Professional Documents
Culture Documents
Bi̇lal Can Tek-820220801-Alternati̇f Yakitlar
Bi̇lal Can Tek-820220801-Alternati̇f Yakitlar
TERMODİNAMİK ANALİZLERİ
Dünya çapında yapılan uluslarası ticaretin %80’inden fazlası gibi önemli bir hacmini
oluşturan deniz ticaretinin doğaya ve küresel ısınmaya olan etkisi her zaman tartışmalara
neden olmuştur. Ticaret hacminin artması ile yeni gemiler sisteme dâhil edilecek, daha fazla
yakıt tüketimi olacak ve daha fazla emisyon yayılacaktır. Bu nedenle, Uluslararası Denizcilik
Örgütü (IMO) gemilerden kaynaklı olumsuz etkileri azaltmak ve enerji tasarruf
potansiyellerini ortaya çıkarmak amacıyla enerji verimliliği faaliyetlerine dikkat çekmekte ve
sektörü bu konuda alternatif yakıtlara teşvik etmektedir. İstatiksel verilere bakıldığında,
gemilerde petrol kaynaklı yakıtların kullanılması sebebi ile gemilerin küresel Karbon Dioksit
(CO2) salınımının %3’üne, Nitrojen Oksit (NOx) salınımının %15’ine ve Sülfür Dioksit
(SO2) salınımının ise %6’sına neden olduğu ortaya çıkmıştır (Samosir vd., 2017). Birleşmiş
Milletler’in deniz taşımacılığı ile ilgili düzenleyici kuruluşu olan Uluslararası Denizcilik
Örgütü’ne (International Maritime Organization–IMO) verilen evraklara göre karbon vergisi,
5.000 gros ton üzerinde olan ve küresel çapta ticaret amacıyla kullanılan gemilerden ton
başına açığa çıkan emisyona göre alınacaktır. Toplanan para, sıfır karbonlu ve fosil yakıtlar
arasındaki fiyat farkını kapatmanın yanı sıra, sektörün hem gelişmiş hem de gelişmekte olan
ekonomilerdeki yeşil geçiş sürecini garanti altına alacak hidrojen ve amonyak gibi yakıtların
tedariğinin sağlanacağı yakıt altyapılarının kurulması amacıyla IMO Climate Fund (IMO
İklim Fonu) kapsamında kullanılacaktır. Deniz taşımacılığı sektörünün küresel karbon
emisyonlarının yaklaşık %2’sini oluşturması nedeniyle IMO karbonsuzlaşmaya yönelik acil
bir şekilde harekete geçilmesi gerektiğini belirtmiştir. Sektör, 2030 yılından önce sıfır
karbonlu gemilerin üretilemeyeceğini düşünmektedir. Fakat mevcut üretim hızında sıfır
karbonlu yakıtlar küresel gemi filosunun ihtiyacı olan seviyeleri karşılayamamaktadır.
Önerilen karbon vergisi ile sıfır emisyonlu deniz taşımacılığının hayata geçirilebilmesi için bir
piyasa oluşturulmasının hızlandırılması amaçlanmaktadır. IMO’nun stratejisi, 2050 yılına
kadar sektör çapında emisyonları en az %50 oranında azaltmak ve bunu sağlamak için önemli
sayıda sıfır karbonlu gemi ve sıfır karbon yakıtların kolayca uyarlanabildiği gemilerin, küresel
filoya 2030’lu yılların başlarında katılmalarını sağlamak olarak ifade edilmektedir. Bu bilgiler
ışığında alternatif yakıtların önemi günden güne artmaktadır.
Termodinamik, enerjinin işe ve ısıya dönüştürülmesi süreçlerini inceleyen bir bilim dalıdır.
Enerji dönüşümü, bir sistemdeki enerjinin bir formdan diğerine dönüştürülmesini içerir. Bu
dönüşüm sırasında, enerjinin korunumu ilkesi olan termodinamik birinci yasası geçerlidir.
Alternatif yakıtlar, termodinamik prensiplerine göre tasarlanan enerji dönüşüm sistemleriyle
kullanılır. Bu sistemler, verimlilik, enerji kaynaklarının etkin kullanımı ve çevresel etkilerin
azaltılması gibi faktörleri dikkate alır. İşte alternatif yakıtlar ve termodinamik arasındaki bazı
önemli ilişkiler:
1. Verimlilik:
3. İkincil Yakıtlar:
Alternatif yakıtların bazıları, enerji dönüşüm süreçlerinde kullanılmadan önce ikincil yakıtlara
dönüştürülebilir. Örneğin, hidrojen yakıt hücrelerinde kullanılmadan önce su elektroliziyle
elde edilebilir. Bu süreçte, elektrik enerjisi kullanılarak su molekülleri hidrojen ve oksijene
ayrılır. Bu ikincil yakıtlar daha sonra enerji üretimi veya depolaması için kullanılabilir.
4. Çevresel Etkiler:
Deniz taşımacılığı için öne sürülen alternatif yakıtların başlıcaları şu an LNG, LPG ve
methanol/ethanol gibi duruyor her ne kadar bu alternatif yakıtlara ek olarak bioyakıt veya
hidrojen gibi çok daha doğa dostu yakıtlar da örnek gösterilse de yakın gelecekte bu
örneklerin harekete geçmesi pek işlevli hale getirilebilmesi pek de mümkün görünmüyor.
