ile surların arası bu gün olduğu gibi onaltıncı asırda
da bahçeler ile kaplı idi. Bu bahçelerin en meşhuru bu gün olduğu gibi
(13) M.vanBruinessen and H.Boeschoten, Evliya Çelebiiıı Diyarbekir; Leiden 1988, s. 154
(14) . (I.g.e., s. 166--167.
52 . M; MEHDİ İLHAN
(l5) M. Mehdi ılhan, The 1518 Ottoman CadastralSurveyofthe Sancak of Amid, Ph. D.
thesis, Manchester 1977, cilt 2, s. 4.'
(16) M. van Bruinessen and H.Boeschoteu, a.g.e., s. 140-141
(17) a.g.e., s. 137 \
(18) BA. TO 200, s. 310-323.
ilT i II
1518 VE 1540'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN ı;vÜFUSU VE VAKıFLARı 53
Tablo: 4
(19) 1540ve 1568 tarihli defterleri karşılaştırdıktan sonra tesbit edebildiğimiz diğer cami
ve mescidler şunlardır: Hacı Ahmed Müderris, 'Ali:Ali Paşa* ,Ablak (veya EI-Umm)
Aparlo"'. Hacı Bahaddin. Çavli, Hamdi, Hasırcı ('Abdu'l-Halim) Hüseyin 'Ali"'.
İbrahim Beg, Kalenderhane. Muhammed Beg Za'im.Si'ir<İi! Tabakhane-i mahalle-i
Kubbe-i 'Ali.
"'-işareti olanlar defterdecami. geri kalanlar ise mescid olarak zikredilmişlerdir.' İta-
lik yazılan mescid ve camiler sadece 1568 tarihli defterde zikredilmişlerdir.
54 M. MEHDİ ii,HAN
. B- MEDRESE VAKIFLARl
D- DIGER VAKıFLAR
(20) 1540 ve 1568 tarihli defterlerin kayıtlarına göre Diyarbakır şehrinde Bahklı (veya
Balıhh) adında bir tekye: vcİbrahim Beg (nam-ı diger Kubbe-i Sinan der birun-i kara)
adında bir zaviye daha var idi.
:.""
1518 VE 1540'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKıFLARı 55
Tablo: 5
Tablo: 6
Tablo: 7
1540 Tarihli Tapu Tahrir Defterine Göre Diyarbakır Şehri Nüf~sunun
MahalleIere Dağılımı
A- MÜSLÜMAN NÜFUS
Mahallenin adı (22"---' Nefer Hane' Mücerred İmam Nüfus.
Mc. 'Hacı <Abdurrahmiırı'S". 27 -n ----ı7 4 103
Md. Seyh <Abdurrahman s. 28 15 ii .4 .65
Mc. Ablak s. 24-25
Mc. Havace Ahmed s; 27-28
34 261 8 -.I 5]
133 100, 32 588
Mc. Yiğit Ahmed s. 2,6 35 24 Lo 148
Mc. Hacı Ahmed M'üd(~rris s. 23 47 40 7 ,227
Mc. <Ali b. Reşid s. 2[) 28. 21 6 i 127
Mc. Havace<Ali s. 30 23 12 IÖ Jp 77
Mc. Hacı Bahaddin' s: .18 56 48 6 2n 281
Balıklı Tekye s. 31 20 17 2 i 101
Mc. Şeyh Bastin s. 35 13 ıO 2 ] 63
Haci Büzürk s. 28--29. " 59 i 40 18 ] 244
Camr-i 'Kebir s. 17-18 100 82 i 14 4 487
Mc. Çabis.32-33 36 26 i 8 1+1p 158
Mc. Hasırci s. 25 53 39 i 13 / i 233
Mc. Hıdır Şah s. 30 13 9 4 .54
Mc. Derviş Hüseyin s. 19'-20 68 56 10 2 329
Mc. Hüseyin <Aii s. 33-,]4 23 18 5 104
Mc. İbrahim :aeg s. 32- l7 13 3 1 80 .
Mc. <Imado .s. 33 57 12 14 ] 251
Mc. Havace İsma'iJ. s.2:9 5340 12 1 238
Mc. Hacı '<Izzeddins.-24 32 25 6 1 149
Mc. Kastal s. 31-32 66 49 16 1 291
Mc. Köpri Yapan s. 3] 32 25 5 2 154
Mc. Kubad .Beg s. 22 . 27 23 4 131
Mc. KUbbe-i Cedid s. 3.1 -L 32 25 5 2 154
Mc ..LaieBeg s. 24 27 19 7 1. 117
Cm. Şeyh Matar s. 21-"22 63 52 9 1+1n 306.'
Mc. Mu<allak s. 20-21 45 34 10 ] 203
Mc. Memediyes. 25-26 47 36 LO ı 214
IMc. Nebi s. 26-27 94 73 20 .] 427
Mc. <Atiks. 19 44 33 9 2 202
Mc. Cedid s. 30--31 7760/ 13 1+3n 365
Mc. Rufa<i s. 22 15' 12 2 1 74 .
Mc, Şeyh Sa<di s. J 8 J2 II . 1 62
Mc. Seyyid Sa<sa'a s. 22 15.; LO 4 1 65
Mc. Hacı Seydi s. 23 10 8 ı 1 51
Mc. Srirdi s. 21 36 25 10 1 153
Mc. Sinan s. 18-19 62 53 9 301
Cm. Sinooğli s. 29 16 10 5 1 66
Mc. Sulu ki s. 23-24 54 45 8 ] 261
Mc. Taceddin s. 23 24 18 5 1 110
Tophim 1. 735 1.337 351 . 47 7.965
1518 VE 1S40'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKıFLARı . 59
B- HıRİSTİYANNÜFUS
Mahallenin adı (22) Nefer Hane i Mucerred Nüfus
Ct. Kn. Hıdır İlyas s. 40-41 161 1501 11 i 836
:~i
Ct. Halii tabi'i Kn. Hıdır İlyas s. 41-42 59 17' 248
Ct. Muşlu-şehr tabi'i Kn. Hıdır İlyas s.
54 61 LO 291
Ct ..Muşlu-berati .. tabi'i Kn. Hıdır İlyas
/
s. Ş5 79 65 14 372
Ct. Kenisa-i Markozma s. 48-50 246 188 58 1.092
Ct. Kenisa-i Küçük s. 38-39 163 158 5' 874
Ct.EI-Deyleclu tabi'i Kn. Küçük s. 44 14 13 .i 73
Ct. Egillu tabi'i Kn. Küçük s: 45 23 17 6 100
Ct. Hadeneflu tabi'i Kn. Küçük s. 45 20 15 5 88
Ct. Kn. Meryem s. 46-47
. 174 155 19 872
Ct. Hısn-ı Keyf tabi'i Kn. Meryem s.
42 28 i
ı 14 168
53-54
Ct. Şeyhi tabi'i Kn. Meryems. 47' 44 33 11 193
Ct. Ka' ablu tabi'i Kn. Meryem s. 47-48 25 20 5 115
Ct. Hamselu tabi'i Kn. Meryem s. 54 19 14 5 82
Ct; Tevrati tabi'i (Kn.) Meryem s. 56 43 '35 8 201
'An Ct. Kn. Nakkaş s. 35-38 430 346 84 1.987
Ct. Belcilu tabi'i Kn. Nakkaş s. 39-40 60 51 9 29q
Ct. Ataki tabi'i Kn. Nakkaş s.43-44 126 100 26 576
Ct. Cıskalu tabi'i Kn.Nakkaş s. 44-45 58 54 4 301
Ct. Haciklu tabi'i Kn. Nakkaş s. 52 17 13 4 76
Ct. Hirzolu tabi'i Kn. Nakkaş s. 34 56 .43 13 250
Ct. Incelu tabi'i Kn. Nakkaş s. 44 48 38 10 219
Ct. Sasuni tabi'iKn. Nakka s.42-43 115 87 28 507
Ct. Süleyman i tabi'i (Kn,) Nakkaş s. -
55-56 64 64 - 362
Ct. Şemes tabi'iKn.Markozına s. 52-53 148 94 54 571
Ct. Kenisa-i Nasturi s. 50-51 212 148 64 878
Ct. Yehuda tabi'i Kn. Nasturi s. 51-52 38 27 II 160
Toplam 2.545 2.049 496 11.772
Tablo 8 .
ünaltıncı Asrın İlk Yarısında Diyarbakır Şehrinde Nüfus Artışı
(% LO askeri Müslüman Nüfusa Eklenmiştir)
1518 1540 ArtıŞ (%-)
Müslümanlar 8 .444 ---s:761 317 (% 4)
Hırıstiyanlar 5.985 11.612 5.627 (% 84)
Yahudiler 157 160 3 (% 2)
Toplam 14.586 20.533 5.947 (%41)
(23) Muharririn "Cenia'at.ı Yehudiyan" yerine "Cema'at-i Y~huda ..." '(BA., ID 200,
s. 51-'-52)yazmışolma:,ının bir yanlışlığın netiCesi olabileceğivarsayımı 151Starihli
defterde (BA., TD 64) Yahudiler kayıtlı bulunduğu halde 1540 tarihli deftdrde ka-
yıtlı bulunmamalarından çıkarıyoruz. Ayrıca iki defterin hane kayıtları birbirlerine
çok yakın. \.
(24) M. vani Bruınessen
. ~,
and. :ıf. Boeschoten, a.g.e., s. 32.
(25) 151S'de Hırıstıyanlar iKe:l'vl:üslüman1arDiyarbakır'da aynı miktarda resm.i çift öde-
mekte idiler. 51 !~kçe, ,cilan bu verginin dağılımışöyle idi: resm,"'i çift: 24; resm-i .
nayibcik ve valicHe 7; rt~sm-i
,
bevvabi:
'. .
7; 'resm-i dehnim3
'. ,
1.;
3'
resm-i 'alef: 10.
Bu vergi 1$40 yılında sadece Müslümanlariçin 50 akçeyeindirilmiş ve buna 6 akçe
irğadiye eklenerek gerçek miktarı artırılmıştır; Hırıstiyanlardan ise hane reisi ve mü-
cerred ayrımı yapllnİadal1 25 akçe ispencealınmaya başlanmış ve hane reisIerinin
vergisine 6 akçe ırğadiyt6 eklenmiştir: lIırıstiyanİarın ödediği bu verg1nin, her ne ka-o
• dar 1540 tarihli defterden anlaşılmaktaise de, Muhimm~ defterindeki bir hükümden
(MD. No.' 40,8. 149) büyOk bir ihtimallesadece hane reisIeri için resm-i ırğadiye
,dahil olmak üzere lıiıra,~:ve ispence adı altında 50 i 55 akçe civarında olduğu anlaşıı •.
/
1518 VE 154Ö~DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VA:KIFLARI 61
M. MEHDİ İLHAN ,
Tabll): 9 Onaltıncı Yüzyılın ilk Yarısında Amid Livasında Hıristiyan Nüfusun
, Artışına Örnekler
Köyün adı 1518'de nüfus 1540'da nüfus, ArtıŞ , (% -)
------
Çaruhi 292 481 189 (% 64.7)
Kankurt 96 186 80 (% 93.7)
Kırte 105 190 85 (% 80.9) .
Tavşan. Depesi 30 101 71 (% 236.6)
- AliPınan 176 508 332 (% 188.6)
Kığı 313 832 519 (% 165.8)
, Satı Kendi 625 1.123 498 (% 79.6)
Kadı Sufla 83 348. 265 (% 319.2)
Kara; Viran Mezra'a' 101
Kasimi 112 557 445 (% 398.3)
Karabaş Çiftlik 46 ,
Mersin-i KÜcük Çiftlik 56
Bakırnas 193 395 ' 202 (% 104.6)
Salbiyye 119 468 349 (% 293.2)
Beklsi ' 149 395 246 (% 165.1)
Permos 96 :m 275 (% 286.4)
BasfeIid 44 124 80 (% 181.8).
Tablo 10. Onaltıncı A.srın ilk Yarısında Rini Nahiyesinde Nüfus Artışı
1518'de nüfus 1540,da nüfus Artış (% -)
------- ---I----~I
Müslim 374 1460 1086 (% 290.3)
Gayri- fo4üslim 395 2.052 1657 (% 419.5)
1540 Tarihli Tapu '[;ahrir Defterine Göre Hıristiyan 'Nüfusun Hini'de Mahaııe1ere •
Dağılımı
M[ahaıı,i:nin adı 1540'da nüfus
___ ' c.... ~_i------i
ı~' i i
i
1518 YE 1540'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKıFLARı 63
64 M. MEHDİ İLHAN
olmamış gözükmektediırlı;:r.Diyarbakır
. ,
şelııfinin
. i
mahalleleri bu gün
olduğu gibi onaltıncı asırda ,da iç .i~eidiler. Biıl'yabancının bu giliı dahi
mahalleler arasında sınır çızmesı ımkansızdır. Ayrıca hem 1518 hem
de 1540 tarihli. defterde M:üslümanların çoğurlluk teşkil ettiği bir köyde
bir kaç hane~ik Hıristiyaııı azınlık sükunet içip,dehayatlarını idame et-
, tirdilderi' gibi Müslümanlar da çoğunluğu fIıfistiyan olan köylerde
sükunet içinde yaşıyabillriıekteidiler, Şehirde~i pazar ve çarşılarin her
.iki topluluğa hizmet ,'erd.iği şuphesizdir. . .'
,iLAVELER
,
Ve
.
mahsul-İ İcare-İHamam-i Kebir der defs-i
i
Amid ma'a dekakin:
9 bab ve haneha: 18 bab; fi sene. ; baha: 63.0000
, . " 'i
Mahsul-i H<'Imam-.jBican.Beg:26 selım ;Seyt.45 sehm vakf-i Hus-
rev Paşa fi ser.e: 13,000 I,' " '
Mahsul-iicare-i Hamam-i Mahmud Beg: iikr olan hamamin su-
yi Cami'-i Kebirin olup ol edlden her sal 'öşür mahsulCami'-i Kepi-
re verilur, fj sene gayır..i ez 'öşür: 7,900 i '
Mahsul-i .jcare..j Hamam-i Cedid el-ma'ruf be-hamam-i Hacı Ha-
lil: süls hissesi merhum Husrev Paşa vakfıdır, fi s'ene: 8,280 '
Mahsul-i icare..i Hammam der kal'a-İ Hisn-İ Keyf, fi sene: 1,700
, ' i '
, Mahsul-i icare-i asiyab' derenderun-İ Kal'a-İ Nareyn, 1 b~b fi,
sen9: 1,800 ,',,' 1-', ,',
Mahsul-İ icare-i asiyab-i Ha;ci Çoban der karye-İ Yaylak. 1 bab,
fi se~e: 6,300 " , ,i '
Icare-i asiyab der karye-i Cemukı 1 bab, fi sene: 4, 400
i 1"11 i
i
,
1518 VE 1540'nA nİYARB~KIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKıFLARı 65
Bal1a-i pirinç, 720 menn, baha:, 8,640 ; aha-i 'asel, her gece üç
menn sarfoluna, '240 menn, baha: 8640; Bdhci-i ruğen, her gece iki-
buçuk menn sarf'oluna, 200 menn,baha: 7,200; Baha-İ za'feran, 160
mİskal, baha: 320; Baha...i .. fi sene: 80l YEKUN:208~052;
0 •• o EL-
ZIYADE: 14,914 -Zikr oila.nbaki sa1-be-sal nia'rifet-ikadi ile evkafin
hidematin~ ve sa'İr levazimina sarfolunub zihde ne kalursa Medine-i
Mutahhare'de Revde-j Mlubarek kuddaınin~ gönderilmek şart olun-
~IŞdur,' ziyade deyu kimeSıueye verilmiye. I. ,'...
Vakf-ı, Cann'-i .Meıdıum Mobammed Paşa ..
. . '. -I . , "
Karye-i Ali Pİnarİ ma'a mezre'a-İ Sakis-i iBüzürk ve nısf-i mezre'a-İ
Sakİs-i KÜçük, hası]: 27,589; İcare-İ Hamam-i Kubad, fi sene: 21, 960;
İeare~İ hammam der nezd,.i beray, fi sene:' 4,680; İCare-i Han-i Cemal,
fi sene: 5,550; İear,e-İ :E~ıan-i'Atik der Cankoi Cedid, fisene:600;
Mahsul-İ bahç~ der havş ..i Ca~İ',-fi. sene: l:ioo; İe~re-i d.ü1ckan~lma~
sara 2 bab, fı sene: 1985; 1care-ı mahazın nezd-ı Camı' 14 bab, f,
sene: 780; İcare-i hane--i Sinan Ça vuş, fisenb: 264; İcare-İ hane-i' Ali
\
1518 VE 1540'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİNNÜFUSU VE VAKıFLARı 67
Çelebi ma'a alıur, fi ~ene: 360; İcare-i dekakin nezd-i Cami', 4 bab, fi
sene: 240; İcare-i mahazin nezd-i Cami', fi sene: 192; İcare-i dükkan-i
Hıdır Şah Çelebi .(?), fi sene: 128; İcare-i dükkan-i Ya'kub Hayyat,
fi sene: 180, İcare-i dükkan der Meydan, fi sene: 1,080; İcare-i dük-
kan-i 'Osman 'Attar, fi sene: 600;İcare-i dükkan-i Hüseyin Kebabi, fi
sene: 2,400; İcare-idükkan-i Haci 'Ali Bakkal, fi sene: 90; İcare-i
asiyab-i .Şeyh ..... . .. 7. bab: fi sene: 10;800.; "İcare-iasiyab der
karye-i Sati, 1 bab, fi sene: 1, 440; İcate-i asiyab der karye-i Demği,
1 bab, fi sene: 8,280;.İcare-i 'zemin der-nezd-i Köpri, fi sene: 100;
İcare-i bahçe der nezd-i Burc-i Evsel, hali; İcare-i han-i Şu'ayb fi
sene: 100.
