You are on page 1of 749

· Genel Yayiri: 332

Sosyal ve Felseti Dizi: 37


ÖzgünAdt The Prize / The Epic Quest for Oil, Money and Power
Copyright © 1991, Daniel Yergin
Kesim Telif Haklan Ajansi kanahyla ahnmigttr.

© Türkiye 14Bankast Kültür Yayinlan


IstanbulMerker
Megelik Sokagi 2/3 Seyoglu 34433 Ístanbul
Ankara Merkez
Atatürk Bulvari 199/41 Kavakhdere 06680 Ankara

YayinaHazirlayan Mürgit Balabanhlar

Kapak Tasarimi Mehmet Ulusel


Sayfa DüzeníTipograf (0212)249 01 01
Birinci BasimMart 1995, Ankara
lkinciBastm Subat1999, Ankara
ÜçüncüBastmMayis 2003, 1stanbul
ISBN 975-458-063-4
OTM 10703703
Basirneví$efik Matbaasi (0212)551 55 87
Matbaacilar Sitesi40 Günegli 34212 lstanbul
TÜRKiYE BANKASI

Kültür Yayinfari

etro
PARAVE GÜÇ ÇATISMASININ
EPIK ÖYKÜSÜ

Daniel Yergin

Çeviren
Kamuran Tuncay

Inceleme
\

":
: S-:Y:-.N .63½'.- .%•b".M.- :, J•1:n"M:«Midat weß¾i=T.•f"".1 EMee. 1-9: t-T:r'riMG .! (:i- ..kil..MMA :J.
.?-5773&:€;
P:Eft ':R:-r
Bu eserimi
Angela, Alexander ve Rebeka'ya
ithaf edtporum.
I

I
İçindekiler

Önsöz 9

Birinci Bölüm
KURUCULAR

1. Kafamızdaki Petrol 1 7
2. "Planımız" 33
3. Rekabete Açık Ticaret 54
4. Yeni Bir Yüzyıl 76
5. Ejderin Katli 95
6. Petrol Savaşları 112
7. Acem Ülkesinde "Zevk-ü Sefa" 132
8. Kaderin Çizdiği Tehlikeli Dalış 146

ikinci Bölüm
GLOBAL MÜCADELE

9. Zaferin Kanı: Birinci Dünya Savaşı 163


i O. Ortadoğu Kapısının Açılması 180
IL. Kıtlıktan Bolluğa 202
12. Yeni Üretim için Savaş 223
13. Petrol Seli 237
14. Dostlar ve Düşmanlar 252
15. Arap imtiyazları 270

Üçüncü Bölüm
SAVAŞ VE STRATEJi

16. Japonya'yı Savaşa Götüren Yol 293


17. Almanya'nın Savaş Formülü 3 i 4
18. Japonya'nın Aşil TopuğU 335
19. Müttefikler Savaşı 350
Dördüncü Bölüm
HiDROKARBON ÇAGI

20. Yeni Çekim Merkezi 373


21. Savaş Sonu Petrol Düzeni 389
22. Yarı Yarıya: Petrolde Yeni Uzlaşma 409
23. "ihtiyar Mossy" ve iran için Mücadele 427
24. Süveş Krizi 454
25. Filler 473
26. OPEC ve Yeni Bir Dalgalanma 491
27. Hidrokarbon Adam 510

.Beşinci Bölüm
DÜNYADA EGEMENLİK SAVAŞı

28. Gerileme Yılları 531


29. Petrol Denen Silah 554
30. "Yaşamamız için Pazarlık" 576
31. OPEC imparatorluğu 594
32. Uyum Sağlama 613
33. ikinci Şok: Büyük Panik 632
34. "Gidiyoruz" 655
35. Sıradan Bir Ticari Meta mı? 670
36. Ter Döküıüyor. Daha Ne Kadar inebilir? 697

Sonsöz 720
Kronoloji 737
Teşekkür 740
Önsöz

Winston Churchill neredeyse bír gecede fikrini degigtirdi. 1911 yazma kadar zamanin lçigleri Ba-
kam olan genç Churchill, Ekonomistler" diye amlan ve aslmda ingiltere-Almanya arasmdaki
"

deniz kuvvetleriyariginda önde gelmek ugruna bazi kigilerin körükledigi aginaskeri harcamala-
n eleptiren kabine üyelerinden biriydi. Giderek büyüyen bu yarigma, iki ulus arasmdaki dügman-
hgi pekigtiren en güçlü etken olmuçtur. Ama Churchill Almanya ile bir savagtan kaçimlabilece-
gindeIsrar edlyor ve Almanya'am niyetinin ille de saldirgan olmadigi tezini vurgulayarak savu-
nuyordu. Ona gõre para, agirisayida sava; gemisi satin almak için degil, ülkenin sosyalprogram-
lan için harcanmaliydt
Ancak, l Temmuz 191l'de Kaiser Wilhelm, Alman donanmasmm "Panter" adindaki gemi-
sini Fas'm Atlantik ktyismdaki Agadir limanma gönderiyordu. Kaiser Wilhelm bunu Fransa'nm
Afrika'daki nüfuzunµ anlamak ve Almanya'nin buradaki konumu için gerekli stratejiyi sapta-
mak amactyla yapmigti. "Panter" küçük bir sava; gemist, Agadir ise, ikinci derecede önemli bir
liman kentlydi.Yine de geminin buraya geligiciddi bir uluslararas1bunahma yol açti. Alman or-
dusunun toparlanmasiülkenin Avrupah kompulari arasmda zaten bir hayli huzursuzluk yarat-
m1;ti. Simdi bir de "Panter"i göndermekle, Almanya'nm
"günegte
bir yer kapma" çabasmda ol-
dugunu, Fransa ve ingiltere'nin dünya yüzündeki konumlarma açikça meydan okudugunu dü-
günüyorlardi. Su olayi izleyen birkaç hafta Avrupa savag korkusuyla çalkalandi.Ancak temmuz
ayi bitmeden bu korku yenilmig, gerginlikazalmigti ve Churchill'in deyimiyle "Zorba artik yuka-
rlya dogru tirmanmlyor,_açagi dogru inlyordu." Bu sözlerine kargin yaganan kriz Churchill'in
dünya görügünü degigtirmigtfr. Almanya'nin niyetleri konusunda evvelce yapttgtdegerlendirme-
nin aksine artik bu ülkenin egemenlik (hegemonya) peginde olduguna, bu egemenligi kazanmak
için askeri gücünü kullanmakta tereddüt etmeyecegine inanmaya baglamigtt.Artik savagm ger-
çekten kaçmilmaz ve baglamasimn da sadece bir zaman sorunu oldugu kanisina varmigti.
Agadir olaymdan hemen sonra Donanma Bakanhgl'na.atanan Churchill, Íngiltere'yikaçl-
mlmaz gördügühesaplagma günü için askeri yönden hazirlayacagma ve bu ugurda elinden ge-
len her geyiyapacagina ant içti. Görevinin ingiltere'nin emperyalist gücünün sembolü ve kendi
öz varligt olan kraliyet donanmasmi, açik denizlerde kendisine kala tutan Almanya'yla bag ede-
bilecek güce getirmek olduguna inanlyordu. Kargilagtigisorunlar içinde en önemli ve en kap-
samh olanlardanbirisi, görünügteyapi bakimmdan tekniksayllacak bir konuydu. Yirminciyüzyil
için büyük anlamlar taglyanbu sorun guydu: O güne kadar Íngilizdonanmasimn geleneksel
enerjikaynagi olan kömürden acaba petrole dönerek, kämür yerine petrol kullanimma geçilme-
li miydi? Birçok kigiböyle bir dönügün tam anlamiyla çilgmlikolacagt kamsindaydi. Onlara göre
donanmanm o güne kadar emniyetle, güvenle kullandigi GallerBölgesi kömürünün kullammi-
na devam etmek gerekirdi.Kömür yerine artik "Pers Ülkesi"nden, (Iran'mo zamanki adi) çok
uzaklardan gelen, güveniliralmaktan yoksun petrol rezervleri kullanmak tam bir çilglnÏlktL
Churchill'in deyimiyle donanmayi geri dönmemek üzere petrole baglamak aslinda "dertler
de-

9
nizine kargi silablanmak". (Shakespeare'inHamlet oyunundan) gibi bir yeydi. Ancak petrolün
saglayacagl,daha fazla sürat ve insan gücünün daha verimli kullanimi gibi stratejik yararlar o
denli belirgindi ki, Churchilldaha fazla tereddüt etmedi. Ingiltere'nin kuvvetlerindeki
"deniz

üstünlügünü petrole dayandirmasi" gerektiginekarar verdive bu nedenle de kendisini, tüm ener-


ji ve cogkusuyla bu amacin gerçeklegmesineadadi.
Zaten bagka bir seçenek de yoktu. Churchill'in ifade ettigi gibi"Bu riskli iyten elde edilecek
tek ödül üstünlük saglamakt1."
Bu gõrügüyleChurchillI. Dünya Savagi'nm arifesinde, çok temel olan bir gerçegi yansitmig
oluyordu.Bu gerçek sadeceo günleri izleyen yangLn sürecinde degil, daha sonra da, yillar boyun-
ca geçerli olacakti. Artik petrol tüm yirminci yüzyilboyunca üstünlük ve efendiligin simgesi ola-
cakti. Íçtebu kitabm konusu budur: Üstünlükiçin yapilan çatigmamnöyküsü.
1990'h ylllarm bagmda, Churchill'in petrole baglamgmdan yaklagik seksen yll sonra, iki
Dünya Savagi ve uzun bir SogukSavafm bitiminde, insanlarm yeni ve daha banççi bir sürecin ,

bagladigLna inandigt bir anda, petrol yeniden bir kez daha tüm dünyada gündemegeliyor ve çe-
kigmelerin odak noktasi oluyordu. 2 Agustos 1990'da, yirminci yüzytlin bit bagka diktatörü,
Irak Devlet BagkamSaddam Hüseyin, kompusu Kuveyt ülkesini iggal ediyordu. Amact sadece bir
krallyet devletini ele geçirmekle kalmaylp, aynt zamanda ülkenin zenginliklerine de el koymak-
tt. Bu onun için çok muhtegem bir ödül sayihrdi. Bagartholmasi halinde Irak dünyanin en önde
gelen petrol gücü olmakla kalmayacak, hem Arap dünyasimn hem de gezegenin en büyük pet-
rol rezervine sahip olan Körfez'in tek hâkimi konumuna gelecekti. Irak'm kazanacagi bu yeni
güç, servet ve petrol konusundaki egemenligt, dünyanm geri kalan tüm ülkelerini Saddam Hü-
seyin'in doymaz hirsma köle edecekti. "Irak Kuveyt'in kaynaklanni kullanarak kendisini
sgör-

kemli bir nükleer silah devleti haline getirebilecek,hatta daha da ileri gidip belkí de bir süper
güç olacakti. Bu ise, uluslararasi güç dengesinde, kugkusuz dramatik degigikliklerlesonuçlamr-
di." Kisaca, üstünlük ve hâkimiyet bir kez daha.ödülün ta kendisi oluyordu.
Ancak, ottaya konan ödül arilagdacagigibi fazlaca büyüktü. Bu nedenle Saddam Hüseyin'in
tahminininaksine, dünyanm öteki ülkeleri Kuveyt'in bir oldu bittiye getirilerekiggalinekayitsiz
kalamazdi. Kuveyt'in iggalinin dünyadaki tepkisibüyük olmugtur Bu tepki, Hitler'in Rhinland'i
silahlandirmasinda ya da Mussolini'ninHabegistan'a saldirmasmda gõrülen pasif tür bir tepki
degildi. Nitekim, BirlegmigMilletler derhal Irak'a kargi ambargo koydu ve Bati dünyast ve Arap
dünyasmm birçok ülkeleri, Irak'm kompusu Suudi Arabistan't savunmak ve Saddam Hüseyin'in
ihtiraslarina kargi koymak íçin dramatik bir askerl güç olugturdular. Bu' devletlerden Birlegik
Devletler ve SovyetlerBirligi arasmdakíigbirligio güne kadar benzerine rastlanmamig türdendi.
Aynca askeri güçler bölgeye yayilma konusunda görülmemig bir hiz ve karar11hkla hareket etti-
olmaktan çtktigmi söylemekadeta moda ol-
"önemli"

ler. Son birkaç ylldan beri, petrolün artik


mustu. Nitekim 1990 ilkbaharmda, Irak'm iggalinden sadece. birkaÇay önce, Amerika'mn üst
düzey kurmay subaylarina petrolün stratejik önemini kaybettigi nutku çekilmigti.Ancak Ku-
Irak'in Kuveyt'ten bari; yoluyla çekilmesineyö-
"1991

veyt'in iggali bu imaji sildi. ylh baglarmda


nelik girigimler baçansizhkla sonuçlanmca, Amerika BirlepikDevletleri önderliginde otuz alti ül-
ke bir koalisyon yaparak beg haftallk bir hava ve yüz saatlikkara savagisonunda Irak'm yikici gü-
yúzyihn sonunda petrol
cünü yok edip, bu devletin Kuveyt'ten çekilmesinisagladilar."Yirminci
bir kez daha güvenligin, refahin ve kugkusuz uygarhgm merkezi oldugunu kamtladi.
Petrolün modern antamdaki tarihi geligmesi on dokuzuncu yüzylhn ikinci yarismda bagla-
masma kargin, tam anlamtyla etkiledigi ve degigtirdigi yüzyil,yirminci yüzyil olmuçtur. Petrolün
öyküsü aslmda üç büyük agamaya dayanmaktadir.
Bunlardan birincisi kapitalizm ve modern i; yaçaminm doguçu Ve geligimidir.Petrol giderek
dünyamn en büyük ve en yaygin igi konumuna geliyordu. On dokuzuncu yüzythn son yillarmda
türeyen büyük endüstriler içinde petrol, bu endüstrilerin en büyügü olmugtu. Öyleki, daha yüz-

10
yll bitrneden petrol endüstrisine tümüyle egemen "StandardOil", dünyanm çokuluslu girketleri
arasmda ilk kurulanlardan birisi ve en büyügü konumuna geldi.Yirminciyüzyllda petrol kapsa-
mmm bu derece geniglemesi onun igletmeciligtnin serüven dügkünü petrol arayicilardan agzi laf
yapan mütegebbislere, büyük ipverenlere, çokuluslu girket bürokrasilerine ve devlet girketlerine
kadar her alanda yayilmasmayol açmigtitBu devrimde, büyük girketstratejileri, teknikdegigme
ve pazarlamadakigeligmeler ve kugkusuz, hem millí hem de uluslararast ekonomiler teker teker
ait olduklan yeri buldular. Tüm geçmigiboyunca petrol daima pazarhklara konu olmuy ve haya-
ti önemde kararlarda merkez tegkil etmigtir. Bazen büyük hesaplarla bazense neredeyse bir ras-
lanti sonucu büyük anlagmalar yapiliyordu [insanlar, girketlerve uluslar arasmda]. Petrol digmda
hiçbir iq
"risk" "ödül"
Ve sözcüklerinin anlamim -ve gans ve yazgimn çok büyük etkisini- bu
denli bütünüyle ve tam anlamlyla tammlayamaz.
Yirmi birinci yüzylla bakarken üstünlük kavrammm bir petrol varilindenoldugu kadar bir
bilgisayardan da gelebilecegi açikça görülüyor Yine de petrol, sanayideki görkemli yerini koru-.
maya devam edecek. Unutmayalim ki "Fortune 500" dergisinin rekortmen olarak gösterdigiyir-
mi girkettenyedisi petrol girketleridir.Enerji kaynagt olarak yerini tutacak bagka bir seçenek bu-
lununcaya kadar, petrol dünya ekonomisi üzerinde eripilmesi çok güç olan etkisini daima koru-
yacaktir. Büyük flyat hareketleri iktisadi büyümeyi körükleyebillr veya tam tersi, enflasyon bagi-
m alip gider ve durgunluk devri baglayabilir. Bunlarm hepsi olasidir. Bugün petrol, sebep oldugu
olaylar nedeniyle i; hayatiyla ilgili tüm yaymlarda düzenli olarak yer alan, bununla da kalmayip
yaymlann en ön sayfasmda kendinden söz ettiren tek metadtr. Geçmigte oldugu gibi bugün de
-kipiler, girketlerve tüm dünya uluslan için- servet denilen zenginligin mutlak ve tartigmasiztek
ieneratörüdür. Kisaca, çok zengin ve nüfuzlu bir igadammm deyimiyle "Petrol Paradir." ,

Ìkincigörüge göre, petrol, millí stratejilerle ve dünya politikalari ile sikica kucaklagmig bir
mal olarak görünüyordu.Birinci Dünya Savagisirasmda, yurtiçinde kullanilan "içten

patlamall
motorlat'", atlann ve kömürle çaliganlokomotifin yerini almca, petrolmilligücün bir-simgesi ha-
line geldi ve önemi bir kez daha kanitlandi. Gerek Uzakdogu'da gerekse Avrupa'da IL Dünya
Savagl'mn gikipive geligmesinde petrol en önemli etken oldu. Nitekim JaponlarPearl Harbour'a,
Dogu Hint Adalan'ndaki petrol kaynaklanna el koyan ordularmi korumak amaclyla saldirmigtir.
Hitler'inSovyetler Birligi'ni iggal etmesindeki en önemli stratejik hedel, Kafkasya'daki petrol ya-
taklarmi ele geçirmekti.Ancak, zamanla Amerika'nm petrol konusundaki üstün1ügü ve kararlih-
giortaya çikacakve savag henüz son bulmadan Almanya'nm ve Japonya'ninpetrol tanklari tam-
takir bogalacakti. Soguk Sava; ytllarinda uluslararast girketlerle geligmekte olan ülkeler arasinda
petrolün denetimini elde tutmak için yapilan sogukçatigmalarkorkunç bir dramm olugmasinda
en büyük etken olmu tur. Bu, sömürgecilikten kurtulug ve milliyetçilik hareketlerinin getirdigi
bir olguydu. 1956 yllinda Süvey; Krizi -ki gerçekte çagdtgiemperyalist Avrupali güçlerin izledl-
gi slyasetin artik sonuna gelindiginin bir igaretiydi- bagka nedenlerle oldugu kadar petrol nede-
niyle de meydana gelmigtir. "Petrol gücü"nün nüfuz yönünden en etken ve hissedilir olmasi
1970'li ylllara rastlar. Su yillarda; o güne kadar uluslararasi politika konusuna kayitsiz kalmig
devletler bile, büyük servet ve nüfuz simgeleyen petrole dogru birbirleriyle yang edercesine ko-
§ar oldular. Bu durum endüstriye agirhk vermig ve iktisadi geligmelerinipetrole dayamig ulusla-
nn arasmda birbirine kargi
"derin
bir güvensizlik" yaratmigti. Sonuç olarak petrol, 1990'larda,
Soguk Sava; sonrasi ilk bunalimda, yani Kuveyt'in iggalinde can daman konumundaydL
Ancak, petrole sadece avantal saglayan bir ürün gözüyle bakmak dogtu olmaz. Çünkü olay-
lar petrolün zaman zaman ancak bir çilgm için altin sayilabilecegini de kanitlamigtir. Örnegin
ÍranSahi'niele alahm.Iran Sahiyagaminm en büyük ihtirasi olan petrol zenginligine kavugmug-
tu; ne var ki bu onun sonu olmugtur. Meksika için de aym geysöylenebilir. Gerçi petrol Meksi-
ka'nm iktisadi yagammi kalkmdirmiçtir, ama yalnizcayeniden y1kmak için... SovyetlerBirligi
dünyanin en büyük ihracatçi ülkeleri arasmda ikinci olmasma karym, petrolden elde ettigi ka-

11
zancm hemen tümünü 1970 ve 1980'lerde askeri kalkinma için ve ige yaramaz, hatta zaman
zaman teblikeli ve yikici sayllabilecek bir sürü uluslararasi serüven ugruna heba etti. Birlesik
Devletler íse zamanlar dünyanin en büyük tüketicisiolan ülke- bugün petrol tüketiminin
-bir

yansmi digandan ithal etmek zorunda kaldigi için, ülkenin genel stratejik konumu giderekzaylF
liyor ve zaten dert kaynagi olan bütçe açigi .daha da büyüyor. Su da kugkusuz -süper bir güç
olan Amerika içiribile- tehlikelibir durumdur.
SogukSavag'msona ermestyle birlikte uluslararam ve milli alanda yeni bir dünya düzeni
gekillenmeyebagladt Bugüne degin daima çatigmalann odak noktasmi olugturan ideoloji öyle
anlagillyorki yerini ekonomikyarigmalara, bölgesel çatigmalara ve etnik rekabete birakacak. Su
rekabet ve çatigmalarmodern silahlanmanin da geligmesinden cesaret almarak kigkirtilmigtir,
Ancak, uluslararasidüzende oluganbu yeniligin geligmesinasil olursa olsun petrol stratejik meta
olmaya devam edecek ve uluslararasi politikalar için tehlikeli olma niteligini koruyacaktir.
Petrolün tarihininüçüncü tezi de toplumumuzunnasil ol'up da bir "Hidrokarbon Toplu-
mu"na dönügtügünü ve bizlerin antropologlar dilinde nasil birer "Hidrokarbon Adam" oldugu-
muzu açildlyor. Ílkgeligtigiyillarda petrolcülük sanayilegmekte olan bir dünyanm doguçuna ne-
den olmuytu. Bunun sorumlusu yakigtirma adlyla kerosin, yani gazyagi denen ve
"yeni
ty1k" an-
lamma gelen, gündüzü uzatip geceyi geciktiren, bu yüzden de çallgma saatlerini uzatan bir
üründü. On dokuzuncu yüzyil sonunda BirleçikDevletler'in en zengin adami olan John D. Roc-
kefeller bu zenginligini gazyagtsatigma borçluydu. O günlerde benzine yararsizbir yan ürün gö-
züyle bakillyor, ender de olsa alici bulabildiginde çok ucuza, galonu sadece iki sente satihyordu.
Hiç satdamadigt günlerde, yöre halki geceleripetrolü nehire dökerdi.
Elektrik ampulünün icadi lle birlikte petrol modasmm geçtigineinamllrken, yeni bir gag
aç11di.lçtenpatlamah motor çagi. Böylece petrol endüstrisi yeni bir pazar buluyor ve yeni bir uy-
garlik doguyordu.
Yirminci yüzyilda petrolün, dogal gaz ile birlikte sanayidünyasom güç kaynagi olan "Ya-
kitlar Krali Kömür"ü tahtindanindirdigini görüyoruz. Daha da ötesi, petrol, sava;sonrasiolugan
büyük kentle§me hareketinde bu hareketin temeli sayilir. Kentlegme hareketinin gerek çagdag
görünüm gerekse modern yagantimiz açismdan birçok degigmelere neden oldugu bilinlyor. Bu-
gün petroleo denli bagliytz ve petrol.yagantimiza o denli girdi ki, artik onu yagantimizm dogal
bir parçasi olarak kabul ediyoruz ve olaganüstü önemi üzerinde durup dügünmüyoruz bile... Bi-
ze oturacak yer saglayan, nasilyagayacagimiz konusunda etken olan, igimize nasil ydecegimizi,
nasil yolculuk yapacaglmlzi belirleyen, hatta flört ederken bunu nerede yapacagimiza karar ve-
ren sadece petroldür. Petrol gerçektenkentsel toplumlarinhayat veren kamdir. Petrol ye dogal
gaz, tarimm dayandigi gübreciligin en temel bilegimini olugtururlar.Petrol sayesinde dünyanm
kendi kendisini besleyemeyecek olan metropollerine glda taginabilir. Aynca, çagdag uygarligm
yapitaglari olan kimyasal maddeleri saglar. Unutmamaliy1z ki bir gün dünyadaki petrol kuyulan
aniden kuruyuverse, çagdag dedigimiz bu uygarlik bir gün bile yagayamaz ve çökmeyemahkûm
olur.
Yirmlnciyüzyihn büyük kesitinde petrole duyulan güven ve bagimlillk hissi giderekartmig-
tir. Petrol artik tüm dünyada insanm ilerleme sembolü olarak algilaniyor ve itibar görüyor. An-
cak, bugün durumun degigtigini görüyoruz. Çevre bilincinin dogmasiyla birlikte endüstriyel top-
lum prensipleri zaman zaman tartigilabiliyor ve petrol sanayii tüm boyutlanyla scrupturulan,
elegtirilen ve itiraz gören taallyetdallan listesinde ilk sirayi aliyor. Bugün dünyanm her yerinde
kömür ve dogal gaz gibi fosil kaynakli yakitlannkullammim azaltma çabalari gözlenlyor
,petrol,

ve bu çabalartüm dünyada giderek yogunlagiyor. Bu çabalar kugkusuz geçerli olan nedenlere


dayanmaktadir; fosil kaynakli yakitlar kullantidiginda is ve hava kirliliginin artmasi, asitli gazla-
rm havaya kangmasi, ozon tabakasmm. incelmesi ve iklim degi§ikliginin olugturdugu olumsuz
etkenler gibi.Dünya ekonomisinin bu denli odak noktasi olarak tanman petrol, bugün artik çev-

12
resel kirlenmeye neden olmakla ve çevreyi olumsu2 etkileyip kirletmekle suçlanlyor. Bugüne ka-
dar sahip oldugu teknolojiküstünlük ve ylgitlikten ve modern dünyayi. gekillendirmedeki katki-
smdan ötürü kendisiyle daima gurur duymuy olan petrol artik kendini savunur duruma dügtü.
Petrolbugünkü kugak ve gelecek kugaklar için bir tehdit unsuru olmakla suçlanlyor.
Ama günümüzün "Hidrokarbon Adami", otomobillerini Çokseviyor ve vazgeçmeye·hiç de
niyetli degil; banliyödeki evinden ve yaçammi kolaylagtirmak için part gördügü egyalarindan öz-
veride bulunmayi híç istemiyor. Öyleanlagillyorki her alanda geligme gösteren dünya insanlan
gevresel sorunlar ne olutsa olsun, kendilerini petrol gücüyleigleyen bir ekonominin yararlann-
dan yoksun birakmaya hiç niyetli degiller. Aynca, dünyanin petrol tüketiminigerlye çekmekiçin
girigilecekherhangi bir hareket, önümüzdeki senelerde beklenen olaganüstû nüfus patlamasm-
dan olumsuz yönde etkilenecek ve sonuçta baçansiz kalacaktir. 1990'll ylllarda dünya nüfusu-
nun bir milyar daha artmasi bekleniyor. Bu, önümüzdeki on yll içinde, nüfusun 1990'll y1llarm
bagma oranla yüzde yirmi daha artacagt anlamma geliyor. Demek ki gelecek on yll içinde dünya-
da bugüne oranla yüzde yirmi daha fazla insan yaµyacak ve dünya yüzünde yaçayan bu irtsan-
Iar
"tüketim

yapma haklarini" talep edecekler. Endüstriyel dünyanm çevresel sorunlara ait prob-
lemleri nüfus artigmin baskist ile ölçülerek degerlendirilecek. Bu arada 1990'h yillann korkunç
ve çözümsüz çatigmalarindan biri için pimdiden gerekli ortam hazirlanmig görünüyor. Çatigacak
taraflardanbiri, çevreselkorunmaya daha fazla önem verilmesini ve çevre koruma tedbirlerinín
daha da arttmlmasini savunan grup olacakken, digeri de ekonomik geligmeye katkida bulunul-
masmiisteyen, Hidrokarbon Toplum çikarlannm korunmasi ve enerii güvenliginin geregine ina-
nan grup olacaktir.
Kitabm flerleyen sayfalannda anlatilan öykünün üç ayn kahramam bu üç tez olacak. Öykü
hepimizin hayatim etkilemig olaylan epik bir anlatimlave olug tarihlerinegäre strasiyla veriyor.
Bu eserde hem ekonomi ve teknolojiningenel yönlerine, hem de igadamlannm ve politikacila-
rin strateji ve entrikalanna deginilmigtir.Kitabin sayfalarmda petrol dünyasino en zengin ve nü-
fuzlu kigileriyle tamgacaksmiz.Bunlar arasmda, örnegin bir Rockefeller'i bulacagmi2 kugkusuz.
Aynca Henri Deterding, Calousto Gülbenkyan, J. Paul Getty, Armand Hammer, T. Boone Pickens
ve daha bagka birçok isimlerle kargilaçacaksmiz.Eu öyküde en az yukarida saydiklarimiz kadar
önemli bagkaisimler de var. Bunlar arasinda Churchill, Adolf Hitler, JosephStalin, ibniSuud,
Muhammed Musaddik, Dwight Eisenhower, Anthony Eden, Henry Kissinger, George Bush ve
Saddam Hüseyinsayllabilir.
Yirminciyüzyll haklt olarak
"petrol
yüzyill" olarakamliyor. Petrolün geçmigindeher ne ka-
dar çegitli anlagmazliklar ve zit görügleregemense de, zaman zaman "tek

görüg"tede birlegildi-
gi oldu. Görüç birligi daha çok kargit taraflarmeskiye dayanan olaylara bugün çagdag bir yakla-
Imla bakabilmesi
ve bunu yaparken de yeni geligen olaylarda geçmigten gelen derin yankilar
bulabilmesi geklinde olugtu. Bu kitap aym zamanda insanlan kipiset olarak ele alan, kipilerin öy-
küsünü anlatan, güçlü ekonomik kuvvetlerin, teknololikdegigmenin, politik çatigmalarm,ulus-
lararasi anlagmazliklann ve bu arada olugan epik degigimin de hikâyesidir. Yazarm umudu, dün-
yamizm petrole olan bagimliligtnt ekonomik, sosyal,politik ve stratejik sonuçlari yöriünden arag-
tiran bu belgeselin geçmige lytk tutarak, bizlerin bugünü daha iyi anlamamizi saglamasi ve gele-
cek hakkmda plan yaparken bizlere yardimci olmasidir.

13
max.o.mweaëEémmmm9ce. : e.ersetze.ww.mo.em-a.oamwram.ortsu.set.o.rwaroit
BIRINClBÖLÜM .

KURUCULAR
77,17 © 5 75 ¯TT in i
*.¯: "a -¯
. :_ _:.m- -a
: ·:-, .-_
:-c .ra -ra
1
Kafamizdaki Petrol

Baglangiç .

Ortadaki sorun 526 dolar 8 sentin hâlâ ödenmemig olmasiydl.


1850'll ytllarda profesörlereödenen ücret doyurucu olmaktan uzakt1. Bu yüzden ünlü bir
kimyagerin oglu ve kendiside Yale Üniversitesi'nde degerli bir kimya profesörüolan Benjamin
Silliman Jr. 526,08 dolar ücretle bir aragtirmaprojesindeçaligmaküzere ikinci bir ige girdi. An-
cak 1854 yllmdahir grup mütegebbis tarafmdanige alman Silliman, proje çaligmasimtamamla-
mig olmasma kargm kendisine vaat edilen paray1 hâlâ alamamigti. Kizginhgi giderek artan Silli-
man sonuçta bu paranmne oldugunu anlamak istedi. Öfkesiyatmmci grubun liderlerini hedef
- allyordu. Özellikle de New York'lu bir avukat olan George Bissell ve New Haven'de bir banka
müdürü olan James Townsend, Silliman'm öfkesinin odak noktalanydi. BunlardanTownsend
kendi hesabmagöre geriplanda kalmayi yegledi; çünkü kanisma göre, müdürü oldugu banka-
n1nmügterilerinin, bu denli. spekülatif bir serüvende parmagt oldugunuögrenirlerse, bunu hiç
de iyi kargilamayacaklarmdan korkuyordu.
Asimda Bissell,Townsend ve grubun ötekí üyeleri o günlerde "kayayagt"
adlyla bilinen bir
maddenin gelecek günlere ait görkemlihayalinikurmaktaydilar. Eu maddeye "kayayagt"
den-
mesinin nedent, söz konusu maddeyibitkisel yaglardan ve kati hayvanî yaglardan ayltt etmekti.
Asllnda Bissell, Townsend ve grubun öteki üyeleri kayayagmm trmaklardan püskürüp çiktigim
veya Pennsylvania'nmkuzeybatismda tecrit edilmig gibiduran Oil Creek dolaylanndaki tuz ku-
yularmdan sizmigoldugunu Ve aranmasi gereken yerin bunlardan biri olabilecegini bilmekteydi-
ler. Oil Creek bölgesinin arkalannda bir yerde, gayet likel yöntemlerle bu koyu renkli ve kokulu
maddeden önce sadece birkaç varil çikanld1. Bu yöntemleriki taneydi.Biri bu maddeyi trmak-
lardan ve kayalannyüzeyindensiy1rarakç1karma yöntemi, öteki petrol yagi içeren sulara bez
parçalan ve battaniyegibipaçavralar atarakbunlan islatmak ve sonra sikmakmetoduydu. Bu ge-
kilde elde edilençok az miktarda ürün ilaç yap1mmda kullamllyordu.
Grtip giderekkayayagLmn çok daha büyük miktarlarda elde edilipiglenebilecegi kanisma
vardi. Onlara göre böyle büyük miktarlarda elde edilecekkayayagi lambalarda aydmlaticiolarak
kullanilacak bir çeçitsivlya dönügtürülebilirdi. Grup, bu yeni aydmlaticmm 1850 yillarmda yeni
pazarlar kazanmakta olan
"kömür
yagiyla" etkin bir gekilde yarigabilecegineinamyordu. Kisaca
qu kamya vard11ar: Kayayagt yeterlimiktardaelde edilebildigi takdirde,on dokuzuncu yüzyil or-
tasmda yagayaninsamn o denli ihtiyaç duydugu ucuz ve yüksek kaliteliaydmlaticinihayet te-
min edilmig ve pazara.sürülmüg olacakti. Su yolu uygulayarakKuzey Amerika'dakive Avru-
pa'daki gehir ve çiftlikleriigiga kavugturacaklarma tam anlamiyla inanlyorlardi. Grubun, üzerin-
de nerdeyse ayni önemle durdugu bagka bir konu da guydu: Yeni geligmekteolan
mekanik-dö-
nemde bu kayayagt acaba
"mekanizmalarm

hareketli parçalariiçin" kullamlabilirmiydi?Böyle-


ce hayal kuran türn girigimcilergibi, onlar da sonuçta çok zengin olacaklanna inandilar. Eu ara-

17
da onlara inanmayanlar ve alay edenier de oluyordu. Ancak bu girigimcileryllmadtlarve sebat
ederek insanlik tarihindeyepyeni bir çaginilk öncülügünü yapmayi baçardilar.Bu yeni çag Pet-
rol Çag1'ydi.

"Acilarimizi Dindirmek" Ïçin


Petrol serüveni aslmdabirbirini izleyen bazi tesadüflerkadar tek bir adamm sebat ve iradesin-
den de kaynaklanmigtir. Su adam petrol endüstrisinin yaratihymdaherkesten çok payi olan Ge-
Bissellçevresine
orge Bissell'den bagkasi degildi. Uzun bir kuleyi andiran yüzü ve genigalmyla,
entelektüel güç ifade eden bir anlam sergillyordu. Yine de açikgöz ve ipf1rsatlanm degerlendiren
biti oldugu her halinden belliydi. Su niteligini de yagadtgi deneyimler sonucu kazanmi§tl. Haya-
ögretmenlik yaparak ve makaleler yazarak
tml kazanmaya daha on iki yagmda baglayan Bissell,
Dartmouth Koleji'ndeögrenim yapmay1 bagarmigti. Mezun olduktan sonra bir süre -Latince ve ,

Yunanca.profesörü olarak çaligan Bissell,daha sonra gazetecilik yapmakiçin Washington DC'ye


gitti. Ve bir gün kendisini New Orleans'dabuldu. ÖnceNew Orleans'da bir lisede okul müdürü
olarak çaligti;daha sonra da devlet okullan müfettigligi yaptL Avukat olmakistedigi için bog za-
manlarinda hukuk çaliglyor,bu arada yeni birkaç yabanc1 dil daha ögrenmek-için devam11çaba
gösteriyordu. Böylece zamanla Fransizca, Ispanyolcave Portekizce dillerini çok lyi ögrenmigtl.
lbraniceve Sanskritçe,eski ve modern Ÿunanca,Latinceve Almancadillerini ise ancak okuyup
yazabilecek kadar ögrendi. 1853yllindasagliknedenleriyleülkenin kuzeyine dönmek zorunda
kaldi. Su dönüg yolculugu sirasmda Pennsylvania'dan geçerken bir raslanti sonucu ilkel yön-
temlerle toplandigmi"yaní yüzeyden petrol siyrildigim ve kayayagma bulanmig paçavra
"petrol

yönteminin uygulandigim gördü. Bu olaydan kisa bir süre sonra New Hampshire'm Hanover
kentinde oturan annesiniziyarete g[ttiginde, mezun oldugu okul olan Dartmouth Koleli'neug-
rad1. Burada bir profesörünodasmdaotururken, gigeiçinde durmakta olan bir madde dikkatini
çekti. Bu gayet lyi bildigt Pennsylvania kayayagmdan bagka bir geydegildi. Eu örnegi oraya bir-
kaç hafta evvel, o günlerde Bati Pennsylvania'da pratisyen doktorluk yapmakta olan bagka bir
Dartmoutlflu getirmigti.Su raslanti sonucu Bissell, kayayaginm agri dindirici bir ilaç olarakyö-
renin insanlannfa birçok hastaliktayaygin olarak kullamldigim ögrendi. Bu hastallklar arasmda
bag agns1,dig agrisi, sagirhk,mide bozukluklan, bagirsak kurtlan ve dropsi hastaligt sayllabilir.
Kayayagtaynca at ve katirlarm sirtindaolugan yaralann tedavisindede kullanillyordu. Su yöre-
de kayayagma, bölgede yagayan Kizilderililer'in adma ve Ktzilderiligefiiken ilacm yararlanm be-
deniliyordu. "Seneca
yaz insanlara da açtkladiginainamlan Red Jacketonuruna "Seneca yagi"
yagt" ahm satimlyla meggulbiri, ilacm olaganüstü iyi edici gücünü o günlerdegu glirle reklam
ediyordu.
Doganin glzlípmanndan ç1kanbu saglik-kaynagt
Insanasagliginfilîzini ve yagami getirir.
Derinliklerinde akan gizemlîsu
Tüm acilan dindirir, istirabimizi yatigtirir.

Bissell,bu yapigkan, kara renkli sivimn tutugur türden oldugunu billyordu. Su yüzden ka-
yayagt örnegini Dartmouth'da gördügü an, onun ilaç olarakdegil, aydinlaticiolarakkullamlabi-
lecegini anlamigtt Bundan kugku duymuyordu. Kugku duymadigt bagka bir gey de, bu madde-
kesesinin" acitarini dindirecegiydi. Artik sefaletle geçen günleri geridebi-
"kendi
nin en azmdan
rakabilirdive bu madde üzerinde çaligaraksonuçta çok zengin olabilirdL izleyenalti yll iginde
Bisselldaima sezgisinegüvendi ve onun yol gösteren igigindan gagmadi,sezgisive yazgtsi bu sü-
re içinde zaman zaman aclyla sonuçlanan smavlar geçirdi.Su süre içinde sik sik dü§ kinkligma
gölgeledi.
"umudunu"

ugradt ve dü kinkligt devamli olarak

18
Kayiplara Karigan Profesör
Acaba kayayagi gerçekten aydmlatici olarakkullamlabilir miydi? Bissellsözleriyle öteki yatinm-
cilann ilgisini uyandirmigti, Bu yüzden 1854 yllt sonunda bir grup yatmmci Yale'de profesör
olan Silliman'abagvurarak kendisini bu yagm aydmlaticive yaglayiciolarak nitelikleriniincele-
mekle görevlendirdi. Daha da önemlisi Silliman'danbu proje için çok degerli sayilacak onayim
vermesini ve projeyidesteklemesini istediler. Silliman'in projeyi resmen onaylamasi halinde var
olan stoklanm satabileceklerinden ve projenin geligtirilmesiiçin gereken sermayeninkolayca
saglanacagmdan emindiler. Amaçlanm gergekleptirmek için Silliman'dan daha uygun birini seçe-
mezlerdi.SonuçtaSilliman tüm kararbligi ve cogkusuyla ige girigti ve
"lyi

ve ne§elibir yüze sa-


hip olan" bu kigi böylece on doku2uncu yüzyll bilim hayatinin en büyük ve en gerefli isimleri
arasindaki yerini aldi. Bir Amerikan kimya sanayii kurucusunun oglu olan Silliman,hem zama-
nin en seçkin bilim adamlanndan birlydi, hem de fizikve kimya konulannda en önde gelen okul
.
kitaplanmn yazanydi.On dokuzuncu yüzyil ortalannm Amerika'daki bilim bagkenti sayilan Yale
Ûniversitesi'nde baba ogul Sillimanlarbu bagkentin odak noktasmi olugturuyordu.
Ancak Silliman soyut kavramlarla ilgilenmeyen, kesin gekildepratik olan konulara daha
çok ilgi duyan bir yapidaydi. lghayatina da bu nedenle attimigtL Aynca itibar ve salt bilim ona
çekicigelmekleberaber ek bir gelire de ihtlyaç duyuyordu. Akademik kipilere ödenen ücretin
dügük olmasive Silliman ailesinin giderekbüyümesi nedenleriyle,iginin diç1nda danigmanlik gö-
revi almayt adet edinmigti. Çegitli meslekleiden birçok mügteriye Jeolojik ve kimyasal degerlen-
dirme göreviüstleniyordu. Pratik olana kargiduydugu egilim onu zamanla spekülatifig-serûven-
lerine dogrudan katilmaya zorladL Bu katilimlar onu ba
arlya götürüyordu.Silliman bu baçari-
lardan, kendi deyimiyle
"bilim
için gerekli olan imkâm bol bol" kazanacakti. Ancak, kayinbira-
derlerinden biri hiç de böyle dügünmüyordu ve bu konuda oldukÇa kugkuluydu. Ona göre Ben-
jaminSilliman
"sürekli

olarakbir geylerín pegindeydi, ancak bu geyne yazikki bilim degildi."


Sillimankayayagt analizinegirigirkenmügterilerineistedikleri türden rapor hazirlayacagma
dair güvence verdi. Daha aragtirmalannmbagtnda onlara "sonucun
beklentilerine cevap verece-
ginive bu maddenin degerini ortaya çikaracagini" söyledi. Bundan üç ay sonra, aragtirmanm bit-
mesine yakin heyecan ve cogkusudaha da artmig olarak raporunda pu satirlariyazdi: 'Damitil-
ml; kayayaglürününde, bu ürünün kullanimi konusunda beklenmedik büyüklükte bagart sag-
landt." Aragtirma igine yatmm yapmig olanlar büyük heyecanla son raporun gelmesini bekleme-
ye bagladilar,ancak tam bu stradakargilanna ciddi bir engel çikti. Yatinmcilar Silliman'a aragttr-
ma çaligmasikargiligtnda 526,08 dolar (bugünün parastyla yaklagik 5000 dolar) ödemeyi kabul
etmiglerdi. Ancak Silliman bu paramn 100 dolarmin pegin ödeme olarakderhal ödenmesini ve
bu tutarm avans geklinde New York City'deki banka hesabmayatmlmasmi istlyor
ve bu konun-
da rsrar edlyordu... Silliman'in gönderdigi fatura onlann tahminininkat kat üstündeydi. Eu ge-
rekçeyle istenen avansi ödemediler. Silliman buna kizmigti.Kanisma göre projeyi salt entelektü-
el amaçlaüstlenmediginden ve paraya dehgetli lhtlyaci oldugundan, bu paranin acele ödenmesi
gereklyordu.Sonuçtayatinmcilara kesin bir dille, para kendisine ödeninceye kadar aragtirmala-
rma ara verecegini bildirdi. Dedigt gibi de yapti; gikâyetini fleride kamtlamak amactyla raporu
gizlicemuhafaza etmesi için bir arkadagma teslim etti. Rapor,kendisine yeterli ödeme yapilinca-
ya kadar bu arkadagtakalacakt1. Daha sonra, kendisine kolayca erigemeyecekleri bir yer olarak
dügündügü Güney'e dogru geziyeçikti.
Projeyeyatmmyapmig kipiler bu durum kargisinda çaresizkalm1çlardt.Ek sermaye elde ede-
bilmek için son raporun mutlakagerektigikanisindaydilar. Parayibulmak için saga solabagvurdu-
lar, ancak bu çabalansonuç vermedi. Sonuçtaortaklardan biri "gimdiye
kadar tastlanmig en zor
günleri yagiyoruz"demekle beraher, gerekenparayi kendi imkânlan ile sagladl. Böylece16 Nisan
1855 tarihinde, son derece gerekligörülenrapor yatinmcilann eline geçiyor ve hiç vakit kaybet-

19
meden basimcilara ulagtinliyordu. Sonuçta,Silliman'mtalep ettigi astronomik üctet kargismda
hâlâ koruyan yatinmcilar, geyekargm koyduklan parayi kat kat faziaslylagerial-
.her

açkin11ldarmi
biriliin söyledigi gibi bir dönüm
"petrolcülükte

mig oluyorlardL Silliman raporu, tarihçilerden


noktasi"olugturmuçtur, Kayayagimn birçok yeni alanda kullamlabilecegi ve bunun potansiyel ge-
leceginin var oldugukonusunda Silliman'inhiçbir kugkusu yoktu. Bu arada mügterilerine yeni bir
bildiri gönderip kayayagmm gerektiginde degigikseviyelerdekaynama noktasmagetirilebilecegni
ve böylece, hepsi de karbon ve hidrojenden olugmuydegigikbirkaç fonksiyon halinde antilabile-
cegni duyurdu. Su fonksiyonlardan biri çok yüksekkaliteli aydmlaticlyag olacakti. Mügterilerine
gönderdigi bir yazida Silliman gunlan söylüyordu: "Baylar,anladigima göre,girketinizde hammad-
denin öyle bir niteligi var ki, basit ve pahall olmayan iglemlerle bu hammaddeden son derece kiy-
metli ürünler imal etmek mümkündür." Ve, mügterileriyle arasindaki iqiligkilerinihayetdüzelmig
oldugundan, iç huzuru lle kendisini önünde beklemekte olan yeni projelere adadi.
Diger taraftanSilliman'molaganüstü inandtrici bir reklam yerine geçen bildirisiyle güç bul-
muyve yüreklenmig olan grup üyeleri, hiçbir engelle kargilagmadan,öteki yatmmctlardan gerek-
li mali fonu fazlas1ile sagladilar. Silliman'mbizzat kendisi, artik Pennsylvania Kayayagl·$irketi
diye amlan bu girketteniki yüz hisse alarak bu igkolunun saygLnllglm artlfdl. Ancak önlerinde
birbuçuk ylllik zorluklarla dolu bir dönem onlan bekliyordu. Tehlikelerle dolu olan bu'birbuçuk
yll dolmadan, yatirimcilar yeni bir adim için hazir olmadiklarm1 dügünüyorlardi.
Silliman'm aragtirmalan sonucu artik en az bir konudaki kuçktilan giderilmigti ve kayaya-
gindantatmin edici nitelikte bir aydmlatici sivi çikabilecegine inanir olmuglardi. Fakat pimdide
bagka bir konu zihinlerini kurcalamaya bagladi. Acaba yeterli miktardakayayagt var m1ydt?Bazi-
"sizmtilardan"

larma göre, mevcut kayayagi, yeraltindaki kömür yataklanndan gelen ibaretti.


Bu kipilere göre, kaya parçalarinin yüzeyinde birikmig yag birikintilerini yüzeyden söküp almak-
la veya kayayagma batinlmig paçavralari elde sikip yag çikartmak gibi ciddiyettenurak yöntem-
lerie bu 14yapilamazdi ve bír sanayikurulamazdi. Ancak,sonunda, bu kritik konu da çözümlen-
di. Yeterlimiktarda ve elde edilebilir türden kayayagi stokununvarligt kamtlanarak, projeyi des-
tekleyiciek ödenek saglanabildi.

Fiyat ve Yenilik
Kayayagmm nitelikleri hâl'a bilinmiyor ve bu nedenle yag esranm korumakta devam edlyordu.
Ancak, türi ümitler bu esrarengiz niteliklerdeodaklanmigtt. Bunun nedeni kugkusuz kayayagi-
na duyulan büyük ihtiyaçtan ileri geliyordu. Dünya nüfusunun giderekçogalmasive endüstriyel
devrimdeki iktisadi geligmeninyayllmasinedenleriyle yapay aydinlatmaya kargi duyulan talep
gündengüne artmaktaydi. Artik basit bir lamba fitilinin hayvani veya nebati yaga daldmlmastyla
elde edilen aydmlatma metodutalebikargilamaktan çok urak.kahyordu. Insanlarm çogu yüzyil-
lardan beri bu ucuz yöntemin masraflannibile zorlukla kargillyordu. Hatta bicçoklan bunu bile
yapam1yordu. Parah kipiler,balina baliginm kafastnda bulunan bir cins yag (ispermeçet yagt) olan
maddeyiaydmlatmaaract olarakkullanmaktaydt. Bu madde, aydinlatmaaraçlart içinde yüzyil-
lardan beri en üstün kaliteli standart olarakkabul edilmigti.Ancak, talebinartmasina kar§m At-
lantik'teki balína sayisiazalmayabagladt.Böylece balina avina çtkmiggemiler karadan giderek
çok daha uzaklarda seyretmeye zorlandi. Artikyalmzca ÜmitBurnu çevresindeve Pasifik Okya-
nusu'nun çok uzak bölgelerinde yeterli av vardi. Fíyatlarher gün biraz daha arttigindan balina
avcilan lçin tam bir altm çagt baglamigti.Ancak, tüketicileriçin aym§eysöylenemezdi. Çünkü
onlar galon bagina 2,50 dolar ödemek zorundaydi ve bu da onlara pahallgeliyordu.Aynca gelig-
meler bu fiyatin daha da yükselecegini gösteriyordu.Bu arada daha ucuza malolan bazi
igiklan-

Ama bunlann hepsi de ikincikalite aydinlatic11ardi.lçle-


dirici sivilar bulunmuy ve geligtirilmigti.
rinde en tutulant terebentindençikanlan neftyagi (camphere) idi. Ancak iyi igik veren neftyagi-

20
nm bu üstünfügüne kargin çok ciddi bir de sakincasi vardi. Neftyagi yüksek derecelerde ate; al-
ma ve tutugma özelligine sahipti.Aynca belki bundan daha da ciddi ve sevimsiz olan bir bagka
õzelligi de ev içinde patlama egilimiydi. Diger bir aydmlatici da kömürden antilarak elde edilmig
"Havagazi" idi. Havagazi, önce kentsel bölgelerde sokak Ve caddelere borularla sevk ediliyor,
daha sonra, sayllan giderek artan orta sinif ve yüksek smif ailelerin evlerine veriliyordu. Ama
kent gazi Çokpahahydi ve insanlar artik güvenilirve nispeten daha ucuz bir aydmlaticlyapiddet-
le gereksinim duyuyorlard1. Aynca yeni tür bir yaglaylclyada gereksinim vardi. Endüstriyel gell-
irn sonucu enerii ile çaliçan tezgâhlarve buhar makineleri ortayaçikmigve bunlann yaglantna
gereksinmeleri için domuz yagi fyi bir yaglama aract olma özelligini kaybetmigti.
1840ylllansonunda ve 1850 ytllan bagmda igyerleri bu gereksinmeleriní iyice hissetmeye
bagladilar. Nitekim kömürden ve diger hidrokarbonlardan aydmlatici ve yaglaylcimaddeler çi-
kartma igi de bu ylllara rastlar. Hem Ingiltere'de hem de Amerika'da birçok kigi ileride petrol en-
düstrisinin de yararlanacagiaritma teknoloiisinibu yillarda geligtirdiler.Maregalligekadar yük-
selmigbir IngilizDonanma Amirali olan Thomas Cockrane -Byron'un "Don Juan"'adh eserin-
de ondan esinlendigi söylenir- asfalt konusuna aklmio denli·kaptirmigti ki, kendisini proieyi ge-
ligtirmeye adadi ve Trinidad'daçok büyük bir katran kuyusu satm aldi. Thomas Cockrane Ka-
ve
nadali Dr. Abraham Gesnerasfaltkonusunda bir süre içbirligi yaptilar..Gesner gençligindeAntil-
ler'e at ihraci igine girmek istemig fakat bu girigimi sonuçlanmamigt1. Bunun nedeni ise tam iki
kez, ihracat yapan gemilerinin batmig olmasiydi.Su yüzden ihracat iginden vazgeçerek Lond-
ra'ya yerleptive Guy'sHospital'detip ögrenimine baglad1,Kisa süre sonra Kanada'yageri döndü
ve bir kez daha meslekdegigtirerek New Brunswick'te bölge jeologuolarak çahymayaba§ladi. Su
arada Gesner asfalttan veya asfalt benzeri maddelerden yag çikarmave bunu kaliteli bir aydinla-
tic1yagolarakrafine etme metodunu bulmuçtu. Bu yaga Yunanca iki sözcükkeros ve elaion'dan
olugan
"kerosene"

admi verdi. Keros Yunanca'da


"mum", "elaion" "yag"
ise anlamma geliyor-
du. Gesner
"elaion" "ene"
sözcügünü kisaltarak yapti ve böylece buldugu ürünüri öteden beri
"camphene"
bilinen (neftyagl) sözcügüyle ayni sesi çikarmasim sagladi. 1854'te Birlegik Devlet-
1er'e bagvurarak "Kerosene (kerosin) admlverecegive aydmlatmada veya yaglamada veya daha
bagka amaçlarda kullanilacak yeni bir sivi hidrokarbon imali için" patent istedi.
Böylece,Gesnersayesinde New York kentinde gazyagiigletmesi kurulmuçtu.. Igletmedaha
1859 yllma gelmeden günde beg bin galon gazyagi üretir oldu. Boston'da da benzer bir igletme
kurulmugtu. Aynca, iskoçyalikimyager JamesYoung Britanya'da tagkömürünühammadde ola-
rak kullanan benzer bir rafinerinin öncülügünü yapiyordu. Su årada Fransa da bog durmamig ve
shale rock (Sist'li kaya) kullammiyla igletilen diger bir rafineri daha kurmugtu Öyleki 1859 ylli-
na gelmeden, Amerika'da yaklaç1kotuz dört girketsenede 5 milyondolar degerinde
"kerosin"

veya yaygm adlyla "coaÌ oils" (kömür yaglan) üretir duruma geldi.Ünlübir ticaret dergisi yaza-
sözleriyle,k ömür iginin bu denli çabuk büyümesi
"bu

nnm yagi igin çok hizli geligen bir enerji


oldugunun ve Amerikan zihniyetinin çabuk büyüyen tüm enetjilergibi bunu da çarçabukkavra-
yacagLmn
ve aynca bunun iyi kazanç getiren bir i; oldugunun kesin kanitlydi." Ga2yag1mnçok
ufak bir kismi Pennsylvania'dan geleneksel metotlarlatoplanankayayagLndan çikanllyor Ye za-
man zaman New York rafinerilerine gönderiliyordu.
Gazyagtartik insanltk için bilinmez olmaktan çikmigti. Zaman zaman Ortadogu'nun çegitli
yerlerinde yagayaninsanlar
"bitumen"
denen yan kati ve çamurlu bir maddenin çatlaklar arasm-
dan sizdigini gözlüyorlardi. Su çegit sizmalar daha milattan önce 3000 yillarmda Mezopotam-
ya'da da gözlenmigti. Sizinti kaynaklannm en ünlüsü Babil gehrindenfazla uzak olmayan Firat
üzerindeki Hit bölgesiydi (Bugünkü Bagdat'm bulundugu yer} Milattan- evvel birinci yüzytlda
Yunanli tarihçi Diodor eski bitumen sanaylindencogkuyla bahsedlyor ve gunlari söylüyordu:
"Babil ülkesinde gimdiye dek olugmuy birçok inamlmaz mucizelerarasmda, burada bulunmuy
büyük miktarda asfalt olayikadar ilginç olanma rastlanmamigtir." Bu asfalt sizmtilannm bir kis-

21
mi sizan petrol gazlanylabirlikte devamli yandigi için Ortadogu'da atege tapma gelenegi yönün-
den lyi bir ortam olugturuyordu.
Eski Ortadogu'da, bitumen ticari bir meta saythyor ve ingaatlarda harç olarak kullatullyor-
du. Filistin'deki Eriha kenti ve Mezopotamya'daki Babil'in duvarlan bu harçla örülmügtür. Bü-
yük olasilikla Nuh'un Gemisi ve Musa Peygamber'insepeti, zamamnmodasma uyaraksu geçir-
mez duruma gelmeleriiçin bitumenle kalafat edilmigti. Bitumen yol yapimmda da kullamliyor-
du. Aydinjatma amaclylada kullan11maklaberaber, bu alandaki kullanimi kisilli kalmig ve genel-
likle tatminedici olmamigtir.Bitumen zaman zaman ilaç olarak da kullan11migtir.Milattansonra
birinci-yüzyllda yagamig olan Romall natüralist Phiny'nin eczacihk açisindanbitumenin degeririi
anlatan tammlamast1850'lerde Birlegik Devletler'dekiuygulamalara da uyuyor.Phiny'nin de-
gerlendirmesine göre, bitumen kani durduruyor, yaralari iyilegtiriyor,göz kataragimtedaviedi-
yor, nikris hastallgmda cilt üzerinde llaç olarak kullamllyor, dig agrisma iyi geliyor,müzmin öksü-
rügü yatigtmyor,nefes darligmt geçirlyor,diareyi durduruyor, gevyemigadaleleri derleylp toplu-
yor, romatizmayi geçirlyor ve yüksek ategi dügürüyordu. Diger bir niteligi de
"gözler
için engel
olugturankirpikleri düzlegtirme" özelligiydi.
Su yagm diger önemli bir kullammi da sava; alanlarmdagörülüyor. Sizmt11ardan elde edi-
len bu ürün ategeverildiginde,savag alamnda zaman zaman sonuca götüren bir rol oynuyordu.
11yadaadli eserinde Homeros, "Truvalllar'inhizla seyreden gemiye usanmadan ate; açtigim,
ategten hemen sonra gemininburnunda alevdenbir göl olu§tugunu ve ategi söndürmenin müm-
kün olmadigmi" bildirir. Pers Krah Sirus, Babil kentini almayahazirlandigtnda sokak kavgalari-
nm dogurabilecegi tehlikeye kary uyanlmigtl. Su uyarilaraSirus, sokak kavgasi halinde kenti
elimizde de yeteri kadar zift var. Zift,'alev-
"ßizim
ategleyecegi yamtim verdi ve gunlarisöyledi:
leri süratle her yere yayacaktir.Böylece evlerin damma ç1kmigkipiler ya bulunduklari yerleri ça-
bucak terk edecek ya da bunu yapmadiklarmda ölüp gideceklerdir."Yedinciyüzylldan itibaren
Bizanslilar "Oleum Incendiarum" Yunan Ategi- dedíkleri bir maddedenyararlanmaya bag.
--yani

ladilar.Petrolve kireç karigim1olan bu maddenemlendirildigindeate; allyordu.Yunan Ategi'nin


reçetesí bir devlet sirn gibi gizli tutuldu. BizanshlarYunan Ategi'ni kendilerinesaldirangemilere
kargi silah olarak kullandilar. Okla yaptiklan vuruglarda oklarmm ucuna koydular ve o gekilde
kulland11ar.Aynca, ilkel el bombalarinm yapiminda uyguladilar. Bu maddeye yüzyillar boyunca
baruttan daha müthig bir silah gözüyle bakildi.
Petrolün Ortadogu'da çok eskiye dayanan ve degigik olaylarla dolu bir geçmigi oldugunu
görüyoruz.Uzun yillar boyunca Bati, petrolün uygulanigi hakkindaki bilgiden, bilinmeyen ne-
denlerden dolayi yoksun kaldi. Bunun nedeni bir olasilikla, bitumenin bilinen ana kaynaklan ve
kullamm1 hakkmdaki bilginin Roma imparatorlugu'nun smirlan diginda kalmasiydi. Ayrica, bu
bilgiyi Batt'ya degrudan aktaracak bir geçigyolunun olmamasi da bagka nedendi.Ortaçaglardan
baglayarak Avrupa'mn birçok bölgesinde zaman zaman petrol sizintilangözlenmigve bu konu-
da görügler bildirilmigti. Bavyera, Sicilya, Po Vadisi,Alsak, Hanover ve Galiçyabu ülkelerden sa-
dece birkaçtdir. Daha da önemlisi Rafineri Teknolojisi artik Araplar yoluyla Avrupa'ya sizmtçti.
Ancak, çogu zaman petrol sadece her derde deva tibbi bir ilaç olarakdügünülüyor ve kullammi
tip alamyla kisitlanlyordu. Petrolüngifaverici nitelikleri bilge papazlarca ve o zamamn hekimle-
rince bilimsel aragtirmalaryoluyla pekíçtiriliyordu. Tip alanlyla kisitli olmasma karym Bissell'in
düy kurmaya bagladigt gündenve Benjamin raporundan gok daha önce, Galiçya'da (kio zaman-
lar GaliçyaPolonya'nin, Avusturya'nm ve Rusya'ninbirer parçasiydi) ve Romanya'dayagayan
köylüler elleriyle kuyular kaztyor ve ham petrol çikarmaya çahylyotlardi. Günün birinde Lvov
bölgesinden bir eczact, bir su tesisatçismmda yardimiyla,gazyagmi yakit olarak kullanabilen el-
verigli ve ucuz bir lamba icat etti. ]854 yilmdaartik petrol Viyana'da, baghca ticaretmetai konu-
mundaydi; 1859 yllmda Galiçya da gitgide büyüyen bir gazyagtmerkezi olmuytu. Su merkezde
petrol i iyle ugra an 150'yl a kin köy bulunuyordu. Toplam olarak 1859'da, Avrupa'nm ham-

22
madde üredmi otuz alti bin varil tahmin ediliyordu ve bunun da çogunlugu Galiçyate Roman-
ya'dan çikiyordu.Eu dönemde Dogu Avrupa petrol endüstrisinin yoksun oldugu ve her geyden
çok gereksinim duydugu tek bilginin petrol rafineri-teknoloilsioldugu 80ylenebilir.
1850'll ylllarda Amerika'da gazyagmin yayginlagmasi belli bagli iki engellekargilagti. Elde
ne yeterli miktarda gazyagtne de bu gazyagmmkullanimma uygun ucuz bir lamba türü vardi.
Eldekimevcut lambalar kisa zamanda isleniyor ve yanan yagin hiç de hop olmayan bir koku ç1-
karmasma neden oluyordu. Sir gün New York'lu bír gazyagi saticisiViyana'da Galiçya gazyagini
yakan bir tür lamba yapildigmi ögrendi. Edindigi bilgiye göre, bir eczaci ve bir su tesisatçlsicam-
dan gigesiolan bir lambayi tasarlayipimal ederek is sorununu kökünden çözmüglerdi.Böylece
New York'lu satici lamba ithaline bagladi ve çok geçmeden yeni bir pazar, yani ithal lamba paza-
n olugmugoldu. Daha sonra her ne kadar bu lambanm tasarimt tekrar tekrar ele almip geligtiril-
migse de, Vlyana'da yapilan bu ilk lamba Amerikan gazyagtüretiminin ilk esin kaynagt olmuçtur.
Ilerikiyillarda geligtirilmigolan Amerikan gazyagt lambalan yeniden dünyanm dört bir yanma
ihraç edilmeye baglandi.
Su yüzderi,Bissellserüvenininbagladigiana kadar, nispeten dügük kaliteli bir yag olan gaz-
yagmiil bazi evlerde zaten kullamlmakta oldugu söylenebilir.Petrolü gazyagma dönügtürerek
aritma tekniklerikömür yagi kullanarak zaten uygulamyordu ve ticarialana yerlegmigti.Aynca
gazyagmiistendigi gekilde yakan ucuz bir de lamba vardi. Bissell ve Pennsylvania KayayagtSir-
keti'ndeki yatinmci arkadaylannmyapmak istedigi, bu hammadde kaynagmm yeni bir kullamm
yanmi kegfetmekti-.Bunu halen var olan bir içkolu için kullanmak
istiyorlardL l§ dönüp dolagip
bunun mallyetine geliyordu.Kanilarma.göre, yeterikadar bol kayayagL bulduklari takdirdebunu
daha ucuza satarak, ya çok daha pahallolan veya çok daha az tatminkât ürünlerden aydinlatict
yag-pazarmi ele geçirmelerimümkün olabillrdl.
Bu, petrol igin topragtkazmakla yapilamazdL Ama belki bunun da bir seçenegi vardt Amm-
bin beg yüz yll önceden daha esklye dayanan günlerde,
"bir

sadiklanna.göre, Çin'de, tuz çikar-


ma" igi için topragidelme yöntemi geli§tirilmig, ügbin feet derinlige kadar inen kuyulardan tuz çi-
kanlmigtl. SonuçtaÇin'de geligtirilenbu metot l 830 yllinda Avrupa'ya glrdi ve kopya edildi. Belki
de bunun gerçeklegmesi Amerika'da tuz kuyulannda yapilan tuz-sondajlama igini hizlandirmigtin
Bu árada George Bissell hâlâ iglerini toparlamayaçaligtyordu, lite bu günlerin birinde,
1856 ylhmn sicak bir yaz sabahi New York'ta,yakicigünegten kaçip Broadway'deki bir eczane-
ye sigmdigi bir sirada pencereden bakarken, kayayagmdan yapilan bir ilacin reklamt gözüne
çarptl. Reklamkuyu kazmada kullamlan ve tuz kazilarmda uygulanan türden makinelerle çall-
an bazi iskeleleri gösteriyordu. Bissell o an punu dügündü. Patentti ilag yapmada kullamlan ka-
yayagt, tuz çtkarmaiçin yapilan kazida yan ürün oluyordu. Tesadüfengördügüve daha önce de
Bati Pennsylvania ve Darmouth Koleji'nden bildigi bu gerçekle eksikolan geykalasmda alt oldu-
gu yeri bulmugtu. Acaba bu kazi teknigipetrol ç1karmada da uygulanamaz miydi?Bu scrunun
oldugu takdirde bu teknik ona büyük bir servet kazandiracaktl.
"evet"

yamti
ÖnceBissell ve sonra Pennsylvania Kayayagi Sirketi'nin öteki üyeleri hemen, tuz çikarma
tekniginidogrudan petrol üzerinde denemeye karar verdiler. Kaztyikayayagtyerine petroliçin ya-
pacaklardL
Bu iyte yalniz degildiler. Birlepik Devletler'den,Kanada'mn Ontario.kentinden daha
birçok kigibu fikri benimseyip aym amaç uguruna denemelere baglam1§tl.Bissellve grububu ka-
darla kalmayip harekete geçmegeregini duydular. Profesör Silliman'mraporu onlardaydi ve rapor
sayesindesermaye de onlarda sayllirdi.Yinede önceleri pek ciddlyealmmadilar.JamesTownsend
admda bir banker sondajfikrindensöz edip bunun tartigmasimyaptigt zaman, New Haven'deki
birçok kigi tu fikre karyl çiktive "Pompalayarak su çikanldigigibi,pompalayarak petrol çikarila-
cak öyle mi? Ne saçmabir fikir.Sen gerçekten çildirmigsm!" dediler. Ancak grup üyeleri ige de-
vam konusunda karar11ydive petrolün mutlaka gerekli olduguna ve bu firsatm geldigine inamyor-
lardi. Yine de kendilerine bu gigm projeyi kime emanet edeceklerini sormaktan alamlyorlardi.

23
"Albay"
Bu i için aday olarak dü ündükleri kipi Edwin L. Drake isimli biriydi. Adayliga seçilmesi tama-
men bir raslanti idi. Görünügündedikkati çeken hiçbir olaganüstü özellik veya belirgin bir nite-
lik yoktu."Belirli bir igiolmayan ama her igten biraz anlayan Drake, bir zamanlar tren yollarinda
kondüktör olarak çaligmty,sonradan saghk durumunun bozulmasiyla galigamazduruma gelerek
igten ayrilm14ti.O stralarkiziyla beraber New Haven'de eski bir otel olan Tontine Otell'nde kalt-
yordu. Tesadüfen New Haven'li banker James Townsend de aym otelde kallyordu. Bu otel, salo-
nunda erkek mügterilerin toplamp günün haberlerini tartigtiklart,havadan sudan konugtuklan
ürden bir oteldi. Bu yüzden de dost canlisi, nepeli, konugkan bir insan olan ve yapacak bagka
bir igide bulunmayan otuz alti yagindaki Drake için ideal bir atmosfer olugturuyordu. Drake ge-
celerini bu otelde arkadaylarlyla bulugup onlara kendi renk1lhayatmdan hikâyeler anlatip onlan
eglendirerek geçirirdi. Çokcanl1 bir hayal gücüne sahip olan Drake öykülerinde daha çok dra-
matik, abartih konular seçer Ye bunlarm tümünde kendisini hikâyenin merkezi ve bag kahrama-
ni olarak gösterirdi. Bu arada sik sik Townsend'le görügüpkayayagi serüveninden bahsediyorlar-
di. Hatta Townsend sonunda Drake'i girketindenbir miktar hisse senedi almayabile ikna. etti.
Birsüre sonra bu projede çaligmasi için Drake'e öneride bulundu. Nasilsa Drake o günlerdebog-
tu ve bu nedenle de her iy için uygundu. Tren kondüktörlügü hâlâ devam ettigindenve demir-
yollarmdan izinli sayildigindan demiryollannda bedava yolculuk etme olanagmasahipti. Mali
yönden metelíksiz olan bu serüven meraklisi içirl bu olanak bile çok büyük bir avantaj sayllirdi.
Ayrica, Drake'in son derece degerli say1labilecekbagka bir niteligi daha vard1: Takipçiligi.Drake
istedigi zaman iginde çok sebatlive israrli olabiliyordu.
Drake'i Pennsylvania'ya yolcu ederken, Townsend ona, ileride çok kiymetli olduguanlagila-
cak bir de armagan veriyordu.Ileridedegerli bir armaganoldugu anlagilan bu §eybanker Town-
send'in Drake daha Pennsylvania'ya varmadan orayagönderdigi bazi mektuplardL Orada kogul-
larm nasil oldugunubilmeyen ve bundan kaygt duyan oradakikipilerietkilemek isteyen ban-
ve
ker, bu mektuplari"Albay E.L Drake" adresine gönderiyordu.Asimda Drake'in albayhklauzak-
tan yakmdan bir fligkisi yoktu. Albayhgl uydurulmugtu. Yine de bu strateji tuttu ve 1857nin
Arallk aymda, bir çamur deryasmdan geçerekgeldigiyorucu bir yolculugunbitiminde "Albay"
sicak bir konukseverlikle kargilandi. Haftada iki kez sefer yapan posta vagonunun arka kismm-
da yolculuk ederek geldigibu küçük ve fukara Titusville köyünde sadece 125 kigi ya§1yordu.
Pennsylvania'nm kuzeybatismdaki tepeler içine sikigml;bu köyün sakinlerigogunlukla kereste-
cilikle ugraglyorve kereste girketine ait yöredeki dükkâna sürekli borç yapiyordu. Çevredeki
agaçlardevamli kesildiginden, halk bir gün kesecek agaçkalmadigmda köyün ölüp gidecegive o
zaman tüm yörenin Kizilderililer'in elinegegecegikorkusu íçindeydi.
Drake'in burada yaptigi ilk ig, gelecegin petrol topraklari.saydigt ve bir çiftliküzerinde ku-
rulu bu araziye yeni bir isim bulmakti. Bunu hemen gerçekleptirdi.Daha sonra New Haven'e
. döndügünde o zamana kadarki faaliyetlerine göre çok daha ylldinci buldugu ikinci adimi atma-
ya -yani bu petrol sondajlama lçine girmeye- kesin karar vermigti. Bu kararmi pu sözlerle ifade
etmigtir:"Karartmlvermigtim. Tuzlu su çikarmadauygulanan kazi yöntemini petrole de uygula-
yarak bol miktarda petrol çikarilacagina inanlyordum. Bu arada ikinci bir karar daha almigtim.
Bu igi yapacakkigiben olacaktim. Ancak çok geçmeden anladimki, bu konuyu kendisine açti-
gitnkipilerden hiçbiri fikrime katilmlyor, hepsi birden, mevcut petrol birikiminin çok büyük bir
kömür yatagmdan gelen alentilar oldugundaisrar ediyordu."
Ama Drake bu iddialardan ylimadi ve kararmi degigtirmedi. 1858 ilkbaharmda ige devam
etmek için Titusville köyüne döndü. Bu arada petrole yatirim yapmig grup üyeleri Seneka Petrol
irketi adim verdikleri yeni bir girketkurmuglar ve bagma geneltemsilciolarak Drake'i getirmig-
lerdi. Drake ilk çaligmalarmyapilacagi yer olarak Titusvilleköyünderi yaklagtk iki mil ötedeki Oil

24
Creek (Petrol Deresi) bölgesinde karar kild1.Burasi, içinde bir petrol kaynagt bulunan bir çiftlik-
ti ve buradan günde, geleneksel metotlarla üç ila alti varilpetrolçikarilabillyordu.Su agamadan
birkaç ay sonra yeniden Titusville'e dönen Drake, Townsend'e yazdigi bir mektupta gunlan söy-
lüyordu: "Bundan böyle kartyt el ile yapmaktan vazgeçiyorum, çünkü sondal yapmanm en ucuz
yöntem oldugunuanladim."Bu arada New Haven'll bankerden kendisine derhal daha fazla pa-
ra göndermesiniistedi ve bunun için neredeyse yalvardi."Eger herhangibir sonuç almak istiyor-
sak, mutlakaparaya ihtlyacimiz var... Kararm1zilütfen bana derhal bildirin. Elimizdeçok az pa-
ra kald1." Oldukça uzuri bir gecikmeden sonra Townsend nihayet beklenen parayi gönderebil-
migti. Bindolar olan bu paraylaDrake, igi yürütmekiçin gerek duydugu iki adet "tuz

çikariclyi"
ige angaje etti. Ancak, bu iççilerin kötü bir göhreti vardi; viskiye kargi agirl dü künlüklerlyle tani-
myor, siksik sarhop oluyorlardi. lçealacagtadamlar konusutida çok dikkatli olmak isteyen Drake
bu iççilere prim vaat etti. Kazilan her
"feet"
uzunluk için kazi baçarlyla son buldugunda bir do-
lar prim ödeyecekti. Buna ragmen ige aldigi ilk iki iççi kay1plara kan§tilar. Aslinda, bu adamlac
yüzüne kargi söylemeye cesaret etmemekleberaber, Drake'indeli olduguna inanmiglardi. Titus-
ville'degeçirdigiilk bir yilliksürede Drake'in elinde bagarl clarak gõsterecegi hiçbir gey yoktu.
Ayrica, karakig da egiktebekliyordu. Sonunda Drake kendisini sondaFdonammma enerji veren
buhar makinestnin kurulmasma adadi. New Haven'deki yatinmc11ara gelince, onlarm burada
yapabildikleri tek geykizmak ve beklemekten ibaretti.
Nihayet l 859 ylliilkbahannda Drake aradigt kazictyi buldu. Bu William A. Smith admda,
"BilliAmca" diye amlartve ige gelirken iki ogluna da yamnda getiren bir demirciydi. Eu adam
daha önce tuz çikaric11arlaçaligtigtve onlara gereken aletleri imal ettigiiçin bu igte ne yapilmasi
gerektiginibiliyordu. Böyleceolugan küçük ekip artik iskele kurup ige girígecek ve gereken do-
nammi baglayabilecekti. Tahminlerine göre toprak íçinde bírkaç yüz
"feet"
derinlige inmeleri
gerekiyordu. Ancak iy yava yürüyordu. Ílerlemekaydedilmedigini gören New Haven'li yatinm-
cilar gidereksabirsizlanmaya bagladilar.Ancak Drake planmdangagmad1ve kararmdan vazgeç-
medi. Aradan geçen zaman içinde, girígimcilerintümü projeye olan inançlarim yitirdilet Bu kigt-
ler içinde güvencini kaybetmeyen tek kipi Townsend'di. Öyleki, günün birínde elde tek kurug
kalmadigmda, Townsend gelen faturalan bizzat kendi cebinden ödemeye bagladl. Sonunda çare-
sizlik içinde Drake'e son bir para havalest gönderip igi kapatmasini, operasyona ait faturalart
ödeyip derhal New Haven'e dönmesi talimatml verdi. Su strada takvimler1859 senesi Agustos
aymin son günlerinigösteriyordu.
1859 ylli Agustos ayimn 27sinde, bir cumartesi günü ögleden sonrasi, altmlydokuz feet
derinlikteki bir kuyuda kazi yapildigi bir sirada, aniden, sondaj aletinin bir çatlagagirdigini ve
hemen sonra tekrar bir alti inç daha derinlige indigini fark ettiler. Sagkinliga ugrayan ekip artik
hafta sonunun geri kalan kisminda çaltymamayakarar verdi. Ertesi gün, ki günlerden pazardi,
BillAmca kuyuyugörmekisteyerek kuyunun bulundugu yere geldi. Egilip boru içinden apaglya
bakt1. Gördügügey su üzerinde yüzmekte olan keyu renkte bir sivlydi. Sividannumune almak
için kuyu içine teneke bir kova sarkitildi. BillAmca gagkinadönmügtü; çikarilan yogun agtrlikta-
ki sivly1incelerken duydugu heyecan yüzünden kolayca okunuyordu.Pazartesi sabahi olup da
Drake kuyunun bulundugu yere gelince ilginç bir manzarayla kargilaytt.Bill Amca ve ogullan
kuyunun hemen yanmda duruyor ve yant baslanndaki içi petrol dolu çok sayida flç1, legen ve
varil gibikaplarin nöbetini tutuyorlardi.Sagkmhgint kisa zamanda atan Drake hemen alelade bir
el pompasmi kuyuya baglayarak pompalamaya bagladt. Yaptigi gey projeyle alay eden kipilerin
alay konusu ettikleri iglemin ta kendisiydi. Sivinm pompalanmasi, garip bir rastlantiyla Town-
send'in gönderdigi para ihbarnamesi ve igi kapatma emrinin Drake'e ulagmasi ile aym güne rast-
11yordu... Su emir eger bir hafta evvel gelmig olsaydi, büyük olasihldaigyeri bugün kapatilmig
durumda olatakti. Fakat artik bunu yapamazdi. Kendikafasinm dikine gitmesinin ödülünü gör-
müg ve tam zamamnda petrolü bulmu tu. Oil Creek'teyapyan tüm çiftçiler vakit kaybetmeden

25
Titusville'e akm etmeye bagladt Bir taraftan da durmadan haykirlyorlardi: "Yankee petrol bul-
dul" Haber büyük bir yangmm etrafa yayllmasigibi,yöreye yayildtve yer kapip petrol çikarmak
için söz konusu bölgeyeçilgmbir hücum bagladt.
Ancak, petrol için yapilankazida elde edilen baçan parasal alanda ayni oranda olmadi ve
petrol baçansmm, parasal baçariyi garantilemedigt anlagildi.Su durum kugkusuz ileride yeni bir-
taktm sorunlara yol açacakti.Örneginakip giden petrolle Drakeve BillyAmca nasil bag edecek-
lerdi? Önceleribölgede bulduklari tüm viski fiçilarinael koyup her birini teker teker petrolle
doldurdular. Dolduracak bagka fiçi kalmaymca, bu defa tahtadan bir miktar f1çiyapip konuyu
çözmek istediler. Ancak büyük bir ganssizhkeseri, bir gece kullandiklar1 fenerden siçrayan bir
alev aniden petrol gazlanni tutugturarakpetrolün biriktirildigi bölgenin tümüylehavaya uçmasi-
na ve kizgm alevler içinde yanip kül olmasma neden oldu, Bu arada kom§u çevrelere yeni yeni
kuyular açihyor,giderekdaha çok kayayagi çikarillyordu.Su durum, petrol arzinm petrole du-
yulan talebi çok agmasi, fiyatm sürekli degigmesiyle sonuçlanlyordu.Petrol çikarmada uygula-
nan kazi yöntemlerinin geligmesiyleartik kayayagi sikintisison bulmuytu..Simdi sikmtisi çekilen
tek geyviski fiçisiyokluguydu.Nitekim çok geçmeden viski f1çilarmmmaliyetio denli yükseldi
ki bir viski ftçismin flyati, içindeki petrol fiyation yaklagikiki katma ula§tl.

"ÇagtnIgigi"
Pennsylvania kayayagmin rafine edilmig gazyagthalinde pazara sürülmesi çok vakit almadi.
Gazyagmm erdemleri çabukanlagilmigt1, Drake'in kegfiüzerinden henüz bir yll bile geçmeden
petrolkonusundaAmerika'nm ilk el kitabml yazmig olan bir yazar,kitabinda gunlarisöylüyondu:
"Biraydmlatici olatak petrolgekilsizdir.Sekilden yoksunolan bu madde aslmda 'ÇagmIgigt'dir."
Yazar,aynca pu tammlamaytda ekliyordu: "Petrolüyanar halde görmemigolanlarrahat etsinler.
Onun tçigt ay 1;igi degildir. Su igik olsa olsa gün igigina benzetilebilir, çünkü gün lylgi kadar te-
miz, kuvvetli, parlakbir igiktir. Petro1ünsaçttgt igikta karanliga yer yoktur... Kayayagiçok mü-
kemmel, çok ince bir igik saçar. Dünyadaki en parlakve aym zamanda en ucuz olan bu igik, an-
cak Krallarave Kral ailelerine yaraçan, Cumhuriyetçílere ve Demokratlara ise hiç yaragmayan
bir igiktir."
Ìçeilk tegebbüsetmigolanlardan George Bissellköye ilk gelenlerdenve en acelecidavra-
nanlardan biriydi. Oil Creek yöresinde yüz binlerce dolar harcayarak çilgmcaaligverigyap1yor,
çiftliklerkirahyor, araziler satm allyordu. Egine yazdigi mektupta gunlan söylüyordu:"Burada
egine rastlanmayan bir heyecan yagiyoruz.Yöre sakinlerinin tümü yan ç11gtn durumda... Haya-

umdahlç böyle bir beyecan görmedim. Tüm bati yöresi sakinleri burada toplamyor.Eu arada,
yörenin petrol vaat eden kesimlerinde toprak satm alabilmek için astronomik flyatlar teklifedi-
llyor." Bu noktaya gelebilmek igin Bissell yaçammmalti yllim vermigtive yagadigt serüvende
kargilagtigi inig ve çikiglar ona pu sözleri söylemek hakkim veriyordu: "SagligLm
oldukçaiyi, an-
cakçok fazla ylprandim. Yolumuz çok zor engellerle dolu. Ama emin oldugum bir geyvar; gele-
cegimiz çok parlakve çok güvenli, bundan hiç kugkum yok... Büyük bir servet kazanacagimiz
anlagthyor."
Bissellgörügünde hakllydi, nitekim gerçekten de çok zengin oldu. Para bagigi yapan birçok
haytrseverarkadagtgibi o da Dartmouth'da bir jimnastiksalonu kurulmast için gereken parayi
bagigladi. Dartmouth'useçmesininnedent, projesindekendisine ilham vermig olan kayayagi gi-
esini ilk defa burada görmügolmasiydt.Ögrencilik
"bowling"
yillarmda Bissell sporuna gok
dügkündü. Bu agin dügkünlük zaman zaman sorunlar yaratiyor ve Bissell'indisiplin cezasma
çarptirilmasma neden oluyordu. Kendi ifadesiyle disiplin sorunlarmm amsma" Bissell lim-
"bu

nastikhanede alti adet bowling salonu yapilmasim istedi ve bunda israr etti. Hayatmm daha ileri·
ve ününün" kltamn bir ucundan öbür ucuna, yagayan tüm petrol-
"isminin

kl yillarmda Bissell

26
cülercetanmdigisöylenir. Eu çaligmada,parasal yönden en büyük katkly! saglamigolan banker
Townsend'egelince, yazik ki kendisi hakki olduguna inandigi gan ve.yöhrete kavugamamigtir.
"Bu igin tüm planmiben yaptim,benim önerilerim yürürlüge kondu" diyor ve buruk bir ifadey-
le ekliyordu: "Gerekenpara benim tarafimdan ortaya kondu ve ait oldugu yere gönderildi.Söy-
leyecegim qu sözleregoistoldugumlçin degil, gerçegi yansittigi için söylenmigtir.Petrol çikarma
ugruna yapmt; olduklanmi eger yapmamig olsaydim, bugün petrol kesinlikle çtkanlmamigola-
cakti." Ve sözlerine gunlan da ekliyordu: "YagadiglmBCl Ve Raygllanbir servet ugruna dahi bir

kez daha yinelemek istemem."


Drake'e gelinceonun hesabma igler hiç de lyi gitmedi.Öncepetrol alic111gl yapti, daha son-
ra da petrol hisseleri konusunda ihtisas yapan bir Wallstreet firmasma ortak oldu. Tedbirsiz, lyi
bir igadamt niteliklerinden uzak ve konu ticaret oldugunda gerçekten kumarbaz gibi hareket
eden bir kipiydi. 1866 yllma gelindiginde tüm servetinikaybetmig Drake, losa süre sonra yan
kötürüm oldu ve hayatmin geri kalan y111armi aci çekerekyaçadt ve sefalet içinde öldü. Bir dos:
tuna yazdigt mektupta gunlari söylüyordu:"Eger içinizde hâlâ biraz insanhk kirintist kalmtysa ve
ben ve ailemiçin en ufak bir merhamet duygusu taylyorsamz,bana para gönderin. Acmacak de-
recede parayaihtlyacim var, ayrica hastayim." Sonunda1873yllmdaPennsylvania Eyaleti ken-
disine geçmighizmetleri amsinahayat boyu devam edecek küçük bir maag bagladt Bu sayede
Drake yagamtmn son y1llarmdafiziki acilan degilse bile parasal acilarmindíndirilmesi konusun-
da az da olsa rahata kavugmuy oldu.
Yaçammm son ylllarma dogru Drake, petrol tarihindelay1koldugu yeri alabilmeçabasma
girigti. Su konuda gu sözleri söylemigtir: "Iddiaedlyorum; petrol ç1karmada kullamlan Petrol
Borusu'nun mucidibenim.Onu ilk ige uygulayan klgi de benim. Eger ben bu icad1 yapmamig
olsaydim,topraksuyla dolu oldugu zamanlarda insanlar derindeki topraklardakazi yapamaya-
caklard1.Yine iddia ediyorumki, Amerika'da petrol çikarmak için ilk defa kazilan ilk petrol ku-
yusu kazisim da bizzat ben yaptim,hatta bu kuyuyu sizleregösterebilirim." Bu iddiasmi pekiç-
tirmek için gu sözleri ekliyordu:"Eger ben bunu yapmamig olsaydim, bu iq bugüne dek yapil-
mamigolacakti."

ÍlkPatlayly
Gerçekten de rafine etme igi, gazyagt ile denemeler, uygun olan lambamn seçimi gibi yeni türe-
yen bir endüstrinin tüm elemanlan, bir tanesi digmda, tamamlanmig,yerli yerini bulmugtu.Ek-
sik olan tek gey, Drake'in kazi sirasinda anlaylpispalladigi gibi,yeni geligenendüstrinin son ge-
reksinimi olan el altmdayeterli birikim bulundurma igiydi. Su saglandigt takdirdeartik insanog-
lu, geceningeliginigeciktirme yetenegine sahip olacakti. Drake'in keyfidünya nüfusuna hareket
yetenegi ve güç kazandiracak, uluslarm ve imparatorluklarin yükseligve dügüglerinde en önem-
li rolü oynayacak,bununla da kalmaytp insan toplumunungeçirdigi evrimde en etkin unsur du-
rumuna gelecekti.Kugkusuz bu geligmeler henüz yaçanmamigt1,ama yaçanacakti.
Su geligimi izleyen günlerde öyle bir yey oldu ki, meydanagelen olay tipki altma hücum
günleriniammsatti. Oil Creek bölgesinin dar vadisinde birdenbire bütün evlerkapigilircasina tu-
tuldu ve daha 1860 Kasim ayi gelmeden, yani Drake'in kegli üzerinden on be; ay sonra, yakla-
gik yetmig beg kuyu üretime geçti. Toprak yüzeyinde yara izini andiran kuru çukurlar olugtu.
1860 yllma gelinceyedek bir yazarm dedigi gibi "Titusville artik spekülasyona susamig yabanc1-
lann randevu yeri" olmugtu.Ayn1 yazargunlarida söylüyordu: "Bu insanlar birbiriyle flyat konu-
sunda iddialaglyor, hisse senedialiyor,toprakalipsatlyor, kuyularmderinligi, görünümü veyave-
rim kapasitesiv.s. gibi konularda birbirlerlyle tartigiyorlar.
Yöreyibugün terkeden biri ertesigün
kargisma ilk çikan kiglye hemen bu konuyu açiyor,kuyunun günde örnegin 50 varil saf petrol
verdlgini söylüyor... Su söylentilerin etkislyle, ertesi gün yöreye yeni bir insan akimi oluyor ve

27
bunlann sayist belki de gidenlerdençok... Hareket halindeki bir an kovamnda bile bu denli cog-
ku görülmemig, bu kadar çok gürültü duyulmamigttr."
Oil Creek yäresinin eteklerinde, yörenin Allegheny Nehri'neuzandigi yerde, admi Seneka-
11bir Kizilderili geftenalmt; Cornplanterisminde küçük bir kent vardt. Zamanla kentm ismi de-
gigtirilmig ve Oil City (Petrol Kentil admi almigti.Petrol Kentigiderek Titusville'leheraber bu-
gün Petrol Bölgeleri diye amlan araziyi.olugturdu ve bu ara2inin en büyük merkezi haline geldi.
Ham petrolügazyagmaçevirenrafineriyi kurma iglemi ucuza mal oldugundan, 1860 yilmagel-
meden Petrol Bölgeleri'nde en az on beg rafineri faaliyetegeçmigdurumdaydL Ayrica Pittsburgh
bölgesinde be; rafineri daha kurulmugtu. 1860 ylbnda yöreyi gezen bir kömür yagi rafinericisi,
süregelen yangmalarikendi gözüylegörmügve gunlansöylemigti: "Eger bu igteki baçan devam
ederse, bu kömür madenciligininsonu demektir." Gerçektende zamanlabu säzlerin dogrulugu
kanitland1. 1860 yllisona ermeden kömür yagi rafinericileri ya igibirakmak zorunda kaldilar ya
da süratlemeslekdegigtiripham petrol rafinericiligine yöneldiler.
O güne kadar bulunmug olan kuyular sadece mütevazimiktarda petrol üretebildigi için
pompalanmasi gerekiyordu. Eu durum 1861 ylh Nisan ayma kadar devam etti. Nisanaylridabir
gün durum degigtl. Yapilanbir kazida, kazicilar ilk defa olarak petrol püskürten bir kuyuya rast-
lad11ar.Kuyuinamlmaz bir hizia petrol püskürtüyorve günde üç bin varil petrol veriyordu. Bir
gün kuyudan gelen petrol havayla tutugtu Ve büyük bir patlama duyuldu. Sonuçta,oluganate;
duvarmda on dokuz kigi öldü. Eu yangin üç gün devam etti. Su durum dünyaya bir mesajveri-
yor Ye yeni türeyen endüstri için bol miktarda hammadde temin edilebilecegini duyuruyordu.
Ancak bu arada daha önemli bir haberin ortaya ç1kmasi,yani Güney'inkonfederasyon kuvvetle-
rinin Sumter Kalesi'ne ate; açip iç savagi baglatmalari, bu müthig haberin en azmdan bir süre
için yeterincekigi tarafmdanduyulmasm1 engellemigti.
Bati Pennsylvania'da petrol üretimi öyle çabukgeligiyorduki, 1860'ta 450.000 varil olan
üretim 1862'de 3 milyon varili bulmugtu. Ne var ki bu igin pazarlamasi yavag oluguyordu ve ha-
cim itibariyle çabukgenigleyenpetrol kargismda ona yetecek, cevap verecek hlza erigemiyordu.
Sonuçtaflyatlar dügmeye baç1ad1ve örnegin 1861 Ocak aymda varili 10 dolar olan petrol hazi-
ran ayina kadar 50 sente kadar dügtü. Sonradan daha da dügerek 1861 ylh bitmeden 10 sente
kadar indi. Bu birçok üretici için mahvolmaanlamma geliyordu. Flyatlarm bu gekilde ucuzlay1g1
Pennsylvania petrolüne pazar yerinde çabuk ve kesin zafer sagladi; tüketici kitlelerini arkasm-
dan sürükledive kömür yagiyla öteki aydmlaticilan saf digt etti. Kisazamanda talep arzla denge-
lendi ve fiyatlar 1862 yih bitiminde varil bagma 4 dolara yükseldi. 1863 Eylülü'ndeise varil ba-
Ina 7,25 dolara kadar yükselmigth Fiyatlardakihu akil almaz dalgalanmalara kargm
"bir

günde
zengin olundugu" hikâyeleri kitleleri Petrol Bölgeleri'ne çekmeyedevam ediyordu. Aradan iki
yll geçmemigti ki, sonradanbüyük ün kazanan bir kuyu, yatinlan her dolar kargihgi 15.000 do-
lar kât saglar oldu.
Amerikan lç Savagt,Petrol Bölgeleri'ndeki çilgmpatlamay1olumsuz yönde etkilemek bir
yana, petrolcülügün gelíçmesinde belli bagli itici güç olmugtur.Bunun nedeni de göyleagiklana-
bilir: ¶avag nedeniyle Güney'den yapilan petrol sevklyati durmuytu. Bu da terebentindençikan-
"camphene"

lan ucuz aydinlatict yag (neftyag1)gereksiniminipiddetleartirmigtive aradakibog-


luk çarÇabuk Pennsylvania yagmdan elde edilen gazyagt ile dolduruldu. Böylece Kuzey'de çok
çabuk geligenyeni pazarlar oltigtu. Güney'in federasyondan çekilmesi üzerine Kuzey,Ameri-
ka'mn en büyük ihraç maddelerinden biri olan pamugun getirdigigellrdenyoksun kaldt. Bu ge-
lir boglugu da Avrupa'ya yapilan petrol ihracatinm hizla arttnasi yoluyla dolduruldu ve böylece
yeni bil gelir kaynay saglanmig oldu.
Savagmbütün çalkantilari ile birlikte sona erigiyüz binlerce emekli askerin Petrol Bölgele-
ri'ne alan etmesine neden oldu. Bu askerlerkendilerine yeni bir yayanti kurmak ve yeni geligen
spekülatif ortamda bir servet edinmek amacmdaydilan Bu spekülatif patlama, flyatlarin sürekli

28
oynamasi ve varil bagma l3,75 dolara kadar yükselmesi yüzünden giderek kiziglyordu,Bu kar-
maganmetkileritüm Dogu Yakasinda hissedillyor,yeni türemigyüzlercepetrol girketi fiyatlar-
daki inig çikiglarlaçalkalanlyordu.Öylebir zaman geldi ki bu yeni girketler New York'un mallye
merkezi sayllan kesitinde kendiferine çaligacak büro bulamaz oldular. Hisseleriolaganüstü bir
hizla satillyordu, Öyleki bir gün yeni girketlerdenbiri sahip olduguhisselerin tümünü sadece
dört saat iginde elden çikardi.Durumdanetkilenen bir ingilizbanker ga kmligmi pu sözlerleifa-
de ediyordu:"Yüz binlerce insan görüyorsunuz. Bunlarm hepsi petrolün sagladigtkazanci ban-
kalann verdigi küçük faiz oramna tercih ediyorlar." Washington D C'de esen çilgm havadan
New Yorkda etkilenmigti. Petrol topraklarmabüyük yatirim yapmig olan ve sonradan Amerika
BirlegikDevlelleri Baykani olanJames Garfield,petrol arama belgesi saticist birine, bu konuyu
kendisi gibi Kongre üyesi olan öteki bazi kipilerle konugtugunu, herkesin "bu
igin içinde oldu-
gunu, humma hastaligim andiran bu akimdan Kongre'ninde giddette etkilenmigoldugunu"
söyledi.
Çtlgmcasma süregelen bu spekülasyonbelki de en fyl gekilde, Titusville'den on beg mil
uzaktaki Pithole Creek mevkiindeki Pithole kasabasma ait öyküyle açiklanabilir. Bu kasabada,
ilk kuyu 1865 y111 Ocak aymda, yogun ormanhk bir arazide açilmigti. Daha haziran ayi gelme-
den dött kuyudan birden, hem de günde iki bin varil petrol ftçkirmayabagladi. Petrol Bölgele-
ri'nin verdigi tüm randimanm üçte biri kadardi.Artik yollari dolduran insanlar ve petrol yüklü
vagonlarla tam bir karmaça gözleniyordu.O günlerde yöreyi gezen biri aynen gunlan söylemig-
tir: "Tüm çevre bit kita dolusu askerin diate olduklan zaman duytilan koku gibi kokuyor." Arazi
spekülasyonu hiçbir smir tanimiyordu,Birkaç ay evvel gerçekten hiçbir degeri olmayan bir çiftli-
gin,birkaç ay sonra, 1865 Temmuzu'nda1,3 milyondolara satildigi, Eylül aymdatekrar,,bude-
fa iki milyon dolara yeniden satildigi oluyordu. Aym yllmayni ayinda, Pithole Creekçevresinde
uretim günde alti bin varili bulmuçtu. Bu, Petrol Bölgeleri'nin tüm üretiminin üçte ikisiydi. Ve
ayni yllni eylül ayma kadar balta girmemigormanlardabir vakitler yeri bile bilinmeyen toprak-
larda artik on be; bin nüfuslu bir kasaba dogmuçtu. New York Heraldgazetesininyazdigma gö-
re, Pithole kasabasmm en önde gelen igi
"içki
içmek ve kira" igleriydi. Nation gazetesi ise görü-
ünü çu säzlerle ifade ediyordu: "Bu kasabada ucuz cins içilen lçkinin tüm dünyada aym büyük-
lükteki kasabalardan herhangi birinde içilen içkiden daha fazla oldugurahatça iddia edilebilir."
Tüm bunlara kargm Pithole kasabasi sahip oldugu iki banka, iki telgrafhane,bir gazete, blr su ge-
bekesi, itfaiye teykilati,düzinelerle pansiyon ve iq sahalanyla,üç tanesizamanm büyük gehirza-
rafet standardina uygun on begten fazla oteli ve günde be; bini agkmmektup muamelesiyapan
postanesiyle, çoktan saygm bir kent olmayayönelmigti.
.Ancak birkaç ay sonra, birdenbire, tipkt ba§1adigt zamanki hiz1yla,üretim dügmeye baglad1.
Pithole halki için bu bir felaket, yani, kutsal kitapta yazili veba gibi bir geydL 1866 Ocak aymda,
petrolün kegfedildigigünden sadece bir yll sonra, binlerce kasabah yeni umutlar ve firsatlar pe-
ginde kasabadan kaçar oldular. Hemen bir
gece içinde vahgi ormanlardan figkirmigolan kasaba
artik tamamen-terk edilmigti.Ateg çemberiyle sarilan binalar kül olup gitmig,.geride kalan ahgap
iskeletler, ya bagkayerlerde kullanmak için parçalanmig, da civartepelerde
ya yagayançiftçilerce
çira yeríne kullanilmigtl. Böylece Pithole yeniden sessizlik ve vahgete bürünüyordu.1865'te Pit-
hole'de 2 milyon dolara satilan bir parselarari, 1887de 4,37 dolara, hem de müzayede ile sati.
11yordu.
Pithole sönerken, spekülatifpatlama bu kez bagka bir yerde doguyor, tüm kompu bölgeleri
bagrinda topluyordu.Petrol Bölgeleri'ninüretimi 1866'da 3,6 milyon varile s1çradL Anlagildigt-
na gõre petrol cogkusuhiçbir smtr tanimayacaktive giderek petrol salt bir aydmlatmave yagla-
ma kaynagi degil, aym zamanda popülerkültürün bir parçastolacakti.Artik Amerikal11ar"Ame-
rikan Petrol Polkasi" ve "Petrol Hummasi Dörtnala" melodileriegligindedans ediyor, "ÜnlüPet-
rol Firmalan" ve "Kafamizdaki Petrol" ark11armi dillerinden dügürmüyorlardi.

29
Kafamizdaki Petrol

Türlü türlü yaglarvar


"tatli."

Balikyagi,kastor, ayçiçekgibi
Hastay: ayaklandiran
Vede yapan kanatti.
Bizimki ise garip bir yag
Elde ettigimiz Kuyu
însanlancopturmaktir
onun Huyú
Sarkimizla
Kafamizdakipetrol...
Kafamizdakipetrol...
Bir kompumuz var
Adi Bay Smith.
Metelige kurgun atardi
Yirtikglysilerleyatardi
Çabuktoparlad1kendini
Bu fakir genç...
Birde gimdigörün onu
Nasil da degigti sonu
Artik çok gik giyinlyor
Spor yapip övünüyor.
Elmas, Çocukhepsi onda
Bayarisigarkimizda
Kafamizdaki petrol...
Kafamizdakipetrol...

Gürültü, Patirti
Petrol bulma yanymi bagka bir yang izliyordu. Petrolü olanakverdigi oranda çabuk ve çok mik-
tarda üretme yangi, "Flagürün" elde etme çabasi genellikle petrol rezervlerini bozuyor, gaz ba-
smcmin zamamndan önce tükenmesineyol açiyor, böylece rezervlerinonanlmasinigüçleptiri-
yordu. Yíne de bu yöntem standart uygulama olarak kabul edilmigti ve bu da bazi gerekçelere
dayamyordu. Bunlardan biri jeoloyikbilgi eksikligiydi. Bir digeri vaat edilen büyük ve çabuk
ödüller, üçüncüsü ise kiralama kogullanmn yapist gereginceüretimi mümkünoldugu kadar ça-
buk yapana prim ödenmesiydi.
Ancak, Amerikan petrol üretimi megruiçtihadimn ve bizzat petrolendüstrisiyapisinm ge-
"ele

killendirilmesindeen büyük etken Ingiliz örf ve adet hukukuna dayali bir doktrin olan ge-
çlrme" yasasiolmugtur.Su yasayagöre, eger bir av hayvantveya kug, belirli bir arazidenbagka
bir araziye geçecek olsa, geçmíç oldugu arazinin sahibi av hayvanim kendi topraklan üzerinde
öldürme yetkisine sahip oluyordu. Buna benzer bagka bir yasaya göre de, topraksahipleri kendi
topraklanaltindabulunan herhangi bir hazineyi, eger varsa, çekipçtkarmakhakkina sahipti. Bir
Ingilizyargicm yargisma göre, bu sakli damarlan içinden nelerin geçtiginden hiç kimse
"arzm

emin olamazdi."
Petrolüretimine uygulandigmda ele geçirmekuralmin arazi sahipleri yönünden anlamiise
kendi arazileriiginde petrol çiktiginda, alabilecekleripetrolün hepsine kendilerinin sahipolma-
larlydi. Bu, kuyuyu ey oranda kazmadildari ve civar kuyulann ve kompu üreticilerin verimini
dügürdükleri zaman da aynen geçerli oluyordu.

30
Bu nedenle kaçmilmaz olarak yalon olan kuyularm sahipleri,mümkün oldugu kadar çok
petrol çikarmak için birbirleriyle ateglibir rekabet iÇindeydi.
Amaçlari petrolü kendilerinden ev-
vel bir bagkasimn ç\karmasmiengellemekti. Ancak hizil üretîme bu gekildeagirlik verilmesi
hem üretimde hem de flyattarüzerinde tutarsizligayol açti. Petrol kugkusuzav hayvanlarlyla bir
tutulamazdt.Dolayislyla ele geçirme kurah bir hayli zarar ziyana neden olup, belli bir kuyudan
çekilen üretimi olumsuz yönde etkiledi. Buna karço kapkaç kurali bazi bakimlardan avantaj da
saglamigttr.Ele geçirmekurah sayesindebirçok insan bu endüstride kendilerineyer buldu ve ku-
ral olmasaydi asla ögrenemeyecekleri bazi gerekli becerileri ögrendiler. Kapkaç kuralinm bagka
bir avantajida, firetimi daha çabuksaglama yoluyla, daha genigalan11pazarlarkurulmasma yar-
dim etmig olugudur.
Ele gegirmekuralinin -ve servet yangimn- daha da biledigi bu karmayada Petrol Bölgele-
ri'nde içinden çikilmaz bir manzaraolugtu. Üstüste insan ylginlan, irili ufaklikulübeler, gece-
kondu tipiahyapbinalar, hepsi bir tek odada dört, beg, alti hatta yedisaman yataktan otel, inça-,
at iskeleleri, stoklama tanklarive hepsi de umut ve söylentilerle enerjilerine enerji katmig insan-
lar, petrolün yaydigi keskin koku; hepsi birden bu manzaradayer allyordu. Ayricakaçinilmasi as-
la mümkünolmayanve sürekli olarak varligtm gösterenbir de çamur olgusu vardi. O günlerde
yagamigiki ayn yazarm gözleminegöre "Oil Creek Çamuru" kendine özgü bir ün kazanmigti.
Su ün, çamuru gören ve çamur içinden geçip kendilerine yol açanlann bellegiride her zaman ta-
zeligini koruyacakti. Derinlere kadar iglemig, tarifedilmezderecede stkmti veren bu çamur yag-
mutlu havalarda ana caddeleri tamamen kapliyor, kasabalannana sevkiyat merkeziolan yollari
çamurdanolugmu sivi bir göl veya çamur alam görünümüne sokuyordu.
Bütün bu gürültü patirtiyi ve çabuk para kazanma hirs1ylagelmig "vurgunculari"
görüp de,
petrol sahneye çikmadanönceki sakin Pennsylvania tepelerinive köylerini animsayanlar,özle-
mini çekenlerde yok degildi. Bu kipiler insan dogasmm nasil olup da bu denli degigebilecegini
ve servete konma hayaliyle onurlarmiyitirebilecegini birbirlerine soruyordu.Yörede yagayanbir
yazar 1865 y11mda punlan yazmigti: "Petrol ve arazi çopkusu bu bölgede artik salgmbir hastallk
oldu. Su salgin her siniftan,her yagtan ve her türlü kogullar altmdayaçayan insanlan tümüyle
sarmig durumda. Bu insanlar alti ay evvelki görünümlerinden çokfarklilar.Konu§malan, bakigla-
n, davraniëlari tamamenbagka. Anladiklan tek geyarazi, kiralama, kontrat, uyugmazlik, anlag-
ma, faiz gibikonular. Bunlann diginda hiçbir geyialgilamlyorlar.Her kögede garipsuratli insanla-
ra rasthyoruz.Yöre halkmm asilsakinleriburayi terk edip New York'a veya Philadelphia'ya gitti-
ler, hempehrilerimizin yandan fazlasi pimdioradalar. Mahkeme binamiz tam bir durgunluk için-
de; banmiz yozlagnily,sosyal çevremiz dagilmig, mabedimiz unutulmuy gltmig. Servetekonma
ugrunda yap11anbu dolu dizgin hücumda, yanm yüzyildanbu yana egemen olmuytüm ädelleri-
miz, fikirlerimiz, derneklerimiz alaçagt oldu. Bazi fakir kimselerzengin oluyor; zengin kimseler
daha zengin oluyor; fakirve zengin bazi kigilerse yapmig olduklan tüm yatinmi bir anda kaybe-
diyorlar. Igteböyle yaglyoruz."
Aym yazarson olarak gunlansöylüyordu;"Öyle görünüyorki kaynamakta olan kazantn üs-
tündeki damlaaklar çok yakmda patlayacaktir."
Damlac1klargerçekten de patladi; bu patlama spekülasyonun ve çilginbir akiglaoluganagi-
n üretimin kaçmilmaz bir tepkislydi.1866 ve 1867 ytllarmda petrolendüstrisidepresyon geçiri-
yordu; flyatlar varil bagma 2,40 dolara dügmügtü. Su arada bazi kipiler kazi igini biraktilarsa da,
bazilan devam etti ve zamanla Oil Creek arkalarmdayeni kuyular açildi.Bu sanayiden artik ba-
zt yenilikler ve organizasyondüzeltmeleri beklenir oldu.
lik petrol kegfiyleberaber, bazi kipiler yük arabalanmnatlarmi kamçilayarak bog varil yük-
leri lle bfrlikte petrol bölgelerine dogru doludizgin akin edip petrol tagimact11gi
yapmayabagladt-
lar. Fonksiyonlan yönünden sadece bir vasita olmaktan fa21aanlam taglyanbu kipiler,kendilerini
igin tekeliniellerinde tutar gördüklerinden çok agin flyat talepediyorlardi.Öyleki bir varil pet-

31
rolün çamurluyollariagip birkaç mil ötedeki tren istasyonuna taginmasi,aym varili Pennsylva-
nia'dan New York'a trenle nakletmekten daha pahahyageliyordu.Araba sürücülerininnakliye
konusundaki baskilan o derece bunalticlydt ki, sonunda bir alternatif bulmaya karar verildí ve
nakliye iginin boru hattiyla yapilmasi karara bagland1. 1863 11e 1865 ylllari arasmdatoplumdan
gelen tüm alaylara ve küçümsemelere kargin tahtadan yapilan boru hatlannm petrol tagimacill-
gindaçok daha verimli ve ucuza geleceglartik anlagilmigti.Konumlartmn degigtigini gören ara-
ba sürücüleri buna tehditler savurarak, silahltsaldinlardabulunarak, kundakç1lik ve sabotajlar
yaparak tepkigösterdiler.Fakat çok geç kalmiglardi. l 866 yihna gelinceye kadar Petrol Bölgele-
ri'ndeki tüm kuyulara petrol hatti dögenmigti. Gelen petrolün demiryoluna bagh daha genigbir
boru hattma akmasi da saglanml§tl.
Rafinericiler petrol satin almak istlyordu. Ancak bu da bir hayli karga§adan sonra gerçekle-
gebildi.Petrol satin alma igi, önceleri at üstünde gelip kuyu kuyu' dolagan, kagla göz arasinda
ahm igini bitiren alicilarca yapillyordu. Fakatendüstrinin büyümesiyle daha düzenli bir pazarla-
ma sistemiolugtu. Artik alicilar ve satictlar gayri resmi olarak bir araya gelipflyat üzerinde anla-
çtyor,öyle aligveri; yaplyorlardt.Bu lisûl Titusville'de bir otelde veya demiryoluna yakm bir ku-
yu kenarmda yapilan.bir pazarliktansonra benimseniyordu. 1870'li yillarin bagmdanitibaren
petrol alim satim1 daha resmi esaslara baglandi ve bu ilk kez Oll City, Titusville'de, Petrol Bölge-
leri'nde ve New York'ta uygulandi. Petrol alim sattml üç ayn sistemle yapillyordu. Birincisi
satiplardenen, petrolünderhal almip ödemenin derhal yapildigt sistem.Ikincisi
"spot" "normal"

satig dedikleri ve tüm iglemlerin mutlaka on gün içinde bitirilmesini gerelttirensistem, Üçüncü-
alt" satiglardauygulanan sistemdi.Su sonuncu sistembelirlimiktarda petrolün be-
"gelecege

lirli bir fiyatta belirli bir zaman içinde satilmasmi öngörüyordu. Gelecegeait flyatlar spekülasyo-
na son derece elveri§liydi.Eu yüzden zamanla petrol
"günün

en revaçta spekülatif metai" olup


çikti. Alicimn önünde seçebilecegiiki yol vardi. Yapetrolü hemen almak ve kontratta yazili fiya-
ti hemen ödemek; veya petrolüsonradanalmak ve bunu yaparken kontrattaki fiyatla o günkü
fiyat arasmdaki farkt -eger varsa- saticlya ödemek, ya'da gerektigindegeri almak. Sa-
"normal"

dece bunu yapmakla, daha petro1ü almadan, ahctlarhatiri sayihrbir kâr saglamig oluyordu.Tabii
bazen de korkunç bir zaran gözealmalangerekiyordu.
1871 yllmda, daha "Titusville Petrol Allm Satim Sirketi" kurulmadan önce petrol çok bü-
yük bir iq olma yolunda bir hayli yol kat etmig, milyonlarca insanin yagantisimdeglçtiren bir en-
düstri olmuçtu. Eu arada 1860'tan 187l'e kadarki son on yll içinde olugan geligmeler, özellikle
Drake'in akla durgunluk veren deneyiminin sagladigt bag döndürücü geligme unutulmamalidir.
Drake'in deneyimi gerçekten, Amerikan kafasmin, ileride lyi kazanç getirecegineinandi ,1
herhangi bir endüstri dalinda ne denli enerjik hareket edebileceginigösteren ve sonsuza dek
yaçayacak bir kamt sayllmalidir. GeorgeBissell'in içgüdüsü, Edwin Drake'in kegfi ve her ikisi-
nin birlikte gösterdigi sebat, çalkantih bir devrin açtligmaneden olmu§tur. Su çaga zekâ ve yeni-
lik; pazarlik ve üçkâgitçtlik; kazamlan servetler,kaybedilen servetler;hiçbir zaman kazamlma-
mig servetler; ylpratici çaligmave aci düg kiriklari; ve son olarakda akil almaz bir büyüme çagi
denebilir.
Bütün bunlar gözden geçirildiginde, acaba petrolün geleceginden ne beklenebilirdi? Olan
bitenlerebir kez daha bakip Bati Pennsylvania'da o denli yogun yaganan olaylariyeriiden dügü-
nenler, gelecekteçok daha lyi firsatlar çikacaglbeklentisine girdiler.Petrol endüstrisinin gelece
gininson derece büyük ve çok parlak oldugunudügünüyorlard1. Bu Petrol Bölgeleri'nde yaça-
yanlardan sadece pek azinm dügünebilecegi kadar büyük hacimde ve parlak bir gelecek olacak-
ti. Ancak öte yandan da etrafta dönen karmaça ve düzensizlik, dalgalanmalar diglanlyor,redde-
diliyor ve hakaret görüyorlardi. Yinede girigimcilerbenimsedigi, petrol iginin nasilorganizeedi-
lecegi ve geligtirilecegihakkinda çok kuvvetli ve inandiklan fikirlere sahipti. Bu fikirlere uyarak
kisazamanda harekete geçip, kendi planlarmi esas alarak uygulamaya geçtiler.

32
2
"Planimiz"

John D. Rockefeller ve Amerikan Petrolünün Birlegmesi


1865 yllinin bir pubat günü, Cleveland, Ohio'da garip bir müzayede yapillyordu. Kent yll
o en
açall günlerini yagtyor,hem Amerikan Ìç Savasi'ndan ve hem de petrol vurgunundan büyük ka-
zançlar saglayarak çiktigtiçin, refah içinde yagayarak Amerika'nin büyük endüstriyel geligme
ça-
gminkeyfini çikartyordu. Kentin en bagarili sayilan petrol rafinerilerinin birinde, üst düzeyden
iki ortak, her zamanki gibi büyüme hizi hakkmda
tartiglyorve her zamanki anlagmazhklanndan
birini daha yaglyorlardi.Ortaklardan daha tedbirliolam, Maurice Clark arkadagmt ortakligtboz-
makla tehdit etti. Ama bu kez diger ortak, JohnD. Rockefeller arkadagini çagkinlikiçinde biraka-
Tak
ayrilmaönerisini kabul etti. Sonundabu iki kigi ortaklaga özel bir açik arttirma düzenlemeyi
kararlagtird11ar.Açik arttirmada en yüksek flyatt hangisi verirse girketonun olacakt1.Agik
arttir-
mayihemen oracikta, ofiste yapmaya karar verdiler.
Açik arttirma 500 dolarla bagladlysa da miktar çabucak yükseldi. Maurice Clark kisa za-
manda 72.000 dolara çikti. Rockefeller ise serinkantiliklahareket ediyordu. Clark'in 72.000 do-
larma kargin 72.500 dolar verdi, Bunun üzerine Clark teslim oldugunu
gösterircesineellerini
yukarl kaldirarak "Ben artik yokum, daha fazla vermeyecegim,bu ip senin" sözlerlyle kargilik
verdi. Rockefellerhemen orac1kta
ona bir çek yazmayi teklifettiyse de Clark bu teklifi,parayt
daha sonra da alabilecegini söyleyerek geri çevirdi. Sonuçtahemen oracikta birbirlerinin elini
siktilar ve ortakliktan aynldilar.
Yarimyüzyil sonra Rockefeller o güne alt dügüncelerini gu sözlerle açikllyordu: "Yagadigim
o güne ben tüm hayatim boyunca kazandigim baçanlarm bagladtgi ilk gün gözüyle bakanm."
Iqte bu tek tokalagma,vahqi Pennsylvania ormanlarmda yaganmig karmaçaya disiplin geti-
ren modern petrol endüstrisinin baglamasimn ilk igareti sayilabilir.Bu baglangtç zamanla Stan-
dard Oil ismini alacak ve dünya petrol ticareti üzerinde mutlak bir
egemenlikkuracakti. Stan-
dard Gil bu ticaretin efendisi olarak, zamanla dünyanm en ücra kÖgelerine "Yeni lg1k" dene.n
ucuz aydmlatmayönetimini tagiyandünya çapinda kompleks bir endüstriye dänüçecekti. Sirket
önceleri on dokuzuncu yüzy11sonu kapitalizminin acimasiz metotlarma
ve gem vurulmasiim-
kânsiz hirsma uygun bir gekildeidare ediliyordu. Yine de dünyadaki ilk ve en büyük çokuluslu
i§yerlerinden biri olarak geligtigi için, yeni bir çigir
agmly sayilabilirdi.

"Son Derece Metotlu"


StandardOil'in beyin adamt 1865'te Cleveland'daki müzayedeyi kazanan genç adamdl. Daha
o
zaman, henüz yirmi beg yaglarmdayken, John D. Rockefeller ismindeki bu kigi etrafina antipatik
bir izlenim b1rakiyordu. Uzun boyu, zaylf vücuduyla çevresindekilerce konugmay1
sevmeyen,
insanlardan uzak bir adam olarak görünüyordu. Her zamanki sessizligive
uzun yüzündeki sivri

33
çenesiyle,soguk ve insan1 deler gibi görünen baloglanyla Çevresinitedirginediyor ve korkutu-
yordu. Bakiglan sanki insanlann içlerini okur gibiydi.
Rockefeller tek bagma, petrol endüstrisinin gekillendirilmesindeki en önemli kigidit.Ameri-
ka'nin endüstriyel geligmesindekitarihi yeri ve modern girketlegmedeki konumu için de ayni

ey söylenebilirsede, bu ikincisi tartigma gätürebilir. Ídareve organizasyon yönünden bazi


kim-
selerce bir dahi oldugu iddia edilen ve hayranlik duyulan Rockefeller,ayn1zamanda, en çok nef
edilen küfür yiyen Amerikall i§adamlarinm birincisi olma unvanma da sahiptir.Kendisine
ret ve
yöneltilen bu nefret iki nedene baglanabilir. Kismen çok acimasiz oluguna, k1smen de çok baça-
nli oluguna. Petrol endüstrisindeki egsiz nüfuzu ve kapitalizmin geligmesindeki.özel yeri sonsu-
za dek bir miras gibi, gelen kugaklarca daima hissedilecektir. Rockefeller hay1rseverligi
ile de
çevreyi etkilemig oldugu için, bu yöndeki ünü de her zaman devam edecektir. Rockefeller bu ay-
dinlik imajla oldugu kadar, oldukça karanhk ve gölgeli olan diger imajlyla da sonsuza dek daima
anilacaktir.
Rockefeller.1839'da New York Eyaleti'nin kirsal kesiminde dünyaya geldive yaklagik bü-
tün bir yüzytl, 1937 yllma kadar yagadt BabastWilliam Rockefeller,kereste Ve tuz ticaretiyleug-
ra an, sonradan allesiyleOhio'ya göç etmig biriydi. Ohio'yayerlegtikten sonra, ismini "Dr. Willi-
Rockefeller"e dönügtürüp bitkisel ve patentli ilaç satimma bagladi. Baba Rockefeller sik sik
am
aileyi birakip uzun zaman ortadan kayboluyordu. Bazilarimn söyledigine gõre, Kanada'da ikinci
bir egi ve bagka bir ailesi daha vardi.
Ogul Rockefeller'in karakteri ise daha çok küçük yagtan belliydi. Dindar, kafasima dildne
giden, sebath, çok dikkatli, ayrmtilara önem veren, hesap iglerine -õzellikle parayla ilgili olan-
lara- akh eren ve merakh birisiydL Yedi yagina geldiginde,bagarlyla sonuçlanan ilk serüvenine
yönelmigti bile. Bu hindi satigi igiydi. Daha gok küçükken babasi hem ona hem de diger kardeg-
"çocuklara

lerine ticaret için gereken becerileri Ogretmeye koyuldu. Bir söylentiye göre, ticaret
ögretiyorum" diye sagda solda övünür, "Onlarm camna okuyup her firsatta dayak atiyorum.
Onlan adam etmek istiyorum" derdi. Ortaokuldayken genç Rockefeller'in en baçanlt oldugu
dets matematikti. Okul idatesi zihin aritmetigine yani toplay1p çikarmayiakildan çabucakyap-
ma yetenegine, Öncelikle önem veriyordu. Su konuda ise Rockefeller en önde gellyor, rakip ta-
mmlyordu.
"Büyük bir geyleri"yapabilmek dilegiyle Rockefeller on alti yagmdayken bir sevkiyat firma-
sinda çalignak üzere Cleveland'a gitti. 1859 ylhnda kendi igini kurup ticaret yapmak için Ma-
urice Clark'la ortak oldu. lç Sava; nedeni ile ve Bati'nin iskâna açihymdandolay1 o günlerde .
artmigt1. Rockefeller firmasi bu durumdan yararlanarak refah yolunda ilerlemeye bagla-
"talep"

d1.Daha sonraki günlerdebir gün Maurice Clark, deneyimlerine dayanarak, Rockefeller'in


"son

Rockefeller'in kendine konugmak" gi-


"kendi

derece metotlu bir insan" oldugunu 50yleyecektir.


bi bir huyu vardi. Kendi kendine konuqur, kendine danigir, dualar okur, tuzaga dügmemesi için
kendi kendini uyarirdi. Pratik oldugu kadar da dürüst bir insandt Firma büyüdükçe Rockefeller
bu huyuna giderek daha fazla sanldi. Firma Ohio'da bugday, Michigan tuzu ve Illinois domuz
eti ticaretiyaplyordu. Albay Drake'in kegfinden sonrakiiki yll içinde, artik Clark ve Rockefeller
firmast da, digerleri gibi Pennsylvania petrol igine girigmigve bu igten para kazantr duruma gel-
migti.
1863 yllmda Cleveland'a yeni bir demiryolu hatti baglanmigt1.Bu baglanti nedeniylekent-
te yagayan i; sahipleri hayallerini bir kez daha petrol konusuna ve çabucakzengin olma öyküle-
rine yöneltmigti. Cleveland'a giden demiryolu raylan boyunca her bir istasyonda yeni rafmeriler
açillyordu..Rafinerilerden birçogu sermaye yönünden-çok çaresiz durumda oldugu halde, bir tek
rafineri bunlardan tarkhydi.Su Rockefeller ve Clark'in sahip olduklan rafineriydi. Baglang1çta
Rockefeller rafineri iginin üretim iginde sadece yeni bir yan i; olacagim dügündüyse de, bir sene
içinde rafinerinin kâr getirdigini görerek bu fikrini degigtirdi. Günler geçiyor Ye takvimler1865

34
yilmi gösteriyordu. Açik arttirma igi çoktan geride kalmig ve Rockefeller Clark'i saf digt etmigti.
Artik orta derecede varhkh genç bir adamdi ve Cleveland'daki otuz rafinerinin en büyügünün
sahibi, tek hâkimi ve efendisiydi.

Büyük Oyun
I. Rockefeller rafinericilikteki ilk zaferini çok uygun bir zamanda gerçekleptirdi. 1865 yilmda Íç
Savagbitmigti. Savagin bitmesiyle birlikte BirlepikDevletler'de büyük bir ekonomik büyüme ve
hizl1 geligme gözlendi.Çokategli spekülasyonve giddetlirekabetin
yanisira büyük ottakliklann
kurulmasi ve tekellegmeçagt baglamig oldu. Teknolojik geligmelere paralel olarak çok büyük
çapta ve tamamen farkl1ürünler ç1karanyenl bazi endüstriler türedi. Bunlar arasinda çelik en-
düstrisi, et ambalajlama, ulagttrma.gibibirbirleriyle hiç ilgisi olmayanendüstriler sayllabilir. Öte
yandan pazarlar da hizla büyümeye baglamigt1.Bu büyümede ülkeye giren yogun göçalom ve
Bati'nin yerlegime açilmig olugu iki önemli etkendir. Gerçekten de on dokuzuncu yüzyilin son
otuz beg ylh içinde, Amerikan tarihindeo zamana kadar rastlanmamig derecede i; merkezi ku-
rulmuçtu. Artik Amerika'da gerçeklegen14 yapillyor denebilirdi. Ìçte genç adamlarm enerjisini,
hirsmi ve kafasmi buraya Çekenmiknatisda buydu. Bu çekime kargi koyamiyorlard1. Bir igi ba-
parma ve kurma çabasi; parayi hem para oldugu için hem de baçannm kaniti olarak kazanma
dürtüsü. Rockefeller'in "Büyük Oyun" dedigi igte buydu ve insanlar bu akima dogru kendilerini
kaptirmig, koguyordu.
Diger taraftangazyagt ve yaglayicipazarlan da büyümügtü. Ama bu büyüme rafineri kapa-
sitesinin ihtiyaçlarma cevap verecek kadar degildi. Aym mügteriler için birbirleriyle yarigan çok
fazla sayida girketvardi. Rafinerici olmak için pek fazla sermaye veya beceri gerekmlyordu. Roc-
kefeller'in sonradan söylediginegöre,
"bu
ige her meslekten insan" girmiçti.Hatta Rockefeller
ve arkadaylarmm igini begendigi bir finnci, bir gün bir çilgmhkyapmig ve koskoca fmmm dügük
kalite bir rafinerlyi satm alma ugruna, satiça çikarmigtt. Sonunda, buna üzülen Rockefeller ve ar-
kadaylan firmclyteski igine döndürebilmek için ona para ädemiglerdi.
Zamanla Rockefeller kendisini igini güçl.endirmeye adadi
ve bunu da eldeki tesislerigenig-
leterek, kaliteyi koruyup lyilegtirerek ve bu arada mallyeti de her zaman kontrol altmda tutarak
yapti. Birikim ve dagitim fonksiyonlanni teykilatm içinde çözme iglemi olan entegrasyona dog-
ru ilk adimi attu Entegrasyondan iki amaç güdüyordu.Tüm operasyonlaripazarlarm oynakligi-
na karti korumak ve bu yangmada konumlanm daha da iyilegtirmek. Kendi varillerini kendile-
ri yapmak için Rockefeller firmasi yeni araziler satm alarak buralarda beyaz megeyetigtirdiler.
Aym zamanda yalniz kendilerinin kullanacagt tanker arabalari, New York'ta kendilerine mah-
sus depolar, Hudson Nehri üzerinde petrol taglyacakteknelersatm aldtlar. Rockefeller daha igin
baginda, kendisine bir ilke edindi ve bu ilkesine de sonuna .kadar sanki kutsal bir geymig gibi
sadik kald1.Bu ilkesi, firma için kuvvetli bir nakit para pozisyonu kurmak ve her zaman için el-
de bol miktarda para bulundurmak ilkesiydi. Aynca daha 1860'larda bile yeteri kadar finans
kaynagt da kurmuçtu. Bunu yapmasmdaki amaç da, demiryollan ve bagka büyük girketlerin ug-
radigi akibete ugramamak, girketinin sermayedarlara, bankerlere ve spekülatörlere muhtaç du-
ruma gelmesini önlemekti. Nakit para sayesindegirket, hem rakiplerini yerden yere vuran gid-
detli karmaça ve depresyonlardan daima uzak kald1hem de bu gibi durumlardan kendisine ya-
rar sagladi.
Rockefeller'in büyük yeteneklerinden biri de, girketininve genel olarak da endüstrininne-
reye gittigini,dogru tahmin etme yetenegiydi. Bunu yaparkenaym zamanda, kendi girketínin ip-
lerini günü gününe, ayrmtilanyladenetlemekten geri kalmiyordu. "Ige muhasebeci olarak bagla-
digim için rakamlara ve gerçeklere,ne kadar küçük olurlarsa olsunlar büyük saygt göstermeyi
ögrenmigimdir" derdi. Ì indeki her türlü ayrmtiyla ve iginher yönüyle mutlaka ilgilenir, bunlann

35
I

içine glrerdi.Bu igler ne kadar can sikici olursa olsun, bu prensibinden asia vazgeçmezdi. Petrol
Bölgeleri'nde, çamurlu tarlalarda dolagip petrol satin ahrken giydigiçok eski bir giysiyidaima
muhafaza etmigtir. Bütün bunlann sonucunda tek-merkezdenyöneltilerek igleyen bu firma,
1860'lann ikinci yansma gelmeden, dünyanm belki de en büyük rafinerisi olacaktl.
186Tde, Rockefeller genç bir adamla ortak oldu. Henry Flagler adindaki bu ortagin Stan-
dard Oil'in kurulmasmdaki etkisi neredeyse Rockefeller'inki kadar büyüktür, On dört yaginda
çaligmayabaglayan Flagler daha yirmi beg yayma gelmeden Ohio'da viski imalatmdan kendisine
ufak bir servet edinmigti bile. Ancak 1858'de alkol yapimma pek lyi gözlebakilmadigt gerekçe-
siyle, bu igteki alle hisselerini kendininkileri degilse de papaz olan babasinin hisselerini satti.
-

Daha sonra Michigan'da tuz imalatçihgtna atildi. Fakat durumun son derece kangik olugu ve
arzm agiri düzeyde olugu yüzünden iflasa sürüklendi. Bu iflas onun gibi parayi çok kolay kazan-
mig biri için yarath bir deneyim yerine geçmigti.
Aslinda Elagler doguitan iyimserdi. Geçmigten aldigt derslerle daha da olgunlagrm; olarak
yeni bir attlim yapmaya karar verdi. Yaçamigoldugu iflas olayi ona yeni bir inanç getirmigti. Ar-
ne denti degerli oldugunu anlamig ve bunun bilincine var-
"igbirliginin"

tik üreticiler arasmda


mtçti. Yaçammmdaha ileri y1llarmda yangma" diye nitelendirdigi olaya kargl ise aym de-
"ktsitsiz

recede derin bir neftet duyar olmugtu. Edindigi kamya göre igbirligi ve birlegme, güvenceden
yoksun kapitalizm dünyasinda mevcut riskleri en alt düzeye çekmekiçin mutlaka gerekiyordu.
"önce
Deneyimlerlyle ögrendigi bir konu- daha vardi. Sonradan söyledigi gibi, kafam suyun üs-
tünde tut; ondan sonra ülkenin büyüyecegi hakkmda bahse gir" diyordu. Nitekim Flagler, lç Sa-
vag sonrastnda Amerika üzerine bahse girmeye hazir ve istekliydi.
Zamanla Flagler, Rockefeller'in en yakm meslektagi ve en yakin dostu oldu. Ìnsanlardan
"ig

uzak yagayan Rockefeller için günün birinde, atasözü sayilacak Qusözleri söylemigtir: üzeri-
ne kurulan bir dostluk, dostluk üzerine kurulan bir igten daha saghkhdir." Enerjik ve mücadele-
ci karakteriyle Flagler,asik suratli, agtn temkinli Rockefeller için biçilmigbir ortakti. Rockefeller
denli gayretli ve itici güce sahip" bir ortaga sahip olmaktan mutluluk duyuyordu. Ancak
"bu

eleptirmenlerden birinin gözüyle Flagler farkli bir imaj verir: "Küstah, temkinsiz,kendi çikarim
dügünen, vicdan sahibi olmayan biri." Çokseneler sonra, Rockefeller'le ortakhgtndan çok bü-
yük bir servet edindikten sonra, Flagler ikinci bir zaferin pegine dügtü. Florida Eyaleti'nin geligti-
Tilmesi, Dügledigi ve "Amerikan Rivierast" dedigi imaji gerçeklegtirmek için Florida'mn dogu ki-
yllan boyunca, Keys bölgesine kadar uzanan demiryolu dögedi, hem Miami'yi hem de Bati Palm
Beach'i kurdu ve kalkmdirdi. .

Kugkusuz tüm bu iglerin yapilmast zaman aldi ve ileriki ylllarda gerçeldeyti. Daha önceki
kurulug yillarinda, Rockefeller Ve Flagler birbirlerine çok yakin bir mesai içinde çahytilar.Aym
olisi paylagiyor,arka arkaya yerleptirilmig masalannda, sirtlan birhirine dönük olarak oturuyor,
mügterilerin ve petrol aldiklari kipilere yazdiklan mektup taslaklanmdevamli olarak öne arkaya,
birbirlerine geçiriyor, istedikleri sonucu elde edinceye kadar bu gekildeçahylyorlardi. Arkada§llle
lan ige dayamyordu ve devamli olarak ve sabit fikir halinde konugtuklan tek konu igti. Ofistey-
ken, Union Kulüp'te yemek yedikleri sirada, ofisten birbirine yakm olan evlerine yürürken, da-
ima iq konuqurlardi. Rockefeller gunu söylemigtir: "Konugmalanmizin dig etkenlerle sik sik kesil-
digi ofis atmosferinden uzak oldugumuz bu yürüyüglerde, dügünce, konugma, bir arada planla-
ma iglevlerimizi yerine getirdik."
Standard Oil'de, baçan yönünden can daman oldugu artik kanitlanmig naklíyat igini Flag-
ler yüklenmigti. Nakliye iginin düzenli yürümesinin tüm rakiplere kargi girketi daha bagarth ya-
pacagina, mutlak güç kazanacagma inamyorlardi. Olaylarda bunu kamtlamtyttr. Bu prensibe gö-
re hareket eden pirketin konumu giderekdaha da lyilegmig, zaten sahip oldugu çarpici güce ye-
niden taze güç kattlmigtL
Flagler petrol alamnda kupkusuz bir uzmandi. Konu petrol oldugunda Flagler'in biraz da sal-

36
l

dirgan olmaya yöneldigt söylenebilir. Ancak gunu da kabul etmek gerekirki, petroldünyasi, eger
Hagler'in bu iki niteliginden yoksun kalmig olsaydi, bugün tüm dünyamn tamdigiStandard Oil
SirketiKralhgivarligini devam ettiremezdi.
Tren yollari idaresi, Rockefeller tesislerininbüyüklügü, etkinligi ve mükemmel ekonomik
durumunu göz önüne alarak bu girkete tagimaücretinde indirim uygulamigti. Böylece rakipleri-
nin ödedigi tagima ücretinden daha dügük ücret ödeyen pirketin toplamnakliye masraftazalmig-
ti. Su durum fiyat ve kazanç açismdan girketeek bir avantal kazandtriyordu. 11eriki y1llarda bu
indirim konusu büyük anlagmazliklara yol açmigtir. Birçok kigi ortaya çilop girketin,rakiplerinin
fiyatlanni indirmelerini saglamakiçin indirim uygulamasi yaptirdiglDl, demiryollarmi buna zor-
ladigtni iddia etti. Onlara göre bu adaletsizlikti. Ancak tagimaaçisindan demiryolu idareleri bir-
birleriyle büyük rekabet halinde olduklanndanher ne gekildeolursa olsun indirim uygulamast
tüm ülkede yaygin olarak devam etti. Özellildebüyük çaptadüzenli sevklyat garantisi verebilen
herhangi bir kigi için demiryollan büyük indirimler yapti. Sonuç olarak Standard Oil Teykila-
t1'ningörkemli gücünü arkasma alan Flagler, bir kez daha mümkün olan en lyi pazarligi gerçek-
leptirmigoluyordu.
Ama Standard Oil yalmz indirim saglamakla yetinmedi. Rakiplerinin "dezavantajh"
du-
rumlarmdan da kazanç saglamayoluna gltti. Su avantaj gu gekildesaglamyordu: Örnegin,gir-
ketin rakibidurumunda bir sevkiyatçi, petrolünü trenle New York'a göndermek istediginde de-
miryollanna varil bagma bir dolar ödeyecek olsa, demiryollan derhal bu paramn yirmi beg sen-
tini geri ödüyordu, ama sevktyatç1ya degil, sevklyatçmm rakibine, yani Standard Oil Sirketi'nel
Kugkusuz bu durum petrolünü zaten ucuza mal eden girket için rakiplerine kargi olaganüstii
ek bir mali avantaj daha sagliyordu. Bu uygulamamn gerçek sonucu olarak, girketinrakibi olan
öteki girketler farkmda olmaksizinStandard Oil'i beslemig oluyorlardt Ancak sirket dezavan-
tajlardanfaydalanma ve buna benzer diger uygulamalari ile artik kamuoyunun antipatisiniçek-
meye baglamigti.

"Haydi Planimizi Hayata Geçirelim"


Petrol pazan olaganüstü bir hizla geli§irken, petrol arayan pazarlarm sayisida giderek daha bü-
yük bir hizla artlyordu. Bu durum büyük fiyat dalgalanmalanna ve sik sik olugan bunahmlara
yol açiyordu.1860'laradogru agin üretim nedeniyle flyatlar yeniden dügmeye baglamig, yeni
ge-
ligen endüstri depresyona girmigti.Bunun nedeni çok açikti: Kuyularm ve petrolün de çok fazla
olugu. Bunalimdan rafinericiler de üreticiler kadar etkilenmigti. 1865-1870 yillan arasmda gaz-
yagmm perakende fiyati yaridan daha apagt dügmügtü. Tahminiere göre, rafinerilerin gazyagl
üretme kapasitesi pazarlann kaldirabileceginin üç fazlaslydt
.kat

Rockefeller, kapasitenin üstünde üretim yapildigini ve 13ununmaliyetini anlamakta gecik-


meyerek, bu elverigsiz kogullar altinda, rafinericilerden çogunun para kaybma ugradigt bir sira-
da, çabalarmi endüstriyi birleptirmeye ve kendi kontrolü-altma almaya yöneltti. Kendisinin Flag-
ler ile birlikte istedigi, daha fazla kapital edinmekti; ancak bunu kontrolü elden kaçirmadan yap-
mak istiyorlardt. Bunun gerçeklegmesinde kullandiklan teknik,ortakligt bir anonim girkete dön-
dürmekti ve bunu gerçeklegtirdiler. 10 Ocak 1870tarihinde,bagta Rockefeller ve Flagler oldugu
halde, diger be; adamla birlikte Standard Oil Companykurulmuy oluyordu.
§irketeisim verilir-
ken, tüketicileringüven duygusunun saglanmasi istenmig, "standart
kaliteli ürün" imajmi veren
isim bu nedenle seçilmigti. O günlerde piyasada satilan gazyagtçegitleri birbirinden çok farkhy-
d1; bu nedenle çok dikkatti olmak gerekiyordu. Çünkü, agiri miktarda benzin veya nafta içeren
gazyagi, bu iki maddenin çabuk tutugurolugu nedeniyle, bu tür gazyagim yakmaya kallgan bir
.
kimse.belki de hayatmm da son amm yaçamig olacakti. Nitekim, gerçekten de zaman zaman bu
tür olaylarya anmigttr. Rockefeller mevcut stokunun dörtte birini, artik Amerika'daki
tüm rafi-

37
neri endüstrilerinin onda birini kendi kontrolü altmda tutan yeni girketinde muhafaza ederdi. Yi-
ne de bu yalnizca bir baglangiç sayllabilir. Nitekim çok seneler sonra Rockefeller geçmige,eski
günlere bakarken gunlartsöylüyordu: "Bu igin bu kadar büyüyecegini kim bilebilirdi?"
Yenikurulmug haliyle ve daha fazla kapitalle donanmig olan Standard bir kez daha gücünü
demiryollannda indirim konusuna yöneltti ve buna eskisinden daha fazla aglrlik verdi. Bundan
amaci rakiplerine kargi daha fazla avantaj
saglamaktL Fakat bir yandan da i; kopullanmn genel
durumu gitgideyozlagmaya baglamigti. Öyleki daha takvimlerl871 yll1mgöstermedenrafineri
endüstrisi tam bir panik içine dügmügtü. Kâr marjlan tümden yok oluyor, rafinerilerin çogu de-
vamli para kaybediyordu. En kuvvetli girketinbagi olan Rockefellerbile durumundan endige du-
yar oldu. Rockefelleraradan geçen süre içinde Cleveland'daen önde gelen íçadami olmug, aym
zamanda da Euclid Avenue Baptist Church isimli yöre kilisesinin önde gelen erkânlan arasma
katilmigtt. 1864 yllmda Laura Celestia Spelman'la evlenmigti. Bu genç kiz okulu bitirirken yaz-
digt mezuniyet makalesinde aynen gunlan yazmigti: "Kendi KaylgiminKüreklerini Kendim Çe-
kerim. Kadm, dügüncede, icraatta, iradede bagtmsiz ve özgür olmalidir, ama ne yazik kl özgür
degildir. Bu, çagm kary1karglya oldugu en büyük sorunlardanbiridir." Laura her ne kadar Rocke-
feller'le evlendikten sonra kendi kay1gminküreklerini kendi çekmekten vazgeçtiyse de, kocast-
mn en yakm sirdagt olmayi bagardi. Rockefeller'in i; mektuplarimbile gözden olmug-
geçirdigL

tur. Yatak odalarma çekildikleri bir gün Rockefeller kansina bir konuda söz vermigti. Eger bir
gün i; durumu haklanda herhangt bir endigeye kapilirsa, bunu ilk olarak kanstna söyleyecekti.
Simditakvim 1872'yigösteriyorduve rafineri bunalimimn ortalanndaydilar. Ìëteböyle bir gün-
Rockefeller kansmm endigelerini yatigtirma ihtiyacim duyarak ona punlarisöyledi: "Sunubil
.de

ki, biz petrole yapilan yatino diginda da, bagimsiz ve zenginiz."


Rockefeller'inhemen tüm petrol rafinerilerini bir çatt altinda dev bir kombinasyonda bir-
kurtarmak" için
"igi

legtirme fikri iyte bu üzüntülü günlere rastlar. Daha sonra söyledigi gibi
mutlaka bir geyler yapmak gerekiyordu. Gerçek bit birlesme, salt bir kuyunun veya dernegin
tek bagma yapamayacagi geyiyapabilir diye dügünüyordu. Fazla kapasiteyi yok etmek, fiyatlar-
daki çilgmcadalgalanmay1 bast1rmak ve esas olarak da endüstriyi kurtarmak. Rockefeller ve
meslektaglanmn derken kastettikleri buydu. Ancak aslmda plan Rockefeller'den ge-
"planimiz"

liyordu ve icraatm1 da kendi yönlendirdi. Çokdaha sonra, Rockefeller bu konuda gunlan söyle-
migtir: "Fikir benden gelmigti ve bazilarmm itirazma kargm destek de gördü. Önceden itiraz
edenler sonradan bu igin heybetini, devamli olarak daha büyüdügünü görerek yuinugadtlar ve
bize katildilar."
Standard Oil bu konuda bir de kampanya açarak katilmalan kolaylagtirmak için kendi ser-
mayesini artirdi. Fakat olaylar aym zamanda aksi yöne de geligiyordu.1872 Subati'nda bir gün,
kafasi karigan Pennsylvania'll bir demiryolu sahibi aniden, flyatini yükseltti; Petrol Bölgele-
ri'nden New York'a kadar ödenen ham petrol tagimaücretini-birden bire iki katina çikardL Söy-
lentiye göre fiyat artigtadi sam bilinmeyen South Improvement Company isimli bir topluluktan
geliyordu. Bu esrarengiz girket neyin nesiydi?Arkasmda kimler vardi? Tüm bu sorular sorulur-
ken Petrol Bölgeleri'ndeki bagimsiz üreticiler ve rafinericiler hop oturup hop kalkiyor, büyük pa-
nik yagiyorlardi.
South Improvement Company(CüneyiGeligtirmeSirketi) petrol endüstrisine istikrar ka-
zandirmak için yürütülen çallgmalarlaugraçan bagka bir kutulugtu. Su kurulug ileriki yillarda te-
kellegme kontrolünün gerçeklegmesiçabalannm sembolü olmuytur. ßu çaligmalarla ilgill olarak
Rockefeller'inadt sik sik geçse de ve her ne kadar kendisi projenin en ileri gelen uygulayicst ol-
mugsa da, asimda fikir demiryollarmdan gelmigti. Bunun sebebi savag sonunda demiryollannda
act bir fiyat politikasi uygulanmasiydt. Bu proje demiryollan ile rafinericileri kartellerin kanad1
altmda bir araya getirmeyi ve pazarlari bölügmeyi öngörmekteydi. Böylece rafinericiler yapacak-
·

lan sevklyat için indirim görmekle kalmayacak, - dezavantajli durumlarda ödenen geri ödeme-

38
leri de - üye olmayan rafinericilerin ödedigi tam ücretten pay alacaklardi. Rockefeller'in biyog-
rafisini yazanlardan biri, qu säzleri söylemigtir: "Bu uygulama o zamana kadarki uygulamalar
içinde en acimasizve öldürücü olani, ayni zamanda Amerikan sanayicileri tarafmdan en kabul
görenive benimseneni olmuytur."
Esrarengiz tutumunu devam ettirmekle beraber Güneyi GeligtirmeSirketi, Petrol Bölgeleri
halkinca hop kargilanmamig, hatta onlari kizdtrmigti. Basm bu olay1degigik gekildeyorumladi.
Pittsburgh'da çikan bir gazete "Bu girketbütün petrol bölgesi içinde olsa olsa tek bir ahci bulabi-
lir" derken, Titusville gazetesi, bu girketin sirf "Titusville'i kurutmak için" bir tehdit unsuru ola-
rak kuruldugunu ileri sürüyordu. Subatayi sonunda bir gün, Güneyi Geligtirme Sirketi'ni pro-
testo etmek amaclyla gözü dönmüç üç bin kipilik bir kalabahk ellerinde pankartlar oldugu halde
Titusville Opera Binasi'm bastilar. Iqte, ileride Petrol Savaglan denen hareket bu gekilde baglamig
oldu. Demiryollan, Rockefeller ve diger rafinericilerin hepsine artik dügman gözüyle bakillyor-
du. Tüm üreticiler kasaba kasaba dolagip "Canavar","Kirk Haramiler" çlgliklanyla protestolanm
haykirmaya baglad11ar.Artik üreticiler tekelciligekargi güç birligi yapmiglardi ve birlegmig halde,
rafinericilere ve demiryollanna kargi boykot uyguladilar. Bu boykot çok etkili olmugtur. Örnegin
Cleveland'daki StandardOil rafinerilerine bir anda çok az ham petrol gelir oldu ve sonuçta, nor-
mal olarak iki yüz iççi çahyttratibu girket,yalmzca yetmig iççi çahytmrduruma dügtü. Fakat
Rockefeller yaptigt lyin dogrulugundan kuçku daymuyordu. Petrol Savaglan sirasinda egine yaz-
digt bir mektupta yöylesöyler: "Gazeteleremakale yazip elegtiride bulunmak kolay bir igtir, ama
bizim yapacak bagka iglerimiz var. Dogru olani yapmaya ve gazetelerin yazdiklarmdan sinirlen-
memeye, üzülmemeye kararliyiz." Yine, petrol savagmm bagka bir agamasmda egine yazdigt
mektupta, hayatt boyunca sadik kaldigt ilkelerinden birini yazlyla ifade ediyor ve "Bizim 14 an-
lagmalanmizi degigtirmek kamuoyuna dügmez" diyordu.
Rockefeller'in bu sözlerine karym, 1872 yllinm Nisan ayi geldiginde kendisi de dahil, rafi-
nericiler Ye demiryollan, Güneyi Geligtirme Qirketi'ni gözdençikarmayave batirmaya karar ver-
mig durumdaydi. Petrol Savaglarisona ermig, görügüne göreüreticilerin zaferiyle bitmigti. Ileriki
yillarda Rockefeller,GüneyiGeligtirmeSirketi'nin baçansiz olacagtmäteden beri bildigini, fakat
amacma erigmek için böyle hareket ettigini söylemigtir. "Biliyorduk ki, girket eninde sonunda
batacaktt: ¡qteo zaman biz uygulama' durumuna geçecektik" demigtir. Aslmda Roc-
'planimizi

kefeller harekete geçmek için Güneyi Geligtirme Sirketi'nin batmasim bile beklememig, çok da-
ha önceden harekete geçmigti.Takvimler 1872 yilmm ilkbahanm gösterirken o artik Cleveland
rafinerilerinin çogunun ve New York rafinelerinin de bazilarmin kontrolünü eline geçirmigti. Bu
durum da onu dünyanm en büyük rafineri grubununefendisi konumuna getiriyordu. Artik dün-
yadaki tüm petrol endüstrisini ele geçirmeye ve hükmetmeye hazirdi...
1870 yllinm dikkate deger bir özelligi bu yll içinde ürünün devamli artmast olay1dir.Gerçi
üreticiler ürünü kisitlamak için bikmadan çaba sarf ettiler ama baçan11olamadilar. Üretimo deri-
li çoktu ki, petrol depolayan tanklar dolup tagiyor,topragiham petrolle kapltyordu. Günün birin-
de petrol fazlasmin aç1r1düzeyi buldugu, flyatlarm son derece dügük seviyeye indigi saptandi.
Artik petrolü depolayacak daha bagka yer de kalmadigmdan, ham petrolü irmaklara ve tarlalara
däkmek zorunda kaldilar. Öylebir an geldiki flyat varil bagma kirk sekiz sente kadar indi. Bu fi-
yat ev kadmlarmin içme suyuna ödediklerinden üç sent daha azdi. ßu arada üretimin kisillan-
masi için tekrar tekrar birçok girigimler yapildlysa da bagarl saglanamadt. Devamli olarak kazi
yapildigt ve yeni yeni petrol yataklari bulundugu íçin endüstri bir türlü istikrar kazanamtyordu.
Etkili bir k1sitlama hareketini engelleyen bagka bir faktör de, ortahkta mevcut üretici sayismm
gerekenden çok daha fazla ol.uçuydtt.Tahminlere göreon dokuzuncu yüzyilm son yirmi beg ylh
içinde, Petrol Bölgeleri'nde üretim yapan firma sayisi on alti bini buluyordu, Bu üreticilerderi
birçogu spekülatörler, digerleri ise çiftçiydi. Birçoklari da, geçoigleri hangi meslekten olursa ol-
sun, agirl derecede bireysel, görme yetenegi" olmayan, halkm lyiligini dügünmeyen kipi-
"uzagi

39
Lerdi. Bu son gruptakiler kendilerine sunulan plan iyi bile olsa, igbirligine yanagmtyorlardi. Disip-
line kargi lyice duyarli olan Rockefeller ise üreticiler arastnda dönen karmaça ve bölünmeye, on-
lara katilmadigim gösteren bakiglarla baklyordu. Su konuda daha sonra aci bir hognutsuzltikla
unlari söylemigtir:"O günlerde Petrol Bölgeleri tam bir maden çikarmakamplydi." Bunlan säy-
lerken kugkusuz rafinerileri hedef almigt1.

Savag ya da Bang
Rockefeller'in büyük bir cesaretle girigtigtsavag plani, kendí sözcüklerlyle qu gekilde ifade edil-
migtir: "Kâr etmeme politikasini biçak keser gibikesmek ve sona erdirmek." Ayrica, kendi kont-
rolü altmda
"petrol
igini güvenli ve kârh hale getirmek."Bu savagta Rockefeller hem bir strate-
jist gibi, hem de orduyu idare eden bagkomutan gibi hareket etmigtir. Emrindekikurmaylardan
büyük bir gizlilik ve süratle icrada da uzmanliklanm gösterecek gekilde hareket etmelerini iste-
di. Eu kogullarda, kardepi William'm diger rafinerilerle olan iligkilerini
"savag

ve bang" diye ta-


mmlamasma gagmamak gerekir.
Ìçeher bölgede belli bagh rafinerileri ve en önemli firmalan satin almakla bagladilar. Rafine-
ricilerle olan iligkide, Rockefeller ve arkadaylari saygt,nezaket ve pohpohlamaesaslanna·göre
hareket ettiler. Kendi girketlerinin öbür girketlerlekargilagtinldiginda ne kadar çok kâr getirdigi-
ni etrafa sergilemek istiyorlardi; çünkü diger girketlerin birçogu kötü günler geçiriyor, varliklan-
m sürdürme mücadelesi veriyordu. Rakip tarafi kendi tarafmadostane bir gekilde çekmek için
bizzat Rockefeller çaba gösteriyor, bu ugurda yüksek düzeyde olan ikna yetenegini seferber edi-
yordu. Dügüncesine göre bu politika lye yaramasa bile hiç degilse çetin bir rakibi dize getirmíç
"bir
olacaklar, ya da en azmdan agritacak" ve hayli terleteceklerdi."Aynca bu durumda-
"bagmi

ki firmanm pazarinda rakibin


"zararda"
fiyatlan dügürecek, böylece çaligmasmisaglayacakti.Bu-
nunla da yetinmeyen Standard Oil plyasadaki bütün varilleri toplayarakbir tür yapay "Varil açli-
gi"yaratarak rakiplerini bag egmeye zorlamigt1.Su ugurdaki bir bagka mücadele sirasmda, kendi
yönlerine çekmek istedikleri rakip yola gelmeyince,Henry Flagler adamlarma pu talimativeri-
yordu: "Baktimz ki adam yeteri kadar ter dökmemig, daha çok terletmek için üzerine yorgan
atm. Ona bir kurug kaptirmaktansa avuç dolusu parayi kaybetmeyi yeglerim."
frket mensuplan, büyük bir gizlilik içinde hareket ederek dig dünyaya kargi bagimsiz gö-
rünmek isteyen fakat aslmda girketin bir parçasi olmuyfirmalarla ige girigtiler.Birgok rafineri, fi-
yatlari dügüren, kendilerine baskt uygulayan yerel rakiplerin, aslmda günden güne büyümekte
olan Rockefeller imparatorlugunun adamlan oldugunu hiçbir zaman anlamadilar. Kampanya de-
vam ettigi sürece, her agamada, girket mensuplari gifreylehaberleptiler. StandardOil "Morose"
gifreadim kullanlyordu. Ïlerikigünlerde Rockefeller ne zaman bu derece gizli hareket ettigini sa-
vunmak zorunda kalsa, gizlilige bagvurdugunu her zaman kabul etmig, hiçbir zaman saklama
yoluna gitmemigtir.Bir defasmda yöyledemigti: "Hepsi de dogrul Ama size soranm, bir Müttefik
Kuvvetler Komutanom savaga karar verdigi zaman taarruz tarihini dügmana bildirdigi görülmüç
ey midir?"
1879 y11lanndasava; artik tamamen sona ermigti ve bu savagtan Standard Oil muzaffer
olarak çikmigtl. Artik Amerika'daki rafineri kapasitesinin yüzde doksani kontrolü altindaydt Bo-
ru Hatlan ve Petrol Bölgeleri toplamagebekeside kontrolüne geçmigti. Aynca nakliyecilikte de
artik egemendi. Gerçek gudur ki, Rockefeller kazandigt zaferi duygusal tepkilerle kargilamamig
ve asla kin gütmemigtir.O kadar ki zamanla, yenilglye ugrayan rakiplerden bazilari Standard
Oil'de görev aldilar. Yönetim Kurulu'na girdiler ve kampanyamn ilerideki agamalarmda girketin
sadik birer müttefiki olarak hareket ettiÍer. Buna kargin 1870'lerin sonuna dogru girketkuman-
dayi tam anlamtyla ele gegirdigi zaman bile, arada bir beklenmedik kargi koymalar gärülmüyor
degildi.
Yeni Tehditler
1870'lerin son y llarmda Rockefeller'in artik igleri kendi kontrolü altma aldigina inandigt bir si-
rada Pennsylvania firmalan Standard Sirketi'nin kendilerini artik bogmakta olan baskismdan
kurtultnak için son bir girigirnde bulundular. Bunu çok cüretli sayllabilecek bir fikri gerçekleptir-
mek yani uzun menzilli boru hatti dögemek amactylayapmiglardi. Bu fikir dünyada iÌk dela de-
nenecek bir atihmdi ve daha evvel hiçbir zaman buna benzer bir proje denenmig degildi. Tide-
water (medcezir) adi verilen bu projenin teknik açidan mümkün olacagi konusunda da hiçbir
garanti yoktu. Proje, petrolün Petrol Bölgeleri'nden doguya dogru 110 mil kadar naldini, orada
Pennsylvaniave Reading demiryollarina baglanmasmi öngörüyordu. Sonunda ige giripildi.Boru
hatti ingaati büyük bir gizlilikiçinde yürütüldü. Bu arada bazi engelleme girigimleride oluyordu.
Boru hattmm yola engel olacagi gerekçesiyle girketbinasinm istimlakiíçin uydurma araziincele-
meleri bile yapildi. Boru hattmm gerçeklegip igletmeye açilacagindanson dakikaya kadar kugku
duyanlar olmuytur. Tüm bu kuçkulara karym boru hatti gerçekleyti ve açild1. 1879 Mayis ayi gel-
diginde artik boru hattimn içinden petrol aklyordu. Bu olay gerçekten küçümsenmeyecek, çok
büyük bir teknolojikagama sayilir. Bu boru hattmm dögenmesi ancak dört yll sonra gerçeklegen
Brooklyn Köprüsü'yle kiyaslanacak kadar büyük bir baçan say11abilir.Aynca, boru hattmm ger-
çeklegmesiylepetrolcülüktarihinde de yeni bir sayfa açilmig oluyordu. Zamanla, boru hatti
uzun mesafeli nakliyatta da önemli yer tutacakve demiryolunun en büyük rakibi olacakti.
Tidewater'm. bu apaçik baçansi ve nakliyecilik yönünden ifade ettigi devrim kargismda
Standard Sirketi yalmz büyük bir gagkinligaugramakla kalmiyor, aynca bu sektör üzerinde sahip
oldugu kontrolünü de bir kez daha tehlikeyeatmig oluyordu. Artik bu girketebir alternatif bu-
lunmugtu ve bunu da üreticiler yapmigt1.Tidewater Sirketi derhal harekete geçti ve kisa sürede
Petrol Bölgeleri'ndenCleveland'a, New York'a, Philadelphia'ya ve Buffalo'ya kadar uzanan tam
dört petrol hatti kurdu. iki yll içinde Standard,Tidewater
.¶irketi

içinde azinhkta kalmig bir his-


sedar durumuna dügmügtü. Aynca, rekabetí saglamak için sevklyatiyeni boru hatti girketiyle
yapmak üzere bir de anlagmayapmigti. Ancak Tidewater operasyonlar yönünden bir dereceye
kadar bagimsiz kalmak istedi. Rafineri iginde birlegme saglandiktan sonra gerçeklegenbu boru
hatti ile Standard Çlrketi petrol sanayiinde entegrasyonu saglamig oluyordu.Kisaca söylemekge-
rekirse Tidewater diç1nda,Petrol Bölgeleri'ne giren ve çikan boru hattmm hemen her santimet-
resi Standard Sirketi'nin kontrolüne girmigti.
Artik bu dev tegekkülüyerinde tutmanin,ona dur demenin bir tek yolu kaliyordu. O da ige
politikayi ve mahkemeleri kangtirmak. 1870'liytllann sonunda, Petrol Bölgeleriüreticileri Pennsyl-
vania'da, ayncahkh fiyat uygulamalanni fleri sürerek Standard aleyhine seri halinde hukuki giri-
imlerde bulundular. Sirketi, petrol igini o güne kadar görülmemiggekilde kendi kontrolü altina
almakla itham ederek, "Otokrat" olmakla suçladilar ve girket mensuplanndan "bu
haydut çete-
si" diye söz ettiler. Bazilan daha da lleri giderekgirketinen üst düzey mensuplannin bir cinayet
tertibinin içinde olduklan iddiasinda bulunarak cezalandmlmalanm istediler. O stralarda New
York'ta yer almakta olan ve demiryollarlyla ilgili hukuki bazi oturumlardaStandard Oil'in uygu-
lamig oldugu indirimli nakliye sistemi (rebatesisterni) gündemde bag konuyu olugturuyordu.
Böylece, Pennsylvania ve New York gibiiki eyalette birden sürdürülen sorupturmalar hukuki
ve
iglemler, StandardOil faallyetlerini, kuruldugu günden beri ilk defa, kamuoyuna açikça gösteren
igaretler sayilabilir.Bu arada, kugkusuz girketin nerelere kadar uzandigi, ne denli etkili oldugu
Ve kamuoyu nakliye uygulamalanm nasilyaptigi gibi zaylf oldugu yönleri de önünde
açiga çiki-
yordu. Eu arada Pennsylvania'da büyük jüri, Rockefeller, Flagler ve bu ikisinin igle iligkilibirkaç
yakimni tekel yaratialigi yapmak ve rakiplerine zarar vermekten suçlu bulmustu. Aynca, Rocke-
feller'i Pennsylvania'ya sürme konusunda da yogun bir faaliyet süregelmekteydi. O kadar ki du-
cumdan alarmakapilan Rockefeller, New York valisine ha vurarak bu konuda çikmasi olast bir

41
1
I
I

karari anaylamamasi için kendisinden söz alma geregini bile duydu. Sonunda dügmanlannm bu
girigimibagarisizhkla sonuçlandi.
Fakat yeni açiga çikan bazi gerçekler ve birikimler zamanla kamuoyu üzerindeki etkisini
gösteriyorve girket hesabina olumsuz sürekli- puan kaybma neden oluyordu. Artik girketi
-ve

saran gizemli tül ortadan kaldirilmig ve gerçek oldugu gibi meydana çikmigti.Kugkusuz kamu-
oyu bu g0rdüklerinden memnun kalmayacak ve öfkeye kapilacakti. Standard'akargi yöneltilen
tüm suçmalan yazill clarak ilk ele alan kigi Henry Demarest Lloyd admda bir yazardt. Bu kigi
ChicagoTribune'da yayimlanan bir yazi dizisinde tüm bu suçlamalan bir bütün olarak ele aldi.
Daha sonra bu yazi dizisini "Büyük Bir Tekelin Öyküsü"bagliglyla 188l'de Atlantic Monthly'de
.
yayimlanan bagka bir makaleizledi. Su yazi o denli dikkat ve ilgiyle kargilandi ki tam yedi kez
basildi. Yazar Lloyd'un bu makaledeki iddiasina göre, Standard Oil Sirketi Pennsylvania Eyale-
ti'ne "Eyalet Kanunlanm düzeltme" digmda yapabilecek her türlü olumsuz geyi ve kötülügü
yapmtçtL Cariptir,makaledeki tüm suçmalara karym, i; yönünden Standardbu iddialardan fazla-
ca etkilenmedi ve igi bozulmad1. Ancak Lloyd'un yazmig oldugu ve Standard'm igleri nasil yü-
rüttügünü açiga çikaran makale, bu tür makalelerin ilk büyük örnegi olmakla beraber sonuncu-
su da olmad1. llerideld ylllarda bu türden daha bagka birçok yazi daha yaztldt Artik John D. Roc-
kefeller'in kamuoyuna verdigi gizemli imaj, yani görünmez adam olmak sona ermigti. Öyleki,
zaman zaman, Petrol Bölgeleri'nde yaçayan anneler, yaramazhk yapan Çocuklarmt yola getirmek
için "Sözümü dinlemezsen seni Rockefeller'e veririm" diyorlardi.

Tröst
Bir taraftan mahkemelerle ve kamuoyu sorunlanyla ugragirken diger taraftan da Rockefeller'in
kurmuy oldugu büyük imparatorlukta soylu bir iç düzen ve kontrolü ele geçirmeçabasiverili-
yordu Ve bu çabadada baçanli olunmuqtu. Bir kere, ortada ülkeyi çepeçevresaran ve çegitli rafi-
nerileri simgeleyen bir dernegin var oldugunu gösteren açik bir megru zemin mevcut degildi.
Buna dayanarak, ileride bir gün, Rockefeller mahkemedeverdigi yeminli bir ifadede insanlann
yüzüne baka baka çekinmeden ve yalan yere yemin etmig de olmayarak, sõz konusu tüm girket-
lerin sahibinin StandardOil olmadigim ve kontrolünü Standard Oll'in yapmadigim söyleyecekti.
Aslmda bunlarm çogunlugununkontrolü kendisindeydi. Rockefeller grubundan bir hisse sahibi
günün birinde New York Eyaleti Yasa Temsilcileri Komisyonu'na ülkede mevcut rafinerilerden
yüzde 90 kadarinm hallerinden ve aralarmdaki i; iligkilerinden
"memnun
olduklarini, uyum
içinde bir arada çahytiklanm" söyleyecekti. Bir bagka hissedar da aym komisyona kendi firmasy
nm Standard Oil'le hiçbir baglantisi olmadigini ifade edecek ve Standard'laolan tek kipiseliligki-
sinin hisselerinin bölünmesinde çigirtkanlik yapmaktan" ibaret oldugu hakkmda komisyo-
"kâr

na teminatverecekti. Aslmda organizasyonun esas hedefi zaten buydu, Kendi firmalarmdan bag-
ka firmalarda hisse sahibi olanlar Standard Oil'in kendisi degil, Standard'ta hissesi bulunan kipi-
lerdi. O günlerde, teykilatlarmkendileri bagka tegkilattardahisse sahibiolmak hakkma sahip de-
almma igiOhio Standard Oil Sirketi adma degil, o tegkilatmhissedar-
"emanete"

gildi.Hisselerin
lari adina yapilabiliyordu.
"Tröst" deyiminin hukuki kavrami zamanla lyileptirilip bir gekle baglandt ve bu 1882 yill 2
Ocak tarihindeStandard Oil Tröst Anlagmasi'nm imzalanmasiyla resmiyet kazandi. Bu anlagma,
1870'lerin sonunda ve 1880'lerin ilk ydlannda yer alan yargisal ve politik saldinlara bir yanit ni-
teligindeydi.Aynca bundan daha bagka bir neden de vardL Artik Rockefeller ve ottaklan yava;
yava; ölüm kavrami ve miras konulanm da dügünmeye baglamiglardi ve içlerinden bir tekinin
ölümüyle ne gibi sorunlann ortaya ç1kacagtkonusunda bilinçlenmig olarak ortak karara varmig-
lardL Mevcut
sisteme göre, içlerinden bir tek kigi bile ölse, kargilarina bir sürü karigikhk, deger-
ler üzerinde karmaga, davalar ve sonu gelmeyen acilarçikacakti. Bu inançla ve ortak kararla bir

42
tröst kurmaya karar verdiler. Tröst kurmakla bütün bu olasthklar önlenmis olacak, sahiplik kav-
rami organize edilip tanimlanacak,böylece ileride çatigmakonusu olacak herhangi bir sorun
çikmayacakti.
Bu tröstün haztrlanma agamasmda büyük titizlikgösterildi. "Boru hattinm her bir ayagt te-
ker teker ölçüldü ve tugla ile örülmüç her alan en küçük parçasina kadar degerlendirildi." Bir
mütevelli heyeti kurularak StandardOil'ce kontrol edilen bütün malzeme stoklari bu mütevelli
heyetinin üyelerine devredildi. Hisseler de zamanla bu heyetin sorumluluguna emanet edildi.
Toplam sayisi 700.000 olari hisselerin en büyük payi 191.700 hisseyle Rockefeller'e aitti. On-
dan sonra sirada Flagler geliyordu ve en çok hisseli ikincí hissedar olarak Flagler 60.000 hisseye
sahipti. Mütevelli heyeti üyeleri kendilerine emanet birakilan hisseleri Standard Oil Tröst'e bag-
h kirk bir hisse sahibi adma ayn ayn bireysel sirketlerde muhafaza edlyordu. Tümüyle sahip ol-
duklan on dört grketinve kismen sahip olduklan yirmi alti girketin
"genel-denetleme"
igi de on-
lara verilmigti. Heyetin birçok sorumlulugu vardi; yöneticilerin ve memurlann seçimi de onlara,
aitti. Bu yetkiyedayanarak gerektigindebizzat kendilerini de seçme hakkina sahiptiler. Adi ge-
"tröstler"

çen bu tröst o güne kadar kurulmuy olan büyük içinde birinci olamydi ve hukuki yön-
den fevkalade megruydu. Ama bu megruluguna ragmen, önceleri eglerini kaybetmíç dullari ve
bunlarm yetimlerini koruyucu bir müessese olarak tanman
"trõst"
deyimi, kisa zamanda ismi
amldigi zaman zillet ve nefretle ammsanan bir kavram haline dönügtü. Bu arada her eyalette ay-
n StandardOil organizasyonu adlyla, Standard'ineyaletlerdeki ünitelerini kontrol amacma yö-
nelik birtalom teykilatlarkurulmugtu. Bu çegitliünitelerin faaliyetlerini koordine eden ve rasyo-
nel hale getiren merkezi bir ofisin kurulmasi ise sözü edilen tröst anlagmasiyla mümkün olabil-
di. Bunun gerçeklegmesi, i; hacminin giderek büyümesiyle artik acil bir gärev olmugtu. Tröstay-
nca Rockefeller ve i; arkadaylan lçin bir gegit
"megruluk
kalkam ve idari esneklik" sagllyordu.
Rockefeller ve arkadaglan bu ikisinden, artik gerçekten büyümüg ve tüm dünyayi sarmig ünitele-
rin daha etkin gekilde igletilmesinde yararlankäkt1.
Tröst sayesinde iglerin megrulyeti saglanmasma karym ortada çözümlenmesi gereken pra-
tik bir sorun kalmigt1.Bu da, yeni ünf tenin ne gekildeidare edilecegl sorusuydu. Bu kadar çok
saylda bagtmsiz mütegebbis Ve bu kadar çok çegitli ürün çikaranbu kadar çok igyeri nasil birleg-
tirilip de bu yeni tröste baglanacakti? Sözü edilen çegitli ürünler arasmda gazyagl ve mazottan
bagka yaklagik üç yüz çegit yan ürün vardi. Su konular üzerinde uzun uzun dügündükten sonra
bir karara van1di ve bir idare ve koordinasyon sistemi kurulmasi ve sistemin bir komisyona veril-
mesi kararlagtirildi. Ancak mevcut komisyonlarm sayist bir hayli kabankti. Bunlardan birkaç1qu
komisyonlardi: iç Ticaret Komisyonu, ihracat Ticaret Komisyonu, ÍmalatKomisyonu, Flç1 ve
Baghklama Komisyonu, Boru Hatti Komisyonu, Petrol Muhafaza Komisyonu, YaglamaKomisyo-
nu ve daha sonra olugan ÜretimKomisyonu. Bu komisyonlara her gün dünyanin dört yamndan
günlük raporlar akiyordu. Su komisyonlann hepsinin üstünde olan bagka bir komisyon daha
vardi ki en üst düzey idarecilerden olugan ve IcraKomisyonu olatak bilinen bu komisyonun gö-
revi tüm politikalan ve talimatlanbir bütün olarak saptamakt1. icra Komisyonu hiçbir zaman ta-
lep, teldifve tavsiyehalinde emir vermlyordu. Bununla beraber herkes komisyonun otorite ve
kontrol gücünün bilíncindeydi ve bundan asia kugku duymuyordu. Yazdigtbir mektupta Rocke-
feller merkez-teykilat ile tagra-tegkilatlan arasmdaki iligkisinin ne gekilde olmasi gerektiginiuy-
gun bir dille ve emir vermeden, sadece bir görüg olarak gu sözlerle anlatir: "Bu konuda tagrada
bulunan siz saym baylar kuçkusuz bizden daha Isabetli karara varacaksin12. Fakat politikasim
kontrolümüz altma alamayacagimiz konularda fazla ayrmtiya girmesek nasil olur?"
1870'll ylllarda Standard'm ana strateji olarak daima uyguladig1bir olgu l 880'li yillarda da-
ha da belirgin ve yogun olarak uygulanmaya kondu. Bu, üretimi dügük flyatla yapma stratejisiy-
di. Su stratejinin devreye sokulmasi kugkusuz birçok yenilik gerektirlyordu. Ìgletmedeverimli-
lik, fiyatlarda hâkimiyet, hesap ve hacim iglerinde yetenek, teknolojiye kar i sürekli ilgi ve niha-

43
yet konu kendilerinden daha büyük pazarlar oldugunda, bunlara kargi tükenmezbir ilgi ve arag-
tirma istegi gibi... Bu alanda verimlitik saglamak ugruna ilk agamada rafineri operasyonlankon-
solide edildi. Elde edilen baçan son derece büyüktü; o kadar ki 1880'll yillannortalanna gelindi-
ginde,Standard'a ait sadece üç rafineriyle dünyamn toplamgazyagi arzmm dörtte birinden faz-
lasi saglamr olmugtu.Sözü edilen bu üç rafineri Cleveland, Philadelphia ve New Jersey'deki Ba-
yonne rafinerileriydi. Fiyatsaptamalanson derece tilizlikleyapiltyor, bazen küsurat
gerektiginde
üçüncü ondalik noktaya kadar hesaplamyordu. Bu yüzden fiyatlar aynr düzeyde kaliyor, hiçbir
zaman fazla bir dalgalanma göstermiyordu. Su konuda, strasi geldiginde bir gün Rockefeller'in
"ig

söyledigi gu sözler ammsanmaya deger: hayatimda her geyisayarakyapmay1 kendime kural


edinmigimdir." Sirketin son derece geligmigbir haberleyme sistemi vardi. Su sistem devreye so-
kularak arbitrajm(haberleyme sistemi baglamak) sagladigtavantaidan yararlamhyor, böylece Pet-
rol Bölgeleri'nde, Cleveland'da, New Yorkve Philadelphia'da aynca Antwerp ve Avrupa'ninda-
ha bagka yerlerinde fiyat farklan isabetli gekilde saptamyordu. Aynca girket haber alma ve casus-
luk alanlannda gayet etkin ve olaganüstü bir sisteme sahipti. Bu sistem sayesinde tüm pazar ko-
ullanm ve rakipleri hakkmdaki bilgiyi günü gününe izlemek olanagt vardt Ülkedevar olan pet-
rol alicilarindan hemen hepsi için ayn ayn birer kart katalogu tutuluyor, bu kartlarda bagimsiz
petrolcülerin yükledigi varillerden hemen hepsinin teker teker nereye gittigi gösteriliyordu.
Rockefeller'in petrol alanmdaki idareciligi temelde merkezi tek bir temaya dayamr. Petrol
konusuna gerçekten inanmtytt ve bu inanci hiçbir zaman sarstlmamigttr. Ona göre ham petrol
konusunda olugabilecek herhangi bir flyat dügügü hiçbir gekilde bir endigeye yol açmamallydi.
Tam aksine bu dügüg daha çok ham petrol satin almak için bir firsat say11mahyd1.1884 yilmda
irkete verdigi bir talimatta göyle der: "Ümitederim ki, eger ham petrolde yeniden bir dügüç
olursa, Yönetím Kurulumuz ortaya birtakim istatistikler ve bilgiler dökerek ham petrol alimimizi
engellemeye çabymaz. Pazarlamaigi sif1ritüketip iflas yoluna gittiginde, bazi kimselerin hemen
her zaman yaptiginmaksine, çabamizidurdurmamah, sinirlerimize hâkim olmahytz." Bu sözle-
ri söylediginden kisa bir süre sonra da pu görügünü ifade ediyordu: "Eger satm almaktan kaçtmr-
"
sak, hiç kugku yok, büyük bir hata yapmig oluruz,
Standard Oil üst düzey idaresi gu kipilerden oluguyordu: Rockefeller, kardegi William,
Henry Flagler ve bunlardan bagka iki kigídaha, tüm hisselerin yedide dördünürt idaresini ellerin-
de tutuyorlardt Bu kipilerin digmda üst düzey idatesine kançan, buraya kadar uzanan yaklagik
on iki kigi daha vardi ki, bunlarm hepsi gerçekten kendilerinibu ige adamig, sebatla çallpan,geç-
mig ylllarda baçanli birer mütegebbis olarak kendilerini kanitlamt§ ve bir vakitler Rockefeller'in
rakibi olmug kipilerdi. Ileride bir gün, bu kipileri ima ederek, Rockefeller'in söyledigiqu sözler
ammsanmaya deger: "Bu denli kuvvetli, güçlü kipileri kendiniz gibi dügünmeye, fikrinizi onlara
kabul ettirmeye çaligmak zannedildigi kadar kolay bir iq degildir," Bu tür bir gruplamada bagvu-
rulacak tek ve en lyi yöntem konsensus yöntemiydi (birfikri tartigmayaaçmak ve sonunda itti-
fakla karara varma yöntemi) Bu konsensuslarda tüm seçenekler ve kararlar teker teker ele ah-
nip tartigibyor,tekrar münakaga ediliyor, fakat harekete geçme igi derhal yapilmlyor;
"eylem"

sonraya birakihyordu. Harekete geçme igi Rockefeller'in istedigi gibi, ancak sorunlar tekrar tek-
rar dönüp dolayttrildiktan, akla gelebilecekher türlü olasilik ayri ayri dügünülüp sonunda saghk-
h olan yön hangisiyse o yönde bir karar verildikten sonra bagllyordu. Ileridebir gün Rockefeller,
"igkolu

tu geçirilenseneleri animsarken pöyle demigtir: ne olursa olsun o igin ne derece süratle


yapilmasma karar vermek önemli bfr sorundur. Bu sorun her lykolu için geçerlidir. Bize gelince,
o günlerde biz bir hayli çabuk hareket etme durumundaydik, dinlenmeye vakit bulmadan önü-
müze yeni yeni acildurumlar çikiyorduve bunlarla bag etmek zorundaydik. Ínsanmsabnm zor-
layan bu konulari ne kadar çok ele aldik ve tartigtik.Bunu anlatmakgerçekten zordur! Bazi ko-
nularda igi ne kadar çabuk kotarmamiz gerektigi üzerinde fikir ayriliklarimiz oluyordu.Aramiz-
dan bazilari igi hemen sonuçlandtrmak isteyerek ve beklemeye gerek duymadan büyük harca-

44
maÌar yapma egilimi gösteriyordu. Digerleri ise ihmli davranmak yanhslydi. Yine de biz her
za-
man bir orta yolu bulmayi bagarmigizdir. Ne yapip edip bir yolunu buluyor, igi acelecilerin is-
ne
tedigikadar çabuk bitiriyor ne de tutuculann diledigi derece dikkatli ve yavag davranlyorduk. 14-
lerin her birini teker teker allyor,bu ikisi arasmda ilimll bir yol izleyerek gözümlüyorduk." Bu
açiklamaya pu sözleride ekliyordu: "Sonunda aldigimiz karar mutlakaittifakla alinmt; oluyor-
du." Üstdüzey yöneticiler arandiklanzaman daima gece ve gündüz trenlerinde,Cleveland'la
New York, Pittsburg'la Buffalo ve Baltimore'la Philadelphia arasmda mekik dokur halde bulunu-
yorjardi. 1885 yihnda tröst yeni merkez binasma tagmdi.Burasi AgagtManhattan'da, Broadway
26 adresinde dokuz kath bir ofis binastydi. Su bina çok geçmeden yalmzca bu endüstriye tahsis
edildi. Artik bütün tepldlatbagta Yönetim Kurulu olmak üzere buradan idare ediliyordu. Yöne-
tim Kurulu üyelerinden o gün hangisi gehirdeysekurulu o temsil ederdi. Üstdüzey yetldliler ög-
le yemeklerini her gün binamn üst katinda bulunan kendilerine aynlmigözel yemek salonlarm-
da yerdi. Yemek sirasmda bu kipiler hayati önemde bilgileri birbirlerine aktanr, fikirler incelenir
Ye bir konsensusa vanhrdi. Gerçek
gudur ki, Rockefeller'in liderligi altinda, evvelce onun rakibi
olmuy bu kigiler, kendi aralarinda, faaliyetleri ve kapsami yönünden epsiz bir organizasyonolan
ve akillara durgunluk veren çabuklukla geligmig bir girket olugturmuglardi. Broadway 26 adre-
sindeki-yemek masasietraftnda toplanan bu kigiler her anlamda olaganüstüyetenekte insanlar-
di. Bir gün New YorkMerkez Demityolu'ndan William Vanderbilt, New York'taki Devlet Yasa
Temsilcisi'yle konuptugu bir strada,bu kipiler hakkinda gunlartsöylemigtir:"Bu adamlar benden
çok daha akilli. Çokmütegebbisve zeki kipiler. Bugüne kadar hayatimda iglerinde bu derece ba-
arihve yetenekli bir insan topluluguylakargilagmadim."

"Kurnaz lhtiyarBaykug"
Yine de bunlarm içinde en akilli olanJohn D. Rockefeller'di. Tröstün kuruldugu günlerde kirk
yaglarmda olan Rockefeller daha o yaita Amerika'nm en zengin alti adammdan biriydi.
Sirketin
yol gösteren gücü, kendini onun büyümesine adamig ve bu yolda kendi bildiginden
gagmayan;
birlegmey! saglamig, kontrolsuz yarigmanin "kaylp"
olduguna inanan ve bunu küçümseyen,
amacinda hakli olduguna güvenci olan bir kiplydi. Garipbir gekildeve kasitli olarak kendisini
"ulagilmaz"

noktada tutuyordu.Yaçammm flerki yillarmdaezberindeolan bir dörtlügü dudakla-


rmdan dügürmez, devamli minldanirdi.

Mege agacmda kurnaz ihtiyar bir baykup


yagtyordu,
Giderekdaha çok görüyor, daha az
konuçuyordu,

Daha az konugtukça daha çok gey


duyardi,
Niçin hepimiz bu ihtiyar kup gibi
olmayahm?
Daha i; hayatmm ilk günlerinde kararlagtirdigt gibi, gizlilikpolitikasmi yegler, gerçekleri
"olanak

verdigince az sergilemek" yoluna giderdi. inceleyici ve güpheciydi.Ìnsanlarlaarasma


mesafe Royardi. Su uzakhgive soguklugu, insan1 deler gibi bakan buz gibi bakiglanyla tedirgin
eden bir imaj yaratiyordu. Bir defasinda Rockefeller Pittsburgh'da bir rafinerici grubuyla
tanig-
mig, onlarla. toplantiyapmigti. Toplanti sonunda gruptan birkaçi birlikte yemege pktilar. Konug-
malar dönüp dolagip asik yüzlü, insanlarla konugmay1 sevmeyen, tehdit eder gibi bakan Cleve-
land'll Rockefeller'e geldi. lçlerinden biri Rockefeller için "Acaba kaç ya indadir?" diye ortaya

45
bir soru atti. Rafínericilerden her biri bi.rtahminde bulunuyor, degigik yarutlar veriyordu. Sonun-
da bunlardan biri göyle söyleyecekti: "Dikkat ettim. Herkesi konugturuyor, ama kendisi konug-
muyor,hiçbir gey söylemiyor; sadeceoturup konugulanlan dinliyor. Ama hayrettir, hatirlamadigt
hiçbir gey yok. Konugmayabagladigi zaman her geyiyerli yerine oturtuyor... Öylesaninm ki bu
adam 140 yaginda olmah, çünkü herhalde dogdugu zaman zaten 100 yagindaydi."
Bundan çok seneler sonra uzun yillar Rockefeller'le beraber çaligmigbir i; arkadagi onu gu
sözlerle tarif etmigtir: "Hayatimda tanidigiminsanlar arasinda duygusalliktan en uzak olam."
sakliydi.1870-1880 ylilan
"adam"

Ama hiç kugku yok ki bu maskenin arkastndagerçek bir


meyve vermeye bagladigtyillardi. Birlegme ve entegrasyon ve basmdan gelen hü-
"plamm1zm"

cumlann en yogun oldugu bir defasmda Rockefeller'in göylededigi söylenir: "Kazandigim bunca
servetin tümli o devirde yagadigimkaygi ve endigeyi tazmine yetmedi." Egide bu konuda kendi-
dolu günler" olarak nitelendiriyordu. Bizzat kendi söyledigi-
"üzüntü

sine katihyor ve o günleri


ne göre, günlerde
"o
uykusu bölünmeden geçirdigi tek bir gecesi bile yoktu."
Rahat etmek ve gevgemek istedigi zaman bunu degigik §ekillerde yapardi. Günün geç saat-
lerinde yaptiklan iq toplantilanndakendisi bir kanepeye sitt üstü uzanir, beraberindekilere lçe
devam etmelerini söyler ve kendisi tartigmalaraböyle sirt üstü yatar durumda kat111rdi.Ofisinde
hizh koganlara-özel bir düg-
-öncelikle

her zaman basit bir kas gevgetici alet bulunurdu. Atlara,


künlügü oldugu için bazen akgamlari geç saatte at kogulmugarabastyla gezintiye çikardi.Bir sa-
at kadar süren bu hizh gezintilerde atma
"tms
yaptinr, rahvan götürür, çaha kaldinrdL" Bu ge-
zintiler bitip akyam yemegi yendikten sonra dinlendigini dügünür, kendini yenilenmig bisseder-
di. Bu gekilde geçirdigt akgamlardan birinde "Akgampostasmi açip içinden mektuplari çikaracak
zamani bile buldum" dedigi söylenir.
Íçyagami digmda Cleveland'da vaktini Baptist Kilisesi'nin iglerine adamigti. Yöneticilerin-
den oldugu Pazar Okulu'nda ögrenciler üzerinde unutulmaz bir imaj yaratmigttr. Bu ögrenciler-
den, bir vakitler çocuklanmnarkadagi olmuy bir luz ögrenci seneler sonra Rockefeller'ipu söz-
lerle animstyordu: "Bay Rockefeller'i Pazar Okulu'nda ayinleri yönetirken ammslyorum. Uzun
sivri burnu, biz çocuk ögrencilere yönelik uzun, keskin açill çenesi, ifadesi hiç degigmeyen açik
renk mavi gözlerihâlâ gözümün önünde. Her zaman çok ihtlyatli ve dügünerek konuçtugundan
konugmalan çok yavag olur, fazla zaman alirdi.Ama hiç kimse onun bu konumundan gerçekten
zevk almadigmi söyleyemez. Durumundan çok hognut oldugu açikça anlaç1hrdi.Bu solu görü-
nümü sanki onun hobisiydi, O da olmasa bagka híçbir habisi yok diyebilirdiniz."
Cleveland diginda Forest Hill malikânesinde yaçamayi severdi; bunun igin malikâneninay-
nntilanyla meggul olurdu, Bu ayrintilar özel parlak kirmizi tugladan yapilmiggömine yapimi, agag
dikme, ormanlar içinden geçen yeni yol yapimiyla ilgilenmek gibi geylerdi.Daha sonra New York
kenti kuzeyindeki Pocantico tepelerinde yaptirdigi görkemli yeni malikânesine tagindigtzaman
bu hobisini daha da genigleterek devam ettirdi. Arazi tanzimi,dekorasyonun man2arayi görecek
ekilde düzenlenmesi gibi ugraglan vardi. Ayrica, elinde bayrak ve direk, yeni yollann yapim igin-
de yorulup tükeninceyekadar çahgirdi. Arazi tanziminebüyük merakivardi. Bunu yaparken ken-
disini i; hayatinda bu denli baçanli kilan yetenekve kavramciligmdan yararlamyordu.
Amerika'nm en zengin adami olma yolundayken bile ilginçtir ki, sadelik ve tutumluluktan
aynlmamigtir.Ailesinden gelentüm kargi koymalara kargm, elbiselerini sik sik yenilemeye yanag-
kiyafet tamameneskiyip glyilemeyecek hale
maz, pantolonlanm arkasi parlaymcaya kadar giyer,
ve ekmek"ti. Söylentiye göre bir delasmda Cle-
"süt

gelmeden yenisini almazdt. En sevdigi besin


veland'dayken, oramn ünlü bir i§adami ile egini yaz aylanni geçirmeleri için Forest Hill'deki mali-
känesine davet etmig. Alti hafta süreyle burada kahp güzel bir tatil geçiren ünlü çift, evlerine dön-
dükten sonra garip bir sürprizle kargilagmiglar. Kendilerini bir fatura bekliyormuy ve fatura Rocke-
feller tarafmdanonun evinde gegirdikleri alti güzel haftanm kargiligt olarak gönderilmig.
Kendine özgü, çakacthgakadar giden bir espri anlaylgivardi; fakat bunu sadece çok yakm

46
buldugu kimselerle beraber oldugu zamanlarda gõsterirdi. Bir defasinda arkadagi Henry Flag-
ler'le göyle çakalagtigisöylenir: "Bugün diççiye gittim. Diççi koltugunda oturmak berbat bir
gey.
Inan, sana mektup yazmak, hatta senin mektuplarim okumak bile bundan daha fena olamaz.
Ne yapayimki gitmek zorundaydim." Akgamlari yemekte allesiyleberaberken onlari eglendir-
mekten hoglamr,garki söyler,burnunun üstüne bisküvi koyup agzlyla tutar, hatta bazen burnu-
nun üstüne tabak bile koyup dengeleme numaralan yapardi, Sevdigigeylerdenbiri de çocuklar1
ve çocuklanomarkadaglanyla birlikte ön verandada oturup
"buzz"
dedikleri bir oyun oynamak-
ti. Oyuna göre içlerinden biri saymaya bagliyor, içinde
"yedi"
rakami olan saylya geldigindeyedi
yerine
"buzz"
diyor, eger bunu yapamiyorsa oyundançikanhyordu.Kendisi iyi bir matematikçi
oldugu halde Rockefeller bu oyunda her zaman yenilir, ancak 71 sayisma kadar gelebilirdi.
Ço-
cuklar bu oyunu çok sever ve Rockefeller ile birlikte güzel saatler geçirirlerdi.
Para kazanmaya bagladiktan kisa bir süre sonra Rockefeller bagli oldugu kiliseye küçük ba-
giglaryapmaya baglad1.Seneler geçtikçe bagiglarm miktart giderek artlyordu. Kendisinde, birik
tirmigoldugu servetin büyük bir losmmi
"vermek"
gibi bir istek uyanmigti ve bu duygu giderek
artlyordu. Hay1ryapma iginde de tipkl ip yagaminda oldugu gibiaym kriterlere bagvuruyor, aym
matematik incelemeyi ve titizligtgösteriyordu.Bagiglarsüratle yayildt ve günün birinde bilim
dallarina, tip ve egitim alantarina kadar uzanarak bu dallan da kapsadt Ancak,
on dokuzuncu
yuzyllda yaptigt hayir igleri daha çok Baptist Kilisesi'ni kapsamig ve bu kiliseyle kisitli kalmigttr.
Rockefeller artik bu kilisenin en büyük bagiççlsi ve en güçlü koruyucusu durumuna gelmigtir.
1880'll yillar sonunda, kendisini tam anlamlyla büyük bir Protestan üniversitesinin gerçek-
legmesine adadi ve bu ugurda Chicago Üniversitestnin kurulmasi için gereken mali destegi sag-
ladi. Bununla da yetinmeyip üniversitenin organizasyonu için gereken yükümlülükleri de üst-
lendi. Her zaman üniversitenin en büyük bagtgçisiolarak kaldi. Ílerikiyillarda da daima üniver-
siteyekendinden sonra en büyük bagigi yapanlarin bag glarmikat kat açan bagiglarda bulunmug-
tur. Universitenin kurulup geligmesiagamasmda büyük dikkat ve titizlikgösterdigihalde, kurul-
duktan sonra üniversitenin akademik iglerine hiçbir gekilde kangmamtyttr. Yalniz üniversitenin
mutlaka bütçesinin similan içinde kalmasiru istiyor ve bu konuda israr ediyordu. Universite bi-
nalanndan hiçbirisine hayatta oldugu sürece kendi isminin verilmesme nza gostermedi. Kurul
dugundan sonraki ilk on yll içinde üniversiteyi sadece iki kez ziyaret etmigtir. Ilk ziyareti üniver-
sitenin beginci ylldönümü olan 1896 yllina rastlar. Su ziyaretinde, söylentiye göre,mütevelli he-
yetinden bir ûniversite yetkilisine gunlansöylemigtir: "Benim bu ige güvenimvar. Bu benim ya-
amim boyunca yapmig oldugum en iyi yatinm. Madem ki Ulu Tann bana para verdi, onu nasil
Chicago Üniversitesi'nden esirgeyebilfrim?" Bu konugma olurken bir taraftanda bir grup üni-
versite ögrencisinin sesleri duyuluyor, genç ögrenciler Rockefeller'e serenad yaparak, gu garkiyi
söylüyorlardi:

JohnD. Rockefeller, bu müthig adam


Tüm bozuk parasmi bize
Chicago Üniversitesi'ne
Verdi...
Ne var ki 1910 yllina gelindiginde, Rockefeller'in üniversiteye vermig oldugu "bozuk
para"
miktari, tüm diger kaynaklardan gelen 7 milyon dolara kargm 35 milyon dolan bulmuçtu;
yap-
mig oldugu tüm bagiglann tutan ise 550 milyon dolardl.
igyerindeuyguladigiâdetleri özel hayatma da taç1migtir. O ylllar "Altin Çag"diye anilan
devrin yaklagikon ytllik kesimine rastllyordu. Eu yillarda
"haydut

baronlar" akil almaz servet


yapip gok müsrif ve gamatall bir ya§am içindeydiler. Bu günlerde bile Rockefeller ve ailesi New
York'taki evlerinin ve Pocantico'daki malikânelerinin gerçekten görkemli olmasina kargin, da-
ima gayaali,gösterigli ve çagLn getirdigizevksizliklerle dolu yagam tarzindan olanak verdigince

47
uzak kalmaya özen göstermiglerdir. Kendisive egi, çocuklannadogruluk kavrammdan, kendi
anlayiglanna özgü ne anliyorlarsa agilamaya çaligmiglar,böylece onlari gelecekte veraset yoluyla
konacaklan zenginligin tehlikelerindenkorumaya gayret etmiglerdir. Örnegin,paylagma duygu-
sunun ne oldugunu ögrenmeleri için eve bütün çocuklariçin tek bir üç tekerleklibisildet allmrdi.
New York'ta oturduklari zaman, tüm zengin aile çocuklan okula süslü at arabalanyla ve uçaklar
egligínde geldikleri halde Rockefeller'in oglu okula yürüyerek gidip gelirdi.Cep harçllgmi baba-
smm mülklerindeki öteki iççilerle egit kogullarda, aym gündeligiahp çahgarakçikantlardi.
1888'de Rockefeller,ailesini ve iki Protestan rahibi yamna alarak üç ay için Avrupa'ya gitti.
- Avrupa'da, Fransizca bilmedigi halde, gittigiher yerde önüne gelen faturalan, faturalardaki her
.
kalem masraftbüyük bir dikkatle gözden geçirirdi. Ornegin, bir seferinde lokantada yemek ye-
sözcügünü görmüg, ne oldugunu bilmediginden oglu
"poulet"

dikten sonra getirilen hesapta


John'a "Poulet ne demek?" diye sormuy,ancak yanitim aldiktan sonra tatmin olmugtu.
"tavuk"

Hesaptaki her yemegi teker teker soruyor, ne olduklanm anlamak istiyordu. Oglti John,daha
-

sonraki ylllarda bu konuda gunlan söylemigtir: "Babam hlçbir zaman bir faturay1üzerindeki ra-
kamlan teker teker incelemeden, dogrulugundan emin olmadan ödemezdi. Küçük aynntilara
bu kadar özen göstermesi belki bazi çevrelerce hasislik olarak nitelendirilir; ancak babamm gö-
rügüne göre bu hasislik degil, bir yagam prensibinin uygulanmastydi."

Görmeye Deger Harika


Rockefeller'inkurup egi bulunmaz bir refaha erigtirdigi girket, 1880'lerde ve 1890'lara kadarki
süreç içinde geniglemeagamasinadevam etti. Bilimsel aragtirma yöntemi artik petrolcülüge de
girmigti. Rafineriden yerel dagitimelya ulagmcaya kadar, hem ürünün kalitesine hem de operas-
yonlanntitizlikve temizligineolanakverdigince dikkat gösteriliyordu. Pazarlama sisteminin bü-
yütülmesi ve ürünün en son tüketiclyekadar ulagtinlmasi amaç edinilmigti ve bu amaç girketin
öngördügü bir emir olarak eksiksiz uygulamyordu. Sirketin, dev kapasitesine cevap verecek ye-
davranarak
"her

ni pazarlara ihtiyaci vardi ve bu yüzden biraz da saldirgan toprakta,sonuna ka-


çok pazara gereksinim vardi."
"daha

dar" pazar aramak yoluna gittiler. Rockefeller'in dedi.giglbi


Aslmda bu pazar günden güne emin ve tutarl1 bir gekilde biraz daha büyüyordu. Bunun nedeni
olarak petrol kullanimmm daha çok gazyagi geklinde her gün biraz daha artmasi, akil almaz bo-
yutlara uzanmasi gösterilebilir.
Petrol ve gazyagi lambasimn o günlerdeki Amerikan yagamm1ve Amerikalilar'm saat kav-
rammi degigtirdiginisöylemek yanlig olmaz. isterDogu'nun kasaba ve kentleriode yagasmlar, is-
ter Ortabati çiftliklerinde, tüketicilergazyaglarimçogunlukla ya yäredeki bakkaldan ya da ecza-
neden allrlardL Buralara gazyagim toptanci verirdi Toptancilarm çogu da gazyaglarin1Standard
Oil'den ahyordu. Daha 1864 ylhnda, New York'lu bir eczacibu yeni aydmlatici yagm özellikle-
tini gu sözlerle anlatmigtir: "Gazyagi bir anlamda kirsal kesimde yagayan insanlarm hayatml
uzatti. Balina yagmm yeterli olmamasi nedeniyle erkenden güne§ batar batmaz yatmaya ve ya-
amlarimn hemen hemen yansmi yatakta geçirmeye aligmiginsanlar artik gecenin bir kismmi
okumakla veya eglenceyle geçiriyorlar. Bu durum öncelikle log mevsimi için geçerli."
Gazyaginmpratikte nasil kullanilacagt ve dünyada ne kadar çabuk kabul buldugu hakkm-
daki ilk bilgiler, 1869 yllmda Uncle Tom's Cabin (TomAmcamn Kulübesi) kitabinm yazan Har-
tiet Beecher Stowe tarafmdan verildi. Aslmda yazar Beecher kendisi gibiyazar olan ve Ameri-
can Woman's Home or Principles of Domestic Science (Amerikan Kadmmm Evil isimli kitabt
yazmig olan kiz kardegine kitabm yazilmasmda yardim ettiginden konu hakkmda fikir sahibiydi.
"lyi

Bu iki yazar, okuyuculanna ne tip lamba alacaklanmögütlerken, gunlanyazmiglardt: cins


verdigi edicidir." Ama yine de kötü kalite pis kullan-
gazyagt
gazyagmm igik
tamamen tatmin ve
maya kargi okuyuculanm uyarip "Bu müthigpatlamalar tamamen kötü kaliteli pis gazyaglann-

48
dan oluyor" demiglerdir. 1870'lerin ortalarmda bir sene içinde meydana gelmigölüm olaylarmin
beg, alti bini bu gibikazalara baglanmigti, Bu konudaki kurallar hem yavag hem de güvensiz ge-
kilde iglediginden, Rockefeller istikrar ve kalite kontrolü üzerinde bilhassa duruyordu. Sirketine
Standardismi verme nedeni de buydu.
Daha büyük kentsel bölgelerdeyse kömür, ham petrolün bagka bir fraksiyonu olan nafta-
dan çikanlan
"gehir

gazi" gazyagiile hâlâ rekabet ediyordu. Ama gazyagt gebir gazma kargi fiyat
bakimmdan avantajliydi. O günlerdeki bir yayina göre 1885 yllinda, New York'ta yagayan bir ai-
le senelik gazyagt ihtiyacini sadeceon dolarla kargilarken, "hali
vakti lyi olan aileler bu paray1bir
ayhk aydmlatma mastafi olarak harc1yordu." Kirsal kesimde bu tür yarigma yoktu. Bir ögrenci-
nin yazdtgma göre
"1876'da
Philadelphia'nin yüzüncü yll kullamalan strasmda, kasabanm iyi i;
yapan bir dükkânma girecekolsamzorada sayilamayacak kadar çok lamba ve lamba cami görür-
dünüz." Aynca "Gazyaglürünleri dedikleri ve gazyagtkullanan ürünlerden de bol miktarda
var-
dl. Su manzara, evvelce etrafi görmek için donyagma batinlip tabagmkenarma koyulmuy bir pa-
çavra parçasmdan medet umanlar için gerçektengörmeyedeger bii harikaydi."
O günlerde,gazyagi, rafinerilerden çikan ürünler içinde kugkusuz en önemli olamydi; ama
tek ürün degildi. Daha bagka ürünler de vardi. Bunlar arasmda Quürünler sayllabilir: Nafta, eri-
tici olarak kullamlan veya binalan teker teker aydmlatmada kullamlmasi için gazyagina dönüg-
müggekliylebenzin, mazot, tren motorlan ve demiryolu arabalarmda, tanm aletlerinde ve daha
sonra bisikletlerde, bunlarm oynak kisimlarinda kullamlan yaglayicilar.Ve bunlardan ayn olarak
ticarialanda "Vazelin" denen ve eczacihkta kullamlan petrol jälesive parafin.Parafin mum yap-
mada ve besinlerin korunmasinda kullantidigt gibi
"parafinli

çiklet" denen ve devamlt dikig di-


ken hanimlarm pek ragbet ettigi bir mamulünyaptmmda da kullanillyordu.
StandardOil Sirketi tüketiclyeerisme çabalannda,yani.igin pazarlanmasmda da kontrolü
ele geçirmigti. 1880'lerde girketinpazarlamadaki kontrol orani neredeyse rafinericilikteki kont-
rol oranma eg, yani %80'lerdeydi.Sunuda belirtmek gerekir ki, Standard Oil pazarlamadaki bu
dev cüsseli payi alabilmek için acimasiz taktiklerkullamyordu. Örneginsatic11ar "yumruklarim

sikip" hem rakipleri hem de rakip ürün tagimakcüretinde bulunan perakendecileri ürkütmek
için her türlü çabay1sarf ediyorlardi. Su arada pazarlamanm verimini artirmakve maliyetidü-
ürmek için seri halinde indirim yaptilar. Bu arada hantal sizmti yapan çirkin ve pahah variller-
den kurtulmamn da bir çaresini arad11ar.Bulduklan yöntemlerden bir tanesi uzun mesafelere
gazyagtm varillerle tagimakyerine, bu iq için demiryolu tankerlerinikullanmakti. Standard öte
yandan sokaklarda gazyagmi varillerle satmak yerine atli arabalarm üstüne yüklenmig depolar
kullanmaya bagladi. Böylece tüketicilerbir litre ile yirmi be; litre arasmda diledikleri kadar gaz-
yagi satm alabilmeye bagladilar.Günümüzde bile petrol ölçüsü olarak kullanilan tahta variller ise
ülkenin iç bölgelerine göderilip o bölgelerde unutulmaya terk edildi.

"Satin Alabilecegimizin Hepsini Alalim"


O günlere kadar Standard Sirketi igin en kritik kismim olugturan, petrol üretim iginden uzak kal-
may1 bagarmigti. Petrol üretimi çok riskli, çok degigken, çok spekülatifbir igti. Aynca, bir gün
petrol kuyularmm kuruyabilecegi olasiligtda dügünülüyordu. Bu durumda, örnegin belirli bir
kuyunun ne zaman kuruyacagmi kim bilebilirdi? Bu olasihklardügünülerek, Standard Petrol,
üretim igine karigmamaya, hu riski üreticilere birak1p, kendisi makul olanlara yani rafineri igle-
mi, nakliye ve pazarlama iglerine devam etme karan aldi. Sirketin yönetim kurulundan bir üye
1885 ylhnda Rockefeller'e yardigt mektupta qu satirlara yer vermigti: "Bizim igimiz imalatçilik
yapmak.Kamma göre, imalatçi veya tüccar olan birinin, spekülasyonluiglere kariç1pbunun stre-
sini yaçamast talihsizliktir."
Ancak, tüm dünyayi çepeçevre saran gubelerine ragmen, yine de bilinç altmda, Standard,

49
ihtiyatli olmak geregini duyuyordu. Petrol bir gün bitebilirdi. Topraktan gelmigolan bu Tann ar-
maganmm bir gün, geldigi kadar çabuk ortadan yok olabilecegini dügünüyordu. "Fla; üretîm"
kuyulann üretme yetenegini tüketmigti.Bundan en büyük zaran gören Pennsylvania petrolü ol-
du. Ínsanlar, Pennsylvania'nm d'egigikbölgelerinde oluganbu durum belld de tüm Petrol Bölge-
lerl'nin yazgismda vardir,diye dügünmeye bagladilar.Pithole'de görülen yükselig ve dügüg, belki
de olacaklann anlamli bir uyarisiydi. Böyle bir durum olugacak olsa acaba bu endüstri on yll da-
ha yagar mi, yaçamazmi diye dügündüler. Hem petrol olmadan tüm bc çabalar, tüm bu sermaye
yatinmi, rafineriler, boru hatlan, tank ve vapurlar, pazarlama sistemleri boga mi gltmig olacakti?
Birçok uzman kigiPetrol Bölgeleri'nin yakmda tükeneceginedikkat çektiler.1885'te Pennsylva-
nia'da Devlet Jeologuolan biri ilgilileriuyararak glisözleri söylüyordu:¶imdiyekadar görülen
ve akillara durgunluk verip adeta bir petrol panayinni andiran petrol arzi, geçicive kaybolmakta
olan bir olaydir.BU olay, gençlerin ileride görecegi gibi, bir gün dogal sonucuna ulaçacaktir."
Aynt yll içinde, JohnArchbold admda Standard'm üst düzey yetkiliterinden birine, yine
.
Standard'da çaliganbir petrol uzmam, Amerikan üretiminde bir dügügün kaçimlmaz oldugu ha-
berini veriyordu. Uzmanm görügüne göre, daha bagka bir yerde çok büyük petrol yataklart bulu-
nacakti ve bu mutlaka olacakti. Archbold bu uyarilara inanmig olacak ki, vakit kaybetmeden
Standard Oil'deki hisselerini zaranna, bir dolarhk hisseyi yetmig bey, seksen sente derhal elden
gikardi. Yine bu siralarda Archbold'a Oklahoma'da petrol olduguna dair igaretler bulundugu ha-
beri geldiginde su sözlerle tepkisini göstermíçti: "Akliniz1mi kaçirdmiz? Mississippi'nin batism-
da çikan petro1ün her galonunuhkir likir içerim."
Ama tam bu günlerde Pennsylvania dipinda de dramatik gekildebirdenbire- petrol
--hem

çikarildi.ßurasi Ohio'nun kuzeybatislydt ve ayni yörede Findlay civarmda evvelce de kolayspat-


layan türden bir gaz çiktigtbiliniyordu. O zaman çok büyük yankilar uyandirmig bu gaz yatagi-
na Lima Indiana Fields (Lima Indiana Petrol Bölgesi)adi verilmigti. Yeni keyfedilen bu yataklar
fevkalade verimliydi; o kadar ki, 1890 ylli geldiginde Amerika'mn ürettigi petrol toplaminmüç-
te biri artik bu bölgeden ç1kan11yordu.
Artik Rockefeller için durup dügünmek zamani gelmigtlve sonuçta yagammin en son bü-
yük stratejik kararim aldi ve dogrudan petrol üretimine glrmeye karar verdi. Beraber çaligtigi
meslektaglannm öteden beri petrol üretenlere kargi antipati duyduklanm billyordu ve kendisi de
onlarla ayni duygular içindeydi. Üreticilerin spekülatör olduldanm, güvenilecekkigiolmadiklan-
m, tipki altma hücum çagmdakiler gibi salt para hirsiyla davrandiklarmt çok lyi biliyordu. Ancak,
tüm bu dezavantallara karym, Lima'da girketihesabma birçok firsatlarm da bulundugunun bilin-
ci igindeydi. Böylece ham petrolünü çok büyük çapta kontrol altina alabilecek, girkette uygula-
nan saghkl1idari mekanizmay1petrol üretiminde de uygulayacak, üretimi ve envanterleri paza-
rm ihtiyacma göre dengeleyebilecekti Kisaca, petrol üretimine girmekle, girketini pazarlamanm
dålgalanmalarmdan, ini çikiplanndan ve her geydençok bir.kaz1 kampimn düzensizliginden
uzak tutmak istedi. de kesin olarak bu yöne dogru yönlendirdi.
Sirketini
Pennsylvania'da petrolün tükenme igareti verdigi artik bilindiginden, bu igaret girketiçinde
bir uyan sayild1;cesur davranma karari almdi. Artik Lima, petrol açismdan yeni bir gelecek vaat
edlyor ve petrol endüstrisinin Pennsylvania dipinda da geligebilecegi kanisim veriyordu. Yalmz
ortada iki büyük engel vardi. Biri petrolün kalitesiydi. ÇünküLima petrolü nitelik bakimmdan
Pennsylvania petro1ündençok farkllydl. Bir kere dayamlmaz derecede kötü, sülfüre benzeyen
bir kokusu vardi ve çürük yumurta gibi kokuyordu. Hatta bu yüzden bazilan Lima petro1üne
"Pis sivi, sansar kokulu sivi" demístir. Üsteliko gün için bu kokudan anndirma yöntemi de bilin-
mediginden, Ohio petrolü kendisine pazar hulmada bir hayli güçlük çekti ve pazar sayisi kisith
kaldi.
Íkinciengelse, dogrudan Broadway 26 no.dan, Rockefeller'in kendinden daha tedbirliolan
ig arkadaylanndan geliyordu. Bunlar bu igin çok fazia riskli oldugunu dügündüler. Buna kar i

50
I

Rockefeller baglang1ç olarak girketin alabilecegi kadar çok petrol satin almasive bunun dünya-
nm her yönüne dagLlmig
tanklanndadepolanmasi fikriniöne sürdü ve bunda israr etti. Ohio top-
raklanndan figkiran petrol, flyatlann dügmesine neden olacak kadar çoktu. O kadar ki 1886'da
varili kirk sente sat11anpetrol, 1887de on beg sente kadar dügmügtü. Su arada Rockefeller'iniy
arkadaglan, o anda ige yaramayan petrolü gimdidensatm alma fikrine kargi çiklyordu. Rockefel-
ler bunlar hakkmda sonradan gunu söylemigtir: "Yönetim Kurulu'ndaki tutucular dehgete kapil-
mig olarak el kaldinyor, fikrimize itiraz ediyor, bu konuda, biz sayisiaz olanlarla amanstz müca-
dele ediyordu." Ama sonuçta kazanan Rockefeller oldu ve Standard tam 40 milyon varil Lima
petrolünü depolamayi bagardi. Daha sonra 1888, 1889 ylllarmda Herman Frasch isimli bir Al-
man kimyager Lima petrolündeki çürElk yumurta kokusuna çare bulmuy ve böylece bu sorun da
halledilmigtir. Alman kimyagerin yönteminde, ham petrol bakir oksidi ile bir arada rafineri igle-
mine tutuluyor,böylece içindeki sülfürdenanndinliyor, bu da çürük yumurta sorununu yok edi-
yordu. Kokudan anndirilmig Lima petrolü bu yolla kabul edilir bir gazyagt kaynag1 olmugtu.
Rockefeller,Lima petrolü konusunda oynadigt kumardan bir kere daha zaferle çikiyordu. Nite-
kim Frasch'in ige girmesiyle, Lima petrolünün flyati birdenbire iki kat yükseldi ve varili on beg
sentten otuz sente çikti ve daha da yükselmeye devam etti. Varil bagma önceden on be; sent
ödemig olanStandardbu igten yine kârh çikmigti.
Bu defa Rockefeller,girketinibagka bir konuda sikigtirmaya baglad1; üretimde gereken mal-
zemelerden olanak verdigince çok salm alma konusu. Yeni geligmekte olan endüstrinin en kül-
hanbeyi, en düzensiz simfi üreticilerdi. Bu nitelikleri, sahip olduklan idare gekillerindede, iq ilig-
kilerinde de aynen belliydi. Rockefeller girketinyapismadaha düzenli, daha tutarli bir nitelik ka-
zatidirmak için durumun müsait oldugunu dügündüyse de iy arkadaglan, evvelce oldugu gibi bu
konuda da kararsizdi hatta bu fikre karç1bir tutum gösterdiler.Fakat RockefellerIsrarllyd1, kara-
nndan dönmedi. Satilmak üzere bekleyen miktardan
"alabildigimiz
kadar çok almacak" emrini
verdi. 1891 yllmda üretim her ne kadar birkaç yll evvelin düzeyini bulmamlysa da, Standard tek
bagina Amerika'da çikarilantüm petrol tutarimn dörtte birini kendi bagma çtkarlyordu.
itketin bundan sonraki icraatt Indiana'da Michigan Gölü k1yisindaissiz kum y1gtnlari ara-
sma sikt;mig Whiting denen yerde, dünyamn en büyük rafinerisini kurmak oldu. Burada Lima
ham petro1ü iglenecekti. Su proiede de yine Standard'mher zaman prensip edindigi gtzlilikpoli-
tikasiuygulandt ve tüm tegkilatta bagtan sona benimsetildi. Gerçiherkes Standard'm bir rafineri
inga ettirdigini bilmekteydi, ancak ne rafinerisi? Chicago Tribune gazetesinden bir muhabir bu
konuda projenin bagi olan agzi siki Bay Marshall'dan bir geylerögrenmek istediyse de, bagara-
madi. Muhabire göre Bay Marshall "Whiting'de olup bitenlerden tamamenhabersiz oldugunda
Israr edlyor, beg milyondolarhk bir rafineri de inga edlyor olabilirler, domuz eti paketleme tesisi
de yapiyor olabillrler" diyor,bagka bir geysöylemiyordu. Ingaatindomuz eti paketleme tesisiol-
dugunu pek zannetmedigini ama yine de bundan emin olmadigim sözlerine ekliyordu.
Üzerindedurulmasi gerekenbagka bir konu da flyat 80runuydu. Seneler boyu, Petrol Böl-
geleri'nde ve New York'ta, çegitli petrol degig tokuçundapetrol sertifikastticaretietken olmugtu.
1889'larda Standard'm satm almadaki kolu JosephSeep Acentasi, petro1üherkes gibi açik pazar-
dan, gereklisertifikay1göstererek satin allrdi. Dogrudan kuyu bagmda satm aldlglZamanlarsa,
ödedigi flyat o günkü degig tokuglarmen yüksek ve en dügük flyatlanmn ortalamasi oluyordu.
Bu itibarla Seep, satm alma igini degrudan üreticlyle aracisiz olarak yapmayi yegledi.Ötekirafi-
nericiler de zamanla bu akima uydular. 1890'lar geldigindedegig tokup esasma göre yapilan
alim satim igleri bir hayli azalmigti.
Sonuçta 1895 Ocak aymda JosephSteel yaymladigttarlhibir bildiriyle, petrol degig tokuçu
dönemini kökünden kapadl. "Petrol Üreticilerinin Dikkatine" sundugu bu bildiride
"degig

toku-
a dayali allyveriglerinürünün degerini göstermede güvenilír olmaktan çiktigim" ilan ediyordu.
Beyanma göre günden itibaren yapilacak her satm almada, ödenecek flyat dünya pazarlanmn
"o

51
saptadigt flyat kadar olacakti. Fakat bu fiyatin petrol degigtokup sertifikasmda gösterilen fiyat ka-
ofisten her gün bildiri yaymlanacagini da" sözleri-
"bu
dar olmas1da gerekmezdi."Seep ayrica,
ne ekliyordu. Artik petrol ahm satimmm yüzde seksen, yüzde doksanmda flyati Seep ve Stan-
dard Sirketi saptlyordu, hem de etkili bir gekilde. Ama yine de karar verirken arz Ve talep kurall-
na uyuluyordu. Rockefeller'in i; arkadaylarmdan biri flyat saptama yöntemleri hakkmda gunlan
sõylemigtit: "Bizeen saglikh istihbarat gellr. Bunlan degerlendirerek en uygun olani üzerinde fi-
kir birligi yapar, en lyi flyat hangisiyse cari fiyat olarak onu saptanz. Petrolün günlük fiyatml sap-
tamada uyguladigimiz yöntem budur."

Sanayinin Kurucusu
Standard'm gerçekleptirdigioperasyonlar, hangL yönden bakihrsa bakilsm, rakipleri aç1sindankor-
kutucuydu ve onlan kizdinyordu. Ama yine de Standard'mtutumununrafineri iginde bile tam te-
kelci bir tutum oldugusöylenemez. Petrolün yüzde 15-20'si rakipler tarafmdansatillyorduVe bu
oran Standard yöneticilerince itiraz görmüyordu. Tutarli durumunun korunmasi için pazarlann
en az yüzde 85'inin kendi ellerinde olmasi yeterliydi, Arazi planlamadakive agaç yetigtirmedeki
katkisma deginirken Rockefeller, ileri yaëlarda bir gün pöyle demigti: "Hem çocuk yetigtirmede
hem de bagka alanda içleri büyük çapta tutmanm yararlan kendini belli ediyor." Bu
"bagka
alan-
lar" listesinde Standard kesin olarak listenin bagmdaydt Rockefellerdikey birleymigbir petrol gir-
ketini gerçekleptirmisti. Çokseneler sonra, Standard'mOhio'daki gubesinde çabgan haleflerinden
biri -ki genç bir avukatken kendisiyle çahymigti-Rockefeller'in gerçekleptirdigi büyük icraatlar-
dan söz ederken göyledemigtir: "Sezgileriyle, igyeri ve kapitalin yalmz ve sadecemerkezikontrol-
le yürütülebilecegibilincine varmigtl. Merkezden idare edilmede tek amaç, ürünün üreticiden
baglayarak tüketiciye kadar, düzenli bir akigla saglanmasiydi." i te bu düzenli, ekonomikverimli
akigabiz bugün birlegme" diyoruz. Ben Bay Rockefeller'in bu deyimi kullanip kullanmad1-
"dikey

gim bilmiyorum. Ancak onun bu fikrin ifade ettigi kavrami bildiginden eminim.
Bazi yorumcular ise Rockefeller'in icraatlan kargisinda sürekli olarak gagmyordu. Ameri-
kan hükümetinin güvenilir bir kaynagt olan Mineral Resources 1882'de göyleyaz1yordu: "Sir-
ketin büyük bir i; bagardigi güphe götürmez; ayrica petrol rafinericiliginin gereksiz aynntilardan
armdirilip alt düzeye indirilmesi, bir ip haline getirilmesigirketsayesinde olmugtur. Nakliye igi-
nin basitlegtirilmesi de onun sayesindedir; fakat, tüm bu iglere ne kadar kötülük kangmig oldu-
gunusorarsamz, kesin bir gey söylenemez."
Bagkalanmn, yani Standard'm rakiplerinin ve halktan oldukça büyük bir kesitin fikirleriy-
se, tartigilmayacakkadar olumsuzdu. Birçok üretici ve bagimsiz rafinerici Standard'm
"ruh

ve
"ahtapot"
vücut" olarak tüm rakiplerini pençeleri içine almak için olugmuy bir oldugu karusm-
daydilar. Petrol endüstrisinin doguçundan beri Rockefeller'in yaptiklarmdan yani sonu gelmeyen
ticari baskilar, terlemeler", aldatma ve gizliliktenbezmig olanlarsa, onun ikiyüzlülükle
"iyice

Tann'ya yakaran ve bunu yaparken insanlann yagantilarmi ve hatta yaçamlarmi para ve üstün-
lük ugruna mahveden kansiz bir canavar oldugunu söylüyordu.
Rockefeller'in bazi ip arkadaylart bi1 eleptirilerden tedirgin olmaktaydt. Bunlardan biri
1887de Rockefeller'e gunlan yazlyordu: "Ticaret tarihindegörülmemigbir baçanya ulagtik, adt-
miz tüm dünyada ün kazandl. Kamuoyundaki yerimizsehiç de gipta edilecek gibi degil. Adimiz
tüm kötülüklerin, acimasizhgin, zulmün ve kati kalpliligin temsilcisiymigiz gibi amhyor. Bence
bu haksizhktir... Bunu yazmaktan aci duyuyorum; çünkü tüm hayatimda ticariyaçamda perefli
bir yer edinmenin özlemini çektim."
Rockefeller'in kendisi bu elegtirilerden fazla rahatsiz olmuyordu.O sadece kapitalizm ru-
huyla hareket etmigti. Standard'1 savunmalan için Protestan din adamlarmi görevlendirmeyibile
dügündü. Çoguzaman elegtirileri duymamazliktan geldi. Standard'm insanligm daha lyiye git-

52
.
mesi, karmaça ve belirsizlik yerine istikrann saglanmasi, toplumdabüyük ilerleme kaydedilmesi
ye karanliklar dünyasma
"yeni
igik" armagani getirilmesi yolunda
aract oldugundan tamamen
emindi ve buna içtenlikle inamyordu. Bu inancmi sonuna dek korumugtur. Ona gõre çirket, ka-
pital, organizasyon ve teknolojiyisaglamig ve bir dünya pazarmin yarattlmasi için gerekli olan
çok büyük riskler üstlenmigti. Yönetim Kurulu'ndaki i; arkadaylarma "Fakir insanlara ucuz igik
saglayalim Beyler" dedigi söylenir. Kendiapsindan Standard'mkazandigt bagari gelecege atilmig
cesur bir adim anlammdaydi. Sirketteki aktif ídare görevinden aynlipköpeye çekildiktensonra
bir gün pöyle demigti: "Birlegme günü artik gitmemek üzere geldi. Bireysellik gitti ve artik geri
gelmeyecek." Bu sözlerine gunlart da ekliyordu: "Bu ülkede gelmiggeçõí; tüm kuruluglar için-
de StandardOil en büyüklerinden biri ve belki de en büyügüdür."
Altm Çagadli kitaplarmda Mark Twain ve CharlesDudley Warner, lç Savagsonrast yillara
deginirken, çagm karakterini
"dev
planlann yapildigi, her tür spekülasyonun var oldugu ve...
bir çirpida servet kazanma hirsiyla körüklenmig çag" olarak tanimllyorlard1. Bazi bakimlardan
Rockefeller çagin gerçek simgesiydi.Standard Oil,
"öldürmek
·

için adam kesen" -acimasiz bir ra-


kip ve kurucusu da dünyadaki en zengin adamdL Yalniz gurasiunutulmamaltdir:Petrol krallan
arasmda soyguncu pek çok kigi sahip olduklan serveti spekülasyon, stoklama ve mali bazi dala-
Vereler
ve düpedüz hile yoluyla elde ettikleri halde Rockefeller bu gekildehareket etmemigtir. O
servetinikendi elleri ile kurdu. Bunun için gencecik, vahgi, gelecegtbelirsiz ve güvensiz bir en-
düstriyi seçerek, bikip usanmadan kendi mantigma göre yenileptirmigtir.Bu endüstriyi çok lyi
.
organize edilmig bir iy durumuna getiren, dünyamn igiga olan açhgini fazlasiyla doyuran odur.
"Plammiz" denilen proje Rockefeller'in en smirsiz hayallerini bile agacak gekildebaganh ol-
mugtur. Ancak bu bagarisi uzun ömürlü olmad1; çünkü Amerikan kamuoyu ve politikacilar art1k
birlegme ve tekelciligebag kaldirmaya, kibirlilik ve i; ahlakma uymayandavram; olarakgördük-
leri bu tutuma karç1 gelmeye baglamigt1.Eu baçansizhkta diger bir etken olarak Rockefeller'in
erigemeyecegi kadar uzak yerlerde yeni yeni kigi ve girketlerinfaallyete geçmig olmasi gösteríle-
bilir. Yeni olugan bu girketler Bakû, Sumatra, Burma ve daha sonra da frangibi çok uzak yerler-
de kuruluyor, kendilerini çetin ve inatçi rakipler olarak kanitliyorlardL Bunlardanbazilan sadece
varhklarmi sürdürmekle kalmaylp, büyüyüp kök salmiglardir.

53
Rekabete Açik Ticaret

Her ne kadar dünyanm geri kalan k1smiAmerika'dan gelecek


"yeni
1918\" beklemekteyse
de, Avru-
pa'ya yapilan ilk petrol sevklyatthiç de kolay olmamtytir.Gemi mürettebati kargo olarak garya ta-
ind1glOl bildigriden bir patlama
veya yangin olasihgim dügünerek korkuyor, igi kabul etmek iste-
miyordu. Nihayet 1861 senesinde Pennsylvania'daki bir sevkiyatçi buna ilginç bir çözümbuldu.
Mürettebat olarak alacagtdenizcileri önce içirip sarhopedlyor,sonra da zor kullanarak gemiye geti-
riyordu. Sarhopolarak gelen denizcilerin bulundugu gemi kargoyu salimen Londra'ya ulagtirabildi.
Böylece dünyada ticaretkapist açilmigve Amerikan petrolü dünyanm her yerinde kendine yeni pa-
zarlar bulmuçtu. Artiktüm dünyada insanlar gazyagLndan yararlanmak istiyordu. Bu nedenle, ta
bagmdan beri, petrolün uluslararast bir i; oldugunu sõylemek yanlig olmaz. Amerikan petrol en-
düstrisi egeryabanc1kaynakh pazarlar bulmamig olsaydt,hiçbir zaman bugünkü kadar büyüyemez
Ve bugünkü konumuna gelemezdi. Amerikan petrolüne kargiAvrupa'nin gösterdigitalephizla arti-
yor ve bunda bazi faktörler etken oluyordu. Sanayilegme,ekonomik büyüme, gehirlegmeve Avru-
pa kitasim nerdeyse bir kugak boyu etkilemigolan kati ve sivi yag eksikligtbunlardan baglicalandir.
Pazarlardan çogununbu denli hizla geligmesindeAvrupa'da görevliAmerikan konsoloslanmn yeri
unutulmamalldir. Bunlar"Yankee icadi" (Amerika'nm kuzeydogusunda yaçayanlara verilen isim)
denilen petrolü ileride mügteri olmasi mümkün kipilerebenimsetmek için ellerinden geleni yapi-
yor,hatta bazen bedelini kendi ceplerinden ödeyerek satm allyor ve mü§terileredagittyorlardi.
Artik bu maddeye dünya çapmda talep gösteriliyordu. Bunun ne anlama geldigini bir dügü-
nelim. Aydmlatma konusunda tüm dünyada en fazla tutulan bu madde çogunluklaAmerika'dan
ve sadece Pennsylvania Eyaleti'nden ç1karillyordu.Nitekim daha sonraki yillarda hammadde ar-
zmi elinde tutan bölgelerden hiçbiri Pennsylvaniadüzeyine ulaçamamigtir. Bu arada ihracatçihk
bir hayli geligme gösterlyordu, hatta ihracat iginin hem yeni geligmekte olan Amerika'mn yeni
petrol endüstrisi yönünden hem de milli ekonomi açismdan neredeyse bir gecede son derece
önem kazandigi 80ylenebilir. l870 ve 1880'lerde Amerika'dan ç1kanlanpetrol fazlasiyla artmig-
ti. Bu ülkeden gikanlan petrol toplamimn yansmdan fazlast gazyagt ihracati olarak digarlya gön-
deriliyordu. Gazyagi, Birlepik Devletler'in ihraç mallari arasmda, deger bakimmdan en önde ge-
lenler içinde dördüncü sitadaydt Mamul e§yalar içindeyse birinci strayi iggalediyordu. Eu mad-
denin sürüldügü en büyük pazar ise Avrupa kitasiydL
1870'lerin sonunda, bu endüstride egemenlik artik sadece Pennsylvania'da degil, bir tek gir-
ketin elindeydi ve bu girketde Standard Oil'den bagkasi deglldi. Bu y111arda ihraç edilen gazyagi-
nm en az yüzde doksan1 Standard tarafmdan saglanlyordu. Uygulanan ihraç sisteminde Stan-
dard'm rolü ihracatin bagladlglherhangl bir Amerikan limanmda son buluyordu ve Standardbu
durumdan memnundu. Saglamtemelleredayandigmr biliyor ve kendine güvenlyordu.Bu neden-
le artik Amerikan temelinedayanarak dünyayi fethetmeye hazirlaniyordu. Gerçektende John D.
Rockefellersözünde durmug,
"planimit
dedigi projeyi tüm dünyada uygulatmay1bagarmigt1. Ay-
nca girket ürettigi mamt311erden büyük gurur duymaktaydi. Standard Oil'in dig ülkelerde görevli
i
I
54

I
belli bagli säzleriyle "Petrol, tek kaynaktan yönetilen gelmiggeçmig tüm
temsilcílerindenbirinin
endüstriler içinde, uygar olan ve olmayan ülkelerde, en ücra yer ve köpelere kadar sizmig, kendi-
ni kabul ettirmigtir, Oteki endüstrilerden hiçbiri bu konuda onun kadar baçanli olamamigtir."
Ama her yeyekarym potansiyel yabanct rekabette tehlikeigareti vermekteydi. Ancak Broad-
way Caddesi26 numarada oturanlar bunun üzerinde durmadilar. Onlaragöre bu tür bir rekabet
ancak yeni hammaddekaynaklan bulunmasi ve hammaddenin ucuz ve bol olmasi halinde söz
konusuydu. 1874'teyaymlanan Pennsylvania Jeolojik Raporu büyük bir gururla bu eyalette üreti-
len petrolün dünya pazarlarinanasil tam olarak egemen oldugunu yaziyordu, Bu arada, üzerinde
pek durmayarak "Bagkaülkelerde yapilan kazilardan acaba petrol çikar mi?" konusuna da degini-
yordu. Jeolojik Rapor,bunu uzak bir clasthkolarak görüyor, "Bu bizi olsa olsa çok ileride ilgilendi-
rebilir" diyordu. Raporun yazarlari Amerika'nm egemen rolünden o denli emindiler ki, konuyu o
gün için daha fazla degmek ve izlemek gereginiduymadilar. Ancak, hata yaplyorlardi...

Ceviz Parasi
"Yeni igk" isteyen pazarlar iginde en ümit veren ülke, sanayilegmeye baglayan ve yapay igigm
kendisi igin äzel önem tagidigtkoskoca Rus Ímparatorlugu'ydu. Ülkeninbagkenti St. Petersburg
gehtiçok kuzeyde oldugundan, öncelikle kig aylannda akgamçabukoluyor, kent sadece alti saat
.gün igigt görüyordu. Bu nedenle Ameríkan gazyagmmRusya'ya ve St. Petersburg'a girmesier-
ken bir tarihte, 1862'de oldu ve girergirmez de hemen genig çevrelerce kabul gördü. O güne
degin hemen tümüyle donyagtyla idare eden Petersburg halla böylece donyagi yerine gazyagi
lambasi kullanmaya baglamigt1.O kadar ki, 1863 Araltk aymda,Amerika'nm St. Petersburg Kon-
solosu "Petersburg'un Amerika'dan ilerideki yillarda giderek artart büyük çapta talepte buluna-
cagini, bunun kesin oldugunuve hesaplarm buna göre yapilmasim" memnuniyetle bildiriyordu.
Yazikki bunu söylerken imparatorlugun uzak ve girilmesiolanakstz bir köpesinde olugacak degi-
iklikleri dikkate almamigti.Bu degigiklikler yalmzca Rus pazanm Amerikan petrolüne kapat-
makla kalmadi, aynca Rockefeller'in dünya çapindakiplanlannida altüst etti.
Aspheron Yanmadasi'nda bazi petrol sizintilarma rastlandigt söylentileri yüzy1llardan beri
duyulmaktaydi. Su yarimada, KafkasDaglan'mn bir parçasi olarak Hazar Denizi kiyllarma kadar
uzamr. 13. yüzyildaMarco Polo, Bakû yakminda yag çikaran bir kaynaktan söz edildigini duy-
"yakma
dugundan hahsederek bu yagm kullanmaya uygun olmadigmi, fakat iginde"
"yemekte"

uygun oldugunu; aynca develerde uyuz hastahgma iyi geldigtni yazar. Bakû aym zamanda Zer-
dügt mezhebinden'olanlarintaptiklan
"ebedi
ate; sütunu" topraklanydi.Aslmi söylemek gere-
kirse, denilen gey, petrol kalmtilan içeren ve kireç tagmmyanklarmdan sizarakgelmig
"sütun"

kolay alev alan gazm neden oldugubir olgudan ibaretti.


Bakû, on dokuzuncu yüzyllm sadece ilk yillarmdan itibaren Rus Ìmparatorlugu'na bagli kal-
mig, bir dükabgtn parçastydi.O zamana kadar bu yörede ilkel de olsa bir petrol endüstrisi dogmug
ve geligmeyebaglamigtl.1829 y11makadar el ile kazilarak açilmigkuyu sayisi seksen ikiyi buluyor-
du. Ne var ki verim çok azdi. Gerek bölgenin geriligt ve yeniliklere uzak kaligi, gerekse ufac1k
petrol sanayiinibir devlet tekeligibi idare eden ylkici,zalimve yeteneksiz Çarlik idaresi yüzün-
den, petrol sanayiinin geligmesi tehlikeligekildekisitlanmigti.Ancak 1870'lerinbaginda Rus hü-
kümetí tekel sistemini kaldirip bölgeyiözel tegebbüseve rekabeteaçti. Sonuçta, bir özel tegebbüs
patlamasioldu. El ile kazilan petrolkuyusu devri attik kapanmigtt. Ilk kuyular l 871-72 y11larinda
kazildi ve 1873 yllma gelinceyekadar yirmi rafineriden faziasi faaliyete geçti.
Kisabir süre sonra, Robert Nobel isimli kimyager Bakû'ya gelecekti. Robert, degerli isveçli
mucit immanuel Nobel'in ogluydu, lmmanuel Rusya'ya göçmen olarak 1837 yllinda gelmig ve
gelir gelmezde askeri idare tarafmdansualti madenciliktekiicadi nedeniyle, büyük kabul gör-
mügtü. Daha sonra hatm say1hrbüyüklükte bir smai girket kurmug olan hnmanuel'in bu çabast

55
Rus hükümetinin kararsizligt, fikir degigticipyerli sanayidenyabanci sanaylegeçigiyüründen bo-
a gittL Zamanla Nobel kardeplerden biri, Ludvig, babasmm kurdugu ve artik harabeden olugan
kalmtilar üzerinde yeni ve genigkapsamh, silah imal eden bir girket kurdu. Ayrica Ludwig "No-
bel tekerlegl"dedigi ve harap durumdaki Rusya topraklannaçok uyan tekerlegiicat etti. Kardeg-
lerden bir bagkasi, Alfred ismindeki gençse,hem kimya ve hem de mallye dallarmda gayetyete-
nekliydi. Su yetenekleri sayesinde,St. Petersburg'daki ögretmenin de tegvikiyle,nitrogliserin
üzerinde çaligmalar yapmig ve sonuçta, tüm dünyada tanmanve kendisinin París'ten idare ettigi
büyük bir dinamit imparatorlugu kurmuçtu. Çocuklardan en büyük olani Robertise, gans yö-
nünden kardepleri gibi degildi. Birçok ige giripçikmig,ama bagari kazanamadigi için, sonunda is-
temeyeistemeye kardegi Ludwig'le çallymaya baglamigt1.
Ludwig silah imall için Rus hükümetiyle önemli bir kontrat yapmigtl. Silahlarm yapimi için
keresteye ihtiyac1 oldugundan, gereklistoku içeriden temin etmek amaclyla kardegi Robert'i Rus
cevizi kerestesi aramak üzere güneye, Kafkasya'ya gönderdi. Takvimler 1873 Mart aymi göster-
diginde, Robert Bakû'ya ulagmigti. Bakû o zamanlar Dogu ve Bati arasmda büyük bir ticaret
merkezi oldugu halde, minareleri, Iran çahlarmaait eski müzesi, Tatar, franl1 ve Ermeniler'den
olugan nüfusuyla hâlâ bir Asya ülkesi sayihyordu. Buna karym son zamanlarda petrolde kaydedi-
len geligmeler buraya büyük degigikliklergetirmigti. Robert, Bakû'ya ayak basiginm daha ilk gü-
nünde bu durumun etkisinde kallyor ve o da digerleri gibi petrol tutkusuna yakalamyordu. So-
nuçta, babasma danigmadan kardeglerin en büyügü oldugu ve bunun kendisine bazi ayticahklar
sagladigma inanarak, Ludwig'in kendisine kereste satin almakiçin verdigi yirmi be; bin rubleyi
"ceviz
yani parasim"rafineri igine yatmyor ve ceviz kerestesi yerine bir rafineri satin ahyordu.
Robert'in bunu yapmastylaNobel'ler fiilen petrol igine girmigoldular.

Rus Petrolünün Kalkinmasi


Ludwig'in parasi ile rafineriyi satm alan Robert gecikmeden bu rafmerlyi modernleytirme ve da-
ha verimli yapma çabasinagirmigti.Kardeginin de ek para desteglyle çok geçmedenkendisini
Bakû'nun en yetenekli rafinericisi olarak kamtladL l 876 ylh Ekim ayinda Nobel'lerin ilk
"aydm-

latma yag" sevluyati St. Petersburg'a yapihyordu. Ayni sene, olanlari gözleriyle görmek için Lud-
wig de Bakû'ya geldi.Ímparatorluksistemi konusunda oldukçabilglliolan Ludwig, Çannkarde-
i ve Kafkasya Genel Valisiaym zamanda Dük Hazretlerinin gözünegirmekiçin gecikmedi. Fa-
kat Ludwig aym zamanda endüstri alanmda büyük bir liderdi ve Rockefeller'i örnek alarak bir
plan yapabilecek kapasitedeydi. Bundan ötürü oturup petrolcülügün her yönünü teker teker in-
celemeyegirigti.Petrolcülükte Amerika'nm geçirdigi deneyimler hakkmda ögreni mesi gereken
her geyi ögrendi. Bilim, yenilik, 14planlamasi kavramlanm verimlilik ve kârlilikla bir araya getir-
di. Tüm bu serüvene kendi kipisel önderligini ve dikkatini katti. Böylece çok kisa bir süre içinde
Rus petrolü Amerikan petrolüne yetigmig ve hatta kisa bir süre için onu geçmiç oluyordu. So-.
nuçta Ludwig Nobel isimli bu Ïsveçli"Bakû'nun Petrol Krah" olmuqtu.
§ehirleraras1taç1macthko günlerde ciddi bir sorundu. Petrol önce tahta variller içinde Ba-
kû'dan sevk ediliyor,.uzun ve zahmetli bir yolculuktan sonra Astrahan'a ulagiyor,oradan mavna-
lara aktanlip VolgaNehri'ne kadar uzun bir yolculuga ç1karillyor, sonucunda yeniden bir veya
birkaç tren hattma getirildikten sonra tekrar sevk edilmek üzere bu istasyonda trene aktanhyor-
du. Su nedenle petrol sevkiyati mastafi çok pahaliya geliyordu. Varillerbile çok pahallydi; yöre-
de yeterlimiktarda kereste bulunmadigt için varil yapimmda kullanilan tahtano imparatorlugun
çok uzak bir kögesinden getirilmesi veya Amerikan varili kullamlmast geregi ortaya ç1klyordu. 14-
te Ludwig bu konuyu da ele alarak varil sorununa bir çözüm bulmugtur. Bu bulug tüm çevrede
büyük yanki uyandirmigt1.Buldugu çäzüm, petrolü gemininiçine yaptmlacakçok büyük tank-
larda parti" olarak toptan sevk etme yoluydu,
"büyük

56
Bu fikir önce çok ragbet gördüysede, uygulamada denge ve güvenlikaçismdan pek çok so-
run ýaratti."Büyük parti" petrol tagirken parçalanmig olan bir geminin kaptani bu konuda gun-
lan söylüyordu: "Parçalanma pu nedenle ileri gelmlyclabilir: Anladigtma göre petrolün hareket
hizi suyun hareket hizindan daha fazla.Kötü havalarda gemi firtinayla ileriye dogru sürüklendi-
g[nde,petrol harekete geçiptekneyidalgalara dogru itiyor." Ludwig denge sorununa da bir çö-
züm bulma yolunu aragtirarak sonunda bu igi tanker aracillglylayapmaya karar verdi ve Zoroas-
ter isimli dünyamn ilk tankerini ismarlayarak 1878 yilmda Hazar Denizi'nde servise soktu. Böy-
lece 1890'larm ortalarma gelindigindeartik Ludwig'in Atlantik'te de kendini kamtlamig ve pet-
rol nakliyatmda büyük bir devrimi bagarml; oldugu görünür.Bu arada Bakû'daki rafinerisini bi-
limsel yönden dünyamn en ileri rafinerisi yapmak için devamh çaba gösteriyordu. Nitekim dün-
yada kadrosuna profesyonel bir petrol ieologualan ilk girketonun pirketidir.
Ludwig'in kurdugu büyük ve tam entegre petrol kombinesi kisa zamanda Rus petrol tica-
retini eline geçirmigti. Nobel kardeglerin kurmu oldugu "Petroleum Producing Company" (Pet-
rol ÜretimSirketi) tüm imparatorluga yayilmi kuyulan, boru hatlart, rafinerileri, tankerlerl,
mavnalanyla, stoklama depolari ve kendine ait demityoluyla ve perakendedagttlm gebekesiyle
bunun en belirgin kanitiydi. §irketin aynca bir de çokuluslu iggücü örgütü vardi ki, bu örgütün
kesin olarak Rusya'dakí tüm iggücü örgütleri içlnde en lyi igleyeni oldugu söyleniyordu.Eu ör-
gütün üyeleri kendileriyle gurur duyuyorlar ve kendilerini
"soylular"
adlyla tamtiyordu.Ludwig
Nobel'inkurmuy oldugu petrol kralhgl ilk on yll içinde olaganüstü bir süratle geligmekteydi. Su
geligmequ sözlerle tanimlanmigtir:"Tüm on dokuzuncu yüzyil boylmca iq tegebbüsüalanmda
kazamlan en büyük zaferlerden biri."
- 1874 yllmda alti yüz bin varili bile bulmayan Rus ham petrol üretimi, bundan sonraki on
yll içinde 10,8 milyonu bulmuytu. Su ise Amerikan üretiminin yaklagik üçte biri demekti.
1880'lerin bagma gelindigindeBakû'nun yeni endüstri merkezi olan ve "Black Town" (Kara
Kent) olarak adlandinlan yöredeyaklagik iki yüz rafineri faaliyet halindeydi ki, bu ihtiyaca cevap
veren bir miktardi. Rafinerilerin etrafa yaydigi çok yogun kata renkli bulutlar ye kokulu petrol
dumani nedeniyle o günlerde Black Town'da bulunmug biri kasabay1 bacasi"na benzeti-
"soba

yor, kasabadaki yaçantlyt bacasina tikilmig olmak" sözleriyleanlatiyordu. Igte Nobel kar-
"soba

deplerin egemen oldugu, giderek genigleyen endüstri buydu. Sirketleri artik tüm Rusya'da üreti-
len gazyagnin toplaminm yarismi ürettiginden, Nobel kardegler hissedarlarina, zafer kazanmig-
"artik

çasina, Amerikan gazyagimn Rusya pazarlanndan tamamendiglandigini" söylüyordu.


Ancak, zamanla kardepler arasmda anlagmazlikba§ gösterdi.Bunlardan Robert, Ludwig'in
kendi stokuna kavugmasmdan hognut degildi. Bu yüzden ktzip isveç'e döndü. Ludwig'e gelin-
ce o tam anlamiyla bir kurucuydu ve durmadan büyüyüp genipleme pegindeydi. Ludwig'in bu
çabasi,Nobel kardeplerin devamli olarak yeni sermaye istedigtnin ve sermayeye kar§i açlik için-
de oldugunun bir kamtlydl. Kardeplerden Alfred, içlerinden.en tedbirliolamydi. Bir vakiller ba-
basimn agiri yayilma ve .agirl taahhüde glrme yüzünden nasil iflas ettigini gayet lyi ammstyordu.
Kardegini bu agmligi yüzünden azar11yorve gunlan söylüyordu: "Seni en çok Qu ana konuda
eleptiriyorum: Proieyi önceden kuruyor, nereden ne çikar diye bakinmay; sonraya birakiyor-
sun." Yenikapital elde etmesi için Ludwig'e girkethisseleri lle borsada spekülasyon yapmast
ögüdünü verdi. Ancak, Ludwig kardegine "Pazar spekülasyonu yapmak kötü bir meslektir. Spe-
külasyon yapmak, igi ehil olmayan ellere birakmak demektir" sözleriyle yanit veriyordu.Arala-
rindaki görüç farkma kargi, yine de Alfred kardegine hayati önemde yardimlar sagladi. Bunu
hem kendi parasim ortaya koyarak, hem de bagka yerlerden borç para saglayarak yaptL Bunun
içinde Lion Kredi Bankasi'ndan sagladigi önemli miktardakredi de vardt Bu para, teminat ola-
rak ileride çikanlacak petrol gösterilerek yapilan ilk borç para verme olaylydl. Bu bakimdan bir
baglanglç olugturmuçtur ve önem tagit
Nobel karde§lerin Rus imparatorlugusinirlari içinde petrol dagitimmda egemen olduklari

57
I

dogrudur; ancak bu simrlann digmda Rus petrolü fazia bir anlam tagimlyordu.Ülkecografyasi,
petrolü imparatorluk smirlan içinde hapsetmigti. Örnegin,Baltik klyismda bir limana ulagmak
olarak 2000 mil mesafelik deniz ve tüm Bati Rusya boyunca, karayollarmdangeç-
"aralikh
için,
mek gerekiyordu." Íçleridaha da kötülegtirmek ister gibi, çetin kig partlarihüküm sürüyor ve
ekim-mart aylan arasmda gazyaginm Hazar Denizi'ne sevkini engelliyordu. Bundan ötürü rafi-
nericilerdenbirÇogusenenin yan kismmda igleri resmen kapamak zorunda kabyordu. Petrol
bölgelerinin bazilarina girilemiyordu bile. ÖrneginTillis kentine, gazyagmi8000 mil uzaktaki
Amerika'dan ithal.etmek, 341 mil batidaki Bakû'dan ithal etmekten daha ucuza geliyordu.
Ayrica, Rusya'daki petrol imparatorlugu içinde pazarlama yapmak bazi kisttlamalarla bag-
hydi. Nüfusun çogunlugunuolugturan käylüler için aydmlatmabüyük bir ihtiyaç degildi, en
azindan parayla satin alabilecekleri bir geydegildi. Bu nedenle Bakû'daki üreticiler, üretimin de
devamh artmasi yüzünden, gözlerinihirsla imparatorluk smirlarimn digma çevirmek zorunda
kaldilar. Nobel'lerin hâkim oldugu kuzey yoluna bir seçenek arayan yeni üreticilerden ikisi,
Bungeve Palashkovsky hükümet onaylyla yeni bir demiryolu hatti ingasina girigtiler.Bu demir-
yolu Bakû'dan baglaylpbatiyi takiben Hazai' üzerinden Batum'a uzanacakt1. Batum, Türkiye'yle
yapilan bir savag sonucunda Rusya'ya kattlmig, Karadenizkiyismda bir limandl. Ancak, ingaat
devam ederken yan yerde petrol fiyati dügtü ve Bunge ve Palashkovsky parasiz kaldilar. Durum-
lari gerçekten ümitsizdi.
Ancak, bir kurtulug çaresibulundu. Bu çare, görüp geçirdigt savaglar,hükümetler ve endüst-
riler arasmda, Avrupa'mn yeni demiryollarmdan birçoguna parasal destek saglamigbir ailenin
Fransiz kökenli kolundan geliyordu. Eu ailenin Adriyatik üzerinde Fiume'de bir rafinerisi vardi.
Rafinerilerde dügük fiyath Rushammaddesi iglemek istlyorlardi. Bunge ve Palashkovsky'nitrbag-
ladiklan demiryolunun tamamlanmasiíçin gereken borç parayiverdilen Kargilik olarak da Rus-
ya'daki petrol tesisleriüzerinde bir ipotek koydular. Aynca Rus petrolünün cazip flyatlarlaAvru-
pa'ya sevki için gerekli düzenleme de yapildi. Bu aile ünlü Rothschild ailesiydi.
O günlerde Rusya'da Yahudi Irlandan olanlara karç1ategli bir dügmanlik hüküm sürmek-
teydi. 1882 ylhnda imparatorluk karanyla Museviler'in imparatorluk smirlan içinde daha fazla
toprak almasi veya kiralamasi yasaklanmigt1. Rothschild'ler ise dünyadaki en ünlü Musevi aile-
siydi. Fakat konu onlar oldugu için Rothschild'ler olaymda imparatorluk karan dikkate almma-
dl. Rothschild'lere göre Rus petrolü Parisli Rothschild'lerin projesiydi. Özelliklede Baron Alp-
honse'un, çünkü Baron Fransa'mn 1871 Prusya yenilgisinden sonra, ortaya çlkan onanm borç-
lannin ödenmesini ayarlamig kipiydi.Baron Alphfonse'a tüm Avrupa'mn istihbaratt en kuvvetli
adamlarindan biri gözüyle bakihyor ve kitamn en güzel biyiklara sahip kipisi olarak dügünülü-
yordu. Küçük karde§i Baron Edmond ise Musevíler'in Filistin'e yerlegmesinde parasal destegi
saglamig kigiydi. Rothschild kredisi sayesinde Bakû demiryolu 1883 yilmda tamamlandive bu-
nun sonucunda Batum neredeyse bir gece içinde dünyamn en önemli petrol limanlarmdan biri
oldu. 1886'da Rothschild'ler Hazar Denizi ve Karadeniz Petrol Sirketi'ni kurdular ve girkete
Rus dilindeki bag harfleriyle "Bnito" admt verdiler. Depolama ve pazarlamatesisleriniise Ba-
tum'da kurdular. ÇokgeçmedenNobel kardepler de aym aloma uyacaktt. Böylece Bakû-Batum
demiryolu Rus petrolüne Bati'nm kapismi açmig oldu. Eu ayni zamanda, dünyanm petrol pazar-
lan arasmda çetin bir otuz yll savagmi da baglatmig oluyordu.

Standard Oil'e Bagkaldin


Rothschild'lerin sahneye ç1kmasiylaNobel kardegler birdenbire büyük bir rakiple kargi karplya
gelmig oluyordu. Su rakip kisa zamanda Rusya'mn en büyük ikinci petrol grubunu kurmuytu.
Bu iki grup gerçi zaman zaman bir araya gelip birlegme konusunu tartiglyorlardi.Fakat dostça
niyetler ifadesi diginda aralannda híçbir ottak nokta bulamadiklarmdan, birbirlerinin ategli rakibi

58
olmaya devam ettiler.Petrolcüler arasmda niyetleri tamamen dügmanca olantar da vardi. Stan-
dard, Rus petrol endüstrisini görmezlikten gelemezdi; çünkü artik Rus-gazyagi, Avrupa'mn bir-
çok ülkesinde Amerika'mn aydmlatma yaglanyla yangir düzeye gelmigti.Standard, bu olayi gör-
mezlikten gelme yerine, yabana pazarlar ve yeni rakipler hakkinda istihbarat toplamaçabalannt
yogunlagtirdi. Bu sayede Broadway Caddesi 26 numaraya aralarmda Standard bordrosundaki
Amerikan konsoloslannmki de dahil, istihbarat raporlan akini bagladi. Gelen bilgiler can sikicly-
dl. Anlagildigmagöre Standard elinde tuttugu petrol hâkimiyetine daha fazla güvenemeyecekti.
Standard'm idari bölümü bir tahminde bulunarak Çarhükümetinin Ludwig Nobel tesisleri-
nin tümünü satin almalarma hiçbir zaman izin vermeyecegini dügündü. Ama en azmdan Nobel
hisselerinden epey bir mlktar satin alabilirlerdi.Su arada egsiz Ludwig'i de tipklAmerika'daki
en
iyi rakiplerine yaptiklan gibi, kendi yönetim kurullanna alacaklardi.1885 yllmda Standard'm
en
üst düzey i; diplomati sayllanW.H. Libbyadada biri St. Petersburg'da Nobel kardeglerle bu konu-
da bir görügme yapti. Ancak Ludwig Nobelönerlyle ilgilenmemi§ti. Proieyeevet demektense ken,
di öz pazarlama gebekesinidaha da kuvvetlendirmeyi ve Avrupa'da satt; tegkilatikurmay1 yegleye-
rek çabalanm bu yönde pekigtirdi. Aslmda kendisinin bagkabir alternatifi de yoktu. Rus petrol üre-
tîmínininamlmayacak bir hizla artmasi Nobel'i ve Rusya'daki diger petrolcüleri imparatorluk digm-
da yeni pazarlar aramaya zorladi. Bakû gehrinde hayret verici petrol figkirankaynaklararastlanmig,
bunlara "Kormilitza" (Islak Dadi], Altm Pazar ve Seytan Pazan gibi isimler verilmigti. Bunlardan
"Droozba" (Dostluk) admdakikaynak bey ay süreyle günde kirk üç bin varil petrol vermigti. Ç1kan
petrolün çogu ziyari olup gidlyordu. 1886 yllma gelindigndekaynak say1ston biri bulmugtu. Son-
radan yeni açilmigtopraklardabirbirinin ardindan yeni yeni daha bagka kaynak da olugtu. Tüm
Rusya düzeyinde üretilen toplampetrol miktan 1879-1888 arasion katma çikmig,23 milyon vari-
le erigmigti.Bu, Amerika'daki üretimin begte dördünden fazlasina egitti, 1880'lerde petrol akigi
çok fazla oldugundan bu petrolün kendisine yeni pazarlarda yer bulmasi artik zorunluolmuytu.
Diger taraftan Standard, Nobel'in Avrupa'da yürüttügü bu yeni satig kampanyasmdan te-
dirgin olmug, BaktTda üretimin giderek artmasi kargismda da ayrica alarma geçmigti. Bu yüz-
den, artik sadece tartigmalarlavakit geçirmekyerine, bazi önlemler almaya karar verdi. Ilkön-
lem olarak 1885 Kasimi'nda, tipki Amerika'daki bir rakibine saldtidigizaman yaptigt gibi, fiyat-
lan dügürdü. Avrupa ülkelerindeki yerel acentalan araaliglylaortaya Rus gazyagtmn kalitesi ve
güvenligi konusunda güpheuyandinc1 birtakim söylentiler yayd1.Sabotaj ve rügvet yollannabile
bagvurdular. Ancak Standard'myaptigi tüm bu saldir11arakargin, Nobel ve Rothschild'lergiddet-
le mücadeleyedevam edip sonunda baçanli oldular. Standard yöneticileriartik yapacak bir gey
kalmadigindan, "Rus rekabeti" diye niteledikleribölgenin dünya haritasi üzerinde gittikçegenig-
leylgini seyretmekle yetindiler.
New Yorkkenti Broadway Caddesi26 numarada, bazi StandardYönetim Kurulu üyeleri
girketinyabanciülkelerde kendine ait pazarlama girketlerikurmasmdan yanaydi ve girketebu
yoldan baski yapmaktaydilar. Yerel pazarlara satly yapmaktan daha iyl olduguna inandiklari·bu
yöntemle rakiplerle daha etkin bir gekildeyangacaklankanismdaydilar Ayrica tankerlerletoptan
sevk yöntemi de artikgeli migoldugundanbu ip sahasmda büyük parti sevk daha da ekonomik
olacak diye dügünüyorlardi. Hatta John D. Rockefeller'in yönetim kurulunun geç karar almastna
lazarak 188S'te qu eleptirici satirlan kaleme aldigt söylenir:

"Ne ihtiyanz ne de uykuda.


Yazgimizainanan bir yürekle
Kalkipharekete geçelim.
Bagaralim,
Arayalim,
ve beklemeyi ögrenelim."
Çaligmayi
59
1888 yllmda Rothschild'ler yeni bir adim daha attilar ve ingiltere'de kendilerine ait ithalat
ve dagitim girketleri kurdular. Bu konuda Nobel kardepler de onlari izleyerek ayni geyiyaptilar.
Sonunda Standard sanki elektrik çarpmiggibi bir hizla harekete geçerek, yabanct bir ülkede ilk
ortakhgmi açtt. "Anglo American Oil Company"adli bu girketinkurulugu Rothschild'lerin Bri-
tanya'da açtiklart yeni tegebbüsünresmen aç111pmdantam yirmi dört gün sonraya rastlar. Stan-
dard aynca Avrupa kitasinda daha bagka yeni ortakliklaralmaya devam etti. Eu yeni açilan or-
takhldarda mülkiyeti yörenin ileri gelen dagitimcilarlyla paylagiyordu. Su itibarla Standard Oil
artik gerçekbir
"çokuluslu"

tegebbüsolmuqtu.
Ancak Standardbu yolla da rakiplerini durduramadl. ÖrneginRothschild'ler devamli ola-
rak Rusya'mn küçük üreticilerine borç para veriyor, kargiligindabunlarm elde ettigi üretim üze-
rinde hak sahibiolma yoluna gidlyor, üretimi avantajli fiyatlarla satm almak istiyordu. Bu strada
Bakû-Batum demiryolu büyük bir zorluklakargilagmigttve bundan çok büyük sikmtiçeklyordu.
Bunun sebebi üç bin feet yüksekligindeki tepenin yetmig sekiz mil'likktsmmda, geçigin fevkala-
de zor yapilir oluguydu. Bu engel nedeniyleher yüklemede sadece yanm düzine vagona yükle-
me yap11abillyordu.Ancak 1889 ylhnda Nobel kardepler daglarm içinden geçirilerekgerçeklepti-
rilen kirk iki mil uzunlukta bir boru hattim yapip tamamladilar.Ancak açilan tünel durumu pek
degigtirmedi. Bu tünelintek açidan yararli oldugu söylenebilir.O da Alfred kardeye sahip oldugu
dinamit miktarmmdört yüz tonunu kullanma olanagt vermig olmastydi.Yeni açilan bu çigirda,
Standard'm ipleri elinde tutan elçisi Libby'nin deyimiyle "Tam rekabete açikticaret denen dün-
ya ihracati iginde, aydmlatici yag açismdan Rusya'mn hissesi yüzde 22'den yüzde 29'a ç1karken,
Amerika'mn hissesi 1888'in yüzde 78'ine kargin 189l'de yüzde 7l'e inmigti.
Bakû'nun uçsuz bucaksiz yeni petrol kaynaklarindan giderek artan miktardapetrol figkmr-
ken, Ruspetrol sanaylinde giderekdramatik bir degigim gözleniyordu.Bitmek tükenmek bilme-
yen engellerkargismda sabir ve iradesínden asla ödün vermemig olan LudwigNobelfizikiyön-
den artik tükenmigti.Sonuçta, Bakû'nun Petrol Kralt Ludwig Nobel, l 888 yllmda, elli dokuz ya-
ginda, Fransiz Rivierast'nda tatilini geçirdigi bir sirada, kalp krizinden hayata veda ediyordu...
Bu arada garipbir geyolmug ve Avrupa'da yayinlanan gazeteler yanhghkla Ludwig yerine
Alfred'in öldügünü yazmigtl. Daha kendisi hayattayken basilan bu ölüm ilanlari kargistnda Alf-
krali", insanlari sakat
"dinamit

red üzüntü duymuy ve kendisinin bu ilanlarda savag donanimcist


tüccan" olarak suçlanmasin-
"ölüm

yapmak ve öldürmek pahasmamubtegem servet kazanmig


dan tedirgin olmuytu. Sonunda bu ölüm ilanlari, biyografiler ve suçlamalar üzerinde durup
uzun uzun dügünmek ihtiyacmi hissetti ve vasiyetnamesini degigtirdi. Yeni vasiyetnamesinde
tüm parasom insanligtn geligimine katkida bulunan kipilere ödül olarak dagttilmasim istlyor ve
böylece Nobel ismini de ölümsüzleptiriyordu.

Sedef Tüccarmin Oglu


Bu arada Rusya gazyagt sorunu devam etmekte ve Batum'dan çlkarilan gazyagi giderek artan bir
hizla geligmekteydi. Gazyagt için yeni pazarlar bulmak artik kesin bir gereksinim olmugtu.No-
bel'ler, Rusya'daki pazarm iplerini ellerinde tutuyordu. Fakat digerleri özellikle Rothschild'ler
"pazarlanacagi"

için scrun her sene daha da büyüyor ve gazyagimn ne gekílde bir türlü bilinemi-
yordu. Yine de Rothschild'ler Standard Oil'le bag etmek ve dünya pazarmdakendilerine yol aç-
mak lçin bir çözüm bulmaya kesinlikle kararliydilar. Eu ümitle gözlerini,Dogu'ya, Asya'ya çevi-
igik" için yüzlerce, mil-
rerek bu yörelere özel bir ilgi göstermeye bagladilar. Bu bölgelerin
"yeni

yonlarca potansiyel mügteriyle dolu oldugunu anlamiglardi. Ancak petrolü onlara nasil ulagtira-
caklardi?
Rothschild'lerin Paris'te yerlegmig kolu, Londra'da Fred Lane admda petrol sevklyatiko-
misyonculugu yapan ve Rothschild'lerin oradaki petrol iglerlyle ugraçan birini tamyordu. Bu

60
adama konuyu açtilar ve igbirligi karart aldilar.Her zaman lçin arka planda kalmig olan bu adam,
ileride petrol dalinda öncülük yapanlarm en önemlilerinden biri olmugtur. Lane, iri cüsseli, kaba
yapih fakat gayet zeki bir adamdi ve yeni arkadaghklarkurmada, insanlann çikarlanmihmli bir
tutumlabagdagtirmada özel bir yetenegesahipti. Dostlanm ve is alaninda kazanmig oldugu kipi-
leri -ki bu ikisi genellikleaym geydir-desteklemeyi seviyor ve bunu da kismen kendine ait
ser-
mayeyle bagarmak istiyordu. "Mükemmel arabulucu" olarak "GälgeAdam" lakablyla tanmlyor-
du. Fakat bu lakap kendisine herhangi bir gekilde düzenbazlik yaptigt için verilmig degildi, çün-
kü asla düzenbaz degildi. "GölgeAdam" diye amligi, zaman zaman belirli ip muamelesinde bir-
birinden Çok farkh kipileri aym anda temsil edebilmesinden ileri geliyordu.Aym anda birçok
kimseyi temsil ediginden dolay1,aslmda kimin için çaligtiginianlamak mümkün olmuyordu.
Lane sevklyat alanmda gerçekten bir uzmandi.Simdi bu uzmanligmi Rothschild'ler için se-
ferber etme zamani gelmigti. Bunu da pu gekildebaçarmigttr:Rothschild'lerin onu tamdigigibi
o
da Marcus Samuel adh ünlü ve änemi giderek yayilmakta olan bir tüccar tamyordtL Rothsc-
hild'lerin Samuellle iletigimlerini sagladi, onlari birbiriyle tamitirdi.Bu tampmaninsonucu, bek-
lentileri de ayan bir proienin gerçeklegmesi oldu. Bu proie zamanla sadece Ruspetrolü sorununu
çözmeklekalmayacak, aym zamanda baçanh oldugu takdirde,ileride gerçek anlamda verilere
dayanan bir anlagmaya dönügecekti. BöyleceRockefeller ve StandardOil'in dünya gazyagt tica-
reti üzerindeki demir gibisaglam otoritelerini de yumuçatmig olacakt1.
Takvimler 1880'lerin sonunu gösterirkenartik Samuel Londra kentinde hatiri sayllirdü-
zeyde önemli bir gahsiyet durumuna gelmigti.Bu bir Yahudi için -hem de atalari ispanya ve Por-
tekiz'den gelmigSefardikailelerinden degil, Londra'nm dogu ucunda yaçayan, 1750 yllmda
Hollanda ve Bavyera'dan gelmig göçmenterin torunlanndanolan bir Yahudi için- hiç de küçüm-
senecek bir baçari degildi. Samuel babasi Marcus Samuel'le aym ismi taglyorduki bu da Yahudi-
1er'de hiç aligilmamigbir geydi.Marcus Samuelilk ticaretineLondra'nin dogusundaki doklarda
girigmigve limana yeni gelen gemicilerden ufak tefek hediyelik egya satm almakla baglamigt1.
1851 yill nüfus sayimmda mesleklere ait listede ad1"Sedef tüccari" olarak geçer. Sattigt mamul-
ler arasmda en tutulani üstü sedef igleme ile kapli küçük cicill bicili "Brighton'dan Hedlyelik Eg-
ya" denilen bu kutular daha çok Viktorya Devri Íngilteresi'nin sayfiyeyerlerinde oturan genç kiz
ve hammiar tarafindanbegenilip satin almlyordu. 1860'lara gelindigindeMarcus'lardan büyük
olam artik bir miktar servet sahibi olmuy ve sedefiglemeli kutulara ek olarak daha birçok mal it-
hal edecek duruma gelmigti. Bunlar arasinda elde yapilmig iglemeli bastonlar, devekuqu tüyleri,
baharat ve sac levhalara kadar muhtelif egyalar sayllabilir.Faaliyetleri bununla kisitli kalmaylp
ayni zamanda ihracat igiyle de ugraçan Marcus, birçok mamul egya da ihraç ediyordu. Uzun bir
liste 01ugturan bu ihraç mallariarasmda ilk defa olarak yapilan ve Japonya'ya gönderilen meka-
nik tezgâhlarsayilabilir. Buna ilaveten, büyük oglu Samuel de, Ingiltere'ninen ileri gelen ticari
firmalarlyla bunlar ülkeleri digmda yagayan iskoçyalilarcaidare edillyordu- yakm bir igbirligi
-ki

gebekesi kurmay1 bagarmigti. Eu i teki baçarismdan Samuel ilerideki hayatinda çok büyük yarar
saglam1ptir.Su ticarifirmalar Kalküta'da, Singapur'da, Barigkok, Manila, Hong Kong ve Uzakdo-
gu'nundaha bagka yerlerinde faallyet göstermekteydi.
Genç Marcus 1853 yllmda dogmugtu, 1869 yllmda, on alti yagmdayken, Brükse] ve Pa-
ris'te geçirdigt losa bir tahsilhayatmdan sonra çaligmak amaclyla babasimn çaligtigliçyerine gitti.
Igte tam bu sirada Amerika'da, Samuel'denon dört yag büyük olan John D. Rockefeller da yak-
lagik on yll sürecek "petrol
endüstrisini birleptirme kampanyasma" baglama hazirligi içindeydi.
Artik tüm dünyada yeni teknoloji,aligverig uluslararasi ticaret yagantismi radikal olarak degig-
ve
tirmeye baglamigti. 1869 yllinda aç11migolan Süvey; Kanali, yolu Uzakdogu'ya dogru dört bin
mil daha kisaltmig oldu. Yelkenligemilerin yerini artik buharl1 gemiler almaktaydi. 1870 yllmda
Ingiltere'den Bombay'a kadar uzanan telgraf gebekesi tamamlanmigti,Bundan kisa bir süre son-
ra da Japonya,Çin,Singapur ve Avustralya gibi ülkeler de telgrafgebekesiiçine almdilar. Böyle-

61
l
-I
:I

ce, ilk defa olarak telgrafteli araciliglyla tüm dünyada her yer global haberlegme agl lle sanlmig
oldu. Artik aylarca süren bekleme ve ne yapilacagim bilmeden geçen devir geride kalmig ve.ye-
rini akici, kolay bir haberlegmeye birakmigti. Mal sevki sorunu da artik çözülmüçve spekülatif
bir macera olmaktan gkmigti. Anlaymalann aynntilan artik kolayca aylar önceden saptanabilir
hale getirilmigti. 4te sayllan tüm bu yenilikler genç Marcus Samueliçin, ilerideki hayatmda ser-
vetini kurarken yararlandigt unsurlar oldu.
Babasom ölümüriden sonra, Marcus, kardegi Samuel'le ortak olarak, büyük bir ticaret
operasyonuna girigti. Su tegebbüslerininilk birkaç yllinda SamuelJaponya'da oturmaya devam
etti. Samuelkardeglerin ild ayn firmasi vardi. Bunlardan biri Marcus Samuel ve ortagi adlyla
Londra'da faaliyet g0steriyor, öteki ise Samuel Samuelve ortagi adlyla Yokohama'da bulunuyor-
du. Samuel Samuel, sonradan firmasim Kobe kentine tagidt.Bu iki kardeg Japonya'mn endüstri-
legmesi konusunda önemli bir katkida bulunmuglardir. Sonuçta,Marcus, daha otuz yagina gel-
meden Japonya'ylayapttgi ticari allyverigten servetinin ilk kismim gerçeklegtirmig oldu. Daha
sonra iki kardeg iq yapmak amactyla tüm Uzakdogu'yu bagtan baça dolagip buralardaki ticarifir-
malarla igbirligi kurdular. Bilindigi gibi bu igbirliginin temelleridaha önceden babalan tarafmdan
atilmig durumdaydi. O zamanlar, Marcus ve Samuel Samuel, Dogu ile ticaretiligkisinde bulunan
ilk Íngiliz Yahudisi'yditer Ye onlardan bagka bu igiyapan bagka ÍngilizYahudisi yoktu.
Kardeglerden Marcus Samuelher zaman için ticaretigahsengerçeklegtiren fikir adamlydl.
Kendisinden iki ya; küçük olan Samuel Samuel'se daima kendisine söyleneni harfiyen yerine ge-
tiren ve kenarda kalmaya mahkûm olaniydt. Büyük kardeg Marcus kardegine k1yasladaha çeki-
ci bir insand1. Ancak seneler geçtikçe bu çekiciliginyerini her nedense bir çegit insanlardan
uzaklagma aldi. Sankiyüzünde bir maske tagiyorgibiydi.Kisaboylu saglam gövdesi, kalm kagla-
nyla çekici olmaktan tamamen uzaklagmig gibiydi. Ama uzagt görmedeki yetenegi, serüvene
olan dügkünlügü, açik yürekliligl, harekete geçmedeki çabukluguve istedigi zaman kafasmdaki
fikre her zaman için sadik kahy niteliglyle dikkat çeken biri olmugtu. O kadar alçaksesle konu-
gurdu ki bazen etrahndakiler onu duyamazlardi. Söyledigini duymak için çaba gösterir, etrafmi
çevirirlerdi.Nitekim bu yetenek sayesinde kredi almakistedigi zamanlar yani tam yirmi yll, ban-
kerlere degil, Uzakdogu'daki Ìskoçyah tacirleregüvenmigtir. Marcus'un gündeminde sadeceser-
veti servet oldugu için kazanmak, servet koleksiyonu yapmak diye bir gey yoktu. Mevki sahibi
olmakistiyordu ve bunun özlemi içindeydi. Diplanmigbiri olarak, yani Londra'nm dogu ucunda
dogmug bir Yahudi olarak, gimdide Samuel ismini ingilizsosyetesinin en üst katma ç1karmakve
orada kabul görmesi için elinden gelen her çabayi göstermek istiyordu. Bu ugurda tüm enerjisi-
ni seferber etme kararmdaydi.
Samuel Samuel'e gelince, kardegl Marcus'un aksine, son derece sicakkalpli, bonkör, toplu-
luktan hoglanan biriydi. Ve bir niteligi de i; konusunda daima geç kalmasiydi. lçindençlkilmaz,
saçma sapan bilmecelerle meggulolur, bunlara kargi özel merak gösterirdi. Bu bilmeceler onu
en az yanm yüzyll, hatta daha uzun süre megguletti. Örnegin,günegli güzel bir gün bir konuk
gelecekolsa ona yöylebir söz söylemesi çok dogaldi: "Yangigin çok güzel bir gün." "Ne yarigi"
diye soran konuguna verecegi yanit büyük olasilikla pu oluyordu: "Insanyangl." Aynca, bu söz-
leri zafer kazanmig bir edayla söylerdi.
Marcus i; hayatmda igleri fazia büyütüp, bag edemez duruma getirmek istemedi. Tüm igini
dogu ucundaki Eloundsditch Mahallesi'ndeki küçük bürosundan idare ederdi. Büronun arkasm-
da depo olarakkullamlan yet tavana kadar egyadoluydu. Bunlar arasmda Japon vazolan, ithal
mah mobilya ve ipek kumaglar, deniz kabuklan, tüyler,hediyelik egyalar ve hatira türünden bir-
çok egya bulunuyordu. Dayaniksiz saydigibir mah depolamaz, hemen elden çikanrdi. Personel
olarak çok az kigiçahytirdigi,hatta daha agk söylemekgerekirse, hiç personel çaligtirmadtgibili-
nir. Sermaye konusundaysa, çok az sermayesi vardi ve bu konuda daha çok,Uzakdogu'dakitica-
ret firmalannm kendisine verdigt krediye güvenirdi. Su ticaretfirmalanm aym zamandakendisi-

62
I

ne ait yabanci acentalar olarakda kullanir, böylece organizasyon ve idare masraflarmdankismig


olurdu. Gemikiralama iginde Lane ve Macandrew nakliyat-komisyonculuk firmaslyla i; yaplyor,
firmamn bagortagi Fred Lane'i, M. Samuel ve ortagi girketineait dar bir pasaj içindeki can sikici
offsinde kolayca bulup iglerini çözümlüyordu.

1892 Darbesi
Íçhayatinda geçirmigoldugu tüm deneyimler MarcusSamuel'i, önüne bir firsat çiktigmdabunu
siki siki yakalamak konusunda kogullandirmigtl. ÌçteRothschild'lerle olan i; iligkiside bu kurala
uyarak geligmi ve insana hayret veren bir sonuca ulagmigt1. Bu projede Marcus igin temeliniLa-
ne ile birlikte atmak için çabuk davrandi. I 890 yllmda bu iki kigi Kafkasya'ya, ileriye yönelik
planlannmgerçekleçõesi amaclyla bír yolculuk düzenlediler. lçte Marcus'un önemli bir gözlem-
de bulunmasi bu yolculuk sirasina rastlar. Yolculuksirasmdabir gün beklenmedik bir anda gözü-
ne büyük cüsseli ve ilkel yapidabir tanker iligmigti.I;te o anda Marcus büyük cüsseli tankerle-
rin gemininsu üstünde yüzen bir gigeye benzemesinden dolayi amacm gerçeklegmesi balomm-
dan çok daha verimli olacagt karanna vardi. Eu olayi izleyen günlerdeM. SamuelJaponya'ya
ve
Uzakdogu'ya giderek oralarda dolagtt ve kafasmda olugan yeni prolede katilimlarmt saglamak
için kendileriyle devamli ig yapmakta oldugu Iskoçyah ticaretfirmalarmi ikna etme yollanm ara-
di. Onlar olmadan bu ige devam edemeyecegini anlamigtL Bu defa onlardan bekledigi
gey sade-
ce igbirligidegildi. Henüz flkir halindeki bu projeyi mali yönden de desteklemeleri gerekiyordu.
Sonunda iskoçyaliticaret firmalan ittifak halinde projeyi destekleme
ve katilma karan aldilar.
Su kipilerlebirlikte, MarcusSamuel firsatm degerlendirilmesi için gereldi incelemeyisyapti
ve baçarmm saglanmasiyolunda gereldiolan ihtlyaçlan büyük bir titizliklesaptadi. Bunu yapar-
ken gösterdigi özen en çabuk hareket eden bir tacirin bile normalde g0steremeyecegi kadar bü-
yüktü. Ancak tüm bu önlemlere karym projenin içerdigi risklerin ve kumarm
oynanan ne denli
büyük oldugunun bilinciíçindeydi. lyice inandigi ve bildigi bir bagka konu da guydu: Kendisi
ve
ortaklari Standard Oil'den daha apagtfiyatla satig yapamadiklan sürece veya hiç degilse, kendile-
rinin StandardOil'ce daha apag1flyatla satilmalanm önleyemedikleri sürece, pazara sizmaya
ça-
hymanm hiçbir anlamtve yaran olmazdi. Buna inandi
ve davramplarmi ona göre düzenledi. Eu
sonuca ulagmak amactyla giripilecekkampanyada, kampanyanm yapildigt pazarlarm tümünde,
flyatlarin ayni anda aynt miktardauygulanmastkaran alindi. Eger bu yapilmamig otsaydt, Stan-
dard Oil, Samuel grubunun kendisine rakip olarak bulundugu pazarlarda, flyatlan yapay olarak
düzenleyecek ve fiyat indirimi yapacakti. Samuelgrubunun hazir bulunmadigt pazarlardaysa, fi-
yatlan alabildigine yükseltecekti. Alman diger bir karar da sürat ve gizlilik saglanmastkonularm-
daydt Süratli davranmanm ve mümkün oldugu oranda glzlilik içinde hareket etmenin mutlak
gekilde gerekli oldugunainandilar. Marcus Samuelkargismda acimasiz bir rakip oldugunu bili-
yor ve onunla savaga hazirlamyordu.
Ancak Samuelbu savagta nasil hareket etmeliydi? Bunun yanitihenüz bilinmiyordu. Ìçeilk
önce, ihtiyaçlann uzun ve ylldinc1bir listesini yapmakla bagladi. Her geyden önce, gazyaginika-
salar içinde nakletmek yerine tanklar içine koyup nakletmelerini saglayacaktankerlereihtiyaç
vardi. Yer ve agirlikkonulannda iktisat yapmakla
ve hacimden kazanmakla, galonbagina dügen
nakliye mastafinm büyük çapta azalacagi biliniyordu. Bunu bildigi için nakliye masrallanna
mut-
laka hâkim olmak geregineinandi ve bir vakitler Rockefeller'indemiryollarmda yaptigim
yap-
mak istedi. O günlerde kullanilmakta olan tanker tipiylebu i; asia yapilamazdi. Yeni, daha bü-
yük, teknolojikbakimdan daha ileri tip tankere ihtiyact olduguna inandi ve bu özellikleri içeren
tasanmdagemilerininçasi için siparig verdi. Batum'dan çok miktarda gazyagi gelmesinibekliyor
ve bunu garantilemek istiyordu. Aynca gazyaginm yeterli miktarda olmasmive fiyatimn da, te-
nekeyle nakledilmemig olmasi nedeniyle saglanmi olan tasarrufuyansitmasim istiyordu. Bagka

63
bir arzusu da SüveygKanah'na girriek, böylece yolculugu dört bin mil kadar kisaltmak, dolayt-
stylafiyatlan daha açagiyaçekmekti. Su yolla Standard§irkettne kargi olan avantaili durumunu
daha da saglamlagtirmigolacakti. Çünküo günlerde Standard,petrolü Uzakdogu'ya ulagtirmak
için yelkenli gemílerden yararlamyor, gemiler ÛmitBurnu'ndan dänüp öyle seyredlyorlardi. An-
cak M. Samuel bu amacma kolay ulaçamadi. Güvenlikgerekçesiyletankerlerin Süveyg Kana-
li'ndan geçmesiyasaklanmigti. Nitekim Standard Oil tankerlerinede daha önce Süveyften geç-
me müsaadesi verilmemig ve tankerlerigeri çevrilmigti.Ancak, bu Samuel'idurdurmadt. Kaplyt
mutlaka zorlaylp açmak istlyordu, Bu arada ihtiyaci olan diger bir gey de, büyük depolama tank-
larlydi. Bunlan Asya'nm belli bagh limanlanmn hepsinde kullanmak istiyordu. Aynca gazyagmi
en ücra kägelere kadar tagiyabilecek tanker arabalarma ve tankervagonlarma da gereksinim var-
di. Sonuç olarak, Samuelve ortaklan bir araya gelip, depolar kunnak ve buralarda, toplu halde
gelen büyük miktar gazyagimbölüp kaplar içine koydurarak yörenin toptanve perakendeticare-
tine sunmak karan aldilar.Aynca üzerinde durduklan çok önemli bir nokta da pararlarm koordi-
nasyonu, mühendislik igleri ve politika gibi faaliyetler de içeren bu çok zor girigimin mümkün
oldugu kadar gizli tutulmasikoguluydul
Rothschild'ler ve Enito ile gerçek bir anlagma yapma ve anlagmayihazirlama yolunda Sa-
muel bir hayli zorlukla kargilagti. Rothschild'ler bu konuda farkh dügünüyorlardi. Standard
Oil'le rekabet yapmak isteyip istemediklerinden tamamen emin degillerdi. Örnegin,Rothsc-
girket"ol-
"güçlü

hild'lerin petrol konusunda önde gelen kigisi M. Aron, Standard'm her zaman
dugu, küçümsenmemesi gerektigi görügündeydi.Buna karym 1891 yllmda, çok uzun süren mü-
zakereler sonunda ve flyatlarm da dügmesi nedeniyle, Samuel Rothschild'lerle bir kontrat imza-
latnay1bagardi. Kontrat Samuel'e dokuz yillik bir süre için, 1900 ylhna kadar, Bnito'nun gazya-
gimSüveyfin dogusunda satabilmekiçin tam yetki veriyordu. lçte bu kontrat onun bagtan beri
istedigi, sonunda mutlaka kazanacagtm bildigi, bundan emin oldugu ve birçok yerlerde ugrunda
son süratle mücadele verdigigeydi.
Siparigvermig oldugutankerlerçok önemli bir teknolojikgeligmenin simgelerlydi, Fiyatlan
daha da dügürebilmek için bu tankerlerbuharla temizlenebilir gekildeyapilmigti. Öncebuhar te-
mizlemesine tutulacaktankerler daha sonra dönüg için yeniden, Dogu'dangelmig malla yükle-
nip yola çikacakti. Yüklenen mallar arasinda yiyecek maddesi de bulunuyordu. Bu yiyecekler
petrol kokusundan etkilenmeyecek nitelikteki yiyeceklerdi. Bu tankerler,aynca Süvey; Kanah
Sirketi'ningart kogtugu emniyet önlemlerini de içeriyordu. O güne kadar tankerlerdeclugmuy
bazi patlamalar, insanlarda bir korku yaratmig oldugundan, bazi emniyetönlemlerinin almmasi
artik mutlaka isteniyordu. ÍçteSamuel'in sagladigtemniyet önlemleri bu ihtlyact tam olarak kar-
gilamigtir.Amerika BirlegikDevletleri'nin dogu kiyislylaAvrupa arasmdaseyreden Standard'a ait
tankerlerinaksine Samuel'intankerleribambagka bir tasarimla
donatilml§tL Bu tankerlerdebazi
özel tanklar gibi birçok yeni emniyet tertibativardi. Su tanklar,degigik 1silarda gazyagLnm g€n-
legmesine olanak verecek tarzda yapilmt; oldugundan, yangm ve patlama riskinien alt düzeye
indirmekteydi.
Ancak, çok geçmedenrakipler sesini yükseltmeye bagladi. Bunlar Samuel'e ait tankerlerin
Süveyg Kanall'na girmesine izin verilmemesinisavunuyorlard1. 1891 ylh yaz aylannda, artik ba-
sin bu konuyu diline dolamig, karanlik bazi söylentilerdenbahseder olmugtu. Söylentlye göre,
mallyeci ve tacir" Süvey; Kanall'ndan tan-
"lbrani "güçlü

etkisi" altmda hareket eden bir grup


ker geçirmek pegindeydiler. Aynca Londra kentinde, en Onemlikipilerin olu§turdugu bir avukat-
hk firmasmm da sözü ediliyor ve bu avukatlardan Russell ve Arnholz admda iki kipinin Samuel'e
Süveygiçin izin verilmemesi konusunda kuvvetli bir lobi olugturduklan ve kampanya açtiklan
söyleniyordu. Kampanyamn girigtigifaaliyetler arasmda bizzat DigigleriBakam'yla yapilan uzun
yazlymalar da vardi. Adi geçen avukatlik firmasi, Süveyg Kanall'nm emnlyeti konusunda gerçek-
ten çok, ama çok tedirgindi.Gemilerene olacak, sicak günlerde ne olacak, kum firtmasi oldugu

64
günlerde neler olabilir gibi sorular devamh olarak zihinlerini kurcallyordu. Üzerindedurup en-
dige edecek o kadar çok sorun vardi ki, nereden baglayacaklanna karar-vermekte güçlükçeki-
yorlardi. DigigleriBakani kendilerine Ingiltere'ninhangi ç1karmahizmet ettiklerini sorduguza-
man bile, müvekkillerinin kim oldugunu açiklamak istemediler. Ancak, onlann agtzlarmi bu
denli siki tutmalanna kargi sözü edilen müvekkilinStandardOil oldugu herkesçe biliniyordu.
Aradan çok geçmeden bu defa, Russell ve Arnholz yeni bir tehlikeninvarligmi ileri sürerek Íngil,
tere hükümetini uyardi. Savlarma göre, ingiliz tacirleretankerlerinikanala sokma izni verildigi
takdirde, Rus sevkiyat acentalari da mutlaka aym hakki isteyecek ve bu hakki alacaklardt. Böyle
bir durumun gerçeklegmesi halinde Rus deniz subaylan ve denizcileri bir kere kanala girdiler
mi, tekneleride insanlarla yüldü oldugundan, kanalda akla gelebilecekher türlü kötülügü yapa-
bilecektL "Kanalm deniz kuvvetlerini bloke etmek" ve "kanalda

ne kadar gemi varsa hepsini


mahvetmek" gibi her türfü kötüÌük göz önünde tutulmallyd1.
Ancak, tüm bunlara kargm Samuel'in de.hem Rothschild ailesi içinde ve hem de çok etkin
olan Fransiz Bankasi nezdinde pek çok nüfuzlu müttefikleri vardi. Bunlardan Rothschild ailesi-
ne mensup olup da ingiltere'de yagayan ve 1875 yllinda Benjamin Disraeli Süvey; Kanali hisse-
1erini alirken ona mali destek vermig olan ingilfereliRothschild'ler de vardi. Ayrica artik Digigle-
ri Bakam da Ingiltere'yealt tankerlerinkanaldan geçiginigärmüg, bunun Íngiltere'ninmenfaati-
ne ne denli uygun oldugunu anlamig olarak bir avuç avukattan olugan firmamn kendisine söz
geçirmesine izin veremezdi.Sonunda, deniz sigortasi iglerine bakan kurum Samuel'e ait yeni
tanker tasarimmmdogru yapilmt; ve emniyetli oldugunu kabul ve tescil etti.
Aradan geçen zaman içinde, M. Samuel ve ortagi firmasi bagka bir kampanyaya daha yö-
neldiler. Su yeni kampanya, tüm Asya düzeyinde petrol depolama tanklarikurmayi öngörüyor-
du. Bunun için Samuel kardegler gereken yerleri hulmak, tanklarmyapimmidenetlemek ve da-
gitimsistemlerinin kurulmasmda ticari firmalarla bir arada çallgmak üzere, yegenleri Mark ve
JosephAbraham'l görevlendirdiler.Joseph Hindistan'a, Mark Uzakdogu'ya gönderildi. Ücret
olarak Mark haftada sadece beg pound allyordu. Aynca ödül olarakkendisine devamli kusur bu-
lunuyor, elegtiriliyor ve hakaret görüyordu.AmcalarMark'a en çok iki konuda baski yaplyorlar-
di. Masraflandügük tutmasmi ve igi htzlandirmasmi istiyorlardi. Ama bu iki hedef birbirleriyle
asla uyugmuyordu. Yegenleri tüm vakitlerini sonu gelmeyen müzakerelerde, konsolos konu-
mundakimemurlar, liman yetkilileri, tüccarlarve Asyallyetkililerle yapilan toplantilardageçirdi-
gi halde, amcalarmdan hiçbir anlayi; görmüyordu. Sonuçta bir gün, masraflan dügük tutmak
amactylakendisine elden dügme bir Japonfaytonu aldlgLnda, bu davramgi dahí amcalannm kar-
i koymasiyla kargilandi. Aynca, sanki igleri daha da zorlagtirmak ister gibi, sanki Mark'in
yapa-
cak yeteri kadar igi yokmupçasina, kendisine ek bir iq verip, bog kaldigt zamanda bunlarla meg-
gul olmasini isteyerek, Japonya'dandigariya ihraç etmeye çaligtiklarikömürü satma görevi yük-
lediler. Bütün bu iglerle meggul olan Mark yine de tüm Uzakdogu'da gerekli yerleri satm almayi
ve depolama tanldan yaptirmayi bagardi. Yeni yerler arasmda, Singapur açiklarmda Freshwater
Adasi denen yerde salm aldigi yer de vardi. Bu yer iglere daima engel koymak isteyen liman gö-
revlilerinin yetkisi digmda kalmasi nedeniyleçok önemliydi.
Takvimler 1892 yllmm 5 Ocak tarihini gästerirken, artik Londra kentindeki nüfuzlu avukat-
larin tüm kargi koymalarma ragmen, Süvey; Katiali'ndan tankerleringeçmesi için resmi
onay ve-
rildi; ancak, bir tek bir kogul vardi: Tankerler mutlaka M. Samuel'inyeni
tasanmmauygun olarak
inga edilmig olmallydi. Resmi onaym verildiginden dört gün
sonra Economist, sütunlarinda pu
sözlere yer vermigtir: "Bu yeni proje kendine özgü bir cüret ve büyüklük sembolüdür Projeye
kargi çikanlarmiddiasi dogru bile olsa,proje gerçekte salt ibraniruhunun bir esintisi bile olsa, yi-
ne de bizi ilgilendirmez. Bu iddia görüldügükadarlyla, dogru bile olsa, onun aleyhine kullamlma-
malldir.Eger sadelik denen gey baçanmn unsurlarindan biriyse, bu projenin kesinlikle vaatlerle
dolu oldugu söylenebilit
Çünküpetrol kargolanm, yapimi bir haylipahahya çikan, idaresi pahali-
65
ya mal olan, kolayca bozulan ve sizinti yapabilenkasalar içinde göndermekyerine, bu projeyi ya-
panlar artik emtlayi tank taç1yanbuharh gemilerle Süvey;Kanaliyoluyla göndermeyi amaçhyor-
lar. Aynca bu petrolü ihtlyacin en fazla oldugu yerlerde-rezervuarlar içine aktanp bogaltmak isti-
yorlardt. Tüketiciler de bu rezervuarlardan ihtiyaçlan olan miktardahemen petrol alabilecekler."
O güne kadar Mark Uzakdogu'da bir hayli bagari saglamt; durumdaydi. ÖrneginHong
Kong'da mükemmel bir yer satin almayi bagarmigti. Aynca Sangay'da da yer satm almaya çaligi-
yor ve bu konuda aceleci davramyordu. Sangay'daki yeri mutlaka Çinliler'in yllbagigünü gelme-
den evvel almak istiyordu ve bunun için de kendine göremakul bir nedeni vardi. Mark bu ne-
deni gu sözlerle ifade etmigtir: "Çinliler'in âdetine göre o seneye ait tüm borçlar yeni yll gelme-
den önce ödenmeli ve yeni ylla borçsuz olarak girilmelidir. Aynca paraya ihtiyaçlan da olduguno
dan ellerindeki mah yllbagigelmeden elden çikarmak isterler. Su nedenle yllbagmdan evvel ya-
pilan aligveriglerdealici daima mah ucuza mal eder." Uzakdogu'nun öteki birçok limamna de-
vamh olarak gidip gelmig olan Mark, sonunda 1892 Mart aymdaSingapur'a ulagti. Burada, her .

zaman oldugu gibikendísini amcalanndangelmig azarlarla dolu bir mektup bekliyordu. Amcala-
istiyor, bu konuda israr
n Mark'tan daha çabuk davranmasmi, çok daha çabuk hareket etmesini
ediyorlardi. Onlaragöre saat alarm vermekteydi.Standard Oil'in ne zaman ve nasil kargi taarru-
za geçecegini hlÇkimse bilemezdi.
Eu arada Samuel'lerin ismarladigi ilk modern tanker Bati Hartlespool'da in§a ediliyor ve
bitmek üzere bulunuyordu. Tankere, bir vakitler deniz kabugu tacirligiyapmig olan ihtiyar Mar-
cus'un amsma bir tür deniz kabugu olan Murex adi verildi. Samuel'ler öteden beri sahip olduk-
lari tankerlerin hepsine birer deniz kabugu adi vermeyi âdet edinmiglerdi. 1892 ylli Temmuz
ayinm 22'sinde, Murex Bati Hartlespool'dan kalkip Batum'a hareket etti. Batum'da, tagimakta
oldugu petrol tankerlerineBrito'nun gazyaginidoldurup bu defa, 23 Agustos'ta SüveyçKanah'ni
geçerek doguya dogru yol aldi. Tagidigi kargonun bir k1smini Singapur'daki Freshwater Ada-
si'nda bogaltti; yükü artik bir dereceye kadar haliflemigti. Su nedenle yolu üzerinde bulunan
agilmasi çok zor bir sigligiagabildi ve Mark'm Bangkok'ta kurdugu yeni tesise dogru yol aldi.
Böylece artik görevi tamamlanmig oluyordu.
Samuel grubunun bu denli çabuk hareket edigi, Standardtemsilcilerini gafil avlamigt1. Sonu-
cu ögrendiklerinde büyük bir gagkmliga ugradilar. Vakit geçírmeden Uzakdogu'ya gitmeyeve sez-
dikleri tehlikeleriyerinde degerlendirmeye karar verdiler. Gerçekten etrafta birçok tehlikeigareti
görülüyordu.Nitekim o günlerde Economist gazetesinin yazdigt gibi "Bu igin mütegebbisleri eger
çok umut veren beklentilerini g erçekleptirebilirlerse,bu Dogu'da yapilan kasayla-petrol-tagimacill-
ginmbitmig oldugu anlamina gelir." Tüm acele davraniglarma kat;m Standard grubu temsilcileri
yine de geç kalmig, onlar ige el attiklarmda Samuel'eait gazyagiher yerde bulunur ve satil1rol-
mugtu. Bu durumda Standard'ayapacak pek bir gey kalmlyordu. Artik fiyatlan bir pazarda dügü-
rüp, öbür pazarda yükseltmeleri ve böylece denge saglamalan .mümkün olamayacakti.
Yetine getirilmigolan görev gerçekten parlak bir baçanydi ve mükemmeluygulama ile ger-
çeklegmigti.Ancak, tüm bu igler yapihrken Samuel grubu ve Uzakdogu'daki ticaret firmalan çok
önemli olan ve tüm baçanlarini neredeyse mahvedecek bir konuyu gözden kaçirrniglard1.Ilkgi-
rigimlerinde gazyagtm toptan olarak muhtelifyörelete sevk edeceklerinive mügterilerinkendile-
rine ait kaplarla kuyruk yapip sirada bekleyeceklerini, gazyagmi bu gekilde satin alacaklanm dü-
günmüglerdi.Tahminlerine göre mügterifer kap olarak ellerindeki eski StandardOil teneke kap-
lan kullanacaklardi. Halbuki i; böyle olmadi; o günlerdemavi renkli, Standard Oil'e ait bu tene-
ke kaplar bagtan baça tüm Uzakdogu'da bagka amaçlarla kullamlir olmuytuve yerel ekonomiler-
ce çok ragbette olan bir dayanak yerine geçiyordu. Tavan ingaatmdan tutun, kug kafeslerine, es-
rar kabi yapimma, çay demliginden ve yumurta çirpma aletine kadar her türlü geyin yapiminda
kullamliyordu. Bu denli kiymetli sayllan bu üründen durup dururken vazgeçmeye de Uzakdogu
halla hiç niyetli deglldi. Bu durum tüm projeyiciddi gekilde tehdit etmekteydive igin garibi teh-

66
dit Standard'tanveya Süvey; Kanali politikalarmdan ötürü de gelmlyor, dogrudan dogruya Asya
halkmm ädellerinden ve tercihlerindenkaynaklamyordu. Durum o gekilde geligtiki, sonunda
her limanda yerel bir bunalim halini aldi; gazyagt satilmadan öylece kaldi ve Houndsditch adre-
sine birbirini izleyen karamsar telgraflaryagmaya bagladt
Bu bunahma çabuk ve açik yüreklilikle yamt veren kipi yine Marcus olmugtur. Marcus bu
konudaki davraniglyla mütegebbislik alanindagerçek bir deha oldugunu kanitlamigtir. YaptlgL i§
guydu: Ucuza kiraladigt bir gemiyi, teneke levhalarla doldurarak valdt-geçirmeden Uzakdogu'ya
sevk etmek ve Asya'daki ortaklanna bunlan kullanarak gazyagiiçin teneke kap imal etmeleri ta-
limatam vermek. Bunun nasil yapilacagmi hiç kimse bilmiyordu; fakat o buna aldingetmedi. Su
igin yapilmast için gerekentesisler mevcut olinadigt halde, buna da aldirmadi
ve bunlarm hepsi-
.
ni yapabilecekleri konusunda Asya'daki ortaklarint ikna etti. ÖrneginSingapur'daki bir acenta
Samuel'in Japonya'dakiortaklarma "Tel-tutacaklar kaba nasil yaplçtin11t?"diye bir soru ortaya
attiginda, kendisine derhal bunun nasil yapilacagt talimativeriliyordu. "Ne renk olmasini istersi-
niz?" sorusunaysa Mark hemen
suyanitt veriyordu: "Kirmizi renk olsun."
Çokgeçmeden artik Uzakdogu'daki ticaret firmalarmin hepsi bulunduklan yörelerde tene-
ke kap imal eden yerel fabrikalar kurdular ve tüm Asya bir yandan öbür yana Samuel'inimalati
olan parlak ve pmltili, fabrikadan yeni çikmig kirmizi kaplarla dolmaya baglad1.Çokgeçmeden
bunlar StandardSirketi'ninmavi renkli, dünyanm hemen yarisim dolagip öyle gelmig eski,yam-
ru yumru parçalanmig kaplannin yerini alarak onlarla yarigir duruma geldi.Belki de mügterilerin
bazilan Samuel imalati gazyagmi,gazyagindançok içinde bulundugu ige yarar kirm1zi teneke
kaplar için satm alir oldular. Nedeni ne olursa olsun, kisa zamanda kirm121renkli damlar ve kir-
mizi kug kafesleri mavi olanlarm yerini almaya bagladl.Aym gekildelarmizi renkli afyonkaplan,
çay süzgegleri ye yumurta çirpmatellerimavilerle yer deglgtirdi ve her yer bagtan ba§a kirmiziya
büründü.
Böylece bir 14daha bag'arilmigoluyordu. Samuel'in görevi bir kez daha yerine getirilmigve
rekor sayilacak bir sürede tamamlanmigt1. Sene 1893 oldugunda, Samueltam beg gemi daha is-
marlamig durumdaydi. Gemilerin hepsine birer deniz kabugu adi veriliyordu: Conch, Clam,
Flax, Cowrie gibi. 1895 senesi sonunda, Süveyg Kanall'ndan geçmigolan gemi sayisi altmig do-
kuzu bulmuytu ve dört tanesi diginda, bu gemilerin hepsi Samuel Sirketi'ne
ait olan veya Samu-
el girketi'ncekiralanmig gemilerdi. 1902 yllma gelinceye kadar, Süveyg Kanah'ndan geçirilmig
olan tüm petrol miktannmyüzde 90'l Samuel Sirketi'ne veya onun grubuna aittir.

Belediye Meclisi Üyesi


Marcus Samuel artik sadece iq hayatmda büyük bir bagarmm epiginde degildi. Kazandigt bagka
bir bagari da Ingilizya§am tarzmdaelde etmekte oldugu konumda kendisini gösteriyordu. 1891
yllinda, dünya çapmdaki misyonuna baglamadan evvel yaptigi planlamanin orta yerinde, bagka
bir proje için de kendine zaman ayirabilmig ve Londra SehriBelediye Meclisi Üyeligi için yapi-
lan seçimlere katilarak Belediye Meclisi Üyeligine seçilmigti. Bu görevkendisine daha çok onur
üyeligi olarak tevdi edilmig olmasma karym o, görevi ciddlye almig ve büyük bir zevkle yerine
getirmigtir.Ancak 1893 yilmda, misyonuntamamlanmasmdanbir yll sonra yagammda meydana
gelen talihsizbir olayonu -hem 14hayatmda hem de sosyal yagaminda- her geyinbog ve deger-
siz olduguna inandirdt Çünkü Samuel artik ciddi bir hastaliga yakalamigt1.Doktoru kanser tani-
sini koymug ve en çok alti ay ömrü kaldigim bildirmigti. Bu teghisinyanilyll oldugunu zaman
gösterecek ve Samueldegil alti ay tam otuz dört yll daha yagayacakt1. Artik doktorunun verdigi
bu yanifyli kisa yagam süresi Samuel'i daha da motive etmig ve iglerini biraz daha düzene koy-
mak ve toparlanmakfirsatini dogurmuytu. Bu toparlam;yeni bir igin daha kurulmastyla sonuç-
landt ve Tanker Sendikast faaliyete geçirildi. SendikaSamuelkardeq1er,Fred Lane ve Uzakdo-

67
gu'daldticaret firmalarmm mensuplan tarafmdankuruldu. Aralarmdaki anlagma uyarinca, tüm
dünyada bagtan baça elde ettikleri tüm kâr ve Raylbi egit olarak paylaglyortardi.Standard Oil'le,
Standard'm seçtigi herhangi bir pazarda yangabilmek ve baçanh olmak ve gerektiginde meydana
gelen kayiplara dayanabilmek için böyle davranmalan gerekiyordu, Nitekim isabetli olduklan ki-
sa zamanda anlagildi ve Tanker Sendikast hizla büyüyerek büyük bir baçan
kazandL

Marcus Samuel'in serveti günden güne artan bir hizla çig gibibüyüyordu. Bu büyüme yal-
mzca petrolden ve tankerlerden ileri gelmiyor, aym zamanda Urakdogu'ylave özellikle Japon-
ya'yla uzun süredir devam etmekte olan ticari baglantilardan da kaynaklanlyordu. Samuelkar-
degler 1894-95 yillannda Japonya'nmÇin'leyaptigt SãVag Slf3Slnda Japonya'ya silah ve mühim-
mat satan belli bagh firmaydi ve para daha çok bu kaynaktan geliyordu. Sonuçta, Murex'in Sü-
veyg Kanah'ndan ilk geçiginitakip eden sadece birkaç yll içinde, bir zamanlar Londra'nm dogu-
sunda yaçayan bir Yahudi olan Marcus Samuel artik çok zengin bit adam olmugtu. Simdi her sa-
bah Hyde Park'ta at gezilerine çikan, Kent bölgesinde Mote adim verdigi görkemlibir köy evi
bulunan, bu evin beg yüz dönümlük arazisinde bir de geyik parki olan, ogullarmdan biri Eton'da
okuyan, öbür oglu da Eton'a yeni girmig muazzam servet sahibi bir adamdi.
Tüm bu baçanlanna karço, bir igadami olarak Samuel'inciddi sayllabilecek bir kusuru var-
.
dL Bu da organizasyon
ve idare konusundaki noksamydi. Rakibi olan Rockefeller'in aksine Sa-
muel organizasyon ve idare yeteneginden yoksundu. Düzenli yagama kargi Rockefeller'in duy-
dugu dogal egilim yerine,. Samuelhazirhkl1 yagamay1sevmiyorher geyio an içinden geldigt gibi,
hazirhksiz yapmayi istiyordu. Onun kanisma göre, organizasyon denen gey dügünceden sonra,
dügünme igi bittikten sonra yap11mallydi. Buna inanarak her geyi aklma estigi gibi yaplyor ve
hayrettir bu onun sürekli olarak devam etmekte olan baçanlarmi daha da çarpicikillyordu: Ug-
raglart arasmda bir de, petrol iginin bir parçasi saydigt bagka bir is daha vardi: Büyük bir buharli
gemi isletmecilig. Bu igi, ofisinde böyle bir organizasyonu gerçekten idare edebilecek bilgi ve
deneyime sahip herhangi bir kipi bulundurmadan tek bagma yaplyordu.Bütün bu igler için yal-
mz Fred Lane'e güveniyordu. Filonun tüm günlükigleri, içinde bir tek masa, iki sandalye, duva-
ra asth bir dünya haritasi ve iki de kâtipten bagka hiçbir gey olmayan Houndsditch semtindeki
küçük bir odadan idare ediliyordu.
Bunu, Rockefeller'in erigilmezligi, maskeli gibiduran yüzü, sakin ve tedbirlitutumu, 1400
no.lu odadaki baylann fikir birligine dayanarak verdigi hükümler, giddetli tartigmalar, çatigmalar
hiddet Ye suçlamalarla kargilagttralitn.Rockefeller grubunda Marcus ve Samuel son karara var-
madan önce, tüm bu agamalan teker teker yagiyorlardt. Samuel'in ofisinde ise bazen öyle olu-
yordu ki, örnegin bir bilgi istendiginde, bunu olise getirmesi için bir kâtip çagrdlyor,kâtip bilgiyi
"iki
Samuel'e getirinceye kadar orada çaligan bir görevlininanlattigina göre karde; yerlerinden
kalkip pencereye gidiyor,orada arkalan kaplya dönük olarak durup, birbirlerine yaklagiyor,kolla-
nm birbirinin omuzuna dolayip, baglan egik, alçak sesle konuçuyor ve sonra birdenbire yine bir
anlagmazliga dügerek birbirlerinden aynhyor, kavga etmeye baghyotlardi. Su kavgalarda Bay
Sam yüksek ve kizgtn sesle baginr, Bay Marcus'sa alçak sesle konuqurdu; ancak her ikisi de bir-
birine deli, aptal, geri zekâli gibi säzle söverlerdt Sonra birdenbire, hangi nedenle oldugu bilin-
meden barigirlar ve fikir birligine vanrlardi. Dalma çabuk ve kesin olarak birbirlerlyle son bir fi-
kir aligverigiyaparlardt Bu bittikten sonra Bay Marcus kardegine "Sam, onunla telefondako-
nug" talimatmlverir ve telefonkonu mast devam ettigi sürece kardeginin omuz bagmdan aynl-
maz, konugma bitinceye kadar orada öylece beklerdi. Samuel'lerinçabyma tarzi içte böyleydi.

ÖlesiyeMücadele
Petrol Savaglan olarak adlandinlan mücadele devrinin olugumunda birçok faktör rol oynamigtir.
.
Rus petrol üretiminin süratle artmasi, StandardOil'in konumunda yet alan büyük yükselig, arz

68
stokunun bu denli arttig yillarda mevcut olan ve yeni kurulmuy pazarlan ele geçirme mücadele-
si bu etkenlerden bazilandir. l890 ydlarmda, bu mücadeleye katilmig olan dört rakip -Standard,
Rothschild'ler, Nobel'ler ve Rusya'daki öteki petrol üreticileri- arasinda,devamli,amansiz bir
çekigmehüküm sürüyordu. Su çekigmenin olug tarzi oldukça garipti. Bir bakardimz, gu an pa-
zarlan ele geçirmek için çetin bir gekildesavagan,flyat indirimi yapan, birbirlerini atlatarak pet-
rolü ötekilerden daha ucuza satma çabasigösterenbu dört takip, hemen be; dakika sonra birbit-
1erine kur yapmayabaglar, dünya pazarlarmi kendi aralarmda paylagmak için bir ayarlama yap-
mak araylgl içine girerlerdi. Hemen bir dakika sonra bu defa birleyme ve müktesep hak elde et-
me pegme dügerlerdi. Bazi zamanlarbu üçünün hepsi birden ayni zamanda, büyük bir güpheve
güvensizlikatmosferinde i; yaparlar, ancak hiçbir gekilde nezaket sinirlanmn digina çikmazlardi.
Her seferinde de Standard Oil'in en çetin rakiplerini cömertçeyutmaya hazir olaganüstü yapis1
ige karigir veya Standard, yöneticilerinin sözleriyle rakipleri kendine katmaya
ve asimile etmeye
çallgirdi.
1892 ve 1893 yillarinda Nobel'ler, Rothschild'ler ve Standard, dünyadaki tüm petrol üreti,
mini filli olarak bir tek sistem içine sokmak, böylece dünyay1kendi aralarmda paylagmak yolun-
da birbirlerine yaklagtilar Ye bu amaçlanm neredeyse gerçeklegtirdiler. Arada yapilan görügme-
lerde Rothschild'lerin çikarini gözetmekle yükümlü temsilcisiM. Aron göylesõylemigti:
"-Çok
ükür kriz nihayet sona erdi; çünkü bu kadar uzun zamandan beri süregelen bu ölesiye müca-
deleden Amerika'da ve Rusya'da y-agayanherkes bikkinhk duymaya bagladi." Rothschild'lerin
Fransa'dayagayan kolunun bagkam olan Baron Alphonse ise sorunlan çözmek, bir sonuca ulay-
tirmak konusunda, bizzat çok istekliydt Ancak, basmin yazacaklanndan Olesiyekorktugundan,
Standard'm kendisine New York'a gelmesi için yaptigi ve adeta baski yaparak israr ettigi gagnyi
kabul edemedl. O siralarda Chicago'daDünya Fuan yapillyor, fuan görmekiçin dünyamn her
yerinden birçok yabanci Amerika'ya alun ediyordu.Bundan yararlanan Standard Oil mensubu
Libby, Baron Alphonse'u Rothschild grubunun Amerika'ya gelmeklefazla dikkat çekmeyecegi
konusunda ikna etti. Sonunda buna inanan Baron New York'a gitti ve Broadway 26 adresinde
Standard yöneticileriyle bir toplantiyapti. Toplanti bittikten sonra StandardOil yöneticilerinden
biri Rockefeller'e verdigiraporda Baron'un son derece nazik biri oldugunu, ingilizceyi fevkalade
iyi konugtugunu söylüyor ve sözlerine gunlari ekliyordu: "Rothschild'ler Rusya'da petrolün
kontrolüne yönelik girigimederhal baglayacaklar ve ilk adimt hemen atacaklar. Onlann bu igi ba-
garmak için gereken yetenege sahip oldugundan tamamen eminim." Ancak Standard yetkilisi-
nin dikkatinden kaçan bir geyvardi. Baron bunlari söylerken bir de kopul lleri sürmüg, nazik fa-
kat kesin sözlerle Standard Oil'in Amerika'da bagLmsiz olarak petrolcülük yapaniari da kontrat
içine almast için israr etmigti, Rothschild'ler Nobel'leri de yanlarina ahp büyük gaba göstererek
I

tüm Rusya üreticilerini ortak bir cephe kurmaya razi ettiler. Ortak cephe Standard'la yapilacak
büyük uzlagmada bir baglangiç olacakti. Rothschild'ler bu sonuç için her ne kadar büyük çaba
sarf ettilerse de bu çabalan sadece rakiplerince degil o günlerde Bakû'ytt kasip kavuran kolera
salgimyüzünden engellendi ve sonuç istedikleri kadar çabuk almamadi. Artik Standard, Ameri-
kan petrolünün yüzde 85, yüzde 90 kadarim kontrolü altma almigtt, Buna ragmen, çok önemli
olan eksik orani bir türlütamamlayamlyor, bagtmsiz çahyanAmerikall rafinericileri ve üreticileri
bir türlü büyük projeye katmayi bagaramiyordu. Su yüzden Baron Alphonse'la yapmay1 dügün-
dülderi anlagma bir tür1ügerçeklegemedi.
Buna kargin 1894 ylli güz mevsiminde Standard yeniden dünya çapmdabir fiyat indirimi
kampanyastna girigti.Rothschild'ler Standard'layapacaklan pazarhkta Samuel'ipazarlik kogulla-
rmi iyilegtirmede kullanacaklari bir araç olarak görüyor ve onunla aralarmdaki sözlegmenin yo-
rumlanmasi konusunda çok da sert davranlyorlardi. Sonuçta Samuel daba fazla dayanamayarak
aci aci ve yüksek sesle gikâyetebagladt. O derece yüksek sesle gikâyet etti ki bu Standard Oil'ce
bile duyuldu. Standard Oil, gikâyetçiSamuel'in Rothschild'lerle arasmdaki bagm zaylfladigini

69
dügünerek onunla anlagmakiçin müzakerelere girdi. Amerika'daki rakiplerine yapmig oldugu
tekliflereçok benzeyen bir teklifi,daha büyük çapta olarak ona da yaptl. Adt geçen rakipler artik
kavgay1birakmq, Standard'm kardegi olmuglardi. StandardSamuel'eçok büyük paralar ödeye-
cegini, girketininStandard Oil'in bir parçasi olacagim, kendisinin de Standard'a müdür olarak
atanacagm1 ve eger isterse kendi yurttaglik haklanm korumakta serbest olacagmt söylemigti.Tü-
müyle ele almdtgmda teklifgayet çekiciydi. Fakat Samuel bu teklitireddetti. Sirketin bagimsiz
hüviyetini korumasmdan yanaydi; aynca bayragtmn M. Samuel ve girketiadini yagatircasma ge-
mi direklerinde dalgalanmasmi istiyordu. Belki de hepsinden önemlisi, her geyiningilizolarak
kalmastm istiyordu. Dügüncesine göre o güne dek elde ettikleri baçan Ïngiliz.kogullanna göre
saglanml; ve ingiltere'yeait olan bir baçanyd1.Samuel bunun aynen korunmasmda israr ediyor,
bir Amerikan girketiolan topluluklabirlegmek istemiyordu.
Bu durum kargismda Standard Oil vakit kaybetmeden bir kez daha Rus üreticileriyle tema-
sa geçtive 14 Mart 1895 tarihindeRothschild'lerle ve Nobel'lerle uzun zamandir özlemini çek-
tigt büyük ittifak anlagmast imzalandi. Anlagma "Amerika BirlegikDevletleri Petrol Sanayii Adi-
na" ve "Rusya Petrol SanayiiAdma" imzalanmigt1. Anlagma uyarinca dünya ihracat satiplanndan
gelen tüm gelirinyüzde 75'i Amerikalilar'm, yüzde 25'i Ruslar'm olacakti. Fakat nedense bu an-
lagma hiçbir zaman yürürlüge sokulmadi. Gärünügegörebunun gerçeknedeni Rushükümetinin
kargi koymastydL 80ylece bir kez daha beklenen ve özlenen büyük ittifak, daha yürürlüge girme-
den çöküyordu. Bu çökügten sonra Standard yeniden fiyat dügürme kampanyalanna bagvurdu.
Standard Oil'in Rus üreticileriyle büyük ittifak yaparak,dünya petrol pazart ve uluslararasi
rakipleri üzerinde yeniden kontrolü ele geçirmesi mümkün olmam14tl.Fakat bunun için bir seçe-
nek mevcuttu. Standardyöneticilerine göre bu, Ruslan kendi oyunlanyla yenilglye ugratmak, di-
ze getirmekti. Aslmda bu konuda Ruslar daha avantajlt durumdaydi. Bu avantaj gu gerçegedaya-
myordu: Batum'un Singapur'dansadece l l.500 mil uzak olmasma karçm, Philadelphia Singa-
pur'dan 15.000 mil uzaktaydi ve kugkusuz bu Ruslar yönünden bir avantaj sayllirdi.Ancak, Stan-
dard durumu tersineçevirereklehine kullanmak istedi. Plamna göre, Asya pazanna ve hatta As-
ya'ya çok daha yakm olan yerlerdekiham petrole ulagtigt takdirde,durum kendi leyhlerine döne-
cekti. Su nedenle dikkatini Dogu Hint Adalan'nm Hollanda hâkimiyetindeki Sumatra bölgesine
çevirdi. Malaka yoluyla Singapur'a ulagmakbuharli gemiyle sadece birkaç saat allyordu. Bu arada
gözlerini, uzun mücadele yillarmdan sonra, balta girmemigSumatra ormanlanndan kendisine
kârh bir meslegi adeta yaratmig olan bir Hollanda girketine dikmigti. Eu girket o siralar Taç Petrol
admi verdigi kendi petrol ürünüyle tüm Asya pazarlarinda nüfuzunu artirma yolundaydi. Böyle
yapmakla, petrol üretiminde dünyada en büyük olanlar arasmda üçüncü strada gelen bölgenin de
kapilanm açiyordu. Bu girkete "Hollanda Kraliyet Petrolü" (RoyalDutch) adt verilmigtir.

Hollanda Kraliyet Petrolü


Hollanda'ya ait Dogu Hint Adalan'nda yüzy1llardan beri petrol sizmtisi gözlenmigti. Yöre halki
bu sizmtidan yararlanma yoluna glderek yagi" diye adlandirdiklart bu maddeyi ilaç yap-
"toprak

makta kullarilid1. "Kas tutulmalarma"lyi geldigine inandiklart bu maddeyi aym zamanda daha
bagka gelenekseltibbi amaçlarla da kullamyorlardi. 1867 yllinagelinceyekadar Adalar Deni-
zi'nde en az elli iki sizmti olayi saptanmigtir. Ancak bu sizmti çok sürmemig, giderek etkisini
kaybetmigti. Amerikan gazyagtise aym ylllardabüyük geligme göstererek tüm dünyanin kalbini
kazanmigti.
1880 yilmda bir gün Aeilko Jans Zijlker admda Dogu SumatraTütün Sirkett'nín müdürü
olan bir kigi Sumatra kiyilanmn bataklik bölgesinde bir tütün çiftliginde gezinlyordu. Gronin-
gen'in çiftçi ailelerinden birinin en küçük oglu olan Zijlker, çok seneler önce bagmdan geçmig
mutsuz bir agk macerasmdan sonra, yaklagik ytrmi yll õnce Dogu Hint Adalan'na gelmig, bura-

70
l

daki sakin ve yalniz hayata siginmakistemigti. Çiftlik civarmda dolagirkertaniden büyük bir firti-
na koptugunda, Zijlker geceyi geçirmek üzere karanhk ve kullamlmayan bir tütün siperlígine si-
gmmakzorunda kaldi. Yanmdabir yöre de halkmm Mandur dedigi yerli bir nezaretçi vardi. Et-
Igik için bu adam elinde bulunan megaleyiyakt1.Megalenin
raf zifiri karanlik oldugundan, biraz
saçtigt parlak alev smlsiklam islak Zijlker'in dikkatini çekmigtl. Gördügüalevin nereden geldigi-
ni anlamamiç,çok fazla reçine içeren bir tahta parçasmdanolugtugunu sanmigt1.Mandur dedik-
leri hu adam acaba megaleyi nereden bulmugtu? Bunu kendisine sordugunda Mandur, elindeki
megalenin bir çeyit madeni balmumuyla sivanmig oldugunu söyledi. Ínsanlarm hatirlayamayaca-

gikadar uzak yillardan bu yana, yerli halk bu balmumunu küçük havuzlann yüzeyinden çikan-
yor, sonra da gemi imali dahil olmak üzere çegitli alanlarda kullanlyorlardi.
Zijlker ertesi sabah Mandur'u yanina alarakhavuzlardan birinín yanina gitti. Orada ilk his-
setigi geyburnuna gelen bir koku oldu. Su koku birkaç yll önce adalara sokulmug olan ithal ma-
11gazyagmi andinyordu. Hollandah Zijlker bu çamurlu maddeden küçük bir miktar alarak tetkik
edilmek üzere Batarvia'ya gönderdi. Gelen cevap ümit vericlydi; çünkü örnek üzerinde yapilan
analiz, bu maddenin yüzde 59'la yüzde 62 oranmda gazyagt içerdigini belli etmigti. Sonuçtan
memnun kalan Zillker bu kaynagt geligtirmeye karar vererek kendisini bütün kalbiyle bu serüve-
ne adadi. Kafasina yerleptirdigi bu yeni fikir .o günleri izleyen on seneyi agkin bir süre Zijlker'i
devamh olarak megguletmig, kendisini tüm varliglyla bu ige adamasim saglamigtir.
Bundan sonra yaptigt ilk iq Langkat'taki yerel sultandan bu ige destek istemek oldu ve bu-
nu baçardi. Sultanin yaptigi bagië Telaga Said diye tamnan,Sumatra'nm kuzeydogusunda, Mala-
ka kiyilarma bogalan Balaban Nehri'ne alti mil mesafede balta girmemig bir araziydi.ilk kuyu-
nun baçanyla kazilmasi yillar aldtve ancak 1885 y11mdagerçekle§ti.Kazi teknolojisininço,k ilkel
oluguve araziye hiç de uygun olmaylgtyüzünden iq çok geç ilerliyor, çok fazla zaman allyordu.
Bu durum daha sonrakibirkaç yll içinde aynen devam etti. Zijlker'in bu iq için sürekli paraya ih-
tiyac1oluyordu.Ve sonunda, bu parayi bizzat kendi ülkesinde, Hollanda'da büyük itibar kazana-
rak sagladt Para, Dogu Hint Adalan'ndaki Merkez Bankasi'am eski bagkanmdan ve aym ülke-
nin eski genelvalisindengelmigti.Aynca, bu güçlü bagigçilann gösterdigi çabamn sonucu ola-
Tak, bizzat Hollanda Krah Ill. William "Royal" (Kraliyet)
unvanmmbu spekülatiftegebbüsadma
kullamlmasma nza gösteriyorve bu unvani bir belgeyle kendisine veriyordu. Normal olarak bu
belgenin yalmzca halen kurulmuy ve kendilerini kamtlamig girketlere verilebilecegl göz önüne
almdtgmda, bu olgunun ne denli önemli oldugu kolayca anlagilir.Verilen belgenin degeri çok
büyüktü ve sonsuza kadar devam edecekti, 1890 senesinde faaliyetegeçmigolan Hollanda Kra-
liyet Sirketi ilk stokunu denizaçm gönderdikten sonra o derece ragbet kazandi ki, hemen arka-
smdan sevklyat dört buçuk katina çikanldi.
SonundaZillkerzaferi kazanmigtt. Önündeuzanan yillarda son on yll içinde sarf ettigi tüm
çabalarm kargthgim görür gibiydi. Yazdígl bir mektupta fikirlerini qu sözlerle dile getirmigtir:
"Bükemeyeceginiz eli kirin. Geçmigtekitüm arayiglanmda prensibim daima pu olmuytur: Benim
yammda olmayan benim kargimda demektir ve ben de söz konusu kipiyebuna göre davramrim.
Bu prensibin bana dügmanlar kazandtrdigini çok iyi biliyorum. Fakat gunu da biliyorum ki, eger
bu gekildehareket etmemig olsaydim bu íçte asla baçanli olamazdim."Bu sözler Zijlker'in mezar
tagmakitabe olarak yazilsa yerinde olurdu. Çünkü1890 güz mevsiminde Uzakdogu'ya dönmüç
olan Hollandali, girketinfaallyete geçmesindenbirkaç ay sonra, Singapur'augradigmda hiç bek-
lenmedik §ekildeöldü. Hayal ettigi amaç gerçeklegmemigti. Mezan bagina gösterigsiz, sade bir
anit dikilmig, yattigi yer bu amtla belirlenmigti.
Zillker'den sonra Sumatra'mn konuk sevmeyenbataklikli ormanlannda liderlik JeanBap-
tiste August Kessler'e geçti. 1853 yilmda dogmug olan Kessler,Dogu Hint Adalan'nm Hollan-
da'ya ait kesiminde kendisine baçanli bir ticaret hayati kurmugtu. Ancak sonradan 14hayatmda
ciddi bazi tersliklerlekargilagtigindan, kalbi kirilml; Ve saglig!bozulmuy olarak tekrar Hollan-

71
da'ya dönmügtü. Hollanda Kraliyet Sirketi'nin kendisine her yeye yeniden baglama f1rsativerip
teldiftebulunmasi bu yillara rastlar. Kessler bu teklifikabul etti. Eu adam gerçektendogugtan li-
derdi ve demir gibi bir iradeye sahipti. Aynca hem kendisinin hem de çevresindekilerin tüm
eneriisini gerektiginde tek bir hedef üzerinde yogunlagttrma yetenegi vardt
1891 yllmda sonda] mevkiine vardiginda tüm endüstriyi karmaça içinde buldu. Avrupa ve
Amerika'dan sevk edilen araç-gereç dahil her gey, mali durum da íçinde olmak üzere bütünüyle
düzensizlik içindeydi. Egine yazdigt bir mektupta bu konu için punlansöyler: "Dügünmeden ya-
pilan ani hareketler yüzünden büyük say11abilecekparalar heba olmug." Çaligma kopullari da
berbatti. Dinmek bilmeyen yagmurlu günler sonunda,iççiler bazen bellerine kadar uzanan sular
içinde çahymak zorunda kallyordu. Yörede yiyecek pirinç de kalmadigmdan Çinliler'den olugan
-

sekiz kipilik bir iççi ekibi, birkaç çuval pirinç bulmak için on be; mil uzakliktaki bir köye çamur-
lara batarak, hatta bazen de yüzerek gitmek zorunda kallyorlardi. Bütün bunlar yetmiyormug gi-
bi bir taraftan da Hollanda'dan gelen önüne geçilmez baskilarla kargi karç1yayd11ar. Bu baskilar
iglerin çabuklagtinlmasim, programa uygun olarak çahgilmasim ve yatinmctlan mutlu etmeleri
yönündeydi. Tüm bu zorluklarla mücadele ederek ve gece gündüz çaligmak suretiyle,çogu za-
man da sitma hummas1yla hastalanan tedirgin Kessler,yine de ne yapip yapip igin gerektirdigi
tempoyuzorla tutturmasinibildi.
I892 yllmda, balta glrmemig ormanlardaki kuyulan Balaban Nehri üzerindeki rafineriye
baglayan alti mil uzunluktaki boru hatti nihayet tamamlanmigtl.Takvimler 28 Subat'i gösterir-
ken ekibin hepsi birden bir araya gelmi heyecanli ve sinirli bir halde petrolün rafineriye ulagma-
sim bekliyorlardi. Bunun ne kadar zaman alacagini önceden hesapladiklanndan, ellerinde saat,
dakikalan saylyorlardi. Sonunda vakit geldi ve ne yazik ki geçti. Bekledikleri petrol çikmami§ti.
Dogal clarak endigeyle bekleyen tüm seyircileriderin bir karamsarlik sarmlytt. Kessler'egelince,
o, yenilginin kapida bekledigini sezmig, korkarak arkasim dönmügtü. Íçte tam o an, beklenme-
dik bir gey oldu ve birden orada bulunanlann hepsi donup kaldilar Tipki
"çok

güçlü bir firtma-


mn kükremesi" gibi bir ses duyulmug, petrolüngeldiginiilan etmigti. Gelenpetrol Hollanda Kra-
liyet Petrol rafinerisinin ilk imbigine büyük bir hizla ve "inanilmaz
bir itici güçle" akmaya bagla-
di. Oradakikalabalik gimdiartik sevinç çigliklanatlyordu. Hollanda bayragi havada dalgalamyor,
Kessler ve ekibi Hollanda Kraliyet Petrol'ün müstakbel refahi gerefinekadeh kaldinyordu.
Artik, girket fillen ige girmigti.1892 Nisam'na gelindiginde, -ki bu tarihte Marcus Samuel
ilk kargosunu Süvey; Kanall'ndan geçirerek gönderme hazirligi içindeydi- Kessler, Hollanda
Kraliyet Petrol adlyla kayit edilmig ilk birkaç kasa gazyagimpazara sürmügtü. Tüm bunlara kar-
gin refahm yani baglannda oldugu söylenemezdi. Sürekli devam eden ihtlyaglar yüzünden Hol-
landa Kraliyet parasal kaynaklan çarçabuk tükenmly,kendi öz varhgi, igletme için gerekli serma-
yenin saglanamamasi nedeniyle tehdit altma girmigti. Yeni fon bulmak için yaptigt çilgmcaarayly
içinde Kessler, Hollanda ve Malezya'ya gitti. Ayhk gazyagi satigiyirmi bin kasayi buldugu halde
girkethâlâ zarardayd1.
Sonunda Kesslersermayeyi bulabildi ve 1893 yllmda Telaga Said'e geri döndü. Burada gör-
dükleri gerçekten içler acis1ydi. Sirketin bütün operasyonlan acinacak durumdayd1. Kessler bu
durumu gu sözlerle tarif etmigtir: "Igedört elle sarilmamak, cehalet, ihmal, bakimsizhk, düzen-
sizlik ve stkmti her yerde açikça belli oluyor. Íçtebiz bu kogullar altinda, igimizi genigletmek isti-
yoruz. Tabii igin iki ucunu bir araya getirmek istiyorsak." Bu amaçla operasyonu mümkün oldu-
gu kadar büyük güçle çahçmayayäneitti ve mevcut tehlikeyigu acikl1sözlerle özetledí: "Dur-
gunlagip gevgemekigi tasfiyeetmek demektir."
Önlerindeagmalari gerekenher türlü engel vardi. Bunlardan biri Sumatra'ninbir bagka ye-
rinden gelmig olan ve sayilan yaklagik üç yüzü bulan çapulcukorsanlardi. Bunlarsonda) yeriyle
rafineri arasindaki baglantlyt önee geçici olarak kestiler, sonra da yöredeki binalardan bazilanm
atege verdiler. Atege verme olaymda ilk defa on ylli aikm bir süre evvel Zijlker'in gözüne iligen

72
gelenekselpetrol megatelerini kullandilar. Tüm bu güçlüklere kargm Kessler yine de yllmadi ve
çaligmalari için ekibini zorlamaya devam etti. Karisma yazdigi bir mektupta "Íglerters giderse
igimi ve gerefliismimi kaybederim. Aynca belki de özverilerimiti ve olaganüstü çabalanmm kar-
giligipazarligin engellenmesi gekliyle ödenecek. Tann beni tüm bu acilardan korusun" diyordu.
Kessler karannda sebat gösterdive sonunda baçardi. iki yll içinde üretimi alti katma çikar-
mig,Hollanda Krallyet Petrol'ü sonunda kâra geçirmigti. Hatta ilgililere kâr hissesi ödeyecek du-
ruma bile gelmigti.Ancak yine de üretici olmak yetmiyordu. Hollanda Kraliyet Petrol'ünvarligi-
ni devam ettirmesi için Uzakdogu'da, aracisiz olarak kendi pazarlama organizasyonunukurmasi
partti. Bu arada girkettanker kullanmaya ve pazarlann yalonindakendi depolenni da yapmaya
baglamigt1.Ama önlerinde bir tehlike daha bekliyordu. Samuel'in Tanker Sendikasi'nin çok ça-
buk hareket ederek önlerine geçmesinden, kendilerini oyuna getirmesindenkorkuyorlardi. Ney-
se ki vaktinde yapilan korumaya yönelik bir müdahaleyle Hollanda hükümeti, Tanker Sendika-
si'nm Dogu Hint Adalan limanlarma girmesini yasakladi. Buna gerekçe olarakda kendi üretici-
lerine, Tanker Sendikasi'nm o agamada yerel sanayi için bir terör unsuru olmamasi gerektigini
gösterdi.
Hollanda Kraliyet Petrol'ün igleri hayret verici bir çabuklukla geligiyordu. Ûretim1895-
1897 yillan arasinda be; kat artmigti. Ancak, Kessler ve girket,kazamlan bagarinm fazla abartil-
mamasmi,bu konuda fazla gürültü yapilmamasmi istediler. Strastgeldigi bir gün Kessler arka-
daylarini uyararak, Hollanda Kraliyet Petrol yeni ilave bagiglar elde edinceye kadar "Fakirmigiz
gibidavranmamiz-gerekiyor" demigtir. Sonra da bõyle dügünügünün nedeni olarak, diger Avru-
pah ve Amerikali girketlerinilgisini Dogu Hint Adalan'na veya Hollanda Krallyet Petrol'e çek-
mek istemedigini söylemigti. Astl büyük korkusu StandardOil'den kaynaklanlyordu. Billyordu
ki, eger kizacak olsa, Standard, asil silahmiyani flyat indirimini seferber edecek ve Hollanda
Kraliyet Petrol'ü köpeye silogtiracakti.

"Hollanda Kaynakli Engeller"


Ancak Hollanda Kraliyet Petrol uzun zaman rakiplerinin dikkatinden kaçamazdi. Çokçabukbü-
yümesi,Asya'dakiöteki üreticilerin de büyümesiyle bir araya gelince Rus üreticilerin sebep ol-
dugu üzüntüye eg yeni bir bag agnsi yaratlyordu. Standardbu nedenle mümkün olabilecek tüm
olasthklari teker teker aragtirdt. Vakitgeçirmeden Sumatra'da bir imtiyaz ele geçirmek için mü-
zakerelere.girigtiyse de, yerliler arasmda ayaklanma bag göstermesi üzerine, bu fikirden çarça-
buk vazgeçti. Çín'den ve Sakhalin'den California'ya kadar Pasifik'in her köpesinde üretim gansi
aramaya koyuldu.
1897 ylhnda Hollanda KraliyetPetrol tehdidinekargi ne yapilabileceginin degerlendirilme-
si için Standard Oil Sirketi Asya'ya iki temsilei gönderdi. Temsilciler Dogu Hint Adalarl'nda Hol-
landa Kraliyet Petrol'ün yerel müdürüyle görügtüler ve girketintesislerinigezdiler. Aynca Hol-
landa hükümetine mensup memurlari da arayip onlarla konugtular. Yörede yurt hasreti çekerek
çallgan Amerikah sondajctlardan bilgi topladilar.Bu arada temsilcilerdevamli olarak Broadway
26'yt arlyor, balta girmemig ormanlarda buhar uygulamasi yaparak girigilecek denli kangik
"bu

bir giriglme"yanagmamasihususunda yetkilileri uyarlyordu. Yapilacaken iyi igin halen mevcut


üretimi satin alarak itibarh bir Hollanda girketiyleortakhk kurmak oldugunu söylüyorlardt Buna
gerekçe olarak "Hollanda Koloni Hükümetinin" kullandigi yöntemleri anlatmakla geç kalmdigi-
ni ileri sürüyor, bir bagka gerekçeolarak da pu fikirleri ifade ediyorlardi: "Siz"diyorlardi,
"idare-

yi yürütecek yetenege sahip yeterli sayidaAmerikah'yi burada tutmakta daima zorluk çekersi-
niz." Standard'in hedefinin, baçanh girketleribir araya getirmek olmastgerektiginiIsrarla vurgu-
ladilar. Bu girketlerarasmda, hepsinden önce Hollanda Krallyet Petrol
Sirketigelmeliydi.
Hollanda girketiStandard'ideh et verici bir rakip, korkulu bir rüya olarak görüyordu. Stan-

73
dard ise, Hollanda girketininyigitligine büyük saygi duymaktaydi. Standard'1n adamlan Kess-
lefin liderliginden, izledigi olumlu ekonomi polítikasmdan, yeni pazarlama sistemindenbütü-
nüyle ve gerçek anlamda etkilenmiglerdi. Yazdiklari bir raporda bu konuda gunu söylediler:
"Petrol iginin gelmig geçmig tüm tarihi boyunca Hollanda KraliyetPetrol'ün gösterdigi baçan ve
çabuk ilerleme bagka hiçbir olayda bu derece yogun yaganmam14tir." NitekimStandardOil yet-
kilileri Sumatra'da Hollanda Kraliyet Petrol müdürlerine veda ederken, durumlarmdan neredey-
se bir haylflanma seziliyordu. lçlerindenbir yetkili bu anda su sözleri söylemigtir: "Ne yazik, si-
zin ve bizim gibi böyle büyük sorunlan olan iki girketbirlegemiyor."
lgleri daha da kangtirmak istercesirle, bundan kisa bir süre sonra Samuel'e ait sendikanin
da Hollanda KrallyetPetrol'ü gözlemekte oldugu ortayaçiktl. Her iki grup arastnda1896 yllinda
ve 1897nin baglarmda piddetlitartigmalarolmaktaydl. Fakat hedelleri bírbirinden çok farkliydt.
Hollanda Kraliyet Petrol, Asya'da ortak bir pazarlamadüzenlemesi istiyordtL Marcus ve Samuel
Samuel ise bundan daha fazlasmm pegindeydiler. Amaçlari Hollanda Krallyet Petrol'ü satm al-
makti. Aradaki tartigmalardaher iki taraf birlikte saglanacakçikarlardan söz ediyor fakather gey
bundan ibaret kallyordu. Sam, Hague kentinde Hollandah müdürlerleyapttgt ve daha çok ses-
sizliklegeÇenbuz glbisoguk bir havamn egemen oldugu toplantlytkardegi Marcus'a gu sözlerle
anlatlyordu: "Hollandahlar'm yaptigi sadece oturmakve hiçbir geysöylememek. Bu sessizlik is-
tediklerinielde edinceye kadar da sürecek. Ama bu durumda istediklerini kugkusuz elde ede-
meyecekler." Zaman _geçiyor, hiçbir ilerleme olmuyordu. Yine de aralarmdaki rekabete karçm,
Marcus ve Kessler birbirleriyle dostane iligkiyi koruyabiliyorlardi. 1891 Eylülü'nde Kessler'e
yazdigi mektupta Marcusnazik bir dille göylediyordu: "Bana öyle geliyor ki günün birinde ko-
ullarda anlaçacagiz. Bunun böyle olmasilazim, çünkü eger anlaçamazsak,her iki tarafda birbir-
lerine karytyikici bir yangmayagirigecek,"
StandardOil ise arada geçen tartigmalardanhaberdardi ve iki girketiner geç birlegip,kendi
irketinin aleyhine güglü bir beraberlige gitmesindenkorkuyordu. Bu günlerdeStandardOil yö-
neticilerinden biri dügüncelerini göyle ifade etmigtir: "Her geçen gün, durumu daha güçlegtiri-
kontrolü
yor ve konuya hâkim olma olanagtmizitehlikeyesokuyor. Eger hemen harekete geçip
ele almazsak egemenlik Ruslar'a, Rothschild'lere veya bagka bir girkete geçecek." Daha evvel
Standard, Ludwig Nobel'in ve Marcus Samuel'in girketieriniele geçirmekistemig ancak bagara-
mamigtL
Simdi,1897 yazmda ise StandardOil'in Bag DigTemsilcisiolan W.H. Libby,Kessler'e
ve HollandaKrallyet Petrol'e resmi bir teklifgötürüyordu.Teklife göre, Hollanda Kraliyet Pet-
rol'ün sermayesi dört katma çtkarilacak, bütün ek hisseler Standard'averilecekti. Libby,Stan-
gücü altma almaya hiçbir niyeti olmadigtm" üzeri-
"kendi
dard Oil'in, Hollanda KrallyetPetrorü
ne basa basa vurguladl. Hedefterinin çok mütevazi oldugu konusunda Kessler'eteminatveriyor,
geyinsadece lyi bir sermayeyatmm1" oldugunu israrla söylüyordu. Kessler, Libby'nin
"istedikleri

sözlerine ve önerisinin samimiyetinekanmamigtl. Kessler'in istarla tekrarladigtögütlere uyan


Hollanda Kraliyet Petrol yönetimi hu öneriyi reddetti.
Düg kinkligina ugramt; olan Standard bu defa Dogu Hint Adalari'mn Hollanda kesiminden
yeni blr imtiyaz kazanmak için yeni görügmelere girigti.Ancak hem Hollanda hükümeti yetkili-
leri hem de Hollanda Kraliyet Petrol'ün kendisi duruma müdahale ederek bunun gerçeklegmesi-
ni engellediler.Amerikah bir yetkili bu konuda, "Hollanda'dan gelen engellemelerin Amerikall-
lar yönünden dünyada çözülmesi en zor sorun oldugunu" beyan ederek sözlerine gunlariekli-
yordu; "Bunun nedeni Amerikahlar'm her zaman aceleci olugu, Hollandahlar'mise hiçbir za-
man aceleci olmayigidir." Her geyekargm Hollanda Kraliyet Petrol kendisini güvende hissetmi-
yordu. Sirketin müdürleri ve idare Standard'mAmerika'da nasil çahyttgim,rakiplerinibelli et-
meden tedirginetme pahasma hisseleri nasil satm altp sonradan etkisiz hale getirdigini billyor-
du. Böyle bir oyuna gelmemekiçin önceden haztrlikli olmayi kararlagtirdilar ve bu amaçla ter-
cihli hisse denebilecek özel bir hisse senedi türü olugturdular. Yönetim Kurulu'nun kontrolü bu

74
tercihlihisse sabiplerinin elinde olacakti.Tercihli hisse sahibi olabilmenin daha da güçleptirilmesi
içip bu seçkin toplulugaancak davet ile girilebilmesi esas1getirildi.O stralarda, Standard Oil'in
bir yetkilisi ümitsizlik içinde Hollanda Kraliyet Petrol'ün bir Amerikan virketi olan kendileriyle
hiçbir zaman birlegmeyeceginisöylüyordu. Hollanda KraliyetPetrol yönünden yolu kapayan gey
sadece
"duygusal
bir engel" degildi ve igin içinde aynca pratikanlamda da bir sorun vardL Ona
göre gerçek quydu: Hollanda Krallyet Petrol yetkilileri girketin kânndan yüzde 15'l almaktan bü-
yük keyif duyuyordu.
.I

75
4
Yeni Bir Yüzyil

Bazi bagimsiz üreticiler Standard Oil'e kendi aralarmda "Eski Ev" adml takmiglardi. Su girket
kurulduktan sonra büyük ve önemli bir varhk olarak serpilmig, gölgesiniher yönde hissettirmig-
ti. Artik Amerika'da mevcut petrol arazisinin her santimine egemendi.Yabanct rakipleri dig ül-
kelerde "Eski Ev"e meydan okurken, Birlepik Devletler'in her yerinde belirli bir teslimiyetsezili-
yordu. Görünüge göre Standard'm her geyesahip olmasi ve her geyikontrol altma almasi kaçi-
nilmazdi. Yine de 1890 yilmda ve yeni yüzytlm ilk on ylli içinde olugan geligmeler"Eski Ev"in
üstünlügünü tehdit eder nitelikteydi.Petrol endüstrisinin asil dayanagt olan pazarlar giddetle
sarsillyor ve dagilma tehlikesigösteriyordu. Ìçtetam bu strada BirlepikDevletler'in üretim harí-
tasinda da dramatik bir degigim gözlendive yeni türemigbazi önemli Amerikah rakipler Stan-
dard'm egemenligine kafa tutar oldular. Artik StandardOil açismdan bile dünya agiriderecede
büyüyordu ve bu büyüyüg sadecedünya için degil, Birlegik Devletter için de geçerliydi.

Kaybolan ve Kazanilan Pazarlar


19. yüzyil sonlarinda yapay igiga kargi gereksinim çogunluklagazyagt, havagazi ve mumla kargi-
lamyordu. .Havagaziyöredeki gaz idaresinden, kömür veya petrolden veya dogrudan dogal gaz-
dan üretilerek saglaruyor,sonradan gerekli yerlere naklediliyordu. Su üç kaynagm üçü de birbi-
rinin aym ciddi bazi sorunlar yaratiyordu. Her üçü de kurum, kirlilik ve isi çikanyor, oksijen tü-
ketiyordu. Ayrica her zaman için yangm tehlikesivardi. Yangm tehlikesiyüzünden birçok bina
igiklandinlmlyor,
tamamen karanliklar içinde b1rakihyordu. Bu binalar arasmda Gore Hall ve
Harvard Koleji'nin kütüphanesi sayllabilir.
Gazyagi, havagazi ve mumun egemenligi uzun süremezdi. Birçok bulugun mucidi ve icat-
lan arasmdamimiograf, fonograf, pil ve sinema da bulunan Thomas Alva Edison 1877 yllindan
beri, elektrikle aydmlatma konusuna egilmigti. iki yll içinde igiga kargi dayamkli akkor elektrik
ampulünü icat etmig ve geliptirmigti.Icat etmeyi bir hobi olarak degil, ip olarakgörürdü. Yazdigi,
bir mektupta qu sözlere yer vermigtir: "Ticari deger igeren geylerüzerinde çaligmayadevam et-
meliyiz. Bu laboratuvar onun için yapildi. Tüm hayatmi bir annin derisini incelemekle geçiren
ve kara ekmekle birasmi buldugu sürece durumdan hognut kalan ihtiyar Alman profesöre ben-
zememeliyizi" Edison kendisini icatlanm ticari sahaya dökmeye adadi ve bu iglemle ugragirken
elektrik üretimi sanayiini yaratti Elektrigin fiyatim belirleme konusunda bile dikkatle çaligti.
Bundaki amaci elektrik fiyatmi gehir gazi flyatiyla tipattp ayni düzeye, bin kübik feet için 2,25
dolara getirmekti. Bunu yapmakla elektrigin gehirgazlylarekabet edecegi kamsmdaydt. simrlan
son zamanlarda Wall Street'i de içine alan Agagi Manhattan'da bu maksatla bir gösteri-proje
merkezi kurdu, 1882 yilmda, bir gün, bankasmin müdürü olan dostunun bürosunda ayaktadu-
rur durumdayken, bir dügmeye basarak tek bir an içinde üretim tesisini çaligtirmlyoldu. Bunu
yapmakla sadece yeni bir sanayle kapi açmigolmuyor, bütün dünyay1 degigtirecek bir icada da

76
kapi açmig oluyordu. Elektrikbirçok avantallar sagllyor, iyi kalite igik verip, kullamcistnin fazia
dikkatli olmasmi gerektirmiyordu. Bulunabildigi yerlerde kargi direnç göstermek
ona mümkün
olamazdt 1885yllma kadar 25.000 elektrik ampulü kullanima girmig, bu rakam 1902 yllma ka-
dar 18 milyonu bulrauptu. Artik yeni igik gazyagmdan degil elektrikten çtkanhyordu.Dogal
gaz
sanayi pazarlan artik isitma ve pigirme araçlarma dönügüyor, Amerikan petrol sanayiininmerke-
zi sayilan gazyagi kullammi giderekkirsal Amerika yla kisitlamyordu.
Yeni geligenelektrik teknolojisilasa sürede Avrupa'ya da yaylldi. 1882 yllmda, Londra'mn
Holborn Viaduct istasyonunda bir elektrikle aydmlatma sistemitesis edildi. Elektrik eneriisi ve
elektrikle igletilen sanayiler Berlin'de o kadar çabukyaylldive benimsendi ki, gehir kisa zaman-
da isim degigtirerek Elektropolis adlylatanmir oldu. Londra'da ise elektrigin yayilmasi bu denli
düzenli yapilamadt ve ancak bazi tehlikeliagamalardan sonra gerçeklepti. Yirminciyüzyilm bag- .
larmda Londra'ya elektrik tam altmig beg degigik elektrik idaresinden veriliyordu. "Elektrik kul-
lanmaya parasal güçleri olanlar sabah kahvaltisinda, ekmeklerit11belirli bir çegit elektrik idaresi,
nin sagladigt elektrikle kizartlyor, ofisleriniayri bir idarenin verdigi enerjiyle aydmlatiyor,yakin-
dald bir arkadagml ziyarete giderken bagka bir idarenin enerlisini kullanlyordu."
Elektrik alabilenler için bu enerji gerçekbir nimetti. Ancak, çabuk geligmesiyüzünden pet-
rol sanaylive özellikle "Eski Ev" için büyük bir tehdit olugturuyordu. Bu nedenle Standard Oil
çok geçmeden,en büyük pazan olan aydmlatmay1kaybedecek olursa, gazyagi üretimindeki de-
vasa yatmmlari, rafineriferi, boru hatlan, depolama tesislerive dagitim teykilatlylakendisini na-
sil bir gelecegin bekledigini dügünmeye bagladi.
Pazarlardan bir tanesiortadan silinip kaybolur gibi olurken, hemen arkasmdan yeni bir sa-
nayi türüyordu.Bu,
"atsiz
araba" ya da diger adlyla otomobil sanayilydi. Bu araçlarm bazilari, iç-
ten patlamah motorunun sagladigi enerjiyle çahglyordu. Su araçlar gazyagimn zincirleme patla-
tilmasiyolu ile güç saghyor ancak gürültülü, saghksiz ve güvenilmez bulunduguiçin nakliye ala-
nmda pek de kabul görmüyordu. Ancak 1895'te yapilan Paris-Bordeaux-Paris yangmdan sonra
içten patlamahmotorla çaliçannakil vasitalan itibar kazaamaya bagladi. Su yaripta saatte
on be;
mil gibi olaganüstü bir sürat rekoru kinlmigtL Bunu izleyen sene, Rhode Island'm Narragansett
bölgesinde dünyamn ilk oto yangi yapildt Araçlar o denli yavag ilerliyor ve durum o kadar can
sikiyorduki, ilk defa olarak insanlarin protesto niteliginde, "At bundan Çokdaha iyidir. Git bir at
getir!"diye bagirdigi duyuluyordu.
Tüm bu olumsuz tepkilerekargm hem Amerika'da, hem de Avrupa'da "atsiz
araba" gide-
rek ragbet kazamyor, girigimcimucitlerin kafalarina yerlegiyordu. Bu girigimcilerden biri Henry
Ford admda, Detroit'teki Edison Aydmlatma Sirketi'nin bagmühendisi olan kipiydi. Ford iginden
istifa ederek kendisini, sonradan kendi adini verdigt gazyagi enerjisiyle çaliçanbir nakil vasitasi-
nin tasarim,imal ve satig iglerine adadi. Henry Ford yaptigi ilk arabayi bir adama satmigti. Bu ki-
gi de arabasmi bir bagkasma, A.W. Hall ismindeki birine satmigti. Hall, sonradan Ford'a bu konu-
da "Atsiz Araba Hummasi"na kapildigmi söyleyecekti. Hall, ileri yillarda motor sürücülerinin
kalplerinde, kayitlara geçen ilk "kullamlml;
araba alicisi"olarak hak ettigi özel bir yer kazana-
cakti.
1905 yllmda artik benzin enerjisiyle çahyan araba -buhar ve elektrikle çahgan-nakil araç-
lanni tam bir yenilglye ugratmig ve bu alanda çahyan tüm rakipleri üzerinde kesin bir,egemenlik
kurmugtu. Yine de bazi kimselerde arabanm anza yapacagt ve güvenilir olmadigikonusunda
kugkular vardi. Ancak 1906 San Francisco depremiyle bu kugkularm hepsi -bir daha ele alinma-
mak üzere-unutuldu ve bir kenara bitaloldt Depremde, iki yüz adet özel araba kurtarma çalig-
malanna katilmak için hizmete zorlandi ve bunlar yakacak olarak Standard Oil'in bagigladigion
be bin galon benzini kullandilar. Deprem sirasmdaüç arabay! yirmi dört saat devamli
çaligtir-
mak suretiyle devrede tutmug olan, San Francisco'nun o günkü itfaiye getyardimcist sonradan
bu konuda pu sözleri söylemi tir: "Deprem felaketi olmadan evvel otomobil hakkinda oldukça

77
i
I

güvensizdimve güphelerimvardl. Simdi ise tüm kalbimle mitmettarlik duyuyorum." Aym sene
artik bir paka konusu oltnaktan
"otomobilin
iginde, ileri gelen gazetecilerdenbiri gazetesinde
çiktigmi" yaziyor, "Bunun yerine at getir!" diye bagiranlann kigkirtici çigliklarmm giderek azal-
makta oldugunu söylüyordu.Bundan daha da önemlisi, artik araba bir çegit itibat simgesi ol-
mugtu. Günün yazarlanndan birl bu konuda fikirlerini pu sözlerledile getiriyordu: "Artik oto-
mobil modern çagiçin tapilacakbir gey, bir ilah oldu. Motorlu arabasi olan biri, buna bindiginde
sadece geZLnin keyfine varmlyor, sokakta yürümekte olan hallon da hayranligini çeklyorve...
kadmlar açisindan da bir Tann gibi görülüyor."Otomobilendüstrisinin büyüyüp geligmesiakilla-
ra durgunluk verecek bir hizia oldu. Araba aldiklarina dair kayit yaptiranlarin sayisi BirlegikDev-
letler'de 1900 yllinda 8000 iken, 1912 yllinda 902.000 sayisma ulagti. On yil içinde otomobil
pratik bir fantezi olmaktan ç1kmig,insanoglunun görünügünüve aligkanhklanm etkileyen ve de-
gigtirenbir geyolmuçtu. Ve tüm bunlar petrol sayesinde gerçeklegmigtir.
O güne kadar benzin, aritmaigleminin önemsiz bir parçasi olmaktan ileri gitmemigti. Kim-
yasal çözücüler açisindan biraz deger tagiyor, sobalardayakacak olarak kullaniltyor, bunlardan
bagka alanlarda pek bir yarar saglamiyordu. 1892 yllinda benzinini galon bagma iki sente satma-
y1bagaran bir petrolcü, bu baçansmdan ötürü kendisini kutlamigti. Igtebu durum motorlutagitm
ortaya çikmaslyla deglgti. Artik benzin degeri giderek artan degerli bir ürüne dönügmügtü. Bu
arada benzinden bagka, ikinci bir büyük pazar daha geligmekteydi, Bu, fabrika kazanlannda,
trenlerdeve gemilerde giderek daha çok mazot kullanilmasi gereksiniminden dogan bir pazardi.
Petrolürl gelecek yillardaki pazarlan konulu üzücü sorun, sessizce bir çözüme kavugmuy, fakat
bu dela giderek karamsarliga götüren yeni bir sorun ortaya çikmigti.Geligmeyeelveriglibu pazar-
lar nasil bestenecekti? Pennsylvania bölgesi üretimde agikça inige geçmigti.Ohio'dakiLimapet-
rol bölgesinden ve Indiana'dan gelen üretim ise yetersiz kaliyordu. Acaba yeni petrol kaynaklari
bulunabilecek miydi? Bulunacaksa nereden bulunacak ve kimlerin kontrolü altmda olacakti?

Yeni girketler
Standard'mpetrol üretimindeki egemenligi daha on dokuzuncu yüzy1l son bulmadan agmmaya
baglamigt1.Üretimcilerve petrol saglayan kipiler bagimsizhlt istiyordu. Bunlardan bazilari gerçek
bir bagimsizik kazanma önlemi olarak, tröstlerinsistemleri,boru hatlartni ve rafineriteri birley-
tirme yöntemi olarak uyguladigi yöntemden kaçmak isteyerek sonunda bunu baçarabildiler
1890'lann ilk y1llannda Pennsylvania'da bir petrolcü grubu, rafinericilerle bir ekip olugturarak,
. Üreticiler ve Rafinericiler Petrol Sirketi adlyla bir girketkurdu. Bu kipiler, petrolleríni Petrol Böl-
gelerl'nden digarl çikanp, rekabete uygun bir flyatla deniz kiyisma ulagttrmadikga "Eski Ev"e
kargi hiçbir bir ganslan olmadigmm bilinci içindeydi. Eu nedenle kendi boru hatlanni inga etme-
ye girigtiler.Bir yandan demiryolculann silahh saldmlarmakargi koymaya çaligirken, bir yandan
da lokomotillerden üzerlerine dökülen buhar, kaynar su ve yanar kömürden kaçinmaya çaligi-
yorlardi. Standard Oil'in yumruklu eli" bir kere daha harekete geçmigti.Ama boru hatti
"demir

her geye kargin kuruldu.


1895 yllinda çegitlibagimsiz kuruluglar bir arayagelerek denizagiri ülkelerde ve Dogu Sa-
hili'nde pazarlama teykilatlarimkurmak için "Saf Petrol §irketi" adlyla bir girket kurdular. Saf
Petrol bir tröst olarak kurulmus, üyelerine "Bagimsizlik Savunuculan" adi verilmigti. Standard
Oil, âdeti oldugu üzere inatla Saf PetroPe ait tesislerintüm subelerini satm almak ve girketin
kontrolünü ele geçirmek isttyordu. Ancak yapilan bazi yakmlagma girigimlerinekarym bunu ba-
paramadt. Aradan geçenbirkaç sene içinde Saf Petrol tam anlamlyla entegre olmug, önemli ihra-
cat pazarlanna sabip bir girket haline dönügmügtü. Standard Oil'le kargilagtirildigmda,onun iri
bir fil büyüklügündeRi cüssesi kargismda küçücük görünen SafPetrol, bagtmsiz üreticileri ve ra-
finericileriyle sonunda kurdugu dügü gerçekleptirmigti. StandardOil'e baçanyla kargi koymu Ve

78
kendisini onun etki sahasmin dipinda birakmayi bagarmigti. Ama Standard,kendi isteginin digm-
daki bu gerçege kendini aligtirmakta zorlanlyordu. Ülkesinde geligmekte olan büyük ve sonu
gelmezbir rekabete artik aligmak zorundaydL
Ancak, SafPetrol'ün varligt bütünüyle Pennsylvania bölgesine bagliydi. Aynca yasalar pet-
rolcülügün BirlegikDevletler'in dogusunda yapilmasmi öngörüyor ve bagka yerlerde petrol ara-
maciliginl yasakliyordu. Bunun verdigi karamsarlik; yeni petrol arzi konu edildigindedaha da ar-
tarak devam ediyordu. Oysa ki o stralar kitanm çok daha batisinda, Coloradove Kansas'ta, yeni
petrol sahalan kegfediliyordu.
Bunlardan çok daha batida olan California'nm KayalikDaglar dolaylarmda da petrol kay-
naklarl bulunmugtu. O saralarda topraklardabulunan asfaltsizmtilan ve katran kalintilan bazi
kimseler için burada petrol olasiliginm var oldugu anlammagellyordu. 1860'larda, Los Ange-
les'in kuzeyinde yeni bir petrole hücum olay1yaçandl. Yale Üniversitesi'nin degerli profesörle-
rinden Benjamin SillimanJr. (George Bissell ve Albay Drake'e 1850'lerde petrol aragtirmaruh-
sati veren kipi) devamli olarak kendi iginden bagka iglerde de çaligmayi sevdiginden, Califor-
nia'daki petrol tesislerinden bazilannda damqman olarak görev aldi. I§tekigevki hiçbir zaman
kirilmayan bu adam yazdigt bir mektupta, "Bir petrol çiftliginindegeri içinden çikanlan en sü-
per kalite petrolün getirdigi inamlmaz servetten fleri gelir" derken bagka bir mektubunda da
öyle yaziyordu: "Burada çikanlmaya elverigli bol miktarda petrol var." Ancak Silliman'in yapti-
gi testlerin bu detece yüksek gazyagi potansiyeli göstermesikugkusuz bir nedene dayamyordu.
Analiz ettigi örnek, Güney California'daldbir dükkânm raflarmdan alinmty birinci sm1f,rafine
edilmi; Pennsylvania gazyagt ile zenginlegtirilmigti ve Silliman bu numuneyi baz alarak hüküm
vermigti. Ancak 1860'lann sonuna gelindigindenLosAngeles'de patlayanpetrol balonu Califor-
nia'mn beklentilerine ciddi bir darbe indirecekti. Su olaydan sonra, Profesör Silliman'm zaten
.
sarsilmigolan itibari daha da çok sarsilacak, bu kipinin kendisini agagilanmig, küçültülmüg his-
setmesine neden olacakti. Nitekim duydugu apagtlanmave küçültülme hissi o denti giddelliydi
ve o kadar agir basti ki, bir zamanlar Amerikan bilim hayation en önde gelen kigilerinden biri
oldugu halde sonunda, Yale Üniversitesi'ndeki kimya profesörlügü gärevinden istifa etmek zo-
runda kaldi.
Ancak aradan sadece on yll geçtiktensonra Silliman yeniden itibar kazanacak, göklere çi-
karilacaktL Vaktiyle petrol pkacak diye övdügü bölgelerde yani Ventura Bölgesi ve o zamanlar
sadece sekiz bin nüfuslu bir kasaba olan Los Angeles'in kuzeyinde yer alan San FernandoVadi-
si'nin kuzey ucunda mütevazi denilecek miktarda da olsa petrol çikanlmayabaglandi. O günler-
de çevrede yaygin bir korku kök salmig,bölgeye dig kaynakh ucuz kalite petrol sokulacagi inan-
ci yayllmigt1.Su korku íthal mall petrole koyulmug olan gümrük vergisinin kaldirilmasindan
kaynaklamyordu. Gürirük resminin kaldmlmaslyla yerel Californiapetrol sanayiinin nefes ala-
mayacak duruma gelecegi saniliyordu. Ancak el Çabukluguyla yapilan bir siyasi manevra sonu-
cunda yabarici petrol üzerindeki gümrük vergisi azaltilmak bir yana, aksine iki katma çtkanldt.
l 890'larm ilk yillarma gelindigindeilk büyük parti petrol önce Los Angeles petrol bölgesinden
ç1kanlmig, bunu California'danve SanJuaqin Vadísi'nden ç1kanlanöteki büyük partiler izlemig-
ti. California'daki petrol üretimi gerçekten dramatik bir geligme göstererek 1893 yllmm
470.000 varillik üretimi yerine 1903'te 24 milyon varile ulagti. Bunu izleyen oniki yll içinde
California, petrol ç1karmadabirinci duruma geldi. 1910'lara gelinceye kadar Amerika'nm petrol
üretimi 73 milyon varile ulaçacakti ki bu tüm yabanci ülkelerin erigtigi üretimden daha büyük
üretim ve tüm dünyamn çikardigi toplam petrolünse yüzde 22'si demekti.
California petrol üretiminde artik egemen olan girket,"Unocol" olarak amlan Union Oil
Sirketi'ydi. Eu girket 1890 yllindan beri, StandardOil di mdaki büyük ve entegre girketlerara-
sinda bag1msizligimsürdürebilmig tek §irketti. Union Oil
ve Union'dan daha küçük olan bazi
California irketleri diger girketlerin tutumunun aksine,i in yürütülmesi için profesyonel jeolog-

79
lardan yardimistemi ti. Aslmda bu, ülkenin Otekiyerlerindeki girketlerintutumuylakargilagtinl-
digmda onlara tamamenters dügen bir davramgti. Gerçek gudur ki BirlegikDevletler'de, petrol
jealoglugumeslegi ilk defa olarak California'da hayata geçti. 1900-1911 yillari arasmda Califor-
nia girketlerindeçaligtirilan jeologve Jeolojimühendisi sayisikirki buluyordu. Bu belki de Birle-
gik Devletler'in bütün eyaletleri bir araya getirilecek olsa,oralardaçahyan toplamjeologsayismi
açan bir saylya ulaglyordu. Belkide dünyanm herhangi bir yerinde, bu igte çaliganlarmsayismi
da aglyordu. Union Oil Sirketi her ne kadar Standard'm pençelerine dügmemeye çabytiysa da
Standard ne yapip yapti ve Batf daki petrol pazarlamaciligma ve petrol dagitimma el koymayi ba-
.gard1.1907 senesinde California StandardOil adi ile dogrudan dogruya üretime geçmeye bagla-
di. Her ne kadar California, yüzyllm dönüm noktasmda, en büyük petrol eyaleti olarakdogmuy
ve geligmigsede, ülkenin öteki yerlerinden çok uzak kalmly ve yalmzhga itilmigti. Aynca dig pa-
zarlan da, BirlegikDevletler yurttaglanmn çogununyagamakta oldugu Dogu KayalikDaglar böl-
gesinde degil, Asya'dayd1.lyyönünden balaltrsa California'ya baglibagma bir ülke demek müm-
·

kündü. BirlegikDevletler'in öteki yerlerinde giderek hissedilen petrol susamighšma ve hirsma


bir çözüm bulmak artik partti.Ancak bu çözüm bagka bir yerde aranmallydive sonuçta da Oyle
oldu.