LNG, LPG ve methanol/ethanol gibi daha gerçekçi alternatiflere bakacak olursak alternatif
yakıtlara geçişin bir süreç halinde ilerleyeceğini söyleyebiliriz.
1. Methanol:
- Methanol, renksiz bir sıvı alkol olup petrol rafinerilerinde veya doğal gazdan üretilebilir.
- Denizcilikte kullanılan methanol, özellikle içten yanmalı motorlarla çalışan gemilerde yakıt
olarak kullanılır.
- Methanol, düşük yanma sıcaklığına sahip olduğu için içten yanmalı motorlarda daha iyi
yanma verimliliği sağlayabilir.
- Bununla birlikte, methanol kullanımı bazı teknik zorluklar da içerebilir. Örneğin, methanol,
petrol bazlı yakıtlardan daha yüksek bir buharlaşma hızına sahiptir, bu nedenle depolama ve
yakıt besleme sistemlerinin uyumlu olması gerekir.
1. Faz Davranışı: Methanol, atmosferik koşullarda sıvı halde bulunur. Termodinamik açıdan,
sıvı methanol molekülleri arasında çekim kuvvetleri bulunur ve sıvı fazda kararlıdır. Isı ve
basınç koşullarına bağlı olarak methanolün buharlaşması ve gaz fazına geçmesi mümkündür.
2. Isısal Özellikler: Methanol, sıvı halde kullanıldığında genellikle ısı transferi amaçlarıyla
kullanılır. Termodinamik analiz, methanolün özgül ısı kapasitesi, ısıl genleşmesi ve ısı iletim
özelliklerini değerlendirebilir. Bu bilgiler, methanolün ısı transfer verimliliğini ve tasarım
parametrelerini etkileyen faktörleri belirlemeye yardımcı olur.
3. Yakıt Olarak Kullanım: Methanol, yakıt olarak kullanıldığında enerji üretimi sağlayabilir.
Methanolün yanma termodinamiği, yakma reaksiyonları ve enerji salınımı gibi faktörleri
değerlendirebiliriz. Bu, methanolün enerji verimliliği, yanma sıcaklığı ve yanma ürünleri gibi
özelliklerini anlamamızı sağlar.
4. Sentez ve Üretim: Methanol, endüstriyel olarak sentezlenir ve üretilir. Bu süreçlerde
termodinamik analiz, reaksiyon sıcaklıklarını, basınçları ve denge koşullarını
değerlendirebilir. Ayrıca, reaksiyon hızlarını ve yan ürünlerin oluşumunu da anlamamıza
yardımcı olabilir.
2. Ethanol:
- Ethanol, bitkisel kaynaklardan (örneğin mısır, şeker kamışı) veya selüloz bazlı
hammaddelerden fermantasyon veya kimyasal işlemlerle üretilebilen bir biyoyakıttır.
- Ethanol, benzinle karıştırılarak kullanıldığında veya özel olarak modifiye edilmiş içten
yanmalı motorlarda kullanıldığında etanol bazlı yakıt olarak adlandırılır.
- Ethanol kullanımı, karbon monoksit ve uçucu organik bileşikler gibi bazı kirleticilerin
emisyonlarını azaltabilir.
- Bununla birlikte, etanolün düşük enerji yoğunluğu, benzinin enerji yoğunluğuna kıyasla
daha yüksek yakıt tüketimine neden olabilir.
Amonyak: Amonyak toksik özelliğe sahiptir. Soğutma sistemlerinde çevre açısından zararlı
görülen amonyağın şimdi gemilerde kullanımının teşvik edilmesi ayrı bir tartışma konusudur.
Amonyak ilave olarak yukarıda belirtmiş olduğum diğer gaz yakıtların kendi kendine tutuşma
sıcaklıkları çok yüksektir. Bunlar içerisinde amonyak en yüksek tutuşma sıcaklığına sahiptir.
Dizel yakıtın tutuşma sıcaklığı 400-450 C aralığında iken Amonyağın tutuşma sıcaklığı 650 C
dir. Bu durum alternatif yakıtların çift yakıtla çalışacakları anlamına gelmektedir. Amonyağın
bir diğer dezavantajı yüzde 60 yükten sonra çalışma güçlüğü göstermesidir. Bu nedenle
yüksek yüklerde dizel yakıt kullanımı diğer yakıtlara göre daha fazla olacaktır. Yanabilir hava
yakıt karışım aralığı diğer yakıtlara göre daha dar olduğu için türbo doldurucu basıncının
düşmesi ya da hava kulerinin tıkanması durumunda motor arızasına karşı daha duyarlı
olacağını söyleyebiliriz. Denizcilik sektöründe amonyak kullanımı ve etkileri aşağıdaki
şekilde değerlendirilebilir:
1. Soğutma Sistemleri: Amonyak, denizcilik endüstrisinde soğutma sistemlerinde yaygın
olarak kullanılır. Özellikle büyük gemilerin soğutma sistemleri amonyakla çalışır. Amonyak,
yüksek ısı transfer katsayısı nedeniyle etkili bir soğutma maddesi olarak kabul edilir.