Nakib ki merhum Muhammed Paşaoğullarına vakf etmiştir, Mev-
cud: 25, 649; , nakdiye-i mezbur fi sene: 18,847; YEKUN:
ı09,955- Zikr olan akçe-ioni onbir buçuka virulub ve yarar yerlere
verile ki zayi' olİnıya; şöyle ki mutevelli ziyade meta 'aya tama' eyleme-
yub mumerraye vireler dahi cami' .... mutevelli zamanında veril-
memişse 01 mutevelliye ta'yin etture. YEKUN: 109, 955
, i
\
i i
re-i dekakin der suk-i'Attarin-i '~tik, 3 bab, fisene: 528; İcare-i deka-
kin der nezd-i Hammanı ..ı Hüsrev Paşa, 2. bab, fi sene: 890; İcare~i
. dekakin der Meydan, 4 bab: ri sene: 1,9921;İcare~i dekakin der s~-i
K6feş-duzin, 9 bab, f'i sene: 4,116; İcare-i c1lekakinder suk-i Suveyka,
3 bab, fi sene: 720; ':i:caıre-İmahazinder nJzd-i Cami', 5 bab, fi sene:
432; İcare-i mahazin deır ;ııezd-i Cami', 9 bab, fi sene: 1,044; İcare-i
mahzen-i denk der ni~.ıd-i'Araslİ, 1 bab, fils~ne: 197; İcare-i mahazin
der nezd-i Kefeş-duzin., 3 bab, fisene: 432; 1care-i mahzen der rub'-i
Bab el-Ma', Jbab fi :;:eUl;:: 130; İcare-i haneJi Necmedddin, fi sene: 180;
Icare-i haneha-i Han-Çoban, figene: 960;1İcare-i bazlzeminha-i Ev-
sel, 9(?) kıt'a, fi sene: 10,. 694; İcare-i mahzen-i
i .
enderun,.i Cami', hali;
Hisse-i Malikane-j Kary(~-iKaba Sakal, ru1b'-ihububat, fisene: 3,060;
Zemİn-i hali' der nezd ..j '.Arasa, 1 kıt'a; Zeıiin-i hane-i Kara Süleyman,
hali,lkıt'a; Zeınin-i hali der nezd-ihaının~m, 1 kıt'a; Hisse-i Malika-
ne-i karye-i Humeyri Sa~~irrubi'-hububat, fi sene: 1,068;, 'Öşr-i mah-
sul-i Hammam-i Mahmud Beg bera-yi bedel Cami'-i Kebir, fi sene:
716- her neye satılursa. "öşr al!llur.; Hisse~i Malikane 'an karye-i Ce-
muzne, rub'-i hububat, 1'isene: 1,391; Hisse""iMalikane 'an karye~i Fa-
re rub'-i hububat, fi sene: 2,500; Mahsui1i icare-i Hammaıİı-i Mirza,
fi sene: 39,600 -miiıha ücret..i kaza-i Amidj ri yevm: 50, fi sene: 18,000
~el-ziyade vakfiçun 7..a]:ıtolunur,: 21,600, fEKDN: 84;447.
. MINHA: Ücretoj hhabet, fi yevm: 12; Ücret-i imamet, fi yevm:
9; Ücret-i imamet-i,ani, fi yevm: 3; ÜcretLite'ezzünet, 6 nefer, 1 nefer
fi yevm: 3, 5 nefer Ci yevm: 10; Üeret~i ~avaniş fiyevm: 2; Üeret-i
mu'arrif, fi yevm::1; Ücret~iser muhassıl f~yevm: 1; Üeret-İ huffaz, 10
nefer,!i yevm:-I~;Üe~et-i f~rraş,~nefer,lfi y~:m: ~;~çret-i ~erraş-i
hela, fı yevm: 3; 1)eret-ı tevdhyet, fı yevm: 15; Deret-ı kıtabet, fıyevm:
~~;Ücret-i Gibayet, fi yevm: 5; Bahati . j fi yevm: 2(?);
Dcret-i mi'mar ve neecar luş günlerinde karın kÜfeyüp levazım olan
i
i
i
i
i
i i i"
i , 'I II i
1518 VE 1540'DA DiYARBAKıR ŞEHRiNiN NÜFUSU VE VAKıFLARı 69
'\. -
. hammed Paşa, fi sene: 120; I~are-j hane-j K0se Jlyas der nezd-i '-:"::-j~
fj sene: 240; İcare-i fınm-i Halvaci Kızı, fj ~ene: 48; İcare-i ınahzen~i
Nadir ;. fi sene: 4li:; İcare-j mahazjn derlnezd~ı M~scjd, 2 bab,fi
sene; 60; 1care-idükkan-ı 'Abdu'I-Celil, fi sene: 360; Icare-i dükkan
der Suveyka, fi sen~:: 144:: İcare-j fırun-i Sadat Han oğİi,fi sene: 180;
İcare-i mahazin, 2 bab, fj s<me: 96; Hjsse-i Ma1ikane-i'karye-i el-Hayr-
putkuli, rub'-i hububat, fi sene: 1,350; Karye-i Bağine der nezd-i Ço-
bani der Nahiye-i Azerin -Karye-i mezburel Azerinnahjyesinde olup
III i
1518 VE 1540'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKıFLAllı 7l
.. "
72 M;. MEHDİ İLHAN,
"i i
1518 VE 1540'DADİ:YARBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKıFLARı 73
iki gün okunür, 5 nefer, fi yevm: 2~; Baha-i ruğen veJhasir, fi yevm:
~;EL-ZİYADE: 84 -rakabesine sarf oluna. . -
Vakf-ı Mescildl.-İÇeırmik:
. .
Vakf-ı Mescid-İ Hacı 'Abdu'r-Rahman:
..
i
76 . M. MEHDİ İLHAN
fi sene: 1,280; Hissı;,-i rv.lalikarıe 'an karye-.j Neyfe tabi'-i Ergani, rub'-i
. hububat, fisene: 4,6m:; t~:are-i dükkan der Suk-i 'Attar, 1 bab~ fi sene:
.720; İcare-i diikkaIIL-ir;Alih.~n,1 bab, fi sene: 60i İcare-i dükkan-i hap-
baz, 1 bab, fi sene- 720; kare ..i ahar, 1 bab, fi sene: 80; İcare-i zemin-
ha-i vakfC?), fi sent~: 4',.000; Mahsul-i bahge muttasil be -zaviye-i mez-
bur, fi sene: 1,35Q; İCE.re-İasiyab-i Haci, fi sene: 4,680; İcare-i dükkan
der Suk-i SerraCiıı, .1 bab, fi sene: 960; Dükkan-i harab, 1 bab; YE~
KUN: 36,736.
MİNHA: Ücn;,t-i tı;~veııiyet,fi yevm: 6; ücret-i kitabet, fi yevm:
3; Ücret-i imamet, fi yevm: 2.; Ücret-i te"ezzünet, fi yevm: 1; Ücret-i
. femiş ,fi yevm 2; Ücret-i me'şihat, fi yevm: 3; Ücret-i nezzaret, fi
yevm: 3; Ücret-i tabbah" fi yevm: 3; Ücret-i cüzhavan, 4 nefer, fi
yevm: 4; Ücret~i v(~kil..i harc, fi yevm: 2; Ücret-i cibayet, fi yevm: 2;
Baha~i ruğen vehasir, fj, yevm: 1; Baha-i rakabe, fi yevm: 3.
HARC~I TNAM: Baha-i guşt:fi yevm: 15; Baha-i nan, fi yevm:
10; Baha-i gendum, r::: yevm: 5; Baha-i heyme fiyevm: 3; Baha-i ne~
mekvegayrihi,fi ye;vrr.:~:; BaJıa-i goften-ihınte,fi yevm: 1; YEKUN:
25,020; EL-ZİYADE:: 11,,716;: EL-ZEVAYİD: Ücret-i duhter-
zade-i Hasan Padişah, fi yevm: 10; SAHH EL-ZİY Ap E: bu dahi ra-
kabe içun hıfz olunur' zevayid deyu kime~sneye verilmeye .
. Vakf-ıMeScid.~i :5:e:y:vidCa'fer:
İCare-i inahazin;.2:2. bab, fi sene: 2,728; İcare-i dek;:ı.kin,2 bab,
fi sene: 1,?72; Mahzen,hali, 1 bab; YEKUN: 4,000
MİNHA: Ücn~t-i imamet, fi yevm: 3; Ücret-i te'ezzünet, fi yevm:
1; t.Jcret-i teveHiyet, fi yı~vm: 1; Ücret-i cüzhovan, fi yevm: 1; Ücret-i
ferraş, ri yevm: 1; Üemt ..i rUJ~envehasir, fi yevm:' ~; EL-ZİY ADE:
1,300 -zevayid deyu kimesneye verilmeyup, rakabesi içun hıfz. oluna.
Vakf-ı Mezar ..ı Şe:yh Sa'd:
Hisse-i bahçe~i ':Ayııu'l-Hamasa, ri s(:ne~ 550; Hisse-i Malikane~i
karye-i Kara viran, rub"-i hububat, fi sene: 2,753; YEKUN: 3,303
MİNHA: Ücn~t-i tevdliyet, fi yevni: 2; -bakiyesi hıfı olumip, sal-
be-sal Haziran'ın evvel Cuma'sında cem'iyyet olup 01 gün halvaye sarf
olunur.
VakC-ı Medr~ie-i Şuca'i3'e: . s. 319
İcare-i asiyab-ı Kıuy,e, 2.bab, fi sene, nısf-ı hisse: 5,000; İcare-i
Hammam-ı Şuca'iyye, fi sene, İnsf-ı hisse: 6,840; İcare-i nısf-ı hane, fj
1 II . i ii rı i i
1518 VE 1540'DADİYAli.BAKlR ŞEHRİNİN NÜfUSUVEVAKI;FLARI 77
, , ,,
serie: 360; İcare-i ahur nezd.j Hammam, fi sene, nısf-ı hisse: 90; İcare-i
~~min,4 .kit'a,fi sene: 182; Zemin, hali, nısf, fi' sene: 30; YEKUN,
ıı,502. '
" 1, '
MİNHA: Ücret-i tedris, fi yevrn: 25; Ücret-:i talebe, ri yevm: 3;
Ocre.t-i tevelliyet, fi yevm: 2; Ücret-i ferraş, fi yevm:%; EL-ZIYADE: ,
,1,521 -zevayid deyu kimesneye verilmeyup, rakabe içun hıfz oluna.
, s. 320
Vakf-ı Zal'iye-ji Başendiriye Der Vilayet.,.i Hısn-ı Ke~:
İcare-i asiyab der vadi-yi Merrner, 1 bab, h~sse-i va.kf arba'a .
5,760; İcare-i rna'sa.ra der' Amid, ri' senc~: 1,000; İcare-i hane-i deng,
1 bab, fi sene: '600; İca re,.i bahçe der Hısn-ı Keyf, fi. sene: 1,000; Hisse-i
\,
Malikane-i Karye-İ Şeyh Nasır'Arab, rub'-i'hububat, fisene: 1,425; ,
. Hısse-iMalikane 'an medrab-i rub': 2:,240;YEKUN: 12,025 .
MİNHA: Ücn~t-i H:'velliyet, fi yevm: 4; Ücret-icibayet, fiyevrn:
1; Ücret-i rneşihat, fi yc::vm: 2; Ücret-i kitabet, ri yevm: 2; Ücret-i
tabbah, ri yeyrn: i. Harc-ı ta,"arn her Cu.~'a gecesi ve Ka9İr gecesi 'Ve
iki bayram günü vıe 'aşmegüni veRamazan ge'~eleri pilav' pişer '
fi 77. eyyam. . '
Baha.,.j ~uşt: 20; Hallıa-İ nan: 15; Baha-i pirinç:30; Baha-i ruğen-i
sade: 30; Baha-i he,ym,e::5; B:aha-i neme,k.ve nohud ve pİyaz: 2; EL-
ZiYADE: 571 -rakabe içun hıfz ölunup, zevayid deyu kimesneye
verilmiye.
s. 321
Vakf-ı Cainİ'-İ Şeyh Mataı:
İcare-i dekakin der nem-i Cami', 5 bab, fi Sfne: 420; İcare-i de-
kakin der Suk-i eI-Gaza,l, 6 bab, fi sene; 2,124; İcarr-i dükkan Ger Suk-i
Balayi, 1 bab, fi sene: 180; İcare-i dekakin der Suk-i Tqban, 2 bab,
fi sene: 720; İcare-i dek~kin derSuk-i Kassarın, i bab, fi s{)ne: 120;
İcare-i dükkar der nezd-i Şeyh'Sa'sa'a, 1 bab, fi sene: 96; İcar~-i İmf-ı
. dükkan harisan (?), fi sene: 540; İcare-i mahazin der ll( ıd-i Cami'
,9 bab fi sene: 912; İcare-i mahzen der nezd-i Hammam-ı Kubad, 1
bab, fi sene: 180; YEKUN: 5,292.'
i . . '
794 -yağına ve hasidna vevaki' oldukça merenünati içuIi sarfolunup,
zevayid .deyu, kimesneye verilmeye.
Ta'am ..... bir buçuk 'batman pirinç pilavı bi şer ve isneyn gecesi
buçuk batman pirinç şorba pişer: Baha-i guşt: 6 ; Baha-i nan: 6; Baha-
i pirinç: 12; Baha-i ruğen: 6; Baha-iheyme; 2%; Baha-i nemek ve gay-
rihi: ~; EL-ZİYADE: 77.
"
Vakf-ı Cami'-İ Nebl 'aleyhi's-selam:
, İcare.i dekakin, 17 bab;fi sene: 4,140; İcare-i mahazin, 8' bab, fi
'sene: 336; Nakdiye-i mevcud: 9,500: evvela un :ve pirincine verile ... ,
riakdiye-imezbur, fi sene: 1;425; YEKUN: 5,901
MİNHA: ücret-i hitabet -ve imamet, fi'yevm: 6- hitabet fi yevm
ı-imarnet fiyevm: 4; Ücret-i cüzhovan,fiyevm: 1; Ücret-İte'ezzÜnet;
3 nefer, fiyevm: 3; Ücret;,i ferraş, Hyevm: 2; Ocrei-i mu'arrif, fi yevm:
1; Ücret-İ çerakçi, fi yevm: 1; Baha-i ruğen ve hasir, fi yevm: 1; EL-
ZIYADE: 501 -rakabe içunhıfzoluttup, zevayid deyu kimesneye v:eril- ,
, meye.
84 \ M. MEHDİ 'İLHAN
Nessac: dokunı.ad
.Leddam: eskid 'yamacı)
Lekkal C?): terlu"'(cİ
'AlIaf: 'alefci,
:' .
ka mhi '
"Allafi: kamhi
Baggal: katırc!.
Hammar: 'sahi1b-i himar
Mirati: aynaci
Kavvaş: yayci
",Kavsi: 'yayci
Harrat: Qıkrıkç;i
Akkaf: palanduz
Lebbad: keçeci \
Gazzal': ip-bukiçi y~~'ni moy-baf (moY,-tab)
İskaf: chl-{ san',ı.t
Bakkar: sığircıı
H;ammad: turşud
Saffar:, ,pirinçci
S~ggar (?): elekç i "
GarraS: bağ ekici
Kaffas:' basmakç i
Cermuti (?): Cerbi~ci
Nahhas: bakırcİ
Raddfld:- demircı
Kaffal: kilidci
Bakkal: bakkal
Halvayi: helvacı
Revvı:ı;ş: başcı (?)
Nahhas:' esirci
Mukari: kirac:ii
Hammal: dubad (?)
'Aeela, (?): 'ara bad
Zerra' :ekinci
Hayyat: derzi
Geyya: otçi
F akihi: yemişıç:i
Habbaz: etmekçi
Kemandci(?);' sığırtd (?)
Kıdri: çolmekı~i .
Serrac: eyerci
. 111 i i i
1518 VE 1540'DA DİYARBAK.R 'ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKıFLARı 85,
'\
Sekkaki: bıçakcİ
Su'urtİ (?): işkenbeci
Tabbah:aşçi ,
Suka'i (1): paçaci
'Hayyam:ça.dırci
. ,
Saydalani: hurub-murdes (?) (eczacı).
Sabun i : ~a~unci '\.
Şemma': mumci
Tacİr: bazergan
Sehham: okçi
Racil: yeniçeri
Ka'id: çavus
Za'İm: subaşİ
I'sar: sulak
Zevvak: ' çasnigir
Tİmarİ: sİpahİ
86 M. MEHDi iUti,N
8.310
'W.;:::mj\
'l'" ••• ~J" ,.
! t "'. "\ ~ ••
• . J~
"~JlıI"'.A C\i \i ii J
lI;u~.:;w; 'LII'.~
..~6iJi~:~~~J
.. ' ı
t'J--
('tti -. .•
-ı;
." ,. ".
~.ı. "",.•
T;ij)
~\
( ılı" •••••
.tı ..
~ ..
.., ....~"
J-A,JJJIS
.....~ ...•
ft.~'.' • tI,~
J
. J. li "
•
~.t
:.'~~ f"_1-~~
".\' ,....--
i I'
,
1518 VE 1540'DA.DİYA.RBA.KIR ŞEHRİN'iN NÜFUSU VE VA.KIFLA.RI 87
Lo
_Ja
s.310 ..
~ .>~
. ~ -;;ı;ı'
~
~~.~
..
.....0-. (O-I
L- r-'
l"
" r_ \
, L ( .•.~"
~ .._v
(; \.
Q •
\1\ i '"
'._':";"j
~:..o
",O
~.,~
., L
-'Iw JjI
('~L
.. : "~i
t",.. to t,~".
.~ .•..•• ~ .;..-:
- ~.,;
"
\ 'i
"" • tr ~
1"
t •••ı
o
;JJ~,! ) L" i
.;::iAd ~ ..
~
LV ~
.•., ..~~
~J
'}f~~
r••••1- ( ..r , ~ .
"JjJ ...,,,,,,
('''1' . (•••
I
~ ., ,
t:'
_,':'..1
tg;.~-;)J .~,.,.;i -rrJ
_*".<IIlıNWI
(OJ'
.1,
, t'", '-
to
, ... ~,p "
i
~
(~ t
.
••
. ~ .
t~ ,
~
••
t~L
p ....
•
i J ı1
.Ci U;.
, _4
•••••
Jjt! ~ 1~ı. ~ .J~J ı,r.oJ
c'"ı- •. (''''''\. C:"LOto
l'
(10""
o
('..1<\
O
e~ \
'i
-r.-:;J
f; •••• ı
i'
-~•.. t~ t
'7'91
t ••• i
u~ ,,:Hj.J
"f-.
.;/f
(ol" ,
\
7W
.•. ,
(
;L
.,
l' C"" t-
t' . l'
l":.fitlH~ i
t~J t~1
c-ı L t"" ,..ı
. ;- '. J
.Uj.o~.~,'.J
~J},J •..J:
Jty"""'~~'.JI.%~1I
.ıJ.lı,
..........- ,
t.'" 0' ••••.
88 M. MEHDi iLIUN
8,311
__ ı
\
"i •••
, ~i.". t
\ i
t.._.
"';..-4' .•••
(:-
!
L
ı.*
.
...-. .
,c-i.
~""';
,
,~
vii
£7'
.;;"" ~,.
~
tt" ~'" --
~~llI_:..6ıı-J "..I L o,. "..J
-
JI!
.I":~J""~". t"i.'»'''0'-.
.;/ .
-', • ~"It. ••••••••••• ı _i
i'" " • " ,1. ,f \ ",. \ ~"
"' ••........•-..".;
- .~
,.... A ~
.ı:~ .•.• ~.•• t..ı •..' _' J
~~d.l4~'
__ ı , rı~~ ...ıı
~ •• it. •. ,,\:~.'. l'"--
t 1ıf ••
L _....
_1.
i I1I
151.8 VE 1540'DA DİYARBAKİR ŞEHRiNiN NÜFUSU VE VAKlFLARI 89
i 1 •••
8.311
~~ .•.•
tiJ~'
_,ı
. ~ • A ,. -~ . "'. -'t
-4
\J •.
7 ~~~"'''
-
f
-r:r ,,'
.ç
J 'ı.:. L
_.-
.
rıJ~.4.
..
~! •
•
.. ,:
"Hi .. .
_ı
, . .,
fI6~J
--I.'
-...•..
