Professional Documents
Culture Documents
EKOLOJİ
EKOLOJİ
Tür (Organizma): Ortak bir atadan gelen, yapı ve yaşamını sürdürebilmek için yaptıkları faaliyetlerin
görev bakımından benzer organlara sahip, tamamıdır.
aralarında gen alışverişi olabilen ve kısır olmayan Örneğin, bir canlının beslenmesi, üremesi,
döller meydana getiren bireylere tür denir. davranışı, yaşayış şekli, diğer canlılarla ilişkisi
ekolojik niş içerisinde yer alır.
Popülasyon: Belli bir yaşam alanında aynı
türden bireylerin oluşturduğu topluluğa denir. Flora: Bir ekosistemdeki bitki, mantar ve bakteri
Sivas’ın kangal köpekleri türlerinin tamamına denir. Daha çok bitkiler için
Ankara’nın tiftik keçileri kullanılır.
Karadenizde yaşayan hamsi balıkları
Van gölünde yaşayan inci kefalleri Fauna: Bir ekosistemdeki hayvan popülasyonlarının
tamamına denir.
Komünite: Belirli bir alanda yaşayan farklı türlere
ait populasyonların oluşturduğu topluluğa denir. Biyotop: Canlı varlıkların yaşamını sürdürebilmesi
Örnek: Bir gölde bulunan balıklar, kurbağalar, için uygun çevresel koşullara sahip coğrafik
bitkiler, böcekler ve bakteriler o gölün bölgedir. Komunitelerin yerleştiği coğrafik
komünitesini oluşturur. alanlardır.
Ekosistem: Belirli sınırlar içinde etkileşim halinde Biyom: Biyosferin aynı iklim koşullarının ve aynı
bulunan farklı türden canlı toplulukları ile bu bitki örtüsünün egemen olduğu çok geniş bölümü.
canlıların etkileşim içinde bulundukları cansız (Sucul biyomlar karasal biyomlar gibi)
çevreye denir.
Örnek: Bir okyanus ekosistem olarak kabul Biyomas (Biyokütle): Besin piramidinin her bir
edilebileceği gibi bir orman, çayır, göl hatta basamağında bulunan canlıların toplam kütlesidir.
akvaryum da birer ekosistemdir.
Ekosistem = Komünite + Cansız çevre Çevre direnci: Bir popülasyonun büyüme ve
gelişmesini engelleyen her türlü olumsuz dış
Ekoloji: Canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan faktörlerdir. Popülasyonun büyümesine bağlı olarak
ilişkileri inceleyen bilim dalıdır. çevre direnci artar. Besin kıtlığı, yaşama
alanlarının azalması, salgın hastalıklar, rekabetin
Biyosfer (ekosfer): Dünya üzerinde canlıların artması çevre direncine neden olan etmenlerdir.
yaşadığı alanların tümüdür. Küresel ekosistem de
denilebilir. Ekoton: Komşu komüniteler arasındaki geçiş
bölgelerine denir. Örneğin çayırlık alan ile ormanlık
Ekolojide en kapsamlı düzey olan biyosfer, alan arasındaki geçiş bölgesinde çalılar, kısa boylu
atmosferin yeryüzünden yukarı doğru birkaç ağaç türleri bulunabilir.
kilometrelik bölümünü, karaların ise en az 3000 Ekotonlarda;
metre derinliğe kadar olan kısmını kapsar. Birey sayısı azalırken tür çeşitliliği
artar. (Tatlı ve tuzlu su ekotonları hariç)
Türler arası rekabet fazladır.
Habitat: Bir organizmanın doğal olarak yaşayıp, Toleransı (hoş görüsü) en fazla olan türler
üreyebildiği yaşam alanıdır. Bu alan, bir okyanus yaşar.
kadar büyük olabileceği gibi, çürümüş bir ağaç Daha çok çeşitte iklim görülür.
kütüğünün altı ya da bir böceğin bağırsağı kadar
küçük de olabilir.