2. Yakıt ve Egzoz Gazı Arıtma Sistemleri: Denizcilikte, amonyak kullanılarak egzoz
gazlarından azot oksit (NOx) emisyonlarının azaltılması amaçlanır. Amonyak, seyreltik olarak
egzoz gazlarına enjekte edildiğinde NOx emisyonlarını azaltıcı etkiye sahiptir. Bu, denizcilik
sektöründe daha sıkı emisyon düzenlemelerine uyumu sağlamaya yardımcı olur.
3. Gübre Üretimi: Amonyak, denizcilikte gübre üretimi için kullanılan önemli bir ham
maddedir. Yüksek konsantrasyonlarda azot içerdiği için bitkilerin büyümesini destekleyen bir
besin kaynağıdır. Amonyak, özellikle gemilerdeki azotlu atık suların arıtılması ve geri
dönüştürülmesi için de kullanılabilir.
Amonyak kullanımının bazı olumsuz etkileri de vardır:
1. Güvenlik Riskleri: Amonyak, zehirli ve yanıcı bir gazdır. Yüksek konsantrasyonlarda
solunduğunda, ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Ayrıca amonyak sızıntıları patlama
riskini artırabilir. Bu nedenle, amonyak kullanımıyla ilgili güvenlik protokollerinin sıkı bir
şekilde takip edilmesi önemlidir.
2. Çevresel Etkiler: Amonyakın doğaya bırakılması veya yanlışlıkla sızması durumunda
çevresel etkileri olabilir. Amonyak, su kaynaklarında yaşamı tehdit edebilen toksik etkilere
sahiptir. Amonyak sızıntıları, su ekosistemlerinde balık ölümlerine ve diğer canlıların zarar
görmesine neden olabilir.
Bu nedenlerle, amonyağın denizcilikte kullanımı dikkatle yönetilmeli ve güvenlik önlemleri
alınmalıdır. İlgili yasa ve düzenlemelere uygun olarak kullanılmalı ve olumsuz etkileri en aza
indirmek için uygun tedbirler alınmalıdır.
Amonyak ile ilgili termodinamik analiz noktaları şunlardır:
1. Amonyak Üretimi: Amonyak, genellikle Haber-Bosch süreci olarak bilinen bir yöntemle
üretilir. Bu süreç, atmosferik azot ve hidrojen gazının yüksek basınç ve sıcaklık altında
reaksiyona girmesiyle gerçekleşir. Termodinamik analiz, reaksiyon koşullarını, enerji girişini,
entropi değişimini ve üretim sürecinin verimliliğini değerlendirebilir.
2. Faz Davranışı: Amonyak, atmosferik koşullarda gaz halinde bulunur. Termodinamik
açıdan, amonyak molekülleri arasında çekim kuvvetleri bulunur ve bu nedenle sıvı veya katı
hale geçebilir. Amonyakın faz dönüşümleri, termodinamik analizle incelenebilir.
3. Depolama ve Taşıma: Amonyak, düşük sıcaklık ve yüksek basınç altında sıvılaştırılarak
depolanabilir veya taşınabilir. Termodinamik analiz, amonyağın depolanması ve taşınması
sırasında enerji gereksinimlerini, hacim değişimlerini ve depolama/taşıma verimliliğini
değerlendirebilir.
4. Amonyak Yakıtı: Amonyak, yakıt olarak kullanıldığında enerji üretebilir. Termodinamik
analiz, amonyağın yanma süreçlerini, enerji salınımını, yanma verimliliğini ve yanma
ürünlerini değerlendirebilir.
5. Kimyasal Reaksiyonlar: Amonyak, birçok kimyasal reaksiyonda kullanılabilir.
Termodinamik analiz, amonyağın farklı reaksiyonlarla etkileşimini ve reaksiyon sıcaklıklarını
değerlendirebilir. Bu, amonyağın endüstriyel kullanımlarını, katalitik süreçleri ve verimlilik
faktörlerini anlamamıza yardımcı olur.
Elektrik: Denizcilik sektöründe elektriğin alternatif yakıt olarak kullanımı, çevre dostu ve
sürdürülebilir bir dönüşümü temsil eder. Geleneksel fosil yakıtların yerine elektrik enerjisi
kullanarak gemi tahrik sisteminin ve diğer elektrikli ekipmanların çalıştırılması, çevresel
etkilerin azaltılmasına ve enerji verimliliğinin artırılmasına olanak tanır. Denizcilikte
elektriğin alternatif yakıt olarak kullanılmasıyla ilgili bazı önemli noktalar:
1. Elektrikli Tahrik Sistemleri: Geleneksel deniz araçları, içten yanmalı motorlar ve şaft
sistemleri kullanırken, elektrikli tahrik sistemleri ile gemiler elektrik enerjisiyle çalışabilir. Bu
sistemde, güç elektrik jeneratörleri tarafından üretilir ve elektrik motorları aracılığıyla
pervanelere aktarılır. Elektrikli tahrik sistemleri, daha yüksek enerji verimliliği, daha az
titreşim ve gürültü ile daha düşük emisyonlar sağlar.