-
,
••• :
..-
-' _t.
'IJ ••
,~ f<! 1#.fJl
4 J
~ .: ..
LH. \-
-ı
'" ..
'L.I • "I. ~
.•.. :. ..- ı... _,,'~i1
~.."..~
..
"
-'•.•""'.\1
,
t' 4 - J
'~t-.s.'.~;'-, ~ _i,
--
.. , :...-...-.,j i
~
. .J--'"
£,., iii~ -::-
i' ~S/
c,.-ı ~ --;....:J
(~\
i ~'~
" #-
(11 ('.po
:,1
ı.
,.
,t •• ,
.\ "
~.,./ ,
";it ••
C~1.
, . ",ıl"- ~
,
t"'~ .
•• •••••
~,ı :t~S
~~t.
••
~~~tt •••'t
ıl
,9~"5
(..•.
p•
ı
, . ~
i
=u~'l .....". ..
----.J
~~
~i L
~
,1/ ~_~
Ci ı
~
C' ,
~
( ....
t .t"; C c.rı •.
. ,
"---' _"./'.9 --4
~
. ~
-~~
'~
~~ ~!JJ _J
C- L
~ 0-. CoP ı
•
t .•••.
ı
(~1 t~,
. ~.• i
ı
90 llI" MEHDİ iiHAN
~ J-
..~
~ -'~------_._._---
1",;,,;.._
.A'~J~
,
(~
,M
ı
t,jJ.
~".(-,ii
'I
.t'. l'"
~
-,JI'J
-,
....
/
"r:"" •. 't.~D~ .
..---....--.,' __ i-=:'
\
'\i
-.j
~A.ıi:'"
"'~"i:l~:'4J
•••
J
.
\l- '.ı2
~,:$..i~ıI
J to>..... "lJ
_-l
i'
i 'I.v
,JJ
-.
--'-.\'
f •• ,.
u!:.J/"!.~~
"~ rI!;.
-\
"ro •
1518 VE 1540'0'\ DİYARnAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKıFLARI 91
.r ;
~.,i
\ı •.
ı" ,- J
-,..
4 i
..,..•.•••....•
:..J \lt~AI' J ".;...,
"~$.I~JJ ~.\ı""""" l'
8.:U2
f
-'J !:.,'''7!
_t
1 •••.
~J
-I.
t. f (
-:- U
,",., ~ .•.
il;
f •• 1" -ı
"~ .
~ { 1 i c
"'YJ",J. ""
../..•
il f •.
4 ••
ii
, J 1ı.' ••
-. t.J.",i
L " -i
-I ••• -,
-"'I'W'i"'
ll" '
m!-ıı ..~ ..
;.:-t", OJ • ~ "'j$~ ~i..;"U-i-~.•"".-••.•~
-,
i ~ 'i "
'/OJ i , .:.-r.•.•ri4"'"
-,
P. 'I.
.. ..~ ~.
-~-...
'(i
~'
-'
.tıl • lll., '
,..;..- :
i •• 1 1
--_....:.-------""""':'-:---'-- ...•.••.•..
~
t .•••&
I•
.••••-J#ı;I
t~ t
I.
"
~:i~,!,,"l l •
o ""."lI>,.,..
r
~Jıı:;Cll'..:I.' IW r ¥Jtol,
.,j1 •••. V~••
t...... L
_1
ı , •• -,
•• lı •
92 .nr.~MEHDi' İLHAN
5.313
,-- - \,
~~\
.', ..
.':-".,,-.;
.... ;,~,. ~~. "':J.;/' .. .,
:.-. \ ~
•
~ . "
..J.~
':.t-.: : ~: ..••~-~
• --- ~~' t.J
..a~~'.--------------""-.r
__ ~ '"
,-
,~.' t3
, ~
-.,
' .. ~.
i,.
~.•••• L
._-",'1
' "'",.ıl,
~.
"t _
{;,
'C.~_.
Jr .
'''':'''
.~ .II
___
.,j •.(ıtı
:11."'"
~
~":~'I
ı:....., ı. (..J'" ı
ır l"
___ --11..--
-.~
1518 VE 1540'DA DİYA.RBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKıFLAR! 93 '
:4 •.. ". -t
. 'i ~ LO.
/ s.313
!'.!,~
......;.------------~-----.....~
"--
u'::
"",-.
lwII_..ı' 'J"
:;.;:; ':" J .is' .•.•
f\ " _1 -1
, • po •
. i ~ '"
ı...
,"~J i .• L
••"'''./~U ~UljyVj
-to
~ po .•
_ı.
i" ~ •
-.1
/~J.
_t
t 01\ ••
L----.-"'-- --.r
-:;:::if
..
<:,.•• 1
i
M. MEHDİ İLHAN
/
8.314
• ' .J
_1
.
•• E.' "7£"
"
~.r wl,..JJ 1•• it.•
", \ o j "'-'6 ., .
,.If.'nJ1l1,," il ~~.~.,.L
'" \ 4
~.ı'il
-~
...
l' ı.
"~,J~
-ı
if.
-%
(~
-t'..;
_1
~ •...• ,.
ı~JI;':.J"i7t
" .
-.11 ı.
-'
r •• 4 •.
'QI~;;--~~~; ;,::----
'f;o •• '"
o i,;""....r.-.
._,,:.JJ.~t L ~
-\
'i '.
-"T;..~": ..
~.. 3 ,f", J
.J"':w:"~ıl17
,,!~: lif
-ı
fII'.'" 1',
•..•...
/
1518 VE 1540'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAIOFtARI 95
5.314
J;.-: 'it'
'"'Ei
.~~ L
.
,t ••
• ~..... "--.:", , .• J
. tl0Y' - •.."J
.,...,
_\
, t'.
-•• •••••
ı l"'- t.
l" .-
"
,. rJ'
~ıfJ,fo,.r
--J
.rIJy.!"
kı~ o ••.•.•
-L
C'"
!'
ı
c ••
v'
/"3~.r.J.AO (Iİ I"VI TJ:r''''l'''iJ-
_•• ı "I
-i.f'
._t.
i !' -
- ı 4., _ı
""!"~
96 M.lIIEHDİ.iLJlAN
8.315 1
- ..
'f!J~tr."J"
\'11;."
_1.
" -..
(
...-.
.
J.,JJ
.
.. \,
(
~;,,'jltI~
ı-ı
,.
"'p o(
-. \ p
t
'i ~(
L
-
•.. '\-~ -'- . o.
~_ LO •••
--...r
""~/'u ••.••••••
J; ••
-r-.~ ••- t
i ~"A
~,.•...
-_.••..--,..--~._--...-..-_----...,.-.
'7J.Jy J!
( ,.. ,
i/.
1518 v:ı;ı 1540'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUS.u v:ı;ıVAKİFLARI 91
7IJy Y
{-
i
.
s.315
f...'
T,J-
-. , lı."
,.
c .J
\i'
i
...
\i/.~
.
_ ı
i •• ot
_t
~ ~.~
/
't- ••. ~
't." \, C -/ ,
-"-/"J'
.. ,.
-t
98 M. MEHDİ İLHAN
\
8.316
,.---'------- ••.••
-ıı-J)
•.••
i.
-...I
•.•••
~.
OJ
, i
f ...A~r -y ro.,'
• ~. . 1. i -"- 1. \l ,_- ••.••
~ J '\.I" ~. -' 1 1 i '
~.:":J.~~J
-~ ~
,.- ••.
.• ,t
A
. ;,...-ı ..ıJ ••..
•• T
il ii J
-."
,;''/1
(, .... , '
S ----.i
......•. ~
'. r
~J .:.
.",
\ . ,
--"'''"' .. ---
. /
ç,..r ....,
,
:.1; ~ 'e,7.•'
-~
\.i' i
"'1ıI-
t,j \.
. _i..
dil ' )
~ •.soV~
- r t
--.:.._--"--------------.-..,..
1518 VE 1540'DA DiYARBAKIR ŞEHRiNiN NÜFUSU VE .VAKIFLARI 99
-----
J-,.rJ/
~
__
-.J JI
~ .-].J /g! 8.316
(ol"
, C r~ t (,;ı
i . ' rJ"
" ,'"
,.,
~..."t
-I
,.., -L
L ~•
•••••• L - \
".. tP" ••
~ı.._';'-'-------""'---------...r
.;:::::d
.c..•• t
!
tJ
•...:;D J.IIi ":F :~
• ., OJ • • ri1
;;;t1..r
"\J (. - " .J \,; L C J
\£T-",WoII,:I "'~ J
••• '-O J -.'o.!./"~d
~ı
"i.
100, :~r.MEHDiiLiUN
5.317
l
..•..
-'---J
"._.,,1 .
-.-1, • (il
n' ..J
'L.I ı" 4 J
.- ••~~J
~.L
'---.---'------------../'
~'
~~~" ----.J
..rJJ./~if.
",
•.•.-'-.. ~.i t
~•." .• ~....... t . {'"j'
-.Y,. ", " l
\'
ı,,",
•
/J.y"~.J
-
'....,t
l ' 4 ,J .• iJ '\ıl 0_ .
\.il "1' .J''V--..:-- •.J'"" -".lı.II • .1 ..,..7~
i.
- ••. 1,.1
~J'~~;..'.c~ • .;ıL!ı"t\,t",2
\
1513 VE 1540'DA DiYARBAKIR şEnniNiN NÜFUSU VE VAKItLARI 101
8.317
~~," •.•. l d ••.••.... C~ J
'.J~.:a:;t.:J !.~.Ql •..l"J -.ii~ c.f -"/;:~ 'to- "
-../~,f
-I. __ ı"
L ~ '"
1 ••
--_ ".---
•... 8.318,'
J
it
tt"..J'~:'t;~';
--'''''1,.
-\ -i
"'--
\ Q ( i1 ~,
+.--.J-0J)
....'
_
'
,:
r-:-:. \
OJ
\......ıı:-
J'.ı,J' ı.ı•.~
c '
i .,,01 t Z,o
-;nıı~!'
J -..ı
"\l;;\'lY";:CI
-.\ ~ :-,ı. "t;:
'""'":""Jıı4 t ..ı1.•• ~ t '"
\i \ e" .'J
"".: hı,•..•
""r:': ~
, ---....J
-~r
°_i
!:=:I':J,
' -./ ~
../l0l -rdJ "'y;- t..a
(,lo L
•.. ' .J'.
t""jt '"'ri ~~t
, .. ',1 , ~~•..\
ı.,.r--'._-- (til
4l
•i .. . ;
~ ~ ~ "--;;f::j.l
"%f/f
~"'i\ '
~r~~
(.1-
,L
~
•..
( .••i ~..a-,l
'Q
~.".
i
i •
....,;;--
"~l
\ o
,
'. J
l" ; . r ,~
t~ ,. ..
:
..ıl
/
,.~
-, .' 'p
S W.J,Jl.Q.J 'j
•• ~1.".,
~.•• i.
!•
i i i i
1518 VE 1540'J>A nİY.A.RB.A.}tİil ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKıFLARI 103
• .-' p
!\AJ~~~~
;.a;...:.. ~ 8.318
~,L
.! •
.~ -.rı
••.• ~ n. J \.: 1...... -~
-"~;.J ..,.~.:.t ,
_L
t ,. \ıi r --l
,. .... ~.
/
.ıl " • """"""--
__--;..
i
. .., jJ
,••••l
.,
----------------~--oJJ.,.ı
-- t~J J
.ı':;~~-
... --' ..•
~
;4: ~ t-
...- t
cl C ,
104 .M. MEHDiiLHAN
u~.-'
~'iJ~ .,':ıi)"
_t _1
":Ir'';:&~ ,;u,..
\
'l" •••
,...
~~
. .. t.
_ ..J
...:ı'~ı
-~ olı
',.., A",' J
../;L'~i"
••.•, .i,II~".4
-.y...ij.
tl,
- .•~ d~i( .•.
~':" ~ -1 ; ~ı
'" - Ai •••• ır,
---. ...
---------.,.---------v-
~'.~ . .,
...r..
• .. ..~.,
'\ ------
.
"";?';'J',
....:<'f:... '" " <,. t ,
'oJ".' ..• ~' "" ' .•
,; .. ' . -
_.--------------- .....-=--...
;.,.~:J~ ~- uJ.J
~••....
, i
.••..
1518 VE 1540'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU VE VAKlFLAıu 105
5.319
. \ a J
"-_ıl ..,.:..-:-~,s '._.,..
/'i~
\"/,, - _ A '.' •. '
-ı ~ı
"''''~ ,.
!. .-. ~ •
~ ,"
.
•
~
<""", J. ........._
• ~i i , _.,.~
~""~!''''ı.,Jf, ••.••••••.•.
•.~. "":oJ ," i I. '-~
v ••••• " . r~ t
- . ,-
~'ı .
-
'-' \. .\. C J
~AJ"~;("
-lo f,
""- &
'" ~, l" ~
__
-: .1\
~•••,i
_--------.:..-.:....-----::==::::-;~F
~.J~-' •.•.
"" ",
\i \ o J, J..J
- ~ tl ...;.r' ..•.~
-.L
l' ~ i i"
___ -'-__ '. --.---'-----.J"
106 1.:[.' MEHDi iLıuN
, -.ı.;,
ilJ " ••••••••••
•• ••
':! ~JJ .• '
11'. /
8.320
i'
J': ~.~.j ~; Jff '\J 1O....•..a....",1'-" J
....ı..~~.ı, \,i;'
~ı:_-iıI
J \J \ -
. ...J 'i 'V\~
e .j' '\J " _ et J
..J.lıiJ.ıJ •.• ;:"
__ ",.. ~'J \tl}
o...-- ~ -i ..-ı -\
-" i
-'IJJ
f o
i i'
'••• "ןiL. l""-
i •••••
'~'.
".4":," "'J
C,." •.
V"'J~~~ :J;t:
""~"
," ",.. .. "
-,"
t,.J~"I
= i' " t.b
,. .
'1518 VE 1540'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN' NÜFUSU VE VAKıFLAR! 107
.
•••.••••ır..r"
• C. J
~jı :':;/!IıJ
• ,",J.JJ.t;r,'~.
~."''''' ';..0' ~'. j; .-lt!
_Iıı".,~,
i........;.-----------------v
---i..ı
y.wjI'w
---J
.,.J.J ::;:::OJ ---.J
...-.lo ",.i
{'tl
~.,.1
. i .
t~
... t (...
l'
\
,..
('••• 1
•••
108 M. !ıIEHDİ İLHAN
•••• l G J
'\.ı"
..yc~.~
~,. '- ~ ".J':-';~oY~
....
"1/..•.•• -' i \,U~
• ""'\"7 ,t ...'ot
"' -.\
~I.'
i""-
ı " •
\
t..~
~.1.~!.;.J ~j
..~_.'; '\.;
---....L.j
.-'S.~~'
.r~....• -"1 tllO
..
-\J
~ ..,,-\. _t'
'i \ ••
._-o-,..•••-,-'~
----".--.---..,..-----------....r
~
i
,.I'~ •....-
.....•
~.ır 11.
~
-t
,! ~..
~~
~' .•.~1'
~ ~.
-\
~ LJ
• •• S""'I(4J
vI~~ı~.~\o ~.~
. ! .•.•
:..).
Gı
, ¥.ı
~• 'tt
1F.i~~.J
'" i:
&..'C ~ •• j.J
••.
~
"
Jff ,,_,:'.J::.I.IJ~
'-"J1'4~ ••' ;f"" •• ~ --:;.. •••• ' ~ J ~~..., t~
-ı ro--l -:~ -t
t' E. t • o •••. ,f '1.'1 '" ~ o
1518 VE 15.40'DA DİYARBAKIR ŞEHRİNİN NÜFUSU 'VE YAKİFLARI 109
8.321
--.i
~J
;..Jı41..,j
';A .
---=-.ı
~,.!
(.Jo
l'
t
- •
."':ı*"-!rıi
t"':.l
.f
';;~f
(~
;.l
t
--..i
(-r~...••
{.rı
!.
","
~
- r-:
•••.•
- .•.
i
~!i.
, ~. ,.:
t
-
----- '.;. t
.• ..:-:j
.. ~ .
',,,,,,: \
......•. ",
';J'7':~
LO ol ",..;,-ıı • .: 'tl
a .-r.,J .,.r:J
~.,::;ı-- "~-L
i~:~
~ .••••• 1.
110
___ ..,.~_, -,,:.- ', ,..!.--aı-J
., .
....:~.J"" s.322
i
." ,: .) '\;/•..--ü..;ı
~~
•• )i~
"
\,,:.
?,y&'4 j pv/IJ ııı s' ,,:'/.JI ltıP~.ı •• ~ •
-...
-t
_ ••••
i••••••••
r ,~~
"
,,~.,
-t
~ ,t .i
..., •••. OJ
-; '"
"-..-.ıı'._=--..-'- ...•-------.-....,..
_'L
.•••'i •
'u" . n '"-
',:~ ..J,;~Ji
-"w....,....:J ..w.i:
-.. ----J
il '" ır .,
..
1518 VE. 1540'D.A. DİY.A.BB.A.KIR ŞElHUNİN NÜP'USU VE VAKIFLA.BI ın
•• 322
....
i ' •••
..
••
.
e 1;:ij ;;ıı ~ . tl ı.ll. ...J
-ı-
p" •••• ~.
•••• ..,- C
~ !( •
------ --------------r
112 M. HEHni iLR!N
,,'
4),
.8.323
. ••••• 1tI ••••••. ,-------- ;ııuı :;p..l
••. -_
, •••
.....,. '
.'1
-----..-.." .•.-
8.323
tu..,.;.AJ'". ı:ı::J J., ;K-' \
t.I '
••••••'" r-. 0;J (1,1
J
_L
\ "i !' •
_----------~
..... .
i
--r-c-~-'1-.J--,
. . rj
...J:'1. J J
-b
oJ:I- . . ••..,ı""
i, J -Li; ~t4
---~-~
. , I.'
. i ..
-~ a ••.•.•ijJ
\J \ OJ' \.i'
J<ILC •
~".1Iı -~.J
-~ :!-/"'Il' -~"../! .Q.
, :J tiı ....- t
~ ./.J,,', ••••• ~ i' ,.
ol) , ~./ •• ,
"I,;f1 '. .., ,
, "'u
,\"'.
SENED-İ İTTIFAK lLE MAGNA CARTA'NlN
KARŞILAŞTIRILMASIl
Sina AKŞİN.
Sened-i Ittifak
Giıi.,: sİ giriş bölümünde OD'nin başlangıcından o günlere değin
birlik oluşu sayesinde fetih ve zafer elde ettiğini, ama bir süreden beri
devlet vükelası içinde ve taşra memalik hanedanları arasında bencil-
lik ve çekişmenin ortaya çıktığını belirtiyor. Din ve devlet nizamını
kurmak için bu dağılmanın yerine ittifak getirmek üzer" birçok top-
lantılar yapılmış ve sİ oluşturulmuştur. Dikkati çeken birinci nokta, ge-
leneksel değerlerin (fetih, zafor ve din) öne sürülınesidir. İkincisi, çekiş-
menin vükela ile hanedanlar arasında değil. de, her bir zümrenin kendi
içinde gösterilmesidir. Yani zümreler arası bir çekişmeden değil. zümre-
. ler içi bir çekişmeden söz edilmektedir. Bu, Nizam-ı Cedit yandaşları
ile tutucular arasındaki çekişme olsa gerektir.