Patillo Higgins'in Rüyasi


Patillo Higgins admda, tek kollu bir makinist ve odun tüccari olan ve egitimini kendi.kendine
yapmig biri, son günlerde kafasim bir yeyetakmig,dügünüp duruyordu. Texas'm güneydogusun-
da Meksika Körfezi'yle birlegen SabineGölü üzerinde, Port Arthur'a on dokuz mil uzakhktaki
küçük Beaumont kasabasma yakm, düzlük kiyl arazisinin üstünde yükselen bir tepenin etekle-
rinde petrol. bulunduguna inanmig, bunun dügünü kuruyordu. Su fikir ona ilk defa, Protestan
Pazar Okulu'ndakiderslere katilmak için digan çikiptepede yürüyüç yaptigt bir anda gelmigti.
Yürüyüçsirastnda alti kadar küçük çaya rastlamig, bunlarm içinde gaz damlaciklan oldugunu
gözlemigti. Tam o yerde, topragmiçine bir degnek sokarak kaçan gazlan tutugturdu.Bunu gö-
ren çevredeki çocuklar durumdan keyillenmig, gülügüp duruyorlardi. Higgins'e gelince,çaqirip
kalmig, akli karmakarigtk olmugtu. Üzerindevahgi bogalarm cirit attigt Spindletop adh bu tepe,
söylentlye göre bu ismini içe dönük bir geometrik koni gibi büyüyen yerel bir agaçtan almigti.
Higgins tepeye "Büyük Tepe" adini verdi. Tepe devamli olarak kafasma takillyor,bu konuyu bir
türlü aklmdançikaramlyordu. Ïleridekigünlerde, o bölgenin bir petrol sahasi olduguna inanma-
sma neden olarak, çaylardan ç1karipaldigi küçük kayalan gösterecek, bu inancm1 kayalarm ya-
rattigini söylecekti. Kayalarin bu olgu ile ne ilglsi oldugunu ise ne o gün, ne de daha sonra hiçbir
zaman açiklayamadL Ancak gerçek Quki kayalann bu olgu ile bir ilgisi vardi.
Artik Büyük Tepe'de petrol bulunduguna tamameninanmig olan Higgíns bu defa kendisini
eolojiye verdi ve jeolojikonusunda bir kitap satm alarak hevesle okudu. 1892 yllinda da "Glady.
ehir Petrol Gaz ve lmalatSirketi"ni kurdu. Glady,Protestan Okulu'nda beraber oldugu küçük
bir kizm adt.ydive Higgins girketini bu kizm ismiyle anmak istemigti. Kendini tamtmak amactyla
yazilan reklam mektuplarinda virket gayet çarpici bagliklar kullanarak iki düzine petrol tankinm,
bir düzine dumant çikan bacamn ve birkaç kiremit binanm çizimlerinigönderdiysede fayda et-
medi. Sirketin tüm çabalan boga gitti. Su konuda Higgins ileriki günlerde yeniden birkaç girigim
yaptlysa da emekleri boga çikti.
Bu s1ralarbagka bir yerde, Texas'taküçük çapta petrol üretimi baglamak üzereydi. Corsica-
na adli bu kügük kasabada kentin önde gelen kipileri, su yoklugunun kentin ticari geligmesini
durdurdugu gerekçesi ile su kuyulan kazmak için yeni bir girket olugturdular. Bu yeni girket
1893 yllmda su bulmak için kazilanna bagladi. Ama su için kazi yaptiklari halde bulduklari pet-
rol oldu. Izleyengünlerde pek çok sondaj yapildt Artik Texas petrol endüstrisi dogmug, büyü-

80
I

meyi bekliyordu. Corsicana'da, sondai yöntemi olarak yeni ve daha randiman verici bir metoda
bagvuruldu. Bu
"burgu
usulüyle sondaj" denen ve su kuyusu müteahhitlerindenörnek ahnarak,
petrol arama faallyetlerine uyguladiklari bir yöntemdi. Bu yönteminkullamlmastna kargin Corsi-
cana, üretimde çabuk ilerleyemiyor, çikan petrol yetersizkallyordu. Örnegin,1900 yilma kadar
elde edilen üretim günde 2.300 varili geçmedi. Bu arada Beaumont'ta Patillo Higgins hâlâ inan-
- digi dügten vazgeçmiyor, Spindletop petrol potansiyelini ileriye götürmeçabalarmadevám edi-
yordu. Bir gün, Beaumont'a gelen bir trenden birçok jeologunindigi-görülmüg, bunlar projenin
olanaklarmiinceledikten sonra Higgins'e kafasmdaki dügüncenin saçma oldugunu bildirmigler-
di. Texas JeololiDernegi isimli kurulugun üyesi olan bir kigidaha da ileriye giderek,1898 yllin-
da bir makale yaymladt Bu yazida "Higgins'in hayali" dedigi proieye kanmamalan için halki
uyarlyor, bis hayali proieye yatirim yapmamalanmögüt veriyordu. Ama Higginsyllmlyor, çabala-
rina devam ediyordu.Eu arada tepeden dogal gaz çekerekbeg galonluk birkaç gazyagttenekesi-
nin içine depoladi, sonra da tenekeleri evine taç1yaraklamba iginde yakti. Tüm bu davramplar ,

kasabanm sakinlerince "olmayan


bir geyi hayal etmek" diye nitelendiriliyor,Higgins'e deli gö-
züyle bakihyordu. Ancak bu Higgins'i inandigi yoldan caydirmaya yetmeyecekti.
Çaresizlik içinde son bir girigimyaparak bir derglye ilan verdi ve sondait yapacak bagka bi-
rini aradl. Bu ilana sadece bir kigiden, adi Anthony E Lucas olan bir kaptandan yamt gelmigti.
Avusturya-Macaristan imparatorlugu'nunDalmaçya sahilinde dogmuy ve mühendis olarakyetig
mig olan Lucas sonradan Avusturya Deniz Kuvvetleri'ne katilmig, daha sonra da göçmenolarak
Birlegik Devletler'e gelmigti.Tuz kubbeleri diye amlan ve birer jeolojikyapit olan kubbelerde
hem tuz hem de sülfür arama çaligmalanna katilmly, bu konuda bir hayli deneyimi olan biriydi.
VeBüyük Tepe de tam bir tuz kubbesiydi.
Higgins'le anlagan Kaptan Lucas 1899 ylhnda sondajigine bagladi. ilk çabalan bagarili ol-
madi. Profesyonel jeologlarprojeyialaya aliyordu.Kaptan Lucas'a vaktini ve parasim boguna
harcadigmi söylüyorlardi. Tuz kubbesi olan bir jeolojikyapitin petrol anlaminagelrnedigive pet-
rol çikma gansinm sif1roldugu kamsmdayd11ar. Onlan bunun aksine inandirmak için Kaptan Lu-
cas'm yaptigt tüm girigimlerboga gidiyordu.Profesyonel jeologlarm "hayalim"
dedigi bu projeye
inanmamalari kaptam karamsarhga götürdü. Inancisars11mayabaglamigtt.Aynca para yönünden
de sikmtidaydi. Eger ige devam edecekse yeni fonlar bulmasi gerekiyordu. Gerçiyardim yapila-
cay konusunda StandardOil'den bir umut verilmigti; fakat sonunda bu da gerçeklegmedive Lu-
cas eli bog olarak geri çevrildi.
Lucas son çare olarak Pittsburgh'a gidip ülkenin en baçanh petrol çikarma firmasi olan
Guffey ve Galey'e bagvurdu. Su girketartik onun son ümidiydi. 1890 y1llarmdaJamesGuffey'le
Galey, kitamn orta yerinde Kansas'ta dünyamn ilk büyük petrol yatagmi geligtirmigler, sonradan
hunu Standard'asatmiglardi Íçlerindegerçek sondajct ve aragtinc1olan Galey'di. Sonrakiyillar-
da bir ip arkadagmin söyledigt gibi "Petrol John Galey'i sanki büyülemigti." Aynca Galey petrol
bulmada yaç1rtic1 bir yetenege sahipti. Titizce çahymasma ve günün leolojikteorilerini uygula-
masma karç1nyine de çagday meslektaglan petrol bulamayacagini, petrolü sadece koklamakla
kalacaglfil idída edlyordu. Ama Lucas sessizce ve sogukkanhlikla durup dinlenmeden petrol av-
cihgi igine devam edlyordu. Bu hazinenin aranma igi onun aç1smdanhazinenin kendisinden da-
ha çok anlam ifade ediyordu. Konugmalarmdan birinde, bir gün, petrol bulunup bulunamayaca-
gmien kesin olarak söyleyecek kipinin "Doktor Delgi" oldugunu söylemigti.
Guffey ve Galeyfirmasmm öteki ortagi olan James Guffey, daha renkli bir simaydi. Bir de-
fasmda Demokrat. Parti'nin bagkam oldugu günlerde oturuma Buffalo Bill giysileriyle gelmigti.
Sonradan Amerika'yi ziyaret etmig bir Ingiliz,Guffey için "Çogunluk tarafmdan tutulan Ameri-
kah'nm tipik bir örnegi" diyecekti. Amerika'da çikanlan çagdagbir petrol dergisi ise bu ki,yiden
söz ederken, daha bagka bir dil kullaniyor, onu gu sözlerle tammliyordu:"Ta bagmdan bu yana
i§1eri
'git-yap'

prensibiyle yürüten bir kigi.Ne eskiden ne de gimdi,ekspres tren veya uçaklayol-

81
culuk yapmanin mümkün oldugu yerlerde, asla bir yük trenine binmeyecek bir kipilik." Guffey
bir hareket adamiydi; itici gücü saglayan, anlagmayi yapan kipiydi. Lucas'la olan çaligmalarda çe-
tin bir pazarliga girerek, Lucas aleyhinde çok olumsuz partlarladolu bir anlagma yaptirmigti.
Guffey ve Galey'insagladigt mali destege kargi Lucas kärm yalmzca sekizde birini ahyordu. Hig-
gins ise, Guffey'inesefle bildirdiginegöre hiçbir pay almiyordu. Eger duygusal davramr ve arzu
ederse, Lucas hissesini Higgins'le payla§makta serbestti (!)
Sözleymeitnzalandiktan sonraJohnGaley, Beuamont'a giderek araziyiinceledi. Sondajye-
ri olarak Patillo Higgins'inbulmuy oldugu, içinden kaynayan gaz kaynaklan bulunan küçük fr-
maklara yakm bir yer seçerek ige koyuldu. Su noktayi igaretlemek için önce zeminin içine bir
degnek daldtrdt O günlerdeKaptan Lucas sondajci iççi aramak için uzaga gítmigti ve orada bu-
lunmuyordu. Bir ara hiç beklenmeyen bir an, Galey'in Bayan Lucas'a dönüp qu sözleri söyledigi
duyuldu: "Kaptammza söyleyin, ilk kuyuyu burada, tam bu noktada açaln. Aynca Bakû'dan bu
yana en büyük petrol kuyusuna rastlayacagtm, bunu bildigimi de söyleyin."
Kazi igine 1900 ylli güzünde baglandi ve teknik olarak bir vakitler öncülügü Corsicana'da
yapilmig teknilderinayms1, yani "Burgu teknigiylesondallama" yöntemi uygulandi. Beaumont
kasabasimn yerli halki bu siralar Lucas ve ekibinin, özellikle de Patillo Higgins'indüpedür birer
deli olduguna inamyor, yaptiklari igin üzerinde bile durmaya degmedigini söylüyorlardi. Yaptik-
larim seyretmeye, ne olup bittigini görmeye sadece çevrenin tavganavina çikmig çocuklan geli-
yordu. Sondajctlar, kumun içinde yüzlerce feet derinlige inmeye çaliglyor,evvelce bagarisiz kal-
mt; çabalann bu defa bagarlya ulagmasim istiyorlardi. Nihayet yaldapk 880 feet derinlikte petro-
le rastlandi. Büyük bir heyecana kapilan kaptan, bagsondajci olan Al Hamill'e dönerek rastladik-
lan bu petrolün, kuyunun içindeki miktann ne kadan olabilecegini sordu. Al Hamill verdigi ya-
n1ttagünde rahatça elli varil petrolçikacaginibildirdi. Bu saylyt verirken akhnda,günde yimi iki
varile çikacagim bildigi Corsicanakuyulan vardl.
Noel tatilindesondajcilarçaligmaya ara verip 1901senesiyilbaçigününe kadar igi durdur-
dular. Yllm ilk gününde yeniden yorucu iglerin bagmdaydilar. Takvimler ocak ayimnonunu gös-
terirken bellelderden asia silinmeyecek bir olay oldu. Kuyudan digari dogru büyük bir kuvvetle
çamur figkirmaya bagladt Sanlyelerle sayllabilecek bir süreç içinde sondaida kullamlan tagiyici
digari, zemini sanki delerek hrladi, iskele boyunca
- boru, alti ton petrolle dolu olarak zeminden
yukan dogru uzamp iskelenin tepesiniaparak daha da yukanlara çikti. Daha sonra her yer yeni-
den sessizlepti. Figlormastrastnda hayatlarini yitirmekten korkarak canlanm kurtarmak için ora-
ya buraya kaçigmig olan sondajcilar gördükleri geyin ne oldugundan emin degildiler, hatta ger-
çekten gördüklerindenbile kugkuluydular. Iskeleninyanma geri döndüklerinde orada korkunç
bir atik ylgini, pislik ve çamur gördüler. On beg santim derinliginde bir çamur tabakas11skelenin
üzerinde bulundugu zemini tamamen kaplamigti. Etrafi temizlemeyekoyulduklannda kuyudan
yeniden çamur gelmeye bagladi. Öncetop at141na benzer bir sesle geliyor,arkadan sürekli,sagir
edici bir kükreme duyuluyordu. Öncegaz figkirmaya bagladi, sonra da petrol Yegilrenkli ve agir
olan petrol, giddeti giderek artan bir güçle gelerek çevredekikayalan havaya, yüzlerce feet uza-
gafirlatti. En doruk noktayageliptekrartopragadügmeden evvel bundan daha da güglü bir akly-
la iskele boyunun iki kati yüksekligindekimesafeye,çevresini zorlayarak figkirdi.
Haberi duydugunda Kaptan Lucas orada degildi, kasabaya inmigti. Haber ulagir ulagmaz,
atli arabasma binerek yarigir gibi bir hizla tepeye dogru yol aldi. Atini ölürcesine koituruyor, da-
ha hizli gitmeyezorluyordu. Tepeye ulagtigi zaman bu hiz nedeniyle arabadan dügtü. Dügtügü
yerde bir yandan zeminde yuvarlamyor, bir yandan da ayaga kalkmaya çabaliyordu. Sonunda
kalkip heyecandan nefesi kesiltnig bir durumda, o patirti içinde sesini duyurmaya çaligarakora-
da bulunan Hamill'egunlan söyledi: "All All bu nedir?" Hamill ise opa göyleyamt verdi:
"Petrol Kaptant Her damlastyla petrol!"
Lucas'm bu s.özlere karyl söyledikleri, "Tanrfya gükürlTanrfya ükür" sözcükleri oldu.

82
SimdiSpindletop .arazisinde "Lucasl
"
·

diye tamnan kuyudan günde sadece elli varil degil,


yetmig be; bin varil petrol çikiyordu.Su olaym yarattigi cogku ve kükreme kugkusuz Beau-
mont'tan bile, oldukçanet olarak duyuluyordu. Bazi kimseler artik dünyanin sonunun geldigini
dügüntneye baglamigtt. Bu, petrol kaynaklan ile ünlü Bakû digmda daha evvel dünyanm hiçbir
yerindegörülmemigbir olaydi. Bu büyük olaydan "Büyük Amerika figkirmasi"diye bahsedillyor-
du. Haberin bagtan baça tüm Amerika'ya yayilmasi çok az vakit aldt Ye hemen sonra da tüm
dünyaya yaylldt Texas petrolüne hücum baglamak üzereydi.
I

Bunu izieyen günlerdegerçekten çok pattrtili olaylaryagandi. Arazi kiralama yolunda der-
hal çilgm bir kapigma bay]adi. Bu arada kira bedellerini daha da yükseltip astronomik düzeye çi-
karmak amaciyla ticari zihniyetli kipiler bazi dalavereler de döndürüyordu. Örneginmeslegl çöp
toplamakolan bir kadin kendine ait domuz otlagini 35.000 dolara sattigi zaman buna çok mem-
nun olmug, sevinçten ne yapacagini gagirmigti.Ancak aradan çok kisa bir süre geçtiktensonra,
sadece iki yll evvel metrekaresi 10 dolara satilan arazinin fiyati bu defa dönümü 900.000 dolara ,

yükselmigti. Bu arada pek çok satig yap111yor, ayni arazinin üst üste birkaç kez bile satildig olu-
yordu. Satiplarküçük, hatalarla dolu haritalara bakarak ve satilan yerlere anlagilmasi tamamen
imkânsiz birtakim yeni isimler yakigtirilarakyapillyordu. Sehirtam anlamtyla yapilan igleri gär-
meye gelen seyircilerle, topraktankismet arayan kipilerle, sözlegme yapanlar ve petrol sahas1 ig-
çileriyleadeta istila edilmig durumdaydt. Gelen her trenden Higgins'in "amnda
zengin olma"
hayalinin bu beldeye çektigi birtakim insanlar inlyordu. Bunlar hayallerinin karanlik renkli pet-
rol figkirmasindan olduguna inaniyorlardi. Tek bir pazar günü içinde Beaumont'a gelen gezi tre-
ninden LS00 kipinin çiktigioluyor, bu kipiler çamur, kahnti ve petrol birikintileri içinden geçe-
rek dünyanm bu yeni harikasmi görmek istlyorlardi. Bir söylentiye göre tepede, çadirlarda yaga-
yan insan sayision alti bini agmigtL Birkaçay gibi kisa bir süre íçinde Beaumont kasabasmin
kendi nüfusu balon glbi gigerek10.000'den 15.000'e yükseldi.
Beaumont'tahareketli bir yaçam baglamig, tüm çevre çadirlarla,barakalarla, kulübeler, ku-
marhane ve genelevlerledolmugtu, Yeni kurulan bu yerler kasabanm istekle yanan halkmm çe-
itli gereksinimlerini kargilamak üzere kurulmustu. Yapilan bir ankete göre bu ilk aylarda
tüm
Texas'ta tüketilenviskinin yansi sadece Beaumont'ta içilmigti. Dövügme, kavga ç1karmasevilen
bir vakit geçirme araci olmuytu. Her geceen az üç veya dört adam öldürme olay1oluyor, bu say1
bazen daha da yüksege çikiyordu. Bir seferinde, tek bir dövüg gecesi kurbam olarak yöredeki ne-
hirden bogazlan kesilerek nehre atilmig on alti ceset ç1kanlmlyti. Barlarda en ragbette olan eglen-
me gekli çegitliiddialara girmekti. Bunlardan en tutulam da çmgirakliyllanin kafese koyulmuy
bir kuçu ne kadar zamanda yiyecegi hakkmda iddiaya girmekti. Bundan belki de daha revaçta
olan eglence kasabaya sizmig olan hayat kadmlanydi. Hazel Hoke, Myrtle Bellvue ve JessieGe-
org adli "Madamlar" Beaumont'ta sanki bir efsane giblydiler.Kirli su dolu bit banyo küvetinde
ylkanabilme mutluluguna ermek için insanlann berber dükkânlari önünde bir saat kuyruga gir-
mesi ve çeyrek dolar ödemesi gerekiyordu. Meggul olacak petrol igi bulundugu sürece insanlar
bagka ugragla vakit kaybetmek istemiyordu. Bu yüzden yöre hallo daha çok açik hava tuvaletle-
rinden yararlanmak için, upuzun kuyruklarm en bagina yakin yerlere bir dolara kadar ekstra pa-
ra ödüyorlardi. Bazen insanlann kuyruga girmek igin kirk-elli dolar ödedigi bile oluyordu. Bunu
ödeyenler uzun kuyrukta ayaktadurarak bekleyecek zamanlan olmayan kipilerdi.
Bu arada, dogal olarak kaybedenlerin sayisi kazananiarm sayisindan daha çok oluyordu.
Paranin çabuk el degigtirmesini garantilemek için etrafta bitmez tükenmez oyunlar
oynarnyor,
sahtekârliklar, hileler dönüyordu. Ellerinde degerli oldugu güphelihisse senedi bulunduran o ka-
dar çok insan vardt ve bunlar o derece meggul kimselerdi ki, kisa zamanda "Spindletop" kasaba-
sinm adi "Swindletop"a(dolandmcilar beldesine) dönügtü. Etrafta birçok saçmaliklar dönüyor-
du. Örneginismi Madam la Monte olan bir falci, cüretkârlik isteyen bir davranigla mügterilerine
yeni petrol kaynaklarinin nerede oldugunu söyleyebiliyordu. Bazen bundan daha ileri giden

83
gözlere"sahip oldu-
"röntgen

olaylar da görülüyordu.Çevrede yaçayan genç bir erkek çocugun


bu gözlerle sadece topragin içine bakarak petrolün nerede oldugunu anladlglna Ìnanlyorlar-
guna,
dl. Bu derece yetkill olduguna inandiklan delikanlmm sözlerine dayanan bir girket binlerce hisse
senedi aldi.
.
Birkaç ay gibi kisa bir süre içinde yörede tam 214 kuyu açildi.Bunlar en az yüz degigikgir-
kete ait, hatta biri de Genç HanimlarPetrol Sirketi diye anilan girketeait kuyulardi. Su girketler-
den bazilari sondaj igini son derece küçük alanlarda, neredeyse bir postapulu büyüklügünde ve
ancak iskeleyi alabilecek büyüklükteki yerlerde yaplyorlardt. Spindletopkuyulannin giderek ge-
ligmesi, daha çok randimanvermesine paralel olarak figkiranpetrol miktan da günden güne arti-
yordu. O kadar ki 1901 yazimn ortalarinda petrol flyatlarl büyük dügüç gösterecekve varil bagi-
na üç sente kadar inecekti. O günlerde bir bardak su beg sente satildigma göre su ile klyaslandi-
lnda petrol fiyation
ne kadar dügmüç oldugu anlagilir.Böylece Patillo Higgins'in Büyük Tepe
hakkindaki kehaneti sonunda dogru ç1kmigoluyordu.

Asrin Büyük Anlagmasi


Spindletop'taen büyük üretici durumunda olan JamesGuffey'in petrol için herkesten çok yeni
pazarlara gereksinimivardi. Ancak Standard Oil tarafmdanyutulmaya da hiç niyetiyoktu. Bu
yüzden bagka mügteriler edinmek istedi. Aradigi lyi mügterlyi bulmasi çok zaman almamigti. Ye-
ni mü§teri o gün için Londra gehrininBelediye Meclisi Üyesiolan ve Belediye Bagkanligt sitasi
gelmi§ Sir Marcus Samuel'di. Bay Samuel,Spindletop'tan gelen haberlerden en çok etkilenen-
lerden biri oldugu için mügterilige talip olmuçtu. Marcus Samuelson günlerde,süratle büyü-
mekte olan girketini, tipkttankerlerigibi ikinci kez vaftiz ederek ismini degigtirmig,ölmüg baba-
simn ilk meslek olarak Deniz Kabugu ticareti yapmasi nedeniyle,babasmm hatirasma sayglyla,
ona yeni isim olarak "Shell Transport" (Deniz Kabugu Nakliyat) admivermigti. Íçtesonunda Sa-
muel ve girketiTexas düzlügünde kopup gelen petrolün, Shell'in Rus üretimine bagli kalmama-
smi saglayacak bir yoldan akip geldigini götleriyle görüyor, aynca Avrupa'ya dolaysiz olarak ih-
raç edilecek petrolü elde ediyordu. Texas üretiminín, Samuel'intüm rakipleri üzerindeki kont-
rolünü daha da güçlendirmesi artik dogaldt. Marcus Samuel'in gücünü perçinleyen bagka bir
faktör de, aydmlatici olarak almdigmdadügük kalitell bir kaynak sayilabilecek Texas ham petro-
lünün yakit olarak gemilerdekullanilmaya çok elveriglioluguydu. Samuel'inh1rsdenebilecek ve
petrolüy-
-kendí

her an kafasmi iggal eden arzularmdan biri de kömürle çaligan gemileri petrolle
"okyanusta

le- çaliçan gemilere dönügtürmekti. 1901 yilmda büyük bir iftiharla, girketinin har-
canan siviyakitin öncüsü oldugunu rahatça iddia edebilecegini" duyurdu.
Spindletop'la ilgili haberler Londra'ya ilk ulagtiginda Shell Sirketi birdenbire çilginca dene-
bilecek girigimlerde bulunmug, her geyden vakit kaybetmeden Beaumont'un nerede oldu-
.önce

gunuögrenmek istemigti. Bunun için ofisteki atlasa baloldlysa da Beaumont atlasta bulunamadi;
ikinci olarak Guffey'letemas kurmaya çaligtilar.Shell mensuplarto güne kadar Guffey ismini hiç
duymadiklanm söylüyordu. Guffeyde tipki onlar gibi davrandi ve kendi hesabma Shellistnini o
güne kadar hiç duymadigim söyledi. Londra bu sözlere lonlm14, sinirlenmigti. Bu dela Shell,
"dev"

Guffey'e telgraf üstüne telgraf,mektup üstüne mektup göndererekShell Sirketi'nin bir


girketoldugunu, dünyadaki en büyük petrol girketleriarasmda ikinci geldigini ve Standard Oil
Sirketi'nin tehlikelirakibi" oldugunu savunmaya girigti.Bu arada StandardOil tankerlerinin
"en

düzenli olarak Port Arthur limamndan Spindletop'a ait kargolart ahp götürdügühaberi Shell'in
endigelerini daha da artirdi ve girketin daha çabuk harekete geçme kararim kamçiladi. lleriki
günlerde Samuel kaymbiraderini õnce Yeni Dünya'ya, New York'a, sonra da Pittsburgh ve niha-
yet Beaumont'a gönderecekti. Amaç lasa bir süre önce tanimadigini söyledigi Guffey'denbir
kontrat koparmakti. Alelacele müzakerelere girigildi.Bu arada Shell kendi kendine hiçbir jeolo-
I

84

I
I.
Jikdegerlendirme yapmamigtt. imzalanankontrati gözden geçirmesiiçin Amerikall bir avukat
tutma zahmetine bile girmedi. Müzakerelerin bu agamasmda kaymbirader görügmelerikesmig
ve Oteki ülkelerdeki Shell faallyetleri konusunda Guffey'i ikna içìn bir dünya haritasi satm alma-
ya gitmigti.Gulfey'leyapilan müzakereler sona erdikten sonra kaymbirader çok hayati bir konu-
da -üretim arzmm dügme olasiligimn olmadigt konusunda- Samuel'l inandiramayacagmdan
emin olarakiç rahatliglyla Londra'ya döndü. Korktugu tek geyagm üretimdi.
1901 senesi Haziran aymda, Spindietop'takipetrol patlamasmdan yalmzca alti ay sonra iki
girket görügmeleri tamamlayarakbir kontrat imzaladilar. Anlagmaya göre önlerindeki on sene
içinde ShellSirketi Guffey'in üretiminin en az yansmi alacakve bunun karghšmda varil bagma
yirmi begsent ödeyecekti. Anlagmaya göre en az on beg milyon varil petrol almacagi öngörülü-
yordu. istedigitakdirdedaha da fazlasmi almakta serbestti. Eu anlagma her iki tarafca"YeniYüz-
yilin Anlagmasi"olarak kabul edildi. Eu arada Marcus Samuel diger bir büyük proje gözüyle
baktigi yeni bir darbeyi gerçeklegtirmekiçin hazirbk içindeydi. Yeni Texas Ticaret adim verdigi
proje için dört yeni tanker ismarlamigti.
Spindletop ilerdeki günlerde petrol endüstrisini yeniden kurdu dense dogru olur. Dev bü-
yüklügündeki hacmiyle Amerikan üretimini Pennsylvania ve Appalachia'dan kopanp güneybati-
ya dogru gätürdü. Spindletop'un icraatindan biri de yirminci yüzy1lm en önde gelen pazarlarm-
dan biri olan, Marcus Samuel'in bag çektigtbir pazati -mazot pazanm- açmig olugudur. Bunun
gerçeklegmesiise tasarlayarakdegll daha çok bir hata sonucu oldu. Texas petrolü son derece dü-
ük kaliteliydi ve bundan õtürü mevcut iglemlerin uygulanmastyla gazyagna çevrilemiyordu.
Eu nedenle çogunluklaaydmlatmaiçin degl, 181, enerji ve nakliye alanlarmda kullamhyordu. O
günlerde Texas'takiçok sayida endüstri kullandiklan yakiti derhal kömürden petrole çevirdiler.
SantaFe Demiryolu190 1 yllinda petrolle çallgan tek bir lokomotile sahipken, 1905 ylhnda 227
lokomotif sahibi oldu. Spindletop nedeniyle olugan tüm bu yakit dönügümleri endüstriyel top-
lumda da büyük blr degiglmin varligim simgeliyordu.
Spindletop bir bakimdan Güneybati petrol endüstrisinin egitim sahasi da olmuçtu. Burada-
ki çiftlik yanagmalannm hepsi, ayrica gehirdengelmiggençler ve çiftlik iççileri bu meslegin sirla-
rmi bu kentte ögrendiler. Spindletop tepesinde yeni bir konugmadili bile türemig,bazi sözcükle-
rin adidegigtirilmigti."Kuyu-delici" sözcügü önce
"sondalci" "çetin
sözcügüne, vas1fhçirak bo-
yun", yan vasifli ç1raksa
"amele"
sözcüklerine dönügtü.
Kundurabagt satan meteliksiz saticinin yeni ismi
"fukara

çocuk", gelirini yanmda çahytir-


digt insanlara saçan hali vakti yerinde kipininki ise
"arazi
sahibi" olmugtu. Arazi sahibinin evi,
yatill pansiyonu, en sevdigi bann igletmecisi, hatta gerektigiyerde en begendigi "madami"
bile
yeni isimlerle anihyordu.
Birkaç yll içinde Spindeltop'ta gärünen bu petrole hücum, bütün çilgmbklan, delilikleri ve
yankilan ile birlikte Güneybati'nmçegitliyerlerinde özellikle de Louisiana'da ve Texas'm körfez
kiyismdaki tuz tepeciklerinibarmdiran bölgelerinde tekrar tekrar yagandi. Körfez kiyismda olu-
gan petrol olayimn bir egi de çok geçmeden Oklahoma'dagörüldü.Oklahoma'da190 l yllmda
baglayan ve birbirini izleyerek olugan bir dizi petrol Sahasmm kegfi, 1905 yilma gelinceye kadar
Tulsa yakmmdaki büyük Clenn Pool Vadisfni kaplamigt1 bile. Çokgeçmedenbunu Louisiana'da
olugan yeni petrol sahasi kepifleri izledi. Su arada petrolün oradaki varhgmdan haberi olmayan
Kuzey Texas çiftçileri, su çikarmakamaclyla topragikazdiklarmda zaman zaman su yerine pet-
rol çtktigmigörüyorlardi. Aslmda bu bir baglangiçti ve çokgeçmedenKuzey Texas'ta da bir pet-
rol patlamasi oldu. Yine de bölgede en egemen petrol üretici yöre olarak Texas degil, Oklahoma
gösterilir.Nitekim 1906 ylhna gelindigindetüm bölgede çikanlan petrol üretimi toplammmyan-
smdan fazlasmi Oklahoma,tek bagma üretiyordu. Yalmz Texas 1928 yllmda, kalitede birincilik
unvamm bir kere daha kazanacak ve bu üstünlügü tüm Amerika'da bugüne kadar korumaya de-
vam edecekti.

85
"Izninizle" Demeye Yanagmayan KOrfez
Lucas'1desteklemig ve petrol endüstrisinigeligtirmigolan James Guffeyamnda servet sözcügü-
nün milli sembolü olmug, söylentlye göre ikincí bir Rockefeller olma yolunu tutmuytu.En azm-
dan bu görünügte böyleydi. Belki de Guffey'in kendisi bir süre için buna inanmigt1r.Ne de olsa
dünyamn en büyük petrol anlagmasmi yapmig, Shell Sirketi'nin MarcusSamuel'iyleyirmi yll sü-
reyle geçerli bir sözlgme imzalamayi bagarmigtL Ancak 1902 ylhnm ortalarmda, Spindletop
grevindensonraki bir buçuk yll içinde Guffey ve girketi çok sikmtih duruma dügtüler. Agin üre-
tim nedeniyle ve neredeyse posta pulu büyüklügündeki araziler üzerine yerlegtirilmig bir ylglH
iskele yüzünden Spindletop'tatoprak altmdan basmçla figkiran petrol sona ermig, bu nedenle
Büyük Tepe'de üretim durdurulmugtu. Ancak Guffey Petrol'ün asil derdi bizzat Guffey'in kendi
davramplarmdan kaynaklamyordu. Unutmamak gerekirki James Guffey çok yetenekli bir petrol-
cü olmakla beraber asla iyi bir idareci degildi. Bir idareci olarak ifade ettigi deger ancak dügük ,

kaliteli petrolün degeri kadardi.


Bu durum Guffey ve Kaptan Lucas'i desteklemek için ilk sermayeyi koymuy olan Pitts-
burgh'Ìu iki bankeri, Andrew W. ve Richard Mellon'u son derece huzursuz etti. Babalan Yargiç
Thomas Mellon, daha Andrew henüz yirmí alti yagmdayken aileden gelen bankalarmt ona dev-
retmigti. Thomas ve erkek kardegi "Melon ve Ogullan"admdaki bankalanm kisa zamanda ülke-
nin en büyük bankalanndan birine, Amerika'da ise on dokuzuncu yüzyil endüstriyel geligmesi-
nin merkezi olan bir bankaya dönügtürdüler. Íkikardeg Guffey'in ortagi JohnGaley'e kargi özel
bir baghlik ve sayg1beslemekteydiler. Galey'in babaslyla kendi habalan YargiçMellon, onlar da-
ha çok küçük birer çocukken Írlanda'dan Amerika'ya aym vapurla gelmiglerdi. John Galey'in
büyük bir petrol kâçifi oldugunu biliyorlardi. Galey'inmali bakimdan dikkatsiz olmasma üzülü-
yor, fakat yine de onun yeteneklerini kabul ediyorlardi. 1900 senesinde Galey'inortagt Guffey,
Spindletop'ta yapilacak bir aramaya üç yüz bin dolar sermaye koymalan için Mellon'larl ikna et-
ti. Bundan bagka Mellon'lar Spindletop'unyeniden üretime geçmesinde kullamlmak üzere bir-
kaÇmilyon dolar daha vermeyi kabullendiler. Bu anlagmadan sadece birkaç ay sonra, 1902 se-
nesinde Spindletop'takibasmç olaymm bag göstermesiyle Mellon kardepler korkuya kapildi.
Guffey'in kendilerinin verdigi paray1 kaybedeceginden ve bununla da kalmaylp, kendilerinin
buldugu diger yatinmc11armparalarmi da batiracagindan korkuyorlardi.
Sonundaçare bulundu. Dügüncelerine göre bu çare yegenleri William C. Mellon'du. Ban-
ker kardepler Mellon'lardan sadece on yag kadar küçük olan William güvenilir bir kiglydi.Daha
on dokuz yagindayken Pittsburgh yaktmndaki Ekonomi kasabasinda bir petrol görevi oldugunu
duymug, petrol kokusu ve igin heyecanlyla sanki büyülenmigti. Bu nedenle kendisini bu ige ver-
di. Ileridekibirkaç ylli Appalachi Bölgesini bagtan sona dolagtp petrol arayarak ve petrol bularak
geçirdi. Bir defasmda kiliseye ait bir mezarhkta günde bin varil getiren bir kuyu bile bulmuytu.
Ancak kilise kuyunun orada kalmasim istemeyerek ne yapip yapti ve kuyuyu kapattirdi.
William sanki bir hummaya yakalanmigti ve bunu kendisi de biliyordu. "Petrol Hummasi"
denebilen bu hastaligt petrolcülerin çogu adina pu sözlerle tanimliyordu:"Petrol igi bulagici ku-
mar oyununa benzer. Kumarda oldugu gibi petrolcülükte de esas olan heyecandtr. Petrolün ya-
rattigi heyecan bir petrolcü için, elde ettigi petrol damlac1klarina kiyasla, çok daha degerlidir...
lçimizdenhiçbiri igi birakmayi, kuyunun sagladigt parayi ahp çekipgitmeyi,evlerimize dönmeyi
istemedik. Baganh olsun veya olmasin her kuyu bizde yeni bir kuyu açma dürtüsü uyandinyor-
du." Amcasi Andrew ise aym kamda degildi. Ona göre ciddi bir sanayi bu gekilde idare edilme-
meliydi. William'a bu fikri telkindegecikmedi. Andrew amca amacin entegrasyona gidilmesi, ip-
lerin her agamasmm yakm kontrolle idare edilmesinden yanaydi. Andrew "Petrolü gerçek bir iq
yapmanm, ondan kât saglamamn tek yolu, onu bir bütün olarak ele ahp, bagtan sona incelemek,
bu gekilde geligtirmektir. Topraktan hammadde çikarmak,imalat yapmak, dagttimmi saglamak-

86
I

tir" diyordu. Ona göre þunun bagka herhangi bir yolu olamazdi. Bagka türlü davranmak íçleri
StandardOil'in insafma terk etmek olurdu.
William, amcasmm verdigi ögütlere uydu ve Standard Oil'den, Pennsylvania Demiryolla-
ri'ndan gelen itirazlari dikkate almayarakentegre çahyan bir petrol.girketi kurdu. Sirket üretimi-
ni Batt Pennsylvania'da, rafineri iginlyse ülkenin her iki ucunda yapmaktaydt. Petrol, bu b0lgele-
rin hepsinden girkete ait boru hattiyla ulagtirillyor,daha sonra Philadelphia'dan Avrupa'ya satill-
yordu. 1893 yllma gelindigindeMellon Qirketi Amerika'nm yaptigt ihracat toplamminortalama
yüzde onunu kendi bagina saglayacak duruma gelmigti.Ayrica fazladan bir milyon varil petrol
stoku vardi. Çokgeçmeden Standard Oil Mellon'laratekliftebulunarak girketlerinikendisine
satmalanm önerdi. Mellon'lar karakter itibariyle duygusalliktan uzak yapidaydilar. Bir igi önce
kurar, kurduktan sonra da yeni bir lçe yönelirlerdi. Standard'm teklifiüzerine petrol girketlerini
satmanm en uygun zamam oldugunu, girketinsirtmdan hatin sayibr bir para kazanacaklanm
dügünerek satiga razi oldular. Dügündükleri gibi de oldu ve girketin satilmastyla Mellon'larin eli-
ne hiç de küçümsenmeyecek miktarda para geçti. Daha sonra William petrolcülügü sonsuza
dek biraktiglm söyleyip, kendi de buna inanarak bu defa tramvayigine girigtl.Ne var ki yanilmig-
ti. Yenilgisinianlamak için aradan yedi yll geçmesi gerekecekti. Yediyll sonra, daha yirmi yedi
yagtndayken yapmig oldugu hatayt anladi. Amcalanmn emir ve iradesine kargi gelerek durumu
degerlendirmek, aileye ait yattrimi incelemek için Spindletop'a gitti. Yaptigi incelemeden sonra
amcalannagönderdigi durum degerlendirme raporunda, Guffeyigin baginda oldugu sürece pa-
ralanni hiçbir zaman geri alamayacaklar1 haberini veriyordu.
Bunun üzerine, tipkiyedi sene evvel oldugu gibi bu defa Mellon'lar yeni igletmeyi satm al-
masi için Standard'a teklifte bulundularsa da Standardteklifikabul etmedi ve olumsuz yanit ver-
di. Gerekçe olarak Texas'm girketaleyhine ve özellíkle John D. Rockefeller aleyhine baglattigt
hukuki suçlamalar kampanyasmi gösterdi.
Bu 10 kapanip teklifingeri çevrilmesi William Mellon'da düg kirikligi yaratmigtt. Bir geyler
yapmak gerektigineinanlyor fakat çözüm bulamlyordu. Sonunda bunun tek bir çaresi olduguna
inand1. "Simdlye kadar ba lma gelmig en kötü durumdan birazc1kdaha lyi olan bir gözüm bul-
dum. Bu lyi idarecilik, çok çaligma ve ham petrolyolundangeçer" dedi. Önüneçikan ilk engel
yeteneksiz bir çetin ceviz olarak gördügü James Guffey oldu. SonundaMellon iç içe girmig ve
her ikisi de 1901'de kurulmug Guffey Petrol ve Körfez Rafineri girketlerininidari kontrolünü
üstlendi. Su durum Guffey'iderinden kirmigti. Ne kadar olsa basm onu Amerika'da mevcut en
büyük petrolcü olarak tanitmigt1. Mellon zaman zaman bu en büyük petrolcüye sert davranmak
gereginiduyuyordu.
"Asil sorun ham petrolü paraya çevirme sorunudur" diyen Mellon, Guffey Petrol Sirke-
ti'nin Shell ile aralannda imzaladiklan kontrat konusunda bir geyleryapilmasi gerektigineinani-
yordu. Kontrat hatirlanacagi üzere yirmi yll süreliydi ve Amerikan pirketini yirmi yll boyunca
kendi.petrolünün yansmi varil bagma yirmi bey sente Shell'e satmaya zorluyordu. Bu kontrat
üretimin smirsiz, adeta durdurulamaz oldugu günlerde kaleme almmigti. O zaman girketinpara-
ya ihtiyaci vardi. Bu nedenle petrol varil bagma on sente, hatta üç sente satildigmda, ne gekilde
hesap edilirseedilsin iyi bir kâr getirmig oluyordu. Gerçi kontratm süresi yirmi ylldi; fakat dünya
son iki yll içinde bir hayli degigmigti. 1902'nin ikinci yarismda ve 1903 yllma girerken Spindle-
top'taki üretim inanilmayacak kadar azalmig oldugundan petrol flyatlart birden yükselmig, varili
otuz beg sentten satillyordu. Bu nedenle kontrat hükümlerine uymak için Guffey Petrol çogu za-
man üçüncü çahislardanpetrol satin almak ve sonra da zaran pahasma Shell'e satmak zorunda
kallyordu. Belki de Guffey bütün olanlardan sonra hâlâ kontratin yüzytlm en büyük olayi oldu-
gunainamyordu. Mellon'a gelince, onun dügüncesi tamamen farkliydi. Kontratin pis bir anlag-
ma oldugu, ondan derhal kurtulmasi gerektigikamsmdayd1.
Ote yandan Marcus Samuel kontrata çok güveniyordu. Bu nedente Texas'tan kötü haber

87
yani Guffey Petrol arzmin baçansiz oldugu haberi geldigindekederinden gokgeçirdi. Guffeyne
kadar aci çekerseçeksin bu durum Shell'i ilgilendirmiyor, o sadece kontrattaki partlannyerine
getirilmesini, eger bu yapilmazsa girketin yüklü bir tazminatödemesini istiyordu.
Kötü olan partlanolanak verdigiace iyiye çevirmekisteyen Samuel,Texas Petrol üretimi
petrolün sevki için yaptirmig oldugu dört yeni tankerinin Texas'tan sigir sürüsü yükleyerek
Londra'nm dogu ucuna gönderilmesinive bu tagimaiçin tankerlerdegereken tadilatmyapilma-
smi emretti. Ancak, bu petrol sevklyatl yeniden baglayincayakadar geçerliolabilecek geçici bir
önlemdi. Düsünüp sorunu mahkemeye bagvurarak çözümlemek istediyse de, Amerikah bir hu-
kuk dangmanmm kargi görüg belirtmesi üzerine bundan vazgeçti. Amerikali danigman mahke-
me salonunda sürdürülecek bir savagin ne sonuç vereceginden emin olunamayacagtm, bu sava-
ym olumlu sonuçlanmasminhlç de garantili olmadigt görügünü savunuyordu. Kanisina destek
olarak her geydenevvel kontratm acemice, uzman olmayan kipiler tarafmdanhazirlanmig olma-
smi gösteriyordu.
Konuyu yerinde gözlemek amaclyla Mellon'un bizzat kendisi Londra'ya, Kent'e gidipMo-
te malikânesinde oturan Samuel'i ziyaret etti ve onunla konugtu. 1903 ylli Agustos aylmn 18'in-
ci günü Samuel günlügünequ notlan dügüyordu: "Bay Mellon malikânenin içinde bulundugu
Park'a hayran kaldi." Ertesi gün günlügünün öteki sayfasma gunlariyaziyordu:"Önemlibir i;
çözümü içín sabah 9.20 treniyle Londra'ya indim... Çokdolu bir gün geçirdim. Guffey Sirke-
ti'yle aramizda herhangi hukuki bir girigiminönlenmesi için Mellon'la anlaç1p ihtilafm halline
yönelik geçici bir anlagma (modusvivendi) saglamak istedim, ancak baçaramadim. Sonunda
avukatlara damptim." Nazik, çekici, davramplarlyla yumu§ak bir kipilik olan Mellon aym zaman-
da çok inatçi ve kesinlikle sert mizaçta bir adamd1.Sonunda eylül ayi baglamadan evvel her iki
tarafyeni bir anlagmaya vivendi"ye kavugtu. Marcus Samuel'inrüyalannda bu denli ha-
"modus

yati önemde olan anlagmast bu defa bagka, yeni bir anlagmayla yer degigtiriyor, ancak
"asnn

petrol konusunda Shell Sirketi'ne hemen hemen hiçbir gey garantilemiyordu.Guffey Petrol ve
Mellon'lar sonunda Shell'intaktig kancadan tamamen kurtulabilmigti.
Su arada William Mellon, yeni bir stratejipegindeydi. Su petrol endüstrisine tüm yirminci
yüzy11boyunca egemen olacak, bu endüstrinin merkezini olugturacak bir stratejiydi. Buna göre
endüstri ayri ayn yapilan tüm faaliyetleri bir çati altmda toplaylpuyumlu, entegre bir petrol gir-
keti kuracakti. Mellon'un stratejisi niyet bakimmdan StandardOil'inkindenfarkhydt. Mellon'un
gözlemine göre Standard'in gücünü hissettirmesi ve konumunu koruyup daha da iyiye götürme-
si ham petro1ünhemen tek aliasi olmasindan ve nakliyede kontro1ü elinde tutmasmdankaynak-
lanlyordu. Mellon bu gözlemde yanilmamigtl. "Fiyatlan saptayan Standard'dtr" diyordu. Üretici·
lerin hemen hepsi girketebagtmhyd1. Üreticiler bu düzenlemeden epeyce yarar sagliyorlarsa da
kendilerini
"bu

girketininsafina terk etmig" durumdaydilar Mellon Texas'ta yeni yeni petrol ya-
taklarikegfedilipgeligtirildikçegünün birinde Standard'm boru hatti sistemini buraya da sokaca-
gindanendigeliydi. Böyle bir durumda Mellon faaliyetlerinin Standard'müretim sistemlerine çe-
kilmesi kaçimimazdi. Onun peginde oldugu geybu degildi. Mellon'un yükselme hirst daha genig
bir hedefi kapslyor, Standard'mtalantisi olmaktan çok daha öteye uzamyordu. Vaktiyleamcasi-
mn ona verdigi ders ve ögütleri bir yanlo gibi yenid,en duyan Mellon sonunda gu karara vardi:
"Kargismdakiyle yarigmanin yolu her geydenevvel, petrol üretecek, gerçekten üretim yapacak
entegre bir girketkurmakla olur. gmdi anladim kl böyle bir igin temelimutlaka üretim olmalidir.
Bir girketinherhangi bir kimseye
'izninizle'
demeden, müsaade istemeden igletilmesinin sadece
tek bir yolu vardir: Üretim."Mellon'lara gelince, onlarm herhangi bir kipiye, öncelikle Stan-
dard'a
"izninizle"
demeye hiç niyeti yoktu.
Mellon'un kargismdaki en büyük sorunlardan biri girketinPort Arthur'daki yeni rafinerisi-
nin kapasite açismdan tüm Texas Eyaleti'nin üretimine egit oluguydu. Aynca hâlâ herhangi bir
zamanda fire verebilecek dügük kaliteli petrole bagimllydi ve bu da diger bir sorunu olugturu-

88
yordu. Ancak sonraki yil 1905'te Oklahoma'da Glenn Pool'un keyflyledaha lyi kalite petrol elde
etmek mümkün oldu. Igtesorunlardan kurtulma yolu bulunmugtu. Bu ig,
"pazarlamaya
elverig-
li Pennsylvania kalitesinde, ama Texas'ta çtkarilanpetrol kadar çokpetrolpkarmakla" mümkün
olacaktt. Ne var ki girketindaha çabuk hareket etmesi gerekiyordu.Su arada Standard Oil de
boy durmuyor, boru hatti gebekesini Kansas, Independence bölgesinden, limana uzatmaya çahyl-
yordu. Su konuda Mellon amcalarmi uyarmak isteyerek "Oklahomadenilen
pu petrol bölgesine
sizamadikçaigletmemiz tümüyle iflas eder" dedi. Port Arthur'dan Tulsa'ya uzanan 450 mil
uzunluktaki boru hatti yol ingaatim hizlandirmak için dört ayrt ekibi birden bu igle görevlendir-
di. Bunlardan biri Tulsa'mn güneyinden, öbürü Port Arthur'un kuzeyinden, son ikisi de orta
yerden baglay1pher iki uca dogru gidecekti.Eu sanki zamana kargi bir yarigtl ve rakip de Stan-
dard Oil'di. 1907 ylli Ekim ay1geldiginde Glenn Pool Vadisi'nden bogallp gelen petrol, boru hat-
tindan geçip Port Arthur rafineristne dogru akmaya baglamigtl.BöyleceMellon'lar petrol endüst-
risinin baçaktörleri olarakait olduklarlyere lyice yerlegmigoldular.
Boru hatti ingaatom öteki girketlerin de yapacagi anonim bir katihmla yürütülmesi dügü-
nüldüyse de Mellon'lar çok harap, dökülür durumda olan böyle bir tesisebog yere para ak1tmak
istemediler, lçlerindenWilliam Mellon, Guffey Petrol ve Körfez Rafineri Sirketi'nin reorganize
edilmesini önererek bu igin mühendislik kismmi üstlendi. SonundaKörfez Petrol Korporasyonu
admda yeni bir girket dogdu. Andrew Mellon girketin bagkam, Richard B. Mellon muhasebecisi,
William da ikinci bagkam oklular. Guffey'i tamamen devre digt birakmiglardi. Ileride bir gün
Cuffeybu konuyu açarken aci act gikâyetederek "Beni kapi digari ettiler" diyecekti.
YaSpindletop'un petrolde öncülük etmig olanlari? Bunlardan Kaptan Anthony Lucas kendi
durumu için sonradangunlansöylemigtir: "BayGuffeyve Mellongrubu artik paracaçok,zengin
olmuçtu; benimse meteligim yoktu. Bu nedenle onlann tekliflerinikabul edip kendi hissemí lyi
bir para kargligmda onlara sattim." Daha sonra Washington DC'ye yerlegerek bir süre dam§-
man-mühendis ve jeolog01arak çaligti.Spindletop'takibüyük keçfinin üzerinden tam üç yll
geç-
migti. Bir kez daha Beaumont'ad0nüp BüyükTepe'yigörmek, yeni bir degerlendirme yapmak
istiyordu. Tepenin bulundugu yer bir vakitler o kadar bol üretim vermig olan, gimdiiskelelerle
dolu, fakat tükenmig,petroldenyoksun bir görünümdeydi. Su topraklaribagtan baça bir kez da-
ha dolasip durumu lyice gäzlediktensonra, bir mezar tagmayazilmastgereken gu sözleri söyle-
di: "Ínegisagmadafazla sert davranmiglar; aynca sayna igini de aktllicayapmamiglar."
ikinciöncü Patillo Higgins'e gelince, o fazla duygusal bir adam olmamasi nedeniyle kendi-
sini diglamigolan Kaptan Lucas't mahkemeyeverip aleyhine dava açtl.Su arada Higgins Petrol
Sirketiadlyla bir de girket kurduysa da girketi devam ettiremeyerekkisa zamanda ortaklanna
devretti. Bu defa Higgins Standard Petrol Sirketi adi altmda yeni, entegre bir girket kurma sevda-
sma kapildlysa da, halkm artik Spindletop imzasim taglyanstok-petrol tekliflerindenbikkmlik ge-
tirmig olmasi yüzünden girigiminde baçansiz kaldi. Ama Higginsyine de bu yillar boyunca kü-
çümsenmeyecek bir para yaptl. Bir defasmda Beaumont kasabastndan otuz iki vatandag Hig-
gins'i övmüg, imzaladiklari açik mektupta "Spindletop'un kegfedilmesinin ve geligtirilmesinin
tüm gerefi yalmzca ona aittir. O bunu hak etmigti" diyen bir deklarasyon yaymlamiglard1.Bu
Higgins'in her geye ragmen o kadar dügüncesiz Ve ç11gmcahareket etmedigini gösterir.
James Guffey ve John Galey'egelince,bu ikisi hiçbir zaman para tutmayi ögrenemediler.
Galey'inyegeni olan bir genç ileride onlar için qu sözleri söyleyecekti: "Her ikisini de yaglan iler-
ledikçe giderekaglflaçanzor günler bekledi ve yeni bir geri dönüg, bir atilim yapma ümidi gün-
den güne zaylfladi ve eripilmez oldu. Aslmda çok büyük servetler edinmek için ellerine sayisiz
firsatlar geçmemigdegildi. Ama onlar belki de kumardaki gibi koz oynamayt ve kararmda oyna-
mayi hiçbir zaman bilmedikleri için bu firsatlan kaçirdilar. Guffeyve Galeybirbirlerinin ortagi
olarak Spindietop'la böyle bir firsati yakalamig ancak degerlendirememiglerdir. Sonraki y11larda
yaçamlannm geri kalan kismim orada burada ufak tefek sondaj projelerinde çali arak geçirdiler."
I

89
Petrol bulmada öncü olarak tanman Guffeydoksan bir yillik hayatimn son on, on be§ yllmi
borç içinde geÇírdi. Pittsburgh'da beginci cadde üzeríndeki ikametgâhi ölümüne kadar ona tah-
sis edilmigti. Borçlu oldugu alacaklilan incelik göstererek geçmig hizmellerinin anisma burada
oturmasmamüsaade ettiler. Petrolü asil bulmuy olan Galeyise Spindletop anlagmasi uyannca
Guffey'inona borçlu oldugu 366.000 dolarm ancak birkaç kurugunu alabildi. Yaçamininsonuna
dogru Kansas'a giderek yörenin degigik bölgelerini dolagti ve yeni bir 14anlagmasikoparmaya ça-
ligti, Bu gezilerinde kendisine bir vakitler Spindletop'ta sondait yapmly olan Al Hamill eglikedi-
yordu. Bir gün onlar digarda oldugu bir sirada birdenbire çok giddellibir kar firtmasi kopmug,
nereye sigmacaklanni bilememiglerdi. Gezintiyikesip eve yollanmaya karar verdiler. Igtebu stra-
da Galeyarkadagt Al Hamill'e act bir itirafta bulundu. Tüm hayati boyunca hiçbir zaman o gün-
kü kadar fukara olmadigini söyledi. "Acaba Hamill, borcuna mukabil Bayan Galey'in imzaladigt
bir çeki kabul eder miydi?"Bu soru üzerinde Hamill Galey'den hiçbir para almadigndan bagka,
tam tersine otel masraflanm da ödeyerek o karli günde trene bindirip evinegönderdi.Bu, bir va-
kitler yerini kokusundan bulan adam" diye ün salmigJohn Galey'inyeni bir petrol an-
"petrolün

lagmasi pegindeki son çirpmiglydi. Nitekim çok geçmeden öldü.


Petrolde öncülük yapmig olanlardan William Melon ise, zamanla dünyamn en ileri gelen
petrol girketlerinden biri durumuna geçen Körfez Petrol Sirketi'nin bagkani ve yönetim kutulu
bagkani olarakuzun yillar görev yapti. 1940 yllinda, ölümünden kisa bir süre evvel söyledigi qu
sözler dikkate deger: "Körfez Sirketi o denli büyüdü ki, artik izini kaybettim."

Sun Sirketi"Petrolü Ne Yapacagimizi Bilmeliyiz" Diyor


Ylllar önce Kaptan Lucas'm petrol kegfini duyup trene atlayarak Texas'in Beaumont kasabasma
kogan binlerce kigi arasinda Robert Pew isimli biri de vard1. Spindletop'ta gerçeklegmig petrol
olayini ilk olarak alti gün önce amcasi J.N. Pew'dan duymug, buraya onun talimatiylagelmigti.
Robert Pew, önünde bekleyen olanaklarin sadece petroldengelmeyecegi,nakliyatmMeksika
Körfeziyoluyla yapilmasimn da aynca büyük imkânlar saglayacagigerçegini görmekte gecikme-
di. Ne var ki Texas'a ait hiçbir geydenhoglanmiyor, havasmi, kasabayi, insanlanni, etrafta olup
biten patirti ve gürültüyühiç sevmiyordu. Bu yüzden hastalanip eve dönmek zorunda kaldi. Bu
defa aym görevi erkek kardegi J. Edgar Pew yüklenecekti. Gelirkenbavuluna kardeginin ve am-
casmm tavsiyesiyleBeaumont'un kaynayan atmosferinde kigisel korunmasmda ige yarayacagtm
sandigt bir de tabancakoymayl ihmal etmemigti...
Pew allesi Beaumont'un yabancislydi; fakat petrolünyabanctsi degildi. O güne kadar belki
yirmi begyll süre hidrokarbon iginde çaligmiglardi.1876 senesinde J.N. Pew, Bati Pennsylvania'da
bit ortaglylaberaber dogal gaz igine bagladiysa da çok geçmedenbunun boga giden bir ürün ol-
dugu dügüncesiyle satmayolunagitti. 1883 senesinegelindiginde,imalat yoluyla elde edilen ge-
hir gazi alternatifi olarak büyük bir gehre -Pittsburgh'a- dogal gaz veren ilk girketkonumuna.
erigmiglerdi.Bu onlarm çok büyük bir i; kurduklan anlamma gelir.Ancak Standard yimdi de göz-
lerini gaza çevirmig,1886 yllmda bir de Gaz Tröst'ü kurmuçtu. Sonunda J.N. Pew da 1890'lar-
da Mellon'larm petrol alanmdakiilk girigimlerinde izledikleri yolun aynmi takip ederek gaz igini
Standard'a devretti.
1886'da Pew bagka bir girigimde daha bulunarak Lima yataklarmdan petrolüretmeye bagla-
dl. Kurdugu yeni girketine uzayla ilgili bir isim vermek istiyordu. Gökyüzündeki tüm uzay isimle-
ri arasmda en önemlisinin Güney olmasi nedenlyle girketine Güney sõzcügü anlamma gelen
"Sun" adim verdi. Ne var ki Sun Sirketi sonraki on beg yll içinde sanayide günegkadar parlak ol-
mayi bagaramadi. Ama Standard Oil'in gölgesi altmda da olsa, saygtn bir petrol iginin çatisim ku-
rabildi.
J. Edgar Pew 190l'de Beaumont'a geldigindeyaptigi ilk i; Sun Petrol Sirketi için çaligma

90
izni almak oldu. Ancak, hem kendisi ve hem de allesi geçoigteki deneyimlerine dayanarak so-
runlann sadece üretim yapmakla çözümlenmeyeceginin bilincindeydi. Bu konuda J. Edgar daha
sonra pu sozleri söyleyecekti: "Varili beg sentten milyonlarca varil petrol satin almak mümkün-
dür; fakat asil sorun o petrolü daha sonra ne yapacagimizi bilmektir." Bunun bilincinde olarak
Sun Sirketi yörede yeni depolama tesisleri kurdu. Aynca, gemiylesevk edilen Texas kaynakli
hammaddeyi teslimalmasi için Philadelphia dipinda, Marcus Hook'ta bir de rafineri yaptirdi. Bir
taraftan da uzun vadeli pazarlar kurmak istediginden bunun girigimineyöneldi. Spindletopyöte-
sine gelince,herkesin artik açikçagördügügibi burasi üretimde dügüç agamasma gelmigti.Bu dü-
üç olugurkenSun Sirketi Texas'm daha bagka yerlerinde geligipbüyümekteydi. Uretimigerçek-
leptiriyor, bölgede kendine ait bir ana boru hatti konuglandirlyordu. 1904 senesine gelindiginde
Sun Sirketi, KörfezYakasipetrol ticaretinde önde gelen bir avuç girketiçinde lider olmugtu.

"Kösele Surat Joe" ve Texaco


Spindletop'takigirdapiçinden büyük bir petrol girketinindaha dogmasi sanki yöreninyazgismda
vardi. Burast Texas petrol iginin geligmesinde en bagta gelen öncülerden biri olan Joseph Culli-
nan'in kendi el emegiyle dogmugtu. Cullinan, Standard'm boru hatti gebekesinde gelecegi çok
parlak olan kariyerinden, 1895 senesinde Pennsylvania'da kendine ait, petrolcülükte kullamlan
alet imal eden bir girket kurmak için ayrilmigti. Saldirganliga varan biktirici kipillgi, bir igin ille
de yerine getirilmesi için gösterdigi inat ve isran yüzündençevredeona "KöseleSuratJoe" deni-
yordu. Bu nitelikleri yüzünden emri altmda çaligan kipilerJoe'yugördüklerizaman petrol-arazi-
sinde kullamlan eldiven ve kunduralarm sert derisini ammsarlardL
1897 yllmda Cullinan, petrolde kaydedilen son geligmelerhakkindarahiplere bílgivermek
üzere kisa bir süre için Texas'm Corsicana kentine davet edildi. Oraya gittigindesadece bilgi
vermekle kalmaylp bu kente yerlegerek, Corsicana'mn petrol konusunda en sözü geçen pahsiye-
ti oldu. Kaptan Lucas'm Spindletop petrol patlamasmdan hemen sonra Beaumont'a gelmig, du-
rumu incelemeye baglamigtibile. Bunun bambagka, ötekilerden büsbütün farkh bir i; oldugunu,
aynca Corsicana'da yaptigt içten çok büyük çapta yapildigim anlamakta gecikmedi.Ilk i; olarak
Beaumont'ta ham petrol ahm satimlyla ugragacak Texas Fuel Sirketi'ni kurdu. Eu i e yöneldigin-
de alet-eksperligi konusundaki bilglsinden epeyce yararlandi. Eskiden depo tesisleriyapmig olan
Cullinan'm bu alandaki deneyimi ve tesislerinoraya sadece yirmi mil ötede oluguTexas Fuel
Sirketi'ne gelecekteldrakiplerine kargi bir avantal sagliyordu.
Çokgeçõeden Cullinan eski politikacilarm kurdugu sendikanin Spindletop adma yapip
saklamig oldugu k1ymetlikira kontratlarmm kontrolünü de ele aldi. Sendika yüz kirk kilo agirlik-
ta eski bir vali ve ilerlemeden yana birisi diye tamnan JamesHogg admda biri tarafindanyöneti-
liyordu. Bu adam idarecilikte oldugu kadar iq alamnda da çok sert davranan biriydi. "Hogg" söz-
cügü dilimizde anlamina gelir. Bu nedenle bir strasi geldiginde Bay Hogg kendisi için
"domuz"

"Benim adim Hogg'dur. Tabiatim da tipkl domuzunkine benzer" demigti. Anlagma saglama ko-
nusunda Hogg grubu, en önemli ve anahtar konumundaki anlagmayi James Guffey'densagla-
migtl. James Guffey,idarecilik yönünden bazi baçansizhklari olduya da, Demokrat Parti Bagkan-
11giyapmig birinden beklenen, ona yakig1rsaglam bir politik içgüdüye sahipti. Daha sonraki gün-
lerde, bu anlagmalan satmasi kargiligmda aldigi paramn, politik karlyerinin sigortabedell oldu-
gunusöylemigtir. "O günlerde Texas'ta Kuzeylilere fazla saygl gÖSt€rÌlmÍyOrdu. Vali Hogg'un o
yorede nüfuzlu oldugunu bildigimden, onu kendi tarafimaçekmek istedim; çünkü harcayaca-
gimparanm çok büyük bir tutar oldugunu biliyordum."
Hogg'un aynca kendine özgü daha bagka bir erdemi daha vardi; bu, Texas'ta Standard
Oil'in en büyük muhalifi olmasmdan kaynaklanlyordu. Vali oldugu dönemde Hogg, Rockefel-
ler'in mahkemeyeNew York'tá çikmasmiönlemek için Rockefeller dava dosyasmi New Yorkdi-

91
l

inda bir yere naklettirmekbile istemigti. Nitekim Hogg'un bu ige el atmaslyla,Standard'myeni


bir hasimla kargi karplya geldigizaman kullandigt aligilmigtaktikleribir dereceye kadar etkisiz
hale getirilebilmigti.
1; anlagmalanmndaha da genigletilmesi için gereken sermaye ABD Deri Tröstü'nün can
daman olan Deri igletmelerisahibi, New York'lu Lewis H. Lapham'dan ve Chicago'lubir mall-
yeci olan renkli pahsiyetJohn W. Gates'den saglandt. Laphamher firsatta her gey üzerinde bah-
se girmeyi seven biri oldugundan çevrede "Milyonluk-Bahis Gates"olarak tamnird1.Sermayenin
kaynaktan" gelmigolmasi ve zamanla üstünlük saglayacagiendigesi Texasli ortaklann1
"yabanci

rahatsiz ettigi için Cullinanonlan teskin eder, "Tammary halki yalanda Güneyliler'de kendi ben-
zerlerini bulacak" derdi. Bu önsezisi zamanla dogrulugunu bir dereceye kadar kanitlayacakti.
Genigdeneyimi ve dogal liderlik yetenegiyle Cullinan kisa zamanda, Beautmont'ta petrol
alanmin en gözde,en önde gelenadami olmuytu, 1902ylliEylülayinda Spindletop'ta cehennemi
andiran büyük bir yangn çikmig,tüm kasaba bagtan baga alevlerle sanlm14t1. Bu yangindaCulli-
nan, tüm çabalannyangnm söndürülmesi için seferber edilmesi komutunu vermigti. Kendisi de
tam bir hafta, bir dakika durup dinlenmeksizin, yangm söndürülünceye kadar bu çallymalarakatil-
di. Yangn söndürüldügündeartik yorgunluktan bitkin, petiçan durumdaydi. Gözlerigaz duma-
nmdan körlegmig,hatta birkaç gün görme duyusunu kaybetmigti.Ancak gözlerisargtlar içinde ya-
taga tutsak oldugu günlerde bile konferans düzenlemekten, talimat vermekten geri kalmadi.
Onunla çahganlar arasmda, 1893'te Patillo Higgins'in baçanstzhklasonuçlanan ilk girigimindeson-
daji yapan, gimdiise bagsondajci olan Walter B..Sharp vardi. Diger biri de Howard Hugher Sr.
admdaki uzman bir sondajclydi, 1902 ilkbahannda. Cullinan çegitlitürdekibirçok iginin birleptiril-
mesinive böylece elinde tuttugu kipisel ve otokratik kontrolün biraz daha kuvvetlenmesini istedi.
Bir petrol girketininnasil yönetilecegini bilmeyen JamesGuffeylinaksine Cullinanbu igi
gok lyi biliyordu. Su nedenle "Guffey Körfe2l" Sirketi'llin tersine "Texas" $irketiigin bagmdan
beri kârda çaligtyordu.I; kurulduktan sonraki birinci yll içinde petrolünü varili ortalama on bey
sent gibi bir flyatla satmay1bagarmigtL Ûretimindoruk düzeyde oldugu günlerdevaril bagina on
iki sentten petrolalipdepoladigt göz önüne almirsa, girketinne denli lyi durumda oldugu anlagi-
lir. Mellon'lar Guffey'learalanndaki sorunlann çözümüne çaligtiklangünlerde Körfez Sirke-
ti'nin Cullinan'm Texas Sirketi'yle birlegmesi igi tamamlanmaküzereydi. Fakat daha küçük pet-
rol girketlerinin yeni kurulacak bir petrol tröstünü gözlerinde fazla büyütüp Texas hukuk yasala-
n yönünden günün en güncel konusu yapmalan yüzünden bu birlegmeyi bagaramamiglardi.
Hatta bu tartigmalarsirasmdaher iki taraf bag lobicilerin Austin'deki bir otelde herkesin önünde
yumruk yumrugakavga ettikleri bile olmugtu.Sonunda, Texas yasalan birlegme konusuna kargi
çikti, böylece birlegme firsati da ortadan kalkt1.
Su dela Cullinan dikkatini daha bagka bir yere, Texas Petrol Sirketi'nin genigletilmesi
amac1-
na yöneltecekti. Bunun gerçeklegmesi i çin ilk olarak Oklahoma'daki Gleen Pool'dan Texas'ta
Port Arthur'a kadar uzanan kendi boru hattml kurdu. 1906 yllmda da girketine, ticaret unvani
olarak seçtigt "Texaco" ismini verdi ve bu ismi tescil ettirdi. Eu isim kirmtzi bir ylldiz üzerine
Texaco ísminin sembo1ü olarak kabartma basilml; "T" harfiyle belirlendi. Daha sonra benzin
imaline girigti.1907 yilmda, kurulugundan henüz alti yll sonra Dallas Devlet Fuan'nda birbirin-
den farkl1tam kirk ürünü sergilemeyi baçardi. 1913 yllmagelindigindeartik benzin üretimi en
önemli ürün olarak aydinlatici yaglann yerini almly ve önde gelen ürün olmugtu. Bundan çok
daha evvel Cullinan'm gelecekiçin yaptigikehanet dogrdlanmig, gerçege dönügmügtü. Cullinan
bu kehanetinde "Bir gün -belki de Çokyakmda- merkez tegkilattmizm Beaumont'tan Hous-
ton'a naklini isteyecegiz. Bana öyle gellyor ki Houston güneybati petrolcülügünün ilerideki mer-
kezi olmayolundadit" demigti. Bu sözleri söyledikten kisa süre sonra da, Houston yazinin nem-
li sicagmacesurca gögüsgerereki§in en önemli kismmi, ayni zamanda New York'tan da yürütü-
lebilecek bir ayarlamayla, Houston'a nakletti.

92
KöseleSuratJoe'nun idarecilikte gösterdigisert tutum yatinmcilarda giderekolumsuz etki
yapmayabaglamigve Texas ile New Yorkarasmdailk defa olarak birtakim sürtügmelereyol aç-
migti. Bu sürtügmelerin yakm bir gelecekte girketeyansimast kaçimlmazdr. Bu durumdan gikâ-
yetçi olanlardan bir bagyönetici, Lapham'a yardigt bir yazida yakmmasmi pu sözlerle tanimliyor-
du: "Cullinankendisinin her geyibildigini, her geye bumunu sokmak zorunda oldugunu sam-
yor. Bize, girketinburada New York'ta Çaliganelemanlarina ise käpegin kuyruguymuçuz gibiba-
layor, hem de çokküçük bir kuyruk." Sonundahissedarlarm önde gelenleriCullinan'm elini ko-
lunu baglaylp etkisiz hale getirmek isteyince, Cullinanbu duruma isyan ederek, kontrolü yeni-
den ele geçirmekiçin bissedarlara kargi amansiz bir mücadeleye girdi.Yerinden kopardip bagka
bir yere nakledilmig olan Pennsylvania'h bu savagi bölgesel bir mücadeleye,Texas-Dogu müca-
delesine dönügtürmek istedi. Hissedarlara yaymladigi bir yazida, girketin
"geçmigteki
.
idare tarzt,
kurumculuga bagh tutumu ve faallyetlerinin Texas ismi ve Texas idealleriyle bir arada geligmig
oldugunu" duyurdu. Aynca duyurusuna
"girketin
merkez tegkilatlarimnve idare otoritelerinin
Texas'tabirakihp, devamli olarak Texas'ta kalmasi gerektigini" ekledi. Ancak gerçekte savagm
süregelme nedeni kugkusuz btl degildi. Gerçek nedeni Cullinan'm tek-adamolma tutkusundan
ileri gellyordu.
Sonunda, kavga New York'un kazanmasiyla sonuçlandi. Bu savagta Cullinan büyük yenil-
giye ugramigt1.Artik igi ilozoluga vurmaktan bagkayapacak bir geyikalmamigt1.Bu konuda es-
ki bit Pennsylvania'li tanidigmayardigi mektupta Kösele SuratJoe gunlansöylüyordu: "Ya§adi-
gimizolay tam bir yatill okul dalagmasiydi. Eu dalagmada kugkusuz bazi mobilyalar kinldt, an-
cak sonunda blzim taraf yenildi. Ben de bu yüzden yalonda kendime yeni bir iq arayacagim."
Dedigi glbide yapti ve petrolcülükte yeni yeni birçok baçanlar kazand1. Ancak, o günden,sonra
petrol-tarama ve üretme igine bagli kalip, rafineri ve pazarlama iglerini bagkalanna biraktt.

"Nasil Kontrol Edebiliriz?"


Bu arada körfezin kiylsi ve kitanm orta yerinde yeni yeni petrol yataklannm bulunmasi Standard
Oil'in görünügte sarsilmazgibi duran konumunu zaylflatmaktaydi. Su yeni petrol kaynaklan,
süratle türeyen mazot ve benzin pazarlanyla bir araya geldiginde sayilan bir orduyu bulan yeni
rakiplere de kapilarim açmig oldu. Aynca bu rakipler,William Mellon'un ifadesiyle, ne Stan-
dard'a ne de bagka birine
"izninizle"
diyecek türde kimseler degildi. Gerçi Standard'm satiplan
kesinlikle kuçkuya meydan vermeyecek gekildedevamli büyümeye devam ediyordu. Bu arada
yeniçagiyansitan benzinin satigi da 1900-1911 ylllan arasmda üç katmdan fazlaya çikmigve
1911 yllma gelindiginde ilk defa olarak gazyagi satigmi geride birakmigtt. Aynca Standardileri
teknolojikdegigimlere de ayak uydurinay1 ihmal etmiyordu, Wright kardeçIerin yaptigi uçak
1903'te North Carolina'yabagli Kitty Hawk kasabasmdan ilk havalamymda, motorunda yakit
olarak Standard Oll'in ürettigi benzini ve motor yaglanm kullanmigti. Kitty Hawk kumsalma
tahta variller ve mavi renkli teneke kaplar lçinde getirilenbu benzin ve motor yaglanm oraya ta-
lyan da yine Standard Oil elemanlariydi. Tüm bu gerçeklere karym
gunu da kabul etmek gere-
kiyor ki, bütünüyle ele almdlglnda BirlepikDevletler'de üretilen petrol mamullerinin
pazar his-
seleri, Standard baktmmdan dügmekteydi ve girketinbu konudaki ezici üstünlügü yava; yavag
etkinligini yitirlyordu. Aynca 1880 yllmdayüzde
'90

olan rafineri kapasitesinin 1911 yllma ge-


lindiginde yüzde 60-65'leredügtügü gözleniyordu.
Körfez kiyismda olugmuy petrol patlamasi sonucunda "Eski Ev", Birlegik Devletler ham
petrol üretimindeki kendi nüfuzunun ne kadar oldugunu artik anlamigti. Gözledigi bagka bir
gerçek de flyatlan
"saptamak"
konusundaki yeteneginin uçup gitmekte olduguydu. Bu yetmi-
yormuy gibi dig Blkelerde yeni yeni ham petrol kaynaklari bulunmast da girketin uluslararasi pa-
zarlar açismdan gücünü azaltlyordu. Diçardan bakanlar için Standard'mkonumu erigilmez dere-
cede parlak görünüyorsa da, Eski Ev'in balog açisindan hiç de öyle degildi. Su konuda, Standard
müdürlerinden H.H. Rogers bir gün esefle göylediyecekti: "Suduruma balen -Rusya'ya ve
Texas'a balan! Arada sonu gelmeyecekkadar uçsuz bucaksiz petrol var. Su durumu nasil kont-
Tol edebiliriz? Sanki bir
gey StandardOil Sirkett'nin yakasma yapigmig,çekip duruyor." Daha
sonra falethk yapar gibipu sözleri ekliyordu:"Bu her neyse bizi açanbir geyolmali!"

94
I 5
Ejderin Katli

EskiEv artik kugatma altmdaydi. Hem Amerika'daki hem de dünyanm dört bir yanindaki rakip-
lerini yola getirmeyi baçaramamigti. Su yetmlyormuy gibi tüm Amerika'da Standard'a ve Stari-
dard'in acimasiz iy gärme yöntemlerine kargi siyasi ve hukuki bir sava; açilmigtl. Gerçi bu alipil-
maml; bir gey degildi. Petrol Tröstü'nü kurmaktan sorumlu tuttuklariStandardve gubeleridaha
evvel de birçok defa bu davramplarindan ötürü eleptirilmigti.Standard Petrol yöneticilerlyse bu .

tür eleptirilerinne için yapildigim gerçekten hiçbir zaman anlayamamigtir. Su eleptirilerin bagka-
lanna yapilan adi birer dalkavukluk, teykilatsizbir kiskançltk gösterisi ve özel bir yaltaklanma
igareti oldugunusamyorlardi.Kanilanna göre Standard Oil kendi çikarlarmikorumaya
ve girketi
giderek zenginleptirmeye yönelik yaptigi amansiz takiple, sadece bagmi almig giden rekabeti
kontrol etmekle kalmlyor, aym zamanda Rockefeller'inkendisinin de söyledigi gibi, Arrierikan
ulusunun o zamana kadar gördügü gelmiggeçmig en büyük "kalkmdmci"
oluyordu.
Ancak, halkm büyük çogunlugudurumu hiç de böyle görmüyordu. Standard'1 eleptirenki-
giler,girketigüçlü, karmagik, acimasiz, engel tanimayan,tam anlamlyla yayllmig, fakat çok gi-
zemli bir tegebbüsolarakgörmekteydi. Onlarm gözüyle Standard,bir avuç küstah müdür digm-
da, hlç kimseye hesap verme zorunda olmayan, yoluna engel olmak isteyen herkesi ve her geyi
acimas12cayok etmeye çaligan bir girketti. Bu görüç biraz da çagm beklentisi dogrultusunda ge-
ligmigti.Kugku yok ki Standard'm bu denli geligmesidurup dururken ortayaçtkmigdegildi. Ge-
ligme on dokuzuncu yüzyilm son yirmi otuz ylliiçinde Amerikan ekonomisinin süratle endüstri-
legmesinin bir ürünü olarak octaya çtkmig ve oldukça kisa sayllabilecekbir süreç içinde birçok
küçük firmayl, tröstleradt verilen dev büyüklükte endüstriyelkombinasyonlarin egemenliginde
faaliyet gösteren büyük bir firmaya dönügtürmügtü. Daha änce küçük firmalar olarak sözünü et-
tigimizbu ünitelerin her biri belirli bir sanayinin her iki yanma yerlegmigolarak faallyet göster-
migtir. Bunlardan bicçogunun da birbiriyle adeta iç içeymig gibi duran yatinmcilan ve müdürleri
vardt. Küçük firmalann büyük firmaya dönügme olgusu çok kisa bir sürede tamamlandigindan,
bu durumdan çok saytdaAmerikall derin bir korkuya kapilmigti. On dokuzuncu yüzyihn yirmin-
ci yüzyila yaklagtigt sirada korkuya kapilan bu Amerikalilar, yeniden rekabetin canlandirilmast,
rügvetlerin kontrol altina almmasive bagtan baça tüm ülkede kocaman birer ejderha gibi
ser-
bestçe dolagan tröstlerinehlileptirilmesi için gözlerini bir kez daha hükümete diktiler Ye hükü-
metten bunlan yapmasmi beklediler. Onlaragöre, tüm bu ejderleriçinde en dehgetlisi ve en çok
korkulam StandardOil Sirketi'ydi.

Holdingli Sirket
Standard aleyhine tazelenmlyolarak yapilan suçlamalar ilk önce eyaletlerden ve özellikle Ohio
ve Texas'tan baglatilan tekelciligekargi açilan davalar geklinde olugtu. Hatta Kansas Eyaleti Vali-
si yörede Standardrafinerisi ile rekabet edecek nitelikte devlete ait bir petrol rafinerisi konuglan-
I

dirmak için bir plan bile hazirlamigti. Valinin planma göre ralineride çabgacakkigiler, yöre ceza-
evinden seçilmig mahkûmlar olacakti. Kansas digmda en az yedi eyalette daha ve ayrica Oklaho-
ma bölgesinde ju veya bu gekilde hukuki girigimlerde bulunuldu. Ancak Standardkendi i; uygu-
lamalarina kargi halktan gelen bu kargikoymalarm nedenlerini tam olarak anlamakta yavag kall-
yordu. 1888'de, girketin üst düzey yöneticílerinden olan biri, Rockefeller'e yazdigt bir mektupta
aynen gunlarisöylemigti:"Son günlerdegörülen bu antitröst humma kammca çilgmliktanbagka
bir geydegil Benimdügünceme göre bu tutuma karyl fevkalade vakur davranmahytz ve sorulan
gerçege uyan, fakat temeldeki olgulan açiklamayan slidan cevaplarla savugturmahylz." Böylece
.
§irkether yeyiolanak verdigince gizlitutmayadevam edecekti. GününbirindeRockefeller Ohio
mahkemelerinden birinde tamk olarak dinlenirken o derece sessiz davrand1 ki, ertesi günkü ga-
zeteler olay1anlatirken, "John D. Rockefeller'in agzi sanki bir kiskaçla kapah ve dilsiz taklidiya-
plyordu"diye mangetattilar.
Staridardzamanlagereken tüm kaynaklarini, sürmekte olan savag için seferberetmeye ka-
rar verdi. ilk etapta hukuk danigmam olarak ülkenin en lyi ve en pahah hukuk dehasmi ige aldi.
Ayrica siyasialanda da mekanizmayi etkilemek için girigimlerde bulundu ve giderek zamani iyi
ayarlanmig politik katkida bulunmayi mükemmelige varan bir sanat haline getirdi. Sözgelimi,
Ohio'dakibir siyasi partiye bagigyaptigmda,bagiçi bildiren mektubunuyollarken qu sözleriekle-
meyi de ihmal etmiyordu:"Arkadaylarimiz CumhuriyetçiParti'den hakh olarak laylk olduklan
muameleyi görmediklerikanismdalar, ancak ileride çok daha lyi geyler bekliyoruz." Ancak Stan-
dard Oil yine de bagiglarda bulunmaya devam etti. Ohio'dan seçilmig Cumhuriyetçi Senatör
senesinde yllik 44.500 dolar ücretle- avukat olarak ige al-
-1900

olan bir kigiyiçok iyi kopullarla


di. Aynca o zamanlar "Amerika'nm en önde gelen Demokratik Lideri" diye ün yapmigçok güç-
lü bir senatöre de devamli olarak kredi veriyordu. Saym senatör bu parayi Dallas digmda satin al-
digi alti bin hektarhk çiftligin bedeli olarak kullanmigtir. Standard iginin görülmesiiçin bir de
reklam acentasmabagvurmugtu. Reklamellann görevi gazetelerinde Standard'a ayirdiklari yerde
reklam yaparken, Standardlehine dostane baz1 haberler, makaleler de yaymlatmakti. O günler-
de "Kör Kaplanlar" diye amlan bazi girketter vardi ki StandardOil bunlarla da meggul olacak za-
mani bulmugtur. "Kör Kaplanlar" admdaki bu girketler dis dünyaya kargi tamamenbagimsiz bi-
rer dagittmci gibigörünürsede, ashnda hiç de bagimsiz degildiler. Sözgelimi 190l'de Misuri'de
"Cumhuriyetçi Petrol" adinda bir girketkurulmug ve Missouri'de pazarlama çah;malanna bagla-
migt1.Cumhuriyetçi Petrol ilanlarmda baglik olarak"Tröst'eHaytr", "Tekelcilige karglylz", "Tam
anlamlyla bagtmsizlik" gibiçarpicibagliklar atlyordu. Ancak, bir taraftanda gizli gizliNew York
85 no'ya yani Broadway 26'nin arka kapisma ispiyonculuk yapmaktan geri durmuyordu.
Standard'a yapilan hücumlarda bazi eyaletler zaman zaman geçici zaferler kazanmigsa da,
bunlann híçbiri devamh olmamig, baçanlan sonuca ulagmamigtir. Sir örnek vermek gerekirse,
StandardOil'in bagindan geçmig olan gu olay animsanabilir: Bir defasinda Standard Oil Sirke-
ti'nin Texas'taki pubelerinin hepsi birden Texas'tan kovulmug, mallannael konmug Ye emanete
alinmigt1.Eu olayt izleyen günlerde emanetçi kipiler Austin'deki Driskill Oteli'nde bir toplanti
yaparak Standard'a ait ne kadar mal varsa satiçaçikanlmasmiistediler. Ve gerçekten de bütün
mallarmi sattilar. Ama satigyine Standard Oil acentalarmdan birisine yaptlmigtil
Yasal suç1amalarbitmek bilmiyordtL Bu, Standardteykilatmi ister istemez daha bagka degi-
iklikler yapmaya zorladt 1892 ylhnda Ohio mahkemesinin verdigi kararla StandardTröstleri
kaldinldt ve hisseler yirmi ayn girketetransferedildi. Ancak kontrol yine eski hissedarlarda kall-
yordu. Sirketler birlegip "Standard Oil Ç1karlan" adlyla gruplandilar. Bu yeni ayarlama altmda
Broadway 26'deki Yönetim Kurulu yerini "Standard Oil Çikarlan"nt olugturançegitlikurucu fir-
ma bagkanlanna birakti ve bu defa toplanti bu bagkanlarca yapilmaya bagland1. Artik mektuplar
kattaki baylara"
"yukan

Yönetim Kurulu adresine gönderilmiyor, bunun yerine zarfm üzerine


cümlesi yazlhyordu, o kadar.

96
Ancak bu
"baylar".
"Standard Oil Çikarlan"nm reorganizasyonundan memnun kalmamigti.
Devatn etmekte olan baskilara kargi ve girketindaha saglam hukuk temellerinedayandmlmasi
iÇindaha bagka koruyucu önlemler almak gerektigL kamsma vardilar. Bu sorularm New Jer-
sey'de çözülecegiinancmdaydilar; çünkü bu eyalet son ylllarda yasalannda yapttgi degigiklikler-
le ve holdinglerin, yant bagka girketlerdehisse sahibi olabilecek girketlerin kurulmasina izin veri-
yordu. Böyle bir karar almaklaNew Jersey'in BirlepikDevletler geleneksel ip hukukuna mutlak
olarak ters dügen bir uygulamaya girdigide aynca belirtilmelidir. New Jerseybununla da kalma-
ylp yeni ortaya çikmig bu örgütlenmeye konuksever bir 19 atmosferiyaratmaya da çahylyordu.
Eu nedenlerden yararlanarak 1899 senesinde "Standard Oil Çikarlan" sahipleri tüm operasyon-
lannin merkezi olarak "New JerseyStandard Oil"i kurdular. New JerseyStandard Oil'in ilk bag-
ta sadece 10 milyon dolar olan sermayesi l 10 milyondolara ç1kanldi ve girkete diger kirk bir gir-
kette stok sahibiolma hakki verildi. Bu kirk bir girket aynca daha bagka girketlerive daha bagka
irketler de diger bagka girketlerikontrol ediyordu.
Bu ylllar sürecinde Standard OiPin kendi içinde bagka türden fakat kayda deger bir degig-
me daha oldu. John D. Rockefeller artik sayllamayacak kadar büyük, dev bir servet sahibi ol-
mustu. Fakat yorgundu ve çekilmeyi tasarbyordu;Daha elli yagmm ortalarmda genç sayilabile-
cek biri oldugu halde,bunca yillik i; stresi, yapilan saldmlarsagligi üzerinde etkisini göstermeye
baglamigtt. Nitekim 1890 yllindan sonra, eskiden beri gikâyet ettig sindirim sorunlan ve yor-
gunluk igaretleri kendisini daha sik yoklamaya baglamigt1.Rockefeller bu konuda Tann'nm onu
cezalandirdlgLm
söylerdi. Aynca gece yatarken ba; ucunda tahancabulundurmak gibibir de allg-
kanlik edinmigti. 1893 yllinda stresle baglantill bir hastaliga yakalandi. Tiptaki adi "alopecia"

olan bu hastalik nedeniylehem fiziki yönden çok aci çekti hem de kafasmdaki saçlann tümü dö-
küldü. Çareolarak iki degigik yol bulmugtu; bazen çiplak kafasim bir bereyle örtüyor, bazen de
peruk talayordu.Evvelce zayif sayilabilecekvücut yapist gimdiagin bir gigmanligadönügmügtü.
Bu arada íç yaçammda da birbirini izleyen depresyon devri ve hem yurtiçinde hem de yurtdigm-
da giderek artan giddetlirekabet gibi nedenlerle kenara çekilme kararmdaki uygulamayi geçici
bir süre için erteledi. Fakat artik igle özel yagantisi arasma bir mesafe koymugtu ve bunu koru-
maya dikkat ediyordu. Sonunda 1897'de kesin olarak daha altmig yagma gelmedenköpeye çekil-
di ve idari liderligi girketinin diger bir müdürü olan John D. Archbold'a devretti.

Petrol Tutkunu Halef

.
John D. Archbold'un halef olacagi eskiden beri beklenlyordu. Cerçektende bu kigi Standard'in
kidemli ve en üst düzey yöneticilerinin hepsinden daha yetenekli ve igin her yönünde uzman bi-
riydi. Son yirmi yll içinde Amerikan petrol sanayiinde rastlanan en güçlü çahsiyetlerden biri ol-
muqtu. Görevi devraldiktan sonraki yirmi yll içinde ise en. güçlü çahslyetoldu. Archbold'un
meslek yaçamt uzun yillan kapsamigttr.
Kisa boylu, gerçek yagindan daha genç gösteren biriydi. Çokazimliydi ve asla yorulmak
bilmez bir kipiligivardi. Daima gitmek" isteyen, kendisini tam anlamiyla hedefine ada-
"ileriye

mig, bu ugurda gerekeni ve hakli buldugunu yapan biriydi. 1860 ylh Bagkanhk Kampanyasi sira-
sinda henüz bir çocukken, üzerinde adaylann resmi olan rozet satigi yapmigti. Ayni igi erkek
kardegi de çok daha iyi bir bölgede yaptigt halde, Johnondan çok daha fazla rozet satmayt bagar-
migti.On beg yagma geldiginde bagli oldugu Metodist Papazm takdisini aldiktan sonra (Papaz
"Tanri onun gitmesini istiyor" demigti) Archbold yalniz bagina Salem, Ohio'dan trene binip Ti-
tusville'e hareket etti. Bunu yaparken asil amaci sevap kazanmaktan çok, kendisine Titusvil-
le'de petrolden bir servet kazanmaya yönelikti. Ïçe küÇükbir sevkiyat elemani olarak bagladl.
ÇokküÇük blr ücretle çahytigmdanyatacak parall yer bulamiyor, ofisteki tezgâhmaltma serdigt
yatakta uyuyordu. Zamanla petrol komisyoncusu oldu. Çokhareketli bir gençti. "Petrol tutku-

97
I

su" denen duyguya igte o günlerde kapildi ve tüm hayatt boyunca bu duyguyu korudu. Petrol
tutkusu denen bu duygu o günlerde büyük karigiklikiçinde olan Petrol Bölgeleri için çok gerek-
liydi. Genç petrol komisyoncusunu eski günlerden beri tamyan bir kompusu onun hakkinda
sonradan gunlarisöylemigtir: "Onun her gün yaptigi gün1ük igi' hiç de ko.laybir iq degildi.
'tur

Titusville'in ara sokaklan daima petrole bulagmig ve en az yanm metre derinlignde çamurla
kaph olurdu. Creek dolaymdaki durum da ayni derecede kötüydü. Buralarda çamur bazen insa-
nm ta kalçalarma kadar çiktigt halde, JohnArchbold buna hiç aldirmaz, dudaklarmda bir
ishk,

çamuru yanp geçerdi. Örelliklepetrol alacaksa ya da bir pazarhga girigecekse daha da negeli
olurdu..."
Archbold içten bagka bir gey bilmezdi, hiçbir eglencesi yoktu. Zamanla kritik durumlarda
havay1yumugatmak için espriye bagvurmayi ögrendi ki bu ileride kargilagtig çatigmalar Ye anla-
gilmazhklarda çok yararh olmugtu. Çokseneler sonra, olgunluk çagmda kendisine Standard
Oil'in het zaman kendi çikarlariiçin mi savagtigt soruldugunda, buna kuru bir yanitla karç1hk
vermig ve "Her zaman her geyi hay1rsever amaçlarla yapttgimiz söylenemez" demigti. Zamanla
yapmayi ögrendigi bagka bir gey de olaylan, ne derece can sikic1olursa oisun, bir perspektifal-
tinda degerlendirmekti. Kendisini bagkalanna, özellikle John D. Rockefeller'e nasil çok yararli
yapabilecegi, kanitlayabilecegi konusunda uzun uzun dügünür, tahmin yürütürdü. Daha 1871
ylli baginda, Titusville'de bir otele kaydml yaptirdigi sitada Rockefeller'in gözüne çarpmigtl. Roc-
kefeller otel defterine imzastni atarken kendi imzastmn hemen üstünde bir bagka imza görmüg,
dikkatini çekmigti. Eu genç petrol komisyoncusu ve rafinericisi JohnD. Archbold'un imzastydi
ve imzayi pu gekilde atmigti: "JohnD. Archbold, varili 4 dolar." Petrolün hiçbir yerde bu flyatm
.
yakmma bilesyaklaçamadigi öyle bir günde bu denli kendine güvente yapilmig böyle bir reklam
Rockefeller'i etkilemigti; bunu defterine not olarak yazdi.
Faal bir adam olan Archbold zamanla Titusville Petrol Mübadele Qirketi'ne sekreter oldu.
Güney Geligim Sirketi olayi strasindave 1872 Petrol Savaglansürecinde Rockefeller ve demir-
yollan, petrol üretimi üzerindeki kontrolü kendi tekellerinealmaya çabaladiklan zaman, Arch-
bold Petrol Bölgeleri'nde buna kargt ç1kanliderlerden biti olarak ortaya çiktive kendini gösterdi.
Rockefeller'i en sert gekilde,acimasiz deyimler kullanarak elegtirdi. Ancak Rockefellerbu elepti-
Tilerde Petrol Bölgeleri'nin temel sorunlanm yakalamig, kendini
tam anlamiyla ige adamty, gere-
ginde saldirgan ve acimasiz olabilen, fakat her zaman için esnek ve uyumlu kalacak bir kipilik
sezmisti. Nitekim uyumluluk konusunda isabetli dügündügü 1875'teki bir olayla kamtlandi.
RockefellerArchbold'u kendilerine kat11maya çagirdiginda, Archbold tüm olaylari arkada birakip
çagriy1itirazsiz kabul edecekti. Kendisinden ilk istenen Oil Creek'te ne kadar rafineri varsa hep-
sini eksiksiz ele geçirmek ve bunu girlice yapmakti. Verilen bu.görevi mutlak kararblikla üstlen-
di ve birkaç ay gibi kisa bir sürede yirmi yedi rafineriyisatin almayi veya kiralamay1 bagardi.
Ama bunun bedelini de fiziki yönden bir Çöküntüyeugrayarak ödedi.
Archbold hizli adimlarla Standard Oil Sirketi'nin tepesine ilerliyordu. Meslektaglarmdan
biri sonraki yillarda onun için qu sözleri söylemigtir: "Bir geyekarar verdigini siyah gözlerinin ki-
v11cimsaçan bakiglanndan hemen anlardik, daha sonra yeniden gülümsemeye baglardi." Roc-
da
zaafim" dedigi bu engeli gider-
"tallhsiz

kefeller'le arasmda önemli bir engel vardi ve kendisinin


mesi gerektigine inanlyordu. "Talihsiz zaatim" dedigi gey alkole olan agiri dügkünlügüydü. Bun-
dan kurtulmasi için Rockefeller içkiye paydos yemini etmesini ve yeminini tutmasimisteyerek
bunda Israr etti Archbold Rockefeller'in istedigini yaptL Artik Archbold tam elli yaginda, arka-
smda petrol sanaylinde geçirdigi otuz ylh apkm bir süre birakarak, StandardOffin bir numarall
adami olmugtu. Rockefeller ise Broadway 26 adresiyle temasmikesmemig olmakla beraber, yö-
netimi devrettigi günden itibaren kendisini malikânelerinin bakimma, hayir iglerine, golf oyunu-
na ve devamh olarak her gün biraz daha artan parasmm idaresine verdi. 1893-1901 ytllan ara-
sinda Standard Oll'in ödedigi hisse degeri 250 milyon dolardan fazlaydi ki bunun yarismdan da-
ha fazlasi sadece alti adama gitmigtir ve toplam paramn net dörtte biri Rockefeller'e ödenmigtir.
Standard Oil'in ortaya döktügü dag büyüklügündeki banknot ylgim o denli görkemliydi ki, bunu
gu sÖzlerle tammlamigtir:"Gerçekten dev kadar büyük bir banka. Bir sanayinin içinde kurulmuy
ve bu sanayiitüm rakiplerine kargi finanse eden bir banka."
Bu arada, günlük sorumluluklardan kur tulan Rockefellerbu yeni düzen içinde eski saghgma
yeniden kavugacakti. 1909 ylhnda doktoru bir kehanettebulunarak ona yüz yagma degin yaçaya-
cagmi söylerken bu kehanetini üç ayn nedene baghyordu. Doktorun.dedigine .göre, Rockefeller
çok basit olan üç kurala daima uymugtu. Bunlardan birincisi üzüntülü geylerden daima uzak·kal-
mak, ikincisi açik havada yeteri kadar egsersiz yapmak, üçüncüsü de sofradan her zaman biraz aç
kalkmak glbi basit önlemlerdi. Rockefeller girkette olup bitenlerle temasmikesmiyor, fakat pirke-
tin idatesine hiçbir zaman faal olarak kanymiyordu. Zaten buna Archbold da razi olmazdi.
Her cumartesi sabahl Archbold, Rockefeller'in ziyaretine gider Ye girketiglerini en büyük
hissedar olan Rockefeller'le oturup konugurlardl. Rockefeller igten elini çektigi halde, aslmda ,

haksiz olan bir tutumla


"bagkan"
sifatim daima kendinde tutmugtur Aslmda bu konuda da Stan-
dard'm
"tam

gizlilik"ilkesine uyulmuy ve Rockefeller'in igi biraktigi kesin olarak sakhtutulmu§-


tu. Igidevrettigi bilinmedigi için Standard'in yaptigi her iyten yine o sorumlu tutulabilirdi.Roc-
kefeller ismi artik Standard ile ey anlamli kullanthyordu. Tüm eleptirilerin, kizgtnliklarm ve tüm
saldinlarmodak noktasi oydu. Rockefeller acaba bagkanhk sitatimne sebeple üzerinde tutmu?
tu? Meslektaglarma göre onun ismi bu imparatorlugu hir bütün olarak tutmak ve dagLlmaSml
önlemek için garttive aynca bir korku faktörü olarakda gerekliydi. Bazi kimseler ise bunun,
en
büyük hissedar oluguna kargi bir saygi igareti oldugu görügündeydiler. Nedeni ne olursa olsun
.
yeni yüz yll girdikten hemen sonra girketin üst düzey müdürlerinden bir bagkasi, H.H. Rogers
glzlice bagka bir görügüortaya atiyor ve yöyle diyordu: "Bagkanlik unvanim korumasi gerektigi-
ni ona biz söyledik. Mahkemelerde aleyhimize açilmig birçok dava vardi ve híçbiri sonuçlanma-
migtl. Rockefeller'e eger içimizden biri bir gün hapsi boylarsa, kendisinin de bagkan olarak bi-
zimle hapse gireceginisöyledikve ondan bunu istedik" demigtir.

Pirtmalar Koparan Olay


Standard'a yönelen suçlamalar on dokuzuncu yüzyilm sonunda bir hayli piddetlendi. O günler-
de Amerika'da
"ilericilik"
dedikleri yeni ve güçlü bir reform ruhu dogmuy ve bu akim giderek
yükselme egilimine glrmigti.Ilericilikakimmdaki ana hedef; siyasi reform, tüketicininkorunma-
si, sosyal adalet, daha lyi çahgmakogullan ve büyük iglerin kontro]ü ve ayarlanmasigibi kavram-
lardi. Büyük iglerin kontro]ü akimi o günlerdeAmerika'yi bagtan baça saran girketler birlegmesi
dalgasi geregince acil bir sorun olarak ortaya çikmig ve tröst sayismda htzli bir artiga neden ol-
mugtu. Amerika'mn ilk tröstü olan Standard Oil Tröst'ün kurulug tarihi 1882'dir.Ancak birley-
me hareketinin gerçekten hizlanmasi 1890'lara rastlar.Yapilan sayima göre, 1898'den evvel
toplamkapitalleri 1,2 milyar dolar olan 82 tröst kurulmuy durumdaydi. 1898-1904 arasmdaysa
ayrica 234 tröst daha kuruldu ve bunlar 6 milyar dolar daha ek sermayeyle çahgti.Bazilarina gö-
re tröst - veya tekel, kapitalizmin en uçtaki icraati anlamma geliyordu. Diger bazi kipilerse trös-
tü bagka gözle görüyor ve sistemin bir geregi, bir patlamasi oldugu görügünü savunuyorlardi.
Bunlara göre mevcut sistem yalmz çiftçilerive ameleleri degil, orta similarf ve mütesebbis iga-
damlanm da tehdit ediyor, bu kipilerin iktisadi yönden kendilerini haklanndan yoksun b1rakilmt;
görmelerine ve bundan korkmalarma neden oluyordu, 1899 yllinda tröst yasasi gu sözlerle ta-
nimlanmigti: "Tüm ûlkeninkaryt karplya oldugu en büyük ahlaki, sosyal ve politik savag." 1900
ylh Bagbakanhk Kampanyasi'nda iglenen en önemli konulardan biri tröst konusuydu. Nitekim
Bagkanlik yarigmda zafer kazandiktan hemen sonra Bagkan William Mc Kinley sekreterine
"Tröst konusu ciddi ve acil bir sorun olarak derhal ele almmali" demi tir.
Tröst konusunu ilk ele alanlardan biri olan Henry Demarest Lloyd, Standard Oil'e sert sal-
ditilarda bulunuyor, elegtirilerini yaztyada döküyordu. 1894ydindaki Wealth Against Common-
wealth (Devlete Kargi Servet) adh kitabi bunun bir örnegidir. Su yazann uyarmasindan sonra
korkusuz bir grup gazeteci, toplumun kötü ve saglikliyönlerini aragtirip yazili olarak ilan etme-
ye yöneldiler. Yeni bir ilericí hareket çiginni açmi§ sayllabilecek bu yazarlar ileride
"muckra-

ker'ler" (haksizligt bulup çikaran) olarakanilacak ve bu ilerici hareketin merkezinde yer alacak-
Bir
tir. tarihçinin gözledigt gibi "Amerikan Ilericilik Hareketi'nin elegtiride baçardigL en temel ic-
raat iglerin teghirigeklinde olmuytur."
HaksizligL
bulup çikarmaigine Mc Clure dergisi kendisini bütünüyle adadt Ü1kenin önde
gelenyayinlarmdan biri olan bu derginin tiraji yüz binleri buluyordu. Yayincisi ise bagma buyruk
hareket eden, kapsamli dügünen, hayal gücü kuvvetli Samuel Mc Clure'dü. Kendine özgü huy-
lari vard1. Paris ve Londra'ya yaptigt bir yolculukta kravat koleksiyonu yapmak istemig ve bir se-
ferde tam bin tane kravat almigtt. New York'a dönügünde etrafina yetenekli bir yazarlar grubu
topladi.Eu yazarlar yazacak çok ilginç ve sansasyonel bir konu anyorlardt. 1899'da bunlardan
birine yazdigi bir mektupta Mc Clure qu satirlara yer veriyordu: "Çokilginç konuyu buldum. Eu
tröst konusudur, Firtinalar koparacak bir olay. Halkm bilmek istedigi bir konuyu tüm yönleriyle
.
okuyucuya sunan bir dergi kugkusuz büyük bir tiraj patlamas1yapacakttr."
Derginin editörleri bu konuyu ele aldiklan zaman girket birlegmesini açiklamak için agirligt
belirli bir tröst üzerinde yogunlagtirmayi kararlagtirdilar. Fakat bu hangi tröst olmallydi? Önce
SekerTröstü sonra da Siglr Tröstü üstünde durdularsa da sonradan her ikisinden de vazgeçtiler.
Bunun üzerine yazarlardan biri Californiidaki petrol kegfinden söz etti. Derginin yazi igleri mü-
dürü olan lda Tarbell buna itiraz etti ve bu konudaki görüglerinigöylebelirtti: "Planimiz konuya
hücum olmalidir, buna yönelik yeni bir plan yapmallyiz. Endüstrilerin ve ticarigeligmelerinsa-
dece büyüklükleríní ve ülkenin birçok yerine getirdigi degigikliklerigöstermek yeterli d€gLldÌf.
Öylebir plan yapahm ki, okurlar endüstri liderlerinin birlegmesini ve bu kaynaklari kontrol alti-
- na almalanm saglayan büyük ilkeleri açikça görebilsin."

Rockefeller'in "Bayan Arkadaç1"


lda Minerva Tarbell bu sözleri söylemesinden çok daha evvel kendisini Amerika'nin ilk büyük
gazetecisi olarak kanitlamigti. Uzun boylu, ciddi, sakin ve otoriter görünüglü bir kadmdi. Alleg-
heny Koleli'ni bitirdikten sonra Paris'e gitmig,Fransiz Íhtilaliliderlerinden olup yaçamt glyotin-
de son bulan Madam Roland'm biyografisiniyazmigti. Tarbell kendisini meslegine adamtç ve bu
nedenle de hiç evlenmemigti. Ancak hayatmm daha sonraki yillarmda aíle yagami ve kadinlarm
çektigtaclar glbi konulan iglemigtir. Yirminci yüzyil baglar1nda kirk yaglarmortasmdaydt ve da-
ha o zaman bile Napolyon ve Lincoln'un baçanli ve ustahkla yazilmig biyografilerini kaleme al-
mig, taammigbir yazardi. Davraniglari ve görünü üyle gergek yagmdan daha fazla gösteriyordu,
Mc Clure'de edebiyat kögesini yazan diger bir kadin, Tarbell için gunlari söyler: "Yagami boyun-
ca kendini insanlardan urak tuttu. Onu derinine incelemeyip yüzeysel olarak görenbiri için Tar-
bell kadmca higbir kaprisi olmayan biriydi." Mc Clure tröstlerkonusunu iglemeye karar verdigi
günden beri bu konuyu her zaman gündemdetutuyordu.Tarbell de bu lçonuda kendi tahkikati-
ni yapmaya'yöneldi. Yalnizbu davada önünde bir engel vardi, Tröstlerin Anasi olan engeL Ama
Tarbell yllmadi ve devama karar verdi. Mc. Clure'ün onayint almak için bir çamur banyosu yap-
ma pahasma italya'nmeski bir kaplicasina giderek onay aldi. Böylece Tarbell eninde sonunda
Standard'a dayanacak aragtirmasma baglamigoldu.
Yagamsürprizlerle doludur ve bazen insana oyun oynar. Tarbell'in aragtirmalar sonucu yaz-
mig oldugu kitap da Petrol Bölgelerl'ni fethetmig olan muzaffer kimselere kargi oynadigt bir
oyun, son bir intikam olmuytur. Çünkülda, Petrol Bölgeleri'nin karmagik atmosferinde büyü-

100
müçtü.BabastFrank Tarbell, Drake'in keyfinden hemen birkaç ay sonra tank imalatçisi olarak ige
almmig, 1860'larda durumunu oldukça düzeltmig, toparlanmig,bir süte kalmak için gürültülü
Pithole kasabasma yerlegmigti.Bir gün beklenmedik gekildeoradaki petrol yataklannm kurumasi
ve petrolfigkiranküçük gehrin mahvolmasi üzerine Frank Tarbell altml; bin dolara yeni yapilmig
olan kasabamn en büyük otelini alti yüz dolara satin aldi. Oteli tümüyleytkip Fransiz usulünde
yapilmig pencereleri, güzel kapilan ve ahgap parçalan, tahta ve demir tutamaldan bir vagona
yükleyip hepsini birden on mil uzakliktaki Titusville'e tagidi.Su malzemeyi kullanarak Titusvil-
le'de ailesi için güzel bir ev yapti. lyteküçük lda Çocuklugunukarmaganm en uçta oldugu böyle
bir atmosferin kalmt11ariiçinde geçirmigti.(fleriki yagammda Pithole'ün öyküsünü yazmak, eseri-
ne de "Petrol tarihinde hiçbir gey Pithole kadar dramatik olamaz"ismini vermek istedi).
1872'de Frank Tarbell, Petrol Savaglart'nda, GüneyiGeligtirmeSirketi kargismda bagimsiz
petrol üreticileriyle ittifak kurdu. Daha sonra da, Petrol Bõlgeleri'nde yagayan birçoklan gibi o
da çabymahayatml Standard'm flerlemesine kargi devamh mücadelelerle ve mücadelenin getir-
digi acilarla dolu olarak geçirdi. Daha sonraki yillarda lda Tarbell'in erkek kardegi William, Ba-
gimsizSafPetrol Sirketi'nin önde gelen yetkililerinden biri olmuy ve girketinAlmanya'daki pa-
zarlama operasyonunu igletmigtir. lda Tarbell hem babasmdan hem de erkek kardeginden bu igin
güvencellolmadigini, tehlikeleriçerdigini ögrenmig, kardegi William'm söyledigine göre bir çe-
"kumar
git oynamak" oldugunu anlamigti. 1896'da yazdigt bir mektuptaWilliam "Çogu zaman
baçka bir içte olmay1istemigimdir. Eger bir gün zengin olursam bilinsin ki paramm çogunu gü-
venceli bir ige yatinr1m" demigti. Ida babasinm yaçadigtactlan ve parasal sikmtilan da unutmuy
degildi; ipoteklí evleri, baçansizhk duygusunu tatmig olmak, etraflanndaki fesat gebekesinekargi
açikça görülen çaresizlikleri, Standard'la anlagan ve anlagmayanlarin getirdigiburukluk ve gör-
dükleri farkh muamele hâlâ hatirmdayd1.
Art1k yagt bir hayli ilerlemig olan babast kizinm Mc Clure hesabma Standardhakkmda sorug-
"ßu
turmaya girigtigini ögrendigt zaman kizina igi yapma Ida, bu inceleme dergiyi mahveder" de-
migti.
Bir akgam Alexander Graham Bell'in Washington'da verdigi bir ak§am yemeginde Rocke-
feller'e bagli bankalardan birinin 2. Bagkani Ida'yi bir köpeye çekerek Mc Clure dergisinin mali
durumunu sordu. Aslmda yaptigi, Mc Clure konusunda kendisini uyarmak isteyen babasimn de-
digt gibi Ida'yi nazik sözlerle tehdit etmekti. Bu soruya Ida'nm yaniti oldukça sert oldu: "Özür
diferim, fakat bu benim için hiç fark etmez" dedi.
Artik onu hiçbir gey durduram1yordu. Yorulmak bilmez, kendini tüketen bir aragttrmaci
olarak aym zamanda bir çegit haflyelik görevini de yüklendi. Kendini tamamen incelemeye ver-
di ve çok sansasyonel bir öykü üzerinde oldugu inancru hiçbir zaman yitirmedi. Aragtirmalarda
asistanhk yapan bir adamim geçmigi hatirlayan kipileri araylp bulmasi için Cleveland'm arka so-
kaldanna yolladi. Oradan gönderdigi mektupta asistan gunlariyaziyordu: "JohnD. Rockefeller
denilen bu adam, Amerika'am en acayip, en suskun, en glzemli ve en ilginç çahsiyetidir. Su ül-
kede yagayan insanlar onun haklanda hiçbir gey bilmiyor. Rockefeller konusunda yapilacak par-
lak, baçanli bir karakter incelemesi Mc Cluer'e en büyük kozu kazandiracaktir." Bu sözler üze-
rine Tarbell bu kuman oynaylp en büyük kozu kazanmayi aldina koydu.
Fakat dogrudan dogruya Standard'a ulagmamn yolu acaba neydi? Bu konuda hiç beklen-
medik yerden yardim eli uzatildt O günlerde Standard'daJohn Archbold'dan sonra gelen en ki-
demli ve en güçlü kipi, ayni zamanda kendi konusunda tanmmlybir spekülatörH.H. Rogers'di.
Standard'm boru hatti ve dogal gaz iglerinden sorumluydu. Ancak Rogers'in igten bagka kigisel
ilgi sahalan da vardt. Yaklagikon yll önce Mark Twain'in arapsaçma dönmüg, iflas durumundaki
mali hesaplarmi ele almig ve bir düzene sokmugtu. BöylelikleH.H. Rogers'in Amerikan yazm ta-
rihine kendi çapindabüyük hizmette bulundugu söylenebilir. Twain'in hesaplarmt düzene sok-
tuktan sonra ünlü yazann parasmi o kadar iyi idare etti ve o kadar iyi alanlara yatirdi ki, artik

101
Mark Twain sikmtill durumundan ötürü odada
"be;

apagtbeg yukari" dolagmaktan vazgeçti. Bu


konuda Rogers gu açiklamayi yapiyordu: "Kendisikmtilarimdanbikkmlik duydugum zaman bir
dostumun sikmtilanm gidermeye çaligrim, bu beni dinlendirir." Rogers, Mark Twain'in kitapla-
nni çok sever, zaman zaman yüksek sesle egine ve çoculdarmaokurdu. Zamanlabu ikisi çok sa-
mimi iki dost olmuglardi. Mark Twain bilardo oynamaktan hoglanir, bu Oyunu Rogers'in armaga-
m olan masa üzerinde oynardi. Ancak konu i; oldugu zaman Rogers çok sert davramr, duygusal-
liga hiç yer vermezdi. Ne de olsa, bir vakitler Standard Oil scrupturmasi yapan komisyona klasik
bir beyanda bulunup, "Bu ige sagligtmizi kazanmak için girmedik, para kazanmak için girdik"
diyen adam oydu. "Who's Who" adlt ve Amerika'daki ünlü kipileri tamtan kitap.kendisini kisaca
"Kapitalist" olarak göstermigti,ancak bagkalari onu Wall Street'te yaptigi spekülasyonlar nede-
niyle "Zebani Rogers" diye anardi. Rockefeller'in kendisíni tutmadigimbilir, bunun sebebinin de
kendi deyimiyle
"dogu

tan kumarbaz" olugundan kaynaklandigim sanirdi. Gerçekten de hafta


sonlari, borsanin kapandigt günlerde Rogers bir türlü yerinde duramaz, harekete geçtnekiçin
'

dayamlmaz bir istek duyar, sonunda da poker oyununa dalardt ve bu ali§kanligmida degigtirme-
ye yanagmazdt
Mark Twain'in dürtüsüyle Rogers sagir ve kör Helen Keller'in egitim finansmanmi üstlendi
ve onurt Radeliffe'e gitmesinisaglad1. Twain pahsen Rogers'e kargi büyük minnettarlik duyar,
onun lçin sirasi geldiginde bir gün söyledigi gibi ¶imdiyekadarki en iyi dostum" der, ayrica "Ta-
mdigim en lyi insan" sözünü eklerdi. Zaman zaman yayincihk da yapan Twain bir seferinde
Henry Demarest Lloyd'un Standard'a hücumla dolu Devlete Kargi Servetbagliklikitabini yaytm-
lamasi için lyi bir teklifalmigtl. Ancak Twain bu teklifigeri çevirdi ve egine yardigt bir mektupta
duygulanni gu sözcüklerle anlatti: "Onlara sunu söylemek isterdim: Dünyada deger verdigim
tek adam, umursadigim tek adam, beni ve yakmlanmt açhktan ve utançtan uzak tutmak için
kendi terini ve kamm harcayan adam, dügmammiz olan StandardOil'in bir mensubudur... Fa-
kat bu sözleri söylemedim.Onlara hiçbir kitap yayimlamak istemedigimi, yayincthk igini birakti-
gimisöyledim."
Mark Twain, Rogers'inBroadway 26'daki ofisin.eistedigi zaman serbestçe girip çikar, ba-
zen de
"yukardaki
baylarla" onlann özel yemek odalannda ögle yemegi yerdi. Bir gün Rogers,
Mark Twaín'le konugurken Mc Clure'ün Standard'm geçmiginikonu alan bir kitap yazma hazir-
liginda oldugunu laf arasi söyledi ve ondan bu geçmigin ne oldugunu ögrenmesini istedi. Twain
aym zamanda Mc Clure'ün de dostu oldugundan yayimcimn kim oldugunuonlara sordu. Olay-
lar birbirini kovaladi ve sonuçta Twain, Ida Tarbell'in Rogers'la kargilagmasmisagladi. Ida'nm is-
tedigibaglanti böylece kurulmuytu.
lda ile Rogers tampmasi1.902Ocak ayma rastlar. Ida, StandardOil'in bu güçlü adamiyla yüz
yüze gelip konugmaktan oldukça endigeliydi, fakat Rogers onu sicak bir konukseverlikle kargiladi.
Ida o anda Rogers'in "Wall Street'teki en yakigikli ve en seçkin pahsiyetolduguna" karar verdi.
K.onugma yumugak bir havada sürüp giderken özel hayatlara deginildi ve Tarbell henür küçük bir
kirken Rogers'in de petrol bölgelerinde aym kasabada oturdugu, o strada küçük bir rafineri igletti-
gi ortaya ç1ktt.Rogers kadina, kirahk evde oturmanin, 14 hayatmda bagartsizligm itiraft saylldigt
günlerdenasil kirahk evde oturdugunu Ve bunu yapmaktaki amacmm da Standard Oil'den hisse
almak oldugunu söyledi. Tarbell'in babasim animsadigmi, igyerindeki "Tarbell Tank Dükkâni"
levhasim bile hatirladigmi sözlerine ekledi. Söyledigine göre hayatmda hiçbir zaman o günkü ka-
dar mutlu olmamigtl. Bullari Söylerken belki de içtendi veya kimbilir, belki de ev ödevini yapan
lyi bir psikolog gibi davramyordu. Sebep her neyse, Ida Tarbell'i cazibesiyle etkiledigi kugku gö-
türmez. Aradan yillar geçmesinekargin Ida o günü her andiginda Rogers'den içtenlikle "Bayragi-
ni Wall Street'tedalgalandtran en mükemmel korsan" diye söz edecekti.
Tamymalarmdan sonraki iki yll, Ida ve Rogers düzenli olarak bir araya geldiler. Sirket politi-
kasi ziyaretçilerin birbirleriyle kargilagmasiniyasakladigi için Ida girkete bir kapidan girlyor, çi-

102
karken bagka bir kapiyi.kullamyordu. Zaman zaman kendisine 26 Broadway'de bir masada otu-
rup çaligmaayncahgt bile veriliyordu.Rogers'e geçmigte Standard'la iligldliolaylarin dosyasim
getiriyor, Rogers bunlarla ilgili dokümanlari, rakamlari, olaym gerekçelerini, açiklama ve yorum-
lari bulup Ida'ya veriyordu. Ona kargi garip bir geldldeaçik davramyordu. Sözgelimibir kig günü
"yasalan
Ida ona cesaret göstererekStandard'innasil olup da kendi çikarlarma göre ayarladigi-
m" sorabiliyordu. Rogers bu soruyu qu sözlerle yamtlad1:"Ah, kugkusuz bunu yaplyoruz. Politi-
kacilar buraya gelip kampanyalanna fon katkisi yapmamizi istiyorlar. Biz de her birine kipiselola-
rak bir fon veriyoruz... Elimizi ceplerimize sokup kampanyada kullamlmak üzere hatm sayilir
bir para ödüyoruz. Ílerideçikarlanmiza ters dügen bir fatura geldigindekampanyanin müdürüne
gidip ¶öylegöylebir fatura geldi, ödemek istemlyortiz, sizden bizim ç1karlarimizigözetmenizi
bekliyoruz' diyoruz. Zaten herkes de bunu yaplyor."
Acaba niçin bu denli açik sözlü davranlyordu? Bazilannm anladigma göre bu, o günlerde
arasi açik olan Rockefeller'e kargi bir öç alma tepkisiydi.Kendi aç1klamasiise daha gerçekçiydi.
Tarbell'e yazacagi öykünün "StandardOil Sirketi hakkmda sonuncu eser olacagmi", nasilolsa
uygun" yansitmasmi istedigini, bunun için elinden
"gerçege

yazacagi için girketin durumunu


her geleni yapacag1msöyledi. Hatta onun Henry Flagler'le tamsmasmibile ayarladt Ancak Flag-
ler o stralarFlorida'daki kendi muazzam arazislyle megguldü. Tarbell'le kargilagtiglnda onu bir
hayli tedirginetmig, hiç konugmarmgti. Sofu bir görünüm içinde "Tanri istedi, zengin olduk"
cümlesinden bagka tek bir sözsöylememigti.Bu arada Rogers bizzat Rockefeller'in kendisiyle de
bir mülakat ayarlayabileceginí ima ettiyse de bu gerçeklegmedi. Bunun nedenini Rogers hiçbir
zaman açiklamamigtir.
Tarbell'in uzun vadedeki plam, bir meslektagma söyledigi gibi, "Standard Sirkett'nip geç-
migi hakkinda hikâye türü bir belgesel" yazmakti. "Yazacagtm belgeselin mutlaka kargi-görüy
yansitmasi gerekmez.Bagarabildigimkadar pitoresk ve dramatik üslûpla gerçegi oldugu gibi gös-
teren, bu büyük tekeli katiksiz sergileyenbir gey olsun istiyorum" diyordu. Bu eserdeki katkisi
altmdaydL
ve girketinedenlyle gurur duyan Rogers de aym izlenim
Tarbell'in baglangtçtaki niyetine olursa olsun, Mc Clure'de 1902 Kasim aymda yaylma gl-
ren dizisi mutlak bir bomba etkisi yapti. Aydan aya çikan yazilannda girketin makinelegme ve
manevra numaralanm, rügvet ve acimasiz rekabet õykülerini nakig gibi ustallkla igliyor, bu dik
kafalt girketinkendisine bagimli öteki girketlerle yaptigi sonu gelmez savagi, onlan nasil incittigi-
ni tüm agikhglylasergiliyordu. Artik yazdlgL makaleler ulusun agzmda kipiden kipiye dolaglyor,
yení yeni belgesellere kapi açiyordu. Dizisinin ilk yayimmdan birkaç ay sonra ailesini görmek
için Titusville'e gittiginde "Yaptigim igin bir hayli tutuldugunu görmekten memnunum, bu çok
ilginç bir gey.Bazi arkadaglanmin kehanetlerinin aksine ne kaçinidim ne de yazdiklanmdan do-
lay1mahkemeye verildim. Insanlarbenimle serbestçe konugmak istiyorlar" diyordu. Tüm olan-
lara ragmen Rogers bile, makaleler yaymlandikça ona kargihâlâ iyi davranmaya, kendisini neza-
ketle kabule devam ediyordu. Dostluklan Tarbell'in Standard'in casusluk gebekesinin nasilçahg-
tlglmaÇ1klayanyazisi çiktigt güne kadar devam etti. Bu yazida Tarbell en küçük bagtmsiz pera-
kendecilere bile nasil baski yapildigina Israrla deginlyor, yazimn agirhgim asil bunlann üzerinde
yogunlagtinyordu. Rogers bundan ç1lginadönmügtü. Aralanndaki iligkiyi derhal kesti ve onu bir
daba görmekistemedi. Ancak Tarbell yazdiklanndan híç de pigman degildi. Daha sonra bu ko-
nuda Tarbell qu sözleri söyleyecektir: "Bu ispiyonluk iginin ortaya ç1ktnasiStandard'a karyl mi-
demi bulandlrmigti... Çünkübence bu, girketorganizasyonundamevcut onca deha ve yetenek-
le hiçbir gekilde-bagdagmayan tiksindirici bir geydi. Standard'la ilgili hiçbir yey bende bu olayin
tattirdigi duyguyu uyandirmamigtt." Tarbell'in sözünü ettigi duygu, yazann Standard'aait ileriki
çahymalanndave teghir iginde bileyici bir faktör olmugtur.
Tarbell'in dizisi kesintisiz olarak yirmi dört ay devam etti ve 1904 Kasim aymda kitap ola-
rak basildi. Kitap "Standard Petrol Sirketi'nin Geçmigi" adlyla yaymlandi ve sonunda tam altmig

103
dört tane de eki vardi. Su eser -kaynaga inmekte kargilaplan engellere ragmen- açikhkve cesa-
ret ifade eden, girketintüm tarihini büyük bir ustaliklaigleyen gerçekten degerli bir eserdir. Yü-
kontrollü gibi görünürse de, bu yüzeyin altmda giderek
- zeysel baktpla okundugunda duygular
kizigan bir ölke gizlidir,Rockefeller'e yöneltilmig etkin bir suçlama ve insan bogazlayan tröstün
öyküsü hep bu yüzeydekikabugun altmda sakllydi. Hiristiyanahlak törelerinefazlastylabagh ol-
dugu iddia edilen Rockefeller,Tarbell'in öykü türündeki kitabmda ahlakla hiçbir ilgisi olmayan,
ahlak.kurallanm tümüyle çigneyenbiri olarak tamtihr.Yazar kitabmda ondan pöylesöz eder:
"Bay Rockefeller oynadigi her oyunda sistemli olarak hilell zar kullanir. Ayrica 1872'den beri ra-
kipleriyle girigtigiyanglarin bir tekinde bile adil bir start yaptigt söylenemez."
Kitabm yayinlanmasi bagh bagma bir olaydl. Gazeteninbiri kitap için "Bu ülkede yazilan ki-
taplar arasmda kendi türünde en dikkate deger olani" diyordu. Samuel Mc Clure, Tarbell'e qu
sözlerisöylemigti: "Siz bugün Amerika'da en ünlü olan kadmsiniz... Dünyamn dört bir yanmda
insanlar sizden o derece sayglylasöz edlyorlar ki, ben bile sizden adeta korkar oldum." Sonraki
günlerde Avrupa'ya gittiginde Avrupa gazetelerinde bile
"yaptigi
igten devamli olarak bahsedildi-
glni"yazmtytir.Standard Oil'in New Jerseykolu bile ki olarak kitaba sicak yaklagmlyordu-
-dogal

uzun yillar boyunca 1950'lere kadar "Amerikan ekonomikhayatt ve i; tarihikonusunda bu kadar


çok satilan ve içerigi kamuoyunca bu derece benimsenen tek bir kitap bile yazilmad nl."kabul
etmek zorunda kahyordu. Tartigmagötürebilir olmakla beraber bu kitabm BirlegikDevletler'de ig
hayatim konu alan gelmiggeçmig en etkili eser oldugu söylenebilir.Tarbell yaptigibir açiklamada
öyle demigtir: "Onlarin büyüklügüne ve servetinekarpt herhangi bir art dügüncem yoktu, ku-
ramsal durumlanna da itiraz etmiyordum. Standard'inbirlegme yoluna glderek ellerindengeldi-
gincebüyümesini ve zenginlegmesini isterdim, ama yalnizca megru yollardan glderek. Ancak on-
lar hiçbir zaman adil olmadilar ve bunun için gözümdekibüyüklükleri de kaybolup gitti."
Ida Tarbell'in yazdigi öykü bu kitapla kalmad1. 1905'te son bir atak yaparak Rockefeller'i
kipisel olarak yerden yere vuran, onun portresini acimasizca çizen öfke dolu bir yazi daha yazdi.
Tarbell'in biyografisiniyazmig olan kigibu konuda göyledemigtir: "Yazdlglbu son eserdeTarbell
Rockefeller'i patavatsizhkla, çam devirmekle ve babasin1yllan gibi bir petrolcü olmakla suçla-
migtir." Gerçektende bu ikinci kitapta yazar Rockefeller'in fiziki görünümünü,hastallgmm ne-
den oldugu dazlakhgmi iglemig, bunlan ahlaki bir zaaf olarak göstermigtir.Bu yaptlgl belki de
Petrol Bölgeleri'nin vefah bir eviadinm son intikamiydt. Niteldmmakalelerin sonuncusunu bitir-
mek üzereyken, bir vakitler Rockefeller'le çatigmigve yenilmigbagmstz petrolcülerden biri olan
babast Titusville'de ölüm dögegnde can vermekteydi. Makaleyi bitirir bitirmez babasmin yamna
kogtu.
Acaba Rocliefeller'in tepkisi ne olmugtu?Makaleler birer birer yaymlandikça, ziyaretine
gelen e'skibir kompusu evine ugray1p Rockefeller'in "hamm
arkadagi!" dedigi Ida Tarbell konu-
sunu açard1. Rockefeller bu konuda punlan söylemigtir: "Sunubil ki zaman degigti. Artik híçbir
gey sen ve ben çocukkenoldugu gibi degil. Dünya sosyalistler ve anargistlerle doldu. Herhangi
bir sahada díkkati çekecekkadar baçarili olamn hemen tepesinebinip ezmeye çabglyorlar."
Bu konugmadan sonra Rockefeller'in tutumunu yorumlayan komgusu onu
"ava
çikan bir
avclya benzetecek ve hiçbir avcmin ara sira kafasma yiyebilecegi darbeden en ufak bir rahatsiz-
lik duymayacagini" söyleyecekti. Aynca Rockefeller'in zarardan çok yararb icraat yaptigina inan-
dlglm da ekleyecekti.Rockefeller, sirasigelip de Ida Tarbell'densöz ettigi yerlerdekendisini topa
tutan bu kadmdan Bayan Tar Barrel (Bayan KatranhFiçi)diye bahsedecekti.

Tröst-Çatlatan
Tarbell kesinlikle bir sosyalist degildi. Standard'a yönelik hücumlarmda büyük girketleringücü-
ne kargi, kargit bir güç kullamlmasi için çagnda bulunuyordu, o kadar. 1901 yilmda William Mc

104
Kinley'e yapilan suikastten sonra bagkan olan Theodore Roosevelt'e göre bu kargitgüç sadece
hükümet olabilirdi.
Roosevelt flerici hareketi tüm varliglyla destekliyordu. O güne kadar Beyaz Saray'a girmig
bagkanlarin en genci olarak her zaman için enerji ve cogkuyla doluydtL Halk ondan
"pantolonlu

dretnot" ya da
"asnn
kuyrukluylldizi" olarak bahsediyordu. Bir gazeteci,onunla yaptigt söylegi-
den sonra göyle demigti: "Onunla konuyan kipi eve gittiginde sanki Roosevelt'in kigiliginide be-
raber götürüyor." Roosevelt reform hareketlerinin her türüne aym hirsla baghydi ve ne alanda
olursa olsun her reformu destekliyordu. Rus-Japon Harbi'nde arabuluculuk yapmaktan imlanm
basitleptirilmesi reformuna kadar her türlü ilerici hareketi destekliyordu. Arabuluculuktaki rolü
nedeniyle 1906'da Nobel Bang Ödülü'nükazanmigti. imlakonusunda da ayni yll Devlet Basm
Ofisi'nisik kullanilan üç yüz sözcügü sadeleptirmekle görevlendirdi ve sözgelimi "dügme"nin

"dropped"
geçmig zamanmi anlatan sözcügünü basitlegtfrip
"dropt"
yaptirdi. Yargitayyasal bel-
gelerde bu çegitbasitleptirmeyi kabul etmediyse de Roosevelt umursamadt ve kendi özel mek-
tuplannda devamh bu basitlegtiritmig imlay1 uyguladi.
Bir örnek olarak bulup çikaran" anlamma gelen
"haksizhgi "muckraker"
sözcügünü ala-
lim. Roosevelt bu deyimi ilk kullanan kipidir ve ilerici harekete kat11angazetecileriçin kullan-
migttr. Bu sözcügü seçmesindeözel bir amac1 vardi. Gazetecilerinpolitikacilara ve büyük girket-
lere yöneliksaldmlarmm agm derecede olumsuz oldugunu ve
"kötülük

ve apagillk"temalanm
faziasiyla odak aldiglmanlamig ve bundan korkmugtu. Korkusu bu yazilarinihtilal kivilcimmi
- körükleyecegi, insanlan sosyalizm veya anargizme itecegi dügüncesinden kaynaklamyordu. Ama
yme de gazetecileringörügünü kulak arkasi etmeyip gündeme aldi. Bu arada demiryollan tüzü-
gü ve dehget saçan et ambalailama endüstrisiyle;ve yiyecek ve içecegin korunmasi konulanyla
da meggul olmaya karar verdi. Çaligma programmm tam orta yerinde büyük girketleringücünü
kontrol altma almaya da yer vermigti ki, bu alandaki faaliyetleri ona "Tröst-çatlatan"lakabim ka-
zandirmigtir. Roosevelt kendi hesabma tröstlere karç1 degildi. Aslmda tröstleriekonomik ilerle-
menin makul ve kaçinilmaz bir parçasiolarakgörürdü.Sirastgeldigi bir gün tröstlerinyasal yol-
la geri çekilmesinin mümkün olmadigim, bunun ilkbaharda Mississippi'nin sel tagmasmiönle-
mek kadar zor oldugunusöylemigtir. Bagkana göre "Birlegmeler önlenemezse de en azmdantü-
züklerle ve halkm gözetimiyle düzene sokulup kontrol edilebilirdi." Kendi görügüne göre radi-
kalizmi ve ihtilalleri önlemek ve Amerikan sistemini korumak için bu reform §artti. Roosevelt
"iyi" "kötü"

tröstlerle tröstleribirbirinden ayinyordu. Parçalanmasi gereken sadece kötü tröst-


lerdi. Roosevelt bunu kendisine amaç edindi ve Bagkanhglsüresince Roosevelt yönetimien az
kirk beg antitröst faaliyete katild1.
Tröstlerin Anasi gelmekte olan savaglarda sahnenin merkezinde yer alacakti. Standard Oil,
Roosevelt'in en yararli hedeflerinden biri olmuytur. "Ellnde her türlü yasal olanak olan bu göval-
ye" için, yani Roosevelt için, StandardOil, kafasi ezilmeye en uygun ejderhaydt. Üzerineatihp
parçalanacak ondan daha elverigli bir hastm yoktu. Ama her geye kargm 1904 seçim kampanya-
sinda Roosevelt bu büyük girkettendestek istemigtir. Standard yöneticileri destek için Roose-
velt'e erigmeye çah;tilar.Bir gün Kongre üyesi olan ve aynca Standard'malt pirketlerindenbiri-
ntn bagkanhgim yapan bir dostu Archbold'a Roosevelt için, Standard'mkendisine muhalif oldu-
gunusandigmi söylemigti. Archbold bu söze verdigi yamtta "Tam tersine" diyecekti,
"ben
her
zaman BagkanRoosevelt'e hayranhk duymuçumdur, Onun yazdigt kitaplann hepsini teker teker
okur ve kitaphgimm en gözde yerinde ciltlenmig olarak saklanm."
Bu sözler Kongreüyesine parlak bir fikir vermigti. Bagkanlik koltugunda oturan bir yaza-
rm, hem de Roosevelt gibi çok eser yazmig bir yazarm dogal olarak birçok pohpohçusuolacagim
dügündü. Roosevelt'e Archbold'un hayranligindan bahsederek bunu bir vesile olarak kullana-
cak, ikisinin tamymasimsaglayacakti.Su konuda Archbold'a yazdigt mektupta Kongre üyesi
muzaffer bir edayla hayranhgi yönteminin tam hedefini buldugunu" söyledi. "Ancak sizi
"kitap

105
uyannm, Roosevelt'le görügmeye gelmeden evvel hafizanizi tazelemekiçin kitaplarl bir kere da-
ha, hiç degilse baghklanni okuyun" diyordu. Archbold randevuya gitti, fakat pohpohçuluk onu
ancak ön kaplya kadar götürmügtü, o kadar. Seneler sonra Archbold bu konuya pu sözlerle degi-
necekti: "Bay Roosevelt'in 1904'te seçilmesindensonra Idaredengördügümüzkötü muameleyi
bagka hiçbir yerde görmemigtik."
Seçirn gününden önce Cumhuriyetçiler'in seçim kampanyasma Demokrattar tarafindan
büyük bagiglaryapilmigtt.Archbold ve H.H. Rogers de bu bag1;ç11ararasindayd1ve ikisi birlikte
yüz bin dolar bagig yapmiglardi,Ancak Roosevelt bu parayi kabul etmeyipgeri gönderdi ve halka
yaptigibir açiklamada bu yaptigim herkese duyurdu. Her Amerikah'ya, artik slogam olmuy bir
cümleyi tekrarlayip bir kattlim" bekledigini söyledi.Paramngerçekteniade edilip edilmedi-
"adil

ise
gi ayri bir konudur. Zamamn BagsavcistGeneralPhilander Knox Roosevelt'ten sonra Bagkan
olan William Howard Taft'a göylebir hikâye nakletmigti: 1904 senesi Ekimi'nde bir gün Roose-
velt'in olisine girdiginde onu sekreterine bir mektup yazdmrken bulmugtu. Mektupta paranm
Standard Oil Sirketi'ne iade edilmesi emrediliyordu. Bunu duyan Knox gagirmigt1,göyle demigti:
"Fakat Saym Bagkan, nasil olur, bu para harcandi. Íadeedilemez, çünkü yok." Roosevelt ise pu
sözleyamt verecekti: "Öylede olsa hiç degilse kayitlannda bu mektuplyi bir etki yapar."
1904'te Roosevelt'in seçilmesinden hemen sonra bagkanlik idaresi Standard Oil ve petrol
endüstrisi aleyhinde bir sorugturma açti. Sonuçtatröst nakliyecilikteki kontrol sistemiyönünden
ylpratici gekilde elestiriliyor ve olay girketin bizzat Roosevelt tarafmdanboykot edilmesiyle halka
abartilmig olarak duyuruluyordu. Standard o derece büyük baski altmdaydi ki sonunda Arch-
bold ve H.H. Rogers dayanamayip 1906 Mart aymdaWashington'a Roosevelt'i görmeye gittiler.
Amaçlari Bagkan'dan pirket aleyhine girigtigiyasal kovugturmay1durdurmasmi istemekti. Stan-
dard'da müdür olan arkadagiHenry Flagler'e Roosevelt'le görügtüktensonra yazdigt mektupta
göyle demigtir: "Ona detalarca tekrar tekrar sorupturuldugumuzu, hakktmizda defalarca rapor
düzenlendigini, ancak tüm bunlara sadece öteki girketlerin katlandigi sürece katlanabilecegimizi
söyledik. Söylediklerimizin hepsini sabirladinledi ve öyle zannedlyorum ki bir hayli de etkilen-
di... Anlattiklanmizm Bagkannezdinde ige yarayacagmi sanlyorum."

Mahkeme
Bu sözleriyle Archbold hem çahyma arkadaglanm hem de kendisini yamltmigti. Çünkü1906 Ka-
simi'nda korkulan an geldi. Roosevelt Yönetimi St.Louis Federal Mahkemesi'nde Standard aley-
hine dava açmig, girketi1890 ShermanAntitröst Yasast uyannca ticarete mani olmaya yönelik
bölücülük iddiastyla suç\uyordu. Dava ilerledikçe Roosevelt halkm öfkesini daha da kizigttracak
davramplarda bulunuyor ve bir demeç verip "Son alti senedir ij hayatinda dürüstlük saglanmasi
1çm alman her önleme bu adamlar karç1 çiktilar"dlye aç1kça ilan ediyordu. Özelolarak Bagsav-

ci'ya da Standardyöneticileri için "Ülkedeki en büyük katiller" demigtir. Sava; Bakanhgi da res;
men Standard'dan petrol ürünü almayacagtm ilan etmigti. Bunlardan geri kalmayan ve o günler-
de Demokratlar'm bagkan adayi olan William JenningsBryan bile ülkeye yapilacak en büyük iyi-
ligin Rockefeller'i hapse atmak oldugu demecini veriyordu.
StandardOil nihayet bir ölüm kalim savaç1içinde oldugunu anlamigt1.Madalyonun bir de
öteki yüzü vardi ve gimdi madalyon öteki yüzüne dönmügtü. Bu defa girketilyice terlemeyeda-
vet eden Hükümet taraflydi. Sirketyöneticilerinden birinin Rockefeller'e yazdly mektupta söy-
ledigi gibi"Roosevelt yönetimi, girketi ve girketleiligkisi olan herkesi yok etme kampanyasina gi-
rigmigti ve bu amaca ulagmaklÇínelinde olan tüm kaynaklan seferber etmigti." Kendini savun-
mak için Standard ülkenin en büyük hukuk dehalarmi, Amerikan adalet hizmetindeki en seçkin
kipileri tuttu. Hükümet tarafmdaise savunma avukati olarak ytrmi yll kadar sonra Devlet Bayka-
m olan Frank Kellogg vard1. Yírmiylli agan dava süreci içinde 444 tamk dinlendi ve mahkemeye

106
1371 belge sunuldu. Belgeler tam olarak 14.495 sayfa tutmuyve yirmi bir dosya olugturtnugtu.
Zamanin Yargitay Bagkani olan kisi ileride bu iglemleri
"ahgilmamig
derecede hacimli... saylla-
mayacak kadar çok, karmagik ve çegitli i; muamelelerini içeren, yaklagik kirk yll eskiye kadar
uzanan bir dava" diye tarifetmigti.
Eu arada Staridard aleyhine daha bagka davalar da açillyordu. Zaman zaman konuya degi-
nen Archbold adalet ve Roosevelt yönetiminin girketeyönelttigikorkunç saldinythafife almaya
çaligirken,bir gün kalabalik bir toplulugunhazir bulundugu bir ziyafette alay edercesine göyle ·

diyordu. "Kirk dört yllhk kisa yagamimda daima petrol ve petrol ürünlerini ticari alana sürme-
. meye çaligtimve bunun için çok yorucu çabalarverdim. Petrol ve ürünlerini BirlepikDevlet-
ler'de, Columbia Bölgesi'nde ve yabanct ülkelerde ticari alandan daima uzak tutmaya çahymi-
gimdir.Size bu itirafi dostlarim, mahrem olarak ve gizlitutacagimzayürekten inanarak söylüyo-
rum. Beni sözlerimden dolayi kurumlar adaletine vermeyeceginizden eminim." Ancak gakaya
vur'masina ragmen hem kendisi hem de çaligma arkadaylari endigeli bir bekleyi; igindeydiler.
1907de özel olarak yazdigi bir mektupta yöyle diyordu: "Federal makamlar aleyhimizde müm-
kün her geyiyapmak için ellerindengeleniyaplyorlar. Yarg1ç1anbizzat ßagkan seçiyor ve bunlar
aym zamanda bu tür davalarda karan verecek olan jüri... Yine de bizi ylyebileceklerini tahmin
etmiyorum, olsa olsa halki bizi linç etmeye zorlarlar. Biz hissedarlanmizi korumak için ne yap-
mak gerekirsehepsini yapartz. Fakat bundan daha öte bir yeysöylemek ne benim için ne de her-
hangL bagka biri için
olanaksiz görünüyor."
Ayni sene görülen bagka bir davada da, KenesauMountain Landis - unutulmaz ismiyle ün-
lü federal yargtç sonradan bir beyzhol takimmmbag çaligtmcist olmugtur Standard aleyhine, is-
-

kontolu satig uygulamasmi kabul ettigi ve böylece yasalara aykin hareket ettigi gerekçesiyle, bü-
yuk bir tazminat davasi açilmasma karar verdi. Aynca Standard avukatlarini
"hazirhkli
gekilde
cüretkâr ve küstah" olmakla suçlayarak kmadi ve verilen
"cezamn
yetersiz oldugunu" iddia etti.
Yargicin karari kendisine ulagtiginda Rockefeller dostlanyla golf oynuyordu. Zarfi açti, içinden
çikamokudu ve kâgidi cebirie koydu, Dostlari büyük bir suskunluk içinde beklerken o §u sõzler-
le sessizligi bozdu: "Ne dersiniz baylar, devam ediyor muyuz?" Orada mevcut dostlarmdan biri
kendini daha fazla tutamayipmahkeme kararmm kapsamim sordugunda pu yaniti verdi: "En bü-
yük ceza. Sanmm yirmi dokuz milyon dolar." Hemen arkasindan da aklina sonradan gelmig gibi
"Yargiç Landis bu tazminat ödenmeden çok daha evvel bu dünyadan göçmüg olur" dedi. Bu
onun ilk deparj olugu, tek tepkisiydi.Ardmdan hemen golfoyununa döndü ve görünügtesakin,
hayatimn en iyi oyunlanndan bitini ç1kardL Gerçekten de YargiçLandis'in karart sonradan geri
çevrilecektí.
Fakat, 1909'da, tröstçülügekargi yapilan ana durugmada, Federal Mahkeme hükümet le-
hine karar verecek ve Standard'intasfiyesinehükmedecekti. Karar duyuruldugunda artik Devlet
Bagkam olmayan ve o sitada büyük bir av partisi için gittigi Afrika'daki yolculuktan dönmekte
olan Theodore Roosevelt Nil kiyilarmdayken kendine ulagan haberden büyük sevinç duymugtu.
Bu kararm
"ülkemizde
vakarimizi korumak ugruna kazamlan en anlamli zafer" oldugunu söyle-
di. StandardOil de kendi hesabma vakit geçirmedenYargitay'a bagvurdu. Yargçlardan ikisinin
peg pege ölümü nedeniyle dava Yargitay'da iki kere ele almdi. Hem endüstri ve hem de maliye
çevreleri büyük heyecan ve tedirginlikiçinde karar1 beklediler. Nihayet 1911 Mayist'nda, çok
yorucu geçen bir gün sonunda mmldanarak konugan Yargtay BagkaniEdward White karan teb-
lig etti.
"398
No'lu Mahkeme'nin verdigi karara göre, durugma Standard'm aleyhine sonuçlan-
migttr, duyururum" dedi. Bu sözlerle havasiz, insam uyutan rahatsiz edici atmosferdeki mahke-
me salonu sanki aniden hayat kazanmigtL insanlaryaryci duymak için kulak kesildiler. Senatör
ve Kongre üyeleri vakit kaybetmeden licaret odasina kogtu. Ba§yarglç White'm konugmasi kirk
dokuz dakika sürdü; ancak o derece alçak sesle konuquyordu ki birçok kere tam solunda oturan
yarg1ç öne dogru egilip Ba yargtç'a sesini yükseltmesini, söyledigi tarihi önemde laflarm ancak

107
böyle yaparsa duyulacagmi hatirlatmak zorunda kallyordu. Bagyargiçyeni bir prensip uygulama-
"ticarette-engelleme"
iglemi
"mantik-kurall"

si getiriyordu Sherman yasasi uyannca esas alma-


---

"engelleme"
rak degerlendirilmellydi. Diger bir deyigle ancak mantiksiz oldugu ve kamu zaran-
"engelleme"

na igletildigi zaman ceza görecekti.Kugkusuz bu davada da kamu zaranna igletil-


migtil Bagyargiç ayrica "Bu konuya ilgisi olmayanlar bile adi geçen süreyi (1870'denberi) incele-
diklerinde, ticari flerleme sahasmda kendini deha sayan bir kurulugun diger bütün kuruluglan
devreden ç1karmaya, ticari faaliyet haklanndan men etmeye niyetli ve kararli oldugu, böylece
hedef edindigi üstünlügü kazanmak istedigi sonucuna varacaktir" dedi. YargiFederal Mahkeme
karano destekliyordu. Standard Oil kendini tasflyeyemahkûm edilmigti.
Broadway 26'daki yõneticiler kedere bürünmüg, William Rockefeller'in odasmda toplamp
karann tebliginibeklemekteydiler; dakikalar geçiyor, kimse bir geySöylemlyordu. Archbold su-
rati asik, bagi önünde oturuyor, söyleyecek bir sözcük bulmaya çallplyordu.Haber ulagtiginda
hepsi gok oldular. lç1erindenhiçbiri Yargitay karannm bu denli periçan edici olmasinibeklemi-
yordu. Kendini tasfiyeetmesi için Standard'a alt1ay mühlet tanmmigti. Demek ki "Plammiz" de-
dikleri gey adaletin eliyle ylkilmaya mahkûmdu.Tüm oday1bir ölüm sessizligikapladi. Archbold
sinirinden birçok.sene evvel küçük bir çocukken,petrol almak için Titusville'in çamurluyolla-
rinda yürürken yaptigi gibi, ishk çalmaya baglad1.Sonra, bu defa gömineyedogru yönelip bir da-
kika kadar dügündükten sonra, "Görüyorsunuz baylar, hayat birbirini kovalayan belalardan iba-
rettir" dedi ve arkasmdan.yine islik çalmaya bagladi.

Tasfiye
Karardan hemen sonra Standard'dakimüdürler derhal ele ahnmast gereken hayati bir sorunla
kargi karç1ya geldiler.Evet, mahkeme tasfiyekaran vermigti, fakat bu denli büyük, iç içe girmig
bir imparatorluk nasil bölünecekti? Bunun kapsamt tek kelimeyle muazzamd1. Pennsylvania,
Ohio ve lndiana'dan çikan tüm petrolün beste dördünden fazlasimn nakil igini girketyaplyordu.
Birlegik Devletler'in her yamndan gelen ham petrolün rafineri i§ini de girket yaplyordu. Tinerle-
rin yaridan fazlasiStandard'inmahydi. Ylneiçerde çlkarilantüm gazyaglnln beyte dördünün pa-
zarlamasi girketçe yapihyor, ihraç edilen tüm gazyagmmbeste dördü Standard'msorumlulugun-
da bulunuyordu. Demiryollarina, kullandigt motor yaglarmm onda dokuzunu Standard satlyor-
du. Ayrica çegitli yan ürünler satlyordu ki bunlardan yedi yüz degigik türde sattigi 300 milyon
mum bir örnek olarak gösterilebilir.Kendine ait yetmig sekiz buharli ve on dokuz yelkenli tek-
neden olugmuy bir deniz filosu bile vardi. Bütün bunlar nasil tasflyeedilecekti? Broadway 26
sessizliginidevam ettiriyor, etrafta birçok söylenti dolagiyordu. Sonuçta 1911 yill Temmuz ayi
sonlarmdagirket kendisini tasfiyeetme planlarmi açikladi.
Standard Oil artik ayri.ayn birkaç üniteye bölünmügtü. Bunlardan en büyügü evvelce hol-
ding girketi olan Standard Oil New Jersey'dive net degerin yaklagik yarist ona aitti. Bu girketin
yeni ismi Exxon oldu ve sonuna kadar önderligini devam ettirdi. Ondan sonra ikinci büyük gir-
ket net degerin yüzde 9'una sahip New York StandardOil Sirketi'ydi, kendisine isim olarak Mo-
bil admt seçti. California Standard Oil Sirketi Chevron admi ald1.Ohio Standard Oil önce Sohto
oldu, sonra da BP'nin Amerikan kolunu olugturdu. Indiana Standard Oil Amaco, Continental
Oil Conoco;Atlantic ise önce ARCOsonra da "Sun" adim alditar.StandardOil mensuplanndan
birinin aclyla vurguladigt glbi bu girketlerin idaresini" ofisteki çocuklara veriyorlardi. Su
"bazen

yeni üniteler birbirinden ayri çaligan, idari bakimdan birbirlerinin pazarlarma tecavüz etmeyen
ve birbirlerine genellikle saygt gösteren birimler oldu. Ticari iligkilerini de aynen devam ettirdi-
ler. Her biri kendine ait topraklardaiyi taleplerlekargilagtilar.Aralarmda büyük bir rekabet de
yoktu. Bu durgun sayilabilecek hava devam ederken megruluk smirt bir delaya mahsus agildi, bu
da Broadway 26'dan kaynaklandi. Broadway 26'nin ticariisim ve alamet konusunu ihmal ettigi

108
L

ortaya ç1kti.Su yüzden yenigirketlerinher biri satiplanni eski ticariisimler altmda yap1yorlardi -

Polarine, Perfection Oil, Red Crowngazolingibi. Bu gerçekten ötürü bir girketindiger bir girke-
te ait toprakta faallyet yetenegi kisitlanmig oluyordu..
Kamuoyu ve Amerikan politik sistemi nakliye, rafinericilik
ve petrol pazarlama alanlanna
rekabetinyeniden sokulmasmi zorunlu kildilar. Fakat ejderha denilen Standard Oil artik 01dügü-
ne göre, üyelikten aynlmanin büyük ödüller getirmesigerektigikanismdaydilar. Dünya Standard
- Oil'in yakalayamayacagi kadar büyük bir hizla degigmekteydi. Standard'in kontrol sistemleri
ar-
tik
-özellikle

bu toprakta yagayanlar için- çok kati ve esneklikten uzak kallyordu. Tasflyenin


devreye girigiylekendilerini daha çok gösterecekleridügüncesindeydifer. Indiana Standard'm
müdürlügüneatanacak biri bu konuda
"eskiden
beri kendilerine bir firsat verilmesini gözeten
gençlerin bu firsati nihayet buldugunu" söylüyordu. Yeni türeyen birçok girketin yöneticileri
bagka bir durumdan ötürü de aynca memnundular. Eskiden beg bin dolan geçen büyük harca-
malar için Broadway 26'ya ba vurup onay almak durumundayken gimdi bundan kurtulmug,
serbestçehareket edlyorlardL Aynigekilde tasflyedenönce elli dolan agan her hastane bagigl için
de onay aldiklari halde, artik bundan kurtulmuglardi.

Teknolojinin Liberallegtirilmesi
Tasfiye olaymin diger bir etkisi de teknolojikgeligmeninBroadway 26'nm kati pençesinden bek-
lenmedik bir anda kurtarilip liberallegmesinde oldu. Su arada özellikle Indiana Standardpetrol
antma igleminde beklenmedik bir geligme sagladL Bunu kritik bir dönem geçiren ve henüz ol-
gunlagnamig oto sanayline destek olmakve böylece ileride BirlepikDevletler'in en önemli pet-
rol pazan haline gelecek bu endüstriyi korumak amaclyla yapmigt1.
O günkü rafinericilik bilgisiyle bir varil ham petroldert, normal olarak toplam rafine ürü-
nün yüzde 15 ila 18'i, en fazla da yüzde 20'si dogal benzin olarakçikarilabiliyordu.Benzinin
gereksiz bir ürün olarak görüldügü, patlayicive alev ahciligt nedeniyle pazar bulamadigi günler-
de bunun pek önemi yoktu. Fakat benzin gücüyle çahyanmotorlu araba sayisminhizla artmasi
sonucu durum çarçabukdeglçti ve petrol igiyle ugraçanbazi kimseler benzin arzimn çok yakm-
da büyük taleple kargilaçacagimanladilar.
Sorunu tüm açikhgiylakavrayanlar arasmda, Indiana Standard'm imalat k1smi müdürü
William Burton da vardt. Burton Amerikan endüstrisinde görevli çok az bilimadammdan biri
olup Johns Hopkins'de doktora yapmig bir kimyagerdi. Standard'a 1889'da katilmig, Lima petro-
lünün içerdigi
"sansar
kokusu" sorununu çözümlemekle görevlendirilmigti. 1909'da tasfiyeka-
rarmdan iki yll önce, gelecekte bekleyen benzin sikintisim sezerek, kurdugu küçük bir ekibi
aragtirmafaaliyetine yäneltmig, ekibin bagma kendisi gibiJohns Hopkins'den doktorah diger bir
kimyageri getirmigti, Bunu yaparken çok kritik bir de karar almigti. Aragtirma igini Broadway
26'ya haber vermeden, hatta Indiana Sirketi'ninChicago'dakt müdür yardimcilanmn bile bilgisi
dqmda yapacakti. Ilk ip olarak, beraber çaligtigibilimadamlarma, akla gelebilecek her yeniligi la-
boratuvarda denemelerini söyledi. Amaç, talebinispetendügük mamullerin büyükçe olanlarmm
hidrokarbon moleküllerini
"parçalayarak"
küçük moleküllere dönügtürmek, sonra da bunlan
oto yakiti olarak piyasaya sürmekti.
Bu i; kugkusuz çikmazsokaklarla doluydu, fakat sonunda aragtirmac11arbir yol bulup "ter-

mal kirma" yöntemini denediler. Bu yöntemde nispeten dügük degerli bir mamul, örnegin gaz-
yagl, önce yüksek basmca, sonra da 650 derece Fahrenayt'a, hatta daha yüksek derecede tsiya
tabitutuluyordu,Bu o zamana kadar hiç denenmemig bir yöntemdi. Görevli bilimadamlan hak-
11olarak korkuyor, tedbirlidavranlyorlardt; çünkü bu gibi kogullar altmda petro1ün ne gekil ala-
cagma dair elde fazla bilgi yoktu. Bu i te görevli rafineriler büyük korkuya kapilmig, çekingen
davramyorlardi.

109
Laboratuvar deneyleri ilerledikçe, görevli kazanci kendine dügen görevikorkudan yapma-
digi için, bilimadamlan, kaynamakta olan ktzgm imbik tertibatimnetrafmda dolamp, hayatlanm
tehlikeyeatarak sizmti yapan delikleri kapiyorlardi. Bütün bu olumsuz kogullara karym yine de
benzin" denen bir madde çikardt Bu madde
"sentetik

Burton'un fikri ige yaradi. Once gazyagt


bir varil ham petroldeki kullanilabílir kalite benzin miktanm iki kata, yüzde 45'e kadar çikan-
yordu. Petrolcülük dahnda ögrenim gören zamanm bir ögrencisi bu konuda punlan yazacakti:
'"Termal-kirma' denen bu iglem modern çaglann en büyük icatlarindan biri olacak. Termal-lar-
ilk büyük endüstri
ma sonucunda kimya bir ihtilal yapti ve petrol endüstrisi bu ihtilali yagayan
oldu."
"Termal-kirma" kegfikugkusuz bir bayanydi; ne var ki her gey bununla çözümlenmiyordu.
Simdi asil sorun bu keyfi ticati alana sokmakti. Eu arada Burton termal-kirmaigleminde gerekli
olan yüz adet imbik tertibatiiçin New York City StandardOil merkezine ba§vurup bir milyon
dolar istediyse de Broadway 26 bu bagvuruyu hiçbir açiklama yapmadan geri çevirdi.New York
merkezine göre bu proje bagtan sona ç11gmbktL Standard müdürlerinden biri özel olarak bir dos-
tuna "Burton bütün Indiana Eyaleti'ni havaya Michigan Gölü'ne atmak istiyor" demigti.
uçurup
Buna ragmen, tasflyeden hemen sonra, artik bagimstz çaliganlndiana Standardmüdürlerigörüç
degigtirecek, Burton'la daha sik iligkikurduktan sonra onu daha iyi tanlyipgüvendikleri için bu
projeye yegil igik yakacakti. Yine de müdürlerden biri bu konuda paka yapmaktan geri kalmayip
Burton'a "Sen bizi mahvedeceksin" diyordu.
devam" komutu verildi. Otomobil sayismm olaga-
"ige

Sonuçta çok iyi bir zamanlamayla


nüstü artmasmdan dolayi dünya benzin kitligi çekiyordu, Öyleki 1910 yllmda ilk defa olarak
benzin satig1gazyagt satigini geride birakti. Talep umulmadik bir hizla artlyordu. Devir benzin
devriydi. Ancak giderek büyüyen yalut lotligi sorunu henüz emekleme çaginda olan oto sanayii
için büyük tehdit olugturmaya baglamigt1.1911 Ekimi'ndedokuz buçuk sent olan benzin fiyati
1913 Ocak aymda on yedi sente yükseliyordu. Paris ve Londra'daki motorlu araç sürücüleriga-
lon bagma elli senti bulan flyatlar ödüyor ve bu durum Avrupa'nm bagka yerlerinde daha da yük-
sege, bir dolara kadar çik1yordu.
Ama 1913 yihnda, Standard Oil'in tasfiyeediliginden sonrakibir yll içinde Burton'un im-
bik tertibati igletmeye girmigtibile. Indiana bunu yeni bir mamul bulugu olarak dünyaya ilan et
ti. Eu ürün yakiti" -termal kirmayla edinilmig benzin-- adlyla piyasaya duyuruldu. Íleriki
"motor

günlerde yagadiklan zor günlere deginmek isteyen Burton "Uzerimize fevkalade berbat, tehlike-
lerle dolu bir i; almigtik; ne var gansllydik,hiç degilse bu maceranmbagmda yüzümüze gözü-
ki
iglemi rafinerinin verimliligi-
"termal-kirma"

müze bulagtirmadik" diyecekti. Burton'un getirdigi


ne o zamana kadar petrol sanaylinin hiç bir
görmedigi geyi getirmi§ti: Esneklik. Artik rafinerinin
ç1kardigiürün, ham petrolün degi ik elemanlannm imbiklemede keyfi olarak seçtigi isi derecele-
rine bagli olmuyordu. Artik moleküller elle idare edilebiliyor, talebin büyük oldugu ürünlerde
verimlilik artlyordu. Aynca "termaHormayla" elde edilen benzin gerçekte oktan yönünden do-
galbenzinden daha degerliydi ve daha büyük güç anlamma gekliginden yüksek kompresyonlu
motorlar için özellikle uygundu.
Su iglemde elde edilen baçan Indiana Standard'daadeta çilgmbir rüzgâr estirdi. Patente
ruhsat verilip verilmemesi konusu bile girket içinde ategli tartigmalaraneden oldu. Bazilanna gö-
re ruhsat verme sadece takiplerin durumunu güçlendirmek demekti. Sonunda 1914 senesinde
Indiana Sirketi kendi pazarlari digmdaki girketlerelisans vermeye bagladlysa da araya bir part
olarak" saklanmasmi(allvelvet) istemigti. Ancak 1914-
"sembolik

koymug, elde edilecek gelirin


1919 arasindaon dört girkettenbirden akip gelen gelir o derece büyük oldu ki, Indiana Sirketi
sonunda bütün girketlere bu lisansi ayni partlaraltmda verdi. Bunlardan bir tek girket, NewJer-
sey Standard, daha büyük passa koparmak istediginden partlan kabul etmeyerek itirazda bulun-
du. Projenin asil anasi olan Indiana Standard ise daha iyi part hak ettigini dügünmelde beraber

110
itiraz yönünden hiçbir harekette bulunmadt Sonunda 1915'te NewJerseyStandarddize gele-
rek indiana'nm artlanm kabul etti ve lisans aldi. Bu olaydan ylllar sonra bir söylenti çikmig,
o
günlerdeJerseyStandardbagkanmm her ay, en sinirlenerek yaptigt igin, bir hayli kabank hisse
çelderini imzalamak oldugu çevreye yayilmigti; bu hisselerin hepsi de kugkusuz Indiana Stan-
dard'a gidiyordu.

Kazananlar
Yenibir yüz yll baglarken petrol sanayiinde de yeni bir çigir açillyordu. Bu çigmn varligt birkaç
tesadüfebaghydi: Otomobilin hizia yayilmasi, TeXas, Oklahoma,California ve Kansas eyaletle-
rinde yeni petrol kaynaklan kegfi, yeni rakipler ve rafinericilikte kaydedilen teknolojikgeligme-
ler. Eu olgularaStandard Oitin bölünmesinin getirdigi uzun vadeli etkiler ve endüstrinin yeni-
den ingasmi da eklemek yerinde olur.
Tasflyeden hemen evvelki günlerde John D. Rockefeller'in damsmanlartndan biri, o günkü
fiyatm doruk ríoktada oldugunu ve yakmda dügüge geçecegini tahminederek Rockefeller'e Stan-
dard hisselerinin bir kismini satmastm önermigti. Rockefellerbu öneriyi kabul etmedi ve zaman-
la hakli oldugukanitlandi. Çünkütasfiyedensonra ortayaçikan girketlerin stok hissesi yine gü-
nün rayicinden daha dügük fiyata New YorkJerseyStandard hissedarlarma dagitildi. Gerçi ejder-
ha parçalanmigti; ama onun parçalan zamanla elderhanin bölünmemig bütününden bile daha
fazla deger kazanatakti. StandardOil'in tasfiyesiniizleyen bir yll içinde ondan olugmuygirketle-
rin hisse dégeri genellikleiki katma, Indiana Standard'inkiise üç katma çiktL Bu bölünmeden
hiç kimse hisselerin sadece dörtte birine sahip olan Rockefeller kadar yararlanmamig,
onan ka-
dat zenginligine zenginlik katmamigttr. Tasfiyeden sonra, gegitlihisselerin fiyatlarinda artig olug-
tugu için Rockefeller'in kendi kigiselkazanci 900 milyon dolan (bugünegöre9 milyar dolar kar-
Ihgi)
buluyordu.
1912 yllmda Theodore Roosevelt, dört yllhk bir ayrillktan sonra yeniden bagkanlik seçimi-
ne katthp kampanyada yer aldiginda, Standard Oíl'i bir kez daha kargisina ahp kendine hedef ya-
plyordu. Kampanya sürecinde ate püskürerek gu sözleri dilinden dügürmedi: "Petrol fiyati, Bay
Rockefeller ve yandaylarinm servetlerini iki katma çikarmalariiçin yüzde yüzü ayan orandayük-
seldi.WallStreet borsasimn Tann'ya yakanp, Yüce Tannm ne olur bize bir tasfiyedaha nasip et
duasma gagmamakgerek" diyordu.

ii
6
Petrol Sava lari

Hollanda Kraliyet Sirketi'ninYükseligi,


Dügügü
Imperial Russia Sirketi'nin
1896 güz mevsimindeUzakdogu'daki hayatm sillesini yiyerek yetigmig,petrol çevrelerinde pek
az tanman genç bir adam Britanya'dan yola çikmigBorneo'nun dogu kiytsmdaki Kutei denen
vahgi,terk edilmig ormanlara yollanmtyti. Oraya gitmek için Singapur'dan geçmesi gerekiyordu.
Onun Singapur'a geligiStandard Oil'in Singapurtemsilcisinindikkatini çekmigve hiç vakit kay-
betmeden New York'a rapor edilmigti. Rapor bu adam için gu bilgileri veriyordu:"Adi Bay Abra-
hams olan ve Samuel Sendikast'ndan Bay Samuel'in yegeni oldugu söylenen biri Londra'dan
geldi ve derhal Kutei'ye hareket etti. Söylentiye göre Kutei'de Samuelmensuplannaait büyük
petrol stoku bulunmaktadtr. Bay Abrahams'in Singapur'dave Penang'da petrol depolama igini -

baglatan beyefendi oldugunu, bu her iki yerde de fabrika inga ettirdigini bildigim için Kutei'ye
yaptigi bu seyahatinözel bir anlami olabilecegini dügünüyorum. Dikkatinize sunarim." Stan-
dard ajamnin dügüncesi dogruydu, bu yolculuk gerçekten bir amaçla yapilmigtl. Mark Abra-
hams Kutei'ye amcalan tarafmdanbelirli bir amaçla, Samuel Sirketi'nin o anda çok ihtlyaci olan
petrol stokuyla meggulolsun diye gönderiliyordu. SamuelSirketi'nin konumunu korumak ve
belki de varligini devam ettirmek için Kutei'deki bu petrol stokonaacil ihtiyac1 vardi.
Bu yeni girigimdeMarcus Samuel petrol iginde part olan bir kuralin dürtüsüyle hareket edi-
yordu. Igleripetrolcülük olan kipiler daima dengeye gereksinimi olan insanlardir. Bu igin bir kis-
mma yapilan bir yatinm onlan bagka bir kisma da yatinm yapmaya zorlar. Mevcut.igletmenin
hayatiyetini korumast için bu mutlaka gereklidit. Petrolünün deger kazanmasmi isteyen her üre-
ticinin mutlaka pazarlara ihtlyaa vardir. Su konuda Marcus Samuel bir keresinde gunlari söyle-
migti:"Petrolü sadece üretmek as11ndaen az deger ifade eden ve en az ilg[nç olan agamadir.De.-
ger kazanmast için mutlaka pazarlar bulmak parttir." Rafinericilere gelince,onlarm hem daha
fazla petrole hem de pazarlara ihtlyaci vardir. Kullanilmayan bir rafineri metal parçalarmm ve
kullantlmig eski borulann kiymetinden fazla bir deger tagimaz.Pazar sistemiile çallpanlarsapa-
zarlara sürülecekpetrol isterler. Bu saglanmadikça pazar sisteminde parasal kaylptan bagka hiç-
bir geydensöz edílemez.Su ihtiyaçlarm derecesi degigik zamanlarda degigmeler gösterir, ancak
her zaman için varliklangereklidir,
1890'llyillann sonuna dogru, artik tankeriereve stoklama tesislerineçok büyük yatinmlar
yapmig olan Marcus Samuelde, kugkusuz her petrolcü gibigüvenliginisaglayacakmiktarda pet-
rol arzma ihtlyaç duymugtu. Her tüccar gibi o da bu konuda fazlasiyladuyarltydt. Rus petrolüko-
nusunda Rothschild'lerle arasindaki kontrat 1900 Ekimi'nde son bulacakti. Bu kontratm yenile-
neceginden nasil emin olabilirdi? Nereden alirursa almsin Rothschild'lerle olan iligkileri pürüzler-
le doluydu Ve bankac1 olan bu aile her an dönüg yapip StandardOil'le bir anlagmayapabilirdi. Bü-
tün bu nedenler bir yana biralolsa bile yalnizca Rus petrolüne dayanmak dogru degildí, çünkü bu

l 12
tehlikeliydi.Rusya dahilinde navlun ücretlerinde yapilan keyfi degigiklikler,Samuel'in gikâyet et-
tigigibi ekonomiyi süreldi olarak karmaça içinde birakiyordu. Su da petrol ticaretinispekülatifbir
iq haline getiriyorve "Rus petrol igindekileri güçlüAmerikah rakipleri kargismda çok dezavantajh
duruma sokuyordu."Tehlike bundan ibaret de degildi. Dogu Hint Adalan'ndan sevk edilen pet-
rolün glttikçe daha büyük partiler halinde gelmesi, daha kisa yollardan, daha küçük navlunücre-
tiyle ulagmasi Samuel'inUzakdogu'da takip durumda kalma yetenegini tehdit ediyordu. Aynca
her zaman için bir de Standard Oil tehlikesi vardt Bu girket her an için tüm kaynaklanm Shelfi
mahvetmeye yönelik bir savagta kullanabilirdi Bu nedenleri göz önünde tutan Samuel, igletmesi-
nin varhgun sürdürmesi için pazarlannive yatmmlanm korumak zorunda oldugunu ve bunun
için de kendi üretimine, yani kendi hammaddesine ihtiyac1oldugunu gayet fyl biliyordu. Bu
ne-
clenlepetrol bulmak için ne yapmak gerekiyorsahepsini yapmaya hazirlanlyordu.
L

Vahqi Ormanlar
1895'te yagh ve akh madencilige takilm1;Hollandah bir petrol mühendisinin çabalan sonucu
Dogu Borneo'daki Kuteibölgesinde Samuel petrol arama ruhsati alabilmigti. Hollandah, gocuk-
luktan sonra bütün hayatim Dogu Hint Adalan'nm vahgi ormanlarmda geçirmi§deneyimli bir
kipiydi. Ruhsat, sahil boyunca uzanan elli milden fazla bir arazi için verilmig ve karaya, vahgior-
manlara kadar uzanan topraklan itapsiyordu. Mark Abrahams'm gitmekte oldugu yer igte bu
vahgi ve iglenmemig topraklardi.Abrahams'lar petrol sondaji ve rafine iginde tamamen deneyim-
sizdi. Mark ise daha önce Uzakdogu'da depolama tanki ingaatmda organizatör olarak çaligtigi
için deneyimi bu alandaydi ve öteki igleri, yani sondaj
ve rafineticiligt hiç bilmiyordu, Simdi ise
amcalan onu bu yeni ve çok daha zor olan ige göndermiglerdi.
Mark Abrahams'm bu ly için uygunsuzlugu Marcus SamuePin evvelce geçirdigiduruma tt-
patip benziyordu. YalmzAbrahams olaymdadurum çok daha genigçapta olugmugtu. Igiele alig
yöntemi, organizasyona ve sistemlianaliz ve planlamaya duydugu antipati, saghkh bir idare kur-
mada ve rekabet konusundaki yeteneksizligiAbrahams'm Borneo ormanlan igini daha da zorlag-
tinyordu. Gemilerdevamli olatakuygunsuz zamanda geliyor,yanlig mal getiriyor,kargolara igaret
bile konulmamig olarak ulaglyordu.Gemiden çikan sahile atillyor, iççileri bütün iglerini birakip
atilan geyitoplamaya,düzenleyip bir geyebenzetmeye zorhlyordu. Böylece günün birinde sahile
atilan ne kadar malzeme varsa hepsinin adamboyu otlar içinde paslanmigoldugu görüldü.
Eu sakmcalarolmasaydi bile igin Londra'dan idare ediligiyüzünden arada bir kopukluk ola-
.

cak Ve i; son derece güç yürütülecekti. Her geyden evvel Borneo dig dünyadan hatta Sumat-
ra'dan bile tecrit edilmig durumdaydi. Herhangi bir alet veya edevatin almabilecegi en yakin de-
po bin mil ötedeki Singapur'dayd1. Singapur'la tek iletigim yolu da birtakim gemilerdi ve bunlar
haftada bir veya iki haftada bir defa ya geçiyor ya da geçmiyordu. Ruhsatm izin verdigi çegitli
yerlerde çaligan iççiler birbirlerinden çok uzak yerlerde ve tropik ormanla devamlt mücadeleha-
linde çaliglyorlardi. Eu iççiler büyük çabaylaorman içinde därt mil uzunlukta bir geçit açarak
petrol bulunan Black Spot (Kara Nokta) denen yere uzandiklan halde, agaçlann çarçabukbüyü-
. mesi yüzünden
geçit iki hafta içinde kapamvermisti. Artik proje iççi olarak Çin'den getirilen
"Kulilere" (rençberlere) kalm14ti.Yerel olaraksaglanankala avcisi iççiler devamli çahymaya he-
vesli degildiler. Zamanla bölgede çaliganherkes hastalanip sitma hummasma tutuldu. Abrahams
bile bazi geceler oturup ülkesine rapor hazirlarken sitmanm pençesine dügüp delirir gibi oluyor-
du. Çahyanlarm hepsi içinde -Çinliiççi, Avrupah yönetici ve Kanadali sondajcilar arasmda--
ölüm oram çok yüksekti. Bunlardan bazilan ise daha karaya çikmadan gemi yolculugunda ölü-
yordu. Ev, köprü ya da payanda yapmak için ele alman her tahta parçasi hemen çürüyordu.On-
lara devamli eglik eden tek gey
"sicak,
buharli, çürütücü, yok edici bir tropikalyagmurdu."
Böylece bit kez daha Londra'daki SamuePlerle Borneo'daki Mark Abrahams, eskiden Uzak-

113
dogu'da depolama tanklaningaatmda sürdürdükleri firtmah, apagLlayici ve suçlayici haberlegmeye
girigeceklerdi. ZavalliMark Abrahams, ne yaparsa yapsm, ne denli insanüstü çabayla çahyirsa ça-
hysm, bir türlü amcalarmin gözüne giremiyordu. Amcalan bir tür1ü tropikorman gerçeginianla-
yamiyordu. Bir gün Marcus Samuel Borneo'da Avrupalilar için yapilan evlere deginerek, bunlarin
lüks birer villa oldugundan bahsederken, Abrahams ona hiddetle, "Senin lüks villalarmo derece
çürük çikti ki, en küçük rüzgâr esintisi ya da piddetli yagmur hemen dam1m çökertmeyeyetti.
Oraya ilk gittigimizdeoturdugumuz evlerdeyse ancak domuzlar yagayabilir"demigti.
Bütün bu olumsuzluklara kargm 1897 Subati'nda ilk defa olarakpetrole rastlandi.Ilk pet-
rol patlamasi ise 1898'de oldu. Ancak petrol keyfiyle i; bitmiyor, petrolün ticarisahayasürülme-
si lçin yeni çabalargerekiyordu. Aynca Borneo ham petrolü kimyasal özellik yönünden çok az
gazyagi çikaracak nitelikteydi. Yine de rafine edilmeden sadece mazot olarak kullanilabillrdi.
Nispeten agir olan Borneo petrolünün bu özelligi Samuel'eileriki yillar için dügündügü projenin
gerçeklegmesinde temel olmuçtur. Kamsma göre "Borneo petrolü en rasyonel formunda, mazot
olarak muazzam bir rol oynamaya adaydL" Simdi yirminci yüzyilm epiginde bulundugu bu gün-
de bir kehanette bulunuyor ve hakli olarak petrolün çok parlak gelecegininbir aydmlatma kay-
nagt olarak degil, bir güç kaynag1 olarak etkili olacagi sonucunavanyordu. Marcus Samuel gim-
di kömür yerine petrole geçmenin,. petrol sevk etmenin en hararetli yandagi kesilmigtl.
Bu tarihi geligmenin baglangic1 1870'e rastlar. Ruslar'm Ostatki dedigi, gazyaginmrafine
edilmesinden meydana gelen yan-mahsul ilk dela baçanyla bu tarihte Hazar Denizi'nde seyre-
den gemilerdeyakit olarak kullamlmtçtir. Íhtiyaçlar yenilikleri doguruyordu. Ïhtiyagtanötürü
Rusya Ingiltere'denpetrol ithal etmek zorunda kalmigti, ama bu çok masrafli oluyordu. Ayrica
imparatorlugun birçok bölgesinde kereste çok azdt ve tahta ihtiyact büyüktü. Bundan ötürli ye-
ni Trans-Sibirya Demiryolu yakit olarak kömür veya odundan vazgeçip petrol yakiti kullanmaya
bagladL Petrol yakitml Vladivostok yoluylaSamuel sendikasmdan sagliyordu. Zaten Rus hükü-
méti de 1890'larda topyekünekonomik geligmenin hizlanmasi hedefiyle yakit olarak petrol kul-
lammmi tegvikediyordu. Britanya'da zaman zaman demiryollarmda kömür yerine petrol kulla-
nildigi oluyordu. Bu, kentsel bölgelerde isi gidermek lçin veya Kral Ailesi fertlerinin yolculukya-
parken emniyetlerini saglamak gibi Özel maksatlarla yapihyordu, Fakat yine de çogunlukla, pa-
zarlara kömür daha çok sürülüyor, pazardaki sagam tutumunu devam ettiriyordu. Gerçekten
de Kuzey Amerika'da ve Avrupa'da agir sanayinin bu denti geligmesiaslmda kömürden dolayi-
dir. Dünyamn ticaretve deniz filolannda da.yakit olarak kömür kullanihyordu. Samuel aklmdaki
pazarlama plamni gerçekleptirmek yolunda en büyük direnigi Kraliyet Donanmasi'ndan görecek-
ti. Oysa ki on ylldan daha uzun bir süreden beri petrole geçmesi için Kraliyet kapismi zorlamly,
ama ne yazik ki bir sonuç alamamigti.

Shell'in Doguçu
Buna ragmen Marcus Samuel kendini teselliedecek geyler buluyordu. Borneo'da yapilan zorlu ve
istiraph
çabalarsüresinde o da itibar görmeve bir statüye kavugma yolunda epeyce ilerleme kay-
detmigti. Kent'te sulh yargiçhgtna atanmigt1. Londra'da da gelmiggeçmig tüm eski esnaf birlikleri
iginde en saygim sayilan Gözlükçüler Sirketi'nin bagkani olmuytu. Aynca dünyadaki en güçlütek-
ne olarak isim yapan bir römorkörü dolayislyla bir de gövalyelikpayesi kazanmigt1.Bu tekne Sü-
vey; Kanali giriginde denizin dibine oturan savag gemisini çikarmasi nedeniylebüyük bir ün
bir
kazanmigtl. 189Tde Samuel iginin organizasyonunda önemli bir adim attL Bu, korunmaya yöne-
lik bir adimdi. istedigigeyUzakdogu'da Tank Sendikast'ni olugturan çegitli-ticaretünitelerinin sa-
dakatini garantilemekti. Bu amaçla hepsini yeni bir girketehissedar yapti. Su girket petrolden ge-
len tüm gelirini, tankernlolanni, ayrica muhtelif ticariünitelere ait tesislerianonim bir girketçati-
si altinda topluyordu. Bu yeni girkete Shell Nakliye ve Ticaret Sirketi adi verildi.

114
I
I

Bu ara Samuel,Borneo igletmesinin reklammi amaç edinmigti ve bunu Borneo'daki ger-


çekleri, yani tropik ormanda son derece zor Ye sinir bozucu, yava; seyreden çallymayi lyi gibi
gästerip fazlaca abartarak yaplyordu. Rothschild'lerle aradakikontratm yenilenmesi için böyle
yapmasi gerekliydi. Borneo'da, Kutel'deki kendine ait arazidençok yakmda yeni petrol arzi ola-
cakmt; gibi gösterip kontrati yenilemek arzusundaydi. Bu stratejl gerçekten de tuttu. Sonunda
Rothschild'ler kontrati yenilemeye ikna edildiler ve yeni kontrata göre Shell'e Rus petrolü ver-
meye razi oldular. -Qunuda ilave etmek gerekir ki, yenilenmig kontrat Shell açismdan eskiye
göre daha iyi kogullar öneriyordu.- Ancak Shelldigtan bakildigmda kuvvetli görünse de, ashn-
da mali yönden tehlikelibir gekilde denge bozuklugu içindeydi. Bu, Marcus Samuel'inharca-
malari bol keseden yapmasi, sanki pazarlari gittikçe artiggösteriyormuygibi davranmasmdan
kaynaklamyordu. Su davranig kugkusuz bir gün aniden gelecek bir darbeyle yllulmaya mah-
kûmdu.
On dokuzuncu yüzyil sonunun en önemli özelligt bu ylllarda tüm dünyada olugan petrol
patlamasidir. Bu yl11ardatalep hizla artmig, arz azalmig,fiyatlar yükselmigtir. 1899'da Güney Af-
rika'daki Boer Savagiflyatlan daha da yukan çekmigti. Fakat 1900 ylli güz mevsiminde petrol fi-
yati bölgelere göre farklilik göstermeye bagladL Hasat mevsimininçok olumsuz geçmesi sonun-
da ortaya çikan kitlik ve açlik Rus Ìmparatorlugu'nda bir ekonomik bunahma yol açtl. Bu arada
evlerde kullamlan petrole olan talebin dügtügü görülür. Rus rafinericileri bu defa ellerinden gel-
digince çok gazyagl üretimine ve ihracma yöneldiler. Bu durumsa zamanla piyasada agm derece
gazyag1 bolluguna yol açti. Sonuçta fiyatlar kilitlendi. Bu arada Çin'debir sava; sürüyordu.
Shell'in en lyi pazarlarmdan biri olan bu ülkede yabancilara kargt çikanlan Boxer Ayaldanmasi
Çin'ikasip kavurmug, tüm Çinekonomisini felce ugratmigtl. Tüm bu etkenler yüzünden, Shell
artik tek bir pazardan bile yoksun kallyor, belalar bununla da bitmeyip ne kadar tesisivarsa hep-
si talan ediliyordu...
Bunlar ve daha bagka olumsuz geligmeler en büyük etkisini en duyarli kipi olan Samuel'e
yaplyordu. Flyatlar dügtügü zaman Shell'in tanklan pahallcíns petrolle doluydu. Shell sevk igini
yapan filosunu büyütmeye devam ederken navlun fiyatlan da paralel olarak dügtü. Sanki igleri
daha da kõtüleptirmek ister gibi Borneo'da da üretim dügmeye baglamig,beklenenden çok daha
alt düzeyde kalmigt1.Üretimçok yavag geligiyordu. Zaten iyi tasarlanmaml;rafineri berbat ge-
kilde igliyordu. Yanginlar, patlamalar, teknik yetersizlik ve kazalar yüzünden rafineride çaligma
devamli olarak kesintiye ugruyor ve insanlarin ölümüne neden oluyordu. Gelen haberlerin kö-
tülügüne ragmenSamuel her zaman için vakannt ve sogukkanliligini korumuy, zor günlerde bir
igletmeciden beklenen davramgi gõstermigtir. Her zaman yaptigi gibi yine her sabah
en sevdigt
att Dük'e binip Hyde Park'ta gezintiye çikardi. Zaman zaman Samuel'e at üstünde rastlayan
bagka bir ingilizpetrolcü göyle bir gözlemde bulunmuytur: Samuel atim da tipki igini yönettigt
gibi yönetlyordu. Her zaman sanki attan dügecekmig gibi duruyor, fakat hiçbir
zaman dügmü-
yordu.

Bay1Dertte Hollanda Kraliyet Sirketi


Bu arada, Shelfin rakibi "Hollanda Krallyet" Sumatra'da üretim alamnda dramatik yükseligine
devam etmig, sonra da tankerlereve depolama tesislerineyatinm faaliyetine girigmigti. Ig saha-
smda kendisini bekleyen baçanyi kutlamak için 31 Arallk 1897 yllbagi gecesi girketin Sumat-
ra'daki rafineri sahasmda bir kutlama partisi planlandi ve hazirhklar yapildi. Cece görkemligeçi-
yor, havai figekler atillyor, gecenin önemini vurgulamak için bayram havasmda bir tören yapile
yordu, Bu tören Langkat Sultam ismindeki yeni tankerinonuruna yapthyordu. Sultan da kabul-
de bizzat hazir bulunuyordu. Ancak tüm bu genlikler ortaya atilan ve bütün gece kulaktan kula-
ga fisildanan bir söylentiyle gölgelendi. Söylentiye göre petrol tanklarmdaönemli miktarda su

115
bulunmugtu, bu da kuyularda yanh; seylerin döndügünü gösteriyordu. Su söylentiyi tamamen
yalanlamak mümkün olamad1.
Asltnda söylentidogruydu; KraliyetPetrol kuyulan petrol yerine tuzlu su vermeye bagla-
migtL Ar
tik o uçsuz bucaksiz arazi dügüge geçmigti. l 898 Temmuz aymda attik bu durum söy-
lenti olmaktan çIkip, resmen açiklanlyordu. Amsterdam borsastnm petrol kismi büyük panige
kapilmigti ve gagkmlik içindeydi. Kraliyet Petrol hisselerinin degeri dügtü. Bu arada Standard
Oil, Kraliyet Petrol'ü ucuza satm alamadigi için üzüntü duyuyordu. Samuelde sonradanhissele-
ri ucuza almadigi için çok pigmanhk duyrnugtur.
.
HollandaKraliyet bu durumdan yllmamig, çaresizlikiçinde de olsapetrol çikarmaçabalan-
na devam etmigtir, Sumatra'da 110 kez petrol için sondaj yapmig ve l10 kez bagartsizhga ugra-
migti. Sirket yine de pes etmiyordu. Sumatra'dabir gün kendi arazisi olan yerin seksen mil ka-
dar ötesinde Perlak denilen küçük bir prensliktegörülen sizintidan cesaretlenmig, bu dela ara-
malarma burada devam etmigtfr. O siralar, Perlak yöre halkmdan gelen bir ayaklanmaya sahne
olan bir simr bölgesiydi. Yöreninbagkam olup servetini karabiber ticaretindenkazanmig olan li-
der, petrolden de kazanç saglamak ve böylece servetini çogaltmak yanhslyd1.Sonuçta, Perlak'a
bir kepif gezisi tertiplendi.Bu geziye Hugo Loudon admda, teknik ve idari konularda çok yete-
nekli genç bir mühendis liderlik etti. Aynca Loudon Macaristan'da arazi iade isteminde ve
Transvaal demityolu ingaatinda da çahgtigindan bu konularda büyük bir deneyim sahibiydi. Bir
özelligi de Dogu Hint Adalan'nm eski genel valilerinden birinin oglu olmasindan dolay1diploma-
tik alanda da' olaganüstü yetenekli olmaslydt. Loudon'un sahip oldugu bu äzelliklere Perlak'ta
gerçektenihtiyaç vardi. Nitekim Loudori, Perlak Racasi nezdinde Kraliyet Petrol lehine büyük
bir baçan kazandi ve bununla da yetinmeyip Raca'ya kutsal savag ilan eden yerel ayaklanmanm
liderlerine kargi da baçanh oldu.
Loudon grubuna birkaç profesyonel jeolog almigti. Jeologlarin da yardimi ile 22 Aralik
1899'da kazilar bagladi. Jeologlann ustaligi derhal kendini gösterdi ve alti gün gibi kisa bir süre
sonra, ilk defa olarak petrole rastlandt. Böylece, Kraliyet Petrol tam yeni yüzylhn epiginde bir
kez daha iginde baçanh olmuytu. Artik Hint Adalan'nm bagka yerlerinde de petrol bulup igi ge-
ligtirmek amacmdaydL Bunun için de yeniden yetenekli jeologlannabagvurdu. Kisa zamanda,
önemli miktarda yüksek kaliteli petrol çikmig, bunun da yardimiyla Hollanda Kraliyet, Avru-
pa'ntn yeni tomurcuklanmakta olan benziri pazarlanm iggale hazir duruma gelmigti.

"ÏticiKigi"
1900 senesi Kasim aymda, Hollanda Krallyet Sirketi'nin varligmi korumasmda herkesten çok et-
ken olan Jean Baptiste August Kessler admda biri, Uzakdogu'dan Hague'e çektigt bir telgrafta
çok bozuk oldugunu" bildiriyordu. Igin getirdigi yorgunluktan ylpranmig olarak
"sinirlerinin

Hollanda'ya, evine gitmeküzere yola ç1kt1.Yazik ki sadece Napoli'ye kadar gidebilmig, 1900 se.-
nesi Aralik aymda bir kalp krizi geçirerek ölmügtü. Hemen ertesi gün Henri Deterding admda
"geçicilik"
görevli" olarak bu ige atandi. Su süresi
"geçici
otuz dört yagmda dinamik bir adam
çok uzun, otuz beg yll kadar sürecek ve bu arada Deterding de tüm petrol dünyasma egemen
olacakti.
Henri Wilhelm August Deterding 1866 yllmda Amsterdam'da dogmugtu. Kaptan olan ba-
basi, Henri daha alt1yagmdayken ölmügtü. Allenin tüm geliri Henri'nin büyük kardeglerinin eg-
timine gittiginden, Henri, ailesinin yanmda giderek artan sefaletle mücadelenin tüm agirligmi
duyuyordu. Okulda özel bir yetenegi dolayislyla ögretmenin dikkatini çekmigti.O da tipkl Roc-
kefeller gibi matematik iglemlerini kafastndan hizla yapabillyor Ye bu iyteki baçansi ile dikkat çe-
kiyordu. Okul bittiginde denize açilip evvelce.dügledigi gekildebabasi gibi kaptan olacagi yerde,
Amsterdam'da kalip sikici bankacilik dünyasma atildi. Çokgeçmeden muhasebe ve mallye ko-

11Ó
nularini kavrayarak bu alanda uzman oldu. Kendine hobi olarak girketlerin hesap defterlerini in-
celemeyi seçti. Kafast devamli olarakhangi girketin hesaplanm lyi tuttugu, hangi girketintutma-
digt, girketler hangi stratejiyi uygularsa hesaplarmi düzeltecegi konusuna igliyordu. lçte bu yol-
dan geçerekçahgmaarkadaglannm "KeskinGöz" dedigi duruma gelecekti. Çokseneler sonra
"igi-
ige yení baglayan gençlere yaptigi konugmada onlara çok esin verici bir ögütte bulunacakti.
nizde ilerleyebilmeniz için rakamlari degerlendirme konusunda kendinizi yetigttrmelisiniz. Bu
lyte nasil lyi bir
yargiç kargisma gelen adami çabucak ve keskin bir gözle inceliyor ve öyle karar
veriyorsa, siz de rakamlanböyle çabucak ve keskin gözle degerlendirmelisiniz" demigti.
Deterding bunca yll çahytigtbankacihkta hak ettigi kadar çabukterfi etmeyip, i§lemler
uza-
yinca diger bütün Hollandall gençlerinyaptigim yaparak kendine yení bir gelecek aramak için
Dogu Hint Adasi'na yollandi. Bu kez, ünl,ü ve eski bir bankacilik tegebbüsüolan Hollanda Tica-
ret Dernegi'nde çaligmayabaç1ad1.Bu dernegin asil adi Nederlandsche Handel-Maatschappij'dir.
Igeönce dernegin Medan'daki olisini, sonra da Malaya'mn.batt kly1smdaPenang'daki ofisi yö-
netmekle bagladi ve bu arada paramn nasil kazamlacagmi da ögrendi. "Para genellikleigin yapi-
lacagt yerlerde havay1koklamak, koku almakla kazanillr. Íçetemelden baglayanbirinde eger bu
koku alma yetenegi yoksa, büyük çapta para kazanma gansi da yoktur. Öyleyeni yollar kegfettim
ki bunlar sayesinde banka kasalan parayla doldu" demigtir.Deterding Uzakdogu'nun degigik ge-
hirlerinde faiz oranlarmdaki farklihklan aragttrma yoluyla epeyce büyük sayllacak para kazan-
migtir.
"Çevrede hava koklama" olayi Deterding'i petrole de ulagtirmigve bu sayede, daha ilk giri-
§imdebankaya koyacak bir hayli para saglamigti. 1890'larm ilk yillannda Kraliyet Petrol kapital
siktntisi çektigi zaman Kessler bagvurdugu her yerden geri çevrilmig olarak, sonunda Deter-
ding'e müracaat etti. Su iki adam Amsterdam'da geçirdikleri çocukluklanndan beri taniglyorlar-
di. Kessler'in talebinekargi Deterding dahiyane bir çözüm yolu önerdi. Gerekli olan sermayeyi
verecek, teminatkargiligtolarakenvanterde görülen gazyagt stokunu alacakti. Böylece Hollanda
Kraliyet varhgini korumug, Hollanda Ticaret Dernegi de para kazanmamn yeni bir yolunu bul-
mug oluyordu. Kessler'e gelince, o bu düzenlemeden çok duygulanmig, Deterding'e olan min-
net duygusu daha da pekigmigti.
u olaydankisa süre sonra, Kessler tüm Uzakdogu'daHollanda Kraliyet Sirketi'ne ait ola-
cak bir ticariorganizasyonkurmak istedi ve Deterding'e mektup yazarak organizasyonu kimin
yönètecegt konusunda fikrini sordu. Kessler yanit olarak aranan insan tipini sözlerle tarif edi-
qu
yordu: "Birinci smif bir igadami, itici güce sahip, deneyimli ve i; hayatini kavramig biri." Bu tari-
fe Deterding'den daha iyi kim uyabilirdi? Nitekim 1895'te Kessler igi almast için Deterding'e
teklifte bulunacak ve bankacthk hayatmdan usanç getirmig olan Deterding de bu teklifikabul
edecekti. Vakit geçirmeden, biraz da baskt yoluyla Deterding bagtan baça.bütün Uzakdogu'da
pazarlama gebekesinikurmaya bagladt Bu konuda iki ayn arnaci vardi: Krallyet petrolü rakiple-
riyle egit duruma getirmek ve girketi bu rakiplerinden tecrit etmek. Astl büyük amaci, sonradan
kendisinin söyledigt gibi
"petrolcülükte
enternasyonal bir adam" olmakti.
HenriDeterding kisa boylu dinamik birlydi ve hemen her zaman açik duran, hiç kirpmadi-
gi gözleriyleinsantarda çarpici bir etki yaratlyordu. Güldügü zaman bütün digleri görünürdü.
Çaligkan ve çopku dolu bir kigi olarak egsersiz yapmanm çok yararh olduguna inamr ve günlük
egsersizlerini hiç ihmal etmezdi. Bunu hem kendi sagligiiÇínhem de i; sorunlarma çare bulma
arac1olarak yapardi.Yaçamtmnsonraki yillannda Avrupa'dayken, artik altmig yagm
"gölgeli
kiyl-
smda" oldugu halde, her sabah lçe gitmedenewel, yaz olsun kig alsun önce yüzmeye gider son-
ra da kirk be; dakika at gezintisi yapardi. Iligkideoldugu herkes üzerinde çok güçlü ve etkileyici
bir izlenim birakirdi. Insanlann tarif ettigl kelímelerle
"dayamlmaz
bir magnetik güce" ve
"ner-

deyse tedirgineden bir çekicilige" sahipti. Bu niteliklerini kendi amaçlanna ve kampanyalarma


katilmasmi istedigi kipileri ikna etmede kullanirdi. Ancak Marcus Samuel'in aksine çabalan be-

117
lirli bir statüye kavugmak, kendine bir konum edinmek için motive edilmi§ degildi. Onun asil
amacmi Krallyet Petrol'ün tarih yazari olan ve uzun yillar Deterding'in özel sekreterligini yap-
mig EC. Gerretson qu sözlerle özetlemistir: "Deterdilig'in hedefi çok yüksek, olaganüstü bir
amaca yönelik degildi. Kamuoyunun yaranna hizmet vermek, yeni bir ekonomik düzen yarat-
mak, yeni ve güçlü bir ticaritesis kurmak gibi bir niyeti yoktu, Amaci herhangi bir tacirinama-
cmin aymydL Büyük olsun küçük olsun, son derece gerçek olan bir amacm pegindeydi: Para ka-
zanmak." Para kazanmaktan bagka her ne yaparsa yapsin
"kalben

ve ruhen" her zaman íçin tüc-


car olarak kalmigtir.
Zainanla Deterding kendisinden gakayollu "Yüksek Düzeyde Simpleton" (sözlük anlam1
yüksek düzeyde basit) diye bahsedecektir. Kugkusuz bu deyimi kendini yermek için söylemiyor-
du. "Simpleton"deyimini çaligma yaçammm rehberi anlammda -her sorunu en sade gekle dö-
nügtüren, asil elemanlarina çevirenkigianlammda- kullanmigttr. Bu konuda kendisi punlari söy-
lemigtir: "Degeri olan her geyde sadelik egemendir. Sahsen ben ne zaman bir is tekliflylekarçt-
lagsam, teklifüzerinde dügünür, eger o igi basite dönügtüremeyecegimi anlarsam, igin ümitsiz ol-
dugu bilincine vartr, geri çeviririm."
Krallyet Petrol'le çahytl L ilk yillarda Deterding'in kafasmda
"basit"
bir fikir hâkimdi: Yeni
geliçmigpetrol girketleri arasmda birlegme ve bütünlegme. Kamsma göre Krallyet Petrol'ü Stan-
dard'a kargi korumanm tek yold buydu. Ana fikir olarak bir Hollanda atasözü olan "Eendracht
maakt macht", "Birlikten kuvvet dogar" säzünden esinlenmigti, lgbirliginiaym zamanda bu en-
düstriye tutarlthkgetirecekbir yol oldugu için de istiyordu. Tipki Rockefeller glbi o da flyat oy-
namalarmdan çok tedirgindi. Ancak bagka bir konuda Rockefen.ër'danve Standard'dan farkh gö-
rügteydi Onlarmaksine flyat indiriminin bir rekabet aract olarak kullamlmasma karplyd1.Bùnun
yerine savag halindeki girketlerarasmda fiyat ayarlamasi yapilmasi, bang antlagmasi imzalanmasi
yanhslydt. Bunun zamanla tüketicininbile lehine olacagini iddia ediyor ve iddiasmi gu gerekçe-
ye dayandiriyordu: Bu uygulamayla fiyatlar daha tutarli ve güvenilir olacak, böylece daha çok
yat1nm yapilmasi tegvikedilip verimlilik artacakti. Ancak çok basit olan bu fikri Deterding'den
kaynaklanmayan bagka bir fikir izleyecekti. Herhangi tifr birlegme olaymda Kraliyet Petrol'e
mutlaka en önde yer verílmesi gartkoguluyordu. Sonuç olarak Deterding'in önerileri äteki ilgili-
lerce pek iyi niyetli bulunmadi. Nobel'ler ise ileride Deterding'i bir uzlagma erdemi olatak degil,
"görevi
insanlan bogazlamak ve sonra da cesedini toplamak"olan çok dehgetli bir yaratik olarak
görecekti,

Birlegmeye Dogrti ÍlkAdim


Shell ve Hollanda Kraliyet girketleriRus ve Uzakdogu petrol ticaretininkontrolünü birlikte yapt-
yorlardt. Bu iki çirketarasmda öteden beri süregelen
"ylpratici
rekabetten" yararlanmak isteyen
Deterding bu firsati büyük rakíbi Marcus Samuel'le birlegmeyevarmak için bir baglanglç nokta-
si olarak kullandL Sonradan gerçeklegen dünya çapmdakií§letmenin esas karakterini her ikisi de
çok yetenekli ve cesur, her ikisi de olaganüstü bencil olan bu iki adam tayin edecekti. Ancak
bunlardan Marcus Samuelõvgüden daha çok hoglanan, duyguya daha çok yer veren ve mevki
edinmeye daha merakh olantydL Henri Deterding'in hareketleri ise her geyden çok paramn ve
kaba gücün dürtüsüyle ayarlamrdt. Ortada karara baglanmasi gereken temel bir sorun vardi: Ye-
ni olugacak birlegmede bu iki adamdan hanglsinin baça geçecegi. Su konuda Marcus Samuel de
Deterding de son derece iddiallydilar. Marcus Samuelku kasuz bu konuma gelmesi gereken ki-
ginin kendisi oldugunu dügünüyordu. Çünküne de otsa Shell Sirketi'nin gözle görülür bir üs-
tünlügü vardi ve faallyetleri çok uzaklara kadar uzanmaktaydt. Ancak Deterding de hiçbir za-
man ikinci derecede rol oynamak niyetínde degildi ve bunu kendisi söylüyordu.
Bu iki adam birbirleriyle dolaysiz olarak yaptiklan müzakerelerle hiçbir noktaya gelemeye-

118
i

ceklerini anlamiglardi. Het ikisinin de bir araclya ihtiyact oldugu artik kesinlegmigti, ancak bu
araci kim olmallydi?Söz konusu petrol oldugu zaman
"par
excellence" arabulucu olarak tam-
"gölge"

nan, petrol komisyoncusu Fred Lane'den daha iyi bir aract olabilir miydi? Aynca Lane
denen bu adam Rothschild'lerin de yabancisidegildi ve onlarm Londra'daki petrol tesislerinin
temsileiliginiyapiyordu. Samuel'in de hem arkadagi, hem de danigmam ve sirdagiyd1.Samuel,
on yll kadar önce yaganan petrol darbesinde çok itimat ettigi bu adami uyguladigt fesat iginde
kendine yardimciolarak kullanmigt1. Lane ve Deterding lse son zamanlarda tamsmt; olmalanna
kargin hemen kaynagmiglar,çok da yakm dost olmuglardi. Lane ilk glrigimolarak Uzakdogu'da
Hollanda Kraliyet ile Shell arasmda sürmekte olan flyat savagmda kargilikh görügmeleryoluyla
ategkessaglanmasi çabasmayöneldi.Kamsina göre bu ancak çok zararli olan ve onun deyimiyle
Samuelve Deterding arasmdaki (birçegit raket oyunu) ve "Shuttlecock" (raketle
"battledore"

oynanan bagka bir oyun) kargihkh suçlama oyunlanna son vermekle saglanabilirdi. Gösterdigt
çaba sonunda kargihkli görügmelerin-baglamasiiçin gerekli uygun atmosfer yaratilabildi. Bütün ,

bu geligmelereragmen digaridan baloldiginda amaç yönünden iki lider arasmda çok önemli bir
farkhlik görülüyordu. Samuel iki firma arasmda basit bir pazarlama düzenlemeslyle yetinmek is-
tiyordu. Deterding ise diga açilacak bir yönetimden" yanaydi. Bu konuda Lane, Deter-
"birlikte

ding'le konuqup Samuel'inönerisini kabul etmesini,


"birlikte
yönetimin" y111argeçtikçenasilsa
kaçmtlmaz olacagLni, bugün içinse Samuel'in
"birlikte
yönetime" kargi oldugunu ve ödün ver-
meyecegini söyledi. Durum glderekdaha karmagik oluyordu. Özellikle 1901 Ekim ayi ortasmda
Marcus SamuePin vapurla New York'a, Broadway 26 adresindeki Sayin Baylari ziyarete gittigi
zaman ortalik iyice karigtl. Ziyaretin Standard Oil'le bir uzlagma saglamak amaciyla yapildigt
kugkusuzdu. Bu ara John Archbold, Rockefeller'e mektup yazlyor ve Marcus Samuel'in ziyareti-
ni pu sözlerle anlattyordu: "Sir Marcus Samuel ziyaretimize geldi. Su girkethiç kugku yok, bü-
tün dünyada, biz hariç, rafine petrol dagttimmda en büyük olan acentadir. Buraya bizimle bir
anlagmaya varma konusunu konugmaya gelmig. Öylesanlyorum ki, girketlerinin mah olan bazi
tesislerdenbüyük bir kismmt bize satmak istlyor." Ancak bu sözlere ve yapilan birçok kapsamh
konuçmaya ragmen taraflarbir anlagmaya varamlyor, Shell'inne derece kiymet ifade ettigi hak-
kmda görüg birligine varamtyordu. Samuel, tesislerinebir deger biçmig, bunu Standard'a bildir-
migti. Ancak Standard bu deger saptamasmm gerçekçioldugundan kugkuluydu. Diger taraftan
Samuel'e de boy bir igletmeci demek dogru olamazdi. Ne de-olsa kendisi durup dufttrken bu ko-
numa gelmemigti. Londra'ya geri döndügünde çevresine zafer ifade eden bir görünüm sergili-
yordu. Herkeste Shell'e karç1 bir merak uyandirmayi ve gerçekte bagi dertte olan bu girketi iyi
durumda gibi gõstermeyibagarmigtl.

"Ingiliz-Hollanda ighirligi- Asya Sirketi"


SamuelNew York'tayken Lane canla bagla çaligip Hollanda Krallyet ile Shell arasmda bir anlag-
ma zemini hulmaya çahymig,bunun için de kafasmda bir plan yapmigt1. Fakat çözülmesi gere-
ken asil sorun, çözülmemigolarak ottada duruyordu. Yapilacakanlagma basit bir pazarlama dü-
zenlemesiyle kisitli mi kalacaktt, yoksa diganya da agilacak bir igbirliginemi yönelik olacakti? 4
Kasim 1901 tarihindeLane bu konuyu tartigmakve kesin bir karata baglamak için Samuel'igör-
meye gitti. Lane'in üzerinde dikkatle durdugu Ve Israrli davrandigt konu Samuel'e qu görügüka-
bul ettirmekti: Basit bir pazarlama düzenlemesi pazara bol miktarda petrol aktigt ve fiyatlan faz-
laslyla dügürdügü bu kogullar altmda,yetersiz kalacak ve biçbir anlam ifade etmeyecekti. Aynca
üretimin kontrolü de gerekiyordu. Bu faktörün de gõz önüne alinmasiyla sonuç açikliga kavup-
turuldu ve
"mutlak
bir birlegmeye gitmekten bagka hiçbir çözüm yolu olmadigt" karanna vanl-
di. Su kararl Samuel de kabullenmigti ve o andan itibaren bir
"zarafet"

temsilcisiymiggibi dav-
ranmaya bagladi; çevresininonu yenilgiye ugrattigL ve anlagmayi
"lütfen"
kabul ettirdigi havasi-

119
I

na girdi. Simdi üretimi lositlayabilecek yeni bir organizasyona gitmek gerekecekti.Her iki tara-
fm da yazgilarmi belirleyen bu anlagmayla ileride, Hollanda Kraliyet-ve Shell Grubu'nun
birlikteligiyle saglanacak büyük igletmenin ilk adimlan atilmig oldu.
Deterding acele ediyor, anlagmanm bir an evvel tamamlanmasimistiyordu. Standard Oil'in
Shellile anlagip kendisini atlatmasindankorkuyordu. Nitekim çokgeçmedenyamlmadigt da or-
taya ç1kt1.1901 Noell'nden iki gün evvel, õnceleri tereddütlügörünen Standard Oil, fikrini de-
gigtiripShell'e 40 inilyon dolarhk fevkalade büyük bir tekliftebulundu. 190l'de 40 milyondo-
lar bugünün 500 dolanna epit, çok büyük bir paraydi.Samuel'inailesi kendisini bu tekli-
·milyon

fi kabule zorladlysa da Samuel hemen karar vermeyip, Noel tatilindemevcut seçenekleri deger-
lendirmek için malikânesi Mote'a.gitti. Orada kaldigt sürece yagaminmen zorlayici kararlarm-
dan biri olan bu konuyu uzun uzun dügündü. Acaba hangi yolu seçmellydi?Hayal edilemeye-
cek büyüklükte bir paray1 kabul edip tahmin dahi edilemeyecek büyüklükte bir servete kavu-
gup, Standard Oil imparatorlugu içinde en önde gelen seçkin pahsiyetlerden biri mi olmahydt, .

yoksa Deterding ve Hollanda Krallyet'le gansimdeneyip kader birligi mi yapmallydi? Bu konu


üzerinde durmak ve sözünden dönmek íçin ortada pek çok geçerli sebep mevcuttu.Ancak, No-
el'den hemen sonra aldigiacil bir telgrafonu aniden dügüncelerinden slyinp gerçek hayata dön-
dürecekti. TelgrafiLane gönderiyorduve Londra'ya dönmesini istiyordu. Kargikarç1yageldikle-
rinde Lane bazi ana noktalarda Deterding'inödün verdigini söyledi. Bunun üzerine 27 Arahk
1901 tarihinde Samuel ve Hollanda Krallyet arasmda çarçabuk bir anlagma taslagtimzalandi.
Taslak gece hareket eden vapurla Deterding'e elden gönderildi. Aym gece Samuel New York'a
gönderdigtbir telgraflaStandard'in tekliini reddettigini ve müzakereleri kesmig oldugunuürün-
tüleri ile birlikte bildiriyordu.
Samuel'in asil istedigt epitlikti. Standardise para yönünden çok cömert olmasma kargm her
zamanki gibi,kontrolkonusuna gelince israrh davranlyordu. Su konuda da aym Isran göstermig-
ti. Marcus Samuel Standard'la anlagmig olsaydt, IngiliztarafindanAmerikan tarafma
"kontrol"

geçecekti. Bu ise Samuel'inasla kabul edemeyecegl bir geydi.Onda vatanseverlik duygusu ger-
çektençok kuvvetliydi. Durum böyleyken, anlagma taslagt imzalandigt halde, Deterding yine de
tam bir anlagma elde edememly oldugundan endigeliydive anlagmanmresmi anlamda saglan-
masmi istlyordu. Her zaman oldugugibine istedigini bilerek ve amacina muhakkak erigmek is-
teglyle,Dogu Hint Adalan'ndaki Hollanda kökenli öteki üreticileri bir araya getiripyenibir an-
lagma ile birlegtirmeyi, sürücü koltuguna da Hollanda Kraliyet §irketi'ni yerleptirmeyi ba§ardi.
Artik erigmek istedigi noktanm yansma erigmigve Dogu Hint AdalanHollandakesiminden ç1ka-
nlan petrol ürününün etkin bir gekilde kontrolünü saglamigtt.Fakat Shell'leyapacaklan satig an-
lagmasi acaba ne tür bir sonuca baglanacakti? Gerçi Deterding daha önce Samuel ve Deter-
ding'in i§i "Birlikte yürütmesi" konusunda kargi taraflabir anlagmaya varmigt1.Fakat artik Stan-
dard sahneden çekildiginegöre, Shell'in konumu zaylflamig olmuyor muydu? Bunu dikkate
alan Deterding gok geçmeden dügüncelerini pratik ve kendisine çok çekicigelen bir fikir üzerin-
de yogunlagtirmaya bagladi. Ídareyisadece bir kigi ele almall ve bu kipi Henri Deterding olmahy-
dt. Kararmi vermig olarak Samuel'ebir ültimatom gönderdi. Teykilatlanma konusundaki änerisi-
ni kabul etmedigi takdirde (kiöneri Shell'inve Samuel'inidare üzerindeki kontrolünü kisitliyor-
du) artik bagka müzakereye girmeyecegini, bunun için Kanal'i agmak zahmetine bile katlanma-
yacagim aç1kve seçik bildirdi. Hollandali ültimatomunda gu sözlere de yer veriyor, "Her ikiini-
zin de kaybedecek bir dakikamiz bile yok" diyordu. Sonundadedigini yaptirdi.Yenigirketinba-
ma Samuel getitilecekfakat idare ve yönetim Deterding'de olacakti. Günlük rutin iglerin so-
rumlulugunu da Deterding üstleniyordu. Artik Deterding bundan fazlasim da isteyemezdi. Çok
geçmeden anahtar konumunda iki belge imzalandi. Bunlardan biri Hollanda-Hindistan Üretim
Komitesi'nin kuruluguna, öbürü de sonradan isim degigtirip "Íngiliz-Hollanda Petrol Sirketi"
olan "Shell Nakliye-Hollanda Krallyet Petrol Sirketi'nin" kuruluguna ait belgeydi.

120
Çokgeçriteden üçüncü bir girket, yani Rothschild, Samuel ve Shell'e sicak bakmadigt hal-
de, diglanmak istemeyip bu birlige katilma karan aldi. Samuel bu konuda karars12 göründüyse
de, Deterding Rothschild girketi istedigine göre onun da ne pahasina olutsa olsun birlige dahil
edilmesi hususunda Samuel'í ikna etti. "Bu konuda bir gecikmebizim için tehlikeli olur. Eger
bu gansikaçirirsak artik bir daha asla yakalayamayiz. Zaten bir talihte Rothschild'lerle birlikte
çaligtik ve herkes de biliyor, o zaman bütün gelecek bizimdi. Onlann ismi olmadan baçanli ola-
maylz" diyordu. SonuçtaSamuelkatilma teklifinikabul etti.
Samuel artik geçmigten ders almig gibiydive önerilere pek karç1çtkamlyordu.1902·tari-
hinde Deterding ve Rothschild'le son derece önemli bir anlagma yapmast istendiginde itiraz et-
meyip anlagmayiimzaladi. Su anlagmayla Inglliz-Hollanda Sirketî ortadan kalk1yor,yeni ve daha
.

büyük bir girket olarak Asya Petrol Sirketiismiyle yeniden doguyordu. Artik Samuel böyle bir
birlegmenin daha iyi sonuçlar verecegi konusunda hissedarlanna vaatte bulunuyor ve gerekçe
olarak da bu birlegmeyle teykilatm"güvensizlik ve tehlike dolu Rus petrolü pazarahgma
"tüm

bagllhktan kurtulacagmi söylüyordu. Bütün kuvvetiyle ve yüksek bir sesle "Hollandali dostlar1-
mizlauzun zamandir süregelen savagimizsona erdi. Eu yalnizca bangla degil, aym zamanda hü-
cum ve defansa yönelik bir birlegmeyle saglanmly bir sonuçtur. Bütün ilgililerce içtenlikle kutla-
nacak bir olaydir"diyordu.

Deterding'in Zaferi
Asil adi Ingiliz-Hollanda (BritishDutch) olup sonradan Asya Sirketi admialan bu girketler,birley-
meye dogru atilan ilk büyük adimm temsilcileridir. Eu derece önemli olmasinakargin bu anlag-
ma hâlâ resmi bir kontrata baglanmamigtl. Diger taraftan Shell'in mali durumu ve pazar konu-
mu da devamli olarakbozulmakta ve yok olma noktasmagelmekteydi.Öyleki, Deterding anlag-
mayibozup çekilmek istedigini söyleyerek tehdit eder olmugtu. Artik Samuel'e olacaklangögüs-
leyip, her geyinbagarisizlikla sona ermesini göze almaktanbagka yapacak bir geykalmamigt1.
Ne var ki 29 Eylül 1902 tarihindegirketin bagkam olan Samuel Londra Belediye Bagkanh-
gfna seçiliyordu. Bu olgu göz önüne almdigmda, artik girketin baçansiz olmasi son derece kü-
çültücü bir gey olurdu. Samuelhenüz Bagkan olmadan önce, agustos ayi sonunda Deterding'i
Mote'a davet etti. Hollandall,Ingiliztarzmdayaptimigbu köyevini çok begenmig ve etkilenmig-
ti. O zamana degin bu kadar güzel bir ev görmemíçti. Kendisi de bir gün böyle bir eve sahip ol-
maya karar verdi. Samuel ise güncelliginikoruyan sorunlarmvarhgmi kabul ediyor, bu konuda
içten davramyordu. Deterding Shell'in zaylf durumda oldugunun bilincindeydi; fakat akhndan
geçirdigi dünya çapmdaki dev proieyi gerçekleptirmek için "Hollanda bayraginin" yeterli olmadi-
gtmda ayni kesinlikle biliyordu. Daha güçlü olan bir
"bayraga"
mutlaka gerek vardt ve bu bay-
rak "Union Jack" denilen ingiliz bayragt idi. Bu dügüncelerle, Asya Petrol Sirketi ataciliglyla
Shell'in gelecegini düzeltecegi ve bu konuda bütün gücü ile çah acagt konusunda SamuePe te-
minat verdi.
Yeni girketiniglerini yönetebilmek için Deterding kendine Londra'da bir yer bulup oraya
yerlegti. Zaten 189Tden beri telgrafadresi olarak Londra- "Celibacy"adresinikullanmaktay-
di. Londra'dakiAsya ofislerinden de Hollanda Krallyet ve ShelPin bilepik mal kaynaklartm, ayn-
ca Rothschild'lerin Rus petrol ihracatimn büyük bir k1smmi ve Hollanda Dogu Hint Adala-
n'ndaki bagtmsiz üreticilerin verimini kontrol edip dengeliyordu. Simdi artik büyük çapta pet-
rol ahm satimiyaplyor, bu içte büyük ustalik ve baçan gösteriyordu. Hollanda-Hindistan Üretim
SirketiKomisyonu Bagkaniolugundanyararlanarakbu bölgedeki üretimi kisilladi ve kota siste-
mine geçti.
Deterding tüm enerlisini yeni dogmug olan Asya Sirketi'ne yönelttigt strada Marcus Sa-
muel de petrol i iyle hiç iligkisi olmayan bagka bir ige, 10 Kasim 1902'de resmen seçilmig oldu-
i

121
I

gu Londra Belediye Bagkanligl'na resmen bagllyordu. Hiç kugkusuz Belediye Bagkam segildigi
gün onun hayatmm en önemli günüydü. Eu konuma gelmekle Londrah bir tüccara verilebile-
cek en büyük onur ona verillyordu Marcus Samuel için bunun asil önemi bu gerefe layik gö-
-

rülen kipinin Dogu Kiyisi'ndan gelmigbir Yahudiolugundan, bir sedeftüccarminoglu olmasm-


dan ileri geliyordu. Beklenen büyük gün geldiginde yüzlerce araba sira halinde törene kattliyor,
ailesi ile birlikte birçok seçkin kipi de tören yerinde hazir bulunuyordu. Samuel ve ailesi bu tür
törenlerdensikilmakla beraber, törene katilanlann Samuel'in dogum yeri olan Yahudi mahalle-
si Portsoken'den geçmesindendolay1 da gurur duyuyorlardi. Bu büyük gün Guildhall'deveri-
len görkemli bir ziyafetle son buldu. Masalan dolduran birçok seçkin kigi Marcus Samuel'i se-
lamityordu. Konuklar arasinda bulunan Deterding kendini bu olaydan uzak tutmayaçaligircasi-
na bir kenara çekilmigve tuhaf bir gösteriyi seyreder gibi, olup bitene baktyordu. Bir i; arkada-
ma yazdigi mektupta töreni pu sözlerle anlatmigtir: "Bu tür bir törene ikinci bir defa katildi-
gimdahiç kimse bana frak giydiremez."Ora halk1nin görügüne göre Beledlye Bagkanlig1göste-
·

risi çok mükemmeldi; fakat bir Hollandah gözüyle daha çok törenselnitelikte bir sirk gösterisi-
ni andirlyordu.
O günden sonra Samuel görevinin gerektirdigigtbivaktini törenlerde,birbirini izleyen re-
sepslyonlarda, peg pege söylevlerverdigi toplantilardageçirmeye bagladt. Dikkatini yenidenpet-
rol igine verdiginde aradan bir ay geçmigti. Petrole döndükten sonra bile Belediye Bagkanligtgö-
revlerini yapmak durumunda oldugundan, resmi yolculuklara kat111yor,zamanin ileri gelen kipi-
lerinin ziyaretini kabul ediyordu. Görevlerinden biri de, oturdugu Belediye Bagkanlikevi'nde,
dell olarak tesciledilmesigereken aktl hastalarlyla kipisel olarak görügmelerdebulunmakti. Bu-
nu bilenlerden bazilan Bagkan'm petrolcülerle vakit geçirmekten çok delilerle vakit geçirdigini
söyleyerek kendisini elegtirmeye baglamigti.Samuel Belediye Bagkanligtgörev ve konumundan
çok hognut _olmakla beraber bu sorumlulugun getirdigi agm yorgunluk da onun sagligim etkile-
meye baglad1.Belediye Ba§kanligiyaptigtbir sene içinde devaml1 olarak saghk sorunlanyla kargi-
lagti. Bayagnlan çekti ve hepsinden öte agzmda ne kadar dig varsa çektirmekzorunda kaldi.
Çektigi sikmtilar yalniz saghkla simili degildi. Sözgelimi,1902 Aralik aymmson cumartesi
günü sabah.erkenden Kent'teki evi Mote'dan aynlip ilk trenle Canterbury Bagpiskoposu'nun ce-
naze törenine katilmak için Londra'ya gitti. Sehrin gerifleriyleögle yemegi yedi; aym günün ak-
gami da zorunlu olarak tiyatroyagitti. Pazar sabahi Lord Kitchener'in sergiledigiBoer Savaç1'na
ait silahlan inceledi. Pazartesi sabahl gehrin iglerine bakti ve ancak ondan sonra kendisini bekle-
yen Fred Lane'den gelen bir mektuba vakit ayirabildi. Mektup onu çok üzen haberlerle doluy-
du. Samuel'inçok eski dostu ve ortagl olan Lane, Shellmütevelli heyetinden istifa etmekte oldu-
gunuyaz1yordu. Söyledigne göre bunun nedeni sadeceAsya Sirketi'nin müdür yardimc111gi gõ-
revinin çok yorucu olmasindan da ileri gelmiyordu.Lane, Marcus Samuel'in girketiniyönetme
tarzindangikâyetçiydive onu agir gekildeeleptiriyordu. "Siz böyle bir igin bagmda olamayacak ,
kadar meggul bir insansmiz Ve her zaman da böyleydiniz. Anlagildigina göre yapacak bir tek gey
kaldi. Sermayeyi batinp dünyayi yerinden oynatmak ve sonra da oturup Tanr1'yadua etmek ve
her geyiondan beklemek. 14hayatinda bu mantaliteyle igleyen, her geyi ansa birakan bir du-
rumla bugüne kadar hig kargilagmam14tim... Su tür bir i; hiçbir zaman bo zamanda bir tek göz
atmayla veya zaman zaman bagarilan parlak misyonlarla yürütülemez. Bu iq devamhdir ve sü-
rekli ilgilenmeyle yürütülür" diyordu. Mektubunun ileri sattrlanndaise göylebir kehanette bulu-
nuyordu: "Çokradikal bazi degigiklikleryapmadikça, girketsabun köpügü gibipatlamayamah-
kûmdur. Böyle bir durumda hiçbir gey girketi kurtarmaya yetemez." Bu mektup üzerine Samuel
ve Lane bir araya gelip durumu konugtular. Ílerikigünlerde de bu konuya iligkin yazigmalarmt
sürdürdüler. Fakat mekt.uplarmda devamli olarak birbirlerini suçluyor, gitgide daha öfkeli davra-
n1yorlardi. Aradaki kirginhk giderflemedi ve sonuçta Lane mütvelli heyetten aynldi. Su ayrilig
her ikisinde de sonsuza kadar devam eden agir bir ihanete ugramiglik duygusu birakmigttr.

122
Aradan geçen zaman içinde Asya Sirketi'nin kurulma faallyeti ve ingasi hâlâ devam ediyor-
du. Son anlagmanin henüz yapilmamig olmasi nedeniyle tarallararasmdagirketinkontrolü ve iz-
lenecek politika konularinda sürtügmeler, anlagmazliklar oluyordu. HollandaKrallyet Sirketi'nin
yazarlanndan biri Deterding'in herkesten sadece
"dürüst

ve adilce" hareket bekledigini yazar.


Samuel'inbiyografi yazan ise tamamen farkl1bir görügteydi. Ona göre Deterding kendi dedigt-
Bu israr onu mantiksiz bir öfkeye ve kine sürüklemig, adeta
"delirt-
nin yapilmasmda israrliydi.
migti." Yine de oyunda bütün kozlar Deterding'in elindeydi ve o da bunu bildigi için anlagma
yoluna gitmekte isteksiz davramyordu. Nitekim sirasi dügtügü bir gün "Kendimi on belediye
bagkanlyla bag edecek kadar formda ve güçte hissediyorum" diyecekti.
Sonuçta, 1903 Mayis tarihinde,artik kurulmast tamamlanmigolan ve her iki tarafmda sa-
hip oldugu üçüncü girket olan Asya Sirketi'yle on adet kontrat imzalandi. Yeni girketingörevi
Dogu Hint Adalan'nda üretimi ayarlamak, Uzakdogu'dasatig igini üstlenmek ve ayrica Avru-
pa'da Dogu Hint Adalari benzin ve gazyagmm satigmi kontrol etmekti. Ancak Deterding açism-
dan, sagladiklan en büyük zafer, mütevelli heyetine zafer kazanmig edas1yla aç1kladigi gibi,
kontratin her satirmda Hollanda Krallyet'in parlamasi ve açikça kayinlmaslydi. En büyük bagart
da Asya Sirketi idare müdürünün, yani kendisinin aym zamanda Hollanda Kraliyet'in de idare
müdürü yapilmasmdan ileri geliyordu. Samuelidari müdürlük süresinin üç sene olarak kisitlan-
"yirmi

masmda Israr ettiyse de, Deterding kararh davramp sürenin bir yll olmasmda, bir gün bi-
le daha az olmamasmda" direndi. Kugkusuz bu atamamn devamli olacagi anlamma geliyordu.
Sonuçta tu konuda da kazanan kendisiydi.
Asya mütevelli heyeti ilk toplantisim1903ylh Ternmuz aymda yapti. Bagkanhk lioltugun-
da Marcus Samuel oturuyordu. Konugmasmi hiçbir nota bakmadan yapan Deterding, anlagildi-
ginagöre hangi dakika hangi geminin nerede oldugunu, nereye gittigini, kargosunu ve her li-
manda. ne kadar flyat verilecegLni eksiksiz ve yanlipsiz olarak biliyordu. Bu durum Marcus Sa-
muel'i de fazlasiyla etkilemigti.

"Grup" -

Samuel Boyun Egiyor


Deterding kendisini tüm ener]isiyle yeni igletmenin iglerine adamigtt. Hollanda Kraliyet'in bag-
kam bir gün onu uyanp çok fazla çaligtigmi,kendini ylprattigim söyledigtnde, Deterding ona gu
yamti verecekti: "Herkes bilmeli ki petrol iginde önümüze gelen f1rsatlan degerlendirmeliyiz.
Aksi takdirde bu firsatlar bir daha geri gelmemeküzere kaçar." Deterding is yagammda hiçbir
zaman bir kumarbaz olmadi. Buna kargm hesapli da olsa, risk üstlenmekten kaçmayan bir yapi-
si vardi; yöntemi devamli olarak çaligmak, durup dinlenmeden çallgmakti.O siralar Dogu Hint
Adalari'ndan ç1kanlanpetrol, benzin imaline özellikle uygun oldugu için Hollanda Krallyet bu
bölgedeki bagimsiz üreticilerin çogunu kendi bayragi altmda toplamak istedi ve bunu bagard1.
Otomobilde art1k revaç kazanmig, ingiltereve Avrupa kitasmin çegitliülkelerinde en çok rastla-
nan, yollari dolduran bir ulapim araci olmugtu. Su arada Asya Sirketi büyümeye devam etti ve
Deterding'in kamçilayici dürtüsüyle kisa zamanda giderek geligen Avrupa benzin piyasasinda
önemli bir hisse edindi.
ÍçlerHollanda Krallyet aç1smdan her gün biraz daha iyiye gittigihalde, Shell açisindan sis-
tematileolarak biraz daha kötüye gidiyordu.Bir kere Spindletop'tan çikarilan Texas petrolü artik
ürün vermlyordu. Aynca ingilteredeniz filolari, SamuePin Kraliyet donanmasmda yakit olarak
kömürden mazota dönme önerisini ciddiye almayarak reddetmigti. Su Samuel'inözlemle bekle-
digi pazarin gerçeklegmeyecegi anlamma geliyordu.Hollanda Krallyet'in, Borneo hammaddesi-
mn mazot olarak kullamlmaya elverigli oldugu keyfi de o zamana rastlar. Bu, kugkusuz mazot
üretimini kendi tekelialtma almayi bekleyen Samuel'ln ümitlerini bir kere daha kmyordu. Stan-
dard Sirketiise çok uzun y1llar,flyat konusunun olugturdugusavagm içinde kaldi. Su arada eski

123
dost, yeni dügman olan Fred Lane büyük buruklukla Shell Sirketi'yle anlagip Asya Sirketi'nin
yardimct idare müdürü olmuytu. Shell'deki konumunu kendi burukluklanm gidermede bir araç
olarakkullanma pegindeydi. Deterding ise çifte standartla hareket edlyor, her iki tarafa.dasanki
onlardan yanaymig gibi davramyordu. Aslmda Hollanda Kraliyetyanlisiydt ve harap durumdaki
Shell'e kargi bu girketindurumunu yükseltme pegindeydi. Artik topallamayabaglami§ve yakm-
da da çökecegeben2eyen Shell, hissedarlanna kâr payiolarak zorlukla yüzde 5 ödeyebildigt hal-
de Hollanda Krallyet yüzde 65, yüzde 50 ve 1905'te de yüzde 73 glbi çok büyük, doyurucu
oranda hisse ödüyordu.
Su durumda Shellne yapabilirdi? Art1kMarcus Samuel için aynlma saatinin geldigianlaç1-
hyordu. Nihayet 1906 kig mevsiminde,en yetenekli adami, RobertWaley Cohen admdaki genç
memur, kendisine kötü haberi getirdi.Cohen ona artik lionsolide bir pazarlama girketininyeter-
siz oldugunu söylüyordu. VarhgLm koruyabilmek için ShelPin yapacagt tek gey mümkün olan en
lyi kogullan saglayarak Hollanda Kraliyet ile tam bir birlegmeye gitmekti. Bu fikir Samuel'ikah-
rediyordu. Ne de alsa bu büyük global petrol girketinikendi elleriyle, kimseden yardim almadan
kendisi yaratmigtl. Ancak bagka hiçbir seçenek yoktu. Sonunda kaçmilmaz olam yapti ve birleg-
me konusundaki istegini Deterding'e açti. Deterding tekliti kabul etti. Böyle bir birlegmenin
kendi taralmcada arzu edildigini söyledi.Ancak ortada bir sorun vardt Birlegmehangi baz üze-
rinde yapilacakti? Aralannda eskiden yaptiklan "Íngiltere-Hollanda" anla§masmda bu oranm
"yüzde
elli-yüzde elli" oldugunu bilen Samuel,bu anlaymada da aym orano geçerli olmastm ya-
nitladigmda Deterdingbuna giddetle itiraz etti. Samuel donup kalmigti. Deterding "Ínglltere-
Hollanda" anlagmasmmgeride kaldigim, arada geçen zaman içinde iki girketin konumlannm
dramatik gekildedegiçtigini söylüyordu. Oran ona göre birlegmede Hollanda Kraliyet yüzde=60,
Shellise yüzde 40 alacakti. "Ama biz bu birlegmeyle Shell'inmal varligim ve tesislerinibir ya-
bancimn ellerine birakmig oluyoruz!" diye tepki gösteren Samuel, konugmay1orada kesti. Öne-
rilen orani hiçbir gekildehissedarlanna açiklayamayacagini dügünmügtü.
Durum öylece ortada kaldt ve birkaç ay unutulmug gibi oldu. Ancak Shell'in durumu hiç-
bir düzelme göstermediginden,Samuel konuyu bir kere daha gündeme getirmeye, Deterding'le
tekrar bir konugma yapmayazorland1. "ÌdareyiH·ollanda-Kraliyet'ebirakmaya raziyim, fakat bir
tek kogulum var. Siz, Bay Deterding bana Shell mal varligini Hollanda Kraliyet'iniyi idare edece-
gikonusunda garanti vereceksiniz" dedi.
Deterding sadeœ bir konuda garantiverebilirdi. Hollanda Krallyet, Shell hisselerinin dört-
te birini satm alacak, böylece hissedar durumuna geçecekti.Hissedar olunca da dogal olarak
Shell çikarlarimiçtenlikle gözetecekti. Samuel konuyu iyice dügünmek için süre istediyse de
Deterding istegl kabul etmedi ve "Suan için cömert bir havaday1m. Size bu teklitiyaplyorum,
fakat eget siz bu odadan teklifimi kabul etmeden çikarsaniz, önerimi geri alinm" dedi. Bu du-
rumda Samuel bagka bir seçenek olmadlgLm anlayarak teklifikabul etti. Samuel'inDeterding'le
yaptigt mücadele beg yll kadar sürmüg,sonunda bitmigti. Kazanan taraf Deterding olmuçtu.
Birligin temelleri 190Tde atildi ve bu birlikten Hollanda Kraliyet/ ShellGrubu birligi dog-
du. Dört yll evvel de "ingiltere-Hollanda" isimli birinci bilegik pazarlama girketikurulmuçtu ve
bu girkettedaha üstün sayilan girketinismi öne almmigti. Simdi ise yeni düzenleme ile bírlikte
"Hollanda Kraliyet" ismi baça geçiyordu. Böylece isimlerin yazilig sirasi ile hangisinin daha güçlü
oldugu belirlenmig oldu. Bu isim stralama degigikligini Deterding kasten yapm1çtir.Ne de olsa
zaferi kazanan kendisiydi. Yillar geçtikçe yeni girket sadece "Grup" adlyla anilmaya baglandi.
Petrol üretimi ve rafinericilikle ilgili her türlü mal varhgi bir Hollanda girketiolan Bataafsche Pet-
rol'de toplandi.Nakliye ve depolama igleriyse Anglo-Sakson Petrol Sirketiadmdaki bir Ingilizgir-
ketine verildi. Hollanda Kraliyet ve Shell birer holding oldular. Ancak bu düzenlemede Hollanda
Kraliyet Holding60, Shell Holding ise yüzde 40 hisse sahibi oldu. "Idare Müdürleri Komitesi"
hukuki yönden belirli bir statüden çikartldilar.Komite artik iki ayn holdingin mütevelli heyetle-

124
rinde faal durumda çahgan üyelerle temsiledilmeye baglandi. Hollanda Krallyet, Samuel'iniste-
digi fyi niyet sembolüolarak Shell hisselerinin dörtte birini salmaldlysa.dadaha sonraki yillarda
bunlan satma yoluna gitti. Deterding sembolikolarak tek bir hisseyi kenditie
I ayinp satmadt.
Deterding'in çaligma yeri Londra'ydi. Buradaki ofisi zamanla Hollanda Kraliyet/Shell
Sir-
keti'nin mali ve ticariçahgmamerkezi oldu. Norfolk'da köy evi tarzindabir malikânesatm alip
eskiden beri özlemini duyup imrendigi ingilizegrafimn yagam tarzmdabir hayat sürdü. Igintek-
nik tarafi,yani üretim ve rafinericilikHague'de toplandi.Olaylarbirbirini kovaladikça taraflar
arasinda eskiden var olan girketyapisi farldihklan da yava; yavag ortadan kalkti ve taraflarkâtin
hangi taraftansaglandigina aldirigetmez oldular. Önemliolan bu kârm yüzde altmig-yüzde kirk
oranmda paylagilmastydt.
Aslinda bütün igleri kilit mevkiinde olan üç adam yaplyordu. Bunlann birincisi kuçkusuz
Deterding'di. ikinciadam Hugo Louden adinda, bir zamanlar Sumatra'daki petrol kegfiyle Krali-
yet PetroPü batmaktan kurtaran Hollandali bir mühendisti. Louden, Sumatra'daki ilk kuyular ,

petrol çikaramaz duruma geldigi zaman Sumatra'da yeni kuyular keyfetmeyi bagarabilmigti.
Üçüncükilit adamsa genç Robert Waley Cohen'di. Anglo-Yahudikökenli bir aileden gelen Wa-
ley Cohen, Cambridge Üniversitesi'nin Kimya Bölümü'nden mezun olduktan sonra 1901 yllm-
da MarcúsSamuel'leçahqmaya baglamig,daha sonra da Shell mensubu olarak Asya
Sirkett'ne
geçmigti. Birlegmeden sontaki günlerdetaraflarmbir araya getirilmesi ve soguklugun glderilme-
sinde en büyük hissesi olan adamdL Deterding holdinglerin igle iligkili yönünün sorumlusu ol-
dugundan vaktini daha çok yolculuk yaparak ve görügmelere katilarak geçirirdi.Louden íse igin
teknik yönüne bakardt Waley Cohen, Deterding'in ticari igler bagkan yardimcislydi ve Deter-
ding'in yoklugunda karar almak, görügmelere katilip sonuca erdirmek gibi yetkilerle donatilmig-
ti. Su arada Cohen için Deterding'in moralinin bozuk oldugu, ganssizolduguna inandig1 günler-
de ona moral veren kigi oldugunu da söylemek gerekir.
Samuel,Deterding'in kendisini yenilgiye ugratip kontrolü elinden aldigi ilk günlerde çok
mutsuz olmugve tüm hayatmm tam bir baçansizhkla geçtigini dügünmügtü. Bu birlegme, onun
açismdan hiçbir gekildeçan ve gerefgetirmiyordu. Bir gün gazetecilerle yapttgi bir röportajda
"Düg kirikligma ugramig bir adamim" demigtir. Birlegme tamamlandiktansonra kirgmhklanm
unutmak 1çin 650 tonluk yatlyla gezerek vakit geçirmeye bagladi ve denize merak sardi. Ancak
kirginlik hissini çabucakyenecekti. Bu çok zengin ve nüfuzlu iki igadami birbirleriyle iyi geçin-
mek için gayretgösteriyordu. Deterding i; konularmda Samuel'e daniglyor, aynca gündengüne
onu biraz daha zengin yaplyordu. Samuel'in ölümünden sonra Deterding onu her ampmda say-
glyla
"bizim
bagkamm1z"diye söz etmigtir. Deterding'in gösterdigi bu saygih davramplata kargi-
lik Samuel de çok geçmeden Deterding'in neler yapmaya muktedir oldugunu anlad1. Daha
1908 yllmda Shellhissedarlanyla yaptigt bir toplantidaHenri Deterding'in "gerçekten

bir deha"
oldugunu söylemigtir. Samuel egemenligi Deterding'e birakmiç olmasina karçm ShellNakliyeci-
lik ve Ticaret Sirketi'ninbagkanligt görevinion seneden daha fazla sürdürmüg, "Grup" iglerinin
birçogunda aktif olarak hazir bulunmugtur. Bu arada eskisinden bile daha varlikli olmug, devam-
11hayir igleriyle ugragir olmugtur. Olaylar yenilendikçe gazetelere manget olmakta devam etmig-
tir. Gazetelerde sürekliadindan bahsedilen ve karikatürleri çizilenbir adam olmuytur.Denizcili-
gesevgili mazot tutkusunu sokmak igin yaptigi çabalan da hiçbir zaman ihmal etmemigtir. Bag-
kanlik yaptigi ylllarda Deterding'le gLpta edilecek bir iligkiyi daima korumuqtur. Ancak aralann-
daki iligkinin dogasi haklanda hiçbir kuçkuya yer yoktu: Artik patron Deterding'ti.

"Haydi Amerika'ya!"
1907 yllmda birlegme tamamlanmigti.Bu, dünya petrol pazanna bundan böyle iki ayn devin
egemen olacagt anlamma geliyordu. Bunlardan biri eskiden beri her zaman dev kalmt) olan

125
Standard Oil, öbürü de yeni yeni devlegmekte olan Hollanda Kraliyet/Shell Grubu'ydu. 1910
yllinda büyük bir gururla Deterding gu sözleri söyleyecekti: "Eger Standard bizi bundan üÇyll
önce piyasadan silseydi, bugün bagarili olmuytu, Fakat artik durutil degigti." Bu sözlere kargm
iki taraf arasmda hâlâ sert Ye aci bir rekabet devam ediyordu. Aym yll Deterding uzlagma ümi-
diyle Broadway 26 adresine bir nezaket ziyareti yapt1. Ancak beklediginin aksine kendisine bir
teklifsunuldu. Broadway26 Hollanda Kraliyet/Shell'in 100 milyon dolara kendisine satilmasin1
istlyordu. Su teklif kargisinda buz kesilen Deterding yamt olarak gunlarisöyleyecekti:¶unu
üzülerek söylemek zorundayim ki, bu kente yapmig oldugum bu ziyaret tamamen boguna ol-
muytur. Bunu aynen kayltlara geçirmekzorunday1m." Anlagildigma göre Deterding yapilan tek-
liti küçültücü bulmug, hakaret kabul etmigti. Bunu qu sözlerindenanlamak mümkündür: "Íçbir-
ligi konulan bugün için idarecilerimizle ve bagkammtzla gÖrügülmeye deger görülmemigtir.Su
gerekçeylekonuyu petrol ticaretindesizden sonra dünyada en önde gelen idarecilerimize ve
Bagkan'a götürmeyi gereksiz görüyoruz."
Bu tepki üzerine Standard Oil, Deterding'e hak ettigip) yamti vermekte gecikmedi ve he-
men yeni bir fiyat indirimi kampanyasma geçti, Bunu yapmakla petrol savaglannda yeni bir aga-
maya kapi açmig oluyordu. Su yetmiyormuy gibi Güney Sumatra'da yeni petrol kaynagt araya-
cak Hollanda kökenli bir de kendisine bagimli girketkurdu. Artik"Grup"a hiçbir seçenekkalm1·
yordu. Yapilacak tek gey karpt saldirlya geçmekti. Bunun ise tek bir anlami vardi: "Amerika'ya
gitmek!"Bu deyim Hollanda Kraliyet/Shell politikasmm yeni slogani haline geldi. Grubun dü-
güncesine göre Amerika'da baçanl1olamazlarsa bu, Standard'm flyat indirim politikastnin olum-
suz yönde etki yapmig olugundan kaynaklanacakti. Unutmamak gerekir ki, Standardtiplo bir
ara fazla gazyagim sattigt gibi fazla benzinini de indirimli fiyatla Avrupa'da satabilecek durum-
daydi. Eu durumu Amerika'da daha yüksek flyat uygulayarak telafietmesi, bu yolla da sonuç
olarak yíne kârli çikmast pekâlâ mümkündü..Hiç kugkusuz bu durum Standard'a "Grup"un sa-
hip olmadigi kalict bir güç sag11yordu.Böylece Avrupa ve Asya'da devam eden pazarlama savag-
lannm sebep oldugu kayiplar Amerika'dan edinilen büyük kârlarla telafiedilebiliyordu.Deter-
ding çaligmalarimbaglica iki ayn yönde geligtiriyordu. BirincisiBatt Klyisi'nda 1912 ylhndaki ça-
ligmastydi. 1912'de Deterding Sumatra benzininin kullamlacagi bir pazarlama operasyonunu
gerçeklegtirdi.Onu izleyen sene de California'dadogrudan petrol üretimine girdi. Ikinci yoldaki
çaligmada çabalarmi "Grup"u Amerika kitasinm ortalanna yöneltti. Oklahoma'daolup bitenlere
bir an evvel katilabilmek istiyordu. Bunun için vakit geçirmeden BírlegikDevletler'e bir temsilci
gönderdi. Su temsilei1890'lar baginda Uzakdogu'daShell'in ilk depolama gebekesiniayarlamig
ve 1890 sonlanndaki Borneo yagmastnda da aym geyi yapmig olan kipiydi. Bu kigi Marcus Sa-
muel'in yegeni Mark Abrahams'di. O stralar "Grup" adina Misir'da yaptlgL bir petrol inceleme
gezisinden henüz dönmügtü.
Oklahoma'yagitmek hiç kugkusuz Borneo'ya gitmekten daha kolaydi. Ama 1912 Temmu-
zu'nda New York'tan Tulsa'ya yola ç1kanAbrahams orada neyle kargilaçacaginipek bilmiyordu.
Bu nedenle yanina aldigt küçük kafileden bagka, orada bulamamasi olasili na kargikendi dakti-
lo makinesini de götürmügtü. 2500 dolar olan mevcut parasim bu küçük fakat gürültülü kasaba-
da güvenilir bir banka bulamamasi olasihgim dikkate alarak bir kemer içinde yamnda taglyordu.
Kogullar aç1smdanbu denli konfordan yoksun olan küçük kasaba yine de kendisini gimdiden
"Dünyanm Petrol Merkezi" olarak ilan etmigti bile. Mark Abrahams Tulsa'ya geldig andan iti-
baren birkaç küçük petrol girketini bir araya getirmeye yäneldi ve çok geçmeden Roxana Petrol
admdaki yeni girketikurdu. Ötedenberi savunmaya yönelik bir geni lemenin peginde olan Ab-
rahams igte gimdibu büyük hedefe ulagmty, Standard'mülkesine ait olan topraklaraayak bas-
migti. Görevinitamamlamigolarak Londra'ya döndügünde bu baçandan fevkalade memnun ka-
lan Deterding, Hugo Louden'e yazdi cogku dolu bir mektupta sevincini gu sözlerle ifade edi-
yordu: "Çokgükür,sonunda Amerika'dayiz!"

126
Rusya Kangyor
r

Shellve Hollanda Kraliyet'in birlegmesinde Samueloyunagetirildigikamsindayd1;ama bu dügün-


cesinde yanilmigti. Nitekim Shell'in Rus petrolüne baghh l göz önünde tutuldugunda,olaylar
çok geçõeden bu birlegmenin akilhbir davranig oldugunukanitladi. Rusya'mnendüstriyel gelig-
mesi 1892-1903 ylllarinda güçlü Maliye Bakam KontSergeiWitte'nin uyguladigt çok uygun poli-
-tikalar sayesinde olaganüstü bir attlim göstermigti. Matematikçi olarak
yetigmigolan Witte, Çarlik
Rusyasi'ndayükselmede pek rastlanmamig bir araç olan yetenegi sayesinde, alt düzeyde bir de-
miryolu idarecisiyken Rus ekonomisinin hâkimi durumuna gelmigti. Sonunda Mallye ßakani
olan Witte,Rusya'mn ve özellikle de petrol endüstrisinin, bol miktardayabanci sermaye ile besle-
nirse, ne kadar çabukendüstrilegecegini anlamigtl.Tutucular Witte'nin bu programma kargiçikti-
lar. Bunlardan SavagBakam "Petrol alamndakigeligmenin agin derecede olmasmdanve öncelikle
de yabanci kapitalistlerin, yabanci sermayenin ve Yahudiler'in bu ige karigmalarmdan" bahsede-
rek yakmdi. Fakat Witte her geye kargm programma sadikkahp geligme stratejisine devam etti.
Witte, üyeleri içinde çok az yetenekli kigi bulunan bir hükümette, olaganüstü yetenekte
bir adam olarak hemen göze çarpti. Rusya'da tüm sistem bagtan sona çürümüç ve kokugmuy du-
rumdaydl. Pegin hüküm ve yetersizlik gibi nitelikler her kesimde egemendi. Ahmaklik
ve bece-
riksizliginasil sembolü de Çar'inkendislydi. ÇarII. Nikola, bir otokratta tehlikelisayilan bir
özellige yani dalkavukluktan hoglanmak özelligine sahipti. Aynca kendisi
ve çevresindekikipiler
kendilerini mistisizme yani gerçekdigi olaylarakaptirmiglardi. Bu kipiler çegitli mezhepleregiri-
yor, Witte'nin dedigi gibi çevrelerine
"digardan
ithal edilmig, kendilerini peygamber olarak gös-
teren medyumlan ve Rusya'da yetigmigdelileri" toplayaraktüm vakitlerini bunlarla geçirigorlar-
di. Çarbir türlü "Bizans aliskanliklanndan vazgeçmiyordu" ve yine Witte'nin belirttigi gibi,
"Metternich'in veya Talleyrand'm yetenegine sahipolmadigtglbibir çamur gölüne saplandigL ya
da halk1na sik sik kan banyosu yaptirdigi da oluyordu." Bu durumda Witte'ye sadece dua edip
Tann'dan,
"kendilerini
korkaklik, körlük, hilekârhk
ve ahmakhk tuzaginadügmekten korumasi
íçin" yakarmak kahyordu.II. Nikola, çokulusluimparatorlugu içinde Rus kökenli olmayan ne
kadar azinlik varsa hepsini hor görüyor ve ülkesinde yaçamalarim istemiyordu. Nitekim bunla-
rm smir digi edilmesini öngören tasarlyida onaylamigti. Bu-davramgi sonradanazinliklaridevle-
te karpt birer isyanct yapmigtir. Nihayet1903 yilmda lçiëleri Bakani, Witte'ye gelipII Nikola hü-
kümdarligmin daha o zamandan inanilmaz bir baçansizhk örnegi oldugunu söyleyecekti. Ba-
kan'in beyanina göre, birkaç istisnayla, ülkenin tüm halki bezmig
ve hognutsuz durumdayd1.
Rus petrol endüstrisinin asil yuvasi sayilan Kafkasyaçok kötü idare edilen bir yerdi. Bu bölgenin
yagama ve çahyma kogullan kabul edilmeyecek kadar kötüydü. 1;çilerinçogu Bakû'da, ailelerin-
den uzak çaligtirtllyordu. Batum'daki iççiler günde çogunlukla on dört saat çali lyor, ayrica ge-
nellikle de zorunlu olarak iki saat fazla mesai yaplyorlardi.
Bak0 art1k"Hazar üzerinde kaynayan sicak bir devrim yatagi" olup çikmigti. Dörtte bir nü-
.
fusu Tatarlar'dan olugan bu kentte, gehrin Tatar bölgesinde büyük bir yeralti mahzeni kurulmug,
"Nina" gifreadlyla büyük bir basm faallyeti yürütülmeyebaglanmigti.Bu gizli,büyük yaym ope-
rasyonunda Vladimir ÍIyiç Lenin'in çikardigtIhtilalciIskra gazetesiAvrupa'dan Iran yoluyla ka-
çak olarak Nina'ya ulaglyor ve yurtiçinde dagitilmak üzere burada yeniden basklya veriliyordu.
.
Zamanla, Çarpolisinin devamli peglerindeolmasma, gagirtmalarina karym yine de "Nina" dev-
rimle ilgili malzemeninaktigi en saglam barinma yeri olma özelligini korudu. Bu yeralti faaliye-
tine petrol sanayli de bilmeden suç ortakhgi yapmigttr. Gizli yürütülen ve tüm yurda dagitilan
propaganda yaymlannda, petrolün "Milli dagittm sistemi" en mükemmel dagitim
aract olmug-
tur Bakû ve buradaki petrol endüstrisiaym zamanda, Bolgevik lideri olarak ortaya çtkacakbir
grup lider için bir egitim yeri de olmuytur Bunlann arasmda ileride Sovyet Devlet Bagkam olan
Mihail Kalinin ve SovyetierBirligi'nin gelecekte Maregali Klementi Voro ilov da vardi Bunlarm

127
.I

arasmda gelecekte hepsinden daha önemli olan bir kigi genç bir Gürcü idi: Bir zamanlar ilahlyat
fakültesi ögrencisi olan bir kunduracmin oglu Josef Çukagvili. Asil adiJosefolan bu genç yeralti
edilemez"anlamma gelen "Koba" adml kullanirdi. "Koba", hepi-
"bag
faaliyetlerinde Türkçe'de
mizin ammsadigt JosefStalin isminí ylllar sonra kullanmaya bagladt.
190 1 ve 1902 ylllarinda Stalin, Batum'daki en baçanli sosyalist organizatörolmu§tu. Yerel
petrol sanayiinde yapilan grev ve gösterilerdeve aym zamanda Rothschild'lerin igyerlerinde
uzun zamandir devam eden grevde igin planlayicisi,beyin adamiydi. Bugrev bittikten sonra Sta-
. lin diger grevcilerieberaber hayatmda ilk defa olarak tutuklandi.Daha sonra yedi dela daha tu-
tuklanmigtir.Tutuklanmalardan sonra het zaman gönderildigi sürgünden kaçiyor, fakat sonunda
kendisini yine Çar'mtutukevindebuluyordu. 1903'te Bakû'da iççilerin ilan ettigi grev giderek
bütün Rusya'yi saran bir genel grevin olugmasina yol açmigti. Arttk Rusyatam bir düzensizlik,
Rus hükümeti de büyük bir krizin lçindeydi. Bu ko ullar altmda normal olarak Marcus Samuel,
Rothschild'ler ve diger petrolcüler petrol temin edecek kaynak olatak Rusya'ya dayanmakla ha-
ta ettiklerini anhyorve bu konuda kaygilanlyorlardt
Çarlikrejimi hizli bir degiçiklik özlemi içindeydi ve bu özlemini de bütün otokrat rejimle-
rin yaptigt gibi yabanci bir ülkeye savag açmak gibibir macerayla gidermeyeçal1;ti.Böylece hal-
kl yeniden bir araya getirmeyi ve hükümdarlanna yeniden prestij kazandirmayi umuyorlardi.
Ancak bunun için, bagkalarmin da bazen dügtügü hataya dügerek kendisine hasim olarak yanlig
bir ülkeyi, yani Japonya'yiseçti. Mançurya ve Kore'de ve öncelikle de YaluVadisi'nde Japonya
ile Rusya arasmda egemenligtn ele geçirilmesi için süregelenrekabet 1911 ylhndan beri iki ülke
arasmdabir savagclasthginadönügmügtü. On yll kadar evvel Japonya'yayaptigt bir gezide su-
ikast girigimineugramig ve yaralanmig olan Çar,Japontar'a kargi hiçbir sayg1göstermlyor hatta
diye söz ediyordu. Igebir çare bulmak için Japonlar'm
"maymùn"

resmi belgelerde bile onlardan


yaptigt her çaba mutlaka geri çevriliyordu. Kont Witte aradaki anlagmazhga son vermek istediy-
se de çabalansonuç vermedi, Witte'nin 1903 yllinda Maliye Bakanhgi'ndan almmasmdansonra
Japonlarbir savag çikmasmin artik kaçmilmaz oldugunu lyice anladilar. SavagÇar'mve çevresi-
nin igine geliyordu.Içigleri Bakam da "Rusya'nm iç durumu zorlu bir önleme muhtaçtir" demig
ve arkasindan da gunlan söylemigtir: "Ülkededevrim rüzgârlari esiyor. Bu rüzgâri durdurmak
için baçanmizla sonuçlanacak ufak bir savaga ihtiyacimiz vat" Artik savagm kaçmilmazligt ve bir
an meselesi oldugugün gibiagikârdt.
Rus-JaponSavagi1904 Ocak aymda patlak verdi. Savaga ilk baçIayan tarafJaponya,yaptigi
sürpriz Ve bagar111bir saldinyla Port Arthur'daki Rus filosunu yenilgiye ugratti. O günden sonra
da Rus kuvvetleri bir askeri felaketten digerine ugrad11arve bu macera tüm Rus deniz filosunun
Tsushima Savagi'ndatopyekün denizin dibine gömülmesiyle sonuçlandi. Böylece sava§, ihtilal
rüzgârlarmt yatigtirmak bir yana tam tersine körüklemig oldu. 1904 Araligl'nda BaktTdaki petrol
lyçilerí tekrar grev.yaparak, ilk toplu i; sözlegmesini elde etmeyi baçard11atSavagsona erdikten
hemen birkaç gün sonra ihtilalciler bu defa bit bildiri yaymlayarak "Kafkasya iççileri, intikam sa-
ati geldi" diyecekti. Su bildiri Stalin tarafmdan kaleme almrmyti. Ertesi gün, St.Petersburg'da
Çarlarma dilekçe vermek için Kiç Bahçesi'ne dogru yürüyen bir iççi grubuna polis ate; açtl. lyte
o gün "Kanli Pazar" diye anilan, 1905 ihtilali'nin oldu - Lenin bu günden "Büyük
baglanglC1

Prova" günü diye söz eder.


Haber Bakû'ya ulagtigindapetrol iççileri yeniden grevegittiler.Grevin ihtilale yol açacagm-
dan korkan hükümet, Müslüman Tatarlara silah verdi. Tatarlar da içlerinde petrol endüstrisinin
liderleri de olan Hiristiyan kökenli Ermenileri toplu halde katletmeye bagladilar.O günden sonra -
agizdan agiza dolagan bir efsaneye göre, en zengin petrolcülerden Adamoff adindaki bir Ermeni
yarali oldugu halde evinin balkonuna çikip mevzilenmig ve oglunun yardimlyla muhasaraya kar-
gi koyup tam üç gün dayantmpt1.Bu arada evi atege veríliyor, kendisiyle beraber kirk adami ya
yalolarak veya parçalanaraköldürülüyordu.

128
Grevlerve açikça.sürdürülen isyan hareketleri 1905 Eylül ve Ekim aylannda bagtan baça
tüm imparatorlugu sarmigti. Kafkasya'daolaylar sosyalizmyüzünden degil, irk ve etnik anlag-
mazhk yüzünden körüklenip, sürükleniyordu. Tatarlar bagtan baça bütün Bakû ve çevresinde
petrol sanayline kargi yeni bir saldinya geçmig,Ermeniler'insigmdiklanyerlerdeki binalari atege
veriyor, ellerine geçirebildikleriher parça mah talan ediyorlardi. O cehennemden sag olarakkur-
tulmayi bagaran biri bunu gu sözlerle anlatir: "Her taraf tam bir cehennem görünümündeydi.
Yanmakta olan iskelelerden ve petrol kuyulanndan çtkanalevlerbu cehennemin üzerinden
ge-
çip ufku saran dehget verici duman örtüsünün içinde kayboluyordu. Hayatimda ilk kez bütün
bunlann dünyanm
sonu oldugunun bilincindeydim. Alevler içinden can havliyle çikipkurtulan-
lar bu defa da hemen Tatarlar tarafmdanvtfruluyordu... Su manzaranm Pompei'nin
son günle-
.

rine benzedigini dügündüm. Tüfek kurgunlarmm ve tabancamermilerinin havada çikardigtses


manzarayiPompei'dekinden daha da kötü yaplyordu. Aynca infilak etmekte olan petrol varille-
rinden çikan ses, katillerin keskin haykinglari ve ölmekte olan kurbanlarmm ç1ghklançevredeki ,

manzarayadaha da dehget saç1yordu.Duman o denli kalmdi ki ögleden sonra saat iki oldugu
halde günegi görmek mümkün olmamigti. Hemen sonra da son günlerin gerçektengeldiginika-
n1tlamakistercesine korkunç bir gök gürültüsü duyuldu ve bütün bölge bagtan baça giddetle sar-
sildt."
Bakû'da olup bitenler dig dünyada¯derin yankilar uyandirmigti. Arttk bütün dünya ilk defa
olarak korkunç bir ayaklanmayüzünden petrol akimimn durduguna, bunun da büyük bir yatirt-
mi degersiz kilmakla tehdit ettigine tamk olmugtu. Bu arada Standard, Rusya'daki düzensizlik-
ten yararlamp vakit kaybetmeden hemen harekete geçti. Ilk olarak daha önce Rus petrolüne
kaptirdigt Uzakdogu'daki pazarlan geri almaya yöneldi ve bunu baçanyla gerçeklegtirdi. Bunda-
ki amact Amerikan gazyagmapazar bulmakti. Rus endüstrisinin kendi durumuna gelince, du-
rum gerçekten ürkütücüydü. Ülkedekitüm petrol kuyularmm üçte ikisi tamamen yok olmug,
ihracat feke ugramigti.
1905 sonuna gelindiginde artik ihtilal yenilgiye ugramigt1.Bu arada Rus-JaponSavagi da
sona ermig, sonuçlan BagkanTheodore RoosevelttarafmdanPortsmouth, New Hampshire'de
savaga katilan taraflarmiradesine uygun gekildekarara baglanmigti. 1905 Ekimi'nde Çar,irade-
sine ve mizacma tümüylekargi olmasma ragmen içinde Duma admdaki parlamento da olan ana-
yasal bir düzenin kurulmasma izin verdi. Ihtilalinsona ermesine kargm petrol bölgesindeki kan-
iklik henüz bitmemigti. Bakû'daki petrol iççileri
Duma'ya parlamento üyesi olarak Bolgevik
temsilcileriseçmigti. Ayrica Nobel'in Batum'daki temsilciside sokakta öldürülmügtü. 1907de
bir kez daha bir grev dalgast tüm Bakû'yu sarmig ve genel greve dönügme tehdidinigästeriyor-
du. Bu arada
Çaraptalca davranarak belki de ileride kendisini ve hanedamni kurtaracak olan
anayasay1yok etmeye çabgiyordu.Aynca Bolgevikler iççiler arasmda
"smirsiz
bir güvensizlik ya-
ratmak', petrolcüleri idare ve organize etmek ve kendi deyimiyle güvensizlikleri "körüklemek"

amactyla 1907'de bir kez daha Stalin'i Bakû'ya gönderdiler. Bakû'da geçirdigiseneler Stalin'in
iççi smifmm günlük sorunlanyla gerçekten meggul oldugu az sayida seneden birkaçidir. 1910
yi-
Imda Stalin bagka bir grevin hazirliklarm1yaptigt strada bir kez daha tutuklaniphapse atillyor ve
sonra da Rusya'mn kuzeyindeki terk edilmig topraklarasürülüyordu. Stalin ihtilalci legiligini ve
fesat kurmadaki ustaligim, hirslt ve alayc1 tabiatim Bakû'dayken bilemig
ve geligtirmigtir;bu
özelliklerigden gelecekte çok yararlanacakti.

Rusya'ya Dönüy
Rus petrolünün gerilemesine neden olan etkenler sadece politik tutarsizlik, irk sorunlart
ve
grevlerin dogurdugu gerilimden olugmuydegildi. Rusya'mn geçmigte sahip oldugu avantajl1du-
rum, petrolü nisbeten ucuz flyatla satmasmdarikaynaklanmigti. Ancak yeni durum bambagkay-

129
I

dl. Sondalm düzensiz ve bagtan savmayapilmasi yüzünden üretim kapasitesi dügmüg, Bakû do-
laymdaki petrol yataklarmda onanlmasl imkänsiz bir tahribatbag göstermigti. Sonuçta,bu bölge-
de zaten azalmakta olan petrol, daha da büyük bír hizia tamamentükenmeye bagladt Bütün
bunlar igletme masraflarinda dramatik artiglar yaratti. Aynca politikadakitutarsizlikyeni gelig-
mekte olan ve çok gerekli büyük yatirim faaliyetini tegvikeder nitelikte degildi. Bir ara, Rus hü-
kümeti çok yanlig bir davramgla, sirf mallyesinindoymak bilmez iëtahmi tatmin için iç-ulagim
.vergisini artirdi. Bunun sonucu olarak dünya pazannda Rus petro1ünün fiyati artacak ve bu pa-
zarlarda Rus petrolü rekabete elverigsiz hale gelecekti. Artik daha önce avantaj sayllan fiyat du-
rumu gimdi dezavantaj olmugtu. Rus petrolü yava; yavag yan-ürün durumuna gelecek, sadece
öteki cins petrol bulunmadigL
zaman aranacakt1.
Bu ara, Avrupa petrol sanayiinin genel yapismda da bazi degigmeler gözlendi. Artik Ro-
manya'da da çok önemli ve yeni bir petrol kaynagi doguyordu. Bu ülkede Karpat Daglart etegin-
de öteden beri yapilan elkazisi sonunda çok az miktarda petrole rastlanmigtl.1890'll yillarda
.
Macaristan ve Avusturyabankalarinm yaptigi, modern teknolojiegligindeki yatirim destegiyle
Romanya½n petrol üretimi çarpio bir artig gösterdi. Ancak yirminci yüzyil baglarmda Roman-
ya'ya Standard Oil, Deutsche Bank ve Hollanda Krallyet'in de girmesi ile durum bir kez daha
degigti. Bu üç grup Romanya'nm petrol sanayiinikontrollerine almaya bagladilar ve bunun da et-
kileri çok büyük oldu. Yirminci ylizy1hnilk on ylli içinde Romanya petrol üretirni yedi kat artti.
Çokgeçmeden Deutsche Bank, Romanya üretiminin de verdigiavantaji kullamp, 1906 yllmda
Nobel'ler ve Rothschild'lerle birlegerek kisaca EPU diye amlan (European Petroleum Union)
"Avrupa Petrol Birligl"nikurdu. Bu birlegmeyi izleyen iki yll içinde EPU, Standard'1n Avrupa'da-
ki temsilcileriyletemasa geçerek pazarlann belli kopullar altmda bölügülmesini karara baglayan
anlagmalar imzaladi. Anlaymalar geregince pazarlarm yüzde 20 yüzde 25'i EPU'nun oluyor,
-

geri kalani Standard'a birakihyordu. Bu durum kugkusur Standardyönünden tatmin ediciydi.


Kisa süre sonra ingiltereile de benzer bir pazar bölügme anlagmasi imzalandi.
Bilindigt gibiBakû petrolü birtakun karigikliklarnedeniyle inige geçmigti.Ancak hemen ay-
ileri tek-
m senelerde Rusya'da yeni yeni kuyular açilmaya baglandi. Yeni açilan bu kuyular çok
nolojinin, üretim metotlannin ve aynca sermaye saglaylp spekülatif petrol tutkusuyla yanan
Londra Borsasi'nm da destegiyle süratle geligti.Yataklardan biri Karadentz sahiline elli mil uzak-
hktaki Maikop'tu. Digeri ise Batum'un kuzeydogusunda, Gürcistan'daki. Grozni yataglydt. An-
cak üretimin yeniden artmly olmasmakarçin Rothschild'ler arttk bu serüvendenusanç getirmig
olarak çekilmekistiyorlardt. O günlerde Rusya'ya egemen olan Anti-Semitizm ve yabancilara
kargi duyulan dügmanhk, giderekarta11siyasi tutarsizhklaberaber onlan derinden tedirgineder
olmustu. Grev yapilacagmi, kundakçilik, cinayet ve ihtilal hareketlerini daha olugmadan ilk el-
den ögreniyorlar, rahatsizlik duyuyorlard1.
"kâr"

Igisatiça çikarmak içiri pek çok nedenlerivardi. Sir kere artik ya çok azalmigti veya
hiç yoktu. Rothschild'lerin petrol gelirleri Rusya'mn petrol üretimine bagltydi ve uluslararasi
platformda cografi hiçbir dengeye sahip degildi]er Artik bir soru kafalarim kyrcalar olmugtu. Öy-
leyse neden bu igi birakip dünya çapmda yayllmig bagka bir teykilatlabirlegerek güvence altmda
olmasinlar?
Bu amaçla 191 l'de Rus Petrol Teykilatt'nin tümünün bir bütün olarak sat1;i için Hollanda
Kraliyet/Shell'le müzakereye girigtiler. Anlagma saglamak kolay olmadi. Bu satly igleminde
Rothschild'leri her yerde hazir olan Fred Lane temsilediyordu. Rothschild varliklarinin dertli ba-
gi olan kigiye yazdigt bir mektupta "Gälge" Lane gu sözlere yer vermi§tir: "Sizi temin ederim ki
Deterding'e bir gey yaptirmak hiç de sandigimzgibi kolay degildir. Onun huyu olaylari olanak
verdigince akigma birakmak, çözümlememek,bu aradada tipkibir baykup gibioturup olup bite-
ni degerlendirmek, acaba iyi mi yapti, kötü mli yapti, yoksa acaba daha lyisini yapabilir mi diye
"imzalanmadan"

dügünmektir. Kisaca söylemek gerekirse nerede oldugunuzu sözlegme resmen

130
asla bilemezsiniz." Gölge Lane'in bu sözlerine kargm yine de 1912 ylimda anlagma imzalandt.
HollandaKrallyet/ShellKarma Tegkilati Rothschild'lere olan borcunu hisse senediyle ödediler
I
ve böylece Rothschild'ler gerek Hollanda Kraliyet'te gerekse Shell'de en büyük hissedar oldular,
Bunu yapmakla Rothschild'ler emniyetsiz ve güvencesiz Rusya petrol varliklanni, hizla büyü-
yen, bölünmüg durumdaki bir uluslararasi girketiçinde, saglam, güvencell,gelecegi parÏak hol-
dinglere dönügtürmüç oluyordu,
Rus petrolünün emnlyetsiz durumda olugu ve Shell'in de Rus petrolüne bagli olugu Mar-
cus Samuel'i her zaman için kizdirmigtir. Bu nedenle yüzyil bitip yeni bir yüzyila dönügürken
kizg1nligi her halinden belli olan Marcus Samuel, Shelfin Rus petrolüne olan bagimhligim kes-
mek için elinden geleniyapmigti. Bundan on yll kadar sonra da, Deterding, bûyük bir manevra
.
çevirerekHollanda Kraliyet/Shell karmasinm görkemlibir tarzda Rus petrolüne girmesini sagh-
yordu. Bunun sonucu olarakGrup, "Nobel" Sirketi'nden sonra, Rus petrolünün üretim, rafineri
ve dagitim igletmelerinde en büyük teykilatoldu. Bir strasi geldiginde Nobel temsilcisiolan biri .

Deterding'eRus petrolüne girmesinin nedenini sormugtu.Patavatsiz Deterdingbu soruya pu ya-


mti vermigtir: "Amacimiz para yapmakti." Hemen bir gece içinde sanki bir sihirli degnekle
Grup, Rusya'nm en büyük ekonomik gücü oluyor, tahminleregöre her bölgede tüm Rus üreti-
minin en az begte hirini elinde tutuyordu.Ayrica, Rothschild'lerin petrol varligmikendisine kat-
makla Grup, Dogu Hint Adalari'ndan yüzde 25, Romanya'dan yüzde 17, Rusya'dan yüzde
29'luk hisselerle, dünya çapmdadengelenmig bir üretimde bag kögeye sahip oluyordu. Rus pet-
rolüne glrmeninönemli bazi riskler getirdigi yadsmamazsa da bu ek üretimi
günyaçapmdaken-
di sisteminekatmakla daha çok avantaj kazanmig oluyordu. Risklere gelince,
onu zaman göste-
recekti.
Genel görünümüyle Rus petrol endüstrisi äzellikle Bakû dolayinda, Birinci Dünya Sava-
l'mn
baglamasmdan evvelki on yll içinde dügüg göstermigtir.Uygulanan teknolojidurgun, geri
kalmig ve Bati standartlarmm altmdabir teknolojiydi.Artik eski görkem]i devri, dünya
pazann-
da dinamik güç oldugu günler geride kalmigti. 1904-1913 arastada Rusya'mn düriya petrol ihra-
catmdaki hissesi yüzde 31'den yüzde 9'a dügmügtür. Artik Rus petrol endüstrisine, o parlak
günlerinde herhangt bir gekildekatilim göstermigolanlar günlere
o act bir özlemle bakar olmug-
lardi. Nobel'ler, Rothschild'ler ve Marcus Samuel açismdanRus petrolü heybetli bir
servet ve
güç kaynagi olmugtu. Ancak bu özlem sadece petrolcülerin tekelindede degildi ve bazen petrol-
cülerin rakiplerini de etkiliyordu. 1920'lerde Stalin Bolgeviktahtma çiktigt gecequ sözleri söyle-
migti: "Büyük iççi kütlelerine liderlik yapmanm ne antama geldigini ilk defa Bakû'da anladim.
Bakû'da, ihtilal kavgasma katilmakla ikinci defa vaftiz edilmig oldum. Orada ihtilalin bir yolcusu
oldum."
1905'te baglayan ihtilal dalgasi her ne kadar Bakû'yu yirmi yll süreyle dünya petrol
paza-
rmda artik etkisiz duruma getirmigse de, Bakt^1yine de Avrupa'nm yakm çevresi için en önemli
petrol kaynagL olma konumunu korumugtur. Bu nedenle Bakû, ihtilale ragmen, hâlâ devam
eden global çatigmalarda en büyük ve en kesin ödüllerden biri olmaya devam ediyordu.

131
7
Acem Ülkesinde"Zevk-ü Sefa"

1900 ylh sonlarmda, Antoine Kitabgi adinda ufak tefek, general rütbell bir SaymBay,Paris'e gel-
migti. Bazilarmca Amerikan, bazilarmca da Gürcistankökenli oldugu samlan Kitabgi,Acem hü-
kümetinde gümrük hizmetleri genel inüdürlügüdahil çegitligörevlerde bulunmugtu. Bir lngiliz
diplomatin sözleriyle"Batfyla ilgili konularda lyi yetigmig--anlagma yapmayi ve ticari girigimleri
bagarmig- bir kipiydi." Zaten görevi de bu becerileri gerektiriyordu. ÇünküKitabgi'nin Paris'e
gelig nedeni burada bir Acem sergisinin açtligt gibi gösterilmigse de aslmda gerçek neden bam-
bagkaydi. Gerçekte Kitabgibir saticlydi; amact da Avrupa'da Acem ülkesinin petrol igini üstlene-
cek ve bu konuda uzlagmaya istekli bir yatirimci bulmakti. Bu amaca yönelik çabalartnda Kitab-
gi'nin kendi çikarinida dügündügü -ve bu anlagmadan yüklü bir tazminatalacagi- kugkusuzdu.
Ancak Kitabgi'nin ba ka bir amact da siyasi ve ekonomik açidan önemli ve çözülmeyibekteyen
birçok .sorunla karyt kargiya olan Acem hükümetinin çikarlarimgözetmekti.Gerçi Acem hükü-
.
metinin mali durumu her zaman için bir hayli karigik olmugsada artik bir tek nokta apaç1korta-
daydi. Hükümet tamamenparasizdi ve hazinesi para ihtiyactyla kivrantyordu. Acaba neden? Za-
manm Bagbakan'i bunun yanitini verdi: "Sahhazretlerinin savurganligtyüzünden."
General Kitabgi'nin çabalari sonunda meyvesini verdi ve tarihi büyüklük ve boyutta dene-
bilecek bir.ig anlagmast sagland1.Bu anlagma sadece birkag yll için imzalanmig ve aslmda kaderi
pamuk ipligine bagli bir uzlagmaydi. Ancak bu anlagma, Ottadogu'da petrol çagtm baglatan, bu
bölgede uluslararasi platformda siyasi ve ekonomik mekanizmayi harekete getirmig bir uzlagma-
dir. Bu anlagma sayesinde Acemistan --veya 1935'ten sonraki yeni adlyla fran- eski Acem ve
Partiya imparatorluklanndan beri dünya sahnesinde görmedigi bir ün ve öneme kavugmustu.

"En ÜstDüzeyde Bir Kapitalist"


Paris'te geçirdigi günlerde Kitabgi emekli olmuy bir Ìngilizdiplomattan yardim istedi. Ingilizdip-
lomat yaptlgt afagtlrmalar sonunda Kitabgi'ye sundugu raporda punlanbelirtiyordu: "Petrol ko-
nusunda en üst düzeyde bir kapitalistle görügtüm. Konuyu ele almayi kabul edlyor." Adi geçen
kapitalist 1849 íngiltere, Devon dogumlu Knox D'arcy isimli biriydi. D'Arcy gög edip Avustral-
ya'ya gelmig,orada küçük bir kasabada avukathk yaplyordu. Su arada bir de hobi edinmigti;
önüne geçilmez bir at yarigt tutkusu. Yapiitibariyle D'Arcy gansimdenemeyi seven biriydi. Bu
nedenle yeni bir serüvene atilarak bir birlik kurup yillardan beri igletilmeyen bir altm madenini
yeniden igletmeye sokma faallyetine girigti.Yapilan çabgmalar madenin altm yönünden hâlâ çok
zengin oldugunu ortaya çikardi. Geçen zaman içinde D'arcy Ïngiltere'ye çok zengin bir adam
olarak döndü ve orada olaganüstü zengin birinin yaçadigt hayati sürdürmeye koyuldu. ilk egiöl-
dügü için, Nina Boucicault isminde zamanm çok ünlü ve verdigi davetlerle ünlenen bir kadinly-
la ikinci evliligini yapti. Su çiftin verdigi davetlere Enrico Caruso bile katihp garkisöylerdi.
Londra'daki evinin digmda D'Arcy'nin sayfiyede de iki malikânesi vardi. Aynca Epsom at yarigla-

132
rinda kendisine mahsus devamli bir de locast vardi ki, bu locanm bir egi Kraliyet locaslydt,
D'Arcy için yatinma ve spekülatör oldugu säylenebilir; ancak iyi bir idareci olmadigt da kesin-
dir. Eu yüzden bir süre sonra yatinm yapmak için yeni bir is alam aramaya koyuldu. Acem ülke-
si petrolünün gelecegl ona parlak gözüktügü için ve i; konusunda gansmiyenidendenemek iste-
diginden yattrimimbu alana yapmak istedi. Bu karan veren D'Arcy Ortadogu petrol endüstrisi-
run kurucusu olarak tarihe geçmigtir.
Iran'da,yüzylllardan beri petrol sizintisigözlenmigti.Sizmti olarak gelenpetrol, gemi kalafat
iginde tugla sivasiolarakkullaniltrdt. 1882 ve 1889 ytllarinda, bugünkü Reuters Ajansi'mn ku-
rucusu olan Baron Juliusde Reuter Iran'laiki anlagma yapmay1 bagardi. Sunlar bagka konulann
yam sira Iranpetrolününgeliçtirilmesini de kaps1yordu. Eu anlagmalarm ikisi de hem fran için-
.
de hem. de Rusya imparatorlugu'ndabüyük protesto ve itirazlara neden oldu. Su anlagma ile
petrol bulmak için yapilan tehlikeli ve.baçansiz çabalar pek çok da zarara sebep olmuytu. So-
nuçta her iki anlayma da yenilenmedi ve sona erdirildi. Su defa 1890'larda bir Fransiz jeolog
Ìran'dakapsamh bir aragtirma yapacak ve bu ülkede çok miktarda petrol potansiyeli oldugunu
gösteren raporlar yaymlayacakti. Franstz jeologunçahymalan taraflarcave öncelíkle de General
Kitabgi tarafmdanbiliniyordu. Bu yüzden Kitabgi vakit kaybetmeden D'Arcy'yi ikna etme yolu-
na gitti ve milyonere çok parlak bir tekliftebulundu. Ona
"degerine
paha biçilmeyen bir hazi-
ne" vaat ediyordu. Su söz kargismda kim ilgisiz kalabilir? Ancak önce anlagmanm gerçeklegme-
si gerekirdi.
1901 ylli Mart ayinin 25'inci günü D'Arcy'nin bir temsilcisiParis'ten yola çikip Bakû yo-
luyla Nisan aymin 16'sinda,Tahran'a geliyordu. Iran'mbagkenti olan bu gehirde ilgililerle görüg
meye girigtiyse de bu görügmelerhem yavag hem de kesintili devam ediyordu. O ka,dar ki
D'Arcy'nin temsilcisivaktini daha çok Iran hahst ve eligleri satm almakla degerlendirir olmugtu.
Serüven hastasi Antoine Kitabgl'ye gelince, o da bog durmuyordu. O günlerde ingiltere'nin Iran
Büyükelçlsi olan Sir Arthur Hardinge, Kitabgi için gunlan yazmigtir: "Kitabgi Sah'mne kadar ba-
kam varsa hepsinin ve aynca tüm maiyetinin, sabahlan majestelerine piposunu ve kahvesini su-
"

nan özel hizmetkârma kadar herkesin tam destegini saglamigtic

Rusya ile ÍngiltereKargi Karplya


Ìran tarihi çok uzun bir geçmige dayamr. Büyük Strus imparatorluguve L Darius zamamnda,
milattan önce beginci yüzylla kadar Hindistan'dan baglay1pbugünün modern Yunanistan'ma ve
Libya'ya kadar uzanan bu ülke geçmigteki kimligiyle ne kadar övünse yeridir. Sonradanbu·top-
Taklarda
gimdi iranolarak bilinen Pers imparatorlugukuruldu ve kisa sürede Roma imparatorlu-
gu'nundogudaki tartigi'nasizen büyük rakibi oldu. Acemistan Asya ile Bati arasinda ticareteçok
elverigli bir köprü durumundaydi. Eu topraklardandalga dalga pek çok ordu, pek çok ulus gelip
geçmig ve bazen burada yerlegmiglerdi. Bunlardan bazilarl Bati'dan esip gelen Büyük iskender
ve Dogu'dan gelen Cengiz Han ve Mogollar'dir. 18. yüzyllsonunda egemenlik "Kaçarlar" diye
bilinen haris ve açgözlü bir hanedanm eline geçti. Kaçarlar,aralarmda savagan küçük kabileler
ve açgözlü prenslikleri yenerek yeni bir hanedan kurmuglardi. Kaçar gahlan tedirginbir durum-
da, bir buçuk yüz yll boyu hükümdarliklanm sürdürdü. On dokuzuncu yüzy11da,istila edilmeye
allgikbu ülke bu defa da kendisini digardan gelen baçka tür bir baskimn kargisinda buldu. Rusya
ve Íngiltere,Kagarçahlarmm içgali altmdaki Iran'da egemenligiele geçirmek için birbirleriyle
diplomatik ve ticari bir yarigmaya girigmigti.Kaçar gahlan durumu kurtarmak için bu iki süper
gücü birbirine dügürmeyeçaligtilar.
Ingiltereve Rusya arasmdaki rekabet Iran'iSüper Güç diplomasisinde en güncelkonu hali-
ne getirmigti. Zamamn Hindistan Genel Valisi Lord Curzon Iran't, "Gzerinde dünya egemenligi
için oyun oynanan bir satranç masasi" olarak tammhyordu.1860'h ylllardan ba layarak Rusya,

133
\ ·

l
I

Orta Asya'da amansiz bir genigleme ve ilhak politikasma yöneldi. Ruslar'mhedell Orta Asya'mn
da ötesine uzanmak, komgu ülkeleri egemenligine alarak kendine bu sicak iklimde bir liman
saglamakti. Ingiltereaçisodansa Rusya'mn sürdürdügü geniplemepolitikasi Hindistan
ve Hin-
distan'a gidenyollar için dogrudan bir tehlike demekti. Íran'inRusya'mn ilerlemesini tegvikko-
nusunda yapacagl herhangi bir hareket, Ingilizbir diplomatm 187l'de söyledigigibi, "Hindis-
tan'in sigortast üzerine verilecek bir çegittaviz" sayihrdi.Artik Rusya bölgenin her yamnda hare-
kete geçmigti. 1885'te kendisiyle Ingilterearasmda neredeyse bir savaya neden olan kompusu
Afganistan'a saldm düzenledi.
Yüzyll bitip yerini yeni bir yürylla terk ettigi siralar, Rusya franüzerindeki baskisim yogun-
lagtirdi. Eu yeni zorlama kargismda,-Ingilizler Iran'idokunulmaz bir statüde tutmak istediler ve
bu amaçla Íran'a Rusya ve Hindistan arasinda bir tampon görevi vermenin bir yolunu aradilar
Ancak yeni yüzyil baglarmda, Íran'martik Rus egemenligi altma girmig olmasi nedenlyle, Ìngil-.
tere'nin konumu çok kritik olmugtu. Rusya Íran Körfezi'nde bir deniz kuvveti kurma pegine
dügmügtü. Ìran ekonomisi ise neredeyse tamamen Rus ekonomisine baglanmigti. Ingiftere'nin
ÌranElçisi Hardinge'nin tammlyla,SahMuzaffer Al-Din "büyük
insan görünümünde küçük bir
çocuktu." Iranmonargisiyse, Elçi'nin tanimlyla"Eskimig, uzun yillar ihmal edilmig, digtan gelen
en sert etken hanglsiyse, delenere ve savunmasiz diktatörlerini en yüksek sesle hangi rüzgâr
tehdit ediyorsa, onun esintislyle hemen y1ktlmayahazir bir binaydL
"
Hardinge, bu en sert dig et-
kenin büyük olasihkla Rusyaolmasindan korkuyordu, çünkü
"Sahve bakanlan, kendi pervasiz
savurganhklan ve çilginhklan yüzünden artik tamamenRusya·nm
'kulu'
olmuglardl." Ruslarise
"Rus-Íran" iligkisinin ekonomik yönünü umursamiyordu.Bir Rus memurun anlatimlyla "yedi-se-

kiz milyon tembel, külhanbeyi kiglyleticarete girigmenin ne yaran olabilirdi ki?" Ruslar'in asil is-
tegi Iran üzerinde kendi siyasiegemenlikleriníkurmak ve diger Süper Güçleri diglamaktL Har-
dinge'ye göre, Ingilizpolitikasmm
"en
önemli hedefiyse" bu denli tiksindiricibir saldmya kargi
direnç göstermekti.
Igte bu noktada D'Arcy ve D'Arcy'nin petrol tasansmmige yarayacagl dügünüldü. Ingilte-
re'nin petrol konusunda yapacagt bir anlagma ile Rusya'ya karvi pekâlâ bir denge kurulabilirdi.
. Bu dügünceyle ingilteregirigime destek verdi. Anlagma üzerinde görügmelere girildigini duyan
Rus Elçisi'nin tepkisiise büyük oldu. Elçi son derece öfkelenerek tarallan bloke etmeye çah ti.
Eu çabasmdabir dereceye kadar baçanli da olmuy ve görügmeleri yavaglatabilmigti.Ancak son-
raki günlerde D'Arcy'nin Tahran'daki temsilcisimasayabeg bin pound daha brlatmca durum de-
gigti.Temsilci D'Arcy'ye verdigt raporda gunlan bildirlyordu: "Sahparanm nakit olarak hemen
ödenmesini istedi ve paranm bir kismirn almadan da anlagmayi imzalamadi." Ödenenbu ekstra
para sihrini göstermigti.28 Mayis 1901'de SahMuzaffer Al-Din tarihi anlagmay1imzaladt Uz-
lagma Sah'ayirmi bin pound nakit, yirmi bin pound degerinde de hisse,veriyor, ayrica "y11hk

net
kâr" sagliyordu. Bu son deyim yeteri kadar açik olmadigindan-tammlanmasi gereklyordu.Ancak
ileride bu tanimlamamnçok çekigmeliolacagt meydana çikacakti.Bunlara kargilik D'Arcy alti
sene geçerli olan ve ülkenin dörtte üçünü kapsayan bir anlagmaelde ediyordu.
D'Arcy'nin önerdigi anlagma daha bagmda, Rusya'ya en yakm olan beg kuzey eyaleti anlag-
ma digi birakmigtt. Bunu "Rusya'yi kugkuland1rmamak" için yapmigtt Ancak Ingiltereile Rusya
arasmdaki rekabet devam ediyordu. Ruslar gimdide Bakû'dan Iran Körfezi'ne kadar uzanacak
bir boru hatti inga etmek istlyordu. Boru hatti Rusya'mn,Hindistan pazarma ve Asya'ya yaptigt
gazyagt ihracattni artiracakti. Ancak bundan da önemlisi Rusya'nin Iran'da, bagtan baça körfez
bölgesinde ve Hint Okyanusu sahillerindeki stratejik nüfuzunu Ve gücünü gözler Onüne
sere-
cekti. Ingilterehem Tahran'da hem de St. Petersburg'da tasanya piddetle kargi çikt1. Íngilte-
re'nin Tahran Elçisi ilgtlileri uyararak boru hatti üzerinde yapilacak "üstün
körü" bir anlagma-
nm, boru hatti hiçbir zarnan gerçeklegmese bile, "Güney Iran'a sürveyanlann, mühendislerin,
Kazak kökenlí koruyucularm sokulmasi için bir mazeret olugturacagi, bunun da üstü kapah bir

134
I

·l

askeri iggal anlamma gelecegi" görügündeydi. Sonunda ingiltere'nin itirazi agir basti ve boru
hatti ingasmdan vazgeçildi.
D'Arcy'nin Tahran'daki temsilcisi yapilan pazarhkve uzlagmadan çok memnun kalmigt1.
Eu uzlayma sadece D'Arcy'nin igine yaramakla kalmlyor, ingiltereaçisindan da ticarive politik
yarar saglamakla beraber ülkenin Ìran'dakinüfuzunu da pekigtiriyordu. ÌngiltereDigigleriBa-
kanhgl uzlagmada dogrudan sorumluluk almayi reddetmekle beraber D'Arcy'nin çabalarmigöz
ardi etmiyordu. Ancak Hardinge anlagma yapihrken orada bulunmuy biri sifatlyladurumdan pek
emin degildi. iran'1tüm siyasisistemiyle, insanlarlyla, cografi ve lojistik karabasanlanyla ve hiç
kugkusuz geçmigteanlaymalardakivefasiz tutumuylaçok lyi tanlyordu. Eu yüzden çevresini
uyardi ve tedbir önerdi. "Petrol içersin veya içermesin ÌrantopraglUZUR lllardan bu yana ümit
. baglanarak giripilmi§ projelerde ticari ve siyasi yeniden doguglara sahne olmuy bir topraktir.BO
topraklardangelecek beklemek sadecevakit kayb1 olur" diyordu.
ve yerine oturmamig bu topraklardaböy-
-ücra

Su durumda D'Arcy'yi bu denli risklibir ige


le dev büyüklügünde petrol arama serüvenine- iten gey neydi? Bunun yamti kugkusuz göyle ifa-'
de edilebilir: Epsizbir servetekavugmak için duyulan dayanilmaz bir hirs ve ikinci bir Rockefeller
olma ganst.Aynca bu D'Arcy'nin oynadigiilk kumar da degildí. Dahaönce bir kez daha Avustral-
ya'da altm madeni üzerinde kumar oynamt; ve çok baçanlt olmuytu. Ancak eger önünde bekle-
yen geyintam olarak ne oldugunu bilmig olsaydi, kugkusuz bu serüvenden vazgeçerdi. Su kez
oynadigt kumar oyunu evvelce Avustralya madeni için oynadigi oyundançok daha büyük çapta,
tahmin edilen sayidan çok daha yüklü oyuncularm rol aldigt bir serüvendi.Aynca siyasi ve top-
lumsal boyutlanyla da Avustralya olaymaloyasla çok daha karmagikti. Kisaca söylemekgerekirse
bu i; akla yatlan bir tegebbüsolamazdi.Harcamalar için gösterilentahminraporlan bile saglikh
ÚArcyL
degildi ve gerçekte oldugundan çok daha küçük rakamlarla ifade edilmigti. Iginbagmda
íçinde iki
ye verilen bilgide iki kuyu açmanin on bin pounda mal olacagi söylenmigse de, iki yll
kuyunun maliyetiiki yüz bin poundu agmig,D'Arcy'nin ceplerini bombog birakmigti.

ÎlkGirigim
D'Arcy'nín hiçbir örgütü, hiçbir girketiyoktu. Yalmzca i; yazigmalanm ayarlayan bir sekreteri
vard1. Íran'daiglerin yerinde yapilmast, toparlanmasiiçin Kraliyet Mühendislik Koleji mezunu
ve bir vakitler Sumatra'dasondaj iginde çaligmig GeorgeReynolds adli birini ayarladilar. Petrol
aranacak ilk bölge olarak iran'inkuzeybatismdaki daglar içinde, ulagilmast nerdeyse olanaksiz
bir plato, SahSurkh bölgesi seçilmigti. Burasi pimdiIran-Irak smirl olan, Bagdat'a Tahran'dan da-
ha yakin, IranKörfezi'ne üç yüz mil uzakhktaki yerdir. Bu bölge dügmanca hisler besleyen in-
sanlarla doluydu ve bütün ülke çapmdaki yol sayisi da sekiz yüz miliancak buluyordu. Bölgenin
çogu kismi sava§ç1kavirilerin idaresi altmdaydi ve bunlar degil iran'mönerdigi anlagmayl, Tah-
ran otoritesini bile tammlyorlardi.Bagibozukluk o denli yaygindt ki, Iranordusundaki komutan-
lar emirlerindeki askerleri bahçivan veya amele olarak yöredeki arazi sahiplerine kirallyor, aldik-
lan yövmlyeyi oldugu gibikendi ceplerine indiriyorlardi.
Yöre halki teknik beceriden tam anlamiyla yoksundu. Ashnda yöre kültüründe Batt kültü-
rüne ve yabancilara kargi duyulan dügmanca hisler daha da piddelli olarak vardi. Bat1'dan gelen
tüm fikirlere ve teknolojiyetamamen kapaliydilar. IngilizElçisi Siimezhebinin ç11gmliga kaçan
din tutumunu, síyasi otoriteyeve ister Hiristiyan ister Müslüman, di dünyadan gelen her tiirlü
akima kargi gösterdikleripiddetli direnci hatiralannda ayrmttlibir biçimde iglemigtir, Yazdigma

göre "Siiler'in ilk dört halifeye duyduklan nefret o denti giddetliydi ki -bugün de öyledir- bu
mezhebe bagholup da a§iriliga kaçantardan bazilan cennete giriplerini çabuklagtirmak için za-
man zaman bu halifelei-in, özellikle de Mekke'de Siller'in nefretini odaklaimy bag kigi olan
Ömer'inmëzarlarinaçirkin saldmlarda bulunmuglardir. Bu durum, aslmda dini mürailikten bag-

135
ka bir gey olmayan 'Ketman' doktrinlyle engellendi... Ketman doktrini, gerçekten kutsal bir
maksat ugruna, lyi bir Müslüman'm bir olayi görmemezliktengelmesine,hatta yalan söylemesi-
ne cevaz verir." Bunlan hattralarmda yazan Hardinge, yazismm sonundaSii-Sünnisürtügmesine
ve Siiler'inÌransiyasisistemindekinüfuzuna bu kadarçokyer verdigi için özür diler. "Bu konu-
yu belki biraz fazla vurguladim, ama ige yaradi -ve sanirim hälâ da yanyor- çünkü bu yazi Íran
politika ve zihniyetinde Onemlirol oynadi" demigtir.
GeorgeReynoldsve grubunu bekleyen 19büyük cesaret istiyordu.-Malzemenin her parçasi
tekerteker Körfez'den Basra'ya sevk edilecek, sonra vapurla üç yüz milmesafekat ederek Dicle
üzerinden Bagdat'a gönderilecekti.Daha sonra insanlara ve katirlara yüklenerek Mezopotamya
Vadisi üzerinden daglar arasmdangeçirilecekti.Malzeme amaçlanan yere ulagtiginda igler yine
de bitmiyordu. Bu kez de Reynolds, Polonyali, Kanadali ve Bakûlu Azeriler'den olugan ekip,
parçalan monte etme ve çaligtirma çabasma girecekti. Bütün bunlar gözlerinde büyüyordu,
özellikle Azeriler için. Çünkü onlara göretek tekerlekliel arabasmin ortayaçikipibile hayret ve-
rici büyük bir icattil
Londra'da bulunan D'Arcy iglerin yeteri kadar çabuk geligmemesinden yakinlyordu. "Ge-
cikmenizçok ciddidir. Lütfen igleri hizlandinn" diye 1902Nisam'ndaGeorgeReynolds'a telgraf
çekti. Ancak ne yapilirsa yap11sinher gün bir gecikmeoluyordu Ve bu kaçmilmazdi. Ìçinsondal
agamasiancak alti ay sonra, 1902 sonunda bagladL Bu arada malzemeler kinllyor, aksaklik olu-
yor, sivrisinekler 111samcanindan bezdiriyordu. Sir taraftanda devamh bir yiyecekve yedek par-
ça sorunu vardi. Kisaca genelçahymakogullari son derece kötü ve ylpraticlydL Çoguzaman iççi
barmaklarmda ist 50 dereceye kadar ç1kiyordu.
"islam
Sir de politikanm getirdigi sorunlar vard1... Bu çaligmakampmda özel olarak bir de
Mutfagi"hazirlamak gerekiyordu. Çünküyörenin ileri gelenkipilerisik sik kampi ziyarete gele-
.
rek, Reynolds'unifadesine göre, onlardan
"hatin
saylhr armaganlar bekliyordu", bu armaganlar
da
"öncelikle
girkete ait hisse senetleriydi." Reynolds her geydenevvel birinci derece süper bir
diplomat olmak zorundaydi, çünkü yöredeki çegitlikabileler arasmdaki anlamsiz kan davalany-
la, açikça görülen savaggirigimlerlyle bagetmesi için bu gerekliydi. Kamptaki küçük muhafiz
grubu Siiyanhlarmin tehdidine kargi her an alarm durumundaydi, Reynolds'unyardimcisi,
D'Arcy'ye yaptigL uyaridapunlari söyler: "Kuzeydeki mollalar halki ellerinden geldigince yaban-
c11arakargt lagkirtlyor. Simdiasil kavga kamu iglerinde.kontrolü kendi elinde tutmak isteyen
Sahiamollalar arasmda baglad1."

"Her Kesenin Bir Limiti Vardir"


Bu denli elverigsiz koguliar altmda bile iy geligmeyedevam etti ve 1903 Ekim aymda, kazmin
bagladigt tarihten on bir ay sonra, ilk petrol sizmttsina rastlandl. Ancak D'Arcy kendini sandigin-
dan çok daha zor, çok daha pahall bir ortamin ortasmda bulmugtu. Artik girigiminher agamasm-
da mall bir mücadele veriyordu. 1903 ylhndaki raporda endigesini göyleifade ediyordu: "Her
kesenin bir limiti vardir. Een kendi kesemin limitini iyi bilirim." Ancak mastaflar arttikçabu du-
rumu tek bagma çözemeyeceg[ni, destege ihtiyaci oldugunu an11yordu.Yoksa anlagma hiçbir ige
yaramayacakti.
D'Arcy kredi almak için lngiltere Deniz Kuvvetleri'ne bagvurdu. Kredi fikri onun degildi.
Bu fikir Birinci Dünya Savagi'ndanönce Ingilíz petrol politikasma imzasmi atmig Thomas Bover-
ton Redwood'dan gelmigti. Redwood o yüzyilin ilk yirmi yilinda, uluslararasipetrol geligmeleri
sürecindeolaganüstünüfuza sahip bir kipilik olmugtu.Çokdüzenli giyimive yakasina taktigtor-
kidesiyle Redwood sik sik zamamn çok yakigikli,õnde gelen bir aktörüyle kangtirihr, bundan da
hoglantidi. Redwood petrolde degigik türden birçok icraat yapmigtir. Kimyagerolarak yetiptirildi-
giiçin, pertol antiminda sonradançok degerli oldugu anlagilan bir patent almigtt. 1896'da yayin-

136
\

lanan A Treatise on Petroleum (Petrol Üzerine) adh kitabi üst üste birçok kez yaylmlanmig, gele-
cek yirmi yllhk süreçte önemli bir eser olarak yerini korumuçtur. Eski yüzyilm dönemecinde
Redwood petrol konusunda ingiltere'ninen önde gelen uzmarn olmuçtu. Kurmugoldugu danig
ma firmasi ingiltere'deki petrol girketlerinin hemen hepsinin ugrak yerlydi. D'Arcy de bu kipiler
arasindaydi. Redwood aynca Íngilterehükümetine digardan görüç bildiren bir petrol danigma-
n1ydi.Redwood, Kraliyet donanmasinda k0mür yerine mazot kullamlmasmdan yanaydi. Aynca
Standard Oil'e ve Shell'e güveni yoktu. Petrol rezervlerinin ingilizkontroln altindaki Íngilizkö-
kenli kaynaklardan, ingilizlertarafmdançikanlmasim istiyordu.
Krallyetdonanmasmda bir FuelOil Komisyonu vardt ve Redwood bu komisyonda üyeydi.
Redwood D'Arcy'nin anlagmasmi, D'Arcy'nin kargilaytlglgüçlükleri biliyordu. Aslinda Redwo-
od'un D'Arcy'nin attigi her adimdanhaberi vard1; çünkü ona her agamada ögüt vermigti ve gim-
di de onu Fuel Oil Komisyonu'nun kargisma çikanyordu.Komisyonun bagkam D'Arcy'ye kredi
için bagvurmastni ögütledi. D'Arcy bagvurma formunda kargi karç1ya oldugu mali baskilan kisa-.
ca özetliyor, kazlya bagladig1günden o güne kadar 160.000 pound harcandigmi ve daha en az
120.000 pounda ihtiyact oldugunu söylüyordu.Kredi bagvurusunun onaylanacagi bildiríldigin-
de ona bir de müjde verillyordu. Donanmanin mazot kullanacagmi öneren bir kontrat hazirla-
mallyd1.Bu kontrat hem donanma'hem de DigigleriBakanligi'nca desteklendiyse de Mallye Ba-
kam Austen Chamberlain tarafmdangeri çevrildi.Chamberlain, Avam Kamarasi'mn böyle bir
kredi önerisini kabul etmesinin imkânsiz oldugu görügündeydi.
D'Arcy yimdi çaresiz bir durumda kalmigti. Kredinin reddedilmesinden sonra yazdigt bir
mektupta söyle diyordu: "Artik bankayi daha fazla susturamam, bunun için elimden her geleni
yaptim. Mutlaka bir çare bulmak gerekiyor."1903 ylh sonuna kadar LloydsBankasi'ndan çekti-
gi mevduat fazlasi para -kargihgiteminat olarak,bankaya Avustralya'daki altm madeni hissesin-
den bir kismmi vermeye zorland1 Ancak 1904 Ocak aytyansmda yeniden iyi bir igaret görüldü.
SahSurkh'dakiikinci kuyu ürün vermeye baglamtyt1.Sevinçiçindeki D'Arcy bu olay1qu sözler-
"fran'dan
le karg1hyordu: çok harika haber var." Aynca kendi kipisel görügünüde samimi olarak
yansitip ilave etmisti. "Bu benim için kurtulug demektir." Ancak, petrol bulunsun veya bulun-
masm, igin devamt için daha on binlerce, belki yüz binlerce pound'a ihtiyaç vardi ve ne yazik ki
D'Arcy'nin elinde bunu kargilayacakkaynak yoktu.
Yeni yattnmcilar bulmak için verdigi mücadelede D'Arcy, JosephLyons ve ortaklarmdan
kredi almaya çahyttysada baçanh olamadi. StandardOil'e de bagvurup birkaç ay da böyle oyala-
my sonuç alamamast üzerine bu kez Baron Alphonse de Rothschild'i görmekiçin Cannes'e gltti.
Ancak Rothschild'ler '?AsyaPetrolü" ad1altinda birlegmig Shellve Hollanda Krallyet uzantilanyla
yeteri kadar meggul olduklan, daha fazlasmi kaldiramayacaklan gerekçesiyle kredi vermediler.
Aynca sanki durumu daha da kötülegtirmek ister gibi SahSurkh kuyulart da gittikçedaha az
ürün vermeye baglamigti. Sonunda Boverton kuyularda üretimin tamamen durdugunu bildirdi.
Artik kuyularm hiçbir zaman yapilmigmasrafi kargilamayacagive bunlan kapamak gerektigt an-
lagilmigt1.Masraftan bagka onca çaba ve emek de uçup gitmi§, bütün umutlar Iran'ingüneybati
kuyusuna kaymigti. 1904 Nisan ayina gelindíginde D'Arcy'nin bankaya olan borcu daha da art-
mig oldugundan, banka feminat olarak bu kez anlagmanm kendisini istedi. Böylece iranserüveni
bagladigi tarihten üç yll bile geçmeden,uçurumun kenarmda çökme durumuna gelmigtl.

Vatanseverler Birligi
Íngilizhükümeti içinde D'Arcy'nin anlagmasim yabanctlara satmaya zorlanmasindan veya tama-
men kaybetmesinden korkanlar vardt Bunlan asil ilgilendiren büyük strateli ve yüksek politika
sorunlan ve bir de Süper Güçler'eoranla ingiltere'nin hangi konumda oldugu sorunuydu. Digig-
leri Bakanhgi açisindan ise üzerinde durulmasi gereken asil sorun Rusya'nm genipleme politika-

137
I
I
I
I
I

si ve Hindistan'm güVenligiydi. 1903 Mayisaymda DigigleriBakam Lord Landsdowne, Lordlar


Kamarast'nda ayaga kalkip tarihi bir konugma yapti. Konugmasmda özetle gunlan söylemigtir:
"Ingilterehükümeti iranKörfezi'ndekendisinden bagka hlçbir gücün denizde üs kurmasma ve-
ya takviyeli-liman kurmasma müsaade etmeyecekti ve böyle bir olguyu kendi çikarlarmayönel-
tilmig menfur bir hareket sayacakti. Su itibarla bu tür bir girigime ellerindekitüm imkânian se-
ferber ederek mani olmallydilar Bu bildiriden tarifsizsevincekapilan Hindistan Genel Valisi
"

Lord Curzon söz konusu deklarasyondan "Bizim Ortadogu'daki Monroe Doktrinimiz" diye söz
eder. Deniz Kuvvetteri Komutanligt ise deklarasyonu daha belirgin çizgilerle yorumlayarak bu-
nun Ingiltere'nin deniz filosu açismdan mazot alimmda emin bir teminat anlami belirt-
tagidigLm

ti. Krallyet donanmasmm atan kalbi say11ansavaggemileti o güne kadar yakit olarak kömür kul-
lanmigti. Fuel oil sadece küçük pervaneli gemilerde kullaml1rdi. Bu küçük gemilerinmazota ba-
gimlillklan bile ilglli çevrelerde endige uyandinyor, acaba dünyada ingütere'nin en büyük gücü
olan donanmanm gereksinimini kargilayacak miktardamazot var midir,yok mudur sorusunayol .
açiyordu. Deniz Kuvvetleri mensuplart içinde donanmada kömür yerine petrol kullanilmasm-
yakit" olarak tutulmasmi, yakit"
"ek "tek

dan yana olanlar bile petrolün bit süre daha sadece


kullanimmin daha büyük ve daha güvenceli kaynaklar bulununcaya kadar ertelenmesini istiyor-
du. Genel kamya göre bu kaynak fran'dtve bunun için D'Arcy plam desteklenmeliydi.
Simdi.durum degigmigti.Artik DigigleriBakanligt, Hazine Bakanhgi'nin D'Arcy kredi bag-
vurusundaki tutumunu fazlastyla kisa vadeli buluyordu. Bakan Lord Landsdowne da vakit geçir-
meden endige ifade ederek gu sözleri söylüyordu: "Iran'daki tüm petrol kaynaklarmm ve ilgili
anlagmamn Rus kontrolüne geçme tehlikesi vardir." Ingiltere'nin Jahran Elçisi Hardinge bu gö-
rügü dogrulayarak, Ruslar'in pekâlâanlagmamn kontrolünü ele alabilecegi ve ona dayanarak ge-
niglemesini daha da yogunlagtiracagt konusunda ilgilileri uyanyor ve bunun korkunç sonaçlar
dogurabilecegini söylüyordu. Anlagma ilk yapildigL gekliylekontrolün büyük çogunlugunu Ingil-
tere'ye veriyordu. Simdi Hardinge anlagmamn aynen korunmasim, ne pahasma olursa olsun bü-
yük kontrolün mutlakaÌngiltere'de kalmasim savunuyordu.
Endige etmek için tek neden Ruslar'dan gelmiyordu. D'Arcy'nin Cannes'e gitmesi,orada
Rothschild'leri görmeside aynca bir tehdit sayllirdi. Anlagma ya Fransizlar'a geçseydi? lytebu
endigeyle Ingiliz Deniz Kuvvetleri Komutanligt ikinci kez harekete geçerek Fuel Oil Komisyo-
nu'nu arad1. Komisyon Bagkam acele D'Arcy'yi arayip ondan bir istekte bulundu. Komisyon
Bagkant, D'Arcy'den yabancilara ait tesisler konusunda herhangt bir pazarliga giríçmeden önce
Kraliyet donanmasmm bu igin çözümü için ulusal bir birlik kurmasma izin vermesini istedi. Ay-
nca para konusunda da kendinden fazla oir gey istenmeyecegl, sadece elli bin pound yatinmta-
lep edilecegine söz verilmigti. Strathconasonunda teklifikabul etti ve kabul etme gerekçesinin
oldugunu da vurgulayarakbelirtti.
"imparatorluga 'katki'"

ticarikâr olmadigim, sadece


límdi artik komutanligin önünde bir hedef vardi. Ancak pazarligi kiminle yapacakti? Bu-
nun "Burma Petrol" {Burma Oil) olmasma karar verildi. Uzakdogu'daki ticaret evlerinin bir
uzantis1 olan bu firma 1886'da Glasgow'da iskoçyalltacírlercekurulmugtu. Burmali köylülerin
buldugu iglenmemig petrol kalmtilanni Rangoon'daki rafmerisinde ticari ürüne dönügtürür, son-
ra da Hindistan'daki pazarlarmda satard1. Takvimler 1904 tlmigösterdiginde komutanlik da bu
firmayla geçicibir anlagma imzaladi. Deniz Kuvvetleri bunu Burma'mn 1885'te Hindistan'a ilti-
hak etmig oldugunu bildigi ve bu bak1mdan da girketegüvenli bir kaynak gözüylebaktigt için
yapmigti. Ancak Burma Petrol'ün iskoçyali müdürleri bir konuda endigeliydi. Burma'daki sto-
kun yetersiz çikacagmdan,Iran'da petrolün geligmegösterip Hint pazarlanna akmasmdan, bol
miktarda ucuz gazyagt arzi saglamasmdan korkuydrlardi._Bu endigeyle komutanligtn nutuklar1m
dinlemeye itiraz etmlyorlardi.
Petrol dampmam olan Boverton Redwood bu konuda aracilik yapta. Redwood,D'Arcy'nin
dani mam oldugu gibi ayni zamanda Burma Petrol'ün de dampmaniyd1. Bu yüzden Burma Pet-

138
rol müdürlerine Iran'm zengin petrol kaynaklarma sahip oldugunu, bunun yalanda kamtlanaca-
gm1,dolayistyla sirket arasinda yapilacak bir evliliginher iki tarafiçin de çok yararli olacagim
iki
söyledi. Su arada bir taraftan da komutanhk, franAnlagmasi'mn "Íngilizier'in elinde bulunmasi
gerektigini, bunun özellikle donanmasmm gelecektekipetrol ihtlyacmm kargilanmasi için gart
oldugunu"vurgulayarak söylüyordu. Ancak iskoçyalttüccarlartedbiri elden birakm1yor,kendi
hesaplannca hem herhangi bir biçimde kendilerini baglamadan konuquyorlar hem de fazla ace-
leci davranmtyorlardi. Sormakistedikleri birkaç pratiksoro vardi, o kadar. Bunlardan en önemlí-
si "Acaba franingiltere'ninkorumasmda sayilabilirmi?" sorusuydu. Bu soruyu, Deniz Kuvvetle-
rí Komutanligt'nin zorlamaslyla DigigleriBakani olumlu gekildeyanitladi ve Iran'mkendi hima-
yelerindeoldugu konusunda teminat verdi. Diger taraftan,D'Arcy sabirsizlik gÖsteriyordu. Gö-
.

rügmelerin hizlandinlmasm1 istiyordu. Eu yolda yapmayacagl gey yoktu. Hatta Burma Bagkan
Yardimcisi'ni, Epsom yariplanm seyretmesi için kendi özel locasma bile davet etmigti. Burada ya-
pilan ikramlar, sunulan agir ve pahah yiyecek ve içecekler BagkanYardimcist'nm midesini boz ,

dugundan, o günü izleyen hafta íçinde tam dört kez hastalanip kustugu sõylenir. Söylentiye gö-
re BaykanYardimcisi o günden sonra D'Arcy'nin yaptigt' at yang1 tekliflerinin hiçbirine gitmeye-
cekti.
Bu arada komutanlik D'Arcy'nin yardimma kogmasi íçin Burma Petrol'e yaptigi baskiyi ar-
tinyordu.Aslmda Burma Petrol de iki bakimdan komutanliga muhtaçti. Bunlardan biri tam o si-
Talarda ayrmtill olarak görügülmekteolan mazot kontratlanydt, digeri ise Hindistan'daki pazarla-
rmm korunmasinda kendilerine donanmamn yardim etmesiydi. Sonunda 1905'te, anlagmamn
Tahran'da Sahtarafindanimzalampindan tam dört sene sonra, D'Arcy ile Burma Petrol arasinda
bir anlagma imzalaniyordu. Su uzlasma geregince, Anlayma Sendikasi denilen bir birlik kurulu-
yor, D'Arcy tesisleribagLmh girketedönügüyor ve yeni igletmenin bagma D'Arcy getiriliyordu.
Su uzlagma pratikte Burma Petrol'ü çok özel bir yatinmci yaplyordu; çünkü hem yeni kurulan
tesise taze kapital verecekti ve hem de idare ve uzmanlik yönünden girkete yardimci olacakt1.
Ancak elinde hiçbir alternatif olmadigmdan D'Arcy bu tekliti kabul etmek zorundaydi. Önemli
olan, girigtigi serüvende durumu kurtarmakti ve kanismca o da bunu bagarmigti. Hiç degilse
imdi arama faaliyetini sürdürebilirdi. Bir yandan da belki bu uzlagmayla kaybetmig oldugu para-
larmi geri getirebilecegini dügünüyordu. Uzlagmamn gerçeklegmesinde rol oynamlyarabulucu-
lat. da durumdan hognuttu. Bir "Burma Petrol" yazannm sözlerlyle "Bu uzlagmada D'Arcyinin
istekleri Digigleri'nin ve komutanligin istekleriyle tam bir paralellik göstermigti." Hatirlanacagt
gibi uzlagma imzalanmadan önce, DigigleriHindistan'a uzanan yollar, komutanhk da güvenilir
mazot arzi konulannda bir hayli endigeliydi. Böylece fran'da
"kâr" "politika"
Ve kopanlmaz ge-
kilde birbirine kenetlenmig oluyordu.

Ateg Mabedi: Mescid-i Süleyman


UzlagmaBirligi'nin kurulugundan sonra petrol arama faallyetlerinin yeri degigti ve Iran'm gü-
neybatisma yöneldi. Kuyu açma igleri George Reynolds'un denetiminde SahSurkh Vadisi'nde
yapiltyordu. Çahyna kampi kapanmigtt ve bazilari kirk ton agirligindald araç gereçler de yeniden
sõkülmüy bír biçimde tekrar yüklenip gerisin geri Bagdat'a sevk ediliyordu. Bagdat'a giderken
Dicle'den yeniden Basra'ya gelmesi,sonra da oradan vapurlara yüklenerek Iran'm Muhamme-
rah alanina indirilmesi gerekiyordu.En sonunda nehir yoluyla veya sayllan dokuz yüzü bulan
katirlann sirtmda yeni saptanan ve petrol içerdigi anlagilmig bölgelere gönderiliyordu. Ilksondaj
girigimiShardin'de baglarmçti.
Ancak daha bagka bir yerde daha petrolpotansiyeli bulunduguna dair igaretlere rastlanmig-
ti. Burasi Maidan-1Naftan (Naftan Meydam) denen yerdeki "Petrol Vadisí'ydi." Petrolün tam ola-
rak var oldugu belirli yer ise ismini yakmdaki bir mabetten almig olan "Mescid-i Süleyman"di.

139
l

Reynolds yolu bile bulunmayan bu bölgeye ilk gidigindebir hayli dolambaçll yerlerden .geçmek
zorunda kalmigth 1903 ylh Kasim ayi sonunda Reynolds Ingiltere'ye geri dönmek karan almig,
gereken iglemleriyaptirmak için Kuveyt'e gitmigti. D'Arcy'nin Iranserüveninde bagina gelenleri
ve kargilagtig1 mali sorunlan bildiginden morali çok bozulmuçtu. Bu yüzden hemen egyalarmi
toplaylpyola çikmakkararim vermigti. Igtetam o strada,Kuveyt'te, Louis Dane admda bir Íngi-
liz memurlatampti.Reynoldsbu adamla tanigtiktansonra onun etkin telkinive Lord Curzon'un
da desteglyle Naftan Meydam'na gidecekti. Dane ona "Belki de ulusal yönden çok büyük yarar
saglayacak böyle önemli bit girigimdengeri dönmenin yazik olacagmi" telkin etmigti. Reynolds
bu kug uçmayan bölgeye 1904 Qubat ayinda ayak bastL Hemen yazdigi raporda kayalarin petrol-
le yüklü oldugunu bildiriyordu. Simdì1906'da Mescid-iSüleyman'a bu defaki dönügünde eski-
sinden bile daha belirgin bazi petrol igaretlerine rastlamigti. Boverton Redwood, Reynolds rapo-
runu gördügü zaman çok sevinmig, bu raporun o güne kadarkiler arasmda en önemli ve gelecek
için en çok gey vaat eden bilgiler içerdigtni söylemigti.
Mescid-i Süleyman'da iglerin çok zor ve yorucu gittigianlagilmigtl.Reynolds'unGlas-
gow'daki Burmall idarecilere pakayolu söyledigigibi "Hayat sadecezevk-ü sefadan ibaret degll-
pislik olugu" nedeniylesik sik hasta-
"içinde
di." Sularm mikroplu olugu, hatta Reynolds'a göre,
lik olaylan görülüyor,çahqmalarkesintlye ugruyordu. Reynolds bir raporunda yöyle der: "Bura-
da kullamlan yiyecek malzemesisindirim bozuklugu yaplyor. Bu yüzden sagligimkorumak iste-
yen kipinin agzmda dogal.veya takma mutlaka dig olmasi gart." Neyse ki yöneticiler bu noktayi
dikkate almiglardt. Bir gün, eskiden görevliolup da sonradanhölgeye gönderilen birini dig agris1
tuttugunda,adamgünlercedayantlmaz aular çekmigti - en yakm diççi bin beg yüz mil uzaktaki
Karaçi'deydi. Ama ne yazik ki bunu bilmek adamm hiçbir igine yaramamigti. Seks konusunday-
sa iççiler bulunduklan yere daha yakm, Basra'danl50 mil ötedeki bir yere gidiyor,bunu yapar-
gittiklerini80ylüyorlardi.
"diççiye"
ken de nezaketen
Bölgede her geyi düzenleyen, toparlayanadam George Reynolds'du. 1901 Eylülü'nde
Ìran'ailk geligindeelli yaglarmda olan Reynolds bu olaganüstügüç görevi bitip tükenmekbilme-
yen olumsuz partlaraltmda bagarabilmigtir. Yörede hem mühendis, hem jealog, idareci, bölge
temsilcisi,diplomat, linguist ve antropolog olarak çah;1yor ve bu iglerin hepsini her gün bir ara-
da yaplyordu. Buna ek olarak o günkü kogullarda çok yararli olan bir yetenegi daha vardi; maki-
na parçalari kirildiginda veya kayboldugunda pratik onarimci görevinide üstlenmek. Az konu-
an, çetin ve tutar11bir insandt igibirakmak için ortada gasp olaylarina, mekanik
-hastahktan

bozulmalar, korkunç sicak ve acimasiz rüzgâra, sonu gelmez düg lankliklarma kadar- bir sürü
sebep oldugu halde çaligmalarReynolds'un azim ve inatçi sabn sayesinde ayakta kahp devam
edebilmigtir. Bölgede korumact olarak çaliçanmuhafaza ekibinin çavuçu Wilson, Reynolds'u gu
sözlerle tanimlar:"Müzakerelerde vakur, hareketlerinde çabuk, petrol bulma azminde bildigini
okuyan, saglam ingilizmegesigibi adam."
"ayyaglar"

Reynolds aym zamanda bagkalarmi çahyttrmayi da bilirdi.Adamlarmin gibide-


Onlara franh kesinlikle
"ölçüyü

gil,
"makul

yaratiklar"gibi davranmalanm isterdi. kadmlarin ka-


çiran" kadmlar oldugunu söyler, ne demek.istedigini anlamalarim beklerdi. Ancak onu yaçam-
dan bezdiren ne çöldü, ne de yöredeki kavimler. Onun asil belas1,bir gün sözünden dönmesin-
den korktuguBurma Petrol'dü. Glasgow'dakiyetkiliterse Reynolds'un ne denli zor ve elverigsiz
kogullar altmda çaligtigini anlamaktan uzaktilar; ona soru üstüne soru soruyor, kararlarmi güp-
heyle kargilaylp kargi çikiyorlardi.Reynolds bunlara kiziyor, pek de nazik olmayanac1bir alayla
tepkigösteriyordu.Iskoçya'ya sundugu haftalik raporda bunlart hep anlatirdi. Glasgow'dabirlik-
çaligtigiadama yakinan serkey bir Zerdügt'üveya alkolik sondajoyi nasil idare
"ba;

te agnsindan
edecegimiögretmekle beni güldürüyorsunuz"dedigi söylenir.Ancak bu nefret aynen kargi taraf-
ta da vardi. NitekimGlasgow'lu idareci bir strasigeldiginde Reynolds haklanda "Bu adamt tarif
için kullanmak istedigim kelimeleri daktilo makinemyazamaz" demigtir.

140
Tahran'da lhtilal
Reynolds'un basansmi zorlagtiran etkenler sadece fiziki güçlüklerden ve o ücra bölgede tecrit
edilmig olmasmdan ileri gelmiyordu.Sahhükümetinin artik tam bir çöküntü içinde olugu ve ya-
bancilara verilen ayricaliklar politik alanda belli bagli bir nasir olmugtu. Sahrejimine karç1 olan
tutucu ve bagnaz güçler, zulme kargi giripilenmücadeledeliderlik yaplyorlardL BUnlât tücCarlâr-
la ve liberal reform isteyen güçlerle birlegtiler. 1906 Temmuz ayinda hükümet halkm istirabmm
esas kaynagt olarak "Kraliyet hanedanmm agiri lüksünü, din gruplarim ve yabancilari gösteren"
tamnmigbir vaizi tutuklatti. isyancilarTahran'da binlerce Iranli'yigözaltina ald11ar,mollalara
ate; açtilar. Pazarlar kapandi. Bagkenti bagtan baça genel bir grev dalgasi sardi. Sayisi on dött bin
oldugutahminedilen,çogu çargilardangelmig büyük bir kalabahk ingilizElçiligl'nin bahçesine
sigmmakzorunda kaldi. Sonuç olarak Sahrejimi sona eriyor, yeni bir anayasa yaptliyor ve yeni
bir meclis kuruluyordu. Meclisin gündeminde ilk bagta yabancilatatanman ayricaliklar konu-
Sunda bir sorupturma
açmaya verilmigti. Ancak tüm bunlara kargi yeni kurulan siyasi sistemin
tutarli olmadigt ve bagkent d1pmda otoritesinin gayet zayll oldugu zamanla anlagilmigt1.
Bunlardan daha çok üzüntü veren bagka bir bag agnsi da yerel yönetim otoriteleriydi. Pet-
rolün yeni sondajalam fran'm en güçlü kabile topluluguolan ve tran'msöz geçiremedigi Bahti-
yariler'e ait kig otlaklarlydi.Göçmen olan Bahtiyariler koyun ve keçi sürülerigüderek yaçar, keçi
kihndan yapilmig çadirlardayagarlardi. 1905 ylhnda Reynolds, Bahtiyariler'inbazilarlyla bir an-
lagma yapti, Anlagmaya göre Bahtiyariler yüksek bir ücret ve
"kârdan
hisse almak kargihgmda"
kazi yapilacak topraklardamuhafiz bulunduracak ve emniyeti saglayacakti. Ne var ki asil önem-
li olan Bahtlyariler'e kargi korunmaktt. Eu anlagma bitmek tükenmekbilmez gerginlik ve, Bahti-
yariler'in müzmin birer gaspçi olugugibi nedenlerle kisa zamanda bozuldu. Reynolds, Bahtiyari
liderlerinden birini pu sözlerie tammlamigte"Nasil bir bülbül yumurtasiilk yumurtlandiginda
müzige gebe olarak çikiyorsa, bu adam da entrikayla dolu olarak dogmuy biridir Sorunlarbag
"

gösterdigt zaman hemen Reynolds'a bildirildigi için kendisinin olup bitenlerden haberi vardi,
ancak elinden yakinmaktanbagka bir geygelmiyordu."Bütün bunlann altmda Bahtiyariler yatt-
yor" demekten bagka ne yapabilirdi?
Yerel kabilelerden gelen zarar ve tehdit temposu giderek hizmi artmyor, bu da tüm tesis
ve çahgmalarmemniyeti açtsmdan yeni korkular doguruyordu. D'Arcy DigigleriBakanhgfndan
koruma istemek zorunda kaldi ve beklenen koruma sonunda geldi. Bu konuda.Digigleri Bakan-
hgl gururla pu görügüifade etmigti: "Koruma gönderilmesinin gerekçesi majestelerinin hükü-
metinin Iran'ingüneybatismda bir ingiliz igletmesi bulunmasma verdigi önemden ötürüdür."
Ancak gönderilen koruma ekibi sadece iki subay ve yirmi Hintli süvariden olugtugu için ona da
fazla güvenilemezdi. Öte yandan geçen zaman içinde ingiltereile Rusya arasindaki anlagmaz-
hklar yumuçama sürecine girmigti. 1907de Anglo-RusAnlagmasi uyarmca bu iki ülke aralarm-
daki görüç ayrthgim bir kenara b1rakip iran'i o günkü nüfuzlu odaklararasinda paylagtirmayi
kararlagtird1. Bunu yapmak için her iki tarafta da yeterli sebep vardi. Rusya, Rus-JaponSava-
I'nda
ugradigt ezici yenilgi ve 1905 Ihtilali'ningetirdigi acilar yüzünden çok zaylflamig du-
rumdaydi. Bu nedenle St. Petersburg artik Londra'yla bir anlagmayagirmenin büyük fayda sag-
layacagi kamsindayd1. Kendi hesaplarma Ingilizlerde Ruslar'm Hindistan'a dogru
"spontane

süzülme" yapmasmdan korktuklari.halde, gimdi de Almanlar'In Ortadogu'ya sizmasindan daha


çok endigelenmeye baglamigtt. 1907'de yapilan antlagmaya göre Kuzey Iran Rus egemenligine,
Güneydogu ingiltere'yegeçiyor,
da Orta Ìran tarafsiz
ise bölge ilan edi.liyordu. Garip bir rast-
lantlyla tarafsizsayllan bölge sondajm yapildigi yere rastltyordu. Íran'mböyle alelacele kesin
çizgiler belirtilerek bölünmesi, Tahran'daki ÍngilizElçisi'nin gözledigi gibi,
"zaten

var olan ya-


barici dügmanhgim büsbütün körükleyecekti." Iran'm bölünmesi olayi aym zamanda Ingiltere,
I
Rusya, Fransa ülkelerinin bir Üç1üAntant yapmaslyla sonuçlanmigtl. Su ÛçlüBirlik atadan ye-
I

141
di yll geçtiktensonra Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanli imparatorluklarlyla savag ha-
linde olacakti.

Zamanla Yarlyma
"zar"

Sondal yeri olan Mescid-i Süleyman bu oyunda atilan son gibiydi. Mescid-iSüleyman'da
yapilan sondaj Reynolds ve ekibine lojistik açidan da çok büyük zorluklar çikanyordu. Bunlar-
dan en büyügü yol sorunuydu.Bölgede hiç yol yoktu. Çevredeki onca tehlikeiçinde tam alti ay-
hk emekleri silip kül eden bir de yagmurun yol açtigi sel felaketi yaganmigti. Neyse ki sonunda
.
yol tamamland1,aletler çaligtinldt ve 1908 Ocak aymda bu faaliyet bölgesinde ilk sondal bagla-
mig oldu.
Ancak UzlagmaBirligiaçismdan vakit birar fazla hizh geÇiyordu.Burma Petrol igin yavag
yürümesinden ve büyük paralar harcanmasmdan fevkalade hognutsuzdu. Sendikanin ikinciBag-
"boga
kam gitmesi"olasillgLndan söz ediyordu. Bütün
"tüm
çabalann" hiçbir ige yaramamasi ve
bunlar Burma'yi, projeye tam anlamlyla bagh fakat iskoçyah patronlannm uyarisindan tedirgin
olan D'Arcy'ye paranm bittigini ve bizzat l endisi gereken ilave fonun yansmi saglamadikça igin
"20,000
duracagini bildirdi..D'Arcy yamt olarak pound veya herhangt miktarda bir para koyma-
smm kugkusuz olanaksiz oldugunu" söyleyerek "Ne yapacagimi bilmiyorum" dedi. Ancak bu
arada Burma'mn içten geri dönmek için fazla istekli göründügünü sert bir gekilde duyurmaktan
da geri kalmadi. Burma yöneticileri Reynolds'un bu yamtma kendisine son olarak 30 Nisan'a ka-
dar zaman tamyacaklanmbildirmekle tepki gösterdiler; ancak D'Arcy aldirmadi ve bitig tarihi
olarakverilen gün böylece gelip geçti. D'Arcy bilinçli olarak yavag davramyor, Iran'dakiRe'y-
-

nolds'a zaman kazandirmak istiyordu. SimdiBurma ile D'Arcy'nin ip iligkilerinde daha büyük
bir uçurum açtlmigti.
D'Arcy'den hiçbir haber gelmemesiüzerine -Burma kendi bildigini yapmak isteyerek 14
Mayis 1908'de Glasgow'danReynolds'a bir mektup göndererekprojeye son verilmekte olundu-
gunu,bu nedenle egyalarini toplamaklçin hazirlikl1 olmasini bildirdi. Mektupta ayrica Mescid-i
Süleyman'daki iki kuyuda çahçmalannsürdürülmesi, en çok bin alti yüz feet derinlige kadar
"igleri
inilmesi için kesin talimatvardi. Eger bu derinlikte de petrol bulunmazsa Reynolds bira-
kacak, igi kapatacak ve igyerindeki tesislerin olanak verdigince çogunuahp Muhammerah yoluy-
la geri dönecekti." Muhammerah'a ulagtiktan sonra aletleri Burma'ya sevk etmesi emredillyor-
du. UzlagmaBirligi'nin de, anlagildignagöre sonu gelmigti.Demek kl y111ar önce, daha D'Arcy
igi almadan tasarlanmigolan zenginlikler" artik yok olacakti. Su arada
"sayllamaz
degerdeki
Reynolds'a bir telgrafgönderilmig ve posta ile çok önemli bir direktif gönderildigi, onu almak
için hazirhkl1 olmasi istenmigti. Fakat dünyamn o yanmda postalarm düzensiz olugunedeniyle
mektup Iran'a ancak iki hafta sonra ulaçacakti. Dikkafah Reynolds'un istedigi de zaten bu gecik-
meydi.
Mektup daha yoldayken blr gün beklenmedik bir anda sondaj mahallindeani bir heyecan
bag gösterdi ve giderek de büyüdü. Kuyulardan birinden dogal gaz kokusu geliyordu.Daha son-
ra küçücük bir parça sizmti görülür gibi olduysa da arkasmdanhemen tekrar kayboldu. Bunu iz-
leyen birkaç gün tam balik tutmaya çaligirgibi, bölgede 45 dereceyi bulan ist altmda aramaya
devam ettiler. Sondajm en sert kaya üzerinde yapildigt bir an, birdenbire parlak güney altmda,
delikten buharli bir gazm yükselmekte oldugugörüldü. 1908 senesi 25 Mayisgecesi, havanin
çok fazla sicak olu u nedeniyle Hintli süvari muhafizlarm baymdaki Íngilizüstegmen çadirma
girmemig, digarda uyuyordu.26 Mayissabaha kargi saat 4'ü henüz geçmigtiki büyük bir gürül-
tüyle uyandi. Sondaj yerine ko§tu. Kazi yapilan kuyunun üstünden belki elli feet uzunlukta bir
fgkirmanm sondajcilan petrole buladigini gördü. Petrolle birlikte ortada çahgan igçlleri bogarca-
sma tehdit eden bir de gaz çikarlyordu.

142
En sonunda Iran'dapetrole rastlanmigtt. Tarih olarak bu, Sah'm ayncahk anlagmasi imzala-
digi günden yaklagik yedi sene sonrayarastlar. Sunu Íngiltere'ye duyuran ilk rapor bir olasihkla
üstegmen Wilson'un raporudur. Efsane gibiaglzlarda dolaçan bir söylentiye göre,Wilson raporu-
nu gifreli göndermigve göyleyazmigti: "Bak. ÍncilBahis 104, satir l 5, cümle 3." Bu kisma bakil-
digmda incil'dequ sözlerin yer aldigt görülür: toprak içinde yag çiksin ve insanlarm yüzü
"...

gülsün diye..." Büyük olay D'Arcy'ye bir akgam yemeginde gayriresmi olarak duyurulmuy ve
D'Arcy bu olaydan büyük bir sevinç duymasina karym sevincinikontrol altmda tutmuçtu. Inatla
"Olay teyit edilmeden kimseye bir gey söyleyecek degilim" diyordu. Beklenen teyit kisa zaman-
da gelmig ve daha birkaç gün geçmeden,birinci kuyu petrol çtkarmaya devam ederken, bu defa
ikinci kuyuda.da petrole rastlanmigti. Bu olaym üstünden daha üç hafta geçinigti ki Reynolds,
Burma Petrol'den 14 Mayis tarihliigi tastlyeetmesini emreden bir mektup aldt Bu sanki yanm
yüzy1l önce Albay Drake'in almig oldugu Titusville'de igleri tasflyeetmesini isteyen mektuba
benziyordu.O mektup da gimdikigibitam petrole rastlandigi bir zamandagelmigti.Ancak gim-
diki durumda Reynolds henüz patronlardan gelen mektubu almadan önce kendisi Glasgow'a bir
telgrafgöndermigtl bile. Telgrafta, alay yoluyla gunlan söylüyordu: "Bana gönderildigini yazdig
mz talimatlan degigtirmeniz gerekiyor. Bölgede petrol çiktigi için tahmati yerine getirmem
mümkün degildir." Nitekim Glasgow'dangelen mektup Reynolds'un tahminlerindeyanilmadi-
gimve hakh oldugunu kamtlamigtir.
Mescid-i Süleyman'da petrol bulunmasmdan sonra Reynolds birkaç yll daha bagmühendis
olarak bölgede kaldi. Ancak petrol kegfine ragmen Burma Petrol'le arasi giderekdaha da bozulu-
yordu. Su arada D'Arcy, Reynolds'u korumaya çaliglyordu. Burma yöneticilerine Reynolds'un
"saçma
bir davrampla uzlagmay1 bozacak bir adam olmadtgim" israrla yineliyordu. Ancak
D'Arcy'nin verdigi destek Glasgow'daReynolds'agösterilmig olan köklü dü§manlig1 gidermeye
yetmeyecek ve Reynolds 1911 Ocak aymda hiçbir açildamaya gerek duyulmadan igten atilacak-
ti. Arnold Wilson hatiralannda Reynolds'un verdigi hizmetleri pu sözlerle anlatir: "O, bölgedeki
korkunç sicaga ve seguga, düg kirikliklan ve bagarlyladayanabilen, kargilagtigther Ìranli'dan,
Hintli'den ve Avrupall'dan bir geyler almasinibilen birlydi. Bunun tek istisnasi, dar görüglülükle-
riyle koca bir igletmeyi nerdeyse mahvetmig olan 1skoçyallipverenlerdir... G.B. Reynolds'un in-
giltere Íriparatorlugu'na,ingiltereendüstrisine ve Iran'a yaptigt hizmetter hiçbir zaman takdir
edilmemigtir. Kendi körlükleri yüzünden bazi olumsuz sonuçlara katlanmak zorunda kalan bazi
kigiler, Reynolds sayesinde bu durumdan kurtulup çok da zengin olmuglar,daha yaçarken büyük
onur ve itibar kazanm1;Iardir." Reynolds'un igten atilmasi olaymda Burma Petrol yöneticileri is-
temeyerekde olsa kendisine zahmetlerinin kargihgi olarak bin dolar para ödediler.

"Büyük Bir §irket:Anglo-Pers"


19 Nisan 1909'da iskoçyaßankasi'mn Glasgow'daki kolu ategli bir yatmmci toplulugununbas-
kmina ugramigtl. Bankadaki memurlar o güne dek böyle bir manzarayla hiç kargilagmamigti.
"Kafamizdaki Petrol" imaji bu asik suratli Iskoç sanayi kentini sanki sarmigti. Halk vezneler
önünde onar onar toplanmig,birer bagvuru formu almaya çaballyordu. O gün zaman zaman ka-
labalik o denli birikti ki binaya girmek bile mümkün olmadl. Yenikurulmug olan Anglo-Pers Pet
rol Sirketi halka açillyordu ve o gün girkethalka hisse senetlerini sunuyordu.
Iran'da çok zengin bir petrol kaynagi oldugu birkaç aydan beri herkes tarafindanbilinmek-
teydi. Bu igle ilgisi olan herkes anlagmaya iglerlik kazandirmak için girketi yeniden düzenleme-
nin zamam geldigine thanmiglardi. Ne var ki girketeverilecek geklisaptamak için yapilan toplan-
tilara,avukatlarmda katihp devaml1 tartigmaçikarmalan yüzünden çaligmalar bir türlü ilerleml-
yordu ve bu tartigmalardankaçmmak da neredeyse olanaksizdi. Aynca Deniz Kuvvetleri Amiral-
ligi anlagma taslagmdayer alan amiralligin, îran'daki petrol çaligmalarinda Burma'yi tegviketti-

143
I

alenen duyurulmasmi" öneren maddeye itirazi vardi. Sonuçta Burma Sirketi'nin


"halka

ginin
ÍkinciBagkam "Amirallik bizim gelecekteld en iyi mügterimizdir, bu itibarla nasirlarmabasma-
miz dogru olmaz" diyecek ve böylece taslaktakullanilan ifade yumugatilacakti. Ìtirazlardan
biri
de hiç beklenmeyen yerden, Bayan D'Arcy'den gelmigti.Birzamanlar tiyatrodaaktrislik yapmig
olan bu hamm, toplantlyaegiyle birlikte gelmig, kocasom isminin girketadmda yer almamasmi
dramatik bir üslûpla kinamigti. D'Arcybunu sorun yapmadig halde, Bayan D'Arcy bu konuda
Israrli davraniyor, eginin avukatma yazdigt mektuptaguntarisöylüyordu: "Egimin ismi Iran'daki
petrol çikarmasiylaçokyakmdanbaglantih olduguiçin bunu çok büyük bir hata olarak kargillyo-
rum. Onun ününün takdiciiçin bu size yaptigim son bagvurudur."
Yazikki Bayan D'Arcy'nin bagvurusu kabul görmedi.Aslmda Burma Petrol hisselerinin ço-
gunualmig olmalda beraber D'Arcy de sonunda bu içten epeyce kârh çikmigti. Kendisine o güne
kadar yaptigi ve kesesini tamtakir birakan arama masrallan için tazminat olarak pazar degeri
895.000 pound (30 milyon dolar veya bugünün paras1yla 55 milyon dolar) degerinde hisse se-
nedi verilmigti. Yine de D'Arcy igin glderek kontrolünden ç1ktigim,elinden kaylp gittigtni anh-
yordu. Sonunda Burma PetroPle anlagmaya varan D'Arcy, uzlagmay1 imzaladigi gün, büyiík bir
hüzne kapilarak, "Sanki çocugum konusunda bir anlagma imzaliyor glbiyim"diyecekti. Gerçek-
ten de baba ile ogul arasmdaki baglanti tamamenkopmug degildi. Sonunda yeni kurulan Anglo-
Pers Sirketi'ne müdür olarak atandt ve her zaman oldugu gibi bûyük bir baglilikla çaligti; "Her
"en
zamanki gibi gevkdoluyum" diyordu. Ne var ki artik üst düzeyde kapitalist" oldugu günler-
deki nüfuzu geride kalmigti. Kansom korktugu gey de zamanla gerçeklegecek ve 1917 yihndaki
ölümünden çok önce, William Knox D'Arcy adi unutulup gidecekti. Sadece Anglo-Pers Sirketi
bir arama fonuna "D'Arcy" adim Verecekti o kadar. Ashnda bu vefa gösterisi onun bütün yaptik-
lan yaninda çok kûçük bir tesellisayllir.
Bu arada lngiltere'nin korumasi altmda bulunan topraklardagimdillk az da otsa petrol çika-
ran önemli bir petrol kaynagma rastlanmigt1.Anglo-Pers Sirketi de çok çabuk önemli bir girket
olarak geligmigtl.Daha 1910 yllt sonunda çaligtirdigt iççi sayisi 2500'ü buluyordu. Ancak girket
iglerinin Iran'dakiorganizasyonu pek iyi gitmiyordu ve bir hayli karmagik sorunlarla karpt kargi-
yaydi. Operasyonlara girketve politik otoriteler kangmig oldugundan daha çok bir Bizans karak-
teri görünümündeydi. O günlerde bölgede konsolos olarak bulunan Amold Wilson, girketin ye-
rel iglerinde fiilen dam§manlik göreviniüstlendi. Ancak bu igin devamh ilgi isteyen ylpratici bír
konu oldugunulosa zamanda anlamigt1. "Bu petrol girketinin igleri üzerinde tam on beg gün dü-
.
gündüm. Su arada ne demek istediklerini her zaman söyleyemeyen Íngilizler'in ve söyledikleri-
ni her zaman kastettikleri anlamda söyleyemeyen Iranlilar'm görüglerini ölçüp biçtim. Inglliz-
ler'in anlagma sözcügünden kastettikleri, Ingilizceyazilmt; bir belgedir. Bir yargt orgamnm kar-
1sinda avukatlann saldmsma dayanmasi gereken bir belge. Iranhlar'malgiladiklan anlamda ise
her iki tarahn genel niyetlerini yansitan, íçinde önemli miktarda senelik ödenecek para konusu-
na yer verilmig bir deklarasyondur" demigti.
Bölgede çok geçmeden en az on milkare olan yeni bir petrol sahasi bulunmustu. Ancak bu
da ham petrolün nasil çtkanlacagi ve sonradan ne gekildearttilacagt gibiyeniyenisorunlar orta- ·

ya çikardi. Bu arada bir buçuk senelik bir çaligmayla tepelerleçölü birbirine baglayan 138 mil
uzunlukta bir de boru hatti yapilmigtL Boru hattmm izledigi yo] sopalarve bezden yapilmigbay
'

raklarla igaretlenmigti. Boru hattimn yapimmdatam alti bin katir kullanildt Rafinerinin kurula-
cagt yer olarak Abadan seçildi. Abadan Dicle, Firat ve Karun nehirleri agzmm uzantisi olan Sat-
tül Arab'da çamur ve hutma agaçlanylakapli uzun, dar bir adaydL Ínçaattaçogunlukla Burma
Rangoon rafinerisinden gelen Hintliler çahymigtir;ancak ingaat kötü bir iççílikle yapilmigt1.Nite-
kim 1912 Temmuzu'nda, daha ilk denemede bozulmug, o günden sonra da tasarlanankapasite-
nin çok altmda çahgmigtir. Ürettigiürünler de kalite bakimindan kötüydü. Sözgelimi Abadan'da
armdinlan gazyagi sarimtirak bir renkte olup lamba camlannda is biraklyordu. 1913 Eylül ayin-

144
da, duruma kizan öfkeli bir Burma yöneticisidayanamaylp "Rafineri çallgmayabagladigt ilk gün-
den beri talihsizliklerinbiri bitmeden öteki çikiyor" demigti.
1912 Ekimi'nde, Anglo-Pers Petrol Sirketi yeni bir adim atarak kendisine pazar garantile-
mek için Hollanda Krallyet/Shell Sirketi'nin ticarikolu olan Asya Sirketi'ylebir anlagmaya girdi.
Anlagma uyannca Anglo-Pers, ham petrolünü ve benzin ve gazyagmmhepsini Asya girketi
arac1-
hglyla satacak, ancak mazot üzerindeki haldanni kendinde birakacakti. Bunu, ilerideki geligme
agamasinda stratejisini mazota dayamak amaclyla yapmigtir. Bu agamadaAnglo-Pers, dev girket-
leri bir pazar savagma sürükleyecek ve bunun masrallarmi kaldiracak parasal güce sahip degildi.
Kendi hesabma Shell Sirketi de yeni bir tehditle kargilagmayigöze almiyordu. RobertWaley Co-
hen'in Hague'deki meslektaglarina yazdigi gibi "Görünüge göre çok büyük petrol stokuna sahip
.

oldugu anlagilan bu insanlann durumu, Dogu'da oldukça ciddi bir problem" demekti.
Ancak problem Anglo-Pers'in kendini kisa zamandaderin mali sikmtilar içinde bulmasi
ne-
deniyle yine de sona ermedi. Böylece fran kökenli bu i; bir kez daha, varligim sürdürmek açism-
dan güvencesizbir duruma dügmügtü. 1912 ylh sonunda, çaligmasiiçin gereken kapitalin hepsi-
ni tüketmigdurumdayd1. Burma Petrol Bagkamolan John Cargill, bu durum kargismda
tagkesil-
mig, gunlari yazlyordu: "Bu iranlilarne kadar karigik belali igler içindeler! Onlar için bana 'bog

Ver üzülme' demek kolay, ancak benim bir ismim ve itibanm


var ve bunlann her ikisi de Anglo-
Pers Sirketi'nin durumuyla yakmdan iligldlí. Bugünkü korkunç durumda nas11olup da müthig
endigeli ve üzgün olmadigimi söyleyebilirim?"
Herhangi bir ilerleme kaydetmek için girketin milyonlarca pound'a ihtiyaci vardl. Ancak
görünürdebunu saglayacak bir Raynak da yoktu. Yenibir fon saglanamadigitakdirdeya Iran'da-
ki çahgmalar durdurulacak veya tüm i letme "Hollanda Kraliyet/Shell" ortakhgi tarafmdan
yu-
tulacakti.Birkaç yll evvel Burma, benzer duruma dügmüg, sonunda kurtulmugtu. Simdiyse Ang-
lo-Pers Sirketi için bir kurtanci bulmak gerekiyordu.

145
8
Kaderin ÇizdigiTehlikeli Dalig

1903 ylh Temmuz aymda, Íran'da üstlendigi petrol iginin yavag gitmesive pahall masrallari ge-
rektirmesiyüzünden William Knox D'Arcy'nin moralibozulmuçtu. D'Arcy büyük bir düg kink-
hgi içinde, yipranmig ve saghgl bozulmug olarak tedavi görmek amaciyla Bohemya'daki Marien-
bad kaplicalarma gitmigti. Orada Kraliyet donanmasi ikinci amirali olan ve uzun zamandan beri
delisi" lakablyla taninan Amiral John Fisher'le tanigipahbaphk kurdu. Saghgmindüzel-
"petrol

mesindekaplica tedavisikadar Amiral Fisher'le kurdugu ahbapligtn da rolü vardir. Tamamen te-
sadüfe dayanan bu tanigmasonuçta D'Arcy'nin girigtigipetrol serüveninin yön degigtirmesine,
petrolcülügünmillistratejilerin merkezine dogru itilmesine neden olacakti.
Amiral Fisher çok seneler evvel kronik dizanteriye yakalandigi zaman bu kaplicaya gelip
tedaviolmuy ve Marienbad'dan lyilegerek ayrtlmigtt. Bu nedenle düzenli olarak Marienbad'age-
lirdi. Ancak bu geliçinde o da D'Arcy gibi düç kinkhgtna ugramig, moralibozuk bir adamdi. Bu-
nun sebebi mazotlailigkiliydi. Birkaçgün evvel mazotun ingilizsavag gemilerinde
kullanilmasi
için ilk deneme yapilmig ve bagarisizhklasonuçlanmigt1. Deneme majestelerinin Hannibal isimli
Íngilizsava gemisi üzerinde yapilmigti. Gemi Portsmouth limamndan kalktigmda yakit olarak
iyl kalite Galler kömürü kullanilmig ve gemi bacasmdan düzgün beyaz bir duman çikmtyt1.Bir
igaretle, yalat degigtirilip petrole dönügtügünde, birkaç dakika içinde geminin yogun kara bulut-
larla sanldigt gözlenmigti. Bu çok sonra anlagildigma göre kazancinm neden oldugu bir yakly ha-
tastydi.Ancak bu hata yüzünden deneme igi bir felakete dönügmügtü. Bu, donanmada mazot
yanlisi olan ve her ikisi de denemede hazir bulunmuy -Amiral Fisher ve Shell'den Marcus Sa-
muel- için çok agir bir yenilgiydi. Fisher'in büyük bir düç kirildigt içinde Marienbad'a gidip ora-
da bir raslantisonucu D'Arcy ile kargilagmasiiste bu günlere denk gelir.
Íkiadam tamytiktanhemen sonra ikisinde de ortak nokta olan petrol tótkusunukegfetmek-
te gecikmedi.D'Arcy hemen telaglairan'dakiçaligmalaraait haritalan ve kâgitlan istetip Fisher'e
göstermeyeyöneldi. Fisher de D'Arcy'nín anlattiklanndan çok sevinmig ve fazlasiyla duygulan-
migtl. "Altm madeni milyoneri"adim taktigiD'Arcy'yi bir yazismda göyleanlattr: "Daha gimdi;
den Iran'in yansi olan güney kismmt PETROLiçin satm aldi... Bunun olaganüstübir olay yarata-
cagt kamsinda. Orada kendisini temsiledecek ve igleri yürütecek bir adam aradlglm söylüyor.Bu-
nun için ben pimdi Portsmouth'a gitmektenvazgeçip iran'agitmeyi dügünüyorum!" D'Arcy bu
sözleriyle Fisher'in kendisine bir tür yardim vaat ettigi anlammi çikarmigti.Nitekim kisa zamanda
bekledigi yardim önce perde arkasmdanve sonra da çok büyük miktardakamuoyundan geldi.
Ama D'Arcy'nin yürektenditediginin aksine kendisine çok yakm olan yerden gelmemigti.

"Petrolün Vaftiz Babasi"


vaftiz babasi" olarak anitlagtirmak istedigi John
"petrolün

Marcus Samuel'in sonraki günlerde


Arbuthnot Fisher 1904 yllmda birinci amiral oldu. Bunu izleyen yedi sene içinde "Jacky"na-

146
miyla tanman Fisher, Kraliyet donanmasi üzerinde o güne kadar hiç kimsenin olmadigt kadar
egemen olmuqtur. Seylan'da sefalet içinde yagayan bir çiftçi ailesinin çocugu olarak dogan Fis-
her, 1854 ylhnda on üç yagmdayken, bir yelkenli gemide deniz ögrencisi olarak denize açilmigti.
Ne doguptan ne de daha sonra kazanilmig herhangi bir unvam olmadigi için bu unvanm saglaya-
cagt herhangi bir avantajdan da yoksundu. Ancak parlak zekâsi, tutarhhglve azminin sagladigt
bir üstünlüge sahipti. Çagdag bir yazann söyledigi gibi Fisher "Machiavelli ile saf bir çocugun
karmaslydi." Beraber oldugu her insam derhal etkisi altma ahp cogturan karakteríyle Fisher, ger-
çekten de bir
"enerji,

gevkve ikna edici güç kasirgas1ydi." Bir gün bizzat Kral VIL Edward, Fís-
her'le çok giddetligeçen bir tartigmayagirigmigve tartigmabittikten sonra ona
"yumrugunuzu

suratima dogru sallamaktan vazgeçmenizi dilerdim" demigti.


Fisher allesine, dansa ve din iglerine çok dügkündü. Bµnlar digmda bir tutkusu daha vardi:
Kraliyet donanmasi. Hayatml tam anlamiyla donanmamn modernizasyonuna adamig, bütün
kuvvetlyle onu köklü gekildeyerlegmíç âdetlerinden, kay1tsizligmdan,örümcek yuvastna benze-
yen geleneklerinden slytrmaya çallytyordu. Hedef olarak saptadtgl amaçlara sarsilmaz bir azimle
yürür, gerçeklegtírirdi.Maiyetinde çahimig bir subay onun için "Jacky'yi tatmin eden tek gey
'Tam Yol fleri!'komutudur" demigti. Amaçlarma erigme yolunda kendi kendisini gôrevlendirmig
olan bu adam Kraliyet donanmasmda teknolo]ikyenilik yapilmasimo savunucusuydu. Siki sikiya
baglioldugu
"altm
kural"
"hiçbir

zaman kendimizi diglanacak duruma sokmamahyiz" kurallydi.


Donanmadaki baçanlan ilk önce torpidolarüzerindeki uzmanhglyla baglamig,bu konuda olduk-
ça itibar kazandiktan sonra ilgisi denizalticihk, destroyer, Kelvin pusulasi, geligtirilmigtop ategi
ve sonunda da deniz-havacihyyla sürmügtür. En son ugragt ise petrol konusuydu. Daha 1901 yi-
lmda, "Fuel oil bir gün denizcilik stratejisinde ihtilal yaratacaktir. Bu Íngiltereiçin bir Ingiltere
Uyant' çagris1olacaktir" diye yazdigi bilinir, îngilizdeniz filosunun kesinlikle kömürden petrole
dönmesini istiyordu. Petrole dönüg ona göre sürati -hizlandiracak, daha çok verimlilik ve daha
çok manevra kabiliyeti saglayarak yararh olacaktt. Ne var ki Fisher azinliktaydi.Ötekiamiraller
Galler kömürüne bagh kalmanin daha güvenceli oldugu inanciyla, kömür üzerinde Israra devam
ettiler.
Donanma Komutanhgfna atanmasmdan sonra Fisher Marienbad'da D'Arcy'nin kendisine
tamttigt projeyi yeniden ele aldi. Íngiltere'nin kontrolü altinda uzanan büyük petrol alanlanm
görmeye kesin karar11yd1.Bu amaçla nüfuzunu kullanarak ilk önce Írananlagmasma destek ver-
mesi ve sonra da Burma Petrol'e D'Arcy'nin imdadina kogmasi için baski yapmasi yolunda, do-
nanma üzerinde etkisini kullanmaya çahyti. Hiç kugku yok ki gerçekhedefi her zamankinin ay-
niydi. Krallyet donanmasim günün endüstriyel çagma ulagtirmak ve savag çiktigmda hazirkkh
bulunmak. Herkesten önce böyle bir savagta Íngiltere'nin kargismdaki dügmano Avrupa lotasm-
da endüstriyel açidan yükselmekte olan Almanya imparatorlugu olacaglDl anlamigt1.Aynca ön-
lerindeki kaçimlmaz savagta Almanya'nm da en az kendisi kadar mazotun önemini bildiginden
emin oldugu için, çtkacaksavagta hem Kraliyet donanmasmi ve hem de ingiltere hükümetini bir
petrol savaçma iteceginden kugkusu yoktu.

"Made in Germany"
Almanya ile Íngilterearasmda, çok belirgin ve dogrudan anlagmazhk yaratacak bir sorun yoktu,
ancak yüzyil dönemecinde bu iki ülke-arasmdaki sogukluk bazi faktörler nedeniyle giderekbü-
yümeye bagladt. Bu faktörler içinde Kraliçe Viktorya'nm torunlarmdanolan Kaiser'in, amcasi In-
giltereKrali VIL Edward'a duydugu belirgin güvensizlik sayllabilir.Ancak bu faktörlerin en etki-
li olam ingiltereile Almanya arasmda yeni yeni filizlenmekte olan denizcilik yanglydi. Her iki ül-
ke kendi filolarmm büyüklük ve teknolojiküstünlügü için çetin bir yarigma içindeydi. Bu yang-
ma iki ülke arasmdaki iligkilere egemen oluyor, her iki ülke basmmda tüm dikkatleri çekiyor, ka-

147
muoyunundavranig.ve tartigmalanmyönlendiriyor, geligmekte olan milliyetçilik tutkusunu kö-
rüklüyor ve insanlarin en gizli endigelerini ategliyordu. Bu yanyma her iki ülke için aralarmdaki
uyugmazligm odak noktasi olmugtu. Bir tarihçininyazdigt gibi "Çagdag fikrin gekillen.mesinde
en önemli etken, ingiliz-Alman anlagmazligni her geyden çok lezigtiran de'nizcílik konusuydu."
1890'lann sonunda Alman hükümeti Weltpolitik dedigt hedefe dogru ilk büyük atilimmm
açiligtöreniniyaplyordu.Weltpolitik global, siyasi, stratejikve ekonomik üstün1ük için, Alman-
ya'nm bir dünya gücü olarak ve Berlin'in anlatimlyla
"dünyanm
siyasi özgürlügü için" harekete
geçmesi anlammi tagir."Yeni" Almanya'nm kendini dünya sahnesinde kabul ettirmek için bag-
vurdugu bu sert elli, kaba, açikça saldirgan yöntem diger güglerisinirlendirmekten ve duydukla-
ri panigt artirmaktan bagka bir ige yaramadi. Kaiser'in kendi mabeyncilerinden biri bile Alman-
ya'nm bu konudaki iteleyici, dürtücü Ve küstah tutumunu" eleptirmigtir.Bu Kaiser Wil-
"sert,

helm'in kendi karakterini yansitan ve bu konudaki göhretini daha da kötüye dönügtüren bir dav-
rampt1.Kaiser çabuk sinirlenen, kararsiz, pegin hükümlü, huysuz Ve deglyken tabiatlibir hü- .

kümdardi. Çoktanmrmybir Alman yazar, Kaiser'in, yagi ilerledikçe kendi de olgunlagan kimse-
lerden olmadigim söylemigtir.
Geçmig Bismarck Imparatorlugu'nunkarmagik günlerinde yagamig birçok Alman için, ha-
yallerindeki gücü" rüyasinin gerçekleymesiönündeki engeller arasmda en büyügü açik
"dünya

denizlerdeki Ìngilizüstün]ügüydü. Almanya'mn hedefi, kendi amirallerinden birinin sözlerlyle


"Ingiltere'nin dünya üzerindeki egemenligini kirmakti." Kanilarma göre bu; sömürgeleri serbest
birakarak, geniglemekihtiyacmda olan merkezi Avrupali devletlere, gereksinim duyduklari alan-
lan saglamak geklindeyapilacakti. Bunun anlaml ise, her geyden evvel, Îngiltere'nindeniz kuv-
vetleriyle yarigacak güçte bir Alman deniz kuvveti kurmakti. Kaiser ulusuna, "Bu Íngilizkapla-
nmm geri çekilmesiiçin bizim siktliyumruklarimizi kafasmin tam ortasina indirebilecek duruma
getirmemiz lazim" demigti. Almanlar denizlerde egemenlik çabalarma1897 yllmda baglamigt1.
Hedeflerine ulagmamn on seneden çok daha fazla bir zaman alacagtni dügünmekle beraber Ingi-
lizler'in bu rekabetin getirdigi masraflardan bikkmhk duyacagt ümidindeydiler. Ancak bunun in-
gilizlerüzerindeki etkisi, hiç de umduklan gibi olmadl.Su meydan okuma onlari hem korkut-
muy hem de kendi çabalan için daha da fazla bilemigtir. ingiltereiçin ülkenin dünya üzerinde
oynadig1rol bakimmdan ve Íngiltere imparatorlugu'nun
"denizde
güvencesi aç1smdan üstün-
lük" büyük önem taylyordu.Ingiltere'nin a günkü.kapasitesi zaten idare, insan gücü ve ödeme
bakimmdan imparatorlugun yükledigi büyük sorumluluk ve yükü kaldiramayacak durumdaydl.
Ancak, bütün bu olumsuzluklar Almanya'nin sebep oldugu yeni tehdítlekargilagtmldigmda da-
ha az ürkütücüydü. Ama ne var ki, Ingiltere'nina güne kadar sahip oldugu endüstriyel líderlik
de elinden kaymaya baglamigti.Endüstriyel liderlik Amerika'ya ve daha kötüsü Almanya'ya dog-
ru yol almaktaydl. l 896'da yayimlanmig Made in Germany(Almanya mah) baglikli uyanci eser
en çok satilan kitaplar listesinde ilk sirayi altyordu. Íngiltereartik bir Kabine üyesinin esefle söy-
ledigi gibi dertli bir Titan olmugtu.
Amiral Fisher gelecekteki dügmanmm yalmzca Almanya olacagma yürekten inamyordu.
Almanya'nm birdenbire ve beklenmedik bir zamanda, örnegin uzun bir hafta sonu tatilindenya-
rarlanaraksaldirmasmdan korktugu için, seneler boyu her hafta sonu tatilindeyaverlerini nöbet-
te tutardi.Yaverlerde bu nedenle s'enelerce hafta sonu tatilindenyoksun kalmigtir. Fisher'in zor-
lamasiyla Íngilizhükümeti de donanmasim modemlestirmek ve genigletilmig bir gemi yapim
programma girigmek suratiyle Almanya'mn meydan okuyuçuna tepki vermigtl. Takvimler 1904
noktasmi bulmuytu. Bu re-
"üst"

tarihinigösterdiginde iki ülke arasmdaki denizcilik rekabeti en


"teknolojik
kabeti körükleyen unsurlar arasmda tüm giddetiyledevam eden devrim" de sayilma-
ya deger. Teknolojik devrim her iki ülkenin savag gemilerininbüyüklük ve hizmda, toplarmm
menzilve hedefi bulma özelliklerinin artinlmasmda, torpidove denizalti gibi yeni silahlarm ge-
ligtirilmesinde özellikle hâkimdi.