Gösterge ( indikatör ) tür: Toleransı az olan,
ortam şartlarından en kolay etkilenen türlere
denir.
Süksesyon: Belirli bir bölgede türlerin uzun bir Örneğin yukarıdaki grafikte sıcaklık değişimine en
zaman içinde türlerin aşamalı olarak birbirlerinin hassas (toleransı az) olan X türüdür. Dolayısı ile
yerini almalarına süksesyon (sıralı değişim) denir. indikatör tür de X olmuş oluyor.
nedenlerle bozulmuş ortamlarda gerçekleşir. Deniz kestaneleri de çok hücreli alglerden olan
ağaçları Meşe türleri Akağaç, Kayın samurları yok olursa deniz kestanelerinin sayısı
Evreleri sıralı bir değişim gösterir. artar. Bu da kelplerin azalmasına neden olur.
Kelpler azaldığında habitatları bozulan türler de
gösterdikleri uyum yeteneği, dayanma gücüdür. Bu Kuzey Pasifik kıyı ekosisteminde su samuru,
aralığı denir.
Canlıların, tolerans aralığı içinde en iyi
gelişebildikleri alana optimum alan denir. Optimum
alanda çevresel faktörler canlı için uygundur.
Canlıların tolerans alanları türden türe değişiklik
gösterir.
Aşağıdaki grafikte K ve L balık türlerinin suyun tuz
oranına toleransı gösterilmiştir.
d) Toprak ve Mineraller
Toprak; yeryüzünü kaplayan kayaçların rüzgar, su
ve sıcaklığın aşındırıcı etkisi ile ufalanması sonucu
oluşur.
Canlılara hem yaşama ortamı hem de besin sağlar.
A. Abiyotik faktörler (Cansız varlıklar)
Bitkiler, gerekli mineralleri su ile birlikte
a) Işık
topraktan alırlar.
Yaşam için gerekli olan enerjinin kaynağı güneşten
gelen ışıktır.
e) Su ve pH
Yeryüzüne ulaşan görünür ışığın küçük bir bölümü,
Yaşam için çok önemli bir abiyotik faktördür. Canlı
fotosentezle kimyasal enerjiye dönüştürülerek
hücrelerinde metabolik faaliyetlerin oluşabilmesi
üretilen organik maddelerin (besinlerin) yapısına
için belirli oranda suya gereksinim vardır.
katılır.Ekosistemdeki canlılar enerji kaynağı olarak
Su, çok iyi bir çözücü olup bazı maddeleri çözerek
organik maddelerdeki bu enerjiyi kullanırlar.
çözeltiler oluşturabilir. Sulu çözeltiler, içerdikleri
Hayvanlarda aktif süreçler için tercih edilen ışık
hidrojen iyonu veya hidroksit iyonu derişimine göre
şiddeti birbirinden farklıdır. Baykuş, yarasa, kirpi
asidik ya da bazik çözeltiler olarak
vb. gece aktif olan türlerin yanı sıra bülbül gibi
isimlendirilirler.
bazı ötücü kuşlar ve ipek böceği gibi bazı böcekler
Bir ortamın asidik ya da bazik olması, o ortamda
alaca karanlıkta aktiftir.
yaşayan canlıları etkilemektedir.
Çiçekli bitkilerin çiçek açmasında da gün
Her organizmanın yaşamını sürdürebildiği uygun pH
uzunluğunun ve ışık alma süresinin önemi vardır.
değerleri vardır.
Örneğin kasımpatıları sonbaharda çiçek açar.
Nötüre yakın pH değerlerine sahip ortamlarda
yaşayan canlı türlerinin sayısı daha fazladır.
b) Sıcaklık
3Canlıda enzimlerin çalışmasını dolayısıyla kimyasal
f) İklim
tepkimelerin hızını etkiler. Bu nedenle bütün
Bir bölgede uzun süre hüküm süren hava
fizyolojik ve biyokimyasal işlevler üzerinde etkisi
koşullarına iklim denir.
vardır.