Birinci şart: Burada Padişahın "devlet-i ebed ınüddetin" kutbu
olduğundan söz edildikten sonra, gerek padişahın şahsına, gerekse sal-
tanata "cümlemizin müteahhid ve zamin" olması,yüksek devlet J?;örev-
Iileri, hanedan ya da ocaklardan söz ve eylemle ihaneti görülenlerin so-
ruşturmadan sonra müttefikan bastırılması öngörülüyordu. Bu tür bir
davranışa yanaşmayanlar da bu yönde zorlanacaklardı. Burada Padi-
(i) 1-4. Temmuz 1992 tarihlerinde Aix-en-Provence'da toplanan 6. Osmanlı Devleti ve
Türkiye'nin ıktisadi ve Toplumsal Tarihi Kongresine sunulmuş olan tebliğdir.
(2) Bu çalışmada Sened-i Ittifak St. Magna Carta da MC olarak kısalıılmıştır.
sI metni için bkz. Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet (Dersaadet, .1309). c. 9, s. 278-83;
Server Feridun. An~yasalar ve Siyasal Belgeler (Istanbul, Aydın Güler Kitabe\.i,
1962), s. 1-4. MC için: J.C. Holt. Mugna Carta (Cambridge, CUP, 1965). s. 313-37.
(3) Bülent Tanör, Osmanlı Imparaturluğunda A//ayasal Gelişmeler (İstanbul, Der Y.,
1991) adlı yapıtında sL üzerine görüş ve tartışmaları çok iyi bir biçimde sunup eleş-
tirmiş, kendisi de ilginç çözümlemeler yapmıştır.
116 SİNA AKŞİN
Magna Carta
Magna Carta (MC) ilk bakışta. Si'den hayli farklı bir belgedir.
Bir kez MC 63 maddeliktir. st kısa ve genel'ilkeleri koyan bir metin-
ken, MC ayrıntılı bir belgedir. Çok k~z aynı ilkenin farkı, konularla
ilgili hükümlerinden her biri, kazüistik denebilecek bir yaklaşımla, ay-
rı bir madde haline getirilmiştir. MC'deki birçok maddeler ayrıntılı
ve kemikleşmiş, gelişmiş bir feodal hukukun bir takım sorunlarını çöz-
mek için yazılmıştır.
Burada MC'nin tümünü tahlil etmek niyetinde değilim. Daha. çok
özgür!ükJer ve temel hukuk düzeniyle ilgili ve / veya si ile karşılaştırı-
labilecek hükümleri ele almak istiyorum. i. madde ile başlarsak (aynı
hüküm en son maddede de tekrarlanmaktadır) burada Kilisenin özgür
ve haklarına sahip olması kararlaştırılmıştır: Papanın da izin verdiği,
Kilisenin "çok gerekli ve önemli' bulduğu özgür seçimler ilkesi kabul
edilmiştir.
Vergiler: Önemli bir konu vergilerdir. 12. maddeye göre Kralın
danışmadan toplayabileceği para, geleneksel feodal hukuka göre, Kra-
lın fidye parası, en büyük oğlunun şövalye yapılması, en büyük kızının
evlendirilmes~yle ilgili masraflarla sınırlı olacaktır. Bu -durumlar için
de paranın makul bir miktarda olması şartı aranmaktadır. Diğer bir
maddeyle Kralın dışındaki öbür feodaller de aynı yükümlülükleri öz-
gür insanlar bakımından üstlenmektedirler (md. 15). Sözü geçen du-
rumlar dışında para toplayabitmek (buna "yardım akçesi" ya da "ce-
beli akçesi" denmektedir) için Kilise ileri gelenlerine, kontlara, büyük
baronlara v.s. tek tek en az 40 gün öncesinden toplantı gün, yer ve
amacını belirten mektuplar yazılacaktır. Çözüm, gelenlerin tavsiyeleri
uyarınca olacaktır (md. 14).
Vergiyi geniş anlamda yorumlar~ak, feodal çalışma yükümlülük-
lerinin (angarya ve benzeri) kötüye kullanılmaması (md. 16) da bu
alana girecek bir hüküm sayııabilir. Aynı biçimde adet ya da y~saya
göre yükümlü olmadıkça hiçbir köy ya da insan köprü inşa etmek zo-
runda kalmayacaktır (md. 23). zahire ya da başka taşınabilir şeylerin-
120 SİNA AKŞİN
(4) Orta ÇaAc11sistemlerde (bu arada Osmanlı'da da) para cezaları öncelikle iktidar sa-
hipleri için iyi bir gelir kaynaAıolarak görüldüj:ü için. ceza hükümleriyle vergiler ara-
sında ve ayrı olarak ele s.lmayı Yelıledim. '
RENF.D-i iTTiFAK iLE MAGNA CARTA'NIN KARŞILAŞTIRILMASI 121
İk Belgenin Karşılaştırılması
maktadır.
sİ ile MC arasında kurumlaşma ba.kımından göze çarpan bu fark
acaba ne anlama gelmektedir? Hemen be:irtilmelidir ki iki belge yapı 1-
dıkları günün siyaset olaylarının damg,asını taşımaktadırlar. Bununla
birlikte acaba kurumlaşma farkı, lıl5 [ngiltere toplumunun 1808 Os-
manlı toplumundan daha 'gelişmiş', daha 'olgun' olduğuna mı işaret
etmektedir? Bunun :/anıtını vermek kolay değildir ama, sözü edilen
yönde bir işaret sayılabileceğini kabul etmek gerekir gibime geliyor.
(Tabii MC'nin kadınları karşı tavrınıli. dah? geri olduğuna yukarda
işaret etmiştim).5
(5) Türklerin 1808'de :-aplıkları bir kamu begesinin benzerınin Ingiltere'de 121S'de
yapılmış olması bizdeki ulusçu duyarlıklaıı rahatsız etmiştir. Bu açıdan, 'dünya'
merkezileşmeye gide:ke" bizim adem-i merkeziyete (feodalizme) yönelmemiz kabul
edilemez görülmüştiir. S t konusunun ilgi, h.ıtta heyecan uyandırmasının nedeni bu-
dur.
(6) i 791.'de Halep Valisi atman Köse Paşa, kente gelmiş, fakat halkın isyanı üzerine bu-
rayı terketmek zorunda kalmıştır. "Halep ha.lkının isyanı ve saldırısı, şahsına de~ildi,
Onlar, her valiye aynı oyunu sahneliyor, bö:/lece vergi ödemiyorlardı/' Necdet Sa-
kaoı}lu, Aııadolu Derebeyi Ocaklarındaıı Köse Paşa Haııedaııı (Ankara, Yurt Y.,
1984), s. 82.
SENED-i iTTiFAK İLE MAGNA CA RTA 'NIN KARŞILAŞTIRILIIIASI 123
Mihalis KOKOLAKİs*
s
As indicated beıow, population trend in the two areas were highly
divergent, especially during the latter half of the 19th century. '
i
"
veys are Iaidy reliable' and can be used to test the validity of Ottoman
data.
Chapter 2 (pp. 337-.-347) describes same supplementary sources
which can be used in conju~ction with OUoman censusiecbtds. The
most impartarit of these are church registers, which are independent
of official Ottoman sonrces but usually inferior in quality. A statisticöl
collation published in: 1874 by an Epirote organization in Istanbul
gives the most uşeful s~mmary of such data. Other sources, such as
consular arehives or published geographical and "ethnographical".
works, when not wildly İllaccmate, can usually be shown to depend on _
known Ottoman doeumeiıts or Greek ecclesiastical sources.. Never-
theless, the records of Greek consular authorities in Epiros do on occa-
sion present us with smm: original data. and are particulady interesting
for their detailed statistkal co"erage of the Berat-Vlore area during
the final decades of Ottoman rule. "
Chapter 3 (pp. 348<-166) discussesa number ohechnieal.issues eon-
ceming the aims. method s and validity of official populatian surveys.
Qttoman Censuseswere <lifferentfrom modern census practice in that
they attempted to list paoman citizens ;;Lecordingto their permanent
abode, rather than recmd their presence at a certain place during a
specifie census date. In practice, emigrants often continued to be re-
gistered as inhabitantsof their natiye towns and villages for many
years after their emigration. On the other hand, Ottoman censuses pro-
babIy suffered froma high level ofuİldercounting, especially among
women and children. Su,ch factors may explain a num.be'r of discre-
pancies between officiaI Ottoman data. and the censuses carried out
by Greek authorities soan afterwards.
Some Ottoman figures are expressed in terms of "hanes", or
househoIds; the exact scope of this term can be gleaned from studying
. the rare copies of offici~Jpopulationregisters preserved in ıoeal archives;
Ottoman yearbooks Ofi the vilayet of Yannina give unusually full in-
formation on the average size of Epirote households (apparendy abqut
5. 4 persons, but probably nearer 6 if undercounting of women and
children is taken into aecount). There is same loeal variation, with
southem ceastal are:as and. Muslim communities showing somewhat
smaIler averages..
Though Ottoman data are sametimes criticized as being partial
either to MusIİms or to Christians, neither is probably animportant
hazard. Miıiority groups such as Gypsies, nomad shepherds and fore- .
TaE LATER PASBALIK OF YANNINA 131
, '
i
i,
-i"
i
,f
, ,
(3) A.J.P. Taylor, !J:ıe Struggle For Mastery iıı Europe, Oxford U. Press, s. 36\.
(4) A.N. Kurat, aynı eser, s. 119, do. '
(5) W. Langer, the Diplomacy of !mperialisıiı (3rd Ed), Alfred Knopf, New York 1950,
s. 205, 330.
(6) A.N. Kurat, 145-.147.
1878-1919 ARASINDA TÜRK-R'US İLİşKİLERİ l3S '
•
,
i
1878-1919 ARASINDA TÜRK-RUS İLİşKİLERİ 137
T:EKİN Y. ~KUR.A1'
Öte yandan Ekim devrimi ile birlikte koşulsuz barış önererek sa- '
vaştan çekilen Rusya"nın Almanya ve Osmanlı İmparatorluğu ile 2
_Mart 1918'de yaptığı Brest-Litovsk barışında, Bolşevikler Çarlığın
savaşta işgal ettiği tüm bölgeleri .boşaltmanın yanısıra, daha önce ele
geçirdikleri Kars, Ardahan, ve Batum Sancaklarını da iade ediyorlar-
dı. Ne var ki, Brest-Litovsk Doğu Anadolu'da barışı sağlamış değildi.
Gerçi elde daha 18 Ar~lık 1917 gibi erken bir tarihte imzalanmış Er-
zincan mütarekesi vardı. Ancak bu ateşkese muhatap .olan Moskova
değil, bu yönetimin yaptığı andlaşmaları tanımayan Güney Kafkas-
ya Federasyonu Komiserliği id'i. Dolayısıyla Osmanlı Rus savaşının
yerini 1ürk-Ermeni mub,arebeleri almış ve Brest-Litovsk'un koşulları
1918 Ni sari'ında yerine getirilmiştL
Ermeni Toplumu ile ilişkileri, 8-12 Ekim 1984, Erzurum, Atatürk Ü. Yayınları, Kur-
tuluş Ofset, Ankara 1985.
\
-.
FENER'DE DiL VE ZİHNİYET
17. - 18. YVZYIV
Aleksandra SPHİN i
(J) Bu yazı. Haziran i 991 tarihinde. Paris Üniversitesi I'de Pantheon - Sarbonne'de sa..
vunulmuş olan "P. Kodrikas'nın Günlüklerine ve Başka Fenerli Yazılara göre 17.-
i 8. Yüzyıllarda Fener'de Dil ve Zihniyet" adlı doktora çalışmasının özetidir; YU-
nanca'da H. Millas tarafından çevrilmiştir.
144 ALEKSANDRA SPFİNİ
(2) Makrygiannes, 1821 Yunan İhtilali komutanlarından olup anılan Çaı!daş Yunanca-
nın ilk ve en güzel yazılı örne~lerinden sayılır. Bu anılarla ilgili ayrıntılı ve çok
yönlü araştırmalar yapılmıştır. (Çevirenin notu).
(3) Günümüze dek Yunanca'da çifte dil gelenegi vardır. Halk dili (dimoteke) yüzyıllar-
dan beri günlük yaşamda ve edebiyatta geçerliyken, FenerIiIer ve sonraları "aydınlar"
yapay sayılan bir dili, özellikle yazı dili olarak "logia", "kathareusa" v.b. dilini
kullanmışlardır. (Cevirenin notu).
FENER'DE DiL VE ZiHNİYET 17.-18. YÜZYıL 145
,
yaşından sonra, aylar geçtiği halde, ordu niçin saldırıya. geçmiyor?
Ne olursa olsun saldırıya geçmelidir! Hiç olmazsa daı:, belli bircephede
bir saldırı yapılmalıdır ki, ordumuzun saldırı gücü olupolmadığı an-
laşılsın!" sözlerine karşı koyuhir.
"Muhalefetin sonradan ortaya çıkan kanısı; ordum:uzun sal-
dırı gücü kazanamayacağı noktasında toplandı ... Bu kez
"Bizim gerçek düşmanımız Yunanlılar ve Yunan ordusu
değildir. Aslına bakılırsa, Yunan ordusunu bütünüyle yen-o
sek de bununla iş bitmez. İtilaf devletlerini, özellikle İngiliz-
.1~rİ'edimli olarak yenmemiz gerekir. Onun için, Yunan or-
dusu karşısında az bir kuvvet bırakmak, asılorduyu Irak
kuzey sınırına yığıp İngilizlere saldırmak gerekir..." di.
Bu olumsuz pr'opagancia da tutmayınca; "Nereye gidiyoruz?
Bizi kim nereye süriiklüyor ? .. Koskoca ulus belirsii, karan-
lıkerklere akılsızca sürük1enir mi?" diyorlar. Bunu Meclis'
ten Ankara ve ordu birliklerine dek yayıyorlardı; Rauf Bey,
sık sik ve gizlice Mustafa Kemal Paşa'ya "Hıç oİmazsa ger-
çek durumu bana sÖyle. Ordu ne ,durumdadır? Gerçekten
i saldırıya geçmeyecek mi ?". diye soruyordu3• i,
(8) 'T.B.M.M. Gizli Celse Zabıtları (G.C.Z.), C. lll, s. 651, 684, 680. Tokat milletvekili
.İtıfat Bey, konuya daha değişik bir açıdan bakmakta, " ..: Bir yerde asayiş olmazsa,
cı memlekette para da olmaz ..." görüşünü örneklemektedir.
(9) aynı yer, (27.7.g338), s. 635.
(lO) .aynı yer, (26.7.1338), s. 606.
(ıı) aynı yer, s. 631, Selahattin Bey (Mersin) ve arkadaşları. teklifi daha da. genişleterek.
İstiklfıl Mahke~eleri'iıin çalışalarma soı; verilmesini önermişlerdir. .
(12) aym yer. bkz. s. 7211-7ı4; 744.
(13) aynı yer, (31.7.1338). s. 642. 640.
(14) ayni yer, (26~8.1338),s. 710-711. Buoturumdan sonra 6 Eylül'e kadar gizli oturum.
yapılmamıştır; ayrıca bkz. Z.c.. C. XXII. (26.8.1338), s. 362-364. Konu meclise su-
nulmadan önce hükümet, görülen lüzum üzerine Ankara ve çevresinde İsti.klfılmah-
kemesi kurulmasına ilişkin tezkere vermiştir; Atatürk'ün Tamim. Telg. ve Beyanna-
152 A. EMİN YAMAN
mi gündeme gelir. Rauf Bey, 10 Eylül'den beri (17 Eylül'e kadar) Ge- '.
nel ~aratgah ile düzenli haberleşilemediğine, ülke' işlerine savaşın ha- ,
kim olması sebebiyle, hükümetin karar alabilmefi için ordununbakış
açısını bilmesi gerektiğine değinerek, bunun için Mustafa Kemal Paşa'
ya bir noktada buluşmak isteğinin iletildiğini belirtir. Mustafa Kemal
Paşa, savaş nedeniyle bulunduğu yerden ayrılamayacağını, kendisinin
de hükümetle görü~me gereğini hissettiğini bildirmiştir. Bu zorunı'uluk-
.,lardandolaYl, Meclis uygun bulursa, hükümetin gidip gelmesi arzedilirS4
itiHlf devletlerinin, Başkumandanlık nezdinde girişimlerde bulunmak
üzere olduğunun belirtilmesi ile de, şiddetli tepkiler gelir ve "o halde
Meclisi kapatalım" sözleri yükselir. Üyeler kişisel görüşlerini, konuyu
biraz da abal'tarak; değişik önrriler getirerek açıklamaya başladar.
Hüküm~tin Meclıssiz kan~.r veremeyeceği, Meclis'inhükümetsız ola-
mayacağı,hükümetl~ beraber Meclis'in de gitmesi, Mustafa Kemal
Paşa'nın Ankara'ya gelmesi ve ağırlıklı olarak da hükümetten bir yada
birkaç kişinin gidip gelmesi, düşünceleri savunulur:
Salahattin ,Bey (Mersin): "... Görüşülecek iş nedir? Anadolu se-
feri bitmiştir. İş hükümetindir. Merkezi hükümetin orduya raptetmek
iinkanı vardır", haberleşmeyi sağlayın çıkışını yaptıktan sonra bunu,
hükümetin gidemeyeC(eği,icra kuvvetinden Meclisin mahrum olamaya-
cağı, "... Heyet-i Vekile bizim eıimiz kolumuzdur" sözleriyle destekler.
Yapılması gereken, hükümet içinden bir kişinin gidip gezmesi ve an-
laşmasıdırss. Salahattin Bey'in 'hedefi, daha önceki oturumlarda da
görüldüğü üzere Mustafa Kemal Paşa'dır. Haberleşme yokken görüşü~
lecek işin ne olduğunu sorması, Anadolu seferinin bitmişolduğunu söy-
lemesi,dahası bu sözlerine karşın, 4 Ekim 1922'de, İtilaf devletlerinin
boğaza sokacak orduları olduğunu iddia etmesiS6, kendisinin çelişkiler
içinde olduğunu göstermektedir.
Hüseyin Avni Bey (Erzurum), Avrupa, Avrupa'dan bizimle h~ber-
leşirken, Başkumandanlıkla haberJeşilememesiiıi "acaip" karşılar.
"Anadolu'da muharebe bitmiştir. .. Bı:ışkumandanhğın burada bulun-
masıyla, cephede bulunması arasında bir fark yoktur. Ordu hmir'i
tuttuğu gün, Başkumandan burayı tutacaktı. Gelecek, askeri görevini
,şan ve 'şerefle yerine getirdiğini belirtecekti..." ordu Misak-ı Milli'ye
kavuşuncaya kadar faaliyete devam edecek: Meclis çalışacaktır. Askeri
acz içindeki düşmana zaman kazandırılm?malı<İır... Ordunun, düşma-
(54) G.C.Z., C. m, ([8.9.1338), s. 784-785.