148
Her iki ülkede de bu yang sosyalve çaligma huzurunun bozulmasi, iç iglerinde anlagmaz-
lik, mallye ve bütçe dengelerinin bozulmasi pahasma cereyan ediyordu. Su arada ingiltere,
"silahlanma

veya silahsizlanma" konusunda iki ayn görüge aynlmig, taraflarbu iki görüy üzerin-
de klasik bir tartigmayagirmigti. Íktidardaki Liberal Parti deniz gücünün kuvvetlendirilmesini,
donanma için ayri bir gemi inga bütçesi yapilmasmi isteyen "büyük
donanma" yanlilanyla, do-
nanma harcamalarmm k1sitlamp artan paramn donanma yerine iç barig için gerekli olduguna
inandtklan sosyal ve lyilegtirici programlara aktanlmasi yanlisi "Ekonomistler" arasinda kalmig,
ne yapacagmi gagirmlydurumdaydt Yapilantartigmagerçektençok aclydi. DailyExpress gazete-
si büyük bir ciddlyetle qu dramatik soruyu sormaktaydi: "Yoksa ingiltereyaghlara emeklilik öde-
negi ugruna denizlerdeki egemenligini dügmana mi teslim edecek?" 1908 yllmdan itibaren
"Ekonomistler"in bagkanhgma David Lloyd Georgegetirildi.Yenibagkan evvelce Galler bälge-
sinde avukathk yaplyordu.Kendisi Bagbakan Herbert Asquith'in Liberal Kabinesi'nde bakan ve
bir süre içinde, Winston Spencer Churchillzamamnda Bagbakanhk görevindeydi.(Churchillda
ha ögrenciyken isminin çok uzun olugu nedeniyle geridekalmamak, iglerin çabukyapilmasi için
Spencer adml birakmigti.) O günlerdeingilteresiyasetalamnda bu aceleciliginden ötürü "acele-

ci genç adam" diye amhyordu.

Churchill Müdahale Ediyor


Winston Churchill,Marlborough Dükü'nün yegeni ve parlak fakat sinirli bir kipiligi olan Lord
Randolph Churchill ile güzel Amerikah egi JennieJerome'un ogludur. Parlamentoya 1901 yllin-
da yirmi alti yagmdayken Muhafazakâr Partfden glrmigtir.Uç yll sonra serbest ticaret konusun-
da Muhafazakâr Parti ile anlagmazllga dügerek bu partiden aynhp Liberal Parti'ye geçti. Siyasi
parti degigtirmesi meslekteki flerlemesine mani olmamigti.Nitekim kisa bir süre sonra Ticaret
Heyeti Bagkanhgl'na getirildive 1910 senesi henüz baglamigken de Íçigleri Bakam oldu. Churc-
hill hayatml politika için ve büyük stratejiler kurmak için yaçamigtir. Evlendigt gün, tören bagla-
madan evvel kilise girigindebekledigi dakikalarda bile politika konuqup politika dedikodusu ya-
plyordu. "Ekonomistler"in bagkanlik kampanyasinda tereddüt etmeden öne attlmigti. Fisher'in
donanmasmm genipletilmesi programina kargi çikarakLloyd George'la birlikte Ingiltere ile Al-
manya arasmda bir denizcilik anlagmasi yapmayi baçard1.Bunu donanmamn bütçesini hafiflete-
rek, geri kalan parayi sosyal reformlar için kullanmak amaciyla yapmigt1. Ancak Churchill bu
yaptiklan için çok eleptiri almigtir.Yine de yolundan dönmeyecekti. O günlerde agizlarda dola-
an Ingiltereve Almanya arasmda bir savagm kaçmilmaz oldugu söylentilerini Churchill "Bunla-
nn hepsi de saçma" diyerek kargilamigttr.
Ama 1911 Temmuzu'nda savag gemisi "Panter", Almanya'nin Afrika günegialtmda bir ye-
ri oldugunu israrla göstermek istercesine, Agadir'in Fas limanma dogru süzülüyordu. Ancak
Panter olayigeri tepecekti. Nitekim bu olaydan sonra hem Ingiltere'dehem de öteki Avrupa ül-
kelerinde, özellikle de Fransa'da Almanya'ya duyulan antipati daha da yogunlaçacaktl. Churchill
görügünübir anda degigtirmigti. O andan itibaren Almanya'nm saldirganhgt konusunda hiçbir
kugkusu kalmamigti. Almanya'nm hedefi geniçlemektive Alman filosunun büyütülmesindeki
tek amaç da Ingiltere'yitehdit etmekti. Bu ise Îngiltereaç1smdan kargihk verilmesi gereken bir
tehditti. Churchillbütün bunlardan Almanya'nm sava; çikarmak niyetinde oldugunu anlamigt1.
Suhalde ingiltere,üstünlügünü korumak için kaynaklanni seferber etmeliydi. O siralar Churc-
hill henüz lçigleriBakani'yd1. Buna kargm Kraliyet donanmasom ne denli kuvvetli oldugunu
bilmek istlyor, bu konuya ilgl gösteriyordu. Donanmanm ani bir saldinya kargi gerçekten hazir
olup olmadigitu ilgililere sormaya baglamtytt.Agadir krizinin en dorukta oldugu bir dönemde so-
rumlu kipilerin Iskoçya'daav tatiline çikmalannaçok sinirlenmigti. 1911 ylh sonunda ancak kriz
sona erdikten sonra Churchillde BagbakanAsquith'le beraber iskoçya'ya tatile gitmigti. Bir gün,

149
l

birlikte oynadiklan bir golf partisinden sonra eve dönerken, hiç beklenmedik bir anda, Bagbakan
Asquith Churchill'e Donanma Bakanhgl'na getirilmeyi isteyip istemedigini soracakt1. Kraliyet
donanmasmm en üst düzey siyil konumu olan bu yere aldigt teklifeChurchill qu cevabt vermig-
tir: "Bunu gerçekten isterim!"
Böylece ingilteredeniz kuvvetleri, o müthig eneriisini, uzakgörüglügünü, dikkatini ve ül-
kenin bir deniz rekabetindeki olasi zaferini sergileme gücüne sahip bir bakana kavugmuy olu-
yordu. Churchillgu sözleri söylemigti: "Eger donanmamiz bu denli üstün olmasayd1, yarigma-
mizm ve imparatorlugumuzun tüm kaderi, tüm varkgimiz, özveri ve icraatla geçmigbunca
yüzyillar boyunca birikmig büyük hazinemiz hepsi birden, bir anda yok olup silinmeye mah-
kûmdu." Birinci Dünya Savagi'nm çikmasmdanönceki üç sene içinde kendine prensip edindi-
gi kural gayet açikti. "Niyetim Almanya'dan gelebilecekbir saldinya kargi, sanki bu saldm he-
men yann gelecekmig gibi hazirhkli bulunmakti" demigtir. Eu kampanyada Churchill'inmütte-
fiki kendinden nerdeyse iki kat yagh olan ve donanmadan yeni emekli olmuy Amiral Fisher'di.
Fisher 1907 yllmda Biarritz'de tampmig oldugu Churchill'e kargi llk günden beri hayranhk duy-
muçtu. Birbirlerine o denti yakmdilar ki Fisher için, Churchill'ín yakin olan evlilik plamm bü-
yük olas1hkla ilk bilen kipiydi denebilir. Bir ara Churchill'indonanma bütçesini eleptirmesiyle
bozulur gibi olan dostluklan sonradan tekrar Churchill'in "Donanma Bakam" olmastyla, içten-
likle devam etmigtir. Churchill bu göreve atanir atanmaz vakit geçirmeden Fisher'i aramig, iki-.
Si birlikte Reigate'deki köy evine gidip birkaç gün kald1ktan
sonra Churchillyeniden Fisher'in
"mürebblye"
kalbini kazanmigtL O günden sonra Fisher, Churchill için daima bir göreviyük-
lendi. Ayni zamanda giderek Churchill'inen önde gelen gayri resmi damgmam konumuna gel-
migti. Churchill, Fisher'e büyütülmesi, lyileptirilmesi, modernizasyonuiç\n on
"donanmanin

yll boyunca atilan en önemli adimlarda, bunlarm hepsinin öz kaynagi" gözüyle bakmigtir.
"animsatici-not"
Onun görügüyle,kendisini sonu gelmeyen bombardimanma tutan bu amiral
bir bilgi ve esin volkantydi." Fisher, Churchill'eçegitlikonularda en genig yeni bilgiler
"gerçek

sunabilmig kipidir.
Fisher'e göre ögrenilmesi gereken önemli derslerin en bagmda petrol konusu geliyordu.
Ona göre petrol üstünlük stratejisinin bölünmez bir parçastydi ve bu gerçekyakmda kamtlana-
cakti. Bunun inancinda olarak Churchill'i bu konuda egitmeye, ona majestelerinin donanmasm-
da kömür yerine petrol kullanmanm erdemlerini ögretmeye yöneldi. Bir yandan da Almanlar'm
petrol gücüyle çahyan dev cüssell okyanus gemileri inga ettigine dair raporlar aldigmdan, telaça
kapilmig, Kraliyet donanmasmi denilen uçurum" konusuna yöneltmek ve bunu olanak
"petrol

.
verdigince çabuk yapmak için kendinde yeni bir dürtü hisseder olmugtu. Churchill'in bu konu-
daki egitimini hizlandirmak amactyla Amiral Fisher, Shell'den Marcus Samuel'lebir anlagmaya
potansiyel rolü" konulu, petrol otoritele-
"petrolün
vardt Bu iki adam ilk defa on yll kadar evvel
rinin katildigt bir toplantida rastlantlyla kargilagmiglardi. Ancak iligkilerinin asil temelisonradan,
Samuel'inFisher'e gizlice sizdirdigt bir bilgiye dayanarak attlmigti.Samuel, bir Alman denizcilik
igletmesinin on yll süreli bir petrol mukavelesi yaptigmi, ayrica petrol stokunun bir kismmi da
gizlice Alman donanmasmda deneme mahiyetinde kullanacagim ögrenmig ve bu bilgiyiFisher'e
aktarmigti. 1911 Kasim ay1 sonunda Fisher'e yazdigt bir mektupta Samuel punlari söylüyordu:
"Meger siz ne kadar hakhymissimz ve gimdide ne kadar hakhsimzi lçtenpatlamah motorun
kegfi dünyanm Simdiyekadar çahit oldugu en büyük kegifsayllabilir; çünkü kesinlikle biliyorum
ki belki de qu satirlari yazdigim an bile buharh motörün yerini alabilir... Ve bu yer alma olaymm
.
tipki içten patlamah motor gibitrajik bir hizla olugacagindan eminim. Sizinamiralliktesürekli
görevde olan kipilerin olugturdugu mekanizmamn içinde oldugunuzu biliyorum ve bu dügünce
beni hasta ediyor. Bu kipilerin pimdiyekadar sebep aldugu zararlarin giderilmesi için çok kuvvet-
li ve çok yetenekli bir adamm partolduguna inamyorum. Eger bu adam Winston Churchillolur-
sa ona bütün kalbim ve ruhumia yardim edecegim."

150
Hiz
Bu mektubun yazilmasmdan lasa bir süre sonra Fisher, petrol konusunun ele almmasi amaclyla
Marcus Samuel'i Churchill'le bir araya getirmenin yollanni aradi ve ikisi arasmda bir toplanti
ayarladi. Ancak Churchill, ShellNakliyecilik ve Ticaret Sirketi'nin bagkani olan Samuel'den ne-
dense fazla etkilenmemigti. Su durum Fisher'i yildirmadt ve igin takibiiçin Churchill'e yazdigi
kisa bir hatirlatma mektubunda önce Samuel'inyarattl izlenim için özür dileyerek amacm1Qu
l

sözlerle dile getirdi: "O, dig görünügüyle çok parlakolmayabilir,ancak kendisinin ige seyyar sati-
cillkla, bugün girketininadmt taglyan deniz kabugunu satarak bagladigimanimsatmak isterim. O
günün seyyar saticisi olan bu adamin bugün bankada kendi özel parasi olarakalti milyon sterlini
var. 'Samuel çaym bardaga nasil.dökülecegini' bilmlyorsa da kendisi aslmda iyi bir çaydanhkti!"
Sözlerininsonunda Fisher açiklama yaparak ikisi arasmdaki bu toplantly1Churchill'i ikna ama-
clyla tertipledigini,petrol stoku mlktanmn Krallyet donanmasi için bol bol yeterli oldugunu, bu
bakimdan petrol kullammi için rahatlikla ve çekinmeden bir angalmana girebilecegini Churc-
hill'e açikladi. Ona petrolün kömüre kargi avantajlarin1anlatan uzun bir nutuk çektiktensonra
punlar1da söyledi: "Unutmayin ki petrol kömür gibi öyle hemen bozulmaz, ayrica petrol su kesi-
mi altmdaki tanklariçinde bile büyük miktarlar halinde stoklanabilir.Böylece yangm sonucu ve-
ya bir bombardiman ya da kundaklama sonucunda bozulmasi da önlenmig plur. Aynca Sü-
veyfin dogusunda petrol kömürden daha ucuzdur!" Bunlan yazdiktan sonra ayrica Samuel'in
kendisini ShellYönetim Kurulu'na katilmaya çagirdigim,fakat kendisinin buna yanagmadigim
da ilave ederek gu sö2lerle devam edlyordu: "Ben fakir bir kimseyim ve durumumdan da gayet
memnunuml Ancak eger zengin olmak isteseydim mutlakapetrol igine atihrdim! lçten patlama-
11motorun uygulamasiyla yük taglyanbir geminin yakittanyüzde 78 tasarrufsaglayacagi, kargo
yerinden de yüzde 30 yer kazanacagt, aynca onca ateççiden ve mühendisten de kurtulacagi için
pratiktede yararli çikacag1göz önüne abmrsa kap1mizdapetrolle gelecek ne denli muazzam de-
gigíkliklerin bizi bekledigi kolayca anlagilir,"Amiral Fisher kömürden petrole dönmenin çok za-
man alip yavag cereyan etmesinden hognut degildi. Bunun dogurabilecegi tehlikelisonuçIar ko-
nusunda Churchill'isik sik uyanyordu. Ona yazdigi bir yazida pu sözleri söylemekten çekinme-
migtir: "Bir gün gelip de yakit olarak sadece petrol kullanan modern Amerikan savag gemileri
'kaplumbaga
denizierimizde seyrederse ve Alman bandirall bir motorlu savag gemisi bizim hi-
zmdaki gemilerimize' nigan ahrsa, hig kugkum yok, ülkenizdeki kocakartlar bu manzarayi sey-
retmekten çok hoglanacaklardir!"
Churchillbakanliga getirildigi zaman donanma daha o zaman, yalot olarak salt petrole ba-
gimlielli alti adet destroyer ve yalnizca petrolle seyretmesi mümkün yetmig dött adet denizalti
inga etmig durumdaydi. Aynca tüm gemilerinkömür kazanlarma bir miktar petrol. püskürtül-
mügtü. Ancak yine de deniz filosunun en önemli kismi olan, donanmanm asil omurgasimolug-
.
turan büyük sava; gemilerinde, yakit olarak hâlâ kömür kullanillyordu. Churchillve donanma-
nm ortaklagaistedigi, yeni bir sava; gemisi türü yaratmak, bu gemileri daha büyük silahlar ve
z1thlarla donanmly görmekti.Ayrica onlara göre bu da yeterli olmayip sava; gemilerinin, düg-
man gemilerininönüne geçmesive bu gemileri kugatabilmesi için mutlaka daha çok hiz kazan-
mastni istiyorlardi. Fisher Churchill'e sik sik gunu hatirlatmigtir:"Denizde yapilan kavga sag-
duyunun ta kendisidir. Ihtiyacimizolan geylerin birincisi HlZ'dirve hiz savagabilmek için part-
tir. Istedigimiz zaman, istedigimiz yerde, istedigimiz gekilde savagmak için yüksek hiz gerekli-
dir." O günün ingilizsavag gemileri yirmi bir deniz miline kadar hiz yapabiliyordu. Ancak
Churchill'in gözlemine göre daha büyük hiza" gereksinimvardi. "Daha büyük hiz" deniz
"çok

savaginayeni bir unsur kazandiracakt1. Churchill'inemriyle yapilan bir aragttrmada Harp Aka-
"hizli

demisi yirmi be§ deniz mili yapabilecek yeni inga edilecek gemilerin"henüz türemekte
olan Alman filosunu geçebilecegini tahmin etmigti. Kisaca, Kraliyet donanmasimn fazladan

151
dört deniz miline daha ihtiyact vardi.ve bu da petrole dönüç yapmadan híçbir gekildegergekle-
gemezdL
Sonunda Fisher'in Churchill'e verdigi egltim tamamlandt.Art1k Churchillpetrolün yalmz-
ca hizi artirmakla kalmayip standard düzey altmdaki hizi da istenen düzeye çikarmakta yararli
oldugunu anlamigt1.Petrolün sagladigi avantajlar bununla da kalmiyordu. Filonun operasyonu
Ve insan gücü yönünden de avantal sagliyordu. Hareketaçisindan daha büyük bir
operasyon ça-
pmi mümkün killyor,kömürün tersine, hiç degilse sakin denizlerde seyir halindeyken yeni yakit
verilmesine olanak sagliyordu ve bunu gemideki insan gücünün dörtte birini bu ige seferberet-
meksizin yapabiliyordu. Petrol kullammlyla, kömür kullamldigt zaman rastlanan stres, vakit
kaybi, yorgunluk ve rahatsizhk gibi faktörler en alt düzeye indiriliyordu. Ayricayakit verme igin-
de de o kadar çok say1daateççi kullanmaya artik gerekyoktu. Çünkü petrol kullanimi çok sayi-
da ateççiye gerek göstermiyor, aym i; ateççi say1simyaridan daha apaglyaçekerek yapilabillyor-
du. H1zaçismdan oldugu kadar operasyonlar açismdan da petrolün sagladigt avantajlar asil en
kritik dönemlerde yani sava; strasinda en etkin gekilde yararli olacakti. Bu konuda Churchill,
"Kömür yakilan bir gemide kämür tükendigi zaman, yeniden kürekle kömür attlmast için çok
sayida insana ihtlyaç vardir. Bunlar gerekirsesilahlarmi terk edip kömürü uzak, elverigsizyerler-
deki kömür ambarlanndan ahp, kazanlara daha yakm olan kömür depolama yerlerine veya dog-
- rudan dogruya kazanlara tagimayakogarlar. Bu, kuçkusuz, savagin en kritik dakikasinda, gemi-
nin savag gücünü zay1flatmakdemektir... Bu yönden petrol kullammmm her tip teknede, daha
az alanda, daha az masrafla, daha çok barut ve daha çok hiz sagladigL bir gerçektir"diye yazi-
yordu.
1912, 1913 ve 1914 ytllarmda üç ayn denizcilik programt yapildi. Bu programlar sayesin-
de Kraliyet donanmasi güç ve htz konulannda o güne kadar görmedigt kadar çok ek avantaj sag-
larmçtir. Bu .programlara alinan gemilerinhepsi petrole bagLmli olarak çaligtinld1. lçlerinde kö-
mür bagLmlisi olan tek bir gemi bile yoktu. Ilk yapildiklarmda kömüre bagimli olarakinga edil-
mig gemiler de bu programlar süresinde petrole dönügtürüldü. 1912 Nisan aymda hayati õnem-
de hir karar almarak donanma bütçesine "Hiz Ödenegi"adlyla bir madde eklendi ve bu madde
uyarmca petrolle çahganClueen Elizabeth klasmda beg adet savag gemisindenolugan bir
"hiz

ge-
mileri" konvoyu olugturuldu. Churchillhatiralannda bu olayi göyle anlatir: "Kaderin çizdigtbu
tehlikeli dali; sonucunda hayattmizi bagladlgLmlz donanmamizm en süper klas gemileriartik
petrolleve yalnizca petrolle besleniyor."
B0ylece petrol konusunda, yeni bir angalmana giriliyordu,ancak bu da ciddi sorunlara ne-
den oluyordu: Petrol nereden çikanlacakti? Yeteri kadar petrol var miyd1?Bulunan petrol askeri
ve politik yönlerden güvenceli olacak miydi? Churchill aslmda büyük bir kumar oynaml; ve da-
ha petrolün stok sorunu çözülmeden petrole dönüç için ilgilileri adeta itmigti. Petrole dönme
konusundaki acelesini Churchill, ilerdeki günlerde ju gerekçeyleaçiklayacakt1:"Petrole bagtmh
olarak çaligan çok sayida gemi yapoqtik. Bu, denizlerdeki üstünlügümüzü petrole daylyoruz
anlamma gelir. Õteyandan adalanmizda ige yarayacak miktarda petrol yoktur. Petrol istedigimi-
ze göre onu elde etmenin iki yolu vardi: Yabarly içinde deniz tagimaciliglyla getirmek;ya da sa-
va; yaparak uzak ülkelerden elde etmek. Diger taraftan kendi topraklarimizaltinda, maderilerde
emin gekildeyatan dünyamn eri iyi kaliteli, en üst düzey kömürüne sahiptik. Demek ki donan-
may1 bir daha geri dönmemek üzere petrole baglamakla
'bir
dertler denizine kargt silahlanm1(
oluyorduk. (Shakespeare'inHamlet'inden). Yalniz qunu da kesin olarak biliyordum ki, bizi bek-
leyen zorluklara ve risklere gögüs germek koguluyla donanmanm tüm gücünü ve etkinligini çok
daha yüksek bir düzeye ç1karacaktik. Bu daha iyi gemi,daha lyi mürettebat, daha yüksek ekono-
mik düzey, daha yogun formda savag gücü demekti
- bir tek cümleyle bu atillmda, giri imin
esas ödülü egemenlik olmugtur."

152
I
I

Amiral Cevizi K1nyor


Kömürden petrole dönüg olaymm getirdigi sorunlan incelemek için Churchill bir komisyon kur-
mugtu. Komisyon petrol arzmm fiyatlandtrilmasi, saglanmasi ve güvencesi konularmda incele-
me yapmakla görevlendirildi.Daha sonra ayni komisyon bu konulan daha etrafli aragtirmak
ü2ere bir Kraliyet Komisyonu kurulmasmi önerdi. Churchill bu ikinci komisyonun bagina emek-
li Amiral Fisher'i getirmek istiyordu. Ancak bunun gerçeldegmesiönünde bir engel vardi. -

Jacky Físher'in bizzat kendisi. Bazi terfi olaylanm onaylamamasi nedeniyle Churchill'e kizgm
olan ve bir barut figsmi andiran Fisher, yine büyük öfke içindeydi. 1912 Nisan aymda Napo-
li'den yazdigt bir mektupta Churchill'esunlan söylemigtir:"Donanmaya ihanet ettini2, Bu, her-
hangi bir konuda sizinle yaptigim ve yapacagim son yazigmadir."
Asabi mizaçli amirall yeniden yola getirmek için bir hayli dil dökmek ve iltifat etmek ge-
rekmigti. Churchill'in Bagbakan Asquith egliginde amirallige ait bir yatla çiktigiAkdeniz gezisi
ve özellikle de yazdigi etkili bir mektup sonucunda amiralen nihayet yola gelmigti. "Aziz dos-
'

tum Fisher" diye bagladigi mektubuna Churchill qu sözlerle devam ediyordu:


"Öyleümit ediyorum ki siz ve ben çok çok fyi iki dostuz; ve eminim ki kargimizdaki so-
runlar ancak çok act bir dille ifade edilirse anlagilacakkadar fazla ciddi.
Bu siv1yakit sorunu mutlaka çözülmelidir. Sorunun içerdigi kahtsal, kaçmilmaz zorluklar
gerçektenbüyük bir adamm itici gücüne ve cogkusuna muhtaç. Bunun için, yani, cevizin kml-
masi için size ihtlyacim var. Bu igi sizin kadar iyi yapabilecek bagka birini tammiyorum.Hatta
degli sizin kadar iyi, hiç yapabilecek birini tammlyorum.Sizi cevizi kirabileceginiz bir konuma
atayacagim, tabii eger ceviz kinlmaya müsaitse. Bu sizin tüm hayatmizi ve gücünüzü bu hedefe
vermeniz anlamma gelir.Bense buna kargilik olarak size ne vermem gerektigini bilemiyorum.
Once petrolü bulmaniz gerekecek. Ucuzca nasil depolanacagim, düzenli olarak ve hem barig
hem de savag halinde mutlak bir garantiyle nasil satm ahnacagim göstermeniz gerekecek. On-
dan sonra da, hiç kugku yok, petrolün bugünkü gemiler Ye gelecekteki gemilerüzerinde müm-
kün olan en iyi yöntemle uygulanmasmi saglamamz beklenecek...
Bu muammayi çözdükten sonra kargmizda sizi bekleyen ve sessizlige gömülü büyük bir
dinleyici kitlesi bulacaksimz. Ancak siz istemedikçe Tann'dan çan ve gerefdileyerek- ken-
-siz

dinizi meçakkate atmadikça bu muamma çözülemeyecektir."


Churchill dalkavukluk yoluyla bundan daha lyisini yapamazdi. Nitekim Fisher vakit kay-
betmeden tevazuubir yana birakip egine yazdigt mektupta pu sözlere yer vermigtir:
"Sunukabul
etmem gerekiyorki onlar tu igi benden bagkasmin yapamayacagun oybirligiylesöylerken hakliy-
dilar." Sonuçta Fisher görevi kabul etti ve kisa bir süre sonra da
-herhangi

bir dedikoduya mey-


dan vermemekiçin- elinde bulunan Shell Sirketi hisselerini zaranna da olsa sattL
Yakit ve motorin konusunda Krallyet Komisyonu adlyla bir komisyon olugturulmugtu. Ko-
misyon seçkin bir üye grubuyla temsil ediliyordu ve üyelerden biri de, bu gibi toplantilardaher
zaman hazir olan, yakasindaki orkidesiylegelmig ünlü petrol uzmam Sir Thomas Boverton'du.
Fisher kendisini bu ige adadi. ÇokçaligtigLm, hayatmda o güne kadar çahgmadigtkadar çok çalig-
makta oldugunu söyledi. O arada petrolle donammli Alman donanmasmm seyretmekte oldugu
haberi duyulmuçtu. Bunun üzerine Fisher daha da israrli konugmaya baglayarakqunlari söyledi:
"Almanlar makinelerde petrol denemesi yaparken tam 15 adammm ölümüne sebep oldu. Biz
ise bir tek adamimizi bile kaybetmedik. Geçen gün kaçik bir lnglliz siyaset adami bana bunun
bizim lehimize bir puan oldugunu säylüyordu."
Komisyon hazirladigt raporun ilk kismim 1912 y1ltKasim aymda, ondan sonraki iki kismi
ise 1913'te verdi. Raporda hem mazotun kömüre kargi olan olaganüstü avantajlanvurgulanlyor
hem de Kraliyet donanmasi aç1smdan ne denti hayatiönernde oldugu belirtiliyordu. Rapora göre
bütün dünyada yeteri kadar petrol arzt mevcuttu, ancak petrolü stoklayacakyeterli tesis yoktu

153
'I
-I

.I

ve yeterli olmast için bu. tesislerinçok daha geligtirilipbüyütülmesi gerekiyordu. Fisher'e göre
"Petrol yalmz Íngiltere'dedegildi." Komisyon toplantisimnbitiminde Marcus Samuel'in petrol
yakitlyla çaligan bir Íngilizdonanmasi görme hayali gerçeklegecëge benziyordu. Ancak cevap
bekleyen bir soru kalmigt1. Elde edilecekkänn meyvesini kim alacak,sorusu. Buna verilecek sa-
dece iki olasi cevap, iki gikvardt Ya güçlüve tahkim edilmigkonumdaki Hollanda Kraliyet/Shell
Grubu veya ondan çok daha küçük ve hâlâ bocalamakta olan Anglo-PersPetrol Sirketi.

Shell'den Gelen Tehdit


Anglo-Pers Sirketi'nin ortaya çikmasiWilliam Knox D'Arcy, George Reynold ve Burma Sirke-
ti'nin ortak çabalanyla gerçeklegmiçse de girketeasil yön veren kigi Charles Greenway'dir. Su
adamin petrolle ilk tamgmasi Bombay'da iskoçkökenli bir ticaretfirmasinda müdür olarakçahy-
tigt günlere rastlar. Burma Petrol'e bagli olarak çaliganiskoçyahtüccarlar,Greenway'denAnglo-
ilk
Pers Sirketi'nin baglangiçagamasmda kendilerine yardim etmesini istemigti. O da bu istegi ka-
bul etmí; Ve izleyen bir sene iginde girketin idari müdürlügüne getirilmigti.Ondan sonraki yirmi
y11liksürede Greenwaybu girketin tam hâkimi olmuçtur. lye ilk bagladigLnda emrinde bir tek kigi
bile olmayan bu adam, emeklllik sirast gelip de girketten aynhrken entegre bir petrol girketinin
bagt konumundaydi ve faal olarak görevi geregl tüm dünyayi dolagiyordu. Hayatmin daha ileri
ylllarmda "Sampanya Charlie" lakablyla anilmaya bagladL "Tozluklu ve monokl gözlügüyle" bir-
çok karikatürleri çizildi.Tavir ve davramp yönünden hatta
"özenli,
fazlaca titiž" denebilen Gre-
enway, tuttugunu koparan ve her zaman için agir tartigmalara,kavgalara aç1kolan
biriydi. En
önemli saydigthedeflere ulagmak söz konusu oldugunda hiçbir gekildeboyun egmeyen, inatçi
bir karaktere sahipti. Anglo-Pers Sirketi'ni dünya petrolcülügünde büyük güç haline getirmekis-
tedigi,Büyük Ìngiltere'nin en büyük girketiyapmaya çalytigive Kraliyet Petrol/Shell Sirketi'nin
istenmeyen kucagina davet edildiginde bu basklya direndigi zamanlarda, bu inatç1 özelligini sik
sik sergilemigti.Amacma erigmekiçin ne gerekirse onu yapardL Buna Hollanda-Krallyet/Shell
Sirketi'ne kargi girigtigikan davasmi andiran bitip tükenmez mücadele de dahildir. Eu ugurdaki
çabast zamanla hem yararli bir taktigehem de kipiselbir sabit fikre dönügmügtür.
Íngiltere'niniçinde oldugu çizdigt tehlikelidahy" Hollanda Kraliyet/ShellSirketi
"kaderin

ile Anglo-Pers §irketi arasmdaki rekabeti kaçimlmaz olarak daha da kamçilamig, çok daha çetin
ve amanstz yapmigti. Bu savagta Anglo-Pers kesin olarak dezavantajll durumdaydt Bir kez daha
iddetli bir mali baski altinda yagiyordu. Greenway aç1smdan bakildiginda, onun da fazla zama-
m kalmamigt1.Bu bakimdan aym anda birkaç hedefe birden nigan almasi gerekiyordu. Iranpet-
rol kaynaklanni geligtirmek için sermaye bulmak, petrol girketini kurmak, güvenceli pazarlar
olugturmak ve -Hollanda Krallyet/Shell Sirketi ile yaptigt pararlama anla masma ragmen- bu
irket tarafmdan yutulmayi engellemek glbihedefler onun ugruna mücadele verdigi hedeflerdi.
Anglo-Pers Sirketi'nin çok kisith ve mali gücüyle kendisi için Shell tarafmdanyutulmaktan bagka
görünürde tek bir seçenek var denebilirdi. O da ingilizAmiralligi'ydi. Greenwayamirallige yir-
mi yll için geçerliolacak bir mazot kontrati õnerdi ve arada iyi bir iq iligkisi kurulmasi için tüm
gücüyle çaba göstermeye yöneldi. Su iligkinin, girketiiçinde çlrpindigt mall gikmazdan kurtara-
cagt ümidindeydi.
Greenway'in kesin olarak bildigi ve tekrar tekrar üzerinde durdugu tez, Fisher komisyonu
kargisindaki ifadeden ve Whitehall nezdinde yaptigtaçiklamadan da anlagildigt gibi, hükümet
yardim etmedikçe Anglo-Pers Sirketi'nin mutlaka ShellSirketi içinde kaybolup gidecegiydi.¯Bu
konuda ilgilileri uyanyor ve böyle bir geyolursa Shell'in tüm tekeliele geçirmig konuma gelece-
dedigi Krallyet donanmasmdan çika-
"talihsiz"

gini,bu durumdan yararlanarak tekel fiyatlarmi


racagml savunuyordu. Su arada Samuel'in "Yahudiligini" ve Deterding'in "Hollandalillgmi" sik
sik dile geticip vurgulamaktanda geri kalmlyordu. Greenway'e göre, Shell Sirketi Hollanda Kra-

154
liyet'in egemenligt altmdaydi ve Hollanda hükümeti de Alman baskisma kargi fazlaslyla duyarliy-
dt. Shell'inegemenligine girmek, Fisherkomisyonuna da söyledigigibi,.mantik yoluyla dügünül-
dügünde, Anglo-Pers Sirketi'nin Alman hükümetinín egemenlig altma girmesi de-
·"düpedüz

mekti."
Greenwayönce sitemli bir ifadeyle, kendisinin ve dava arkadaglanmn Íngiltere'nin milli çi-
karlanna bu denli duyarli olduklan için bir bedel ödemeleri geregni savundu. Arkasindan da içi-
ni dökerek kendisinin ve hepsi de vatansever birer Íngiliz olan arkadaglanmn tek isteginin
Shell'e getirecegi ekonomik avantaji feda etmek oldugunu, Shell'le birlegmektense ekonomik
avantajdan vazgeçip bagtmsiz kalmayi yeglediklerini söyledi. Yaptiklan tüm özverlye kargi bir
tek gey istlyorlardt. Ìngilterehükümetinden kendilerini dügündügünü gösterenküçük bir kargi-
hk. "Her türlü kogul altmda sermayemizin mütevazi bedelinin kargilanacagtm belgeleyen" bir
garantiveya yazill mukavele. Bu arada Greenway, Anglo-Pers'in Íngiltere strateji ve politikasmm
dogal ve bölünmez bir parçast oldugunu ve çok önemli bir millideger tagidigimyineleyerek vur;
guluyor, girketteki tüm müdürlerin de konuya bu gözle baktiklarmi söylüyordu.
Greenway'in duyurmak istedigi mesaj hedefini bulmada gecikmeyecek ve Kraliyet Komis-
yonu kargismdaki ifadesinden sonra Fisher'den bir görügmetalebigelecekti.Toplantimn bitimin-
de herkes dagildiktan sonra Fisher, Greenway'i bir süre daha alikoyup kendisiyle Pall Mall digtn-
da özel olarak konuçacakti. Su konugmada Fisher israrla derhal bir geyler yapilmasi gerektigini
Söylemigti. Greenway bu sözden çok
memnun kalmigt1.Çünkübillyordu ki Fisher, Marcus Sa-
muel'le dost olmasina ragmen tam olarak ne yap11masigerektigini gayet lyi biliyordu. Sir yazi-
elimizde tutmak ve her zaman için tam anlam1yla
'ti-
"Anglo-Pers kontrolünü
smda Sirketi'nin
pik bir ingilizgirketi' kimliginde kalmast için elimizdenne gelirse yapmally1z"demigtir.
Greenway'intezi daha bagka yerlerde de destek buldu. DigigleriBakanligt ingtltere'nin
IranKörfezi'ndeki konumundan sorumlu olugu nedenlyle Greenway'inbu davadaki görüglerini
genel çerÇeveiçinde inandtnci bulmuytu. DigigleriBakanhgi'mn asil Oncelik verdigi konu
"f

Anglo-Pers anlagmasinm ran'da ne kadar petrol alani varsa hepsini birden kucaklamasi dolayt-
slyla... yabanci bir kuruluga hiçbir gekilde geçmeyecek olmaslydL" Bakanhk Íngiltere'nin Íran
Körfezi'ndeki siyasi üstünlügünün daha çok olduklan ticariüstünlügün bir sonucu" oldu-
"sahip

gu görügündeydi.Aynca Krallyet donanmasimn daha bagka alanlarda da çok daha belirli olan
bazi ihtiyaçlan olduguna inandinlmigti. DigigleriBakam Sir Edward Grey bu konuda görüg belir-
tirken gu sözleri söyleyecekti: "Yapmamiz gereken gey ingiltere donanmasma ancak yetecek
miktarda,lositli bir petrol sabasim ingilterekontrolünde bulundurmaktir; yapacagimiz geybun-
dan ibarettír." Greenway'in durup dinlenmeden "Shelltehditlerinden"söz etmesi, Anglo-Pers
Sirketi'nin vatanseverliginin çiglitkanhgimyapmast Digigleri'ni zaman zaman sinirlendiriyor,
hatta güpheyesevk ediyordu. Sonuçta izlenecek politika DigigleriBakam'nm yukardaki sözleriy-
le saptamyor ve bu pohtikadan hiçbir zaman sapmamayakarar veriliyordu. 1912 ylli sonlannda
Digigleri.Bakanhgi donanmaya gönderdigi bir yazida "APOC'un bagimsizhgim korumada sadece
diplomatik yardimla yetinmenin yeterli olmadigtmn aç1kçaortaya ç1ktigi"belirtillyordu. "Anglo-
Pers Sirketi'nin asil peginde oldugu geyinparasal yardim oldugu" da aynca vurgulamyordu.

Anglo-Pers'e Yardim
Parasal yardim denince bu yardimin donanmadan gelecegi anlami çikiyordu. Bu nedenle Ami-
böyle bir iligkiye girmekten önceleri kaçmacak ve çok speküla-
"pek
rallik Anglo-Pers Sirketi'yle
tif risk içeren" bu ige bulagmaktan korkacakti. Ancak zamanla amiralligin konuya bakigi üç ana
faktöre bagh olarak degigiyordu. Bunlardan birincisi, Iran kaynakli petrolün öbür kaynaklardan
gelen tüm petroller arasmda en kolay bulunani ve en güvencelisiolduguna dair yaygm kamydi
ve bu kam giderek daha da benimseniyordu. Zamanla iran kaynakli petrol digindaki petrolün

155
kolay bulunma düzeyi ve güvenirligt giderek güpheyle kargilamr olmugtu. ikincifaktör mazot fi-
yatimn dramatik bir gekilde artmasi, hatta 19 l3 Ocak ve Temmuz aylari arasmda iki katma çik-
ml; oluguydu. Fueloil flyatmdaki bu artly tüm dünyada, denizcilik alanmda petrole olan talebin
giderek büyümesinden ileri geliyordu. Bu, donanma bütçesi konusunda sürüp glden politik sa-
vagm daha da kizigtigigünlere rastlamast ve o günlerdepetrollü gemiingaatimn da baglaml; ol-
masi nedeniyle özellíkle kritiklik arz edlyordu.
Üçüncüfaktör salt Churchill'den kaynaklarnyordu. Churchill sürekli kararlar yaymllyor,
üst düzey donanma subaylanni hem bangta hem savagtapetro1ünbulunulurluk derecesi, gerek-
sinimleri ve lojistigi hakk1nda inceleme yapmaya zorluyordu. 1903 Haziram'nda Churchill Kabi-
ne'ye "Majestelerinin donanmasi için Fuel oil Arzt" konulu bir bildiri sundu. Bildiriyeterli mik-
tarda petrolün makul fiyatlar kargiliginda saglanmasim garantileyecekuzun vadeli kontratlar ya-
pilmasim öneriyordu. Bildirideki egemen hava, prensip olarak
"yarigma
halindeki bagimstz pet-
rol girketlerini yaçar durumda tutmak", böylece "Dünya çapinda bir petrol tekelininkurulmasim
zorlagtinp lusitlamak" ve "Donanmayi herhangi belirli bir girketebagimh olmaktan korumaktL"
SonuçtaKabine prensip olarak Churchillbildirisini kabul etti ve BagbakanAsquith'in Kral V.Ge-
"güvenilir

orge'a yazdigt gibi hükümetin olan petrol kaynaklan konusuna ilgi göstermesi gerek.
tiginive bu alanda kontrolü elinde tutmasi icap ettigini" bildirdi. Ancak bunu tam olarak nasil
yapacaktt? Bu sorunun tartigilmasiiçin Greenway'inde katildigt bir toplantisonunda, uzun tar-
tigmalar sonucu, o kadar zaman beklenen cevap gekillenmeye baglamigtl.Daha açik bir deyímle,
Anglo-Pers Sirketi'ne destek verilecekti, ancak bu destegin megrulagtinlmasi için bizzat hükü-
met girketehissedar olacaktl.
17 Temmuz 1913'te Churchill Parlamento'ya hitaben bir konugma yaptL Bu konugma
Londra'daki "The Times" dergisine göre petrole gösterilenmilli ilgiyi otoriter bir üslûpla sergile-
yen bir konugmaydi. Eu konugmada Churchillbir adim daha atarak çevresiniuyanyor ve "Eger
petrol alamazsak, hububat da alamayiz, pamuk da alamaylz ve Britanya'nm ekonomik enerjisi-
nin korunmasi için gerekli o binbir çegit mah.da alamay1z" diyordu. Konuçmasmda daha sonra
u sözlere de yer vermigti: "Artik
'aç1k
pazar"aç1k maskarallk' haline geldi. Güvenilir miktarda
petrol stokunu makul flyatlar kargiligi garantileyerek satm almamiz için, amiralligin, talep ettigi
veya en azmdan kaynaktan talopçisi'olmasi gerekiyor. Eu ige ön-
'sahlbi
petrolün çogunlugunun
ce rezervler inga ederek baglamallytz, sonra da pazarda nasil ele almacagmi ögrenmeliyiz. Ayrica
ham petrolü antmayi ve agin miktarda oldugu zaman gerektigindeimha etmeyi ögrenmeliyiz.
Bunlann hepsini donanma yapmalldir. Belirli tek bir kaliteye, belirli tek bir igleme, belirli tek bir
ülkeye, belirli tek bir yola ve belirli tek bir petrol yatagma bagli kalmamiz kesinlikle yanligtir.
Petrolde emniyetin ve garantinin saglanmasi yalmzca ve yalnizca çegitliligtsaglamakla müm-
kündür."
Böylece Anglo-Pers Sirketi'yle belirli hiçbir anlagmaya glrilmemigti, fakat yine de Kabine
Iran'a bir heyet gönderip Anglo-Pers'in yapmi oldugu vaatlerin ne kadarmi yerine getirebileceg-.
ni tahkik etmek istedi. Abadan'daki yeni rafineri o stralar devasa sorunlarla kargi karglyaydi.Bur-
ma Petrol müdürlerinden biri Abadan'1
"kirpinti
yigni" olarak tammlamig,bundan bagka ige ya-
ramadigm söylemigti.Hatta rafinerinin üretip büyük bir güvenle "Amirallik" adml verdigi mazot
bile, amirallign yapttg kalite kontrol denemesinde baçanstz olmuytu. Ancak tam heyetin geldigi
gece girket aceleyle bazi yenillkler sergílemeyebagladl. Bunu kapla göz arasmda Rangoon'dan ge-
tirtilenyeni bir rafineri idarecisi yapmtçtt. Nitekim bu oyun tutmugtu.Denizcilik Haberalmaeski
müdürü ve o günkü heyetin bagkarn olan Amiral Edmond Slade bu konuda Churchill'e özel ola-
rak Qunlan söyleyecekti: "Bu tamamen saglikli bir yatinm olarak gözüküyor. Öyleanlagiliyor ki
çok büyük bir sermaye yatinmi ile inamlmaz derecede geligmesimümkündür." Amiral Slade söz-
lerine göyledevam ediyordu: "Petrol stokunun donanmada kullammi konusunda girketbize tam
garanti verebilecek durumda. Ancak bu bir tek kogullayapilabilir.
'jirket
idaresini kendi kontrolü-

156
L

müz altma almamiz koguluyla. Su da çok makul bir flyata mal olacak." Slade ayrica 1914 Ocak
sonunda verdigi resmi raporda "Anlagmanin yabanci ellere geçmesine.müsaadeedilirse bunun
çok büyük milli bir felaket olacagtm" ifade ediyordu. Sladebu raporunda Abadan konusuna da
deginmig ve Abadan'dan daha ilimli kelimelerle söz etmeyi bile bagarmigtin

I
Bir Petrol Zaferi
Amiral SladeTn raporu Anglo-Pers için sanki gökten inmig bir kurtanc1ydi. Oysabu sirada
girke-
tin mali durumu devamb olarak her gün biraz daha kötülegiyordu ve gerçektençaresiz bir görü-
nümdeydi. Yinede Sladeyapilan igleri övgüyle kargilamigve en önemlisi de irketin Kraliyetdo-
nanmasi için güvenilir bir kaynak oldugunu söylemigti. Suhalde Anglo-Pers'in önünde yapmasi
gereken bir gey vardi. Önünde aç1kolan yolu zorlamak ve konuyu sonuca ulagtirmak. Nitekim
Anglo-Pers bunu yapmigtir ve 1914, 20 Mayis günü, Slade raporu üzerinden dört ay bile
geç-
meden pirketle Ingilterehükümeti arasmdaki pazarlik sonuçlanmig ve bir anlagmaimzalanmig-
tir. Ancak anlagmayakarym yine de çözümlenmesigerekenbir engel kalmigti. Mallye Bakanligt
herhangi bir tahsisattabulunabilmek için mutlaka Parlamento'nun onay1 gerektiginde israr edi-
yordu.
17 Haziran 1914 tarihindeChurchillAvam Kamarasi'nda bir kez daha ayaga kalkip söz is-
tiyorve tarihi bir öneri sunuyordu. Teklifettigi öneri iki ana unsurdan olugmuytu. Birincisine gö-
re, hükümet Anglo-Pers Sirketi'ne 2,2 milyon pound degerinde yatinm yapacak, buna kargi gir-
ket stokunun yüzde 5 l'ini alacakti. ikibci önerisine göre de §irket yönetim kurulunda kendini
temsil edecek iki müdür bulunduracaktt. Müdürler amiralliginyakit sözlegmeleri üzerinde ve
belli bagli siyasi konularda veto hakkma sahip olacakti, ancak ticari faallyetierle ilgili konularda
veto hakki olmayacaktt. Bu sözlegmeden bagka aynca bir sözlegme daha kaleme alinacak, ancak
bu gizli tutulacakti. Su ikinci sözlegmeuyannca amirallige yirmi yll süreli bir mazot kontrati
saglamyordu. Görüldügügibi gartlar çok çekiclydi ve aynca Kraliyet donanmasma girketin yapti-
gikârdan da bir iskonto tarunacakti.
Bu iki sözlegme üzerinde Avam Kamarasi'nda yapilan müzakereler çok çekigmeligeçmig-
tir. Churchill'in müzakereler sirasmda herhangi bir özel bilgt istemesi olasiliglylaCharles Green-
way Maliye Bakanligi'nm üst düzey memurlarlylabirlikte Avam Kamarast'nda resmi erk<înaay-
nlan bir locada oturtulmugtu. O gün orada hazir bulunmug kipilerden biri de SamuelSamuel'dir.
Avam Kamarast'mn Wandsworth üyesi sifatlyla müzakerelerde hazir bulunan Samuel Samuel,
yillar boyu erkek kardegi Marcus Samuel'in yam bagmda çaligarakShell Sirketi'nin yaratilmasma
yardim etmig kipiydi; bu nedenle de ChurchilPin konugmasi strasmda devamb kinpdanip yerin-
de duramamig, tedirgirilikgöstermigti.
Churchill sözlerini göyle sürdürüyordu: "Bugün burada petrolle igleyen gemi inga politika-
m1ziveya kömürle çaligan gemilerdeyakit olarak petrol kullammmi konugmak lçin degil, bu po-
litikamn doguracagi sonuçlankonugmak için toplanmigbulunuyoruz. Bugün petrol tüketicisi
ne
yakitlar konusunda ne de yakit kaynaklan konusunda seçim yapma serbestisinesahip degildir.
Sir de etrafmiza, dünyada çepeçevre uzanan genig petrol yataklanna bakin. Dünyamn eski
ve
yeni her iki bölümünde de dev büyüklügünde uzanan sadece iki adet girket görürsünüz. Bu gir-
ketlerden Yeni Dünya'daki Standard Oil'dir. Eski Dünya'daki ise büyük bir
girketolan Shellve
Hollanda Kraliyet'tir. Bugün bu ortakhk kendine bagtmli tüm girketlerive kollanyla hemen bü-
tün dünyay1 sarmig, hatta nerdeyse YeniDünya'ya kadar uzanmig bulunuyor."
Konugmamn baglangicinda Samuel Samuel,Churchill'in Hollanda Kraliyet/Shell
Sirketi'ni
tarumlamakiçin kullandigi kelimelere itiraz etmek için üç kez ayaga f1rlamigt1.Bu, Avam Kama-
rasi kurallannm digma çikmak demekti. Sözünün üçüncü kez kesilmesi üzerine Churchill,Sa-
muel'e dönerek buz gibi bir sesle
"savunmaya

geçmeden önce yapilan suçlamayi dinlemenin

157
\

daha dogru olacagini" söylüyordu. Su uyan üzerine yapacak bir geyi kalmayan Samuelyerine
oturmug.fakat bir türlü eski slikûnetini bulamamigtl.
Churchillkonugmasma devamla göylesöylüyordu: "Senelerboyu, DigigleriBakanhgi, De-
ve Hindistan hükümeti, Iran bölgesinde ingltere'ye ait bulunan bagmsiz
Kuvvetleri petrol
niz
varligmi korumaya, bu bölgenin geligmesi i çin ellerinden geleni yapmaya ve hepsinden önemli-
si, Shell veya daha bagka herhangi bir girkettarafmdanyutulmasmi önlemek için mümkün olan
her geyiyapmaya çaba gösterdilerve bunu politikalarmm bir parçast saydilar. Simdi ise madem
ki hükümet Anglo-Pers Sirketi'ne böyle bir destek veriyor, öyleyse sonunda makul olarak verile-
cek ödüllerde hissesí olmalldir."Konugmasmin daha sonraki agamasinda Churchill §u sözlere
yer veriyordu: "Bu görkemlibüyüklükteki bölgelerin her yamnda güç Íngiltere'ninelindedir ve
biz bu gücü, geligmeleri donanmamiz ve milli çikanmiz dogrultusunda kullanarak göstermell-
yiz." Churchill konugmastna devamla: "Simdiye dek, bu tür bir plana yöneltilmig olan eleptirile-
rin hepsi sadece bir tek çegmeden akip gelmigtir." Bu sözlerden sonra Churchíll bir süre durmuy
"muslugun

ve hemen arkasmdan da beklenen saldinya geçoigti. Hedefi kugkusuz ta kendisly-


di". "Bu musluk Hollanda Kraliyet/ShellSirketi ve Marcus Samuel'dir." Arkasmdan da gunu ek-
ledi. "Ancak ben Shell'e veya Hollanda Kraliyet Sirketi'ne herhangi bir hücumda bulunmak iste-
miyorum." "lyi

Bu söz üzerine arka stralardan Samuel Samuel'in, ki bulunmadmiz" diye bagirdigt du-
yuldu.
Churchill'in bu tarihi konugmasi ima ve istihzalarla doluydu. Yaptigiöneri kabul görmeye-
cek olsaydt Anglo-Pers Sirketi, Shell'inbir parçasi olacak ve eriyip gidecekti.Churchillkonugma-
smda bunu da söylemigtir. "Shell'leherhangi bir kavgamiz yok. Shell het zaman için bize nazik,
dügünceli, minnettar,Deniz Kuvvetlerimize hizmet agkiyladolu, Ingilizdonanmasim ve ingilte-
re imparatorluguçikarlanm korumaya amade gözükmügtür -ne var ki ücreti karg1hŠlnda. Ara-
daki tek sorun da bu ücret konusuydu.- (>imdi artik Ìranpetrolü emrimiz altmagiriyor.Bundan
az dügünceli' bir muamelegörecegimizi sanmlyorum. Hatta bu-
'daha

az nazik',
'daha

sonra da
rada hazir bulunan bu saygideger baylann da bize kargi eskisinden daha az minnettar, halka hiz-
met konusunda daha az istekli veya daha az vatansever davranacaklanm sanmlyorum. Tam ak-
sine, öyle inaniyorum ki, fiyat konusunda aramtzda bugüne kadar meveut olan ufacik görüg ay-
nligi --bu kätü ve sefil flyat konusuna deginmek zorunda kaldigim için üzgünüm- eger ortadan
kaldinlsaydi, iligkilerimiz daha lyi... daha... tatli olurdu. Çünkü o zaman bu iligkiler adaletsiz-
likle yugrulmugolmayacakti."
Bu sözler üzerine Samuel artik bir yamt verme firsatmi yakalayarak gunlart söyleyecekti:
en büyük ticari igletmelerinden biri olan girketimiz adina, bize yöneltilmig olan
"ingiltere'nin

saldirilari piddetle protesto ederim. Bu saldmlar tam bir adaletsizlikle yapilmigtir ve híçbir hakh
gerekçeye dayanmamaktadtr." Bu sözleri söylediktensonra Samueldurmamig, Shell Sirketi'nin
donanmaya yaptigi hizmetleri ve denizlerde petrole dönü için verdigi katkilan da bir bir sirala-
m14ti.Aynca Samuelhükümetten Shell'in petrol için talep ettigi ve o güne kadar sakh tutulmug
olan flyatlan açtklamasintda istiyordu. Fiyatlar açikland1(L zaman girketindonanmayl hiçbir ge-
kilde oyuna getirmedigikanitlanacakti. Söz alan diger birisi de Avam Kamarasi üyesi M.P. Wat-
son Rutherford'du. Rutherford konugmasmda Churchill'in yaptigi saldm niteligindeki konu ma-
ilgisi olmadigim söylüyor
mn, günün konusu olan ve komisyou önüne getirilmig sorunlahiçbir
beyanatta bulundugu
ve Churchill'i tekelcilikgöstergesini yukan çektigi, "Yahudiler'e yönelik "herhangi

iÇin" eleptirlyordu. Rutherford'un açiklamasina göre mazot flyatlannm artig.sebebi bir


tröst veya çevrenin manevrasmdan"ileri gelmemigti.Gerçekneden mazot alanmda uluslararasi
"ben-

bir pazar kurulmasmdan kaynaklanmigt1. Su uluslararasi pazar, Rutherford'un savma göre


zin, gazyagi ve yaglayici pazarlarma rakip olan yeni bir pazardi ve ortaya çlkipida sadece iki, üç
için yeni yeni kullamm alanlan bulundugunu, bu
"petrol

yll evveldi." Rutherford açiklamasmda

158

h
yeni pazarm da yeni kullanimlann bir sonucu olarak ortaya çiktigim ve bu nedenle de dünyada
bu maddeye kargi yeni bir kithgin yaçandigim" säylüyordu. Sözlerinin. devaminda "Fiyatlann
yükselig sebebi budur. Fiyat artiginda ibraniirkindan gelen kozmopolit- beyefendilerin
-yani

hiçbir rolü yokttir. Onlar hiçbir gekildebag bag verip flyatlan yükseltmeye çahymigveya zorla-
mig degillerdir" diyordu.
Churchill'inküçük bir özel girketi hükümet kontrolüne ahp devletleptirmek teklifio güne
kadar eginerastlanmamig bir olaydi. Sadece..birkez, yanm yüzy11önce, Disraelibuna benzer bir
olaya neden olmug -Süvey; Kanali hisselerinin Íngilterehükümetince satm almmasini önermig-
ti- ki bu da stratejik yönden makul gerekçelere dayamyordu. Yerelçikarlanm korumak isteyen
bazi Parlemento üyeleri de, stratejik nedenlerle iskoçyatagindanneftyagi ve Galler kömürün-
- den alman ve ylllar sonra sentetik yakit admi alan sivmm geligtirilmesini savunuyorlard1. Su
temsilcileregöre her iki yöntemle de çok daha güvenilirpetrol elde edilecekti. Ancak Parlamen-
to'nun içinde ve digmda Churchill'inpetrol önerisine karsi yapilmigolan giddetlielegtirilere rag-
men bu öneri 18 olumsuz oya kargi 254 olumlu oyla kabul edilecekti. Aradaki fark o denli bü-
yüktü ki, Greenwaybile gagipkalmig, oylamadan sonra Churchill'e qu soruyu sormuytu: "Nasil
olup da Avam Kamarasi'ni bu kadar büyük bir baçanyla kendi tarafimzasürükleyebildiniz?"
Churchill'inyamti guydu:"Iginpüf noktasitekellereve trästlereyaptigim saldinyd1."
Ancak Churchill'in baçansmdaki etken sadece bu degildi. Yabancilarave
"kozmopolitler"e

yönelttigi saldirilar da baçansmda büyük rol oynamigtL Aynca, Churchill bu konuginasmda biraz
da bog atip dolu tutmak istemig, bunu göze almigti. Nitekim ortada Shell'in donanmaya kötü
hizmet verdigine dair hiçbir kamtlay1cibelge yoktu. Aslmda ylllar önce bizzat Marcus Samuel'in
kendisi hükümete bagvurarak Shell Yönetim Kurulu'nda bir müdür bulundurmasini bile istemig-
ti. Ancak Churchill,Beledlye Bagkani olan Marcus Samuel'eduydugu nefrete kargin, aslmdabir
yabanc1 olan Deterding'e kargi tamamen farkli duygulara sahipti. Nedense onun haklanda, son
derece olumlu geyler dügünüyordu.
Deterding olayinda Churchill Amiral Fisher'in çizdigi yolda yürümügtür. ÇünküFisher
Churchill'e yardigi bir mektupta onu gu sözlerle tammliyordu: "Deterding bir Napolyon ve
Cromwell karigimidir.O benim bugüne kadar tanimi oldugum en büyük adamdir... Cüreti yö-
nünden Napolyon'a, igleri bütünüyle kavramasi yönündende Cromwell'ebenzerL. Onun suyu-
na gidinizve asia tehdit etmeyiniz! Bir savag halinde 64 adet petrol tankerlifilosunu emrinize
vermesi için onunla bir sözlegme imzalayin. Shell Sirketi'ni de har görmeyin... (Deterding'in)
bir oglu ya Rugby'de ya da Eton'da okuyor.Aynca Norfolk'da büyük bir arazi satm aldi ve gimdi
de orada bir gato yaptinyor! Kendisini benimsedigt bu topraklardankoparmayin! Onu bu toprak-
lara baglaym?
Churchill Fisher'in bu isteklerini oldugu gibi yerine getirmigtir.Ingiltere
ile Anglo-Pers ara-
smda yeni bir anlagma imzalanmig olmasma ragmen yine de donanma tüm ihtiyacmi yalmzca
Anglo-Pers'ten kargilamiyordu. Nitekim 1914 ilkbaharmda Churchill, Shell'in donanmayla yap-
tigi mazot anlaymasmi Deterding'le konuçmak için kipisel girigimdebulunuyordu. Deterding ise
kugkusuz Churchill'in gösterdigi bu ilgiye kayltsiz kalmamig, Fisher'e bir mektup göndermigti.
31 Temmuz 1914'te Fisher, Churchill'e gönderdigt bir mektubunda Deterding'in mektubuna
deginerek, "Deterding'den biraz önce son derece vatansever duygularla dolu bir mektup aldim.
Mektubu bir savag halinde petrolden veya tankerdenyoksun birakilmayacagimzi bildirmek için
yazmig. -Hey gidi vefakâr Deterding! Bu Hollandalilar Almanlar'dan o kadar nefret ediyor ki!-
Bence ilk firsatta Deterding'i gövalyeyapmalismiz!"
Deterding'e gelince, o pratik bir adamd1,Anglo-Pers anlagmasom nasil bir mantiga dayani-
larak yapildigim anlamaktagecikmeyecekti. Ancak hükümetin tutumundan akli kançanlar var-
dL Sözgelimi Hindistan Genel ValisiLord Harding iki yll
süreyle Tahran'da görevyapmig, oradan
aynldigLnda
franve Iran'la ilgili her gey hakkmda derin bir güpheduygusunu da beraberinde ge-

159
tírmigti.Eu duygu Harding'de sonsuza dek yaçayacakti. Onun ve Hindistan'daki üst düzeydeki
memurlarmm görügüne göre ingllterebol ve emnlyetli kömür kaynaklanna sahipti. Tann ona
bunu bahgetmigti -

O halde hem çok güvencesiz hem de yabanci kaynakh olan petrole baglan-
maktaki mantik neydi? Bu tam anlamiyla akilsiz bir davranig olacakti. Hindistan Devlet Bakani
da göyle diyordu: "Bu tipki en üstün kalite üzüm yetigtiren asma bahçelerine sahip bir kipinin,
lçki olarak tutup Skoçviskisinin propagandasim yapmasina benziyor."
Gergektende eleçtiriciler tutunacak bir nokta bulmug saythrdi.Madem ki en iyi cins arap
üretebiliyoruz, o halde neden Skoçviskisi yapmakzahmetine katlanahm? diye dügünülüyordu.
Bununyamtl ise çok basitti. Bu karan almadaki etken Anglo-Cermendeniz rekabetinin getirdigi
teknolojik zorunluluklardi. Almanlar denizcilikte epitlik isterken ingilizdonanmasi denizlerde
sahip oldugu üstünlügü koruma pegindeydi. Petrol de hiz ve esneklik açilarmdan her iki ülke
için hayati önemdeydi. Sonunda yaptiklan pazarlikta ingilterehükümeti büyük miktarda petrol
stoku aldi; Anglo-Pers Sirketi de çok ihtlyaci olan taze sermayeye ve güvenceli bir pazara kavup-
tu. Su anlagmaAnglo-Pers Sirketi'nin var olma gereksinmesine dogrudan, imparatorlugunge-
reksinmelerine ise dolayli olarak olarak cevap vermigti. Böylece 1914 yaz mevsimine kadar, In-
giltere donanmasi tam anlamtyla petrole angaje olmug, Íngilizhükümeti de Anglo-Pers'in ana
hissedan rolünü üstlenmigti. Bu suretle petrol ilk defa olarak fakat kesinlikle son defa degil, mil-
li politikamn bir aleti ve en önde gelen stratejik bir metasi konumuna geliyordu.
Churchill, Donanma Bakani olarak sik sik, hedefinin donanmayi sanki ertesi gün sava; ge
kacakmig gibi savaga hazirlamak oldugunu söylerdi. 17 Haziran 1914'te açilan Parlamento gö-
rügmelerinden önceki haftalarda Avrupa savagtan çok uzak, hatta birkaç ylldir olmadtgi kadar
barig içinde bir görünümdeydi.Ortada Süper Güçler'in ihtirasmi kamçilayacak hiçbir geyyoktu.
Hatta haziran sonlanndaIngilizdonanma birimleri Alman limanlanna nezaket ziyareti bile yapi-
yordu. Ileride,bu günleri ammsarkenbirçoklan 1914 yihmn o güzelimilkbahar ve yaz bagt gün-
lerine nostaljiyle, bir devrin batigi, çocuklugun sona erigi, görülmedik hatta dogal olmayan bir
sükûnet devri olarak bakacaktL Yazik ki bu devir uzun sürmeyecekti.28 Haziran 1914'te Parla-
mento'nun Churchill'in önerisini onaylamasmdanon bir gün sonra Avusturya Argidükü Franz
Ferdinand'm Saraybosna'da suikaste kurban gittigi haberi geldi. Anglo-PersPetrol Anlagmasi'mn
Kraliyet onaymdan geçmesi epey zaman alacak, 10 Agustos 1914'e kalacakti. Ne var ki o güne
kadar dünya çoktan degigmigti. Rusya 30 Temmuz'da seferberlikilan etti, 1 Agustos'ta da Al-
manya Rusya'ya sava; açti ve ordulanm seferberlige
çagirdL 4 Agustos sabahl saat ll'de de
Churchill, Belçika'mn tarafsizliginiihlal ettigi íçin gönderdigi son ültimatoma da kulak asmayan
Almanya'ya kargi savag ilan ettigini bildiren mesail gönderiyordu. Majestelerinin tüm gemilerine
ulagtinlan bu mesalda pu cümle yer almigti; "ALMANYA'YLA SAVAS HALINDEYÌZ."Artik Birin-
ci Dünya Savagtba lamigtL

160
I

IKINClBÖLÜM

GLOBAL
MÜCADELE
I

I
I

-::Ur-w,'Y:.ft?>'??a:.? :5.myst-Maw.ms,:]:7m 5:« :t-,t?.-elsma•.wort.L.ti.m -,


9
Zaferin Kani:
Birinc1 Dunya Sava i

Öncelerisavagin kisa sürecegi, bir iki haftada, olmazsa en fazla bir iki ayda bitecegi sanilmigtL ,

Oysa ordularsiperlere saplanmig ve savagda uzaylp gitmigti.On dokuzuncu yüzy11sonu ve yir-


minci yüzyll bagmm getirdigionca yenilikler de ortadaki karmagada yerlerini alm1;ti.En sonun-
da savag nihayet bittiginde de insanlar bir araya gelip
savagmniçin çiktigmt ve hangi konu hak-
kmda çiktigiru birbirlerine sorar olmuglardi. Cevap olarak birÇokneden öne sürülüyordu:Sag-
kmliktan, kibirden, aptalhktan tutun, uluslararasi rekabetin ve endüstriyel toplumun birikintisi
olan gerginligekadar her türlü sebep savagingerekçesi olarak gösteriliyordu. Diger gerekçeler
arasmda milliyetçiligin dogurdugu astrlaradayanan dincilik; Avusturya-Macaristan, Rus ve Türk
imparatorluklarmm esnekliklerini kaybetmeleri; gelenekselgüç dengesinin çökügüve son gün-
Jerde parlayan Alman egemenliginin hirs ve güvensizligine kadar her faktöre yer verilmigtis
Büyük Sava; yenilglye ugrayanlar kadar yenenler için de bir felaket olmuçtur. Savagta13
milyonkigihayatim kaybetmig aynca milyonlarca kigi de yaralanmigveya yerlerindenolmugtur.
Bu savag Avrupa'mn birçok kesimi açisindanve savaga katilmig tüm ülkelerin ekonomisi yönün-
den de büyük bir faciadir. Birinci Dünya Savagl'nm b1raktigihazin etkiler ileride,
savagmbiti-
minden sonra da yeni ayaklanmalara yol açacak türdendi.Gerçektende savagin yol açtigt top-
-
lumsal felaket hayal edilemeyecek kadar büyük olmugtur. Yirminci yüzyllm büyük bir tarihçisi
ve günümûzün ya§liyazarlanndan birinin, savag bittikten yarim yüzyil sonra, ihtiyarhk günlerin-
den geriyebakarken söyledigi gibi, BirinciDünya Savagigerçekten de
"memnuniyetsizliklerimi-

zin, tatminsizliklerimizin digariya figkinglydL"


Bu savag insanla makinenin çarpigmas1ydi ve bu makinelerin tümü de petrol gücüyle çaliç1-
yordu. Amiral Fisher ve Winston Churchillbunu önceden görüp tahmin etmiglerdi. Ancak pet-
rolle çahgan makinelerin savagta kullanimi hem onlarm hem de diger liderlerin bütün tahminle-
rini açan boyutlarda olmugtur. Bunun sebebiBirinci Dünya Savagt sirasmda, petrolün, içten pat-
lamah motorlarm savagm her boyutunu deglçtirmesinden fleri gelmigti. Hatta karada, denizde
ve havadaki
"hareket
yetenegi" kavrami bile deggmigti. Birinci Dünya Savagi'ndanyirmi yll ön-
ceki dönemde kara savagt sabit demiryollanna güvenerek cereyan ederdi; ve 1870-71 Fransa-
Prusya Savagi'nda oldugu gibiaskeri bölükler ve mühimmat bu demiryollan gebekeleriyle tagi-
n1rdi. Demityollarindan sonraki mevzilerdeyse bölüklerin harekâti fiziki tahammül,kas gücü ve
erkeklerin bacak yapilan ve yük hayvanlan dikkate alinarak saptamrve buna göre k1sitlanirdi.
Ne kadar agLrlik tagmacagi,nereye kadar tagmaca@gibi sorunlarm cevabt içten patlamall moto-
run devreye girmesindensonra tamamen farkli olmugtur.
Gerçekleçenbu degigimin boyutu ve derecesi strateji uzmanlarmm dügünebileceklerinden
çok daha büyüktür. Savagm çiktigi ilk günlerde
"askeri
planlamalarda" yalnizcaatlar hesaba ka-
tiltyorve her üç asker için bir at dügünülüyordu. Ancak atlara bagli kalmak iage sorununu daha
da içinden çikilmaz yaplyordu. Çünkü her at bir insamn yediginin on katt yiyecek ister. Savagin
ilk günlerinde, Marne'de yapilan çati malarin ilkinde bir Alman generalinin küfür ederek, em-

163
rindeld atlardan tek birinin bile kendini savag alanina atacak kuvvette olmadigmi,hemen yoru-
lup pes ettiginisöyledigt rivayet edilir. Ancak tükenip pes eden sadece atlar degildi. Savagsona
erdiginde uluslann bepsi birden tükenmig,pes etmigti Petrolle çah§tinlan makinelere gelince,
bu makineler gerçi hareket ve iage sorunlanm kolaylagtirmigtt,ancak ortadaki yikmtilannkat
kat artmasma da asil onlar neden olmugtu,
Savagm baglangicmda kara savagi açismdan petrole pek gereksinim duyulacagl, faZla Ön€m-
li olacagt dügünülmemigti. Alman GenelkurmayBagkanidemir ve kömür alanlannda ve demir-
yolu nakliye gebekesindeüstünlük taslayarakövünüyor, plan yönünden metodik oldugunu dü-
günerek, Batfda cereyan eden savagm kisa ve kesin olacagim varsaylyordu. Savagtn ilk aylan
içinde Alman ordulan planlari geregi epeyce öne geçtiler. 1914 yill Eylül ayi baglannda Alman-
ya'mn, Paris'in kuzeydogusundan Verdun'a kadar 125 mil mesafedeuzanan bir savag hatti var-
dL Bu hat Verdun'dan Alpler'e kadar
uzanan diger bir hatla birlesiyordu. Bu iki hatta, iki milyon
asker vardi. Bir ara Alman Ordusu'nun sag kolu Paris'in lurk mil yakimna kadar gelmigve bu
"Igiklar Kenti"ne dogru yol almaya devam ediyordu. Igtetam bu kritik anda içten patlamah mo-
torlardevreye girecek ve stratejik önemini hiç beklenmedik bir gekilde kamtlayacakti.

Taksilerden Bir Ordu


Fransiz hükümeti yüz bin siville birlikte Paris'i zaten terk etmigti. Bagkentin dügmesi an soru-
nuydu. Ve görünüge göre Fransa yakmda sulh için bagvuruda bulunacak giblydi. Belki de bang
görügmeleriniBordeaux'dan isteyecekti. Fransiz Ordusu'nun Komutam GeneralJosephCesaire
Joffrekuvvetlerini Paris'in güneyine ve dogusuna çekmeyidügünmeye baglamigt1. Bu da kentin
tam anlamiylakorumasiz biralolmasi demekti. Ancak General Joffre'ningörügünekatilmayan
biri vard1: Paris Askeri ValisiGeneral JosephGallieni.Askeri Valibu konuda tamamen farkli dü-
günüyordu. Hava kegfi sonunda Alman hatlarmi vurup dü§mamn ilerlemesini durdurmak íçin
elde son bir koz oldugunu anlamigtl. Kendisine yardim elini uzatmasiiçin Ingiliz donanmasmi
ikna etmek istediyse de bu bir yarar saglamamigti. Çünküingilizleronu ciddiye almamigtL
Uzun pejmürde sakalt, dügmeli siyah çizmeleri,sari renk tozluklanve üzerinde egreti duran
üniformastyla yagli general pinl pini bir subay görünümü vermekten çok uzakti. Günün önde
geleningilizkomutanlartndan biri onun için "Hiçbir ingilizsubaymm böyle bir komedyenle ko-
nuqurken görünmek istemeyecegini" söylemigti. Ancak 4 Eylül gece vakti yaptigt duygusal ve
öfkeli telefonkonu§maslyla her nasilsa General Joffre'ubir kargi taarruza geçmeye ikna edecek-
"coup

ti. Gallieni flerde o geceden söz ederken bu telefon konugmasindan de telephone" yani
"telefon
darbesi" diye bahsedecekti.
1914 ylli 6 Eylül günü ormanlar arasmdan ve algun hububat tailalarindankavurucu bir si-
cak altmda geçen Franstzlar nihayet hücuma geçoiglerdi. Baglangiçtaepeyce baçar1 da kazandi-
lat. Ancak çok geçmeden Almanlar yeni kuvvetler getirdiler. Artik Fransizlar gergekten çok teh-
likeli bir duruma dügmügtü. Son derece ihtlyaç duyduklari kendi takviyekuvvetleri Paris'in çok
yakimnda oldugu halde onlan cepheye çëkecek hiçbir yol yoktu. Fransiz demiryolu gebekesi
tahrip edildiginden bu yolla gelmeleri imkânsizdi. Yürümeye kalksalar, geç kalacaklardi. Askeri
araçlarla gelecek olsa bile, bunlarm tagiyabilecegl gülünç sayidan çok daha fazla adama ihtiyaç
vardi. O halde ne yapilabilirdi ki?
Ancak General Gallieni kolay kolay pes etmeyecekti. Çuvala benzeyen gekilsizüniformast
içinde sanki her an Paris'te, Paris'in her kögesinde dolagir gibiydi. Kuvvetlerini yeniden toplaylp
örgütlemeye çahgiyordu. Pejmürde görünümünekargm Gallieni asla bir komedyen degildi. As-
linda o hem askeri bir deha hem de bir çare bulma ustasiydl. ihtlyaç\ann doruk noktada oldugu
o günlerde zaruret içinde çirpman kuvvetlere motorlu arag baglantisi kurmayi ve içten patlama-
h motorlardan.yararlanmayi dügünen ilk insandir.

164
Gallieni birkaç gün evvel, kentin bogaltikna olasihgmi dikkate alarak
"kendine

özgü" bir
nakliyemüfrezesi kurulmasi ve ihtlyat olarak rezervde saklanmasi emrini vermigti. Gerçekten
de kurulan bir müfreze belirli sayida Paris taksilerindenolugmugtu. 6 Eylül sabahl Gallieni mev-
cut taksi rezervinin ihtlyacm çok altmda oldugunu görecek, Paris'teki bütün taksilerinde bu
müfrezeyekatilmasim, vakit geçirmeden nakliye bölügü haline dönügtürülmesini isteyecekti.
Bir sabah Malulller Bulvari denen yerdeki'bir lisede kurulmug olan karargâhmda otururken ani-
den esinlenerek yeni bir karara varacakti. Taksilerden kurulu bir armada organize edecek ve bu
armadaylabinlerce askericepheye sevk edecekti.
Hemen kentte mevcut üç bin taksininaranipbulunmasim ve komuta altma almmasmi em-
retti. Pollslerle askerler de derhal taksileri durdurup, goförlerdenparalanm ödeyen mügterilerini
.
hemen orada biralop karargâha gitmeleriniistediler.
Bu ara, goförlerden birlyle kendisini arabadan indiren askerarasmda göylebir konugma ge-
çiyordu:
"Peki, mügteri hakkimizi nasil ödeyecek? Taksimetreye göre mi, tek fiyatla mi?"
"Taksimetreye göre."
"Öyleyse haydi gidelim!"
Bunu söyledikten sonra da taksimetresiniaçmayi ihmal etmeyecekti.
Saat akgamm on'una kadar, yani Gallieni'nino emri verdiginden sonrald ild saat içinde
yüzlerce taksi des lnvalides Bulvari'nda toplanmigbulunuyordu. Taksilerin ilk grubu akyam ka-
ranligmdan yararlanarak Paris'in kuzeydogusunda küçük bir köy olan Tremblayles-Gonesse'e
yollandilar. Ertesi sabahdes Invalides Bulvan'nda taksilerdenolugmuy ikinci bir ordu hazir vazi-
yette bekliyordu. Bu ikinci grup da büyük bir konvoy halinde, Champs-Elysee'den yukan dogru,
Royale ve Lafayette yollarmitakibenharekete geçti.Sonrada Gagny'dekent digma çikipdoguya
dogru ilerledi. 7 Eylül günü taksilerkararlagtmlmig olan yerde bir araya geldiler ve yeniden or-
gamze olup gruplara ayrildilar. Aym gün taraflararasmda çatigma ve onun getirdigt savag kritik
bir denge olugturmugtu. Alman Ordulan Bagkomutam Helmuth von Moltke, egine yazdigt bir
mektupta 7 Eylül olaylarmdan qu sözlerle bahseder: "Bugün kader büyük bir karar verecek. Sel
gibi kan aklyorl"
Akgamlan güne; battp da etraf karanliga gömüldügünde Gerieral Gallieni'ninkipiselgözeti-
mi altmda askerler bu taksileredolduruluyordu. Su durumu yan paka yan umursamazlikla kargi-
layan Gallieni "Hiç degilse ahqilmamig bir gey yaplyoruz" demigti. Askerlerin taksilere almma-
smdan sonra sira tika basa asker dolu bu araçlarm taksimetrelerini aç1p yirmi beg-elli taksilik
konvoylar halinde savag meydanma yollanmasma geliyordu.
Bir tarihçinin ileride yazdigi gibi
"gelecegin
motorize kuvvetinin öncülerl" olan bu taksi
§oförleri araçlarint ancak Parisli taksicilereyakipir tarzda sürüyor, zaman zaman hiz attirarak bir-
hirlerine yetigip zaman zaman da birbirlerinin önüne geçerek veya geride kalarak bikip usanma-
dan ilerliyorlardi. Karanlik yollarda birer lçik noktasi olugturan farlanyla bu taksilergerçekten
görülmeye degerdi.
Gallieni Paris taksileriylesavag cephesine binlerce askeri tagimayibagarmigtl. Eu da kugku-
suz savagtn yazgismdaetkili olmuytur. 8 Eylülsabahi dogan güne; Fransiz hattmi bir gün evvel-
kinden daha kuvvetli, bu hat üzerinde boylu boyunca çarpiganFrans12kuvvetlerini de moralleri
düzelmig, yeniden gevkkazanmig bulacakti Nitekim, bir gün sonra Eylül'ün 9'unda Almanlar
yenik dügtü ve .geri gekilmeyebaglad11ar.Alman ordularmm geri çekilmesi sitasmda durumu
"lgler

mektupla karisma bildíren Moltke bu konuda gunlariyazlyordu: kötü gidlyor; Paris'in do-
gusundakiçatigmalar lehimize sonuçlanmayacak. Savagimizin acimasiz bir düg kirikligt oldugu
anlagillyor... Büyük ümitlerle baglayan bu sava; sonunda bizim aleyhimize sonuglanacak."
Taksi goförlerine gelince, iki gün boyunca aç ve uykusuz kalmig bu insanlar, Paris'e döne-
.
cek, burada kendilerini hayretle kargilayan birçok merakli tarafmdan sarmalanip haklari olan

165
taksi ücretlerini de alacaklardi. Onlar Paris'in kurtanlmasma yardim etmiglerdi. Aynca General
Gallieni'ninbulugu ve yol göstericiligiylemotorlu tagmamn gelecek için ifade ettigi anlami da
hareketleriyle göstermiglerdi.
11eridekiyillarda vefakâr Paris gehrtdes Invalides Bulvan'ni kesen geni; yolun ismini degig-
tirerek buraya "MaregalGallieni"ismini vermigtir.

Savagta lçtenPatlamali Motorlar


1914 ylli 6-8 Eylülü'nde Ingiltere'nin de katildigt ortaklaga sürdürülen Fransiz saldinsi ke-
.kargi

sin bir sonuç doguracak nitelikteydi. Marne'de yapilan çatigmalarmilki savagin seyrini degigtir-
migtir.Aynca uzun planlamalara dayah olarak geligtirilmig Alman savunmasmm da sonu olmug-
tur. Bu çatigmalarsavagtnkarakterini de kesin olarak degigtirmig ve savagm kisa süreli olacagt
hakkmdaki yaygin kanly1kökünden yok etmi tir.Almanlar geriçekilmelerinidurdurup bekleme -

durumuna geçerkenbuna kargi olan kuvvetler her iki taraftada siperler kazarak, uzun, kanh,
anlamsiz bir ylpratma savaç1olacagt artik kesinlegmig statik bir savunma savagi için kendilerini
hazirlaylp bulunduklan yerlere lyice yerlegiyorlard1.Makineli tüfeginartik yayginlagmigolmast
Ye aynca dikenli tel Ye engellerin de devreye sokulmasi nedeniyle savunma hayati önem kazan-

m1;ti. Su da savagin daha da hareketsiz, durgun kalmasi sonucunu dogurmuqtur. Eu duruma si-
nirlenen ÌngilizSavag Bakan1 Lord Kitchener gu sözleri söylemekten kendini alamayacakti: "Ne
yapmak gerektiginibilemiyorum. Bu yaptlglmlza savag dánemez."
Savaginbu durgun seyrini larmamn tek bir yolu oldugu artik apaç1kanlagilmiqu. Su savag-
ta zafer ancak, askerleri harekete getirecek bir çegit mekanik yenilik bulmak ve bunu uygula-
makla mümkün olabilecekti. Böylecesavagankuvvetler savunmayi sadece et, deri ve üniforma-
lanyla degLl, hundan daha güvencelive hizli olan bir mekanik donanimla yapmaltydL Ünlüaske-
ri tarihçi Basil Liddell Hart'm ifade ettigi glbi, gerekli olan "Belirli bir hastaliga kargi belirli bir
panzehir bulmakti." Bu hastaliga tanly1ilk koyan ve panzehiri bulan kigi Ernest Swinton isimli
bir Ingilizalbayidir. Swinton zamanm tamnmigbir sava; romam yazanydive evvelce de ingilte-
re tarafmdanRus-JaponSavagi'nm resmi tarihini yazmakla görevlendirilmigti. Bu eseri yazmty
olmasinm sagladigideneyimle daha o zaman bile ileriyi görüp makineli tüfeginsahip oldugu po-
tansiyelgücü tahminedebilmigtir. Daha sonraki ylllarda Amerika BirlegikDevletleri'nde son za-
manlarda geligtirilmigolan tanm-traktörüüzerinde yap11ançegitli askeri denemelerle de yakin-
dan ilgilenmigtl. Savagtn ilk günlerinde genel karargâh tarafmdanresmi
"görgü

tanigt" olarak
Fransa'ya gönderilen Swinton, iki çarpl iki dört eder hesablyla mantigim kullanip panzehirl bul-
mayi bagardL Bu, içten patlamah motor gücüylegaligan,paletler üzerinde hareket eden, maki-
neli tüfek kurgunu geçirmeyen ve dikenli tele duyars12 21thlt bir araç olmahydt
Ancak ihtlyaç duyulan geyher zaman istenen geyolmuyor ve ragbet görmüyor. Nitekim bu
durumda da, ingilizOrdusu'nun tahkimedilmig siperlerde bekleyen yüksek komuta düzeyinde-
ki kargit görüglü subaylan bu öneriyi.ciddlye almayarak baltalamak için ellerindengeleni yapti-
lar. Gerçekten de, eger Churchill ige el atip konuyu desteklememig olsayd1,bu öneri çoktanölüp
gitmeyemahkûmdu.Ancak Donanma Bakam askeri yeniliklere saygl gÖSteren, deger veren bir
kigi oldugundan, konuya egllerek, o güne kadar bu tür araçlan imale baglamadiklan için orduyu
Ve Savag Ofisi'ni azarlayacakti. Churchill 1915 ylliOcak aymda Bagbakan'a
§u sözlerisöylemig-
tir: "Yaçadigimizbu sava; ate; meydarnhakkmda bunca zamandir bildigimiz tüm askeriteorileri
yerle bir etmig, bunlar üzerinde bir ihtilal yaratm14tir."Konuya kargi ordunun gösterdigi direnç
kargismda Churchill donanmaya ait fonlarm yeni olan bu aracm geligtirilmesiiçin sarf edilmesi
komutunu verdi. Donanmamn yaptigL bu geçici yardimi yansitmasi için yeni geligtirilenmakine-
"kara
kruvazörü" veya gemisi" adi verildi. Churchill'inkendisi ise araca
"kara "caterpillar"

ye
(ttrtil)ismini yakigtirdi. Ancak gizliligin saglanmasi için bir de kod isim gerekiyordu ki bunlar

166
"cistern" "rezervuar"

arasmda önerilen birçok isimden ikisi, su hazinesi anlamma gelen ve söz-


"tank"
iki
cükleridir. Bu kelime araç için dügünülmügse de sonunda sözcügünde karar lolindi.
Tank ilk olarak1916 ylhnda, geligmiggekliyleSomme çarpigmasmda kullanildi. 1917 Kast-
mi'nda ise daha da gelíçtirilmiggekliyleCambraiçarpi malarmda kullanilmig ve burada önemli
bir performans göstermigtir. Ancak tankm kesin sonuca en etkili olduguyer 1918 yih 8 Agustos
tarihindekiAmiens çarpigmasidir.Bu çarpigmalarda456 adet tanktan oluganbir ordu Alman
hattim yararak içeri girmeyi bagaracakti. O günlerde Bagkomutan Paul von Hinderiburg'a vekâ-
let etmekte olan General Erich Ludendorf, ileriki günlerde 8 Agustos tarihini gu sö21erleanacak-
ti: "Savagtarihinde Alman Ordusu için karagün." Artik savunmanm ön planda oldugu günler
geride kalmigt1. 1918 Ekim aymda Alman Bagkomutant artik zaferin Almanya için mümkün ol-
madigmiilan edlyor ve bunun birinci nedent olarak da tanklarmdevreye giriginigösteriyordu.
Alman yenilgisinin diger bir sebebi de araba ve kamyonun mekanize nakllyede gösterdigi
yüksek düzeyde bagaridir. Öyleki, demiryoluyla yapilan nakliyede Almanlar baçanli olurken,
Müttefik Kuvvetler araba ve kamyonlann kullanima sokuldugu yerlerde üstünlügü ele geçirmig-
lerdi. 1914Agustosu'ndaFransa'ya giden ingilizkeyifkuvvetinin elinde sadece 827 motorlu ta-
gitvardive bunun 747si kendisine ait degildi. Motosiklet sayisi ise sadece 15'ti. Savagm son ay-
larma gelindigindeise ÌngilízOrdusu'nun sahip oldugu araç sayis156.000 tank,23.000 motorlu
araç, 34.000 motosiklet ve bisikletten olu§uyordu. Ayrica savaga 1917 Nisam'nda girmig olan
BirlegikDevletler de Fransa'ya50.000 adet benzinle çaligan araç getirmigti.Bu araçlar bir arada,
savagan kuvvetlerin ve malzemenin bir yerden bagka bir yere düzenli gekildenakll için gereken
hareket yetenegini saglamigti.Bu da birçok çatigmada hayati önemi oldugunu kamtiamigt1. Sa-
va; bittiginde, Müttefikler'in Almanya'ya kargi kazandigi zaferin bazi yönlerden kamyonun lo-
komotife kargi kazandlgl zafer oldugu söylenmiçtir.

Havada ve Denizde Savag


Íçtenpatlamah motorun yeni bir sava; arenasmda havadaki etkileri, diger arenalardan daha bü-
yük ve daha dramatik olmugtur. Wright kardepler 1903'te Kitty Hawk'da ilk uçuglarmtyapmig-
lardi. Ancak Ítalyanlar'in 1911-19l2'de Trablusgam'da Türkler'lesavagirkenuçaktan yararlandi-
gi tarihe kadar, askeri erkânm uçaga kargi yaklagimi pek olumlu olmamig, daha çok geleneksel
tutuma bagh kalmigtir. Bu olumsuz yaklagimFransizGenerali Ferdinand Fock'un uçaklarm as-
keri alanda kullammi konusunda yaptigi qu özetlemeyle açiklanabilir. General Fock havaciliga
bir spor olmaklaberaber uçagm ordu için degersiz oldugunu"
"iyi
ordu iginde yer vermiyor ve
söylüyordu.1914'te sava; çiktigmda,Ingilizaskeri erkâninm
"ticari
ig" olarak isimlendirdigt ha-
vacilik endüstrisinde,olsa olsa bin kadar kipi çabylyordu. 1915 Ocak aymda da yani bu tarihten
bir ay sonra, Ìngiltere'de inga edilmig olan uçak sayisi sadece 250 kadardi ve bunun altmig adedi
deney amac1ylakullanilmaktaydi.
Tüm bu olumsuzluklara kargm uçagin askeri alanda hizmete sokulmasi, baskiyla da olsa,
hiç gecikmeden gerçeklegmig ve etkisinin ne denti büyük potansiyel içerdigi çok çabuk anlagil-
migtir. Havacihk alamnda yazi yazan bir lngilizyazar 1915 ylli baglarmda uçak için gugözlemde
bulunuyordu: "Sava; çiktigindan bu yana, uÇagLn kazandigi bagarilar o denli büyük ve sürprizli
oldu ki, hayal gücü kuvvetli olmayanlar bile hem donanma ve hem de askeri operasyon açilarm-
.
dan uçagtn ne derece hayati önemde ve vazgeçilmez oldugunu anlayabildiler. Uçak, savag bittigi
zaman belki günlük yagamimizda bile bir ulagimaract olarak kullamlacak." Uçak gibi yeni bir
hava gücünün icadt ve geligtirilmest kisa zamanda endüstriyelaltyapi ingaatma gereksinim gös-
terdi. Otomobil sanayli özellikle motorda,bu altyapimn temeliniolugturdu. Sava; yay1ldikça,ça-
.

buk ategleme yönteminin de uygulanmasiyla, havac1hk savaga paralel düzgün bir geligimgöster-
di. Öyleki, 1915 Temmuzu'nda, savag çiktigindanberi, yani bir seneden daha az bir zaman ön-

167
ce kullamlmakta olan makinelerin her biri, uçagm devreye girmesiyle,demode olmug ve yerleri-
ni uçaga birakmigt1.
Havaciligtn savagta ilk anlamh kullammi kepif ve gözlemalanlarmda oldu. Havada yapilan
savag baglanglÇta Silah ve el bombalanyla birbirlerine ate;
açan pilotlararasinda oluyordu.Daha
sonra keyif uçaklanna makineli tüfek yerlegtirildi ve pilotun kazayla kendi pervanelerini ategle-
mesini önlemek için, uçaklarda ateglemeyi pervanelerin rotasyonuna göre senkronize eden yeni
mekanizmalar geligtirildi.Böylecesavaguçagt dogmug oldu. Takvimler 1910 yllmi gästerdigin-
de, artik uçaklar filolar halinde uçar olmuy ve havacilik savag taktikleri bir hayli geligtirilmigti.
Taktik bombalama denen bir bombalama yöntemi savaglylabir arada- uygulamaya so-
-piyade

kulmuy ve ilk defa Ingilizlertarafmdanhem Türkler'e hem de Almanlar'a kargi kullanilmigtt.


Türkler'e karp kullanildigmda etkisi mahvedici oldu. Almanlar'a kargi, 1918 Marti'nda Ingiliz
cephesini yanp içeri girmeleriüzerine, Alman Ordusu'nun hücumunu durdurmak için uygulan-
migttr.Stratejik bombalamada öncülük yapan ise Almanlar olmuytur. Almanlar, önce zeplinler ve
sonra da bombardiman uçaklart kullanarak dogrudan ingiltere'yesaldinda bulunuyor ve bunu
yaparak Britanya adalarmm dokunulmazligim ihlal edlyordu. Böylece Birinci Britanya Savaçi
baglamigoluyordu.Bu saldinlara Ingilizlersavaçm son buldugu aylarda Almanya içindeki hede6
lere yaptiklan hava saldinlanyla karythk verdi.
Sava; sürekli olarak yenilikler yolunu zorluyor, her gün yeni buluglar uygulamyordu. Sava-
ym son aylarmagelindiginde,en geligtirilmig uçagLn hl21 iki katmdan daha yukan çikmig, saatte
120 mili agmigti. Su uçaklarm uçug tavanlanise yaklagik 27.000 feet kadardi. Topyekün üretim
rakamlan hep aym durumu,-yani htzli kalkmmayi gösteriyordu. Savagindevam ettigi süre içinde
Ingiltere55.000, Fransa 68.000, Italya20.000 ve Almanya 48.000 adet uçak imal ettilet Sava-
m devami olan bir buçuk ylllik sürede Birlegik Devletler 15.000 uçak imal etti. Savag öncesi
diglanan ve sadece
"iyi
spor" olarak tammlananbu sanayi böylece sava; sirasindakendini kanit-
layip ne denli yararh oldugunu göstermigti. Demek ki ÍngiltereHava Kuvvetleri Bagkomuta-
n1'nm sadece Krallyet Hava Kuvvetleri lçin geçerli görüp sõyledigi sözler,asimda genel olarak
tüm askeri havacthkta da pekâlâ uygulanabílirdi. Bagkomutan Krallyet Hava Kuvvetleri'nde
uçaklardan yararlanma gerekçesi olarak "Savagmgereksinimleri bunu bir gece içinde zorunlu
kild1" demigtir.
Donanmalar arasmdakiyangmaya gelince, sava; öncesi yillarda Ingiltere ile Almanya iligki-
lerini o denli kizigtirmigolan bu yarig,bu defa savag sirasmda tam tersine, durgunlagmig, hare-
ketsizlegmigti. Savagtn patladigt günlerde ingiltereBüyükFilosu Almanya'mn Açik Deniz Filo-
su'ndan daha üstün durumdaydi. 1914 Aralik aymda Falkland Adalan çarpigmasmda, Ingiliz
Kraliyet donanmasi bir Alman filosunu yenilgiyeugratmig ve kazandigt bu zaferle A.1manya'nm
dünyamn ticaret merkezlerines1zmasmi engellemigti. Yine de, denizde rekabet konusunun iki
ülkeyi, ingiltereve Almanya'yi savaga sürüklemede en _büyük rolü oynadigiyadsmamazsa da,
ingilizBüyük Filosu ile Alman Açik Deniz Filosu'nun savag boyunca sadece bir kere gerçek an-
lamda 31 Mayis 1916'daki Jutlandçarp1çmasmda kargt karç1ya geldigi de bir gerçektir. Efsaneyi
andiran bu karydagmamn sonucu o günden bu yana devamli tartigmakonusu olmuqtur. Taktik
anlammdadügünüldügünde yenen taraf.Almanya'ydi; çünkü kendisine kurulmuy tuzaktan kaç-
mayi bagarmigti. Ancak stratejikanlamdaalmdigmdazafer ingilizler'e aittir;çünkü savagm geri
kalan kismmda Kuzey Denizi'ne egemen olabilmigve Almanfilosunu kendi üslerine hapsetme-
yi bagarmigti.
Olaylar Churchill ve Fisher'in Kraliyet donanmasinda petrol kullammma geçilmesiiçin
yaptiklan baskida hakli olduklanm göstermigtir.Çünküpetrol Ingilteredonanmasma daha çok
seçenek, daha büyük hiz, daha hizli yakit verme avantajlari gibi bfrçok avantaj saglamigtL Al-
man Açik Deniz Filosu yakit olarak daha çok kömür kullamyordu. Almanya digmda da kömür
ikmali yapacak herhangi bir ikmal istasyonu yoktu. Su nedenle seçenek ve esneklik bakimmdan

168
Almanya çok daha kisit11durumdaydi. Gerçek gudurki; Alman Açik Deniz Filosu sirf kömüre
bagli olugu yüzünden yenilgiye ugramig ve ismine laylk olmadigi izlenimini vermigti. Kabul et-
mek gerekir ki Almanya petrol saglama konusunda .hiçbir zaman ingiltere'nin konumunda 01-
mamigtit Almanya, Ingiltere'nintersine, savag süresince petroleerigme olanagtbulamadi,

Anglo-Pers, Shell'e Kary


ingiltere'ninAnglo-Pers Sirketi'nden
hisse almasi tam antamiyla belirli bir amaca yönelikti:Ihti-
yact olan miktarda petrolügaranti altma almak. Ancak sava; beklenildiginden çok daha erken
patladi; öyle ki, degil hükümetle girket arasmdaki iligkinin saptanmast,daha ]Setrol ahmi bile bit-
.
meden·sava; gelip çatmigti. Aynca Íran'dakipetrol igletmelert de önem bakimmdan hâlâ etkisiz
durumdaydt. 1914 yllinda dünyada üretilen petrol toplammmyüzde birinden bile daha
azmi çi-
kanyordu. Ancak üretim arttikça, ülkenin stratejik degeri de fazlastyla artacak ve Ingiltere'nin
gerek petrol yakitma ve gerekse girkete kargi olan anlagma ve yükümlülüklerininkorunmast ge-
rekecekti. Ne var ki bunun gerçekten yapilabilecegini gösteren herhangi bir igaret de mevcut
deglldi. Garip bir rastlantlyla, savagmbaglamasmdan daha bir ay bíle geçmeden ingiltere'nin
Iran petrol yataldan ve rafinerisini savunma gücünden pigmanlik duyan kipi, petrolü en çok sa-
vunan kigi ve Anglo-Pers anlagmasmm bag sorumlusu olan ChurchilPin bizzat kendisi oluyordu.
1 Eylül tarihindeChurchillgu sözlerisöylüyordu: "Bu amacahizmet edecek herhangî bir askeri
.
kuvvet bulma olasiligimizanlagildigma göre gok az. Petrolümüzü bagka yerden satin almamiz
gerekecek."
Diger taraftan Osmanli imparatorlugukuvvetleri büyük tehdit olugturuyordu. 1914 gü-
zünde Türkiye'nin Almanya'nm müttefikiolarak savaga girmesinden hemen sonra, bu ülkenin
askeri kuvvetleri Ìran'mAbadan rafinerisini tehdide bagladl. Ingilizaskerleri bu kuvvetleri püs-
kürttüler ve daha sonra da Basta'yi ele geçirmeyeçaligtilar.Basra, Iran petro1üne Bati'dan gele-
cek stratelik girigimlerekargi nobetçi durumunda oldugu için, o günlerde ÇOk büyük önem arz
eden bir kentti. Basra'mn kontrolünü ele geçirmekdemek ingiltereçikarlannadost olan yerel
hükümdarlann, ki bunlardan biri de Kuveyt Emiri'ydi,emniyetinin saglanmasi demekti. Ingiliz-
ler kendi korumalan altma aldiklan sahalari giderek daha da yayginla tinp kuzeybatlya, müm-
künse Bagdat'a kadar uzatmakistiyorlardi. En önde gelendügüncelerden biri, bir kez daha, pet-
rol yataklanm ele geçirmekve Almanya'nm franüzerindeki ylkici gücüne kargi koymak olmug-
tu. Aym zamanda, Mezopotamya'nm, yani bugünkü Irak'm petrol potanslyelinin Ingiltereaske-
ri ve siyasi planlamastndaki yeri de giderek daha çok önem kazanmaktaydi. 1917 yllmda, Türk-
ler'in kargismda küÇültücü yenilglye-ugradiktan sonra Ingilizlernihayet Bagdat'i ele geçirmeyi
baçardilar.
Savaçm devami süresince Iran'dakipetrol üretimi savagtan pek etkilenmemigti. Ancak, bu-
nun tek istisnasi olarak, 1915 y1lmmbaglannda bölgedeki yerel kabile mensuplari Alman ajanlar
ve Türkler tarafmdankigkirtilarak petrol bölgelerinden Abadan'a uzanan boru hattim tahrip etti-
ler. Borunun onanlip petrolün yeniden istendigi glbi akmasi saglanmcaya kadar aradan bey
ay
geçmesi gerekmigti. Abadan'dan gelen antma kalitesindeki problemlere ve savag zamamnda
rastlanan donamm eksikligine ragmen, askerlerden gelen talebinde dürtüsüyle, Íran'da,giderek
büyüyen bir smai igletme kök salmaktaydi. 1912-1918 arasmda iran'mpetrol üretimi on katm-
dan daha yukan, günde l 600 varilden 18.000 varile çtkmigti.1916 yllmm sonlarmda artik Ang-
lo-Pers Sirketi, Ingilteredonanmastnm toplampetrol ihtiyacmm begte birini tek bagma kargilaya-
cak duruma gelmigti.Bir vakitler, kurulugundan sonraki ilk on, on beg yll içinde, birçok defa
iflas durumuna yaklagmigolan bu gírket,pimdiartik büyük kâr saglayarak igletiliyordu.
Anglo-Pers açismdan degigmekte olan gey bundan ibaret de degildi. Kâr etmeye baglayan
irket karakter yönünden de degigiyordu. IdariiglerMüdürü Gharles Greenway izledigi açikVe

169
·i

kesín stratejiyle Anglo-Pers'i sadece bir ham petrol üreticisi olmaktan çikanp entegre bir petrol
"tam

girketiyapmaya çababyordu.Kendi ifadesiyle, baçarmak istedigi gey anlamtyla kendine ye-


"üçüncü

terli olan bir organizasyon kurmakti." Bu organizasyon mamullerini bir tarafmmüda-


halesi olmaksizm, kendileri için kâr getirecekçiklyyeri neresiyse oraya satacakt1." Daha dünya
savagimnortalannda, Greenway,girketinisavag sonu rekabet için yönlendirmeyebaglamigtlbile.
Bu arada birçok yeni girigimlerdede bulunuyordu. Bunlar arasmda belki de en Onemlibagari In-
giltere hükümetinden, Birlegik Kralhgm en büyük petrol dagitim gebekelerindenbiri olan British
Petrol adiylaanilan girketisatm aldig1zaman saglandt Bu girket,isminin British Petrol olmasma
karym aslmda Deutsche Bank'a aitti. Deutsche Bank'mBritish Petrol adim alma nedení, sahibi
oldugu Romanya petrolünü bu ülkeye satabilmekiçin girketibir giriçkapisi olarak kullanmasin-
dan ileri geliyordu.Savag patlak verdikten sonra, ingilterehükümeti Alman kontrolünde olan
bu girketi kendi kontrolüne baglamigt1.Böylece British Petrol sahipliginide üzerine almigolarak
Anglo-Pers Sirketi sadece büyük bir pazarlama sisteminiele geçirmeklekalmaylp, aym zamanda
ileride kendisi için son derece yararli olacak bir isime de kavugmuy oluyordu. Anglo-Pers bu ara-
da kendi tanker filosunu da kurmuçtu. Yagadigitüm bu yeniliklerle Anglo-Pers temeldenbir de-
gigimgöstermigti. 1916-17 ylllarma kadar sahip oldugu sabitmal varliklarmm yüzde 80'den faz-
lasi Iran'da idi. Bu yillan izleyen mali sene içinde ise mal varhgLnm sadece yansi Iran'datutul-
muy, geri kalam tankerlere ve dagitim sistemlerineyatir11mtytt.Artik igletme tam anlamlylaen-
tegrejirket olmuytu.
Greenway'in díger bir hedefi de Anglo-Pers'i ingiltereimparatorlugu'nun petrol gampiyonu
yapmaktive bu amaca en az ilk hedefindeki kadarbüyük hirsla yaklaglyordu.Sik sik dile getirip
tekrarladigiglbi Anglo-Pers'i "Tümüyle lngilizolan... herhangi yabanci bir unsur içermeyen" bir
.
çekirdekgirketyÅpmai amaçhyordu.Bunu söylerken Hollanda Kraliyet/Shell Sirketi'ne açik bir
imada bulundugu kugku götürmez.Greenway her firsatta "Shell'dengelentehdit" konusunu ta-
zeliyor, Sir Marcusve yardimcilannipetrolcülükte dünya çapmda tekelciliktertipleriyapmakla
suÇluyordu.Greenway ve yandaylan tekrar tekrar ve bikip usanmadan Hollanda Kraliyet/Shell
karmasim ingilizpkarlarma sadakatsizlikle ve mamulleriniAlmanya'ya satarak büyük ka-
"petrol

etmekle" milli tehdit unsuru olu§turmakla" itham etmiglerdir.


"ciddi
zanÇlarelde ve bir
Su suçlamalann hepsi hem haksiz hem de gerçege aykinydt Bir kere uyruk degigtirip Ìngi-
liz uyruguna geçmigplan ve sava; yillanm Londra'da gegirentüccar Deterding sava; yillan bo-
yunca hem kipisel mal varhgmihem de girketininmal varligim Müttefikler'inemrine
Vermigti. .

Marcus Samuel'egelince, o tam aniamtyla ategli bir Ïngiliz v atanseverdi ve yazik ki bunun bede-
lini act bir gekildeödemigtir, ikioglundan yani sava;
biri, öncesi Londra'nm Dogu Yakasi'nda fa-
kir çocuklariçin bir banndirma yurdu açmigolan büyük oglu, Fransa'da, müfrezesini harekete
geçirdigi strada hayatim Raybetmigti, Samuel ve egi, bu gencin ölümünden sonra, yazmig oldugu
giirlerin küçük bir bölümünü, onun anisma yaymladilar. Iki damadmdan biri de yine savagta bír
harekãt strasmda hayatml kaybetmigtir. Ötekioglu da, savagtan sonra
"siper

hastahŠl"denebile-
cek, uzun zaman siperde kalmanm olugturdugu bir hastaliktan ölmügtü.
Samuel'in kendisine g^elince,o da son derece cesaret isteyen bir ige girigmig,ancak usta bir
beynin planlayabil cegi ve ileride Íngilizsavaggücü yönünden son derece önemli olduguanlagi-
lacak bir girigimdebulunmugtu..,Toluen denilen ve TNT isimli patlayict yapimmda kullamlan
madde, genellikle kömürden çikanliyordu.Ancak 1903'te, Cambridge Üniversitesi kimyagerle-
rinden biri toluenin aym zamanda Shell'in Borneo ham petrolünden de istendigi miktarda çika-
nlabilecegi kegfinde bulunmuptu. Bunu bilen Samuel, Ainiralligin dikkatini bu gerçege çekmek
istediyse de, Amirallik onun verdigi raporu büyük güpheylekargilaml; ve'Borneo ham petrolün-
den numune verme teklifinide geri çevirmigti. On bir yll sonra, savagm baglangicinda, teklifbir
-

kez daha yinelenmig, ancak yine geri çevrilmigti. Samuel,Almanlar'm TNT yapiminda Borneo
'.

ham petrolü kullandiklarmdan hemen yüzde yüz emindi ve bunu kamtlayan belgeleri Amiralli

170
ge sunmuytu.Ancak yine de Amirallik teklifeilgi göstermemekte direnmigti. Sonra birdenbire
manzara degigti. 1914 sonlarmda Ingiltere'ninkömüre bagimli toluen üretimi ihtiyaci kargila-
mamaya baglamigve Ingiltere neredeyse tamamenpatlayicisiz kalmanm egigine gelmigti. Petrol-
den toluen çikarmakzorundaysa da bunu yapacak tesislerdenyoksundu. Shell tarafmdanIngil-
tere'de kurulmasi pekâlâ mümkün olan toluen ç1karmafabrikasi, ingiltere'dekurulacak yerde,
Hollanda'nm tarafsizkesimi olan Rotterdam'da, grubun Hollandah kolu tarafmdankurulmuytu.
Aynca artik, Alman girketlerininTNT yapimmda Rotterdam fabrikasmin ürününü'kullandigt da
kesinlik kazanmtyt1.
Su durum kargismda Samuel ve çabgma arkadaylan büyük cesaret isteyen bir plan yaparak,
uygulamaya geçtiler. 1915 Ocak ayi sonunda, bir gece sabaha kargt, Rotterdam'daki tesis sökül-
dü, parçalaraayrildi, her parça ayn ayri numaralamp kamufle edildi ve sonra da doklara tagmip
orada bir Hollanda pilebine yüklendi. Birkaç dakika içinde gilep karanhklarda kaybolmuy Íngiliz
destroyerleriyle bulugmak üzere deniz randevusuna dogru yollanmigtl. Su arada haber, Alman
ajanlarmada sizmig ve bir bogaltma olacagl haberi duyulmuytu. Ancak haberde yanhghk vardi;
çünkü bogaltma onlann bekledigi tarihten bir gün evvel olup bitmigti. Bogaltmano gerçekleptigi
günün ertesi gecesi, belki de bir rastlantlyla, parçalan tagimigolan Hollanda pilebile benzer bag-
ka bir Hollanda gilebiAlmanlar tarafmdanRotterdam limam agzmdatorpilleniyordu.Aradan ge-
çen zaman içinde toluen igletmesinin parçalan ingiltere'ye nakledilmig, birkaç hafta içinde de
- Somerset'te yeniden kurulmuçtu. Bu igletme, Shell'inileride kurdugu ikinci bir igletmeyle birlik-
te ingilizaskeri kuvvetlerinin ihtiyaci olan TNT toplammmytzde 80'ini saglamigtir. ¡çte daha
çok bu igteki bagarismdan dolayidir ki, sava; bittiginde Samuelbir asalet rütbesi verilerek ödül-
lendmliyordu.
Greenway'in Hollanda Kraliyet/Shell Sirketi'nin vatanseverligine yönelttigi sürekli suçla-
malara kargi bu girketharp süresince Müttefikler'ebagli kalmig, ittifakm aynlmaz bir parçasi ol-
ma konumunu devam ettirmigtir. Aslmda savag süresince Shell petrolde bir müfreze komutam
gibi davranarak Íngilterekuvvetlerine ve bütün dünyada ingiltere'mn müttefiki olan ülkelere
gerekliolan petrolüsaglayipbu igi organize etmigtir.Aynca gereksinimduyulan mamullerin Bor-
neo, Sumatra ve BirlegikDevletler'den Fransa'daki demiryollarma ve havaalanlarma getirilmesi-
ni saglayarak her bakimdan yardimci olmuytur.
Böylece Shell için "Ìngiftere'nin savag fleriye götürmesinde, savaga devammda merkez ro-
lü oynadi" denebilir. Hükümet mensuplari, en çok ihtlyaç duyuldugu bir sirada Shell'den vaz-
geçmenin ne derece dogru olacagihususunda tereddüt göstermeyebaglamigti. Greenway ve
yandaglarmm Gruba yönelttikleri bitmez tükenmez saldinlara artik olumsuztepki gösteriyorlar-
d1. Gerçekten de Greenwaysaldin oyununu çok büyük boyutlarda oynamty, ancak bu, sonuçta
hükümet mensuplarmdan birçogunun Anglo-Pers aleyhinedönmesine yaramtytt. Artik hükümet
mensuplari, Greenway'invatanseverlik örtüsü altmda haksiz iddialarda bulundugundan kugku-
lanmaya baglamigt1.Aynca, söyledigi glbi iran'mmenfaatlerinigözetmeyecek bir entegre girket
kurma stratejisine de gözü kapalt inanmlyor, konunun tartigilmasigerektigi görügünü savunu-
yordu. Whitehall'de yapilan tartigmave münazaralarm sonu gelmiyor,hükümet yetkilileri daha
son günlerde yüzde 51 hissesini satm aldiklanbu girketekargi tutumlanmnve hedeflerinin ne
olmasi gerektigi hakkinda çegitli fikirler yürütüyorlardi. Mali igler sorumlusuolan güpheci bir
"donanma

memurun ifadesiyle, amaç acaba sadece için petrol saglamadan mi ibaretti?" Acaba
"bagka
amaçlar da yok.muydu?" Yoksagerçek amaç önce devlet sahipliginde entegre bir petrol
girketikurmak, girketi milli bir petrol girketi durumuna getirmek ve Sonra da bu yolla, girkete ti-
cari çikarlanm tüm dünyaya yayip genigletmesinde yardim et'mekmiydi?Bazi kimseler girketin
ticari alandaki hirs ve ihtirasmi Ingiltere'ninsavag sonu ihtiyaçlarma bagliyor ve
"ülkenin
gele-
cekte petrolcülükte bagimstz konuma gelecegigünün özlemini çekiyordu."Bu kipilere göre "Ín-
giltere o gün kömürde nasil bagimsiz konumdaysa, petrolde de bagtmsiz konu'ma gelmeliydi."

171
I

Ancak Donanma Bakanhgi'm Churchill'dendevralmig olan Arthur Balfour, hükümetin bu konu-


da sorumluluk.yüklenmesine tereddütlebalayor ve 1916 Agustosu'nda hükümetin
"modern

ya-
amin önde gelen bir ihtiyacim yüklenen böyle dev bir kombinenin politikasindan sorumlu ola-
cak kadar uzman olup olmadigindakararsiz oldugunu" bildiriyordu. Ilgililer bu arada hüküme-
tin onaymasahipmuhtelifkarma girketformlanm ele alip tartigiyorduki, bunlara Hollanda Kra
liyet/ShellGrubu içinde ingilizç1karlannaHollanda çIkarlarmdan daha çok yer verecek plan ve
projeler de dahildir. Ancak bu tekliflerin hiçbiri savaç süresinde bir ige yaramadi ve sonuç ver-
medi. Bunlar digmda ele almmasi gereken çok daha acil ve zorunlu konular vardi.

Petrolde Kitlik
1915 sonlarmda savagmgerektirdigipetrol arzmda bir miktar dügügolmugsa da bu durum lngil-
tere'de fazla bir endigeye neden olmamigt1.Ancak durum 1916 ylli baglarmda degigti. 1916
Ocak aymda, Londra'da çikanlan The Times gazetesi ilk defa olarak bir
"petrol
kitligmm varkgi-
"petrolün
ni" haber veriyordu. Aym ylhn Mayis aymda¯iseyine The Times gazetesí bu defa ma-
kinelerde i; için kullanimmin ne anlama geldigtnin açikça tammlanmasmt"talep ediyor, aynca
hizmetteri ihtiyacmm dikkate almarak petrolün zevk için yapilangezilerdekullanilmasin-
"savag

dan vazgeçilmesini" istiyordu.


Yeni baglamakta olan petrol krizi iki ayn nedene dayanmaktaydi. Bunlardan birincisi -Al-
man denizalti saldinlan yüzünden- giderek büyümekte olan yükleme tonajmdakikisillamayd1.
Petrolden bagka öteki hammaddelerden-hepsine ve aynca ylyecege de uygulanan bu ktsitlama,
ingilizadalanna giden tüm bu mallarda kisitlama uygulamasim gart koguyordu. ÍÇten patlamah
motor Almanya'ya denizlerde bir tek, büyük avantaj saglamigti. Bu, dizelle çah§an denizalttydi.
Denizalti sayesinde Altnanya, Ingiltere'nin kendisine uyguladigi ekonomik ambargoyave Íngil-
tere'nin denizlerdeki topyekûnüstünlügüne Oldürücü denizalti savaglar1 uygulayarak cevap ve-
riyordu. Almanya'nin bundaki amaci ingiltere'yeoldugu kadar Fransa'ya da gönderilen petrolü
yararsiz hale getirmekti. Bunalimm ikinci nedeni ise petrole kargiher gün biraz daha fazla artan
talepten ileri gelmigti. Sava; meydanlannda ve yurtiçinde smirlarda,Savag için gerekli olan pet-
rolün mutlaka saglanmasigerekiyordu. Bir petrol yokluguyla karpikarplya gelmektenkorkan hü-
kümet sonunda petrolü karneye baglama kararl aldi. Ancak bu sistemin getirdigi ferahlik geçici
olmuçtur. ·
Kisitlama uygulamasi 1917 baglannda, Almanlar'in Müttefik gemilerineuyguladigi deni-
zalti saldinlanniyogunlagtirmasi ile bir kez daha tüm giddetiylekendini hissettirmeye baglamt;
ti. Aslinda sonucu ele almarak degerlendirildiginde bu kampanyamn Almanya açtsmdan çok bü-
yük boyutlara uzanan bir gaf oldugu meydana ç1kar.Çünkü kampanya o güne kadar tarafstzligt-
m korumuy olan Birlegik Devletler'in, tarafsizhttmbozarak Almanya'ya Savag ilan etmesine yol
açmigtir. Yine de Alman denizalti saldinlanmn etkisi büyük olmakta devam ediyor ve yaptigL
tahribatçarçabukhissediliyordu.
1917nin ilk yansmda kaybedilen gemitonaji, 1916'mn aym süre içindeki tonaj kaybmm
iki katml bulmuçtu. Mayis ve Eylül aylan arasmda New JerseyStandardOil aralarmda yepyení
olan John D. Archbold adh tankeri de dahil olmak üzere alti tankerinikaybedecekti. Savagm
devami süresince Shell'inkaybettigi birçok tanker arasmda, 1892'de Marcus Samuel'in Süveyg
Kanah'ndan geçirdigi ilk tekne olan Murex unutulmamahdir.Amirallik politika olarak mutlaka
alti ay yetecek miktarda bir petrol stokunu yedektetutmakgbi bir prensibe sahip oldugu halde,
1917 Mayis ayi sonunda yedek stok miktarl öngörülenin yansmdan daha apagtya inmigti. Ve da-
ha o zamandan petrol stokundaki dügü§ Kraliyet donanmasinm hareket yetenegini kisitlamaya
baglamigt1.Durum o denli ciddiyet kazanmigti ki, Kraliyet donanmasmm petrolle çahgangemi
ingasmi durdurup eskiden oldugu gibikömüre dönmesini isteyenler bile cluyordu.

172
1917 yllinda yaganan ciddi boyutlu petrol sikmtlS1 Ingittere'yibu konudaki çabalara res-
men egilmeye, uyumlu çahyan milli bir petrol politikasi olugturmaya zorlayan etkin bir faktär ol-
du. Petrol politikasmi koordine edecek, içinde bir Petrol Yönetimi de olan çesitlikomiteler ve
olisler kuruldu. Bunlann iglevi hem savagm daha iyi kopullarda devammi saglamak ve hem de
savag sonu ylllarda Ingiltere'yipetrol konumunda daha iyi duruma getirmekti. Bu düzenlemele-
rin bir benzeri de Fransiz hükümeti tarafindanyapildive hükümet giderek büyüyen petrol bu-
nahmlylameggulolunmasi için Comité Général du Pétrole(Petrol Genel Komisyonu) admda bir
komisyon kurarak bagma bir senatör olan Henry G. Berenger'i getirdi.Ancak her iki ülke de, in-
giltere ve Fransa bunalima kargi etkili olacak tek çözümünAmerika'da oldugunun bilincindey-
di. Petrol konusunda anahtann, yüklemede ve tankerlerde oldugu artik anlagilmigti.
Londra'dan Amerika'ya
"çaresizlik"
ifade eden telgraflarg0nderiliyordu. Telgraflarda bil-
dirildigine göre Birlegik Devletler daha fazla tonalpetrol gönderilmesine müsaade etmedigi sü-
rece Kraliyet donanmasi daha fazla tonajla hareket edemez duruma gelecek ve bu
"filoyu
hare-
·

ket yetenegindenyoksun" kalmaya mahkûm edecekti. 1917 Temmuzu'nda Amerika'nm Lond-


ra Elçisi üzüntü içinde durumu gu sözlerle tatumhyordu:"Almanlar baçanh oluyor. Son günler-
de mazot taglyanpek çok gemiyi batirdilar. Batan gemi sayisi o kadar çok ki bu ûlke çok yalon-
da son derece tehlikelibir duruma dügebilir. Hatta Büyük Filo'nun bile yeteri kadar yakit bula-
mamasi söz konusu... tehlike çok büyük boyutlarda." llerikigünlerde, 1917 güz mevsiminde
durum daha da ciddileymig, Ingilterepetrol bulmada bir hayli zorlamr olmuçtu. Zamanm Sö-
mürgelerBakamolan WalterLong, ekim aymdabir yazlyla Avam Kamaras1'muyanyor, durumu
u kelimelerle özetliyordu: "Bu anda, petrol bizim için dügünülebilecek herhangi bir geydenda-
ha önemli. Gerekli olan bütün insan gücüne, savag levazimina
ve paraya sahip olabilirsiniz, an-
cak bugün kullandigimz en etkin harekete getiricigüç olan petrolünüz yoksa, elinizdeki tüm
avantajlar çok az deger ifade edecek ve petrolle karglagtmldiginda anlarnsiz kalacaktir." Duru-
mun ciddiyeti kargismda aceleyle bir karar almarak petrolün eglence amaçh gezilerde kullamm1
yasaklamyordu.
Fransa'nm petrol konumu. da Almanya'nm
"denizalti
saldin kampanyasi" kargismda hizla
. yozlagmaya baglamigt1.l917 Aralik aymda Senatör Berenger, Bagbakan Georges Clemenceau'yu
petrolün tükenmekte oldugu ve ülkenin 1918 Marti'nda, yani tam Fransa'mn gelecekilkbahar
için planladigi hücum tarihinde,tamamen petrolsüz kalacagi konusunda uyarlyordu. Petrol
sto-
ku o denti azalmigtiki Almanlar'dan gelen öldürücü saldinya, Fransa tipki Verdün'de ugradigt
agir yenilgi gibi, üç günden fazla dayanamad1. Verdün'de yapilan savagta konvoy halinde dizil-
mig petrol yükÌükamyonlar cepheye petrol rezervi yetiptirmeye ve Alman saldirismi önlemeye
mectur tutulmugtu.1917 ylli 15 Arahk tarihindedurum o derece ciddi bir hal aldi ki, Clemen-
ceau Bagkan Wilson'a acilen bagvurup yüz bin ton kapasitelik ilave petrolün acele gönderilmesi
isteminde bulundu. Clemenceau, bagvurusunda, benzinin "gelecekteki
savaglarda kan kadar ha-
yati oldugunu" söylüyordu. Aynca Bagkan Wilson'a "Benzin temininde bir baçansizliga ugradi-
gimiztakdirde bu, ordulanmizm derhal felç olmasina yol açacaktir" demigtí. Aynca pu meçum
haberi vermekten de geri kalmayarak "Petrolde görülecek ufacik bir azalma bile bizi, taraf oldu-
gumuzMüttefikler'inaleybine bir bança zorlayabilir" diyordu. Clemenceau'dangelen bu igaret-
lere Wilson'un tepkisiçabukolacak ve Bagkanvakit kaybetmeden gerekentonajdabenzin sagla-
mayi baçaracaktL
Ancak bu yeterli degildi. Petrol iginde mutlaka bu konuya özgü önlemler almak gereklyor-
du. Petrolde yaganan bunahm daha o gün BirlegikDevletler'le Avrupali Müttefikler'ini,petrol
saglama faallyetlerinde çok daha ciddi çabalar göstermeye ve çok daha sikt entegrasyona zorla-
migtir. Nihayet 1918 Subati'nda petrolü kaynaktan çikaracak, koordine ve kontrol edecek ve ay-
rica tankerle taginmasiniüstlenecek bir Müttefiklerarasi Petrol Meclisi kurulacakti. Meclis üye-
leri Birlegik Devletter, Ingiltere, Fransa ve Italya'dan olugmugtu. ßu kurulug mevcut miktarda

173
petrolün Müttefik milletlere ve bunlara ait askeri kuvvetlere dagttiminda etkili ve yararli olmug-
tur. StandardOilNewJerseykolu ve Hollanda Krallyet/Shell girketteri uluslararasi petrol ticare-
tíndeki egemenliklerinin dogasi geregi, bu sistemi çahyttrabilmeyi gerçekten bagarmiglardir.Ken-
di aralannda en büyük katklyi hangisinin yaptigt konusunda da sürekli olarak tartigmayaglrmek-
ten geri kalmamiglardi. Su ortak sistem sayesinde ve Almanlar'm denizaltilanna panzehir olarak
devreye sokulan konvoylann da yardimiyla savagm geri kalan süreci için Müttefikler'in petrol
sorunlan çözümlenmigoluyordu.

Enerji Çan
Müttefiklerarasi Petrol Meclisi'ninkurulmasmdaki diger bir amaç da, Amerika'da ülke içinde
yaganan enerji sorunlannm kargilanmasiydi.Açikça söylemek gerekitse, Amerikan petrolü Avru-
pa savagmm gidiçatibakimmdan artik yurtiçinde temel bir madde durumuna gelmigti. 1914'te
BirlegikDevletler'in ürettigi petrol tonaj olarak 266 milyon varildi bir deyigle, tüm dün-
-diger

yanm ürettigi petrol toplamminy de 65'iydi.-


-dünya'üretiminin
1917 yllma gelinceye kadar geçen sürede üre-
tim tonaji335 milyon varile yüzde·67'sine- yükselmigti. Diganyayapilan ih-
racat ABD'de üretilen petrol toplammm dörtte biriydi ve ihracatm büyük k1smiAvrupa'ya yõne-
likti. Rus petrolünden yararlanma olanagma ülkedeki savag Ve ihtilal nedeniyle son verildigin-
den artik Yeni Dünya petrolde Eski Dünya igin bir çegitambar görevini üstlenmigti. Bütünüyle
alinacak olursa, o günlerde Birlegik Devletler'in, Müttefikler'in savag süresi petrol ihtiyacmin
yüzde 80'ini kargiladigtsöylenebilir.
Ancak Amerika'nin savaga katilmasi Amerikan petrol tablosunubir hayli karigttracakti. Bu-
nun nedeni Amerika'nm amaçlanm gerçekleptirmek için yeterli petrol stokuna muhtaç olmasm-
dan ileri geliyordu. Amerikan askeri kuvvetleri, Müttefik Kuvvetler, Amerikan savag endüstrileri
ve normal sivil kullanim için ülkenin petrole ihtiyact vardi. Yeterli miktardapetrol nasil saglana-
cak, dagitim etkili olarak nasil yapilacak ve tahsis iglemi uygun gekilde nasil organize edilecekti?
Tüm bu sorunlarla ugragma göreviBagkan Wilson'un 1917Agustosu'nda,topyekt3nekonomik
seferberliginin bir parçasi olarak kurdugu Yakit idaresi'ne verildi. Savaganülkelerin hepsi aym
paralelde sorunlarla kargt kargiyaydt Bunlar geçen yarim yüzyll içinde modern savagm gereksi-
nimlerini kargilamak için geligtirilmigendüstriyel ekonomilerin yeniden biçimlendirilmesi gibi
sorunlard1. Her ülkede, seferberligin zorunlu kildigi ihtlyaçlar devletin ekonomideki rolünü ge-
nipletlyor ve hükümetle özel ipkollari arasinda yeni yeni baglar olugturuyordu. BirlegikDevlet-
ler'le Amerikan petrol endüstrisi arasmda da devlet-igkolu ittifakmin örneklerinden biri olug-
mugtu.
Yakit idatesi'nin Petrol Dairesi Bagkaniolan kigi Mark Requa admda California'llbir petrol
mühendisiydi. Bu zat sonradan Amerika'mn ilk enerji çan olarak tamnmigttr.Requa'nm ana gö-
revi hükümetle petrol endüstrisi arasmda yepyeni ve o güne kadar benzerine rastlanmamig bir
çahyma iligkisi kurmaktL Petrol Dairesi, üyeleri büyük girketlerinliderlerinden olugan ve bagka-
m da Standard Oil New Jerseykolunun basi Alfred Bedford olan Milli Petrol SavagHizmeti Ku-
rulu'yla yakin igbirliginde çaliglyordu. lçteAvrupa'daki savagta Amerikan petrolünün organizas-
yonunu yapan bu kuruldur. Kurul, çegitli müttefik ülkelerin hükümetterinden aldigt büyük pet-
rol siparigleriniAmerikan rafinerilerine iletmig ve sevk igini yapmada bagrolü yüklenmigti. Astm-
da, Avrupa'ya gereken petrolü gönderen Amerika kaynakli bu kuruldu. 14çevreleriylehükümet
arasmda uygulanan bu yakm igbirligimodeli, sadece on yll önce, hükümetle StandardOil arasm-
daki savagiandiran mücadeleyle tam bir çeligkidir. Artik petrol endüstrisi bir vakitler Defret edi-
len Standard Oil New Jersey kolunun öncülügünde tek bir vucut olarak hareket ediyordu ve
tröstlerlemücadele günleri de artik geride kalmigtL
191Tde Amerikan petrolüne gösterilen olaganüstü talep meveut petrol stoklanm zorla-

174
maya baglamigti.Arzla talep arasmdaki bogluk envanterdeki yedek petrolün kullamlmaslyla ve
Meksika'dan daha çok petrol ithal etmekle kapatillyordu. Bundan da önemlisi, 1917-18yllmm
dondurucu sogugu endüstriyel faaliyetin izledigi genel olumsuz gidiglebirlegince Amerika'da
da bir petrol kitligi yaratmigti. Su kithk o denli ciddiydi ki, yerel yöneticíler kendi yetki sahala-
rmdan geçen kömür yüklü trenleri müsadere ediyor, polisler kömürün çahnmasimengellemek
lçin endüstriyel kömür ylgmlarimn olduguyerlerde nöbet tutuyordu. Yetimhaneler ve akil has-
taneleri yakitsiz kaldigindan, buralarm sakinleri soguktan donup ölüyordu. Varlikli olanlar bile
kömür mahzenlerinín bog olugundanve soguk nedeniyle titregipdiglerinin birbirine çarpma-
smdan gikâyet eder olmugtu. 1918 Ocak aymda Yakit idaresi, Mississippi'nin dogusundaki
tüm fabrikalarin bir hafta süreyle kapatilmasi emrini verdi. Bu kisitlama kömürsüzlük yüzün-
den Dogu Yakasilimanlarda mahsur kalmig, depolari Avrupa'ya götürülecek sava; malzemesiy-
le yüklü yüzlerce gemiye yakit saglamak için yapillyordu.O günden sonra kämür stoku sagla-
mak için fabrikalarm parartesi günleri kapali tutulmasi karar altina alindt. Woodrow Wil-
son'un siyasi dantgmam ve sirdagi olan Albay Edward House'm gözleminegöre "Kiyamet kop-
il
mugtu" ve albay "Hayatimda gimdlyekadar bu denli piddetlibir protesto firtmasi görmedim"
diyordu.
Kömürde yaganan kitlik petrole olan talebifazlastyla artirmig ve bu nedenlepetrol fiyatlar1
paralel bir ivmeyle yükselmigti, 1918 ylli baglarma gelinceyekadar ham petrolün ortalama fiyati
1914 bagiflyatlannin iki kattni bulmuçtu. Petrol teminedebilmek için rafinericiler ilgililere prim
ve ikramiye teklifederken üreticiler fiyatlarm daba da yükselecegi varsayimi ve ümidiyle petrol
stokçulugu yapmigttr. Bu durum dogal olarakhükümeti zor duruma sokmug, korkuya neden ol-
mugtu. Sonunda, 17 Mayis 1918'de enerji çan Requa petrol endüstrisini uyararak
"ham
petrol
fiyatmda daha fazla bir artigt hakl1 gästerecekbir
'gerekçe'
olmadigmi" ileri sürerek petrol en-
düstrisi íçin flyat kontrolü yapilmasim istedi ve bu kontrolün
"gönüllü"
kigi ve kuruluglarca üst-
lenilmesini önerdi. Requa'nm yaptigibu flyat k1sttlamaönerisi StandardOil New Jerseykolunca
olumlu kargilanmigtl. Ancak üreticiler StandardOil gibi dügünmediklerinden Oneriye olumlu
yaklagmadi. Bu durum kargismda Requa, Tulsah bir grup üreticlye açtk açik, "gönüllü"
kontrol
saglanmadigt takdirdekontrol iginin dogrudan hükümetçe yapilacagim bildirmigti. Requa'nm bu
konuda yaptiklan sadece bununla da kalmamigtir..Ener¡içan, üreticilere bir hatirlatma yaparak,
çelik ve sondajdan çikanlan öteki maddelerdenhisse almada bir vakitler kendilerine yardim
edenin hükümet oldugunu da animsatlyordu (ülkede çikan demir ve çelik toplamminon ikide
birl petrol endüstrisine verillyordu). Hatirlatilan diger bir gey de, hükümetin petrol iççileri için
tanidigiaskerealmada muaflyet yasa taslagiydi(draftexemption). Hükümetin
"gönüllü"
kontrol
lçin öne sürdügü bu görügler kargi taraf1ikna edebilmigti. Nitekim 1918 Agustosu'nda, üretim
yapilan her bölgede tavan fiyatlan saptamyor ve o tarihten savagmbitecegi tarihe kadar flyatlarin
dondurulmasi karar altina alimyordu.
Tüm bu önlemlere karym, yine de talep, arzm çok üstünde kalmakta devam ediyordu. Bu-
nun nedeni sadece savagolmaylp son,yillarda Amerika'da otomobil sayisinda görülen olaganüs-
tü artiça dayamr. 1916 ile 1918 yillari arasmda kullanimda olan araba sayisi yaklagik iki katma
çikmigtl. Yakm bir gelecekte petrolde kitlik bag gösterecege benziyordu. Böyle bir durum Avru-
pa'da savagm sürdürülmesinin tehdit edilmesi ve Amerika'da temel faaliyetlerin k1sitlanmaside-
mekti. Tüm bu kayg11arla, pazar günleribenzin kullanilmamasi için "Benzinsiz Pazarlar" adlyla
bir kampanya baglatildi. Kampanya "çagrt"
niteliginde olup katilmayi zorunlu tutmuyordu.Ben-
zinsiz pazar günlerinde,navlun hizmetleri, doktorlar, acilsaglikservis araçlari ve cenaze araba-
lari bu kuralm digmda tutulmuqtu.Su çagn, kaçimimaz olarak bazi güpheler uyandirmt; ve gikâ-
yetlere yol açmtysa da, çogunluk tarafindan hiç çagmadanuygulanmigti, Hatta Beyaz Saray bile
bu çagriya uymugtu. Bagkan Wilson'un bir pazar günü "Öylearilagillyorki kiliseye kadar
yayan
gitmem gerekiyor" dedigi söylenir.

175
I

I
.I

Balyozlu Adam
Petrol arzinin eksikligi yüzünden periyodik olarak yaganan onca korkulara ve tehlikelianlara
. kargin, yine de Müttetiklerhiçbir zaman uzun süre devam eden ezici bir petrol yoklugu yagama-
migtir. Almanya ise, Müttefik ablukasom denizagm ülkelerden Almanya'ya gelen petrolü içeri
sokmamasi yüzünden böyle ezici bir kitligi yaçamigtir.Sonuç olarakAlmanya için petrol temin
edebilecegi tek ülke olarak Romanya kalmigt1. Romanya'nin üretimi ise dünya çaptndaihtiyaç
göz önüne almdigindayetersiz kahyordu. Yine de Romanya, Rusya diginda tüm Avrupa ülkeleri
arasmda en büyük üretici durumundaydi, Almanya artik bütünüyle Romanya petrolüne bagh
kalmigti. Deutsche Bankve öteki Alman firmalari daha savag baglamadan Romanya petrol sana-
ylinin büyük bir kismun Alman ekonomisine .baglamigt1. Savagin baglamasini izleyen ilk iki yll
íçinde, Romanya sava§a katilmay1p tarafsizkalmig, taraflardanhangisinin kazanacagim bekler
duruma geçmigti.Ancak sonunda, 1916 Agustosu'nda, Dogu hududunda Rusya'mn kazandigi
baçan üzerine Romanya birden silkinerek Avusturya-Macaristan'a kargi sava; ilan edecek ve bu-
nu yapmakla bu ülkeyi birdenhire Almanya'yla savag durumuna getirecekti.
Almanya için Dogu'da kazamlacak bir zaferin anlami büyüktü ve ülkenin gerçekten bu za-
fere ihtiyact vardi. Almanya'nin savaga yönelik çabalannmbeyni sayilan GeneralErich Luden-
dorff Romanya petrolü konusunda punlansöylüyordu: ¶imdiartik bütün açiklig:yla anladiguna
göre, Romanya'dan gelen petrol ve hububat olmasaydi, degil savagadevam etmek, varligimizi
devam ettirmek hakkindan bile yoksun kalacaktik." 1916 ylh Eylülü'nde, Alman ve Avusturya
kuvvetleri Romanya üzerine yürüdüler ancak Romenler petrolün yogun oldugu Walachia Düz-
lügü'nü koruyan dag geçitlerine siginarak dayanmayi bagardilar. Ekim ayinm ortalannda Alman-
lar ve Avusturyalitar büyük miktarda petrol ürününü ele gegirmigdurumdaydi. Bunlara _Mütte-
fikler'e ait, Karadeniz'deki bir petrol limaninda sakli tutulan büyük bir benzin deposu da dahil-
dir. Ashnda tüm tesislerive petrol mevcudunu oldugu gibiyerle bir etmeye yönelik bir de plan
yapilmigsada, savagm getirdigikarmaça içinde bu plan uygulanamamighr. Vei te, tam bu zafer-
den sonra, nihayet büyük ödül -Romanya petrol yataklan ve rafinerileri- Almanya'mn pençele-
rine neredeyse dügmüç giblydi.
Eu yatak ve rafineriler Almanya'ya verilmese olmaz miydi? Bu konu 31 Ekim 1916'da
Londra'da ingiltereSavag Konseyi Kabinesi'ace acil olarak görügmeye ahndt. Konseyin karan
"Gerektigitakdirde,hububat ve petrol stoklarinin ve aynca petrol kuyulannm tahríbiningaran-
tilenmesiiçín hiçbir çabaninesirgenmemesi gerektigini" öngörüyordu. Ancak Romen hükümeti
savagin kazamlacagt konusunda hâlå biraz ümitli oldugu gu günlerde kendi milli hazinesinin
tahrip edilmesinde tereddütlü davramyordu. Sonuçta, 17 Kasim'da Almanlar'm daglik gegitler-
deki Romen direncini kinp daglik araziye sizmalart ve daglar iÇinden geçerek Walachia Düzlü-
gü'ne inmeleriyle bu ümit de sönüp yok oluyordu.
Su defa Íngiltere hükümeti sorunu kendi ellerine alarak çözümlemek istedi ve bu amaçla,
bir milletvekili olan Albay JohnNorton-Griffiths, Romen petrol endüstrisinin tahrip igini organi-
ze etmekle görevlendirildi. Cüsse itibariyle bir insanin normal yapismdan daha büyük vücut ya-
pisma sahip olan Norton-Griffiths i craatiyla Ingiltereimparatorlugu'nun büyük mühendis-müte-
ahhitlerinden biri oldugunu kanitlayacaktL Dünyanin hemen her kögesinde ingaat projelerita-
ahhüt edip Angola, Silive Avustralya'da demiryollan, Kanada'da limanlar yapacak, Bakû'da su
kemerleri, Battersea'deve Manchester'de kanalizasyon gebekelerikuracakti. Birinci Dünya Sa-
vagl'nin çiktigt gece bu adam Chicago için istedigi bir alt geçidinplanim yapmakla megguldü. Ya-
kigikli, fizik yönünden otoriter bir kipiligiolan ve gampiyon bir sporcu kadar kuvvet ve taham-
müle sahip Norton-Griffiths için çekici bir kabadayi ve ikna edici bir govmendenebilir. Oyle kl
erkekler tereddüt etmeden onun projelerineyatmm yaplyor, kadmlarsa çekiciliginin etkisi altm-
da kallyordu. Griffiths zamanla "Edward Çagi"nm en çarpacikipilerinden biri olmugtu.Kendisi

176
ategli bir mizaca sahip, kinci yapida ve zaman zaman kontrol edemedigi öfke nöbetlerine kapt-
lan biri olarak tammyordu.Disiplin ve sebat niteliklerinden yoksun olan Griffiths'in bazi projele-
rinin tam bir mali fiyaskoylasonuçlandigt da oluyordu. Yine de Parlamento'da arka koltuklarda
oturan bir parlamenter olarak bir hayli ün yapmigti. Kendisine verilen birçok lâkap arasinda "Ce-
hennem ategi Jack", Afrika'dayken maymun yedigi için de "MaymunAdam" gibilerivardi.
-
Aynca tam anlamlyla bir emperyalist oldugu için kendisinin de en fazla kiymet verdigi "Ímpara-
tor Jack" lâkablyla da tanimrdi.
Norton-Griffiths'in Birinci Dünya Savagtsüresindeki ilk büyük icraati, evvelce Manchester
kanalizasyonlarl için geligtirdigiteknilderiAlman hatlan ve siperleri altmda tünel açoada
uygu-
lamak oldu. Önceleriyeraltinda geçitler açillyor, sonra da Alman hatlan pallayic1maddelerle ha-
vaya uçuruluyordu.Griffiths'in uyguladig bu yöntem Ypres bölgesinde denenip kanitlanmigti.
Ne var ki Griffiths §ampanya kasalarlyla yüklü iki ton agirhgindaki Rolls-Roycearabasmda
yan
yatmalda komutanlardan birçoguna kargi kay1tsizdavrandigt için cepheye geri çagrillyordu. As-
lmda Romanyagörevini ondan daha lyi gekildeyürütecek bir bagkasi yoktu. Bu nedenle 18 Ka-
sim 1916'da, Almanlar'm Romen hatlarim yanp içeri sizmalanndan bir gün sonra, "Ímparator
Jack"Rusya yoluyla, yanmda özel hizmetkân oldugu halde Bükreg'e ayak basiyordu. Almanlar
ilerlemeye devam ettigi için, Romen hükümeti sonunda,Müttefikler'in de baslastyla tahrip.poli-
tikasmaboyun egmekzorunda kalacakti.
Böylece artik tahriptimleri baglannda "Ímparator Jack" oldugu halde, cephenin en önünde
harekete gegiyordu. Ïlk petrol sahasmm yakilip alevler içinde yok olmasi 26-27 Kasim tarihine
rastlar. Timler, ilerdeki günlerde de, faaliyet gösterdikleri her bölgede ayni genel yöntemleri uy-
guladilar.Öncerafinerilere patlay1c1yerlegtiriliyordu.Sonradepolardaki petrol mamulleri rafine-
rilere birakillyordu. Petrol mamullerinin rafinerilere gidigisirasmda birkaç inch, hatta birkaç feet
derinliginde petrol gölleri oluguyordu. Daha sonra çevrede bulunan ekipman getiriliyor ve pet-
rolden olugan bu havuzlar içine atillyordu. Son agamada, kibrit kullanarak ve yanan samanlar-
dan yararlanarak tüm tesis atege veriliyordu. Bu iglemler strasmda Norton-Griffiths'e kargt ç1kan
veya yolu üstünde duranmsa vay halinel Bu gahiso dakika Griffiths'in ezici kigiliginin gazabina
ugrard1. Bu da kâfi gelmezse, kargismdakine kuvvetli bir tekme atar veya cebinden tabancastm
ç1kanp "Ben seninle aym berbat dili konuçmuyorum" diye haykinrdi.
Eu arada bölgede ne kadar alet edevat varsa hepsi birden tahrip ediliyor, ingaat iskeleleri
dinamitleniyor; tag,çivi
parçasi, çamur, kmk zincir ve ürün artiklan gibi ele ne geçersehepsi
petrol kuyularma atillyordu. Boru hatlari kasten tahrip ediliyor, dev büyüklügünde depolama
tanklan atege veriliyor, bu arada patlama nedeniyleçevreye korkunç kükremelere benzer sesler
yayihyordu. Baz1tesislerde"ÍmparatorJack" ategleme olayim bizzat kendisi yapmada israr edi-
yordu. Bir gün makine dairelerininbirinde, gazlan ategledikten sonra, alevlerin içinde kalmig ve
saçlann1yakmigti. Bu durum bile imparatorJack'l durdurmaya yetmeyecekti. Elinde balyoz bü-
yüklügünde dev bir çekiçle, adamlarmm önünde gidiyor,çekici saga sola
savurup iskeleleri ve
borulan tahrip ediyordu. Su hareketi defalarca yapmigtir. Norton-Griffiths'in olugturdugu bu
sahne Romanya'da unutulmaz yanlolar uyandirmig ve belleklere
"balyozlu
adam" olarak yerley-
mesine neden olmuçtur.
Petrol vadileri tümüyle ategeverilmigti; gökyüzüne kadar uzanan kizil renkli alevler kara,
yogun, bogucu dumanlanyla gögü sanyor, günegin parlakligim söndütüyordu. Yine de Vadilerin
ötesinden silah sesleri geliyor, giderek de siklagiyordu.Atege verilecek son petrol sahasmm Plo-
esti olmasi karar altma almmigtL Bu i; tam zamamndatamamlanmigti;çünkü 5 Arahk'ta, tüm
tesisleralevler içinde yanip kül olduktan hemen birkaç saat sonra, Almanlar Ploesti kasabasma
girdiler.Norton-Griffiths canmi zor kurtaracak, Alman süvarilerinin.gelmesinden hemen önce
arabaya binerek-kaçmayt baçaracakti. "Topragt ige yaramaz hale getirmek"
ona görev olarak ve-
rilmig ve o bu görevi yerine getirmigti. Ne var ki ashnda Griffiths bir yikici degil, tam tersineya-

177
plciydt ve bu kimligiyle tahrip igini yüklenmig olmaktan rahatsizlik duymuçtur. Nitekim çabala-
nndan ötürü askeri niganlarla ödüllendirilmesine karym, ilerideki yagammda karakterine ters dü-
genbir davranigla, petrol bölgelerinin tahribindekiicraatindan söz etmekte isteksiz davranmigttr.
Savag bittikten sonra General Ludendorff, Norton-Griffithsiçin qu sözleri söyleyecekti:
"Hiç kugku yok ki onun çabalan ordumuzun ve kendi yurdumuzun petrol stokunu azaltmigtir."
Alman Generali daha sonra kirt ifade eden bir tav1rlagusözleride ekliyordu: "Savagtakinoksan-
larimizi kismen de olsa ona borçluyuz." Savagindevami süresinceNorton-Griffiths öncülügünde
Romanya'da yetmig adet rafineri ve tahminen sekiz yüz bin ton ham petrol ve ve petrol mamu-
lü tahrip edilmigtir.Almanlar'm petrol bölgelerini yeniden igletmeye açmalan için aradan beg ay
geçmesigerekmigti.Bu yapildiktan sonra 1917 ylhmn bagmdan sonuna kadar elde edilen üre-
tim, 1914 yilmm ayni sürecinde elde edilenin ancak üçte birini buluyordu. Almanlar metotlu
bir disiplinie çahyarakkendilerini Norton-Griffiths'ingerçekleptirdigitahribatianarmaya adamig-
lardi. Bunun sonucu olarak1918 yllinda üretimi 1914 yllmdakinín yüzde 80'ine çekmeyibagar-
dilar. O günlerde Almanya'ntn Romen petrolüne giddetle ihtiyact vardi. Hatta Romen petrolü ol-
masaydi Almanya belki de savaga devam itnkâni bulamayacaktl. Ìlerikiyillarda ÍngiltereEmper-
yal Savunma Komisyonu'nun bir tarihçisiningözledigi gibi, Almanya'mn Rornen petrol endüstri-
sini ve Romanya tahilmi tam zamanmda ele geçirmig olmasi bu ülke açismdan son derece
kargilagma" ile yikilma" arasindaki farki saptayan bu
"tamamen
önemllydi. O kadar ki
"kitltkla

olmugtur. Ama geçici bir süre için.

Bakû
Almanlar Romenpetrol yataklanm yeniden igletmeye saktuklari strada, GeneralLudendorff gör-
lerini daha büyük bir ödüle dikmigti. Su giderekbüyümekte ve yükselmekte olan petrol ihtiyact-
na cevap verecek ve böylece savaginkaderini Almanyalehine çevirecek bir ödüldü. Su ödül Ha-
zar Denizikiyilanndaki Bakû kentiydi. Çarrejiminin 19 l7 baglarmda çökügü, aym yllm ileri ay-
larmdaki Bolgevik ayaklanmasi ve Rusya Ìmparatorlugu'nun parçalanmas1 Almanlar'da Bakû
petrolüne el koyma ümidi uyandirmigt1. 1918 Mart aymda imzalanan Brest-LitovskAntlagma-
s1'ylaBakû'ya sizma ve Bakû petrolünü ele geçirme yollan aradilar. Brest-LitovskAntlagmast Al-
manya ile ihtilal halindeki Rusya arast dügmanhklara son vermigti. Ancak, Almanya ve Avustur-
ya'nm müttefiki olan Türkler daha gimdiden Bakû'yd dogru ilerlemeye baglamigt1.Bagarih oldu-
Almanya Bolgevik-
gu takdirdeTürkler'in petrol yataklanni kayltsizca tahripetmesinden korkan durduracagLna
1er'le pazarliga girigti ve kendilerine petrol verilmesi kargiligmda Türkler'i SÖZ

verdi. Lenin bu olayi qu.sözlerle tammlar: "Teklifi gayettabii kabul ettik." Öteyandan, o günler-
de Bolgevikler'in ileri gelenlerindenbiri olarak sahnede beliren JosephStalin, kenti kontrolü al-
uymasmive yerine getirmesini
"istege"

toda tutan Bolgevik Bakû Komünü'ne telgraf çekerek


emredlyordu. Ancak yerel Bolgevikler bu emre uyacak psikololide olmadiklanndan Stalin'e qu
yamti verdiler: "Ne zaferde ne de yenilgide Alman çapulculara ahn terimizleürettigimiz petrol-
den bir damla bile vermeyecegiz."
Öteyandan, Bakû ödülünü almig olarak Türkler Berlin'den gelen isteklere yan çizdilerve
petrol bölgelerine ilerlemekte devam ettiler.Temmuz ayi sonlarmda kenti kugatma altma ald11ar,
Agustos baglarmda da petrol üretilen topraklarm bazilarmi ele geçirdiler. Bakû'da yayamakta
olan Ermeniler ve Ruslar öteden beri ingiltere'den yardim istiyordu. Sonundabu yardim 1918
Agustos ortalannda geldi ve franyoluyla ilerleyen küçük bir askeri kuvvetle ingiltereduruma
müdahaleetti. Askeri kuvvet Bakû'yu kurtarmak ve Bakû petrolünü dügmandan uzak tutmakla
görevlendirilmigti. Askeri birlik gerektiginde Romanya'da uygulanml; olan planm aynmi uygula-
mak ve "Bakû pompalama istasyonunu, boru hattim ve petrol rezervuarlarmi tabrip etmekle"
yüküm1üydü.

178
ÍngilizlerBakû'da sadece bir ay kaldt Ancak bu süre böyle kritik bir anda Almanlar'i Bakû
petrolünden yoksun birakmaya yetmigti. Alman Generali Ludendorff olayi gu sözcüklerle tamm-
liyordu: "Bu bizim için çok agir bir darbe oldu." Ilerki günlerdeEngilizler geriçekilecekve kent
Türkler'in eline geçecekti. Bu arada Bakü Komünü'nden Bolgevikkomiserler devrimci rakipleri
tarafmdanyakalandi. Bunlardan yirmi altisi çölde ücra bir yere, Hazar Denizi'nin 140 mil dogu-
suna gotürüldüler ve orada idam edildiler,Aralanndan birkaçi kaçmay1 baçarmigt1,Bunlardan bi-
ri de Anastas Mikoyan admda genç bir Ermeni'dir. Anastas nasilsa.bir yolunu bulup Moskova'ya
gidecek ve olan bitenleri Lenin'e anlatacakti. Ancak Türkler'in Bakû'yu almalarma kadar geçen
süre íçinde Almanlara ve Almarilar'in petrol stokuna herhangi bir yardimda bulunmakta geç ka-
lmmigt1.

Zafere Dogru
O kritik anda Bakü'dan yoksun b1rakilmak Almanya için kesinlikle a¶µrbir darbeydi. Bakû petro-
lüne gästerilen baski giderek büyüyüp giddetleniyordu.1918 ylhmn talihsizEkim ayinda man-
zara gerÇekten actyd1.Alman Ordusu tüm rezervlerini tüketmigtive Alman Yüksek Komutasi,
önündeki kig ve ilkbaharda çok ciddi bir petrol bunalimlyla kargilagmay1bekliyordu. Ekim aym-
da Berlin'de yapilan tahminegöre deniz savagma artik en çok alti veya sekiz a dayamlabilirdi.
Petrolle çahjan savas endüstrileri iki ay içinde petrolsüz kalacak, alti ay içinde de endüstri-
yel yaglaylc11ann tüm stoku tükenecekti. Karada yapilan harekâtlarsa ancak kisintih olarak ve
karneye baglanma koguluyla uygulanabilecekti. Hava savag ve mekanize kara savagma gelince
bunlar da mutlaka iki ay içinde bitmeye mahkûmdu.
Kugkusuzbunlar sadece birer tahmindi. Su tahminlerindogrulugunu smamak, tükenmig
olan Almanya'nm bir ay içinde teslimolmasi nedeniyle hiçbir zaman mümkün olmamigtir.11 Ka-
sim 1918 sabahi saat begte Fransiz Maregal Foch, Compiegne Ormam'na çekilen bir tren
vagonunda mütarekeyi imzaladi ve sekiz saat sonra da yürürlüge girdi. Artik savag son bulmugtu.
Mütarekenin imzalanmasmdan on gün sonra Íngilterehükümeti MüttefiklerarasiPetrol
Konseyi onuruna Lancester House'da bir akyam yemegi veriyor ve geref konugu olarak seçkin
kigi Lord Curzon'u Bagkan olarak agirliyordu. Lord Curzon bir vakitler DigigleriBakanhgl'nm
ünlü Ìranuzmam olarak çahymigtL Hindistan'da valilik yapmig ve bu kimliglyle Iran'da stratejik
kopullarda D'Arcy'ye destek vermigti. Ayrica Sava; Kabinesi'nde üyeligi de vardi. Simdi de çok
yalanda DigigleriBakani olmast bekleniyordu. Lord Curzon yemek esnasinda bir ara ayaga kal-
kip konuklara "Fransa'da ve Hollanda'da gördügü en çarpicigeyinmotorlu kamyonlardan olu-
gan görkemli ordu" oldugunu söylüyordu. Bu sözlerden sonra yüksek sesle gunlansöyleyecekti:
"Müttefik güglerzatere bir petrol dalgasmm üzerinde ilerledi."
Fransa'mn Petrol Genel Komisyonu Bagkani olan Senatör Bérenger ise bu yemekte daha
da cogkulu konuguyordu, Fransizca olarak sürdürdügü konugmasmda
"dünyanm
kam" olan pet-
rolün aym zamanda zaferin de kam" oldugunu söylüyor Ye konugmasma göyledevam ediyor-
du: "Almanya demir ve kömürdeki üstünlügüyle agin derecede böbürlendi, bizim petroldeki üs-
tünlügümüzü ise yeteri kadar dikkate almad1." Bérenger bu säzlerden sonra bir de kehanette
bulunacak, Fransizca'yla devam ettigi konugmasim göylesürdürecekti: "Madem ki petrol sava-
ym kam olmayi bildi, o halde bangm da kam olmayi bilecektir. Bangm bagladigt pu sirada, gu an-
da, sivilhalklanmiz, endüstrimiz, ticaretimiz,çiftçilecimizhepsi birden bizden petrol, daha faz-
la, çok.daha fazla petrol istiyor, daha fazla, çok daha fazla benzin istiyor." Sonunda sözlerini In-
gilizce olarakbegladt ve gunlan söyledi: "Daha çok petrol, sonsuza dek daha, daha çok petrol!"
I

179
-I

10
Ortadogu Kapismm Açilmasi

Türkiye Petrol girketi


Curzon ve Bérenger'm "Zaferin Karn"gerefinekadeh kaldirmalanndan on gün kadar sonra,
Fransa Bagbakam Georges Clemenceau, ÍngiltereBagbakaniDavid Lloyd George'u zlyaret ama-
clyla Londra'ya gitti. Silahlari üç haftadan beri susmuy bulunuyordu. Ama ortada savagsonunun
getirdigi ve hemen ele alinmasi gereken bir sürü sorun vardi. Bunlar bangm nasil saglanacagl,
savag sonu sürüyerek yürüyen dünyarun nasil yeniden reorganize edilebilecegi gibi, hepsí acilen
meggul olunmayi bekleyen kaçmilmaz konulard1. Petrol konusu artik savag sonu politikalarm
bölünmez bir parçasi olmugtu ve bu politikalarla iç içe ele almlyordu. O gün, Clemenceauve
Lloyd George kendilerini selamlayan hallon alkiglan altmda Londra sokaklarmdan geçerken, her
ikisinin de kafasinda bu konu vardi. Ingiltere'nin niyeti o günlerde Mezopotamya clarak bilinen
ve artik ölmüg sayllan Türk Osmanh Ímparatorlugu'na ait, sonradan Irak olarak tarunacakeya-
letler üzerindeki nüfuzunu garantlye almakti.Bu bölgenin flerisi için yüksek düzeyde petrol po-
tansiyelinesahip oldugu dügüncesí hâkimdi. Ancak Fransa da bu bölgenin diger bir yerinde -

Bagdat'm kuzeybatisindaki Musul üzerinde egemenlik iddiasmdaydL


Clemenceau ve Lloyd George Fransiz Elçiligi'ne geldiktensonra Fransa Bagbakani Cle-
menceau bir soru yöneltecekti: "Acaba Íngilteretam olarak ne istiyordu?"
Lloyd George bu soruya bagka bir soruyla yanit verdi ve ingiltere'ninkompu ülke Suriye
üzerindeki Fransiz kontrolünü tammasikoguluyla Fransa'nm Musul üzerindeki iddiasmdan vaz-
geçipvazgeçmeyecegini sordu.
Clemenceau'nunbu soruya verdigi cevap olumluydu. Musul'dan gelen petrol üretiminden
kendisine bir hisse verílmesi koguluyla Fransa'mn buna itirazi olmayacakti.
Lloyd George da bu karari kabul ediyordu.
Ancak her iki bagbakan da aralarmda anlagtiklaribu çözümü kendi Disigleri Bakanliklart'na
duyurmadilar. Aslmda, dogal olarak aralannda yaptiklari bu sözlü anlagma hiçbir gekilde resmi
bir çözüm sayllmazdi. Bu sözlü anlayma daha çok, Ortadogu'da ve bagtan baça tüm dünyada sa-
vag sonu geligen büyük ve kinci petrol mücadelesinin baglang1çnoktasi sayllabilir.Bu sözlü an-
lagma hem Frans1zlar'i Íngilizler'e kargi kigkirtm14tirhem de Amerika'mn da konuya girmesi so-.
nucunu dogurmuqtur. Artik bundan böyle yeni bulunan petrol bölgeleri üzerindeki rekabet ve
mücadeleler, riski omuzlayan mütegebbislerle ve mütecaviz igadamlanyla ktsitlanmayacakti. Bü-
yük Dünya Savagtpetro1ün uluslann stratelisinde temel unsur oldugu gerçegini açik seçik ortaya
çlkarmigti.Daha önceleri ortalarda zor görünen politikacilarve bürokratlar birdenbire ortaya
çikmig, mücadelenin merkezine dogru baliklama atlaylp yo] ahyorlardi. Bunlan yangmaya sokan
ortak bir sa bit fikir vardi. Sava;sonrasi dünyasmda ekonomik refah ve milli güç saglamanm yolu
daha çok petrol elde etmekle mümkündü.
Petrol mücadelesí tek bir bölgede, Mezopotamya'da yogunlagtmlmig olarak cereyan edi-

180
yordu. Savagtan önceki on yll içinde de Mezopotamya, petrol konusundaki entrikalarda, diplo-
matik ve ticari rekabetlerde daima odak noktasi olmug, mücadelenin konusunu teykiletmigtir.
Bölgenin yüksek oranda petrol potansiyeli içerdigt hakkmda verilen raporlarla bu rekabet daha
da piddetleniyordu. Süregelen bu çekigmelerartik mahvolmuy durumdaki, borca gömülü, müz-
min borçlu Türk Ímparatorlugu'nca da, kendine yeni gelir kaynaklan olugturmak amaclyla teg-
Vik
görüyordu. Sava; öncesi yillarda sahnede rol alan oyunculardanbiri de Ortadogu'ya Alman
nüfuz ve hirsim sokmak isteyen Deutsche Bank önderliginde kurulmuy bir Alman grubuydu.
.Kargt taraftaise rakip bir grup, William Knox D'Arcy'nin bagkanlik ettigi, sonradan Anglo-Pers
Sirketi'ne katilmig olan grup vard1. Grubun amaci Íngilterehükümeti tarafmdanAlmanya'ya
kargibir agirlik olugturmakti.
1912 yllinda ingilterehükümeti hiç beklenmedik bir anda sahnedeyení bir oyuncu kegfe-
decek, bundan alarma kapilacakti. Yeni oyuncu Türkiye Petrol
Sirketi'dir. Çokgeçmeden De-
utsche Bank'in petrol üzerindeki imtiyazlarmi bu kuruluga devrettigi anlagilacaktL Yenikurulan
.
bu girketteDeutsche Bank ve Hollanda Krallyet/ShellSirketi dörtte birer hisseye sahipti.Sirke-
tin toplamvarligtnm yarist olan en büyük hisse ise adt Türk Milli Bankasi olan (Turkish National
Bank) aslmda salt Ínglltere'nin ekonomik ve politikçikarlanna yönelik olarakkurulmuy bankaya
aitti. Ancak oyunculann hepsi bundan ibaret degildi. Bir oyuncu daha vardi kl bu bazilannca
"petrol
diplomasisinin Talleyrand'1" olarak anthp hayranhk duyulan, bazilanmn ise küçük görüp
degersiz buldugu Kaluste Gülbenkyan admdakiErmeni milyonerdir. Türkiye Petrol Sirketi'nin
tüm kurulugunu ayarlayan kigi Gülbenkyan'dir. Biraz daha derin aragttrma yapildigmda, Gül-
benkyan'm Türk Milli Bankasi'nda yüzde 30 hissesi oldugu ve bunu sakladigi ortaya çiktL Türk
Milli Bankasi'ndaki yüzde 30'luk hisse Türkiye Petrol Sirketi'nde yüzde 15 hisse anlamma gell-
.I
yordu.
:i

Bay Yüzde Beg


Kaluste Gülbenkyan,pertolle ugraçan bir ailenin ikinci kugaglydi. Varhkh bir Ermeni petrolcü ve
banker olan babas1servetini Osmanh Ímparatorlugu'na Rus gazyagt ithal etme yoluy1aedinmig-
ti. Bu çatialanndan dolayi Sultan tarafindanödüllendirilerek Karadeniz kiyilarmdaki bir kente
vali atanmigtl. Aile aslmda istanbul'dayagadtgi íçin, kay1tlaragöre Kaluste parastyla iligkili ilk gi-
rigimini bu gehirde yapmigtir. Söylendigine göre daha yedi yagindayken eline verilen gümüç bir
Mecidiye'yi Kapah Çargi'ya götürmüç ve orada harcamigt1.Ama samldigi gibi elma gekerialmak
için degil, eski bir parayla degig tokupyaparak harcamigtl. (Yaçamminfleriki agamalarmda dün-
yada bugün en büyük koleksiyonlar arasmda sayllan bir altm para koleksiyomma sahipoldu. Ay-
nca J.P. Morgan'm görl emli Yunan paralan koleksiyonuna da sahip oldu ve bundan büyük zevk
almigt1r.) Çocukluk çaginda küçük bir ögrenciyken arkadaylari arasinda sevilmeyen biriydi. Ha-
yat1 boyunca da kendisiyle tüm insanhk arasmda hiçbir zaman büyük bir sevgi bagi olmamigir.
Ceng Kaluste okul d1;mda kalan zamanmi Kapah Çargi'da, pazarhklan dinleyerek bazen de bun-
lara küçük oranlardada olsa katilarak, Sarkusulü pazarhk denebilecek sanati uygulayarak geçi-
rirdi.
Ílkokuldansonra Fransizcasmiilerletsin diye önce Marsilya'daki ortaokula, sonradan da
Londra'daki King's College'a gönderildi. Koleide maden mühendisligi üzerinde egltim gördü ve
tezini.de
"yeni
petrol endüstrisi teknolojisi"olarak seçti. 1887ylhnda, on dokuz yagmda mezun
oldugu okulundanmühendislik dalmda en üst dereceli diplomayi alarak aynldt King's College
profesörlerinden bir hoca yetenegi açik gekilde görülengenç Ermeni ögrencinin Fransa'yagide-
rek fizikte üst lisans ögrenimi gärmesiniönerdiyse de babasi bu öneriye yanagmadi. Onun fikrin-
ce bu
"akademik
bir saçmahk" demekti. Böylece Kaluste Fransa yerine, babasi tarafmdanaile
gelirinin çogunun geldigi Bakû'ya gönderildi. GençGülbenkyanilk defa görmekte oldugu petrol

181
iginden çok etkilenmig, sanki büyülenmigti. Hatta bir petrol figlormasma da tanik olmug,figkir-
"figloran

ma sonucu üstü bagi islandigt halde yine de Kaluste petrol ince ve düzenli geliyordu"
diyerek bu deneyimi fazla can siloci bulmamigti. SonundaBakû'dan aynldt, tekrar gelecegi hak-
landa söz verdlyse de bu petrol ülkesine bir daha dönmedi.
GülbenkyanRus petrolü konusunda çok begenilen ve 1889'da ünlü bir Fransiz dergisinde
yaymlanan bir seri makale yazmigtir. Íleride1891'de bu makaleleri kendisine büyük itibar ka-
zandiran ve daha yirmi bir yagmdayken dünyamn sayth petrol uzmani yapan bir kitap halinde
yaymladt Bundan hemen sonra Türk Sultani emrindeki iki görevli gellpGülbenkyan'danMezo-
potamya'daki petrol olasthgim aragtirmasmi istediler. Gülbenkyan bu bölgeye gítmedi =ve
híçbir
zamanda gitmemigtir- ancak Sultan'a sunulmak üzere uzmanligini kanitlayan etrafh bir rapor
hazirladt Bu rapor bagka yazarlarca kaleme almmig eserler ve aynca Alman demiryolu mühen-
disleriyle yapilan konuymalar kaynak almarak hazirlanmigttr. Gülbenkyan raporunda bölgede
çok büyük petrol potansiyeli oldugunu ifade etmigtir. Türk görevliler bu sözün dogruluguna
inanmigti, Gülbenkyan'm kendisi de buna inamyordu. O günden sonra Kaluste Gülbenkyan'm
ömür boyu devam eden Mezopotamya tutkusu baglamigoldu ve altmig.yili açkm bir süre bikip
usanmadan olaganüstü bir çaba ve inatla kendisint bu konuya adadi.
Istanbul'daki günlerini hah saticiligt glbi birkaç küçük ticarii; denemeleriyle geçiren Gül-
benkyan bunlarm hiçbirinde fazla baçanl1 olamadi. Ancak ticari girigimlerde bulunmak, pazarlik
yapmak, entrika ve bahgig konulan gibi Kapali Çargi'ya özgü sanatlarm ustasi olmugtu. Su sanat-
larm bir digeri de ileride yararlamlacak istihbarat toplamaigiydi ki, Gülbenkyan bunda da bir
hayli baçanli olmuqtur.
Diger özellikleri arasmda çahymaya olan tutkusu, uzagi görüç yeteneg ve uzlagtirici olarak
sahip oldugu ustalik sayilabilir ki, bu niteliklerini tüm yagami boyunca uygulamig ve geligtirmig-
tir. Sorunlu bir durumla kargilagtigizaman, prensip olarak, eger o durumu kontrol altma alabile-
cegi kamsma varirsa, durumu çözmeye çaligirdi.Kontrol edemeyecegini anladig zaman, eski bir
Arap atasözüne sigimp eli öp" felsefesini uygulardi. ÍstanbuFda geçirdig bu ilk
"bükemeyecegin

ylllarda karakterinde var olan sabtr ve azim yeteneklerini de geligtirmeye çaligmigttr.Bazilarma


göre bu onun sahip oldugu en degerli özellikti. Fazla harekete egilimli bir insan degldi. Íleriki
yillarda birinin söyledigi gibi "Graniti sikip harekete geçirmek Bay Gülbenkyan'tharekete geçir-
mekten daha kolaydi."
Gülbenkyan'm kayda deger bir niteligi daha vard1. Kesinliklehiçbir zaman hiç kimseye iti-
mat etmezdi. Tam anlamtyla ve bütünüyle güpheci bir insandi. Londra'daki Milli Galeri'nin sanat
elegt1rmeni ve mudürü olup ileriki ylllarda sanat koleksiyonunu hazirlamasinda kendisine yar-
dim etmig olan Sir Kenneth Clark, Gülbenkyaniçin gunlan söylemigtir: "Yaçamim boyunca bu
kadar §üpheci biriyle kargilagmamigtim.Süphecilikte bu derece uç noktalara giden birine ilk defa
rasthyorum. Gülbenkyan her zaman yamnda kendisi íçin casusluk yapacak kimseler bulundurur-
du." Bir sanat eseri satm alacagl zaman o eseri en az iki veya üç sanat eksperine gösterir,degeri-
ni saptatip ancak ondan sonra satin alirdt Yagtilerledikçe saghgma giderek daha çok dikkat edi-
yordu ve bunu bir sabit fikir haline getirmigti.Nitekim 106 yagma kadar saglikh bir dedeyi kendi-
ne örnek almig, ondan daha uzun yagamaya azmetmigtir. Kendisine bakmalan için iki ayri grup
doktor angaje etmigti. Bundaki amaç bir grubu öbür gruba kargi casus olarak kullanmakti.
Su denli güpheciolmakta Gülbenkyan belki de hakhydi. 1896 yllinda, Gülbenkyan vapur-
la Misir'a kaçtt Misir'dayken çok nüfuzlu iki Ermeni'yle tanigmig, onlar tarafmdanbegenilip be-
nimsenmigti. Bu iki Ermeni Bakûlu bir petrol milyoneriile, Misir'1 idaresinde yardimcilik görevi-
ni yapan Nubar Paga'ydt Bu iki pahisla olan tamgikligtGülbenkyan'a hem petrol kapismi hem
de uluslararasi finans kapilarmi açmigttr. Yine bu tanigikliksayesinde Londra'da Bakû petrolleri
satig temsilciligíni kazanmigtL
Artik Londra'daydi ve bundan yararlanarak Samuel biraderlerle ve Henri Deterding'le tanig- ·

182
ti ve kendini onlara kabul ettirip bir ittifak kurdu. Gülhenkyan'm oglu olan Nubar bu tamgikhkve
ittifak konusunda sonrakí ylllarda gunlan yazmigtir: "Babam ve Deterding yirmi ylh agkmbir süre
gayet lyi anlaçan çok yakm iki dost oldular. Acaba bu yirmi yll boyunca Deterding mi babami kul-
lanmigti, yoksa babam mi Deterding'i; bunu hiç kimse kesin olarak bilemez..." Ancak yamt ne
olursa olsun aralarmdaki iligkininher ikisi için de hem kipiselaç1dan,hem de genel olarak Hollan-
da Kraliyet/ShellGrubu açismdan, son derece verimli oldugu bir gerçektir.Gülbenkyan Shell'e
yeni i; angajmanlan ve öncelilde de müktesep haklar getiriyor ve mall iglerini düzeriliyordu.
Londra'ya geldikten sonra daha igin bagmda girigtigiilk taahhüt igleri arasmda Iran imtiyazi
gelir ki, bu sonunda D'Arcy'ye nasip olmuytur. O ve Deterding, Ermeni Kitabgl'nin Paris'te dü-
zenledigi imtiyazm orijinal taslagma baktiktan sonra anlagmay1geriçevirmiglerdi. Buna gerekçe
"imtiyaz

olarak, sonraki günlerde Gülbenkyan qu nedenleri göstermigtir: çok vahgi bir kediye
benziyordu. Bize o denli spekülatif göründü ki sonunda bu imtiyazm ancak bir kumarbazm ala-
bilecegi bir i; olduguna karar verdik." imtiyazelden kaçtiktan sonra Anglo-Pers Sirketi'nin nas11
hizla büyümekte oldugunu görerek, pigmanlikduyacak ve aldmdan kendi kendine yeni bir pren-
sibin çerçevesini kuracakti: "Bir petrol imtiyazi hiçbir zaman reddedilmemelidir." Nitekim yaga-
minm geri kalan yillarmda bu prensip Gülbenlganiçin yol göstericibir kural olmuqtur. Bu pren-
sibi öteki bütün prensiplerinin ilki ve en õnde geleniolarak, Íran'in kapi komgusu Mezopotam-
ya'da kargilagtigisorunlarda gagmaz bir sadakatle her zaman uygulamigtir. 1907 ylhnda Samuel
kardepleri kendi yönetimi altmda Istanbul'dabir büro açmaya ikna etmigti. O günlerdeErmeni
dügmanhgi nispeten giddetini kaybetmigti ve Gülbenkyan da kendini tüm varliglyla ige vermig
durumdaydi. Üzerinealdigt onca sayisiz ige ilaveten, bizzat Türk hükümetinin mall mügavirlik
görevinide üstlenmigti, aynca Türkiye'nin Paris ve Londra elçiliklerinin mali müsavirligini.de ya-
plyordu. Bunlara llaveten Türk Milli Bankasi'nda en büyük hissedarlardan biriydi. Ïytebu kimlik-
lerine dayanarak rakip ingllizve Alman yatmmlanm ve sonra da HollandaKraliyet/Shellyatm-
mmi Türkiye Petrol Sirketi'ne baglamay1bagarmigttr.Kendi ifadesiyle bu öyle hafife ahnacak bir
hiçbir yönüyle zevidi olmayan" bir igti.
"ve
baçan degildi ve çok fazla hassasiyet isteyen
1912 yllmdan, yani Türkiye Petrol Sirketi'ninkuruldugu günden baglayarak ingilterehü-
kümeti tüm çabasmibu girketinD'Arcy'ye ait Anglo-Pers Sirketi ile birlegmesine ve ikisinin bir
anlagma yapmalarmayogunlagtirdi ve bu konuda girkete baski yapti. En sonunda, Ingílizve Al-
man hukümetleri bir birlegme stratejisi üzerínde ve bu strateµmn uygulanmasmda gorug birligi-
ne vardilar ve bu konuda baskl yapmayakarar verdiler.19 Mart 1914 tarihli "DigigleriBakanligi
Antlagmasi" uyannca bu bilegik grupta ingiltere'ninçikarlanön plana ahmyordu. Yeni anlagma-
ya göre Anglo-Pers Grubu yüzde 50 hisse alacak, Deutsche Bank ve Shell de korsorsiyumdan
yüzde 25'er hisse alacaktL Ancak konu bu gekildeçözümlenmig olmuyordu. Arada Gülbenkyan
vardi ve onun da memnun edilmesi gereklyordu. Nitekim sözlegme uyannca Anglo-Pers Grubu
"bagif'

ve Shell ayn ayn her ikisi de toplamhisselerinin yüzde iki buçugunu adt altmda Ermeni
Gülbenkyan'a verdiler. Bunun anlamt guydu: Gülbenkyan hisselerin oram üzerinde oy hakkma
sahip olmayacak, fakat bu tür bir ortaklagmanm tüm parasal gelirlerinden yararlanacakti. ¼te
"Bay Yüzde Beg"lakabi bu gekilde dogmugtu ve o günden sonra Gülbenkyan daima bu unvanla
amlacaktL

Böylece on ylldan beri sürmekte olan rekabet ve çatigma son bulmuttu. Ne var ki tarallar
üzerlerine çok anlamh ve kritik, çok kiplyibirçok on yll boyu taciz edip peginibirakmayacak bir
yükümlülük altma girmig oluyordu. Tarallann hepsi birden sözlegmenin belirli bir maddesine
yoksun birakma" veya diye çevrilebilecek
"özveri"

uymay1 kabul etmigti.Su Türkçe'ye


"özünü

maddesiydi.Bu madde taraflannOsmanliimparatorlugu'nunherhangi bir yerin-


"self-denying"

de üretilecek petrolden hiçbir gekilde pay almamalanni öngören maddeydi - bir tek istisriayla.
Üretimin"Türkiye Petrol Sirketi'nce yapilmasi halinde bu madde uygulanmayacak, taraflarüre-
time kan makta serbest olacaktt" "Özveri"maddesinin uygulanmadigt az sayida bölge arasmda

183
I

.1

·l
.

Misir, Kuveyt ve bir de Türkiye-Ìran


somndaki
"transfer
edilmig topraklar" sayllabilir.Bu madde
Ortadogu'da petrol üretimini geligtirmekiçin o günden baglayarak birçok sene devam etmig
olan insanüstü mücadelenin temelidir.

i
Savagta "Birinci Sintf" Hedef
28 Haziran 1914 tarihinde verilen diplomatik notayla Sadrazam,Mezopotamya imtiyazimn ye-
ni kurulmuy olan Türkiye Petrol Sirketi'ne verilecegini resmen vaat ediyordu. Ne yazik ki bu ta-
rih Avusturya Argidükü Franz Ferdinand'm Saraybosna'da suikaste ugradigt tarihe rastlar ve bu
itibarla Blrinci Dünya Savagi'nmilk kurgununun da atildigt tarihtir.Zamanlamamnbu gekilde
geligmesiçoktemel bir soruyu yamtsiz birakmigt1.imtiyazgerçekten verilml; miydi, yoksa sade-
ce verilecegine dair baglay1ciolmayan bir sözden mi ibaret kalmigti? Bu sorununyaniti verilsey-
di kugkusuz birçok tartigmalaraneden olacaktt.Ancak o gün için savag Mezopotamya'daki Ang-
lo-Cermenighirligine son vermekteydi ve bu durum açikça gözlendigigibi Türkiye Petrol Sirke-
ti'ni de etkiliyordu.
Yine de Mezopotamya'nin petrol potanslyeliunutulup gltmedi. Bir Íngilizyetkili ile bir
Fransiz 1915 ylhnin sonunda, 1916'min baglannda bir araya gelip savag bittiginde Mezopotam-
ya'da kurulacak düzenin plam üzerinde anlagmayavardilar. Su ikisinin adlanyla Sykes-Picot di-
ye bilinen anlagmaya göre, Mezopotamya'nm kuzeydogusundaki Musul, ki petrol bölgeleri için-
de en yüksek potansiyel vaat eden bölgedir, ileride Fransiz nüfuzu altma giriyordu. Musul'un
Ingilterehükümetindeki birçok yetkiliyi luzdirlyor ve o günden baglayarak anlag-
"teslimiyeti"

manin geçersiz sayllmasl için yogun bir çaba bagl1yordu.Bu konu 1917 senesinde, Ingilizaskeri
kuvvetlerinin Bagdat'i almasindan sonra daha da acil bir sorun olacaktir. Dört yüzyildar1 beri
Mezopotamya sürekli olarak Osmanliimparatorlugu'nun bir parçasi olmuqtu. Bir vakiller Bal-
kanlar'dan iranKörfezi'ne kadar uzanmig olan bu imparatorluk artik bitmig, savagtutsagtolmug-
tu. Simdi artik haritada kendilerine geligigüzelyer ayrilan birçok bagLmsiz veya yan-bagimsiz ül-
ke, sonunda Osmanhimparatorlugu'naait olan tapraklarayerlegecekti. Ancak, o gün için Mezo-
potamya henüz Ingiltere'nin kontrolü altindaydt
Íngiltereçikan açisindan ülkede petrol ihtiyacml doguran ve Mezopotamya'yl yeniden sah-
nenin merkezine iten faktör 1917 ve 1918 savagyillarmda yaganan petrol krizidir. Ingiltere Ímpa-
ratorlugu dahilinde petrol ç1karilmasiolast görülmediginden, petrolün Ortadogu'dansaglanmasi
konusu büyük önem ve aciliyetkazanmlçtl. Ingiltere SavagKabinesi'nin olaganüstünüfuziu baka-
ni Sir Maurice Hankey, DigigleriBakani Arthur Balfour'a yazdigi mektupta görügünü gu sözcük-
"ileride
lerle dile getirir: olugacak bir savagtapetrol bugünkü savagta kömürün bulundugu yerde
olacaktir veya en azmdan kömürle aym paralelde olacaktir. Büyük potanslyeldepetrolalabilecegi-
miz kontrolümüz altmdaki yerler franve Mezopotamya'dir. Su nedenle petrol kaynagi olan bu
iki yer üzerindeki kontro1ümüz ingiltere'ninsavagtan bekledigi birinci simf hedef olmalidir."
Ancak ortada yeni dogmuy olan bir
"halk
diplomasisi" vardi ve göz ardt edilemezdi.
1918'in baglarmda, Bolgevizm'in güç1üçekiciliginemukabil Bagkan WoodrowWilson idealistçe
fikirlerini sergileyen "On Dört Kural" maddesiyleortaya çikip, savagtan sonra milletlerin ve
halklarm kendi kaderleríni kendileri saptamasi çagnsmda bulunuyordu. Wilson'unkendi Devlet
Bakam Robert Lansing Baykan'm bu genig görüglülügü kargismda donup kalacakti. Lansing fark-
11görügteydi. Ona göre kendi kaderini saptamaçagnst bütün dünyada birçok Olümlere yol aça-
cakti. Eu konudaki dügüncelerini gu sözlerle ifade etmigtir: "Kamuoyunun temsilcisiolan bir
adamm böyle tagkm,iyi dü§ünmeden sarf edilmig beyantardan kaçmmasi gerekirdi.Bunun so-
nuçlarmdan kendisi sorumludur."
Íngilterehükümeti de, Wilson'un soylufakat bellrsiz buldugu fikirleri kargismda en az Lan-
sing kadar gagkmliga ugramigsa da, Bagkan'm çok popüler kipiligini dikkate alarak, savag sonu

184
hedeflerini saptarken ona göre hareket edecekti. Digi§1eriBakam Balfour'a gelince, o Mezopo-
tamya'ylsavagin asil hedefi olarak ifade etmenin modasi geçmig derecede emperyalist bir görügü
yansitacagmdan endige ediyordu. Bundan kagmilmast görügünde oldugundan 1918 Agusto-
su'nda, sömürgelerin bagbakanlarina Inglltere'nin Mezopotamya'da
"yol

gösteren bir igik" ola-


cagLm söylemekle yetindi, Böyle dü ünmesinin nedeni olarak
da ingiltere'nin,imparatorlugun
yoksun oldugu tek dogal kaynagt bu yolla ele geçirecegni söyledi: "Petrolü bangi sistemle elde
edecegmiz konusu beni hiç ilgilendirmiyor. Tamamen emin oldugum tek gerçek bu petrole
mutlaka ihtiyacumz oldugudur"diyordu. Su amacin saglanmasim garantilemek íçin, zaten Me-
zopotamya'mn diger bir bölgesinde bulunan Íngilizkuvvetleri, Türkiye ile mütareke imzalan-
masmdan hemen sonra Musul'a glrerek kenti zapt edecekti.

Clemenceau ve Bakkah
Savagm ilk haftalan içinde, Paris'i kurtaran taksi ordusu bagta olmaküzere yaganmly olan onca
deneyimler Fransa'yi da ingilterekadar petrolün büyük stratejik önem içerdigne inandirmigti.
Birinci Dünya Savagtbaglamadan evvel Georges Clemenceau'nun "Petrole ihtlyacim oldugu za-
man bakkalima gider altnm" dedigi söylenir. Ne var ki savag bagladiktan sonra fikrini degigtire-
cek, savagm bitiminde ise Fransa'ya petrol bulmak için çare arayacakti. Ancak bu defa bagvuru-
da bulunacagi yer bakkall degl, Ingilizler'inde bagvurdugu yer olan Ortadogu'ydu. 1 Araltk
1918'de Lloyd George'undavetlisi olarak geldigi Londra'da halkm tezahüratiarasmda yaptiklan
arabagezintisindensonra, Lloyd George'a Fransa'nm Musul üzerindeki iddiastadan vazgeçtigini
bildiriyordu. Bu özverisine kargi Clemenceau, Suriye üzerinde mandalik hakki için ingiltere'nin
tam destegini allyor, Ingilterekontrolü altina girecek Musul'dan çlkarilacak her petrol üretimin
den bir hisse verilecegi konusunda Íngiltere'den sözlü garanti allyordu.
Gerçekgudur ki, Londra'da bu iki bagbakan arasmda vanlan bu anlagma hiçbir sorunu çõz-
meyecek, tam tersine, iki ülkenin hükümetleri arasmda sert Ye kargilikh suçlamaÌarla dolu sü-
rüncemede kalan birçok müzakereye yol açacakti. O kadar ki, 1919 ilkbahannda, Paris Bang
Konferansi strasmda, Suriye ve petrolden sorumlu ÜçBüyükler arasi toplantidaClemenceauVe
Lloyd Georgebirbirine girecek,Londra'da vardiklan anlagmada neyi
"karara
bagladiklan" konu-
sunda farkli iddialarda bulunacaklar, defalarca birbirlerini suçlayip kargi tarafinkõtü niyetli oldu-
gunusöyleyeceklerdi. Dakikalar flerledikçe tartigmagiderek
"birinci
smif bir it dalagi" niteligini
ahyordu. Eger Woodrow Wilsonaraya girip taraflan o dakika için yatigtirmamig olsaydi,kugku-
suz bu tartigmaaçikça bir yumruklagmaya dönügecekti.
Eu sorun uzun zaman çözülmemig olarak devam eden çatigmaninbelkemigini olugtura-
cakti. Sonunda 1920 Nisam'nda, konu Müttefikler Yüksek Kurulu'nca ele almacak, taraflarara-
sinda var olan birçok Onemligörüg aynliklarimn çözümüneçaligilacakti. Amerika'nm artik katil-
madigt bu görügmeler Lloyd George ile Fransa'mn yeni BagbakamAlexander Millerand arasinda
yap111yordu.Bu iki bagbakan bu defa da San Remo Antlagmasi üzerinde bir anlayma noktast bul-
maya çaligacaklardi.Antlagma uyannca Fransa, Mezopotamya petrolünün yüzde 25'ini allyor-
du, Mezopotamya o zamanki adlyla Cemiyeti Akvam'a (League of Nations) bagli olarak Ingilte-
re'nin mandasina giriyordu. Petrol geligtirmenin araci ise Türkiye Petrol Sirketi'nde kallyordu.
Fransa'ya gelince, anlaçma gereginceAlmanlar'm olup savaç strasmda Ingiltere'nin aldlgl Alman
hissesine sahip oluyordu. Kargilikolarak Fransizlar Musul topragiüzerindeki iddiasmdan vazge-
çiyordu. Ingilterekendi hesabma bir noktada son derece kararli davranlyor, Mezopotamyapet-
rol yataklanm igletecek herhangi bir.girketin kesin olarak kendisinin kontrolünde olacagim açtk-
likla ifade ediyordu. Artik geridecevap bekleyen tek bir sorun kalmigt1.Acaba Mezopotamya'da
gerçektenhiç petrol var miydi? Bunun yamtml bilen yoktu.
Kendi petrol konumlann3 düzeltmek için Fransizlar bagka bir yol aramaya girigtiler.Devle-

185
1

te bagli bir girketyaratacak, girketikendi milli girketleri yapacaklardi. Hollanda Kraliyet/Shell


Sirketi'nden Henri Deterding'in yaptigi ortakhk teklifinireddettikten sonra, 1922'de Bagbakan
olmuy olan Raymond Poincarébir konuda Israrli davranarak kurulacak yeni girketin mutlaka ta-
mamen ve yalmzca "Fransa'mn kontrolünde" olmasim istlyordu. Bunu saglamakiçin 1923'te
sanayi krallarmdan biri sayilan Albay Ernest Mercier'ye bagvurdu. Bu adam igin gerektirdigi ni-
telikleritagiyanbiriydL Albay Mercier hem bir teknisyenhem de Romanya petrol yataklanni
yaklagmakta olan Almanlar'dan korumaya yardim etmig ve bu sirada yaralanmig bir savag kahra-
maniydi. Teknisyen olmasmin yam sira, kendini Fransiz ekonomisinin modernlegmesine adamig
bir teknokratti.Daha o günden Fransa'ya modern elektrik endüstrisini sokmuy adamdir.Simdi
ise stra petrole gelmigti ve kendisinden petrol için de aym geyiyapmast istertlyordu. Yeni girkete
Compagnie Française des Pétroles, kisaca CFP (Fransiz Petrol Sirketi) adi verilecekti. Bu girketin
olmast öngörülüyordu. Sirkete atanan iki mü-
"araç"
Fransa'mn simgeleyenbir
"bagtmsizligmt"

dürün atanma igi ve öteki personelin onaylanmasi Fransiz hükümetince yapilacak ancak girket
özel girketolarak.igletilecekti.
Mercier'nín üstlendigi i; zaten çok güç olmasma karym, Fransiz girketlerinin ve bankalarm
bu yeni firmaya yatinm yapmada tereddüt göstermesiigi daha da güçleptiriyordu.Bu yeni girket
hükümetin desteglyle çahyacant halde yine de yattnmcilarda, bir vakitler ingliz ve Amerikah
petrol yatinmcilarinm yeni petrol serüvenlerinde duyduklan spekülatif ve ategli cogku yoktu.
Göründügükadanyla Mezopotamya fazla büyük bir riskti ve Mercier'nin sonradan söyledig gl-
sorunlarla agin derecede yüklüydü." "Ilk defa yatinm yapanlann hiçbiri CFB'ye
"uluslararasi
bi
girebilmekiçin yalvaripyakarmlyordu." Tüm bu olumsuz kogullara kargin yine de Mercier,
Fransiz Petrol Sirketi'nin 1924'te igletmeye açilmas11çingereldi yeter sayida yatinmay1, doksan
adet banka ve girketbulmayi bagaracakti. Eu yeni firma Türkiye Petrol Sirketi'ndeki Fransizhis-
selerini de devralmigtir.
Ancak Fransiz hükümeti hedeflerinin ve çikarlanninyeteri kadar korunmadigt ye gerçek-
legmedigi izlenimindeydi ve bu nedenle durumdan pek tatmin olmuyordu. 1928'de özel bir
Parlamento Komisyonu Íngiltere'densonra Avrupa'daki en büyük petrol pazari olan bu girketin
"serbest

gelecegi hakkmda bir rapor düzenledi. Rapordaiki bakimdan girkete itiraz vardi: Hem
pazar" oluguna, hem de devlet tekelinde bulunuguna. Raporda btmlann yerine melez bir kota
sistemi önerillyordu. Devletin çegilli özel rafineri girketlerinepazar hissesi tahsis edecek ve bu
yolla üretimde çegitliligeyer verecek ve Fransiz rafineri girketlerine yagama hakki tamyacakbir
kota sistemi. Ayrica Fransiz rafinericileri, yabanciülke rekabetine kargi koruyacak birtakimvergi
ve diger yasal koruyucu müeyyidelerin uygulanmasi öneriliyordu. Nihayet Mart 1928 yasastyla
kurulmasi kararlagtmldt ve hedefierinin ana hatlan ta-
"tegekkül"
Franstz petrolü için yeni bir
mmlandi. Tammlamaya göre "Anglo-Saxon" kaynakh petrol tröstü sayismda azaltma yapillyor,
pazara düzen getirmeye ve Fransa'mn Mezopotamyapetrolündeki hissesini geligtirmeyeyönelik
yerli bir rafineri sanayli kuruluyordu. Yenisistem altinda CFB'mn Fransiz ç1karlanmfaal clarak
gözetebilmesiiçin devlet kurulugtan yüzde 25 hisse aliyor, bu arada hükümeti temsileden yöne-
tim kurulu üye sayismi artirtyordu. Yabancilara ayrilan hisse azaltillyordu. Böylece,bir Franstz
temsilcininsözleriyle CFB hareketinin endüstriyel kolu" olmaya hazir duruma gel-
"hükümet

migti. Fransiz hükümeti de gimdikendisine yeni bir konum hazirliyor, Ortadogu'nun petrol kay-
naklartm ele geçirmesavagmda, bagroldeki kavgaci rolünü almaya hazirlamyordu.

Birlegme mi?
Geligen durum Íngilterehükümeti açisindan, pek de memnunluk vericidegildi. Hükümet savag
sirasmda baglatmig oldugu Hollanda-Ingilterecari paylagmasindaki altmi§a karp kirk oramm
bozma çabastna devam etmekteydi. Aynca Hollanda Krallyet/Shell karmasimn Ìngiltere'nin

186
kontrolüne geçmesiniistiyor,bunun için de girketteHollandah hissedarlardan çok, Ingilizhisse-
darlann çogunlukta olmasma çabahyordu. Marcus Samuel'in görügüyle.bu yolda almacak sonuç
duygusal açidan büyük önem taglyorve bunun için de çok çekici geliyordu. Ancak Henri Deter-
ding duygu konusuyla fazla ilgili degildi; onun ilgi Sahasi sadece iëti. Íhtilal,diplomatik yangma
ve milliyetçilik hareketlerinin bu denli sarstigi savag sonu dünyasmda Íngiltere'nin saglayacagt
koruma ve destek kugkusuz Hollanda'mn saglayacagtndan çok daha güvenilirolacaktL Bunun
yaran sadece bu kadarla da kalmlyordu, ShellHollandahissesi çogunlugundan vazgeçmeyi ka-
hul ettigt takdirdeek bir ödüle daha kavugacakti. Bu ödül Mezopotamya petrolü ve Türkiye Pet-
rol §irketi'dit Shell Ingilizkontrolü altma girmekle Shell Mezopotamya petrolündeki iddia ve
sahipligini garantilemig oluyordu.
Ingilterehükümeti baki; açismdan Shell Sirketi'ni Ingiltere'nin
kontrolü altma vermekle bu
ülkenin dünya çapmdakipetrol konumu fevkalade düzelmig olayordu. Ancak ingilterehüküme-
ti girketeatanacak yönetim kurulu üyelerinden en az birini kendisi atamak, yönetim kuruluna gi
recek diger kigilerin de, Anglo-Pers'te oldugu gibi kendi onaymdan geçmesini istlyordu. Deter-
ding ise böyle bir düzenlemeyi açikça kabul etmiyordu. Çogunlugun inglltere'deolmast bir gey-
di, ingilterehükümetinin ige karigmasi bagka bir gey.Elinde tuttugu ticarikontrolden vazgeçme
riskine girmek istemiyordu. Aynca Íngiltere hükümetiyle fazlaca yakm bír diplomatik iligkiye gir-
menin bazi dezavantallar getireceginide anlamaya baglamigti.Özellikle Kuzey ve Güney Ameri-
ka'da toprak alma konusunda pürüzler çikabilirdi. Amerika'da yanlig bir anlamayla, Hollanda
Kraliyet/Shell Grubu'nun ingilterehükümetinin bir kolu oldugu izienimi vardi ve bu nedenle
Grup Amerika'nm hücumlarma hedef olmugtu. Konunun bu denli piddetle elegtîrilmesi Deter-
ding'in tümüyle Íngiltere'nin kontrolüne geçmedegösterdigitereddütübüsbiltün artirmigtL
Onca gecikmeye, düç kinkliklari ve sabir taginc1olaylara kargm Deterding ve Shell,Anglo-
Pers Sirketi'yle birlegmeyi tamamen gözden ç1karmamig, konuya gösterdikleriyakm ilgiyi koru-
muglardi. Anglo-Pers'in gelecekte dogrudan dogruya korkutucu bir rakip olacagim bildiklerin-
den girket henüz bu duruma gelmemigken onunla birlegmenin getirecegi büyük yararlann da bi-
lincindeydiler. Shell açisindan ise birlegme bu girketinStandard'm New Jerseykoluyla ve öteki
Amerikan girketleriyle arasmdaki dünya çapi rekabette Shell'e güç verecekti. Ayrica Anglo-
Pers'in Ingiltere pazarmm anahtari olan Kraliyet donanmasma, petrol vericisi olarak yapmakta
oldugu tercihe dayanan uygulamaya da son verecekti. Deterding endüstrinin nasil bog yere, za-
rara çaligtigmi ve iglerin gereksizyere tekrarlandiginigörmüg, bundan irkilmigti. Bu görügünü
vakit gegirmedenStandardOil bagkanma bildirirken gunlan söylüyordu: "Dünya agiri üretím-
den, agin antmadan, agin tagtmaciliktanve nihayet en önemlisi, agirl perakendecilikten1stirap
çekmektedir."
Anglo-Pers zaten uzun bir süredir kendisine hükümetin sahip olmasmm getirdigi sorunlar-
la kargi karmyayd1. Digigleri'ne mensup birinin söyledigi gibi, birçok ülke
"girketin
her hareketi-
nin dogrudan hükümetten" esinlendigini, bunun hem girket hem de hükümet kararlanni for-
müle ettigini zannedlyordu. Amerika'nm kigkirtmasina tepki olarak, Latin Amerika ülkeleri hü-
kümet kontrolü altmdaki petrol girketlerine ve özellikle de Anglo-Pers'e imtiyaz vermeyi yasak-
11yordu. Su girketin Ingilterehükümetine olan bagtnin Anglo-Pers'in kendi öz yurdu olan Iran
lçin tehlikeli olabilecegini dügünüyordu. Bir vakitler askeri komutanken kendisini ülkenin hü-
kümdan yapmig olan Riza Sah'mgözünde Anglo-Pers daha gimdiden ingiftere hükümetiyle faz-
la stki fiki iligkideydi. Sahbu görügteolduguna göre girketin ve lngiltere'nin konumu acaba ne
denli güvenli olurdu? Anglo-Pers'in ülkedeki genel konumu daha gimdiden kritik durumdaydi.
Sir ingilizyetkili gözlemini gu sözcüklerle dile getiriyordu: Eldekibütün gelir gimdiki halde bir
"

tek kaynaktan, Iran'dakibirkaç bin milkarelik bir bölgeden geliyor.Dogal afetler veya dügmanca
bir hareket sonu bu küçük araziden alman üretim durdurulacak olursa, bu gerçekten gok tehli-
keli sonuçlar verir."
I

187
SonundaÌngilizhükümetinin bazi yetkilileri Shell ile yap11acakbir birlegmenin Anglo-Pers
çikarlarimdagLlaCag Ve böylece de riski azaltacagt kamsma vardilar. Eu yapildigi takdirde,yapi-
lacak bu iglemden hükümet uzun zamandir istedigi, Shell üzerinde kontrol hakkma kavuçuyor-
du. Shellde bir noktaya kadar buna istekliydi. 1923senesindeShellmensubuRobert Waley Co-
hen'in sözleriyle "Bu kontrol sorunu aslmda çogunlukla saçmaydtve tamamen duyguya daya-
nan bir konuydu." Robert Waley Cohen sözlerine gunu da ekliyordu:"Eger kontrolü devret-
mekle güvenligimizigarantiliyor ve gelirimiziartinyorsak, bu devir iginikime olsa yapanz, hatta
Güney Arnerika'daki yerli kabilelere bile. Bunu yapmakta içinizden hiçbirinin tereddüt göstere-
cegini sanmlyorum."
Bu birlegme konusuna, politik zeminlerden baglayarak birçok yönden itirazlar olmugtur.
"Petrol tröstleri"nekargi Amerika'da oldugu kadar Íngiltere'de de halktan gelen bir dügmanlik
vardL Ancak itirazm d
en giddetlisi onanmadan gelmigtir.Donanma sürekliolarak Shell'e muha-
lif taraftakalmigtir. Böyle davranmalda donanma bagindan beri sanldigi aym mantigt yürütüyor-
'para

du. Bir yetkilinin söyledigigibi "Hükümet Anglo-Pers'e kazanmak için degil, milli neden-
lerle, bagimsiz bir girketkurmak için yanagmigt1."Amirallik de, Anglo-Pers'ten bir hayli dügük
fiyatla petrol satm almak hakkindan sonuna kadar yararlamyor, bu konuya özen gösteriyordu.
Özellikledonanma bütçesi devamli olarakkismtiya ugrama tehlikesindeoldugu için bu konuda
israrli davramyordu. Bu arada Anglo-Pers'in kendisi de birlegmeye kargi piddetli iriraz göstermig-
tir.CharlesGreenway bu igletmeyi sonunda nefret ettikleri Shell'inbir parçasi olsun diye bu de-
rece canla baglaçahgip entegre bir girkete dönügtürmemigti.

Churchill Ige Karigiyor


Hiçbir engelle kargilaginadanyapilan böyle bir itiraz aktmma kargiShell, Anglo-Pers'i nasil devra-
lacakti? Sirketin bagmdaki adam Robert Waley Cohen üstün zekâya sahip biriydi ve bunun da bir
çaresini bulacakti. lyidüzenlenmig bir akyamyemeginde Churchill'e yaklagipçok ilginç bir teklié
te bulundu. Acaba eski Bagbakan ve Kabine'nin eski seçkin üyesi Shell adma bir projeye girigir
miydi? Kendisinden ne görev beklendigi sorusuna ise u cevab1veriyordu: "Anglo-Persve Burma
Petrol'ün her ikisinin Shellile birlegmesi için kulis yapmak." Shell'in,hükümetin Anglo-Pers'teki
hisselerini de satm alabilecegini sözlerine eklemigti. Böyle bir birlegmeyi Burma Petrol de destek-
lerdi. Cohen, üstüne basa basa, Churchill'inböyle yapmakla aslmda IngiltereÌçinçahymigolaca-
gtmvurguluyor, bu inancma neden olarak gugörügüileri sürüyordu: "Baganlioldugu takdirdeÌn-
giltere dünya çapmda bir petrol sistemiüzerinde tam kontrol sahibi olacak, tüm petrol egemenli-
giÍngiltere'ye
geçecekti."
Teklifin zamanlamasi mükemmeldi. Çünküyll 1923'tü ve 1923 yaz aymda
"petrol

savu-
nucusu" Churchillipsizdi. Parlamento'da, Dundee East bölgesindeki seçimde yenilgiye ugramig-
ti. Ayrica Chartwell malikânesi admda yeni bir ev satm almigtive masraflanm kargilaylp iki ucu-
nu bir araya getirmekiçin durmadan yazi yazmaktaydi. Ekonomik durumlari konusunda egine
"açhktan
ölmeyiz" dedigi söylenir. Churchill'leyaptig tartigmahkonugmadan sonra Cohen öy-
le diyecekti: "Churchill o dakika durumu bütünüyle kavrad1."Ancak bu Cohen'in görügüydü ve
Churchill ona sadece konuyu dügünecegini söylemigti. Tüm hayatim adad1gl siyasikariyerinin
bozulmasim kugkusuz istemezdi. Ayrica hayatim da kazanmaya mecturdu. Tekliti kabul ettig
takdirde Büyük Savag konusunda yazmakta oldugu Dünyada Bunalim{The World Crisis) adh
kitabmm dördüncü baskismi bir kenara birakmasi gerekecekti.Eu nedenle kendisine kugkusuz
"güphesiz
bir ücret ödenmesi gerekecekti.Cohen bu soruya ödenecek" yamtim veriyordu.
Kisaca dügündükten sonra Churchill teklifikabul ettigini bildirdi. Ancak ya ücret konusu
ne olacakti? Proje olumlu sonuçlanmadigt takdirde Churchill on bin pound, olumlu sonuçlandi-
gi takdirdede elli bin pound istlyordu.

188
Cohen, Churchill'in istedigt ücretin boyutu kargisinda hayrete kapildlysa da sonunda bu
talebikabul etti. Çünküistenen tutar Shellile Burma Petrol arasinda bölünüp egit olarak ödene-
cekti. Burma Petrol'ün bagkam ücret talebi içín gunlari söylüyordu: "Ücretkonusunda Churc-
hill']e pazarliga girmemiz mümkün degldi." Burma yetkilileri paranm ne gekilde ödenecegl ko-
nusunda endigeliydi. Çünkübu denlí büyük bir paray1alan ki ínin adi defterde açiklanmayacak
.

olursa vergi müfettipleri bu ödemeyi onaylayamazdi.Uzun görügmeterdensonra gizlibir hesap


açilmasma karar verildi.Böylece ChurchillBurma Sirketi ve on yll evvel Donatima Bakam iken,
donanmayi petrol çagi düzeyine getirmesavagmdasittim yere getirip cezalandirdigi girket olan
Shelliçin çaligmaya koyuluyordu. Shell'e kargi oldugu günlerde Avam Kamarasi'nda, hüküme-
tin Anglo-Pers'ten hisse alma ve girketbagimsizhgim garantilemesininbag nedeni olarakShell'in
açgözlülügünügöstermigti. Simdi ise tüm bu yaptiklannm tersinisöyleyip, hükümeti aym hisse-
leri, Anglo-Pers hisselerini satmaya ikna etme yolundayd1. Görügünegöre gimdiki kopullar böyle
yapilmastm gerektiriyordu. Ülkenin politik ve stratejikçikarlanaçtsmdan bu gerekliydi. Bu his-
seler Shell tarafmdansatin alinacak, böylece Hollanda Kraliyet/Shell Grubu'ndaki agirhk denge-
si Hollanda'dati alimp Íngiltere'nin eline verilecekti.
Churchillhiç vakit kaybetmedi. 1923 Agustosayinda zamanm BagbakaniStanley Bald-
win'i aradi ve teklifinibildirdi.Su ziyaret konusunda epine yazdigi mektupta sözlere yer veri-
su
yordu: "Bagbakan'm petrol düzenlemesine, tamamen sicak baktigi anlagillyor. Konugmasmdan
anlagldigtnagöre bu Waley Cohen'in görügü ile uyum sagliyordu.Kargimda sanki Waley Cohen
-
varmiggibi bir hisse kapildim. Eminim bu his.geçicidir. Simdi beni dügündüren bir tek konu var,
kendi durumum... Bunu herhangi bir eleptiriye yef vermeyecek gekildeayarlamak gereklyor."
Churchill'lekonuptuktan sonra Bagbakan Baldwin, Ingilterehükümetinin petrol igini birakacagt-
na kesinlikle ikna almugtu. Öyleki kafasmda hükümet hisselerinin alimmda ödenecek paray1
belirleyen bir rakam bile vard1. Churchill'e "Yirmi milyon pound samnm çok fyi bir fiyat sayilir"
demigti. Bu, on seneden daha kisa bir süre önce hükümetin ödemig oldugu flyatm yaklagikon
katlydi ki, spekülatif bir yatinm sayllan höyle bir i; için mükemmelsayilmasi gerekirdi.
Ancak igler planlandigt gibi yürümedi. Daha ilk adimi atmaya vakit kalmadan digandan bir
müdahaleoldu. 1923 senesi sonunda Baldwin aniden bir erken seçim karan aldigt için Churc-
hill, üstlendigi görevi tamamlayamadanalmig oldugu avansi iade ediyordu. Istifadansonra
Churchill bit kez daha sevdigi ve dogal meslegi saydigi politikaya d0nüyordu. iktidar yeniden
Muhafazakar bir azmlik hükümetine geçecek ancak bu hükümet kisa sürede dügecekti. Azmlik
hükümetinden sonra bu defa iktidara Ingiltere'ninilk iççi hükümetini olusturan ÍççiPartisi geç-
ti. Bu parti hem birlegmeye hem de hükümet hissesinin satilma projesine kesinlikle karit bir tu-
tum içindeydi. 1924 güz mevsiminde, iktidar bir kez daha el degigtiriyor,yeníden Muhafazakär-
lar'a geçiyordu. Ancak Muhafazakâr Parti de, günün kogullari içinde, hükümet hissesinin satil-
masmakarplydi. Hükümetin Maliye Müstegan, Anglo-Pers bagkani olan Charles Greenway'e gön-
derdigi bir yazida gunlan söylüyordu: "Majestelerinin hükümeti, bu hisseleri satmama politikasi-
na baghdtr ve hisselerin satilmasina niyetli degildir." Hazineden sorumlu olan bakanlik Mallye
Bakanligi'ydi ve yeni Maliye Bakani da MuhafazakârParti'nin en son transferiolan Churchill'den
bagkast degildi.

Petrol Kitligi ve Aç1k Kapi


Ortadogu sadece Avrupa'mn petrol varligimn kaynaklandigt yer olmaklakalmlyordu. Amerikan
girketleri de son zamanlarda dünya çapinda petrol üretimi için bir kampanya baglatmigtl. Kam-
panyanm Amerika'yt Ortadogu'ya itmesi kaçmilmazdi, Birinci Dúnya Savagt bitiminde ve
1920'lerinilk yillarmda Amerikan petrol sanayii ve birçok hükümet temsilcisipetrol kaynaklan-
nin yakmda kuruyacagi korkusuna kapilmig ve bu onlarda sabit fikir haline gelmi ti. Sava; süre-

189
since yaçanmig olaylar -'Benzinsiz pazar günleril ve petrolün savasta oynadigi rol dikkate ahn-
diginda, bu.korkunun yersiz olmadigi anlagihr. 1919 yllmda, görevdenemekliye ayrilmakta olan
bir yetkili Bagkan Wilson'a yazdigimektupta, Amerika'mn kargismdaki en ciddi uluslararasi
problemin yabanci petrol rezervindeki eksiklik oldugunu säylüyordu. Baykan Wilson da, büyük
esefle, bu görüge katillyor ve "Ne yurtiçinde ne de yurtdigmdayeterlipetrol bulmamizi garanti-
leyecek hiçbir yöntemimiz yoktu" diyordu. Amerikan petrol kaynaklarmda beklenen çabuk ku-
ruma olayt petrole olan talepteki artipla kiyaslanacak gekildeölçülüyordu. Alman sonuç 1911-
1918 arasmda Amerikan petrol tüketiminin yüzde 90 arttigmi ve aynca, artigin devam edip sa-
vag sonunda daha da hizlanacagim göstermigti.Ote yandan Amerikalilar'daki otomobil tutkusu
giderek daha da yogunlaglyordu. 1914-1920 arasmda Amerika'da kayttl1 motorlu tagit sayisi
hayret verici bir düzeye ulagmig, 1,8 milyondan9,2 milyonafirlamigtt. Petrolsüz kalma korkusu
giderek yerlegiyordu. O kadar ki bir senatör Amerikan donanmasma ba§vurup petrolden kömü-
re dönmesi çagrismda bulunuyordu.
Bu korkuyu paylaganlar arasinda mühendisler Ye bilimsel jeolojiuzmanlari da vard1.Ame-
"önlerindeki

rika BirlepikDevletleri Madencilik Bürosu müdürü, 1919'da yaptigt bir tahminde,


iki ila beg yll içinde, bu ülkedeki petrol yataklanmn maksimum üretime ulagacagini, ondan son-
ra ise giderekbüyüyen bir üretim dügügüyle kargilaçacaklarmi"söylüyordu. Ayrica, Amerika Bir-
legik Devletleri Jeolojik Aragtirma Müdürü George Otis Smith de bir "Benzin kitliginm" söz ko-
nusu oldugunu bildiriyor, halki uyarlyordu. Su halde yapilmasi gereken gey neydi? Otis
Smith'in görügüne gôre tek gare denizagiri ülkelere gitmekti; "Hükümet Amerikan i; hayatmda-
ki herkese çevresinigenigletip petrol üretimiyle ugragan kimselerle iligki kurmasi için moral des-
tek vermeli ve dünyanm her yerinde petrol üretme faallyetiyapmaya tegviketmeliydi." lddiasm-
da çok da kesin davrantyor ve herkesçe bilinen Amerikan petrol rezervlerinin tam dokuz sene
üç ay içinde tükeneceginiiddia ediyordu.
Tüm bu olaylar geligirkenbir taraftanda bagka bir konuda Colorado,Utah ve Nevada dag-
larmda sakli "Sist yagi" potansiyelinden söz ediliyor, sonu gelmez tartt§malaryapiltyordu. 1919
yd içinde büyük olasiliklabu gist'lerden
"bir

y11mdayapilan kehanete dayall bir tahmine göre


petrol çikarilacak, bu petrol, kuyulardan elde edilen petrolle rakip duruma gelecekti." Bu arada
aract olan hig kimsenin hüsra-
"motorlu

ünlü National Geographic dergisi copkulu bir anlatimla


talebini kargilayacak kadar bol
"herkesin

na ugramayacagml" yaziyor, sebep olarak gist yagimn


benzin sagayacagmt, bunun gelecekkugaklar boyunca torunlannmtorunlarmabile yetecegini"
söylüyordu. Atsiz araçlarmtahtindan indirilecegl tehdidi artik kesinlikle geçersíz olmugtu. An-
cak, ne yazik ki, gistyagt teklifindebulunantar feci gekildeyanilmly, üretim mastafi tahminini
son derece dügük hesaplamglardi. Ingiltere'dede benzer bir üretim dügügü beklenmekteydi.
Ancak bu ülkede yakitm kömürden çikanlmasi öngörülüyordu. Gerekli aragtirmalarAnglo-Pers
Sirketi'nce yürütülüyor, ingilterehükümeti Kudüs enginan yetigtirilmesi için Dorset bölgesinde
iki hektarlik bir arazi tahsisediyordu. Enginarm alkol içerdigi bilinir. Hükümet de bu araziyi, en-
ginarm ticari ihtiyaci kargilayacak, otomobilyakiti olarak kullanmaya yetecek kadar alkol vere-
cegi ümidiyle tahsis etmigti.
Bir yandan petrol sikmtisi beklenirken, öte yandan da flyatlar bagini allp gidlyor, petrol si-
lontisi beklentisini daha da körüklüyordu. 1918-1920yillan arasmda ham petrol flyati birdenbi-
re varil bagma iki dolardan üç dolara çikarakyüzde 50'lik bir artig gösteriyordu. Eu da yetmiyor-
muy gibi 1919-20 kig mevsimi mazot arzmda gerçek bir dügüge tamk oluyordu. Genel kamya
göreAmerika da yakmda önemli bir petrol ithalatçist durumuna gelecekti. lçte bu inanç ve bek-
lenti Amerika'mn Ïngiltere'yle arasmdaki uluslararasi rekabetin dozunu giddetlendirecek ve bu
ülkeyle arasmda sürtügmelere yol açacakt1. Amerikan petrol endüstrisi ve Amerika hükümeti,
Ingiltere'nin,dünyanm geri kalan petrol kaynaklarmi Amerika'nm harekete geçmesinevakit bi-
rakmadan satm almak için kendi saldirgan politikasmi uyguladigma kesin olarak inamyorlardt

190
Bunun bilincinde olarak Washington vakit kaybetmeden petrol girketlerinin yardimma koguyor,
bu girketlerinyabanci petrol saglamadaki mücadelelerinde onlara destek veriyordu. Izlenenpren-
sip "AçikKapi"prensibiydi- diger bir deyigle,Amerikan sermayesine ve petrolcülügüne egit gans
verilmesi prensibiydi.
ingilizlerbu kampanya kargismda kayitsiz kalmamig ve tepki göstermiglerdir. Tepkileri çe-
gitliduygularm bir bilegimi, çüphecilik,incinme, öfke ve hoggörüsüzlük örnegiydi. Amerika'nm
tüm dünyada üretilen ham petrolün üçte ikisini tek bagma ürettigini iddia edlyorlard1.Petrol Yö-
netim Kurulu'nunBagkam olanJohn Cadman, Amerikah bir dostuna yazdigi güpheifadeleriyle
dolu mektupta gunlan söyleyecekti: "Senin veya Amerika'daki herhangi bir petrolcünün, gele-
cek 20, 30 yll içinde petrol rezervlerinizin tükenecegipalavralarma gerçekten inandigmizi san-
m1yorum." Ne var ki Amerika da hem bir petrol kitligt hem de rekabet korkusu içindeydi. Bu iki
korku Amerikan girketlerinidünya çapmdepetrol aray1ciligina-ve mevcut üretimi satm almaya
itiyordu. Stratelideyapilacak degigikliklerin, tankerlerde,boru hatlannda ve sondai tekniklerin-
de yapilacak teknolojikdeglgikliklerle desteklenmesi gerekiyordu. Teknolojik yenilik fiziki güç-
lüklerin ve mesafe sorununun ortadan kaldinlmasmda da yararh olacaktL Savagtan önce bu iki
sorun global aragtirmada ve üretim faaliyetinde engel tegkiletmigti.
Artik tüm Amerika'nm gözü Ortadogu'ya,özellikle de ingilizmandasmdaki Mezopotam-
ya'ya çevrilmigti. Ancak oradaki kapi da henüz belirgin bit biçimde aç1k degildi. Nitekim Stan-
dard OilNew York temsilcisiiki leologgizlice Mezopotamya topraklarma süzüldüklerinde ingi-
liz Sivil Komiserligi'nce tutuklanacakve Bagdat'taki polis merkezine götürülecekti.
1920 San Remo Antlagmasi ve Mezopotamya petrolünün ingilizler'leFransizlar arasmda
bölünecegi haberi Washington ve Amerikan petrol endüstrisince de duyulmug, gagkmliga.yol aç-
migtL Íki ülke arasmdaki bu anlagma Amerikan basmmda f1rtinalar koparacak, giddetle kma-
narak, modasi geçmig emperyalizm olarak yorumlamp protesto edilecekti. Bu anlagma savagtan
muzaffer çikmig Müttetikler'inaralannda kararlagtirdigi
"haklann
egit paylagilmasi" prensibini
ihlal edici görülmüg ve bu yüzden çok çirkin bir komplo olarak yorumlanmigti. New Jersey Sir-
keti durumdan derin endigeduyuyordu. Biri ingiltereile Fransa, digeri de Shell ile Anglo-Pers
arasmda ikili bir ittifak kurulmasmdan korkuyordu. Su ittifaklarm girketi üretim digmda biraka-
cagmdan ve tüm dünyada sahip oldugu pazarlardan diglayacagmdan endigeliydi. Su endigelerle
New Jersey,Devlet Bakanligi nezdinde durumu giddetleprotesto etti. Bakanlik da bu konuda en
az Jerseykadar giddelle sözü edilen anlagmanm "Açik Kapi" kutsal prensibinin ihlali oldugu ka-
msmdaydi. Sonuçta Kongre 1920'de "Maden Kaynaklari Kiralama Yasasi" adlyla bir yasa çtkar-
di. Yasa, Amerikalilar'1 yabanct topraklardapetrol arama faallyetinden men eden uygulamaya
misilleme olarak çikarilmigttve bu uygulamayayapmig olan hükümetlerin mensuplan için geçer-
liydi. Yasanm çikanlmásmdaki amaç, özellikle DoguHint Adalan'nda yayayanHollandalilar'a ve
Mezopotamya'daki ingilizler'e yönelikti.
Geliçmeleri kugkuyla izleyen gözlemciler, ilericilik hareketinin sembolü sayilan Wilson ida-
resinin,bu defaki agamadapetrol girketlerineve öncelikle de Jersey'e çok büyük destek verme-
sinden pagkmhgadügmüglerdi. ÇünküJersey,sadece on yll kadar önce Yüksek Mahkeme'ce
mahkûm edilmig olan ve "Elder" adiylatanman StandardOil'in birinci varisiydi ve bu gerçek
henüz belleklerdeydi. Íngiltere'nin Washington Elçisi de hayretler içinde kalmigtL Sava; öncesi
yillarda Amerikan idaresinin petrol girketlerineyüz vermedigini ve bu girketlerleyakinliga giren
bir hükümet mensubunun nasil kusku içinde oldugunubildiginden, gimdi nasil olup da Wilson
idaresi ile StandardOil'in savag öncesi iligkileri tamamentersine döndürerek lyi iligkilere girdik-
lerini anlayamlyordu. Gerçek gudurki bu anlagmada etken olan faktörler petrol kitligt düzeyinin
artmasi ve ingiltere'ninihanet edecegi konusundaki kugkulardl. Igtebu iki neden yeni ittifakm
daha da kuvvetlenmesi sonucunu verdi. Sava; süresinde 14dünyast
- hükümet igbirligi de kuv-
vetlenmí ti. ÖrneginStandard'm New Jerseykolu, Müttefikler'in sava boyu tükettigítoplam

191
petrolün dörtte birini, tek.bagma saglamigttr.Kurumlar arasmdaki bu iligkinin degigimini zorla-
yan daha bagka nedenler de vardi. llericilikve reform hareketleri artik gücünü kaybetmeye bag
lamigti ve Amerikan igadami da bir kez daha 1880'lerde ve 1890'larda oldugu gibi, kahraman
görünümündeydi.Bu nedenle de hükümet, igadamma artik köstek degl destek oluyordu.
1921 ylhnda iktidara gelen yeni CumhuriyetçiPartill Warren Hardinge tam bir igveren
yanhslydive Amerikan petrol varliklanm koruyup savunmada kendisinden önceki bagkandan bi-
le daha etkili oldugu, zamanla ortaya çikacakti.Warren Hardinge, Mezopotamya da dahil olmak
üzere, Meksika'danDogu Hint Adalan'nm Hollandalilar'a ait kesimine kadar olan topraklarda
Amerikan petrol sanaylini korumayi bagarmigtir. Bu arada BirlegikDevletler'le ingilterearasmda-
ki gerilim de gidetek artmaktayd1. Sonra, birdenbire hiç beklenmedik garip bir gey oldu. Ingilte-
re aniden uzlagir bir tavir alarak Mezopotamya çahymalannakatihm için Amerika'ya açik sinyal
verdi. Acaba bunu niçin yapmigti? Her seyden önce, Türkiye Petrol Sirketi'nin statüsünün belir-
sizlik içinde oldugunun bilincine vardigL igin. Türkiye Petrol Sirketi'nin 1914'te kazanmig oldu-

gu acaba gerçekten bir imtiyaz miydi? Yoksasadece imtiyaz için verilmig bir vaat miydi? Ilk ne-
den budur. Aynca, Ìngiltere'nin Amerika'yla ilgili gündeminde dügünmesi gereken daha birçok
ekonomik ve stratejik endigelerivardi ve bunun için Amerika'yla igbirligi istiyordu. Londra ayn-
ca kendi açtsmdan Amerika'da giderek büyümekte olan ve o günlerde doruk noktasmdaki Ingl-
liz dügmanligLnm farkmdayd1ve durumdan endige ediyordu. Hatta Amerikan Kongresi'nde bir
misillemeye girigerekAmerikan petrolünün ingiltere'yeçikanlmasma ambargo uygulama söy-
lentilerinden de haberdardi. Aynca, Mezopotamyaçabgmalarmda Amerikan katibmmi yasakla-
ma gibi bir hatada bulunursa, bunun ingiliz-Amerikan iligkilerini büsbütün kötülegtireceginin
hatta eskisinden de fena yapacagmm bilincindeydi. Sayet bunun aksini yapar, Amerika'yldogru-
dan ige kari tmrsa, kazançh ç1kacagtkamsmdaydL Söyleki: ingiltereMezopotamya'da gelig-
mekte olan, Íngilteredestekli hükümete gelir saglamak durumunda oldugundan, bölgedeki pet-
rol kaynaklannm mümkün oldugunca çabuk geligtirilmesini istiyordu. Böyle bir uzlagma, ingil-
tere hazinesi üzerindeki basklyi azaltacaktL Amerikan sermaye ve teknolojisinínbu iglemi ça-
buklagttracagmdan kugkusu yoktu. Sonuç olarak Shell, en azmdan, Amerikan katthmmin dün-
yamn bu istikrarsiz bölgesinde çikabilecek herhangi bir politik sorunda, girketleri güçlendirece-
gineinamyordu. Bu arada ige Kaluste Gülbenkyan da kanylyor ve DigigleriBakanhgi Daimi Müs-
tutmaktan daha iyi oldugunu söyleyerek tav-
"digta"

teparhgfna,Amerikahlar'i
"içte"

tutmanm "rekabet

siyede bulunuyordu. Onun görügüyle de, imtiyaz söz konusu oldugunda etmek" ve
okumamn" tek yolu buydu. Daimi Müsteçar, Gülbenkyan'm bu görügüne katilip ikna
"meydan

olacakve Anglo-Pers ve Hollanda Kraliyet/ShellgirketlerineAmerikahlar'1 ige dahil etmek ko-


nusunda hem de mümkün olduguncaçabuk talimat verecekti. Bunu izleyen günlerde Daimi
Müstepar, Gülbenkyan'a mektup yazacak ve Ermeni'nin Amerikan katilimmi saglamada aract
rolü oynadigmi ifade edecekti.

Patron Walter Teagle


Ortada çözüm bekleyen bir soru kalmigt1.BirlepikDevletler'in destekleyecegi Amerikan pirketle-
rinin hangileri olacagt sorunu. Bu denli agir olan ve diplomatik enerji gerektiren bir igin sadece
bir tek girkete,Standard'm Jerseykoluna odaklanmas1 biraz garip olmaz miydt?Bu konunun ele
almmasi için içlerinde Ticaret Bakani Herbert Hoover'm da bulundugu birtakim nüfuzlu kigiler
bir Amerikan pirketleribirligi kurulmasini ve bu birligin Mezopotamya'da faallyete geçmesini
önerdiler. Su önerlyi yapanlardan Hoover petrol igini ve risklerini iyi bilen biriydi. Hoover savag-
tan önce bu içte çalismig ve hatta Peru'daki petrol mal varligmdan bazilanm New Jersey'den
Walter Teagle'a satmigtL O zamanlar Walter Teagle, ülkenin gelecektekibagkamm notlarmda
görünü Jü adam" olarak tarif etmig, gofre kumagtan elbisesi ve beyaz tenis ayakkabilany-
"garip

'

192
la alay etmigti. Oysa ki imdi·, 1921'in bu Mayis günündekitoplantida Ticaret Bakamsitatlyla Ho-
over,Devlet Bakani Charles Evans Hughes'le beraber, Walter Teagle'in da aralanndabulundugu
bir petrolcü grubuna,içtenlikle Amerika'mn sadece bir tek girketiçin kaplyi açamayacagun,an-
cak temsilei.bir petrolcü grup için açabilecegini açikkyordu. Kendi hesabma Jersey Sirketi, bu
açiklamadan, yola yalmz olarak devam ettigi takdirde,hiçbir zaman hükümetin devamli destegi-
ne güvenemeyecegini anlamigtL Bu nedenle öncü durumundaki birkaç girketikapsayan bir kon-
sorsiyumolugturdu. Ne gariptirki daha çok yakin bir geçmigte bu ayni grup, ticaretikisitladigt
gerekçeslyle hükümetin eleptirisine ugramigt1.Simdi ise "Aç1kKapt" ve yabanci petrole ulagma-
daki katkismdan ötürü milli bir kahraman olarak destek görüyordu.
Amerikall petrolcülerden olugan bu grubun kurulmasmdan sonra, Avrupa'daki petrolcüler-
le bir çatigmamn kaç1mlmaz oldugu dügüncesiyle Devlet Bakanhgi tüm bunlardan uzak kalmak
için aradan çekilecekti.Geligmeleriçok yakindan izleyip, uzlayma müzakerelerinden uzak kal-
maytyegledi. Bir igadami olan ancak politikact veya diplomat olmayan Walter Teagle ise, Ameri-
kan Birligi'nin sözcülügünü yaplyordu. 1922 ylli Temmuz aymda Walter Teagle, Mezopotam-
ya'da bulunacak ne kadar petrol kaynagt varsa, bunlann igletilmesinde Amerikan katthmim sag-
lamak için yapilan toplantlyibaglatniak üzere vapurla Londra'yahareket etti. Bunu yaparken kat
edecegl yolun ne denll uzun ve zor oldugu hakkmda hiçbir fikri yoktu.
Sonuçta ortayayeni bir manzara çikmigtt Bir taraftasadece Standard Oil'i degll, Amerikan
itketlerinin tüm konsorsiyumunu temsileden Teagle, öbür taraftaise Henri Deterding, Charles
Greenway ve Fransizlafi temsilen CFP üyesi Albay Ernest Mercier masanin
,etrafmda

oturuyor-
lardt. Masaya yakm bir yerde de Kaluste Gülbenkyan vardL Teagle'a muhalif olanlann hepsi Me-
zopotarnya imtiyazmi elinde tutan veya en azmdan tuttugunu sanan Türklye Petrol Sirketi'nin
birer ortaglydi.
Bu toplantidasahnede sanki bir dram oynamyordu Ve dramin bagoyuncusu da, _konugma-
lardan Teagle'm baydügmani oldugu anlagilan Gülbenkyan'di.Su iki adam, Teagle ile Gülbenk-
yan arasmdaki benzersizlik hemen her yönden net bir gekilde kendini gösteriyordu.Kisacik bo-
yu, etkileyici olmayan tavnylaGülbenkyan güphecive diyalog kurmaya elverigsiz bir izlenim ve-
riyordu. Teagle'a gelince, o hemen çevresindekilerietkisi altma alabilenbiriydi. Urun boyu ve
yüz kirk kiloyu bulan agirliglile, çok cüsseli bir adamdi. Çikolatay1 çok sever, tutku derecesinde-
ki bu aligkanliglyla da kolay kolay bag edemezdi. Dostça niyetler besleyen her tipikAmerikah gi-
bi konuya dogrudan ve açikhkla girenbir izlenim verirdi, Gülbenkyan'miglerini sessizce ve ken-
di adma yürütmesine karym, Teagle dünyanm en büyük petrol girketiní, Standard Oil Tröst'ten
sonrakurulmuy ve bu girketikat kat geÇenbir girketlertoplulugunuyönetiyordu: "Patron" laka-
blyla amlan Teagle, New JerseyStandardOil'de tek bagma egemen olmug, tüm petrol dünyasm-
da en önde gelen,tamnan bir kipilik olarakisim ýapmigti. Gülbenkyanise daima gölgede kalma-
yi tercihedlyordu.
Tüm bu 21thklara kargm bu iki adam arasmda garip benzerlikler vardi. Teagle da Gülbenk-
yan gibi bir petrolcü olarak dogmugtu. Petrol dünyasma ikinci kugaktan atilan Gülbenkyangibi
o da, baba tarafmdan,ikinci kugak olarak katilmigti. Anne tarafindansaüçüncü kugak petrolcüy-
dü. Annesinin babasl olan Maurice Clark, 1865'te kritik bir
"açik
arttirmada" JohnD. Rockefel-
ler'in, çirketinisatm alip kendisine ortak yapmly oldugu adamdir. Teagle'in babasina gelince,in-
giltere'ninWiltshire bölgesi halkmdan olan bu adam Cleveland'dakien bagarili bagtmstz rafine-
ricilerden biri olup Standard Oil Tröst'ün haksizlik ve saldmlanna yillarcakargi koymugtu. Ida
Tarbell'in
"tgöstün

geçmigi"üzerine yazdigtkitapta StandardOil'den nefret eden ve ona kargi


savaçml; kahramanlardan biri olarakgösterilir.
Gülbenkyan ve Teagle petrol teknolojisininen lyi ögrencilerindendi. Cornell Ûniversite-
si'nde okudugu yillarda Teagle hemen her ögrenci faaliyetinde idareci veya organizatörolarak yer
alirdi. Mezuniyet tezinde konu olarak
"ham
petrolün desulfirizasyonu" konusunu almig, olaga-
.

193
nüstü begeni kazanarak endüstriyel kimyada hiç rastlanmamig bir not olan
"yüz"

puan almigtt.
O da Gülbenkyangibi hocasi taraftndan çaligmalanmilerletmeye teçvikedilmigancak babasimn
iddetle kargi koymaslyla kargilaçmigti. Gönderdigitelgraftababas1
"derhal

eve dön" talimatini


vermig, Teagle da buna uyarak Cleveland'a dönmügtü. Burada aileye ait bir rafineride saat bagi-
na on dokuz sent ücrelle çabymaya baglayacakti. Daha sonra babas1 onu satic11tk igine göndere-
cek ve Teagle bu lyte de fevkalade bagariliolup, ikna yetenegiyle parlayacakti. Ancak bu igte de
uzun süre kalmadi ve bu defa aile mesleklerini, babasmm onca yll boyu nefret ettigi Standard
Oil'e satmast için eve çagnldi.Artik babasi daha fazla yük kalditacak, Standard'la u ,ragacakdu-
rumda deglldi. Mücadele etmelitense, malmi satmayi yegliyordu. Öte yandan, Standard Oil
genç Teagle'a göz koymug, sadece alle meslegini degil, o meslegin sabibinínoglunu da almay1
kafasma koymugtu.
Simdiartik aile meslegi Standard'meline geçmig, "CumhuriyetçiPetrol" adim alarak yeni-
Genç Teagle yeni kurulan girketin bagma getirilerek
"patronluga"
den teykilatlanmigti. atanmig-
ti. Çok geçmeden çegitliyetenekleriyle göze çarpacakti. Petrol i inin tüm agamasma olan hâki-
miyeti; teknik, ticarive idari ayrmtilardaki bellek kuvveti; bitmez tükenmez enerjisi ve dig görü-
nümünün sergiledigi çekiciligin altmda sakli boyun egmeyen kararhhgi ve otoriter kipiliglyleder-
hal dikkat çekmigti.Saticihkta geçirdigi yillar ona Gülbenkyan'm Kapali Çarg1'da ögrendigi bir
felsefeyi ögretmigti: Daima en iyi ahgverig hangisiyse onun pegine dügme prensibi. Cumhuriyet-
çi Petrol'de beraber çahitigi bir meslektagi onun için pöylesöyleyecekti: "Her geydemutlaka pa-
Durmadan pazarlik, sonra yine pazartk, hep pazarhk yapardi. Hele ahyverigi
- zarhga girigirdi.
eger girkethesabma yaplyorsa, örnegin satin almak istedigi beg sentlik bir puroysa,be; sentin bir
tek puro için çok oldt1gunudügünür, dört sente almak için pazarlik yapard1."
Teagle'm yükseligi çabuk olmug, l 908 yllmda Standard Oil'in Yabanci Dig Satim Komisyo-
nu Bagkanlig'na getirilmigti.Milletlerarasi pazar yerinin yeni dinamizm ve teknikleriniStan-
dard'm öteki üst düzey yöneticilerinden daha lyi kavramigtl. Çahytigi sürece Henri Deterding'i
daha iyi anlayabilmek için çaba göstermig ve Hollanda Krallyet/Shell karmasiyla uzlagmayap-
mak istemig, bunda epeyce de mesafe kazanmigt1.Bir defasmda, Uzakdogu'da kargilagtiklan çok
zor bir sorunun halli için iskoçya'da Deterding'le iki gün boyu keklik avina çikmig, iki gün de
poker oynamig, sonunda istedigini almigt1.Birbirlerine kargi duyduklan dostluk derecesini bulan
sayglya karçm ikisi de, iligkilerinde hâkim olan güpheciligiyenememiglerdir.
Aralanndaki iligkide gansab1raktiklan pek çok gey vardi. Kabaca ifade etmek gerektiginde,
her iki adamm da birbirine kargi tam anlamiyla güphe duyduklan ve birbirine güvenmedigi söyle-
nebilir. Teagle'in bir kere söyledigt gibi, "Deterding her konuda sik sik fikir degigtiren ve sontà da
bunu kargismdakine 80ylemeyi unutan bir kiplydL" Teagle ömrü boyunca Hollanda Kraliyet/Shell
karmasmi kargismdakirakipler içinde fri tehlikelisive öldürücüsü olarak görmügtür.
1909 yllinda, Teagle, büyük güç ve nüfuz sahibi H.H. Rogers'dan boçalan koltuga oturuyor
ve Standard OiPin en güçlüyöneticisi oluyordu. H.H. Rogers'm aym zamanda lda Tarbell'e içer-
den bilgi saglayan bir kaynak oldugu unutulmamalldir. Teagle, H.H. Rogers'dan bogalan yere ge-
tirildiginde henüz otuz bir yagmdaydi. Bu konuda yorum yapan bir gazete "Kendisi bu konuma
John D.'nin yerini doldurmasi için getirildi" demig, ayrica, bir Mark Twain hayrani olan Ro-
gers'in tersine, Teagle'm en sevdigi yazarlann Dun ve Bradstreet oldugunu yazmigtl. Teagle
Standard OÍlüzerinde bir çegit idari - felç mekanizmasimn egemen oldugunu ve bunun çogun-
lukla girketeyöneltilen güvensizlik ve hukuki saldirilardan kaynaklandlgLm anlamigt1.Diger bir
neden olarak da girketinyeni geligmekteolan globalyangmayaayak uyduramamasim ve yaban-
ci kaynaklardan kendine ait bir ham petrol üretimi saglayamamasmi görüyordu.
1917 y11magelindiginde Teagle otuz dokuz yagmdayken Standard Oil Sirketi'nin New Jer-
sey bagkanligina getirilecekti. Kendisi için yeni tip bir liderlik sergiliyordu. Bir önceki kugagm
aksine girketin belli bagh hissedarlan arasma girmemig, profesyonel idarecilik yapmigtir. Teagle,

194
New JerseySirketi'ne katilmakla Amerikan i; yagammda ve girketin dogasmda bir yeniligin, de-
gigmenin y ankisi olmugtur. Ileriki yillarda Standard'm tüm faaliyetlerini.ve yapisim bagtan sona
yeniden kuracaktL Yenilikyapmakla beraber, girketin geçmigi ile olan bagtantisini devam ettir-
meye de özen göstermig ye bu baglantmm adeta temsilciligini yapmigttr. Kendisi ne de olsa Roc-
kefeller'in, ilk ortagi olan kipinin torunuydu.Sirketin geçmigle olan baglantistni devam ettirmek-
te oldugunu herkesin açikça bilmesinden yanaydi. Bagkan olur olmaz, bir valdtler Rockefeller'e
ait olan 44 no'lu açilir kapanir yazi masasimkendi ofisine tagitmigve vakit geçirmeden can çe-
kigmekte olan girketeyeniden hayat kazandirmaya çahgmigtir. ilk etapta, agm gizlilik politikasi-
nin girketene denli pahallya mal oldugunu, Standard'akarç1_hallonduydugu antipatiyibesledi-
ginigäzlemig ve halkla daha iyi iligkiler kurmak için büyük çaba göstermigtit. Lambaadim verdi-
gi bir ev dergisi çikaracakve bu derginin onursal editörü olacakti. Bastnla olan fligkilerde
"açik

kapi" politikasi uyguladi.Gazete muhabirleriyle görügmeye her zaman hazirdi, basmla iligkide
dostça ve samimi davranmaya, açtk ve öz konugmaya bilhassa özen gösterirdi. Buna karçm yine .

de 80yledigi her sözü dikkatli bir kontrolden geçirir, her zaman tartip biçerdi. Bu denli dikkatli
oldugu halde, eski rejimle kargilagtirtldigmda, konugma uslûbunun çarpict bir yenilik getirdigt
kugkusuzdur.
Birinci Dünya Savagl'mn son bulmaslyla Teagle girketin büyük bir sorunla, yani ham petrol
arzi sorunuyla kargi karplya oldugunu fark edecekti. ¶irketi ham petrol üretimine itmek için sarf
ettigi çabalardevamli olarak eski geleneklerin böyle
"riskli"
bir faaliyete kargi gösterdigi kargi
koymalarla engelletliyordu. Bu engelleyici tutumlardan biri de girketineski müdürlerindenbi-
rinden gelmigti. Bu deneyimli eski müdür ham petrol üretimine yönelme konusunda gunlan
söylüyordu: "Vaktimizidünyanm her yantnda kuru çukurlar açarak geçirecek degiliz. Biz pazar-
layict bir girketiz." Durum savagsonu dünyasmda petrol sikmtisimn kronik bir hal alacagim gös-
teriyorduVe Teagle da bundan korkmaya baglamigti. Sirketin ham petrol üretimi, rafinerilerin-
den çikan üretimin sadece yüzde 16'st kadardi ve Teagle bunun pirket için büyük bir dezavantai
oldugunu biliyordu. Bu eski rakibi Deterding, tüm dünyada yeni yeni petrol kaynaklan
-arada,

bulup globalbir ham petrol stratejisine yönelmigti ve Teagle bunu da bíliyordu. Aynca Ingiltere
hükümetinin Shellve Anglo-Pers girketlerinibirlegtirmek íçin gösterdigt çabalardan da haberliy-
di. O güne kadar hiç yaganmamig çok çetin bir global yangma ortamtmn beklentisi içindeydi ve
Standard Oil New Jerseykolunun böyle bir yangma için henüz hazir olmamasmdan korkuyor-
du. Durumu kurtarmak için girket içinde kendisine muhalif tutumda olanlan atlatip girketi yur-
tiçinde yeni girigimlerde bulunmaya ve ayrica yabanci petrol üretimi konusunda yeni bir anlag-
maya girmeye yöneltti. 1920'de, Standard Oil Sirketi'nin ellinci kurulug ydi kutlamalarmda, iz-
lemekte oldugu stratejiyi aç1kkalplilikle qu sözlerle özetlemigtir: "StandardOil'in güncel politi-
kasi, hangi ülkede bulunursa bulunsun, üretim veren her bölgeye kargi ilgi göstermektir."Nite-
kim stratelisinde açikladigi prensibe uyarak New Jersey Sirketi dünyanm petrol olasiligt içeren
her bölgesinde daima hazir bulunmaya dikkat etmigtir.
lyte bu nedenle, 1922 yaz aylarmdaTeagle, Londra'da Türkiye Petrol Sirketi'nin ortakla-
riyla yüz yüze gelecekti. Ancak taraflarcayapilan müzakereler sonuçsuz kaldigindan, bir ay son-
ra, Teagle eli bo olarak yurduna dönüyordu. Sonraki günlerde görügmelere yazlyma yoluyla de-
vam edildlyse de bir sonuç almamayacak ve 1922 ylli Arahk aymda, durumdan sinirlenen Ame-
rikahlar görügmelere son verip çekilmeyi ciddi olarak dügünmeye baglayacakt1.Mezopotamya'yi
veya Ìngilizmandasinin o zaman verdigi isimle, frak't böyle kalabalik bir masada paylagmanin
kolay bir iy olmadigt artik açikça anlagilmigti.
Taraflar ara vermeden aralannda tartigiyor, Irak petrolünü kimin, hangi oranda alacagi ko-
nusunu görügüyorlardi. Bu ara önceki anlagmalari geregi,kararlagttrdiklan özveri prensitine uy-
mamay1 ve böylece Türkiye Petrol Sirketi aracihgi digmda Osmanliimparatorlugu'nungeri ka-
lan yerlerinde petrol Gretimine katilmamayi tartigmayaaldilar ve bu konuda görü me düzenledi-

195
i
ler. En sert tartigmalarasahne olan ve tüm konular içinde en çekigmeligeçenmadde gelirler soru-
nuydu. Teagle ve Anglo-Pers'ten Greenway petrolün içtirakçi hissedarlara bedel kargilig satilma-
si, bundan híçbir kâr amaci güdülmemesi yanhsiydi. Bu yollakâr tammi üzerinde Irak'la ç1kabi-
lecek bir savagm önlenecegine ve sadece vergi ödemekle igin çözümlenecegine ayrica, Ameri-
kan pirketlerininingiltere'de ek vergi istemekten vazgeçecegine inamyorlardL Ne var ki bu öne-
ri Irak'1 memnun etmeyecekti. Irak elde edilecek kazançtan dogrudan kendine aynlacak bir his-
se istiyordu. Öneriyikipisel çikarlarmaters gören kipilerden biri de Kaluste Gülbenkyan'd1. Gül-
benkyan kendisine dügenhissenin petrol clarak degil, para olarak ödenmesini istiyordu.
Durumu daha da sorunlubir hale getirmek istercesine, simrlan artik lyice daralmig görünen
Türkiye, Irak'la arasmdaki simr konusunda bagkaldinyor ve Türkiye Petrol Sirketi'nin hukuki da-
E u
yanaglm görmezliktengelmeyeçabahyordu. gerçeklerin araya bir gelmesiyle,dünyanm bu ke-
sitinde girketlerin kargi karg1yabulundugu riskler daha da büyüyor ve íçinden ç1kilmazduruma
geliyordu.Bu risklert tesirsizkilmak için,ingiltere hükümeti bölge üzerindeki Milletler Cemlyeti
mandasindan yararlanarak, yeni imtiyaz için Irak'a baski yaptlysa da bir sonuç alamadi. Su bagart-
sizlik, Ïngilterehükümetinin Irak'a getirdigi rejim ile arasmin son derece huzursuz olugundan
sözcügününanlami üzerinde bile anlaçamiyotÏardt.
"manda"
kaynaklamyordu. Taraflar,
I

Irak'm Faysal'1
Londra, sava; süresince Mekke Seriftolan Hüseyin'i, Türkiye'ye kargi ayaklanmasi için Arap
dünyasim kigkirtmaya ve ayaklanmada liderlik yapmaya tegviketmigti.Hüseyinkendisinden is-
teneni yapacak ve 1916 yllmdan itibaren bu ayaklanmada, bazi ingilizler'denyardim görecekti.
Yafdim elini uzatanlarin en ünlüsü, "Lawrence of Arabia" adlyla tanman T.E. Lawrence'dir. Su
hizmetleri kargthgmda Hüseyin ve ogullan, Osmanliimparatorlugu'nun, daha çok Arap agirlikh
bölgelerinde hükümdar konumuna getirillyordu. Hüseyin'in üçüncü erkek çocugu Eaysal, ço-
gunlugunkanismca, çocuklarmiçinde en yetenekli olamyd1. Sava; strasmda bir ara Faysal'la ta-
myan Lawrence, adeta büyülenmig olarak kendisini
"son
derece mükemmel bir kipi" ve bölgede
ayaklanmaya kumanda edecek insan" olarak tarif etmigtir.Savag bittikten sonra, Fay-
"en

uygun
sal Versay Kongresi'nde de romantik bir imaj çizecek,hatta hayal gücünden yoksun Amerikan
DigigleriBakani Robert Lansing'in bile hayranligim kazanacakt1. Yazdigibir yazida Lansing Fay-
sal'dan söz ederken, onun ses tonuna deginerek gunlan söyleyecekti: "Faysal'msesi sanki tütsü
kokusunun parfümünüandirlyor ve insanm aklma zengin renklerle bezenmig sedirleri, yegil tür-
banlan ve altin ve mücevherlerin saçtigi piriltilangetiriyor."
Böylece ingiltere,Faysal'i yeni türemigSuriyemilletinin tahtma oturtuyor, artik bitmig sa-
yllan Osmanli Imparatorlugu'ndan kopanl1p bagtmsiz devletler olarak yaratilan devletlerden biri
olan Surlye'nin hükümdar1 yaplyordu. Ancak Faysal'1n bu durumu sadece birkaç ay devam ede-
cek, savaysonu anlagmalan geregince Suriye'nin Fransa kontrolüne geçmesiyle beklenmedik ge;
kilde tahttan indirílecek ve Sam'dan atilacakti. Faysal'mbundan sonra halka ilk göründügü yer
Filistin'de bir tren istasyonudur. Ingilizler'in kendisi için düzenledigi
"hog
geldiniz" töreninden
sonra, tren istasyonunda kendisini götürecek treni bekler durumda, bavulu üzerinde.oturutken
görülmügtü.
Ne var ki Faysal'm bir kral olarakkariyeri henüz bitmemigti. Ìngiltere, daha önce Osmanli
imparatorlugu'nunüç vilayetinden biri olan, Irak için bir kral anyordu. Íngiltereiçin bu bölgede
politik istikrar sadece petrolden beklenen gelir için degil, aym zamanda iran Körfezi'nin savun-
.
masi açisindan ve lngiltere'den Hindistan'a, Singapur'a ve Avustralya'ya uzanan imparatorlugun
yeni havayolu açismdan da gereklihale gelmigti. Ingilterebölgeyi dolaysiz olarak egemenligine al-
maktan kaçimyordu. Bunu yapmaktansa, o günlerde "Göçmenter Ofisi" bagkam olan Churc-
hilfin de istedigt glbi, bir Arap hükümeti kurup, bagma anayasaya uygun bir monargik hükümdar

196
getirmekve bu hükümdan, "Milletler Cemiyeti" mandast altinda, Íngilteretarafmdan
"desteklet-

mek" daha uygun olacakve daha ucuza gelecekti. BöyleceChurchill tasarlanankralliga yeni aday
.

olarak, o günlerdeipsiz güçsüzdolagan Faysal'1seçiyordu. Sürgütidebulundugu yerden çagmhp


getirtilenFaysal, 1921 Agustosu'nda Bagdat'ta, Irak Krallolarak taç glyiyordu. Faysal'm kardegi
Abdullah da, evvelce Irak tahti için dügünüldügü halde, onun yerine önceden ingilizler'inÜrdün
Emiri olarakvaltiz ettigi ve o sitada bog bulunan Emirlige "Kral" unvamyla getiriliyordu.
Kralolduktan sonra Faysal'in önünde yapilmasigereken pek çok i; vardi. Egemenligt altm-
daki millet, belirsiz, karigik gruplardan olugmuy bir koleksiyon giblydi:Bu koleksiyonda, Sii
Araplar, Sünni Araplar, Yahuditer, Kürtler ve Yezidiler vardi. Hükmettigi topraklarise, íçinde sa-
dece birkaç önemli kent bulunan, gerisi köy kökenli, yerel geyhlerin idatesinde, ortak bir politik
veya kültürel geçmigtenyoksunolan, buna karçm giderek güçlenen bir Arap milliyetçiligine bag-
li topraklardi.Siyasigüç Sünni Araplar'da olmasma karçm SiiAraplar say1olarak çok daha fazlay-
dt. Durumu daha da karmapk yapmak istercesine, Yahudiler Bagdat'ta yagayanlar içinde en bü-
yük grubu olugturuyor, onlari Araplar ve Türkler izliyordu. Dinsel ve etnik bir mozaik olan bu
kütleye Ingiltere bir anayasa ve sorumlubir parlamentogetirme çabasmdaydt.Faysalaslmda ye-
ni kralligim desteklemesi için ingiltere'ye güvenmekistiyor, ancak Londra'ya fazlaca bagh gö-
zükmesinin konumunu ciddi gekilde sarsacagtm bildiginden bundan kaçimyordu. Ingilterehü-
kümetine gelincesadece,Irak'taki Arap milliyetçiligiyle degil, petrolcülerle de bag etmeye çaba-
liyordu. Çünküpetrolcülerartik Irak imtiyazmm durumu hakkmda kendilerine bilgi verilmesini
istlyordu. Ingiltere de bu ülkede petrolcülügün geligtirilmesiyanhslydi. Potansiyel petrol geliri-
nin yeni Irak hükümetinin masrallarini kargilamada yardima olacagLm ve ileri agamada da kendi
mali yükünü azaltacagt ümidindeydi.
Ancak Irak'ta petrol arama ve geligtirme-faaliyetinín baglatilmasi.için hükümetin yeni ve
saglam bir imtiyaz vermesi gerekiyordu.Bunun bir nedeni olarak Washington'un,1914'te Tür-
kiye Petrol Sirketi'ne verilmig olan haklan tammamaktaisrar edigi, bu haklan geçersiz saymas1
gösterilebilir. 13ukonuda yapilan uzun süreli görügmeleri Amerikan hükümeti adma dikkatle iz-
leyip idare eden kipi, DigigleriBakanligt'mn Yakmdogu iglerinden sorumlubölüm bagkam Allen
Dullesidi. Su yetkili kigi 1924'te Teagle'a, BirlegikDevletler hükümetinin Türkiye Petrol Sirke-
ti'nin, üzerinde hak iddía ettigi imtiyaz íddiasmi
"geçersiz"
saydigmi söylemigti.Bir bagka vesi-
leyle de, "Elimizde, Türkiye Petrolleri davastm pestile çevirmemiz, tamnmazhale dönügtürme-
miz için yeterli bilgivar" demigti. Su arada pegpegegelen Irak kabineleri de, zaman zaman kat-
llamlara dönügen milliyetçi duygular ve yurtiçinden gelen eleptirilerin de korkusuyla yabancila-
rm elindeki bu imtiyazlan yeniden gözden gegiriponaylamakta çekingen davramyorlardi. Bu
nedenlerden ötürü Türkiye Petrol Sirketi'yle Irak hükümeti arasmdaki uzlagma görügmeleri ya-
vag, zor Ye devamli olarakaci veren bir tempo içinde sürüp gldiyordu. Sonunda, 14 Mart 1925
tarihinde yeni bir imtiyaz anlagmasi imzalanacaktt. Yeni anlagma, "KaplyiAçik Tutuyor" izleni-
mini verdigi için Amerikan hükümetince de kabul gördü. Gülbenkyan'm görügünegöre ise, bu
yeni anlagma sadece bir boyama'dan ibaretti.
"göz

Mimar
Sonunda,bir tek istisnayla her yey, Türkiye ile olan smir konusu da dahil, çözümlenmig gibi gö-
rünüyordu. Aradaki, tek istisna Kaluste Gülbenkyan'dan, öteki ismiyle Bay yüzde be(ten gel-
mekteydi. Görügmelerindevamt boyunca Gülbenkyan,garip ve yanhz bir kigi tablosa çizmigtir.
Toplantilara kasten katilmlyor, ancak zapta geçen her sözcügü titizlikledenetleyip, telgrafüstü-
ne telgrafgöndererek yamt vermekte israth davramyordu. Özeliligkilerinde çevresindentecrit
edilmig yaglyordu. Sir zamani geldiginde säyledigi gibi, ona göre,
"petrole
dayah dostluklar faz-
lastyla kaygan" olurdu. Su sözün dogrulugu uzun ylllar yakm i; arkadagligi yaptigi Deterding'le
I

197
olan dostlugunun 1920'ler ortasmda birdenbire kopup bozulmasiyla kamtlanmigtL Bu konuda
Gülbenkyan fleriki ylllarda punlan söyleyecekti: "Deterding'le ikimiz yirmiylh agkm bir süre ör-
nek bir uyum íçinde birlikte çabétik. Ancak, petrol igiride sik sik oldugu gibi zamanla ba; göste-
ren kipisel kipkançltklar, görüg farkliliklari yüzünden birbirimizden aynldik." Bazi söylentilere
göre aralarmdaki kavganm nedent, Beyaz Rus asilli Lydia Pavlova admda,bir Çargeneralinin es-
ki egi olan bayandt. Baglanglçta bu iki erkek, tipkl petrol konusunda yaptildan gibi, LydiaPavlo-
va konusunda da igbirligt yaparak bayanin masraflanm birbirlerine destek vererek kargiladilar.
Öyleki bir kez Deterding bu bayan için dayanamaylp Cartier'den satm aldigt zümrütlerin üç
yüz bin dolarhk faturasmi ödeyememig ve Gülbenkyan ona Hollanda Krallyet/Shell Sirketi'nden
vade tamtarak yeni bir kredi saglami ti. Ancak günün birinde Deterding LydiaPavlova ile evle-
necek, bu bayam ikinci Bayan Deterding yapacakti. lytebu evlilik iki erkegin arasmi iyice aça-
cak, birbirlerine dügman olmalanyla sónuçlanacaktt.
Deterding ve Gülbenkyan bir bagka konuda daha, Gülbenkyan'in Hollanda Krallyet/Shell
Grubu igin satm almig oldugu Venezuela Petrol Sirketi'yle iligkili konuda da anlaçamiyorlardi.
Su girketten gelen kâr konusunda tarallarçirkin bir anlagmazhga dügmüglerdi. ikisiarasmda da-
ha derin kökenli çikar sorunlari da vardi. En azmdan Kaluste'nin oglu Nubar Gülbenkyan bu gö-
rügteydi. Nubar hem babasmin hem de Deterding'in özel asistanligim yapmig, bundan kendisi
1çm ustünlük
ve geref payt çikarmigti. Deterding'le çaligmasi bu kipinin babaslyla arasinm bozul-
masma kadar devam etmigtir. Nubar'm aç1kladigma göre, Deterding'in bikkmhk nedeni Gül-
benkyan'm gösterdigi edici müdahaleden" ileri gelmig,Gülbenkyan ise "Deterding'in ser-
"taciz

giledigiezici ve görkemlikipilige tahammülgösterememigti."


Gülbenkyan, gerek Deterding'le beraber oldugu zaman, gerekse ondan aynldiktan sonra
daima çeyitli iy faaliyetlerine el atmly, kendisine bir meggullyet bulmuytur. Bunlar arasmda Sov-
yet havyanni pazarlamak için almak istedigi genigkapsamli imtiyaz çabalansayilmaya deger. Su
"çocuklanm"
faaliyetlerle meggul oldugu sürede egini dedigi sanat hazinesiyle, Paris Avenue
d'lena'da yaptirdigi evde yalniz biralord1. Kendisi ise dönügümlü olarak Paris'te Ritz'deki daire-
"tibbi
sinde veya Londra'da Ritz ve Carlton otellerinde kahrdi. Böylezamanlarda kendisine tav-
siye" geregi bir alay metres geceleri eglik ederdi. Bunlardan en az birinin on sekiz yagmda veya
daha genç olmasi partti.Bu Gülbenkyan'm seksüel canhligim gençlegtirme yönünden gerekligö-
rülmügtü. Günde bir veya iki kez Boulogne Ormam'nda veya Hyde Park'ta saghk gezilerineç1-
kar, bu süre içinde Limuzin'í onu arkadan izlerdi. Günün geri kalan saatlerinde ise daima insan-
lardan uzak kalmaya, görünmemeyeçahyir,kendini dünyevi i; konularma adar, sel gibi akip ge-
len telefonkonugmalari ve telgraflarla vakit geçirirdi.
Gülbenkyan-Deterding kopmasindan sonra, bagta Standard olmak üzere Amerikan konsor-
siyumundaki girketler tüm dünyada yeni petrol kaynaklan geligtirme anlagmasma bagi kalmaya
devam ettiler. Yaptiklar1planda, Irak'a çok genig yer verilmigti. Ancak Gülbenkyan önlerine en-
gel koyuyor,.bir türlü yola gelmiyordu. Onun için asil önemli olan Türkiye Petrol Sirketi'nden
Amerikahlar'in.süreldi itiraz ettigi yüzde 5'lik hisseyi nakit olarak almakti. Deterding'le kopmuy
olmasi bu konudaki inadim daha da pekigtirmig,Deterding ve Teagle da dahil olmak üzere her-
kesin tahammülünüsonuna dek tüketmigti. Sir defasmda duruma dayanamayan Teagle'm Gül-
benkyan için pu sözleri söyledigt bilinir: "Gülbenkyanzor bir durumun en zor unsurudur." Gül-
benkyan'm görügüne göre ise, kendi anlatigiyla "Amerikah'nm yönettigt bir petrol grubu tek bir
amaç için çahylyor ve her ne pahasma ·olursa olsun onu haklanndan yoksun birakmaya çabah-
yordu." Gülbenkyan bu sözlerine karym kendi konumundan hiçbir endigesi olmadan, tam gü-
vencede oldugunun bilincinde yagamigtl. Bu Ermeni ham petrol degil, para istiyordu, o kadar!
Bir gün gazete muhabirlerinden birine göylebir soru yöneltmigti: "Kendinizi benim yerime ko-
yun. Elinizde bir petrol girketinin küçük bir hissesi olsa ve size-alacagtmzm birkaç galon petrol
olarak ödenecegi teklifiyapilsa, bunu nasil kargilardimz, bu hogunuza gider miydi?"
Sonunda Gülbenkyan'la bag edemeyecegni anlayan Teagle, onunla yüz yüze gelipkonug-
maya karar verdi. Londra'daki Carlton Otell'nde bulugup yemek yemek için randevu ayarladi.
Birçok konuya deginerek girdigtkonugma sonundanihayet asil konuya geldive Gülbenkyan'm
talep ettigi paraya deginmek istedi. Gülbenkyan'a puntan söylemigti: "Bay Gülbenkyan,siz ara-
zinin bu denli yüksek bir fiyata dayanamayacagim bilmeyecek kadar lyi bir petrol tüccarisimz."
Ancak bu kelimelerin agzmdan pkmasiyla aynt anda Gülbenkyan'in yüzünün kipkirmizi
kesildigini, büyük bir öfkeyle yumrugunu masaya vurup qu sözleri söyledigirli duyacakti: "Genç
adam! Genç adam! Kendine gel. Bana asia petrol tüccar1 deme! Ben asia petrol tüccan degllim
ve senin de bunu apaçik anlamani saglayacagim!"
Teagle donup kalmigt1.Sagkinlik içinde gunlan söyledi: "Sizi incittimse özür dilerim Bay
Gülbenkyan. Ancak petroltüccan olmadigimza göresize nasil hitap edecegimi veya hangi kate-
goridetasnifleyecegimi gergekten bilmlyorum."
Ermeni'nin bu yanita tepkisi, öfke içinde sarf ettigi pu sözlerle bellidir: "Ben size kendimi
nasil tasnif ettigimianlatayim. Kendimi igmiman smifmda tasnifediyorum. O girketin veya bu
irketin tasarimimyapanm. Türkiye Petrol Sirketi'nin tasanmim da ben yaptim ve girketteDe-
terding için bir oda ayirdim, Fransiz için de bir oda ayirdim ve senin için de bir oda..." Öfkesi
yine de yatigmamigt1.Sözlerini göyle bagladl: "Simdi ügünüz bir araya geldiniz, beni kapi digari
etmeye çaliglyorsunuz."

Kizil Hat'a Dogru


Aradan geçen zaman içinde, Irak'ta ticari miktarda petrol bulunup bulunmadigmi saptamak zo-
runlulugu dogmugtu. Bu konudaki ilk girigim 1925 yllma, Anglo-Perg, Hollanda Kraliyet ve
Amerikan girketlerini temsilenIrak'a gelen karma bir jeologgrubunun bölgeye ulagtigt ylla rast-
lar. Gülbenkyan'dan gelen engellemenin devam etmesine kargt jeologlargiderek artan bir cog-
kuyla aragtirmagezilerini sürdürmüglerdi. Jeologlardanbiri olan Amerikall jeologNew York'a
gönderdigiraporda dünyada hiçbir bölgenin petrol yönünden Irak kadar çok gey vaat etmedigni
bildirlyordu.
Ancak Gülbenkyan engel koymada direniyordu. Niçin engel koymasm ki? Mezopotamya
ve Mezopotamya'mniçerdigi petrol konusunda Sultan'a ilk raporu sunmasmm üstünden nere-
deyse otuz beg yll geçmigti.Türkiye Petrol Sirketi'ni derleyip toparlamasminüstündense yakla-
on beg yiL Birinci Dünya Savagt sirastnda bu darmadagm projeyi igler durumda tutmanin
ik

masraflarmi cebinden kargilamisti. Bunca zaman sabredip bekledigine göre biraz daha gecikse
ne olurdu? Zaten pimdidenmuhtegem bir servete sahip çok zengin bir adamdi. Ayrica punun
da bilincindeydi: Irak'ta gerçeklegecek jeolojikbir baçan, Teagle ve öteki Amerikalilar'i çarça-
buk bir anlagmaya zorlayacagt için kendi bakimindan konumunu daha da saglamlagtirmig ola-
cakti.
Nitekim Jeologlardan alop gelen haber seline kargi gösterilen tepki Gülbenkyan'in hakh ol-
dugunu kamtlamigt1. Artik bu konuda bir çözüm yolu bulmanm mutlaka gerekli ve kaçmilmaz
oldugu ortadaydi. Teagle bunu anlamakta gecikmemigti. Sonuçta 1927 Nisan aymda kazlya bag-
landi. Bu, i; cephesinde daha fazla gecikmenin artik olanaksiz oldugu anlamma geliyordu. Kazi-
nm bagladlgL an, O gÜR€ kadar RSklya RÌmmlyolan görügmelerde de bir kiptrdanma gözlenecek
ve Teagle, kararsiz da olsa Gülbenkyan'a zemin hazirlamaya baglayacakti. Sonunda, çok gükür,
ufukta bir anlagma görünür gibi olmugtu.
Bunun gerçeklegmesi hiç de çabuk olmadl. Kazinm yapildigi yerlerden biri, Kerkük'ün yak-
lagik alti mil uzagmda evvelce daha çok Kürtler'in yagadigt Baba Gurgur bölgesiydi. Burada, bin-
lerce yll boyu, topraktaaçilmigiki düzine kuyu hafif nitelikte dogal gaz sizdiriyordu Halk bunun,
BabilKrah Nebukadnezar'in Yahudiler'i yakmak için iÇineattigi
"kaynayan
ate ten ocak" oldugu-

199
na inanm14ti.Burast ayrica Plutarch'in yazdigina göre, yöre sakinlerininBüyük Iskender'i etkile-
mek igin petrol kaçaklariyla islattiktan sonra atege verilen sokagn bulundugu yerdi. Igtebu yerde
bir gün, 15 Ekim 1927de, sabah saat 3'te, Baba Gurgurdenen 1 no'lu kuyudan, daha kazilan
derinlik henüz bin beg yüz feeti ancak geçmíçken,kükremeyi andiran ve çölü bagtan baça saran
korkunç bir gürültü duyulacakti. Gürültüdensonra, uzunlugu iskelenin elli feet üstüne çikan ve
beraberinde kuyunun dibinden kopup gelmigkayalari da getiren güçlü bir figkirmagözlenecekti.
Bölge bagtan baça petrole bulanacak, çukur yerler zehirli gazladolacakt1. Bölgede ne kadar köy
varsa hepsi birden tehdit ediliyor, Kerkük kenti ise tehlikenin tam içinde kallyordu. Petrol selini
kontrol amaclyla, çarçabukbulunan yedi kabilenin mensuplari set çekme ve duvar kurma igiyle
görevlendiriliyordu. Sonunda,sekiz buçuk gün sonra kuyu kontrol altina alinlyórdu. Durdurul-
dugu güne kadar kuyunun akitti petrol, her gün için doksan beg bin varil kadardi.
Böylece asil temel soru yanitlanmig oldu. Trak'ta gerçekten petrol yataklari mevcuttu ve po-
tansiyel yönden bu yataklar bölgede yapilacak her türlü çahgmaya degecek kadar güçlüydü. Sim-

Ankara

TÜRKiYE '

sano
Hazar S.S.C.B.
'

Denizi

Tripol¡ SÌJRIYE
(
Tahran
--'

Kahire

grafsixbölgesi BAHREY


Medine TAR
Umman riezi
LE Maskat
Cidde

Mekke
SU MASKAT

ARA ÈSTÄN
uiviN-
'

BÜYÜKPETROLANLA§MALARI
Ortadoëu Konsorsiyumu, 1951
A A Petrol sah alan
Anglo-iran Petrol Konsorsiyurnu

ARAMCO
Umman Denízí
Bahreyn Petrol Konsorsiyurnu
YEMEN
Iml<Petrol Konsorsiyumu

Kuvoyt Potrol Konsorsiyumu ./

Ana boru hatlan Aden


Aden Kdriezí

200
di sira acilenson bir düzenlemenin yapilmasina gelmigti. Görügmeler mutlaka sonuçlanmahyd1.
Ñihayet31 Temmuz 1928'de ilk kegfin yapildigt tarihten dokuz ay, Teagle'm anlagma imzala-
"tam"

mak için Londra'ya ilk geliginden yaklagik alti yit sonra, bir kontrat imzalandi. Sözlegme-
ye göre Hollanda Kraliyet/Shell, Anglo-Pers ve Fransiz girketinin her biri petrolün yüzde
23,7S'ini allyor,Yakmdogu'yu GellytirmeSirketi de ayni oranda yüzdeye sahip oluyordu. Bu so-
nuncu girkethenüz son günlerde, Amerikangirketlerininçikarlanmkorumak üzere kurulmug-
tu. Aslada kalan tek nokta Gülbenkyan'dan geliyordu. Sözlegme gereginceGülbenkyan'inyüz-
de 5'i kendisine petrol olarak ödeniyor, ancak o isterse bu petrolü derhal Fransizlar'a pazar fiya-
tma satabiliyordu.Böylece Ermeni, ham petrolünü, her zaman istedigi, yanip tutugtugunakit
paraya çevirebilecekti.
Çözüme kavugmamig tek konu olarak gündemde
"özveri"
maddesi kalmqti. Bu konunun
çözüme baglanmasinda tüm igtirakçiler bir araya gelerek, bölgedeki çahymalan ortaklagave yan-
hzca kendi aralarmda yürütme karan aldilar. Kendisinin ileride açikladigt gibi, son toplantilardan
birinde Gülbenkyanbüyük bir Ortadogu haritasi getirtip eline kalm uçlu kirmizi bir kalem ahyor
ve artik lagvedilmig sayilanOsmanh imparatorlugu'nunsinirlari boyunca bagtan sona bir çizgi
çiziyordu. Daha sonra Gülbenkyan punlan söylemigti: "Íçtebenim 1914'te bildigim eski Osman-
h Imparatorlugubudur. Benim bunu unutmamam gerekir.Ben orada dogdum, orada yagadtm,
orada hizmet verdim." Belki de Gülbenkyan,oldu bittiye getirilerek kararlagtinlmig durumdaki
smirlar konusunda içinden gelen birkaç söz daha ekleyecekti, kimbilir? Sinirlar gerçekten önce-
den saptanmigt1. Butarihten birkaç ay önce ingilizierDigigleriBakanligi'nmharitalarl üzerinde,
Fransizlar da Quaid'Orsay haritalari üzerinde aym smirlangizmig, böylece sinirlar saptanmigt1.
Sinirlarmsaptayiasi her kimse, çok daha kapsamli olan bu petrol düzenlemesine o günden son-
ra."Kizil Hat Anlagtnast" denmigtir.
Zamanla, Iran ve Kuveyt'e ait olanlar digindaki tüm büyük petrolyataklan KizilHat içinde
kalacakti. Ortaklarbu uçsuz bucaksiz topraklarda herhangi bir petrol operasyonuna glrmekten
kaçmmaya, bunu ancak Türkiye Petrol Sirketi'nin öteki üyeleriyle ighirligine giderekyapmaya
kendilerini mecbur hissettiler. Böylece 1914 DigigleriAnlagmasi'mn
"özveri"
maddesi, kabul
edilipinden on dört yll sonra, Kizil Hat Anlagmasi halinde bir kez daha doguyordu. Bu anlagma
Ortadogu petrol geligtirme politikasmin gelecege yönelik çerçevesiniçizmigtir.Ylllar boyunca da
aci veren anlagmazhklann odak noktasi olmugtur.
'

Seneler sonra, Türkiye Petrol Sirketipazarligmda Gülbenkyan'm Teagle'i yenilglyeugrattigi-


mn söylendigi günlerde,Walter Teagle bir kez daha geriyebakip durum degerlendirmesi yapa-
cakti. Arkada biralulan onca çetin ve tüketici müzakereleri dügünecek, gu sözleri söyleyecekti:
"Yanb; davranmiglzl Bu kötü bir gey oldu! Kendi kendimize hareket etmekte üç yll geç kalmigiz."
Kizil Hat Anlagmast Gülbenkyan yönünden büyük bir zaferdi. Bu anlagmayla otuz alti yillik
yogun çaligmasimn meyvesini ahyor,.inat ve sabnnm kargiligimgörüyordu. Su onun için repit ol-
dugu günden beri hayati boyunca bekledigi, özlemini çektigi bir anlagmaydi. Deger bakimindan
da birçok milyon dolardan daha kiymetlíydi, Bu büyük olayi kutlamak için, o yaz bir gemikirall-
yor ve kiz1 Rita'yla birlikte Akdeniz sahillerinde geziyeçikiyordu.Faskiyilari aÇlgLnda seyrettik-
leri bir gün gözüne o güne kadar hiç görmedigitipte bir gemi iligti. Bacasi gemi teknesinin kiç
tarafmda, en uç noktada çikinti yaparak digari uzanmigbu gemi ona çok yabanci gelmig,dikkati-
ni çekmigti. Bunun ne oldugunu sordugundakizi Rita'dan
"bir
petrol tankerl"yamtim aliyordu.
O siralar Gülbenkyanelli dokuz yagmdaydi ve yüzyihn en büyük petrol anlagmalarmdan
birini henüz gerçeklegtirmig, petrolcülükte günün Talleyrand'l olmuqtu. Ne var ki o güne kadar,
hayatmda hiç petrol tankeri görmemigti.

201
11
Kithktan Bolluga

Benzin Çagi
1919 y11mda,BirlegikDevletler Ordusu'nda binbagi olan Dwight D. Eisenhower,can silaci ve
zor geçen bang günlerindenbikkmhk getirmig, ordudan aynhp askerlikgünlerinden tanidigibir
arkadagtmn Indianapolis'te çahymasiiçin yaptigi teklifidügünmeye baglamigtl.Ancak sonradan
ordunun, ülkeyi bagtan sona dolaçacak motorlu bir konvoya katilmak üzere bir subay aradigtm
ögrenecekti. Gezi, motorluulagim potansiyelinin gücünü gözler önüne sermek ve daha iyi kara-
yollarina olan ihtiyaci dramatize ederek göstermekiçin tertiplenmigti.Eisenhower, üzerindeki
bikkmligi atmak ve bir de allesiyle birlikte batida ucuz bir tatileçikmigolmak için gönüllü olarak
bu konvoya katildi. Sonradansöyledigine göre "Bir sahilden öbür sahile" geçerek yapilan bu ge-
z1, gunun kogullan göz önüne alindiginda, onun için gerçekbir serüven sayihrd1. Ílerikigünler-
de bu geziyi animsarken "Amerika'nm en karanhk yerlerinde kamyon ve tank'la yaptigimiz bir
gezi" deyirnini kullanmigt1.
Yolculuk 1919 Temmuz aymin Tsinde, Beyaz Saray bahçelerinin hemen güneyindeki Zero
Milestone'dan ba lamigti. Kafiledekirk iki adet kamyon, personel, gözlem ve kepif sorumlusunu
taç1yanbeg adet araba ve motosiklet, ambulans, tankerler,seyyar mutfak, seyyar onanm atölyesi
ve kegif kamyonlan olmak üzere bütün bir tim vardi. Ulayimaraçlari, Eisenhower'in görügüne
göre lisan ve sürme yetenegi açismdan, içten patlamall motorlardan çok at sürmeyibilen sürücü-
lerin elindeydi. ilk üç gün, konvoy saatte ancak alti mil mesafe kaydedlyordu. Bu hiz Eisenho-
wer'i memnun etmemig, "Bu yeterli degl, en yavag tren bile daha çabuk yol ahr" demigti. Gezi
tutanagtndan anlagildigna göre kafilede giderek birçok kmk dingil, kopuk vantilatör kaylglan,
bozuk ate§leme bujilerí ve yanmly fren balatalan birikmeye baglamigti.Yollara gelince, her çe§it
yol vardi. Eisenhower'in deyimiyle "Vasattan tutun da yol bíle denemeyecek çegitli vastflarda
yollar vardi." Eisenhower bu yollan pöyletarifetmigti: "Bazi yerlerde agt:yük taglyankamyonlar
yolun kötü olugu yüzünden zeminin içine saplamyor, böyle durumlarda bizim çelik paletli trak-
törleryardimiyla bunlan teker teker balçiktan digan çekip çikarmamiz gerekiyordu. Öyleoluyor-
du ki bazi günler altmig, yetmig ve hatta yüz mil yol almay1planladigimiz halde, sadece üç veya
dört mil yol kat edebillyorduk."
Washington'dan 7 Temmuz'da hareket eden konvoy ancak eylül aymm 6'smda San Fran-
cisco'ya ulagmigti. Kente ulagan kafilenin särücüleriönce geçit resmiyle kargilandilar.Daha son-
ra da California Valisibir konugma yapacak ve bu konugmada konvoya katilanlardan "Olümsüz
KirkDokuzlar" diye söz edecekti. Eisenhower ise bu siralar süreklí olarak ileriye yönelik dügün-
celerle doluydu. Sonraki yillarda o günleri ammsarken göylesöyleyecekti: "Bu eski konvoy bana
iki-yön1ü, lyi inga edilmig karayollartm dügündürmeye baglamigti." Nitekim aradan otuz beg se-
ne gibi bir süre sonra Eisenhower, Amerika Birlegik Devletleri Bagkam sifatlyla,genigkapsamh
bir yurtiçi karayolu sisteminin öncülügünü yapmigtir. Ancak 1919'da, Eisenhower'in çok yava;

202
yürümekte olan "Amerika'nm En Karanhk Yerlerinden Geçme" görevi,yeni bir çagm doguçunu
simgeliyordu: Bu çag Amerikan halkimn motorizasyon çagidir.
I

Yolculuk Yüzyill
Henri Deterding 1.916'da Shell Sirketi'nin Amerika'daki bir üst düzey yetkilisine yazdigt mek-
tupta göylediyordu: "Yaçadigimizyüzyil bir yolculukçagidir.Savagmyarattigi huzursuzluklar
yolculuga duyulan gereksinimidaha da pekigtirecektir." Bu sözler Birinci Dünya Savagi'mizle-
yen günlerde çarçabuk kamtlanmig ve sonuçlan itibarlyle sadece petrol sanayiini degigtirmekle
kalmayip, Amerikan yagam tarzimve sonra da global yagami degigtirmigtir.
Degigim gagirtictbir hizla olugmugtu. Deterding'in bu tahmini yaptigi l916 yilmda, Ameri-
ka'da kayltli oto sayis13,4 milyonu bulmugtu. 1920'lerdeise bang devrinin getirdigi refahla el
ele, strada bekleyen oto sayisi çok daha artan bir hizla büyüyordu. Su on yllm sonuna gelinceye
kadar Amerika'da kayltli araba sayisi23,1 milyonla patlama yapmigtl. Bu arabalartn her biri.her
gelen yeni sene ile giderekdaha uzun bir yol kat etmeye baglamigtl.
-1919'da

araba bagma orta-


lama 4500 mil yol almdigt halde 1929'da bu say1ortalama 7500 mil'í bulmugtu.- Sunuda ilave
etmek gereklidir ki, bu arabalann her biri benzinle çaligmaktaydi.
Artik Amerika'tiin yüzü otomobilleriniggali ile degigmigti. Only Yesterdaydergisinde yazar
Lewis Allen, 1920'lerin yeni görünümünün bir portresini çizmig,bunu gu sözlerle tanimlamigti:
"Bir vakiller sadece
'demiryoluna
yakm' olduklan için geligiprefaha kavugmug köyler gimdiikti-
sadi kansizlikla sönüp gidiyor.Route ó l yolundaki köyler ise garallarla,benzin istasyonlan,
sandviç büfeleri, tavuk-restoranlanyla, çay evleri, turist dinlenme yerleri, kamp b0lgeleriyle geli-
iyor ve buralardan hayat figkmyor. §ehiriçin çaligan tramvaylarise, çoktan ortadan kalkt1. De-
miryolu üstüne demiryolu yapillyor... Bu on yllin baglangicinda binlerce kentte dörtyol kavgak-
lan, yol ve ana caddelerde trafiginkontrolü için sadece tek bir trafik polisi yeterli oluyordu. On
yllm sonunda ise, inanilmaz bir fark olmug: Kirmizi ve yegil trafikigiklan, san uyan igiklan, tek
yönlü caddeler, otobüs duraklari, her gün biraz daha sikilagan park yeri kurallanyla ve her cu-
martesi ve pazar günleri ögleden sonra Main Street dolayinda yogunlagan pinltth bir trafikaki-
qu. Bütün bunlar buhar çagmdan benzin çagina geçildiginin bir igaretlydi."
Otomobil devriminin Birle ik Devletler üzerindeki etkisi diger bütün ülkelerdekinden çok
daha güçlü olmuytur. Takvimlerin 1929 yll1mgösterdigi günlerde, dünyada mevcutotomobilsa-
y1sttoplammmyüzde 78'i Amerika'daydi. Aym yll Amerika'daki her motorlu araca beg kigi dü-
üyordu. Ingiltere'de ise bu say1araç bagma 30 kipi, Fransa'da 33, Almanya'da 102, Japorlya'da
702, Sovyetler Birlig'ndeyse, araç bagma ó 130 kipiydi.Amerika tartigmasizen önde giden ben-
zin beldesiydi. Petrol endüstrisinin geligimindeyaganan degigiklik de bundan daha az dramatik
sayilamaz. 1919'da Amerika'mn toplampetrol talebi günde 1,03 milyon varilken, 1929'a gelin-
ceye kadar 2,58 milyon varile çikacak,bagka bir deyimle iki buçuk kat artacakti. Aym süreç için-
de petrolün toplamenerji tüketimi içindeki pay1yüzde 10'dan yüzde 25'e çikmigtic Bunlardan
daha fazla tüketimi benzinde görürüz. Su yillar içinde benzin tüketimindekiartig dört katma
yükselmigti. Benzin ve mazot bir arada 1929 petrol tüketimitoplammmyüzde 85'ini olugtur-
muytu. Gazyagina gelince,digerleri ile kargilagtinidigmda, üretimi ve tüketimiaçismdan bir hay-
li ihmal edildigi söylenebilir.Bir zamanlann
"yeni
igigt" artik "yeni
yakit"a biralayordu.
yerini

Benzinin Sihri
Amerika'nm otomotiv kültüre dönügmesinde, gerçekten çok önemli diger bir geligmekendisine
egliketmigtir. Bu, yeni
"yakit"

ve yeni yagam tarzi ile ortaya çikmig ve uygarhgm yeni mabedi sa-
yllan benzin satig istasyonlarmm doguçu ve geligmesidir.1920'lerden önce benzin çogunlukla

203
dükkârilarda satthrdi. Dükkân sahiplerimotor yakitmi tezgâhmaltma veya dükkâmn arkasinda
bir yere yerleptirdikleri teneke kutularda veya benzeri kaplarda muhafaza ederdi. Ürünüzerinde
herhangt bir firma adi bulunmazdi. Bu nedenle motorlu araç sürücüsü gerçekten benzin mi ali-
yor, yoksa dügük kaliteli nafta veya gazyagi kangtinlmig bagka bir ürün mü satm allyor emin ola-
mazdi. Su tür bir dagitim sisteminin bir özelligt de çok agir iglemesiydi. Otomobilçagmm emek-
leme günlerinde, bazi perakendeciler evden eve yakit taglyanbenzin vagonlanyla çahymayide-
nedi. Vagonlann sik sik patlamaegilimi göstermesiyüzünden bu sistem tutmamigtir.
Sonunda bu dagitim iginin en mantikli yolu bulundu: Benzin istasyonu kurmak. ilk benzin
istasyonu kurmanm gerefibirkaç deglçik öncüyle özdeglepse de, National Petroleum News der-
gisine göre¯buseçkin bulug 190Tde St. Louis'de kurulmuy olan Otomobil Benzin Sirketi'neait-
tir. Petrol ticareti konusunu igleyen bu dergi iç sayfalardanbirine silogtinlmigküçük bir öykü
içinde "Oto sürücüleri lçin istasyon" baghgl altmda pu haberi duyurmuytu: "Oto sürücülerinirl
oto-benzinini dolaysiz almasimsaglayan yeni bir sistem geligtirilmektedir. Eu yöndeki deneme
çahymalan büyük bagarlyla St. Louis'de Oto Benzin Sirketi'nce yürütülmektedir."Yeni buluga
yazarm dikkatini ilk çeken petrolcü ise, yaziyl okudugunda kendini tutamayipgülmüg, "Bu pa-
lavrayt okuyup kahkahayla gülün!" demigti. Derglde haberi duyuran yazara gelince, ilk istasyo-
nu görmek ona losmet olmadiysa da, Otomobil Benzin Sirketi'nin St. Louis'deki ikinci istasyo-
nunu görebilmigti. Onun gärügüne göre bu i; gerçekten bir palavraydt. istasyondedikleri yerde
teneke bir baraka içinde birkaç varil motor yagt ve ahyap iskeleler üzerine kondurulmuy iki adet
eski su depolarmdan bozma benzin deposu vardt Burada depolanan benzin bildigimiz su hortu-
munun yardimi ile ve yalnizca yer çekiminden yararlanarak, yanaçan arabalann depolarma dol-
duruluyordu. Ilk kurulan benzin istasyonlarmm hepsi açagiyukan ayni durumdaydi; küçük; çar-
pik, kirli, bir veya iki adet depo ile donanmig, sokaga zorlukla çikabilmeyisaglayan dar geçitli
harap yapilar.
Benzin istasyonunun gerçekten büyüyüp düzenli bir hal almasi için 1920'li yillan beklemek
gerekmigti.1920'de ise, 100.000 benzin istasyonu kurulmuy durumdaydi. Bunlardan yarisi bak-
kal dükkânlari, magazalar ve hirdavatçilardt. Aradan on sene geçtikten sonra ise artik bu dükkân-
lann pek azmda benzin sat141yapillyordu. 1929 yilmda, benzin satan perakendeci firma sayisi
yaklagik300.000'e ulagmigtt.Bunlann da hemen hemen hepsi gaz istasyonlan veya garajdi.Oto-
matik benzin istasyonu sayisl ise 192 l'de 12.000kadarken, 1929'da 143.000'e ulagmigti,
1stasyonlar her yerde yay1lmigdurumdaydi; büyük kentlerin yol dönemecinde, kügük kent-
lerin ana caddelerinde, köy kavgaklarmda artik sik sik benzin istasyonlanna rastlarnyordu. Bu is-
yerleri",Rocky bölgesi batismdaysa
"doldurma "servis

tasyonlaraRocky bölgesi dogusunda istas-


yonu" denirdi, 1921 yllinda Texas, Fort Worth'da, sekiz pompah ve sokaktan üç ayn girigiolan
ünlü süper istasyonun açilmastyla bu küçük istasyonlarm gelecegi tehtikeyedügecekti. Yeni aç1-
lan süper istasyona kargin yine de modern servisistasyonu kavrarnmm gerçekyaraticisi Califor-
nia ve özellikle de Los Angeles'dir. Burada kurulan istasyonlar dev büyüklükteki igaret-yazilan,
dinlenme tesisleri,sayvan denen kubbeleri, manzaralt konumu, kaldirimh girigyeriyle standard
yapitta birer servis istasyonuydu. ShellSirketi'nin öncülük ettigi "Barut kutusu" diye anilanstan-
dard benzin istasyonlar1 tüm ülke düzeyiride §agirtici bir hizla filizlenip geligecek ve 1920'lerin
sonuna gelindigindeyalmzca benzin satigmdandegil batteries and accessories- (lastik,
-tires,

akü ve aksesuar) sözcüklerinin bag harfleriyle simgelenmig TBA'dan da para kazanacakti. "Stan-
dard of Indiana" ise istasyonlan petrol ürünleri dipinda motor yagmdan mobilya cilasma, dikig
makinesi yagmdan elektrikli süpürgeye kadar her çeyit mal satan çok daha büyük ticaretmerkez-
1erine dönügtürüyordu. Daha sonra bulunan yeni tip bir pompa ülke çapmda günün modast ola-
cakti. Pompa, benzini tepesindebulunan cam bir kâsenin igine itiyor ve benzinin alop mügteri
tarafmdangörülüyordu. Bundan amaç ürünün salligi konusunda mügterlye güvence vermekti.
Böylece, servis istasyonlannm yaygmlagmasi ve rekabetin de kizigmastyla istasyonlar ken-

204
diferine birer isim bulup, yeniçagt simgeleyen igaret ve tabelalar astilar. Texaco "Yildiz", Shell
"Denizkabugu",Sun "Parlak Elmas", Union
"76",
Phillips
"66",
Socony."Uçan At", Gulf"Porta-
kal Renkli Küre", Standardof Indiana "Kizil Taç", Sinclair "Brontosaurus" (Jeolojidedinozor
ne-
viden bir hayvanL JerseyStandardvatanseverligi yansitan larmizi, beyaz, mavi renkleri, isim ve-
ya simge olarakkabul ettiler. Rekabet, petrol girketlerini millikipiliklerinin garantisiolarak bazi
ticarimarkalar kullanmaya zorlamtytir. Bunlar dinsel resimleri andiran ikonlar gibiydl.Sürücüle-
rin yabancihk duymamasma, kendilerini güvencede ve oraya aitmiggibi hissetmelerine
yarayan
bu igaretler uzun bir kurdele gibi,Amerika'yi bagtan baça kat eden yollarda asil dururdu.
Benzin istasyonlan aym zamanda bir uzmamnbelirttigi gibi "haritacillk"

biliminin geligme-
sine.ve büyümesine "Amerika'mn katkisi" olan yol haritalarmin ortaya ç1kmasmada yol açmig-
tir. Özellikleotomobiller için çikanlmigilk yol haritasi büyük bir olasihklal 895'te Chicago Ti-
mes Herald'deyayinlanan ve gazetenin düzenledigi elli dört mil mesafeli otomobil yangl için ha-
zirlanmig haritadir. GulfSirketi1914 yllmda Pittsburgh kentinde ilk benzin istasyonunu açarken
yerel bir reklamci kendilerine bu benzin istasyonunun bulundugu yeri yol haritast üzerinde gös- .
teren bir broqür basmayi teklifetmig ve basilan broçür otomobil sürücüleri için büyük bir kolay-
lik yaratmigti. 1920'11yillarda Amerikalilar'm arabalanile yollara dökülmesi ile birlikte yol hari-
talarikullanimi da yayginlagmigve otomobillerin vazgeçilmezbirer parçasi olmuglardir,
Bu arada mügterileri çekmek için benzin istasyonlari yeni buluglar peginde kopuyordu.
1920 yilma gelindiginde, Shell Sirketi'nin California kolu, çaliçanlanna ücretsiz üniforma dagit-
mayave bu üniformalart haftada üç kez ücretsiz temizletmeyebaglad11ar.Ìstasyonda çaliçanlarm
görevyerinde dergi, gazete okumalari ve mügteridenbahyig almasiyasaklanmigt1. Shell§irketi
çaliganlanna"Lastiklere hava ve radyatöresu servisininhalkin onlardan bekledigi bir hizmet ol-
dugunu, bu hizmetîn Shell mügterisi olsun veya olmasm, herkese hiçbir
ayinm gözetmedenya-
pilmasi gerektigini" telkin ediyordu. Sene 1927yi buldugunda ise art1k "servis
istasyonu satici-
lari" diye anilmakta olan çaliganlannmügterilere "Lastiklerinizikontrol etmemi ister misiniz?"
diye sormasi âdet almugtu.
Çahganlardan nymalan istenen diger bir yenilik, mügteriye hizmet
verirken,
"kendi
kigiselfikir ve önyargilanm" igle kangtirmamalarlydi. Saticilar mügterilerin, Do-
gukökenli veya Latin kökenli olmalarma bakmadan herkese egithizmet vermek ve konuqurken
argo dil kullanmamakla yükümlüydü.
Eu arada yapilan yogun reklamcihk ve tamtimprogramlarimn da katk1slyla,yöresel ve mil-
li servis istasyonlan yaygmlagtL Benzin satigmi en üst düzeye çikarankigi bir reklamci olan Bru-
ce Barton'dur. Barton benzin satigim en uzak yörelere kadar ulagtirmayaçaligmigttr.Son derece
otoriter bir ifadeyle konugan Bruce Barton'un yazmig oldugu The Man Nobody Knows (Kimse-
nin Tammadigt Adam) isimli yapit hem 1925 hem de 1926 ylllannda ülkenin en çok sat11anki-
taplar listesinde birincf olmugtur. Eu kitap Barton'a neredeyse ölümsüz bir ün kazand1rmigttr.
The Man Nobody Knows, Isa'yi ele ahyor Ye onun "Kudüs'teki akyam yemeginde sadece en po-
püler konuk olmakla kalmaylp", ayni zamanda "modern
iy yagantismm kurucusu"
ve günün en
büyük reklamcisi oldugunu kan1thyordu. Takvimler 1928 ylhni gösterdigindeBatton petrolcüle-
ri muhatap alarak
"benzin

mucizesini yansitma girigimindebulunmalarim" istedi. Onlan


"ben-

zin doldurma istasyonlartnm kapisi önünde bir saat durup gaz almaya gelen mügterilerle konug-
maya" çaglidi. Petrolcülerin haftada bir dolarcik benzinin yaçamlannda neler yapabilecegini,
na-
sil sihirli olabilecegini kegfetmelerini isttyordu.
Onlarabu görügleriniqu sözcüklerle anlattyordu:"Dostlarim, satmakta oldugunuz geyebe-
di gençlik çegmesinden gelen sihirli bir sirdir. Sagliktit Konfordur. Bagandir. Siz ise sattigimizm
basit ve kötü kokulu, galon bagma birkaç sent degerde bir gey oldugunu
samyorsunuz. Petrolü
nefret edilen zorunlu bir masraf olarak dügünüyor ve bu simfa sokuyorsunuz... Ancak bu yanhg-
tit Kendinizi sizden bunu satin alan erkek veya kadm mügterinin yerine koyun. Sizin sattlglmZ
benzinin onlarm yagammda nasil mucizeler yarattigim göreceksiniz."

205
:I

Bu mucize benzinin insanlan istedikleri yere götürebilmesinden ileri geliyordu. Artik in-
sanlar benzin sayesinde istedikleri zaman istedikleri yere gidebiliyordu. Bu gerçekpetrolcüleri
harekete geçlrenbir mesaj etkisi yaplyor, artik mallyetlerden, depolama konularmdan, envanter-
lerden, pazar hisselerinden ve kirli ve yagli üniformalardan korkmuyorlardi. Artik bu on yllm so-
nuna gelindigindebenzinin perakendecilerde satigiyaygmbir aligkanlik olmug,kutsal bir i; ol-
masa bile, büyük ve rekabete açik bir içkolu durumuna gelmigti.

"Teapot" Firtinasi
Benzin flyati artik Amerikahlar'in çogunun yaçammt ve geleceginietkiler olmugtu. Bu nedenle
1920'lere gelindigtnde,benzin fiyatinm her yükseliginde bunun güncel konu haline gélmesive
elegtiriler çekmesi-sankikural olmugtu. Bu olgu anmda basm tarafmdanhalka duyuruluyor, vali-
ler, senatörlerve hatta devlet bagkanlarmca tartigmayaaçiliyor, Amerika Birlegík Devletleri hü-
kümetince tahkik edillyordu. Öyleki, 1923 yllmda, yine böyle bir flyat artiginda, Wisconsin'de
SenatörRobert La Follette, diger adl ile "Savaççi Bob," benzin flyatlarmayapilan zam konusunda
Parlamento'da agir konugmalar yapmig, artiganeden olanlar için büyük cezalar istemigti. La Fol-
"büyük

lette ve bagh oldugu komisyon bu suçlamalarda halki uyarlyor petrol girketlerindensa-


dece birkaçi bile, gelecek birkaç sene içinde 1920 Ocak aymdanberi yaptiklangibi petrol flyatla-
rmda manevra çevirrneye devam ederlerse bu ülke halktnin bir galon benzin için en az 1 dolar
ödemeye hazir olmalarmi" säylüyordu. Ancak bu sözlerden hemen sonra benzin üretiminde agi-
n arti; yaganmasi flyatlan dügürecek ve SavaççiBob'un uyans1 fazla etkin olmayacakti. 1927 Ni-
san ayinda benzinin perakende flyati San Francisco'da galonu on üç sente, Los Angeles'de de on
buçuk sente kadar dügtü. Böylece,La Fallette'nin mequm kehaneti gerçekleymemigti.
Ancak gunu da unutmamak gerekir ki, La Follette, her ne kadar benzin fiyatlarindaki tah-
mininde isabetsiz olmugsada, bagka bir konuda hedefe tam isabet yapmigt1.Flyat konusundald
tutumu, bu konudaki tahkikatlan kendini asil meggul eden bagka bir konu yaninda sadece kü-
çük bir yan gösteridir. Gerçek gudur ki, La Follette için, Senato'da Haçli seferlerininöncülügünü
yapan kigi ve ülke tarihindeen ünlü ve en acayipskandali ortaya çikaran grubun bagidir denebi-
lir. Su Teapot Dome (Çaydanlik Kubbesi) skandalidir.
Wyoming'de Teapot Dome adlyla bilinen ve jeolojikbir yapiti andiran geklindenötürü bu
"donanmamn

ismi tagiyanbölge, Birinci Dünya Savagi'ndan önce, Taft ve Wilson dönemlerinde,


petrol rezervi" olarak aynlmig üç petrol yatagmdan (digerikisi California'daydi) biridir. Hatirla-
nacagt gibi o siralar·Amerikan donanmasimn kömürden petrole döndürülmesi gündemdeydive
tartigmalaryapillyordu. Teapot Dome donanma yedegi olarak aynlm1; yataklardan biriydi. Ame-
rika'da süregelen bu tartigmalannbir benzeri de Ingiltere'de, hemen aym günlerde yaganmt; ve
Winston Churchill,Amiral Fisher ve Marcus Samuel glbi kipileri uzun zaman meggul etmigti.
Amerikalilar da Íngilizler gibi petrolün kömür kargismdaki üstünlügünü kabul ediyor ve konu
üretim oldugunda Amerika'mn ne denli avantajli oldugunu da biliyor, fakat tiplo ingilizlergibi
bir anda" petrolün tükenecegiolasiligmdan korkuyorlardi. NitekimAmerikah bir donan-
"kritik

ma yetkilisi göyle diyordu: "Kritik bir anda petrol bulamamak demek... filonun hareket yetene-
gininolumsuz etkilenmesi ve tüm milletin güvenliginin yok olmasidemektir." Ya en ihtlyaç du-
yuldugu kritik bir anda petrol birden tükenirse? Ancak, tüm bu dezavantajlara karym petrolün
sagladig yagamsal avantailara kargi konulamadi ve Amerikan filosunu kömürden petrole d0n-
dürme karan almd1.Bu karann uygulanma tarihi ingiltere'yleaym ylla, 1911'e rastlar. Aym yll,
petrolle ilgili kugkulann giderilmesiamaciyla, Washington hükümeti, potansíyel üretim bölgele-
acil bir durum için, pet-
"beklenmeyen
rinde donanma için petrol rezervi yapmayagirigti.Amaç
rol stoku bulundurmak" ve bunu ancak savag ve kriz gibi hallerde kullanmakti. Petrol rezerv
bölgelerinin tesis igi pek kolay olmamigtl. Washington'da uzun mücadelelerin yaçanmasma ne-

206
den olmuytu.Ayrica bunlarm kismen de ola özel tegebbüslerceigletilmesi konusu da tartigilmig-
ti. Tartigmayirminci yüzyil Amerika'sinda devam etmekteolan kamu politikasmm tipik bir par-
çasi gibiydi. Bir lasim Amerikall kamuya ait topraklardakikaynaklarm özel tegebbüslerceigletik
mesi yanhslyken, diger bir Amerikall grup kargi görügteydi ve kaynaklarm i§letilmeden- federal
hükümet denetiminde tutulmasive korunmasindan yanaydi.
1920 yllinda Devlet Bagkanligi'na Cumhuriyetçiaday Warren G. Hardingegetirilmigtl. Har-
dinge'nin seçilme nedenlerindenbiri "gerçekten
bir bagkana" benzemesiydi, iktidarageldikten
sonra, o da, her iki bagkandan bekleneni yapti ve kaynaklar tartigmasmdatutucu taraflailerici ta-
raf arasmda uyum ve denge saglamayaçahyti. Ne var ki, lçigleri Bakanligl'na New Mexico Sena-
törü Albert B. Fall'u atamigt1ve bunu yapmakla da kendini ele vermig, tutuculardandegil flerici-
lerden yana olduguanlagilmigti. Fall'a gelince, baçanli ve politikaciolarak güçlü bir çiftçi ayn-
ve
ca hukukçu ve madenciydi. Bir derginin tarifiyle"Öncüruhlu, fazla yontulmamty,.iki yumruguy-
la birden dövüge hazir, eski zamanlarda yagamig Texasli bir gerifebenziyordu." Säylentlye göre
gençlikgünlerinde tipkiZane Grey glbi iyi silah kullamr, atiglanni çabuk ve isabetli yapardi.Siyah,
genig kenar11gapkast ve atlara kargi duydugu merakla tipikbir Bati kovboyu
gibiydi.FalPu böyle
tanimlayanlarmkargismdaki muhalif grup olan tutucularsa,onu tamamen farkli bir gözle görü-
yordu. Günün önde gelen tutucu kanat mensuplanndanbiri onu "aragttrmaci

mafyasi" olarak ta-


n1mlamigti.Bu zat Fall'un lçigleriBakam olugu hakkinda gunlan80ylemigtir: "ÍçigleriBakani ola-
rak daha kötü bir adam bulmak belki mümkün olabilirdi. Ancak bu hiç de kolay olmazdL"
Fall'un icraatlarmdan biri donanmamn petrol rezervini Donanma Bakanhgi'ndan ahp lçig-
leri Bakanhgl'na vermesidir. ikinciagamada rezervleri õzel girketlere kiralamak istiyordu. Fall'un
faallyetleri dikkat çekmekteydi. Nitekim 1922 ilkbaharinda, kira sözlegmelerinin imzalanmasm-
dan hemen önce, bir gün, Standard Oll'den Walter Teagle, beklenmedik bir anda, Hardinge'nin
tanitim kampanyasmi yönetmig olan ve o siralar Amerika BirlegikDevletleri Nakliye Kurulu'nun
bagi Albert Lasker'inolisinde lieliriverdi. Teagle, Lasker'e gunlan söyleyecekti: "Anladigima göre
IçigleriBakanhgi Teapot Dome bölgesini kiralamak için kontrat imzalamak üzere. Su da hemen
bütün endüstri alanlarmda biliniyor. Ben pahsen Teapot Dome'la ilgilenmiyorum. Burasi Stan-
dard Oil New Jerseykolu için hiçbir anlam ifade etmlyor, ancak inamyorum ki Bagkan'm bunu
bilmesi gerek. Bu konuda burnuma çirkinkokular geliyor."
Biraz kugkulu da olsa Lasker Bagkan'a gidip Teagle'm mesajml iletti. Hardinge odasmda
dolagmaya baglamigve "Bu söylentlyi daha evvel-de duydum. Ancak eger Albert Fall dürüst bir
adam degilse, ben de Amerika Birlegik Devletleri için uygun bir Bagkan degilim" demigtir. Íki
varsayimm da dogru oldugunu zaman göstermigtir.
Sonunda Fall, Teapot Dome'u Harry Sinclair'e kiraladt Bu kontrat, Sinclair açismdan fazla-
siyla memnuniyet veriti kopullarda yapildi; çünkü bu kontratla Sinclair'e garantili bir
pazar
-Amerika Birlegik Devletleri pazari- saglanmig oluyordu. Ayrica Fall, Edward Doheny'ye de
bundan da daha genig kapsamli bir rezerv olan Californiarezervinin Elk Hill bölgesini kiraladi.
Hem HarrySinclairhem de Edward Doheny Amerikan petrolcüleri arasmda en tamnmiggahsi-
yetlerdi. Her ikisi de mütegebbis igadamiydi ve kendi yeteneklerini kullanarak, köhne Standard
. Oil verasetidigmda en büyük igletmeleri yaratm1; "iki

yeni adamdi." Bunlardan Doheny'ye halk


efsane kahraman1 gözüylebaklyordu. 1; yagamma ilk günlerde madenci olarak baglamigti. Ma-
den ocaginda kuyuya dügüp iki bacagt da kinlmca, yataga mahkûm olmugtu; ancak yatarak
ge-
çen günleri boga harcamayarak hukuk.kitaplan okumuy ve kendini avukat olmaya hazirlamigti.
Kendisinin aynca biçak kullanarak bir dag aslamyla dövügtügü de söylentiler
arasmdadir.1920'li
y1llarda artik Doheny büyük bir servete ve Standard Oil kahntisi girketlerinher birinden daha
büyük bir ham petrol üreticisi olan kendi girketiPan American'a kavugacakti. Doheny i; yaga-
minda her iki partinin politikacilanna nüfuz etmeye ve onlarla dostluk kurmaya özen göstermi ,

bunu kendine prensip edinmíptir.


.

207
Sinclairde ayni dogrultudayd1. Kansas'ta küçük bir kasaba eczacismm oglu olan Sinclair
kendisini eczaci olarakyetigtirmi ti. Ancak yirmi yagmdayken, bir spekülasyon sonucu aile mül-
kü olan eczanesielden gitmigti. iflasdurumuna dü§ünce önce maden donat11mlari için kereste
satarak yagammi sürdürdü. Daha sonra da Kansas'm güneydogusunda ve Oklahoma'ninOsage
bölgesinde küçük çapta petrol sahalari alim satimina yöneldi. Yatirimcilarm sempatisinikazana-
rak, küçük çapta petrolgirketterikurarak bunlan kiralamaya bagladt Çoküstün bir ticaretadami
ile, hiç kimseye ve özellikle de ya-
ve güçlüve ikna edici, inandirici kipiligi, kendine olan güveni "masanin

tinmcilara ödün vermeyen bir adamdi. Meslektaglarindan birinin deylmiyle bag köpesi
daima onun oturdugu yerdi." Elinde avucunda ne varsa hepsini Oklahoma'daki Glenn Pool'a
yatirmig ve sonunda büyük bir servet edinmigti. O günlerde yeni kegfedilmig olan Oklahoma
petrol yataklarma giderek, ürünün figkirmasive henüz boru hatlanna baglanmamasi nedeniyle,
üstü bagi petrole bulanmig olarak varili on sentten ne kadar petrol bulduysa satin aldi. Petrolü
çelikyapih petrol tanklarindadepolayarak, boru hattmm tamamlanmasim bekledi ve sonunda
da petrolü varili 1,20 dolardan satmayi baçardt.
.
Birinci Dünya Savagi çikana kadar Sinclair tüm kitada en büyük bagtmsiz petrol-üreticisi
olarakkaldi. Ancak satigini büyük, entegre girketlere yaptigi için, istedigt hedefe ulaçam1yordu.
50 milyon dolan bir araya getirip 1916'da sessizce kendi entegre petrol girketinikurdu. Sirket
kisa sijrede ülkenin en büyük on girketindenbiri olmugtu, Sirket kisa zamanda mutlak söz sahi-
bi olarak ülkenin her yanmda i; sahasmdamücadele verip yarigacak duruma geldi. Günler geç-
tikçe yeni bir huy edinmig, istedigi ne varsa ele geçírmek için önünde hiçbir engel tanimamaya
baglamigtl ve bu dela da istedigi TeapotDome'du.
lçigleriBakanhgt 1922 Nisan ayinda Doheny ve Sinclair ile, ortada dolaçan söylentilere
kargm kontrat imzalad1.Tutuculardan birinden Raynaklanan söylentlye göre "Bay Fall bazi bü-
yük çírketlerle karanlik iligkiler içindeydi." Senatör La Follette tahkikatagirigti ve tahkikat so-
nucunda, donanma mensuplarmdan rezervlerin Donanma Bakanhgl'ndanlçigleriBakanhg'na
devrine kargi çikmig olanlarm uzak ve ücra istasyonlara sürülerekuzaklagtinlmigoldugu ortaya
çikti. Bu gerçek La Follette'nin kugkulanni daha da artirmigti. Ancak bir sene sonra, 1923 Mar-
ti'nda, Fall'un lçiçleriBakanligi'ndan istifasiylabu kugkular kamtlanmaylp söylenti olarak kalma-
ya mahkûmolacakti. Istifa ettigi zaman halk içínde hâlâ tutarlive saygm kipiligiyletammyor, an-
cak bir taraftanda durumu giderekkugku uyandiran bir halk adami izlenimini verlyordu.
Kugkuuyandtrma konusunda Hardinge Yönetimi gitgidebataga saplanmaya, skandallar ve
yan11çuygulamalarlasuçlanmaya baglamigtl.Bizzat Hardinge kendisi suçlamalara muhatap olu-
yor, bir metres tuttugu söylentisi agizdan
aglZa yâ 111yordu. Söylentiler kargisinda üzüntüye ka-
pilan Devlet Bagkani, Kansas düzlügünde özel aractyla dolagirken "Dügmanlanmla bir zorum
yok, onlarla nasilsa bag edebilirm. Bana sorun yaratanlar ne yazik ki kendi dostlanm" diyecekti.
Su sözleri sarf ettikten hemen sonra da San Francisco'da aniden ölecekti. Doktorun söyledigine
utanç ve biraz da gag
"biraz

göre ölüm nedeni


"damar
tikanmasi", basina göreyse dehget, biraz
kmliga kapilmig olmaktan ileri gelen bir hastalikti!" Olümündensonra yerine BagkanYardimcis1
CalvinCoolidgegeçti.
Eu arada Teapot Dome konusunu Senato'dakiKamu Topraklan Komisyonu ele almig, tah-
kikata devam ediyordu. Ancak ortada henür suçu kanitlayan kesin delil yoktu ve halkin bir kis-
bardak suda yaratilan firtmadan" bagka
"bir

mi bütün söylentilerin ciddiyetten uzak oldugunu,


bir gey olmadigim söylemeye baglamigtt. igtetam bu sirada ilginç bazi söylentiler ortaligi kangtir-
di. Teapot Dome'un kiralandigt günlerde Fall'un New Mexico'daki çiftliginde kapsamli ve paha-
11restorasyona girigtigiortaya çikt1.Aynca kumbarasmdan çikardigiyliz dolarhk banknottarla ya-
kindaki bir çiftligisatm aldigt da kamtlanmigti. Su gerçekler bazi sorulara yol açti. Fallnasil olup
da böyle birdenbire para içinde yürmeye baglamigti?Mali durumundaki bu beklenmedik degig-
me kendisine Israrla sorulup, bu konuda baski yapildigmda Fall, Washington Post yay1mcisiNed

208
I

Mc Lean'den yüz bin dolar borç para aldigim söyleyecekti. Sinüzit hastaligmdan seyahat edeme-
yecek durumda olan Mc Lean'la konuçmak için Palm Beach'deki evine gidildi.Mc Lean borç
para verdigini kabuledlyor,ancak Fall'un, hemen birkaç gün sonra, çeki bozulmamig olarak ia-
de ettigini söylüyordu.Bunu izleyen günlerdedaha da can sikici söylentiler duyuldu. Sinclair'in
sekreteriverdigi ifadede patronunun bir kere kendisine Fall için, isteyecek olursa kendisine yir-
mi beg otuz bin dolar kadar para vermesini söyledigini ifade ediyordu.Nitekim Fall bu parayi is-
temigti.Durumun bu geklialmasindan Sinclair bizzat tedirginolmug, gazetecileri atlatmakiçin
önceden haber vermeden acele Paris'ten Versay'a gitmiçti.
Asil bomba ise daha sonra patlayacakt1.24 Ocak 1924'te Edward Doheny Senato'yaverdi-
giifadede, Fall'a bin dolar para verdigini,bu paray1bi2zat oglunun nakit olarak
"küçük
siyah bir
çanta içlnde" Fall'un olisine götürdügünü söyleyecekti. Dohenybu paranm kesinlikle rügvetol-
madigim, eski bir dosta verilmig borç para oldugunu israrla söylüyordu. Yillarca önce ikisi birlik-
te altm aramaya çikmig, arkadag olmuglardi. Su arada Doheny Senato'ya Fall tarafindanimzalan-
migoldugunu iddia ettigi, eski ve y1rtik, imza kismi eksik bir de not sunuyordu. Doheny imzall
kismin kansi taranndan kasten kesilip saklandigim, bunun Doheny ölecek olursa Fall'u gayri
müsait kogullarla gerí ödemeye mecbur etmemek, tedirginolmaktan kurtarmak için yapildigmi
söylüyordu. Bu, yalnizca dostlukla dügünceli olugun karmast olan bir önlemdi.
Fall ise ifade veremeyecek kadar hasta oldugunu söylecek ve bu bazi kimselere birkaç yll
evvel olugan bagka bir olay1hatirlatacakt1. Aym Fall, 1920 senesinde Woodrow Wilson'un duru-
munu saptamakiçin Beyaz Saray'a giden iki senatörden biriydi. Beyaz Saray'a Wilson'un ger-
çekten bir krizden mi rahatsiz oldugunu, yoksa, söylendigi gibi, aklim mi kaçirdigtm tahkikiçin
gidilmigti.lyte 1920'nin o an11angününde Fall BirlegikDevletler Baykam'na "SaymBagkan, he-
pimiz sizin için dua ediyoruz" demig ve Wilson'dan ancak duyulabilen bir sesle qu yamti almig-
tt: "Hangi yöne dogru Senatör?"Halk igte gimdi de Fall'un hastaligmm tahkik edilmesini istiyor-
du. Bu garip hikâyedeki gerçekler ortaya döküldükçe insanlarm itibarlari da saga sola savrulu-
yordu. Bu arada tahkikat komisyonu Washington Post
yayimcisiMc Lean ile Washington
DC'den birtakim kipiler arasmda Palm Beach-Washington arast birtakim telgrafdegig-tokuçu ya-
pildigmi da ögrenmigti. Senato Komisyonu kargismda ifade verenler arasmda geçmigteOklaho-
ma'da tren soygunculuguyapmig biri bile vardL Bu arada Harry SinclairSenato'nun sorularma
cevap vermeyi kabul etmediginden mahkemeye hakaret suçundan yargilamyordu. Durumunu
kurtarmak için Bum Dedektiflik Bürosu'na bagvurup jüri üyelerinin itibarlanna gölge dügürmek
istedi ve gerekçe olarak da Anglo-Sakson hukukunun aligilmigkurallarina uymadiklanm öne
sürdü. 1924 yllma gelindigindeThe New Republic'in yazdigt gibiartik tüm Washington "omuz-

lanna kadar petrole batmly durumdayd1..." Gazete muhabirleri bundan bagka geydenbahsetmi-
yordu. Otellerde, caddelerde, yemek masalarmda konugulan tek konu petroldü. Kongre bütün
öteki igleri birakmig,yalniz bu igle meggul oluyordu.
1924 Bagkanlik seçiminin yakm oldugu günlerdeCalvin Coolidge seçimi kazanmaya ve
Beyaz Saray'a temelliyerlegmeye kararli ve niyetliydi.O agamadakiana petrol politikasi, konu-
dan olanak verdigince uzak durmak ve böylece Teapot Dome skandalmmizlerini unutturmakti.
Bu arada Coolidge'inyardimina ve savunmasma Cumhuriyetçi bir Kongre üyesi gelecek ve Co-
olidge'in Teapot Dome'la olan tek iligkisinin bir petrol lambast igiginm çekiciliginekapilmig ol-
masmdanfleri geldigini söyleyecekti. Demokratlar Teapot skandalmi geçerli bir seçim kozu ola-
rak kullanmak istiyordu. Ancak, Calvin Coolidge'in siyasi gücünü halife almakla hata ediyorlar-
di. Diger yandan, kendilerinin de bazi ithamlarla yara alabilecegl olasillgmi görmezlikten geli-
yordu;,çünkü ne de olsa Doheny, Woodrow Wilson Kabinesi'nin en az dött eski üyesine elverig-
li partlarlayeni igler saglamigbir Demokrat'ti.Ayrica Woodrow Wilson'un damadt
ve 1924 se-
çimlerindeDemokrattar'in ilk siradaki aday1William Mc Adoo'ya 1.50.000 dolar yasal dampma
ücreti ödemigti. Ne var ki halk bu ücret konusunu ögrenecek ve bu yüzden Mc Adoo seçim gan-

209
I
1

sini kaybedecek, onun yerine JohnW. Davis Demokratlar'm ön stradaki adayi Olaylar -
olacaktL

geligiyor,söylentiler artlyordu. Bu arada Doheny'nin Teapot Dometahkikatkurulunun bagkam


olan Demokrat Senatör'le Montana'da bir konugma yaptigt ve petrol konusunda ona bir
"öneri-

de" bulundugu da ortaya çikmlytt


Teapot Dome konusunda çikanlan firtma giderekgiddetlenirkenCoolidgede boydurmuyor,
kargi saldinya gegiyordu. Hardinge'nin alt kadrosunu igten ç1karlyor,yanh; uygulama gerekçesiy-
le ihbarlar yaplyor, bu arada biri DemokratParti'den digeri Cumhuriyetçiler'den iki özel savctyi
kadrosuna ahyordu. Seçim kampanyasi süresince kendini skandaldan uzak tutmayaözen gõstere-
cek ve 1924 Baykanlikkampanyasinda bu yüzden "Silent Cal" (Suskun Coolidge)namiyla anila-
cakti. Konulan görmezlikten gelereketkisiz b1rakmastratelisiuyguluyordu. Ve o güne dek de hiç-
bir konuda bu denli suskun olmamigti. Coolidge stratejisinde baçanli olmugtur. Belki gariptir fakat
gerçektende tüm kampanya boyunca Teapot Dome skandall bir kez daha gündeme gelmemi tir.
Ancak skandal unutulmayacak ve on yll süreyle daima belleklerde kalacakti. 1928'de,
Sinclair'in düzmece bir girket olan ContinentalTrading yoluyla Fall'a birkaç yüz bin dolar para
gönderdigiaç1gaçikacakti.Bu, Fall'un iki eski arkadagma yapmig oldugu hizmetler kargillgmda
en az 490.000 dolar aldigimn karnti anlammdaydi. Nihayet 1931 yllmda, artik tükenmigolan
açgözlü Fall hapse atihyordu. Bu kigi görevde iken yaptigi yolsuzluktan hüküm giyiptutuklan-
mig ilk kabine üyesidit. Sinclair'e gelince hem mahkemeye hem de Senato'yahakaret suçundan
alti buçuk ay hapis cezasma mahkûm oldu. Hapse giderken yolu üzerindeki SinclairKonsolide
Petrol Sirketi'ne ugraylp yönetim kurulu toplantisma katilacakti. Kuruldaki öteki müdürler ken-
oylarm1 belirtmiglerdL" Doheny ise masum bulun-
"güven

disini kargilaylp resmi bir davramgla,


mug, hiçbir zaman hapse
grmemigtic senatörlerden biri bu durumu yadirgayacak, Do-
Ancak
heny'yi ima ederek "BirlegikDevletler'de bir milyon dolan hapis cezasma çarpmak mümkün ol-
muyor" diyecekti.
L

I
Albay ve ÖzgürlükBonolari
Tahkikatm ileri agamalannda düzmece girketContinental Trading'in ashnda bir mekanizma ol-
dugu ortaya ç1kmig ve bu skandalm daha da büyüyerek genigyankilar uyandirmasma neden ol-
mugtu. Bu mekanizmayla, önde gelen bir grup petrolcüye,kendi girketlerinin ürettigi petrol sati-
1 üzerinden "ÖzgürlükBonosu" adi altmda bir komisyon ödeniyordu. Harry Sinclair,komisyo-
nun bir kisomi suspayt olarak Fall'a ödemig, yani bono vermigti.Komisyontm bir kismim da
Ulusal Cumhuriyetçi Kurul almlyti. Ancak ülkeyi asil gagirtanAlbay Robert Stewart hakkinda ög-
rendikleriydi. Halk Amerika'mn en seçkin, en baçanli ve en güçlü petrolcülerinden sayllan Indi-
ana Standard BagkaniAlbay Robert Stewart'm ÖzgürlükBonosu'ndan komisyon alanlardan ol-
dugunu ögrendiginde gerçekten gok geçirmiggibiydi.
Genig yüzlü, iri yaptli bíri olan Stewart bir vakitler Teddy Roosevelt'in organize ettigi Ro-
ugh Riders (Sert Sürücüler) grubuna katilmigtt. Diger büyük petrol girketi bagkanlanmn aksine,
hayatinda bir gün bile petrol sahasina çikmam14,bu yönde bir çaligmasi olmamigt1.Standard'a
katildigt ilk günler girkette avukat olarak görev almig,hukuk alamndaki bilgisini girketinen üst
düzeyinde bile uygulamak istemigti. Asimda bunda gaçacakbir tarafyoktu. Ne de olsa, dagilma-
dan evvel ve sonra petrol endüstrisi daima birtakim meydan okumalara maruz kaliyordu. Sincla-
ir de 1907den beri Indiana Standard'insözü edilen her olayinda daima igin merkezinde olmug-
tu. Otokratik, buyruk vermeyi seven, mücadeleci yapistyla girkete savayma gücü agilamig ve
1920'lerde ülkenin bir numarall benzin pazarlaylcist olmuçtu. Halk arasmda "Albay Bob" diye
anilan bu adam sadece petrol endüstrisinin degil, tüm Amerikan i; yagammin en saygm ve hay-
ranlik duyulan liderlerinden olmuytu. Onun kadar seçkin birinin Teapot Dome pisligine bulagt1-
gmainanmak çok zordu. Ancak, yine de uzun yillar devam eden sorgulama sonunda bizzat bu
210
I

ige karigtigini, ContinentalTrading ve ÖzgürlükBonolanyla olan fligkisini itiraf ederek kendisi-


nin de 760.000 dolarhk hisse aldigm3kabul etmíçtir.
Stewart'm Teapot Dome denilen arapsaçina her gün biraz daha battigi günlerde, Indiana
Standard'in en büyük hissedari olan ve o güne dek girket idaresine kangmamig olan bir kipi, Ste-
wart'a yöneltilen her eleptiride kendisini savunup temize çikarmasim"söylemigti.
"kendisine

Ancak Stewart buna yanagmadt Ve nihayet 1928'de girketinbu en büyük hissedan Stewart'a
kendini savunmak için her hrsatt verdigini, ancak onun bunu yapmadigmi, gimdi de artik Sirket-
ten aynlmasi gerektîgini söyleyecekti. Sözü edilen hissedar "Junior"lakablyla tanman, John D.
Rockefeller'in tek erkek evladidir.
John D. RockefellerJr.kisa boylu, ciddi, münzevi yaradiligta biriydi. Babasma taplyor,onun
tutumluluk konusundaki görüglerini candan benimseyip uyguluyordu. Brown Ûniversitesi'nde
henüz çok genç bir ögrenci olarak okurken arkadaglan onu kendine ait peçetelerin kenarlarmt
kivirip dikerken görmüg, çok papirmiglard1.Ancak daha da ilginç olan Junior'un annesi tarafm-
"görev"
dan
"sorumltiluk"

ve üzerinde nas11yetigtirildigidir. Annesi çok ciddi bir gekildeona bu


iki kavramm anlammi ögretmigti. Dogru Ve dürüst davranmak Junior'unprensibiydi.Kendisi de
babasmdan bagimsizolarak, sistemlibir gekildebagiglaryapmig, aile servetinin önemli bir kismi-
ni bu ugurda harcamigtir. Dogal olarak yine de aileye büyük bir servet kallyordu. Meggul oldugu
öteki iglerden biri de çegitliyurttaglik igleri ve sosyal konulardi. Hatta bir defasmda, New York ili
adma fuhug konusunda açilan bir sorupturmada görev alacak kadar ileri gitmigti.
Genç Rockefeller, babasmm arkadagi" diye bilinen,
"bayan "iftirac1

ceza mabudesi" Ida


Tarbell'le bile diyaloga girmigti. 1919 ylhnda bir kongrede kargilagtigtbu kadma son derece na-
zik ve terbiyeliyaklagmig, nerdeyse bir gövalyegibidavranmigti. Aradan birkaç yllgeçtiktenson-
ra, babasi hakkmda bir kitap yazmayi planladigtm, bu kitapta kendisinin babastyla yaptig1konug-
malari esas almak istedigini söyleyerek IdaTarbell'den seri halindeki bu konugmalari gözdenge-
çirmesinirica etti. Hatta içini kolaylagtirmak için gereken materyali Tarbell'in Manhattan Gra-
mercy Park'taki apartmanmabizzat kendisi götürdü. Yazar bu belgeleri inceledikten sonra baba
Rockefeller'in konugmalarmda yanh davrandigmt, kendisine yapilmig tüm suçlamalan kenara it-
tigini Söyleyecekti: "Junior"bu yamta inanmig görünüyordu.Bir meslektagma yazdigt mektupta
u sözlere yer verik "Bayan Tarbell biyografi notlarini son günlerde tekrar okudu, kugku yok ki
onun görügleri d aha loymetlidir. Öyleanlagiliyorki bu yayini bugünkü eksik gekliyleve dengesiz
durumuyla gimdilikyaymlamamamiz daha iyi olacak."
Aradan dört yll geçip 1924 yllma gelindiginde genç Rockefeller kendisini çok etkileyip ha-
rekete geçiren bir olayla karç11açacakt1. Bu, Indiana Standard girketi'nin yolsuzluk iddialarma ka-
rigmasi olaylydi. Geçmig yillarda Ìda Tarbell eski tröst'teki yolsuzluk iddialarlyla nasil sarsilip ha-
rekete geçmiçse,bu defa da Sunior" aynen Tarbell gibi, hatta ondan daha fazla sarsilip harekete
geçmigti. O insanseverligi meslek edinmigtí ve asla bir petrolcü degildi. O Ikadar ki Standard
Oil'den çikmigtüm küçük girketlerin iglerine kangmamay1, sorunlarmdan uzak kalmayi tercih
etmigti. Ülkedeki imajmdaydi. Siin-
"kötü-karakter"
birçok kipiiçin babasi hâlâ geçmigte yagaml;
di ise sahneye oglu çlk1yordu.Ama tamamen farkh bir görününide, farkl1 giysiler içinde
- ve bir
reformist olarak. Bu reform igigmi Indiana Standard'in da kalbine kadar götürmekte de azimliy-
di. Albay Stewart olayinda, Senato Komisyonu'na verdigt ifadede asil önemli olanin girketinve
endüstrinin dürüst olmasi gerektigini söyleyecekti. Ne var ki Rockefeller girkette hisselerin yal-
mzca yüzde 15'ini elde tutuyordu. Stewart kendi istegiyle istifa etmeyi reddedince, Rockefeller
onu bertaraf etmek için kargi saldirlyageçmigti.Albay bu saldinya acimasizca kargthk verdi:
"Eger Rockefeller'ler savagmakistiyorsa ben de onlara nasil savagilacagLm gösteririm" dedi...
Bagarilarla dolu bir i; geçmigi vardi; liderlik yaptigi son on sene içinde girketin kâr orani dört kat
artmigt1. Simdi de, lyi bir amaç ugrunda sarf etmek için ekstra bir pay ve igten hisse istemigti. Ba-
zilanna göre bu olup bitenler Dogu ile Bati arasmda petrol egemenligi için yapilan aci bir savag-

211
tL Bagkalan ise, savagm,tüm petrol endüstrisinin kontrolünü garantilemek için, Rockefeller'ler
tarafmdançikanldigmainanlyordu. Ancak Rockefeller'lerpay konusunda fazla sorun çikarmi-
yor, para degil zafer istiyordu. Bu nedenle lyi organizeolup,etkin bir kampanya yürütmüglerdi.
Sonuçta 1929 yin Marti'nda onlar kazandi ve hissedar oylarmin yüzde 60'mi ald11ar. Artik Ste-
wart saf digt edilmigti.
ßu mücadelede JohnD. Rockefeller Jr. ige dogrudan müdahale etmig ve açikçagözlendigi
gibi,babasmin kurdugu Standard Petrol Tröstü'nün devami olan küçük-girketin sorunlannda ak-
tif bir rol oynamigti. Bunun kâr saglamak gibi basit bir amaç ugruna degil, petrol endüstrisinin
itibarmi kurtarmak, bu endüstriyi hükümetten.veya kamudan gelebilecekyeni saldinlara karçi
korumak ve nihayet Rockefeller admm vakarli ismini güvenceyealmak için yapmigti. Su çabala-
nndan dolayt bir hayli de eleptirilmigtí.Kizgm bir Stewart yanhsi Rockefeller'e yazdigi mektupta
"Eger Standard Oil Sirketi'nin ilk günlerine ait babanizin performans kay1tlarma bakarsaniz say-
falarm kara lekelerle kapit oldugunu, bunlann Albay Stewart'a yönelttiginiz suçlamalardan on
kat daha kötü oldugunugöreceksiniz. Dünya yüzünde ihtiyar Rockefeller'in elli yll önce igledigi
günah kalmttlarim temizleyecekyeteri kadar sabun bulunmadigt kamsmday1m.Bence bagkalan-
nin ve kendinden daha iyi olanlann karakterini lekelemeye ancak elleri temiz olan insanlar cü-
ret etmelidir" demigti.
Sir üniversite profesörü ise ayn görügteydi. Yazlholarak ifade ettigi kamsma göre, "Halkm
mutlaka dürüst i; yapma konusunda egitilmesi gerekiyorduve gimdibu en iyi gekildebaçanlmig-
ti. Yapilan bu igi ne bir üniversite vakfi ne de aragtirmayla edinilen destek yapabilirdi." Artik
Amerikan kapitalizmi ve petrol endüstrisi eskiden oldugu kadar açgözlü davranmayacakti. Bun-
dan böyle birkaç vurguncunun serveti degil, endüstrinin gelecegi gözetilmeliydi ve petrol en--
düstrisi kamuoyunda saygmbir imaj yaratmahydi.Yine de gunusöylemek dogru olur: Genç Roc-
kefeller'in elleri her ne kadar temiz kalmigsa da, TeapotDome skandalmm oyunculan Fall ve
Doheny'den Sinclair ve Stewart'a, petrol sanayii imajmda olumsuz izlenim b1rakm1;lardir.Bu
açidan onlann kamuoyunda, eski Standard Oil Tröstü'nün biraktigi yerden ige devam ettikleri
izlenimí yerlegmigtir.

Jeofizikve Sans
Otomotiv çagi baglannda Amerika'da
"yeni
yakit" stokunun bitmekte olduguna inanan pek çok
kigi vard1. 1917-1920 yillan arasinda, keyfedilen petrol yataklan genellikle yeterli olmaylp düg
kirikllgl yaratiyordu. Günün önde gelen jeologlanAmerika'dapetrol üretiminin tükenme simn-
na dayandigim üzillerek ifade etmekteydi. Birinci Dünya Savagisonunda petrol arzma yapilan
zorlama, ottaya bir de antma konusunda kitligm yakm oldugu dügüncesini çlkarmigtl. Rafineri-
lerden bazilan ham petrolün az olugu nedeniyle kapasitelerinin ancak yüzde ellisiyle çaligabili-
yordu ve ülkenin çegitli yörelerindeki yerel perakendeciler de sürekli gazyagi ve benzin sikmtisi
çekmekteydi.Gerçektende petrol siktntist sanayide en temel konu olmug, StandardOil New
Jersey kolundan Walter Teagle, bir defasinda soruna deginirken ham petrol stoklan üzerindeki
karamsarligLn petrokülükte kronik bir hastalik haline geldigine dikkat çekmigti.
Ancak tekerleklerbir kere dönmeye baglamigti. Çllgm bir çabayla yeni petrol yataklanara-
niyor, kithk beklentisi içindeki halk bu korkuyla gayretegeliyor,ayricafiyatlann giderek artmasi
bu çabalaridaha da körüklüyordu. Ham petrol sikmttsindakirafinericiler 1920yllina kadar, vari-
li 1,20 dolar olan Oklahoma ham petrolünü 3,30 dolara ç1karmigtL Bu arada kazilan kuyu sayisi
da rekor düzeyi bulmugtu.
Petrol bulmada uygulananteknolojide de geligme olmuytu. 1920 yilma kadar petrol en-
düstrisinde uygulanan jeoloji
"yüzeysel

leoloji"niteligindeydi. Gelecege ait tahmin haritalan ve


petrol saptamalari gözle görülür arazi esasma dayandmlarak yapihrdt. 1920 yllma gelindigindey-

212
se yüzeysel jeolojibirakillyor,petrol bulunan yerlerin saptanmasmda daha bilimsel bulgulara ba-
kihyordu. Artik petrol arayicilann, yeraltmdakimaddelerin petrol içerip içermedigini tahmin et-
meleri için yerin altml
"görebilmeleri"
mutlaka gerekiyordu ve bunun için bir yol bulmak artik
art olmuytu,igte bu
"görebilme"

olanagmigiderek geligmekteolan jeolizikbilimi saglamlyttr.


Birinci Dünya Savagi'ndauygulanmigolan teknolojidekijeofizikyeniliklerinin birçogu pet-
rol alanmda da kullanilmigttr. Bunlardan biri "Burmah Terazi" aletidir. Eu alet yüzeydekibelirli
noktalardaki yergekimidegiçmelerini ölçer ve bu suretle yeraltmdaki maddelerin neler oldugu
konusunda saghkh bilgi verir. Sava; öncesinde bir Macar fizikçinin yapipgeligtirdigibu aleti ilk
defa Birinci Dünya Savagi'nda Almanlar Romanya petrol yataklanm yeniden üretime sokmada
kullanmigtir. Yeni buluglardan bir bagkasi da, dünyanm manyetikalanda kalan bölgesindeki di-
key bilegimlerin degigmelerini ölçen manyetik alettir. Bu alet yeraltinda hangi maddelerin bu-
lundugu hakk1nda saglikli bilgi saglar.
Bunlar arasmda sonradanen güç1üpetrol arama silahi oldugu kanitlanmig alet ise sismog-
raftir. Sismografilk defa on dokuzuncu yüzyil ortalarindadepremleri kaytt ve analiz etmede kul-
lan11migti. Birinci DünyaSavagi'ndasismografi Almanlar devreye soktu ve dügman topçu kuv-
Vetlerinin yerini belirlemede kullandtlar. Daha
sonra alet Dogu Avrupa'da petrol sanaylinde uy-
gulanmigtir. Kirilmasismolojisi ise BirlegikDevletler'e ilk dela 1923-24 yillannda bir Alman gir-
keti tarafmdantanitilmigtl.Bu metot uygulandiginda, önce dinamit patlatillyor,patlamasonucu
olugan enerji dalgalari yeralti maddeleriarasmdan geçerekkinldiktan sonra "jeofon"
denen din-
leyici kulakliklannca yerüstündeki istasyonlarda dinleniyordu. Böylece Kirilma Sismolojisi, bü-
yük olasilikla petrolün bulundugu yeralti tuz kümelerinin saptanmasmdayararli olmugtur. Kml-
ma Teknigi ile yaklagik aym günlerdetamtilanve çök geçmedenonun tamamlayicis1 olan Yansi-
ma Sismolojisi yeraltmdaki kayalardan yansiyan dalgalan kaydeden metottur. Su metot her tür
yeralti maddelerinin gekilve derinliklerinin saptanmasimsaglar. Böylece yüzeysel bulgular ne
olursa olsun, petrol aramadayeni ve koskocaman bir dünyanm kapilan açilmigti. 1920'll yillarda
büyük petrol yataklarmm çogu hâlâ yüzeyseljeolojimetoduylabulunmugsa da, jeofizikmetotlar
her gün biraz daha önem kazanmakta ve hatta geleneksel metotlarla yapilan petrol aramalarin-
da bile glderek daha çok uygulanmayabaglamigti.Artik petrolcülerin yeraltim "görme"
çaresini
gerçekten buldugu söylenebiliyordu.
Yeraltim görebilmemetotlartnailaveten yerüstünü görebilmede de bir hayll yenilikler ya-
pilml§tL
BüyükSavag süresinde Avrupa'dakimuharipler askeri kuvvetlerin yerini tespit için ha-
vadan denetleme metodundan yararlanmiglardi, Bu teknikçarçabukpetrol sanaylinde de uygu-
lanmig, böylece geni; yüzeysel jeoloji taramasiyapmak mümkün olmugtu. Bu metot mutlaka
havadan uygulanan ve yerde bulunan birinin hiçbir gekildeuygulayamayacagt bir metottur. Da-
ha 1919 yllmda Union Petrol Sirketi, Amerika Kegif Gücü'nde çaligttrmak ve California arazisî-
nin fotografim çekmek üzere, evvelce Fransa'da hava çaligmalan yapmt; iki
uzman tegmeni
kadrosuna almigti. Yeni buluglar arasinda bir bagka yenilik de mikropaleantoloji denen mikros-
kobik fosilleri analizetme metoduydu. Bu metotla farkli düzeylerdeki derinliklerden ahnmig fo-
sillerin analizini yapmak mümkün olabiliyordu. Eu teknik aynca yerin binierce feet derinindeki
tortulann tipi ve ya§1haklanda da bazi degerli igaretler saglayabiliyordu. Yeralti ve yerüstü tek-
nolojik ilerlemelerle petrol çikarmateknoloyisinin kendisinde de önemli bazi ilerlemeler kayde-
dilmíçti. Sondajin daha çabuk, daha bilgi saglayici, daha derinlerde yapilmasma olanak verdigi
.
için daha genig kapsamh petrol çikanlmasmi saglamigtir.1918 senesinde kazilan knyulann de-
rinligi en fazla alti bín feetti. 1930 yllma gelindiginde ise on bin feeti bulmuytu. Sunuda hatirda
tutmak yerindedir ki, bütün bu uygulamalardason bir faktör bagrolü oynuyordu. Hiçbir zaman
analiz edilemeyen fakat görüldügü kadanyla petrolcülükte her zaman için var olan bu faktörün
adi çanstir. 1920'li yillarda gansinçok önemli.rol oynadigt kugkusuzdur. Öyleolmasa bu on yil
içinde bu kadar çok Amerikan petrolünün çikarildig1 gerçegi nasil izah edilebilir?

213
'I
-I

I
I
I

Bu teknolojik kegiflerin en önemlilerinden biri de Los Angeles'in hemen güneyinde, Long


Beach arkalannda 365 feet yükseldigindeki "SignalHill" adli tepede yapilmigtl. Bu tepenin en
uç noktasmdan bir kez yerli Kizilderililer'in CatalinaAdas1'nda yaçayan soydaylanna igaret ver-
dikleri söylenir. Sonrakiyillarda bu tepe gayrimenkulsabiplerinin gözünde daha da deger kaza-
nacakt1. 1921 ylli Hazirani'nda buradaki arazinin yerlegmeye mahsus küçük arsalar halinde par-
sellenmesi igleminde Shell'eait bir kegif kuyusunda, l no'lu Alamitos'da birdenbire bir patlama
oldu. Eu patlama ve kepif ülkede sanki bir firtina, bir panik yaratmigti. Daha önceden ev yapmak
isteyenlere sattlmig arsalar yeniden satiga çikanliyol;petrol girketleri ve emlakç11aryeni kontrat-
lar yapmak için arsa sahiplarinin peginedügüyor, kisaca Signal Hill'depara su gibi harcanlyordu.
Parseller o kadar küçük, tahtadan yapilmig iskelelerse birbirine o derece yakmdi ki bu iskelelerin
ayaklan birbirine takillyordu.Petrol kazisi yapmak isteyenler bu ige çok hevesli olduklarindan
arazi sahiplerine bulacaklan petrolden yüzde 50 hisse vermeyi daha kaz1yabaglamadan kabul
ediyordu. Willow Street semtindekimezarlikta aile mezarlan bulunanlar mezar alti kaziya izin
vermeleri koguluyla hisse çeki ahyordu.Petrol çikaracagmatamameninanmt; olanlar.daha kazi-
si bile yapilmamig bir petrol kuyusunun altida biri üzerinden beg yüz binlik tek bir hisse almakla
zengin olacagmagerçekteninaniyordu. Signal Hill zamanla o denli ün kazandi ki, bu topraklari
satm alanlann bazilan bile yaptiklari yatirim üzerinden epeyce para kazand11ar.
Signal Hill, Los Angeles ve civarmda yapilan birçok büyük kegiften sadece biri, fakat en
dramatik olamdir.Eu kegifler 1923'te California'yi ülkenin bir numarall üretim yapan ve dünya-
da gikanlantüm petrolün dörtte birini üreten eyalet yapmigttr.Durum bu oldugu halde yine de
havada petrolün yakmda bitecegi korkusu vardi. Petrol endüstrisine ait bir çaligmanmyapildig
1923 yihnda, Federal Ticaret Komisyonu uyanda bulunuyor, petrolde hizh bir dügüç kaydedildi-
gni bildiriyordu. Ancak gariptir, aym sene, son on yll içinde ilk dela olarakAmerikan ham petrol
üretimi yurti i ihtiyacim agmigtir.

Nüfuzlt1 Îçadami
Harry Doherty petrol yaçammda gariplik sembolü olarak tanmmigtl. Genig çerçeveli kocaman
"profesör"

gözlüklerive sivri keçi sakall ile maddeci bir igadammdan çok rolü oynamak için sah-
neye çikmly bir aktöre benzerdi. Yine de kendisi 1920'lerde, içinde Sehircilik Hizmetleri Sirke-
ti'nin de bulundugu dev bír girketlergrubunu kontrolü altma almly büyük igadamlarmdan biri-
dit. Günün yazarlanndan biri Doherty'yi Horatio Alger'in öykülerindeki "Haberci Ned"e ben-
zetmig, onun WallStreet'teki en yakin benzeri oldugunu söylemigtir.Bu benzetme gerçekten de
yerindeydi. Doherty çalgma yaçamma dokuz yagmdayken, Ohio, Columbus sokaklarmda gazete
"okula

satarak baglamigtir.On iki yagmdayken de okulu terk etti. Bir seferinde belirttigine göre
baglayah daha on gün dolmadan okuldan geytandannefret ettiginden daha çok nefret eder ol-
mugtu." Ancak çok çahymasi, kararlihgt, sonradan gece okuluna yazilip mühendislik egitimi gö.r-
mesiyle tam 150 girketinyöneticisi olmayi bagarabilmigtir. Gaz ve elektrik teçhizatisatan ve ge-
hirlerin birçok bölgesine hizmet götüren "Sehircilik Hizmetleri Sirketleri"
imparatorlugunun hâ-
kimi olmustur. Günün birinde girketlerinden birinin Kansas'ta gaz kazisi yaparken petrole rastla-
mastyla kisa sürede petrolcü de olmuytur. Biraz fazla eksantrik olugundan bol bol nükteli yazilar
yazar, baçarlya glden yolu gösteren cümleler kullaturdi: "HiÇbir zaman emir vermeyin. Emir ye-
rine direktif verin... Ìçinizioyun oynar gibi yapin... Hayatta elde edeceginiz en büyük
'hisse'

mutluluktur" gibi vecizeler yazmasim severdi. En sevdigi dinlenme gekliNew York gehirtrafigi
içinde araba kullanmakti. Onun için temiz hava bir copku, sagliksa bir tutkuydu.
Çetinve verimli bir igadami olarak Doherty muhaliflerine hiçbir zaman aç1kvermemigtir.
Kendini petrolcülügün entelektüel atsinegl rolünde gören ve bundan hoglanan, özgür bir dügü-
nurdü. Tipkl bir atsinegi gibi fikirlerinin savunmasim yaparken yapigkan ve saldirgan olurdu. Ka-

214
msma göre o günler petrolün üretilig gekliyanhçti ve gelecekiçin tehdit olugturuyordu. Bu ne-
denle mutlakadegigmeliydi. Özellikle bir konuda doktrini"nin terk edilmest gereginde
"kapkaç

bikkmlik verecek derecede inatç1 ve IsrarllydL


"Kapkaç doktrini" çiktigi ilk günden beri Bati Pennsylvania'da petrol endüstrisi operasyon-
larmda egemen olmug, hatta mahkemelerce bile kabul görmügtü. Bu doktrin göçmen av hay-
vanlanyla ilgili Ingiliz kamu hukukuna dayandirilmigtir. Kendi arazisindeki petrolün kompusu
taratindan zorla çekilipalmdtgl.gerekçesiyle mahkemeye gikâyette bulunan arazi sahibíne yar-
gtçlartek bir cevap vermekle yetiniyor, "Sen de git ayni geyiyap" diyorlardi. Bu doktrin yüzün-
den BirlegikDevletler'in her yamndaki igletmeciler mümkün oldugunca çabuk,kompusu gelme-
den çikarmak için hem kendi topraklan altmdan, hem de kompusunun toprag altmdan petrol
çikarmayangma girmigti.Eu doktrin üretim ayaklanmalanm körüklemi ve her yeni yatagn key-
finden sonra gözlenen fiyat dalgalanmalannda korkunç artiglara neden olmugtur.
Doherty kapkaç doktrini yüzünden kuyu say1smdaolugan büyük çogalmanm ve hizli üretim
artigimnpetrol yatagmin yeralti basocim gereginden çoktükettigineinamyordu. Ona görebunun
olumsuz bir sonucu vardi. Gazveya su basmci yetersiz kaldig için yerüstüne çikmasigereken pet-
"yukari
rolün çogu yeraltinda kahyordu. Nitekim ilerideki günlerde petrolün yüzeye gikmasim,
çekilmesini" veya saglayanin bu basmç oldugu kanttlanacakti. Doherty petrolünBirin-
"itilmesini"

ci Dünya Savagtndane denli önemli rol oynadiginm bilincindeydi. Bu yüzden bir bagka savagta bu
petrolün Amerikaiçin ne tür bir rol oynayacaginidügünüyor ve bundan korkuyordu. Görügüne
göre güncelüretim tygolamalan yetersizdive daha büyük petrol stoklan yapmayi engelliyordu.
Sonunda Doherty buna bir çare buldu. Petrol bölgeleri birleptirilmellydi. Bagka bir deyimle
tek tek parçalar birleptirilmeli ve elde edilen ürün arazi sahipleri arasmda paylagtmlmallyd1.Bu
yolla petrolün kontrollü bir hizla ç1kanlmasimümkün olacakti. Kontrollü hizm saptanmasi ise
en saglikl1olarak çagdagmühendislik bilgisiyleyap11mallydt.Doherty böylece yeralti basmcinm "koruma"
korunabilecegi görügündeydi. Doherty ve ondan sonra gelen bazilan sürekli olarak
konusuna deginmiglerdir.Onlarm bu sözcükten kastettikleri en büyük üretimi saglayacak, yeral-
tmda tutulu kalmayan ve daha etkin tüketimverecek
"birtakim
ölçülü üretim metotlandir."
Ancak Doherty'nin plam nasil gerçekleçecekti? 1;te bu konuda da Doherty bir
"koruma"

çare bulacak ve petrol dünyasmdakilerin çogunu gagkmadöndürecekti. Doherty bu igte federal


hükümetin öncülük yapmasmi, hiç degilse bu konuyu kabullenmesini ve onaylamasmiöneriyor-
du. Ayrica, dogal olarak en üstün teknolojik metotlan uygulamak için yasal yaptmmlar uygulan-
mallydi.
1920'liyillann büyük kismmda Doherty'nin görüglerinesadece küçük bir petrolcü azmhgi
katilmig, ama Dohertybu süre içinde büyük bir çogunluktarafmdankorkunç eleptirilmigve is-
tismaredilmigtir.Eleytirenlerden bazilan Doherty'nin ileri sürdügü önerileri World Almanac ad-
h stradanbir baçvuru kitabmdan aldigim bile iddia etmiglerdir.Petrolcüler arasmda Doherty'nín
üretim-teknolojisi degerlendirmesine pek çok kipi kargi çikmig,ige federal hükümeti karigttrma-
simn endüstriye ihanet oldugunu söylemigtir.Daha büyükçe girketler ise gönüllü igbirligive ken-
di kendini idare yoluyla üretim konusuna biraz daha sicak yaklaymiglarsada daha fazlasim yap-
yataklar" ve üretim"
"kontrollü
mamiglardir. Bagimsiz çahganpetrolcülerin çogu
"birleptirilmig

konularim gönüllü veya gönülsüz hiçbir gekilde kabul etmemekte direnmiglerdir. Onlar da ken-
di hesaplannca, losa yoldan zengin olma pegindeydi.
- Ancak Doherty savaga devam ediyordu. Sürekli olarak toplantilarve tartigmalardüzenli-
yor, sonu gelmez mektuplar yazlyordu. Diger petrolcülerin korkulu rüyasi olmugtu. Fikirlerini
zorla kabul ettirmek için her firsattan yararlanirdi. Tam üç kez Amerikan Petrol Enstitüsü'ne
önerilerini kabul ettirir duruma gelmig,ama ügünde de bagaramamty,önerileri geri çevrilmigti.
API, yani Amerikan Petrol Enstítüsü toplantilanndanbirinde fikirlerirli sunmaktan ahkonunca
Doherty kendisine özel bir salon kiralayarak fikirlerini duyurmuytur. Bazi kigilerse ona
"gu
çilgm

215
adam" diyordu. Buna kargi o da
"petrolcülerin,
üzerinde giysitaglyan birer barbar" oldugunu söy-
leyecekti. Neyse ki onun önerilerine ilgi duyan, dinlemeye hazit bir dostu vardi: Deviet Bagkam
Calvin Coolidge. 1924 Agustosu'nda Doherty Bagkan'a uzuri bir inektup
yazlyorve görüglerini
u sözlerleifade edlyordu: "Egeryakm bir gelecekte Amerikan ulusu içinde bulundugu uykudan
uyanir da, petrol yönünden hepimizin iflasa ugradigimizi anlarsave koruma metotlanyla üretimi
korumakta geç kaldigimiz bilincine vanrsa, hiç kugkum yok suçlayacaklan kigi petrolcüler ile
koruma metotlarmm uygulanmasi gerektigi günlerde bunu yapmaktan kaçman devlet adamlan
olacaktir.Petrolde yaçanan yetersizlik bizim açimizdan sadece ciddi bir savag handikap1 degil,
bagkalannm bize savag ilan etmesi için de açik bir davetiye olacaktir."
Coolidge 1924 seçimleriní kazanmt; ve Teapot Dome skandalim da geride birakmigti. Bu
nedenle artik petrol konusuyla ugraçabilirdi. Harry Doherty'nin istegi dogrultusunda petrol en-
düstrisinin durumunu tahkik için Federal Petrol Koruma Kurulu'nu kurdu. Dostu olan Do-
herty'nin sõzlerini tekrarlargibi, tasarruf yanlisi Bagkanyurttaglarma üretimde zarara yer veren
metotlarm Amerikan Devletleri için endüstriyel, askeri ve genel güvenlik aç11armdantehdit an-
lamina geldigini açiklayacakti. Coolidgebir beyanda daha bulunarak "Bir ulusun üstünlük düze-
yinin, sahip oldugu petrolle ve petrol ürünlerlyle saptanabilecegini" söylüyordu.
Yeni kurulan federal Petrol Koruma Kurulu petrol ürünlerinin fiziki özellikleri üzerinde
daha ileri aragtirmalar yapmaya yöneldi. Bu da Doherty için görüglerini savunmadadestek ol-
mugtur. Bir yandan Amerikan Petrol Enstitüsü
"endüstride
israf" konusunun ihmal edilebilece-
gini sõylüyor, bir yandan da yeni kurulmug olan Koruma Kurulu bu konuda Israr ederek dogal
gazm önemli oldugu ve gerçekten de petrolü yüzeye iten basmct sagladigi görügünüsavunuyor-
du. Üstünkörü bir üretimle gazm ziyan edilmesi bu yagamsal basocm kaybedilmesi, dolayislyla
da büyük çapta petrolün yukan çekilmeden yeraltma terk edilmesidemekti.
Aragtirmalar ilerledikçe bu konuda biraz daha bilgi sahlbi olantar yava; yava; Doherty'nin
yanma kayacakti. Bunlardan Texas'men büyük üretici girketlerindenJersey-Humble'mbagkani,
olan William Farish, 1925yllinda Doherty'nin fikirlerine kargi çikip alayederken, 1928'de bu fi-
kirleri savunuyor,Doherty'nin iyi üretim metotlarmi" anlamada endüstriye yardimciol-
"daha

dugunu söyleyerek ona tegekkürediyordu. Farish zamanla


"yataklari
birleptirerek igletme" görü-
ünün ategli bir savunucusu olmugtu. On yihn ikinci yansinda kogullardaki degigikliklereuyarak
asil önemin dügük flyatli üretime verilmesini savunmaya bagladi. Bunugerçekleptirmeninen lyi
yollarmdan biti de üretim yataklarinin birlegtirilmesiydi. Görügüne göre birlegik üretimle daha
küçük kuyulara gerek duyulacak, böylece dogal yeralti basmcindan daha çok faydalan11acakt1.
Teknik açidan Doherty petrolün nasil yüzeye çiktigim, flag üretimiri nas11rezervleri zedele-
digini soydaglarindan çok daha iyi anlamigtir.Ancak yeni petrol kaynaklari bulma olasiliginikü-
çümsemigve ciddiye almamigttr. 1924'te Coolidge'e yazdtgi bir mektupta yakmda büyük bir pet-
rol sikmtisi yaçanacagt konusunda israr etmigtir. Diger petrolcülerse Amerikan petrolünün gelece-
giniböyle karanlik çizgilerie degerlendiren Doherty'ye kargi çiktilar.Endüstriye hükümetin de ka-
nçmasi görüçünün en atepli muhaliflerinden, Sun Oil Sirketi yöneticisi J. Howard Pew, 1925'te
yan alayla petrol rezervlerinin tükenmesinden önce topraktakinitratlarm kaybolmasi, kereste re-
zervlerinin dügmesi ve dünyadaki tümnehirlerinters yönde akmasi gerektigini söyleyecekti. Pew
aynca pu sözleri de ekliyordu: "Babam petrol sanayiinin öncülerinden biriydi. Küçükbir çoduk ol-
dugum günlerden beri perjyodik olarak petrol kitligindan söz edilerek huzursuzluk yaratildigim
bilirim ve her seferinde de izleyen yll üretim bir evvelki yllkinden fazla olmuçtur."

Deniz Kabariyor
Bu konuda tahmin yürütenlerden Pew, Doherty'ye göre tahminindedaha isabetliydi. 1926 ilk-
baharl OklahomaEyaleti'nde Büyük Seminole adindaki petrol yataginm ke fine tarnk olmuytur.

2ló
Bu olayi izleyen ç11gmlik dolu günlerdepetrol yataklari dünyanm o güne kadar hiç görmedigi ça-
buklukta bir geligme göstermigtir. Insanlarcantanm diglerine takmig,petrol kuyusu açmak için
rekabete girigmiglerdi. Her tarafta büyük bir umursamazhk ve israf hüküm sürüyor, "kapkaç

doktrini" bir kez daha uygulamaya sokuluyordu.Petrolden türeyen kasabalarda öteden beri ya-
anan geleneksel karmaça bir kere daha hortlamig, caddeler aletlerle,iççilerle, kumarbazlar, sey-
yar saticilar ve sarhoglarla dolmuçtu. Aceleyle yapilmig gecekondutipi binalar, gaz kaçaklarmin
ortayasaçtigi keskin koku, kuyu ve yataklardan gelenpetrol kokusu her yam sarmigti. Yeni yeni
yataklar bulundugu için flyatlar dügmügtü. Yine de bu bir tek yataktan 30 Temmuz 1927de bü-
yük keyiften sadece on alti ay sonra, günde 527.000 varil petrol figkinyordu. Zamanla bu büyük
kegfi Oklahoma'dakidaha bagka büyük kepifler izleyecekti. Texas Oklahoma'ylayanglyordu ve
neredeyse aym düzeye gelmigti. 1920'lerin sonunda yapilan bir seri büyük kepifleBati Texas ve
New Mexico'nun genig, günegten kavrulmug, tozltive ücra bölgesi Permian Basin dünyanm en
yogun petrol bölgesi oluyordu.
Denizleri bir kez daha dalgalandiran bir bagka faktör daha devreye girmigti. Teknoloji sade-
ce daha çok üretim almaya yaram1yor, bir taraftan da tüketim gereksinimlerini degigtiriyordu.
Molekülleri deglçtirme yoluyla benzin miktariniartiran
"kirma"

teknigininyaygmlagmasi ham
pe trole olan ihtiyaci azalttyordu. Birvaril dolusu kinlmig petrol iki varfl dolusu kirilmamig petrol
kadar benzin veriyordu. Sontinda kinlmig benzinin çok daha üstün nitelikleri olmasi nedeniyle
"kmimamig"
benzine tercih edilmesigerektigianlagilmigtir.Böylecebenzin talebininartmastna
kargin, ham petrole olan talep aym oranda artmamig, sadece ham petrol stoklarmin artmasina
yarami ti.
Bu on y1llikdönemin sonunda 1920'lerinkaranlik tahminleribir kez daha geridebirakill-
yordu, çünkü hiç bitmeyecekmig gibi görünen bir petrol seli ortaligt kaplamigtl. Amerikan tüke-
ticileriüretilmekte olan petrolün hepsini almaya olanak bulamtyor, bu yüzden topraktanher an
biraz daha petrol figlanyor,ülkenin her yamna dagilarak orada haztr bulundurulan petrol tankla-
nna ulagiyordu, Yinede petrolcüler daha çok düzeyde petrol istiyordu. Elbette ki bunun etkileri
zedeleyici olmuçtur. Flagüretim petrol re2ervlerini bozuyor, kaynagtn eksikalmmasiyla sonuçla-
niyordu. Ham petroldekiagin üretim, pazan ve saglikh planlamay1 tümüyle altüst edlyor, bek-
lenmedik flyat dügüglerine neden oluyordu.
Yine de, gariptir, kepiller birbirini izledigi ve eçine rastlanmadikkarmagalar olugtugu halde,
petrol dünyasi yava; yavag Harry Doherty'nin petrol yoklugunaçare ola'rak gösterdigiOneriye
-yani koruma ve üretimin kontrolüne- yöneliyordu. Su ani bir kithga mani olmak isteglnden
degil, flag üretimin flyat biçimlenmesini de o denli piddetlesarsan yikicietkilerinden kurtulmak
için yapillyordu.
Ancak üretimi kim kontrol edecekti? Bu gönüllüolarakmi yoksa hükümetin baskisiyla
mi
yapilacakti? Federal hükümetçe mi yoksa eyaletlerce mi yapilacakti? Ortada yamtlanacak birçok
soru vardi. Sirketlerin her biri kendi aralarinda aç1koturumlar yapip bunlan tartigiyordu.Jersey
Standard bu konuda iki ayn görügeaynlmigt1. Gönüllükontrol yanhsi Teagle grubu ile Humb-
le'in hükümetin ige kanymasi yanlisi Farish grubu. 192Tde Farish, Teagle'a yazdtgl mektupta
görügünü göylesavunuyordu: "Petrol endüstrisi kendine yardim etmekten aciz durumdad1r. Hü-
kümetten yardim almallyiz. Bugün kendimizin yapamadigimiz igleri yapabilmekiçin hükümetin
yardimina ve iznine ihtlyacimiz var. Belki de bugün bizim gaz israfi glbi yapmakta oldugumuz
bazi geyleri hükümetin yasaklamasi daha dogru olacaktir Bu mektuba Teagle petrol endüstri-
"

sinden pratik bazi kipilerin bu iglerin gönüllü kat111mlayapilmasiiçin bir program hazirlamasi
onenstyle yamt verdi. Farish bu yamta tepkigöstererekgunlansöyleyecekti: "Bugün-petrolcüler
arasmdaböyle bir programi hazirlayacak yetenekte veya bilgide hiç kimse yoktur. Sonuçta gu ka-
niya vardim: Petrol endüstrisinde bagka hiçbir endüstride olmadtgi kadar çok aptal adam var."
Bagimsiz üreticilerden küçük çapta olanlar hükümet müdahalesinin her geklirte karplydi.

217
Bunlardan Tom Slickadindald bir üretici bir gün öfkelenmig, kargismdaki Oklahomall üreticilere
gök gürültüsü gibi bir sesle "Bana hiçbir devlet yetkilisikendi igimi nasil yapacagLml söyleye-
mez" diye kükremigti. APPnin çaligmalarmdan memnun olmayan küçük üreticiler kendilerine
ait bir organizasyon kurdular. Amerika Bagtmsiz Petrol Dernegi adindaki bu dernekle hüküme-
tin bir bagka tür müdahalesini,ithal mall petrole gümrük vergisi isteyen bir kampanyaya girigti-
ler. Asilamaç büyük girketlerinithal etmekte oldugu Venezuela petrolünü devreden çikarmakti.
Bagimsizlar1930 Smoot-Hawley Yasasina petrol için gümrükvergisi ilave edilmesini istedilerse
de petrolden bagka hemen her geyingümrük vergisinin artirilmasina izin veren bu rezil yasa
parçasi, petrol üzerindeki gümrük vergisinin artinlmasma izin vermemigtir. Dogu Yakasi temsil-
cileri ve Amerikan Otomobil Dernegi gibi nüfuzlu gruplar mazot ve benzin flyatlarmm daha faz-
la yükselmesini istemediklerinden gümrük tarifesinekargi çlkmiglardt.Aynca bagimstz petrolcü-
ler de yakigiksizve gereksizlobi yapmak suretlyleevvelce öneriyi desteklemi§ olanlann fikir de-
saglamiglardi.Onlarm Senato'daki destekleyicilerinden birinin sözlerlyle
"budala

gigtirmesini gl-
bi durmadan telgrafçekip mektup yaziyorlardt." Bu arada üretim kontrolü sorunu hälâ çözül-
memig halde duruyor, devamh olarak agikoturumlara sahne oluyor, bir taraftan da deniz coqu-
yor, petrol dalgast giderek yükseliyordu.