2. Yakıt Tasarrufu: Elektrikli tahrik sistemleri, enerji verimliliğini artırarak yakıt tasarrufu
sağlar. Geleneksel sistemlerde, motorlar sabit hızda çalışırken enerji israfı olabilir. Ancak
elektrikli sistemlerde, motorların hızı ve gücü daha hassas bir şekilde kontrol edilebilir,
böylece yakıt tüketimi optimize edilir. Bu da hem çevresel etkileri azaltır hem de işletme
maliyetlerini düşürür.
3. Emisyon Azaltımı: Denizcilik sektörü, fosil yakıtların kullanımı nedeniyle önemli
miktarda sera gazı emisyonu üretir. Elektrikli tahrik sistemleri ve alternatif enerji
kaynaklarından elde edilen elektrik, bu emisyonların azaltılmasına yardımcı olur. Elektrik
enerjisi yenilenebilir kaynaklardan üretildiğinde, karbondioksit, azot oksit ve partikül madde
emisyonları önemli ölçüde azalır.
4. Güç Dağıtımı ve Entegrasyon: Elektrikli gemi sistemleri, enerji yönetimini optimize
etmek için daha iyi güç dağıtımı ve entegrasyon sağlar. Bir elektrik şebekesi gibi çalışan
sistemlerde, enerji tüketimi ve üretimi arasında dengeler sağlanır. Bu, güç talebinin daha
verimli bir şekilde karşılanmasını ve sistem güvenilirliğinin artırılmasını sağlar.
5. Sessiz ve Titreşimsiz Çalışma: Elektrikli gemi tahrik sistemleri, daha az gürültü ve
titreşim üretir. Bu, gemideki yaşam kalitesini artırır ve geminin çevresindeki sucul ekosisteme
daha az etki yapar. Ayrıca, deniz canlıları ve deniz çevresi üzerindeki olumsuz etkileri azaltır.
Denizcilik sektöründe elektriğin alternatif yakıt olarak kullanılması, çevresel sürdürülebilirliği
teşvik eden önemli bir adımdır. Elektrikli tahrik sistemleri, yakıt tasarrufu, emisyon azaltımı,
sessiz çalışma ve güç entegrasyonu gibi avantajlar sunar. Bu nedenle, denizcilikte elektriğin
kullanımı giderek daha yaygın hale gelmektedir.
Elektrik ile ilgili bazı önemli termodinamik analiz noktaları şunlardır:
1. Elektrik Üretim Yöntemleri: Elektrik enerjisi, farklı üretim yöntemleri kullanılarak elde
edilebilir. Bu yöntemler arasında termal santraller, hidroelektrik santraller, nükleer santraller,
rüzgar enerjisi santralleri ve güneş enerjisi sistemleri bulunur. Termodinamik analiz, bu
üretim yöntemlerinin enerji dönüşüm verimliliğini, enerji kayıplarını, entropi değişimini ve
çevresel etkilerini değerlendirebilir.
2. Güç Çevrimleri: Elektrik üretimi genellikle termodinamik güç çevrimleri kullanılarak
gerçekleştirilir. Bu çevrimler arasında Rankine çevrimi (buhar gücü), Brayton çevrimi (gaz
türbini gücü) ve Carnot çevrimi (ideal çevrim) bulunur. Termodinamik analiz, bu çevrimlerin
enerji verimliliğini, entalpi ve entropi değişimlerini, çalışma sıcaklıklarını ve verim
kayıplarını değerlendirebilir.
3. Enerji Verimliliği: Elektrik enerjisinin verimli bir şekilde kullanılması büyük önem taşır.
Termodinamik analiz, enerji verimliliği için elektrikli cihazların çalışma prensiplerini, ısı
transferini, enerji kayıplarını ve iş yapma potansiyellerini değerlendirebilir.
4. Elektrik İletimi ve Dağıtımı: Elektrik enerjisi, iletim hatları ve dağıtım sistemleri
aracılığıyla tüketim noktalarına taşınır. Termodinamik analiz, elektrik iletimindeki enerji
kayıplarını, iletim hatlarının termal verimliliğini, gerilim düşüşünü ve enerji dağıtımının
etkinliğini değerlendirebilir.
5. Depolama ve Dönüşüm: Elektrik enerjisinin depolanması ve dönüştürülmesi de
termodinamik analizin konuları arasındadır. Bu,enerji depolama sistemlerinin (örneğin, piller,
süperkapasitörler) ve enerji dönüşüm teknolojilerinin (örneğin, elektroliz, yakıt hücreleri)
analizini içerir.
Avantajları:
-Yenilebilir enerji kaynağıdır. Yenmeyen biyokütle kullanılır. Fosil yakıtlar korunur.
- Kül, C, FC, N, S, Si gibi zararlı elementler çok düşük miktarda yayılır.
- Biyokütle kalıntılarını ve atıkları azaltır.
- Tehlikeli (CH4, CO2, NOx, SOx, toksik eser elementleri) emisyonları azaltır.