İklim, canlıların yeryüzünde yayılışını etkileyen en
Ayrıca sıcaklık atmosferdeki hava
önemli faktördür.
hareketlerinden, iklimsel değişikliklerin
İklim şartları, geniş bir alanda hüküm sürer.
oluşmasından ve mevsimlerin ortaya çıkmasından
Ancak bu alan içerisinde canlıların yaşadığı, farklı
sorumlu bir ekolojik faktördür.
koşulların hüküm sürdüğü küçük alanlar vardır.
Sıcaklık artışı, hayvanlardaki metabolizma hızını da
Özel koşullu küçük iklim alanlarına da mikroklima
artırır. Sıcaklık yükseldiğinde sabit vücut ısılı
denilmektedir.
hayvanlar yer değiştirmeyle serinlemeye çalışır.
Sıcaklık değişimleri bazı hayvanlarda göç etme, kış
uykusuna yatma ve gece aktif olma gibi
B. Biyotik faktörler (Canlı varlıklar)
davranışlara yol açar.
Bir ekosistem içerisinde bulunan ve birbirlerini
Örneğin, çölde yaşayan akreplerin geceleri
etkileyen canlı varlıkların tümüne biyotik
aktifleştiği görülür. Leylekler bulundukları ortam
faktör denir.
soğuyunca sıcak ülkelere göç ederler.
Ekosistemi etkileyen biyotik faktörlerden olan b) Tüketiciler (Heterotrof)
canlılar, ekolojik nişlerine göre üreticiler, Kendi besinini üretemeyen, bulundukları ortamdan
tüketiciler ve ayrıştırıcılar olarak üç grupta hazır alan canlılar tüketici (heterotrof) olarak
incelenmektedir. bilinir.
Doğrudan üretici canlılarla beslenen tüketicilere
a) Üreticiler (Ototrof) otçul (herbivor) denir. Koyun, inek, tavşan,
İnorganik maddelerden organik madde sentezi zooplanktonlar vb.
yapabilen canlılardır. Üretici canlılara “ototrof Besin zincirinde diğer tüketicileri yiyerek beslenen
canlılar” da denir. canlılara karnivor (etçil) canlılar denir. Aslanlar,
Üreticiler, fotosentez veya kemosentez olaylarını kartallar, kobralar vb.
gerçekleştirerek kendi besinlerini yaparlar. Hem üretici hem de tüketici canlıları yiyerek
Yeşil bitkiler, Algler, bazı bakteriler, arkeler ve beslenen canlılara karışık beslenenler
bazı protistler ototrof canlıların örnekleridir. (omnivor) denir. İnsan, fare, karga, ayı, domuz vb.
Karasal ekosistemlerin asıl üreticileri bitkilerdir.
Sucul ekosistemlerde ise siyanobakteriler ve 3. Hem Ototrof Hem de Heterotrof Beslenme
algler en yaygın olarak bulunan üretici Hem üretici hem de tüketici olan canlıların
canlılardır. gerçekleştirdiği bir beslenme çeşididir.
Üretici organizmalar, tüm canlıların besin ihtiyacını En önemli canlı örneği böcekçil bitkiler ve
üretme yanında, atmosferdeki oksijen ve öglenadır.
karbondioksit dengesini de korurlar.
Üretici canlılar besinlerini üretirken kullandıkları Böcekçil bitkiler
enerji kaynağına göre fotosentetik ototroflar ve Bu bitkiler azot bakımından fakir topraklarda
kemosentetik ototroflar olmak üzere ikiye yaşadıkları için topraktan alamadıkları azotu,
ayrılırlar. yakaladıkları böceklerin proteinlerinden
karşılar.
Fotosentetik ototroflar Bu bitkilere örnek olarak ibrik otu ve
Işık enerjisi yardımıyla CO2 ve H2O gibi sinekkapan verilebilir.
inorganiklerden organik madde sentezi yapan Böcekçil bitkiler, azot ihtiyaçlarını karşılama
üreticilerdir. Bu olaya fotosentez denir. yönü ile heterotrof, kloroplast taşıdıkları için
Yeşil bitkiler, siyanobakteriler, öglena gibi bazı fotosentez ile besinlerini üretebilme yönüyle
protistler, bazı bakteriler fotosentetik de ototrof canlı olmuş oluyor.
canlılardır.