Dogmakta Olan Rekabet


Petrol endüstrisi Bati Pennsylvania tepelerindedogdugu ilk günden baglayarak her zaman için
arz Ve talep konusunda kronik dengesizlíklerle kargilagmigtir.Bunlara kargi tepkisini bütünley-
me ve entegrasyonaolan dürtü ve egilimiyle göstermig, petrol arzim garantiye almada, pazarla-
ra sizmada,flyatlan sabittutup kâri koruma ve genigletmedehep bu yolu seçmigtir. Petrolcülük-
te bütünlegme rakipleri ve diger girketleri yok etme anlammdayd1. Entegrasyonsa endüstrinin
bazi bölümÏeriniveya hepsini, yukaridan apagiya,kuyu bagmdaki aragtirma ve üretímden rafine-
ri iglemi ve perakende satiglara kadar, boyunduruk altina almak demekti. Görkemli StandardOil
Tröstü bu entegrasyonu her iki yönde de baçanyla uygulamig, ne var ki sonunda Yüksek Mah-
keme'nin saldinsina ugraylp eriyip gitmigti,Ancak gimdi, 1920'nin güvenden yoksun arz Ve ta-
lep atmosferinde, StandardOil'den kopmug girketler ve diger girketler arasmda bir vakitler var
olan belli bazi stratejiler bir kez daha ortaya çikiyor, bu girketleri çetin birer rakip yap1yordu.
Simdirekabet alamnda yeni bir boyut da türemigti. Petrol girketleri pazarlaylci oluyorve ilk de-
fa dogrudan motor sürücülerine perakendeotomotil yakiti satlyorlardL Bu satiplar girketin adim
taglyanve tüm Amerika'ya yayilmakta olan benzin istasyonlannda yapilirdi. Demek ki artik pet-
rol savaglansadece yabanci topraklardapetrol ve pazar kazanmak için degildi; Amerika'mn kal-
binde, ana caddelerde, pazar kazanmak mücadelesi,aym giddetli tempoyla devam ediyordu.
Böylece bir taraftantüketicilerehog görünmeyoluyla, öbür taraftan bütünlegme ve entegrasyo-
na olan dogal egilimiyle, Amerikan petrol endüstrisi modern ve bilinen çizgidekiyerine yönel-
migti.
Standard'm 1911 yll1nda daglÎlymdan sonra StandardOil New Jerseykolu, lçinde kendine
ait bir damla petrol olmayan koskoca bir rafinerlyle bag baça kalmigt1. Rafineri petrolsüzlükten
öteki rafinerilere muhtaç duruma dügmüg, üreticilerin ve pazar yerlerinin kapríslerine muhatap
olmugtu. Walter Teagle, New JerseyStandard'm saglam olan ham petrol kaynaklarmi geniglet-
mek kararmdaydi ve bunun için bir strateji uyguluyordu, Bu amaçla hem yurtiçinden ve hem de
yabanci kaynaklardan petrol saglamak istlyordu. Daha henüz 1919 yllmda, Jersey,Texas'm ön-
de gelen üreticisi Humble Oil'den, girketin büyük kapital sikmtisinda olugundan yararlanarak,
petrolünün yansmdan fazlasini satm aliyordu.. Humble Sirketi Jersey'den aldigt parayi iyi kulla-
narak 192 l yllma kadar Texas'm en büyük üreticisi olacakti. Elbette ki bunda Teagle'in katlasi
büyüktür. Standard of Indiana Sirketi ise, ige rafinerici olarak atilmasma kargin sonradan hareke-

2l8
te geçip saldirganliga-yönelerek kendi ham petrolünü garantilemekiçin hem Güneybati'dan
hem de Wyoming'den kaynak saglama yoluna gitmig, böylece yatinmini kendi rafineri sistémi
içinde korumak istemigti. Bu girket Meksika'daki en büyük Amerikan girketlerinden biri olan
Pan Amerikan'dan da petrol almigtir. Arada geçen zaman içinde, büyük ham petrol üreticileri
kendilerine petrol saglamaçabalannda bag apagi gidiyorlardi. Ohio Petrol Sirketi diye tammp da-
ha sonra adt Marathon olan girket, 1911 dagilmasmdan önce, Standard Oil'in en büyük üretici
girketi oldugu halde gimdiele geçirme yoluyla rafinericilige ve pazarlamaciliga yönelmiç ve bu-
nu tam zamanmda yapmigtir. Nitekim 1926-1930yillan arasmdagirketinüretimi yaldagikiki ka-
tina ç1kmigttr.Kontrolünealdigi diger topraklar arasmda Texas'taki çok büyük Yatesyataklarinm
yansi da vardL Ve elbette ki artik pazara dogrudan açilmak istiyordu.
Yeni dogmakta olan bu girketlerin biri de eski bit berber ve bono saticisi olan, petrol anlag-
malari yapmaktan epeyce dünyahk edinmigFrank Phillips'in girketidir. Belki ayni zamanda ban-
kact da olugu nedeniyleyatinmcilarin güpheciliklerini gidermekte ve böylece New York, Chica-
go ve daha bagka büyük gehirlerde para kazanmakta bagarillolmuqtu.
Petrolün neden oldugu patirti ve gürültüden bikkmlik getirmig olarak, petrol igini biraktp
Amerika'mn batismda bir bankalar zincirikurinak üzereydi. Tam bu sirada BirlegikDevletler'in
Birinci Dünya Savagi'nakatilmaslyla, petrol flyatlan birdenbire firlamig, Frank Phillips de yeni-
den petrol dünyasma dönmügtü. 1920'll ylllarm ortalanna dogru o ve erkek kardegi girketlerini
en büyük bagtmsiz girketlerdenbiri yapmig, Gulf ve Texas Sirketi'yle aym gruba sokmay1 bagar-
miglardi.
1927 yllt Kasim1'nda giderek büyümekte olan petrol fazlasmi depolamak için Phillips, Te-
xas Panhandle bölgesindeki ilk rafinerisini açacak ve yine ayniay içinde Kansas, Wichita'da ilk
servis istasyonunu kuracakt1. Wichita'da iglerin lyi gitmesiiçin görevliler her mügteriyeon varil
bedava gaz saglayan bir de kupon vermeyi tasarlamiglardi; ancak bunun için önce Frank Phil-
lips'den izin almallydilar. Patron bu öneriyi memnunlukla kargilamig, "Elbette, bildiginizi yapin,
nasilsa gaz sudan daha ucuz. Mügteriye ne kadar isterse verin" demigti. Bu girketbag döndürü-
cü bir hizla rafinericilige ve pazarlamaciliga dönügtü. Ham petrol üreticisi olarak dogdugu za-
manki büyüme hizmdan daha büyük hizla geligti.Yil 1930'u buldugunda, ilk istasyonu açtiktan
sonraki ûç yll içinde artik Phillips on iki eyalette 6750 adet firmay1ya bizzat inga ettirmig Veya
kendi üzerine geçirmigdurumdaydi.
Bu arada girketler arast rekabet giderek hizlanlyordu. Sirketlerin her biri digerinden geri
kalmamak için toptancthk duvarmi yanp perakendeci dünyasma katilmak ve bu yolla kendi gaz
istasyonunu ve pazarlamaek tesislerinikurmak istiyorlardi. Yeni hammadde için gerekenrafine-
Tiler inga edilmig durumdaydi.
Simdide pazarlar açmakve tüketicileredolaysiz ulagmak istiyor-
lardi. Bunlardan Gulf1926-1928 arasi perakendeci operasyonlanm süratle geniëletmig, Ortaku-
zey eyaletlerini ele geçirmigti. Firmalardan en saldirgan olan ikisi, Texas Sirketi ve Shell, 1920
sonuna gelindigindelark sekiz eyaletin her birinde pazarlamacilik yapacak duruma gelmigti. Eu
"kårlilik"'du-

arada yeni türeyen rakipler, eski perakendecilerin topraklarmi iggal ediyor, onlar da
rumlarmt korumak için yeni bölgelere yayilmak zorunda kaliyorlardi.
Su iggallerYüksek Mahkeme'ye görev yapma firsati vermlyordu. StandardOil 191 l'deki
dag11masmdan sonra on yll kadar bir çegitgölgetröst olarak ülkede egemen olmug,tröstten kop-
muy çegitligirketlerbir süre daha kontratlar, kipisel iligkiler, vefa duygusu, ottak ç1karlar,ayni
hissedara bagh olug gibi nedenierle birhirlerinden kopmamiglard1. Eu girketleringeçmigteki bir-
birlerine bagliliklari ve Birinci Dünya Savagt sirasmda takdire laylk gekilde birlikte çaligmigol-
duklan hatirlanirsa, bunda pek hayret edecek bir geyyoktur. Standard'm dagilmasindan sonra
ondan koparak türeyen rafineri girketleri -New Jersey,New York Standard Oil, Indiana Stan-
dand Oil gibi- belirli cografi bölgelere yerle tiler ve on seneden daha uzunca bir süre birbirleri-
nin smirlarina oldukça saygili davrandilat

219
Ancak 1920'll yillarda birbirlerinin topraklanm iggale ve iglerini bozmaya bagladilar.Atlan-
tic Refining Sirketi Standard'inhern New Jerseyhem de New York'un yerlegikpazarlarina el at-
ti. 1924 yillik raporunda gerekçe olarak
"bunu
isteyerek degil, kendini korumak için" yapteni
säyledi. JerseySirketi'yle öteki Dogukökenli girketlerbirlikte hareket edecek ve Batt kökenli ba-
zi girketlerleaci ve yanlast uzun süre devam eden bir flyat savagma girecekti. Savagtigigirketler-
den biri de lndiana Standard'dir Bu olaymeydana geldiginde, Ida Tarbell gibi,hatta ondan daha
acimasit bir eleptirmen konuyu göyleele allyordu. "Kugku yok ki durum StandardOil Sirke-
ti'nin kendi içinde ufalanmakta oldugunu gösteriyor. Sankibüyük parçalanmamn yapamadigi bir
ey bu defa oluyor gibi. Otuz seneden beri ilk defa olarak ana girketinsaptadigi·petrolfiyati bati-
daki genç akrabalan tarafmdanreddediliyordu. Böyle bir gey pimdiyekadar hiç olmamigti. Bu
olaganüstü ana girketin bugüne kadar olan seyrini bagmdan izlemig olanlann buna inanmasi
güçtür."
Standard Oil Grubu'na o siralar birçok politikaci eleptiri yönelttiysede, 1920'liy111arm orta-
lannda
"tam
kontrol" kavrami artik giderek uygulamadan kaldmhyordu. Bunun yerine türedi
irketler kendilerini büyük, tam entegre girketlere dönügtürüyor, "bagimsiz"
denen Texas ve
Gulf gibi girketlerlebirlikte petrol endüstrisine egemen oluyordu. Simdi artik tek bir elder yerine
ortahktabirçok büyük girketgörülüyordu.Federal Ticaret Komisyonu 1927 senesinde yaptigt bir
'

çaligmada
"birbirinden

aynlmlyStandardgirketlerinin" 20 yll evvel Standard Oil'in rafineri ürün-


leri üzerindeki yüzde 80'lik kontrolüne karym, gimdi yüzde 45 kontrolü oldugunu yaz1yordu.
Artik Standard Oil'den türemiggirketierarasmdaki o sicak hava yok olmuçtu. ET.K. raporu ayr1-
ca "Bu girketlerarasinda halkin yararina uygun bir kontrolbirligi mevcut degildir" diyerek, bu gir-
ketlerin flyatlari devamli olaraksabit tutacak durumda olmadiklanm da raporuna ekliyordu. Ko-
misyonraporunda konuyu gu gekildetammlamigtir:"Fiyatlar, uzun süreçleriçin, daha çok arz ve
talep kogullarma uyarak yapilmig... Büyük girketlerin rafíneri ürünü flyatlanm yükseltmek veya
dügürmek için aralarmdaherhangi bír uyugma, anlagma veya faallyet mevcut degildir."
I

StiAllah'm Cezalan
Standard Oil Tröst'ün çok sayida yeni ve saldirgangirketlerhalinde dagilmasi, oyundaki rekabe-
ti daha da kizigtirmigtl.Ham petrol keyfine ya da benzin rafinericiligi ve pazarlamaciligma daya-
nan birçok yeni girketin sahnede belirmesi de bu kivilcimi aynca körüklüyordu. Bu geligmeler,
entegrasyona duyulan açlikla bir araya geldiginde var olan güçlü bütünleyme aktmim daha da
kamgiladi. Sanki Rockefeller'in pirketleri kendine katma ve birleptirme dürtüsü yeniden uyan-
mig,tekrarhayat bulmuytu. Bu defa -artik mümkün olmamasi nedeniyle- tam bir kontrolü zo-
runlu kilmak geklinde degil de, yangma akimim korumakve geligtirmek istercesine devam edi-
yordu. Örnekvermek gerekirse,New YorkStandard'inönde gelen bit Californiaüreticisi ve ra-
finericisini satm alip, sonradan VacuumPetrol Sirketi'yle birlepipSocony-Vacuum'u olugturmasi
ve firma adi olan Mobil'i meydana getirmesi gösterilebilir. California Standard da önde gelen di-
gerbir California üreticisini kendine katmigtir.
Bu yillarda Shell saldirganbir ele geçirme kampanyasiyla hizli bir büyüme göstermigtir.An-
cak Amerikall yatinmctlari da ige sokmakgíbi bir politika izleyerek 1916'da Deterding'in koydu-
gu kurah yineledigi için, fazla bir tepki görmüyordu.Deterding o günlerde bu konuda punlan
söylemigtir: "Siyasidügünceler bir yana bir memlekette, yerel halkin igletmeye kattlmadig1bir ig-
yerinin iyi çaligtigmigörmekinsana elbette act verir. Bu, o igyeri ne kadar iyi yönetilirse yönetil-
sin veya kendi halkimn ilgi ve destegini ne denli çekerseçeksin insan dogasina ters düger. Yerel
halkm igletmeden men edilmesi böyle bir girkete kargi kiskançhk yaratir." Bir vakitler bunlan
söylemig olan,tüccar ruhlu Deterding bile, Amerika'da süregelen yabanci halki igletmeye katma
yangmda imdí geri kalmig saylhrdt. Onu asil çiledençikaran Amerikali yatirunci bankalardi.

220
I
L
I
I

Shell'inAmerika'daki pubebagkanlanndanbirine gunlari yazmigtir: "Hayatta rastladigimen gasp


edici kipilerAmerikan bankacilari... Pastayl yiyen kesinlikle bu kipilerdir."
Kaydadeger katilmalardan bir bagkasi da yerden bitmi§ gibi birdenbire türeyentopluluklar-
di. 1924'te Shell, Bakerfield, California'dabulunan büyük bir petrol girketini,Belderidge'i
nere-
deyse satin alacak duruma gelmigti.Satigflyati 8 milyon dolardt. Ancak sonradanShell bu fiyati
çok yüksek bularak satm almaktan vazgeçti. Bundan elli beg sene sonra, 1979'da Belderidge'e
yeniden talip olan Shell bu defa 3,6 milyar dolar ödemek zorundakalacakti. 1920'lerin bagmda
Shell kendini Deterding'in uyardigi "kiskançhk
duygusu"na kaptinyor, CaliforniaUnion Pet-
Tol'ün
dörtte bir hissesini -satm allyor ve kontrolün tümünü üzerine olarakgirketi gerçekten
Amerika'daçok güçlü kiliyordu. Fakat California'daki hissedarlar hakli olarak buna öfke duya-
cak, "California'nmyabancisi olan ve onlarca hiç tamnmayankipilere" kargivatanseverlikduy-
gusuylaAmerikan Senatosu'na, Federal Ticaret Komisyonu'na ve birçok Kabine üyesine etki
edecek, bu igin BirlegikDevletler'in çikarlarmaters dügtügü hakkinda uyanda bulunacakti. So
nunda Shell'i Unioniçindeki hisselerini satmayazorladilarsa da, ShelPin bu konudaki düy kink-
ligi iki yllbk oldugu anlagilanbir yatirimdan aldigL yüzde 50'lik kârla bir dereceye kadar
telafi
edilecekti.
Texas Sirketi ile Phillipsde neredeyse birle§me noktasma gelmiggibiydi.Gulf
ve Indiana
Standard da aym durumdaydi. 1929-1933yillan arasmda ise New JerseyStandard'la California
Standard birbírlerine katihm halinde ne gibi kogullann geçerli olacagmi tartigirdurumdaydilar.
Aralarmdakigörügmeyi
"basindan
uzak tutmak" için Walter Teagle bagka hir isim kullanarak Ta-
hol Gölü'ne kararlagtinlan randevuyagidiyordu. Buraya kendi özel arac1ylagitmigti. Ancak gö-
rügmeler kismen California Standard Bagkani Kenneth Kingsbury arkadaylarmin da bagka
ve ya
bir degigle Jersey'lilerin kendilerine taktigiadla "Kral Rex ve Allah'm cezast yanl11armm"görüg-
melerde fazla sert dil kullanmalan yüzünden bir sonuca varmadan yarida kesiliyordu.Aslmda
bu igte, kigiliklerbir yana, birlegme konusundaki baçansizhgm daha önemli bir
nedeni vardi: Jer-
sey Sirketi muhasebe sisteminin yetersiz olugu ve WalterTeagle'm öfkelenmesine ve üzülmesi-
ne sebep olan,Jerseyhesaplannm ve kârlilik durumlanmn iyi saglanmamig olugu.
Aslmda tüm endüstriyibir arada tutan geyintek bir konu oldugu bir gerçektir.1920'll yilla-
nn sommadogru petrol üretmede bilimsel metotlara yönelinmiçse de, düzenlemenin dogrudan
dogruya federal hükümetçe yapilmasma kargi piddetlibir muhalefetvardi. Bu arada petrolün
patronu Harry Doherty, petrolcülerdenbüyük çogunlugunonun düzenleme çagrismakulak as-
madiklanni görerek öfkeleniyor, "Petrol endüstrisiuzun süre devam edecek bir krizin epiginde-
dir... Bu krizin ne kadar devam edeceginibilmlyorum, ancak bütün itibanmi ortayakoyarak id-
dia ederim ki bir gün gelecek,petrolcülerin hepsi birden kegke federal yasaya uysaydikdiyecek-
tir" sözleriyledügüncelerini ifade ediyodu.Ne yazik ld bu mücadeleyedevam edecek.gücükal-
mamigti.Yeterince istismar edildigi,bunun acisim çektigini dügünerek, bundan böyle igi bagka-
lanmn yapmasi karanna vard1. 1929'da yazdigi hatiralannda gunlari 30ylemigtir: "Eger yeryü-
zünde benden çok petrolcülükpisliginebulagmig biri varsa, onunla tanigmakisterdim. Bazen
Tann'ya keyke beni hiç petrolcü yapmasaydi, keyke petrolcülükte reform
yapmayahiç savagma-
saydimdiyotum."
Doherty'nin gelecek için yaptigi kehanete pek inanan olmadi. Nitekimbu on yll biterken
yeni kurulmuy birlegik dev girketlerbu defa da kendi avantaillkonumlarmi devam ettirmeye yä-
nelmiglerdi. Durumlatim korumak ve arz-talep dengesinde makul bir ayarlamayapmanm gele-
cekleri için yararli oldugu kamsmdaydilar. Ancak bunu mutlaka hükümetin müdahalesiolma-
dan yapmak istiyorlardi. Ïçtetam bu strada bütün projeler y1kilmaya, yok olmaya bagladi. Öfke
nöbetlerigeçiren hisse senedi pazan 1929 Ekimi'nde eginerastlanmamig bir daligla ige müdaha-
le edlyor ve ülke çapmda ipsizlik, sefalet, zorluk
ve petrol talebinin büyümesinin sonu demek
olan Büyük Depresyon'u olugturuyordu. Ne var ki 1930 sonbaharmda, ülke nüfusunun hisse
se-

J
olmadigt, asil amacm genel ekonomik
"düzeltme"

nedi pazan depresyonu için artik basit bir


kriz yaratmaya yönelikolduguna kararverdigi günlerde,yenidenbir zar atillyorve o güne kadar
kirk sekiz eyaletin hiçbirinde bulunmam y en büyük petrol yatagi -The Black Giant (Kara Dev)-
keyfediliyordu. Kara Dev'in yalmz kendisi, bagka yataklara gerek kalmadan tüm Amerika'nm
petroltalebininçok büyük bir kismim kargilayacakkapasitedeydi. Bu olgunun meydana gelmesi
Harry Doherty'nin kehanetinde yamlmadigimn kamtidir.

I
I

222
12
Yeni Üretimlçin Sava

Petrolün
"güç"

olduguvarsaylmi daha Birinci Dünya Savagistrasmda sava; meydanlannda ka-


mtlanmigti.Su olgupetrol girketleriyle Amerika'daki eyaletler arasi iligkide yeni bir çagm baglan-
gici olmugtur. Su iligkiler, hiç kugkusuz arz ve talebinilkel dürtüsü ile korüklenmekteydi. Kimde
petrol oldugu, ldmin petrol istedigi, bu petrolün ne degerde oldugu devamh soruluyordu. Ancak
gimdidenkleme sokulmasi gereken sadece pazaryeri ekonomisiolmaylp, daha bagka faktörler
de rol almaya baglamigt1. Petrolün güç oldugu kabul edilirse, hükümranligtn da sembolü oldugu
kabul edilmellydi.Eu ise kaçimlmaz olarakpetrol girketlerinin hedefleriyle, eyaletlerin ç1karlan
aras1ndabir çtkar çatigmasi, uluslararasi politikanin da sonsuza kadar sürecek olan belirleyicisi
oldugu anlamma geliyordu.

Meksika'nin Altin Yolu


Yirminci yüzy11m ilk yillarmda,Amerika digmdaki Bati Yariküresi'ndepetrol aragtirmalan daha
çok Meksika'dayogunlagmigtir.
Öndegelen iki girket,sonradan Teapot Dome'a adi kanymig olan Edward L Doheny'nin
önderlik ettigi Pan Amerikan Petrol lie ismi SirWeetman Pearson olup, sonradan Lord Cowdray
olaraktariinanbir Ìngiliz'inönderlik etigi Mexican Eagle (Meksika Kartah)girketleridir.Daha o
günlerde California'nm baçanli petrolcülerinden sayllan Doheny Meksika'ya ilk defa 1900 yllm-
da, Meksika Devlet Demityollarimüdürünün çagrisi üzerine, petrol bölgelerinde inceleme yap-
mak için gitmigti.O stralar bu bölgede yakacak odun sikintisl çekildigindenDemiryollan müdü-
rü mümkün oldugu kadar çabuk bölgede petrol-blunmasim istiyordu.
Pearson'un hedefleri ise çok daha ileriye uzanlyordu. Kendisi
on dokuzuncu yüzyllin bü-
yük mühendis müteahhitleri içinde en büyüklerden birisiydi. Yetenekli ve teknololikaçidan çok
yaratici olan bu kigi aynca çok da cesur blr miltegebbisti. Matematikteki kabiliyeti, yavag, tem-
kinli, titiz ve sabirli karakteriyle sanki mühendis olmak için yaratilmigti. Yuvarlak, otoritergö-
runmeyen çizgileriyleve Tann'mn bahgettigi dogal komuta yetenegiyle dikkat çekerdi. Camb-
ridge ve Oxford üniversitelerinde daha bagka ögrenim branglanm da kazandigt halde yine de
Yorkshire'de yaptiklan aile meslegiolan mühendislikte karar kilmigti. Mesleginin ilk günündeki
agtr,kirli iginden dolay1elleri kirlendiginde ovarak ylkamayl, t1rnaklanmtemiz tutmay1kendine
iq edinmig ve bu aligkanligint ömür boyu sürdürmügtür.
Halkm "Pearson havasi" dedigi büyük çapta baçari kazanma ustaliglylaherkesin begenisini
kazanmigti. Ancak kendisi bunun etkisinden pek emin degil gibiydi. Bu yüzden kizma yazdigi
bir mektupta gunlan söylemíçtir:"Servetdenilen
gey çok uçucu bir kavram. En lyisi gergeklepti-
rebilecegimiz serveti saptaylpcesaretle ona dogru ilerlemeliyiz." Oglunaise daha aynntill yaza-
rak gunlan Söylemigtir: "Meslektaglarmm görüslerine muhalefet etmede ve gerektigindeonlann
kararlanm a mada bir saniye bile tereddüt etme. -Bagtaki adamm otokrat olmadigi hiçbir iyte

223
:I

devamh bagari saglanamaz- Ancak elbette ki bunu yumrugunu kadife bir eldivenin altma sakla-
yarakyapacaksm."Bu prensibinin dogrulugunu yagammda birçok kez tekrar tekrar kanttlamig-
tir.Nitekim on dokuzuncu yüzyilin sonlanndainga edilen birçok mühendislik harikasmm yarati-
cisi odur. Bunlar içinde Thames Nehri .altmda Blackwall Tunnel (Kara Duvar Tünell) ve New
York East River altmdaki PennsylvaniaDemiryolu için yapilmig dört tünel de vardir. Ayrica Do-
ver Limam da onun tarafmdaninga edllmigtir,Sonuçta, kurmug oldugu mühendislik, imparator-
lugu smtrlarmaFinancial Times, The Economist ve Penguen kitaplanndan tutun Londra'daki
Lazardyatmm bankasina ve bir petrol servis girketine kadar bepsinin girdigi bir gerçektir. Ancak
edindigi servetinbüyük kismmi Meksikasaglamigtir.
"Pearson havasimn" sihiri o derece etkiliydi ki, Meksika diktatõrü olan Devlet Bagkani
PorfirioDiaz da bu sihre kapilmq, büyük projelerden birkaçim yapmasi için Pearson'u Meksi-
ka'ya davet etmigti. Bunlardan ilki Mexico City'dekiGrand Canal (Büyük Kanal), hemen pegin-
den Vera Cruz Limam ve daha sonra da Atlantik'le Pasifik'ibirbirine baglayan Tehuantepec De-
miryolu'dur. Meksika'ya ayak bastigt andan baglayarak Meksikalilar'la ve özellikle de Diaz ve
çevresiylekaynagmaya çaba göstermíç, bu arada birçok da ödül ve armagan almigttr. Bu arma-
ganlararastnda verilmig yüz bin pound para da vardt Meksikah yetkililere Amerikahlar'm yap-
maya aligkm olmadigi gekildeimtiyazlar vermeye her zaman hazirdt Íngilizhükümeti ile olan
baglantisi Meksikal11ar'1da etkilemigtir. Pearson, birkaç sene süreyle üyesi bulundugu, Parla-
mento'da "Meksika Temsilcisi" olarak tanmlyordu.Pearson Meksika'daki konumunu kismen
Diaz'm serinkanlipolitik hesaplarma borçludur. "Tann'dan ne kadar uzak, Amerika'ya ise ne ka-
dar yakmsm." Diaz ve yakimndaki potikacilar Amerikalilar'in kendi ekonomilerine tam anlamly-
la egemen olmasinaizin veremezlerdi. Diaz bu itibarla uzak bir ülkeden dünyaca ünlü bir·mü-
hendisi ana projeleri ele almasiiçin ülkeye davet ediyor ve sonra da Meksika'da faaliyetlerini ge-
nigletmesi için ona her türlü imkâni sagllyordu.
190l'de Meksika'ya yaptigt bir yolculukta Texas'm simr kasabasi olan Laredo'da treni ka-
çiriyor,geceyi kasabada gegirmekzorunda kaltyordu. Igteo gün kasabamn, kendi deyimiyle
"na-

sil bir petrol çilgmligt"yaçadigma, bu çilgmhgmnasil üç ay evvel Spindletop'ta yapilan kegiften


sonra tüm eyaleti sardiginatanik olacakti.Adamlarmdan birinin Meksika'da petrolsizmtistoldu-
gunubildiren evvelce verdigi raporu ammsayacak, kisa sürede Laredo'da bulabildigi petrolvaat
eden topraklan inceleyip menajerine toprak almada çabuk davranmasi için telgraf çekecekti:
unu da unutma ki igimiz devlet adamlarlyladir"diyordu. Tehuantepec Demiryolu için en lyi
yakitm petrol olduguna karar vermigti. Pearson'un bütün bu iglere sadece dokuz saatgibibir zo-
runlu bekleme süresi içinde karar verip uygulamasi da igin diger ilginç bir yamdir. lçte Pearson
Meksika petrolü igine bu kadar çabukgirmigti.Arama bölgesini Tabasco'yu da içine alacak gekil-
de genigletti ve kendine yardim için Meksika'ya sadece bir kipiyi, Spindletop'takuyuyu bulmuy
olan Kaptan Anthony Lucas'i çagirdi.
Bunu izleyen yillarda çok büyük harcamalar yapilmigtir.Yine de aradan yaklagik on yll geço
tigi halde ortada MeksikaKartaltnm ilerlemekte oldugunugösterirbir igaret yoktu. Bu konuda
1908'de ogluna yazdig bir mektupta, morali bozulmug olarak qu görüglere yer veriyordu: "Bu
ige hafif bir iq sanarakgirigtim.1çerdig birçok sorunu hiç dügünmeden, sadece petrolün servet
demek olduguna ve çok çaligma ve uygulamayla sonuç almacagina inanarak atildtm."Egine yaz-
digi mektuptaysa daha da aglamakllydi: "Kendimi eski adamlarla kargilagtinpne denli korkak bir
serüvenci oldugumu dügünmekten alamiyorum. Uyugukluk içindeyim ve dehgetli korktugum
iki geyvar. Birincisi kendi yargilamama göre gururumun ve idareciligimin mahvoluprüzgârlara
savrulma tehlikesi,ikincisi de yagama yeni bagtan girme mecburiyetim. Su endigeler beni bazen
korkak yaplyor. Sunuda biliyorum ki, eger bu petrol igi bir gün tamamensuya dügerse yine de
sakinbir yagam sürmeye yetecek kadar param var... Ama yine de baçan kanitlanmcaya kadar si-
nirli ve üzgün olacagtm;"

224
Sonunda 1909 ylhnda petrol hakkmdaki kendi kigiselbilgisinin
"bat11
itikatlara dayandigi"
kanisma vararak, o güne dek çaligtirdigiünlü Thomas Boverton RedwoodYe firmasmm jeoloji
damgmalanm içten çikardive onlarm yerine evvelce BirlegikDevletler JeolojikAragttrma'da ça-
hymigolan Amerikahlar't aldi. Yeni ige almanlar kendilerinden bekleneni yapacakve 1910 yllin-
da artik LordCowdraydiye anilan Pearson en büyük petrolyatagtna taStlayip ünlü kuyu Potre-
ro del Llano 4'e ulaçacakti. Eu kuyu bir günde ç1kardigt110.000 varille dünyanm en büyük pet-
rol kuyusu kabul edilecekti. Tüm bu kepifler Meksika'da bomba.gibi pathyor,kuyular sayesinde
'

Meksika Kartall hemen bir gece íçinde dünyanin en önde gelenpetrol girketlerindenbiri oluyor-
du. ÜretimTampico'dan pek uzak olmayan "Altm Yol" boyunca yogunlagtin11yordu. Altm
Yol'daartik yetmig-yüz bin varil arasi petrol ç1karmakolagansayihyordu.
Kisa zamanda Meksika dünya petrol pazarmda önde gelen bir güç olmayoluna gldecekti.
Buradan çikanlanham petrol kaliteslyse genellikle mazot olarak rafine edilmeye elverigliydi.En-
düstriyel pazarlarda, demiryollarmda ve sevklyat pazarlarmda dogrudan rekabete uygundu.
1913 yllmdaysa artik Meksika petrolü Rusya demiryollarmda bile kullanilir olmuqtu. Birinci
Dünya Savagt sürecindeMeksika Amerika için önemli bir kaynak oluyor, 1920 yllma gelinceye
kadar da Amerika'nm yurtiçi talebininyüzde 20'sini kargihyordu. Takvimlerin 1921 yllim gös-
terdigisirada, Meksika da, büyük bir hizla pagirticibir konuma geliyordu.Yillik 193 milyonvaril
üretimiyle, dünyanm en büyük ikinci üreticisi olmugtu.
Ne var ki, aradan geçen zaman içinde Meksika'nin siyasiçevresindedramatik bir degig-
me yaganacakti. 1911 yllmda seksen bir yagindaki Bagkan Diaz, söylendiginegöre iltihaplanan
bir dig agrisi yüzünden akli dengesini kaybedip tahttan indiriliyor, arkadan Meksika lhtilalibag-
liyordu. Ulkede yer alan devamli piddet olaylari yüzünden yabanctlann buraya yaptiklarlyati-
rim azalacakt1. Su arada Jersey'inMeksika iglerinden sorumlu müdürü E.J.Sadler, girketin ma-
a; bordrosunu getirirkenhaydutlar tarafmdanyakalanlyor, acimasizca dövüldükten sonra ölü-
me terk ediliyordu. Ancak Sadler,her nasilsa ölmemig kampa geri dönmügtü. O günden sonra
hiçbir gün üzerinde yirmi beg dolardan fazla para tagimayacak,gerektigindehaydutlara ver-
mek için eski altin bir kol saatinden bagka bir geytakmayacakti.Artik Meksika'dada kalmak is-
temeyecekti. Meksika Kartall'naait petrol kamplan isyanc11arm eline geçtigi için agin bir bi-
çimde igletilerek bo2ulacak, bu ara çallganlarmbir kismi da öldürülecekti. BirinciDünya Sava-
son ayi olan, 1918 Ekim aymda Cowdray, Henri Deterding'i temsilenoraya gelen Kalus-
I'nm

te Gülbenkyan ile bir görügme yaplyordu. Gülbenkyan Hollanda Krallyet/Shell firmasmm


Meksika Kartah stokunun mühim kismim satm alma arzusunda oldugunu,idaresini de kendi
üzerine almak istedigini bildiriyor, bunun "Lord Cowdray'itam bir huzur içinde b1rakacagim"
söylüyordu.
Meksika'da yagadigt yirmi yllhk petrol serüveni Cowdray'i sadece yormaklakalmamig, ay-
m zamanda daha fazla risk üstlenme gevkini de kirmlytt. Bu ingilizyeteri kadar cefa çekmigti.
Bir lngilizhükümet mensubuna açikladigt glbiartik
"bu
dev igin mali yükünü sonuna dek kendi
bagina kaldiracak durumda degildi." Gülbenkyan ona bir tekliftebulunmugtu; o da fazla dügün-
meden teklifikabul etmig tamamenhuzurlu olmasa da, kurtulmuy olmanmverdigi ra-
-böylece

hatlik ve cebine giren paranm fazlaliglyla- kenara çekilmigti.Zamanlamasi levkaladeydi; çünkü


bu arada MeksikaKartali Shell'iniçine aldigt katilimli girketler arasmda en lyilerinden biri olma-
digmi, meydana gelen bir olayla kamtlamigt1. Satigtan hemen sonra Shell'in Meksika Karta-
h'ndan satin aldlgl büyük üretim kuyulanmn içine tuzlu su dolmaya bagladi. Bu, petrol üreti-
minde dügü§ anlammagelen çok kötü bir haberdi. Çokgeçmeden öteki petrol girketleri de ayni
eyi gõzlediler. Belki de daha çok kapital ve daha lyi teknoloji,yeni yeni arama girigimleriolsay-
di bu sorunlar çözülebilirdi.Ancak ne yazik ki ihtilalin getirdigi karma a içinde yabanci girketler
yatmm yapmayi durdurmak zorunda kalmigtl. Bu girketlerin Meksika'da geçirdigi günler gide-
rek azalmaktaydi.Petrol girketlerinin faaliyetlerine asil tesir edenin, ihtilalin getirdigi yasasizhk

225
ve fiziki tehlikeden çok önce Meksikall milliyetçilerve ihtilalciler ile yabanci yatmmcilar arasm-
da bag gösterençetin kavga oldugusonradan kanitlanmigtir.
Meksika'da dogmakta olan karmaça hükümetlerle petrol girketleriarasmda büyük ve de-
vamli bir kavganin temelini atacak ve tüm dünyada duyulacakt1. Meksika'da konu dönüp dola-
§ipiki noktada baglamyordu: Anlagmalarda istikrar ve hükümranhk ile sahiplik sorunu. Petrolün
sagladigiyararlar kime ait olacakti? Bu konuda Meksikahlar esnek prensipuygulamak istiyorlar-
"yeraltt"

di. 1884 yllina gelinceye kadar ülkenin toprak altmda kalan kaynaklart önce Kral'a
sonra da ulusa alt olmugtu. Porfirio Diaz rejimi bu yasal gelenegi degigtirmig,çiftçilere ve çiftlik
sahipleriyle toprak üstünde arazisi bulunanlara, yeralti kaynaklanüzerinde daha fazla sahiplik
hakki vermigti. Buna kargi hu kipiler de tüm petrol tesislerininyüzde 90'mi kontrol altmaalan
yabanc1 sermayeye kucak aglyordu.Simdi bir ihtilal olmuytu ve ihtilalin gerçek amaçlanndan bi-
ri bu kaynaklar üzerindeki milli sahiplikprensibini geri getirmekti. 1917 Anayasasi'ntn 27nci
maddesinde bu amaç gerçeklegmigve kabul görmügtür. Gerçi Meksika, petrolünü geri alm14ti,
ancak yabanci Germaye olmadan bu petrolü geligtirippazarlayamiyordu. Yabanciyatinmcilar ise,
güvenceli kontratlar yaptlmadan ve kâr konusu garantilenmedenigi geligtirmeningetirecegl
risklerden ve harcamalardan kaçmlyordu.
Yeralti kaynaklannin millilegtirilmesine ilaveten, iktidardaki yeni Meksika rejimleri -kisit-
lamalar ve vergi girigimlerigibi- daha bagka kararlar allyor, bunlar da petrol girketleriyle arala-
rinda sonu gelmeyen Çatigmalaraneden oluyordu.Bu arada, Edward Doheny bagkanliginda bir-
"yaçamsal

takim petrol girketleri,Meksika'daki Amerikahlar'in önemde" petrol rezervlerinin ko-

runmasi için Washington'u uyanyor ve askeri müdahalede bulunmaya zorluyordu.Meksika'nm


o güne kadar zamanmda ödemekten kaçmdigt borç1an ödemek için vergi gelirlerini artirmast bu
savagt daha karmagik yaplyordu. Öndegelen Amerikan bankerleri Meksika'nm borçlanm istis-
mar edip kendi çikanna kullanmasindan, bunlari ödemek için petrol gelirinde Israr etmesinden
fevkalade memnundu. Bu yüzden Amerikan petrol girketlerinekarit Meksika'nm tarafimtuta-
rak bu girketlerin müdahale ve yaptmm uygulama çagnlanna piddetle kargi çikiyordu.
Meksika ile BirlegikDevletler arasindaki iligkiler petrol çatigmasmidevamli olarak daha da
içinden çilulmaz duruma sokuyordu.Washington adeti üzere, degigen Meksika rejimlerinin dip-
lomatik tamnmastmengelliyor, hatta bir seferinde iki ülke bu yüzden savagm epiginegellyordu.
Amerikalilar'm görügüne göre özel kipilere ait olanlar da dahil, birçok önemli haklar saldiriya ug-
ruyor, anlagmalar ve pazarhklar bu yüzden bozuluyordu. Washingtongüneye,Meksika'ya bakti-
gi zaman tutarsizlik,güvensizlik,haydutluk, anargi, stratejik kaynaklann tehlikeligekilde tehdit
edilmesini ve -kontratlann bozuldugunu görüyordu. Meksika ise Washington'a ve Amerikan pet-
rol girketlerine baktigmda, yabanct igletmecilik, apag11anma,hükümranlik haklannm ihlali ve
"Yankee emperyalizminin"dev baskisi ve gücünü gärüyordu. Petrol girketlerinegelince,onlar
da hesaplannca bu içten fazlasiyla gocunup kendilerini tehlikede görüyordu. Bütün bunlar ise
yattnmm azalmasma ve faallyet ve personel konularmda hizli bir geri dönügün olduguna igaret-
ti. Bunlann etkisi kisa zamanda verimi olumsuz yönde etkileyecek, verim dügecek, Meksika
hizia dünyanm petrolgücü olmaktan çikacaktL

General Gomez'in Venezuela Çiftligi


Dünyanm petrol talebineolan beklentileri, petrolün milli güçte oynadigi ve savagtakamtlanmt;
1920 yillik
olan yeni rolü ve elbette ki, elde edilecek kârlar Hollanda Kraliyet/ShellSirketi'nin
raporunda isimlendirdigi üretim savagim" büsbütün körüldemigtir. Raporda "Bu sava; yü-
"taze

zünden yeni petrol yataklan elde etmek çabamizdanyoksun bitakilmamahyiz... En küçük bir
bagari gansimn bulundugu her yerde jeologlanmizhizmete hazirdir" deniyordu. Listenin baymda
Venezuela geliyorduki bunun nedeni sadece Hollanda Krallyet/Shell degildir. Asil sebep,Meksi-

226
ka'nin politik çevresindeki deglçimin Venezuela'ya büyük bir petrolcü göçü olusturmasindan ile-
ri gelmigtir. Yüzy111arönce Venezuela'ya ilk gelen lspanyoliggalciler, K1zilderiliyerlilerin petrol
sizmttlanndan yararlanarakkendilerine sal yaptiklanni ve onardiklanm gözlemiglerdi. Ìçtebu de-
fa da Meksika'nm tersineVenezuela onlara dostça bir siyasi atmosfersunmaktaydi. Bu, acimasiz,
kurnaz, haris bir diktatör olan ve tam yirmi yedi yll kendi kipisel zenginligi için Venezuela'ya
hükmetriig General]uan Vicente Gomez'in kendi ellerlyle meydana getirdigi bir imkând1.
Venezuela kendi bagina az nüfuslu, sefalet içinde yagayanblr tanm ülkesiydi. l 829 yilmda
ülkenin Ìspanya'dan bagimsizllgini aldigndan bu yana, birçok bölgede yerel askeri liderlerin ida-
resi altmda yagamigti. 1890'lann ortalarmda yasamada yer almig 184 üyeden 112'si kendilerine
"General" rütbesini uygun görmüglerdir.l908'de iktidan ele geçiren Gomez, ülkedeki gücü
merkezlegtirmeye ve memleketikendi kipisel çiftliginedönügtürmeye yönelmigtir. Okuma yaz-
mayi bile dogru dürüst bilmeyen bu adam maiyeti ve allesiyle beraber uzun yillar hüküm sür-
müg ve bir hesaba göre doksan yedi yasadigi çocugun babasi olmustur. Erkek kardegini kendine
bagkan yardimcist atamig, o da bu konumda uzun ytllar, Gomez'in oglu tarafmdanöldürüldügü
güne kadar kalmigtir. Birinci Dünya Savagi'ndan evvel Teddy Roosevelt'i taklit ederek büyük
hayvan avcist glysilerine bürünecekti. Sava; sirasmdaysa Alman yanlisi olacak, bu defa da Ka-
iser'in glysileriniglyecekti. Woodrow Wilson, ülkeyl terör ve hainlik yoluyla pençesinealmig bu
adamt kendisi için az bile sayilacak
"alçak"
sözcügüyle anardi. Caracas'taki Ingiliz Elçisi ise bu
konuda daha da açik davranlyor, Gomez'l kelimenin Ortaçag'da ifade ettigi anlamla, "tam
bir
monargist"olarak tammliyordu.Okuma yazma durumu ne olursa olsun, Gomez'in ne istedigini
bildiginden, bunun da hem mutlak güç, hem de muazzam bir servet oldugundan güphe edile-
mez. "Zavalli ülkesi" ister ekonomik yönden geligmek için, isterse sirf kendisinin zengin olmasi
için
"gelir"
ihtiyaci içindeydi. Bu iki amaç iç içe girmigti."Gelir" kelimesi yabanct sermayeyle ey
anlamdaydi. Petrol ise Gomeziçin firsat demekti; ancak kumazca bir sezglyle qu gerçegin de bi-
lincindeydi: Yabanci yatmmlan ülkeye çekmek için istikrarli bir siyasi ve mali çevre yaratmast
gerekiyordu.
1913 ylhnagelindigindeHollanda Kraliyet/ShellGrubuartik Venezuela'da Maracaibo Gä-
lü yakinlannda ige koyulmuy durumdaydilar. 1914'te ticarisahada kullamlmaya elverigliilk kü-
çük çapta¯üretimbaglamigtL 1919'da Venezuela'ya gösterilen ilgi modasina uyarak JerseyStan-
dard da içlerinde bir de Jeologolan bir aragt1rmagrubunuMaracaibo'yutaramakiçin bu ülkeye
gönderiyordu.Bu jeolog,incelemesinden sonra bölge hakkmda pu sözleri söylemigtir: "Burada
birkaç hafta kalacak kimse mutlaka ya sitma hastahgtna yakalanir ya da karaciger ve bagtrsak
hastasi olur. Su hastaliklar da sonunda müzminlegmeye mahkûmdur." Aynt kigi Venezuela'ya
yatirim yapilmamasim tavsiyeetmigti. Ancak ayni grupla buraya gelenlerden biri farkh dügünü-
yordu. Ona göre Venezuela'da asil geçerli olan, sitma ve karaciger ve bagirsak hastahklanndan
çok Hollanda Krallyet/ShellGrubu'nun taahhüdüydü.Bu kipi yazdtgi raporda qu görüglereyer
vermigtir: "Hollanda Krallyet/Shell,Venezuela'ya milyonlarca dolarlik yat2rim yaptilar. Bu ger-
çek bizde ülkede bol miktarda petrol oldugu güphesini uyandiriyor Latin Amerika'da üretim
"

yap11amamasi Standard Oil'in Latin Amerika'ya petrol sattglannda birinci sirada olmasmi tehlike-
ye sokacakti.
SimdiGeneral Gomez'den
"çiftligi"
üzerinden imtiyaz almmasi gerekiyordu ki, bu hiç de
kolay degildi. Standard temsilcisikonuyu görügmek için bir alay araciyi atlatip Gomez'le kargi
karplya gelerek konuçmayi baçardi. Gomezkonuya sicak yaklagmigt1.Bundan cesaret bulan tem-
silci bir teklifhazirladi. Fakat tam teklifisunacagi glin, imtiyaz üzerinde bir teklif daha yapildigl-
ni ögrenecekti. Teklifi yapan Gomez'in damadlydt ve sonuçta
"tesadüfen"
imtiyazi o kazamyor,
hemen arkasindan da bunu daha bagka bir girkete satiyordu. SonundaJersey, bir kismi öteki
Amerikan girketlerinden,diger bir kismi da Julio Méndez'den olmak üzere Maracaibo Gölü
eteklerinde 4.200 hektar arazinin sahibi olmuytur. Julio Méndez'den toprak almdigt söylentisini

|
227
-1
I
i

birçok kigi kocaman bir çakaolarakkabul etmig, hatta bir Jerseymensubu gaka yoluyla girketin
bir de gemi satin almasmi,böylece 4.200 hektarlik bataklik arazinindegersiz olduguanlagildi-
ginda,hiç degilse ballkçillkyapabilecegini söylüyordu..
Venezuela'da petrol aramak, kuru arazide yapildigindabile zor Ye tehlikellydi.Otomobille
geçecekhiçbir yol olmadigtgibi, öküz arabalanyla bile geçmeyemüsaitpek az yol vardl. Bir ye-
re gitmekistedikierinde jeologlarya sal ya da katira binerek giderdi. Ulkeníncografyasint göste-
ren dogru dürüst bir harita bile yoktu. Bu ara haritalarda gösterilennehirlerin de gerçekte mev-
cut olmadigi, mevcutsa bile haritada gösterilenlerdençok daha bagka nehir sistemlerininkolu
oldugu ortaya ç1klyordu.Ülkeyegiren hemen herkes lçin hastaliktan kaçinmak imkânsiz hale
.
gelmigti. Amerikall bir jeolog"Buradaki sivrisinekler gimdiyekadar bagka yerde gördüklerimin
en kötüsü ve en büyügü" diyecekti. Jeologlaraynca yumurtasini insan derisinin altina birakan
bagka çegitbir sivrisinekle bag etmek zorunda kallyordu. Tibbi tedaviya ulagilamayacak yerdey-
di ya da ilkeldi, bazen de hiç yoktu. Bütün bunlara ilaveten, jeologlarve jeologlardansonra ige
girigen kazic1lardevamh olarak dügmanca duygularla dolu yerli Kizilderililer'leugragmak zorun-
daydi. Bunlardan Jerseymensubu bir kaziel bir gün terastaoturdugu stradabir Kiztlderili'nin at-
tigt okla hayatini kaybetmigti. O günden sonra balta girmemigormanlarda okun uzanabilecegi
mesafede ne kadar-agaç varsa hepsi birden kesilmigtir. 1929senesinegelinceyekadar, Shell Sir-
keti, traktörlerinikorumak için, bunlarin bulundugu garallari,Kizilderili okunun delip geçeme-
yecegi özel bir bezle, birkaç kat halinde kaplayacakt1.
Gomez'inülkeye yabancisermayeçekme arzusu hilkümetini bir Petrol Yasasi olugturmaya
zorlamlL bunun gerçeklegmesi için de hem Caracas'takiAmerikan elçisindenhem de Amerikan

Eksen ülkeler Archangel


Eksen kontmlünün va<d;@i

/ AVRUPAVEKUZEY
","° ".,,
.5

Tara==uluer
MGitefik taarruzlan
FINLAND Y L.Oma
SAVAS
AFRIKA'DA
-+ Eksen tearmzlan Helsinki L. Ladoga
L ngrad

A L S okhol n > ES

ING LT RE S ÒVYETLER
Atlantik
Okyanusus almasi
H n
-

rosny

Karadeniz Balum
Lizbe
ISPANYA
Madrid KORS So ya
(\
-y -

Roma
RN V1.ffLU anbul
S EDUNYA RAN

citYA
nu * KIBRIS IRAK
'

FAS UNUS
CE2AY R / MAITA LÛBNAN !• Sam
I

(Vichy) - ,

. AKDENI
chy FILISTIN
,Trablusg . ESKIÜRDÜN
19 2 gy,
O 200 400 fiCO 7
I I . i - 1
LlBYA
/ 1942 SUUD1ARABISTAN
- mth y MSIR

228
irketlerinden bir petrol
yasasihazirlamalan için yardim istenmigtl. Hazirlanan PetrolYasastim-
tiyaz'lar,vergiler ve gümrüklerde uygulanacak kogullarisaptayip göstermigtir.Aynca artik bir ke-
re imtiyaz verildikten sonra siyasigelecekve idari ve mali konularda istikrar sag,lamigtir.Bu özel-
ligiyleGomezidaresindeki Venezuela, Meksika'nm tam aksine hareket etmig, onun yapmadigi-
m yapmig,istikrar saglamigoluyordu.Ancak 1922'de Petrol Yasasi'nm çiktigiylla kadar, kayda
deger bir petrol geligimiolacagihâlâ güphekonusuydu. Aragttrma ilginç ve ümit vericiydi, o ka-
dar. Digertaraftanbu ige yatmlansermayeve harcanan emekseçok büyük rakamlan buluyordu.
1922'de Shellhesabma dört ylldan beri ülkenin haritasim yapmakla ugrayan Amerikall leologlar
Venezuela'mn ve GüneyAmerika kitasom tümünün petrol durumu hakkmda ortaya hiç de iç
aç1ci olmayanacikli bir degerlendirme koyacakt1. Buralarda petrolyoktu ve gördükleri gey
"se-

rap"tan ibaretti. Degerlendirme Amerika'da üretimi artirmak için sarf edilen on sentin bile
"tro-

piklerde bu amaç için harcanan bir dolardan daha çok" kâr getireceginigöstermigtir. Jeologlar
Amerika'da neftyagt çikarmaninbile Venezuela'da veya Latin Amerika'mn bir bagka yerinde
petrol ç1karmaktan daha ucuza gelecegini söyleyecek kadar ileri gitmigtir.
Ancak bu konuda biraz erken yarglyavarmiglardi. Aym yllm aralik aymda Maracaibo'daki
La Rosa yatagLnda, Shell'e ait Barroso kuyusu aniden figkiracak,önüne geçilmez bir aktmla gün-
de tahminenyüz bin varil petrol verecekti. LaRosayatagi önceleri petrol vaat eden kuyulardan
gözükmemiçsede, denenmek için ilk defa Shell menajeri George Reynolds tarafmdanseçilmig
olan kuyuydu Bu adam Ingilizmegesi" diye taninan,on beg yli kadar önce onca en-
"saglam
-

gele ragmen Iran'daAnglo-Pers projesini yönetip ilk neticelerin ahnmasmi saglayan adamm ta
kendisidir. On beg yll önce, gösterdigi sebat sayesínde Ortadogu kapisini petrol üretimine açm1;
olan kigidir. Simdi de aym çeyiVenezuela'da yaplyordu.
La Rosa'dayaganan petrol olay1Venezuela'nin dünya çapindabir üretici olabilecegini ka-
nithyordu.Bu kegif petrol dünyasmda bir çilgmbk akimmm baglamasma neden oldu. ÇoguAme-
rikalilar'dan, bir k1smida Ingilizler'den oluganyüzü agkm grup ülkeye akm etmeye, burada fa-
aliyete ba§ladilar. Bunlar arasmda en büyük girketlerden tutun, William E Buckley gibi bagimstz
petrolcülere kadar birçok kigi vardL William E Buckleyileride bir petrol limam inga etmek iste-
yecek ve bunun íçin imtiyaz alacaktL Ûlkedekipetrol akimi General Gomez için zènginligine
zenginlik katmada lyi bir hrsat olmustu. Allesi ve Gomecistas(Gomezciler)denen erkâm vakit
geçirmeden hükümetten en parlak imtiyazlan satm allyor, sonra da yeniden büyük kârla yaban-
ci irketlere satiyor,bu arada General Gomez'i yararlandirmaktanda geri kalmlyorlardi. Sonra-
dan bu tür konulan kitaba uydurmak için Generalve dostlari, projeleri üstüne kâgit üzerinde
CompaniaVenezolena de Petroleo adlyla, aslmda "GeneralGomez'in girketi" olan bir girket
kurdular. Gomez Ve Gomecistas'lari yabancilarla istedikleri gibi oyun oynuyor, kendi bildiklerini.
yaptirlyorlardi. Sirketlefin elinde hiçbir seçenek yoktu; diger bir deyigle, sonradan 1920'lerde
meydanagelen büyük Venezuela petrol patlamasmda daha o günden rol almak isteseler bile bu-
nu yapmak seçeneginden yoksundular.
Ilerlemecan alict bir hizla devam ediyordu. 192l'de Venezuelasadece 1,4 milyon varil
üretirken, 1929 yllma gelindiginde137 milyon varil petrolçikarlyor,böylece Amerika'dan son-
ra dünyanin en çok petrol üreten ikinci ülkesi oluyordu.Aymyll Venezuela ihraç ürünlerinden
elde ettigigelirinve aynca hükümete ait vergi gelirlerininyüzde 76'sim sadece petrol ihracatm-
dan elde etmigtir.Ülkedaha o günden HollandaKraliyet/ShellGrubu'nun en büyük tek petrol
saglayicis1olmuçtu.Venezuela'yl franve daha sonra da BirlegikDevletler izlemigtir. Venezuela
gimdi, on ylldan daha losa sürede, tam anlamiylabir petrolülkesi olmuçtu.Veyabanc1 sermaye
lçin yapilan rekabetteyangmay1kazanm19tt.Venezuela'da petrol aramasiyapilmasi ve petrolün
geligtirilmesiiçin büyük çapta yatirim gereklyordu. Böylece, rol alan birçok oyuncuya ragmen
sahnede gerçekten rol alanlar az sayldabüyük birkaç girkettenibaret olmugtur. 1920'11ylllarda,
üretimin bollugunu dolayli veya dolaysiz olarak sadece üç irkete, Hollanda Kraliyet/Shell,

229
Gulfve Pan Amerikan girketterine borçludur. Bunlardan sonuncusu, Meksika'da da önde gelen
biri olan Edward Doheny'nin girketidir. Bu girket 1925'te Standard of Indiana ta-
üreticilerden
rafmdan satm alinmigti.
Venezuela petrolüne bu denli büyük yabanci sermayeyatmlmasmin nedeni Gomez'in nis-
peten uygun bir çevre saglamlyolmasidir. Eger Gomez bunu yapmamig olsaydi, yatinm bu çapta
olamazd1. Ancak istikrar durumu ne kadar devam edecekti?Standardof Indiana'yabagh La-
go'nun bir temsilcisi1928'de, bir ABD Digiglerimensubuna gunlari söylüyordu: "Bagkan Go-
mez sonsuzadek yaçayacak degildi ve yeni gelecek bir hükümetin, belki de daha radikal bir egi-
limle petrol tesislerineel koyma ve Meksika'dauygulanmig politikalardan bazilanm burada da
uygulama tehlikesihet zaman için mevcuttu." Bõylece, emniyet kaygtsiylaLago,Venezuela pet-
rolü için yaptirdigt dev ihracat rafinerisini Venezuela'da degil, kiy1danhemen açikta bir Hollan-
da adast olan Aruba'da inga ettirmigtir. Shell de aymmyaparak rafinerisini bagka bir Hollandà
adasi olan Curacao'da kurmugtur
Jersey Sirketiise, Shell ve öteki girketlerin aksine, yaptig1 büyük harcamalara kargin
Venezuela'daki petrol aragtirmalarinda hiç bagarth olamamigtir. SirketinNew York'taki
Venezuela'dansorumlu müdürüne vermeyen üretim müdürü" ad1 takilmigtl.Nihayet
"üretim

1928'de, Jersey,bagka bir girketin ilgilenmeyip kögede biraktigt bir imtiyazda yeni teknoloiluy-
guluyor ve ilk defa olarak dikkate deger miktarda petrol kegli yaplyordu.Su alti kazi teknolojisi-
nin geligtirilmesi Maracaibo eteklerindeki zengin petrol kaynaklanmn kapilanni açmig, böylece
göl yatagindan çok míktarda petrol çikarmak mümkün olmugtu. Artik hiç kimse balikçillk yap-
sin diyerek Jersey'lealay etmlyordu.
1932'de, Büyük Depresyon'un bitiminde ithal petrol için önerilen yeni bir Amerikan vergi-
si Standard of Indiana Sirketi'ni bir hayli üzmügtür. Su vergi ithal edilen benzin için varil bagma
1,05 dolar, ithal mah ham petrol ve mazot varili íçin de 21 sent öngörüyordu. Bu ise Venezuela
petrolünün Birlegik Devletler'e sokulmamas1 demekti. Indiana'mn petrolünü devredebilecegi
yabanct bir pazarlama sistemi yoktu. Aynca depresyon günlerinin ortalannda ek bir sermaye ih-
tiyacimnbag göstermesive Meksika'daki mal varhginm millilegtirilmesi de söz konusuydu. Bü-
tün bunlar birlegince ortada büyük -Indiana açisodan bag edemeyecegi kadar büyük- riskler
mevcuttu. Su gerçekleri göz önüne alarak yabanct igletmelerini Venezuela'dakiler de dahil, Jer-
sey Sirketi'ne satti. Jerseyödemeyi kismen hisse vererek yapti ve bõylece bir süre için Indiana,
Standardof New JerseySirketi'nin en büyük hisse sahibi durumuna geldi.

Bolgevikler'le Düello
Ancak petrol ile politika arasmdaki çati manm en dramatik gekildeyer aldigt bölge Bati Yanküre-
si degil, Dogu Yanküresi olmugtur. Savagtan önce Rus petrolü -dünya pazarmm en önemli unsur-
larmdan biriydi. Ancak gimdi, petrolün Sovyetler Birligi'nin yeni komünist hükümetinin elinde
oldugu qu günlerde, Rusya bu oyunu nastl ve kimin kurallanyla oynayacakti?
Hollanda Kraliyet/Shell Grubu'nun Varligi, petrolü Birinci Dünya Savagi'ndan hemen önce
Rothschild'lerin Rusya'daki büyük petrol yataklarmdan satm almig olmasi nedenlyle gimdi tehli-
kedeydi. Bolgevikihtilali'nden sonra, birçoklari Rus petrolyataklanni ucuza dügürüp satm alma-
ya çaligiyordu.Söylentiyegöreabcilardan biri de bu yataklan göçmen Ruslar'dan flyata"
"kelepir

satm almaya çaligan Gülbenkyan'di. Gülbenkyan aynca para canhs1olan bu göçmenlerden bera·
berlerinde getirdiklerisanat hazinelerinden satm almayi âdet edinmigti.
Rothschild'lerin tersine, Nobel ailesi Rus petrolüne gösterdigi ilglyi devam ettirlyordu. An-
cak ihtilal sirasinda Nobel'ler ülkeden kaçtilar. Bír kismi köylü glysilerine bürünerek, diger bir
kismi da kizaklarla ve yayan olarak hududi1 geçip Finlandiya'ya sigmdl. Bütün bir yüzyil yakla-
ik
yetmig be sene boyunca Rusya'da sürdürdükleri egemenlik böylece sona ermig oldu. Sonun-

230
da hepsi birden Paris'e gidip Meurice Oteli'nde bir araya gelerek petrol imparatorluklarmdan ne
kadarmt ve nasil kurtarabileceklerini müzakere ettiler.
Sonundaçareyimah ucuza satmaktabulmuglardi. Deterding'eellerinde ne kadar Rus pet-
rol tesisivarsa hepsini satm almasmi önerdiler. Ülkehâlâ karmaga içindeydi ve iç savagin ve so-
nuçlannm ne getireceginden hiç kimse emin degildi. Deterding yapilan teklifiderhal kaparcast-
na kabul etti. Bu onun için Rus petrolüne egemen olmak demekti. Simdi artik yapacak tek bir
kahyordu: Bolgevikler'inyenik dügmesini beklemek. Deterding vakit geçirmeden Nobel'ler-
ey
le anlagmak için Anglo-Pers tesisleriyleLord Cowdray'mtesislerinide kapsayacak kendi önderli-
glitdebir birlik olugturdu.Bolgevik rejiminin uzun sürmeyecegine yürekten inamyordu. Gül-
benkyan'a 1920'de yazdigt bir mektupta "Bolgevikleryaklagikalti ay içinde degil yalniz Kafkas-
ya'dan, Rusya'nm her yamndan atilmig olacaklar" diyordu. Bu inancma kargm yine de bir sigor-
ta poliçesi olarak ÍngiltereDigigleriBakanligi'ndan slyasi destek garantisi istemigti. Digiglerinin
bir hükümet iktidar olup yerleginceye kadar" No-
"devamh

bu istegi reddetmesi üzerine tu defa


bel'lerin ülkede hiç degilse bir azinhk hissesine sahip dlmasmda Israr etti. Nobel'ler ise bu ülke-
deki iglerini tamamen tasflyeetmek ístiyordu. Eu nedenle ve Deterding'in de ödün vermemesi
üzerine görügmelerherhangi bir sonucavarmadan sona erdi.
Ancak yedekte beklemekte olan bir talip daha vardi ve dogrusunu söylemek gerekirse bu
talip,sadece kaynaklan itiban ile degil, Amerikan hükümetinin slyasi destegi.nide birlikte getire-
cek milliyetinedeniyle Nobel'ler için çok daha lyi bir kozdu. Bu StandardOil'in New Jerseyko-
luydu. Íçte,her zamanRinden çok farkh ve çok daha tehditkârkogullarm egemen oldugu o gün-
lerde, nihayetAmerikan ve Rus petrolü arasmda onca zamandir Ozlenen bir ittifak olanagi dogu-
yordu. Bu, Nobel'lerin 1890'lardagerçekleptirmek isteyip bagaramadiklan bir ittifakti. .

Kendi adma bu igle JerseySirketi de ilgilenmigti. WalterTeagle ve meslektaglanbir vakitler


Rus petrolünün eski Standard Oil Tröstü üzerindeki olumsuz etkisini, tröstün evrensel bir petrol
düzeni yaratma çabalarmi baltaladigim gayetiyi biliyordu. Akdeniz pazarlanmn BirlegikDevlet-
ihraç ettigi petrol yerine Rus petrolüyle beslenmesinin daha ucuza mal olacagimn da bilin-
'ler'in

cindeydi, Rusya'dan ihracat yapilmasi Birinci Dünya Savagisirasinda durdurulmugsa da, üretimin
yeterince düzenlenmesi ve yeni teknolojininuygulanmasiyla Amerikan petrolünün bir kez daha
Avrupa pazarlarmdan atilacagma inamyordu. StandardOil'in Rus petrolü üzerinde söz sahibi ol-
masi, ona göre, bir rakibinelinde olmasindan nispetendaha lyiydi. Teagle göylediyordu: "Bana
öyle geliyor ki bagka seçenegimiz yok. Riski göze alip yatirimi gimdi yapmahytz. Eger gimdi yap-
mazsak Rusya'dakiüretime önemli bir etki yapmak, nüfuz etmek gansimiziyitirmig oluruz." Bü-
yük olasilikla Nobel'ler artik hiçbir zaman yenidensahip olamayacaklanpetrol yataklarim satma-
ya çaballyorlardi-buna kargin Jerseyve Nobel'ler arasmda yogun müzakereler yapthyordu. Teag-
le'm sözünü ettigt 1920 Nisani'nda, Bolgevikler'inBakû'yu yeniden ele geçirip petrol ya-
"risk"

bir hal almigti. Eu arada Bakû'da iy yapan ingilizler


"gerçek"

taklanm millilegtirmesiyledaha da
tutuklanlyor, " Nobelci" olarak tamnanlardanbazilan casus olduklan iddiasiyla mahkemeye sevk
Bolgevikleryenilitse" olasiligto derece hâkimdi
"ya
ediliyordu. Ancak tüm hunlara kargin yine de
inanmiglardi ki, Jersey-Nobelmüzakereleri engellenmeden
"yenileceklerine"

ve insanlar o derece
devam etti. 1920 Temmuzu'nda, millileptirme igleminden daha üç ay geçmemigkenanlagma ta-
mamlanmigti. Buna göre Standard Oil Nobel'lerin Rusya'daki petrol tesislerininyanst üzerinde
kontrol hakki altyor, kargihgmda kelepîr denilecek çok dügük bir fiyat ödüyordu. Topraklar ilk
bagta istenen flyatm 6,5 milyon dolar indirimiyle ve 7,5 milyonluk ödeme taahhüdüyle satilmtêt1.
Bu paraya kargi Standard yüzde 40't rafineri, yüzde 60'i Rus-iç pazan olmak üzere Rusya petrol
üretiminden en az üçte birini kontrofüne ahyordu. Yine de, batih petrolcüler neye inarnrsa inan-
gerçekten çok büyüktü ve de gok belirgindi. Simdi gündemde"Yayeni Bolgevikrejimi
"risk"

sm,
y1kilmazda yagamaya devam ederse?" sorusu vardi. Daha gimdiden petrol yataklanni milliletir-
digine göre belki de bunlan kendi igletir veya uluslararast müzayedeyesokardi, kim bilir!

231
O günleri izleyen günlerde kapitalistlerle komünistler arasmdaki düelloda Bolgevikler'in
temsilciliginiLeonid Krasin adinda yetenekli ve yaratic1 Dig Ticaret Komiseriyapmlytt. Uzun
boylu, kalemle çizílmig gibi muntazam hatlanyla ve uzun sivri sakallyla,kibar ve inandmci bir
havasi vardi. Görünüge göre makul birine benziyor, batillann bekledigt kana
susamigdeli görü-
nümünden çok farldt bir görünümverlyordu. Arada bir hanimlara gäz almaktan da gerikalmaz-
di. Sir ingilizbayamn i( geçirerek söyledigi glbi "Varhgmmher zerresinde soylu bir aileden ge-
len lyi yetigmigbir insamn nitelikleri vardi. Bilgili,soyluVe gerçek bir aristokratti." Bütün arka-
daglari gibiKrasin de kapitalistleri anlayabilmigtir,çünkü kendiside bír kapitalistti. Sava; öncesi
Bakû Elektrik ¶irketi'nin çok saygidegermüdürü olarakgörev yapmig, daha sonra da büyük Al-
man firmasi Siemens'inRus temsilciligini yapmigt1.Bu görevlerdebulundugu sirada aymzaman-
da gizliolarak bir bagka içte daha çaligmty,Lenin'in tammlyla,Bol evik ihtilali'nin bagteknokrat-
ligini ve "Maliye Bakanligi"ni yapmigti. Kendisi hakkmda sik sik "Ben geçmiginde hiçbir gölge
olmayan bir adamim" demekten özellikle hoglanirdt Savagsirasmda,
Çarlikdevletindeki resmi
görevinden dolay1 Rus savag ekonomisinin bagmimarlarmdan biri olarak çaligmig, bu da dostu
olan ihtilalcilerle iligkilerini zaman zaman zora sokmugtur. Bir seferindeBolgevikyanhsi yolda§-
larmdan biriyle aralarmda bag gösteren bir anlagmazlik yüzünden o derece huzursuz olmuqtu ki,
tam bir hafta süreyle et yemeyerek, sadecek1sraksütüylebeslenmigti. Ancak Bolgeviklerbu ada-
ma ve onun idari yetenegine muhtaçti. Kendisi ne de olsa Bolgevikhiyeraryide igadamt olan tek
ki§iydi. Bu nedente ihtilalden iki ayn unvan kazanmig olarak çikmigtir.Bunlar Dig Ticaret Komi-
serligi ve Nakliyat Komiserligi unvanlanydi.Bu iki önemli konumu nedenlyleepeyce karanhk
bir görünümçizmigtir.
Standard-Nobel müzakerelerinin neticeyebaglandigt sirada Krasin, Bolgevikhükümeti adi-
na ticariillykileri görügmekiçin Londra'ya gitti.31 Mayis1920 günü, BagbakanDavid Lloyd Ge-
orge'un çagasi üzerine bagbakanhk konutu Downing Street No 10'daydi.Bu gerçekten de tarihi
bir an saythr, çünkü ilk defa olarak Sovyetter Birligl'nden bir temsilciBati'nm süpergüçlerinden
olan bir hükümetin bagi tarafmdankabul ediliyordu. Sahnede bu gekildebelirmesiyle ingilizler
arasmda nefretle kangik büyük yank1 uyandirmigti.Bu kargilagmada, DigigleriBakam gömine
önünde elleri arkasindadurup konukla el sikigmayi reddediyor ve Lloyd George sert bir tonla
kendisini uyarip "Curzon! Bir centilmen gibi davran!" deyinceye kadar bu pozisyonda kallyordu.
O günü izleyen günlerdeAnglo-Sovyetmüzakerelerl zorlukla da olsa, devam etmigtir. Bir
ara bizzat Lenin, Londra'da bulunan Krasin'e gönderdigi gizli bir mesajda yöyle diyordu: "Lloyd
George.denen bu domuz adam, en ufak bir vicdan sizisi veya utanma duymadan insan kandin-
yor. Onun söyledigi hiçbir söze inanmaym ve siz de onu, onun sizi aldattiglum üÇkall daha faz-
la aldatin." Müzakerelerin devamt sirasmdaKrasínticarete merakl1 igadamlannin içtahlanni
uyand1rmayi bagarmigt1. Ancak yine de zaylf taraftansayilirdi, çünkü SovyetlerBirligi glderek
ekonomik felakete dogru sürükleniyor, endüstriyel yönden geri, üretimde yetersiz, enflasyon
baskist altinda ezilen, ciddi sermaye yoklugu íçinde bir ülke olmaya gidlyordu. Giderek kithga
dönügmekte olan gida açigt ile kargi karg1yaydi.Geligmek, üretim yapmakve dogal kaynaklarint
satabilmek için mutlakayabanc1 sermayeye muhtaçti. Bu hedefe ulagmaya çabalarken,bir ihti-
yaca cevap veriyordu o kadar. 1920 Kasim1'nda bir gün Moskova yeni bir politika uygulayacap
ni duyurdu. Yabanciyatirimcilara imtiyaz önerecekti.
Sonra 1921 Marti'nda, Lenin daha da ileriye gidiyor,Yeni Ekonomik Politika diye bilinen
yeni politikayi ilan ediyordu. Bu yeni politika, yurtiçi pazarlamada çok daha kapsamlt bir sistem
öngören, özel igletmelerin tekrar igletmeye sokulmasma yönelik, Sovyetlefin dig ticaretanlay1;l-
ni ve imtiyaz satma egllimini genigletenbir uygulamaydi. Aslmda bu Lenin'in duygularinin de-
gigtigini gösteren bir politika degildi. Lenin çok acil bir ihtiyaca cevap veriyordu, o kadar.
Lenin bir açiklamasinda "Digardan teçhizat ve teknik yardim almadan kendi kuvvetimizi
yeniden kazanmamiz, darmadagtn durumdaki ekonomimizitoparlamamizmümkün degildir"

232
diyordu. Bu yardim1elde etmek için güçlü emperyalist girketlerebüyük imtiyazlar vermeye
"en

hazird1." Bunun petrolle ilgili ilk iki örnegi "Bakû'nun dõrtte biri, Grozny'nindörtte biri" uygu-
lamasidir. Artik petrol bir kez daha, Çarhk devrindeki gibi en geçerli ihraç maddesiolmugtu. Bir
Bolgevik gazetesinin tanimiylabir tür
"sivi
altin" sayillyordu.
Lenin'in Bat1'ya.yaklagmasmaöteki yoldaylar giddetlekargi çiktilar ki bunlar arasmda, güp-
hecillgiyle taninan Stalin-de vardir. Stalin'inuyarisma göre, SovyetlerBirligi'ne gelecek igadam-
lan
"burjuva
dünyasimn en lyi casuslanydi" ve temaslanndaha fazla siklagtinlmasiRusya'nin
zaylf taraff arim gözler önüne serecekti. Yine de, Lenin'in YeniEkonomikPolitika'yi ilan edigin-
den bir hafta sonra Krasin politikay1 onayllyor, Londra'da Anglo-Sovyet Anlagmasi'm imzallyor-
du. Bu yapildiktansonra, büyük bir ustahkla birçok girketeyaklaç1yor,yeni petrol imtiyazlan
teklifindebulunuyordu. Bu arada bir girketiõbürüne dügürmek için söylentiler çikarmay1da ih-
mal etmiyordu.
Deterding, Nobel'le bir anlagma olanagim kaçirmig oldugu için düg kmkligina ugramama-
ya kararhydi. Evet, kanismca düç kirikhgma ugramasi için bir sebep yoktu. O da Nobel'ler gibi
StandardOil'in Rusya'yagirmesiyle yabanct yattnmcilarm tümünün sigortalanmigsayllacagmi
dügünüyordu ki bunlara Hollanda Krallyet/Shell de dahildir. EskidenRothschild'lere ait olan te-
sislerin sahipliginialmaktan memnun, Gülbenkyan'agunlarisöylüyordu:"Rus masasmda §imdi-
den iyi sandalyelerimizvar ve ylyecegimizin en büyük kismi da hâlâ Rusya'daki masaüzerinde.
Su yemegi bizim gibi ilgi gösterenlerlebir arada yemekçok daha iyi olacak." Ancak Deterding
kendi tesislerigözüylebaktigitesislerinBolgevikler tarafmdansatilmasmapasifçe de olsa göz yu-
marak, masadan diglanmaya niyetlidegildi. Du konuda Walter Teagle da aym görügteydi.

Birle§ik Cephe Pepinde


1922 ylhna Jersey,Hollanda Kraliyet/Shell ve Nobel'ler "BirlegikCephe" adlylabir blok olugtur-
. maya girigtiler.Amaçlari Rusya'da kendilerine ait olan tesislerive sürdürdükleriticari faallyeti
Rustehdidinekargi korumakti. Zamanla bloka on iki adet girket daha katildt. Bloka üye olan her
girket SovyetlerBirligi'ne kargi teker teker degil, beraberce savagacaklanna dair söz verdi. Milli-
legtirilmig tesisler üzerinden tazminat talep etme ve birbirlerinden habersiz Ruslar'lailigkiden
kaçmma karan aldilar. Surasigerçektir ki, "Tüccar Kardegler" diye bilinen bu toplutuk, degil
Sovyetler'e, birbirlerine bile güvenmiyorlardi. Bu güvensizlik nedeniyle, onca ortak yeminlere
ve vaatlere karym, "BirlegikCephe" bloku, dogdugu günden baglayarak her zaman için son de-
rece istikrarsiz olmug, sagliksiz bir zemin üstünde durmuytur. Kapitalistleri ve kapitalistlerin re-
kabet dürtülerini iyi bilen Leonid Krasin de, büyük bir ustaliklagirketleribirbirine dügürmeye
devam etmigtir.
O ara, dünyanm birçok pazarmda,girketlerucuz Ruspetro1üiçin rekabet edlyor, bu reka-
betin dozu baskisi da giderek artlyordu, 1920'den 1923'e kadar etkisiz olan Sovyet petrol
Ve
endüstrisio yillardaçarçabuk kendini toparliyor,Bati teknolojisininyurda sokulmasimn da sagla-
digi yararla Sovyet Sosyalist CumhuriyetleriBirligidünya pazanna ihracatgi olarak girmeyibaga-
nyordu. Jerseygirketi'nde yüksekdüzeydeki yöneticiler mügkül durumda kahp ne yapacaklannt
agirmiglardi. Kendipetrollerinin fiyati ne olursa olsun,daha ucuz olan Ruspetrolü satm almaya
baglasmlar mi yoksaahlakve iykurallarina sadik kalarak geridedurmayi mi yeglesinler,karar ve-
remiyorlard1. Teagle ige o siralar Nobeligletmesine yattnm yapmigolmaktan pigmanlik duymaya
baglamigti: "Simdi iyice anladimki kucagimizdabu karakterdë hasta bir çocuklayillarylh otu-
rup ona dadihk etmek yerine ayni miktar paray1 daha bagka, derhal verim saglayacak bir ige ya-
tirsaydikdaha iyi olacakmt;" diyordu.
Standard'mAlmanya'daki sorumlusuHeinrich Riedemann ise iglerefarkl1bir gözlebakmak-
tayd1.Ona göre özel girketler henüz istimlak ve millilegme olaylannakargi haklarmi savunacak

233
1
.i

duruma gelmemigti. Su konuda gunlan söylemigtir: "Bir hükümetin, Rusya'da oldugu gibi, en-
düstríyel tegebbüsve iglere içtiraki ahgilmamigbir geydir ve i; hayatimn geçmiginde böyle bir gey
yoktur. Sovyetideolojisine yardimi hiçbirimiz istemeyiz, ancak eger bagkalanbuna katihyorsa, biz
niçin katilmayalim?" Gerçekten de Riedemann'in söyledigigibi öteki batth gruplar gimdiden kapi-
yi agmdirmaya baglamigtibile. Bazilan sessizce, bazilan ise daha
israrb kapiyi çalip duruyor, Ba-
kû'dan Kafkasya'ya,Sibirya layisi açiklanndakiSakhalinAdasi'na kadar SovyetlerBirligl'nin her
yanmda imtiyaz istiyordu. Kafkasya'daki tesislerdaha önce Jersey,Shell ve öteki girketlerinkendi-
lerine ait oldugunu iddia ettikleri tesislerdi. Eu ara, sanki durumu daha da kötüleptirmek ister gi-
bi, bu tesislerdekipetrolü Sovyetlerkendi mallanymig gibi satmayakoyuldu.
.
Artik Sovyetler'idevre digi birakmanm tek bir yolu kalmigt1. Jerseyve Shell bir araya gelip
Rus petrolü satm almak için bir organizasyon olugturmaltydilar.Teagle bu fikri begenmemigti:
"Böyledügünmekle geri kafah gibi hareket ettigimin farkmdayim. Fakatsiz ne derseniz deyin,
evinizi soyan ve mahmzi çalan bir adamla dost olmaya çahymanmne yarar saglayacagmi anlaya-
miyorum. Bence bu dogru bir tutum degildir" diyordu. Ancak öteki Amerikan girketterinin gide-
rek Rusya'dandaha fazla petrol satm aldigtve bunu JerseySirketi'yle yariçmak için kullandigt
gözlendikçe,girketiçinde Rusya'ylai; yapmamak taraflisiolanlarm itirazi son bulacakti. 1924
Kasimi'nda Jersey ve Shell mügterek bir satm alma organizasyonu kurdular ve Sovyetler'le i;
yapma olanaklariaramaya bagladilar. Meselenin bu gekildeçözümünden Teagle memnun kal-
mamigti. Bu sonucu vakitsizlik, günlerin uzun boylu dügünmeye elverigliolmayacak kadar kisa
olugu gibi nedenlerden kaynaklandig1 glbisudan bir mazeretleaçikhyordu. Teagle, Ríedemann'a
yazdigL mektupta gunlari söylüyordu: "Geriye dönüp
qu son alti, sekiz ay içlnde neler yaptigimt-
za baktigimda Rusya'danpetrol alimi gibi bu denli önemli bir igi nasil olup da .gereken önemi
vermeden sonuca bagladigimizi görüyorve gerçektenpagiyorum.Yapacak o kadar çok igimiz ol-
masmave iy günümüzün bu denli dolu olmasma,bu yüzden bazi yanliglar yaptigimizateessüf
edlyorum.Eger böyle olmasaydl, konuyu iyi bir mantikladügünebilme gansimizolsayd1,sanirim
saglambir sonuca varabilirdik."
Teagle Hollanda Kraliyet/Shell'le igbirligine sicak bakiyor, Sovyetler'leigbirligineyse yana;-
miyordu. Bu konuda Riedemann'a gunlartyazmigti: "Sovyetler'epetrol için pazar vermek de-
mek, sadece çalinmig bir egyanin alicisiolmak degil, aym zamanda hirstzm ya.ptigimonun için
kârli duruma getirmek, onu izledigi kötü yolda yüreklendirmek demektir." Riedemann ise bag-
yönetici Teagle'iyatigtirmak isteyerek l925 Noel gecesi gu yanitiveriyordu:"Ínsandenen yara-
tik garip bir varhktir.Yine de kargilagtigtonca düg kinkligina kargi her sene yeni yeni ümitlerle
tekrar ige koyulur. Biz de seninle aym geyiyapalim!"
Çokgeçmeden Jerseyile Shell Sovyetler'le petrol satm alimi için ortak bir düzenleme yap-
mayt zorunlu gördüler. Düzenleme; satin alma flyatmin yüzde S'inin daha önceki petrol sahiple-
rine tazminat olarak ödenmek üzere bir kögeye aynlmasmi öngörüyordu. Bu düzenlemeyi pah-
sen hem Teagle hem de Deterding güpheylekargilam1, güvensiz bulmuglardi. Öngörülen bu an-
lagma 1927 bagmda bozulunca, Deterding adeta durumdan memnun kalmig, Teagle'a gunlan
.
yazmigtt: "Sovyetler'le anlagma pazarligmdan sonuç alinmadigina son derece memnunum. Qu-
nu hissediyorum ki bu haydutlarla herhangi bir i; yapmig olanlar, ileride bundan pigmanlikduya-
caklardir. Çünkübunlann tek amaci bütün uygarhgi mahvetmekve eski kaba kuvveti yeniden
gerigetirmektir."
Deterding'in Sovyetler'e karg1 hesaplannda biraz da kipisel duygularmiti rol oynadigi açik-
tir. Beyaz Rus bir göçmen olan Lydia Pavlovaile evlendikten sonra antikomünist duygulanna da-
ha sadakatlebaglanmig, dügüncelerini daha açik ve cüretle ifade etmeye baglamigti. Hatta John
D. Rockefeller Jr'a telgrafçekerekStandard'dan türemig girketlerinRus petrolü almaktan men
"yalvardigini", "insanlik

edilmesini istemigti. Hollanda kökenli bu adam Rockefeller'e ondan


adma" mazbut kigilerin" "Sovyetler'in para kazanmasma yardimci olmamalan" için ça-
"bütün

234
ligmasmi istemigti. Rockefeller'e, bu relimin "Ísa'yakargi" oldugunu söylemigtfr. Bu sözlere ila-
veten Rockefeller'e girketlerinin
"kana
bulanmty kâr"... istememeleri gerektigini de söylemigti:
"Eger girketlerinizdestek vermezse Sovyetler'in bu canice sistemleri çok yakmda son bulacak-
tir" diyordu.

Fiyat Savagi
Deterding'in istek ve temet nisine kargi Standard Oil'den türemiggirketlerden ikisi daha, New
YorkStandard ile Vacuum, Sovyetler'leiligki konusunda kendi bildiklerini yaptilar.Bunlardan
New York Standard Rustar için Batum'da bir gazyagl fabrikasi kurdu ve kiraladi. Sirketlerin her
ikisi de aralarmda anlagarak, özellikle Hindistan ve daha bagka Asya pazarlart için büyük miktar-
larda Rus gazyagmi ald11ar.Socony de Hindistan'daki pazarlan için Rus petrolü istiyordu.
Shell'in Hindistan'daki pazarlanmtakviyeiçin petrol alacak bagka kaynaklan varsa da Socony.
Sirketi'nin bagka kaynagt yoktu.
Bu girketlerinRus petrolü almasi Deterding'i çok kizdirmigtL Socony'ninbagkam C.E Me-
fleriye
"gerefsiz

yer'i ve zekâsiz bir adam" olarak kinayacak kadar gitmigti.Nihayet 1927 yllm-
da, kendi sözleriyle"Socony'ninihanetine" misillemeolarak Hindistan'da amanstz bir 11yatsa-
vagma girigti. Bununla da kalmayip savaç1tüm dünyadaki öteki pazarlarada yaymak istedi. So-
cony bu davraniga mukabele edecek, o da kendi hesabma kendi bildigi pazarlardaflyat indirimi
uygulayacakt1. Deterding yine de öfkesini yenemeyerek bu defa "Komünist" petrolü satm alan
Standard of New York'a kargi basmda bir antikomünist kampanya baglattp tipki bir orkestra geft
gibi hu kampanyayi idare etmigtir. StandardOil'den türemi§ girketlere karç1halkta ve Qeter-
ding'in kafasmda bunlann StandardTröstü'ndenpek.de farkh olmadiklan kamst vardi. Bu ne-
denle ve Deterding'in bunlara güvenmeyerek güphe edigi nedeniyle Standard Oil of New Jersey
de çok geçmedenistenmeyen girketlerarasma katillyordu. Ancak Jersey'inde "Komünist" pet-
rol alan girketlerle bir arada suçlanmasi Walter Teagle't fazlasiyla huzursuz etmigti..Iginash gu-
dur ki, Deterding'in istedigt de bagindan beri buydu. Bu konuda Deterding bir Jerseyyöneticisi-
ne mektup yazarak tehditkâr bir tavirla gunlansöylüyordu; "Biz gimdi o denli muazzam olaylar-
la kargi karplyayizki, sizinle ugraçacak vaktimiz yok. Bu tür sorunlan Jersey kendi kendine çö-
zümlemelidir." Yazismdakullandigi ifadeyle Jersey'denbir gey bekledigini, Socony'yi vakit geçir-
meden hizaya getirmesini istedigini hiçbir kugkuya yer vermeyen bir açiklikla belli edlyordu:
"Ne de olsa Jerseyen büyük Amerikan petrol girketidirVe istikbali en parlak olan pirkettir.Onun
yaninda küçük bir girket durumunda kalan New York'a kendisinin Jersey Sirketi'nin hizmetkân
oldugu, Jersey'inpatronu olmadigi bildirilmelidir" diyordu. Nitekim Deterding'in plamnauygun
olarak, bu sözler gereken etklyi yaplyor, Jerseyvakit geçirmeden Rusya'dan petrol aldiklarige-
rekçesiyle öteki iki girketi kamuoyu önünde elegtiriyordu. Bu konudan Teagle kendisiíçin bir te-
selli pay1çikarmigtl. Dügüncelerini pu sözcüklerle dile getiriyordu: "Avrupa'nm kafast igleyen in-
sanlan ilk defa olarak gunun bilincine vardilar ki, StandardOilgirketlerininhepsi birbirinin aym
degildir."
Jersey Sirketi, Ingilterehükümetinden gelen bask1 altmda Deterding'in Sovyetler'le yapil-
mig olan ortak satin alma anlagmasmdan çiktigmdankugkulanlyordu. Ancak fiyat savaymm bu
denli bir tempoda devami bunu mümkün kilmadigi için, üst düzey bir ingilizyetkiliAmerikali-
lar'a teminat verdi ve böyle b¯irgeyinsöz konusu olmadigm1söyledi. Su yetkilibir yazismdagun-
lan söylüyordu: "Sir Henri Deterding taktik bilmez; idaresizligi yüzünden het zaman bagma iq
açar. Ruslar Shellve Jerseygirketleriyleyapilmasi öngörülen ortak salm alma anlagmasi konuqul-
dugu sirada tazminat konusunun nasil ayarlana.cagmi sorduklanndaSir Henri çilginadönmüg,
Ruslar'm yüzüne kargi kimseye Sovyet petrolü satm aldirmayacagini, buna mani olacagim söyle-
migti... Su hareket bence hem son derece saçma hem de tam onun karakterini yansitan bir dav-

235
I
I
i

ramptir... Alictlarm Sovyet petrolü satm almaktan men-edilmeyecegiapaçik ortadaydi. Sir Hen-
ri'yi bu denli öfkelendiren, Standard Oil New York'a yumrugunu indirten ve petrol satigmaizin
vermeyecegi ifadesinin aslmda k1smen kendi çaresizliginden geldigi de apaçikortadaydt"
Bir gün, maiyetindeki Hollandali müdürlerinevinde verilen bir akgamyemeginde, Deter
ding olaylarmaktymibir de kendi görüg açtsmdananlatmigtL Anlattigi§uydu:"Nispetenbangla
birkaç ylldan birden kendimizi Burma'nin saldinsina ugram1§bulduk. O Burma ki
geçen sonra,
New York Standard bugün oradan Sovyet gazyagi satm allyor. En iyi savunmanmlyi bir hücum-
la yapilacagma inanarak bu meydan okumaya kargi koymak istedim ve iyte o günden beri de
hasmtmizm savunma hattmdaki zaylfnoktalanni bulmak için var gücümüzle çah;1yoruz.Suna
inamyorum ki, hiç degilse bu dakika, Hollanda Kraliyet'in Sovyetpetrolüyleilgli konumu bir
kez daha açikça ortadadir."
Yine de gövalyeruhlu iki Amerikan Sirketi Vacuum ve Standard of New York, Deterding'e
boyun egmediler. VacuumSirketi Bagkam'mn açikladtgmagöre,Vacuum ihracat sistemi Hollan-
da Krallyet/Shell'in ihracat sistemiylerekabet halindeydi. Vacuum, ihracat sisteminde ucuz pet-
rolden yararlanlyordu.lçte bu nedeni fleri sürerek, Vacuum Baykam,Deterding'in asil amacimn
girketibu petroldenyoksunbirakmak ve böylece ihraca elverigliRus petro1üüzerinde tekel kur.
mak oldugunu söylüyordu. Aynca Baykan bir gäzlemde daha bulunmuy, iki girket Amerikan
prensiplerini çignemeklesuçlamrken,Amerikall igadamlarmm ve giftçilerindurup dinlenmeden
Rusya'ya pamukve daha bagka ihraç maddesisattigmi görmügtü. Bunu görünce ortayagöyle bir
soru atmigti:"Rusya'dan mal satin almak Rusya'yamal satmaktan daha mi adaletsiz bir davra-
mytir?"Bu soru uzun zaman belleklerden silinmeyecek,ylllarcasorulmaya devam edecekti.
1920'll ylllarmsonuna gelindigindebelli bagli büyük girketlerartik Rus petrolü konusun-
dan b1klonlikgetirmiglerdi. Mal varliklanni yeniden ele geçirmekveya yatinmlarmi azaltmak ar-
tik geride kalmig, eskiyemal olmuy bir amaçtl.Aynca Baba Gurgurbölgesindeki petrol patlama-
si dikkatleri Ortadogu'nunyeni petrol kaynaklarma çeker olmugtu. Durumu gözden geçiren Jer-
sey yönetimiorta bir yol izleme -Sovyetler'le kontrole yönelmemek fakat bir boykota da katil-
mama- karan aldi. 1927 sonbaharmda konuyu özetleyen Riedemanngöylediyecekti: "Benpah-
sen Rusya'yi topragagämdüm."
Riedemanngerçi Rusya'yi gömmügtüancak olaylar toprak altindaki cesedin çok canli gö-
ründügünü kamtlayacaktt; çünkü tika basa tok dünya pazanna giderekdaha çok petrol girmeye
baglamlçti.Deterding'in neden oldugu amansiz flyat savagt, Hindistan'da ve daha bagka yerlerde
Rus petrolüne yöneltiliyordu; ancak bu defa uluslararasi petroloyunundarol alml; herkes için,
bu sava; çok daha kapsamli sonuçlar verecekti.

236
\

13
Petrol Seli

Adi Columbus Joiner idi, her ne kadar sonradan,olan bitenlerin "babasi"


oldugu için, baba anla-
.

mma gelen "Dad" sözcügündenõtürü adi ColumbusDad'a gikmigsada, asil ismi buydu. 1930
·

y1lmdayetmig yagmda, romatizma nedeniyle belden öne dogru eglerek ve bu görünügüyle san-
ki kaldinmlarda bir geyanyor gibi yürürdü. Görünügüylekaderin darbesini yedigi halde yine de
yazgtsma boyun egmig ve her zaman lyimser kalmay1bajarmig klasik bir tipin karikatürü gibiydi.
Tatlidilliydi ve ikna yetenegi vardi. Onun yagindaki bir adamda kolayca rastlanmayanipek yu-
mugakligindabir cildi vardi ki kendisi bunu çok havuç yemesine bagltyordu. Egitimine gelince
okula sadecealtihafta gitmig,ancak sonradan Alabama'daki ailesine ait çiftlikteözel egitimgö-
rerek, okumayazma ögrenmigti. incil'iokuyacak kadar okuma,Eski Ahit'i kopya ederek de
yazi
õgrenmigti. Ilerisiiçin ümit vaat eden olaylardan yararlanmayl,küçük çekici sonuçlarçikarmay1
bagaran bir kipilige sahipti.Gerektigizaman büyüleyici ve zarif bir üslupla açk mektuplan
yaz-
makta da ustaydi. Su mektuplan gazetede varlikh bir kipinin ölüm ilamm okudugu zaman, öle-
nin dul kansma yazàrdi.Kugkuyok ki asil ilgi duydugu bu dul bayanlann kalbi degil keseleriydl.
BayJoiner1920'lerinsayisizpetrol avcilarmdansadece biridir. Eu tarihinson on ylli içinde
petrol stoklan ve petrol pazarliklari günün ategli spekülatifhavasi içinde insanlart çilgmcasina
kigkirtip kendine çekiyordu.Vebu kumar merak1herkes için dayamlmaz olmuytu. Yale Üniver-
sitesi'nin1923 yllmda mezun olacakson smil ögrencilerine bir petrol müteçebbisigöylebir soru
yöneltiyordu:1; yagamma önce 100 dolar yatirimla baglaylpsonradanbunun 50 bin dolara çik-
masmane dersiniz? Artik ige bizimle koyulmamz ve biz bagaridan baçanya kogtukça yanimizda
olma zamanmiz gelmigtir."Mütegebbislerden bazilan da satig igini yüz yüze yapmakistiyor,
ge-
rektiginde müstakbel yatmmcilan petrol tarlalarmdapiknik gezisine çaginp "soguk

piknik ye
megi ve sicakhava" ikram ediyordu.Bazilari da tegvikiglevini postayla yapmayiyegliyor,birçok
ey vaat eden sayisizm.ektuplar yolluyor,kargiligmda nakit para havalesi ve çeklerle doldurul-
mug yüzlerce çuval cevap altyorlardt: Hiçbir soru, sual içermeyen cevaplar..Mütegebbislerden
biri, Dr. FrederickCook, iddiasma göre Amiral Peary'yi Kuzey Kutbuyangmda yenmigti, bir ay-
da tam üç yüz bin mektup alm1ç,bundan bir yll içinde iki milyon dolar kazanmigti ve federal
makamlarca tutuklanmcayakadar bu durum böylece devam etmigti. General Lee konusuna ge-
lince, onun küstahligtyla çok az kigi yangabilirdi. Durum göylegeligmigti:Ikimütegebbis bir yo-
lunu bulup, General Robert E. Lee'nin torunlanndanRobertA. Lee'nin izini buluyor, onu ülke-
nin dört bir yamndaki yatinmcilaraqu sözleri söylemeye ikna ediyordu: "Fredericksburg veya
Sansölye unvamkazanmaktansa sizin lideriniz olup sizi ve daha binlerce kiglyimali bagtmsizliga
kavugturmayi yeglerim."
Digerleriyle kargilagtinldigmda Dad Joiner'in sadece küçük çapta bir mütegebbis oldugu
görülür.Ancak bir özelligt vardi, akilsizbazi kipilerin dolarlarmi almaktansakendisipara birikti-
rip petrol aramaya çikmak istlyordu. Bunun için Dallas'tafaaliyet gösteripõteki mütegebbislerle
beraber, St. Louis'in biract ailesi Busch'larm yaptirdigibarok stili Adolphus Oteli'nin lobisinde

237
\

dolanmaya bagladi. Bir ara gözleri, Lepelik bir arazi olan, çam agaçlan ve Birinci Dünya Savagt
sonundakidepresyondan paymi almig, kumla kapli Dogu Texas arazisine ili§mi§ti. Bölgeninen
önemli iki büyük kasabasi Overtonve Henderson'da kaldinmi olan bir tek sokakbile yoktu. Böl-
genin kaderin tokadimyemig halki için Dad Joinergörkemlive ümit verici bir hayal gibiydi; ku-
tüm krallarm bile imrenecegi" koca bir pet-
"evrendeki
rakhktan çatlaml;kisir topraklaraltmda
rol denizi yattigmi vaat eden bir hayal
Joiner'inDogu Texas plantndan haberi olan jeologlarinçogu Joiner'le alay ettiler; alay et-
medikleri zaman da yüzüne güldüler. Kamlarmagöre Dogu Texas'ta hig petrolyoktu. Ancak Jo-
iner burada petrol oldugunainandirilmigti, Onu buna "Doc Lloyd" admdaki gizemli, kendi ken-
dini yetigtirmig, kendi yetenegine inanmig, yüz kirk kilo agirligLnda, sombrero'lara ve binici çiz-
melerine merakl1 bir adam inandtrmigti. Bazikipiler bu adamm bir veteriner, baztlari ise eczact
oldugunu, hatta bir vakitler yurt çapmda Dr. Alozzo Durham'm Büyük ilaç Gösterisini yürüttü-
günü,bu ara petrolden ç1kanlmigbazi llaç patentleri sattigmi söylüyordu:"Lloyd", bu adamm
gerçek ismi degildi. Isminidegigtirmesinin nedeni bir gün ülkenin her yaninda gazetelerde res-
minin basilmasiyla anlagildi.Anlagildigma göre Lloyd birçok kadmla iligkikurmug, bunlardan ba-
zilarmdan çocuk sahibi olmug, sonradan onlari terk etmigti. Su yüzden Dogu Texas'a giden
trenler kaylp eglerinin pegine dügen bu terk edilmig kadmlarin hücumuna ugruyor, Lloydda
bundan kurtulmak için bagka bir isim kullamyordu.
Doc Lloyd, Dad Joiner'e Dogu Texas bölgesinin jeolojisini.gösterenbazi bilgiler vermigti.
Ancak bu bilgiler sadeceyetersiz olmaylp bagtan sona yanby, uyduruk, kafadan üretilmig dokü-
demek dogru olur. Daha açik bir anlatimlayaptigi quydu:
"trendolojisi"

manlardi. Lloyd için


Amerika'mn büyük petrol yataklarmi gösteren bir harita çiziyor,bunlann hepsinden çikan ve
yaní egilim hatlanm gösterlyordu. Ancak yine de Doc Lloyd
"trend",

DoguTexas'a dogru giden


unutulmayacak bir geyyapmig ve bu alanda fevkalade baçan11 olmuqtur. Herkesin bu girigimigü-
lünÇbuldugu bir anda Joiner'e nereyi kazmasi gerektiginitam isabetle söyleyebilmigtir.
Kazi igine girigmedenönce Joiner elinde bulunan enayiler listesindekilere birer prospektüs
gonderdi. Doc Lloyd'un Dogu Texas jeolojisinitanimlayanuyduruk açiklamasmi eklemeyi de
unutmad1. Ilkdenemeyi Rusk yöresinde Daisy Bradford'un çiftligindeyapmak istiyordu. Ne ya-
pip yapti, bunun için gereken parayi toparlad1. Íçinyürütülmesi için ikna yetenegini seferberet-
mesi ve bunu özellikle kadmlar üzerinde denemesi gerekiyordu. Kurnaz petrolcü bir sirasi geldi-
gindebu konuda gunlan söyleyecekti: "Her kadimn ensesinde belitli bir nokta vardir. Ben bu
noktaya dokunur dokunmaz otomatikmanbana çek yazmaya baglarlar. Belki de ben kadinlann
ensesindeki bu yeri isabetle saptayabilendünya yüzündeki tek erkegim." Bu sözlerden sonra, si-
ritip qunlan eklemigti: "Tabii, çekler her zaman istendig kadar lyi olmuyor." Joiner bu sözleri
kugkusuz övünmek için söylemigti. Aslmda söyledigi kadar çok para gelmiyordu.
Petrolcülükle ugrayan kipilerin birçogu için Dad Joiner somut olarak gözle görünmeyen,
petrolle iligkileri pamuk ipligne bagh binlerce mütegebbisten sadece biriydi. Kafasmdabelirli bir
dügünce tapyan, zengin olma hayali kuran, konuçma yetenegine sahip kipilerden biri. 1927den
baglayarak üç yll süreyle petrolcü liderler kithk, petrol hykirmasi ve yasalar gibi konulan konu-
urken ve atepli tartigmalaryaparken en fakiri- olanJoinerve uyumdan yoksun ekibi
-fakirlerin

Dogu Texas'm yogun çam ormanlan arasinda, paslanmig, üçüncü kalite ekipmanla, durup din-
lenmeden, îçkence çekercesine, bazen de kazaya ugrayarak kazi yapiyordu. Bu ara en ufak bir
para yardimi bile gelmiyordu. Igçilerine yapacagi ödemeyi kismen sertifikasi"diye bili-
"krallyet

nen, belirli büyüklükte toprak vermek geklindeyapiyordu. Verecek hig parasi kalmadig! zaman
iççiler tarlalarmadöner veya akla gelmedik garip igler yaparlar, ancak sonunda tekrar kazi igine
dönerlerdi. Dad Joiner petrol bulma olasthgina kargi o derece büyük indirimle satilmig o kadar
çok settifika vermigtiki, zamanla bunlar bölgede geger akçe olmugtu. Bu arada Texaco'dan ge-
len bir jeologo günlerde pek makbulsayllan alay taktigini kullanarak gunlan söyleyecekti: "Eger

238
siz bu delikten petrol çikanrsaniz, ben de o petrolün her varilini teker teker içmeye hazinm."
Yine de arahksiz süregelen tüm cesaret kmci davramplara karpm Joiner ve küçük ekibi yllmiyor,
inançlanm koruyorlardi.
Ancak, kaderin çarki dönüyor, DadJoiner'in yazgisi gücünü göstermeye baghyordu. 1930
Eylülü'nde Joiner'e gansgülmeye baglamig,Daisy BradfordNo 3 kuyusu pozitifsonuç vermigti.
Joiner olayi izlemekte olan seyircilereo an kargi ç1kmly,biraz da tereddütle"Bunun petrol kuyu-
su olduguhenüz kesin degil" demigti. Bu haber lasa zamanda kulaktan kulaga yayiliyor,hemen
bir gece içinde kuyanun sag yanmda gecekondu tipi bir kasaba türüyordu.Olaydanümide kapi-
lanlar burada toplanipbeklemeye bagladilar.Köye, ileride kâhin sayilacak Dad Joiner'e saygt ifa-
desi olarakJoinerville adi verildi. Su olaym bir parçasiolabilmek için yöreye binlerce insan hü-
cum etti. Havada sankigerçekten dini bir olaym beklentisi gibi bir çeylervardi. Vaat edilmig bir
mucizeningerçekleymesi gibi bir duygu tüm yöreyi sarmigt1.Oradaki insanlar mutlaka bir geyin
olacagmdan emindi ve o olgu meydana geldigindeorada bulunmak, olayigörmek istiyordu. Ül-
kede depresyonun egemen oldugu o ilk günlerde normalde on alti, on yedi sente satilan ham-
burger Joinerville'de beheri çeyrek dolardan satihr olmugtu. Bu, ileride olacaklann küçük bir
göstergesiydi.
Bu olaydán bir ay sonra, 1930 ylh Ekimi'nin3'ünde gece saat sekizde,kuyudan birdenbire
büyük bir gürültü duyuldu. Kazi iginden sorumlu olan iççi orada toplanmigkalabaliga telagla
haykirmaya baglamigti: "Ategi söndürün! Sigaralarimzi sõndürün! Çabuk olun!" Sanki toprak tit-
riyordu. Birdenbire iskele üzerinden bir su ve petrol Sütunu yükseldi. Haz1r bulunanlar çilgma
dönmügtü. Hepsi birden gökyüzüne baklyor, petrol figkinp üzerlerine siçradikça yüksek sesle
haykmp sevinç gösterisi yaplyorlardi.Gerçekten bir mucize olmugtu. Demek ki DadJoiner gele-
cegi okuyan bir kâhindi. Kazida çaligmigolanlardan biri bu arada o denli çopkuyakapildi ki, ce-
bindeki tabancasmi çikanp gökyüzündekipetrol harikasina ateg etmeye bagladi. Neyse ki olay
ü,ç adamin bu kipinin üzerine atihp tabanasmi almaslyla kapanmig oldu. Eger anda tek bir kt-
o
vilcimbile siçramigolsayd1,uçar nitelikteki petrol gazi kuyuyu havaya uçuracak, etraftakim var-
sa hepsininölümüne neden olacaktil

Kara Dev
Ertesi sabah ç1kanHenderson Daily News manget olarak Joiner'in "Petrol Patlamast"ni konu
allyordu.Endüstri liderlerinin olaya gösterdikleri ilk tepkiyse, güphecilik ve güvensizlikti. Ancak
aradanüç ay geçip bõlgede iki kuyunun daha petrol figkirtmastylabu duygu yerini hayret Ye cog-
kuya birakti. Sonraki günlerde Dogu Texas rezervuannm kirk beg mil uzunlukta, beg-on míl ge-
niçlikte, 140.000 hektar yer kapsayan bir arazi oldugu kanttlandi. Su petrol yatagma Kara Dev
adi verildi. O güne kadar Amerika'da bununla kiyaslanabilecek hiçbir keyifyapilmamigti. Ileriki
günlerde yaganan daha bagka patlamalarla, öteki yataklarm tümü Kara Dev'in görkemi kargism-
da, bir oyunun giysiliprovasma çikm1çaktörler. gibi kaliyordu. Bunlara Pennsylvania, Spindle-
top, Lushing, Büyük Seminole ve OklahomaCity ve CaliforniaSignal'de, ne kadar yatak varsa
hepsi dahildir. 1931'in baglarinda ülkede Büyük Depresyon'un pençesine dügmüç hüzünlü kipi-
ler kivranip dururken Dogu Texas halki sevinçten coquyor, ç11gmcabir yagam sürüyorlard1. Her
yandan akm eden insanlar çadirdanolugan kentlerive kulübelerin sardigt kasabalari daha da ka-
labahklagtinyordu. Saglamdeger yargilarma bagli, kanaatkâr olmaya ahgik bu prensip sahibiböl-
ge, artik her türlü kötülüge açik bir alay gecekondubeldesine yuva olmuy giblydi.Dad Joiner'ín
Daisy Bradford 4 no'lu kuyusunun petrol patlamasmdanüç ay sonra, 1931 Nisan ayi sonlarmda
bölgede üretilen petrol günde 340.000 varile ulagmigtive her saat bagi yeni bir kuyudan petrol
I
flykinyordu.
Bu denli çabuk, kapsamh yeni bir arz kargismda kaçimlmaz sonuç kendini gösterdi ve fi-

239
yatlar önce yava; sonra da daha büyük bir hizla dügmeye bagladl. 1926'daTexas'tapetrol flyati
1,85 dolara çikmigken, 1930'da varili ortalama bir dolardan satilmayabaglayacak ve 1931 Ma-
y1sisonuna kadar da varili on beisente hatta bazen alti sente kadar dügecekti. Hatta büyük
üzüntüyle bazi yerlerdeiki sente kadar dügtügü gözlenmigtLBuna kargin yine de kazi faaliyeti-
Dogu Texas üretimi
ne ara verilmeden devam ediliyordu.1931 Hazirani'nagelindigindeartik
günde beçyüy bin varili bulacakti.
"çaydanhk"

Çabukve kolay yoldan kâr saglamakisteyenler bölgeye kogarak-düzinelerle


adt verilen küçük hacimli "Dogu Benzini"üreten mini rafineriler kurdular.Bu arada bir yandan
da "Dogu Benzini"indirimli fiyatlasatan mini istasyonlar türemi§ti.Bu kadar çok donanimla
.
herkesin para elde etme savaginakatilmasi, "Dogu Benzini" satan istasyonlarm mügterilere bazi
kolayhklar saglamasinormal olarak beklenen bir sonuçtu. Sözgelimi,bu istasyonlar, her satigta,
mügteriye prim olarakya bir küfe domates veriyorveya bedava bir tavuk ziyafeti çekiyordu.
Ne yazik ki DadJoiner bir türlü bu cogkuya kattlamlyordu. Daisy BradfordNo 3 kuyusu-
nun keyfi ve onu izleyen Kara Dev kuyusu hiç kugku yok baçansimn göstergeleriydi; ancak gunu
"hisse,

da anhyorduki bu iëteki girigiminde biraz fazlaca bol keseden davranmigtL Sattigt senetle-
sayismdançok fazlaydi.Bazi yöreler üst üste birkaç kez ayn ayn kipilere sa-
"hisse"
ri" var olan
tilmigti,hatta bir seferindeayniyerin üst üste on bir kez satilmlyoldugu görülmügtü. Dad Joiner
hukuken gayet kritik bir konuma dügmügtü ve kendi de bunun bilincindeydi.
Günün birinde yörede yaymlanan bír gazete Dogu Texas'myeniden dogmasma neden
olan bu adamin imdadma kogacak, onu savunacakti. Dogu Texas kâhini diye söz ettigi Joiner
için köpe yazan gu sözleriyaziyordu: ¶oiner 'Kutsal Topraklara'götürülenikinci bir Musa mi ol-
mahdtr?Musa peygambergibi buraya kadar getirilip ve ball' görmesine izin verilen ve-son-
'süt

da
ra sarayyavrusu ofislerinde oturup ayaklanm dinlendiren züppe avukatlarcaburaya girmek-
ten men mi edilecektir?Unutulmamalldir k i adi geçen gik avukatlar böyle sefa sürerken bizim
yagli'Baba' çamurlariçinde, pislikve batakhk dolu çukurlarda,çabaltyor,çoktan antika olmug
giysileriüzerine ter yerine kan dambyordu." Durum Joineriçin iyi gitmiyor gibiydi. Gerçek guy-
"hektar"

du ki, sahibi oldugunu söyledigibeg bin hektar topraktansadece iki bin toprakhuku-
ken onundu.
Ancak Joiner bir kurtulug bulmugtu ve bu kurtuluy hasir papka giyip kravat takan iri yapill
birinden gellyordu. Haroldson Lafayette Hunt adinda, joiner'in her zaman "Boy" (Çocuk) diye
çagirdigi, ancak genellikle H.L. diye sözü edilen bu kigi aslmdapamuk yetigtiren bir çiftçioldu-
gu halde bu igte baçan
saglayamamigtL Ancak, birbiriyle iligkíli bir ayn dalda üstün yetenekliydi
ve icraatiyla bunu kamtlamigt1.Eu iki alamn birincisi kumar, ikincisi ise. Rockefeller ve Deter-
ding gibi, karmagik matematik problemlerini çabuk ve dogru olarak zihinden çözebilmeyetene-
glydi.On yll kadar evvel Arkansas'm petrol patlamast yapmig El Dorado kentinde bir kumar sa-
lonu açmig, ancak Ku Klux Klan adli irkç1 örgütün salonu yakma tehdidi kargismda, kapamlytl.
Daha sonra petrolcülüge geçmig ve hem Arkansashem de Louisiana'da baçanh olmugtu. O stra-
lar, pratikolsundiye iki eg'le evliydi ve her ikisinden de ayn ayn çocuklanvardi. Joiner'inkuyu-
su henüz patlamayapmadan bunun haberinialmig, çevreyi ve Joiner'itammak,geligmeleriizle-
mek için bölgede boy göstermigti.
11kkeyfinden sonra, henüz petrol yatagimn gerçek büyüklügünü gösteren Oteki kuyular
kegfedilmeden önce Joiner üzüntü dolu bir devre yagamaktaydi. Sanki üzerine yükselmekte
olan bir firtma geliyordu. Igte "Boy" tam bu açamadakendini göstermekistedi. O günlerde tek-
rar El Dorado'da, erkek giysisisatan bir magazadaçaligmaktaolduguiçin önce yöreyegitmeden
Joiner'lebir randevu ayarladi. Baker Oteli, 1553 no'lu salonda yapilan ve hiç bitmeyecekmig gi-
bi uzayan uzlagma görügmelerinden sonra Joiner'i anlagmaya ikna etti. Daha önteden Hunt, Jo-
iner'in bilgisi digmda, Deep Rock kuyusundaki geligmelerhakkmda gizliceraporlar almaktaydi.
Joiner'in kuyusundan yaklagik bir mil uzakhktaki bu kuyu, anlagildigma göre oldukça ümit veri-

240
ciydi ve görügmeler strasmda çok yakinda ikinci büyük bir patlamanm gelecegini anlamigti. Jo-
iner kuyusunun bir rastlanti olmadigim, yatagm çok büyük bir yatak olabilecegini kestiriyordu.
Hunt bu bilgileri Joiner'densakladi, tam tersine her hrsatta,Deep Rock kuyusunun kuru bir ku-
yu olabilecegini yineledi. HiÇkesilmeden otuz alti saat devam eden 1533 no'daki tartigmalarm
bitiminde Dad Joiner kaderine boyun egdi. 27 Kasim1930 yllmm Sükran Günü'nde, gece yan-
slyla sabah saat 2 sularmda, tüm haklarm1 Boy'a devreden anlagmaya imzastru atti. Bu anlagma-
y1kutlamak için Hunt hazir bulunanlara bir tabak kraker ve peynirikram edecekti.
Hunt ilk i; olarakJoiner'eyöneliksuçlamalari çürütmeyeyöneldi ve davalarm çogunu.dü-
ürerek kisa sürede Dogu Texas'in
en büyük bagimsiz petrolcüsü oldu. Joiner'leyapttgtanlay-
ma ona, kendi deyimiyle üstünde uçma" gücü vermigti.lyinedevam ederken bir
"kanatlan

ta-
.
raftan da muazzam bir servet ediniyordu. Sonrakiyillarda sag kanat yanlisi olarak ün kazana-
cak, ayrica
"saglikh
besin" konusuna egilecek, müzmin bir beyaz un ve beyaz geker dügmani
kesilecekti.
Anlagma geregince Hunt, Dad Joiner'etoplam 1,33 milyondolar ödedi. Bunun 30.000 do-
lari pegin,geri kalani üretim almdiktan sonra ödenmigtir. Ileridebir gün Joiner, Hunt'un Deep
Rock hakkinda gizliön bilgi saglamly olan bagkaziclya 20.000 dolar ödedigini ögreniyor, ölkeye
kapilarak Hunt'i dolandmelbk suçundan mahkemeye verlyordu. Ancak Hunt Israrla bu "ihtlyar"

adama hile yapmadigmi vurgulayacak, "Biz onunla ticaret yaptik" diyecekti. Durumu bir kere
daha gäzden geçiren Joiner ise iddiasim geri çekip mahkemeden vazgeçecekti. Artik Hunt'tan
aldigi parayl yeni yataklar aramak, Dogu Texas'ta ikinci bir Kara Dev bulmak ve bir de "sekrete-

ri" ile ve daha bagka kadmlarla romantik saatler geçirmek için harctyordu. Öldügünde Joiner
seksen alti yagmdaydi ve hâlâ petrol aramaktaydi. Bu arama öldügü güne dek devam etmigtir.
Ölümünden sonra net mal varkglmn sadece bir arabayla evden ibaret oldugu anlagilmigttr.

Petrol Yataginda Anargi


Dogu Texas'taki ham petrol patlamasi kisa zamanda tüm ülkede fiyatlari dügürmügtü. Fiyat çö-
.

kügünün devam etmesi tüm üreticileri, en büyükler de içinde olmak üzere sanki mahvetmigti.
Ancak tüm ümitler henüz kaybolmamigty ortada bir beklenti vard1. Öncekibüyük keyiflerde ol-
dugu glbi, hizh üretim yüzünden yeralti basmcimn er
geç dügmesi bunun da verimi azaltmasi,
böylece flyatlann yeniden
"normale"
dönmesi bekleniyordu. Ancak unutmamak gerekirki, hag-
metliyapislyla Dogu Texas, bütünüyle kendine Ozgükogullar1olan bir yerdi. Bu yerde üretimin
ne zaman dügmeye baglayacaginikim bilebilirdi? Yeo gün geldiginde de kim hâlâ bu igte olacak-
ti? Ashnda Dogu Texas'ta -ve ba ka yerlerde- yaçanan bu
"yangmalt

üretim" kogugturmasi tüm


petrol endüstrisi için daha çok bir
"yangmah
intihar" demekti.
Artik üretimin kontrolü ve flyat istikranmn saglanmasiiçin mutlaka bir sistem kurmak zo-

· runlu olmugtu. Bu, Dogu Texas yataginm yerel üreticilerden ve toprak sahiplerinden, aynca
ucuz ham petrolden hoglanan küçük rafinericilerden gelen onca muhalefete kargin, nadasa çe-
kilmesi demekti. Durum son derece karmagikti ve topraksahiplerininbu topraga sadece kisim-
.
lar halinde sahip olugu ve üretimin büyük bagimsizlardan gelmesidurumu daha da karmagik ya-
plyordu. Büyük üreticilerin ige yavag girigmeleri yüzünden küçük üreticiler Dogu Texas yatagt-
nm epeyce bir kismimn ya sabibiydiler ya da kontrolünü ellerinde tutuyorlardive en çabuk üre-
tim yapacaklar da bir olasihkla bu kipilerdi. Bagimsiziar açismdan hareket serbestilerine yapila-
cak en küçük bir k1sitlama,nefret ettiklert büyük girketlere kar i sahip olduklan losmi avantaja
indirílmig
"öldürücü
bir tehdit" anlammdaydi.
Büyük üreticilerle bagimsizlar arasindakiçekigmede,ilgisiz gibi görünse de, kumanda
1891 yllinda Vali Jim Hogg tarafindan hallan kontrolünü saglamak için kurulmug Texas Demir-
yolu Kurumu'nunelindeydi. Ancak 1930'larda komite siyasi konularin pazarbk edildigibir mer-

241
keze dönügmügtü. Teknik açidan eksik ve o günlerde otoritesi ciddi gekildekisitlanmig olmasma
karym yine de petrole aglfilglm koymuy bir kurum olarak görülüyordu. Bu kurumun Oklaho-
ma'daki kargit1Ticaret Kurumu 1915 yllmdan beri, petrol üretimini pazar ihtiyacma göre dü-
zenlemekle görevlendirilmig bu konuda kendisine güç ve yetkiverilmigbir kurumdu. .Texas
ve
Demiryollari Kurumu'na ise aym güç ve yetki verilmemigti. Texas Kurumu'nun görevi petrol
israft" önleyecek gekilde düzenlemekti. Ancak bagimsizlarm baski altina alm-
"fiziki
üretimini
Kurumu'nun üretim toplammiapaglya çekemeye-
masim kesinlikle yasaklamigti, Bu ise Ticaret
cegi demekti. Diger bir anlatimla verim toplamim, talebikargilamaya yeter düzeye indirmek ge-
rekçesiyle, insanlann üretimi azaltmaya yetkili olmadigt anlamina geliyordu.
Demiryolu Kurumu'nun yapmak istedigi ise tam anlam1yla buydu. Ancak bunu yapabil-
mek için asil nedenini gizlemesi, sanki fiziki israfi koruyormuy gibi görünmesi gerekiyordu. Ku-
rum flag üretimin potansiyel petrol verimini bir daha geri gelmemeküzere durduracagt
iddias1y-
la yola çikti. Daha açik bir anlatimla punu söylüyordu: Eger flyatlar agin derecede düsük olursa,
.
günde sadece birkaç varil petrol veren yüzlerce kuyu ekonomik üretim yapamayacakti ve bu-
israf" sayihrdi. Ancak federal mahkeme-
"fiziki

nun için kapanmalan gerekecekti. Su ise tam bir


ler kurumun üretimi kesme faaliyetini tekrar tekrar denetlemekte direndi. Hatta bir sefërinde
mahkemenin hakaretine bile maruz kalmigti. Tüm çabalan Dogu Texas'tan kaynaklanan dur-
mak bilmez üretimle baltalamyordu.
Fiyatlarm üretim masraflanndan bile çok daha alt düzeye inmesi ve görünüstehiçbir çare
de olmamast tüm Amerikan petrol endüstrisini korkutmug, morallerini bozmuytu. Su durumu
1931 baharmin son günlerinde Amerika'ya gelen Londra Shell Sirketi Müdürü Frederick God-
ber de bütün açikhglylagözlemigti. G odber'in Amerika'ya gönderilig nedenlerinden biri Shell'in
Amerika'da uygulamak istedigi ekonomi ve indirim politikasom Avrupa'daki merkezlerinin iste-
digi dogrultuda uygulamp uygulanmadigini denetlemekti. Godber denetlemesini bitirdikten
sonra düzenledigi raporda Ameríka'daki durumu göyledegerlendirmigti: Ofisler çok gösterigli,
irket arabalanysaçok fazla ve çok gösterigliydi. Bunlan söyledikten sonra büyük memnuniyetle
ekonomi saglandigmi"bildiriyordu.
"büyük

Deterding'e ve öteki yetkililere


Büyük Amerikan girketlerinin düzey yetkilileriyle yapttgt toplantilarda,daima kederli
üst
yüzlerle kargilagmig,bu durum dikkatini gekmigti. Raporunda Indiana Standard Sirketi Bagka-
ni'na pusözlerle deginlyordu: "Bagkan çok üzüntülü, sanki panige kapilmig görünüyordu. Sinirli
bir ruh halinde olduguçok açikça belliydi." Godber New JerseySirketi'nden Walter Teagle'la da
kargila§mig,onun için "New JerseySirketi bile bir bütün olarak ele almdlŠLnda, kesin bir politaka-
dan yoksun görünüyor. Teagle ise çok kötümser; oturup flyatlann indírilmesini beklemekten bag-
ka yapacak bir gey olmadigim dügünüyor. Aynca öteki girketlerin çogundan hiçbir igbirligi görme-
digine ve bunun, ancak girketler büyük kaylplara ugraymcaya kadar böyle sürecegine inanlyor"
demigti. Özet olarak Godber raporunda junlari söylemigti:"Petrol endüstrisinin sorunlanndan
çogu herkesçe bilinen nedenlerden kaynaklanmaktadir. Halkm birey olarak bunlar üzerinde ya
çok az kontrolü vardir veya hiç yoktur. Bu durum israft ve agiri sondall yasaklayan kanunlarin yü-
rürlüge konmasma izin veren yasalar çikmadikça önlenemez... Belkide bu yasalar çok daha ev-
vel yürürlüge konmahydi. Ne var ki halk, özellikle de Texas'ta tam aksi yönde partlandinlmly."
Bu ara, Texas'ta üretim yükselmeye devam ediyorve komqu eyalet Oklahoma'ya siçrama
egilimi gösteriyordu. 1931 ylh Agustos ayi baglannda federal yargiçlarm Oklahomayasalarmm
Anayasa'ya uygunlugunuinceledigi sitada, Vali "Yonca Bill" Murray eyalette olaganüstühal ve
sik1yönetim ilan etti ve askeri yönetimin ana petrol yataklarmm kontrolünü ele almasi komutunu
verdi. Halka, petrol flyati bir dolara yükselinceye kadar bu yataklan kapah tutacaginiduyurdu.
bir dolar" ç1gliklanbütün petrol bölgelerini sarmig gibiydi.
"varili
imdi artik
1931 Agustosu'na kadar hem Dogu Texas hem de petrol pazan tam bir anargi yagadilar.
Artik Dogu Texas'ta günlük üretim tüm Amerika'nm günlük talep toplaminmyaklagik yansi
r

242
olan bir milyon varili agmigti. Hammadde flyatlari ise varili on üç sente kadar dügmügtü.
Texas'ta kuyu baglannda ve Amerika'nm birçok yerinde petrol flyati inanilmayacak kadar düg-
müg, varill ortalama seksen sente gelen üretim masraflannin bite çok altmda kalmigti. Bu du-
rumdan, Texas'ta ve ülkenin bagka yerlerindeki üreticiler etkilenmig ve artik yok olma düzeyine
gelmiglerdi. Bir çare olarak Dogu Texas üreticileri fiyatlari yükseltir ümidiyle kuyularm gönüllü
olarak kapatilmasi çagrisim yapti; ne gariptirki tam bu çagnnm yapildigt günün ertesinde üretim
daha da yüksege firlamigti. Havada tam bir giddetkokusu vardi; kuyulann ve boru hatlarimn di-
-
namitle uçurulacagt söylentisi agizdan agiza yayilmaya bagladi. Texas ekonomisi ve belki de yasa
ve kurallar, tam bir iflasm epiginegelmigti.
.
Texas Valisiolan RossSterling, Humble Oil Sirketi'nin kurucusu ve eski bagkam olarak bir
süreden beri dügünüp duruma çare bulmak istiyordu. Ancakartik dügünmenin yeterli olmadig
.
ni, harekete geçmek zamam geldigini anlamigtl. llk hareket olarak Dogu Texas'a kargi savag ilan
etti, 17 Agustos 1931'de Dogu Texas'm
"isyan" "açik

ve bag kaldirma" durumunda oldugunu


duyurdu ve Dogu Texas üzerine birkaç bin Texas çiftçisindenolugan atli MilliMuhafiz kuvveti
gönderdi. Son yagmurlaryollan motosikletle geçmeyeolanak vermediginden, Milli Muhafizlar
buraya ata binerek gelmiglerdi. Kendilerine üs olarak daha sonra "Dagitim Tepesi" diye adland1,
nlacak olan bir tepeyiseçtiler ve atlart ile bütun bölgeyi dolagarak birkaç gün íçinde üretimi dur-
durdular Petrol yataklanndaki faaliyetin durmastyla tüm bölgeyi derin bir sessizlik kapladi. Hat-
ta petrol gazlanna ügügen böceklerle kendilerine her gün ziyafet çekmeye aligmig tavuklarbile
ylyeceklerini bagka yerlerde aramak zorunda kalmiglardt. Petrol üretiminin ek faallyetlerinde de
bir durgunluk gözleniyordu.Milli Muhafizlar'm generali fahigelerin pek ragbet ettigi bir glysi
olan
"plaj
piiamalannm" giyilmesiniyasaklamig, bu da bu bayanlann igini tam bir durgunluk
agamasma getirmigti.
Petrol kuyulannm kapatilmasi gerçekten ige yaramigti. Yataklardaki flyat, varil bagma en az
on üç sente çikti. Texas Demiryolu Kurumu devamli olarak emirler yaymlamaya devam edlyor
ve bu defa bu emirler devletin emniyet güçlerince uygulanlyordu. 1932 Nisan ayma gelindigin-
de flyatlar hemen hemen mucize sayilanbir düzeyde, doksan sekizsentten satilmaya baglanmig-
ti. 1932 ylli içinde Demiryolu Kurumu Dogu Texas için ayri ayn _on dokuz emir yayinlamigti.
Ancak butilarm hepsi sonradan hukuki makamlarca geÇersizsayilmigtirBuna kargin pazar kesin
tavrimdegigtirmedi ve flyatlar yükselmeye bagladt. Fiyatlarm bõyle istikrar göstermesi bagtmsiz-
lan ve politikacdan bu fiyatlara uymaya yöneltecek ve yurtd1gtnda fiyat indirimine gidilmesinin
ve flyatlarm egit uygulanmasinmyararma inandiracakt1. Kasim ayt içinde Vall Sterling, nihayet
Texas Kurumu'na
"ekonomik
israfla" bag etmesi için gerekliolan yetkiyi verdi. Bunu yapmak
için Once yetkililerle özel bir toplanti yapmasi ve parara egit flyat uygulamast yani "prorati-

oning" iÇinbir yasa çikartmasi gerekmigti. Yeni çikan yasa Dogu Texas rezervuanmn dinamik
güçlerince anlaylglakargilanmtêt1.Çünkü bu bölgede üretim o güne kadar bagka yerlerdeki üre-
timlerin aksine basmci gazdan degil, ahç1lmigmaksine sudan ahyordu. Üretiminçok acele, kar-
magik bir gekildeyapilmasi bu
"su
gücünü" zedeleyebilir ve tüm verimin zamanstz ve olgunlag-
madan elde edilmesi sonucunu verebilirdi. Yeni ç1kanlanyasa içte bu sonucu önlemigtir.
Yeni çikanlan yasayla
"prorationing"
iglemi ilk olarak Texas'ta uygulanmaya bagladt. An-
cak, Texas Demityolu Kurumu'na ürünün kontrolü için verilmig yeni yetkilere karym yine de ip-
ler lyi gitmiyordu. Nitekim 1933 ylli ilkbaharmda kogullar en az 1931 ylli yazinm kogullan ka-
dar, hatta ondan daha da kötüydü. Bunun sebebi kurumun Dogu Texas kotasim çok yüksek,
ye-
ni mühendislik bilgisinin
"maksimum
düzey" için önerdiginin iki kati kadar yüksek tutmuy ol-
.
masmdan ileri gelmigti. Bu yetmiyormuy gibibir taraftanda müsaade edilenin çok üstünde kota-
larda yasadigi olarak yüz binlerce varil dolusu petrol üretiliyordu. Agin miktardaki bu petrole ilk
defa Dogu Texas yataklannda amlan adlyla oil" (sicakpetrol) dendi. Bunun bir de öyküsü
"hot

vardir. Bir söylentiyegöre havanm serin oldugu bir gece, görevipetrolün izin verildigindençok

243
üretilip üretilmedigini denetlemek olan bir yedek er, bir petrol operatörünün limitten daha fazla
ürettiginden güphelenip adama sorular sormaya baglar.Ancak hava serinoldugundandenetleyi-
ci.er, tittemektedir.Bunu gözleyen dü ünceli operatörse denetimciye, güphelipetrol içeren bir
varili göstereksirtmi ona dayamasimönerir ve göyleder: "Íçindesizi tsitacak kadar sicakpetrol
var."
Bu varillerdeki petrol sadece denetimcileri degil, tüm petrol endüstrisini yakip, tutugtura-
geligmelere neden olacakti."Sicakpetrol" kaçakçihk yoluyla Texas'1n digma
"sicak"
cak kadar
"prorationing"

kaçtrillyor, smirdan agrihp bagka.eyaletlere sokuluyordu. Aym gey sisteminin uy-


gulamada oldugu Oklahoma'dada yapibyordu. Bu nedenlerle bir yandan üretim kotasom yük-
petrol" yüzünden, Dogu Texas'ta kontrol yeniden tam bir
"sicak

sek tutulugu, öbür yandan igi


kargaçaya dõndü ve kontrol olanagibir kez daha tümüyle kayboldu. Texas girketi evvelce ilan
yetmiçbeg sentten" olan fiyati, varili on sente kadar dügürmek zorunda kald1. Üre-
"varili
ettigi
"sicak

timin bu denll hacimli ve pazann da bu kadar karmagall olu u yüzünden bir gün geldi ki
petrol operatërleri" petrollerini satacak pazar bulamaz oldular. Variliiki sentten bile alici ç1kmaz
olmugtu. Bu anormal ak141hizaya sokmakiÇinbazi boru hatlan esrarengiz gekilde dinamitlen-
.
,

meye baglamigtl.
Durumdan morallbozulanlardan biri de Humble Sirketi'nin bagkarnWilliam Farish'dir. Fa-
"gok"

rish, Walter Teagle'a yazdigt bir mektupta, fiyatlarm bu denli dügük olmasinm getirdigi ve
belki de bagimsizlari harekete getirecegini,uzun vadede, çikarlarinm, üretimin kontrol
"acimn"

altma almmasmda oldugunu sonunda anlayacaklanm söylüyordu.Mektubun ileri satirlartnda


bir görügü daha ifade ediyor, belki de bti noktanm artik gelmigoldugunu, ige çekidüzen verme-
tirnagatakip"savagmakoldugunu yaziyordu. Petrol varili on sentten satil-
"digi

nin tek yolunun


mahydi ve bu limite de zaten ulagilmigti.Ancak petrol endüstrisi yine de dar bogazdaydi ve dt-
gardan yardima ihtiyaci vardL Eyalet hükümetterinden gelen yardim yetmiyordu. Daha bagka
bir kaynaktan, Washington'dan da acilen yardim gelmesi çartti. Bu arada, Texas üreticilerinden
bazilari, federal hükümete dilekçe verip, acil yardimin devami süresince Texas petrolünün fede-
ral hükümetçe denetlenmesi talebindebulundular. Su yapilmadigt takdirdegeridetek bir seçe-
nek kaldigim, bunun da sadece bagimsizlarm iflast demek·olmadigt, ayrica tüm petrol endüstri-
sinin bir.bütün halinde çökmesi anlamma gelecegini söylediler.
Íçtetam bu kritik agamada Washington'da idare el degigtiriyor,Baçkanhga Franklin D. Ro-
osevelt geliyordu ve "YeniPaylagim" (New Deal) yasasim çtkanyordu.Bu aktif, depresyonla mü-
.
cadele öngören, ekonomiye yeniden canhhk kazandirmaya yönelik, gerektiginde petrolcülügün
her alamna canla bagla müdahale etmesini gerektirenbir yasaydi. Petrol flyatlan agin derecede
dügüktü ve federal hükümetse Washington'da neler olup bittigtni fazlaslylamerak edlyordu, Fe-
deral hükümet petrolü bu durumdan kurtarmak için ne yapmak gerekiyorsayapmaya hazird1.

Reformcu
Roosevelt 4 Mart 1933 tarihinde Devlet Bagkanligi'na getirildi.Göreve geldiktensonra siyasi
aç1dan ylpranmaya çok açik ve hâlâ Teapot Dome Skandall'nm yankilarmi taglyanlçigleri Bakan-
"tiknaz,
ligi'na Harold L Ickes't atadl. Kabinenin ilk toplantismdabaska bir kabine üyesince sa-
nym bir beyefendi" olarak tanimlananIckes, Chicago'lubir avukatti ve yillar boyu ilerici Cum-
huriyetçi Parti'de ve ÍlericiParti'de lider olarak çallymigtL 1912 yllinda Theodore Roosevelt'in
seçim kampanyasmi yönetmig, 1932'de de Franklin Roosevelt'in Milli flericilerCemiyeti Batt
kolunun bagkanhgml yapmigtL Simdi de, Roosevelt'in Bagkanligagelmesindekikatkisimn ödülü
'

olarak gönlünde yatan Íçigleri Sakanhgi'm istlyordu. Amaca ulagmak için önce ilericilerin önde
gelenlerini kendi kampanyasinda çahytirdive sonunda da istegine kavuçup Íçigleri Bakanligi'nl
kazandi. lleride bir strasi geldigindeRoosevelt, Ickes'i bakan yapig nedeni olarak
"yüz
hatlarini"

244
begendigini söylemigtir.Roosevelt aynca ilerici kanattan batlh hava taglyan bir Cumhuriyetçiba-
kan istiyordu ve bu nitelikleri lckes'da bulmuytu. Onda begendigi öteki özellikler arasmda Ic-
kes'm liberalizme olan içten bagliligi, kuvvetli tutkulara sahip olugu,polemikteki igneleyici üs-
tünlügü, gerçek veya hayal mahsulü her tür güpheciligi,kurallann ihlalinde gösterdigiagtn du-
yarhlik, haklarmi koruma tutkusu, göreveolan derín bagliligt Ye çok güçlü bir ahlakanlaylg1gibi
niteliklerdi.
Ickes yoksul bir alle çevresindesert mizaçli,Kalvinmezhebine bagh bir anne tarafmdanye-
tigtirilmigti.Çocuklugunda pazar günleri digmda
ishk
çalmak hakkina bile sahip degildi. Ishk çal-
ma yasagt sadece pazar günleri,o da ancak annesine pazar günü bir papazmda islik çaldigimka-
mtladigi zaman kaldinlirdi. Ickes okulda olaganüstü baçanb bir ögrenciydi. Öyleki bir gün ögret-
.
meni Latince hocasi hastalandigmda onun yerine geçmig, dersi o vermigti. Lisede simf bagkam ol-
dugu siralar ileride bir sanat haline getirecegl bir dalda kendisini yetigtirmigti. Bu bazi yüksek
prensiplergerekçesiyle aniden istifa etme sanatlydl. istifaetmek ve sonrada istifasinm kabul edil-
memesiyle yeniden gäreve gelmek sanatt Lisede de.bagkanhktan istifa edíyor fakat istifasi simf
arkadaglarmca kabul edilmiyordu. Su tarihten on beg, yirmi yll kadar sonra Franklin Roosevelt
de ayni geyiyapacak, istifasim kabul etmeyecekti. Ickes, Roosevelt'e birkaç kez istifasmi sunmug,
her defasmda da ondan tek bir yanit almigti: "Size ihtiyaç var... istifamz kabul edilmemigtir."
Durmak bilmeyen
"reformcu
enerjiyle dolu" genç bir avukat olarak Ickes, Chicago'da bir-
çok kampanyaya katilmigtir.Dogamn tahribinekarç1, tekele kargl, sosyal adaletsizlige karg1 kam-
panyalarda boy göstermigtir. Aynca yurttaghk haklarmi savunma, kadmlarm sendikala masi ve
günde on saat mesaikampanyalan gibi sosyal faaliyetlerde de aktif rol oynamigti. Hatta bir defa-
smda halk taptmaciligtkampanyaslyla görevli Straphanger Cemiyeti'nin sekreterligini bile yap-
misti. Zamanla kendini etkili bir siyasi menajer olarak yetigtirmig,fakat her nedense tuttugu re-
formcular her seferindeyenilgiye ugramigti. Su nedenle kendinden söz ederken pakayollu buna
deglnir,
"daima
yenilecekleri seçen tedbirsizbir yetenek!" oldugunusöylerdi. Ancak 1932 sene-
sinde böyle olmadive durum degigti. Su defa, kampanya igin seçtigi kisi kazanmigti. Su kigi
FranklinRoosevelt'ti. lçiëleriBakam olduktansonra her zaman prensip ve görevinebagli kalmig
fakat bunun yanmda gücünü göstermeyi bagarmig ve gerekirse
"hayir" "güçlü
diyebilen devlet
adami" olmayi bilmigtir. lçigleriBakanligi'ndan bagka Petrol Ìdareciligive yeni kurulmuy önemli
bir bakanlik olan Baymdirhk
Bakanligl.Ídareciligi de ona verilmigtir.
Bu görevlere atandiktan sonra kendisini tüm gücüylebu üç igin son derece zor ve karma-
ayrmtilarma adadt. llerideyazdigi hatiralarmda o günlerden göylesöz eder:
"lçigleri
ik
Bakanli-
l'nin lekeli bir geçmigi vardi: Bunu hiçbir zaman hatirdan ç1karmadim. Her gün gelen tonlarca
belge, kontrat ve mektup gibievraktkendimi tüketircesine inceler, çahsen okumadigtm hiçbir
evraki imzalamaz, geriçevirirdim.Bunu bir gün aleyhime döner, yeni bir Teapot skandalma ne-
"pe'trole
den olur korkusuyla yaptim." Ickes'm tammlyla bulagm1; Albert B. Fall" sonunda
1931'de gerçi hapsi boylamigt1.Ancak buna karym her zaman için Ickes'm dügüncelerinde var
olmuytur. Ickes hatiralannda punlari yazmigti: "Zaman zaman, acaba Albert Fall'un hayaleti,
elinde küçük siyah bir çantaylapu insana hüzün veren köpelerden birinden aniden çikiverir mi
diye dügünürdüm." Teapot Dome olaymm hukuken de kanitlanmig olmas1 Ickes'da petrol en-
düstrisinin yakmda agtmp yok olacagl gibi bir korku yaratmig, aynca bu endüstriye kargi güven-
sizlik duymasma neden olmuytur. lçigleriBakanligi'na moral vermeye, sarsilmigolan itibanm ye-
niden kazandirmaya kesin kararliydi. O kadar ki yeni yöresel skandallann ve hilelerin bir kez da-
ha olugmamasmi teminat altma almak için kendine özgü bir de tahkikatünitesi kurmugtu. Bu
ünite standard operasyonteknigiolan
"wiretap"
yöntemini yani bagkalanna ait bilglyi telefon
veya telgrafyoluyla çalma tekniginikullanmigtir.
Ickes'm kendi ofisindeki durumu ise zamanla daha bagka bir nedenden bir hayli sarsmti
geçirmig,tehdide ugrami tir. Durum guydu:lckes uzuli ylllardan beri son derece mutsuz bir ev-

245
lilik yagamigtt. Bakan olduktan hemen sonra ise kendisinden çok daha genÇbir kadmla roman-
tik iligkiye girmigti. lçigleriBakatihgi'nda hem bu bayan için hem de bayanin
"niganlisi"
için ip
bulmug, ancak bayani Washington'da niganlisim ise, igine geldigi için, Midwest bölgesinde gö-
revlendirmigti. Çokgeçmedenbazi imzasiz mektuplar almaya bagladi. Mektuplarda olaym basi-
na açiklanacagt tehdidi savruluyordu. Daha sonra gerçekten bu olayin bir kism1basmda yayin-
lanmigtir. Bu durum kugkusuz Beyaz Saray'i da, en az1ndan bir dereceye kadar, bu ige bulagtir-
migti. Sonundaigi sorupturan ickes'm tahkikatkurulu mektubu yazan kipiyitespit edecekti - ve
bu kigi herkesin kolayca tahmin edebilecegi gibi, bayanin niganhslyd1.1934 yllma kadar devam
eden bu romantik serüven, aym yll son bulmugtur. Bunu izleyen sene lckes'm egibir otomobil
kazasmda ölecek, bundan üç yll sonra da Ickes, ikinci kez kendisinden kirk yag genç olan bir ba-
yanla evlenecekti. Bu bayan, Ickes'm bir süre önce intihar eden üvey oglunun kansmm kiz kar-
depiydi. Ickes evlenmeden önee Roosevelt'ten izin istemigtir. Bagkan aradaki yag farki üzerinde
durmamig, kendi anne ve babasi arasmda da böyle büyük bir yag farla oldugunu söylemigti.
Bakanhga getírildigi andan baglayarak petrol igiyle ilgili olarak birçok kipinin bombardima-
oldugunu ilk elden antamigt1. 1 Mart
"dikenlii'

nma ugramig, çok geçmedenbu igin ne derece


1933 tarihinde Roosevelt'e bir mektup yazip petrol endüstrisinin nasil bozdugunu"
"moralini

bildiriyordu. Büyükgirketlerle bagtmstzlar arasinda fiyat dügügü, agiri üretim ve israf konulann-
daki çekigmeyikabul ediyor, sözlerine qu görügleri ekliyordu: "Ancak gunu biliyoruz ki, Dogu
·
Texas yatagtnda petrol varili on sentten satilmaktadir. Yine biliyoruz ki, bu durum petrol dünya-
si ve ülke zararina sonuçlarlakargi kargiya gelecektir."
Bu ara petrolcüler ve petrol eyaletterinden seçilmigtemsilcilerseslerini yükselterek, Was-
hington'a kadar harekete geçmesiçagnsiyaplyordu. Bagtmsizlardan büylik bir kesim dahi, Ame-
"lçigleri

rikan Bagimstzlar Petrol Dernegl Bagkani olan bagkanlarmin kelimeleriyle Bakam'na


smirsiz yetki verilmesini öngören kanunu" destekliyorlardt. Ancak harekete geçme konusunda
çogunluk ittifak halinde oldugu halde ne yapmakgerektiginekarar veremiyorlardi.
5 Mayis 1933'te, kabine toplantismagittigistrada eline bir telgraftutugturuluyorve bu
telgraftaDogu Texas'ta fiyatlarin dört sente kadar dügtügü bildiriliyordu. Aym günün akgami bir
telgrafdaha aldi. Texas Valisi'nden gelen bu telgrafta eyaletçe kontrol edilemeyecek
"durumun

"petrol
kadar ç\girdan çiktigi" bildiriliyordu. Bundan üç gün sonra Ickes bir uyanda bulunuyor,
iginin tamamen bitmek üzere oldugunu" söyleyerek "hiÇbir gey yapmamakta devam edilecek
olursa bu endüstrinin tamamen çökecegini, b unun da ülkenin petrol rezervleri aç1sindan muaz-
zam bir kaylp olacagim" haber veriyordu. Aynca kendisinin ve Yeni Petrol Yasasi'nin ige derhal
müdahale edip bir yeyler yapmaya istekli ve haz1r olduklarim da ilave edlyordu.
Petrol endüstrisindeki krize çare bulma giri§imi önceleri Milli Endüstriyel Onarim Yasa-
si'nm (National Industrial Recovery Act) ve bu yasamn getirdigiMilli Onanm Idaresi'nin (Nati-
onal Recovery Administration) himayelerinde bagladt. Igçiile hükümet arasmda igbirligi öngören
bu sistem iktisadi toparlanmay1harekete geçirmeyi, rekabeti alt düzeye çekmeyi,iççinin konu-
munu güçlendirmeyive bunu yaparken de antitröst yasalan biraz da olsa cilalay1p ön plana çi-
karmayi hedefliyordu.
Eu sistemde petrol öteki endüstrilerin aksine NRA'nm degl, Harold Ickes'a tam destek ve-
ren Ìçigleri Bakanhgi'mn kontrolünde olacakti.
Ida Tarbell ve Theodora Roosevelt'in gelenek halinde sürdürdükleri antitröst hareketin et-
kisiyle Ickes kampanyalannin çogunu kargi" girigimleredayamigt1. O güne kadar
"çikarciliga

hiçbir zaman iq hayatimn savunucusu veya sempatizani olmayan bu adam gimdi bir zamanlar o
denli magrurolan igadamlannm Büyük Depresyon'lanasil balyoz yemig glbisarsildiklanm, fede-
ral hükümetten yardim beklediklerini görüyor,bu da ona adeta vahgi bir zevk veriyor, eglendiri-
yordu. Bir gün BirlegikDevletler Ticaret Odas1'ndaki bir yemege katildiktan sonra bu konudaki
"1;

dügüncelerini pu sözlerle anlatmigtir: dünyasmm bu büyük ve yüce simalarmdan ne kadar

246
çok igadami dizleri ve elleri üzerine kapanmig Washington'dan medet umuyor, kendi adlarma i§-
leri idare etmesi için hükümete yalvanyorlar" demisti.
Politik deneyimleri ve mizaci yüzünden Ickes yagami boyunca petrolcülüge sempatik bak-
mamigttr. Ama yine de petrol endüstrisinin imdadma kogan, içinde bulundugu zor durumdan
kurtaran ve nihayet geleceginigarantlyealan ickes olmuçtur: "Petrole mutlak olarak ve tümüy-
le bagimh oldugumuz kugku gõtürmez bir gerçektir.Tagdevrinden bronz devrine, bronz devrin-
den demir devrine, demir devrinden endüstriyel devre geçtik ve gimdide petrol devrine geçmig
bulunuyoruz. Petrol olmamig olsaydi, bildigimiz bugünkü gekliyle Amerikan uygarhgl var ola-
mazdi" demigtir.

Hükümet Harekete Geçiyor


Ickes çaligmayaflyat faktörünü ele alarak bagladi. Kamsma göre, diger mallann fiyatlan gibi pet-
rol fiyatt da, agin derecede dügüktü. Ekonomiye yeniden satm alma gücü kazandirmakíçin tüm
bu hammadde flyatlannm yükseltilmesi gerekiyordu.Artik petrolcüler,diger hammadde üretici-
leri gibi mamullerinimallyettendaha dügük flyata satmaya devam etmemeliydi. Petrol, varili on
sentten satilmaya devam ettikçe, depresyonun son bulmasi olanaksizdt. Fiyatlann yükselebilme-
si için üretimin kontrol altma almmasi gerekiyordu. Üretiminkontrol altina alinmasi için ickes
kurnazliga sahip"olarak nitelendirdigi üreticilere
"geytani

petrolcü" denen ve kendisinin


"sicak

"sicak

kargi amansiz bir kampanya açti. Birbirinden farkh binierce degigikyataktan kaynaklanan
petrol" sizintilan, agin üretimi olugturuyordu 1933 yllmdaki tahminlere göre günde yanm
-

petrol" gizliceyabani
"sicak
milyon varili bulacak kadar agtn bir üretim. Kaçak olarak üretilen
otlarla kamufle edilmig tanklardasakl1boru hatlarindan digan verilir, yasadigiyapilmigboru hat-
ti ve kamyonlar gebekesiaraciligiyla sevk edilir, gece olunca da eyalet simnndan aginhp öteki
eyaletlere kaçinhrdl. Yasadig1bu yollarm her birinde, rügvet ve para gücüyleengeller agilabiliyor-
du. Iglerinbu gekildeyürütülmesi zamanla büyük ve kârb yeni bir igin türemesine de neden ol-
mugtur. Ashnda her fiyat sabitleptirme olay1petrolcüleri daha çok sicakpetrol üretmeye tegvik
edlyor, bu pazarlan petrol seline bogdugu için fiyatlan daha da dügürüyordu.
"Prorationing" igleminde en büyük olumsuzlukkaçak petrolden.geliyor bu da her flyat sa-
bitleptirme çabasmi etkisiz lollyordu. "Prorationing" iglemini durdurmamn tek yolunun sisteme
canla bagla çahgip düzen getirmek, polisiye kuvvete bagvurmak ve bu büyük sizmttyi tikamak
olduguna karar verildi. Ancak, bu sadece Texas, Oklahoma ve diger eyaletlerin katilimlyla çözü-
rolünü mutlaka federal hükümetin omuzlamasi gereki,
"polis"
lecek bir sorun degildi. Burada
yordu. Ancak, hangi gerekçeyle? Bu sorun federal hükümetin eyaletlerarasi ticaretidüzenlemek
amaci ile polis gücünü kullanabilme yetkisi ile çözüldü. Sonunda 1933'te çarçabuk kanunlagan
bir mevzuatla Devlet Bagkam'na devletin izin verdigi miktardan daha fazla petrol" üret-
"sicak

meyi yasaklama ve bu petrolün eyaletlerarasi ticaretesokulinasim men etme yetkisi verildi. Pet-
rol endüstrisininiçinde bulundugu kötü kogullardan bizzat Roosevelt de üzüntü duymuçtu. So-
nunda 14 Temmuz 1933'te imzasmi taglyanbir Yürütme Emri yaymladt. Adi geçen, yürütme
emrinden Ickes hatiralannda çõyle söz eder: "Yürütme Emri eyalet yasasim ihlal yoluyla elde
edilmig herhangi bir petrol veya petrol mamulünün bir eyaletten bagka bir eyalete taginmasmi
veya yabanci ticarete sunulmasmi durdurmaya yöneliktir. Yürütme Emri bana genigyetkiler ve-
riyor Ye sadece emirleriyayinlama yetkisi degll, bunlan uygulatma yetkisi de tamyor."
Yürütme Emri'ni ele geçiren lckes vakit geçirmeden Dogu Texas petrol bölgesine federal
denetimciler gönderdi.Buntarm görevi rafineri kayitlanm incelemek, petrol sayaçlarmi deney-
den geçirmek, tanklaridenetlemek, hatta o güne kadar yeminle beyan edilmig kay1tlann dogru-
lugunu ölçerek denetlemek için boru hatti kazmak gibi görevlerdi. Ickes bu konuda çok sert
petrolcüler" denen kipilerin tutuklanip adelete teslimine kadar israrl1
"sicak
davranmig hatta

247
davranmigttr. Sab1rsizlik gösteren bír parlamento üyesine, "Ben bu konuda yerle gögü yerinden
oynattim" dedigi söylenir. Federal hükümet denetimcileri çabalansonunda
"sicak
petrol" satigi-
m yasaklamayibagard11ar.Bu arada Texas Eyaleti bir polisbile görevlendiremeyecek kadar iflas
etmigti.
MilliEndüstriyel Onanm Yasasi(National Industrial RecoveryAct] gereginceçikanlan Pet-
rol Yasast(Oil Code) Ickes'a her eyalet için ayhk kota saptamayetkisi glbi olaganüstügüçlerver-
migtir. Birkaç yll öncesine kadar, bu'tür bir hükümet müdahalesi dünyanm her yerinde, petrol-
cüler arasmda bir isyan hareketinin ilk kivilcimmi yakabildigi halde, gimdiartik endüstrininpek
çok kesimince memnunlukla kargilanip bir kurtarici olarak kabul görüyordu. Simdibu igin ba-
mda Ickes vardi ve üstlendigi igiparlak bir baçanyla yürütüyordu. 2 Eylül1933'te, ülkenin pet-
rol üretimini günde üç yüz bin varile indirmek amac1yla,ülkede
ne kadar petrol üreten eyalet
varsa, her birinin'valisine ayr1ayn telgrafçekerek, her eyaletin üretim kotastm bildirdi. Su ger-
çekten tarihi sayllabilecek bir davramy, endüstrinin igleyiginde gerçeklegen çok temel bir politika
dönügümüydü. Artik flay üretim günleri geride kalm14tl. "Prorationing" uygulamas1ylakapkaç
gelenegide, agin üretim yüzünden yok olup bitme tehlikesigeçirdigi bu kritik dönemde -Orta-
çag Ingiltere'sinde geyik ve av hayvanlan için geçerli olan gelenek- artik bu ülkede geçerli ola-
mazdi ve halk da bunun bilincindeydi.
Fiyatlarmrestorasyon ve istikran bagka bir yolla, bizzat hükümetin tespitiylede saglanabi-
lirdi. Fiyat dügügünden fazlaca ziyan görmüg olanlardan çogu flyatlann federal hükümetçe sap-
tanmastyaklagtmim kuvvetle desteklemekteydi. Bunlardan, Standardof CaliforniaSirketi'nden
bir temsilci1933 yllmda gunlartsöylüyordu; "Eger bizim fiyatlanmizi saptamarsimz, bugünden
baglaylp kiyamet gününe kadar yasa yapmakta devam eder Ye yine de hiçbir yere ulaçamazsi-
niz." Bu desteklemelere karçm kararlara muhalefet gösterenlerde vardi. Muhalefette olanlar,
hükümet flyatlan saptamaya baglarsa petrol endüstrisine bir kamu tesisiymiggözüyle bakip bu
defa kârlan da saptamasmdankorkuyorlard1. Su konuda Ickes kipisel olarak lçe el atip bir süre
için petrol flyatlarmi kendisi saptamakistediyse de muhalefetlekargilagt1.Asimda gerçekten de
fiyat tespiti agin üretime kargi olan hevesi yeniden körükleyebilir Ye agin üretimi yeniden can-
landirabilirdi. Fiyattespitininüretimin kisitlanmasi ile kargilagtinldigmda, ondan daha zor, daha
karmagik vé hiç kugkusuz çok daha çekigmeye açik eldugu meydandaydi. Tercih edilmesigere-
ken metot, bu gerçeklerdenötürü, hiç kugkusuz
"üretimin
k1sitlanmast" metoduydu. Bu göre-
Vin dogrudan Washington'a
verilmesinegayret edildiyse de, bu mümkün olmadi ve ig, eyalet
düzeyinde tutuldu. Böylelikledaha az karmaga yaratacagi, cari üretim dünyasma daha yakm ola-
cagi ve gözlerden daha irak kalacagl dügünülmügtü.
1934 ylli sonlarma dogru federal hükümet -- eyalet ortakhgmm olugturduguyenisistembir
hayli ragbet kazanmig durumdaydt. Hatta Roosevelt'in koruyucularmdan biri aralik aymdaBay-
kan'a pu sözü söylemigti: "Dogu Texas'ta sicak petrol konusunda bir hayli bagarili oldugumuz
anlaçiltyor." Fakat ne yazik ki, bu sözlerin söylendigi ayin hemen ertesinde, Ocak 1935'te Yük-
sek Mahkeme yeni sisteme öldürücü bir darbe indiriyor, Endüstriyel Onanm Yasas1'mnkaçak
petrolü yasaklayan maddesini geriçevirerek,yepyeni bir krize yol açiyordu.Bu ise, kaçak petro-
le kontrol konulmadikça tüm petrol endüstrisinin yikilmaya mahkûm olmasi demekti. Bunun
önlenmesi ve izin verilenden agin miktarda petrol üretiminin eyaletleraras1 ticarettenyasaklan-
masi íçin alelacele yeni bir yasa taslagihaz1rlandi ve kanun haline getirildi. Bu yasaya,kanunu
gerçekleptiren kipinin, Texas Senatörü Tom Connally'ninadlyla ConnallyKaçak Petrol Yasast
dendi. Daha sonraki yillarda, bu kez 1935'te, Yüksek Mahkeme bir kez daha, bir öncekinden
bile agir ikinci bir darbe indiriyor, Milli Endüstriyel Onanm Yasasi'nin çogu kismim Anayasa'ya
aykm ilan ediyordu. Bu son durumun petrollebir iligkisi yoktu, daha çok NRA Yasasi'm ihlalen
New York'ta gerçekleptirilmig
"hasta

tavuk saticiligi" çetesine kargi girigilmigbir öntem olmakla


beraber ister istemez petrol konusunu da íçine ahyordu. Buna ragmen NRA'nin iptali, diger bir-

248
I
takim faktörlerin de ige karigmasiyla Ickes'dan sahip oldugu yetkilerin bazilanm geri alacakti.
Eyaletler için zorunlu kota tespitiyetkisi de geri alman yetkilerden biriydi.
Yine de, bir veya iki sene öncesine kiyasla, geri alman bu yetkilerin dogurdugu sonuçlaro
denli yikici olmamigtir. Çünkü,aradan geçen bu süre içinde petrol endüstrisinin regülasyonu
için gerekençerçeve çizilmig ve yerine oturtulmuytu. Aynca bir de anlagmayavanimigtl. Bu
çer-
çeve ve anlagma NRA'nm hükümsüz sayllmasma kargin varliklanm sürdürmügtür. Yeni sistem
federal hükümet-eyalet içbirligini sürdürmeye devam etmigtir. Yenihallyle, Connally Kaçak Pet-
rol Yasasiaginpetrolün alt düzeyde tutulmasiiçin yeterli say1dapolis gücünü öngörüyordu. Bu-
na ek olarak, federal hükümet, öncelikle de "Bureau of Mines", yani Maden Bürosu her ileri
agama için periyodik talep tahmin raporlan hazirhyordu. Öncebu taleptahmin raporu haz1tlam-
'

yor; sonra da, bunlara göre, her eyalete bu talebin bir hissesi
"tahsis"

ediliyordu.Resmi olma-
yan, ancak gönüllübir
"kota"
sayllabilecek bir sistemleher eyalat,talebineuygun bir hisse alabi-
liyordu. NRA'mn son bulmas1yla eyaletlerden bu düzeyi kabul etme zorunlugu kaldinldi. Eu
arada, bagimsizhglm ilan edercesine o güne kadar profesyonel duruma gelip teknik yetenek de
kazanmig olan Texas Demiryolu Kurumu, zaman zaman kendine aynlmig olan "kotayl"

yavag-
tan da olsa aglyordu.Yine de genel anlamda, eyaletlerin federal tahminlere uyduklan, bu tah-
minlereuyma zorunlugu kaldir11digihalde, fazla riayetsizlik etmedikleri söylenebilir.
Bu kogullar altmda belirli bir eyalet dogal clarak kendisine tanmmigolan kotayi fazlas1yla
açabiliyordu. Ancak böyle yapmaklafederal hükümetin ve öteki eyaletlerin tepkisiniçekiyor ve
aynca diger eyaletleri de kendisi gibi agin üretime özendirmig oluyordu. Böylece yeni bir agin
üretime ve dolay1slylayeni bir flyat dügügüne neden oluyordu. Böyle bir durumun önlenmesi için
genel olarak her eyalet, federal hükümetin tespit ettigt kotaya uymayi kabul ediyor, daha sonra
üretimi, tahmin talebindekendine dügen payi tamamlayacakgekilde ayarhyordu. Petrolün vari-
linin on sentten satildig günler henüz belleklerden silinmediginden, gerek üreticiler ve gerekse
gelirlerintpetroldensaglayanhükümetler için durumun yinelenmemesine çaba gösteriyorlardi.
Enindesonunda yeniden büyük petrol kegilleri yap11masi,genel kanlya göre her zaman íçin sõz
konusuydu. 1930'lu yillarda bir petrol uzmaninm yazdigt gibi"Dogu Texasbölgesinde yaçanmig
olaylarm bir kez daha yinelenmeyecegini söylemek için insanm kâhin olmasi gerekirdi."
Eyaletlerarasi Petrol Sözlegmesi'ninyürürlüge girmesiyle 1935 yllmda eyaletlerin petrolde-
ki rolü daha da resmi bir geklebaglandi. Petrol üreten eyaletlerarasmda geçerliolan ve Texas
Demiryolu Kurumu Baçkam'nm
"bu
sözlegme" diye,söz ettigi "Petrol Sözlegmesi"zaman za-
man Oklahoma ve Texas arasmda ciddi çatigmalara yol açmigtir.
Oklahoma kartele benzer bir kurulug yanlislyd1.Eu kuruluga iki yönden tam yetki verilme-
sini istiyordu: Her eyaletin tahminipetroltalebinibelirleyen Maden Bürosu verilerinin eyaletler-
de uygulama yetkisi ve kotalara uyulmasiiçin yasal yetki. Texas ise bu tür bir kartele tamamen
karç1ydt.Keridihükümranligmi bagka ellere kaptirmak istemlyordu. Sonunda kazanan Texasol-
du Ve Eyaletlerarast Petrol Yasast bazi kigilerin istedikleri kartelden bile daha geçersiz oldu. Yine
de bu yasa eyaletlerarasmda bilgi ve planlarin aktanlmasmda, yaptinmlarm düzenlenmesinde
ve üretimde koruma ve k1sitlamamn koordinasyonunda yardimci oldu.
Çoktemel sayllabilecek ve eger var olmasaydi sisteminasla çaligmayacagtyapi bloklann-
dan bir bagkast da yabanci petrol aktmmi kontrol eden gümrüktarifesidir.Eger bu gümrüktari-
feleri olmasaydt dügük kaliteli ihtal petrol Amerikan pazarma sizar ve bu durum yerli üretim
üzerindeki herhangi bir kisillamay1etkisiz lularak düzenleyici sistemin digmda olan yeni bir
"ka-

çak petrol" akimiyaratirdi. 1930 Smooth-Hawley Yasastnin sagliksiz bir yam, yasaya petrolle il-
giligörevyükleyen bir maddenin koyulmamq olmasidir.Su yüzden gümrük tarifesininyarattigt
huzursuzluk giderek artti. 1931 ylhnda petrol ithal eden bazi büyük girketlerbagimsizlann gim-
yeginiüzerlerine çekmemek için
"gönüllü"
olarak ithalatlarmi azaltma karari aldi. Çünküba-
"dügük

gimsizlar flyat" suçunu üretimde uyguladiklari kendi ilkel usullerineyüklemeyip, büyük

249
d
girketlere ve yabanci girketlereyüklüyorlardi.Ancak, ithalata konan tüm kisitlaylci önlemlere
kargm, sonuç almamiyordu.
1932 yllma gelindiginde petrol endüstrisinde ve petrol üreten eyaletlerde yaçanan sikmti
artik doruk noktasina ulagmig, mutlak surette bir gümrüktarifesiuygulamast zorunlu olmugtu.
Sonuçta bir taslakhazirlanarak kongreden gegirildikten sonraimzalamp yasahaline getirildi.Ya-
sa ham petrol ve mazota varil bagma yirmi bir sent, benzine ise 1,05 dolar gümrük vergisi getiri-
yordu. Tespit edilen bu gümrük vergisibagka bir sorun açismdan da yarar saglamig, depresyon
ylllannmtam ortasmda hükümet için iyi bir gelir kaynagt olmuçtur. Su vergi tam zamanmda uy-
gulanmigtir.Gümrük vergisinin uygulanmaslylayabanc1 petrolün ülkeye akimmidurduran bir
sisteminin iglerligiaçismdanson derece önemliy-
"prorationing"

duvar çekilmigoluyordu ki bu
di. 1933 yihndaIckes'la önde gelenithalat pirketleri arasmda imzalanan ve ithalatm hacmine ait
anlagma" sonundakendinden bekleneni vermigti. 1920'lerin sonu, 1930'lann bagmda
"gönüllü

ülkeye giren ithalat ülke talebininyüzde 9 ila yüzde 12'sini olugturmustur. (Ancak dogal olarak
gümrük tarifesindegösterilen sayilar pek saglikli degildi. Birlegik Devletler'in kendi bagma bir
petrol ihracatçisi oldugu Ve Amerikan petrol ihracmm ülkeye giren petrol lthalatimn iki kati ol-
dugu saklanmigti.) Gümrük tarifesininkanunlagmasmdan sonra petrol ithalat1 ülke talebininsa-
dece yüzde S'ini kargilayacak düzeye dügtü.
Amerika'ya en büyük ham petrol ihracati yapan ülke Venezuela'dir. Venezuela tek bagina
Amerika'mn ithal ettigt ham petrolün yarismdan fazlasim sagliyordu.Aynca Venezuela'nm üret-
tigt petrol toplamimnyüzde 55'i ham mamul ve petrol mamulleri geklindeAmerika'ya gidlyor-
du. 1920'lerde iflas durumuna gelen Venezuela sanayii gimdiçok ciddi bir toparlanmagösteri-
yor, Venezuelali petrolcülerin ve ailelerindoldurdugu gemiler bir kez daha ülkelerine dõnüyor-
du, Bu ara, Venezuela'da faaliyette olan yabancigirketlerde boyduntayarak ihraç mali petrolle-
rini Avrupa pazarlarma sürmeyeçabahyordu. BöyleceVenezuela artikAvrupa'nm en büyük pet-
rol saglayictsiolmuy ve ihracatta BirlegikDevletler'le baga bag duruma gelmigti. 1930'lu ylllarm
ortalarmda, Venezuela bir kez daha eski günlerdeki yüksek üretim düzeyine ulagmigti. Yerli
Amerik'an petrolcülügü açismdansa gümrük tarifesikoruyucu bir set iglevi görmüg,kisttlama sis-
temlerindengeride ne kaldlysa hepsi bu setin gerisindeait olduklan yeri almigt1.
i

I
Ïstikrar
Kisillamada bir sistem saglanmasi konusu her ne kadar mantikhve hatta kaÇmilmaz görünse de,
bu sistemolumsuz ve düzensiz kogullar altmda geligmigtic Konuyla ilgili görügmelerylpratict ve
suçlayic1olmup, her agamada kin ve çaresizlikle dolu sahneleryaganmigtir. Aynca bu sistemin
doguçu bir bütün halinde olmamig, ktsim kisim, aclarla dolu ve olaylarm geligimine uyarakolu -
muytur. Dogu Texas'm ige karigmasi ve petrolün varili on sentten sat11masiendüstriyi bunaltma-
ya yetmig, sonunda üretici eyaletlerin bu yönde hareket etmesine yol açmigt1.Petrol endüstrisin-
de kat edilen büyük geligmeler ve 1920'li yillann ortalarmda baglatilan petrol üretimi dinamiz-
minin anla§ilml; olmas1da bu iglemin ortaya çtkmasimkolaylagtirmigt1r.Ancak bu da yetmemig,
olaym gerçeklegmesi için Büyük Depresyon'un ve YeniDagitim hareketinin olugmasi gerekmig-
ti.-Olaymgerçeklegmesineneden olan faktörlerden bir bagkasi da Texas ve Oklahomapetrolcü-
lerinin beklenmedik gekilde bir anlagmayavarmalan, Austin ve OklahomaCity'nin büyük políti-
kacilarmm ve lckes ile Washington'da YeniAnlagma'ya imza atmty öteki liberallerin uzlagmalan-
dir. Bütün bu kipiler, dogal olarak birbirlerine kargi güphe duymakla beraber -petrol bulmanm
kendine özgü yapisi ve petrol rezervlerinin çikanlmasmdason derece ilkel ve geleneksel yön-
temlere bagvurulmasi nedenleriyle- eger bu birlikte çabgma gerçeklegmemig olsaydi, petrol en-
düstrisi bugün mutlaka inas etmeye mahkûmdu. 1933 yilinmgetirdigiterör hareketleri artik
geçmigtekalmigtl. Nitekim Texas DemiryoluKurumu Bagkani'nm 1937de büyük bir gururla

250
Roosevelt'e yazdigi gibi "Artik günümüzde federal hükümetle petrol üreticisi eyaletler arasmda,
dogal petrol kaynagmm muhafazasi için tam bir igbirligt ve koordinasyon tesis edilmigtir." Bag-
kan bunlan yazarken belki biraz abartmiçsa da, gerçekdurum söyledigine çok yakmdL.
Son gekliyle, sistem", büyüme sürecinde birçok kangikhklara hedef ve neden
"düzenleyici

olmugsa da, aslmda çok güçlü bir mantik içeriyordu. Uretim konusunu hatta bir dereceye kadar
yeniden tanimllyordu.Üretime,hem teknolojikhem de huku-
"sahipligini"

petrol rezervlerinin
ki ve ekonomik açilardan tümüyleyepyeni bir yaklagimgetirmig,aynca Amerikan petrol endüst-
nsme yem bir yön kazand1rmigtir. Aradan birçok y1llargeçtikten sorira, aym geyi bu defa çok da-
ha büyük çaptayapmak isteyenler, o günün düzenleyici kendilerine yönlendirici bir
"sistemini"

model olarak almiglardie


Düzenleyici sistemde,varsayima dayanan çaligmausulleri hâkimdi. Örneginbunlardan bi-
ri gu varsaylmdir: Petrole duyulan talep mutlaka flyat hareketleriyle dogru orantill etkilenir, diye
bir gey yoktur. Talep tek bagma mütalaa edilmelidir. Özellikle depresyon günlerinde halkin çogu
.
bu varsayimi akla uygun ve üzerinde dügünmeye deger bulmustur. ikincivarsayimsa guydu: Her
bir pay1vardir. Paylar dramatik bir degigme gösterecek
"dogal"
eyaletin pazardakendine özgü
olursa tüm sistem bir bütün halinde tehdide ugrat Nitekim 1930'lar sonunda, Illinois'te önemli
petrol keyilleri yapilip bu eyalet ülkenin en büyük dördüncü üreticisi oldugu zaman ortaya ç1kan
tablobununla tipatip aymdir. Illinois, Eyaletlerarasi Petrol Anlagmast üyesi degildi. Yeni bir üreti-
ciydi, pazara girmekistiyordu. Su yüzden de kendine uygun bir pay elde etmek için kendi yön-
temlerinikullannuptir. Su durum karç1stnda Illinois ham petrolüne yol açmak için Texas ve Ok-
lahoma kendi üretimlerini önemli miktardakesmek zorunda kaldilar. Süphesiz bunu isteyerek
yapmlyorlardi. Eu arada birçok gikâyetleroluyor, tüm sistemden vazgeçilmesi için çagnlar yapih-
yordu. Örnegin,Texas, vazgeçmek ve kendi yolunda gitmek tehdidinisavur-
"prorationing"den

Ancak yine de düzenleyici sistem direnmekte Israr etmig,Illinois'ten gelen yeni petrolün
mugtu.
Sebep oldup katliama bile dayanmay1 bagarmi§ti.

Bu sistem altinda fiyatlar hükümet tarafmdansaptanmadi. Sisteminsavunuculanister Aus-


tin'de ister Washington'da olsun bu konuda gayet israrli davrand11ar. Ancak üretim düzeyleri pa-
zar talebinikargilayacakgekilde saptandigL için, ham petrol üretiminin de istikrarh bir flyatla pa-
zarlanacak düzeyde saptanmasiyoluna gidilmigtir. 19341940 yillari arasinda Birlegik Devlet-
ler'de ortalama petrolflyati varil bagma 1 dolarla 1,18 dolar arasmda degiglyordu. Sonunda
"va-

rili bir dolar" çagrilarigerçeklegmigti. Yanisistem kendinden bekleneni vermigti. Artik petrol se-
li de durmuy ve tüm bunlar olurkenhem petrol fazlasi idare sistemihem de hükümet-petrol gir-
ketleri arasmdaki iligkiler sonsuza dek degigmigtir.

I
I
:I
i

I
i

251
-l
I
I
I

14
Dostlar ve Dü manlar

MALCOLMVE HILLCARTfirmasi Glasgow'un yetmig beg mil kuzeyinde, Ískoçya'nmbati sahi-


linde, Fort Williams kasabasmda faaliyet gösteren bir emlak firmasiydi. Avcillk ve balikçiliga uy-
·

gun topraklardakiralama igiyle megguldü. 1928 ylli yaz mevsimi baglarinda kiralamay1tasarlad1-
gi Achnacarry Satosudenen mülkün gekici özelliklerini belirten bir de liste hazirlamigt1. Eu
mülk kasabadan on iki mil kadar uzakta, Inverness-shire'deydi. Dünyaniti her yanmdaki emlak-
çilargibiMalcolmve Hillcartda mülkü övmek için en güzel kelimeleri kullanmaktan çekinme-
migler,"Bu pato Arkaig Nehri kiyllannda, yöreye gü2ellikkatan bir mülk olup, 1skoçyadaglarm-
daki tarihi yerlerin en ilginç olamdir" demiglerdi. atoyu tammlamakiçin gu sözleri de ilave et-
miglerdi:"Satonun çevresinisaran manzara tüm Ìskoçya'daegí bulunmaz güzelliktedir." Ger-
çekten de burasi alli bin hektan açan arazisiyle-kup ve bahk avciligma fevkalade elverigliydi.
Bir avct burada 90 kadar geyik, 160 cins av kuçu ve 2000 balik avlamakiçin izin alabilirdi. Ma-
likâneye gelince,on dokuzuncu yüzyil baglarmda "Ískoçya Baron stilinde" inga edilmig bu bina
sonradan elektrik tesisati,sicak su ve merkezi isitmayla modernlegtirilmig, dokuz yatak odah,
aynca ek odalari bulunan bir binayd1. Bu odalardan bagka, garajaek olarakyapilmig dört odast
daha vardi. 1928 ylli Agustos ayi için kiraya verilmek istenen bu malikâne için üç bin pound ki-
ra isteniyordu. Su kirayi ödeyecek kiraci kendi hizmetkârlarirn getirecek,sadece kahya kadm ev
sahibitarafmdansaglanacakti.
Eski dostlann vakit geçirmesiiçin böyle dinlendirici bir atmosferden daha lyi bir yer bulu-
nabilirmiydi? Henri Deterding de böyle dügündügü için malikâneyi bir ayligma kiraladt. Kendisi-
ne arkada olarak New JerseyStandardOil BagkamWalter Teagle eglikediyordu. Kugkusuz bun-
da hayret edilecek bir yey yoktu. Zaten bu iki kisi yillar boyu beraberce ava ç1kmayiâdet edin-
miglerdi.Firsatbuldukça birlikte ava gidlyorlar.d1.Ancak, bu yaz durum biraz farkllydi. Eskidost-
lar listesi bir hayli uzun tutulmugtu.Konuklardan bazilan gu kipilerdi: Heinrich Riedemann, Jer-
sey temsilcisi;William Mellon, Gulf Sirketi temsilcisive Albay Robert Stewart, Standard of Indi-
ana temsilcisi. S u seçkin kipiler yanlannda sekreterlerini, daktilolarmi ve danigmanlanin da getir-
miglerdi. E u kipiler yedi mil uzakta, özel olarak kiralanmig ayn bir köy evinde banmyordu.
Dostlar arasmdaki bu bulugma basmdan gizli tutulmakistenmig ve buna büyük özen göste-
rilmigti. Ancak tüm çabalarakarçm haber nasilsa basma sizdigmda çok geçmedenLondra basm
mensuplankuzeydeki bu malikâneye akm etti. Ancak kendilerine tek söylenen, petroicülerin salt
kup avi ve balik tutmak için bir araya geldigiydi. Ne var ki basm bu açiklamaya kanmamigti. Ma-
dem ki amaç buydu, o halde niçin gizliligegerek görüldü diye dügünülüyordu. Bu konuda Dail
Express göyleyazmigtir: "Ku; avi ipucu vermiyor!"Petrolcülerin çaytrlarda gezerken ne söyledik-
leri, akgamlan içki masasmda söylegirken ne konugtuklan hakkmda hiç kimse hatta uçaklarbile
hir tek kelime söylemiyordu.Tatiligeçirmek lçin Deterding gelirken
"geytanlar"
diye çagirdigt iki
küçük kiz yegenini de beraberinde getirmiçti.Eu küçükler spora ilgi duymadiklan ve konuqulan-
lardan da sikildiklan için bir gün yaramazlik yapip Riedemann'm yatagmm íçine gekerpurubudö-

252
kecek ve pijamalarma dügüm atip adami zor duruma sokacakti.Kugkusuz kasmti yüzlü Alman
petrolcübuna çok ölkelenmigti. Kugavciligi ise, Teagle'in sonradan söyledigigibi pek de ümit et-
tiklerigibi gitmemigti.Ancak bu hiç de önemli degildi, Asil istedikleri sikintiiçindeki petrol en-
düstrisini kargi kargiyaoldugu agm üretim ve agin kapasite belasmdan kurtaracak bir çözüm yolu
bulmaktL Petrol savaglannayeni bir ateykessaglamaktançok Avrupa ve Asya için resmi bir uzlag-
ma yapma pepindeydiler.Yani düzen getirecek,pazarlari bölecek, endüstriye istikrar saglayacak
ve kârhhgt savunacak bir uzlagma. lyteAchnacarry toplulugubu tür bir bang konferanslydi.
Bütün bunlar 1929 hisse senedi piyasasmm iflasindan ve Büyük Depresyon'un baglamasin-
dan bir yll önce olmustu, Bu tarih Dad joiner'in Dogu Texas'taki petrol kegfinden iki yll evvele
rastlar. Ancak daha o zamandan Amerika'dan, Venezuela'dan,Romanya ve Sovyet Rusya'dan
gelen korkunç petrol selitüm dünya pazarlarmi sarsmaya baglamig, fiyatlan dügürme ve "yllect

rekabet" yolunu açmiçti. Özellikle Rusya'dan akip gelen petrol, petrolcüleriAchnacarry'de top-
lanmaya zorlarm;tt Rtis petrolü satm aldlgl için bir vakitler Deterding'in New York Standard
Oil'e kargi uyguladigi yaptinm, belali petrol savaç1gimdi tüm dünyada birÇokpazara stçramigti.
Eu savag kontrolden çikmig,globalbir çatigmayadönügmügtü. Artik flyatlar çöküyor,petrol gir-
ketlerinin hiçbiri kendini hiçbir pazardagüvencedehissetmiyordu.
Bu nedenle Achnacarry toplantisi dönemin içinde bulundugu durumu yansitmigt1. Avru-
pa'da ve Amerika'da günün geçerli deger ve hedef1eri endüstriyel rasyonalizasyon, verimlilik ve
tekrardan kaçma olmuytu. Bu deger ve hedefler hem igadamlan ve hükümet mensuplarmca
hem de iktisatçilar ve yayimcilarca en geçer akÇeydi. Sirket birlegmeleri, igbirlikleri, karteller, pa-
zarlama anlagmalart ve dernekler bu amaçlann gerçeklegmesinde bagvurulan çegitliaraçlardt ve
1920'lerde, hatta 1930'larda depresyonun gelmesiyle uluslararasi i; modelini olugturmuglardir.
Igbirliginde "verimliligin"

saglanmastylakâr elde edilmesi ve fiyatlarm kontrolü mümkün oldu.


Rockefeller'll ve Henry Flagler'li günlerdeki gibi o günlerde de ortada
"gem

vurulmaz rekabet"
tehlikesivardi ve bu tehlikeninmutlaka bapm ezmek gerekiyordu. Ancak ne var ki artik
"ticari

rekabeti tam kontrol" yoluyla,


"evrensel
tekel" aracinglyla del etme imkâni kalmamigti. Ortada,
diger bütün firmalan höyle bir girigime
"zorlayacak"
kadar güçlü hiçbir firma mevcut degildi.
Kaldt ki siyast gerçeklerde buna izin vermiyordu. Tüm bu nedenlerden dolaytdir ki Achnacarry
konferansi sonunda tam bir
"galibiyet"
elde edilememig, bir uzlagma ile yetinilmigtir.

Britanya Hükümetinin Eli


Achnacarry konferansi sadece petrol girketlerinin olugturdugu bir olay degildi. Sahnenin gerisin-
de, gözlemcilerinçogunun gözünden bilerek kaçmlmig Britanya hükümeti vardt. Su hükümet
kendi ekonomik ve siyasi amaçlanna ulagmayolunda petrol girketterini devamli olarak igbirligi-
ne zorluyordu.
Eu degigik bedeflerin kavgak noktasinda Anglo-Pers Sirketi'ne Charles Greenway'inhalefi
olarak gelenSirJohnCadman vardt 1928 yllma gelindiginde,artik Cadman nüfuzunun doruk
noktasma ulagmig,Deterding ve Teagle'la aym paralelde çahglyordu. Ama onlara klyasla bir de üs-
tünlügü vardi. Britanya hükümetinin gözünde egsiz bir itibara sahipti. Maden mühendisleri ile
dolu bir aileden geldigiiçin, kariyerine kömür madeni menajerligiyle baglamigt1ve yeralti afetle-
rinde madencileri kurtardigi için ödüller almigtt.Zamanla Birmingham Üniversitesi'nde madenci-
lik dalmda profesör olmugtu. Profesörlügü sirasinda
"petrol
mühendisligi" konusunda yeni bir bu-
lugla üniversitenin akademik toplulugunusarstigt söylenir.Cadman'm kegli o denli gerçekten
uzak ve hayal ürünü görünüyordu ki bir akademik muhalifi bulugun
"garlatanca
yap11migbir rek-
lam" ve
"ç1kmaz

sokak" oldugunu söyleyecek kadar ileri gitmigtir.Birinci Dünya Savagipatlak


verdiginde Cadman petrol teknololisininen önde gelenpetrol uzmanlan arasmdaydt. Savaginde-
vamt süresince, Petrol Yönetimi bagkam olarak hem politika hem de insanlan idare etmede olaga-

253
nüstü beceri göstermigtir. 1921'de Anglo-Pers Sirketi'ne teknikdanigman olarak getirildi. Bundan
alti yll sonra da hükümet konteníanmdan aday gösterilerek §irketin bagkam.oldu.
O güne gelinceyekadar petrol üretimi tüm dünyada htzla büyümekteydi. Bu ara, Cad-
man'm kendi girketinin toplamüretimi de hem Iran'da ve hem de lrak'ta dört katina yükselme
egilimindeydi.Cadmano günlerdegunu söylemíçtir: "Yenipazarlar bulmak artik zorunlu oldu."
Anglo-Pers'inönünde seçecegi iki yol vardi. Eu yeni pazarlara girmekiçin, gerekenbüyük yatin-
mi ve kaçmilmaz rekabeti de göze alarak, alabildigince savagmak veya kurulu düzenli girketlerle
ortak anla malara girip pazarlanbu girketlerle paylagmak.
Cadmanbu yollardan ikincisini seçerek Shell ve Burma ile Hindistan'daki pazarlar ve tesis-
ler için anlagma yoluna gitmigtir.Shell Sirketi'yle oldugu kadar Burma'yla da anlagmasom sebe-
bi bu girketin Britanyahükümetinden sonra Anglo-Pers'in en büyük ortagi olmasidir. ikincihe-
def Afrika'ydl. Buras1için de CadmanAnglo-Pers ile Hollanda Kraliyet/Shell girketlerininarala-
rmda kurup pazarlan yan yariya bölügmelerini önerdi. Ancak bunun gerçeklegmesi için
"ittifak"

en büyük iytirakçi olan Britanyahükümetinin izni gerekiyordu ve Cadman daha 1928'de b,u
izin için te§ebbüsegeçmigti.Ne var ki hükümet onay verme konusunda çekincelidavramyordu.
Amirallik makamt her zamanki malum korkusunu belirtlyor, Shell'in Anglo-Pers'i yutabilecegl
olasihšma deginlyordus Böyle bir durumda Shell'in hükümetin politikasma ters davranmasmdan
endige edillyordu. DigigleriBakanligt Ye Maliye Bakanligi bunun BirlegikDevletler'i küstürme-
sinden endigeliydi. Böyle bir birlegmenin Amerika BirlegikDevletleri'ni -Amerikan kamuoyu-
nun içinde bulundugu bu huzursuz dutumda- iki girketinStandardOil Sirketi'nin temsilettigi
açtiklan dügüncesine götürmesinden ve bu gerekçeyle bir
"savag"
Amerikan çikarlannakargi
suçlama yapmasmdan korkuyorlardi. Su suçlama kolaylilda ingilterehükümetine kadar uzayabi-
lir ve bu da son derece talihsizpolitik sonuçlara yol açabilirdi. Su mantik iglemi zincirleme ola-
rak daha da ileri götürülüyor, bu de(a da olugacak gerginliginhükümete baski yapip Anglo-
Pers'teki holdinglerini satmayazorlayicag1 ve bunun da Kraliyetdonanmasi için felaket olacagi,
Maliye içinse hiç de iyi olmayacagi görügü savunuluyordu.
Eu durumda, o günlerdeMaliye Bakam olan Winston Churchill'in bir kez daha yagamsal
bir rol almasi ve ige el atmasi gerekti. Önceleri
"birlegmesine"
Churchill önerilen Afrika birçok
yönden kugkulu bakmtyttr. "Sir Henri Deterding'in Standard'la
'savaq'
halinde oldugu bir dö-
nemde Britanya hükümetinin bu kavgaya çekilmesibence zamanlama yönünden uygunsuzdur"
diyordu. Ancak zamanla konu üzerinde dügündükçe birlegmenin yap11acaken lyi geyoldugu ka-
nisma vardi. Birlegme ayrica en ucuz bir yõntemdi. Ïmparatorluk SavunmaKomisyonu'nda söy-
Anglo-Pers Sirketi'nin Afri-
"önerilen
ledigi gibi, kamsmca çali ma düzenlemesinin tek seçenegi
ka'daki pazan elde etmek için savagmasiydi." Ku§kuyok ki bunun iÇindaha fazla paraya gerek
duyulacak ve bunun için de büyük hissedar olan majestelerinin hükümeti adi-
.kendisinin
-en

na- Parlamento'ya bagvurmas1 gerekecekti. Aym geyi evvelce bir kez daha 1914'te hükümeti
Anglo-Pers'ten hisse almaya ikna ettigi zaman yapmigth Simdiaym hikâyenin hem de bu defa
çok çatigmah geçecegi için bir kez daha tekrarlanmasmiistemiyordu. Bu sebeple de, Britanya
hükümetinin petrol konularmdaki dogrudan ç1karlanmn göz ardi edilmesinin en iyi davramp
olacagt kararma vardt
.
yapmasi için Cadman'1kuvvetle des-
"ittifak"

Böylecehükümet Afrika konusunda Shell ite


teklemeye karar verdi. Íttifakmnasil .olacagi konusunda Maliye Bakanligi ve amirallik makami
"bu

Anglo-Pers Sirketi'ne Subat1928 tarihli·birmemorandum verdL Memorandum tür bir poli-


tikanin uzun vadede öldürücü rekabete degil, tüketicininyaranna olacagLm" bildiriyordu. Me-
bir ayarlamamn daha bagka ek yararlan olabilecegine" de deginili-
"böyle
morandumda aynca
bagka yerlerde de, öncelikle New JerseyStandard" ile ittifaklar" kurulmasma
"daha "benzer

yor,
yol açacagi bildiriliyordu.
Bu maddelerden sonuncusu, hükümetin onay verdigi Afrika düzenlemesi digmda, memo-

254
l
I
i

randumda yer almig en önemli maddedir.Bu maddehükümete, Anglo-Pers'e Standard Oil'le ko-
nuçma ve Amerikalilar'la benzer pazar düzenlemesine girigme yetkisi. verdigini gösterlyordu.
Bun]ardan beklenen amaç öteki girketlerin
"kiskançhklarim
yatigtirmak" ve Anglo-Pers'in
"kav-

gadan yana olmadigmt"kamtlamakt1. ÇünküBritanya hükümeti, Amerikan antitröst gelenegiy-


le engellenemedigi sürece daima yanlislydt. O günlerde zamamn ünlü bir Ingilizbü-
"birlegme"

rokratmin yazdigt glbi "Deneyimler petrol çikarlarmmbirlegtitilmesinin tüketicinin zaranna ol-


madigini göstermigti."Cadman böylece Anglo-Pers temsilcisioldugu kadar hükümetin de tem-
silcisi sitatiyla, Amerikan girketleriyle bir anlagma çabasma girigti. Artik Shell ile aralannda Afri-
ka anlagmasi tamamlanmtytt.$imdi sira bu anlagmanm hayata geçirilmesine gelmigti. Bu mak-
satla JerseySirketi Baykani Teagle'a bir yazlyla bagvurup, girketlerinive ayrica Hollanda Krali-
yet/Shell Sirketi'ni ilgilendiren
"en
önemli konularm" tartigilacag!
"küçük"
bir olis için teklifte
bulunmasini istedi. lytetüm bu geligmeler, fleride Deterding'in Teagle, Cadman ve diger petrol-
cüleri 1928 Agustosu'nda iskoçyadaglarmdaki Achnaca.rry Satosu'ndaki av partilerine çagirma-
smm ilk öncüleri saylhr.

Petrol Sanayiinde Sorun


Arkaig Nehri kiyilarmda iki hafta süreyle devam eden tartigmalarmsonunda ortaya on yedi say-
fahk bir belge çtkm14t1. Imzayahazir fakat henüz imzalanmamig belgenin adi "Pool Association"
olmakla beraber sonradan daha çok Achnacarry veya "As-Is"Anlagmasi diye amlmlytir. Bu belge
agin üretim, agin üretimin
"yapici
degil ylkici rekabeteolan etkisi ve bunun sebep oldugu yük-
sek igletme maliyeti sorunlan" ve
"petrol
endüstrisinin kargi karglya oldugu genel sorunlari"
özetliyordu. Bunun bilincinde olarak ekonominin islahi, israfm önlenmesi, kullamlan tesíslerde
tekrann dogurdugu pahali uygulamanin önlenmesi geregi karar altma almlyordu.
Ancak bu belgenin can daman aslmda "As-Is"(bunedenle) kavramma dayandinlmigt1. Her
irkete çegitlipazarlarda bír kota veriliyordu. Kota, girketin 1928'e göre olan pay bazma göre,
tüm satiplarm belirli bir yüzdesi demekti. Buna göre bir girketingüncelhacmini artirabilmesi an-
cak taleptoplammmartmas1ylamümkündü. Buna kargin girkether zaman için ayni yüzde payl-
m koruyacakti. Bir bagka sakmca da girketlerin flyatlari dügürmekle yükümlü tutulmasmdanile-
ri gelmigtir.Aynca girketler tesisleriaralarmda paylagarakkullanmaya ve yeni rafineri ve tesisler
kurmada çok ihtlyatl1 olmaya zorlamyordu. Amaç verimliligi artirmak olduguna göre pazarlar ih-
tiyaçlanmen yakin cografi bölgeden saglamak zorunda birakihyordu. Satigflyatlan hâlâ bilinen
geleneksel formüle -Amerikan Körfez Kiyis1fiyati arti bu kiyldan parata kadar olan nakliye mas-
rafi- dayandigi için bu ekstrakâr anlammageliyordu.Anlagmanm bu maddesitek bir satig fiyati
saptamasi açisindan gërçektende gerekliydi.80ylece "As-Is" Anlagmasikapsammda olanlar ar-
tik flyat rekabetinden flyat kavgalarindan- tedirginolmayacakti.
-ve

Birkaç ay sonra petrol endüstrisinin liderleri üretimi de kontrol etmeye karar verdiler. Ach-
nacarry sistemine katilan petrolcülere,kendileri için belirlenmigkotadan daha fazla petrol üretme
yetkisi tamnmigti.Ancak bu yetki sadece ekstra petrolü öteki petrolcülere satabildikleri sürece ge-
çerli olacakti. Satamadiklan takdirdebu yetkiden yoksun saythyorlardi.Anlagmay1yürürlüge koy-
mak için her girkettenbir temsilcininkatilimlyla bir "Dernek" kuruldu. Dernek, talep ve nakliye
için gereken istatistik incelemelerini yapmak ve güncel kotalan tahsisetmekle yükümlüydü.
Avrupa petrol ticaretinin önemli bir üreticisi bu anlagmaya imza atmamigt1.Yoklugu derhal
fark edilen bu üretici Sovyetler Birligi'ydi."As-ls" sisteminin baçanh olma §ansiise ancak Sovyet-
ler'in sistem içine çekilmesiylemümkün olabileceginden, bunun saglanmasi gerekiyordu.
Çünkü
1928 tarihine gelindiginde Rus Petrol Mamulleri Sirketi artik Íngiltere'ye
en büyük ihracati yapan
girketler içinde dördüncü duruma gelmigti.Sovyetler bir kez daha savag öncesi üretim düzeyine
ula m1çtive petrólSovyetlerBirligi'nin tek döviz kaynagt idi. Sovyetler Birligi'yle iq yapma konu-

255
I

suna hiçbir zaman sicakyaklagmamig olan Deterding'in ve Teagle'in aksine,ne gariptir,ki önde
gelen girketler Ruslar'a olumlu bakm1; Ve 1929 Subatayinda onlarla bir anlagmaya varmigtir. Ta-
raflar arasi bu anlayma Sovyetler Birligl'ne Britanyapazarmdagarantili bir pay saglamigtl.Böylece
Rusya'mn da toplulukiçine çekilmesiyledünya petrol pazarlarimn taksiminekatilmayan sadece
bir tek, fakat çok önemli istisna kallyordu. Çokbüyük olan ve anlaymanmantitröst yasalari ihlal
eder korkusuyla kasten içine almadigt bu istisna BirlegikAmerika yurtiçi pazanyd1.
Iskoçyadaglarmin tecrit edilmiggüzelliginde kaleme alinmig olan Achnacarry Anlagmasi
yüzyllm sonunda, Rockefeller ve Archbold, Deterding ve Samuel,Nobel'ler ve Rothschild'lerin
canla bagla çaligipdünya petrol pazarinda büyük bir uzlagma elde etme çabalanmnbaçansizlikla
sonuçlanmasi üzerine bir kez daha gündeme geldi.O siralar petrolgirketleriaralarinda anlagma
konusunda ancak Achnacarry toplantisimgizlitutma kararmi uygulamadakikadar baçanl1 olu-
yorlardi."As-Is"Anlagmasfna dahil girketler petrolcülülgte ileri gelen girket olmaktan uzakti. Ay-
"yan

nca, anla maya dahil olmayan birçok oyuncu" da büyük girketlerin pazar payma saygigös-
termemekteisrar edlyordu. Gerçekgudur "AS-Is"Anlaymasf na üye olmayanlarm bu anlagma
ki
daha çok iglerine gelmigtir. Fiyat tespitinde,büyük girketlerin tespitinden çok az dügük flyatlar
saptayarak pazar paylm ele geçiriyorlard1. Anlagma üyesi olan girketlerbüyük fiyat kirarak reka-
bete girip üye olmayan girketleri pazardançekilmeye zorladigi zamanlar,küçük girketlerbu defa
da bagka bir pazara yöneliyordu.
Amerika diginda tüketilentüm petrolün yaklagik üçte biri kadar olan Amerikan petrol ihra-
cati üzerinde kontrolü ele geçirmekse özellikle zor bir igti. Su nedenle Teagle'in Achna-
carry'den dönügünden hemen sonra on yedi tane Amerikan pirketibir araya gelerek petrol ihra-
catlano düzenlemesi ve aralarmda kota tahsís etmesi için bir Petrol ihracatDernegikurdular.
Bunu 1918 Webb-Pomerene Yasasi'nadayanarak yapmiglardi.Adi geçen yasa bu girketlere
antitröst yasalann yurtiçinde yapmalanna izin vermedigi geyiyurtdigmda yapma olanagt veriyor-
du. Diger bir deyi le birlegme faallyetlerinin mutlaka Amerika digmda yapilmasi koguluyla, pet-
rol girketlerine bir araya gelebilmeizni veriliyordu. Ancak tüm bu çabalarakarym dernegin "Av-
rupah Grup"la sürdürdügü tartigmalar,Amerikan girketleriyleAvrupagirketleriarasmda üreti-
"kritik

min nasil tahsisedileceglkonusu yüzünden baçanya ulaçamadi. Zaten dernek de sayi"


kabul edilen saylya hiçbir zaman erigememig ve Amerikan ihracatmm en çok yüzde 45'ini kont-
rolüne alabilmigti. Aynca flydar ve kotalar konusunda olumlu bir anlagmayavarmak için on ye-
di girket gereginden fazlaydi. Amerikan petrol ihracatmm bir kartele baglamasmda yaçanan bu
I

baçansizlik ileride de, Achnacarry Anlagmasi geregi girigilençabalanbir hayli körletmigtir.


Dünyanm dört bir yamnda, "As-Is" çerçevesidipinda kalan pek çok üretici ve pek çok da
üretim vardt Hollanda Kraliyet/Shell müdürü olan J.B. Kessler,Teagle'a yazdigtbir raporda pu
sözlere yer vermigtir: "Önümüzdeki rakamlar, dünya üretim potansiyelinin büyük bir kismmm
bizim veya sizin veya birkaç büyük petrol girketinin kontrolünde .olmayan girketlerce kontrol
edildigini göstermektedir.Bu da gösterlyor ki dünyanm petrol üretiminde bugün var olan denge-
nin sadece sizin veya sadece blzim tarafimizdankorunmasi asla mümkün deglidir." Kessler bu
kehaneti yapmakta isabetliydi. Bunun dogrulugu çok geçmeden kamtlanmigttr. BirlegikDevlet-
ler'de yapilan keyifler Dogu Texas'ta büyük bir üretim patlamasinayol açiyordu. Petrol dünya
pazanna Romanya gibidaha bagka kaynaldardan da geliyordu. Kontrolü mümkün olmayan üre-
tim akigt karmagasmda Achnacarry Anlagmasi da silinip gitmittir. Eu dönemd.en sonra petrol gir-
ketleri bir kez daha birbirlerinin pazarlarma saldirmayabaglayacakti.
I

Kapali Kapdar Ardinda Anlaµnazlik


ÜçBüyükler Jersey,Shell ve Anglo-Pers gírketleri- 1930 yllmda yeni bir ittifak saglamaya
-yani,

girigtiler.Ancak bu defa eskisi kadar görkemliyollara bagvurmamiglardi. Yaptiklari gey "As-ls" An-

256
lagmasi'm yeniden düzenleyip, Avrupa pazarlan için yeni bir memorandum haline getirmekti. Bu
defa global bir düzenlemeye gidilmemesi,bunun yerine çegitli Avrupa pazarlarinda igler haldeki
irketlerle yerel düzenlemeler yaparak,pazar paylannin"Digardakiler"le bölügülmesi kararlagti-
nldi. Ancak bu defa da, Amerikan, Rusve Romanya petrol hacminin giderek daha da artmas1yü-
zünden bu sistem etkisiz kalmaya mahkûm oldu. Özellikle Sovyetier daha çok kât elde etme fir-
sati bulduklarmda petrol fiyatlarmt derhal dügürüyorlardi. Normal ticaret kurallan sanki onlari
kapsamiyor gibidavramyorlardi. Rusya'da uygulanan ticaretkurallanni Kremlin koymuy ve Rus-
ya'nin endüstrilegme sürecinde ihtiyact olan makinelerin parasini ödeyebilmek için, her ne gekil-
de olursa olstm mümkün oldugu kadar çok yabanci döviz toplanmastniemretmigti. Tüm çabala-
nna kargin öteki girketlerRuslar'la
"düzenli"

ve devamh bir pazarlama ayarlamasi yapam1yordu.


Su olumsuzluklar nedeniyle 1931'de Jersey global ittifakla hiçbir sonuca vanlamayacagi-
mn bilincinde clarak, ittifaktan aynlmakarari alacak ve girketinüretim bagkam EJ. Sadleraynl-
ma karanm meslektaglarina gu sözlerle açiklayacakti: "Ihracat Dernegi'nin çökügü nedeniyle,
Hollanda Kraliyet ile aramizdaki 'AS-Is'Anlagmas1'mnfeshi gerekmektedir. Simdiki halde Jersey
Sirketiiktisadi hareketlerde ve zor durumlarda diger girketlerikorumak için büyük özveri gös-
termektedir."Bu sözlerlyle BagkanJersey'inartik igbirligiyapma çabasmdan vazgeçip bunun ye-
rine Shell Grubu'ylasavaga girmesiniöneriyor ve "Bugün Hollanda Krallyet Uzakdogu'da en za-
ylf durumdadir. Bu itibarla Hollanda Krallyet'le savagmaya en uygun zaman bugündür. Biz bu
bölgede hiçbir zaman kâr elde etmedik, ayrica bir flyat savagma girsek bile bu bize bir gey getir-
mez" diyordu. 1932 Niart1'nda yapilan çekigmeli bir toplantida Deterding ve Hollanda Krali-
yet/Shell karmaston öteki yöneticileri, Rothschild'lerin büyük çikarlanm Hollanda Krali-
yet/Shelf de gören M. Weill'e dünyanm içinde bulundugu karanlik durumu yeteri kadar açiklik-
la izah ettiler. Bu açiklamaya dayanarak, M. Weill'in sonradan Baron Rothschild'e söyledigtgibi
satiplar dügmügtü: "Flyatlar her yerde çok kätüydü ve birkaç istisna digmda hiçbir yerde pazar
kazam1miyordu."
1932 Kasimi'nda Sir John Cadman Amerikan Petrol Endüstrisi'ne hitaben bir konugma
yaptt. Konugmasmda "Íçbirligi"
"igbirligi
konusunun erdemlerini göklere çtkanyor, çok siki bir
ekilde, her ülkenin yasalarma uygun olarak yapilmahdir" diyordu. lleri sürdügü görüge göre
"As-Is" ayarlamasi yaygm gekilde inanilamn aksine asla glzli, dünyanm büyük bir kismma kapah
bir anlagma degildi. lytegimdi de, bizzat kendisi, Anglo-Pers BagkamJohnCadman olarak Ame-
rikan Petrol Enstitüsü'nün tüm üyeleri kargisinda "As-Is" prensibinin, Amerika dgmdaki ulusla-
rarasi petrol ticaretindeigbirliginin temel tagioldugunu beyan edlyordu.
Cadmankonugmasmi delegeleri uyararak sürdürüyor ve göylediyordu: "Diçanda hâlâ yag-
mur yaglyor." Bu sözleriyle tehlikeninsürmekte oldugunu ima ediyordu. O stralarda depresyo-
nun en derinlerinden gelmekte olan felaketigörengirketlerbu sözler üzerine firtinadan kaç1p
kendiferine bir siginak bulma çabasina girecek ve fiyatlari sabitlegtirmeye çahyacaklard1. Bunun
için "As-Is" uzlagmasmmyeni bir geklisayllabilecek Arahk 1932 tarihli Dagitim Anlagmast Bag-
kanligi kuruldu. Eu bagkanlik karteller veya yerel anlagmalarm uygulayacaklan kurallan
"yerel

saptayacak ve temsilcilereyol göstericilik" görevini yapacakti. Bagkanligailk giren pirketler Hol-


landa Kraliyet/Shell, Jersey,Anglo-Pers, Socony, Körfez, Atlantik, Texas ve Sinclair girketleriydi.
Bu yeni ayarlama biri New York'ta petrol temininden, digeri Londra'da dagttimdan sorumlu iki
ayrt "As-is" komitesince yapihyordu. Aynca Londra'da anlagmalar geregince yapilan istatistikleri
ve koordinasyon görevleriniyürüten merkezi bir "As-Is" sekreteryasi kurulmugtu. Sirketlerin
hepsinde degilse de en azindan bazilarmda "As-Is" departmanlan da kurulmustu. Ancak yine de
yeni ayarlamada sürtügmeye yol açan pek çok sorun kalmisti ki, bunlar arasmda öncelikle kro-
nik sayilabilecek aldatmacilik ve pazarlar" için ne yapilacagt sorunu gelir."Bakir pazarlar"
"bakir

deyiminden o güne kadar ticaretyapmamig olup, o günlerdeyatinmcilarm ticarete girme pegin-


de olduklan bölgeler kastedi.liyordu.
I

257
Büyük Depresyon günlerisürüp giderken,petrol sanaylinde rastlanan sorunlar da aym pa-
ralelde giderek büyüyor, girketler bu yüzden bir kez daha "As-Is" sistemini islaha yöneliyordu.
Bu dela yapmak istedikleri, daha gevgek igbirligi sözlegmeleri içeren 1934 Prensipler Memoran-
dum Taslagl'm yeniden düzenleyip uygulamakti. Depresyonun getirdigidarhk son derece ciddi
harcamalarda tasarruf" yapilmasmi öngörü-
"rekabetli

bir agamada oldugu için memorandum


yordu. Harcamalarda dikkatli davranmak artik partti. Bunun temini için de reklam bütçesirli ki-
sip girketler arasindaki rekabete dayanan farklan apaglya çekmek gerekiyordu. Su arada yollar-
"makul
daki igikh igaret ve levhalar da asgariye indirildi. Gazetelerde sinirlar içinde lositlama"
prim" gibi ilanlar dü2eye indirildi tamamen kaldinldi. Mo-
"yarig

ve sürücülerine ya en az veya
torlu arag sürücülerinin o denli kiymet verdigi çakmak,dolmakalem, takvimgibi küçük promos-
yonlar ya bir hayli azaltildi veya bunlardan da tamamenvazgeçildi, Artik her gey denetimden
geçiyor, denetimsiz hiçbir geybirakilmlyordu. Benzin istasyonlarmdaki igikh igaretterin sayisi ve
tipi bile masrafm kisilmasi amaclyla standard hale getirillyordu."
"gereksiz

Bu anlagmalarboyutlan ve etki dereceleri ne olursa olsun mutlaka karmaçalara neden olu-


1srarli elegtirilere yol açarken, ötekini kendini savunmaya zorlu-
yor, taraflann birinde köklü ve
yordu. Halktan birçogu bunlan tüketicimenfaatine kargt yöneltilmig dev bir sahtekârligm kanit-
lan olarak görüyordu. Endüstrinin her türünde, uluslararasi kartellerde ve öncelikle de büyük
petrol girketlerindebüyük bir hognutsuzluk egemendi. Ancak, yine de, BirlegikDevletler digm-
da, bu ayarlamalar birçok ülkenin yasalanna ters dügen bir tarzda yapilmamigti. Tam tersine,
hem zamamn havasina hem de hükümet politikalannm haskisma uyarak, aynca iq dünyasinm
da isteg dogrultusunda, aralarmda bir tür igbirligine ve kartellegmeye itilmiglerdi.
Anlagmalara taraf olan girketlerdenher birinin bagkani girketin dört duvan arasmda öteki
"Londra'daki dostlar..." "Henüz kesin bir karara varmamig
"dostlar"
girketlerden söz ederken
olan dostlar" diye bahsederdi. Ancak bu tür doslugun i; alanmdada aynen var oldugunu söyle-
mek yanlig olur; çünkü dostluk oldugu iddia edilen bu gey asla bir kardeglik" deglldi.
"petrolde

Bu dostluk daha çok çaresiz bir dünya ekonomisinde petrol girketlerinibir araya getirenzorunlu
ihtlyacm simgesiydi, Bu girketlerden her biri asimda digerleri için saldirgan birer rakipten bagka
bir gey degillerdi. Bir yandan igbirligi çabasmda bulunurken, bir yandan da israrla itimatsizlikla-
rmi, bikkmlik ve kökü derinlere inen rekabet duygulanm sürdürüyorlardt. l§birliginden söz
ederken bile birbirlerine kargi yeni hücum planlan tasarlamaktan geri kalmamiglardi. Daha Ach-
nacarry Anlagmasi'mn üstünden birkaç ay geçmigken Shell, BirlegikDevletler'deki Dogu Körfe-
zi pazanna girerek iginí süratle geligtirmeye yönelecekti. Jerseybuna çok lazacak, yöneticilerden
ihtiras nedeniyle yapilmig bir hareket" olarak niteleyecek,
"sadece
biri Shell'in bu davrampmi
Shell'ibu sözlerle kmayacaktL Sonrakiyillarda, 1936'da Henri Deterding JerseySirketi'nin tüm
Meksika tesisini,BirlegikDevletler'de ve Avrupa'da tesisleriolan bagimsiz petrolcü William Da-
vis'e satmak istedigini, bunun için tartigmalaryaptigmi ögrenmigti. Davis aslinda "As-Is" Anlag-
oyunculardan" biriydi. Bunu õgrenen Deterding çok
"yedek

mast'mn uygulanmasim zorla§tiran


kizacak, Jersey'e unlan yazacakti: Siz beraberce Davis'in faaliyetlerine direnmekle yükümlü-
yüz. Dügmammiza bize kargi savagta kullanacagi ve sava i onlar için daha etkili kilacak silahi
satmak aramizdaki anlagmayla bagdagmaz." Gerçek gudur ki, 1930'lu ylllarm devami boyunca
JerseySirketiShell'le igbirligi tartigmalanndabulunmug, Shell ile daha lyi kogullarda anlagabil-
mek íçin, dig ülkelerdeld igini Socony ile birlegtirmeye çaligmigtir.
Bütün bunlardan bagka, bagka bir konuda da anlagmazhk yagamyordu. Üzerindeanlaç11an
konularda uygulamayagidip gitmeme ve evvelce kararlagtinlmly hususlan kabul edip etmeme
konusunda anlagmazhk hâlå sürüyordu. 1934 Prensipler Memorandum Taslagi'mn bir maddesi,
üye olmaylp digandan katilan dinleyicilere üye olanlann ticaret numaralanm gözden geçirme
hakki veriyordu. Jersey'in Asya'daki Socony ile beraberce kurduklan Standard-Vacuum Sirketi
yöneticilerinden biri buna giddetle tepki göstererek 1934 Aralik aymda "Kendisinin ve diger gir-

258
ketlerin bu harekete oybirligiylekargi olduklanni" söyleyecekti. Bu konudaki görüglerini gu söz-
1erleifade etmigtir: itirazimizsadece bizim defterlerimize digaridan gelen dinleyicilerin göz ge-
çirmesine, elegtirecek noktalar bulmasma degildir. Kammizca asil itiraz edilen husus ilgili tarafla-
rm ticaretingerçekhacmi hakkmda birbirlerine bilgiverecek kadar itimat etmemelerinden kay-
naklamyor. Bu, 'As Is' doktrinin çok zaylf bir temelde oturdugu anlamma gelirki, bizim itiraz et-
tigimizasil konu budur. 'As4s' doktrinini, her ne olursa olsun ilgililere ait özel bilgileri dört du-
var içinde tutmall,diganya sizdirmamally1z."Ne var ki igler bu özel duvarlarm içindeyken de is-
tendigi kadar lyi yürümüyordu. 1934 Arallk ayinda, Shell yöneticisi Frederick Godber, Uzakdo-
gu'dan yazdigi bir raporda gunlan bildiriyordu: "Ticaretle i1gili rakamlar Texas'in gereksizce
haddini aptigin1ve bu yib kendisine dügen ticaret-kotasmdançok daha bliyük kotayla kapataca-
.
(Lm
gösteriyor."Raporda aynca Texas'm bu hatali davrampma diger girketlerin "daha

sert ön-
lemler" almasi isteniyordu. Anlagmalara ragmen girketlerinrekabet dürtüsüne engel olunamaya-
cagi artik apaçikortadaydi.
Aynca ülkeler íçin belirlenecek petrol tahsisi bagartlibir gekilde nasil yap11acakti?Sõzgelimi
Birlegik Krallik için verilmig olan kota sonuçta tahsisiginin bir hayli dengesizce yapildigmi göste-
riyordu. Shell ve Anglo-Pers girketleri Britanya'da, Shell-Mex/BP adlyla birlegik bir pazarlama
sistemi kurmuglardL Bu grupla Jersey'ebagh girketler arasmdaki satigorani ise birkaç istisna di-
inda, ötekilere kiyasla sabit kalmigti. Ancak yine de petrolün Britanya'ya degigik kaynaklardan
geliginedeniyle bu iki grubun toplam-marketüzerindeki bilegik payi bir hayli dalgalanma göste-
riyordu.
"As-Is" Anlagmalan, Memorandum Taslagi'nin devreye girmesiyle1934'ten itibaren çok
daha etkili olmuytur. Taslagm nispeten baçanli olmasi baglica üç sebebe dayamyordu: Birlegik
Devletler'de Harold Ickes önderligindeki federal ve devlet otoritelerinin nihayet kontrolü ele al-
masma, Sovyetler Birligi'nde endüstrilegme sürecinin çabuklagtinlmasi sonunda yerli petrol tale-
bini artirip, ihraç íçin aynlan petrol miktarmm azaltilmasma ve büyük girketlerin Romanya üre-
timineyapilan baskiyi kontrol altma almadaki bagaristna. Tüm bu geligmelere kargm yine de or-
tada durumu düzeltecek vakit kalmamigti. l938 baglarmda Jersey Sirketi "As-Is" Anlagmala-
n'mn sona erecegini sözlü olarak bildirmigti bile. Anlagmadan geri kalan her türlü faallyet de II.
Dünya Savagi'mn çikmastyla 1939 Eylül aymda son buldu.

Nasyonalizm (Millilegme)
"As-ls" Anlagmalari'nin bir bogluk içinde geligmedigikugkusuzdur. Su anlagmalar sadece petro-
fün kontrolsüz aktmma ve depresyona kargi savunma amaclyla degil,
aym zamanda Avrupa'da
ve daha bagka yerlerde dogan güçlü siyasi kuvvetlere kargi da savunma için yapilmigti. Bir tarih-
çinin yazdigt gibi "Bütün Avrupa kitastnda hüklimet politikalanyla özel yabanci petrol girketteri
daima birbirlerinin kargismda olmuglardir aynca bu kargilagmalar o zamana kadar görülmemig
-

kapsamdaydi. Bunlarm, kendilerini korumak igin ticaretinanormal kogullariyla nasil bag edecek-
lerini tartigmalanndagaçacakbir gey yoktu."
1930'lu ylllarda petrol girketterineçegitli politik baskilar yapilmigtir: Hükümetlerin ithalat
kotalari koymasi, fiyatlan tespitive yabanct petrol degig tokuçulositlamasi.gibi. Aynca petrol gir-
ketlerini artan tanm ürünlerinden elde edilen alkolümotor-yak1tiylaharmanlamaya
ve petrol ye-
rine geçebilecek daha bagka maddeler -kullanmaya zorlamislardir. Birçok yeni vergiler koymug,
ikili ticaret anlaymalanna ve daha da büyük siyasi anlagmalara uygunluk saglamak için gerekti-
gindepetrol ihraç ve ithalatimn yönüne müdahale etmiglerdir. Kârdan gelen gelirleribloke et-
mig, iktisadi açidan verimsiz olan yerli tesislereyatinm yapmaya zorlamiglardir. Sirketleri fazla-
dan petrol stoklamaya mechur etmiglerdi. Depresyonun bir sonucu olan "mutlakiyet"

ve ikili
anlagmalar 1930'lu yillann kurali haline gelmigti. Bunun sonucunda da önde gelen petrol girket-

259
lerini denetim içine almak için epeyce baski gösterilmigtir.Bunun sebebi Londra'daki Ticaret
Kurulu Bagkam'nm uyarmig oldugu gibi "O günlerde tüm yabanci ülkelerde bir egilim vardi:
Kendine att olmayan ülkelerin topraklarmdakendilerine alt, kendi milliyetlerini simgeleyen gir--
ketlerin kurulmasim zorlamalt veya bunu tegviketmek egilimi."
Zamanla Avrupa hükümetlerinde yabanci girketlerimilli kartellere katilmaya zorlamak ve
pazarlan yabanci ve yöresel girketlerarasmda bölmek standard bir uygulama oldu. Ülkedenül-
keye hükümetler yabanct girketlerinyöresel rafineri tesisiaçmada yardimctolmalanüzerinde is-
rar etmeye bagladilar. ÖrneginFransiz hükümeti 1928 yaptinmma dayanarak her girketiçin pa-
tahsisi yoluna gitti. Bir Jerseyyöneticisinin ifadesiyle: "Milli olan ticaribir
"pay"

zarda belirli bir


igletmeyle igbirligi yapilmadigitakdirde-bu igbirligi dolar veya prensip açistndan her türlü özve-
riyi gerektirsede- bunun mallyeti hükümetin önerdigi ighirligi maliyetinden çok daha .yüksek
olacakti.Bunun sebebi de bu konuda bir yaptinmm var olmasmdan ve igbirligi yaptlmadigmda
bu yaptmmm devreye sokulmasmdan ileri geliyordu.Nazi Almanyast'nda ise, bu ülke savaga ha-
zirlanmaktaoldugundan her gün daha çok tüzük yap11iyor,her türlü ayak oyunlan giderek arti-
yordu. Bütün bunlardan bagka, 1930'larm ikinci yansmda, depresyonun en zor ylllan geride bi-
rakilmig olarak, önde gelen büyük girketlerinbirinci hedefi kendilerini hükümet müdahalesine
kargi savunmaya almak olmugtu."Jersey Sirketi Bagkan Yardimcisi olan Orville Harden, 1935
yllmda gunlarisö lüyordu: "Simdi artik hemen her yabanci ülkede egemen olanmilliyetçipoliti-
kalarla kargi kargiyayiz. Üstelikbunlarm çogundasosyalist egllimler oldugu da kugku götürmez.
Bu sorunlar bir taraftahükümet, öbür taraftabir bütün olarak sanayi arasmda mevcut. Bu sorun-
lar giderek ciddiyet kazamyor ve idare de vaktinin çogunu bunlara bir çõzüm yolu aramakla ge-
çiriyor."
Aym yll, tuhaf bir rastlantlyla, petrol dünyasi gözlemcilerindenbiri Avrupa'daki yogun poli-
tik ve ekonomik mililyetçiligi görecek ve konuyu basite indirgeyerek Qusözlerle özetleyecekti:
"Avrupa'da petrolcülük operasyonlarmmyüzde 90'i politik, yüzde 10'u petrole yöneliktir." Bu
sözler aslmda sadece Avrupa için degil, dünyanm geri kalan yerleri için de aymyla geçerliydi.

ah'in Yeni §artlari


Depresyonun süregeldigi günlerde ÌranSahi Riza Pehlevi bir gözlemcininsözleriyle
"bugünler-

de petrolün altm olmadigt" gerçeginialg11amig,buna fazlaslyla öfkelenmigti. Sah'mülkesi artik


bir petrol devletiydi ve Anglo-Pers Sirketi'nden gelen petrol vergileri ülkenin ihracattan kazandi-
gmm üçte ikisini, hükümet gelirlerinin ise önemli bir kismim olugturuyordu. Ancak depresyonla
birlikte Anglo-Pers'ten gelen vergler dügmüg, 1917den o yana en dügük düzeye inmigti. Sah,
kizmig ve öfkeli bir halde bu durumdan girketi suç1ututup, sorunu kendi ellerine almaya karar
vermigti.16 Kasim 1932'de yapilan bir kabine toplantismda,bakanlarmi hayrete dügürerek, bü-
yük bir pervasizhkla Anglo-Pers imtiyazmi iptal ettigini duyurdu. Su duyuru Sah'mbu tür bir
beyana cesaret edemeyecegine inanmig olan dinleyiciler üzerinde gök gürültüsü etkisi yapmigti.
Bu hareketiyle Sah,Anglo-Pers'in bizzat varhgtni tehdit ediyor demekti.
Beklenmedik bir duyuru olmakla beraber Sah'mbu beyanatt aslmda Íran ile Anglo-Pers
Petrol Sirketi arasmda dört ylldir devam eden tartigmalannve gerilímin bitikintisiydi denebilir.
1928'de John Cadman bir gözlemdebulunmuy ve "Imtiyazsahipleriekonomik milliyetçiligtn
kabarmakta olan dalgasi kargismda, milli ç1karlanve kipiselyaklagim kimlikleriyle orantili olarak
geleceklerinigüvencede görebilirler"demigti. Ne var ki Cadman bu kimligt yaratmada baçanh
olamamigti.GerçektefranhlarWilliam Knox D'Arcy'nin 1901 imtiyazmm milli hükümranlikla-
nm ihlal ettigini iddia ediyordu. Ayrica imtiyazdan daha fazla, çok daha fazla para istiyorlard1.
1929 yllmda Cadman Sah'mAdalet Bakani Abdül Hüseyin Timurtaf a bir anlagma önerdi ve bu
anlagmaylakonunun kapanacagina inandt Anlagma geregincefran hükümeti hem çok daha faz-

260
la bir ödeme alacak hem de girkethisselerinden yüzde 25 pay almaya hak kazanacakti. Aynca
kendísinin de yönetim kurulu üyesi olarak bir temsilödenegl almasi ve girketinglobalkân üze-
rinden hisse elde etmesi mümkün olabilecekti. Ancak.teklif edilen bu anla ma sürüncemede ka-
hyor, bir türlü sonuca baglanmiyordu. Her iki taraftada rügvet ve suçlama olaylan yaganlyordu.
Böylece tartigmalaruzun süre devam etti. Tam anlasmanm gerçeklegecegi an Iranblaryeni ko-
gullarfleri sürüp maddelerin degigmesi talebindebulunuyor, daima verilenden daha fazlastm is-
temekte direnlyorlardi.
Anlagmanm bir en önemli sebebi fran'daegemen olan otokra-
türlü gerçeklegememesinin
sinin karakterinden ve ülkenin bagmdaki adamm yapismdan kaynaklanmigtir. Eu adam Riza
Han'dt. Riza Han, Kazak Tugaylar'in komutam olmasindan yararlanarak kendini ülkenin karç1
koyulmaz ve mutlak lideri yapmi ti. Sert, mütehakkim, acimasiz, tok sözlü bir adamdi. Tah-
ran'da elçilik yapmig bir Ingiliz'in söyledigi gibi "Iranhlar'm duyarhhgtna hitap eden nazim ve
özenle seçilmig,fakat o derecede bog olan komplimanlan s1ralamakta vakit kaybetmezdi." Riza
Han 1921'de Savag Bakanhgt, 1923'te de Bagbakanlikyapmigt1.Kendisini Devlet Bagkam yap-
ma hayaliyle oyalandig1günler olmug, fakat sonunda bundan vazgeçerek 1925'te kendisini yeni
Pehlevi hanedamnm kurucusu Riza SahPehlevi olarakilan edip taç giymigti. O günden sonra
ülkesini modernleptirme çabasina girigtiyse de bu konuya hatah ve karmagik bir yakla§imla egil-
migtir. Timurta¢mbelirttigine göre "Sah'in en büyük kusuru herkesten ve her kuldan güphelen-
mesiydi. Tüm ülkede majestelerinin güvendig bir tek kigiyoktu ve bu durum kugkusuz her za-
man sadakatle yanitida duran yakmlarmi fazlastyla üzüyordu."
ah kendi tebaasmihor görürdü. Bir gün kendisini ziyarete gelen bir konuguna Íranhalki
"tutucu
için Ve cahil" demigtir. Egldig bit bagka konu da iktidar açismdan parçalanmig ülkesíni

bir araya getirmek ve kontrolü kendi ellerinde merkezlegtirmekti. Eu ise kendine rakip olan öte-
ki güç merkezlerinien az say1yaindirmesi demekti. lçe küçük memurlarve tutuculann ve din-
darlann líderi olan mollalarla bagladt. Su kipiler Sah'm modern, dünyaya uyan bir millet yaratma
çabasmda kendisine giddetle kargi olan kipilerdi. Onlarm gözünde Sahçok günah iglemig cehen-
nemlik bir suçluydu.Ne de olsa kadmlann mecburi olarak peçe takma yasagini kaldirmigti, Ka-
mu saghgihizmeteri için avuç dolusu para harciyor, aynca egitime deger verip egitim imkânlan
sagliyordu. Ancak tüm bu elegtíriler onu durdurmamigtir. Hatta bir gün ailesindeki kadinlann
duaya gelirkenglydigigiysiyi elegtiren, bunun ne derece dogru oldugunu soran bir Ayetullah't
bizzat dävdügü gärülmügtü.Sah'mtutumu mollalan gruplar halinde suskunluga itmigse de da-
ha da kinci yapmigtir. Bir ziyaretçinin gözlemiyle "Sah'm en büyük icraati mollalara kargi kazan-
digi zaferdi."
Sah'ingörügünegöre Anglo-Pers de tipkimollalargiblydi,onlar gibi bagtmsiz bir güç mer-
kežiydi. §ahbu güç ve nüfuzun etkinligini her ne pahasma olursa olsun, en aza indirme karann-
daydi. Ancak girketin sagladig vergi ödemelerine de, tutkulanni gerçeldegtirmekiçin ihtiyact
vardi. Iran'a verilen petrol gelirlerinin çok dramatik bir dügüy g0stermesi sonucunda,Sah'tan da
gördükleri tegvikleyerel basin ve politikacilar girkete yönelttikleri saldin ve eleptirileri giderek
arttirmaya baglad11ar. D'Arcy'nin ilk imtiyazmm geçerlignden tutup Abadan'daki rafineride don-
durulmug yiyecek bulundurulmasina kadar her geyieleptirme yoluna gittiler. Dondurulmuy be-
sin yemek din anlaylgina ters dügüyordu.
Tüm bunlara ek olarak SahAnglo-Pers'in en büyük hissedart olan ingiltere hükümetine
bagka nedenlerden dolayi da ktzgmdl.-Kendisi Bahreyn üzerinde Ïranhükümranhgim kabul et-
tirmek isterken, Ìngilterehükümeti Sah'aait bu adayi kendi korumastnda tutup, buradaki ege-
menliginde Israr ediyordu. Aynca Ìngllizler'e Irak'1 diplomatik açidan tammigolduklan için de
kiziyordu. Onun kamsinca Irak, Ingilizemperyalizminin bir
"icadmdan"
ibaretti o kadar. Anglo-
Pers Sirketi Yönetim Kurulu, durmadan ayni sözleri tekrarlaylpduruyordu. Sirketin ticari bir fir-
ma olarak igledigini, hükümetten baglmSiz oldugunu tekrarhyorsada hiçbir Iranlibu iddiaya

261
inanmlyordu. Bu tür beyanlan duydukça franblarYönetim Kurulu'nun ingilizhükümetinin söz-
lerini tekrarladigini, böyle davranmakla hükümetin
"suç
ortagi" durumuna dügtügünü ifade edi-
yorlardi.
1932 Kasim ayinda Sah'mAnglo-Pers imtiyazmi tek yanl1 olarak feshetmesiyle sorunlar
doruk noktaya ulagti. Sahbu hareketiyle, askeri güvenligini 1914'te ChurchilltarafindanÍran
petrolüne baglamig olan ingiltere hükûmetine resmen meydan okumug 01uyordu. Ingiltere
Sah'mbu hareketi kargismda pasif kalamazdi. Ancak ne yapabilirdi? Bu sorunun yamti için Mil-
letler Cemiyeti'nebagvuruldu. Durum Cemiyet'çetartigildiktansonra oybirliglyle sorunun aski-
ya almmasma, çatigantaraflarayeni bir düzenleme için zaman tanmmasmakarar verildi. Bun-
dan beg ay sonra 1933 Nisan aymda duruma bir çlkigyolu bulmak igin Cadman'm bizzat Tah-
ran'a gittigini görürüz. Sah'layaptigi ilk toplantismdan sonra Cadman gu sözleri söyleyecekti:
"Hiç kugku yok ki majesteleri para pegindedir." Ancak nisan aymin üçüncü haftasinda görügme-
ler yeniden kilitleniyordu. Bu dela Cadmanson derece öfkeli ve sinirli olarak Sah'la yeni bir ko-
nugma yapmak için saraya döndü. Konunun dagilma noktasina geldigini, kendi sabrmm da artik
tagmaküzere oldugunu, Tahran'dan aynlmak üzere oldugunu Sah'mlyice·anlamasini istiyordu,
Bunu saglamak için uçagLnm pilotuna talimatverdi. Talimat geregince Cadman'la Sah'inkonug-
tugu strada, pilot bir deneme uçuçu yapacak, uçagi saraym pencerelerinden görülür gekilde uçu
racakti.
Sonuçta pilot isteneni yapmig, Riza Sahda buna kanarak geri adim atmtçtl. Artik lran istek-
lerinde daha ilimli davramyordu. 1933 Nisan ayina gelindiginde yeni bir anlagma yapildi. Su an
lagmaya göre imtiyaz sahasi dörtte üç oranda küçültüldü. Aynca anlagma Ìran'apetrol flyatlann-
da dalgalanmalata karyl ülkeyi koruyacak bir de garantiveriyordu ki bu ton bagma dört gilinlik
bir vergiydi. Eu vergi sabit olarak ödenecekti. Aynca girketin tüm dünyadaki kânmn minimum
düzeyin üstünde kalan ve hisse sahiplerine dagit11masi âdet olan kismmdan %20'si de fran'ave-
riliyordu. Bunlara ek olarak, Obür ödemeler dig1nda aynca senede en az 750.000 pound'luk bir
ödeme yapilmasi da garantileniyordu. 1931 ve 1932 yillanna ait vergiler yeni baz üzerinden he-
saplanacak, Iranliiççi sayist çogaltilacaktt Imtiyazmdevam süresi de 1961 yllindan 1993 ylhna
kadar uzatihyordu. Anlaymayapildiktan sonra Cadman'm
"kögeye

sikigtirilipbir güzel soyulduk"


dedigi söylenir. Yine de bu anlagmaylaAnglo-Pers önemli konumunu sürdürebilmigtir.

Meksika Savagi
Petrol girketlerininmillilegme çabasma en giddetlimeydan okuma Batt Yanküresi'nden gelmigti.
Burada, en büyük petrol üreticisi diye tanmanülkelerden birinde, girketlerfaaliyetlerinin megru-
lugunu tammak istemeyen ategli nasyonalistlere kar§i amansiz bir mücadeleye girdiler.Burasi
Meksika'ydi ve anlagmazliga 1917 Meksika Anayasasi'mn 27. maddesinin 4'üncü paragrafi se-
bep olmuytu. Bu maddeye göre,
"yeralti"
denilen, yeralti kaynaklannm bulundugu yerdeki ara-
zi, sahibine degil Meksika Devleti'ne aitti. Sirketler 27 no'lu maddenin uygulanmamasi için
Amerika ve ingiltere'ninde destegini alarak amansiz bit mücadele vermiglerdi. iddialarma göre
ihtilalden evvel kendilerine geçmig olan ve büyük yattnm yaptiklan topraklargeçmige yönelik
bir uygulama ile Meksika Devleti'nce almamazdi. Meksika ise yeralti kaynaklarmin eskiden beri
kendisinin oldugunu, girketlerin sahip oldugu geyin ise toprak degil, sadece devlet karanyla ve-
rilmig imtiyazlar oldugunu iddia ediyordu. Eu tartigmalarsonucunda taraflarmulastigt nokta
tam bir anlagmamazhk noktastydi.
Ancak 1920'ler sonunda Meksika hükümeti bu konuda fazla ileri gitmekten kaçmmigtir.
Petrolde geligme saglanmasi ve pazarlamasi için girketlereihtiyaci vardt. Aynca ülke bir
"yeni-

den yapilanma" sürecinde oldugundan yabanc1 sermayeye gereksinim duyuyordu. Hükümet ya-
banci sermayenin pirketleri ülkeden sürmekle saglanamayacagim, bunun kötü bir reklam olaca-

262
gminbilíncindeydi. Su dügüncelerle oldukÇa
esnek, görünügte durumu kurtaran bir formül uy-
gulayarak girketlerinçaligmasmamüsaade etti. Ancak yeralti kaynaklari üzerindeki iddiasmdan
süreli bir" durumu kurtarma formülüy-
"geçici

vazgeçmedi. Bu, uyulmasi hiç de kolay olmayan


dü. Çokgiddelli acilarla yogrulmug, zamamn ve birçok ylpratici görügmelerin mecbur ettigi bir
durumdu. Aradaki gerginlik 1927de Meksika ve Amerikan hükümetlerini iligkiyi kesecek nok-
taya getirmig, ihtilal sirasmda Woodrow Wilson kuvvetlerinin Meksika'ya gönderilmesindeol-
dugu gibi, ikinci bir Amerikan askeri müdahale olasthgt belirmigti. Durumun ciddiyeti Bagkan
Plutarco Elias Callestarafmdanda algtlanmig olmali ki, petrol bölgesinde askeri komutan olan
GeneralLazaro Cardenas'lyamna çagirarak,bir Amerikan müdahalesi halinde petrol yataklanm
atege vermesi emrini verdi.
Yine de 1927den baglayarak petrol girketleriyleMeksika hükümeti arasmda ve aynca sözü
edilen iki hükümet arasmda bitaz daha istikrarh ve sakin bir hava esmeye baglad1.Ancak bu,
1930 yillan ortalanna kadar sürebildi ve tu yillarda yumugama hareketi yeníden bozuldu. Bu-
nun sebeplerinden biri ülkenin içinde bulundugu ekonomik koguldur. Üretimmasraflarmm art-
mig olmasi, vergilerin yükselmesi ve mevcut petrol yataklarmm tükenmlyolmasi yüzünden Mek-
sika dünya pazarindaki rekabet yetenegini öncelikle Venezuela'ya kargi kaybedlyordu. Hatta
Meksika'da bile daha ucuz olan Venezuela'dan gelen petrolün Tampico'da rafine edildigi oluyor-
du. Ulkedekien büyük yabanct petrolgirketi,pimdikismen Hollanda Kraliyet/Shell karmasinm
sahipliginde ve idaresinde olan Cowdray'm eski Mexican Eeagle (Meksika Kartali) Sirketi'ydi.
Meksika üretim toplaminm% 65'ini bu grup veriyordu.StandardOil of New Jersey'inönderli-
ginde,Amerikan CitiesServiceve Gulf girketleride diger % 35'] saghyordu. .Ülkedehüküm sü-
ren tutarsiz kogullar kargismda yeni yatmm riski istemeyen girketlerinçogu ellerinde ne varsa
onunla yetinmeyi tercih eder olmugtu. Sonuç olarak ülkenin üretimi dramatik bir dügüg gösterdi.
1920'ler bagmda dünyanm ikinci en büyük üreticisi olan Meksika artik, on yll sonra, günde
499.000 varil üretimden günde 104,000 varil üretime dügmüçtü ki tu % 80'lik bir inig demek-
tir. Daha çokgelirelde etmek için petrolünün parlak bír geligimgösterecegine inanan ve bundan
çok geybekleyen Meksika hükümeti için bu kugkusuz aci bir düg kinklig demekti. Hükümetbu
durumdan uluslararasi pazarm olumsuz etkilerini ve yabanc1 sermayeye kesinlikle sicak bakma-
yan ülke kogullarmisorumlu tutmak yerine salt yabanci girketleri sorumlu tutmustur.
Meksika'da siyasi çevre de degigmekteydi. Ihtilal ategi ve milliyetçilik hareketi yeniden
alevlenmeye baglamig,sendikacihk hem kay1th üye hem de güç olarak kuvvetlenmigti. Bu degi-
§iklikler geçmigte Sava; Bakam iken 1934 ylh sonunda Meksika'nm Devlet Bagkanhg'na getiri-
len General Lazaro Cardenas'm gahsmdasembolize edilmigti. Íngiliz bakanm söyledigi gibi,
"Çarpici bir kipiligi olan biriydi. Uzun maske takmiggibi duran bir yüzü ve Kizilderilininkine
benzer anlagilmaz esrarli ve sert bakiplan vardi." Babasi gifallotlar satan Cardenas ancak on bir
ya§ma kadar okula gidebilmigsede yayami boyunca doymaz bir okuma tutkusuylapiirden cog-
rafyaya kadar her tür kitap okumugtu. Ancak en çok tarihi kitap ve özellikle de Frans1z Ihtilali
ile Meksika'yl konu eden kitaplan severdi.On sekiz yagma geldiginde o güne dek birçok iglerde
çahymig, vergi tahsildarligi,matbaaci çirakhg, tutukevigardiyanhg yapmigtL On sekiz yagmday-
ken Meksika Ihtilali'ne katilmak üzere askere yazildt Yigitligi,kendine özgü tevazuuve líderlik
niteligiyle dikkati çektigtndendaha yirmi beg yagma gelmeden general oldu ve ihtilalin
"lideri"

Plutarco Calles'in himayesine almd1. 1920'li y1llardayeni askeri liderler saga dogru kaydiklan
halde Cardenassol kanatta kaldi. Kendi memleketi olan Michoacan gehrininvalisi olarak enerji-
sinin çogunuegitimigeligtirmeyeve büyük çiftlikleri- bõlüp Kizilderililer'i topraksahibi yapmaya
adamigttr. Kendt kipisel yagammda agirbaglive din ve ahlak konularma siki siki baghydi; yasakla-
nn savunucusu ve eglence hayatinm muhalifi olarak tanmtr.
Devlet Bagkam seçildikten sonra Cardenas eski akil hocast olan GeneralCalles'i sürgüne
gönderiyor ve bu hareketiyle kendi inisiyatifiyle hareket eden bir adam oldugunu, bir kukla ol-

263
\

madigim gösteriyordu.Belirli bir grubu bagka bit gruba dügürmekte usta olan Cardenas kendi
üstünlügünü kamtlarcastna, Meksika'ya 1980'ler sonuna kadar hâkim olan politik sistemiyarat-
maya koyuldu. Bu sistemde petrol ve milliyetçilik eksen konumundaydi. Gerçek gudur ki, Car-
denas o güne kadar gelmiggeçmigMeksika devlet bagkanlan içinde en radikal clamdir. 1938'de
Íngilizbakan, Cardenas haklanda gunlan söylemigtir: "Solaolan eglimleri bu adamt kapitalizm
dügmani yaprnig.Arna yine de her türlü faktör göz önüne almdigmda, Meksika'da onun kiratm-
da bir kipinin daha olmadigim teessüflesöyleyebilirim." Cardenas toprakreformu,egitim ve ba-
ymdirhk bizmetlerini zorlam1ç, bu konuda mütecaviz bile olmugtur. Onun bagkanlig1strasmda
iggi sendikalançok daha güç kazanmigttr. Kendisini her zaman için halk kütleleriyle özdegleptir-
mek ister, durup dinlenme bilmeden ülkeyi çepeçevre dolagip,haber vermeden köylülerin arasi-
na karigip gikâyetleriniägrenmeye çaba gösterirdi.
Ategli bir milliyetçi ve radikal bir politikac1olarak Cardenas Meksika'daki yabanc1 petrol
sanayline1stirap veren, ac1bir gerçek olarak bakardL 1920'llyillar sonunda petrol bölgesinde as-
keri kumandanhk yaptigt s1radayabanc1 girketlere kargi büyük bir nefret besler olmugtu. Yaban-
c11armküstah davramplarindan ve Meksika'ya
"zaferle
kazamlmig toprak" gözüyle bakmalarm-
dan -en azindan kendisi 1938 amlarmda böyle yazmigttr- yllmigti. Devlet Bagkamolduktan
sonra artik radikalizme dönmesi dogal olarak kagmlmazdt 1935 ylli baglarmda, Cardenas'm
Bagkan olugundanbirkaç ay sonra Cowdray'inadamlarindan olup MeksikaSirketi'nde çaliçan
biri bir gikâyettebulunarak
"politik
açldan ülkenin tamamen kizila boyandigim" söyleyecekti.
Petrol girketleri Cardenas-öncesi Meksika'da iglerin nasil yürütüldügünü, ülkenin bir karaborsa,
rügvet, para yedirmeyeri oldugunu gayet iyi biliyorlar, ancak bu yeni gerçegekargi ne gibi tu-
tum göstereceklerini bilmiyorlar,hazirliksiz yakalanlyorlardt
Meksika Kartali ise ülkedeki yeni geligen radikalizm ruhuna uymaya çahyan kendi yerel
yönetimiyle, tüm idari kontrole sahip Hollanda Krallyet/Shell arasmda çaprazatege tutulmu; gi-
biydi. Yerel menajerin süyledigine göre "Henri Deterding, Meksika'yi gerçek anlamda anlaya-
mayan, onu sadece emir verebílecegi bír sömürge hükümetiymig gibí gören birlydi." Aslmda bu
kiginin amaci Deterding imajmi karalamaktan bagka bir geydegildi. Ancak bu amacmda baçan11
olamamig ve tam tersine Deterding onu "YariBolgevik" olmaklasuçlamigttr.Yerel menajere kiz-
gmhktan köpürmekten bagka yapacak bir gey kalmamig, gu sözlerleyetinmigti: "Bu uluslararasi
irketler gunu anlamahdir ki, bugünün dünyasmda, petrol satm almak istlyorlarsa, istenen flyati
mutlaka, ne kadar yüksek olursa olsun ödemeleri gerekecektir.Su hem kendileri için hem de
hissedarlan açismdan daha hayirh olacaktir."
Standard Oil New Jerseyde yeni siyasi realitelere uyum gösterecek psikolojide degildi. Bi-
rinci Dünya Savagi'ndanhemen önce "Altin Yol"a baz olan dev keyfi yapan ve Meksika petrol-
cülügünün büyümesinden sorumlu olan ünlü Amerikah jeologEverette De GolyerMeksika'yla
iligkilerini hâlâ sürdürüyordu. Simdiise Amerikan girketleri çok daha önemli durumdaydi ve bu
onu üzüyordu. Jersey Sirketi'nin üretim departman gefi olan Eugene Holman't özel olarak
'

"Meksika hükümetiyle bir ortakhk anlagmasi yapmaya zorladi. Eu anlagmanm Meksika hükü
metinin beklentilerine cevap verici nitelikte olmasim ve Jersey'i de sonunda hem yattrdigt ser-
mayeyi geri alacak, hem de sermaye üzerinden arti bir pay almasmi saglayacak durumda birak-
masim istiyordu." Ancak Holman bu fikre giddetlekargi çikti. De Golyer'e
"öteki
bölgelerde de
örnek olugturmasi itibariyle konunun çok önemli oldugunu,kismi istimlak sayllatílecek bir or-
takhga razi olmaktansa girketin Meksika'da neyi varsa hepsini kaybetmeyi tercih edecegini"
söyledi.
Bu ara, yabanci girketlere yapilmakta olan baskilar giderek artmaktaydi. Latin Amerika'mn
çogu yerinde yabanci petrol girketleriylegiderek etkinlegmekte olan milliyetçilik akimlan ara-
sindakí zitligm en belirgin yanlosi Meksika'da yaçanan geligmelerdi.1937de Bolivya'nm sallan-
t1hdurumdaki yeni askeri hükümeti, kamuoyunun destegini kazanmak için Standard Oil'in ye-

264
rel temsilciliginivergi sahtekârliglyla suçladi ve mal varligma el koydu. Bu hareket Bolivya'da
halkm takdiriylekargilanmig ve tüm Latin Amerika'nm dikkatini çekmigti.Bu ara Meksika'da
ücretler ön plana çikmig,vergi ve petrol imtiyaz sorunlan bir numarah olmaktançikip yerini
ücret konusuna birakmigti. 1937 Mayis aymda petrol iççileri sendikasi greve girmig, bunu, des-
tek amaclyla genel greve hazirlanan öteki sendikalann eylemleri takip etmigti. Cardenas bu 81-
ralar Meksika'da bulunmayarak vaktinin çogunu Yucatan ve Acapulco'da geçirirdi. Yucatan'da
yerli Kizilderililer'e arazi dagitimim deneller, küçük bir liman olan Acapulco'da ise yapilmakta
olan bir otelin ve plajm ingaatma göz kulak olurdu. Ancak gimditoptan satig belasimn bu denli
tehdit edici olduguo günlerdeige müdahale etmek gereginiduydu. Kamsinca petrol endüstrisi-
nin kapanmasma yol açacak bir genel greve hoggörü gösterilemezdi. Ortaligi yatigtirmak için
Bagkan Cardenas girketlerindefterlerini inceleyecek, faallyetlerini denetleyecek bir komisyon
olugturdu,
Kurulan komisyonun görügüne göre girketlerle kendi aralarmda iletigime yol açacak her-
hang bir
"baz"
yoktu. Komisyonun anahtar mevkiindeki adami Profesör JesusSilvaHerzog, gir-
ket memurlanm tanimlamak için gu sözcükleri kullamyordu: "Gerçegisöyleme ahykanligma sa-
hip olmayan, saygidan yoksun kipiler."Komisyonun girkete kargi duydugu nefret duygusu tek ta-
rafli degildi. Aslmda girket üyeleri de komisyondan aym derecede nefret ediyordu. Ïngiltere
elçisine göre, "SilvaHerzogadi çikmigve samimi bir komünistti." Silva Herzog komisyonuso-
nunda bir rapor verdi ve petrol girketlerininMeksika ekonomisinin irzina geçerek akil almaz
kärlar sagladigim, ülkenin daha kapsamh ekonomik geligme saglamasma ise hiçbir katk1da bu-
lunmadigini aç1kladt Komisyon iççiler için senede 26 milyon pezo gibiyüksek ücretler ödenme-
si tavsiyesinde bulundu ve bununla da yetinmeyerek iççi lehine yení bazi ayncallklarda 1srar et-
ti. Mesainin haftada kirk saat olmast, alti haftaya kadar ücretli izin, iççinin emekli olurken elli
yagmdaaldigt ücretin yüzde 85'iyle emekli edilmesi gibi sosyal haklar için diretti. Komisyonun
bir diger tavsiyeside tüm yabanc1 teknisyenleriniki yll içinde igten çikartlip yerlerine Meksikah
teknisyenleringetirilmesiydi.
Bu tavsiyelerekargillkolarak girketler,komisyonun talihsizbir davranipla defter ve hesapla-
nni yanlig yorumladigmi aç1kladilar.Aynca kâr durumlanm da yanlig olarak yansittigim söyledi-
ler. Sirketleriniddiasma göre 1935-37 yillan arasmda tüm girketlerinortalama birlegik kâri 23
milyon pezodan fazla degildi. Oysa iççilere istenen ek ücret talebiise 26 milyon pezoyu bulu-
yordu. Sirketler aym zamanda bir beyanda daha bulunuyor, komisyonun tavsiyeleríneuymalari-
na zorlandiklantakdirdekapilanm kapamalari gerekecegini söylüyorlardi. Bunu söylerken aslm-
da kumar oynuyorlar ve hükümetin bunu göze alamayacaglna inânlyorlardi. Hükümetin igi dev-
ralmasi halinde Meksika'nin gereken personeli, beceriyi, nakliye hizmetterini ve sermayeyi sag-
layamayacagna, Meksika'da bunlann olmadigna inanmiglardi.
Sirketlerkomisyonun tavsiyelerinekargiyd1.Hükümete gelince,sadece aym görügüpaylag-
makla kalmaylp, bazi ek yaptinmlarm da uygulanmasmdan yanaydi. "Meksika Kartali" Sirketi
gelecegin neler getirebileceginin bilincinde olarak çahyanlarimn eg ve çocuklarmi girketten
uzaklagtirdi. Suçlamalar ve kargi suçlamalar giderek artarken ortadaki sorunlar da günden güne
fazlalaçiyordu. Sirketler tüm dünyada kendi faaliyetlerini tehdit egilimi göstereneski bir mode-
lin yeniden yapilanmasmdan korkar olmugtu. Cardenas'm ilk günden beri petrol endüstrisi üze-
rinde hükümet kontrolüne niyetlendigini biliyorlardi. Ancak, gimdisöz konusu olan Carde-
nas'm kendi kipisel itibar ve gücüydü..Yabanci girketlerkargismda testimolup geriye dönüg yapi-
yor gibigözükmeylgöze alamazdi. Aynca, solcu askeri sendikalarm kendisini yenilgiye ugratma-
sma razi olamazd1. Durum ne kadar tehlikelide olsa, o yine de ülkesinin bagmda olmah, ege-
menligi elinde tutmallydi Ne var ki, olaylar ve kopullar onu kendi istedikleri yeré sürüklüyordu.
Günün birinde Cardenasbir dostuna gunlan söyleyecekti: "Bana hiçbir zaman gerçegi söyleme-
yen damqmanlarm ve yetkililerin elindeyim. Bunlar çogu zaman talimatlanmakulak asmtyor."

265
Su sözleri de ayncallave.edlyordu: "Ïçin aslim ancak ige bizzatgirdigim, çahsen ilgilendigim za-
man ögreniyorum."
Bir ingilizgirketiolan Meksika Kartali'nm öteki üreticiler arasmdaen büyük üretimi yap-
masma ragmen petrol girketlerine kargi genel hognutsuziuk bu gírkete degil, duygusal nedenler-
le Amerika BirlegikDevletleri'ne yönelmigti. Bir ingilizdiplomati gözlemlerine dayanarak qu
sözleri söylemigtir:"Hangi simftanolursa olsun bütün Meksikalilar'inbir konuda oybirligiyle ta-
mamen aym dügündüklerini gözledim. Meksikalilar'in hepsinde sarsilmaz bir kanaat var. Ameri-
kahlar'm, ülkelerinin iktisadi kalkmmasina ve politik aç1dan birlegmesine kargi olduguna,bunu
engellemeye çaligtigina inamyorlar Bu onlarda köklü olarak yerlegmig bir kam." Amerikan gir-
ketlerinin Meksika'dan bekledigi diplomatik destek geridekalmly, geçmigemal olmugtu. Roose-
kompuluk" politikasi adlyla yeni bir politikaya yönelmig
"iyi
velt idaresi Latin Amerika'ya kargi
ve Yeni Anlayma diye bir de sözlegme imzalamigti. Ancak, Yeni Anlagma Meksika hükümetinin
durumunu telepatiyoluyla sezinler gibiydi ve pek de güvenilir bulmuyordu. Belirli bir dig politi-
ka bakly açismdan, Washington dünyamn bu yansmda savunmanm bu denli önem kazandigt ve
savag olasihgimn yaklagtigi böyle bir günde Meksika'dan vazgeçmenin zamansiz oldugu ve ön-
lenmesi gerektigt kanaatindeydl. Bu, sendikalarin agiri taleplerinin dengelenmesi konusunda
Kuzey'in fazla baskl yapmadigi anlamindaydi.
Meksika Yüksek Mahkemesi'nin girketleriçin verilmig olan yargiy1onaylamasi ile zaten
var olan bunahm bu defa doruk noktasmi buluyordu. Bu arada girketler de kendilerine dügeni
yaparak ücretleri iki katina çikarlyor,ancak bu dahi sendika liderleri ve Meksika hükümetince
yeterli görülmüyordu. 8 Mart 1938'de Cardenaspetrolgirketleritemsilcileriyle özel bir görüg-
me yaplyor,aricak ücret sorunu bu görügmedede çözülmeyipiyice içinden ç1kilmazbir hal ah-
yordu. Aym günün gecesi, geç bir saatte Cardenas bu defa, kendi kendine yeni bir karar ahyor-
16 Mart'ta petrol girketleriresmi olarak
"feshetme"

du. Bu, gerekirse girketleri


"ayak-
kararlydL

lanmaya" karar verdi. Cardenasbu durumda dahi pes etmiyor, uzlagma yollan aramaya devam
ediyordu. Sonunda taraflarbirbirlerine yaklagmaya baglad1. Sonuçta·çirketler 26 milyon pezo üc-
ret ödemeyi kabul ettiler. Ancak, bir konuda ödün vermeyi reddediyorlard1. Ídareninkarar alma
yetkisinin ve idari kontrolün setidikalara geçirilmesine kesinlikle razi olmayacaklardi.
l 8 Mart 1938'de Cardenas kabine toplantisiyaptL Niyetinin petrol endüstrisini yeniden
kontrolüne almak oldugunu söyledL Millikalkinmalanna engel olmalanndansa petrol yataklan-
nm yok edilmesinin daha yerinde olacagmi bildirdi. Saat sabahin 9.45'inde
"fesih"
kararnamesi-
ni imzaladi ve bagkanliksaraymdaki "San Oda"dan yapilan yaymla bu tarihi karari milletine du-
yurdu. Cardenas'in sözleri tam alti saat süren gösteri yürüyügü ile Mexico City sokaklannda
cogkuyla tekrarlampyankilandt. Ülkeyiartik amansizbir mücadele bekliyordu. Meksika açism-
dan Cardenas'mkaran yabanci egemenligine yöneltilmi büyük kutsal bir sembolve vatansever-
lik örneglydi ve ülkeyi bir arada tutan millilegme ruhunun eksenini olugturuyordu. Sirketlere ge-
lince, onlar olgusunun kesinkes yasadigt oldugu, açik ifadeli anlagmalann ve resmi yü-
"fesih"

kürnlülüklerin ihlali anlamma geldigi, sermayelerini ve enerjilerini riske atarak yarattildan yeyin
inkâr edildigi kanismdayd1.
Feshedilmig Olan girketlerbirlegerek bir saf olugturdu ve aralarmda anlagmak için tartigma-
ya bagladilar.Tartigmalarhiç güvenmedikleritazminat için degil, mal varliklanm geri almak için
yapillyordu. Ancak, bu dogruttudaki çabalar da bir yarar saglamadi. Konu artik sadeceMeksi-
ka'yi degil, çok daha genig bir kesimi ilgilendiren tehlikellbir sorundu. Bir Shellyetkilisinin söz-
leriyle iglemi baçanyla sonuçlandigttakdirdebu, tüm dünya için örnek olugtaracak, Latin
"fesih

Amerika basta olmak üzere bütün dünya uluslararast ticaretyapisim ve yabanci yattrim güven-
cesini mahvetmeye yönelecekti." Bu dügüncelerle girketlerin bir araya gelipbaskilara kargt olan-
ca güçlerlyle tepki göstermelerizorunlu olmuçtu. Tepkilerini, bir araya gelip dünyamn her ya-
nmdan gelen Meksika petrolüne ambargo koyarak gösterdiler.Meksika kaynakli petrol mamulü

266
|
ihracation çahnmig mal oldugu savmda bulundular. Bu uygulamadan en büyük zaran gören gir-
ket Meksika Kartali'ydi. Bu girketHollanda Kraliyet/Shell tarafmdankontrol edilmesinden bag-
ka hissedarlanmn çogu da Ingiliz'di.Ingilterehükümeti uygulainada Meksika'ya kargi piddetle
yan tuttu ve kendísi gibi kargit görügte olanlar iginde en kuvvetli muhalif oldu. Meksikahlar'm el
koyduklan mal varlildarml iade etmelerini istedi. Bu talep Meksika hükümetince cevaba bile ge-
rek duyulmadan diplomatik iligkilerin kesilmesiyle sonuçlanmigtir.
Meksika, BirlegikDevletler'e kargi da benzer bir iligkikesme uygulamasi yapmak üzerey-
ken, sonrasma ait bazi besaplar sonunda bundan kil paylyla vazgeçecekti. Ileridekibir-
"fesih"

kaç sene içinde Washington da Meksika'ya bagta ekonomik olmak üzere bazi baslolar uygula-
maya Çahymigsada bunlan pek de gönüllü yapmamigtir. Gerçekgudur ki, bu iglerde Amerikan
pirketleri hekledikleri ve haklan olan destegi alamamig olduklan izlenimindeydi. Roosevelt'in Ìyi
Kompuluk Politikasi agamasmda ve YeniAnlagma'mn "IktisatKrallarma"yönelttigi eleptiriler 141-
ginda,özellikle 1930'lu yillar sonunda Amerikan hükümeti Meksika'ya kary ve feshin hüküm-
darhk haklanna karsi fazla sert davranmayi sakmcall buluyordu. Hele bu ülke Roosevelt'in deyi-
miyle bir tazminat" ödedigi sürece bunu hiç yapamazdL Aynca omzunda tagidig1onca so-
"adil

run içinde uluslararasi durumun bu denli kötüye gittigi bir zamanda Roosevelt, Meksika'yla ve-
ya dünyanm bu yansmdaki herhangi bir ülkeyle olan fligkileri daha da olumsuza götürmeyi göze
alamiyordu. Göze aldigt takdirde bunun sonuçlanmnsüper güçlerin yaranna olacagini biliyor-
du. Zaman Cardenas'm dünya politikasimn dengesini lyi hesapladigmi kamtlamigttr.
Washington çok geçmeden Íngiltereöncülügündeki ambargonun ve Meksika'da gelenek-
sel pazarlan kapatmak çabalarmmolumsuz etkilerini görebildi.Artik Nazi Almanyasi Meksi-
ka'mn bir numarah petrol alicist olmugtu ve petrolü bu ülkeden indirimli fiyatla veya uzun va-
deyle salm ahyordu. Íkinumaralt mügteri Fagist Italyada önde gelen alicilardan biriydi. Jaýon
irketleri de hem tüm Meksika topraklanndapetrol aramasi yaplyor hem de petrol yataklarm-
dan Pasifik'e kadar uranan bir boru hattl inga etmeyi tasarhyordi.Bütün bunlan bilen Roosevelt
yönetimi açismdan Amerikan hükümetinden gelebilecek ek bir baski ters etki yapabilir, Süper
Güçler'in Meksika'dakidurumlarmi saglamlaçtirmaya yarard1.
Meksika'ya kargi Amerika'dan daha sert tutum içindeki ingilterede giderek ticari olmak-
tan çok stratejik dügüncelerle tutumunu yumugatmigti. Artik stratejik konulara bagka gözlükler-
le baklyordu. Ingiltere'nin bir sorunu vardi. 1938 Mayist'nda Petrol Kurulu ve imparatorluk Sa-
vunma Komisyonu'nun özetledigi gibi bu sorun guydu:Dünya petrol üretiminin yüzde 94'ü sa-
dece sekiz ülkeden gelmekteydi. Birlegik Devletler'de Kongre'nin karan geregince tarafsizhk
müeyyidesi egemen oldugundan bu müeyyide uyannca, bir kriz halinde Amerika Ingiltere'ye
petrol sevk kapilanni kapamak zorundaydl. Rus petrolünegelince, Rus'ya'dan ihracat alt düzey-
lere inmigti ve bir savag halinde belki de tümüyle kesilecekti. Dogu Hint Adalan'mn Hollanda
kesimine, Romanya ve Irak'a cografi durumlanmn elverigsizligi nedeniyle, bazi hallerde güveni-
lir petrol kaynaklan olatak bakilamazdi. Petrol ithal edecek ülke olarak geriye sadece Íran,
Venezuela ve Meksika kallyordu. Ancak, fran'i bu gruptan çikarmak gerekiyordu. Çünküdaha
birkaç yll önce Riza Sah'laaradaki sürtügmesonunda Anglo-Pers Sirketi çok degerli Íranimtiya-
zim bile kaybetmenin epigine gelmigti.
Tüm bunlarm bir tek anlami vard1. Askeri bir kriz halinde, ingiltere'nin petrol dayanagt La-
tin Amerika ülkeleriydi: "Sadece üretimlerinin bol olugu nedeníyle degll, aynca denizyoluyla
nakledilmeye uygun bir konuglanmada bulunduklan için de." Tüm bu kaygilarla, elden gelen
her gey yap11mall,"Meksika'nm uyguladigt politikanmöteki Latin Amerika ülkelerince de uygu-
lanmamasi için her türlü çaba gösterilmeliydi." Londra'mn en çok endige duydugu ülke, Íngilte-
re'nin toplam petrol ihtlyacmin yüzde 40'im kendi bagma kargilayan Venezuela'yd1. Artik ingil-
tere DigigleriBakanhgl için stratejik konular gereksinimleri"ve savaghalinde nas1l
-"savunma

petrol saglanacagi- bakanhgm tüm politikasimn saptanmasinda en yagamsal öneme sahip konu

267
haline gelmigti. Gerçi BirlegikDevletler, Meksika'nmkompusuydu ve iki ülke arasmda çözülme-
yi bekleyen birçok önemli sorun vardt Ancak konu petrol oldugunda Ìngiltereiçin Meksika, Bir-
le§ik Devletler'dençok daha önemliydi.

Jül Sezar Kadar Cansiz


1939 Eylül aymda Avrupa'da savag patladiktan sonra Amerikan petrol girketlerlyle BirlegíkDev-
letler hükümetinin çtkarlandaha da keskin çizgilerleçatigmayabaglamigti.Rooseveltidatesi açi-
smdan milli güvenlik konusu StandardOil New Jerseyve öteki Amerikan girketlerininyeniden
kalkmdirilmasindan çok daha önemliydi. Washington, Nazi denizaltilarinm Meksika limanlarm-
"petrol

teknisyenlerinin"Kuzey Mek-
"jeologlarin"
dan petrol ikmali yapmasini veya Alman ve
sika'da, BirlepikDevletler simrlan yakmmda, veya güneyde Panama Kanah yönünde dolagmast-
m istemiyordu. Bu nedenlerle Washington için petrol konusunu mümkün oldugunca çabuk
gündemden çikarmak en dogru hareket olacakt1. A ynca, Amerika'mn savaga girmesihalinde
BirlegikDevletler, Birinci Dünya Savagi'ndaoldugu gibi, Meksika'daki petrol yataklanna girmek
isteyecekti; bu yataklarm gerçek sahibininkimler oldugu ise Amerika'ythiç ilgllendirmlyordu.
Amerikan BüyükelçisiJosephusDaniels'in 1941'de Roosevelt'e bildirdigi gibiamaç Meksika'yla
olgusuydu. Büyükelçiningörügüne göre "JülSe-
"fesih"
igbirligt yapmakti; bunun bag engeli ise
zar kadar cansiz" olan bu durumu yeniden hayata geçirip korumaya çaligmanm hiçbir. anlami
olamazdi.
Stratelikdügünceler 1941 güzünde, Pearl Harbor baskmmdan hemen önce Washington'u
bu konuya iligkin bir çözüm yolu bulmak için harekete zorladl. Artik sorunun can ahci noktasi
itketlerin yeniden kurulmasi olmaktançikmigt1.Simdi asil sorun tazminat konusuydu. Ancak
tazminatne miktarda olacakt17Meksika'daki girketleretazminatiçin biçilen degerler birbirleriy-
le klyaslanmayacak kadar çeligki içindeydi. Sözgelimi Meksika'nm 7 milyondolar deger biç tigi
bir girketekargi taraftan408 milyondolara kadar tazminatistenebiliyordu.
,¶irket

degerini sapta-
mada en önemli faktör yeraltirezervleriydi. BirlegikDevletler ve Meksika hükümetinin ortakla-
a seçtigi temsilcilerdenbir komisyon kurularak
"tazminat"
plam yapmakla görevlendirildi. So-
nunda komisyon bir plan yaptlysa da bu gerçekçiolmaktan çok uzakti. Komisyonun ulagtigi yar-
glya göre girketlereait topraklardakiyeralt1 rezervleri
"fesih"

tarihindeyeraltmdan çikanlml?tl
ve artik mevcut degildi. Çokzekice bulunmug bu formülden sonra artik hangi yeralti rezervinin
kime ait oldugu veya degerinin ne oldugunu konuginakta hiçbir yarar yoktu. Petrolün çogunun
da bu arada gitmig oldugundan kimse kugku duyamazdi. Bu esasa dayanarak komisyon yeni bir
tazminat ayarlamasi önerdi ve yaklagik 30 milyon dolar tazminatödemenin birkaç ylla bölüne-
rek yapilmasim teklifetti. Tazminat için ortaya atilan rakam girketleri memnun etmemigti. Hep-
si birden buna kargi piddetti bir reaksiyon gösterdiler. 1920'lerde, ileride petrol bulamamaktan
ciddi gekildeendigeli Birlepik Devletler'in arzusuna uyarak yabanc1 petrol kaynaklan aramaya
giktiklarmi, pimdi ise aym hükümet tarafmdanterk edilip lhanete ugradiklanm iddia ettiler. An-
cak Devlet Bakani CordellHull isteglnde direniyor, girketierin tazminatikabul edip etmemekte
serbest olduklanm, fakat kabul etmeyecek olurlarsaWashington'dan artik hiçbir yardim veya
destek beklememeleri gerektigini söylüyordu. Aç1kça söylemek gerekirse,Washington'un bu
konudaki politikasi al ister alma" dogrultusundaydt Sonunda,1943 Ekími'nde, degerlen-
"ister

dirme konusu ortaya atildigmdan bir buçuk yll sonra, Amerikan girketleritazminatalmayi kabul
ettiler.
14bununla da tamamlanmigolmuyordu.Meksika'ya da bir fiyat ödemek gerekiyordu. Ara-
dan geçen zaman içinde Meksika'da, Petroleos Mexicanosadmda hemen tüm petrol sanayiinin
sahibi olan milli bir petrol girketi kurulmugtu. Ancak bu ülkede petrolcülükartik digariya ihraca-
ta yönelik olmaktan ç1km14, tüm dikkatler yurtiçi pazara ve Meksika'mn kendi iktisadi geligmesi

268
I
I

için gerekliolan yakitm ucuz üretimine çevrilmigti. Artik dünya pazarlarmda Meksika petrolü
çok az yer tutuyordu.Aynca bu endüstri sermaye yoklugu nedenlyleve teknolojikbecerileri ol-
madigi için zayif duruma dügmügtü. Ancak millilegmehareketi iktisadi gerçeklere mutlaka bazi
imtiyazlar verecekti. Fesih olaymmbir kez daha hesaplanmasi sonucunda,vaat edilmigolan üc-
retler sonsuza dek erteleniyorve bununla da kalmaylp, apaglya çekiliyordu.
Ingiltere'ninkendi hesaplarm1 kapatmak ve hatta Meksika'yladiplomatik iligkileri yeniden
kurmak gibi bir endigesi yoktu. DigigleriDaimi Müstegan Alexander Cadogan'insözlerlyleIngil-
tere hâlà Meksika ile bir anlagma halinde, bunun Iran ve Venezuela'nin
"kafalanna" "bazi
fikir-
ler" sokacagindankorkuyordu. Cadogan dügüncelerini çõyle ifade etmigtir: "Kugku yok ki sava;
bittiginde bu konu bambagka bir yön kazanacaktir," Olaylann gidigiMeksika Kartah ve Shell gir-
.
ketlerinin 1947 yilma, savagm bitiminden iki yll sonrayakadar Meksika'ylaiglerini çözümleme-
lerine linkân vermemigtir. Ancak bu iki girketgösterdiklerisabrm kargiligini aldilar. Meksika Kar-
tall'mn Meksika'da faallyet göstermig en büyük yabanct girket oldugu gerçegibu girketebüyük-.
lügüyle orantill, Amerikan girketlerindençok daha iyi bir tazminat,yani tam 130 milyon dolar
kazandirmigtir.
Meksika Kartall,en azmdan ingilterehükümetinin kendisini destekledigini, arkasmda ol-
dugunu billyordu. Amerikan girketleri ise tam.tersine,kendilerine haksizlik edenin Meksika'dan
çok, kendi hükümetleri oldugu kamsmdaydt. Ancak hem Ingiltereve hem de Amerikan girketle-
rinin aym görügte oldugu ortak bir konu vardi. Her ikisi de petrolcülügün uzun yillardan beri
-Bolgevik Íhtilali'nden, belki de 1911'de Standard Oil Tröstü'nün yllolmasindan bu yana- almig
oldugu en derin yara oldugu inancmdayd11ar. Yabancigirketlerle iglerini çözümleyen Meksika so-
nunda hedefinde hakli oldugunu dogrulamtyti. 1938 millilegmehareketi ihtilalin en büyük za-
ferlerinden biri oldugunu göstermigtir. Artik Meksika kendi petrol sanayiinintek ve mutlak efen-
disiydi. Bu arada Petroleos Mexicanos ---Pemex--adlyla yeni bir girketdoguyor, dünya yüzünde
sahibi devlet olan ilk ve en önemli petrol irketi olarak geligip, ismini duyuruyordu. Su yönleriy-
le Meksikagerçekten flerisi için bir model olugturmugtu.

269
15
Arap Ïmtiyazlari

Frank Holmes'in Yarattig1Dünya


Birinci Dünya Savagl'nm periçan edip yagantilarini bagka yerlerde sürdürmeye mahkûm ettigi
milyonlarcakigiden biri de Binbagi Frank Holmes'di. Ancak o daha savag baglamadan çok önce
gezici olmanin ne demek oldugunu ögrenmigti. Yeni Zelanda'da 1874'te bir çiftlikte dogmug
olan Holmes ilk ly olarak GüneyAfrika'da altm madenlerinde çahymig,daha sonra yirmi yll ka-
dar maden mühendislerininyaptigt tipik iglerde çaligmak için Avusturya ve Malaya'dan Meksi-
ka'ya, Uruguay'a, Rusya ve Niierya'ya kadar dünyamn her vamna gidip oralarda çahgmigt1. Yapi
itibarlyle güçlü kuvvetli ve dayanakli, tavir olarak da dikkatli ve israrclyd1. Rakiplerinden biri gü-
nün birinde orlu gu sözlerletanimlamigttr:"Kigisel yönden çok çekici olan, meydanokumaya
agik, soguk, palavraci ve korsan tavirhbiri." Birinci Dünya Savagtsirasmda ingiltereOrdusu'nda
iage sorumlusu olarak çaliçan Holmes, 1918'de sigir satm almak için gittigi Habegistan'm Addis
Ababa kentinde bit Arap tüccarla tanigmig,ondan ÌranKörfezi'nin Arabistan k1yismdapetrol se
zintilarina rastlandigmiduymugtu. Bir maden mühendisi olan Holmes'i bu haber bir hayli ilgi-
lendirmigti. Ilerikigünlerde bugün Irak olan bölgenin Basra kentinde görevaldigmda, hududun
irankesiminde Anglo-Pers §irketi'nin faaliyetlerini ögrenmek isteyerek bu konuyla daha yakm-
da ilgilenmeye baglad1. Arabistan sahilinde petrole daír igaretler oldugu hakkmda evvelce duy-
mug olduklan da aynca ilgisini çeker olmuçtu.
Savagtan sonra Holmes Ortadogu'da i; firsatlanni geligtirmek için kurulan "Dogu Yöresi
Genel Birligi" adh bir girketinkurulugunda görev aldi. 1920'de birligin ilk i; tegebbüsüolarak
Aden'de bir eczane açti. Ne var ki onun kalbi eczanede degil, kendisini devamh izlemekte olan
hirs ve tutku halindeki bir bagka konu olan petroldeydi. Arabistan sahilínin muazzam bir petrol
kaynagi olduguna inamyor, rüyasim gerçekleptirmek için bu rüyanm peginden sarsilmaz bir ira-
deyle ko§uyordu. Mükemmelligi arayan kipiligi, insanlarda güven uyandiran yetenegiyle Kör-
fez'in Arabistan kesiminde yukardan apagi dolagmaya, o günlerde sefalete bogulmuy hükümdar-
larm birinden ötekine koparak hayallerini anlatmaya, gözleri önünde sefaletten bagka bir gey
görmeyen bu insanlara servetler vaat etmeye yönelmigti. Bu faaliyetlerde bulunurken asil amaci
kugkusuz dosyasma yeni bir imtiyaz eklemekti.
Holmes bu çabalanmçevrede kendisini gözleyen, güpheci, kugkulu ingilizgörevlilerin me-
rakli bakiplari altmda yürütürdü. Görevlilerçevrede yerel hükümdarlarm yabancilarla iligkisini
gözlemekve bölgede majestelerine ait ·çlkarlarm gözetilmesi igin bulunuyordu. Holmes'e vic-
"kötülükle
dansiz bir sorun yaratici gözüyle balayor, dolu bir yetenek" sayarak, kendine ucuz çi-
kar saglamak ugruna bölgedeki Íngiliznüfuzunu sarsan biri olarak görüyorlardt. Yöredeki ingiliz
görevlilerden biri Holmes için "Dünya petrol pazarmda bir serseri olmaktan ileri gitmeyenbiri"
demigtir. Aleyhinde söylenen sözler lçinde belki de en kötüsü bir bagka görevlidengelmigtirki,
bu kigi onu "Özellilde tatmin edici bir kipiligi olmayan birisi" olarak tammlamigtir. Ancak, guna

270
da igaret etmek gerekir ki, bu sadece Ïngilizler'in
görügüydü ve kiyi boyunca yagayanAraplar bu
görügü paylagmiyordu. Onlara göre Holmes bir gün mutlakaherkesten tamamenfarkli bir
gey;
"Abu Naft", yani Petrolün Babasi olacaktL
Artik HolmesAden'deki eczaneyi birakmig, petrol kampanyasmi yürütmek için Arabistan
sahilinden hemen ötede küçük bir ada olan Bahreyn'de bir Merkez Bürosu açmigtl.Bahreyn'i
.
segmesinin sebebi burada petrol belirtileri oldugu hakkmda rapor almasiydi. Seyhpetrol konu-
suyla ilgilenmiyor, asil sikinti çektigi su konusuyla ilgileniyordu. Bu yüzden Holmes
su için
sonda] yapti, suya erigti ve bundan bir hayli kazanç sagladt Bagarisimn ödülü bununla da kal-
mamig, alicenap Seyh, evvelce vaat ettigi gibi, 1925 yllmda ona bir de petrol arama imtiyazi
vermigti.
O güne gelinceye kadar Holmes petrol üzerinde daha bagka haklar da kazanmigti. Bunlar
arasinda sonradan Suudi Arabistan Kralligi'nm dogu kesimini olugturanAl-Hasa için kazanmig
olduguimtiyaz ve izleyen yll Suudi Arabistan'la Kuveyt arasmda her iki ülkenin ortaklaga kont-
rolünde olan Tarafsiz Bölge için kazandigt imtiyaz sayllmaya deger. Kuveyt topraklanüzerinde
de imtiyaz almayaçahytiysa da bu konuda baçanli olmamigtir. Íçinilginç yam, Holmes,sanki ip-
leri kendine yetmiyormuy gibi bu defa da Bagdat'tan Bahreyn'eemirler yagdirmaya baglamigti.
Amact Irak'ta Türkiye Petrolleri
Sirketi'nekargi rekabet havast yaratmak, böylece birçok hükü-
met ve girketinbirbirlerine daha da dügman olmalannisaglamakti.
Holmes'in faaliyetleri giderekbirçok çevredeve öncelikle de Anglo-Pers
Sirketi'nde telagla
kargilanmigtl. Anglo-Pers "kendi

nüfuz sahast içinde" kendinden baska birinin operasyon yap-


masim istemlyor; bu birinin" kendisinin fran'dakioperasyonlarma müdahale edip bag be-
"bagka

last olacagmdan korkuyordu. Aslinda girketArabistan'da petrol olmadigt inancmdaydi.


John
Cadman'm sözleriyle Jeolojik "iyimserlige
raporlar fazla yer vermiyordu." Sirketten bir bagka
temsilcide 1926'da Suudi Arabistan'm
"her

türlü petrol birikiminden yoksun" oldugunu duyu-


ruyordu. Bu yetkili asil petrol vaat eden yerin Arnavutluk oldugunu söylüyordu.
Her türlü k.ugkunun çevreyi bu denli sardigt bir atmosferdeHolmes ve sendikasi yllmaya-
rak planlarim gerçekleptirmeye savagtilarve bunun için kadrolanna bir de Isviçreliünlü bir je-
olog aldilar. Jeolog Dogu Arabistan'da durumu sorupturinakla görevlendiritmigti. Ancak jealo-
gun çabalan geri tepti. Ünlüjeologun ihtisas sahasi Alp Daglan oldugundan kendisini yamit-
mig, uçsuz bucaksiz kum çölü için verdigi raporda bölgenin
"petrol
için sondaj yapmayi ge-
rektirecek herhangi bir belitti vermedigini" yaz migti Ünlüprof e sör raporund a
punu da beyan
.

ediyordu: "Burada giripilecek bir petrol aramasi düpedüz bir kumar olur." Bu Allah'm cezasi
rapordaki kelimeler her nasilsa Londra mallyesinede aksetmig, bu da girketinHolmes'i destek-
lemek için gerekli olan paramn saglanmasimbüsbütün güç1egtirmigti.Eger para bulunmug ol-
saydi girket bunu yeni imtiyazlar ve yeni kazilar pegindeki Holmes'i desteklemek için kullana-
cakti.
1926 yllmda artiksendikamali yönden büyük siktnti içine dügmügtü. Holmes devamll ola-
rak para çekmek zorunda kabyor, seyahat masraflan için armagan, bagiglar
ve davetler için sü-
rekli para istiyordu. Sendikamn parasal görüntü ve gelecegi o derece karanlikti ki sonunda imti-
yazianmn tümünü birden Anglo-Pers'e satmak için bagvuruda bulunacak, ancak bagvurusu Ang-
lo-Pers tarafmdanreddedilecekti. Anglo-Pers hayir demigti; çünkü onlara göre Arabistan'da
pet-
rol diye bir gey yoktu. Para íçin bu defa Holmes girigimde bulunup Londra kentinden
sermaye
bulmaya çahgiyor,ancak onun istegi de soguk bir red cevablyla kargilamyordu. Holmes inatçi ki-
iligine ve lyi bir satici olmasina kargm bu konuda hiçbir baçan kazanamamigti. O
günlerdeyaga-
mig bir Ingilizigadami sonradan o günleriammsarken ondan "Holmes Londra'da en büyük bag
belasi olarak görülüyor,insanlar ona rastladikça yollanni degi tirip öteki yana kaçiyordu" diye
söz edecekti.

27]
Bahreyn ve New York Seyhleri
ingiltere'debaçan olasillgl kalmadigmdan Holmesbu defa gansmm yüzüne gülecegi ümidiyle,
kendi deyimiyle büyük New YorkSeyhleriyle"
"gerçekten
dolu Amerika'ya gitti.Ne var ki orada
da ganst yaver gitmemig, kapilar yüzüne kapanmigti. Standard Oil New Jersey'denbir yönetici
Bahreyn'in ilgi çekmeyecekkadar küçük oldugunu, harita üzerinde kaleminin ucu kadar bir yer
kapladigLm sõylüyordu, Ötekigirketleregelinceonlar da gayretlerini Türkiye Petrolleri Sirke-
ti'ne kattlmak için odakladiklanndan konuya ilgi göstermediler.
Sonundatek bir Amerikan pirketi,Gulf Oil Bahreyn'e ilgi göstermeye baglamigti. Sirketin
görevidünyamn dört bir yamnda çegitlikalitede üretilen petrolü geligtirerek belirli üretim bölge-
1erinde rastlanmasi olasi genel petrol sikmtisinda veya üretim dügügünde kullan11masmisagla-
maktt. Kurulugunun ilk yillarmda, yani yüzytlbaglarmda, Spindletop'daki petrol patlamasi sira-
smda epeyce sarsinti geçirmig, silinipyok olmanmepigine gelmigti.§irketin ilgi göstermesi üzeri-
parçalarlyla madde" ve aynca Bah-
"yagh

ne Holmes yöneticilere araziden ahnmig kaya bir


reyn'deki su kuyularmdan çikarilmigpetrol zerrelerine ait bir de rapor sundu. Tüm bu belgeler
yeterinceinandirict olmali ki "Gulf Oil" 1927 Kastml'nda "Dogu Yöresi GenelBirligi'ndenArap
imtiyazlan üzerindeki tüm haklan alarak, Kuveyt'te bir imtiyaz elde etmede Holmesgrubuyla
çaligmay1"kabul ediyordu. Ancak ortaya bir de sorun çikmigti. 1928'de "Gulf" Türkiye Petrolle-
ri Sirketi'ndeki Amerikan Grubu'na katilmig, bu grubun bir üyesi olmuytu. Anlagma, imzasi bu-
lunan girketlerdenhiçbirinin haritada belirlenmig smirlar içinde herhangi bir bölgede bagimsiz
olarakfaaliyet göstermesíne izin vermiyordu. Bu madde açikçaSuudi Arabistan için oldugu ka-
dar Bahreyn için de baglay1clydt Anlagma uyannca girketler ya birlikte hareket etmek veya hig
hareket etmemek zorundayd1. Gulf m bütün Israrma kargm Türkiye Petrolleri Yönetim Kurulu
Holmes'in tüm Arabistan paketini kabul etmeye yanagmadt Böylece "Gulf"KizilHat smirlan di-
ymdakalmasi nedeniyle Kuveyt'i elde ederken, Bahreyn üzerinde imtiyaz elde etme plamndan
vazgeçmek zorunda kahyordu.
Gulf yöneticileri Bahreyn imtlyazi konusunu California Standard'indikkatine sunmak isti-
yordu. California Standard tipkl Gulf gibi yabanci petrol yataklari bulma pegindeydi ve bunun
için saldirgandenebilecek girigimlerde bulunuyordu. Ancak çok büyük mastaflar yaptigt halde
çabalarmi kamtlayacak bir damla yabanci petrol bulmuy degildi. Tüm bu nedenlerle Gull m Bah-
reyn üzerindeki arama izni Socal adlyla tanman Standardof California§irketi'ne gltti. Gulfin
aksine "Socal"Türkiye Petrolleri üyesi degildi ve bunun için de Kizil Hat kisitlamasom diginda
kallyordu. imtiyazielde tutmasi için Socal Kanadatemsilcisiolarak Bahreyn Petrol Sirketí'ni
kurmugtur.
Ilerikigünlerde Bahreyn'de Socal, Kuveyt'te Gulf ingilterehükümetinin duvar gibisaglam,
ödün vermez muhalefetine çarpacak,Íngiltere hükümetinin bölgeye Amerikan girketlerí sokul-
masina piddetle itiraz ettigine tamk olacakti. Birinci Dünya Savagi'ndan önce Ingiltere, Kõrfez
bölgesine Alman nüfuzunun sizmasmi önlemek için aralannda Kuveyt ve Bahreyn geyhleri de
olan yöre geyhleriyle bir sözlegme yaptL Sözlegme petrol çahymalannosadece Ingilizier'e ema-
net edilmesini ve yabanci iligkilerin de Íngitterehükümeti araciliglylayapilmasmi öngörüyordu.
Su sözlegmeye dayanarak gimdiÍngiltere ve Bahreyn veya Kuveyt'te olsun her imtiyaz anlagma-
uyruklu" olmayi part kopuyordu. Su madde uyannca petrol çahymalan"Ingiliz-
"ingiltere

smda,
ler" tarafmdanyapilacak, Amerikalilarca yapilmayacakti. Su madde Gulf m veya Socal'm imti-
yazlarmi igletemeyecegi anlamina geliyordu.
Durum BirlegikDevletler'in destegindeki Socalve Gulf girketlerininbir tarafi,ingilterehü-
kümetinin diger taraftolugturdugu bir seri can sikici tartigmalarlaele alimyordu. Amerikan pet-
rollleri ilgili maddenin" kendilerini Körfez'deki geyhliklerdenurak tutmak için
"milliyetçílikle

oldugu inancmdaydL Gerçek gudur ki, ingilterehükü-


"engel"
kurnazca planlanmigkasttl1 bir

272
meti kendisini yagmalanmig, kapana kistinlmig hissediyor, gücü kendinden büyük Amerika kar-
gisindasavunmada kaltyor, imparatorluk için yagamsal saydigi konumlan elde tutma pahasina
amansizca çababyordu.
1929 yllmda, Ingiltere hükümeti bir kez daha durum degerlendirmesi yaptl. Sonuçta yeni
bir karara vanp, Amerikan sermayesinin devreye girmesinin her kogul ve durumda Íngiltere'nin
kontrolünde olan bölgelerdeki petrol çallymalanm hizlandiracagt sonucuna vardi. Bunun hem
her zaman para ihtiyacmda olan ve bulamadig zaman ingiltere'den isteyen yöre geyhlerinin,
hem de güvenilir petrol ihtlyacmdaki Kraliyet donanmasmm yararma olacagi karanna vardi. Ka-
bul etmesinin bagka bir nedeni de Amerika'dan yagdmlan yogun diplomatik baskiydi. Artik in-
giftere hükümeti en azmdan Bahreyn konusunda geri dönüs yapmak yanhslydi. Bu karar uyann-
ca Socallle hir sözleyme yapildi. Sözlegme gereglnce Amerikan hükümetine Bahreyn imtiyazmi
igletme hakki tanmlyor,yalmz bu da bir kogula baglantyordu. Bu igletme haklam sadece Ingilte-
re'nin konumunu ve politik üstünlügünü garantileyen belirli kogullar altmda kullanacakti. Örne-
gin,girketten Seyh'egönderilecek her türlü mesai veya yazi Ingilterehükümetinin yerel temsil-
cisi olan siyasi ajan aracihglyla gönderilecekti.
BahreynPetrol
.girketi

kazi igine ancak bir yll sonra, 1931 Ekimi'nde baglayabildi ve 31


Mayis 1932'de ilk petrole rastlad1. Artik Körfez'in Arap kesiminde petrol bulunmuçtu. Uretim
miktan mütevazi olmakla beraber Bahreyn'deki kegfin anlami büyüktü ve bu çok daha genigso-
nuçlar verecek tarihi bir olayin ilk belirtilerlydi. Haber, kurulu bütün girketlerüzerinde bomba
tesiriyapmigti. Belki on yll boyu, petrol hakkindaki sabit fikirleriyle hor görülüpalay konusu ya-
pilan Binbagi Holmes gimdi az da olsa içgüdüleri, hayal gücü sayesinde saygmlik kazanmigt1.
Acaba yapmig olduklanm çok daha büyük sahalarda da yapsa yine bagarill olur muydu? Ne de
olsa küçük Bahreyn Adasi Arap Yarunadasi'ndan sadece yirmi mil uzaktaydi ve dig görünüme
.
göre jeolojiside tamamenayntydt

ibni Saud
1930'lu yillarin bagmda Ingiltere'nin Kuveyt'teki siyasi temsilcisi,kompu Suudi Arabistan hü-
kümdanndan zaman uzagi görebilen aloll ÏbniSuud" diye söz ederdi. Aslinda o yillarda
"her

i
Íbni Suud'un o derece uzagt görecek hali yoktu. Bu onun için bir lüks saythrdt Íbni Suud ciddi
bir sorunun baskist altindaydi. Maliyesi için paraya ihtiyact vardi
ve bunu acil olarak bulmak zo-
rundaydt. Kendisini petrol konusunu dügünmeye bu sorun götürmüstür. Kugkusuz henüz ülke-
sinin gelecekteki petrol durumunun ne olacagini bilmiyordu ve bu konuda bir hayli kugkuluy-
du. Aynca uzak bir olasillkla petrol bulundugu takdirde bu endüstrideki geligmenin kralligt
iÇín
ne anlam taglyacagimdügünüyor, mutsuzluk duyuyordu. Yabancisermaye ve teknisyenleringe-
leneksel degerleri ve iligkileri bozup belki de yok edeceginden endige duyuyordu. Petrol arama
için imtiyaz bagglamaksa yeterli parasal kaynak saglayacagi için kanismca çok daha farkl1 hir
konuydu.
Abdül Aziz, bin Abdal Rahman Al Faysal Al Saud elli yagmi henüz doldurmuytu. Otoriter
bir fiziki yaplya sahip, bir doksan boyunda, kocaman gögüslü bir adamdl. Eu görünümüyleyurt-
taglanmngogunun tepesindenbakar gibiydi.On sene önce Basra'ya ziyaret için gelen biri onun
çok geçerli bir tanimlamasmiyapmigti. O günlerdeBasra'da bulunan bir ingilizgörevlinin anlat1-
miyla Kral "Tipik göçebe geyhlerdendaha irl bir yaplya sabip olmakla beraber soylu bir Arap'm
özelliklerini taglyordu.Bir kartall animsatan profili, geligmigburun delilderi, belirgin dudaklan
ve sivri bir sakalin daha da anlam kazandirdigt uzun dar çenesiyle dikkat çeken bir adamdi. Bu
özelliklerine hem savag hem de devlet iglerindeki yetenegini de katmasiyla kabilesinin gözünde
daha da itibar kazanmigti." Abdül Aziz adlyla da tanman Ibni Suud'un gerek savasta, gerekse
devlet iglerinde yeteneklerini büyük baçanyla kanttladigt hiçbir zaman yadsmamaz. Ülkeyiinga

273
etmede, modernSuudi Arabistan'i kurmada olaganüstü hizmetleri olmugtur. Ne var ki, hüküm-
darliginm ilk günlerinde tüm millí serveti devenin sirtma yükledigi heybe içinde taglyanbir hü-
kümdar olarak ün kazanmigti.
Suudi hanedant 1700'lü ytllarin bagmda Arabistan'm merkezinde bir plato olan Nejd'de-
ki Dariya kasabasmda Muhammed bin Suud tarafmdan kurulmugtu. Muhammed Bin Suud
bu bölgede, ruhani liderleri olan ve Islamiyet'in katt prensiplerini benimsemig Abdul Vahab'm
davasmi benimsemig olarak onun izinden gidiyordu.Islamiyet'inbu yönü ileri ylllarda hane-
damn kurulmasmda bu kurulugun temel tagt, dinsel harci olmustur. Suudi ailesi,Vahabiler'le
birlikte, kisa sürede gerçekleptirmek istedikleri bir zafer programi yaptilar. Su program yanm
yüzy1l içinde onlart Arap Yarimadasi'nm çogu yerinde egemen kilacaktL Ancak Suudi Kralli-
gi'mngeniglemesiOsmanh Türklerl'nde panik yaratmig ve Osmanh hükürneti bir seferberlik
düzenleyip, 1818'de Suudi Arabistan'1yenilgiye ugratmistir. Bu arada Muhammed'in torunu-
nun torunu Abdullah lstanbul'agötürülüyor, orada bagi kesiliyordu. Zamanla Abdullah oglu
Turki bu defa Riyad'da merkezlenen Suudi Kralligl'm yeniden kurduysa da, Turki'nin iki toru-
yeniden canlandinlmast
nu arasindaki güç çatigmasiyüzünden bu ilk Suudi hükümdarhšmm
bagarill olamamigtir. Sonraki günlerde, üçüncü torun olan Abdul Rahman, nefret ettikleri ve
rakipleri olan Al Rashid ailesi zamaninda bir süre için Riyad'da valilik yapm14tir. Ancak
1891'de Abdul Rahman ailesi maiyetleriyle birlikte ülkeden kagip sürgün hayati yaçayacakti.
Sürgüne giderken beraberinde geleceginÍbni Suud'u olan oglu Abdul Aziz'i de almigt). Abdul
Rahman sürgün yolculugunun bir k1smmi bir devenin semerine tutturulmuy heybe içinde
.
saklanarakyapmigti. O ve maiyeti iki ylllarini oradan oraya sürüklenerek, yagamlanm çölün
derinliklerinde sürdüren göçebe kabilesiyle bir arada geçirdiler. Sonunda Kuveyt'te hüküm
süren Sabahailesi, onlara çagri yaparak, fran Körfezi'nde küçük bir kente yerlegmeye davet
- etii.
Kendi açismdan Abdul Rahman iki ayri hedef pegindeydi. Suudi hanedamm kullanarak
Arabistan'm hâkimi olmak ve Sünni Müslümanlar'm Vahabi kolunu evrensel yapmak. Oglu lbni
Suud'u bu iki amacm her ikisinde de alet olarak kullanmak istiyordu. Kuveyt EmiriMuharek
genç Suudi prensi kanatlan altma ahp slyasal bilimler ve dt; politikaninhakkanlyetle saptanmasi
"avantajlarim

konulannda egitti, llerikiyillarda IbniSuud'un belirttigi gibiMubarek ona ve de-


zavantajlanmnasil degerlendirebilecegini ögretmig", bunu anlamasimsaglamigt1. taraftanda
Bir
kati bir din egitimi görüyor, lspartalilar gibi sert kogullar altmda bir yagam sürüyor, daha küçük
yagta savag ve çölde sag kalabilme sanatlanni ögreniyordu. Çokgeçmeden Türkler'in Suudi-
ler'in müzmin dügmam Rashid'leri o zamanlarda Íngiltere h imayesindeki Kuveyt'e kargi kigtirt-
malanyla,bu sanatlari uygulama firsatim bulacakti. îlk önlem olarak Kuveyt Emiri o zaman he-
nüz yirmi yaginda olan ÌbniSuud'u, Riyad'1Rashid'lerden geri almaya gönderdi. Çöllçinde kü-
çük bir kuvvetle yola çikan IbniSuud'un dügmana ilk saldinsi püskürtülmügtü. Ikîncigirigimin-
de ise glzlilik ve kuvvet faktörlerinin her ikisini de kullanarak güney batmcaya kadar kente gir-
meyi bagarlyor, güney dogarken ise Rashid'in valisini kiliçtan gegiriyordu.1902 Ocak ayinda yir-
mi bir yagmdayken babasi onu Nejd Valisive Vahabiler'in Ímam'tilan ediyordu.Artik o Al-Suud
Kralligi'nm ikinci restorasyonuna baglamigti.
Bu tarihi izleyen birkaç yll içinde ÏbniSuud süreldi askeri harekâtlar düzenleyerek kendini
merkeziArabistan'm hâkimi ilan etti ve bu unvanla tanmmayisagadi. O güne kadar, kendisini
"Kardeglik" anlamma gelen yeni lkhwan hareketinin lideri de yapmigtl. Skhwan" kendilerini
dine adamig savaççilarmolugturdugu yeni bir hareketti ve Arabistan'a süratle yay1llyor,bu yolla
da IbniSuud'a bir alay sadik asker sagiyordu. 1913-14 y1llarmda,Dogu Arabistan'i da kontrolü
altma aldi ki, burada büyük, meskun olmayan Al-HasaVahasi da vardi. SuudilerSünni idi ve Va-
habi sülalesine mensuptu. Al Hasa'da yaçamakta olan halk ise .daha çok SiiMüslümanlar'dan
olugtugu için, IbniSuud Al-Hasa'da mülki idareye ve okullara özel itina gösterdi ve bu yolla Si-

274
iler'in durumunu güvenceye alarak çevreyezarar vermelerini önledi. Vahabizm doktrinine bagh
olmakla beraber ibniSuud akilli bir politikaclydi ve her zamart için Siller'in damarma fazlaca
basmano politik açidan kendilerine zarar getirecegini biliyordu. Birsirasi geldiginde gunlansöy-
lemigti: "Içinizde otuz bin Siivar. Bunlarm hepsi Al-Hasa'dabang ve güvenlik içinde yaglyor.
Onlan biçbir zaman hiç kimse rahatsiz edemez. Tek istegimiz bayram günlerindehalk içine ç1-
kip fazla gösteri yapmarnalari."
Suud imparatorlugu'nun muhalifi olan son bölgeler de Birinci Dünya Savagl'm izleyen bit-
kaç yll içinde imparatorluga ilhak edilmigti. Daha sonra, 1922 yllinda IngilizYüksek Temsilcisi
lbni Suud ve Kuveyt Emiri yüzünden çikan anlagmazliklara öfkelenerek eline -kirm1zi bir kalem
ahp bizzat kendisi harita üzerinde bu iki ülke arasmdaki similan çiziptayin ediyordu. Aynca ib-
ni Suud'un smirlan boyunca biri Kuveyt'le digeri de Irak'la paylagilan iki ayn "Tarafsiz Bölge"
tayin etti.
"Tarafsiz Bölge" yaratilmasindaki neden buramn Bedeviler'le ortaklaça idare ediligi ve Be-
deviler'in sürülerini ðtlatmak için zaman zaman buradan geçmelerinitemindi. 1925 Aralik
aymda, ÍbniSuud kuvvetterine bagli vahgi lkhwan'lar Arap Yanmadasi'mn bati kesiminde, Kizil-
deniz'e smir olan yerde, kutsal Islam topragtHicaz'1 ele geçirmigti. Burada Cidde limam ve iki
kutsal kent Mekke ve Medine vardi. 1926 Ocak ay1ndaMekke'deki Büyük Cami'de, hac duala-
n bittikten sonra Ibni Suud Hicaz Krali ilan ediliyor, Suud hanedani dünya Müslümanlart'mn
kutsal topraklarmmemanetçisi oluyordu. Böylece kirk beg yagmdayken lbni Suud Arabistan'm
tek hâkimi oluyordu. Yirmi beg ylllik bir süre içinde sürdürdügü ustaca savaglar Ye basiretli poli-
tikaylaArap Yarimadasi'mn onda dokuzunda Suudi hükümdarbgim yeniden kurmugtu. Resto-
rasyon hareketi bütünüyle tamamlanmigti.
Ancak bu defa Íbni Suud'un bölgede yayllmasindakendisiyle birlik olan Ikhwan savaççllan
Yahabizm'dengeri dönüç yaptigi gerekçesiyle Ibni Suud'u elegtirmeye baglad1.Telefon, telgraf,
radyo, motosiklet gibi ülkeye sizmakta olan modern araçlarm geytanicadt oldugunu iddia ede-
rek ÍbniSuud'u acimasizca suçladilar ve Íngilizler'lëighirligi yapmakla itham ettiler. GiderekIb-
ni Suud'a yardimci olmaktan kaçmdilar ve 1927de ona kargi ayakland11ar. Ancak IbniSuud on-
lan yenilgiye ugratmig ve 1930 tarihinegelinceyekadar da Ikhwan hareketini yok edip kontrolü
altma alm1çtl.Zafer kazanilmigti ve sira önlem almaya,ingaasi için yagammin otuz yllmi verdigi
ülkenin güvencesini ve geligmesini saglamaya gelmigti.1932 ylhnda birlik ve beraberlik amsm1
yagatmak için ülkenin adi degigtirillyor; "Hicaz ve Nejd ve Bagli Ülkeler"iken bugünkü isim
olan Suudi Arabistan adim aliyordu.
Artik Ibni Suud gabalariyla baçanya ulagmig, zafer tacm1giymi§tt Ancak bu defa da bagka
bir sorun ülkeyi tehdit etmeye baglad1. Ibni Suud parasiz kalmig, süratle yokluga dogru gidiyor-
du. Büyük depresyonun dünyayi sarmaslyla Müslümanlar'm Mekke'ye akim yavaglamigti;o gü-
ne kadar imkâni olan her Müslüman'in yagami boyunca en az bir kez hac ziyareti yapmasi bek-
lendigi halde, depresyon nedenlyle bu akm bir hayli yavaglamigtl.Kral'm gelirinin asil kaynagt
hac ziyaretlerinden geldigiiçin bu, Kral adma istenmeyen bir geydi.Ibni Suud'un mali durumu
giderek çikmaza giriyordu. Faturalar ödenemiyor; memur maaglarialti, sekiz ay gecikiyordu. O
.
güne kadar ibniSuud kabilelere "Kabile tahsisati" adlyla bir para ödüyor, bu muhaliflerle dolu
ülkede kipileri birbirine baglayan en etkin yapigtirict oluyordu. Son zamanlarda bu da yapilmaz
olmug, kralligtn her yanmt hazursuzluk sarmigti. Igleridaha da kötüye götürmek istercesine Kral
o günlerde mallyeti çok yüksek taahhütlere girmig, ülkede iletigimi saglamak için yurtiçi radyo
gebekesi yapmaktan Cidde için su gebekesikurmaya kadar gegitlipahah faallyetlere yönelmigti.
Ancak bunlann kaynagi nereden gelecekti?Bu defa ÍbniSuud vergileri zamamndan bir yll evvel
toplamayayöneldi. Oglu Faysal'i yardim veya yatmm bulmasi ümidlyle Avrupa'ya gönderdiyse
de bagari saglayamad1.Mali sorunlari giderek artarken Kralnereden yardim isteyecegini a irmig
glbiydi.
I

275
Büyücünün Çirakligi
Belki de ÍbniSuudKralhgl'nmtopraklan altmda paha biçilmez degerler vardi... Nitekim bir oto-
mobil gezisinde kendisine eglik eden bir dostu bir olasillkla 1930 yll1güzünde, ona böyle demig-
ti. Bu kipi, bir ingilizolan ve evvelce Amerikan Hint SivilServisi'nde hizmet görmüg, sonradan
Cidde'de tüccar olarak çaligmayabaglaml; ve son birkaç ay evvel de din degigtirip, ÏbniSuud va-
siliginde Müslümanhgt kabul etmig birlydi. Íslamlyete geçiginden sonra bizzat Kral tarafmdanis-
mi degigtirilip"Abdullah" olmugtu. Aslmda gerçekismi Harry St. JohnBridger Philby olup arka-
daglannca Jack diye çagnlan bu adam yirminci yüzyihn en ismi çikmt;
"ikili
oynayan" ajanlar-
dan Harold Kim Philby'nin eksantrik babas1 olmakla amllr. Kim Philby Ingiltere-Casusluk Servi-
"kargi

si'nde Sovyetler'e kargt faaliyet göstermek için kurulmu§ olan casusluk servisinde" görev
yaparken, aym zamanda Sovyetler adma da casusluk yaplyordu. Birden fazla rol alma sanatml
"ikili
babasmdan ögrenmig olmah ki, seneler sonra casus" olarak yaçadigtytllar hakkmdaki hati-
ralanm okuyan sonradan emekli olmuy bir mahkeme tercümamonun tipatip
"babasimn
kopya-
si" oldugunu söyleyecekti.
Babasi Jack Philby ise gagmazbir muhalif, otorite ve inanca kargi her zaman kargtkoyan bi-
riydi. Bir gün Cidde'de, küçük Avrupah topluluguninsanlan olmadan da yaçayabilecegini gõs-
termek için halk içinde aleni olarak oyuncak maymunlanna
"show"
bile yaptirmigt1. Seylan'da
yetigmig, egitimini Cambridge,Trinity Kolej'de yapip mezun olduktan sonra kariyerine Ameri-
kan Hint Sivil Servisi'nde baglamigt1. Birinci Dünya Savaç1sirasmda Ingiltere'nin Bagdat ve Bas-
ra'daki siyasi temsilciliklerinde görev almigt1.Kendisinin Arap dünyaslyla tamgmasida bu müna-
sebetle olmugtur.Tann vergisi olan dil uzmanhglyla, önce Arapça ögrenme f1rsatt bulmug, bu
"genealojisine"

onu Arap]cavimleri ve hükümdarlannm yani mezhep, soy incelemesine kadar


götürmügtür. Bu yetenegi hayati boyunca onu meggul etmi belki de zamanmm en güçlü hü-
,

kümdan Ìbnl Suud'la tampmastnaneden olmuytu. Onunla ilk defa 1917'de, bir görevle Ri-
yad'da bulundugu strada, bir toplantidakargilagmigtt.Ibni Suud'la tam otuz dört saat süren bir
röportaj sonunda artik Philby yagamirun geri kalan ylllari için kaderini çizmigti.
1925'te Ìngiltere'ninOrtadogu'da izledigi politikaya öfkelenerek hâlâ üyesi oldugu halde,
Amerikan Hint SivilServisi'ndenaynldt O stralar Ürdün'degörevliydi. Cidde'de bir ticaret gir-
keti kurmak için Suudi Arabistan'a geri döndü. Bu ara Íbni Suud'la olan dostlugunu da tazele-
mig, zamanla onun gayri resmi danigmam olmug, Kral'la beraber seyahat edip, av partilerine ka-
tilmaya,hatta Kral'm ÖzelKonseyi ile yaptigt gece söylegilerinde bile yer almayabaglamigti. Ibni
Suud, Philby'ye özel ilgi gösteriyordu. 1930 yilinda Müslümanhga döndügü günün gecesi,
Philby'nin ammsadigina göre, Kral ona "Kegke ben de senin gibi Müslüman olup da yeniden
dört egim daha olsaydi" diyordu. Tabii ki Müslüman olmadan evvel Philby bir hayli acih olan
sünnet igleminden geçmigti. Bazilarinm savma göre din konusunda Philby inanct olan biri degil-
di ve sadece i; muamelelerinde kendine kolaylik saglamak ve ülkede rahatça hareket edebilmek
için Müslüman olmugtu. Din degistirmesi tutkularmdanen az birini gerçeklegtirmesine yaram14-
ti ki bu açidan özellikle aragtirmact, haritaci ve Arabistan tarihçisi olarak meghur olmuytur. Ylllar
boyu birçok yorucu yolculuk yapmigti. Bu yolculuklar daha çok Arap Yanmadas1'nm büyük los-
mim kapsamigti. Rubal-Khali gibi Arabistan'in güneydogusundaki issiz geziden Kuzeybatt Ara-
bistan'm eski Yahudi topluluklarimaramak için yaptigi yolculuklara kadar bütün bölgeyi tara-
migt1. Gösterdigiçahgma ve gayretlerekargthk Royal Geographic Society tarafinda "Kuruculara
verilen Madalya" (Founders Medal) ile ödüllendirilmigtir.
Íngiltere'yedöndügü zamanlar Ìngilizâdetlerine uymaya özen gösterir,melon gapkagiyer,
imparatorluk sömürgelerinde âdet oldugu gibi, akgamyemeklerinde beyaz ceket giymeyi hiç ih-
mal.etmezdi. Arabistan'da oldugu zaman bile her zaman beg çayi içer, hasta gibi bagli oldugu
kriket sahalanndan aynlmazdi. Ama tüm bunlara kargin ingiltereve ingiliz politikaslyla hiçbir

276
zaman bagdagamamig, bunlan "Dogu dünyasmda gelenekselBati üstünlügü" olarak görmügtür.
Bagdagmak bir yana, tam tersine "Ben her türlü yabanci kontrolden kendini kurtarmig Dogu
gamplyonlannm ilkiyim" diye ögünürdü. ingilizler'in
Philby'yi son derece can silaci bulduklarm-
dan üphe edilemez. Bir Íngilizyetkilinin sözleriyle, "Bay Philby 5 yd evvel hükümetteki göre-
vinden aynldigmdan beri hükümeti ve hükümetin Ortadogu politikasmi yere batirmak, yanh;
yorumlamak için kargisma ç1kan hiçbir'firsatt kaçirmamigti. Bagvurdugu metotlar uygarhktan
uzak oldugu kadar özensizdi de. Bu adam tam bir halk dügmamydt ve ne yazik ki etkisi altmda-
ki ÍbniSuud sirf onun ve onun entrikalanyüzünden son ylllar içinde kendilerine bu denli sikm-
ti vermigti." Bagkabir yetkili ise onu "Dört dörtlük bir hilekâr" olarak tammlamistir.
Suud üzerindeki nüfuzu ne olutsa olsun, bir konu çok açiktir.Philby lbni Suud'un karg1
karçIya oldugu çok ciddi mali sorunlanve bu sorunlarm kralligt için olugturdugu tehditlerigayet
lyi biliyordu. 1930 ylh güzünde yaptiklan otomobil gezisinde IbniSuud'un her zamankinden
dügünceli halini görmü§, elinden geldigince nepeli bir tavtrla Kral'm ve hükümetin tipki gömülü
hazineler üstünde uyuya kalmig insanlara benzedigini söylemigti. Philby çöl altmda çok büyük
servetleryattigt inancindaydi. Ancak, kanisma göre, bunlann ç1kanlmastiçin planlama, diger bir
deyigle, yabancl uzmanlikve yabancesermaye gerekiyordu.
PÌ1ilby'nin
sözlerineKral qu yamti verlyordu: "Oh, Philby biri çikip bana bir milyon pound
teklifetse ona istedigt bütün imtiyazlan verirdim."
Philby bu defa Kral'a, hiç ldmsenin bir milyon pound veya buna yakm bir parayi önce bir
tarama ve aragttrma yapmadan vermeyecegini söylemigti. Kral aslmda petrolden çok su bulmak
istiyor Ye su için arama yapilmasim istiyordu. Madem ki Kral'in istedigi buydu, Philby de ona bu
i; için en uygun kigiyiönerecekti: Petrol aramada ünlü ve nüfuzlu bir igadami olan CharlesCra-
ne. Philby'nin anlattigina göre, Crane Arap dünyasma kargi özel ilgisi olan ve majestelerlyle el
sikigma ugruna neredeysegözünün birini vermeye razi biriydi. O günlerde kompu Yemen'in ge-
ligme projelerine parasal yardim yaplyordu. Philby onun o siralar Kahlre'de oldugunu söylüyor-
du. Kral onu Suudi Arabistan'a davet etse ne iyi olurdu!
lbni Suud, Philby'nin istegine uyarak Crane'i ülkesine davet edecek ve 25 Subat1931'de
konugunu Cidde'de agtrlayacakt1.Crane'in geliginedeniyle Kral onu büyük törenlerle agirlaya-
cak, onuruna çok pahali ve gõrkemli gölenlerverecekti. Bu gölenlerin birinde konugunu eglen-
dirmek için Kral'm özel koruyucularmdan birkaç yüzü bir araya gelerek
"büyüleyici
bir biçim-
de" kiliç dansi yapmiglardi.Armaganlara gelince, bunlar arasmda birçok kilim ve hah, hançer,
kihç ve aynca iki soylu Arap ati vardi. Crane'in Suudi Arabistan'da geÇirdigigünlerde bu iki
adam çölün susuzluktan yanlmig topraklar1ve belki de Nejd altinda yatan yeralti nehirlerinden
söz ederlerdi. Crane Kral'a deneyimlerinden bahsederken bir tarihte Misir'dan çagn alip oraya
gittigini, M1sir'da uygulanan sulama sistemini sonradan nas11Californiaçölündeki India kasaba-
simn ekili topraklanndapahsenuygulayipbaçanh oldugunu, araziyi artezyen kuyularlyla sulaya-
bildigni anlatiyordu. Simdi de sirf ÍbniSuud'la yeni dostluklari nedenlyle, masrafi kendine ait
olmak üzere Amerikall maden mühendisi Karl TwitchelPi Suudi Kralligi'mn su potansiyelini
aragttrmaya ülkeye getiriyordu.Twitchell o siralar Crane'e ait bir projede görevli olarak Ye-
men'de bulunuyordu. Sonunda Arabistan çölünde artezyen suyu olup olmadigim anlamak íçin
l 500 millik çok yorucu bir yolculuktan sonra 1931 Nisam'nda Cidde'ye ulagan Twitchell yazik
ki kötü haberlerle gelmigti. Arabistan çölü altmda artezyen
suyu bulunduguna dair herhangi bir
belirti yoktu.
Bundan bir yll sonra, 1932 Marti'nda gelirlerle glderlerarasindaki aÇlgLn doruga ulagtigt
noktada, Kral Riyad'da, sorunlanni çok fyi bilen Kuveyt Emiri SeyhAhmed'in ziyaretini kabul
ediyordu. Seyhüç yüz millik uzakhkta kum ve çakil denizini motosikletlegeçmig, bundan da iyi
bir ders almigti. Bu yolculuk ona bu yolu geçecek her arabanm eri az begyolcuyla geçmesi gerek-
tigini, çünkü
"kuma_
gömülen bir arabanm ancak beg kigi tarafmdanç1kanlabilecegini" ögretmigti.

277
I
Bir araya geldiklerinde ilk olarak iki hükümdar birbirlerine baglilikyemini ettiler. SeyhAh-
med, ibniSuud'a biraderi" oldugunu söylediginde Kral'm gözleridolu dolu oluyor, kar-
"büyük

gihk olarak punlarlsöylüyordu: "Son üç yll içinde Al Suud ve Al Sabah sancaklari her zaferde ve
her yenilgide nasil yan yana dalgalandlysa, bugün ve gelecektede ayni geyin devam etmesi için
dua ediyorum."
SeyhAhmed bu defaki kargilagmalannda Ibni Suud'un saghk durumunun hiç de lyi olma-
digtm, genelbir çökügün belirtilerini Kral'm her halinden anlamig ve etldlenmigti. Kuveyt'e dön-
dügünde bu konudakí izlenimlerini Íngilizsiyasi ajanma duyurup onun da aym fikirde oldugunu
.,
anladiktan sonra göylediyordu: "Hey gidigünler... Bir zamanlar bu adamm kralhkta yagayan en
.
sert adam olduguna, her hücumve akim onun baglattigina inanmak ne kadar zor!" SeyhAhmed
bu arada Kral'dan harcamak yolunda yavastan almastni" rica etmekten de geri kalmlyor,
"para

mahkûm olacagini" söylüyordu. Özellikle


"aksi 'parçalanmaya'

takdirde bir gün mutlaka de ül-


kenin her yanmda gözlenen motorlu araç israfmdan söz edip bu konuda
"dobra
dobra" konugu-
yor, Kral'm dikkatini çekme'ye çaliglyordu. Ne var ki Kral için birkaç lüks arabaya sahip olmak
artik bir tutku olmugtu. Bunu bildigi halde SeyhAhmed, ibniSuud'un araba sayisim dörtte üç
oranda azaltmast için israr etmig, "Ford ve Chevrolet marka" arabalari yeglemesini tavsiye et-
migti. Ne gariptirki Ahmed çölü, Kral Suud'un hediyesi olan son model, sekiz silindirli bir Ca-
dillac Límuzin'le geçmigtir.
Ìbni Suud ve SeyhAhmed zaman zaman petrol aramasi konusunda da tartigrdi. Kral o gü-
ne kadar birtakim ön incelemeler yapilmasma izin verdigini söylüyor, ancak yabancilara imtiyaz
tamnmasikonusunda hiç de hevesli olmadigim ilave etmekten geri kalmlyordu. Ancak, artik du-
rum degigmig, Kral'm kargi karg1yaoldugu mali zorluklar bir hayli artmigtt. Bu kogullar altmda
ibniSuud'a bir seçenek kalmamiç gibiydi.Ne yapabilirdi ki? Amerikah Mühendis Twitchell ül-
kenin dogu kismmda, Al-Hasa'da bazi petrol belirtilerine rastladtgim bir raporda bildirmigti. Eu
rapora dayanarak California Standard Oil petrol aramasi yapip 31 Mayis 1932'de Bahreyn'de
petrol bulmugtu. Su bulug Al-Hasa'mn konumunu bir anda ve fazlaslylaön plana ç1karlyor, ayn-
ca ÍbniSuud'un kralligt içinde yabanci yatinm yapilmasma daha sicak bakmasma neden oluyor-
du. Twitchell, bu arada mühendis oldugu, petrol aramacisi olmadigi konusunda lbniSuud'u ik-
na etmek istediyse de, sonunda Kral'm isteglyle Birlegik Devletler'de bu igle ilgilenip yatmm
yapmay1 kabul ediyordu.

Görügmeler
Bahreyn'de petrole rastlanmasmdan aylar önce California Standard Oil Al-Hasa'da imtiyaz edin-
mek isteyerek bu konuyu aragtirmaya baglamigti. Simdi ise Socal, Twitchell ile tamgrmq,bu tamp-
madan memnun ve mutlu olarak onu hemen kabul etmig, hatta sözlegmelere tartigmactolarak
atamigti. Twítchell 1933 Subati'nda, Socalavukatlarmdan LloydHamilton'un egliginde, Íbni Su-
ud'un Maliye Bakam Abdullah Süleyman'la bir uzlagmaya varmak için Suudi Arabistan'a dönü-
yordu. Simdi artik kargilarmda kurnaz ve usta bir muhalif vardt Süleyman, Kral'm özel sekreteri-
nin erkek kardepiydi. Sözlegmede yer alan idarecilerin çogu ise Suriyeli,Misirli ve Libyah olmasi-
na karym, Süleyman dogugtan Najdi idi. Süleyman genç bir adamkenBombay'daki bir Arap tüc-
cara asistanlik yapmigtL Bombay'da geçirdigizamam ticaretve i; yaçamiru ögrenmekle degerlen-
dirmigti. Kral onu
"dayanagim"
diye çagmrdi.Gerçek gudurki
"bu

çelimsiz, yap belli olmayan


küçük adam" aslmda lbniSuud'un saray içi çevresinde en güçlü olan kipiydi.Hem maliye konu-
sunda, hem de savunma ve hac konularmda tüm sorumluluk ona verilmigti. Ibni Suud'un söyle-
digine göre "Tam anlamiyla perde arkasmdaki adam oluyor, ortalarda pek görünmüyor,kendisini
daima kapilar ardmda sakhyordu." Aym kigi punu da söylemigtir: "Ancak güç ve nüfuz açismdan
o derece heybetliydi ki çogu kez onu Arabistan'm taçsiz krali olarak görmügümdür."

278
:I

Kugkuyok ki Süleyman Kral ailesi digmda kralliktaki en kudretli adamdi. Üzerinemuazzam


bir çaligmayükü almigti ve bunu kendi ícadi olan ve sadece kendinin anlayabildigi bir muhasebe
sistemine, kamu maliyesine dayanarak yapiyordu. Gizililige son derece önem verir, iglerin akigmt
kendinden bagkasmm bilmesini istemezdi. Kamsma bu
göre gekilde herhangi potansiyel bir raki-
bin yoluna çikmasmi önlüyordu. Bir konuda karar vermek için kendi otorite ve inisiyatifinikul-
lanma yetkisine kargm petrol konusunda Kral'a bilgi vermeye özen gösterir, uzun mesajlaryollar-
di. Socal'le Al-Hasa'da imtiyaz uzlagmasitartigmalanndane istedigini gayet iyi bilerek yola çikmig
ti istedigi çok büyük miktarda paraydi ve bunu mümkün oldugunca çabuk istiyordu. Bölgede
-

petrol bulunup bulunmadig ise o an için önemli olmayip sonradan ele alinabilecek bir konuydu.
Hasa'ya girmek için yanganlar sadece Twitchell ve Hamilton'dan ibaret degildi. Irak Petrol
Sirketi,yani daha önceki adlyla Türkiye Petrol Sirketide aym gey için çaballyordu ve Stephen
Longringg'i temsilciolarak görevlendirmigti.Daha önce Irak'ta. Ingiltere'nintemsilciliginiyap-
migolan Longringg bu durumda ayni zamanda Anglo-Pers Sirketi'nin de fiilen temsilcisioluyor-
du. Bunun nedeni, Anglo-Pers'in lPC [Uluslararasi Petrol Sirketi) ve Kizil Hat Anlagmasi'ndaki
katthmi nedeniyle bu igi kendi bagma yapma yetkisi bulunmamasiydi. 1933 Marti'nda Íngiliz
Elçisi Andrew Ryan Londra'ya yazdigtraporda gunlansöylüyordu; "Sahnehazir duru'mdadir. Bu
sahnedeki bagoyuncu haris Abdullah Süleyman'dir. SüleymanHasa'daki petrolün daha gimdi-
den pazarlanmaya hazir oldugu kamsmda. Ötekioyuncular Twitchell ve Hamilton, California
StandardOil'itemsil ediyor. Longringg'e gelince... o Irak Petrol Sirketi'nin temsilcisi."Ne var ki
oyunun karakteri,.Kral'1 tamamen diglamig,ondan hiç söz etmemigti. Eu arada çok büyük bir de
Philby'den önemde yedek
"ikinci

yanhy degerlendirme yapmig, Harry St. John Bridger derece


oyuncu" olarakbahsetmigti ki bu tamamen bir yanilgidir.
1932'deki Bahreyn grevinde Socal,görev vermek için Philby'yi arad1. Socal'denbir yetkili-
nin aç1klamasma göre "Philby'nin Majesteleri ÍbniSuud'la kontak kurmasmi istiyordu." Ancak
Philby Socal'i oyaladi. Çegitli petrol girketlerininaralarmda girigecekleri rekabet sonu, dostu
Kral'1n çok daha lyi bir teklifalacagnm bilincindeydi. Su yüzden Socal'ioyalarken aym zaman-
da Irak Petrol Sirketi'yle de, girketinbagüyesi Anglo-Pers aracillglyla temas edlyor, girket men-
suplarmiSocal'in de Al-Hasa'yailgi gösterdigikonusunda uyarlyordu. Bu ara Anglo-Pers Sirketi
ba arkeologuna yazdtgi mektupta gunlan söylüyordu: "Ben kipisel clarak sözü edilen girketle
hiçbir gekilde baglantih degilim. Ancak genel olarak görevim bu konularla ilgilenen ve hüküme-
tin harekete geçmesi açisindan yararli olabilecek herkese yardima hazinm." Sonuçta Philby, So-
cal'in dampmanligna atandi ve girketle ip sözlegmesi imzaladi. Ne var ki bu sözleymenin glzli
kalmasmi istemig, bundan kimseye söz etmemigtir. Socal'in dampmanhgmi yaparken IPC ile
olan kontratim da devam ettirmigtir. Bu igi o denli baçanyla yaplyordu ki lPC temsilcisi Long-
ringg kendisine büyük güven duyuyor, sirdag saylyordu. Gerçekgudurki Philby'nin asilsadakati
sadece Kral'm kendisineydi.
Philby Socal'leolan yeni baglantismdan çok memnundu. Kamsma gõre bu yolla bir Ameri-
kan §irketinin Arabistan'da baçanh olmasma yardim edecek, bu baçari sayesinde aslamn kuyru-
Socal'le
gunu çekmek yani bölgede lngiltere'nin çikarlanmsona erdirmek mümkün olacakt1.
yapmigoldugu sözlegme kipisel açidan da Philby'nin rahatlamasmi saglamigt1. ticaret
Çünkü gir-
keti ülke igin birçok proje üretmesine kargm, krallyetle iy yapan herkesle ayni alabeti paylaglyor,
yani ücretini alamlyordu. Oysa ki yapmak istedigt birçok gey için ve öncelikle de Cambridge
Üniversitesi'nde okuyan oglu Kim'in okul taksitlerinikargilamak için paraya çok ihtiyaci vardi.
SonundaSocal,hizmetlerine kary Jack Philby'ye alti ayhk bir süre için ayda bin dolar ücret Ye
ancak imtiyaz anlagmasmm resmen imzalanmasmdan ve petrolün bulunmasmdan sonra geçerli
olmak üzere de bir ikramiye vaat etti. Böylece nibayet Kim Philby'nin Cambridge'dederslerine
devamt mümkün olmugtu.Ne var ki Kim Philby ögrenimindeki ilk adimi lyi bir Sovyetcasusu
olmak için atacakti...
I

279
Tartigmalar sürüp giderken bir konu tüm açikhglyla belli olmugtu. Suudiler mutlaka büyük
miktarda bir ön ödeme istiyordu ve asil amaçlan buydu. Philby, bunu bildigtiçin Socal'e yazdigi
mektupta gõrüglerini gu sözlerle anlatiyordu: "Siz Suudiler'e peëinen hatiri saythr bir pro quo
(bedel)ödemedikçe benim size bog ümitler verip imtiyazi alacagimzi söylememde hiçbir yarar
yoktur. Gerçek gudurki ibni Suud hükümeti borç içindedir ve kredi aldigi yerlere borcunu öde-
mede gecikmektedir. Bu kigilere borcunu ödeyebilmesi için potansiyel kaynaklanm ipotek etme-
nin tek yol oldugu inanç ve ümidindedir."
Bati kaynakli iki grup imtiyazlara bakig açismdan birbirlerinden farkh konumdaydi. Socal,
imtiyaz almaya çok hevesliydi. Irak Petrol Sírketi'yse, arkasmda Anglo-Pers oldugu için, tama-
men bagka bir dügüncedeydi. Longringg Philby'ye bir itirafta bulunmug, gunu söylemigti: "Daha
fazla petrole ihtiyacimiz yok, durum istedigimizden gok daha fazla petrol ç1kacagimgösteriyor
ve biz bu kadar çok petrolü ne yapacagimizi bilmiyoruz. Aynca, rakiplerin tümünü de uzak tut-
mak istiyoruz ve bu bizim için yagamsal bir konu." Bu da IPC'nin çabalarmiileriye dönük plan-
lar için degil, durumu korumak için yaptiginm igaretiydL Ayrica IPC ve aslmda Anglo-Pers Al-
Hasa'daki petrol potansiyeli konusunda hâlâ güphe içinde olduklarmdan, Suudi Arabistan'a bü-
yük bir yatinm yapmayi da istemiyordu. Longringg ise Ingilizelçisine problemli petrol çikarma
hakki için büyük para ödemenin, kendi deyimiyle "para
verip boynunda tasmasiolan domuz sa-
tm almamn anlami yoktu,
"

Görü§melerin uzaylp sürüncemede kalmasmdan öteki girketler giderektedirginoluyorsa


da, Philby hayatmdan memnundu. Esrarengiz adam olmaktan hognut, üstlendigi çegitlirolleri
yapmakla megguldü; Socal için ücretli görevli olarak çaligirken,bir taraftanda Suudiler'in damg-
manbgim, IPC'nin antrenörlügünü Longringg'in de sirdagligmi yaplyor, zaman zaman da ünlü
petrolcülerin konugmalarma.katilip, Kral'la Mekke'ye yaptigi son oto yolculugunda majesteleri-
nin kendisine söylediklerini duyurmaktan geri kalmlyordu. Philby'nin kafasim meggul eden
gey
sadece petrol degildi. Suudi hükümeti ve haci nakllyati girketi için motorlu araç ithalati üzerin-
de tekel almak istiyor ve bu igle de ilgileniyordu. Çaligtigi bir bagka iy de ülkede telsiz-sistemi
kurmakti ve Philby bu konuyla da ilgileniyordu.
SocalSirketi imtiyaza kargi çok istekli oldugu halde Suudiler'in istedigi parano ancak begte
birini teklif ediyordu. 1933 Nisani'nm ilk günlerindeSocal'denbir yetkili Philby'ye yazdtgi mek-
tupta gunlarisöylüyordu: "Görügmelerimiz dügümlenme noktasma gelmig bulunuyor... Ülke
petrol potansiyeli yönünden kendini kanitlamly degiL Bu durumda bir petrol girketi için bölgenin
jeolojisinegöz atmadan büyük paralar ödemek çilginligtn en büyügü olur."Asimda Socal'inIPC
ve Anglo-Pers'i dügünerek fazla endigeetmesi için bir sebep yoktu; çünkü bu ikisi de isteksizdi ve
teklifyapsalar bile ancak Socal'in verdiginden de azim vereceklerdi. Sonunda Philby müdahale
edip Longringg'e gunlan söyleyecekti: Egyalarmiz1 toplaylpgitseniz lyi olur. Amerikalilar bu mik-
"

tarm çok üstünde, çok daha fazla vermeye hazir." Bu sözü Philby'den duyan Longringg, kendin-
den isteneni tipattp yerine getirip, apar topar bölgeden aynlacak, sahneyi Socal'e birakacakti.
Philby bu arada Socal ve Süleyman'a iltitatta geri kalmiyor, "bu
yumugama" agamasmdan söz edi-
yor ve bu da kugkusuz Socal'den çok daha yüksek bir teklifgelmesiylesonuçlaniyordu.
l 933 Mayis ayma gelindiginde Socal ile SuudiArabistan arasmdaki imtiyaz sözlegmesinin
taslagtson geklinibulmug, Kral hazretlerinin imzasma sunulmugtu. Artik majestenin
"lütfedip"

imzalamasi bekleniyordu. Konu bir kez daha Asiller Meclisi'nde ele almip tartigildiktan
sonra lb-
ni Suud, Abdullah Süleyman'a göyle diyecekti: "Allah'a güven ve imzala!" AnÍagma35.000 po-
und (175.000 dolar) degerinde altinla ödeme yapilmasmi, bunun 30.000 pound'unun borç,
5.000 pound'unun birinci senenin avans olarak ödenen vergisi geklinde olmasmi öngörüyordu.
Su ödemeden on sekiz ay sonra 20.000 pound'luk (100.000 dolar) ikinci bir ödeme de yapila-
cakti. Toplam para ancak hükümetin petrol vergisi ödeme zamani geldiginde ödenecekti, Bütün
bunlardan ba ka girket, petrol bulunmasi halinde 100.000 pound'luk (500.000dolar) ek bir

280
:I

ödeme yapmayi da taahhüt ediyordu.-Imtiyaz altmtçyll için geçerli olacak,360.000 milkare ara-
ziyi kapsayacakt1. Sonunda sözlegme 29 Mayis 1933'te imzalandt Ibni Suud böylece uzun za-
mandan beri bekledigi nakit paraya kavugmuy oluyordu. Kral'm ve Maliye Bakam'mn imzadan
evvel üzerinde Israr ettikleri diger bir konu da aramano mümkün oldugunca çabuk yapilmasiy-
di ki, bu da Socal için itici bir güç olmugtur.
Geriye çözülmesigereken tek bir soru kahyordu, o da bu kadar çok altmm nasil bulunaca-
glydL Amerika
altm standardi limitini o günlerde henüz agmigoldugundan Socal'maltmidogru-
dan BirlegikDevletler'den çekme istegi Mallye Bakam Dean Acheson tarafmdan geri çevriliyor-
du. Sonunda Garanti Tröst'ün Londra tegkilatiSocaladma hareket ederek Royal Mint'ten otuz
be; bin altm sikke temin edip bunu yedi kutu halinde P ve O hattma alt bir gemiyeyükleyerek
SuudiArabistan'a gönderdi. Su yapihrken gönderilensikkeler üzerinde KraliçeViktorya'nm res-
minin bulunmamasina, erkek hükümdara benzer resimli sikke göndermeye .özen gösterilmiçti.
Bunun sebebi, erkeklerinegemen oldugu SuudíArabistan toplumundaKraliçe Viktorya'mn res-
mi bulunan paralarm devalüe edilecegi korkusuydu.
ImtiyazmAmerikall bir girketçe kazamlmasi, hiç kugku yok ki bölgedeki siyasi çikar yapis1-
ni degigtirmeye baslayacakti. Nitekim Philby, ingiltereEIçisiSir Andrew Ryan'a Socal'm imtiya-
zi kazandigimsöyledigi zaman Ryan
"yildinm

çarpmiggibi olmug, yüzü ötkeden ve düg kinkh-


gmdankararmigti." Philby'yl ise bu durum sonsuz mutlu etmigti.* Ingiltere'ninkaybt Ameri-
ka'nm kazanci demekti, ancak Washington bu gerçegl tanimaktayavag davranmtytir. Socal'den
birbiri ardma gelen protestolara ragmen Roosevelt idatesi diplomatik temsilcilikkurmayi redde-
diyor, bikkmhkla buna gerek olmadigim söylüyordu: Ancak 1939 yllmda BirlegikDevletler Mi
sir'a atadigt elçiyi ayni zamanda Suudi Arabistan'a da atlyor ve l942'ye kadar Suudi Arabis-
tan'da resmi bir temsilcilikkurmuyordu. Nihayet 1942'de, Suudi Arabistan'da devamli, tek-
adamli bir elçilik kuruluyordu.
Anglo-Pers ve Irak Petrol Sirketi fazla çekingen ve cimri davranmakla hata ettiklerini anla-
miglardi. IPC üyeleri kendi aralannda konugup gikâyettebulunuyor, ancak
ayni hatay1 bir kere
daha yinelememeye karar verlyordu. 1936'da, bu Suudi Arabistan'm batl kismmda, Ür-
grup
dün'den ta Yemen'e kadar uzanan Hicaz'da bir imtiyaz elde etti. Su defa ileri sürülen sözlegme
kogullarl üç yil önce Socal'e ileri sürülen kogullara oranla çok daha agirdi. Tek engel imtiyazi al-
dlgt halde IPC'nin petrolün zerresine bile rastlamamasiyd1.

Kuveyt
Arap Yanmadas1'nda petrol açismdandikkat çeken tek ülke SuudiArabistan degildi. Son on yll-
dir, kompu Kuveyt'te de imtiyaz elde etme çabalan ve bunun íçin yapilan görügmeler süregel-
mekteydi. Bahreyn'de yapilan petrol arama çabalannmsonucu Kuveyt Emiri
SeyhAhmed'i bir
hayli tedirgin etmig, 1931'de Binbagi Holmes'e qu sözleri söylemesine neden olmuytu: "Bah-
reyn'deki petrol çallgmalanm gäzleyippetrolden eser olmadigim gördügümde sanki kalbime bir
hançer saplandi." 1921'de Kuveyt Emirligi'ne getirilmig olan Ahmed, genelliklenegeli bir miza-
ca sahip, daima modernligi ile övünen biriydi. 1920'li yillarda entarisinin altma Bati tarzi panto-
lon ve deri ayakkabi glyerdi. Ingilteredonanmasiyla özel olarak ilgilenen Seyh'in çahyma odasi-
mn duvarlan ingilterelisubay ve savag filolanmn resimleriyle doluydu. Su metakindanbagka bir
faallyetle daha meggul olurdu ki Kuveyt'in o günlerde içinde bulundugu tehlikelikonumda den-
gelemeye yönelik bu merak, üst düzey bir ingilizdiplomatm deyimiyle "bir
hayli tehlikelibir po-

*
1944'te, Standard of Californiave Texaco'nun ortaklaga sahip oldugu Casoc (Calífornia-Arabistan
Standard Oil Company) admi degigtirmek istemigti; daha dogrusu isimdeki siralamayi degigtirmek is-
temig 'Casoc' admi, 'Aramco' diye amlan 'Arabistan-Amerikan Petrol Sirketi'nedönügtürmügtü.

281
litikaydi." Seyh"Majestelerinin hükümetini, Irak hükümetini ve Kral IbniSuud'u birbirlerine
dügürmek gibí çok tehlikelibir politikayamerak sarmigti."
Bu dengeleme konusu Kuveyt açisindan her zaman için ülkenin en Onemli konusuydu.
ülkelete kargi bagimstzligmi ve
Küçük bir devlet olarak Kuveyt eskiden beri kendinden güÇlü
- özgürlügünü garantilemek durumundaydi. Konumuitibariyle franKörfezi'ninbaglangicmda ol-
dugu için Basraile Mekke arasmdaki ticaretve göç yolu üzerinde bulundugundan, uzun yillar-
dan beri ticari yaçamda rolü vardL Bagtmsizbir prenslik olarak ortaya-çikmasi ise on sekizinci
yüzylhn ortalarmda, Arabistan Yanmadasiiçinden gelengöçebekökenli kavimlerin orayayerleg-
mesiyle ve 1757de hükümdar olarak Al Sabahaílesinden bir eyh seçmelerlyle baglar.On doku-
zuncu yüzyilm bayma gelindiginde KuveytYukan Körfez'de ticaretmerkezi haline gelmigti. Os-
manh Imparatorlugu'na bir miktar vergi ödemekle beraber, Türk otoritesine dogrudan boyun eg-
meye karp direniyordu. On dokuzuncu yüzyihn sonunda ingiltere,Berlin-Bagdatdemiryolunun
simgeledigi Alman nüfuzunu ve ülkeye Almanlar'm sizmastm engellemek, Kuveyt ise Osmanh-
lar'a kargi olan bagtmsizligmi devam ettirmek ve garantilemek istiyordu. Sonuçolarak Ingiltere
Kuveyt'in dig iglerinin sorumlulugunu üzerine aldi ve daha sonra da emirlik üzerinde
"koruyu-

culuk" göreviniyüklendi.
Durumun bu gekilde gözüktügü günlerdehem Anglo-Pers ve hem de Gulf girketlerigeyh
·

Ahmed'e kur yapmayabaglamigti. Binbagi Holmes'in anlamli ve oldukça da çelijkiliimtiyazml


almig olan "Gulf" Holmes'i ve onun girketini(kiDigigleribu girkete "Gulfun Çakah" adim ver-
migti)kullanarak iglerini yürütüyordu. Anglo-Pers Sirketi Kuveyt'te petrol bulma olasiligimhâlâ
güpheylekargilamaktaydi. Aynca, kanisma göre, petrol arama igi baçanyla sonuçlansa bile, bura-
dan çikacak petrol, zaten agin petrol sorunuyla cebellegen dünya pazarma bir miktar daha fazla
petrol vermekten bagka ige yaramayacakt1.Diger bir sorun da Anglo-Pers yöneticilerinin duy-
dugu korkudan kaynaklamyordu. Eu yöneticiler, en loymetli imtiyazlan olan frantopraklannda
"Sah'meski suçlamalarmi yenileyerek Anglo-Pers'lilerin, enerjilerini 1ran'da harcama yerine,
orada burada bog yere heba ettigi iddiasmi yenilemesinden korkuyorlardi." Öyleyse"Anglo-Pers
hangi nedenle Kuveyt'te imtiyaz pegindeydi?" sorusu akla gelebilir.Bunun yamti çok basitti.
Anglo-Pers, bagka bir girketKuveyt'te imtiyaz ele geçirirken orada Kuveyt'in yani bagmda durup
híçbir gey yapmadan duruma seyirci kalmayi göze alamlyordu. Anglo-Pers'in asd amaci müdafa-
altmdasaydigi" Kuveyt'te flerlemesini engellemek, Iran
"kanadi

aya yönellkti; bagka bir girketin


ve Irak'taki kendi konumunun tehdide ugramasma engel olmakistiyordu. Orada çok büyük bir
risk vardi. SirJohn Cadman'in israrla belirtmeye devam ettig gibi, Kuveyt Anglo-Pers'in
"nüfuz

sahasi" içindeydi.
Bu ara SeyhAhmed de mall durumunun bozuk olugu nedeniyle imtiyaz pegindekilere kur
yapmaktan geri durmuyordu. Iran.K0rfezi k1yllanndaki diger bütün geyhlikler gibi Kuveyt de
çok ciddi ekonomik zorluklann pençesinde lavranmaktaydt. O güne kadar Kuveyt'in bir numa-
rall endüstrisi ve yabanci kaynakli kazancinin en önde gelen unsuru yerel inci ticaretiolmuttu.
O günlerde ise ortaya, SeyhAhmed'in deyimiyle aptal bir Japon satici çikmig, yapay teknikle
kültür incisi yapmaya kalkmigti. Miye'de bir mülki amir olan Kokichi Mikimoto adindaki bu
adam istiridye ve incilere çok dügkün olup, yagaminin birçok senesini bu ige adamig, bu ugurda
birçok zorluklara gögüs germigti. Nitekim, Mikimoto'nun çabalan sonuçsuz kalmadi ve sonun-
da 1930 yllinda, dünya mücevhercilikpazarlarmdabüyük Japon kültür incisi görülmeye bagla-
dt. Bunlar büyük ragbet gärdügündenkisa sürede kültür teknigiyleüretilen inci talebi artti ve
dalgiçlann Kuveyt'ten ve Iran Körfezi'nin diger yerlerinden su altina dallp çikard1(pdogal inciye
olan talep geriledi hatta tamamiylasona erdi. Artik Kuveyt ekonomisi tam anlamlyla yok olmug-
tu; iihracattan gelen gelir durmuy, tüccarlar iflas durumuna gelmig, gemiler sahile çekilmig, dal-
gtçlar yapacak iq olmadigindan bir kez daha çöle dönmügtü. SeyhAhmed ve prensligi için artik
ivedilikle yeni gelir kaynagt bulmak zorunlu olmugtu.

282
Bu küçük ülke daha bagka birçok iktisadi zorlukla da kargi karglyaydi. Büyük Depresyon
Kuveyt ve öteki geyhliklerinekonomilerini genel olarakalabora etmig,sakat birakmtytt. Kogullar
o denti olumsuzdu ki Arabistan sahilindeki k0le sahiplerikölelerin masrafmdan kurtulmak için
bunlar1 yok pahasma,hatta zararma satiyorlardi. SeyhAhmed bu ara kompu ülkeler Suudi Ara-
bistan ve Irak'la olan fligkilerinde kendisine yeterli destek vermedigi için ingiltere'yeate; püskü-
rüyordu. Su nedenle SeyhKuveyt'e bir Amerikan petrolgirketiningirmesindenyanaydl. Ameri-
kan siyasi ilgisinin bu noktaya çekilmesiyle Ingiltere'ye ve bölgedeki.rakiplerine kargi konumu-
nun güçlenecegikamsmdaydt, Yine de bütün bu söylenenlerekarym, Íngiltere'den tamamen
vazgeçmenin yararina olmayacagint biliyor, buna cesaret edemiyordu. Kompulanmn tümüne
kargi, Suudi Arabistan ve Irak'a karç1 politik ve askeri güvence için hâlâ en çoR ingiltere'ye daya-
myordu. Irak, haklan konusunda ülkeye meydan okumakta devam ediyor,iran ise Kuveyt'in
varligim ve megrulugunu tammlyordu. Kuveyt çok küçük bir ülkeydi. Körfez'de egemen olan
ingiltere'nin hükümranligtydi. Bunu bilen Seyh,Kraliyet donanmasmin pratik degerini anlayip .

tammayamecburdu.
ingilterehükümetine gelince, o kendi hesabma bölgedeki nüfuz Ve konumunu muhafaza
için elinden geleni yapmaya raz1yd1.Bunun anlamigudur: Ímtiyazlardan her birinin mutlaka ve
yalnizca bir Ingilizgirketinegitmesini istiyor, bunun için çaliglyor,bunu garantilemek istiyordu.
Ancak, bu nasil yapilacakti? Bahreyn olayinda ingiltere'ye uyruklu olma kurali ve buna ait mü-
eyylde uygulanmamig, bir kenara birakilmig oldugu halde, bu defa Kuveyt'te uygulanmasi için
Londra Israr ediyordu. Bu uygulamayla girketinin Dogu Sirketi'ne katilimi önemli miktarda ön-
lenmig olacakti ve neticede petrol geligtirme iginin sadece Íngilizkontrolü altmdaki bir firmaya
verilmesi gerekecekti. Ancak "Gulf" bu çifte standardi, ayncalikli uygulamay1 derhal protesto
edip Birlegik Devletler Digigleri'ne bildiriyor, Digigleri de kendine dügeni yaparak 1931 ylli so-
nunda konuyu ingilterenezdinde gündeme getiripbaskl yaplyordu.
Ingiltereamirallik makam1 müeyyidesine" mutlaka bagli kalmmasim istiyor, bu ko-
"uyruk

nuda inat edlyordu. Su gekildedavranmasmm baghca iki amact vard1. Bilinen stratejik ve askeri
petrol mevcuduna sahip olma istegi ve herhangi bir durumda Kuveyt'in iç bölgelerindeki Ameri-
kah yurttaglarm korunmasmda Ìngiltere'nin kargilagabilecegigüçlükler. Böyle bir durum, ingilte-
re'nin kamsma göre Amerikan sava; gemilerinin Íngiltere'nin saglayamadigi korumayi saglama
gerekçesiyle Körfez iglerine burnunu sokmasiyla sonuçlanabilirdi ki, bu da en istenmeyen geydi.
Ancak tüm bu nedenlerden bagka asil can ahci sebep, bir yetkilinin de söyledigi gibi,
"en

yagam-
sal çikarlarmintehlikedeoldugu bir arenada, Íngiltere'nin
'nüfuz

ve konumunu' bir bagka ülke-


ye, kendinden daha zengin bir ülkeye birakma" korkusuydu. Konuyu biraz daha gözden geçir-
dikten sonra ingilterehükümetinin anahtar durumundaki bakanhklan DigigleriBakanligt, Sö-
murgeler Bakanligt Ye Petrol Departmani, bir araya gelerek ottak bir karara vanp, uyruk müeyyi-
desini biraz hafilletmek istediler. Digigleri'nden bir yetkilinin sözleriyle "BirlegikDevletler'le pat-
lak verecek bir petrol savagien istemedikleri geydi."Gerçektende Amerikan sermayesininböl-
genin siyasi istikrarma ve iktisadi geligmesine katkisi büyüktü ve bu da Ingiltere'ninç1kannaydi.
Sonuçta, 1932 Nisam'nda ingilterehükümeti uyrukkonusundan vazgegip bunu bir kenara bira-
kiyordu. O zaman var olan kogullara göre bunun herhangi büyük bir bedeli yoktu ve birakilma-
masi için geçerli bir neden de mevcut degildi. Netice itibariyle, Anglo-Pers Kuveyt'te petrol ara-
maya hiç de heves etmiyordu. Anglo Pers Sirketi Baskam Sir John Cadman bu konuda Digigleri
Bakanligi'na gunlan söylemigtir: "Kuveyt'te bulunacak herhangi miktarda petrol Anglo-Pers Sir-
keti'nin hiçbir gekildeilgisini çekmeyecektir. Amerikahlar bu ülkede istediklerini aramakta ser-
besttir!"
Gulf Sirketive Birlegik Devletler uyruk müeyyidesinin diglanmig olmasmdan çok mem-
nundu. Ancak, bundan en çok sevinç duyan kigi Binbagi Holmes'di. Onun sözleriyle, lyi yönle-
riyle ele ahndigmda muhte em zaferin gerefi, Íngiltere'deki en popüler adam dedigi ki iye
"bu

283
Amerikan Elçisi Andrew Mellon'aaitti." Elçi Mellon Amerika'mn eski Mallye Bakam olup Kör-
fez petrolünü kontrol etmig olan allenin ogluydu. Elçilik görevine 1932'de bagladiginda yetmig
yedi yaginda olan Andrew Mellon Londra'da son derece rahat bir yaçam sürüyordu.O günlerde
Amerika'da alkollü içkilere yasak kondugu için, Ingiltere'de içki konusunu kolayca halledlyor,
istedigi gibi yasalara uygun olarak içki içebillyordu ve bundan da fazlasiyla hoçnuttu. Ingilte-
re'de evlenmigti. Ingilizterzilerinelinden çikmiggiysigiymeyiâdet edinmigti. Ve en önemlisi,
ingiltere'denasil i; yap11acaginida iyi biliyordu. Yaklagikotuz yll kadar önce Shell Sirketi'ninye-
ni dogmakta olan Gulf Petrol Sirketi'nden aynlmast ve aradaki anlagmay1bozmasi için Marcus
Samuel'iikna amaciyla Ingiltere'ye gitmig,Spindletop'takiyeralti basmcmm azalmasi sonucun-
da, anlagmanin etkisini kaybetmesi nedeniyle baçanh da olmuytu. Mellon baçansmi sakin miza-
cma ve hiç eksilmeyen çekiciligineborçluydu.
Ne var ki 1932 yllmda hiç beklenmedik bir anda, Mellon'un tepesindekara bulutlar uçug-
maya baglamigti. Íddiayagöre Mallye Bakanhgi günlerinde birkaç kez, dev Mellonimparatorlu-
gunabagh girketlereayncahkh muamele yapildigl, destek saglandigt olmugtu. Su konuda üst üs-
te gelen raporlar yüzünden Kongre harekete geçmig,Mellon'u Maliye Bakam olarak itham edip,
mahkemeye verilmesini istemigti. Igte tam bu stra, Hoover, acele davramp Mellon'u birdenbire
StJames'e atadt. Mellon bunu itirazstz kabul edecek, onun bu tutumu ise bazi kimselerce ken-
disini gönüllü olarak sürgüne gönderdigt geklindeyorumlanacakt1.
Mellon sadece allenin bir.büyügü ve GulfSirketi'nin bagkam olan William Mellon'un am-
casi olmakla kalmlyordu. Ayni zamanda Gulf Sirketi'ne hayat veren ve entegre bir petrol girketi
olmasm1saglayan kigiydi. MaliyeBakanligi'ndan ayrildiktansonra da Gulf Sirketi'ni Mellon alle-
sinin girketiolarak görmügve girketekargt her zaman çok kipisel bir ilgi göstermeyedevam et-
migti. Gulf Kuveyt'e kapi açmakistiyordu ki bu çabasmda Mellon DigigleriBakanligl'ndaki nüfu-
zunu kullanarak ige müdahale etmig ve Gulf'a bu sorununda yardimci olmaya çahymigtir. Elçilik
göreviyle Londra'ya hareketinde (ki bu görev onu Kuveyt çatigmasmm en kizgin oldugu yere ge-
tiriyordu)DigigleriBakanhgt Müstegan, adil davranmly olmak için arkasmdan kurallar yayinliyor,
Londra'daki Amerikan ElçiligUnequ telgrafigönderiyordu: "Eleptiriyi önlemek için, geriyedogru
eskilerin üstüne yaslanmak da kolay yolu seçõek olur. Yaptigimiz her geydeGulf Petrol
,¶irke-

ti'ne öteki girketlere nasil davramyorsak tamamenegit davranmallytz, Benzer kopullar altmda iyi
niyetli Amerikan sirketlerine ne yardim yapacaksak, Gulf a da tamamenaynim, ne daha azim ne
de daha çogunu yapmallyiz." Ne var ki bu hlç de kolay degildi. DigigleriBakanligt'nda bile Gulf
Sirketi"Mellon Sirketi"diye aml1yordu. IngilizlerGulfile "Mellon Petrol Grubu'nun" ayni ol-
dugu inancmdaydi. Andrew Mellon bizzat kendisi de bu ikisi arasmda bir ay1rtmmfarkinda de-
gilmiggibi davranirdi. Gulftan söz ederken,
"benim

girketim"deyimini kullanir, davraniplanni


da buna göre ayarlardi.
.
Londra her ne kadar Kuveyt'te uyrukla ilgili müeyyidenin halifletilmesine razi olmugsa da
belirli bir konuda Israrli davramyordu. Kuveyt'te imtiyaz için yap11antüm bagvurulan kendisi
gõzden geçirecekve bunlardan hangisini kabul edecegi konusunda Emir'e tavsiyedebulunacak-
tL Anglo-Pers imtiyaz konusuna ilgi göstermiyordu-ve bu Cadmantarafindanaç1kça söylenmigti.
Fakat sonra, 1932 Mayisi'nda Socal Sirketi'nin Bahreyn'de petrol bulmasiyla durum birden de-
giçti.Asimda bu bulug tüm Arabistan sahilinin hem durumunu hem de perspektifini tümüyle
degigtirmigti. Izleyengünlerde Anglo-Pers'in tam anlamlyla fikir degigtirdigine tanik olundu. Su
arada Cadman hiç vakit geçirmeden DigigleriBakanligi'na yazip, evvelce bildirdigi beyanin geçe-
riz sayllmasim istedi. Çünküartik Anglo-Pers ani bir kararla Kuveyt'te imtiyaz elde etmeye ve
bunun için bagvuruda bulunmaya karar vermigti. Anglo-Pers'in fikir degigtirmesinden en fazla
memnunluk duyan kigi bízzat Seyh'in kendisiydi. Bu konuda is yaçantismda kural olan yu sözle-
ri söylemigtir:"Evet, pimdibir degil iki aklim var. Satto olarak bu benim lehimedir."
Bundan sonraki agamada artik igler ingilterehükümetine dügüyordu. Öncelikle Petrol De-

284
partmam'nm harekete geçip hem Gulf m teklifinihem de Anglo-Pers'ten gelen yeni teklifigöz-
den geçirerek Emir'e bir
"görüg"
bildirmesi gereklyordu. Ancak,
"gözden
geçirme" iglemi Lond-
ra'da bir hayli vakit alip sürüncemede kaldigindan, Holmes ve Gulf Sirketi ve aynca Birlegik
_
Devletler hükümeti güphelenmeye baglamigtt.Gecikmenin sadece bir bahane olduguna, bunun
Anglo-Pers'in bagvurusu lehinde bir tavsiyeylesonuçlanacagma inanlyorlardi. Amerikan Digigle-
ri Bakanligt konuyla fazla ilgilenmiyor gibi görünmek istiyor, "Sadece Mr. Mellon'un kipisel çi-
karlarim gözetiyor"görünmemek için uzak duruyor, ancak Amerikan Elçiligide
sorunu yakm-
dan izliyordu. Takvimler 1932 yllmm güz mevsimini gösterip,ortada tavslyeyebenzer bir
gey
olmaymca Mellon, sabn tagmigolarak, protokol kuralmi unutup konuyu dogrudan DigigleriBa-
kanligi'ndan ögrenmek istedi. Ne de olsa bu bir içti. Bu ara, pek sevilmeyen bir siyasetçi olarak
tanman Herbert Hoover'in çok yalanda Beyaz Saray'dan atilacagt kulaktan kulaga yayllmig,her-
kes tarafmdanaçikça biliniyordu. Herbert Hoover'in diglanmast ise Mellon açisindan fevkalade
olumsuz anlamdaydi; çünkü e1çilikkonumunun sona ermesi demekti. Su yüzden, söylentinin
duyulup açiga çikmasmdansonra Mellon'un daha telagli aceleci davrandigim görürüz. Íngiliz
ve
DigigleriBakauhgi'mn üst düzey yetkililerinden birinin gözlemine göre "Amerikan Büyükelçisi
imtiyazi kendi grubunun almasi için büyük bir kipisel çaba gästermekteydi. Büyükelçilikgörevi-
nin sona ermesi yaklaghgtna göre, bu kigisel çabalarinmne için yapl]digihakkmda lütfedip açik-
lama yapsa iyi olordu!" Gerçektende Mellon, igi agin bir cogkuyla izliyor, bu davranigi da dik-
katleri çekiyordu. Hatta Amerikan Digigleri'nden bir yetkili bu konuda kendisini nyarmak iste-
mig, DigigleriBakam'mn
"bu
konuyla ilgilenmemesi, oluruna birakmasi için" Mellon'la konug-
masim bile istemigti.
Sonundabir gün Petrol Departmam her iki bagvuru üzerindeki incelemesini tamamladive
Íngilizsiyasi ajammn Kuveyt temsilciside bu karari 1933 Ocak aymda Emir'e iletti. Ancak, bu
karar hiçbir geyi degigtirmemigti. Yaptigttek gey Anglo-Pers'le Gulf arasmda yeni, daha sert bir
rekabet sahnesi açmakti. Eu sahne karythkl1olarak yapilan suçlamalar ve tehditlerledoluydu.
Ancak Anglo-Pers giderek zayiflamaya baghyordu ve girketde bunun bihncindeydi.
Sirketinger-
çek serveti say11abilecekÌran'dakipozisyonu, Sah'moradaki imtiyazi 1932 Kasimi'nda tek yanli
olarak reddetmesi yüzünden tehlikeyegirmigti.
Artik bir yanda imtiyaz için yapilan savag, öte yanda da bunun alternatifi olan tek bir gey,
igbirligt kalmigtt. Sirketlerin her biri teker teker diger bir girketinçetin kararlihgyla kargilaglyor,
bu kararhliktan ve onun arkasmdakigüçlü kuvvetlerden etkileniyordu. Anglo-Pers Sirketi bütün
bunlann arkasmda Amerika'mn servetini ve sahip oldugu büyük politik nüfuzu görürken, Gulf
Sirketibölgede egemen Íngilizgücünü hayal edlyordu. Bir çare olarak John Cadman Elçi Mel-
lon'la birlegme olasiligmdan söz ettiyse de ondan kesin bír yanit alamamigtl. Mellon'un görev-
den ayrilip Birlegik Devletler'e dönügünden sonra Cadman, Amerikan petrol çevrelerinde kendi-
sinden "Andy Mellon ellerini Kuveyt'ten ayirmamak karanyla yurda döndü" diye söz edildigni
duyacak, müteessir olacakti,
1933 Mart ayi sonunda Cadman Londra'dan aynhp iptal edilen imtiyaz konusunda Sah'la
konugmak için Íran'ayola çiklyordu.Bu ara Kuveyt'e de ugrayip imtiyazin ayrmtilanni Emir'le
konuçmak istemigti. Öte yandan Cadman'moraya gelecegini ve bunun an meselesi oldugunu
ögrenen Einbagi Holmes, híç vakit kaybetmeden SeyhAhmed'i görmeye gidlyor,Cadman'in
randevusundan sadece birkaç saat Once onunla konuqup, agzmdan bir söz allyordu. Cadman'm
masaya koyacagt teklif ne olursa olsun Seyhson sözü ona, Holmes'e verecekti. Dasman Sara-
yl'nda Seyh'le yalniz olarak kargilagtigmda, Cadman Seyh'i"Tümüyle ingilizolan bir girketin"
daha yararma olacagma ikna etmeye çaligmig,Seyhbu çabayakarç1 yanitivermigti:
qu "Sirketin
hangi uyruktan oldugu onun için önemli degildi. Onun için asil olan anlagmada öngörülen öde-
melerin yapilmaslydi. Bu yapildigi sürece girketin uyruguna kargi Seyhkayitsizdi." Buna yanit
olarak Cadman kendi teklifiniortaya koyarak, evvelden de hazirhkh oldugundan, cebinden altin

285
\

bir dolmakalem gikanp, anlagmay; imzalamasi için Emir'euzattyordu. Bunu yaparken Seyh'e bir
de hatirlatma yaparak "Anlagmayi derhal imzalamasi koguluyla, teklifettigi miktan iki katina çi-
"teklifi

karacagim" söylüyordu. Sözlerininsonunda iki katma çikaracagim ancak bunun ne ka-


.
dar ettigini pimdilikaçiklamayacagmi" söylüyordu. Ne yazik ki SeyhCadman't dinledikten son-
ra en içten teessüflerini bildirmekle yetindi. Holmes'e Cadman'insunabilecegi teklif ne olursa
olsun Gulf grubunun düzelmesi için bir firsat tanlyacagina söz vermigti ve §imdi de bu sözünden
dönemezdi.
Cadmanbu cevap kargismda gagirmigve bir hayli de bozulmugtu. Artik Gulf ile ittifak yap-
mamn zorunlu olduguna güphesikalmamigti. Ne pahasina olursa olsun, Seyh'in alicisi"
"iki

mutlakabire indirilmeliydi. Su yapilmadikça Seyhbir grubu ötekine kargi oynayacak, birbirine


dügürecek, bu yolla fiyati yukari çekecekti. Aynca teklifyarigmda kaybetmedigini göstermek için
Anglo-Pers'in Gulfile ortak bir anlagma yapmasi gerekiyordu. Iki girketarasmda geçen çetin tar-
tigmalardansonra nihayet 1933 Arallgl'nda taraflarkesin kopullari belirlediler ve yüzde elliye
yüzde elli hesablyla'yeni bir igletme için karara vardilar. Yeni kutulan igletmeye Kuveyt Petrol
Sirketiad1 verildi. Ancak ingilizDigigleri Bakanhgi Amerikan girketlerinin yayilma gücünden
korkmaya devam ettigi için Kuveyt Petrol Sirketi topraklarmdafillen yapilacak operasyonlarm
Bunun sonucu olarakingilterehükümetiyle Ku-
"ingilizler'in

elinde" olmasinda israr ediyordu.


veyt Petrol Sirketi arasinda 1934 Mayisi'nda ek bir anlagma daha imzalamyor; anlagmaya göre,
ÍngiliztarafmaGulf a verilen yüzde 50'den bagka elkede petrol konusunda yapilacak her gelig-
me için egemenlik haklo tammyordu.
Yeni kurulan Kuveyt Petrol Sirketi'nden imtiyaz kapma müzakerelerinde Seyh Ahmed iki
sadikadamini, Gulf için Holmes'i, Anglo-Pers íçin çok daha genç olan Archibald Chisholm'u
de
görevlendirmigti. Irak'tan Kuveyt'e gelirken gümrükte birbirleriyle karplagan bu iki adami siyasi
"cennetten

temsilciningönderdigibirer mektup bekliyordu. Temsilci mektupta gönderilenbu


iki adama" geldin" dileginde bulunuyordu. Görünüge göre iki girketarasmda rekabet devri
"hog

artik sona ermigti. Kuveyt'e vanglan üzerinden çok geçmeden bir pazar sabahi, bu iki adam ken-
dilerini yörenin küçük kilisesinde yan yana oturup Amerikall papazm yönettigi ayini dinler bul-
dular. O günkü ayin incil'deki bahsiydi ve papaz tam "Kalpleri temiz olantari takdis
"mutluluk"

ederim" dedigi an Holmes'in yerinden kallup Chisholm'udirsegi ile dürterek "Nihayet sen ve
ben kalben birbirimize karpi temiziz"diye fisddadigi görüldü.
Ne var kí igler henüz tamamlanmamigtl.Seyh.Ahmed imtiyaz teklifçilerinibirbirlerine dü-
gürmekte gayet ustaydi ve bu konudaki tartigmalanbaçanyla yürütüyordu. Ayrica, Irak, Iranve
Suudi Arabistan'daki slyasi geligmelerve imtiyaz partlan konulannda iyi istihbarat ahyordu.
Londra'nm Isran sonucunda elde edilen Ingiliz egemenligiiçin imzalanmig anlasmadan da hiç
hognut degildi. Ancak yine de SeyhAhmed 23 Aralik 1934'te, istediklerini elde etmig olarak,
Kuveyt Petrol Sirketi'ne yetmig beg yll için imtiyaz tamyan.anla§may1 imzalamigttr. Anlagma
eyh'e 35.700 pound (179.000dolar) ön ödeme öngörüyordu. Aynca ticarete yeter miktarda
petrol bulununcaya kadar senede en az 7150 pound (36.000 dolar) da para alacakti. Petrol bu-
lunduktan sonra senede en az 18.800 pound (94.000 dolar) veya biraz daha fazla para alacak,
bu miktar bulunan petrolün hacmine göre saptanacaktt. Londra'daki Kuveyt Petrol girketi tem-
silciligine Seyhcan dostu Frank Holmes'i atlyor, Holmes öldügü yll olan 1947 tarihine kadar bu
görevdekallyordu.