- Bozulmuş ve kirlenmiş arazilerin kullanımı Kırsal bölgelerde yeni iş ve gelir kaynağı
oluşturması. Okyanus, deniz, düşük kaliteli ve tarım yapılamayan toprakların kullanılması
- Yakıt arzı ve enerji güvenliğinin çeşitlendirilmesi
Dezavantajları:
- Biyokütle hammaddelerinin güvensizliği
- Biyoyakıtların özellikleri ve kalitesi hakkında bilgi yetersizliği
- Düşük enerji yoğunluğu
- Bölgesel ve mevsimlik kullanılabilirlik
Biyodizel: Artan yakıt fiyatları ve enerji talebini karşılamak için biyodizel gibi alternatif
yakıtlara yönelmemiz gerekmektedir. Sıkıştırmalı ateşlemeli motorlar ve dizel yakıtlar için en
uygun alternatif yakıt biyodizeldir. Yağlı tohum bitkilerinden (kolza, Ayçiçek, soya, aspir
gibi) elde edilen yağların ya da hayvansal yağların katalizör yardımıyla (metanol ya da etanol
gibi kısa zincirli bir alkol) reaksiyona girmesi sonucunda biyodizel elde edilmektedir.
Biyodizel araçlarda yakıt olarak kullanılmaktadır. Biyodizel genel olarak B5 (%5 Biyodizel+
%95 Dizel), B20 (%20 Biyodizel+%80 Dizel), B50 (%50 Biyodizel+%50 Dizel) ve B100
(%100 Biyodizel) şeklinde isimlendirilmektedir. Biyodizelin 3 farklı çeşidi bulunmaktadır.
Bunlar; FAME (Yağ asidi metil esteri), HVO (Hidroişlenmiş bitkisel yağ) ve BTL
(Biyokütleden sıvılara)’dir . Biyodizelin yakıt olarak kullanılması; enerji güvenliğini arttırır,
güvenlik faydaları sağlar, hava kalitesini iyileştirir ve emisyonları azaltır. Dizel motorlarda
hareketli parçaların erken aşınmasını önlemek için yakıtın yağlayıcılığına ihtiyaç vardır.
Biyodizel en düşük karışım seviyelerinde bile dizel yakıtın kayganlığını arttırarak hareketli
parçaların aşınmasını önlemektedir. Ayrıca biyodizel yakıtın setan sayısını da
yükseltmektedir. Biyodizelin parlama noktası dizel yakıtınkinden daha yüksek olduğundan
yanıcılığı daha azdır. İşlenmesi, depolanması ve taşınması dizel yakıta kıyasla daha
güvenilirdir. Biyodizel, karıştırma, mikro emülsiyon oluşturma, piroliz (ayrıştırma) ve
transesterifikasyon işlemleri ile üretilmektedir. Günümüzde en çok kullanılan yöntem
transesterifikasyon yöntemidir. Transesterifikasyon işleminde bitkisel veya hayvansal yağlar
metanol ve etanol gibi kısa zincirli alkollerle reaksiyona sokulur. Reaksiyon sonucunda yan
ürün olarak gliserin oluşur. Gliserinin yoğunluğu biyodizelden daha fazla olduğu için
reaksiyon sonucunda dibe çöker ve biyodizelden ayrıştırılır. Daha sonra biyodizelle karışım
halinde olan alkol damıtma yöntemiyle geri kazanılır.
Etkileri:
- Biyodizel kullanımı, sera gazı emisyonlarını azaltabilir ve çevresel etkileri azaltma
potansiyeline sahiptir. Bitkisel yağlar gibi biyokütle kaynakları, fotosentez yoluyla
atmosferden karbondioksit emer ve biyodizel üretimi sırasında salınan karbondioksiti
dengeleyebilir.
- Biyodizel kullanımının avantajları arasında yerel enerji kaynaklarının kullanımının
artırılması, tarımsal faaliyetlerin teşvik edilmesi ve kırsal ekonomilerin desteklenmesi gibi
faktörler de bulunabilir.
- Biyodizel kullanımı, motor performansı ve verimlilik üzerinde bazı etkilere sahip olabilir.
Örneğin, biyodizel bazlı yakıtların enerji yoğunluğu ve yanma özellikleri petrol bazlı dizel
yakıtlara göre farklılık gösterebilir,bu da bazı durumlarda yakıt tüketiminde artışa neden
olabilir.
- Biyodizel üretimi için kullanılan biyokütle kaynaklarının sürdürülebilirlik ve gıda üretimi
üzerindeki etkileri dikkate alınmalıdır. Özellikle biyodizel üretimi için tarım alanlarının
genişletilmesi, gıda üretimi için kullanılan alanları etkileyebilir ve doğal ekosistemlere zarar
verebilir.
Termodinamik Yaklaşım ve Verimlilik:
Alternatif yakıtların denizcilik sektöründe benimsenmesi, termodinamik yaklaşımın temelini
oluşturur. Termodinamik, enerjinin dönüşümü, aktarımı ve kullanımıyla ilgilenen bir bilim
dalıdır. Denizcilik endüstrisinde enerji verimliliğini artırmak için termodinamik prensipleri
kullanılarak yeni teknolojiler ve sistemler geliştirilmektedir.
Yüksek verimlilik, yakıt tüketimini azaltır ve dolayısıyla emisyon miktarını azaltır. Bu,
denizcilikte enerji geri kazanım sistemleri, enerji depolama teknolojileri ve optimize edilmiş
motor tasarımları gibi çeşitli termodinamik yaklaşımların uygulanmasıyla elde edilebilir.