(55) aynıyer, s. 785. .
(56) anyı yer, (4.10.1338), s. 869.
,.
164
. .
A. EMIN YAMAN
diğını, her tarafıiı nıerkez olduğunu belirterek," ... yani biz seyyar bir
meClisiz:.. gidersek günü gününe haber alırız" der. Sonuçta, gitmek ar-
zUedildiği, ancak önemlİ işler olduğu, üstelik diğer yerlerin güceneceği
belirtilir. Ankara'daki milletvekili ailelerinin ~tmesi de 'sorun olacak-
tır. Bursa'ya gidilmesiııin, uygun bir zama.na ertelenmesi teklifi, kabul
edilir67•
Hariciye VekfıletiVı;ıkiliRıza Nur Bey, siyasi durum hakkında bil-
gi vermek üzere kürsüyegelir. ~'8hnd.ayeni durum hakkında fazla bil-
gi yoktur~ Nedeniise, yolların iyi işlememesivelıaberleşmeiıin çok za-
man yapilamamasıdır. Ordumuz, "mıntıka i bitaraf:' denilen. yere var-
mıştır. Rauf .Bey'le~Yusuf KemalBey İzmir'dedirler.,Açık bilgi olma-
manna rağmen, Gen,eral Pelle acele olarak İzmir'e gitmiş ve Mustafa
Kemal Paşa ile görüşmüştür. Ordumuz Çanakkale;ye ulaştığında İngi-
ljzlerbuyük bir telaş ve heyecan göstermiş, Fransa ve İtalya 'yı.yanları-
'na. alarak silahlı kuvvete başvurmakistemişlerdir. Yugoslavya ve Ro-
manya'ya da teklifte bulunmuşlardır. Alınan bilgiyegöre, Fransa ve
İtalya, bu işe1karışmamaktadır: Her ikisi de boğazların serbest olmasın-,
dan yanadır. Biz de aleyhinde olmadığımızı dünyaya ilan ettik. Haber-
leşmenin düzensizliğinden yakınan Rıza Nur Bey, alınanbilgilerin gü-
venilir olmadığını, daha çok Trihun, Reuter Ajansı ve Daily Maj1'den,
İstanbul basınına yansıdığı biçimde alındığını açıklar. Kesin 'olmamak-
la birlikte, sağlambir yerden alman bilgiye göre: İngiltere 60.000
kişilik bir otdu göndermeğe karar vermiş ve Dmdni'da asker toplama-
ya başlamıştır. Fransa'nın d.üşüİlcesinegöre,LIoyd George mağlup-
tur. Hükümet politikası olarak. "Sulh için, Yunanlılar askeri harekfıt-
sız, Trakya'nın ve İ~tanbul'un T.B.M.M.'ne teslim etmek şartıyla Bo-
ğazlarinserbestisini şimdiden ilan ediyoruz" der68•
. !
,
'
" / i
'.
, .
TÜRKİYE .BÜYÜKMİLLET MECLİsİ'NDE BÜYÜK ZAFER 169
". ,.
GelişmeJerin ~çıklıkkazanması ve M, Ke~al Paşa'nın Ankara'ya
'gelecek olması nedeniyle.)Meclisin 28 EyıüıPerşembe ve 30 Eylül Cu-
. martesi günlü oturumları) sakin geçmiş77.Gizli oturumda, M. Kemal
Paşa ve Vekillerin İzmir'den Ankara'ya, Afyonkarahisar üzerinden 29/
30 Eylül günü trenlehareket ~:ttikleri;Afyon'dan hangi yolu izleyecek-
lerinin daha sonra bildirileceğine ilişkin telgraf okunmuş ve sevinçle
karşılanmıştır78. .
4 Ekiriı'de, M.Kemal Paşa ve ,diğer vekillerin de katılımı ile top-
lanan ''Meclis, Ali Fethi Bey'in Dahiliye Vekaleti'nden istifasının belir-
'.tilmesi ile çalışmalarına başlamış, Mustafa Kemal Paşa'nın uzun söy-
levinden sonra, gizli otururna geçiİerek, üç müttefik devletin, 23 Eylül
. günü, Hüküme~e verdikleri nüta ve buna verilecek cev~bi nom Meclise
sunulup, tartışmaya açılmıştır. Cevap vermeyelim, bariş konferasına
kalsın itirazları ilekonferans lZmir'de .olsqn önedleri yapılmış. Söz alan'
Mustafa Kemal Paşa, cevap ertelendikce; onlarında konferansı ertele-
yecı~klerine-işaret edince, hükümetincevabinotası kab,ul edilmiştir79.
Bu oturumda Meclisin, barışta karşılaşılacak güçlükleri daha açık gör-
meye başladığı anlaşılmaktadır.
-' Türıdye Büyük MiİIet Mecllsi, Büyiik Zafer öncesi ve sonrasında
olağ:an çalışmalarını sürdürmüş, çalışma günleri olan, Pazartesi, Çar-
_şamba; Perşembe ve Cumartesi günleri düZenli toplanmış, askeri haie-
,katı etkileyecek herhangi bir özeloturuma getek görmemiştir.
"Her evresi ile düşünülmüş, ha:zırlanmışve yÖnetilniiş", amacı düş-
ma~ı kesin sonuçlu bir yenilgiye uğratmak olan. hazırlıkları ve gelişimi
büyük bit gizlilikiçinde yürütülen "Büyük Taarruz"; Meclis'in de bek-
lemediği bir zamanda başlamış, büyük coşkuyla karşılanmıştır. Saldı-
rının beklenmemesinde ,kuşkusuz muhalefetin yaptığı, "orduİhuzun
yerinden kıpırdayamayacağı, saldırı yeteneğinden yoksun olduğU"
propaganda_ı etkili olmuşttil;. '
26 Ağustos Cumartesi günü' öğleden sonra, saldırı. müjdesini alan',
Meclis, saldırının birkaç gün son derece gizli tutulması uyatısına titiz-
likle uymuş, gelen zafer haberleri ve kut1an:ıaları merak ve coşkuyla
iilenmiştir. 26 Ağustos'cin 6 Eylül'e kadar geçen zaman içinde gizli
oturum yapılmamasıda, gizli~ğikoru:ma amacına dönük olmaIidır.
(77) Bkz. z.c., C. XXIII. (28.9.ı338), s. 223 vd. (30.9.1338),-s. 252 vd.
(78) G.ç.Z., C. III, (30.9.1339), s. 840.
,(79) aynı yer, (4.10.1338), s. 860-874.
170 A. EMiN ,YAMAN
••
, .
! ,
,
. TOPLUMSAL BİLİNÇLEN:MEDE ÖGRENİM BİRLİGİ
Seçil AKGÜN
rak 1923 yılı başında oluşturuldu. Aynı günlerde Büyük Millet Mec-
lisi'nin kuruluşundan beri8üregelen eğitim düzenlemesinin de ilkeler
halinde belirmesini sağladı. Daha sonra "öğrenim birliği" adını alacak
bu eğitim ilkeleri, kimi eğitimciler tarafından hiç de ha,ksız olmayan
"Misak-ı Maarif" sözü ile tanımlandı.
Atatürk'ün amacı Türk ulusuna bu kavramlarr yalnız kazandır-
makla kalmayıp ulusu bu kavramların korl.lyuculuğunu yapacak bilince
de eriştirmekti. O, bumin bir düşünsel çağdaşlaşma sorunu olduğunu
bilerek, kurtuluş savaşı örgütlenmesi ile birlikte düşünsel çağdaşlaş-
mayı sağlayabilecek tek öge olan eğitimi de özenle ele aldı.
Atatürk'ün.daha Büyük Millet Meclisi'nin açılışından önce yerleş-
tirmeye başladığı eğitim ilkelerind~ şu hedefleri görürüz:
1. Eğitimi ulusallaştırmak -Bu, laik, çağdaş eğitim demekti.
2. Okur-yazarlığı halk arasında yaygınlaştırmak -Bu, okuyup,
yazması güç Arap harfleri yerine Türk diline uygun Latin harflerine
geçmek ve Türk' dilini geliştirmekti.
3. Kadın-erkek ayrımı yapmaksızın bütün yetişenleri ivedi, çağ-
daş bilgilerle dona:tmak- bu da en başta kendi sözleriyle "cehaleti gi-
dererek" pratik ve uygulamalı eğitimi yaygınlaştırmak, Türk gençlerini
hayata hazırlamaktı.
Kuşkusuz Atatürk, Türk ulusunun çağdaş eğitime olan gereksin-
mesini kavrayan ilk Türk aydını değildi. İmparatorluğun hızlı bir çö- .
küşe yönelmesiyle birlikte devlet adamları ve aydınlar, gerilemenin eği-
tim yoksunIuğu ile direkt ilgisini görmüşler, bunu giderebilmek içİn
türlü önlemler almışlardı. Atatürkse, daha Harp Akademisinde iken
eğitim sorunuyla yakından ilgilenmeye başlamıştı. Akademiyi bitirdik-
ten sonra Suriye'de kurduğu Vatan eeıniyeti'nin eğitim bölümü baş-
kanlığını üstlenmiştP. 100.yılı aşkın bir süredir yapılmakta olan eğitim.
atılımlarınıyakından incelemiş, bazılarında da tanık oltimştu. Yine çok
genç yaşta kavradığıbir gerçek; yaklaşık yüz yıldır yapılmış bütün gi-
rişimlerin imparatorluğu çöküşten kurtarmakta yetersiz kalmış oldu-
ğuydu. Atatürk, bu yetersizliğin nedenlerini sorgularken yetersizliği
giderecek önlemi almaya da kendini yetiştirerek başladı. Okuyarak,
okulunun verdiği eğitimin çoz üzerine çıkarken, yetersizliğe yol açan
çok duyarlıdengesizliği Gegörmekte gecikmedi. Bu 'dengesizlik, eğh
(1) Karaı, Enver Ziya: Atatürk ve Eğitim, Milli Eğitim Bakanlığı Atatürk Özel Sayısı,
s. 35, Ank. 1982. .
TOPLU~SAL BİLİNÇLENMEDE ÖGRENİM BİRLİGİ 175
(22) Örneğin, İkdam da Ahmet Cevdet: "Tedrisat-ı Diniye Tedrisat-ı Milliye iİe Sevk
Edilebilir" başIıkla yazısı
(23) Ergin, Osman. kg.e. Cilt V s: 1359
(24) Hakimiyet-i Milliye, Ta~in, 7'Şubat, 1924
TOPLUMSAL BİLİNÇLENMED~ ÖGRENİM . BİRLİGİ 185
başlangıçta gerçekleşti[nİi. Laik eğitim ile Türk devrimi içiçe gelişti. "
Gericiliğin hortlamasma önayak olabilecek tekkeler, zaviyeler, kaldırı-
lırken, onlarınışığındagelişen türbeler, tarikatler, üfürükçülük, büyu-
cülük gibi hurafe vemuzır fikir kaynakları da yaa.sk1andı.En önemlisi,
tabiiki, bu fikirleri b::sleyecek kafaları yetiştirecek medreselerin son "
bulmuş olmasıydı. i !
•• " i i i i:
Oğrenim Birliği yasa tasarısı görüşülürken Maarif yekili Vası!" ii
, ii i ı
TOPLUMSAL BİLİNÇLENMEOE ÖGRENİl\ı BİRLİGİ 187
H. MıLLAS.
(*) D.T.C.F. ça~daş Yunan Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Ögretim Görevlisi
(1) Bu Çalışma, Ankara üniversitesi Dil ve Tarih-Cografya Fakültesi Yunan Dili ve Ede-
biyatı Anadbilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Candan Şentuna ve Çagdaş Yunan Dili
ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Melek Delilbaşı'nın ortak mutabaka-
tı ile hazırlanmıştır.
190 HERKÜL MiLLAS
A- TRANSLİTERASYON
E~ ks x,ks x x ks x x ks
00 o o o o o o o o
Il7t P P P P P P P P
Pp r r r"rh r r r r r
ı:G s ~ s s s s s s
T, t t t t t t t t
Yu y y y,u u y,u y y y,u
<i>~ ph ph plı f ph f ph ph
XX kh kh ch h kb ch ch kh
'P'~ ps ps ps ps ps ps ps ps
nCı) o o o o o o o ö
Uygulamaların Yorumu
En başta, göze çarpan, yedi harfte görülen uyumsuzluktur. Bu
harfler şunlardır: H (e, e,2), E (ks, x)" P (r; rh), Y (u, y), <i> (f, ph),
X (kh, ch, lı), n (o, il). Bunlardan '1" ve "rlı" genel olarak kullanılan
yöntemlere çok ters düştüklerinden göz önüne almmasa da, geriye
gene alrı harfte uyumsuzluk sürmektedir.
i - - - ---
i
i! '
- --- - ,
YUNANCA'NİN TÜ.RKÇE HARFLERLE YAZıLı ŞI 193
TAFıLô ?
o13ç-c.ç aıı>£. ı:6,: Aı.6",,'1<'c,: CW~~l ap1l6r;
B- TRANSKRIPSYON
Çağdaş Yunanca
TABLO 3
.Yunanca"
Z
i
iv ~,r, 8, g, A, Il, v, P ve seslilerin önünde
ıv .&, x, ~, n, 0', T, ıp, X, ijı önünde ve kelime
sonunda
th İngilizce'deki (th)eater gibi
tIX ya
X k / e I, ii / önünde e(k)i gibi; öteki durumlar-
da e(k)te gibi
m
b kelimenin başında; sessizden sonra, hece
tekrarlandığında ve kimi yabancı kelime-
lerde
Iln mp kelimenin ortasında
v n
VT d kelimenin başında .. sessizden sonra, hece
tekrarlandığında ve kimi yabancı kelimelerde
VT nd kelimenin ortasında
ks
o o
Ot i
Ot ol
ô£ oi
Ol) u
n p
p r
O',ç s
o' z [),r, 8, g, A, Il, ", p den önce
T t
TO' . ç, ts
T~ c, dı
u i
Ut i
ıp f
X h / e /, / i / önünde (h)iç gibi; öteki durumlarda
ta(h)t gibi
ps
o
YUNANCA'NİN TÜRKÇE HARFLERLE YAZILIŞI 197
Ayrıca
. 1- kelime sonundaki v harfi, sonraki kelime 7t, ••., x ile başlıyorsa
(ikisi bir arada) i mb I, i nd I, i ng i okunur (6e:u 7t(XCU, <1'OjVT~vo~
€vocvxoccpe:). '
2- kelime sonundaki v harfi, sonraki kelime ~, ~ ile başlıyorsa
(ikisi bir arada) i ngz I, i nbz i okunur ('rov ~e:pe:~ç,T1)V~OCxve:~) .
.3- r harfi, X önünde ini okunur (<1UYXOCP1)T1)P~OC).
4- çift sessizler (<1<1,
XX, v.b) tek sesli gibi okunur ve yazılırlar
(&OCAM<1OC).
5- htendiği durumlarda; vurgulanan hecenin belirtilmesi için,
sesli harfin altına - işareti getirilebilir. Örnek' "Ath!na" gibi.
UYGULAMA REHBERİ
Yunanca bir kelime, bir başlık yada bir metin Türkçe harflerle
yazılması gerektiğinde şu pratik adımlarıp atılması gerekmektedir:
1- önce "Transliterasyon" yada "Transkripsyon" yöntemlerin-
den hangisinin uygulanacağı saptanır. (Bunun için "Önsöz" bölümü-
nün "A" ve :'B" paragrafına bakın:)
2- "Transkripsiyon" gerektiğinde Tablo 3 kullanılır. Yunanca
harflerin Türkç@ okunuşları bu tablodan seçilir. Tablo sonundaki dört
nottan gerekli düze-ltme1er yapılır. (Örnek: H I<1ToptocTOUEAA1)V~XOU
E&vouç: i İstoria tu Eliniku Ethnus)
3- Transliterasyon gerektiğinde Tablo i kullanılır. Türkçe harf-
ler sütun 8'e göre (Sr) seçilir. Ayrıca şu kontroller yapılır:
a) Yunanca'da "X<1" içeren kelimelerin Türkçe'si "1.s" olarak
("ks" olarak değil) yazılacaktır.
b) "Y - u" harfi "ocu", "e:u" "ou" biçimindeyse "eu", "au",
"ou" olarak yazılacak; aksi halde "y" kul~anılacak.
c) Ayrıca (') işaretinin (spiritus asper) varlığı kontrol edilir. Bu-
nun için (kelimenin başında yazılmış yada yazılmamış olsun):
c-I: "Y" başlayan, bütün kelimelerin başına "h" eklenir.
c-2: o, 1) o~, a~ artikleri saptanır (ho, he hoı, hai diye yazılır)
c-3; oc, e:, 1), o, U~, cu ile başlayan kelimeler Tablo 2'den kontrol
edilir ve eğer bu kelimelerin kendileri, türevieri yada çekilmiş halleri
var ise "h" eklenir.
(Örnek: H I(JTop~oc
'wu EIJ"1)v~xouE&vouç: He Historia tou Helle-
nikou Ethnous.)
THE BREAD IN GREEK LANDS DURING THE OTTOMAN
."RVLE
Dr. E. BALTA
..
200 E. :ıJALTA
:I. Sources
Onaccount of the availability oftheir'records Candia (modern He-
rakleion) 'and Salonica (tw'Ocities (or which we have a series of kadi
regiosters)\vere chosen as tlle field of observation. Candia, a city that
,verged on self-sufficiency, atleast untiI the middle of the ıgth century,
i combined with its hintedand, supplied the westf~rnpart of Crete and
in good years it even exporlted smaIl amounts. Salönica, situated at the
eritrance ofa grain, produıc:ingarea, constituted a large, centre of con-
sumption and export of grain. Both these cities" equipped with their
, guilds that controIled ,ihternı~ltrade, enable us to (~xamineeconomic ac-
tivity, on many levelos.
The archive matedal ııiudiedwas a) a set of tariiffs,or price cont~ols
(narhp;andb) records of the kadi',')couırtsfor'ııı'ffairsthat concerned
the bakers guild, such,as df:mands forrevaluation oftp.e price ofbread
and the securementofgraih supply at times of shortage. As should be-
come clear this archive matı~rialrefers to iinstaneesofstate intervention
in the mechnanisms of the market. AWe:alth of translated documents',
is provided in the five~vo]lumeedition of N. Stavrinidis from the sicils
of Herakleion which cover one century (mid-17 th to mid-ıgtshY. Much
more limited is the evidenc~(;:for Salonica as published by I. Vasdravellis
and as discussed by Sp. Asdrachas in his study of the markets and grain
prices in Greecein the 19th century4. Direct investigation on the sicils
and the vakif de/ters at the Historical An:hivesof Macedonia (ThessaJ
Ioniki), covering ttıe period from the Iate ıgth to thı~mid-19th eenturies,
" .