Tam Ísabet
Kuveyt imtiyazi,Suudi Ìmtiyazi'ndan bir buçuk yll sonra imzalanmigti. O güne gelinceye kadar
da California StandardOil, çoktan Suudi Arabistan'da faaliyete geçmig,imtiyaz almasi için Cali-
anlamma gelen Casoc'u kurmugtu. îdari karargâhlarsa Cid-
fornia Arabistan Standard Oil Sirketi

286
de'de balkonlu, kendi elektrik jeneratörü olan yüksek bir binadaydt. Bu yerin mal sahibi H. St.
John 8. Phílby'in ta kendisiydi. 1933 Eylül ayinda ülkenin öbür yamna Ameríkah Jeologlardan
ilk ikisinin beklenmedik bir anda geldigtgözlendi.Bunlar Bahreyn'den motorlu bir araçla gelip
Jubailkasabasina inmiglerdi. Y0ceninyerli halkma yabancillklanm mümkün oldugunca hissettir-
memek için sakal birakmig, Araplarmki gibi saÇkestirmig, onlar gibi giysiler giymiglerdi. Sabahm
erken saatlerinden baglayarak akgamakadar çölü gezipdolagtilar Ye ilk incelemelerini tamamla-
dilar. Birkaçgün sonra bu defa Bahreyn'deyken casusluk yetenekleriyle saptadiklart ve petrol
bulundugu anlagilan bir noktaya geldiler. Burasi petrol potansiyeli vaat eden jeolojikyapit Dam-
mam Kubbesi'ydi. Görünügteterk edilmigbir kum çölünü ve çiplak bir kayayi andiran bu yer
Babreyn'de Socal'mpetrol buldugu benzer yapita sadece yirmi beg mil uzakliktaydi. Jeologlar
buramn
"tam
isabetli petrol kaynagt" olduguna inanarak 1934 yazmda kaziya bagladilar. Jeolog,
mühendis ve ingaat mühendislerinin gereksinimi olan her yey,ylyecek ols'un, araç gereç olsun,
Los Angeles yakmindaki San Pedro'yakadar uzanan bir hat üzerinden getirtiliyordu. Ne var ki
ilk günlerdeki iyimserlige karym DammamKubbesi'nin
"tam
isabetli kaynak" olmadigi gözlene-
cekti. llk açilan birkaç kuyudan hiçbirinden bagarih sonuç almmamig, kuyular kuru gikmigti.En
iyi kuyu zannedilenlerden bile olsa olsa çok küçük petrol ve hava zerresi ç1kmig,ticari petrole
benzer hiçbir geye rastlanmam17ti.
Eu yllt izleyen birkaç sene içinde bölgeye daha bagka Amerikall jeologlarda geldi. Btnilar
çölü didik didik ederek taramayaplyor, bir yerden ötekine giderkendeveye biniyorlardL Devey-
le yapilan bu yolculuklarda jeologlaraon koruyucu ve aynca rehberler eglikederdi. Çaligma part-
lan çok çetindi; gündüzleri tsi 45 d.ereceye kadar yükseliyor, gece olunca da dondurucu bir so-
gukçik1yordu.Bir taramagezisinesözgelimi Jubail'deneylülde çikildlysa,dönüg izleyen haziran
ayindan önce mümkün olmuyordu. jki yer arasindaki mesafenin ölçümünde,
"mil" "kilo-

veya
metre" sözcükleri kulan11maz, ölçü deve günleriyle ifade edilirdi. Jubail'denüç haffa uzaga, çö-
lün tam ortasma vardiklarmda artik yiyecek yüklü develerin celan ve Katar kuglarmi avlaylp yer-
ler, bazen de oradan geçen bir bedeviden beg riyal (yaklagik 1,35 dolar] kargillgi bir koyun alip
yerlerdi. Bu partlarakargm sismografinin yeni tekniklerindenyararlanmayi ihmal etmez, uçalda
ülke üzerinde hava taramasi yaparlard1.Eu taramalardatek motorlu Fairchild 21 kullant11r,uça-
ginzemininde aç11migbir yerden yüzeyin fotografi gekiliiken, çöl sicagina dayamkh oldugu için
her zaman, özel olarak imal edilmig Kodak marka film kullamlirdi. Uçaklar birbirinden alti mil
aralikladüz hat halinde paralel uçarlardi. Su ara, jeologlaroturduklan pencere kenarmdan diga-
r1yiseyreder, üç mile kadar olan mesafe içinde, görebildikleriher geyin,her yönden resmini çi-
zerlerdi. Jeologlarzaman zaman petrol oldugunu gösteren igaretlere rastlasalar da bunlar
"iga-

ret" olmaktan öteye gitmezdi.


Su aragtirmalar sürüp giderken Socal'inSan Francisco tegkilatigiderek proje konusunda
endigelenmeye bagllyordu. Suudi imtiyazi konusunda çok degigik ruh hali içindeydiler. Öyleki,
bir Socal yetkilisinin ifadesine göre, zaman zaman açikça, "Acaba bu Suudi konusundan vazge-
çip harcadigimiz 10 milyon dolan zarar hanesine yazip konuyu unutsak mi?" diye ciddi ciddi
soruyorlardi. Ne var ki bu da her geyiçözümleyemezdi,çünkü ortada bagka bir korkutucu olasi-
lik daha vardi; ya Socal petrolü dünyamn dagitimma elverigli olmayan bir yerinde bulunursa? Ya
petrol, dünya petrol pazarlannin bütün öteki globalekonomiler gibi
"agtn
petrol"den yakmip
kivrandigt depresyon günlerinerastlarsa? Diger bir anlatimla, Socal, Arabistan'in çöllerinde ger-
çekten petrol bulacak olsa bile, durum ne olacakti?

Mavi Hat Anlagmasi


Aslmda Socalbu sorunun yabancisi degildi. Bahreyn'deki bagarismdan sonra o yüzden ortayaçi-
kan sorunlan iyi biliyordu. Bahreyn'de mevcut üretim kapasitesi günde 13.000 varildi. Potansi-

287
yel kapasitenin de günde.30.000 varil olacagi öngörülüyordu. Ancak pazarlara aç1h; kapisi ol-
madigmdan,1935 yllmm ilk yarismdaSocal Bahreyn'deki üretimini günde 2500 varile indir-
mek zorunda kalmigti. Avrupa'daki rafineriler Bahreyn-ham petrolü gibi yüksek sülfür içerikli
petrolü igletmeye müsait olmadigi için dogrudan Avrupa rafinerilerine ham petrol satmada güç-
lük çekiyordu. Socal,NewJerseyStandard Oil,Shellve Anglo-Pers girketlerinepazarlamaanlag-
masi yapmak için müracaatetmigse de, müracaati kabul gärmemigti.Socal'a daha bagka data is-
tikrarholan bir geygerekiyordu.Bunun kendisine ait ortak bir tegekküloldugunu anlayarak ha-
rekete geçti.
1936 yllminilk günlerinde, moralsiz ve ümidini yitirmig olan K.R. Kingsbury, Socal bagka-
m olarak New YorkCity'ye geliyordu. Dillon'daki yatinm bankasmm bagkani JamesForrestal ki-
saca "King" diye amlan Kingsbury ile Texaco'nun da Socalgibi bir.problemi oldugunu ve buntm
en az Socal'inki kadar ciddi oldugunu fark etmigti. Problem guydu: Socal'inAfrika ve Asya'da
kapsamh bir pazarlama gebekesioldugu halde Dogu Yanküre'de de sistemi yürütecek kendine
ait ham petrolü yoktu, bu yüzden ürününü Amerika'dan sevk ediyordu. Ortadogu kaynakh pet-
rol potansiyeli bulmadigt sürece Texaco ileriki yillarda pazarlanrn ve parasmi kaybetmeye mah-
kûmdu. Artik Forrestall'e tüm açikhglyla belli olduguna göre bunu önlemenin yolu Socal'in dü-
ük mallyetli ham petrol potansiyelini Texaco'nun Dogu Yariküresidagttim sistemine baglamak-
ti. Bu, her iki girket için de mutlaka yararli olacakti.
.
Ancak, bu nas11yapilacakti? Forrestal, Dillon'un ve Read Sirketi Bagkan Yardimcisi Paul
Nitze'nin yardimtmsaglayarak büyük, yeni bit igletmenin kurulmasi için bir plan yapti. Socal ve
Texaco yeni kurulug için "Süvey; dogusundaki tüm varhklanm" seferber etmeyi kararlagtirdi.
Buna kargilik igletme üzerinde kârlan egit olacakt1.Socal Bahreyn'deki ve Suudi Arabistan'daki
imtiyazlarlyla yetinmeyip Dogu Hint Adalan'ndaki bir imtiyazim da ortaya koyuyordu. Ortak ly-
letme Texaco'nun Afrika ve Asya'daki yaygtn pazarlama sistemini de devralacakt1. Bu iki girke-
tin dtyndaki girketlerseKizil Hat konumlanm muhafaza etmekte Serbestti. Socalve Texaco ise
kendi konsolide bölgelerini "Mavi.Hat" dedikleri çizgiylesaptlyorlardi. Yenikurulan ortak girket
Caltex (eskiCalifornia-Texas Sirketi) hem Bahreyn üretimi için hem de Suudi Arabistan'da so-
nunda bulunabilecek herhangi bir petrol için çikigkapis1bulmakla yükümlüydü.
O güne kadar Bahreyn'in petrol pazarlarindaki yikici etldsinden yakinan uluslararasi girket-
ler, Socal'in Texas'la anlagmasiyla bu durumdan kurtuluyorlardt lPC ise Socal'in Bahreyn'deki
satin almaya çah-
"kendilerini
faallyetierinin
"can
siktigtm" söyleyerek yakmmaya devam ediyor,
pazarcilik açismdan vermeyecegini"
"fazla

gacagini söylüyor", d iger kurulugun bir tedirginlik so-


nuçta ingiltere'nin çikarlariaçisindan lyi sonuç verecegini savunuyordu. Eu igletme, savma göre
da olsa istíkrar saglayacakti"; Caltex'in kurulmasi da iyi bir igaretti. Suudi Arabistan'da bulu-
"az

nacak herhangi bir petrolünidare edilebilecegini, mutlaka fiyatlan alabora etmesi gerekmedigini
gösteriyordu. KompuKuveyt'e gelince, o zaten Anglo-Pers'in ve Gulf'm güvenilir ellerindeydi.
I

Kegif
Kuveyt'te petrol aramalan 1935 yihnda bagladlysa da, sismik çabgmalarancak 1936'da bagla-
migt1. Kuveyt'in güneydogusundaki Burgan arazisi bölgenin petrol apsindan en çok gey vaat
eden yötesi olaraksaptanmigtl.Nitekim bu bölgede 23 Qubat1938'de en beklenmedik bir anda
petrole rastlanmig, petrol büyük bir güçle figlormigti. Sonuçta burada petrol kesfi yapilmig ve
keglin ölçümü için petrol yatagmm hemen bitigigtnde bir kum rezervuan kurularak petrolün hiç
kesintisiz içine akmasi saglanmig, sonra da petrol atege verilmigti. Alevler içinde yan-
-rezervuar

makta olan petrolün çikardigt isi o denli yogundu ki rezervuarm kum duvarlan aniden cam ta-
bakalarma dönügüyordu. Durumu gözleyen Anglo-Pers ve Gulfyöneticilerini bu durum çok ra-
hatlattyor, derin bir nefes almalarmi sagllyordu. Bínbagi Frank Holmes sevinçten uçar gibiydi.

288
Dasman Saray1'ndaki ¶eyhAhmed ise artik kültür incisi konusunun ekonomiktehdidindenkur
tuldugunudügünüp huzura kavuçuyordu.
Arada geçen zaman içinde SuudiArabistan'da petrol aramalari yapillyordu, ancak bu ara-
malar ardi ardma düg kirikliglyla sonuçlamyordu. Bu durum Socalyönetim kurulunu giderek
daha çok tedirginedip, hareketsizlige yöneltiyordu. 1937 Kasimi'nda, Socal'inyabanci üretim-
den sorumlubagkani Arabistan'a telgrafçekerek kesin bir emir verdi. Bundan böylehlçbir proje
önce ayrint111bir tekliflebagvuruda bulunulmadan ele almmayacakti. Aradan bir süre geçiyor,
1938 Marti'nda Kuveyt'teki petrol keyfinden birkaç hafta sonra bomba gibi bir haber çevreyisa-
Flyordu. Dammam noktasmdaki 7 no'lu kuyuda, 4727 feet derinlikte büyük petrol potansiyeli-
ne rastlanmigtil lyte,nihayet beklenen an gelip çatmig,Dammam'daki 1 no'lu kuyuda sondaja
baglandigi tarihten yaklagik üç yll sonra, petrol keyfi gerçeklemigti. Art1k IbníSuud ve Suudi
Arabistan'a gans kapilan açilmigti. Kralligin birlik ve bütünlügü bundan böyle Mekke'ye hacca
gidenlerin say1smdakiinig çikiglarabagh olmayacak, bundan etkilenmeyecekti.
SuudiArabistan'daki petrol kegfibu ülkede imtiyaz alma çabalanm giddetle körükleyecek,
bagta Irak Pettol Sirketi olmak üzere Almanya'nin, Japonya'nmve Ìtalya'mnilgisini çekecekti.
Öyleki bu ülkeler imtiyaz konusunda lrak Petrol Sirketi'nden.bile daha hirshydi. Gözlemcilere
göre güçÌü devletler SuudiArabistan'da kazi hakla almak için sanki birbirleriyle ittifak halindeydi.
Bu ara Japonyaverilecek bir imtiyaz ve TarafsizBölge'de Kral'a hisse verme kargiligmda, o günün
kogullarma göreçok büyük sayllacak paralar teklifedlyordu -Suudi Arabistanli bir memurun söz-
1eriyle teklifedilen toplamrakam boyuttaydi."- Japonlarbu ara IbniSuud'a klasik
"astronomik

samuray askeri armasiolan ancak büyük cüsseli hükümdara fazlaca küçük gelen bif zirhi arma-
ganolarak vermigti. Ìmtiyazyangina katilanlardan bir ba kasi da Almanya'ydi. Bir karig büyüklü-
. günde
olsun imtiyaz koparma ümidiyle Almanlar Bagdat'taki elçilerini Suudi Arabistan'a ahyor,
burada daimi temsilcilikkuruyordu. Suudiler'lebir de silah anlagmasi pegindeydiler. Italyada im-
tiyaz için Suudiler'e devamh baski kampanyasi uyguluyordu. Ancak 1933 anlagmasma sonradan
eklenen gizlibir maddeyle "Casoc"Sirketi Suuditopraklarmda
"tercih"
hakkma sahip oluyor,bu
hakki 31 Mayis 1939'dabagarlylauyguluyordu.Tüm imtiyazm toplamsahasmi440.000 milkare-
ye, diger bir deyigleAmerika Kitas1'ninaltida birine egit bir düzeye ç1kanyordu. Kugkusuzbu ve-
fa kargiligimn bir ücreti olmallydi. Bu ara Suudiler'inparasal ihtiyaçlan dag gibi büyüyor, Socal
birbiri ardina Kralligaborç veriyordu. Zamanla bu borç tutan birkaç milyon dolan bulacakti.
Ne var ki bütün bu paralar bazi geylerinbeklentisiyle ödenlyordu. 1938 Marti'nda 7 no'lu
kuyuda yapilan keyifyeni bir çiglraçmigti. Dahran'da kentin ihtlyaç duydugu endüstriyel, idari ve
yerlegim çahymalarma yerveriliyor,bu konuda birçok faaliyetyap111yordu.Su çaligmalar,sonunda
Dahran Amerikan orta-simfmmyagadigtbir banliyö, çöl ortasinda mümbit bir vaha haline gelmig-
tit 7 no'lu kuyuda petrole rastlanigtndan hemen sonra bir de boru hatti ingaatma baglanmigtl.Bo-
ru hatti petrol bölgesini, yükleme bölgesi olarak seçilen kiy1ya,Ras Tanura'yabaghyordu. 1939
Nisan ayinda dört yüz arabadanolugan ve içlerinde Kral'm ve muhtegemmaiyetinin de bulundu-
gu büyük bir kafile çölü agarak Dahran'a ulaglyor, burada 350 çadirlikbir kamp kuruyordu. Bü-
tün bunlar SocaltankeriD.G. Scofield'in ilk petrol yükünü almak için Ras Tanura'ya geliginede-
myle yapihyordu. Kral lbni Suud törende bizzat bulunup, pompanm vanasim çevirmig, böylece
SuudiArabistan digma giden ilk petrol damlacigi vanadan akip ülke.digma çikm1gt1.
Socal, yapmigoldugu kegfin bütün Ç01bölgesine yayilmasmda acele ediyordu.Su nedenle
birbiri peginden kuyular açillyor,kazilan kuyularm birinde, on bin feet derinlikte çok büyük pet-
rol rezerví oldugunu gösteren igaretlere rastlamyordu. Su ara 1940 yllinda üretim günde yirmi
bin varili buluyordu. Belirtilere göregelecektedurum daha da lyi olacakti. Ne var ki tam bu sira-
da IL Dünya Savagipathyordu; 1940 Ekimi'nde italyanlar Dahran't bombaliyordu. Bombalama-
nin sözde Bahreyn'i hedef aldigi ve Dahran'm yanhghkla bombalandigt söylenecekti. Bu olaydan
birkaç ay sonra, Ocak 1941'de Ras Tanura'da yeni, küçük bir rafineri ingaatma ba landlysa da
i

sonu gelmeyecek, haziran aymda kapanacakti. KompuKuveyt'te de savagnedeniyle.igler asklya


ahnmigti. KuyularmAlmanlar'm eline dügmesínden korkan Müttefik hükümetlerin emtiyleKu-
veyt'teki kuyulatin içi çimentoile doldurulup igler durumdan çikanlmigti.
Suudi Arabistan'da da durum hemen hemen aymydi, petrol operasyonlarirun çogu durdu-
rulmuy, burada çahganAmerikah iççiler evlerinegönderilmigtí. Bölgede sadece küçük bir ekip bi-
rakilm14ti. Bunlai Bahreynrafinerisini beslemek için günde on iki ila on be; bin varil petrol üreti-
mini gerçekleptirmekle yükümlüydü. Bunun diginda tüm faaliyetlerertelenmig, igletme tümüyle
hareketsizlige terk edilmigti.Diger yerlere gelince,buradayagayanlarSuudi Arabistan petrol po-
tansiyelininne olabilecegi, ne anlama geldigiüzerinde hesaplar yaparken,ülkenin petrol rezerv-
leri de siyasi güç oyunlanmn odak noktasi oluyordu. Siyasi güç ugruna oynanan bu oyunlar Cali-
fornia Standard'm, Kral Ibni Suud'un ve hatta bir vakitler Kral'm kafasmayeralti servetleri fikrini
sokan Philby'nin bile hayal edemeyecegi kadar çok ve yogun entrikalarla doluydu.
l930'lu ylllarda Jack Philby Suudi Arabistan'daki faaliyetlerinden bir hayli refaha kavug-
mugtu ve bu ülkedeki cografi incelemelerini de hâlâ sürdürmekteydi. II. Dünya Savagipatladik-
tan sonra Ibni Suud'la Siyonist hareketin lideri Haim Weizmann arasinda Filistin'in bölünmesi
konusunda arabuluculuk yapmak istediyse de bu girigimi sonuç vermedi. Philby'nin Ingilizler'e
duydugu olumsuz duygular hafiflememigti. Müttefik kuvvetlere ac1 elegtiriler yöneltiyordu. Bu
yüzden Hindistan'a yaptigi bir seyahatte tutuklanipingiltere'ye gerigönderildiveorada hapsedi-
lip alti aya mahkûm oldu. Savagingeri kalan ylllarmt piirve basilmamig kitaplar yazarak, zaman
zaman da ikinci derece önemli siyasi olaylara deginerek geçirdí. Savagbittiginde tekrar Suudi
Arabistan'a dönüyor, orada Kral'm danigmam oluyordu. Damqmanligtsirasmda yeni petrol tara-
malgn yapmig, yeni birçok kitap yazm1; ve hiç kugkusuz, o sava; sonu karmagasmda, kârh tica-
ret igini sürdürmügtür. Kral'm kendisine tamptirdigtgenç bir kadindan altmig beg yagmdayken
bir kez daha baba olmugtur. Kral lbni Suud'un ölümünden sonra Philby, ÍbniSuud'un oglu Kral
Suud'u para harcamadaki savurganhgl nedeniyle elegtirmig,bu nedenle de SuudiArabistan'dan
kovulmugtur. Ancak birkaç yll sonra yeniden ülkeye dönmesirie izin verilecekti. 1960 ylimda
oglu Kim'i görmek için Beyrut'a giderkenyolda hastalamp acele hastaneye kaldinlacakti. Yaçami
bu denlí olaylarla dolu ve renkli geçen, cüretti davramplan ve dramatik görünümüyle iz birakan
bu adam artik hastane yatagmda bilinçsiz yatiyordu. Bir an için komadan çikip ogluna
"çok
bik-
tim" diye f1sildayacak,sonra da sonsuzluga kangacaktt. Philby Lübnan'da bir Müslümanmezar-
ligLna
gömülecek, oglu Kim mezar tagmasade bir yazlyla gunlanyazdiracakti:"Arap Petrol Ara-
yicilarmm En Büyügü."
Bu arada BinbagiHolmes'den yani "Abu al-Nafttan" (Petrolün Babasi'ndan) söz etmek ge-
rekir. Acaba o ne haldeydi? BinbagiHolmes için hiç kugkusuz Arabistan petrol serüvenini ilk ha-
yal eden, olugturan ve geligtiren adamdi denebilir. 1940'lann ortalannda, Arabistan petrol re-
zervlerinin degeri ilk anlagildigtgünlerde, Holmes'e apaç1kbir soru sorulmugtu. O strada Kuveyt
petrol temsilcisiolarak Londra'da bulunan Holmes'e yöneltilen soru guydu:Nasil oluyordu da
dünyamn önde gelen petrol jeologlanmnittifak halinde Arabistan'm
"kuru"
oldugunu söyledigl
günlerde Holmes bu topraklardapetrol oldugunu bilmigti?Bundan nasil bu derece emin olabil-
migti?O bir maden mühendisi olarak tahmininde yanilma payt oldugunu bilmek zorundaydt
Ancak o, bu olasiligahiç yer vermemig, iddiasmda neden Israr etmigti?
Holmes bu soruya çok basit bír yamt verlyordu. Parmagmm ucuyla burnuna dokunacak,
"I;te benim jeologumbu oldu" diyecekti,

290
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM

SAVAVE
STRATEJI

I
16

Japonya'yiSavaga Götüren Yol

18 Eylül 1931 tarihinde,Çin'inyari bagimsiz eyaleti Mançurya'dakarargâh kurmug olan Japon


imparatorluk
Ordtitu'na bagh askerler Güney Mançurya demiryollarma kargt bombah bir saldin-
ya geçiyordu. Görünüge göre bombah saldin fazla bir tahribat yapmamigt1;raylarin sadecebir
metre kadarlik kismi zedelenmigti. Tahribat göz ardi edilecek kadar az oldugundan hizla gelen
bir tren tahrip edilmig losimdan hiçbir güçlügeugramadansadecebirkaç dakika rötarla rahatça
.
geçebiliyordu.Bombalamakasten bu derece az zararla geçigtirilmigti. Demiryollan tegkilatiJa-
ponlar'm kontrolünde oldugundan fazla zarardan kaçmilmig, bunun sorumluluguÇinliler'e yük-
lenmek istenmigti. JaponOrdusu Çinkuvvetlerine kargisaldiri düzenlemek istlyordu. Bunu yap-
mak íçin bahaneye ihtiyac1vardi ve bu da suÇuÇinliler'e yüklemekte saglanmig'oluyordu. Böy-
lece Mançurya hareketi baçlam1; oldu. Bu hareket Japonyatarihininyazdigi ve savag bitiminde
Japonlar'm"KaranliklarmVadisi" diye andigiçagagirigisimgeler.
JaponyaMançurya'da ekonomik ve siyasal alanlardabirçok imtiyaza sahipti. Bunlar arasm-
da 1895'te Çin'e,1905'te Rusya'ya kargi kazanmig olduguzaferlernedeniylekendisine verilen
kuvvet bulundurma hakkt" da vardi. 1920'llyillarmsonuna gelindigindeJaponlarMan-
"askeri

çurya'da tam kontrol sahibi olmak istediler. Japonhalki bu fikrikuvvetle destekledi. Artik Japon-
lar, bir Bagbakan'm "Japon'un yagam çizgisi" dedigi bu eyaletintam kontrolünü istiyordu. Japon
adalari arúk kalabalik Japon halkimn ihtiyacma yetmedigindenMançurya
"barmma
yeri" olarak
kullamlacak, ayrica gerekenhammaddeyi saglayacakti. Bagkabir sebep de burada Japon askeri
kuvvetlerinin kongglandinlmak istenmeslydi. Mançurya'mn cografi konumu Japonya'nm gü-
venligi açismdan bu eyaletin Japonyakontrolünde olmasmipartkopuyordu. Aynca Japonlarartik
Sovyetkomünizminden ve Çinnasyonalizminden gelençiftetehditlerdenkorkar olmugtu.Ken-
di kanilarmca, süper güçler Pasifik konusunda Japonya'dangiderek daha çok kugku duymaya
baglamigtt ve bu da.Japónya'nm yirmi,otuz yll gibi.kisabir süre hem askeri hem de ticariaçidan
muhtegem bir varlik olarak parlamasmdanileri geliyordu..

Japonlar'aGüvenmeli miyiz?
1923'te, BirinciDünya Savagiylllarmda Donanma BakanhgiYardimeisiolan FranRlín D. Roose-
velt, zamanm akimina uyarak "Japonya'ya Güvenebilir miyiz?" baglikhbir makale yazmigti. Ma-
kalenin tamtim yazismda, editärler Roosevelt'i
"iktidarda
kaldigt sürece asil görevi Japonya'yla
"1914

savaga hazirlanmak olan adam" diye tamtmiglardi.MakaledeRoosevelt, olaylanndan gok


evvel, tüm dikkatlerin Amerika ile Japonyaarasmda muhtemel bir savagtaodaklandigm1;bunu
tahmin için müneccim olman,mgerekmedigini,savagm yaklagmakta olduguna mutlak gözüyle
bakildigmi" sõylemigti. Simdi1923 yihnda,çlkacakbir savagm askeri bir kördügüme dönügebi-
lecegini, daha sonra da kaderini tayin eden faktörün iktisadi kogullar olaCB Lm" söylü-
"savagm

yordu. Bu inancma ragmen Roosevelt "Japonya'yagüvenmeli miyiz?" sorusuna yüksek sesle


olumlu cevap vermigti. Açiklamasma göre, Japonyadeglçmigti.Uluslararasi arenada üzerine al-
digi yükümlülüklere saygi gösteriyor, Anglo-Amerikan savag-sonu kurallanna uyum sagliyor, ay-
nca Pasifik için söylenen "Japonya'yada bize de sonsuza dek yetecek kadar bol ticariyer var"
sözünü benimsemig görünüyordu.
Roosevelt'in koydugu bu teghis 1920'li yillar boyunca dogru çikti. Japonya'nm íçIer du-
rumda bir parlamento sistemi vardi. 1921'de Washington DenizcilikKonseyi'ndeJaponya,Bir-
legik Devletler ve Íngilterearasmda bir denizcilik yang1 tertiplenmesikararlagtinl1yorve o gün-
den sonra da Japonyakendi güvenligini Anglo-Amerikan güçlerle igbirligiyapmaya bagliyordu.
Ne var ki bu igbirligi ancak on sene kadar yaçayabilecekti.Japon askeri gücü, öncelikle de ordu,
hükümet üzerinde egemenligi ele geçirecek, JaponyaDogu Asya'da imparatorluk kurma ama-
clyla yayilmaya baglayacakti. Bu konudaki amactda batili güçleri,kendi deyimiyle büyük
"daha

Dogu Asya Refah Projesi" dedigi projenindipinda birakmaktL


Japon tutumundaki bu ani dönügün kugkusuz birkaç nedeni vard1. Bunlardan baghcalan
Büyük Depresyon ve dünya ticaret hayatmm çökügüdür. Bu iki faktör Japonya'yaçok büyük
ekonomik zorluklar getirmig, ayrica hammadde yoklugu ve uluslararasi pazarlann kapanmasm-
dan daba çok etkilenmesine neden olmuytur. Aym zamanda ordu ve toplumunõnemli kesimle-
n agiri bir nasyonalizm, manevi huzursuzluk, saldirganlikgibi duygulara kapilmigt1.Japon kültü-
rünün ve emperyalist kurumlann üstünlügü glbi mistik inanç íçindeydiler. Kendileri digmdaki
süper güçlerin Japonya'ylikinci simf konuma getirmeyeve Asya'daki hakkmdan yoksun birak-
maya azmettigine inanmiglard1. Kanaatlerine göre onlar bunu kasten yapiyordu. Bu ara ülkenin
Bagbakan'1,Amerika ile Ingilterearasmdaki denizcilik anlagmasmmdaha kapsamli hale getiril-
mesi yanhsi Osachi Hamaguchi 1930 Subatseçimlerindede büyük bir zafer kazamyor ve bu lyi-
ye igaret sayihyordu. Ne var ki Japonya'mnBirlegikDevletler ve ingiltereile igbirligi yapmasma
fevkalade öfkelenen bir Japongenci Hamaguchi'yi Tokyo'daki tren istasyonunda vuracak, bu ha-
reket birkaç ay sonra Japonya'dayabancilara kargi çok güçlü bir muhalefetin geligmesineyol
açacakti. Hamaguchi bu suikastten sonra hiçbir zaman tam anlamtyla iyi olmam1;ve 1931 ylhn-
da ölmügtür. Hamaguchi'nin ölümüyle igbirligi ruhu da yok oluyor, onun yerini "Suikast yoluyla
hükümet olma" hareketinin besledigi agtn milliyetçilik akimi ahyordu. Daha sonra Japonya
Mançurya'yi kukla bir devlet haline getirecek, bu kukla imparatorluga da bagligüran olarak ev-
velce tahttan indirilen Puyi'yi getirecekti.Durumu gözleyen Cemiyeti Akvam Japonya'yielepti-
rince, Japonyabu örgütten aynlacak ve ileride kendisini felakete götürecekolan yolda tek baç1-
na ilerlemeye baglayacakti.

Asya'ya Yeni Düzen


llerikibirkaç yllda Tokyo
"misyon"

ve "Dogu Asya'da özel sorumluluklar" üzerindeki istek ve


iddialanm yogunlagtinrken Japonsiyasi hayati da entrikalata boguluyor, ideolojik hareketlere ve
liberalizm, kapitalizm ve demokrasiyi zay1flikve dügkünlük olarak gören ve bunun için de kina-
ylp reddeden gizli topluluklannvarligma tamk oluyordu.Japon görügüne göre, savastaimpara-
tor ugruna ölmekten daha soylu hiçbir yey olamazdt Yine de, Japonaskeri kanadinda, 1930'la-
nn ortalarmadogru bagka türlü dügünen birkaç kipiyede rastlanmamig degildir. Bu kipiler askeri .
alanda çagdaglagmano imparatoriçin õlmekten daha pratik oldugu kamsmdaydL Bu nedenle
topyekûn savagdoktrinini ilan edip bir savunma sistemi" kurma çabasmayönelmiglerdi.
"milli

Su çabalarmdaülkede ne kadar endüstriyel ve askeri kaynak varsa hepsi birden bu çirkin amaç
ugruna kullanilmig ve heba edilmigtir.Su subaylar içinde BirinciDünyaSavagi'ndaAlmanya'nin
yenilgisille yakmdan tamkolmuy veya bu yenilgiyi incelemig olanlar,bu ülkenin ugradigtyenilgl
yi kismen hammadde yokluguna ve bir de Müttefikler'in deniz ablukasma dayanmaktaki yeter-
-sizligine baghyordu. Kendileri ise, üzüntüyle fark ettikleri gibi, bu konularda Almanya'dan da

294

i
daha yetersizdi. Gerçekten de Japonya,potansiyel açidan kendine
özgü ciddi bir sorunla kargi
kargiyayd1;petrol kaynagt yönünden neredeyse tam bir yokluk içindeydi. Petrol, Japonya'mn
toplamenerji tüketimininsadeceyüzde yedisini aldigt halde stratejik önemi itibarlyle gerekliydi.
Mevcut petrolün çogu askeri güçlerce ve nakllye amacyla tüketilmig durumdaydi, 1930'larm
sonuna dogru Japonyatükettigipetrolün sadece yüzde Tsini kendi bagma üretebiliyordu. Geri
kalan ihtlyaç digandan, yüzde 80'i Birlegik Devletler'den,yüzde 10'u Dogu Hint Adalan, Hol-
landa kesiminden ithal ediliyordu. Ancak Amerika Asya'daekonomikoldugu kadar siyasal ba-
kimdan da kapi" politikasi izledigine göre bu politikaJaponya'ninemperyalist hirslanyla
"aç1k

ters dügtügü lçin Amerika Pasifik'te Japonya'mnen muhtemel dügmam olmaya adaydi.Durum
böyle olduguna göre, bir savag olgusunda Japonya'mnsavaggemilerine ve uçaklarma yakit vere-
cek petrol nereden temin edilecekti?
Bu sorun JaponOrdusu ve donaninasi arasmdaciddi bir bölünmenin ilk kivilcimim tutug-
turmug,bu da Japon politikalannin saptanmasmdave geligiminde en etkin faktõr olmugtur. Or-
du çabalanm Mançurya, Kuzey Çin,lç Mogolistan konularma ve Sovyetler Birligfnden gelen
nanshin" doktrini geregince gücünü
"hokushu "kuzeyde

tehdide yöneltmigtL Donanmaise sa-


vunma, güneyde hücum" çabasma yöneltmíç, gözleríni Kuzey Hint Adalan Hollanda kesimine,
Malaya'ya, Çinhindi'ne ve Pasifik'teki birkaç küçük adaya çevirmigti.Donanmamn böyle dav-
ranmasmm nedeni imparatorluga güvenilirdogal kaynak ve öncelikle de en temel ve en mutlak
ihtiyact olan petrolü saglamakt1.Aralarmdaki görüç aynhgtna ragmen ordu ve donanma belirli
bir konuda, yani en temelamaçlanmngerçekleymesinde fikir birligi yaptilar. Bu en temel amaç
Asya'yi refah" ve varolug" esprisi içinde "Emperyalist Yolda" yeniden inga etmek,
"ortak "ortak

-
bagka bir anlatimla Japonyakontrolü altmda yeni bir Asya kurmakti.
1930'lu yillarm bagmda, Mançurya olayimn hemen ardindan, Japon hükümeti kendi ge-
reksinimi için petrol sanayiiüzerinde egemenlik kurma yollan aramigt1r.lç pazarmm yüzde alt-
migliki battli girket-"Rising Sun" ve "Standard-Vacuum"- tarafindantutulmu tu. "RisingSun"
Hollanda Kraliyet-Shell'e baghydt. Ötekiadi "Stanvac"olan "Standard-Vacuum" ise Jersey'e ve
New York StandardSirketi'ne baghydi ve girketinUzakdogu operasyonlarmi yürütüyordu. lç pa-
zarlarm geri kalam petrollerini degigikAmerikali üreticilerden ithal eden yaklagik otuz Japongir-
ketinin elindeydi. Pazar durumlanm geligtirmek isteyen Japon ticaret firmalarmm da destegini
alan askerler, 1934 yllmda Petrol Endüstrisi Yasasi'na bir girigyapmayi bagardt Bu, hükümete it-
halatl kontrol yetkisi vermek; belirli girketler için pazar kotast ayirmak,fiyatlari saptamak ve sa-
tm alma zorunlugu lçin yetki vermek demekti. Yabancigirketlerden normal ticari çabgma düze-
yi digmda alt1aylikenvanter tutmalan isteniyordu. Bütün bunlari yapmaktaki maksat apaçik or-
tadaydi:Japonyasahipliginde blr rafineri endüstrisikurmak, yabanci girketlerin rolünü en alt dü-
zeye indirmek ve savaga hazir olmak. Bütün bunlara ilave olarak Japonyabagka bir amaca daha,
kendi sömürgesi olan Manchukuo'da petrol tekeli kurmak, sonuç olarak da batth girketleri li-
mon gibi sikip yok etme amacma yönelmigti.
Bu ara, yabanci girketler sikihp yok olmaktaolduklanm fark etmede gecikmediler. Ameri-
kan ve ingilizhükümetleri de Japonya'mnizledigt yeni, kisitlaylci petrol politikasmm kargistn-
daydl. Ancak, buna nasil tepki gösterilecekti?Bu soruya yanit bulmak için Washington, New
York ve Londra, aralarmda konuqup ambargo konusunu gündemegetirdiler.Misilleme yoluyla
yap11acakbir ambargo tam olsun ister kismî olsun- Japonya'yadaha az ham petrol veril-
-ister

mesini saglayacakti. Walter Teagle hem Digigleriyetkilileriyleve hem de Petrol idaresiBagkam


Harold lckes'la konuyu görügmek için Washington'a gitti. Su arada birçok öneri ortaya atildt.
"korkutmak"
Petrolcülerin fleri sürdügü öneri, ambargo konusunu hafifÇe ima ederek Japonlar'i
ve b0ylece ihmli davranmaya zorlamakt1. Bu konugmamn Tokyo'ya ulagmasim, böylece Japon
politikasmda bazi degigiklikleryapilmasim ümit ediyorlardi. 1934 Kasim aymda ingilizBakanlar
Kurulu toplamyor,Digigleri Bakanhgl'mn tasvipettigi tutumu, yani "Japonya'nmpetrol politika-

295
sma kargi müinkün olan e'n sert direncin gösterilmesi" tutumunu benimsiyordu. Eu tutumda
gayri resmi olarak organize edilecek bir ambargoya hükümetin destek vermesi de vard1.Ancak,
DigigleriBakam CordellHull'un, BirlegikDevletler'in böyle bir harekete destek vermeyecegiko-
nusunda kesin demeç vermesi üzerine ambargo konugmalari, en azmdan o gün için son bulu-
yordu. Bu arada, petrol girketlerive Japonyahükümeti arasmdaki baslalar ve gerilim glderek ar-
ttyor,bu durum 1937 yaz mevsimine kadar sürüp gidiyordu. Su tarlhteJaponya'nmtutumu bir-
den degigti.

Karantina
1937 yllinda, 7 Temmuz u 8 Temmuz'a baglayan gece Beijingyakmmdakí Marco Polo Köprü-
sü'nde Japon ve Çinkuvvetleri arasmda sebebi belirsiz iki garip ÇatigmaOlmuytu. Bu tarihi izle-
yen birkaç hafta içinde iki tarafmbirbirine besledigi dügmanca duygular daha da bilenmigti. Su
ara, Çinmilliyetçileri Japonya'yadaha fazla imtlyaz verilmesine kargi çikip muhalif bir tutum
içine girdi. Milliyetçilerin lideri ÇanKay Sekbir demeç verip "Eger topraklanm1zdanbir kart;
daha verirsek, hedefimize, yangimiza kargi bagtglanmaz bir suç iglemiç oluruz" demigti. Japon-
lar'a gelince, onlar kendi hesaplannca Çin'elyi bir ders vermek, ordusuna da "adamakill
bir
darbe indirmek" karanndaydi. Marco Polo Köprüsü'adeki çatigmalardan sonra Çin,14 Agus-
tos'ta ganghay'da Japon deniz istasyonunu bombalayacak, bunun üzerine JaponyaÇin'esava;
açacakt1.
Japonya,ekonomisini tam savag düzeyine getirmek için faaliyetlerini birdenbire hizlandir-
m14t1.Japonyabu arada yabana petrol girketleriyle iligkilerinilyilegtirmek için de gayretsarf edi-
yordu. Japon hükümeti petrol rezervlerinin tahribigibi bir riski göze almak istemiyordu. Aynca,
"Diet", yani Japon meclisinin olaganüstübir oturumunda seferberlik yasasi da kabul edilmig,
SentetikPetrol Endüstrisi Yasasiyürürlüge girmigti. Yasa,yedi yll süreli bir plani kaps1yor,1943
ylhna kadar
-çogunlugu

kömürden ç1karilmigsivt yakit olmak üzere-Japonya'nm 1937 tüketim


ihtlyacmin yansma egit sentetik yakit üretilmesini amaçllyordu. Bu amaç, aç1kça görüldügü gibi
hem çok hirsliydi hem de gerçekçilikten agin derecede uzakti.
Amerika'nm resmi politikasi ve kamuoyu bagtndan berf Çin'itutmug,bu ülkeyi Çin-Japon
Savagi'nda bir kurbam olarak görmüç ve desteklemigtir. Yine de BirlegikDevletler Japonya'ya
"izolasyon"
uygulanmasi, ülkenin yalnizhga terk edilerek cezalandinlmasi yanlisiydi. Franklin
Roosevelt'in sadece Donanma Bakam yardimcislyken yazdigt "Japonya'ya güvenmeli miyiz?"
makalesininüzerinden on dört yll geçmigti.On dört yll sonra, Bagkan durumundaki Roosevelt
artik'hem ülke içindeki politik baskilardan hem de yurtdiginda olugan önemli geligmelerden bik-
kinhk getirmig, yorgun dügmügtü. 1937 Ekimi'nde yaptigi bir konugmada dünyanm içinde bu-
lundugu kanunsuzluk salgimmn yayilmasmi önlemek íçin bir "karantina"
politikasi gerektigine
üstü kapali olarak deginiyordu. YangizeNehri'nde dört Amerikan gemisine yapilan bir hava sal-
dirist sonunda Roosevelt Bakanlar Kurulu'na özel olarak "karantinadan"

ne kastettigini aç1kli-
yordu. "Karantina"dan kasti sava; ilan etmeye gerek kalmadan Japonya'ya kargi ekonomik yap-
tinmlaruygulamaktt.Ancak Bagkan, tarafsizlikmüeyyidesi ve Amerika'nm o y1llardabenlmsedi-
gi izolasyon politikasi yüzünden bu fikrini gerçeklegtirme olanagt bulamamigtir.
Öteyandan, Japonlar'mÇînlisivillere düzenledigi saldin raportan günden güne kabanyor,
bu, Amerikalilar'm Japonya'ya olan olumsuz duygularmi daha da körüklüyordu. 1938'de gaze-
teler ve haber ajanslarmin yaymladigt resimler Japonlar'mKanton bölgesini nasil· bombaladiglRl
gösterdiginde, Amerikan kamuoyu tamamiylaJaponlarm aleyhine dönecekti. Yapilan anketler
Amerikan halkmin büyük çogunlugunun,Japonya'yahâlâ askeri malzemegönderilmesine kargi
oldugunu göstermigtl.Ne var ki Roosevelt yönetiminin iki konuda korkusu vard1: Çoksert bir
tutum izlemekle Japonya'dakíllimhlan büsbütün tahrik etmekten ve bir de bu hareketin daha

296
yakin ve daha ciddi bir tehdit olan Nazi Almanyasi sorunundä Amerika'nin tepki yetenegini ki-
sitlayacagmdan korkuyordu. Bu endigeler yüzünden Roosevelt yönetimiJaponya'yaihraç edilen
"manevi
uçak ve uçak motorlan üzerine ambargo" koymakla yetinecek, bundan daha ötesini
yapmayacakti. Yasaldayanaktan yoksun olan D1gigleribu defa Amerikall imalatçtlara yaziyla bag-
vurup, Japonlar'abu tür mal satmamalarimisteyecekti. Washington'u alarmasürükleyen bagka
bir sebep de, Japonyaile Almanya arasinda son zamanlarda bir yakmlagma olugtugunu ve bunun
giderek güçlendigini gösteren igaretlerdl. Japonyave Almanya görünügte Sovyetler Birligi'ni he-
def alan 1936 Anti-Komintern Pakt'a imza atmiglard1.Almanya, Birle§ikDevletler ve Ingiltere
imparatorlugu'nakargi daha çabuk harekete geçmesiiçin Japonya'yabaski yaplyor, ancak Tok-
yo, Berlin'e de açikladigt gibi, vazgeçilmesi imkânsiz hammadde ve öncellkle de petrol gereksi-
nimi yüzünden bu iki ülkeye bagimh oldugundan, baskilara kargi koyuyor,
"henüz
bu demokra-
silere kargi olarak öne atilmaya hazir konumda olmadtgini" söylüyordu.
Bu konuda Japonya'mntam bir çeligki içinde oldugugörülür. Tükettigi ve büyük kismi do-
nanmaslyla hava kuvvetlerine giden petrolünçogunuAmerika'dan temin ediyor, ama buna kar-
m Amerika'ya olan bagtmlihgmi en aza indirmek istiyordu. Bu bagimllhgimn bir savag halinde
kendisini zaylf birakmasmdan korkuyordu. Ancak Tokyo'nun güvenlik aray141ve otonom olmak
için attIgl adimlar, refah plani" için uyguladigi acimasiz tutum kendisini giderek Ameri-
"ortak

ka'yla bir savagagötürüyor, bunun için gerekenkogullan hazirhyordu. Nitekim, 1930'lann son-
lannda, Çinile arasindakisavagyüzünden petrole olan ihtiyact fazlalagmig,bu yüzden Ameri-
ka'ya bagtmliligt daha da artmigtt. Aynca, durumu daha karmagik yapmak istercesine döviz yok-
'

lugu yüzünden Japonyayaptigt ithalatin bedeli olan parayi ödemekte güçlükçeklyordu. Bu du-
rum yurtiçi ekonomisi igin gereklimaddelerde kesinti yapilmasm1gerektiriyordu.Alman önlem-
ler arasmda, petrol ve öteki yakitlarm vesikaya baglanmasi da vardi. Tüm bu zorluklar Japon-
ya'nm sava; ekonomisi olugturma çabalarmizaylflatlyordu. Japonya'nmtemel gidakaynaklarin-
dan biri olan bahkgihk sanayiine yapilan petrol tahsisatikaldmldigi için, bu igin yürütülmesi de
artik tamamen rüzgâr enerjisine kalmigti.
1939 yllma gelindiginde, BirlegikDevletlerJaponya'nm hareketlerine karç1artik tamamen
muhalif duruma gelmigti. Yine de Roosevelt ve DigíçleriBakam Hull orta bir tutum izlemekten
yanaydi. Ne Amerika'mn agin sert önlemler alarak Pasifik'te ciddi bir kriz yaratmasmi, ne de
fazla yumuçak davranarak Japonya'ya yeni saldin firsati vermesini istiyorlardt. En iyisi bu ikisi
acasmda ortalama bir yol izlemekti. Ne var ki Amerikan kamuoyu aym görügtedegildi. Sonun-
da, Japonya'nmÇin'deki sivil kesimleri, özellikle de 1939 Mayisi'nda Chungking'i bombalama-
si Amerikan kamuoyunda bardagi tagtranson damla oluyor, Amerikan halkim önce gokeedip ar-
kasmdan da büyük tepki göstermelerine yol açiyordu. Time dergisi yazarlarindan Theodora H.
White bu olayi kapak konusu olarak dergisine altrken "Hava saldirilantarihinde kirilan en bü-
yük rekor" diyecekti. Bu ara "American Committee for Non-Participation in Japanese Aggressi-
on" (JaponSaldinlarinaKatilmamaYanlist Amerikan Kurumu) gibi dernekler Amerika'dan Ja-
ponya'ya yapilan tüm ihracatin kesilmesi için sert kampanyalar düzenleyecekti. Bir dergi olay-
dan 80z ederken, qu tammlamayl-yaplyordu: "Pilotu Japonyabuluyor ama; uçagt, benzini, petro-
lü ve savunmasiz Çinkentlerinin bombalanmasmda kullanilan bombalari saglayanda Ameri-
ka'dir." 1939 Haziram'nda yapilan bir anket halkm yüzde 72'sinin Japonya'yayapilan savag mal-
zemesi ihracatma ambargo koyulmasmi istedigini gösterecekti.
Roosevelt yönetimine gelince,ilgililer arasmdaen lyi tepki göstermegeklinin hanglsi oldu-
gu konusunda sert ve uzun tartigmalaroluyordu. Bunlar arasmda her zaman güncel olan
"dog-

rudan ekonomik yaptirim" konusu da vard1.Ancak Amerika'nm JaponyaElçísi JosephGrew bu-


na karplydi ve dogurabilecegi olumsuz sonuçlar konusunda hükümeti uyanyordu. Tokyo'dan
gönderdigiraporda, Japonlar'm,batih güçlerce horlanmaktan ve hakaret görrnektenseher türlü
yokluga direnmeye hazir olduklarim bildiriyordu. 1939 güzünde Amerika'ya yapt121 bir ziyaret-

297
te Elçi Grew iki kez Bagkan Roosevelt'le görügüyor ve bu konuda günlügüne qu izlenimini yazi-
yordu: "Bagkan'a görüglerimitüm açikligtyla izah ettim. Japonya'ya yaptinmuygulamaya kalkti-
gimiz an bunu sonuna kadar götürmemiz gerekecegini s öyledim. Bunun sonu da büyük olastlik-
la savagtir. Bagkan'a aym zamanda gunu da açikladimki, Japonya'yapetrol vermeyi durdurursak
ve Japonyamilli güvenligiaç1sindangerekli yeter miktarda petrolü diger ticarikaynaklardan sag-
layamazsa büyük bir olasihkla Dogu Hint Adalan'mn Hollanda kesimine saldiracak,burayi al-
mak için filolarinigönderecektir."
Bagkan'in cevabi qu olmuçtu: "Öyleyse biz de kolayca filonun yolunu keseriz."
Bagkan'la yaptigi konugmada Elçi Grew 1939 güzünde gündemde olan politikalar1açikla-
mak, ilerinin ne getireceginibildirmek istemigti. Niyeti bu politikalarüzerinde fikir bildirmek
degildi. Henüz petrol ambargosu için bir plan yapilmamqti. Roosevelt de, Elçi Grew'a verdigi
yamta ragrnen bir çatigmamn riskini göze almak istemlyordu. Ancak günler geçiyor, petrol konu-
su iki ülke arasmda giderek daha ciddilegen bir sorun oluyordu.
Eu olaylardanbir yll önce, 1938 Eylülü'nden Hague'de, Amerikali iki iq adam1 oturmug,
somurtkan yüzlerle radyodan son haberleri dinliyorlardi. Bunlardan biri Jersey ve New York
Standard'm ortak firmasi Stanvac'm bagkam George Walden, öteki de Stanvac'm Dogu Hint
Adalan Hollanda kesimindeki üretim kolunun bagkam Lloyd Shorty Elliot'tu. O stralar güncel
konu Münih kriziydi. Avrupa artik savagm epigindeydi.Ancak ingiltereve Fransa,Hitler'in Çe-
koslovakya üzerindeki taleplerinihenüz kabul etmigti ve bu Bagbakan Neville Chamberlain'in
"çagimizda
bang" admi verdigi slogani garantilemekiçin yapilm14ti.Ne var ki büyük bir dikkatle
radyodan Hitler'ino gün yaptigi konugmay1 dinleyen Walden ve Elliot,savagm artik kaçimlmaz
oldugunu, yalniz Avrupa'da degil, Asya'da da bir savagm mukadder oldugunu anlam1;Iardi. Sa-
vag Asya'da da patladigi zaman Japonlar'm Dogu Hint Adalan'na saldiracagindan emindiler. Elli-
ot'un sözleriyle art1k sadecene zaman ve nasil meselesiydi."
"bu

Hague'de geçirdikleri o gece, Walden ve Elliot,Japon istilasi gelip çattigmda nasil hareket
edilecegini planlamayabaçlad11ar.Eu iki adam yeni planlanm uygulamada hiç vakit kaybetmedi-
let ilk adim olarak, Hint Adalar1'nda sadakatlerinden güphe edilen ne kadar Alman, Hollandah
ve Japoniççi varsa hepsinin iglerine son verildi. Stanvacrafineri ve petrol kuyularmin tahrip edil-
mesi için plantar yapildi. Ancak asil amaç Japonlar'mönüne engel koymakti. 1940 yllmm ilk
günlerindeboçaltma planlannda epeyce yol kat edilmig, igyerleri yabancl iççilerden armdinlmig-
ti. Walden Hint Adalan'ndaki Stanvacyetkililerine, Amerika Japonyapetrolüne ambargo koya-
cak olursa girketinde buna
"tamamen

uymasi, igbirligiyapmast" Ve
"dünya
yüzünde kontrolü
altmda ne kadar firma varsa hepsinin Japonya'ya yapilan sevloyatt durdurmas1" talimatmlver-
migti. Bu firmalarin çogu Amerika'nm kontrolünde olmadigt halde, onlardan da talimatauyma-
lari istenlyordu. Walden gayet açik olarak"Dogu Hint Adalan Hollanda kesiminden yapilan sev-
kiyatm durdurulmast emrini vermigti." Walden bu emri Japon.Donanmasi'nm buradaki mal var-
liklanm allp götürmesi olasihäma ragmen vermigti. Aynca o günlerde Birlegik Devletler'de
.
"Standard Oil adma çaligtigi gerekçesiyle" Amerikan hükümetine kargi protesto sesleri yükseli-
yordu. Bu sesler nedeniyle hükümetin Dogu Hint Adalari Hollanda kesimindeki Amerikan tesis-
lerini korumak için tegebbüstebulunmaktan kaçinmasi da söz konusuydu. Walden bu olasiligt
da bildigi halde bu emri vermekte tereddüt etmemigti.

JaponyaÏlerliyor,Amerika Kisintiya Gidiyordti (Birinci Raund)


JaponyaBirlegik Devletler'den gelen petrol ve öteki malzemelerin kesilmesinden .giderek daha
zor duruma dügmüg, üzüntü ve endigeye kap11migtt.Bu.duruma bir çare.bulmakisteyen Tokyo
endüstriyel açtdan kendi kendine yetecek ve ülkeyi BirlegikDevletler'e olan bagimhliktan kurta-
racak bir politika izlemeye.ba ladi..Bu politika dogrultusunda bir propaganda kampanyasi olug

298
turarakJapon halkmi, okul çagindakiçocuklarakadar ABCH =Amerika, Ingiltere, Çinve Hol-
landa-- güçlerininJaponya'yipetrolsüz turakip,bogup yok etmek için nasiltürlü türlü casusluk
faaliyetleri yaptigina inandirmaya çallytl.Ancak 1939 Eylülü'nde Avrupa'da savaçm ç1kmasm-
dan sonra Japonya'ninkonumu bir kez daha güçlenecekti.1940 yili Mayisve Haziran aylarmda
Almanya'mn Belçlka, Hollanda ve Fransa'da her türlü direnmeyi kirarak bu ülkeleri birkaç gün
içinde lçgal etmesinden sonra Japonyaçok daha güçlü görünmeyebaglamptir. JaponlarÇin'de
ilerlemeye devam ediyor, bir hayli de baçanh oluyorlard1. Sonra, birdenbire sömürge güçlerini
de çigneyerekÍngiltere digmdaki tüm Uzakdogu ülkelerini tehdit etmeye bagladilar.Bu tehdidin
ciddlyetini anlamak istercesine bu defa Londra'da, sürgünde olan Hollandahükümetinden Do-
gu Hint Adalan'ndan çok daha fazla petrol stoku istemeye bagladilar. Su istekle ilgili olarak Was-
hington yazgtsmi tayin edecek bir karar aldi. Bu karar muhasara altmdaolan Ingiltere'nin Uzak-
dogu'da kendine ait kuvvetleri çekebilecegikorkusuyla alinmigt1.Karara uyarak, Washington,
_
Amerikan filosunu Güney California'da, kendine ait olan üsten Hawaii'deki Oahu Adasi'nda Pe'
arl Harbor'a çekti. O günlerde donanma zaten Hawaii yakmmda manevrada bulundugundan
Pearl Harbor'a nakli büyük bir hizla gerçeklegti.Bunu yapmalanndakiamaçlardanbiri ingiliz-
ler'in vermig oldugu kararda durmalanni saglamak, bagka bir amaç da Tokyo'nun.önüne engel-
ler koymaktt.
1940 ylli yaz aylan çok önemli bir konuda dönüm noktasma erigildiginin igaretidir. Hazi-
ran'da Japonyagüneye dogru ilerlemeye bagladt. Fransa'daki yeni igbirlikçi hükümetten askeri
bir birligin FransizHindi-Çin'e gönderilmesine göz yummasmi istedi. Dogulu Híntliler'inkendi-
sine savaggereçleri vermesini talep ediyordu. Ínglltere'yi
de hem ganghay'dan kuvvetlerini çek-
mesi hem de Burma'dan Çin'euzanan malzeme ievkyolunu kapamasi için tehdit ediyor,bunu
yapmadigt takdirdesavag açacaglHl söylüyordv. Aym ay içinde Bagkan Roosevelt kabinesine Sa-
vag Bakani olarak Henry Stimson'u atad1. Stimson uzun yillardan beri Amerika'nin Japonya'ya
ihracat yapmasinmkargismda olmug, bu açidan hükümeti elegtirmigti.Aynca BirlegikDevletler
politikasmda yetersiz olarak gõrdügü hususlarda da daima gikâyetçi olmustu. 1940 ylh, 2 Tem-
muz tarihinde Roosevelt Bati Avrupa'mn Nazilerce istilasmdan sonra büyük bir aceleyle geçiri-
len Milli Savunma Yasasi'ni imzaladl. Yasanm VI'nct maddesi Bagkan'a ihracati kontrol yetkisi
veriyordu. Kontrol yetkisi Japonya'yasaglananpetrol miktarmm lositlanmasmda ölçü iglerinde
kullanilacakti.
Tokyo'da batill güçlerle çatigmaktankaçmilmasmi isteyen lider sayis1günden güne azal-
maktaydi. Ülkedeki gizli polis bir plan düzenleyerek, Ingiltere ve BirlepikDevletler'le uyugmaya
gidilmesini isteyen kipileri tespit edip öldürüyordu. Seçilen hedeller arasmda Bagbakan da vardt.
Bu fesat plam temmuz aymda yürürlükten kaldinldlysa da, verecegi mesajiyeteri kadar aç1kola-
rak duyurmustu. Ayni ay içinde Japon kabinesi yenilenmigolarak yeni Bagbakan Prens Konoya
bagkanhgtnda ilk toplantism1yapti:"Komisori" yani "Jilet"diye tamnan General Hideki Tojo, Sa-
va; Bakanligl'na getirilmigti. Yeni Savag Bakani evvelceMançurya'da Kwantung Ordusu Genel-
kurmay BagkanligL yapmly olan ve 1931'dekiGüney Mançurya demiryollan saldinsmda ilk kig-
kirtmay1 baglatmig kigiydi.
1940 ylli Temmuz aymm ikinci yansmda Tokyo ve Washington'da aym günlerde olugan
geligmeler bu iki ülkenin artik çarpigmanoktasina geldigini gösteriyordu. Ana konu petroldü. Ja-
ponlar GüneydoguAsya'ya girmeye kesinlikle kararliyd1. Kanilanna göre GüneydoguAsya'ya
girmekle ÇinSavagi'm daha çabuk kazanacaklardt Petrol stokunun yeterli olmasi için Japonya
ne yapip yapip Dogu Hint Hollandakesiminden ek petrol almak karanndaydi. Aynca,Birlegik
Devletler'den normalin çok üstünde uçak benzini de ithal etmenin yollanni arayacakt1. 1940 yi-
h, 19 Temmuz günü Roosevelt danigmanlanni toplantlyaçagird1. Roosevelt'in tam kargismdaki
duvarda bit harita asihydi.Bagkan ellyle hu haritayt göstererek, günlerdenberi orada, bu harita-
nin kargismda oturup haritayi inceledigini, sonunda bir karara vardigini söylüyordu: "Dünyanm

299
içinde bulundugu zorluklardan ç1kmamntek yolu saldiri yapan ülkelere verilen malzeme sevki-
ni kesmekti. Öncelikle de bu ülkelerin sava; amac1ylakullandiklan petrol sevkinidurdurmaktL"
Bu sözleriizleyen tartigmasirasmda Avrupa'daki saldirganlara kargi böyle bir önlem almmasma
hiç kimse itiraz etmiyordu. Ancak Japonya konusu çok ciddiydi. Su konuda sert konugmalar
olacak,bu önlemin durumu daha iyi mi yoksa daha kötü mü yapacagt hiçbir anlagmaya.baglan-
madan toplantisona erecekti.
Bu toplantimnertesi günü Roosevelt iki okyanusta birden seyredecekbir donanmanin ku-
rulmasim öngören yasayi imzalad1. Böylece BirlegikDevletler Atlantik Okyanusu'nda Almanlar
ile çatigirken,bir yandan da Pasifik'te Japontehdidiylesavagacakti. Durum bõyle oldugunagöre
hangi nedenle Japonya'yahâlâ kendi donanmasmda kullanacagi petrolüvermekte devam edill-
yordu? Artik birçok ki i bu soruyu soruyordu. Bu ara Hazine Bakani Henry Morgenthau ve Sa-
va; Bakam Stimsonbir beyanname yaymlayarak Japonya'yayap11anpetrol ihracma tam ambargo
koyulmasi çagnsmda bulundular. Ancak Japonyaile bir çatigma olugmasmdan hälä korkan Digig-
leri Bakanligt bu beyannameyi tekrar ele alip bazi maddeleri tadil edip yumuçatacak, ambargo-
nun sadece87 oktan veya daha yüksek oktanhk uçak benziniyle ve bazi demir cevheri ve çelik
türlerinin kisitlanmasim saglayacakti.Amerikan uçaklari 100 oktanlik yakit kullandigt için bu
yolla Birlegik Devletler askeri kesimine gerekli olan benzín rezervi korunmug olacakti. Japon
uçaklan ise 87 oktan veya daha dügük oktanliyalut kullamyordu; bu nedenle boykot Japonya'y1
etkileyip eylemden altkoymayacakti. Ayrica, gerektigindeJaponya'dayakit çok basit bir yöntem-
le daha yüksek bir oktana getirilebiliyordu. Bunun için yakita az miktarda agir, renksiz, zehirli
bir sivi olan tetraetil kurgun enjekte etmek yeterliydi. llerideanlastldigi üzere, Japonya,1940
Temmuz beyannamesinden sonraki be; ay içinde, beyannamenin verilmesinden önce satm aldi-
gi 86 oktanhk benzin miktarmm yüzde 550 daha fazlastni satm almigt1.Görünügün aksine,am-
bargo yararh olmamigti. Yine de Tokyo, tuttugu yolun sonunda kendini neyin bekledigini-bilmi-
yor, bu konuda tetikte bekliyordu.
Artik savag igaretleri iyice belirginlegmigti. 26 Eylül 1940'ta Japonlar'm Hindi-Çin'deki
hareketine ve Almanya ve Italya'yla yeni bir Japon paktma gitmesine tepki olarak Washington
demir Ye çelik cevherlerinin Japonya'yaihracina ambargo koydu; ancak petrole ambargo koy-
mad1.Bunun yapildigi günün ertesi günü Japonya'mnHitler ve Mussolini le ÜçlüPakt imzala-
digt duyuruluyordu. Bu hareketiyle Japonya Mihver Devletleri'ne olan bagl1hgim daha da pe-
kigtirmek istemigti. Roosevelt göylesöylüyordu: "Avrupa, Afrika ve Asya'daki dügmanliklann
hepsi dünyada tek bir noktadan kaynaklanan anlagmazugin parçalaridir. Hepsinin kökeninde
bu tek anlagmazlikvardir!" Bunu söylemesine ragmen, Ingiltere'nin dogrudan varhgim tehdit
eden Avrupa savaginm.en önde gelen ve hepsinden ciddi savag oldugunu gayet iyi biliyordu.
Bu bakimdan kendisini "ÖnceAvrupa" stratejisine adamig, her zaman için de böyle kalmigttr.
Su Roosevelt için mümkün olan bütün kaynaklann Avrupa için seferber edilmesi anlamma ge-
liyordu. Bagkan bu konuda gok dikkatli ve tedbirliydi.Bunun bagka bir nedeni de Bagkanlik se
çimlerininçok yakin oluquydu. Üç ay sonra yap11acakBagkanlik seçiminde Roosevelt rakipsiz
olarak üçüncü ker bagkan aday1olacakti ve änündeki üç hafta içinde durumunu bozacak her-
hangi bir aksilik olmasmi istemiyordu. BirlegikDevletler Ordusu ve donanmasi o stralarkendi
onanmlanyla ugragtigi için Japonya'ylakargi kargiya gelmektenkaçmlyor, bu yüzden de petrol
ambargosu uygulamak isteyenlere kargi sesini yükseltiyordu. Bu ara Japonyada bog durmuyor,
alabildigi kadar çok petrol satm ahyor, aynca sondaj aletleri, depolama tanklan ve daha bagka
araç gereç ahp bunlan sakh tutuyordu. Artik Ìngilterepetrol akigmi durdurmak için bir yol bul-
mak istiyordu. Japonlarbu derece büyük stok yaptiklanna göre uygulanacak herhangi bir eko-
nomik yaptinm fazla etkili olmayabilirdi. Göründügü kadanyla Ìngiltere, Japonya'mn bu yapti-
nmlara kargi baggikh olmasmdan korkuyordu. Roosevelt ve Hull ise petrol sevkinin durdurul-
masi fikrine hâlâ kargiydilar.

300
·I

Sessiz Geçen Konugmalar


DigigleriBakani Hull durup dinlenmeden kendisine bir soru soruyordu.Acababir modus viven-
di, yani geçici anlagma yolu bulamaz miydi? Acaba bu konuda görden kaçan hiçbir
gey yok
muydu? Bu sorularayanit almak için kafasmi zorlarken bir yandan da yeni JaponBüyükelçisi,
eski digigleribakanlanndan Amiral Kichisaluto Nomura ile özel konugmalar yaplyordu. Bu ikisi
geceleri,sadece birkaç yaver egliginde Wardman Park Otel'deki Hull'm dairesinde bulugurlardi.
Bu bulugmada her iki adam kendi toplumunun görügünü kargi tarafaaktanrdi. Uzun boy-
lu ak saç11 Cordell Hull devlet adamligmaodunculuktan gelmigti.Tennessee'de ahgapbir kulü-
bede dogmug, sonradan yarglç olmug, gönüllü olarak Ispanyol-Amerikan Savagi'na kat11mig,
so-
nunda Kongreüyesi ve senatör olmu§tu. Tedhirli, çok dikkatli
"bir

görüg ayriligim en küçük


parçaya indirgemekte yetenekli" bir adamdi. Ayrica kendisine. özgü birtalum nitelikleri baki-
mmdan yeri doldurulmayacak biriydi. 1933 ylhnda Digigieri Bakantolduktan sonra kendisini
.

çok önemli gördügü tek bir hedefe adamigti:Dünya barigma da yardimci olacak liberal bir eko-
nomik düzen kurulmasiiçin bütün ticari engelleri ortadankaldirmak. Ne var ki gimdi,1941 y1-
lmda o güne kadarki tüm çabalarinin boga gittiginigörüyordu. Ancak henüz
pes etmek niyetin-
de degildi, BirlegikDevletler Japonyailigkilerinde tam bir çökügü Onleyecek bir seçenek bul-
-

mak için sürekliçaba göstermekistlyordu. Bunun gerçeklegmesl lçin çogu insamn gösterebile-
cegi sabnn çok ötesinde sabir göstermeyehazirdt. Bunu yapabilmek için zaman kazanmanm
bir yolunu anyordu.
Amiral Nomura da savag tehdidininuzaklagtirilmasi konusunda Hull'la
aym fikirdeydi. llim-
li bir siyaset adamiolan Amiral Nomura'nmJapon politikve askeri çevrelerinde büyük saygmligi
vardi. Bir seksen beglik boyu Ve ciddi ifadesiyle yurttaglan arasmda sevilir, saythrdi. 1932'de
Sanghay'da Koreli bir milliyetçinin düzenledigi bombali saldindagözünün birini kaybetmigti. Bu
saldin onu hem topalhem de vücudunda sonsuza dek kalacak kurgun parçalanyla birakmigtL Bi-
rinci Dünya Savagi'ndaWashington'da Deniz Atageligiyapmig, o sitada Donanma Bagkan Yar-
dimcist olan Franklin Roosevelt'i tanimigtt. 1941 Subataymda Nomura'mn Büyükelçi olarak
Washington'a gelmesiyleyeniden kargilagmiglar,Roosevelt onu "dostum"
diyerek kargilamig,
"Büyükelgi" degil "Amiral" diye hitap etmigti. Nomura Amerika'da yagamaktan memnundu. Bu
ülkede birçok dostu vardi ve hepsinden önemlisi iki ülke arasmda kesinlikle
savagistemlyordu.
AmerikanDonanma IgleriBagkani'na söyledigtgibi "dudaklan
ile kalbi aym geyi söylemiyordu."
"Çeligki" içindeydi. Ne var ki kendisi karar veren kigi degil, sadece bir elçiydi. Seneler
sonra bir
gün, 1941'in o sinir bozucu günlerinde neler hissettigi kendisine soruldugunda Nomura'nm ce-
vabi;11 olmuytur: "Büyük bir ev yikildigt zaman sadece tek bir direk onu kurtarmaya yetmez."
1941 Martt'ndan baglayarak Hull ve Nomura birçok gece, belki kirk
ya da elli ke2 bir araya
geldiler ve yapilan önerileri gözden geçirdiler. Çatigmayi önleyebilecek herhangi bir adim atilabi-
lir mi, diye aragtirdilar.Üzerindedurduklarl ümitsiz, geleceksiz zeminde, bir çare bulmaya çalig-
tilar.Tüm bu konuçmalar sirasinda Hull'm, gagirticibir yõntem sayesinde, Nomura'ya kargi daha
avantajli durumda oldugunusöylemekgerekir. "Magic" (sihir) denen gifreçözme operasyonu sa-
yesinde BirlegikDevletler ve ingiltere en gizli diplomatik Japon gifresiolan "Purple"1 (eflatun)
çözmüglerdi.Eu gifre ile Hull, Nomura'yla bulugmasmdan önce Tokyo'nun elçisine gönderdigi
talimatlanve elçinin Tokyo'ya gönderdigi raporlari okuyabillyordu. Hull kendisine dügen rolü us-
talikla,bilmesi gerekendendaha fazlasim bildigini gösteren herhangi bir hareket yapmadan oyna-
mayi bagarmlçt1. 1941 ylli Mayisi'nda Almanya, Japonya'yadiplomatik gifrelerininBirlegikDev-
letler'ce çözüldügünü bildirecekti. Ancak, Tokyo için bu "önemsiz"
bir istihbaratti ve dogru ola-
mazdi. Çünkü Amerikahlar onlara göre böyle bir kurnazlik yapmak yetenegine sahip degildi.
Evet, Washington'daki Hull ve meslektaglari "Magic" sayesinde birçok geylerägrenmigler-
- di, ancak bilmedikleri daha pek çok gey vardi. Bunlardan biri de Japon donanmasinm Hawaii'de-

301
lI
I
.I
.i

ki Amerikan filosu için akhndan geçirdikleriydi. Japonlar'agöre, eger bu filo Dogu Hindistan'la
Singapur'un iggalinde ortaya çikacak pagkmhktayalniz birakilirsa, Japondonanmasi ona pekâlâ
bir kanat taarruzu yapabilirdi.Nitekim bu dügüncelerle, Japondonanmast son derece cüretli ve
büyük risk içeren bir planlaPearl Harbor'a sürprizbir saldin düzenleyecekti.

Yamamoto'nun Oynadig1 Kumar -

"Muhakkak Ölecegim"
Pearl Harbor'a baskin plani.ilkolarak Amiral Isoroku Yamamototarafmdan1940 ilkbahannda
dügünülmügtü. JaponyaBirlegik Filosu'nun Bagkomutani olan Yamamoto bu vahgi, akil almaz
kuman daha o gün planlamaya baglamigt1. AmiralYamamoto Japonamiralleri içinde en cesur,
orijinal ve tartigmac1 olamydi.Patavatsiz oldugu için bazi kipilerce tutulmasada fiziki cesareti ve
liderlik yetenegiyle genigçevrelerce sayllip seviliyordu. Vücutça kisa boylu, geni; yapiliydi. Yüzü
ve genel olarak tüm tatirlan azimli ve kararli karakterini yansitirdi. lkinciDünya Savagi'mn
çik-

tig1gece aktif görevde olan bütün personel içinde, yaklagik kirk yll önce Rus-Japon Savagi'nda
gerçekten komando görevi yapmig olan bir tek o vardi. Bunu kanitlamak ister glbi, Japonya'nm
büyük zafer kazandigL 1905 Tsushima Savagi'ndasol elinden iki parmagini kaybetmigti.
Yamamoto'nun stratejik hayalleri vardi. Buhayallerini ve kumar oynamayaolan tutkusunu
bu kez Pearl Harbor'a düzenlenen savagt planlamakla tatmin etmigti.Yine de bu saldiri teklifinin
ondan gelmesiçevreyiepeyce çaqirtacaktt.1920'll yillarda önce Harvard'da ögrenci olarak, son-
ra da Washington'da donanma temsilcisive atage olarak dört sene Amerika'da kalmigt1.Abra-
ham Lincoln hakkmda yazilmig dört, be; biyografi okumuqtu.Lifedergisinin devamh ve hevesli
bir okuyucusuydu. Bütün Amerika'yi dolagmig olarak ülkeyi lyi tammigtive Amerikalilar'1 çok
iyi anladigim sik sik yineler, bundan bir çegit gurur duyardL Yamamoto kaynak bakimmdan
Amerika'mn zengin, Japonya'nm ise fakir oldugunu ve Amerika'nm verimlilik kapasitesinin
kendi ülkesininkini kat kat aptigmi het zaman söylemíçti.
Gerçektende, Pearl Harbor planmiyaptigt günlerdebile Yamamoto,Amerika ile savaga gir-
me fikrinin tam bir kumar oldugunun bilincindeydi. Bu mücadelenin kendileri için en azmdan
çok riskli ve sonuçta yenilglye götüren bir çatigma olacagim düsünüyordu. Öncelerio da diger
bazi donanma subaylarigibi Amerika ve ingilterelle uzlagmaya gitmeyanhslydi.Japonya'mn si-
vil ve ordu mensubu liderlerini elestirir, BirlegikDevletler'le olan gerilimdenkismen onlari so-
rumlu tutardL 1940 Aralik aymda, Amerika'nm ekonomik baski uyguladigi hakkmdaki yakm-
malara pu yaniti vermigtir: "Bu bir çocugunsirl kaprisini tatmin için girigtigiamaçstz davrampla-
hakkinda koltuk
"savag

n hatirlatiyor." Agin milliyetçilerle müfritleri rahat koltuklarinda oturup


tartigmas1 y aptiklan ve savaçm neye mal olup ne denli özveri istedigini anlamadiklan, birtakim
mistik fantazilerle vakit geçirdikleri"için hor görürdü.
Petrol faktörü Yamamoto'nun kafasmi bir hayli iggal etmigtir..Donanmanm ve Japonya'nm
petrol konusundaki duyarhliklarmi çok iyi kavramigti. Japonya'nmküçük çaptaki yerli petrol
üreten bölgelerinden biri olan Niigata bölgesinde dogmugtu. Dogdugu kasaba Nagaokaise lam-
ba gazyagi üreten yüzlerceküçük fabrikayla doluydu. Amerika'da geçirdigi yillar Yamamoto'ya
endüstri dünyasmm kömürden petrole gitmekte oldugunu ve gelecegin, hatta donanmalar için
bile, hava kuvvetlerine bagli oldugunu ögretmigti. Japonya'nmpetrol konusundaki zaylf duru-
munu bildiginden BirlegikFilolar Bagkomutam sifatlyla, dünyamn üçüncü en büyük donanmasi
olan Japondonanmasmm, egitimini Japonya'mn hemen ötesindeki sularda yapmasmda, daha
ileriye gitmemesindeIsrar etti. Bunu petrolden tasarruf amac1yla yapmigt1.Japonya'ninpetrol
sorunu onu o kadar endigelendiriyordu ki, sonunda, denizci meslektaglarmm ne kadar üzüldük-
lerini görmüg, bu konuda bilimsel bir deney için öncülük bile yapmigtL Adi geçen deney suyu
tarafmdanyapilm1§tic
"bilimadamt"

petrole dönügtürecegini iddia eden bir


Amerika ve kendi ülkesi haklandaki dügüncelerinde, Japonya konusundaki kugkularma

302
ragmen yine de Yamamoto, özünde ategli bir milliyetçi olarak imparatoruna ve ülkesine baglty-
dL
Japonlar'mseçkin milletolduguna ve Asya'da özel bit görevi bulunduguna inamyordu. Göre-
vi neyse onu yapacakti. Söyledigisöz quydu: "Bu söz konusu olamaz! BirlegikDevletler'le savag-
mak tüm dünyayla savagmak demektir. Ne var ki artik karar verilmig ve ben de elimden geleni
yapacagim. Sonundaölecegimden eminim."
Yamamoto'nun kamsina göre, Japonyasavaga gittigine göre,
"öldürücü
darbeyi" de vurma-
11,Güneydogu Asya'daki durumunu toparlarkenBirlegikDevletler'i dengeden dügürüp iktidar-
siz yapacak ilk tokadi atmallyd1. ÌçtePearl Harbor'a sürpriz baskm yapma fikri bu duygularla
dogmuçtu. 1941 yill baglarmda Yamamoto gunlarisöyleyecekti: "Rus-JaponSavaçi'niinceledi-
gimdekendime göre bazi dersler çikarmigtim.Bunlar içinde beni en fazla etkileyen, donanma-
mizin, savagm daha ilk baginda Port Arthur'a tertipledigigece baskimydi. Bana göre, bu savaç
süresince uygulanmig en mükemmel stratejik inisiyatiftir." Sözlerinin sonunda Yamamoto punla-
n da ekliyordu:"En teessüf edilecek yam ise saldin planmm tam anlamtyla uygulanmamig olu-
udur." Savagmdaha ilk bagmda Pearl Harbor'a hücum edip dügman filosuna öldürücü darbeyi
vurma plani ilk olarak 1940 yill sonunda, 1941 bagmda dügünülmügtür. Yamamoto'nun hedefl
- sadece ABD filosunu Pasifik'te bozguna ugratarakdaha ilk gün, savagin kaderini tayin etmek de-
gil,aym zamanda Amerikanhalkmm moralini bozupperiganetmekti.
Japonlar'in "Hawaii operasyonu" dedikleri bu saldirinin baçanl1 olmasiiçin ilke olarak gu
kogullar aranmigti: Gizlilik, birinci sinif istihbarat, mükemmel koordinasyon ve üst kalite teknik
beceri, yeni hava torpidolarminve denizde seyir halinde yalat ikmal teknikleriningeligtirilmesi
dahil birçok teknololikyenilik, davaya kargi mutlak baglilik ve havadan ve dalgalardan ümit et-
tikleriiçbirligi. Japonlar'ingizlilige son derece önem vermelerine kargin yine de ABD Büyükelçi-
si Grew, Peru'nun Tokyo elçisinden saldir1planladiklansöylentisini duymuytu. Grew bu haberi
Washington'a bildirdiyse de, oradaki yetkililer böyle bir geye ihtimal vermeylpüzerinde durma-
d11ar. Amerikah yetkililer bu denli cüretkâr bir saldirmm o gün ne de ilerideki aylarda-
-ne

mümkün olabilecegine ihtimal vermiyordu. Ihtimalvermek bir yana, donanmadaki ve Digigle-


ri'ndeki yetkililer Grew laratmdaki bir büyükelçinin nasil olup da bu denli gülünç bir söylentiyi
ciddiye alabildigine paylyordu.

Ambargo
1941 Nisani'ndan Haziran sonuna kadar ABD hükümetinde Japonya'yapetrol ihraci durdurul-
Sun mu durdurulmasm mi ve ABD'de -petrol satm almada kullamlan- Japon fonlart dondurul-
sun mu dondurulmasm mi tartigmalansürüp gitmigti. Mihver güçlerve Amerika'mn artik çatig-
ma noktasma yaklagtiklan kesinlik kazanmigtL Bagkan Roosevelt 1941, 27 Mayis günü bir bildi-
ri yaymlayarak ülkede
"süresiz
olaganüstü hal" isteyecekti. Dampmanlarmdan birinin söyledigi-
ne göre, Bagkan bu duyuruyu Mihver kuvvetlerin dünya egemenligini ele geçirmekiçin glrigtigi
kötülüklerde halkin gözünü korkutmak, bu tehlikelerekargi uyarmak için yapmigti. Eu bildiri-
nin yaymlanmasindan hemen sonra, Petrol Koordinatörlügü'ne yeni atanmig olan Harold Ickes,
otoritesini kullanarak Dogu Sahili'nde Japonya'yayapilan petrol sevkini yasakhyordu. Ickes bu
yasaklamayi BirlegikDevletler'in dogusunda petrol stoklannmazaldigt, bunun da en çok nakliye
zorluklanndan dogdugu ve aynca DoguSahili'ndendiganya, özellikle de Japonya'yapetrol ihra-
cimo kamuoyunca itirazla karyllandigi gerekçesiyle yapmigt1.Verilen bu emir Körfez'i ve Bati Sa-
hili'ni kapsamiyordu. Ickes, yalmzcabu kadarla da kalmlyor,Japonya'ya yap11anher türlü petrol
ihracatt üzerine genel ambargo koyulmasina da çaligiyordu.
Ne var ki Ickes'in vermig oldugu bu emir Bagkan'ikizdiracak ve ickesyeni bir kararnamey-
le emri geri alacakti. Sonuçta Bagkan ve lckes birbirlerine kmct ve act sözlerle dolu mektuplar
yazmaya bagladilat Yazdig1 bir mektupta lckes, Bagkan'a kargi olan görüglerinipu sözcüklerle di-
I
il

303
"îçinde

le getiriyordu: yaçadigimiz gün Japonya'ya yapilan petrol sevkini durdurmamiz için en


müsait gündür. Eu denli müsait bir günün bir kez daha kargimiza çikacagma inanmlyorum. Bu
günlerdeJaponya, Rusya'da olup bitenlerle ve Sibirya'da olabileceklerleo derece me§gulki Do-
gu Hint Adalan Hollanda kesimine kargi dügmanca bir harekete girigmeyigöze alamaz. Japon-
ya'ya yaptigimiz petrole ambargokoyarsak bu, ülkenin her yerinde tasvipbulacak, takdirlekar-
ilanacaktir."

Haziran
"23

Rooseveltbu mektubamüstehzi üsluplu bir cevap veriyor, punlansöylüyordu:


tarihli mektubunuzu aldim. Bana, Japonya'yayapilan petrol sevklyatim derhal durdurmaml öne-
riyorsunuz. Simdi size soruyor ve cevabimzi bekliyorum. Sevklyatidurdurmakla zaten çok has-
sas durumda olan dengenin büsbütün bozulacag1m Ve Japonya'mnbu nedenle Rusya'ya veya
Dogu Hint Adalan'na saldiracagim bilseniz kararm12yine böyle mi olurdu?" Bagkan mektubun-
"petrol

da ayricaküçük bir anayasa dersi de verlyor, Ickes'aJaponya'yaihracat konusunun soru-


nuyla degil, Digigleripolitikasiylailgili, tamamen Bagkan'a ve Bagkan'm emtiyle görevyapan Di-
igleriBakam'na.ait bir konu" oldugunuhatirlatiyordu..
zamanlardasizden gelen mektuplarda dostça úlmayan bir ton
"son
Bagkan'm bu görügüne
seziyorum" diyerek tepki gösteren Ickes, âdeti oldugu gibi derhal istifasim sunuyordu. Istifa
mektubundasadece petrolkoordinatörlügünden aynldigm1bildíriyor, lçigleriBakanllgl'ndan ise
istifa etmiyordu. Istifamektubundan sonra Bagkan Roosevelt o zamana kadar. birçok kere yapti-
"lge

devam!"
gi gibi istifay1 kabul etmeyecekti. 1 Temmuz 1941'de Ickes'a yazdigt mektupda
gorugleribildiriyordu: "Bende size kargi dostça olmayan hiçbir duygu yoktur.
emn venyor gu
Mektubumda dostça olmayan bir ton buldugunuz hakkindaki görüsleriniz herhalde havamn
fazla sicak olmasmdan kaynaklanmigti!" Mektubun devaminda Roosevelt biraz da açiklama ya-
parak gunlan yaztyordu: "Japonlargu anda kendi aralarinda tam bir çökertme ve birbirlerini bi-
.
tirme kavgasi yaplyor. Sagkmhktan ne yapacaklarmi,nereye saldiracaklannt bilmediklerinden
bunu kestirmeye çaligiyorlar."Son olarak da gunlari ekliyordu, "Sizinde bildiginiz gibi Atlan-
tik'te kontrolün elde tutulmasi için Pasifik'te bangm korunmasi gerekir. Donanmamizin her ta-
rafta düzeni saglayacakgücü yoktur.Pasifik'te karigikliklarm çikmasiAtlantik'te daha az gemiye
sahip olacagimiz anlamma gelir."
kavgast, Almanya'nm 1941 Temmuz aymda Sovyetler
"knock-out"

Roosevelt'in degindigi
Birligi'ne yaptigi sürpriz hücumun bir birikimlydi. Alman saldirls1Tokyo'yu iki temel stratejiden
birini seçmeye zorluyordu. Yagüneydeki yoluna devam etmek veya Hitler'in kazandigt baçandan
yararlanarak, dogu kanattan Rusya saldinstnaiytirak etmek ve böylece de Sibirya'danbir pay ko-
parmak. Tokyo'daki üst düzey yetkililer 1941, 25 Haziran'i ile 2 Temmuz arasmdaki süreyi bu
iki seçenek üzerinde dügünerek ve ategli tartigmalaryaparak geçirmiglerdi. Sonunda yazgilarmi
tayinedecek karan verdiler. Sovyetler Birligi'ne kargiherhangi bir harekete girigmeyipbu konuyu
erteleyecek, dikkatlerini güney stratejisi üzerinde yogunlagtiracaklardL Önceliklede, Dogu Hin-
distan'a gitmek için gerekli olan Hindi-Çin'de kontrolü ele geçirmeye çahyacaklardL Bu karan,
Güney Hindi-Çín iggalininAmerika'yl tahrikedip topyekûnambargo uygulamaya götürebilecegl-
ni bile bile vermiglerdi. Aslmda bu, Deniz Kuvvetleri Genelkurmay Bagkam'mn sözleriyle."impa-
ratorluk için bir yagam veya ölüm sorunuydu." Ancak Japonya karanm vermigti ve ingiltere'den
veya BirlegikDevletler'den gelen savag tehdidionu asiayolundan döndürmeyecekti.
Diger taraftanWashington, "Magic" yardimlyla Japongifreieriniçözüp okuyor, böylece ge-
çen tarihitartigmalarve bir dereceye kadar da vanlan kararlar üzerinde bilgi ediniyordu. Günün
birinde gifredeyazill gu notu okuyacaklard1: "Fransiz Hindi-Çin'i iggal ettikten sonra plammizda-
ki ikinci hedet, Hollanda Dogu Hint Adalan'dir." Bu mesaji ögrendikten sonra 18 Temmuz'da
Kabineyi toplantlya çagirarakJaponlar'in birkaç gün içinde Güney Hindi-Çin'e ilerleyeceklerinin
bilindigini ve bunun kesin oldugunu bildiriyordu.
·

Roosevelt'in bu raporunu dinlemekte olan Hazine Bakam Morgenthau, Bagkan'a gu soru-

304
yu yöneltecekti:"Size izninizle bir soru sormak istiyorum. Cevapverip vermemekte serbestsi-
niz. Japonyabu harekete girigtigtzaman buna kargi ne gibi bir ekonomik önlem alacaksmiz?"
Roosevelt bu soruyu göyleyamtlayacakt1: "Eger petrol sevklyatml tümüyle dutdurursak
bu mutlakaJaponlar'i Hollanda Dogu Hindistan'in ta içine götürecektir ki bu Pasifik'te savag
demektir."
Roosevelt Hazine Bakam'mn sorusunu bu açildamayla cevaplamigsa da hemen ardmdan
unlan eklemigti: Japonyagerçektenharekete geçecekolursa, degigik türde bir ekonomikyapti-
nm uygulayacakti. Japonya'mnBirlegik Devletler'de mevcut finans varhgi dondurulacak, bu da
Japonya'nmpetrol satm alma yetenegini k1sitlayacakti.Konuya ilgi çok büyüktü. O güne kadar -
Japonya'ylasavag konusunda fikir bildirmekten kaçmmig olan Hull bile hasta ve moralsiz oldugu
için tedavigördügüsaghk merkezinden Baçkan't araylp daha sikt ihracat kontrolü uygulamasm1
isteyecekti.
ingiltereise Avrupa'daki sikigikdurumunu göz önüne alarakgörüç bildiriyor, topyekûnbir
ambargonunJaponya'mngüneydeki harekâtini hizlandiracagmi ve aynca Ingilizler'in,savag da-
hil, muhtemel sonuçlar konusunda Washington'un hazirlikl1 oldugundan kugku duydugunu
söylüyordu. Washington'da ise ordu ve donanma d1;mda herkes ambargo uygulamasi yanlislydt
Ordu ve donanmanm bu görügü paylagmasi her ikisinin de dikkatlerini Atlantik'e yöneltmig ol-
malarmdan ve onarimiçin daha fazla vakit istemelerden ileri geliyordu.Bu agamada görevlerini
engelleyecek yeni bir sorumlulukalmakta tereddütlüydüler.
24 Subat1941 tarihinde radyo haber bültelli Japon savag gemilerininCamranh Körfezi
açiklannda oldugunu ve askeri kuvvet tagiyanon iki naldiye aracmm da Japonlar'inkontrolü al-
tmdakiHainan Adasi'ndan çikip,Güney Hindi-Çin iggalinde yardimci olmak üzere güneye dogru
yollandigini haber veriyordu. Ayni gün ögleden sonra Roosevelt makaminda Büyükelçi Nomu-
ra'yt kabul edecek, Hindi-Çln'in tarafsizbölge ilan edilmesini önerecekti. Nomura'ya, o güne ka-
dar
"onca

aci eleptiriyekarym" petrol ihracatini durdurmadigmi, bunu Hindi-Çin'e saldirl için Ja-
ponlar'a firsat ve sebep vermemek için yaptigim, böyle bir saldinmn eninde sonunda dogrudan
dogruya Amerika'yla savag demek olacagm anlatacaktL Nomura'ya ayrica "Japonya'nmHindi-
Çin'eyönelttigison harekâttan sonra"Japonya'yapetrol ihracmda kismti yapilmasi için kendisi-
ne yapilali politik baskilara belki de daha fazla dayanamayacagim açik bir gekildeanlatacaktL
Bu konu zaten gündemdeydi.Rooseveltçahsen tam bir ambargo uygulanmasmi istemiyor-
du. Ambargo yerineihracatm daha sila kontrol edilmesini, bunu yaparken "gün1ük
kontrollerin"
esnek tutularak zamanm güncel kogullarma göre ayarlanmasim istiyordu. Amact Japonlar'ika-
rarsizlik içinde birakmakti; bunun lçin de bütün kapilari kapama yanlist degildi. Petrol konusu-
nu savagta kullatulan silahm tetigi olarak degll, siyasette kullanabilecegibir araç olarak görüyor-
du. ÏngilizBüyükelçisi'ne söyledigl gibi aym anda iki ayn savagagirmekten kaçimyordu. Konuya
egilenlerden Digigleri Müstepari Sumner Welles bu ara Baykan'm hedefleriyle tam uyum içinde
görünen bir plan önermigti. Bu plana göre, petrol ihracatt 1935-36 y1llari düzeyinde tutulmall,
uçak benzinine dönügtürülmesi mümkün her türlü petrol veya petrol mamulünün digariya ihra-
ci yasaklanmallydi. Bütün petrol ihraç maddeleri için lisans talep edilecekti. Temmuz 25'te ABD
hükümeti bir emir yaymlayarak BirlepikDevletler'de Japonlar'aait ne kadar finans kaynagi varsa
hepsinin dondurulmasmi istedi. Petrol alimi da dahil dondurulmuy mal satm alanlardan lisans,
diger bir deyigle hükümet onay1 istenecekti. 28 Temmuz tarihindeJaponyaplanladigtgibi Gü-
ney Hindi-Çin'i iggalplaninda ilk adimi atiyor, böylece savaga bir adim daha yaklaglyordu.
YeniAmerikan politikasi petrolüti bütünüyle kesilmesini amaglamamigsa da, sonunda böy-
le olmug, petrole tam bir ambargo uygulanmigti. Bu içte bayrol iktisadi1;Ier Bakan Yardimcist
- Dean Acheson ve Digigleri Bakanligt'nm öteden beri ambargo taraflisiolan birkaç üst düzey yet-
kilisine dügmügtü. Dean Acheson, Hazine Bakanligi'na damytiktan sonra derhal 25 Temmuz ta-
rihli emri ambargoya çevirmig, Japonlar'inpetrol.satin almada gereksinimleri olan dondurulmuç

305
L
fonlann serbest birakilmasim tamamenve kesin olarakönlemigti. Bunu izleyen günlerde,Dean
Acheson bu konuda qu görügleri bildirecekti: "Petrol konusunda bir politikamizvar veya yok,
ancak bir Digiglerimiz oldugundanemindim.Ambargo.ileride yeni bir bildiri yayinlanmcaya ka-
dar devam edecektir." Agustosbagindan itibaren Birlegik Devletler'inJaponya'yayaptigi petrol
ihracati tümüyle durdurulmugtu. Simdi iki Japon tankeriLosAngelesyakimndaki San Pedro li-
maninda bog olarak bekliyor, daha önce sözlegmeyapildigi halde petrol alamiyordu.
ÌngllizDigigleriBakamAnthony Eden "Biz de ABD gibi sert bir tutum almallyiz" diyordu.
Fakat hem ingilterehem de sürgündeki Hollanda hükümeti Amerika'nin izledígl siyasetten
epeyce gagkmligadügmüglerdi. Ancak Amerikayine de önceden kararlagtirdigt gibi dondurma
ve ambargo kararin1 uygulayacak ve Borneove Dogu Hint Adalan Hollanda kesiminden
yaptigL

ihracati durduracakti.
1941 Temmuz sonuna gelindigindeartik JaponyaGüney Hindi-Çin iggalini gerçeklegttr-
migti. 31 Temmuz'da Amerikan bir
yetkilileriyle araya gelen Büyükelçi Nomura, Tokyo'dakiJa-
pon Digiglert'ne aym gün bir rapor sunacak, gunlari bildirecekti: "Yüzlerindeki sert ifadeden be-
nimle iy konugmak istediklerini anlamigttm. Kanima göre, saygideger Baylar,bir dakika bile te-
reddüt etmeden, ivedilikle bazi yattstirma önlemleri almak gerektirmektedir. Bunu bildiginizi sa-
myorum." varNe ki Digigleri Bakanligt sert bir davranigla bu uyany1 göz ardi edecek, üzerinde
durmayacakti. Japonya'mn Hindi-Çín'e girmesiyle ve izleyen günlerde Japon fonlanmn art1k
dondurulmastyla petrol ambargosu fiilen uygulanmig, bu defa geriye sayma baglamigt1.Nomu-
ra'nm ileride Hull'a anlattigma göre,Japontar'mTemmuz'un ikinci yansindagüneyHindi-Çin'e
önlemleriyle" sonuçIanmtytt. Bu bir
"de
Facto"yani
"fiili

karg1harekete geçmeleri
"dondurma

ambargo" demekti. Ambargonun uygulanmast Japonya'da geriliminartmasina neden olmuçtu.


Ne var ki yaklagmakta olan çattyinayi doguran tek baginaambargo degildi. BirlegikDevletler
ambargo karanm Japonya'mn tecavüzünekargi yapacak hiçbir gey kalmadigL Zaman almigt1.Bu
ingiltereve Hollanda için de aynengeçerliydi.Bu ülkeler de bagka seçenekleri olmadigt için am-
bargoya gitmigtl. Japonlar'mGüneydogu Asya'daki harekâti ve Naziler'in SovyetlerBirligi'ne gir-
mesiyle BirlepikDevletlerMihver güçlertaralindan,egemenligi altmdaki Avrupa ve Asya'da kor-
kunç bir gelecekle kargikarçiya gelmig,iki güvenilmez deniz arasinda yalltilml;bir ada olarak kal-
migtl. ÍçteBagkan'm petrol kozunu kullanmast böyle bir zamana rastlar. Japonlaraçismdansa, pet-
bu dünyada kendileriyle bu gügler arasmdakison bagdi.
"kistirdigi"

rol dügman güçlerinonlar1


Aslmda ambargo Japonlar'mdört ylldan beri Asya'da sürdürdükleri askeri tecavüzünbir sonucu-
dur. Kendi hesaplarma göre Japonlar'mtek güvendigi petrol kendi envanterlerinde bulunan pet-
roldü. Amerika'dan ve Dogu Hindístan'dan gelen petrol ihracati durdurulduktan sonra, aç1gtka-
patmak için bagvuracaklan herhangi önemli bir kaynaktan da yoksundular. Ancak Japonyasava-
m masraflann1 ädemeye muktedir oldugunagöre,.savagriskini yüklenmesi kaçinilmaz demekti.

Buna Tahammül Edemeyiz


ÖnceleriJapon donanmasindaki liderler BirlegikDevletler'le çatt;mayagirme konusunda, ordu-
"tam
dan çok daha tedhirlidavranmiglard1.Ancak gimdi, ambargo" oldugu anlagilanbu olgunun
1§iginda durum degigmigti. Ilerikigünlerde önde gelenbir Japonamiralinin söyledigi gibi"Petrol
olmadigi takdirde savag gemileri ve bütün öteki gemilerbirer demir yigini olacakti." Bu arada,
Deniz Kuvvetleri Kurmay BagkaniAmiral Osami Nagano Ìmparator'a, ikmal yap11madigttakdir-
de Japon petrol rezervinin en çok iki yll dayanabilecegini, üzerine basa basa aniatlyordu.
Japon DigigleriBakani degigmig,yeni bakan olarak TeijiroToyoda atanmigt1. YeniDigigleri
Bakani Japonpolitikasindaki sagliksiz durumu gerek Berlin gerekse Washington'daki Japon bü-
yükelçilere, gönderdigi gizli mesajlarda aç1klam1pti.31 Temmuz 1941 tarihli yazismda gu sözle-
re yer vermigti: "Japonyaile Ìngütereve Amerika'nin önderligindeki üçüncü devletler arasirida-

306
ki ticari ve ekonomik iligkiler gidereko derece kötüye gidiyorki artik tahammüledemez duru-
ma geldik. Sonuç olarak imparatorlugumuz sirfkendi varligim kurtarma.pahasma da olsa mutla-
ka baziönlemler alip Güney Denizi'nden hammadde.temin etmelidir. Imparatorumuz bizi saran
ve giderek kuvvetlenmekte olan bu kiskaci koparmak için derhal bazi adimlari atmalidir.Su kis-
kaç Íngiltereve Amerika'mn önderliginde ve onlarm katilimiyla örülmüç bir agdir. Su iki ülke
uyur numarasi yapan kurnaz iki ejderden bagka bir geydegildir."
Cordell Hull ise durumu ne kadar da farkh görüyordu... Hasta ve yorgun oldugu için kür
yapmak maksadlyla gittigiWhite Sulphur Kaplicalari'ndan DigigleriBakam Welles'i telefonlaara-
yarak gu sözleri söylemigti; "Japonlar dünyamn yaklagikyansmda askeriegemenlik kurma pegin-
de. Kuvvetkullanmak tek çaredir. Kuvvet dtymda onlan hiçbir gey durduramaz." Bu sözlerine
kargin Hull yine de, artik kaçmilmaz olan geyiertelemeyeçahqiyordu:"Asil sorun, Avrupa'daki
askeri konu bir sonuca baglamncaya kadar duruma nasil hâkim olabilecegimizdir." ,

Amerika'nm Tokyo BüyükelçisiGrew,.durumu tüm açikhgyla kavram1§ kipiydi. Günlügü-


ne gunlan yazmigtir: "Dönüp dolagip misilleme ve kargi misilleme yapihyor. Facilis descensus
Averno est (Cehennemegidenyol kolaydir). Dünyada radikal sürprizier yap11madikçabu agagi-
hk hareketin nasil def edilecegini veya nereye kadar gidebileceg[nl anlamak zordur. Belirtiler ka-
çmtlmaz sonun savag olacagm gösteriyor." Bu sözlerin yazlya döküldügü antarda Japonlarçok-
. tan ellerine kazma kürek almig, Tokyo'daki Ímparatorluk Saray1 çevresinde barmak kazmaya
baglamiglard1.
Her iki taraf da, çatigmamn önlenmesi için son birkaç dakikada bazi diplomatik girigimler-
de bulunmuglardi. Donanmamn da destegiyle, JaponBagbakan1Prens Konoye,Roosevelt'le son
bir görügmeyapmak istemigti. Belki de Amerika Bagkani'na dogrudan ulagip son bir girigimde
bulunacagiümidintleydi. Prens Konoye Amerikalilar'la bir anlagmaya varabilmek için Mihver
Devletleri'nin Hitler'le yaptiklari ittifaki dahi bozmaya hazirdi. Sarayda üzüntü içinde beklegen
görevlilerde Konoye'yle aym fikirdeydi. Bunlan kendi aralarinda konuquyor, Japonya'nmkargi
karplya oldugu sorunu basite indirgeyerek tüm problemin bir tek konu, petrolyüzünden meyda-
na geldiginisöylüyordu.Saraym ferman mühür emini (Lord PrivySeal)Koichi Kido, Bagbakan'a
özel olarak fikirlerini söylüyor, "Japonya'mnAmerika'mn zateriyle sonuçlanacagt kesin bir
sava-
a dayanmast mümkün degildir" diyordu.
Ímparator'a gelince Konoye'ninfikrine saygi duymug, hatta bu likri pahsentakdisetmigti. Im-
parator, Konoye'ye gunlan söyleyecekti: "Donanmadan bana ulagan ha.berden Amerika'mn Japon-
ya'ya kargi genel ambargo uyguladigLm ögrendim. Bu durumun ig1gtnda Bagkan'la yap11acak,gö-
rügme mümkün olan en kisa zamanda yapilmahdir." Konoye, Roosevelt'le bulugmada en uygun
yer olarak Honolulu'yu önermigti. Bagkanbaglangiçtagörügme tekliliniilglylekargilamig,Honolulu
yerine Alaska'nin Juneau kentinde bulugmalarmin daha iyi olacagini duyurmuçtu. Ne var ki Hull
ve DigigleriBakanhgi, diplomatik açidan bu bulugma teklillnegiddetle itiraz ettiler. Amerikan halki
ise Konoye fikrinin felaketiönlemek için ortaya atilmig son bir kumar oldugunu anlamlyordu. Ayn-
ca, art1kJaponya'yagüvenmek için ortada sebep de kalmamigtt.Aynca Roosevelt de, tarallantes-
kin edici durumda gözükmek istemiyordu. "Aynca Juneau"de "Munih" gibiuygulanmayacak bir
anla§ma olmasmdan korkuyordu. Ortadaönceden kabaca tespitedilmigbir sözlegme bulunmadg-
na gore Konoye'yle görügme hiçbir yarar saglayamazdt. Aynca Roosevelt okudugu "Magic" gifre
çözücüsündenJaponlar'mdaha bagkafetíhlere de niyet ettiginiögreniyordu. Suhalde, en az o aga-
mada Roosevelt bilinen anlagilmaz tavnylatoplantiönerisini ne kabul ne de reddediyordu.

Günden Güne Azaliyor


5 ve 6 Eylül tarihlerindeen üst Japon yetkililer imparator'latoplantiyapip, Japonlar'aözgü izin
formalitesini yerine getirdikten sonra savag durumuna geçilmesi íçin müsaade istedller. Oysa ki

307
daha savag karari almmamigt1ve savagm önlenmesi için diplomatik alternatif aranmaktaydL Bu
toplantidada ana konu petroldü. Durumu degerlendiren bir yetkill"Simdiki halde imparatorlu-
gumuzunmilli gücü ve savagma yetenegini zaylflatan tek gey petroldür" diyor, sözlerinegöyle
devam ediyordu: "Günler geçtikçe savagadevam yetenegimiz azalacak ve imparatorlugumuz
askeriaçidangüçsüz duruma gelecektir." Gergekten de zaman azahyordu.Askeri liderler bunu
imparatorlannm önünde defalarca tekrarladi. Deniz Kuvvetleri Komutani'nm da söyledigt gibi
"Petrol dahil, askeri temel maddeler günden güne azahyordu."
Bu defa imparatorGenelkurmayBagkam'na pu soruyu yöneltecekti: "Japonyave Amerika
birbirleriyle savaga girecek olsa, bu savag ne kadar sürer?"
Genelkurmay Bagkani gu yamti verlyordu: "Güney Pasifik'teki operasyon yaklagik üç ay
lçmde bitirilebilir."
Bu yanit kargisinda Ìmparatortepki gösterecek,sert ve sitemlibir sesle qu sözleri söyleye-
cekti: "Çinolayi çiktigi zaman bugün GenelkurmayBagkam olan Sayin General Savag Baka-
m'ydi ve o zaman imparatorlugumuza verdigi raporda olaym yaklagikbir ay içinde bitirilecegini
söylemigti. Ne var ki General'in verdigi teminata karym, çatlymayla geçen dört uzun yll sonun-
da, savag hâlâ devam ediyor."
General, açiklama yapmak isteyerek "Çinhinterlandmm çok büyük oldugunu, bu duru-
mun operasyonlarm planagöreyürütülmesini engelledigini" söyledí.
Su defa imparatoröfkelenerek arkasma yaslanacak, sesini yükselterek gu sözleri söyleyecek-
ti: "Çinhinterlandim büyük gördügümüze göre kat kat büyük plan Pasifik Okyanusu'nusmirsiz
bulacaksimz demektir. O halde nas11oldu da üç ay süreceginden bu kadar emin olabildiniz?"
Bu yamt kargismda GenelkurmayBagkam bagmt öne egip hiçbir yamt vermeyecekti. Su
ara Deniz Kuvvetleri Komutam Amiral Nagano GenelkurmayBagkani'mn imdadma kopuyor,
punlan söylüyordu: "Japonyao an için ciddi bir hastaliktan act çeken bir hasta giblydi. Suveya
bu gekilde mutlaka bir karar verilmesi partti."Toplanti bitmeden önce Imparator yüksekdüzey-
deki damymanlannm savaga baki; açilanni ögrenmek isteyerek, ilk önce diplomasiye mi yoksa
savagami öncelik tamamah,diye sordu. Ama bu sorusunatatmin edici bir yamt alamadl.
Ertesi gün ayni soru bir kez daha gündeme geliyordu. Kara ve Deniz Kuvvetleri komutan-
lan sessiz kalip soruyu yamtlamadilar. Bunu gören imparatorcevap vermenin uygun olmadigim
dügündükleri için komutanlara teessüflerinibildirdi. Daha sonra kimonosunun cebinden bir kâ-
git parçasi ç1kararak,vaktiyle büyük babasi Imparator Meiji'nin gu çiiriniokudu. Siirdequ dize-
ler vardi:
Maderi ki bu dünyada insanlar kardegtir,
Bu denli karmaçanm anlaminedir?

Siirokunmug, tüm salon tam bir sessizlíge gömülmügtü. Hazir bulunanlarin hepsi hugu
içindeydi. lyte tam bu an, Amiral Nagano'nun ayaga kalk1p, askeri kuvvetin ancak diger bütün
gabalarboga gittiktensonra devreye girecegini söyledigt duyuldu. Toplanti böylece egine rastlan-
mamig gergin bir atmosfer íçinde sona erdi.
Yaklagankig mevsimi ve soguklar, operasyon için gerekli olan zamani k1sithyordu. Askeri
güçler taarruz hareketlerine 1942 ilkbaharindan evvel bagladiklan takdirde,bunu Arahgm bagla-
nnda yapmahydilar. Yine de Prens Konoye, sava a bu kadar yakin olduklari o günlerde bile bir
alternatif bulma ümidini kaybetmlyordli. 6 Eylül günü Ìmparator'un tahti önünde yapilan tarihi
toplantidansonra, kabine sentetik petrol konusunu ele allp, sentetik petrol üretiminin büyük
hizla ve büyük hacimde artinlmasinin mümkün olup olmadigim tartig1yordu. Konoye'nin ifade-
sine göre böyle bir projeye büyük paralar yatirmak, nasil sonuçlanacagi çok güphelibir savaga
para yatirmaktan daha lyi olacakti. Ancak Planlama Kurulu Ba§kaniprojenin çok büyük bir ip ol-
dugunu, därt yillik bir çahgma ve milyonlarca yen gerektirdigini, ayricadünyalar kadar çelik, bo-

aos
ru Ve makineye ihtlyaç gösterdiginibelirterek, bu fikre yanagmlyordu. Açildadigi gibi bu iq çok

büyük mühendislik becerisi ve dört yüz bini agkm kömür iççisinin istihdam edilmesini gerektiri-
yordu. Bütün bu hususlar göz önüne almarak Konori'nin önerisi üzerinde durulmadi. Eylülayi
sonlannda, ellerinde hançer ve kisa sapli kil1çlartbulunan dört adam Konoye'nin arabasmaattlip
suikast girigiminde bulundular. Adamlar görevlilerce olay yerinden uzaklagtmldlysada bu olay
Bagbakan'1fazlastyla sarsmigtt.
2 Ekim tarihinde AßD Konoye-Roosevelt görügmesinetaraftarolmadigmi resmen duyuru-
yordu. Bundan hemen sonra,savagaonurlu bir alternatif bulamadigi gerekçesiyle Konoye görev-
den uzaklagtinldt Yerine 18 Ekim'de, Bagbakan olarak, dögügkenliglyle taninan SavagBakam
HidekiTojo getirildi.Hideki Tojo bagmdan beri, yararsiz oldugu gerekçesiyle igin diplomasi yo-
luyla çözümüne kargi çikmig, Amerika'yla herhangi bir uzlagma yapilmasim istememigti. Bu ara
bir kez daha Washington'a gelen Büyükelçi Nomura çaresizlikiçinde kendisini ölü bir atm ke-
mikleri diye tanimlayacakti.Diplomasinin de etkili olamadigim gören Roosevelt ise Tokyo ve
Washington'dakiler gibi kendisini kaderin elleríne terk etmigti. Yine de Nomura'dan bu iki ülke
arasmdaaçik bir kapt birakilmasi, sözün söylenmesi" için ricada bulunacakti.
"son

Evvelcesözü geçeniki Japontankeriyaz ortasmdan beri Los Angeles yaktmndaki bekleyi-


gini sürdürüyor, sözlegme uyannca kendisine taahhüt edilmig olan petrol ikmalini bekliyordu.
Nihayetkastm aymm birinci yansmda petrol almadan,bog olarak limandan aynldt Japonyetkill-
ler de misilleme olarak,yaklaçan kt; mevsiminde, Amerikan ve Ìngiltereelçiliklerine vermekte
olduklan yak1tikestiler.
Ekim ayi boyunca, kasim ayma girinceye kadar Japonya'nmyüksek komuta askeri erkâni
ve siyaset liderleri Imparatorluk Saray1'ninküçük bir odasmda sik sik bir arayagelerek savag kar-
ismdaki
son durumu tartigttlar.Su tartigmalardakonu dönüp dolagip petrole gellyordu. Japon-
ya'nm petrol ithali 1941 yllmda büyük bir dügüg göstermigti. Yedekteki petrol de giderek azah-
yordu. O günlere deginen bir tarihçi sonradan bu toplantilaríçin "Íncelenen kayltlardan, konfe-
rans masasma egemen tek faktörün petrol oldugunu anlamigtik. Petrol tiple bir geytan gibi masa-
üzerínde dolamp duruyordu. Sanki savagi uzaklagttrmanm en kolay
'savag

nin yoluyine de kara-


ri vermek' gibi görünüyordu" diyecekti.
5 Kastm'da ülkenin en üst düzey bürokratlari imparatorönünde "Emperyal Konferans"
dedikleri bir konferans tertiplediler.Bu gibi toplantilarda âdet oldugu gibi Imparator sessiz kal-
m14,konu malara katilmamigti. ¶ilet" lakablyla tanman BagbakanTolo halk çogunlugununko-
numu üzerinde kisa bir aç1klama yapt1. Özetolarak gunlansöylüyorde "Birlegik Devletler ba-
mdan beri ekonomik baski yüzünden Japonlar'mpes edecegine inanmaktadir. Bunun yanlig ol-
dugunu kamtlamamiz gerekir. Uzaylp sürüncemede kalacak bir savaga girersekgüçlüklerlekar-
11acag1m1z
kesindir. Bú bakimdan sürüncemede kalacak bir savag konusunda tedirginiz. Yine
de, bu tedirginliklerekargin, Amerika'mn bize istedigi gibi davranmasina, bu tutumunu sürdür-
mesine nasil göz yumabiliriz? Ikiylla kalmadan askeri sahada kullanacäk petrol bulamayacaglz.
Gemilerimiz seyredemeyecek. Amerikan savunmasmm GüneybatiPasifik'te kuvvetlenmekte ol-
dugunu, Amerikanfilosunun giderekyayildigini, ÇinSavagi'nmhâlâ devam ettigini dügündükçe
önümüzdeld güçlülderin sona ermeyeceginianllyorum... Hiçbir gey yapmadan böyle oturursak
korkanm ki iki, üç yll sonra üçüncü s1mfbir ülke olmaya mahkûm oluruz."
Konferansta öne sürülen bir önerl, BirlegikDevletler'e son bir çagn yapilmasim, Japon ta-
leplerinin Amerika'ya sunulmasmi öngörüyordu. Talepleri reddedilecek olorsa Japonya savaga
gidecekti. Tojo, bu kararl bir kez daha duyurduktan sonra salonda hazir bulunanlara "Söylemek
istediginiz bagka bir geyvar mi?" diye sordu. Herhangi bir itiraz yap11madigimgõrünce de tekli-
finin kabul edildigini ilan etti.
Kasim aymin üçüncü haftasmda Japonyali
"talep
bir diplomat listesini" sunmak üzere Was-
hington'a geliyordu.DigigleriBakam Hull'm görügüyleliste daha çok bir ültimatom niteligindey-

309
i

di. Ayni hafta Washington'a yine Japon kökenli bagka bir mesaj daha ulaç1yordu.Bu, 22 Kasim
tarihli,degifre edilmig bir "Magic" mesallydL Mesaj Nomura'ya gönderilmigti. Tokyo'nun yapti-
gison tekliflerinAmerika tarafmdankabul edildiginin en geç 29 Kasim'a kadar bildirilmesini is-
tiyordu. Mesajdaki diger bir ifadeye göre, bu istek Nomura'nintahmin edemeyecegi sebeplere
dayaniyordu ve çok önemliydi, çünkü o tarihten sonra olaylarkendiliginden, otomatik olarak
geligecekti.
25 Kasim'da Roosevelt emrindeki üst düzey askeri dampmanlarmi savaym çok yakm oldu-
gu, belki de bir hafta içinde patlayabilecegi konusunda uyardi. Bunun ertesi günü Hull Japon-
lar'a bir nota sunarak, Japon kuvvetlerinin Hindi-Çin'den ve Çin'den çekilmesinitalep etti. Kar-
111k olarak Amerika
Japonya'yla yeniden ticari baglanti kuracakt1. Tokyobu talebiAmerika'nin
bir ültimatomu olarak görmügtü. Ayni gün, 26 Kasim'daKurile Adalan'nda toplu halde bekle-
en Japon handirali donanma filosuna seyre geçmesive bunu büyük bir girlilikiçinde yapmasi
emri veriliyordu. Filonun hedefi Hawaiiidi.
Amerikahlar'm bu filodan haberleri yoksa da, Savag Bakam Stimson böyle bir filonun varl1-
gmi duymugtu. Nitekim Roosevelt'e bir istihbarat rapotu bile sunmuitu. Rapor, Japon kökenli
büyük bir kegif filosunun Sangay'dan Güneydoguistikametinde ilerledigini bildiriyordu, Bunu
ögrenen Roosevelt, Stimson'un anlattigma göre, öfkeden neredeyse ç11gmadönmügtü. Bagkan o
güne kadar filoyu görmedigini söyleyecekti ve bu söz her geyinbir anda degigmesine neden ola-
cakti. Çünkütopyekûnbir çekilmeiçin uzlagma konugmalan yapildigtbir andaJaponya'ninora-
lara kadar bir filo göndermig olmasi, bu ülkenin kötü niyetlerini gösteren bir igaretti. Bunu ög-
rendikten sonra, Bagkan, yaklagik yirmi yil önce yazdigtmakalede sordugu soruyu artik yamtla-
yacak duruma gelmigti. Japonlar'a güvenilmezdi.Ertesi gün, 27 Kasim'da Hull, Stimson'aJa-
ponya'yla uzlagma konugmasi yapmaktan vazgeçtigini söyledi: "Artik ellerimi bu igten siy1rdim"
diyordu. Açikladigina göre, artik i; orduya ve donanmaya kalmigt1.Ayni gün Washington, içle-
rinde Hawaii'de üs kurmug PasifikFilosu Komutam Amiral HusmandKimmel'inbulundugu Pa-
sifik'teki Amerikali komutanlara teyakkuz" emri veriyordu. Kimmel'e gönderilen mesajda-
"son

ki ilk cümle guydu: "Bu yazlyi bir savag uyarisi kabul ediniz."
Son güne kadar, Tokyo'da daima bu savagin hüsranla bitecegine inananlar olmuçtu. 29 Ka-
sim tarihindeen üst düzey bürokratlar ve Imparator'un da hazir bulundugu bir kabine toplanti-
si yapildi. Japonya'nmdiplomatik çözüm aramast için ricada bulunuldu. Amerika'mn kudretiyle
yarigmaktansa bunun daha iyi bir alternatif oldugu görügüsavunuldu. BagbakanTojo, cevap ola-
rak kopuk durumdaki ekonomik iligkileri sürdürüp bunlar üzerinde israr etmenin Japonyaaçi-
sindan ülkenin giderekzayiflayacagtanlamma gelecegini söyledi. Japonliderler bütün inceleme-
lerinde, bütün tartigmalarmdakaynaklan, yetenekleri, tahammülünedeniyle uzun sürecek bir
savagta Amerika'nm daha avantaih durumda olacagtm savunmuglardt Sürüncemede kalacak bir
savagm giderek Amerika lehine geligeceginin bilincindeydíler. Ancak, askeri çözüme inananlar,
kendilerini bir transa kaptirdiklari íçin, bu fikre yanagmamig,elinin tersiyleitmigti. Göründügü
kadanyla savag kapidaydi ve çok htzli bir yol izleyecekti.

Pearl Harbor
1 Aralik tarihindeJaponlar'inözel bir hücum filosu, henüz karg1tarafçayeri saptanmamig olarak
uluslararasikarasularmi geçmigti. O gün Japonuçak gemilerinden birinde görevli bir Komutan 2
Aralik tarihinde günlügüne gunlariyaz1yordu: "Ne burada ne de orada, ne keder ne de sevinç
gözleniyor."Tokyo gifrelerinyok edilmesi igin elçilik ve konsolosluklara tahripemri vermigti. Su
iglem strasmda hazir bulunmak için Washington'daki Japon Elçíligi'ne giden Amerikalt askeri
görevli,Sefarethane'ninarka bahçesinde kâgit ve yazili evrakin yakildigina tanik olmugtu.
6 Aralik Cumartesigünü Roosevelt,gökyüzünükalm bir perde gibisarmi
"kara
bulutlan"

310
dagitmak ümidiyle dogrudan dogruya imparator'ahitaben ki§iselbir not göndermeyekarar veri-
yordu.Mesaj ayni günün akyami saat dokuzda gönderilmigti.Bu yazinin gönderilmesinden he-
men sonra Roosevelt'inorada bulunan ziyaretçilere pu sözleri söyledigi bilinir: "Ïnsanmoglu
olan karymizdaki ben, Tanri'nm oglu olan imparator'a son bir mesajgöndermig bulunuyorum."
7 Arahkgünü ögleden sonra Washington saatiyle saat 12.30'da Roosevelt ÇinElçisi'ni ka-
bul ediyordu.Elçi'ye Asya'da kötü olaylar" bekledigni söylecekti. Aynca, içinden bir
"birtakim

sesin, kirksekiz saat içinde Japonlar'm"Menfur" bir harekete girigeceklerinisöyledigini de sözle-


rine eklemigti. Washington saatiyle gece yansmdan sonra saat l'de Roosevelt hâlâ ÇinElçisi'yle
konugmaktaydl. Tamo anda, 8 Aralik'ta, Japonyasaatiylesaat sabahmüçünde Roosevelt'in me-
saji nihayet çahsen Ímparator'a ulasiyordu. Pasifik'in ortayerindeyse, vakit 7 Aralik sabahmm
.
erken saatleriydi ve Japon filosu Hawaii Adalan'na dogru yol allyordu. Amiral gemisisancagma
Japonbayragt asilmigti. Bu bayrak 1905'te Japonfilosunun Tsushima Bogazi'nda Rus donanma-
sim tahrip ettigi gün bir Japon savag gemisine asilmigolan aym bayrakt. Uçak gemisinin güver-
tesindebulunan uçaklar birer birer gemiyiterk-etmeyebaglad1.Mürettebat kendilerine söylendi-
ginegöre Japonlar'ihile yoluyla dünya yüzünden silmeye çaliganAmerika'nm bu gücünü yok
etmeye gidiyordu.
Hawaii saatiyle sabah saat 7.55'te Pearl Harbor'daki Amerikan filosu üzerine bomba yag-
maya bagladi...
Pearl Harbor baslammn baglamasmdan bir saat sonraJapon Büyükelçisi Nomura, yamnda-
ki bagkabir diplomatla DigigleriBakanligi'na geldi. Hull bu strada Bagkan'la çok ivedi bir telefon
konugmasi yaptigiiçin iki diplomat bir süre diplomatlara mahsusodada bekletîldiler.
Bagkan'la Hull arasmdaki konuçma göylegeçmigti:Bagkantelefondatereddütsüz fakat tit-
rek bir sesle göylediyordu:
"Japonlar'mPearl Harbor'a taarruz ettiklerine dair bir rapor aldik."
Htilfin cevabi qu olmugtu: "Rapor teyit edildi mi?"
Bagkan "Haylr!" diye yamtladi.
Rooseveltve Hull her ikisi de büyük olasihkla bu haberin dogru oldugunainanmiglardi. Yi-
ne de Hull, yüzde bir ihtimalle de olsa haberin dogru olmayabilecegini dügünüyordu. Eu ümitle
iki Japondiplomati odasma çagirtt1.Taarruz haberini radyo bülteninden ögrenmig olan Nomura,
mahçup bir tav1tlaAmerikan Digigleri Bakam'naelindeki uzun belgeyi verlyordu. Hull, Tok-
yo'nun yapmig oldugu hareketin gerekçelerini siralayanbelgeyi okumaya çaliglyor,bu ara renk-
ten renge girîyordu. Sonunda öfkesine hâkim olamayarak göyle söyledigiduyuldu: "Kamu hiz-
metinde oldugum qu elli yll içinde bugüne kadar bu derece yalan ve tahrifatladoldurulmug bir
belgeye rastlamadim. Su belge o derece rezil yalan ve tahrifatladoldurulmuç ki bugüne kadar
bu gezegende yagayan hiçbir hükümetin bu sözleri söyleyebilecegine ihtimal vermezdim." Sim-
di Hull, bu iki Japon diplomati, bir vakitler kendisi odunculuktan devlet adamligma geldigi için
hücum eden iki katil köpek" gibi görüyordu. Onca ay Nomura'yla kendi apartma-
"koyunlarma

ninda bir araya gelip özel konugmalar yapmalan boquna gitmigti.


DigigleriBakani belgeyi okuyup söyleyecegini söyledikten sonra iki Japondaha fazla yorum .
yapmadan oday1 terk ettiler. Toplanti bitmigti ve Japonlarayn11yordu;ancak bu defa kimse onla-
ra yol gösteripkaplyi açmayacakti; çünkü artik bu ikisi dügmandilar. Hull'un ofisindeki kapiyi
kendileri açarak digan çlktilarve bekleyen bog asansörebinip kendilerini sokaga attilar.
O gün, akgama kadar Washington'a Pearl Harbor'danüst üste rapor akmaya bagladi; bun-
tar birbirinden kopuk, parça parça ve son derece ümit kinci haberlerdi. O uzun pa2ar gününün
sonunda Stimson günlügünegunlanyazacakti: "Bizim hallumiz çok evvelden savag konusunda
uyanlmigt) ve tetikteydi.Buna ragmen, yine de, bu 14hiç beklenmiyormuy gibi paginp kalmalan
degrusu hayret verici..." Böyle bit bela nasil olmugtu da onlart bulmugtu?
Üst düzey Amerikall bürokratlar gergi bir Japon hücumunu çok yalanda beklemekteydi.
Ancak bu saldinmn Güneydogu Asya'da olugacagLm zannediyorlardi. Kesinlikle hiç kimse Was-
hington'da veya Hawaii'de, Japonlar'm Amerikan filosuna kargi,kendi yurdundakiüssünde böy
le bir saldirl tertipleyeceginiciddi olarak dügünmüyor, hatta böyle bit geyiakhndan bile geçirmi-
yordu. General Marshall'm 1941 Mayist'nda Bagkan Roosevelt'e söylemig oldugu gibi, Pearl
Harbor'un bulundugu Oahu Adasi'mn
"dünyadaki

en saglam kale" oldugunainanmiglardi. An-


lagildl lna göre Amerikalt bürokratlann çogu önemli bir gerçegiunutmuglardi; Rus-Japon
sava-
gindaJaponya'mn kazanmig oldugu büyük zaterin Port Arthur'da yaptiklan sürpriz saldinyla
bagladigL
göz ardi edilmigti.
Olay,temel düzeyde ele almdigmda her iki tarafmda birbirinin kuwetini küçümsedigi gö-
rülür. Nasil JaponlarAmerikalilar'mteknikolarakkendilerinin en gizli gifreleriniçözebilecegine
ihtimal vermemigse, Amerikalilar da Japonlar'm teknik açtdan bu derece kompleks olan bir ope-
rasyonu bagarabilecegine lhtimal vermemigti. Saldindan sonra derhal yapilan bir durum sapta-
masinda Roosevelt'in baydampmanlarmdan bazilan saldmnm bir "Alman düzenlemesi" oldugu
görügünü savundu.Japonlar'mkendi baglarma bunu yapamayacagi kanisindaydilar. Su saldinda
taratlarm ikisi de diger tarafinpsikolojisiniyanligyorumlamiçti.Amerikalilar Japonlar'inbu dere-
ce cüretkâr, hatta pervasiz bir gey yapabilecegine inanmamigtt. Ama yamlmiglardi. Japonlarda
kendi açilanndan Pearl Harbor'un Amerikall'nm moralini yerle bir edecegine güvenmiglerdiki
bu konuda da onlar yanilmigti. Çünkü bu baskin tam tersine Amerikan milletinin moralini yük-
seltmig, ülkenin birlik ve beraberligini daha da pekigtirmigtir.Japonlarbu konudaki tahminlerin-
de en büyük yanhgi yapmigtl.
Artik baskm bir gerçekti. Bu gerçektensonra, BirlegikDevletler hükümetine ulagan onca
istihbaratm da yardimlyla -ki buna Japonya'nmgizli haber gifreleriniçözen "Magic" de dahildi-
Japon niyetleri kolayca anlagilacakti. Saldtndan evvelki o gerginlik dolu aylardaysa sinyaller
"gü-

rültü" içinde kayboluyor, alal kangtinci, birbirini tutmaz, çeligkilive müphem haberler almlyor-
du. Aynca o günlerdeJaponlar'mSovyetlerBirligi'ne saldirmak üzere olduguna dair bazi igaret-
ler de vardL Magic'in zaman zaman beceriksizce kullanilmasi ve verdigt haberlerin yanlig anla-
11masi bazen
tehlikeliolabiliyordu. Bu husus da Amerika açismdan ciddi bir baçarisizhgm, Ame-
rika taraftaflanarasmda ciddi bir haberlegme kopuklugunun göstergesidir. Sonuç olarak Pearl
Harbor trajesinde"Magic" faktörünün böyle bir saldinya inanmamaktan sonra en büyük ikinci
etken oldugu söylenebillr.

En Büyük Yanlig
Artik bekleyigle geçen günler geride kalmigtt. Japonya ve Birlegik Devletler gimdi savag
halindeydi. Ne var ki Japonya'nmtek hedefi sadece Pearl Harbor degildi. Hawaii, Japonya'mn
çok daha ilerilere uzanan saldiri plarnndaki parçalardan sadece bir tanesiydi.ABD PasifikFilo-
su'na saldirl yapildigi anlarda Japonlar Hong Kong'u bombalaylp ablukaya altyor, Singapur'u
bomballyor, Filipinler'i bomballyor, Wake ve Guam adalanm bombardiman ediyor, Tayland'i all-
yor,Singapuryolundaki Malaya'yi iqgal edíyor ve Dogu Hint Adalari'm iggale hazirlik yaplyordu.
Aslinda Pearl Harbor'a yapilan operasyon kendi kanatlanni korumak için yapilmigt1. Maksat
Amerikan donanmasmi güçten dügürerek Japonya'mn Dogu Hint Adalan ve Güneydogu As-
ya'nm geri kalan kismmm iggalíni emniyete almakt1. Bu baçanldiktan sonra denizyollari, önce-
likle de Sumatro ve Borneo'dan kendi -yurtlanna giden tanker yollan emniyete alinacakti. Bu
dev büyüklügünde kampanyamn ana hedell dönüp dolagip Dogu Hint Adalan'nm petrol yatak-
lannda odaklamyordu.
O halde Hawaii operasyonu Japonya'nmgündemindeki daha büyük projeleringerçekleg-
mesi için partti.Bu projenin baçansinda gans faktörü büyük rol oynamig, son dakikaya kadar da-
ima Japonya'ninyanmda olmuqtur. Japonlar,ganslan sayesinde hayallerinde bile erigemeyecekle-

312
ri kadar bagarili olmuglardir. Baskimn dogurdugu çagkmlikve Amerikan savunmasimnPearl
Harbor'daki güçsüzlügüJaponlar'm tahminlerinin üzerinde olmugtur. Pearl Harbor'a yaptiklari
saldiridadalgalar halinde gelen iki Japonuçak kafilesi, sekiz savag gemisi,üç hafif kruvazör, üç
destroyer ve dört ikmal gemisini batirrnay1,alabora etmeyi veya agirgeldldetahripetmeyibagar-
migtL Ayrica yüzlerce Amerikan uçagi tahrip edilmig
veya agir yara alril ti. Ölengörevlisayisi
2335, ölen sivil sayisi 68'di, Bütün bunlann Amerikan tarihindeen kahredici gokuyaratmig ol-
dugu kugkusuzdur. Amerikan uçak gemilerinebir geyolmamasmin sebebi, bu gemilerin baskm
sirasmdaaçtk denizde görevde bulunmalanydi. Japonya'mnkaybt ise toplamolarak sadece yir-
mi dokuz uçaktan ibaretti. AnlagildigLna göre bu defa Amiral Yamamoto'nunoynadigikumar
tutmustu.
Yamamoto'nun kendisine kalsa belki de bir kez daha gans denemek isterdi. Ne var ki ken-
disio stra binierce mil ötede, Japonyaaçiklannda bir amirallik gemisindeydive olaylan oradan
izliyordu. Hawaii operasyonunun komutam olan ChuichiNayono ise Yamamoto'yakiyasla çok
daha temkinliydi.Gerçekten de bagmdan beri bütün operasyonlara karpt çikmigti.Simdi de ken-
disini tegvikeden subaylarmm ricasma ragmen, onlarm üzüldügünü bile bile uçaklan üçüncü
kez Hawaii'ye, Pearl Harbor'daki ikmal depolarma ve petrol tanklarma saldirmak için gönder-
mekten çekinmigti. Saldirida gans ona fazlastyla güldügünden daha fazla risk alarak baçansmi
gölgelemek istememigti. Amerika'mn bu saldiridaki tek ganstise bu felaket gününde hiç degilse
kendi uçak gemilerinikurtarmig olmalariydi.
Operasyonunplanlanma sürecindeAmiral Yamamoto bir gözlemde bulunmugtu. Kamsma
göre, 1904'te, Port Arthur'da Japonya'nmRuslar'a yapttgt sürpriz saldirmm baçansiz olmasmda,
"sonuna

Japonlar'mçarpigmayi kadar götürmemig"olmalan etken olmugtu. Ayni hata gimdi bir


kez daha bu dela Pearl Harbor'da tekrarlanlyordu.Japonya'mnharbe gitme kararmda petrol bag
etken olmuçtur. Ancak, en azmdan bir operasyonda, Hawail operasyonunda Japonlarpetrol ko-
nusunu her nedense unutmuglardi. Amerika'nm petroldeki üstünlügünü arkadaglanyla defalar-
ca ele alip konugan Yamamoto nasilsa Oahu Adasi'nda bol miktarda mevcut olan petrol depola-
rmm önemi üzerinde durmamig, bu konuyu ihmal etmigti. Bu nedenle de yaptiklari planda bu
adaya saldm düzenleyip petrolü ele geçirmekonusuna yer verilmemigti. Asil yanlig buydu?
Ne var ki bu çok önemli, son derece yagamsalyansimalara sebep olacak büyük bir stratejik
hataydi. Hawaii'deki her varil petrol buraya ana kitadan getirilmigti.Eger Japon uçaklari Pasifik
Filosu'nun petrol rezervlerini ve bunlarm Pearl Harbor'da içine kondugu tanklaritahrip etmly
olsaydi, sadece tahrip ettikleri gemileri degil, Amerikan Pasifik Filosu'na ait ne kadar gemi varsa
hepsini birden
"hareket
edemez" duruma getirmig, olacakti. O zaman yeniden petrol bulmak
gerekecekti.Sonradan Pasifik FilosuBaykomutanhgma getirtilen Amiral Chester Nimitz, ileride
bu konuda punlan säylemigtir: "Olaymyagandigt günlerde filoya ait petrolün hepsi HawaiPde,
topraküzerindeki tanklardaydL Petrol mevcudumuzun hepsi yaklaç1k 4,5 milyon varil olmasma
kargm bunlarm hepsi 50 kalibrelik mermiyle yok edilecek cinstendi. Eger Japonlarpetrolümüzü
tahrip etmig olsayd1,sava; en az iki sene daha uzamig olurdu."

313
i

17
Almanya'nin Sava Formülü

1932 yllmm bir haziran günü, ögleden sonra, Münih Oteli kapisina yanagan aç1kbir araba dev
Alman kimyasal kuruluqu olan LG. Farben'den iki kipiyialmak için gelmigti.Açik araba biri kim-
yager digeri halkla illykiler temsilcisiolan bu iki kipiyi Adolf Hitler'in Prinzregentenplatz'daki
özel apartmamna götürecekti.O siralar Hitlerhentiz Alman Sansölyesi 01arak iktidara gelmemig-

ti. Ancak Reichstag'da sandalyelerin yaklagik yüzde yirmisine sahip ve gelecek seçimlerde de
sandalye sayismiönemli bir miktarda arttrmas1 beklenen Nasyonal Sosyalist Parti'nin lideriydi.
L G. Farben'den gelen bu iki adamm Hitler'i görmek istemeleri bir sebebe dayamyordu.
AmaçIan onunla konugup Nazi basimmn girketleri aleyhine açttgive devam etmekte olan kam-
panyayi durdurmaktt. Naziler I.G. Farben pirketine
"uluslararasi
finans lord'lanmn" ve
"para
ba-
bast Yahudiler'in"aleti olduklan gerekçesiyle yükleniyor ve Yahudiler'in bazi üst düzey konum-
lari iggal ettiklerini savunarak girketehücum ediyordu. Bu ara "ISADOREG. FARBEN"adlyla
irketill bir karikatürünü bile yapmiglard1.Naziler'in girketi eleptirmesinin bir sebebidaha vardi.
>irket,
kömürden sivi yalat diger bir adlyla sentetik yakit- imal etme pegindeydi ve çok pahall-
ya mal olacakbu proje için hükümetten vergi muaflyeti almigtl. IgteNaziler'in eleptirdikleri de
buydu. Ayrica bu sorun ikinci bir sortmada sebep oluyordu. l.G. Farben sentetik yakit projesine
Çokbüyük yatinm yapmigt1.Ancak 1932 yllma gelindiginde bu projenin devamli olarak hükü-
metten vergi kolayligi ve destegi saglanmadikça hiçbir zaman kâr saglayamayacagl anla§11migti.
Sirketin bu konudaki esas tezi ise kurulacak bir sentetikyakit endüstrislyle Almanya'nm yaban-
a petrole olan bagtmlihgimn azalacagi ve böylece ülke üzerinde had düzeydeki yabanci döviz
baskisimn kalkacagt merkezindeydi.I.G. Farben mensubu iki temsilciHitler'i bu konuda ikna
etmek ümidiyle orada bulunuyordu.
Hitler o gün seçim kampanyasi için gittigi bir yolculuktan henüz döndügünden toplantlya
biraz geç kalmigt1. I.G. Farben'li iki temsilciye önceden sadece yanm saat ay1rmak istedigi halde
konugmanm akigmakaplimig, onlarlatam iki buçuk saat konugmustu. Hitler, her zaman oldugu
gibi kendi hayallerinin gücüylehipnotize olmupçasina durmadan konugmuy, konugmamn çogu-.
nu kendisi yapmig, Almanya'yi motorize etme ve karayolu inçaatmda uygulayacagt planlarüze-
rinde uzun bir hitabet dersi vermigti. Ancak bir ara bu iki adamasentetik yakit konusunda soru-
lar sormuy ve bu tip yakitin yeni bir Almanya yaratmada uygulayacaglplanlara tamamen uydu-
gu hakkmda teminat vermigti. Onlara gunlan säylüyordu: "Bugün, siyasi aç1dan bagtmstz kal-
mak isteyen bir Almanya'da petrolsüz bir ekonomi dügünülemez. Su bakimdan Alman motor
yalutt projesi, çok büyük özveriler gerektirse bile mutlaka gerçeklegtirilmelidir. Su nedenle kö-
mür hidrojenerasyonuna devam igi ivedilikle ele almmalidir." Hitler sentetik yakit projesi çalt;-
malanni ciddiyetle desteklemeye baglamigt1.Aynca adamlara basmm I.C. Farben aleyhine açtigt
kampanyayi yavaglatacagma dair sõz de vermigti. Eu kadarla da kalmaylp Naziler iktidara geldi-
gi zaman sentetik yakitta uygulanan vergi indiriminin devam edeceginide söylemigti. Tabii bü-
tün bunlara kargillk I.G. Farben'den -derhal ve daha sonra Naziler'in istedigi- "Kampanyaya ba-

314
.I

gig"vermesi isteniyordu. Toplanti bitip de iki temsilci Hitler'le konuqulanlan pirket bagkanina
anlattiklartzaman Baçkan'm agzmdan yu sözler dökülecekti: "Demek ki bu adam benim zan-
nettigimden daha makul biriymig."
Gerçektende o gün Hitler makul bir adam gibi davranmigti ve bunu yapmak için de iyi bir
nedeni vardi. Adamlann açiklamalaandan, baçanh bir sentetik yakit programinm,dirilmekte
olan Almanya'nin topyekûngeligimindeçok yararh hatta partoldugunu hemen kavramigti. Eu
hedefin gerçeklegmesinde en büyük engellerden biri olarak Almanya'nm hammadde, öncelikle
de petrol ithaline olan bagLmilllginl görüyordu.Ülkeiçinde üretilen petrol az, ithalat ise buna
oranlayüksekti. Aynca, ithal edilmekte olan petrolün çogu Batt yanküresinden gelmekteydi.
Son yanm yüzyil içinde Almanya çok dikkate deger bir ekonomik büyüme göstermigti ve
bunu da daha ziyadeülkede bol bol bultinan bir enerjikaynagina -kömüre- borçluydu, 1930'lu
yillarm sonunda kömür, Amerika'mn toplam enerjisinin yaklagik yansi kadarken Almanya'da,
üretilen toplamenerlininyüzde doksam kadardi. Petrol ise sadece yüzde 5 dolaymdaydi. Ancak
daha 1932 yilmda Hitler ileriye dönük planlanna baglamigt1ve haris emellerinin gerçeklegmesi
için de petrole ihtiyaci vardi. Önce 1933 Ocak aymda Sansölye oldu ve arkasmdan,izleyen bir
buçuk yll içinde de, Almanya'da tüm iktidari ele geçirdi. iktidarageldikten sonra girigtigiilk içIer-
den biri "Alman motor trafigindedönüm noktas1" dedigi motorluaraç profesidir.Prole geregince
ülke önce otobanlarve hiz limiti olmayan karayollanyla dört bir yandan örüldü ve 1934'te de ye-
ni bir araç yapmakiçin planlama bagladi. Su "Volkswagen"
"halk
isimli araa"ydl.
Ancak, bütün bu geligmeler Hitler'in Avrupa'nm tümünü Nazi rejimine ve kendisine bag-
planda çok küçük bir yer tutar. Eu hedefin gerçeklegmesi
"büyük"
lamak için yapmig oldugu
için Hitler híç vakit kaybetmeden ekonomiyi bir sisteme sokmak,büyük igletmeleri devlete bag-
lamak ve Nazi savag makinelerinininçasi için harekete geçti. Bu savag malzemeleri içinde bom-
ba ve savag uçaklan, tanklan ve kamyon imali de vardi ki, bunlarm yapilmasi petrole bagllydi.
Hitler bütün bunlan bildiginden LG. Farben temsilcilerininsentetik yakit projesine olaganüstü
llgi göstermigtir,

I
Kimyasal Solüsyon
Kömürden sentetik yakit çikarmada öncü çahymalar Almanya'da daha Birinci Dünya Sava-
"kimyada
I'ndan önce baglamigti. O günlerde bu ülke dünya lideri" olarak kabul ediliyordu.
"hidrojenerasyon"

1913 yllmda FriedrichBergius admda bir Alman kimyager ilk defa sonradan
denen bir iglemle kömürden bir sivi çikarmayi bagarmigt1.Hidrojenerasyon'da kömüre, yüksek
isi ve yüksek basinç altmda, bir hizlandinct kangtmlarak, büyük miktarda hidrojen ilave edilir.

Aym iglemi, on yll kadar sonra, 1923 ortalarmda rakip bir Alman kimyager Fischer-Tropsch de
daha ayrmtih olarak denemigtir. Fischer-Tropsch yönteminde,kömür molekülleri buhar altmda
hidrojene ve karbon monokside dönügtürülür ve daha sonra da bir arada reaksiyonlar sa ,lamr.
Bunun sonucunda da sentetik petrol üretilmig olur. Bu iki yöntemden ilkinin, Bergius hidrolene-
rasyonigleminin daha lyi olduguna karar verilmigti. Bu yöntemle, birçok maddeyle beraber Fisc-
petro1ü"de ürettlebilecekti. Aynca, 1926 y1lmda
"uçak
her-Tropsch'in ba aramayacagi bir gey,
Bergius iglemi üzerinde patent talehinde bulunan LG. Farben, Fischer-Tropsch metodunu des-
tekleyenlerkargismda politik aç1dan da daha güçlüydü.
I.G. Farben'in sentetik petrole ilgt göstermesi 1920'lere rastlar. O ylllarda dünyanm önde
gelen petrol kaynaklanmn çok yakinda tükenecegikonusunda yaygm bir kanaat vardi. Bu kana-
at insanlan dünyamn dört bir yanmda yeni petrol kaynaklan aramaya itiyordu. Yaba'ncipetrole
duyulan talebin artmasi, yabancilarla yapilan mal degi§ tokupunuolumsuz yolda etkiledigi için
hükümet de bu aramalara destek veriyordu. I.G. Farben'in Leuna tesisleriodepilot düzeyinde
çaligacakyeni bir fabrika inga edilmigve ilk ürünü 1927de vermigti.Bütün bunlar olurken LG.
Farben vaktinin bir losmim bagka ülkelerde kendine potansiyel ortaklar aramakla geçiriyordu.
LG. Farben'inönde gelen Íngilizkimya gruplarmdanbiriyle yaptigt uzlagma tegebbüslerininba-
arisizlikla sonuçlanmasi üzerine, girket kendisine çok daha ünlü bagka bir potansiyel ortak bu-
lacakti. Bu ottak StandardOil'in New Jerseypubesidir.
Aym günlerdeStandard,rafineriden entegre petrolgirketine yaptig1stratejik geçigte çabasi-
nm ortalarmda bir yerdeydi. Bu çabalar sonunda, hem Birlegik Devletler'de hem de Avrupa'da
kendine ait bol hammaddeye sahip entegre bir petrol girketiolmayi bagaracakti. Igte bu çabalar
yap1lirken ayni zamanda sivi yalet.kaynagt olarak ham petrol yerine geçecek bagka alternatifle-
rin de arayiç1içindeydi. Daha 1921 yllmda neft yaglidan petr0]Ç\karmadauygulanacak ticari
y0nden baçarill bir metot bulmak ümidiyle Colorado'dayirmi iki hektarhk arazi satm almigti.
Ancak, mallyetin son derece yüksek olugu nedeniyle Standardalman sonuçlardanmemnun kal-
mamigtl. Neftyagmdan bir varil sentetik yag elde etmek bir ton kayaya mal oluyordu ki bu gart-
lar çekiciolmaktan'çok uzakti.
Standard aragtirma bölümünde çaliçan Frank Howard, 1926'da LG.'nin Leuna tesislerini
ziyaret etmigti. Eu ziyaretten o derece etkilenmigti ki binayi terk ettikten hemen sonra o günler-
de Paris'te bulunan Standard Bagkan1Walter Teagle'a bir telgrafçekerekgu görüglerini bildirdi:
"Bugün içinde yagadigim gözlemlerin ve tartigmalarmtçiginda
su kamya vardim ki bu konu,
Standard'm parçalandiktan sonra kargilagtigikonular içinde en önemli olamdir, Bu, benzin arzt
konusunda kesinkes Avrupa'nm bagtmsiz oldugu anlammdadir." Teagle'a gelince,o pahsenAv-
rupa pazarlano yeni sentetik petrole kaptirma olasthgindantelaça kapilmly, bu yüzden derhal
Leuna'yadönmügtü. Iglemingerektirecegi aragtirma ve üretim tesislerinikurmaktan kaçmlyor-
du. Daha sonra, ige girigildigtndebu konuda gunlari söyleyecekti: "Gidip bizzat görünceyekadar
aragttrmaiginin ne oldugunu meger bilmiyormuçum. Yapilan igi gördükten sonra bu iglerde bir
bebek kadar bilgisiz kaldigimizi anladim."
Konuyutartigmakiçin Teagle, Howard ve Standard'm diger yöneticilerihiç vakit kaybet-
meden, LG. Farben tesislerineon mil uzaktaki Heidelberg'de bir otel odasinda bir araya geldiler.
Howard'm sonradan açikladigma göre, toplantida
"hidrojenerasyon
igleminin o güne kadar pet-
rol endüstristne sunulmuy bütün teknik faktörlerden daha etkin olabilecegl" sonucuna vanlmig-
ti. Artik I.G. Farben laboratuvarlarinda deneylere baglanmigtl ve anlagildigma göre bu laboratu-
varlar Standard açismdan ciddi bir tehdit olugturuyordu. Howard bu konuda qu görügleribíldire-
cekti: "Kömürün hidrojenerasyonu ekonomik baz'da dügünüldügünde büyük olasihkla ham pet-
rolle yançamaz. Ancak
'milliyetçilik
faktörü'.dolaslyla hidrojenerasyon, bedelini ödemeye hazir
birçok ülkede, korunma altmda bir imalat sanaylinin pekâlâ temell olabilir."Hidrojenerasyon
uygulamastyla pazarlann digardan ithal edilen ham petrole ve rafine ürünlere kapismi kapamasi
da SOzkonusuydu. Standard ise bu içten uzak tutulmayaasia tahammüledemezdi.
Tüm bu nedenlerle, Standard'aLouisiana'da bir hidrojenerasyon fabrikasi kurma müsaade-
siveren LG. Farben'le bir õn sözlegme imzalandt O güne kadar aradan geçen zaman içinde pet-
rolde kitlik devri kapanmig, agirt üretim devri baglamak üzereydi. Amerikan girketininilglsi de
buna paralel olarak yön degigtirmigti.Daha çok benzin elde etmek için, hidrojenerasyonun ham
petrol üzerinde de kullamlmasi gündeme geldi. Sonuçta,Louisiana'daki yeni tesiste bu iglemin
kömür üzerinde degtl, petrol üzerinde tecrübe niteliginde denenmesi kararlagtirildi. Böyle yap-
makla her petrol varilinden, daha fazla benzin ç1karmakmümkün olacaktl.
1929'da bu iki irket daha genigkapsamh bir anlagma daha imzaladilar. Anlagmaya göre,
Almanya digmdaki hidrojenerasyonlarda patent hakki Standard'm olacakt1. Buna kargthk I.G.
Farben Standard Oil'in yüzde iki hissesini alacakti, 546.000 hissenin degeri 35 milyon dolar tu-
tuyordu. Her iki girketde digerinin ana faallyet sahasmdan uzak durmay1, müdahale etmemeyi
taahhüt edlyordu. Standard'dan bir yetkili bu durumu göyle açiklamigtir: "I.G. Farben petrol
i inden uzak duracak; biz de kimyasal iglerden uzak duracag1z." Bundan sonra, ikinci adim

310
1930'da atthyor ve
"petrol-kimya"
alainndaki geligmeleripaylaçacak ortak bir girketkuruluyor-
du. 1; bütünüyle ele almdiginda, Standard'abir hayli teknikbilgi akiyordu.
1931 yllmda en büyük ödül, Alman bilimine ve özellikle de hidrojenerasyona verilmigti.
Kimya alamndaki Nobel Ödülühidrojenerasyon teknigininmucidi Bergius ile LG. Farben Bayka-
m arasmdapaylagilmigtir.Yine de Leuna'da bu proje lyi yürümüyor, günlük üretim iki bin varili
buldugu halde petrol lyi akmlyordu. Bu yüzden Leuna tesisiciddi bir parasal sikmti içindeydi.
Geligmeninzannedildiginden daha güç olacagi, çok daha pahallyamal olacagi da anlagilmigti.
Bütün bunlardan bagka, Texas'ta yapilan yeni petrol Regilleriyle,petrol arzindaki agiriliktüm
dünyada hissedilmeye baglamigtL Üretimdeki bu aginhksa dogal olarak dünya petrol fiyatlanmn
dügmesiyle sonuçlandi ki bu Leuna tesislerindesentetikyakit üretimini çok daha masrafli yap-
m14tir.Öyleki maliyetin bu denli yüksek olugu l.G. Farben'i bu projenin hiçbir zaman kâr sagla-
yamayacagindan korkutmaya baglamigtL Sentetik yakit'a leunabenzin denlyordu. Bir litre leuna-
benzin üretiminin maliyetiyse Meksika Körfezi'nde tankere bogaltihpAlmanya'ya gönderilmeye
.
hazir bir galon benzin flyatmin tam on katma geliyordu. Eu hususu dikkate alan bazi 1.G. Far-
ben yöneticileri tüm projeden vazgeçmenin en lyi yol oldugunu söyleyecekti. Projeye devam et-
me yanlisiolanlarsabunu Leunatesislerinikapama masrafinm, projeyedevam masrafmdan da-
ha fazla olacagtdügüncesiyle yaplyorlardi.
Büyük Depresyon'un yaçandigt günlerde onca güçlüklere karym sentetik yakit projesinin
hâlâ ayakta tutulmasi devletin projeye -verdigi destek yüzündendi. Hitler'den önceki Brüning
hükümeti zamaninda projeye yeteri kadar vergi indirimi tamnmamigtL Yeni Nazi rejimi ise LG.
Farben'e yeterli vergl indirimi saglamaktan bagka çok daha fazla destek vermeye, fiyat ve pazar
garantisiuygulamaya hazirdi. Ancak bunun için bir part kopuyordu. LG. Farben Sirketi sentetik
yakit üretimini õnemli düzeyde artirmaltydt Diger taraftan.hidrojenerasyon hâlâ emeklemekte
olan bir teknolojiydi.Böyle oldugu için de kendi bagina yeterli olmay1pgeligmeyeve ÜçüncüRe-
ich devrinin himayesine muhtaçti. Nitekim I.G. Farben'e birçok çevredendestek gelmigtir.Bun-
lar arasmda, yüksek kaliteli uçak benzini üretmesi kopultyla Hava Kuvvetleri'nin verdig destek
ve Alman Ordusu Wehrmacht'm ülkede sentetik endüstri kurmak için girigtigidestek faallyetle-
n de sayllabilir.Alman Ordusu bu destegi, planlamakta oldugu yeni tip savagta Almanya'nm
kendi mevcut stokurtun ihtlyaci kargilamaya yeterli olmayacaglnldügündügü için yapmigtL

Savaga Hazirlik
Daha sonra olugan yeni bir geligme, Hitler ve maiyetine bir taraftanyabanc1petrole dayanmanm
tehlikelerini,diger taraftan da buna paralel olarak, Almanya'mn kendi petrolünü üretmeye ne
kadar muhtaç oldugunu göstermigti.Bunlardan birincisi bir Ornekle aç1klanabilir. 1935 Ekí-
mi'nde Italya,o günlerde daha çok Abyssinia diye bilinen .Habegistan't iggal etmigti. Habegis-
tan'm bitigigindeki Ìtalyan80mürgeleriyle olari smirlan son derece zay1f gekildekorunuyordu.
Ìtalyandiktatör Benito Mussolini, eski Roma imparatorlugutaklitçiliglyle, büyük bir imparator-
luk kurma hayaline kapilmig ve bu yüzden de istila hareketlerine girigmeyi planlarmytt ilk ola-
rak Habegistan'a sald1rd1.Cemiyeti Akvam bu saldtriyi kmadt ve birtakim ekonomik yaptmmlar
uyguladt Italya'ya yapilan petrol ihracatma ambargo koymayi da dügünmeye bagladt Bu ara Ro-
osevelt idaresi de, Amerika, CemiyetiAkvam üyesi olmadig1halde, bir yolunu bulup bu ambar-
goya katilabilecegi izlenimi veriyordu: Mussolini, petrolün kesilmesiyle Ítalyanaskeri gücünün
felç durumuna geleceginigayet iyi billyordu. Ordular ilerlemeye devam edip aciz durumdaki
Habegler'e zehirli gaz atarken, Mussolini Akvam'i sindirmek iÇinher türlü blöf ve kabadaylliga
bagvurmaktan geri kalmiyordu. Su arada kendisine kargi alman yaptmmlari da bir sava; nedeni
sayacagtm açikladi. Petrol yaptinmma önayak olup teklifiyapan lider, Cemiyeti Akvam'da Íngiliz
Bakan sifatlyla bulunan Anthony Eden, Mussolini'nin tehditlerinekulak asmiyordu. Söyledigine

317
I

göre Mussolini ancak bir kÖpegin"yapabilecegi bir hareketi göze alacak adam degildi. Bu
"çilgm

konudaki diger bir sözü de guydu: "Bu adam hiçbir zaman bana intihar edebilecek bir tip gibi
görünmemigtir."Yine de Mussolinikendine bir müttefik anyordu ve sonunda bu istekli müttefi-
ki Fransa Bagbakam kurnaz Pierre Laval'm kipiliginde bulacakti. Laval kurnazca davranarak ne
yapip etmigyaptirim, hareketini tam bagariya ulaçacagt anda, geri çevirtmigti,
1936 ilkbaharina gelindigindeMussolini'nin kuvvetleri artik Habegistan'1fethetmig, Italya
Krali unvanma yeni bir unvan daha katip ayni zamanda "Habegistan Krah" olmuçtu. Böylece
da
tüm yaptirim hareketleri de boça.gitmigoluyordu. Petrol ambargosu konusu ise, o güne kadar
hiç uygulanmamig oldugundan, sonucunun ne olacagi anlagilmamigti. flerikigünlerdeMussoli-
ni, Hitler'e bir sir açikl1yor,gunlan söylüyordu: "Eger Cemiyeti Akvam, Eden'in Habeyistan an-
lagmazligindaki önerisini kabul edip onun istedigi gibi petrole ambargo koysayd1,benim bir hal-
ta içinde Habegistan'dan ç1kmamgerekecekti.Bu benim açimdan telafiedilemeyecek bir felaket
olurduP Hitler, Mussolini'nin bagimhhk hakkmdaki sözlerini büyük ciddiyetle dinlemig, kendi
hesabma bu sözlerden lyi bir ders almigti.
Ikinciders ana yurda daha yakm bir yerde verilmigti. O güne kadar Alman pazan, Stan-
dard Oil, Shell ve diger yabanci girketlerebagli oldugu halde, gimdiki Nazi rejimi yerli pazan bu
girketlerden kurtarmaya çaliç1yordu.Almanlar için daha da fenasi, nefret ettikleri Bolgevikler'in
elinde büyük petrol istasyonlan zinciri vardi ve Almanlar'a sattiklari petrol mamullerini bu zin-
cirden geçirereksatlyorlardi. Sovyetzincirini ele geçirtmek için Nazi hükümeti 1935'te bir Al-
"bir

man benzin pazarlaylcisim bu igle görevlendirdi. Amaç, kendi deyimleriyle hagarat yuvasmi
temizlemekti."Sovyetlerbir süre için istemeyerek de olsa evvelce taahhüt ettikleri miktarda
petrolü bu dagitim sistemiiçinden geçirerek dagttima devam ettiler, Ancak, sonra 1936 ylh Su-
bat aymda birdenbire sevkiyatidurdurdular: "Yabanci kaynakli ödemelerde kargdagilan güçlü-
gü" bunun gerekçesi olarakgösterdiler.Dagttim bír daha tekrarlanmamaküzere süresiz olarak
tehlikeleri"konusunda bir uyan
"bagimbligin
kesilmigti. Hitler açismdan, yalnizca bu olay bile
sayilmigt1.
Tam bu sirada, 1936 Subatiortalarmda, Cemiyeti Akvam'm petrol yaptinmlarim konug
maya devam ettigi sitada Hitler Berlin'deki ylllik motor gösteri-merkezini açiyordu.New York
77metin gözlemine göre Hitler'den herhangi bir hükümdar veya devlet bagkamnin yapa-
"diger

bileceginden daha çok otomobil yolculugu yapmas1 bekleniyordu." Bu firsattan yararlanarak


Hitler "Almanya'mn sentetik benzin üretme sorununu bagarlyla çözmüçoldugunu" duyuracak-
ti. Üstündedurarak vurguladigma göre, baçan politik açidan çok büyük anlam taglyordu."
"bu

Yabanc1petrol ve yaptirimlarkonusuysa her zaman için Hitler'in kafastm fazlas1yla meggul et-
migtír. Bunun nedeni çok kritik bir hareketin epigindeolmasiyd1.Nitekim hemen ertesi ay için-
de, 1936 Marti'nda büyük cüret göstererekve aradaki anlagmalari da ihlal ederek, Fransa ile
olan simrda Rhineland'in (Ren havrasi) askeri kuvvetini takviyeedecekti. Bu onun uluslararasi
cepheye ilk pençe atiplydive kendisinin de sonradan söyledigi gibi hayatmda yüklendigi en kor-
kunç risk ve önündeki kirk sekiz saat de hayatmda geçirmigóldugu en sinir bozucu saatlerdi.
Batih güçlerin kendisine kargilikvermesini bekliyor, ancak kargi tarafonu durdurmak için hiçbir
hareket yapmlyordu. Demek ki oynadigi kumarda kazanmigtl. O halde aym modeledevam ede-
bilirdi.
Daha sonra, 1936'da Hitler,1940 olarak saptadigihedef tarihine kadar Alman Devleti'ni
savag için hazir duruma getirmek amaciyla bazi yeni adimlar atmaya karar verecekti. Su maksat-
la, önce yeni teknolojive kimyadan yararlanarak, yabanci petrole bagmlilig azaltmaya yönelik
dört yillik bir plan yapti. Planm tamtimmiyaparken gu sözleri söylemigtir: "Almanya'mn yakit
üretimi artik son süratle geligtirilmelidir.Su görev aynen savagm yapilmasmda gästerilen dikkat
ve azimle ele alm1pyürütülmelidir, Çünküsavagin gelecekteki kaderi buna baglidir." Bu sözleri
söyledikten sonra punlanda ilave edecekti: "Bu hammaddelerin üretim bedeli önemli degildir."

318
Sentetik fuel endüstrisinin,topyekûn geligme plamnm odak noktasindakiyeriyle verimini
yaklagik alti kat artirmasibekleniyordu. Bu programa büyük malidestek verilmigti. Aynca hare-
ketsiz durumdaki endüstri kurumlarmi harekete geçirmekiçin (ok büyük miktarda çelik ve ig-
gücü kullamlmigt1. Her fabrika arazi üzerine yayilmig ve büyük endüstriyel girketlerebagimh
dev büyüklügündebirer mühendislik kurumu olmuqtu ve Nazi Devleti'yle tam bir ortakhkha-
linde çahylyordu,Bu iyte kendisini Nazi ideolojisine adapte etmekte olan LG. Farben bagimsiz
bir girketolmaktan çikmig,daha çok Alman Devleti'nin endüstriyel kolu olmuyve tamamenNa-
ziler'e baglanmigti. Su ara igyerinde ne kadar Yahudi memut varsa, IdareKurulu'nun üçte birini
olugturan Yahudiüyeleri de dahil, hepsi birden igten çikanlmigt1. IdareKurulu'nun Nazi muha-
lifi olan Carl Bosch -ki StandardOil'le olan anlagmayt yapmigtt- Yahudi olduguiçin bir kenara
itilmigti. IdareKurulu'nda henüz Nazi Partisi'ne glrmemigolanlarin çogu ise bu arada, üyelige
kaydolmak için birbirleriyle yariga girecek, kuyrukta öne
geçmeyeçaligacakti.
Dört YillikPlan'm öngördügü hirsli vaatlerin biraz fazlaca
"abartilmly
oldugu" artik anlagil-
migsa da, Almanya bu arada çok önemli bir sentetik yakit endüstrisi kurmay1baçarmigtl.Alman-
ya'nm Polonya'yi iggaledip Avrupa'da ikinci Dünya Savagi'nt baglattigt 1 Eylül 1939'a kadar on
dört hidrojenerasyon fabrikasi kurulmuy ve tam üretime girmigti. Ayrica alti hidrojenerasyon
fabrikasi daha ingaat halindeydi. 1940 yllina gelindiginde sentetik yakit üretimi hizli bir çikig
göstermig ve günde 72.000 varili bulmugtu. Bu tüm petrol gereksinmesinin yüzde 46's1 demek-
ti. Ancak askeri gereksinim açismdan dügünüldügünde sentetik yakitm daha önemli oldugu gö-
- rülür. Hidrojenerasyon, Bergius iglemi Almanya'mn toplam uçak benzini ihtiyacimn yüzde
95'ini kargillyordu. Sentetik fuel olmadikça Luftwaffe uçaklarimn havalanmasi olanaksizdi.
Askeri mekanizmanm gücüne ragmen ve emrinde bir de büyümekte olan bir sentetikyakit
potansiyeli olduguhalde Hitler bir türfü
"petrol"
konusunu kafasindan atamiyordu. Gerçekten de
savaga yaklaç1mda temel stratejisini saptarken bu konuyu daima dikkate almig, stratejisiniona gö-
ayarlamigti. Eu "Ylldinm Savagi"yani
"blitzkrieg"e

re strateli dayall giddettifakat lasa süreli,pet-


rol rezerv sorunlan çikmadan kesin zatere götürecek yogun mekanize gücün kullamldigt çarpiç-
malar demekti. Baglangiçtabu stratejiçok lyi sonuçlar vermlçtit Sadece1939'da Polonya'da de-
gil, 1940 ilkbaharinda Hitler kuvvetleri Norveç'e, Belçika, Hollanda ve Fransa'ya girdiglnde de
gagirticibir kolaylikla uygulanip baçanh olmugtur. Alman kuvvetleri iggal ettikleri ülkelerde petrol
stoklarma saldmp iggal strasinda tükettikleripe troldençok daha fazlasmi alipgötürdükleri için bu
kampanya Bati'da Almanya'nm petrol konumunu daha da lyi duruma getirmigti.Hitler'in hava
bombardimarn yoluyla ingiltereadalarim sindirmek için yaptigt arka arkaya girigimler1940 ylh
güzüne kadar devam etmig ve bagarisizliklasonuçlanmigsa da, artik Almanya Avrupa'da hâkimi-
yeti ele geçirmenin epiginde sayllirdi. Son günlerdeyeni bir aligkanhkedinmig ve zaferi
"ucuz"

bulmaya baglamigtl. Demek ki Hitler artik gözlerinidoguya, gelecekteki hedefine çevirdigiza-


man, diger kolay bir zaferin hayalini kuruyordu. Ìkincihedell Sovyetler Birligl'ydi.

Rusya Savagi: "Generallerim Savagm lktisadiYönlerini Bilmezler"


Almanlar'in Sovyetler Birligi'yle savaga girme karannda birçok etken rol oynamigtir.Hitler'in
"Bolgevizm'i yeryüzündensilmenin
'yagamanm
hedefi' oldugunu" söyletecek kadar Bolgevik-
ler'e duydugu köklü nefret, Stalin'e kargi olan kipiseldügmanligt ve
"küçük
kurtlar" olarak gör-
dügü Slavlar'aduydugu küçümseme, Avrupa topraklannatümüyleegemen olma arzusu ve çan
ve gerefeu]agma dürtüsü bu etkenler arasmdad1r.Aynca doguya dogru baktigmda, Bin Yllhk Re-
ich, kendi kurdugu yeni Alman Ímparatorlugu için bu bölgeyi lebensraum ('yagam sahasi') görü-
yordu. Stalin, Agustos 1939 tarihli Nazi-Sovyet Paktt'na uyulmasi için acinacakbir çabayla gay-
ret gösterdigive Hitler'i tahrik etmekten kaçindigt halde, Alman diktatör Ingiltereile Sovyetler
Birligi arasmda gizli bir anlagma olmasmdan güpheleniyordu. Böyle olmasaydt hiç Íngiltere
1940'ta davasmi kaybettigi o kadar açikça belliyken teslim olmayi reddeder miydi? Her gey bir
yana, ortada bir de petrol sorunu vardi.
Hitler'in Rusya'yl istila fikrinde Bakû'nunve Kazakistan'dakiöteki petrol yataklarmmalm-
masi temel amaclydt, Bir tarihçininyazdigma göre "Ekonomikalanda Hitler'in tutkusu petrol-
dü." Hitler'in kanismca petrol, endüstriyelçag ve ekonomik güç için hayatí önemde bir mad-
deydi. Petrole duydugu ilgi yüzünden petrol konusunda kitaplar okuyor, petrol konuquyor, dün-
yanm petrol yataklannmtarihini inceliyordu. Kamsma göre Kafkasya'mnpetrolü --Ukrayna'mn
verimli topraklari"dahil- Alman imparatorlugu içine sokulabilse, o zaman Hitler'in kur-
"kara

yapacaklankaynaklan almigsayilirdi. Konu-


"yenilmez"
dugu Yeni Düzen, sinirlaniçine, ülkeyi
nun bu gekildealgilanmasmda, Japonya'nm Dogu Hint Adalan ve GüneydoguAsya kaynaklanm
imparatorlugu içine alma dürtüsü arasmda çarpic1 bir benzerlik vardir. Albert Speer isimlí, o za-
manlar Almanya'nm Donamm ye Sava; Levazim Bakam olan pahis 1945 Mayisi'ndaki soruptur-
mada pu sözleri söyleyecekti: "Rusya'yt iggal karan verilmesinde petrole olan gereksinimkugku-
suz temel bir itici sebep olmuçtur."
Hitler aynca, Sovyetler Birligi digmda Avrupa'nm en büyük petrol kaynagi olan Romanya
Ploesti petrol yatinmlannin tek sahibiolmak istiyordu ve Sovyetler'in burada gözü oldugunu sa-
narak, kendisi için tehdit olugturdugunainanlyordu. Artik Romanya Almanya'nin bir müttefikiy-
di ve Almanya'nm petrol için Ploesti'ye giddetle ihtlyaci vardi. Almanya'nm 1940'ta yaptigi top-
lam petrol ithalatmin yüzde 58'i buradan gelmigti. 1939 yilmda Nazi-Sovyet Pakti imzalandik-
tan sonra Sovyetler Birligiyeniden Almanya'ya petrol sevkine baglamigt1.Su sevklyat ülke petrol
ithalatmin üçte biri düzeyindeydi. Nazi ileri gelenlerindenbiri ise bu miktan u sözlerletammla-
m14tir:"Alman savag ekonomisineönemli bir katkida bulunuldu." 1940 ylli Haziran aymda Sov-
yetler Birligi Nazi-SovyetPakti çartlanndanyararlanarak, paktm kendisine tamdigthakla, Ro-
manya'nm kuzeydogusunun oldukça büyük bir kismm1 ele geçirecekti.Buralari almakla Rus
kuvvetleri, Hitler'in uzun zamandan beri göz diktigi Ploesti petrol yataklanna çokyakm oluyor-
lardi. Hitler bundan söz ederken Mussolini'ye, "Mihver ülkelerin hayati bu petrolyataklarma
baglidir" demigti. Hitler'e göre bu konu Rusya'ya yap11acakbir saldinyla halledilebilirdi. Alman
diktatör böyle bir saldinnm Ploesti'nin güvenligini garantiyealacagt kanismdaydt
Diger taraftan,yine kamsma göre, Rusya'mn fethi, hiç kugkusuz, çok büyük, hatta ilkiyle ki-
yaslanmayacak kadar büyük bir ödül getirecekti. Bu ödül Kafkasya'nin petrol yataklari olan Ma-
ikop, Groznyve Bakû kentleriydi. Hitler bu konuda kendi garip hesaplarmi yaplyor, bunlardan gu
sonucu çikanyordu:Rusya'yla yapilacak bir savagta Almanlar'm kayip sayisi sentetik yakit sana-
yinde çahyaniççi sayismdan fazla olamazdi. Suhalde gitmemek için hiçbir sebep yoktu.
"ileriye"

1940 Arahk aymda.Hitler -Barbarossa Operasyonu'ylailgili- 21 numaraliemrini yaymlat-


ti. Direktif, SovyetlerBirligi'ni iggal için gereken hazirliklarm yapilmasmi emrediyordu. Su ara
Almanlar Rus dostlarma (!)memnuniyetsizliklerini gösterir hiçbir belitti vermemeye dikkat etti-
ler ve hatta o kadar ki Stalin'i uyutmak için birçok hileli taktikleregrigtilet Amaç Stalin'i, Al;
manlar'm böyle bir iggale haz1rlanmadigma inandirmakti. Aslmda pek çok kaynaktan yakmda
böyle bir istilanm olacagina dair haberler gelmekteydi -Amerikahlar, Íngilizler ve bagka hükü-
metler,- Rusya'mn bizzat kendi casuslan dahil, bu istihbarati saghyorlardi. Ancak, Stalin kesín-
likle bu haberlere inanmamig, gerçek olmadigim söyleyerekreddetmigtir. Hatta bir gün, iggale
bir saat bile kalmamigken, kendini ülkesine adamig bir Alman komünist, Alman Ordusu'ndaki
birliginden kaçip Sovyetler içine sizmig,birkaç saat sonra olup bitecekleri onlara bildirmigti. Sta-
lin bu adamm sözlerine inanmamig, bu igte bir bit yenigi var sanarak adami vurdurmugtu.
22 Haziran 1941 günü, sabahm erken bir saatinde Rus yük trenleri, Sovyetler Birligi'ndeki
demiryolu üzerinde battya dogru ilerliyor, Almanya'ya petrol ve daha bagka hammadde götürü-
yordu. Saat sabahin 3'ünden hemen sonra, üç milyon asker, 60b.ooo motortu araç ve 625.000
beygtr donammh Alman Ordusu beklenmedik bir anda Sovyetler cephesine baskm yapt1. Al-

320
manlar'in girigtigibu öldürücü baskm SovyetlerBirligi'ni gafilavlayacak, Stalin'i de günlerce de-
vam eden bir sinir krizine götürecekti. Almanlar'a göre bu saldm evvelce Polonya'da, Agagt Ül-
kelerde, Fransa'da, Yugoslavya'da ve son zamanlarda Yunanistan'da bagarlyla uyguladiklart
blitzkrieg'in bir tekrarlydt.Dört veya alti hafta içinde, en fazla on hafta içinde bitirilmig olacakt1.
Rusya'da girigtikleri harekât için Hitler'in övünerek söyledigtpu söz,
"kaply1

tekmeleyip
açacagt Ye evin hemen yerle bir olacagi" fikri, saldirmm yapildigiilk haftalar için dogru gibi gö-
zükmügtü. Nitekim önceleri Almanlar tahmin ettiklerinden daha hizli flerlemig ve darmadagm
durumdakí Sovyet kuvvetlerini geri püskürtmeyi bagarmigti. Ufak tefekbazi can sikici durumlar
digmda
"zafer"
artik avuçlart içinde görünüyordu.Ancak bir süre sonra bazi haberler gelmeye
baslad1. Almanlar'm yavagladiklan söylentisi vardl. Gerçek gu ki, Almanlar levazim ihtlyaçlanni
-ve
tabii petrol ihtiyaçlartm- hesaplarken çok ciddi hatalar yapmigti. Rusya'mn engebeli yolla-
rmda, agilmast zor arazisinde ilerlemeye çaligan araçlar evvelce tahmin edilenden çok fazla, hat-
ta bazen iki kat fazla yakit tüketlyordu.Büyük araçlarsa engebeli yollarda topragn içine gömü-
lüp hareket edemez duruma geliyor, o yüzden büyük araç yerine bu dela atla çekilenküçük Rus
vagonlarl kullamllyordu. Yakitsikmtisi oldugu uyanlan yapillyorsa da, ilk günlerdekazamlan za-
ferin sarhoglugu içinde bunlar kulak ardi ediliyordu.
Agustos aymda Alman generallar Hitler'le görügerek, ilk hedef olarak seçtikleri Mosko-
va'ya yürüme müsaadesi istediler. Hitler bu önerlyi reddedecekti. 21 Agustos tarihli direktifle,
"Kigbasttrmadan önce ulagmak istedigim amaç Moskova'yi almak degildir. Amacimiz Kinm'i ve
Donetz'dekiendüstri ve kömür bõlgesini ele geçirmek ve Kafkasya'dan gelen Rus petrol alomim
durdurmaktir" diyecekti. Wehrmacht Bakû'ya ulagmallydi. Kirim'a gelince Hitler burayi "Ro-
'uçak

men petrol yataklarma saldirida kullamlan taglyici'olarak" tarifediyordu.Generallerinin


yaptlgL herhangi bir itirazi kendisince çok begenilen özdeyiglerinden bíriyle kargilar,
"Generalle-
rim savagm ekonomik Ozelliklerinibilmiyor" derdi. "Fetih" fikri Hitler'in kanma girmigti.Daha
o zaman hayallerini yükseksesle dile getirit, Norveç, Frondheim'denKirim'a yaptiracagt otoban-
dan söz ederdi. O güne geldiginde Kinm'in Almanya'ya katilmig olacagtndanemindi. Kirim'dan
"Almanya'nin Rivierast", Volga'dan da
"bizim
Mississippimiz" diye söz ederdi.
Ílerdekigünlerde Hitler fikir degigtirdi ve ilk fetih yeri olarak Moskova'yi liste bagi yaptt.
Ne var ki aradan geçen zamanda pek çok kiymetli vakit ziyam olmugtu. Bunun sonucu olarak
Almanlar, her ne kadar Kremlin'e sadece beg mil uzaktaki Moskova eteklerine gelmiçsede, bu-
nu ancak gecikmeyle1941 güz mevsimi sonunda yapabilmiglerdi. Simdiorada, hizla yaklag-
makta olan kig mevsimindeçamur ve karla mücadeleetmek zorundaydilar. Çokgeçmeden pet-
rol Ye Oteki temel maddeler tükenmeyebaglayacakti. 27 Kasim'da Katargâh Komutani "Perso-
- nel ve malzeme açismdan rezervimizin sonuna geldik"diyordu. Sonra günler geçmig, 5 ve 6
Aralik tarihinde General Yuri Zhukhov Sovyetler'in ilk baçarill kargi atagim yapmigti. Bu kargi
atakla Zhukhov Almanya'yi ileri gitmekten alikoyacak ve bütün kig orada kalmaya mahkûm
edecekti.
Alman kuvve tieri Kafkasya'ya girmeyibagaramamigti. Evvelce verilen alti-sekiz ve en çok
on haftahk süreler gimdiaylara dönügmügtü. Almanlar artik o kig mevsiminde hareketsiz hale
getirilmigti. Levazim ve ikmal yollarmin uzanmasi gereken mesafeyi önemsememig, Sovyet as-
keri gücü yedeklerindeki tahminlerinde de yamlmiglardi. Yamldiklariçok önemli bagka bir konu
da Sovyet askerleriyle Sovyet halkmin zorluklara ve yokluklara ne derece tahammüllüolduklan-
ni bilmemekten ileri gelmigti. Savag, Sovyetler'in akil almaz bir askeri güce sahip oldugunu ka-
mtlamigtt. Savagmbirinci ylli içinde alti veya sekiz milyon Sovyet askeri ölmüç veya esir dügmüg
oldugu halde, Sovyet güçleri savaga katilan yeni askerlerle takviye edilmigti. Bu arada Japon-
ya'nm SovyetlerBirligi'ne taarruz etmeyip Pearl Harbor'a saldirmasi, oradan Güneydogu As-
ya'ya geçme karari Stalin'i memnun etmig, böylece Sibirya'dakikuvvetlerini batiya, Alman cep-
hesine çekmesini mümkün kilmigti.

321
Blau Operasyonu
1942 ylhnm ilk aylannda Berlin, Rusya'ya yapacagt Blau Operasyonu dedigi büyük taarruzun
planini yaplyordu. Plan, temel hedef olarak Kafkasya'nm petrol_yataklarmi almigti. Oradan fran
ve Irak'taki petrol yataklarmave sonra da Hindistan'a gidilecektl.Hitler'in ekonomi uzmanlan,
Rus petrolüne ulagilmadikça Almanya'mn savaga devam edemeyecegini bildirmig, Hitler de bu
görüge içtenlikle katilmigt1.Aym zamanda Rus sava; ekonomisini de can damanndan vurmak is-
tiyordu.Kamsma göre, Rusyaaskeri birlikleri gerekliolan petroldenbir kere yoksun b1rak11dimi,
artik kesinlikle savaga devam edomezdi. Hitler, SovyetlerBirligi'nin son askeri güç yedeklerini
petrol yataldarim korumak için tüketecegindenkesinlikle emindi ve kugkusuz, bundan sonra da
zafer onun olacakti. Buna tamameninanmig olarak on be; bin güçlü kuvvetti adamdan olugmug
bir Teknik Petrol Tugay1kurdu ve tugaya Rus Petrol Sanaylini düzenleme ve igletme görevini
verdi. Artik Almanya'mn Rus petrolünü igletmesi için önünde tek bir engel kahyordu, o da pet-
rolü ele geçirmekti.
1942 Temmuz aymm sonunda Alman ordulan bu amaca dogru bir hayli yol almig giblydi.
Rostov kenti fethedilmig, Kafkasya'dan uzanan boru hatti kesilmigti.9 Agustos'ta Kafkaspetrol
merkezleri lçin en batida olanma, Maikop'a ulagtilar. Burasi normal kopullar altmda Bakû'dan
alinan petrolün sadece onda birini veren küçük bir merkezdi. Aynca Ruslar buradan çikmadan
önce petrol yataklanm, araç ve gereçleri, atölyelerdeki küçük aletlere kadar, tamamen tahrip et-
mig, Maikop'tan öyle ayrilmiglardi. Eu nedente 1943Ocak ayina kadar Almanlar buradan günde
yetmig varilden fazla petrol çikaramadi.
Almanlar yine de, ilerlemeye devam ediyordu. Artik ana yurtlarmdan ve ikmal merkezle-
rinden binlërce mil uzaktaydilar. Agustos ortalarmda Alman dag birlikleri Kafkasya.'daAvru-
pa'mn en yüksek zirvesi olan Elbrus Dagl'na Alman bayragim çekiyordu.Ne var ki daha amaca
ulagmadan, Almanya'mn savagmakineleri durmugtu. Dügman tarafindankorunmast mümkün
dag geçitlerinde ordulart bloke ediliyor, bekletiliyor ve yakit sikmtisi yüzünden vakit kaybettigin-
den gagkma dönüyordu. Alman kuvvetlerinin Rusya'ylasavagmak için büyük miktarda petrol
kaynagina gereksinimivardi. Ancak, planlanan mlktann kat kat fazlasim daha o günden tüket-
avantalmdanmahrumdular. Blau Operasyonuamaç olarak
"hiz" "sürpriz.atak"

tikleri için ve
petrol bulmay1hedefledigi halde ordularinm petrolsüz kalmasina neden olmugtu.
GerçiAlmanlar Fransiz petrol depolarma ulagtiklan glbi Rus petrol depolanna da ulagmay1
bagarmigt1. Ancak, Rus tanklarimndizelle, Alman panzer ünitelerinin ise benzinle çahgmasi ne-
deniyle bu Almanya açismdan hiçbir yarar saglamamigtl. Panzer ünitelerinin zaman zaman Kaf-
kasya'da günlerce hareketsiz kallp yeni petrol ikmali bekledigi oluyordu. Petrol yüklü kamyon-
lar da yakit azligi yüzünden normal hiz yapamadigtndan, yolda geri kallyordu. Sonunda,çare-
sizlik içinde petrol rezervlerini deve sirtlarmda taç1maya bagladilar. 1942 Kasim ayi geldiginde
Almanlar'in dag geçitlerini agip Grozny ve Bakû'ya ulagmak için son gayretleri de püskürtül-
mügtü.
Kafkasya'nm kuzeybatisindaki Stalingrad kentini Almanlar bagindan beri ikinci hedefleri
saymigtt. Ancak içinde "Stalin" sözcügü oldugu için kent ta bagmdan beri, yalmzca Almanya ta-
"sembol"

rafmdan degl, Sovyetlertaraftndanda bir olarak görünmügtür. Stalingrad, bu nedenle


1942-43kiginda insanüstü çetin çatigmalara sahne olmuytur. Bu ara Almanya sürekli olarak le-
vazim ve öncelikle E
de petrol yokluguyla kargilagmigtir. fsane kahramani gözüyle bakilan Alman
Komutam General Heinz Guderlan,o kig Stalingrad'dan egine yazdig mektupta durumu göyle
anlatlyordu: "Dondurucu soguk, bannacak yer yoklugu, giyecektenyoksun olmamiz, hem asker
hem de malzeme açismdan ugradigmiz agtr kay1plar,yakit rezervimizin ac1klidurumu, hepsi
bir araya gelince komutanlik görevimi igkenceye çeviriyordu."
On sekiz aydan daha uzun süren, insan gücü ve materyal kaynaklarm ugradig agir kaylp-

322
lardan sonra, bu defa savag rüzgârlan ters yönde esmeye baglayacakti. Almanya artik Rusya'da
"hücum" "defans"
degil oynamayabaglamigtl.Maregal Erich von Manstein geceyarisi Hitler'le
yaptigt telefon konuginasmda Führer'den Kafkasya'daki kuvvetlerini çekip kendi emrine verme-
si ve böylece Stalingrad'da savagan Altmct Orduya yardim saglanmasi için yalvaracakti. Ancak
Hitler bu istegi reddedecekti.
Hitler telefondaMaregal'e qu sözleri 30ylemigti: "Tüm sorun Bakû'yu almaktir, Saym Ma-
regal. Bakû petrolünü ele geçirmedikçe, savagta yenilmig sayllmz." Daha sonra da, petrolün sa-
vag sanaylindeki yagamsal rolü üzerinde uzun bir nutuk çekecekti.Bu konugmada Hitler bir söy-
ledigini dönüp dolagip tekrarliyor,yine de'konugma hirsma gem vuramiyordu. Uçaga ne kadar
yakit lazimmig, tanka ne kadar yakit lazimmig, durup durup bunlan anlatiyor, sözlerini bir türlü
bitirmiyordu. Son olarak gunu söyledi: "Operasyonlarimiz için ihtlyaciniz olan petrolü artik sag-
layamazsam, Sayin Maregal, siz de hiçbir geyyapamazsimz."
Yine de Manstein bu kanh saldmlari durdurmak için girigimine devam etmig, en ivedi stra-
telik sorun, Altmet Ordu'nun kurtanlmasi konusunda Hitler'i ikna etmeye çallgmigt1.Hitler Ma-
regal'i dinlememig, dinleme bir yana bu defa da Alman ordularimn Ortadogu'da nasil bir araya
geleceginianlatmig, "Daha sonra da toplu kuvvetlerimizle Hindistan'a yürüyecegiz ve orada Ín-
giltere'ye kargi kazandigimiz son zaferi mührümüzü basarak dünyaya ilan edecegiz. lyi geceler,
'Heil' SaymMaregall" demigti.
Maregal Manstein bu sözlere kargi tek bir cevapla yetinecekti: "Heil, Führer'im."
Hitler'in tüm cogkusu ve heyecanma kargm yine de 1943 Ocak aymda Kafkasya'daki Al-
askerlerine
"çekil"

man emti verilmigtir. Yazikki bu emir çok geç verildigt için Stalingrad'daki
Altmci Ordu'yu kurtarmak mümkün olamayacakti. Sovyetkuvvetteriyle sanlml; Altmci .Ordu
tuzaga dügürülmüg, kurtulma riskinl gõze alamayacak duruma gelmigti.Kaçabilmek için otuz
millik bir yolu agmalarl gerektigihalde tanklardasadece yirmi mile yetecek kadar "yakit"
vardl.
Otuz millik bir yolun yirmi millik yakitla kapatilmasiysa olanaksizdi. Bu nedenlerle, 1943 Ocak
ayt sonunda ve Subatbaginda Stalingrad'da, kugatilmig durumdaki Alman kuvvetleri yllalmig,
güçten dügmüg, donmup, aç ve kendilerine hareket imkânl veren maddelerden mahrum bir hal-
de teslimoldular.
Stalingrad Almanya'nm Avrupa'da kargilagtigiilk büyük yenilgidir. Su yenilgi Hitler'i kont-
rol edemedigi çilgmbir öfkeye sürüklemigti. Ona göre Alman askerleriteslim olmak yerine öl-
meliydi. Ama artik Almanya
"hücum"
oynamiyordu. Blitzkrieg devri geride kalmigtt. Bundan
böyle
"yildinm

taarruz" degil, askeri insan glicü ve petrol dahil ekonomik kaynaklar önem kaza-
nacaktt. Dogu cephesindeyse, hazen aksi cereyan etse de, Sovyetler hiç sapmadan ileriye dogru
baski yaplyor, Almanlar'l iggalettikleri Rus topraklanndanatip son hedele giden yolda yani -Ber-
lin yolunda- acimasizca i]erliyordu.

Rommel ve Karargâh Komutaninin Ïntikami


Talihin Almanya'ya sitt çevirmesi sadece 1942 sonunda ve 1943'ün bagmda Stalingrad'daya-
ganmamigtir.SansmAlmanya aleyhine döndügünü gösteren çok anlamli bagka bir örnek de Ku-
zey Afríka'nm kumlan ve kahverengiye çalan çakil ve çiplak kayalari üzerinde, Libya ile Misir
arasmdakihududa yakm yerde yaçanmigtt.
Kuzey Afrika, GeneralErwin Rommel'in ifadesiyle 11. Dünya Savagi'nm, askeri çatigmanm
hemen tümüyle
"tarn
hareketlilik prensibine" göre oynandigi tek tiyatroydu.Bu hareketliligi Al-
manya'mn Kuzey Afrika'daki Panzer Ordusu ve en degerli eletilam Afrika Gücü (Africa Korps)
sagllyordu. Bunlann her ildsi de RommePin buluguydu. Rommel çok zeki, mütegebbis hayal gü-
cü kuvvetli bir adamdi. Tank gavagive hareketlilige dayanan savagta bu niteliklerini ustaca sergl-
lemi ti. Strateli ve taktik konularinda -risk üstlenmeye hazirdi. Ufak yapill, sakin, soguk tavirh

323
.
"meydan

olan Rommel Birinci Dünya Savagi'nada katilmig, bu savagta savagilideri" olarak ün


kazanmigti. Rommel'in piyade taktikleriüzerine yazdigtkitabt okuyan Hitler, kitaptan etkilen-
mig, 1938'de Nazi Partisi üyesi olmadigi halde, Rommel'i Führer'iri kipisel güvenliginden so-
rumlu taburun bagma getirmigti.1940'ta da Fransa simrmdapagirticibir hizla ilerleyen panzer
tümenininkomutanliginl yapmigti. Fransa harekâti ona göresavagtan çok bir oyun gibiydi.Egine
yazdig1mektupta "Batida yapilan bir savagm böyle olacagm1hiç tahmin etmemigtik" diyor, son-
ra da büyük bir rahatlikla gunlan ekliyordu: "Bu sanki Fransa'da yapilangünlük bir geziyeben-
ziyor."
1941 Qubati'nda Rommel ingilizkuvvetlerince yenilginin egigine getirilmig bir Ìtalyanor-
dusuna takviyevermek için Kuzey Afrika'ya gönderiliyordu. Burada yapilan savag, Rommel íçin
bir gezinti" olmayacakt1. Çünkügenigligisadece yetmig mil olan savag bölgesinin uzunlu-
"losa

gubin mildi ve arazi Libya'da Trablus'tan, Misir'da ElAlameyn'e Radar uzamyordu. Alman kuv-
vetleri bu bölgede oldukça çabuk ilerledilerse de ortada ylldmm savagina benzer hiçbir geygö-
zukmüyordu.
Rommel hareket ve cüret isteyen savaglar için dogmu§tu. Bu yüzden Karargâh Komuta-
m'nin istegine uyarak, zafere götürecek bir yürüyügü yarida kesmig olan komutam incitecek
davramplarda bulunuyordu. Su konudan söz eden bir ya21stnda göyledemigtir: "Karargâh Ko-
mutam'na bagli olanlar son günlerde yeni bir huy edindi. Iglerine bakacaldarl ve yaratici güçleri-
ni kullanacaklari yerde, karplagtiklari her zorlukta hemen yakmmaya bagliyorlar.Eu gerçekten
istenmeyen bir durum. Dügmamn tahribiylesonuçlanan gantibir zaferden sonra, s1rfKarargâh
Komutam öyle önerdi diye ilerlemeyi durdurmak tarihçede hata kabul edilecektir. Tarih, böyle
bir durumda kaçmlmig olan onca hrsatlari teker teker ammsatacaktir.."Rommel'in karagah su-
baylarma baglanmaya hiç niyeti yoktu.
Baglangiçta Rommel Ingilizkuvvetlerine kargi Kuzey Afrika'da akil almaz zaferler kazan-
.
migtir. Bunlar1 çok zaman çok k1sith kaynaklarla ve dügmandan ele geçirilmig malzemelerleba-
armigtir. Bir seferinde, kullandigi nakil araçlannm yüzde 85'i Íngilizler'den
ve Amerikal11afdan
ele geçirilmig araçlardan olugmugtu. Yeni buluglar yaratmadainamlmaz derece yetenekliydi. Sa-
dece taktik konusunda degil bagka alanlarda da yoktan var etmeyi bilirdi. Savagta ilk görev aldt-
gi günlerde Rommel Trablus atölyelerinde tank maketleri ürettirmig, sonra bu ige yaramayan
Volkswagenler'e yükleterek ingilizler'i korkutmak istemigti. Bu Ingllizler'in
"tanklari" "tanklan"

ztrhli kuvvet sanarak Almanlar'in çok daha fazla zirth gücü olduguna inanmalarmi saglamigtl.
Ancak onun bile yadstyamayacagt bir gerçek vardi. Motorize güçlerin tamamenbol miktardaya-
kita bagtmli oldugu ve hizli geligmelere ayak uydurmasm1veuzun mesafelerle çekilmesini sagla-
yacak bol petrol potansiyeline muhtaç oldugu gerçegi. Petrol Rommel için her zaman üstünde
en inatla durdugu sorunlardanbiri, hatta kendi ifadesine göre zaman zaman en önemli tek konu
olmuytur. Daha 1941 Haziran1'nda defterine gunlanyaziyordu: "Ne yazik ki petrol stoklanmiz
dügman tarafmdan lyice tahripedilmig. Yaklagmaktaolan ingilizbaskimm da bu yüzden oldukça
endigeyle bekliyoruz. Çünkü gunu gayet iyi biliyoruz ki, harekâtimizdaki zafer veya yenilgiyi ta-
yin edecek olan teknik gereksinmelerden çok petrol vanasidir."
Ancak Rommel kuvvetleri 1941 sonundave 1942'nin ilk yarismda baçanh bir petrol ikma-
"hücum"
line kavugmuytu. Bu nedenle Rommel bir kez daha taktiginegeçecek, 1942 Mayis ayi
sonunda ingilizler'ekargi asil büyük saldtrismi yapacakti. Saldm gerçekten de çok iyi geçmigti.
ingllizlerpes etmigti ve bir hafta içinde de Rommel' kuvvetleri. üç yüz mil mesafeyi agmig, lleri
dogru ilerlemesini sürdürüyordu. Eldeki plana göre, Libya ile Misir arasmdaki smirda durmast
gerekirken Rommel bunu yapmayarak smin zorlarngt1. Zorlama harekâti yürüyü§ün durdurul-
dugu ana kadar devam etti. Yürüyüg El Alameyn admda küçük bir tren istasyonu yalanmda dur-
durulmugtu. Gerçek gudur ki Rommel plana uygun hareket ederek elinde mevcut erzak ve mal-
zeme durumunu lyi hesaplasaydi ve belki de Karargâh Komutam'nin öneriferini dinleseydi, du-

324
rum bambagka olabilirdi. Simdi artik El Alameyn'de, Iskenderlye'den altmig mil uzaktaydi. Kahi-
re ve Süvey;Kanah da pek uzak görünmüyordu.
Bu ara Mihver güçler gahane bir zalerin epiginde olduklari inancmdaydi. Mussolini uçaga
binip Kuzey Afrika'ya uçmug,refakat olarak da yamnabagka bir uçak daha almigt1.Íkinciuçakta
bir "Sava;ati" vardi. Rommel'in amaçlanna gelincebunlar Mussolini'ninplanlanndanbile daha
.
kapsamhydi. Rommel Kahire'yi yolu üzerinde basit bir istasyon olarak görüyordu. Eu istasyon-
dan geçerek Filistin, Irak ve Iran'a uzanacak, son olarakda Bakû'ya ve Bakû'daki petrol yatakla-
Ima ulaçacakti. Kafkasya'da sadece savagmayacak,Alman kuvvetlerinden gelecek yeni
takviyey-
le gerekli
"stratejik
kogullari" yaratarako
"azametli
Rusya'y1" paramparça edecekti. Rommel'in
kanma girmigolan bu hayali Hitler de, aynen paylagmaktaydi.Mussolini'ye yazdigt mektupta bu
.
duygusunu gu sözcüklerle dile getirmigtir: "Kader bize bu savagtiyatrosundabir kere daha rast-
layamayacagimiz bir gans vermig bulunuyor."
Ancak Rommel ve Hitler, böyle konugmakta acele etmiglerdi. SovyetlerKafkasya'da dayan-
may1sürdürmüg, hundan yararlananMüttelikler de, korkunç Alman saldinlarma karg1Libya sa-
hili açtklannda bir Akdeniz adasi olan Malta'yi geri almayi bagarmiglardL Mihver kuvvetler Ku-
zey Afrika'daki Rommel kuvvetlerini takviye için gönderilen askerleri Malta'dan sevk ettikleri
için, bu, Müttefikler açismdanönemli bir baçanydi. Simdi, Malta'nm geri almmas1yla,Müttefik
ler sevluyataburadan, yeni
"üsleri"
olan Malta'dan baglayacakti. Aynca Müttefikler Alman ve
Ìtalyangifrelerini ele geçirlyor, bu da onlara kolayhk sagliyordu.Öte yandan Alman Hava Kuv-
vetleri Luftwaffe'nin ikmal uçaklar1bile benzinsiz kalmaya baglamigt1. Ìtalya'dantakviyegetiren
gemiler de artik sava; sularmdan siynlip Kuzey Afrika'ya ulaçamlyordu. O güne kadar Rommel,
kazanmigoldugu gerçekten büyük baçanyla Afrika kuvvetlerini o kadar uzaga, inanilmaz mesa-
felere götürmüg,bu da ona egsiz bîr ün kazandirmigtl.
Simdiise bu ün tehlikedeydi.Emrindeki
ikmal hatlari çok uzun oldugundan, Trablus'tanyakit getiren kamyonlar gelig ve dönüg için ka-
pasitelerininçok üstünde benzin tüketiyordu Harekâtm çok uzaklara ve çok büyük hizla yap11-
masi sadece Rommel'in KarargâhKomutam'na korkulu rüyalar gördürmüyor,Panzer Ordu-
su'nu da çok tehlikelikonuma sokuyordu.Yine de Rommel çok yakmda zaferi kazanacagmdan
emindi. 28 Haziran 1942'de egineyazdigt mektupta, Ítalya'dabirlikte geçirecekleri bir temmuz
tatili için hazirlik yapmasmi istiyor ve "Pasaportlanmizi hazirla!" diyordu.
Bagkabir açidan bakildiginda, o stralar Kahire'de büyük bir panik yagandigt görülür, Bir ta-
raftan ingilizlerellerindeki belgeleri yakiyor, öbür taraftan Müttefik kuvvetler personeliKahi-
re'yi yük trenleriylebogaltmaya zorlamyordu. Kahireli tüccarlaragelince, onlar büyük bir telay-
la dükkânlannin duvarlanna asth Churchill ve Roosevelt resimlerini indirip yerine Hitler ve
Mussolini'nin resimlerini aslyorlardi. Ingiltereise 1942 Haziran sonunda ve Temmuz'da, diren-
mesini sürdürmekteydi. Rommel'in yeniden harekete geçmesiiçin benzini kalmamigti. iki tü-
kenmig ordu El Alameyn Birinci MeydanSavagidenen bu savagta hareket edemez noktaya
ge-
linceye kadar savagmigti ve iyte gimdide orada, Afrika'mn sicak çöllerinde elleri kollan bag;lt
bekliyorlard1.
Agustos ortalannda Rommel yeni ve bag edilmesi zor bir hasimla kargilaçacakt1.Bu, sert,
münzevi, daima kendi hakllhgLna inanan, hiçbir geydeikinci olmaya katlanamayan, fakat her part
altmda mutlaka çok sabirh olmayi bilen GeneralBernard Montgomery idi. Suudi petrolünde her
tapinaltmdan çikan H. St. JohnB. Philby'nin kuzeni olan Montgomery, Philby Hindistan'da evle-
nirken damadm sagdiçligim yapmigt1. Hayata erken yagmda atilan Montgomery, yagamda en
önemli geyininsanm kendi kendisine, kendi güç kaynaklarina güvenmek oldugunu ögrenmigti.
Bir böcek sokmasi sonunda garip bir gekildeölen kansindan sonra, hayatta hiçbir duygusal bagl,
deger verdigi hiçbir geykalmamigtt. Daha sonra Misir'daki Sekizinci Ordu'nun komutasmi almak
için ani bir kararla bagvuracaktL Ïleride,niçin böyle hareket ettigini açiklarken, defterine gunlan
yaziyordu: "Hayatta sahip oldugum her geyi 1941 Ocak aymda dügmanm bombaladigi Portmo-
uth'da kaybetmigtim. Simdiönüme Almanlar'i ezmek, öç almak için bir firsat ç1krmpti.Ben de bu
firsattan yararlanmak istedim." Bazi kimseler Montgomery'i garip,hatta biraz da ruh sagligtbo-
zuk bir
"paranoyak"
olarak görüyordu. Kendi bun.un farkmdaydi. Nitekim Ruweisat Ridge'de Se-
kizinci Ordu'dan bir grup subaya yapttgt ilk konuçmada pu sözleri 50ylemek ihtiyacml duymugtu:
"Sizitemin ederim ki, akhm tamamenbagimdadtr. Anladigima göre benim haftfçe kaçik oldugu-
mu sananlar var. Bu o kadar sik söyleniyor ki art1kben bu sözleri iltifat kabul ediyorum."
Belki biraz garip olsa da Montgomery'ninayni zamanda çok metotlu,.iyi bir egitimci ve
askeri alanda inceleyici bir stratejist oldugu muhakkaktir. Bütün bir günü tek bagma odasma
kapanip geçirdigiolurdu. Böyle zamanlarda, kendi deyimiyle,
"zihin
muhasebesi" yapar sorun-
lar üzerinde dügünür,' ana ilkeler arar, planlar tasarlardi.Evinin duvarma Rommel'i gezici çöl
karargâhmda gösteren bir resim asmigt1. Buna bakar, Rommel'in hangi kogul altmda, ne yapa-
cagmi tahmin etmek isterdi. Montgomery, Rommel'le yüz yüze geldigizaman modern bir efsa-
ne kahramamyla, SekizinciOrdu'da korku ve dehget yaratan biriyle karplaçacagmm bilincin-
deydi. Aklmda ulagmak istedigi tek bir hedef vardi: Birçoldarmm imkânm çok ötesinde gördü-
gü bir geyi yapabilmek; motorize sava; ustasi Rommel'in kaderini degigtirmek ve onu kesin
olarak yenilglye ugratmak. Montgomery bunu Rommel'inyenilmezligine inandigt için istiyor-
du. Ona göre Rommel hiçbir zaman yenilmemigti.. Sadecebazen daha fazla petrol bulmak için
gerilemekzorunda kalmigti. Montgomery, ileride, meydan savaglarmda, agiri derecede ihtiyatli
davrandigi ilerl sürülerek eleptirilmigtir.Ne var ki gerçekten de, bir Alman generalinin de son-
radan söyledigi gibi, Montgomery
"bu

savagta girdigi tüm meydanmuharebelerini kazanan tek


maregaldir."
Rommel'le yapacagi giderekyaklagmakta olan çarpigmayi dügünürken Montgomery strate-
JisiniSekizinciOrdu'ya göre kurmugtu. Sherman tanklanyladonattlmig bu ordudan tüm kapasi-
teyle, bir bütün olarak yararlanmak istiyordu. Ayrica kendi ikmal hattmm kisa, Rommel'inkinin
uzun olugunun sagladigt avantaJdan da yararlanmay1 tasarliyord'u.1942 yllimn o sicak agustos
günlerindeRommel'in ikmal durumu bir dereceye kadar düzelmigti. Böyleolduguna göre acaba
saldinya geçmeli miydi?
Rommel'in önünde iki seçenek vard1. Birincisi, petrol silantisinin ve bunun doguracagt
güçlüklerin bilincinde olarak ve sagligi da elvermediginden hastalik izni ahp Kahire yürüyügüne
devam etmemek. Sagligigerçekten de bozulmuytu. Ciddibir bagirsak rahatsizllgi ve agin sürme-
nal geçiriyordu. Bu yüzden birkaç gün evvel hastalik izni íçin müracaat etmigti. ikinciseçenek,
Kahire yürüyügüne devam etmek hatta daha da ötelere gitmekti.Zamanm hizla akip gittigini,
Afrika güçlerininmorallerinin de dikkate almmasi gerektiginidügünüyordu. Su dügüncelerle
"hücum"

emri verdi. El Alameyn yalanlannda cereyan eden bu raund'a sonradan Alam Halfa
Meydan Muharebesi denmigtir.
Bir hafta süreyle devam eden bu çarpigmadaAfrika kuvvetleri arka arkaya birçok kere ya-
kit yokluguyla kargilagip durdurulmustu. Rommel, bunlan kayltlarmda belirtmigtir. 31 Agus
tos'takikay1ttagunlar yazihdir: "Agir seyir yüzünden Afrika kuvvetlerinin petrol stoklan kisa sü-
rede bitti. Su yüzden saat. 16.00'da 132 no'lu tepede hücum harekâtim durdurduk." 1 Eylül
kaydmda ise gunlar yazthdtr: "Bize vaat edilen petrol hâlâ Afrika'ya ulagmadl." Rommel'in ihti-
yaci olan petrol híçbir zaman ulagmayacakti... Gemiyle ulagtmlacak yakitm çogu ya denizin di-
bini boylamigti ya da hâlâ ltalya'da yüklenmeyi bekliyordu. Gerçi benzin sevk etmeye elverigli
küçük bir demiryolu vardi, fakat o da sel baskmmda tahrip olmugtu. Su nedenlerle Rommel
kuvvetleri taktik aç1dan iyi konuglandinlmt; Ingiliz topçu kuvvetlerini yarip ilerlemeyi bagara-
mad1. 7 Eylül 1942'de Alam Halfa Meydan Muharebesiartik bitmigti. Rommel'in girigtigibu
"hücum"

harekâti daha yoldayken durdurulmug, yok edilmigti. Böylece


"namaglup"

son efsane-
si de artik devriliyordu.
, Bunu izleyen haftalarda Rommel, Hitler'in karargâhmdan yalvararak ne pahasma olursa ol-

326
sun ikmal istedi. Buna araçlar için istedigi yakiti da dahil etmigti. Her bir araç için iki bin mil me-
safeye yetecek.kadar yakit talep ediyordu. 23 Eylül tarihinde Rommel, önce Roma'daMussoli-
ni'yi, sonra da Rusya smirmdaki karargâhmda Hitler'i.görmek için Kuzey Afrika'dan ayn1di.Yine
petrol için ricada bulunuyordu. Ne var ki Hitler ona petrol yerine Maregallik niganesi olan bir
veriyordu. Üstelikbu asa Führer'in kendisi tarafmdanveriliyordu. Su törendeHitlerRom-
"asa"

mel'e çok cömert davranacak, hiçbir zaman yerine getirmeyecegibirçok vaatte bulunacakti.
23 Ekim'de bu defa Montgomeryhaftalar süren uzun ve özenli. bir hazirlik ve ikmal süre-
cinden sonra, güçlü bir topçu barajlyla, ÍkinciEl Alameyn Savagidenen kargi taarruza geçecekti.
Almanlar donup kalmigti. Daha birinci gün, Rommel'in yerine geçmig olan General George
Stummeingilizhava bombardimamna yakalanan arabasmdan dügerek kalp krizi geçirip ölecek-
ti. Hitlero sira hastalik izniyle Avusturya Alpleri'nde bulunan Rommel'e telefonedip derhal Ku-
- zey Afrika'ya dönme emri verecekti. 25 Ekim tarihinde Rommel bir kez daha Misir'a dönüyor-
du. Ne var ki bu defa uzun sürecek bir geriçekilmeyikumanda etmek için gelmigti.
Almanlar yeni ikmal ümitl¼ini uçaklara ve Krallyet donanmasi ile RAFm (Kraliyet Hava
Kuvvetleri) metotlu gekilde tahrig ettigi gemilere baglamigti. Rommel, çaresizlik içinde kendile-
rine petrol getirecek dört gemiyibeklerken, bu gemilerin RAFtarafmdannispeten güvenli bir li-
man olan Tobruk'ta batinldigini ögrenecekti. Eu haber Rommel'i çok sarsmigtL Bütün gece hiç
"batinlmanin"

uyumadan gözleri açik, öylece yatm14ti. Rommel bu ne anlama geldigini çok lyi
biliyordu. Bu olguyu kayitlanna yöylegeçirmigtir: "Bu petrol tagiyan gemílere hücum eden Íngi-
lizler bizi can evimizden vurdu. Yagamimizmdevam1 bu ikmale bagllyd1."
O günü izleyen haftalarda Rommel'in yapabildigi tek gey geri çekilmeydi. Zaman zaman
lçinden, toparlanipdügmanma öldürücü darbeler atmak geliyordu. Ancak sirf yakit olmadigi için
buna cesaret edemiyordu. Hitler'e tekrartekrar petrol durumunun ne kadar
"felaket"
oldugunu
bildiriyordu. Ancak kaderinde bu felaketten daha da büyük bagka bir felaketle daha kargilagmak
vardi. Geri çekilmeolurken Müttefik kuvvetler Fas ve Cezayír'iiggaletmigti. Artik Afrikah güç-
lerin görevsüresi de sona ermek üzereydi. 1932 ylhnm Noel gecesi Rommel, karargâhmdaki su-
baylarm düzenledigi Noel partisine katilmig, partiye giderken subaylannao gün arabasmdan av-
ladigt bir geyikgötürmügtü.Subaylar geyige kargi armagan olarak Rommel'e minyatür bir petrol
varili içinde bir kilo kahve sunacakti. Rommel bu armagan için pöyle demigti: "Böyle bir günde
bile en ciddi olan sorunumuz bu derece itibar görüyor!"Artik Rommel hem dogudan hem de
batidan ilerlemekte olan kuvvetlerin arasmda küçük bir toprakparçasmda sikipipkalmigt1.Artik
efsane son bulmugtu. Rommel gimdi Hitler'in gözünde dügmüg kipiydi" ve Afrika Kuv-
"yenik

vetleri Komutanllgl'ndan ahnmigt1. May1saymda Kuzey Afrika'daki son Alman ve Italyankuv-


vetleri de teslimolacakt1.
Ancak Führer, Römmel'i yeniden göreve çagLnyordu. Rommel önce Italya'da, sonra da
Fransa'daHitler'in hizmetinde çahgt1.Fransa'da bulundugu günlerde Normandiya iggalinden kt-
sa süre sonra Müttefik bombalanna hedef olan arabasmda agir gekildeyaralanacakti. Bu olaydan
üç gün sonra ordudan bir grup subay Hitler'e suikast girigiminde bulunuyor, ancak girigim so-
nuçsuz kahyordu. Bu suikast girigiminde Rommel'in parmagi oldugundan güphelenilmigti. Ayn-
ca batida Müttefikler'le kendi adma barty görügmeleri yaptigindan da kupkulanillyordu. Hitler
Rommel'in öldürülmesini emretmigti, ancak Rommel çok popüler bir general oldugu için bu
açlkça, hallon gözü önünde yapilamazdi. Bu infaz, Almanlar'in morali üzerinde ters tepki yara-
tabilirdi.Bu nedenle, 1944 Ekim ayinda iki SS generaliellerinde bir ultimatom oldugu halde,
Rommel'in kapisina dayandi. Dogalölüm gibi gÖsterilecek bir intihara razi olmasi isteniyordu.
Bunu yapmadigt takdirde alle fertlerinin hepsi tehlikedeydi.Rommel, elinde iki sene evvel Hit-
ler'in kendisine vermig oldugu asa oldugu halde iki SS subaylyla evinden ayrilip onlarla beraher
arabaya bindi. Araba Hitler'in evinden birkaç yüz metre ötede, agaçliklar arasmda aç\k bir arazi-
de durduruldu. Burast Gestapo tarafmdanönceden kugatilmt; bir yerdi. SS subaylari Rommel'e

327
zehirli bir hap uzattilar. Rommelhapi yuttu ve o an oturdugu yerde bagi öne dügtü. Hayatim
kaybederken elinde tuttugu Maregallik asasi da yere dügmü§tü. Rommelölmügtü. Ölümnedeni
beyin kanamasi olarak gösterildi.Cenazesiiçin görkemlibir devlet törenitertiplendi.Hitler, alle-
sine bir bagsagligimesajigönderdi. Cenazetöreninderesmí konugmayt yapan hatip "Rommel'in
kalbi Führer'e aitti" demigti.
Ölümündensonra toplananevraklanarasmda
"ikmal"
konusunun ve öncelikle de petro-
lün, motorize sava; çagLndaki rolünü yansitan dokunakli bir yazi bulunmugtu. Bu yazisinda
Rommel, El Alameyn Meydan Muharebesi'ne atif yaparak "Muharebenin kaderini daha muha-
rebe baglamadan evvel Karargâh Komutanlan tayin eder" demigti. Birkaç sene öncesine kadar
bizzat kendisi böyle bir fikri kesin olarak reddederdi. Ancak bu yazly1yazdlglgünlerde artik Ku-
zey Afrika çöllerinden act dersini almigti: "En cesur insan bile silahi olmadan hiçbir gey yapa-
maz. Silahlarda bol mermi olmadanbir geyyapamaz. Aynca motorizesavagta ne insan ne silah
ne de mermi, yeteri kadar petrol almadikça hiçbir gey ifade etmez" diyordu. El Alameyn'deki
ÍkinciMeydan Muharebesi'nden iki hafta sonra, kendi kuvvetleri Montgomery kuvvetleri kargi-
smda geriçekilirken,Rommel kansina yazdigt mektupta punu söylüyordu: "Petrol yoklugu! Bu
insani aglatmaya yeter."

Dikta ve Felaket
1943 ylh ortalanna gelindiginde Mihver kuvvetler hem Rusya'da hem de Kuzey Afrika'da yenik
dügmügtü. Alman ordulannm Bakû'da veya Orta Asya'mn petrol bölgelerinde bulugma hayali
artik fantezi dünyasimn derinliklerine gömülmügtü. Almanya yeniden kendi kaynaklarma dön-
mek zorundaydi. Bu konuda bagka bir seçenegl yoktu. Sava; makineleriniyeniden kullanihr ha-
le getirmekiçin çilginca bir çaba göstermeye baglam14tive bu arada sentetikyakit konusu da sa-
vaym can daman olugu nedeniyle ele ahntyordu-Igte bu çaba bir yandan Hitler Reich'i teknolo-
ik dehasmi, öte yandan ulusun moralce íçinde bulundugu "tam
iflas" durumunu sergileyecekti.
Geç de olsa sonunda Nazi rejimi Alman ekonomisini yeniden organize etmeye baglamigti.
Su aradaçok uzun bir mücadeleye hazirlik olarak sentetik yakit ve diger temel maddelerin üre-
timini çogaltmak için büyük bir çaba gösterillyordu. Bu igin bagmda Hitler'in özel miman olan
Albert Speer vardi. Agtn derecede harís bir adam olan Speer bu konuma gelrnedençok änce Hit-
1er'in
"en
sevdig insanlardan" biri olarak sivrilmigti. On sene kadar önce,1933 Nuremberg'de
.
yapilan Nazi Partisi kongresinde salonu bayraklarla, otuz metrelik dev kartal heykelleri ile dona-
tarak Hitler'in dikkatini çekmeyi bagarmigti.Hitler kendisini de heyecanh bir sanatçi saydigtndan
Speer'in fikirlerinin ve kipiligininetkisinde kalmig, kendisini devletin yapacag amtlardan sorum-
lu mevkiyegetirmigti. Aynca yeni Reich Bagbakanhk binastni inga etmesi ve yeni bir Berlin kur-
masi için öžel tahsisatmdan para da vermigti. 1942'de Führer, Speer'i Amtlar ve Sava; Üretimi
Bakani yaptL 1943 ylhnm baglannda da, Rusya ve Kuzey Afrika'da yaganan hata ve baçansizlik-
larin ne derece büyük oldugu artik anlagildigmdan, bu defa Amtlar Bakanligt gibi küçük bir ba-
kanliktan çok daha kapsamli bagka bir görev vermigti. Speer artik Alman ekonomisinin her yö-
nünden mutlak bir güce sahipti ve gerektiginde bu güçle ortahgi kastp kavuracakti. Speer bu
yetklyi kullanarak.gerçekten de ekonomik yaçamm her agamasmi kontrol etmig, hiç deglse etki-
lemigtir.
Evvelce siradan bir mimar olarak Bin YilYagayacakReich'in ebedi çan ve gerefiadma diki-
len tag anitlardan sorumlu olan Speer,lasa zamanda Reich'in en önemli ve acil sorunu endüstri-
yel seferberlik konusunda kendisini kamtlayacakti. Speer durgunluk denen kavrami Alman eko-
nomisinin içinden söküp atmigtir. Atandigt günden iki buçuk yll sonra ülkenin ekonomik görü-
nümü arttk tamamen degigmigti. Uçaksanaylinde,silah ve mühimmatta üretim üç kattan fazla
artmig, tanklarda ise bu artig neredeyse alti kati bulmuytu. Su olaganüstü üretim rekorlarmm

328
hepsi Müttelik kuvvetlerin endüstrisi, demiryolu depolan ve top imalathaneleri gibi-
-havacilik

çegitli Alman hedeflerine yönelttigt kapsamli, bazen de pek baçanl1olmayan stratelik bombala-
ma kampanyasi sirasmda kirilmigtir. Yenilgiye kargm. Alman smai üretimi yükselmekte devam
ediyordu, Tüm savagsüresince, en yüksek üretim düzeyine 1944 Haziram'nda ulagilmigttr.Ne
var ki stratejik bombardimam planlayan kurmaylar en önemli stratejik unsur olan petrolün üze-
rinde hiç durmuyordu. inglliztarihçi Basil Liddell Hart, konuyu irdelerken "Almanya'nm en za-
ylf noktasi olan petrol üretim potansiyeline hemen hiç dokunulmadi".delnigtir. Yine de gerekAl-
man askeri erkäm gerekse Speer büyük endige içindeydiler. YaMüttefikler sentetik yakit sanayi-
inin tahribinibag hedef clarak alirlarsa? Böyle dügünmekte hakllydilar çünkü sentetik yalot sa-
nayii diger sanayi faaliyetlerinin tersinekritik, yogun ve duyarh bir hedef konumundayd1. Bu ne-
denle sentetik yakita yöneltilecek bir kampanyanm tüm Alman sava; ekonomisininsonu olma-
smdan endigeliydiler.
Sentetik yalut sanayiide savag ekonomisindeki diger sanayilergibi yükselig egilimigösteri-
yordu. 1942 yllmda, Alman endüstrisi bu alanda 1930'lara oranla çok büyük ilerleme kaydet-
migtir. Yeni üretim teknolojileri,daha iyi luzlandiricilarla daha kaliteli üretim almiyor ve ham-
madde olarak çok daha çegitlikömür cinsleri kullanihyordu. Üretimde büyük bir hizla artmak-
taydi. 1940-1943 arasmda sentetik yakit üretimi yaklagik iki katml bulmug, günde 72.000 varil-
den 124.000 varile yükselmigti. Yakit sisteminde sentetik yakit fabrikalari kritik konumdaydi.
1944 yllmm ilk üç aymda sentetik yakit fabrikalari toplamüretimin yüzde 57sini, uçak benzini
üretiminin ise yüzde 92'sini üretmigtir. Artik yol aç1kti. 1944'ün ilk üç ayinda, üretimde görülen
artly, yllm geri kalan kismmda artigm daha da büyüyecegíni gösteriyordit. Kisaca söylemek gere-
kirse, IkinciDünya Savagiiçinde sentetik yakit tek_bagma Almanya'mntoplampetrol ûretiminin
yansimkapsamigtir.
Kugku yok ki bu baçan muazzam bir çabanm eseriydi.Nazi sava; ekonomisinin tüm nor-
mal araç ve teknikleri,ayrica esirlerbu ekonomlye seferber edilmeseydi, böyle bir kalkmma asla
gerçeklegmezdi.Hitler, gençliginde Viyana'mnher kögesinde rastlanan anti-seminizm alumini,
eytani bir ideolojiye dönügtürmügtü. Simdi bu ideolojinin can damannda Yahudi katliami ve Ya-
hudi irkmm yeryüzünden silinmeprojesiyatiyordu. Bu "Nihai Çözüm" karan 1942 Ocak aym-
da Viyana Konferanst'nda, sadece iki saatlik bir tartigmadansonra almmigti."Nihai Çözüm"e
ulagma mekanizmasimn toplamakamplan olduguna da aynca karar verilmigti. Nihai Çözüm uy-
gulampsonuçlanmcaya kadar saglik durumlan müsait olan Yahudiler için Slavirlandan gelenler
ve öteki esirlerle heraberdaha o günden ölüm fermam verilmig, Reich'm amaçlarma hizmet için
çahymaya gönderilmiglerdi.
Son günlerde LG. Farben hidrojenerasyon tesislerineve sentetik lastik igletmesine daha
çok sayida toplamakamp1 tutuklusu gönderiliyordu. I.C. Farben firmasi aslmda Polonya'daki
Auschwitz Toplama Kampi'nm yamnda kurdugu igletmelerde sentetik yakit ve lastik imalatt
yapmaktaydi. Naziler'in katliam fabrikalari içinde en büyügü Auschwitz'deki tesistir.Eu tesisler-
de, çogu Yahudi olmak üzere iki milyondan fazla insan, LG. Farben mamulü zehirli gazla 01dü-
rülmügtür. I.G. Farben yerlegim yerini soranlara burasi
"büyük
kömür stoklari olan ve pek gok
iççi çal1§tirançok uygun yerde konuglandirilmt§ bir igletme" olarak tarif edillyordu. Auschwitz
sentetik yakit tesisi, 1932 Haziram'nda, Hitler'in de katildigi Münih toplantisindagirketitemsil
etmig olan kimyager tarafindanyönetiliyordu.
I.G. Farben tesislerindehem
"özgür"
iççiler hem de esir iççiler çaligtinhrdi. Kimya dalmda
çaliçan bu girket esir iççilerin her birine büyükler için günde üç veya dört mark, küçükler içinse
bunun yan oraninda bir ücret öderdi. Ücretleriççinin becerisine göre saptanirdi. Ne var ki bu
paralar hiçbir zaman iççilere ödenmemig, SS ãubaylanna,Hitler'in
"elit"
askerlerinin cebine in-
migtir. Esir iççiler günde en çok bin kalori hesablyla beslenir, tahta Tanzalarda yatirillrdi. Bunlar
birkaç ay bu gekildeçahgir,sonra da korkunç yagama kopullari yüzünden veya dövü)dükleri için

329
ölüm kampmda ölür giderlerdi. Yerlerine.daima, yeni gelen tiklim tiklimtrenlerden bogalan öte-
ki esirler ahnirdi.
LG. kendisini ortagt olan SSisteklerine göre ayarlamayi baçarmigti. Sözgelimi bir seferinde
SS, esirlerinnöbetçilerce "Serbest Bölge"yakmmdave Alman halkmm gözü önünde kamçilan-
masmin durdurulmasi talebindebulunmug, LG. de bu talebiderhal yerine
getLrmigti. SS bu iste-
'moral

glni apagidaki gerekçeye dayandirmigti: "Agin derecede tatsiz sahneler kmci' etki yap-
maktadir. Bu nedenle kamçilama iginin ingaat yerinde yap11masmin durdurulmasi, bu igi toplama
kampimn dört duvan içinde yapmalan talebindebulunduk." Bundan birkaç ay sonra I.G. Far-
ben idare kurulu SS metotlanyla tam mutabakat düzeyine gelecek, gu fikri sergileyecekti: "Bu-
.
güne kadarki deneyimlerimiz bu insanlar üzerinde sadece.kaba kuvvetin etkili oldugunugöster-
migtir."
LG. Farben giderek,Auschwitz Merkez Toplama Kámpi'ndaki esir içÇimesaisinden mem-
nuniyetsizlik göstermeye bagltyordu. Her gün iki kez tekrarlanandört millik yürüyüg esirleribit-
kin dügürüyor, kamptaki salgin hastallklara kargi dirençlerini yok ediyordu. Bunu önlemek için
irket Merkez Toplama Kamp1'nm bir olarak kendine ait özel bir toplamakampt olan
"gubesi"

Monowitz'i kurdu. Bu kamp da tipkiMerkez Kamp modelinde ing edilmigti. O günden bugüne
elde kalan kay1tlar Auschwitz I.G. Farben kapilarindan tam üç yüz bin esirin geçmig oldugunu
gösterir. Tesislerin çok büyük ologunedeniyle burada tüketilen elektrik Berlín kentinin toplam
elektrik tükemindendaha fazlayd1.
Buradaki esirlerden biti 174, 5 l 7 no'lu Primo Levi admda genç bir Italyan'd1.O güne ka-
dar yagammtsürdürmesinitek bir nedene, lise ylllarindan hatirladigt organik kimya bilgisine
borçluydu. Primo Levi, Torino'da organik kimya çallym1;t1. Primo Levi, l.G. endüstri kompleksi
konusundaki fikrini sonradan pöyle açiklamigtir: "Demir, beton, çamur ve duman bilegiminden
olugmuy bu dev örgüt, sanki güzelligi reddeden bir anit giblydi. Kompleks smirlan içinde tek bir
yegil ot bile göremezdiniz. Yüzeyiyer yer yariklarla kapli toprak, kömür ve petrol artiklanyla
mikropluydu. Çevrede canli olarak yalnizca makineler ve esirler vardt ve bunlarm birincisi ikin-
ciye oranla biraz daha can11ydi.""Monowitz bir ölüm fabrikastydL Ölümfabrikasi oldugu kadar
igyeriydi de. Çünkü kampta çaligan personel Monowitz'de ölenlerin glysilerini ve ayakkabilarmi
yakindaki pazarda satar, bundan para kazamrlardl. Ölenlerçmlçiplak soyulduktansonra yakil-
mak için komgu kamplarm nrmlarma gönderilirdi. Auschwitz ve Birkenau finnlarmdan yay11an
pis koku Monowitz tesisinekadar gelir ve havay1 kirletirdi." Levi'nin görügüyleburasi
"ölüm

ve
hayaletlerin dolagtiglyerdi. Tesislerde en küçük bir uygarhk igaretine rastlayamazdimz."
Sir tahmine göre 1944 yllma kadar Alman sentetik yakit endüstrisinde çaligtmlan insan
gücü toplaminüçte biri esirlerden olugmugtu. I.G. Farben Auschwitz'de SS'le ortaklaga yürüttü-
gü ige yürekten baglanmig, çok istekli bir ortak oldugunu kamtlamigti. Ve dogal alarak da bu iki
ortak, sosyal yagamlarmda da lyi bir beraberlik içindeydiler. Noel'den hemen önce, Ausch-
witz'de ikamet eden I.G. Farben yöneticileri, SS'lerin Noel münasebetiyle tertipledigiav partisi-
ne katilip onlarla birlikte avlanmaya gittiler. Av sonunda 203 tavgan,bir tilki, bir de yabankedi-
siyle döndüler. îçlerinden1.G.Farben kompleksinin ingaat müdürü olan kigi tek bagma, bir tilki
ve on tavganvurup rekor kirdigt için avci" ilan edíldi. ßu av partisiyle ilgili kayttlar
"gampiyon

çok iyi vakit geçirdigini"yazar. Diger bir kayltta da qu satirlar vardt: "Sonuç olarakbu
"herkesin

av partisinde, bu sene en iyi neticenin bu bölgede almdigim söyleyebiliriz. Büyük olasilikla bu


rekor, ancak toplamakampmm yakinda düzenleyecegi av partisinde kinlabilir."

Temel Stratejik Hedef


Rasgele yapilan ve etkisiz kalan, Almanya'ya yönelik Müttefik kuvvetler stratejik bombalama
saldirilarmdan sonra, BirlegikDevletler'in Avrupa'daki Stratejik Hava Kuvvetleri Komútani Ge-

330
I
neral CarlSpaatzbu konuda bir yenilik yapmarun partolduguna karar vermigti. 5 Mart 1944'te,
o sira Normandiya iggalinin hazirliklanyla görevli General Dwight Eisenhower'e, hücum için
öncelik verilecek hedefin saptanmasi teklifindebulundu. Bu hedef mutlaka Alman sentetik ya-
kit endüstrisi olmahydi. GeneralSpaatz, Eisenhower'e alti ay içinde bu tesislerinüretimini yan-
ya indirecegine söz veriyordu. Aynca kendi lehlerine geligmesini bekledigt bagka bir konuyu da
Eisenhower'in dikkatine sunmugtu. Kamsma göre sentetik yakit tesisleriAlmanlar'm gözünde
yaçamsal önemdeydi. Böyle oldugu için de oraya yöneltilecek saldmlar Luftwaffe'de büyük he-
yecan yaratacak, ulusu ayaga kaldiracakt1. Ayrica büyük olasihkla dügman pilot ve uçaklan da íç-
galinhedefi olan Fransa'dan atilmté olacakt1.
Ingilizler'e gelince, onlar bu fikre itiraz ettiler ve Israrla hedef olarak Fralisiz demiryolu ge-
bekesinin seçilmesiniistediler. Ancak sonunda Spaatz'm dedigi oldu ve Eisenhower hücum hat-
ti olarak sentetik yakit için gönülsüzde 01sa, onayverdi. 12 Mayis 1944'te 935 bombaa, aynca
avci refakat uçaklan içeren bir uçak filosu Leuna'daki l.G. Farben tesiside dahil, bütün sentetik
yakit fabrikalarina saldirarak bombaladtlar. Albert Speer olan bitenleri ögrenir ögrenmez hiç va-
kit kaybetmeden hasar tespitiiçin uçakla Leuna'ya hareket etti. Sonradan yazdigt gibi
"12
Mart
tarihini hayatimm sonuna kadar unutmayacagim. Bu, teknolojiksavagin zafer kazandigt gün-
dür" demigti. Dügmanm hücum harekâtmm sonuç1an ve tesistehasar tespiti için yaptigt turda
"iki
. gördügü ecip büçüç boru gebekeleri ylldan beri kâbus hayati yagatip uykulanm kaçiran ge-
yin" artik gerçek oldugunu karntlamtytt. Hücumdan bir hafta sonra Führer'e çahsen rapor ver-
mek için uçaga blnip onu görmeye gitti. Hitler'e gunlart söyleyecekti: "Dügman bizi en zaylf ye,
rimizden vurdu. Aym çeyibir.kez daha yaparlarsa bundan böyle artik hiç petrol üretemeyecegi-
mizden korkanm. Tek ümidimiz dügman Hava Kuvvetleri Komutam'nm kafasmin da bizim ko-
mutanmki kadar karmakangik olmasmdal"
Yine de bu ilk hücumun önceden samldigt kadar hasar vermedigi anlagilmigti.Müttefik
kuvvet iggalcilerin Italya'ylsavagtan çikmaya zorlamasmdan hemen önce Alman askerleri bu ül-
kenin petrol stoklanni ele geçirmeyi bagarmigti ve bu nedenle kendi petrol rezervleri önemli
miktarda artm1çti.Su onlara rahat bir nefes aldirmigti.Bir iki hafta içinde, tahribe ugramig yakit
üretim.sahasmin çok silo bir çaligmaylaonarilmasi sonunda, sentetik yak1türetimi artacak, tek-
rar eski normal seviyesini bulacakti. Ancak, sonradan Müttefikler, 28-29 Mayis'ta, Alman petrol
tesislerinibir kez daha bombaladi. Aym saatlerde buradaki harekâta katilmamig olan Müttefik
bombardiman güçleri de Romanya'daki Ploesti petrol igletmelerini bombabyordu. 6 Haziran gü-
nü Müttefikler bu defa uzun zamandir dügünülen Bati Avrupa harekâtma bagladilar.Bu harekât
sonucu Normandiya sahillerinde son derece önemli say11acakküçük bir toprak parçasm1 ele ge-
çlreceklerdi.Simdi artik Almanlar'in yalot stoku üzerine gidip bu stoklan tahrip etmek Müttefik-
ler için her zamankinden daha önemllydi. Eu sebepten8 Haziran tarihindeGeneralSpaatzres-
mi bir bildiri yaymlayarak, "Birlegik Devletler Stratejik Hava Kuvvetleri ana hedefinin gimdiki
görevinin dügman silahh kuvvetlerini petrolden mahrum etmek oldugunu" duyurdu. Bunun he-
men arkasmdan da sentetik yakit tesisleriyeniden bombardimana tutuldu.
Buna misillemeolarak Speer sentetik yakit tesislerive öteki petrol igletmelerinin acilen
onarilmast Veya mümkünse daha küçük, iyi korunabilen gizli yerlerde saklanmasi için emir ver-
di. Bu yerler tahrip edilmig fabrika kalmtilan, tag ocaklarl veya yeralti mahzenleri olabilirdi. Eu
ara bita fabrikalan bile petrol imalathanesine dönügtürülüyordu.Önceden1944 ylh için sente-
tik yakit kapasitesinde önemli bir artig planlanmtysa da bu ige tahsisedilen makineler mevcut te-
Sislerin onarimmda kullan11makiçin demonte edildiginden, bu hizi tutturmak mümkün'olmu-
yordu. Ç1lginca bir hizla onano iginde çogu esir dlmak üzere 350.000'den fazla iççi çahytinl-
m1çtir. Önceleri onanm igiçabuk yapiltyor,fazla vakit almlyordu. Ancak, zaman geçip de buralar
tekrar tekrar hava akinlanna maruz kahnca, bu i; daha da zorlagti. Makineler hava akolarinda
parçalandigt için bunlan yeniden igletmeye sokmak bir hayli zor oluyordu. Sonunda üretim hiz-

331
la dügmeye baglad1.Ílkhücumun yapildigi 1944 Mayist'ndan evvel hidrojenerasyonla elde edi-
len sentetik yakit üretimi günde ortalama 92.000 varilken, eylül ayina gelindigindemiktar gün-
de 5.000 varile dügmügtü. O ay, havacilikta kullamlan benzin üretimi günde sadece 3.000 varil-
de kalmigti. Eu 1944'ün ilk dört ayi içinde elde edilen ortalama üretimin yalmzca yüzde 6'sina
tekabüleder. Su ara, Romanya'daki petrol yataklarida Ruslar'm elinegeçtigiiÇinHitler, sahip ol-
dugu ba§lica hammadde kaynaklarmdan birini daha kaybetmig oluyordu.
Almanuçak imalati hâlâ doruk noktadaydi. Ne var ki yakit olmadíŠl için uçaklar uçamiyor,
yerde tutuluyordu.Yeni bir Alman icadi olan ve çaligtirilm1;olsaydiLuftwaffe'ye büyük avantaj
saglayacak jet savag uçaklan 1944 güz mevsiminde operasyonia görevlihava filolarma dahil
edilmíçti. Ancak,pilotlan egitmek imkâm hatta havalanma için gerekli yakit mevcut olmadtgtn-
dan bunlar hareketsizlige terk edilmigtir.Artik Luftwaffe kendisine gerekli olan minimum ben-
zin düzeyinin sadece onda biriyle çaligiyordu. Alman hava gücü öldürücü bir kapana kistinlmig-
ti. Yakitüreten fabrikalan korumakla görevlisava; uçaklan devreye sokulamadigt için artik Müt-
tefik akmlan eskisinden daha etkin ve tahripkârd1.Bunun sonucunda Luftwaffe'ye verilmesige-
reken havacilik benzini önemli düzeyde azalmigti. Pilotlarm
"havada
egitim" programi haftada
bir tek saate indirilmigti. Savagbittikten sonra o güne ait anilarmi belirten Alman Sava;Güçleri
Generali Adolph Gallandbu konuda gunlariyazar: "Bu, gerçekten Lutfwaffe'ye öldürücü darbe-
yi vurdul Eylül ay1ndan itibaren yakit sikmtisi dayamlmaz olmuçtu. Bu sebepten hava operas-
yonlan yapmak gerçektenmümkün degildi."
1944 güz mevsíminde, kötü hava kopullari yüzünden Müttefik akmlan yavaglannytl.Bun-
dan yararlanan Almanlar sentetik yakit üretimlerini artirmayi bagaracakti. Ne var ki aralik ayin-
da üretim yeniden dügtü. Eu ara Speer katildigi bir silahlanmakonferansmda durumu göyle
aç1khyordu; ¶unu kafamiza iyice sokmahyiz ki, dügman tarafmdan,ekonomimize yönelikhava
saldinlarim düzenleyenler Alman ekonomisi hakkmda bir hayli bilgi sahibi. Çokgükür ki, düg-
man bu stratejiye son zamanlarda, bu yilm son alti, sekiz ay1içinde bagladL.. Ondan evvel, en
azmdan kendi durumu aç1smdan gayet akilstzca davranmigtir." Sonunda,stratejik bombalama
harekâti, sentetik yakit'endüstrisine yaptigt hücumlarla, Alman savag mekanizmasimn en ya-
amsal parçalarmi felce ugratmayi bagaracakti. Ancak, savag henüz sona ermemigtil

Bulge Meydan Savag -

Avrupa'nin En Büyük Petrol istasyonu


1944 güz mevsimine gelinceyekadar Normandiya iggalinde bir hayli geligme kaydedilmisti. Bu,
geligmeler Almanlar'1 Fransa'dan atmak için agir bedeller ödeyerek baçanlmigttr. Normandiya
harekâtmin yapildigi günlerde aym zamanda Sovyet gügleri dogudan Almanya'y1sikigtinyordu.
Hitler'in görüçünegöre bütün bunlar savagin bitmekte olduguanlamma gelmezdi. Onun Reich'i
asla yllulamazdi. 16 Aralik'ta Belçika'nm ve Lüksemburg'un dogusundaki agaçllklt, tepelerledo-
lu Ardennes Ormani'ndaçok büyük bir kargi taarruza geçti. Sonradan Bulge Meydan Savagide-
nen bu kargi saldiri Almanya'nin girigtigien son büyük taarruz veya Blitzkrieg finali olmugtur.
Savaginplamnt Hitler bizzat yapmigtt ve herkes ve her geyinbu meydan savagina katilmasmi is-
temigti.Almanya içinde öteki birliklerden getirilen her damla yakit bu taarruz için seferber edil-
migti. Hedef Müttefikler'i geri püskürtmek, ordularmi kugatmak, inisiyatifi yeniden ele almak ve
Müttefikler'in asker ve sivil halkma karpl yeni ve çok daha öldürücü silahlar yapmak için zaman
kazanmakti. Nitekim bu meydan savaginda Almanlar Müttelikler'i hiç beklenmedik bir anda pu-
suya dügürüp gafil avlamay1,savag hatlari arkasmda büyük panik yaratip saflarmt yarmayi baçar-
migtir.
"gagirtma"

Su meydan savagmda Almanlar taktiginden yararlanmigtir. Ne var ki taarruza


son derece yetersiz kaynaklarla girmiglerdi. Kuvvetteri kâgtt üzerinde gösterilenden çok daha
azdi. Meydan savagni kesin sonuca baglayacak, kaderini Almanlar lehine çevirecekinsan gücü

332
yedekleri.ön hatlara ulaçamamigtir.Bir Alman generalinin sonradan söyledigi gibi "Hareket ede-
mez durumdaydilar. Petrolsüzlük yüzünden tam hareketsizlige terk edilmiglerdi
-kendilerine

en
ihtiyaç duyuldugu bir andayüz mil uzakta- beklemeye mahkûrídular."
Ayni mevkide, 1940'ta yaptiklan Yildinm Savagi'ndaise petrol yetersizligi o kadar büyük
bir sorun olmamigti. O zaman dügmandan kendi kullandiklari benzinden daha çok benzin ele
geçirmiglerdi.Simdi, aradan dört buçuk yll geçtikten sonra, böyle bir gansasabip deglldiler. An-
cak yine de hir ümit vardi. Benzin kaynagimn bulundugu.yere tehlikelidenecek-kadar yakmdi-
lar. Müttefikler'in en büyük petrol rezervi Dogu Belçika Stavelot civarmdaki bir yerdeydi. Bu-
rasi gerçekten Avrupa'daki en büyük benzin istasyonuydu. Müttefikler burada kendi kuvvetle-
ri için 10 milyon litre yakit stoklamigt1.Aynca Avrupa'mn yollanni göstereri iki milyon kadar
da yol haritasi vardi. ßölge içindeki tüm yollara çepeçevre,yfrmiger litrelik petrol varilleri dizi-
liydi. Müttefikgüçler burada durur, hangi yak1ta ihtiyaçlan varsa araçlartm doldurur, yola de-
vam ederdi.
17 Arahk günü sabahlAlman taarruzunun ikinci gününde unutulmayacak bir olay yaçana-
cakti. O gün adt JochemPeiper olan kasap tavirhbir yüzbaç1idaresindeki panzer birligi civarda-
ki küçük bir petrol istasyonunu ele geçirmigti. Burada esir aldigt elli Amerikan askerine, zor kul-
lanarak emrindeki araçlari doldurttu ve sonra da büyük bir sogukkanlilik içinde esirlerin öldü-
rülmelerini emretti. "Malmédy katliami" diye bilinen bu olayda büyük sayidaAmerikah esir de
öldürülmügtür. Aym günün akgammda Peiper ikinci bir ödüle daha yaklaçacak, yönetimindeki
kuvvetlerle sabah ele geçirdigi istasyonun elli kat büyügü Stavelot istasyonunun üç yüz metre
yakmma kadar ulaçacakti. Burada Müttefik savunmasi zaylf ve daginik bir durumdaydi. Peiper
kuvvetleri köprüyü geçerek kureye dogru ilerledi ve Ansleve Nehri üzerinden Stavelot'a girdi.
Müttefik savunmacilardanküçük bir grup çaresiz bir kurtulug çabasiyla, bulabildigi birkaç tene-
ke kutu siviyi oradaki birikintinin içine bogaltti ve sonra da burayi atege verdi.
Simditüm çevre
sanki ate ten bir duvarla sanlmigti.Pieper elindeki haritalari dikkatle inceliyor, fakat haritalar es-
kiye ait oldugundan petrol istasyonunun büyütülmüg geklini dogru olarak göstermlyordu. Avu-
cunun içinde gibiolan hazinenin ne denli cömert bir kaynak oldugunu anlayamamigti. Bu ne-
denle kuvvetterini, ateyten yapilmig ince duvan yanp kargi tarafageçirecekyerde, geri dönerek
köprüyü geçip batlya yürüme emri verdi. Böylece petrol istasyonunu sapasaglam arkada birak-
migti. Kisa zamanda Peiper kuvvetlerinin tüm yakit stoku tükenecek,tanklar galonbagma sade-
ce yanm mil flerleyebilecekti. Lutfwaffe'den ikmal alma çabalartda sonuç vermeyince Peiper
birligi dügman eline geçoigti.
Peiper bu harekâtta U dönügü yapmigti. Bu dönüg meydan savaglarinda zaman zaman rast-
lanan bir kazaydi. Ne var ki bu defa sonuçlan çok müthig olmuytur. Stavelot yakit stoku ele geçi-
rilmig olsaydi Almanya'nin tüm Ardennes hücumunda ilk on günlükihtiyaci kargilanmlyolacak-
ti. istasyonunahnmast, Müttefikler'in, hâlâ dagmik ve gagkm oldugu. o günlerde Almanya'mn
Antwrep'e ve Mang Denizi'ne flerlemek için muhtaç oldugu yakiti saglamigolacaktt. O kogullar
altmda bile 1944 Noel gününe kadar yani, Almanlar'm hücum hareketine baglamalarindan son-
ra on gün daha dayanmiglardi. Nihayet Noel günü durdurulup geri çevrildiler.

Tanr11arm Alacakaranhgi
Daha fazla yaktta sahip olsalardi Almanlar daha çok vakit kazanmig olacakti. Ardennes hücum
harekâtmm bagarisizhŠlyla Almanya'nm savag çabasi, stratejik bakig açisindan yok olmugtu.
1945 ylh Subatt'nda Almanya'nm havacillk benzin üretimi sadece bin ton kadardi bu,
-ki

1944'ün ilk dört ayi düzeyínin yüzde birinin bile yansina tekabüleder. Su tarihten sonra artik
üretim yap11mamigtir.Ne var ki zafer hayalleri canli kalmakta devam edecekti. Speer'in anlattigi-
na göre, "Hitler'in çevresindekilerbüyük bir hugu içiride, o bitmek bilmez ümitsiz durumda bi-

333
le Hitler'i dinlemeye devam ettiler. O, artik var olmayan birliklere, petrolsüzlük yüzünden uça-
mayan uçaklara komut verirken, yamndan aynlmadilar."
Bu durumda bile batida ve dogu cephelerinin her ikisinde kanli savag aylar boyunca sürüp
gitmigti. Eu ara Hitler Ye yakm maiyeti her gün biraz daha fanteziler içine gömülüyordu.Führer
dünyay1 atege verme çagnsmdabulunacak kadar ileri gitmigti. Generallerinden birinin ifadesiyle
çilgLn emirlerini" yaymliyordu. Sonun bu denli yakm oldugu
artik o günlerdebile hâlâ, 35
"son

milyon insamn hayatma mal olmuy çilginligimn, k orkunç hayallerinin-pençesindeydi. Gramo-


fonda Wagner'in Götterdammerung (Tannlann Alacakaranligt) müzigini dinliyor, sihirli bir kur-
tulugbekliyor, talihinindüzelecegi ümidiyle adeta hirsla, ylldiz fahna baklyordu. Hitler son gün-
lerini böyle geçirmigtic Ancak, Rus subaylarmm, bulundugu yeralti sigmag1mnhemen üstüne,
.
bir vakitler Speer'in kendisi için yaptigt, gimdi ise ylkik durumdaki Sansölye kapisma gelmesin-
den sonra intihar etmigtir. Ölmedenevvel, cesedinin benzinle yakilmasim emretmigti. Cansiz
vücudunun nefret ettigi Slavlar'meline geçmesini istemiyordu. Neyse ki elde, bu son emri yeri-
ne getirecek kadar petrol kalmigti.
Sunubelirtmek gerekirki, Nazi fantezilerinden ve vahgetinden kaynaklanan felaketin gel-
mekte oldugunu Hitler'in çevresindekilerinçogu daha aylarca evvel anlamiglardi. Almanya'nm
can çekigmekte olan italya'dakiOnuncu Ordusu'na yaptiklan bir gece yolculugunda, Speer
Onündeki manzaradan,bin sene yagayacagisöylenen Reich'm sadece birkaç haftahk ömrü kaldi-
giniaçikça anlamigti. Bu.kanaate varmasma kargilagtigt 150 Alman kamyonu neden olmugtu.
Kamyonlarm her birine dörder öküz baglanm14tl ve kamyonlar bu öküzlerle ileriye gldiyordu.
Araçlan yürütmenintek yolu buydu. Petrolleri yoktu.

334
18

Japonya'nmAgil Topugu

1941 Arahk aymin ilk haftasmda bir Amerikan Deniz Filosu, IngilizDogu Hint Adalan kesimin-
deki büyük ve görkemli Borneo Balikpapan limantna bir nezaket ziyareti yapmaktaydi. On do-
kuzuncu yüzyilm yirminci yüzyila dönüg noktasmda,MarcusSamuelyegenini o zaman haritada
ismi bile bulunmayan bu.yerde, balta girmemigormanlarda bir rafinerikompleksi kurmakla gö-
revlendirmigti. Bu girigimi izleyen kirk yll içinde Samuel'in çilgmve pervasiz gibi görünen bu
hayali gerçeklegmig, Balikpapan, petrol üretiminde büyük bir rafineri merkezi olmugtu.Yalmz
bununla da kalmaylp, Hollanda Kraliyet/Shellgrubunun en klymetli mücevheri ve dünya petrol
endüstrisinin en temel üretim merkezi olmu tu.
1941 yllmm Aralik ayinda, rafinerideki yetkililer aday1ziyaret etmekte olan Amerikan de-
nizcileri onuruna bir parti vermigti. Amerikalilar da bu partiye kargiliksahildeki yerel kulüpte ra-
finericilere bir parti vermek isteyerek hazirhklara baglamigti. O gün, genç subaylarin ellerinde iç-
kl gigeleritagiyarakkulübe gelmelerindenhemen sonra, hiç beklenmedik bir anda yüksek rütbe-
li bir subay kulübe gelmig, partiye katilan genç subaylara derhal gemiye dönme emri vermigti.
Ondan sonra da gemiler hareketlenmeye baglayacak ve gece yansma kadar limandan uzaklag-
mig olacakti. IgteBalikpapan'daki IngilizVe Hollandalipetrolcülerin Pearl Harbor'daki baskini
ögrenmeleri b0yle olmugtur. Uzun zamandir bekledikleri ve ugrunda hazirhk yaptiklan
sava; so-
nunda gellpçatmigt1.
Bu tarihten bir yll Once, l 940'ta, Shell'den H. C. Jansenadinda bir yetkili Balikpapan'a ge-
lip birtakim incelemeler yapmig, bu arada petrolcülerin burada hava akinlarma kargi siginaklar
yaptigim ve gereginde adamn bogaltúmasi için planlar hazirladigini görmügtü.Bunu izleyen bir-
kaç hafta içinde de, limana girigyeri mayinlanmig ve 120 kigi tahrip egsersizlerine baglamigtt.
Petrolcülerin hepsi Balikpapan
ve çevresindekipetrol yataklarimn Japonlar'msavag açmasma
neden olan en büyük faktörlerden, onlara
"ganimet"
kazandiracak sebeplerden biri oldugunun
bilincindeydi. Simdi petrolcülerin görevi Japonlar'1özlemini çektikleri bu"ganimet"ten
yoksun
b1rakmakti.
Pearl Harbor baskmmdan hemen sonra, petrolcülerin egve çocuklan, Balikpapan'dan çika-
nlmigti. Bunu izleyen geceler artik adada bekâr hayatt yagayan Jansenve arkadaglan, Jansen'in
bahçesinde toplanip,hezaran sandalyelerde oturur, karanliklara gömülü rafineriyi ve arkasmda
uzanan okyanususeyrederlerdi. Ay geç saatlere kadar yükselmedigi için saatlerce sinir bozucu
radyo haberleri, yani Japonlar'inGüneydogu Asya'daki ilerlemesinden söz eden haberleri dinler-
lerdi. Acaba Amerikalilar ne yapacakti? JapontarBalikpapan'ane zaman gelecekti?Bu büyük
st-
nai igletmenin gelecegine olacakti? Bunlan dügürtürken yakm bir gelecekte kaderin kipisel ola-
rak kendilerine ne hazirladigint merak ediyorlard1.Öncelikverdikleri bir konu da Balikpapan sa-
sistemini nasd daha etkin bfr hale getirebilecekleriydi. Gecelerini bunlan dügühüp ko-
. vunma
nugmakla geçiren petrolcüler gündüz olunca herhangi bir gey dügünemeyecek kadar me§gul
oluyorlardi. Bitkin dügünceye kadar çalig1p mümkün oldugunca çok rafine petrol üretmeye ça-
I
I
I

335
l

ballyorlardt Yüreklerinden gelen bir istekle bu mamullerin savagta Müttefikler'ce kullanilmasmi


diliyor ve ümit ediyorlardi.
1942 Ocak ayi ortalarmda Japonlar'mgiderekyaklagmastyla,Dogu Hirit Adalan'mn diger
yerlerinde oldugu gibi, belli bagli petrol yataklanmn bulundugu yerlerdede, mürettebatkuyula-
n tahrip etmeye bagltyordu. Öncetüp baglantilan çikanhyor, kesiliyor sonra da ele geçirebildik-
leri ne kadar pompa, demir boru, civata veya sondajaleti varsa hepsi beraber kuyulara atillyor-
du. Bu yapihrkenher kuyunun içine, bir kutu da TNT atihyordu. Sonrada kuyular havaya uçu-
ruluyordu. Mürettebat kuyu uçurma igine verimi en az kuyularla ba§lamigsada, sonundabütün
kuyular uçurulmugtu.
Bu ara bir taraftan da Balikpapan rafineri kompleksini uçurup yok etme faallyetlert sürüp
gitmekteydi.Damitma donanimi ve buhar kazanlanmn vanalan, bunlar sonuna kadar kuruyup
yok oluncayakadar açik birakthyordu. Bunun ne kadar zaman alacagimise hiç kimse bilmiyor-
du. Sonunda, otuz saat geçtikten sonra ilk damitma.odasi parçalara ayrilmaya bagladi ve arkasm-
dan da öbürlerine ayni gey oldu. 20 Ocak'ta rafinerideki görevliler uzun zamandir korktuklan
haberi ahyordu. Japonya'yaait bir filo adaya sadece yirmi dört saatlik bir mesafeydi. Bunun du-
yulmasmdan hemen sonra Japonlaresir ald1klaniki Hollandah aracihglylabir ültimatom gönder-
diler. Ya derhal teslimolacak ya da hepsi birden süngüden gegirilecekti.Su ültimatomu aldiktan
sonra rafineriden sorumlu askeri subay, emrindekilere adayi yerle bir etme emri veriyordu.
Jansen ve arkadaglanilk olarak maden ocaklanni tahrip etmekle ige koyuldular; atege veri-
len ocaklardan yükselen korkunç gürültü bölgedeki bütün binalarm cammi kirmigtL Bu i; ta-
mamland1ktan sonra sira iskelelerin yaktlmasma geldi; iskeleler benzinle veya gazyagi ve motor
yaglarmdan olugmugbir kangimla tamamenyakildi. Öglesa-atinekadar artik doklarm hepsinde
ategleme igi tamamlanmigt1. Bu ara petrolcüler teknik meraklan nedeniyle anlagilmamig bir olu-
uma tanik olmuytu. Benzinle atege verilen iskeleden çikan duman, gazyagiyla veya yaglayici
petrolle atege verilen iskelelerden çikan dumanla birleptiginde garip bir gey oluyor, gökyüzünün
parlak mavi oldugu dakikalarda bile, iki dumanm kesigtiginoktada gimpelderçakiyordu.
Böylece koca petrol kompleksi birbiri arkast gelen patlamalarla havaya uçurulup kaya par-
çalanna dönügtürüldü. Aym infilak iglemi tuzlu su istasyonu, teneke ve kalay atölyeleri, rafineri
igletmeleri, enerjiüretim yeri ve daha birçok binada da uygulanmca alevler gökyüzünde50 met-
reye kadar yükselir olmugtu. Yüzleri ter ve isle kapli adamlar, önceden yapilan plana uyarak, bir-
çok defa provasim yaptiklari gibi alevler içinde oradan oraya koguçuyordu. Bu sefer petrolün
stok edildigiyer olan petrol tank alamnageldiler. I-lerpetrol tankma15 çubuk TNT baglanmigt1.
Ancak hunlann bazisi havanin nemli olugundan etkilendigi için atege verilemedi.Ayrica, petrol-
cüler yorgunluktan tükenme noktasmdaydi. Kafalanni hâlâ tek bir gey meggul edlyordu. Acaba
tanklan ateglemenin bir yolunu bulabilecekler miydi?Bu defa aralanna sonradan katilan genç
bir gönüllü grubu tanklan tüfek ategiyle ateglemeye çahyttysa.da,hiçbir sonuç ahnamad1. Önle-
rindeki tek alternatif vanalari açmakti. Bunu denemek istediler. Ne yazik ki vanalarm anahtari
tank alanmdaki ofiste birakilmigti ve daha birkaç dakika evvel bu ofis havaya uçurulmuytu.
Sonuçta, yüksek zeminde bulunan tanklaraçildtve bunlardan apaglyadogru, apagt zemin-
deki tanklann üstüne petrol akmayaba lad1. Dört, be; adet tanki patlatmak için elektriksel ate;
leme yöntemine bagvuruldu. Bunu yaparak alevler halindeki petrolün öteki tanklarada siçraya-
rak onlan da tahrip etmesi ümit edilmigti. Ategleme baglar baglamaz Jansenve digerleri bog bir
tanki siper alarak kendilerini korumaya çaligtilar.O anda, birdenbire ateyten yapilmig kocaman
bir topun gökyüzüne yükseldigi görüldü. Bunu korkuliç bir patlama izledi ve sonunda müthi;
bir kasirga ortaligi sardi. Alevler içindeki petrol denizi tepeden apaglya,öteki tanklarmüzerine
dogru aktikça, tank alam artik cehenneme benzer bir manzaraya dönügmügtü.
Artik yapacakbagka bir geykalmamlyti. Jansen ve digerleri tepeden apagiya, telsiz istasyo-
nuna dogru kogtular. Bu ara orada bulunan üniformah yerel nöbetçiler, onlan selamladilar. Pet-

336
rolcüler, bogazlan susuzluktan kurumug, kemiklerinin ta içine kadar yorgun ve bitkin bir halde
proas denilen, yöreye özgü kayiklara atladilar. Çevrelerini saran deniz büyük ate; sütunlannm
yansimasiyla kipkizil bir renk almigt1.Yine de patlama birbiri arkasma araliksizdevam ediyordu.
imdi stra plamn bagka bir agamastndaydi. Ancak bunun önceden provasiyapilmamigti: Bu kaçig
planlyd1.
Kaylktaki adamlarkoydan ç1ktiktan sonra Riko Nehri agzma girdiler. Su yönde ilerleyerek
tahliyekampma dogru yol aldilar. Sonunda, rafmeri merkezindeki korkunç manzara arkada kal-
mig, koyu renkli orman Foliaji ve geceninkaranbgLnda kaybolmugtu. Patlamalarda agustosbö-
ceklerinin sonu gelmeyenkorolan içinde, duyulmaz olmugtu. Böylece saatler boyu yola devam
ettiler. Balikpapan'dan çikan kizil alevlerin göklere dogru yükseliginiartik çok az ve zaman za-
man görüyorlardi.Üzerlerine dügen göreviçok lyi bagarmiglardi. Kirksenede yaratilan endüstri
harikasi bir günden daha az bir zaman içinde yerle bir edilmigti. Sonunda, ormanlarm derinli-
gindesakli Riko'ya bagli bir yer olan tahliyekampina ulagmiglard1.Saatler boyu bikmadan, ken-
.

dilerini kurtarmaya gelecek uçak sesiniduymak için tetikte beklediler. Ne var ki bu uçak hiçbir
zaman gelmedi...
Ertesi gece,Jansenve küçük bir petrolcü grubu tekrar kayikla bulunduklan yerden aynlip
nehirin Riko'yla birlegtigiyere dogru yola koyuldular. O geceyi kayikta, kurtarmaekibinin yetig-
mesi ümidiyle, kulak kesilip bir uçak veya gemisesi beklemekle geçirmiglerdi. Kendiferini kur-
tarmayagelecek sesi beklerken bir taraftanda bu sesin Japonlar'aait olmasmdan korkuyorlard1.
Bu ara, içlerinden biri, kay1ktauyuyakaldigmdan denige yuvarlanacaktL Arkadaylan onu sudan
çikanp kay1ga almayibaçard1. Bunu yaparkentimsahlankorkutmak için bir hayli gürültü yap-
mak zorunda kalmiglardi. Sivrisineklerden kurtulmanm çaresini ise pipo ve puro içmede buldu-
lar. Jansen'e göresaatlerbir türlü geçmekbilmiyordu. Güne; dogup tanyeriagardigt halde onlar
hâtâ bekleyi; içindeydi.
Ögleden .sonra
saat bir sulannda ufukta girketeait bir deniz uçagl belirdi ve nehir üstüne
inig yapt1. Uçagin pilotu bagka bir yerde yarall bir adami almaya gidiyordu.Ancak petrolcülere
tekrar dönecegini vaat etti. Nitekim sözünde de durdu. Aralanndan dördünü uçagma alip ora-
dan ayrildt. Jansenuçaga almanlar arasmda degildi. Daha sonra Jansenve geride kalan arkaday-
lan tekrar Balikpapan'a dönmelerini emreden bir mesaj alarak nehir boyu geri dönüge geçtiler.
Aym gece bu defa iki uçak gelip aralanndanbirçogunu aldl.Jansenikinci uçaktayd1. Uçak çok
kalabahk olduguiçin nefes alamayacak kadar sikipikdurumda uçuyorlardi. Ancak yine de uçaga
almdiktan sonra, digardan kabine sizan serin rüzgârla bir dereceye kadar rahatlamig, hatta arala-
nndan bazisl uçagin dögemesi üzerine ylgthp uyuyakalm14t1.
Kurtarilan bu grup Java Adas1'nm kuzey sahilindeki Surabaya'ya ulagtiginda oradaki hava
üssünün komutamnca kargilanmiglardi.Komutan onlara "Artik uçaklan Salikpapan'agönderme
olanagtmiz yok; gimdiorada Japonlarvar. Pilotun da oraya gitmesineizin vermedim" diyecekti.
Balikpapan koyunda sira halinde beklegen yetmig be; kigi birakmiglardt. Ne var ki onlar íçin ar-
tik çok geçti. Japonlarçoktan koyun güney taraftndakaraya çikmisti. 24 Ocak gecesi,geceyali-
smdan birkaç saat sonra, karartilmig dört Amerikan destroyeri, hâlâ yanmakta olan rafineri
kompleksi içinde kaskati kesilmig birer siluet glbi duran on iki Japon naklíye gemisine saldira-
cakti. Balikpapan çatigmasidiye bilinen bu çatigmadaAmerikahlar naldiye gemilerinden dördü-
nü ve bir de koruma gemisini batiracakti. Ancak, hatali seyir yapan torpidolaryüzünden daha
fazlasmi batiramadilar. Su Amerikal11ar'mJaponlar'la denizde girdigi ilk çatigmaydi. Aslmda
Amerikan donanmasmm "Amiral Dewey 1898 zaferinden" sonra girmig oldugu ilk su-üstü ça-
tigmasiydi.
Gemilerinin batinlmtç olmasi Japonlar'in Balikpapan'a çtkmalarmiyavaglatmadt. Koyda
beklegen petrolcülerin önünde artik hiçbir seçenek kalmamtçti. Tek yol ormanlarin içine çekil-
mekti. Ormana götürecek bir yol bulma çabaslyla,önce küçük gruplaraaynlarak büyük çaba

337
gösterip ormanm içlerine sigmmak istediler. Bu gerçekten müthig bir mücadeleydi. Açhk, yor-
gunluk,sitma, dizanteri ve korkunun pençesinde, yaya olarak veya kayiklar içinde yollanna de-
vam ettiler. Hastahkve õlüm, sayilarmigiderek azaltml Bu
ti. arada kargilagttklanyerlilerden Ja-
ponlar'in Borneo'nun her yerini iggal etmig oldugunu ögrenmiglerdi. Artik kendilerini ormanda
kapana kistirilmi§birer fare glbi görüyorlardi Sonundaher nasilsa birkaçi adadan kaçmayi ba-
-

paracakti. Geride kalan yetmigbeg kipiden sadece otuz begi, vahgi ormanlara,Japonfilosunun
kurgunlarma ve Japonhapishanelerine dayanabilmigti.

Zafer Sarhogu
Petrol tesislerinintahribi için önceden yapilan planlar Balikpapan'da oldugu gibi Dogu Hint
Adalari'nin diger yerlerinde de aynen uygulanmigtir. Ancak bu, Güneydogu Asya ve Pasifik'te
bir rüzgâr gibi esen Japonlar'a fazia bir engel yaratmamtçt1. 1942 Mart ay1mn ortalarmda Ja-
ponya Dogu Hint Adalan'nda kontrolü tamamen ele geçirmig,harekâtt tamamlamigt1. Ötekife-
tihlëri de dikkate alindigmda bu, Japonya'nmüç ay gibiçok kisa bír sürede Güneydogu As-
ya'mn bütün zengin kaynaklanm ve öncelikle de ugrunda savaga girdigipetrol yataklarim ele
geçirdigianlamma gelîr. Buna kargin Japonsava; makinesi dönmekte devam etmigtir. Tokyo'da
Bagbakan Tojo, Hðng Kong'un on sekiz günde, Manila'nin yirmi alti, Singapur'unyetmig gün-
"zafer
de dü§tügünü söyleyerekövünüyordu. Tüm ülkeyi bir sarhoglugu"sarmigti.Askeri saha-
da elde edilen akil almaz baçan 1942 yllmin ilk yansmda hisse senedi piyasastnda öyle büyük
bir fiyat patlamasinaneden olmuçtu ki sonunda hükümet fiyatlan. açagiçekmek için müdahale
"zafer

etmek forundakalmigti. Bazilan bunu ülkenin sarhogluguna"kapildigi geklindeyorum-


luyordu. Çokaz kipi bu sarhoglugunsonunda kaçmilmaz olarakgeleceksabahin yazgismakar-
1 uyarilar yaplyordu.

Japonlar'mduydugu sevinç ve cogku Amerikalilar'in duydugu gokve acidan kat kat üstün-
dü. 1941 ylhnm Noel günü, ABD PasifikFilosu bagkanhgma henüz atanmig olan Amiral Chester
Nimitzuçakla Pearl Harbor'a gelmigti. Amaci durumu yerinde görüp, ortallgl mümkün oldugu
kadar çabuk toparlamakt1.Feribotla limandan geçip doklara dogru götürülürken,yolda ceset
aramakta olan küçük kayiklara rastlamigti.Taarruzun üzerinden iki buçuk hafta geçtigi halde ce-
setler hâlâ suyun üstünde yüzüyordu. Hawaii'de yaganan bu çok hazin tablo, ABD'yi bekleyen
gokdaha büyük, çok daha hazin savag olaymda, her iki yankürede de gerçek bir globalkarmaga-
nm iginde kendisini nasil bir gelecegin bekledigini gösteriyordu. Pearl Harbor'm Amerikan tari-
hinde ya§anmig onca olay içinde, en itibar kinci olay oldugu kesindir. Tüm ülkeyi korku ve pa-
nik sarmigti. Yine de halk sonunda o kadar t1zun zamandan beri korktugu Ve bekledigi savagin
nihayet geldigini hissetmigti. Ülkebu bilinç1e,Almanlar ve Japontar'akargi girigilecekuzun ve
çetin bir savag için hazirlanmaya bagl1yordu.
Simdiart1k gu soru gündemdeydi: Amerika'nm Pasifik'te yapacagi savag kim yönetecekti?
Ordu mu, donanma mi? Her iki güç de tüm kuvvetin yalmzca Pasifik'e seferberedilmesinekar-
lydt. Eu bürokratik yarigmada kipiselrekabetler
ve çekememezlikler de bir hayli etkili olmugtur.
"güç"

Bunun sonucunda iki kumanda altmda iki ayri olugacakti.Ordunun ve donanmanm bag
komutanlan arasmda olaganüstü bir görüç ayriligt mevcuttu. General Mac Arthur, çok iyi bir
stratejist ve üstün zekâll olmakla beraber, ayni zamanda bencil, çabuk parlayan, mütehakkimbir
adamd1. Savagta bir toplantidaRoosevelt, Mac Arthur'u tam üç saat dinledikten sonra yaverine
göylediyecekti: "Bana hemen bir aspirin getir.Hatta sabah da almam için iki aspirin getir. Bütün
hayatim boyunca bugüne kadar hiç kimse benimle Mac Arthur'un konugtugugibikonuçmadl."
Donanma Komutani Amiral Chester Nimitz ise tam aksine yumugaktavirli, iddiasiz bir kipiydi.
Savaginsonunu bildirecek haberi beklerken tabancastylaati; talimi yapan veya ofisinin hemen"insan-

digmda atlanni yangtiran bir takimoyuncusu giblydi.Bir gazete muhabirinin yazdig1gibi

338
lari sürükleyip götüren beyanatlar verecek veya renkli röportajlara konuk olacak karakterde de-
gildi."
Otoritenin bu iki komutan arasmda bölügülmüg olmasi sadece askeri liderlik stillerinde
bir tezat yaratmaklakalmlyor, bazi konularda aci ve gereksizmünakagalarada neden oluyordu.
Daha da kötüsü, çokuzaklardakisavagbölgelerindeki önemli operasyonlarda koordinasyon ko-
pukluguna yol açiyordu. Amerikan kuvvetleri Japonlar'in kendi yurtlanndakt adalara taarruz
edebilmek lçin çok büyük mesafe kat etmek zorundaydi. O güne kadar hiçbir sava§ bu denli
büyük bir alanda yapilmamigti.Kaynak bakimindansa Amerika daha avantall1yd1;ancak bu her
geyi çözmeye yeterli degildi. Amerikan kuvvetlerine ikmal igi nas11yapilacakti?Japonlar'tñele
geçirmigoldugu zengin kaynaklar nasil geri ahnabilirdi? Bu iki soruya verilecekyamt, izlene-
cek stratejinin de tespitineyarayacakve Pasifik'in çok uzaklannda cereyan eden savaç1nyazgi-
smi tayin edecekti. Nimitz daha ilk günden stratejisini saptamigtt ve kafasmda bu konuya ait en
küçük bir tereddüt bile yoktu. Nimitz'in biyografisini yazmig olan yazann sözleriyle, Nimitz ve
I
Donanma Operasyonlan Bagkam Amiral Ernest Kingbir konuda tamamen ittifak halindeydiler:
"Müttefik silahlt kuvvetlerin birinci hedeli kendi ikmal hatlarim güvenceyealmak ve sonra da
Japonlar'men önemli
'petrol
hattinm' bloke edilebilecegi üsleri ele geÇirmekiçin batlya dogru
ilerlemekti."
i

SimdiZaman Büytiklerindir
1942'nin ilk aylarmda, Amerikalilar, geç de olsa savag için seferberlikyaparken Japonlarda bog
durmuyor, birbiri ardina kazandiklan inanilmaz zaferlerin verdigi gururla, daha bagka harekâta
da yöneliyorlardi.Kendilerine güvenlerifazlasiyla artmigtl. O kadar ki ülkenin askeri liderleri
Hint Okyanusu'nuaparak batiya yayllmayi bile dügünmeye baglamigt1. Amaç Ortadogu'da veya
Rusya'daAlman kuvvetleriyle birlegip Müttefikler'i Bakt^1veya Iran'dan gelen petrolden mah-
"zafer

rum birakmakt1. Japonlararasmda bu denti sarhoglugu" içinde olmayanlar da vardi. Bun-


lardan biri de Amiral lsorokuYamamoto idi. Pearl Harbor taarruzunun mimarligim yapmig olan
Yamamoto, 1942 Nisani'nda en sevdigi geyga'ya gönderdigimektupta pu satirlara yer vermigti:
"Harekâtmilk agamasmdabir çegitçocuk oyunu oynuyorduk; bu agama yakmda son bulacak.
Sira büyüklerin oyununa geldi.Artik uyuçuklugu birakip silkinsem iyi olur."
Yamamoto ve Japon deniz kuvvetlerinin öteki fleri gelenleri savag"uygulamada ka-
"kesin

rarli ve fikir birligi içindeydL "Kesin bir savag"yaparak dügmam sava; alamndansilipsüpürecek-
lerdi. Yamamoto ABD'de geçirmig oldugu y]llarda bu ülke hakkmda birçok bilgt edinmigti, Ame-
rika'nm petrol ve diger kaynaklar açismdan ne kadar zengin oldugunu ve endüstriyel gücünün
büyüklügünü ögrenmigti. Bu itibarla Amerika'yla savagta
"acele
zafer" stratejisininen uygunu
oldugu karusmdaydi. Bu faktörleri göz önüne alarak JaponlarHawaii'nin sadece bin yüz mil öte-
sindeki Midway Adasi'na büyük bir _taarruz düzenledi. Japonlar'mMidway'a taarruz planlama-
smm nedeni, en azmdan savunma yariçaplarmt geniëletmekiçindi. Bundan sonra da Amerikan
filosunu savagsahasma çekmeyibagarabilirlerse, artik Japontariçin bunu "kesin
savaga" dönüg-
türmek ve Pearl Harbor'da baglattiklan igi sona erdirmek içten bile degildi. BöyleceABD donan-
masi Pasifik'te kesin bozguna ugratilmig olacakti.
1942 Haziran bagmda baglattlan Midway Muharebesi,Yamamoto'nun säyledigi gibi gerçi
"kesin
sonugla" neticelenecekti. Ancak, bu kesin sonuç hiç de Japonlar'inbekledigi anlamda de-
gildi.SonuçYamamoto'nun bahsettigi
"büyüklerin
oyunu" geklinde olugmuçtu. Evvelce yagadi-
gl Pearl Harbor yenilgisinin ardmdan olaganüstü bir çabayla kendini toparlayanBirlegikDevlet-
ler donanmast, dügman gifreleriniçözmesininde sagladigi ek avantaila (kuvvetleri dagilmly ol-
dugu için Japonlarkodlanm henüz degigtirmemigti) kendini begenmig Japonlar'1 yankisi seneler-
ce sürecek bir yenilglyeugratacakti. Bu çatigmada Birlegik Devletler donanmasi, Japonya'rnn
i

339
Kraliyet Filosu'ndan dört.uçak gemisini denizin dibine göndermigtir, kendi kaybi ise sadece bir
uçak gemisiydi.
Midway Muharebesi Pasifik Savagi'mngerçek dönüm noktasive Japontaarruz agamasmm
sonu olmugtut O günden baglayarak denge Amerikalllar'm lehine olarakbozulmuqtur. Amerika
o günden sonra insan gücü, kaynak, teknolojive organizasyon yetenegindeki üstünlügüyle ve
agmaz azmiyle agirligimkoyup dengeyi kendilehine çevirecekve birbiri ardma gelen kanh mu-
harebelerle Japonlar'tPasifik'te geri çekilmeyezorlayacakti. Japonlar karç1 taarruza bundan iki
ay sonra, Amerikan kuvvetlerinin GuadalcanalAdasi'na ayak basmastyla bagladilar.Alti ay süren
acimastzbir çatigmasonunda ABD adayt ele geçirmeyiba§armigtt. Bu çatigmaAmerikan-Japon
harekâtidtr. Bu çatigmayla o güne kadar Ja-
"saldin"

savag tarihinde Amerikalilar'in girigtigt ilk


pon Ordusu'nu saran gizemli dokunulmazhk perdeside kalkmig olt1yordu.Ne var ki bu, aman-
siz bir dügmanm azmini degilse de kaynaklanni yok etmek için girigilmiguzun bir savagta,sava-
in sadeceküçük, pahahya mal olmug bir halkasim tegkileder.
Japonlar'1Hint Adalan petrolünden mahtum b1rakmagirigimleriilk agamadafazla etkili ol-
mamigtir. Japonlaruzun zamandir bõyle bit glrigimibeklemekteydi ve bunun íçaretini de almig-
lardi. Ancak sonunda bu attlimin ne'Balikpapan'da ne de Sumatra'dabekledikleri kadar korkunç
ve yaygin
olmadiglB1 gözlemiglerdi. Oysaki Balikpapan'da Shell, Sumatra'da da Stanvac girigimi
desteklemigti. Bu sonuç üzerinde Japonlarhiç vakit kaybetmeden Hint Adalari petrol endüstrisi-
ni yeniden canlandirma girigimine bagladilar. Derhal buraya sondaj ekipleri,rafmeri personeli,
araç ve donamm getirildi. Kisa sürede dört bin iççi yani yurtiçinde bu igkolunda çaliçantoplam
i gi sayismmyüzde 70'i yardim için, güneye,Hint Adalari'nagönderilecekti.
Sonuç gerçektenpapirticlydi.Savagtan evvel Japon askeri güçleri zaman Güney Bölgesi
-o

denen- Hint Adalan'ndan petrol ihtlyacmdaki eksiklerini kargilayacak kadar petrol alabilmeyi
planladiklari halde, gimdi savag içinde, bundan çok daha fazla petrol üretlyorlardi. 1940 yllmda
Güney Bölgesipetrol üretimi 65,1 milyon varildi. 1942'de ise Japonlaryalmzca25,9 milyon va-
ril üretebilmigtir. Ancak 1943 yllmda, üretim yeniden eski düzeyini bulmug, 49,6 milyon varile
yani 1940 ylh petrol düzeyinin yüzde 75'ine ulagm1;tir. 1943 yllinin ilk üç ayl içinde Japonlar'm
petrol ithali, 1941 ydmm aym süresinde, Amerikalilar'm, ingilizler'in ve Hollandahlar'm uygula-
digt 1941 petrol ambargosundan hemen önceki miktannyüzde 80'ine ulagmigt1.Öncekiplanla-
rma uygun olarak,Japonlarele geçirdikleriGüney Bölgesi'ni petrol ikmal yeri olarak kullanmig-
larde Ayrica Güney Bölgesi'nde, hazir petrol de vard1.Japon filosu ne zaman istese gidip burada
ikmal yapabilirdi.
çallymalarmdanda yararlanmigt1.Bu girketDogu Ya-
O siralar Japonlar,Caltex Sirketi'nin
nmküresi'nde California_ Standard ve Texaco girketlerlyleottak ça11pyordu.Savagtanhemen ön-
ce, CaltexSumatra'nm merkezindeki Minas'da çok gey vaat eden bir petrol yatagi bulmug ve
derhal gerekli donamm1 getirerek sondaj igine baglamigt1.Sonradan Japonlarbu igi üzerlerine
alarak ve Caltex'in donanimim kullanmak suretiylekuyuyu kazmiglardi. Bu kuyu, Japonlar'm
ÍkinciDünya Savagiboyunca kegfedip iglettigi tek kuyudur. Bu kazida California ile Ortadogu
arasmda son derece verimli bir kuyuya rastlami lardi. Güney Bölgesi'nde girigilen bu topyekûn
hareket o derece baçanli olmugtu ki, 1943'te BagbakanTojo -aslmda Japonya'nm tetigiçekmesi-
ne sebep olan- petrol sorununun artik çözülmüg oldugunuhalkma duyuracakt1. Ne var ki Tojo,
konugmakta çok erken davranmigtl.

Marus Muharebesi: Yipratma Savagi


Askeri stratejilerini kurarken Japonlargu varsaylmdan hareket etmigti: Güney Bölgesi'ndeki pet-
rolü, diger hammaddeleri ve glda maddesi gibi zengin kaynaklanm kendi yurtlarmdaki verimsiz
adalann ekonomisi ve ihtlyaçlan için güvenceligekilde kullanacakti, Bu da Japonlar'a"Pasifik'te

340
bir duvar" çekme ve bu duvarl koruma gücü verecekti. Bu gerçekleptikten sonra artik Amerika-
111arve Ingilizler'le dirençlerini kinp yorgun dügürünceye.ve bang isteyene kadar
ugraçabiÌirler,
onlarlaçarpigmayi sürdürebilirlerdi. Müttefik kuvvetler sonunda dayanamaylp Asya'yi ve Pasi-
fik'i Japon imparatorlugu'na birakacakti. Eu strateji aslinda tam bir kumardi ve baçans1da sade-
ce hasmm azmini.çökertmeye degil, aym zamanda ve tam anlamlyla, Japonya'nmkendi sevlo-
yat sistemininkoordineli olmasma baghydi. Japonlarkendi dügüncelerine göre savaga iki yll ye-
tecek petrol envanteriyle girmigti.iki yll bitiminde petrol için Japon DoguHint Adalan'na bag-
vuracaklardt. Bu plan ve bagiml1 olug, BirlegikDevletler Stratejik Bombalama Servisi'nce uygula-
mada sonuç veren bir zaylf nokta oldugunu kanitlamigtt." Aynca,Japon askeri operasyon-
"kötü

lan tarihi içinde bu, yakit yoklugu Japonlar'mAgiltopuguydu"diye yer ahr.


"stvi

Japonlar'inesas zaylf noktasi denizde Amerikan denizaltilarina dayanamamasiydl. Askeri


planlan yaparkenJaponlarbu riski hiç göze almamiglard1.Amerikan denizaltilann1 ve denizal-
tmdaki mürettebati hafife almiglardt. JaponlarAmerikalilar'innazh ve lüks dügkünü oldugunu,
bunun igin de denízalti yagam ve savagko§ullanna dayanamayacagm1 varsaymigti. Ne var ki
Amerikan denizaltilan dünyada mevcut denizaltilar içinde en iyislydi. Aynca geligtirilmigtorpi-
dolarla da teçhiz edildiginden öldürücü bir silah halinde Güney Bölgesi ile Japon adalan arasm-
daki çok hayati denizcilik baglantilanm zaylflatip kesiyordu. Uzun süren ve sürüncemede kalan
bu çatigma denizcilik tarihinde "Marus Çatigmast" olarakamlir.Marus sözcügü Japonlar'mtüm
tüccarlantammlamakiçin kullandigl bir terimdir.Japonlarbu savagtaOnceleri pek dikkatli dav-
ranmamig, ancak 1943 sonlartnda,denizaltilara kargi ciddi savunma tedbirlerialmaya ve kon-
voylar kurmaya baglamtçtir.Ne var ki bu çabalan da yetersiz ve eksikti. Bu konuda bir Japon
Konvoy Komutam gunlansöyleyecekti: "Biz hava korumasi istedigimiz zaman karç1mizaAmeri-
kan uçaklan çtkiyordu."Böylece, Japonlar'mdenizdeki kaylplart artmakta devam etti.
Konvoylar da Japonya'yasorunlar yaratlyor, bu sorunlar Müttefikler'e yardimci oluyordu.
Konvoy hareketinip baglamp idare edilmesi için
"mevkilerini"

tam olarak ilan eden bir telsizsin-


yal gebekesi gerekiyordu. Bu mesajlarm Japon kodlarim çözmüç olan Amerikaltlarca ele geçiril-
mesi denizalti görevlilerineyagamsal degerde bilgi saglamigtir. Her ne taraftanalmirsa almsm du-
rum Japonya için genel anlamda bir felaketti. Bu çatigmada,Japonlar'aait sac gövdeli nakliyat
gemilerinintoplamsayismm yüzde 86's)batirilmigtir.Aynca yüzde 6'si da savag bittiginde ige ya-
ramayacak kadar agir tahrip edilmigti.Japonya'nm ugradigt bu kaylp toplammmyüzde 55'i
Amerikan deniz personelinin-yüzde ikisi olan denizaltic11ar- tarafmdanbaçanlmigtir. Kaybm
yüzde 5'i ise diger Müttefik Devletler'in eseridir. Bu glfi§Ïmin baçanSl, aslmda daha siki bir ku-
atma ve ylpratma savagma dönügmüç ve ileride bir Japon iktisatçi grubunun tanimladigtgibi
"Japonya'nmsava; ekonomisine vurulan öldürücü bir tokat" olmugtu.
Eu çatigmadaAmerikan denizaltilari en çok petrol tankerlerini hedef almigt1.Su yüzden
1933'ten baglayarak giderek daha çok tanker batir1Imigtir.1944 yllma kadar battnlan tanker sa-
y1st, yeniden inga edilen Japontanker sayistm kat kat geçmigtir.Japonya'ya giren petrol ithalatt
1943 mali ylhnm ilk üç ayi içinde doruk noktasma ulagmigken, bir yll sonra, 1944'ün ilk üç ayt
içinde 1943 rakammm yansindan daha dügük düzeye iniyordu. 1945 yllt ilk üç ayina gelindi-
gindeyseithalat artik tamamendurmuçtu. Bir Japon kaptam konuyu göyle özetliyordu: "Savagm
sonuna dogru öyle bir duruma gelmigtikki, limandan ayrildiktan kisa bir süre sonra mutlaka bir
tankerimizinbatirllacagindan emindik. Tankerin Japonya'yaulaçamayacagtndan hiç kugkumuz
yoktu." Petrol durumlan giderek kötüleptikçe Japonlaryeni yeni çarelere bagvurmaya, yeni icat-
lar aramaya bagladilar. Artik bulabildikleri her yere, çegitlibüyüklükteki silindir içlerine, hatta
yük gemisi güvertelerindekiliften yapilmig kaplara petrol dolduruyorlard1. Bu arada, büyük las-
tik torbalarayerleptirdikleri üç yüz, beg yüz varil dolusu petrolü römorkõrlerle Japonya'yailet-
meyi bile denedller. Belki bu dahiyane bir fikirdi, ne var ki birçok sebepten ötürü, baçanya ulaça-
mam14tir.Bu sebepler göylestralanabilir: Benzinin lastigt etkileyip yemesi, torbalarapetrol dol-

341
durma ve bogaltma iginin zor olugu ve torbalann römorkörlerin manevra yetenegini kisitlayarak
römorkörleri hava saldirilan için daha lyi birer hedef haline getirmesibunlardan bazilandir.Ça-
resizlik içindeki Japonlar,kendi denizaltilannda petrol nakletmeyi bile denemigler, aynca Alman
denizaltilarmi kendilerine petrol getirmeye zorlamak istemiglerdi. JaponlarAlmanlar'a kargihk
olarak denizaltilarmm onarimiiçin Japonya'ya girmeizni vereceklerdi.
Yurtiçinde ise ithalat kuruyup bittikçe Japon halki her gün biraz daha fazla petrol kismtist-
na girdi. 1944 ylli sivil benzin tüketimi sadece 257.000 varile dügmügtü ki, bu 1940 düzeyinin
yüzde 4'üdür. Benzinle çaliçanaraçlaryeniden donatilip kömürle veya odunla çabgirhale getiri-
liyordu. Endüstride kullanilan petrol artiksoyafasulyesinden, yerfistigindan ve hindistancevizin-
den ç1karihyordu.Sivillerin depoladigi patates, geker ve pirinç çarabi gibi maddeler
-perakende-

cilerde satilan Japonlar'm


"sake"
dedigt rak1stnakadar- toplampyalat yerine kullan11makiçin al-
kole dönügtürülüyordu.
Japonlar'm1937de sentetik yakit konusuna hirs ve sebatlabaglanmty oldugu hatirlanacak-
tir. Pearl Harbor'dan önceki aylarda, Tokyo'da sentetik yakiti savagin bir seçenegi olarak öneren-
ler bile olmugtu. Ne var ki bu konuda savag strasinda gösterilentüm çabalaraci bir gekildebaga-
ns1z olmug, çelik ve.donanim yoklugu yüzünden engellenmigti. Eu bagarisizlikta bitip tükenmek
bilmeyenbirçok teknik, mühendislik, mekanik ve kipisel sorunlarmda payi vardi. 1943 yllmda
Japonya'ntnsentetik yakit üretimi toplam bir milyon varildi - Bu miktar.daha önce bu yll için
saptanan 14 milyonluk hedefin sadece yüzde 8'idir.,Daha sonra da bu yakitlar híçbir zaman pet-
rol ihtiyact toplaminmyüzde 5'inden fazlasini kargilamamigtir.Aynca, mevcut kapasitenin yan-
smdan fazlast Mançurya'daydl. Bu petrol 1944-1945 yillarmda abluka nedeniyle, ige yaramaz
olacakti. Kisacasentetik yakit tam bir flyaskoydu. Hem de kaynaklara, gücüneve idareye yaptigi
onca zorlama yüzünden çok pahahya mal olmugbir fiyasko!Bir aragttrmac1bu konuda pu görüg-
leri ifade etmigtir: "Japonya'da girigilensentetik yakitsanayli, bu sanayle yattnlan onca materyal
ve insan gücünün boga gitmesive vermig oldugu ürünün son derece kisir ve verimsiz olu§uyü-
zünden, Japonyaiçin savagta bir k1ymet olmaktan çok gereksiz bir sorumluluk olmugtur."

Filoyti Kurtarmanin Bir Anlami Yok


Giderek büyüyen petrolsikintistJaponya'mnaskeri yeteneklerini her gün biraz daha zora sok-
muy ve birçok muharebenin seyrini dogrudan etkilemigtir.Ilk stkmti daha 1942 Hazirani'nda,
Midway Sava¢nin gelmesiyle hissedilmeye baglamigtl.Bu savaga katilanbir Japon amirali petrol
sikmtisi konusundaki görüglerini göyleifade etmigti: "O günlerde çok fazla petrol tüketmigtik;
sarf ettigimiz petrol miktan tahminimizifazlastyla agmigti. Bunun etkisi çok çabuk, Midway'in
bitiminden hemen sonra hissedilmigti." JaponlarmMidway zaferini izleyen günlerde bu defa
Müttefik kuvvetler saldin harekâtlarina baglamig, deniz ve kara akmlanylabatlya dogru hizla
ilerleyip Japonya'yaher gün biraz daha yaklagmiglardi.Böylece Gilbert Adalari'nda Tarawa ve
Makin'e, Marshall Adalan'nda Kwajalein ve Eniwetok, Marianas'da Saipan ve Guam'a artik çok
yak1nd11at,Her iki tarafíçin de her kumsalda mevcut her kang toprakyüzlerce kipinin hayati de-
mekti. Ancak, Amerikalilar bu taarruza gerçektençok hazirhkli olarakyola ç1kmigt1. Deniz ve
kara savagi için gereklidonanimla, uçak gemilerive endüstriyel güçleriyleharekete geçmiglerdi.
Jadonya'nmsabu denli büyük bir kaynak harcamast yapmasina imkân yoktu. Amerikahlar bu
muharebe için çok iyi hazirlanmigti. Öyleki Pearl Harbor'un intikamim alacaklari tarihi bile sap-
tamiglar,bunu Pearl Harbor'a öldürücü baskin1planlamig olan AmiralYamamoto'nun, Yeni Gine
yalomndaki BougainvilleAdas1'm ziyaret edecegi 1943 Nisam'na almiglardt. Bu tarih Amerikah-
lar'a istihbarat örgütünce ulagtinlmigtir. Sonuçta Amerikall sava; uçaklan, pusu kurduklan bu-
lutlar içinden styrihp, Amirali, alevler içinde agagidaki ormana ölüme yolladilar.
Yine de denizaltilarm yaptigt büyük savag kampanyast sonunda Japon imparatorluk donan-

342
silentill"duruma getirmesi 1944 ylli baglanndan
"olaganüstü

masim petrolsikintismadügürüp
evvelgerçeklegemedi. Bu arada Japonlar'intükenmekteolanpetrolstoklari da stratejik kararlar-
da etkiliolmayabaglamig, giderek daha periçan edici sonuçlara ulagmigti.Japon savagfilosu, pet-
rol stoklan çok dügük olduguiçin 1944 Haziram'ndaki MarianasSavagharekâtma katilmamigti.
Aynca, uçak gemileride petrol tasarrufuyapmak amactlle Amerikalilar'a çember hücum strate-
jisiyledegil, dogrudan planlanmly bir hücumla yaklagmtytt.Japonkomutamn sonradansöyledigi
harekâti stratejisiyleyaklagilmigolsaydi,yol uzatilmigve bunun için de daha çok
"çember

gibi
petroltüketilmigolacakti."Aslinda dogrudan hücum Japonlar'a daha pahallyamal olmuy, adi sa-
va; tarihinde "Büyük Marianas KeklikAvi" diye geçen sonuçla bitmigti. Marianas Keklik
Avl'nda, JaponlarAmerika'nm kaybettigt 29 uçaga kargi 273 uçak kaybetmigtir.Marianas'da ka
zandigt zaferle, arttk Amerikalilar Japon savunma çemberinin içine kadar s1zmtyt1.
Bu muharebenin bir degerlendirmesi yapildiginda görülürki, eger Japonlar imparatorluk
donanmasma bagli iki savaggrubunu kendi karasularmda üstlendirmig olsalardt, stratejik açidan
daha mantikli davranmig olurlardi. Bu yolu seçerek sava; gruplanm Okinawa'da veya bizzat
kendi topraklaimdakiadalarda üstlendiferek gruplan her yöne dogru taarruzda bulunmaya ha-
zir hale getirmigolacaklardi. Ne var kl kendi yurtlarindaki adalara giden petrol hattinin tahrip
edilmigolmasive yakit stoklarminda gündengüne azalmasi yüzünden bunu yapma olanagtbu-
lamamiglardir.Eu yüzden, filonun bir kismi savag uçaklanyla beraber yeni uçaklarm ve pilotlarm
gelmesinibeklemek üzere Japonya'daüstlendirilmigti. Su ara, dogal olarak mazot envanterleri
de hemen son damlasma kadar tükenmigti.Agir savaggemilerlyse Dogu Hint Adalan petrolüne
yakm olsun diye Singapur yalonmda konuglandinlmigt1.Ancak bir kere harekâta baglandt mi, ye-
niden yakit ikmali yapmak gerektiginde, buna firsat bulamadiklanndan, tekrar yakit almak ve
harekâta hazirlanmak yaklagik bir ay vakitlerini ahyordu.Petrol yoklugunun Japondonanmasi
üzerindeki topyekûnsonucu donanmamn bölünmesi geklindeortaya ç1kmiçttr. Japonya'nmtam
Müttefik ilerlemesini püskürtecek güçlü ve birlegikbir filoya muhtaçoldugugündeJapon deni2
gücünü ikiye bölmügtür.
Japonlar'mhava akmlan da petrolsüzlük yüzündenciddi bir biçimde azaltilmigtl. 1944 yi-
linda pilot egitim saati, otuz saate indirilmigti ki bu gerekli" kabul ettiklerisaat sayist-
"mutlaka

mn sadece yansid1r. 1945'te petrol sikmtistnin giderek kötülegmesiyle donanma personelinin


egitimiise tamamlyla durdurulmuçtu. Pilotlardan artiksadece hedefe dogru liderlerini izlemele-
ri bekleniyordu. Gidenlerin dönmesinden ümit kesilmig, sadece birkaçmm geri gelmesiyeterli
sayillyordu. Uçakbenzini artik bu ige elveriglitek kaynak olan terebentiningokmiktardaalkolle
kangtirilmasiyla yapiliyordu.Dügük kaliteli yakitlann birbiriyle birlegtirilmesi, pilotlarmyeterin
ce egitilmemesi, uçaklarm lyi test edilmemesi öldürücü sonuçlar doguruyordu. Japontarbu mu-
harebede, sadece hedeflerine dogru giderken hava güglerinin yüzde 40'm1 kaybetmigtir.
Petrol rezervlerini biraz çogaltabilmekiçin Japongemilerirafine edilmemigBorneo ham
petrolü kullanma yoluna gittiler.Bu petrol, Marcus Samuel'inçok seneler önce iddia ettigigibi
yakit olarak kullanilmaya elverigliydi.Ancak elverigli oldugukadar alev alma gücü de yüksekol-
dugundan kullanan gemileriçin her zaman bir tehdit olugturmugtur. Çoksikipikduruma düg-
tüklerindeJaponlardenizcilikte eskiden beri uyguladiklantarihte ün yapmtç seyir geleneklerini
bile degigtirip, gerektiginde kömürle igleyecek yeni gemiler yaptilar. Ingahalindeki gemiler de
sefere sokulmadanönce kömüre çevrilmigti.Bu petrol rezervi yönünden az bir güvence ve fe-
rahhk saglad1ysada, hiz Ve esneklikbakimmdan bir kaylp demekti.
Japon imparatorluk donanmasim 1944 Ekimi'nde bütün agirliglyla Filipinler açigmdaki
Leyte Körfezi, Muharebesi'ne iten faktör petrol yoklugudur. Su tarihe kadar, Japonya'mn boy-
nundaki ilmek artik fazlasiyla silalmaya baglamigti. 1944 Agustosu'nda Guam'm geri ahnmasi
Japon adalannda B-29 tipi bombardiman uçaklarimn kullammmi gündeme getirmigtir.Güneye
dogru yürüyen Mac Arthur kuvvetleri 15 Eylül'de Filipinler'den sadece üç yüz mil uzaktaki

343
\

Molluccas'daki Morotai'ye ayak basti. Mac Arthur, burada, güneye dogru bakarak gunlansöyle-
migtir: "Orada beni bekllyorlar!" Artik Japonlariçin híçbir seçenek kalmamigti. Yapacaklari tek
ey Amerikalilar'm Filipinler'i geri almasma mani olmak için ellerindeki tüm olanaklan seferber
etmekti. Filipinfer Japorya'mn kendi adalanna havadan hücum edebilecek bir mesafedeydi ve
Japonya'ylaJaponya'nmDogu Asya'da ele geçirdig topraklararasmda bulunuyordu. Sonunda,
JaponDeniz Kuvvetleri BagkaniAmiral SoemuToyoda,denizcilik sava; tarihinde dünyamn en
büyük muharebesine yol açan emri verlyordu. Amiral Toyoda sonradan emir veri; sebebiolarak
u açiklamay1yapmigtir: "Filipinharekâtmda kaybetmig olsaydik,filoyu orada b1takmakzorunda
kalsak dahi güneye giden denizyolu tamamen kesilmig olacaktt.Bu itibarla, filo, Japon sularma
geri gelse bile, petrol ikmali yapamayacakt1. Eger filo güneydogusularmdakalsaydi hu defa da
mühimmatYe silah ikmali yapamayacakti. Suhalde Filipinter'i kaybetme pahasma filoyu kurtar-
manm hiçbir mantiki tarañ yoktu."
Ne var ki petrol sikintisi Japonlar'1Filipinter muharebesinde birçok kere kösteklemigtir. Üs
yerlerinin dagtmkhgt nedenlyle Japondonanmasi kuvvetlerini belirli noktalarda odaklamayi de-
nedi. Petrol yoklugu nedeniyle Japon savag gemilerinden ikisi büyük savagakatilmamigti. Savaga
katilma yerine petrol ikmali yapmak lçin Singapur'agitmly ve geri dönmüglerdi. Diger gemilerse
yak1t tasarrufuiçin yavag seyrettiklerinden görevyerine birkaç saat geç ulagm14t1.Bu birkaç saat-
lik gecikme ise Japonlaraçismdan fevkalade önemliydi. 25 Ekim 1944'te, ikinciFilo Komutam
Amiral Takeo Kurita Leyte Körfezi'ne girecek konuma gelmigti.Leyte Körfezi'ne girmekle Gene-
ral Mac Arthur'un iyi savunma mevziilerinde olmayaniggalkuvvetlerini imha etmek ve belki de
muharebeninseyrini kendi lehine degigtirmek imkânma kavugmug olacakti. Ancak iggal edile-
cek kumsala sadecekirk mil mesafe kalmigken Kurita her nedense birdenbire çekilmig, gemisiy-
le uzaklagmigtL Savagbittikten sonra bunun nedenini soranlaraJaponamirallerinden birl gu ya-
niti verecekti: "Petrol yoklugu yüzünden!"
Üçgün süren Leyte KörfeziMuharebesi Japonlariçin tam bir bozgun olmugtur. Su çarpig-
mada Japonlar'inkayb1üç savag gemisi, dört uçak gemisinin hepsi, on kruvazör ve on üç destro-
yer olmuytur.Çaresizlikleri sonunda Japonlarbu muharebede dünyaya yepyeni bir sílah daha ta-
n1tacaklardi. Bunlar Kamikaze denen intihar pilotlandir. Bu sözcük
"ilahi
rüzgâr" demektir ve
on üçüncü yüzyilda Kubilay Han'm büyük iggal filosunu, daha Japonya'yaayak basmadan kasip
kavuran kasirgaya atfen verílmigtir. Bu intihar pilotlanmngörevi kendi uçaklanni Amerikan
ge-
mileri üzerine binerek parçalamakti. Saclecebu bile Japonlar'mruh yapismi anlatmayä yeter. Bu-
nu yapmakla Japonlarvatamm seven her Japon'u
"tam
özverlye" çagtrmigttr.Amaç Japonulusu-
nu intihar pilotlari yoluyla bu harekete ôzendirmekti.T emel amaçbu olmakla beraber bunun ar-
kasmda ikinci ve Japonyagibipetrol, uçak ve yetigmigpilot açisindan son derece yetersiz bir ül-
ke için çok pratik sayllacak ikinci bir amaç daha vardi. Japonlarmetotlu bir hesaplamayla, bir
Amerikan uçagmi veya savag.gemisini batirmak için sekiz bombact ve on alti savaççi gerektigi
halde ayni sonucun bir ila üç intihar pilotu ile almabilecegini anlamigti. Japonlarkendi uçagm1
bilinçli olarak parçalayan bir pilotun dügman uçak veya gemisinde çok daha fazla hasar yapaca-
gindanemindi. Böyle bir hareketteki mant1 L anlayamayan dügmamn Japonlar'mkendilerini ölü-
me adamalarim anlayamayacaklarmi ve bu böylece panige kapilacaklanm ümit etmiglerdi. Aynca
intihar pilotu
-nasilsa

geridönmeyecegine göre--yakit gereksinimide yanya indirilmig oluyordu.

ImparatorOrdusunun Sonu
Pasifik'teki Amerikan kuvvetlerine kaynaklar ne kadar uzakta olsa da bol petrol aklyordu. Japon-
larsa bunu görüyor fakat önlemek için çok az gey,hatta hiçbir gey yapamlyordu. Amerikal11arçok
büyük ebatta geligtirilmigyüzer üsler yapmiglardi. BirlegikDevletler donanmasma Pasifik'te
"ge-

nig adimlar atma" imkâni saglayan bu yüzer üslerde yakit mavnalari,onarim gemileri,yardim

344
-1

tekneleri,römorkörler, yüzer doklar, kurtarma gemilerive depolama gemilerivardi. Büyük tonaj-


li iki veya üç tanker kendilerine eglikeden destroyerlerle birlikte evveldenbelirtilmigyerlerde is-
tasyonkurmugtu. Her biri arasmda yirmi bey mil geniglikve yetmig beg mil uzunluk olan bu tan-
ker üsleri Amerikan gemilerinin petrol ikmali için bekledigi evvelce belirlenmig yerlerde konug-
landmlmigti. 1944 yllmm ikinci yansmda Guam,Japonlar'ibombalamak için en önemli Ameri-
kan üssü haline getirildiginde,buraya her gün 120.000 varil uçak benzini ikmali yapillyordu. Oy-
sa ki ayni sürede sirurlannhepsinde birden tüm Japonhava kuvvetlerinin tükettigipetrol günde
21.000 varilden ibaretti. Bu Amerikalilar'm sadece Guam'datükettigipetrolün altida biridir.
ArtikJaponlarhemen her taraftansikigtinliyordu. 1945 baglarma gelinceyekadar Amerika-
lilar Filipinler'de Manila'yi, aynca büyük kay1plar pahasmalwo Jima'ylgeri almigtL Amerikall-
lar'm ölü sayisi 6800, Japonlar'mölü sayisiysa21.000'di. Aynca 4,5 mile 2,5 mil yüzölçümlü
bu küçücük adada Amerikahlar'm yaralt sayisi 20.000'di. Güney Asya'da Ìngilizlerson taarruz
harekâtlarmi Burma'da yapmigtL Japonlar Balikpapan'da ve Dogu Hint Adalan'ndaki diger
önemli limanlardan çtkanlmigt1. Kendi adalarmdakimevcut rafinerileri de artik tamamen petrol-
süz kalmigt1. 1945 Mart ayinda Japonya'ninson petrol tanker konvoyu Singapur'dan aynhp Ja-
ponya'ya dogru yola çiktiysada batirildigt için hiçbir zaman bu ülkeye ulaçamayacaktL
Japonyaülke smirlan.içinde ise petrol, birçok temel maddeyle birlikte ülke ekonomisinden
tamamen çikmigti. Gaz, elektrik ve kömür gibi maddeler inamlmaz boyutta azalmigti.Artik ev-
1erde özel banyo yapmaktarihe kanymig, kamuya açik hamamlar ise kalababktan girilemez ol-
mugtu. Hamamlar sokaktan odun parçalantoplayaraktsi temin ediyor, buralarda yikanma dene-
yimine de patates ylkama" deniyordu. Birazc1kismabilmek için pek çok Japon'un kü-
"küvette

-
tüphanesindekikitaplan yaktigt olmugtur. Bunu yaparken de gelecekhava saldirismda kitaplarin
nasilsa yok olacagim dügünmüg olmalilar.Tokyo'da yakit dagttim igine 1944-45 kigmin soguk
günleri bitinceye kadar baglanamadi. Yeni dagitim düzenine geçilmesi ancak 21 Mayis 1945'te
gerçeklepti.O güne kadar Tokyo halkmm çogu bombalanmig bir kentin sokaklarmdan öte beri
toplayarakyemek pigirmenin ne demek oldugunu çoktan ögrenmigti. Kigibagma günde 1800
kalori hesabina göre beslenen halkm minimum kalori ihtiyaci 2160 kaloriydi.
Yakit durumunun askeri kuvvetler açismdan son derece ciddlyet kazanmasi donanmayt
Kamikaze uçuçuna benzer diger dramatik bir karara itecekti. Bu dünyamn en büyük savag gemi-
si ve Japon filosunun gururu olan Yamato'yufeda etme karanydi. Plana göre Yamato,Okinawa
iggalini destekleyen Amerikan gemileriniyaracak olan ÖzelTaarruz Kuvveti'nde çekirdekgöre-
vini yüklenecek, mümkün oldugu kadar çok hasar yapacak, sonra da kendini kumsala gekip on
sekiz inch'lik dev silahlanylaaday1 savunmaya geçecekti. Amiral Toyoda'nm sözlerlyle "Büyük
çapta girigilecek herhangi bir operasyon çok fazla petrole lhtiyaç gösterecegi için zaten söz ko-
nusu degildi. Filoyu toparlamakiçin bile, gerekliolan 2500 ton yakit1bulmakta güçlükçekmig-
ti. Ancak göylebir genel kani varde Kazanma gansiyan yanya olmasa bile, bu gemileri hiçbir gey
yapmadan yurt sularmda tembelligeterk etmekle hiçbir gey kazanilamazdi, Aynca bu gemileri,
yüzde elli gansligörmesek de, onlan göndermemekJapon donanma gelenegine ters dügeceliti.
lçte yakiteksikligibu derece had safhadaydL"
Açikça görüldügü gibi, bu Yamato'yaverilen görev bir intihar göreviydi. Sefere baglarken
'

Yamato'yasadece gidigeyetecek kadar yakit yüklenmigti. Bu büyük savag gemisi, kendine eglik
eden teknelerle, bütün uçaklar Kamikaze görevleriyaptigiiçin kendini savunan hiçbir uçak ol-
madan ó Nisan sabahiTokuyama'ya girmigti.7 Nisan tarihinde ögle vakti, alçaktan uçug yapan
300 Amerikan uçagi bastinp baraj ateglerine bagladtlar. Ögledensonra ise Yamatove öbür gemi-
lerin çogu artik batinlmigti. Birçok kipinin yorumuna göre intihar etme firsati dahi bulamadan
"imparatorluk '·

tahrip edilen Yamato'nun batinlmasi donanmastnin son buldugunun igaretiydi


Bir zamanlar tüm Bati Pasifik'in kumandasmi elinde tutmakla övünen Japon filosu gimdi artik
kendi vatanina yakm denizlerden bile kovulmugtu.

345
Sonuna Kadar Sava; mi?
Böylece Japonya'nm durumu giderek kötülegmeye baglamigti. Benzin silentisi yüzünden artik
uçaklar iki saatten fazla uçamtyordu. Simdialollarda tek bir soru vardi. Petrol bulmamn acaba
herhangi bagka bir yolu yok muydu? Benzin sikmtismdan çaresizlik içinde olan donanma so-
nunda bir karara vard1.Yakityerine kullanmak üzere çok fantazi bir yololan
"gam
kökü" katn-
bagvurdu..Bu
"iki

panyasma arada yüz çam kökü bir uçagt bir saat süreyle havada tutar" slogam
altinda tüm Japon adalan halla ellerindekazma, çam köklerini çikarmayayönlendirilmigti.Su
çam kökleri on iki saat süreyle isitihr, bu yöntemle bir çegithammadde elde edilirdi.Bu arada
her birinin günde üç, dört galon petrol üretmesí amaclyla gerekli yerlere otuz dört bin kazan,
damitma yeri ve küçük çapta antma üniteleri yerleptirildi. Ancak, bütün bu emekler çok sayida
insan gücü gerektirdiginden boga gitmeye mahkûmdu. Bir galon dolusu petrol elde edebilmek
için 2,5 günlük insan mesaisi gerekiyordu. Amaçlanan resmi hedef günde on iki bin varil petrol
üretimi olduguna gõre bu hedefe ulagmakiçin her gün 1,5 milyon iççinin yalmzca bu igte çahy-
tirtimasigerekiyordu!
Çamkökü kampanyasi gözle görülür ba21.sonuçlar vermigti. Yörede ne kadar agaç varsa
hepsinin kökü sökülüp Çikanlmig, büyük agaç gövdelerive kökler yollari kaplamigti. 1945 ylh
Hazirani'na kadar çam kökü yagi üretimí ayda yetmig bin varili bulmugsa da çam kökünün rafi-
ne edilmesindekigüçlükleryüzünden sorun çözülememigti.Gerçek gudurki, savagsona erdigi
güne kadar çam kökü yagodan toplamolarak uçakta kullamlmak üzere sadace üç bin varil ben-
zin üretilmigti ve ortada bunun herhangi bir kismimn gerçekten uçakta kullanilmig oldugunu
gösteren herhangi bir veri de yoktu.
Artik Japonya kaçimlmaz sona her gün biraz daha yaklaylyordu. Amerikan uçaklarinm
aman vermeyen bombardimam altinda ülkenin ahyaptan yapilmig binalari giderekyerle bir olu-
yor, kararmig iskeletlere dönüyordu. Milliekonomi ise, belki biraz daha yavag, fakat kesin olarak
parçalanmaktayd1. Eu arada Japonya'mntaarruzlarakargi misilleme yapma yetenegi ise tama-
men yok olmugtu. "Jilet" lakablyla taninan HidekiTolo,bir önceki yllm temmuz ayinda zorla
bagbakanliga getirildigi halde, gimdi, 1945 ilkbahannda, ülkenin bagmayeni bir hükümet getiri-
liyordu. Su yeni hükümette kabine üyelerinden hiç deglse bazilannm savagisona erdirme yan-
hst olmasma özen gösterilmigti. Eskiden oldugunun aksine
"dügmant

topyekûnimha" taraftan
olan bakanlar kabine digi birakilmitti. ßir bakan "Artik her gey en son agamayagelmigti. Ne yö-
ne bakarsak bakahm yolun sonuna geldigimizi görüyorciuk"diyordu. Yenihükümetin bagina ge-
tirilen bagbakan seksen yaginda emeklibir amiral olan ve yurttaglar üzerinde hâlà prestijsahibi,
nispeten iliml1 bir kigiolan Kantaro Suzuki idi. Ancak Suzuki'nin bagbakan olmastyla, savaga de-
vam yanhlan ile savaç1bitirmenin bir yolunu arayanlar arasmdaki çekigme daha da giddetlene-
cekti. Ikincigrupta bulunanlar daha ihtiyath davranan, kesin konugmaktan kaçinan kimselerden
olugmuytu.Ancak bu grup da askeri bir darbe olmasmdan veya bir suikaste ugramaktan ölürce-
sine korkuyorlardi.
5 Nisan 1945 tarihíndeSovyetlerBirligiJaponya'ylayürürlükte olan tarafsizhkpaktim ta-
mmadigml ilan etti. Ancak öngörülen hükümler geregince pakt 1946 Nisan ayma kadar yürür-
lükte kalacakti. Bundan yararlanriak isteyen Japon donanmasi bu defa, en az eski kökü"
"çam

kampanyasi kadar garip yeni bir fikre saplandi; SovyetlerBirligi'nedogrudan yaklagtp Tokyo
ile Washington ve Londra arasinda arabuluculuk yapmasmi ve Güney Bölgesi kaynaklanndan
yararlanarak Sovyetpetrol ticaretini geligtirmesiniisteyecekti. Bu i; eski bagbakanlardan Ja-
ponya'nm Moskova Büyükelçisi Koki Hirota'ya verildi ve Büyükelçi Sovyetler'in.JaponyaBü-
yükelçisiile diyaloga girmekle görevlendirildi. Ancak, Japonlarbir konuda bilgisizdi. Bir önce-
ki pubat aymda, Stalin Yalta'da, Rooseveltve Churchill'e, Avrupa'da savagin bitiminden dok-
san gün kadar sonra, Sovyetler Birligi'ni Japonya'yla savaga sokacagmasöz vermigti.Aynca

346
Stalin yalntzcahammadde konusuyla smith olmayan ve bundan çok daha çekici ba ka bir de-
gigtokupplam da ayarlamigt1.SovyetlerBirligi'ni savaga sokmamn bedeli olarak, Sovyet dikta-
törü Stalin, zengin toprak imtiyazlari alacakti. Mançurya'da Rus egemenligini yeniden kur-
mak, SakhalinAdalan'mn güney kismim geri almak ve Kurile Adalan'mn sahipligi gibi imti-
yazlar bunlann en önemlileri olarak sayilabilir.Etnik yönden Gürcü kökenli olmasma karçm
Stalin tam anlamiyla bir milliyetçiydi ve bu imtiyaz ödüllerini almakla, kamsma göre, Çarlik
Rusyasi'nin 1905'ten beri Japonlar'melinden çektigiacilan telafietmig olacaktL Bu nedenler-
den dolay1 Sovyet Büyükelçisi Haziran sonunda bir araya geldikleri zaman Hirota'nm yaptigi
bütün politik önerileri oldugu gibi geri çevirmigtir.Büyükelçinin aynca ilave ettigi glbi,Japon-
ya'ya petrol ihraci konusu da olanaksizdi.ÇünküSovyetler Birligi'nin kendisi de petrol sikmti-
si içindeydi.
Sonuçta Bagbakan Suzukiyeni bir karar alarak Japonya'nm savagmayetenegininsaptan-
mast Ye savagadevam için yeterli olup olmadigimnanlagilmasiamaclyla bir aragtirma yapilma-
smi emretti. 1945 Haziran ayi ortalannda gelen sonuçlarJapon savag ekonomisinin yakit yok-
lugu Ve Amerikan hava saldinlarmm çok çetin olugu yüzünden neredeyse bir felç durumunda
oldugunu gösterlyordu. Verilerde Japonya'mnne derecede çaresizoldugunu aynca kamthyor-
du. 1937 Nisam'nda229,6 milyon varil olan mazot envanteri 1945, l Temmuz tarihine kadar
0,8 milyon varile dügmügtü. Bir milyonvarilden apagi dügtügünde zaten donanma operasyona
giremezdi.Sonuçlarmgösterdigigibi, hangi yandan almirsa almsm artik donanmada faallyet
göstermesi için gereken petrol tam anlamiyla tükenmigti.Japon hükümetinin bazi mensupla-
- rmca pu kelimelerle ifade edildigi gibi
"durum

son derece ümitsizdi." Ancak, bu görügü hükü-


metin her üyesinin aynen paylagtigimsöylemek yanlig olur.Japon hükümetinin en üst. düzey
"teslim

mensuplan olma" olasiligmahâlâ yaklagmiyor,hatta aralanndan birkaçi bu sözün telaf-


fuz edilmesînebile kargi çikiyordu. Ortada dönen ve hükümetin de destekledigi slogan quydu:
"100
milyon insan bir bütün halinde ulus için ölmeyi bekliyot" Bu arada ordu ve donanma
mensuplan da Suzuki kabinesini savaga zorlama ve act sona götürme çabasmdan geri kalmi-
yordu.
Sanki kafalarmdan geçenisergilemek istercesine 1945 Nisam'nda Amerika'mn Okinawa'yi
i§galinde Japonlar'miggale kargi gösterdigi direnig son derece giddetlive fanatik düzeyde olmuy
ve lyi düzenlendiginden 21 Haziran 1945'ten evvelson bulmamigtit OkinawaAdasi'm alma ga-
basinda Amerika'nm verdigi ölü say1styüzde 35 oranmdayd1. Amerikan komutanlan Japonada-
larmm iggali içinde yaklagik aym oranda zayiat verilecegini varsaydiklanndan, taarruzun ilk aga-
masinda kendi kaylp sayllannm ölü ve yarah olaraken az 268.000 olacagtmhesaplamigtL Böyle
bir girigimdekendi taraflanndantoplamolarak bir milyon kadar askeri zayiat verilecegini, Japon-
lar'm askeri zayiatmm'da yaklagik aytn saytda olacagtm, ancak sivil ölü sayismm çok daha fazla
olup milyonlan bulacagtm varsaylyorlardL
Okinawa Muharebesi son derece kanh olmuy ve büyük bir inatla sürdürülmü§tü. Bu, Ame-
rikahlar'm her ne kadar henüz denenmemiçolsa-da, yakmda BirlegikDevletler askeri teçhizatde-
posuna girecekolanyeni bir silahl, gerektigindekullanma kararlanm önemli derecede perçinle-
migtir. Bu yeni silahm adi atom bombaslydi. O sira Amerikab liderler Japonlar'msavagma gücü-
nün giderek yok olmakta oldugunu görüyor,ancak, savagma isteklerinin sönmekte oldugunu gös-
teren herhangi bir igarete rastlam1yorlardi.Hatta o kadar ki sanki Japonya'dayaçayan tüm ulus
ölüme kadar sürecekbir intihar savagina hazirlanlyor giblydi. Okul çagLndaki çocuklara bíle bam-
bu agacmdan yapilmigsilahlarla nigan almayi ögrenmeleri emredilmigti. Su ara Tokyo ile Mosko-
va arasmda glzlimesajlar teati ediliyor,Amerikahlar tarafmdandegifreedilen bu mesallarda Japon-
ya'nm bang isteyecegine dair híçbir igarete rastlanmiyordu. Çünkü Japonyabang istemiyordu.
Durumun her gün biraz daha kötülegmesine kargm Japon hükümeti anlagilmaz ve teslim
konusunda ciddiyetten uzak tutumunu sürdürüyordu ki bu, kendi aralarmda bir anlagma olma-

347
digimn ve aynca savag yanlisi tarafmagir bastigimn igaretiydi. Tokyo, Müttefikler'e duydugu kin
yüzünden onlarm teklifettigi PotsdamDeklarasyonu'nu reddetmigti. Ancak bõyle yapmakla ha-
tah davranmigtir; çünkü eger Deklarasyonu kabul etseydi, savaç1 nispeten makul partlaraltinda
terk etmig olacakti ki bunlar içinde imparatorlanm koruma yetkisi de vardi. Japon liderlerinden
birçogu, asker ve sivil bütün Japon halkim, o güne kadar çilgLn bir milliyetçilik ve sapmaz milita-
rizm ugruna çektikleri dayanilmaz ac11ardankurtaracak adimi atmakta isteksiz davranmigtir.
Müttefikler açtsmdansa,Tokyo'dan, savaga sonuna kadar devam etme azmini belirten igaretler
digmda hiçbir igaret gelmiyordu.
Ilk atom bombasi 6 Agustos 1945'te Hirogima'yaatúd1. 8 Agustos günü de Sovyetler Birli-
giJaponya'yasavaç ilan etti ve hiç vakit kaybetmeden, evvelce planlanan tarihten bir hafta,önce
kuvvetlerini Mançurya'ya sevk edip buray1 iggal etti. Tarihin bir hafta önceye ahmg sebebi, Sov-
yet Ordusu Mançurya'ya girmeden evvel savagm bitmemesini garantilemekti. 9 Agustos'ta ikin-
ci atom bombast bu defa Nagasaki'ye atihyordu. Kayda deger ilginç bir nokta gudur. Hirogi-
ma'nm bombalanmasmdan sonra Nagasaki'nin bombalanmasma kadar Japon Ordusu Genelkur-
may Bagkam, üst düzey subaylara hâlâ Japon asker ve gemicilerinin her ne part altmda olursa ol-
sun teslim olmamalari emrini hatirlatlyordu. Kamsina göre bu içten styrilmanm kabul edilebilir
olabilirdi. 13 Agustos tarihinde, Nagasaki'nin bombalanmasindan dört gün
"intihar"

tek yam
sonra bile, Kamikaze misyonunun yaraticisi, Amiral Yardimcis1Takijiro Onishi, hâlâ hükümetin
teslimteklifinireddetmesikonusunu savunmaya devam etmekteydi. Teslim olmaktansaJapon
halki son aci sonuca kadar savagmaya devam etmeli, içlerinden 20 milyonu, içgalci kuvvetlere
karyt intihar taarruzu yaparak kendilerini feda etmeliydi.
Ancak, Japonpartlannmson derece çaresiz olugu ve atom bombalannm yarattigt yokun
korkunçlugu, yeni beliren Sovyettehdidiylebir araya gelince,savagisona erdirmek yanlisi olan-
lan askerlerdengelen giddetli itiraza ragmen egemen k1lmigti.Sonuçta, 14 Agustos gecesi impa-
rator yaymladig1fonograf kayitla teslim mesajml duyuruyordu. Bu mesaj ertesi gün yaymlana-
cakti. Ne var ki, o an bile, asi subaylar imparator'unkorumasmi öldürüp ImparatorlukSarayi'na
girecek, yayinlanmasini önlemek için kayd1 ele geçirmeye çahgip bu arada Bagbakan Suzuki'yi
öldürecekti. Asi subaylar amaçlanm gerçekleptiremeden yakalanmigtir. Eu gecenin ertest günü
radyolarmm bagmdaki halk, radyodan gelen k1sikbir ses duyacak, voltaj dügmesi nedeniyle za-
man zaman alçahp yükselen bu sesin o güne kadar hiç duymadiklan imparatorlarmin sesi oldu-
gunuanlayacaklardi.Bu ses kendilerine teslimolma çagnsmda bulunuyordu. Artik Pasifik'te sa-
va; son bulmugtu.
Yine de imparator'unyaptig teslimçagrismadirenenler almuçtur. O sabah, daha mesaj ya-
ymlanmadan, Savag Bakam Korechika Arami harakiri yapmigti. Ertesi gün de Amiral Onishi hara-
kiri yapti. Onishi'nindüzenledigi son Kamikaze taarruzu için Japonlar'm bir hayli hazirlik yapmig
oldugu da anlagilacakti.Teslim olaymdanve BirlegikDevletler iggalinin gerçeklegmesinden sonra
Amerikali yetkililer gizli yerlerde saklanm1§316.000 varil petrol buldular. Variller imparatorluk
ordu Ve donanmasinca çok uzaklardaki kayalar içinde ve çok sayida saklanma yerlerinde tutul-
muçtu. Bunlar iggalcilere kargi yapilacak intihar uçuglan için aynlmig olan petroldü. Teslimden
sonra, Japonlar'mson direnme ümitlerinden biri olan çam kökü benzin stoklanda bulunmugtur.
Çamkökü benzin Amerikan askeri cip'leri üzerinde denenecek ve berbat bir yakit oldugt1anlagt-
lacaktL
Bu benzin makine ve motorlan kullamlmaz hale getirecekkadar çok reçine içeriyordu.

Ambulans
Daha iggalin ilk dakikalarmdan itibaren Japonya'dapetrol sikintisi etkisini göstermeye baglamig-
ti. 30 Agustos tarihinde Bagkomutan General Douglas Mac Arthur, Atsugi Havaalani'nda Japon-
ya'ya ayak basti. O sira havaalanmdaki Japonuçaklarmm pervaneleriKamikazehücumuna geç-

348
mesinler diye çikanlmigtL Generalhiç vakit kaybetmeden rastgele olugturalmuy bir araba kon-
voyuyla alandan aynld1. Bu stra konvoya ToonervilleTroleyiniandiran kirrmzi renkli bir itfaiye
arabas1yol göstermigti.General Mac Arthur'un gitmekte oldugu Yokohama'da üç gün sonra im-
zalanacak olan teslimbelgelerine ev sahipligi etmek için limanda bekleyen Missourisavag gemi-
siydi. Konvoyun geçtigi caddenin her iki yanmda Japon askerleri siralaum14tlve eskiden aynen
imparatorlarma gösterdiklerisaygt ve tazimle, sirtlari Mac Arthur'a d0nük olarak General'i se-
lamliyorlard1.Havaalamyla gidilecekyer arasmdaki mesafe sadece yirmi mil oldugu halde, kon-
voyun hedefe ulagmasi iki saat gibi çok uzun bir zaman alm14ti.Japonlarbu maksat için bulabíl-
dikleri en lyi araçlan temin ettigi halde, bunlar son derece ylpranmtç olan ve benzinsizlik yüzün-
den kömürle çaliganaraçlardL Yolculuk süresince birçoklan bozulmugtu. .

Bu tarihten on iki gün sonra, 1l Eylül1945'te Tokyo'da görevli Amerikali yetkiliter, ekili
tarlalarmyanmda bulunan tek kath mütevaz1 bir evin Onünde bir araya geldiler.BurasiJiletlaka-
biyla tamaan, sava; süresi bagbakamGeneral Hideki Tojo'nun eviydi. Tojo aç1k bir pencere
önünde belirdi; kendisine tutuklanacagi,Amerikalilar'la birlikte gidecegi ve bunun için derhal
hazirlanmasi bildirildi. General bir itirazda bulunmayarak kabul ettigini gösteren bir igaretle
pencereyi kapad1. Hemen arkasmdan bir silahsesi duyuldu. Kogarak eve glren Amerikalilar To-
jo'yu büyük bir koitukta, kendi ategledigísilahla, kalbinin hemen altmdan vurulmuy olaralgkan-
lar içinde uzanmig buldular.
Bu olaydan dört sene önceye gidilecek olursa, l941'de, önce Sava; Bakam olarak Bagba-
kan olan Tojo'nun Amerika'ya kargi savaga girmesi için Japonya'yabaski yapanlardanoldugu
ammsanacaktir. O günlerde Tojo, Japon Ímparatorlugu'nun s1rf petrolsüzlük yüzünden Ameri-
ka'ya loyasla zaylf olugunu gerekçe olarak öne sürmügtü.Bunun bedelini ise Tojo ve kendisi gi-
bi dügünenler gimdiçok agir gekildeödüyorlardt Bütünüyleele alindiginda Pasifik Savagi'mn20
milyondan fazia insanm hayatma mal oldugu, bunlardan yaklagik iki buçuk milyonunun Japon
oldugu görülür.Simdi yll 1945'ti ve zaytf durumda olan da Tojo'nun kendi hayatlyd1.Bunun se-
bebi kendi silahlyla açtigi yaranm ölüme götürecekkadar kötü olugundan ileri.gelmiyordu. Çün-
kü o derece agir yarali degildi. Sebep önce, uygun bir doktor bulainamaktan ve sonra da hazne-
sinde biraz da olsa benzin olan bir ambulans temin edememekten ileri gellyordu.Artik yakit
yoklugu ó denli yaygm bir hal almigti ki, neticede doktor bulunabildigi halde ambulans buluna-
madi. Sonuçta yeteri kadar yalott olan bir araç saglandlysa da, Tojo'nun evine ulagmasi intihar
olay1ndan ancak iki saat sonra gerçeklegebilmigti. Tolo böylece hastaneye tagmiptedavi ettirildi
ve sagligma kavugtu. Bir sene sonra savag suçlusu olarak mahkemeye verilip suçlu bulunacakti.
Zamani gelince de idam edildi.

349
19
I

Müttefikler Savay1

iI

Winston Churchill 1930'lu yillann tamamim politik alanda kargilayttgtçeçitlisorunlarla geçir-


mig,bu ara Naziler'in niyetleri ve yetenekleri konusunda yaptigL HyaT1lara da pek kulak asilma-
migt1.Ancak, 1939 Eylülayinda,altmig alti yagmdayken, yirmi beg ylh agkin bir süre önce Birin-
ci Dünya Savagi'mnpatlak verdigi gece, görevlendirildigiige, ingiltere Donanma Komutanh-
gfna, hiç beklemedigi bir anda yeniden atanmigt1. Ancak bu defa kendisinden savag için hazir-
lanmasi istenmiyordu. Bunun için geç kalmmigti. Savag o günden birkaç gün evvel, Alman-
ya'mn 1 Eylül 1939'da Polonya'y1 iggalîyle baglamigt1. N e ki
var o gün henüz bu savag durgun
bir dönemdeydi ve bu durgunluk 1940 ilkbahanna, Hitler kuvvetlerinin Bati Avrupa'yi kastp ka-
vurdugu tarihe kadar böyle devam etti. Ancak bu-durum Lonrda'da, Churchill'in Ìngiltere'nin
bagbakam olmaslyla degigecekti.
O günkü manzaraya göz atacak olursak, durumun hiç de iç açictolmadigi, hatta ümit kiri-
cl oldugu görülür.Norveç ve Danimarka Almanya'nm eline geçmigti. Fransa bir aya kadar teslim
olacakti;ingilterebu durumda tek bagina kahyor, savagmbütün yükünü keridi omuzlamigolu-
yordu. Bu karanlik günde" ülkesini en lyi yönetecek kigi Churchill'den bagkasiolamazdi.
"en

Ayrica,Churchill'den bagka hiç kimse savagta petrolün oynayacagiolaganüstükritik rolü o ka-


dar iyi anlayamazdi.Churchillpetrolün önce îngiltere'ninvarhginm devammda ve sonra da ön-
lerinde uzanan savag dolu ytllarda ne denli önemli oldugunuçok iyi biliyordu.
Daha savagin patlamasmdançok önce, Íngilterehükümeti, Almanya ile yakmda ç1kacagt
anlagilan kaçmtimaz çarpigmayida hesaba katarak, kendi petrol durumu üzerinde ciddi bir arag-
tirma ve degerlendirme yapmigti, 1937 yllimn sonlannda, özel bir komite, Ìngiltere'de
"kömür-

den petrol·çikarma"sentetik yakit stratejisi denebilecek bir yöntemle petrol.çikarma olasiligm1


incelemigti. Ingiltere'de girigilenbu arastirma o stralarda Almanya'da da sürdürülen sentetik ya-
lot çaligmalarma paralel olarak yapilmaktaydi. Ingiltere, kendi simrlaniçinde güvenle igletebile-
cegi çok zengin kömür kaynaklarma sahipti ve ihtlyact olan petrolün hemen tümünü digandan
"kömürden
ithal etmekteydi.Ne var ki petrol" stratejisi kabul görmeyip geri çevrilecekti. Red-
dedilme gerekçesi olarak, bunun çok pahallya mal olacagi, aynca dünyanm her yamndan istedi-
gi kadar çok petrolü çok daha ucuza alabilecegi gösterilmigti. "Kömürden-petrol"stratelisinin
geri çevrilme sebeplerinden biri de önde gelen uluslararasi petrol girketlerinden ikisinin, Shell
ve Anglo-lran'm ülke topraklannda bulunmastydi. Bir bagka Sebep olarak sentetikpetrolüngü-
venli olmadiginm söylenmesiydi. Genelkamya göre, eski sistemle petrolü gemilereyükleyip bir-
çok limanlardan geçirerekelde etmek bu petrolü hava akmlanna kargi daha az tehlikeyeatacak-
ti. Sentetik petrol sistemindeyse, az sayida çok büyük hidraienerasyon tesisikurulacak, bunlar
dügman tarafmdankolayhkla fark edilip daha kolay bombalanacaktL
Savag için planlama yaparken ingilterehükümeti petrol endüstrisiyle gayet siki bir ighirligi-
ni öngörmügtü ki, bu igbirligi BirlegikDevletler'de kolaylikla yapilamazdi. Ingiltere'deyerli rafi-
neri ve pazarlamaninyüzde 85'i sadece üç petrol girketinin-Shell, Anglo-Iranve Jersey'iningil-

350
tere kolu- elindeydi. Münih olaymda, 1938 hükümeti, bir savag halinde, girketlerarasi
"yarigma

ahykanligimn"bir kenara birakilmasim ve tüm Íngilterepetrol endüstrisinin tek bir vücut halin-
de, dev bír girket olarak, hükümetin-korumasi altmdaçaligtinlmasim karar altma almigti.
Ortadamevcut sorun hundan ibaret de degildi. Dügünülmesi gerekendiger bir sorun daha
vardi ki, bu Hollanda Krallyet/Shell grubunungelecegiydi.Grubun idaresi daha o gündenbazi
sorunlarla kargi karplyaydi. Bu, grubun Nazi akimma kapilmasi riskinden ileri geliyordu. Bu so-
runun odak noktasi da girketinbüyük bagkani olan Henri Deterding'di.Su gahis 1920'll yillar
boyunca gruptaki egemenligini tam anlamiyla sürdürmügtür 1927 yllmda bir Ingilizbürokratin
gözlemiyle "Sir Henri'nin agznidan çikan söz kanundu." "Shell yönetim kurulunun bilgileri de
inda
ve nzalan olmadan baglaylci kararlar alabiliyordu." Ancak 1930'lu ylllara dogru Deter-
ding'in pirket üzerindeki baskisi giderek zayiflamaya bagladi ve zamanla idare için bag agnsi, in-
giltere hükümeti için ise bir endigekaynagt olma egilimi gösterdi.Artik davraniglan giderek asa-
bi, kirici ve megalomanyak bir biçim a11yordu.
1930'lann ortasmda, yetmig yaginagirerken,iki ayn tutkunun esiri olmugtu. Bunlann biti
sekreteri olan geng bir Alman kadmma kargi olan duygusu, digeri de Adolf Hitler hayranliglydi.
Birinci DünyaSavagi'ndanönce ingiltere'ye göçmenolarakgelen ve Amiral Fisherile Winston
Churchill'intakdirlerinemazhar olan, sava; süresince de saglam ve atepli bir müttelik olarakka-
lan azimli Hollandall, gimdi, bu ihtiyar yagmda Naziler'le fligki kurmugtu. Bu konuda Digigleri
mensubu olan yetkilinin iç çekerekifade ettigi gibi Deterding'in "Sovyetier íçin hissettigi nefret
ve Sovyetler'e kargi ingiliz-Alman dostlugu kurulmasi konusundaki sabit fikri herkesin bildigt bir
eydi." 1935 yllmda Deterding Shell'e danigmadan kendiliginden Alman hükümetiyle müzake-
relere girmig,Almanlar'a askeri rezerv olarak tutulacakbir yll yeterli petrol verilmesini tartigmig-
ti. Su konudaki söylentiler Londra'daki Shellidaresini fevkalade tedirginedip korkuttugundan,
üst düzey yöneticilerden biri olan AndrewAgriew hükümetten Berlin'deki IngilizElçiligi'ni ko-
nuyu tahkiketmeklegörevlendirmesini istedi. Gerekçeolarak, "Böylece, eger söylenti gerçekse,
burada, meslektagimYönetimKuruluüyeleriyle gerekli olam yapabilelim" diyordu. Diger bir bü-
rokrat ise görüglerini gu sözlerleifade etmigtir: "Deterding ihtiyarbyor, ne var ki o saglam görüg-
lü biridir. Bu itibarla korkanm ki onu siyasi alanda önde gelenlerlegörügmekten men edeme-
yiz." Bu sözlerden sonra qu görügleride ekliyordu: ¶irketinYõnetim Kurulu'ndaki ingilizüye-
ler bir konuda gayet kararliydt Sirkethiçbir gekilde majestelerinin hükümetine ters dügecek
herhangt bir harekette bulunmayacakttr."
Sonuçta, Deterding 1936 sonlarmda, Shell'den emekli oldu. Bundan sonra da kendisini iki
tutkusuna adadi. Ikinciegini bogaylpAlman sekreteriyle evlendi ve Almanya'ya gidiporada bir
malikâneyeyerlepti. Bu arada "Bolgevik güruhunul" durdurmak için diger Avrupa ülkelerini Na-
ziler'le içbirligi yapmaya zorlamaktan da gerikalmlyordu. Kendisi de birçok kereler Nazi liderle-
riyle kargthkh ziyaretlerde bulundu. Hollanda Kraliyet¶irketi'nde eskidenDeterding'le beraber
çaligmigolan o günün bagbakam, Henri Deterding hakkmda ytinlarisöyleyecekti:"Ününüve
servetinilngiltere'deyapmig ve kendisini edinmig etmig ülkenin yardimlanna mazhar olmuy bi-
rinin nasil olup da ariiden Almanya'ya göç edebildigini ve kendisini bu ülkenin lyiligine adaya-
bildigini bir türlü anlayamlyorum." Bagbakan, aynca Deterding'in faaliyetleri haklanda da elegti-
nrcesine gunlarisöylüyordu:"Faaliyetleri çocukça ve duygulan güpheyeyer vermeyen nitelik-
te." Böylece Deterding'in son ylllan evvelce kazandigi onurlu ismi küçük dügüren ugraglarla
geçmigtir. Eger yaptigt yanity davramplar olmasaydt, bugün Deterding arkasmdaçok itibarli bir
isim birakmig olacak ve
"uluslararasi
petrol adami" olarak petrol tarihindeyer alacakti.
Deterding1939 yllmda Almanya'da, savagtn baglamasmdan alti ay evvel öldü. Ölümünü
izleyen günlerde kendisi hakkmda garip ve son derece rahatsiz edici söylentiler duyulmaya ba§-
lamly, bunlar Londra'ya kadar ulagmigti. ÖlümündeNaziler Deterding'e büyük.bir cenaze töre-
ni düzenlemig, bununla da kalmaylp ölümündeki kogullan istismar ederek bu durumundan ya

351
rarlamp Hollanda Kraliyet/Shell Grubu'nu ele geçirmek istemiglerdi. Eger bunu bagarsalardi,
kugku yok ki sonuç Íngiltere için tam bir felaket olurdu. Hollanda Kraliyet/ShellSirketi, Birinci
Dünya Savaç1'nda ingiltere'nin petrol karargâhi görevinl yüklenmigti. Simdi ise Nazi egemenligi-

ne geçmesi konu ediliyordu ki, bu takdirdeingiltere'nintüm petrol sistemi yok edilmig olacakti.
hisselerin sadece yöneticilerin.elinde oldugu, Deter-
"tercihli"
Daha sonra kontrolü elde tutan
ding'e ait hisselerin ise arzusu üzerine diger müdürlere devredildigi anlagildi. Almanlar, istemig
hisse" digtndaki normal hisselerin sadece çok az bir-miktanna el koyabilirdi.
"tercihli
olsalar bile
Bu da ne savagtanevvel ne de savaym çikmasmdan sonra higbir iglerine yaramayacakti!
Savagbaglar baglamaz, Shell dahil bütün ingiliz petrol girketlerifaallyetlerini Petrol Vak
·

fi'nda birleptirdiler ve bunu yaparak milli bir petrol tekelikurmuç oldular.Eu olugumhiçbir iti-
razla kargila§madanyumugak bir geçigle gerçeklegmigti. Ne kadar petrol pompasivarsa yegilren-
ge boyandi ve satilan ürün, hepsini simgeleyen tek bir isim altmda "Pool" adlyla amlmaya bag-
landi. Petrol iginde çallganlar igi sürdürmeyedevam ediyor, ancak artik bunu devlet kontrolü al-
tmda yaplyordu. Ingiltere'ninpetrol savagt o günden sonra Londra'da SavoyOtell'nin hemen
apaglSmdaki Shell-Mex House tarafmdan idare edilmigtir. (Shell'in kendi karargâhl ise Lond-
ra'nm bir kenannda, bir girketin spor tesislerinetagmmigtl.) Zamanla hükümetin yüklendig tüm
petrol sorumlulugu Petrol Departmani denen bir kuruma devredilecekti.
Ingiltere'nin kargi karplya oldugu sorunlar sayllamayacak kadar çoktu. Her geydenönce
Sovyetler Birligl'yle yapilmig yeni paktta imzasi olan devletlerden biri olarak Almanya'mn Rus
petrolünden bol miktarda alacagmi, Uzakdogu'dan gelen ingilizkökenli petrolünse, Japonlar'm
Güneydogu Asya'yi iggaletmesi halinde azalacagmi kabul etmek durumundaydt Kendi toprak-
larma daha yalon olan Romanya'mn zengn ve elverigli kaynaklarmdan da Almanya'ya petrol
dügecegini lyi biliyordu. Savagbagladiktan birkaç yll sonra, Fransa'nm Almanlar tarafindanyenil-
glyeugramasmdanevvel, Ingiliz Ve Alman hükümetleri, Birinci Dünya Savagi'ndayapilamn ay-
mni yapmakisteyerek, kendi petrol yataklanni tahrip etme kargligmda, Romanya'ya 60 milyon
dolar ödemeyi, ottaklaga teklifetmiglerdi.Bunu, Almanya'nin Romen topraklanndanpetrol al-
masma engel olmak için yaplyorlardi. Ancak, iki tarafmflyat konusunda anlaçamamasi nedeniy-
le, tasan gerçeklegmemig ve sonunda, korktuklan glbi, Romanya petrolü, Almanlar'a gitmigti.
Romanya petrol yataklarmm tahribi ise böylece, savaym çok daha ileri agamasmda, Müttefik
kuvvetlerin bombardimanlyla gerçeklegecekti.
Ìngiltereiçinde de, beklemeye tahammülüolmayan,derhal çözüm bekleyen petrol sorun-
lari vardi. Her geydenönce hiç vakit geçirmeden petrol vesikaya baglandu Ílkuygulamada mo-
kotas1" senede bin sekiz yüz mil hesablyla saptanmigtL Askeri
"petrol
torlu araçlaraverilecek
alanda gereksiniminartmasi ve mevcut stoklarm azalmaslyla, bu miktar sonradan giderek dügü-
rülmüg ve sonunda da tamamen kesilmigtir."Vesika" usulünün kaldinlmaslyla artik yetkililer ai-
le arabalannt yollarda kalmig olarak degil, garallarda kilitli olarak görmek istiyordu. Araba kulla-
mminm kalkmaslyla tu defa bisiklete olan ragbet fazlasiylaartmigti.
Çözümbeldeyen bagka sorunlar da varde. Sözgelimi, Ingiltereiggal edilecek otsa onca pet-
rol stokuna ne olacakt17 Ìçgalkonusu 1940 yllinm o karanhk günlerinde, Nazi ordulannin Bati
Avrupa'da firtina gibi esip Mang Denizi'nin Fransa taranna uzandigtgünlerde bu olasihk hiç de
yabana attlmamasigereken bir konuydu. Daha o günden Almanya Fransa'mnstoklarma el koy-
mug, böylece ilerlemesi için part olan temel malzemeyi temin etmigti. Buna benzer bir çapulcu-
lugun Ingilterepetrol rezervlerinekargi da yapilmast Naziler'inMang'l geçmeçabasmdabaçanh
veya baçansiz olmasmda etken ölacakti. Bu düsünceler sonunda Shell-Mex House'da bir karara
vanldi. Iggal halinde Ingtlizpetrol stoklannm hepsi birden imha edilecekti. Bir diger sorun da
her yörede bulunan dost görünümlü korunmadan yoksun benzin istasyonlanydt Bu istasyonlar
iggalci Almanlar'm buralara girip ellerini kollanm sallayarak benzin doldurmalanna son derece
elverigliydi.Su nedenle, ingiltere'nindogu ve güneydogusundaki on yedi bin benzin satan dük-

352
kân aceleyle kapatildi; satiplar ve petrol meveudunun savunulmasi için daha kolay olan diger iki
bin istasyona aktar11di.Savunma yap11amadigttakdirde buralar, dügman eline geçmemesiiçin
ate§e verilecekti.

Petrol Çari:Amerikan Petrolünün Aktarilmasi


Ingilizler'indügündügü çok önemli diger bir konti da, savagta petrol.ihtiyacinm nasil kargilana-
caglyd1.Savagmbaglamaslyla ingiltere petrol tüketimininçok daha fazla artacagi kugku götür
müyordu ve bu halde petrol için bagvurulacak ilk yer dünya ihtiyact toplammmyaklagik üçte iki-
sini kargilayan Birlegik Devletler'di. Whitehall idarecileri ve Shell-Mex House'daki petrolcüler
açlsmdan iki konu özellikle önem arz etmekteydi. Bunlardan ilki petrolün eripilirolup olmadigl,
1kincisi ise erigilir olsa bile, o günlerde dolar yõnünden kötü durumda olan Ìngiltere'nin bunun
kargihgim ödeyip ödemeyecegiydi. Sonunda bu iki sorunun her ikisine de ancak Washington'da
yamt bulunacagLna karar verildi.
1940 ylli Aralik aymda seçimleri üçüncü kez kazanmig olan Franklin Roosevelt, bu zaferin
de verdigi rahatlikla BirlegikDevletler'i "Demokrasinin Begigi"ilan ediyordu. 1941 Mart aymda
Kiralama Yasasiadmda, mali sorunu ortadan kaldirmaya yönelik yeni bir yasa ç1kanlm1;ti.Ro-
gereksizbir dolar sorunu" b0ylece ortadan kalkiyor ve ingilte-
"aptalca,
osevelt'in deyimiyle
re'nin Amerika'dan petrol teminiigin ortada hiçbir engel kalmlyordu. Kiralama Yasast geregince
"kiralanmasi"
söz konusu olan ve geri ödeme süresi de gelecekte belirsiz bir zamana bitakilan
bu mal, Amerikan petrolüydü. Ingiltere'yepetrol sevkini kisitlayan
"tarafsizhk
müeyyidesi" de
bu uygulamayla, hafifletilmig oluyordu. 1941 ilkbahannda, ingiltere'depetrol rezervlert dügüg
göstermeyebagladigmda, Amerika'mn Dogu Yakasi limanlarina petrol taç1yanAmerikan petrol
tankerlerindenellisi bu görevdenalinarak Ïngiltere'ye petrol taç1maklagörevlendirilmigti. Böyle-
ce, 1941 ylli ilkbahanmn sonlannda Amerikan ve ingiliz stok sistemlerini birbiriyle kaynagtiran
ve BirlegikDevletler'i yalmzhga terk edilmig Ingiltere'nin petrol ihtlyacmi kargilayacak.duruma
getiren çok õnemli bazi adimlar atilmigti. GerçektenAmerika petrol konusunda sikintisiz du-
rumdayd1 ve günde bir milyon varil kapasitelik kullamlmayan petrol üretimine sahipti. Bu, o yl-
lm günlük üretimi olan 3,7 milyon varillik üretimin yaklagik yüzde 30'u demektir. 1930'larda
kabul edilen federal
"egit
dagitim sisteminin" sonucu olarak, elde kalan ekstra kapasite güvenlik
amaclyla kullamlmak için paha biçilmez bir yedek, olaganüstü önemde stratejik bir kaynak ola-
rak saklanlyordu. Eger bu ekstra rezerv olmasaydi, Il Dünya Savagi'nm yazysi belki de çok da-
ha bagka olurdu.
1941 Mayisi'nda, -Birlegik Devletler henüz savaga girmemigken-Roosevelt'in
"simrsiz

milli olaganüstü hal" ilan etmesinden bir gün sonra, Íçigleri Bakani Harold kkes, Roosevelt tara-
Imdan ikinci bir ek göreve, Milli Savunma Petrol Koordinatörlügü'ne atandt. Bu atama dogal
clarak ihtiyar Kurdu bir kez daha ülkenin en üst düzey petrol adami veya sonradan kendisine
verilen lakapla, Petrol Çanyapmigtir. Görevi üstlendikten sonra Ickes'm yüklendigi ilk i; Roose-
velt idatesi ile petrol endüstrisi arasindaki lligkiyiyeniden yönlendirmek oldu. 1933'te "YeniYa-
sa"nin çikigi,Dogu Texas'tan gelen petrol selinde bogulma tehlikesigeçiren petrol endüstrisi
için bir kurtulug olmuytu. Ancak 1930'lu ylllann sonunda, petrol sanaylindeki
"tekelcilik"
gide-
rek daha çok eleptirilecek ve 1940'ta da Adalet Bakanligi Amerikan Petrol Enstitüsü'ne ve önde
gelen yirmi iki petrol girketine, ayrica daha küçük 345 girketekargi antitröst davasi açacakti.
Amerikan Petrol Enstitüsü ve sözü edilen pirketler,her bakimdan petrolcülük kurallarmi lhlal et-
mig olmakla suçlanlyordu. Milli çapta olaganüstü hal ilat11ve savagm yaklagmaktaolugu da daha
bagka degigiklikleri zorunlu kilmlyt1.Roosevelt'in sonradan açikladigt gibi "Doktor Yeni Dagitim
Yasasi" Çlkarken beraberinde Doktor Savagt Kazan"1da getirmigti ve ne yazik ki "Doktor Yeni
'

Dagitim Yasasi'mn" yenilip yutulmaz ve sagliksiz buldugu Petrol lçi ve kapsami, en-
-büyüklügü

353
tegre operasyonlan, kendine güveni, kapital ve teknolojiyiharekete geçirmeyetenegiyle- "Dok-
tor SavagiKazan'm" tam istedigi, savagt hareketlendirmek için acilen ihtlyaç duydugu ilacm ke-
sin reçetesiydi.
Ickes'a düçen görevlerdenbiri de o güne kadar agin üretimi kontrol altmda tutmayaaligtml-
m1§bir endüstriyiaksiyöne dändürmek ve en üst düzeye çikararakkilligt önlemek için bu yolda
önderlik etmekti. lyinasil zor taraftbunu, böyle bir kithk olasihgmi kuçkuyla karyllayanhalkoyu-
na ragmenyapabilmekti. Aym zamanda, o güne kadar büyük entegre girketler,bagimsiz üreticiler,
rafinerici ve pazarcilar arastndaki kinc1 rekabet ve güphelerdenetkilenmig Amerikan petrol en-
düstrisi, gimdi olmasabile- pratikte büyük bir organizasyon haline getirilmeyi bekliyor-
-resmen

du. Bu organizasyon hükümet tarafmdanidare edilip savag için hareketli hale getirilecekti. Aym
ey ingiltere'degayet kolayhkla ve etkin pekildeyapilmig,
"vesika"

uygulamasibile ülkede en kü-


Çük bir itirazla karyllanmamqtt Ancak, Amerika'da bu igin seyri hlç de kolay olmayacakti.
Harold Ickes bu ige büyük bir sorumluluk altinda bagliyordu. Ickes petrol endüstrisinin ge-
nig kesimi tarafindansevilmiyordu.1933 ylhnda, petrolcülerin yardimma kogtugu halde sonra-
dan bu endüstrinin eleptiricisi olmug, federal hükümetin endüstrinin igletme ve kât durumunu
daha siki denetlemesini istemigti. Bu aralar millilegtirme fikrine bile zamanla yanagtigt olmuçtur.
Petrol girketlerisik sik Ickes'a kargi aci gikâyetlerde bulunuyordu. Depresyongünlerinde, onun
"acil

arzusu ile girketlerbenzin stoklan meydana getirmeye, butadan durum benzini" satmaya
mecbur birakilmigti. 1936 yllinda, Yüksek Mahkeme'nin Milli Endüstriyel Kalkmma Yasasi'nt
Ickes bu yasaya dayanarak faallyet gösteriyordu- hükümsüz saymasmdansonra Adalet Ba-
--ki

kanligi girketteri benzin stoklari olugturmaktan sorguya çekti. Bunu izleyen günlerdelckes kafa-
sindaki projeyi geligtirmekten vazgeçip susmayitercih etmig, Wisconsin'de yapilacak durugma-
ya, bu konudaki rolünü açiklamak için gitmesi gerekmedigini ögrendigi zaman da; bundan
.
memnun olmugtu.Sonuç olarak girketler cezah bulunmuçtu ve bu da onlari Ickes'la birlikte ça-
11pmakonusunda biraz daha tedbirlive kugkulu davranmaya zorluyordu. Petrol Koordinatörlü-
gü'ne atandigmda Oil Weeklydergisi hiç vakit kaybetmeden özel baski çikarip
"petrolcülüge

kargi olumsuz tutum takmanve büyük olasthkla petrol konusunu bilmeyen ve idare etme yete-
neginden yoksun bir kipinin koordinatör olarak gelmekte oldugunu" bildirmig, halki bu adama
kargi uyarmigti. Ne var ki, kendisine yöneltilen bütün bu olumsuz davramplara kargm Ickes icra-
atlyla tamamen farldi bir lógilik kamtlamigtir. Ílk günden baglayarak, petrolcülerleyakm ve yarar-
h bir igbirligilçinde çahyma istegini halka göstermigtir. Öncekendisine yardimci olarak deneyim-
li bir petrolcü ve California Standard'm pazarlama yöneticisi olan Ralph Davies'i göreve getirdi.
O günden sonra da, Petrol Çandenen bu adam çevresinisaran dügmanca duygulan yok edip bu
çok kritik endüstriyi harekete geçirmekiçin onlarla etkin bir içbirligine girdi.

Denizde Hesaplagma -

Atlantik Savagt
Ameríka ile muhasaradaki Ingilterearasmda petrol sevkiiçin kurulan zincirin en ince, en tehli-
keli halkasi, onca tankerinve yük gemisinin seyredecegi Atlantik Okyanusu'ydu.
Atlantik Okyanusu,Almanlar'a, ingilizler'inaskeri gücünükistirma firsati veren en elverig
li yerdi. Ingilizler'den
sonra Kuzey Afrika'daki Amerikan güçlerini de ayni gekilde kisttrmay1
planlamaktaydilar. Aynca, çok yakmda Rusya'mn da Amerikan petrolüne-yagamsal düzeyde
muhtaç olmasi bekleniyordu. Alman Donanmasi Bagkomutani Amiral Erich Raeder bir beyana-
tinda yöyle demigti: "Bu ekonomik sava; ne kadar acimasiz yapihrsa, o kadar çabuk sonuç verir
ve savagda o kadar çabuk son bulur." Kullanilan silah U-tekneleri, yani Alman denizaltilanydi
ve çok geçmedenbu tekneleringemilerin seyrini bozmadaki yetenekleri kendini gösterdi. Daha
1941'in baglannda artik postu" geklindefaallyet gösteren Alman denizaltilari kampanyayt
"kurt

baglatmigti. Bu teknelerinen sevdikleri hedet de petrol tankerleQdi,

354
l
i

Denizaltilar ile yapilan hücumlar gayetbaçank oluyor, bu da Ingllizler'i dehgete dügürüyor-


du, llgili Amerikaltlar ingilizler'ingiderek artan tonaj ve rezerv kayltlarim gösteren grafikleri
takip ediyordu. Ìngiltereher an biraz daha azalmakta.olan petrol rezervini, savaçm gerektirdigi
miktarla kargilagtinyorve sonuçtan telaçadügüyordu. Savagmkendisini böyle petrol aracihgi ile
soyut gekilde ifade etmesi Churchill'i fazlastyla kizdirlyordu. Bir seferinde petrol konusunda ¯
gunlari söylemigtir: ¶emalar,çizgiler ve.istatistiklerle ifade edilen bu gekilsiz ve ölçüsüz dügma-
na kargi dört bagi mamur, tam kapsamli bir iggalde bulunmay1 ne kadar isterim!" 1941 Mar-
ti'nda ise gemilere.yapilan katliami gu sözcüklerle tammliyordu:"Karsilagmakzorunda kaldigt-
miz en kara bulut." Churchill Atlantik'in sularmda bekleyen sessiz Ve uzak savagin neler getire-
cegini hiç kugkuya yer vermeyecek gekilde gayet iyi biliyordu ve Amerikan yardimi olmadan bu
savagt kazanamayacagndan da emindL
1941 Temmuzu'nda, Harold ickes'in yardimcisi Ralph Davies, Churchill'e gönderdigi bir
raporda Ingiltere'nin içinde bulundugu çok tehlikelipetrol durumunu qu sözcüklerle Ozetliyor-
du: "Sok halindeyiz... durum son derece ciddidir." Bu raporun gönderildig tarihte lngiltere'nin
motorin ve beilzin stoku sadece beg hafta yetecek kadard1. Kraliyet donanmasimn yakitt için
önceden, güvenlikamact gözetilerek en az yedi aylik bir stok saptanmissa da, gimdi artik sade-
ce iki ayhk stok kalmigt1.Ickes, savagt sürdürmesi için ingiltere'yeelden gelen her türlü yardi-
mm-yapilmasi gerektigine inamyordu. Dogu Yakasi'nda petrol tüketimini azaltmanm, böylece
buradan artan petrolü geri kalan gemilerle îngiltere'yegöndermenin bir çare oldugunu dügün-
dü. Bu amaçla vakit kaybetmeden ülkenin demiryolu vagonlarim gemilerin yerini almasi için
Dogu Yakasi'na gönderdi. Aynca petrol girketlerlyle igbirligt yaparak gönüllü bir tasarrufkam-
panyasi açmigtL Kampanyamn bir görevide otolarmön camlarina yapigtmlan "Ben üçte bir ora-
ninda daha az gaz tüketiyorum"yaz1h ilanlar dagitmakti. Kampanya süresince Ickes, benzin is-
tasyonlanmakgam saat 7de kapatmaya, sabah saat Tden evvel de açtirmamaya dikkat ettL Ay-
nca, yeni hir uygulama yaparak Birinci Dünya Savap'mn "Benzinsiz pazarlar" slogammyeni-
den gündeme getirmigti. Hatta kendi bakanhgi olan ÏçigleriBakanligl'nda tüm ülkeye örnek al-
sun diye arabaya binmeme kampanyast bile açtL Kalben daima bir reformeu olan Ickes bunda
aynca yan bir yarar da görüyordu. Bunu günlügünde göyle açiklar: "Böylece belki genellikle
Washingtón'da park etme kogullarmi da düzeltebiliriz." Ne var ki tüm bu önlemlere karym gö-
nüllü tasarruf programi tam bir flyaskoyla neticelenecekti. Bunun üzerine Ickes bu defa girket-
lerden yarar umarak, girketleri benzin istasyonlarma verilen benzinde yäzde 10-15 kismti yap-
maya zorlad1.
Ickes'm yapmadigt ve yapamadigt tek gey, tasarrufa gerek duyuçunun gerçek nedenini
açiklamakti. Gerçek neden Almanlar'm Atlantik'te uyguladigt denizalti kampanyasimn dogurdu-
gu korkunç sonuçlar ve Íngilizpetrol stokunun acikli durumuydu. Ickes, durumun ciddiyetini ·

alenen duyurdugu takdirde Naziler'in eline çok degerli bir koz vermig olmaktan korkuyordu.
Diger bir Sebep de Amerika'da politikasim yegleyen grubu gereksiz yere kizdirmak
"yalmzhk"

istememesidir. Bu nedenlerden ötürü tüm tasarrufprogrami büyük bir protesto firtinasma ma-
ruz kalmigtL Bu firtinanin esas kaynagi Texas'm politik yönden güçlü bagtmsiz üreticileriydi. Ta-
sarruf onlari bagtmsiz tankerlere, dogudaki bagimsiz petrol rafinerileri ve dagitimctlara ulagmak-
tan men etmig, demiryolu tagtmacihgimn çok daha yüksek ücrederini gögüslemeye mahkûm et-
migtir, Sonuçta New Jersey devlet yasasi, devletin bahkç1hk ve sayfiyeyerlerine tehdit olugtur-
dugu gerekçesiyle tasarrufhareketini kinayan bir karar ahyordu. Basm da ayrica tepkigöstermig,
belli bagh gazete ve dergiler konuya yer vermigti. Amerikah araba sürücüleri ise araçla yaptiklan
gezintilerinigönüllü olarak kisitlama fikrine bile giddetlekargi çikmiglardi.
Alman denizaltilarinin neden oldugu kayiplara bir çare olarak sonunda Birlegik Devletler
Atlantik'te daha çok devriye gemisi bulundurmaya karar verdi ve Newfounland, Grönland,Íz-
landa ve Bermuda'da üsler kurdtL Aynca, Almanya'nin denizcilik kod'lan ingilizlertaraftndan

355
çözülmügtüve bu da konvoylanm gerekli yerlere konuglandirmada onlara yardimci oluyordu.
Bu ve daha bagka faktörler -talebin azalmasi, Kiralama Yasast ve elli adet tankerintransferiglbi-
bir araya gelince ingiltereüzerindeki baslo, geçici de olsa, hafiflemigti.Ne var ki atlatilan tehlike
kil paylyla geçigtirilmigtive bunu bilenlerin sayisi iki elin on parmagmi geçmlyordu. Ingiltere
yllmda Alman denizalti kampanyasi son darbeyi in-
"1941

gizliservisinin resmi kay1tlanna göre


dirmekte kil paylyla bagarisizligaugramigti."
Aym yllm gilz mevsimine gelindiginde,Bírlegik Devletler Dogu·Kiyist'mn levazim duru-
mu düzelmigti ve Ingiltere'de, petrol durumu da geçici de alsa toparlandigtiçin, kendisine
.,
transferedilmig olan tankerleriiade etmigti. Tankerlerin iade ediligi, görünügegöre hiçbir petrol
sikintistyaganmamig oldugunun göstergesigibi oldugundan Ickes bir kez daha hem basmm
hem de Kongre'nin diline dolaniyor, bag hedefi oluyordu.Kongre'nin istegi üzerine özel bir so-
"petrol

rupturmakomisyonu kuruluyor, Bakan Ickes'in sikmtisini" kendiliginden icat ettigi id-


dia ediliyordu. Komisyonun kanaatine göre "Petrol silentisi yoktu, sadece petrol aginhgmda
azalmavardi."
Böylece benzin istasyonlari higbir yakit sikmtilan olmadigim bildiren, motorlu araç sürücü-
lerini doldurmaya" çagiran ilanlar astilar. Sürücüler de memnuniyetle bu çagnya ce-
"depolarmi

vap verip arabalarma tika basa benzin doldurdu. Bunlara tamk olan Ickes kendisinin bir aptal gi-
bi gösterilmek istendigini anlamigtt. Özelbir sohbette öfkeyle "Bundan böyle, insanlar petrol si-
kmttsmi ta damarlarmda.hissedinceye kadar hiçbir kismti koymamaya kararliyim" demigtir. Bu
konudaki diger bir tepkiside qu 80zlerinde ifade buluyordu: "Amerikan halkm; tehdit eden bir
durumda, onlarl bu durumdan urak tutmak için bir programa baglaylp kendi yanmiza çekme-
nin olanaksiz oldugunu anladim." Säzünü bitirirken, hallo ister bir damla, ister bir litre olsun
kullammdan men etmenin kötü bir politika olduguna da isaret etmigti. O günden sonra Ickes
hayatmin sonuna kadar bu kararma bagl1 kalmig, petrol konusunda hiçbir zaman agmhga kaç-
mamistir.
Äncak
petrol sikmtisi yine de kökünden gözülmügdegildi. Aym sorun Almanya'mn 1l
Aralik 1941'de Pearl Harbor'dan dört gün sonra BirlegikDevletler'e savag ilan etmesiyle yeni-
den gündeme gelecekti. Bu dela Alman denizaltilan hiç vakit kaybetmeden Amerikan layi sula-
nnda operasyona baglamigtive Amerikah güçlere periçan edici darbeler indiriyordu. Denizaltila-
önce$ikli hedefi, profilinin kolay seçilebilir oluqu yüzünden, petrol tankerleriydi.1942
nrun en
yllinm Ocak aymda yapilan bir kabine toplantisindansonra Ickes bagkana bir uyarida bulundu.
Atlantik'te daha çok tanker batinlacak olursa bunun petrol yönünden, özellikle Kuzeydogu'da
yeni yeni sorunlar yaratacagim söyledi. Tasarruf programi yüzünden üzerine yagdir11anelestiri
yagmurundan hålä kirginlik duydugu için, koruyucu anlamda hiçbir ön önlem almamaya karar-
hydt: "Böyle bir durumun olasiligim evvelden sezerek, önlemek istedigim için geçen sonbahar-
da yagadigim cehennem günlerini unutmadim. Bu nedenle bu konu kesinlik kazanmcaya kadar
alenen hiçbir gey söylemeyecegm. Eger kithk durumu gerçeklegirse, bu kithgi gidermek için na-
s1l vesikaya bagvuracagtml aç1klar,yine gazetelerinbag sayfalanna acikli öykülerin konusu olu-
rum. Petrol kitligt belki de Tann'nm bir istegl olarak yorumlanir. Ben de bu arada basiretsizli-
gmdendolayi övgülere mazhar olurum" diyecekti.
Tümüyle hesaplanacak oldugunda, 1942'nin ilk üç ayl içinde batirilan tanker sayisinm, in-
ga edilen tanker say1smindört kati oldugu görülür. Görüldügü kadanyla Alman denizaltilan bü-
tün kiyi boyunda gayetserbestçe faaliyetteydi. O kadar ki bir gün sekiz tanker batirdiktan sonra,
Amerikan sularmi terk edip yurda dönmekte olan bir denizaltmm kaptam, tuttugu sava; günlü-
günebüyük bir sevinçle gunlan yaztyordu: "Dün gece bu sulardayirmi degil sadece bir denizal-
ti olmasma teessüfediyorum. Eger denizalti sayisi yirmi olsaydt, eminim ki bunlarm hepsi bize
hedef olurdu."
Batmlan tanker sayisi giderek artmaktaydi. Su durumda Ickes, 1942 Nisan ay1sonunda ya-

356
\

ziyla Roosevelt'e bagvurdu ve yardim talep etti. Ne var ki gönderilen yardim, ihtiyac1 kargila-
maktan uzakti. Tankerlere ve öteki gemilere klyida yer bulup kendilerini saklamalan emredildi.
lçlerindenimkân bulanlar Cape Cod ve Delaware'-Chesapeake kanallanna sigmdtlar. Birlepik
Devletler savagtan evvel denizaltilara karpi savag hazirhgl yapmay1 ihmal ettigi için pimdibuna
hazirlikl1 degildi. KiyilardakiAmerikan kentleri denizaltilann kargo gemisibatirma igini daha da
kolaylagtinyordu. Su kentler geceleri pin] pinl 141klandmldigindan hedef alman tankerlerinsilu-
etini çok iyi meydana çikanyor,böylece pusuda bekleyen denizaltilarm hedefeyaklagmasmi ko-
laylagtmyordu. Kiytkentleri içinde en büyük tehlikeyiyaratan Miami idi çünkü, geceleri gehrin
önündeki kumsalm alti mil kadar kismi neon igig1yla aydmlattl1yordu.Henüz turist sezonu bit-
medigi için buradaki otellerin sahipleri ile ticaret odasi igiklarm karartilmasma itiraz ettiler. At-
lantik City gibik1ymmdiger yerlerinde geceleri halk büyük kalabahklar halinde sahilde töplamr,
denizdeki karanlik ufkun birdenbire aydmlampkizila boyanmasim seyrederdi. Bu, bir tankerin
daha battigmm igaretlydi.
.