Verimliliği artıran teknolojiler, alternatif yakıtlarla birleştirildiğinde, daha temiz ve
sürdürülebilir bir denizcilik endüstrisi için önemli bir adım sağlar.
Alternatif yakıtların termodinamik analizini yaparken dikkate almanız gereken bazı faktörler:
1. Yanma Isısı (Lower Heating Value): Yakıtın yanarken açığa çıkardığı ısı miktarıdır.
Alternatif yakıtların yanma ısısı, verimlilik ve enerji üretimi açısından önemlidir. Daha
yüksek yanma ısısı, daha fazla termal verimlilik sağlayabilir.
2. Yakma Verimi (Combustion Efficiency): Yakıtın ne kadar verimli bir şekilde
yanabildiğini gösteren bir parametredir. Yakma verimi, yakıtın tamamen yanması ve tüm
potansiyel enerjisinin serbest bırakılması durumunda ulaşılabilecek maksimum verimi ifade
eder.
3. Yanma Ürünleri: Yakıtın yanması sonucu oluşan gazların bileşimi önemlidir. Özellikle
azot oksitler (NOx) ve sülfür dioksit (SO2) gibi kirletici gazların emisyonları dikkate
alınmalıdır. Daha düşük kirletici emisyonlarına sahip olan yakıtlar, çevresel açıdan daha
tercih edilebilir olabilir.
4. Isı Transferi: Yakıtın yanması sırasında açığa çıkan ısı enerjisinin sistemde etkin bir
şekilde transfer edilmesi önemlidir. Isı transfer verimliliği, yakıtın termal enerjisini kullanarak
mekanik enerjiye dönüşüm verimliliğini etkileyebilir.
5. Depolama ve Taşıma: Alternatif yakıtların fiziksel özellikleri, depolama ve taşıma
süreçlerini etkiler. Daha yoğun bir enerji depolama kapasitesi ve düşük buharlaşma hızı,
yakıtın depolanabilirliğini ve taşınabilirliğini artırabilir.
6. Yakıt Uyumlu Motorlar: Alternatif yakıtların kullanıldığı motorlar, yakıtın özelliklerine
uyumlu olmalıdır. Motor tasarımı ve ayarlamaları, alternatif yakıtların verimli bir şekilde
yanmasını sağlamak için optimize edilmelidir.
Bu faktörler, alternatif yakıtların termodinamik analizinde dikkate alınması gereken önemli
noktalardır. Her yakıtın kendine özgü termodinamik özellikleri olduğundan, analizler yakıt
türüne ve kullanım senaryosuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ayrıca, sürekli olarak
gelişen teknolojiler ve ilerlemelerle birlikte alternatif yakıtların termodinamik performansı da
değişebilir.
Termodinamik faktörler ve alternatif yakıtların enerji verimliliği üzerindeki etkileri:
1. Isıl Değer (Yakma Isısı):
Isıl değer, bir birim kütle veya hacimdeki yakıtın serbest bıraktığı enerji miktarını ifade eder.
Alternatif yakıtlar, geleneksel fosil yakıtlardan farklı isıl değerlere sahip olabilir. Daha yüksek
isıl değeri olan yakıtlar, daha fazla enerji elde etmek için daha verimli olabilir.
2. Yanma Verimliliği:
Yanma verimliliği, yakıtın yanma sürecinde serbest bıraktığı enerjinin ne kadarının
kullanılabilir enerjiye dönüştürüldüğünü gösterir. Yanma verimliliği, yakıtın tamamen
yanması, oksijen ile uygun oranlarda karışması ve tam yanma için gerekli olan optimum
sıcaklık ve basınç koşullarının sağlanması gibi faktörlere bağlıdır. Alternatif yakıtların yanma
verimliliği, bileşimleri ve yanma özellikleri göz önüne alınarak değerlendirilebilir.
3. Yanma Ürünleri ve Emisyonlar:
Yakıtın yanma süreci sırasında oluşan yanma ürünleri ve emisyonlar, enerji verimliliği
üzerinde etkili olabilir. Alternatif yakıtlar, daha az kirletici emisyonlar üreten veya daha az
sera gazı salınımına neden olan yanma süreçlerine sahip olabilir. Bu, enerji verimliliği
açısından olumlu bir etki yaratabilir.
4. Isı Geri Kazanımı:
Termodinamik olarak, enerji verimliliğini artırmak için ısının geri kazanılması önemlidir.
Yakıtların yanma süreci sırasında oluşan atık ısı, doğru sistemlerle geri kazanılabilir ve başka
amaçlar için kullanılabilir. Örneğin, kombine ısı ve enerji üretim sistemlerinde (CHP), atık ısı
elektrik enerjisi üretimi veya ısıtma/soğutma amaçları için kullanılabilir. Bu şekilde, alternatif
yakıtların enerji verimliliği artırılabilir.
5. Termokimyasal Dönüşümler:
Alternatif yakıtlar, termodinamik olarak farklı kimyasal bileşimlere sahip olabilir. Bu nedenle,
yakıtın termokimyasal dönüşümleri, enerji verimliliğini etkileyebilir. Örneğin, hidrojen gibi
yakıtların üretimi, depolanması ve kullanımı sırasında termokimyasal dönüşümler gerçekleşir.