(2) H. SahiIli6ı:lu, "Osmalilaırdla Narh Müessesesi Ve 1525 Yılı sonunda İstanbul'da
, Fiatları", Belgelerle Türk Tarihi Dergisi II 1 (l967),p.36-40; 1 i 2, p. 54-56; 1/3.
p. 50-43. M. Kütükoğlu. Osmanlilarda Narh Müessesesi ve 1650 TarihliNarh'Def-
teri, (Istanbul 1983). All the price changes collected for my research from the sicils
of threetowbs (Cqndia, Thcssalonikiand Verroia) are presented in an appendix at
the end ifthis study.
(3)' For therelevant material from thekadi records ofHeraklleion, see Maria Tsicalou-
raki, Le marche de Candie. 1669-1765: Corporations et reglementations des prix, Me-'
moire de DEA, Universite de Paris), I. Panthı:on-Sorbolll1e Paris 1990).- pp. 40-47.
(4) l. Vasdravellis, Bistoriçal Archives ofMacedonia, I, Archives of Salonica. 172-912
(in Greek), (Thessaloniki 1952). Sp. Asdrachas,"Marclu:s et lrix duble en Grece
_ au XVIII siecle", Südosi"l:()I'Schungen XXXI (Wi2), pp., 178-209.
ii' 'II
THE BREAD INGREEK. LANDS DURING ••• 201
Apart from the Üthe and the salariye there were al set of other
emergency revenue measures which included thenüzül, avariz, sürsat
andıstira, that comprised the taxes of avarfz-idivaniyeor tekôlif~i
. ör/iye, with, which the state obliged the ,Pfoducers to supply foodstuffs
orotherraw materials at fixed prices10• The grain that ,was gathered
(5) MierofiInis of the sicils of Verroiaare held in the FlistoricaıAichive~ of Maçedonia.
i woiıld like to thank the archivist at the Histarical Archives of Macedonia, Helerı
Karanastassis. who once again so kindly gaye her assistance. Thanks to her acade-
mic acumen and enthusiasİl1 i investigated the kadi reCords forSalonica and Verroia
in 'a remarkably' short space of time.
(6) Suraiya Faroqui.Towns and Towrismen of Ottoman Anatolia. Trade, Craftsand Food
Produetionitı anUrbanSetiing 1520'-İ650, (Cambddge University Press'1984). p.
57
(1) ••At tln"eııhing tipe 2 kile ofgrain or 1guruŞ willbe,collected from each taxpayer ...".
seeN. Stavrinidis, op. cit.Ot. n. p. 192. ' , " '
(8) Lo Güçer. xvı-Xvıı AsirlardaOsm'anlılmparatorluğllntiaHububat Meselesive Ifu-
bubattan Alinan Vergiler. (IstapbulI9t4), pp. 56-58. See also.l. ~abrdra, "Corıtri-
butian, a l'etude de larente feodale dans l'empire attoman, III. (Ladime sur les
produits agricoles)". Sborniek Praci Filosofieke Fakulty Brnenske University 13 (1966)
pp. 59, 67. VeraMutafcieva. Agratian Relations in the OttomanEmpireinthe 15ih-
l,6th Centuries, East European MQnographs, Boulder • distribrited by Cohimbia Uni-
versity .Press. (New York 1988)'; p, 55.
(9) . N.Stavrini~is, op. cit., t. I,p. 193 andt.II, p.21,see\.r:Mutafcieva, op. cit., p, 174-178
(10) I. Vasdravellis. op.cit., t. Upp. 41-'42,49-50.115; 2ı3. For thelşiiraseeN.Svoro-
nos. Le eommereedeSalonique auXVIlIe siecle.(Paris 1956), pp.4S..,52.' . ,
202 E. BALTA
dia iri 1671 (just two years after İts conquest by the Ottomans) a flour
market was constructed, and in the records an estimate of its eost is
giveniS. Thereis mention of an Un Kapan in Saloniea where a inem-
ber of the bakers guild,had the permission of the Ottoman authoruties
to sell "flour by weight"16.The millers and bake~s of Istanbul were
suppliedexclusively by the Un Kapan of the city17. J'
i LLL i i i
THE BREAD IN GREEK LANDS DURIN:ı; •••. 205
In Candia, for the period fromthe Iate 17th centuI) to the Iate 18
th century 11-16 bakers are recorded26. The majority of them were
Mus1İms and were represented by the ekmekçi başl27. Their names, .
descent, ~nd thesituation of theirbakery are all recorded. For Salonica
the information that wepoı;:s.essfor the number of bakers and millers
. in the mid-19th century comes .from registers which record the rent
paid by the.bakeries to the vakifs, as wdl as records of business permits
granted to the bakers (defter-i gedikdn;ıs. B. Dimitriadis from the
property lists (Esas Defterleri) recorded the bakeries districtby dist-
rict in Salonica at the beginning of the twentieth century2?
century it seems that litt1e had changed with regardto the durİes of
the baker and "the methods of making and selling the bread"39. The
penaIties for' contravention of the rules continued to be heavy.
According to N. Todorov foreign travellers in the region were
highly impressed by the. fact that the bakers were expected to supply
fresh hreadona daily basis. He cites an extract from an accountby H.
Dernschwam about the bakers of İStanbul in the 16th century: "The.
Turks want freshlybaked bread every day. The, simple bakers, there-
fore, must always take care when theyare baking that theyare not left
with any stale bread. Otherwise they would be obliged to sell three
loaves for one asper, whereas norIl1ally two loaves offresh bread cost
one asper"40. Generally foreigners were impressed by the white bread
made from wheat which prevailed throughout the Nearand Middle
East. it should also be noted that the bread in the Near and Middle
Eastwas nearly always from wheat, whereas in most European countri-
es, at lest up to the time of the Black Death, all socüi.lclasses ate rye
or barley bread 41.Of course there was a beIt of rye production in the
Balkans and we know that the people ofBulgaria produced rye bread42
LV. Prices
1. Tdriffs
The narhs in the kadi registers provided the evidence for an exa-
mination of the price fluctuations of wheat and bread. it is difficult
" to tell how often such tariffs were compiled. their renewal, according
to R. Mantran, was generally due to a variety of factors such as the
crop yield, the financial situation and political changes57. it isappa-
rent from the kadi registers of Verroia (see Appendix, table 5), which
have suffered alot of damage during their life in tbe archive, that a re-
vision of .the set price of bre ad occurred frequently. The same seems
to be the case for certain years in. the sicils of Salonica (f:ee Appendix, .
table 4). it appears that a fevision of the price of bread took place at
least twice a year (ruz~i Hizir and ruz-i Kasim), in other words on the
first d8y of the spring and autumnequinoxes, according to the archive
material of both Salonica andCandii58.
Thetables show the market price of the wheat (alawys in felation
to bread) for thebakers guild, and this is followed by the cost of an
ordinary Ioaf (the bread of 70 % pure flour) , whiclı is here cited as
nan-i aziz ("holy"ör "sacred" bread). Then follow the prices of the
has etmek (white bread) and the harci etmek (black bread). In some ca- "
ses the prices of various "quality" bakers' products are recorded.59,
such as the simit-i etmek50 and the francala whic:hweighed less than
an ordinary loaf. Likewise tllıelables also record the~quality of the flour,
which is sold by the okkal61• '
the guruş or para. The bread wasmeasured in dirhems and its value
, was expressed in terms of aspers. In table i i have shown the pricesof
wheat and of bread in aspers per okka,' taking İnto acco'unt the value
ratio of ı:120between the kurus and the aspers68• The price of bread
lags behind the increase of the price ofwheat. The table shows the chan-
ges in the prices of wheat. and bread during the year 1685. In the first
five cases the price of bread per okka İs higher than the market price
of wheat, while in the remaining cases the price of an okka of wheat
and the price of bread are in line witheach other.
bread, while 100 kile of flour give 2700 okka of bread (MAD 8918/ doc. 286).
1827: 1 kileofwheat = 22ikkas and 82.5 %.ofthis amountis flour (MAD 8893/
p. 133).
, '1834: 1 kile of wheat = 17 okkas of flour = 27.5 okkas of bread (MAD 8891/ p .
. 221). " '
1840: ,I kile offlour, depending on its quality, gives the folIowing quantities ofbread
(in okkıis): 29.09,,27.06 and 25.08 (Cevdet, Iktisat 331) .
. (72) 37;50kkas of wheat for breadmaking produce,30 okkas offlour and 480kkas of
bread. See N. Stavriıiidis, op. cit., t. II, p. 285.'
(73) For these counts Ikeptthe maximum correspondences, ie. -20% for the conversion
of wheat into flour and +:ı0 % for the conversion of flour hıto bread. The prodits
of the bakers of'Candiacalı be caleulated to havebeen 'as folIows: 1685 =7.7 j;
1686= 7.5'%;1688,= 7.3 %; 1589 = 7.5%; 1717,= 6.9 %; 1744 and 1752 ==
6.5 %; 1756 =' 6.6 %; 1763 ro6.75 %; 1765 = 6.6 %.
THE BREAD IN GREEK I'ANDS DURING •••. 21"7
(15 okka,s) for 43 aspers. During these same years Crete exported a
small amount of eerea1s'to various eastem Mediterranean eountries74•
After 1715, and espeeially after 1720 and a signifieant inerease in
the population, Crete had to start importing inorder to eovet its needs7S
In the second period (1744-1765) one muzur ofwheat co st thebakeı:s
on average 89 aspers. From 1744 onwards Candia and Salonica disp-
lay,a steady inerease in the rpiee of wheat'.as confirmep by the daJa
presented byN. Svorçmos7S• This inerease canalsobeseen on the tab,:,
leshowing the priee ofbread in Verfaili (see Appendix, table 5) where
from 1748 onwards the \weight of a loaf beeomes signifieantly lower
than that of theprevious years, and whieh is proof of a signifieant ine-
rease in the priee of wheat for bread making. This fact is not only due
to the devaluation oftheOttoman currency but also to theincreased
demand for wheat on a worldcide scale.
Table II. Movements of Prices of Wheat. Flour and Bread in Saloni~ (aspers / okka)
,
WHEAT FLOUR BREAD DlFFERENC DlFFI;
DATE
wheat-flour wheat-l
(a) % .. (a) % (a)% . (a)
(a) %
-- -- -- --- --o -- 31.25 0.44
1777 5.71 100 7.50 100 6.15 100 1.79
1781 12 210.2 12 160 12.00 195.1 0.00 O 0.00
1783 10 175.1 12.5 166.7 1Q.91 177.4 2.50 25 0.91
8.57 150.1 10.5 140 9.02 146.7 1,93 22.5 0.45
1783
8.57 150.1 11.5 153.3 9.38 152.4 2.93 34.19 0.81
.150.1 10.5 140 8.11 131.8 1.93 22.52 .:.0.46
1785 8.57
1785 8.57 150.1 9 120 7.14 U6.1 0.43 5.02 --:1.43
7.14 125.1 9 120 7.14 116.1 1.86 26 0.00
1786
75.06 7 ~3.33 ..6.00 97.56 2,71 63,33 1.71
1786/7 4.29
10 175.1 12.5 166.7 10.34 168.2 2.50 25 0.34
1797
300.2 .22 293.3 16.44 267.3 4.86 28.33 .:.0.70
1800 17.14
325.2 23.5 31.33 20.00 325.2 4.93. 26.54 1.43
1802 18.57
28.57 500.4 37.5 500 30.00 487.8 8.93 . 31.25 1.43
1806
22.86 400.3 30 400 24.00 390.2 7.1.4 31.25 1.14
1807
18Q7 14.29 250.2 18 240 15.00 243',9 3.71 26 0.71
28.57 500.4 38 506.7 30.00 487.8 9.43 33 1.43
1810
625.5 37.5 500 37.50 609.8 1.79 5 1.79
1820 36.71
42.86 750.6 48 640 45.28 736.3 5,14 12 2.43
1820
1823 43.57 763.1 60 800 54.00 878 16.43 37.70 10.43
43.57 763 48.00 780.5 4.43
1824
625.5 37.5 500 375 609.8 .1.79 5.. 1.79
1825 35.71
500.4 '30.00 487..8 O 1.43
1826 28.57
(77) The years 1783, 1786/7, 1810 and 1823. The price of bread rises correspondingly
more hı the years 1783, 1786/7, 1823 and 1824:
. (78) Basing calculations on the market regulation forAdriaiıople at the beginning of the
ı6th century the profit of the bakers was 9 %. 1 kiIe of wheat costing II aspers, pro-
'dueed bread worth 15 aspe:rs. Costs were reckoned to .be 3 aspers. See N. Beldiceanu,
Recherche, O. 252.
(79) R. Mantran, Istanbul, p. 326~
(80) See ıiote 72.
/'
THE BREAD IN GREEKLANDS DURING" ••• 219"
tances refer to the daily wage of. buİ1ders81• In 1746 it is stated that
"for Yt'ars" their wages were set at 30 aspers per day, until just two ye-
ars previously when they were increased't6 40..The same wage appIied
in 1761 with thecondition, however, that the wage' without food was
.40 aspers per day, but with food itwas 3082• In Crete we see that a
day's wages remained stabl6 but that during' theyears 1744c-6l thepri-
ce of bread rose by 57.7 %. In 1744 one okka of bread was priced at
4 aspers, while in 1761 it was priced at 6.3 aspers83•
Similar caIcu1ationsfor the Peloponnese from the Iate 18th and
early 19th centuries show that the price of"wheat more than tripled
between the years 1793 and 1821 while a farm labour~r's wage does
not seem to have risen by more than 50 %. The samll manufacturer's
wage did rise more significantly, though again not as much as the pri~
ce of wheat84• " ".... .
This study has delilt purely with the commercial phase of the circu-
lation of wheat, the phase~,in other'words, that begins from the mo-
ment that a surplus ofloca,! production leads to.İts availability for mar-
keting and it consequently acquires finandal exchange value at the Un
Kapan of a town or city. We examined theprogress of.this basiccon-
sumer product up to the final stage, where it becomesa loa£ of bread
in the hands of the consu:mer. As far as the natureand theavailability
of the sources aIlowed,we attempted to caJculate the;price of the' pro-
duct (fr~m wheat to pread) at its variotis stages of production,atid it
has been shown that inemases in the price of bread were disproportio-
, nately smaIler, than the increases in the price of wheat. The eost of a
, löaf of bread, for socio-political reasons,had to be hpt as,low as pos-
sible, and so it tended to be redueedinweight, while atthe same time
wesee a squeezing ofthı~profits öf the bakers. '
THE BREAD IN GREEK LANDS DURıNG •• '. 221
1672 120 1
1685 130 1
1686 _ 110 r
1688 90 1
1689 110 1
1691 125 1
100 1
1698 115 1
136 1
1701 80 1
90 1
1709 100 1
1717 90 1
/"
1717. 90 1
1733(1) 100 1
i
1733 96 1
1136 94 1
1744 100 1
. 1747 90 1
1748 90 1
1749 80 1
1752 100 1
1752 100 1
1753 100 1
1755 95 1
1755 80 1
.1756 150 .1
1759 200 ı
1760 70 1
1760 80. 1
1761 80 1
1761 240 1
- 190 1
1763 74 !. 1
1765 150 I.
Source: N. Stavrinidis. op. cit ..•(1672; t. II.p. 54).(1657; t. II. p. 269), (1686; t. LI•.p.285).
0688; t. II. p. 310), (1689; t. II, p. 320), (1691; t. II, p. 372), 0698; t. IU, p. 147), (1701;
, .
t.III. p. 260). (1709; t.lII, p. 366), (1717; t. IV. pp. 12,16),0733; t. IV. pp. 190,196).
(1736; t. IV, p. 217), (ı744;t. IV, p. 276T, (1747;t. IV, p.3l8), (1748; t. IV, p. 328), (1749;
t. IV, p. 354). (1752; t. IV, p. 382 and t. V, p. 5), (1753; t. V, p. 35), (1755; t. V. pp. SI, ,
62), (1756; t. V. p. 77), (1759; t. V. p. 118), (1760; t. V, p. 126), (1760; t. V, p. 133), (1a61;-
to V. pp. 145; 154). (ı763;t. V, p. 221). (1765; t. V. p. 259).
THE BREAD IN GREEK LANDS DURING ••• 223
..'f,
;:~._ ..
226 : " "E;. BALTA
~.~- - ,
Table S. Tariffs of various qua:lities of bread in Verroia (dirhem i akçe)
Source: Kadi records of ¥crroia (Not all siclls have been paginated) (1649, 1650; no 19
- .pp.Sl-S2). (1699-1700; no 42). (a701; no 41. pp. 38':'39). (1706/7; no 49, p. 631), (1708/
9; no SO.p. 47). (1713; no 53, p. 342). (1723; no 58. p. 978), (1727; no 62). (1748/9; no
74; p.2). (17S01 1 ı-no 75), (1762; no 84. po 2). (1782/3; no 32. p.118). '
SAHA YERİ VE SAHA TÜRKLERİ*
Jelobtsov F. FEDOTOVİç
rak insanın tekamülü için kış, soğuk, kar ve bunlara bağlı olarakaçlık i
faktörünün etkili olduğunu iddia eder. Soğ~k hava koşuııarı insanın
zekasının gelişmesinde de etkjli olmuştur. Gerçekten bu durum insanı ,
i
çalışmaya sevketti. Bu çok doğrudur. Ancak insanın niçin çalışmaya J
.başladığına dair çeşitli hipotezler vardır. '.
Böylece .İnsanın'tekaniül tarihiıiin fevkalade bir şekilde atlaması
özel soğuk koşunar altında olmalıydı, Bu şartların Diring- üİyah böl-
gesinde var olduğu düşünülmektedir. ".1'
, Dr. Maçan~v'a göre, Diring-Üryah insanının bu soğuk iklim
altında yaşamak için zihni yeteneği gelişmişidi. O evi, ateşi, giyimi ve i
i
i
i
i,
, ,
i
232 J.F .FEOOTOvİç
i
rının maddi kültürleri devamlı bir durgunluğa girmişti. Bütün eski /'
Türk ekonomik sistemlerini kilzeyin soğuk koşqllarına',uyar1amak zo-
rundaydıJar. ' , i
Ama,buna rağmen Saha Türkleriniİı maddi kültürlerinde İskitler- t
, den Türklere kadar en
. ,. eski ve çeşitli bakiyeleri görmek mümkündür.
.
i
Saha Türklerinin maddi kültürlerinin kökleriGüney Sibirya ve
Orta Asya göçebelerinin bölgesel kültürlerine inmektedir. Bu İskit- i'
Sibirya kültür birliği zamaJl1naaittir. Bilimadamlarıçoktan beri İskit-
Sibirya kültürünün ve eski Türklerin kültürü arasında çok sıkı bir mü-
nasebetin olduğuna işaret ederler. Bu si1sileeski Türklerin ve onlarla
bağlı bugünkü Sibirya Türk topluluklarının maddi kültürlerini ve eko-
nomismi 'de meydana' çıkarıyordu. 'Saha Türklerinin' maddi kültürler i
bunun en açık örneğidir. . ,
Mesela, M.Ö. 1. y. yılda Altay Dağlarında'ünıü Pazınkmeqeniye-
ti gelişmişti. Bu durumda.~ meşhur Alnıanetnografyacısı Yohanzen
1950 senesinde şöyle yazmıştı: "Bugünkü Türk topluluklarının ara:- J'
sında: yalnız Saha Türkleri' kendi bezek (siislerne) sanatında Pazınk '
motiflerini tekrarlıyor1ar". LI
5. Olonho
Olonho Saha Türklerininkahramanlık destanı ve sözlü halkede-
biyatının zirvesidir. ' ,
Bugün Saha Cumhuriyetinde Olop.hoların toplanmasının birinci
devresibitmiştir. Olonhoların 150 tam metni ve 80 den fazla kısa öze-
ti toplanmıştır. İkinci devrenin yayınlanma devri- neticeleri şöyledir:
Olonhoların 17 tam metiıi, 28 kısa özeti ve 21 küçük parçası basıldı.;
Bunların büyük ekseriyeti Ekim ihtilalinden önc~ hazırlanmıştı. üçüncü
devresi-teorik inceleme-Sovyetlerzamanırida in~e1enmeye başlamıştır.