Sonunda, çare olarak bir önlem dügünüldü. Kly1sahilinin dogu kesiminde gecelerimes-
kenler digmda aydmlatma yasaklandi ve karartma uygulandt. Yöredeki muhafizlar geceleri nö-
bet tutup mesken içlerinde de aydmlatmanmhafif yapilmasmi veya tamamen söndürülmesini
sagladilar.lçiklar tamamensöndürülmesebile en azindan perdeler mutlaka kapattlmallydi.
Denizalti musibetini yok etmek için daha bagka önlemler de almacakti. Örnegin,Dogu Ki-
y1st boyunca konvoylar kurulacak ve böylece tankerlerinkorunmasi bir dereceye kadar güven-
ceye alinacakti. Ancak asil etkili önlem tankerlerintagidigipetrol miktanni en alt düzeye indir-
mekle saglanabilirdi. Nihayet bir gün ortaya yeni bir tel f atilacatti. Tankerle yapilansevklyat
yerine alternatif olarak boru hattl yapilmasl öneriliyordu. Big Inch diye bilinen söz konusu boru
hatti o güne kadar dügünülmemig büyüklükte, igitilmemiguzunlukta olacak, Texas'tan baglaylp
Dogu Klyist'na kadar uzanacakti. Hiç kugku yok ki boru'hattmdan saatte bey mil hizla devamh
akacak petrol, tankerlerle yapilan deniz tagimacihgLndan çok daha güvenceli olacak, kat kat ucu-
za mal olacakti.Boruhatti projesi ilk teklifedildigi 1941 güz mevsiminde, fazla çelik isteyecegi
gerekçesiyfe geri çevrildiyse de, Pearl Harbor'dan ve Amerikan sulanndatanker batirma olayla-
nndan sonra, bir kez daha, alelacele gündeme gelecekti.
Boru hatti ingaatma 1942 Agustosu'nda bagland1.Sonuçta meydana gelen eser için ikinci
Dünya Savagi'nmbir harikasiydi denebilir. O güne kadar bu eserin bir benzeri daha yapilmamig-
ti. Boru hattmm yapilmasmda tüm ingaat endüstrisi ve petrol tagimacihgtkatkida bulunmug, kla-
sik yöntemle taginanpetrolün be; katt petroltagiyan,ülkenin yansim boylu boyunca dolaçan ve
myaatm gerçelhegmesi için modern tasarimlayap11mtç pek çok malzeme gerektiren bu geçig yo-
lunun gerçekleymesi için hepsi birden seferber olmuqtur. Ingaatmbaglamasmdan sonra bir bu-
çuk yll içinde, 1943 sonuna kadar Big Inch 1.254 mil uzunluguyla Dogu K1yist'natagmantüm
ham petrol toplaminmyansmi tek bagma taç1rduttima gelmi ti. Su ara bagka bir petrol hatti da-
ha yapilmigtt. Little Inch adt verilen, birincisinden daha uzun olan bu boru hatti 1475 mil uzun-
luktaydi. 1943 Nisan aylyla 1944 Mart ayi içinde yapilan bu boru hatti Güneydogu'dan Dogu
K1ylst'nabenzin ve daha bagka ratine ürünler tagimakiçin inga edilmigti. 1942 yllt baginda, Do-
gu K1y1st'nataginan toplampetrolünsadeceyüzde 4'ü boru hattiyla tagmdigthalde, 1944 sonu-
na kadar, hem Big Inch hem de Little Inch tamamlanmigolduguve devreye sokuldugu için bu
rakam tayinantüm petrolün yüzde 42'sine çikmigtl.
1942 ilkbaharmda Big Inch ingaati henüz baglamamigtt.Alman denizaltilarma karç1 alinan
diger önlemler de pek netice vermiyordu. Bütün bullardan bagka gimdi Müttefikler'in kargisin-
da son derece kararlt ve aym zamanda hilekâr, sogukkanli bir hasim olan Amiral Karl Doenitz
vardi. Amiral Doenitz Alman denizalti kuvvetlerinin komutamydi. Onun için savagta her gey
mubahti. Emrindeki mürettebata
"kimseyi
kurtarma - kimseyi esir alma" emrini veren bu ko-
mutana göre, giderek büyümekte olan filosunun temet amaci, kendi sözleriyle, "Almanya'mn

357
ne kadar dügmani varsa,.hepsinin bli araya gelipzayiati telafiiçin ortaya koyacagi rakamdan da-
ha çok dügmari imha etmekti." Aynca, Almanlar'm son derece önemli iki-ayri avantaji daha var-
dL Haberlegmede
kullanilan kod'lanni degigtirmigler,- bu yüzden de Ïngilizlerdenizaltilartnm
sinyallerini çözemez olmugtu. ikinci olarak da, ingiliz-Amerikan konvoylannm hareketini idare
eden gifreleribozmuglardL Müttefik gemileri üzerinde bu giftebozma olayi çok büyük kaylplara
neden olmuytur. Simdi bu yüzden Müttefikler bir kez daha büyük korkulan ile kargi karplyaydi-
lar. Bu, Ìngiltere'ye gönderilmesi mutlaka gerekli olan petrolü Bati Yarimküresi'nden geçirme
olasiliglydi.
Atlantik Savagi özellikle 1942'nin ikinci yansmda çok daha tehlikeli cereyan etmigtir. Eu
agamada Alman filosuna daha geligtirilmig,daha büyük denizaltilar eklenmigti. Teknelerin seyir
sürati, derinlikteki operasyon kabiliyeti, geligmighaberlegme sistemi eski tekrielerinkindençok
daha üstündü. Ayrica denizaltilar Íngiltere'ningifrelikonvoy sinyallerinin birçogunu okuyabile-
cek kapasitedeydi. Bütün bunlar yetmiyormuy glbi Amiral Doenitz bir yey daha yapmig, Milch-
kuhs (sütveren inek} dedikleri büyük sualti ikmal gemilerini devreye sokmustu. Su gemiler de-
nizaltilara hem mazot hem de taze gida veriyordu. Bütün bunlar dogal olarak Müttefikler'in de-
nizdeki kaybm1olaganüstü büyütmügtü. Ingiltere'nin ikmal durumu da aydan aya kötülegmek-
teydi. Kendi besabma, Birlegik Devletler 1942'de tonaj toplammmdörtte birini kaybetmigtir.
Petrol stoklan da lngiltere'de güvenlikiçin gerekli olan miktann çok altma dügmügtü ve Londra
ileride çok daha büyük petrol talepleriyapmak zorunda kalacaktL Gerek Kuzey Afrika'da petro-
le ihtiyact oldugu için ve gerekse Müttefilder'in Avrupa'yi iggal projesinin gerçeklegme olasiligt
yüzünden ingiltere'nin petrol ihtlyact giderek büyüyordu. Bu ara, Stalin de rahat durmuyor, gi-
derek artan petrol taleplerindebulunuyor ve bu konuda israr edlyordu.
Arahk ayi ortalannda Churchíll'egemilerde kullanilan mazot stokundan sadece iki ay yete-
cek kadar mazot kaldigi, bir de acil durumlar için yedekte çok az bir gey biraktldigi bildirildi.
Churchillbunu ögrendiginde kisa bir yorumla yetinerek "Bu hiç de lyiye benzemiyor" diyecek-
ti. Transatlantik denizciligini korumak için bu defa donanmaya bagh gemiler çok ince bir çizgi
halinde siraya dizilecekti. Konuyu konugmak üzere Ocakaymda Churchill, ingilizGenelkurmay
Baykani,Roosevelt ve diger Amerikah yetklilerle görügmek üzere ingtltere'denaynlip Kazablan-
ka'ya gittL
Çokategli geçen konugmalarm temel konusu Avrupa topraklartmniggaliydi. Ancak,
tartigmayakatilanlarm tümü bir konuda tamamen ittifak halindeydi. Bu konu Ímparatorluk Ge-
nelkurmay Baçkam General Alan Brooke tarafmdanpöyleözetleniyordu: "Denizcilikteki noksa-
mmiz bize yöneltilen bütün taarruz operasyonlarmda dügmanm öldürücü üstünlügüne neden
oldu. Denizalti helasmi ba§arlyladef edemezsek savagi kaybetmemiz olasidir."
1943 yllmda Müttefikler'in birinci öncelik tanlyarakele aldigt konu Alman denizaltilannm
yenilgiye ugrattlmasi oldugu halde, yine de durum, herhangi olumlu bir geligme saglanmadigini
gösteriyordu. Aym yilm ilkbahannda, Ìngiltere'ninpetrol stoklari artik en alt düzeye inmigti.
Mart aymda, yine smirsiz bir pervasizhkla Alman denizaltilart 108 gemi daha battracakti. Artik
Atlantik, dügman denizalt11anylao denli sanlmigt1ki kaçis olanaksiz olmuytu, ÍngiltereAmiralli-
gibu dönem için yayinladigi rapordadurumu göyle tanimlar:"Almanlar 1943 Marti'mn ilk yir-
mi gününe gelinceyekadar, Yeni Dünya ile Eski Dünya arasmdaki haberle meyi tahrip nektastna
hiçbir zaman bu derece yaklagmamigti."
Evet, martm ilk yirmi gününde manzara buydu. Ne var ki mart sonundadurum degigecek-
ti,--hemde tam zamaninda ve çok dramatik bir hizla! Öncedengede kesin fakat kolayca fark
edilmeyen bir degigme oldu. Müttefikler yeni Alman denizalti kodlanni tamamen çözdüler ve
ayn1 zamanda kendi konvoy gifreleriniAlmanya için çözülmez hale getirmeyi bagardilar. Ìkinci
olarak ingilizierve Amerikalilar kendi konvoy sistemlerine yeni, koordineli, kargi taarruz yete-
negi içeren sistemler eklediler. Bu sistemler denizaltilara taarruz edecek gekildedizayn edilmig
"dayamyma
gruplan" içeriyordu. Aynca Müttefikler radarlarmi da geligtirmigti.Yaptiklan diger

358

ii
\

uzun menzilli uçaklardi. Bu uçaklar sayesinde, nihayet, Atlan-


bir yenilik de yeni geligtirdikleri
tik'in daha önce girilemez yerlerine hava korumasi saglamak mümkün olmugtu. Böylece artik
tablo birdenbire Müttefikler'in lehine dönmügtü. Sadece Mayis 1943'te denizaltilannm yüzde
30'u denizde tahrip edilmigtir. Amiral Doenitz, dersini alml; olarak Hitler'e qu raporu göndere-
cekti: "Denizalti savagmda en bunahmli günleriyaglyoruz.Dügman, yeni geligtirdigiyer tespit
cihazlanyla dögügü imkânsiz yaplyorve bize çok agir kaylplar verdiriyor." 24 Mayis'ta Doenitz
denizaltilanna daha güvenli bölgelere çekilme emri veriyordu. O gün kendisi inkâr ettiyse de,
Kuzey Atlantik'te denizalt1 savaginm durdurulmasini istemigtir. Artik Müttefik konvoylan -ya-

gamsaldegerdeki petrol, diger malzeme ve kuvvetlerle- Atlantik Okyanusu'nu nispeten daha


güvenlegegebiliyordu. Sonundateknik yaratic1ltk,örgütlenme, yeni taktiklerve hepsinden öte
sebat- bir araya gelmig, Amerika'dan Avrupa ve Sovyetler Birligi'ne bol petrol akimim müm-
kün kilmigtl.
SimdiHitler'in Avrupa'daki kalesine yapilacak ikili saldinyageçmeninyolti açilmigt1.Kirk
be; ay süren öldürücü savag ve onca tehlikedensonra, nihayet Atlantik Savagisona ermigti.

Evdeki Ïteleme
Sava; süresince denizde petrol naklinin güvenceyleyapilmasi, en önemle gözetilenhusustu. An-
cak Ickes bununla yetinmemig, BirlegikDevletler'de petrol üretiminin artinlmasi için bu süreç
içinde candan çaba göstermigtir. Petrol Koordinatörlügü'nden Sava; Petrol Bagkanligi'na getiril-
dikten sonra çok daha nüfuzlu duruma gelmigti,lçigleriBakanligi görevi de halen üzerinde ol-
"mutlak"

dugundan otorite açismdan erigilmezgüçteydi. Ne var ki bu güç hiç de sanildigi kadar


degildi. Petrol endüstrisi konusunda söz sahibi olan ve o veya bu gekildefikir bildirmeye yetkili
kirk kadar Federal Kurum vardi. Ickes'm Petrol Bagkanligt(PAWadlyla amhr) bu kurumlann bir-
çoguyladevamh çatigma halindeydi. Bunlar içinde saymaya deger olanlar özellikle çelik ve diger
malzemelerin tahsisindensorumlu Sava; ÜretimKurulu, flyatlari saptayan Fiyat Saptama Idare-
si ve tankerlerinkontrolünden sorumlu Sava; Denizcilik îdaresi'dir. Ickes kendisine rakip olan
bu petrol çarlanm ve öteki savagkurumlarmi susturmasi ve kendi otoritesine iglerlik kazandir-
mast için¯birçok kere Roosevelt'e bagvurmugtu.
Ickes'm camm sikan bagka bir konu da Amerikan askeri kesiminden gelmekteydi.Bu ke-
sim Ickes'm ileriye yönelik PAWihtiyaçlarma ayrmtih olarak katilma konusunda isteksizdi. As-
keri kesimin bu tereddüdünügözleyenve Londra'ya rapor eden ingilizler'segördüklerinden gag-
kmbk içindeydi. Ancak, bunun çok basit bir sebebivardi; Amerikan askeri kesimi ileriye dönük
projelerin gizli tutulacagikonusunda sivilleregüvenmiyordu. Kanilarina göre ileriye yönelik bu
ihtlyaçlar açiga çikacakoldugunda, planlarm da anlagilmasi igten bile degildi. Bu çatigmalarm or-
tasinda kalan Ickes, biraz da giptaylaingilizler'in uyguladigt sistemi dügünmekten kendini ala-
mamigt1. Bunu gu sözlerle açiklamigtir: "Her türlü petrol sorununda Ingilizhükümeti -Parla-
mentosuyla, idaresiyle, petrol girketleri ve basimyla- tam bir beraberlik içinde oluyor. Burada
ise, tam aksine, herkes birbirinin tepesinde.Hiçbir birlik ve beraberlik yok. Ingilizier bunu bili-
yor. Bilmemeleri imkånsizdtr. Kongre bu sorunu devamh inceliyor."
Bütün bu pürüzlerekargin, yine de PAW,tedricen de olsa, hükümetle petrol endüstrisi ara-
sinda saglam hir bag kurmay1 bagaracakti. Adalet Bakanligi'ndan antitröst muaflyeti istedi. Bu,
petrol girketlerinin birbiri ile iletigim kurmasi ve üretim ve rezervlerini koordine edebilmeleri
için yagamsal õnemdeydi. Adalet Bakanhgl antitröst yasastnin kaldinlmasma, büyük öncü girket-
"affe-

lerle hâlâ davali olmasi nedeniyle önceleri kargi çiktiysa da, Beyaz Saray'm baskisi üzerine
olmayakarar vererek muafiyetikabul etti. Bu karar üzerine PAW'daldyöne-
"anlaylgh"
dici" Ve
tim ve teknik kadro elemanlannm dörtte üçü PAW'dan ayrilacakve bu da hiç güphesiz Ickes'a
yöneltilen eleptirileri büsbütün lazigtiracakti. Ickes bu eleptirídenyllmamigtir. Devamli olarak

359
petrol iginde igin nasil yapilacagmi bilen yetenekli insanlara ihtiyaç.oldugunu söylemig ve bunda
israr etmigtir. Bu arada PAWbirtakim millive yöresel komitelerin ve aynca petrol endüstrisi yö-
netici ve idaresinin kap1 digari ettigi birtakim adamlarin da hücumuna ugramigt1. Simdiartik
g0zle görünen iki-yönlü bir haberlegme sistemivardi ve petrolle ilgili iglemler bu sistemler aract-
ligiyla yönetiliyor ve denetleniyordu.
Genel anlamda almdigmda, PAW'u desteldeyen genig bir çevrenin var oldugubír gerçekti.
Bunlar, savag için petrolün ne denli yagamsal oldugunun bilincine varmig lógilerdive say1lan art-
tikça PAW'm misyonu da giderekdaha fazla destek görüyordu. Bu olumlu duruma ragmen yine
de tüm petrol sisteminin sik sik kitligin egigine geldigi olmuçtur. Sözgelimi 1944 Qubat ayinda,
bir gün New Yorkrezervlerinde sadece iki.günlük mazot kalmigt1.Yine de her seferinde, PAW
ile acil koordinasyon kurarak harekete geçilmig, hiçbir zaman gerçek anlamda tam bir kitlik ya-
ganmamigtir. Özellikle sistemin ne büyük güçlüklerleçaligtmlmlyoldugu göz önüne ahmrsa bu
gerçekten dikkate deger bir husustur.
Sistemin baçan11olugundaki temel faktör ham petrole ulagilmigolmasmdan kaynaklanmig-
tir. BirlegikDevletler savaga çok büyük bir üretim kapasitesiyle girmigti.Ancak askerikesimden
gelen talebin ne derece yüksek olabilecegini, ya da savagm ne kadar sürecegini kugku yok ki
kimse bilemezdi. Aynca zaman ilerledikçe ilgililer, Amerika'nin petrol rezervi konusunda daha
da endigeli olmaya bagliyordu. Rahat olmak veya çok fazla güven duymak için de ortada bir se-
bep yoktu. Bu dügüncelerle PAW,üretimi artirmaya ve kapasitesini koruyup geniëletmeye yönel-
di. Petrolcüleri geligtirilmigpetrol mühendisligi metotlarma yönlendirmede kullanilan "sondaj"

gereçlerini bu kipilere tahsisetmek veya tam aksine vermemek yetkisine sahip olan PAWgerek-
tigindebu yetkisinikullanmigttr. Petrol aramacillgmi tegvikamaciyla, araytcilarm sondaj masraf-
lanm vergiden dügürmeyi de bagarmigttr.
Üretimaç1smdan PAW'un kargilagtigi en büyük mücadele Flyat SaptamaÍdaresi'ni,fiyatla-
ri yükseltmeye ikna etmede olmuytur. Ickes'a göre fiyatm yükselmeslyle arama ve üretim faali-
yetleri artacakt1. Bu mücadelede PAWsadecekismi bfr bagari saglamigtir. Californiapetrolünün
fiyatim yükseltebilmig, böylece üretimi Birlegik Devletler donanmasmin Pasifik'teki gereksini-
mini kargilayacak düzeye getirmigtir. Günde on varilden daha az üretim veren kuyularda da ba-
ganll olmuytu. Ancak genel anlamda, Fiyat Saptama idaresienflasyon korkusuyla Ickes'm iste-
digi petrol tagimaciligtfiyatmda resmi tavan olan 1,19 dolara ilave olarak aynca otuz beg sent-
lik bir artiça karyl ç1kmigtir.Flyatlar üzerinde sürüp giden bu çatigma tahmin edilebilecegi gibi
petrol endüstrisinin gözünde Fiyat Saptama Idaresi'nibir hayli sevimsiz k11migt1. Öyleki petrol
endüstrisi sözcülerinden biri hu idareyi
"komünist
giysili" ilan edecekti. Ortada dönen gikâyet-
ler ne olursa oisun, yine de Amerika'mn topyekûn üretim tablosu gayet iyi idi, 1940 y11min
günlük 3,7 milyon variline kargi 1945'te günlük üretim 4,7 milyon varil olmuy, diger bir anla-
timla yüzde 30 artmtyti. 1940 yllmda, normal üretim üstünde 1 milyon varil kapasitelik fazla
üretim ahnacagt tahmin edilmig, sonunda Birlegik Devletler bütün rezervi kullanmaya çagnl-
migt1.Bunu yapmak göründügünden çok daha zordu, çünkü petrol yataklarmdaki iççiler kuyu-
lardaki bütün vanalari açip petrol geldigini görüyordu. Üretimkapasitesi dügmügtü. Ayrica
mevcut kuyular da dogal olarak verimden dügmügtü. Bu sebepten endüstrinin çok çallgipüre-
timi yükseltmesi ve sonra da o düzeyde tutmasi artik zorunlu olmugtu. Üretiminsabit kalabil-
mesi için de yüksek düzeyde arama yapmak gerekiyordu. Sonuç olarak 1941 Arahk aylyla
1945 Agustos ayi arasmda BirlegikDevletler'le Müttefikler'in yaklaç1k7 trilyonvaril petrol tü-
kettig, bunun 6 trilyonununBirlegikDevletler'den geldigi söylenebilir. Savag içinde elde ettig
üretim ise, 1941'de Albay Drake'in kuyusundan bu yana Birlepik Devletler'de üretilen tüm
petrolün dörtte biriydi. Bu olumlu tabloyakarym yine de Müttefikler'in hepsi birden Ameri-
ka'dan istediklerinden daha çok petrol talep etmig olsalardi, mevcut kaynaklar bir hayli zorlan-
mig olacakti.

360
Vesika Sistemi -- Yan.Kapi Araligmdan
Petrol konusunun BirlegikDevletler'de diger bir yüzü de tüketimdîve en büyük siyasi çatigma-
lar da bu tüketimyüzünden. olmu tur. Endüstri alanindaki kullammcilan petrolden kömüre geç-
meye ikna için çegitlikipiler gayret göstermigtir. Evlerini mazotla 1sitanlardan is1 düzeyini gün-

düzleri yirmi, geceleri on iki derecede tutmalan istenmigti. BagkanRoosevelt ise o günlerdepek
az kullammda olan Amerika'nin dogal gaz kaynaklarma pahsen ilgi gösteriyordu. Hatta bu konu-
da 1947 yilmda Ickes'a gunlanyazmigtir: "Bana söylendigineg0re ülkenin batismda vo güney-
batismda bol miktarda dogal gaz içeren birçok yatak var. Bugüne kadar hiç petrol vermeyenbu
yataklar dogal gaz yönünden zengin fakat tembelligeterk edilmig ve kullamlmayi bekliyor. Bu
denli ihmal edilig sebebi çok uzak olugu yüzünden boru hattiyla kütlelere ulagtinlma zorlugun-
dan olsa gerek." Evet Bagkan dogal gazla ilgileniyordu, ancak yine de çekigmenin odak noktasi
benzindi. Benzin tüketiminiazaltmak artik milli bir dava olmugtu ve bu konuda yardimci olmak
.
isteyenlerin zaman zaman olmayacak davraniglarda bulundugu da görülüyordu. Bunlardan Bea
Kyle admda gözü pek bir kadinin New Jersey'dekiPalisades Sirki'nde kurallara baglillgin1 göster-
mek için yaptigi akrobatik numara gerçekten ilginçti, 1942 yllinda çaligmatarzmi anlatmak için
Harold lckes'a yazdigi mektupta Bea Kyle öyküsünü göyle anlatlyordu: "Öncevücuduma ben-
zin sürüyorum. Sonra lçinde su olan tagmabilírbír varilin içine benzin dökülüyor. Daha sonra
bunlann her ikisi de ategleniyor ve ben alevler içinde yanan varilin içine dall; yaplyorum." Bu
kadmm Ickes'a yazma nedeni seksen ayaklik daligmm ne kadar ilginç oldugunu göstermek ve
bu konuda Bagkan'm destegini saglamakti. Böylece bu numaranm benzin tüketimindekitasarruf
ihtlyacma kargm programda tutulmasom mümkün olacag1mdügünmügtü.
Bea Kyle'in bu mektubu Ickes'in yaverlerinden biri araciliglylayamtlanmigt1.Mektupta pu
satirlar vardi: "Dalig numaramz gerçekten olaganüstü. Ancaköyle samyorum ki bu numaranm
degerinden hiçbir gey dügürmeden aynt baçanyt biraz daha az benzin tüketerek de yapabilirsiniz
veya bu mümkün degilse dalig sayinizi biraz azaltip yine de aynt sonucu alabilirsiniz. Böylece tü-
ketiminiz de genel olarak vatandaylara önerilmig olan düzeye iner."
Evet Bea Kyle'm öyküsü buydu. Ne var ki Bea Kyle'lann sayisi fazla degildi. Son otuz yll-
dan beri vatandaylar dogduklan andan baglayarak benzini kendilerine verilmig bir hak olarak
görmeye all kmdi. Eu yüzden de mecbur edilmedikçe vazgeçmekniyetinde degillerdi. Sonunda
1942 ilkbaharmda zorunlu olarak bu yolda ilk adimlaratildi. Önceotomobil yanglarmda benzin
kullanimi kesin olarak yasakland1. Sonrada, mayis aymda Dogu Kiyis1'ndavesika uygulamasma
gidildi. Bu önce benzin istasyonlatinda, yemek figlerigibi kart zimbalama iglemínin kaldmlmasi
eklinde yapildi.Kart yerine kupon kullarnmma gidildi. Bu yeni sistem her yandan agir elegtiri-
lerle-kargilanmigti. Su ara Florida valisi telefonlaIckes'i araylp, turistlerikaçirmamak için vesika
uygulamasim ertelemesini isteyecekti. Dogu K1yist'ndayaçayan, lojistik ye petrol tagimaciligso-
runlanndan anlamayan-bir sürü insan, ülkenin her yaninda agzma kadar dolu variller oldugunu
olarak bildiklerini" iddla ediyordu. Su protestolarkargismda Rooseveltvesika sistemini
"kesin

yaygmlagtirip ülke çapmda uygulatmada tereddüde dügmügtü. Batmm genig, agik arazisinde
nakliye arac1 olarak otomobil yerine kullamlacak bagka seçenek yoktu.
Sonunda Roosevelt idaresi, ülke çapinda vesika uygulamasi için bir yol bulmuqtu. Su igi ön
kapi yerine, yan kapidan lastik aracillgyla yapacakti. Japonlar'mDogu Hint Adalari'm ve Mala-
ya'yt ele geçirmesi, BirlegikDevletler'e yapilan dogal lastik thracatmiyüzde 90 azaltmigtl. Sente-
tik lastik programlysa henüz baglamamigt1. Bunun sonucunda BirlegikDevletler tam bir
"lastik

krizinin" pençesindeydi. Benzinivesikaya baglamakla ve böylece sürücülük faaliyetini kisitla-


makla, sivil kesimden gelen otomobil lastigi talebi azalacakti. Bu yolla, sivil halkin kullanmadig
lastik rezervi silahlt kuvvetlere gldebilirdi. Böylece, neticede, lastik üzerine vesika uygulama
adlyla aslindabenzin vesikalanmig olacakti. Bu karann almmasmdan sonra Roosevelt olaganüs-
bu fikri Kongre'ye ve kamuoyuna
"satmakla"

tü saygm üyelerden olugan bir komisyonu görev-


lendirdi. K.ongreüyelerinden ikisi HarvardÜniversitesirektörü ile Massachusetts Teknoloji Ens-
titüsü baskamydt Kongre bagkanligma da çok duyarh ve.muhterem bir zat olan Bernard Baruch
atanmigti.
Halkla iligkiler konusunun agirlikta oldugu bu göreviçin Baruch'dan daha uygun biri ola-
mazdt Washington, Bernard Baruch'u atarken bu saygm kipiyefevkalade ciddi bir görevyükle-
digini dügünüyordu. Birkere Baruch egsiz prestijiyle tanmm1§biriydi. I Dünya Savagi'nm büyük
endüstri seferberi olarak ün yapmi bu Wall Street milyoneri pimdidevlet bagkanlarma ve ülke-
nin yan resmi yagh devlet adamlarma damsmanhk yapmaktaydi O günlerde ülkede bag fiyat
kontrolcüsü olan ve görevi geregizaman zaman Baruch'la ihtilafa dügen John Kenneth Galbra-
ith, Baruch için sonradan gunlan sÖyleyecekti: "Baruch evrensel sayglya mazhar olmugkiglydi.
O günlerde özel kipilere duyulan güphecilik çok yaygmlagmig,adeta zorunlu olmugtu." Bu güp-
heciligin zaman zaman Beyaz Saray'daki oval çaligmaodasmda ve Baruch'u komisyon bagkanli-
gmagetirmig adama kadar uzandigi olurdu.
Yine de, siyasi taktik gerektiren bu igi ancak Baruch yapabilirdi. Önce,fildigi kulelerinde
yaçayan komisyon üyelerine, iki üniversite rektörüne, ilk pratik sorun olan Kongre'yle çahsen
kendisinin ugraçacagm söyledi: "Birakin da senatörlerle ve tepede yagayan zevatla ben meggul
olay1m.Onlar benim arkadaylanm" diyecek, sonra da sözlerine gunlan ekleyecekti: "Bugünler-
de onlara bir akgam yemeg veririm." Kongre üyelerinden birçogu Baruch'un yalmz arkadagt de-
gil, zamanin âdeti gereg evinde verilen yemeklerin müdavimi olan kipilerdi. Bu defa da Ba-
ruch'un davetine katilacak ve sonunda basiretli görügüyle hep birlikte ikna olup, önerisini kabul
edeceklerdi. Bu strateji tahmin edildigi gibi beklenen soriucu vermigti. 1942 Eylülü'nde Baruch
"ülke
Komisyonu, lastik sorununa çözüm olarak, benzine çapmda" vesika koyulmasim içtenlik-
le tavsiye edecekti. Ne var ki bu plan 1942 Kongre seçimlerininsonuna kadar uygulanmamigt1r.
Yeni sisteme batih yüz Kongre üyesinden protesto gelmigti.Büyük olasilikla bu kipiler akgam ye-
megine davet edilmemig olanlardt.
Vesika uygulamasi daha bagka önlemlerle de desteklenmigtir. Örnegin,hiz limiti saatte
"gereksiz

otuz beg mille kisitlanmigt1. Aynca, 1943 Ocak aymda sürücülük" yasaklanmig, bu da
daha büyük protestolara neden olmuytu. Sonunda
"gereksiz
sürücülük" terimindenne anlagildi-
ginihiç kimse dogru dürüst anlatamadigindan bu konudaki yasaldama birkaç ay içinde kaldiril-
di. Vesika sistemi petrol tahsisatim,araç ve sürücünün ihtiyaç ve fonksiyonunu göz önüne ala-
rak, be; ayri grupta yaplyordu. Otomobillerinin kelebek camma alfabetik etiket yaplçttnlmigsü-
rücüler araba kullanmalan gerekli sürücülerden say11tyorduki bunlar ganslikipilerdi. En gansli
sürücülerse x igareti tagryandoktorlar, din adamlan, bazi onarim personeli ve memurlardi. Bu
kipilerinbenzin satin alma hakki simrsizdi. Tahsis sisteminde daha apagikategorilerde simflandi-
nlanlar önemsiz kigi sayildiklari dügüncesiyle belki biraz utanç duymuglardi. A vesikasi diye bili-
vesika -ki halkm çogunlugunabu veríliyordu- rezerv bulunmasi kaydiyla ve bölge-
"temel"

nen
ye göre herkese egit oranda, haftada bir buçuk iki ile dört galon arasmda tahsisedilmigti. Bu sis-
tem, Dogu Klyisi'nm büyük kentlerinde karaborsacillga yol açmigtir. Hem yasal hem de sahte
kuponlarda karaborsacihk almigyürümügtü. Buna ragmen sistem sayesinde sivil kesimin kullan-
digt benzinde hissedilir bir dügüg gözlenmigti. 1943 yllmda her yolcu taglyanaracm ortalamatü-
ketimi, 1941 yllmdaki tüketime göre, yüzde 30 dügüy göstermigtir. Demek ki Ickes haldi çikmig-
ti; gönüllü olarak kisitlama yapmaya yanagmayan Amerikalilar, benzinin de tipklgeker, tereyagl
ve et gibi kisillanmasma.göz yummug, benzinde de öteki maddelerdekigibi vesikaya baglanma-
de olsa savagtaydilar."
"ne

yl kabul etmigti. Hallon sik sik söyledigi gibi


Birlegik Devletler'de petro1ün organizasyon ve tüketim konusu ülkenin bagh oldugu çok
daha büyük uluslararasi sistemin sadece bir parçastyd1.Bu büyük sistem BirlegikDevletler'le In-
giltere tarafindanplanlanmigti ve ortaklaga yürütülüyordu. Su sistem, ham petrolü Amerika'mn

362
güneybatismdan alan, rafine edip gemi ve tankla kuzeydoguya sevk eden veya sonradan boru
hattiyla Atlantik'i geçirip gidecegi hedefe ulagtigindan emin olmak durumunda olan bír sístem
di. Hedef ingiltere'dekihava üslerinin depolama tanklan aldugu kadar simrda savasanMüttefik-
ler'e ait beger galonlukkaplar da olabilirdi. Hatta Sovyetler Birligi'nin Barents Denizi'ndeki li-
manlan Murmanks ve Archangel'deki demiryolu tank vagonlan da olabilirdi. Ìhmaledilmemesi
gereken,acil llgi bekleyen bagka bir konu da Pasifik Okyanusu'ydu. Burada da ikmal için Atlan-
tik'teki siramn izlenmesi, aym iglerin bu defa batlya dogru hareketle yapilmasi gerekiyordu.
Amerikahlar Ye Íngilizler bu çok zor sistemibirçok resmi ve gayri resmi ayarlamalar yapmak su-
retiyle bagarmiglardir. Ikisi birlikte bir prensip üzerinde anlagmiglardi. Savagmher agamasmda
askeri kuvvetler ve hava kuvvetlerinin tüm ikmal sorumlulugu, bu sorumlulugu yüklenmig dev-
let hangisiyse ona ait olacakti ve bu devlet yalniz kendi ülkesine degil, öteki ülkeye kargi da ay-
m derecede tam sorumlu olacakti. Bu prensip uyarmca,Ingiltere ve Ortadogu'da Amerikalilar'm
yakit tanklanm ingilizler;Pasifik ve Kuzey Afrika'da, 1942 Müttefik iggalinden sonra, bütün as-
keri kuvvetlerin yakit tanklarimBirlesik Devletter doldurmugtur.
Kabul edilecegi gibi dünya çapinda sürdürülen böyle bir savagm koordinasyon sorunlari
çok büyük olacakt1.-Tahsisat yapilacagt zaman bunu birbiriyle sicak mücadele halinde olan Avru-
pa, Kuzey Afrika, Pasifik arasmda ve Amerika'da yurtiçinde, bir äncelik tamyarakyapmak gere-
kiyordu. Atlantik ve Pasifik ve BirlegikDevletler'in Dogu K1yisibirbirleriyle yang edercesine ta-
leplerde bulunuyordu. Su talepleriyerine ulagtirmak için de ayrica tankerlergereklyordu.Nakli-
ye ve petrol arzmin birbirine denk getirilmesi de önemliydi ve bu sebepten devamli olarak paha-
llya mal olan karipildildar oluyordu. Bazen tankerlerinlimanlara ulagmasindan sonra malzeme-
nin henüz gelmedigioluyordu. Bazen de bunun tersi oluyor, malzeme ulagtigi halde tankergel-
miyordu. Evet, bütün bu sorunlann zor olmasi ve birçok çekigmelere neden olmasma kargm,
sistem Müttefikler açismdan fevkalade yararli olmugtur.

Yeni Buluglar
IL Dünya Savasi'ndan evvel Amerikan askeri gücü, petrol konusunun herhangi büyük bir sorun
yaratabilecegini hiç hesaba katmamigti. Ordunun ne kadar petrol kullamldigt konusunda bilgisi
olmadigi gibi herhangi bir kay1t da tutulmamigt1. ÌnsanlarBirinci Dünya Savagfyla ikinci Dünya
Savagi arasmda kiyaslamalar yapiyor, lL Dünya Savagi'nin esasta birinciden çok farkll olacagma
dair kmk dökük bir geylersöylüyordu, o kadar. ilk savag statik bir savagtL Íkincisiise bir hareket
sava§1ydi.(Savagm en karanlik günlerinde, Churchill onuruna verilen bir zlyafette Stalin'in yap-
mig oldugu bir harekete deglnmek yerinde olur. Bu zlyafette Stalin gerete kadeh kaldirarak ve
konuklardan da ayrn geyi isteyerek göyledemíçtir: "Bu bir makine ve oktan savagidir.Kadehimi
Amerikan oto sanayline ve Amerikan petrol endüstrisine kaldirarak içiyorum.") Demek ki, bir
hareket ve makine savagi olan lL Dünya Savagi aym zamanda çok daha fazla petrol tüketen bir
savag olmaya adaydi. Tüketimin dorukta oldugu noktada II. Dünya Savagi'nda, Avrupa'daki
Amerikan kuvvetleri L Dünya Savagi'ndakinden yüz kat fazla benzin tüketmigti. 1. Dünya Sava-
l'nda
normal bir Amerikan tümeni 4.000 beygirgücü kullandigi halde II. Dünya Savagi'nda
187.000 beygir gücü kullanmigtir.
Ancak 1942'de Kuzey Afrika'mn iggal plam gündeme geldiginde ordu gözünü açmig ve
petrol faktörünün tam anlamini kavramigtir. O günden sonra da önlem olarak, merkezi, disiplin-
li bir petrol organizasyonu kurulmugtur. Artik ordu bu igin ciddlyetini kavramigtl. Ne de olsa, sa-
va; sirasmda Birlegik Devletler'den sevk edilen malzeme toplammm yaklagik yanst petrolden
olugmuytu. Karargâh komutanlarl bir hesap yapmig, Amerikall bir asker savagmak için denizagiri
ülkelere gittiginde,onu desteklemek için otuz beg kilo ikmal malzemesive donamma ihtiyaç ol-
dugunu ve bunun yarismm petrol ürünleri oldugunu saptamigt1.

363
Ordunun yeni kurmu oldugu petrol organizasyonu petrol kullammim kolaylagtirmak için
bir seri yenilikler yapiyordu. Bunlardan biri de özellikle her'türlü amaç iÇinkullamlan motor ya-
kitt ile dizel yakitmm standardizasyonuydu. Bunun için özel, tagiriirbir boru hatti sistemi icat
edilmig, Shell'in geligtirdigi bu sisteme sava; yerinde, petrolün öne dogru hareketini saglayan
pompalartakilmigti.Böylece petrol kamyon yerine bu sistemletagmabiliyordu. Ancak, yapilan
icatlar arasmda en önemli olanlardanbiri her an için gereklibeg galonlukbenzin kabidir. Günün
birinde ordu, kullamlan on galonluk kaplann kullani siz ve bir kigi tarafmdantaginamayacakka-
dar agir oldugunu anlamigti.Almanlar ise beg galoniukkap kullanmaktaydt. Sonunda Amerikah-
lar daha kolay idare edilebilen tip kap imali için aragtirma yaptilar ve Íngtlizler'le
ortaklaga, Al-
manlar'dan ele geçmig kap dizaymm örnek alarak, be; galonluk yeni bir dizayn yaptilar. Bu ko-
nuda Almanlar'a olan gükranlariniifade etmek için yaptiklan kaplara onlan ammsatan
"börek

kabt" gtbi komik isimler taktilar.GerçiAmerikahlar örnek olarak Alman di-


"reçel
kabt" ya da
zaynmdan esinlenmigti;ancak bu dizayna motora kir girmesini engelleyen bir boru takmayt da
onlar dügünmügtü. Alman dizayninda huni kullamldigi íçin, araç motoruna benzinle birlíkte toz
da giriyordu. Amerikahlar'sa bu parça yerine boru sistemini kullanmigtL
Savagta-yaganmigen büyük teknik düç kinkliklanndan biri, "Okyanus Alti Boru Hattt" an-
lamma gelen PLUTO'dur. Bu sualti boru hatti sistemi Many Denizi Ingilizkesimini Franstz kesi-
mine baglamak için dizayn edilmigti. Amaç, Bati Avrupa istilasmdan sonra Fransa yoluyla.Al-
manya'ya girmesi tasarlananMüttefikler'in bu ilerleme sirasindakiyakit ihtiyacmm yansim bu
yolla saglamakti. Boru hatti inçasi tamamlanmigancak ortaya hatto tesisiyle ilglli ciddi teknik
sorunlar çikmigtL Sonuç olarak, istiladan sonraki kritik yillar sürecinde PLUTO içinden geçirilen
petrol miktan hiç denecek kadar az olmugtur. Ortalama olarak 1944 Haziram'nm D günü ile
1944 Ekiml'ne kadar, PLUTO içinden günde sadece 150 varil petrol geçoigtir.
Müttefikler'in yakit aktanmi açismdan bagardiklari belki de en çarpici örnek 100 oktanlik
havacilik benzininin tagmmasidir.1930'lu ylllann bagmda ve ortalarmda, daha çok Hollanda'da-
ki ve Amerika'daki Shell aragtirmacilarinm gehytirdigi 100 oktanlik havacihk benzini birçok
alanda son derece yarar saglam17tir.Bu icat daha yüksek sürat, daha çok güç, daha çabuk hava-
landirma, daha uzun menzil, daha çok manevrayeteneglyle havacihkta, al1411mt; 75 veya 87 ok-
tanliktançok daha üstün performans saglamigtir.Yapilan testler 100 oktanlik benzinin güncel
yakitlar kargismdayüzde 15 ila yüzde 30 daha büyük beygir gücünde oldugu için de daha uzun
menzilli uçaklar yapilmasmi mümkün kildigim kamtlami ti. Savagtam anlamiyla baglamadan
evvel, çok daha pahall olan yakitin sürülecegl belli bagh bir pazar yoktu ve o günkü pazar yoklu-
gunda,bagta Shell ve sonra da Jersey olmak üzere, bazi girketter 100 oktanhk projeye çok bü-
yük riskleri göze alarak önemli yatinmlar yapmigti. Shell Sirketi imal ettig 100 oktanhk benzi-
nin çogunu depo edecekti.
Ancak savaginaniden gelmesiyle böyle bir pazann hem de önemli bir pazann mevcut ol-
dugu ortaya çikmigtir.100 oktanlik benzinin sagladigt yararlar 1940 yllmdaki Ìngiltere savagmda
100 oktan güçlü ingilizSpitfire'larm 87 oktanlik benzinle çahyan109'luk Messerschmitt'lere
kargi sagladig üstün baçanyla kamtlanrngttr. Bu ölüm kahm hava savagmda Ingiltere'nink11pay1
kazandigt zaferi 100 oktanhk benzine baglayanlar bile olmußtu, Ancak, benzinin bu yüksek per-
formansh yakita çevrilmesiiçin özel ve pahall bazi antma tesisleri gerekiyordu.Aynca ortada
çok az l00 oktanhk benzin vardi. Önceüretim için hedefler saptand1. Sonrabu hedefler birçok
kere degigtirildi ve her seferinde daha yüksek düzeylere çikarildi. Az miktarda mevcut olan 100
oktanhk benzinin askeritalepler açistndan kontrolünü saglamak için biri Washington'da digeri
Londra'da.olmak üzere iki ayn havac1hk petrol komisyonu kuruldu. Kronikbir yokluk devri ya-
anmasma kargm yine de tahsisten sorumlu olanlar zaman zaman savurgan davranmak duru-
munda kalmiglardir. Denizaltilann tehdit savurdugu günlerde tahsis sorumlulanmn hiç degilse
biri baçanli olur ümidiyle, vanlacak menzile üç ayn kargo gönderildigiolmuttur.

364
Müttefilder'in 100 oktanlik yakit ihtiyacmin hemen hepsi, yanil944 itibariyle toplamihti-
yacm yaklagikyüzde 90'i, Amerikan üretimiyle kargilanlyordu. Ancak, üretim talebikargilamak-
tan uzakti. Sava; Müstepari Robert Patterson 1943 Nisaru'nda Ickes'a gönderdigi endige dolu
yazida "Bugünkü görünüme göre durum giderek kötüye gidecek" demigtir. Amerikalilar bu ya-
k1nmalara savagm en büyük ve en kompleks endüstriyel eserlerinden biri olan bir ingaat Ye mü-
hendislik programiyla cevap verecekti. lyi bir ganseseri, 1930'larm sonunda,
-'katalitik

kirma'-
adt verilen yeni bir antim teknolojisigeligtirilmeye baglanmigtl ve baginda da Eugene Hardy
adinda bir Fransiz vardi. Su teknoloji"Sun" Sirketi'nin sorumlulugunda geligtirilmekteydi. Otuz
yll önce William Burton'un geligtirdigi termal kirma teknigininilk önemlí uzantis1 olan katalitik
kirma teknigi 100 oktanhk benzini çok büyük miktarlarda üretmeyi kolaylagtirmigttr.Bu teknik
olmasaydt BirlegikDevletler, havacilik yakittaleplerinidegil karçilamak, o düzeyin yakmina bile
gelemezdi. BirlegikDevletler savaga girdigi zaman katalitik parçalama operasyonlan henüz yeni
baglamaktaydi ve çok yaygm degildi. O günlerde katalitik parçalamayla büyük çapta üretim al-
mak da hayal gibiydi. Buteknolojininbüyük çaptauygulanmast için gayet büyük tesisleregerek-
sinim vardi. Bunlar on beg kata kadar uzanan ve aligilml; klasik rafmeri tesisleríndençok daha
pahallya mal olan ünitelerdi. Ancak, yine de, tüm zorluklara kargin çlft vardlya çaligilarak,ülke
sathmda birçok katalitik ünite inga edilebilmigtir. llkdizayn ele alinmig ve pilot tesis deneyimle-
rinden yararlamp büyük çapta operasyona geçmeklebu íç bagarilmigt1.
100 oktanlik tesisler kurtilurken bir taraftan da ayrica düzinelerce yeni tesis kuruluyor,
mevcutlardan çogû da 100 oktanlik yakit iglemeye elverigli hale dönügtürülüyordu. Ingaat için
birbiriyle yarig eden kurumlar ingaatlarinm hizla bitirilmesi için devamli olarak çelik ve daha
bagka malzemetalebindebulunuyor, bu da PAW'un ve petrolcülerin igini zorlagtinyordu. Bu iki-
si devamli olarak ingaatlarla mücadele halindeydi, çünkü glderekdaha çok.üretim isteniyordu
ve bunun saglanmasi için de giderek daha çok tesisinga etmek zorundaydilar. Hepsinden önem-
lisi, havaallk yakit tesislerininüikenin dört bir yamna yayllmigçegitli kollarla büyük ve tek bir
entegre tesis halinde bir araya getirilmesi gerekiyordu. Bu verimin en üst düzeye ç1kanlmasiIc-
kes yönetimindeki kurumun sözleriyle
"petrol

ürünüyle dolu çok say1davaril almak için" gartti.


Bu arada üretim tekniklerive yakit miktan zorlamayla da olsadevamli gelistirilmekteydi. Bunla-
rm sonucu olarak pilotlar daha güçlü uçaklarla uçuyor, enerjiyüklü bombardiman uçaklari lse
gerektigindekolayca kaçabillyordu.
Zamanzaman Müttefikler 100 oktanlik yakitsiz kalacak duruma geliyor ancak hemen son-
ra sanki sihirlíbir elle yeniden artan üretim, ihtiyaci kargilar düzeye ç1klyordu. 1945 ylli talebi
bagmda tahmin edilen talebinyedi kat üstündeydi. Yine de bu talep kargilanmigttr. 1945
. savagm
yllma gelinceyekadar, Birlegik Devletler, 1940'taki günlük 40.000 varilden daha dügük olan
üretim kapasitelerini glinlük 514.000 varil 100 oktanlik yakita yükseltmigti. Bir generalinaçik-
ladigt gibihükümet ve endüstri el ele, bunu
"gapkadan

tavgançikarir"gibibagarmigti.

Bagiglamayan Dakika
Ordu Donanma Petrol Kurulu savagtan sonra büyük gururla gunu duyurmugtu: "Savagmhiçbir
agamasmda petrol nakliyatmda herhangi bir aksama olmamigtir. Nakliye grubu her zaman, iste-
nen petrolü, istenen miktarda, istenen türde ve istenen yerlerde saglamayi bagarm14tir. Petrol
ürünü yoklugu yüzünden gecikmigve yapilamamq hiçbir operasyon mevcut degildir." Bu iddia
veya degerlendirme, genel olarak almdiginda, tek bir istisna diginda dogrudur; bu istisnai du-
rum, sistemin felce ugraylp çallymad1gl korkunç bir dakikada yaganmigti.
1944 ilkbaharinda, Almanya'yla yapilan savagta,ibre artik Müttefikler lehine dönmügtü.
Amerikan ve ingilizkuvvetleri Ïtalya'yagirmigti ve bu da Ítalya'mnsavagi birakmasi ile sonuç-
lanmigti. Ruslar ise, dogu cephesinde ilerlemekteydi. Sonra, 6 Hazíran 1944 D-gününde, Mütte-

365
fik kuvvetler Normandiya.kumsalma dayand11arve böylece Batt Avrupa iggalinin kapismi açtilar.
Sonra, birdenbire, Müttefikler'in o kadar uzun emek sonunda büyük dikkatie hazirladiklan
planlarda bazi terslikler olacak ve iggal ordulan, plan ve bek1entilerinin aksine kendileritii dü-
ündüklerinden çok daha uzun bir zaman Normandlya'da,dügman çemberi içinde bulacakti.
Bundan büyük sevincekapilan Almanlar, yakit azhgiyüzünden cepheye çarçabuk takviyegön-
derememig, yine de iggalci kuvvetleri bir süre orada tutmugtu.Bu durum kargismda Alman Ko-
mutam Feld Maregal Gerd von Rundstedt pu emri yaymlamak zorunda kalacakti: "Savagdonam-
mmi asker ve atlarla tagi,savagma hall digmda benzin kullanma." Sonra, nasilsa, 25 Haziran
1944'te Müttefik ordulan Alman çemberini kiracak ve organizasyonsuz ve ikmalden yoksun Al-
manlar geri çekilecekti. Simdisevinme sirasi Müttefikler'deydi. Artik Almanlar'm arkasmdan
gönülleri rahat kogacaklardt
General George Patton Jr. bagkanligmda yürüyü§e geçen ÜçüncüOrdu belki de o güne ka-
dar hiçbir ordunun yürüyemedigi bir htzla ilerliyordu. Atilgan, dinamik, agm heyecanli bir ka-
raktere sahip olan Patton öfkesinde de yanardag gibiydi. (Belki de bu son özellik polo oynarken
bagindan aldigi yaralardan ileri geliyordu.)Kendi kanaatine göre 6 Haziran çikarmasindan son-
ra, Müttefikler'in izledigi stratejl çekingen ve agirt temkinliydive bu da onu mutlu etmiyordu.
1944 Temmuzu'nda, bu sikintismi ifade eden Qudizeleri yazmigttr.
Savagta da agkta da
Atak olmak gerekir
Yada hakkmiz olan ödül
Gelmeyebilir...
Öyleysebirakin savagahm,
Dügmani kirahm geçirelim,
Yok edelim!
Madem ki pimditop bizde
Sansimizi deneyelim!
Cehennemin kol gezdígi savagta
Saglam yere basma kaygtmizi
Unutahm,
Gelin hedefe vurahm,
ve.
Kazanalim!
Sonsuza dek kazanallm...

Müttefik Kuvvetlerin Bagkomutani General Dwight Eisenhower, Patton'u herkesin kargi-


dayanan bir savagta büyük bir lider" olarak ilan etmigtir.Ancak, kendi kendine
"harekete
smda,
kaldigt zaman, bir hareket komutam olarak sonsuz degerlerini kabul etmekle beraber, Eisenho-
wer Patton'un dört bagi mamur bir komutanda bulunmasi gereken o
"kritik
yetenekten" yani
durumu bütürtüyle görebilme yeteneginden yoksun oldugunu dügünürdü. Ashnda Eisenhower,
bir ekip halinde çaligildigtzaman Patton'un i; görme yeteneginden hatta dengesinden emin de-
hazirdt, kapilmaya"
"kötü

glldi.Eisenhower'e göre Patton kumar oynamaya fazla tavsiyelere


.
fazlaca açikti. Bir gün Patton'a punlan söylemigtir: "Dilini tutamamandanson derece gikâyetçi-
yim. Artik senin genel degerlendirmelerinden de güphe etmeye bagladim. Unutma ki bu, yüksek
konumdaki bir asker için parttir!"Yüzüne kargi söyledigt bu sözlerle Patton'u dogrudan uyar-
mak istemigti.
Yine de içinden Patton'a kary hissettigt bazi olumsuz duygulara kargm Eisenhower iggal
için hiç dügünmeden Patton'u istemigtir. General Marshall'a yazdigt mektupta söyledigt glbi,
mahvetmedigi sürece onun bu niteliginden
"kendi,.kendisini

Patton savagmay1bilen biriydi ve

366
I
I
I

vazgeçilemezdi." Aynca punlanda yazmigtir: "Patton, akh bagmda ve tutarli birinin göz hapsin-
de oldugu sürece, eger bu kigi onun iyi yönlerinden yararlanip, govmenlik ve artistlik sevdastyla
da gözlerini kör etmezse, Patton bu igin tam adamidir." K1saca Patton bir çegitsigortaydi "ola-

-
ganüstüve acimasiz atilim gücü olan bir sigorta" - "Kritik anlarda Patton bu gücü kullanabilen
adamdi." Eisenhower ayrica gunlan da yazmigti: "Dikkatedeger bir olasihk da var. Bu savagta,
belki de bu agamada, dengesiz kabul edilen fakat cansiperane savagan bu adama ihtiyaç duyula-
cak bir durumla kargilaçabiliriz.Böyle bir durumda, gedigi kapatmak için oraya sevk edilecek en
uygun kigiPatton'dur. Böylece durum da kurtanlmig olur."
Patton kipiliginin gösterdigigüçle, a2imle, amaci takdimve itimat telkin etmedeki yetene-
giyleve sava;
"kazanma"
kabiliyetlyle hiç kugku yok ki kendi alanmda olaganüstü bir liderdi.
Her ne kadar üstleri, karakterine kargi güvensizlik göstermigse de o emri altmdaki kuvvetlerin
kendisine tam sadakatle bagli oldugu, çok sevilen bir çahslyetti.Kendi ismi etrafinda efsane
ya-
ratmamn önemine inanmigti ve biri inci kakmall iki tabancasiyla,1930'lardaWest Point'deyken
ve Harp Okulu ögrencilerinin komutam olmayl isteyip de baçaramadigmda kendi kendine takti-
·

gi "Old Bloodend Guts" yani kanli cesur" adlyla bunu bagarmigtl da. Patton sert ve çe-
"ihtlyar

kici olmayan dig görünümünün, demir gibi sert disiplinli mizacmin altinda duyarh bír insan, dö-
vügmeýe girmeden önce heyecandan midesi kalkan, yayinlanmig iki cílt giirkitabi olan biriydi.
Patton da Rommel gibi motorize savagm ustasiydi. Savagmagansinm kendisine gelmesini,
gan ve gerefekavugmayi beklerken sabirsizlanir, sikintlya kapilird1. Çokkere "Çatqmaya girmeli
ve ylllar boyu hatirlanacak olaganüstü bir geyler yapmallyim" demigtir. Nitekim bu baçanyi ka-
zanmigtir ve Eisenhower'in özel yetenekleri üzerine söylediklerini dogrulayarak onun hakli ol-
dugunu kamtlamigttr. Belinde astliiki tabancaslylaNormandlya'dan çikigta insani hayrete dügü-
ren bir hizla yürümügtü.Sir ay içinde çok büyük bir mesafekat etmig, Brest'ten Verdun'a uza-
nan yaklagik beg yüz mil mesafeyi geçerek Fransa'nm Loire Nehri kuzeyindeki topraklarmçogu-
nu özgürlüklerine kavugturmugtur. Tipki Rommel gibi o da karargâhtaki levazim komutanlarmi
pek tutmazdi. ûçüncüOrdu'nun yürüdügü hat çok uzun oldugundanyakit durumu bir aralik
bir hayli azalmigt1.Böyle durumlarda yak1tsiz kalmamak için Patton kuvvetleri akla gelebilen,
belki de yasal olmayan her türlü yöntemi denemigtir. Örnegin,gerekirse bagka birliklerdekilerin
kipiligine bürünerek petrol alir, trenleri ve kamyon konvoylanm yoldan çevirirlerdi. Benzin bul-
mak için Patton casus uçagi bíle kullanmigtir, Casus uçagt havalantp benzin olan yeri saptardi.
i'
Yine de 1944 Agustos ayi sonuna dogru yakit sorunu Müttefikler için son derece ciddi bo-
yutlara ulagmigti.Fransa'da gözle görünür bir yakit sikmtisi yoktu. Bazi yerlerdeyse "yakit
fazla-
si" bile vardi. Ne var ki bunlar gereksiz yerlerde örnegin hattm çok ötesinde, Normandiya'day-
di. Su bakimdan yaloti cepheye çekmedebüyük lojistik sorunlar çiklyordu.Benzinin bol oldugu
günlerde Müttefikler
"260
lojistik planlama günü" mesafesini sadece yirmi bir günde tamamla-
migtL Yakit konusunda belki demiryollarmdan faydalanmak mümkünse de, hatlar bozuk oldugu
için, bu yapilamlyordu. Yakitkamyonlarmdan kurulu çok uzun konvoylar olugturup özel yollar-
la Fransa'ya sevklede bu ip çözülemlyordu.Ikmal yollari uzadikça kamyonlar cepheye ulagmak
ve geri dönmek için kendi yakit stoklarindan kullanmak zorunda kahyordu. Lojistik sorunlarso-
nucu, günün birinde, o kadar çabuk yürüyen Müttelik ordulan kelimenin tam anlamiyla ben-
zinsiz kalmigtl. Aym gey 1942'de, kuvvetleri Kuzey Afrika'da yürürken Rommel'in de bagma
gelmigti. Durumun ciddiyeti kargismda Patton bir degerlendirme yapti. 28 Agustos'ta ogluna
yazdigt mektupta bu konuya göyle deginmigtir: "Bugün için benim baglica sorunum Almanlar
degil benzindir. Eger bana yeterikadar benzin verecek olsalar, nereye istersem oraya kadar gide-
bilirim." Bunu yazdtgimn ertesi günü günlügünepu notlari dügecekti: "Sunuögrenmig bulunu-
yorum ki herhangi bilmedigim sebepler yüzünden bize hakkimiz olan benzin verilmemig - daha
dogrusu hak ettigimizden 140.000 galon az verilmig. Bunun beni arka plana çekmek íçin düzül-
mü bir manevraolabileceginden kugkularnyorum."

367
Patton güphelenmekte haksizdi, çünkü äteki birlikler de benzinsiz kalmigt1. Ìçte tam bu
an, tüm Müttefik Kuvvetlerin Bagkomutam olarak Eisenhower,yagamsal bir konuda karar al-
mak zorunda kalmigtt. Ya mevcuttane kadar benzin varsa hepsini birden Patton'un ÜçüncüOr-
dusu'na gönderecek ya da ÜçüncüOrdu'nun kuzeyindeki BirlegikDevletler Birinci Ordusu'na
sevk edecekti. Birinci Ordu, General Montgomery'nin idatesinde Íngtlizler'inYirmi Birinci Or-
du Grubu'nu destekleyen ve kiyiya en yakm olan orduydu. Artik Eisenhower için karar am gel-
cephe" stratelisini -tüm kanatlan korumaya almay1-birakip Patton ve
"genig
migti. Ya kendi
ÜçüncüOrdu'yu Naziler'in Bati Duvan "SiegfriedHatti"nl kmp dogrudan Almanya'yi iggale
gönderecek veya önce Montgomery'nin birinci smtf bir ikmal limam olan Antwerp'i almasim
bekleyecekti. Üçüncüolarak, Montgomery'nin Israrla savundugu bir seçenek daha vardi: Kendi
komutasi altmda çok büyük, kirk tümenli bir asker alayiolugturarak onunla Ruhr içinden geçip
Almanya'ya girmek ve bu ülkeyi tuz glbi parçalaylpyenilglye ugratmak.
Eisenhower'in karar vermek için çirpmdigtanlarda Patton harekete geçmek için sabtrsizla-
niyordu. Günlügüne gunlari yazmigtit: ¶u anda savagikazanmak için bugüne kadar bize veril-
mig en büyük gansa sahibiz. Beni b1raksalar... on güti içinde Almanya'da oltiruz... Su çok ke-
sin... korkarim ki bu kör köstebekler gerçegi göremiyor." Ancak Eisenhower, siyasetin ve savag
koalisyonunun sorunlanylafazla meggul olugu yüzünden ve özellikle de almganbir insan olan
Montgomery'le arasmdaki gergin iligkiyi daha da kõtüleptirmemek íçin bir yol bulacak, kuvvet-
leri ayirarak benzinin büyük payini Montgomery'ye destek veren Birinci Ordu'ya gönderecek,
Patton'un ÜçüncüOrdusu'na vermeyecekti.
Rezervinde sadeceyanm günlük benzin kalan Patton öfkeden çilgma dönmügtü. Söylenti-
"tiplo

ye göre, Amerikan güçlerinin komutam General Omar Bradley'in karargåhma geldiginde


kizgin bir boga glbi kükrüyordu." Ona kükrercesine qu sözleri söyleyecekti: "Sizingu tanrinm
belasi savaginizi, kazanacagz. Yeter ki ÜçüncüOrdu'ya hareket imkâm verin. Beni dinle Brad,
bana 400.000 galon benzin ver yeter, bak gäreceksiniki gün içinde seni Almanya'nin içine so-
.
karim."
Patton, hakki olan miktar üzerinde k1smti yapilmasma boyun egecek kigi degildi. Zaman
kritik zaman, dakika kritik dakikaydt, Önlerindedügmani itme, saldirma,acimasizca ilerleme
hrsatt vardi; sava; çabucak sona ermeli, o da kaderine yani çan ve gerefeulagmahydt Öfkeve
asabiyetini saklamakta güçlük çeklyordu.O gün günlügüne qu satirlari yazmigtir: "Benden bagka
hiç kimse
'bagiglamayan
dakikanin' dehget saçan degerinin bilincinde degil. Bize hiç yakit veril-
medi. Nedeni de Monty'yi memnun etmek için yakitin Birinci Ordu'yaverilmig olmasi." Sonun-
"ondan

da yine de birligindeki yakit tamamen tükeninceyekadar ilerlemeye devam edecek ve


sonra da yaya yürümeleri" emrini verecekti. Kanstria yazdigt mektupta bunu göyle anlatmigttr:
"Her santim flerleyigte dövügmek zorunda kabyorum. Ancak beni durdurmaya çaliganlar dür
man degil 'Onlar'... Haritaya bak! Göteceksin ki bir yerlerden birazcik benzin agirabilsem bu sa-
vagt kazanirdim."
30 Agustos'ta normal düzeyin onda birinden
ÜçüncüOrdu'ya tahsisedilen benzin miktan
daha açaglya dügmügtü. 3 Eylül'e kadar bagka benzin verilip verilmeyeceg de bildirilmemigti.
Bunun ertesi gün, 31 Agustos'ta Patton kuvvetteri Meuse Nehri'ne ulagt1.Artik ÜçüncüOrdu
daha fazla ilerleyemiyordu. Benzin depolan bogtu. Bu durumda Patton Eisenhower'e puntan
söylemigtir:"Adamlanm açhktan ölmemek için belki de kemerlerini ylyebilir; faka.t benzin de-
polanm mutlaka doldurulmalldir."
Montgomery kuvvetleri 4 EylüPde Antwerp'i almigt1.Ertesi gün Eisenhower günlügüne
duyuyorum."
unlari yazacakti: "Simdi, qu günde Patton'u yeniden harekete geçirmek geregini
Ve ondan sonra da Patton'a daha çok yakit verilmeye baglandi. Ne var ki kaybedilmig olan daki-
ka asla bagiglamadigm1kanitlayacakti. Aradan geçen ve kaybedilen birkaç gün içinde Almanlar
degerlendirmiglerdi. Eylülün hemen ilk
"zamam"
kendilerini toparlamakiçin gok degerli olan

368
günlerinde Hitler "Çekilme yok!" emrini biraz yumugatmig, bu da Alman birliklerine geri çekil-
me, toparlanmave bir savunmahatti kurma olanagt saglarugtl. Patton kuvvetleri Meuse ötesine
geçmeyesavagtiysa da Moselle Nehri üzerinde durdurulmugtu; ama bu dela benzin yoklugun-
dan degil, Almanya'nm çok daha takviyelidirenci yüzünden. Bunu·izleyen dokuz ay 1stirapli ve
çok pahal1yamal olan çatigmalarla geçti. Ve Almanya son kargi taarruzageçtiginde Berlin fethe-
dildi. AmaAmerikal11artarafindan degil, Ruslartarafmdan.
Savagm son aylannda Patton, Almanya'dan geçipÇekoslovakya'daki Pilsen'e kadar ilerle-
di. Ne ya21kki
"bagiglamayan
dakika" onu savag alaninda gan ve gereften yoksun birakmigti.
1945 Arahk aymda, Avrupa'daki dövügmeden sekiz ay sonra, motorize savag ustasinin yagam1
an ve gereftenuzak bir sonla noktalanmlytir. Bindigi goförlü limuzin Alman a'da bir caddede
kargidan gelmekteolan bir BirlegikDevletler Ordusu kamyonuyla çarpigmigtt.
Acaba Müttefikler, savaç1yumugak bir inigle sona erdirmek istedikleri için mi o kritik daki-
kanm,
"bagiglamayan
anm" kaçip gitmesine göz yummuglardt? Bu soru o günlerdeve daha son-
ra birçok kere gündeme gelmig ve tartigilm19tir. Bati Avrupa'nm kurtanlmasmda Müttefik Kuv-
vetler'den yaralanan ve kaybolanlann sayisi bir milyondu. Patton yürüyügü için yapilan eylül
yoklamasmda bunlarm dörtte üçü sag olarak ortaya çikmigt1. Savapm son sekiz aymda askeri ha-
reketin sonucu olarak ve bir de Alman toplamakamplarinda daha milyonlarca insan hayatlanm
kaybetmigtir. Sunuda belirtmek gereklidir ki, Müttefikler,eger Bati kapismdan Almanya'ya daha
erken girmig otsalardi, Avrupa'nm savag sonu haritasi §imdi bambagka olurdu; çünkü o zaman
Sovyetgücü Avrupa'ntn merkezine bu kadar gidemeyecekti.
Eisenhower'in bu konuda vermig oldugu karar aceleyle ve sagliksiz bilgilere dayanatak ve-
rilmig bir karard1. O günün havasmda büyük güpheler ve riskler egemendi. Bu kopullar altmda
Patton'a benzin verilseydi.belki de bunun bedeli büyük olacakti. Bu, bir olasillkla kritik anda
o
Müttefik koalisyonun temellerinisarsabilir, tüm Müttefik Ordu'yu çok zor bir duruma sokarak
ÜçüncüOrdu'yu da dügmana tam-hedefyapard1. Çokdaha önce, AlmanOrdusu'nun Patton ce-
nahina tuzak hazirladigt hakkmda raporlar ahnmigtL Avrupa'da savag konulu amlarinda Eisenho-
wer Patton'un kendisine yanlig karar verdigt gerekçesiyleyaptigi suçlamalan, diplomatik bir dil-
le fakat kesin olarak reddeder. Gerçek gudur ki, Patton durumu bütünüyle görememigtL Eisen-
hower açismdansa,üzerine dügen sorumluluk çok kapsamhyd1ve aynca bir olasilikla Patton'un
plant baçanli olmayabilirdi. Eisenhower amlarinda bu konuya göyledeginir: "1944
ylli yaz sonla-
nnda, bize ulagan bilgiler Almanlar'm hâlâ kendi ülkelerinde gerektiginde kullanmak üzere ben-
zin rezervi bulundugunu gösteriyordu.Küçük bir kuvveti ileriye sevk edip Rhine'l geçirtmek ve
sonra da Almanya'nm ta lçine sürmek fikri, kigiselkammca bir fanteziden bagka bir gey degildi."
Eisenhower durumu böyle açiklamigtir.Aynca, bu kuvvet Rhine'1 geçseydibile, ilerleme strasm-
da kanatlarim korumak için büyük kaylplar vereceginden, hedefe ulagtigi zaman çok fazla küçül-
müg olacakti. Eisenhower kendini savunurken 1944 Agustosu'nda almig oldugu karan, gerekçe-
leriyle beraber, bugün de savunmaktadir: "Böyle bir atihm dügmanm eline koz vermig olurdu ve
bunun sonucu Müttelikler íçin, kaçimlmasi imkânsiz bir yenilglye dönü§ürdü."
Eldeki bulgulan inceleyen diger bazi kigilerse farkh bir sonuca ulagmigtir.Onlara göre, ha-
ta, ordularm dagttilmasmdaydt. Bunu yapmak yerine tüm Müttelik güçler Montgomery'nin ko-
mutasmda bir araya getirilmeli ve hiç caymadan, azimle, Ruhr içinden geçirilip Berlin'e yürütül-
mellydi. Patton ve kuvvetleri de o zaman bu heybetli asker alaymm güglü bir parçast olurdu. Su
yapilml; olsayd1ve sonuç da baçanyla.bitseydi, Avrupa'daki insan katliami beklendiginden çok
daha erken sona ermig olurdu.
Bu soruyu bagmdan sona bir bütün olarak ele ahp uzun uzun inceleyen kigi ünlü Ingilizas-
keri stratelisti ve tarihçiBasil Liddell Hart'dir. Su yazar Birinci Dünya Savagi'ndan sonraki yazi-
lanyla
"yayilmakta
olan savag seli" hakkmdaki fikirleriyle, II. Dünya Savaç1'nda da, mekanize,
motorize bir çatigma olan bu savagi yazmay1 hatta, bit baktma britzkriegin esin kaynagi olmayi
kendinebak görmügtü.1970'te ölümünden çok az önce Liddell Hart, Patton stratejisiüzerinde
uzun bir dü§ünme agamasindansonra vardigt hükmü duyurmuqtur. Liddell,Patton'a hak ver-
dakika" günleriydi. Almanlar. o
"bagiglamayan

migti. 1944 Agustosu'nun sonundaki o günler


günlerde hâlâ gokhalindeydive hazirliksizdi. Rhine'dakiköprülerin hiçbiri henüz tahrip edilme-
migtl. Eger bu kogullarda Patton'a bir deyimiyle- dügmanahücum olanagi verilseydi,
-giirindeki

Patton.rahatlikla Almanordulannidagitirve kesin yenilgiye götürürdü. Liddell Hart'in görüç ve


çabuk bitirmenin en uygun zamani bog yere heder edilmigti."Bu
"igi
degerlendirmesine göre
hata Agustos'un son haftasmdaPatton tanklanndanbenzinin kesildigiandir.Oysaki o an Patton
kuvvetleri Rhine'a ve Rhinekõprülerine lngilizler'den 100 mil daha yalandi."
.

370
I

DÖRDÜNCÜ.BÖLÜM

i
I
I

ii
HIDROKARBON
ACI
e

..
I

20
Yeni Çekim
Merkezi

Bu devir, sonradan, bilge kipilerin ittifakla isimlendirdigi gibi "YüzAdam Devri" olarak bilinir:
"Yüz AdamDevri",SuudiArabistan'da çaliçanAmerikab petrolcü sayisimnazaltilipyüz kigiye
dügürüldügü, bu kipilerin dünyanin diger yerlerinden kopanlip yalmzliga mahkûm edildigtsavag
ylllandir. Bu ylllarda tüm dünyada duyulan silah sesleri yaninda Suudi petrolünün geligtirilme
"yüz
konusu unutulup bir kenara b1rakilmig, 1943 ylhnm sonunda adama" bir kigi daha -Eve-
rette Lee De Golyer- kattlmigti. De Golyer'inburaya gelip yüz adama katilmasi sava; bittigi za-
"bazi

man geleceklerini dügünen kipilerin" Suudi Arabistan't unutmamig olduklarmmkesin iga-


retidir.
Yirminci yüzyilm birinci yansmda, Amerikan petrol endüstrisini ve bu endüstrisinin tüm
dünyada hissedilen geligmesini yalniz bagma elinde tutan adam De Golyer'dir. O güne kadar bu
endüstriyi De Golyerkadar kapsamli olarak ele alan bagka birine rastlanmamigti. Gününün en
ünlü jeologlarindanolan De Golyer,igletmeci, girigimci, kültürlü bir kigi olarak petrolcülügün
önemli sayilan her yönüyle ayri ayn meggul olmugtur. Kansas'ta yegilliklerle çevrilibir kulübede
dogan, Oklahoma'da büyüyen De Golyer,sirf Latince'yisevmedigilçin OklahomaÜniversite-
Sl'nin jeolojibölümüne yazilmigtl. Böylece
yaçaminm yolu tamamen bir rastlantlya bagli olarak
saptanmigti. Daha mezun olmadan önce, vakit aymp Meksika'ya gitmenin bir yolunu bulacak,
orada 1910 yllmda, muhtegem Portrero del Liano'da 4'üncü kuyuyu kegfedecekti. Günde
110.000varil ürün vererek figkiran kuyu, Meksika petrolünün Altm Yolunun ve Altm Çage
bu
mn aç11digmimüjdeliyordu.Bu o güne kadar kegfedilmig en büyük petrol kuyusuydu Ve hem
Cowdray/Peason igletmesinin petroldeki gelecegini hem-de De Golyer'inepsiz ve sonsuza dek
sürecek itibarmm kazamlmasinda gerekentemelihazirlamigtir.
Ancak, bunlar yalnizca bír baglangiçti. De Golyer jeofizikbiliminin petrol igletmeciligine
tanittlmasmdaöncülük yapmig kipidir.Aynca, petrolcülügün en önemli buluglanndan olan sis-
mografi biliminin geligmesinede öncülük etmigtir. Sismografinin kullammmda o denli büyük be-
ceri kazanmigtt ki zamanla
"dinamitle

oynamayiçilgmca sevdigi" bile söylenecekti. StandardOil


Sirketfnin New Jerseykolu bagjeologu, De Golyer için hayranhkla "Bu adamin petrol bulma lgi-
ne gösterdigi ilgi çok candan. Gece gündüz bunu dügünüyor" diyecekti. De Golyer önce Cowd-
ray igletmesi adma, çok baçarih bagimsiz bir petrol girketi kurdu. Sonra da, Standard'm NewJer-
sey kolundan da çagn aldigi halde buna yanagmayip kendi adma çaligmayabagladi. 1930'lann
sonunda, zamanladünyanm en önde gelenpetrolmühendisligidanigma firmasi olan De Golyer
ve Mc Naughton'u kurdu. Eu firmanin kurulmuy olmasibile kendi açismdan bir tür
"bulug"

sa-
yllmalidir; çünkü, bankalar ve öteki yatinmcilann petrol rezerv sahlplerine kredi vermesi için bu
rezervlerinin bagLmsiz bir firma tarafmdandegerlendirilmesi gerekiyordu.IgteDe Golyer ve Mc
Naughtonfirmasi da bu gereksinmeyikargilamak için kurulmugtu.
De Golyer daha kirk yagmm ortalarmda,birkaç kez milyoner olmuy ve daha sonra da ka-
zanct senede ortalama 2 milyon dolan bulmustu. O kadar çok para kazanmaktan zamanla htk-

373
kinlik getirerekparaninçogunu dagitma yoluna gitmigtir.Aslmda De Golyer'in ilgi sahasi sadece
petrol ve paradan ibaret degildi. Texas Aletleri diye Lilinen bagka bir firmamn da kurucusuydu.
"Chili" denen bir tür kirmizibiber üzerinde çaligma yapmig, bu konunun tarlhini yazmigünlü
bir yazardi. Çokzengin bir kitap koleksiyonuna sahipti. SaturdayReview of Literature'ü iflasin
tam epigindeyken, kefil olarak dergiyi bu durumdan kurtarmig, derginin politikasim hiçbir za-
man onaylamadigihalde bu derginin bagkanligim üstlenmigti.
Kisa boylu, tiknazve dinamik yap111De Golyeryillar boyu aslanmkiniandiran kafa yapisly-
la petrol endüstrisinin üst düzey çevresince tamnan, fevkalade saygi gören, sözleri agirl1ktaç1-
yan biri olmuqtur. Tüm bu nitelikleriyle kendi kendini yetigtirmigbir adamclarak De Golyer'in
YeniYasa'yipek umursadigi yoktu. Bunakargin yine de, savaçç1ktiktansonra Petrol Sava; Idare-
si'nde Harold Ickes'in bagyardimcisi olarak çal1;mak için Washington'a çagrilmigti.De Golyer,
biraz tereddütle de olsa, bu görevi kabul etmigtir. Kendisinden tüm BirlegikDevletter'de petrol
üretimini organize etmesi ve vesikaya baglamasi istenlyordu. Aynca 1943 yllmdaözel bir dig gö-
rev de yüklendi. Suudi Arabistan'da ve tranKörfezi'nin öteki ülkelerinde çokkritikve ategli tar-
tigmalarayol açan petrol potansiyelini degerlendirecekti.
Bundan üç y11.önce,1940'ta De GolyerTexas'ta, bir petrolcü grubu kargismda Ortadogu
petrolü konulu bir konugma yapmigtt. O gün gunlarisöylüyordu: "Bugünekadar petrolcülükta-
rihinde, bu kadar genigbir alanda, böyle birinci derece önem taglyan,bagka bir petrol bölgesine
rastlanmamigt1r.Belki de.biraz acelecidavrantyorum ancak gu kehaneti söylemeden geçemeye-
cegim. Üzerindedügündügümüz bölge önümüzdekt birkaç yll içinde dünyanm petrol üreten
en önemli bölgesi olacaktir." Simdi1943 yllmda durumu gözlemekiçin kendisinin bölgeye gLt-
mesi gerekiyordu. Ancak, o bu konuda pek hevesli davranmadt. Egine yazdtgi mektupta bun-
dan pöylesöz edlyordu: "Uzun y111arönce, bir Amerikah olarak bu yolculuga çlkipdurumu sap-
tamak bana çok önemli gibi gellyordu. Ancak,gimdi bunu istedigimden pek emin degilim, bu
yolculukbir hayli rahatsiz ve biraz da tehlikeligeçecegebenziyor. Ne de olsa ben Lindbergh de-
gilim."
Sava; strasmdaOrtadogu'ya ulagmak hiç de kolay degildi. Ilk durak olarak Miami'ye ugra-
dtlar ama burada onlan bir kaza bekliyordu. Ínigstrasmda uçagm bir tekerlegiate; ahp yanmigt1.
Uzun bir süre yeni uçagm gelmesini bekledikten sonra, sonundaDe Golyer ve misyonda görev-
li digerlèri askeri uçaklara almarak Karayipler üzerinden Brezilya'ya, Afrika'ya ve sonunda da
1ranKörfezi'neulagtilar. Rehberleri onlan önce Irak ve Ìran'mpetrol yataklarma sonra da Ku-
veyt'e ve Bahreyn'e, en sonunda da, mevcut yataklan görmeleri ve önceden belirlenmig diger
yapilar için Suudi Arabistan'a götürdü, Ilk durakta, De Golyerkansina.yazdtgl mektupta gözle-
mini öyle anlatmigt1:"Tüm geziboyunca burada güzel fakat kisir bir araziden bagka bir geygör-
medik... Simdiye kadar gördügümüzyerler yanmda Texas bir çiçek bahçesîne benziyor."
Zaman zaman, De Golyer'ebir tören havasi içinde koyun gözü ikram edildigi oluyordu.
De Golyer koyun gözünü artistik bit beceriyle yeme sanattn1ögrenmigtL Yolculuk boyunca tanik
oldugu daha birçok ilginç olay1da notlanna almigtir. Tabii ki çölde yapilan bu gezide jeolojide-
neyimli gözüyle gezdikleriher yerde birtakim ipuçlan buluyordu. Bunlan haritalardan edindigi
bagka ipuçlarlyla, kuyu raporlanyla ve sismik çahgmalarla bir araya getirip,hayal gücünü de ka-
tarak bir geylerögrenmeye çahglyordu. O güne kadar Suudi Arabistan'da 750 milyon varil tah
min edilen rezerve sahip üç jeolojikyapit saptanmig durumdayd1. Ancak, daha bagka benzer ya-
pitlarin bulunmasi ve bunlar üzerinde inceleme yapilmasi sonunda Suudi Arabistan'da çok daha
büyük rezervler olabilecegianlagildi. Körfez boyundaki diger ülkeler için de aymgeysöz konu-
suydu. Bu sebepten birçok güçlüklekargilagildigL halde, çekilen onca fiziki sikmti buna kat kat
degiyordu. De Golyer bir petrol adamiydt. Onun için Arap Yanmadasi'nmçtplakçölleribir tür
efsane diyan Olan El Dorado gibiydi. De Golyer, petrolcülükte evvelce benzeri görülmemig bir
ey peginde oldugunun bilincindeydi ve bundan heyecan duyuyordu. O güne kadar günde

374
110.000 varilpetrolveren bir kuyunun kâqift olan bu adam bile petrolcülükte geçen yanm asir-
hk deneyiminde böyle bir geygörmemi§ti,
1944 yllmm baglarinda Washington'adöndügünde bölgede yani, fran,Irak,SuudiArabis-
"muhtemel"

tan, Kuveyt, Bahreyn ve Katar'da var olmast ve kamtlanmig yaklagik 25 trilyonva-


ril bulundugunu bildiren bir rapor sundu. Eu miktarm yüzde20'styaniS trilyonvaril sadeceSu-
udi Arabistan'dan çiktyordu.De Golyertutucu bir adamolarakBirlegikDevletlerhükümeti adi-
V€ "OllSl" rezerv degerlendirmesinde uyguladtgl standartlan, bankala-
"kamt13nm1g"

na yapttgl
rm rezerv degerlendirmesini yaparken de aynen uygulamigttr. Çiftestandart kullaninaktan kaç1-
mrd1.Aslmda rezervlerin çok daha fazla oldugugörügündeydi. Nitekim tahmini,yaptigi bu yol-
culuktadogrulanmig, bölgede çikan petrolün 300 trilyonvaril, sadece Suudi Arabistan'dan çika-
nmsk 100 trilyonvaril glbi inanilmaz rakamlaraulagtigL kamtlanmigtt. Ortadoguyolculuguna ka-
bölgedeki petrolün gelmig geçmig tüm petrol ta-
"bu

t11ml;olanlardanbiri DigigleriBakanligl'na
rihinde kazamlmig en büyük ödül" oldugunu söyleyecektir.
Verilen belirli rakamlardan daha änemli olan bir gey de bu heybetli petrol rezervlerinin
önemi hakkmda De Golyer'in yaptigt genel degerlendirmedir. De Golyerbu konuda gunlarisöy-
lemigti: "Dünyapetrol üretiminin merkezi Körfez'in Karayipler bölgesinden Ortadogu'ya fran
Körfezi'ne kaymaktadir ve bu kayma büyük olas111kla bu bölgede saglamtemellereoturuncaya
kadar devam edecektir." Amerikan petrolcülügünde o derece kök salmig bir petrol adammin
yaptigt bu degerlendirme, sanki Amerika'nm dünya petrolcülügünde gerilemekte oldugunu,
egemenligininson huldugunu bildiren bir bildiriydi. Evet, Birlegik Devletler'in II Dünya Sava-
gi'nda Müttelikler'in tükettigipetrolün yüzde 90'm1ürettigi dogtudur, ancakbunu dünya petrol
saglay1cihgindakirolünden dolayi en yüksek kapasiteyi gösterme çabastylayapmigtir.Yine de De
Golyer'insözlerisadecebir bildiri degildi, Busäzlertoprakendüstrisinde olugacakve dünya po-
litikasimn yönünü çizecek çok önemli dramatikbir reorgarlizasyonun ilk habercisiydi.

Miittefiklerde Para Var


ingilterehükümeti uzun zamandir Ortadogupolitikasmave Ortadogu petrol üretimine yakm il-
gi gostermekteydi.BirlegikDevletlerise konuyla pek ilgilenmiyordu. Bu konuda neler söylenirse
söylensin, Ortadogu'da henüz fazla petrol çikanlamadigtda bir gerçekti.1940 yilmdaIranve
Irak dahil, bütün ArapYarimadasi'nda dünya petrolünün yüzde 5'inden daha az üretim almmig-
ti ki bu, Amerika'mn petrol üretimi olanyüzde63'le kargilagttrildigmdapek bir geysayilmaz.
çekim merkezinin" degigmekte oldugunu görenler vardt.
"dünya

Yine de, o günlerde


1941 ilkbaharmda, (California-Arabistan Standard Oil Sirketi'nin kisa adlyla) Casoc'un bagkan
yardimcilarmdan biri De Golyer'e"Iran Körfezi'ne gittikçedaha yakmdanbaktigmi" söyleyecek,
"Bu bölgede sahip oldugumuz yataklar BirlegikDevletler'de hatta Texas'ta gördüklerimizden
çok farkl1.Burada inanilmayacak kadar çok petrol var. Buyüzden sik sik gözlerimiovu§turup
tipki bir çiftçi gibi 'Vaycanma' diyorum" diye yazacakti.
Ancak, o stralarMihver güçler Rusya'da ve KuzeyAfrika'da hâlâ taarruz agamasmdaydi ve
Ortadogutehlikedeydi.Bu yüzden SuudiArabistan'da sayllariher gün biraz daha azalanAmeri-
kalilar, adam" diye bilinenler, kendilerini petrolçikarmakbir yana, tamamen aksi bir ugra-
"yüz

a adamiglardi. Bir bombardiman halinde kuyularm çimentoyladoldurularak nas11korunmaya


geçmemesiiçin" bunlarm nasil
"eline
almacagtm, durum gerek gösterirse de Almanordulanmn
tahrip edilecegini planhyorlardt.Kuveyt ve Ìran'daki k uyularda da askeri ve slyasiotoritelerin
yardimiyla koordineli olarakaym önlemler almmigtl.
Bu durumda bile Amerikahlar'in Suudi Arabistan'a ve Ortadogu'ya kargi yaklagtml henüz
.
degi memigti. Durum hâlâ on yll evvelki gibi,yani 1930'larm baglangicindaki gibiydi. Mekke'ye
hacca gelenlerinsayismdada büyük bir dügüç olmuç,Suudi Arabistan'da yeni bir mali krize yol

375
.
açmigti. Eu dela Mekke'ye haci akmmi önleyen etken ekonomik depresyon degil, savagt1.Aynca
o stralar büyük bir de kurakhk yaçanmig, mahsul verimsiz olmuçtu. Eu yüzden durum daha da
kötülegmigti. Eskiden beri yapilan gelenekseligler denebilecek kiliç ve biçak imalati, demircilik
gibi ugraglar, kaylplan telaflyeyetmiyordu. Su yüzden 194 l'de Ibni Suud eskiden oldugu gibi
bir kez daha büyük bir mali krize dügmügtü. Artik kral çok ciddi bir gerçekle karyl karytyaydi.
1942'de bir Amerikall'ya açikladigt gibi, kanisma göre "Din Araplar'm, para ise Müttefikler'in
elindeydi."
Sonunda Ibni Suud bir kez daha yardim isteme durumuna dügmügtü. Öncesiyasi bakim-
dan bagli oldugu ingiltere'den,sonra da CasocSirketi'nden ve Casoc'un Amerikah anne babast
California Standard'dan ve Texaco'dan yardim istedi. Bu iki petrol girlteti,petrol konusundaki
geligmelerinbaski altinda olduguöyle bir günde fleriye yöneliküretim için daha fazla borç para
vermekte isteksizdi. Diger taraftan imtiyazi kaybetme riskine girmek de istemiyorlardt Belki
Washingtonyardimci olabilirdi. Belki de, sonradan Onerildigi gibi, savag devri yardim programi
olan Kiralama Yasasi geregince bir yardim saglanabilirdi. Ne var ki bu mümkün olmadi, çünkü
Kongre de Kiralama Yasasi'na bu yetkiyi
"sadece
demokratik müttelikler için" kullamlmak kay-
d1ylavermigti. Suudi Arabistan ise bir demokrasi ülkesi degil, kralliktl. Ayrica, diger bir krallik
olan örnegin lngiltereKrall'mn tersine,ÌbniSuud anayasay1pek de uygulamayan bir hükümdar-
dt. Tüm bu nedenlerle uzun süre devam eden'müzakerelerdensonra Roosevelt Amerika tarafm-
dan hiçbir yardim verilmemesi karanm aldt. 1941 Temmuzu'nda yaverlerinden birine gu talima-
ti verdi: "Ìngilizler'e80yle, Suudi Arabistan Krall'na yardim etmelerini bekliyorum. Orasi biz
Amerikahlar için fazla uzak bir yer."
Ïngilizlerise hemen yardima kogtular ve diger katkilarmin yam sira 2 milyondolar da·yeni
basilmig para gönderdiler Ye Suudiler'e Ínglltere'dengelen yardimin gidetekartacagtm bildirdiler.
Bu arada Amerikan petrol adamlan ingiltere'den gelenbu yardimm aslinda bir Amerikan yardimi
olduguna Kral ibni Suud'u inandirmaya çaligt1.Açiklamalanna göre Ìngilterede kendi hesabma
Amerika'dan yardim alanlar arasmdayd1.Bunun anlami da, Israrla ifade ettikleri gibi, yardimin as-
hnda Amerika'dan geldigiydi.Sufarkla ki yardim dogrudan degil, dolayli yoldan gelmigti.
i

"Petrolsüz Kaliyoruz"
Amerika savaga girdikten sonra, 1942 ve 1943 yillarmda Ortadogu her yönüyle büyük Onem ka-
zanmigti. Su önemin yeni bir tammlamayladünyaya duyurulmasi gerekiyordu.Washington'un
Ortadogu'ya bak141 artik tümüyle degigmigti ve sirketlerher zaman bu görügü paylagmasa da,
Washington'un bakig aç1s1buydu. Artik petrole savagm en kritik stratelikmaddelerinden biri gö-
züyle bakihyor, milli güç ve uluslararasi üstünlügün kesin çarti kabul ediliyordu. Mihver güçler
açismdan da bu aynen geçerliydi. Mihver güçlerin askeri stratejlsine gekil veren tek kaynak
"petrol"dü.

Onlan yenilglye götüren tek kaynak da yine


"petrol"dü.
Savag süresince Müttefik-
ler'in petrol gereksinimi hemen yalnizca Birlegik Devletler'den kargilandigt için, Amerika'daki
kaynaklar o güne kadar görülmemig hizla üretime zorlamyordu,ve bu da yakmda petrol kitligi
olabilecegl korkusunu yaratmigti. O günler tipki Birinci Dünya Savagtsonunda Amerika'mn pet-
rol konumunda yaganmigkaranhk günleri andinyordu; ancak sava; nedeniyle bu defa durum
çok daha acildi. Kapsamli ve devamli bir kithk Amerika'nm güvenligive gelecegiaçismdanneler
getirmezdi ki?
1920'li yillann sonunda ve 1930'larm baginda BirlepikDevletler'de petrol patlamasmayol
açan kegifler yapilmig, aynca mevcut rezervlere yenileri eklenmigti. Ancak 1930'lann ortalarm-
dan itibaren mevcut petrol yataklarmda önemli bazi
"degigmeler

ve ilaveler" yapilmigsada, yeni


petrol yatagt keyiforamnda çok büyük dügügler olmugtu. Su ileride, rezervlere yeni ilaveler yap-
manm çok daha zor ve pahah, gok daha kismtih olacagmm göstergesiydi. Yeni kepiforamndaki

376
bu bag apagi dügüg, dünya çapindaki bu savagta yakit saglama güveniyle yükümlü olanlansanki
yerlerine mihlamig, büyük bir korkuya sevk etmigti. 1943 yllmda Petrol idatesi'nin rezerv bölü-
mü yöneticisi bu olguyu gu sözlerle anlatlyordu: "Uzun bir verimlilik agamasmdan sonra dogal
olarak bir durgunluk devri gelir. Bu durumda verim azalir. Su bir doga kuralidirve anlagildigina
göre gimdide bu kural egemen oluyor. Su anda yeni petrol yataklari bulmadigimiza göre ve
mevcut yatak sayisida smirlioldugundan, er veya geç üretim tükenecektir.Petrol kegfinde ya-
anmig Bonanza Refah Devri geride kalmigtir."
lçigleriBakamHaroldlckes da bu görügüpaylagtyordu.Nitekim 1943 Aralik ayinda yazdi-
gi makalede,bu görügünü güpheyeyer vermeyecek aç1khklaizah etmigtir: "Petrolsüz kaliyo-
bir
ruz!" baglikli bu makalede ihtiyar kurt, Amerikan halkim uyanp göyle diyordu: "Eger bir gün IIL
.
DünyaSavagiolursa, bu savagtabagkasma ait petrolle dövügmemiz gerekecek, çünkü o güne ka-
dar BirlegikDevletler'de hiç petrol kalmayacak. Dünya petrol imparatorlugunun simgesi ve üs-
'taç'

tünlük sembolü olan bugün Amerika'mn baginda... Ne var kl gimdi bu taci gözümüze dog-
ru dügürüyoruz."
lckes'in yaptlgl bu karamsar analiz insani tek bir sonuca götürebilirdi.O gün için bütün
Amerikan limanlanndan cepheye yakit sevki devam etmekle heraber, Amerikagelecekte tam bir
ithalatç1st" olmaya adaydi. Bu, çok ciddi tarihi ve güvenlik aç1smdan olumsuzanlamlar
"petrol

tagiyanbir degigimdi. SonundaAmerika'mn


"tekrar
igletmeye aç1labillr"petrol kaynaklan konu-
sundakisavag karamsarbgi "Koruma Teorisi" denen teorinindogmasina neden oldu. Bu Birlegik
Devletler'in ve öncelikle de BirlegikDevletler hükümetinin yabanc1 topraklardakipetrol rezerv-
lerinin kontrolünü ve geligtirilmesini öngörüyordu. Böylece yurtiçi rezervlere daha az dayamla-
cak, bunlar gelecekiçin saklanacak, sonuç olarak da Amerika'nm güvenligi garantilenmigola-
cakt1. Yabanci petrol imtiyazlarina hükümet kontrolü konmasi yönünde genel bir istek vardi.
Özeligletme yanlisi Cumhuriyetçiler bile yabanci petrol imtiyazlarma hükümetin dogrudan mü-
dahale etmesini isteyen çagnlar yapiyordu. Bunun sebebiniünlü bir CumhuriyetçiSenatõr olan
Henry Cabot Lodge qu gekildeifade ediyordu: "Tarihte yasanmig deneyimler bize özel tegebbü-
sün, yalmz b1raktldigizaman milli çikarlan yeterince korumadigmi göstermigtir." Ancak, bu ya-
banc1 rezervler nereden bulunacakti? Bu sorunun tek bir yamti vard1. DigigleriBakanligi'nm ik-
tisadi Igler Dampmam Herbert Feis bu yaniti göyle açiklamtyti: "Yaptigimizher durum degerlen-
dirmesinde, ne zaman belirli bir noktaya ve yere ulagsak kararsizhk içinde yazmaya ara verir, ka-
lemimizi birakirdik; bu belirli nokta Ortadogu'ydu."
Bu dügünceleri dikkate alarak, Amerikan siyasetineyön verenler geç de olsa, I Dünya Sava-
gi'mn son bulugundan bu yana lngilizpetrol siyasetine yön vermig olan kipilerle aym sonuca, yani
Ortadogu'nun merkez oldugt1 sonucuna ulagmiglardi.Bu noktada iki Müttefik, Íngiltere ve Ame-
rika sava; sirasinda gösterdikleri topyekûnyardimlagmaya kargin bu defa birbirlerine bir hayli
güpheli gözlerle bakacakti. ingllizlerAmerikalilar'm kendilerini Ortadogu'dan atmasindan ve o
gün için kendi kontrollerinde olan petrol rezervlerinden yoksun birakmasmdan korkuyordu. Bu
bölge onlarakendi strateiilerini koruma ve Hindistan'm idatesi için partti.Islamiyet'inkutsal yer-
lerinin sahibi olarak IbniSuud, Hindistan'da dünyanm her ülkesinden gelen büyük Müslüman
kütlelerin idaresini elinde tutan Íngiltereiçin çok önemli bir çahsiyetti.O siralar ingiltere'nin
mandasmdaolan Filistin'de Yahudiler'le Araplar arasmda yükselmeegilimi gösteren bir sürtügme
vardl. Íngiltere bu çikmazdan kurtulmanm yolunu aramaktayd1. Belki de ÍbniSuud bu mügkül-
den kurtulma çabasmda Ingiltereiçin.çok yararlive etkin olabilirdi. Bir gün ingilizlerSuudiAra-
bistan'a arazi kontrolü îçin bir heyet göndermigti.Casoc Sirketi derhal güphelenmeyebaglayacak,
asil amacm
"gizli
petrol Jeoloji aragtirmasi" yapmak oldugunu, heyetin bu gerçegi örtmek íçin ba-
hane olarak gönderildigini ileri sürecekti. Genel olarak egemen olan
"güphecilik
durumu." Bu ko-
nuda ülkesini uyaran Donanraa Müstegan William Bullitt göyle diyordu: "Londra Amerikan gir-
ketlerini oyalamaktadir. Amaci Amerikalilar'm imtiyazmi kaldirip oraya ingilizler'i sokmaktir."

377
Aslmda olup biten guydu:Amerikalilar Ingilizler'in Suudi Arabistan üzerindeki planlannt
ve bu planlari gerçekleptirme yeteneklerini abartmiglardi. inglizlero kadar bagimli olduklan
Amerikahlar'i bölgeden çikarmakdurumunda degildi. Hatta denge açismdan Amerika'nin Orta-
dogu'ya daha fazla kangmasini istiyorlard1. Kanilarma göre bu hem güvenlik hem de malí ne-
denlerden gerekliydi. Ayrica Kral ÏbniSuud'a yapilan para yardiminm azaltilma yollarida aran-
maktayd1. Yinede, Ingiltereve Amerika bu tür endigelerle dolu olarakkafalanndaki soruyuya-
mtlamaya çaliglyorlardi. Amerikahlar ne yapacaktt?Bu soru için üç seçenek vardi. Birincisi, Ang-
lo-Pers Petrol Sirketi'ni örnek alarak Ortadogu petrolü üzerinde dogrudan sahiplik kazanmakti.
ikinci seçenek, konunun o veya bu gekildeçözümü ve sisteme baglanmasi için Ingilizler'leuz-
lagmaktl. Son alternatif ise tüm sorunu oldugugibi
"özel

ellere" birakmakti. Ancak savaginde-


vam ettigi bu belirsizlik ortammda onlar da tedirgindi ve kendi baglarma birakilmak istemiyor-
lard1.Bukonuda hükümet destegi istedikleri için bir kez daha Washington'un yolunu tuttular.

Dayanigma Politikasi
Casocgirketi'nin iki ortak üyesi Socal.veTexaco, Arabistan petrolüyleilgisi bulunan tek özel gir-
ketlerdi. Su ikisi Ïngilizler'inkendilerine Suudipettolüne giden yolu açmak ve sonrada Socal ve
Texaco'ya kap1ytgöstermek için Kral IbniSuud'un mali durumu üzerinde egemen olmak iste-
dikleri inancmdaydl. Eu iki girketiüzen bir bagka konu daha vardt. Her ikisi de o güne kadar Su-
udi petrolünebüyük yatmmlar yapmiglar ve mali yönden yardimda bulunmuglardi. Ancak daha
da çok yardim gerekiyordu.Socal ve Texaco egsiz degerde bir kaynak üzerinde oturduklarmm
bilincindeydi. Ancak yine de, birleptirilmi bir ülke olarakSuudiArabistan'm sadeceyirmi ylldan
beri var oldugu unutulamazdi. Acaba IbniSuud'un ölümünden sonra da Íbni Suud Kralhgl -ve

petrol imtiyazi- yagar miyd1?


Ingiltere'yikontrol altinda tutmak, imtiyazlartni desteklemek bu olaganüstü degerli hazi-
neyi politik risklere largi korumak, hatta bunu Amerika'yiSuudiArabistan'a kangttrmadan yap-
mak çok daha lyi olmazmiyd1?Özelgirketleri saf dig1 birakmak kolay olabilirdi.Daha birkaç yll
önce Meksika girketimtiyazlarini millileptirmiç, bunu yaptigL için de hiçbir gekildecezalandinl-
mamigti. Ama dünya liderligini yapan bir devleti saf digi b1rakmak da o kadar kolay olamayabilir-
di. Bu nedenle Amerikan hükümetinin SuudiArabistan topraklarmadogrudan kangmasma bazi
kipiler
"dayanigma"
politikasi demigtir.
1943 Subatayt ortalarmdaSocal, Texaco ve Casocgirketlerininbagkanlan Washington'a
DI
igleri Bakanhgi'yla konugmaya geldiler. Hükümetten Ingiliziefikistirmak ve
"savagtan

sonra
bu bölgede salt Amerikan igletmeleri olmasmi garantilemek için" mali yardim istlyorlardi: "Was-
hington dig yardim yapmaya yanagacak olursa kendilerinin de kargihk olarakBirlegikDevletler
hükümetine Suudi petrolünegirigiçin bir tür özel izin önerecegini" söylediler.
16 Qubat tarihinde bir ögle yemeglnde hükümetin konuya müdahalesine içten taraftar
olan Harold Ickes, Bagkan Roosevelt'in kulagLna Suudi Arabistan konusunu fisildlyordu. lçigleri
Bakam'nagöreSuudi Arabistan
"büyük

olasihkladünyadaki en büyük ve en zengin petrol kay-


naglyd1." Ingilizler Casoc hesabma hareket ederek Suudí Arabistan'a
"dolayli
yollardan yaklay-
mak istiyorlard1"Ye ingilizler'in bulunan her yere girmefirsatini" hiçbir zaman kaçirma-
"petrol

.
diklari da göz ardt edilemezdi. Sonunda Roosevelt, Ickes ve öteki hükümet yetkiliterinin tartig-
malanyla ikna olup isteneni kabul etti. Aslmda onu asil ikna eden petrol girketiyöneticilerinin
bagvuru dilekçesi degl, bu tartigmalardi.18 Qubat 1943'te, Ickes'la yemek yediginden iki gün,
SuudiArabistan için göre fazla uzak" dedignden bir buçuk yll sonra Bagkan,Kral IbniSu-
"bize

ud'a Kiralama Yasastgeregince yardim verilmesi için lckes'a talimatverdi. Bu sadece baglanglÇ-
t1.Kisa bir süre sonra Ordu-Donanma Petrol Kurulu 1944 ylli projelerini ilan etti. Ufuktaaskeri
operasyonlan tehdit eden çok ciddi bir petrol sikmtist görülmekteydi.Askeri kurmaylarm bu

378
yoldaki korkusu Birlegik Devletler hükümetinin Suudi Arabistan konusunda karar vermesini
htzlandirmigtir.
Demokratik olmayan bir ülkeye, Kiralama Yasasigiysisialtmda yapilanbu dostça mali yar-
dim bir geydi,yabanci bir ülkenin petrol kaynaklan üzerinde dogrudan sahiplikaramak bagka
eydi.Ne var ki yapilanTla buydu. Bu ig, kismen, parlak fikirliIckes'in yabanc1petrol rezervleri-
nin sahipliginialmak amac1ylakurdugu yeni bir hükümet kurumu tarafindangerçekleytirildi. Su
girigimde Ickes, ordu ve donanma tarafmdan da içtenlikle desteklenmigti. Tarafstz kalan tek ku-
"çok

rum DigigleriBakanligi'ydt. Bakanhk, DigigleriBakani Hull'un Roosevelt'e söyledigi gibi,


iddetli yeni ihtilallann" dogmasindan korkuyordu. DigigleriBakamBagkan'a pu hatirlatmay1 da
yapmigti:"Son savagtan bu.yana, her toplantidapetrol atmosferive kokusu insani bogacak gid-
detle hissedilmigtir."
Petrol Rezervleri Örgütü'nünhedefi Suudi Arabistan'd1.1943 Haziram'nda Ickes Beyaz
Saray'daSavagBakam HenryStimson, Donanma Bakan1Frank Knox ve Sava;SeferberligiOfi-
si'nin yöneticisi olan JamesByrnes'le bir araya geldi. Hepsi birlikte hizla azalmaktaolan yerli
petrol durumunu büyük bir endigeyle gözden geçirdiler ve hükümetin derece önemli Su-
"son

udi Arabistan topraklannailgi göstermesinin" part oldugu üzerinde fikir birligine vard11ar.Tem-
muz aymda Beyaz Saray'da yap1lan bir toplantida, Ickes bu hayret verici kararin dogrulugunu
teyit etti. Toplantida haz1r bulunanlardan birl bu konuda gunlart söylüyordu:"Tartigma negelibir
havada yapild1,kisa ve aynntisiz oldu. Bagkan,Yakmdogu topraklarininkonu edildigt her toplan-
tidaki gibi bu seferde çocuksu bir havadaydi. Konugmasmda ve konuya deyiginde bir eg-
'evet'

-lence havast egemendi." Gerçi karar verilmigti, ancakyine de ortada çözüm bekleyen çok ya-
amsal bir konu kalmi ti. Casocveya imtiyazdan ne kadan ele geçirilecekti? JohnD. Rockefel-
ler'e onur kazandiracak yeni bir girigimle, hükümet paymm yüzde yüzden daha a§agiolmamasi-
.

na karar verilecektil
1943 Agustosu'nda hiçbir geyden haberi olmayan Texacove Socalbagkanlarl W.S.S. Rod-
gers Harry C. Collier, Ickes'm lçiëleriBakanhgl'ndaki ofisine geldiler. Suudipetro1ükargihgm-
ile
da alacaklan yardim konusunun tartigdacagimsamyorlardi. Ickes konuya bir teklifyaparak girdi.
Hükümetin Texaco ve Socal'denCasoc'untümünü satm almasmi önerdi. Bu sirada Ickes, biraz
da memnuniyette,hayret verici bu teklifinin"Bagkanlarmnefesini kestigtni gözleyecekti." Bu
nastlolabilirdi?DI; memlekettefaaliyet gösteren, hükümete bagli bir petrol girketi BirlegikDev-
letler açismdan olaganüstü bir kay1psaythrdi. Ayrica, bu ilgili iki özel girketinkonumunu da de-
gigtirecekti. Ancak, yapacak fazla bir gey yoktu. Texaco Bagkam Rodgersve Socal Bagkani Colli-
er'e söyleyecekfazla bir geykalmamigti. Sadece bu önerinin kendileri için bir gok"ol-
"korkunç

dugunu söylemekleyetindiler. Onlar lckes'a özümsenmeleri için degll, yardim için bagvurmug-
lardi. O günkü toplantida hazir bulunanlardan biti fleride qu benzetmeyi yapacakti; "Onlar mo-
rina baligt avma çiktilar,ancak oltalarma balina takildi!"
Taraflararasmdaki tartigmabir süre daha devam edecek, lckes ingllterehükümetinin Ang-
lo-Ìransahipliginde uyguladigimodeli ele alarak, yüzde 100'lük teklifiniyüzde Sl'e indirecekti.
Bu arada, Anglo-Iran Sirketi'nebagli Amerikan-Arap Petrol Sirketi'nin model almmasmibile
gündemegetirmigti.Ancak sonradan ne dügündüyse, bu girketadmm lbniSuud'da memnuni-
yetsizlik yaratacagt kaygls1yla,bunda israr etmemigti, ibniSuud'un, kralhgt içinde mümkün.ol-
dugunca az yabanctsermayebulundurmak istedigini biliyordu.
Ickes,iki girketleuzlagma görügmesiyaptigi sirada Kuveyt'teki "Gulf" Sirketi'yle de benzer
bir anlagma yapmak için aragtirmalardabulunuyordu. Müzakereler sonucunda nihayet Socal ve
Texaco'yla bir anlagmayavanld1. Birlegik Devletler40 milyondolar ödeyerek Casoc'tanüç te bir
. ,
hisse alacakti. Elde edilecek fonlar Ras Tanura'da yeni bir rafineri ingaatmda kullamlacakti. Ayn-
ca, hükümet Casoc üretiminden ban ta yüzde Sl'ini, sava ta ise yüzde yüzünü alma hakkma
sahip oluyordu.

379
i

Böylece Birlegik Devletler artik petrol igine girmeyehazir durumdaydi. Ya da en azindan


görünügegöre böyleydi. Ancak petrol endüstrisindekiöteki girketlerhakh olarak büyük ölke
içindeydi. Iki girket digmda öteki girketierin hiçbiri hükümetin petrol iginekarigmasmi istemiyor-
du. Bu onlar için bag edilmez bir rekabet olurdu. Yabanci petsplüretimi yerli petrol üretiminden
daha üst düzeye getirilebilirdi.Su da petrol sanaylinin federal kontrolegötürülmesindeilk adim
olabilir,hatta millileptirilmeyle sonuçlanabilírdi. Eu aç1dan sadece bagimsiz girketlerdendegil,
Suudi petrolüne ilgi gösterenve gerikalmak istemeyen Standardof New Jerseyve Socony-Vacu-
um (Mobil) girketlerinden de giddetli protestolar geliyordu.
Ickes, Algerika'mn savag çabasiugruna petrolsanayiiniharekete geçirmeyiiyi bagarmigt1.
Simdibu çabayiCasoc'lasavaga girerekbaltalamayl göze alamazdi. Eu yüzden 1943 sonlannda,
birdenbire geri dönüç yapti ve ilk yaptigt plam geçersiz saydt Bunu yaparken Texaco ve Socal'i
çok aç gözlü ve inatçi olmakla suçlamistir. Böylece BirlegikDevletler'in yabanci petrole dogru-
dan girme girigimisona ermig oldu.
Yine de, ickes kolay pes etmeyecekti. 1944'te yeni bir plan tasarladi.Birlepik Devletler hü-
kümetini yabanc1 boru hatti igine sokacakti. lckes prensipte Socal, Texaco ve Gulfgirketleriyle
bir boru hatti yapilmast konusunda fikir birligi içindeydi. Bu boru hattmm inçasi için hükümetin
Petrol Rezervleri Kurumu aracthglyla 120 milyon dolara kadar para ödemesíni kabul ediyordu.
Boru hatti Suudi ve Kuveyt petrolünü kum vadisinden geçirip Akdeniz'e kadar götürecek, böy-
lece oradan Avrupa'ya denizyoluyla sevki saglanmt;olacakti. Yapilacakanlagmayagöre girketler
Amerikan askeri kesimine.bir trilyonvaril petrol rezervi vermeyitaahhüt edecek ve bunu pazar
cari flyatmdan yüzde 25 daha ucuza satacaktL
Ancak 1944 kig mevsimi sonunda ve ilkbahar baglarmda bu yeni proie birçok güç tarafm-
dan baltalanmak istenmigti. Zaten Kongre, Petrol RezervleriKurumu'nun bile devami yanhsi de-
gildive kaldinlmasm1 istiyordu. Ötekipetrol girketleri de giddetle bu fikre kargi ç1klyor,Herbert
Feis'in dedigi gibi böyle bir uygulamanm kendilerini haksiz, yan tutan bir rekabet ortamt lçine
atacagini söylüyordu.Bagtmsiz petrolcüler de konuya karplydi ve gerekçeolarak böyle bir tutu-
"milli

mun güvenligimizetehdit olugturacagm1" aynca 'Tagizme dogru kayly" olacaglm SRVUnu-


yordu. Amerikan Bagimsiz Petrol Dernegi böyle bir geyyapildigt takdirdedünya petrol pazarla-
nnda kiran kirana bir rekabet havasmm egemen olacagmi savunuyordu.Plana karg1olanlarara-
smda Libareller de vardi. Onlar da bu planin büyük igletmelerin ve
"tekellerin"

çikarmaolacagt
inanctndaydi. Kargiolanlardan bir digeri de "Tecrit" akimim tutanlardi.Bu kipiler planuygulan-
digmda hükümetin Ortadogu'nunçok uzaktaki çölleriiçine gämülmesinden korkuyordu. Daha
önceleri Ordu-DonanmaGenelkurmay Bagkanlari böyle bir boru hattmi.n
"askeri
aç1dan çok acil
bir ihtiyaç oldugunu" gerçi söylemisti; ancak D-gününden sonra, Avrupa savagmin son bulma
olasihgl ufukta belirdiginde, GenelkurmayOrtak Bagkanlart yapmig olduklari talebi yenileme-
miglerdi. Böylece hükümetin kurmasi ängörülen boru hatti projesi, kargi olanlar ve eleptirenler
koallsyonunun ele aldigt bir sorun olmugtu ve
"ihtlyar
huysuz adam" diye anilan lckes'm öfkesi-
ne ve istifa tehdidinekargin önce bir kenara birakilmig, sonunda da unutulup gitmigtl.

Petrol Konusundald Sürtügme


Böylece Amerika BirlepikDevletleri'hin SuudiArabistan'da petrol igine girmeyecegiartik kesin-
di. Ancakyine de bir bagka alanda girigimde bulunmak, faaliyete geçmek istiyordu. Ingiltere île
dünya petrol pazarmda egemen olmak íçin ortaklik kuracakti. Her iki hükümet çok daha önce-
den böyle bir ayarlamaya girigmekiçin birbirlerini yoklamaya, ne dügündüklerini anlamaya
ça-
ligmigtt. Iran Körfezibölgesindeki kuyularm bir kismi, AÍmanlar'm eline geçmesin diye çimen-
toylakapatilmigti; ancak yine de bölgenin potansiyelini iyi bilenler, savagsonrasmda bölgeden çi-
kacak üretimin pazan nasil etkileyecegini dügünerek endige içindeydi. Savagbittikten sonra Iran

380
.I

Körfezi'nden kaynaklanacak giderek yükselen ucuz petrol dalgasi 1930'lar bagmda Dogu Te-
xas'ta yaganan petrol seli kadar istikrar bozucu olabilirdi. Digertaraftan,BirlegikDevletler'den
pek çok kigi BirlegikDevletler rezervinin tükenmesindenkorkmaya devam edlyor, bu nedenle
Amerikan petrolüne olan talebindügmesini istiyordu. Eu kipilerin görügüyleBirlegikDevletler'in
ana hedefi savagtan evvelki k1sitlamalanlarmak, maksimum üretim almak olmallydt Bu yolla,
rezerv ayarlamalarmdatemel degigimlere gidilebilirdi. BäyleceAvrupa, petrol ihtiyacmm çogu-
nu Bati Küresiyerine Ortadogu'dan kargilayacak, Amerikan petrol rezervleri de Amerika'nm
kendi ihtiyact ve güvenligiiçin saklanabilecekti.
Ingilizler ise kendi açilarmdan, Ortadoguüretimindeki karmagik durumun sebep olabilece-
gi bir düzensizlikten çekiniyordu.Ortadogu petrol ülkelerinin giderekartan gelir hirslano do-
yurmak pegindeolan imtiyaz sahiplerinin, bunu gerçeklegtirmek igin aralannda rekabete dayah
üretim yangina girmelerinden korkuyorlardi. Petrol sorunlarisavag son bulmadan evvel çözüle-
medigi takdirde sonuç gerektiginden fazla petrol bollugu olurdu ki bu da her geyimahvederdi.
Su durum, dügük flyatlar yüzünden, petrol üreticisi hükümetleri mal sahibine verilen igletme
paymdan mahtum birakacak ve sonuçta imtiyazlarin istikranm tehdit edecekti. Aynca, birçok
Amerikall'nm sandigimn aksine, Ingiltere, Ortadogu petrol geligtirmefaaliyetlerine Amerika'nm
katihmt yanhslydi. ÌngílizKara ve Deniz Kuvvetleri Bagkani'nm söyledigi gibi, Amerikalilar'm
ige girmesi,saglayacagi yararlardanbagka bölgenin özellikle "Rus baslosma" kargi korunmasmda
"Amerikan yardimi.almaganslarmiartiracakti." Bagkanlar aynca pu görügüde ifade etmiglerdi:
"Savag halinde Amerika'dan gelen petrol bizim için en güvenilirkaynaktir. Bu kaynaga sahipligi-
mizi sürdürme yolunda yararli olacak her adimi atmahyiz."Ancakher iki ülkenin çikan için "Bi-
rakimz yapsmlar" uygulamasi degil, ottak kontrol uygulamasmm en uygunu olduguna Amerika-
lilar nasil ikna edilecekti?
ingilizlerOrtadogupetrolü íçin BirlegikDevletler'le uzlagma yolu açmak istedi ve bunun
için büyGk gayret gösterdi. 1943 ylli Nisan aymda Anglo-Pers Sirketi'nin New York'takl tem-
silcisi Basil Jackson ile Terry Duce bir araya geldiler.Duce, Casoc Sirketi'ndeki yöneticilik gö-
revinden geçici bir süre izinli olarak aynlmt; SavagPetrol Orgütü'nün YabanciBölüm kisminm
bagma getirilmigti. Jacksonbu bulugmada Terry Duce'u uyarmig, gu sözleri söylemigtir: "Petro-
lün geçmigindeilk defa olarak pazarlara bu kadar çok petrol aklyor. Yine de girketler Yakmdo-
gu petrolü konusunda bir anlagmaya varma olanagl bulamlyor." Bunun sebebi ellerini kollann1
baglayan Sherman Antitröst Yasasi'ydi. Savag bittíkten sonra bu yapilmak istense bile geç ka-
hnmig olacakti. Sirketlerin kendi aralannda anlagmalan gereldyorduve Jackson'in vardigi so-
"rekabete

nuca göre, arada bir anlagma olmadan dayall çetin bir mücadele" daima söz konu-
suydu.
Duce bu fikre katild1.Her iki adam da önlerinde uzanan, sava; sonu petrol düzenine gekil
verecek olan bu temel konunun öneminin bilincindeydi. Petrol üzerinden sahibine ödenen iglet-
me pay1 Körfez ÜIkeleri için ana gelir kaynagtydi veya çok yakinda ana gelir kaynagl olacakti.
Sonuç olarak, igletme payi gelirleriniartirmak için bu ülkeler yoluyla veya bagka bir ge-
-tehdit

kilde- girketlerüzerindeki baskilano devam ettirecek ve gidetek daha çok baski yapacakt1. Bu
baski petrol dagitimim bagtan sona kapsayacakbir sistemle dengelenebilirdi.
Jackson'm dügünceleri zamanla Amerika'daki politika mimarlarina kadar yayllacaktL So-
nunda Ickes bu dügünceleri Roosevelt'e duyurdu ve kendi görüglerinide ekleyerek guntan söy-
ledi: "Dünyanm degigik yerlerinde bizim için petrol bulundurulmasi yerinde olur. Harekete geç-
me zamam gimdidir. Petrol konusunda Íngilizier'le bir anlagmaya varmamak için hiçbir sebep
görmüyorum." Ne var ki iki ülkenin birbirlerine duydugu karg1hkh
"güphe"

çok büyüktü. Bu
yüzden bu iki müttefik kendi hükümetleri ile bile müzakerelere nasil yön verilecegl konusunda
anlaçamtyordu. Günün basin imparatoru sayllanKral'in
"mühür
emini" Lord Beaverbrook "Or-
tadogu petrolünü tartigacak bir komisyon olugturma fikri hasir alti edilmelidir" diyordu. Aynca

381
Churchill'equ sözleri de söylemigtir: "Petrol, savagtan sonra bize kalmig olan en k1ymetli varhgt-
mtzdir. Bu son varhgimizi Amerikalilar'la bölügmeyi reddetmeliyiz."
Ancak ingilterehükümetinde bu gekilde dügünmeyen, Amerikaltlar'la ortak bir plan for-
müle edilmesinde israr edenler de vardi. 1944 ylli 18 Ocaktarihindeingiltere'ninWashington
Büyükelçist Lord Halifax, DigigleriMüstegan Sumner Welles ile iki saat süren bir konuçma yap-
ti. Bu konugmada petrol konusu ele alindi ve nasil bir yaklagimda bulunulacagi tartigildi.Bu ko-
nugmadansonra Halifax Londra'yatelgrafçekecekve "Amerikalilar bizi pokasokacakdavramg-
larda bulunuyor" dlyecekti. DigigleriBakanligt'ndaki toplantidanson derece asabiçtkmigt1.Su
yüzden hiç vakit geçirmeden Bagkan'la kigisel clarak görügme talebinde bulundu. Roosevelt
onu o algam Beyaz Saray'dakabul etti. Konudönüp dolagtp Ortadogupetrolündeodaklamyor-
du. Halifax'in tedirgin ve rahatsiz oldugunu gören Roosevelt, Büyükelçi'yi teskin için elleriyle
"fran

çizdigiOrtadogu'ya ait bir harita taslagmiçikardi, petrolü sizindir.Irak ve Kuveyt'teki pet-


rolü bölü§ecegiz. SuudiArabistan petrolünegelince,oradaki petrol bizimdir" dedi.
Roosevelt'in kendi elleriyle çizdigt harita aradaki gerginligi gldermeye yetmemigti. Son bir-
kaç hafta içindeki geligmeler Bagkan'la Bagbakan arasinda çok hassas konulan íçeren mektuplar
gönderilmesine neden olmugtur.20 Subat1944'te, toplantiile iligkili Halifax raporunu görme-
sinden hemen birkaç saat sonra Churchill,Roosevelt'ebir mesaj göndererekpetrol konusunda-
artan bir kugkuyla" izledigni bildirdi. AyncaSurada bazi çevrelerdeBir-
"giderek
ki telgraflan
legik Devletler'in bizi Ortadogu'dakipetrol varligmizdanmahrum birakacagt korkusu var. Unu-
tulmamahdirki diger birçok geyler gibidonanmamiz da tüm petrol ihtiyac11çin Ortadogu'ya gü-
venmektedir"dedi. Kabaca ifade etmek gerekirse, Churchillbazi Ingilizler'inbir oldu bittiye ge-
bastinlmaktan korktuklarmf söylüyordu.
"tongaya

tirilerek
Roosevelt, Churchill'in bu yazisma ters bir yamt vererek, kendisinin de ingiltere'nin Suudi
soktugu" haklanda bazi raporlar al-
"göz "burnunu

Arabistan'daki imtiyazma diktigi" ve bu ige


digini söyledi. Churchill'dengelen sert tonlu bagka bir telgrafüzerine Roosevelt mesajmaqu
sözleri de ekleyecekti: Stak ve Iran'daki petrol bölgelerinizde gözümüz olmadigma sizi temin
ederim. Lütfen bu teminatimikabul ediniz." Churchill cevap telgralmdaqu yamti veriyordu:
"Ben de bu teminatmizakargilik,Suudi Arabistan'daki çikarve mallanmza hiçbir gekilde burnu-
muzu sokmak niyetinde almadigimiz hakkmda size tam teminat veritim. Ingiltere toprak yö-
nünden avantaj peginde kogmamaktadir. Yine de ortak amacimiz için onca hizmetlerde bulun-
duktan sonra, kendi hakkma dü§en hiçbir geydenyoksun birakilmaya razi olamaz. Bu, en.azm-
dan, naçiz bir hizmetkânmz olan ben görevde kaldigLm sürece böyle devam edecektir." Iki dev-
let adami arasmda oldukça sert süregelen bu yazigma, petrolün dünya politikasmda ne denti
önemli rol oynadiginin göstergesidir.Sonunda her ikisi de sürtügmeyi bir yana birakmayi bagara-
cakti. Izleyen günlerde,1944 ilkbaharinda Washington'da uzlagma toplantilanbagladi. Ílktop-
lantidaki açig konu§masmda DigigleriBakanhgt'mn Petrol Dampmam gündemdeki konuyu özet-
leyerek, uzlagmadaki ana hedefin, kithk nedeniyle bir vesika uygulamast olmayacaglDl, tam t€T-
sine bolluktan ötürü petrolün düzenle geligtirilip,düzenle dagittml oldugunu söyledi. Diger bir
"aç1r1

deylgle, Amerikan petrolünün beklentileri ne olursa olsun, global baki; açismdan konu
petrol" ve dolay1slylaüretimin nasil kontrol edilecegiydi. Sonunda Ortadogupetrolü konusunda
Ïngilizler'ingörügü üstün gelmigti.

Kotalar ve Karteller
1944 Temmuz ayinda Lord Beaverbrook anlagmano son geklinigörügmeküzere Washington'a
geldi. Beaverbrook het zaman için Amerika'mn iktisat alanmdaki hirs ve emellerinden güphe
duymuy bir kigiydi. JamesTerry Duce, o günlerde Aramco'daki görevine dönmüg olan Everette
De Golyer'e Lord Beaverbrook'un geliginedeniyle yazdtgi mektupta gunlan söylüyordu: "Sam-

382
nm savagyeniden bagladL Aslan kuzu ile uzlagmaya yanagmlyor; ancak kuzu, pirzola kihgma gi-
Terse bu belki mümkün olur."

Washington toplantisindaaç1k sözlülügüyletarunan Beaverbrook aslmdakimsenin üstün-


de durmak istemedigi münasebetsiz bir sorunu ortaya atmigt1. Londra'dan aynlmadan evvel
bír kartel" oldugunu, Amerikalilar'm Ingil-
"canavar
özel toplantilarda,söz konusu sözlegmenin
tere'nin zaranna olarak kendi yerli üreticilerini korumak için böyle bir sözlegmeyiortaya attikla
rim iddia etmigti. Washington'da Amerikahlar'la yapilan uzlagma toplantilanndaise biraz daha
terbiyelidavranmig, taraflanngerçekte"As-ls"karakterinde bir sözlegme peginde oldugunu göz-
ledigindensöz etmigti. Kanisma göre, öngörülen sözlegme, Achnacarry Anlagmasi'ndan ve on-
dan sonra 1920'ler sonunda, 1930'lardabu anlagmayiizleyen girketler arasi diger k1sitlay1cisöz-
legmelerden pek farkli degildi.
Amerikah temsilcilerbu görügederhal itiraz ettiler. Amerikah temsilcilerdenbiri "tartigil-

makta olan Petrol Anlagmasi'nm


'kartel'
sözcügüyle hiçbir benzerligi olmayan bir esas üzerinde
"bunun
hazirlanmig oldugunu" söyledi. Aynca hükümetler aras1 bir emtia alimi için yapilmig
sözlegme oldugunu,hazirlanmasmda petrolün düzenli geligtirilmesinin ve saglam mühendislik
kurallannm prensip almdigim" ifade etti: "Säzleymepazar taleplerinibolca karyllamaya ve bunu
garantilemeye yönelikti."
Beaverbrook bu açiklamaya kanmig, fikrini degigtirmig gibi görünmüyordu. Buna ragmen
birkaç gün sonra Anglo-Amerikan Petrol Sözleymesitamamlandtve 8 Agustos 1944'te imzaya
açildi. Amaç üretid ülkeler dahil, ilgili tarallara
"tek
standart" uygulamakti. Säzlegmenin can
daman sekiz üyeli Uluslararas1Petrol Komisyonu'nun kurulmaslyla ifade bulmugtu. Komisyon
dünya çapmdapetrol talebini-yansitacaktahmin raporlarlhazirlamakla yükümlüydü. Öncebu
saglanacak, arÇlmdan da komisyon ülkelere, önerilen üretim kotasim tahsisedecekti.Kota tahsi-
sinde esas olarak mlktan, saglikhmühendislikkurallan, ilgtli ekonomik etkenler gibi
"rezerv

faktörler göz önüne alinacak,üretici ve tüketici ülkelerin istekleri dikkate alm1partmakta olan
talebin kargilanmasma çahyllacakti." Komisyonun diger bir görevi de her iki hükümete dünya
petrol endüstrisinin nasil geligtirilecegihakkmda perlyodikraporlar sunmakti. Hükümetler de
tavsiye.edildiginde,bu tavsiyelerihayata geçirmekiçin çaba gösterecekti. Bu, her ülkenin-uyru-
gundakikipileringerekli oldugundave tavsiyeedildiginde tavsiyeyeuygun hareket etmelerini
saglamakiçin yapilacakt1.
Anglo-Amerikan Petrol Anlagmasi ister önemli bir endüstriye istikrar getirmek için hedef-
lenmi§ bir
"emtia
sözlegmesi" olarak görünsün, isterse hükümete bagli blr kartel görünümün-
de olsun, gerçek gudur ki, 1920'ler sonu, 1930'lar bagi pazar idatesine uzanan dogrudan bir
baglantlydi. Hem "As-Is"e hem de Texas Demiryolu Kurumu'na uzamyordu. Ana amac1öteki-
lerle aymdir. Yani dengesiz durumdaki arz ve talebe denge saglamak,agin üretimi kontrol alti-
na almak, agin üretiminden zarar gören pazarlara düzen ve istikrar getirmek.. Su anla§maRo-
osevelt idaresini ve lngilizler'ifazlas1ylatatmin etmigse de, sonradan bagimsiz Amerikall pet-
rolcülerin ve bunlann Kongre'deki yanhlannm aci ve giddetlitepkileriylekargilagmigtir.Bagim-
siz petrolcüler büyük petrolcü denen gruplardan daha etkindi ve içlerinde Ickes'm Arabistan
boru hatti projesine karç1olanlar bu defa Petrol Anlaymasi'ndan nefret ediyordu.Bu anlagma-
nm yerli petrol üretimini uluslararasiidareye götüren kaply1açmasmdan korkuyorlardL Petrol
üretim düzeyini, üyeleri Texas'ta seçilen Texas Demiryolu Kurulu'nca saptamak bir geydi, bu-
nun yarisi "Ingilizler'den"yartst Franklin Roosevelt'in seçtigikipilerden olugmug komisyonda
saptanmasibagka geydi.Ìkisibirbirinden tamamen farkliydt Yerlipetrolgirketlerinisözlegmeye
kargi gelmede yönlendiren en etkin faktör Ortadogu'dan gelen, kendilerine Avrupa pazarlanni
kapatan ucuz petroldü. Ortadogu petrolü Birlegik Devletler'e sel gibi akmakta ve fiyatlari dü-
ürmekteydi. Bagimsiz petrolcüler uluslararasi girketlerinel çabukluguylasözlegmeyidegigtirip
dünya rezervleri ve pazarlan üzerinde sözlegmeye kesin kontrol hakki vermelerinden korku-

383
I

yordu. Kamlannca daha sonra da büyük girketlerbu kontrol hakkini kullanarak bagimsizlan ig-
ten atacakti.
Büyük petrolcüler de tamamen farkli bir sebeptendolayi durumdan hognut degildi. Ìleride
bir gün tespitive üretim oynamalan gibi- antitröst ihlalleri bahanesiyle yasal bir makamca
-fiyat

suçlanmaktankorkuyorlard1. UluslararasiPetrol Komisyonu'yla igbirligi yaptiklaritakdirde bun-


dan kaçmmalan mümkün degildi. Nitekim,1930 sonlarmda hükümet istiyor sanarakve özellik-
le de Haroldickes'm iradesiyle, pazarlara istikrar kazandirmak için harekete geçtiklerinde ken-
dilerini Adalet Bakanligttarafmdanantitröst'çülükle suçlanarak mahkeme kapismda buldular.
Bu olay adliye tarihindeMadison Davasi olarakgeçer.Aynca "Mother Hubbard" adlyla aleyhle-
.
rinde bagka bir dava daha agilmigtiki bu davada da tröstçülüklesuçIanmiglardir.Ancak bunlar-
dan ikincisi, Amerika'mn savaya girmesinden sonra, Washington'un petroldeiçbirligine ihtiyao
nedeniyle, ertelenmigtir. Büyük girketler bu kez igi çansabirakmak istemiyordu.
Igi petrol olan her kesim ister büyük petrolcü olsun bagimsiz, pimdi bu sözlegmeye
.ister

kargi tav1ralmigti. Ickes bu durumdan yalanarak Roosevelt'e gunlan söylemigtir: "Nedense pet-
rolcüler ortada hiçbir makul sebep yokken bu konuyu parmaklarma dolad11ar. Baz1petrolcüler
hayalet olmayanyerde hayalet görüyor." Sözlegme Senato'ya kanunlagmak üzere sevk edilmigti.
Ancak hemen sonra bu gekliyleSenato'dan geçemeyecegi,sonucun onursuz bir yenilgt olacagi
anlagildigmdan 1945 Ocak aymda Roosevelt idaresince, düzeltilmek üzere geri çekildi. Bundan
kisa bir süre sonra da, Roosevelt ve bag dampmanlannm JosephStalinve Winston Churchillile
konugmak için Yalta'ya hareketleri nedeniyle, sözlegmeyigözden geçirmek yapilan tüm çaligma-
lar durduruldu. Yalta Konferans1'ndan amaç, sava; sonunda kurulmasi istenen milletlerarasidü-
zenin temeliniatmak ve bu sava§sonu dünyasmda her birine dügecek sahasmm" geklini
"nüfuz

ve büyüklügünü saptamakt1.

"ikizler"

Ortadogupetrolüyle ilgili sorunlar bu yolculugu bile etkilemigti, Subatayi ortalarmda, YaltaKon-


feransi'ndan sonra Bagkan'm uçagi Kutsal/nek,Roosevelt ve dampmanlarim Rusya'dan ahp Mi-
Sir'daki
Süvey; Kanah bölgesine götürdü. Burada, Kanal'da Great Bitter Lake'de demir atmig
kendilerini bekleyen USS Guincygemisinebindifer. Bagka bir Amerikan gemisi USSMurphy de
içinde çok saygLn bir konuk, ÍbniSuud oldugu halde yola koyulmugtu.
Bu, Kral ibniSuud'un o güne kadar kralligi digmda yaptigt ikinci seyahatti. Birincisinikirk
beg yll evvel, sürgün hayat1 yaçadigt Kuveyt'ten Arabistan'i yeniden almak için ilk adimi atmak
üzere yapmtçti. Su defa Murphy gemisine birkaç gün evvel, yanmda kirk sekiz kipilik maiyetiyle
Cidde'den binmigti. Gemiye besin olarak yüz adet canh koyun almmas1 dügünülmügtü; fakat
sonradan, bazi müzakereler sonunda seyahatin altmiggün sürecegl göz önüne almarak bu say1
yedi koyuna indirilmigti. Koyunlardan bagka erzak olarak Amerikan gemisine donmug et dahil,
altmig gün yetecek kadar yíyecek alinmigt1. IbniSuud, kaptan kamarasmda yatmasi için yapilan
teklifireddetmig, güverteye, bag kasarasma kurulan çadtr bezinden yapilmly derme çatma bir ça-
dirda yatmak istemigti..Çadir tamamenel dokumasi halilarla dögenmiçti ve Kral'm kendi koltuk-
larmdan biri de burayataginmigti.
Ibni Suud sonradan Bagkan'm gemisine geçti. O andan itibaren tam bir sigaratiryakisi
olan, birini söndürmedenöbürünü yakan Roosevelt, Kral'm dini inançlanna olan saygismm ifa-
desi olarak onun huzurundayken asiasigaraíçmedi. Ögleyemegine giderlerken,tekerleklisan-
dalyede olan Roosevelt ayn bir asansöre götürülmü§tü.Asansör hareket eder etmez Bagkan biz-
zat kirmizi renkli acil dügmeye basarak asansörü durdurmug, birbiri arkasma iki sigara yakip si-
garalar bitinceye kadar asansörü bekletmigti. Kral'la ancak sigaralarbittikten sonra bir araya gel-
di. O gün, yemekten sonra, bu iki adam bey saati agkm bir süre yogun bir çahyma yaptilar. Ro-

384
osevelt'in üzerinde durdugu konular Yahudiler'e Filistin'de
"yurt"
verilmesi, petrol sorunu ve
savag sonrasinda Ortadogu'nun alacagi yeni gekildi. Ibni Suud ise sava; sonrasi için Amerika'nm
Suudi Arabistan'a göstermekte oldugu ilginin devamim ve bunun teminat altma ahnmasim isti-
yordu. Açikladigina göre bütün hükümdarhgl süresince müzmin bir gekildetehdit altmda kab
mig, bälgede Íngiliznüfuzu egemen olmugtu. Simdibunun dengelenmesini istiyordu. Roose-
velt'in Yahudiler'e
"yurt

topragt"verilmesi teklifiniKral'm kendisi de bir teklifyaparak yamtlad1.


Koyu bir anti-siyonist olarak Ibni Suud, savagtan her nasilsa sag kurtulmayi bagarmigYahudiler'e
Almanya'da yurt verilmesiniteklifedecekti.
Roosevelt ve Ibni Suud birbirleriyle çok lyi anlaglyorlardi. Bir sirasi geldiginde Kral, Roose-
velt'e
"ikiz
kardeg" olduklanni söylemigtir.Sebep olarak yagça birbirlerine yalon olduklanm, her
ikisinin de ülkelerinin mutlulugu için çaligtiklarim,yine her ikisinin çiftçilikle ilgilendiklerini ve
ikisinin de fiziki yönden rahatsiz olduklarmi söyledi. Bagkan çocuk felci geçirmig oldugundan te-
kerleklí sandalyeye mahkûmdu. Kral da zorlukla yürüyebiliyor, savagta bacaklanndan aldigi kur-
un yaralarmdan merdivençikamiyordu.
Roosevelt "Siz benden daha ganslismiz, çünkü hiç degilse bacaklannizia yürüyebiliyorsu-
nuz. Ben ise nereye gitsem mutlaka tekerleklisandalyede götürülüyorum" demigti.
Kral da "Hayir dostum, daha gansliolan sizsiniz. Sandalyeniz sizi nereye isterseniz götürü-
yor ve oraya mutlaka ulaçacagtmzdan eminsiniz. Benim bacaklanm ise bu kadar güvenilir degil
ve her gün biraz daha kötülegiyor" dedi.
Roosevelt bu sõze göyleyanit verecekti: "Madem ki bu sandalyeyi o kadar begeniyorsu-
nuz, bir ikiz egini de size vereyim. Nasilsa gemide iki sandalyem var."
Tekerlekli sandalye gerçekten IbniSuud'la beraber Riyad'a götürüldü ve ondan sonra da
devamh olarak Kral'm özel dairesinde tutuldu. IbniSuud cüssesinde biri için fazla küçük ol-
dugundan Kral bu sandalyeyi kullanamamigsa da, en degerli armagan olarak gelenleregöster-
migtir.
Bu iki adamin petrol üzerine vardiklari kararlan bildiren resmi rapor bir türlü gelmiyordu.
Roosevelt-ibni Suud konugmalanna katilmig olan heyet üyelerinden biri Kral ile Bagkan'in bu
konu üzerinde uzun bir konugma yaptiklarini söylemigti. ikisininarasmda konuqulmug veya ko-
nuquimamig olanlar her neyse, ortada kabul edilmesi gereken bir gerçek vardi. Petrol, her ikisi-
nin de ülkeleri için, arada geligmekte olan dostane iligkilerin devami lçin parttL New YorkTimes
yabanci igler muhabiri C.I. Sulzberger bu konuyu en isabeth gekilde kavramig olarak iki liderin
Great Bitter Lake bulugmasmdan hemen sonra gunlan yazmigti: "Suudi Arabistan'daki muaz-
zam petrol yataklari bu ülkeyi Amerikan slyaseti için diger küçük ülkelerden çok daha önemli
kilmaktadir." Ancak, Churchill öteden beri ingiltere'ninnüfuzu altmda olan bir bölgede Ameri-
ka Devlet Bagkam'nin o bölgenin hükümdanyla konugmasmdan memnun kalmamigtL Bu yolcu-
lukta Roosevelt, Misir Krall Faruk ve Habeyistan Krah Haile Selasiye ile de bulugmugtu. Resmi
olmayan bir kayda göre Churchill bölgedeki bütün ingilizdiplomatlara birbiri ardma telgraflar
yagdirmig, tehditler savurarak kendisi için ayarlanacak randevularda Roosevelt'e uygulanmig
krallara mahsus protokolun aymsimn kendisine de uygulanmasmi istemigtir. Churchill, Ortado-
gu'yagitmek için fazla beklemeden Amerika'ya hareket eden Roosevelt'in ayrihsindan üç gün
sonra, Misir çöllerinedaldi ve ÏngiltereBagbakam olarak, vahada bir otelde kalan Ibni Suud'la
bulugtu.
Bu bulugmada, sigara sorunu, bu dela ilkinden daha karmagik olarak, bir kez daha günde-
me gelmigti. Churchill - Íbni Suud bulugmasi sona erdiginde büyük bir akgamyemegl ziyaleti ve-
rildi. Churchill,notlarmdabu ziyafete ait amlanna deginirken puro konusu için "Kral'In kendi
huzurunda sigara içilmesine, alkol ahnmasma izin vermedigtni" kendisine önceden bildirildigini
söyler Ne var ki Churchill,IbniSuud'a kargi Roosevelt kadar konuksever davranmamigtir: "EY
sahibi bendim ve Kral'a bunlan söyleten kendi dini inançlan olduguna göre, ben de kendi dini

385
inançlanma sigmarak puro içmenin, alkol almanm bütün yemeklerde, yemekten önce, yemek-
ten sonra ve eger gerekiyorsa yemek arasmdaserbest olmast gerektigini söyledim."
Churchill'inkendi haklan konusunda fazla iscarh davranmäsi ve üstünlük iddialari zaten
kugku içinde bulunan ibniSuud'a ingiltere'nin Suudi Kralligive Ortadogu kargismdaki niyetleri
hakkmda fa2Ia bir güvencevermemigti. Churchill'inkargisindabagkabir sorun daha vardi. Bulug
ma amstolarak Ibni Suud'açok seçkin parfümler içeren yaklagik yüz pound degerinde küçük bir
mücevher kutusu vermigti. Kargihkolarak Ibni Suud da ona ve Anthony Eden'e elmas kakmah,
mücevherlerle süslü bir kil1çve aynca da çok kiymetli giysilerve daha bagka armaganlarsunmug-
için" diyerek sundugu yaklagiküç bin pound dege-
"kadmlanniz

tu. Bunlar arasmdaIbni Suud'un


rinde elmas ve inci vardi. Churchill,armaganlar arastndaki deger egitsizligindentedirginolmugtu.
"sembol"

Yine de hemen o dakika durumu kurtarmayi bagardi. Parfümlerin sadece bir olaraksu-
nuldugunu söyleyerek lbni Suud'a asil armaganm mevcut en iyi motorlu araç" olacagi-
"dünyada

na dair söz verdi. Churchillkendisinin böyle bir armagan sunmaya pahseriyetkill olmadigim bildi-
gihalde bunu göze almigti. Sonunda Kral'a, IngiltereHazinesi'ne alti bin pound'dan daha fazlaya
mal olan bir Rolls-Roycetakdim edildi. Mücevherlere gelince, bunlarm hepsi satilmigtir. Satiggiz-
li tutulma kaydiylayapilmig, Kral'm kirilmamasi için her türlü önlem almmtytt.

"SimdiNe Yapacag1z?"
Uzun süren yolculugundan dönüsünde Roosevelt dampmanlanm hâlâ kendi aralarinda Petrol
Anlaymasi ve ilgili antitröst konulanm tartigirkenbuldu. Eu ara Harold Ickes, Devlet Bagkani ve
yeni DigigleriBakam Edward Stettiniusile bir toplanti yapmalari için bagvuruda bulunmugtu.
Ancak, Bagkan o kadar uzun yolculuktan yorgun dügmüg, dinlenmek istlyordu. 27 Mart 1945
tarihindeStettinius'a "Warm Springs'den döner dönmez Harold'un änerdigi toplantlyiyapmak-
tan çok memnun kalacagmi" söyledi:"Lütfen bana hatirlat" dedi.
Ne var ki Stettinius hattrlatma f1rsatmlhiçbir zaman bulamayacakt1. Roosevelt 12 Nisan
1945'te WarmSprings'dehayata gözlerini kapamigtt.
Artik Petrol Anlagmasi'myurtiçinde kabul ettirme ve gerekirseyeniden düzenleme çabalan
Bagkan Harry Truman'in denetiminde yapihyordu. O güne kadar anlagmanm bag sponsorlu-
'yeni

gunagetirilmigolan Ickes 1945 Eylülü'nde Londra'da konuyu bir kez daha ingilizler'lemüzake-
reye aldi. Londra toplantisindaevvelki sözlegmedekibütün sivrinoktalar sözlegmeden .ç1kanldi.
dünya çapinda tahsis"göreviniyüklenmig olan Ulus-
"üretimi

O güne gelene kadar, 1944 ylhnda


lararasi Petrol Kurulu'ndan, Amerikan yerli üretimine dokunma yetkisi alinmigtl. BirlepikDevlet-
ler o sira toplamdünya üretiminin üçte ikisini tek bagma kar§iladigna göre, bu, global bir petrol
sözlegmesi için, toplamüretimden büyük bir çikarmayapildigi demekti. Ancak bundan bagka ya-
pacak bir gey de yoktu. Ingiltere'nin Yakitve Enerji IglerindenSorumlu Bakam, Maliye Bakani'na
"Denge açisindan sözlegmeyi kabul etmemiz, reddetmemizden daha iyi olur" diyecekti.
O stralar Amerika'da petrolrezervlerinin yeterlilik durumundan kaynaklanan karamsar ha-
va dagilma eglimine girmigti. 1945'te yapilan bir SenatotoplantisindaSun Oil Sirketi bagkan
yardimcisi ve Amerikan Petrol Enstitüsü petrol komisyonu oturum bagkant olan J. Edgar Pew,
fleride bir petrol kitligt olasiligmdan jeolojik bir durum olarak degil, psikololik bir durum olarak
bahsetmigti. Pew ailesi öteden beri petrolün tükenecegine dair yapilan uyarilara kulak asmamig-
ti. Bu defa da J. Edgar Pew aym gelenegi sürdüretek, senatörlere en az yirmi yll daha yerli Ame-
rikan petrolününAmerika'nm tüm ihtiyacmi kargilayacagina dair teminatverdi: "Yarm günegin
dogacagmdan ve batacagmdan ne kadar eminsem, bundan da o kadar eminim" dedi. Sözlerini
"Ben kötümser degil iyimserim" sözcükleriyle bitirmigti.
1945'te Almanya ve Japonyakargismda kazamlan zaterle, Amerikan petrol rezervlerine ya-
pilan çekigmeli talep artik ortadan kalkmig, böylece ingiltereile sözlegme konusu acil almaktan

386
ç1kmigtL Bu defa da, 1946 Ocak ayinda Anglo-Amerikan Petrol Sözlegmesi'ndebir sorun çikti.
Sözlegmenin en büyük sponsoru olan Harold Ickes, Harry Truman'la, Donanma ÍkinciBagkam
sifatlyla California'll petrolcü Edwin Pauley'e randevu verilmesi yüzünden üzücü bir dalagmaya
girmigti.Ickes, Rooseveltzamamnda adet edindigi gibibu dela da hemen istifasim sundu. Dilek-
çesinde Baykan'a veda edlyordu. Eu oldukça uzun süren alti daktilo sayfalik, tek satir araliklibir
veda mektobuydu. Truman ileride bu mektup için "Mektup tehdit yoluyla istedigini elde edece-
gineinanan bir kimsenin ifadesini taglyor" demigtir.
Bu konuda Ickes hatallydi. Truman, Roosevelt degildi. Ickes'm istifasim gayet normal bir
biçimde kabul etti. Ashnda bundan sevinç bile duymustu. Ickes sadece kendisinin bag edebilece-
gi bazi sorunlan toparlamakiçin istifasinm yürürlüge girmesindenönce alti hafta süre istemigti.
Truman ona masasim toplamasiiçin iki gün süre tamdi.Su defa ÍhtiyarHuysuz adam, Truman'i
son bir yaylim ategine tuttu ve tüm ülke halkma Truman'm
"açik

gerçege karpt tam bir baghlik


göstermedigini,ne tam bir diktatör ne de Güne; Tanriçasmm torunlanndan biri olmayi bagara-
mad1gLm" ilan etti. Bunu yaptiktan sonra, YeniYasa'mn ve II. Dünya Savagi'mn Petrol Çariolan
Ickes, makammi terk edecek ve yeni bir meslege geçerekyagammm geri kalan kismmi gazete-
lerde köpe yazarligi yaparak geçirecekti.
Acaba bundan sonra, Petrol ÇanHarold ickes olmadan Anglo-Amerikan Petrol Sözlegmesi
için herhangi bir istikbal dügünülebilir miydi? Simdi herkes bu soruyu soruyordu. Ancak sözley-
me için bu defa da, hiç beklenmedik bir kaynaktan, Donanma Bakam James Forrestal'dan des-
tek gelmigti.Atihm yapmayi seven, hirsli ve politik açidan tutucu bir kimse olarl Forrestal, önce-
den Dillon Read'da yatinm kismmda banker olarak çaligmigt1.Forrestal, BirlepikDevletler'in üst
düzeydeki siyasetçilerinden biriydi. Siyasialandaki görügünü, BirleçikDevletler'in Sovyetler Bir-
ligl'yle uzun bir çatigmayagirmesinin mukadder oldugu, bunun için kendisini organize etmesi
gerektigi geklinde özetlemigtir. Savag halinde, hangi kaynaklardan yararlanacagt kOnuSunda
"Donanma iyimser olma hatasini göstermemelidir" diyordu. Birlegik Devletler digmda bilinen
en büyük petrol rezervleri IranKörfezi bölgesindeydi. Forrestal, "BirlegikDevletler'in itiban ve
dolayislyla etkinligi kismen hükümetin ve halkin yerli veya yabanci petrol kaynaklarmm zengin-
ligine baglidir. Petrol holdinglerinin aktif gekilde geniëletilmesi bu açidan son derece arzu edilen
bir hedeffir" díyordu. Ayrica, DigigleriBakanligi'nin Amerikanpetrolü yerine Ortadogupetrolü
kullamlmasi için bir program hazirlamasmi önerdi. Sunuda ilave etmekten geri kalmamig, Digig-
lerl Bakanligl'nin
"çahqkan
mensuplannm kendilerini bu ige adamasinm iyi olacagmi, Birlegik
Devletler'in yurtdigindaki petrol holdinglerini çogaltmasimn, mevcut holdingleri ise korumasi-
mn yararb olacagini" ifade etmigtir. Mevcut holdinglere deginirken örnek olarak Iran Körfezi
bölgesindeki holdingleri göstermigtir.
Potsdam'da, savagson bulmadan evvel Müttefikler arasmda yapilan son toplantida,Forres-
tal yeni Digigleri Bakani James Byrnes'i egitmek amaclyla Suudi Arabistan konusunda uzun bir
konugma yapti ve Suudi Arabistan'm o gün için
"birinci
derecede önem taglyanbir konu" oldu-
gunusöyledi. Simdi,takvimlerin 1946 haplarmi gösterdigio günlerde Harold Ickes'in yaylim
ateginden hemen sonra, Anglo-Amerikan Petrol Sözlegmesi'ni savunuyor,sözlegme için müca-
deleyi devam ettirmekte büyük yarar görüyordu. Bu konuda Byrnes'e §unu söylemigtir: "Bildigi-
niz gibiben 'Dürüst Harold' diye tezahüratg0sterenlerin ön safmda degilim; ancak bu petrol an-
lagmalanm bir kez daha, yeni bir bakig açtslyla ele almak çok yararli olur. Ben HaroldIckes'm
Amerikan petrol rezervlerinin smir11oldugunu söylerken hakh oldugu kamsmdayim; bu säzü
serbest meslek hayatimdan tamdtg1m. mühendis E.L. De -Golyer'ininancma dayanarak ve onun
etkisinde kalmig olarak söylüyorum. Billyorum ki yeni bir dünya savagina girecek olsak Ortado-
gu'dakipetrol rezervlerine ulagmamiz asla mümkün olamaz; ancak bu arada eger bu rezervleri
kullamrsak kendi rezervlerimizin tükenmesineengel oluruz. Böyle bir tükenme olgusu gelecek
on beg yll içinde ciddi sonuçlar verebilir."

387
Ancak Forrestal azmliktaydi. Hükümetin diger kanatlarmda sözlegmeye destek verme egi-
limi giderekzaylfliyordu. Nitekim, "ÍhtiyarHuysuz Adam"m gidiginden sonrakt günlerde Digig
Ne Yapacagiz?" baglikli bir makale yazmty, bu
leri'nden bir yetkili, ClaireWilcox, "Petrol. Simdi
sözlegmeyi katletmek için ortada bir sürü sebep oldugunubilditerek bunlann uzun bir listesini
vermigti. Kamsma göre "Sözlegmeya tehlikeliydiya da yararsizdi. Kartel kurup kota tahsisiiçin
ve asgari flyatlari tespitiçin örtü olarak kullanillyorsa tehlikellydi.Bu maksatlakullamlmlyorsa,
o zaman da yararsizdi." Bu sözlerle Wilcox konuyu Truman idaresi için özetlemig oluyordu:
"Bay Ickes Bagkan'a bu bebegi biberonla besleyip büyüttügünü söyledi. Simdibu öksüz çocuk
bizim kapimiza dayanmigtir. Onu bogmah miylz,yoksa evlat mi edinmeliyiz?"
Bu sorunun cevabi çok açikti. Sözlegmehiçbir siyasi destek görmüyordu.Texas'taki yerel
ilkokul ögretmenleri bile sözlegmeyekargt partlandirilmigtL Söylediklerine göre ithal petrol Te-
Xas ekonomisini imha ederdi. Öyleyse bu bebek bogulmallydi. Böylece olaylar ve onca çaba bir
kez daha politik baski kargismda yenilgiye ugruyor, Anglo-Amerikan Petrol Sözlegmesi giderek
etkisini kaybedip.rafa kaldirihyordu. 1947 yllmda Truman idaresi sözlegmeyle ilgill her türlü ça-
bay1 durdurma karari aldi. Böylece sözlegme artik ölmügtü.
Ancak, bu arada ilginç geyler oluyordu.Sava;yillarmm önde gelen son petrol girigimi sayi-
lan bu sözlegme gerçi artik somut olarak ortada yoktu. Ne var ki pimdide sahnede daha bagka
faktörler yer almaya baglam14t1.Rezervler ve petrol bulma orani hakkmdaki görügler ne olursa
olsun, ortada bir gerçek vardi. Birlegik Devletler sadeceyerli üretime dayanarak varligm1sürdü-
remeyecegini anlami ti. Yakmda tam bir petrol ithalatç1st olacaga benziyordu Ve ilerideki yillar-
da yabanct kaynakh petrole olan bagmhligi giderek artacakti. Kisaca söylemek gerekirse,henüz
iglemi gart olmugtu. Su yolla,
"yardimlagma"

yetii bir dünya savaginm çikmadigt o günlerde bile


Amerika ve Avrupa'da kamuya ait olan pirketler ve özel petrol igletmeleri, Ortadogu petrol top-
raklannm hizla geligmesindenfaziasiylayararlandilar.
Petrol girketleri artik çok zor durumdaydi. Pazarlann istekleri ve rekabet, üretici ülkelerden
gelen gelirtalebi nedeniyle büyük baski olugturuyordu ve bunlarm durdurulmas1 da imkânsizdi.
Simdisavag zamani uzlagtinctlarm änlemek istedigi gey geçerliydi. Savag sonrasi yillarda petrol
endüstrisinin görünügü bir kez daha geriye gitmig,geçoigte oldugu kadar rekabetçi, kavgaci ve
istikrarsiz olmugtu. Böylece Anglo-Amerikan Sözlegmesi'nin sundugu egsiz ve herkesin yararlana-
cagt imkânlar geride kahrken, petrol girketleriOrtadogu'da kendi baglanmn çaresine bakmak iste-
"kurtulugu"

yecek, bir Anglo-Iranyetkilisinin deyimlyle kendi için mücadele verecekti.

388
21
Sava Sonu Petrol Düzeni

Birlegik Devletler'de vesika uygulamasi 1945 Agustos aymda, Japonya'nmteslim olmasmdan


sonraki ilk yirmi dört saat içinde kaldirild1.O andan baglayarak tüm manzara görülmeye deger
bir hal almlyt1.Bütün ülkede, ne kadar cadde ve yol varsa, hepsi birden motorluaraçlarla doldu.
Onca yll suskun kalmig araçlarm çikardigises, bir senfoninin son notalari.gibi kulaklan dolduru-
yordu. Sürücüleraym anda yükselen kulaklan sagir edici bir sesle gunu sõylüyordu: "Depoyu
doldur!" Benzin istasyonlarma hücum eden sürücüler vesika karnelerini firlatip atiyor, cadde ve
karayollarmi istila ediyordu. Amerika, hayatmda bir kez daha otomobile âg1kolmuëtu ve artik
bu romantik iligkiyi sürdürmek için gereken araca da sahipti. 1945'te servise .çikan araba sayisi
26 milyon iken, 1950'de 40 milyonoldu. Her tür petrol mamulü talebindepatlama olmugtu.
Ancak, petrol endüstrisinde çahganlar henüz bu patlamay1 kargilamaya hazir degildi. Birlegik
Devletler'de 1950 yilmm benzin satigi 1945 yllma oranlayüzde 32 daha fazladir. Aynca 1950
yllina gelinceye kadar, petrol Amerika'mn toplam enerji gereksinimini kõmürden daha çok kar-
(11arolmuçtu.
Talep, beklentileri çok açan bir hizla patlama yaparken, sava; sonu petrol rezervlerinde ev-
velce yapilml; karamsar tahminler de unutulmaya baglamigti. Üzerindeki kontrolün ortadan
kalkmastyla, petrol fiyation patlamayi motive eden güçlü bir etken oldugu meydana çikmtytt.
- Simdi artik Amerika'da da, tipkl 1947de Kanada'da oldugu gibibirçok yeni bölge üretim verir
duruma geçirilmigtí. 1947de, Kanada'da JerseySirketi'nebagli lmperial, Alberta Eyaleti'ne bag-
11Edmonton'da çok baçanh bir kuyu kegli yapmig, böylece savagsonu yillannm cogkuylakargila-
nan ilk petrol patlamasini gerçeklegmigti.Talebin glderek artmasive üretimin yükselmesine kar-
m 1950 yilmda BirlegikDevletler'in kamtlanmig petrol rezervi 1946'ya göre yüzde 21 artmig-
tir. Bu, BirlegikDevletler topraklarmdaçikan petrolün her geye ragmen azalmamakta oldugunu
gösteriyordu.
Yine de, 1947-48 arasinda sadece bir kez, hazir petrol durumunda sikmti yagandigt kabul
edilmelidir. Bu yillarda ham petrol fiyati büyük bir hizla artti; öyle ki 1948 ylhna gelindigtnde
1945 düzeyinin iki katml bulmugtu. Politikacilar ülkenin enerji bunalimmda oldugunu duyttr-
du. Büyük petrolgirketleriflyatlan yukan çekmekiçin kasitli olarak bir zoriama" oyununa
"fiyat

girmig olmakla suçlandi. Ayrica petrolcülükte komplo ve gizli anlagma yapildigt güpheve iddi-
asiyla yirmiyi açkm sorupturma da aç1lmigt1.
- Bu dönemde petrol stkmtisi ortadaydi ve sebep de açikti. Tüketim beklenmeyen bir hizia
verici" l>irgekilde artmigtt. Aynca aradan savag sonu yeni duruma
"hayret

ve Shell'indeyimiyle
intibak için yeterli zaman da geçmig degildi. Ortada kopuk bir zaman süreci vardi Rafinerilerin
yeniden tasanmlanipsavag uçaklannmkullandigt 100 oktanhk havacthk yakiti yerine sivil tüke-
ticinin istedigi benzini ve isitmada kullanilan yakiti üretir hale getirilmesizaman ve para igiydi.
Bütün bu olumsuz kogullara ek olarak tüm dünyada bir de çelik sikmtist yagarnyordu. Bu, rafine-
tilerin igletmeye açilmasmi, tanker ve boru hatti ingaatml yavaglatlyor,ulapmda dar bogazlara

389
götürüyordu. Birkaç tankerin denizde seyir esnasmdayken ikiye aynlmas1 1948 baglarmda tan-
ker sikmtisim daba da piddetlendirmigti. Çünkübu olaylardan sonra Sahil Güvenlik makamlar1
288 tankerin gövde yapilanni takviyeetmeden sefere. çikmasmi inen etmigti. Petrol girketleri
agismdan o günler, perakendecilik üzerinde çok büyük baskilarin yapildigi günlerdir. Bu nedenle
frketler korumaciligm en önde gelen savunuculari oldu. Standard of Indiana motorlu araç sürü-
cülerinden, araç sürmekle geçen saatlerini azaltmalanni,
"motor
sogukken kalkigtan" kaçinma-
larmi, lastiklerin havalanni kontrol etmelerini istedi. Bunlarm hepsi tüketimidügürmeye yönelik
önlemlerdir. Sun Sirketi de tüketiminazaltilmasma yönelik bazi girigimlerdebulunmugtu. Örne-
gin Lowell Thomas'm çok tutulan günlükradyo yayminin reklam kisomda "Yardimcl Önlemle-
rin" tanttilmasinada yer verilmigti.
Petrol sikintisi bu ytllarda ithalati da artird1. 1947 yllimn sonuna kadar Amerika'da ihracat
daima ithalati geçtigt halde gimdi, 1948'de denge tersine dönmüg, ham petrol ve mamul ürün
ithalati bir arada, ilk defa olarak ihracati geçmigti.Artik BirlegikDevletler, tarihindeilk defa ola-
rak dünyanin.öteki yerlerine petrol saglayan ülke durumundan çikmigti. Simdi petrol tüketimini
saglamak için o da diger ülkelere bagimhydL Amerikan deyimler sözlügüne yeni bir deyim
clarak
"yabanct
petrol" eklenmig, halk arasmda giderek yaygmlagmayabaglamigtl.

Büyük Petrol Anlagmalan: Aramco ve "Suudi Arabistan Riski"


Dengenin tersine dönmesi can sikici bir konu olan enerji güvencesisorununa yeni bir boyut ge-
tirmigti.11.Dünya Savagi'ndan alman dersler petrolün ekonomideki öneminin giderek artmasi
ve uçsuz bucaksiz Ortadogu kaynaklari, Sovyetler Birligl'ylesürdürülen SogukSavag'm igiginda,
fazla petrol üretiminin flerisi için muhafazaya altnmasini zorunlu lalm14t1.Eu fazla ürünün ileri-
de Amerika ve ingif tere'nin -ve Bati Avrupa ülkelerinin- güvenligi konusunda en önde gelen
unsur oldugu kabul edilmigti. Artik petrol bir merkezdi. Yabancipolitikanin, uluslararasi iktisadi
planlamalarm, milli güvenlik ve büyük igletmelerin bir araya toplandigt bir merkez. Su merke-
zin odak noktasi ise Ortadoguidi. Burada girketler daha gimdiden üretime geçme hazirligi yapi-
yor, konumlarmi garantiye almak için yeni anlagmalara yöneliyordu.
SuudiArabistan'da petrol geligtirme faaliyetleri Socalve Texaco girketlerininortaklaça ma-
11olan Aramco'nun, yani Arap-Amerikan Petrol Sirketi'nin elindeydi. Ancak Aramco o stralar si-
kmtih bir devir yagiyordu. Bu, Suudi petrol yataklanmn inanilmaz derecede büyük olmasmdan,
dolayistyla da muazzam bir sermaye ve pazara ihtlyaç göstermesindenileri geliyordu. Su iki gir-
ketten Socal dulumundan daha çok zarar gördü. Texaco ise 1901 Spindletop petrol kegfinden
sonra türemig igletmeler içinde en önemli Amerikan girketiydi. Ülkeçapmdayaptig! radyo ya-
ymlarlyla Metropolitan Öperast'na sponsorluk yapmigti. Texaco'nun benzin istasyonlannin bek-
çisi olarak resimde görülen
"ylldiz
giymig adam" modern Amerikan reklamcihšmm en tamnan
simgelerinden biri almugtu.Texaco ile kargilagtinldigLnda fazla tanmmayanSocal, Texaco'nun
aksine yerel bir girketolarak kalir. I. Dünya Savagi'ndan bu yana dünyanin her yamnda petrol
arama ugruna milyonlarca dolar harcamigti. Buna ragmen, Dogu Hint Adalan ve Bahreyn'den
elde ettigi küçük çapta üretim ve SuudiArabistati'm büyük potansiyeli digmda, elinde onca gay-
rete kargilik gösterebilecegi hiçbir varhk yoktu.
Arabistan imtiyazi California Sirketi'nin hayal etmeye bile cesaret edemedigi büyük bir ga-
,¶irkete

nimetti. çok parlak ufuklar aç1yor-ancak buna kargin Socal BagkamHarry Collier'in göz-
lemiyle- ekonomik ve siyasi alanda çok büyük riskler içeriyordu, 1946 ylhna gelinceyekadar
Standard of California'mnAramco'daki hisse toplami80 milyon dolan bulmugtu ve anlagildigi-
na göre daha birçok milyondolara gereksinim vardi. Avrupa pazarlarma girebilmek için Socal ve
Texaco çölü aparak IranKörfezi'nden Akdeniz'e kadar uzanacak bir boru hatti yapmak istiyor-
du. Ana çizgilertyle bu boru hatti projesievvelce Harold ickes'm BirlegikDevletler hükümetini

390
zorladig boru hatti projesinin ayni idi. Tek farkla; bu kez projenin 100 milyon dolarlik mali yü-
künü girketlerinkendilerinin kargilamasi gerekiyordu. Bu, Socal için bir sorundu, ancak sorunlar
bununla da çözülmüyordu.Astl önemli olan pazarlama konusuydu. PetrolünAvrupa'ya ulagtigi
varsayllsa bile nasil pazarlanacakti? Avrupa'da yeter büyüklükte bir rafineri ve pazarlama sistemi
kurmak, Collier'inhesabina göre çok pahahya mal olurdu, Socal ve Texaco'yu durumu saglam
olan rakipleriyle pazar payi için öldürücü bir savaga iterdi. Görülüyor ki kargilanmasi gereken
çok büyük riskler mevcuttu ve bunlann sayisi politik kogullann istikrarsizliglyla büsbütün art-
maktaydi. Büyükkomünist partilerhem italya'nmhem de Fransa'nm koalisyon hükümetlerinde
temsilediliyordu. Iggalaltmdaki Almanya'nm gelecegibilinmlyordu ve Íngiltere'de iççi hüküme-
girketlerini" millileptirmeyevermigtl.
"büyük

ti kendisini ekonominin
Suudi hükümeti ülkesinin rezerv potansiyelinin ne denli muazzam oldugunun bilincine
varmigt1 ve dogal clarak da yakmda verimin ve kendi gelirininbu kaynaklarla dengeli olarak ar-
tmlmasimisteyecekti. Aramco ibni Suud'un ve Kral ailesinin beklenti ve taleplerinecevap ver-
medigi sürece imtiyaz tehlikededemekti. Socal'i dügündüren asil konu buydu Ve bunun da bir
tek çözümüvardt. Aramco ne yapip yapip petrolün büyük bir k1smim Avrupa'ya tagiylp Avrupa
topraklanna sokmahydt. Ancak petrol daha buraya ulagmadan "Tapline" Trans-Arabian Boru
Hatti'mn bir kismi daha yeni devlet haline gelençegitliülkelerin sminm geçmekzorundayd1. Fi-
listin'de Yahudiler için belki de Amerikan desteglyle bir yurt kurulabilirdi. Ancak ÏbniSuud böy-
le bir devletin kurulmasina en giddetlekargi çikankipiydi. Bölge savagkokuyordu. Soguk savagtn
bu ilk günlerindebëlge Sovyet sizmasi ve SovyetlerBirligi'nce iggaledilme tehlikestylekargi kar-
1yaydi.

Üzerindedurulmasi gereken bagka bir konu da bizzat Kral'm kendisiydi. Eu korku daha
evvel 1943'te bir kez daha yaganmig, Socal ve Texaco bagkanlarmi koparak Washington'a getir-
migti. IbniSuud (imdi altmig yagm ortalarmda, bir gözü görmeyen, saglig1giderekbozulan biri
olmuytu.O güne kadar kralhgt yaratanve sonra da bir arada tutan hep onun kipisel gücü ve ati-
limi olmuqtu. Yagimdi, bu güç ortadan kalktigi zaman ne olacakt1?O güne kadar ÌbniSuud'un
kirk begten fazla erkek evladt olmuçtu ve bunlardan otuz yedisi halen hayattaydl. Ancak, bu
acaba bir istikrar unsuru mu olurdu yoksa karmaga ve düzensizlik unsuru mu? Ve, siyasi sorun-
lar çikmasihalinde, Socal Amerikan hükümetinden ne tür bir yardim gelmesini bekleyebilir,
buna güvenebilirdi? lyte,Socal tüm bu riskleri bírer birer dikkate alip bir araya getirdiktenson-
politikasim yaratacak ve kendi pazarmi yaratmak için
"dayampma"

ra bir karara vardi. Kendi


çegitli giri§imlerde bulunacakt1. Aramco'nun çeçitliproblemlerinin çözümü ise daha genig ve -

ortak bir projede ele almmahyd1. Risk faktörünü dagitan, siyasi yogunlugu artiran, sermaye,
uluslararasl ekspertiz ve özellikle de pazar konumu güçlü girketlerle ighirligiyapma politikastna
geçilmellydi. Üstündeönemle Israr edilen bir konu da guydu:lbniSuud Aramco'nun mutlaka
yüzde 100 Amerikan kalmasmda israr ediyordu ki, bu niteligi sadece iki girket,StandardOil of
New Jersey ve Socony-Vacuum girketleritagimaktaydi.Socal adma igleri yürüten Gwin Follis
pazarlan" açabilecegi görügün-
"bizim
dokunamayacagLmiz
bu iki girketin Dogu Yariküresi'nde
deydi.
Daha geniçbir alana yayllma fikri ve bunun dayandig1mantik uzun bir süredir anlagiltrol-
mugtu ve Collier ile õteki petrolcülerde bunu kabul etmekteydi. Digigleri'nden bazi yetkililer ve
yeni ortaklar bulmas1" ve imtiyazi
"kendine

BirlegikDevletler donanma mensuplan Aramco'yu


aramast" tegvikedlyordu.Imtiyazmdevami ancak böyle
"yeterli
sürdürmek için pazarlar için
mümkün olacakti. Socal bu konudaki karanm Digigleri'ne duyurdu. Sir Socal yetkilisine göre
"DigigleriBakanhgt bu duyuruyu hayret verici bir cogkuyla kargilamigti."Bu da Socal'i hayretler
gibi" davranip davranmadigi bir yana,
"çöpçatan
içinde birakti. Bu konuda Washington'un bir
ortada kesin olan bir geyvardi. I;tirakçisayismm artirtlmasi Amerikan stratejisinin temel hedef-
lerinin yerine-getirilmesine yardimci olacakti. Bu stratejiler gu gekildeözetlenebilir: Ortadogu

391
üretimini artirmak ve bu yolla Bati dünyasi kaynaklarmm ilerisi için saklanmasmimümkün kil-
mak; ÍbniSuud'a giden gelir miktanni daha cazip hale getirmekve böylelikle imtiyazm Ameri-
ka'run elinde kalmasmi garantilemek. Donanma BakamJamesForrestal'in 1945'te söyledigi gibi
"Arabistan rezervlerini hangi Amerikan girketinin iglettigi hiç önemli degildi; önemli
olan pirke-
tin Amerikan olmaslydi." Sonuçta, 1946 ilkbahannda Socal Sirketi, Standard of New Jersey'e
konugma teklifindebulundu.
Jerseygirketinin teklifisadecekabul etmig oldugunu söylemek, konuyu küçümsemek olur.
Sirketpetrol sikmtisi çekiyorduve Avrupa da girketinbundan en çok etkilenenpazanydt Jersey
mutlaka gereksinimi olan petrolü bulmallydi, ama nasil bulacakti? 1920 senesinde Irak Petrol
Sirketi'nin kurulmasmdaki onca gürültüye ragmen, Irak petrol üretiminderi Jersey'e günde
9300 varillik çok az bir pay dügmügtü. §imdide Kuveyt'ten çok daha fazla petrol gelecekti
ve
bu Jersey'in rakiplerini daha da kuvvetlendírdi. Jersey,Socal ve Texaco'nun
simrsiz miktarda
ucuz Arap petrolüyle kendi pazarlama sistemine meydan okuyarak, kendi baglarma Avrupa pa-
zarlanna.siziporada hâkim olmasmdan korkuyordu. Socal'in önerisi Jersey Sirketi'ne yeniden
toparlanma firsati veriyordu.
iki tarafm nyatkonusuna tartismasi strasinda bu defa Socal Bagkam Harry Collier kendi
adamlaritarafmdaneleptirilmeye baglandL Bu kipiler Jerseygirketinin Aramco'ya davet edilmesi
.
fikrine bile dayanamaylp isyan ettiler. Ílkhücum Socal'inSan Francisco'daki üretim departma-
nmdan geldi. Burasi ç1plakçölü ürétim yapar duruma getirmig olan bir bölümdü ve gimdi de
kontrolü kendinder daha büyük ve daha güçlü olan ortaklarina birakmak istemiyordu. Tam on
üç sene Arabistan'daki yatinmda hissesi olanlar bundan hiçbir gekildeyararlanmamigti. Imtiyaz
ancakgimdi,1946'da kâr getirmeye baglamigti.O halde kendilerine dügeni niçin Jersey'e birak-
malan gerektigini anlamlyorlardi. Bu arada en çok gamataytyapanlar da petrol sahasmdabulu-
naniardi. Su kipiler Suudi ArabistMda Aramco'nun bölge operasyonundan sorumlu Socalmü-
hendisi James Mac Pherson önderliginde büyük gürültü koparlyorlardL James Mac Pherson im-
tiyazmbir
"altm

madeni"oldugunuiddia ediyordu.Aramco'yu petrol dünyasmda en büyük ba-


gimstzgirketyapma kararmdayd1. Dünyayi gästeren küreye igaret ederek
"lgte

bizim petrol pa-


ramiz" diyordu. Íddiasina göre Aramco'nun kaderinde mutlaka
"dünyanm

en büyük petrol gir-


keti olmak" vardt. Ama gimdi,bildirildigine göre, Aramco ve Socalkendiferini
Jersey'inüretim
departmanma çevirme yolundayd11ar.
Harry Collier ise Mac Pherson aksine, Aramco'nun Jerseysistemine girmekleçok daha faz-
la petrol satabilecegi,böylece SocaPin yalmz Texaco'yla ortak oldugu
zamana kargi gok daha
fazla
"altin"
elde edecegi kamsindaydl. Ayrica, bu anlagma Socal'e dogrudan yatirimlarmm tü-
münü yeniden bir düzene sokmaimkâm verecekti. Collier tam bir patrondu, iradesi kuvvetliydi
ve "Müthig enerji çarlatmdan biri" diye tanmmasi bog yere degildi. Onun açismdan Jersey'e
baglanmakla en güvenliyola bagvurulmuy olacakti, gu halde Jerseykatillma.çagnlmallydl. Aram-
co'nun dünyanm en büyük petrol girketi olmaya mahkûm oldugu dogru degildi. Böylece tartig
malar sonuçlandi.

Kizil Hat Siliniyor


Jersey Sirketi'nin Aramco'ya nasil girecegi tartigiliikenbir yandan da Jersey,Socony
Sirketiile
girketin Aramco'ya katilma olasiligi üzerinde ufak çapta konugmalar yapiyordu. Ne var ki bu gir-
ketlerin her ikisi de gerek Jersey gerekse Socony, Aramco'ya girmeden önce önlerindeki
en
önemli iki engelí ortadan kaldirmallydL Bu bizzat kendilerinin Irak Petrol Sirketi'ndeki
Byelikle-
ri ve bir de Kaluste Gülbenkyansorunuydu. 80 iki girketyönetimi 1920'll ylllarda lPC anlagma-
smr bir arada tutmak için tam alti sene ve binlerce saati baskilara kargi koyarak geçirmigti.
IPC'nin bu igte anahtar durumundaki maddelerinden biri meghur K1zilHat Anla mast'ydt ve ha-

392
.
tirlanacagi gibi IPC igtirakçilerinin KalusteGülbenkyan'm1928'de çizdigi haritadaki Kizil Hat
.içinde herhangi bir yerde bagimsiz olarak operasyon yapmasim yasakliyordu. Suudi Arabistan
kesin olarak KizilHat içinde idi ve IPCAnlagmasi'nm 10. maddesi de bu hat içinde olmalan do-
layislyla Socony Jersey'iAramco'ya girmekten men etmekteydi. Su kural ancak bir tek kogulun
yerine getirilmesiyle uygulanmayabilirdi ki o da diger bütün girketleride yanma alarak Aram-
co'ya girmesiydi. Eu girketler,Shell,Anglo-îran, Fransiz Devlet Sirketi (CFP) ve Gülbenkyan'in
kendisi idi.
Jerseyve Socony uzun süreden beri Kizil Hat'tan çekilrnekistiyordu. Çünkülúzil Hat'm
fazla bir yaran dokunmuyordu. Kizil Hat'm, zamanla, bölgenin üzerinde bir
"deli
gömlegl" ol-
dugu anlagilmigti.Dünyamn en dogurgan olan topraklanndakendi kontrolü altmda olmayan
her bir igletmeden sadece yüzde l 1.875 gibi çok küçük bir hisseyle yetiniyordu. 1920'li yillarda
Washington onlan Kizil Hat'a sokmak için epey yardimda bulunmugtu; ancak gimdi 1940'larda
hattan çikarmak için fazla bir gey yapmayacagi da gün gibi agikârdL
Sonunda Jerseyve Socony K1zil Hat'tan çikmamnbagka bir yolunu buldular Socony'den
bir yetkili bu yolu "Saatli Bomba" olarak tanimlar.Bu,
"súçu
izleme" doktrini idi. II. Dünya Sa-
vagi patlak verdiginde ingilterehükümeti CFB ve Gülbenkyan'daki IPC hisselerinin kontrolünü
kendi eline almigti. Daha önce Gülbenkyan valizini hazirlaylp, Vichy'deki dügmanla içbirligi ya-
pan Fransiz hükümetine katilmigt1.Vichy hükümetince ticari atage olarak Iran elgiligine atan-
migti.Londra, Gülbenkyan'daki hisseleri hem bir girketolarak CFB'nin, hem de Gülbenkyan'm
Nazi kontrolünde olan topraklardameskun olduklan ve bu sebepten
"dügman

tarafinda"sayil-
masi gerekçesinedayandirarak almigtir. Böylece "Suçu izieme" doktrini altmda tüm IPC anlag-
"iglemez"

masi olmuy, yürürlükten kaldiribp geçersiz sayllmigtir.


Ne var ki savag bittikten sonra IPC hisselerinin hepsi bir kez daha CFB ve Gülbenkyan'a
geri verilecekti. Ancak 1946'lar sonunda, Jerseyve Socony"Suçu izleme" kavrammi büyük bir
coçkuyla kargilamigttr. Kamlarmca, tüm IPC Anlagmasi artik geçerliligini kaybetmigti.Yeni bir
anlagmano uzlagma yoluyla kabulü zamam gelmigtí ve Jerseyve Socony temsilcilerihiç vakit
kaybetmeden büyük haberi, yani eski anlagmamn yürürlükten kaldinldigirn ve K1zilHat ile ilgill
her geyintarihe karigtigim Avrupah üyelere duyurmak için Londra'ya koitular. Kizil Hat madde-
lerinin kisitlaylci kogullarmi içermeyen yeni bir anlagmaya girmekte dogal olarakçok istekli ol-
duklanm söylediler. Kizil Hat Anlagmas1
"güncel
dünya kopullan ve Amerika Yasasi'na" göre ar-
tik tavsiyeye
"yasadigi"
deger olmaktan ç1kmig, olmugtu. Amerikahlar yeni bir uzlagma için dört
ayn toplulugu-Anglo-Íran, Shell, CFB ve aslmda Kaluste Gülbenkyan'm holding girketinden
bagka bir yey olmayan Participations and Investments (P&I) adindaki igletmeyi- buna ikna et-
mek durumundayd1.
Anglo-Iran ve Shell girketleri konunun
"kargihklt
çikar" esasma göre taraflarihognut ede-
cek gekilde çözülecegini ifade ettiler. Fransizlar'a gelince onlar uzla maya yanagmiyordu. Ameri-
kalilar'm artik ortada bir anlagma olmadg konusundaki görügüne hiçbir gerekçe göstermeden
itiraz ediyorlardi. Kendilerini Ortadogu petrolüne baglayan tek anahtarin Irak Petrol Sirketi ve
Kizil Hat Anlagmasi oldugunu savunuyorlard1. Hükümetçe yapilmig bu düzenlemeye kesinkes
bag11yd11ar ve Fransiz hükümetinin elde etmek için o kadar çaba gösterdigi durumdan vazgeç-
meye niyetleri yoktu. Fransa'nm enerji konumu daha o günden kötülegmigti. Bir 80ylentiye gö-
re, Fransiz hükümetinin bagmdaki General de Gaulle, CFB'nin gerçekte ne kadar az miktarda
petrol ürettigini anladigt zaman kizgmhktan çilgina dönmügtü. Yaverlerinden birinin söyledigine
göre De Gaulle,ieolojikurallanyla kavga edilemeyecegini ve "Tann'ya kizilamayacagini" çok iyi
bildigí halde, öfkelenmekten kendini alamiyordu.
Kaluste Gülbenkyan ise Jerseyve Socony'nín eski anlagmayi saymama karanm kisaca ve
kesin gekildegeri çevirip etmlyoruz" demigti. Tüm yagami boyunca Irak Petrol Sirketi
"kabul

ve
onun selefiolan Türkiye Petrol Sirketi onun hayatmm baglica ugra 1 ve gurur kaynagi olmu tu.

393
i

Daha kirk yll evvel gekilvermeye bagladigi igin böyle kolayca belleklerden sílinip unutulmasina
izin veremezdi. 1946'da GülbenkyanLizbon'daki villasmda yaglyordu. Buraya savagm ortalann-
da Vichy'den gelmigti. Simdi,Portekiz'den kipirdamak istememesine ragmen, avukatlan ve
ajanlan araciliglyla, KizilHat Anlagmast'm alaçagi etmek için gerekenher geyiyapmayahazirdi.
Amerikali uzlagtmcilar yeni kugaktan gelmeydiler ve Walter Teagle'm deneyiminden yoksun ol-
duklan için Gülbenkyan'mtehditlerinepek kulak asmadilar.Socony Sirketi'nin bagkani Harold
almamiz elimizde bir se-
"

Sheets'in lyimserlikle g
söyledigi ibi Gülbenkyan'm imzasmi satm için
bep yok" demigti. Durumlanmn yasalligmdan emin olarak yollarma devam edip, iki Aramco Sir-
keti olan Texaco ve Soconyile anlagmaya yollandilar.
Jerseyve Socony'ningögüslemekzorunda oldugu tek risk ICP ve Kizil Hat Anlagmasi da-
vasindan ileri gelmiyordu. Acaba yeni dörtlü Aramco birlegmesi Amerikan antitrõst yasasmi ihlal
eder miydi? Bu konuda duyduklan endigeavukatlan 19l l'deki aillagmayl iptal kararmi bir kez
daha gözden geçirmeye mecbur etti. Ne de olsa çok büyütülmüç olan ottak anlagmanm dört bü-
yük aday içtirakçisinden üçü ilk yapilan Rockefeller Tröst'ten atilmiçttSonundaavukatlar öngö-
rülen birlegmenin yeni yorumlara göre dahí antitröst yasalardan hiçbirini ihlal etmeyecegi ve ip-
tal kararma da "Amerikan ticaretinebu iptalle makul olmayan hiçbir baski getírmeyecegi" görü-
günü ifade ettiler, Ne de olsa Aramco BirlegikDevletler'de petrol igine girecekdegildi. Bu ara,
Socony Sirketi'nin hukuk mügaviri daha büyük bir üzüntü kaynagina igaret etti. Bati Yanküre-
si'nde oldugu gibi Dogu Yanküresi'nde de bu denli muazzam ham petrol rezervinin kontrolü
bir süre için" hiçbir düzenleme yapmadan bu yedi girketebirakillyordu. Ancak Hukuk
"uzun

Mügaviri ifadesine su görügü ekliyordu: "Bu politik bir konudur... tahminiere dayanarak ele
alinmigtir.Anlagildigina göre bize dügen, bu oyunu bugün yürürlükte olan kurallara uyarak,-eli-
mizden geldigince lyi oynamaktir."
Elden geldigince lyi oynamamn yolu ige devam etmekti. 1946 Araltk ayma kadar dört gir-
ket Aramco'yu büyütmek için genel clarak prensipte anlagtilar.Gülbenkyan temsilcilerindenbi-
rinin konuyu hemen protestoetmesi üzerine Londra'daki Socony sorumlusu New York'taki So-
cony bagkaniyla iletigim kurup, ona teminat vermek gereginiduymugtu: "P&I ile Fransizlar'm
bu konuyu sevinçlekaryllaylp negeden garktsöyleyerek dans edeceklerinden eminim. Ancak yi-
ne de konunun alle içinde kalmasmi isteyeceklerine inamyorum."
Fransizlar'a gelince onlar bu konuda ötekiler kadar alçakgönüllü davranmad1. 1947 Ocak
aymda kamuoyunun gözleri önünde kargi taarruza geçtiler. Washington'dakiFransa Büyükelçisi
DigigleriBakanhgi nezdinde konuyu giddetleprotesto etti. Fransa'daki otoriteler Jersey'inticari
yagamim fevkalade rahatsiz edici davramplarda bulundular. Londra'da da CFB'nin temsilcisi
avukatlar, kontratm ihlal edildigini gerekçe göstererek mahkemeye bagvurdular ve Jerseyve So-
cony'nin Aramco'daki hisselerinin tüm IPCüyeleri adma emanete ahnmasmi talep ettiler.
Bati dünyasimn anahtar konumundaki müttefiki Fransa ile aradaki bu tatsiz durum, süre-
gelmekte olan antitröst endigesi lle bir araya gelinceDigigleriBakanhgl'm bir hayli huzursuz et-
migti. Sonunda bakanhk önerilen anlagmaya bir alternatif aramaya yöneldi. Eu alternatif hem
Fransizlar't tatmin etmeli hem de uluslararasipetrol girketleriarasmda, güpheuyandiran düzen-
lemeleri zapturapta almahydl. Digigleri Bakanligl'nda petrol konusunda.yapilan tavsiyeigi daha
çok Uluslararasi Ticaret Politikast Ofisi'nin bagindaki Paul Nitze'nin elindeydi. Nitze, Jersey'in
IP hisselerini satmasi ve sonra da kendi bagma Aramco'ya girmesi teklifindebulundu. Böylece
birbiti üstüne gelen üyelik sorunu olmadan birbirinden ayn iki grup olugturulacakt1. Bunun so-
nucu olarakda Fransizlar Kizil Hat Anlagmasi'nin kendilerine tanidigt haklardan yoksun birakil-
Nitze'nin söyledigine göre böyle bir anlagma
"uluslararasi

diklan iddiasmda bulunamayacaktL


petrol girketleri arasmda girketleri birbirine baglayan anlagma egiliminin giderekbüyümesine bir
son verecekti." Aynca "En büyük Amerikan Sirketi Jerseyile Socony'nin BirlegikDevletler digm-
da giderek büyüyen çikar birleptirme egilimini de yavaglatacakt1."Bu görüge iki girket, Jerseyve

394
Soconyteklifin
"pratik
bir plan olmadigini" söyleyerek yanit verdiler. DigigleriMüstegan Dean
Acheson da Nitze'nin fikrini kmamig, desteklememigti.
Bu konuda fikir bildirip sesini duyuranlar bu kadarla da kalmlyordu; arada IbniSuud da var-
di. Onun fikrinin de almmasi gerekiyordu.Aramco yetkilileri bu konuda fikrini almak için Ri-
yad'a, Kral'i görmeye gittilet ibniSuud'a dört girketin
"evlenmesinin" "dogal"

oldugunu,aynca
kralligt için daha çokgelirgetireceginiaçiklamaya çaligtilar. Ancak Kral sadece bir tek nokta üze-
"ingiltere

rinde duruyor, o konuda israr ediyordu. Ne Jersey'inne de Socony'in kontrolü altmda"


olmadiklarmin kendisine kesinlikle temin edilmesini istlyordu. Kendisine bu iki yeni girketin sa-
dece ve tamamenAmerikan karakterinde oldugu temin edildikten sonra Kral bu teklifionayladi.
Ancak, gimdide bagka b1rsoru gundemdeydi. YaFransizlar mahkemede kazamrsa? Bu tak-
dirde nasil hareket edilecekti? Örnegin,Frans1zlarAramco'da içtirakçilik yapacaklarim söyleye-
bilirdi. Aynca
Anglo-Ìran de ayni konuda aym geyisöyleyebilirdi. Kral'a gelince,böyle bir
,¶irketi

durumda asla hoggörü göstermeyecegini açikça ifade etmigti. Suhalde bütün bu olasihklann dik-
kate ahnarak sözlegmenin yeniden düzeltilmesi gerekiyordu. Sonunda bu yapildi ve yeni bir dü-
zenlemeyle anlagmaya gereken esneklik saglandi. Böylece Amerikan pirketleriherhangi yasal bir
kovugturmada, bu esneklikten yararlanacakti. Jerseyve Socony 102 milyon dolar borç vermeyi
taahhüt edlyordu. Su degeri 102 milyon dolar olan petrol kargihgmda ödenecekä ve girketler bu
parayihukuki durumlan elverdigt an derhal ödeyecekti. Arada geçecek zaman içinde Jerseyve
Socony, daha gimdidenpetrolün sahibiymigler gibi petrol satin almaya baghyordu. Bu düzenle-
meden bagka Jerseyve SoconyTapline'a da ortak oldular. Aynca Socal ve Texaco'ya belirli bir
süre için, o sene içinde üretilecek her varil petrol üzerinden çok cazip ödemeler yapilacakti.
Böylece Socal ve Texaco bir arada birkaç sene, Aramco'dan yüzde 40 satig kargiligmda toplam
470 milyon dolar para alacakti. Su onlarm o güne kadar yapmig olduklanyatmmm hepsini kar-
gilayacak ve hatta ellerine çok daha para birakacakti. Aynca, bununla da kalmaylp, Socal'dan
Gwin Follis'in sonradan gözlediginegöre,Jerseyve Socony'ye yapilacak satigm kopullan, o güne
kadar Socal'in omuzlarmda bulunan
"devasa
yatmm" sorununda da
"girketi"
kurtaracakti.
BaglangiçtaJerseyve Socony yüzde 40'hk hisseyi aralarmda egit olarak bölügmeyi planladt-
lar. Ne var ki Socony'nin bagkani, Ortadogupetrolünün "tamamen

güventioldugundan" kugku
duyuyor, pazarlar konusunda da endige ediyordu. Bu yüzden girketin "Venezuela petrolüne da-
ha çok para yatirmasi" kararini aldi. Bir süre dügündükten sonra Socony bu kadar çok petrole
gereksinimi olmadigma karar vererek, daha küçük bir hissenin de pekâlâ ayni sonucu vereceg
kamsma vardi. Böylece Jersey,Socal ve Texaco ile aym orana, yüzde 30'a raz1oluyor,Soconyise
sadece yüzde 10 ahyordu. Ne var ki aradan çok kisa bir zaman geçtiginde Socony bu paylagma
oranmdan pigmanlik duyacakti.
Son dakikada bile'sinir dolu dakikalar yaganmigti. Tüm girketyetkililerinin kafasmda antit-
röstle ilglli endigeler vardL Bu endigeler BirlegikDevletler Yüksek Yargimakamindan kendileri-
ne teminat verilinceye kadar sürüp gitti. Yüksek Yargi bakigta anlagmaya hukuken ters dü-
"ilk

gen hiçbir nokta olmadigt kanaatine vardigmi, bunun ülke için iyi bir geyolacagim"söyledi. An-
cak, tam bu strada, sanki Harry Collier'inen büyük korkusunu teyit edercesine, Dogu Akdeniz
bölgesinde birtakim bagagnsi silentilarolugmayabagladi. Su 31kmtilar tüm anlagma üzerinde
önémli derecede etkill olmuqtur. ÖnceYunanistan'da komünistlerin kigkirttigtbir ayaklanma ha-
reketi oldu, sonra da Sovyetler BirligiTürkiye'yi tehdit etti. Tüm bölgede bir korku havasi ege-
men olmuytu. Ortadogu'da ise ingiltere'nin bölgedeki geleneksel rolünü birakmasi ile birlikte
komünist güçlerin duruma egemen olmasindan korkuluyordu. 11 Mart 1947'de Socony'demü-
dür düzeyindeld yetkililer bir araya gelip "Ortadogu'yuetkileyen sorunlar" konusunu tartigtilar.
Ancak, sonunda iyimserlik agir basti ve taraflar anlagmayi onayladilar. Ertesi gün, 12 Mart
194Tde dört Amerikan girketinin temsilcileri bir toplanti yapip tarihi iglemleri hayata geçiren
belgeleri imzaladtlar. Böylece Suudi Arabistan'daki imtlyaz, en sonunda, "gerçeklegmig"
oldu.

395
12 Mart bir bagka açidan da tarihi bir gündür. Bu, BagkanHarry Truman'm Korigre'nin kar-
digi," bir konugmayla Yunanistanve Türkiyeíçin özel yardim yapilmasim is-
"gündem
isma ç1kip
tedigigündür. Truman bu yardima dayanarak Türkiye ve Yunanistan'm komünist baskisina kargi
direnç gösterecegineinamyordu. Yaklagmaktaolan Soguk Sava¶ta bir çegitsimr igaretisayilan ve
sonradan Truman Doktrini denen bu konuçma savagsonu Amerikan dig politikasmdayeni bir gi-
gLr açmigtir. Belki de bir rastlantlyla TrumanDoktriniile Amerikan petrol sanayiini Suudi Arabis-

tan'm zenginliklerine ortak yapanbelge aym günde imzalanmigt1. Bu anlagmaylaAmerika, Akde-


niz'den Iran K0rfezi'ne kadar uzanan çok büyük topraklardakendi varligim kanitlamig oldu,

Gülbenkyan Yine Sahnede


CFP'nin hükümsüz sayllma iglemi henüz tamamlanmigti.Ancak Fransa'nm politik gündeminde
Birlegik Devletler'le beraber çözecegi daha birçok konu vardi. 1947 Mayis ayma kadar Fran-
sa'nin Irak Petrol Sirketi'ndekikonumunu düzelten bir de anlagma yapilmigti. Buna karç1,dogal
olarak CFP iddiasim geri alacakti.
Gülbenkyan'a gelinceo her zamanki gibi sorun yaratma pegindeydi. Lizbon'da saygideger
kipilere mahsus Aviz Oteli'nin birinci katada bir daireye yerlegmig olarak yagayan Gülbenkyan,
asla ödün vermeyen tutumunu sürdürmekteydi. Daha ucuz oldugu için artik özel araba ve yoför
kullanmiyor, günlük gezintisi iÇinkiraladig arabaya yine kiraladig goför idaresinde binip gidece-
glyere öyle gidiyordu. Bu sirada da fazla para ödememek igin taksimetreyidikkatle kontrolden
geri kalmlyordu. Bir Ingilizyetkilinin gözlemine göre, "Gülbenkyan,bir kere söz verdi mi art1k
o sözden dönmeyen bir insandi. Önemliolan ondan bu sözü koparmakti. Uzlayma yeteneg de-
nen gey onun yapismda yoktu," Ayni yetkili junlan söylemekten de kendini alamamtyti: "Gül-
benkyan'm mali konulardaki dürüstlük anlayigi kendisinin vergilendirilmesi konusuna gelince
garip bir hal aliyordu. Vergiden nasil siynlabilecegi yolunu aragtirmak önde gelen ugraglarindan
biriydi." SözgelimiFransa ve Portekiz'de gelirvergisi ödemekten, Iran delegeleriyle bit randevu-
ya katilarak kurtulmuqtu. Paris'teki malikânenin bina vergisini ödememek igin, binanm küçük
bir kismini resim galerisine dönügtlirmügtü. Paris'teki Ritz Oteli'ni sattigmda da, satig belgesine
bir madde koyarak kendisi için otelde devamh bir daire bulundurulmasmda israr etmigti. Bu yol-
la gerektiginde Paris'e sadece
"transit"
olarak ugradigini ileri sürüp Fransa'ya vergi õdemekten
muaf tutuluyordu.
Gülbenkyanayrmtilara kargi gösterdigi bu sinir bozucu duyarhligt Kizil Hat Anlagmasi mü-
cadelesinde de uzlagmaya kargi gösterdigitereddüt ve korkunç konsantrasyon yetenegiyle bir-
legtirerek aynen göstermigtir. Fransizlar mahkemede davayi geri çektikleri halde o hâlâ gerekti-
gindehalk önünde temizeç1kmakiçin mücadelesini sürdürmekteydi. Bir Ingilizmahkemesinde
Jerseyve Soconyaleyhine dava açmigti. Bu iki girkettepkileriniGülbenkyan aleyhinde kargi da-
va açarak gösterdiler.
Dava, kamuoyunda genig ilgt çekti ve Jerseyve Socony'ye yaptigi kargi hücumda Gülbenk-
yan'a yardimci oldu. Ne de olsa, Adalet Bakanhgt ve kamuoyunun ne dügündükleriyle ilgilenip
üzülecek kigi kendisi degil, Amerikan girketleriydi. Gülbenkyan gerçitanmmigbir kigiydi,ancak
yagammda bir kez bu olumsuz göhretinin dogurdugu yan etkilerden üzüntü duymuytur. Boyu
kisa oldugu için Aviz Oteli'nin restoraninda kendisi için özel bir platform kurulmasim istemigti.
Amac1 yemekleriniburada yemek ve yerken de etrafi kollamakt1. Ancak dava dolay1slyla halk
kendisini daha lyi tamdigmdan"Aviz Oteli'nde Bay Gülbenkyan"slogam giderek ün kazandi ve
"mutlaka"
boga güregi yamnda turistlerin görmesi gerekenbir manzara olarak turistleretavsiye
edildi. Kugku yok ld Gült'enkyanbundan hiç de memnun kalmlyordu.
Bir ylli agkin bír süre, uzlagtinc11arNew York'la Londra, Londra ile Lizbon arasmda mekik
dokuyup bir uzlagma yolu bulmaya çaligtilar.Petrolcü ve yeni kugak avukatlar Kaluste Gülbenk-

396
yan'la ugragmanin ne kadar ömür tüketicioldugunu anlama hrsatt bulmugtu. Gülbenkyan'in og-
lu, babasi için gu sözleri söylemigtir: "Babam hiçbir iddiaya kopma noktasma kadar baskl yapma-
maya özen göstermigbir kipidir.Eu onun prensibi idi. Çakiyi bir tartigmac1 oldugu için talepleri-
ni adim adim ortaya koyardL Ancak bunlann birinde istedigini kopanp tatmin olduktan sonra
ikinci talebinegeçerdi ve bu böylece istediklerini sonuna kadar elde edinceye kadar devam
ederdi. Bütüri istediklerini her zaman elde edememigse de, ylne de aldigt sonuç, konulari hep
birden ortaya atmig olsa, alacagi sonugtan çok daha lyi olurdu."
Görügmeler, Gülbenkyan'm âdeti olan güpheciligiyüzünden daha da güçlegmigolarak sü-
rüp gidlyordu.Gülbenkyantoplantilarinbirçoguna pahsenkatilmlyordu. Ancak oturumlara ken-
disini temsil eden dört ayn temsilcigönderiyordu ki bunlar toplantibitiminde Gülbenkyan'a ra-
por vermekle görevliydiler. Yaziliolarak sunduklan rapordan önce birbirleriyle asia igbirligi yap-
maz, birbirleriyle konugmazlardi. Eu usulü uygulayarak, Gülbenkyankargitlarini analiz etmek-
ten bagka adamlanm da teker teker kontrol etmig oluyordu.
Yine de akla göylebir soru gelebilir: Gülbenkyan'm asil istedigi sey neydi? Bazilari onun
Aramco'dan hisse almak istediginden kugkulantyordu. Ancak bu söz konusu olamaz. Ibni Suud
buna asla izin vermezdi. Soconydirektörlerinden birine göre Gülbenkyan hedefinin ne oldugu-
nu çok basit bir aç1klamaylaizah etmigti: "Mümkün oldugunca iyi pazarlik" yapmadikça kendi-
sine olan öz saygtsim kaybederdi. Diger bir anlatimla, alabilecegl kadar çok gey almak istlyordu.
Petrolcü olmayan ancak Gülbenkyan gibi sanatsever olan bagka bir Amerikah'nm sözlerine göre
ise, Gülbenkyan kendisine yöneltilen soruyu daha bagka sekildeyamtlamigtir.O kadar çok para
sahibi olmuytu ki, daha fazla kazamlacak para, para olarak artik ona bir geyifade etmlyordu.
Kendisine kargi yirmi yll evvel kendinin Walter Teagle'a davrandigt gibi davranilmasmi istlyor-
du. Bir mimar, hatta bir sanatçi gibi güzel yapitlar yaratmak, denge kurmak, iktisadi güçleri den-
gelemekpegindeydi. Bir Amerikalt sanatsever Gülbenkyan'a haz veren igin bu oldugunu söyle-
migtir. Tüm yaçami boyunca topladigtsanat eserleri modern çagda tek bir adam taraftndantop-
lanmig dünyadaki en büyük koleksiyonu olugturur. Bu eserlerden
"çocuklanm"
diye söz eder,
onlara kendi öz oglundan daha çok özen gösterirdi.Yine de asil gaheseri,hayatimn en büyük ba-
ansi Irak Petrol ¶irketi idi. Kendi degerlendirmesine göre bu girket binasi Rafael'in The School
0/Athens (Atina Okulu) kadar iyi tasanmlanmig,onun kadar kusursuz bir mimari eserdi. Kendi-
sini Rafael olarak gören Gülbenkyan, Jerseyve Soconyyöneticilerini, Rönesans ustalannm üçün-
cü simf, siradan, kasvetli taklitçisiolan GirolomaGengaile ayni potaya koymuy ve bunu açikhk-
la ifade etmigtir.
Çokyakm gelecekte bir Londra mahkemesinde cereyan etmesi beklenen can sikici tartig-
malann baslust altmda, Gülbenkyan'la yapilacak sözlegme sonunda gekillenmeyebagladi ve pet-
rolcülerden ve bunlann avukatlanndan olugan, o günkü adlyla "Karavan" denen bir grup ínsan
Lizbon'a yollandi. Sonunda, 1948 Kasim ay1 baglarmda, durugmanin baglayacagtpazartesi gü-
nünden önceki pazar günü, yeni anlagma tamamlandi.Gülbenkyan'm görevine dügkün kibar
oglu Nubar, Aviz Otell'nde imzalama töreni için özel bir salon aylrtmigti. imza töreni akgamüstü
saat 7de baslayacak, arkadan da kutlamak íçin bir akgam yemegi verilecekti.
Saat tam yedlye bey kala, Gülbenkyanyeni bir itirazia ortaya çikti. Yenianlagmada deginil-
memig bir konu daha bulmugtu. Tüm salonu buz gibi soguk bir hava kapladi. Herkes sanki don-
mugtu. Londra'daki müdürlere yent bagtan telgratlargönderildi, bunlann cevaplan beklendi.
SimdiAviz Oteli salonlarmda tam anlamlyla gagkinlikve karamsar hava egeriendi. Yine de ye-
mek Ismarlanmigtl, neredeyse soguyacakti. Nubar Gülbenkyan'agöre yemege baglamamanm bir
an1am1yoktu. Bu dügüncelerle "Karavan"i masaya davet etti. Su hava içinde yenen yemek kuy-
ku yok ki çok ciddi, cenaze törenini ammsatan bir atmosfer içinde geçti. Yemekte bulunan on
iki davetli bütün yemek boyunca sadece tek pigegampanyaiçebildiler. Ortada kutlayacak bir
gey
yoktu.

397
Gece yarisinadogru.Londra'dan telgraflaryagmaya bagladi. Gülbenkyan'mson olarak orta-
ya koydugu talepyerine getirilmigti. Bu defa anlagmalarm yeni bagtan daktilo edilmesine geçildi.
Gülbenkyan bu anlagmalan sabahin bir buqugunda imzalamt ve ondan sonra da bunlar kirahk
bir uçakla Londra'ya gönderilmigti.Ílgilimemurlara, o gün ögleden sonra yapilacak durugmala-
rin durduruldugu bildirildi ve Lizbon'dakiyorgun grup en sonunda sabaha kadar açik olan bir
kafeye gidip sandviçve ucuz parapla anlagmayikutladilar.
lyte1rak Petrol Sirketi'nin yapisim yeniden teykilatlandiran1948 Kasim tarihli Grup Anlag-
masi bu kopullar altmda gerçeklegmigti. Bundan Gülbenkyan'inelde ettigi kazanç genel üretim
durumunda yükselme ve diger avantajlardan bagka petrolde tanman ekstra tahsisat olmustur.
Artik o, Bay YüzdeBegolmaktan çikm14t1. Simdidaha önemli bir kipiligivardi. Anlagmalara ge-
amt1" gibiydiler.Anglo-Iranyetkilisi olup sonradan girketin bag-
"çeligki
lince, buillar tipik birer
kanhgma getirilmigolan lógibu konuda pu beyanati vermigti: "Sonundaanlagmay1kimse tarafin-
dan anlagilmaz hale getirmeyi bagardik." Ancak bu derece karmagik olmasi bir baktmdan avan-
taj sagliyordu. Çünkü,Gülbenkyan'm avukatlanndan birinin söyledigi gibi belgeleri hiç
"bu

kimse anlayamayacagtna göre bu konuda mahkeme de açilamazdi."


Artik Kaluste Gülbenkyan'in inadi lorildigina ve Irak Petrol Sirketi'yle ilgili Grup Anlagma-
si da imzalandigLna göre Kizil Hat Anlagmasi hükümsüzdü ve Jerseyve Socony'nin Aramco'ya
katihmi halinde yapilacak tehditler de son bulmugtu. Her iki girket Suudi Arabistan'a girmek
için uzun, igkenceli bir mücadele yolundan geçmigti. Grup Anlagmasi'mn kattlimcilarmdan biri
öyle diyordu: "Bu anlagmada yapilan bütün konugmalan birbirine ekleseniz hepsi dünyadan
aya kadar uzamr." l 948 Arahk aymda, anlagmanin ilk defa tartigildigttarihten iki buçuk yll son-
ra, Jerseyve Socony'nin verdigi krediler ödemeye dönügmüg, Aramco igi de sonunda tamamlan-
migtl. SimdiSuudi rezervlerine daha uygun dügen yenf bir girket varhk kazanmigti. Anlagma ta-
mamlandigt için Aramco tipklSocalve Texaco gibi Jerseyve Socony'nin mah oldu. Ve bu hally-
le artik yüzde yüz Amerikan'di.
Kendi açismdan Gülbenkyangörkemli kreasyonu Irak Petrol Sirketi'ni korumuy olmakla
bir kez daha baçan kazanmigti. Sirketteki kendi konumunu da, uluslararasi petrolün bilegik gü-
cüne ragmen, tek bagina koruyabilmigti. Ustalik konusundaki son gästerisi Gülbenkyantesisleri
adma servetiae yeniden yüzlerce milyon dolar katarak kamtlamigti. Gülbenkyan bundan sonra
alti sene daha yaçamig, bu yillanm da Lizbon'da geçirmigtir. Yaçamininbu sürecinde baghca ug-
ragi durup dinlenmeden lPC'deki ortaklanyla münakaga etmek ve vasiyetnamesini
yazmaktL

Vasiyetnameyi durmadan yazip bozuyor, sonra yeniden yaziyordu. Bu tarihten yedi sene sonra,
1955'te seksen beg yagmda öldügü zaman arkasmda yasal dayanagt olan üç geybirakmtyttr. Çok
büyük bir servet, muazzam bir sanat koleksiyonu ve bunlar lçinde kendisine en yakipirolam, va-
siyetnamesi ve mal varliginm gartlan íçin mahkemeye yapilan bagvurular.

Kuveyt -

Diger bir Amerikan girketi olan Gulf Oil, Ortadogu'da ne yapaca ni bilmez bir duruma dügmüg-
tü. Kuveyt Petrol Sirketi'ninyan sahibi olarak, ortaglolan Anglo-Iran ile özellilde de Hindistan ve
Ortadogu'da rekabete girmekten bir dereceye kadar çekinlyordu. Öyleyse petrolününerede bo-
§altacakti? GerçiAvrupa'da bu ige uygun küçük bir tegkilativardi, ancak Kuveyt'ten gelen ve gö-
rünüge göre giderek de artacak olan petrol akimmin küçük bir parçasliçin bile yeterli degldi. Gulf
Sirketi'nin özellikle Avrupa'da bir çikigyerine ihtlyaci vardi. Bu sebepten pirketinbagkani Albay
J.E Drake bir ç1kigyolu aramak amaclyla yola ç1kti.Gulfm bu konudaki sorununa en iyi çarenin
ne oldugu çok geçmeden açlga çikti. Bu olsa olsa Hollanda Kraliyet/Shell Sirketi olabilirdi. Dogu
Yanküresi'ndeki ve öncelikle de Avrupa'daki en büyük iki pazarlama organizasyonundan birisi bu
grubunmallydt. Ve öteki rakiplerinin aksine Ortadogu petrolünün çok az bir kismina da girigmü-

398
saadesivardt Albay Drake'in DigigleriBakanhgl'Râ
"ham
göre
RÇlkladigma
petrolde zengin kay-
naklara sahip olup pazar yönünden eksigi olanGulfile pazar yönünden faziasi olup ham petrolde
eksigiolan Shell arasmda yapilacak bir anlagma"konunun çözümü için en aklayatan çareydi.
Böylece bu iki girket kendilerine özgü bir ahm-satim uzlagmasinda anlagtilar. Bu sadece
gölge bir entegrasyondu ve uzun vadeli bir korgtratla Gulfm Kuveyt petrolünün Shell'lnrafineri
ve pazarlama sistemine akmasmi sagliyordu.Önceon senelik bir süre için imzalanan bu sözley-
me sonradan on üç sene daha uzatilm1çtir.Kontratin var oldugu süre içinde gelenpetrol hacmi
toplamimnGulfm Kuveyt'te var olan rezervlerinin dörtte biri oldugu söylenir.Kargillkli olarak
Gulf'm da Shell'e, Dogu Yanküresi'ndeki petrol ihtlyacmm yüzde 30'unu kargilayacak miktarda
petrol vermesi öngörülmügtü. Kugkuyok kl hiç kimse bu kadar uzun ve güveticesizbir süre için
belirli bir fiyat saptayacak kadar saf olamazdi. Bu nedenle iki girket yenilik içeren bir çözüm yo-
lu üzerinde anlagt1. Bu ileride
"net
flyatlama" denecek bir sistemdi. Kontrat kânn yari yariya
paylagilmasmiöngörüyordu, Bu anlagmada
"kâr"

sözcügü yapilan bütün masraflar çikanidiktan


"en

sonra geri kalan son satig fiyat1" anlammdakullamlmigtir. Kân son olarak hesaplayan for-
müllero denli karmagikti ki, kontratm daktilo ile yazili sayfalarinda sayfamn yarismi kaphyordu.
Gerçekte GulfSirketi'nin Shell kargismda hemen hiç alternatifi yoktu. Kuveytüretimi hiz-
la artmaktayd1.Emir kendine kompu ülkelerdeki üretimin miktanm gördükçe, dogal olarak ken-
disi de üretimde ayni artigmsaglanmasmibekliyordu. Ancak, bu kadar çok petrolü kabul etme-
ye elverigliçok az sistem vardt Shell'in sahibi oldugusistem elverigli olan tek sistemdi. Aynca
anlagmanm bir özelligi de vardi. Albay Drake'nin ifade ettigigibi, bu Gulf'm Kuveyt petrolü üze-
rindeki yüzde elli hissesini
"tamamen
Amerika'nm sahipliginde tutacaktek seçenekti." Kisaca,
önce Aramco ellyle, gimdide Gulf-Shell araciliglyla Amerika'nin Ortadogu'daki petrol çikarlan
korunuyordu. Shell Sirketi'negelinceanlagma bu girketeKuveyt'in toplam üretiminin önemli
bir kismi üzerinde hak iddia etme olanagt verlyordu. Artik sadeceuzun vadeli ahci olmaktan çi-
kiyordu. ingiltereDigigleri'nin ifadesiyle "Majestelerinin hükümeti gözünde Shell, hem niyet
hem de maksat aç1sindanimtiyazm bir ortag1 sayihyordu."

Ïran
Savag sonu imzalanan büyük petrol sözlegmelerinin üçüncüsü iran'lailgiliydi. K1zilHat Anlag-
mast'nm kaldinlmasi için Londra'da, 1946 yaz sonu ve güz bagmda yapilan birinci toplantilar
sürecinde Jerseyve Socony'nin temsilcileri,Anglo-IranBagkani SirWilliam Fraser'e özel olarak
fran ham petrolü üzerinde'uzun vadeli bir sözlegme yapilmasmdan söz etmigti: "Willie" hlç kug-
kusuz bu öneriye açik oldugunu ifade etmigti. Tipk1 Gulf Sirketi gibi Anglo-Iranda.Avrupa'da
kendine ait büyük bir i·afineri ve pazarlama sistemi kurmak için gerekenaraç, gereç ve para ola-
nagmdan yoksundu ve Aramco'dan gelenucuz ve bol petrolün günün birinde kendisine Avrupa
kapilanm kapamasmdan korkuyordu.
Ancak, bazt politik endigeler de AIOC'nin Amerikan girketleriyleuzun vadeli iligkiye gir-
"istikrar"
mesinde ve böylece kendi konumuna kazandirmasmda etken olmugtur. Bunun baglica
nedeni o günlerde iran'mdevamh olarak Sovyetbaskismda olugundan kaynaklanmigtir. II. Dün-
ya Savagi'mn son yillarmda Sovyetler Birligikendisine iran'da bir petrol imtiyazi verilmesini ta-
lep etmigti ve savagtan sonra da Sovyetkuvvetleri îran'inkuzeyindeki Azerbaycan topraklanm
iggale devam ettiler. Stalin 1946 ilkbaharina kadar bölgeden çekilmedi ve bu tarihten
sonra da
salt BirlegikDevletler'den ve Ingiltere'den gelen yogun baski üzerine çekilmeye razi oldu. Ger-
çek gudur ki, 1946 IranBunalimidiye amlan kriz, ashnda SogukSavagtayaçanmig ilk büyük
Dogu-Bati çatigmasidir.
1946 ylhnin Nisan ayi baglannda, Sovyetler'in nihayet kuvvetlerini çekmeye hazirlandlgl
bir strada, Moskova'daki Amerika Büyükelçisi Stalin'le özel bir geceyanst konugmasi yapmak

399
için Kremlin'e gitti. Büyükelçi hazretleri gunu ögrenmek istiyordu: "SovyetlerBirligi ne istiyor-
du ve Rusya nereye kadar gidecekti?"
Sovyetdiktatörü bu soruya pek de inandinct olmayan ju yaniti vermigtir: "Çokuzaga gide-
cek degiliz." Bunu söyledikten sonrauzun uzun Sovyetler Birligi'nin Iranpetrolü üzerinde nüfuz
sahibi olmak için yaptigt çabalardan söz etti ve bunu kendi petrol konumunu korumak için girigti-
g bir davramp olarak tammlad1: "Bakû'daki petrol yataklan bizim en önde gelen kaynagimizd1r"
dedi. "Bu yataklar iran simnna yakmdir ve böyle olduguiçin de tehlikeyeaçiktir" diye ilave etti.
Yaklagikkirk yll önce Bakû'da "Ihtilalin Yolcusu"olarak isim yapmig olan Stalingimdiki açiklama-
sinda gunlan söylemekten gerikalmamigtt: "Sabotörler -hatta elinde bír kutu kibrit olan biri bi-
da
le- bize çok agtr hasar verebilir. Petrolkaynagimizm risk altma sokulmasma izin vermeyecegiz."
Aslmda Stalin'i ilgilendiren Ìranpetrolüydü. 1945 yilmda Sovyet petrol üretimi 1941 üre-
timininsadeceyüzde 60 kadanydl. Sava; sirasmda ülke çaresizlik içínde Birlesik Devletler'den
gelen petrol ithalattndan kamyonlarda kömür yakan motorlara kadar petrol ihtiyacmi kargilaya-
cak çegitlimaddeleri denemigti. Savagbittikten kisa bir süre sonra Stalin bu konuyu sonradan
20 yll boyu, 1985'e kadar Sovyet ekonomisinin bagma geçecek olan ve 1985 yllmda yerini Mi-
hail Gorbaçov'abirakacak olan, Petrol Bakam Nikolai Baibakov ile ele aldt Stalin her nedense
"Baibakov" admi her zaman yanlig telaffuzederdi. SovyetlerBirligipetrol durumunun bu dere-
ce kötü oldugunudikkate alarak, ne gekilde hareket edilmesi hakkmda ona çegitlisorular sordu.
Sovyet petrol yataklari ciddi gekilde tahrip edilmig, üretim vermez olmuitu ve gelecek için du-
rum hiç de parlak olmayacaga benziyordu. Petrol olmadan ülke ekonomisi nasil kalkmacakti?
Diktatör Stalin,sonunda kararmi bildirdi. Çabalar mutlakaiki katina çikanlacakt1.
Bu hedefe ulagmaya yönelik olarak Sovyetler Birligt fransimrlan içinde ortak bir petrol ip-
letme girketi kurulmasi talebindebulundu. Hiç güpheyok ki petrol, Sovyetler Birligi'nin Iran'da
ulagmak istedigi hedeflerden biriydi fakat hiç de en önemlisi degtldi. 1940 Nazi-Sovyet Pakti
"tran

çerçevesiiçinde, SovyetDigigleriBakani Vyacheslav Molotov, gu beyanatta bulunmuçtur:


Körfezi'nin genel uzantismda, Batum ve Bakû'nun güneyindeki bölge Sovyetler Birligi'nin bek-
lentilerinin merkezidir." Bu bölgenin kugkusuz bir adi vardi: Iran. Stalin, sinirmdaki ülkelerde
kendisi için yeni bir çevre kurma ve böylece bagarabildigi her yerde, Sovyet gücünü ve nüfuzu-
nu yayma pegindeydi. Iran'a ulagmak ve girmek ve iran Körfezi'ne dogru llerlemek için çabalar-
ken ayni zamanda Rus dig politikasimn geleneksel hedefi olan yaldagik bir buçuk asirhk bagka
bir hedele de hizmet etmekteydi. Astm dönüm noktasinda, William D'Arcy Knox'a ait Iranim-
tiyazim desteklemesi için ingiliz hükümetine dayanak saglayan, bunu Rusya'mn ilerlemesini
durdurmamn bir yolu olarak kullanan hep bu hedete ulagma çabasidir.
Stalin 1946 yllmda askerlerini Kuzey Íran'dançektikten sonra, Sovyetler Birligt bu bölgede
ayncalikli konum elde etme çabalanni sürdürmüg ve ortaklaga bir Sovyet-fran petrol girketi kur-
maya yönelmigtir. Su arada komünist yönetimindeki Tudeh Partisi, merkezi hükümet kargismda
daha çok üstünlük kazanmak için bir gösteri ve siyasi baski kampanyasina yönelmigti, bu kam-
panyada Sovyetler Anglo-Íran Abadan rafinerisinde genel greve gitmesi de vardi ki,
Sirketi'nin
bu grevde birçok kigi hayatim kaybetmigtir. iran'a gelinceistikrarsizdi, ülkede meveut siyasi mü-
esseseler güçsüzdü ve ülke içinde son derece ciddi bir iç savag olasiligivardt. Iran'm Sovyet Blo-
ku içinde kaybolup yok olmasi bile söz konusuydu.
Amerikan ve ingiliz hükümetleri fran'inbagimsizligmm ve toprak bütünlügünün korun-
mas1yanlisiyd; ve bunun temini için de bu ülkeye yardim etmekteydi. Ayrica Londra bu konuda
bir hayli, inatçi davranlyordu. Iran'da Anglo-Iran Sirketi'nin petrol konumu en degerli varhglydt
ve bunun ne pahasma olursa olsun mutlaka korunmati gerekliydi, lylerinbu derece kesinlikten
uzak oldugu o günlerde, yüksek risklerin de gigi altmda, büyük Amerikan girketlerininÏranpet-
rolüne karg1 daha dogrudan bir ilgi göstermesi kamlarma göre mutlaka pek çok yarar saglayacak-
ti. Böylece Anglo-iran ile öteki iki Amerikan pirketiJerseyve Socony arasmda imzalanan sözley-

400
menin temelindeticari gerçekler kadar politik gerçekler de yatmaktadtr. Sonuçta, 1947 Eylül
aymdaüç girket,yirmi yll süreli bir kontrat imzaladilar.
Su üç büyük anlagma ile yani Aramco,Gulf-Shellve uzun vadeli Irankontratlari anlagma-
mn tamamlanmas1yla, Ortadogu'daki muazzam mlktarda petrolüAvrupa pazarlariiçine sokacak
bütün mekanizmalar,sermaye ve pararlama sistemleri hemen bir anda bu ige seferberedildi. Sa-
vag sonu dünyasmda sadece petrol girketleriiçin degil, tüm batih ülkeler için petrolün
"çekim

merkezi" artik Ortadogu'ya kaylyordu. Bunun sonuçlan bütün ilgililer için anlatilamayacakka-
dar büyük olmuçtur.

Avrupa'da Enerji Krizi


Hacim olarakgiderek artan Ortadogu petrolü savagtan sonra periçan durumdaki Avrupa ülkeleri
için hayati önemdeydi. Bütün beldelerde sonsuz bir tahribatve organizasyon yoklugu gözleni-
yordu. Avrupa'ntn merkezinde, bir sanayi merkezi olarakgörülen Almanya'da ise faallyetler he-
men tümüyledurmugtu. Bütün Avrupa sathmda, korkunç bir ylyecek ve hammadde sikmtisi çe-
kiliyordu. Kurulu düzen, ticari firmalar ve organizasyonlar iflas etmigti. Enflasyon baymi almig
gidiyorduve daha da kötüsü, gereldiithal mallarmmsatm almmasi için part olan dolar piyasadan
aniden yok olmugtu. 1946 yillnagelindigindeAvrupa daha o günden ciddi bir enerji kriziyle ve
petrol yoklugu ile karç1 karplyayd1. Bu arada, astm en uzun ve en soguk kig mevsimini yagayan
Avrupa'da hava partlari_ da olumsuz etki yapip yaçam1 dayamlmaz noktaya getirmigti.Ingilte-
re'de Windsor'da Thames Nehri dondu. Bu ülkede kömür kithgt enerji istasyonlarmin kapanma-
sma yol açacak kadar yogun olmuytu. Sanayide kullamlan elektrik ya esash gekildelositlamyor
ya da tamamen devreden ç1kanhyordu.Ipsizlik oram birdenbire alti katina çikm19tlve ingiltere
sanayi üretimi Alman bombalarmm baçaramadigi bir durumla kargilagmty,tam üç hafta süreyle
tamamenfelce ugramigti.
Su beklenmeyen enerji kitligi ingiltere'yesavagta çektigi sefaleti yeni bagtan yagatmaya
bagladL
Artik devletler arasmda sahip oldugu gahane rol kendisi için çekilmez bir yük haline gel-
migti. 1947nin o karanlik, soguk, ne olacagt bellrsiz birkaç haftasi içinde Clement Attlee bag-
kanligindaki 1;çiPartisihükümeti Filistinsorununu BirlegmigMilletler'in gündemine getirdi ve
bunun Hindistan'a da bagimstzhkgetireceginiduyurdu. 2l Subat'ta da BirlegmigMilletler'e ar-
tik Yunan ekonomisini kalkmdirma faaliyetine devam edemeyecegini bildirdi. Su sorumlulugu
BirlegmigMilletler'in,üstlenmesini istedi ve ima yoluyla, Yakm ve Ortadogusathmda daha genig
sorumluluk almasini talep etti. Ancak bu, durumu daha da kötüleptirmigti. Bütün Avrupa sathm-
da 1947 kigmm hava gartlan ve enerji krizi yüzünden alabora olan ekonomidekidengesizlik,
BirlegikDevletler dolarmm degerinin dügmesini hizlandirmi bu da Avrupa'nm hayati önemde
maddeleri ithal etme yetenegini kisillayarak ekonomiyi felce ugratmigtl.
Tambir çöküg olaymi önlemede ilk adim 1947 Hazirani'nda, Harvard Üníversitesi'nde at11-
di. Üniversitenin mezuniyet töreninde, BirlegikDevletler DigigleriBakam GeorgeMarshall bü-
yük, genig çapli,yabancikaynakli bir yardim programmtgündeme getirdi. Eu programAvrupa
kitasi çerçevesi içinde Bati Avrupa ekonomisini kalkindinp yeniden inga etmeye yönelikti. Böy
lece dolar kitligi yüzünden meydana gelmigolan bogluk kapanacakti. Avrupa'y1 Kalkmdirma
Program1 denen ya da daha çok Marshall Plam olarak anilan bu tasan, kisa zamanda anlagildigt
glbi,Sovyet gücünün kontrol altma alinmasmda en temel unsur oldugunu kamtlamigtir.
Ìlkele ahnacak sorunlararasmdaAvrupa'mn enerji bunalimi geliyordu.Avrupa'mn yeteri
kadar kömür kapasitesi yoktu. Üretimdügüktü ve iggücü de fazlastyla düzensizdi. Eu yetmiyor-
mug gibi, birçok Avrupa ülkesinde madenci birliklerindeki en önemli yerler komünistler tarafin-
dan tutulmuytu.Bunun çözümü kismen de olsa, petroldü. Sanayi kazanlarmda ve enerji tesisle-
rinde petrol, kömürün yerini alabilirdi. Petrol, açikça görüldügügibi Avrupa'nm uçaklannda,

401
motorlu araçlarinda ve kamyonlarmda kullamlacak tek enerji kaynaglydi. O günlerde yaymla-
nan bir Birlegik Devletlerhükümet raporunda "Petrol olmasaydi MarshallPlam hayata geçirile-
mezdi" denmigti.
Avrupa Kalkmdirma Plani'ni yürütmekle görevliolan Paris'teki kipiler petrolün somut ola-
rak var olup olinadigi ü2erinde fazla durmadilar. Petrol stokunun varligi sorumlulugunu girketle-
re birakmiglardi ve kamlanna göre bu onlarm sorunuydu. Öteyandan petrolü ithal etmek de ge-
rekiyordu ki bu, çözümün bir parçasi oldugu için sorunun da bir parçasiydL AVrupa petrolünün
yaklagk yansi Amerikan girketlerindengelmekteydi.Bunun anlami da ödemenin dolar olarak
yapilacagiydi. Avrupa ülkelerinin çogu için petrol, dolarla yapilanödemelerde en büyük paraya
mal olan maddeydi. 1948'de yapilan tahmine göre, llerideki dört sene için Marshall Plam yardt-
mmin toplambedelininyüzde 20'si petrol ve petrol ekipmani ithaline gldecekti.
Petrol fiyati pimdi tam bir ihtilaf konusu olmuçtu. Avrupalilarbirdenbire 1948'de petrol ah-
mmda yapilan dolar harcamalanm fazlaca konuqur olmugtu. 1948'de, savagsonu petrol flyatlan
hizla yükselmig ve savag öncesi konumuna gelmigti. Su konuda IngilizDigigleriBakani Ernest
Bevin, Amerikan Büyükelçisi'ne gunu söylemigtir: "Amerikahlar'm Avrupa'ya yardim için para
topladigtbir sirada petrol flyattarindaki artiç onlarm bu çabasmibir hayli etkisiz kildi. Su gerçek-
petrolü" konusundaki kin-
"dolar

ten talihsizbir olaydir." Dolar yoklugu sorunu zamanla yerini


biraktL Simdi Amerikan girketlerinden ne kadar dolarlik petrol gelecegi ve Íngiliz
ci tartigmalara
kadar petrolü" girecegi
"sterlin

girketlerinden BirlepikKralliga ve Avrupa'nin öteki yerlerine ne


konuçuluyordu. Petrol girketleriarasinda da öncelikle giderekartan bir gekilde Ortadogupetro-
liinün flyati üzerinde kiyas1yabir çatigma baglamigt1.Bu fiyatlar rekabet amactyla saptanmig ol-
sun olmasm, daima aymydi. Birhayli sertlige sahne olan bir agamadan sonra, petrol fiyati, o gü-
ne kadar BirlegikDevietler'in KörfezK1yisiflyati için saptadigt flyat düzeyinin altma çekildi. Bu,
yirmi yll önce AchnacarrySatosu'nda gerçeklegtirilenflyat tespitiyasasmm sona erdiginigösteri-
yordu. Sava; öncesindeki "As-Is" sisteminin son kinntisi da böylece tarihe karigmigtt.
O kadar çeligki ve zorluklarakargm, gerçek gudur ki, Marshall PlamAvrupa'da iyi bir geçig
devrini mümkün lolmtç ve çok uzak yerleri de kapsamma almlytir.Bu, aym zamanda kömüre
dayali ekonomiden ithal petrole dayall ekonomiye de geçigdönemidir. Kömürdestokun azalma-
si, iççilerin neden oldugu sikintilar ve madencilikte sik yaganan grevler bu geçiginoldukga rahat
atlatilmasmda en güçlü etkenler olmuytur. Ingiltere'nin Maliye Bakan1Hugh Dalton, Marshall'a
"Petrol ithal etmek hog bir gey degil, fakat bugün için milli bir zorunluluktur" demigti. Hükümet
politikalan da enerji tesislerive endüstrinin kömürden petrole dönügtürülmesini tegviketmigtir.
Ortadogu'dangelen büyük miktarda ucuz üretim, petrolü kömüre kargi etkin gekilde yangacak
duruma getirmigti. Aynca, sanayide çabgantüketicilertercih yapacaklan zaman, sebep oldugu
stkmti ve dertler yüzünden basom günlük konusu olmugtu; kömür ile, stoklamave dagitim igi
kolayca halledilen, az sürtügmeyeyol açan petrol arasmdaki belirgln farki hemen görüyorlardi.
Bu defa da petrol girketleri,her firsatta hem sanayide ve hem de evlerde yeni pazarlar elde
etmeye yöneldiler. Öncelikle de yüzyilm icadi denebilecek merkeziisitma sisteminievlere tagi-
maya girigtiler.Shellidarecilerinden birinin dedigi gibi "Artk ingllizleryok yere ügümenin bir
yarar saglamadigini anlamaya baglamigtt. Amerikall ve Kanadall kardeglerinin sefasim sürdügü
konforlardan kendiferinin niçin yararlanmadtgim da anlam1yorlardi."Avrupa, ekonomisinde kö-
müre baglidurumunu sürdürmügse de, petrol Avrupall'nm yaçammda, özellikle enerji talebinin
kargilanmasinda çok önemli bir yer iggal etmigtir. IqteOrtadogu'dan gelen yeni üretim daha çok
bu alanda kullamlmigtir. 1946 yllmdaAvrupa'nin tükettigipetrolün yüzde 77si Bat1'dan gelmig-
ti. 1951'de ise kömürden petrole geçigtedramatik bir artigm yaganacagi, petrolün bu defa yüzde
80'inin Ortadogu'dan gelecegl bekleniyordu. Avrupa'nm petrol ihtlyacimn kargilanmasi Ottado-
gu petrolünün geligtirilme çabasiyla ayni zamana rastlatilm1§,bu isabedi zamanlamada da saglik-
h ve güçlü sonuçlar alinmtêti.

402
Pazara mi Gidiyor?
Yine de ortada henüz çözümlenmemigbir sorun kalmigt1.Miktari bu derece htzla artan bu ka-
dar çok petrol pazara nasil ulagtinlacakt1? Aramco ve Aramco'nun sahipligini yapan diger dört
irket, Suudi Arabistan petrolünü Akdeniz'e taglyacakTapline konusundaki çatigmalarmthâlâ
sürdürmekteydi. Ancak, Tapline'm gerçeklegmesi yolunda çok büyük birkaç engel vardt. Sözge-
limi miktariçok az olan çelik, hâlâ BirlegikDevletler hükümetinin kontrolündeydi. Ne var ki
BirlegikDevletler'de çikanlançeliktoplammmçok büyük bir kismi büyük igletmelerin boru ve
diger sistemlerine tahsisediliyordu. PetrolcülerdenbagLmstz olanlar ve bunlarm Kongre'deki ta-
raftarlan, Amerikan pazarina girmesindenkorktuklari yabancikaynakli ucuz petrol tahsisatim
durdurmaya çahqtt.Ancak,Truman idatesi Tapline proiesinikuvvetle destekledigi için bunu ba-
garamadilar. Truman idaresinin destek verig nedeni, Ortadogu petrolünün Marshall Plam'nm ba-
Sansiiçin part olduguna inanmalarmdan lleri geliyordu. Digigleri Bakanhgt'ndanbir yetkilinin
ikaz ettigi gibi, boru hatti olmadan "Avrupa'mn kalkmdinlma programi ciddi boyutlarda balta-
lanmaya mahkûmdu."
Engellemelerden biri de boru hattimn geçecegl ülkelerden ve öncelikle de Suriye'dengel-
mekteydi. Bu ülkeler transit ücreti olarak akil almaz taleplerdebulunuyorlard1. O stralar Filis-
tin'in bölünmesi ve burada IsrailDevleti'nin kurulmasi söz konusu oldugundan, Amerika'nm
Arap ülkeleriyle olan fligkileri bir hayli soguk gidiyordu.SonundaYahudi Devleti'nin kurulmast
ve Amerika'nm da bu devleti tammasmdansonra, bu konu boru hattindan transit ücret isten-
mesinin dogurdugu tehditlerdendaha büyük tehditler olugturmaya baglad1.IbniSuud da öteki
Arap liderleri gibi Siyonizm'e ve Israil'ekargi sert ve hoggörüsüz bir tutum içindeydi. Yahudi-
ler'in yedinci yüzyildan beri daima Araplara dügman oldugunu söylüyordu.Truman'a Ameri-
ka'nm Yahudi Devleti'ne destek vermesi halinde, bunun Amerika'nm Arap dünyasmdaki çikar-
larma ve prestijine Oldürücü bir darbe indirecegini, aynca Yahudi Devleti'nin kurulmasi halinde
Araplar'm buraya kugatma yapip "Israilsefaletten ölünceye kadar" kugatmayi sürdüreceklerini
söylemigti. 1947 yllinda Ibni Suud'un Aramco'nun Dahran'daki merkezine yaptigt ziyarette,
kendisine portakal ikram edilmigti, Önceportakallançok begenen Suud, sonra birdenbire du-
raklaylp burlann Filistin'dekiIsrailliler'emahsus kolektifçiftliktenmi geldiginisormugtu. Tabii
kendisine teminat verilmig, portakallann Calífornia'dan getirildigi söylenmigti. Yahudi Devleti
kurulmasma itirazinda IbniSuud en büyük kozundan yararlamyor, BirlegikDevletler'i cezalan-
dirmak için Aramco imtiyazmi iptal tehdidindebulunuyordu. Kugkusuz bu bir olasilikti ve bu
olasilikyalmz ilgill girketlerikorkutmakla kalmlyor, dogal olarak Birlegik Devletler Digiglerive
SavunmaBakanhklari için de korkulu rüya oluyordu.
IsrailDevleti'nin her geye karym kurulugu baglibagma önemli bir olgudur. 1947de Birleg
mig Milletler Filistin Ozel Komisyonu Filistin'in bölünmesini tavslyeetmig ve bu tavsiyeGenel
Kurul'da ve Yahudi çevrelerindekabul edildigt halde Araplar taratindanreddedilmigti: "Bir Arap
KurtulugOrdusu" Galile'yi ele geçirerek Kudüs'ün Yahudi kesimine hücum etmigtl. Filistin tam
bir dehget havasmm pençesine dügmügtü. l948'de, Ingilteremanda durumundan vazgeçerek
ordusunu ve mülki idaresini Filistin'den geri çekerek bu ülkeyi anarginin kucagma itti. 14 Mayis
1948'de Yahudi Milli Konseyi IsrailDevleti'nin kurulmug oldugunu resmen ilan etti. IsrailDev-
leti SovyetlerBirligi'nce hemen amnda, BirlegikDevletter'ce de hemen pegindentamndi.Arap
Birligi ise hig vakit kaybetmeden bütün hatlan ile saldmya geçti. Böylece ilk Arap-Ìsrail Savag
baglamig oldu.
Ísrail'indevlet olarak ilan ediligini izleyen birkaç gün içinde Aramco'dan James Terry Du-
DigigleriBakam Marshall'a bir mesaj yolladi. Mesajmda ÌbniSuud'un
"bazi

ce, gartlarmgerçek-
legmesi halinde Amerikan petrol imtiyazlarma yaptmm uygulamak zorunda kalabilecegini" du-
yurdugunu bildiriyordu... Ibni Suud bunu kendisi öyle istedigi için degil, Arap kamuoyunun

403
baskisma dayanamayarak yapacaktt... Bu baslo, ifadesine göre, son zamanlarda, dayanilmaz ol-
mugtu. DigigleriBakanhgl ibniSuud'un iddialarini çabucaksorupturmug, neticede Ortadogupet-
rolünün Iran dahil, gerçektenbüyük hacimde olmakla beraber hür dünya petrol stokunun sade-
anlamigti. Su petrolüntüketimindebu kadarcik bir kismttyla
"pekâlâ

ce yüzde 6'sinisagladigin1
durum idare edilebilecektir."
lbniSuud, söyledigtglbiimtiyazi iptal yetkisine sahipti.Ancak bunu birtaktm büyük risk-
leri gäze alarak yapmasi gerekirdi.IbniSuud'un hizla büyüyen servetinintek kaynagl AramcO
idi. Birlegik Devletler'le giderek büyüyen ili§kisi Suudi Arabistan'in toprak bütünlügünün ve
bagimsizligmm temel garantisiydi. Ingilizler'e kargi her zaman güphecitutumunu sürdürmüç
olan Kral,Londra'nm, I. Dünya Savagi'nda yaptigigibiHagimiler'i destekleyip sonunda yeni bir
koalisyona gitmesinden korkuyordu. Bu, daha yirmi yll önce IbniSuud'un Mekke'den attigi
Hagimiler'i, ülkesinin bat1 k1smimyeniden ele geçirecekduruma getirebilirdi.Ürdün'ünHagi-
mi Kralt Abdullahem'in "SuudirejiminiYahudiler'in Filistin'i iggaline benzettigi" hakkmdaki
söylentiler kuruntulanm büsbütün artirmigtl. Artik Hagimiler, ÍbniSuud'un gözünde Yahudi-
ler'den bile daha kötü dügmand1. Sovyetler Birligi ve komünistler de, Kuzey bölgesinde Sovyet
baslusi uygulamak ve Arap dünyasma komünist faallyetler sokmaksuretiyledaha da tehlikeli
tehdit unsuruydu.
Hagimiler'den ve komünistierden gelen tehditler kargismda,ÍbniSuud, 1948 sonunda,
1949 ylli baglarmda üçlü bir savunma anlaymasi için Amerikalilar'i ve Ìngilizler'izorlamaya bag-
lad1.Suudi Arabistan'daki ingilizelçisi Londra'yagänderdigiyillikraporda qu sözlereyer vermíç-
ti: "Ísrailartik tüm Araplarca görmezlikten gelinmeyecek bir gerçek olmugtur."Bu yüzden Su-
udi Arabistan da pratikte Israll'invarhgim kabul etmigti. Ancak Siyonizm'e kargi duydugu düg-
manligt sürmekteydi.Íbni Suud, dört özel girketinmalt olan tamamenticari igletme durumun-
daki Aramco ile, bölgenin diger yerlerinde ABDhükümetinin izledigi politika arasmdakifarki ar-
tik kavramigtt. Nitekim Arap ülkeleri BirlegikDevletler'e olan tutumunun sergilenmesi ve Arap
davasina bagliligimn kanitlanmasi íçin SuudiArabistan'm Amerika'ya verdigi imtiyan iptal tekli-
fini yaptigt zaman, IbniSuud buna kargi ç1kmty,petrolden gelen paramn Suudi Arabistan'm
"da-

ha kuvvetli ve güç1übir ulus olmasma" yardim ettiginisöylemigtir. Aynca, Yahudiler'e kargi koy-
mada bu paramn Suudi Arabistan't kompulanndan daha etkill yaptigma da igaret etmigti.
Böylece bir taraftanFilistin'de Yahudiler'le Araplar arasmdaki savag sürüp giderken, diger ta-
raftan da SuudiArabistan simrlan içinde petrol geligtirme faallyetleribütün hizlyla devam ediyor-
du. Bu arada Tapline projesiingaatt baglamig,bir hayli de ilerlemigti. Tapline1950 ylli Eylülaym-
da tamamlandi.Ancak boru hattmin dolmasi íçin iki ayhkbir süre daha beklemek gerekmigti. Su
sürenin bitiminde, kasim aymda, Lübnan'm Sayda bölgesine petrol akmaya bagladt Burast Akde-
niz üzerinde bir terminaldi.Petrol burada tankerlereboçaltillyor,oradan da yolculugun son dura-
glolan Avrupa'ya gönderillyordu. IranKärfezi'aden baglaylpSüvey;Kanall'ndan geçerek yapilan
7200 millik deniz yolculugu böylece kisaltilmig, Tapline'm bu mesafeyi 1040 millikbir yolculuk-
la kapatmasi mümkün olmuytu. Tapline'dan bir sene içinde geçentüm petrol miktan, Iran Körfe-
zi'nden SüveygKanah yoluyla durmaksizm Akdeniz'e petrol tagiyanaltmig tankerintagidigtpetrol
miktartna egitti. Tapline'in tagid1(L petrol Avrupa'nm yeniden kalkmmasmda kullanilmigt1r.

Artik "Bize ÇokUzak" Sözü Yok: Güvenligin Yeni Boyutlari


1940'm ikinci yarismda, ingilizve Amerikan hükümetlerinin politik ve ekonomik konularda ça-
kigmalan her iki devletin hükümetleri açismdan yeni stratejik sorunlar getirmigtir.Ingilizleryö-
nünden pöylesöylenebilir: Ingiltereher nasilsa imparator]ugun çok uzak kögelerinde petrol igin-
den elini ayagim çektiyse de, Ortadogu petrolüne sirt çevirmeyibir türlü göze alamadt Sovyet-
ler bu ara Yunanistan, Türkiye ve öncelikle de fran gibi "Kuzey Kanat'a" baski uygulamaktaydi.

404
iran,Kuveyt ve Irak'la birlikte Íngiltere'nin en büyük petrol kaynagiyd1.Askeri güvenceninsag-
lanmasi için bu bölgeyle süreldimeggulolmakgerekiyordu.Anglo-Ìran'dan kopup gelmiggirket-
lerin baglica gelir kaynagi oldugu da unutulmamallydt.DigigleriBakam Bevin, kabinedeki Sa-
vunma Komisyonu'na "Ingiltere için hedef aldiklan yaçama standardma erigmekte ümitli olma-
diklarim" söylemigti.
Ingilterehedellerini belki bir dereceye kadar ktsitlamigt1.ABD de bakig açismi ve planlanm
bir hayli degigtirmigtLArtik bir Amerika Devlet Bagkani için 1941'de.FranklinRoosevelt'in söy-
ledigi "Suudi Arabistan bize çok urak" sözü yasakti. ABD giderekpetrole daha çok bag1ml1 bir
toplum olma yolundaydi. BirlegikDevletterartik kendi gereksinimini yerli üretimle kargilayami-
yordu. Arkada biraktigi savagona milligüç açismdanpetrolün ne derece önemli ve yagamsal ol-
dugunu kamtlamigt1.Artik Amerikall liderler de politikaya yön verenlerde güvenlik" kav-
"milli

rammm çok daha aynntih bir tammlamasimyapmaya yönelmigtl. Bu, savagsonu güç dengesini
gerçek anlamda yansitacak, Sovyetler Birligi'yle giderekbüyümekte olan çatigmayigösterecek
ve kontrolün artik ingittere'den,dünyanm süper gücü olma yolundaki ABD'ye geçtigini belli
edecek blr taminlamaolmahydi.
Sovyetler'in genigleme politikast göründügü kadanyla Ortadogu'yugimdi politik arenanm
merkeziyapm1çt1.Bati Avrupa'nm bagimsizhgl BirlegikDevletler'in gözünde çok önemli olmak-
la beraber, Ortadogubölgesi petrol kaynaklan da en az ontm kadar önemliydi. Bu nedenle, tüm
: Bati dünyasmm ekonomik geleceginingarantlyealmmast için Demir Perde'nin Batl yaninda Or-
i
tadogu petrol yataklanmn korunmasi çartti. Askeri planlamacilar bu petrol yataklan konusunu
epeyce incelemig ve sonunda, uzun sürecek
"sicak
bir savag" halinde burlann gerçekten koru-
nabileceginden güpheli olduklanmbelirtmigti. Büyüktitizlikleüzerinde durduklari diger bir ko-
nu da, bu yataklarm nasil korunabilecegl kadar nasil tahripedilecegiydi. Yine de, SogukSavag'ta
bu petrolün büyük yarar sagladtgmave kaybedilmemesi için mümkün olan her geyin yapilmasi-
na karar verildi.
Suudi Arabistan artik Amerikan siyasetine yön verenlerce en güçlüodak noktasiolmuçtu.
"igte

BirAmerikah üst düzey yetkili 1948 yllinda göyledemigtir: dünyada yabanci petrol kaynak-
h en zengin ekonomik ödül burada yatiyor." BirlegikDevletler'le SutidiArabistan gimdi kendi
aralannda kendine özgü yepyeni bir iligkinin temelleriniallyordu. 1950 Ekim aymda Baykan
Truman, KralibniSuud'a mektup yazarak qunlansöylüyordu: "Majestelerine,gimdiyekadar bir-
kaç kez verílmig olan teminatt bir defa daha yinelemek amaclyla yazlyorum. BirlegikDevletler
Suudi Arabistan'm bagimsizlignm ve toprakbütünlügünün korunmasim istemektedir. Kralhgmi-
za herhangi bir tehdit yap11masihalinde BirlegikDevletler'in derhal harekete geçip konuya aci-
len el koymamasi söz konusu degildir." Kugkuyok ki bu ifade tam bir garanti anlamim taglyordu.
Iki ülke arasmda dogmakta olan dostane iligki kamuoyunu, ticarive stratejik alanlan etkile-
migtir.Yalntz petrol geligtirme konusunda degil, hem hükümet düzeyinde ve hem de SuudiAra-
bistan'm topyekûnkalkmmasmda mekanizmahaline gelmly Aramco için etkíli olmugtur. Bu ara,
Aramco'nun Arap toplumununbüyük kesimince kendilerinden tecrit edildigini ve yalmz Suudi
Arabistan'ca kabul gördügünü söylemek yerinde olur. Artik Aramco bagka hiçbir birligin sahip
olmadigi, kendine özgü bir karakter tagiyordu.Eu toplulukBedevi Araplar'laTexas'll petrolcüle-
rin olugturdugu,geleneksel Islamotokrasisinin modernAmerikan kapitalizmiyle birlegmesinden
meydana gelmig, yine de kaderin birlikte yagamayamahkûm ettigi bir topluluktu.

Enerji Bagimsizligmm Sonu


Bir savag halinde Ortadogu petrolünün kolayca korunmasi mümkün olmadigna göre ve ABD
Ortak Genelkurmay Bagkanlarmm bu petrolü
"dügman
müdahalesine çok yatkm" olarak nitele-
diklerine göre, gelecektekibir çatigmada Ortadogupetrolünün güvenligi nasil saglanabilecekti?

405
Bu hem Washington'da bem de petrol çevrelerindeçimdien çok tartigilankonu olmuytu. Bazi
kimseler çare olarak, savagta yurtiçi ihtiyaci için kullanilacak petrolü bany yillarmda ithal yoluyla
stoklamak görügünüsavundu. YaleÜniversitesi Hukuk Profesörü EugeneV. Rostow da bu görüg-
teydi. A .NationaÏ Policy for the Oil Industry (Petrol Endüstrisinde Izlenecek Milli Politika) adh
kitabmda, bunun uygulanmasi çagnsmi yapmigttr. Benzer bir çözüm önerisi de yeni kurulmus
olan Milli GüvenlikKaynaklan Dernegi'ndengelmigti.Dernek1948 yll11çinyaptigL büyük politi-
ka incelemesinde, Ortadogu'danbüyük çapta ithalat yapilmasiyla Bati dünyasi üretiminden gün-
de bir milyon varil tasarrufsaglanacagmi ve bunu kullanmaylp
"petrolün

en ideal stoklama yeri"


olan zeminde saklandiginda,askeri açidan büyük stok olugturulacagt görügünüsavunmugtur.
Diger birçok kipinin görügüne göreyse BirlegikDevletler, savagta Almanya'nm yaptigm1
yapmallydi. Yani sentetikyakit endüstrisi kurmali, bunun için gerekensivilan sadece kömürden
degil, aym zamanda Coloradodaglarmdaki petrolgist'indenve bol miktarda mevcut dogal gaz-
dan çkarmahydt. Bu görügte olanlarmçogu sentetik yakitm çok yakmda temel bir enerjikayna-
gi olacagt inancmdaydi. New York Times, 1948'de yayinladigt bir makalede "BirlegikDevletler
çok büyük bir kimyasal devrimin egigindedir" demigtir: Gelecekon yll bizleri yabancikaynakl1
"

petrole bagimh olmaktan kurtaracak saglam, yeni bir endüstrinin doguçuna taniklikedecektir.
Benzin kömürden degil, havadan ve sudan üretilecektir." lçigleriBakanligi da bu konularda
lyimser tutum içindeydi ve benzinin ya kömürden ya da pisttengalonuonbir sente elde edilece-
ginisöylüyordu. Unutulmamalidirki bu sözler söylendiginde benzinin toptan flyat1bile galon
bagma on iki senttí!
Petrol sanaylinde en gerçekçi ve yaygm görüyise sentetik yakit konusunun en lyimser bir
yorumla, ufukta görüldügünü öne süren görügtür.Yine de 1947nin sonlanndaSegukSavafm
giderek yogunluk kazanmaslyla, lçlgleriBakanligt yeni bir Manhattan Projesiiçin çagn yapt1. Bu
programa büyük bir para, 10 milyardolar ayrildi. Bu parayladört, beg sene içinde günde iki mil-
yon varil sentetik petrol üretecek kapasitede tesisleryapilmast programlandt.Ancak Trumanida-
resi bu tür bir aragtirma íçin toplam85 milyon dolarhk bir harcama yapilmasma yetki veriyordu.
Aynca zaman ilerledikçe tahmini maliyet flyati da günden güne artmaktaydi.1951 senesinde
yapilan bir tahmine göre, kämürden benzin ç1karmaninmaliyeti o günkü güncel benzin pazar
flyatinm üç buçuk katmi buluyordu. Sonuçta yabanci kaynakh petrolün daha kolay saglandig1 ve
sentetik yakittan daha ekonomik oldugu gerekçesine dayanarak, projeden vazgeçildi. Íthalpet-
rol sentetik yakit projesinlöldürmügtü. Bundan sonraki otuz yll boyunca rafa kaldinlacak, sonra-
dan bir kez daha, ithal petrol akiminin kesilmesiyle yeniden hayat bulacakti.
Savagtan hemen sonraki ylliardateknolojiyurtiçinde petrol aragtirma ve geligtirme alanlarin-
.
da yeni ufuklar açmigtir. Sondajda çok daha derinlere inilmig, bu da üretimi artirmigtir. Çokdik-
kate deger bagka bir yenilik de denizlerde üretim faaliyetinin geligtirilmesinde görüldü. 1890'll
y1Ilannortalanna gidildiginde sondal operatörlerinin Santa Barbara aç1gmdapetrol için kazi yap-
tiklan görülür. Ancak buradaki kuyular o zaman günde bir, iki varilden fazla petrolvermemigti.
Yirminci yüzyllin ilk yirmi ylli içinde bir kez daha su üzerinde kazi yapilmig, ancak bu defa Lo-
usiana ve Venezuelagöllerinde kurulan platformlar yardimi ile kuyular kazilm14t1.1930'larda
ise kazicilar bu i; için Texas ve Lousiana kumsallarmm hemen ötesindeki siglik sulara dahp kazi-
yi burada yapmiglar, ancak çok az baçan elde etmiglerdi. Hata, karadan sadece biraz uzaga git-
melerindeydi, Oysa ki kiyldan tamamen uzaklagip Meksika Kõrfezi'nin derin sulanna, karadan
gözle görünmeyen bir mesafeye gitmellydiler. Bunun gerçeklegmesi için yeni bir endüstrinin ya-
rattlmasi lazimdi. Bu bir kumardi; bu kuman Oklahomallbagimsiz petrolcü Kert-McGee oyna-
migtir. Gerçekten de. bu çok büyük bir kumar oyunuydu. Bu platformun inga teknolojisinive
platformun nasil monte edilecegini,okyanuszemininde kazi yapmayi hatta operasyonu servise
sokmaytbilen yoktu. Ayricakastrgalardahil hava, medcezirve akintilar haklandaki bilgilerde ya
gok kisitliydtveya hemen hiç yoktu.

4%
Küçük olugu dolayisiyla Kerr-McGee idareHeyetidahabüyük girketlerkargismda karadaki
sinif olma" gansi bulunmadigt dügüncesindeydi. Ancak, Meksika
"birinci

arazi çaligmalarmda
Körfezi uzaklarindaki yerlerde çok baçanl1 çahymalaryaplyordu ve diger girketlerbu konuda
Kerr-McGee ile rekabet edemiyordu. Birçokgirketaçikça kiyl ötesi geligmenin mümkün olmadi-
gi inanandaydi. Ancak uzun çabalarsonucunda 1947 Ekimi'nin günegli bir pazar sabahi Kert-
McGeekazicilari Lousiana sahilinin on buçuk mil uzagmdaki 32 no'lu kazi bölgesinde ilk olarak
petrole rastladl.
32 no'lu kazi bölgesi artik bir nigan noktastydi. O günden sonra diger lírketler de Kerr-
McGee'ninyolunu izledi. Ne var ki çok masrafli oldugu gibi,k1y1ötesi arama tesislerinininças1
beklendigi kadar çabuk ilerlemiyordu. Denizdeki bir kuyunun maliyeti kiyl üstünde ayni derin-
likteki bir kuyuya oranla beg kat daha fa2laydi. Geligmeyiyavaglatan bagka bir faktör de federal
sahanligmm" kime ait oldugu çekigmesiydi.Ashnda çekigme-
"kita
hükümetle eyaletler arasmda
nin gerçek sebebi vergi gelirlerini hangisinin alacagtkonusuydu. Eu sorun 1953 yllma kadar çö-
zülememi§tir.
Sentetikyakit üretiminin çok pahallolacagl VarSaylldigina ve denizdekt geligmeler de he-
nüz yeni bagladigina göre, ortada ithal petroldenbagka herhangi bir seçenek kaldigL söylenebilir
miydi? Evet söylenebilirdi. Bu sorunun yamtim geceleri, Texas'm uzaylp giden karayollarmda
düzlük arazideçakanparlakipikta aramak gerekiyordu.Bu o gün için yarars1z,petrol üretiminin
ige yaramayan yan ürünü sayllan ve hiçbir ige yaramadigt için de yakilan dogal gardi. Dogal gaz
petrol endüstrisinin öksüz çocuguydu.Dogal gaz üretiminin yalmz çok az bir kismi kullamliyor-
du ki burast daha çok Güneybati bölgesidir.Ancak, görünügegöre ülkede çok büyük gaz rezervi
vardi ve bu, evlerin isitilmasmda ve sanayide petrol veya kömür yerine geçebilirdi.Ancak, bu
gazmhiçbir pazar degeri olmadigmdan, bir enerji maddesi olarak ayni kuyudan alinan petrol fi-
yatinin beçte biri flyatma satillyordu. Dogal gazi kullanilir hale getirmek için fazla karmagik mü-
hendislik iglemleri gerekli degildir.Asil sorun dogal gazm ulagimindaydi. Dogal gaz ülke nüfusu-
nun büyük k1sminin ve belli bagli endüstrilerinbulundugu Kuzeydoguve Ortabati pazarlarma
nasil ulagtinlacakti? Bu i; için ülkeyi yari yarlya kat eden boru hatlart gerekiyordu.Ve unutma-
mak gerekir ki o güne kadar petrolcülükte en uzun menzil l50 mili agmamigti.Öteyandan tica-
ri konulu¯tartigmalar, milli güvenliksorunuyla ve yabanci kaynakh petrole bagtml111k konusuyla
bir arada bir hayli sikintiyaratmig, baskl yapmigtt. Sonunda Savunma Bakani Forrestal'in de ona-
ylyla bir karara vanld1 ve House Armed ServicesCommittee (EY Hizmetleri Komisyonu) bir be-
yanat vererek petrol tüketiminiazaltmanm en çabuk ve en ucuz metodunun daha çok do-
"yerli

bagka maksattar
"çeligin

galgaz kullanmak oldugunu" duyurdu. Bunun için çelikgerektigini ve


için degil dogal gaz boru hatlannda kullamlmasi gerektigini" söyledi.
1947 yllinda, Güneybati petrolünü Kuzeydogu'ya getirmek için savagta alelacele yapilmig
olan Big Inch ve Little Inch boru hatlari Texas Eastern Transmission Sirketi'ne (Texas Dogu
Nakliyat Sirketi) satildi ve dogal gaz boru hattma dönügtürüldü. Ayni sene, Southern California
Gas Sirketi'ne de sahip olan Pacific Lighting geligtirdigi bir projeylebüyük bir boru hatti ile I os
Angeles'i New Mexico ve Bati Texas gaz yataklarma bagladl. Asil Sahibi El Paso Dogal Gaz olan
bu boru hattma "Biggest Inch" ismi verildi. 1950 ylhna kadar devletler arast dogal gaz hareketi
bir hayli canlanmig, 2,5 trilyonfeet küpü hulmuytu. Su miktar 1946 düzeyinin yaklagik iki bu-
çuk katidit Ek olarak daha bagka dogal gaz kullamlmayacagi varsayilsa bile bu, Amerikan petrol
talebiningünde yedi yüz bin varil artmast demekti.
Dogal clarak bu agamadansonra yeni bir petrol düzeninin kurulmasi ve bunun Ortado-
gu'damerkezleptirilmesi gart oldu. Petrol girketleri bu merkez içinde giderek artan talebikargila-
mak lçin durmadan gidip gelmeye bagladilar. Birlepik Devletler'in tüketimi 1950'de, 1949'a
oranla yüzde 12 daha artti. Artik petrol en aramlan enerii olmugtu, SadeceBirlepik Devletler'de
degil, aym zarnanda Bati Avrupa'da ve daha sonra da Japonya'da ylimi yll boyuncakazamlan

407
onca olaganüstü ekonomik geligmede,petrol baglicagüç saglayan enerji sayllacakti. Yeni olugan
- siyasive ekonomik gerçeklere uyacak gekilde yeniden gekilverilen haliyle.savag sonu petrol dü-
zeni gerçekten büyük bir baçaridir. Belki de buna, bazi.açtlardan gerektigindendaha büyük bir
baçandir denilebilir. 1950 yilmda petrol endüstrisi kargismdaki ana sorunun sava; sonu duyulan
talebikargilayamama endigesi olmadtglaçiga ç1kmigtt.Tam tersine, sorun, aym yllm temmuzun-
da Jerseyincelemesinin tanimladigiglbi ham petrol agiriligindan ileri gelmekteydi. Ayni yetkili
durumu göyle tammlamigtir:"Anlayildigma göre yakm bir gelecekte Ortadogu'dan gelen ham
petrol taleplerinfazlaslyla üstüne çikacaktir,"JerseySirketi için geçerli olan bu söz diger büyük
irketler jçin de aynen geçerliydi.Nitekim Jersey'intahminlerigelecekytllardadogrulugunu ka-
mtlamig, petrolcülük bu ylllarda gerçekten de agin arz sorunuyla kargilagmigtit Bu arada yeni
petrol düzeni çok saglikh kär getirmekle beraber, §irketler arasmda bu kârlarm nasilpaylagilaca-
gikonusunda acimasiz kavgalar da yapilmlyor degildi.

408
22
Yari Yanya:
Petrolde Yeni Uzla ma

i
i

1950 y11mdaBirlegik Dèvletler MaliyetemsilcileriLondra'da Ingilizyetkililerle bir toplanttyap-


miglardt. Konugma sirasmda Amerikahlar Suudi Arabistan petrol politikasmda gözledikleribazi
geligmelere deginerek, bunlann tüm Ortadogu çapmda çok etkiliolacagigörügünü belirtmigler-
di. Amerikall yetkililerden biri sir olarak "Suudi Arabistan hükümetinin son zamanlardaAram-
'imti-

co'dan hayret verid bazi astronomik taleplerdebulundugunu" sõyledi. "Bu taleplerdebir


yaz veren' hükümetin dügünebilecegi her olasi aynntlya özen göstermig olduldarmi" da sözleri-
ne ekledi. Neticedeo veya bu gekildebu taleplertek bir noktadabirlegiyordu. Suudiler imtiyaz-
lardan daha fazla para istiyordu. Çokdaha fazla para...
Gerçek gudur ki, bu taleplerde bulunanlar Suudi Arabistan'dan ibaret degildi. 1940'larm
sonunda, 1950'lerin baginda da, petrol girketleri ve hükümetler sürekli olarak savag sonu petrol
kaynaklareko-
"dogal

düzeninin dayanacagi mali kogullan gündeme getirmiglerdi.Ama sorun


"kira"

nomisindekí huzur bozucu ve önemli kogullar" Miger bir deylgle- idi. Eu mücadelede,
tartigmamnkarakteri ülkeler arasmda çegitlilikgöstermekleberaber, her ülkede mücadeleyiÇl-
karanlann asil hedefi aymydi. Gelirleripetrolgirketlerindenve gelire vergi koyan tüketici ülke-
lerden ahp, petrol ihraç eden ülkelerin hazinesine aktarmak. Ancak, tek istedikleri para da degil-
de istiyorlardi.
"güç"
di. Aym zamanda

Mal Sahibi ve Kiraci


John Maynard Keynes bir vakitler göyledemigti: "Kendilerini herhangi entelektüel bir etkinlik-
ten muaf gören pratik adamlar genellikle modasi geçmigbir ekonomistin köleleri olurlar." Petrol
adamlar" deyimi sadece Keynes'in aklmdan geçen igadamlanm degil,
"pratik
konusuna gelince
krallan, devlet bagkanlarmi, bagbakanlan ve bunlann petrolve mallye bakanlanm da kapsamma
ahyordu. ÍbniSuud ve zamanm öteki liderleri o güne kadar gelmiggeçmig her tür önemli kigi gi-
bi, on sekizinci yüzy1lmsonlannda ve on dokuzuncu yüzy11baglarmda Ingiltere'deyagamighari-
ka çocuk denebilecek bir borsacmm, David Ricardo'nun kölesi olmuglardir. Ricardo'nun, Napol-
yon'un Waterloo'da Wellingtonyenilglsi sirasmda bir vurgun yaptigtda söylenir. DogugtanYa-
hudi olan Ricardo sonradanHristiyanhyn Quaker mezhebine geçti ve daha sonra da Avam Ka-
maras1'nm saygtn üyelerinden biri oldu. Ricardo modern iktisat biliminin temelini atan kipiler-
den biridir. O ve onun arkadagl, ayni zamanda entelektüel rakibi olan Thomas Malthus, Adam
Smith'den sonra gelen ekonomistler kugagimolugturmuglardir.
Ricardo ulus-devletlerlle petrolgirketteriarasmdaki dövügün çerçevesini ortaya atan fikrin
nosyonu normalkârdan farkh bir geydi.Çahymasmda ömek olarak ta-
"rant"
adamidir. Ona göre
hih ele aldigi halde fikirleri petrole de uygulanabilirdi. Ricardo görügünüaç1klamakiçin pu örne-
givermigtir: "Varsay1n ki kargmizda iki mal sahibi var. Birinin topraklandigerinkinden çok daha
verimli. Her ikisi de ürünlerini aym fiyattan satlyor. Fakat topragtdaha verimli olan mal sahibi-

409
nin masraflan topragidaha az verimli olen mal sahibindençok daha az. Su halde, ikinci mal sa-
hibi, herhalde bir kâr elde edecektir. Ancak birinci mal sahibi,topraklandaha verimli olan, sade-
ce kârl almaldakalmayacak, aynca çok daha degerli olan bagka bir yey daha,
"kira"
yani
"rant"

almig olacaktir. Aldigt ödül -ki adi rant'tir- topfagLnm bazi özel niteliklerinden dolayi kazaml-
migtir. Bu onun üstün zekâsmm veya çok çaligmasimn eseri degil doganm ona bahgettigi cö-
mertliginlütfudur."
Petrol de tipki tahil gibi doganm bahgettigt bir lütuftu. Jeolojikvarhgt, bulundugu toprak-
larda yagayan kipilerinkarakter veya eylemiyle hiçbir gekilde iligkili degildi. Belirlibir politik reji-
"rant"

min yapislyla da ilgisi yoktu. Su lütuf da zamanla olayim dogurmugtu. Aslmda


"rant"

pa-
zar fiyati ile üretim masraft arti ek masraf harcamasi arasmdaki fark demekti. Ek masraflara ula-
gim, igletme ve dagitim giriyordu. Sözgelimi 1940'larsonunda, petrolün varili 2,50 dolardan sa-
tiliyordu,Texas'ta yaçayan bir kuyu operatörü bundan ancak 10 sent kär alabilirdi. Ortadogu'da
ise bir varil petrol üretmek için 25 sent yeterliydi. Nakliye gibiöbür masraflariçin de 50 sent da-
ha dügüldükten sonra, Ortadogu petrolünden 2,50 dolarlik varilden yine de çok büyük bir kâr,
varil bagma 1,65 dolar kaliyordu. Igte Texas ile Ortadogu arasindaki bu fark da ranti olugturu-
yordu. Bu sayi üretim artigineyse onunla çarpildigmdaortaya çok çabuk üreyen büyük bir para
çikiyordu. Eu paray1 vergilendiren ev sahibi ülke, üretici girketve tüketici ülke hanglsiyse bu
ranttan çegitli hisseler allyordu. Acaba bu hisseler nasil paylasilmallydt? lçtebu konuda henüz
bir karara vanlmamigti.
Bunlann hepsi de yasal ve megru.zeminlere dayanarak yapilmig iddialardi. Ev sahibi ülke
kendi topraklanaltmdaki petrol íçin üstün1ük istemekte hakllydl. Diger taraftanyabanctbir gir-
ket bu petrolün riskini ve sermayesini üstlenip, kegli, üretimi ve pazarlanmasi için gerekenuz-
man kadroyu saglamadikça, petrol degersiz sayillrdi. sahibi ülke aslinda mal sahibi idi, girket
EV

ise sadece kiractyd1 ve kirac1 oldugu için de anlagtiklan bir kira bedelini ödeyecekti. Ancak, kira-
cmm büyülé riskleri göze alarak üstün bir çaba sonucu çok büyük bir keyifyaptigim, bunun mal
Sahibinin gelirini çok fazla artirdlglm VafSayaÌ1m. Böylebir durumda kiraci anlagtiklari miktar
üzerinden kira ödemeyi sürdürmeli miydi, yoksa mal sahibi Simdi daha yüksek bir kira mi iste-
meliydi?Petrol iktisat uzmani MA Adelman bu konuyu göyleaçiklamigttr: "Bu sorun petrol en-
düstrisinin karara baglamak zorunda oldugu büyük bir meseledir. Çokbüyük bir keyltyapilmasi
demek gayri memnun bir mal sahibi demektir. Su durumda mal sahibi kirac1kârmm çok büyü-
dügünün, bu yüzden üretme konusunda yavaglayacaginin bilincindedir ve bunun için rantm bir
kismmi kendine ister. istediginielde ettikten sonra da durmayacak, sürekli olarak istemeye de-
vam edecektir."
Sava; sonu ylllarda kira konusunda yaçanmt; savaglarsadece ekonomiylekisitlanmig degil-
di. Bu aym zamanda politik bir mücadeleydi. Mal sahibi durumundaki petrol üreten ülkeler bu
"yabancilara"
mücadelenin hükümranhk temalan, ülke kallanmasi ve karyl duyulan güçlü milli
hognutsuzlugun bir tepkisiolarak meydana geldigi inancindaydt Onlara göre ülkede
"aragtir-

ma" yaptiklanni iddia eden bu asimda geligmelerineset çeken, sosyal refaha kavut
"yabancilar"

malanm önleyen, hatta genelde politikalanm yozlagtiran ve hiç kugkusuz kendini begenmig, ka-
ba, üstünlük taslayantavirlarlylaonlarin ülkesinde
"efendi"
olarak geçinen kimselerdi. Sömür-
gecilikruhunun çok açik ve somut bir simgesi gorunumundeydiler. Iglediklerisuç, bununla da
kalmlyordu. Mal sahibineait olan ve onun ilerdeki kugaklara
"miras"
birakacagi bir geyi sömü-
rüyordu. Petrol girketlerine gelince, hiç kugkusuz onlar durumu tamamen farkh görüyordu.
Kendilerine göre, büyük bir risk yüklenereknefes kesici bir çaligmaigine girmigler,sermayeleri-
ni bagka yere degil buraya koymuglar ve uzun süren çetin bir uzlagma sürecindensonra, muka-
vele imzalamiglardi. Kugkuyok kl bu mukaveleler onlara belirli bazi haklar tanimaktaydi.Onlar
hiçbir deger taç1mayanyerlerde denen yeyiyaratmiglardi,Simdi
"deger"
üstlendikleri onca riske
ve kazdiklanoncakuru çikankuyularakary bir bedel istemekri dogaldt Sliketler
kendi görür

410
leri açismdan cimri, zorba ve güvenilmezyerel güçlerinkendilerini yok saymak istedikleri inan-
. "soyulduk,
yaptigma" inanmiyor, sadece
"aragttrma

cmdaydi. Bu yerel güçler onlarm soyuluyo-


ruz" diye feryad ediyorlard1.
Mücadeleninbir de siyasi boyutu vardL Sanayidünyasmda tüketicikonumdaki ülkeler için
petrole erigmek, sadece ekonomileri ve büyüme yetenekleri íçin yagamsal degil, aym zamanda
milli strateil açismdan da en önemlí ve partolan bir unsurdu. Aynca petrol.günden güne vergL
geliriaçismdan da önemli bir kaynak olma yolundaydi. Hem dogrudan üretim vergi sistemi açi-
sindan, hem de genel ekonomik faaliyetin motive edilmesi igin. Üreticiülkeler için de petrol
Sahip olmadiklart
baglanglÇta güç, nüfuz, önem ve statü anlammdaydt. Artik bu, paranm hem
güç hem de onur anlamma geldigi bir mücadeleydi. Mücadeleyi çok kere bu denli aci yapan da
buydu. Bu destansi mücadeleninilk cephesi Venezuela'daaçilmigtir.

Venezuela'nin Temizlenme Ayini


Venezuela'da gaddar General Gomez diktatörlügü nihayet 1935'te, bütün yöntemlerin
denenmesine kargm sonuç vermedigi bir zamanda, dogal olan tek Ve kesin bir yöntemte yani
diktatörün ölümü ile sonuçlanmigtL Gomez õldügünde arkasmda bir harabe birakmigti.
Venezuela'yl kendi mülkü gibi yönetmig,zenginligine zenginlik katan kipiselçiftligi gibi kullan-
m14t1.Nüfusun büyük çogunlugu sefalet içinde yagarken, ülkenin petrol sanayli büyük bir gelig-
me göstermig, sonundaVenezuela'nm tüm ekonomikkaderinin baglandigt bir düzeye ulagmigti.
Gomez aynca arkasmda büyük bir de muhalif grup birakmigtl. O güne kadar askerikesim Go-
mez'in idatesinde bir hayli küçültülmügtü, aldiklari ücret yetersizdi, statüleri yoktuve zamanla-
rmm bir kismmt diktatörün sayilamayacak kadar çok sigir sürülerine bakmakla geçirmiglerdi. So-
run yaratan diger bir muhalefet de demokratik soldan geliyordu:
"28'liler
Kugay" denen bir ke-
simde merkezlenen bu muhalefet, 1928'de Gomez'e kargi ayaklanmig olan Caracas Merkez
Üniversitesi'nden gelmigtir.Ílkgirigimde, 1928 yilmda,bagarisiz olan ögrenciler ve bunlarm li-
derleri, o zaman ya hapse atthp ayaklarina 30 kiloluk demir prangalar vurulmug, ya da sürgüne
gönderilmigveya Gomez tarafmdanülkenin iç taraflarmdaki,hastalik ve mikrop yuvas1balta gir-
memig ormanlarda çaligmayamecbur edilmiçlerdi. O günden sonra 28'liler Kuçaginm birçok
üyesi, Gomez terörünün birer kurbam olarak o veya bu gekildeölüp gitmigti.Sagkalanlar, gimdi
Gomez'in ölümünden sonra, reformcularin, liberal ve sosyalistlerin özünü kurarak
"güç"

Venezuela'nm siyasi yaçammda kendilerine yer açmiglardi. Sonunda söz dönüp dolagip
konusuna gelince, 28'liler Kuçagi kendi aralannda girketlerleüretici ülkeler arasinda ve dünya-
nm her yanmda kiraci ile mal sahibiiligkilerini yeniden tammlamayiüzerlerine aldilar.Ayrica ki-
ra tahsisyöntemini de üstlendiler.
Petrol hälâ Venezuela ekonomisine en gok parayigetiren sanayi olmakta devam ediyordu;
1930'lar sonunda, toplam ihracat gelirinin yüzde 90'mdan fazlasi petrolden gelmekteydi. Bu
nedenle Comez'den sonra gelenler bu sanaylin karmaça içindeki durumuna bir düzen verip te-
form yapmak istediler Ye ülke ile ülkenin petrolünü üreten pirketlerarasmdaki anlagma partlan-
nin yeni bagtan tammlanmasimistediler. Sunlar arasmda kiralarin yeniden tahsisi de vardi. Bu
iglemde Birlegik Devletler hükümeti katalizör rolündeydi. II. Dünya Savagt sürecinde Birlegik
Devletlerhükümeti Meksika'ninpetrol endüstrisini millileptirmek istedigini, buna çabaladigim
fark etmigti ve Venezuela'nm kendisi'için BirlepikDevletler digmda en önemli petrol kaynagt ol-
dugunu, nispeten güvencelioldugunu. bildiginden, Meksika'nm Venezuela petrolüne el atma-
.
mast için her geyiyapmaya kararhydL Görülüyor ki Amerikanhükümeti ikinci bir Meksika da-
ha yaratilmamast için, savagm orta yerinde stratejisinin ädülü olan petrolügerektigindegüven-
ceye almak lçin müdahaleyehaz1rdi. Sirketlere gelince, onlar millilegmeninriskinigöze almak
istemediler.Standardof New Jerseyve Shell,Venezuela'nmen büyak iki üreticislydi,D0nya-

411
mn en degerli petrol rezervleri üstünde oturduklarmm bilincindeydiler ve bunu kaybetmeyi as-
la göze alamazlardi. Venezuela ucuz petrol saglayanen büyük kaynakti ve Jersey'ebagli Creole
yataklan pirketindünya çapmdaldüretiminin yaristm sagllyor, toplamgelirinde yansini getiri-
yordu.
Bu ara, Jerseyiçinde bir görüg aynligt belirdi. Venezuela hükümeti kiralann yeniden tahsi-
sini kendi eline almak istiyordu; ancak Jersey mensuplan bu konuda nasil davranilacagmda ka-
rarsizdi. Görüç aynligmin ve girketin ikiye aynlmasom sebebi buydu. Sirketteki tutucular, ki
bunlardan bazilan eski Gomez rejimi yanhstydt, herhangi bir degigiklik yapilmasma kargiydi.
Onlara göre böyle bir teklif ister Caracas tarafmdanister Washíngton tarafmdanortaya atilsin,
mutlakareddedilmellydi. Eu kesime kargi olan kigi, üst düzey konumlara gelmeden evvel girke-
tin bagjeologlugunu yapmig olan Wallace Pratt'di. Latin Amerika'da uzun bir deneyim geçirmig
olan Pratt, dünyanm degigtigini,yenilik yapma ve adaptasyon konusunun girket için de mutlaka
art oldugunu savunuyordu. Aynca yok yere direnmenin hem çok pahahya oturacagma hem de
boga gldecegine inamyordu. Pratt'm görügüne göre, yeni düzende bir kurban olmaktansabu ye-
ni düzeni kurmaya da yardimci olmak yeglenmeliydi. Bu konudaki tartigmalartam Jersey'in
Washington'un ezici ve istirap verici politik hücumlanyla kargilagtigizamana rastlar. Çatigmanin
sebebigirketin savagtan önce I.G. Farben'le olan iligkisi ve Adalet Bakanhgi'mn yürüttügü yeni
antitröst kampanyaslydi. Sonuç olarak Jerseykamu politikastna ve sadece Birlegik Devletler'de
degil, her yerde politik çevreye uymak için bunlara kargi tutumunu degigtirdi. Aynca Roosevelt
idaresi de girketinçevreye uyumsuzlugundan dogacak herhangi bir ihtilafta Washington'dan
destek beklememesini açikça duyurmugtu.
Jersey,Venezuela'daki konumunu kaybetme riskini göze alamazdi ve bu yüzden sonunda
kazanan Wallace Pratt oldu.Jersey,Venezuela'daki tesislerinbagma ülkenin sosyal hedeflerinin
sempatizaniolan, degigmekte olan Venezuela politikastylauyum saglayan Arthur Proudfit'igetir-
di. Proudfit 1920'lerde Meksika'dan Venezuela'ya göç etmig Amerikah petrolcülerden biriydi.
Venezuela'ya gelirken kafasmda Meksika'daki hükümet girket iligkilerinin yol açtig felaketler
-

zinciri vard1.Meksika'dan aldigt dersleri gimdiburada, Venezuela'da uygulamak istiyordu.


Venezuelakonusunu Venezuela ve Amerikan hükümetleri, Jerseyve Shell dahil, ne kadar
oyuncu varsa hepsi birlikte çözümlemek istediler. Íçlerikolaylagttrmak için ABD Digigleri Müste-
gan Sumner Welles çok olumlu bir adim atarak Venezuela hükümetine bazi bagimsiz dampman-
lan tavsiyeetti. Bu kipiler arasmda HerbertHooverJr. adinda, eski bagkamn oglu olan tantnmig
bir jeologda vardL Hoover Venezuela'ya girketlerleyapacagi pazarlikta yardimci olacaktL Welles
aynca Íngiltere hükümetine bagvurup Hollanda Kraliyet/Shell'in devreye sokulmasi için baski
yapt1. Damgmanlann yardimlyla sonunda,
"yan
yariya" prensibine dayanan yeni bir düzen kaba-
ca kurulmustu. Bu, petrolcülük tarihinde dönüm noktasi sayilan bir olaydir. Bu
"yari
yanya"
kavramina göre çegitli gümrük gelir ve vergileri, gírketlerin Venezuela'daki net gelirleriyle egit
noktaya gelinceye kadar yükseltilecektl. Böylece gerçekte, iki taraf egit iki ortak oluyor, tantlan
aralannda yari yanya paylaglyorlardt Bunun kargiliginda, muhtelif imtiyazlann geçerliligi üze-
rinde durulmayacakti. Aslmda bu imtiyazlardan bazilartmn nasil olup da Jersey tarafindanve
Jersey'e bagli öteki girketlerceedinildigi konusunda bazi sorular cevapstz kalmigti Mevcutimti-
yazlarm isimleri de bu arada resmilegtirilecek ve geçerliligiuzatilacaktt. Aynca bunlara yeni ara-
ma firsatlan tammyordu.Sirketler açisindan bütün bunlar çok arzu edilen geligmeler ve kazanç
demekti.
Önerilenbu yasa 28'liler Kugagt'ndan sag kalanlann kurdugu "Accion Democratica" adli
liberalsosyalist parti üyelerince eleptirilmigtir.Üyeleryazilmig oldugu gekliyle bu yasamn
Venezuela'ya yüzde elliden çok daha az bir pay saglayacagmisöylediler ve girketleringeçmigteki
haksiz kazançlanndan Venezuela'ya tazminat ödemeleri gereginisavundular. Accion Democra-
tica'nm petrol sözcüsü Juan Pablo Pérez Alfonzo gunlan söylemigtir: "Venezuela petrolcülügü-

412
nün tam anlamlyla saflagtmlmast, ruhsal temizligekavugmasi, yabanci girketler ülkemize yeterli
bir mali tazminat ödemedikçe asla mümkün olamaz." Accion Democraticatemsilcilerininçe-
kimser kalmasma karço yeni petrol yasasi 1943 Mart ayinda VenezuelaKongresi'nce kabul edil-
di ve kanunlagtL
Büyük girketlerinbu yeni sistemegöre yaçamaya bir itirazi yoktu. Yasa taslagtkanunlagir
kanunlagmaz Shell Sirketi Direktörü Frederick Godber, Venezuela hükümeti için "Onlann pe-
ginde olduklan tek gey paradir. Okyanus ötesindeki dostlarimizca kigktrtilmadikça nereden gelir-
se gelsiniyi bir parayi geri çevirmeleribeklenemez" demigti. Ancak büyük girketlerinaksine
Venezuela'da faaliyet gösterenküçük girketlerdenbazilan durumdan hiç de memnun degildi.
BunlardanPantepec Petrol Sirketi'nin bagkani WilliamE ßuckley yeni
"angarya"

yasayi olarak
kmamak için DigigleriBakam'na telgrafgönderdive yasanm "Venezuela hükümetinin ve 'bizim'

Digigleri'ninzorlamasi sonunda kabul edilmig oldugunu" söyledi. Telgrafinda bu yasamn "Ame-


rikan petrolcülerinin sahiplik hakkma tecavüz girigimi oldugunu" da belirtiyordu. Buckley'in
.
telgrafibir dosyanm içinde tozlanmayaterk edildi.
Bundan iki yll sonra 1945'te Venezuela'nm ara rejimi, Accion Democratica ile igbirligi ya-
pan gayri memnun bir grup genç subay tarafindandevrildi. Ülkeninbagina geçen yeni cuntanm
ilk bagkan1Romulo Betancourt idi. Ögrencilik döneminde üniversitenin.gampiyon futbol taki-
mmda forvet oynardt Daha sonra 28'liler Kuçagi'nmliderligine gelen Romulo Betancourt iki
kez yurtdigmasürülmügtü. SonradanAccion Democratica'mn gettel sekreteri-olan Betancourt
ihtilal s1rasindaCatacas SehirKonseyl'nde birinci devre üyesi olarak bulunmugtu. Geligtirme
Bakanhgi'na ise, 1943 Petrol Yasasi'nin Kongre'deki bagelegtirmeni olan ve gimdide
"yan

yari
ya" anlagmasimn ashnda yüzde altmiga yüzde kirk olarak girketlerin lehine uygulandigmdan gi-
kâyet eden Juan Pablo Pérez Alfonzo getirilmigti.Pérez Alfonzo vergi yasalanndaönemli degi-
ildikler yaparak paylagmanmgerçekten
"yan

yanya" uygulanmasmi saglamigttr.Jerseybu degi-


iklige razi olmuytu. Sirketin yerel menajeri olan Arthur Prouduit Digigleri Bakanligl'na
"gelir

vergisi kapsammda yapilanbu olumlu deglçiklige itiraz için ortada bir sebep bulunmadigim" bil-
dirdi. Netice olarak kiralarm tahsis igi Venezuela ile petrol girketleriarasinda 1943 Petrol Yasa-
si'yla ve Pérez Alfonzo'nun sürekll ayarlamalanyla yeniden düzenlendi. Bu deglçiklilderin sonu-
cu olarak ve ayrica üretimin de hizla artmas1yla 1948 yllmda hükümetin toplamgeliti 1942'nin
toplamgelirinin alti katma çiktL
Daha evvel de Pérez Alfonzo endüstride pazarlama've dagitim Resimlerinde geliriçogalt-
mak için girigimlerdebulunmuçtur. Ifadesinegöre "Venezuela'mn ulagim, rafinerici·1ikve pazar-
lama konulannda ektigi tohumlarm meyvesini almasmi" istiyordu. Bu amacm gerçeklegmesi
için Venezuela'nmhakkma dügen vergi gellrlerinin para olarak degil, petrol olarak almmasmdan
yanaydi. Bundan sonra da, ne yapip yapti, vergt kargiligt aldiklari petrolü dogrudan dogruya
dünya pazannda satiça sundu. Bagkan Betancourt bunu dünya çapmdakibir
"tabunun"
yikilma-
si olarak nitelemigtir. Betancourt ayni zamanda "Venezuela adimn pimdi dünya petrol pazann-
da, petrolün uzlagma yoluyla satm almabildigi bir ülke olarak tamndigim; petrolün pazarlanmasi
üzerindeki esrarli tülün artik sonsuza dek kaldinldigmi; bu tül arkasinda o güne dek Anglo-Sak-
sonlar'in haklar ve sirlar konusunda tekelcilik kurmuy olduklanm" duyurmuytur.
Meksika'da olanlarm aksine, Venezuela'da büyük petrol girketleri sadece kiralann yeniden
bölünmesine uyum saglamakla kalmayarak, iktidarda oldugu sürece Accion Democratica ile ba-
ganli bir çaligmailigkisi kurrnug ve devam ettirmigtir. Creole yumugak bir geçiglebog kadrolanni
Venezuela uyruklularla doldurdu. Birkaç sene glbi kisa bir sürede iggücü yüzde 90 oranmda
Venezuelalilar'dan olugmu tu. Creole'den Arthur Proudfit bizzat, Creole'nin, Fårtune dergisin-
de "ABD'nindigtaki en önemli görevlisi" olarak gösterildigiVenezuela hükümeti ile ABD Digig-
leri arasinda, Venezuela adma lobicilik yapmigtir.
Betancourt'un bir vakitler uluslararasi girketler için
"emperyalist
ahtapotlar" dedigi söyle-

413
|
nir. Ne var ki o ve meslektaglan, aslmda pragmatik insanlard1. Bu girketleregereksinimleri ol-
dugunu anlamig ve onlarla beraber çaligmayibaçarmiglardir.Hükümet gelirininyüzde 60'i pet-
rolden gelmekteydi.Ülkeekonomisi esas olarak petrole dayallydi. Betancourt ileride bir gün
pöyle söyleyecekti: "Petrolü bir yasa hükmüyle millileptirmek, uçuruma atlayarak intihar
etmek olurdu." Milliyetçi hedeflere millilegtirmeolmadan da erigmek pekâlâ mümkündü. Be-
tancourt, 1940 ortasi vergi reformlanmn sonucu olatak, Venezuela hükümetinin, Meksika'nm
millileptirilmigpetrolü için aldigiparadan, varil bagma yüzde 7 daha fazlaaldigmiiftiharla söy-
lüyordu. AyricaVenezuela petrolünün miktar olarak Meksika petrolünün alti kati oldugu unu-
tulmamallydi.
yanya" prensibinetitizlikleuyulmuçtur. Ne var ki vakit çabuk
"yan
Betancourt reiiminde
geçiyordu. 1947 Aralik aymda yüzde 70 oy çogunluyla yeni bir AccionDemocraticahükümeti
seçimle iktidar olmugtu. Bundan bir seneden daha az bir zaman sonra da 1948 Kasim1'ndabu
iktidar, 1945 ayaklanmasinda müttefikleri olan aym askeri cunta üyelerince àlapagtedildi.
Bazi petrol igletmecileri 1948 ayaklanmasmi alk1plamigtir.Bunlardan biri de William E
Buckley'dir. Eu kigi Betancourt ile Accion Democratica'daki yandaylarmm "Bati dünyasmda
Ruslar'm komünist emellerini gerçekleptirmek için ülkenin genig dolar kaynaklarmt kulland1(LE
ve Amerikan kapitalini bu anti-Amerikan kampanyaya zorladigim" iddia etmigtir. Ancak, büyük
petrol girketleribu iddiaya katilmamigt1. Arthur Proudfit bu ihtilali lanci ve düç kinkhgi
"ümit

yaratan" bir hareket olarak görmügtür.Kamsmca bu hareket demokratik hükümetle istikrarl1 bir
iligki kurmak iÇin üç sene boyu gösterilen yogun çabalan tehdit etmigti.
Betancourt için pragmatik denmigti; o bu özelligi çegitli vesilelerle kamtlamigtir. Su olayda
da tamnmigblr Amerikan vatandagmiyent bir igletme kurmak için davet etti. Bu igletme, gelig-
me projelerine ve Venezuela'daki yeni iglere son verecek olan Uluslararasi Temel iktisatKuru-
mu'ydu. Bu seçkinAmerikah da muazzam servetini petrole borçlu olan John D. Rockefeller'in
ta kendisiydi. Genç Rockefeller Digigleri'nde Inter Amerikan ÍçleriDairesi Koordinatörlü-
gü'ndenhenüz istifa etmigtl.

Tarafsiz Bölge
Mal sahibi ile kirac1arasindaki iligkiyi yeniden tammlayanve o zaman ortaligt kasip kavurmug
olan bagka bir olay da daha önce, dünyamn uzak bir kögesinde, mal sahibinin bir degil iki oldu-
gu bir yerde yaganmigt1. Burasi Tarafsiz Bölge denen, 1922'de, Kuveyt ve Suudi Arabistan ara-
smdakismmn çizilme sürecinde ingilizler'den ahtump, yaklagik iki bin milkarelik çiplakbir çöl
arazisiydi. Eu iki ülke, Kuveyt Suudi Arabistan arasmda durmadan gidip gelen ve milliyet
ile
kavrammm ne oldugunu bilmeyen Bedeviler'i buraya yerlegtirmek için aralarmda anlaçarak, bu
bölgede hükümranhgtn ikisi arasinda paylagilmasma karar verdiler. Her sistem içinde kendini
tahrip edici bazi tohumlarmvar oldugu kabul edilirse, bu varsayim Tarafsiz Bölge için de söyle
nebilir. Tarafsiz Bölge kendi tahribatimpetrol haklanmn parsellenig gekliyleyapmigtir. Bundan
sonra aginma baglamigve neticede, savagsonu petrol düzeninin son bulmastyla sonuçlanmigt1.
Savaginbitiminde, BirlegikDevletler hükümeti ve bilhassa DigigleriBakanligt Ortadogu'dapek
çok petrol anlaçmasinagirdilerve bunlan aktif §ekilde desteklediler. Ne var ki bu sirada kendí-
lerini devamh rahatsiz eden bir konu vardi; "Büyük petrol anlagmalan" geregincedogmakta
olan büyük petrol girketleriarasmdaki iç íçe iligkilerden rahatsiz oluyorlardi. Bunun rekabet ve
pazar yeri üzerindeki etkisinden de endigeliydiler.Bir sikmti da bu kadar küçük bir girketler
grubunun bölgede tahakkümkurmasi ve BirlegikDevletler hükümetinin bunlara destek verme
mecburiyetinde olmasmdan duydugu korkuydu. Bütün bunlar tümüyle, tam bir kartel gibi gö-
rünebilir, bölgede ve bölge dolaylarmda hissedilmeye baglayan milliyetçilik ve komünistlik aki-
mi için mükemmel bir ortam olabilirdi. Aym zamanda Ortadogu'daki yeni sistemin Birlegik

414
Devletler'inçegitli kesimlerindeki elegtiri ve muhalefet kivilcimlanm körüklemesi de söz konu-
suydu. Bu elegtiriler yalmzcatröstü bozmaya çaliganlardanve ig hayatimn büyük liberallerinin
eleptirilerinden degil, aym zamanda yerli petrol sanayiinin bagirdsiz sektöründen de gelmektey-
di. Bunlar
"büyük
girketler"e kargi köklü dügmanliklan olan, gimdi de
"yabanc1
petrol"e cephe
alml; kipilerdi.
Bu eleptirilerin önünü kesmek için Washington papirticibir davrampla yepyeni bir politika-
ya yöneldi. Ortadogu'da büyük girketlerle bunlann uzantilanna
"kargi
dengeleme" olarak
"yeni

irketler"in Ortadogu petrolüne katilimmda bu girketlerecesaret verdi. Bu politikamnDigigle-


ri'nin diger iki siyasi endigesini giderecegidügünülmügtü. Ìçedaha çok
"oyuncu"
sokmakla Or-
tadogu petrolünün geligmehizi motive edilecek, böylece bölge ülkelerinin geliti artml olacakti
ki, gerçekte asil istenen ve giderekönem kazanan hedef de buydu.
1947de, yeni politikasmi tamtmaklçin DigigleriBakanhgiAmerikan pirketlerini birer birer
dolagarak Kuveyt'in haklanm Tarafsiz Bölge'ye baglayarak, açik artirmaya ç1karacagtolasiliglm ,

duyurdu. BirlegikDevletler'in, onlar da bu f1rsattanyararlanmak isterlerse bundan çok memnun


olacagini söyledi. Büyük girketlerdenbirkaçt bunun çok riskli oldugunu söyledi. Açik artirma ya-
nyma girdiklerinde güncel imtiyazian üzerindeki ödemeden çok daha lyi ödeme kogullan teklif
etmek zorunda birakilmaktan korkuyorlardi. Bäyle bir durum ilgili ülkeleri fazlaslyla rahats12
ederdi,
Amerikan politikasmm bu yeni atilimml Ye Ortadogu'dakiyeni firsatlan çok iyi bilen kigi,
Standard of California'mn eski pazarlama yetkilisi olan, sonradan Savag-Petrol idaresi'nde Ha-
rold Ickes'm yardimctligmi yapmig Ralph Davies'dit Davies, lckes'in yardimciligmdan sonra
ÍçigleriBakanligl'nda Petrol ve Gaz Bölümü'nün bagma getirilmigti.Simdide yeniden serbestga-
hylyordu. 1947 ylhndaKuveyt Serbest Bölge Ímtiyaziiçin aç1k artirmaya katilmak üzere Davies
bir konsorsiyum olugturdu. Phillips, Ashland ve Sinclair glbitaninmigbagims1zgirketlerbu kon-
sorsiyumadahil edilmigti. Buna sonradan "Aminoil" denmigtir.Bundan daha iyi hangi isim seçi-
lebilirdi kí? Aminoil American Independent Oil Company isminin kisaltilmig gekliydi böyle
ve
olduguiçin de çok uygundu. Su arada Davies ortaklarim uyararak kendilerini çok çetin bir yan-
"zamanla"

a hazirlamalanm, gimdi artik büyük, çok büyük olan yangtiklanni söyledi. Hiç kug-
ku yok ki büyük girketlerleolan rekabetleri çok giddetligeçecekti.
Aminoll bu projeye o güne kadar hiç rastlanmamig, kendine özgü bir
"antre"
ile girmigti.
Bundan sorumlu olan kigi de Jim Brooks admda Texas'll bir petrol bölgesi kaynakçislydi. O sira
ip nedeniyle bulundugu Suudi Arabistan'daki görevinitamamlamig, yurda dönmekteydi. Dönüg-
te birkaç gün kalmak için Kahire'deki Shepheard's Oteli'ne inmigti. Bir rastlantlyla Kuveyt Emi-
ri'nin sekreteriolan kigi de ayni otelde kalmaktaydi. Emir burada, aldigi talimat üzerine büyük
girketlerle baglantisi olmayan Texas'll bir petrolcüyle tampip,onun araciliglylayeni açik artirma
teklifçileribulmak için bulunuyordu. Kaynakçimn bagmdaki.kovboy gapkasitampmalariiçin ve-
sile oldu ve bundan sonraki günlerde kaynakçi kendisini Kuveyt gehrindekiDasman Sarayt'nda
buldu. Burada, kaynakçi, susuzluktan kavrulan bir kentte çok geçmeden çevrenin sonsuz gük-
ranlarma mazhar olacakti. Kaynakç1 su tesisatimkendl yöntemiyle ayarlayarak su sarfiyattnda
yüzde 90 tasarrufsaglamayi bagarmigtL BirlegikDevletler'e döndügünde, Kral'la olan yeni dost-
lugu, petrol çevrelerinde iyi yanki yapacaktL Ancak, Kral'la kurdugunu söyledigi dostluk petrol
çevrelerinde pek de inandinci bulunmadi. Yine de varsayilan bu dostluk yüzünden Aminoil Uz-
lagma Kurulu'na alindi ki, bu çok olumlu sönuçlar vermigtir. Aminoil sonunda Kuveyt'in Taraf
siz Bölgesi'ni petrolcüleri gaçkinliktandonduran bir açik artirma teklifiylekazanacaktL Teklif na-
kit olarak 7,5 milyon dolar, senelik net kânn yüzde 15'i ayrica yllbk 625.000 dolar ve aynca Ku-
veyt Emiri'ne bir milyon dolar degerinde bir yat verilmesini öngörüyordu. Anlagma bu.gekilde
sonuca baglanmigti, ancak gimdide ortada bagka bir sorun vardL Bu, biraz da tarallann el ça-
bukluguna, gasp etme yetenegine dayanan Suudi Arabistan'm Tarafsiz Bölge'deki haklandir.

415
En ÍyiOtel
Sehirdeki
Birlegik Devletler politikasmm bir hedefi petrolden gelen serveti holdinglere dagitmak yolu ile
bölügtürülmesini saglamakt1.Ancak ortada bir gerçek vard1. Tarafstz Bölge'deki Suudi imtiyazi
bagimsiz bit Amerikalt patrona gitmigti. Bu Amerika'dahiç de iyi kar§ilanmamig, olumsuz etki
yapmigt1. S u hognutsuzluk, Jean Paul Getty veya kendi koydugu isimle J. Paul Getty isimli bir
petrolcünün imtiyaz1 kazandiktan sonrakisekiz yll íçinde Amerika'mn en zengin adami olma-
sindan kaynaklanmigtir. i; hayatma atildlglilk günden baglayarak, içine kapamk, magrurve gü-
ven telkin etmeyen Getty,büyük paralar kazanmanin güçlü dürtüsüyle hareket etmigtir. Bunu
yapmak igin gereken olaganüstü yetenegesahip oldugu da inkâr edilemez. Bir defasinda, strasi
geldiginde göyle demigti: "Sehirde daima iyi' olan bir otel vardir, gehrin en iyi olan bu otelin-
'en

kötü' olan otel


'en
vardir ve bu odada her zaman biri vardir. Sir de
'en
de de lyi' olan bir oda
kötü' bir odastvardir, ki bu odada daima bir kalan olur." Hiç kug-
da
'en
vardir, bu en kötü otelin
ku yok ki kendisi en lyi olan odada kalmak istiyordu.
Getty her zaman için zaferler peginde kogmug, insanlara baski yapmig ve ondan sonra da,
bazilarina göre, kendisine güvenenlere,itimadim kazanmt; kipilere ihanet etmigtir. Çevresine
kargi en az Gülbenkyan kadar güphecidavrandigm söylemek abartma sayllmamahdir. Dilinedo-
"insan

ladtgl bir cümle guydu: hemen her zaman kendisinden mevkice apag olan kipilerden ka-
zik yer. Eu kipiler olaylarinyüzde 80'inde dürüst davranmig olsalar bile, geri kalan yüzde 20'de
ne yapipyapar hiç iriamimayacak bir ihanette bulunurlar." Getty'nin asia tahammüledemedigi
iki geyvydl. Yangmada kaybetmek ve otoriteyi bölügmek. Buyüzden her an için çevresini kont-
rol ederdi. Íçhayatmda Getty'ye ortakliketmig bir igadami onun hakkinda ileriki yillarda punlar1
söyleyecekti: "J.Paul Getty ile geçen günlerime ait pek çok amm vardir. Kendisiyle belki bin de-
fa dögügmügüzdür, ancak bunlarm bir tekinde bile kazanan ben olmadim. Getty bir geye karar
verdikten sonrao karan asla degigtirmezdi. Sizinelinizde hakli oldugunuzu kanitlayan belge ol-
sa bile Getty bunu umursamaz,ilk kararmdan dönmezdi. Sözgelimi verilmig bír kararda gansi-
mn sadece onda bir olduguispat edilse bile o yine dediginden gagmazdi;bu onun prensibiydi."
Getty bir kumarbazd1 ancak en büyük kumar oyunlarmda bile ihtiyati elden birakmaz, tutucu
davramr, konumunu sürdürmek için ne gerekirse yapardL BÍT SlfaSl geldiginde kumar konusuna
öyle deginmigti: "Bilinen stradan kumar oyunlarina girmekisteseydim bir kumar salonu satm
alir, burada oyun oynamaktansa yüzdeleri kendim toplardim."
Getty'nin babast Minnesota'da bir sigorta girketindeavukathk yaplyordu. Günün birinde
irketin bir alacagim tahsil içln Oklahoma'ya gitmig, oradan bir milyoner olarak dönmügtü. L
Dünya Savagisürecinde ogul Getty babasmm igi yanmda kendi petrol igini de kurmaya yöneldi.
"üçkâgitçe

Baba, verdig söz senet sayllan dürüst bir kigiydi. Oglu ise tam tersine, petrol iginde
hk" denen iglerle ugraçan ve bunlan büyük beceri ve zevkle yapan, sonunda da bu ugraglan ne-
redeyse bir sanata dönügtüren kipidir. 14alanmda veya diger alanlarda kazandigt her zaferi mut-
laka büyük bir cogkuyla kargilardi. Getty ile bir defa kargilagipboks yapmig olan boksör Jack
Dempsey onu göyletanimlar:"Düzgün yapida, kavgact tabiatli,hizh bir ki§i. Simdlyekadar kon-
Santrasyonu ve iradesi bu kadar güçlü birine rastlamamigtim. Böyle olmas1belki de saghgt aç1sm-
dan pek iyi degl. Igteonun sirn budur."
Daha çok genç bir yagta Getty,ategli agklara, cinsel serüvenlere yönlenmigti. Özellikleço-
cuk denecek yagta kizlara kargi özel tutkusundan söz edilit Begkere evlenmigtir. Ancak evlilik
yemini onun için hiçbir anlam tagimayangereksiz bir angaryaydi.Evli olmadigi kadmlarla yaça-
digt gizlimaceralarda tedbir olarak "Bay Paul" takma adim kullanirdt Ayni zamandaiki veya üç
verici kaçamaklarda" daha az dikkat çekmek ama-
"utanç

kadmla birden fligki kurdugu íçin bu


clyla Avrupa'yayolculuk yapmayt tercih etmigtir.Yine de hayatmm tek ve gerçek agki, bir Fran-
siz olan ve Türkiye'de Rus bagkonsolosunun egi olan bir kadmdit Getty bu kadmla 191l yllmda

410
istanbul'daategli bir a§k yagamigtir.Istanbullimamnda ona veda ederken bu aynhŠlng€ÇÍCi 01-

masimümit etmig,fakat sonradan savagm getirdigikarmagada ve izleyen devrim strasmda kadi-


nm izini sonsuza dek kaybetmigti. Bundan altmig yll sonra bir gün bagmdan geçen be; evlilige
deginirken ve bunlan sanki dava dosyalanymigglbiteknikaynntilanyla anlatirken, bir dinleyici-
nin Madam Marguerite Tallasou admdakibu hammm sadece ismini anmas1yla Gettygõzyaglan-
na engel olamamigti.
Getty'nin hammlar digmda bagka ciddi ugraglan da vardi. Örnegin,edebiyata merakliydi.
Bastlmt; yedi kitab1vardir. Bunlardanbiri Playboy'da çikan
"nasil
zengin olunur" konusunu igle-
yen, bir digeri petrolüntarihini inceleyen, digeri ise sanat eserleri koleksiyonculugu üzerindeki
kitaplardir. Sanat tarihikonusundaki, en önemli kitab1da "OnSekizinciYüzyildaAvrupa"dir. Sa-
nat koleksiyoncusu olarak epeyce baçanli olmug, dünyanm en büyük koleksiyonlanndan birini
toplamay1bagarmigtir. Bütün bu evdigi meraklan, kadmlar dahil, onu gazetelerin mangeti ve
mabkemelerin dava konusu yapmigsa da, Getty bir konuda asla ödün vermez, bütün bunlarm
asilmeslegiile arasma set çekmesini istemezdi. Getty'nin asil meslegthiç kugkusuz kafasma siki
siki yerlegmigolan araciligtylapara yapmak" tutkusuydu.Bir defasmda göylesöylemíçtir:
"petrol

"Bir adam eger aile hayatmm ip hayatma girmesine müsaade ederse o, ty hayatmda baçansiz de-
mektir."Ba§kabir strastgeldigtndede kanlanndan birine §u samimiitiralta bulunmu§tur: "Pet-
rol konusunu dügünürken kizIarl aklimdançikannm."
Getty aligveriglerindesatm aldigtmali ucuza dügûrmek isterdi. 14münasebetiyle tanimigol-
'deger'

dugu bir igadamt kendisini göyletammlamigtir:"Aklmda fikrinde kavrami vardt." Bu on-


da sabit bir flkir olmuytu.' Bir malm degerli oldugunu anladigi zaman satm alir ve ondan sonra
da artik satmazdi. Degerpegindegiderken her tür olumsuzakimigögüslemekte tereddütetmez-
di. 1920'lerde petrol için kazi yapmanmdiger petrol girketlerindenhisse almaktandaha ucuza
geldigini saptadt. Ancak 1929 borsa çatigmasmdan sonra taktiginitümüyledegigtirdi; petrol his-
selerinin degerinden çok dügüge satildigmi gözledigtiçin bu defa borsa flyatt. üzerinden petrol
almaya yöneldi. Su Tidewater Petrol Sirketi ile ve bag muhalifiStandardof New Jerseygirke-
ti'yle aralanmnaçilmasmave bu girketlerle uzun süren act bir mücadelenin baglamastylasonuç-
landi. Geligigüzelbir aligverigle hisse satm almasi aslindabir kumardi. Ancak, yerinde verilmig
bir karar olduguinkât edilemez. Su aligverigler,Getty'nin1930'lardaservetinin artmasmda bag-
hca etken olmugtur.
Getty het zaman mall en ucuza almak, en saglam aligverigiyapmak istemigtir, bunu ger-
çekleptirirkende acimasiz davranmiçtir. SözgelimiBüyük Depresyon'daiççilerinin hepsini bir-
den iyten çikarmig,sonradan bunlan çok daha dü§ük ücretle yeniden ige almigt1r.1938 yilmda
New York Beginci Cadde'deki Pierre Oteli'ni satm aldigL zaman alig flyati olarak otelin ingaat
maliyetininsadece dörtte biri olan 2,4 milyon dolar ödemigti. Aym sene içinde, Naziler'inAvus-
turya'yt almasmdan birkaç ay sonra Getty Viyana'yagitti ve bir yolunu bulup Baron Louis de
Rothschild'in evine davet edilmeyibagardt Aslmda amact o stralar Naziler'in hapse attigt Baron
degil, daha çok Baron'un mobilyalanyd1. Mobilyalan görür görmez almaya deger olduklarm1 an-
lamigt1.Gördügükadan ile mobilyalan begenmigti. Hiçvakit geçirmeden daima temasta oldugu
kiz arkadaylarmm yagadigt Berlin'e giderek, SS'lerinRothschildmobilyalarimne yapacaklarmi
aragttrdi. Sonunda bunlardan bazilanm büyük bir indirimli flyatla- satm almay1 baçardi ve bun-
dan da büyük memnuniyet duydu. Gettyhakkinda ilginç olan bir gerçekvardir; yillar boyu o da
bagkalan gibi korku içinde yagamigtir, Komünistlerin BirlegikDevletler'de iktidara gelmesinden
korkuyordu. Kanlarmdan birine, komünistlerin iktidara gelmesi halinde çarçabuk kaçabilmek
için California'dabüyük bir yati hazir tuttugunu söylemigtir.
1930'lu ylllann sonunda,artik Getty çok zengin olmuytu.Demokrat Parti'ye ve baz1 politi-
kactlara önemli mali destek saglayigmagüvenerek önce diplomatik bir göreve tallp oldu ve Ame-
rika sava a girdiktensonra da BirlegikDevletler donanmasmda görevyapmak için bagvurdu. Ne

417
var ki bagvurudan bir ses çikmadive Getty'ninçabalansonuç vermedi. Sebebi,hem FBIhem de
askeri istihbarat örgütünün, Nazi liderleriyle Getty arasinda oldukçakapsamh sosyal iligkiler bu-
lunduguna dair güpheleridir;öyle ki kendisinin son güne kadar Nazi sempatizam oldugu bile
söylenmigti. Gettyhakkinda düzenlenen yakipiksiziddialarla dolu istihbarat raporlan bu iddi-
alardan daha da öteye giderek, bu kipinin Pierre Otell'ni Alman ve Italyancasuslanyladoldurdu-
gunubile söylemigtir. Getty'nin donanmaya bagvutusu, donanma istihbarati raporunda
"casus-

luk faaliyetlerí güphesi altmda oldugu íçin reddedilmigtir" kaydtyla geçer, Íçinash ne olursa ol-
sun Getty, yagammin geri kalan kismmda Almanya ve Italya'nm iki diktat0Tüne karpi hayranligi-
m devam ettirmigtir.
SavagsirasmdaGettyTulsa'daydi.Buradakendi petrol girketlerinden birine bagli bir uçak
fabrikasmm menajerligini yapmigtir. O güne gelinceye kadar yeni yeni birçok acayip huy edin-
migti. ÖrneginTulsa'da íçleri sadece betonarme. bir siginaktanidare etmekle kalmlyor, Alman
uçaklan tarahndan bombalanacagt korkusuyla gecesini gündüzünü bu küçük sigmaktageçiri-
-

yordu. Yeni edindigi garipliklerdenbiri de agzma attigi her lokmay1 mutlaka otuz üç kez çigne-
mesidir. Bir de ticari deterjanlardan nefret ettigi için her gece kendi çamagirlanm ylki-
-kendisi

yordu. Elli beg yagmageldigindeyüzünü ikinci kez gerdirmig, saçim kizila çalan komik bir kah-
verengineboyayan garip görünüglü bir adam olmugtu. Çekik yüzü, gülünç renkli saçlarlyla pör-
sümüg, mumya gibibir ifade kazanm17tl.
Sava; sonunda Getty'nin giderek çok, çok daha fazla para kazanma hirsi büsbütün körük-
lenttligti. Öncelerlçabalarim savag sonunda Amerikalilar'm girigtigíyol ve karayolu yapimma yö-
neltti. Bu gekildemuazzam bir servet kazanacagmi ümit etmigti. Ne var ki sonradan bu ugragi
birakip çok daha iyi bildigi ugraça konusuna- yöneldi.
--petrol

Getty,Tarafsiz Bölge'deki Suudi imtiyazmi istediginden kesinlikle emindi. Hatta burayi in-
celemeye gerek görmedensatm almaya haz1rdi. Bu konuda gunlansöylemigtir: "Egerbir kimse
dünya petrol iginde adi geçen biri olmak istiyorsa, mutlaka bir ayagiOrtadogu'daolmalldir."Ìçte
gimdio da bu gansi denemeye karar vermiçti.
Getty'nin PacificWestern petrol girketiadma Rocky Mountain kismmda petrol aramasi ya-
pan ekibin bagi, Massachussetts Teknoloji Enstitüsü'nde doktora yapmig olan Paul Waltonadin-
da genç bir komünistti. Walton evvelce 1930'lardaStandard of California adma Suudi Arabis-
tan'da çaligml;oldugundanbu ülkeye ait bilgi sahibiydi. Suudiler'le yaptigt anlagmada Walton,
Getty'nin bir numarah adami olmuytur.Getty önce konugmak ve durumun özetlenmesi için Pa-
ul'u birkaç günlügüne Pierre Oteli'ne davet etti. Walton'un çok seneler sonra açikladigma göre
o gün Getty'nin yüzünde
"yan
deli" bir adamm ifadesi vardi. Yüzü öfkeli, antipatik bir adamm
kipiligini yansitlyordu. Waltono gün adamlarmt ondan ve parasindan uzak tutmayl bile dü§ün-
mügtü. Walton, Getty'yisonderece zeki fakat o kadar da çekilmez bulmuitu. Yine de iki ada-
mm Suudi imtiyazi üzerindeki konugmalan sakin ve olaysizgeçmi ti. Getty bu konuçmada an-
la§mamn smirlarmi saptadt;imtiyaz için hangi miktarlapazarliga ba layacagni ve en
son nereye
kadar gidebilecegini Walton'a bildirdi. Su arada ona kesin bir talimat da vermigti. Suudi Arabis-
tan'a gittiktensonra hiç kimseyle hiçbir konuda konugmayacakti.
Walton sonunda Cidde'yehareket etti ve çok geçmeden kendisini, yaklagik yirmi yll evvel
bir Socal imtiyazi görügmelerini idare etmig olan Maliye Bakani Abdullah Süleyman'mkargism-
da buldu. Süleyman,Walton için bir DC-3 uçag ayarlamigt1.Walton bú uçaga binerek Tarafsiz
Bölgeüzerinde alçak uçug yapti. Uçaktan gördügü manzara karpsmda gagkmliktandonup kal-
mig, gözlerine inanamtyordu. Agagidakidüzlük üzerinde küçük bir topraktepecikgörmügtü. Su
onu çok sevindirmíçti; gördügütoprak tepecigitipki Kuveyt'in Burgan Vadisi'nde o zaman için
dünyada en büyük petrol yatagi diye bilinen tepecigebenziyordu.
Cidde'yedöndükten sonra, çok heyecanli oldugu halde Getty'nin kendisine yaptigi uyanyt
hatirlayarak çok ihtlyatlt davranmig, kimseye bir gey söylememigti. Cidde'de kalmakta oldugu

. 418
otel odasmda kilit yoktu. Su nedenle etrafta hiçbir kâgit parçast birakmamaya dikkat etti.
Getty'ye telsizlemesa; göndermeyi aklmdan geçirdiyse de buna cesaret edemezdi. Telsiz mesall
yerine elle yazilmig bir mektup göndermeyi tercih etti. MektubundaGetty'yeküçük tepecikten
anladigma göre, burada büyük bir petrol yataginarastlama olastligt oldugunu,bunun yüzde elli
oranmda bir olasilik oldugunu bildirdi. Belki de oranm yüzde elliden fazla oldugunu söyleyebi-
lirdi, fakat bunu yapmad1. Çünküilk kepifylh olan 1938'den sonra Suudi Arabistan'da bulun-
mug, görünügteçok büyük ve mükemmel gibiduran iki tepecigerastlamiglar,ne yazik ki kazdik-
lan zaman
"cehennem
gibi kuru iki çukurdan" bagka bir yeygörmemiglerdi. Walton yagadigi bu
deneyimi dügünerek ihtiyati elden birakmam1), olasillgmsadece yüzde elli oldugunu söylemigti.
Rocky Daglan'nda arama iginde kazanma gansinmsadeceonda bir, hatta yirmide bir oldugu göz
önüne alimrsa, bu yüzde ellinin bir hayli iyi oldugu anlagthr.
Walton vakit gaçirmedenSüleyman'la görügmelere geçti. Görügmeler Süleyman'm Cid-
de'deki evininverandasmda yapillyordu. Görünüge göre bu anlagma oldukça pahaliya oturacaga
.
benziyordu. SuudiArabistan evvelce oldugu gibi yine parasizdt ve 1933'teki gibi bu defa da bü-
yük miktarda avans ödemesi yapilmasim istiyordu. Getty'den aldigt talimatauyarak Walton ilk
etapta 8,5 milyondolarhk bir teklitlepazarliga girdi.Tarallar pazarlik sonunda 9,5 milyonlukön
ödemeyle pazarligt baglad1lar.Ayrica petrol çikmasa bile Süleyman'a yine de senede bir milyon
dolar ödenecekti. Getty.bunugaranti ediyordu. Aynca her varil için de elli beg sent vergi Odene-
cekti ki, bu o günün rayicine göre hiçbir yerde ödenmeyen büyük bir para saythr. Walton bir ko-
nuda daha Süleyman'a teminat vermigti. Getty Suudi Arabistan'dayetigtirme programlan dü-
zenleyecek, evler,okullaryapacak hatta küçük bir de cami inça ettirecek, hununla da kalmaylp
Suudi Arabistan Ordusu'na bedava benzin verecekti. Bu arada Süleymanbir bagkakonuda da is-
rar ediyordu. ImtiyazarazisiniIran'danveya Sovyetler'dengelen tehdidekargi korumak için bu-
rada bir Suudi ordu bölügü bulundurulmasmi ve masraflarmm Getty tarafindankargilanmasmi
istiyordu. Ne var ki hu son talep çok kisa bir süre içinde gündemden kalkmaya mahkûmdu.
ÇünküDigigleriBakam Dean Acheson bir telgraflaSuudi hükümetine, özel Amerikan girketleri-
nin bagkabir ülkenin ordusunafon saglamasinmyasak oldugunu açiklainigti.
Süleyman, 1948'in son günü Walton'a imtiyazi Getty'nin kazandigt teminattniverdi. An-
cak, o güne kadar.bog durmamig, bir taraftanda Aminoll ve bir Wall Street firmaslyla temasa de-
vam ederek bunlardan birinin daha çok para vermesi halinde imtiyazi alabilecegini söylemigti.
Ancak, onlar daha büyük para teklifetmedi. Getty'nin girketi Pacific Western,adi sam o güne ka-
dar duyulmamig bu çöldepetrol aramast yapmak içip en büyük flyati veren tek girketolmuçtu.
Kuveytve Suudi Arabistan'm her biri Tarafsiz Bölge'de
"bölünmemig

yari pay" denen bir


hisseye sahipti. Bu, ikisinin de bu pastay1kendi aralanndabölügecekleri anlamma geliyordu. Bu
baktmdan her ikisinin temsilcisiolan kipilerin bir araya gelerek ugraglanni birleptirmesi ve bu-
nun için sonuna kadar çaba harcamasi çok önemliydi. Ne var ki sonunda gerçekleptirdikleri izdi-
vaç hiç de bir
mutlu sonuç vermedi. Aminoil ile Getty'nin Pacific Western girketiarasmdakiilig-
kiler son derece kötüydü. PasificWestern tek kipinin kararlari ile idare edilirken,Aminoil hantal
haliyle sayisi pek çok olan üyelerinin onayma muhtaç bir girkettí.
Bölgenin keyif iginin yapilmasmda daha önemli rol Aminoil'e verilmigti. Bu 14 hiç de kolay
degildi. Aminoil bu taramayiyaparkenmastaflan,mümkün olduguncadügük tutmak için insa-
nüstü gayretleçaliglyordu.Ancak ne kadar çabalarsaçabalasin Getty için masraflarhiçbir zama-
na istedigt kadar apaglyaçekilmlysayllmlyordu. Arama faaliyeti ilerledikçe, iglerin daha da güçle-
gecegi ve sonuçta daha fazla masrafgerektirecegi ortaya çikti. Günlerbirbirini kovaladikça Ame-
rikall petrolcülerin duydugu endige de hakh olarak artlyordu. Takvimler 1953 yllimn baglanm
gösterirken imtiyazin verilig tarihi üzerinden yaklagik beg yll geçmigti. Bu arada her iki taraf30
milyon dolardan fazla masraf yapmigti. Yine de elde kuru ç1kmigbeg kuyudan bagka hiçbir gey
yoktu. Bu ara Getty endi esini unutmak için gegitliyollara ba vurmustu. lykonularlyla meggul

419
\
I

olup Avrupa'nm çegitli yerterindegezip tozmuçtu..Bu gezide bir amaci da Rembrandt'in yaptigi
Marten Looten tablosununyerini araylp bulmak ve satin almakti. Bunun için haftalarca dolag-
mig,sonundatablonunyerinisaptayarak satm almigttr.Sir asir evvel tipkigenç John D. Rockefel-
ler'in yaptigt gibi o da her akgamservetinin hesabmi yapar, gelÌrle giderikargilagtinr,bu yolla din-
"gelirleri",
bagka bir hane
"giderleri"

lenirdi. Paris'ten gelen hesaplarda, bir hane gösterirdi. Dik-


her binler, milyonlar gibi rakamlar göstermesine
"gelir"

kate deger bir nokta, hanesinin zaman


bileti için $ sent" gibirakamlar bulun-
"otobüs
için 10 sent",
"gider" "gazete
kargin, hanesinde
masiydi. SonundaBirlegikDevletler'e döndükten sonra kendini bir kez daha igine verdi. Bu ara
Tidewater Oil Sirketi'yle arasinda yirmiylldir sürüp gldensavag1da kazanarak girketkontrolünü
elde etti ve XV.Louis devrine ait nadir bir lake masa satm aldi. 178 dolar ödeyerek Arthur Mur-
"samba" "jitterburg"
idi.
ray dans okulunun kurslarma yazild1.En sevdigi danslar ve
Ne var ki tüm bu faaliyetlere kargi Getty'nin sabn ve güveni giderek azalmaktaydi. Kuyular
kuru çikmaya devam ediyor, bu da sinirlerini bozup öfkelenmesine neden oluyordu. Aslinda
onu sinirlendiren bagka bir geyde masrallanmnartmaktaoluguydu, Artan masraflaraSuudiAra-
bistan'a her yll lçin ödedigi bir milyon dolarlik harcama da dahildi. Getty sonunda bu igten bikip
usandigmiaçikçasöyledi. Aminoil ekibi de Walton'un uçaktangördügütepecikleilgilenmeme-
ye, bu igi unutmaya karar vermigti. Tam o stra, Gettybirdenbire tam o yerde, Walton'un görmüg
oldugu noktada altmci kuyunun açilmast için Israr etti. Kanisma göre bat1nlmig paralarnasilsa
batinlmigt1. Eger altmci kuyu da kuru çikarsa bu igi kesinlilde birakacakt1. Ne var ki onun bu
denli kararli bir davraniga girigmesi kaderde yoktu. Çünkü1953 Marti'nda Aminoil ekibi tam
Walton'un görmügoldugu yerde petrol bulacaktt Bu petrol kegfini sadecebüyük bir keyif clarak
"muazzam

tanimlamak,konuyu hafife almak olur. Fortune dergisi hakli olarakburadaki yatagt


ve tarihe geçecekkadar önemli" diye nitelemigti.

Milyarder
Getty bu bölgeye ilk ziyaretiniancak kepiften sonra yapmigt1.Ziyaretlerinden birine hazirlanir-
ken, "Kendi KendinizeArapça Ögrenin"adh plakla yapilan bir Arapça kursuna katldi ve plak
dinleyerek biraz Arapça ögrendi. Tarafsiz Bölge'yevardiginda Kuveyt Emirigerefineve yeni
dönmüç lbni Suud'un yerine geçen Kral Suud gerefine Aminoil ile beraber bir
"seminer

ve ziya-
fet" amaçhyordu. Su ziyafetle Tarafsiz Bölge'ninleolojisini anlatacakti.Bunun için yeteri kadar
Arapça ögrenmigti. Getty'nin rakibi olan Aminoil'den Ralph Davies ise Tarafstz Bölge'ye gitme-
yecekti. Aminoil'den bir bagka yetkilinin açiklamasina göre "Ralph Davies toz, pislik ve mikrop
gibi geylerdenhastahk derecesinde korkardi." Bu da evden ayrilmamasiíçin geçerlibir sebepti.
atilacak petrolü" Birle-
"çöpe

Getty Tarafstz Bölge'den gelen üretimiözellikle de ucuz, agir


ik Devletler'de, BatiAvrupa ve Japonya'dabüyük, entegre petrol operasyonlannda kullanmigttr.
Zamanla holdinglerinin tümünü yeniden teykilatlandirdi;Getty Petrol Sirketi'ni bunlarm en bg
koydu Ve kendisini büyük bir petrol imparatorlugunun tek komutani yapti. 1950'll yillarda
gina
Getty artik Birlegik Devletler'deki en büyük benzin pazarlay1ctlartarasmda yedinci sirada geli-
yordu. 1957 senesinde.ise Fortune dergisi Getty'nin Amerika'mn en zengin adami oldugunu,
ülkedeki tek milyarderoldugunu ilan etmigtir. Getty bu habere kayltsiz kalmigt1. "Bankerlerim
bunun böyle oldugunu bana daha önceden söylemigti,ne var ki ben bunun açiga çikmamasim
ümit edlyordum" demigtir. Su gekilde dügünmesinin sebebini göyle izah etmigti: "Eger parantzt
sayabiliyorsamz o zaman bir milyardolanmz yok demektir." Daha sonra yeni bir unvan daha ka-
zanmly, "Milyarder Cimri"olarak amlmaya baglanmigtir. Son yillanni yetmig iki odalive Tudor
Malikânesi diye an11anevinde paha bíçilmeyen degerdeki sanat koleksiyonu ve antikalar içinde
geçirmigti.Böyle bir atmosfer içindeki malikâneye, konuklannm kullanmasi için kumbarali bir
telefonkoymayi da ihmal etmemigti...

420
JeologPaul Walton ise 1948 yllmda, SuudiArabistan'daip müzakerelerl yaparken, amip-
li dizanteriye yakalanmigth lyilegmesitam üç yll aldi. Getty, Walton'a 1200 dolar hastahk tan
minati verince, Salt Lake City'ye dönerek bagimsiz jeolojgolarak çaligtL 1960'll yillarda, Ta-
rafsiz Bölge'de o küçük tepecigiuçaktan ilk görügünden yaklagik on yll sonra ziyaret için gitti-
gi ingiltere'detelefonlaGetty'yi aramigtl. Milyarder onu Sutton Place'deki evine davet etti.
Ne kadar saglikli oldugunu göstermekiçin Walton'a bazi agirhk kaldirma gösteriferitertiple-
migti. Gerçekten de yetmig yagmdan epeyi gün almig oldugu halde, .düzenli olarak agirhk kal-
dirma egsersizieri yapar, sonra bu agirliklanyatak odasmda saklardi. Bu davette iki adam eski-
ye ait amlarmi tazelediler.Getty'nin altmcikuyuyu açma istegine Aminoil'deçahjanlarm nasil
itíraz ettigini animsayarak eskilerdenkonugtular. Sonunda Aminoil grubunun pes edip Walton
ve tabii Getty'ye hak verdiklerini bir kez daha dile getirdiler.Getty bu konugmada Tarafsiz
Bölge'nin, sabip oldugu en büyük gelir kaynagi oldugunu söylemigtir. Walton bu söz üzerine
Getty'ye "Altmc1kuyunun petrol vermesi kargismda çok olumlu gekilde etkilenmig oldugunu"
hatirlatt1. Kim etkilenmezdi ki? Tahminlere göre Getty Sirketi oradan daha bir milyar varil pet-
rol alacagaberiziyordu. Tarafsiz Bölge bu adamt sadece Amerika'nin en zengini yapmaklakal-
mamig, ayni zamanda dünyadaki en zengin vatandagt da yapmtyt1. O yeri uçaktan ilk görüp
bulan adam, Walton ise yaçamm1 Salt Lake City'de stradan kazi anla malan yaparak sürdürü-
yordu.
Getty 1976 yllinda, seksen üç yagmda öldügü zaman cenaze törenindeyapilmaslâdet olan
konugmay1Bedford Dükü yapmigtir. Bu konugmada Dük, Getty hakkmda pu sözlerisöylemigti:
"Ne zaman Paul'ü dügünsem akhma hemen para gelirdi."J. Paul Getty için hiç güphesizbun-
dan daha daha onur verici(!) bir kompliman olamazdi.
Getty 1948-49 yillarmda Suudiler'le olaganüstü bir anlagma yapmigtl. Bu anlagma, kurulu
düzen girketlerininbagimstz petrolcüleringelmesiyledogmasmdan korktugu partlanberaberin-
de getirmigti. Getty'nin Pacific Western Sirketi'nin önerdigi gartlar bu dela öncekilerden daha
agir tepkilere neden olmug,gok yaratmtytt;çünkü bunlar beklenenin de çok ötesine gitmigti.
Getty'ninSuudiler'eväril bagma ödemeyi taahhüt ettigi 55 sent, Aminoil'in Kuveyt'e ödedigi 35
sentin çok üstündeydi. 33 sentlikverglyi Anglo-Iran ve IrakPetrolSirketi'nin,iran ve Irak'ta ay-
ri ayn ödédigi 161/2 senti ve Kuveyt Petrol Sirketi'nin15 sentlik vergisini cazibesiz gösterip sö-
nük dügürmügtü. Irak PetrolleriSirketi'nin Genel Menajeri dayanamayarak 55 sentlik vergyi
"Tam bir çilgmhk,istenmemig bir durum ve Iranve Irak'ta olugmasi olasigüç1üklerintek sorum-
lusu" ilan etmigti. Bir Ingilizdiplomat da, olaya kargi tepkisiniimtiyazi kmayarak ve "Pacific
Western Imtiyazirezaleti" sözlerlyledile getirmigti.
Bagimsiz-petrolcülerin gelmesi halinde gelecegin ne olacaglOl en iyi tahmin etmig kigi Or-
tadogu petrol imtiyazlan müzakerelerine katilmig olan becerikli Kaluste Gülbenkyan idi. O stra-
lar Standard Oil of New Jerseyyöneticilerindenbirine yazdigt mektupta konuyu göyleele almig
tir: "Bu yeni petrolcü grubu Ortadogu'da petrol imtiyazi geligtirilmesinde deneyimi olmayan ki-
§iler.Oradakiyerel hükümetlere astronomik teklifleryaplyorlaf Ye bunun sonucunda da yerel
hükümetler aym saçmahklanbizden bekliyor. Sonuçta, genel olarak ifade etmek gerekirse, du-
rum herkes için tam bir dert ólupçikiyor."Gülbenkyan'in Getty'ye kargt kipiselbir antipatisi ol-
dugu söylenebilir. Ne de olsa Getty denen bu Amerikah, Gülbenkyan'myanm yüzyll boyunca
Ortadogu'da o kadar özenle ektigi tohumlann meyvesini almaya gelmig bir
"türedi"
idi. Aynca
bu kigi ona bir bagka alanda daha meydan okuyordu. Dünyaçapmdasanat koleksiyoncusu ko-
numu için kendisi lle giddetle rekabet ediyordu. Yine de Gülbenkyan Ortadogu'dansöz ederken
eski deneyimlerine dayanarak konugmuy, kazadan sag kurtulmuy bir kazazedenin keskin zekä
ve anlaylgini göstermigti. Ileriyedönük kehanatte bulunurken gu sözleri söylemigti: ¶una kesin-
likle eminim ki yerel hükümetler birbirleriyle hiçbir bakimdan uyum içinde olmasalar da, bu
petrol imtiyazi konusunda bir araya gelecekler ve ondan sonra bizi limon gibi sikmak için elle-

421
\ rinden geleniyapacaklar"demig ve sözünü göyle tamamlamigti:"Korkanm ki bu milliyetçilik
rüzgâri ve daha bagka karmagalar sonunda bize siçrayabilir.Ben olsamdikkatli davranirdim."

Geri Çekilme
Kaçmilmazd1
DünyaninSuudi Arabistan petrolüne gösterdigive devamh olarak yükselme egilimindekitalep,
Amerikalilar'm aradan çekilmesi ve Ingiltere'de olugan ekonomiksoninlar nedeniyle 1949'da
dügmeye baglad1.Aramco üretiminin azalmastylaSuudi gelirleride kesildigi halde Kral'a
ve kral-
ligina ait malltaãhhütlerdehizli bir büyüme gözleniyordu. Bütün bunlar kugkusuz 1930'lu ve
1940'h y1llann birikimiydi. Askerlere ve memurlara maa; ödenemiyordu; kabilelere yapilan pa-
ra yardimi asklya ahnmigti ve hükümet de borç ylgmi altmdaezilmekteydi.
Bu çok acil durum kargisinda nereye bagvurabillrlerdi?Bu, olsa olsa çok kâr getiren girket
Aramco olabilirdi 1933'te, Maliye Bakam Abdullah Süleyman, "Jack"Philby'ninde yardimiyla,
büyük bir beceri göstererekSocalimtiyazi için müzakereyegirdi. Ne var kl bir hata yaparak mü-
zakerelerde devamli olarak tehditler savurmug,Suudi Arabistan'a
"büyük

girketkârlan" dedigi
geydenpay'verílmedikçe tüm petrol igini kapatacagini söyleyip durmuytu. Süleyman'mtalepleri
bitip tükenmekbilmiyordu. Ingaatprole masraflarmt Aramco kargilayacakti.Suudiler'in "Yoksul-
lar Fonu"na Aramco katkida bulunacaktL Yeni borçlanmalar için Aramco avans verecekti.
Aramco'nun Genel Damymani olan kipi bu konuda gunlan söylemigtir: "Sirketin her evet deyi-
inde Süleymanyeni bir talepte daha bulunuyordu. Aslmda Suudiler'in asil istedigi
geyorijinal
imtiyazm, kendi hükümetlerininkiralardaki hissesini çok daha artiracak gekilde yeniden görüg-
metere alinmas1ydt." Aramco'nun çok kâr getiren bir girket oldugu ortadayd1.Kendileri de bu
kârdan haklan olan hisseyi istemekteydi. Kisaca Venezuela'mn Çoktanalmig oldugu geyipimdi
de onlar istiyordu.
Venezuelahlar son günlerdekatalannibir geye takmigtive bu sadece Caracas'tan gelen an-
lagmanm yaz1hy gekli degildi. Venezuelali bir delegasyon Ortadogu'yubagtan sona dolagip "yari

yanya" kavramm1 Ortadogu halkina anlatiyor,hatta bazen lyi anlagilmasiiçin Arapça'ya çevir-
mek zahmetine bile kallamyorlardi. Venezuelahlar bu ek mastaflan hig kuçkusuz bagkalarma
yardimciolmak için yapmiyordu. Romulo Betancourt'un gözledigigibi ottada çok aç1kbir ger-
çek vardi: "Flyat dügüklügünden kaynaklanan rekabet ve Ortadogu'dangelen üretim hacminin
fazla büyük olugu, Venezuelaiçin çok ciddi tehdit olugturuyordu." En lyisi bu flyatlan yükselt-
mekti ki bu ancak Ortadogulular'm daha yüksek vergi almasi ile mümkündü. Digigleri petrol uz-
manmm yan alayli deyimiyle Venezuelalilar
"yan
yanya" anlagmasmm kâtlanni
"ig
imkâmm el-
lerinden alan bir bölgeye -Ortadogu'ya-saçmak kararmdaydi."
Venezueladelegasyonu Suudi Arabistan'a gitmekkaran almigti. Ama ancak frak'm Basra
kentine kadar gidebilmeyi bagardilar.Suudiler Venezuela'nm Birlegmig Milletler'de Isralllehine
oy kullandigLni unutmamig, bu yüzden delegasyonu ülkeye sokmamigt1. Fakat yine de
"yan

ya-
nya" kavrami aradaki simn geçmeyl bagaracakti. Sonuçta Suudiler 1949 ylh rakamlanna bak-
tiklan zaman aradaki farkm ne kadar büyük oldugunu anladilar.Aramco'nun o yllki kân Suudi
Arabistan'm kazancimn üç katml bulmugtu. Suudiler'in asil kafalanm yorduklan konu, nasil
olup da Birlegik Devletler hükümetinin aldigt verginin bu kadar artmig oluguydu.Eu öyle bir
noktaya ulagmigtl ki 1943 ylhnda Aramco'nun Amerikan hükümetine ödedigi vergi 43 milyon
dolan bulmugtu; yani Aramco'nun Riyad'a ödedigi vergiden 4 milyondolar daha fazla olmuqtu.
Suudiler sonunda Amerikalilar'a girketintam olarak ne kazandigim, bundan vergt olarak Birle-
gikDevletler'e ne verdiginive bunun Suudi Arabistan'a yapilan vergi ödemesi yanindane ifade
ettigini çok lyi bildiklerini aÇ1kça
anlattilar. Aynca bir geyidaha çok açik olarak ifade etmiglerdi.
Aramco Sirketi bagkamnm kibarca açtkladigtgibi "Suudiler bu durumdan hiç de memnun de-
gildi."

422
J. Paul Getty'nin yeni Tarafsiz Bölge imtiyaziigin yaptigitekllfonlara petrol girketlerinin
çok daha fazlapara ödemeye muktediroldugunugöstermigti. Ama her.geye karço Suudiler bu
konu üzerinde fazla baski yapmak istememigti. Imtiyazuyarmca yapilmasigerekençok büyük
bir yatirim programi beklemekteydi. Aynca, Aramco'nun pazar hissesini elden kaçirdigtna he-
nüz tamkolduklanndanSuudilerbirtakun ek masraflarçikararak girketi zor bir duruma sokmak
istemiyordu. Böyleyaptiklan takdirdegirket üretiminin franKörfezi'nin bagka ülkelerinde üreti-
len petrollerekabet edemez duruma gelmesindenkorkuyorlardi.
Belki.de isteseler girketinrekabetçi durumunu dogrudan etkilemeden Aramco'dan daha
fazla para koparmalan mümkün olabilirdi. Bu ümitle Suudiler önce bir aragtirma yaptL Hatta
Aramco'nun bilgisi digmda,Amerikan vergi yasasi konusunda lyi bilgi sahibiolan bir dampmam
kadrolannda tutmuglard1.Daniçú1anm incelemeleri sonunda Amerikan vergi yasasmda kendi
lehlerine uygulanabilecek ve aym zamanda Aramco'yu dagilmaktan kurtaracak bir madde bu-
lundugunu memnuniyetle gözlediler; bu,
"yabanci
vergi kredisi" olarak bilinenvergidir.
Baglangici 1918'e dayanan o günkü yasaya göre, denizagir1 ülkelerde faallyet gösteren bir
Amerikan girketi, Birlegik Devletler'e ödedigi gelir vergisinden, yabanci vergi olarak ödedigi
miktan dügebiliyordu. Bundan amaç digarda i; yapan Amerikan girketlerininböyle yaptiklan
için zarar görmelerini önlemekti. Ïq yapmanin bedelinde alman igletme payi ve diger sabit öde-
meler ise bundan dü§ülemiyordu. Su ikisi arasmdaki fark çok önemllydi. Çünkü. bu gu anlama
geliyordu: Suudi Arabistan 1949'da, igletme payt olarak sadece 39 milyon dolari degil, aynca
vergi olarak da 39 milyon dolar daha aldiginagöre, bu 39 milyon dolarlik vergi,BirlegikDevlet-
ler hükümetine borçiu oldugu 43 milyondolardan dügülebilirdi. Sonuçta Aramco'nun Birlegik
Devletler Maliyesi'ne sadece 4 milyon dolar ödemesi gerekiyordu.Diger bir aç1klamayla,43
milyondolar degil, 43 milyon dolarla 39 milyondolar arasmdaki farki ödemesi gerekiyordu. Su-
udi Arabistan'meline ise 39 milyon dolar degil, bunun iki kati
-78

milyon dolar-- geçmellydl.


K1saca, Aramco'ya dügen toplamvergi aym kaltyor, ancak bunun büyük kismi Washington'a de-
gilRiyad'a gidiyordu.Suudiler'indegerlendirmesine göre durum böyle olmaliydt; çünkü ne de
olsa petrol onlara aittí.
Yeni buldugu bu silahla Suudi Arabistan Aramco üzerindeki baskismi giderek agirlagtirdi
ve sonunda, 1950 Agustosu'nda girketgerçekle kargi kargiya gelerekimtiyazda temel degigiklik-
ler yapilmasi için görügmelere baglamay:kabul etti. Su ara girket, Suudi Arabistan'in taleplerini
kargilamaya yatkm Digiglerißagkanligl'yla devamli temas1da ihmal etmiyordu. 1950 Hazira-
ni'nda KoreSavagibaglamty,bu yüzden Amerikan hükümeti Ortadogu'dakomünist etkisinden
ve Sovyetler'in yayilma politikasmdan tedirginolmugtu. Ayrica bölgesel istikrar ve petrole gü-
venle ulagma konularmda da rahatsizhk duyuyordu. Görügüne göre Bati dügmani milliyetçiler
zor durumda birakilmahydt BirlegikDevletler Hazinesi'nin aleyhineolsa da, Digigleri,Suudi
Arabistan'a ve bölgedé petrol üreten diger ülkelere daha çok.gelir saglanmasim istiyordu. Kamst-
na göre Batt yanhst hükümetleri güçlü tutmanmve hognutsuzluklanm en alt düzeye indirmenin
tek yolu buydu. SuudiArabistan'm görügüne gelince,o Amerikan girketlerininkonumlanni ay-
nen korumalan yanlislydi ve bunun saglanmasi için acilen önlem almmas1yönünde elden gelen
her geyinyapilmasmi istiyordu.
Meksika'nin Amerikan ve Íngilizpetrol girketlerinikamulagtirmasmm üzerinden henüz
yirmiyll geçmigti.Bu, iglerin bazen ne kadar kötüye gidebilecegininkamtlydi. D1çigleriBakanlt-
=
petrol politikasi konusunda göyie diyordu: ¶irketinmücadelede geri çekilmesi kaçmilmaz ol-
duguna göre bu ricatm bütün ilgililer açfsmdan elden geldiginceyararli ve düzenli bir gekilde
gerÇeklemesi çok önemlidir." DigigleriBakanliginm Yakmdogu igleri'ndensorumlu bakan yan
dimcist GeorgeMcGhee'nin görügüne göre yarlya" prensibíni oldugu gibi uygulamakartik
"yan

kaçmilmazdi. Ileridebir gün, McGhee konuya ç0yle açiklik getirecekti: "Suudiler Vene2uela'nin
'Yart Yanya' aldiklartni biltyordu. Bunu bildiklerine göre kendilerinin de aldigini biliyorlardi. Bu-

423
nu da bildiklerine göre kendilerinin de yüzdeelliistemeleri dogaldi." 18 Eylül 1950'de, Digigle-
ri Bakanligi'ndayapilan bir toplantida,Ortadogu'dafaallyet gösterenpetrol girketleri temsilcile-
rine McGh.ee uymak-için zamanlamanm çok uygun oldugunu" söylemîçtir.
"çaga

Artik bu konuda olumlu geligmeleryaçanmasmi önleyen tek bir sorun kalmigti;Aramco'nun


babasi olan dört girketten bazilan bu fikre kesinlikle karpydi. Kamlarmagöre orijinal imtiyazdaki
çartlargelirvergisini kesinlikle yasakliyordu. Ancak daha sonralan yapilan bir toplantidaMcGhee
Aramco'nun sahibi konumundaki bu girketlereçok açikliklabagka bir seçenegin mevcut olmadi-
gtmve uzun vadeli kontratlann iddetli bir yangmaya" sebep oldugunu söyledi. Aramco Sirke-
"

ti'nin yöneticilerindenbagkan yardimcisida, yan yanya prensibini savunurken gu görü§üifade et-


migti: "Bu formülün psikolojikaçidan ele almdiginda adil oldugu anlagilir.Suudi Arabistan'da da
bu çözüm adil kabul edilecektir." Sonunda söz konusu girketlerikna edilmigtl. Yogun geçen bir
aylikuzlagma görügmelerisonunda, 30 Arahk 1950'de Aramco ve Suudi Arabistan girketleri,
prensipte Venezuela'mnyan yarlya prensibinedayanan yeni bir kontrat imzaladilar.
Suudiler'in yeni kontrattan memnunluk duymasma kargm ortada yine de bir sorun kalmig-
ti. Su da vergi ödemelerinin Amerikan vergi istisnasi için de uygun olup olmadigL konusuydu.
ÖdemelerinAmerikan vergi istisnasma da uygun oldugunun teyidi için 1955 yllim beklemek
gerekmigti. 1957de ¡ç GelirlerVergilemesini denetleyen ortaklaga Kongre Komisyonu da, muh-
telifvergi yasalarim, bunlarm tarihçesini,hukuki kararlan ve LIL S. (Internal Revenue Service Íç
-

Gelirler Hizmeti) kararlanmn benzer durumlarda, mükelleflerin durumunu" inceledik-


"diger

ten sonra karara kargi onaymi bildirdi. Bunu izleyen senelerde Birlegik Devletlerhükümetinin,
öncelikle de Milli Güvenlik Kurulu'nun vergi istisnalarinda Aramco'ya ayncalik saglamakiçin
vergi yasalannt onlara göre ayarladiklarmi, gerekentadilatiyaptiklarmi iddia edenler çikm14tir.
Ancak, kayitlar bu iddialarin dogru olmadigmikamtlamigt1r.Aramco'ya uygulananvergi yasala-
nnda hiçbir usulsüzlük yoktu.
Bu geligmeleriizleyen günlerdegelirlerinönemli bir kismi ABD Mallyesi'nden SuudiAra-
bistan kasalarina akmaktayd1.1949'da Mallye vergi olarak Aramco'dan 43 milyon dolar tahsil
etmigti.Bu Suudi Arabistan'a igletme payi olarak verilen 39 milyon dolarla kargilagtinldigmda,
kira bölünmesinin 1950 yllma kadar tamamen farkli uygulandigt ortaya ç1klyordu.l-951'de Su-
udi Arabistan pirketten l 10 milyon dolar tahsil etmigti; ancak vergi istisnasi uygulamasmdan
sonra ise Aramco ABD Hazinesi'ne sadece 6 milyon dolar ödemigti
Suudi-Aramco anlagmasikomgu ülkeler üzerinde çabucak etkisini gösterdi. Kuveytliler
derhal kendileri için de benzer bir anlagma yapilmasinda israr ettiler. Gulf Oil Sirketi ise tepkisi-
ni göstermedegeç bile kalmig olmaktan korkuyordu. Bu konuda Gulf Sirketi BagkaniAlbay Dra-
ke endigelerini Amerikan yetkililerine göyleifade etmigtir: "Bir sabah uyandlgLmizda Kuveyt'in
elimizden gitmigoldugunugörebiliriz."SonundaGulfSirketi, Anglo-iran Sirketi'nin bagkam Sir
William Fraser'in inatçihkla sürdürdügü itirazmi kirmayi baçararak bu girketi Kuveyt Petrol Sir-
keti'ne sokmuy ve kendine ortak yapmigtir. Böylece Anglo-Ìran da Kuveyt'te yanya" ilkesi-
"yan

ni kabul etmig oluyordu. IngiltereKara GelirlerildaresiAnglo-Ìran'm vergi istisnast prensibine


karç1tepki gösterdiysede Íngilizhükümetinin öteki kesimlerinden gelen agir baskilar sonunda
vergiciler de nihayet gerçegi kavradilar ve vergi istisnasi mekanizmasma uymayi kabul ettiler,
1952 yllmm ilk aylannda, kompu Irak da yan yanya anlagmasmi kabul etti.
Böylece David Ricardo'nunmal sahibi-kiraciiligkilerine artikyeni bir boyut, bir temel geti-
rilmigti. Bu yeni düzende kíract durumundaki petrol girketleri varliklanm hissettirmek için bir-
birlerine sikica sanlacakti. Sözgelimi JerseySirketi'nin birkaç departmammn ighirligiyaparak gir-
kete bir çegitiç-rehberlik saglamak amaclyla yan yanya anlagmasmm nasil uygulanacagim göste-
ren bir kitapçik hazirladigt görülür. Kitapta, girketin Meksika igletmesinden büyük dersler aldigL
üzerinde durularak qu görüglere yer veriliyordu: "Quanda billyoruz ki herhangi bir ülkede konu-
mumuzun güvenceliolmasi, sadece yasalara ve kontratlara uymamiza veya hükümete yaptigi-

424
miz ödemelerin oramna ya da niteligine bagli degildir. Tümüyle iligkilerimizin herhangi bir
anda, o ülke tarafmdanveya ülkenin kamuoyu tarafmdanve kendi hükümetimiz ve kendi ka-
kabul edilmesine baghdir. 'Adil' kabul edilmedigi takdirdedegigtfrilmesi ge-
'adil'

muoyumuzca
olmamak" yazik ki, aslmda, belirli ve ölçü-
"adillik" "adil

rekir." Ancak gu da bir gerçektirki, ve


lebilen standartlara bagli olmaktançok duygulara dayanan kavramlardir. Su mühendislere,iga-
damlanna ve uluslararasi petrol girketikorsan yöneticilerine her ne kadar uygunsuz ve kabulü
"50/50"

zor gelsede, yaçamm bir gerçegidir: O güne kadarki deneyimler de kavrammda insam
bir
memnun eden eskidengelrne geyler oldugunti göstermigtir.
memnun etse de etmese de bu anlagma artik bir zorunluktu. Ama acabakiralar ko-
llgilileri
nusundaki sava; sonsuza dek sürecek bir bang anlagmastyla mi sonuçlanmigte, yoksabu sadece
bir ateykes miydi? Artik girketlerin milliyetçilik, hükümranhk iddialan ve milli devletlerin daha
çok gelir elde etmek için duydugu kaç1mlmaz hirsa karçi kendiferini savunacak duruma geldikle-
ri söylenebilir miydi?Jerseyidaresi için hazirlanan kitapçik kesin bir uyan öneriyordu: "Herhan-
olmaktan uzak' oldugu kanisma vanr ve yine de bu bölüg-
'adil

gi bir ülkede egit bir bölügmenin 'adil

meyi kabul edersek, diger ülkelerde de zemin ayagimizm altmdan kayar ve o illkelerde de
"50/50"

olmayan'durumu kabul etmek zorunda kahnz." Kitapç1ktakigörüg,yani prensibinden


ödün verilmemesi bunun iyi bir bölügme oldugunun igaretiydi. Ileridebu oranin kendilerini her-
"45/55"

hangi bir savunmayazorlamayacagina ve eleptiriye de kapah olduguna inan11migtL ya


bu avantait saglayamaz,olsa olsa geriçekilmeyigeçici bir süre durdururdu.
"40/60"
da

Simr Çizgisi(Watershed)
1950 Arahk ayinda yürürlüge girmig olan Suudi-Aramco yanya" anlagmast bir tarihçinin
"yan

Ìmparatorlugu'nun
"ingiltere

hakh olarak tammladlglgibi duraklama ve gerileme tarihinde bir


devrim" sayihr:"Bu Ortadoguaçismdan gücün Hindistan'a ve Pakistan'a geçmesikadar anlamh
olan, iktisadi ve politiksmirlann çizilmesíolgusudur." Amerilfan hükümeti açismdanda Suudi
Arabistan ve öteki ülkelerin çok acil ve kritik gelir ihtiyaçlannm kargilanmasmda yardimci ol-
"dost"

muytur. Amerikan hükümeti için sava; sonu petrol düzeninin aynen korunmasi ve bu re-
jimleriniktidarda tutulmasison derece önemliydi ki, anlagma bunu da saglamigtir.Su anlagma-
mn aym zamanda birçok risk içerdigini de kabul etmek gerekir.Truman Doktrini ve Marshall
yardimi gereginceher bir dolarm Kongre'de adeta bir savaga neden oldugu bir sirada Ortadogu
hükümetlerine petrol girketlerininkânna vergi koyma yetkisi veren böyle bir düzenleme hiç
kugku yok ki Kongre'den ek yabanciyardim koparrnaktan çok daha etkill ve yararli olmugtur.
"Yartyanya" prensitinin ayrica gerekli psikolojik rahatligi sagladigtda kabul edllmelidir. Kisaca
hem siyasi hem de seribolik açilardan anlagma,kendisinden bekleneni fazlaslylavermigtir.
Çokseneler sonra, 1974'te uluslararasi petrol politikalan bir kez daha çok yogun ve gid-
detli anlagmazhklarla yüz yüze geldiginde, bir vakitler Suudi-Aramco anlagmasim savunmuy
olan ve gimdide Digigleri Bakan Yardimciligt'ndaki GeorgeMcGhee, 1950 ylhnda temeliniatti-
gibu anlaymadan dolayi bir Senatooturumunda sorguyamuhatap olacakti. Bu senatör kendisi-
ne qu soruyu sormugtu:Acaba McGhee vergi istisnasi sisteminin gerçekte "Milyonlarm, yöne-
tim karanyla kamu hazinesinden alimp yabanci bir hükümetin kasasma aktanlmadigimsöyleye-
bilir miydi?Ve bunun Birlepik Devletler Kongresi'nin onayina bile gerekduyulmadan yapildigim
kabul eder miydi?"
McGhee bu soruyu tepkiylekargilamig, itiraz etmigti. Su sadece kabul oyu anlaminda el
kaldirmakla geçirilmig bir anlagma degildi. Zamamn Maliye Bakanligi'na ve Kongre'yedampil-
diktan sonra yürürlüge girmig bir anlagmaydi. Alman bu karar asla bir sir degildi. "Yan yanya"
prensibi daha Suudi Arabistan'da uygulanmadan yedi yil önce Venezuela'da yürürlükteolan bir
anlagmaydi. McGheeaçiklamasmda kendisine.yöneltilen sorunun hiçbir dayanagi bulunmadigi-

425
I

m savundu ve "Bu petrol imtiyazmm sahipliginikazanmig olugumuz ülkemiz açismdan çok bü-
yük yararlar saglamigtir"dedi. Ona göre anlaçmanm igigi altmda bir yeylerbaçarmig olmamak
bazi riskler getirmigti. McGhee sözlerininsonunda "Aslmda,gerçektehdit imtiyazm kaybmdan
ileri gelmigtir" dedi,
Gerçektende, Aramco SuudiArabistan'daki imtiyazmi korumugtur. Ne var ki 1950 Arall-
gl'ndakiSuudiler'le
"yan

yarlya" anlagmasimn imzalanmasmdan sonra, alti ay içinde, kompu


iran'da yaçanan olaylarmal sahibi-kiraci iligkilerinin taraflanhiç de memnun birakacak gekilde
düzenlenmedigini kamtlamigt1.

426
23
"ÌhtiyarMossy" ve
iran lçin Mücadele

1944 yllmda, eski Iran SahlRiza Pehlevi'nin GüneyAfrika'da sürgündeykenöldügü haberi Tah-
ran'a ulagtigmda Sah'moglu Ve tahtmm varísi Muhammed Riza Pehlevi kéderden periçan ol-
muytu. Çokyillar sonra, o güne ait duygularina deginirken reaksiyonunu gu kisa cümleyle özet-
lemigtir: "Kederimsonsuzdu." Muhammed Riza Pehlevi, Iranti Kazak tugaymmtartigmasizve
gerçek komutam olan ve 1920'lerde iktidan ele alarak kendisini Sahilan edip, taç glyenbabasi-
m taparcasmaseverdi. Tahta geçtikten sonra ilk günden baglayarak parçalanmig durumdaki ül-
keye düzen getirmig,büyük bir hizla modernlegmesine yönelmig, babasimn ve kendisinin Orta-
çag'dan kalma tehlikelive öldürücü dügmansaydiklannüfuzlu mollalari sahneden silmek için
elinden gelengayretigöstermigtir.
Muhammed RizaPehlevi'nin kederini artiran ve onu vicdanensùçlu yapan gerçekte baba-
smm tahtml gasp etmig olmasi degildi. Yazikki babasmm tahttan indiriliginde onun da losmen
rolü vardt 1941 Agustosu'nda, Almanlar'm Sovyetler Birligi'ni iggal etmeye.baglamasmdan iki
ay sonra Ïngllizler ve Ruslar,Abadan rafinerisini ve franüzerinden Sovyetler'e giden levazim yo-
lunu güvenlige kavugturmak için askeri güçlerini Íran'asokmugtu. Almanlar'm Rusya'da ve Ku-
zey Afrika'da hizla ilerlemesi Müttefikler'i dehgete dügürmüg, bir kugatma hareketlyle fran'a gi-
rip burada kuvvetlerini birleptirecegi korkusunu yaratmigtL Bu yüzden Naziler'e dostluk ve
sempatigöstermig olan Riza Sah'1tahttan indirerek yerine, o. günlerde henüz yirmi bir yagmda
olan oglunugetirmiglerdi.
Riza Sah'inölümünden sonra, Muhammed Pehlevi babasini daha çok dügünmüg, ona ait
amlar bir hayalet gibi pegini birakmamigttr.Artik sonsuza dek habasina lay1kbir eylatolmayaça-
li§acaktL Bagkalarigibi kendisi de sürekli olarakkendisini babasi ile klyaslayacakti. 1948 y1lmda
bir gün kendisini ziyaret eden bir konuguna Sahkipiselolarak bir itirafta bulunarak gu sözleri
söylemigti: "K1zkardegim Egref dün bana bir adam mi yoksa bir fare mi oldugumusordu." Bu
sözü söylerken gülüyordu, ancak kendisinin bunu pek komik bulmadigi da açikça belliydi. Ha-
yati boyunca her zaman kendisine babasi kargismda zaylf, kararsiz ve yetersiz'kaldigi ima edil-
migti. Hayattnin birçok ylhmyabanc11arla ve diganda geçirdigiiçin halki tarafmdanbir balama
"diga
egilimli" görünüyordu. Daha alti yagmdayken Fransiz bir mürebbiyenin ellerine teslim
edilmig, on iki yagmdayken tahsil için Isviçre'debir okula gönderilmigti.Egitimi ve deneyimi
kendisini frantoplumundanbir ölçüde uzak tutmuytur.Amerikan Büyükelçisi'nin 1950'de söy-
ledigi gibi"Dogulubir ülke için Sahfazlaca batihlaymigbir Rigiydi."Bu belki de dogtuydu. Ola-
sihk kendisini neredeyse kirk yll boyunca bir hayalet glbi kovalamigtir.
unu da unutmamakgerekirki, kendi endigeleri ne olursaolsun, henüz çok küçük bir yag-
ta çegitlidalaverelerle yogrulmuy bir ortama at11migt1.Bu ortam kendinden son derece emin ve
deneyimli bir politikaci için bile bag etmesi çok zor kogullarla doluydu. lran'da kralligm ne dere-
ce megruoldugu tartigmakonusu olabilir. Ìran'damonarginin rolü bugün dahi çözümlenmemig
bir sorundur.Muhammed Pehlevi yabanct güçlerin müzminlegmig müdahalesiyle ve aynca Sov-

427
yetler'in ülkenin toprak bütünlügü üzerindeki baskisiyla ve ingiltere'nin oldukça büyük ekono-
mik varligiyla mücadele etmek zorunda kalmigtir.Smif, yöre, din, modern-- geleneksel akim gi-
bi farkliliklarm egemen oldugu bir siyasisistemde, otoritesini devam ettirmek için mücadele
vermeye zorlanmigtir. Ülkeninbir yanmda ategliAyetullah Seyid Kaganiliderligindeki Islamellar
vardi. Bunlar dünyaya ait hiçbir yeyinülkeye girmesinerazi degildi ve en küçük bir modernleg-
me hareketinde hemen bag kaldmyordu, Bu bagkaldirilar yabanct dam;manlarm geliginde veya
Riza Sahkadmlara peÇeyikaldirma hakki verdiginde ülke çapindayayll1yordu.Ülkeninöbür ke-
simindeise komünistlerve Moskova'ya bagh iyi organize edilmigsolcu parti Tudeh vard1. Su iki-
.
sinin ortasmdada, hepsi birden politik sistemi yeniden yapilandirmak isteyen reformcular, milli-
yetçiler ve cumhuriyetçiler bulunuyordu. Aynca, iktidan kendi ellerine geçirmek için sabirsizia-
nan subaylarda bu gruptaydl.
Ìran'mpolitik kültürü karmakangik fantezilerle dolu, çilgin abartmalarave çok yogun duy-
gularadayanan bir kültürdü. Nüfuz suiistimall ve ahlaki çürümeburada bir yaçamgekliydi.Ingi-
liz Maslahatgüzan Meclis'te,Tahran Parlamentosu'nda bu oyunun kurahru çok açik bir gekilde
öyle özetlemigti: "Milletvekilleri rügvet bekler." Kirsal kesimde lse Tahranve Pehleviler'le ya-
kmbktan nefret eden yüzlerce agiretyagamaktaydL Sahhükümranliginda olan ülkede gerçekten
de ayinlik taraftariakimakapilmam1çtoprak parçasi yoktu. Nihayet 1940'lar sonunda ülke eko-
nomik çöküçnedeniyle sefalet Ye isttrabm pençesine dügtü. Tüm ülke ulkunda gimdiyalniz bit-
mek bilmeyen.kalici bir ümitsizlik hâkimdi.
Ülkeyibirleptiren tek faktör yabanc1dügmanhgi ve özellikle de ingiliz dügmanliglydi. O
günlerdeçok süratle dügmekte olan bir ülkeye belki de o güne kadar bu kadar kötülük yakigtml-
mam14t1.Artik ingilizler'e geytan, tüm ülkeyi kendi ellerinde evirip çeviren bir yaratik gözüyle
bakillyordu.
Her Iranhpolitikacigirdigiher siyasi çevrededügmanlarmi ve muhaliflerini ingilizajani ol-
makla suçlamak zorundaydi. Ülkedeyaganan kuraklik, hasat verimsizligi ve veba gibi olaylardan
bile bu kurnaz Ingilizlersorumlu.tutuluyor, bunlann Ingllizler'in geytancabir düzeni olduguna
inanillyordu. Ancak protestolann odak noktasi, Iran'msanayideki en büyük içvereni, ülkenin
yabanc1 gelirlerinin en önde gelen kaynagi ve modern yabanci dünyamn sembolü saydiklan
Anglo-lran Petrol yogunlaglyordu.
§irketi'nde
Anglo-IranSirketi'ne duyulan neffeti kismen petrol kiralan üzerindeki kavga körüklemek-
teydi. 1945-1950 arasmdaAnglo-Iran Sirketikayitlarinda kâr olarak 250 milyon pound gõsteri-
lirken, Iran'migletme payi 90 milyon pound'da kalmigtl. Íngiltere hükümeti Anglo-Iran'dan ver-
gi olarak fran'm aldigt igletme payindan daha çogunu allyordu. Igleridaha da kangtirmak isterce-
sine girketinkâr hissesinin önemli bir bölümü de, en büyük sahip durumundaki ingilterehükü-
metine gitmekteydi. Sir söylentiye göre Anglo-Iran SirketiÏngilizdonanmasma, hem de büyük
bir indirimle petrol satmaktaydi. Iran'a gelincebu ülke için para ve kuruglardan çok daha önem-
li geylervardi ki, bunlar duygular ve sembollerdir. Politikacilan ve ayaktakimmi çilgLnca bir he-
yecana sevk eden ve Anglo-Íran dügmanligmi milli bir tutku, bir sabit fikir haline getiren de bu
duygulardL Aynca, bagkalarmm ceza ve sorumlulugunu yüklenen yabanc1 bir girketbulmak da
kolaylarma gelmigti.