Bu dönüşümler, enerji dönüşüm verimliliğini etkileyebilir.
Örnek Problem: Bir gemi, denizcilik sektöründeki çevresel etkileri azaltmak amacıyla
alternatif bir yakıt olan doğal gazı kullanmaktadır. Gemideki doğal gazın enerji içeriği 50
MJ/kg'dır ve yakıt hücresi verimliliği %40'tır. Gemideki bir sefer sırasında, yakıt hücresinin
toplamda 1000 kg doğal gazı tükettiği ve bu süre boyunca 300 MJ enerji ürettiği
bilinmektedir. Bu durumda, yakıt hücresinin çevrim verimliliğini hesaplayınız.
Çözüm: Çevrim verimliliği, tüketilen enerjinin üretilen enerjiye oranını temsil eder.
Verimlilik, aşağıdaki formülle hesaplanabilir:
Çevrim Verimliliği = (Üretilen Enerji / Tüketilen Enerji) x 100
Önce tüketilen enerjiyi hesaplayalım:
Tüketilen Enerji = Yakıt Miktarı x Enerji İçeriği
Yakıt miktarı 1000 kg'dır ve enerji içeriği 50 MJ/kg olduğundan:
Tüketilen Enerji = 1000 kg x 50 MJ/kg = 50,000 MJ
Sonra üretilen enerjiyi hesaplayalım:
Üretilen Enerji = 300 MJ
Şimdi çevrim verimliliğini hesaplayalım:
Çevrim Verimliliği = (Üretilen Enerji / Tüketilen Enerji) x 100
Çevrim Verimliliği = (300 MJ / 50,000 MJ) x 100
Çevrim Verimliliği = 0.6%
Yakıt hücresinin çevrim verimliliği %0.6'dır.
Bu örnekte, doğal gazı kullanan yakıt hücresinin çevrim verimliliğini hesapladık. Çevrim
verimliliği, sistemde tüketilen enerjinin ne kadarının kullanılabilir enerjiye dönüştürüldüğünü
gösterir. Daha yüksek bir çevrim verimliliği, yakıtın daha etkin bir şekilde kullanıldığını ve
daha az enerjinin israf edildiğini gösterir. Bu tür hesaplamalar, alternatif yakıtların etkinliğini
değerlendirmek ve performanslarını analiz etmek için kullanılan önemli araçlardır.
Örnek Problem: Bir LNG tankının hacmi 500 m³'dür ve içindeki LNG'nin sıcaklığı -160
°C'dir. Tank içindeki LNG'nin basıncını bulunuz, bilinenler şunlardır: LNG'nin molar kütlesi
16 g/mol, LNG'nin yoğunluğu 450 kg/m³'dür ve LNG'nin özgül ısı kapasitesi 2,1 kJ/(kg·K)
olarak kabul edilir.
Yani, LNG tankının içindeki LNG'nin basıncı yaklaşık olarak 7,35 × 10^12 Pascal'dır.
Sonuç
Alternatif yakıtların her biri avantajlar ve dezavantajlar barındırmaktadır. Biyoyakıtlar hava
kirliliğinin önüne geçerek aynı zamanda düşük karbon emisyonu ile opsiyonel bir alternatif
yakıttır. Denizcilik sektörü henüz biyodizel yakıta yönelme noktasında yeterli gelişimi
gösterememiştir ancak dizel makinelerde biyodizelin kullanılabilirliği test edilmiştir.
Biyodizelin denizcilik sektöründe kullanılabilmesi için iyi bir altyapı veya mevcut sistemlere
modifikasyonlar yapılmalıdır. Yeni üretilecek gemilere bu yakıt özelinde sistemler
kullanılarak biyodizelin kullanımının zamanla denizcilik endüstrisinde önemli bir alternatif
yakıt olması muhtemeldir.
Denizcilik sektörü, yüzyıllardır küresel ticaretin temel taşıdır ve ekonomik büyüme için
önemli bir itici güç olmuştur. Ancak, geleneksel fosil yakıtların kullanımıyla birlikte ortaya
çıkan çevresel etkiler, denizcilik endüstrisinde sürdürülebilirlik konusunu gündeme
getirmiştir. Bu durum, alternatif yakıtların denizcilik sektöründe kullanımının
yaygınlaşmasını teşvik etmiştir.
Alternatif yakıtlar, çevresel etkileri azaltmak, enerji verimliliğini artırmak ve karbon
salınımını düşürmek gibi avantajlar sunmaktadır. Birçok alternatif yakıt türü bulunmaktadır,
ancak en önemlileri doğal gaz, hidrojen ve biyoyakıtlardır.
Doğal gaz, denizcilik sektöründe giderek daha fazla kullanılan bir alternatif yakıttır. Fosil
yakıtlara kıyasla daha temiz bir enerji kaynağıdır ve azot oksit ve sülfür dioksit emisyonlarını
önemli ölçüde azaltır. Ayrıca, doğal gazın denizcilik sektöründe kullanılması, yeni
teknolojilerin ve yakıt tasarrufu sağlayan çözümlerin geliştirilmesini teşvik etmiştir.