Olonhoların hangi tarihi devreye ait oldukları konusunda kargaşa
.vardır. Ama bu problemler Güney Sibirya ve Moğolistan'daki eski ..
göçebelerin içtimaihayatlarının tedkik edilmelerine bağlıdır. Saha Türk
lerinin ataları ,;Kurıkanlar- milattan sonra 1. y.yılın ortasında dahi top-
lumsal iı1şkiler konusunda gayet düzenli idiler. Kör Tigin kitabesinde
iki defa anılmışlardır, '.
Saha. bilim adamı Nikiforov diyor ki: "Saha Türklerinde sınıflar
olduğu doğru değildir. Mesela Saha bilim adaını Ksenofofitov tanın-
mış Eleyada adlı eserln<ledestan kahramanı Eley'i Çar oğlu olarak an-
nuştı. Ayrıca o bu tabirden ötürü suçlanıp 1937.de hapse atılmıştı.'
Eski Türk Orkun yazısı hakkında Olonholarda sık' sık bahis var-
dır. Arkeologlar bu eski Türk yazısının Orta Lena havzasında bu1un-
. duğunu teyit etmektedirler. Enteresan birşeydir ki, Oloıtholar ençok
budiim terimlerini ihtiva etmektedir.
OlonholarSaha Türklerinineski hayatlarınınansiklopedisidir.-
6. Saha Türkçesi
Saha Türkçesi, Saha Cumhuriyetinin devletdilidir. Eski Çin
vakanüvisleri Kunkan dilinin' Kırkız diline akraba olduğunu işaret,
ederek, bunların arasında da büyük farklılıklar olduğunu kaydeder--
lerdLKunkanlar ve onların dili hakkında Arap ve Çin tarihlerinde
kayıtlar vardır.
Saha Türkçesi Türk dillerinin Uygur-Oguz grubuna aittir. Gra-
mer yapısı Türk gramerine uygundur. Prof. Ubryatova'ya göre bugün-
kü Türk dillerinden ençok Türkiye Türkçesine yakındır.
Saha Türkçesinin kelime hazinesinin üçte biri Moğolcadır. 17. '
asırdan itibaren Rusça kelimeler girmeğe başlamıştır. 19. asırda bir
dizi Avrupalı ve Rus Türkolog Saha Türkçesini incelemiştir. Bu ,dö-
234 J.F. FE,DOTOVİç
, 7.-Kut Sür
Türk toplulukları 'arasında yalnız Saha Türkleri eski Türk dini
(Gök Tanrı' Dini; Sa¥a Türkçesi Kut' Sür)sistertıini ve Şamanizmin
esaslarim ve~adetlerini bugüne kadar getirmişlerdir.
SAHA YERİ VE.SAHA TÜRKLERİ 235
. Kut-Sür çok ilginç önemli ve bu arada çok karmaşık bir din "iste-
midir. Kut-Sür hakkındaki bilgiler Şamanizm problemıerinin çözüm-
lenmesinae yardımcı .olacaktır.
Saha bilim adamları ve bilhassa Kut-Sür adli ilmi cemiyetdevamlı
ve verimlibir şekilde bu ı:'skiTürk dininin üzerinde çalışmaktadır. Bun-
ların çabaları sayesinde bugün bir Tanrıöğretisi meydana getirilmiştir.
Kut (Türkçe can) hayatta kalmanın gücüdür. Kişide üç kut bl)lunmak-
tadır: Anne -Kut, Toprak-Kut ve Hava-Kut. Anne-Kuı'u yalnız Ak Tan-
rı verirve bu kut insanın gen informasyonunu taşır. Toprak Kut kişi
bedenini taşır. Hava-Kut kişinin isteklerini ve arzusunugösterir. Bu
_ üç, kutun da insan bedenindeki yeri ayrıdır. Sür (Türkçe enerji) genel
olarak hayatı sağlayan .güçtür. Sür bu üç kutun durumuna bağlıdır.'
Sür kİsaca insanenerjisidir. .
Kutlara bağlı olarak gölge denilen bir anlayış vardır. 'Bu gölge
kişi kutlarüıın etkilerinigösterir. Kutlar ve Tanrılar arasında bir bağ
bulunmaktadır. Tanrılar kutlara hayatta olma gücünü gönderir, dai-
mi olarak terbiyeeder ve insanın iç tabiatının.temiz olmasını sağlarlar.
Gök yüzünün dokUZUnCUkatında baş Tanrı-Ak Tanrı- yaşar ..
Bu Tanrı bütün dünyayı yaratandır.Gök yüzünün sekizinci katında
yaşayan tanrılar bunun çocuklarıdır.
Gök yüzünün sekizinci katında Odun-Tanrı ve Çıngıs-Tanrıya-
şarlar.Bu tanrılar dünyanın değişmeyen
"
kanunlarını
i
canlandıranlardır.
.•
236 J.F.FEDOTOvil; i
i
Bu tanrıların sayesinde Tanrı öğretisi teşekkül ettirilılliş ve bunlar' ,
dokuz mad~e haJinde düze~leD:ı~iş~i~ .. B~ si~temi ta~ip eden kişitaiır~ -I
yolundan gıder ve tanrılar ıle daımı ~lışkılerıolur. Kışı tanrı yolundan '
-ayrılırsa günahişlemiş olur. Tanrılar böyle kişidenyüzünü çe-virirler.,
Kut~Sür'üvermezolurlar. i
!'
Tanrıların yerdeki yardımcılarının adı İşi (Türkçe ruh) dir. İşi.: J
lerin sayısı çok olmakla beraber 'hepsi bir tanrı ile bağlantılıdır. Dün- f
ya İşi'nin adı An A/ahşın, Orman İşi Bayanay,' Su İşi Ukun,Y al İşi
,
Artık, Ev İşi Cerde Bahsılma vesaire. Xşileretanrılar gibi hassasiyet i
gösterilmelidir, aksi ta.kdirde' tanrıla~ insandan yüzçevirirler.' ,
ı
, ;Kişiye doğrudan doğruya bağlı-olan işiler de yardır. Mesela' Ser- i
ken Sehen İşi-Bilgelik Işi, Göz İşi, Dilışi vesaire. " ' ,
Saha, Türkleri şeytana Abası demektedirler. Abasının' etkileri bi-
linmez ve görünmez. Abası kut'un içerisine girdiği zaman onu yer
veyakut ça1ınmış olur. Kişi öldükten sonra Abasılı kutuçup bulut ,
olur ve Abası ise yaratıcıgüce çevrilir. !
Hava kutu yiyen veya salan Abasılar yukarıda yaşarla.r. Bazan !
bunlara güney veya batı hava sakinleri I:lerler. Bu Abasılar insan zih-, i
nindeki çeşitli hastalıkların köküdür. Bunların sayısı dokuzdur. Tan,.
nlar Hava kutu koruyamadıkları takdirde, Abasılar ona girebilirler~ !
Bu ise yalnız insan tan.rı yoİundan ayrıldığı zaman vukubulur. Bu Aba- .r.
,sılardan korunmak ve tanrı yolunda gitmenin dokuz maddeıik bir ha- i
reket tarzı vardır. ' i
i
Toprak kutu yiyen Abasılar kuzey, veya batı~a, bazıları ise Aşağı ,
dünyada yaşarlar. Bunla.r insan vücud.undaki hastalıkların sebebidir. ,
Bunların sayısı da döl}uzdur. ',, ' , , i
Saha Türkleri Abasılara Kir de derler. Kir'in manasıçok geniştir. f
Kirden k.orunmak için (lör! kaide' vardır. . i
" ~
Saha Türkleri, insanın durumu tabiata sıkısıkıya bağlı olduğuiçin J
ona boşluk çocuğu derler. Tabiatın, durumunu üç ağaç gösterir: Kutsalj
ağaç, daııı budakb ağaç ve kurbanlıkağaç." ',' '
, ' -, ' i
Anne kutu yiyen veya çalan Abasılar Aşağı dünyada yaşarlar .•
Ça1ınmış kutlar herzamım ölüm suyunda yatarlar ve daima orta dün- i
yaya.çıkmaya çalışırlar. Tanrı güçleri (şamanlar) suyabend kuruPbu-/'
nu engellemeye çalışırlar, aksi takdirde büttin canlılar ölür. Anne kut,
Tanrı gücüne ve A~,~~;ıgücüne çevirilebilir.' i
i
i
!
i
1
SAHAYERİ VE' SAHA TÜRKDE,Rİ 237
8. Şamaııiı.m
"
238 .I.F. FEDOTOvİç
türdür. Saha bilim adamlarına göre şamanizm eski Türk dininin fel~ r
.sen, sanat ve tıp yönlerinin orijinal taraflarım gösterir. !
Saha şamanizminin muhtevası hakkındaki ilk bilgiler 13. yüzyıl-
da meydana gelmiştir. Bu konu hakkında çok yazılmıştır. Hrıstiyanlı- i
ğın yayılmasına rağmen, şaman:izm Rus inkıHibından önceki durumu- .,,
nU muhafaza etmişti. Yalmz savaşçı ateizm onu yok edebilmiştir. Bu-
nunla beraber bir dizi milli ilim adamı Saha şamanizmi hakkında ben-
zersiz araştırmalar yapmışlardır ..
Erkek şamanın adı oyun ve kadın şamanın adı udagandır. Bunlar
ak ve kara olurlar. Tanrı sisteminede ak şamanlar hizmet ederler. Şa-
man suni olarak esrir, kutu yükseltir ve tanrı yolundan gökyüzünün
dokuzuncu katına ulaşmağaçalışır. Onun yükseltmesine algıs (takdis)
yardım eder. Algıs da tanrı yolundaki engellerin aşılmasına yardımcı
olur. Şaman niçin yükselir? Şaman yukarıdan Sür'üahr ve geri dörtdük-
ten sonra insana ve tabiata geri verir. Saha Türklerinin tarihinde yalmz
bir şaman dokuzuncu kata ulaşmış, uçmuş ve bugüne kadar geri gel-
memiştir.
Bugün ilmi bakımdan ak ve kara şamanların ayrılması meselesi
vardır. Bugünkü ilmi edebiyatta ak şamanların, soy vekilltür adamı
oldukları kaydedilir. Kara şamanlar ise e:skihalk tıbbım bilen ve kulla-
nan halk hekimleri (omosutlar) olarak bilinirler. .J
9. Saha Cumhuriyeti Tarihi
,
i
j
i.
f
SAHA YERİ VE SAHA TÜRKLERİ 239
\
THE HISTORlCALFATE OF CROATIA AND
TURCO-CROATION RELATlONS IN THE PAST
i
244 NENAD :MlOACAIN'
ı.
on the mouth of the river DOn. The etymology of the name is stilI de-
batted, but the most favoredsolution seems to be the "iranian" inter-
pretation, which points toward a noun meaning "girl, woman'\ (cr.
haher, "sister") +. suffix va/ıt (vtmd): "having women". So we may
guess that either a smail iraıiian group 'has organizeda larger Slavic
population int o a new linit, where the iraniaIi language was lost, but
the name survived,or that merely a name itself found somehow. its
way to the, Slavs '
Until thebeginning of the 7th century,the Croats were moving
West; some of them continuing to live in western Ukraine and north-
western Bohemia. Then one group (Whe:therat the request of empe-
ror Heraclius or not) migrated söuthwards. across the eastem fringes
of the Alps and broke thf~power of the Avars, aıready weakened by
their defeat of 626. at Constantinople. The8e Croats established a
priiıcipality which became a part of the western european world, af:-,
ter it hasembraced Roman Catholidsm and political influence of the r'
.Frankish state.
In the lOth century Croatia becan;ıe:a kingdom. B~t there were
in fact three large area,s where the Croats established their political
units: the' core area aloııg the shores of the Adriatic sea with aportion
of the Dinaric hinterlarıd, eaUed "Hrvati" ("the Croats"); the northem
region between the edge of Dinaric mountains and the river Drava
(Slavonia) and partially Bosnia, where themedieva] population has
to be regarded as anceı;tors of the both of the couritry's actual inhabi-
tants, namely the Boşnaks and eroilts, 'while the Seriban group arri..
vedmainly in the 16th century. At the beginning of the 12tn century
the dynastic crisis resulted.in personal'union with Hungary. This event,
has not provoked any changes, in the innerorganization of the sout-
hem kingdom, which haspreserved all the essentials of its indepen-
dence. However, Slavonia, which has formerly been under varying i
influence of both Croatia and Hungary, became an autonoinous ba..!
nate (viceroyalty) within the broader Hungary.Bosnia continued to
pursue its own way, although periodicaly its rulers paid alIegiance to
Hungarian kings.' .
,'I
In the southem kingdom and Bosnia the social and political life
was marked by a feuda! system based upon tribal territorial uriits,
whiİe in Slavonia it wa,sakin to the royal Hungarian system of coun-
ties and land grants to theııobility. At the same time in the viCinity
of coastal towns the mediterranean cölonate was holding its sway.
, , \
, ,,
i i ' i
THE HlSTORlCAL FATE OF CROATIA •••
thii; we must add astron.g political awakening of peasantry at the be- i'
ginning of the 20th century cal1ing for social justice and presetvation
of traditional values. So the modem Croatian national identity was
.bom, coupled with demands for political unity of different regions of i
'the Croatian state, a state.that was theoretically recognized, but in prac-
tice divided into half-d,ependent Croatia under Hungarian supremacy,
and Austrian provinces of Istria and Dalmatia. Wemust not forget
that even in such unfavorable conditions, the national movement suc-
ceeded in gaining support £immthe large majority of the people, beca-
use of the presence of the most İmportant factors of inherent unity:
the language, the eultural baekground and the geopolitieal pösition.
But thenational program had several weak points, ,the most fatal i.
ofthem consisting offreque~t vacillation between the "only-eroatian"
and "south-slavic'; or ""yııgoslav"line. i do not want to blame the lat-
tergroup as presumable "bad" CroClts.The real problem was ,how to
gain independenee from Austriaand Hungary (and to repell ıtalian.
Irredenta), and not to get into (or at lea.stnot to deepen) the viruleİıt
confliet with the e)(panding Serbian nationalism (backed by Russia).
The "only-croatian" line ment an approachment to theGerman bloc,
the future looser in World War I; the "yugoslav" one ment submission
to the worse master aller the war.
In the period betwee:ıı two wars Croatia was administrated like
a colony, but unlike European colonies, its administrators were agents
of a less developed country" performing' their business in a very primi-
tive way. Nevertheless,. Croatianpolitical resistance was growing ever
stronger, headed by the large!y supporte:<;lPeasan.t'sParty. Only tiny
gtoups of extremists followed co.mmunist and fasCist ideas. The lea- i
dership of the Croatian Pe:asant's Party foughy stubbomly, and in 1939
aminimum ofunderstanding with theg()vemm~ent in Belgrade was ac-
I..
hieved, Ieavin.gsome room for Croatia"s h"!-turalrights. In 1941 the
military co~p in Belgrade and thyoutbreak of war ruined this, short-
lived arrangemerit. Aner the CPP leaderi; refused to collaborate with
i
the Germah occupants,pro-fascist groups established a state under t
German protectorate. This was the beginning of the warof extermi- i
nation between them and Serbian extrernists who wanted to reanima-
te Yugoslavia or Greater Se,rbia. Both sides used mass tetror and com-
mitted ~assacres over dvilians. The sYmpathiesof theÇ;oatian people
were on the side of W(~stemdemocraciers,but theere was no resolute
westem-style organized re:sistancenuc1euswhieh eould lead the insur-
j
\
ı
I' i i
THE HISTORICAL FATE OF CROATIA .••• 247
II'
During the history, the Croats havc~had contacts with different
peoples. Only a few,of the:semeetings were realIyİmportant. Together
with Halian, Germl}n, Hunga,rian"and various Slavic and Balkan inf-
luences, a,very promincmt place belongs ıtohistorical contacts with the
Turks.
i
İn their early history the Croats must have made some borrowings ,I
from the vernaculars of their TUrkish neighbours in the regions of pre- f
sent-day Ukraina, and perhapsalso in Pannonia when they arrived at' r
their ultimate home. In both cases the main source for the loan:.words '
was doubtless the language of the Avars. it is rather hard to decide
whether this or that word has a definite Turkish origin. Butsome are ,
doubtlessly Turkish, while many other have to wait for the final proof
of linguists. We may consider as a borrowing from Turkish the suffix i,
-çi, .which was productive in the early Mıddle Ages. Then there are
dignitaries, e.g.ban (d~~rivedfrom thepersonal name of the Avar ruler,
Bayan), denoting viceroy. The iit1e zupan (denoting a [unction below
that of the ban, vaguely iComparableto count), although not satisfac'"
torily explained as yel, could stilI be teasonably linked to çoban or ,
çapan. Another possibleTurkishetymo10gy could be establishedfor
tepcicaor tepc(ja (a court tit1e),probably deriving from the root tap-
or from the Avar word tapci,_Finally, the legend about the coming of.
the Croats to their' present home in the 7thcentury mentions the nartıes
oftheirleaders(five brothers and two sisters), someofthem being con-
-venient to an explanation on the basis of a Turkish word.
, ,
i i
THE HISTORICAL FATE
., , OF CROATIA ••• 249
During the wars and :raids large numbers of Croats fled, were ens-
laved and deported; or died. In same regions where theentire popula-
tions was Croatian, only a smaIl number of them has remained, or
even none. To this tact th~:advocates of the "catastrophe theory" added
the statement that depc)pulations continuedafter the conquest, as an
effect of Ottoman policy. But the archival sources show us a very dif-
ferent picture. The only real1y depopulated area was the beIt of no-
man's-landbetweeri, tht: riverDra"va and the sea. The catt1e~ and sheep-
breeding areas in the hintt:rland of southem Croatia were a1ready spar-
sely inhabited, so that the Ottoman conquest could not provoke great i
changes. For the fertile: tt:rritories in the North, from the hj1ly region i
i
As for the taxation, we can say that the situation in the South was
quite differentfrom thatin the North. There the agriculture was poorly
developed and only.İn spme places taxes inkind could be handed over 1
to the sipahi class orto the owners,of a few large çiftliks. Consequent1y, (
the irregular taxes (thı~:avariz-nüzil. sys1tem) werenear1ynonexistent.