Son Sans
IL Dünya Savagi boyunca Amerikaltlar ve Ingilizler,Iran't ingiltere'nin sorumlulugundagör-
müglerdir. Ancak daha sonra, Soguk Savaym kizigmaslyla ve Iran Körfezi petrolünün güvenligt
konusunun da araya girmesiyle,Iran, Amerikan yabanct politikasmm ön safmda yer almigtir.
Sovyetkuvvetleri 1946'da Kuzey iran'dan çekilmigti, ancak 1949'da Amerikalilar, íçinde bu-
lundugu korkunç ekonomik ve politik çürüme sonunda tran'in Sovyetier Birligl'nin pençesine

428
dügmesinden korkmaya baglamigti. Íranise, her zaman sahne oldugu suikastler, suikast girigim-
leri yüzünden çok daha pagkindurumdaydi ve politik durum da çok daha çapragikti.1949 Qu-
bat aymda, fanatik bir Müslüman olan fotografç1kiliginda biri Tahran Üniversitesi'ne geldigi
bir sira iran Sahi'nl öldürmeye tegebbüs etti. Alti el ate; etmesine kargm bu suikast girigimin-
den Sahhafif yaralarla kurtulmug, aynca gösterdigicesaret ve serinkanlilikla halkmin takdirini
kazanmigt1. Daha sonra, bu olaya deginirken Sahdegerlendirmesini göyleyapmigtir: "Bu su-
ikast girigiminin mucizevi bir gekilde baçarisizlikla sonuçIanmast beni bir kez daha hayatimm
ilahi güçler tarafindankorunduguna inandirmigtir." Bu olay Sah'ingörügüylekendisi ve ülkesi
için tasarladiklarindabir dönüm noktasi olmuqtu. Sahbu olayistktyönetimilamnda ve kipisel
otoritesini daha da baskili gekilde hissettirmesinde dayanak olarak kullanmigtir. Ölümünden
sonra "Büyük"unvani verdigi babasmm cesedinin Güney Afrika'daki mezanndan çikar11arak
Iran'a getirilmesive devlet töreniyletopragaverilmesi emrini verecekti. Eu arada imdi oglu-
nun hükümdar oldugu ülkenin her kögesinde Riza Sah'm heykellerinin dikilmesi de ihmal edil-
memigti.
Siyasiotoritesini yayginlagttrmakiçin gösterdigi çabalardaÍran Sah't,Íran ile Anglo-Íran
Petrol Sirketi arastndakimall baglan, petrol ihraç eden öteki girketlerinkine uydurmaya özen
göstermigtir. Bu ara, Sovyetler'in emellerinden korkan ve Ingilizler'e klyasla kaybedecek fazla
bir geyi de olmayan Washington,hem Ingilizhükümetine hem de Anglo-Iran'a, ödemekte ol-
duklan igletme paylanm artirmalart için baskt yapmaktaydi.O stralar Amerikahlar'm bu konuda-
ki en gözde adam1Digigleri Bakanhgl'mn Yakindogu Ve Afrika iglerinden sorumluBakan Yardim-
cist olan ve aym zamanda Aramco ile Suudi Arabistan arasmda
"yan
yanya" anlagmasim kabul
ettirmeye çaliçan George McGhee idi. McGhee kazançlarm Anglo-Ìran ve fran arasmdaki gün-
cel bölünme geklindenhognut deglldi ve bunun akilc1olmadigt kamsmdaydi. Íngilizyetkililer
ise, dogal olarak McGhee ve diger Amerikalilar'm bu ige müdahalesine ve herhangi bir gekilde
öneride bulunmasma karplyd1.Su kipiler 1949'da tam otuz yedi yagmda olan McGhee'ye
"gu

harika çocuk" diyor ve bazi sorunlarinm çözümü íçin dügüncesine bagvuruyor, ondan ögüt al-
maya çaliç1yordu. Ancak bu konuda ige kanymasma karplydilar.Yine bu kipiler McGhee'yiingi-
lizler'e ve Anglo-iran'a kargt bir adam olarak görmekteydi. Ancak, bu konuda yamlgidayd11ar.
McGhee Oxford'daRhodes bursu ile okurken, Anglo-Iran BagkamSir JohnCadman'm kizlanyla
arkadaçlikkurmuy hatta birçok kere Cadman ailesini yazhktaki köy evlerinde ziyaret etmigttr.
Oxford'da fizik doktorasi çaligmasiyaparken bazi sismik aragtirmalar da yapmig, bu aragtirmala-
r1 (girketin kazi yapmada yararlandigt Hampshire bölgesinde) Anglo-Íran'in da kattlimlyla, onlar-
la beraber yapmigtl.Bu çahçmalarbitince Anglo-iran yan pakayla,McGhee'ye i; teklifindebile
bulunmuytu. McGhee bu tekliti ciddiye ahp dügünmüg, ancak kabul etmemigti. Kabul etmeyi;
sebebi tamamen memieket hasretínden ve bir an önce Amerika'ya dönmek istemesinden fleri
gelmiçti.Sonrakiyillarda bu olaya pu sözlerle deginmittir: "O günlerde AIOC'a kargi (Anglo-Iran
Oil Company)yakm duygular içindeydim."
Sonrakiolaylar McGhee'ninisabetli hareket ettigini göstermigtir. McGhee'ninLousiana'da
büyük bir petrol arazisibulmasi ingiltere'dendönügünden hemen sonraya, IL Dünya Savagt'mn
baglangicina rastlar.Bu bulug ona servet, bagtmsizlik ve mesleginin geri kalan kismini kamu hiz-
metine adama firsatt vermigtir. Seçkinbir kigi olan EveretteDe Golyer'inkiztyla evlendi ve or-
duda görev almcaya kadar De Golyer'in petrol degerlendirme firmasinda ortak olarak çaligti.
McGhee gagmazbir Ingiliz hayramydi (veyaçaminm daha ileri bir agamasinda Ingilizce Konu-
ganlarBirligi'nin bagkani olmugtur). Kesin olarak inandigt çey,ingilizier'inmutlaka kendi kendi-
lerinden kurtanlmaya muhtaç olduklanydi. Özellikle de, petrole kargi takmdiklan
"on
dokuzun-
cu yüzyil" tutumlarminkesinlikle degigtirilmesi gerektigine inamyordu. McGheebazi konularda
beyanlarda bulunurken ayni zamanda meslektaglarmm görüglerini yansittrdi: "Iran konusunda
girketin ve ingilterehükümetinin gösterdigi görülmemig ve inatçi saçmaliklart" eleptirirken,
-ki

429
bunlar DigigleriBakani Dean Acheson tarafmdan özetlenmigti- McGheeher zamanki gibi hem
kendisinin hem de meslektaglarinm hakli görüglerini yansitmigtir.
Diger taraftan, her ne kadar Amerikalilar inanmiyorsa da, ingilterehükümeti de Anglo-
Iran'laanlagmazlik halindeydi. Gerçi Íngilterehükümetinin Anglo-Iran'da yüzde 51 hissesi var-
di ama bu, iki tarafarasmdabüyük bir yakmhk ve anlaylym var oldugu anlammda degildi. Tam
tersine bu ikisi birbirlerine kargi güpheve kin duymaktaydi ve en çetin mücadeleyi de yine bir-
birlerine kargiveriyorlardi. Bu çetin çatigmalar çogu zaman oldugu gibi klasik düzeyde "Bagkan-
la yöneticiarasindakiçatigma"geklindeydi.Daha 1946 yllinda, günün DigigleriBakamolan Er-
nest Bevin bu konuda gikâyettebulunarak gunlansöylemigti: "Anglo-Irantam olarak devlet ser-
mayesiyle içIeyen özel bir girkettir ve yaptigt her yey mutlaka Íngiltere hükümeti ve Íranarasm-
daki iligkilere yansir, bu da bu iligkileri etkiler. Benim DigigleriBakani olarakhükümetin bu bü-
yük holdingi üzerinde, hiçbir geyyapma gücüm veya nüfuzum yoktur. Bildigimkadanyla öteki
bakanhklarm da yoktur."
kendi açismdansa, durum bambagkaydl. Bunlara göre girket dünyada ham petrol
.¶irketin

üreticileri arasmda üçüncüydü ve petrolün hemen hepsi de Íran'dangelmekteydi.Diger taraf-


tan, yine anladiklari kadanyla franda iyi bir anlagma yapmtyti. 1933 sözlegmesine göre Ìranyal-
mzca i§1etme payi almakla kalmlyor, aynca girketin tüm dünyadan elde ettigi kârlardan da yüzde
20 ahyordu. Bu, anlagildigt gibi, diger herhangi bir petrol üreticisinin partlarmdançok daha iyi
çartlardemekti. Bundan bagka, art1k Anglo-Ìran en büyük uluslararasi petrolgirketlerindenbiri
olmugtu. Bundan böyle, kompleks ve global düzeyde i; iligkilerine girmeye yöneliyordu. Artik
Churchill'in 1914'teki pay aliminm hedefine uygun olarakfaaliyet gösteriyor ve üst düzey yöne-
ticisi politikacilarm ve devlet memurlarmmmüdahale ve ögütlerini istemiyordu. Onlara göre
Anglo-Iran Bagkani Sir Wiliam Fraser'in küçültücü deyimiyle "Bati Yakasi'ndan gelen Baylar"
açikça, petrol iginden anlamazdi. Ashnda iran'da herhangi bir ip yürütmenin ne demek oldugu-
nu da bilmezlerdi. Ne var ki olaylar bunlarin istedigt gibi geligmeyecek,baskilar Anglo Íran'i
1949 yazinda, Iranlilar'la ek bir uzlagma yapmaya zorlayacaktl. Bu, degigtirilen 1933 imtiyazina
konulan bir ektir. Bu yerii öneri igletme paylarmm fazlaslyla artmimasmda, toptan ödemelerin
de adamaktlli yükseltilmesine yönelikti.
Anglo-iran ve Íranhükümeti bu konuda anlagtiklan halde, Iranhükümett Parlamento'nun
itirazlyla kargilagma korkusuyla anlagmayi bir sene süreyle askida birakip Meclis'e sevk etme-
migtir. Sonunda1950 Hazirani'nda anlagma Meclis'esevk edildi. Parlamento'daki petrol komis-
yonu yeni anlagmayt giddetle reddedip imtiyazin iptali yönünde oy verdi ve Anglo Ìran Sirke-
ti'nin millileptirilmesini talep etti. Bu stralar Ingilizyanhst bir lider suikastteOldürülmüg, durum-
dan korkuya kapilan Bagbakan, tedbirliolmanm en uygun yol olduguna kanaat getirerek,çarça-
buk istifa etmigti.
Bagbakanliga SahHazretleri, Genelkurmay Bagkam olan-General Razmara'yt atad1. ince
yapill, genç, askeri" olarak tanman, St. Cyr Fransiz Askeri Akademisi'nden mezun,
"askerlerin

hirsli ve serinkanliRazmara, o güne kadar Iran'da hiç duyulmamt; bir geyiyapmt; olmakla,yani
bir rügveti geri çevirmekle ün kazanmigti. icraatistrasmda Razmara, Sahile arasmda daima bir
mesafe koymaya ve kendine ait bir otorite tesisineçahymigttr. Amerikahlar ve ingilizlerRazma-
ra'yt son gans olarak gördüler.Simdi Íranhem komünist akimma ve hem de dogrudan dogruya
Sovyet saldirisina her zamankinden daha fazla açikti.
Ayni ay, 1950 Hazirani'nda, Kuzey Koreliler'in Güney Kore'yi iggal etmesiyle SogukSava;
s1cak savaga dönügecekti. 2aten öteden beri Sovyet ve Iran askeri kuvvetleri arasinda simr çatig-
malari oluyordu.Su olay üzerine Digigleri'nde GeorgeMcGheeacil bir emirle Sovyetler'in olasi
bir Iraniggalinde Sovyetler'e kargi koymak için gerekli haztrhklann yaptimasmi istedi. Kore Sa-
vagi'nm ortalarmda fran petrolü daha da acillyet kazanmigti. Ortadogu üretim toplamimnyüzde
40'I
sadece Íran'dangelmekteydi. Aynca fran'daki Abadan rafinerisi de Dogu Yanküresi'nde

430
uçak yakiti üreten en büyük petrol kaynagi idi. SavagortalanndaMcGhee'ninböyle bir emir ve-
rigibu nedenlere dayamr.
imdi tehlikedaha da artmigti. Bu nedenle ABD hükümeti Ingiltere hükümetine daha çok
baski yaparak Anglo-Iran't, Iran hükümetine kolayca kabul edecegibir teklifyapmaya zorlamak
istedi. Ne var ki SirWilliam.Fraser öyle her geyekolaycaboyun egecek karakterde degildi. Iran-
lilar'la geçirdigionca yll epeyce deneyim kazanmlçtt; onlarmhükümet sisteminin
saygiyadeger
olmadiginm bilincindeydi. Iranlllar'dansadece nankörlük,düzen, arkadanvurma ve yeni talep-
ler beklenecegini lyi biliyordu. Amerikalilar'a kargi duygulannin da bundan daha sicak oldugu
söylenemez. Anglo-îran'in bagma gelenlerden Amerika'yi sorumlu tutuyor,bunlarin Tahran poli-
tikasmaburnunu sokmasmdan ve bir de Amerikapetrolgirketlerinin-özellikle Aramco- Orta-
dogu'daki faaliyetierinden ileri geldigitteinamyordu.
Fraser kesinlikle Anglo-Ìran'm konumunu saptamig olan adamd1.Herhangi bir kogul altin-
da muhalif kalmay1bilen biriydi. John Cadman'm sahip oldugudiplomatik beceriden onda eser
bile bulunmamasma kargin, sert tutumu ve -erigilmez otoritesiyleAnglo-Iran'i belirli bir yönde
-
-kendi istedigi yönde- idare etmeyibilmigti. Kendisine kargt çikilmasina aslamüsamaha_etmez-
di. Günün birinde, Anglo-Iran'm Kuveyt'teki ortagl olan Gulf Sirketiyönetim bagkam ondaki bu
özelligi fark etmig, Fraser'in her kesim üstünde tam egemenlik kurdugunu, Anglo-iran'm öteki
müdürlerininonun yamnda
"seslerini
bile ç1karmaya cesaret etmediklerini" gözlemigti.Fraser
için ortada dolaçan bagka bir söylentibu adamm tirnagatam bir iskoçyali"
"tepeden

olduguydu.
Babasi, önde gelen girketlerdeniskoç KayayagiSirketi'ni kurmug olan ve bu girketisonradan
Anglo-Íran'a satan kipidir.SonradanFraser'in emrinde çaligan biri kendisi için espri olarak "Wil-
lie kayayagt ile birlikte geldí" demigti. Aym adam bu kipi için gu tanimlamay1 da yapmigtir:."Çe-
tin pazarligm bir yaçam tarzt oldugupetrolcülükteondan daha iyisini yapan çikmamigtir."
Fraser,Britanya hükümetiyle hasim durumuna geldiginde de kendine özgü kipiligtnidegig-
tirmemigtir.Bu adam hakkmda çegitligörüglerfleri sürülmügtü. Digigleri'nde bir yetkili Fra-
ser'in
"tipki
Glasgow'lu bir maliyeci görünümündeoldugunu, onun gibi, defterde gösteremedi-
gi bir hesapla karç11agtigmdaçevresini hor gören bir tavtr içine girdigini"söylemigtir. Kendisiyle
ly iligkisinde bulunmuy bagka bir lngiliz
memur da Fraser'in
"inatçi,
dar kafall, cimri bir ihtiyar"
oldugunu iddia etmigtir. Üstdüzey hükümet yetkililerinden birçogu zaman
zaman bu adamin
igten ahnmasmi dügünmüç ve emekliye sevki konusu da sik sikgündemegelmigsede, bu adam-
lar her nedense kendilerinde bunu yapacak güc6görememiglerdir. Fraser'in, tüm muhalifierine
kargi elinde çok büyük bir kuvvet vardt. Su kuvvet Anglo-Iran gelirlerinin devasa öneminden
ve ingilizhazinesineve topyekûningilizekonomisine yaptigi çok büyük katkilardan ileri geli-
yordu.
Fraser, Ingilizhükümetinin Ìran'layeni bir uzlagma için yaptigi sayisiz girigimlere hlç gay-
niadan kargi koymuy ve bu konuda Amerika'nin görügünü kulak ardi etmigtir. Sonrane olduysa
oldu, 1950 sonbaharmda Fraser birdenbire karakterine ters dügeti ve ondan hiç beklenmeyen
bir degigim gösterdi. Birden franiçin çok daha fazla para aynlmasi taleblyleortaya çtktive yalmz
bununta da kalmaylp Iran'm iktisadi geligimininve Iran egitiminin desteklenmesini savunmaya
bagladi Acaba ne olmuçtu? Kugku yok ki Fraser aniden hay1rseverlikkimligine bürünmemigti!
Olsa olsa bu degigiklik Fraser'in "McGhee Bombasi" diyen bilinen -Suudi Arabistan'da "yan

ya.
riya" prensibini- ögrenmig olmasmdan ileri gelmigve Fraser acele ile bir geyler yapmak geregini
duymuçtu. Ne yazik ki çok geç kalinmigti. Aralik ayinda Aramco ile "yari
yariya" anlagmasi ya-
pildigtduyurusu Bagbakan Razmara'yi Ek Anlagma'dan çekilmeyemechur edecek, konu da bu
gekilde kapanacakti.
Sonunda bu defa Aramco, kendi adma yaptigt
"yan

yarlya" teklifiyleortaya çikti. Ancak,


artik bu oran yeterli degildi. Simdi Iran'dane kadar muhalif varsa hepsi dikkatini kötü göhretli
Anglo-lran'a yöneltmigti. Su muhalifaktmm lideri yaglica bir "me
ale" olan Parlamento'nun pet-
I
I

431
I

"igkence

rol komisyonu bagkani MuhammedMusaddik't1r.Musaddik çeken bu ulusun talihsiz-


liklerinin hepsinin kaynagt sadece petrol girketidir" diyordu. Bu arada bagka bir yetkili de Iran
petrol endüstrisininAnglo-Íran'in elinde kalmaktansa atom bombaslyla tahrip edilmesinin yeg-
lenmesi gerektigíni söylüyordu.Bunlarinhepsi petrolünmillileptirilmesini ve Anglo-Ìran'm dig-
lanmasim istiyordu. Eu durumda Bagbakan ne yapacagimbilemez duruma gelmigti.Sonunda,
1951 Marti'nda Parlamento'da yaptigi bir konugmada kararmi açikladi ve millileptirmehareketi-
ne kargi oldugunu kesin olarak ilan etti. Bundan dört gün sonra, Tahran'daki merkez camisine
girdigistrada, genç bir marangozunsilahli saldmsma ugraylp yagamim yitirecekti. Marangoza
görevini"veren islamciteröristlerdir.
"ingilizler'in "kutsal
yardakçismi" öldürme
Razmara'tun öldürülmesi uzlagma yanlilannmmoralini bozmug, Sah'mkonumunu zay1f-
latmig ve çok genigbir kütle olan muhalefeti cesaretlendirmigtir. Razmara'nmöldürülmesinden
bir buçuk hafta sonra bu defa egitim bakanma suikast yapilacaktL Bu ara Meclis, petrolü milli-
leptirmeye yönelik bir karan geçirme pegindeydi, ancak bunun tohumlarmmekilmesi çarçabuk
olmadi. Ilerikigünlerde,28 Nisan 1951'de Meclis artik tam bir Anglo-Íran dümani kesilmlyolan
Muhammed Musaddik'i ülkenin yeni Bagbakan'1 olarak seçtl. Musaddik büyük bir cogku ile mil-
lilegtirme yasasini hazirlad1. Sah,bu yasayi imzaladt ve yasa 1 Mayis tarihinde yürürlüge girdi.
Görünügegöre Anglo-Íran'm fran'daki g ünleri artik sayillyd1.Milileptirme yasasmda girketten
"Eski Sirket" deyimiyle söz edilmesi de bunu kamtlfyordu. ÍngilizB üyükelçisi'nin raporunda be-
Iran'da olarak fes-
"yasal

lirttigi gibi, Anglo-Iran, dünyanm her yamnda faaliyet gösterdigi h alde


artik var olmadig1"gibi bir yol tutturmuytu.
"girketín
hedilmigti" ve Tahran
Musaddik, ilk i; olarak Kuzistan Eyaleti'nin valisini Anglo-Iran'inkarargâhi olan Hürrem-
gehir bölgesine gönderdi.Burayagelir gelmez Vali önce binanm önünde bir koç kesti ve sonra
da kargisinda ç11gmca tezahürat gösteren kalabaliga imtiyazm artik hükümsüz oldugunu ilan et-
ti. Anglo-Iran'm iran'daki tesisleri,ürettigi petrolle birlikte artik Iranulusunun mall olmuçtu.
Valinin bu konugmasim Musaddik'mdamadmm yaptigi çok duygusal bagka bir konugma izledi.
Damat konugmasmda sömürgecilik günlerinin artik geride kaldigini, pimdiOnlerinde refahlado-
lu günler oldugunu bildiriyordu. Su konugmada damat bey heyecana dayanamayarak dügüp ba-
yllmig ve görevlilerce oradan uzaklagtirilmtçtt Yeni kurulan devlete bagli petrol girketinin idari
heyeti bagkanligma Tahran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekani MehdiBezirgan getirildi.
Bagkan vakit geçirmeden Abadan'daki rafineri sahasma gitmigti. Beraberinde kirtasiye, lastik
stampa gibi maddelerden bagka bir de koskoca levha getirmisti. Levhada girketin adt yazillydt:
Íran Milli Petrol Sirketi. Bu levha olis binalarmdan birine çiviylemonte edilecekti. Sonradan bu
büyük olaym kutlanmasi için birgok koç daha feda edilecekti... Ne var ki koçlar kesilmig, ama
istenen olay henüz yapilmamigtL Bunu izleyen be; ay boyunca, Anglo-Iran'mfran'dakistatüsü
kesin olmayan belirsiz bir durumda tutulacakti.

ÌhtiyarMossy
Yetmigyaglarmda, gelimsizgörünüglü, bagl tamamen saçsiz, uzun burunlu, parlak dügmeyi an-
diran gözleriyleMuhammed Musaddik gelecek iki sene için fran'm drammda tam egemenlik
kurmuytur. Kurnazca bir tutumla petrol girketleri, Amerikan ve Ìngilizhükümetleri,
-yabanci

Sahve kendi milletinden olan rakipleri dahil- herkes ve her geyikeskin zekâslyla mat etmigtir.
Kigiselclarak açikça gärülen çeligkilerle dolu bir insandi. Kozmopolit, egitimini avukat olarak
Fransa'da ve isviçre'deyapmig olan Musaddik, koyu bir mílliyetçíve yabanci dügmamydi. Ingi-
lizler'e kargi sabit fikir haline getirdigidügmanca hislerle doluydu. Yüksek düzeyde bir bürok-
ratin oglu ve bir önceki hanedandan gelme bagka bir Sah'm torununun torunu olarak tam bir
aristokrat olan Musaddik, içinde 150 ailenin yagadigi bir köyde Çokgenig topraklarasahipti. Yi-
ne de gariptir, reform, cumhuriyetçilik ve halk ylginlari uyandmcisigiysisine bürünerek, gehir-

432
de yagayankitlelere hitap edip onlart ayaklanmaya seferber ederek eylem yapmig biridir. Iran
SiyasalBilimler Okulu'nun ilk hocalarmdan birl olan Musaddik, 1906 anayasa ihtilalinin rüz-
gârma kapilmigti. Eu inanç ona kariyerinin sonrakiy111armdaher zaman yol gösterici olmußtur.
I. Dünya Savagi'ndansonra VersayBangKonferansi'na kat11mig,orada efsane komite "Comité
Resistance des Nation"un kurulmasini saglamigve yabanc1müdahalesine,özellikle de Íngilte-
re'ye kargt Iran'm davasim savunmugtur.Bu çagnsina hiçbir yamt almamt; olarak ülkesine
döndügünde bu konudaki ümit ve idealizminin sömürücügüçlerce ihanete ugradigt inancin-
.daydi.

1920'lerde Musaddik, çegitlibakanhk görevinde bulunmuy ve Riza Sah'mÍran'tdiktatör-


lüge döndürme ve kendisini ülkenin mutlak hâkimi yapmahareketlerine karç1çikmigtir.Su yol-
daki gayretleri hapse atilmakla ve kenditopraklartiçinde gözaltindabulundurulmakla ödüllendi-
rilmigti. Musaddik, tutuklu ve gözaltmda bulundugu yillan amatörce bazi tibbiçallymalaryapa-
rak ve homeopati yöntemiyleyapilan tedavileri inceleyerek geçirmigtir. Riza Sah'm1941'de
tahttan indirilerek ingilizlerve Amerikalilarca diglanmasi Musaddik'myenidenpolitikasahnesi-
ne atilmasmda etken olmuitu, Bundan sonra çarçabuk biríkimlerinden yararlanarak yeni bir
plan yapacakti.Yillarboyu hayatim adadigtmuhalif kipiligiyle yagamim iran'a,bu ülkeyi yabanci
"temiz"
egemenliginden kurtarmaya adamig adam olarak güçlübir isim kazanacakti.
Musaddik, giyinig tarzmda hem iddiasiz hem de eksantrikti. Íranlilar'1 ve önemli yabanci
konuklan çogu zaman píjamayla, yataga uzanmigolarak kabul etmigtir. Yatakta bu kadar çok
vakit geçirmesinibazilan hayaller görmesinebaglamigtir.Koruyuculan her zaman yanmda olur-
du. Hakli olarak daima suikasteugramak korkusuyla yaçam14tir. KonugmalanndaMusaddik, o
an için cam nasil istiyorsa öyle konuqur, sözleri ne kadar abartill ve hayale dayali olursaolsun
hiç umursamazdi. Fakat sonra, igine geldigindehemen bir dakikada üslubunu degigtirdigi, kü-
çücük bir gaka veya gülücükle evvelcesöylediginin aksini söyledigi olurdu. Onun için önemli
olan tek çey,ana hedefleri olan iki amaca uygun dügecek gekildekonugmakti. Bunlar kendi si-
yasi konumunun aynen korunmasi ve yabancilarinve öncelikle de ingilizler'inülkeden kovul-
mastydi. Bu amaçlann gerçekle§mesinde artistik yetenegini politika ile kaynagttrmay1 tam bir
ustalikla baçarmigtir. Bazen kamuya açikyerlerdedurup dururken gözyaglannabogulur, inleyip
sizlanirdi:Konugmayaparken en can alici noktada bayilmak artik onun için âdet olmugtu. Bir
seferindeyine her zamanki gibi, heyecanti bir dinleyici kütlesinin gözleri önünde Meclis'te ba-
yllipyere serilmigti.Parlamento'da görevli ve aym zamanda hekim olan bir doktor derhal yardi-
ma kogmuç, yagliadamm son dakikalarml yagadtgi korkusuyla Musaddik'mnabzini ölçmek için
bilegini kavramigtl. Tam bu anda Musaddik'mbir gözünüaçarak doktora g0z kirptigt söylenti-
ler arasindadir.
Musaddik'laigi olan Amerikall ve ingilizleronu "Mossy" olarak anard1. Anthony Eden bir
defasmda, pijamali haliyle demir karyolasma uzanml; "IhtiyarMossy'nin",savagtan sonra kari-
katüristler için en lyi bir konu olacagimbelirtmigti. Ona en çok kizanlar bile, sonrakiyillarda bu
adamin garip çekiciliginekapildiklanm itiraf etmiglerdir. Amerikahlar önceleri onu mantikli, rill-
liyetçl bir lider; kendislyle iq yapilabilir biri olarakgörmügtü.SovyetlerBirligi'ne kargi bir siper
oldugunu ve reformcu oldugunu dügünmü§tü. Musaddtk'myerine koyulacak tek alternatif olsa
olsa komünizm olurdu. Sunuda unutmamak gerekirki, Amerika'nin politikalanna ve dügünce-
lerine bagtan sana gekilveren faktör Soguk Savagdügünceleri ve korkusudur. Bu konuda Ameri-
kalilar Íngilirler'den çok daha hassasti. Ne taraftanbakihrsa bakilstn, Washington açisindan, mo
dasi geçmigIngilizemperyalizmine kargi çikmak için ortada yeteri kadar sebep vardi. Bagkan
Truman kadar õnemli bir yetkili, bir gün, Anglo-Iran'dan William Fraser'in tipkt
"tipik
bir on do-
kuzuncu yüzyll sömürge aragtincisma benzedigini" söylemigti.Amerikalilar, ingilizler'in tersine,
Musaddik'in asil büyük sorununun Iran'topraklan íçindeki rakiplerinde odaklandigim anlamigtt.
Musaddik, her zaman için kendisinden daha milliyetçi,daha agm, daha kuralci, daha yabanci

433
dügmani olan kipilerden uzak durmak geregini duymugtur. Su ara süper güçleri idare etmekten
de geri kalmaz ancak neticede onlarla anlagmayada girmezdi.Sonunda Amerikalilar bu adam
kargismda daha fazla sabir gösteremedi. Her geyolup bittikten sonra Dean Acheson,Musaddik
"büyük
haklanda net bir degerlendirme yapacak, onun bir aktör ve büyük bir kumarbaz" oldu-
gunu söyleyecekti.
Ingilizlerolaylan bagmdan beri çok daha farkh degerlendirmigtir. Amerika'mn Musaddik
ile uzlagmanm ne kadar zor oldugunubilmedigini dügünmüglerdir, Ïngilizgörevlilerarasmda ko-
münist tehlikesininabartildigim söyleyenler bile olmugtur. ingilizkabinesinin Özeliran Komis-
yonu Bagkam Peter Ramsbotham, Musaddik için "O bir Müslüman'dirve bu nedenle 1951'de
Rus tarafmadönmedi" demigti. Asil tehlike Íran'dayegermekte olan ve Ortadogu'da yerlegmi
politik ve iktisadi ayarlamalara kargi duyulan meraktan ileri gellyordu. Ìngilizler'den bazilari
Musaddik'a tam bir gözüyle bakmigttr. Böyle bir adamla ne yapilabilirdi ki? Aynca, Ingi-
"çilgm"

liz Büyükelçisi Sir Francis Shepherd'íntamm1ylaMusaddik


"kurnaz,
kaypak ve tamamiylavic-
danstz" bir adamdt ve bu yüzden gayetdikkatle gözetimde tutulmasigerekiyordu. Büyükelçinin
görügüyle ÍranBagbakan1daha çok vazifesi gören bir ata" benziyordu ve bir parçacik da
"taksi

kokuyordu. Ancak Ingilizler'iMusaddik'a karç1bu derece cephe aldtrankendi milli kah-


"esrar"

ramanlan saydiklan Anglo-Iran ve bizzat Ingiltere'ninpljamah bir ihtlyar karç1smda


Sirketi'nin
dize gelmig olmasmdan ileri geliyordu.

Y Plani
Anglo-Iran'1nmillileptirilmesinden hemen sonra, çok kurnaz ve güvenilmez bir muhalif .olan
Musaddik'la kargi karç1yakalan ingilizler,
valdt geçirmedenbir durum degerlendirmesi yaparak
genel tercihin hangi yände oldugunu saptamak istedi. Genel istek ülkenin en degerli yabanci
varligt ve petrolün bir numaralt kaynaginm ne yapip yap1p mutlaka kurtanlmasi için bir geyler
yapilmast yönündeydi.Ancak, yapilmast gerekengeyneydi? Bu konuda kabine, geçiciolarak as-
keri müdahale anlamma gelen YPlam'mönerdi. Íç taraflardakipetrol yataklartkabinenin belirt-
tiginegöre, kolayca eripilemeyecek kadar uzakti, ancak dünyanm en büyük rafinerísininyerle-
im yeri olan Abadan farkllydL Burasi çok daha akla yatan bir hedef olmaya müsaitti. Sürprizbir
saldmyla Abadan'i ele geçirmek pekâlâ mümkündü. Çabuk,.ancak.güçlü bir kuvvet gösterisi
belki de kaybolmuy olan itibarlanm geri getirmeye ve durumu lehlerine çevirmeyeyeterli ola-
cakti.
Ancak belki de olmayacakt1. Belki bu ugurda birçok Ingilizyagammt yitirecekti ya da
...

esir alinacakti. Öte yandan ABD hükümeti de silahl1bir müdahaleden mutlaka kaçmilmasi íçin
baski yaplyordu. Íngilizler'in güneyde yapacagi silabli bir girigimin Ruslar'a kuzeyde ilerleme
hakki dogurmasindan ve sonunda Íran'inDemirPerdearkasmadügmesinden korkuyorlardi. As-
keri harekâtm önlenmesini gerektiren daha bagka engeller de söz konusuydu. ÖrneginHindis-
tan bagimsizligim yeni kazanmigt1 ve artik acil bir durumda kendisinden yardim istenecek bir
Hint Ordusu da yoktu. Askeri bir müdahalede, Ïngiltere,modasigeçrnigemperyalizm uyguladi-
gibahanesiyle tüm dünyada kmanmaya mahkûm olacakti. Ingiltere'ninkendi gücü daha gimdi-
den alabora olmugtu. Ödemedengesinde kargilagtigiciddi sorunlar bu ülkede zaten güç diye bir
ey birakmamigt1.Bu durumda uzun vadeli bir askeri müdahaleyi nasil kargilayabilirdi?
Kabinedeki bazi üyeler ise daha farkh dügünüyordu. Onlar bütün bu sorunlarmgerçekten
de agilmast zor oldugunu billyor, ancak yine de Ìngiltere'nin tüm Ortadogu'daki konumunun
kötülegmemesi için silahh bir girigimizorunlu görüyordu.Savunma Bakam Emmanuel Shinwell
görügünügöyleifade ediyordu: "Eger gimdi iran'aistedigini yapma hakki tamrsak,Misir ve öte-
ki Ortadogu ülkeleri aym hakkm kendilerine de tanmmasiiçin tegvikgörmüy olacaktir. Bundan
sonraki agamada sira SüveygKanall'nm millileçtirilmesine gelir."Kabine digmda MuhalefetLide-

434
ri ve imparatorlugun duyarli savunucusu Winston Churchillise kendi tutumunu Atlee'ye qu
sözlerletammlamigt1:"BirlegikDevletler'in tutumu bizde oldukça büyük gokyaratmigtir. Anla-
ildigma
g0re bu ülke Hazar Denizi'nden IranKörfezi'ne kadar uzanan bu genigbölgenin ger-
çek degerini yeteri kadar kavramigdegil. Kanimca bu topraklar Kore'den daha önemlidir."
Churchill,
"petrol
rezervleri dengesinin Ruslar'1bir tecavüzdenalikoyacak änemli bir faktör 01-
dugunu da" sözlerinde vurgulayarak belirtmigtir. DigigleriBakamise
"önce

kogsonra teslim ol"


politikasmakargiydi ve güç kullanma yanhslydi. Abadan'dayagayan çok sayidaÌngiliziççi ve ai-
lelerin korunabilmesi ve gerektiginde hölgeyi bogaltmasi için Kibns'a birçok paragütçü getirildi
ve bunlar yerlerine yerlegtirildi. Ba211annagöre bütün bu hazirhklar Ingiltere'ninY Plani'm uy-
gulayacagmmigaretiydi ve bir çegit provayd1.Giderekyok olan emperyalist gücünün yeniden
kamtlanmasi için bir tür denemeydi.

Averell Harikalar Diyarmda


Durum silahhbir müdahaleninsöz konusu oldugunu gösteriyordu ve btt da Washington'un ani-
den alarm çanlarimçalmasinaneden oldu. Ingilterepekâlâ iran'tdogrudan, Sovyetler'inkollan
arasma atabilirdi. Dean Acheson konuyu görügmek için alelaceleIngilizBüyükelçiyle ve eski
dostu Olan Averell Harriman'la randevu ayarladi. Harriman'in evinde,PotomacNehri'ne bakan
verandadaoturduklan bir haziran gecesi Acheson konuyu açtl ve çok açik gekilde, Ingllizler'i
yapmak istedilderi, kendi görügüne göre saçma veya tehlikeliolan eylemden vazgeçirmek istedi-
ginisöyledi. Harriman'm Ingiltereile iran'marasimbulmak için arabulaculuk yapmastni önerdi.
Orada hazir bulunan herkes bu önerlyi olumlu kargilamigti. Bir tek Harriman böyle bir göreve
hiç de sicak bakmiyordu. isteksizolmasmakargm sonundao da görevi kabul etti.
Uzun boylu, sert görünüglübir adam olan Harriman, serbest igini birakip devlet memuru
olmuy bir mültimilyonerdi. O güne kadar pek çok karmagtk ve hassas sorunu bagarlyla çözümle-
míçti. ll. Dünya Savagi'mn ilk yillannda Roosevelt'in özel temsilciliginiyapmig,Moskova ve
Londra'da büyükelçi olmugtu. Ayrica Ticaret Bakam ve Marshall Plam'mn Avrupa'daki ABD
temsilcisiolarak görevalmigt1.Ancak, yine de o güne kadar hiçbir zaman bu denli acayip bir uz-
lagma íçin¯arabuluculuk yapmamigtl. Tahran'a 1951 yih Haziran ayi ortasmda ulagti. Kendisine
iki kigi eglik ediyordu. ABD Ordusu'ndan çevirmen olarak kat11anBinbagi VernonWalters (Mu-
saddik, görügmenin Eranstzca olarak yapilmasini istemigtij ve Marshall Plam'nda petrol iglerini
yüklenen ve o günlerde de kendi äzel danigmanlik firmastm henüz kurmug olan Walter Levy.
IngilizlerHarriman'm dürüst arabuluculuk ro1ünü istemeyerek kabul etmigti. Onlar asil,
bazi Amerikahlar'in uluslararasi petrol sorunlarmda
"devletin

gerçekkâhini" dedikleri Levy için


endigellydi. Levy fikrini açikça belirtti ve Anglo-Iran konumunun son derece yozlagmig oldugu-
nu, bu nedenle artik eski haline dönmesinin mümkün olmadiglm ifade etti. Bu sözleriile Ame-
rikalilar'm çoktan beri bildigi bir yeyiyinelemig oluyordu. Kanisina göre, eger Ingilizler petrolde
eski konumlanna yeniden kavugmak istlyorsa yapacaklari tek bir geyvardi. Anglo-Íran'in varh-
gim,somut olarak
"kamulle"

etmeli ve bu varhgtn etkisini yeni açacaklan bir girketle, bir kon-


sorsiyum'la
"sulandirmaltydllar."
Bu yeni girket,aralarmda Amerikari kökenliler de olan belirli
sayida bir girketlergrubunun kontrolünde olmaltydi. Ingilizlerbu teklifiduyduklan zaman, bu-
nu öncü bir ingilizgirketinin olarak algilayacak ve tepkigösterecekti.Kon-
"melezlegtirilmesi"

sorstyum teklifinin asil amacimn Amerikan girketlerindenkaynaklandigmdan güphe ettiler.


Amerikan girketlerinintetikte bekledigi, Íran'agirmek için firsat kolladigi görügündeydiler. ingl-
lizler'in bu konudaki güpheleri, resmi bir gezide olan John E Kennedy'm Tahran'a gelmesiyle
büsbütün artmtyti. John E Kennedy genç bir Kongre üyesi olan Amerikan temsilcisiydi ve evvel-
ce Londra'da büyükelçilik yapmig olan Amerikan Büyükelçisi'nin de ogluydu. Kennedy Tah-
ran'da, ÍngiltereBüyükelçisine, bir çõzüm bulunmadigi takdirde "Amerika'nm devreye girmesi-

435
Söylemigtir. Tahran'daki ikametlerinde Harriman ve grubu
nin lyi olacaglDl" Sah'msaraylarin-
dan birinde konuk edilmiglerdi. Büyük kabul salonunun tüm duvarlarl bagtan sona binlerce kü-
çük ayna parçalanylakaphyd1.Bunlar mücevhergibiparhyor, ilk'bakigta görenlerihayran bira-
kip egzotikbir etki yarattyordu. Harriman ve grubu ilk günlerde,burada iki ay kalacaklarmi hiç
hesaba katmamiglardt Önceonlan hayran b1rakan atmosfer,giderek canlarin1 sikmaya baglaya-
cakti.
Sonunda Harriman, yamnda Walters olduguhalde Musaddik'la bulugmaya gitti. Musaddik
onlari, saraymtam tersine son derece mütevazi olan özel ikametgâhmda kabul etmigti. Bagba-
kan'i yatagma sirt üstü uzanmig, elleriniensesinin altmda kenetlemigbuldular. Herhangl bir su-
ikaste önlem olarak íçeri kolayca girilmesini engellemek için odayaaçilan iki kapi da birer gard -
ropla bloke edilmigti.Harriman'la Walters'in odaya girdigini gören Musaddik selam yerine iki
elini hafifçe kald1rarak konuklarini selamladt. Bundan sonra da hiç vakit kaybetmeden ingiliz-
ler'e karg1 duygulanm anlatmaya bagladt Musaddik konuklanna gunlan söylüyordu: "Siz onla-
nn ne denli düzenbaz oldugunu bilemezsiniz. Ne kadar geytan olduklanm bilemezsiniz. Dokun-
duklari her geyinas11anmda mahvettiklerinibilemezsiniz."
Harriman itiraz etmeye yeltendi. O da Ingilizler'i lyi tamrdi.Orada hüyükelçilik yapmigt1.
Harriman bu konuda gunlari söyledi: "Sizi temin ederim ki onlarda iyisi de vardir, kötüsü de var-
dir ve genelde hüyük çogunlukiyiyle kötü arasindadir."
Bu söz üzerine Musaddik öne dogrulup Harriman'melini tutacak ve hafifçe gülümseye-
cekti. Konugmalarimn ilerleyen dakikalarmda Musaddik gözbebegiolan kiymetli torununun
tahsili nedeniyle ülkesinde bulunmadigtna deginecekti. Harriman ona çocugun nerede okudu-
gunusordugunda Musaddikgu yanitivermigtir: "Nerede olacak, tabíí Íngiltere'de. Bagkanerede
olabilir ki?"
Taraf1arkonugma sürecinde kendilerine uygun birer oturma konumu seçtiler. Musaddik
hiç âdeti olmayan bir geyyaparak konugmay1bazen oturarak bazen de yatagtna uzamp ellerini
ense altmda birleptirerek sürdürdü. Binbagi Walters bagdag kurarak yatagin ayak ucuna iligti.
Harriman ise yataga yanagtirilmigbir sandalyede, bu iki adamm ortasmda oturmaktan bagka ça-
re bulamamigtl. Su oturma gekli kulaklari az igiten Musaddik için uygundu. Konuçma süresince
Walter Levy de sik sikgörügmelerekatilmigt1r. ÍçteOrtadogu'nun sava; sonu petrol düzeni ve si-
deger" bir mekânda saptanmigtir.
"ilginç" "görülmeye

yasi düzenlenmesinin kaderi böyle ve


Musaddik bütün konugma boyunca gerçekle fantezi arasinda gidip gelmigti. Öyleki Walters'in
ilerde ne olacagini kestirmek için Washington'dan Alice Harikalar Diyannda kitabmi getirttigt
bile söylenir.
Su konugmayt izleyen günlerdeLevy'ninde yardimlylaHarriman petrol isinin gerçekleri
konusunda Musaddik'1 egitmeye çahgti. Truman ve Acheson'a gönderdigi telgraflardaHarriman
izlenimlerini qu cümlerle dile getirecekti:"Musaddik bir hayal dünyasmda yaç1yor.Bu hayal
dünyasmda petrolcülügü millileptirmeye yönelik en basit bir yasa maddesinin bile kârli bir ip ya-
ratacagina inanlyor ve herkesten, kendi koydugu kogullar altmda iran'ayardim etmesini bekli-
yor." Harriman ve Levy, Musaddik'l egitirkenpazarlamaya açilan kapilann önemi üzerinde de
durmuçlardL Ancak bu hiçbir ige yaramadt §irkete "Anglo-tran" admmverilmesinin bütün pet-
rolün Iran'da üretildigl anlamma gelmedigni de açiklamaya çaligm141ardt Elde edilengelirlerin
sadece fran'dankaynaklanmadigim, rafinerí ve dagitimm da çok önemli olup bunlarm bagka ül-
kelerde yapildlgLm anlatmayaçahgtilar.Musaddik konuçmalarmcan alici bir noktasmda birden
durup daha Çokgelir talebindebulunuyordu. Gelirin bir varilden alman çegitlimamullerdende-
gl, bir varil petrol üzerinden saptanmasmda Israr edlyordu. Sonunda Harriman çaresizlikiçinde
Musaddik'a gunusöyleyecekti: "Dr.Musaddiklütfen gunu kabul edin ki, bütün bu konulari a101-
a bir yoldan çözümlemek istiyorsak, belirli bazl iikeler üzerinde anlagmamiz gerekir."
Musaddik gözünün ucuyla Harriman'a balap u yamtt verecekti: "Ne gibiilkeler?"

436
"Örriegingu ilke; hiçbir geyo geyiolugturanparçalann bütününden daha büyük olamaz."
Musaddik, Harriman'i bagtan agagt süzüp Fransizca olarakgunu söylemigtir:"Bu dogru de-
gildir."
Harriman, Frans1zcabilmedigi halde Musaddik'm ne demek istedigini anlamig, ancak duy-
duguna inanamamigtl. Su yüzden yan kuçkulu bir sesle Musaddik'a pu soruyu yöneltti: "Dogru
degildir, demekle neyi kastettiniz?"
"Ne mi kastettim? Burada bir tilkioldugunuVarsayin. Tilkininkuyrugu çogu zaman vücu-
dundan gok daha uzundur." Bu salvoatigin1 yaptiktan sonra Bagbakanyorgani kafasma çekecek,
sagdan sola durmadan dönüp kahkahalarla gülecekti.
Yine de bazen, çok seyrekde olsa, günün konugmalarisona erdiginde Musaddik'mbir çö-
zümün çerçevesiüzerinde anlagirgibi göründügü olurdu. Ancak, ertesi sabah görügmeyisür-
dürmek için gelen Amerikahlar'aMusaddik görügmeyedevam edemeyecegl cevabml verirdi.
Musaddik için, petrol pazarmdan veya uluslararasi politikadan çok daha önemli olan,bir bütün
olarak alindiginda petrol konusunun Íran'miç politikasinda nasil bir rol oynayacagi,bunlara kar-
1
Sahyanlilan da dahil, sag ve solundakirakiplerinin nasil tepki gösterecegiydi.En çok da, ya-
hanct dünyayla hiçbir bag istemeyen agin Müslümanlar'dankorkuyordu. General Razmara'mn
daha birkaç ay önce agmIslamcilarca öldürüldügünü bir türlü akimdan çikararmyordu.
Harriman, Musaddik'in bu korkunun pençesinde oldugunu sezmigti. Konuyu konugmak
için dinci sagc11annlideri ve IL Dünya Savagi'ndaMihver ülke sempatizam oldugu için hapse
atilmig olan Ayetullah Kayani'yigörmeyegitti. Bu Molla,Ingilizlerhaklanda hiçbir gey bilmedi-
gini,bildigi tek geyinonlarm dünya yüzündeki en kötü kigileroldugunu söylemigti. Mollanm gö-
rügüyle yabancilann topu birden kötüydü ve kendilerine laylk olan muameleyigörmeliydiler.
Konugmanm ileri dakikalannda bu dela Ayetullahon yll kadar önce petrol çahymasi yapmak için
Ìran'agelmig olan Amerikah'nm öyküsünü anlatmayabagladi.Tahran'da caddenin ortasmda si-
lahli saldinya ugraylpvurulmug,acele hastaneye kaldinlmigti. Tam bu sitada linç etmek için
Amerikah'mn pegine dügen ayaktakimihastaneyibasmig,ameliyat masasmdabulduklan Ameri-
kall'yi koyun gibi dogramiglardL
Bu öyküyü anlattiktan sonra Ayetullahbu defa Harriman'a balop qu sözleri söylemeyi de
ihmal etmemigti: "Anladm1zm17"
Harriman tehdit edilmekte oldugunu hemen anlamigtt. Sinirden agzmi kenetlemig, öfkesi-
ni kontrol etmeye çaliglyordu.Buz gibisoguk fakat çelik glbi kuvvetli bir sesle gunlarisöyledi:
"Saym Ayetullah, punu bilmenizi isterim ki ben bugüne kadar birçok tehlikeli durumla kargilag-
tim ve öyle kolayca korkan bir kigidegilimdit
"

Ayetullah bu tepki kargisinda omuz silkip gunu söyleyecekti: "Siz bilirsiniz, isterseniz bir
deneyin."
Konugma boyunca Ayetullah Kayani hiç durmadan Musaddik'i elegtirmig, onu en kötü sa-
yllan bir suçla, ingilizyanhst olmakla suçlamigti.Kagani'ye göre
"bag
egecekolan Musaddik'm
kam da tipkl Razmara gibisokaklardasel gibi akacakt1." Kagani'nin Musaddik kargismda eçsiz,
çok tehlikeli bir muhalif oldugu artik tartigilamazdi.Musaddik'a gelince, arada geçen günler
Harriman'da bu adama kargi bir tür gefkatuyandirmigti. Aktörce tavnylainsani eglendiren, bir
bakima zarif kipiligiyle Harriman'1etkilemig, o da Musaddik'ayüzüne karpt deglse bile arkasm-
dan "Mossy"demeye baglamigt1.
-

Aynca artik Harriman, ufukta çözümiçin bir ümit 1pigt da görmügtü.Bu bir clasiliklamodus
vivendiyani geçicianlagma olabillrdi. UçaklaLondra'ya döndügünde, bu konuyu izleyip devam
ettirinek için1ngilizler'in Iran'a özel bir uzlagtincigöndermesiniönerdi. Bu iq için Richard Stokes
admda sosyalistbir milyoner seçildi ve bu kipi bir kez daha Ìran'adönen Harriman'm egliginde
Tahran'a hareket etti. Stokesamacini saptamlçti. Kendinden emin olarak ne yapmak istedigini ce-
saretle açiklad1:Musaddik'm önüne
"reddedemeyecegi
kadar cazip bir teklifle"çikacaktt.

437
Stokes'laberaber Tahran'a dönenler arasinda, Yakit ve EnerjiBakanhgiDalmi Müstegari,
güçlü kigi Sir Donald Fergusson da vard1. Fergusson Anglo-Íran't her zaman için eleptirmig ve
BagkamSirWilliam Fraser'i dar görüglü,diktatör ve büyük siyasi atilim konularmda duyarstz bir
adam olarak görmügtür. Aynca sorunun herhangt bir gekilde çözülecegi konusunda tereddüdü
vardi. Bir anlagmanm bazi zorba hükümetlerlei; yapan diger Ingilizyabanctyatinmlanninher
birini tehdit etmesinden korkuyordu. Zaten böyle bir durumda zorba hükümetlere kargm etkin
bir yaptinmsöz konusu degildi. Fergusson görüglerini qu sözlerleifade etmigtir:"Ìrantoprakla-
rmda petrolü kegfeden, hunu topraktançikaran,rafinerlyi yápan, 30-40 ülkede Íranpetrolü için
pazar yaratan, iskele, depolama tankive pompa, tankerve öteki dagitim araçlanm bu ige adayan
hep ingilizigletmeciligi olmugtur." Bu sebepleredayanarak Müslümanlann dini lideri olan Aga
"saçmayd1"
Han'm istedigi
"yan

yanya" bir anlagma vicdani aç1danda ve saçma oldugu açikça


gösterilmeliydi.
"daha
Ne olursa olsun, Fergusson Musaddik'm gerçek amacinm iyi mali gartlar" degil,
fran'agiderekdaha etkili olmaya baglayan bu girketten kurtulmak oldugunu, girketi Iran'danç1-
kanp atmak istedigini anlamigtL MusaddikAnglo-Iran'inbir kez daha ülkeye girmesinehiç ni-
yetli degildi. Aynca, artik üzerinden atmak için o kadar çaligtigtbazi tutkulann da esirl olmugtu.
Bu sebeplerden dolayt ikinci uzlagma görügmelerinde, anlagmagerçekleptigi takdirde,Iranpet-
rol endüstrisini kimin yönetip denetleyecegini bilen yoktu. Çünkü bu konuda kesin bir anlagma
yolu bulunmamigti. Stokes'ingörevyaptigtdönemde bag uzlagtincihk yapmigolan Peter Rams-
botham sonradan bu konuda gunlan söylemigtir: "Kaldigimiz saraym bahçesinde geceleyin yap-
tigimizuzlagma toplantisitipki Figaro operasmm son sahnesi gibiydi. Gül dallan arkasmda za-
man zaman belirip kaybolan, müphem bazi gekillergörüyorduk.Herkes birbirinin arkasmdan
casusluk yaplyordu.Ínsanlannhepsi birden pusuya yatmig glbiydi. Kiminle konugtugumuzu, ki-
minle muhatap oldugumuzu bir türlü anlayamadik. Yalmzbiz degil, Musaddikda anlayamadi."
SonundaStokesher geyi arkada birakip gitmeyekarar verdi. Böylece hem o kendi däneminde,
hem de Harriman daha uzun süren misyonunda yenilglye ugram1§lardi. Harriman gözlemlerini
öyle noktalamigt1r:"Musaddik'm petrol politikasiingilizler'inkiyle çeligkive çatigmahalindey-
di. Ihtilafm sona ermesiyle kendi iktidannm da son bulacagina inanm1§ti." Tahran'dan aynlirken
bindigi uçakta Harriman bir itirafta bulunup "Ben yenilglye aligik degilim, konu bu kadar basit"
demiçtir. Suda unutuimamahdir ki Harriman o güne kadar hiçbir zaman "ÍhtiyarMossy" gibi bi-
riyle iq yapmamigt1.

"Siki Dur Agagilik Adam!" - Abadan'a Veda


Bu ara, petrol bölgelerinde ve rafineride, operasyonlar durma noktasma gelmigti. Ingilizler tan-
ker sahiplerinin petrol" aldiklari takdirdeyasal önlem alacaklan tehdidiylepetrole am-
"çalmmig

bargo koymayi bagardt Aynca, Ingilterefran'agirenmallara da ambargo uyguladi. Ínglltere Ban-


kasi da iran'a sagladigi tüm finans ve ticaret iglemlerini askiya aldi. K1sacaekonomik bir savag
baglatilmigti.
Buna kargt Iran Meclisi yeni bir yasa çikararak tepkisinigösterdi ve misilleme olarak
"sabo-

taj veya dikkatsizlik" suçuyla hüküm giymigkipinin ölüm cezasina çarptinlacagikaranm hükme
baglad1. Su ara Anglo-Ïran'm Iran'dakiGenel Müdürü Eric Drake'e-de bir mektup gönderilmig,
kendisinin suçlandigt duyurulmuytu. IngilizBüyükelçisi'nin tavsiye-
"sabotaj

ve dikkatsi2likten"
siyle Drake, çareyiküçük bir uçaga atlayarak ülkeyi terk etmede buldu. Darake bu tarihten son-
ra Anglo-Íran'm petrol iglerini önce Irak'taki bir olisten, daha sonra da Körfez'deki bir gemiden
idare etmigtir. ÍngllizGenelkurmayl'ýla SüveyÇte katildigt bir toplantidansonra Drake sahte bir
kimlikle Íngiltere'ye kaçmig, oraya vant varmaz da derhal Atlee kabinesiyle toplantlyaçagrilmly-
ti. Drake'e yapilan çagn, toplantlya davet edilmemig olan ve çok meggul oldugu için Drake'i ara-

438
mayan Sir William Fraser'i bir hayli kizdirmigti. Ne de alsa DrakeAnglo-Íran'm o bölgedeki ada-
mi olmaktan öte biri degildi. Fraser'in öfkesine kargin Drake toplantlyakatilmigtir. Bagbakan'm
ikametgähi olan Downing Street 10'a girerken Drake bekleyen gazetecileriatlatmak için arka
bahçeden binaya u2anan gizli bir geçidi kullanmigtl. Kabineüyelerine Drake gunlarisöyledi; In-
giltere Abadan konusunda hiçbir geyyapmayip pasif kalacak olursa, ileride SüveygKanalidahil,
çok büyük kayiplara ugrayacakti. Eu toplantidansonra bu defa da Muhalefet Lideri Winston
Churchillile görügmeyegötürüldü. Churchill önce ona kabine toplantismdakonuqulanlar hak-
kmda bazi sorularsordu, sonra da gürlergibibir sesle "Silahm var mi Drake" diye sordu. Drake,
Churchill'e açiklamayaparak fran'da yeni ç1kanbir yasa geregince ruhsatsiz silah taç1yanlara
ölüm cezastverildigini,kendisinin de bu nedenle silahmt Iran makamlarma teslim ettigini söyle-
di. Churchillbu defa ona ögüt verircesine ç0ylediyecekti: "Biliyor musun Drake, gerektigiza-
man silahmla bir adamin igini bitirebilirsin! Ben bunu biliyorum, çünkü ben bitirdim."
Harriman ve Stoke'un iglerinde baçansiz olmalan, Ìngiltere hükümetini bir kez daha, Aba-
dan'i ve rafineriyi ele geçirmedeaskeri kuvvetlerden yararlanmayi dügündürmeye baglamigt1.
Bunun için gizliden gizllye askerihazirlik da yapilmly, 1951 Eylülü'ndebu hazirliklar fevkalade
yogunlukkazanmigti. Öyleki eger bu tarihte Abadan'1 almakiçin bir operasyona giripilseydibu
iy on iki saate kalmaz hitirilml; olurdu. Ancak, bu yapilmigolsa bile elde ne kalacakt1? O zaman
tüm Iran halla Ingilizler'ekargi birlik yaparakharekete geçmezler miydi?Amerika BirlegikDev-
letleri'yle kopma riskini gögüslemigolmazlar miyd1?Her ne sebepleolursaolsun sonunda süpriz
operasyondan vazgeçildi. Atlee, kabinesinín üyelerine gunu söyleyecekti: "Íranlilar'mAba-
dan'da yagayanÍngilizler'i oradan kovmasi ülkemiz için utanç verici bir durum olur." Ama hü-
kümet her geye kargin Iran üzerine silahh güç kullanmamaya karar vermigti, Olayageri dönüp
yeniden baktigimizda bunalimm ilk aylarmda kamuoyunun askeri kuvvet yanlisi oldugunu görü-
rüz. Ancak sonradan bu yapilmadlgliçin, bazi ingilizler'egöre IngiltereOrtadogu'da önemli iti-
bar kaybma ugramigttr.
25 Eylül 1951'de Musaddik bir bildiri yaymlayarak Abadan'da yagayan son birkaç Ìngiliz'e
Abadan'1terk etmeleri için bir hafta süre tanidi. Bundan birkaç gün sonra da Ayetullah Kagani
"ingiliz

ingilizler'inülkeyi terk ettigi günü milli bayram olarak ilan etti. Ayetullah'a.göre bu hü-
kümetine duyduklan nefretin ifade edildigi bir gündü." Abadan'daki komplekste ise ayribir bay-
ram yaçamyordu. Íngilizpetrolcüler ve hastane hem ireleri hep bir arada bir gece tertiplemíç,
arkilar söyleyerek egleniyortardi; yaptiklanbir gösteriye de "Sikidur, apagilikadam!" adim ver-
miglerdi.
4 Ekim sabahi petrolcülerve aileleri o güne kadar sosyal toplantiyerleri olan Gymkhana
Kulübü önünde topland11ar. Yanlarma oltalarin1, tenis raketi ve golf malzemelerini almiglard1.
Birkaçi köpeklerini de getirmigti.Köpeklerin çogu daha önce öldürülmüg oldugundan, sayilan
azdt Grupta rafinericilerden bagka konutunu idare etmigolan cesur bir bayan da vardi. Daha
birkaç gün evvel tankla bahçesine giren Iranltbir komutant gemsiyesiyledurdurmaya çaligmigti.
Sonradan papaz da kulübe gelip onlara katildl. O güne kadar Abadan'da yaçamigingilizcamiast-
nm tüm geçmigini dogan, vaftiz edilen, evlenen veya ölenlerin" evrakinm bulundugu
-"orada

kilisesini- kilitledikten sonra gelmigti.


Onlan limanda nehir yukari, Irak'taki güvenli Basra limamna götürecek olan Mauritius
kruvazörü bekllyordu. Geminin bandosu sikiciprotokol kuralim yerine getirerekiranmillimar-
mi çalarkensavaçgemisininsandallan da gemlylesahil arasmda mekik dokuyor, gemiye bine-
ceklerigetiriyordu. Ögleyedogru artikherkes gemiyebinmigti. Mauritius,agir agir yol alip nehir
yukari Basra istikametinde seyretmeye baglad1. Bando müzige devam etmekteydi, ancak bu defa
"gu

"ColonelBogey" parkismiçaliyordu.Sicak güneyaltmda, yolcular koro halinde ünlü" askeri


marym yayimlanmamig olan müstehcen parçalarmi gark1 halinde bagtrarak söylüyordu.Müzikli
gösteri halinde yansittiklari bu deçarjla Íngiltere,kendisine ait olan en büyük tek denizaqin iglet-

439
mesine ve dünyanm en büyük rafinerisîne elveda der gtbiydi.O sira rafinerinin çahymasi tam
anlamiyla durdurulmugtu. Ingilteresava; sonunda, son alti yildir emperyalist gücünü bir hayli
kaybetmigtL Bu sahne ise itibari açisindan oldukça küçültücüydu.Ortadogu petrol imtiyazlan
içinde ilk olan bu tesisaym zamanda da tasflyeedilen ilk imtiyaz olmugtu.

"Birazc1k Silah Sesi"


Ingilterefranpetrolüne ambargokoymugtu ve bu etkin bir gekildeuygulanlyordu.Klsmen am-
bargo yüzünden, kismen de Anglo-Iran'm önlem alm1çolmasi nedeniyle,artik Íran'dandünyaya
petrol gelmiyordu.Anglo-Iran'intastiyeedilmedenaldigL önlem, Íran'danpetrol alan rafinerici-
lere ve dagitimcilara yasal yaptinm uygulamasmi öneren bir tedbirdir.Ambargo etkili olmasma
etkiliydi ancak bir de sakmcasi vardi. Siyasidurumun çok kritik oldugu bir dönemde, Kore Sava-
I sirasmda dünya ticarethayatmdan önemli miktarda petrolünçekilmesineneden olmuçtu.
Ça-
re olarak Asya'nm bazi yerlerinde karne uygulamasina gidildi. Süveyfin dogusunda
"gereksiz"

uçuglar yasaklandi. Yine de bunlar sorunu tümüyleçözümlemiyordu.Birlegik Devletler Savun-


masi Petrol Ídaresi'ninyapmig oldugu tahmine dönük aragtirma korkutucu bir duruma igaret
ediyordu.Anlagildigmagöre lranpetrolü olmadikça, 1951ylli sonuna kadar, dünya petrol talebi,
dünya petrol arzim agacakti.
Bu dügügü durdurmak için çarçabuk bir mekanizmabulundu ve yerine yerlegtirildi. Su
mekanizma, II. DünyaSavagi'ndaoldugu gibi,Anglo-Amerikan igbirligine dayamr. BirlegikDev-
letler'de on dokuz petrol girketibir araya gelip, 1950 Savunma GretimYasas1'nagöre faaliyet
gösterecek ve antitröst'ten muaf tutulacak bir komisyon olugturacaktL Bu Gönüllü Komis-
yon'un amaa petrol arz ve tesislerinikoordine etmekti. Eu komisyon darbogazlan ve petrol kit
hgmi öntemek için petrol potansiyelini dünyanm çegitliyerlerinegötürüp getiren benzer amaçli
bir Ingilizkomisyonuyla yakm igbirligihalinde çaligmigtir. BirlegikDevletler'de,Suudi
Sirketler
Arabistan'da, Kuveyt ve Irak'ta petrol üretiminin artinlmasi için kendilerini zorlayarak bir hayli
gayret göstermigtir. Zamanla, sava; sonunda petrol üretimindeki büyük geligmeninIran'auygu-
lanan ambargoda yardimci oldugu, önceleri korkulan petrolkitllgLmn gerçeklegmedig1
memnun-
lukla gözlendi. 195l'de fran petrolü günde sadece 20.000 varile dügmügtü, oysa bu miktar
1950 yllmda 666.000 varildi. Eu arada dünya toplam üretiminin 1950'de günde 10,9 milyon
varil olmasma kargm 1952'degünde 13,0 milyon olmuqtu.Bu¯iseiran'm 1950'dekiüretim top-
lammm üç katim açanbir artig demektir!
1951 Ekimi'nde lgçiPartisi hükümeti yerine Winston Churchill bagkanhgmdaki muhafaza-
kâr hükümetin iktidara gelmesiyleIngiltere'ninfranpetrolü kargismdaki tutumu büsbütün kati-
laçacaktL
Churchillo günlerdeyetmigyedi yagmdayd1. O siralar Musaddik,Churchill'den beg
ya; daha gençti.Artik Churchillyagini göstermeye baglaylp, kafasimn eskisi gibiçaligmadigindan
gikâyet ederken qu ihtiyar kafam" demeyi âdet etmigti. Yine de konu iran'mmillileptirmesi-
"ah

ne geldiginde eski ödün vermez tutumunu devam ettiriyordu. Kanismagöre ÏççiPartisi hükü-
meti bu konuda hem çok kararsiz hem de çok zay1fdavranmigti. Eger o günlerde iktidarda ken-
disi olsaydi, Truman'a söyledigigibi, "Millet silah tik1rtisi duymug olurdu. Ingilizler'iniran'dan
tekmelenerekatilmastndansa, kendisi olsa buna silahla kargi Royardi." Churchill'ín bu sözlerin-
de muhtegem bir espri, bir eskiye dönüg vardir.Hatirlanacagiglbi, yaklagik otuz yedi yll önce
Donanmanm Birinci Komutani olarak, hükümeti adma Anglo-Iran'danhisse almigt1. Simdide
bunca yllpolitikadaayakta kalmig biri olarak, kazandigiengin deneyimiyle bir kez daha, girketin
en bunahmh günlerinde yeniden hükümetin bagma getirillyordu. Sirketí, gücünün yettigi son
noktayakadar savunmayaazimliydi.
Churchill kabinesinin Digigleri Bakan1, konuya farkl1 bir açidan bakan Sir Anthony
Eden'di. L Dünya Savaç1'ndan sonra Oxford'daokdyan Eden'in tez konusu Dogu Dilleri idi ve

440
kendisi Fars dilinde ylldizbir ögrenciydi. Fars edebiyatmm güzelliklerine hayran olan Eden bir
bakima kendini bu güzelliklereadamigti. Ögrencilik ytllaritamamlandiktansonra Eden iranlilar
ile olan haglanni koparmamigt1. 1933'te DigigleriBakanligtmüsteçart olarak, RizaSah'in Anglo-
Iran'1d1;lamasi sonunda ortaya gikan bunalimda, krizin çözümünde önemli bir rol oynamigtl.
Bundansekiz yll sonra, 1941'de DigigleriBakam'yken, Riza Sah'mNaziler'le flörtettiginigözle-
mig, bundan endigeduyarak, Íran'iniggal edilip Riza §ah'inalaçag edilmesi kararmda büyük
katkisi olmuytut. Kigiselolarak bu ülke onu büyülemig gibiydive bu yüzden de Iran'abirçok de-
fa gidipgelmigti.195 l'de bu defa DiçigleriBakant olarak gittignde, bellegindeki Íranatasözleri-
ni hâlâ unutmamigti. Ancak, gimdi ortada çok büyük boyotlu bir kriz vardi; bunun sonucu da
millileptirme ve Abadan'dan diglanma olmuçtu. Bu onu uyandtrdi. O günlerdeyu sözü söyledigi
unutulmayacakttr: "Tüm Ortadogu'daotoritemizgiddetlesars11migtir."
Bu kriz Eden için kipisel olarak da acilarla doludur. Eden'in, çahsi mal varliginin çogu Ang-
lo-Íranstoklanna bagllyd1.Bu girkettehissesi vardi, o günlerde bunlarm flyat1yükselmigti. Son-
radan uzun uzun dügündükten sonra, bu stoklarda hükümetin de hissesi oldugunu bildigi ve ya-
sal olarak da bir sakmcaolmadigt halde, bu hisseleri elinde tutmanm uygun olmadigim dügün-
müç ve hisseleri hemen yok pahasma satmigtt. Böyle yapmakla gelecekteki mali güvencesini ta
mamen elden çikarmigoluyordu.Yaptigtbu hareket ona çok pahaltya mal olmug,köydeki yazlik
evini bile eldençtkarmigt1.
Muhafazakârlarm yeniden iktidara gelmesiyle Londra ve Washington'un arasmi açan te-
mel anlagmazlik büsbütün derinlegmig ve belirginlegmigti. Amerikahlar Musaddik'm dügmesi
halinde onun yerine komünistlerin gelmesindenkorktuklari için, ne kadar can siktc1olsa da,
Musaddik'la beraber olmamn, ona kargi olmaktan daha lyi oldugunu dügünüyordu. Íngilizlerse,
tam aksine, Musaddtk devrilecek olursayerine çok daha akl1baginda bir hükümetin geçeceg[nl
ve bunun ne kadar çabuk olursa o kadar iyi sonuç verecegl dügüncesindeydi. Böyle bir durum-
da fran'uíuysal davranmasi ve Musaddik'm kipisel masumiyete sigtnma yeteneginin dünyanm
dört bir yaninda ülkeleri harekete getirmesikaçimlmazdi. Bu da tüm dünyada salgin bir hastalik
gibí yayilacak, milliyetçilikve kamulagtirmarüzgân estirecekti. Ínglltereyabanc1 kaynakli var-
liklarmdan geri kalamm riske atmay1 göze alamazdi. Yakit ve Enerji Bakanhgl'ndan Sir Donald
Fergusson bu konudaki görügünüQu gekildeifade edecekti: "Ingilterehükümetinin yapmaya
mecbur oldugu bir geyvardir. En üst düzey bir yetkiliagzmdan Amerika BirlegikDevletleri'ne,
Íran'mkomünizmden kurtanlmasi lçin Musaddik'm bu görevde tutulmasminne anlama geldigt
söylenmelidir.Amerika böyle bir geyiyaptigi takdirde,Iran't kurtanrken bizim ülkemizi tehlike-
ye almig olacaktir." Tüm bu konularda ingilterehükümeti içinde çegitlitartigmalaryapillyor,
kim ne yapilacagini, kimin kimi suçlayacagim bilmiyordu. Aynca Anglo-Íran'a kizanlar ve her
eyin onun bilgisizliginden kaynaklandigina inananlar da vardt Eden bile çahsen girketin bagka-
ni Sir William'dan gikâyet ediyor,bu kipinin
"dumanli
bir hayal dünyasmda yaçadigim" söylü-
yordu.
1951 sonbaharmda,Ìngilizler'in Abadan'dan aynligindanbirkaç hafta sonra, Musaddik Bir-
legmigMilletler'de iran davasini savunmak için BirlegikDevletler'e gitti. Bu ara Washington'a
da ugraylp Truman ve Acheson karçismda davasin1 anlatmig, aym zamanda iktisadi yardim iste-
migti. Amerikan hükümetinin istedigi iran'da istikrann saglanmasi idi; ancak bunu Musad-
dik'tan istemek için henüz hazir degildi. Bu yüzden o görügmedeMusaddik'tan böyle bir geyis-
tenmemigti.Görügmesirasmda Musaddik Truman ve Acheson'a fakir, çölden olugmug
"çok -

kumdan ibaret bir ülke adina" konugtugunu söyleyerek konuya girdigínde, Acheson onun sözü-
nü kesip "Evet, ayni zamanda petrolünüzleTexas'a benzeyen bir ülke adina!" diyerek müdaha-
le etmigti. IranBagbakani bu konugma sonunda çok az bir ekonomik yardim alacakti.
Diger taraftan Bakan Yardimcis1George McGhee, Musaddik'la yaptigt seksen saatlik ko-
nugmadan sonra Ba bakan'm asil maksadmi sezmigti. Musaddik'm bu ziyaretinin esas amact bir

441
çözüm taslagi üzerinde anlagmakti. Elindeki taslaga göre Abadan rafinerisi Hallanda Krali-
yet/Shell karmasimn oluyordu (tabiigirketeIngilizdegil, Hollandah kimligt verilmesi koguluy-
la). Anglo-Iran'a da özel bir petrol ahm kontrab tammyordu. Kontrat
"yan

yanya" prensibinegö-
re uygulanacakti.Tüm bunlara ilaveten Musaddik ek bir partüzerinde de Israr ediyordu.Hiçbir
ingiliz teknisyenininîran'daçah;masina izin verilmeyecekti. Acheson pahsen bu taslagtnana
özelliklerini Paris'te bir ögle yemeginde Eden'e de duyuracakti. Acheson daha sonra kendisini
Digigleri'ndemerakla bekleyen McGheeve digerlerineParis'tentelefonettigi zaman onlara gu
raporu iletmigti: Musaddik'm öne.sürdügü ek partEden'i çalgmadöndürmügtü ve Eden bu partm
Ìngiltereadma küçük dügürücü oldugu inancmdaydi, aynca Eden taslaktakitekliflerebütünüyle
karytyd1.Eu taslagaepeyce ümit baglamig olanMcGheesöylenenlerkargismda donup kalacakti.
11eride,o ana iligkin izlenimlerini pöyle anlatmigtir: "Bu benim için dünyamn sonu gelmig gíbi
bir geydi."Ancak ortada Musaddik'm da aym duygulari tagidigmaait hiçbir belirti yoktu. Hatta
kendisinin gerçekten anlagma istedigt bile söylenemezdi. Amerika'dan aynlmasindan bir gece
önce bir Amerikah'ya yöylesöylemigti: "Anlamiyor musunuz ben Iran'a eli bog dönmekle konu-
mumu çok daha saglamlagtinyorum. Eger elimde bana bagli fanatiklere yutturmam geren bir an-
lagmayla dönmüg olsaydim, durumum bu kadar saglam olmazdi."
"Mossy"nin bu gariptutumuna kargm Truman idaresi onunla bir anlaymaya varma ümidi-
ni yitirmemigti. Amerikan Digigleri'neve Londra DigigleriBakanligna bagvuran girketler bir
konsorsiyum kurarak Iran petrol endüstrisini üzerlerine almakistediklerini bildiriyorlardi. Bagka
bir dahiyane fikir de Dünya Bankas1'ndan gelmigti.Bu banka, konu kesin olarak bir çözümeka-
Vuçuncaya kadar fran'dakipetrol operasyonunun yeddiemin olarak kendisine verilmesini teklif
Bu
etmigti. teklifierinhepsi de petrolü millileptirmeye ve trantarafmdankontrol olasiligmmazal-
tilmasmave Anglo-Iran'a da bir rol verilmesine yönelikti. Ne var ki Iran bunlann hiçbirinekargi
ilgi göstermemig,uzlagma igareti vermemigtir.
Kriz böylece, 1952'nin ilk aylarmda giderek giddetlenirken, Musaddik hükümeti de pet-
rolünü satamaz duruma gelmigve parasiz kalmigt1.Ekonomikkopullar her gün biraz daha kö-
tülegiyordu.Ancak, bunlann híçbiri Musaddikíçin önemli degildl. Onun gäzünde önemli olan
tek gey, yabancilan ülkeden def etmek gibi tarihi amact gerçeklegtirmig popüler bir milli lider
olarak tanmmak ve bir de ülkesinin milli itibanmn yeniden kazamlmasim görmekti. Kendisi
birçok defa, kendi açtsmdan petrolün toprak altinda kalmasmda hiçbir sakmca görmedigíni, ile-
ride bundan gelecek kugaklann yararlanabilecegini söylemigtir.Amerika'mn Tahran'daki Büyü-
kelçisi bir gözlemde bulunmug, Musaddik'in Sah'akargiköklü bir antipatisi oldugunu sezmigti.
Kendi yorumuna göre, bu
"gizliden

gizliyehor görme"eski, aristokrat bir aileden gelen birinin


"yerden
bitmig bir diktatörün" ogluna" duydugu bir antipatiydi.Ancak Musaddik'm
"güçsüz

kendisi de, anayasal düzenci oldugu halde, ülkeyi idare etmede híç de anayasal olmayan yön-
temlere bagvurmuytur. Örneginpolitikasmayön vermede sokaktaki ayak takimmdanyararlan-
migtir. Bagbakanlik hayatmda giderek daha diktatör olmuqtur.Bir muhalefet liderl kendisi için
öyle demigti: "Ben bagmdan beri bu adamm büyük makamlara uygun olmadigim söyler durur-
dum. Ancak en kötü rüyalanmda, kâbuslanmda bile onun gibiyetmigyagmda birinin halk kit-
lelerini ayaklandirabileceginihayal edemezdim. Durmadan Meclis'e ayak takimiylasaldiran
böyle bir adam, halk için bir beladan bagka bir gey olamaz."Musaddik'm bir çabasida politika
"yenilikçi"

sahasmdahiç de boga atilmayacak bir olmaya çaligmakti.Ortadogu liderleri arasm-


da taraftarlarimharekete geçirmekiçin radyodan yararlanan ilk lider Musaddik'tir.O radyodan
çagri yaptigmda, binlerce, hatta bazen yüzbinlerce kigi koparak gelir, çilgmlar gibi sokaklan tu-
tup, Kuran'dan ayetler okuyarak etraft sindirir, muhalefetyanlistgazete bürolanmn camim çer-
çevesini tahrip ederJerdi. Musaddik'mbu derece sevilmesi kargisinda Sahne yapacagim bilme-
yip çaresiz kalmigti. Bir gün Amerikan Büyükelçísi'ne göylesöyleyecekti: "Ne yapabilirim ki?
Çaresizim."
442
§arkiSözü: "gans.Bu Akgam Bana Gül Lütfen"
Bu siralardan Acheson bir kez daha Eden'le bir araya gelmigti. Eden ona bu konuçmada "Belki
de önümüzdeki bir agamada Sah'abir zorunlulugu... Musaddik'1iktidardandügürmek zorunlu-
lugunu...* telkin etmemiz gerekebilir" demigti. Eden'in bu sözüne karym, gerek BirlegikDev-
letler,gerekse Britanya, konuyu Musaddik'la diplomasi aracihglyla çözme çabasmdanvazgeç-
memiglerdi. Bu ara Truman, Churchill'denIran millileptirme yasasim kahul etmesini bile talep
etmig, konuya göyle girmigti: "Bumillileptirmekonusu anlagildigma göre, franh'ningözünde Ku-
ran kadar kutsal olmug... Eger Irartkomünistlerin tuzagma dügerse, bunun sorumlulugubize
ait olacak ve hiçbirimiz megru konumlarm sonuna kadar savunulmamigolmasmdan memnun-
luk duyacak degliz." ChurchillTruman'in bu görügünüolumlukargilamig,Musaddik'a beraber-
ce bir bagvuru yapilmasmi önermigti. Churchill gu görügleride.ifade etmigtir:"Unutmayalim ki
kargimizdaki adam, iflasm, ihtilalin ve ölümün esiginde olan, fakat yine de bence
'tam
bir adam'
.

olan biridir. Ona bir araya gelip beraberce yaldagirsak, saninm ikna edilebilir."
Truman, biraz tereddütlede olsa Churchill'den gelen uzlayma için ortaklaça bagvuru teldi-
fini kabul etti. Planlan geregince Musaddik'la millilegtirilen yeylereverilecek tazminatitespit
edeceklerdi. AncakMusaddik uzun süre kaçip onlari atlattiktan ve konuyu ilgililerle uzun uzun
tartigtiktansonra teklifikabul etmedigini bildirecek, gerekçe olarak, bunun Anglo-iran Petrol
"tuzak"

Sirketi'nin kurdugu bir oldugunu söyleyecekti.


Trumanidaresinin son buldugu günlerdeartik hem Amerikahlar hem de Ingilizler Musad-
dik'tan ümidi kesmigti. 1952'nin sonlarmdaÌngilizler Amerikahlar'a, Iranhükümetinde bir de-
gigmeolmast,daha dogrusu bir askeri darbe için, birlikte çahymaolasihgtndan söz etmeye bagla-
yacakti. Yoklamakabilindenyap11an bu teklifeAmerika önce yanit vermedi ve cevabmiEisenho-
wer idaresi iktidara gelinceye kadar erteledi. Eisenhowergelince teklifDigigleriBakam John Fos-
ter Dulles ve kardegi, Merkez Ístihbarat S ervisi'nin yeni bakam Allen'in destek vermesiyle
olumlu kargilandi ve onaylandi.
Truman i.daresinin son, Eisenhoweridaresinin ilk haftalarmda, BirlegikDevletler franve
Ingilterearasmda petrolanlagmasi yapilmasma yönelik bagka bir girigimdedaha bulunmuçtu. Bir
sürü sinir bozucu görügmelerden sonra Musaddik het zamanki gibi buna da hayir demigti. Ne
var ki Iran'dakopullar o güne kadar daha da kötülegmigti. Millllegtírmehareketinden önce, pet-
rol ihracatt dig ticaretin üçte ikisini ve aynca hükümet gelirlerininyansim kargilarken, son iki
ylldan beri petrolden hiçbir gelir gelmemigti. Enflasyonbaymi almig gidiyor, ekonomi ise parça-
lanmaktaydi. Millilegtirdikten sonra ülkenin durumu millileymeden önceki duruma oranla, çok
daha kötülegmigti. Ülkedeyasa ve düzen diye bir gey yoktu. Tahran'daki polis tegkilatimnbagt
bile kaçinlarak öldürülmügtü. Bütün bu olaylar yaçamrkenMusaddik'm idarede dahiyane bir ba-
an gösterdigide söylenemez. Kabine toplantilanmartik tamamenyatagindan idare ediyordu.
1953 yllmm ilk aylarmda bir a'tihm yaparak giderek zayillamakta olan yurtiçindeki itibanm kuv-
vetlendirmeye yeltendi ve bunu bagarmak için eline daha çok güç almakistedi. Bunu, sikiyöne-
tim uygulamak, kararnameyle hükümet etmek, askeri toplantilann kontrolünü elde tutmak,
muhalefeti sindirmekve susturmak, senatoyu fesh etmek, millet meclisini eritmek ve Sovyet sti-
liyle, kendisini yüzde 99 zafere kavugturan bir halkoyu yapmak istemigtfr.Aradan geçen zaman
içinde bir vakitler Musaddik'i destekleyen milliyetçiler ve reformcular da, gücü tekelinealdigi,

*
Zaman zaman Acheson ve Eden birbirlerini yanh; anlardi. Eden bunun neden ileri geldigini bilmi-
yordu. Ona göre "Acheson tipik bir Amerikan yurttagma benzemlyordu." Bunun Acheson'un annesi-
nin Kanadah olmasmdan ileri geldigini dügünüyordu. Bir gün New York'tanWashington'a uçarken,
uçakta bulunan bir Amerikan donanma subayi ona bir not geçirdi. Notta pu satirlar yazillydi: "Siz ya
Dean Acheson ya da Anthony Eden olmalismiz. Hangisi olursaniz olun, lütfen hattra defterimi imza-
lar misin;z?"

443
"halk
dalkavuklugu"na ve Tudeh Partisi'ne giderek daha çok yaslandigt için
ona kargi cephe al-
dilar. Musaddikgücünü daha da artirma yolunda mücadeleverirken dini kesime bagli olanlarda
ondan uzaklagmig, muhalif kanada geçmiglerdi. Sonunda onun Islamlyet'in dügmani olduguna
karar verdiler. O günler Time dergisi Musaddik'i "YilmAdami" seçmigti.Bazi muhalillerin gö-
Zünde yalmzca bu bile onun Amerikan ajamoldugununkanitlydi. Musaddik'in son zamanlarda
Sah'l diglamak için bir mizansen düzenlemekte oldugu, bunun için gereklihazirhklan yaptigml
gösteren bazi igaretler de vardi. SovyetlerBirligi'neglderekdaha çok yakmlaglyordu. Sah'age-
lince o her zaman oldugu gibi çok ümitsizdi.
Musaddik Moskova'yagöz larplyordu. Bu, Tahran'a yeni bir SovyetBüyükelçisi'nin gelme-
siyle büsbütün açiga çikti. Yeni büyükeiçi, 1948'de, Prag'dakikomünistler darbe yapip iktidan
aldiklan zaman orada büyükelçílik yapmt; olan kigiydi. Ruslar kendi ajanlarive Tudeh aracihgly-
la Íran'msiyasi kontrolünü ele geçirmepegindeydi. Bunu görmemekiçin aptal olmak lazimdt.
Romanov'lar ve Bolgevikler dahil bütün Ruslar'm öteden beri özlemi olan bir hedet sonunda çok
yalana gelmigti.Nazi SovyetPaktt'mn bir parçast olarak Kremlin
"beklentilerinin"

merkeziola-
rak iran'ihedef almigti. Artik kesilecek tavuk belliydi; §imdi sira onu yolmaya gelmigti.
Washington'da Milli Güvenlik Kurulu sik sik toplamyordu. Bu sikicitoplantilarmbirinde
DigigleriBakani Dulles, Iran'mgelecegi için tahminyaparak, Iran'm çok yakmda Musaddik ida-
resinde bir diktatörlük olacagtm, bunu da bir komünist iktidarm izleyecegini söyleyecekti. Dul-
les sözlerini göylesürdürmüçtür: "Bu takdirde i; hür dünyanin iran petrol üretiminin sagladigt
sayisiz nimetlerden yoksun kalmastyla bitmeyecek, bu nimetler Ruslar'm eline geçecektir. Böy-
lece Rusya bundan böyle petrol kaynaklan konusunda tüm endigelerinden styrilmig olacaktir.]
Daha da kötüsü... Iran bag egecekolursa, çok yakmda, Ortadogu'nun öteki bölgeleri de dünya
petrolrezervinin yüzde 60'mi olugturan petrolleriyle komünist idareye geçeceklerdir."
Dulles'inkonugmasmi dinleyen Bagkan Eisenhower ona bir soru yöneltmigti. Soruguydu:
"Pekâlâ, sízce durumu kurtarmak için herhangi bir somut çare var un?" Evet vard1]
Digeryandan ingilizlertarafmdaDiçigleriBakam Eden de larmlytl. Ne var ki hasta oldugu
için 1953 Temmuzu'nda henüz nekahette bulundugu için fazla bir yey yapamlyordu. Sonunda
Digíçleri sorumlulugunu bizzat üstlenen Churchill, Musaddik'i devirmek için yapilan plam
onaylayarak imzalayacakti. Amerikahlar da ayni geyi yapmigti. Dulles'in sonradan anlattigma gö-
re, onun deyimiyle operasyon
"aktif"
hale getirildi. Musaddik'la yapilan çatigmaya,Sah'msadik
adami General Fazlullah Zahidi liderlik etti. iki bat1h ülke bu olayda darbeye kendilerinin sebep
olmadigim, buna Musaddik'm Sebep oldugunu Ve darbenin Sahve Zahidi'nin tertipledígibir
kar§i darbe oldugunu söylemiçIerdir.
"Ajax Operasyonu" denen bu eylemin saha kontrolü ClA'da Kermit Roosevelt'e verilmigti.
Kermit, Thedore Roosevelt'in torunudur.Eu i; için gereken destek Mló ingilizistihbaratmdan
saglanmigti. Kim Roosevelt fran'a 1953 Temmuz ayi ortasmda, motosikletiyle geldigi Irak'tan
girdi. Ancak önce daha Ajax Operasyonu baglamadan durumdan güplenenenSah'lyatigtirmak ,

gerekmigti. Kendisine plamn gerçekoldugu Ve baçan


gansibulundugu konusunda teminatveril
di. SahABD hükümetinin Musaddik'in sempatisini kazanmaya çaligtigm1çok lyi biliyordu. Ayn-
ca Musaddik'mbir Ingilizajam olmasmdan.da kugkulamyordu ki bu biraz hatall bir görügtü. So-
nunda Roosevelt, Sah'lagizlicegörügmekve kendisini yatigttrmak için geceninilerlemíç bir sa-
atinde saray1n bahçesine süzüldü. Buraya bir arabamn zeminine serilmig bir yorgan altmda giz-
Jenerek, taksfyle girmigtir. Çabalan sonunda Sah'iinandirmayt bagarmigttr.
Ajax Operasyonu 1953 Agustosu'nun ortalannda heyecanh ve dramatik bir atmosfer için-
de uygulanmigtl. Bu dramatik eserde yer alan her aktörün ayri bir kod adi vardt. Sah'mkod ad1
"lzci",

Musaddik'in
"ihtiyar
rahatsiz edici böcek" anlamindaki
"the
old bugger" idi. Roose-
velt'in ise birden fazla kod adi vardi ki bunlardan biri smir bekçilerinden birinin admi yanlig te-
laffuz etmesinden kaynaklanmigtir: "Mr. Scaron Right Forehead "

(alnmsag tarafmdakiBayYa-
444
ra) idi. RooseveltAjax Operasyonu'nda birkaç gün Tahran'da, adamlarinm birinin evinde kal-
migti.Burada,tam bir sinir küpü halinde neticeyibeklerken, can sikintismdan sik sik "LuckBe a
Lady Tonight" (Sans bu akpam bana gül lütfen) admda, günün Broadway'de"Guysand Dolls"
(Erkeklerve Bebekler) adinda en tutulan müzikall dinlemeyi âdet etmigti.Bu parladaha sonra
Ajax Operasyonu'nusimgeleyen parki olmuqtur.
Ancak baglangiçta ganshiç de iyi gibigörünmüyordu. OperasyonunSah'inMusaddik'iata-
cagim bildirecegi tarihte baglamastplanlandigi halde, bu mümkünolmamiç,emir üç gün gecik-
meyle tebligedildigi için Musaddik hundan yararlanarak ya taraftarlarmdanbiti ya da Sovyetis-
tihbaratmcabelirsiz bir yere kaçirilmisti. MusaddikSah'memrini kendisine ulagtiran subayitu-
tuklatmig,bu defa kendisi Sah'ialaçagi etmeye girigmigtir.Bu ara GeneralZahidi de saklanmak-
taydi. Bütün sokaklar Musaddik yanillan ve Tudeh Partisi'nce sarilmigtl. Bu kipiler Tahran mey-
danlarmda dikili Sah'mbabasinm heykellerine saldinp bunlan kirip geçirdiler.
Sah'mkendisi de
çaresizlikiçinde kaç1p önce Ba'gdat'a sigmdl. Kendi görügüne göre kargi darbe hareketi baµnla-
mannyti ve bir daha Tahran'a dönme ümidi de kalmamigti. Bu arada Bagdat'taki AmerikanBü-
yükelçisi'ne
"çok
yaktnda i; aramaya baglayacagim, çünkü kalabahk bir ailesi oldugunu ve iran
digmdaki mal varhgmin da çok az oldugunu"söylemigtir.
Sah'mBagdat'tan sonrakiikinci duragt Roma'dir.Burada kendisi ve egiExcelsiorOteli'nde
kiraladiklan bir daireye yerleytiler. Gerçekten de yanlarmda hiçbir giyecek,hiçbir bagaj veya pa-
ra yoktu. Kraliçecebinde be; kurug nakit olmadan, magazalandolagip bir geyler satm almaya ça-
11;acakt1.Bu krallyet çiftigimdiyemekleriniotelin herkese açik salonunda yiyor, haberleri ikinci
elden, otelde konaklayan gazetecilerdenallyordu. Sonuç olarak bu çiftinExcelsiorOtell'ndeki
günlerison derece endigeli ve sinirligeçiyordu.
18 Agustos'ta Bakanhk Müsteparl Walter Bedell Smith, Eisenhower'e Ajax Operasyonu'nun
bagarisizliklasonuçlandigm bildirmig ve sonra da puntarieklemigti: "Artik fran olayim bütünüyle
yeni bagtan ele almallyiz. Bunu yaparken,eger Íran'danherhangi bir malimizikurtarmak istlyor-
sak, belki de yine Musaddik'tan medet ummamiz gerekecektir. Sunuda belirtmeleyim ki bu, in-
gllizler açisindan igleri biraz daha zorlagtiracaktir." Ancak hemen ertesi sabah Tahran'darüzgâr
bu defa bagka yönden esmeye baglayacakti. GeneralZahidi basm toplantisiyapmig, basin men-
suplarma Sah'mMusaddik'1 azlettigini bildiren yazismm kopyalarim dagitmigti. Ilk anda, §ah
yanhlari küçük bir gästeri yaptilar, fakat sonra bu gösteri büyüyerek tüm sokaklan sardi.Sahlehi-
ne tezahüratyapan büyük bir kalabahk durmadan haykiriyor, insanlarm taklaattiklan, el üstünde
durduklar1 görülüyordu;güreççilerde kaslarmi göstererek gürege tutuguyor,agirlik kaldiran cam-
bazlar demir çubuklar üstünde gästeri yap1yordu. Pazar yerlerinde baglayan tezahürat giderek
büyüyerek gehrinmerkezine de yayilmigtt.Su halk kütleleri haykinglarlylaMusaddik'a olan nef-
retlerini ve Sah'aolan bagliliklarimgösteriyordu.Sir anda her yer yeniden Sah'infotograflanyla
doldurulmugtu. Arabalar Sah'ldesteklediklerini göstermek.için farlartn1 yaktilar. Arada sokak
kavgalan çiktiysada tüm cogku ve agirlik kesinlikle Sahyanlisi güçlerdeydi. Artik herkes Sah'in
Musaddik't azlettigini ve yerine Zahidi'yi atadigini ögrenmigti. Ordunun kilit yerlerinde olanlar
da Sah'akatihyor, Sahyanlist göstericileri yatigttrmak için yola çikmigasker ve polisler çok geç-
meden görevlerini unutup onlara katillyordu. Musaddik kurtulugu arka bahçesindeki duvardan
atlayip kaçmada bulmugtu. Artik Tahran tam anlamlyla Sah'mve Sahyanhlarmm olmugtu.
Sahbu siralar henüz Roma'da Excelsior Otell'ndeydi. Sir akyam haberlegme servisinden
bir muhabir ellnde bir bültenle oldukça heyecanh bir biçimde kogup
§ah'abülteni uzatti. Bül-
tende gunlaryazillyd1:"Tahran. Musaddik dëvrildi. Tahran'm kontrolü imparatorluk güçlerinde-
dir." Kraliçe birden gözyaglarma bogulmuytu. Sahise önce bembeyaz kesilmig, sonra da punu
söylemigti: "Beni sevdiklerini billyordum." Tahran'a zaferi kazanmig olarak dönmügtü. Darbe
karç1 darbe- (zatenbirbirlerine çok yakindi) kendisinden bekleneni vermigti. Takvimler
-veya

1953 Agustosu'nunson günlerini gösterirken Sahartik yeniden tahtmda oturuyordu. iktidarda

445
kendi getirdigi ba§bakan vardt. Musaddik'sa hapse atilmigti. Musaddik'm kaldirttigi Sah'inbaba-
smin heykelleri yeniden dikiliyordu.
Bu tarihi izleyen yillarda, Amerikan-ingiliz igbirliginin gerçek anlami sik sik tartigmalara
konu olmustur.Acaba bu igbirligi kaça pattamigti? Acaba yüz bin dolara mi mal olmuytu, yoksa
birçok milyonlara mi? Ikibatih güç karç1 darbeyi kendiferi mi yaratmigti, yoksa sadecedestekle-
migler miydi? Musaddik devrinin sona ermekte oldugu artik kesindi. Dayandigi zemin giderek
daraltyordu, bu kogullar altmda ya sola ya da saga kaymaya mahkûmdu. CIA ve MI6'nin oyna-
diklari rol ise göyleOzetlenebilir:Bu iki kurum yardimet rol oynamigtir. Digerbir deyiglemali ve
lojistik yardim saglamig,muhalefeti yüreklendirmigve durumun belirsiz Ve kesin olmadigt za-
manlarda kritik bazi baglantilar kurmugtur. Ajax Operasyonubagarillolmuytur. Çünkü Qah'ave-
rilen halk destegiyle ve mevcut rejimle ters dügmemig, aksine uyum saglamigtir.Aynca, rejimi
degigtirip, iktidari kendi ellerine alma çabasindaolan Musaddik'l desteklememíçtir. Halk bunun
sonucunun Sovyetler'e baglanmak
olacagLndan korkmugtur. Su operasyonun planlanmasma ka-
tilmigbir kiginin sözlerlyle"Ajax Operasyonu Tahran'da yeni bir durum ve atmosfer yaratmigtL
Bu, insaillan kurulu bir düzen -monargi- ile ne olacagt belirsiz Musaddik önderliginde bir gele-
cek arasmda seçim yapmaya zorlamigti." Yine de bu bagarmm tam anlamiyla kesin oldugu söyle-
nemez. Kermit Roosevelt, Washington'a dönügünde bilgivermek igin dogrudan Roosevelt'e git-
mig, o da bu olayl, hayranhkla hatira defterine yu sözlerle kaydetmigti: "Ajax Operasyonuanla-
11digina
göre, tarihi bir gerçekten çok ucuz bir romana benzemigti."

Sirketler
Grubu
Artik Sahtahttaydive tahta gelmesiyle de Iran petrolünün yeniden üretime açilmast ve dünya
paranna sürülmesi gündeme gelmigti. Ancak bu nasilyapilacakti? Dogal olarak Anglo-Ïran geri
gekilmigti.Bu girketinöncülük yapmasi, Íran'da,küllenmig olan milliyetçilik ategini yeniden tu-
tugturmakdemekti. Íngilizhükümetine gelince, Yakitve Enerji Bakanligi'ndan bir yetkilinin
sözleriyle anlamlyla gagkmdurumdayd1."
"tam

Bu igi üstlenmek, petrol konusunda çözüme baglamak igi açikça görüldügügibiyine Was-
hinton'a dügüyordu. Sonunda DigigleriBakanligt, Anglo-Iran'migleriyle ugragacak yeni bir gir-
ketler konsorsiyumunun kurulup kurulmayacagim aragtirma igini Bakan Dulles'in özel temsilci-
si olan Herbert Hoover Jr.'a verdi. Eski Devlet Baçkam'nm oglu olmaktan bagka, epeyceün ka-
zanmig lyi bir petrol dampmam olan Hoover, Venezuela'daki yanya" ilkesinin gerçeklegmel
"yan

sinde epeyce rol sahiblydi. Aynca her haliyle Ìngilizler'den


n efret ettigini belli eden bir görü-
nümdeydi. Sonunda Amerikahlar'm genel olarak benimsedigi reçete Hoover'in bu ige uygun ol-
dugu geklinde tecellietmigti. Sir girketler konsorsiyumu kurulacak, Anglo-Ìran bu irketler ara-
smda kamufle edilmig olarak yerini alacakt1. Bu konsorsiyumdaki girketlerin bazilan Amerikan
irketi olacakti.
Ancak Amerikan petrol girketleri,en azmdan büyük olanlar, Íran'lailigki kurmaya hiçbir
ekilde istekli degildi. Ortadogu'nun diger yerlerindeki üretim faaliyetleri çok iyi gidiyordu.
Arap üreticiler gelirleri giderekartmlyoldugundan haklarmdan feragat edip franpetrolüne yol
açmaya istekli degildi. Aynca petrol girketleriylearasmda yeni bir hognutsuzluk olmasindan ka-
çmlyorlardi. Aramco ortagi olan dört girket SuudiArabistan'da geleceklerinin teminatiolarak ge-
rektiginden fazla petrole sahipti.Orada çok büyük sermaye yatinmi yapmaktaydilar. Ístemedík-
leri bir petrol için iran'ayatinm yapmalannm bir nedeni yoktu. Aynca Jranlilar'la ve onlarm is-
tikrarsiziq politika durumlanyla ugraymaya degmezdi; çünkü daha son zamanlarda Jerseyyetki-
lisi "Her geyi birkaç ay içinde yeniden kaybedebiliriz. Bunun olmayacagma dair elimizdeher-
hangi bir garanti yok" dememig miydi? "Ülkeninsonuna dek istikrara kavu tugtma dair henüz
bir igaret yoktu." Milliyetçiler ve dinciler acasmdaki siyasi riskler hâlâ mevcuttu. Ruslar durma-

446
dan fran'a tehdit savuruyor,Standard of California yetkilisinin söyledigi gibi tehditler çok "ac1k-

h" durumlara sebep oluyordu.


Amerikan yetkilileri kendi aç1lanndan petrol girketiyöneticilerini hiç de sandiklari gibi "ge-

çinmesikolay" bulmamigt1.Richard Funkhouser admda,bakanlikta bag petrol stratejístiolan bi-


ri 1953'te, Ortadogupetrolünde yaptigi uzun boylu bit incelemeye dayanarak, meslektagi arka-
daylanna pu ögüdü vermigtir: "Baganh olmam12için petrolcülerekarp yaklagimimizda son dere-
ce dikkatli olmamiz, diplomatça davranmamiz yaçamsalönemdedir. Petrolcüleragin duyarh ki-
ilerdir. Petrol iginin mükemmel olmadiginadair en küçük bir ima bile onlan çiledençikarabi-
lir... Duygu, gurur, sadakat, güphegibihisler onlarda daima mantigaegemen olur."
Bu nedenden dolayidir ki Amerikan petrolcülerine yapmak istemedikleri geyiyaptirmak
epeyce diplomatik ustalik gerektirmigti. Ïran'agldip durumun düzelmesine yardimciolmak gibi.
Washington'unda, Londra'nm da destegiyle ikna yeteneginikullanmasi gerekmigti.Jersey'in
Ortadogu koordinatörü olan Howard Page, ileride bu konuya yöyle deginecekti: "Eger hem
ABD hem de ingilizhükümetleri bagimiza vura vura bizi oraya gändermeseydi, kendiliglmizden
kesinlikle gidecegimiz yoktu." DigigleriBakanhgl onlan ikna için devamh olarakgu temayiiglet-
migti. Iran petrolü yeniden igletmeye girmezse, ülke ekonomik çöküntüyeugrar ve sonunda, o
veya bu gekildeSovyet tarañna düger. Eu ise Ortadogu'nunöteki bölgeleri için tehdit demektir
-özellikle de SuudiArabistan, Kuveyt ve Irak için-ve bir de onlarm içindeki imtiyazlar için. Te-
ma buydu. Aynca, dogrudan dogruya ticari açidan da ciddi sorunlar açmasi olastydi. Örnegin,
Ruslar'in tüm iran petrolünü dünya pazarina sürmesi gibi.Íran'ayapilan komünist tehdidi ülke-
de birlegmeyi zorunlu killyordu ve aynca bunun yararli bir yam da olacakt1.Birlegmeve katthm
Iranüretim hizi üzerinde Amerikalilar'a üstünlük saglayacakti. Üretimluzi her halükârda Ku-
veyt ve Suudi Arabistan'm üretim hiziyla dengelendirilmig olacakti.
Herbert Hoover fran'a giderken Sir William Fraser'le konugmak için önce Londra'ya ugra-
di. Frasefe ortada bagka bir seçenek kalmadigini, Anglo-Iran'nmmutlaka inisiyatifi üstlenmesi
gerektiginisöyledi. Hoover "Kemanclya para veren kigisonunda konuklarmi-baloya davet eder"
diyordu. Aynca, 1953 Arallgl'nda büyük Amerikan girketlerinden her birinin bagkanma teker te-
ker yazi yazarak onlari konsorsiyum kurma igini görügmeküzere Londra'ya davet etti. Böyle bir
davetiye göndermig olmas1Fraser bakimmdan yenilgiyi kabul etmig olugunun küÇültücü hir gös-
tergesidir.ZatenAmerikan girketleri de böyle bir çagndan pek hognut kalmamigti. Jerseybagkan
yardimcisi DigigleriBakam Dulles'a yazdigi mektupta görügünü
gu 80zlerle ifade edlyordu: "Ta-
mamen ticari bakig açismdan gunu söylemek isterim ki, girketimizböyle bir gruba katilmakta
fazla istekli degildir, Ne var ki konu büyük bir milli güvenlik sorunudur.Bunu dügünerek, sirf bu
açidan elden gelen her akilci çabayi göstermeye haziriz."
Ne var ki Jerseyve öteki girketlerdaha hiçbir çaba gösterme firsati bulmadan yeni bir en-
gelle kargilagilmigtl.Su içinden çikilmasi çok zor, anlagilmaz.bir durumdu. ABD hükümeti bü-
yük petrol girketleri aleylinedevasa bir antitröst davasi açiyordu; hem de fran'a yardimci olsun
díye yeni konsorsiyuma sokmaya çah;tigigirketleraleyhine. Adalet Bakanligt bir kez daha der-
hal harekete geçereksözü edilen pirketleraleyhine ceza davasi için dosya hazirlayacaktir. Sirket-
ler
"uluslararasi

petrol karteline glrmekten" ve bir de tam o siralar Digigleri'nin oluçturmaya ça-


hytigi iligkilere benzer i; iligkilerine girmeliten suçlamyordu. Su gerçekten de aklm alamayacagi
bir durumdu; ayrica girketlerikonsorsiyuma katilmaktan caydinci nitelikteydi.

Kartel Davasi
SimdiBirlegik Devletler'de büyük girketlerekargi îki ayri tür halk politikasi egemendi; bunlar
birbiriyle çeligkili,hatta gizofrenik denebilecek iki ayri tutum içindeydi; bu zaman zaman görü-
lüyor sonra yine kayboluyordu. 2aman zaman Washington, Amerika'nm siyasi
ve ekonomik çi-

M7
karlanm geligtirmek, stratejik hedeflerini korumak, ulusun refahim saglamakiçin girketlerve
uzantilanm göklere çikanyordu.Bazen de bu aym girketler, kendilerini dig biledikleri
"büyük

petrolcü",tekelciolarakgören, küstah ve sir vermekle-suçlayan solcu saldiristnaugruyordu. O


güne kadar hiçbir zaman bu iki politikamnbu denli keslän ve felç edici gekildebirbirleriyle ters
dügüp çatigtigt olmamigti. Su çeligkilidurumun iktisadi ve siyasiçok olumsuz sonuçlardogur-
masindan korkuluyordu.
Adalet Bakanligl'ndaki antitröst ihtisasli hukukçular büyük girketter arasinda bir igbirligi
kurulmug olmasmdangüpheleniyorlardi. Buniar IL Dünya Savagi'ndayeteri kadar petrolün te-
min edilmesi için Harold Ickes döneminde tesisedilen sistemin gimdisadece sava; öncesi karte-
damga olayl" oldugunu söylüyordu. Hem Aramco'ya
"resmi

linin gerektirdigi bir protokol, bir


hem de 1940'lann büyük petrol girketlerine tiksinerekbaktyorlardi. Aradiklari, Rockefeller'in
sakl1elininbir kez daha etkisini göstermesiydi. Aramco ortak tesisiiçin yapilan açtklamalan duy-
mazhktan geliyorlardi. Mevcut iktisadi ve siyasi riskler, imtiyazm geligtitilmesi içln gerekliçok
büyük kapital ihtiyac1, yeni bir boru hattl ingaasi, rafinerive dagitim sistemikurulmasi ABD
-ve

hükümetinden yedikleri pek de zarif olmayan onca dirsek dürtmeleri- hakktnda söylenenler bir
kulaktan girip öbür _kulaktan ç1klyordu.Süphegösterenler sadece bu antitröst hukukçulardan
"mahke-

ibaret de degildi. 1949'da Federal Ticaret Komisyonu girketdokümanlanm tetkik için


meye celp" hakkmi kullanacak ve bu o güne kadar gelmiggeçmig ne kadar girketvarsa, bunlar
arasmdakiuluslararast iligkileri en kapsamli ve ayrmtili olarak gösterentarihi bir analizin ortaya
çikmasma neden olacakti.Eu çok dikkate deger bir analizdir ve hatta günümüze kadar, sanayi
dah ögrencilerine Igik tutmugtur.
Adi International Petroleum Cartel (Uluslararasi Petrol Karteli) olan bu inceleme, ismin-
den de anlagilacagt gibigörügünü çok net ve kesin gekildeyansitan bír incelemedir. Digigleriüst
düzey petrol uzmanlarmdan biri bir vesileyle bu incelemenin hayli çarpikve subjektíf nite-
"bir

likte" oldugunu söylemigtir. International Petroleum Cartel, kompleks olaylanele ahp yorumlar
ve genellikle bu yorumlamayiinandigt tez olan, uluslararasi petrolün gerçektenbir kartel oldu-
gunusavunacak gekilde yapar. Önceliklebu inceleme o güne kadar karanhkta kalmly bir nokta-
y1 aç1ga çikarmigtir.International Petroleum Cartel dünyasmda petrol girketleri hükümetlerin
azim ve isteklerine uymak, bunlar kargismda egilmek zorunda degildir; örnegin 1930'lann kar-
tel-beyinligirketleri,dünyanm her yanmda rastlanan diktatörler, y111arboyunca gösterdikleri ey-
lemlerle liigilizve Franstz hükümetleri ve her zaman daha, daha çok geliristeyen ve her istegin-
de imtiyazi iptal hakle olan petrol üreticist ülkelerin hükümetleri gibi,
lgleriyabanc1 politika olan kipiler -Digigieri, SavunmaBakanhgl ve CIA'dakiler gibi- FTC
(FederalTicaret Komisyonu) raporuyla deh§ete dügmüglerdi. Kamlarmca bu rapor Ortadogu'da
verilen bir yemdi. Beyaz Saray
ve bagka yerlerde batildann itibanm sarsmaya çahganlarm agizma
ÍstihbaratDampma Komisyonu'nun tammiyla FTC raporu "Sovyet propagandasina yardimci
olan ve bütün dünyada Sovyet hedefierinin gerçeklegmesini kolaylagttracak" nitelikteydi. Za-
manlamaaçismdanda daha kötü bir zamanda verilemerdi. Birlegik Devletler Kore Savagi'yla
megguldüve aym zamanda Iran bunalimma bir çözüm anyordu. FTC'nin hedefi olan ayni gir-
ketlerse savag için yeteri kadar petrol saglama ve Íranyataklarimn kapanmasi sonunda ortaya çi-
kan büyük boglugu kapatma çabasmdaydi.
olarak tasnifetti.
"gizli"

Talihsizbazi geritepmelerdenkorkarak Truman idaresi bu raporu


Ancak yine de haber digartya sizdtgindan ve özellikle de 1952 Bagkanlikseçimiyaklagtigmdan
raporun açiklanmasi için politik baski yapildi ve sonunda Truman, istemeyerek Senato alt ko-
misyonunaraporu yaymlama izni verdi, Rapor aç1klandiktan sonra yankilan tahmin edilenden
büyük olmugtu. Riyad'dan Caracas'apek çok okuyucu bulmug, hatta Bakt^1Radyosu'nun Orta-
konusu olmugtu.
"yorum"

dogu yaymlarinda
Resmen yaytalanmasindan aylar önce FTC raporu Adalet Bakanligi üst düzey yetkililerini

448
"As-IsFesad1"dedigi "As-lsaleyhineceza mahkemesinde antitröst davasi açmaya íkna etmigtir."
Adalet Bakanllgl'nm karteli"yle ilgili kendi geçmi inde de birçok hata ve garip bazi ima-
"petrol

lar yok degildi. Örnegino dönemde


"spot

pazann" dünyada rastlanmig en yüksek flyatta sati;


yapttgma dair bir sõylenti vardL Raporaç1kçaanlagildigt gibi bunun
"kartel"

mekanizmasimnso-
nucu oldugunu, ne fran yataklannm kapanmaslyla ne de Kore Savagi'yla ve onun getirdig eko-
nomik krizle ilgill olmadigini iddia ediyordu. Adalet Bakanhg1'mnyorumuna göreyseraporda
petrol girketlerine baski yapip taleplerdebulunan yabanci hükümetler diye blr gey yoktu. Texas
Demiryolu Komisyonu bile yoktu.
DigigleriBakanligi FTC raporunun kötü hazirland1glgörügündeydi;uzun, detayli yapilmig
cezai bir sorupturma ise bundan çok daha tehlikeliolabilirdi.Igebüyük jürinin girmesi gibibir
olay girketlerihatali olarak damgalayacakti ve Adalet Bakanligfmn girigecegibir kampanya ise
sadece bütün öteki hükümetleri öncelikle de Ortadogu'dakileri-girketlerinpeginedügür-
-ve

mekle kalmaylp, bu tür bir saldinyi kutsallagttracakti. Aynca böyle bir iddia, Írankrizini Ameri-
kan girketleriniige sokarak çözümü olanaksizhale getirecekti.Her ne halse, sonunda 1952 Ha-
ziram'nda Bagkan TrumanAdalet Bakanligi'm ceza sorupturmasiaçmaya, büyükjüriyiçagirma-
ya-vegereldi belgelerin mahkemeye celbiyle görevlendirdi.
Adalet BakanligL bununla yetinmeyip yabanc1 girketlerin durumunu da kovugturmak istl-
yordu; Shell, Anglo-Íran ve CFP gibihepsi de Irak Petrol Sirketi'nin üyeleri olan pirketleriçin de
sorupturma açildi ve mahkemeye celbine ve belgeleri ibraza çaginld11ar. Ingilterehükümeti böy-
le bir muameleyetutulmugolmaktan çok öfkelenecekti. Adalet Bakanligl'nmbu davramginm
hükümranlik hakkmm ihlali oldugunu, kendi topraklandigmda yapilan kabul edilemeyecekbir
suçlama oldugunusavundu.Londra'mn görügüylebu dava bütünüyle saÇmayd1; sadece fran kri-
zinin çözümünü güçleptirmekle kalmlyor, petrol üreten ülkeler arasmdaki çegitli iligkileri de bo-
zuyor ve Batt'mn stratejik,siyasi ve ekonomik çikarlannitehditediyordu.1952 Eylülü'nde yapi-
lan bir kabine toplatismdaDigigleriBakan1Eden raporu
"bayat

ekmek" ve
"cadi
igi" olarak ta-
nimlamigtir. Ancak, bu kadarla kalmamig, sözünün sonunda "FTC ifgaatimn milli çikarlartiçin
çok ön yargtholabileceglne" igaret etmigti. Ingiltere hükümeti bu ige hiçbir gekildekangmamala-
ri íçin Anglo-Iran'a ve Shell'e kesin talimat verecekti. Aym benzer talimatm Hollanda Krali-
yet/Shell¯Grubu'nun Hollandall kesimíne de verilmesi için Íngiltere,Hollanda hükümeti nez-
dinde giriçime geçecekti. Bu iki hükümet Fransiz hükümetinin de kendilerine kattlmaslyla Ame-
rikan DigigleriBakanligl'ni protesto yagmuruna tuttular.
Adalet Bakanhgi bu davada antitröst deyiminin yeni ve kapsami genipletilmig tammmagö-
re hareket etmekteydi.Yeni tanimda,girketler,Birlegik Devletler digmda bir kartel olayma katil-
migve bu kuçkuya yer vermeyecek gekilde kamtlanmig olsa bile, bu olgu tek ba§1nadegerlendi-
rildiginde,ShermanArititröst Yasast'mnihlali anlammagelmiyordu. Ancak, yeni yoruma göre
Amerika digmdaki Amerikan girketlerinin eylemleri, lç fiyatlara ve Amerikan ticaretine
"etki"

yapmig olmasi koguluyla Amerikan Antitröst Yasasi'mn ihlali oluyordu.


Tahmin edilecegi gibi Adalet Bakanligl'ndangelen bu suçlama petrol girketleriniIran'daki
petrol igine sokmayaçaligan bakanhkla igbirligt yapmada bir hayli çekingen kilmigtL Konsorsi-
yum, Kuveyt Petrol Sirketi, yeniden tesis edilmiggekliyleIrak Petrol Sirketi
"büyük

gibi petrol
anlaymalarma" onlan Digigleritegviketmigti. Jersey,Socony ve Anglo-Iran'la olan uzun vadeli
kontrattar da DigigleriBakanhgl 1947 kayltlannda gärüldügü glbi "ABDmilli çikarlanna" hizmet
edecegigerekçestyleimzalanmigt1.Simdi ise Adalet Bakanligtbu girketlerikendilerinden istenen
aym eylemleri yapmig olmaktan dolay1 cezay1 gerektirenbir fesat olaylyla suçluyordu; hem.de
tam Digigleri'nin onlan fran konsorsiyumuna girmeyeikna etmekte oldugu qu sirada - kugkusuz
bunu ileride Adalet Bakanligl'n1 daha fazla kizdirmak pahasma yapiyorlardl
Dean Acheson, hem Íranüzerindeki sonuçlarmdan korktugu için, hem de Amerikan dig
politikasmm topyekûnhedeflerine zararh olabilecegi endigesiylebu davay1adli mercilerden çek-

449
\
1
1

mek için elinden gelen çabayigösterecek.vebu ugurda epey ter dökecekti. SavunmaBakant Ro-
bert Lovett ve Genelkurmay Ortak Bagkam GeneralOmar Bradley'inde destegiyle BagsavciJa-
mes McGranery'yi bu davadan çekilmeyeikna etmek istedi. Ancak, çabasibogunaydi. Davaya
devam veya davayi dügürme karan BagkanTruman'a aitti. Çokaz zaman kalm1gti.Eisenhower
1952 Kasimi'nda seçilmigti;Truman idatesinin son haftalari da hizla sona eriyordu.
Bagkan ne yapmallydi?HarryTruman petrol konusunda hiçbir geybilmiyordu. Gençligin-
de Amerika'mnbirkaç eyaletinde petrol aramasiyapacakbir girketeortak olmugtu.O günlerde
Truman modaolan ve herkesin rüyast sayllanBonanza olmak ve büyük servet kazanmak haya-
lindeydi; ne var ki hayalleri gerçeklegmemigti ve sonundatüm parasmikaybetmigti. Ne gariptir
ki, sonraki yillarda, Truman hisselerinden bazilartm satm alanlar, bu topraklardabüyük yataklara
rastlayacakti. SonradanTruman bunu. zaman zaman dügünmüg, eger kendisi ve ortaklan bu ya-
taklardapetrol bulmug olsa, durumun ne olabilecegini hayal etmigti. Belki de o zaman gimdiki
gibi Bagkan olmak yerine milyonerolunurdu! Truman "Büyük Petrol" kuyusu konusuna hiçbir
zaman itibar etmemig, tam tersine eleytirmi§tir. LG. Farben'le arasmdaki sava; öncesi iligkiler
nedeniyle Jersey'insuçlanip teghiredildigi Senato Komisyonu'na bagkanhk eden HarryTruman
idi. Yine de unutmamakgerekir ki Truman'm siyasi egilimi ne olursa olsun, dogru ve yanh; kav-
ramlarmdaki görügüne olursa olsun, hayirh olan iç politikane yönde tecelli ederse etsin o bir
tek geyiçok iyi gözlemigti.Çokbüyük risklerle kargi karplyaydilar.Irankendisi için endige duy-
dugu bir ülkeydi. Sir seferinde, Kore Savaç1konuçulurken konugmamn orta yerinde durmug,
dünyayi gösteren küre üzerinde Iran'a parmagmi basarak yanmdaki yaverine göyledemigti:
"Dikkatli davranmazsak onlann sorun yaratmaya baglayacagi yer burasidir. Hiçbir geyyapmaylp
sadece beklersek, onlar Iran'a girerlerve bagtan baça bütün Ortadogu'yualirlar." Bu cümlede
"onlar"
kelimesiyle Sovyetler'ikastetmigti.
12 Ocak 1953'te Truman idaresinin sona ermesinden ild hafta önce Truman kararim du-
yurdu. Ceza mahkemesindeki sorupturma durdurulmugtu. Onun yerine dava sivil mahkemede
görülecekti. ÌdareyeEisenhower gelince 1953 Nisani'ndadavay1açti ve beg Amerikan girketini
Birlegik Devletler'inpetrol ve petrol mamulleri iç ve dig ticaretinilositlamaya yönelik yasadig1
bir kombinasyon ve fesat hareketine katilmig olmaklasuçladi. Adalet Bakanligi'nm bu ceza da-
vasma devam etmemesinin bir tek sebebi vardi. Bu sebebiantitröst uzmani Baysavci LJ. Em-
merglick gu sözlerle açiklamigtir: "Bu ige iki ayn devlet bagkammn, iki ayn digigleribakanmm
veya onlann bagtemsilcilerinin, iki ayn savunmabakammn ve aynca Genelkurmay Ortak Bagka-
m'mn, Merkezi ÌstíhbaratServisi'ninve eski ve yeni birçok kabine üyesinin görüglerikarigmig
ve davayt etkilemigtir."
Yeni gelen idarenin kararmi uygulamak için Milli GüvenlikKurulu Bagsavci'yadirektif ve-
rerek "BirlegikDevletler'in çikardigi antitröst'le ilgili ve Yak1ndogu'dafaaliyette olan batili petrol
girketlerini hedef alan yasa infazlarmm milli güvenlik açismdan ikinci derece önemli sayilmasmi
ve buna göre davramlmasm1" istedi. Ancak petrol girketlerinin takibataugramayacaklan haldon-
da ö2el bir garantiverilmedikçe iran konsorsiyumuna girmeyecekleriartik kesinlik kazanmigtt.
Takipsizlik garantisinin idareden idareye geçerligini kaybetmeyecek gekilde düzenlenmesini isti-
yorlardi. 1954 Ocak aymda Bagsavci ve Milli Güvenlik Kurulu istenen garanti belgesini verdiler.
"fran

Eisenhower döneminin BagsavcisiHerbert Brownell konsorsiyum planlanmn BirlegikDev-


letler antitröst yasalanm ihlal edemeyecegini" söylemigti.

Konsorsiytimun Ìngs1
Simdisira batih ytrketlerinfran'dafaaliyet göstermesiiçin
gerekli yenikonsorsiyumun yapilmasi-
na ve bunun için ciddi bir çaligmayagiripkollann sivanmasina gelmigti.Bu çok boyutlu diplo-
masinin harikulade bir örnegini verecekti. Anglo-Íran'dan
bagka konsorsiyuma katilan girketler,

450
Aramco'nun dört ortagt -Jersey,Socony,Texaco ve Standard California'dir- bunlardan bagka
konsorsiyumda yakm katkilan olanlar da-vardi. Bunlar, Kuveyt'in Kuveyt'teki ortag Gulf,aynca,
kuveyt'tekiGulf Sirketi'ne bagli Shell ve Fransiz girketi CFP girketleridir.Bu belirli yedi girketin
konsorsiyuma üyeliklerini sahip olduklari ortak nitelikler saglamigtir. Örneginhepsi de Ortado-
gu'nun daha baska yerlerinde petrol üretmig ortak igletmelerin birer üyesiydi ve hepsi de teker
teker Anglo-Iran'la birlikte tüm bölgenin petrol üretiminin çoguna kargi sorumluydular.Iran'm
dünya petrol paranndan uzak kaldigi yillarda, komçu ülkelerin üretiminde çok büyük artiplar ol-
muytuve bu ígle ilgisi olan herkes artik bölgede tagmadüzeyine gelmigüretimin Íranihracattna
yer açoak için dizginlenmesi gerektigine inanmigtl. Yedigirketten her birinin onay1malmak için
bunlara da yeni konsorsiyumda yer vermek gerekiyordu.
Daha fran'm durumu kesin olarak saptanmadan evvel, öteki petrol üretici girketlerden
onay almmasi gerekmigti.Bunun için Aramco ortaklari ölümünden çok az önce Kral lbni Suud'a
'

gidip Íranpetrolü almalanni, bunun için de Suudi üretimini yavaglatmalannm nedenlerini açik-
ladilar; aslmda bu çok hassas bir konuydu. Su kigiler Ïran konsorsiyumuna girmelerini
"s1rf
böl-
gedeyeni bir karmagaya yer vermeme" sebebinebagladilar.Bunu daha çok petrol istedikleriíçin
degil talebiüzerine slyasi bir mesele oldugu için yaplyorlardi ve aslmda kesin-
"hükümetlerinin

likle daha çok petrol istemiyorlardi." ÍbniSuud onlan anlaylgla kargilad1.Jeofizikmülahazalar


apaçik ortadaydi. Eu yapilmadigi takdirde,Iran komünist olacakti ve bununla birlikte kuyrugun-
da da SuudiArabistan için birçok tehlikeyiberaberinde getirecekti. Kral açiklamalan dinledikten
sonra Aramco'culara yola devam etmelerinisöyleyecekti. Ancak, kendilerini bir konuda uyar-
mak istiyordu: "Hiçbir zaman bir igi bagarmig olmanm keyfini tatmak için, kaldirmaya mecbur
oldugunuzdan daha fazla yük kaldirmaym" demigtl.
Bu defa girketlerTahran'a müzakere için küçük bir ekip gönderdiler.Bir kez daha Iran'a öz-
gü lçinden çikilmaz müzakereler süreci baglamigt1.Sir kez daha gündemdeki tüm konular, tamm-
lamalar ve hedefler iç içe girmigti.Musaddik artik iktidarda olmadigt ve franhyetkililer de bir an
evvel ihracata geçmek istedikleri halde, Ïran'mhükümranltginda veya ekonomi sahasmdaki kira
sisteminde ödün veriyor gibi görünmek istemiyorlardi. Aynca,Sahda pek rahat degildi; hem ken-
disi hem de kendi adma müzakareye katilanlar devamh olarak rasyonel bir korku içindeydiler; ye-
ni bir ayaklanma olmasindan. Su ayaklanmada ülkeden atilmaktan -hatta çok daha fena olasillk-
lardan- korkuyorlardL Sonuçta, bu kaygilar nedeniyle sert ve israrh bir tutum içindeydiler.
Konuçmalar bir noktada kilitlenecek ve uzlagma ekibicesaretikirtlmig Ve ümidini yitirmig
olarak Tahran'a dönecekti. Arkalannda paka yoluyla
"rehine"
dedikleri birkaç arkadagi Tah-
ran'da birakarak Londra'ya döndüler. Ne var ki Jersey'denHoward Page Haziran 1954'te uzlay-
maa grubu, bir kez daha, yeni bir deneme yapmak için Tahran'a sevk etti ve kendisi de onlarla
birlikte Tahran'a gitti. Sonunda 17 Eylül 1954'te, girketleradma çok etkin rol oynamig olan Pa-
ge ile
ÍTan
Maliye Bakam, konsorsiyumla Milli IranPetrol §irketi'nin taraf oldugu bir anlagmayi
imzaladilar. Sahbu anlagmayi 29 Ekim, 1954'te imzalamigtir. Bundan bir gün sonra -Ingiliz-
ler'in Abadan rafinerisini "Colonel Bogey" parkisi egligindeçok küçültücü bir gekilde terke mec-
but edildiklerinden üç yil sonra- bu defa Abadan'da çok daha farkh bir havada, bir merasim ya-
pilacakti. Kutlama konuymalarmi Page ve iranMallye Bakam yaprmy hemen arkasindan petrol,
beklemekte olan tanklaraboçaltilmigtl. O gün limandan ilk aynlan Anglo Íranhesabma çahgan
IngilizAvukath. Artik fran yeniden petrol igine girmigti.
Bu konsorsiyumun tesisi petrol endüstrisinde en önemli dönüg noktalanndan biri olmug-
tur. imtiyazla ilk defa olarak
Bu sahipligtndeimtiyaz" kavram1terk edilmigve onun ye-
"yabanci

kargiliklianlagmaylayap11mig imtiyaz" almigttr.Meksika deneyimi bile bile ya-


"müzakere
rini ve
pilmig bir kamulagttrmaydi. Simdi Iran'daysa,ilgili olan bütün taraflar,ilk defa olarak petrol ve
petrol mamullerinin ilke olarakfran'a ait oldugunu kabul ediyordu. Iran'in Milli ÍranPetrol Sir-
keti bu anlagmãyla ülkenin bütün petrol kaynak ve tesislerinesahip oluyordu. Ancak,pratikte

451
konsorsiyoma ne yapilacagtm söyleme hakkma sahip degildi. Iranendüstrisinlídare edecek, bü-
tün verimi satm alacak kurum, kontrata göre konsorsiyumdu. Konsorsiyuma dahil her girket
petrol hissesini kendine ait olan bagimsiz pazarlama sistemi araciliglyla satabiliyordu. Biraz bur-
40'
nu kinlm1; olsada, Anglodran yine konsorsiyumdaki yüzde hisse ile en güÇlü olan ottakti.
Shell'in hissesi ylizde 14, beg büyük Amerikan girketininher birinin hissesiysebaglangtçta yüz-
de 8 idi. CFB'nin ise yüzde 6 hissesi vardi.
Kurulugununkabulünden birkaç ay sonra, konsorsiyum bilegimiaçisindan çok az bir degiç-
me gösterdi. Amerikan hükümetiyle yapilan yeni bir ayarlamaylaAmerikan girketlerindenher
biri kendi paylanna dügenin yüzde l'inden Iricon admda bir tesislehine feragat ediyordu. Iricon
konsorsiyum'du"ve dokuz bagimsiz petrol girketindenolug-
"küçük
büyük konsorsiyum içinde
mustu. Bunlardan bazilan Phillips, Richfield, Standardof Ohio ve Ashland'dir. Bunlannkonsor-
siyumagirmesi için politik ve antitröstnedenlerle ABD hükümeti israr etmigti.Hükümetin görü-
gü bunlarm katilimi olmadan konsorsiyumun Amerikan iç politikasmin baskilarma dayanamaya-
cagt merkezindeydi. Howard Page'in sonradanpaka yollu söyledigi gibi, o gün için geçerli olan
görüg.quydu: "Madem ki herkes bunu diline dolaml; konuquyor, biz de oraya birkaç bagtmstz
koyanz!" Ïngilizler'e gelince bu fikre tümüyle karg1yd1lar.Müzakerelerde odak noktada olmug
bir Ìngilizyetkili, sonradano günlere deginirken görüglerinigöyleaç1klam14ti:"Biz bagimstzlann
kimler oldugunubilmiyorduk. Onlarin muteber pazarcilar oldugundan haberimiz yoktu. Bu in-
kamyonunun' dengesini bozup elmalan dügürmesinden,
'elma

sanlarmOrtadogu'da -gidip gelen


Ortadogu'da birçok yolla sikmt1yaratacagmdan korkuyorduk; bize göre onlar kendileriyle iç ya-
p11acakadam degildi." Yine de o gün elinde bagka bir seçenek olmadigindan Amerika'nin Isran-
na boyun egmigti; "Küçük konsorsiyum" mali kapasitesl Flyat Denetim Kurulu'nun inceleme-
sinden geçmig ve onaylanmigher bagimsiza açtkti.Ancak ingilizlerhenüz yatt;mamigt1.Onlan
yatigtirma igini Digigleri'nin üzerine aldigim kendilerine temin etti. ingllizler'e bir de söz veril-
migti;konsorsiyuma sadece gerçekten lyi ve güvenilirbagimsizlar almacakti.
Irankonsorsiyumunun kurulmastyla Birlegik Devletler petrolde ve Ortadogu'nun kaypak
politikastndabagrolü almig, en büyük güç olmugtu. Iranlilar'in döneklikleri yüzünden zaman za-
man üretimde kesilmeler olduysa da bunlar tahminedilendençok daha çabukgideriliyordu.Yine
de arada Ortadogu petrolüne çok fazla bagimli olmaktan gikâyetedenler oluyordu. Musaddik'm
dügürülmesinden ve Sah'mtekrar iktidara gelmesinden sonra Tahran'daki Amerikan Büyükelçisi
ve Ortadogu'dan sorumlu eskiBakanYardimcisiLoy Hendersonoturup, dügüncelerini toplamak
ve durumu degerlendirmekistemigti. Vardigtsonuç guydu:Musaddik'm sahneden çekilmesiyle
uzun vadeli sorunlar,özellikle de petrol rezervlerinin güvenliglyle ilgill olanlarçözülmüg degildi.
1953yllmda, ileriye dönük tahminlerinigöyleözetlemigtir: "Öyleanla thyor ki, yakm bir gelecek-
te... Ortadogu ülkeleri... bir araya gelipgirketoperasyonlanm çok olumsuz ve tehlikelietkileye-
cek birlegtirilmig bir politika üzerinde anla§mayavaracaklardir. Eu kaçmtlmazdir. Bati'nm Ortado-
gu petrolüneolan bugünkü bagimhhgl sürdükçe ve bu bagmhlik giderek arttikça, sonunda Avru-
pali tüketicileronlarm ayagLna dügmeye ve merhametine signmaya mahkûmdur."
Birtaraftan da petrol girketleri aleyhine sürdürülenantitröst davast yeniden gündemegel-
migti.Bagsavci'nm iran konsorsiyumuna onay vermesi Aramco gibi üretime dönük öteki üretim
itketterini antitröst saldinsmdan kurtarmigt1. Sira dagitima ve pazarlamayadönük tesisleregel-
mig ve 1960'11yillann baginda Jersey ve Socony'nin Uzakdogu'dakiottak girketleriolan Stan-
vac'm parçalanmaslyla sonuçIanmigt1. Bu ara Caltex'inAvrupa'da iglettigi Socal ve Texaco ortak
mali olan Caltexsistemi de ticari nedenler yüzünden eriyipgitmigti. Dünya petrol pazarmaher
gün daha fazla bagimstz ve milliyetçi girketgirdiysede, Amerikan hükümeti bu duruma ancak
1968 yllma kadar dayanabildi ve tu tarihte ptlmi pirtisim toplaylpbu konudan vazgeçti. Ameri-
ka'nm konuyu kapadigt tarihte konsorsiyumun Iran'dakiicraatt yaklagik on beg yllhk bir geçmi-
gedayamyordu.

452
Kendiadma Anglo-Iran Petrol Sirketi'nin fran'dakikarmayadan fazla yara bere almadan ba-
mi kurtardigt söylenebilir.Anglo-Iran bagmdan beri millileptirmevarhklan için her konsorsiyu-
mun genel olarak öngördügü tazminati almakta SirWilliam Fraser bu konuda
Israr göstermigtir.

Odün vermeyen tutumuylatazminatialmak için konuyu sonuç almcaya kadar izlemigtir; o kadar
ki korpore veya hükümet igtirakçilerinden hepsini yapilan müzakerelerdeki tutumuylakizdira-
cak kadar lleri gitmi tir.Geri adim atmaya
--daha

dogrusu fazla geriadim atmaya- niyetli dav-


ranmamty,sonunda istedigi tazminatikoparmigtir. Ancak, bu tazminatfran'dandegil konsorsi-
yuma dahil öteki íçtirakçilerden gelmigtir.Íran'akalsa, Sahdöneminde bile beç kurug ödemeye
razi degildi.-IgtirakçilerAnglo-Ïran'a girketinferagat edecegiyüzde60 hak kargiligi olarakdefa-
ten 90 milyon dolar ödediler. Aynca,girket konsorsiyum kontrolündeki tüm üretim üzerinden,
kendisine yeni bir 500 milyondolar ödenînceye kadar igletme pay1olarak varil bagma on sent
alacakti. Gerçekgudurki, millilegtirmehareketi artik
resmenkabul edildigi halde ve Ìran'dapet-
rol kaynaklanna gerçekten sahip oldugu halde, girketlerin petrol hakki olaraködedigi para fran
hükümetine degil, Anglo-Ìran'a gidlyordu. Hollanda Kraliyet/Shellüst düzey müdürlerinden
John Loudon'un dedigi glbi "Bu Fraser açismdanharika bir anlagmayd1.Fraser'in o güne kadar
imzaladigt en lyi anlagmaydi. SonuçtaAnglo-Iran híçbirgey satmakdurumunda kalmamigtl. Mil-
lilegtirme ise, zaten tamamlanmigtl."
Iran bunahmmda önde gelen rolü oynaml; olanlardan biri de huzursuzluguyla taninmig
Muhammed Musaddik'tir; ne var ki onun gansiFraser'inkigibi
yaver gitmemigti. Muhammed
Musaddik tekrar tahta oturan Sahtarafindanhapse attimig, kapah tutulduguhücresinde kendini
savunan dokunakl1 konugmalar yaparak üç senesini böyle geçirmigtir. Hapistenzorunlu ikamet
ko§uluyla çiktiktansonra, hayatmin geri kalan günlerinievinde, eskisi gibi homeopatik ilaçlar
üzerinde deney yaparakgeçirmigtir.Bundan otuz yll önce, günün Sah'inin babas1onu yine böy-
le ikamete zorunlu kildigt günlerdeki'gibi bu, genç Sah'miçten içe duydugu güvencesiz duru-
munu büsbütün sarsiyordu. Simdi Sahsikisiki sarildigt Iran'm Tavuskuçutahtmda durumu ke-
sinlikle emnlyette olan, global beklentiler içinde bir hükümdar edasiyla aldaticibir görünümde
oturuyordu.

453
i
I

24
Süvey; Krizi

Yüz mil uzunlugunda dar bir suyolu olan, Kizildeniz'i Akdeniz'e baglamak için M1str çöllerini
delerek yapilmig SÜVEYS KANALI,on dokuzuncu yüzyllm en büyük harikalarmdan biridir. Ka-
nal, Ferdinand de Lesseps adinda,ismi sonradan "Büyük Mühendis" olarak anilacak bir Fransi-
z'm eseridir.AslmdaLesseps mühendis degildi; daha bagka alanlarda, -diplomat, igletmeci, re-
formcu olarak- çok degerli icraatlarda bulunmugsa da, mühendislikle bir iligkisi yoktu..Çok ye-
teneklibir ahsiyet olan de Lesseps'inbaçanlan sadece yukarida belirtilen alanlarla da kisitli de-
gildi.Altml dört yagindayken yirmi yagmda bir kadinla evlenmig, on iki çocuk babasi olmay1ba-
armtêtt.
ßöyle bir suyolunun inçasi uzun bir süredir tartigmakonusu olmugsa da, de Lesseps'in ige
el atmasmakadar bunun mümkün olmadigi dügünülmügtür.
Günün birinde Lesseps Süvey;KanahSirketi admda özel firmasmi kuracak, bu girket Mi-
sir'dan bir kanal inga etmek íçin imtiyaz kazanacak ve böylece 1859'da ingaata baglanacakti.
Bundan on yll sonra, 1869'da kanal ingaati tamamen bitirilmigti. Ingilizler lyi bír gey gördükle-
rinde onu hemen takdir ederler. Su defa da Süveyg Kanali olaymda hayranliklanm ifade etmig-
lerdi; özellikle de bu kanal imparatorluklartnin mücevheri olan Hindistan'a giden yolu lasalttigt
için. Veliaht Prenslerinin "Hindistan'a giden yolumuz" dedigi Süvey; Kanahproiesinde dogru-
dan bir rol oynamadiklan için esef edlyorlardi. Neyse ki, 1875'te, ülkenin hükümdarl olan H1-
div'in ödeme güçsüzlügüyüzünden, Misir'm Kanalüzerinde sahip olduguyüzde 44'lük hisse
satiça ç1karilinca,gimgekhiztyla harekete geçen ingiltere'nin BagbakaniBenjamin Disraeli, el ça-
bukluguyla, manevra sonucu Rothschild'lerin de mali yardimlyla bu hisseleri ele geçirecekti.
Böylece Süvey; Kanah bir Ingiliz-Fransiz ortak mall oluyor, Disraelide KraliçeVictoria'ya yazdi-
gi,Íngilizlerce çok dokunakh ve ölümsüz mesalmda "Süvey;sizindir Madam" diyordu.
Süvey; Kanah yolcular ve igadamlan için harika bir nimet olmug, Hindistan'a giden yolu
yanya indirmigti. Ancak Kanal'm en büyük rol ve anlami stratelik açidandir. Su kanal Ingiltere'yi
Hindistan'a ve Uzakdogu'yabaglamakla imparatorlukiçin gerçekten bir anayol, bir hayat yolu
olmuytur. Süvey; Kanal'indan sonra Íngiltere'nin güvenlik stratejisi için "Hindistan ile olan ileti-
gimininkorunmada olmasi" temel zorunluk haline gelmigti.IngilizlerKanal bölgesinde devamh
olarak askeri kuvvet bulunduruyordu. ll. Dünya Savagt'nda, kuvvetleriyle ilerleyen Rommel'e
kargi Íngilizler,kanalm korunmasi için El Alameyn bölgesine nöbet görevi için kendi askeri güç-
lerini yerleptirdi;bu da Süveyg Kanah'nm askeri önemini daha da artirmigtir.
Sonra, birdenbire 1948'de Kanal bagindan beri sahip oldugu önemini kaybetmeye baglad1.
Bu, aym sene içinde, Hindistan'a bagtmsizlik verilmesinden ve dolayislyla, ülkenin korunmasi
gerekçesiyle Süveyg Kanali üzerine konulmuy olan korunmanm, artik tasfiyehalindeki impara-
torluk için gereksiz oldugu dügüncesiyle,kaklirilmasmdan ileri gelmigtir.Ne var ki, hemen ayni
anda, SüveygKanah, imparatorlugun degilse de petrolün ana yolu olarak bu defa yeni bir rol, ye-
ni bir anlam kazanacakti. Süvey; Kanah'ntn Iran Körfezi petrolünün çogunu Avrupa'ya ulagtiran

454
yol oldugu, ÜmitBurnu ile Southamptonarasmdaki11.000 millikniesafeyi 6500 mile indirdigt
artik herkesçe anlagilmigtl. l955'te Kanal'dan gegen tüm trafiginen büyük kismmi, üçte ikisini
petrol olugturmuytu. Ayrica Avrupa petrolünün üçte ikisi Kanal yoluyla sevk edilmigtir.Kuzey
ucunda Tapline ve IPC boru hatlarina bagli olarak Süvey; Kanali uluslararasi petrol sanayiinin
son yapiti olarak en kritik bir baglayici idi. Aynca SüveyyKanaliOrtadogu'dan gelen petrole gi-
derek daha bagimli olan batill güçleraçismdan da essiz degerde bir suyoluydu.

Milliyetçi Rol Kahramanin1 Buluyor


ingiltere,Misir ve dolayislylaSüveygKanaliüzerinde yaklagikbir yüzy11,yetmigbeg sene boyun-
ca kontrolü elinde tutmuqtur.Bunu önce dogrudan dogruya iggal ve kugatma geklinde, sonra da,
birbiri ardina gelen yanagma rejimler üzerinde siyasive ekonomikegemenlik kurmak suretiyle
yapmptir. Ancak,bu ylllardaiçten içe var olan bir Misir milliyetçilik akimi da vardi ki bu savag
sonunun ilk yillarmda hissedilir gekilde kuvvetlenmigti. 1952'de, bir grup askeri subaym bagari-
11darbe operasyonundan sonra zevk ve sefa dügkünü Kral Faruk, Riviera'ya sürgünegönderil-
mig, durumdan pek gikâyetçiolmadan hem sevgilileriyle hem de çok gigmanoluguylayeni bir
ün kazanmig olarak yaçaylp gidiyordu.1954 yilmagelenekadar, Albay CemalAbdül Nasir, tüm
öhreti 1952 darbesini yapmigolmaktan ileri gitmeyenvë Misir'm muhalifsiz lideri olarak ikti-
dara gelmigolan GeneralMuhammed Necip'ten iktidan alm14t1.
Postanede çahyan bir memurun oglu olanve doguptan entrikact Nasir, Ingiltere'yekarg1yö-
nelttigi manevralarma daha on yll önce, IL Dünya Savagisirasinda baglamig ve o günden sonra
da faaliyetlerini yeralti teçkilatmdasürdürmügtür. ClA'nm yaptigi bir karakter incelemesinde Na-
eylemlere girmekten çocukça bir zevk alan kipi" olarak gösterilir. Devlet Bagkam
"entrikali

str
iken bile konuklarma ve yakinlarma kendisini hâlâ bir kundakçi gibi hissettigini söylerdi. Na-
str'm diger bir özelligi Arap dünyasindaki yeni milliyetçilik ruhunu yakalamig ve yönlendirmig
olmasmdan ileri gelir. MuhammedMusaddik'inTanri vergisi yetenekli ögrencisi olarak, hitabet
sanatimn ustast olan, radyoyu çok iyi kullanan Nasir, büyük insan kittelerini ateglemig, binlerce
ve yüzbinlercegästericiyi tahrik edip, çúgmlargibisokaklaradökmeyi baçarmigttr.Eu hareketi-
nín kargillginda, ÜçüncüDünya'nm yegermekteolan milletleri arasinda, askerken ategli bir mil-
liyetçi olmuy lider örneg[ni vermigtir.
Nasir gerçekten de kendini Misir'm restorasyonuna ve bagtmsizligma adamig bir liderdi.
Ne var ki istekleri sadece bununla kalmlyordu. Aynca Misirsmirlanmagip çok daha ötelere,
Arapça konugan dünyanin bir ucundan ötekine, Kuzey Afrika'mn bati klyismdan ÌranKörfezi sa-
hillerine kadar uzanmak istlyordu. Halka hitap ettigi güçlüradyo istasyonu "Araplar'm Sesi" ya-
yminda bagtan baça bütün Ortadogu'yasesleniyor, ateglikonuçmalarlyla hava dalgalan üstünden
sesini duyuruyor, Bat1'mn lanetlenmesini istiyor, bölgedeki diger Arap reiimlerine tehditlersavu-
ruyordu. Programma aldigt diger bir konu da kendi liderliginde yeni bir Arap dünyasi yaratmak
-Pan-Arabizm- idi. Arap dünyastni bölen Israilk1skacminyok edilmesini ve kendi deyimlyle ta-
rihin en büyük uluslararasi cinayetinin- adaletin yerine getirilerek düzeltilmesini, diger bir de-
yigle Israil'inortadan kaldtrilmasmi istlyordu.
Süvey; Kanali kizgin güney altmda seyredengemilerleçogu yabanc1, Fransiz ve Ingiliz
-o

olan kaptan pilotlarla, bunlarm giydigikusursuz diz çoraplan, port ve tertemiz gömleklerive
kaptan kasketleriyle- Nasir'in yeni Misir'i almayaaday yerde, eski 19. yüzytl sömürgeciliginin
çok açik ve rahatsiz edici sembolü gibiydi.Ancak ortada sembollerden çok daha çabuk dügünül-
mesi gereken sorunlar vardi. Musaddik'tan önce Iran'daki petrol imtiyazlarmda, Kanal Sirke-
ti'nin Kanaldan geçig vergisinden elde ettigi gelirin çogu Avrupah hissedarlara ve bunlar içinde
en büyügü olan ingilterehükümetine gitmigti.Eger mümkün alsa da Misir, Süveyg Kanall'nin
tüm kontrolünü eline alabilseydi, kanal vergisi olan paralar böyle çaresizcefukara olan bir ülke

455
için yeni ve zengin bir gelir kaynagi olurdu. Bu çok fakir ülkenin askeri liderieri kuçkusuz ki mil-
li hitabet konusunda ekonomi yönetiminden çok daba deneyimliydi!
Her ne olursa olsun, görünüge göre imtiyazm günleri saythydi. Evvelce yapilmigsözlegme-
ye göre, imtiyaz 1968'de son buluyordu ve Ingiltere'nin buradaki nüfuzu da pimdidenzayilla-
maya baglamigtL Yinede lngiltere1936 Anglo-MisirAnlagmas1'na dayanarakKanal bõlgesinde
askeri bir üs Ve büyük bir levazim merkezini devamli bulunduruyordu. Su ara Misirlilar,onlann
bir an önce çekilipgitmeleriniistedigi lçin, bu kipilere karç1bir zarar verme kampanyasi açmigti;
teröristeylemlerde bulunuyor, cinayet ve çocukkaçirma olaylarma kanglyorlardi. Ortadogu'nun
kendi çekirdektopraklanmnsaldirlya ugradigi böyle bir dönemde, bu topraklan korumak için
burada bfr üs bulundurmanm ne anlamivardt?Nihayet 1954'te Anthony Eden, DigigleriBakam
sifattyla Kanalbölgesinde konuglanmt; son ingilizbirliklerinin yirmi ay íçinde çekilmesini öngö-
ren bir anlagmanin yapilmasi için müzakere önerdi ve çekilme karan onaylandi.Ertesi sene,
Bagbakan olarak Churchill'in yerini almasindan tam iki ay önce, Eden Kahire'ye ugrayacak, bu-
rada Arapça olarak Arap atasözleri söyleyerek Nasir'i hayretler içinde b1rakacakt1.
Ingilizhükümeti hâlâ, Misir'la, akilci, dostça iligkilerin sürecegi ümidindeydi; ancak, bu
ümit Nasir'm serbestbir ülke olan Sudan'i kendi Daha Büyük Misir'ma katma girigiminden son-
ra tamamen sönecekti. Nasir,Amerikan idaresinin ve birçok Kongre üyesinin Avrupa'nin sämür-
geci güçlerinekargi moral üstünlük tasladigiWashington'dabiraz daha hoggörüyle kargilamyor-
du. Ídareve Kongre üyeleri bu sömürgeciülkelerin imparatorluk kisvelerinden bir an evvel s1y-
r11malarmdanyanaydi.Amerikahlar'm görügünegöre bu ülkelerin üstlerinden atamadigL $ÖŒÜf-
gecilikkalintilan Bati'ya, komünizme ve SovyetlerBirligi'ne karg1savaglannda ciddi bir engel
teykilediyordu.Süvey; Kanal1Sirketi, suyolunun onca ekonomik ve stratejik önemine kargm,
bu kalmtilar içinde en belirgin olanlardan biriydi. Kanal Sirketi'nin bagkani ileriki yillardaact bir
ifadeyle Amerikalilar'm girkete "on
dokuzuncu yüzy11tno acmacak sõmürgecilik dönemini
ammsatan kötü bir koku, küf kokusuymuy glbi baktigmi" söyleyecekti.
Nastr için duyulan kaygtlar giderekyalniz Londra'da degil, Washington'dada 1955 sonba-
harinda, bu Misirlidiktatörün silah ile Sovyetler'edöndügü haberiyle yogunlaçacakti. Acaba bu
Sovyetnüfuzunun yayilmakta oldugunun göstergesi miydi? Süveyg Kanall'nm Bati petrolüne ve
donanma trafiginekapatilmasi söz konusu olabilir miydi? Bu sorulari ele almakiçin 1956 Quba-
ti gibi erken bir tarihte Digigleripetrol girketlerinebir soru yöneltiyor -evvelce Iran petrol re-
zervlerínin kaybi içln kullamlmig- 1950 Gönül1ülerAnlagmasi'ni tadilsorusunu gündemegetiri-
yordu. Kan11armagöre bu, onlara Kanal'm her ne sebeple olursa olsun petrol tankeri trafigine
kapatilmasi halinde birbirleriyle ve hükümetle igbirligi saglayacakti. Sirketler açismdansa, idare-
.
nin yaptigt ortak hareket teklifinin,antitrösttakibatinmtehdidi altmda olan girketlerce uygulan-
masi lmkânsiz görülmügtü.Bu tehdideunutulmuygözüylebakmak dogru olamazdi; çünkü Ada-
let Bakanligt büyük girketlereyönelttigi davayi sürdürmekteydi. Digertaraftan bizzat girketler
de malzeme kesintisi olasthgmdanendigeliydl.1956 Nisan aymda Standard Oil of New Jersey,
kendi hesabma bir aragttrma yaparak, kanalm gerçekten kapanmasi halinde petrolü Iran Körfe-
zi'nden batiya dogru nasil sevk edecegini inceletmigti.
Tam bu siralar, ingiltereDigigleriBakant Selwyn Lloyd Misir'daNasir't ziyarete gittL Bu zi-
yarette Lloyd, ingiltereaçtsmdanSüvey; Kanall'mn "Íngiltere için yagamsal degerde olan Orta-
dpgu petrol kompleksinin bölünmez bir parçastoldugunu"açiklikla ifade etmigti.Su beyana Na-
sir, petrolü üreten ülkelerin kendi petrollerikârmdan yüzde 50 almadigint söyleyerekcevap ver-
migtir. AçikladigL gibi, eger Süvey; Kanah petrol kompleksinin bölünmez bir parçasiolsayd1,Mi-
sir'm da petrol üreticileri gibiyüzde elli almasi gerekirdi. Bu konupmalara kargm sonunda gün-
cel ayarlamaiçin hiçbir hareket yapilmamigti.
1955 sonlarmda Nastr'm yatigtinlmasi ve Misir ekonomisinin kuvvetlendirilmesi için Ame-
rikalilar ve ÍngilizierDünya Bankasi'yla bir arada, Nil üzerindeki Assuan'da devasa bir baraj ku-

456
rulmasi için Mistr'akredi verilmesini dügünmeye bagladtlar. Su proje uygulanabilecek gibi görü-
nüyordu. Aynca Nasir, Ï 3 Haziran 1956'da son ingilizalayimn da, iki yll önce Eden'in gergekley-
tirdigi anlagma geregince kanal bölgesinden çekilmesindenbüsbütün hognut olmuçtu. Ancak
Nastr'm Sovyetblokuyla bir silah anlagmasi yapmig olmastWashington'u alarma sevk ediyor Ye
Nastr'a kargi sogutuyordu.Washington, Misithlar'm2aten kisith olan kaynaklanm Sovyetler'den
alacaklan silahm parasmiödemek için ipotek edecekleri kamsindaydi; kendi yapacaklan katlanm
da baraj igin kullam1maylp aym amaca sarf edilecegini dügünüyordu. Aynca, bu koskoca proje-
nin doguracagl iktisadi güçlükler ve engeller sonundakargit görüglereyol açabilirdi. Böylebir du-
rumda bütün suç dogrudan dogruya fmansi yapan ülkelere yüklenecekti. Bu mülahazalarla Was-
hington, bu uzun vadeli ve masrafli projeyle Sovyetler Birligi'nië ugragmasmin-daha dogru olaca-
gisonucuna ulagtl. Zaten bir taraftanda BirlegikDevletler'de muhalefetin sesi yükselmeye bagla-
m1çti.Güneykökenli Amerikalt senatörler barai projesinin M1sirpamuk ekimini çok olumluetki-
leyip çok daha Verimli yapmasindan ve Misir pamugunun dünya pazarmda Amerikan kökenli ih-
raç pamukla rekabet etmesinden korktuklan için, baraj projesine sicak bakmlyorlardi. Kong-
re'deki lsraildostu üyeler, Israil'invarligma kargi bu kadar inatla kargi çikanbir hükümete yaban-
ci yardim verilmesine pek taraftar degildi. Nasir, o gün için "Kizil Çin"diye bilinen ülkeyi res-
men tanimigtlki, bu da hem idareyi hem de Kongre üyelerinden birçogunu rahatsiz edip alarma
sevk etmigti. Ancak, asil coup de grace (öldürücü darbe) Senato'daki Cumhuriyetçiler'in Dul-
onaylanabilecegini söyledigi zaman indi-
"tarafstz"

les'e, digyardimm iki liderden sadece biri için


tildi. Bu iki lider Yoguslavya'nm Tito'su ve M1str'm Nastr'i olabilirdi; ikisine birden yardim veril-
mesi imkânsizdt. Dulles bu iki adaydan Tito'yuseçti Eisenhower de bunu onayladi. ingllizlerde
bu konuda fikir birligi göstermiglerdir. 19 Temmuz 1956'da Dulles, Nasir'a ve Dünya Bankasi'na
kötü bir sürprizyaparak Assuan Baraji lçin önerilmig olan kredlyi iptal ettigini açiklayacakti.

"De Lesseps" Kod'u: Nasir Harekete Geçiyor


Amerika'mn krediyi iptal etmesi Nasir'1büsbütün kizdirmig, kendini küçültülmüç hissetirmig ve
intikam hirsiyla doldurmugtur. Süvey; Kanall'ndan ahnan geçigresminin Assuan Projesi'nin fi-
nanst için kullamlabilecegini dügündü. Kafasmdan atamadlgl, neffet ettigi sömürgecilik sembo-
lünün mutlaka yok edilmesi gerekiyordu.26 Temmuz'da, Ekenderiye'de, küçük bir çocukken
ingilizler'inprotesto edildigi gösteriye ilk katildigt meydanda bir konugma yapti. Konuçmasmda,
gimdiMisir'm lideri olan Nasir tekrartekrar de Lesseps ismine, Süvey; Kanall'nm yaptcisma ifti-
ra üstüne iftira atmigtir. Su sözleriyle Nasir, sadece bir tarih dersi veriyor degildi: "De Lesseps"
olmuytu. Konugmatamamlandigiza-
"kod"
kelinlesi zamanlaMisir askerini harekete çagiran bir
man Misir Ordusu Süvey; Kanali bölgesinin kontrolünü ele geçírmigti bile... Süvey; Kanali son-
radan kamulagtinlmigttr.
Nasir'm bu davramgi gerçekte11 de uzun süreliyankilarayol açan, cüret isteyen bir lyti. Ko-
ntigmasmm sonunda gerginlik dramatik bir çikigla doruk noktaya erigmigti. O stralar ingiltere'de
Maliye Bakani olan Harold Macmillan, çok sevdigi Viktorya devri romanlarmm havastm yansitir-
casma, biraz endige duyarak günlügüne gunuyazacakte "Dün gece ve bugün, burada, hayatim-
da hiç rastlamadtgtm kadar giddelli bir firtma koptu." Kahire'de ise, giderek yükselentansiyon-
dan kaçmak ihtiyacmi duyan Nasir, Metro'daki sinemaya sigmip Cyd Charisse'inbayrol oynad1-
g Meet Me in Las Vegas(LasVegas'ta Bulupalim!fillnini seyredecekti.
Bu tarihi izleyen üç ay, bir çikt; yolu bulmak için yapilan diplomatik turlar ve boy çabalarla
geçti. Eylül ayi ortalarmda, Süvey; Kanall'ndan geçen gemilere yol göstermeye hâlâ devam eden
Ingiliz ve Fransizkaptanlar Süvey;Kanali girketi'nin emriyle geri çekildiler.Bunun deniz ticare-
tinin emriyle yapildigma hükmedilmigti. Londra ve Paris'teki yüksek düzey yetkililer Misirli-
lar'm Kanal'i kendi baglanna idare edemeyecegini dügünmü tü. Gerçektende, suyolunun çok

457
sig olugu yüzünden ve aypca Sina'dan esen rüzgârlar nedeniyle gemilerin kanallardan geçirilme-
si büyük ustalik isteyen, zor bir iyti. Ancak, birkaç sene evvelinden Misir hükümeti Mistrlilar'm
kaptan olarakegtim görmesinde Israr etmig,birçok legi Kanal'in niillileptirilmesihareketine ka-
dar kurs görerekbu ig için uzman kaptan pilot yetigmigti. Ayrica Sovyet blokundan da acele
ge-
mi kaptani getirtilerek takviyeyapilmi ve bu sorun halledilmigti. Böylecemillileptirilmigolan
Süvey;Kanali,Nasir yönetiminde, artik agagtyukan normal denecek gekilde igletilmigtir.
Süvey; Kanah'nin tamamlanmasmmbagmda ve bunalimm devami sürecinde lngilizve
Fransiz hükümetleri bir geyi aç1kça belittmiglerdi. Kanal trafiginive özellikle de petrolün Ka-
nal'dan geçigini aksatacakhiçbir gey yapmak istemiyorlardi. Ancak Amerika bu konuda fildr bil-
dirmemigti. Acaba o ne taraftandt?Amerika o günlerdegerçektende yalmz Ingilizlerve Fransiz-
larca degil, bizzat Amerikan halki ve memurlarcada bir hayli estarli görünen bir tutum içindey-
di. Aynca, durumu daha da kötüleptirmek ister gibi Eden ile Dulles'in olaylan ele ah; ve olaylara
girig yöntemleri birbirinden çok farkhydi ve bu da ikisi arasmdaki iligkiyi seguk ve rahatsiz edici
yaplyordu. Yine bir gün, bu iki devlet adammm yaptiklan hiç de uyumlu geçmeyenbir toplanti-
dan sonra Eden'in bag özel sekreteri bir arkadagina yazdigt mektupta göyle diyordu: "Foster çok
yavag konugtugu için bizim Patron [Eden] onun söylediklerini dinlemek istemiyor; bizimki de
çok daginik konuçup, daldan dala geçtiginden, öbürü avukat oldugu için bizimkinin söyledikle-
rinden ne demek istedigini anlayamiyor ve tahmin de edemediginden, çekip gidiyor." Eisenho-
wer de, gerçekten sorunun bir kismim olugturan bu konuya günlügünde parmak basmtytir.Dul-
les için Bagkan Eisenhower gunlanyazmigtir: "Konulan sunmada, Dulles'in yeterince inandinci
olmadigt anlagthyor.Bazen sözlerininve davranigmin kargismdaki pahisüzerinde nasilbir etki ya-
pacagmi anlama yeteneginden mahrum." Dulles ise, diger Amerikahlar gibi Eden'i küstah ve
ruhsuz buluyordu. Ancak aralarindaki anlagmazliksadece bu nedenlerden ileri gelmemigtir.Bir-
birlerine kargi belirli nedenlere dayanan husumet duyuyorlardi. Bunun sebebi iki yll evvel Fran-
sa'yla Hindi-Çin'de meydana gelen savagta ikisinin birbirleriyle ters dügüp çatigmigolmalaridir.O
zaman, Eden konuya diplomasi yoluyla yaklagilmasmiistemig, Dullesise o tür, banga dayah tu-
tum i2lenmesine kargi çikmlyti.Simdi ise Süveygkonusunda rollerini degigtoku; etmiglerdi.
Yine de 1956 Agustosu'nda, Süvey;'in millileptirilmesinden birkaç gün sonra Dulles, Ingi-
liz ve Fransiz DigigleriBakanlanna "Nasir'in Kanal'dan çikmasiiçin mutlaka bir yol bulacagmi"
temin etti. Su teminat Eden'e ilerideki birkaç ay için rahat bir nefes alditacakt1. Ancak, bu süre-
nin bitiminde Amerikahlar Ingilizler'inkargisma hiç de gerÇekçigelmeyen birtakim savag hilesi
önerileriyle çiktilar bu öneriler hem gerçekçi görülmemighem de Ingilizler'in
-

ve Fransizlar'in
daha dogrudan bir hareket yapmamalan için bilhassa önetilmig gibi gelmigti.
Íçinash gudur ki, Süvey; konusundaki ABD politikasmi saptayan Dulles degil, dogrudan
dogruya Eisenhower'di. Eisenhowerta bagiridan Amerikalilar'm Süveyfteki konumunun ne ola-
cagim biliyordu, bundan hiçbir zaman güpheetmemigti. Eisenhowér'in görügügüç kullamlmama-
smdanyanayd1;güç kullanmay1hem istemiyor hem de gereksiz görüyordu.Izlenecek politikamn
temeli ingilizler'i ve Fransizlar'i Süvey; konusunda askerimüdahaleden uzak tutmakt1.Amerika
Devlet Bagkaniaç1kçabu iki Avrupa ülkesinin M1sir'da uysal Ye kalici bir hükümet kurmaya muk-
tedir olmadiklari inancmdaydi. Aynca böyle bir atdim, sadece Araplar'i degil, kalkinmakta olan
bütün ülkeleri Bati'ya kargi ayaklandmr, Sovyetler'ineline de Ike'm kendi deyimiyle
"dünya
lider-
liginin megalesini" verirdi.Aynca, Eden'e söyledigigibi "Nasir dram Oynamak istíyordu" ve yapi-
lacak en iyi geyde onu dram oynamakta serbest birakip günün birinde bu dramin çigrmdançik-
masmi beklemekti. Eisenhower'in dampmanlari Bagkan'm îngilizler'in tutumundangikâyetçiol-
dugunu-söylüyordu. Onun bu konudaki görügünü göyle anlatmiglardir: "Baykan, Nasir'm bölge-
deki onca insanm istegi olan
'beyaz
adama tokat' arzusunu gahsinda sembolize ettigibir sirada as-
keri müdahalede bulunmanm gerçekten
'çagdigl'
oldugu dügüncesindeydi." Misir'a yapilacak as-
keri bir saldirinm dünyada geligmekte olan bütün ülkelerde Nasir'i kahraman yapacagi,aynca

458
kendileriyle dost geçinenliderleri harekete getirecek, Ortadogupetrolünü tehlikeyeatacak bir
davram; olacagt kesindi. Su dügüncelerle Eisenhower tekrar tekrar ve usanmadan Londra'ya as-
keri harekâttan kaçmmasim tavsiyeetmigtir. Kendidügüncesine göre ve dampmanlannm fikrince
Amerikan politikasi kristal kadar berrakti. Ne var ki sonrakiolaylar,ABD'nin bu politikayi telkin
ettigiülkeler ingiltereve Fransa için hiç de o kadar kristal gibiberrak olmadigim kamtlayacakt1.
Eisenhower için Birlegik Devletler'in, sömürgecilikçagma geri dönüg gibi görünen askeri
müdahale fikrine dolayll da olsa katihyormug gibi görünmemesi son derece önemliydi. Degil
müdahale, tam tersine BirlegikDevletler Misir'dakidurumdan yararlanarak geligmekteolan ül-
keler arasmda kendisine destek bulmak için firsat dahi yaratmahydi,bu her ne kadar Ameri-
ka'nm ezeli müttefikleri logiltereve Fransa'yla arasmi sogutacaksa da, yine de yapilmahydL BÏf
gün Nasir, Eisenhower'in bu konudaki beyanatim duyduktan sonra, yaverlerinden birine, yan
paka yollu göyledemigti: "Acaba hangi taraftan?"
Eisenhower'in bu gekildedavramymm bir bagka sebebi daha vard1. 1956 Kastm1'ndakibag-
kanlik yenilemeseçiminekatilacakti. Idareyegeliginin ilk günlerindeKore Savagi'm sona erdir-
migti; seçime bang yanlisi bir aday kipiligiylekatillyordu Ve gimdihayatmda en istemedigi geyol-
sa otsa seçilmesini tehlikeyeatacak, kampanyasmi tehdit edecek bir askeri kriz olabilirdi.Íngiliz-
ler ve Fransizlar, büyük bir gaf yaparak Amerikan Bagkanlikseçimitarihine dikkat etmemig, bu-
"show'lan"
böylece
nu hiç hesaba katmamiglardi. Halkin gözü önünde yapilanbu diplomatik
sürüp glderken iki devlet gizlice bagka bir planm pegine dügmügtü. Bunlardan hiçbiri askeri bir
müdahalenin planmiyapmiyorlardi. Ingilizler ara, turist mevsíminin
bu dorukta oldugu bir anda
yeteri kadar gemileri olmadigim anlayarak okyanusgemisi talebindebulunmuy hatta, tank üni-
telerininaklettirmek için Pickford Removals nakliye pitketine bagvurmugtu.

Bogazlanmaya Hiç Niyetimiz Yok


Londra ve Paris, her ikisi de askeri müdahale konusuna artiktamamensicak bakiyordu. Fransiz-
lar Nastr'1 Kuzey Afrika'daki durumlan için tehdit unsuru olarak görüyordu.Misir lideri iki yll
önce bagtmsizliklari için savag baglatmigolan Cezayirliisyancilari sadece tegviketmekle kalmi-
yor, aym zamanda egitiyor ve besliyordu. Fransizlar Nasir'in burnunu kirarak, Ferdinand de Les-
seps'in Fransizlar'm finansmamyla yapmig oldugu kanali geri almak karanndaydl. Daha §imdi-
den, Nasir'i dize getirmek için kendilerinin de sebepleri olan Israilliler'leaskeri diyaloga girmig-
1erdi. Misir Devlet BagkamNasir, Israil'ekarç1 açacagt ve artik saklamaya gerek duymadigt sava-
m plani için hazirlanmaya baglamigt1.Ayni zamanda Israil'egerillakuvvetleri sokma girigimini
de destekliyor ve ülkenin güney limani olan Elat'ta muhasarauyguluyorduki bu sonuncusunun
yasalara uygun olup olmadtgt tartigmakonusudur.
"petrol"

Acaba Ìngilizler için Süvey; Kanah neden bu denli önemliydi? Bu cevabin oldugu
kugku götürmez. Kanal, petrolü tagiyanbir geçit görevindeydi.Daha birkaç ay evvel, Kanal he-
nüz kamulagmamigken, 1956 Nisam'nda "Mr.B" ve "Mr.K" adlanyla seyahat eden Stalin döne-
mi sonrasminiki lideri, Nikolai Bulganin ve Nikita KrupçevLondra'ya gelmiçIerdi. Onlarlakargi-
lagmadan evvel Eden, Eisenhower'le bir araya gelipSovyetler'ene söyleyecegininprovasini yap-
mig, dügündügü plani Ba§kan'a bildirmigtir. Eisenhower plana tam onay vermigti, Ruslar'la top-
lantidan evvel Bagkan, Eden'e gunu ögütlemigti: "Ruslar'a kargi kesinlikle uysal olmallyiz. Uysal
olmazsak, bu, kargimizdaki Ayi'ya Bati.dünyasom savunmasi ve ekonomisi için son derece ya-
amsalolan petrol üretim ve nakliyatma pençelerinigeçirme hrsati verit." Sovyetliderleriyle ko-
nugmast strasmda Eden onlan Ortadogu'ya kangmamalan íçin uyardi ve gunu söy]edi; "Benim
petrol konusunda çok açik sözlü olmam gereklyor;çünkü petrol için gerekirsedögügebiliriz."
Bunlart söyledikten sonra sadede gelerek gunlan eklemi ti: "Biz petrolsüz yayayamayiz ve...
petrolsüzlükten bogazlamp ölmeye de hiç niyetimiz yok."

459
Nastr'm Süvey; Kanah'mele geçirmesi,
"bogazlanma"
olasihgmi gerçek yapmig giblydi.In-
giltere'nin uluslararasi mali durumu iyi degildi; ödemeler dengesi bozulmak üzereydi. Sir za-
manlar dünyanm en büyük kredi vericislyken, gimdien büyük borç1usu durumuna dügmügtü.
Altin ve dolar rezervleri ancak üç ayhk ithalati kargilamaya yeterliydi. Ingiltere'nin dig gelirler
toplamimnçok änemli bir parçasi Orta'dogu'daki petrol holdinglerinden gelmekteydi.Bu hol-
dinglerin kaybolmast ekonomik yönden Ingiltere'yi periçanederdi. Digertaraftan Misir'da Na-
sir'in zafer kazanmast Iran'da Musaddik zaferinin dogurabileceg sonuçlara benzer sonuçlarya-
ratabilirdi, Böyle bir durumda,ingiltere prestij kaybederdi ve prestij gimdionlar için dünyamn
her yerinde zeminin ayaklan altmdankaymakta oldugu
gu dönemde, gayetönemliydi: Muzaffer
bir Nastr demek; Britanya'ya dost olan-ülkelerde rejimin deggmesi ve alaçagt edilmesi ve bütün
Ortadogu'daliigiliz Amerikan- petrol konumlarmm önemini kaybetmesi demekti. Bir gün,
-ve

konugma strasmda Eden, Eisenhower'i uyarip ona gunu söylemigtir: "Bir gün gelip Nasir Bati
Avrupa'yl petrolden mahrum edebilir, bu bir an meselesidir. Böyle bír gey oldugunda hepimiz
onun ayaginadügüp merhamet dileniriz,"
Eden endigellydi ve endigeleri sadece petrole ve ekonomik konulara da dayanm1yordu.
Sovyetler'in Ortadogu'dakibogluktan yararlanaraktüm gücüyle bu bölgeye girmesinden korku-
yordu. Bir gün Digigleri'ne mensup, görevi petrol konusunda.dogrtidan Eden'e rapor vermek
olan bir yetkili punlan söylemigti: "Eden Sovyetler'in Ortadogu'ya yayllmasindan büyük endige
duyuyordu. Amerikahlar ve Ortadoguigini Ingilizler'denalmaya hazir degildiler. Su yüzden böl-
geyiRuslar'danuzak tutma igi Íngilizler'e dügmügtü."
MaliyeBakam Harold Macmillanda petrol rezervlerine yapilan tehditlerve tehlikeliimalar
konusunda Eden'le tamamen aym görügteydi. O da tipklEdengibi Íngiltere'nin çok tehlikelive
risklere açik bir konumda oldugu görügündeydi.Ne var ki o Eden gibi endigesinidiga vurmuyor-
du. Bunalimm ilk iki haftasmda, o kadar devlet göreviarasmda f1rsatbularak gu yapitlan okuya-
cakti:On dokuzuncu ylizyilromanlanndan ve daha bagkaeserlerden binlerce ve ylizbinlerce say-
fa kitap - Jane Austen'in Northanger Abbey ve Persustion, Dickens'in Our Mutula Friend, Geor-
ge Eliot'unScenesfrom Clerical Life,Middlemarchve Adam Bedeeserleridit.Bunlanbitirdikten
sonra,izleyen birkaç hafta içinde de qu kitaplan okumugtu: Thackeray'in Vanity Fair, Churchill'in
History of the English SpeakingPeoples, Machiavelli ve Savonarola'nm hayat hikâyeleri ve C.P.
Snow'un son romani. Macmillan sonradan bu konuda puntan söylemigtir:"Eger bu kadar çok gey
okumasaydim, mutlaka aklimi kaçirirdim!" Ancak Macmillanda herkes gibi Eden'in karamsar
tahminlerinekatiliyor ve harekete geçme konusunda ona destek veriyordu. Hatira defterine gun-
lan yazmigti: "Gerçekgu ki, müthi; bir ikilem içine dügmüy bulunuyoruz. Misir'akarçi ciddi bir
harekäta girigirsek ve sonuçta Süvey; Kanali kapamrsa, Levant'a giden boru hatlan da kesilir ve
bu takdirdefranKörfezi kargi harekete
geçerve sonuçta petrol üretimi durdurulur. Böyle bir du-
rumda Birlepik Krallikve Bati Avrupa
'oldu
bitti'ye getirilecektir. Diger taraftandiplomatik yenil-
glyeugratsak ve Nastr
'oldu
bitti'ye getirilirse Ortadogu Glkeleri, fevri bir hareketle 'petrolü

milli
leptirirler'... Böylece bir baloma biz de
'oldu
bittiye getirilmi¢ sayihnz. halde
Su ne yapmahy1z?
Öyleanhyorum ki elimizdeki son gansimizikullanmah harekâtina·bagvurmamahy1z- bu
-giddet

arada Ortadogu'dakt dostlanmizm bizim yammizda olmasmi, dügmanlanmizmsa dügmesini ve


petrolün kurtanlmasini ümit etmekten bagka elimizde yapacak bir geyyok.Kugkusuzbunun çok
yagamsal bir karar oldugunu da kabul etmemiz gerekiýor."

Yirmi Y11Sonra Tekrar "Rhineland"da


Bunallmla kargi karplya olduklan dönemde, Eden, Macmillan ve bunlarm çevresindekiler, Fran-
sa Bagbakam Guy Mullet ve meslektaglan,kendilerini bir hayalet gibikovalayan geçmiginhatira-
lanmn etkisindeydiler.Bunlarm hepsinin gözündeNasir, mezanndan çikmig bir Mussolini, yeni

460
yetigmekte olan bir Hitler'di. Mihver Devletler'in yenilgisi üstünden daha on yll geçmigken,
kundakç1 kipiligine dönmüg demagog diktatörün yeniden canlampdünya sahnesine çiktigim,
kitleleri ateglemek,sonsuz ihtiraslarm gerçeklegti'rmek için dehget ve sava; peginde oldugunu
dügünmüglerdir. Batih liderler en anlamli deneyimlerini arkalarmdaki iki dünya savaginda yaga-
miglardir. Eden için, trajediyiönlemedeki baçansizhk 1914 yllmda baglamigti. Sonrakibir yazi-
smda buna göyledeginir: "Bizhepimiz, bir dereceye kadar, kendi kugagimiz tarafmdandamga-
lanmig durumdaytz. Benimki Saraybosna suikastiyle ve onu izleyen olaylarlabaglar." 1914'ün o
kritik haftalannda Entente'm benimsedigi diplomasi ve politikalaraarkasini dönüp bir defa daha
baktiktan sonra §öylediyecekti:
'¶imdi,

geriye baktigimizda, o zaman bir sorumlulugumuz ol-


dugunu, daima arkadan gelen bir kucak olmakla sorumlu oldugumuzu görmememizeimkân
yok.. daima arkadangelen kucak olduk... lanetli bir kucak."
Hükümetlerin zamamnda kargihk vermemekle iglediklerl hata 1930'lu ylllann amlarmda
daha keskin çizgilerle belirlenmigtir. 1956 ylli Hitler'in anlagma hükümlerini ihlal ederek Rhine-
land'i askeribölge ilan ediginin yirminci yllma rastlar. Ingilizve Fransizlar Hitler'i böyle bir gey
yapmaktan 1936'da men edebilirlerdi. Böyleyapmig olsalardi Hitler önem ve prestijini kayde-
derdi. Hatta bagaçagt edilirdive böylece milyonlarca insan da ölmemig olurdu. Ne var ki battl1
güçler harekete geçmemigtir. Yine 1938'de, bat1hülkeler Çekoslovakya'ya destek verecekyerde
Münih'te Hitler'iynmuçatmaya çaligmakgibi bir hatada bulunmuglardt. Bu durumda da Hitler
durdurulabilir ve ikinci büyük Savagm müthig katliamlan önlenmig olurdu.
Eden cesur bir davrampla, Hitler Ye Mussolini'ye uygulanan yumuçatma politikasinipro-
testo ederek, 1938'de istifa etmigti. Simdi,1956'nm güz bagt olan gu günlerde Nasir'm hiç de
yabancisi olmadtklar.1bir
"itibar
. yükseltme" programina çtktigim dügünüyordu. Eden'in görü-
üyle Nastr'm "Devrimin Felsefesi" kitabi ile Hitler'in "Kavgam" kitabi arasmda pek bir fark
yoktu. Nasir da Hitler gibi tagyontarcasmabüyük bir imparatorluk yontmak ve yaratmakisti-
yordu ve kitabmda bunu vurgulamigtir. Ona göre petrolde kontrolün ele almmas1yla gelengüç
"uygarligm

can damarl Arap dünyastnm" olmallydi.Arap dünyasi


"uygarhgm

"emperyalizme"
can daman" olan
petrolü karç1 verdigi mücadelede kullanmallydi. Nasir petrol olmadan, en-
düstri dünyasmin tüm makine ve aletlerinin
"sadece
küflü, hareketsiz ve cansiz birer demir
parçasi oldugunu" beyan etmigtin Eden, Nastr'la bir uzlagma yolu bulmak için evvelce bir giri-
imde bulunmuçtu. 1954'te ingilizkuvvetlerinin Kanal bölgesinden çekilme anlagmasinda
kendi kipisel prestijini ortaya koymuy, bunu yaptigt için kendi partisinin bir kesiminden fevka-
lade agir elegtiriler alm1;ti. Simdi, kendisinin Nasir tarafmdanihanete ugrat11m1;görüyordu.
Hitler'de oldugu Nasir durumunda da, onun yaptigi vaatlerin hiçbir kiymeti.yoktu. Vaatlerin
yazilt oldugu kâgit kadar bile deger taç1mlyordu.Yoksa, uluslararasi anlagmalannihlallyle Sü-
veyfin ele gêçirilme olayt yeni bir Rhineland mi demekti? YoksaNasir't barmdirmak ve yumu-
atmak için daha çok at1hm yapmaklayent bir Münih olay1mi yaganacakti? Eden, lcendi açistn-
dan bütün bunlan yeni bagtan yagamak istemiyordu. Kardeglerinden ikisini 1. Dünya Sava-
gl'nda kaybetmigti. Büyük oglu ise IL Dünya Savaç1'ndaöldürülmügtü. Kigiselolaraksevdikleri-
nin ve savaglarda milyonlarin ölümünden, batill ülkelerin 1914'te krizi önlemede çok agir
(tembel)oluglanm, 1930'larda da Hitler'idurdurmada kararsizhklanni sorumlu tutuyordu. Bu
dü§üncelerle, gimdi Nasir'a kargi silah kullantlacaksa bunun fleride degil, hemen yapilmasm-
dan yanaydi.
BagbakanMollet Almanlarca esir edilmi§, Buchenwald toplamakampina hapsedilmigti. O
da bu konuda aynen Eden gibi dügünüyordu. Belçika DigigleriBakam Paul Henri Spaak'In fikri
de aynen ötekilerinkt gibiydi. Spaak bunahm sirasinda ÌngilizDigigleriBakani'na yazarak göyle
demigtir: "Hitler dõneminin bagmda yapilmly olan hatalann bugün bir hayalet glbi rüyalanma
girdigini sizden saklamakistemiyorum. Bu hatalar bize çok pahaliya mal olmugtur."
Geçmige ait bu degerlendirmeler Washington'da da yapildlysa da bunlar Bati Avrupa'daki

461
kadar özeleptiri niteliginde degildi. Nasir'a nasil davranilacagi konusunda bir fikir birligine vanl-
mamigsada batili ülkeler en azmdan Süvey;nedeniyle çikabilecekbir petrol krizinde acil olarak
ne yapilacagimplanliyordu. Bu arada Eisenhower,Kanaf m kapanmasi halinde BatiAvrupa'ya
nasil petrol verilecegini etüt edecek bir Ortadogu Acil Durum Komisyonu kurulmasi için yetki
verdi. Adalet Bakanligiplanda iytirakçi olan girketlerekisitli antitöst bagigikligitamdi;ancak bu,
itketlerin bir arada çallyiptahsisyapmalarma, petrol talepleri,tankerlerve gerekli diger bütün
bilgileri birbirlerine aktarmalarma yetmiyordu.Yine de bu komisyon ÌngilizPetrol Arzi Danig-
manlik Kurulu'yla ve Avrupa Ekonomik igbirligi Örgütü'yle krizde idare planlari konusunda lyi
bir haberlegme sistemi kurmugtur.
Bütünüyleahndigmda, petrolgirketteri,BatiAvrupa'nm petrol ihtiyacimn büyük k1sminm
Bati Yariküresi'nin artmiç petrol üretimiyle kargilanabilecegi, bunun da Birlegik Devletler'de ve
Venezuela'daki agin kapasiteli çok miktarda petrole gerek gösterecegi kamsmdayd1. Temmu-
zun son gününde, StandardOil of New JerseyYönetim Kurulu nihayet Süvey; Kanali için Ni-
san'da sunmuy oldugualternatinerraporuna cevap almigtL Bu rapor, daha büyük tankerleringa
etmek yerine, IranKörfezi'nden baglaylp Irak ve Türkiye'den geçerek Akdeniz'e ulaçacak daha
büyük çapli bir boru hatti yapilmasintöngörüyordu. Boru hattmm tahmini maliyeti yarim mil-
yar dolardi. Ne var ki raporda zamanlamayla ilgili hafif bir sakmca gözlenmigti;boru hattmm
ingasi dört yll sürecekti. Aynca, boru hatlarma çok fazla güvenmeninbazi tehlikelerioldugu da
Suriye'nin birkaç gün sonra yaptigi bir hareketle büsbütün agiga çikanldi. Su tehlikelerigözler
õnüne sermek için Suriye, Bati'ya bir uyan olarak Tapline'dan alotilan petrolü yirmi dört saat
süreyle kesti.
Eylül aymda, Eisenhower Eden'e gönderdigi mesajda "Nasir'i gerçekte oldugundan çok
daha önemli bir çahsiyetolarak göstermenin" tehlikelerindensöz edecek ve bu görügündeIsrar
edecekti. ÍngiftereDigigleriDaimi Müstegan Sir Ivone Kirkpatrick,bu mesaja kesin bir görügle
yarnt verecekti: "Saym Baskan'm hakh olmasini çok isterdim. Ancak hakli olmadigindantama-
men eminim... Eger biz Nasir kendi konumunu güvene alip petrol üreten ülkelerin kontrolünü
peyderpey ele geçirirken elimiz kolumuz bagh oturursak, aldigimiz istihbarata göre Nasir bizi
mahvetmeye kararhdir ve mahvetmektedir de. Eger Ortadogu petrolünden bir veya iki sene sü-
reyle yoksun birakilirsak, altm rezervlerimiz yok olup gider.Petrol rezervlerimizin yok olmast
demek sterling iginin de dagilmasi demektir. Sterling igi dagilacak olur ve rezervsiz kaltrsak Al-
manya'da ve hatta hiçbir yerde güçlü olmaya devam edemeyiz. Savunmamiz için partolan çip-
lak asgari miktari bile ödeyebilecegimizden kugkuluyum."
Aym ay içinde, Süvey; krizinin giddetlesürdügü bir strada, Robert Anderson admda, zen-
gin bir Texas'h petrolcü, ki Eisenhower'in hayranhgini kazanmig biriydi, Bagkan'm kipiseltemsil-
cisi olarak SuudiArabistan'a gizli bir seyahat yaplyordu. Amaç Suudiler'e,uzlagmaya razi olmasi
íçin Nasir üzerinde baski uygulatmakt1. Riyad'dan Anderson Kral Suud'u, Prens Faysal'i Digigleri
Bakani'm uyararak BirlegikDevletler'in çok büyük teknikilerlemelere petrolden çok daha ucuz
ve lyi kalitede enerji kaynaklarina ulasacagini,bunun Suudi petrolünü ve tüm Ortadogupetrol
rezervlerini degersiz hale getirecegini söyledi. Birlegik Devletler, Süveyq Kanah'nm gantaj aleti
olarakkullarnlmasi halinde bu teknololidenAvrupalilar'i yararlandirmak istemeyebilirdi.
Kral, petrol yerine geçecek bu enerjinin ne olabileceglni sordu.
Anderson "Nükleerenerji" cevabim verdi.
Ne Kral Suud ne de Prens Faysal, nükleer enerji haklanda bazi kitaplar okumuy olarak,An-
derson'un cevabmdanetldlenmedilerve Suudi Arabistan'm dünya enerji pazarlatindaki yetene-
gikonusunda hiçbir üzüntü belirtisi göstermediler.Anderson'un uyarismi kulak ardi etmiglerdi.
Arada geÇenzaman içinde anahtar durumundaki politikacilar krizin diplomatik yollarla çö-
zümleneceginden güpheduymaya baglamigti.Bu dela çabalanm BirlegikDevletler'de yogunlag-
tirdilar. Artik Nasir'1yola getirecek,onu "Rhineland"da durduracak tek çare askeri güçtü.

462
Kuvvet Uygulanlyor
24 Ekim 1956'da Fransizve ingilizdiplomatik ve askeri çevresinin üst düzey yetkilileri,yanla-
rmda ilgillyabanct elçilik mensuplan da olduguhalde Paris digmda, Sevr'dekibir villada Israil'in
üst düzey yetkililerindenkurulu bir delegasyonla bir toplanti yaptilar. îsrail heyetinde David
Ben-Gurion, Moge Dayan ve Shinom Perez de vard1.Butoplantidaüç ülke bir anlagmaya vardi-
lar, Ísrailsözde Misir'm tehditlerine ve askeribaskisma kargilik olarakmeskunolmayan Sina Ya-
rimadasi'nda, Süvey; Kanall'na dogru askeri bir operasyon geligtirecekti. Ingiltereve Fransa Ka-
nal'in korunmasi için ultimatom yaymlayacak ve ondan sonra da, çarpl§madevam edecek olursa
ki mutlaka devam edecekti- uluslararasi suyolunu korumak için Kanal bölgesini iggal edecek-
Jerdi. Ingiltere ve Fransa'nm böyle bir planda bekledikleri nihai sonuç Süvey§ Kanalikonusunda
bir anlagmaya varmak ve eger mümkün olarsa, bu iglem sirasinda Nasir'i alaçagi etmekti.
Bu planda, Israilve Fransa bírbirlerine anlaylg gösteriyorlardl.Israil ve Ingilterearasmda
.
ise, Ingiltere'nin Israil'e ve Yahudiler'e olanantipatisiyüzündenböyle bir anlayi; kurulmamtytt.
Ne gariptir ki, gimdiEden bile, Araplar'i ve Arap kültürünü o kadar tuttugu, IL Dünya Sava-
gl'nda özel sekreterine "Gel" dedigi halde, gimdikaderin bir oyunuyla Arap dünyastnm kendi
kendisini lider yapmig bagkamylakapigmayahazirlanlyordu. Eden'in tam tersine,Mallye Bakani
HaroldMacmillan Yahudiler'in
"karakter
sahibi" oldugu görügündeydi. Yine de, Sevr'dekitop-
lantida IngilizDigigleriBakani Selwyn Lloyd ve beraberindekiler, Ísrailliler'i hor görür bir tavir
içindeydiler. Gerçekquyduki, geçen son birkaç hafta içinde ingiltere,Ísrailve Ürdünarasmda
sava§ Çlkmasihalinde Ürdün'ünyardimina kogmayi dügünür olmuy ve bu _konuda Isralliter'i
uyarmigti.Fransizlar'm Sevr toplantismdaÍsrailliler'i Anglo-Fransiz plam içine çekmek için ön-
cülük üstlenmesinin bír Sebebi, Misir'laolan çatigmamn orta yerinde ingiltereve Israil'inbirbir-
leriyle kapigmalanm önlemekti.
Sevr'dekigizli anlagmadan bir gün evvel Misir ve Suriye, Misir'm kontrolü altmda görev
yapacakortak bir askeri komuta olugturdular.Bir gün sonra da Ürdünbu ortaldaga askeri komu-
taya girmeyi kabul etti. Artik ok yaydan ç1kmigti.Simdide siyasi ve kigisel.dramlann bagka, ga-
rip bir gekliylekargilagilacakve bu Süvey; krizini daha da içinden çlkilmaz bir hale sokacakti. 24
Ekim'de, Sevr toplantisminyapildigi gün, Macaristan'daSovyet kontrolüne kargi giritmig bir
ihtilali bastirmak için Kizil Ordu Budapeyte'ye girdi.
Bütün bu sorunlar yetmiyormuy gibi, bir bagka sorun da Eden'in saglik durumuydu.
1953'te geçirdigi safra kesesi ameliyati sirasmda, dikkatsiz bir operatör safra kesesine giden bo-
ruda tahribat yapmig, bu daha sonraki operasyonlarla ancak kismen onanlabilmigti. Bütün bu
operasyonlardansonra Eden, bir defa kendisinin söyledigigibi,
"iç
uzuvlan yapay" olarak kal-
migti; aynca baski altirida hemen hastalamp agnlan artlyordu.lleride, bazi kimseler, bu saglik
kogulunun yavag yavag Eden'in beynini zehirleyebilecegini söylemigtir. Durumu daha da kötü-
legtiren bagka bir gey,o günden sonra Eden mide agnsi için yatigtinci ilaç ve aynca agn dindirici-
lerin etkisine kargt da uyanct (anlagildigi kadanyla amfetaminler) almak zorunda kalmigti. Su çe-
gitliilaçlarin birbirlerine olan etkileri ve yan etkileri o günlerde henüz yeteri kadar bilinmiyordu.
Eden çok gerilimli oldugu zamanlar daha.bagka ilaçlar da aliyordu.Uyancive yatigtinci iki ayn
gruptan olan bu ilaçlar Nastr'm Süvey; Kanah'm almasindan sonra çok daha yüksek dozlarda ve-
rillyordu. Ekim ay1baglannda bir gün bayginlik geçirerek 40 derece ategle hastaneye yetigtirildi.
Hastaneden ç1ktiktansonra Ekim'deyine kumanday1 eline aÌdlysa da devamh olarak hastalik be-
lirtileri gösterdiginden daha agir bir ilaç rejimine tâbi tutulmugtu.Bazilarma göre bu ilaçlar yü-
zünden Eden bazi karakter degigiklikleri göstermeyebaglamigti. îngilizGizliistihbarati'ndan bir
memurun Amerikan Gizli istihbarati'ndan meslektagi bir memura Eden için, "Downing Stre-
et'deki dostlar bizim ihtlyar çocugun gariplegtigini, sinir küpü kesildigini söy]üyorlar" dedigi
söylentiler arasmdadir.Bazen Eden, içinde bulundugu gerilimden ve kendi saghk durumunun

463
kötülügünden kaçmak isteyerek epinin Downing Street 10'daki oturma odasina siginir, orada
fîlm yapimcisi Sir Alexander Korda'nm kendisine armagan ettigi Degas'm
"banyo

yapan kiz"
bronz heykelini uzun uzun seyrederdi.
Kugkusuz Eden hasta olan tek ki§i degildi. Eisenhower de 1955'te bir kalp krizi geçirmig,
1956'da da ameliyat gerektiren bagirsakiltihabi hastahgina yakalanrmgt1.Demek kl yaklagmakta
olan çatigmanmbeklendigi siradaAtlantik'in her iki kiyismdaki iki baçaktörün de hasta oldukla-
nni söylemek yanlig olmaz.Eu ikillye çok yakinda bir üçüncü katilacaktt.
Aylarca devam eden kararsizlik ve gecikmesonunda olaylar htz kazanmigti. 29 Ekim'de,
Israil,Sina içine bir akm yaparak Seyr anlagmasim hayata geçirdi. 30 Ekim'de Londra ve Paris
açikladtlar. Aym gün Rus
-niyetlerini

ültimatomlano yaymlayarak Kanalbölgesini iggal etmek


kuvvetleri, blr daha müdahalede bulunmamak vaadiyle Budapeste'den geri çekildi.Ertesi gün,
31 Ekim'de lngilizlerMisit havaalanlanni bombaladt ye daha sonra da Mtsir Ordusu acele bir
operasyonlaSina'dan geriçekilmeyehagladi.
Süveyg operasyonu Amerikahlar için sürpriz olmuçtu. Eisenhower Israilsaldinsmigüneyde
yaptigt seçim kampanyasmdayken duymugtu. Bu onu çok luzdirmigti.Eden'in ona ihanet ettigini
dügündü.Demekki.mütteliklerinin hepsi birden onu bile bile aldatmiglardt.Suhalde hiç hisset-
tirmeden,çok daha kapsamli bit bagka uluslararasi krize de yol açmalan, Sovyetler Birligl'yle dog-
rudan bir çarpismaya glrmeleride söz konusuydu. Hem de bu igidaha bir hafta evveltam Ameri-
ka'mn Bagkanlikseçimiyle megguloldugu bir strada yapmiglardi. Eisenhower sonunda o öfkeyle
güzel firçaladi."
"bir

Downing Street 10 numaray1 aradt ve kipisel olarak Eden'i yaptig yeyiçin


En azmdan Eisenhower böyle sanmigtl. Aslinda o öfke ile telefondakargisina çtkan Eden degil,
Eden'in yaverlydi.Eisenhowerkargisindakine kim oldugunubildirme firsativermeden zavalli ya-
vere agzma geleni söyleyip, Eden telefonayetigmeden ahizeyi çarpip,telefonukapatmigti.
Kasim'in 3'ünde bu defa hastaneye yetistirilme sirasi Dulles'e gelmigti. Hastayakonulan
tam mide kanseri oldugundan,hemen amelíyata almdi ve midesinin büyük bir kismi almdi. De-
mek ki gimdi baçaktörlerin üçü de hastaydi. Dulles'in 3 Kasim'dan itibaren görevde olmay141 ne-
deniyle ABD dig politikasmin günden güne kontrol igi Müstepar Herbert HooverJr verilmigti.
'a

Hoover, Irankonsorsiyumunu toparlamigadamdir ve Londra çevrelerine göre Ingilizler'eantipa-


tik gelen kipiydi.
Lojistik sorunlar, kötü planlama ve Eden'in tereddütlü tutumu gibisebeplerden Íngilizve
Fransiz kuvvetlerinin ültimatomu uygulamasi ve Süveyg Kanallbölgesini iggal etme igi biraz ge-
cikmig, arada birkaç günlük bir bogluk kalmigt1.Bu ara Nasir, bogluktan yararlanarak çarçabuk
davranmig ve en fazla hasara müsaitolan yerde etkiliolmayi bagarmigti.Yapttgigeygudur:Düzi-
nelerce gemiyikaya.parçalan, çimentove eski bira gigelerlyledoldurtup Kanal'a salmig, bunlar
büyük bit baçanyla suyolunu kapami§ti. Böylece müttetikler petrolü güvenceye almak için sal-
dirdiklan halde, bu petrole kavugamamig, petrol Nasir'da kalmigti. Suriyeli mühendisler, Na-
sir'm talimatlylaIrak Petrol Sirketi'nin boru hatti boyunca mevcut pompalamaistasyonlanna sa-
botaj yapmly,bu da petrol rezerviili syncadügürmügtü.
"ortak

Nasir'm Kanal'ikapamasi halinde petrol yokluguyla kargilagmamak için plan" yapi-


hrken Íngilizler daima Birlepik Devletler'inacil bir durum kargismda kendilerine petrol verecegi
varsaytmmdan hareket etmigti. Bu varsayimm büyük ve kesin bir hata oldugu, Bagkanlikseçimi
tarihini dikkate almamalan kadar.yanlig bir hesaplama oldugunu olaylar göstermigtir. Eisenho-
wer müttefiklere kendi acil durum petrolünden vermeye yanagmadi. Yaverlerine "Öyledügünü-
yorum ki bu operasyona kim bagladiysa,kendí petrol sorunlanmda yine onlar, kendileri çözme-
lidir. Daha dogrusu kendi petrolleri içinde kendileri bogulsun" demigtir. Petrol gimdiWashing-
ton için Bati Avrupa'daki müttefiklerinicezalandirmak ve baski uygulamak için bir araçti. Ame-
rika'nm müttefiklerine petrol saglayacakyerde Eisenhower yaptmm uygulamadan yanayd1.
5 Kasim'a kadar, Israilliler Sina ve Gazze bölgesinde kontrolü ele aldt Ve Tiran Bogazi'm

464
ele geçirdi. Ayni gün, Íngilizve FransizkuvvetleriKanalbölgesine hava saldinsi düzenledi. Bir-
legmigMilletler'denbir Ingilizdiplomat o güne ait amlarmi göyle özetlemigtir: "Eden'den ge-
len telefon konugmasmi hatirhyorum. Birinci Dünya Savagi'mn aristokratik aksamyla
'para-

boy'lar at111yor'dedigini duydum. Bu hiç bilinmeyenbir sözcüktü ve Eden sankiMars'tantele-


fon edlyordu." Bundan bir gün evvel Sovyet kuvvetleri yeniden Budapepte'ye girmigti ve Ma-
caristan ihtilalini yatigttnp yok etmek için gayethunharca hareket ediyordu.Süvey; sorununun
aym zamana rastlamasi batihlarm Macar ayaklanmasmave Sovyetmüdahalesine kar i ortakla-
a bir reaksiyon göstermesini,harekete geçmesini önlemigtir. Buna kargin yine de en ufak bir
Tahatsizhk
veya vicdanazabi dtiymayan Moskova,büyükbir pervasiz1tkla ingiliz,Fransiz ve 18-
b u ülkelere lanetler yagdtrmigtir.Sovyetlerayni zaman-
"saldirgan"
railliler'i olmaklasuçlamig,
da askeri müdahaleye bagvurma, hatta Paris ve Londra'ya nükleer saldir1düzenleyecekleri teh-
didini bile savurmuglardir. Su tehditler kargismda Eisenhower,.butür saldirilann SovyetRus-
ya'yi periçan edicí kargi taarruzlarlasonuçlanacagmi söyledi;"Bu gecenin gündüzü izlemesi
kadar kesindi."

Harekât'tan Men
Ike'm bu cevab1vermesine ragmen,ABD hükümetinin Ingiltere,Fransa ve Israil'eduydugu öf-
ke henüz yatigmamigti. Washington'dan hep aym mesajgeliyordu.Askeri bir harekâti onaylarm-
yordu ve Inglltere ve Fransa artik durmallydi. 6 Kasim'da Eisenhower Adlai Stevenson'a sözünü
geçirmeyibagaracak ve aynigün Ingilîzve Fransizlar bir ategkese razi olacakt1.O güne kadar Sü-
vey; Kanall'nda ancakbir ayak boyu yet alabilmíçlerdi. Onlaragöre sava; sadece bir gün sürmüç
ve savagin hedefî olan "Kanal'in partsiz ve simisiz kullamlma hakkt" daha o gün kendilerinden
alinmigtl. Yine de Washington sadece bir ategkesinyeterli olmadigim açikça ortaya koymugtu.
Çekilmeleri de gerekiyordu. Israilde aym geyiyapmallydi; yapmayacak olursa Washington'dan
gelecekekonomik yaptirimlararazi olmallydi.Eisenhower bir taraftanda kendi danigmanlarma
"Araplar'i kendimizekaryt kizdirmamamiz garttir.Aksi takdirdetüm Ortadogu'dan yaptlan pet
rol sevklyatma ambargo koyarlar" diyordu.
Amerikan yardimiolmadan, Bati Avrupa tümüyleyakmda petrolsür kalmaya mahkûmdu. 'dört-

Kigyaklaglyor,stoklarancak birkaç hafta yetecek düzeye iniyordu. Bati Avrupa petrolünün


te üçünün geçirildigi normal yol,gimdiKanal'laOrtadoguboru hatlariarasindakikombine ulagi-
mm kaldinlmig olmasi nedeniylearalikh olarakkullanilabiliyordu. Aynca, SuudiArabistan da In-
giltereve Fransa'ya kargi ambargo uygulamigt1.Kuveyt'te ise, sabotaj girigimleri rezerv sistemini
kapamigti.Bir gün îngilizkabinesinin Misir Komisyonu'naBirlegikDevletler'iningiltere'yeve
Fransa'ya petrol yaptirimi uygulamayi dügündügü haberi ulaçacakti. Bunu duyan Harold Mac-
millan iki kolunu havaya kaldirarak göylediyecekti: "Petrol yaptinmi mi! Bir bu kalml§ti. Su her
eyin sonu demektir!" 7 Kasim'daIngilizhükümeti halka tüketirildeyüzde 10 indirime gidilece-
giniduyurmugtu. Avam Kamarasi'nagirdigistrada Eden bu yüzden 1;çi Partisi'ninyuhalanyla
kargilanacakti. Aym I;çiPartísi önceleri Nastr'akargi çok sert bir tutum ízlenmesini istedigi hal-
de gimdiyüz seksen derecelik bir dönügle aksitezi savunuyor ve Eden'i yuhahyordu. Parlamen-
to'daki elegtirmenler ise, karne kuponu çikarmigolsaydi belki de aym kipilerin Eden'in resmini
bag üstünde taglyacaklangörügündeydiler.
9 KasimtarihindeEisenhower Avrupalilar'a yardim verilmesi konusunu ele almakiçin Mil-
li Güvenlik Kurulu'yla bir toplantiyapti. Toplantidailgililere petrolgirketlerininaralarmda ighir-
ligi yaparak büyük bir dagitim programi üzerinde anlagmalanndan söz etti. Haftf bir gülümse-
meyle "Bizim keçi gibi inatçi bagsavcimiza kargm" dedi. Sirketlere milli güvenlik yaranna çalig-
tiklanm kanitlayan ve onlariherhangi bir antitröstsuçlamaya kargi koruyacak bir belge verecegi-
ni söyledL Ancak, ya bu girketlerin bagtndakiler böyle bir programa katillmlanndan dolayi kendi-

465
lerini hapiste bulsalar ne olacakti? Eisenhower bu soruya gülerekcevapvermig, o zaman onlan
affedecegini söylemigtir.Diger taraftanBagkan bütün bu önerilerin sadece geçici bir zaman için
_geçerliolacagmida aç1kçabelirtmigti. Íngilizler ve Fransizlar Misir'dan gerçektençekilmeyebag-
lamadikça, acil durum petrol sevklyatidiye bir geyhayata geçirilmeyecekti. Eisenhower'inbu
önerisini duyduklarmda Avrupahlar act aci gikâyetederekBirlegikDevletler'in Ingiltere ve Fran-
sa'yi
"azap
kapisinda tutarak"cezalandirmaktaoldugunusöylediler.Uluslararasi petrol girketleri
petrol kitligi bagladigini gözleyerekEisenhoweridaresine OrtadoguAcil Komisyonu'nuharekete
.geçirmesi için yalvardi. Ancak bir petrol girketiyöneticisinin söyledigt gibi
"idare
bunu kesinlik-
lë reddetmi ti."
Ingiltereekonomik açidan da yara almigtl.Uluslararasifmans durumu sallantidayd1. Sü-
vey¢te askeri saldirmin baglamastyla büyük bir dalgalanma göstermigti. Ìngilizler
"pound"

bu
dalgalanmanm Eisenhower idaresinin nzastyla, hatta destek ve kijkirtmasiyla meydanageldigin-
den emindi. Uluslararasi Para Fonu da Amerikalilar'in da desteklemesi ile Londra'nin yaptig!
- acil mali yardim bagvurusunu reddedlyordu. Washington'daki IngiltereElçiligl'nin iktisadi igler-
den sorumluyetkilisi Londra'ya verdigi raporda, acil ihtiyaçlari olan mali yardimi almak için bag-
vurdugu her yerde bir duvara çarptigim"söyleyecekti.Aym yetkiliraporunda "Öylean-
"tagtan

lagthyor ki Amerikahlar bize yaramaz çocukmuçuzgibi davranmaya kararl1. Dadisinin iznini al-
madan kendi istedigi gibi hareket eden çocuklarabunun yapilmamasi gerektigini ögretir gibi bi-
ze _de aynen bunu yaplyorlar" diyecekti.
Kasim ay1ntn ortasina gelindigindeBirlegmigMilletler'in
"barig"
ekipleri Misir'a gelmeye
bagladl. Ancak, Eisenhoweridaresi temizlemeigleminin henüz bitmedigini söylüyordu. Ortado-
gu Acil ÌçlerKomisyonu ingilizve Fransiz kuvvetleri Misir'i tam anlamlyla terk edinceyekadar
harekete gegirilmeyecekti. Çokyakmdabirpetrolkrizinin bay göstermesi artik kaçmilmazdi. Bu
ara, Eisenhower, savagta kader yoldaqi saydigtve o günler NATOBagkamolan ingilizKomutani
Lord lsmoy'a yazarak dünyanin içine dügmüç oldugu aci durumdan" söz ediyordu. Yazi-
"özgür

smda kendisinin "Bati Avrupa'nm kargtkarplya olduguyalut sorunu Ve mali sorunlara kargi cep-
he almaktan kaçmdtgtm" da belirtlyordu. Mektupta belirttigine göre, sorunun çözümü için dü-
günülecekson çare
"son
derece nazik bir konu olup" kamuoyu önünde
"aç1kça
konugulamaz-
di." Mektuptaki mesaji alan Ismoy, cevap yazisinda tegekkürlerinibildirdikten
sonra, gizli kal-
masi kopuluyla Eisenhower'i uyardive
"gelecek

sene NATOkuvvetlerinin petrolsüzlük yü2ün-


den hareket yeteneginden tamamenyoksun kalabilecegini" duyurdu. Nihayetkasim ayi sonun-
da, Londra ve Paris, kendilerine ait kuvvetlerin Süvey¢tensüratle geriçekilmelerirtenza göster-
di ve ancak ondan sonradir ki Eisenhower OrtadoguAcil lylerKomisyonu'nun harekete geçiril-
mesine izin verdi. Sonunda Amerikaltlar'm istedigi olmugtu. Amerikahlar Nasir'in elinden ugra-
diklan yenilginin yükünü Íngilizler ve Fransizlar'm üstüne yikmayi da bagarmiglardir.Sonuç ola-
rak bütünüyle bu kangik igte tek kazanan kigi Nasir olmugtur.
Yinede, kasim ayi ortalarinda, ingilizve Fransiz kuvvetleti henüz Misir'dan çekilmemig-
ken IngilizDigigleriBakani Selwyn Lloyd, Walter Reed Hastanesi'nde tedavigörenJohn Foster
Dulles'i hastanedeki odasmdaziyaret edecekve ikisi arasmdatam bir ikilem olan ve dogrulugu
Lloyd'un kayitlanna göre kamtlanmig qu konu§ma geçecekti:
Dulles pu soruyu soruyordu: "Selwyn, igi neden yanda biraktin? Neden sonuna kadar gö-
türüp Nasir'i dize getirmedin?"
Lloyd'un bu soru kargismda pagkinliktandili tutulmuygibiydL Acaba kargismdaki adam bir
ingiliz-Fransiz ottak harekâtma engel olmak için elinden geleniyapan ve hükümeti de harekât
baglaymcaya kadar bunu geciktirmeye çaliganaym DigigleriBakant degil miydi?
Ona qu yamti veriyordu: "Fakat Foster, sen bize bunu istedigine dair en küçük bir igaret
vermedin ki! Bize g0zünün ucuyla bile bunu istedigini hissettirseydin kugkusuz bunu yapard1k."
Dulles o zaman bunu yapamayacagini söyleyerek yanit verdi.

466
"Petrol Kalkmdirma Hareketi" Ve
eker Kavanozu": Kriz Önlenlyor
Arahkayl baglarmda, Kanal'm kapanmasmdan bir ay sonra,ingiltere ve Fransa'nmmuhalefette
oldugu ve bütün BatiAvrupa'nm tam bir enerji krizininegiginde bulundugu bir stra,nihayet acil
igler programi yürürlüge konuldu. "Petrol Kalkmdirma" diye adlandirilan bu programhem AV-
rupa'da ve hem de BirlegikDevletler'de hükümetlerin ve petrolgirketlerininel ele igbirligine da-
yanan bir girigimdi.
Ortadogu'dapetrol üretimi, çogunluguylaele almdigtnda durdurulmug degildi. Asil sorun,
her geyden önce bir nakliýe sotunuydu.Sorununçözümü bagka kaynaklar bulmakti. Mesafenin
daha kisa olugu ve yolda geçen zamanm daha az oluçunedeniylepetrolün tankerlerleBati Yan-
küresi'ndenAvrupa'yatagmmasiuygun olacaktl.Eu yol tetcih edildiginde, herhangi bir tanker,
Iran Körfezi'nden almanpetrolün ÜmitBurnu'ndangeçirilip Avrupa'ya ulagtinlmasmdaki zama-
.

na klyasla, iki kat fazla petrol taglyacakti.Bu dügüncelerle acil igler komisyonlarmin ilk el attig
i; tankerleriyeniden toptan olarak yaygmlagtirmak Ve böylece Bati Yariküresi'ni, tipk11940'h
yillann sonuna kadar oldugu gibi yeniden Avrupa'mn bag enerjl kaynagi yapmakti. Simdiasil
amaç petrolü en çabuk,mümkün olan en etkin yolla tagimakt1.Bunun saglanmastiçin gerekti-
gindetankerlerinyollari yeniden düzenlendi; bunlar girketler arasmda paylagildive ürünler za-
man zaman degig toku; edildi.
Acil durum malzemelerine o günlerde eker kavanozu" deniyordu. Avrupa'da,bu malze-
"

melerin ülkeler arasmda epitlilde dagitiml için azamiçaba gösteriliyordu. (Sonradan OECD adim
alan) Avrupa iktisadilçbirligiTegkilati tahsisleriyapmak üzere bir PetrolAcil Grubu kurdu. Bu
grup petrol tahsisiniSüveyg-öncesipetrol kullanimi, stok düzeyleri ve yerel enerji ürünlerini
yansitan bir formüle dayanarak yaplyordu.Petrol Kalkmdirma Program1'nin yam stra karneye
baglama yöntemi ve talebi kisillayici öteki önlemler de almlyorve böylece hareket daha etkin-
legtfriliyordu. Örnegin,Belçika pazar günleri özel araba kullamlmasmi yasakladi. Fransa petrol
irketlerinin sattyim kisitlayarak Süveyg-öncesidüzeyin yüzde 70'ine indirdi. Ingiltereise petro-
le yeni vergiler koydu ki bu benzin ve fueloil flyatlanmn ve Londra'dakitaksi ücretlerinin bit-
den artmasmaneden olmuçtur. Bu ücret artiç1sonradan "Süvey; alti pensi" adlyla Londra'da ün
kazanmt; ve ölümsüzlegmigtir. Fabrikalarda bir kez daha petrolden kömüre geçildi.Aralik ay1
sonuna gelindiginde, artik Ingiltere benzini karneye bagliyordu.
O stralar bir numarall güncel sorun tankerlerindurumuydu ve hemen arkasmdan petrol
sorunu geliyordu. Tahminleregöre, Avrupa'nm petrol ihtiyacmi kargilayabilmek lçin Bati Yarikü-
resi üretiminin önemli miktardaartinlmasi gerekiyordu. Gereken bu ekstra miktar petrol, fazla
miktardapetrol kapasitesi içeren BirlegikDevletler'den çikanlacakti.Uluslararasi girketlersaldir-
ganca davranarak Petrol Kalkindirma için alabilecekleri bütün ekstra petrolü elde etmek için
ABDham petrol pazarlanm taradl.Ancak girketlerve ilgili hüküinetler Texas Demiryollan Kuru-
mu'nu hesaba katmamtyti. Oysa ki bu komisyon, hemen herkesin büyük gagkmhgiiçiride,
195Tnin krítik kig aylarinda üretimin artinlmasma pek izin vermiyor ve temelde sakh tutulan
üretimin rezervde kalmasmda Israr edlyordu.Îçte bir kez daha bagtmsiz üreticilerle büyük gir-
ketler arasmdaki ezeli savag gündeme geliyorve yeni arenadaboy gösteriyordu.Jerseyheyetinin
uluslararasi memorandumunda belirtildigine göre, Demityolu Kurumu
"çikarlari
normal olarak
yurtiçiyle ilgili" olan bagtmsiz üreticilerini yansitlyordu. KomisyonAvrupa'dan hiçbir ekstra ta-
lep almayan benzin envanterleri kadar kiyi için petrol envanterlerinin de, flyatlarda dügüge ne-
den olmasmdan korkuyordu. Ve kugkusuz, herhangi bir geyistese bile bu ancak daha dügük fi-
yat degil, daha yüksek flyat olabilirdi.
Komisyonun üretimde önemli bir artiga izin vermemesi büyük tepkilereneden oldu ve fir-
tmalarkopardi. British Petroleum'denEric Drake buna "Avrupa için en azmdanbir bela" demi -

467
"felaket"
ti. Jersey Sirketi'nin bir Avrupatemsilcisiise oldugunu ve girketinAvrupa'ya yaptigi
petrol sevklyatmda yüzde 50 dügügeyol açacagtmsöylemigti.Eden ve Macmillan TexasDemir-
yolu Kurumu'nun politikalanni protesto ettiler. Ingilizbasmi da Texas'm derinliklerinde sakli bu
bilinmeyen ve estarengizajam protesto etti. DailyExpressgöyle bir baglik atlyordu:"Texas'taki
akilh içadamlan Ekstra Petrol kalmadigml söylüyorlar."Texas Demiryolu'ndan almgan Albay
E.O. Thompson elinden ne kadar petrol vermek geliyorsa, tereddüt etmeden veriyor, yine de Ín-
giltere'dan eleptiriallyordu.Bu eleptiriler kargismda Thompson qu tepkiyigöstermigti: "Biz bu
ülkeye sayisizvaril ham petrol sevk ettik, yine de elimizde olan miktarm hepsini, her talep edi-
ligte derhal gönderdigimiziçin eleptiri ahyoruz. Öyleanlagillyorki ingilterebize hâlâ bir eyalet
veya sömürgelerinden biriymigiz gibibaklyor."
Zamanla Texasüreticileri büyük girketlerdenve piyasalardan istediklerini aldilar ve bu on-
Iarm morallerini bir hayli düzeltti. Eu ara, Jersey'inTexas'takikolu Humble, petrol sahalarmda
satm aldigt petrolün satig flyatim varil bagma otuz beg sent artiracagmi duyurmugtu. Ötekigir-
ketler de Humble'lizledi. Ek olarak kullamlan ham petrol Texas üreticileri tarafmdansaglanma-
ya bagladi ve sonunda Petrol Kalkindirma'ya aynlan miktarda dalgalanmalar oldu. Hemen arka-
sindan bu defa yeni bir protesto firtmas1.koptu. Bu firtma fiyatlari yükseltmek için birbiriyle ya-
nçmakla suçlanan petrol girketlerindengelmigti.Petrolde azalma görülünce, yüksek flyat uygu-
lama yanhlan iki anlamli mesaj göndermekzorunda kaldilar. Petrol arzi çogaltilmali,petrol tale-
bi dügürülmeliydi. Be ikisi Süvey; petrol krizinin orta yerinde sadece istenen ve yapici bir adim
olarak kalmayip aynca Petrol Kalkindirma hareketine de yararli olacakti. Ne var ki petroldeve
politikada olaylarm nasil geligecegikesin olarak bilinemez. Bu olayda da istenenin tam tersi ol-
mug, fiyat artig uygulamalari Kongre'defirtmah suçlamalaraneden olmugtu. Eu konuda 2800
sayfalikdosya hazirlanmig ve yirmi dokuz petrol girketi için Adalet Bakanligi'nca yeni bir an-
titröstdavasi açilmigtir. Neyseki 1960'ta, federal yargiçkararlyla dava dügecekti. Yargiç,fiyat ar-
"iktisadi

tiplarmin zorunlukla" yapildiginakanaat getirmig,hükümetin sundugu delilleri de


";üphe
düzeyinin üstüne çikmadigi gerekçesiyle" yetersiz bulmuytu.
Petrol Kalkmdirmaprogramiçok iyi düzenlenmig koordinasyon ve lojistik beceri ister. Bu
nedenle Petrol Kalkmdirma'da II. DünyaSavagl'ndaMüttefikler'in Atlantik petrol sisteminde ça-
hymig en kaliteli personeli kullamldt ve onlarm deneyimlerinden yararlanildi. Yine de zaman za-
man birçok bürokratik ve idari engelleri yenmek gerekmigti. Eu faaliyette ordular dolusu hükü-
metter, girketler ve petrol komiteleri katkida bulunmug, rehberlik yapmig, enformasyon düzenle-
yip ulagtirmigve programm eksiksiz uygulanmasmda yardimci olmuytur. Kugku yok ki arada bazi
karigikhklar olmuyordegildi. Ancak son derece lyi çaligtigindan, digandan Petrol Kalkmdirma'mn
hiç zorlamasiz, kendi kendine çaligtigtsanillyordu. Ne var ki dutum böyle degildi. Sonradan bir
petrol girketi yöneticisinin aç1klamayaçaligti gibi, krizin devam ettigisüre içinde
"yapilacak

tek
eyin dügmeye basmak olmadigi, her geyinkendinden igleyecegni sanmanm çok yaniltici oldugu
bilinmellydi." Bu geleceky111ardaki krizlerde akilda tutulmasigerekenbir ögüt sayilmahyd1.
1957 yllt ilkbaharma gelindiginde, Petrol Kalkmdirma'nm beklenmedik derecede etkin ça-
ligmasi sonucu petrol krizi nihayet son buldu. Ziyan olmuy petrol miktarmm yaklagikyüzde 90't
için tazminat ödendi. Avrupa'da havano sicak olugunun yardimiyla derhal depolama önlemleri
almmig, bu, ziyan olan petrolün geri kalan kismmm telafisineyaramig, böylelikle gerçek petrol
noksani çok azla geçigtirilmigti.Bütünüyle almdigmda o günlerde Avrupa ekonomisinin petrol-
deki olumsuz geligmelerden sonraki kadar etkilenmedigi söylenebilir. 1956'da toplamenerlitü-
ketiminin sadece yaklagikyüzde 20'si petrolle kargilanlyordu. Her ne kadar petrole dogru bir
kayma varsa da, o günlerdeAvrupa hâlâ esas olarak kömür ekonomisinedayallydt. llerikiyillar-
da ise kugkusuz bu durum degigmigtir.
1957 Marti'nda Irak'm petrol boru hatlari kismen aç11dive Nisan ayma kadar da Süveyg
Kanali tankerleringeçmesine müsaade edecek kadar temizlendi.Artik kazanan Nasir idi. Kanal

468
i

egitlik gözetilmeden Misir'in olmu§tu ve Misir tarahndan igletillyordu. §imdiSüveyq Kanah'mn


Misirli kilavuzlan, kendilerinden evvelki Ingilizve Fransiz meslektaglan kadar tiril tiril giyinmi-
yorsa da denizcilik kurallarini yeterince biliyor,lulavuzlugu iyi yaplyorlardi. IranKörfezi üretici-
leri petrolcülügü yeniden hareketlendirmede aceleciydí. Petrol nakli igindeki yeteneksizligi ne-
deniyle Kuveyt üretiminin yari yanya dügtügü gözlemigti. Nisanaymda Amerikan hükümetl acil
Petrol Kalkindirma Programi'm asklya aldl. Mayisortalarindada ingilterehükümeti benzinin
karneye baglanmasma son verdi ve daha sonra intíkam ahrcasma son bir adim atarak "Ìngiliz ge-
milerinin Süveyg Kanall'ni kullanmasim" karar altma aldirdi. Su son uygulamayla artik Süveyy
krizi gerçekten son bulmugtu.

"Sir Eden" Sahneden Çekiliyor


Krizi yagamig olan Amerikal1lar'dan biri sonradan bu krizi, Süvey; aylarmi
"garip
bir dönem"
olarak hatirlayacakt1. Bu dönem
"bireyler

ve uluslar için bira2 komedi, biraz fesat fakat en çok


da derin tralediyle,hepsinden çok trajediyle geçmig bir zamand1." Bu dönem Nasir'm "Sir
Eden" olarak andigi ÍngiltereBagbakani ígin, Misir hâkiminin Süvey; Kanall'nm derinliklerine
gönderdigigemilerlebirlikte tüm itibarmm acimasizca sarsildigt,o güne kadarki olaganüstü gell-
imin ilerlyi görüg,cesaret ve diplomatik becerisinin havaya savrulup yok edildigi,çok büyük ki-
gisel bir trajedi dönemidir. Kendisini Bagbakanlik için o kadar uzun bir süre hazirlamig olan
Eden, Süvey; krizinin devami boyunca süresiz olarak duygusal bask1altmdaydi. Kasim ayinda,
krizin henüz had devrede oldugu bir stra, saglik durumunun zorlamastyla Jamaica'dauzun bir
tatileçikti. Burada, James Bond'un yaraticisi Jan Fleming'denkiraladigt evde istirahate çekildi.
Tatil dönügü doktorlari Eden'e artik Bagbakan olarak görev yapamayacagmi söylemigti. Noel ile
yllbaç1arasmdakigünleriChequer'de sakin bir gekilde, geleceginidügünerek geçirdi. O günler-
de bir dostuna yazdigt mektuptayaptiklanndan "hiÇbir pigmanlikduymadigini" söylüyor,duygu
ve dügüncelerini pu sözlerle dile gedriyordu: "Davramplanmdan asla plçmanlik duymuyorum...
Bana garipgelengey,gördügüm kadanyla, varsa bile çok az kigi bu olaylan 1936'mnolaylanyla
kargilagtinyor; oysa bu ikisí birbirlerine o derece benziyor ki..." Sonunda, 1957 Ocak aymda
Eden istifa etti.
Ístifadanilk bilgi sahibi olan Harold Macmillan'di. Macmillan Eden'in evinin bitigiginde,
Downing Street 11 numarada otururdu. Eden istifa edecegini ilk olarak ona, Downing Street 10
numaradaki evine davet edip ön taraftakiçallymaodasmdarsöyledi. O güne ait amlanni Macmil-
lan günlügünde sözlerle ammsar: "Onu hâlâ o hüzünlü kig günü ögleden sonrasi, kargimda
su
görür glbiyim... Hâlâ o denli genç, negeli ve havallydtki... 1914-1918 Savagi'ndahizmet verdi-
gi gençliginin en iyi yönlerinin temsilcisi gibiydi... Kiyami andiran o dehget dolu y1llardan sag
çikml; olanlar, bir görevi yapmak için yeminli insanlar gibi kendilerini bir tür mecburiyet altmda
hissederdi. Eden ve ben kendimizi böyle bir espri içinde hissederek politíkaya girdik.Simdi, bu
kadar uzun hizmet ylllan sonunda, otoritesinindorukta oldugu gu an, esrarenglzfakat kaçinil-
maz bir kuvvetle kaderinin gazabmaugruyof." Eden'den istifa edecegi haberini alan Macmillan,
daha sonra, tag kesilmig glbi, büyük bir teessürle iki evi birbirine baglayan pasajdan geçerek
Downing Street 11 numaradaki kendi ikametgâhina çekíldi. Ertesi sabah ll No'da, Gladsto-
ne'un portresi altmda oturup, sükûnet bulmak için Pride and Prejudice romamm okudugu bir
sitada bir telefonçagnsialarak Bagbakanlik için görügmeküzere sarayadavet edilecekti.
Süvey; ingiltereiçin bir suyoluydu. Íngilizkültüründe oldugu kadar bu ülkenin siyasetinde
ve uluslararasi konumunda da çok ciddi bir kopukluga neden olmugtur. Ancak Süveyg, Ïngilte-
re'nin geriyegidigininilk belirtisi deglldir. Süvey; daha çok zaten olugmuy olan bir gerilemeyi
aç1gaç1karmigtir. Artik Ingiltere igin süper devletlerden biri denemezdi. Iki dünya savagimn ka-
nayan yaralan ve yurtiçindeki bölünmeler Íngiltere'nin sadece maliyesini degil, aym zamanda

469
1

ona karç1duyulan güvenive ülkenin siyasiiradesini de agirgekildesarsmigti. Eden kigiselolarak


Süveyg'teyapilmasi gerekeni yaptigodan hiçbir kugku duymamigtl. Y11Iarsonra, Londra'da ç1-
kan The Times Anthony Eden'den söz ederken onu
qu sõzcüklerle tammlayacaktt:"O, Ingilte-
re'nin büyük bir güç olduguna inanan ve gerçegin böyle olmadigim kamtlayan krizle karydagan
ilk Bagbakan'di." Bu sözler sanki bir imparatorluk íçin söylenmi§ ve Eden'in dügünce durumu-
nu yansitanbir kasideydi.

Güvenligin Gelecegi: Boru Hatlarlyla Tankerler Karç1Karplya


Süvey; krizi uluslararasi petrol endüstrisine dügünecek bir haylimalzeme vermigti. Kanal'in ye-
niden kullanima açilmasma karym petrol girketteriartik bu kanala güvenebileceklerinden kuçku-
luydu. Daha çok sayida boru hatti inga etme konusunda girketlerve hükümetler arasinda birçok
tartiçmaaçildi. Ancak Suriye,Irak Petrol girketi'nin boru hattma karigmigve müdahale etmigti.
Eu olay boru hatlannin ne derece kolaylikla kesintiye ugrayabilecegini gözler önüne sermigtL
Ana sorun nakliye emnlyetinin saglanmaslyd1ki boru hattartnm bunu çözecektek yol olmadigt
anlagilmigti. Böylebir çabamnçok fazla risk içerdigi agikârdi.
1956'da gergin bir hava içinde yapilan, Süvey; Kanah'nm ana arter olduguna dair tartigma-
larda, üzerinde gerektigi kadar durulmamig bir konu vardi. Süveyg Kanali ve Ortadogu'daki bo-
ru hatlarmm güvenilirolmadigt kabul edildigine göre, ortada daha güvenilirolan tek bir alterna-
tif kallyordu: ÜmitBurnu'nu dolagarak yol almak.Ancak, BatiAvrupa'yi bu yolu kullanarak bes-
lemek ekonomik ve pratik açilardandaha fazla petrol taglyabilençok daha büyük tankerlereih-
tiyaçgösterecekti.Endüstride egemen olan düçünce ise bu tür tankerlerinfiziki olarakinga edil-
meyecegiydi. Bu tür tankerler kisa sürede sadece dizel motorlan konusunda bir hayll ilerleme
kaydetmig olan ve daha iyi cins çelik kullanma avantajmasahip Japonya'dayapihyordu.Shell
Sirketi'nin yöneticisi JohnLouden sonradan bu konuda gunlanSöylemigtir:
"1956'da,

tankerci-
ler daha büyük gemilerinçok pahaliya ç1kacagim,yalut masraflanmnçok yüksek olacagimsöy-
lüyordu. Benim anlayamadl LU DRSll olup da Japonlar'inbu tekneleri bu kadar çabuk yapabil-
dikleriydi." Tankerler hem son derece ekonomik çahgtyor,hem de mutlak gerekliolan güvenligi
sagliyordu. Su noktalari dikkate alarak kesinlikle ifade edilebilir ki süper tankerler,Ìngiliznüfuz
ve prestijininazalmasma ve Cemal Abdül Nasir'm güçlenmesine paralelolarak,Süvey; krizinin
sonuçlarindan biri olarak ortaya çikml?tl.Bir Ingilizyetkilinin söyledigi gibi, "Tankerleraçikça
siyasi risklerden daha az yara allyordu."

Süvey; Kutuplagmasi Durduruluyor


Süvey;olayimndoguçunda Íngilizler ve Fransizlar Amerikalilar'a kar i bir hayli kirgin ve buruk-
tu. 1957nin baglarmda Ingiltere'ninWashington'daki Büyükelçisi, Eisenhower için soguk bir
tavirlagunlarisöylemiçti: "Eisenhower'in sömürgecilik, BirlegmigMilletlerhakkmdaki görügleri
tipki Amerikall küçük bir izci çocugunkinebenziyor; cümle kullanmada etkin olmayipolitika
yapmak saylyor... Dogal egilimi bu oldugundan, aynca sagligim korumak kaygisi da eklenince,
Amerikan tarihinde gelmig geçmiç ne kadar bagkan varsa, onlar içinde, en saygmi otsa bile en
tembeliolup çikmig."
Kriz süresince ABDArap petrol üreticileriyle olan konumunu iyiye götürmek için çabagös-
termeye özellikle önem vermigti. Eisenhower kipisel olarak "Kral Suud'u Ortadogu bölgesinin
bir numarall gahsiyetiolarak kalkmdirmaya" Ve onu Nastr'm alternatill yapmaya önemle çaba
göstermig, çaligmalanm bu yolda yogunlagtirm16ti.Eisenhower'in Arap petrol üreticilerinin açik-
likla bilmesini istedigi geyguydu:Birlegik Devletler "Bati Avrupa'da Ortadogu petrolpazarlart-
nm mutlaka yeniden kurulmasma kararliydi ve bunun gerçeklegmesineçaliglyordu." Bu deger-

470
lendirmenin altinda Ortadogu'daBati yanlisi olan istikrarli hükümetler bulundurmak ve gerekti-
gindebunlan Sovyetyayllma politikasmakargi siper olarak kullanma hirsi da yatiyordu. Ingiltere
ve Fransa'nm bu iki stratejikhedefin her ikisini de destekledikleri güphe götürmez. Aralarindaki
görüç aynliklan amaçta degil, araçta idi.
Yinede, Atlantik'in her iki kiyisinda taraflarSüveygkutuplagmasmm neden olduguyarala-
rm mutlaka sanlmasigeregine inamyorlardi. Bu igin Bagbakanlik'ta Harold Macmillan oldugu
inancl egemendi. Macmillan
"istikrarhhglyla"
için daha kolay gerçeklegecegi tanmmigbir devlet
itiraf
"sik
adamidir. Ne var kl o da sonrakiyillarda ettigi gibidigavurmamakla birlikte sik istirap
ve aci çeken, sinir krizleri geçiren biriydi." O ve Eisenhower II. Dünya Savagi'nda bir arada ça-
h;mig ve birbirlerine kargt daima büyük dostluk ve saygt göstermig,bu duygulanm sonuna ka-
dar korumuglardt. Eden'in istifasindan sonra yeni Bagbakan adayi olarakMacmillan'mismi Ei-
senhower'e duyuruldugunda, Bagkan onu
"dürüst,
iyi bir adam" olarak tammlamigtl.Macmil-
lan'm annesi Indiana'mn küçük bir kasabasmdan gellyordu, ancak bli her nedense Macmil-
lan'm Bagbakanlik durumuna hiçbir olumsuzetki yapmamigttr. Macmillangerçekçi bir kiplydi.
Süveygten aldiklan aci dersten sonra göyle söylemigti: "Hepimizin kaderi çogunlukla Washing-
ton'daki yöneticilerin elindedir."Bu sözlergerçeginta.kendisidir. "Eisenhower'inlyi niyet di-
leklerine kargm beni birçok bag agrisimn bekledigini gayet lyi biliyorum. Ancak otuz üç senelik
bir parlamento geçmíçim var ki bu beni adamalalhpigkinleptirdi;bugün hâlà espri yetenegimi
kaybetmedim."
Ona bag agnsi veren konulardan en büyükleri Ortadogu, petrol ve Amerikah müttefikleri
arasmdabag gösteren kopma hareketleriydi. Bunun onanmi için ilk resmi igleme Eisenhower ile
Macmillan'm bir araya gelecegi Bermuda Konferanst'nda girigildi.Konferans 1957 Matt1'nda
Mid-OceanGolfKulüp'teyap11migt).Macmillanbu toplantiiçin hazirlamrken petrol konusu her
an için hatinndaydl. ÖnceOrtadogu'daki çegitlipetrol girketlerinin konumlarini gösteren bir ha-
rita istedi. Haritayla beraber bir de girketlerinher birinin ayrt ayn yapilarmt gösteren kütük-
"aile

lerini" istetmigti. BermudaKonferans1'nda ele alman belli bagli konulardan birini iç içe girmig
petrol ve Ortadogu'nun güvenligi teykiletmigtir. Eisenhower'in ileride söyledigi gibi, petrol ko-
"bazi
nusunda çok gerçekçikonugmalar" yapilmigttki bunlar arasinda süper tanker ingaasmm
geligtirilmesi vardir. Süvey; olayi tüm batill güçlereOrtadogu'nun ne denli degiçken olabile-
de
cegini göstermigti. Simdi, Bermuda'da Íngilizier Kuveyt'inve Körfez kiylsmda Nastrei bir askeri
darbeye kargi son derece duyarli olan öteki devletlerin bagimsiz kalmalannm önemini vurgulu-
yordu. Ingilizve Amerikan taraflarmmikisi de, Körfez güvenliginingarantiyealmmasi için Ingil-
tere'nin elinden.gelen her türlü çabayi göstermesi gereginde tam bir görüç birligi igindeydi. Or-
tadogu petrolü için verebilecegi en büyük ödül" deyímini kullanan Macmillan iki hü-
"dünyanm

"ortak
kümet arasmda uzun vadeli bang ve refah için savagta yaptiklari yaklagim gibi"bir igbirli-
giyapilmast çagrismdabulundu.
Bermuda Konferansi ingiltereile Amerika arasmdaki kutuplagmamn giderilmesinde ger-
çekten yardimci olmuçtur. Eisenhower ve Macmillan birbirlerine her hafta birer mektup gönder-
üslûp kullanmaya sözvererek aynldilar. Ne de ol-
"serbest"

meye ve bunlarda resmiyetten urak,


sa, bu.iki ülkenin de Ortadogu'daortaklaga hedefleri vardi. Ancak Süvey;krizinin çok dramatik
tarzda ortaya koydugu gibi,krizden sontakiylllarda egemenlikte üstünlük kurmuy ülke lngiltere
degil, Amerika olmugtur.
1970 yllmda, Süvey; krizindenon dõrt yll sonra, ingiltere'degenel seçimlerde Muhafaza-
'

kârlar kazandi ve Edward Heath Bagbakan oldu. Heath 1956'da, Süvey; krizi sirasmdaEden'e
bagyardimcillk yapmigt1. Bagbakan olunca Downing Street No 10'da artik LordAvon unvamm
almig olan Anthony Eden onuruna bir akgam yemegl tertipleyecekti.Eden için Downing Street
No 10'a, bu defa onur konugu olarak ytllar sonra bir kez daha dönmek çok büyük, unutulmaya-
cak bir olaydi. Bunu çok dokunakli hir olayolarakkargilamtçtl. Yemekte Heath, Eden'i öven fev-

471
kalade esprili,olaganüstü güzel bir konugma yapt1. Konugma bitince bu defa Eden kalkip muh-
tegembir dogaç1amakonugmayla yamt verdi. Su konugmasmdaingilizhalla için bir dua ediyor
Ye onlarm Kuzey Denizi altmda bir gölü keyfetmeleri" dileginde bulunuyordu. Ïngiliz-
"petrol

1er'in 1970'ten baglayarak yapmakta olduldarida buydu. Ne var ki Íngilizlerbu girigimlerinden


zamanmda yararlampEdward Heath'i yeni bir enerji krizinden uzak tutmayi baçaramamigtir.
Egeringilizler o gün böyle birgölünvarhgmibilmigolsalar,hatta bundan sadecegüphe etselerdi,
1956'da durum tambagkaolurdu.

472
25
I

Filler

Petrol endüstrisinin kendine özgü dili içinde devasa büyüklükte bir petrol alamna adi veri-
"nl"

lir. 1950'li yillarm baglarmda Ortadogu'da kegfedilen bag-


"fil"

sayist büyük bir hizla çogalmaya


lamigtL
1953'tejeologEverette De Golyer,Irak Petrol Sirketi'nin bagjeologuolan ve birbirini iz-
leyen üç yll içinde girketi üç ayri fil bulan dostu EE. Wellings'e yazdigL mektupta pu satirlara yer
veriyordu: "Ortadogu süratle yeni bir karakter kazamyor. BirlegikDevletler'de endüstrinin ilk
günlerinden beri kronik bir hal almig olan durum, asil problemin pazar degil üretim oldugunu
gösteriyor."Yaasmda,günün önde gelen iki petrol mühendisligifirmastDe Golyerve Mc Na-
ughton'un o günlerde, Suudi Arabistan hükümeti adma ülkenin rezervleri hakkmda gizli bir in-
celeme yaptigmida bildiriyordu. 1943 yllmda, De Golyer Harold Ickes'1n istegi üzeríne Suudi
Arabistan'a ilk ziyaretini yaptigindan beri bu ülkenin petrol rezervleri hakkmda pek çok geyög-
renilmigti. De Golyer yeni yapilan incelemede rapor edilen rezervlerin kendisinin on yll evvel
yapmig oldugu ilk tahminlerigölgedebirakacagm1,önemini yok edecegini biliyordu. Wellings'e
bildirdigine göre sonuçlar toplu fazla astronomik rakamlara ulaymayacakti, ancak mevcut stoka
bir varil ilave ile herhangi belirli bir fark yapmayacak kadar büyüktü.
Bir milyar varil dolaymda petrolünfazla bir fark yapmadigt bu ylllarda, petrol endüstrisinin
yeni bir çigir içine girdigi rahatça söylenebilir, 1950'lerin bagmdan 1960'lann sonuna kadar,
dünya petrol pazari olaganüstühizli bir geligme kaydetmig, çok güçlü ve neredeyse korkutucu
bir çekimgücüylebu endüstrideki herkesi kargi konulmasi olanaksiz kuvvetiyle kendine çekip
sürüklemigtic Tüketim, savag öncesi dönemin baglannda asla erigilememigbir hizia artmigt1L Bu
denli hizla geligen bu ürüne erigmeolanagt da belki daha da büyük bir hizla artmigti.
Serbest dünya ham petrol üretimi ise akil almaz bir hizla artmigti. 1948 yllimn günde 8,7
milyonvarillik üretimine kargi 1972'de günlük üretim 42 milyonvarill bulmugtu. ABD üretimi
ise günde 5,5 milyon varilden9,5 milyon varile çiktigihalde, dünya toplam petrol üretimi için-
de Amerika'nm yeri yüzde 64'ten yüzde 22'ye dügmügtü. Yüzde oramndaki bu dü ügün nedeni
üretimin Ortadogu'yadogru olaganüstü bir hizla kaymasi ve üretimin günde 1,l milyondan
18,2 milyonaçikmasidir.Su bagka bir deyigle yüzde 1.500'ü bulan bir artigtil
Bu dramatik artigtan daha da dramatik bir kayma, varligi kamtlanmly petrol rezervlerinde
görüldü.Varligtkamtlanmig petrol rezervi derken belirli bir rezervuarda, insanlarm var oldugu-
nu kesin olarak bildigi ve ekonomik yollarla üretilen petrol kastedilfr. Kamtlanmigdünya petrol
rezervleri, komünist olmayan dünya ülkelerinde 1948 yllmin 62 milyar variline karç1, 1972'de
534 milyar varile çikt1, bagka bir deyigle yaklagik dokuz kat artti. Amerikan rezervleri de
1948'de 21 milyar varilken 1972'de 38 milyar varile çikt1.Ancak, dikkate deger bir nokta bun-
lann istatistiki degerinde yüzde olarak bir küçülme olmuqtu ve toplamdünya rezervindeki pay1
yüzde 34'ten yüzde Tye kadar dügmügtü. Üretimdeki büyük geligme Afrika'da kayitlara geçer-
ken, çok daha gagirticiolan artig yeni çekim merkezi olan ve rezervleri 28 milyar varilden 367
milyarvarile firlayan Ortadogu'da yaçamyordu. 1948-1972 arasi serbestdünya petrol pazanna

473
eklenen her on varil petrolüri, yedi varilden fazlasi Ortadogu'dan çikanllyordu,Bu çok çarpici,
büyük rakamlarm anlami gudur:Dünya,petro1üçok hizh kullamp tüketirkenbir taraftandada
rezervlerine daha büyük hizla yeni kaynaklar ekliyordus 1950 yilmda yapilan istatistiki bir tah-
min güncelolan kanitlanmig rezervlerin güncel üretim hiziyla devami halinde, dünyanin kendi-
sine on dokuz yll yetecek kadar petrole sahip oldugunu göstermigti. 1972 yllma gelindiginde
ise, hizll büyümeyle geçen onca ylla, tüketimdekibag döndürücü artig ve üretimdeki gagirtici
büyümeye karym, incelemeler otuz beg yll yetecek kadar tahminirezerv oldugunu göstermigtir.
"Ortadogufillerinin" bollugu kaçmilmaz olarak oyunun içine yeni yeni oyuncular çekti ve
pazarlaragirmek için bitmek tükenmekbilmez bir savagin olugmasiylasonuçlandi ki, bu tür sa-
vaglarda fiyatta indirim yapmaken güçlüsilah haline geldi. Sirketler açisindan bu tür flyat indi-
rimleri is hayatmda gereken uygulamalardir. Ne var ki bu uygulamalar Nasir'm Süvey; zaferi ne-
deniyle zaten ateg üstünde oturan Ortadogu'da, petrol üreticisi ülkelerde, milliyetçilik kivilcim1-
na atilmigyüksek derecede yanici kav iglevini yapmtytir.
Sava;sonu petrol düzeni baghca iki esasa oturtulmuqtu. Birincisi, Ortadogu'dai; yapan gir-
ketler arasmdaki temel iligkileri saptayan, 1940'll yillarm büyük petrol anlagmalarmdan olug
muçtu. Anlagmalara göreyapilan düzentemeler petrol rezervlerinin hizli kalkmmasi için gerekli
kaynaklati seferberediyor,.üretimi, rezervlerin gerektirdigiölçüme göre rafineri ve pararlama
sistemlerine baghyor ve gereken çok daha büyük talepleritemin edip geligtiriyordu. ikinciesas
ise petrol üreticisi ülkelerin bayli durumundaki ve kontrata bagli girketlerile hükümetler aras1
"yan
iligkileri ele ahyordu; bunun can damari büyük çaba sonunda kazamlan yariya" kâr payi
düzenlemesidir. Nispi bir istikrarm bu iki temelegöresaglanacagtümit ediliyordu.
Büyük petrol girketlerive tüketici ülkelerin hükümetleri
"yari

yartya"prensibineuyulma-
masi halinde daha olumsuz geligmelerden korktuklari için bu prensibesile silayauymuytu. Ingi-
liz Kabine Olisi'nebagli OrtadoguPetrol Komisyonu'nun 1954 raporuna göre, "Petrolgirketteri
ile Ortadogu hükümetleri arasmda bir ortaklik kurulmasi için artik oldukça makul bir prensip
anlagmasi yapilmigti... Ortadoguhükümetlerinin bu prensibi herhangi bir gekildeihlal etmesi
bizim petrol sistemimizdeciddi yaralar açardi." Ancak üretici ülkelerin bu konuya balog açistol-
dukga farkliydi. Bunlarellerinde oldugu sürece gelirlerifliartirabileceklerini dügünüyorlardi. Sir-
ketlere, Washington ve Londra'ya geri alinmayacak özveride bulunmadiklarma göre bunu· yapa-
bilecekleri kamsmdayd11ar.
Hiç degilse franSahikesinlikle böyle dügünüyordu. 1950'li ylllarm ortalarinda Sahiçin es-
ki günlerdekendinin fare mi,yoksainsan mi oldugunu dügündügü günlerartikgerilerdekalmig-
ti. Zaman zaman özel toplantilardadaha gimdiden"Süper güçolmakfran'm yazgtsidir" diye be-
yanlar vermeye baglam1;t1. Hirsmi ve açligini gidermek için petrolden glderekdaha, daha çok
geliristiyordu. istedigibagka bir geyde petrolde daha bagimsiz politika izlemek ve böylece Mu-
saddik'la arasmdageçmigküçültücü sürtügmeninsonuçlarmdan biri olan pirketler konsorsiyu-
munun sayismi azaltmak ve gücünü kisitlamakti. Ne var ki temel olan yabanci iligkileri bozmay1,
ve fran'm güvenliginitehlikeyeatmayi göze alamiyordu. Bunun için bir arac1ya ihtiyaci vard1.
Bu kiginin büyük girketbaglanndan biri olmasiveya Amerikall ünlü bagLms1zlardan olmasi dog-
ru degildi; çünkü bunlann hepsi konsorsiyum içindeydiler. Öyleyse bu kigikim olabilirdi?
Bu bir Avrupah, kendine ait bir petrol acentasma sahip ltalyanEnrico Mattei olacakti.

Yeni Bir Napolyon -

Büyük girketlerin büyük bürokrasiler olup, tek bir adamm imajmi yansitamayacak kadar büyü-
yüp, kompleks hale geldigi günlerde, Enrico Mattei yeni bir büyük igletmeyi, italya'mndevlet
sahipligindeki AGIP'i yaratma karan almigti.Bunu tamamen kendi hayalinde yaçattigi gibî bir
nitelikle yaratmak azmindeydi. Napolyon zamamnin ilk günlerinde rastlanan mütegebbisleri

474
\

ammsatan cüretli bir kabadayi, paraliaskerkomutani ve bozguncu havasmdaydi. Tiknaz, atma-


caya benzeyen yüz çizgileriyle on altmciyüzyilm ategli fakat dünyevi Cizvitler'inebenziyordu.
Karanlik, ayur gibibakan gözleri, yüksek, kavisli kirpikleri altmda sakhydl. Bagmdaki seyrek saç-
lar arkayadogru dümdüz taranmigti.Azimli, akilh, beceriye yatkm ve güphecikarakterdeydi. Ye-
nilik yaratmaya kargi yetenekli, kumara ve risk omuzlamaya hevesliydi. Bu yetenek ve hevesini
çelikgibibir iradeyle birleptirerek ana hedefinin gerçeldegmesinde.odaklagttrmigt1.Su aria hedef
Italyave AGIP için ve Enrico Mattei için
"günegte
bir yer edinmekti."
Kuzey italya'dabir polisin laf dinlemez oglu olarak dogan Mattei on dört yagmdayken oku-
lu terk edip bir mobilya fabrikasmda çaligmayabaglam1;t1.Daha otuzlu yaglannm bagmda, Mi-
lano'daki bir kimya firmasmm içIetmecisi olmugtu. Burada, II. Dünya SavagisitasmdaHiristiyan
Demokratlar'm partizan birliklerinin bagkanligmtyapti. Savagbittikten.sonra, idare ve politik be-
ceri alanlanndaki baçansmdan ötürü Kuzey italya'daAGIP'in saglam kalm1; kismmm idaresini
yüklendi. O günler AGIP (Azienda GeneraliItaliana Petroli) neredeyse yirmi yllhk bir geçmige
- sahipti. 1920'll yillann Fransa'smi õrnek olarak alan italyanDevleti sahipliginde blr rafineri gir-
keti kurmak ve bu girketimilli bir girket yaparak uluslararas1 girketlerleyangacakdüzeye getir-
mek için girigimegeçmigti, 1930'lu yillarin ortalarmda AGIP Ïtalya'daEsso ve Shell'le egit duru-
ma gelmigti.Ne var ki Italyadigmda hiçbir yerde tanmmlyordu.Bunu gören Mattei, büyük bir
enerjiyle ve politikadaki üstün becerisiyle, Italyanusulü ige girigti ve AGlP'i çok daha büyük bir
igletmeye dönügtürmek için kollari sivadi. Ne var ki bu, nakit para olmad.anbagarilamazdi ve sa-
vag sonu italya'sinakit para açligiçeklyordu.Sonundagereken para Kuzey Ítalya'mnPo Vadi-
si'nden temin edildi. Burada önemli miktarda dogal gaz kegli yapilmig ve bunun geligtirilmesiile
büyük kazançlar eldeedilmig,böylece AGIP'in Ìtalya'dabüyütülmesi ve denizagiri ihtiraslanmn
kargilanmasiiçin yeterli fon saglanmiçti.
1953 yllmda, Mattei, ihtiraslannin gerçeklegmesi yolunda büyük bir adim atti. O stralar
devlet idaresindeki çegitlihidrokarbon girketleriENI adi altinda (Ente NazionaleIdrocarbur) ye-
ni bir tegekküldebirlegmiglerdi.Geligmekte olan holding yapismdakibu tegekkülebüyük girket-
lerin yan kollan olan otuz alti igletme daha katilmigt1.Bunlar ham petrol, tanker ve benzin istas-
yonlarmdanemlakçilara, otel ve demiryollanndan sabuna kadar her daldan gelmig üyelerden
oluguyordu. ENI üzerinde hükümet nüfuzunun geçerli olmasi öngörülmügse de, çegitliigletme
irketleri (örnegn petrolde AGIP, boru hatti girketiSNAMve daha bagka girketler) otonom ola-
rak, ticarifirmalar gibi çaltytmlacakti. Buna kargin ENl'nin bagkam garip bir rastlantlyla, AGIP ve
tüm öteki igletme girketlerininbagkan ve bagkanlari tek bir çahislave aym gahisla EnricoMattei
ile tems.ilediliyordu. 1954'te Roma'daki BirlegikDevletler Büyükelçiligi'nin hayretle rapor ettig
gibi "Ìtalya'mn iktisadi tarihindeilk defa olarak hükümete ait bir tegekkülünfinans yönünden bu
denli istikrarli, lyi idare'içinde ve liderinden ba§ka hiç kimseye karç1sorumlu olmadigi görülüyor-
du." Raporun sonraki kismmda ENI'nin parlak bir gelecegeaday oldugu ve bunun "EnricoMat-
tei'nin pahslylakamtlanmig simrstz hirslara da açik oldugu" aynca belirtiliyordu.
Zamanla Mattei ülkede popüler bir kahraman, en çok tamnan ve görülen adam olmugtu.
Sava; sonu Italya'st için pahsmdaçok büyük hayalleri temsil eder olmugtu. Anti fagizm, ülkenin
yeniden canlandirihp, yeniden ingasi, bütün bunlan sadece kendisi yapan
"yeni
adam" kimligin-
de biri olarak görünüyordu.Aynca Ítalyanlar'a kendi petrollerini güvence içinde kendilerinin
saglayacagLna da söz vermigti, Italyakaynak balcomdan fakir olup, hem kendi noksanlanmn bi-
lincinde hem de askeri yöndeki degigimi gibi, kendi hatalarindan sorumlu tutulan bir ülkeydi.
Simdiise, Mattei yönetiminde, bu sorunlar,hiç degilse enerji ile ilgili olanlan çözülecegebenzi-
yordu. Mattei halkm kendisine kargi duydugu inanç ve gurura hitap edebilen ve halkin hayal
gücünden yararlanmasmi bilen biriydi. Onun döneminde Italya'mnbütün yol ve caddelerinde
AGIP tarafmdan,uluslararasi rakip firmalarmkinden çok daha büyük, çok daha göz alicive genig
yeni yeni benzin istasyonlan yapilmi tir. Su istasyonlarda lokanta bile vard1.

475
Söylendigine göre, Mattei kisa zamanda italya'ninen güçlü adami olmuytu. ENl kendine
ait il GiornoGazetesi'niçikarmaya baglad1. Agin sag ve agin sol egilimli birkaç gazeteyi satm al-
di, HaristiyanDemokratlar'a ve öteki siyasi partilere mali destek verdi. Mattei politikac11ardan
hoglanmadig1 halde, amacimn gerektirdigi oranda onlan kullanmaktan çekinmemigtir. Zaman
bag etmek tipki dikig ignesinden Süt sagmaya benzer" derdi.
"hükümetle
Zaman gikâyeteder,
Mattel Italyanca'yi tutuk, sikici, kaba bir aksanla konuqur, Ìtalyanpolitikacilanninhitabette gös-
terdiklerizarafetle kargilagtinldiginda konugmasi zaylf ve sönük kahrdi. Bu eksigine kar i onda
manyetik bir güç bulundugu, yaratiligindan çekicive inandinci oldugu, bu özelliklerini yogun
bir duygu ve içtenlikle kullandigt söylenebilir. Tüm bu kipisel niteliklerinin arkasmda itici, vol-
kan gibi tapan,kargi konulmaz bir enerji vard1. Çokseneler sonra, o günlerde kendisiyle çahymig
bir yardimcismin sözleriyle, çaliganbir kimse, onun ugrunda hiç tereddüt etmeden
"onunla

kendini atege atmaya hazirdi ve bunu niçin yaptigi da asia izah edilemezdi."
ENI büyüyüp geligtikçeMattei'nin kendine olan güveni de giderek artlyordu ki bu zaman
zaman aleyhine olmuytur. Bir defasmda Mattei, Hollanda Krallyet/ShellSirketi sorumlusu John
Loudon'le ögle yemegl yemek için Londra'ya gelmigti.Yemekte eski ve yeni, koskoca bir kuru-
lugla sonradan görme bir kurulug bir araya gellyordu. Loudon'un babasi olan Hugo Hollanda Kra-
liyet/Shell Sirketi'nin kuruculanndandi ve yüzyilm ortalarinda,uzun boylu, aristokratik oglu,
uluslararasi petrolün sadece en önemli lideri degil, aym zamanda en gözde diplomatlydt da. Lo-
udon'un insan karakterini degerlendirmede gagmaz bir yetenegi vardC O tarihlerde Mattei
Shell'den, girketinvermek istemedigi blr geyi alma pegindeydi. Yemekten amaç da zaten buydu.
Sonrakigünlerde Loudon, Mattei hakkmda gunlan söylemigtir: "O çok zor bir adamdi. Aynca
son derece bog bir kigi." Bu säzler en azmdan Loudon'in ve Shellmensubu meslektaglarimn gö-
rügünü yansitir. Yemegin bagmda, Loudon, görünügte masum bir ifadeyle Mattel'ye petrol igine
nasil girdigini sormuytu. Büyük bir girketyöneticisinin kendisini bu denli ciddiye alarak bu soru-
yu yöneltmesinden koltuklan kabaran Mattei, bütün yemek boyunca bir dakika durup dinlenme-
den tüm yaçam öyküsünü anlatmaya koyuldu. Loudon daha sonra göylediyecekti: "En sonunda
sira tatllyageldiginde Mattei bizden bir geyistedi. Bunu yapamazdik. Böylece konugmamiz sona
erdi." GerçiLoudon böyle söylemigti; ne var ki kaderde ondan tekrarhaber almak vardi.

Mattei'nin En Büyük Savaç1


Mattei'nin en büyük hedefi ENI ve italya'mnkendi uluslararasi petrol stokuna sahip olmasi,
Anglo-Saxonpirketlerinebagimli olmamasiyd1.Ortadogu ham petrolünün kiralanmasmda kendi-
yüksek sesle ve arallkstz olarak
"kartel"
sine pay istiyordu. Çekinmeden dedigi büyük girketlere
hücum edlyor, "Sette Sorrelle" yani Yedi Kiz Kardeg adini taktigibu ortak kuruluglara ve arala-
rindaki yakm igbirligine durmadan imada bulunuyordu: "Yedi.KizKardeg"dört Aramco ortagini
içine almiçti -Jersey (Exxon), Socony- Vacuum (Mobil), Standard of California(Chevron)ve Te-
xaco-arti Gulf, Hollanda Kraliyet Ye British Petroleum. Bunlarm tümü Kuveyt'te birbirine bag-
lanmlyti. (1954'te, Anglo-Iran, Ï. Dünya Savagi'nda kendisine bagladig girketkolunun adm1 ala-
rak ismini degiçtirmig ve British Petroleumolmuytu). Cerçektesekizinci bir kiz kardeg daha var-
di ki, bu Fransa'nm milli girketi CFP olup hem Yedi Klz Kardefle beraber irankonsorsiyumun-
daydi, hem de Jersey,Socony, British Petroleum ve Hollanda Kraliyet/Shell girketleriyle beraber
Irak Petrol Sirketi'ne baghydi. Ancak CFP "Anglo-Sakson" grubuna uymadigt için, Mattei onu
grup digietmigti. Mattei'nin bu kapsam11büyük girketlerden gikâyetininasil sebebi bu girketlerin
var olugu degl, daha çok kendisinin onlara dahil edilmemesinden ileri geliyordu.
Mattei hiç kugku yok kl., girket üyeleri arasma girmeyeçaligmigtt.Musaddik'm petrolü miß
lilegtirmesi sonucu büyük girketlerin Iran petro1üne koyduklan ambargoya titizlikleuydugu için,
rketlerin ve Íngilizler'in
ve Amerikan hükümetlerinin Musaddik'm dügügü sonunda olugturdu-

476
gu konsorsiyumda kendinin de bir yer hak ettigine inamyordu. Fransizlar Irak Üretim
Sirketi'ne
üye oluglari nedenlyle bu yeni lran konsorsiyumuna davetliydi. Dokuz bagtmsiz Amerikan girke-
ti de Amerikan antitröst yanlisi olduklan için davetliler arasmdaydi. Ancak bu sonuncular her-
hangi yabanci bir çikargözetmeyen ve fran'da üretim yapma diye bir istekte bulunmayan girket-
lerdi. Italya'yagelince hemen hiç kaynagi olmadigi ve Ortadogu petrolüne fazlastylabagimb ol-
dugu için davet edilmemigti. Bu Mattei'yi çilgtnadöndürmügtü. Sir firsat kollamaya ve intikam
almaya azmetmigti.
Hem aradigi firsati hem de intikam olanagmi 1956'da Süveygkrizinde adi geçen girketlerin
bu defa savunma durumuna dügmesi ve ingiliz güç ve nüfuzunun Ortadogu'dasarsilmasiyla
buldu. Bu durum bir bogluk meydana getirmiggibiydive Mattei bu boglugu doldurmak için ha-
rekete geçecekti. Mattei sömürgecilige kargi etkili hitabet yetenegi ve "emperyalizm"e
karyl
amansiz saldir11arlyla
petrol ihraç eden ülkelerin milli ateginin tatminindetam aranan adamdi.
Mattei bu defa Íran'la ve Sah'laciddi konugmalara yöneldi. Kanisma göre büyük girketler
-
kendi aralarinda evlilikler yapmada uzmanlagtiginagöre, kendisi onlardandaha lyisini yapip bir
adim önde gitmeliydi. Soruna hanedanlik açismdan yaklagtp Ítalya'nmIran petrolüne sizmasmi
saglayacakti.Bunun için hayal gücünü seferber edip karg1cinsten biriyle aceleevlenmek isteyen
bir Italyanprensesini Sah'la evlendirmeyi bile dügündü. Sah'mda kendisine konsorsiyumun sag-
ladigmdan daha büyük petrol gelirine acil ihtiyaci vardi. Musaddik'm megruiyet kazandirdigi
millileptirme hareketi, Sah'agörecelibir esneklik sagllyordu, Petrol üreten öteki ülkelerde imti-
yaz sahibi yabanc1 irketler toprak içindeki.rezervlerin hâlâ sahibiydi.Iran'da ise tam tersine
tüm petrol kaynaklari hükümetin elindeydi ve Sahda Musaddik kadar ülkenin petrol kaynakla-
rmm kontrolüyle yükümlüydü.
Mattei bu durumdan yararlandi ve 1957 ydmm ilkbahar ve yaz süresince Ïran'lao güne
kadar híç rastlanmamis, hem Ìran'1nyeni konumunu dikkate alan hem de Sah'inihtiraslarim
gözeten bir düzenleme hazirlamaya girigti. Sahbu plam hükümeti araciliglylakipiselolarak des-
tekledi.Anlagma kogullarma göre Milli IranPetrol Sirketi ENI'nin hem ortagi hem de mal sahibi
olacakti. Bunun anlami guydu: Pratikte Iran,çok klymetli
"yan
yarlya" düzenlenmesini boza-
cak, ENl'nin alacagi yüzde 25'lik kâra kargi,yüzde 75 kâr alacakti.Su arada J. Paul Getty ve di-
gerleri,ige girmede geç kalamn, bu oyuna katilmak için kârdan çok masrafyapmast gerektigini
anlayacaklardi.
Sahile Mattei arastndaki yeni anlagmamn kogilllari digarlyasizdikça petrol dünyastnm geri
kalan ülkelerinin kafasi lyice kançacakti. Iran'da ve Ortadogu'da kurulu durumdaki girketler,
Amerikan ve ingilizhükümetleri gibi, panige ugramigti. Mattei ne istiyordu? Bunu niçin yap1-
"italya'mn
yordu? Yeni anlagmanm sadece konsorsiyuma kabulünü saglamak için girigilmigbir
antaj gekli" oldugunu dügünenler bile çikti. Kendisinin salm almmaya istekli bir imaj yaratma-
smdan Mattei hiçbir huzursuzluk duymuyordu. Bunun az bir parayla, örnegin, fran konsorsiyu-
mundan yüzde 5, Aramco'dan yüzde 10'la çözümleneceginiagzmm içinde geveleyipduruyor-
du. Sirketler anun bu denli cüretli taleplerikafgismda gokeolmugtu. Enrico Mattei'nin talepleri
hiç de ucuza gelmiyordu.
Mattei ile beraber çahymakonusu da gûndemdeydi. Sir Ingiliz sorumlunun 1957 Mart
"italyanlar

aymda belirttigi gibi o veya bu gekildeOrtadogupetrolü için pazularmi kullanmaya


kararliydi. Kigisel görügünegöre, ki bunun petrol girketlerince hos kar 11anmayacagmdan emi-
nim, British Petroleum, Shell ve Amerikalilar Italyanlar'akonsorsiyumda bir yer bulsalar lyi olur
inancmdaylm, bence bu Ortadogu'da deli gibi dolanmak için Ítalyanlar'a firsat tammaktandaha
az tehlikelidir."Ne var ki bu görüskesin olarak azmliktaydive ragbet de bulamadi. Baçka bir so-
rumluysa gunu söylemigti:"Sinyor Mattei güvenilir bir kigidegildir. Onunla aym fikirde oldugu-
muzu ima edersek megalomanisini daha da körüklemig óluruz ki bunu asia istemeyiz." Gerçek-
ten de kamuoyunun genel egilimi Mattei'nin konsorstyuma ahnmamasi yönündeydi; çünkü all-

477
nacak olursa önce Belçika girketi Petrofinahemen kaplya dayanacak, onun arkastndan da çegitli
Alman petrol girketlerive kimbilir daha bagka hangi girketler aym geyiyapacakti. Aynca, temel-
de de Mattei ile beraber çaligmak olanaksizdi. Sonunda yirmi bege yetmig beg anlagmasmi dur-
durmak için elden gelen her ikna mekanizmasma bagvurmaya karar verdiler.
·

Amerikalilar ve ingilizlerIran hükümetine ve Sah'akarglyd1ve yanya" ilkesinin de-


"yari

gigtirilmesinín "Ortadogu'nun istikranm ciddi gekilde bozacagl, bu istikrarda yanlibir karar ola-
cagi" kanismdaydi. Bu yüzden ilgilí devleti bu konuda ve aynca böyle bir tutumun Avrupa'nm
petrol durumu için de sakmcall olacagt konusunda uyardilar. ÌtalyanDigigleriGenelSekreteri,
Mattei'nin kazandigi büyük güç ve bagtmsizliktan hiç hognut olmadigmdanbüyük bir gizlilik
içinde ve híçbir gekilde digariya sizmamasikoguluyla ingilizler'eMattei konusunda çok sert dav-
ramlmasim söyledi, Gerçektende Genel Sekreter'in bu istegl normal kanallar tarafmdandiganya
rapor edilmeyecek kadar gizli tutulmugtur.Genel Sekreter,onunla herhangi bir anlagmaya var-
mak için gösterileceken ufak bir iyi niyet isteginin, hatta nezaket gösterisininMattei tarafindan
zaylfhk igareti" olarak kabul edileceginisöylemigti.
"bir

Ne var ki ona kargiyapilan tüm itirazlar boga gitmigti.1957 Agustosu'nda Mattei, planmda
bir hayli yol kat etmig durumdaydi, hatta kendisinin Tahran'da bulundugundan bile kugku duy-
mak için epeyce sebep vard1.Ingiltere'nin franBüyükelçisi'ninTahran'dan gönderdigi raporda
gunlar bildirilmigti: "ItalyanElçiligiönceleri onu gözaltindatutuyerdu. Ancak biz onun burada
oldugundan emindik. Su yüzden ben cumartesi gecesi bir gansdenemesi yaptim ve atimi Gul-
hak'tan Italya Elçiligi'nin yazlik ikâmeti olan Farmanieh'ye sürdüm." Burada Ingiliz Büyükelçi-
si'nin kargilaçtigtkimse Enrico Mattei'nin ta kendisiydi. Hazret bir agacm altinda oturmug, elin-
deki viski.sodayi yudumlayarak günün yorgunlugunu çikanyor,neye ile o gün kazanmig oldugu
zaferi kutluyordu. ÇünküÍran'laolan anlagmay1tam o gün imzalamigti. Mattei o gün lyi bir gü-
nündeydi ve hiç çekinmedenkonuguyordu. Susözleri söylemigti: "AGlP anlaymasmda gizli sak-
11bir gey yok. Artik bu anlagma bütünüyle kamu malidir." Bu sözlerden sonra Mattei ortaya bir
tez atip qunlarisöyleyecekti: "Ortadogu gimdi endüstri kitasi Avrupa'mn Ortabatisiolmayolun-
dadir." IngilizBüyükelçisiraporunun sonlarmda "Mattei'nin hiç kugku yok büyük tuvalebüyük
darbelerle yuran ve büyük f1rçakullanan biri" oldugunu ilave edecekti.
Kendi iç çevresinekary Mattei, büyük girketlerin tepkilerinedeginirken çeligkiliifadeler
kullanirdi: "Bize Iran'da ufacik iki yer verdiler, herkes bu konuda kiyamet kopard1" demigtir. Ki-
yametin neden koptugunu kugkusuz kendisi çok iyi biliyordu. 2amanla ENI ve Iranarasmdaki
ortakhginpek fyi yürümedigi ortayaçikti ki bu anlagmadan ötürü degil, jeolojiknedenlerden ol-
mu tu. Ortakligmgeçerlioldugu yerlerde önemsenecek miktarda ticaripetrol bulunmadigi anla-
gilmigtl. BöyleceIran'a girmekle, Mattei'nin Italya'mnkendi garantili petrolüne sahip olma rü-
yast gerçeklegmedi.Yine de hayal ve ihtirasmm en azindan bagka bir yönünü gergeklegtirmigti
denebillr; yanya" ilkesini delmeyi, böylece, "YediKiz Kardeg" gücünün dayandigina inan-
"yan

digt temelibir hayli zaylflatmayt bagarmigti. 1957 Agustosu'nda Íngiltere'nin Tahran'daki elçiligi
bu durumdan kaygi duyarak ülkesine qu raporu gönderiyordu:"Birtakim kelime cambazhglyla
Sahve bakanlan yalanct bir masumiyet perdesi altmda bu anlagmahâlâ geçerliymiggibidavram-
-yor. Ancak gerçekgudurki biz hepimiz yan yariya anlagmastmn kesinlikle ve kaçimlmaz gekilde
ölmüç oldugunu biliyoruz."

JaponyaOrtadogu'ya Giriyor
Italya,Ortadogu petrol tablosundayet almakisteyen tek endüstri ülkesi degildi. Japonyada pet-
Tole kargi agin duyarhydi. Bu hem tarihinden ötürü hem de olaganüstüiktisadi tirmampimnbag-
larmda hemen tamamen ithal petrole bagimli oldugu zamandaki konumundan ötürü böyleydi.
Süveyg krizi Japonya'ylbüsbütün sinirli bir ülke yapmigtl.Japonyada kendine ait güvencelipet-

478
rol sahibi olmak istiyordu. Bu ara özel sektör ve kamu sektõründen birçok ana politikakomis-
yonlan olugturuyor, bundan gu sonuca vanyordu: Yerlikömür sanaylini.korumakiçin her türlü
çabagösterilecek, ancakJaponya'mn en önemli yakit kaynagiithal petrol olacakt1.Ne var ki Ital-
ya'ya giren petrol akimi çogunlukla,Amerikan ve Ingilizgirketlerince ve kendi Japonkollannca
veya yeniden çah;malarmabirkaç yil evvel tekrar izin verilmig, uzun sözlegmelibagimsiz Japon
rafineriferince çogunlukla kisttlamyordu.
1957 ilkbahannda, tam Süvey;olayimnsona erdigive Mattei'nin fran'layeni ortakligmi
kurdugu sirada, ortaya bir haber yayild1ve bir Japonpirketlerkonsorsiyumunun Suudiler'den
ve Kuveytliler'denTarafsiz Bölge açiklarmdapetrol aranmasliçin imtiyaz alma peginde oldugu
meydana çiktt. Bu gerçekten çok cüretkâr bir manevraydt; çünkü ayni bölgede Shell, British
Petroleum, Gulf ve Jersey'denolugmuy çok güçlü bir grubun da aym aramay1 yapmak istedigi
biliniyordu -
Japonlar'abu girigimiyapma fikriilk olarakItalya'da,bir tren yolculugu strasmda dogmug-
tu. JaponGeligtirmeBankasi mensuplanndanbiri trende rastlantlyla bagka bir Japonigadamma
rastlayacak, ondan bu adamm Ortadogu petrolühakkinda bilgisiolan kipilerle dost oldugunuög-
renecekti. Japonya'ya döndükten sonra, bankac1 trende rastladigtadamla konuçtuklarml-babas1
Taro Yamashita'ya nakledecekti. Yamashitamütegebbis bir igadami olup, II DünyaSavagi'ndan
önce Mançurya'da Güney Mançurya demiryolu mensuplan için kiralik
ev inga etmig,bundan
bir servet kazanmigti. Savaçtan sonra, Japonya'daki iq iligkilerinden bagka, politik gahsiyetlerle
büyük çaptayakinhk kurup onlarla iq yapmigti.Oglunun sözleri ona blr fikir vermigti; hayalinde
konsorslyumu kurdu
-ki

bu sonradan Arabistan Petrol Sirketi admi almigttr- finans konumunu


ayarladi ve Japon hükümetinin takdirve destegini kazandi... Ne var ki bütün bunlarm gerçek-
legmesi gerekiyordu;kattlimctgirketlerdenhiçbiri petrol sanayii konusunda içe
yarar deneyime
sahip degildi.
Ancak, kurulu girketierive batill hükümetleri asil endigenlendirenbu deneyim noksanligi
degildi. Onlar daha çokJaponlar'inbu ige sizipbüyük bir suç iglemelerinden, ÍngilizDigigleri'nin
"yan
yanya" dedigi anlagmayi bozmalanndan korkuyordu. Hiç kugku yok, Mattei'nin yaptigt
"ortakhk"

anlagma adi altmda bir hitabet salatasiylayan yanyayi bir incir yapraglyla örtmügtü:
"Yanyanya", hiç degilse ilke olarak, kutsalmig gibi tartigmadanuzak tutulmayacakolursa, gir-
ketler ve hükümetler arastnda tutarli iligkiler hangi temele dayanabilirdi? Öteyandan, prensibi
bozmamn diç1nda, daha bagka hangi yolla Japonyagibi yeni türemigve kurulu girketlerinmali
gücünden yoksun bir ülke Ortadogu'yagirebilirdi?
Bunlann saptanmasi için Japonlarilk olarak Suudiler'lemüzakereye girigti.Ancak Suudiler
ödemelerin kisa.vadeli büyük taksitlerleyapilmasmdaisrar edlyordu.
Japonlarise küçük serma-
yeli bir ülkedendi ve ellerinde bu ödemeleri kargtlayacak para yoktu. Bu defa Suudileryeni bir
teklif getirip,Japonlar'inkendi alacaklannda yüzde 50'nin altma razi olmalan koguluyla pegin
ödemede indirim yapacaklanm bildirdiler.Birçok tartigmadansonra
Japonlarsadece yüzde 44
alip, Suudiler'eyüzde 56 birakmayi kabul etti. Aynca,Suudiler, girketin petrole rastlamast halin-
de bundan da hisse alacakt1.
Yapilan anlagmanmkogullan Amerikan ve Ingiliz girketlerininkulagina ulagtiginda, derhal
alarm çanlan çalmayabagladi. Bu Ortadogu iligkilerinin tüm yapismin tehdit edilmesi anlam1-
naydi. Ancak ne yap11abilirdi?Acaba Londra ve WashingtonJaponlar'a kargi protestoile mi yanit
verselerdi? "Digigleri'nde egemen olan dügünce Japonlar'adogrudan yaklagmakla bir gey elde
edilemeyecegl merkezindeydi." Bu bir D1 igleri sorumlusununifadesídit Aym sorumlu punlan
da söylemigtir: "Kendilerinedogrudan yaklagildiginda tutumlan-guolacaktir:Kurnaz davrandik-
lan anlagilacak ve yan yanyay1 hozuglannihiçbir anlamagelmeyenbin türlü diplomatik özürle
geçi tireceklerdir."
Acaba Japonhükümeti projeye verdigi destekten çekilmeye ikna edilebilir miydi? Bu

479
l

mümkün degildi; Japon kabinesi projeye olan baglihgtni bir kez daha teyit etmigtibile. Suudi-
ler'e gelince,onlar da anlagmadan hognuttu. 1957 ylh Ekim ayi baglarinda KralSuud Kuveyt
Emiri'netelgrafçekerek "Bizimle irket arasinda bir anlagmaya vardik. Simdi JaponlarKuveyt'e
gelmek için çagn bekliyor" demigti. Emir de gönderdigi yamtta göyle diyordu: "Her ikimiz de ül-
korumaya hiç güphesiz kararhyiz ve ümit ederim ki, Allah'm izniyle, lyi
kelerimizin çikarlanm
bir firmayla temasageçme çabamizda baçanli olacagiz." Bundan lasa bir süre sonra anlagma im-
anlagmayavardi. Kuveyt anlagmada Suudiler'e öncelik
zalandi. Kuveyt de Arap Petrol Sirketi'yle
tan2maklakendini korumaya almly, bunun da kargiligthemen görülmügtü. Suudilergelirinyüz-
de 56'smi alirken Kuveytliler bir puan daha üste çikip yüzde 57yi almayt baçarmigti. Ancak za-
manla aradakibu egitsizligi Suudilergidermigtir.
Arabistan Petrol Sirketi kly1 açiklannda kazi faaliyetine 1959 Temmuzu'nda bagladi ve
1960 Ocak ayindada ilk keyfini yapti. Bu keyif üzerine Suudive Kuveyt hükümetlerinin her bi-
ri girkettenayri ayn yüzde 10 hisse aldtlar. Arabistan Petrol Sirketi'nin kendine ait hiçbir ç1kly
kapist olmadigmdan bu 14Japonya'nmUluslararasiTicaret ve Sanayi Bakanhgt'na verildi ve ba-
proje" olarak ele alip,Japonrafineriterinin dengeli bir baz üzerinden petrol
"milli
kanlik konuyu
almalarmisagladi. Japonyasermaye yönünden çok fakir olmakta devam ediyor ve ekspertiz yö-
nünden yetersizkahyorsa da, Japon halkmm gözündeArabistan Petrol Sirketi'nin, bir süre lçin
bir yeri olmugtur. Japonya çogunlukla sava; sonu yillarda geligtirilmig o lan.sisteme bagli kal-
ayn
migt1. Bu büyük girketlerin eliyle d1;ardan gelen petrole bagli bir sistemdi. Ancak sadece Arabis-
Japonya'ya bagimsiz kaynakh petrol veriyordu. 1960'll y111ann ortalarinda bir
tan Petrol Sirketi
itket, Japonya'nintüm petrol mevcudununyaklagikyüzde 15'ini kargilar olmugtu.

Amerikalilar Bile...
Milliyetleri ne olursaolsun, Ortadogu karmagasina girmekisteyen devletler, hatta Amerikan gir-
ketleri bile bu tarihten baglayarak daha yüksek flyat ödemeye ve yeni bazi geleneklere uymama-
ya mectur tutuldu. Standard of Indiana Sirketi, uzun zamandan beri, 1932 BüyükDepresyon
yllmda Venezuela'daki üretimi Jersey'e sattigt için pigmanhk içindeydi. Simdi1950'lerînsonun-
da, Indiana Sirketi de Amerikan girketlerininyayilmahareketine katilmay1 ve bir kez daha de-
.
operasyonlar için nerede gans varsa orada ara-
"kârli

nizlere aç11tp,hissedarlara söylendigi gibi


mayt" karar altina allyordu. Evde kahp beklemek çok riskliydi.
1958 yllmda Iran ile çarçabukprensipte anlagma öngören bir mukavele yap11di,bu, Mat-
tei'nin yetmig bege yirmi beglik ortak anlagma çerçevesilçinde bir anlagmaydi. Fakat sadece In-
diana anlagmaya katilmak için aynca çok büyük miktardabir peçinödeme de yapmigti. O siralar
"devammi",
diger bir
Sah,konuklarmdan birine konugma sitasmda açikladigi sözlerle neslinin
deylgle ona bir erkek veliaht vermeyi bagaramayan egini yeni-bogamigt1. Bu konugun görügüyle
yönden yol kavgagmda duran bir adam
"duygusal

Sah,boganmasmdan hemen sonraki günlerde


gibiydi... Çokhassas, duyart bir ruh hali iÇinde,gerçektensamimitek bir dostu bile olmayan,
çok az sayidayakml olan yalmz adam... Eu yüzden kendisini büsbütün iglerin içine gömmüg-
tü." Bu durumda Standard of Indiana anlagmasma yeni bir karakter kazandirmanm, Sah'm,du-
rumunu koruma ve konsorsiyum ve büyük girketlerle mücadelesinden yararlanmanm tam za-
mamydl. Ne de olsa Indiana Ítalyantüredisibir girket degildi. Köklü, saygm bir Amerikan girke-
tiydive Rockefeller'in Standard Oil SirReti kökenli en gözde, mümtaz ve teknoloiikyönden ge-
ligmiggirketlerden biriydi. Öngörülenanlagmanm önemini vurgulamak istercesine Sah,kigisel
olarak Indiana BagkaniFrank Prior'un imza için uçakla Tahran'a gelmesindeisrar etmigti.
Sahilk toplantlytdengeyi alabora eden gagtrtic1 bir konu§mayla açtl. Konugmasmda göyle
demigti: "Sunu bilin ki, biz Arap degiliz. Biz Aryan 1rkmdaniz
ve sizinle ayni Irktamz, çok ganh
bir tarihe sahlbiz. Çokgururluyuzdur."
480
I y

Indiana bagkam, göyle yamt verecekti: "Evet, majesteleri, biz bunu billyoruz."
Böylece Sah'mgururu okganmig olarak müzakerenin geri kalan kismi gayet olumiu geçti
ve anlagma,daha sonra öteki petrol girketlerininferyadi pahasina da olsa, hemen oracikta imza-
landi. Indiana Sirketi,ENI'nin yapamadigml yapmig, Iran Körfezi'nde Harg Adasi güneyinin
açiklarmda baglad1|þaramada bir hayli petrol bulmugtur. Bu bölgeye, Sah'abir jest olarak, eski
ÍranKrall Darius'unismi verilmigtir.Bundan hemen sonra Sahíkinci evliligini yapmigve yeni egi
bir erkek varis dünyaya getirmigtir. Böylece Sahneslinin
"devamhligt"ni

saglamigtl.

Nasir Yükseliyor
Büyük petrol girketlerinekarpt milli suçlama kampanyast yürüten tek adam Sahdegildi. Bütün
Ortadogusathinda nasyonalizm tam bir koro olugturuyordu ve bunun itici gücü de Nastr'di. Sü-
vey; onun için büyük bir zafer olmuy, bir Ortadogu ülkesinin sadece
"emperyalist"

girketlere
kargi zafer kazanmakla kalmayip aynt zamanda Bati hükümetlerinin gücüne kargi da zafer kaza-
nabileceginikamtlamlytt. Musaddik'm sebep oldugu küçültücü durumu unutturmugtu. Simdi
de Nasir, hatin saylbr bir teknololikbulug olan, ucuz fiyatli transistörlüradyo arac1hgiylabagtan
baga tüm Arap dünyasmdaki zavalli kütlelere yüksek tonlu sesiyle hitap edlyor,bu onu her yer-
de bir kahraman yaplyordu.
1958 yilinda, Nasir'in bagtnda zafer çelengine bir yaprak daha ekleyen yeni bir olay daha
oldu: Misir sonunda o güne kadar kararsiz Ve güphecidavranan SovyetlerBirligi'ni kandirmig,
Assuan Baraji'n1 inga için gereken fonu vermeye ikna etmigti. Ayni yll içinde, Nasir prestijinin
bir sembolü olarak Suriye,BirlegikArap Cumhuriyeti'nin kurulmasi için Misir'a katildi. Bu, gö-
rünügte Nasir'm Pan-Arabizm hayalinin gerçeklegmesinde ilk adimd1.BirlegikArap Cumhuriye-
ti görünüge göre Ortadogu petrolü için gerekentransityollara egemen iki ülkeyi bir araya getir-
migti.Bunlar Misir'da Süvey; Kanali, Suriye'deise buradan geçen Suudive Irak boru hatlandir.
Böylece Nasir, en azindan teorikolarak tek bagma ve gerçekten bu petrolün çogunuisterse imha
etmekle tehdit edebilecek konuma gelmigti. ingiltere'nin Irak'taki Büyükeiçisi'nin deyimiyle
Nasir'm hâkimiyetine" karçilik vermek için ÍranKörfezi'nde acele Irak boru hattari in-
"bogucu

a etmek ve aynca körfezdeki Fao'da bir ihracat terminalikurmak için müzakerelete girigildi.
Ancak hemen sonra ingiltere'nin bölgedeki ve özellikle Irak'taki durumu kötülegip tam bir fela-
kete dönügecekti.
Üçylldan beri Nasir Irak'a ve Hagimiler'e karp çok kinci bir propaganda savagi sürdürüyor-
du. Hagimiler L Dünya Savagi'ndansonra Bagdat'ta Büyük ingiltere'ninicat ettigt tahta oturtul-
muy, sirtml Ingilizdestegine dayamig bir Kral ailesiydi. 1958 Temmuzu'nda, askeri darbe hazfr-
hgLnda olan
subaylar emirlerindeki kuvvetlere eski bir öyküyü yineleyerek silahlanip Israil üzeri-
ne yürüme emri verdiler. Bunu komutanlannm istedigini söylemiglerdi.Askerleri ayaklanmay1
ikna etmek, desteklerini almak için bu kadan yeterliydi.O günleri izleyen aylarda yapilan darbe
hareketi ortallkta tam bir dehget ve vabget rüzgân estirmigti. Sokaklar ellerinde Nasir'm dev fo-
tograflanmtagiyaninsan kalaballklarlyla dolmugtu, yanlannda gezdirdikleri köpekler Kral ailesi-
ni temsil ediyordu. Kral IL Faysal saraya hücum eden kuvvetlerce yakalamp kafast kesildL Veli-
aht Prens ise vuruldu, elleri ve ayaklan uçurularak, kaziga vurulup gebir lçinde dolagtinidi. Ta-
mnmayacak durumdaki vücudu, öteki bazi saray görevlilerinkiylebirlikte önce sokaklardasü-
rüklendi, sonra da Savunma Bakanligi'nm balkonundan apagt sarkittldL Bati yanlisi olarak tam-
nan BagbakanNuri es-Saidise kadin kiyafetine bürünmüg olarak kentten kaçarken yakalanip he-
men orada halk tarafindan linç edildi. Onun vücudu da sokaklarda sürüklenecek ve sonra üze-
rinden defalarca bit otomobillegeçilip, cesedi yamyasi olup tantnmazhale gelinceye kadar bu
devam edecekti.
Bu olaydansonra iktidara gelen yeni Bagdat hükümeti Irak Petrol Sirketi üzerinde derhal

481
I
I

kapsamh degigiklikler yapilmasim talepetti. Bagdat'taki kanli darbe bölgedeki hemen tüm hükü-
metleri korkutmug, dehgete bogmugtu. Görünüge göreOrtadogu'da Nasir-enbüyük kuvvet ola-
rak egemen olmaya mahkûmdu.
Giderek parlayanArap milliyetçiliginin odak noktasi petroldü. 19501 yillarm bagindan be-
ri, yari resmi dilde "Arap Petrol Eksperleri" denen kipilerarasindabirçok toplantiyapilmig, te-
maslarda bulunulmugtu. Önceleribu toplanti ve temaslanngerçekkonusu israil'e kargi bir pet-
rol bloku kurmak ve bunun kara liste ve benzer yollarla uluslararasi girketlereuygulanmast gibi
izlenecek ekonomik geligmeydi. Ancak,zaman geçtikçe,gündemdeki maddeler daha genig çer-
çevede ele almdL Misit bir petrol ihraçatçisi olmadigt halde Nastr bu tür toplantilankendisini
"sömürgecilik"

petrol politikastna dogrudan sokmak için kullandi. Hükiimranhk ve konusunu


durmadan igleyerek kamuoyu olugturma ve halki yöndendirme yellan aradi ve petrol üzerinde
istedi. KonuiTiunu daha iyiye götürmek için
ve körfez ülkeleri üzerindeki nüfuzunu pekigtirmek
söz ediyordu. 1957 ilkbaharmda Arap Petrol Eskperlerinin Mi-
"yok"lardan
çok
"var"lardan

sir'da yaptigi özel bir toplantidadelegeler içte bir rafineri tesisikurma ve Akdeníz'de de bir Arap
tanker filosu ile Arap boru hatti yapma teklifindebulundulat Aynca Ortadogu petrol üretimini
idare edecek, gelirin artmasmisaglayacak ve mevcut petrol girketleriningücünü dengeleyecek
konsorsiyum" yaratma konusu ele almmigti. Delegeler
"uluslararasi
kurul" veya
"uluslararasi
bir
bu toplantidabir Arap.ekspertiz ve teknik beceri heyeti kurma ihtiyacim da vurguladt Arap-
lar'm mistik mizaçlanna bunun lyi gelecegini dügünmüglerdi.
Kuvvetli Arap milliyetçiligiruhunun hedelleri ve bu toplantidakonuqulanlar büyük girket-
leri aparak battli uluslarakadar duyrulmugtu. Suudi Arabistan'dan Abdullah Tariki"Petrol bütün
silahlar içinde Araplar'm çikarabilecegien kuvvetli silahtir" beyamnda bulundu. Arap delegeler
artik sahip olduklan gücün bilincindeydi ve sanki bunu kutlar gibi, Süvey; Kanall'mn Misir
kontrolü aftmda,yeniden açihymdan sonra, kanaldan geçen ilk tankerlerininsüzülüp geçmesini
gözleyipbuna tamkoldular.Bu gemi Tarafsiz Bölge'denJ. Paul Getty'e petrol taç1yordu.
Yine de konsorsiyum veya petrol ihraç eden hükümetler için bir organizasyon kurulmasi
konusunda delegeler arasinda geçen konugma, bunun henüz sadece Arap dünyasmi ilgilendir-
mesi nedeniyle glzlitutulmugtu.Konunun gerçeklegmesi için öncelikle Venezuelave Íranbagta .

olmak üzere öteki büyük üreticilerin de katilimi gerekiyordu.


Ayrica, hiç kugkusuz Juan Pablo Pérez Alfonzo'nun yapici rolüne de ihtiyaç
vardL

Juan Pablo Pérez Alfonzo


1948 yllinda, yariya" ilkesinin kotarilmasindan hemen sonra, Venezuela'daki yeili demok-
"yari

ratik hükümet yerine askeri bir diktatör olan Albay MarcosPérez Jiménéz'inhükümeti geçmig-
ti. Onun rejíminde petrol üretimi olaganüstü bir hizla artmig, 1957de iki katina çikmigti.Ancak
Pérez Jiménéz'everilen destek giderek zaylflaylp, 1958 Ocak aymda bu diktatörlük rejimi çöke-
olacaktL
cek, böylece Venezuela'da demokrasi yolu yeniden açthp, ülkede demokrasí egemen
Yenihükümetin liderlerinden çogu 1940'larm demokratik h"ükümetinde görev yapmig tanmmig
gaÈsiyetlerdi ve böyle olduklan için Pérez Jiménéz'in sürgününden gelen savag k1demlileriydi.
YeniDevlet BagkamRomulo Betancourt 1945 ihtilal cuntasmm bagl olan
adamdL Sürgünde ge-
çirdigi yillarda sadece Pérez Jiménéz'in ikna yetenegi yüksek bir muhalifi olmakla kalmamig, ay-
elegtiriciligini yapmigti. iddiasmagöre bu
m zamanda uluslararasi petrol girketlerinin de ategli
girketlerin yakmhklan
"diktatörlükle
olan Venezuela'yl Gomez diktatörlügünün karanhk günle-
rinin temsilcistbir petrol fabrikasma döndürmügtü."
Yine de Betancourt ve arkadaç]an 1948 darbesinden lyi bir ders
almiglardL Demokrasiye
bagh politik çevredekoalisyonu ve birligi korumak ve öteki girketlereve onlann gikarlannakar-
dahil, hem sag hem de
gi çikmamak gartti.Birinciyll içinde yeni hükümèt komünist gerillalarda

482
sol kesimlerden gelensaldinlara muhatap oldu. Pérez Jiménéz'eEisenhoweridaresince gösteri-
len dostluk yüzünden ülkede büyük bir Amerikan dügmanhgt egemendi..Nitekim, 1958 ylhnda
ülkeyi ziyareteden Bagkan Yardimcisi Richard Nixon,.konvoy egliginde havaalanmdan gelip Ca-
racas'a girerken,gözü dönmüç bir insan kalaballginin Saldinsma ugay1p, yaralanma,hatta öldü-
rülmenili egigine gelmig, canmi zor kurtarmigtt. 1960 yllmda da bizzat Betancourt benzer bir
ölüm tehlikesiatlatmig, bir suikast girigiminde arabasinakonulan bombamn patlamaslyla,vücu-
du feci gekildeyanmigti. 1948 darbesi gimdizihninde bütün canliliglyla yaçadigiiçin Betancourt
ihtiyatli davranlyordu. Petrol girketlerini her ne kadar protesto edip kinlyorsa da, yine de onlara
muhtaçtt. Söyledigi gibi
"kendisi

ve arkadaglan hayalci birer romantik degildiler." Sirapetrol ko-


nusuna geldiginde Betancourt'un ilk bagvurdugu kipi Juan Pablo Pérez Alfonzo idi. O da realist
bir kigi ve gerçekten dikkatli pragmatik bir analist oldugu halde, aym zamanda son derece hop-
görüsüz, kendi kendlyle yetinen bir moralistti. Tutku yönünden politikacilanndegil, entelektü-
ellerin ihtirasma sahipti.Yantnda çaligmigbir Venezuelall Alfonzo için göyledemigtir: "Demir gE
bi iradeye sahip bir adamdi.Yine de konugmast yumugak ve neredeyse manastirda yagayan bir
kipininki gibiydi."
Caracas'invarlikh bir ailesinin ogluolan Pérez Alfonzo, Baltimore'deki Johns Hopkins Üni-
versitesi'nde tip tahsil etmig, sonradan Caracas'a dönerek aynca hukuk ögrenimi yapmigti. An-
cak ailenin iflasi üzerine, 10 kardeginin en büyügü olarak kendisini ailenin sorumlusu görmüg,
bütün yükü üzerine almigtt. Geçirdigi bu deneyim onu derinden sarsmtytt. Eu yüzden kendini
korumaya ve planlamaya adayacak, bunlar o günden sonra karakterinin bir parçasi olacakti.
1932 yllmda evlendigi zaman, daha o günden kalipsal kural ve yarylara kargi ç1kmaylögrenmig-
ti. Evlenme töreniniyeteneksiz ve apagilikbiri olarakgördügü Caracas'm bilinen yargicmm yap-
masina izin vermemigti. Su yargict reddeden Pérez Alfonzo egiyle birlikte bir köye gidip oranin
yerel yargici tarafindanevlendirildiler. Gomez rejimisona erdikten sonra, Betancourt ile igbirligi
halinde ÇallganPérez Alfonzo, Bagkanlar Odasi'nda muhalefetin petrol endüstri eksperi olarak
göze çarpar. 1945 yllmdan baglayarak önce ihtilal cuntasmda, sonra da demokratik hükümette
Geligtirme Bakanligi yaptL Bu görevlerdeyken Venezuela'mn kârlarm yüzde 50'sini gerçekten
almasmi garantilemekiçin 1943 yasasinm noksanliklanm gidermeyeve endüstri üzerine daha
büyük kontrol konulmasma çaligmigtir.
1948 Kasim1'ndaPérez Alfonzo BirlegikDevletter'in Caracas'taki Bilyüke1çisi'nden bir te-
lefon çagristaldi. Büyükelçi, Pérez Alfonzo'ya bir darbe hareketinin gelmekte oldugunu bildiri-
yor ve konukseverlik göstererek Pérez'e Amerikan EIçiligi'ne sigmabilecegini duyuruyordu. Pé-
rez Alfonzo telefondabir an için dügünüp durumu degerlendirdi ve sonra da Büyükelçi'ye
"ha-

ytr" yanttini verdi. Igioluruna b1rakmaya kararliydt; bu amaçla ögle yemegi için eve gidip bekle-
meye koyuldu. Kisasüre sonra da tutuklanipcezaevine atildi. Ilerdeki günlerdeallesiyleçakala-
ip onlara bakanlik günlerinde çok fazla çaligipyoruldugunu, bu nedenle cezaevinin kendisine

bir tatil, bir dinlenme f1rsattverdigini söyleyecekti. Ne var ki bu aslmda çakagötürecekbir konu
degildi; cezaevinde sert muamele görmüg,yalnizligaterk edilmigtL
Sonuçtayurtdigma sürgüne gitmesineizin verildi ve günlükpolitika sorunlanndan bezmig
olarakülkeyi terk etti. Ailesíne bir daha asla aktif kamu görevine girmeyecegine söz vermigti. Ilk
olarak Washington DC'deki WesleyHeightsbölgesine yerlegti. Burada allesiyle birlikte Cara-
cas'taki evlerinden gelen kira ile yaçamaya çaligti.Bu arada zamanmm bir kismimsürgünde ya-
y1mlanan gazetelere makaleler yazarak ve biraz da agag oymaciligi yaparakgeçiriyordu. Ancak
her geydençok kendisini petrol endüstrisiincelemesine vermigti. Kongre Kütüphanesi'nin en
devam11okuyucusu olmuqtu. Abone oldugu dergileri bagtan sona okuyor, Forbes, Fortune ve
Nation ile Oil and Gas fournalda okunmadik tek bir satir birakmlyordu. Aynca epeyce zaman
ayirdigt diger bir ugrag da kendisini özellikle büyülemig olan bir kurum üzerinde inceleme yap-
makti. Bu Texas'ta ve dolayislyla da ülkede, 1930'larmbaglarmda petrolünvarilinin on sentten

483
i
J

satildigt en karanlik günlerdepetrol üretimini düzenlemeye baslayan Texas Demiryolu Kuru-


mu'ydu. Washington'ta sürgünde geçen birkaç yddan sonra, Pérez Alfonzo parasiz kalacak ve
ailesiyle birlikte MexicoCity'ye tagmacakti.Tagmmasmm bagka bir nedeni çõcuklarimn Ameri-
ka'da uzun süre kalmaktan Amerikanlagmasi endigesiydi.Onlarm bir gün mutlaka Venezuela'ya
döneceklerini varsaylyor, fazla Amerikanlagirlarsa uyum saglamamalarmdan kotkuyordu.
1958'de bir gün Venezuela'da diktatörlük devrildi. Pérez Alfonzo'nun egi onun hükümet-
te yer almastna karplydi. Kocasma yalvararak bir daha aktif görev almamasmi istedi. Ne var ki
Betancourt onun Caracas'a geri dönüp Madenler ve Hidrokarbonlar Bakanhgi'nl almasiiçln is-
rar edecek, Pérez Alfonzo da ona uyacakti.Caracas'a döndügünde bu kentin on yll önce kaçar-
ken biraktigt ayni kent olduguna inanmakta zorluk çekti. Petrolden gelen gelirlerle Caracas çok
daha zenginlegmig, canlihk kazanmigtl.
Ne var ki Pérez'in gördüklerine kargi tepkisi olumlu olmamigti. Demek ki petrolden gelen
zengmlik, çok çaligmanm degil, doganm ve politikamn bir armagantyd1. Kendisi zenginligi bu
gekildeyorumluyordu. Çokgeçmeden de kendisince tehlikeliolan bu sonucu dogrulayan bir
olay oldu. Henüz sürgündebulunduklari sirada, Pétez ailesi iki ucunu zorlukla bir araya getire-
rek 1950 model Ingilizyapisi M.G.'ye benzeyen bir araba almiglardi. Alfonzo arabanm üstüne
titreyip, bir hasara ugramamasi için çok dikkat ediyordu. Çünkübu araba onun çok az sayida
lüks harcamalarmdan biriydi. Venezuela'ya geri döndükten sonra arabasmin arkadan gönderil-
mesi için gerekeni yapmigtl. Araba limana gelmis, orada iki ay bekletilip paslanmaya terk edil-
migti. Hiç kimse Pérez Alfonzo'ya arabamnorada oldugunu söyleme zahmetine katlanmamigt1.
SonundaAlfonzo arabantn geldigini duyup Caracas'agetirmesiiçin limana bir goförgönderdi.
Ne var ki araba yolda parçalanacaktL Soföryag kontrolü yapmay1unutmug, motordada hiç yag
kalmadigmdan tamamen yanmigt1. Araba bir kamyon gönderilip Pérez'in banliyödeki villasma
getirildi. Ne var ki çürüme yüzünden artik ige yaramiyordu. Pérez bu manzarayl ibretle seyretti;
onun için de Tann'dan gelen.birigaret gibiydi. Arabay] bahçesindeki pingpong masasi yalanmda
bir yerde çürümüg, bakimsiz bir tapmakgibi korudu. Bu olayi petrol zenginliginin ülkeye getir-
digt tehlikelerin,yani tembellik,umursamazhk, satin alma, tüketme ve ziyan etme tutkusunun
sembolü olarak yorumlamigti.
denen kuvvetin çekiciliginekapilmamaya yemin etmigti.Bu nedenle
"güç"
Pérez Alfonzo
tekrar bakan olduktan sonra sade, disiplinli, tasarrufatam uyan bir hayat sürdürdü. O kadar kl
ögle yemeklerini evinden getirdigi sardalyali sandviçlerle geçigtiriyordu. Yeni ofisinde egemen
kildigt bir gey de petrol endüstrisi bünyesine getirdigtsofistike anlayi; ve kendinin koydugu açik-
ça tammlanmighedeflerdi. istedigisey yalmzca kiralardan hükümete dügen payi artirmak degil,
aynt zamanda üretim ve pazarlama üzerindeki güç ve otoritenin, petrol girketlerinden ayn ola-
_

rak hükümete transfer.edilmesiydi. Iddiasmagöre petrolü çok ucuza satmak tüketicileriçin kö-
tü sonuçlar verirdi. Çünkü,bunun sonucundabir daha yenilenmesi olanaksiz bir kaynak zama-
m gelmeden ve olgunlagmamig olarak tükenirve yeni geligmeleriengellerdi. Üreticiülkeler için
petrol milli bir mirasti ve bunun yararlan bugünkü kugaga oldugu kadar gelecek kusaklara da
aitti. Ondan gelen ister kaynak olsun, ister varlik olsun, hiçbir gekilde ziyan edilmemeliydi. Tam
aksine gelen kazang ülkenin daha kapsamli kalkmmasi için kullanilmallydi. Petrol üretimi ve
petrolün durumu hakkmdaki kararlan yabanci tegekküllerdegíl, hükümran olan hükümetler al-
mallydt. Eu çok kiymetli kaynak potansiyelinin insan elince bozulmasma müsaade etmemek ge-
rekirdi.
Pérez Alfonzo'nun dügünceleri buydu, ancak o aym zamanda çok hesapli, ticaribir yangL
mn da motivasyonu altmdaydi. Venezuela'mn Ortadogu'nunpetrol üretici ülkeleriyle bir yakin-
hgl oldugunu biliyor, ancak bu ülkelerin ayni zamanda tehlikelibirer rakip olduklannada inam-
yordu. Bu ülkelerle kargilagtinldiginda,Venezuela onlara kiyasla petrolü pahahya satan bir üreti-
ciydi. Bir tahmine göre Iran Körfezi üreticileri petrolün varilini yirmi sentten satarken,

484
Venezuela seksen sentten satiyordu. Bu nedenle Venezuela'mn bir üretim yangmda dezavantaj-
h olmasikaçinilmazdL Böyle bir durumda pazardakipayinikaybetmeye mahkûmdu. Eu balam-
dan Venezuela'nmelinde Ortadoguüreticilerini girketlerekoyduklan vergiyi artirmayave böyle-
ce petrollerinin fiyatim yükseltmeye ikna için çok geçerli bir nedeni vardi.
Venezuela'mn konumunu düzeltmek için Pérez Alfonzo'nun çevirdigi manevra, gerçekte
onun sürgündeykenincelemesini yaptigi Texas Demiryolu Kurumu'na dayamyordu. Eu konuda
kurumla iletigimkurup kurum damqmanlarmdan birini
"düzenleme"

sistemininsirlarmi ve siste-
min Venezuela'danasil uygulanaCaglm aÇlkl3m3S1
iÇin ige alacak kadar fleriye gitmigti.Aynca, Or-
tadoguüreticileri ile bog konugmalar yapmaktan daha fazla bir geyler elde etmenin, Texas Demir-
yolu Kurumu'nu model allp global bir ittifak kurmakla mümkün olacagm1 da gözlemigtL
Venezuela pazardaki hissesini sadece Ortadogu'da flyatlann artmasma yardimla koruyamayacagt
m, ayrica dügük flyatla satan üreticileri, Texas'ta bir sanat haline gelmigparalelde, uluslararasi
"düzenleme"

ve tahsissisteminerazi etmekle mümkün olacagtm da anlamigt1.Bu tür ortak bir


cephenin kurulmast üretimin de düzenlenmesiyle Venezuela'yi asil gelirkaynag olan petrol en-
düstrisini, milyonlarcavaril ucuz Ortadogupetrolüiçinde kaybetmekten ahkoyacakti.
Venezuela toplampetrol ihracatmm yüzde 40'mi Birle ik Devletler'e yapmayi planlamigtl.
Bu bakimdan 1959yllinda Eisenhower idatesinin tereddütlevardigt karar uyarinca, kendi üreti-
cilerini korumak için yabanci petrole kota koymasi, bütün ülkelerden daha çok Venezuela'yl
vurdu ve olumsuz etkiledi. Sonradan BirlegikDevletler ikinci bir adim daha atacakti. Yakin
kompulanm yatigtirmak için bu defa Kanada ve Meksika'ya istisna tamyarakbu ülkelerden kota-
y1kaldirdi. Bunu milli güvenlik gerekçesiyle yapmigti. IL Dünya Savaç>'mn"Atlan.tik Çarpigma-
sim" hâlâ aklmdan çikarmamig olan Eisenhower idaresi, Kanada ve Meksika'dan sevk edilen
petrolün dügman denizaltilarmca saptanmastna imkân olmamasi nedenlyle daha güvenceli oldu-
gunusöylüyordu. Venezuelahlar'in görügünegöreysebu Kanada ve Meksika ile aradaki gerginli-
gi gidermek için uydurulmuy bir hikâyeden ibaretti ve halki çok kizdirmigt1.Yardimcilanndan
birine Pérez Alfonzo'nun soguk bir ifadeyle "Amerikalilar bize kemik firlatiyor" dedigi söylenir.
Venezuela durumu giddetle protesto etmigti. Venezuela IL Dünya Savagi'nda büyük, güvenilír
bir petrol saglaylciolmuitu ve ayni gekilde gelecekte de stratejikbir kaynak olmakta devam ede-
cekti. Amerikan petrol girketlerinimillileptirenkendileri degil, Meksika idi. Suhalde cezalandin-
lan neden Venezuela oluyordu?
Pérez Alfonzo durumdan act act yakinlyordu. Artik Washington'da tehlikelerledolu bir ha-
· yat sürmeye
mecbur olarak degil, dünyanm petrol güçlerinden birinin Madenler ve Hidrokar-
bon Bakaniolarak acele, durumu konugmak için Washington'a uçtu. Buraya bir tekliflegelmigti.
Batih bir "Yanküre petrol sistemi" kurulmasmi, ancak bunun petrol girketlerincedegil, hükü-
metlerce igletilmesini teklifediyordu. Bu sistem altmda Venezuela'ya, ülke olarak bir kota, Birle-
gik Devletler pazanndan garantili bir hisse verilecekti. Böylelikle petrolün hangi üretici ülkeden
almacagma karar verme önceligi girketlerdenalmmty olacakti. Ashnda Pérez Alfonzo'nun istedi-
glgeyde o kadar yadtrganacak bir gey yoktu. Nitekim Alfonzo'nun belirttigi gibi bu tlpattpAme-
rikan gekerkota sisteminin izledigi yoldu. Her ülke kendine dügen pay1alacakt1.Ne var ki petrol
eker degildi.
BirlegikDevletler hükümeti Pérez Alfonzo'nun teklifine ilgi göstermedi, hatta cevap bile
vermedi. Caracas'ta kurulan yeni demokratik hükümet hakarete ugramigtl. Eu defa Pérez Alfon-
zo kendisini daha dikkatle dinleyecek.bir ülke arad1. Bu ülke Kahire'ydi.

Kizil Seyh
SuudiArabistanli Abdullah Tariki SuudiArabistan'la Kuveyt arasinda kervan
igleten bir tüccarin
ogluydu. Babasi onun kendi mesleginde devam etmesini istlyordu. Ancak Tariki çok zeki bir ço-

485
cuktu ve tu çok erken yaglarda fark edildigt için Kuveyt'e okula gönderildi. Kuveyt'ten sonra
Kahlre'de on iki sene egitim gördüve bu süre içinde Nasirizo'i besleyen milliyetçi akimi benim-
sedi. Daha sonra kazandigt bir bursla Texas Üniversitesi'ne girip buradahem kimya hem de Je-
oloji dallarmda egitim gördü. Sonra da Texaco Sirketi'nde yardimci jeologclarak görev aldi.
Amerika haklandaki fikirleri Texas'ta gekillenmigtir. Söylentlyegöre burada birçok kere, Meksi-
kali samlarakbarlardan ve benzer yerlerden kovulmuitu. Su arada bir Amerikall kadmla da ev-
lenmi§ti. 1948'de Amerika'da egitim görmüg ilk teknokratve hiç kugkusuz hem jeolojive hem
de kimya egitimi görmüç ilk Suudiolarak,Suudi Arabistan'a döndü. 1955'te otur beg yaginday-
ken Tariki yeni kurulmuy bir müdürlük olan Petrol ve Maden igleri'nin bagma getirildi. Burada,
daha ilk günden, sadece petrol istatistiklerini Aramco'dan ahp Kral ailesine geçirmekten daha
fazla bir geyleryapmaya karar vermigti. Bu amaçlaiçinde hem Amerikah bir hukukçu ve hem de
genç bir Suudi teknokrat,Hisham Nazir olan bir eksperler ekibi kurarak bir taraftanAramco im-
tiyaziyla,diger taraftanBati petrol girketlerininbizzat kendileriyle boy ölçügmeye yöneldi.
Tariki karakteri olarak çeligkillbir yaplya sahipti; sadece Nastr'm atepli destekleyicisi degil,
çok hirsli bir Arap milliyetçisi olarak, modern Suudi Arabistan'm kurucusu olan allenin en aci-
masiz elegtiricislydi. Buna ragmen, aym zamanda, kralhk içinde belki de en önemli ekonomik
konumda bu ailenin hizmetkârligmi yaplyordu. Bazilannca "Kizil Seyh" olarak amlan Tariki'nin
görüglerine ragmen bu mevkii iggal etmesi bir sebebe dayamyordu. Kral ailesi içinde Kral Su-
ud'la küçük kardegi Faysal arasmda içten içe sürüp giden bir güç mücadelesi vardi. ÍhtlyarIbni
Suud'un yagamimn son ytllarmda korkuyla fark edildigi gibi,en büyük oglu olan Kral Suud bir-
çok hata yapip dig politikada ülkenin bagma dertler aç1yor,davraniglanyla zaylf ve kararsiz oldu-
gunukanitllyor Ye açikça gözlendigi gibi tam bir müsrif hayati yagiyordu. Faysal ise, tam tersine
kurnaz, sogukkanli, hesabmi bilen küçük ogluydu. Daha on dört yagmda Ingiltere'ye yaptigt res-
mi ziyaretten baglayarakbabas1en önemli ve politik igleri daima ona vermigti. Faysalülkede ege-
men olan müsrif yagamm engellenmesi geregine inanlyordu. Nasir'la oyalamp vakit öldürme
yanhsi Suud'un aksine, daha köklü rejimlerle ve Amerika BirlegikDevletleri ve Bati ile iligkiyi
pekigtirmek istiyordu. Kraliyetmensubu bu iki pahisarasindaki güç mücadelesinebu derece bü-
yük dikkat ve enerjinin odaklandigi ve pahislardan hiçbirinin öbürüne üstünlük saglamadtgl bir
ortamda, Tariki bu çok kritik bölgede oldukça özerk bir politikaya çekilvermeyi bagarmigttr. Su
politika ileride kralligin tüm servetini harekete geçirmigtir.
ilk bagta, Suudiler'in petrol gelirlerinin artirilmasi için Tariki rafineri ve pazarlamacthktan
yararlanmaya, bunlar üzerindeki kontrolü elde tutmayaçaligt1.Yapmakistedigl, tüketiciülkeler-
"servis
de istasyonlarina kadar" bagtan baça entegre bir Suudi petrol girketikurmaktL Büyük
Amerikanpetrol girketleriüzerinde soguk dug etkisi yapinaya yönelik bir fikri, yani Arathco'nun
millilestirilmesini ortaya atacak kadar ileri gitmigtir.Ancak, sonra, 1959 baglarmda, tüm strateji-
si birdenbire degigti. Ani bir kararla fiyatlar ve üretim üzerindeki kontrolün, millilegtirme ve en-
tegrasyondandaha önemli oldugu kanisma vardi. Fikirdeggtirmesinin sebebi petrol fiyatindaki .

ani dügügten ileri gelmigti.

Rakip Baskilar
1950'll yillar boyunca dünyadaki petrol talebi artig göstermíç, üretim kapasiteslyse bundan daha
hizli bir tempoda artmigt1. Daima daha yüksek gelir peginde olan ihracatçi ülkeler çogunlukla
bunu, fiyatlan yükseltmekle degl, satilan petrolün hacmini artirmakla yapmaya çaligtilar.Pazar-
lar kendine petrol aramiyor, petrol kendine pazar anyordu. Simun sonucu olarak girketlerkendi
sattiklan Ortadogukaynakli petrol fiyatmi.giderek daha çok indirmeye zorland11ar.
Fiyat indirimi dünya petrol endüstrisinde sabit tutulan·"resmiflyat" ile dügmekte olan ham
petrol pazar fiyati arastnda tehlikelibír bölünmeye yol açiyordu. Üreticiülkenin
"allm"
vergileri

486
l

birinci fiyata, resmi fiyata faturalamyordu. Resmi flyat,apagtyukan pazar flyatma geliyordu. An-
cak indirim egilimiyayginlagtikça ikisi arasmda bir bogluk belirdi ve giderek de genigledi.Resmi
flyatm üretici ülkelerin geliri açisindan önemli olugu nedeniyle,kolayca indirilmesi mümkün de-
gildi.Bu, resmi fiyata dayall kârm yüzde 50'sinin bu illkelere gitmeyedevam ettigi anlamma ge-
liyordu. Ancak, 1950'll yillarmsonunda artik gülünç bir fiyat olmuytu ve hâlâ devam ediginin
sebebi gelirlerin hesaplanmasi içindi. Aslmda, üretici ülkeler gergek fiyattan elde edilen kârdan
daha büyük bir yüzde, belki yüzde 60 veya 70 allyorlardi. Diger bir anlatimla, girketlerfiyat in-
diriminin tüm etkilerini hissettikleri halde, Ortadogu hükümetleri bit bütün halinde kalmayi ba-
garmigti.Indirimsorunu 1958 yihndan itibaren daha derinlepti. Amerika'da ithal petrole konu-
lan kota, dünyamn en büyük petrol pazan olan Amerika'yi digarida htzla geligmekteolan üreti-
me kapadl. Bunun sonucundada, üretim fazlasi petrol varilleri gegitlipazarlarda kendilerine yer
aramaya koyuldu.
Ancak, flyat indirimin giderek yayginlagmasi bundati daha da önemli bir sebebe baghydi.
Du da dünya pazarma Sovyetler Birligl'nin yeniden girmesiydi. Stalin'in Sovyetpetrolendüstrisi-
nin acizliginden, yetersizligindenaci aci yakmdigi günlerinüzerinden henüz on iki yll geçmigti.
Ne var ki bu süre içinde çok büyük yatinmlar yapilmig ve çaba gösterilmig, bunlar meyvesini ve-
rip Rus sanayiiniänceki üretim düzeyinin kat kat üstüne çikarmigt1. Yeni adlyla Volga-Urallan
bölgesi petrol açismdan gok degerli oldugunu kanitlamigtl. 1955 ile 1960 arasmda Sovyetpetrol
üretimi iki katma ç1kacak,1950'ler sonunda da SovyetlerBirligiVenezuela'nm y.erini ahp dün-
yanm en çok petrol üreten ülkeleri arasinda Amerika'dan sonra ikinci sirayi
tutacaktL Gerçek-
de artik Sovyet üretimi Ortadogu'dan gelen toplam üretimin begte üÇüneegit olmuqtu.
ten
Baglangtçta Sovyet petrol üretiminin çogu Sovyet bloku smirlari içinde tüketiliyordu. Son-
ralan, 1955yllmdaRusya yeniden Bati'ya ticari boyutta petrol ihracina bagladt. 1958'den bagla-
yarak ihracat giderek artti ve dünya pazannda önemli bir faktör oldu. Merkezi Haberalma Tegki-
petrol alanmda önemsenmesi gereken bir kuvvet" olmugtu.
"uluslararasi
lati'nin deyimiyle artik
SovyetlerBirligt on dokuzuncu yüzyilda, Bati'nm petrol saglaylcisirolünü almayahazirdi ve bu-
oldugu kadar çok alict istediginden flyatlan olabíldiginedügürdü. Sovyet-
na istekliydi. Mümkün
ler'in bu tasarrufuna Washington sonradan "Sovyet Ekonomik Hücumu" diyecekti. 1958'de ya-
pilan bir kabine toplantismda, C lA direktörü bir uyan yaparak gunlan söylüyordu:"Sovyetler'in
kurulu pazarlarin yerini degigtirme kapasitesi özgür dünyayi oldukça tehlikelibir durumla karç1
karç1yagetirmigtir."
Petrolgirketleriaç1smdan, Sovyetler'in meydan okumastna kargihk vermenin ve Ruslar'i si-
kigtirmamn tek yolu batill devletlerce petrol ithalatma temel bazi kisitlamalar koymak, böylece
onlararekabete dayall yarut verme diger bir deyimle fiyat indirimi yapmakti. Ancak, bu konuda
irketler yine de çikmaz içindeydi. Eger sadece pazar flyatimn indirimiyle yetinilirse, o zaman
bundan girketleryalmz kendileri yararlanacakti. Suhalde, acaba resmi fiyatt da mi indirselerdi?
Bunu yaptiklarmda üretici ülkeler Ruslar'la rekabete girme2ahmetine katilirlar miydi?
Sonuçta 1959'da bu yapildi. lik indirimi, varil bagina on sekiz sent olarak, yaklayik yüzde
10 bir indirimle British Petroleum yapt1. Eu hareket petrol ihracatçilarmm giddettiprotestosuna
yol aÇmada gecikmemigti. Juan Pablo Pérez Alfonzo da ateg püskürüyordu. Abdullah Tariki ise
ktzgmhktan çilgtnadönmügtü. Demek ki tek bir kalem oynatipla büyük bir girket,ne kadar pet-
rol üreticisi varsa tümünün gelirinibir hamlede silebiliyordu.Bu, ihracalçtlari harekete geçmeye
sevk edecekti.

Arap Petrol Kongresi


Bir süreden beri Kahlre'de, 1959 Nisan ay1ndabir Arap Petrol Kongresi için hazirlik yapillyordu.
Toplantimn orada yapill nedeni Nasir'm Arap dünyast üzerindeki üstünlügünü sembolize et-

487
l

mekti. Konferansa dört yüz delege katilmigt1ve bunlar arasmda kugkusuz Tariki de vardl. Juan
Pablo Pérez Alfonzo ise BP'nin fiyat indirimine
ve yeni Amerikan kotalarlyla Venezuela petrolü-
ne konulan kisitlamalara kizdtgi için, aynca Washington'a yaptigi son özetleme görügmesiteldi-
finin geri çevrilmesine içerlediginden bu toplantiyasadece."gözlemci"olarak katillyordu. Ülke-
nin vergi yasalan metinlerini ve diger petrol yasalannm Arapça çevirilerini tagiyanbir delegas-
yon kendisine eglik etmekteydi. Orada temsiledilmeyen ve yoklugu fark edilen tek ülke Irak'tt.
Arap dünyasmda esen Nasir ideolojisi aktmmaragmen Bagdat'm yeni hükümranlari kendilerini
Nasir'a yardim ediyor göstermek istememiglerdi ve kanl1darbeden hemen lasa süre
sonra frak
~
Misir'la tamamen ters dügmügtü. Bunun sonucu olarak irak, Kahire'deyapildigi için ve bir de
petrol sorunlannda son söz hakkim Nasir'a verme tehdidini savurduguiçin, Irak Arap Petrol
Kongresi'ni resmen boykot etmigti.
Kongreye katilanlar, önlerinde çok önceden planlanmi§ ve çoguteknikolan evraklarla
yer-
lerini aldilar. Ancak, toplantinmyapildigt .günün akgami British Petroleum'un fiyat indirimi yap-
masi toplantmmhavasim degigtirmig ve anahtar durumundaki katihmcilan öfkelendirmigti. Kiz-
gmhga kapilan delegeler böyle bir tutuma kargi ortak cephe kurma yolu aradilar. Büyük petrol
girketleri milliyetçilik konusundan söz edilírendigesiyle Kahire toplantismakendi gõzlemcilerini
göndermigti. Ancak, gördükleri ve igittikleri geyler kisa zamanda bu temsilcilerinendigesini gl
dermigti. Michael Hubbard isimli bir British Petroleum temsilcisininbu girketinbagkanma temin
ettigt gibi "Konferansm bagarih geçtigi söylenebilirdi; çünkü ele ahnan politik konularda bagtaki
kipiye deginilmemigti." Bunu söyleyentemsilci daha sonra gunlari da ilave ediyordu: "Arap dele-
geleriyle batih delegeler arasmdaki gayri resmi tartigmalarçok dostane bir hava içinde geçti.
Kongrenin esas temast petrolcülügün batih kafalarca anlagilamadigt, onlarin bu konuda cahil ol-
duklarlydi." Bagka bir Inglliz temsilclyegöre ise "toplanti

petrol endüstrisinin gelecekte Arabis-


tan'm ev sahlbi ülkeleriyle olan iligkileri açismdan
'olumlu'
bir geligme sayilabilirdi."
British Petroleum bu toplantidakendine özgü bazi diplomasilerden yararlanmigtir. Hub-
bard bagkana verdigi raporda "Petroleum Week"dergisinden perde gerisinde aktif olarak çaligan
Bayan WandaJablonskiaracillglyla Abdullah Tariki ile bir bulugma ayarlayabildiginisöylemigtir.
Bayan Jablonskiona
"kipisel
bilgisine dayanarak" Suudiler'le ekonomik gerçekleri tartigmanm
mümkün oldugu konusunda teminatvermigti. Ancak, Hubbard raporunda §unlan bildiriyordu:
"Onunla kargilagtigmda maalesef durumun böyle olmadigmi anladim. Kuveyt'in hakkaniyete
dayanmayan petrol üretimini konuqurken kendimizi birden giddetli seviyesiz bir
ve tartigmanm
lçinde bulduk. Birkaç yüz bin nüfuslu Kuveyt'teki petrol üretiminin, nüfusun milyonlan buldu-
gu Suudi Arabistan ürününe kiyasla daha büyük hizla arttigi iddia edilmigti." Hubbard raporu-
nun ileri satirlannda gunlanda ilave etmigti: "Onlarla herhangi bir iletigimin mümkün olmadigt
hemen anlagildi." (Aramco yetkilileri sonraki günlerde gikâyette bulunarak gunlansöyleyecekti:
"Batill petrolcüler Tariki ile konuçurken 'Sen de bir gün petrolcülükte benim kadar uzun çahgir-
san evlat' sözünü sarf ettikleri an, davayi kaybetmiglerdi. O düzeyde konugmakla petrol adma
yarardan çok zarar saglad11ar.")

"Hepinize Sayg11ar,Wanda"
Wanda Jablonski'yegelince, o Kahire'de Hubbard'm sandigmdan çok daha yogun bir yagam sü-
rüyordu. Petroleum Week dergisinin muhabiri ve sonradan Petroleum Intelligence'in editörü
olarak zamamnm en nüfuzlu ve etkili gazetecisiydi. Sangin ve düzgün fizigl, iyi glyimiyleAvru-
pai bir hava taç1yor, bu hallyle her kapi kendisine açlhyor,her konuyu izleyebillyordu. Ida Tarbell
glbi azimli ve bagimstz karakterde olmakla beraber, onun gibipetrol endüstrisinin elegtiriciside-
gildi;petrolün global geligmegösterdigi parlak günlerde daha çok taraflararasinda iletigimi sagl1-
yor, bilgi araciligi yaplyordu. Esprili ve çetin mizaçli yalmz bir kadm olarak mühendislerve milli-

488
yetçilerdenolugan süper güçlü erkekler dünyasinda kendini idare ediyor, temaslanndane kadar
ileriye gidecegini çok lyi saptlyor, bunu her zaman canla bagla yaptigindan, sonundaistedigi öy-
küyü ögreniyordu. Petrol endüstrisinde isim yapmig herkesi teker teker gayetlyi tamrdi.Seneler
geçtikçe, periyodik olarak o veya bu girketi veya ülkeyi atlatmalanyla kizdirdig için bu girketler
onun dergilerine abonelikten geçiciolarak vazgeçer, fakat sonra o yine bu girketleriutand1rtrdt.
Çünkügirketlerbu dergllere yeniden abone olurdu. Sonuçtagu anlagilmigtnPetrol endüstrisinde
güç veya sorumluluk ifade eden konumdaki bir kimse, onun dergisi olmaksizmi; yapamazdi.
.
Çekoslovakya'da dogmuy olan Jablonski, ünlü bir bitki bilirncisiyken, sonradan jeologluga
dönen bir babanin kizlydi. Jeologolduktan sonra babast, ënce Socony-Vacuum'a sonra da Mobil
adim alan bir Polonya girketine girmigti. Gõrevidünyayi gezip Socony'nin pazar kurmay1plandt-
g ülkelerde jeolojikolarak rekabete dayanan yerel petrol bulma olasillgimnbulunup bulunmadt-
gni aragttimakti. Zamanla olaylar Jablonski'nin,babasmdan petrolden çok bitkibilimini ögrendi-
glnigösterdi. Kimligini teghisettigi her bitki için babasi ona bir peni veriyordu. Bir gün bu.yolla
topladigiparalar yüz dolari bulunca, tüm Amerika'yi otomobille dolagti. Babasi dünyay1 dolagip
oralarda çaligirkenkizi da genellikle onunla beraber olur, ancak bazen araya uzun aynliklar gi-
rerdi. Tahsil için CornellÜniversitesi'ne girdiginde, o güne kadar birçok farkh ülkede okula git-
migti ki, bunlar arasmdaYeniZelanda da vardir. Aynca Kahire'den Kudüs'e kadar yaklagikbir ay
deve sirtinda yolculuk yapmigti. (Bu strada bitlenmig, sonradan bitlerden anndirilmasi gerekmig-
til. Wanda,bir münasebetlegöylesöylemigtir: "Benim dünyaya kargi farkh bir bakt; açim vardir.
New York digmda hiçbir yerde uzun süre kalamam."
1956'da Süveyg krizinden hemen'sonra Jablonski Ortadogu'nun on ild ülkesine unutul-
maz bir röportaj gezisi yaptL Bu ara Riyad'da Kral Suud'la röportaj pahastna önemli daveti geri
çevirdigi, hatta bu yüzden agiz kavgasma bile glrdigt 80ylenir. Konugmanm ertesi günü New
York'taki meslektaglarma
su mektubu gönderecekti: "Bilin bakahm ben dün gece neredeydim?
Suudi Arabistan Krah'mn hareminde! Siz bundan hemen bir sonuç gikarmadan biralen da ben
olanlar1 anlatayim, Oraya... gül suyuyla kangik çay içmek, akyam yemegi yemek ve tam anla-
miyla nepeli bir partisi'ndebulunmak için gittim. Sinemalarda gördüklerinizi veya 'Ara-
'tavuk

bistan Geceleri'nde okuduklannizi unutun! Onlann hepsi hayali, film için yapilmig geyler. Be-
nim katildigtm yemek ise sade, siradan,sicak, tipkt bizimkiler gibibir ev ve aile atmosferini yan-
sitan türden. Tek farki çok daha büyük bir aile çerçevesi içindel Hepinize saygilar, Wanda."
Mektupta tek deginmedigi gey,Kral'm haremini koruyan, gözleriyle onu soyacakmig gibi bakan
haremagalanydi.
Jablonskisadece Kral Suud'la degil, Ortadogu'da
"gözlenmesi
gereken l numarah adam"
diye tanimladigtAbdullah Tarild ile de konugmuçtu. Petrol imtiyazi politikalari alanmda Tariki
onun gözünde l numarall adamdi. Yerigeldikçe Suudi Arabistan'da çaliganAmerikan petrol gir-
ketterini Tariki'nin nasil giddetle kmadigmi ayrmtih olarak yazmigttr. Birkaç yil sonra ikinci kez
bir araya geldiklerinde Tariki yine her zamanki kadar eleptiriciydi.Bu arada Wanda ona önemli
bir bilgi aktardi. Tariki'ye "Tipki sizin kadar çilgm olan biri daha var" demigti. Bu sözüyle Juan
Pablo Pérez Alfonzo'yu kastedlyordu. Tariki'ye ikisini bir araya getireceginesöz vermigti.
Wanda 1959'da Kahire'de yapilan Arap Petrol Kongresi'nde sözünü tutarak Pérez Alfon-
zo'yu koka kola içmek için Hilton Oteli'ndeki odasina davet etti. Jablonskiburada Alfonzo'yu
Abdullah Tariki ile tanigttrdi.Pérez Alfonzo punlan söyleyecekti: "Demek hakkmda birçok gey
duydugum kipisizsiniz." Artik, Pérez Alfonzo'yu konferansa kadar getiren ige baglamamn zama-
niyd1. iki adam aralarmdaötekihüyük ihracatçilarla beraber çok gizli bir toplantiyapmaya karar
verdiler. Yalmz toplantinerede yapilacakt1?Kahire'nin bir banliyösü olan Maadi'de bir yat kulü-
bü vardi. Mevsim geç oldugundan kulübe kimše gelmiyordu.Orada, kimseye fark ettirmeden
toplanmakaran aldilar.
Maadi konugmalan çok büyük gizlilik içínde ve çok siki güvenlik önlemleriyle yapilmlytt.

489
J

Öyleki sonradan, kat11anlardanIran11temsilci"Tam bir James Bond atmosferi içinde bulugtuk"


diyecekti. Pérez Alfonzo ve Tariki'den bagka toplantidabulunanlar bir Kuveytli, bir Iranli(kisa-
dece gözlemci olarak katildigim israrla belirtmig, temsílciolmasi için hükümetinin izni gerektígi-
ni söyleyip durmugtu) ve bir de, hükümeti konferansi boykot ettigi için oraya Arap Birligi men-
Subu ro1üne bürünerek gelen bir Irakli'dan oluguyordu. Katilanlardan her biri kendi özel durum-
larmi belirttikleri için bunlar göz õnüne almmig ve sonuçta resmi bir anlagmayavanlamayacagt
anlagilmigti.Ne var ki Pérez Alfonzo bu engeli de devre digi etmenin yolunu buldu. Toplantlya
katilanlarin bir "CentilmenlerAnlagmast" yapmasmi önerdi. Anla§ma sadecehükümetlerine ya-
pacaklan tavsiyeleriiçerecekti, o kadar: "Centilmenler Anlagmasi" hazirlandt ve Iranlikatihmet
digmda hepsi tarafmdantereddütsüz imzalandt, franlt,Sah'inonaylm almadan hareket etmek-
ten son derece korkmug, çareyi ortadan kaybolmada bulmuçtu. Digerleri ise onun da imzasim
almak için Kahire polisine bagvurmak zorunda kalmigt1.
Centilmenler Anlagmast'nda öngörülen tavstyeler Pérez Alfonzo daha Caracas'tayken
onun kafasinda belirlenmigti. Hükümetlerine bir Petrol Danigma Komisyonu kurmasi, flyat yapi-
smi savunmastye milli petrol girketlerikurmasi için tavsiyedebulunacaklardt. Hükümetlerden
yanya" anlagmasim hafilletmele-
-"yari

ayricaçok kiymetli olan, tabli Bati'dael üstünde tutulan


ri- Ye kendi çikarlarmaolarak, en az1ndan yüzde altmly, yüzde kirk geklindedüzeltmeleri iste-
pazarlari garantilemek için" kendi yerli rafineri sistemlerí kur-
"istikrarli
necekti. Buna ilaveten
mali, böylece hükümet gelirlerinidaha iyi korumallyd11ar, B u anlagma,petrol girketlerinekargi
ortak bir cephe olugturmada gerçek anlamda atilan ilk adimdir.Wanda Jablonski'yegelince, o yi-
ne her zaman oldugu gibi hareketin merkezineçok yakm bir yerdeydi. Ileride Organizationof
Petroleum Exporting Countries(Petrol ÍhraçEden Ülkeler Teykilati) OPEC adi verilen teykila-
-

tin olugmasmda uzlagma saglamakiçin arabuluculuk görevinihenüz tamamlamigtl.

490
26
OPEC ve Yeni Bir Dalgalanma

Tüm olan bitene kargm, petrolde agin üretim giderek artmaktaydi. Bu SovyetlerBirligi'nin pet-
rolünü Bat1'da satmak amacina yönelik saldirgan.nitelikli, fiyat dügüren ve takasla satig yapan
politikasindanileri geliyordu.O Soguk Sava; yillarmdaBati'da yagayançok kimse Sovyetler'in
petrol kampanyasim yogunlagtirmasmm sadece ticari bir serüven olmadigma, aym zamanda po-
litik bir saldin da olduguna inanmigtl. Genel kamya göre bundan amaç Bati Avrupa'da petrole
bagtmlilik yaratmak, NATO'nun birligini zaylflatmak ve Bati'nm Ortadogu'daki petrol konumu-
nu alaçagi etmekti. Senatör Kenneth Keating Ruslar ve çigirtkanliderleri için punlansöylemigti:
"Ekonomik sava Sovyetler'indünyay1 fethetme emellerine özellikle uygun dügüyor. Krupçev
birkaç defa bizi mezarasokmaklatehdit etmigti. Simdi göre, firsat verme-
de açikça anlagildigma
miz halinde bizi bir petrol denizinde bogmaktan memnun kalacak."
Hiç kugku yok, SovyetlerBirligi çok çetin bir rakip oldugunukanitlamada baçarihydL Sov-
yetler endüstri aletleri ve tarim ürünü satm almak için dolara ve Bati'nm öteki dövizlerine muh-
taçti. O zaman da, gimdikigibi,petrol ihracati Bati'yasatabilecekleripek az geydenbiriydi. Fiya-
ti ucuz oldugu içín, yalmzca bu ekonomik açidanSovyet petrolühalka çokçekicigellyordu.Rus
petrolününün Karadeniz limanlarmda Ortadogu resmi flyatinm yansma bile satildigt oluyordu.
Sirketler Ortadogupetrolünün önde gelen pazan Bati Avrupa'da Ruslar'a kargi büyük satty ka-
ylplanna ugramaktan korkar olmugtu. Bütün bu geligmelerbatili girketlerdetedirginlik yaratir-
ken, bu defa yeni bir geligme huzurlarmi büsbütün kaç1racakti.Rus petrolünün en büyük alicist-
noire"lan yani en tiksindikleri kimse olan ItalyanEnrico Mattei oldugu
"bête

nm bir numarah
anlagilmigtil
Simdibir kez daha, 1959'daki gibi genel.agin üretimle bag etmek ve öncelikle de Sovyet
tehdidine, Sovyetpetrolü ithaline hükümetlerce engelleyici k1sitlamalar koyarak kargi durmak
için pirketlerinönünde agik tek bir kapi kallyordu. Rekabet veya fiyat indirimi. Ancak, hangi fi-
yat indirilecekti? Sadece-pazar fiyatini indirseler dogacak kaylp oldugu gibi petrol girketlerine
yüklenecekti.Bu defa resmi fiyat üzerinde ikinci bir indirimi göze almay1 dügündüler. lik indi-
rim 1959 Subatt'nda yapilmig, tüm Arap Petrol Konseyi'ni çilgmadöndürmüg, aynca Centih
menler Anlagmasi'na yol açmigtt. Bu defa, ikinci kez ayni geyyapilirsa acaba neler olurdu?

T Cetveli Sürgülü Cetvele Kargi


1960 Temmuzu'nda, Arap Petrol Konseyi'nin Kahire toplantismdan on beg ay sonra, Standard
Oil New Jers y Yönetim Kurulu, uzaylp can sikic1bir konu haline gelen resmi fiyati konugmak
íçin New York'ta toplandi.Toplanti çekigmeligeçmigti.Su defa girketin bagmda yeni bir bagkan
vardi ve hiç de yabana atilmayacak olan bu kigi "Jack" lakablyla tanman Monroe Rathbone idi.
Bu adamm hayati Amerika petrol endüstrisi ders kitaplarmdaki adamlann hayatina benzer. Ba-
basi ve amcast bir vakitler Bati Virginia'da Jerseyadma rafinericilik yapmigti.Ona gelince,kimya

491
mühendisligt egitimi görmüçve L DünyaSavagl'ndanhemen sonra Jersey'inbüyük rafinerisi Ba-
ton Rouge'da çallymaya baglamigti, Jersey'denbir sorumluntin bir sirast geldiginde söyledigi glbi,
Rathbone yeni akim içinde rafinericiligi bilegiminden" çikanp bilim haline geti-
"bilmece-sanat

ren ilk adamdir.


Otuz beg yagina geldiginde Baton Rouge rafinerisinde genel yöneticlydi. Eu görevdeyken
Lousiana'nm demagojik siyasi lideri Huey Long'un yirtici saldmlanna kargi koyarak politikalan-
da bir.hayli beceri sahibi oldu. Huey Long sirf StandardOil'le çatigabilmekiçin Lousiana'dan
aday oluyorduVe bunu âdet haline getirmigti. Standard'a kargi kigisel savag veriyordu. Bu ne-
denle o günlerde artakyaglanmigolan Ida Tarbell'a, vaktiyle yazdigt, artik yaymdan kaldmlm1;
.
"Standard Oil'in Ceçmigi"kitabmdankendisine vermesi için yüz dolar teklifetmigti. Rathbone
Jerseyiçinde parlamq, meslegindeen üst düzeye gelmigti. Patron olarak kendine güvenen, ka-
rarh, sogukkanh, bog konugmalara ragbet etmeyen biriydi. Bir meslektagi onu "Elinde T cetveli
olan bir mühendis" diye tanimlamigtir.Tek eksigi, tüm meslek yagammi BirlegikDevletler'deki
görevlerde geçirdig íçin, yabanci petrol üreticilerinin her an degigebilen mantalitelerini anmda
sezme yeteneginden yoksun oluguydu. Petrol ihracatç1s1 ülkelerin milliyetçi liderleriyle baç et-
mede halkçi Huey Long'u devreden silmek gerçi iyi bir hazirhkti, fakat bu iq Rathbone'un sandi-
g kadar kolay degildi. Resmi fiyat üzerinde yeni bir indirim yapmanm nasil kargilanacagim bir
türlü algilayamlyordu. Onca, öteden beri biraz tahammülsüzlükgösterdigiüreticilere damymaya
bile gerek yoktu. Sir sirasigeldigindeonlar için gu sözleri sarf ettigi söylenir: "Bu fakir ülkelerin
ve bu fakir insanlann bazilan için para bag döndürücü bir paraptir."
O günlerdeJerseySirketi sayilamayacak kadar çok komite tarafmdanidare edilirdi. Bu yüz-
den yurtiçinde adi "New JerseyStandardKomite Sirketi'ne" ç1kmigt1. Su sistem belirli bir·amaç-
la, acilen almacak kararlan önceden sezip görmek, bir sorunun dikkatle incelenip her yönden
degerlendirildiginden emin olmak için kurulmuytu. Rathbone'un kararlar11se, bir yaktmnm söy-
ledigi gibi için mutlaka tonlarcadelil isteyen kararlardi.." Íçtetam bu agamada, agi-
"çürütülmesi

n petrol döneminde yeni pazarlar kazanmak gibi stratejik bir sorunla kalasi dolu olarak, Rathbo-
ne komite sistemini kaldirmak ve resmi fiyat üzerinde zorla flyat indirimi yapmak glbibir uygu-
lamaya gitti.
Jersey Sirkett'ninyetenekli Ortadogu uzlagtincisi ve fran konsorsiyumunu gerçekleptiren
Howard Page bu konuda giddetleRathbone'a kargi çikmigtir.O ve JerseyYönetim Kurulu'nun
öteki üyeleri Rathbone'unsorunu Ve getirebilecegi olasi tepkileritam olarak kavrayamadigt ka-
nismdayd1. Howard Page bu konuda bir süredir Rathbone'a ters dügmügtü..Page gerçekten ge-
nig bir uluslararasi deneyime sahipti. Sava; sirasmda Harold Ickes emrinde çaligirkenBirlegik
Devletler'le ingiltere arasinda petrol iginin organize edilmesinde yardimlari olmuytur. Bundan
sonra Jersey'inOrtadogukoordinatörlügüne getirilmigticToplantilarda ona kargi çikmigolan biri
Page iÇingunlan söylemíçtir: "Çokçetin bir adamdi. Yanmda daima bir sürgülü cetvel tagir,bu-
nunla her varilin son yarim sente kadar hesabml tutardi. Yine de onun gelecegi gören biri oldu-
gunuve bagkalarmm gärüglerini çok lyi anladtgLm söylemeliyiz." Page Ortadogu'dakipatlaylci
güç olan milliyetçiligin önemini çok iyi kavramigti. Jersey'deki meslektaglarmin özellikle de
Rathbone'un bunu kavramadiklanna inanlyordu.
Page beraber çal1;tigtyöneticileri egitme çabastyla, Ortadogu'danhenüz dönmüç olan ce-
sur gazeteciWandaJablonski'ylekonuçarak onu JerseyYönetim Kurulu'yla tamptirmakiçin bir
toplantiayarladi. Jablonski onlara, toplantidahazir bulunan bir Íngilizdiplomatm sonradan nak-
lettigine göre, "Nastr'a karç1hemen her smifta evrensel denebilecek agin bir baglillk vardi. Ba-
ti'ya kargi ise dügmanlik hâkimdi. Bu dügmanlik son zamanlarda fark edilecekkadar artmlyti"
diyecekti. Petrol konusunda bu dügmanlik artik var olmayan toprak sahipligine yöneliyor ve gi-
derek yükselen bir feryada dönügüyordu. Arap ülkelerinin servetini, yabanci sermayeler yoluyla
kendilerinden çekip alan uluslararasi petrol girketlerinekaryl birçok aci eleptiriler duymuçtu.

492
Araplar'a göre petrol girketlerinin üst düzey yetkilileri Londra, New York, Pittsburgh'daki genig
tegkilatlardanOrtadogupetrol üreticisi devletlerin ekonomik yazgilanm líontrol ediyordu ki, bu-
na hiçbirgekilde müsamaha edilemezdi. JablonskiJerseyYönetirti Kurulu'na dünyada igitmek is-
tedilderien son sözü de söylemig,Irak Petrol Sirketi güncel yapismm ve Aramco'nun yakmda
bildirmigti.
"kisa
ömürlü" oldugunun kamtlanacagtm
Jablonskiile yaptigt bagka bir toplantidaRathbone milliyetçiligin gücü hakk1ndaki tutumu-
nu onaylamadigmi Jablonski'yesöylemigtir.Onun kaygilanna katilmlyordu. Kendisi Ortado-
gu'dandaha yeni dönmügtü. Karamsar olmak için sebepyoktu;Jablonski'ye agiri karamsar oldu-
gunusöyledi.
Jablonskibu söze ters bir yanit vererek görügünü göyle belirtecekti: "Sen her geyesadece
yüzeyden balayorsun, Jack,kendine. bir iyilik yap. Sunuanla ki, seni orada larm1zi hah üstünde
yürüttüler, itibar ettiler, ancak sen orada sadece birkaç gün kaldm. Yerindeol'sam bu söyledikle-
rini söylemezdim."
Jerseyyönetimi resmi flyati dügürmeyi tartigirken,Pagebuna kargi çikt1.Böyleyapilirsa Jer-
sey ülkelerin milli gelirlerinikesmig olacaktt. Yönetim Kurulu'na hükümetlerine_dampmay1, on-
larla uzlagmay1,ancak kendi baglarma asla bir yey yapmamalarmi ögütledi. Page bu ara bir öneri-
de bulundu: Fiyat indirimi yapilmah ancak bu müzakereedildikten ve hükümetlerin rizasi alm-
diktan sonra yagama geçirilmeliydi.Orada bulunan yöneticiler bu teklifionayladi. Toplantinin
bagkam Jack Rathbone ise onaylamadi Page'i
"her

geyibilen ukala" diye devre digi birakti. Jer-


sey'in ige devamla fiyatlan indirmesini, bunu kendisinin istedigi gibiyapmasmi karar altina aldi.
Kendi istedigi, fiyat indiriminin hiçbir hükümete veya gahsadanigilmadan yapilmas1ydi.O böyle
istiyordu, igte o kadar!
9 Agustos 1960'ta, ihracatçilara hiçbir uyari yapmadan, Jersey,Ortadogu ham petrolünde
varil bagma resmi flyatta on dört sente kadar indirim yaptigm duyurdu. Su yaklagikyüzde 7 dü-
üç demekti. Ötekigirketler de, isteksiz de olsa, biraz da korkarak Jersey'iizledi. Shell'den John
Louden'in görügüylebu
"kötü
bir hareketti. Birçokhükümet için bu denli Onemliolan bir endüst-
ride sadece pazarm güç ve egilimine göre hareket edilemezdi. Diger bütün faktörler de dikkate
almmahydi. Son derece dikkatli olmak partti." British Petroleum ise 1959'da resmi flyatta indirim
yaptig zaman aldig dersle durumdan yalonmig ve
"haberi

teessüflekargiladigim" söylemigti.
Petrol üreticisi ülkelerin tepkileri ise hiç kugkusuz
"teessüf"

sinirini fazlastyla agmiqu.


Standard Oil of New Jerseyonlarm milli gelirlerindenkocaman bir dilimi çekip almigti. Hem de,
onlann mali konumlan ve milli kimlikleri için o denli önemli olan bu yagamsal karar, tek yanli
olarak, hiç kimseye dampilmadan almmigt1. Simdi art1khepsi ate; püskürüyordu. Howard Pa-
"kiyamet

ge'in sonradan ammsayip naklettigi gibi kopmug, yer yerinden oynamigti." Jersey'de
çahyan ve flyat indirimine kargi çikmig diger bir yönetici bu karar duyuruldugunda Bagdat'ta bu-
lunuyordu. lleride bu konuya deginirken
"olaydan
sag kurtulduguna çok memnun" oldugunu
söylemigtir.

"Bagardik!"
Ihracatç1lar ate; püskürüyor ve mutlaka bir geyler yapmak istlyorlardi. Bu konuda hiç vakit kay-
betmeden hemen harekete geçtiler. Standard Oil Sirketi'nin resmi fiyatta indirim yaptigi 1960
Agustosu'nda duyurulduktan hemen sonra Abdullah Tariki, Juan Pablo Pérez Alfonzo'ya bir
telgrafçekti; arkasindan da hiç vakit geçirmedenyirmi dört saatlik bir ziyaret için Beyrut'a uçtu.
"beklerseniz
Gazetecilerden gelen
"ne
olacak?" sorusuna, görürsünüz" yanitim vermigti. Tariki
ve Pérez Alfonzo, Kahire Centilmenter Anlagmas1'nda imzalari bulunanlan, mümkün oldugu
kadar çabuk, bir kez daha bir araya getirmek istiyorlardt. Etrafa egemen öfke ve kiyamet nrtma-
sinda Irakhlar kendileri için siyasi bir hrsat dogduguna inanmaya bagladi. Abdül Kerim Kasim'm

493
kurdugu ihtilal hükümeti kendisini Ortadogu Nasir rejimine baglamak istemiyordu. Aynca,
onun, Arap Cemiyeti ve diger Arap petrol konferanslanndaki hâkimiyetinden yararlanarak pet-
rol politikasma nüfuz etmesine ciddi gekilde karglydi. Bu agamada, Irakltlar yeni bír organizas-
yon kurmada, flyat indirimini bir silah olarak kullanarak petrolpolitikasimNastr'dan soyutlaya-
bileceklerini anladilar. Organizasyonun tamamen petrol ihracatçilanndan olugmasi ve içinde
Arap kökenli olmayan iki ülke, iran ve Venezuela'mn bulunmasi planlanmigtt. Iraklilar ayrica
böyle bir gruplagmamn Irak Petrolgirketi'yle kargilagmadakendilerine destek verecegi ve fazla-
siylamuhtaç olduklan ek geliri saglayacagi ümidindeydi. Su dügüncelerle ihracatçilari Irak'in hi-
mayesialtinda araya getirerek
bir bu firsatin adeta üzerine atladtlar ve hemen delegelere Bag-
dat'ta yapilacak toplantilçin davetiye gönderdiler.
Irak hükümetinin gönderdigi telgrafCaracas'a Pérez Alfonzo'nun ofisine ulagtigmdaAlfon-
zo sevinçten ne yapacagim papirmigt1. O her zaman uluslararasi bit "Texas Kurumu" istemig ve
bú konuyu içtenlikle savunmuytu. Íçtegimdide meyvesini ahyordu. Pérez Alfonzo bundan bü-
yük mutluluk duymug, elindeki telgrafi havaya kaldrarak yamndaki yardimcilanna heyecanla
"Bu igi bagardiki Sonundaistedigimizi aldik!"diye haykirmigt1.
Petrol girketleri.tek yanh olarak yapilan flyat indiriminin ashnda çok büyük bir hata oldu-
gunualgilamaktagecikmedh Nihayet 8 Eylül 1960'taShellonlara zeytin dali uzatip kendi resmi
flyatmi iki ila dört sent yükseltecekti. Ne var ki bu jestiyapmakta geç kalmigt1.10 Eylül tarihin-
de büyük ihracatçi ülkelerin temsilcileri-Suudi Arabistan, Venezuela, Kuveyt, Irak, Íran- Bag-
dat'a gelmig durumdayd1. Katar toplantlyagäzlemciolarak katildi. Toplantida ilk igaret pek de,
hayra alamet degildi. Pérez Alfonzo, yeni demokratik hükümete karg1yapilan darbe girigimine-
deniyle Caracas'tan hareket tarihini ertelemigti. Bagdat gehride tanklar ve silahli askerlerle do-
luydu. Yeni ihtilal rejimi darbe olasiliginakargi alarma geçmigti. Toplantmin devami süresince
her delegenin arkasina bir koruyucu yerleptirilmig,bu sonuna kadar böyle sürmügtü.
Bu olumsuz kogullara kargm yine de delegeler 14 Eylül'e kadar iglerini tamamladt Ulusla-
rarast petrol girketlerine muhatap olmasi için bu toplantidayeni bir tegekkülkurulmasi karar al-
tina almmigtL Bu tegekkülünadi Petrol ÌhraçEden ÜlkelerTeykilati'dir. Su teykilatüstlendigi
görevleriqu gekildeaçiklamigti: Petrolün flyatim savunmak; tam anlamiyla,fiyati kesintiye ugra-
madan önceki düzeye getirmek. O andan baglayarak üye ülkeler milli gelirleri için son derece
önemli olan fiyatlandirma iginde girketlerin mutlaka önce kendiferine damqmasinda Israr ede-
cekti. Üyeülkeler aynca ayarlamasmi" saglayacak bir sistemde istlyordu ki bu, Tariki
"ütetimin

ve Pérez Alfonzo'nun hayallerinde yatan dünya çapmdabir Texas Demiryolu Kurumu demekti.
Tariki ve Alfonzo, günün birinde girketlerin
"yaptirim"
uygulamasi halinde igbirligi yapmak için
dayanigmaya girdiler.
OPEC'in doguçuyla girketler,karar almadan önce, igi bir kez daha dügünmeyi, gerekirse
geri adimatmayive dogru dürüst äxür dilemeyi ögrendiler. OPEC'tenbirkaç hafta sonra yapilan
bir Arap petrol kongresinde Standard Oil temsilcisininmahcup bir tavirladelegelere "Eger yapti
Omizigi tasvipetmiyorsamz, özür dileriz" dedigi hatirlardadir.Ayni kigi, gusözleride söylemig-
ti: "Konu ne olursaolsun, büyük küçük her igte, yapm14oldugumuz geyeitirazimz olursa, bu-
nun için pimdiden özür dileriz. Yaptigimizgey aslmda dogru veya yanlly olsa bile, sizin onu yan-
lig olarakgörmenizveya niçin o gekildehareket ettigmizi anlamamamz bir kusurdur ve bu ku-
sur bize aittir."
irketler özür dilemekle akillica davranlyordu; çünkü OPEC'e bagli beg kurucu üye dünya
ham petrol ihracatimn yü2;de80'inden çogunun sahiblydi. Ayrica OPEC'indoguçu
"petrol
ihra-
catçilannm ilk defa kolektif bir hareketle hâkimiyeti ele geçirdiklerini" símgeliyordu. Bunlar
sonradan OPEC'in Genel Sekreter Yardimcisiolan,Fadil al-Çalabi'nin sözleridir. Çalabisözlerini
göyle sürdürmügtü: "Bu ayni zamanda uluslararasiiktisadi iligkilerin dogal kaynaldar üzerindeki
. 'dönüm
devletler kontrolüne bakig açismdan da bir noktasi' olmugtur."

494
Evet OPEC sayesind,ebirçok öneri yap11mig,nutuklar gekilmigti; ne var ki yine de OPEC
tehditte bulunma ve zorlama açtsindan fazla etkili olamiyordu.Ayrica, önceleri o kadar özür di-
leyenlerin bu tegkilatipek ciddiye almadiklan kesindir. StandardOil'den Howard Page teykilat
için görügünügöyleagiklamigtir:"Biz OPEC'in iglemeyecegini billyor Ye onun için de fazla
umursamlyorduk." ßagdat'takikurucu konferansa katilan ve OPEC'inilk Genel Sekreteri olan
Fuad Ruhani'nin gözlemine göre girketler "OPECyokmuygibi"davramyordu. Batillhükümetle-
re gelinceonlar da tegkilatihafife almigtir. 1960 Kasimi'nda OPEC'in kurulugundan iki ay sonra,
CINnin "OrtadoguPetrolü" için düzenledigi kirk üç sayfahkçok gizli raporda bu yeni tegkilata
.
sadece dört satirlik yer ayrilm14tl.

1960'larda OPEC
Gerçekten de kurulugunun ilk yillan íçin OPEC'in sadece iki konuda performansmdan bahsedi-
lebilir. Birincisi, petrol girketierininkendi ba§lanna karar alirken kesin adim atmaktan kaç1nma-
lanni, önce dampmalanm saglamigtir.Ikincisi de, ilan edilmig olan resmi flyatm bir kez daha in-
dirilmesini önlemigtir. Bu iki bagarmm digmda OPEC'in, kurulugunun ilk on ylh içinde sergileye-
cek fazla bir performansi yoktu. Ûyeülkelerin hepsinde, franhariç, toprak altindaki rezervler
kontratta imtiyaz alanlara ait sayllirdi. Eu yolla,girketlerülkelerin kontrolünü smirlami oluyor-
du. Aynca dünya petrol pazarmdaki agiribolluk pazari bunaltiyor, ihracatÇl ülkeleri birbirine ra-
kip yaplyordu.Bunlar gelirlerini ayni düzeyde tutup korumak için pazarlara baglanmak zorun-
daydi ki bu onlarda hognutsuzluk yaratlyordu. Su pazarlara girebilmek için muhtaç olduklangir-
ketlerden vazgeçmeyi göze alamazlardi.
"sömürgelegmeden
1960'll yillar sürüp giden bir kopma" hareketine tanik oldu ve bu yll-
larda "Uçüncü Dünya" sorunlartve karmagalan filiz vermeye bagladi. Ne var ki OPEC 1960 for-
masyonunda kesin çizgilerle belirlenmig ve yaçamsal önemde olan petrolle ilgili yaptinmlan
1960'i izleyen birkaç yll boyunca petrol dünyasinda uygulayamadi. Bunun sebebipetrolgirket-
lerinin ihracatçilardan gelen daha yüksek gelirtalebinikargilamak istemeleridir. Bunda daha bag-
ka politik faktörlerin de rolü vardt Suudi Arabistan'da Kral Faysal artik tam anlamiyla egemendi
ve kardeginin aksine, Batt yanlisiydt.Aynca, Suudi Arabistan'la Misir arasinda bag gösteren siya-
si rekabet çok geçmeden Yemen'de temsili bir savagadönügmügtü. Ortadogu digmda ise
Venezuela sorun yaratiyor, BirlegikDevletler'leistikrarli bir fligki kurup Kennedyve Johnsonida-
"flerleme

relerinin lttifaki"nda anahtar konumunda ülke olma yollarmi anyordu. K1saca, bütü-
nüyle de alindigtnda, uluslararast politikanin içinde bulundugu kogullar,Amerika'nin üstünlügü-
nü ve bazi üretici ülkelerin güvenligi açismdan önemi bu üretici ülkeleri Amerika'ya ve Batill
endüstri ülkelerine dogudan meydan okumaktan men edlyordu.
Aynca, OPECüyesi ülkelerin gelirleriniarttirmak gibi ortak bir hedefi olmasi aralarmdaki
siyasirekabetibüsbütün körüklüyordu. 196l'de Kuveytingiltere'denayrilip tam bagimsiz oldu-
gundaIrak sadece bu küçük ülkenín sahipligindeisrar etmekleyetinmedi, iggal tehdidindede
bulundu. Irak ancak, Ingiltere'nin Kuveyt'in savunmasina yardimci olmakiçin buraya bit bölük
asker göndermesindensonradirki bu hevesinden vazgeçip geriadim atmigtir. Tek protestoola-
rak geÇicibir süre için OPEC'teki üyeligini askiya aldi. Íkibüyük üretici, Íranve Suudi Arabistan
da birbirlerine hem güpheylehem de kiskanç gözlerle bakiyordu. Nasir'm parlamasi ve bütün
Ortadogu'dakimilliyetçilik akim1her iki hanedamn bölgedeki politik liderlikleri açismdan tehli-
ke arz ettigi halde böyle duygular beslemekten kendilerini alamlyorlardi. Sahkendi gelirinin
mümkün olan en kisa zamanda artinlmasimistiyor ve bunun tek yolunun daha çok petrol sat-
mak olduguna inamyordu. Kanismca bu, üretimi kontrol altinda tutup fiyatlari artirarakyapila-
mazdt. Istedigt diger bir geyde fran'm eski önemli konumunu tekrar kazanmasi ve böylece ken-
"iran

di kipisel tutkularmalayik hale getirilmesiydi. Bir gün pöyle demigtir: bir numaralt üretici

495
durumuna getirilmelidir. Uluslararasi petrol
'düzenleme'

sistemi teoride iyi, pratikte kötüdür;


çünkü gerçekçi degildir."
Suudiler'in düzenleme" sistemine kargi olan Onemli kipisi Abdullah Tariki Kral Su-
"petrol

ud'la aym safta yer allyordu. Ancak, böyle davranmakta bataltydi. Çünkügüç mücadelesinde
Faysal galip gelmigti. 1962 yllinda Tariki igten atildi ve Petrol Bakanligt koltuguna kabinenin
genç hukuk dampmani, Ahmet Zeki Yamani oturdu. Yamani'nin uluslararasi Texas Demiryolu
Kurumu kurmak glbibir fikri veya niyeti yoktu. Tariki'nin OPEC'ten çikanlipatilmasi bu gekilde
olmuçtur. Bundan sonraki on be yllt sürgün olarak gegirmig, bu süre içinde danigmanhk, Oteki
petrol ülkelerine yol göstericilik, gazetecilik ve tartigmacihkyapmigttr. Tartigmalannda daima
petrol girketlerinikmayan, Araplar'i sahip olduklan dogal kaynagin kontrolünü ele geçirmeye
özendiren konugmalar yapmigttr.
OPEC'in öteki babasi Pérez Alfonzo ise hem politikada hem de OPEC'te düç kinkligina ug-
ramigt1.Bakan olmamn getirdigi fiziki stres ve onca uzun yolculuklar onu tükettiginden1963'te
görevden istifa etti. Söylendigine göre onun göreyipetrol üreticilerini bir araya getirmekti ve o
bunu baçarmigti ve gimdiartik yapacagt bagka bir geykalmamigti. Yine de istifasindan birkaç haf-
ta sonra OPEC'e müthi; bir eleptiri bombardimam yagdiracak, teykilatietkisiz oldugu Ve Vene-
zuela'ya hiçbir yarar saglamadigl için aci bir gekildeyerecekti. Bunu da yaptiktan sonra artik vil-
lasma çekilerekkendini okuyup yazmaya ve felsefe çahgmasma verdi. Agin bir biçimde büyü-
yen, gürültülü, otomobillerle dolu bu gehirdeevini kendisine bir sigmma yeri ve dügünmek için
uygun bir köpe olarak seçen Alfonzo, evin ve bahçenin bakumni da bizzat kendisi yüklenmigti.
"geytan
"petrol
Ancak artik ekme" konusunu agzina almlyor, tersinepetrolden pisligi" diye söz
edlyordu. Pas tutmuy otomobili hâlâ bahçesinde petrol servetinin israf sembolü olarak duruyor-
du. Yagaminm son yillannda çahqmalanmkaynaklari israf etme yerine idareli kullanma konusu-
na ve endüstriyel toplumun sebep oldugu kirliliklere odaklamigti. 1979'da ölümünden hemen
önce göyledemigti: "Ben her zaman her geydenevvel bir çevre bilimcisi olmuçumdur.Artik pet-
rolle hiçbir gekilde ilgilenmiyorum. Een çiçeklerim için yagtyorum. OPECbir çevrebilimci ola-
rak benim için gerçekten yok olmuytur."
1960'll ytllar boyunca çogu zaman petrol girketleri OPEC'ledogrudan temasa geçmekten
kaçmdilar ve bunun için büyük çaba gösterdiler. Büyük girketlerdenbir yönetici, o günleriamm-
sarken çõylediyecekti: "Bizim konumumuz quydu: Ímtiyazlann sahibi bizdik ve gerektiginde bu
imtiyazlar hangi memleketteyseigimizi o rnemlekette hallederdik." 1960'h ylllar boyunca
OPECvarbgmi sadece bir sembolmüg gibi sürdürdü ve bagka bir yöneticinin dedigi gibi "Petrol
dünyasmm gerçek dünyasi o günlerde ABD ithalat kotalan, Rus kökenli petrol ihracati ve reka-
betti..Ticari basmm bütün sütunlan, yöneticilerin kafas1 ve hükümette politika üretenlerin ev-
raklan yalnizca bununla doluydu. Petrol endüstrisinin en önemli ugragibunlardl." Ancak, hepsi-
nin içinde, en önemli olan taleptekigöz kamagtinc1 büyümeydi. Bir de, güncel arzdakidaha da
göz kamagtinci artig. Anlagildigma göre OPEC'in büyük petrol girketterine kargi istedigi etkili
meydan okuma devri bir daha gelmemek üzere tarihe karigmtyt1.