Hidrojen, tamamen temiz bir enerji kaynağı olarak dikkat çekmektedir. Denizcilikte hidrojen
kullanımı, sıfır emisyonlu seyirleri mümkün kılar ve karbon ayak izini büyük ölçüde azaltır.
Bununla birlikte, hidrojenin depolanması ve taşınmasıyla ilgili bazı teknik zorluklar
bulunmaktadır ve altyapı gelişimi gerekmektedir. Ancak, hidrojen teknolojilerinin
ilerlemesiyle birlikte, denizcilik sektöründe daha geniş çapta kullanılması beklenmektedir.
Biyoyakıtlar, biyolojik kaynaklardan üretilen yakıtlardır ve fosil yakıtların yerine
kullanılabilir. Denizcilik sektöründe biyoyakıtların kullanımı, karbon salınımını azaltmada
etkili bir yol sunar. Özellikle biyodizel ve biyometan gibi biyoyakıt türleri, mevcut motor
sistemlerinde kullanılmak üzere uyarlanabilir. Bununla birlikte, biyoyakıtların büyük ölçekte
kullanılabilmesi için biyoenerji kaynaklarının sürdürülebilir şekilde üretimi ve işlenmesi
gerekmektedir.
Denizcilik endüstrisinde alternatif yakıtların kullanımı, çevresel sürdürülebilirliği artırmak
için önemli bir adımdır. Bununla birlikte, alternatif yakıtların yaygınlaşması için teknik,
ekonomik ve altyapısal engellerin aşılması gerekmektedir. Araştırma ve geliştirme
faaliyetleri, yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve teşvik politikaları, denizcilik sektöründe
alternatif yakıtların kullanımını desteklemek için önemli faktörlerdir.
Sonuç olarak, denizcilik endüstrisinde alternatif yakıtların kullanımı, çevresel etkileri
azaltmak ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için önemli bir rol oynamaktadır. Doğal
gaz, hidrojen ve biyoyakıtlar gibi alternatif yakıtlar, denizcilik sektöründe kullanımı artan ve
gelecekte daha da yaygınlaşması beklenen enerji kaynaklarıdır. Teknolojik gelişmeler ve
Stratejik politikalarla birlikte, denizcilik endüstrisi daha temiz ve sürdürülebilir bir geleceğe
doğru ilerlemektedir.
REFERANSLAR
[1] Yüksel F, Ceviz M. Thermal balance of a four stroke SI engine operating on hydrogen as a
supplementary fuel. Energy 2003;28:1069–80.
[2] Özcan H, Söylemez M. Thermal balance of a LPG fuelled, four stroke SI engine with
water addition. Energy conversion and management 2006;47:570–81
[3] Yildirim D, Ozgener L. Thermodynamics and exergoeconomic analysis of geothermal
power plants. Renewable and Sustainable Energy Reviews 2012;16:6438–54.
[4]https://reader.elsevier.com/reader/sd/pii/S0360544213004921?
token=2F91A1FBB624D7C6ED913232CD56FDC9A258FF79E8F72AD031528CC2A00142
96F6AEBE59C411A28C55C622E41E3700D8&originRegion=eu-west-
1&originCreation=20230520223855
[5] https://dergipark.org.tr/tr/pub/ijot/issue/65944/974376
[6] Abe, J.O., Popoola, A.P.I., Ajenifuja, E., Popoola, O.M., 2019. Hydrogen energy,economy
and storage: review and recommendation. Int. J. Hydrogen Energy 44,15072–15086.
https://doi.org/10.1016/j.ijhydene.2019.04.068
[7] IMO. (2020). Nitrogen oxides (NOx) – Regulation 13.
http://www.imo.org/en/OurWork/Environment/PollutionPrevention/AirPollution/Pages/
Nitrogen-oxides-(NOx)-–-Regulation-13.aspx
[8] Selvam, K., Komatsu, Y., Sciazko, A., Kaneko, S., & Shikazono, N. (2021).
Thermodynamic analysis of 100% system fuel utilization solid oxide fuel cell (SOFC) system
fueled with ammonia. Energy Conversion and Management, 249, 114839.
https://doi.org/10.1016/J.ENCONMAN.2021.114839
[9] Rokni, M. (2013). Thermodynamic analysis of SOFC (solid oxide fuel cell)-Stirling
hybrid plants using alternative fuels. Energy, 61, 87–97.
https://doi.org/10.1016/j.energy.2013.06.001
[10] Sangtongkitcharoen, W., S.Vivanpatarakij, Laosiripojana, N., Arpornwichanop, A., &
Assabumrungrat, S. (2008). Performance analysis of methanol-fueled solid oxide fuel cell
system incorporated with palladium membrane reactor. Chemical Engineering Journal,
138(1–3), 436–441. https://doi.org/10.1016/J.CEJ.2007.06.021
[11] https://pubs.acs.org/doi/pdf/10.1021/ef101336m
[12] http://html.rhhz.net/jmsa/html/20160111.html
[13] https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/41694
[14]https://www.researchgate.net/publication/
358247309_YILDIZ_TEKNIK_UNIVERSITESI_GEMI_INSAATI_VE_DENIZCILIK_FA
KULTESI_GEMI_INSAATI_VE_GEMI_MAKINELERI_MUHENDISLIGI_BOLUMU
[15] http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/ET001343.pdf