Öglena
Kloroplast organeli bulundurur ve ışık
varlığında kendi besinini kendisi sentezler.
Bazı inorganik maddelerin oksidasyonu ile elde Işık yokluğunda ise dış ortamdan besinini hazır
edilen kimyasal enerji yardımı ile CO2 ve olarak alabilir. Bu yönüyle de heterotroftur.
Bu sırada oluşan CO2 atmosfere verilir. Sadece üreticilerle beslenen canlılara birincil
NH3 ise azot döngüsündeki nitrifikasyon tüketici, birincil tüketicilerle beslenenlere ikincil
tuzlarına dönüştürülerek ölü atıklardaki karbon ve Birincil tüketiciler, otçul (herbivor); ikincil
üreticilerin kullanımına hazır hale getirilir. Ayrıca etçiller üzerinden beslenen tüketiciler de
Maya ve küf mantarları ile bazı bakteriler en vardır; bunlara üçüncü dereceden
Doğayı temizler (gönüllü temizlik işçileri onlardan etçillere kadar olan iletimine, besin
3) AZOT DÖNGÜSÜ
Atmosferdeki azotun canlılar tarafından kullanımı
2) KARBON DÖNGÜSÜ
ve tekrar atmosfere dönmesi olayına azot
Karbon (C) canlıların yapısını oluşturan organik
döngüsü denir.
moleküllerin temel elementlerinden biridir.
Atmosferimizde %78 gibi yüksek oranda azot
Yeryüzünde dolaşıma katılan en önemli karbon
bulunmasına rağmen, hiçbir bitki ve hayvan grubu
bileşiği CO2 dir.
bu serbest azotu kullanamaz.
Yerkürenin karbon kaynaklarından biri de kireç
Bu azotun bitkiler tarafından alınabilmesi için
taşı kayalarıdır.
nitrat (NO3) tuzlarına çevrilmesi gerekir. Az da
Kireç taşları havayla temas ettiği zaman aşınmaya
olsa bazı bitkiler amonyumu (NH4) da kullanabilir.
ve erozyona uğrar. Kireç taşının içinde bulunan
Bitkiler, nitrit (NO2), amonyak (NH3) ve
mineral karbon yavaş yavaş ayrışıp karbon dioksit
N2 kullanamazlar.
hâlinde denizlere ve atmosfere karışarak karbon
döngüsüne katılır.
A. Atmosfer azotunun toprağa geçmesi yolları E. Azotun serbest hale geçerek atmosfere
1) Baklagillerin kök yumrularında yaşayan rhizobium verilmesi
(azot bağlayıcı) bakteriler, toprakta serbest Toprakta bulunan denitrifikasyon bakterileri de
yaşayan azotobakteriler ve bazı siyanobakteriler azot tuzlarını tekrar atmosferin serbest azotuna
atmosferin serbest azotunu (azot dönüştürülerek atmosfere verilir. Bu
elementini) tutup toprakta nitrat tuzlarına olaya denitrifikasyon denir.
dönüştürür. Buna biyolojik azot fiksasyonu denir.
2) Yıldırım, şimşek gibi atmosferik olaylar, atmosfer
azotunun amonyak (NH3), amonyum (NH4+), nitrat
(NO3-) şeklinde yağmurla birlikte toprağa
geçmesine neden olur. Buna da kimyasal azot
fiksasyonu denir.
D. Nitrifikasyon
Oluşan amonyağı kemosentetik bakterilerden olan
nitrit bakterileri nitrite, nitrat bakterileri de
nitrata dönüştürür. Bu olaya nitrifikasyon denir.
Nitrifikasyon sonucunda amonyak, bitkilerin
kullanabileceği nitrata dönüştürülmüş olur.