Moreover, the whole area was incessant1yplunde'red by Habsburg and
ı
Venice-sponsored raide:rs. In the fertile plains and grape-richhills of
the North the rayas had more to pay, but their obligations were by no
means too onerous, if notfor other reasons then becauseiof the delica-
te position near the b()~d,er and the theatre of war. This implied the
needfor avoidingsoc:ilal' dissentand procuring regu1ar supplies in
food for the army. in :spiteof that, uprisings and brigandism were al- ,
most dayly phenomena, especially in the 17th century. But the rebelli-
ons were not a symptomof the desperate state of haye-nothings; on
.the contrary, we can ,ıssert that many groups of coınparatively well-
TlİE HlS1'ORİCAL FATE ÖF CROATİA.'.' • 251
t9-do rayas who have had certain privileges (and arms too) wanted
inore.
When discussing the legal status of the Croatsin: the Ottornan Em-
pire, 'we must be aware of the fact that very little is known about the
everyday functioning of the legal institutions in cases when Christians
and Muslims were opposing each other at the kadi's co~rt. So we can
only propose some very general observations concerning the subjects
"islamization" and "toleranee". In my,opinion, there was no forcible
islamization. But this,statement requifes an explanation. The Ottoman
regime did not compel Christian rayas to change religion but not beca-
use it was "good" pr "just". it simply had no int:erestin making more
except in some particular cases. Itencouraged men of remarkable ta-
lents to convert and to enter the service of the state. it was even impo- i
sing the Muslim faith to young boys destined to become janissaries.
But these eases were limited in number andspecific in character. Such
political measures were neither par!icular1y islamic nor particular1y .
Turkish, nor have they been essentially iniportant throughoutthe whole
history of the Ottoman Empire. In' any case, mass conversions, when
they happened, must beexplained on the basis of social and 'spiritual
factors insMe the Christian population, not by pressure from the side
of the state. So e.g.Bosnian heterodox Christian population after 1463
was 1eftwithout almost anyspiritual authority for its Church has col-
lapsed together with the. protectors of this faith, the Bosnian nobility.
Many noblemen embraced islam probably offering an example for the
masses.Besidethis case, no mass conversion has ever .taken plaee among
Croats and Serbians in the western Balkans. On the territory of pre-
sent-day Croatia, onlyone kaza has had a majority of muslim villa-
gers,but it was an effect of immigra~ion (pozega).'
Finally let us say.a word about the, heavily-debatted question of
"toleranee"; At first glance, the sources offer enough material for both
"tolerance" and "intolerance". Of course.the problem cannot be resol-
ved in that way. Manyhistorians too often forget that ,"toIe.rance" is ,
a mediaeval concept and consequently has very little in common with
"freedom" or even les5 with "civii rights". Every kind of behaviour
towarcis those who do notadhere to the state religion (Christianity,
Islam, Communism ete.) which includes "politeness" and maltreat-
ment alike, and excludes only modern-style human rights and exter-
niination of the. other as its final goal, is toleralıı. If we do not agree
with this view, we cannot escape the absurd: nowone pre-modern sta-
252 NENAD lIWACAIN
i i i i
i
THE HISTORICAL FATE OFCROATIA ••• 253
i
254 NENAD MOACAIN i
i
(d. İn 1719)started to write, but did not finish, an epic entitled "Kara ,
Mustafa, Sezijer Azaın". The 19th'centuryypic "The Death of Smail
aga Cengic" written in 1846 by Ivan Mazuranic has technically good i
verses and reflections :ibout freedom and sacrifice,but its weak points i
ıs romantic nationalism.
Many Croatian travellershave left excellent reports ön Ottoman
lands. I sh~ll mention only three of them. Bartol Durdevic who was ,
taken prisoner at Mühaes spent nine yı~arsin Anadolia and compiled !
exhaustive reports on many aspects of the life in the Empire. Starting ~
with"De Türcorum moribus" ("On Turki.sp. Customs") which was i
printed in Antwerpen in 1544 his works were reissued many times i
and served as a source of information' to Western Eurüpe for a long i
time. Bartol Kasic (d. in 1650)was aje;suitwho visitedthe Middle Da-~
nube area around 1620, He wa3deeply impressed by the Ottoman ad-,I
administrative system as well as by the fdendly approach heexperien-'
cedin contacts with, representativesof the state and other Muslims,
Turks and non-Turks alike. Fiıially we must mention the report of
Matija Mazuranic. (the: brother of the poet) entitled "1\ Look upon
Bosnia" published in 1842. These works surpass inobjectivity the pot
eticalones by far. i
" i
There.is no needto discuss Turkishlinguistic influence. The high
rate of loan-words fromTurkish is still present in Croatian, although
less 'in the official language than in vernaculars. But we must 'stress
the fact that there has been also an influence in the opposite direction,
namely that the nec:essityof communkation with ethnic Turks encöur~-
ged Bosnian Musliımsito develop their own kind of Turkish, with st-
rong SouthSlavic elements in its structure and pronunciation. This
phenomenon was s-tudiedby theHungaria~ scholar Gy. Hazaİ. Beside'
Muslim Boşnaks who were not or did not consider themselves to be 'of
Croatian migin, somf~islamized and Catholic Croats have participatbd
in the shaping of this "Far North- Wf~sternTurkish". Franciscan moU:ks
spoke it and taught it in the monasterie~,. Thislanguage has found a
place in the Croatian Hterature of the time. Stijepö Durdevic{ d. in 1632)
wrote two pöems, one ofwhich is lost "Memişah"). The preserved ohe,
named "Derviş" çontains a number of words and expressions that c~n-
notbe labeled"everday turcisIlis"; As he lived in Dubrovnik andhad
contacts with Ottoman subjects it is safe to assume thathe did krtow
this type of Turkish. I shall try to translate some lines, while lea~ing
the Turkish element in the form the poet himselfused:
,
,i i
i
i
- .
,~ .
\
BOSNA - HERSEK .
-SOGUK .SAVAŞ SONRASı ANLAŞMAZLIKLARA GİRİş~
i
i
258 HÜSEYİN BAGCI
i
.i
i
•
BOSNA-HERSEK SOGUK SAVAŞ,SO,NRASI ANLAŞMAZLıKLAR 263
caktır ki, bu dalaik bir sisteme sahip Türkiye'nin aleyhine gelişebilecek '
bir,durum yaratabilir. 'Nitekim, Iran'ın ruhani lideri Ayatullah Kha- i
menei Bosna'daki çatışmaları "Batı'nın Islam'a karşı bir nefreti olarak:
değerlendiriyordu. Ancak, Iran'lı' devle:t,adamları tarafından yapılan
bu ve benzeri açiklamalar bir kelime oyunundanöteye gitmiyordu.
İran birkaç uçak dolusu yardım ve silah göndermekten başka bir
şey yapamadı. Tahran pratikte çatışmaları önleyecek bir etkinliğe
sahip değildi. Nit~kiın, bütün dünyadan Bosna'ya gönüllü olarak
savaşmaya giden "Islam gönüllülerinin" sayısının 1000'in biraz üstün-
de olduğu tahmin edilmektı~dir.
\
3) Üçuncü olarak Türkiye, Bosna-Hersek'teki çatışmayı bir Bal-ı
kan Savaşına döniişmede:n kısa bir sürede .sona erdirmek için girişim-!
lerde bulunuyord.u..Çünkü boyle' bir durum yüzbinlerce mültecinin or- i
taya çıkmasına neden olacaktı. Nitekim kısa bir süreönce Bulgaristan'
dan 300.000 kişinin Türkiye'ye zorunlu göçe zorlanması ve' Körfez i
Savaşı esnasındada 500.000Irak'lı Kürdün Türkiye'ye gelmesi sonucu
j
buna bir son verilmesı gerektiğinı ifade ederek, ~'böyle bir müslüman
azınlığin bir yerden ,bir yere sürüklenmesi- Filistinörneğinde olmayan '
bir biçimde- terörizme dönüşebilir. Avrupa böylece bir İslam bomhası
yaratmış" olacaktır demiştir22•
Ocak 1993 ortalarına gelindiğinde, çatışmalar türiı)ıızıyla devam
ederkeh, Bosna-Hersek'teki yiyecek ve ilaç sıkıntısı had safhaya ulaş-
mış ve tüm stoklar. tıırnamen erime, noktasına gelmişti. Kışın çok sert
geçmesi, çok sayıda imanın soğuk nedeniyle yaşamını yitirmesine neden
olmuştur.
: Bosna-Hersek'te yaşanan trajik olayların sonucu olarak, ülkenin
yaklaşık % 35'ini oluştunın 1.336.518 kişi ülke dışınakaçmıştır. Bu
sayının 740.000.'i Bosna-Hersek sınırları içinde kalmaktaberaber,
sürekli ateş altında tutııılan şehirlerde mülteci sayılarının çok olması ne-
deniyle sürekli olarak ka(~ış halindedirler~ Bu şehirler Bihaç, Travnik, i,
sek've Uluslararası Diplomasi, Dış PoJitika Bülteni, Cilt.IV, Sayı No. I, Sonbahar
1992, s. 19-44. Ayrıca BruceW. Nelan, Serbia's Spite, TIME Magazin, 18 January
1983, pp./2C-2ı.
(25) ,Bu konudaki ilginç bir yorum, için bkz. Charles Krahuthammer, The,Doves are Right
About Bosnia. TIME Magazİn, February 8, ı993.
, .
HÜSEYİN BAGCI
•,
sonra Soğuk Savaşınbaşlamas.ı ve yinebir süre sonra kolonyalizmin'
çözülmeye başlamasıyla beraber bu yöndeki, bütün ümitler boşa çıktı. i
'Genelkurmay Başkanlarından oluşan Komisyon, BM'inkuruıuşun-1
dan kıs.~ bi~.süre' sonra dağıldı:. BM. ~aşkomutanlığını gerçekleştir-
mek mumkun olmadı. Daha da onemlısı BM Anayasasının 42. madde- ı i
(26) TÜrkiye,.~?in.
aktif oli~r:k ~a~II~lğıbu B~ ha:e~~tımn detaylıbi~ ~nceıe~esii~inı'"
bkz. Huseyın Bağcı Turkıyemn NATO Üyelığını Hızlandıran İkı Önemlı Faktör:
Kore Savaşı ve ABD Büyükelçisi Goerge McGhee, ODTÜ Gelişme Dergisi, Cilt;
18, ~ayı 1-2, Yıl 1992, s. 1-37. ,
(27) MichaelS. Serrill, The UN;s Lightning Rod, Secretary Ge~eral Boutros-Ghali andı
the NewWoı:Id Onler, TIME Magazine, January 18, 1993, pp. 13-17; .'
,
i
l30SNA-HERSEK80GUK SAVAŞ SONRASı 'ANLAŞMAZLıKLAR 273
BM ve Yugoslavy:~ Anlaşmazlığı
Baikartlar son yıllarda anlaşmazlıklan~ açık olarak en fazla gün-
deme gelen bölgelerdeııı biridir. BM:ineski Yugoslavya topraklarında
bulunması da 'uluslararası işbirliğinin bjr kanıtıdır29, ,
, '
(32)9-10 Temmuz :1992 tarihlerinde yapılan zirve toplantısı sonunda "Helsinİü Docu-
ment 1992- ChaIIenges of Change" başlıklı bir belge kabul edilmiştir. Bölgeeel an-
laşmazlıklarla ilgili bir sorun çıktığı zaman, gerek görülürse, sırf o sorunla ilgilen-
rnek üzere sınırlı sayıda tHke:denoluşan '.'ad hoc steering group"lar kurulması karar-
laştırılmıştır. Böylece esasen denenmiş olan bii' uygulama kural haline getirilmiştir.
Bu uygulamanın halen iıki örneğimevcuttur. Birincisi Azerbaycan-Ermenistan ihti-
lafıyla ilgili Minsk Konferansı, ikincisi Bosna-Hersek konusundaki "task foree"
dur. Türkiye, her iki krİ:1:yönetim. grubundada yer alan birkaç ülkeden biridir. Bel-
ge ve kararlar için: CSCE Helsinki Document 1992, TJ:ıe ChalIenges of Chaııenge,
Helsinki 1992.. ' .' .. .
.1
(33) Hans, Arnold, Der Balkan-Krieg unddie Vereinten Nationen, EA, 2. Folge. 48 lahr,
25 January 1993, s. 38
BOSNA-HERS.EK SOGUK SAVAŞ SONRASı ANLAŞIIIAZLIKLAR 277
i
SONUÇ
ABb'nin önümüzdeki yıllardaki Avrupa ile olan ilişkile~i h~kkında bir değerlendir- ,
(36)
,me için,bkZ,. Henry !<issiıığer, D,ie,ktin,'ftigen BeZi,e,
hungen Z, wischen Eur,opa und d,en
Vereinigten Staaten, Ek No. 23; 47 Jahr; i 0.12. ı992, s. 672-680.
i
, "
(37) Yunanistan'ın tutumu için bkz. Noel Maleolm, The New Bully. of the Balkans, The:
Spectator 15, August 1992, p. 8--10.
i .
\
KtTAP TANITMA
Süleyman ÖZBEK *
(*) A.Ü. Dil ve Tarih Co~rafya Fakültesi Tarih Bölümü Araş. Gör.
(i) Süleyman Özbek, "Kahire Üniversitesi Edebiyat ve Dar el-Ulum Fakültelerinde
Türkoloji Sahasında Yapılmış Master-Doktora Tezleri", Tarih Araİtlı'maları Dergi-
si. XV. S. 26 (1990-1991). s. 359-380.
292 SfLEYMAl'" ÖZBEK
J ~'.J' ~-.'.J
J -.- .---.. . L. ,
7)
lAY ır - lA { • ~i • • • n r 5 ••.Ji ~ U"'..L...LJI ~
12)
13) •
•• S tL:;~' 4J,..LlI ~,)l..; WJ i. .' " ~ i ••.OS
Master tezi ?, ?, Edeb. Fak. KüL eski No: 7513-7514, yeni No:
22-23
14)
Master Tezi '1, ?, Edeb. Fak. KüL No: 12536-12537, yeni No:
143-]44
:ııi~in AilAl' CL~fIIt;lliYETj AYi\"-~J':M~ Üi\"iYERSiTF.~i... 29:)
15)
-
~. . ~ c.!l'.,,-; ~, v- t-JL; ~ j v- '.ı rJ' r)L. i ~ L:-5
~.J , 5" ii
16)
~ , 'i i ~ J.•.• It 4JJ
'..-._ ••..• ..rJ i tl iWJ "..a...-.-" ~ \.-__ H ~ w)L •.J1
Tarih cl-Irak el-Hadis Min Nihaye Hükm Davud Paşa ila Niha-
ye Hükm MiJhau. Paşa (Davud Paşa İdaresinin Sonlarından Mithat
Paşa İdaresinin Sonlarına Kadar Yakınçağ Irak Tarihi)
18)
24)
~ '.,-.J' .!l,.Jl--J' .ro- ..rJ ~ ;;.J ~ Ör--,.....L.-J' "" i. • • l;. .• li
Doktora Tezi 1970, 292-1- 79 s., Merkez KüL No: 962.02/ 634
25)
~t. - it , ~". '.;. • ,n / ••..):( • ii c t • ıı! J;. ; •• ii
Doktora Tezi 1972. 522 s.+27 resim, Merkez KüL No: 953.8/
1148
26)
HAl-Ir.. ~,H.;~, 4J,.aJI ~ ~.r'- ~ ••l.-:;i~'~,......ıı
<s
Doktora Tezi 1972, 546 s., Merkez Kül. No: 962.02/ 1149
27)
f'~' , ~ ~ ~, i • •ii 4J J .&oH •• tr; , ı.S..J , ••••• It • ,...-....... Li
Doktora Tezi 1973, 628 s., Merkez Küt. No: 963.03 j1864
298 si.'LEy~ıAN ÖZBEK
28)
~L. "i •
1t.J •• It .~ . .,--
u ~ \ u.0-";. '.J t •• ~l
29)
'". '-1A.{. "='"~i •..w~ ~ ~ , ~i oC -.It
30)
31)
eS •••,.sı ıJ Ii,.sı ~ lAY A u--rl~ ~.,..... .L.:..- ;,.;L.Wl _ ;".ı---JI <=o U)l...J 1
~,r-ıJI ;ı"'~1 J::t.ı. .:r- ~••ı.....ı.ı - ~ i _ ....,.;..-
'-- ". (
Doktora Tezi 1982. 315 S., Merkez KüL No: 4092; Edeb. Fak.
Küt. No: 25915-25916
32)
. e_
Doktora Tezi 1988, 427 S., Merkez Küt. No: 9553.03! 6 ıo5
33)
Master Tezi 1972, 190 S., Edeb. Fak. Küt. No: 17673-17674;
yeni No: 459-460
34)
.J~'
~....---.ıl..,. ~ .~.\:;, .L-oL.... J----l'~ ~ ~.r---I'..,..J~'
~.r-"-"
el-Edeb el-Masrahi Inde Abd cl-Hak Hamıd ve Te'sirihi Fi el-
Edeb el-Masrah el-Türki (Abdülhak Hamid'in Tiyatro Edebiyatı ve
Türk Tiyatro Edebiyatına Tesiri)
35)
Mnstt'r Tezi 19R3, i84 S., Edeb. Fak. Küt. No: 25953-25954
39)
• ,:ıı- i ~,)LJ., ~ ~L.-Jl u.,....i.H~ J~Wjl ~ .,..L.c}1 ~
u , .rS~1 ~L .ı--aJ' Ai,)
44)
~~.u-, c.s,....A.oJl ~ ~l t '.r-JJ ~.fJ' ..ı J t.-J, , ..;ı t ~, i..", .'J
J -'~i ,..J.-, ,r.-'~' ~Ht-. ~,~
. :45)
Master Tezi 1987, 193 S., Edeb. Fak. Kül. No: 27919-27920
'46)
Master Tezi ?, 140 S., Edeb. Fak. Kül. No: 17420-17421/ Yeni
No: 313-314
47)
48)
roJ'
.i.....;...... 6....:....."..ı..-J' W L..." i ,.ı--l'
~' . ( J' ~, .; ın ..,..)LA...::ııı
,
el-Rivayat el-Türkiyye el-Hadise Münzü Bidaye e1-Karn el-Işrıyn
Hatta el InklHib el-luga"ı el-KemaIJ (Yirminci Yüzyıl B<Jşlarından M.
Kemal'in Harf Inkılabına Kadar Modern Türk Romanı)
Doktora Tezi 1975, 253 S., Edeb. Fak. Kül. No: 21 ıol~21.ıo2
49)
••.•.r-J' .;' ~r' ~, L-'.ı.J ~L., ":'.J~ ~'..:.L,.j,~
Maruzat Ahmed Cevdet Paşa; Dirase ve Tahkik ve Tercüme ila
el-Arabiyye (Ahmed Cevdet Paşa'nın Maruzatı; Arapça İzahh Tercii-
me ve Değerlendirmesi)
Haz. Macide Saliih Mahlud
Doktora Tezi 1983, 1025 S., EdebFa:k. Küt. No; 26194-26195
50)
5i)
52)
Doktora Tezi 1985, 274 S., Edeb. Fak. Kül. No. 27176-27177
53)