"Yeni Petrol Bölgesi ve Daha ÇokFil"


OPEC'in kurulugundan hemen kisa süre sonra, OPEC üyesi ülkeler, dünya petrol ihracati üze-
rindeki tam hâkimiyetlerini kaybettiler. 1960'll ylllara gelinceye kadar birkaç eyalette petrol ku-
yulan keyfedilmigve bunlar açilmigtt. Bu da pazan petrol gölüne çevirmigti.Zamanla petrol üre-
ticisiülkelerin çogu OPEC'eüye olduysa da dünya pazanna ilk giriplerirakip olarak gerçeklepti
ve bunu kendilerinden önce kurulmuy ihracatçi firmalann parar hissesini zorla ele geçirerek
yaptilar.
Bu seneler içinde Afrika'ya dünya petrolünün
"yeni
kanadi" gözüyle bakilmigtir. Petrol ara-

496
I

mada Fransa.ilk öncülügü yapmig ve bunu Birinci Dünya Savagi'ndansonra Clemenceau'nun


"topragm
petrol için kani" dedigi zamandaki politikalandevreye sokarak bagarmigtir.Clemence-
au ayrica, bu denli kritik bir konuda yabancigirketlerin
"bakkal"a
sagladigi petrole artik güvene-
meyecegine de inanmigtL Ona göre eger Fransa büyük bir güç olarak kalacaksa mutlaka kendi-
ne ait petrol kaynaklan olmallydL H. Dünya Savagt'nmbitiginden sonraki birkaç yll içinde Char-
1
les de GaulleFransiz"Ïmparatorlugu"smirlan içinde ne kadar petrol varsa hepsinin çikanlmasi
için azamiçabamngösterilmesini emretmíçti. Amaç tüm dünyada Fransiz petrol üretiminin en
azmdan Fransa'nm kendi tüketimine egit hacme getirilmesi, böylece ödemeler dengesine yar-
dunct olmak ve güvenligin saglaumastydi, Ancak Fransa'nin milli garnplyonu sayllan CFP aym
görügte degildi ve Irak Petrol Sirketi'ni ve bu girketin Ortadogu'daki konumunu sarsma girigi-
mindeydi. Bu amaçla hükümet yeni bir devlet girketleri grubunuBureaude Rechersches Pétro-
lier (BRP) emrine vererek
"imparatorlugun"
diger yerlerinde de. petrol aramayla görevlendirdi.
Bundan birkaç yll sonra, Bati Afrika'da, Gabon'dapetrol keyfedildi.
Kuzey Afrika'da ise Fransa'mn Fas Yüksek Komiserligi çevresinin güphelibakiplari altmda
Sahra'da petrol aramyordu. Sorbonne Üniversitesi'nin en gözdejeolojiprofesörü Sahra'da kesin-
likle bir damla bile petrol olmadlgLndan emindi ve hatta bu konuda iddiaya bile girmigti. Burada
bir damla petrol bulunmasi halinde bunu büyük mutlulukla içecegni söylemigti. Ne var ki bu
arazi çok büyük oldugundan içeriye girip yarigma izni isteyenlerin sayisi azdi ve sonunda bagka
bir kamu igletmesi olan Régio Autonome des Pétroles (RAP)arama i§ine bagladi. Böylece Ceza-
yir'de ilk petrol bulma igi 1956'da Cezayir'e nasip oldu.
Cezayir'in Sahra'da yaptigt kepif tüm Fransa'da heyecan yaratmigt1. Bu, Fransa'nmilk ola-
rak Ortadogu'nun digmda ve Shell Cezayir kegfinde ortak oldugu halde "Anglo-Saksonlar"m
uzanamayacagi bir yerde petrol kaynaklarmm kontrolünü ele aldig anlammdaydi. Ayniyllin, ile-
ri aylarmda baglayanSüveyg Krizi "Sahra'nm" Fransa için ifade ettig önemi bir kez daha pekigti-
recek, bu defa Amerikahlar'm petrol ve politik destek açismdan ne kadar güvenilmez oldugunu,
bunun tehlikelerinibir kez daha gözler önüne serecekti. Fransizlar Amerikahlar'm kendilerine
ihanet ettigine inanlyordu. Ayrica, bu kriz hem Fransa'mn gururuna hem de iktisadi istikrara
atilmig agt bir, tokatti. Bu yüzden hükümete bagli iktisadiKurul özellikle Afrika'da yogun bir
uluslararasi arama kampanyasi için girigime geçti. Kurul "Petrol konusunda bir deggim yarat-
mak artik ülkemizin güvenligiiçin part olmugtur" diyordu.
Bu olugumlarmhepsi bir arada, Cezayir'dekipetrol keyiflerinive hizli geligmeyidaha da ya-
gamsal bir hale getiriyordu. Artik Fransa'da, "Sahra" adi sihirli bir sözcük olmugtu. Sahra'mn
Fransa'yi yabancilara bagtmli olmaktan ve yabanci döviz krizinden kurtaracagma inan11migti.
"Sahra" Fransiz ekonomisine yeniden canlilik kazandiracak, Almanya'nm Ruhr bölgesinde savag
sonu olugmakta olan ekonomik mucizeye Fransa adma yanit verecekti. Bizzat De Gaulle 1957de
tekrariktidara dönügünden bir yll evvel Sahra topraklarini ziyaret etmigti. Bu stra, çöl kamplann-
daki petrolcülere göyle söylemigti: "Sizindünyaya takdimettiginiz bu büyük olay bizim ülkemiz
için büyük bir firsattic Bizim yazgimizda bunun her geyi degigtirebilecegi yazilidir."
Petrol bulunduktan sonra yerden ç1kanlmasi çok zordu. Petrol yataklari çölün derinlikle-
rinde sakl1ydi.Su gibien basit ihtiyaçlar bile yol bulunmayan topraklarayüzlerce mil uzak mesa-
felerden getirillyordu. Neyse ki 1958 yllma gelinceyekadar, petrolün kegfedilmesinden sonraki
iki yll içinde petrol bu dela çöl topraklarmdanftglerarak akmaya baglad1ve Fransa'ya ihraca ha-
zir hale geldi. Yine de Sahra petrolünün bir dezavantaji vardi. Cezayir 1954'te baglamig olan
kan11bir baglmsizlik savagiiçindeydi ve Cezayirliisyanctlar Sahra'yi Cezayir'inbölünmez parça-
si kabul ederken Fransiz Protestanlar tam aksini savunuyordu. Bu yüzden Sahra petrol üretimi
gelecegine tam anlamiylagüvenilirdenemezdi. Fransa'nin bazi çevrelerinde"Anglo-Saxon'la-
rm" ve Italya'nmSinyor Mattei araciligtyla bagimsizlik sonrasi Cezayir'de Sahra petrolüne ter-
cihli girme hakki kazanmak için isyanctlarla igbirligi yaptigi bile söylenir olmugtu.

497
Yine de Fransa'nin yaptigi hareket ige yaramigtl. Íçerdigi tüm risklere kargin 1961 yllma ge-
linceye kadar evvelce Fransiz Devleti'ne ait olan ve Fransa kontrolündeki girketler çepeçevre
tüm dünyada petrol üretir duruma gelmigti.Üretilen.bupetrol Fransa talebininyüzde 85'ini
kargilayacak hacimdeydi. Bunu izleyen sene Cezayirresmen bagLmsizllgLm kazandL Ancak, De
Gaulle'nin Cezayirliler'le yaptigi Evian Anlagmasi Fransa'mn Sahra petrolündeki konumunun
aynen muhafazasim garanti altina almigti.
Yine de, Cezayir'in yapilan anlagmaya ne kadar süre uyacaglm kimse bilemezdi. Fransiz
petrolünün topyekûndurumunu güçlendirmekve kurulu büyük girketlerledaha etkin yarigttra-
bilmek için 1965'te RAP, devlet girketlerininBRP grubuyla birleptirildi. Adi geçen grup, Fran-
sa'da, bir de çok önemli bir gaz yatagi kegletmig.ve geligtirmigtl.Bu birlegmeyi YakitDirektörü
André Giraud göyleaçiklamigti: "Kendimizi gerÇekçibir tarzda uluslararasi duruma adapte et:
meyi yegledik." Birlegik girkete,Enterprise de Recherches et d'Activités Pétrolieres veya kisaca
ELF-ERAP adi verildi. Ìleridedaha çok kendi firmalarmdan biri olan ELF adlyla amlacakti. Ceza-
yir merkezi model almarak inga ettirilen ELF dünya çapmda bir arama kampanyasma yönelecek
ve sonuçta yeni bir girket, petrol girketleri arasmda en büyüklerinden biti olmalda kalmaylp, ay-
ni zamanda dünyadaki en büyük endüstri gruplanndan da biri olacakti.
ÜrŠtim diger ülkelerde de, yeni bir zengin yatak bulmak ümidlyle yanan hirsh bagtmsizla-
nn destegiyle toparlanmayabaglamigtl.Büyük girketlergeziyapar gibi sik sik petrol yörelerinde
dolaniyorlardi. Bunlar, Ortadogu'da büyük holdingleri oldugu halde, Iran Körfezi ülkelerinde
her zaman için olasi bazi olaylarla kargilagmamak ve bir gün kendilerini rehine durumunda gör-
memek için petrol kaynaklarmda yenilik yapmak istiyorlardi. Shell mensubu bir yöneticinin
1957de ifade ettig gibi hepsini bir tek sepette saklamak istemiyorlardi." Nijer-
"yumurtalarm

ya'da 193Tde arama çallymalarma baglayan Shell-BPortak girketi, sonunda 1956'da Nijer Neh-
ri'nin balçiklideltasmda ilk petrol igaretine rastladt Ancak, dünyamn hiçbir yerinde bulunan
petrol Libya Kralligi'nin 1ssiz çöllerindetamk olunan olaganüstü mucizenin getirdigipetrolle
mukayese edilemezdi. Burada yapilan kepif endüstri dünyasim topyekûndegigtirmig, bunun so-
nucunda da dünya politikalannm bagtap sona degigmesine neden olmugtur.

Libya'nm Parlak Devri


ikinci Dünya Savaç1günlerinde, Almanlar'la Ingilizlerarasindaki akil almaz çöl savaginda Lib-
ya'nin kayahk arazisinden binlerce tank gelip geçmigti. Rommel kuvvetlerinin müzmin gekilde
petrolden yoksun olugu nedenlyle bozguna ugratildigi yer de burasidir. Taraflardan hiçbiri, pet-
fol ölçümlerinin giderekdügtügünü gördügü ve saate kargi savagtigi halde dünyanm en büyük
petrol rezervlerine çok yakm, sadece birkaç yüz mil mesafede bulundugunu bilmlyordu.
IL Dünya Savagi'ndan sonraki ilk on yll içinde, Libya askeri yönden oldukça önemliymig
izlenimi veriyordu. Bu görünümü verdigi yer Amerika'mn Dogu Yariküresindeki en önemli üs-
lerinden biri olan Wheelus Hava Gücü Üssü'ydü.Bunun diç1nda Libya uluslararasi alanda pek
bir araya gelmig,.nüfusu çok az olan ül-
"eyalet"
bir anlam ifade etmiyordu. Birbirinden ayn üç
keyi adeta zorla türetmiglerdi.Ülkeninsaghksiz politik sisteminin üstüne, aslinda kral olmak-
tan hoglanmayan ihtiyar Kral Ìdrisoturtulmuçtu. Idris bir defastnda istifa mektubunu bile yaz-
diysa da, bunu haber alan kabile baglan ihtlyar kralm tahttan inmesine engel oldular. Libya ku-
raklik ve çekirge bollugu yüzünden hastalikli, çok fakir bir ülkeydi. Ekonomik gelecegi parlak
olmaktançok uzakt1. lL Dünya Savagi'ndansonraki ylllarda belli bagli iki ihraç maddesi vardl.
Esparto denilen, banknot yapunmda kâgit olarak kullamlan bir çegit bitki ile Müttefik ve Mih-
ver kuvvetlerin arkada biraktiklan paslanmig tank, kamyon ve silahlardan arta kalmig maden
parçalan.
1950'li yillann baginda ülkede petrol üretilebilecegine dair jealoglardabir güphebelirmeye

498
baglamigti. Petrol arama ve üretim igini özendirniek için 1955'te gikanlan Libya Petrol Yasa-
si'yla, Libya'da ÍranKörfezi ülkelerini simgeleyen çok büyük imtiyaz bölgeleri yerine, çok daha
küçük imtiyazlann kurulmasi kararlagmigt1.Bu yasaya önayak olmug Libya Petrol Bakan1 gu
açiklamayi yapmigtt: "Ben Libya'nm ige Irak veya Suudi Arabistan ya da Kuveyt gibi baglamasmi
istemedim. Ben ülkenin tek bir petrol girketininelinde olmasina razi olamazdim." Libya Dogu
Yanküresi'nin diger ülkelerinde korumasiz petrol üretimi veya imtiyazi olmayan bagimsiz ülke-
lere imtiyazlarm çogunu vermeye hazirdt Bunu yapmakla oralarda da aramave üretim yapabi-
lecegini, bunu Libya'daki aym hizla bagaracagma inamyordt1 Aynca, bli yasa bagka bir avantal
daha sagliyordu. Hükümetedügen pay, verilen petrolün güncelpazar fiyatina göre saptanacakt1.
Güncel pazar flyati gülünç bir flyat olan resmi flyattan da dügük oldugundan, Libya petrolünün
diger ülkelerin petrolüne göre daha kârh oldugu ortaya ç1klyordu.Tüm bunlar kugkusuz girket-
lerin Libya petrol üretimini azamiye çikarmalaniçin çok geçerlisebeplerdi. Bu düzenlemenin
hiç kugkusuz bir ana hedefi vardi ki bu Libya Petrol Bakam'nca yöyle açiklanmigtir: "Amacimiz
-

daha çabuk petrol bulmakti,"


Petrol konusundaki bu yayma stratejisi ige yaramigti. 195Tde yapilan müzakerelerin ilk ra-
undunda on yedi girket tam seksen dört imtiyaz için bagvuruda bulundu. Libya'da uygulanan
politika yava; yavag meyve vermeye bagladl. Ancak, çaligma kogullari kabul edilir olmaktan çok
uzakti. Ülkegeligmeyolunda çok gerideydi. Dig dünyayla iletigim saglayacak telefon bile yoktu.
SözgelimiAmerika'yla gehirlerarasikonugma yapacak birinin telefonbulmasi için önce uçakla
Roma'ya gltmesi gerekiyordu. Arazide jeologlarönceden liiç hesaba katmadiklari engellerle kar-
gilaglyordu. ÖrneginII. Dünya Savagi'ndan kalmt; yaklagik üç milyon-arazi mayim gibi. Yerleri
belli olmadigindan bunlara rastlayanjeologlarinve iççilerin öldügü veya yaralandigt sik görülen
bir geydi. Bu sakmcayi gidermek için girketler bu defa
"maym
yerini tespit" kuvvetleri kurdular
Ye giderek bu mayinlari General Rommel için koymuy olan Almaniar
aramp bulundu ve mayin-
lann imha igi hunlaraverildi.
Yapilan ilk aramalar ümit verici degildi. Su ümitsizlik kisa sürede bölgede yerlepti. BP stok-
taki petrolünü, kira kontratlanni ve villalaritn tafsiyeedip bölgeden aynlmak için hazirhga bagla-
migtL Sonranasil olduysa 1959 Nisan aymda, Zelten denen bir noktada, Akdeniz
sahilininyak-
lagik yüz milgüneyinde Standard Oil of New Jerseybüyük bir petrol kaynagma rastladt Bu bu-
lugu Amerikan Digigleri Bakanligi IngilizDigigleriBakanhgi'na göyle özetlemigti: "Libya'ya bü-
yük ikramiye çikti." Aslmda Jersey Libya'ya
"pas
verme" kararimn epigtne gelmigti. Ne de olsa
Aramco'nun yüzde 30 hissesi onundu. Ayrica hem Trak Petrol Sirketi'nin hem de frankonsorsi-
yumunun üyesiydi ve hepsinden önemlisi Venezuela'daki en büyük üreticiydi. Yine de, risklerin
çok fazla oluguna ragmen Libya'da petrol sahibi olmanm çok büyük bir avantali vardt Jersey'in
dünya çapi petrol.üretirtii koordinatörü M.A. Wright, "Libya'nin ta içine girigimizdekiamaçlar1-
m1zdan biri Ortadogu petrolüyle yançacak petrol bulmakti" demigti. Ona göre
"bir
ham petrol
kaynagina daha sahip olmakla Suudiler'e kiyasla daha avantaih konuinda olacaklardi." Ayrica,
diger girketler gibi, Jersey de Libya'da mevcut politik risklerin Iran Körfezi ülkeleri veya
Venezuela'daki politik risklerden çok daha az olduguna inanmigtL
Zelten'deki petrol kegfiyle buraya akin baglamigti. 1961 yllma gelinceye kadar, on lyi yatak
kegfedilmigve Libya petrol ihraç etmeye baglamigti. Petrol çok yüksek kaliteli, "tath"

tabir edi-
len dügük sülfürlütürdendi. ÏranKörfezi'nin daha agir, yüksek oranda mazot içeren ham petro-
lünün tersine Libya harn petrolü çok daha yüksek oranda benzin ve diger
"temiz"
ürünler veri-
yordu. Avrupa'mn giderekbüyüyen otomobil filolan ve yeni dogan çevrecilik açismdan da mü-
kemmel bir kaynaktL Ayrica,yerlegim açisindan da Libya üretimi tam aranan yerdeydi; ne Orta-
dogu'daydi ne de Süvey; Kanall yoluyla veya Afrika Burnu'nu dönerek nakliyesine gerekvardi.
Libya petrolü Akdeniz'i geçerek Italya'dakirafinelere kolayca ulagtmlabiliyor ve sonra da dogru-
dan Fransa'nin güney kiyisina sevk ediliyordu. 1965 yllma gelinceye kadar artik Libya dünyamn

499
en büyük altmei petrol üreticisi olmugtu ve tüm petrol ihracatmm yüzde 10'unu kargihyordu.
1960'larin sonuna gelinceye kadar günde üç milyon varilden fazla üretir düzeye gelmig,
1969'da da verimi gerçekten Suudi Arabistan't geçmigti.Daha on yil evvel,henüz hiçbir petrol
rezervinin keyfedilmemigoldugu bir ülke için bu inamlmaz bir baçanydi.
Ne var ki çok çabuk ve beklenmedik bir refaha kavugari Libya i§ çevrelerikokugmaya bag-
lamig, refahin dogurdugu rehavete kapilmigtL Sarikiherkes petrolden elini çekmigti.Bir petrol
yöneticisi o günlerdenyakimrken girketinin bir metelige muhtaç hale geldigini söylemigtir.Alic1-
lardan çogu ise sadece metelik degil bundan çok daha fazlasmi istiyordu. Küçük bir Amerikan
bagimstzt olup Libya'dan epey miktar imtiyaz almig Occidental Petroleum jeologlarmdanBud
Reid durumu göyleaçikhyordu: "Eger iginizi yerel müteahhitlerden biriyle yapiyorsaniz, iginizde
mutlaka bir aksilik olur. Her yandan bask1 görmeyebaglarsimz. Sözgelimi adamm kayinbiraderi
gümrükte memursa, birden gümrüktengeçmesini beklediginiz bir teçhizatmgümrüktetakildi-
gmatamk olursunuz. Eger teçhizatmgecikmeden size ulagmasini garantilemek isterseniz mutla-
ka belirli bir nakliye ve müteahhitlik firmasiyla i; yapmamz gerekir." Libya Kraliyet Sarayi'mn
hizmetterine bakan aile de büyük hediyelere olan dügkünlügüyle ün kazanmigti. Bir gün bu äile-
nin reísi olan kigi bir otomobil kazasinda ölmüg, bu clay ülkede çegitli krizlere neden olmuytu.
Bir Amerikali petrolcününsözleriyle aile reisinin kayb1
"rügvetin
kime verilecegi konusunda ger-
çek bir kararsizlik yaratmigtt."
Libya petrolünün bol bol üretilmesi dünya petrol fiyatlarmt dramatik bir gekilde etkiledi ve
Süveyften sonra baglamig olan dügüge htz kazandirdi. Libya petrolünün devreye girmesi Sovyet
petrolünün yanm b1raktigt igi devam ettirmigtir. Libya'da üretimin yandan fazlast, büyük girket-
lerin aksine, kendilerine mahsus çilog kapilarindan yoksundu. Korumalan gerekendaha bagka
kaynaklart da olmadigindan, üretimi kismak için herhangi bir sebepleri yoktu. Ayrica,yüksek fi-
yath yerli petrolü koruyan ve özendiren kotalarla Amerikan pazarmm digmda tutuluyorlardi.
Böylece Libya'da iq gören bagimsizlar ekonomi ve cografyayla oldugu kadar politika yoluyla da
Avrupa'da tek bir pazarda toplanmayazorlandilar Ye petrollerini ne fiyat verilirse o flyata satmak
için gerektiginde kabaca savagtilar. Sonuçta,sadece Avrupa'da degil, dünyanm her yamnda, pa-
zar bulmak için beklegen petrol arzi petrol talebinigeçmigti. Neticede bogaz bogaza bir rekabet
bagladi. 1960-1969 yillari arasmda petrolün pazar flyati varil bagma 36 sentlik dügügle yüzde 22
azaldi. Enflasyonu indirme çabas1yla bu dügüg daha da sert bir ivme gösterecek, yüzde 40'a ka-
dar inecekti. Jersey Sirketi'nden Howard Page o günleri pu sözcülderle ammsar: "O günlerde
petrol herkes için, her saatte, her yerde ve her zaman ahcmin koydugu en dügük fiyatla bulunur
bir meta olmugtu. Sunusöylemek isterim ki, ben hayatimda hiç bu denli rekabetçi bir piyasa
görmemigtim. Sankipazar yüzüstü yere dogru dügüyordu."

Mattei'nin Son Uçuçu


Dünyaya meydan okuyan bu kuvveti harekete geçirip büyülderin gücüne ve sanayiin ta içine su-
nan adam Enrica Mattei acaba o günlerde ne yaplyordu? ENl'yi ve yan kurulugu AGIP'i büyük
bir dünya gücüne dönügtürdükten sonra Mattei, mücadelesine devam etmig, bir savagtanöbü-
rüne kogarak yalnizca kurulu girketlerle degil, Amerikan hükümetiyle ve Kuzey Atlantik Organi-
zasyonu'yla (NATO)da iligkiye girmigtir.Bunlardan son ikisi ucuz Sovyetpetrolü almak ve Sov-
yetler'in devamli mügterisiolmak için Mattei'nin yaptigt öneriden tedirgin olup korkmuglardt
Mattei'nin niyeti, temeliAkdeniz'e dayali kendi boru hatti sistemini batiya uzanan Sovyetsiste-
mine baglamak ve böylece Rus petrolü almak, italyanboru hattiyla Rus petrolünü takas ettir-
mekti. Ancak, bu tehlikelimücadelelerde Standard Oil of New Jerseyve öteki büyüklerle de bir
uzlagma yolu bulma hesabmdaydt Hatta Amerika'mn yeni Bagkani JohnKennedy'le tampmak
için Amerika'ya gitmeye haz1rlamyordu. Amerikan hükümetine gelince, petrol girketlerinin

500
Mattei ile bir uzlagmaya varma çabalarmidestekliyor, Amerika'mn italya'dakiBüyükelçisi'nin
1962'de söyledigí gibi, Gelecekte daha bagka polemige meydan vermemek için Mattei'nin in-
"

cinmig gururunu yeterince pohpohlamak" geregini duyuyordu.


27 Ekim 1962'de, Mattei özel jetiyleSicilya'danyola çiktL Jette kendisinden bagka tek
yolcu olarak Time dergisinin Roma bürosu gefivard1.Mattei'nin Amerika'ya gidigi nedeniyle bu
Italyandevi hakkmda ön sayfada yer alacak bir öykü yazma pegindeydi. ÖnceMilano'ya inme-
leri planlanm1çsa da, bu hiçbir zaman gerçeklegemedi. Korkunç bir hrtma çikmig,Mattei'nin je-
ti paramparça olmugtu. Kaza Milano'nun Linate Havalimani'na yaklagik yedi mil mesafede ol-
muytu.
Olay yeri Italya,konu Mattei ve bu kigide çeligkilerledolu oldugu için parçalanmamn sebe-
bi hakkmda sonradan birçok spekülasyonlar yapilmigtir.Bazi kimseler bu kazada batili istihbarat
servislerinin parmagt oldugunu, Sovyetler Birligi'yle petrol anlagmalan yüzünden sabotaji bunla-
rm yaptigim iddia etmigtir. Digerkimselerse uçak Sabojatim Cezayir'in bagLmsizligina kargi inatla
- savagan Fransiz GizliOrdu Tegldlati'mn yaptigini söyledi. Bu görügü ileri sürenler sabotajm Mat-
tei'nin sömürgecilige kargi oluguna ve Fransizlar'Hi Cezayir'e kangmasini eleptirmesine bagladilar.
Bunlar diger bir nedenin de Mattei'nin Cezayirliisyancilarla flört etmesine tepki olarak intikam
maksadlyla ve Mattei'nin amacimnAGIP'i Cezayir'in bagtmsizlig için savagtirmakoldugunu söy-
lediler. Ancak, tüm bu söylentilerekargm ölümünün kaza sonucu meydana gelmig olmast daha
olasidir. Bunda olumsuzhava kopulunun, Mattei'nin aceleciginin ve kaderin payi vardi. Mattei
karakter olarak daima çok aceleci, sabirsiz bir insandi. Onu her zaman bir geyleryapmaya iten ki-
gilig yüzünden, inig için firtinano dinmesini bekleyemezdi. Daha önceleri de kötü havalarda
uçarken uçagin pilotunu Milano Havaalani'na inmeye zorlamt; ve hunda baçanlt olmustu.Ancak
hu defa kaderini geregndenfazla zorlamigti.
ÖldügündeMattei elli alti yaymdaydi ve kurmak istedigi imparatorlugun doruk noktasm-
dayd1.Bütün hayatt boyunca hiçbir olaydan müteessir olmayan,hiçbir yara almayan bir kigiizle-
nimi vermigti. New YorkTimes digigleri köpe yazan onu gu sözlerle tammlamistir:"Italya'men
önemli çahsiyeti.Roma'daki Bagbakan'dan veya Vatikan'daki Papa'dan bile daha önemli kipi."
Bir söylentiyegöre "ÍtalyanMucizesi" diye savagsonu patlatilan bombanm asil sahibi herkesten
çok Mattel idi. Ìlerikiyillarda ENI'nin Roma'daki merkezinin bulundugu semte "Piazzo Enrico
Mattei" ad1verilmig ve gerek ENI, gerekse AGIP büyüme ve geniglememücadelelerini sürdür-
müglerdir. Ne var ki Mattei'yi kaybettikten sonra dünyanm kural tammayanpetrol girketleriara-
smda bir numaraytiggal eden ENI'nin saltanat günlerisona ermigti.

Yeni Rakipler
Artik Mattei yoktu; ancak bir devrimin ateginitutugturmuyondan sonra ölmügtü. Büyük petrol
irketlerinin dünyadaki global egemenligi bu devrimin ateginde alaçagt edilmeye mahkûmdu.
Verdigi genel imajin tersine, petrol endüstrisinin yapist devamli olarak degigmekteydi. Yirmínci
yüzyil petrol tarihi incelenirse, gelenkipilerin" devamli olarakkurulu petrol düzenine mü-
"yeni

dahale ettiklerini görürüz, Ancak, yine de, 1950'll yillara kadar bu kipilerin görüglerinede yer
verilmigtir; bu görüglerde losmen petrol sanaylinin parçastyd1. Ne var ki 1957de Mattei'nin
fran'laanla§ma yapmasmdan ve Japonlar'mda iran'1izleyerek TarafstzBölge'ye giriginden sonra
bu süreç ve Mattei'nin baglatmig oldugudevrim devam etti ve ne kadar çok geyindegigmigoldu-
gunudramatik gekilde gözlerönüne serdi. Simdiuluslararasi petrol oýununda ilgi sahalan birbi-
rinden çarpici gekilde farkli birçok oyuncu yer aliyorduve bunlar YediK1zKardeg çaginda igbir-
ligi yapmig oyunculardan sayi olarak çok fazlaydt
Oyuncu say1sindaki bu patlamamn birkaç sebebi vardir. Petrol konusunda ilerleme
kaydedilmig, teknolojiyayginlagmigtL Bunlar ieolojikriski azaltmig, arama ve üretim uzmanligi-

501

I
ni kolaylagtirmigt1. Üreticidu'rumdaki ülkelerle üretici duruma geçmek üzere olan ülkelerin hü-
kümelleri, bagimsizlarm ve yeni oyuncularmda bu oyuna girmesi yanlislyd11arve bu görügü sa-
vunan imtiyazci politikayi benimsemiglerdi. Seyahat, iletigim ve haberlegmeye getirilenyenilik-
ler Latin Amerika, Ortadogu ve Afrika'yi daha yakm ve daha kolay erigilir yapmigt1.Uluslararasi
petrol yatirimlari kargiliginda ödenen yüksek flyatlar en az 1950'lerin ortalarma kadar sürmüg
ve oyunculara çok çekici gelmigti. Birlegik Devletler'in vergi yasasi da yabanci yatinm riskini
azaltmig ve daha cazip kilmigt1. Sirketleri diç¯memleketlere gitmeye özendiren bagka bir faktör
de
"düzenleme"
sistemidir. Bu sistem, girkelleri yabanci ülkelerde tam kapasiteyle igletecekleri
topraklarbulmaya özendirmigti. Ayrica endüstrilegmigülkelerin petrol talebiyeni boyutlara dog-
ru tirmanirkengerek tüketicive gerekse üretici ülkeler artik petrole iktisadi geligmeninmotoru
Ve güvence,
gurur ve gücün somut sembolü gözüyle bakiyorlardi.
Çokönemli olan bir etken daha vardi. Bu BirlegikDevletlet'in batill ittifak sistemi ve dün-
ya ekonomisi içindeki üstünlügüdür. Milliyetçilik ve komünizm akimlarinm dogurdugu krizlere
ragmen Amerika'mn nüfuzu digerlerininkinden daha kahci, koloni yanhst eski imparatorluklann
nüfuzuna gõlge dügürücü nitelikteydi, Amerika'mn askeri gücüne her kesimde saygt gösterili-
yor, ekonomik baprisi hayranlik ve kiskançlik uyandinyordu. Dolar dünyada en güçlü para biri-
mi olmay1sürdürüyor. BirlegikDevletler Amerikan sermaye, teknolojive ustaligim diger endüst-
rilere oldugu kadar ba endüstriye de yagdirdigt bir ekonomik düzenin merkezinde bulunuyor-
du. YineABD riskleri ve tehditleri etkisiz kilabilecek bir politik düzene gekilverecek konumday-
di. Özelgirigimci de aym yolu izle.migtir.
Petrol denen ayunda oyuncular, özellikle Ortadogu'da dikkate deger bir artig gösterdi. Or-
negin 1946'da bölgede faaliyet gõsteren petrol girketisayisi 9 iken, 1956'da bu sayi 10'a yüksel-
di. 1970 ylhna gelinceyekadar da 8 l'e erigti. Ne var ki hepsi bundan ibaret degildi. Bu, çok da-
ha kapsamh bir geniglemenintek bir parçasi sayllmahdir. Bir tahmin raporuna göre, 1953-1972
arasi 350'den fazla girket ya yabanci petrol endüstrisine glrmig veya bu girketlerin katihmina
katki yapmigtir. Bu
"yeni
uluslararasi girketler"arasinda 15 büyük Amerikan pirketi,20 orta bü-
yüklükte Amerikan girketi,10 büyük Amerikan dogal gaz, kimya ve çelik fabrikasi ve 25 Ameri-
kan kökenli olmayan girket vard1. Sava; sonu dönemin baglangicmda sadece alti Amerikan fir-
masi ve tamnmigbeg büyük Amerikan girketi digmda hiçbirinin denizagm arama faallyetinde bu-
lunmadigi göz önüne almitsa, durumun ne kadar degigmig oldugu kolayca anlagihr. 1953 yllma
gelindiginde en büyük yedi girket digmda, dünya yüzünde higbir özel girketin 200 milyon varili
bulan yabanci petrol rezervi yoktu. 1972 ylhna gelene kadarsa en az on üç
"yeni
uluslarara-
si"nin her biri 2 milyar varilden fazla yabanct rezerv sahibi olmugtu. Toplam olarak yeni kat11an-
lar rezervlerin 112 milyar variline yani hür dünya toplaminin dörtte birine sahip oldular. 1972
yllma kadarsa
"yeni
uluslararast" kesimin kendi aralanndaki günlük üretimi, her gün için 5,2
milyon varili bulmuytu.
Çokkalabalik olan bir arena kugkusuz bazi tepkiler verecekti. Bunlar içinde en göze çar-
panlardan biri kârda gözlenen dügügtür. Petrol endüstrisi 1950 ortalarma kadar yabanci yatirim-
lar yapmig, kargihynda yüksek avantajlar saglamigtl. Bazilarina göre bunlar çalkantill sava; sonu
günlerde uzak, eripilmesi zor bölgelerde omuzlanmig riskler kargilignda kazamlmig ödüllerdi.
Bazi kipilerse bunun bir avuç büyük oyuncu. egemenliginde endüstri anlamina gelen
"oli-

gopol"ün bir sonucu oldugunainandi. Musaddik ve Íran'in,Kore Savagt ve Süveyfin sebep ol-
dugu arka arkaya gelen krizler kâr oratimiyüzde 20'nin üstüne çikarmigtt.. Ancak Süvey; Kana-
h'nm 1957de yeniden açilmaslyla stoku satmak için giripilenyogun rekabet hem fiyatlan hem
de kân dügmeye zorlamigttr. O andan sonra da, altmigh y111arboyunca devamli olarak yabana
petrole yapilan yatinm sadece yüzde 11 13 dolayinda kald1ki, bu yaklagik imalatçi sanayilerin
-

yatinmi kadardir. Artik ihracatç1 ülkeler o güne degin görmedikleri kadar çok para kazamrken,
petrol endüstrisi eskiye göre çok daha az düzeyde ödül alir duruma dügmü tü.

502
ip ÜstündeCambazlik -

Ïran'la Suudi Arabistan Karç1Kargiya


Üretimdeyaganan global sava; Ortadogu'nunpetrolde anahtar ülkeleri ólan Iran ile Suudi Ara-
bistan arasmda uzun zamandir süregelen rekabeti büsbütün yogunlagttrmigtl.Tüm dünyada
üretimin çogalmasi büyük girketleripolitikkararsizliga sürükledi. Bu durumda üretim yeni tü-
reyen girketlerdengeldigi zaman dahi büyük girketler petrol arzim petrol talebi kargismda den-
gelemek zorunda kald11ar. Bu, dünyanm en büyük rezervi olan Íran Körfezi bölgesinde üretimin
kisitlanmasi demekti. Aynca gunu da belirtmek gerekirki, ÏranKörfezi üretimi hizla arttigt hal-
de yine de rezervlerin müsaade ettigt veya bölgelerdeki hükümetlerin istedigi hizda artamtyor-
du. BirlegikDevletler'de üretim Texas Demiryolu Kurumu'nca,öteki devletlerde ise benzer ku-
.
rumlarca yönetilip k1sitlamyordu. ÍranKörfezi çevresindeki çok daha verimli petrol yataldarm-
da üretimin ipleri büyük girketlerinelindeydi. Bunlar, tahminenne kadar üretim istendigini sap-
tarken, verilen taleple dünyanm bagka yerlerinden gelecek üretim arasmdaki boglugu hesap
.

eder, miktan bu gekilde saptarlardi. Böylece zamanla ÍranKörfezi bir istikrar unsuru, arz ile ta-
"denge

lebi dengelemede kullamlan bir kontrol mekanizmasi,bazi petrolcülerin deyimiyle mer-


kezl" oldu. Ancak kabul etmek gerekir ki petroldekibüyümeyi adil bir gekildedengelemek,
özellikle iranile Suudi Arabistan arasmda, hiç de kolay degildi. Hirs ve tutkulan glderek kaba-
ran bir Sah'asahip iran'1veya petrol üretiminde ve aslinda hiçbir alanda Iran'mliderligini tam-
maya yanagmayan Suudi Arabistan'i, yan bagarlyla da olsa, tatmin edebilmek için dahiyane
Dir

plan ve uygulama gerekiyordu.


Ikiulus arasmda çatigmayayol açan birçok farkltlik.vardi. Bunlardan biri Arap'ti, öbürü de-
gildi;biri¯SüriniMüslüman'di, öbûrü QiiMüslüman. Her ikisi de ayn ayri hem bölgede hem de
petrol üreticileri arasmda lider olmak istiyordu ve nihayet her birinin topraklanüzerinde henüz
yerine getirilmemighirs ve tutkulan vardi. Petrol egitiminin düzeyleri konusunda aralarmdaki
rekabette o denli ileri gittiler ki zamanla rekabetin yogunlugu iki ülke arasmda temelden mev-
cut kiskançlik ve güpheciligi geri plana atmigtir. Bunun sebebi verimin zamanla servete dönüg-
mesidir. Servetde güç, nüfuz ve saygmlik demekti.
Íranile Suudi Arabistan arasmdaki rekabet büyük girketleriçin çok büyük sorunlar yarat-
m1ptir. Sonralarl Exxon bagkani olan J. Kenneth Jaimeson'un deyimiyle bu tiplo
"ip
üstünde
cambazllk" gibiydi.Birçok geyidikkate almakgerekiyordu. Her geydenönce (irketler her iki ül-
kede de sahip olduklan konumu kaybetmek istemiyorlardi. Dört Aramco Sirketi -Jersey, Mobil
(Socony-Vacuum'un yeni ismi), Standard of California ve Texaco-- bir tek noktada tam anlamiy-
la aym görügüpaylagtilar. Suudi imtiyazini tehlikeyeatacak her hareketten kaçimlacakti. Yapila-
cak en alollt gey, Jersey'in Ortadogu'dan sorumlu müdürü Howard Page'in sözleriyle, Aram-
co'nun konumunu aylien koruyabilmesi için, Suudiler'i mümkün oldugunca mutlu tutmaktt.
Çünkü,"Aramco dünyada en önemli imtiyazdi ve biz de kumar oynayarak onu kaybetmek teh-
likesini göze alamazdik." Suudiler'in gözünde, sira üretime geldiginde Íran'agöz kirpar gibi ge-
lecek, bir davranig, imtiyazi tehdit ederdi.
DigertaraftanÎran'in potansiyel clarak bölgedeki güç" olduguda inkâr edilemez-
"egemen

di ve bu yüzden Sahbelki tatmin edilmese de arada bir pohpohlamp yatigtinlmaliydL Standard


of California'mn Ortadogukoordinatörü GeorgeParkhurst'un sözleriyle, "Bu dönem içinde hiç
kimsenin ÌranKörfezi'ndeki tüm hükümetleri doyuracak kadar çok petrol kaldirmasma olanak
yoktu." Gerekenyatinmm yapildigi varsayllsa da arz potansiyeli her agamada mutlaka talebi agi-
yordu. Bir yolunu bulup ihtiyaçlardaki büyümeyi o gekilde ayarlamak gerekirdi ki hiçbir hükü-
met baska bir hükümetin kendisinden daha fazla bir parsa kaptigt hissine kapilmasm. Suudi Ara-
bistan'm kazana fran'm kaybt, Iran'mkazanci ise Suudi Arabistan'm kaybt oluyordu. Jersey'den
Howard Page bu olguyu göyletanimlamtyttr:"Bu i; balona benzer. Bir yöne itersiniz, bagka yörl-
den geri gelit; biz de tüm bu taleplerikargilamaya kalksak, ayni geyle kargilaginz."

503
Ìçleridaha da kangtmrcasma birçok ülkede büyük girketlerbirbirlerinin ortagt gibi davrant-
i yordu. Ne var ki bunlarm ilgi sahalan birbirinden çok farkhydi ve rekabete dayamyordu. Bazila-
I
rmda ihtiyaçtan fazla ham petrol varken, digerlerinde hiç ham petrol yoktu. HowardPage bunla-
ra gunu ögütledi: "Yapmamz gereken gey gerçektenortaklanmzla het zaman, gece ve gündüz
müzakere etmek ve anlagma yolu bulmaktir. Siz ise devamli kavga ediyorsunuz." Bu kavgay1da-
ha da kizigtinrcasma, fran konsorsiyumuna sokulmuyAmerikan bagimsizlan sorun yarattyordu.
Bunlar daha bagka ham petrol kaynaklan veya koruyacak imtiyazlan olmadtgLndan, dünyanm ge-
nel durumuyla híç ilgilenmíyor, onun yeríne Ìran'danmümkün oldugunca çok petrol allp, tüm
saldirganliklanyla pazarlamak istîyorlardt Iranpetrol üretiminin durmadan artmasi için sürekli
baski yaplyorlardi. O kadar kî büyük girketlerbagimsizlann bunu yapmasi için Sah'1 kigkirttikla-
rindan bile kugkulanmaya baglamigt1. Ìranüretimi artacak olursa, bu bagtmsizlarm daha çok pet-
role sahip olmasi, Page'nin deyimiyle bunu büyüklere kargi
"koz"

olarakkullanmas1demekti. Su
durumda büyükler Suudi üretimine dönecek ve Ofkedenköpüren Ahmed Zeki Yamaní'ye ve bel-
ki de Kral Faysal'm kendine hesap verme durumunda kalacakt1.
ÜretimiSuudi Arabistan'la Íran arasmda paylagtirma sorunu iktisadi bir konu olarakgörü-
lürse de, durum tamamen farklidir. Page'in görügüyle iki ülke arasindaki maliyet farki genellikle
sadece bir veya iki penny, yani
"devede
kulak" bir geydi. Sorun daha çok stratejik ve politik açe
dan bir karar verme sorunuydu ki bunun sorumlulugu birçok kez Howard Page'e dügmügtür.
Dört Aramco ortagi adina girketlerin davram; nedenlerive gerekçeleri Howard Page tarafmdan
açiklamidi.Suudiler'in petrol bakani olan Zeki Yamani gerçekten çok çetin bir hasimdi. Howard
Page'in kipisel olarak Iranhlar'isevdigini bilir, Page'in Suudi petrol üretimi pahasma iranlilar'a
ayncalikli davrandigindan kugkulandigmi açik açik söylerdi.
Íranhlar'laugragmak da bundan daha kolay degildi. 1954 Konsorslyum Anlagmasi fran
üretiminin en az tüm hölgenin yillik üretimiyle ayni hizda büyüyecegini taahhüt ettigi halde,
Sahbuna yanagmlyor, kendisinin petrol girketlerinceoyuna getirilmekistendigine inamyordu.
1964'te Beyaz Saray'da verilen bir ögle yemeginde Sah,Lyndon Johnson'a petrol girketlerinin
Arap petrol üreticilerine öncelik tanimasindan korktugunu bile söylemigti. Ayrica, OPEC'in
"Arap emperyalizminin aleti" oldugunu da eldemigti. Çevreye sergiledigiemperyal görünümü-
nün kendisi için bir dezavantaj oldugunu bilen Sah,ülkesini yeniden Ortadogu'nun bir numara-
h petrol ihracatçisi yapmaya kararliydi ve bunun gerçekleymesiiçin çegillitaktiklereve yakla-
gimlara bagvuruyordu. Amaci girketleri çevresindetoplamak, hatta Amerikan ve ingilizDigigle-
ri'nin girketlerejeopolotikzeminde baski yapmalanni saglamakti. Sahon yll evvel kendisini ye-
niden güçlü duruma getiren kargidarbede yardimim gördügü darbenin planlayicisi, eski dostu
Kim Roosevelt'e, bir toplantida,politikada tam olaraknerede bulundugunu açikça izah etmigtir.
SahRoosevelt'e, "Amerika tarafmdanilkokul ögrencisi gibi muamele görmekten b1kkinhk getir-
"fran'm
digini" söylemigti. Batihlara riasil yardimci oldugunu uzun uzun anlatti ve bu arada Na-
str'm saldir1larma karg1 nasil bir dayanma mücadelesi verdigini" açtkladt Yine de tüm yaptiklari-
na kargihk sadece
"ihmal" "kötü

ve muamele" görüyordu: "Amerika dügmanlanna dostlarmdan


daha iyi davraniyor" demigti. Su arada bir de uyart yaparak Ìranile Amerika arasmdaki özel ilig-
kilerin
"sona

ermekte oldugunu" söylemigti. Bu sözlerinikanitlamak için Ruslar'la iligkilerini


düzeltmeye yöneldi.Moskova ile bir gaz anlagmasi yaptive tran'm ihracatini yeniden düzenle-
yip, Bati'dan soyutlanma ve Sovyetler Birligi'ne yönelme tehdídinisavurdu.
Sah'intaktikleriige yaramigti. Hem Amerikan hem de Ingilizhükümetleri franlilar'mistek-
lerini kargilamak için pirketleri geleni yapmaya" zorladi. Üretimi artirmak için Iranhlar
"elden

aynca degrudan girketlerüzerine de baski yapmayi sürdürdü. Sah'i mutlu etmek için elden ge-
len her gey denendL Belirli bir seneye daha çok üretim sigdirmak için girketler Bati takviminden
Iran takviminedönmeyi bile kabul etti. Müzakerelerde
Sahbir hata yapacak olsa, ki bu genellik-
le bir hesap hatasi olurdu, híç kimse ona hata yaptigim söylemek cesaretini gösteremezdi.

504
1960'larortasinda Sahbir baski daha yapacak ve istenen sonuç elde edilecekti. 1957-1970 yllla-
n arasi, Iran'm üretimi Suudi üretiininden daha luzli artig gösterdi. Eu ylllar içinde Iran'mtüm
üretimi yüzde 387 arttigt halde, SuudiArabistan'mki bu hlza erigememig,yüzde 258'de kalmig-
t1.Ancak Suudi Arabistan ige daha büyük bir bazla bagladigt için iki ülkenin üretim yüzdesi farki
1970'te yüzde 5 dolaymda kaldi. Zorlukla uygulanan dengeleme hareketi, mevcut tüm güçlük-
lere kargm yine de baçanh olmuytur.
Bu baçan için girketler,Suudiler ve Íranlilar,istemeyerek de olsa yaptigt hizmet için radíkal
bir ülke olan Irak'a kargi bir hayli borçluydular. 1960'lar bagmda Irak evvelce Kaluste Gülbenk-
yan'm kurmug oldugu Irak Petrol Sirketi'ninelindeki imtlyazin yüzde 99,5'ini hükümsüz saya-
rak geri aldi ve girkete sadece o gün için petrol üretmekte olan bölgeyi birakti. Irak Petrol Sirke-
ti IPEC de buna karg1bu bölgeye yeni yatinm yapmayi durdurarak üretim faaliyetine son verdi.
Sonuç olarak, bu yapilmamig olsaydi, Irak petrolüiran ve SuudiArabistan üretimine paralel ola-
rak artacak ve içinden gikilmaz tahsissorunlan yaratacakti. Irak petrol üretimi 1960'lar boyun-
ca giderek kontrol altma almmigtir.
Bu y111ariçinde bir defa, Arap Yanmadasi'nin güneydogu köpesindeki Umman yeni bir pet-
'

rol bölgesi olarak dikkat gekmigtir.Kolayca tahmin edilecegi gibi buraya ilk ulagan yine Standard
Oil of New Jerseyoldu. Ancak konu girketinyönetimkutulunda ele almdigmda Howard Page'in
muhalefetiyle karç11an1p üzerinde durulmadi. Page o güne kadar Suudiler Ye Irakhlarla uzlag-
mak için sonu gelmez müzakerelere girdiginden bu konunun onlan ne kadar öfkelendirecegini
tahmin edebiliyordu. Bu yüzden söz konusu konuya kargi çikmigttr.Kompu bir ülkedeki yeni
imtiyazdan gelenüretime yer açmak için, Jerseyve Aramco'nun Suudi üretimini k1sitlama yolla-
ri aradigim söyleyecek olsa, Yamani'den neler igitecegini, tepkisininne olacagim gayet iyi bili-
yordu. Bu tür.bir davramp, hiç kugkusuz Jersey'inbir numarali prensibine, "Aramco imtiyazmi
tehlikeyeatacak hiçbir geyyapmama" ilkesine ters dügerdi.
Jersey'in üretim bölümü üyelerine gelince onlar Page'in görügüne kattlmlyorlardi. Ne de
olsa onlar sadece jeologduve kendi açilarmdan oyunun kurall yeni rezervler bulmak ve geligtir-
"yeni
mekten ibaretti. Su kipiler fil" bulma peginde olduldarindan, Umman konusuna ilgt gös-
termiglerdi.O günlerde Umman'dan henüz dönmüy bir ieologun yönetim kuruluna göyle dedigi
söylentiler arasindadir: "Ben orada 10 milyar varillik petrol sahasioldugundan eminim."
Page'in yamti ise ju olmugtur: "Madem ki öyle, gimdiartik orayagitmemekonusunda hiç-
bir tereddüdüm kalmadi, konu kapanmigt1r.Oradan petrol çikmayacagindan emin olsaydimbu
ige belki biraz para yattrabilirdim; ancak gimdipetrol çikacagimbiliyoruz ve bunun için de para
yatiramam; çünkü bunu yapacak olsam Aramco imtiyazim kaybetme tehlikesibag gösterir."Jer-
sey Sirketi, Page'in açildadtgi.bumantikla, Ummanprojesinden vazgeçmigtir. Ne var ki jeologlar
hakllyd1. IlerideUmman, Shell bagta olmak üzere birçok girket için çok önemli bir petrol üretici-
si olmuçtur.

"Biz Bagimsiz Petrolcüler"


Dünyadaki petrol tüketicileriVenezuela'dan gelenucuz petrole ve Ortadogupetrolüne kucak aç-
m14ti.Endüstriyel ülkelerin hükümetleri bir süre tereddütten sonra ayni geyi yaptilar. Ancak bir
tek ülke, BirlegikDevletler bunu yapmamigtir. Hükümetin inancma göre, ABD rezervi üzerinde-
ki baski digardan gelecekucuz petrole.kucak açmakla giderilecek bir geydegildi ve bunda özene-
cek, alkiglanacak bir taraf da yoktu. Üstelik son günlerde, en azmdan bagimsiz Amerikan üretici-
lerinin giderek daha çok ithal petrol kullandigt gözleniyordu ki bu dahi petrol flyatlanm dügürme
ve yerli sanayli ikinci plana atma açismdan tehlikelibir tehdit sayilirdi.Daha 1949 baglannda,
kizginliktan ate; püsküren "Tex Willis" admda Dallasllbir jeolog,bölgesinin senatörü Lyndon B.
Johnson'a yazarak "Sadece bir yll içinde, Texas bagimsiz petrolünde iki milyarlik kayba neden

505
olup pazan mahveden qu malum yabanci petrol konusunda kendileri için bir geyleryapip yapma-
yacagini" sormustu. Tex kendisinin ve arkadaglannin neler hissettiklerini.Johnson'unmutlaka
anlamasi gerektigineinanarak yazisim göylesürdürmüg: "Sirfbirkaç Arap prensi ugruna ve bir de
sirf Standard Oilof New JerseyAraplar'm paraya ihtlyaci var dedigi için Texas'ta ne kadar bagtm-
siz varsa, hepimizi birden iflasa sürükleyemezsiniz; bunda.bir anlam ve mantik yoktur."
Johnsonve petrol eyaletlerinin öteki Kongre üyeleri Tex Willis'in bu yazisma ciddiyetle
egilerek, Venezuelave Ortadogupetrolünekargi yerlipetrolsanayfininkorunmasi için önlem al-
dilar. Hatta bir seferinde Johnson,yardimcis1John Connally'yi, bir grup Texas'll Kongre üyesi egi
liginde bakanhga göndererek, üyelere yan resmi
"yeniden

seçilmelerininbu soruna tatminkâr


bir çözüm bulup bulmamalanna bagli oldugunu" ima etmigtir. Bu durumda eyaletlerin petrolle
ilgili temsilcileriithal petrol vergisini on katma çikarma yoluna gidip varil bagma 10,5 sentten
l,05 dolara yükselttiler Ye ithalati da yerli tüketimin yüzde begiyle simrladilar, Bu geligmeler
Bagkan Harry Truman'm hoguna gitmemigti. Nitekim bir Kongre üyesine göyledemíçtir: "Bizim
yabanc1 ticaretimizipetrolcülerin yaran için baltalamak isteyenlerin mantigmda ciddi bit bozuk-
luk olmall."
Kore Savaç1'nmsonuçIanmasi ve Musaddik'm dügmesi sonunda Iran petrolüyeniden paza-
ra girecekti.Bu, petrol ithalatimn yerli petrol ve kömür üzerinde daha çok baski yapmastyla so-
nuçlandi. Neticede, kömür üreten ve petrol üreten eyaletler bu ithalatlan simrlamak amactyla,
etkili olacagt güphellbir koalisyon kurdular. Ancak iktidata yeni gelen Eisenhower idaresi ithal
petrole vergi veya kota koymak fikrine tamamen karilydi, istedigigey serbest ticareti özendir-
mek, geligmekte olan ülkelerle iktisadi ilíçkileri genigletmekve bu ülkeleri Bati blokunda tut-
makt1. Yine de Kongre Israrh davrantyordu. Bagkan'a, petrol ithalatml 1895 Ticaret Yasas1'naek
"Milli Güvenlik Yasasi"yoluyla kisitlama yetkisiverilmesinde Israr etti. Su yetki, ülkenin güven-
liginin veya iktisadi durumun tehdidi halinde Bagkan'a ithal petrol düzeyini kontrol hakki vere-
cekti.
Kendisine verilen bu yeni yetkiyi kullanmada Eisenhower isteksiz davranmigtir. Yabanc1
petrole zorunlu kisitlamalar koyma yerine, ithalatçilann
"gönüllü
olarak" kisitlamaya gitmesin-
den yanaydi. Bunun saglanmasiiçin ithalatç1 ülkelere yönelik yogun bir mektup yazma ve moral
yükseltme kampanyasma girigti.Ancak Ortadogu kaynakh petrol kapasitesini kalkmdirmak için
gösterilen çabalar kar§istada ve aynca ithal petrol flyatinm çok avantalli olugu nedeniyle kam-
panya baçanli olamadi,
1956'daki Süvey; krizi milli güvenlikiçin duyulan kaygilan büsbütün açiga gikarmigttr.
Krizi izleyen fiyat dügügü, bagtmsizlan mallarmi gümrük vergisi ve kotalar yoluyla korumak için
daha yüksek sesle feryat etmeye zorlamigttr. Yabanci üretimden yararlanan büyük girketler ise
bu feryada kattlmadi. Eisenhower yerli petrolünkorunmasi fikrine hâlâ kargi oldugundan bu de-
fa yeni bir alternatif sundu. Madem ki acil durumlarda, milli güvenligin saglanmasi için digan-
dangetrol almabiliyordu, o halde neden hükümet bolluk dönemlerinde petrolü stoldamasindi.
Kabine toplantilanndan birinde, meslektaglarina
"eski
bir öneri" olarak adlandtrdigt geyihatirla-
tarak, hükümetin dügük maliyetli yabanci petrolü satm ahp, bunu artik tükenmigkuyularda
stoklamasim teklif etti. Belki de bu teklifiyaparken, 1944'te General Patton'a olanlan hatirla-
migtt.General Patton, benzinsiz kalip ondan benzin istediginde, kendisi o
"bagiglamayan
daki-
kada", benzini ateg püsküren Patton'la asla taviz vermez Montgomery arasmda paylagtirmak
gafletindebulunmugtu. Eisenhower stoklamano yerli petrol sanayiini daha iyiye götürmeyece-
ginibiliyor, fakat hiç degilse milli güVenlik için duyulan kaygLlan idarenin serbest ekonomi poli-
tikalanylabagdagtiracagma inamyordu. Ancak Eisenhower'in bu fikri benimsenmedi. Cerçek
udur ki, petrol ithali ve güvenlik konusu üzerine inceleme yapip rapor sunmasi için bizzat ken-
disinin atamig oldugu özel komisyon Eisenhower'in önerdig bu alternatifi,
"pratik
olmaktan
uzak" gerekçesiyle reddetmigti.

506
Milli Güvenlik ve. Ïyi Denge"
"

Bag1msizpetrolcüler zorunlu kontrol istlyordu, hem de derhal Íthalat giderek artip, 1954'te
yerli üretime oram yüzde 15 iken, 1957de 19'a çikmca onlar da yürüttükleri kampanyayi büs-
bütün yogunlagtirdi. Ayni yilm haziran aymda, bu defa kararsizlik içindeki Eisenhower kisillama
sanaylinsagla-
"yerli

yanlisi üç seriatöre bu konuda dügündügü yollan agkladi. Açiklamaya göre


digl, milli güvenlik,çegitlieyaletlerin gelir vergileri, ABD rezervlerinin topyekûn azalma tehlike-
si ve igletmeciligin özendirilmesi ve bunu piyasaya agiri yerli petrol sürüp kendi yerli rezervleri-
mizi zamani gelmedenazaltmadan yapmak gibi konular tekerteker ele almmallydi." Kisaca Bag-
kan bir denge kurulmasim" istlyordu. Bu dengenin saglanmasi için Eisenhower idaresi
"iyi

1957de daha açik ve ayrmtih bir gönüllü kontrol sistemini kabul etti. Böylece artik hükümet
gayriresmi olarak ithal müsaadeleri dagitmaya bagladi.
"Gönüllü" tahsismekanizmasmdan pek memnun olan yoktu. Fakat yine de, herkes bu ko-
nuda igbirligi yapsa bu mekanizma iglerdi. Sirketlerden birkaçi kesin olarak igbirligine yanagma-
d1. Bunun sebeplerinden biri çok aç'1ktir.Bu girketler yabanci petrole çok fazla bagtmli olduklan
için, öteki girketlere kiyasla daha dezavantall1 durumdaydi. Eu gerçek yalmz büytik girketleriçin
geçerli degildir. Sözgelimi.J. Paul Getty, Kuveyt'in Tarafsiz Bölge üretimi için planladigL ODCa
tankerin, gaz istasyonu ve yeni büyük rafinerinin inçasi için 600 milyon dolarhk bir yatinm yap-
migtl. Bu yüzden Getty, gönüllü kota sistemini görmezlikten gelmigtir.Ne de otsa bu sistemin.
gönüllü" oldugunu dügünmügtü. Sun Oil Sirketi ise, sonucu fiyatlan aym düzeyde tutmak olan
'

istememigti. Bu tür bir hareketin antitröstçülük havasma


"gönüllü"
programla, igbirligi yapmak
girmekoldugu kamsmdaydi. Tam bu strada Adalet BakanligiSherman Antitröst Yasast'na daya-
narak Süvey; Körfezi'ndeki tutumlarmdan dolayi büyükleri mahkemeye verdl. Gerekçeolarak
bu girketlerin federal hükümetin diger dallarmdan gelen özendirme çabasinakarg1 ç1ktiklanm
ileri sürmügtü. Sun Sirketi Bagkani Robert Dunlop 1930'lu ylllarm "Madison" olaylm henüz
unutmamigti. O yll da Adalet Bakanhgi, antittöste dayanarak Madison'u, Ickes ve lçigleri Bakan-
hymn istikran" programma katilmakla suçlaylp mahkemeye vermigti. Simdi hükümet
"pazar

evvelce Madison'a yaptigim bu dela Sun Sirketi'ne ve öteki girketlereyapmayacagma, antitröste


dedikleri sistemle ighirligi yapmakla suçlamayacagma dair garanti verebilir
"gönüllü"
dayanarak
miydi? Zaten bu sistem ashnda hükümetin fiyatlari çikarmak için destekledigi düzmece bir pla-
na benzlyordu.
programm sonu oldu. Bu yil içinde petrole olan talep büyük dügüç gös-
"gönüllü"
1958 ylli
terirken ithalat büyük oranda artti. Bu nedenle zorunlu önlemler alma, kontrolü zorunlu kilma
kaçimlmaz oldu. Eu dönemde, Yabanci iktisadiPolitikä Konsey Bagkam Clarence Randall, hid-
öne sürenlerin kafalari-
"milli
güVenligi"
detle DigigleriBakam Dulles'e, ithalati kisitlamak için
nm karmakarigik oldugunu söylemigtir. Eger söylendigi gibi endige konusu güvenlik" ol-
"milli

saydi, o zaman yap11acak en íyi gey, yerli rezervi korumak için ithalati özendirmek olurdu. Bu
konuda Clarence Randall gunlan söylemigtir: "Politikamiz rezervimizin daha çabuk tülfenmesi-
ne neden olacak'önlemler almak degil, sahip oldugumuzu tutmak olmalidir."
Eisenhower idaresi yine de zorunlu kota koyma fikrine direnmekte devam etmigti.Bagsav-
ci General Herbert Brownell'le yaptigt bir telefonkonugmasindaysa Dulles zorunlu kontrol iste-
yen Texaslilar'i kastederek göylediyecekti: "Milli Güvenlik için söylenenler vitrin süsleme igidir.
Aslmda petrol flyatim çikarmaya, daha çok petrol kuyusunu üretime sokmaya, yeni yeni kuyular
açmaya çaliglyorlar. Bu, flyatlan yükseltmekle mümkündür." O günlerde Kongre'de petrol üre-
ten ülkelerle bagtmsizlarm haklarm1' güçlü ve etkili olarak savunan çogunluktabir temsilciler
grubu vardt Kongre Sözcüsü olan Sam Rayburn Texasll'ydi ve biyografisini yazan kipinin sözle-
riyle "Rayburn için petrol ve Texas birbirinden asla aynlamazdi." Senato'daki çogunluk lideri
Lyndon Johnson da Texash'ydi ve o da bu konuda en az Rayburn kadar duyarliyd1. Daha o gün-

507
den, 1940'ta varhkli Texas petrolcülerindenDemokrat politikacilar için para toplayananahtar
araclyd1. En güçlü senatörlerden biri olarakOklahomali milyonerpetrolcü Robert Kerr'i de say-
mak gerekir. Bu güçlügrup kargisinda Eisenhower olacaklangörmede gecikmedi. Sonunda Dul-
les'e göyle söylemekzorunda kalmigti: "Yönetimharekete geçmedigi.sürece Kongre harekete
geçecektir." Ayrica Dulles, bu durumda Bagkan'dan gelecek bir vetonun da ige yarayacagndan
güpheliydi.
Bagkan Eisenhower içine dügtügü durumdan hognutsuz, öfkesini Kabine toplantisindadile
getiripgöylediyecekti: "BirlegikDevletler'de bu tür özel programlan baski yoluyla gündeme ge-
tirme egiliminde olanlar var ki bunlara kargi direnmek neredeyse olanaksiz.Bu programlar
ABD'nin temel ihtiyac1 olan dünya ticaretininartmlmasma ters dügmektedir." Bu sözlerine kar-
m dört gün sonra, 10 Mart 1959'da Eisenhower, BirlegikDevletler'e yapilan petrol ithalatma
zorunlu kotalar kondugunu ilan edecekti. Çatigmamn baglanglcmdan on yll sonra.BirlegikDev-
letler nihayet resmi kontrol mekanizmasma bagvurmug oluyordu. Aslmda, sava; song y1llarda
en önemli ve en etkili tek Amerikan enerji politikasmipekâlâ uygulayabilirdi. Her neyse, sonuç
bagimstzlan sevince bogmug, büyükleri ise düg kinkligma ugratmigtir.

"ÇokSaglikli Yerli Sanayi"


Kotalar on dört yil yürürlükte kald1. Eisenhower iktidan süresinde ithal petrol hiçbir zaman tü-
ketimin yüzde 9'unu geçmemigtf r. 1962 yllmda Kennedy idaresí kotalart biraz sikmigtir.Sonra-
lart, 1960'larm ikinci yarismda, Johnsonidaresi, petrol flyatlanm apagi çekmek ve VietnamSa-
vaç1'ylayükselmeye baglayan enflasyonla mücadeleiçin kotalan gevgetmemigtir.Ancak, bu degi-
gik politikalara karym, esasta kota sistemi var olmaya her zaman devam etti.
Petrol ithalat kotalan basit ve anlagihrgörünüyordu.Ama bunlar öyle degildi. Zaman geç-
tikçe bu kotalann idaresi giderek daha çok Bizans yöntemleriyleyapilmaya baglandi. 2orunlu
Petrol ÍthalProgrami diye bilinen bu program süresinde tahsisleriçin sürekli çatigmalaroluyor,
kotalarm yorumu üzerinde mücadele verillyor, açikgöz davranma yollan aramyor ve insanlar es-
kisinden çok daha yogun, ayncahkh muamele görüp istisna ve muaf tutulma çabasma glriyordu.
Yillann geçmesiyle bu program giderek yozlagmig ve çarpitilmigtir.Bu ara biraz hayatiyeti olan
yeni bir pazar türediysede bu petrol.pazan degil, petrol ithalat biletiydi, daha dogrusu petrol al-
ma hakk1 veren bir pazard1. Rafinericiligin bazi türleri de bu arada eriyip gitmig, aslmda diger
türlere katilmigt1.
Bütün bunlar içinde bazen "Meksikaath karmcasi" bazen de "Brownsville Denizalti Dö-
nügü" diye amlan olgu kadar ilginci yoktur. lL Dünya Savagl'nm ve Alman denizaltilanmn tan-
kerlere yaptigi saldinlarm hatiralari henüz belleklerden silinmedigi için ve kotalara neden olarak
"milli
güvenlik" gösterildiginden, Meksika'dan ve Kanada'dan-Birlegik Devletler'e
"karayoluy-

la" sokulan petrole, tankerlere yüklenen petrolden daha güvenliymig gözüyle bakillyor ve baz1.
öncelik ve muallyetlertamniyordu.Su aym zamanda ülkenin Meksikave Kanada ile olan poli-
tik iligkilerinde de yarar saglamtytir. Ancak, bunda da bir aksilik bag gösterdi. Meksika'dan bura-
ya uzanan hiçbir boru hatti yoktu. Petrolün Meksika'mn birkaç yüz mil ötesindeki üretim mer-
kezlerinden kamyonlarla tagmmastda imkânsizdL Bu nedenle Meksika petrolü Texas'm simr
kasabas1olan Brownsville'e tankerlerlegetirildi, burada kamyonlara yüklenip köprüden geçirile-
rek Meksika içine sokuldu; bunun için bir daire çizmekve sonradan da yeniden köprüyü geçip
Brownsville'egirmekgerekiyordu. Brownsville'e girdiktensonra petrol kuzeydoguya se.vkedil-
mek üzere yeniden tankerlere yüklenirdi. Böylece
"karadan"

sevk edilmig olmakla, bu petrol


muafiyete tabi sayihrdt. Bu, hukuki aç1dan da fevkalade uygundu.
Johnson idatesi iktidara gelinceye kadar, Amerikah bir yetkili kota programmintümüyle
"tam
bir idari karabasan" oldugunu söylemigtir. Etkileri açisindan da çok uzaklara kadar uzan-

508
i
I
I

migtir.Amacina uygun olarak, BirlegikDevletlerdigmdaki igletmelere nazaran yerli petrol iglet-


mesinde daha yüksek düzey yattrim yapilmasma öncülük etmigtir. Kotalar, Kanada'nin Ameri-
kan pazanna sizmayi tercih etmesine karym, bunu önlemig, tersine Amerikan girketlerininKa-
nada'ya yabanci yatirim yapmasim saglamigtir.Kota programi, Amerikan Virgin Adalan ve Puer-
to Rico'da, uygulanan iktisadi kalkinma program1uyarmca, rafinerilere tamnanözel muafiyetler-
den yararlanarak büyük bir rafineri tesisininkurulmastyla sonuçlanmigtir.Ve nihayet, bu prog-
ram global petrol ticaretindendikkatleri çekip, bu konuya önem verilmesini saglamigtir.Eger gir-
ketler, entegrasyonun amacina uygun olarak, yabanci petrolü BirlegikDevletler'deki kendi sis-
temlerinesokmamig olsalard1,o zaman dünyamn daha bagkayerlerinde petrol bulup geligtirmek
zorunda kalirlardi.
Bu programm bagka bir sonucu da BirlegikDevletler'de Tiyatlann yükselmesi oldu. Aynca,
"düzenleme"
kotalar Texas ve diger eyaletlerdeki sistemlerini yerli flyatlan sabillegtirebilecekle-
ri önceki konumlanna getirmigti. Gerçekten ilk konuldugu tarihten sonraki on ylllik dönemde
1930'larm düzenleme" uygulamasinda fiyatlar tamamiylasabit kalmigt1. lú59'da Birlegik
"tam
-

Devletler'de kuyu bagi ortalama fiyat varîl bagma 2,90 dolardir. On yll sonra, 1968'de 2,94 do-
lar olmuy ve bu noktada sabit kalmigtir; aynca Dogu Kryisipazarlan Ortadogu ham petrolünün
yüzde 60, 70 üstündeydi. Amerikan pazanmn kapatilmastyla beklenenin tersineBirlepikDevlet-
ler dipinda zorunlu önlemler almmasi flyatlarin dügmesine neden olmuçtur.
Bütün muaflyetlere, karmaça ve idari karabasana kargm ithalat kotalan temel amacina ulag-
mtytir.Her geyden önce yerli petrolün dügük flyath yabanci petrol kargismda korunmasim sagla-
migttr. 1968 yllina gelindiginde Birlepik-Devletler ham petrol üretimi, zorunlu kotalann konuldu-
gu 1959 yllma oranlayüzde 29 artmigtL Yerli petrol korunmamig olsaydt, Amerikan üretimi ya
yerinde sayacak veya dügmeye mahkûm olacakti. Zorunlu kota uygulamasiylabüyük, küçük tüm
irketler bunlari kabullendi. Önceleri kotalara piddetlekarpiolan büyükler de sonunda, kendi yer-
li üretiminin kâr durumunu, yabanci petrolüngetirdigi kâr pahasma da olsa koruyan bu progra-
mm erdemine inanarak kotalan kabul ettiler. Büyükler kotalara göre ayarlama yaparken, talebin
bagka yerlerde yabanci petrole gerek duyacak oranda büyük hizla artacagini hesaplamiglard1.
Zorunlu kotalann bagka bir özelligi de uluslararasi girketlere bir ders verinig olugudur. Bu
girketler belki parasal kaynaklara sahipti, belki tüm üretim ve bilgi onlarin elindeydi. Ancak, si-
yasi etki bagimsizlara aitti ve petrol kesiminden gelentüm senatörler ve Kongre flyelerininmu-
hatap oldugu kesim de bagtmsizlardi. Bazen bu gerçegindaha aç1kolarak açiklanmasigereke-
cekti. Örnegin,1960'h ylllar ortasmda, Louisiana Senatörü Russel Long böyle bir zorlukla kargi-
lagmig, daha büyük petrol girketi yöneticilerine uyanci bir nutuk çekmigti. Bu konugmada
pu
noktalar üzerinde durmuçtur: "Petrol eyaletlerinin Kongre üyeleri bu endüstrinin özellikle yerli
üretim kismina agtrlikverir;çünkü insanlanmiza í; veren kesim budur ve yerli üretim hükümet-
ler için gelir demektir ve ekonomimiz için
varttir."Petrol yöneticileri ima edilmekte olan anlam
üzerinde zaten uzun süredir dügünmek istiyordu. Russel Long konugmasim göyle sürdürüyor-
du: "Biz yurtdigmda petrol üreten sizlerin bunu anlamasimistiyoruz, öyle ki blr gün yurtdigt
vergi kredinizle, hatta yurtdig1 tazminatmizveya yurtdtgindaki çaliçanlanmzla ilgili bir sorunla
karyllagtigmizda, bu konuda güveneceginiz kipiler, yerli petrol üretimi yapan kipiler olacaktir."
Long mesajini göyleözetlemigti: "Sizinaçinizdan, çok saglikli bir yerli üretime sahip olmak bir-
çok avantaj saglaylp size çok yararli olacaktir, dolayislyla, bu amacm gerçeklegmesineyönelik,
onlarla igbirligi yapmakiçin elinizden.geleni yapmalismiz."
Ístemeyerek de olsa, uluslararasi girketlerbundan gereken dersi almigtl.

509
27
Hidrokarbon Adam

Dünya politikasindaki inig ve gikiglar ne olursa olsun, emperyal güç ve milli gurur rüzgârlan
hangi yönde eserse essin, 11.Dünya Savagl'ni izleyer1 birkaç on yll içinde bir tek akim dür ve
h1zli bir çikig çizgisinde híç çagmadanilerlemigtir. Bu petrol tüketimiydi.Soyut bir benzetmeyle
açiklamak mümkün olsa, bu günegin gezegenimize enerji vermesine benzetilebillr. Tipkt enerii
veren güne; gibi artik, petrol de hem yakit olarak hem de yeni petrokimyasal ürünler halinde in-
san nesline güç veriyordu. Petrol muzaffer bir kral, kargi konulmaz bir hükümdar olarak, göz
kamagttran plastik giysiler içinde yükselmigti. Kendi sadik tebaasinakargi cömert, servetini on-
larla paylagan hatta daha da ileri gidip savurganlik noktasmm ötesine bile kayan bir hükümdar
olmuytu. Onun devri güven, büyüme, genigleme, gagirtici bir ekonomik performans devridir.
Büyüklügükralhgtnda degigildige neden olmuy, yeni bir uygarhk çagimnkapilarim açmigtir. Bu
Hidrokarbon Adamin Çagiidi.

Patlama
Dünya enerii tüketimi 1949ve 1972 arasmda üç katindan daha yukarlya çikmigtir.Ne var ki bu
büyüme.petrol talebindeyaganan büyüme kargistnda gölgelenmigtir. Aym ytllar içinde petrol ta-
lebi beg buçuk katina ç1kti.Artik her yerde petrol talebindebüyük bir artig gözlenir almugtu.
1948 ve 1972 arasinda BirlegikAmerika'da tüketim günde 5,8 milyon varilden 16,4 milyon va-
ve bu, o güne kadar egine rastlanmamig bir geydi. Aym yillar içinde Bati Avrupa'da
Tile çikmigt1

petrol talebi on beg katma ç1kmig,günde 970.000 varilden 14,4 milyon varile yükselmigtir. Ja-
ponya'da ise tüketimdekibüyüme inanilmaz düzeyi bulmug, 137 kati artarak günde 32.000 va-
rilden 4,4 milyon varile yükselmigtir.
Petrol kullammma kargidünya çapmdagõsterilen bu ragbet neden ileri gellyordu? Birinci
ve en önde geleti sebep, hizh ve yogun ekonomik büyüme ve onunla birlikte seyreden maag ar-
tiglanyd1. 1960'h ydlann sonuna dogru tüm endüstriyel ülkelerin halklan sadece yirmi yll evvel
düglemeye bile cesaret edemeyecekleri bir yaçam standardmm keyfini sürüyordu. Halkm elinde
harcayacak para vardi ve onlar bu paray1ev satm almak,bu evlerde kullamlacak elektrikli cihaz-
lan edinmek, evleri isitacak merkezi isitma sistemleri, serinletecek klima cihazlan alma için kul-
lamyorlardi. Aileler önce bir otomobil sonra bir otomobildaha satm altyordu. Birlepik Devlet-
ler'de motorlu araç sayisi 1949'da 45 milyonken 1972'de l 19milyonaç1kmigti.BirlegikDevlet-
ler digmda geligmedaha da inamlmaz oldu ve 18,9 milyondan 161 milyona firladi. Tüketicilerin
ihtlyaç ve eksiklerini dolayli ve dolaysiz olarakkargilayacakotomobil, malzemeve paket malinm
imali için fabrikalarm giderek daba çok mal çikarmast gereklyordu ve' bLt fabrikalar daha çok ya-
kitla çahgiyordu.Yeni petrokimya sanayli petrol ve dogal gazi gegitli plastik türlere ve kimya
riiaddelerine çevirlyordu. Her uygulanig türünde plastikler giderekgelenekselmateryallerin yeri-
ni almaya bagladi. The Graduate adh 1957 yapimi bir filmde bir sahne özellikle hatirlanmaya de-

510
1

ger.Bu sahnede yaghca bir adam, gelecegihakkmda ne yapacagindakararsizgenç bir adama ba-
§annm gerçek sirnni açiklar. Genç adam gunu söyler:"Bayarmmsirn plastiklerdir." Bu sahnenin
çekildigistrada,plastiginsirn her yerde zaten anlagilmigdurumdaydi.
1950'll yillarla 1960'lar arasmda petrol fiyatmda büyük dügügolmug ve sonuçta petrol agi-
ri düzeyde ucuzlamigtl. Bu ucuzlamatüketiminartmasma yol açti. Devletler iktisadi geligmenin
hizlanmasi ve sanayi modernizasyonu için ve aym zamanda sosyal ve çevresel ihtlyaçlar için
halklarma enerji olarak petrol tüketmeleriniögütledi. Igtepetrol pazannm bu kadar .hizla büyü-
mesininnedeni budur. Ancak, arada son bir sebep daha vardi. Petrol ihraç eden ülkelerin her bi-
ri, daha yüksek kazanç saglayabilmek için kendi petrolündendaha fazia satmak istiyordu. Muh-
telifyollar ve tehditlerebagvurarak bu ülkeler petrollerini üreten kipilere daha çok üretmesi için
baski yaplyor, onlar da kendi açilanndan çegitliylldirici yöntemlerle ellerindeki petrolü önlerine
gelen pazara kabaca itiyordu.
Tüm iglemler -petrol üretimi, rezervler, tüketim- tek bir amaç için, büyük ve giderek
daha büyük hacimde petrol için yapillyordu. Her yönüyle petrol endüstrisi dev bir karaktere
bürünmügtü. Çünkü, bu kadar çok üretim ve tüketim ancak altyapinm yeniden yapilanmasi
ile mümkün oluyordu. Bu arada sayllamayacak kadar çok, irili ufakli yeni rafinerifer inga edil-
di. Bunlar hizla büyüyen pazarlarahizmet etmek ve büyük hacimli ekonominin geregini kar-
gilamak üzere tasarlanmigtir.Yeni geligen teknolojilerde rafinericilere yüksek degerde benzin,
dizel ve jet yakiti, Isitmada kullamlan yakit imal etmede yardimct olmugtur; bunlar deger ola-
rak bir varil ham petrolün yüzde 50 ila yüzde 90'ina egitti.Sonuçtajet uçaklarma, dizel loko-
motifleri ve kamyonlarma, ev]erde mazotla ismmaya dogru bag döndürücü bir kayma gözlen-
di. Aynca tanker filosu sayismda astronomik artiplar oldu ve ahgilmlygeleneksel büyüklükteki
tankerlerin yerini süpertanker denilen devasa gemiler aldi. Endüstriyel dünyamn her yerinde,
kavgaklarda ve karayolu yakinlannda petrol istasyonlan açildi ve bunlar daha görkemli ve
konforlu görünüm kazandilar. Artik petrol endüstrisinde egemen olan "Büyügündaha iyi ol-
dugu" temasi petrol tüketicilerinide etkileyecekti. Zamanla Amerikan otomobillerinde nor-
mal boyutlu motor yerine çok büyük motorlar kullamlmaya baglandt Otomobiller krom ve
yaldizla süslendi ve daha uzun, daha geni§ otomobiller moda oldu. Bunlardört litre benzinle
sekiz mil yol alacak kapasitedeydi.

Eski Kral "Kömür" Tahtmdan Ïniyor


11.Dünya Savagi'niizleyen cogkulu birkaç on yll içinde, yeni tür bir savag daha yapihyordu. Bu,
gazetelerin ön sayfalarmdaki bildirilerde yer alan türden bir savag olmayip daha çok günlük ya-
ymlanan ticaretbasimritn sayfalarma gömülmüçbir savagtr. Paul Frankel admda, akilh bir petrol
igleri ögrencisinin verdigi isimle bu bir savagidir." Bu ayni zamanda modern endüstri-
"hareket

yel toplumungeçirdigi büyük tarihi degigimi de yansitir: "Hareket savagt" uluslararasi iligkilerde
çok kapsamh derin ekonomik ve polítik sonuçlar dogurmug, günlük yagammdüzen ve geklini
de geni; gekildeetkilemigtir. Bu kömür ve petrol arasmda yapilan, insanlann kalplerine ve kafa-
lanna, tüketicilerinde ceplerine hitap eden savagti.
Kömür on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyillarm Endüstri Devrimi'nde enerji olarak kulla-
nilmigtit. Ucuz ve kolay erigildigiiçin gerçekbir kral idi. On dokuzuncu yüzyil iktisatçisi W.SJe-
vons'un yazdigi gibi "Kömür diger bütün enerji güçlerinin yanmda degil, onlarin tamamen üs-
tünde bir konumdayd1. Ülkeninmateryal enerlisi, evrensel bir yardimci, yaptigimiz her §eydeet-
kili faktördü. Kömürle hemen her geyibagarmak mümkün ve kolaydi. O olmadan bizler yeni-
den geçmig çaglann meçakkat ve sefaletine atilmaya mahkûmduk." Yirminci yüzy11mbirinci ya-
rismda kral kömürün tahtindaki konumu güvenli gekilde devam etti. Ancak sonralari
Venezuela'dan ve Ortadogu'dankopup gelen ve II. Dünya Savagi'ndan sonra gezegeni çepeçev-

511
re saran büyük petrol dalgasi kargisinda daha fazla direnememig, hareketsiz kalmaya dayanarna-
migtir. Ortada petrol bollugu vardi. Çevresel olarak petrol daha çekici ve daha kolaydt, idaresi de
zor degildi. Aynca giderek petrol kömürden daha ucuza mal oldu ki, bu, enerjide aranan asil ni-
teliktir. Zamanla kullanim açtsmdan da enerjiyle çaliçanendüstriler lçin avantajli oldugunu ve
yangmaya da uygun oldugunu kamtlamigt1.Aynca, kömürü birakip petrole dönen ülkelerde ya-
rtçmaya uygunlugu da anlagilmigt1.
Bu dayanilmaz dalga önce Amerika BirlegikDevletleri'ne çarptl.Yirmínciyüzyllm ortalan-
na kadar, Amerika, otomobile ragmen her maksat için kömüre bagimli kalmigttr.Yirminci yüzyl-
.,
lm ortalannda ise kömüre dayah sanayininöz maliyeti çok yükselmig,kömürü neredeyse iq gör-
mez bir duruma döndürmügtü. Petrol ise arka arkayagelen fiyat indirimleriyle, dolar bagina all-
nan enerji hesablyla, giderek daha ucuza mal oluyordu.Ayrica, kömürden petrole dönmeyi zo-
runlu kilan bagka bir neden daha vardi; bu, Amerika'nm kömür yataklarmda yaganan iggücü so-
runuydu. Birlegik Kömür -Ocagi lyçileri'ninkavgaci bagkam John L Lewis önderliginde yap11an
kömür iççilerinin grevlerisenede bir defa tekrarlanantam bir ayaklanmaya dönügmügtü. Çallyi
ammsatan kaplarlyla ülkenin karikatürlerine sik sik konu olan Lewis, kavgaci konugma tonuyla
da kömürün geleneksel mügterilerinin güvenini sarstyordu. Böbürlenerek söyledigine göre, bir -
kere kömür üretimi durduruldu mu, art1k ekonomi bütünüyle" dururdu. Lewis'in bu ko-
"tüm

nuçmalan ve Birlegik Yeralti1;çileri'nindavranigi, ne çizgideüretim tutturacaginakarars12, ne .

kullanacagim bilmeyen idareciyi üzüyor, kömür yerine geçecekbir seçenek aramaya davetiye çt-
kanyordu. Su seçenek petroldü. Petrolde bu tür aç1k tehditleryoktu ve özellikle de, fuel oil'in
çogu Venezuela'dan ithal edilirdi. Venezuelah bir petrolcü bir gün, gakayoluyla punu söylemig-
tir: "Tüm Venezuela'da kampanya yapip halki karaktgin orta yerinde John L Lewis'in heykelini
dikmek için imza vermeye çagirmaliyiz.Böylece onu Venezuela petrol endüstristne en büyük
iyiligi yapmig bir kahraman olarak onurland1rmigoluruz."

Avrupa'nin Kömürden Petrole Dönügü


Kral kömürün tahtmdan dü§ügü Avrupa'da biraz degigik bir yol takip etmig ve dügüç genel ola-
rak Ortadogu'dan saglanan ucuz petrolle kamçilanmigtir. 1947de yaganan ilk sava; sonu enerji
krizi, Avrupa'nm kargilagtigiciddi petrol yetersizliginden ileri gelmigtir.Ingiltereise bunu bir ye-
tersizlikdegil tam bir kithk kabul etmigti. Ingiltere,kömür stoklanmn yetersiz kalacagi korku-
suyla geçici tedbir olarak enerji istasyonlanm, kömürden petrole dönmek için hazirlanmaya
özendirdi. Ancak petrol yedekte-kalmaya dayanamazdi. Kendisini acimasiz bir rakip olarak ka-
nitlamak istedi. 1956'daki Süvey; krizi Ortadogu petrolünün güvenilirligikonusunda ingiltere
ve öteki Avrupa ülkelerine kocaman birer soru igareti yöneltmigtir. Süveyften hemen sonra kar-
gilagilankötü sonuçta ingiltereyeni bir karar aldi ve ithal petrole olan bagmlilig azaltmak için
ilk büyük nükleer enerji programim hizlandirdi. Sanayi ülkeleri de programa katilarak birçok
plan üzerinde müzakereler yaptilar ve ticariihtiyaç digmda kalan gereksinimlerin envanterlerini
hazirladilar. Bunlar ileride rastlanabilecek enerji kesintilerinde.bir tür sigorta sayilacak birtakim
acil durum stoklarlydi. Ne var ki güvenilirlik endigesi tahminlerdençabukige karigtigindan, AV-
rupa'nm kömürden uzaklagma iglemi hiç duraksamadan devam etmigtir.
Petrolün kömüre kargi zafer kazanmasi, özellikle ingiltere'deçevresel nedenlere dayamr.
Londra uzun süredir kömür yakmanm, özellikle de evlerde yakmanm sonucu hava kirlenmesi-
nin dogurdugu sis"ten yakmiyordu. Sis genellikle çok yogun oluyor, sürücülerin yolla-
"öldürcü

rim papirip kendi evlerini bulamamalanna neden oluyordu. Onlar da arabalanni uzak yerlerde
park etmek zorunda kallyordu. Sis çekildigi zaman çogu kez hastaneler solurium güçlügüçeken
"dumansiz
hastalarla dolardi. Sonunda hükümet bölge" diye özel yerler ay1rdive buralarda ev
Isitmada kömür yakilmasi yasaldandi. 1957de Parlamento, Temiz Hava Yasasidiye petrol kulla-

512
n]lmasim zorunlu tutan bir yasa çikardi.Yine de petrole dönmede en büyük etkenin mallyet ol-
dugu kabul edilmelidir. Petrol flyatlan yerinde saylyordu. 1958'den baglayarak petrol kömürden
daha ucuz bir endüstriyakiti olmugtu.Evlerdeise petrole ve elektrige, daha sonra da dogal gaza
dönüldü. Bu geligmelere kargi kömür sanayii de suskun kalmamig, "YaçayanAteg" temasmada-
yanarak canlt bir reklam kampanyas1yla tepki göstermigti. Kömür sanayiindengelen onca sese
kargm, konu evlerin isit11masi oldugunda kämür sönmekte olan bir kivilcim olarak kalmigtir.
Dügükflyatli petrolün sagladigt ekonomik avantajlangüç durumdaki kömürün maliyet ve
iggücü kaybim dikkate alarak dengelemeye çaligan Ingiltere hükümeti, yerli kömürü,
ucuz ithal
petrole kargi koruyacak bazi politikalara yöneldiyse de 1960'lardaartik ingiltere'nin
uluslararasi
ticaret konumunun mutlakapetrole dönmeyi gerektirdigikesinlegmigti. Bunun yapilmamast ha-
linde ingilizimalatçilar ucuz petrol kullanan yabanci firmalarm rekabeti kargismda güç durumda
kalmaya mahkûmdu. Kömürden petrole dönme olgusunu bir hükümet yetkilisi göyleanlatmig-
tir: Petrol, bütün endüstrilegmig ülkelerde oldugu glbi bizde de ekonominin hayat kani olmuy-
"

tur ve ekonomiyi her yönden etkilemektedir."


Kömürden petrole dönme alumiartik tüm Bati Avrupa'da benimsenmigti. 1960 ylli geldi-
gindeFranstz hükümeti önce kendi yerli kömür sanayiini resmen rasyonalize etti ve küçülttü,
sonunda da topyekûnpetrole döndü. Fransiz hükümeti gerekçe olarak petrol kullammmm, ül-
kenin endüstriyel yapisinm modernlegmesine yardim ettiginivurguladi. Bir vakitler John May-
nard Keynes "Alman Imparatorlugu,kan ve demir üzerine degil, kömür ve deinir üzerine inga
edilmigtir" dedigi halde, Almanya da gimdi, kömürden daha ucuz oldugu için petrole dönmüg-
tü. Dönügün tüm kapsami gerçekten dramatik düzeyde olmuçtur. 1955 yllmda kömür Avru-
pa'mn toplamenerji ihtiyacmm yüzde 75'ini, petrol ise sadece yüzde 23'ünü kargihyordu. 1972
yllma kadar, kömür yüzde 22'ye dügmüg, petrolün yüzdesiise yüzde 60'a çikm14t1. Bu, bagka
bir anlatimla, tam bir yer degigtirmeydi.

JaponyaArtik Fakirlikten Kurttiluyor


Japonya, kömürden petrole dönmede biraz yavag davranmigtir. Kömür Japonya'nmgeleneksel
temel enerii kaynaglyd1.II. Dünya Savagt'ndan evvel ve savag sirasinda askeri kesimde, hemen
tamamen petrol kullanilmig, sivil taç1macthktaise petrole az yer verilmigtir.Aydmlatmada ise
gazyagt kullammi devam etmigti. II. Dünya Savagl'nmfinalinde rafineriler ve petrolle fligkili di-
gertüm tesisleryerle bir edilmig gärünümdeydi. Amerikan içgal kuvvetleri, Japonya'da 1949 y1-
lina kadar petrol rafinerisi kurulmasma bile izin vermediler, ancak 1949'da o da batili girketlerin
denetimi altmda olmak koguluyla buna müsaade edildi. Denetim yapan çirketlerJersey,Socony
Vacuum, Shellve Gulfdir. içgalsona erdikten sonra, politik bagimsizligm1 yeniden kazanan ve
Kore Savagi'ndan muzaffer çikan Japonya, ekonomik büyüme yolunda olaganüstübir büyüme
sürecine girmigtir.
Agir sanayi ve kímyasal maddelerin geligtirilmesine agirlik Verilen ilk agama o derece baga-
rili geçmigtiki, 1956'da hükümet tarihi bir ç1gtraçttgini duyuruyor, göyle diyordu: "Biz Japonlar
artik savag sonu günlerini yani yeniden inga ve onarim günlerini geride biraktik." Japonya'mn
artik sonsuza dek bir kez daha sakin olmayacagt ve süregelenbüyümede de kömüre bagli kall-
nacagi söylenmek istenmigti. 1950'ler bagmda Japonya'mntoplam enerjisinin yansmdan fazlas1-
m kömür, sadece yüzde Tsini ise -ki odun yakimmdan bile daha az- petrol kargiliyordu. 1960'll
ylllaidaysa hükümet ve Japonsanayii artik kesinlikle petrol üzerine oynamigtir. Her yerde oldu-
gu gibiJaponya'dada kömür ocagi igçileri ij hayatmda huzursuzluk yarattigt için Japonya,eko-
nomisini bu igçilerin tehdidindenkurtarmaya kesín karar vermigti; bu karann diger bir nedeni
.
de petrolün kömürden çok daha ucuz olugudur.
Japon ekonomisi için petrol giderekönem kazandigmdan hükümet, dirayetli poÌitikasi ge-

513
l
I
1
I

regi, sanayininüzerindeki yabanc1 baskilan azaltmak istedi ve bunun yollarim arad1.MITI diye
amlan UluslararasiTicaret ve SanayiBakanligl'ni Japon petrol endüstrisini yenilemekle görev-
lendirdi. Amaç bagimsiz Japon rafinericilere uluslararasi büyüklere dogrudan bagh girketlerlera-
kebet olanagi saglamak ve bunun için önemli pazar paylari kazandirmakti. Bu amaç için bagim-
sizlarm seçilmesinde bir neden vardL Baglmsizlar daha güvenilir,Japon ekonomikhedeflerine
daha bagli, Japonya'mniktisadi ve siyasi sistemlerine daha sadik kipiler görünümündeydi.
1962'de çlkanlan yeni bir petrol yasasi MITÌ'yepetrol ihtali ve satiplarmm tahsisiiçin izin ver-
me yetkisini tamdi. MITIbu yetkiyi bagimsiz petrolcüleri kayirmada ve petrol flyatim mümkün
oldugunca dügük tutmayayarayan rekabetin geligtirilmesinde kullanmigtir.
Bir taraftan da rafinericiler pazar bulmak için giddetle mücadeleye girigtiginde, bunun so-
nucunda flyat savaglan olmugtu. Sonunda, boça geçen zamant kapatmak istercesine Japonya,
inamlmaz bir hizla ekonomisini bütünüyle petrole döndürerek geçig sürecini sona erdirdi.
1960'h y1llann ikinci yarismda japon ekonomisi senede yüzde 11 gibi olaganüstü bír hizla geli-
irken, bir yandan da petrol talebi, bundan da daha büyük, senede yüzde 18 hizla artlyordu.
1960'lar sonunda, 1950'ler bagindaki yüzde 7'ye karç1, petrol Japonya'da tüketilen toplam
enerjinin yüzde 70'ini kargilar olmugtu.
Petrole gösterilen büyük talepJapon endüstrisinin dinamizmíne yansimigtir. Ancak, çok et-
kin olan bit ba§ka kuvvet daha vardi: Bu Japon otomotiv devrimidir. 1955'te Japonendüstrisi
69.000 otomobilüretmigti. Bundan sadece on üç yll sonra, 1968'de ise ayni sanayi 4,1 milyon
otomobil üretecekti ki, bunun yüzde 85'i Japonyaiçinde satin alinip kullanilmig ve sadece yüz-
de 15'i ihraç edilmigtir. Bu rakamlar Japonyadahilinde tüketimin ne müthig bir htzla arttigim
göstermesi bak1mmdan önemlidir. Japonya'ytdünyamn en muhtegemekonomik gücü yapan bü-
yük oto-ihraç patlamasi ise bu y1llardahenüz baglamamtytt.
Sava; sonu dünyasimn iki Wunderkinder'i, yani harika çocuguJaponyave Almanya'dir.
Bu ikisi sadece yenilginin etkisinden kurtulup toparlanmaklakalmamig, ekonomik performans
alaninda gipta edilecek pagtrticistandardlar getirmiglerdir. Ílerideiktisat tarihçisiAlfred Chand-
ler, iki ülkenin performanslanna deginirken bu baçannin sirlarmi gayet veciz olarakgöyle özet-
lemigti: "Alman ve Japon mucizeleri geligtirilmig kurumsal düzenlemeler ve ucuz petrol teme-
"geligtiril-

li üzerinde gerçeklegmigtir." Kugkuyok ki, Japonya'nintüm müttefik ve rakiplerinin


mig kurumsal düzenlemelere" Japonya kadar girme gansi yoktu; ancak hepsi petrol bollugu-
nun sagladigi avantajlara sahiptiler. Bunun sonucunda, 1950'li ve 1960'll patlama y11lannda,
çepeçevre tüm sanayi dünyasmda enerji olarak ucuz petrol kullan11dtgisöylenebilir. Sadece
yirmi yll içinde endüstriyel toplumun altyapisinda çok kallc1degigiklik olmuytu. Global temel-
de, 1949 ylhnda, dünya enerjisinin üçte ikisini kömür saglamigtir.1971'-de ise, petrol, dogal
gazla birlikte dünya enerjisinin üçte ikisini sagllyordu. ÍktisatçiJevons'un on dokuzuncu yüz-
yllda kömür için söyledikleri, gimdi,bir yüzyll sonra, artik petrol için geçerli olmustu. Petrol¯
artik her türlü malm üstünde yer almig, evrensel yardimci, yaptigimiz hemen her çeydekaran
etkileyen. faktör olmugtu.

Avrupa Için Mücadele


Hizla geligen ekonomik büyüme ve endüstriyel genigleme, kömürden petrole dönügün gerçek-
legmesi ve araya fiyati halk için uygun otomobilin de girmesiyle, 1950'li ve 1960'll yillarda Av-
rupa, dünyada rekabete en açik pazar oldu. Amerika Birlegik Devlederi'neithal edilen petrol
miktartna koruyucu kotalar konuldugundan, petrol bulmak için denizagm açilan tüm Amerikan
girketlerigimdikendilerine daha bagka pazarlar bulmak durumunda kald1, ki bu pazar her yer-
den çok Avrupa idi. Bu arada, bir taraftanda üretici ülkeler üretim hacmini büyütmeleri için gir-
ketlere baski yapmay1 sürdürüyordu. Gulf Sirketi yöneticisi William King bu konuda gunu söyle-

514
-
migti; "Her yll halkimiz Kuveyt gehrine yillik gezi tertipler.Bu dünyanm her yerinde böyledir. Ìki
tarafbu kargilagmalarda zor anlar yagarlar, birbirlerine çegitli suçlamalarve tehditlersavururlar.
Kuveytliler, orada bizim için daha çok üretim kargillgLnda ne kadar istedigini söyler, biz de onla-
ra bunun çok oldugunu, yeteri kadar pazar olmadigim söyleriz. Bu defa Kuveytliler iranlilar'afi-
yat artigi yapligimizi Söylerler. En sonunda her iki tarafbelirli bir rakam üzerinde anlagmaya va-
rir; bu genellikle yüzde bey, alti dolayinda bir artigtir."
Ortada bol miktarda fazla petrol vardi. Bu nerede satilacakti? Geligmekte olan dünya bu
sorunun çözümü için bazi firsatlar yaratti. ÖrneginGulf Sirketi,Güney Kore'de bir rafineri ve
dagtim sistemi kurmasi için gereken hakki almada yardima olur ümidiyle bu ülkede bir gübre
fabrikasi kurdu. Idemitsu ve Nippon gibi Japon girketterine rafinerikurabilsinler diye borç veri-
yor, kargiligmda uzun vadeli bir ham petrol sözlegmesiyle yetiniyordu. Yine de bütün pazarlar
içinde hepsinden çok daha anlamh pazar Avrupa'ydi. Avrupa'da Amerika'ya klyasla,. dolayli ve
dolaysiz çok daha fazla hükümet kontrolü oldugundan, pazara girig ve pazarm geniplemesi yal-
nizca ekonomik yetenek degil, politik beceri de istiyordu. Sõzgelimi Avrupa'da, girketleringidip
bir arsa alarak orada petrol istasyonu kurrilast diye bir geydügünülemezdi bile.
Çünkühükümet
her tahsisindeçok silo kontrol uyguluyordu. Sonuçtagirketleryer bulmak için müthis bir yang-
maya girigiyordu. William King bu konuda göyle demigtir: "Söz konusu paramn miktarlan çok
büyük oldugundan Avrupa'da rekabet korkunç boyutlarda olmugtur. Degigik girketlerdengelmig
onca insan birbirlerine karsi terbiyeli konuqup dostça davramr, aynlip digari çtlancada birbirleri-
nin pazarmi çalmayagirigirlerdi."Öncüdurumdaki pazarci Shell idi. Bu, Shell'in savunma tara-
fmda oldugu için gok daha rekabetçi olmasigerektig anlammdaydi. ÖrnegnBati Almanya'da,
Deutsche Shell 220 genç saticistrun "Amerikan tarzi saldirgan satic111k"egitimi gördügünü ifti-
harla söylemigtir.Jersey ise kendi görecelikonumunu kurmakta oldugundan daha sald1tgan ol-
mak zorundaydi. Íngiltere'de ise bir benzin istasyonunda birkaç girketi,bazen alti degigik girketi
temsil edell pompalann kullamidigt oluyordu. Eu uygulama Jersey aç1smdan sakmcahgörüldü.
O kendine ait sadece Esso benzini satan istasyonlar istlyordu, ki bu istegi bir dereceye kadar ger-
çeklegmigtir.Tüm Avrupa kitasinda motorlu araç kullanan çiftçilerinsempatisini kazanmak için
Avrupa'da açilan Dünya Ekicilik Maç1'nm sponsorlugunu bile yapmigtir. Köklü bir Amerikan ge-
lenegini ammsatir gibi, Avrupa'daki benzin istasyonlannda halka ücretsiz olarak yol haritalan ve
turistik broçürler dagitmaya baglad1.Kugkusuz bu hem Avrupalilar'm hem de sayist giderek ar-
tan ve bu haritalari anayasal bir hakmig glbi gören Amerikah turistlerinsempatisini kazanmak
için yapilmigttr.
Avrupa'da seyir halinde olan Golyat'lann içinde tetikte bekleyen üretim yapmig ve gimdi
de pazar araylpi içinde olan birtakim Davut'lar da yok degildi. Bunlar davramglari ile petrole kar-
i susamigligtbüsbütün kizigtinyordu.Bunlar arasmda
en taninam, sonradan Conoco diye bilí-
nen Kontinental Petrol Sirketi'dir. Kontinental 1929'da, bir Rocky Mountain Pazarlama Sirke-
ti'yle, ki bu girket önceleri Standard Oil imparatorlogunun bir parças1ydt, Oklahoma kökenli
ham üretici ve rafinericinin birle§mesi sonucu kurulmugtu. Yeni kurulan igletme tam bir Ameri-
kan yerel girketlydi.Sonra, 194Tde, Yönetim Kurulu, Standard Oil of New Jersey'indünya ça-
pmdaki üretim koordinatörlügünü yapmig olan Mc Callum'u girketebagkan olarakgetirdi.Mc
Callumçaligmalarim girketinKuzey Amerika üretimini kurmada yogunlagtirdi. Ancak, kisa süre
Continental'in rekabette dezavantajlt oldugunuanlayacakti. 1940'lar sonunda dügük fiyatli pet-
rol Amerika'ya bardaktan bogan1rcasma yagp artmakta olan talebi karç11arken,Continental'in
yerli üretimi Texas, Oklahomave bagkayerlerdeki
"düzenleme"

sisteminin kurbam olup kisitla-


niyordu. SonuçtaMc Callumdenizagm gitmek karan aldi. Bu izleyen on sene içinde girket Mi-
Sir'da
ve Afrika'nm bagka yerlerinde kör kuyular kazarak bir hayli para kaybetmigtir.Yine de ya-
gadig1onca s11anti,bag agrisi ve düç kinkhgtna karçm Mc Callum bir konuda inancmm kaybet-
memigtir. Kanisma göre, konu ham petrole geldiginde,
"varlarla
dolu" bir girket olmak
"yoklarla

515
dolu" girket olmaktan iyiydi. Eu konuda pu açiklamay1yapmigttr: "Eger ige varlarla dolu olmak
için atihrsaniz mümkün oldugu kadar çok toprakelde etme cüretini göstermelisiniz.Büyük lok-
ma yemelisiniz; küçük bir lokma size daha tehlikesizgërünse de, hiçbir gey.kaçirmamak için eli-
nizden geldigince büyügünü almahsimz."
1950'ler ortasmda ContinentalLibya'da, böyle büyükçe bir lokmaya kavuçacakti. Bu, Oa-
sis grubu diye bilinen Marathon ve Amerada lle ortakhgi sirastnda olmugtur. 1950'li yillann so-
nunda Oasis Libya'da çok büyük petrol kegifleri yapmaya baglamigti.Ne var ki tam o sirada Was-
hington'da kurallar zorunlu olarak degigiyor,Mc Callum'unstratelik mantiginmuygulamasmi
olanaksiz killyordu. Yenikoyulan ithalat kotalan yüzünden Continentalsahip oldugt1ucuz Lib-
ya petrolünü evvelce planladigmm aksine Amerika BirlegikDevletleri pazarlarma sokam1yordu.
yer" hlç kugkusuz dünyanin en rekabetçí
"bagka
Demek ki petrol bagka yere gidecekti ve bu
petrol pazan olan Bati Avrupa'ydi.
Ílkolarak Continental, Libya'dan tagarcasmabol akan petrolü kurulu büyük girketlere ve
Avrupa'daki bagimsiz rafinerileresatt1. Continentalyönetiminden birinin sonradan ammsattigt
sözlerle "Biz Continentalolarak yepyeni bir girkettikve bize dügen gidip mücadele etmekti."
Ancak, girket çok az esneklige sahipti ve bir de alicilarma önemli fiyat imtiyazlari sunmak du-
rumdayd1. Bu bakimdan o da ünlü klasik ikilemle, bagkalarina bagimli olmak ikilemi ile kargi
karplya kalmiçtl. Yüzy1hndönüg noktasinda, William Melon artik Gulfi, kendine alt rafineri ve
dagitim sistemlyle, entegre bir girkete dönügtürmügtü. Bundan amaç günün birinde girketiStan-
demeye mecbur olmaktan kurtarmakti. Simdi,
"izninizle"
dard Oil veya bagka biri kargisinda
aradan altmt; yllgeçtiktensonra Mc Callum aym geyiyap1yordu.
Böylece, 1960'tan baglayarak üç yll girket Bati Avrupa ve Ingiltere'de kendine ait zincirle-
me rafineri ve dagttim sistemini kurdu. Imkân buldugu yerlerde bunlari devraldi. Imkânsiz ol-
dugu zamanlarda da bunu ige s1firdanbaglayarakyapt1. Öncelikle benzin yapmaya elverigliolan
daha yüksek kaliteli Libyapetrolü, Continental'ikendi benzin istasyonlari gebekesinikurmaya
zorlamigt1. Buna ilaveten Continental stratejik yerlerde yerlegmig bagamsiz rafinericilerle uzun
vadeli kontratlar da yapmigt1r.Ingiltere'de,"Jet" adi altmda ucuz yakit satmayabagladt, 1964yl-
lina gelinceye kadar, bagka bir deyigle Mc Callum'unyabanci petrol arama igine girmesindenon
altl yil sonra, Continental yabanci ülkelerde Amerika'da ürettigi petrolden daha çok petrol üretir
duruma gelmigti.Mc Callum'un evvelce planladigtadan çok daha önemli entegre bir uluslarara-
si çirket olmuytu.
Her biri bagimsiz zincirler halinde organizeolmuy denebilecek bu girketlerin üremesi piya-
sada rekabet baskilarmi artirdi ve dügmekte olan fiyatt büsbütün açaglya çekti. Bu girketlerinba-
arisi kendilerine petrol.veren ülkelerde milliyetçilik duygusunu da kamç11amigtir. Kisaca söyle-
mek gerekirse girketler en çok, üretim zincirinin en uçtaki noktalannda; kuyu baglan ve pompa
yerlerinde duyarli oluyordu.

Tüketiciyle Flört
Tüketici, özellikle de motorlu araç kullanan ti.iketici,1950'ler ve 1960'lar Amerika'smda, araç
kullanmada smir tammlyordu,Savag strasinda yaçanan yokluklar ve karne ylllan geridekalmig,
uzak bir am olup unutulmugtu. Su ylllarda rafineri ingaati ve kaliteye göre shuflandirmaya bü-
yük yatinmlar yapildL Bu, petrol hacminin de artmaslyla benzín satanlar arasmda çetin rakebete
ve sonuçta fiyatlann dügmesine yol açtt "fiyat

Fiyatlarm dügügü Amerikali sürücülerin igine geliyordu, özellikle de sik sik yaçanan
savaglan"ndan yararlaridiklan zaman. Her caddede köpe bagma kurulmug benzin istasyonu ope-
ratörleri gerektiginde kendi bölgesinde broçürler dagitir, kendi fiyatlannm caddenin öbür ucun-
daki istasyonun fiyatmdan yanm sent daha ucuz oldugunu bildirirdi. Fiyat savaglanndasonraki

516
1

ilk fiyatartiç1 genellilde de daha büyük girketlere bagli olmaylp, ikinci el pazardan ucuz kalmig
benzin alan b32Lmsizlarm
giddetliitirazlyla kargilamrdi. Büyükler genellikleflyat savaglarmdan
hognut degildi zaman fiyat yagmaciligi yapmaklasuçlandiklan oluyordu- böyle bir du-
-zaman

"bunu
rumda yapmaya zorlandik" tutumuna sigmirlard1.Ancak, protestolarma ragmen, yeni pa-
zarlara sizmak durumunda kallp saldirgan davrandiklan zaman büyüklerin bazen fiyat savagtm
i baglattiklan da olurdu.
Rekabet her zaman bu düzeyde kalmaz, bagka gekillere de bürünürdü. En lyi hizmet veri-
lenler motorlu araç sürücülerlydi. Sürücülerin sempatisinidevamh tutabilmek igin elden gelen
her geyyap1hyor, lastikler ve benzin kontrol edilip aracin camlari yikamyor, sürücülere içki bar-
daklarl ikram ediliyor ve bunlann hepsi de ücretsiz yapillyordu. Mügteriyi belirli bir çirketebag-
lamak için 1950'li ylllarin bagmda kredi karti sistemi ç1kanldt.Petrol çegitlerinin reklaminda ve
mügterinin baglihgim perçinlemede televizyonda büyük rol oynamigtir. Sözgelimi televizyonda
da kendi reklanunt yapan Texaco Sirketi, Texaco Ylldiz Tiyatrosu ve Milton Berle ile olan
Show'da, Metropolitan Operast'nm programmi izleyenlerden çok daha fazla seyirciyi ekran ba-
mda toplamigtitBu girketdevamh seyircisi olan milyonlarca kiglyi"Arabamzi ylldizli olan ada-
ma teslimedin" slogani altmda, kendi petrolünü kullanmaya zorluyordu. Texaco'nun yaptiklan
bununla da kalmadi. Ülkedeki kirk sekiz eyaletin her birinde ne kadar dinlenme salonu varsa,
hepsini birden mügterilerinin emrine
"tahsis
etti" ve gururla bunu onlarm iyiligi için yaptigtm
söylemektende geri kalmadL
Benzine katilan katki maddeleri üzerinde de büyük yaygara koptu. Bunlann amaci, benzin
denen ürüne, kimligini belirten bir marka yakqtirmakti ki bu gereksizdi;çünkü benzin, verilen
isim ve marka ne olursa olsun, eninde sonunda bir ürün veya metaydL Bir buçuk yillik süre için-
de, 1950'll yillann ortasmda, en üst düzeydeki on dört pazarlamacidan on üçü benzin"
"primli

satmaya bagladt ve bu alanda birbirlerini bertaraf etmek için büyük yangmalaragirerek rakipleri-
ne kargi çegitllsuçlamalarda bulundular. 11eride,hidrojen bombasmm ilk denendigi ylllarda,
Richfield kendi benzininin
"hidrojeni
barig igin kullandigi" gibiçok cüretli iddiada bile bulun-
muçtur. Aslmda bu pek de yadirganacak türden degildi; çünkü benzin dahil, bütün hidrokarbon-
lar hidrojen içeren moleküllerden olugur. Shell Sirketide kendi ürününü övmek için kendi
TCP sinin (tricresyl phosphate) buji kirlenmelerini engelledigini, bu nedenle
"otuz
bir yll içinde
gözlenenen büyük benzin geligmesi" oldugunu iddia etmigtir.Sinclairde kendi Power-X'ini(x
gücül konu ederek bunun motor paslanmasmi önleyen katki maddeleri içerdigini iddia etmigtit.
Bu arada ötekilerden geride kalmak istemeyen Cities Service iddiada bulunarak, bir katki mad-
desi bu denli iyi oldugunu göre, kendisinin çok daha mükemmel be; katki maddesi ile yangma-
ya katilacaglm bildirerek
"5-0
Premium"u piyasaya sürdü. Yarigmayakatilan girket sayisi böylece
uzaylp gidiyordu; ancak kullandiklari katki maddesi ne olursa alsun bunlarm hepsi bir tek ortak
noktada birlegmigtir.Katki maddeleri farkh da olsa hepsi kendisine ait olanm süren
"senelerce

aragtirmalarm sonucu bulundugunu" iddia etmigtir.


TCP ile reklamim yapan Shellbir yll lçinde satigmiyüzde 30 attirmigtir. Sirketin bu baçan-
s1m öteki girketler görmezlikten gelemezdi. Socony-Vacuum Mobilgaz dagitimcilanna hemen
"gizli"
bir memorandum göndererekTCP'nin kiyrnet yönünden pek bir gey ifade etmedigi ve
çok geçmeden oto motorlarmda tahribat yapacagt hakkmda uyarida bulundu. Socony kendi
"çift
etkili" mobil benzinine deginerek
".otia
benzer bir bagka benzinin daha mevcut olmadigil"
iddiasinda bulundu. StandardOil of New Jerseyise daha da ileri giderek TCP'nin bir pazarlama
uydurmacasi oldugunu, aslinda mevcut olmayan bir sorunun tedavisiiçin çikanlmig hayali bir
ilag oldugunu, buji kirlenmesi diye bir geyinartik hig görülmedigini ilan etti. Jersey,kendi hesa-
bma, oktan düzeylerini yükseltecekbulugu "Total Power"m tanitimimyapt1. Tüketiciler ide ken-
dilerine sunulan onca degigik tür benzin kargismda
"normal" "standart"
benzinle
"yüksek

veya
oktanlt" Ye geçmig" primli benzin arasmdaistediklerini seçme hakkim kazand11ar.
"deneyden

517
Zamanla, Mobil Sirketi
piyasaya farkh türde bir benzin çegidi daha sürdü ki bu
"yüks_ek
enerji
benzini"dir. Su yeni benzinin tanitimmi yaparken Mobil bu benzinin rafine edilme igleminde,
"hafif,
dügük enerjili atomlarm yerini daha agir, yüksek enerjili atomlara biraktigmi" söylemigtir.
Bunun sonucunda tüketiciister zevk için, ister arkasindan gelenveya geldiginihayal ettigi sürü-
cüye kendi biraktigt tozu yutturmak için çok dogal olarak
"yüksek
performansli" benzini, biraz
daha pahah da olsa tercih edecekti.
1964 yllinda Íngiltere'detüketicilerinkalbini kazanmada katki maddelerinden bagka yön-
temler de kullamlmigtir. SözgelimilerseySirketi benzin pazarlanna
"yeni
bir yüz" kazandirmak
için Esso Kaplani amblemini uygulad1 ve "Deponuza kaplan koyun" slogamm kullandi. Kaplan
fikri Esso'nun tüm pazarlama sisleminde çok yararli olup kapsamh bir firma isminin yerlegme-
sinde yardimci olmugtu. Ancak BirlepikDevletler'de ilk uygulandigt zaman hiç de etkili olma-
migtir. Bir Jerseyyöneticisinin acimasix yargistna göre kullanilan kaplan amblemi, hiç de yalogik-
h, güzel görünümlü deglldi. Kaplan resminin ilk kullamldig gündenbeg yll sonra, kaplan amble-
mi degigtirildi. Bu kez bir vakitler Walt Disney Sirketi'nde çaligmiggenç bir sanatçl tarafmdan
yeniden çizildi. Dost baktpli, nepeli, sevimli, yardimci görünümde olan bu yeni kaplan saticlya
yararli olmuytu. Uygulama sonu, benzin depolanndaki kaplanm benzin satmada diger bütün
katki maddelerinden daha etkili oldugu kanitlanm1çtl. Esso Kaplam'nm neden oldugu popüler-
likten tedirginolup Amerika'da bunu kullananlarm sayismm arttigmi gözleyen Shell yöneticile-
ri, bu defa kendi ylldiz katla maddeli TCP'lerinin ismini sözlü konugmalarda
"kedi

yavrusu idra-
ri" diye anmaya bagladilar.

Yeni Bir Yaµm Tarzi: "Aya Giden Alti Yan Yol"


Petrolde olugan önüne geçilmezüretim akigi yoluna ç1kanher geyidegigtirmigti. Bu geligmeler
hiçbir yerde Amerika'nin kirsal kesimindeki kadar dramatik seyretmemigtir. Petroldeki bolluk
otomobilin yaygtnlagmasma yol açti; otomobilin yaygmlagmasi da yepyeni bir yaçam tar21run
dogmastyla sonuçland1.Artik bu-gerçekten bir Hidrokarbon Adam Çagi'ydi. O güne kadar önce-
likle trenle yapilan toplu tagimacilikAmerikalilar'i daha çok yüksek yogunluklu gehir merkezle-
rine baglamigken, otomobilin yaygmlagmasiyla bu yagam tarzi kökten degigti ve halk gehirden
aynhp banliyölere akm etti.
Sehirden banliyöye akm 1920'll yillarda baglarmysa da, önceleri pek hizh geligmemigtir.
Yaklagikon beg yll kadar banliyöye akin önce depresyon sonra da lL Dünya Savagiyüzünden en-
gellenmigti. Banliyöyeakmm asil baglangiç tarihi 1946 ylhdir. Su tarihteLevitt admda bir ingaat-
çi allenin New York City'yeyirmi beg mil mesafede, Long Island, Hempstead kasabasma gelip
burada dört bin hektarhk bir patates yetigtirilen arazlyi imara açmasi ile gehirden banliyöye göç
hizlandi. Bundan hemen sonra da buldozerlerle arazi tesviyesiyapildi, ingaat malzemeleri geti-
rildi ve kamyonlarla tagman bu malzeme yine kamyonlardan, yirmi metre araliklarla araziye bo-
galtildi. Parsellenen her arsaya ayn ayn fidanlar, elma, kiraz ve her zaman yegil kalan agaçlar di-
kildi. Levittown adi verilen bu yerde 7990-9500 dolara mal olan evler yapildi ve sayisi zamanla
17.400'ü bulan evler de 82.000 nüfusa yuva oldu. CiderekLevittown savag sonu banliyö evle-
rinin ilk örnekleri oldu ve Amerikan rüyasmin gerçeklegmigbir parçasini olugturdu. Güvencesiz
dünyada Amerikan degerlerinin bir kamti yerine geçti. William Levitt'in sözleriyle "Kendine ait
bir evi ve topragi olan hiç kimse komünist olamazd1. Böyle bir kimsenin komünist olamayacak
kadar çok igi vardt."
Banliyö hayati hayret verici bir hizla geligti. Kisa zamanda, ailelerin teker teker yaçadigt ev
türü yayglnÌRgtl Ve 1944'te 114.000 olmasma kargi 1950'de l,7 milyona ulagt1.Sanki sihirli bir
elle, her tür toprak yetigtirilecek ürüne göre parçalara ayrildi ve bir zamanlar karnabahar, ispa-
nak yetigtirilen, set ürünleri veren çiftliklerin. elma, portakal, erik ve incir yetigtirilen arazilerin

518
i

yerini banliyöler aldi. Art1kçevrede ne kadar eskiden kalma mülk, yarig yerleri, çöp ylginlan, te-
pelik arazi veya çiplakçöl varsa, hepsi birden parsellenip buralarda evleryapildt. 1945-1954 ara-
si banliyölere göç edenlerin sayisi 9 milyondur. Bu tarihten sonra milyonlarca kigi daha bunlara
katildi. Tümüyle dügünülecek olursa 1950-1976 arasinda gehir merkezlerinde yaçayan Ameri-
kalilar'm sayisi 10 milyon artmigken, banliyölerde yagayanlann sayisi 85 milyon artmigtir. 1976
y11magelindiginde banliyölerde yaçayan Amerikalilar'm sayisi gehir merkezlerindeveya kirsal
kesimde yagayanlardan daha fazlaydt Zamanla banliyöleri her konuda, mimaridegerleri aç1sma
kadar eleptirmek entelektüel kipilerin modasthaline geldi. Ancak, yine de yuvalanm buralarda
kuran milyonlarca kigi íçin banliyöler degerini yitirmedi. Çocuk yetigtirmeye elveriglioldugu,
mahremiyet, otonomi, mekân sagladtgt, çocuklara oyun yeri, okul yapildigi için ve daha güven-
celi olmasi baktmmdan tercih edildi ve depresyon sonu ve savag sonrasi Amerika'smm adeta bir
iyimserlik ve ümit cenneti oldu.
Banliyölere akm, otomobili artik gerçek bir ihtiyaç haline getirdigindenkirsal kesimin oto-
mobillere göreyeniden düzenlenmesi gerekti. Yeni olugan bu Ameríka'nin alçak siluetinde ban-
liyölerde yagayanlann gereksinimlerini kargilamak lçin yeni yeni müesseseler kuruldu. Serbest
park yapmaya elverigli genig topraklarda aligverigmerkezleri kuruldu ve buralar tüketicilerve
perakendeciler iÇinstratejik dikkatlerín yogunlagtigtbirer merkezhaline geldi. 1946 ylhna gelin-
ceye kadar tüm Amerika BirlegikDevletlerl'nde sadece sekiz aligverigmerkezi vardt. Ìlkbüyük
planh, perakende ahyverig merkezi 1949 yllmda Kuzey Carolina, Raleigh'da inga edilmigtir.
1980'lerin bagma kadar aligverigmerkezi sayisi yirmi bin büyük allyverigmerkezineulagtt ve pe-
rakende satiplannyaklagik üçte ikisi buralarda yapilmaya baglandi. Tamamen kapali, klimali ilk
magaza 1955'te Minneapolis'te açilmigtir.
"Motel" kelimesinin ilk olarak Califomia,Obispo'dakiSan Louis'de duyuldugu ve daha
çok demiryollan yalanindaki benzin istasyonlar1yanmda kümeler halinde kurulup geligtirilen
kabinler için kullanildigt saniltyor. Ne var ki benzin çagimnbir eseri olarak dogan motelleriniti-
han önceleri hiç de övünülecek gibi degildi. Nitekim 1940 ylli sonlarinda FBl Müdürü J. Edgar
Hoover motellerinbirer "Cinayet Kampi" ve "Batakhane ve Kötülük Yatagi" oldugunu söyleye-
rek halki uyarmigti. ÜIkenin güvenligindensorumlu olan bu kipi buralann ya gayri megru seks
iligkileri için kullamlan randevu mahalleri ya da canilerin saklanma yeri oldugunu söylemigti:
"SicakYastikTicareti" dedigi bu yerlerin getirecegi yakm tehlikelere deginen ve bu konuda hal-
ki uyaran Hoover, bazi motellerdekikabinlerin seks amactyla bazen bir gece içinde on alti kez
bagka bagka mügterilere kiralandigim bile söylemigti.Ancak, Amerikan ailesi savagsonu yillarda
gezmeye merak sarmigtt ve otomobilli gezilerartik onlar için bir ihtiyaç olmuqtu. Bu ihtiyaç, so-
nunda motellere saygmlik kazandirdi. Sonraki ylllarda, 1952'de iki mütegebbis Memphis'te
"Holiday lnn" admda bir tesis açt1. O günden sonra da, her yerde mantar gibi birçok motel türe-
di. Arabalarm arka koltugundaki çocuklarm yorgunlugu, huzursuzluk ve yaramazligindan sab-
nn sonuna gelmiganne-babalar için moteller tani aramlan yerlerdi. Uzun bir araba yokulugun-
dan sonra akgamvakti yolun ta ötesinde yegil 1pkh Holiday lnn yazismigören anne-baba için bu
igaret son derece istenen, riefes almalanm, rahata kavugmalanni, hatta kurtuluglarmi müjdele-
yen bir igaretti. Tüm Amerika çapmda,ailenin her ferdi için bol yer bulunuyor, odalar gerektigi
parmaklarin" yerley-
"sihirli

ekilde televizyonla,her biri paketlenmig sabun kahplanyla ve hatta


tirdigi yayh yataklarla dögeniyordu. Ayrica, odalann digmdaki koridorlarda otomatik buz ve kola
makineleri bile vardi.
Geziye çikanlar,ister kendi banliyölerinde kisa bir gezi için, ister uzun bir yolculuk için
orada bulunsunlar, sonunda ack1p yemek yemek istiyordu. Bu nedenle bunlann doyurulma igi
de dügünüldü ve yiyecek çegitleritamamen bu kogullara göre ayarlandl. Ülkedesürücüler için
arabalanni sokarak girdikleriilk restoran, Royce Hailey'nin "Pi Stand" adinda 1921'de Dallas'ta
açtigt restorandir. Ancak 1949'da ilk olarak iki kardeg, McDonald karde ler California,San Ber-

519
\

nardino'daki restoranlarmda arabalara servis yapma sistemine son vererek, bu igi yapan garson-
lari igten çtkard11ar ve menüdeki çegitlerimümkün oldugunca azaltip yeni bir yiyecek sistemine
geçtiler. Zincirleme seri-yiyecek sisteminin tamtimmtyaptilar. Fastfood(çabukylyecek} çagL ISe
ashnda 1954'te, krema makinesí saticisiolan Ray Crockile McDonald kardegler tarafmdanbag-
latildi. Kurulugunun ertesi ylh da bu ekip Chicago'nunbir banliyösünde yeni buluglarla, McDo-
nald's tesisleriniaçti. Hikâyenin gerisiniise herkes biliyor.
Artik Amerika tam bir sürücüler toplumu olmugtur. California'dakiOrangeCounty'de sü-
rücülerin arabalanndaoturur halde, digan ç1kmadan
"dünyanm

arabayla girilebilen en büyük ki-


lisesinde" dini ayinlere katilmalar1bile mümkündü. Texas'ta bir devlet koleline kayit için gittigi-
nizde bunu arabadan inmeden, arabayla girdiginizkay1tbürosunda yapmaniza izin veriliyordu.
Arabalarla girilen büyük sinema sahnelerinde filmler gösteriliyordu. Sonbaharmilk günlerinde
otomobil modasmdakiyenilikleri sergileyen gösteri salonlarmdamodanin yeni buluglar1halka
sumiluyor,bu gün milli bir kutlamaya dönügüyordu. Detroit'in en son buluglanni seyre gelen
tüm halk hayranliklarmi
"ooh", "aah"
sesleriyle ifade edlyordu. Buyeniliklerden arabalan örten
oto-örtüleri, çok miktarda krom kullanma veya arabalarmdaha uzun kuyruklar1 özellikle say11-
maya deger. Su kuyruklar artik arabalarm arkasma yerleptirilen tüm aydinlatmasistemini içere-
cek gekilde yap111yordu:"Çokbüyük olan bu kuyruklarin aracm hareketini stabilizeedip etkile-
digi" fikri de zaman zaman tartigthrdt.Arabadan anlayanbirinin benzetmesine göre "bu
durum
arabadakileresanki havada uçuyormuy gibi" bir his veriyordu. Tabli ki bu sadece bir görüçtü ve
araba karada yürüyordu. Lastigi zemin üstünde kaylyor, her uzun mesafede viziltillsesler çikan-
yor Ye yolcularmi igten eve, evden ige tagiyor,seyyar bir olis iglevini görüyor, seyahat halinde sa-
tic11arakolayhk sagliyordu. Amerikall ailelerden yüzde doksani tatile arabayla gidiyordu. 1964
yllmda artik ganslisürücüler arabadaki cep gözüne Amerikall bir benzin istasyonunun kendileri-
ne ücretsiz verdigi bey milyarmci yol haritasim sokar duruma gelmigti. Küçük ya taki gençler
önce araba ögrenim permisi sonra da sürücü ehliyetialmaya özen gösteriyor, kendi arabalarimn
"tekerlegi"
üstünde sürüp gitmeyiolgunlukve baglmSlzltklarmm sembolü saylyordu.Otomobil
gençler için arkadaylarlylabulugmak, lazlarla çikmak, cinsel bilgi kazanmak ve flört konularmda
son derece part bir gereksinim olmugtu. 1960'larda yapilan bir anketAmerika'da evlenme teklif-
lerínin yüzde 40'mm bir otomobil içinde gerçekleptigini göstermigti.
Bu yeni yaçam tarzmm atardamarlarlyla toplardamarlanyollarve karayollarlyd1.Ve burada
da, diger birçok yagam tarzmda oldugu gibi kamuoyu part olan bu geligmeyi desteklemigtir.
1947'de California'da benzin vergisinin artitilmastyla derhal LosAngeles çevre yolunun ingaati-
na baglandt ve çahymalarciddlyetle sürdürüldü. Elegtirilere sebep olan "Kavgaklar" dahil teker
teker her çevre yolu tek bir büyük sisteme baglandi. Aym sene, New Jersey'deValiAlfred E.
Driscoll bir aç1)konugmasmda, kendi eyaleti içindeki büyük toplumungörünümünü hayali ola-
rak çizdi ve bunun Garden State'de bir uçtan öbür
uca uzanan bir geçigyolu oldugunu, bu geçig
yolunun savag sonu yillarda New Jersey'itehdit eden tikamkhgave devainh trafikkarmagasma
son verecegini söyledi. Aynca bunun motorlutagitsürücüleri için yolu bir saat on dakika kisalta-
cagmi belirtti. Vali DriscolPa göre hiçbir geyNew Jersey'ingelecegiaçismdangeçigyolundan da-
ha önemli olamazdi,
ingaat 1949'da, eyalettebüyük cogku Ve heyecana neden olarak bagladi: "Mucize yol" ve
"bugünden
inga edilen yarmm karayolu" diye tammlanarakhalkm destegini kazand1. O günler-
de ingaatlarda, ingaat baglamadan önce fazla bir çevre incelemesi yapilmlyordu ve ingaat gerek-
gesiylemahkemeyebagvuru uygulamasi yoktu. Amerika'da önemll geylerinçabuk yapilabilece-
ginedair bir inanç hâkimdi. Su nedenle tüm igler, ilk planlamadan para.ödenen kulübenin yapi-
mma kadar iki ylldan daha az bir sürede tamamland1.Agill; kutlamasmda bir kahvalti verildi. Bu
kahvaltmin tüm ayrintilari Amerika'mn karayolu menüleriustast, restoran sahibi büyük a çi Ho-
ward Johns tarafindandüzenlendi.

520
New JerseyGeçigikisa sürede Birlegik Devletler'in ve belki de dünyanm en çok i; yapan
geçigyolu olmuytur. Eu geçigyolunda kulûbeler çikig3'teki Walt Whitman, Thomas Edison, Dol-
ley Madison, Vince Lombardí gibi dinlenme yerlerinde kurulmugtu. Bir de üstü portakal rengi
damla kapli Howard Johnsonrestoranlan yapilmigti. GeçigyolununaçiligmdaValiDriscoll göyle
demigti: "Geçigyerleri, New Jersey'infaturalari, sosis tezgâhlanve bir ylgm gereksiz öteberi ara-
smdan siynhp motorlu araç sürücülerine tüm güzellîgiyle görünmesinisagladi."Ancak, sürücü-
lerin hepsi bu görügekatilmlyordu. Ötekigeçigyerleri güzel sayllmaktançok uzakti. Örnegln
ConnecticutMerritt Parkway, New YorkTaconie Parkway gibi yerler eleptiriliyordu. Eleptirilere
bakihrsa "Arazinin temel çizgileri,engebeler bütünüyle gözden saklanamazd1. Sehriç1plakola-
'

rak gözlerönüne sermek çok zor bir iyti. Buna ragmen New Jerseygeçigyeri bunu yapmayi ba-
armigt1."Bu geçi; özellik amaclyla degil, htz ve kolayhk saglamak için yapilmigt1. Böylece Hidro-
karbon Adam'm bir yerden diger bir yere çabuk gitme gibi acil bir ihtiyacma cevap vermigtir.Ay-
nca bu bitmeyecekmig gibiuzanan bir labirenti kisaltan tek kestirme yoldu.
1919'da D. Eisenhower, motorize askeri kuvvetlerini BirlegikDevletter içinde sevk edecek
tek yol sistemi bile bulamamigti. Bu konu onu gelecegin motorluaraç yillan için ne yapilabî-
bir
lecegi hakktnda uzun uzun dügündürmügtü. Bu tarihten otuz yedi yll sonra 1955'te Bagkan
Dwight Eisenhowerülkeyi bir uçtan öbür uca çaprazlamakesen 41.000 mil uzunlukta bir süper
karayolu sistemi kurulmasim öngören Eyaletlerarasi Karayolu Yasasi'ni imzallyordu. Mastafin
yüzde 90'l federal hükümetçe kargilamyor, paranin goguözel olarak bu igle görevlendirilmig bir
karayolu tröst fonundati geliyordu. Paranm kaynagt benzin vergileriydi. Su proje ileride
"kara-

yolu lobisi" olarak bilinen ve otomobil yap1mcilan, eyalet hükümetleri, kamyonculari, araba
alim satimcilan, petrol girketleri,lastik girketleri,sendikalar ve emlakçilardan oluganbüyük bir
koalisyonun aktif destegi ve ilgisine sahip oldu. Amerikan Araba Park Birligtbile bu koalisyona
katildt Çünküyol ne kadar uzun da olsa, sürücüler eninde sonimda gitmek istedikleri yere var
racak ve arabalarmiparketmek isteyecekti.
Eisenhower de eyaletlerarasi projeyi bazi gerekçelerledesteklemigtir. Güvenlik,tikamkli-
gm giderilmesi, etkisixnakliye sisteminin sebep oldugu milyarlarca dolarlik para kaybi ve Soguk
Savafm en korkunç tehlikelerindenbiri sayllan sivil savunma gereksinimibu gerekçelerden ba-
zilandir. Eisenhower,bu. konuda punlan söylemigti: "Kentlerimize bir atom Saldirist yapilmasi
halinde, yol gebekeleri hedef alinan hölgelerin çok çabuk bogaltilmasim mümkün kilacak tarzda
inga edilmelidir." Sonuçta gayet saglikh bir projeyleige girigildi. Ìnçaatmkapsami endüstriyi gu-
rurlandirmig, dikkatleri çeken fevkalade kiyaslamalar yapmasma Sebep olmuytu. Eisenhover dü-
güncelerini göyle ifade ediyordu: "Bu sistemin kaplayacagi mesafe toplami Amerika'daki tüm
otomobil sayisimnüçte ikisini alacakbüyüklüktedir. Bu yollan yapmada kullanilacak beton har-
c1ylaseksen adet Hoover Baraji ve aya uzanan alti yan yol yapilabilir. Bu ingaatta, buldozerlerin
kaldtrdigi çöp ve kayalar bütün Connecticut't almigsantim kaplayacak kadardfr. Sava m bitimin-
den beri hükümetín yaptigi hiçbir girigim Amerika'nin görünümünü bu denli degigtirmemigtir."
Eisenhower'in bu sözlerinde abartma yoktu. Arada geçen zaman içinde Amerikalilar ve Ameri-
kan mallari glttikçeuzaylpgidenyol geritlerindeyolculuketmeyi tercih etmig, bu yüzden toplu
halk tagimaciligLna ve tren yollarma ragbet azalmigti. Uzaylp glden bu yillar içinde daha büyük
olan geyleredaha lyiymig gözüyle bakildigt glbi,daha uzun ve daha genig olantara da aym gözle
bakiltyordu.
Artik petrol Amerikalilar için oturma odalarmda bile yagamlannin bir parçasi olmuytu.
Amerikan nüfusunun yüzde 60'mdan fazlast her hafta yaymlanan The Beverly Hillbillies kome-
disinin müptelastolmug, 1962'de hemen ilk gösterildigt andan itibaren en çok ilgi Çekenshow
olup senelerce liste bagi kalmigti. Bu show daghk yerde yagayan ve bir gün ön bahçelerinde pet-
rol bulan Clampett allesinin öyküsüdür. Petrol bulduktan hemen sonra aile Hooterville kasabasi-
ni terk edip Beverly Hills'de bir malikane satm alir. Bu show'da
"büyük
kent âdetleri" espriyle

521
kangik hafife ve alaya almir. Bu show ve sevimli petrolmultimilyonerleri seyircilerin sadecehay-
ranligimkazanmakla kalmamig, oyundaki garki da dillerden dügmez olmugtu.
Gelin,
Jed isimli adamm öyküsünü dinleyin.
Fakir bir daghyken
bakamazken,
Çocuguna
günün birinde
Birden,
Yerden,
köpüklü sivi flykirdi...
Bu petroldül
Ham petrol,
Siyahaltm,
Texas Çay1...

The Beverly Hillbillies komedisi her türlü kutlamayi hak etmigti.Çünkügerçektende pet-
atm" olmakla kalmamig, tüketicileriçin de, müm-
"slyah

rol, sadecegansliClampett allesi için


kün k11digt onca geyle,endüstri dünyasmi zenginleptirmigtir.Ancak, yine de akillara talulipkalan
cevaplanmamig bir soru vardi. Hidrokarbon Adam'm bu denli dayandigL petrol akimi acaba ne
dereceye kadar güvenilirdi? Bunun riskleri neydi?

Yeni Bir Kriz: "Nükseden Karabasan"


Misir'm Cemal Abdül Nasir'mm petrolü yoksa da askeri kuvvetí vardi. Simdi Nasir'm tüm ama-
ci 1960'larda Arap dünyasimn gözünde kaybettigi prestijini yeniden kazanmakti. Israil'in
1956'da kazandigt meydan savagi baçanlanmn intikammi almak istiyor, bunun için israil'in
"tas-

flyesi"çagnlarmidurmadan yinellyordu. 1956'da kazandigi nihai zafer, çahsma olan güvenini


büsbütün artirmigtir. Aynca, Israil'ekarpt terorist saldmlan düzenleyen Suriyetarafmdanda bu
yönde baski görüyor, askeri yönden yetersiz izlenimini vermemek için, Suriye'nin kigkirtmasina
itiraz etmiyordu. Bu nedenlerle, 1967 Mayis aymda Nasir, 1956 Süveyg krizinden beri görevde
olan Birleçoi; MilletlergözlemcilerineMisir't terk etmelerini emretti. Israilgemilerinin Akabe
Körfezi'nde seyrine engel olmak için Güney'deki Elat limanim kapadt ve Ísrail'inpetrol ithalini
kesintiye ugratacagtm söyleyerek bu ülkeyi tehdit etti. Bununla da kalmaylp Sina'ya yeniden M1-
sir kuvvetleri gönderdi. ÜrdünKrall Hüseyin bu agamada ç1kacakbir çatigmadakullamlmak
üzere kendi silahh kuvvetlerini Misir'in emrine verdi. Bunun üzerine Misir Ürdün'ehavayoluy-
la asker ve askeri malzeme göndermeye bagladi. ÖtekiArap ülkeleri de Misir'a kendi askeri kuv-
vetlerini gönderdi ve henüz göndermemigolanlar da bunu planlamaya bagladt. 4 Haziran günü
Ürdünyeni olugan Ürdün-Misir askeri antlagmasma imza atti. Arap askeri kuvvetlerinin kendile-
rini sardigini gören Ísrailliler
íçin çember giderek darahyordu.
Ertesi sabah, 5 Haziran günü saat sekiz sularinda Ìsrailaskeri güçleri dügmandan evvel dav-
ranarak taarruzageçtiler ve reaksiyonlanm bu gekilde gösterdiler. BöyleceÜçüncüArap-Israil Sa-
vagiveya Alti GünlükSavagbaglamigoldu. Igekumar oynar gibi girigen israilsavagmdaha sa- ilk
atlerindeMisir'in ve ona bagimli öteki devletlerin tüm hava kuvvetlerini yok etmeyi bagardi. Ha-
vadan kazandigt bu zaferle kendisini garantlyealan Israilkuvvetlert Arap ordulanm geri püskürt-
tü. Gerçek gudur ki, Misir ve Ürdünbakimmdan Alti GünlükSavaq'm sonucu ilk üç gün içinde
kesinlikle belirlenmigti. Sina'dakiMisir kuvvetleri çökmügtü. 8 Hariran tarihinekadar, IsrailOr-
dusu Sina'yi tam anlamiyla iggal etmig, bu arada Nasir'm ifadesine göre Misirblar'a ait ne kadar
malzeme varsa yüzde 80'ini tahripetmig ve Süvey; Kanah'nin dogu k1y1stna ulagmigt1.Bunu izle-

522
yen birkaç gün içinde de acele ateykes uyguland1. Bu savaglaSina yanmadasi Ísrail'inegemenligi-
ne terk edilmig, Kudüs'ün tamami,Bati klyisi ve Golan Tepeleri Israilhâkimiyetine geçmigtir.
Araplar arasmda "Petrol denen silahl" kullamma sokma fikri on ylli agkm süredir tartigil-
maktaydt Simdi bunun için bir nrsatdogmuytu. 6 Haziran tarihinde,yani çarpigmalann bagladt-
gmm ertesi günü, Arap petrol bakanlan, Israil'edost olan ülkelere petrol ambargosu uygulama-
lari için resmen çagn yapti. Su çagri üzerine Suudi Arabistan, Kuveyt, Irak, Libya ve Cezayir,
BiflegikDevletler'e, ingiltere'yeve daha ihmli olmak üzere Bati Almanya'ya petrol sevkini dur-
durdular. 7 Haziran tarihindeAhmed Zeki Yamani Aramco girketlerinebir duyuru yaparak "O
andan itibaren Amerika BirlegikDevletleri'ne ve BirlegikKralhga petrol sevk etmemelerini" iste-
di. Aynca, bildirisinde pu sözlere de yer vermigtir: "Bu talimati tamamitamammauygulamamz
gerekiyor.Eu iki ülkenin topragmabizim petrolümüzden bir damla bile girmesi halinde girketi-
niz bundan ciddi gekilde sorumlu tutulacaktir."
Petrol ihraç eden ülkelerse belli bagh gelir Raynaklan olan petrol ihracatim niçin bile bile
durdurmalan gerektigni anlamamiglardi. Bu ülkelerin bazilanna göre kararm asil kaynagi kendi
simrlan içinde olugan petrol iyçilerinin grevleri,bagkaldirma ve sabotaj gibi bazi huzursuzluklar-
di. Bu ülkelere göre kararda etken olan nedenlerden biri de artik politik nüfuzunu losmen kay-
betmig de olsa, Nasir'm yeniden transistörlüradyosuyla kitleleri ve sokak kalabaliklanni hareke-
te geçirebilecegkorkusuydu. Bu konudaki en büyük huzursuzluk yabanci petrol girketi perso-
nelinin büyük halk kittelerinin saldinsma ugradigi Libya'da yaçandi. Burada büyük bir tahliye
programi uygulamyor, her yanm saatte bir Wheelus'dan kalkan uçaklar bat1hpetrol iççileri ve ai-
lelerini kendi ülkelerine götürüyordu. Suudi Arabistan ve Kuveyt'te de üretim sik sik grevler ve
sabotaj yüzünden kesintiye ugramigti.
8 Haziran tarihinegelindigindeSuudi Arabistan'dan saglanan petrol akimi yüzde 60 ora-
mnda kesildi. SuudiArabistan ve Libya'da üretim bütünüyle durdu. Abadan'daki büyük Íran ra-
finerisi, Irak gemilerindeki kilavuzlann SattülArap suyolunda çah§mak istememeleri yüzünden
kapandt Ortadogukaynakh petrol büyük kaylp vermigti ve bütünüyle alindiginda kayip miktari
günde alti milyon varili bulmuytu. Bunun ötesinde lojistik durum da de hem müdahaleler yü-
zünden hem de 1956'da oldugu gibi Süvey) Kanah'nm ve SuudiArabistan'dan Akdeniz'e gelen
boru hatlartmn kapali olugu yüzünden tam bir karmaga içindeydi. 27 Haziran tarihinde konugan
Amerika BirlepikDevletleri lçigleriBakan Yardimcisi"Bu kriz 1956-57 Süvey; olaymda yayanan
krizden daha ciddidir" diyecekti. O zaman Kuzey Irak digmda, higbir büyük üretici ülke petrol
kapisim kapamamigtl ve sorun tamamen bir nakliye sorunundan ibaretti. Simdi ise Bati Avrupa
petrolünün dörtte üçü Ortadogu ve Kuzey Afrika'daki Arap bölgelerinden geliyordu ve bu böl-
gelerin yansinda üretim durdurulmugtu. Bu nedenle o günlerdeAvrupa çok ciddi boyutta acil
petrol kitliglyla karplägmigt1.
Haziran ayi sonunda ve Temmuz'un ilk günlerinde ise Nijerya'da iç savag bagladi. Eu ülke-
de petrol üretiminin yogun oldugu yer ülkenin Dogu Bölgesi'ydi. Su bölge, hükümete dügen
petrol gelirlerinden kendisine daha büyük pay verilmesini istiyordu. Nijerya hükümeti ise bu is-
tege hayir yamtml verdi. Petrol gelirleriüzerinde oluguyor gibi görünen mücadelenin altmda as-
lmda kaynagi çok derinlere uzanan etnik ve dinsel farkliliklaryatlyordu. Kendisine Biafra adim
veren Dogu Bölgesi Nijerya'dan aynldi. Nijerya hükümeti tüm petrol ihracatma kargi ambargo
uyguladt. Sonuçta meydana gelen anlagmazhklarda durumun bu denli kritík oldugu günlerde
dünya pazanndan günde 500.000 varil petrol daha eksildi.
Dikkatlerin hemen tümüyle Vietnam'a yogunlagtinlmig olmasmdan, Amerikah üst düzey
siyasetçiler, Alti Günlük Savag konusunda siyasi koordinasyonu çok kisa süreler için geçerli ol-
"gezici
mak üzere yaplyorlardt. Su yüzden katihmcilar buna zar oyunu" aditu vermigti. Siyaseti
daha etkin koordine etme çabaslyla Bagkan Johnson özel bir Ex-Com{eskiüyelerden olugmuy
komisyon) kurarak bagkanhga Mc George Bundy'yi getirdi. Bu komisyon John Kennedy'nin Kü-

523
ba krizinde yararlandigi ve daha sonra "BilinmeyenEx-Com"diye amlan modele göre kurul-
muçtu. Bu komisyon vaktinin çogunu Süvey; Kanall'nm kapanmasinm ne anlamageldiginidü-
ünmekle geçirmigtir. Bu ara, petrol girketleriacele bazi zorlaylc1kararlar almak zorunda birakil-
di. Washington'daki lçigleriBakanhgl'ysa, bír kez daha Kore Savagi'nda uygulanan modele geri
dönerek, iki düzine Amerikan petrolgirketindenoluganYabanci Petrol SaglamaKomisyenu'nu
yeniden ihya etti. Karara göregirketlerinortaklaga lojistik planlama yapabilmesive Avrupa'ya bir
kez daha petrolde kalkmma gansi verilmesi için, gerektiginde antitröstyasalan asklya almacakti.
Bu komisyon 1951-53, Iran'm millileptirilmekrizinde görevyapmigolan komisyondu. Komisyo-
na danigman olarak atanan bir hukukçu önceki krizlerde de söyledigi gibi bu komisyon için pöy-
le söylemigtir: "Bu bir ke2 daha yaganankötü bir rüyaya benziyor."
Komisyon gu varsayima dayandmlarak kurulmuçtu: Sanayileçmig ülkeleri temsileden lkti-
sadi igbirligive Geligtirme ÖrgütüPetrol Dairesi, bir kriz halinde, 1956 yllmdaki "Süvey; Siste-
mi" gibi bir sistemle olaganüstü hal beyanmda bulunup petrolün batih devletler arasmda tahsis
ve dagitimini koordine edecekti. Ancak, Amerika BirlegikDevletleri böyle bir girigim talebinde
bulununca, kendi düzenlemelerini kendilerinin yapabilecegindenemin olan birçok OECD dev-
leti buna kargi çikti. Amerikall yetkililer bu itirazlar kargismda donakalmigtL Adalet Bakanhgi,
Olaganüstü durumun mevcut oldugunu belgeleyen bir OECD karan olmadikça, Amerikan gir-
ketlerinin birbirleriyle ighirligi için gereken antitröst yasasmdan feragat edildigini gösteren bit
belge vermeyi reddetti. Ancak, Amerika Birlegik Devletleri OECD belgesi olmadan Amerikan
petrol girketterininyabanci petrol girketlerlylehaberlegemeyecegi hakkmda OECD'yi uyardiktan
sonradir ki bu örgüt, oybirligiyle
"acil
olan tehdidin" meveut olduguna dair gerekli belgeyi ver-
di. Böylecehem Amerikan ve hem de uluslararasi koordinasyon önlemleri uygulanmaya kondu.
Yine de, oylamada hazi ülkeler çekimserkaldilar. Bunlar Fransa, Almanya ve Türkiye'dir.
Su konu çözümlendiktensonra temel sorun olarak bir kez daha tankerlerve loiistik soru-
nu gündeme geldi. Petrolün normal akigt mutlaka saglikli bir düzenlemeyle yeni bagtan organi-
ze edilmeliydi. Arabistan kökenli olmayan petrolün ambargo altindaki ülkelere (veya Birlegik
Devletler söz konusu oldugunda körfez kiyismdan Dogu Klyist'ria)nakline karar verildi. Öncele-
ri Birlesik Devletler'e, Íngíltere'ye ve Almanya'ya gönderilmesí planlanmig Arap petrolü ise daha
bagka yerlere gönderildi. Süveyg Kanall'nm ve Akdeniz boru hatlanmn kapanmasi, 1956'daki
ortami geri getirmig,yolculuklar ÜmitBurnu dönülerek yapildigmdan çok daha uzamigtl. Bu
durum tankerler için kugkusuz büyük zorluklar getiriyordu. BP nakliye reorganizasyonunu
programlan yeterince çabuk kaydedemedigt için o denli kompleks bir hale getirmigti ki, bu yüz-
den yeniden kalem kägida dönmügtü. Yine de artik çok uzamigolan yolculuklann gereksinimle-
ri tahmin edildigindendaha kolay kargilamyordu. Bunun sebebi 1956 Süveys krizinden beri -

"Süpertankerlerin" geligtirilmigolmasma baglidir. 1967 tarihinekadar, Süvey; krizinden sadece


on bir yll sonra 1956 yllmda yapilan tankerlerinbeg kati büyüklükte tankerleryap11migt1. Ayrica
Japonya'da her biri 300.000 ton agirliginda alti süpertanker inga edilmigti. Her biri 1956'daki
standart tankerlerinyedi kat büyüklügünde olan bu tankerlerservise sokulmaya hazir, Íran Kör-
fezi ve Avrupa arastnda seyretmek üzere bekletiliyordu.
Onca endiçeye ve güvensizligekarçm sorunlann önceden tahmin edildigt kadar ciddi ve
tehlikeliolmadigi anlagilmigt1.Arap ülkelerindeki heyecan giderek durulmug ve Arap ihracatçi-
lar üretimlerini yeniden igletmeye soktuktan sonra, Arap kaybmin en çok günde 1,5 milyon va-
ril odugu anlagilmigtL Bu üç ambargolu ülke BirlegikDevletler, Ingiltereve Almanya'ya normal
-
olarak giden Arap petrolü iniktandir. Eksikkalan bu 1,5 milyonvaril petrol çok kisa sürede stok-
lardan ahnarak ve zamanla, bagka bir yerde ek üretim yaparak pekâlâ telafiedilebilirdi. Yedi yll
önce, 1960'ta ABD Milli Güvenlik Konseyi Amerikan kapali üretimini "Ortadogu petrolünün
verilmemesi halinde Avrupa'nm dayanacag1 temel faktör" olarak tammlam14ti.Su varsayim
1967de bir kez daha kamtlanmigti. Bazi Amerikan hükümetlerince ve Texasli bagimsizlarca

524
"düzenleme"
öne sürülen savunucusu görügler yeniden destekleniyordu. Amerika'nm elinde
(kamuoyuna açiklandigi kadar büyük olmasa da) gerektigindehemen üretime sokabilecegi bü-
yük bir rezerv mevcuttu. TexasDemiryolu Kurumuve öteki ülkelerdeki paralelkurumlar hariç
Amerikan petrol üretimi günde yaklagik bir milyon varili buluyordu. Venezuela'da üretim artigi
günde 400.000 varil, tran'inki 200.000 varili bulmugtu.Endonezya ise üretim miktanni artirma
yolundaydi.
1967 Temmuzu'nda, yani Alti Günlük Sava; üzerinden sadece bir ay geçmigken"Arapla-
r'in petrol silahinin ve ambargo uygulamasmm" baçansiz oldugu anla lld1. Mevcut petrolyeni-
den ihtiyac1 olan yerlere dagitilmaya baglandi. Yabanc1Petrol Komisyonu enformasyon ve danig-
manlik rolü üstlenmeye baç]adt. Ortaklagaoperasyonlar ve antitröst muaflyetlerinde bagvurulan
resmi aciliyet mekanizmasma bir kere bile bagvuru gerekmedi.Kendi baglarma hareket eden
uluslararasi girketler durumu idare etmeyi bagarmiglardt.
Sonuçta en fazla zarar gören ülkeler ambargo uygulayanülkeler oldu. Bunlar sonuç alma-
diklan bir hiç ugruna gelirlerindençok geyvermiglerdi. Bundan bagka bu igin faturasi da onlara
kesilmig ve Misir'a ve öteki
"ön
saftaki" Arap devletlerine sürekliolarak para ödemesi yapmala-
n istenmigti. Zeki Yamani bu gibi hallerde ambargonun ne yarar sagladigim açik aç1k sormaya
baglamigti.Ancak Araplar'm hepsi Yamani'ye katilmadilar ve örnegin, Irak, Batt ya bir ders ver-
mek amaclylatüm mügterilere üç ayhk tam bir petrol ambargosuuygulanmasirn istedi. Ne var
ki Arap kardeglerinden bu fikre yanagan çikmad1.1967 Agustos ayi sonunda Hartum'da yapilan
Arap Zirve Toplantisi'nda, bir darbe hareketini önlemek için 150 kidemli subayitutuklattinpKa-
hire'de hapse attiran Nasir, ülkesinin tam iflas durumunda oldugunu, paraya acilen ihtiyaç
duydugunu itiraf ediyordu. Sonuçtazirveye katilan liderler, yapilacak en iyí yeyin petrol pompa-
Jamak ve petrolden geÌirsaglamak olduguna karar verdi. Bu karar
"olumlu"
Arap stratejisinin
kamtlanmasidir. Eylülbaginda BirlegikDevletler'e,Ingiltere ve Almanya'ya ihraç mallan için uy-
gulanan ambargo kaldinldL
Bu agamada, herhangi bir petrol lotligi mevcut degildi. Agustos aymda ambargo uygulama-
simn hälâ sürmesinekargm, Arap petrol üreticileri petrol hacmindeki geçmigaçigt kapatmak ve
pazardan kendine dügen hisse düzeyini tutturmak igin tüm çabalanyla petrol üretmeye koyul-
dular. Sonuçta, toplamArap üretiminin Alti Günlük Sava¢tan evvel, mayis ayt üretimiyle kargi-
lagtinldigmda agustosta yüzde 8 yükseldigi gözlendilSadeceArap ülkeleri üretimindeki artig bi-
le Nijerya iç savaçi nedeniyle kaybedilmig olan miktarm iki katim bulmugtu.
Her ne kadar bu son engel oldukça kolaylikla atlatilmigsa da çegitli ülkelerde üretim bir
kararla veya siyasi huzursuzluk nedeniyle kesintiye ugrat11saydt,durum hiç kugkusuz çok daha
ciddi ve zor olacaktL ABD Içigleri.Bakanhgi, krizle nasil bag edilecegi konusundaki raporunda,
durumdan iki ders aldigim bildirmigti: "Yeni petrol kaynaklan bulmanm önemi.ve büyük, esnek
bir tanker filosu" kurmak. Süveyykrizinden sonraki degerlendirmede, her zaman daha çok üre-
tim yap11masiyanhst olan Sahortaya dahiyane bir fikirle çikti. Bu fikrin Washington'daki siya-
setçilere cazip gelecegine, böylelikle petrol girketleriyle arasmdaki ezeli çatigmada, onlardan
destek görecegine inanlyordu. Sah,Ìran'aözel bir Amerikan petrol ithal kotasi verilmesini, bu
kotanin eski tuz ocaklarmda stratejik kullamm için rezerv olarakstoklanmasini istedi. Ifadesine
göre bu, BirlegikDevletler'e daha gok güvenlik, esneklik saglayacak ve ayrica yeni bir pazar çi-
kigi açacaktL Ne var ki bu fikir tartigihpyürürlüge koyulmadan evvel yeni bir petrol krizi daha
bag gösterdi.
1967 güz mevsimine gelindigindeartik bir gerçektüm aç1kliglylaortadaydL Alti Günlük
Savagi izleyen dönemde tüm dünya düzeyinde üretim artmigti ve bunun sonucu olarak da, en
azindan kisa vadede arz taleptendaha fazla olacaktt. Ekim aymda Wall StreetJournalana haber
olarak gu marigeti atacaktr "Ortadogu Savagl'mn Getirdigi Kithk Korkusu Yerini Agirl Üretim
Tehdidine Birakiyor." Oil and Gas Journal ise daha o günden yeni bir krizin haberciligini yapip

525
halki arz" konusunda uyanyordu. Yõneticiler artik petrolün yetersiz olabilecegi endigesi
"aqin

üzerinde durmuyor, bu defa tam tersine, 1956 Süvey; krizinin 1950'lerdeki agin petrol üretimi-
ni nasil büsbütün yogunlagtirdigim, sonuçta ABD'nin nasil ithal kotalan koyup resmi flyatlari
dügürdügünü ve OPEC'inmeydana geliginihatirliyordu. Göründügügibi bir kez daha saat rak-
kasi, eskidenberi yabancisi olmadigimiz gidigiizleyerek kithktan aginhga dogru kaylyordu!

Kömür Kurulunda Kasandra Geçidi


Alti Günlük Sava petrol stoklamamn ne kadar güvencelioldugunu kamtlamigt1.Hidrokarbon
Adam da petrolün nasilsa her zaman bulunacagina inanmigtl. Petrol onun yaçammaanlam ka-
zandinp hareket getirmigti. Ancak etkisi aç1smdan çok kapsamli oldugundanve her zaman ko-
layca temin edildiginden Hidrokarbon Adam onu her zaman için erigilir görüyordu.Zaten petrol
yakimndaydi, sonsuza dek yetecek kadar da boldu ve aynca ucuzdu. Su gibi alop geliyordu. Pet-
rolde agirihk dönemi yaklagik yirmi yll sürdü ve normal olduguna inamldi. Petrol igiyle meggul
birçoklari için durumun böyle gözüktügü kugkusuzdur. 1958 ylh sonlarmda Standard Oil Cali-
fornia (Chevron) incelemesine göre "Ham petrol arzimnaginhgl çok büyüktü. Birçok bölgede pa-
zar ihtiyacindan daha agin üretim yap11masiiçin baskilarm sürecegi sanillyordu. Eger tüketiciler
konu üzerinde birazcik dügünselerdi, onlar da ucuz petrolü degigebilen belirli durumlarin ürünü
degil, doguytan verilmig bir hak olarak görürlerdi. O zaman baglica kaygtlan flyat savagi sirasmda
galon bagina iki sent tasarrufiçin arabalatim birkaç sokak öteye sürüp sürmemek olurdu."
Bu konuda disipline uymayan güphecikipiler de çik1yor,altpilmigmötesinde farkli geyler
söylüyorsa da sayllan azdi. Su kipilerden biri Almanya doguglu E.E Schumacher'dir.Schumac-
her Rhodes bursu almig blr Almanögrenci olarak önce Oxford'da egitim görmüg, sonra da Co-
lumbia Üniversitesi'ne devam etmigti. Okul ylllarmdan sonra 1930'lar sonunda devamli olarak
kalmak üzere gögmenolarak Ingiltere'ye gitti. Londra'da yaylmlanan Economistve Times'a za-
man zaman yazan Schumacher Ingiltere'nin savag sonu millileptirdigi kömür sanayiini denetle-
yen Milli Kömür Kurulu'na 1950 yllmda ekonomi dan1gman1 olarak atandi. Bu görevde yirmi yll
gerçek adim gizlitutarak faaliyet göstermigtir. Ancak Fritz Schumacher üretici, genig görüglü bir
kafa yapisina sahipti. Budizm dinine hayranhgi ve baghligt nedeniyle teknolojiler"dedigi
"araci

konuyu inleceleylp sorupturmug, geligmekte olan ülkelerde, bu teknolojinin,Bat1'dan kopya


edilmig yüksek maliyetli, göstermelik sinal projeler yerine bir alternatif olabilecegini öne sür-
mügtü.
Kömür Kurulu'nun iktisat dampmani olarak Schumacher'in savunmast gereken belirli bir
konu da vardi. Kendisini petrole kargi pazar pay11çin verdigi büyük mücadelede kömürü savun-
makla yükümlü bir entelektüel olarak görüyordu. Bu mücadelede Schumacherkaçimlmaz ola-
rak kaybeden tarafta yer almigsa da, savundugu konuda en güçlü kafalardan biri oldugu inkår
edilemez. Schumacher kömürün bu denli acimasizca bir kenara itilmesini buruk bir act ve tees-
yardunci" olarak sahnede yoktu. Ilerikiyillarda Schu-
"evrensel

süne gözlemigti.Artik kömür


macher gevrecilerden büyük itibar görmügtür. Yine de petrolden daha kirli bir yakacak olan kö-
mürü petrole kargi savunmaya devam etmigtir.Schumacher her nedense dikkatini yanma iglemi-
nin etkileri üzerinde degil, petrolün bir gün tükenecegivarsayimmda yogunlagtmyordu, ki bu
yirmi yll sonra onun izinden gidenleribir hayli dügündürmügtür.
1954'te Schumacher, on dokuzuncu yüzy1litkisatçisi ve kömür savunucusu Jevons'unsöz-
lerinin bir tekran gibi söyleyecekti: "Enerji olarak kömüre hiçbir alternatif yoktur. Mo-
susözü
dern yagamm tüm yapisi kömür üzerine kurulmugtur. Her ne kadar enerli, öteki bütün objeler
glbi salm almabilir ve sattlirsa da, o asla digerleri gibi stradan bir oble degil bütün objelerin mev-
cut olmasi için bag olan parttir ve hava, su ve toprakla eg degerde en temel faktördür." Schumac-
her dünyanm enerji ihtiyacinm kargilanmasinda kömür kullamlmasmi her zaman için giddetle

526
savunmugtur. Ona göre petrol dügüncesizce kullanilmamasi gereken sinirlibir kaynaktL Ayrica
rezervlerin yavag yavag eridigini ve ihracatç11arm kiralardan giderek daha. çok pay kapmak pegin-
de olduklarmi gördügünden, petrolün her zaman için.ucuz olmayacagma da inamyordu. Örnek
vererek açiklamak için gu söylenebilir: Schumacher, Ortadogupetrolüne dayanmanm ne anlam
ifade ettigi hakkinda ilgilileri uyarmigti. Bir yazismda pu görügünü agiklamigtir: "En zengin ve en
ucuz rezervler dünyanin en istikrarsiz bazi ülkelerindedir. Su denli güpheli,ne olacagt belirsiz
bir durumla karç1karglya olarak, konuyu uzun vadede bir kenara birakmak ve sadece her geyin
en lyi gekilde geligecegini ümit etmek kammca en dogru yoldur."
Çagbir iyîmserlik çagiydi;ancak Schumacher'in uzun vadedeki görüç açisi hiç de ümit ve-
rici ve iç açia degildi. Konunun iÇerdigi riskleri ekonomi terimleriyleaçikladi. Hizh tüketimin
büyüme oranini ve dügük fiyatlari göz önüne alarak yeni bir uyan yapti ve "Dünyanm petrol ar-
21 gelecek yirmi yll için garantilisayllamaz, bunun bugünkü güncel flyatlarla garantili olamaya-

cagi kesindir" açiklamasim yapt1. Bir defa da uyansmi daha metalizik terimlerleifade etmek ihti-
yacim duymug, ünlü bir Oxford ekonomi profesörünün sözlerine atif yaparak "Yakit tanrilarmin
alacakaranhgi çok uzak olmayan bir gelecekte üstümüzde olacak" demigti.
Yazik ki Schumacher'insözleri ancak çok gürültülü bir kalabahga seslenilen bir seda kadar
etkili olabilmigtir.Ortada yine de büyük bir petrol fazlas1vardt ve Schumacher sonu gelmez ya-
kmma ve önerilerini konuya hiç ilgi duymayan, meraksiz bir toplulugakargi säylemeyi sürdürü-
yordu. 1970'te, ümitsizlige kapilarak ve elinden gelen her geyiyaptigma kanaat getirerek Kö-
mür Kurulu'ndan istifa etti. O güne kadarki mücadelesi, konugmalan ona fazla puan kazandir-
mamigt1. Gerçekten de Kömür Kurulu'nda geçirdigi yillar hemen tamamen petrolün
"ihtiyar

Kral Kömür"ü acimasizca tahtindan indirdigi ve endüstriyel toplumdaegemenlik iddiasmda ol-


dugu döneme rastlamigt1. Istifastsirasmda Schumacher,qu sözü diline dolamigti: "Civcivler tü-
nemek íçin eve gelmek üzereler." Ya§ammm bu döneminde Schumacher,çevresindetedirginlik
yaratan, huysuz, etrafin negesinikaçiran, çagnldigipartiden zevk almay1reddeden bir oyun bo-
zan olarak görünmügtür. Ancak istifasmdan hemen sonra bir kitap yazarak HidrokarbonÇagi
nosyonuna meydan okuyan ve "Büyügün Daha lyi" oldugu inancml ve onun bir oyun bozan ol-
madlgLm, daha çok gelecegigören bir kâhin oldugunu kanitlayacak gekilde geligecekti.

527
-92 .-•r T.T..70. ;?ggg-gry ,7
.
.'1
VWifl:9 :27
R: :-·r2:is
EilEF
\

BEglNClBÖLÜM

DÜNYADA
EGEMENLIK
SAVAI
¯¯F ¯-'-3¾ '
DI-2 7.41 I'".LLETT 31781 725" TZ i'If "
r. --:--.--ra:
;. :
:Tay-a:c.:, :9 .---735.6
1.Y;7.-1: 9.6 -T;G :7
.-'To 2YN -U
28
I
I

Gerileme Y111an

ÜlkelerleSirketler
Kargi Kargiya
Eski Acem imparatorlugu'nunbagkenti olan Persepolis milattan önce 330 yllmda Büyük Isken-
der tarafindanyagma edilmig ve iki bin yih agkm bir süre çölün kumlan içinde kalinti halinde
kalmigtl. Ekim 197l'de burasi yeniden göz kamagttrici bir yaçama kavuçtu. Terk edilmig durum-
daki bu yere devasa büyüklükte üç çadir ve daha küçük boyutta elli dokuz çadir kuruldu. Time
dergisi bu olayi Acem imparatorlugu'nunyirmi beg yüzyil önceki kurulugunu kutlamak için
Sah'mdüzenledigt
"dünya

tarihiningelmiggeçmig en büyük cümbüglerinden biri" olarak tanim-


lamigtl. Sölene katilan ünlüler arasmda Sovyetler BirligtDevlet Bagkam, Birlegik Devletler Bay-
kan Yardimeisi,Yugoslavya'danMaregal Tito, yirmi Kral ve Seyh,beg Kraliçe, yirmi bir Prens ve
Prenses ile on dört diger Devlet Bagkani,üç BagkanYardimcisi, üç Bagbakan ve iki DigigleriBa-
kani vardi. Törenlerin yapildigt strada Sah,imparatorlugun kurucusu olan Kral Büyük Sirus'un
ruhuyla aleni olarak iletigim kurmuy ve artik ölümü üzerinden yirmi beg yüzyil geçmigolan bu
hükümdarin izinden yürüyeceginedait ant içmigtir.Mücevherler
ve niadalyalarla donanmig ko-
nuklar otobüslerle Persepolis üzeríndeki tepeye götürülmü , orada yildizlaraltmda, Büyük Is-
kender'in Persepolis'i yaktp ylktnasin1 temsileden pagitticibir son et lumiere (sesve igik gösteri-
si) seyrettfrilmigti.
Persepolis kutlamasmda Íranhükümeti olacaklan tahmin ettiginden, yüksek diplomasi
ge-
rektiren son derece kritik bir konuda Íngiltere'denacil olarak
"çok
glzli" bilgi ve ögüt talep et-
migti. Bu, törene katilacak VIP'lerin masada oturtulma plan1ydi. Hükümdarlarm ve en nüfuzlu
kipilerin katilacagt törende bu kimselerin can güvenlikleri tehlikedeydi.Btt nedenle Londra DI-
gigleriBakanligi Protokol Dairesi yepyeni bir plan sundu. Özelbir masa yaptirilacak, masanin
üzeri inigli çikiglibir satihla kaplanacak, böylece yemekte bulunanlarm hlçbiri Pehlevi ailesinin
en önemll üyesinden pek fazla uzakta oturmayacakti.
Sahhazretleri ihtigaminin somut bir kaniti olarak Kraliçe11.Elizabeth'i yölene davet etmigti.
Ancak, majestelerinin Tahran'daki Büyükelçisi, Kraliçe'nin daha önceden bagka bir yere resmi
devlet ziyareti yapmak için söz verdiginden törene katilamayacagi gibipek de hop olmayan bir
açiklama yapmaya mecbur kalmigt1.Su yer" Iran'mkompusu olan Türkiye idi. Bu gerçe-
"bagka

gin açiga çikmasiyla Sahbüsbütün rahatsiz olmuçtu. Kraliçe'nin gelmeyeceginiögrenince bu defa


Prens Charles'idavet etti. Verilen yanit Charles'm müsait olmadigi, KuzeyDenizi'nde bir f1rka-
teynde görevde olduguydu.. Bunun için özür dileniyordu. Londra'ya göre Persepolis Partisi tipkt
diger bütün eglenceler gibi sadece bir partlydi ve pek umursanmiyordu. Ancak, bu iki bin begyüz
yllda bir kez kutlanan bir partiydi ve aynca Sahingiltere'den ingilizyapist birkaç yüz Chieftain
marka tank ismarlama agamasmdaydi. Bu da Ìngiltere'nin ödemeler dengesi açismdanson derece
önemliydi. Bu nedenle Londra törene katilacak kigi olarak Prens Philip ile Prenses Anne'1önerdi.
Sahda pek hognut olmamakla beraber, bunu kabul etti.
531
yiyecekler Paris, Maxim'e
Sölende Ismarlandi. Yemek menüsü, hepsi uçakla Paris'ten ge-
tirtilen ve gerçekten harika yemeklerhazirlayan ve servis sunan165 adet gefgarson,pastac1 ve
garsona verilmigti. Yemeklerde sunulan yirmi beg bin gipeparapda uçakla Fransa'dan getirtilmig-
ti. Sölentam bir Frans1z havasi yansittigi için Fransa Devlet Bagkam GeorgesPompidou'nun
yoklugu hemen fark edildi. Su olaydanhemen önce Pompidou, özel olarak gu aç1klamayiyap-
migti: "Eger gitseydim, orada beni de belki baggarson yaparlardi." Bu debdebeli tören ve kutla-
malarm mali portresitahminen 100 milyon dolar ile 200 milyon dolar arasmdayd1.Bu denli sa-
vurganligi eleptirip soru yöneltenlere Sah'msinirlenip verdigi cevap guydu:"Halk niçin böyle ya-
kimyor? 50 devlet bagkanma verdigimiz birkaç ziyafet için mi? Ne yapacaktik ki, onlara ekmek-
le turp mti ikram etseydik? Tanri'ya gükür,ki ÌranÌmparatorluk Saray1 bugün Maxim'den ye-
mek getirtecekparasal güce sahiptir."
Persepolis'ten sonra, ingilizlerSah'lyatigtirmak ve iki ülke arasmdaki bazi gerginlikleri as-
gariyeindirmek amactyla onu ailesiyle birlikte Windsor Satosu'nda hafta sonu geçirmeye davet
ettiler. Bu ziyaret çok bagarill geçti. Ziyaretsüresince tek pürüz Sah'mKraliçe'yle a deux (ikili)
bir at gezintisine çikacagi zaman oldu. Sahve Kraliçe'nin ata binmesine birkaç saat kala ilgililer
dehgetle bir gey fark ettiler. Íranlibir erkek olarak Sahbir kisraga veya igdig edilmig ata binemez-
di, sadece damizhk aygira binebilirdi. Ne var ki ahirda damizlik aygtr yoktu. Bu nedenle Ingiliz-
ler'in tam morallerininbozuldugu sira, Kraliçe, Prenses Anne'In bir damizlik aygin oldugunu
hatirladi. Ne var ki bu defa da yine dehgetle atin isminin "Kazak" oldugu anlagilmigti. Bilindigt
gibi Sah,1920'lerde iktidart almig Kazak Tugayl'na mensup bir subaymogluydu. Babasi konu-
sunda Sah'mduyarlillgLnt bilen, tahttan indirilmesinde de rolü olan ingiltereiçin bu hig de lyi
olmazdi. Kendisine bõyle bir at sunulmug olmasim Sahyeni ve açik bir hakaret sayabilirdi. So-
nunda atm ismi gizlitutuldu ve Sah"Kazak'a bindi" ve Kraliçe ile yapilan at gezintisi ve hafta-
nm geri kalan kismi hiçbir pürüz olmadan geçipgiti. Kraliçe Elizabeth ve Prens Philip, Sahve
imparatoriçeAscot at yariglannm yapildigt yerde açik araba gezintisi yaptilar. O günden sonra
ah, Kraliçe'ye mektup yazarken "Sevgili Hükümdar Kuzenim" hitabmi kullanacakti. Böylece
ÏngiltereSah'ingözünde yeniden itibar kazanmigtl.
Persepolis'te yapilan büyük kutlamadan Sah'masil bekledigi kendisini Tann'mn o mevkiye
getirdigi kabul edilen Büyük Sirus'un yerine geçmek ve buraya sik1sileya yerlegmekti. Kraliçe'yi
ziyaretinde her haliyle krall1ktaonunla tipatipegdegerde oldugu izlenimini vermigti. Artik ken-
disini bir kukla veya piyon, tahta geçirilmigbasit bir kigi olarak görmüyordu.
Sahçok büyük servet, güç ve gurura sahip biri olmuqtu. Bu durumuyla artik Ortadogu'da
ve uluslararasi sahnede asli rolünü oynamaya ç1km1;bir kigi görünümündeydi.

Anglo-Amerikan Geri Çekilmesi


Ortadogu'da savag sonu petrol düzeni Amerikaningiliz üstünlügünün yükseligi agamasmda ku-
rulmuy ve geligtirilmigti. 1960'lann ikinci yansmda, her iki ülkenin de gücü duraklama devrin-
deydi ve bu, petrol düzeninin de zaylflamakta oldugu anlamma geliyordu. BirlegikDevletler bir-
kaç ylldan beri Vietnam'da, pahahya mal olan, istenmeyen ve tam anlamiyla baçansiz bir savaga
bulagmlytt. Bütün bunlar olugurken bir yandan da emperyalizm, sömürgecilik ve ekonomik ig-
letmeciligin protesto geklinde organize edilen büyük bir Amerikan dügmanligi dünyamn çogu
yerinde moda olmug, yeni bir politik alom halini almigti.Amerikan halki da, sadece VietnamSa-
vagl'yla degil, Amerika'nm global rolünün kapsamitu ve karakterini tartigan "Vietnam dersle-
ri"yle ikiye bölünmügtü. Geligmekte olan dünyadaki bazi kipilerin bakigma göreyse, Viet-
nam'dan altnmasi gereken dersler tamamen farkllyd1.Bu kipilere göre, BirlegikDevletler'e mey-
dan okumanm getirecegi tehlikelerve bunun bedeli geçmigtekikadar önemli degildi; en a'zin-
dan Musadd1k devrindekiler kadar büyük degildi. Getirecegikazançlar ise bir hayli büyüktü,

532
ingiltere'ylekiyaslandigmda Birlegik Devletler Ortadogu'da daha deneyimsizdi. Ingiltere
1800'lerin bagmdan beri ÍranKörfezi sularmda haraç kesen korsanlan dize getirmig ve Körfez'in
Arap tarafmdayapilanmüzmin deniz savaglarmda ateykes saglamigti. Bunun kargthgmda ingilte-
"mütareke"

re halindeki devletlerin bagimsizliklarmm korunmasi sorumlulugunu almigti. On


dokuzuncu yüzyilm sonlarmda ve yirminci yüzyilm baglannda Bahreyn, Kuveyt ve Katar'a da
benzer anlagmalarve sözlegmeler saglandi. Ancak 1960'larda Ingiltere kendi iktisadi dügügünü
yagayan bir ülke oldugundan, ayrica bu soruna hem içeride hem de uluslararasi arenada yeni 50-
runlar eklendigi için konuyla fazla meggul olamad1. Sava; sonu dünyasmda imparatorlugun lag-
vedilmesi konusu ingiltereiçin en bagta gelen dram olmuçtu. Sonunda Büyük Íngiltere, Arabis-
tan Yanmadast'nm güneybatiucundan, liman gehriAden'den bagi egik çekilmekzorunda kald1.
Bütünüyle bir Ingilizbulugu olan Aden, stratelik olarak iran Körfezi'nden çikan petrol yollan
üzerinde konuglandirilmigtl ve dünyada en çok iq yapan limanlardan biriydi. Îngiliz Vali
Aden'den ayrilirken askeri bando "Artik hiçbir geyeskisi gibi degll" parçasmi çaliyordu.Gerçek-
ten de artik híçbir gey eskiden oldugu gibi degildi. Ingilizler'inçekilmesiyle, Aden GüneyYemen
gibikatt Marksist-Leninist rejim içine girip kaybolup gitmigti. Sonradan, 1968 Ocak ayi baglarm-
da bir ödemeler dengesi krlzine tepki olarak Bagbakan Harold Wilson ingiltere'ninbundan böy-
le Süveyfin doguçunu savunacagina dair yapmig oldugu taahhüdü sona erdirdigini duyurdu.
1971 ylhna kadar IranKörfezi'ndeki askeri vahgim tümüylegeri çekecegini, böylece on doku-
zuncu yüzyllm büyük Pax Britannica (Ingiltere Bangi) ve ingilizRaj'min (Ingilizhükümranligt)
son kalmtilannm da ortadan kalkacagim bildirdi.
Wilson hükümetinin varmig oldugu bu karar iran Körfezi'ndeki geyhleri ve diger hüküm-
ranlan tam bir çagkmligasürüklemigti. Daha üç ay evvel IngiltereDigigleri,kendiferine Körfez'i
terk etmeye hiç niyetli olmadiklanm söyleyerek garanti vermigti. Seyhler bir araya gelip Ingiliz-
ler'den kararlarmi geri almasi, Köi·fez'dekivarligini sürdürmesi için yalvardilar. Dubai'deki Emir
"Onlardatikim çikmalarmi istedi?" diyordu. Bahreyn Emiri ise dobra dobra konuptu ve göyle de-
di: "KeskeWilson yerine yine Winston Churchillolsaydi. Íngiltere bugün, eskiden kuvvetli ol-
dugu alanlarda zaylft1r.Bilirsiniz ki biz Ve Körfez'deki herkes Íngiltere'nin Körfez'de kalmasm1
sevinçle kargilardik."
IngiltereKörfez'deki temsilciliginisadece alti bin kara askeri ve hava destekleme ünitele-
riyle sürdürüyor, bunlann maliyeti ise senede 12 milyon pound tutuyordu. Bölgedeki ingllizpet-
rol girketlerininbüyük yatinmc11an ve bunlarin Ìngiltereödemeler dengesindeki olumlu etkisi
ve devletin kasasma getirdigi çok büyük kazançlar göz önüne alm1rsabu, 12 milyon poundluk
tutar fazla sayllamazdi hatta bir çegit sigorta primi yerine geçebilirdi. Seyhlerden bir kismi îngiliz
kuvvetlerini bölgede tutmak için bu 12 milyon poundluk tutan aralannda toplaylp kendileri
ödemek istediler. Ancak, bu öneri piddetlegeri çevrildi.Savunma Bakani Denis Healey, Íngiliz-
"logiliz

ler'in kuvvetlerini yakmlarmda görmekten hoglanan kipilerin lanesine muhtaç" gösteril-


mesi fikrine tamamenkarg1yd1.Ancak, yine de baz1kimselerin belirttigi gibi, Ingilizkuvvetlerine
Bati Almanya'da veya Hong Kong'da garnizon kurdurma kargillgmda bazi kimselere yasadigi
ödemeler yapilmig ve onlar da bu ödemeleri kabul etmiglerdi. Healey'i bölgeden çekilmekaran-
na götüren faktör sadece igin ekonomik yönü degildi. Milliyetçilik hareketinin giderek büyüme-
si onu Ortadogu'da askeri güç bulundurmanm
"siyasi
açtdan sagliksiz" olduguna inandirmigti.
Yine de ingilizler,birkaç küçük devleti bir araya getirecek ve onlara bir korunma önlemi
saglayacak federasyonu kurdular. Eu federasyon BirlegikArap Emirlikleri'dir. Bu gerçekleptikten
sonra Ingilizler1971 Kasimi'nda Körfez'den çekildi.Ingilizler'inbölgeden çekilmesi II. Dünya
Savagi'ndansonra Körfez'de meydanagelmig en temel degigikliktir ve bir yüzyn boyu bölgede
korunmug güvenlik sisteminin son buldugu anlamin1 tagir.Çekilmeden sonra arkada özgür dün-
ya petrolünün yüzde 32'sini saglayan ve petrol kaynaklannm yüzde 58'ini banndiran bir bölge-
de çok tehlikelibir güç boglugu birakm1 tir.

533
I
I

ÌranSahi'nagelince,bir evvelkiay büyük Persepolis kutlamalannda göstermig oldugu gibi,


bu güç boglugunu doldurmaya istekli ve hevesliydi. Bu konuda "Iran Körfezi'nin güvenligiga-
rantiye alinmalldir ve bunu tran'dan bagka kim yapabilirki?" diyordu. O günlerde Nixon Dokt-
rini geçerllydive günün politikast, Amerikan gücünü, yeni slyasi ve iktisadi baskilan bölgedeki
kuvvetli ve dost yerel güçlere dayanarak, onlan bölgede polis glbi kullanarak yatigtirmaegili-
mindeydi. Bu rol içinse Sah'tan daha uygun hig kimse olamazdi. Nixon ilk defa 1953 yllinda,
tahta tekrar oturduktan birkaç ay sonra tanidlglSah'akipisel olarak büyük saygi duyuyordu. O
günlerde Bagkan Eisenhower'e göyle demigti: "Sahgiderek daha atilganve cesur oluyor. Eger o
bagi çekseydiher geyçok daha iyi olurdu." Nixon 1962'de California valilik seçimlerini kaybe-
.
dince bir dünya seyahatine ç1kmigtt.Su yolculukta onu son derece says ve nezaketle kabul
eden sayd1 birkaç devlet bagkanmdan biri de Sah'ttIktidardan dügtükten sonraki günlerdeNi-
xon Sah'mgästerdigi bu sayg gösterisini her zaman ammsamigtir. Simdi takvimler1970'lerin
bagim gösterlyorduve Sahyalmzca Íran'dadegil, tüm bölgede lider olmak niyet ve kararmi ser-
giliyor,Nixon idaresi de ona destek veriyordu. Zaten gözdenkaçm1ç olsa da kendisine kargi gös-
terilebilecekbelirli bir alternatif de yoktu. Bir taraftanda Sovyet askerleri büyük güçlerhalinde,
Körfez ve Körfez petrolü üzerinde öteden beri hegemonya iddiasmda olan kompu frak'a akm
akin girmekteydi. Igte bu andan itibaren Körfez'de çok degigik karakterde bir güVenlik sistemi
hâkim olacakti.

Yirmi Y1111k
Agirilik Döneminin Sonu: Satici Pazanna Dogru
1970'll yillar dünya petrolündedramatik bir yer degigmeye de tamk olmuytur. Bu yillarda talep,
mevcut arzla aradakiaç181kapatmaya bagladi ve arzla talep arasindaki büyük fark kismen gide-
rildi. Böylece yirmi yll süren aginlik dönemi son bulmug oldu. Sonuçta dünya, petrol ihtiyaci
için büyük bir hizla Ortadogu ve Kuzey Afrika petrolüne bagimli olmaya baglad1.1960'll yillarm
sonu ile 1970'lerinbagi arasmdakibazi y111arda,genel olarakalmdtgtnda sanayi dünyasmda yük-
sek düzey ekonomik geligme ve hatta düpedüz patlama olmugtu. Kusku yok ki bu büyümeyi
besleyen en büyük etken petroldü. Özgürdünyanin petroltalebi 1960'ta günde yaklagill 19 mil-
yon varilken, 1972'de günde 44 milyon varilin üstüne çikti. Fabrikalarda, enerji tüketen igyerle-
rinde, evler ve arabalarda glderekdaha çok petrol mamulü yakilmasl yüzünden, petrol tüketimi
de tüm dünyada, beklenenin çok üstüne çiktL Amerika'da benzin tüketimininartmasi sadece
sürücülerin daha uzun yollara gitmesinden degil, arabalarm giderek daha agirlagmasmdan ve da-
ha çok
"klima" "ekstra"
benzeri geyler tagimastndankaynaklanmigti. Petrolün 1960'h yillar ve
1970'ler bagmda ucuz oluçu nedeniylebu ylllar içinde daha az yakit kullanan "yeni
otomobil"
ihtlyaci duyulmamigti.
1960'll ylllarm sonu ve 1970'lerin bagt ABD yerli petrol sanayiinde agir1petrole simr çe-
kildigi ylllardir. Eu ylllarda ABD agin petrol üretme kapasitesini artik yitirmigti. Son zamanlar-
da Dad Joinergünlerine, Dogu Texas yataklarma ve Harold Ickes dönemine geri dõnülmüg,
üretim ayarlarnast Texas Demiryolu Kurumu, Oklahoma Korporasyon Komisyonu, Lousiana
Koruma Komisyonu ve diger eyaletlerdekihenzer organlarabirak11m1çti.Bu organlarüretimin
"düzenlenmesi"
iglevi görmüg,korumay1 geligtirmek için güncel üretimi kapasitenin çok al-
tmda tutmug ve böylece fiyatlan smirli tutmayi becermigti. Bu organlarmçaligmalarisonu-
cunda Birlegik Devletter'e ve tüm Bati dünyasma bir kriz halinde bagvuracaklan güvenlik re-
zervi, a§irl kapasite saglanmasi baçanimigti. Su yola, II. Dünya Savagt kapsammm fazlastyla
büyük olugu ve 1951, 1956 ve 1967 krizlerinin çok daha simili oluguyüzünden gerek duyul-
muqtu.
Ancak, üretimi dizginleme ihtlyaci giderek artan talep, dügük flyat nedeniyle.yatirimm da
dügük olu u, yeni petrol yatagt bulma oramnm göreceli olarak azalmasi sonucu, ithal kotalany-

534
I

yeni bir egilimbaglamigti: BirlegikDevletler'de üretilen her varil


la birlikte ortadan kalkti. Simdi
petrolü satm almaya son derece hevesli ve hirsh mügteriler devri. 1957-1963 yillan arasmda
BirlegikDevletler'inagm petrol kapasitesi gündeyaklaç1k4 milyonbulmugken, 1970 yilma ge-
lindiginde tüketilmemigolarak kalan petrol günde sadece bir milyon varildi. Hatta belki bu ka-
dar bile degildi. 1970 senesi Amerikan petrol üretiminin günde 11,3 milyon varile ulagtigi za-
mana rastlar.Bu, Amerika'da üretimin doruga vardigt, yükselebilmesimümkün en yüksek üre-
tim noktasiydi. O noktadan sonra dügmeye bagladi. 1971 Mart aymda, yirmibeg ylldan beri ilk
'

defa Texas Demiryolu Kurumu elde edilen tüm üretimin yüzde 100 kapasitede kullamlmasina
izin verdi. Komisyon Bagkan1 beyanda bulunarak gunlarisöyleyecekti: "Biz buna tarihi bir olgu
olarakbaklyoruz. Yazikki tarihi ama çok da mutsuz bir olgu. Texas petrol yataklan gimdiyeka-
dar kendisine güvenilenve ihtlyaç duyuldugu zaman göreve çagrilan eski bir savaççimuamele-
si gördü. Ne var ki bu eski savaççi artikgörevyapacak durumda_degil." Bu ara, tüketim durma-
dan artmakta oldugundanBirlegikDevletler bu defa talebi kargilamak için dünya petrol pazar1-

- na bagvurmak zorunda kaldi. Daha önceden Eisenhower'inkoymug oldugukotalar hafilletildi


ve 1973'e kadar net ithalat hizla, günde 2,2 milyon varilken-, alti milyon varili bul-
-1967de

du. Aym ylllar içinde toplam petrol tüketimi pay1olarak ithalat da yüzde 19'dan yüzde 36'ya
çikti.
Birlegik Devletler'de aginlik kapasitesinin ortadan kalkipi oldukça büyük anlam taglyor-
"güvenlik

du; çünkü böylece Batt dünyasimn o kadar güvendigi marjl" ortadan kalkmtyt1.
1968 Kasimi'nda, DigigleriBakanligi Paris'te yapilan bir OECD toplantismdaAvrupah devletle-
re çok yakinda Amerikanpetrol üretiminin kapasite simrma ulaçacagmi söyledi.Acil bir du-
rum halinde bundan böyle bag dayayacak rahat yastiktan yoksun olacaklardt.Amerika artik bu
devletlere destek ve yardim saglayamayacakti. Toplantlya katilan tüm ülkeler hu beyan kargi-
sinda gaglena döndüler. Eu olay OPEC'in yaptigi 1967 ambargo girigiminden sadece bir yll
sonra oluguyorve Ortadogu'yuda öteki Avrupa ülkeleri gibi hiç de güvenliolmayanbir konu-
ma getiriyordu.
Ashnda, asil sorun Ortadogupetrolünebagindan beri giderek daha çok güvenmig olmakti.
GerçiEndonezya'danve Nijerya'danyeni üretim geliyordu; ancakbu Ortadoguüretiminin gös-
terdigi büyüme kargisinda yetersizdi. Nijerya'dan petrol 1970 baglarmda, bu ülkede iç savagm
son bulmasindan sonra gelmigti.1960-1970 y11lanarasmda özgür dünyanin petrol talebigünde
21 milyon varile erigmigti.Bu süre içinde Kuzey Afrika dahil Ortadogu'da üretim günde 13 mil-
yon varil artmigti.Bagka bir deyigle, petrol tüketimindekiçok büyük artigtn üçte ikisi Ortado-
gu'dakikuyular tarafmdankargilamyordu.

Etkiler
Çevresel
Çokanlamh bagka bir yer degigtirme de endüstri ülkelerinde yagamyordu. Ínsanmçevreye bakig
açisi ve çevreyle olan iligkisi de, petrol talebininartmasina ve kullammmin düzenlenmesine pa-
ralel clarak deglçiyordu. 1960'll ytllann ortalarmdan baglayarakAmerika BirlegikDevletleri'nde
ve bagka yerlerdeçevreselsorunlar ön planageçmig,siyasi içIevlerde hak ettigi yeri almaya bag-
lamigt1.Hava kirliligi dünyadaki birçok igletmeyi kömürden vazgeçip, daha az kirletici olan pet-
role yöneltmigti. Ancak, bu da petrol taleblneyeni bir hiz getirmigti.1965'te.New YorkBelediye
Baykam kömürün kentten tamamen atilip yok edllmesini talep edecekti. 1966 yllt Sükran Gü-
nü'nde New York büyük bir hava kirliligi krizi yaçamig, tüm gehri sis basmig ve bu yüzden kö-
mür kuHammi kisillanmi ti. Bundan sonraki iki yll içinde de New York'ta petrole kesin dönü
yapildi. 1967de BirlegikDevletter Senatosu'ndan üçe kargi seksen sekiz oyla hava temizliglyle
ilglli bir yasa geçirildi. 1970'te de çevreseletki beyanlan olarak bilinen Federal Yasayürürlüge
girdi. Çevreyle ili kill bazi büyük projeleryapilmig ve bunlar uygulandigindabüyük olasihkla ba-

535
zi sonuçlargetirecegiumulmugtu. Bu balomdan projelerin bir an önce hayatageçirilmesi gereki-
yordu. Ayni yll, yüz bin kipi, Dünya Günü münasebetiyle New York'taki Be§inci Cadde'de bir
geçi; täreni yaptilar.
O günlerde The Limitsto Growth(Büyümenin Smirlan)baghklibir kitap yaymlamig, rapor
niteligindeolan bu kitapta RomaKulóbü'nün projesi "The Predicament ofMankind"(însanhga
MusallatOlan Bela) konusu iglenmigti. Bu kitaba gösterilen ilgi ve tepkikelimelerle anlatilmaya-
cak kadar büyük olmuy,halkm çevre konusundaki bilinçlenmesi olaganüstü bir güçle yansitil-
migt1. 1972'de yaylmlanan bu kitap qu tezi savunmugtur: "Temel dünya trendlerindenbirkaçi
-nüfus,

sanayileyme,hava kirliligi, enerji tüketimi, petrol Ye dogal gaz dahil- kaynak azalmasi
sorunlari ele alimphafifletilmedig takdirde,bunlar sonuçta çagdag endüstriyel úygarligt dayaml-
maz hale getirecekve bu gezegendeki büyüme simrma varmak íçin bir yüzyil daha beklemek
gerekecekti." Bu eserde kaynaklann hitmekte olduguna deginilmekle kalmaylp, hidrokarbon
yanma, karbondioksidin atmosferde yeniden olugmasi ve globalisitmanm getirdigi sorunlar ûze-
rinde de durulmuy ve uyanlar yapilmigtir.Bu eser genel anlamda bir nyan mesaji veriyordu.Ile-
rideki krizlerin ne zaman olugacag, zamanlamasihaklanda kesinlikle bir
gey söylemek henüz
mümkün deglldi.
Bu eser çok kritik bir anda yayimlanmigti. O siralar dünyada ekonomik büyünie bir pat-
lama geklinde yaçamyordu; enflasyonla beraber kaynaklarin kullamlmasmda da yüksek bir bü-
yüme gözleniyordu. Aynca bütün bunlar Amerikan petrol rezervlerinin dügmekte oldugu
ve
hem Amerikan ithalati ve hem de dünya çapinda enerji kullamminin dramatik bir hizla yük-
seldigi bir zamanda cereyan ediyordu. Bütün bunlardan bagka, o devirde, yeni geligen
çevre-
sel bilinçlenmenin endüstri dünyasmm halk politikasmi yeniden gekillendirmeyebagladigi ve
irket stratejilerinde yeni degigmeleri zorladigi günlerdi. Sun Oil
Sirketi'nden bir yetkilinin
ifade ettigi gibi, bu enerji girketleri için bir tür
"yeni
oyun" anlammdaydi. Artik enerji ve çev-
re sorunlarinm tartigildigitoplantilardaBüyümenin Smirlan yol gösterici bir kutupyildiz1 yeri-
ne geçiyordu. Kitapta öne sürülen gärügler1970'li ylllarda yaklagmakta oldugu büsbütün his-
sedilen kitlik ve kaynak sikmtislyla dolu karanl1k günlerde güçlü bir dayanak olmuytu. Böyle-
ce kitap hem petrol ithal eden hem de petrol ihraç eden ülkelerin politikalanm ve teptilerini
yönlendir migti.
Çevresel bilinçlenmenin enerji dengesi üzerindeki etkisi çok büyük oldu. Su bilinçlenme
sonucunda kömürden petrole dönüg hizlandi ve insanlar daha temiz yanan gaza ragbet etme-
ye baglad1. Eu ara, nükleer enerjinin propagandast da yapildt ve nükleer enerji hidrokarbon
yanmadan daha üstün bir çevreselyenilik olarak tanitildi.Yenipetrol kaynaklan bulma çabala-
rma htz verildi ve 1960'll yillann sonuna dogru California klyisi ötelerinde büyük üretim kay-
naklan bulma ümidi belirdi. Zaten su içlnde ilk kazilar da on dokuzuncu yüzyllin bitiminden
evvel burada, Santa Barbara yakmlarinda yaptimigt1. Simdi, yetmig ylh ayan blr süre sonra gü-
zel California sahillerineboylu boyunca bir kez daha su altmda petrol arama donanimlan yer-
leptirildi. Ancak, sonra, 1969 Ocak aymda, Santa Barbara açiklarmdabir kuyuda yapilan kazi-
da hiç beklenmedik kural digi jeolojikbir durumla kargilagildi ve bunun sonucunda büyük bir
basmçla yüzeye dogru alti bin varillik bir petrol figkirmasi oldu. Sahil sulanna degru kontrol-
süz olarak agir yogunlukta ham petrol akmaya bagladi ve otuz mil kadar uzaga yaylldi. Yöre
halkinin tümü, birden tepki gösterdi ve bu tepki siyasi kesime kadar uzandi. Nixon idatesi Ca-
lifornia geligmeleriyle ilgili borcun ertelenmesi için hemen bir "moratoryum"

yani borcu erte-


leme hakki yay1mladt ve petrol akimi durduruldu. Petrol ihtlyac1 ne kadar büyük olsa da, çev-
renin diger duyarli bölgelerinde enerji geligtirmeye gösterilenmuhalefeti artirlyordu. Bu bölge-
lerden biti de Kuzey Amerika'mn en çok petrol vaat eden bölgesi- Amerikan üretiminin
-tüm

inige geçigini en çok körükleyen ve yükseligte olan Ortadogu petrolüne bagtmllligim dengele-
yen Alaska idi.

536
|
\
I

Alaska "Fili"
Daha 1923 yllmda Bagkan Waren Hardinge Alaska'nm Kutup bÖlgesindedonanma için bir pet-
rol rezervi kùrdurmug ve izleyen y1llarda petrol arayicilar çevrede dolagip petrol aramiglardi,
1956 Süvey;krizini takiben Shell ve New JerseyStandard Oil girketleri Alaska'da petrol arama-
ya bagladilarsa da, 1959 ydmda o güne kadar en pahallyamal olan kuru kuyu kazilarmdan son-
ra bu igi askiya aldilar.
Alaska'da petrol arama faallyetiyle ilgilenen bir bagka girket de British Petroleum'du.
Iran'da, Musaddik'm devrilmesi ve bu olayi izleyen Süvey;krizi sirasinda BP, tamamenbagimh
oldugu Ortadogu petrolüne olan bagimlihŠlndan kurtulmak, hiç degilse bunu azaltmak için bü-
yük çaba sarf ediyordu. 1957de, Süvey;'ten bir yll sonra, üretim için degigikkaynaklara ve özel-
likle de Bati Yanküresi'ne bagvurmak, petrolü buralarda aramak gibi stratejik bir karar aldi.
BP'nin bu karan Ingiltere Devleti tarafindan kuvvetle desteklenmigtir, Ingiltere Bagbakam Ha-
.
rold Macmillan1958'de Avusturya Bagbakam Robert Menzies'e özel olarak yazdigimektupta
öyle demí§tir; "Ingilizpetrol girketleribugün Bati Avrupa'daki ve Dogu Yanküresi'ndeki iglerini
yürütebilmek için daha çok Ottadogu petrolüne dayamyor. Ne var ki bunun güvenceli olmadigi-
nirl iyice bilincindeler. Sunuda aynca biliyorlar ki, BirlegikKrallikhükümeti bazi iktisadi ve siya-
si nedenlerden dolayl, bu girketlerin Ortadogu'yabagtmhhklanm azaltmaya yönelik her hareketi
candan destekleyecektir. Bunlardan özellilde British Petroleum Çirketi'nin elinde petrol ufkunu
geniëletmek için bazi ticarisebepler de var. Ötekibüyük uluslararasi girketleriçin Süvey;krizin-
den en fazla ve en kötü gekilde etkilenen bu irkettir. Simdi, kontrolü altmda olan kaynaklar da-
hilinde kalarak, Ortadogu'dan petrol alma bagimlillgLna SOR Vermek istly0T."

Sinclair Petroleum, British Petroleum'a, Ortadogu'yabagmhliktan kurtulup nefes almasi


için çare önerdi. Bu, iki girketin Alaska'da ortak bir igletme açma teklifiydi.Ne var ki Alaska'nin
ta ötesinde, soguk kuzey topraklannda,Kuzey Bayin denen yerde birbiri ardma aç11anve hepsi
de kuru çikan alti kuru kuyudan sonra her iki girket bu tasanylasklya aldilar. Alaska'ya llgi gös-
teren diger bir girketde Gulf idi. Su girketebagh bazi petrol aragtinc11ar,kuru çikan kuyulara
ragmen, arazi jeolojisinin petrol vaat ettigni, bu yüzden girketin Kuzey Baym'nda aragtirmalara
devam etmesi gerektigini kuvvetle savunuyorlardi. Sirketin üst düzey yönetimi ise bu talebi dü-
günmeyi dahi reddediyordu. §irketin k1demliyöneticilerinden biri bu konuda açikça göyle diyor-
du: "Bu, varil bagina 5 dolara mal olur. Biz ise tüm yayamimiz boyunca petro1ün varili beg dolar-
dan satildigmi hiçbir zaman göremeyecegiz."
Diger taraftan,Alaska konusunu California kökenli bagtmsiz girket olan Richfield de hâlâ
sorupturmaktaydi. Bu girketin Alaska petrolünü çekici bulug sebebi Kuzey Baym glbiulagilmasi
imkânsiz bu yerdeki kalm kireçlegmig katmanlardan ileri geliyordu. 1964'te Jerseybir kez daha
Alaska'ya girme karan aldi ve toplam bedeli beg milyonu biraz apan ödemeler ve i; baglantilan
sonucu çirketinHumble kolu Richfield'in ortagt oldu. 1965 ylluída, yeni olugan bu ottaklik Ku-
zey Baytri'mn Prttdhoe Koyu'ndeki igletme anlagmalannm yaklagik üçte ikisine sahip olmugtu.
Kazanan diger önde gelen tegekkülíse BP-Sinclair Kombinasyonu'ydu.
Ayni sene içinde, Richield Atlantic Refining Sirketi'yle birlepti ve Atlantic Richfield'i kurdu,
Atlantic Richneld daha sonra ARCOolmugtur. Kombine girketinbagina RobertO. Anderson geç-
ti. Anderson etrafindakilere son derece rahat, neredeyse ilgisiz, hatta biraz dalgin biri görünüyor-
sa da, yirminci asrin son birkaç büyük petrolarayicilarmdan ve devlerinden biriydi. Böylebir ada-
ma yakigan kararliliga ve dikkate sahipti. Anderson Chicago'lubir banker olan, 1930'lu yillarda
belirgin bir özelliglyle dikkati çekmigbir babanm ogluydu. Su Ozelligikimselerin ödün vermedigi
bir dönemde, sag duyusunu kullanarak Texas ve Oklahomah,bagnfisiz petrolcülerebor vermig
olmastndan ileri geliyordu. Genç Anderson Chicago Üniversitesi dolaylarmda büyümüg, bir ara
üniversiteye devam etmig ve felsefe hocasi olmayi dügünmügtü. Ne var ki babasinm mügterisi

537
olan petrolcüler üniversite kampüsünden çok daha fazla ilgisini çektiginden,bu fikri b1rakarak
1942'de, günde bin beg yüz varil petrol aritan bir rafinerinin bagma geçmekiçin New Mexico'ya
gltti.Kisazamanda igletme igine geçtive bu içte en iyi tanmanbagLmsizlardan biri oldu. O da tip-
ki Rockefeller ve Deterding gibi zihinden çabukhesaplama yetenegine sahipti.Önceleri sürgülü
hesap cetvelinden daha çabuk sonuç alabiliiken, sonradan cepte tagmanhesap makinesindenbile
daha iyi hesap yapabiliyordu.Aynca, toplantilardaondalik noktadahata yapan kipilerin hatasim
meydana ç1kartma ve dogru olam göstermeglbibir huyu da vardt Sonradanbu konuda gunlan
söylemigtir: "Ben böyle bfr yetenegim oldugunun bilincinde degildim. Bu yetenegin sagladtgien
büyük yarar, insana gereksizolan geylerinüzerinde durmayip, ilerlemeyi saglamasidir.Sözgelimi,
görügmelerde kargi tarafmönem vermedigt bir noktanm önemli oldugunubu yetenek sayesinde
anlayabillyorsunuz. Böylece het zaman ötekilerden daha önde olursunuz."
SenelergeçtikçeAnderson'un çok yönlü ve çegitliilgi sahalarma sahip,petrol endüstrisin-
de kimsenin buyrugunda olmayan bir kipilik olduguanlagilmigti.Fikir tartigmalarmayatkm, sos-
yal bilim hocalanyla bangik, idare usulü ve sosyaldegigiklikkonulanna merakli biri olarak iga-
damlarinin teknolojl, hümanizm, çevre sorunlan ve Aristo gibi çegitli konulan tartigtiklarisemi-
nerlere katilmayi severdi. Kisacasöylemek gerekirse,onca bagaristna ragmen, hiçbir zaman tipik
bir petrol devi imajma uymamigtir. Akranlari arasmdayadirganan birçok geye merak duyar ve
inamrdi. Yine de epsizbir petrol arayic181ydt ve ham petrole ve toprakiçinde sakh rezervlere· bag-
ka hiçbir geyeduymadigt kadar içten ilgi duyuyor ve inamyordu. Bu konuda gunlarisöylemigtir:
"Bu endüstrinin kalbi, bu igten ahnacak ders gudur; Eger hayal kmkhgim kaldiramtyorsamz, bu
içten vazgeçmeniz gerekir, çünkü büyük olasilikla, kazilarm yüzde doksan1 boga çikar. Kazida
baçansizhkla kargilagmayi normal kabul etmelisiniz." Yine de geriye kalan yüzde 10 Ander-
son'un fevkalade lyine yaramig, onu yalmzca çok zengin yapmaklakalmaylp, aym zamanda bi-
rey olarak BirlegikDevletler'in en büyük topraksahibihaline getirmigti.
Ne var ki 1966 kig mevsiminde durum Alaska'da yüzde 90 baçansizlik hanesine yazilaca-
ga benziyordu. ARCO, Humble'in da katilimlyla Alaska'mn kuzey kiyisinin altmig milgüneyin-
de pahaliya mal olan bir kuyu açtt Kuyu kuru çikmigti. Kuzey Bayin'nm Prudhoe Koyu'nda bag-
ka bir arama daha programa almdigt halde, bu baçansizlik kargismda Prudhoe kazisina devam
edip etmemek konusunda bir hayli tereddüt belirdi. Su hususta karar verme yetkisi de Ander-
son'a biraktld1. Karan verecek kigi oydu. Petrol aramaya, ham petrole inanci sonsuzdu. Ancak
BP ve Sinclair'e ait kuru çtkan alti kuyudan sonra ARCO'nunaçtigt kendi kuyusu da kuru çik-
m17tlve bunlar petrol igine kendini adamig Anderson'u bir hayli dügündürmügtü. O bu ige para
kaybetmek için atilmamigti.Sonunda biraz dügündükten sonra sonuçtan pek emin olmamakla
beraber ige devam karan.aldi. Kaz1için gerekenaraç ve gereç zaten Alaska'da oldugundan bun-
lann kazi yerine getirilmesi altmig millik bir yol ahyordu ki bu da kolayca halledildi. IlerideAn-
derson bu konuda gunlan söyleyecekti: "Programa almmig bir kuyu kazma iginin iptal edilmesi
karanni almak kolay degildir: ige devam karan almaksa bundan daha kolaydir."
Tepesinde uçan dött jumbojetin çikardigisesi andiriyordu.Kuyu içindeki borudan fi§kirip
gelen dogal gaz rüzgânn giddetine ragmen on metre yukan dümdüz figkinyordu. Evet, sonunda
petrol bulunmuqtu. 1968 ortalarmda petrol bulunan bu kuyunun yedi mil ötesinde yeni bir ku=
yunun daha kazilmastyla buranin gerçektençok büyük bir petrol bölgesi, dünya çapmdaönem-
li bir yatak oldugu bir kez daha dogruland1. Su gerÇekbir fil idi. De Golyerve Mc Haughton
petrol mühendisligi firmasmin tahminine göre Prudhoe Koyu'nda 1.0milyar varil yenilenecek
türden rezerv mevcuttu. Kuyunun açilmast talimatmlverirken bir hayli isteksiz davranmigsa
da, bu sonuç Anderson'un hayatmda bir petrolcü olarak verdigi en önemli karardt Prudhoe Ko-
yu Kuzey Amerika'da o güne kadar kegfedilmig en büyük petrol yataglyd1ve 1930'lu yillar ba-
ymda Dad Joiner'inpetrol flyatim yerine dibine batiran Dogu Texas yatagmm bir buçuk katt bü-
yüklükteydi.

538
Prudhoe Koyu ise, giderekdaralan petrol pazannda, herhangi bir flyat yapistm bozmaya
yönelik degildi. Bukuyu Amerikan petrol ithalinin büyümesini yavaglatml ve globalpetrol den-
gesisikipikliginidramatik bir hizla azaltm14tir.Günün_tahminlerinegöre Prudhoe Koyu'nun top-
lam verimi çok yalanda günde iki milyon varili agmayaadaydi ve bu gerçeklegtiginde bu yatak
Suudi Arabistan'm Ghawar ve Kuveyt'in Burgan yatagmdan sonra dünyanm en fazla üretim ve-
ren üçüncü yatagiolacaktL ÖnceleriARCO ve Jerseyve Jersey'inHumble Kolu yatagtnüç yll
içinde operasyona geçeceginitahmin etmiglerdi. Durum bu bölgedeki geligmenin Kuzey Bay1ti
idare bünyesinin basitlegtirilmesinden sonra hizlandinlacagmi gösteriyordu. ARCOve Sinclair'i
o güne kadar BirlepikDevletler'de en büyük holding olan Gulfve Western girketlerininpençele-
rinden tam zamamnda çekip almak suretiyle kendinekattL Artik Kuzey Bayin'nm Üç Büyügü
ARCO, Jerseyve BP idi. Birlegme olayi aynca ARCO'yu Birlepik Devletler'in en büyük yedinci
petrol girketiyapmigti.
Geligmenininzlanmasmi engelleyen en büyük faktör tecrit edilmig gibi duran kuzeyin fizi-
ki çevresiydi. Bir jeologunsöyledigi gibi
"burasi
apagihk,kirli, çahymayaizin vermeyen acimasiz
bir yerdi." O güne kadar petrolçikanlm1;yerlerden hiçbirine benzemeyen bir yerdi. Bu tür bir
çevredeüretim için gereken teknolojiyoktu. Kigm,isimn sinrm altma kirk be; dereceye dügtügü
günlerde, kalinhgl birkaç feet olan Tundra donup beton kalmhgmi allyordu. Sonra da yaz geldi-
gindesünger görünümündebozkira dönügüyordu. Tundrada, bir yerden bagka bir yere gidecek
yol gibi bir geyyoktu ve topragmalt tabakasidevamli donmuy durumdayd1. Topragm sürekli ola-
rak donmuy bir halde bulunan bu kismi, bazen üç yüz metre derinlige kadar inerdi. Araziye ge-
tirilen normal çelik malzeme don bölgesinin iç tarafmatagmirken,genellikle saman parçalan gi-
bi kinlardi.
Su engelin agilmasimümkün olsa bile yine de sorun halledilmig sayilamazdi;çünkü bu de-
fa de petrolü bu denli zor partlar altmda pazara sürme sorunu çikacakti.Konuya çare árandi ve
buzkiran tankerlerinbuz denizlerinden aginlarak Atlantik Okyanusu'ndangeçirilmesiciddi ola-
rak dügünüldü. Daha bagka çareler de dügünülüyordu, ki bunlardan ilginç olan biri Alaska'yi
çaprazlamakesecek sekiz hatli bir yoldan devamli seyredecek bir kamyon filosu geçirmekti.
Sonradan bu projenin Amerika'daki tüm kamyonlan devreye sokacagt hesap edildiginden bu fi-
kirden vazgeçilmigtir. Zamanin önde gelen nükleer fizikçilerinden biri ise nükleer eneriiyle çall-
gan denizalti tankerlerindenolugan bir filonun Kuzey Kutbu altmdan Grõnland'dakibir limana
gönderilmesini önermigti. Bu yapildigmda gereken
"derin

su limam" da nükleer patlama yönte-


miyle yaratilacakt1. Teklif yapanlardan digeri ise jumbo jet petrol tankerleriyapimmi dügünen
Boeing ve Lockheed firmalanydi.
Sonunda, bir boru hatti yapilmasma karar verildi. Ancak, bu hat hangl yönde yapilacakti?
Bir teklifegöre petrol yataklarimn güneyindenValdez limanina kadar sekiz yüz mil uzunlukta-
bir boru hatti yapilmallyd1. Valdez'de petrol Prens William Sound'dan geçirilerek pazara sürül-
meliydi. Bagka bir teklifise tamamen topraküstü bir boru hattiyla doguya dogru uzanmak, Adas-
ka'dan geçip Kanada'ya inmek, sonra da güneyeuzamp BirlegiRDevletler'e girmek, sonuçta da
muhtemelen Chicago'da igi tamamlamakti.Trans-Alaskaboru hattma kargi çikanlar bu yola bag-
vuruldugu takdirde kazalan olacagmi, bununsa kendilerini büyük suçlamalara götürece-
"tanker

gini" öne sürdüler. Kanada yolu ise çevre açismdan genel olarak daha saglikhyd1ve Alaska dogal
gazi elde etmek için yapilacak boru hattmdan daha ucuza mal olacakti. Bazi görüglere göre ise
Alaska yolu bir Amerikan yolu" olma avantajma sahiptí ve bu açidan daha güvenceli
"tamamen

olmas1gerekirdi. Aynca esnek olmak giblek bir üstünlûgü de vardt Alaska petrolü hem Birlegik
Devletler'e hem de Japonya'yagidebilirdi. Petrolcülerin yapacagt tek gey biri eyalet öbürü fede-
ral, ancak her lkisi de Amerikan olan iki hükümetle muhatap olmaktt. Aynca Kanada'mn Otto-
wa'daki federal hükümetiyle ve hepsi de mall sistemlerine sahip üç veya dört eyalet hükümeti-
ne ve Kanada'daki ve daha birkaç Amerikan eyaletine kargi hukuken sorumlu olmayacaklardi.

539
lI

i
Ayrica, Kanada hükümeti.son günlerdeTrans-Kanadaboru hattma kargi çikarbir tav1rdaydi.Bü-
tün bu hususlar göz önüne almdiktan sonra pu görüg agir basti: Büyük olasilikla Alaska'dan ge-
çecek boru hatti ingaati Kanada'dan geçecekboru hattmdan çok daha çabuk tamamlanacakti.
Bu nedenle Alaska yolu tercih edildi.
Boru hatti ingaati mühendisligingetirdigi birçok güçlük ve gereksinimleri de beraberinde
Örn€gLn,
getirmigti;bu i; pek çok yenilik ve deha istiyordu. yerden çtkan petrol 60 derecede ge-
liyordu. Ondan sonra ise sif1rderecenin çokaltmda,don altmdaki bir boru hattina giriyordu.Bo-
ru hattinm yüzeyin altinda, don olayimn fazla su içerdigi bölgelerden geçmesi halinde bölgedeki
buzun erlyip lapa haline dönügmesi söz konusuydu. Bu takdirde dayanaksiz kalacak boru hatti
çökebilecekti. Alaska boru hatti projesi anlagilacagtgibibirçok ingaat sorunlan içeriyordu. Buna
ragmen yine de ARCO, Jerseyve BP ve ayrica, Kuzey Bayin'nda çok daha önemsiz konumda
olan girketlergrubu Alaska yolundan geçecekboru hatti ingaatma karar verdiler ve acele hare-
ket ederek bir Japon girketinden apar topar500.000 ton agirhginda lark sekizinch'lik boru satin
ald11ar. Bu malzemeyi temin etmek için Amerikah imalatçilan beklemeye zamanlan olmadigini
dügünmüçlerdi ama bunda yanilm141ard1. Boru hatti daha igletmeye sokulmadan evvel anzalamp
stop etmigti.
Boru hattinm arizalamp duraksamast önceleri Eskimolar'a Y€ Al2Ska yerlilerine ve bir de
ortaklar arasmdaki çekigmelerebaglandlysa da tamamendurmas1 bambagka bir nedene, çevreci-
lerin 1970'te Federal Mahkeme'de davayl kazanmig olmalarina baglidir. Santa Barbara'daki pet-
rol sizmasindansonra yeniden dinamizm kazanan yeni oluçmug fakat dagimk durumdaki çevre
hareketleri Alaska boru hattimn durdurulmasi konusunda tam mutabakatsagladi. Yine de bazi
çevrecilergirketlerinyeterliön çaligmayapilmadan, igin kavranmast, becerive dikkat konularma
gereken zaman verilmeden fazlastyla aceleci davrandiklanm söylemekten geri kalmadilar. Bun-
lann görügünegöre meydana gelebilecek bir kazamn sonucu çevresel açidan tam bir facia olabi-
lirdi. Su nedenle,çevreselaçidan daha az risk lçerdiginden, Kanada yolu daha güvencellydi.Bu
kipiler aynca, Alaska yolu ingaatina baglamadan evvel Birlegik Devletler'in bir enerji koruma
program1 yaptirmasmi istediler Bazi çevreciler ise daha farkh bir görüç ileri sürerek, dogada
mevcut vazgeçilmez güzelliklerinve dogaya özgü çevreninbu projenin uygulanmas1ylazedele-
necegini, hatta yok olacagmi iddia ederek projeden bütünüyle vazgeçilmesini talep ettiler. Onla-
ra göre Alaska petrolüne gerekyoktu.
Boru hattini yapmaya çok hevesli girketlerise kargi tarafm muhalefetini yeneceklerinden
emin olarak 75 milyon degerindeki Caterpillarkamyon ve römorklantu Yukon Nehri klyllannda
siraya dizip yol yapim1ve boru dögenmesi için çahqmayahazir duruma getirdiler. Ne var ki boru
hatti üzerine konulmu olan yasaklamamn geçerligini korumas1yüzünden depolanmig olan bo-
rular beg yll süreyle yerinden oynat11amad1.1972 yllmda Alaska'dan saglanmast beklenen petrol
bu yüzden gelmemig ve Amerika'mn digardan ithal ettigi petrol artmigt1.Yukon Nehri klyllarin-
da konuglandinlmig kamyonlara ve römorklara gelince, petrol girketleri bunlardan her an yarar-
lamlacagt ümidiyle motorlarm1 haztrda tuttuklarindanmilyonlarca dolan boga harcamiglard1.
Sonunda, yeni petrol kaynaklari olarak Alaska'nm ve Californiaaçiklarmin çok fazla prob-
lem içerdigine karar verildigi ve bu defa Kuzey Denizi'nde yapilan petrol kegfi dolayislyla ümit
vaat eden bagka bir alternatif belirdi. Ne var ki Kuzey Denizi'nde petrol geligmesikaydetmek
hiç de güvenceli bir i; degildi. Hem hacim itibariyle çok büyük olacak hem de çok pahahyaçika-
cakti. Çevrede bu konuda sert davramp ödün vermiyordu. Çevrenin fikri de, Alaska konusunda
oldugugibiKuzey Denizi üretiminin yepyeni bir teknolojikugagina gerek gösterecegimerkezin-
deydi. Aynca, çok da vakit alacakti, hem de pek çok. Alaska ve Kuzey Denizi projeleriortak
olan bir tek noktada birlegiyordu. Her ikisinin rezervleri de fiziki açidan çok zor yerlerde olmasi-
na ragmen, politik açidan istikrarsiz yerlerde degildi. Böyle oldugu halde yine de bunlardan hiç-
biri, giderek ciddilegen globalarz - talep dengesine kalict bir çözüm getirememigtir. Bunun anla-

540
mi gudur: Dünyada doymak bilmez bir petrol açligtVardi; bu açligt gidermek için dünyada bag-
vuracak tek bir yer mevcuttu: Ortadogu.

Doktor ,

1970 Agustosu'nun sonuna dogru bir gün, gafaktan hemen önce, kiralik bir Fransiz Falcon jeti
Libya hava sahasma giriyordu. Uçak Trablus Hava Limam'na indi. Jet'inkapisi açildi,kisa boylu,
tiknaz yapida, yetmig iki yagma henüz basmly bir adam günün ilk igiklari içinde jetten çikti. Yü-
zünde çok endigeli bir ifade vardi. O denli endigellydi ki Los Angeles'ten beri yol boyunca, hiç
durmadan uçoup, sadece Torino'da ancakjet deggtirecek bir süre yere inmigti. Korkusu
"parla-

yan ylldizim"dedigi, ke ndi girketinin Libya'daki çok zengin, -verimli petrol imtiyazmi kaybet-
mek üzere olugundan fleri gellyordu.Yine de, her zaman oldugu gibi kendine güveni tamdi. Ya-
§ammi anlagmalar yapmaya adamig olan bu adam büyük bir inançla, bir defa 80ylemig oldugu gi-
"sonuca
bi erdirilmemig bir anlagma kadar kötü bir geyolmadigma" yürekten inamyordu.
Bu adam OccidentalPetrol Sirketi Bagkam olan Dr.Armand Hammer'den bagkasi degildi.
Anlagma yapma konusunda, tüm yüzyll boyunca Armand Hammer'e rakip olabileceksade-
ce birka( kipinin çiktigLm söylemek yanlig olmaz. Hammer 1898 yihnda New York'ta, kökeni
Karadeniz kiyismdaki Odessa'yadayanan göçmen bir Yahudi allenin ogluydu. Armand Ham-
mer'in çok zengin olan bir amcast Odessa'dayaçamayi sürdürüyor ve bagka iglerle meggul oldu-
gu gibi aym zamanda Ford'un yerel dagLtimcihgmi yapiyordu. On dokuzuncu astrda Odessa,ba-
till sanayicilerin Ortadogulu tüccarlarla bulugtugu büyük bir ticaret merkeziydi ve Armand
Hammer her nasilsa bu gehribir türlü aklindan çikaramamigti.Odessa sanki onun damarlartnda-
ki kandi. Armand'm babasi Dr. Julius Hammer sadece pratisyen bir hekim ve ilaç imalatç1st de-
gil,aynt zamanda solcu bir partinin de üyesiydi. 1907de Avrupa'da Lenin'le tanigmig,o günden
sonra Amerikan Komünist Partisi'nin kurucularmdan olmugtu. Armand ise babasimn sosyalist
egílímlerine katilmlyor, para yapmaya ve anlagma hazirlamaya ilgi duyuyordu. Kisaca o bir kapi-
talistti.
1921 yllmda tip okulundan mezun olur olmaz hemen Rusya'ya yola çikti. Sefalet içinde
ac1ylakivranan bu ülkeye, aci dindirici tibbiilaç ve malzeme götürüyordu. Bunu yaparken hede-
fi ailesinin ilaç isinden Sovyetler'den alacagt 150.000 dolarhk borcu tahsil etmekti. Babasmm
oradaki ahbaplan aracihglyla Lenin'le tamptl.Lenin o stralar periçan durumdaki Rus ekonomisi-
ne çare anyor, bunun için rekabete yer veriyor ve ülkesini Batih burjuvalarla ticaret yapmaya
tegvikedlyordu. Lenin Hammer'e özel ilgi gösterdive onu takdis edip Stalin'e "Bizi Amerikan
'iÇdünyasma götürecekkisa yol ve biz bu yoldan mümkün olan her firsatta yararlanmallyiz"
sözleriyle tanttt1.Sonuçta Hammer, erkek kardegi Victor'un da yardimiyla Lenin'in Yeni Ekono-
mik Politikasi'nda görev almak üzere Rusya'da kaldi. Adi geçen Ekonomik Politika asbestos im-
tiyazi,Ford traktörlerive diger mamulleri, kurgunkalem milli imtiyazi içeriyordu. Hammer ken-
dine ait kigisel kürkçü tuzaklarlylaSibirya'dakürk merkezleri bile kurmugtur. Ancak, on yiÍm
sonunda Stalin'in iktidara gelmeslyle Hammer olacaklan zamanmda sezerek bavulunu topladt
ve erkek kardegi Victor'la beraber Rusya'yi terk etti. Beraberlerinde birçok Rus sanat eseri getir-
miglerdi ki sonradan bunlan BirlegikDevletler'deki büyük magazalar aracihgiyla satmiglardir.Bu
agamadan sonra Hammer çegitli iglerde atilim yaparak milyonlar kazanmay1 sürdürdü. Bunlara
bira fiçisi ve burbon viskisi yapmak da dahildi.
1956'da, elli sekiz yagindaykenLos Angeles'e geldi. Niyeti birçoklari gibi emekliye ayril-
makti. Artik tamnrmybir sanat galerisi sahibi ve koleksiyoncusuydu. Vergi ödemekten kurtulmak
için önce petrole bir miktar yatinm yapti ve sonrada, oyalanma kabilinden Occidentaladmda kü-
çük, nerdeyse iflas durumunda bir pirketsatm aldi Petrol iginde herhangi bir bilgisi yoktu. Buna
ragmen girketi Occidental,1961'de California'da ilk dikkate deger keyfiniyapacakti. Bunun üze-
I

I 541
rine, anlagma yapmada köklü ve deneyimli Hammer birçok yeni girketi daha üzerine geçirdi.
1966 yilma kadar Occidental'in ylllik satigtyaklagik700 milyon dolan bulmugtu.
Saghkh ve akilci anlagmalar yaparak ve zamanlamayi íyi ayarlayarak Hammer, Occidental'i
dünyanin en büyük enerji girketlerindenbiri yapmigt1.Kumanda zinciri söz konusu Hammerol-
dugunda geçerliliginikaybederdi. Hemen her istediginde dünyanm her yamna rahatça telefon
edip konugabiliyor,iglerikendi bagma modern bir Marcus Samuelgibi idare ediyordu. Politik ki-
ilerle olan fligkileri egsiz sayllacak düzeydeydi. Her istedigi yere her istedigi an girebilme yete-
negiyse hayret vericiydi. Kigiselservetinegelince,sayllamayacak kadar büyük bir servet sahibiy-
di. Sonugelmezanla ma görügmelerindede, bir rakibininsöyledig glbi
"baba
gibi ve çok seve-
cen" davramr, taraflararasmda bir gerilimolugtugunda bir fikra anlatarak havay1 yumugatird1.
Ancak, istedigi geyielde etmede çok ciddi davramr, asla ödün vermezdi. Kendiçikarmm gözetil-
mesi için, insanlarm duymak istedikleri geyiduymasmi saglardi. Kendisini Hammer'in varisi say-
mak hatasim yapan birçok kipiden birinin soguk yorumuna göre "Doktor dünyanm en iyi rol ya-
pan aktörlerinden biriydi."
Ileride, Nikita Krupçev iktidannda Hammer Sovyetler Birli§'yle yeniden iligki kurdu ve
beg Sovyet DigigleriBakam'na ve yedi ABD Baçkam'na iktidarda bulunduklari sürece arabulucu-
luk yaptL Kremlin'e nasil girdigiilginç bir öyküdür. Gorbaçov'undogumundan on yll önce öl-
müg olan Lenin hakkmda Mihail Gorbaçov'a ilk elden bilgt veren tek kigi Hammer'dir. Ylllar
sonra 1990 sonlarmda bile, doksan iki yagindaki Hammer, Occidental'in faal bagkanligmi sür-
dürmekteydi ve kendisine sadik hissedarlar da hâlâ onu öven garkilarsöylemeye devam ediyor-
du. Hammer gerçekten Rockefeller, Samuel ve Deterding, Gülbenkyan,Getty ve Mattel gibi
"hükümet

petrolün büyük korsan yaraticilan arasmdadtr. Hammer için aynt zamanda geçmigin
izniyle korsanlik" yapmig bir gahsiyeti denebilir. Özeljeti ile dünyayi dolagip, ilgilenecek-yeni
anlagmalar peginde olan "Odesah bir tüccardi." Ancak kendisini dünya çapmda bir hükümran
haline getiren Libyaanlagmasidir.
Libya petrolüne yapilan hücum daha 1965 senesinde, Occidental'inihalenin ikinci raun-
dunda orada imtiyaz kazanmaslyla htzlanmigti. Occidental Sirketí'nin ihale teklifikalm bir dos-
ya halinde diger 119 ihale arasmda dikkat çekmigtiv e bu teklifinHammer tarafmdanonun kigi-
sel denetimiyle yapilmigolmasindan fleri geliyordu.Teklifkeçi derisine el yazmasiyla yazilmigve
Libya bayragtmn renkleri olan kirm1zi, siyah ve yegil kurdelelere sanlm14t1.Occidental aynca
Kral idris'in çocuklugunugeçirdigi ve babasmm gömülü oldugu çöl vahasinda bir tarimsaldene-
me çiftligt kurmaya söz vermigti. Bu teklif ihaleyi kazanmalanna yardimci olmuytur. Hammer
Kral'a som altmdan yapilmig bir de satranç talomt armagan etmigti. Occidental kendisine imti-
yaz almada yardim eden kipilere ait ekstra masraflan ve özel komisyon ödemelerini de ihmal et-
memigti.
Occidental Sirketi'nin kazandigi bloklar 102 ve 103 no.'lu bloklar olup, Akdeniz sahilin-
den en az yüz mil uzakta, Sirte Havzasi'nda çiplak, karanlik, yariklarla kapli yaklagik iki bin
metrekarelik bir araziydi. Arazide yapilan ilk kazilar kuru çikinca Hammer göyle söyleyecekti:
"Tahammül edilmesi en zor olan gey kuru kazilardir." Ayrica, kazi yapma igi çok pahallya çiki-
yordu. O yüzden Occidental yönetim kurulu yüksek sesle yakmmaya, "Hammer'in çilginligi"
feryadma baglamigt1bile. Libya onlarm degil, büyük patronlarmele alacagi bir yerdi. Ne var ki
Hammer inadim sürdürüyordu.
Sonunda inadmm karpthgni gärdü. 1966 sonbaharmda Occidental 102 no'lu blokta petro-
le rastladi. Ancak 102 no'lu kuyunun verimi, batiya dogru kirk mil uzakhktaki, sonradan Ídris
yatag adi verilen 103 no'lu kuyunun verecegi üretimle kargilagtirildigmda gölgedekalmigtir.
Occidentalkazlyt evvelce Mobil Oil üstü kamp yeri olan ve Mobil Oil'in imtiyaziyken,.sonradan
feragat edip istemedigi bölgenin tam altmda yapmigtl. Ilkkuyudan günde kirk üç bin varil petrol
çikmigtt. Sonradan alollara durgunluk verici bir akimla günde yetmig beg bin varil dolusu petrol

542
l

çiktl. Occidentaldünyada en verimli petrol depolarmdan birine rastlamigti.California'hbu ge-


limsiz üreticlye dev yapill Mobil Oil'in kaçirdigi geyibulduran yeni geligtirilmigsismik teknoloji-

I
dir.
KegfÌn yapilmasindan sonra Hammer göylediyecekti. "Gökler yanldi. Simdibiz de büyük
patronlardan biri olduk."
196Tde, gansinbir kez daha yüze gü2mesiyleyeni bir kegifdaha yapilacak, Alti Günlük
SavagSüvey; Kanall'nin kapatilmasina yol açacak, böylece Libya petrolü daha da degerlenecek-
ti. Libya'daki petrol patlamast zamanla çilgmliga dönüçtü. De Golyerve Mc Naughton petrol
mühendislik firmasi, tahmini bir hesap yaparako güne kadar gerçeklegmigolan kepifler itibariy-
le, sadece Occidental'inüç milyar varil rezervi oldugunu, diger bir deyigle ayni sürede Alaska
Kuzey Bayin'nda kegfedilen rezervin yaklagik üçte birine Sahip oldugunu ortaya koymugtu!
Gerçek guydu ki, Alaska'da yapilmasi mümkün olmayan §eyiyani boru hatti yapmayi Libya'da
inga etmek mümkündü. Normal olarak 130 mil uzunlukta, çölü kesen bir boru hatti inçasirun
üç yll sürmesi gerektigi halde, yogun çaba göstererek boru hatti bir seneden daha lusa sürede
tamamlandive Occidental, imtiyazlanm aldiktan sonra daha iki yll geçmeden Avrupa'ya petrol
sevk etmeye bagladi. Daha ilk günlerde Libya'da günde sekiz yüz bin varil dolusu petrol üreti-
yordu. Occidental ige sifirdanbaglamig, gimdi ise dünyamn petrol üreten en büyük altmet gir-
keti olmuçtu; rekabetçi Avrupa pazarmagiden yolda mücadele ederek kontratlar yoluyla kendi-
ne bir yer açmigti.
Tüm baçansma karym aniden türemigolan bu yeni dev, baçansim Libyapetrolüne orantistz
bir gekilde dayandirdigi için günün birinde bunun zaranm görecekti.Nitekim Kralidrisyaghydi
ve daha uzun süre yagamasi beklenemezdi. Bunun bilincinde olan Hammer ilgi merkezini biraz
da bagka yere yönelterek, BirlegikDevletler'in büyük kömür üreticisi Island Creek Coal'u kendi-
ne katma yolu aradl. Ancak, sözlegme imzalamayi kabul etmeden önce Island Creek'in bagkani
WilliamBollano Libya'da siyasi istikrarm nasil oldugunu incelemek istedig[ni belirterek imzay1
geçigtirdi.Bu sorugturmayi yaparken Bollano DigigleriBakanligi, Chase Manhattan Bankasive
Citibank gibiyerlerde yetkililerle görügmügve hemen hepsinden birbirine benzer aym yaniti al-
migti: "Libya'da beg, alti yll daha politik istikrar beklenebilirdi. Kral öldükten sonra iktidann dü-
zenli olarak nasil el degi tirecegiise kipinin tahmininekalmtçtl."

.
Libya'dan Gelen Baski
1969, 31 Agustosu'nu 1 Eylül'e baglayan gece ledemli bir Libyali subay yatak odasma gelen
kendinden dü§ük rütbeli bir subay tarafmdanuyandir11di.Böyle bir davramgi beklemeyen üst
rütbedeki subay, kalkmasi için israr eden genç subaya çok erken geldigtni,bu kadar erken gel-
mesi gerekmedigni söýledi. Darbe yapma vakti henüz gelmemigti. Darbe birkaç gün sonra yap1-
lacakti. Ne yazik ki, k1demli subay yanilmigti çünkü bu bagka bir darbeydi. Aylardan beri tüm
Libyaaskeri çevresibir darbe girigimi içindeydi ve çeyitlí gruptan subay ve politikacilar Kral id-
ris'in sagliksiz rejimini devirmeye çallplyorlardi.Etrafini etkileme yetenegne sahip Muammer
Kaddafi'nin liderligni yaptigi radikal görüglü bir genç subaylargrubu, suikasti üç dört gün sonra
için planlamigolan üstlerini de dize getirerek darbeyi daha erken bir tarihte yapmigti. Gergekte
l Eylül askeridarbesine lyin aslmt bilen bilmeyen, hatta darbenin ne taraftangeldiginden haberi
olmayanhirçok kigi katilmigtir.
Kaddafi ve yanlilan isyan hareketíne daha on yil evvel, henüz ortaokuldayken Cemal Ab-
dül Nasir ve kitabt Ihtilal Felsefesfnden esinlenerek ve bir de Nasir'm radyo istasyonu Arap-
lar'in Sesi yayinimnetkisinde kalarak baglamiglardi. Yaçamlarmi hedeflerini Nasit modeli üze-
ve
rine kurma karart almiglardi. Sunada inanmiglardi ki, güce giden yol parti politikalarmdan degll,
Nasir'm seçtigi yoldan, askeriakademiden geçiyordu. Kaddafi'nin kafasinda, keskin bir gözlem-
cinin ifade ettigi gibi, Nasir'm ihtilale yönelik doktrinleri "Muhammed döneminde islamfikirle-

543
ri" ile özdeglegmig durumdaydi, Kaddati böyle dügünüyordu. Kaddafi'nin grubu Nasir'a ve Na-
sirci Arap Birligi nosyonuna içten bagltydi ve Kaddafi de zamanla onun giysilerine bürünüp aym
yoldan gitmek istiyordu. Nasir gibidogugtan kundakçillga yatkm, fakat aym zamanda egzantrik
ve hata yapmaya egilimli Kaddafi her melankolik gibi sik sik bir ruh halinden ötekine geçerdi.
Bu haliyle kendisini sadeceArap dünyasmin líderi degil, bu dünyamn tek merkezi yapma pegin-
deydi ve bunun için atihm yaplyordu. Su atilimlanada durmadan Îsrail, Slyonism, diger Arap
devletteri ve Bati'ya kang bölücü planlar kurar, kampanya yürütürdü. Aynca kendini büyük pet-
rol gelirleriyle donanmig hayal edip bazen hanker, bazen sponsor olur, bazen de dünyanm dört
bir yamndaki birçok teröristgruba para babahgi yapard1.
Baganylasonuçlanan Eylül darbesinden sonra Kaddafi'nin yeni Devrim Komuta Konseyi
birçok yeni icraata girigti. llk i; olarak Amerikan ve ingilizüslerini kapatti ve bu ülkede yagayan
kalaballk.Ítalyan nüfusunu kovdu. Kaddafi ayrica ülkede ne kadar Katolik kilisesi varsa hepsini
kapatti ve buralardaki putlarin kiliselerden çikanlip diger egyalarlaberaber mezatta satilmasim
emretti.Sonra, 1969 Aralik aymda, bir kargi darbe girigimiolmus, hareketin ba§arisiz sonuçlan-
masiyla Kaddafi'nin gücü bir o kadar daha artmigtL Art1kKaddafipetrol sanayiine el atmaya ha-
z1rdi. 1979 Ocak ayinda Devrim Komite Konseyi subaylari ilk elegtirileriniyaparak resmi petrol
fiyatinin artinlmasi çagnsmi yaptilar. Kaddafi Libya'da faaliyette olan yirmi bir petrol girketi yet-
kilisini uyararak, istedigini elde etmek için gerektigindeüretimi kapatacagim söyledi.
"5000
yll
petrolsüz yaçamig insanlar megru haklarmi elde edinceye kadar birkaç yll daha petrolsüz yagaya-
bilir" diyordu.
Baglang1çtaLibya'daki Esso Sirketi'ne çok fazla baski yapilmigtL Askeri hükümet petrolün
ilan edilen resmi flyatmin varil bagma 43 sent artinlmasim istedi. O günler Esso Bagkamolan ki-
gi sonradan bu olay1anlattrken göyledemigtir: "Aman Tanrim, o günlerde 43 sent inanilmaya-
cak bir parayd11" Esso 5 sent önerdi. Qirketler bu rakamikabule yanagmaylp kipirdamadilar bile.
Libyaltlar Jerseyve alternatif kaynaklara sahip öteki büyüklerce engelteniyordu. Bu yüzden hiç-
bir alternatifi olmayan tek girkete, Occidental'e bagvurdular. Bu girketin kritik durumda oldugu-
nu biliyorlardi. Bir Libyall'mn ifade ettigi gibi "Occidental in bütün yumurtalari bir tek sepettey-
di." 1970 ilkbaharinda Libya Occidentare üretimini kesme emri verildi; girketin yaçam kam
olan üretimin günde sekiz yüz bin varilden yaklagik beg yüz bine indirilmesi istendi. Occiden-
tal'in bu emre uymamasmdan güphe eden Libya polis tegkilatidevamh olarak girketyetkilerini
durduruyor, arama yaplyor ve onlara zarar veriyordu. Faaliyetin kisitlanmasi ve yetkililerin tedir-
gin edilmesi olay1 diger girkettere de uygulandigt halde, bu tür özel muameleyetutulup onurlan-
dmlan (1)tek girketOccidental oluyordu.
Kaddafi rejimi, kampanyasina baglamak üzere çok uygun bir zaman seçmigti.Libya tek ba-
ginaAvrupa petrolünün yüzde 30'unu sagliyordu. SüveygKanali hâlâ kapallydt ki bu nakliye igi-
ni büsbütün agirlagtinyordu. Sonra, 1970 Mayist'nda bir gün, Suriye'de bir yerde, traktörlerden
biri boru hattma zarar vererek hattm o noktada anzalamp kopmasma neden oldu. Bu olay gün-
de beg yüz bin varil Suudi petrolünün bu boru hattindan geçerek Akdeniz'e ihracma engel ol-
muqtu.Simdi ortada bir petrol yoklugu degil, nakliye yoklugu vardi ve bu, Avrupa pararlartndan
Akdeniz'e dogru çapraz konumdaki Libya'yi ve Kaddafi'yi çok merkezi ve önemli bir duruma
getiriyordu. Libyal11arellerindeki bu avantajdan yararlanma taraftarlydi.Eu yüzden verdikleri
petrolde kesintlye gittiler ki hu pazann içinde bulundugu zor durumu derinlegtirmig ve tansiyo-
nu büyük ölçüde artirmigtir. Boru hattinm kapandig1 günden Libya'nin kesintiye.gittigt.güne ka-
dar pazardan aniden günde 1,3 milyonvaril gekilmigti.Ayrica, konu petrol ekonomisi ve strate-
jisi oldugunda, genç Libyah subaylar iglerini glzlilikle yapma yoluna bile gitmiyor, operasyonlan
açikça yapiyorlardi. Örneginsekiz y1lönce Suudiler'inpetrol bakamyken igten atilan, radikal ve
Bati kargiti bir milliyetçí olan Abdullah Tariki, o günlerdeTrablus'a gelmig ve ihtilal hükümetin-
ce dampmanhga atanmtêtt.

544
Baski arttikçaHammer'intedirginligide artacakti. Kaddafi'ninkahraman gözüyle baktig
Bagkan Nasir'tgörüp
"müridine

telkinde bulunmasi, arabuluculukyapmasi için" Misir'a gitti.


Nasir, Libya'da üretimin durdurulmasi halinde, bu ülkenin Misir Ordusu'na ödedigi tahsisatm
tehlikeyegirecegíndenkorkuyordu. O yüzden Kaddafi'ye pek ileri gitmemesinisöyledi.Libya li-
derine söyledigibir bagka gey de guydu: Bizzat kendisi baz1hatalar yapruigtl. Kaddafibunlari tek-
rarlamaktan kaçmmallydi -Nasir milliyetçilik politikasi gütmenin ve anahtar durumundaki ya-
banciteknisyenleriülkeden kovmanm bedelini agir ödemigti ve Kaddafi'ninbunu bilmesini isti-
yordu.--Kaddafibu ögüde uymamigtir.
Hammer,Occidental'in Libya'nm taleplerineuymamasi halinde girketeücret kargihgi pet-
rol saglayacakdaha bagka girketleraramaya koyuldu ve Kaddafi'yeboyun egmedi. Sonunda dev-
letlegtirildi. Hammerbu atilimmda bagarisizolmugtu. Sansm1 birkez daha denemek için bu dela
Exxon Sirketi BagkamKenneth Jamieson'abagvurduysa da istedigi petrolü alamadi, en azmdan
kendi istedigt kogullar içinde almayi baçaramadi. Hammer buna çok kirilmigti.Kim bilir belki de
Jamieson,Hammer'i ciddlye almamigtl. Hammer'inbagdanigmanlarindan biti özel bir toplulukta
bu konuya yöyle deginmigtir: "Jamieson'unHammer'i geri çevirmesindeanlagilmayacak bir gey
yok. Dügünün bir kez; dünyanm en büyük anonim girketininbagkam,bir sanat eseri ahmsatim-
cislyla,igbirligine yanagmayanbiriyle, elindedünya çapmda bir projeyle gelen biriyle birden kar-
gi karglyageliyor. Eu reddedilig çok normaldir." Petrol için yeni kaynak seçenegi bulamayan
Hammer, bu defa, çaresizlikiçinde, yeni bir globalproje say11abilecekbagka bir projeyleortaya
çikti. Lyndon Johnson'unTexas'takiçiftligindeverilen bir akgam yemeginde takasusulüne veya
"mübadeleye"

dayali bir ticaret igini dile getirerek Mc Donnell Douglas savag uçaklarlyla fran
petrolünü takasetme yoluna gidilmesini ve kendisinin bu iyte arac1hkyapmasmiönerdi. Ancak,
bu çabasi da boga gitmigti. Tam bütün kozlartn1 kaybedip elinde hiçbir seçenek kalmadigi bir
gün, 1970 Agustosu sonlarinda,Libya'daki menajeri George Williamson'dan acil bir telefonçag-
nsi aldi. Williamson onu uyanyor,Libyalilar'mOccidental'idevletleptirmek üzere oldugunu bil-
diriyordu. Ìçtebu uyan onu gecenin kararttigi gõkyüzünde uçarak yeniden Trablus'a geri gön-
dermigtir.
Böylece Trablus'ta müzakerelerbagladi. Libya tarafindanmüzakereler BagbakanYardimci-
si AbdülSellamAhmed Callud bagkanligmda yapiltyordu. Bu adam koyu sofu olan Kaddafi'ye
klyasla, i; yaparken eglenceye de yer veren birlydi; ancak yine de çok çetin bir müzakereciydi.
Bir seferindeTexaco ve Standard of Californiatemsilcilerlyleyaptigttartigmada,memnuníyet-
sizliginibelirtmek için, onlarm öne sürdügü yazth teklifiburupturup top haline getirmig ve on-
Iarm suratina firlatmigt1.Baykabir sefer de, petrol yöneticilerlyle tika basa dolu salona, omu-
zundan sarktttigi makinah tüfeklegirmigti.Hammer'le ilk kargilagtlgLnda Callud önce ona çö-
rek ve kahve íkram etmig, sonra belindeki kemeri çäzerek 45'lik tahancasim çtkarip Ham-
mer'in tam önündeki masamn üzerine koymuqtu. Hammer bunu gülümseyerek kargilamigsa
da bir hayli de rahatsiz olmustu. O güne kadar hiçbir müzakereyisilah namlusu altmdayapma-
migtt.
Her gün akgamakadar çetin,tüketicimüzakerelere kattl1yordu.Her gece de b1kip usanma-
dan uçakla Paris'e gidiyor, orada, kalmakta oldugu Ritz OtePdeki dairesinden, öldürülme tehli-
kesinden uzak Los Angeles'deki yöneticilerheyetine telefon ediyordu. Hammer'in böyle her
gün gidip geliginin bir bagka sebebidaha vardi. Callud ona çok konuksever davranarak tahtm-
dan indirilen Kral idris'inevvelce oturdugu bir sarayi teklifetmigti.Ancak Hammer sarayda "ah-

konulmaktan" korkuyordu. Zamanla korumasma biraz rahat nefes aldirdi ve onu nispeten ser-
best birakti. 11kgün, Libyahlar'm kendi özel uçagmi ele geçirme olasiligina kargi önlem olarak
Trablus'agitmekíçin bir kiralik Fransiz jetiyleuçmustu. O günden sonra kendini biraz güvenli
hissederek her sabah Paris'ten Trablus'a yaptigt uçugta allyikoldugu kendi Gulfstream11uçagini
kullandi. Eu uçagLn yatakodastmantar levhalarla kaphydi. Sabahsaat 2'de yeniden Paris'te olu-

545
yor, sonra sabahm6'sinda da tekrar Trablus'a uçuyordu.Neyseki tüm yaçami boyunca, her ko-
gibi bir yetenegi vardt ki bunu Trahlus-Paris, Paris-Trablusuçuglarmda
"kestirmek"

gul altmda
tam kapasite kullanmigttr.
Tartigmalarm içeride, tüm yogunluguyladevam ettigianlarda, diganda da halk kalabalik-
lar halinde toplamyor,darbenin birinci ylldönümünü kullamaya hazirlamyordu. Bunlar bir yan-
dan da rejime kargi olanlarin ölümü için haykirtyorlardi. Nihayet, en sonunda, beklenen an gel-
di ve Hammer ve Calludodanm bir köpesine giderek el sikigtilar.Prensipte nihayet anlagmiglar-
dive yazili anlagmatam imza agamasmagelmigtiki birden, bu defa da anlagma formu üzerinde
bir sorun belirdi. Durumdan kugkulanan Hammer,sabn tükenmigolarakderhal ülkeyi terk et-
Williamson'a birakmaya karar verdi. Ertesi sabah,
meye, anlagmarun tamamlanmasiniGeorge
Ritz'deki odasinda istirahate çekildigi sira kontratm imzalanmig oldugunu ögrenecekti. Bu
bir
anlagmadan Libyahlargümrük rüsumu ve vergt üzerinden yüzde 20 bir arti sagladilar.Occi-
dental'in kalmasma izin veriliyordu. Ötekigirketlerse ne yapacaklanm bilmez durumda, karar-
.sizdi. Ancak bu eylül sonuna kadar devam etti ve bu tarihte hepsi birden, isteksiz de olsa bag
egdiler. Libyablar ciddi olarak onlara bu anlagmalarabeg yll uyacaklanntbildirmig, bu konuda
söz vermigti,
Gerçekgudur ki, yeni anlagmalarpetrolresmi fiyatmda otuz sentlik bir artigsaglamasmdan
ve Libya kâr payimn yüzde 50'den yüzde 55'e çikanlmasmdançok daha fazla anlam tagir.Libya
anlagmalari, üretici ülkelerle petrol girketleri arasmdaki güç dengesini kesinlikle degigtirmigtir.
Petrol ihraç eden ülkeler aç1sindanLibya zaferi çok kapsaml1yd1.Gerçek petrol fiyatimn dügügü-
nü tepeden inme tersinegevirmeklekalmamty, on yll evvel OPEC'in kurulmastyla baglayan an-
egemenlik ve kontrol kampanyasini" da yeniden
"ihracatçilarm

cak sonradan hizim kaybeden


açmigtir. Sirketter açisindan bu bir geri adim atmanm baglanglClyd1. Libyaüzerinde sorumlulugu
olan bir Jerseyyetkilisi yeni anlagmalarin ifade ettigi anlaml, gayetveciz ve öz olarakgu sözlerle
açiklayacakt1: "Petrol endüstrisi bizim bildigimiz §ekliyledaha farla yaçayamazdi." Occiden-
tal'den GeorgeWilliamson ise gelecekteki degigmelerin ne denli büyük olacagtmsezinliyordu.
Sözlegmenin son dokümanlarina imza attigt sirada diger bir Occidentalyetkilisine göylededigi
söylenir: "Bati dünyasmda traktör,kamyon veya araba kullanan herkes bu anlagmalardan etkile-
necektir." Dokümanlar imzalandiktan sonra Williamson ve arkadaylanLibyahlar'la bir araya ge-
lerek bu alkolsüz ülkenin en lyi içecegi olan portakal sulanni yudumlad11ar.Belki de o stra, ses-
sizce ne olacagi belirsiz gelecegi dügünüyorlardi.

Birdirbir Oyunu Fiyatlari


Iran §ahikugkusuz Libya'nm yeni türemigbirkaç genç subaymca mat edilmeye razi olamazdi.
1970 Kasim ayinda yanya" kâr paymi kirarak konsorstyum girketlerindentüm kânn yüzde
"yari

55'ini kopardi. Ondan sonra da girketleröteki Körfez ülkelerine de yüzde 55 teklifetmek zo-
runda kaldilar. Böylece tam birdirbir oyunu baglamisti. Venezuela kendi kâr payiniyüzde 60'a
çtkaran ve petrol flyatlanm tek yanliolarak girketlerinbilgisidigmda yükseltme yetkisi veren bir
yasa çikardi. OPEC'ín bír toplantismdaülkeye dügecek asgari kâr payt yüzde 55 olatak
kabul
edildi ve aynca taleplerinkaryllanmamasi halinde üretimin durdurulacagi tehdidisavruldu.Top-
lantida üzerinde israr edilen diger bir husus da petrol girketterinin müzakereleriOPEC'le degil,
yerel ihracatçi gruplarla yapmaslydi, llerikigünlerde 1971 baglannda ise Libya, Iran'm da önüne
geçerekyeni bazi taleplerdebulunacakti. Görünüçbu oyunun böylece süreceginive girketlerin
ortak bir -saf olugturup buna sonuna kadar bagli kalmamalari halinde durumun sonsuza kadar
devam edecegini gösteriyordu.
Sonunda ottak cephe kuruldu ve Shell Nakliye ve Ticaret'in bagkam David Barran ortak
cephenin avukatligma getirildi.Barran bu konudaki görüglerini gu sözlerle açiklamigttr:"Bizim

546
Shell Sirketi olarak görügümüz heyelanm bagladigi merkezindeydi." Birlegik bir cephe kurulma-
birer ortadan silinmesi" söz konusuydu. Barran'm Israrh davramgi sonun-
"birer
dikça girketlerin
da ortak bir yaklagim izlenmesine karar verildi. Su ortak yaklagimla girketler OPEC'lemüzake-
relerini ülkelerle bireysel olarak degil gruplar halinde yapacakti. Böylece birbirleriyle rekabet ha-
lindeki taleplerinheyelamnm duracagLm ümit ediyorlardi. ABDAdalet Bakanhgt'ndan antitröst'e
pek yanagmayan birini de kendi yanlarina çeken petrol girketleri bir "Ortak Cephe" yaratmaya
girigtiler. Böyleyapmakla1920'lerde Sovyetler Birligi'ylekargilagttrmakiçin kurduklan cepheye
geri dönüç yapm14oluyorlardi. Ne var ki artik dünya çok daha karmagtkti ve içindeki oyuncular
da çok daha fazlaydl. Kurulan modern Ortak Cephe-Amerikan olan ve Amerikan olmayan-yir-
mi dört girkettenolugmugtu ve özgür dünya petrol üretiminin begte dördünü temsil edlyordu.
'

Sirketler Libya Güvenlikgebekesi ismiyle gizli bir de gebekekurmuglardt ki bunun anlami guy-
du: Herhangi bir girketin üretimi Kaddall hükümetine kargt çiktigt gerekçeslyle kesildigi takdir-
de öteki girketlereksik olan bu petrolü saglamay1kabul edlyordu.Bu alti ay evvel Hammer'in
Exxon'dan çikmakiçin yapmayi denedigi ancak bagaramadigt türden bir anlagmaydi. Libya'daki
Amerikan petrol ategesi James Placke'nin sözleriyle, büyük girketlerle bagimsizlar arastnda bir
"ategkes"

çegit anlamindaydi.
15 Ocak 1971'de girketler, acele olarak OPEC'e"OPEC'eMektup" bagliglylabir mektup
göndererek petrol ihracatç11arlyla globalve
"her

geyikucaklayan" bir çäzüme gidilmesi çagrisim


yaptilar. Amaç birlegik cepheyi devam ettirmek ve müzakerelerin OPEC'in istedigi gibi bireysel
ihracatçtlar ve küçük gruplarla degil, bir bütün olarak OPEC'le yaptimas1yd1.Bu saglanmad1kça
irketlerin sonsuzadek bu birdirbir oyunundan zarar görecegl kamsmdaydilar.
"her
Ne var ki Sahgirketlerin önerdigi yeyi kucaklayan plan" fikríne kesinlikle karpi çika-
"radikalleri",

Gerekçeolarak
"ilimlilann"
caktL
yani Libya ve Venezuela'yitutmayibagaramaya-
cagmi öne sürdü. Yine de girketlerin makul davramp Körfezülkeleriyle ayri ayn pazarhga girme-
si halinde, Sah,beg yll devam edecek tutarli bir anlagmayapmaya söz veriyordu. Sunlart söyle-
mekten de geri kalmamigti: "Sirketlerin herhangi bir hile yapmasi halinde bütün Körfezkapatila-
cak ve petrol üretimi bütünüyle durdurulacakti,"
Uzlagmamüzakereleri Tahran'da açildi: "Birlegik Cephe"yi Exxon'un Ortadogu'dan so-
rumlu müdürü George Piercy ile BP müdürü ve profesyonel bir hukukçu olan Lord Strathal-
mond temsil edlyordu. Bunlardan ikincisi dost görünümlü,gülegyüzlü bir adamdi ve Kuveyt
Petrol Bakani'yla görünü ünden ötürü "Groucho" (Asik Surat} diye pakalagmaktan hoglamrdi.
Lord Strathalmondaym zamanda Musaddik olayi s1rasmda BP bagkanhgi yapan ve Iran'da hâlâ
en sevilmeyen adam clarak amlan William Fraser'inogludur. Kendisini görüppagkinhgakap11an
bazi Ìranlilar'a sik sik "Ben babam gibi degilim" demek ihtiyacim duyardi.
Sah ile olan mücadelelerinde girketlerABD hükümetinin kendi yanlannda oldugu inancin-
dayd1.Ancak Piercy ve Strathalmond Tahran'a adim atar atmaz Washington'un Sah'mdurumu-
na kargi anlayi; gösterdiklerini anladilar. Eu iki petrolcü büyük aplanliga kapilmig, ate; püstür-
meye baglamigti.Piercy'in dedigi gibi o güne kadarki tüm baçanlan fiederetmig, anlamsiz
"bu,

hale getirmigti."
19 Ocak tarihinde Piercy ve Lord Strathalmond OPEC Körfez Komisyonu üyeleriyle bir
araya geldiler.Bunlar gu kipilerden olugmuytu: ÍranMaliye Bakam JamshidAmougegar (Cornell
ve Washington Üníversitesi'nde tahsil görmüßtü), Suudi Arabistan Petrol Bakam Zeki Yamani
(kismen New York Üniversitesi'nde ve Harvard Hukuk Fakültesi'ndetahsil görmügtü) ve Irak
Petrol Bakam Sadun Hammadi (Wisconsin Üniversitesi tarim ekonomisi konusunda doktora
yapmigti). Bu üç bakan hiÇbirgekildeödün vermeye yanagmiyordu. Körfez ülkelerinin petrolle-
rine fiyat koyma igini Körfez ülkeleri adma yapacaklardt, OPEC'in öteki ülkeleri adma ise yap-
mayacaklardL Son sözleribuydu. Sahbizzat girketlere teessüfedlyor ve kendi görüglerini kabul
etmeyecek olurlarsa ambargo olasillgmdan söz ediyordu. Bu ara Musaddik'in ruhunu bile çagir-

547
"1951'in
migttr. Etrafma uyanlarda bulunuyor kopullan artik meveut degildir" diyor, arkasmdan
da pu fikirleriilave edlyordu: "Bugün Iran'da hiç kimse bir yorganaltma signamaz veya kendisi-
ni barikatlarla donanmt; bir odaya kapatarak toplumdanuzak tutamaz. 'Her geyikucaklayan'
tek bir müzakereyegrigme çabasiya çakadirveya üzerinde Israr edilen bir zaman savurgan-
bir
hgidir."
Tahranmüzakerelerininbirinci raundunda hiçbir sonuç alinamamigtt, Resmi toplantilarm
digmda beraber olduklan bir gün Yamani Piercy'ye bir uyanda bulundu ve ona kulagma gelen
söylentinin gerçek oldugunu, ihracat yapan ülkeler arasinda,çirketlerekargidurumlanm pekig-
tirmekiçin bir ambargodan söz edildiginisdyledi. Aynca Yamani'ninde kabul ettigi gibi Suudiler
ve öteki Körfez üreticileri bu fikri desteklemekteydi. Piercy sanki §ok geçirir gibi olmuçtu. Su-
udiler, savag yillan digmda o güne kadar híçbirzaman petroleambargokoymamigti. Bu nedenle
Yamani'ye qu soruyu sordu: "Bu konuda KralFaysal'mherhangi bir destegi oldu mu?" Yama-
ni'nin yanit1 olumluydu:"Buna hem Kral Faysal'm hem de Sah'mdestegi vard1." Bunu duyan
Piercy Yamani'den 1srarla böyle bir adim atmamasimistedi.
Yamani ona pu sözlerlecevap verecekti: "OPEC'inyarattigt sorunu anlamadigmizi samyo-
rum. Ben de onlar gibi davranmak zorundaylm."
Ancak,zarnan geçtikçegirketleristemeyerek de olsa,
"tam
kapsamh" yaklagimdanvazgeç-
mek gerektigini anladilar. Artik bagka alternatifkalmamigtl. Müzakerelerin iki ayn grupta yap11-
masma karar verdiler. Su yapilmadigi takdirdeuzlagmayla hiçbir kesin çözüme varamayacaklar-
di. Ihracatçilarfiyatlan kendi kendilerine kararlagtmrdi. Sirketler ne pahastnaolutsaolsun,ihra-
catçilannsor.unlan kendi baglarma degil, onlarla uzlagarak çözümlediklerineinanmig görünmek
istiyordu.
Simdiartik müzakerelerbiri Tahran'da, öbürü Trahlus'ta olmak üzere iki agamadayapila-
cakt1. 14 Subat1971'de girketlerTahran'dakapitülasyona gittiler.Yeni anlagma
"yan

yarlya"il-
kesini kaldirdi. Artik kutsallagmig (I)
"yan
yanya" yapacagi etkiyl yapmig, yirmi yll süreyle de-
vam etmig Ye devrini tamamlam1pt1. Yeniayarlamahükümetin asgari paymtyüzde55 olaraktes-
pit etti ve bir varil petrolün fiyatim otuz be; sente çikard1.Aynca fiyatm her sene yeniden artin-
lacagim taahhüt etti. Íhracatç11ar ciddi söz verdiler.Gelecek beg yll içinde, kabul edimigfiyat ar-
tiplannmötesinde, artik hiçbir fiyat artigtyapmayacaklardi.
Tahran Anlagmasi yeni bir dönemin baglangicidir.Artik inisiyatif girketlerinelinden çikmig,
petrol ihraç eden ülkelerin eline geçmigti. Bir OPECyetkilisinin dile getirdigt gibi, "Bu OPEC
için gerçekbir dönüm noktasiydi. Tahran Anlagmasindan sonra OPEC çokgüçlenmigtir." Anlag-
madan hemen sonra, o günlerdeisviçre'deSt. Moritztepelerinde kayak yapmaktaolan Sah,ba-
ari dileklerini sundu ve "Bundansonra her ne olursa olsun artik birdirbir oyunu olmayacaktir"
Shell Sirketi Baykani David Barran ise gelecekiçin daha gerçekçibir tahminde bulunarak
'dedi.

"Artik hiç kugkusuz alicmm petrol için bagvurdugu pazar devri kapanmigtir" dedi.
Tahran Anlagmasfndan sonrasira müzakerenin ikínci kismina, Akdeniz'de OPEC petrolü-
nün flyati konusuna gelmigti.Akdeniz'i temsileden müzakere konseyinde Libya, Cezayir ve ay-
nca, üretimlerinin bir k1smiboru hatlan yoluyla Akdeniz'e geldigiiçin Suudi Arabistan ve Irak
vardt. Tahran Anlagmas1'ndan birkaç gün sonra, ikinci müzakere Trablus'tabagladi.Arap taranni
Callud'la Libya temsil ediyordu. Ìvlüzakerelerde Calludartik herkesinbildigi
-kugkusuz-

bagta
kuru gürültü, sindirme, ihtilal uyarisi ve ambargove kamulagtirma tehditerigibitaktiklerebag-
vurmuqtu. Sonunda, 2 Nisan 1971'de anlagma kesinlegti ve ilgililere duyuruldu. Petrol, resmi
ilan fiyatmin üzerinden doksan sent artirildi; bu Tahran Anlagmas1'ndaima edilen fiyatm epeyce
üstünde bir flyatti. Libya hükümeti de bu anlagmayla petrol gelirleriniyaklagikyüzde 50 artir-
migti.
Sah'agelince o öfkeden ç1ldirmiggibiydi. Bir kez daha ayuna gelmig, birdirbire mahkûm
edilmigti.

548
Katilim: "Tipki Katolik IzdivaciGibi, Çözülemez"
Tahranve Trablus anlagmalannda flyatlannbeg yll süreyle sabit birakilacagtvaadi hayali olmak-
tan öte gitmemig ve olaylar bunu kamtlamlçtl. 1970'ler bagmda dolarin devalüe edilmesiyle, ara-
daki boglugu telafiiçin OPEC,petrolün resmi fiyati üzerinden yeni artiglarayönelmiç, bu da yep-
yeni bir savagm baglamastyla sonuçlanmigti.Ancak, bu savagi girketlerleülkeler arasmdaki iligki-
yi dramatik gekildealtüst eden ve çok daha ciddi olduguiçin öncekine gölge dügüren ikinci bir
gatigmaizledi. Çatiçmanm sebebi konusuydu. Ìhracatç1
"katilim"
ülkeler kendi smirlari dahilin-
deki petrol kaynaklan üzerine kismi sahiplik, yani katilim istiyorlardi. Íhracatçilann bu savagi
kazanmasi halinde, bu endüstrisinin yeni bagtan radikal yapilanmasi ve tüm oyuncularm rolleri-
nin temeldendegigmesianlamma geliyordu.
ABDdiç1ndakipetrol operasyonu çogunluklaimtiyaz sistemine dayandinlmigti. Diger bir
deyigle, geçmigi ta William D'Arcy'ye, onun 1917de büyük cüretle ve kapah gözleiran'da glr-
.
digi macerall günlere kadar uzamyordu. Imtiyazsisteminde petrolgirkett,kontratt geregibelirli
bir toprakta,petrol arama, sahip olma ve üretme hakkma sahipti. Bu hak onlara ülke hükümda-
n tarafmdanverilmigsay1hyordu.Bu kural D'Arcy'nin Iran'daki480.000 milkarelik uçsuz bu-
caksiztopragtiçin de geçerliydi.Occidental'inLibya'daki 2000 milkareliktopragiiçin de, Ancak
artik, petrol ihracatçilan aç1smdanimtiyazlar gimdiden geçmige mal olmuçtu. Modast geçmigsö-
mürgecilikve emperyalizminkalmtisi olarak görülüyorYe yeni baglayan
"sömürgecilikten
uzak-
lagma", kendi kaderini tayinve milliyetçilik alumlarma ters dügüyordu. Bu ülkeler artik basit bi-
rer vergi toplayictsiolmak istemiyordu. Konu, sadecekira gelirlerinden daha çok pay elde etme
sorunu olmaktan çikmigt1. Ihracatçilaraçisindanasil sorun kendi,dogal kaynaklan üzerinde ege-
menlik kurmakti. Bunun d1;mda her geybu hedef göz õnüne alinarakölçülecek veya degerlen-
dirilecekti.
Bazi ihracatçi rejimler BolgevikIhtilall'nden sonra Rusya'da, Meksika'da ve Íran'daoldugu
glbikamulagtirmaya dogrudan dikey girigyapmiglard1r.Buralarda
"katillmcilik",

uzlaymayoluyla
kismi sahiplikkavramma devletlegtirmenin ve tam sahipligin alternatifigözüyle baktllyordu. Bu-
nun sebebi bu yolun belli baglibazi ihraçatçilann çikanna hizmet etmesidir. Petrol onlar için sa-
dece milli¯gurur ve güç sembolü degil ayni zamanda bir ticaretti. Devletleptirmeye dikey giri;
yapmaklauluslararasi çirketlerleoradaki iligkiler kesilecek, bu da petrol üreten ülkeyi dogrudan
petrol satim ticaretine götürecekti. Böylece ülke vaktiyle Ortadogu'da büyük petrol rezervleri
kurmuy olan bagimsizlan periçan eden ayni engelle, petrolün nasil diganya ç1karilacagleng€li ÍÌe
yüz yüze gelecekti.Bu öteki ihracatçilarla pazar konusunda büyük bir savagayol açacakt1. Petrol
girketleriböylece sadece en ucuz petrolü rahatça aramakla kalmayacak, bunun için gereklipart-
lara da hazirdan konacáktt; çünkü artik kân üretim yoluyladegil, tüketici pazarlardaki satiglar-
dan elde edecekti.
SeyhYamani ise kamulagtirmaya dogrudan dikey girigekarilydi. 1969'da dikey giripleka-
mulagma konusunda uyarida bulunurken gu sözleri söylecekti:"Biz, üretici ülkelerde -kendi
petro1ümüzün igleticisi ve saticistolmuy ülkeler- kendimizi rekabetli bir üretim yarigmin içinde
bulacaglZ. BURUE Sonucu flyat yapismda dramatik bir çöküg olacak. Dügen fiyatlar kargismda
üretici ülkelerin her biri kendi bütçesinde saptadigtgelir ihtiyacma bagli kalmak için, pazara gl-
derek daha büyük hacimde petrol gönderecek." Maliyet ve riskler de daha büyük olacaktir.Ma-
li istikrarsizhk kaçmilmaz olarak siyasiistikrars1zhgayol açacaktir. Yamani bir konuda israrli dav-
ramyordu.Inancmagöre ihracatçilarm amaçlanm kargilamamn ve buna ragmen flyati yükselten
sisteme bagh kalmamn yolu, büyük girketleri def etmek degil, onlarlaortak sahiplik kurmak, ya-
ni katthmdi. Ifadeettigi gibi bu, taraflararasmda"Katolik evliliklerde oldugu gibi çözülemez"
bir bag kuracaktl.
Katihm fikri Arabistan'm durumuna uygundu; petrol düzeninin radikal gekildeters yüz

549
edilmesi degil, tedricibir degigim anlammdaydi. Ancak öteki ihracatç1lar açismdantedrici kati-
hm yetersizdi.Cezayir, müzakere yaplyor görünümünü vermeye gerek bile duymadan oradaki
Fransiz petrol igletmelerinin yüzde 5 l sahipliginiüzerine geçirdi. Bunlar on yll önce, Cezayir
bagimsizhk kazandigi zaman üretimde olan igletmelerdi. Venezuela ise bir yasa çikararak,tüm
imtiyazlann.sona erig tarihi olan I 980 baglarinda, bunlarin otomatikolarak devlete ¯geçmesi için
tertibat aldt
OPEC'in kendisi katilim proiesinin hemen uygulanmasmi istiyordu Ve istedigi katilimin
harekete" geçilecegl ve kesinti yapilacagi tehdidinisavuruyordu.
"birlegik
saglanmamast halinde
Sirketlere bu yolda yapilan baskilar glderekartti. Ingilizler'in1971 sonunda Körfez'den çekilme-
sinden sonra iran Hürmüz Bogazi yakinmdaki bazi küçük adalan ele geçirmigti.Araplar arasm-
daki militanlariçin Araplar'a alt topraklarmArap olmayanlarca ele geçirilmesibüyük hakaret sa-
bagvurduklan-için Ingilizler'i cezalandirmakisteyen Libya, iki bin
"hileye"

ylhyordu.Eu alçakça
dört yüz mil uzakta olmasma ragmen British Petroleum'ün (BP) bu ülkedeki holdinglerini ka-
mulagtirdi. Irak. da, Irak Petrol ¶irketi'nin ülkedeki son kalmtilari olan, 1920'lerde kegfedilen
çok verimli imtiyazlan kamulagtirdL Kerkük petrollerihem Gülbenkyan'm büyük girketlerle
olan çekigmesindeodak noktasmi olu§turmuy ve hem de Irak üretiminin büyük kismtmn teme-
lini teykiletmigti. Bir taraftanda Yamani girketleri uyarlyorve "Kamulagtirmaya dogru dünya ça-
pmda bir akim var. Suudilerbu akima kendi baglarma dayanamazlar" diyordu. Aynca gunlan da
söylemigtir: "Petrol sanayiibunun bilincine varmall ve kargi taraflaanlagmaya gitmelidir; böyle-
ce güncel kogullar altina ellerinden geldigikadar çokgeyikurtarabilirler."
Yine de henüz hiçbir anlagma gerçeklegmeden birkaç temel konuda pürüzler çikmigtl.
Bunlardan biri de ana konu olan degerlendirmedir. Örneginseçilmig olan hesaplama formülüne
göre KuveytPetrol Sirketi'ne altmlymilyon dolarla bir milyardolar arasmda deger biçilebilirdi.
dolmuy deger üzerinden" yeni bir hesaplama kavrami icat ederek
"süresi
Bu durumda, sonunda
iki taraf bir araya gelirdi: "Süresidolmug deger" enflasyona ve sudan faktörlere yenik dügmüg
"katilim

degerler olurdu. Sonunda, 1972 Ekimi'nde Körfez ülkeleriyle girketlerarasmda anlag-


masi" imzalandi. Anlagma derhal yüzde 25 bir katillm pay1sagladi ve oran 1983'e kadar yüzde
Sl'e ç1kanldt.Ne var ki OPEC'in verdigl tüm teminataragmen öteki OPEC ülkelerinde anlag-
mamn uygulanmast Yamani'nin ümit ettigi kadar lyi kargilanmadi ve daha az ragbet gördü. Ce-
zayir, Libyave fran hepsi birden anlagmamn digmda yer aldilar.Kuveyt Petrol Bakani anlagmayi
onayladlysa da Kuveyt Parlamentosu anlagmay1geri çevirdive böylece Kuveyt de anlagmanmdi-
gmda kaldt.
Aramco girketleriise sonunda SuudiArabistan'la katihm anlagmastyapmayi kabul etmigti.
Kabul etmemeleri halinde kendilerini bekleyen alternatifin dikey kamulagma olacaglH1 biliyor-
daha istikrarli" sonuçlarbekledigini, bunlarm
"ileride

lardi. Exxon Bagkam ümitle, anlagmadan


uluslararasi petrol girketlerinin temel aracillk rolünü koruyacagim" söylüyordu. Diger gir-
"özel

ketler ise bundan Exxon Bagkanikadar emin degíldi. Petrol girketi yöneticilerinin JohnMcCloy
bagkanligmda New York'ta yaptigi bir toplantida,Aramco katilimi kabul ettigini bildíren ilk kara-
nni ilan etti. Kavgall geçen tartigmalar sonunda McCloyLibya'da ip yapan bagimsiz Bunker
Hunt Petrol Sirketi yöneticisi Ed Guinn'e Skrini sordu. Guinn sinirlenmigti.Kanismagöre iran
Körfezi'nde yapilan herhangi bir imtiyaz Libya'yi daha da büyük talepler içine atardi. Aram-
co'nun gimdi duymuy oldugu plani ona dolap içinde sarkan iki iskeletin öyküsünü ammsatmigt1.
Bunu söyledikten sonra öyküyü anlatmaya koyuldu. Ìskeletinbiri digerine qu soruyu sormuçtu:
"Buraya nasilgelebildik?"Ötekiiskeletin yamtiguydu:"Nasil geldigimizi bilmiyorum; ancak qu-
nu biliyorum ki cesaretimiz otsa buradan çikabilirdik."
Bunu duyan McCloy derhal yüksek sesle kapanmtyttr" diyecek ve ondan sonra da
"oturum

herkes salonu terk edecekti.


Yamani'nin Aramco ile aligveriginden sonra Libya, italyankamu petrol girketiENI igletme-

550
lerinin yüzde 50'sini kendi üzerine geçirdive daha sonra da Bunker Hunt holdinglerinin hepsi-
ni birden kamulagtirdi. Kaddafi,Uganda'mn acimasiz diktatörü ÌdiAmin Dada'yiyamna alarak, "okkah

Bunker Hunt'u kamulagtirmak suretiyle BirlegikDevletler'in küstah surattna"


"soguk,

bir tokat" indirdigini iftihar ederek ilan etti. Daha sonra da Libya'da faallyet gösteren öteki gir-
ketlerin yüžde 5l'ini, ki bunlara Hammer'in OccidentalPetrol Sirketi de dahildi, kamulagttrdi.
Sah'agelince,SuudiArabistan'm yapmig oldugu anlagmadan daha iyi bir anlagmaylaigi so-
nuçlandirdigmda israrliydi. AncakÍraniçin katilim gereksizdi.1951 yllmda yapilmig olan kamu-
lagtirmadan ötürü Íranzaten petrol ve petrol tesislerinesahipti. Ancak endüstriyigerçekten igle-
ten IranMilli Petrol Sirketi degil, 1954'te olugturulmug konsorsiyumdu. Buna dayanarak Sah,
Yamani'nin pigirip kotardigt anlagma üzerinde sadece daha çok üretim ve parasal epitlik degil,
çok daha fazla kontrol yetkisi istlyordu. Sonundaistedigini aldl. NIOC yalmzca sahip olmaktan
çikip aym zamanda igletici de oldu. 1954 konsorsiyumu girketleriNIOC'a servistaahhütçüsü
olarak çaligacak ve eski konsorsiyumun yerini alacak yeni bir girket kurdular. Iran Milli Petrol
itketi'nin resmen lyletici olarak tamnmasi devlete bagh bir petrolgirketiiçin birinci partve çok
büyük bir zafer saythrdi.NIOC'u dünyanm birinci petrol girketi yapmada Sah'mgösterdigi çaba
da bu zaferin simgesiydi. Ve gerçektende pahstaçismdanbir zaferdi. Simdi artik en büyük girigi-
me yönellyordu: "Sonunda kazandim" diye beyanda bulunuyor, gu sözleri de dile getirlyordu:
"Bizimpetrolümüzün igletilmesinde yetmig iki yillik yabanc1 kontro1ü art1ksona erdi."

Gerileme Yillari
Katilimyoluylaveya dikey kamulagtirmayla petrol ihraç eden ülkeler petrol girketleri üzerinde
daha büyük kontrol kazamrken, aym zamanda fiyatlan üzerinde de daha büyük kontrol sagladi-
lar. Yakin zamana kadar gelirleriniartirmak iÇin petrol hacmini çogaltmaya agirlikverdikleri,pi-
yasaya giderekdaha çok petrol sürmek íçin rekabet ettikleri ve bunu yapmakla flyatlann dügme-
sine neden olduklan halde, gimdi gelir artirmak için flyat yükseltmeye yönelmiglerdi. Su yeni
yaklagim sikica uygulanan arz-talep dengesiyle de desteklendi. SonuçtaTahran ve Trablus'ta ge-
ligtirilen ve fiyatlann girketlerleülkeler arasmda müzakere konusu oldugu yeni sistem kuruldu.
Bu sistemderesmi flyatm yükseltilmesinde petrol üreten ülkeler bagi çekiyordu.Sirketler baçan-
11bir yeni BirlegikCephe kurmayi becerememigtí. Bunlann hükümetleri de bu konuda baçansiz
olmugtu. Gerçekte tüketici ülkelerin hükümetleri, girketlerinihracatçilarla olan çatigmasmda
irketleri desteklemek istememigtir. Daha çok bagka sorunlarlamegguldüler. Petrol flyatlan gö-
ründügü kadanyla çok öncelikli bir sorun degildi ve bazi kipilere göre petrol flyatlarmda artly
yapmakgerekiyordu.Aynca artiplar konservasyonu kamç11amadave yeni enerii geligtirmede de
yardimci olacakt1.
Ne var ki anahtar konumdaki iki bat1hdevletin tepkiside önemliydi. Gerek ingiltereve ge-
rekse BirlegikDevletler hem Ìranve hem de Suudi Arabistan'la kary karglya gelmek degl, aksi-
ne her ikisiyle de igbirligt yapmak egllimindeydi. Onlann gellrleriniartiran yasalarmda engellen-
mesi degll, geçerlik kazanmasmdan yanaydilar.Iranve SuudiArabistan,1970'lerin bagma gelin-
diginde, Umman Sultam'nm ülkedeki radikal bag kaldirmanm bastinlmasi için yaptig yardim
bagvurusunu da dikkatle göz önüne almiglarve burada yerel pollsteykilatirolünü üstlenmigler-
di. Giderek daha hizla silah satm almayabagladilar,ki bu Körfez'deki yeni güvenlikhesabmda,
yükselmekteolanpetrol flyatlarmm birbirini etkiledigini gösteren bir Olçüdür.
Yine de, politika ve kipiliklerbir kenara birakiltrsa, 1970'ler bagmda yegeren arz-talep den-
gesinin çok önemli bir mesaj verdigi söylenebilir. Ucuz petrol gerçi iktisadi büyüme açismdan
büyük bir lütuf olmuytu, ancak ayni hizda tutulamamigti.Talepde ayn1hizla büyümeye devam
etmemigti. Yeni kaynaklar geligtirme zorunlugu dogmuytu. Durum yedek kapasitenin ortadan
yok oldugunugösteriyordu. Mutlaka bir eyden özveri yapilmahydi ve bu da flyatti. Ancak nasil

551
ve ne zaman? Iqtebunlar çok kritik sorulardt.Bazilanna göre bu kesinlikle 1976'da, Tahran ve
Trablus anlagmalarmm son bulacagi tarihteyapilmahyd1. Ne var ki arz-talep dengesi daha gimdi.
den çokgergindurumdaydi.
Her ne kadar Ortadogu'nun rezervleri bol idiyse de, güncel talebi daha yakindankargila-
maya müsait olan, mevcut üretim kapasitesiydi. 1970 ylli sonlarmda Amerikadigmdaki tüm
dünyada hâlâ gündeyaklagik3 milyonvaril kapasite fazlasi petrol vardi ve bunun çogu Ortado-
gu'dayogunlagmigtl.1973 ylhna gelindigindeise, sadece fiziki anlamda,kapasite fazlastpetrol
yanya indi; günlük kapasite 1,5 milyon varile kadar,yani toplamtalebin kabaca yü2de3'üne ka-
dar dügtü. Arada geçen yillar içinde, bagta Kuveyt ve Libya olmak üzere bazi Ortadoguülkeleri
üretimlerini kismiglardi. Takvimler 1973 yllinigösterirkengerçekten "ele
geçmesi mümkün"
yedek üretim kapasitesi günde sadece 500.000 varil gibi küçük miktaradügecekti.
Yalmzpetrolde degil, hemen her sanayide, politikanmrol oynamadigt zamanlarbile yüzde
99 kullamm ve yüzde bir güvenlikmarjh bir sistem arz-talep dengesi için olaganüstütehlikeler
íçeriyor kabul edilir. Aynca, politikanm ige kangmasibu tehlikeleri daha da artmr ki bu olayda
da durum buydu.
Bütün bunlar gelecek bakimmdan ne anlama geliyordu?Olan biteni giderek daha keskin
sezgilerle gözleyenbirí, JamesPlacke adinda bir Amerikan diplomatiyd1.Eu kigi on yll kadar ev-
vel OPEC'in ilk kuruldugu günlerde Bagdat'taki ABDElçiligi'nde ekonomikdanigman11kyap-
m14,gimdide Trablus'ta, ABD Elçiligi'nde petrol danigmam olarak görevyaplyordu. 1970 Kasim
ayi sonlarinda bir gün kafasin1toparlaylp, dügüncesini kâgida dökerek DigigleriBakanligi'nagön-
dermek için oturmuy dügünüyordu. Meçhul bir subaylar grubunun Trablus'ta askeri darbe
yapmasmm üstünden on be; ay, aym genç subaylargrubununpetrol flyatlan için darbe yapmasi
üzerinden de üç ay geçmigti.Placke Libyalilarm Occidental,Esso,Shellve diger girketlerle
sa-
vag içinde olduguzamandan baglayarak, o güne kadarki durumu günü gününe belirterek Digig-
leri'ne rapor ediyordu. Rapordaartik biraz gerilemenin geregni belirtmigtl. Hava serinlemig,fir-
tmayadönügür gibiolmuytu.Akdeniz'den esen ani ve giddetlirüzgârhavadaki acimsttuz ve de-
niz kokusunu da beraberinde getirmigti.Libya'daki batill camia tedirginlikve hatta korku için-
deydi. Ortada çegitli söylentilerdolaç1yor,durumdan zarar görenlerin,ahkonulanlarm
veyasinir
digi edilenlerin ismi agzdan agiza dolagtyor,hem girketyetkilileri ve hem de batill diplomatlar
güvenlik görevlilerince takip ediliyordu. Bunlarbeyaz renkli Volkswagenarabadakidikiz ayna-
smdan kolayhkla fark ediliyordu.
PlackeWashington'a söylemekistediklerini tam olarak belirlemek için iki hafta bekledi.
Olaylan abartarakaktaracakolsa telgrafimngör ardi edilecegini dügünüyordu. Bir taraftanrapo-
runu yazarken,diger taraftanOccidentalofisine bakan tek pencereli odadan diganyt seyredlyor,
Occidental'eve sanki hiçbir gey deglçmemig gibimasalannaegilmig çaligirgibi yapan memurla-
ra bakiyordu. Petrolde oynanan eski oyun artikWashington'dave Londra'da kimsenin kabul et-
memesine karym artik son bulmuytu. Uluslarasi petrol düzeni bir daha eskiye dönmemek üzere
deglymigti. Aralik aymda nihayet Washington'agönderdigiraporda Placke, Libya'da yaçanan
olaylarmbir olasillkla üretici ülkeleri
"aralarmdaki
fikir aynliklanniyenmeye, üretimin kontro-
lünde ve flyat artirmada ipbirligine" yöneltecegigörügünü belirtti.
Ne var ki bu sadecebir para sorunu degil, güç sorunuydu da. Plackepu görügede yer ver-
migti: "Batili endüstri ülkelerinin enerli kaynagt olarakpetrole bagtmlllik derecesi artik sergilen-
migti; ayrica petrol flyatml yükseltmedebaski yapmaaraci olarak, arzm kontrolünde sagladigL
kolayhk da gayet etkin olarak gözler önüne serilmigti." Onun görügüyleBirlegikDevletlerve
müttefikleri, petrol sanayli de dahil, entelektüelve politikaçidan "petrol

arz durumunda degi-


gen güç dengesiyle bag etmeye henüz hazir degildi." Bunun riskleri çoktu: "Petrol denen silah",
her ne kadar 1967'de iglevini yerine getirmemigse de "Arap petrolünün Ortadogu çatigmasinda
kullanilmas1 çagnsmi yapanlarin mantigL güncelkogullar altmda güçlenmigti."

I
552
i
\
\

'
Placke raporundaönemli olaylarla beraber bir bagka konuya daha deginmigti: "Kaynaklarm
akimmm kontro1ü tarih boyunca stratejik önem tagimigtir.Hayati bir enerji kaynagi üzerinde
kontrol iddiasmda bulunmakOrtadogudevletlerini, Batiüzerinde yeniden güçlü konuma geti-
recekti." Placke raporundastatükoyukorumaya çaligmadigim da aynca vurgulamigti. Bu müm-
kün degildi. Önemliolan dünyanm nasil degigmekte oldugunu anlamak ve ona göre hazirlikli
olmakti.En büyük, en bagglanmaz cürüm ise dikkatsizlikti.
ABD Büyükelçisi, Placke'nin raporundan fazlastyla etkilendi. Q kadar kî rapora daha çok
agirlikkazandirmak için onu ilgililere kendi adlylagönderdi. Ancak Placke'nin bildigi kadanyla
Washington'dahiç kimse rapordaki mesajagereken ciddiyet ve dikkati gösterememigti. Surast
kesindir ki, raporu gönderdikten sonra kendisi bu konuda tek bir kelime dahi duymamigtir.
A

553
29
Petrol Denen Silah

6 Ekilii 1973 tarihi o yllm takviminegöre Museviler'in en kutsal bayrami olan YopKippur'a
rastlamigt1. O gece saat 2'den birkaç dakika evvel 222 Misir jeti aniden gökyüzünüyanp kor-
kunç gekilde gürÏemeye bagladi. Hedelleri SüveygKanah'nmdogu yakasmdaki komuta merkez-
leri ve Sina idi. Hemen birkaç dakika sonra da 300 sahra topuylabütün bölgeye ateg aç11di.He-
men aym dakikalarda Suriyehava kuvvetleri Israil'inkuzey sminna saldin düzenledi ve arkastn-
dan 700 topçu bir barikat ategikurdular. BöyleceEkimSavagidenen Arap-Ìsrail savaglannmdör-
düncüsü ve hepsinden daha tahrip edici olam baglamigoldu. Bu savagta taraflarmher ikisinin
kullandigi silahlar süper güçlerce, yani Birlegik Devletler ve SovyetlerBirligi'nce saglanmigti.
Ancak, silablannen güçlü olam sadece Ortadogu'daydi. Bu, ambargo görünümüne bürünmüç
silahti ve üretimin kesilmesi ve ihracatm kisilmaslyla uygulamyordu. Bu durum Henry Kissin-
"sava;

ger'in sözleriyle sonu geligendünyay1 geri dönülemeyecek kadar altüst etmigti."


Ambargo,savagm kendisi gibi sürprìz Ve poklagelmigti.Yine de geçmigebaktigimizda bu
ikisine giden yolun nereye götürdügü hiç yamlgisiz tahmin edilmigtir. 1973 yihna gelindiginde
petrol, dünyanm endüstri ekonomileri için artik damardaki kan kadar önemli olmugtu. Petrol
üretildigi gtbi tüketime sevk ediliyor, yedekte hemen hiç petrol b1rakilmlyordu. Savagsonu yll-
larda hiçbir zaman arz-talep dengesi bu denli uç uca olmamig, petrol üreticisi ülkelerle girketler
arasmdaki ilijki çözülmenoktastna gelmemigti. Bu, herhangt bir ek baskinm krlze yol açabilece-
ginive bu dela krizin global çapta olacagtnigösterenbir durumdu.

Birlegik Devletler Dünya Pazarina Katillyor


1969'da yeni Richard Nixon idaresiWashington'daiktidar oldugunda petrol ve enerji konulan
Amerikan siyasi gündeminde yeniden ön planageçti. Petrol ithalatmdaki hizll artigingündemde
bir numarah konu olmasikararlagtinld1. Ortada Baçkan Eisenhower'in isteksiz de olsa on yil ön-
ce ç1kardigL zorunlu bir Petrol IthalProgrami vardi, ancak bu program giderek artan baski altm-
da igliyor, girketlerve bölgeler arasmda görüg aynliklannave egitsizlige neden oluyordu. Prog-
ramdaki birçok kaçamak nokta ve istisnalar hunlan sermayeolarakkullanmayi planlayanlar için
çok yararliydt.Bu kaçamak nokta ve istisnalar açikça.göz önündeydi. Nixon petrol ithalatimn
kontrolü için "Cabinet Task Force" adlyla bir komisyon olugturdu ve bagma da Çal1;ma Bakam
GeorgeShultz'u getirdi. Eu komisyon kota programim gözden geçirip degigiklikler önermekle
görevliydi.
Petrol alicisi devletlerin siyasetçileri ve elektrik,havagazi girketleri, petrolü daha ucuza el-
de edebilmekiçin lositlamalatin hafifletilmesini dört gözle bekliyordu. Bagimsizpetrolcülerse
kendilerine dünya pazanndan daha yüksekfiyat garantisiveren kotalann devam etmesindenya-
naydi..On yll önce kotalara kargi çtkmig büyüklerse geçen zaman içinde genellikle sistemleba-
nçmly, uyum saglamiglardi ve ikâyetleri yoktu. Yerliüretimde flyatlar1korunuyordu ve yabanci

554
\

petrolden kurtulmak için Amerika d1;mda·bir de dagitim sistemikurmuglardl. Bu itibarla degi-


im konusu onlari korkutmuy ve kargi cephe almaya yönlendirmigti.
Sonunda, GeorgeShultz komisyonu kotalann oldugu gibi bir kenara atilmasma,onun yeri-
ne bir tarife,yani ithalat - ihracat gümrük vergisi uygulanmasina karar verdi. Böylecetahsisatm
idari fiyatça yapilmageregi ortadan kalkmigoldu. Shultz komisyonu raporuna ilgili tarallarca
fevkalade yogun ve aym zamanda olumsuz tepkigösterilmigti.Amerikan petrol ve gaz sanayli
zaten derin bir darbogaz içindeydi. Kuyularda sondajsay1st1955 yllmdan bu yana devamli ola-
rak dügmüg, 1970-71'de en dügük düzeyi bularak, 1950'ler düzeyinin üçte birine kadar inmigti.
Yüz kadar Kongre üyesi komisyon teklifinindaha çok petrol ithaline yol açacagi korkusuyla
Shultz raporunu yerli sanayi için bir tehdit olarak görüp kmama mektubu yazdtlar. Usta bir poli-
tikaciolan Nixon raporu sakladi ve kotalan sürdürdü.
Hiç kugkusuz bu davram; kota sistemininalaçagi edilmesiyanlilanm, çikarlannisadece
Amerika'daki petrol tüketimindensaglamayan bir grubu düg kmkligma ugratacakti. Iran Sahi
Nixon'a bir rnektup yazarak fran'm güvenliginin ve iktisadi geligmesininkota engellerinin kinl-
masma bagli oldugunu, Amerika'ya dogrudan daha çok petrol satmasinm ancak bu gekilde
mümkün olacagini savundu. Níxon idatesi ÍTan'm daha çok üretim ve daha çok gelir sorununu
sempatiyle karç1hyordu Ve bunun da sebebi, Beyaz Saraydampmanlanndan birinin sözleriyle,
Ingilizler'in çekilmesindensonra "IranKörfezi'nin tam bir güç kaynagl" olmasindan ileri gelmig-
ti. Ancak yine de Nixon idaresinin Sah'lmemnun etme pahasma da olsa ithalat lositlamalarim
kirip geçersizsaymasi mümkün olamazdi.Bu nedenle Nixon Sah'ayazdigi cevabi. mektubunda
gunlari söyleyecekti: "Iran petrolünün Amerika'da daha çok satilmasi lçin bir formül bulunama-
masindan duydugunuz düg kirikhgim gayetiyi anliyoruz. Bunu baçaramama sebebimiz petrol it-
hal politikamizm çok karmagik olmasidir."Bu mektupta Nixon, Sah'tan özür dilemigse de ona
raporunun bir nüshasmi da göndermigti.
Bununla beraber, o güne kadar tüm ABDenerji arz sistemindehissedilir stres belittileri gö-
zükmügtü. Son otuz yllm en sogukkigt olan 1969-70 kigmda gerek petrol gerekse dogal gaz 81-
k1ntisiçekiliyordu. Libyave.Nijerya gibiülkelerden ithal edilen dügük sülfürlü petrole gösterilen
talep kömürden petrole dönüldügü 0 aylar içinde dramatik bir yükselig gösterdi.Bunu izleyen
yaz mevsimindeelektrikte tasarrufgerektigi gibi Atlantik Sahili'nin üst ve alt yakalannda ktsmi
karartma yapildi. Su ara, Amerika'da petroldeagiri üretim kapasitesi diye bir geyartik kalmamig-
ti. Endüstri, giderek §igkinlegen talebi kargilamak için elinden geldigince ne kadar petrol varsa
hepsini çikarma yolunu seçmigti.
krizl" kavrami Amerikan siya-
"enerji

1970'lerinbaginda arz sorunlarmmkroniklegmesiyle


sal sözlügününbir parçasi olarak yaygmlagmaya baglad1 Ve k1sttlida olsa bazi çevrelerdeAmeri-
ka'mn büyük bir problemle kargi karplya olduguartik kabullenildi. Bunun en önemli sebebi her
türlü enerii biçimine gösterilenhizh taleplerdir.BagkanNixon'm 1971'de enflasyona kargi uygu-
ladigi topyekûnplanm bir parçasiolan petrol fiyat kontrolü tüketimikamç11amakta,yerli petrol
üretimini ise düç kinkligina ugratmaktaydt. Fiyatlan kontrol eden ve pazar degigikliklerine ayak
uyduramayan düzenleme sisteminden dolayi dogal gaz arzi glderek daralmaktaydi. Fiyatlann ya-
pay olarak dügük tutulmasi yeni aramalaryapmaveya stoklama istegi uyand1rmlyordu.Ülkenin
birçok yerinde elektrik üretim tesisleritam kapasiteyle degil, yanm kapasiteye çaligtin11yor,kis-
mi karartma hatta tam karartma tehdidisezillyordu.Tüketimden kaynaldanan birçok problemin
çözümü için yeni nükleer tesisler gerekiyordu. Bunlann giderekçogalanelektrik talebine,yük-
selmesi beklenen petrol fiyatlanna ve kömür yakimmdanileri gelen yeni çevresel k1sittamalara
cevap vermesi bekleniyordu.
1973'ün ilk aylannda petrol talebininyükselmeyi sürdürmesiyle, bagimstz rafinericiler ye-
ni arz elde etmede güçlük çekmeye baglad1 ve sürücülerin bilhassa faal oldugugelecekyaz mev-
siminde benzin sikmtist olacagt anlagildi. Nisanda Nixon enerji konusunda Bagkanolduktan

555
sonraki etkisi çok kapsamh olan ilk duyurusunu yapti. Kota sisteminiyürürlükten kaldirmi§ti.
Yerliüretim, kotalann korunmastyla dahi, Amerika'mn doymak bilmez i§tahini artik tatminede-
miyordu.Nixon idaresinin, CapitolHill'dengelen siyasi baskmin da etkisiyle, kotay1yürürlük-
ten kaldirmast, rafinericilere ve pazarcilara petrol arzim garantilemesidemekti. Birbiri arkasina
gelen bu iki yasa partlannne denli degigtirildiginiçok iyi anlattyordu.Kotalar,petrol fazlahglyla
dolu bir dünyada arzin idare edilipkisitlanmasi; dagttim da, petrol azhglyladolu dünyadaele ge-
çen her petrol arz1mntevziianlammagelmigti.

"Kurt Burada"
Enerji sorunlarininsiyasi gündemde yükselmekte oldugu o günlerde JamesAkins adinda uzun
boylu, ciddi havah bir Digiglerimensubu, Digigleri'nin ileri gelenuzmanlarmdan biri olarak, bu
konularla ugragmak için Beyaz Saray'da görevlendirildi. Daha önce de Amerika'da gizlibir pet-
rol çahymasi yapmig, sundugu raporda dünya petrol endüstrisinin "alici

pazarmda son nefesini


Vermekte
oldugunu" belirtmigti. Su raporda ayricagunlan da söylemigtir: "1975
yllma gelindi-
ginde,hatta daha da evvel, devamli bir satict pazarmagirml; olacagiz. Bu satig pazarmda büyük
irketlerden biri petrol arzmi kesmek suretiylepetrol krizi yaratacak." Söyledigine göre "enerji

sorunlan konusunda
'bitmez

tükenmez' incelemelere son verme zamani gelmigti." Bu tür ince-


lemeler yerine BirlepikDevletler üretim hiz oranmiindirgemeli, yerli üretimi çikarmali "gü-

ve
venilir Raynaklardan" ithalat yapmaya girigmeliydi. Söylediginegöre bu tür haraketter "maliyet

aç1smdanyüksek olacagiglbi halk tarafmdanda tutulmayacakti."Ancak, gerekliadimlar atilma-


digndan bu öneriler ne popülerlik ne de maliyet açisindan test edilememiçtir.
Nixon'un kotalart geçersiz kildig Nisan 1973'te artik Beyaz Saray'dagörevdeolan Akins
bir kez daha
gansmidenedi. Giderekbüyümekte olan enerji tehdidinekarçi birçok teklifiçeren
i
gizlibir rapor haz1rladl. Bunlar arasmda kömür kullammmin yayginlagtmlmasi, sentetik yakitm
geligtirilmesi,daha ileri koruma çabalari(kibuna benzine vergí koyulmas1 da dahildir) Ve hidro-
karbon çagiruayabilmek için aragttrma ve geligtirmeye daha çok agirhkverilmesi gibi önlemler
de vardi. Ancak, ileri sürdügü fikirler güpheyle kargtlandi. Nixon'un bagdamgmani
John Ehrlich-
man bu konada açikÇa "Konservasyon (koruma) cumhuriyetçilerin ahlaki prensiplerine uymaz"
dedi. Aym ay içinde Akins bu defa dügüncelerini halka duyurmayt dügündü ve "Foreign Affairs"
dergisinde ekonomik ve politik çevrelerin derhal ilgisini çeken "Petrol Krizi. ßu Defa Kurt Yam-
bagimizda" baglikli bir makaleyayimlad1.Makale büyük ilgi görmügtü.ilginçoldugu kadar da
tartigiliroldugundan çarçabukkavramp kabul edilmesi mümkünolmuyordu.SözgelimiForegn
Affairs dergisinin bayrakibi Foreign Polícy (DigPolitika) dergisi de aym zamanda bir makaleya-
yimlamig, "Petrolkitligi gerçek mi?" baghkh bu yazida kithgin kesin olarak söz konusu olmadigt-
ni vurgulamigti. Bu makale
"dünya
enetji krizinin veya enerii kitligimn" bog bir masal oldugunu
söylerken, Akins'i de DigigleriBakanhgi'nm petrol ihracatçisi yerine koyuyordu. Böylece birçok .

uyan yapilmig oluyordu ne var ki bunlara kargi herhangi belirli bir tepki gelmlyordu.Hatta ne
Birlegik Devletler'de ne de bir grup olarak endüstri ülkeleri arasmda gerekli uzlagmanin saglan-
digina dair bir íçaret sezilmiyordu.
Yinede artik BirlegikDevletler ithalat engellerini kaldirmastyla dünya petrol pazanmn ken-
dine yeterli, petrole çok susamig bir üyesi olmugtu. Ortadogu'yayapilan gürültülü bagvuruda o
da öteki tüketiciülkelere katthyordu. Kotalari kaldirmaktan bagkaortada bir alternatif kalmamig-
ti. Kotalarin kaldinlmasi da zaten ateg üstündeki pazara yeni büyük taleplergetirmigti.Sirketler
bulabildikleri her damla petrolü ne olduguna bakmadan hemen satm allyordu.Gulf Petrol
Sirke-
ti arz ve ticaret kolu bagkani "Elde mevcut tüm ham petrolümüze karym kendimizi yeni petrol
satin almaya mecbur hissedlyorduk; degigik bir petrole ihtiyaç duyuyorduk" demigtir. Takvimler
1973 yllmm yaz aylarim gösterirken BirlegikDevletler'in günlükithalati 1970'in 3,2 milyon va-

556
I
ril ve 1972'nin 4,5 milyon varil günlük ithalatma kargi 6,2 milyon varilî bulmugtu. Bagtmsiz ra-
finericiler de dünya pazarlannakopup mümkün olan her çegitpetrolüsatm alma pazarligina lçti-
rak için öteki çilglB RhCllar grubunakattliyordu. Ticaret gazetesi Petroleum Intelligence Weekly
1973 Agustos sayismdaki raporunda "ABD ve Avrupall bagimsizlarm, Japonlar'mpanige kapil-
miggibi çilgLnca petrol satinalmalanpetrol flyatlanni roket gibigökylizünefirlatacakti"demigtir.
Talebinmevcut arz yaninda hizla ve dünya çapmdaartmasi pazar flyatlarmm ylikselip res-
mi fiyatlarm üstüne çikmasma neden oldu. Bu kugkusuz son durumu gösteren,yirmi yllhk bol-
luk devrinin son bulduguna igaret eden bir deglçiklikti. Çünküuzun zamandan beri
agin üreti-
min kronik durumunu yansitanpazar flyatlari resmi fiyatlann altmda kalmig, girketlerlehükü-
metler arasmdaki iligkileri zedelemigtí. Símdi artik durum tersineçevrimigtive ihracat yapan ül-
keler de hiç kugkusuz geridekalmakistemiyordu. Resmiflyatla
pazar flyati arasinda giderekbü-
ylimekte olan farkm girketleregitmesiniistemiyorlardi.
Hiç vakit geçirmeden, ihracatç11ar katillm ve satm alma düzenlerini yükselen fiyatlardan
daha büyük pay alacak gekilde degigtirme yolu aradilar. Bunlardan Libya
en saldirgan olanlydi.1
Eylül 1973 tarlhinde, Kaddafi ihtilalinin dördüncü ylldönümünde girketoperasyonlarmdanhe-
nüz kendi üzerine geçirmediklerinden yüzde 5 l'ini devletleptirdi. Buna tepkiolarakBagkan Ni-
xon bizzat uyanci bfr duyuru yaymladi. Duyurudagöylediyordu: "Pazarl olmayan petrol bay
Musaddik'mda seneler önce söyledigi gibibir ülkeye fazla yarar saglamaz." Ancak, bu ayari hiç-
bir etki yapmadl. Musaddik'laKaddafi'yi ayiran sadece aradaki yirmi yll degildi. O günden bu
yana pazar partlarmda da dramatik bir farkhlik olmuytu.Musaddik Anglo-Ìran'1 devletlegtirdigtn-
de Ortadogu'nun daha bagka yerlerinde de üretim fazlaligt vardi.
Simdi, 1973'te ise, üretimde
hiçbir fazlaltkyoktu; ortada bir pazar vardi ve bu pazar açti. Libya tüm çevrenin arzu ettigi dü-
ük sülfürfüpetrolünü satmada hiçbir güçlük çekmiyordu.
Öte yandan OPEC'in radikalleri sayilan Irak, Cezayirve Libya da kutsal anlagmasayllan
Tahranve Trablus anlagmalarmda degigiklikyapilmasi için baskiya bagladt 1973 ilkbahannm so-
nunda ve yaz baglannda öteki ihracatçilar da, aç1kpazarda flyatlann yükselmekte oldugunugöz-
1ediklerinden aym görüge katild11ar.Gerekçeolarak enflasyonun yükselmesini ve dolann deva-
lüe ediligini gösterdilerse de asil gerekçeleri flyata ne olduguydtL 1970-1973arasmdaham pet-
rolün pazar fiyatt iki katma çikmigt1. Ihracatç11arm varil bagina istedikleri kazanç giderek artlyor-
du; fakat aym zamanda §irketlere dügen kazanç miktan da ihracatçilann hedef
ve ideolojisine
ters dügen bir biçimde pazarda giderek artmaktaydi. Oysa ki pastadan girketleredügen payinart-
masi degil, küçülmesi isteniyordu. 1971 Tahran Anla§masi'na dayanarak yapilmig olan fiyat sis-
temi Yamani'nin 1973'te Aramcobagkamna söyledigigibi
"iglemez
olmugtu." Eylül ayi geldigin-
de ise Yamani Tahran Anlagmasi'na neredeyse bir agit yazacak düzeye geldi. Bu anlagmanin "öl-

müg ve ölmek üzere" oldugunusöylüyordu. Su iddiasma aynca çunu da ekliyordu: Sirketlerin


bir fiyat anlagmasi için ighirligi yapmasi halinde petrol ihracatç1lari "bizim

adimiza bizim haklari-


mizdan yararlanacaklar"diyordu. Deglçmekte olan sadece petrol ekonomisidegil, ayn1zaman-
da hem de çok dramatik olarak bu ekonomiyi saran politikaydi.

Sir: Sedat'm Oynadig1 Kumar


1970'te Nastr'm ölümünden sonra iktidara gelen Enver Sedat'ahalkm çogunluguilk birkaç haf-
ta, hatta birkaç ay stradan bir kigi olarakbakti ve önemsemedi. Ne var ki Misir'in bu yeni Devlet
Bagkanibundan çok daha fazlasmi hak ediyordu.Sonraki günlerde Enver Sedat gunu söyleye-
cekti: "Nasir'm bana b1raktigL devlet düzeni mirasi acinacak bir haldeydi." Kendi görügüne göre,
devraldigL devlet Pan-Arabizm'in çahmh nutuklanya hem siyasihem de ahlaki olarak tam anla-
miyla iflas durumundaydi. 1956 Süveyg krizinden sonra Misir baçansmm getirdigi yüce tutkular
ve kendine güven özellikle 1976 yenilgisinden sonra toz olup gitml ülke tam bir ekonomik çö-
,

557
I
I
i

küntüye girmi ti. Sedat kipilik olarakAtlantik'ten ÍranKörfezi'ne kadar uzanan bölgede birle§ik
bir Arap milletineliderlik yapacak yapida degildi. Bir Misir milliyetçisi olarakdikkatini Pan-Ara-
bist hayallere degil Misir'inrestorasyonuna yogunlagtirmak istlyordit
Misirgayrisafi millihasilasmm yüzde 20'sinden fazlasini askeri harcamalara ayirmlyti.Mi-
sir'dan sonra onu yakindan yüzde 18'le Ísrailízliyordu. Su kopullar altmda Misir nasil ekonomik
geligme gösterebilirdi ki? Sedat Israil'learadaki anlagmazhk çemberinikinp geçmek ve diploma-
sideki durgunluga son vermek istiyordu. Herhangi bir gekildeistikrar ve çözüm istiyordu. Ancak
sonuçsuz kalan birkaç yillik uzlayma ve tartigmaçabalar1°ndansonra, IsrailSüvey;Kanall'mn do-
guyakasma yerlegip oturdugu sürece bunun mümkün olamayacagt sonucuna vardt Ìsrailuzlag-
maya istekli degildi; aynca Enver Sedat da içinde bulundugu zaylf ve kügültücü dutumda, özel-
likle de tüm Sina yaninadasinm israilliler'in elinde oldugu bir s1rada uzlagma girigimi yapamaz-
di. Yine de mutlakabir geyler yapmallyd1. Önce kendisinin yurtiçindekidurumunun bir toparla-
masini yapti ve çarenin ülkeye yardim elini uzatacak uluslararas1 bit kaynak bulmak olduguna
karar verdi. Sovyetyanlistolan M1sirlilar'itasfiye ve sonra, 1972 Temmuzu'nda sayisiyirmi
etti
bini bulan küstah Sovyet askeri dampmanlarmi igten atti; ancak Sovyetler'den askeri yardim al-
mayl.sürdürdü. Ne var ki.yine de Sedat, Bati'dan ve özellikle de Amerika'dan bekledigi olumlu
tepkiyialamamigti.
1972 sonlarinda ve 1973 baginda Sedat yazgtsim tayin edecek bir karar aldi. Savaga gire-
cekti. Siyasihedeflerine ulagmanm tek yolu buydu. Henry Kissinger daha sonra bu konuda gunu
söylemigtir:"Öncelerihiç kimse bu adamm kafasom nasil çahytigmtanlayamadl. Sedat'in asil
amac1 toprak kazanmak degil, taraflanno günkü donmug tavtrlarmidegigtirecek bir krize yol aç-
makti. Böylece bu krizin uzlagmalata götürecegikanismdayd1. Ortaya çikacakgok Mtsir dahil
her iki tarafi esnek olmaya zorlayacakti. Bu uzlgma Israil'inkendisini askeri dahi gördügü, Mi-
str'msa asagilik duygusuyla felç halinde oldugu gu dönemde mümkün olamazd1.Sedat'm amaci,
kisaca söylemek gerekirse askeri olmaktan çok psikolojikve diplomatikti."
politika-
"savagm

Sedat kararim bir hesaba dayandirarak vermigti. Clausewitz tezine göre,


mn bagka araçlarla devam1 oldugu" inanclyla operasyon yaplyordu. Ayrica, kararmi verirken ka-
derin rolünü de fazlasiyla hesaba katmigt1.Bir kumar oynadigmm bilincindeydi. O siralarsavag
olasilig1bicçok yerde ima edildigi hatta genel anlamda konuquldugu halde pek ciddiye almmi-
yordu. Özelliklede muhatap olarak Israilbunu duymazliktan geliyordu. Yine de 1973 Nisan
aymda Sedat Suriye Devlet BagkamHafiz el-Esat'la bir araya geliportak bir Misir-Suriyesaldirisi
için stratejik plan yapmaya koyuldu. Sedat'm sirri, yani savag için yaptigt hazirliklar siki sikiya
gizlitutuldu. Misirve Suriyeli yüksek kumanda heyeti digmda bu sirri paylagtigtaz sayida birkaç
kipiden biri Suudi Arabistan Devlet Bagkani Kral FaysaPdi. Su da, yaklagmaktaolan yeni çatt§-
mada petro1ün merkez olacaglanlammdaydl.

Faysal Fikir Degigtiriyor


Petrol Denen Silah K1nindan Çikarillyor:
silahi" sözcü-
"petrol

1950'lerden beri Arap dünyasi ülkeleri, tammi açtkhkla belirtilmemig olan


k
günüistail'le ilgili çegitli hedeflerinin gerçekleymesinde ullamyorlardi. Su hedeflere israil'intü-
müyle imhasindan toprak vermeye zorlanmasina kadar, hepsi dahildi. Ancak Arap petrolünün
hiç bitmeyecekmig gibi görünse de bagvurulacak son çare olmamast nedenlyle bu fikirden her
seferinde vazgeçilmigti. Texas, Louisana, Oklahomagibieyaletlerin hepsi dünya pazarina her za-
htzinda
man ve çarçabuk ilave petrol saglayacak dutumdaydi. Ancak,BirlegikDevletler üretim
bir kez yüzde 100'ü vurdu mu, bu eski savaçç1,Amerikan üretimi artik bir kez daha ayaklamp
denen silahin" kargismda yer alip kargi görügüsavunamazdi,bu olanaksizdi.
"petrol

1970'ler baginda Arap dünyasinda birçok etkenler iktisadi ve slyasi hedellerinin gerçek-
silahmm" kullamlmasmi istediler ve bu konudaki dileklerini daha yüksek
"petrol
legmesi için

558
sesle duyurmaya bagladilar.Suudi Arabistan Krah Faysal bunlardan biri degildi. O da herhangi
bir Arap lideri kadar Israilve Slyonizm'den nefret edlyordu. Ortadogu'yahükmetme amacmi
güden Siyonist bir komünist plani yapilmakta olduguna inarilyordu. Hem Abdül Nastr'a hem
de Richard Nixon'a Israil'in Filistinli radikal teröristlerepara babahgi yaptigm1 söylemigti.Ne
var ki Faysal petrolsilahimnkullanilmasma kargiçikarken ölçüyü kaçirmigtir. 1972 yazmda Se-
dat, slyasi amaçlarlapetrol arz kaynaktarmm diganya ihracimn kesilmesini istediginde Faysal
buna piddetlekargi ç1kt1.Bunu degil gerçekleptirme,
"dügünmenin

bile tehlikeliolacagtm"söy-
ledi. Suudi Arabistan 1967 savagmda ihracati bo§ yere kestigt zaman, kaybeden kendisi olmug-
tu ve gimdi Faysal belki de o günlerdeki gelir ve pazar kaylplarmi dügünerek bu karan veriyor-
du. Faysal 1985'ten önce Amerika'nm Arap Körfezpetrolüne gereksinimdt1ymayacagma ve
bu nedenle yapilacak bir petrol kesintisinden etldlenmeyecegine inamyordu. Üzerinebasa basa
gunlan söylüyordu: "Bu nedenlerle bu konuyu gimdi tartigmanmbir yaran olmadigina inanlyo-
rum."
Faysal'm bu denli ihtiyatli davranmasimn ekonomik oldugukadar siyasisebepleride vardi.
Arap Yanmadasi'nda olan Güney Yemen'de, daha yakm zamana kadar Ingilizbayragmm Aden
limanmda dalgalandigt yerde gimdiMarksist bir devlet kurulmuçtu ve Arap Yanmadasi'mn diger
yerlerindede Marksist gerillalar kol gezip savaglyorlardt. 1969 yllmda askerifesat çevreleri hem
Libya'daki kralligi hem de Sudan'dakisivil idareyi devirdigi zaman Suudi Arabistan'da da hava
subaylanndan bazilarmm kralligt alaçagietmek için bir fesat plamyapmakta olduklan anlagilmig-
ti. Faysal radikalizmin bütün Arap dünyasma yayllmasindan, kralligm megruluguna bag kaldtran
bu aktmdan korkuyor, bu yüzden konunun gündeme almmasim istemiyordu. Ülkesinin ekono-
mik ve stratejik iligkilerde Amerika'ya sikisiklyabagli oldugunu ve bunun kralhgi için sadece re-
fah yönünden degtl, güvenlikaçismdanda yaçamsal degerde oldugunu billyordu. Yine de 1973
yllmm bagma gelindignde Faysal fikrini degigtirmeye baglamigtl. Acaba niçin?
Bu surunun yamti kismen piyasaya bag11ydL Tahmin edildignden daha çabuk bir gekilde,
son çare olarak Amerikan petrolüne degil Ortadogu petrolüne bagvuruldu.ÖncelikleSuudi
Arabistan ülkeler için bag petrol kaynagt oldu. Amerikalilar Körfez petrolüne önceden sanildigi
gibi 1985'te degil, 1973'te muhtaç oldular.Suudi Arabistan bir vakitler Texas'in bulundugu
konuma gelmigti. Artik bu çöl kralligi tüm dünya için en önemli üretici olmuytu,BirlegikDev-
letler bir kriz halinde müttefiklerine petrol saglayacak konumdan çikmigtlve kendisi pimdibu
durumdan müteessir oluyordu. Arz ve talep dengesi Suudi Arabistan'tn lehine çaligiyor,bu ül-
keyi daha da güçlü kihyordu. Dünya ihracati içindeki payt süratle artlyor, 1970'te yüzde
13'ken 1974'te yüzde 2l'e çikiyor ve giderek de yükselmeye devam ediyordu. Temmuz
1973'te günde 8,4 milyon varillik üretimiyle Temmuz 1972 ortalama üretimini yüzde 62 aq-
mtgt1ve bu artig giderek de tirmantyordu.Aramco tam kapasitede üretim yapabillyordu,Ger-
çek gudur ki, bu girketpetrole kargi tahminlerin ötesinde gösterilen yogun talebi çok çabuk
kargilayacakve üretimi büyük hizla artiracakkonuma gelmigti. Bazilarmin tahminine göre her
ne olursa olsun Suodi Arabistan, çok yakinda üretimini kesmek zorunda kalacaktL Bu petrol
yataklarmm hasara ugramamasiiçin ve bir de daha büyük kapasitede çaligma olanagi saglan-
masi aÇ1smdangerekliydi.
Aynca, o günlerdeSuudiArabistan'da giderek kuvvet kazanan bir inanig yerlegmeye bagla-
m14tl. Elde edilen kazançlar ülkenin harcayabilecegnden daha faziaydl. Amerikan dolannin iki
kez devalüe edilmesi sonucu, dolar rezervleri büyük ülkelerde, buntara Suudi Arabistan da da-
hildi, bir hayli dügmügtü. Libya ve Kuveyt üretimde lusillamaya gidilmesiniistemigti: "Daha faz-
la petrol üretip sonra da bu petrolü hiçbir garantisiolmayankâgit para kargiugt satmamnne an-
lami var?" kanist häkimdi. Kuveyt petrol bakani nutuk çeker gibi konuçup, gu soruyu sormugtu:
"Benim ekmegim, tereyagimve kuvvetim olan petrolü neden üretip sonra da degeri gelecek yll
yüzde bilmem kaç dügecek olan bir para kargiliginda degig tokupedeyim?" Suudiler'denbazilari

559
kendi ülkelerinin de diger.ülkeler gibi davramp üretimi önemli oranda kesme görligünüsavunu-
yordu.
Piyasada oluganbu degigken kogullar her geçen gün petrol denen silahl biraz daha güçlen-
dirirken, zamanlama açisindan da çok kritik bazi siyasigeligmelerle ayni döneme rastiamigti.
Faysal'a gelince, o bir süreden beri radikal bir Pan-Arabizm yanhsi olarakgördügüNasir'dan fik-
ren ayrilmigtL Nastr'dan sonra yerine geçen halefi Enver Sedatsankifarkl1bir kumagtan yapil-
mi§bir elbise gibiydi.SedatNasir'mmegru kipiliginiunutturma peginde olan Misirlibir milliyet-
çiydi. Tüm ÌslamKonferansiboyunca Suudiler'le samimiyetkurmugtu. Faysalise Nasir'm Sov-
yetler Birligi'ylekurdugu ittifaktan kaçma çabasi gösterdigiiçin Sedat'a kargi sempatiduyuyor-
du. Suudi destegl olmasayd1,belki de Sedat Sovyetler Birligl'ne geri dönmeye zorlanacakti,ki o
zaman Ruslar'm hölge düzeyinde nüfuzlano yaymak için her firsattan yararlanmalan kaçmil-
maz olurdu. Bu durum, hiç ku§kusuz Suudi Arabistan'm gikarlarina bütünüyle ters dügerdi.
1973 bahanna gelindiginde, Sedat, Israllile ve belki Bati ile olugabilecekbir çatt;mada Misir'a
destek vermesi igin petrol denen silahi kullanmasi yolunda Faysal'a (iddetle baski yapt1. Kral
Faysal da sadeep yeni Kralhgt íçinden gelen bazi kesimlerin baskismi degil, tüm Arap dünyasm-
"ön

da giderekbüyüme egilimi gösterendiger baskilan da hissetmekteydi. Gerek saftaki" Arap


devletlerine ve gerekse Filistinliler'e verdigidestekte en ön plandaolmakta Israrliydi
ve bundan
daha bagka bir konumda olmay1 asla gözle alamazdi. Aksi halde, Suudiler'inelindekiler,bagta
petrol tesisleridahil, gerillafaaliyetlerinden zarar gärme tehlikesiylekargi karplyaydi. Bu olast
zarar dikkate almarak 1973 baharmda Sayda'dakiTapline terminalinesilahli bir saldm düzen-
lendi. Bu saldinda kargi taraftan bir tank tamamen, digerleri kismen tahrip edildi. Birkaç gün
sonra bu defa dogrudan boru hatti hedef alinarak buraya bir saldin düzenlendi. Olaylarbunlar-
dan da ibaret kalmayarak daha bagka ufak tefek saldir11arakadar uzandi; bunlardan biri Suudi
Arabistan içindeki hattm tahrip edilip kopanlmasidir.
Böylece politika ve ekonominin bir araya gelerek Faysal'mfikir degigtirmesine neden oldu-
gu söylenebilir.O günden sonra Suudilerkendi görügleriniaçiklamakamaclyla bir kampanya
baglatarak Birlepik Devletler'e uyarida bulundular. Artik üretim kapasitelerini giderek artan tale-
bi kargilayacak ölçüde artirmayacaklardi. Ayrica BirlegikDevletlerArap görügüne daha yak1ndan
katihp Ìsrail'denuzaklagmadikçaAraplar petrol denen silahl bir yolunu bulup kullanacaklardi.
1973 Mayis ay1baginda, KralFaysal bizzat Aramco yöneticileriylebir araya geldi. BirlegikDev-
letler'in pahsen sadtk bir dostu oldugunu söylüyordu. Ancak Birlegik Devletler'in"Bugün Orta-
dogu'da cereyaneden olaylarinyönünü degigtirmek için bir geyler yapmastmn
'kesinlikle

zorun-
lu' oldugunu" llave etmekten de geri kalmlyordu,
Bu konuda, Aramco bagkamnin sonradan anlattigina göre "Faysal olagan bir geysayilan fe-
satçihk konusuna pek temas etmemig,Siyonizmin ve onunla birlikte komünistlerin bölgedeki
Amerikan tesislerini kap1 digan etmenin epiginde olduklarmt" ise vurgulayarak belirtmigti:
"Amerikan tesisleriSuudi Arabistan diginda Ortadogu'nunher yerinde güvencede olmaktançok
uzakt1." BirlegikDevletler hükümetinin güncel tutumunu degigtirmek igin ivedilikle bir geyler
yapmak gerekiyorduve bu "Arap dostu olan Amerikahlar'a ve bölgedeki kipilere dügüyordu."
Bu "Israilliler'in politika ve hareketlerinin kmanmasi,reddedilmesi gibiçok basit bir davran1pla"
kolayca halledilecek bir iyti ve kisa bir gelecekte Amerikahlar'a dügmanhgl da ortadan kaldira-
cakti. Bu gärügü ifade eden Aramcobagkam, Kral'm bu görüglerinin
"olaganüstü
ivedilikle" ele
almmasi geregini eklemekten de geri kalmlyordu.
Aramco yöneticilerininbeklentisine kargm, bu toplantidapetrol konusuna híç deginilme-
migti ki bu da yöneticilere rahat nefes aldirmigtir. Ne var ki aym konu birkaç hafta sonra,Aram-
co'nun ebeveyni sayllan girketlerleYamaninin Cenevrelnternational Otel'de yaptiklan toplanti-
da ele ahnacaktt. Bu toplantidaYamaní onlara pu soruyu soruyordu; "Acaba kendileri o strada
Cenevre'de dinlenmekte olan ve Paris ve Kahire'ye yaptigt geziden henüz dönmü§ Kral'a bir ne-

560
I
I

zaket ziyareti yaparlar miydi?" Petrolcüler bu çagridan kugkusuz çok memnun oldu. Yamani on-
lara laf arasmda Kral'm Kahire'de günler"geÇirdiginide söyledi. Sedat,Kral'a daha çoksi-
"kötü

yasi destek vermesi için agin baski yapmigti. Sonunda Kral'lapetrolcüler bir araya geldiklerinde
Faysalonlara gunlari söyledi: "ABD'nin Ortadogu'daki ç1karlariaçismdan verilmig olan süre dol-
maktadir. ABD hükümetinin Suudi Arabistan'a olumlu destek vermemesi yüzünden ülke Arap
dostlari arasmda yalmzliga itilme tehlikesiiçindedir." Faysal bu sözleri üzerine basa basa söyle-
migti ve görünüç oydu ki bu yalmzligin meydana gelmesine asia izin vermeyecekti. Petrolcülere
son söz olarak gunlarida söyledi: "Neyiniz varsa hepsini kaybedeceksiniz."
Kral'1n ne demek istedigini petrolcüler çok iyi anlamigti. Daha sonraki günlerde yönetici-
"imtiyazm

1erden biti gu görügü ifade etti: tehlikedeoldugu apaçik ortada." Bu konuda Ameri-
kan basmmi suçlu bulurken, fesatçihk teorilerinekargikendiferinin de baglglkolmadiklarini söy-
lediler. Gördüklerikadanyla yapilacak igler apacik ortadaydive gündemde önem s1rasma göre qu
ekide yer almigti: {1)ABD halkim bölgedeki gerçek çikarlari konusunda aydmlatmak; çünkü
- onlara pu anda kontrollü'haberlegme araçlarlyla yanlig bilgi verilmektedir ve (2)Hükümetteki li-
derleri aydmlatmakve bunu gerektigi gekildeyapmak.
'

Bu karann verilmesinden bir hafta sonra girket yöneticileri Washington'a gelmigve Beyaz
Saray,Digiglerive Savunma bakanliklarma ulagmiglardi. Faysal'1n uyanstni kisaca özetledikten
"lvedilikle

sonra harekete geçmek gerekiyor,aksi halde her geyiyitirecegiz" dediler. Muhatapla-


ri onlan dikkatle dinlemig, ancak söylenentere bir noktaya kadar dayanabilmigti. Bu hükümet
görevlileri ortada bir sorun oldugunu kugkusuz kabul ediyordu. Ancak, girket temsilcilerinegöre
bunu kabul etmekle beraber, herhangi mevcut önlemlerden daha bagkalanna bagvurmanm ge-
rekli olduguna inanmlyorlardi ve bu konuda ciddi kugkulan vardi. Hükümet temsilcileri "geç-

migte Suudiler'in Nasir tarafmdan çok daha fazla basklya maruz birakildigim, o zaman duruma
baçarlyla hâkim olduklarma göre gimdi de aym derecede baçanli olmalarigerektigini"söylediler.
Özetolarak Washington'daki petrolcülereAmerika Birlegik Devletleri'nin kisa vadede yapacak
pek bir geyleri olmadigt söylenmigti.Washington'daki bazi kipilerin inancma göre, "Kral ortada
kurt yokken bog yere hayalinde olan bir kurdu zorla çagtnyordu."BirlegikDevletler üst düzey
yetkililerden biri Kral m Cenevre toplantisindabelirttigi görü§lerin"yurtiçi

tüketim"için söylen-
mig olacagmi ífade edince orada bulunan bir yönetici bu ifadeye sert bir yamt vererek toplantisi-
"yurtiçinden"
rasmda hiç kimsenin orada bulunmadigim söyledi.
irketlerden üçü -Texaco, Chevron ve Mobil- Amerika'nm Ortadogu politikasmda degi-
giklikyapilmasmi alenen istediler. Exxon Sirketi müdürlügünden emekli olmuy Howard Page de
ayni görüge katildt Sonra Kral Faysal ani bir kararla Amerikan basmma demeç verecek, basm ise
"kontrollü"
olmasi gerektigi halde, demeci büyük ilgi ve cogkuyla kargilayarak yayimlayacaktL
Kral losa arahklarla Washington Post, The Christian Science Monitor, Newsweek ve NBC Tele-
vizyonu'yla röportaj yapti. Su yaym organlarmm hepsine aym mesaji veriyordu; "Amerika Birle-
ik Devletleri'ne yaptigimiz petrol ihracatml kisitlamak gibi bir niyetimiz yok" sözleriyle Ameri-
kan televizyonizleyicilerine duyurdugu mesajigöyle tamamllyordu:"Ne var ki Amerika'mn Si-
yonizme verdigi tam destek ve Araplar'a kargi olan aleyhte tutum bizi BirlegikDevletler'e petrol
vermeye devamda çok zor duruma sokuyor, hatta Amerika ile dost kalmamizi bile zorlagtiriyor."

Sinirli Liderler
1973 Hazirant'nda Nixon Sovyetler Birligi GenelSekreteriLeonid Breinev'i San Clemente, Ca-
lifornia'daki malikanesinde,bir zirve toplantisindaagirliyordu. Toplantmm son akgami,iki lider
geceyi geçirmek için odalarma çekildiktenhemen sonra, hiç beklenmedik bir gey oldu. Sinirle-
ri bozulmug olan Brejnev, kaygill ve uykusu kaçmig halde Nixon'la program digi bir toplanti
yapmaktalebindebulundu. Bunun üzeríne diplomatik protokol açikçagöz ardi edilerek Nixon

561
iI
I

GizliServistarafmdan uyandinld1. Amerika Devlet Bagkam yan kugkulu bir halde Brejnev'i ge-
cenin yansmda, Pasifik'in karanlik sulanna bakan küçük çahymaodasmdakabul etti. Sömine-
de yanan cihz bir ategin kargismda tam üç saat boyu Brejnev kaba ve agiri heyecanh deyimlerle
Ortadogu'nun kaynamakta olan bir kazan oldugunu, orada çok yakmda savagbeklendigini söy-
ledi. Sovyet liderine göre savagi önlemenin tek yolu yeni bir diplomatik inisiyatifti. Brejnev as-
Imda gunu aktarmak istiyordu: Sovyetler, aynntih degilse de genel anlamdaSedat'in ve Esad'in
niyetlerinden haberdardi; ne de olsa silahlan bu ikisi saghyorduve bunun sonuçlan yeni gelig-
mekte olan Sovyet-Amerika yumugama sürecini tehlikeyeatacaktL Nixon ve Milli Güvenlik
Yardimcist Henry Kissinger Brejnev'in yaptigt bu garip çikipin gerçek bir uyan olmadigt, Orta-
dogu'da Sovyetler'in kogullarma uygun bir çözüm elde etmek için güçlü bir blöf oldugu kani-
smdaydilar.
23 Agustos 1973'te Sedat, resmi duyuru yapmadan KralFaysal'l görmek için Riyad'a bir
'

ziyaret yapt1. MisirliSedat çok önemli haberler getirmigti.Kral'a, Ísrail'ekargi savaga girmeyi dü-
§ündügünü bildirdi. Savagt sürpriz bir saldinyla baglatmayi dügünüyor ve bunun için Suudi Ara-
bistan'dan destek ve igbirligi istiyordu. Bekledigi destek ve igbirligi kendisine saglanacakti. Fay-
sal, daha da ileri giderek Sedat'a sava; ödenegi olarak yanm milyardolar para yardimi yapmay1
vaat etti. Kral, aynca petrol denen silahl kullanmaktan geri kalmayacagmi da söylemigti.Bu gö-
rügmeye ait sonradan açiklanan rapora göre Kral, Sedat'agöyledemigti: "Ancak bize zaman ta-
mym.Petrolümüzü sadece iki, üç gün sürecek ve sonra bitecek bir savagtakullanmamaliyiz. Biz
kamuoyunu olugturmaya, bu konuya yönlendirmeye yeterli uzunlukta bir savag istiyoruz."
Sedat'in bu plammn Faysal üzerinde nasil bir etki yaptigi açikça ortadaydi. Ïkisiarasmdaki
bu konugmadan henüz bir hafta geçmemigtiki, Yamani blr Aramcoyöneticisine Kral'in birden-
bire Aramco'nun üretimi dagttim planlannive üretimi kismast halinde bunun tüketiciülkeler ve
öncelikle Birlegik Devletler'dene sonuÇlar verecegi hakkmda aynntih ve düzenli raporlan talep
ettigini bildirdi. Hatta bir nektada Kral, Aramco üretimi günde iki milyon varil indirildigt takdir-
de bunun ne etki yapacagim bile sormuytu.Yamani'ninaçiklamasma göre "Bu yepyeni bir olay-
di. O güne kadar Kral hiçbir zaman bu glbi ayrmtilarla meggulolmamigti."
Yamani sözleriyle bir uyari yapar glbiydi. Söylediginegöre BirlegikDevletler'de Kissinger'in
"niyetlerinin

öncülük yaptigi bazi ögeler vardi, ki bunlar SuudiArabistan'm ciddiyeti konusun-


"lyte

da" Nixon'a yanhg bilgi veriyor ve yarnlttyorlardi: bu sebepledir ki Kral Birlegik Devlet-
ler'de var olmasi olast herhangt bir kugkuyu gldermekiçin aç1kdemeçler veriyor, röportajlar ya-
plyordu." "Relimimizi tan1yanve nasilçahytigimbilen herkes §unu iyice algtlarki, üretimi kisit-
lama karan sadece bir kigi tarafmdan,Kral tarafmdanverilebilir" diyor, arkasmdan da göylede-
vam edlyordu: "Kral, Birlepik Devletler'in politikasinda bir degigim yapmaya ve petrolü bu amaç
için kullanmaya yüzde yüz kararhdir. Kral bu ugurda bir geyleryapmanm kendine dügen kipisel
bir yükümlülük oldugu inancmdadir ve bu agamadapetrolünbunun gerçeklegmesiíçin etkili bir -
silah oldugunun bilincindedir. Aynca, Arap kamuoyunun ve Arap liderlerinin ve äzellikle de Se-
dat'm sürekli baskisi altmdadir. Artik sabrmi kaybediyor." Bunlan söyledikten sonra son bir ay-
rintlyi daha eklemeyi de ihmal etmiyordu. Bu günlerde Kral sik sik sinirleniyordu.

Eylül 1973: "Her Yanda Baski"


1973 Eylül aymda artik hem petrol güvencesi hem de bir enerji krizinin yaklagmakta oldugu
säylentisi yayginlagmaya baglamigtt. The Middle East Economic Survey gu mangeti atmigti:
"Petrolde Durum. Her Yanda Bask1." Yine eylül ayi içinde büyük petrolgirketlerive Nixon ida-
resi, ortak kaygilan olan Libya'mn dev girketlere verdigi petrolü tamamen kesmesinden sonra
yurt içinde silentisi çekilenbazi petrol ürünleri tahsisatmazorunlu kisitlama uygulamaya karar
verdi.

562
\

Kral Faysal petrol yöneticilerine, BirlegikDevletler'in "Israilpolitikasmi reddettigini" ilan


etmesi gibi çok basit bir hareketin petrol silahmmkullamlmasmdan vazgeçilmesine yardimct
olacagmi söylemigti. Ve, bir dereceye kadar da, bu ret.olay1mbelirleyen bazi igaretler belirmeye
baglamigtL Amerikan DigigleriBakan YardimcisiJosephSisco, Ísrailtelevizyonundagunlan 80yle-
migti: "Her ne kadar, birçok alanda, bizim çikarlanmiz Ísrailçikarlarlyla aym paralelde ise de, 18-
rail Devleti'nin tüm çikarlarlyla tamamen ayni oldugusöylenemez. BirlegikDevletler'in bölge-
deki çikarlari tek bir milletin ç1karlannabagli olmaktan çok ötededir. Ülkemizde giderekgiddeti-
ni artiran sorunlarvardir. Örneginenerji sorunu gibi ve karuma göre bu konunun durumu etki-
leyen bir faktör oldugunu inkâr etmek çilgmlikolur." Daha sonra Sisco'ya bir soru yöneltildi ve
Arap petrol üreticilerinin Birlegik Devietler'e kargi ileri bir tarihte, örneg[n 1980'lerde petrolü
politik bir silah olarak kullanmasmm olas1 olup olmadigt soruldu. Sisco, gu yamti veriyordu;
"Gelecekten haber verip tahminde bulunacak durumda degilim. Ancak, bugün Arap dünyasin-
da petrol ile politika arasmda baglanti kurulmasi için alenen baski yapan sesler gelmektedir."
"reddettigini"
Amerika'nm Israil politikasim igaretleyen belittiler giderek daha üst düzey
makamlardan da gelmeye bagladi. Bir basm toplantismdaBagkanNixon'a "Araplar'm, Ortadogu
politikasmda bir degigimi zorlamak için petro1ü bir silah olarak kullamp kullanmayacagt" sorul-
dugunda Nixon quyamti vermigti:"Bu bizim için son derece kaygl verici, yagamsal bir konudur.
Tüketici ülkelerin tümü, BirlegikDevletler dahil, böyle hir durumdan etkilenecektir. ßu ige ger-
çekten egildiginizde hepimizin aym potada oldugunu göreceksiniz."Bu sözlerdensonra, içinde
bulunduklan kördügüm için Israildahil, taraflarinher ikisini de suçlad1:
"istail

tozun dumamn
dinmesini bekleyecek sabn gõsteremiyor, Araplar da Ortadogu'da toz dumamn yatigmasim bek-
leyemiyor. Her iki taraf da hatah davranmaktadtr. Her ild tarafda uzlagmak için müzakereye bag-
lamalldir. Durumumuz budur... Bagar111 bir uzlagma müzakeresi için gerekli ögelerden biri pet-
rol baskismi apaglyaindirgemektir."
Bu agir basklyi büyük tüketicilerintümü hissetmekteydi. Almanya'da, eylül ayinda,Bonn
hükümeti nihayet ilk enerji programim açikladl, ki bu arz güvenligi üzerinde oldukçaetkill ol-
muqtur.Programm bag destekçisi Devlet Bakam Ulf Lantzke idi. Bu kipinin konuya duydugu ilgi
ve endigenin kivilcimi daha 1968'de Amerikahlar'm OECD'ye yedek kapasitesinin buharlagtigt
uyansini yaptigt zaman baglamigtl. Bu konuda Lantzke daha sonralan gunlan söylemigtir: "Bu
benim için tetiginçekildigi nokta oldu. O noktadan itibaren Almanya'da enerji politikalarim tü-
müyle degigtirmeye çallytim. Konu artik kömür sorunlarimizi nasil çözecegimizolmaktan çik-
mig, petrol arzinin güvenligininasil saglayacagimizin politikamizm içine sok'ulmasma gelmigti.
Bu konu artik sirtimizdatäginmazbir yüktü. Enerli konusunun önemli bir sorun olmadigthalk-
ta o denli derin bir inanç halindeydi kí, benim için zemini hazirlamak ve insanlari görügüme
inandirmak tam bey seriemi aldi."
Endigelerle dolu geçen aym eylül ayinda Japonya,Uluslararasi Ticaret ve Sanayi (MlTl} Ba-
kanhgt içinde yeni kurulmug olan "Kaynaklar ve Enerji Kurumü" enerji sorununu ele alan Be-
yaz Kâgit isimli bir bildiri yaymlayarak, petroldeegemen topyekûngüvensizlige deglndi ve
"ive-

di durum" karptsmda bagvurulacak önlemler lçin gimdiden harekete geçilmesi geregini israrla
vurgulad1. Bildirinin Sebebi bir yll evvel Japonya'nmpetrole duydugu sintrsiz talep artig1ve bu-
nun petrol bagtmhligi açisindan birçok kayglya yol açmig oluguydu. O günlerde ülke petrolünün
çogu dolayli veya dolaysiz olarak uluslararasi girketlercesaglanmigtl. Hem hükümetteki bürok-
ratlar hem de igadamlan gücün girketlerin elinden çikip petrol ihraç eden ülkelere dogru hizla
kaydigim fark edebilmiglerdi:"Bugüne kadar uluslararasi petrol girketlerininelinde olan petrol
idare sistemi artak iflas edip darmadagin oldu.Japonyaíçin bu, 1960'll yillarm pasif uluslararast
tepkisineartik izin verilmeyecegt anlammdadir."
O güne kadar, degigmekte olan partlarlauyumlu olarak Japon dig politikasmdayeni bir
akim türemi ti. Daha evvel Amerika Japonyaittifakmda duyulup yayilmasma müsaade edilme-

563
i

diplomasisi" idi ve Japon dig politikasmi petrole yaklagma izni vere-


"kaynak

yen bu aktmm adi


cek ve bunu garantileyecek gekildeyeniden organize etmek amaçlanm14t1..Bu akimda en önde
gelen kigi, MIT Bakam ve sonradan Bagbakan olan Yasuhiro Nakasone'dir. Bu bakan gu fikri sa-
vunuyordu: "Japonya'nmkendi yolunda, kendisiyle rekabet edercesine bagimsizca gitmesi kaçi-
mlmazdt. Bagkalanni körü körüne izleme devri sona erdi." "Artik izlenmeyecek olan" deyimiy-
le Birlegik Devletlerima edilmigti. 1973 Haziran aymda Nakasone bu defa yeni bir kaynak poli-
üretici ülkelerin çikanna olan" bir çagri yapt1. O güne kadar Japonya'da bazi
"yeni

tikas1için
çevrelerdebir enerji krizi huzursuzlugu yayllmaya baglamtyt1. Bir evvelki kig gazyagtYe benzin
sikintisi yaganmi¶ gimdi1973 yaz aylarmda da BirlegikDevletler'de oldugu gibi elektrik kesil-
meleri olacagtm gösteren belirtiler görülmeyebaglanmigtl. Japonya'yi ziyaret eden biri içîn du-
rum göyleydi:Japon politika yapimellarindan enerji sorunuyla ugragan hepsi sanki James
Akins'in "Petrol Krizi.Eu DefaKurt Yambagimizda"makalesini okumug ve buna inanml§ gibly-
di. Ortada tek bir soru kalmigti: "Ne zaman?" 26 Eylül günü Bagbakan Kakuei Tanaka kendisiy-
le röportaj yapan teletizyoncuyapu sözleri söyleyecekti: "Enerji krizi konusunda gunu söyleye-
gÖfülÜyOr."
bilirim: Bundan on yll sonra enerjí krizi yaganacagl ãÇ1kÇa
Ne var ki kriz igin sadeceon gün yeterli oldu. Çünkü JaponyaBagbakam'nm bunlan söyle-
digi dakikalarda EnverSedat savaga adim adim yaklaglyor,dakikalar dakikalan kovahyordu.

Artik Müzakere-Edecek Bir §eyKalmadi


1973 Eylül ortalarinda Viyana'da yapilan bir toplantidaOPECülkeleri petrol girketlerineyeni
bir anlagmaiçin çagn yapt1. Tahtan ve Trablus anlagmalan artik hayatiyetini kaybetmigti. OPEC
gelmekâr" dedikleri kazanç-
"havadan
üyeleri, girketlerin pazar fiyati artismdanelde ettikleri ve
lan bu defa kendileri almak istiyordtL Bu nedenle 8 EkimtarihindeYamani ba§kanhgmda bir he-
yet halinde Viyana'datoplanmalariiçin petrol girketi temsilcilerineçagri yapildi,
Toplantlya grup halinde katilabilmek için petrol girketlerinin her zaman oldugu gibi bu de-
fa da Amerikan Adalet Bakanhgl'ndan, antitrâst yasalarma kargi gelmediklerini belgeleyen bir
izin kâgidt almalan gerekti. Ïzin kâgidt igiyle girketlerinortak avukatt olan saygideger John J.
McColymeggul oldu ve 21 Eylül'de izin için sadece girketlerleAdalet Bakanligt arasmda çetin
bir diplomasi çabasisergilemekle kalmamig, aym çabayigüphectAdalet Bakanhgl ile endigeli Di-
gigleriBakanligt arasmda da göstermigti.Adalet Bakanligt ile yapilan giddet dozu bir hayli yüksek
bir tartigmadaMcCloy,ta Robert Kennedy'ye kadar giderek eskiden Bagsavcihkyapml; kipilerin
isimlerini saymig ve bu kipilerin dig politika içeren bazi zor konularda girketlereortak strateji uy-
gulama izni verdigini ifade etmigti. Exxon Sirketi sözcüsü Kenneth Jamiesonise qu görügü savu-
nacakt1: "Adalet aklama karan veremedigine göre girketlerinbirer birer yakalanmasindan da
Adalet sorumlu olmalldir." Patlamaya hazir Arap dünyasma karçi ise avukatlar; kapidaki petrol
kriziyle pek ilgili olmayan ve bir MIT profesörünün yazdigt kitaptan pasajlar okuyarak, petrol fi-
yatlannm yükselmesinin entegre büyük petrol çirketlerinin agiri mekanize olmasmdan ileri gel-
digini, pazar partlarmdan ve OPEC'inpazara hâkim olma çabasindan kaynaklanmadigim israrla
söylediler. Jamiesonbu ifade kargistnda inanmadlglm gösteren bit bakigla yetindi. Yine de 5
Ekim tarihinde, Viyana toplantismdan üç gün önce, istemeyerek de olsa, Antitröst Dairesi
McCloymüvekkillerine birlikte müzakere etmek için gerekenaklanma belgesini verdi.
Bir evvelki bahar, Washington'da, Ortadogu'daaskeri çatigmaolabilecegi konusunda bazi
endigeler vardi. Ancak, yaz aylarmda bu endigeler da Lidl Ve aylar boyu Amerikan istihbarati bir
savag olasiligini hatirina getirmedi.Savagtdügünmek akla yakm degildi. Bit kere Ísrail'inelinde
dügmanliklara davetiye gikarmak için sebep yoktu. Ayrica 1967de yapmig olduklan ani saldtriya
benzeyen yeni bir saldirlya da cesaret edemezlerdi. Askeri üstünlük Israilliler'desayildigma göre
Araplar'in agir yenilgiye ugrayacaldan bir savag baglatmasi aktl almayacak bir geydi. Var olup ol-

564
mamalan pamuk ipligine bagh Israilde savagolasillŠlm devamli olarak göz ardi ediyordu, ki bu
Amerikalilar'm durumu dogru geklide teghislerinietkileyen bir faktör oluyordu.
Demekki ilgililer bir sava; beklentisi içinde degildi ve bu konuda bir uzlagma olugmugtu.
Ancak, bu uzlagmada bir de istisna vardi. Eylül sonlannda, Milli Güvenlik Kurulu bir rapor ya-
yinlayarak askeri sinyallerin birdenbire yogunluk kazandigini, bunun da Ortadogu'da savagin
yaklagmaktaoldugunun igareti oldugunu bildirlyordu. 5 Ekim tarihindeSovyetlerani olarak Su-
riye ve Misir'daki yurttaglanm uçakla bölgeden geriçektiler.Su davrampm açikça belli ettig an-
lam da göz ardi edilecekti.O gün Beyaz Sarayiçin ç1kanlanbir CIA incelemesinde gunlarrapor
ediliyordu: "Gözlenmigolan askeri hazirliklar taraflardanherhangi birinin yeni dügmanliklar
baglatmak niyetinde oldugunun igareti degildi." 5 Ekim tarihinde, ögleden
sonra saat 5.30'da
Beyaz Saray'averilen en son israiltahminraporunda pu sözler yer allyordu:
"lki

ordunun (Misir
ve Suriye) Israil'e kargi askeri operasyona girigmesini çok uzak bir olasihk olarak görüyoruz."
Amerikan IstihbaratServisi'ni temsil eden The Watch Komisyonu, konuyu bagtan sona ele ahp
geligmeleri ve olabilecekleri tümüyleirdeledikten sonta savagm olasi görülmedigtsonucuna van-
yordu.
Aym gün, vakit henüz Washington'daögleden sonrayken Ortadogu'da gece vaktini göste-
riyordu. Israil'de ise durgun saatler yaganlyor,Museviler'in kasvetli ve en kutsal bayrami olan
Yom Kippur törenleribagliyordu. Riyad'da, Suudi delegasyonunun OPEC üyeleri Viyana'yauçug
için jettekiyerlerini aldilar ve uçakta teknikdosyalari incelediler. Bunlar daha çok flyatlar, enflas-
yon, girket kârlan ve petrolün yogunluk farkhhklanm içeren konulardi. 6 Ekim tarihindeViya-
na'ya ayak basmcaya kadar dramatik geligmeden yani Misit ve Suriye'ninÍsrail'ekaryt süpriz bir
saldm yaptigindanhiç haberleri olmamigtL ABD Dogu Yakasi saatine göre, aym günün sabahl
uykudan uyanan üst düzey Amerikall yetkililer ve petrol sorumlulan da híç beklemedikleri bir
durumla kargilagtyorve Ortadogu'yu savag içinde buluyorlardt.
Dügmanliklarm bu gekilde birdenbire su yüzüne ç1kmasiViyana'daki OPEC delegeleri ara-
smda büyük paglonhkve karmaçaya neden oldu. Petrol girketiyetkilileri tartigmaüzerine geldik-
lerinde Arap delegelerin heyecan içinde birbirlerine o gününgazetelerindeçtkan köpe yazilanm
ve fotograflan gösterdiklerini gördü. OPEC'inArap delegelerinin durumdan hognut olduklari ve
savag meydamnda bir Arap zaferi gibi görünen olaylardan kendilerine güven payi çikardiklan
apaçik ortadaydi. Petrolcülere gelince onlara sadece sinirlenmek dügüyordu. Artik fiyat konu-
sunda sadece kendilerini savunma durumuna dügmemigler, herhangi bir an o veya bu gekilde
petrol denen silahin bu oyuna dahil edileceginide anlamiglardi. Íranpetrol bakam petrol adam-
larmm
"biraz

panikdurumunda" olduguna dikkat çekti.Ancak, bundan daha da önemlive kap-


samlibagka bir geydaha sezmigti. "Onlar artik kuvvetten dügüyordu."
Müzakere masasinda, savagin Ortadogu'da tüm giddetiyle devam etmesine ragmen, girket-
ler, ilan edilmig resmi fiyatin yüzde 15 fazlasim teklif ettiler. Bu, varil bagma yaklagik kirk be;
sent artig demekti. Petrol ihracatç11art ise bunu tümüyle yetersiz ve gülünç buldu. Yüzde
100'lük bir artly, diger bir deyigle üç dolar daha artig istiyorlardi. Aradaki fark fazlaslyla büytik-
tü. Sirkete mensup müzakere ekibi, baglannda Exxon'dan Pierce ve Shell'den André Bénard ol-
dugu halde kendi baglanna bir yamt veremeyeceklerini, Avrupa'daki ve BirlegikDevletler'deki
üstlerine damqmak zorunda olduklanni söylediler. Artik, müzakereedecek bagka bir
geykalmig
miydi?Bundan öte masaya yaptiklanndan bagka ne tür bir teklifgetirilebilirdi? Bunlan üstlerine
sordular, ancak Londra'dan ve New York'tan gelen kritik yamt hiç de olumlu degildi. Hiç degil-
se o gün için yeni bir teklifyapilmamast" isteniyoidu. Aradaki fark o denli büyüktü ki
"herhangi

I
irketler, önce sanayide geligmigbüyük ülkelerin hükümetlerine dampmadan aradakifarki kapat-
mak girigimigibi son derece tehlikeli bir geye cesaret edememiglerdi. Bunun Bati dünyasmm
ekonomileri üzerinde nasil bir etkisi olabilirdi? Talep edilen büyük artiplar acaba tüketicilerinstr-
tma yüklenebilir miydi? Aynca, geçmigylllarda, OPEC'ten önce, irketler çok çabuk pes ettikle-

565
ri gerekçestyle elegtiri almiglardt. Simdiise durum kendi baglanna bir karar alamayacaklan kadar
kritik ve politikti. Bu nedenle çegittigirket merkezleri Piercy ve Bénard'a müzakereye devam et-
memeleri, erteleme istemeleri talimatimverdi. Su arada batili hiikümetlerle dam§malar yap11a-
cakt1. 9-1 l Ekimtarihleriarasmda Birlepik Devletler,Japonyave yanm düzine Bati Avrupa hü-
kümeti kolaÇan edildi ve ne dügündükleri soruldu. Gelen yamt oybirligiyleahnmigti. Ihracatç11a-
nn istedikleri fiyat agiri derecede büyüktü ve girketlerkesinlikle daha yüksek teklifte bulunup
durumu sonundaOPEC'inkabul edecey düzeye getirmemeliydi.
Savagbaglayah alti gün olmuçtu. 2 Ekim gününün çok erken saatterinde Piercy ve Bénard
Yamani'yi görmek için kalmakta oldugu Intercontinental Otel'deki dairesine gittiler. Yamani'ye
o gün ¯içín daha yüksek bir teklifyapamayacaklanni aç1kladilarve yeni bir yamtm çerçevesini
çizmekiçin iki hafta süre istediler. Yamanihiçbir yamt vermemigti. Yanityerine Piercy için koka-
kola 1smarlad1, bir dilim limon kesti ve koka-kolanm içine sikti. Bekledi; konugmamn devam et-
mesini bekliyordu. Piercy'ye kolay1verdi, ancak ne Piercy ne de Bénard Yamani'ye bagka bir gey
söylemediler.
.
Sonunda Yamani "Bundan hoglanmayacaklar" dedi. Bagdat'a telefonetti ve Arapça olarak
uzun ve heyecanh bir konugma yapti. Daha sonra iki petrolcü adama gu sözleri söyledi: "Size
çok kizdilar."
Yamani aynca kendisiyle aym otelde, Intercontinental'de kalmakta olan Kuveyt delegasyo-
nundan bir delegenin odasim da aradi. ÇokgeçmedenKuveyt petrol bakani, pijamaslyla odada
belirdi. Konuçmahararetli bir gekilde devam etti. Yamani, gimdi de uçak tarifelerinebakmaya
baglamigtl. Artik konuçacak bagka bir geyyoktu. Sonunda, gün agarmadan, sabahm henüz ka-
ranlik saatlerinde toplantidagildL Aynlmadan õnce George Piercy gimdine olacagmt sordu.
Yamani pu yamt1 vermíçti: "Radyoyudinleyin."

Sedat'in Sürprizi
Araplar'in son saldinyagirisme günü olarak Yom Kippur'u seçmelerinde özel bir amaç vardi. Ís-
rail'i böyle bir saldin için en hazirliksiz olduklan zaman avlamak istiyorlardi. Araplar'm topye-
kûn savunma stratejisi, hazir durumdaki rezervlerin süratli ve bütün olarak seferber edilmesi ve
kullanima sokulmasma baghyd1.Saldinya girigmekiçin Yom Kippur en uygun gündü. Çünkü
kutsal say11anbu günde ülke bütünüyle tefekkür ve vicdan muhasebesine çekilmig olacak ve
vaktini dualarla geçirecekti. Sedat da bunu bildiginden stratejik bir saldin yapma kararmi almig
ve bunun gerçeklegmesiiçin hileye bagvurmuytu, Bundan evvel en az iki kez daha bu aldatma-
ca yolunu denemig, savaghazirligt yapar gibigörünmügtü.Her ikisinde de Israilbüyük masrafla-
ra ve bütçe zotlamalanna katlanarak seferberlik ilan etmig, ancak tüm emekler boya gitmigti, Is-
rail'in bu deneyimi Sedat'm tam ümit ettigi sonucu vermig ve Israil'igüphecive tedirginetmigti.
Nitekim 1973 Mayis1'nda yap11angereksizseferberlikten ötürü ÍsrailGenelkurmay Bagkam ka-
muoyu tarafmdangiddetleelegtirilmigti.Seferberlige neden olan Sedat aldatmacasmda Esad'm
da parmagt vardi. Suriye ile baglantisi olan bir terör orgam Moskova'dan Viyana'ya gitmekte
olan bazi Sovyet göçmenleri kaçirmig, bunun üzerine IsrailBagbakam GoldaMeir ortaya çikan
bu krizle meggul olmak için Avusturya'ya gitmigti.Kriz 3 Ekim tarihine kadar Israillíderliginin
tüm dikkatinin bu konuya yogunlagmasma neden oldu.
Yine de havada yaklagmakta olan bir saldirimn ciddi igaretleri seziliyordu. Ne var ki Israili-
let tipki Amerikahlar gibi bu igaretleri görmemezlikten geliyordu.Saldiridanbirkaç hafta önce,
Suriye kaynakli bir haberden BirlegikDevletler'e Suriye'nin saldin emrini de içeren ve çaç1rtici
bir gekilde dogru çikan bir istihbarat ulagmig,ancak bu çok geç depifre edilmig, daha evvel gelen
ve bazilan tamamenyan1t; çikan diger istihbarat arasinda kaynayip gitmigti.Suriye'deEsad bü-
yük mezarhklar hazirlanmasi için talimatvermigti ki bu da üstünde durmaya deger bir igaretti. 3

500
Ekim tarihinde BirlegmigMilletler Güvenlik Kurulu, CIA mensubu bir yetkilíye Misir kaynakli
büyük askeri kuvvet hareketleri hakkmda sorular sordu. CIA yetkilisi bu soruya gu yamti ver-
migti: "Ingilizler,daha henüz Misir'daiken, sonbahar manevralanm senenin bu günlerinde ya-
pardi. M1sirl11araym geyisürdürüyor." Bazi Amerikah bürokratlar yazdiklanraporlarda Misir'da-
ki hastanelerde hasta yataklarmmbirdenbire bogaldlglll bildirdilerse de, bu raporlara kulak asil-
madi ve bahsedilen olaym Misir'm uygulamaytâdet edindigi askeri bir tatbikat olduguna, hiçbir
anlam tagimadigmakarar verildi. Önce 1 Ekim'de, sonra da tekrar 3 Ekim'de, Israilligenç bir
üstegmen amirlerineMisir askeri kuvvetlerinin harekete geçtigini,bunun yakm bir savasm be-
lirtisi oldugunu bildiren raporlar sunacakt1. Su raporlar da ötekiler gibi göz ard1 edildi. israilas-
keri kuvvetleri ve özellikle de istihbarat1, savag olabilmesi için mutlakabelirli önkogullann mev-
içinde idiler ve kamlanna göre güncelkogullar Misirlilar'in saldin-
"saplanti"
cut olmasi gibi bir
ya geçmesineuygun degildi. Savag belirtileri üzerinde durmamalannm nedeni de buna dayam-
yordu. Yine de, ekim ayimn ilk günlerinde Misir'da g0revli.Onemlibir Israilkaynagi çok ivedi bir
mesai gönderdi. Su mesaj üzerine derhal geri çagnlarak Avrupa'ya getirtildi ve bildikleri hakkm-
da ifadesi almdi. Söyledigi gey açikti ve hiçbir kuçkuya yer vermiyordu. Ancak, nasil olmugsa ol-
mug, Tel Aviv'e uyansmi göndermekte bir gün geç kalmigti.Artik yapacak bir geyyoktu, geç ka-
lmmigti.
Amerikahlar da Israillilerkadar hatali davranmig, Sedat gibi dügünmemek, kendilerini
onun yerine koymamak ve sonunda sözleriniyeteri kadar ciddlye almamak gibi çok büyük gaf-
lette bulunmuglardi. Anterikahlar da, allyllmigbazi tutum ve fikirler yüzünden çok önemli ana-
istihbarat uyanlarim diger uyanlardan ayirmakta, inceleme ve dogru gekildeyorumlamada ih-
mal göstermiglerdi.Kissinger bile, sonradan kabul ettigi gibi, 1973 Ekimi'ne kadar Sedat'1 bir
devlet adammdan çok bir aktör gibi görmügtü.Sedat'm oynadigi kumar hedefini bulmuy ve
Arap saldinsmm Israilliler için ifade ettigi kapsam ve dehget tipktAmerikahlar'motuz iki yll ön-
ce Pearl Harbor'da yagadigimn ayni olmuytu. Olay yagandiktan sonra Ísrailliler kendi kendilerine
nasil olup da bu kadar gafilavlanabildiklerini sormuglardir. Ortadakilçaretler apaçik belliydi. Ne
var ki onlar özellikle de kibirli ve kendilerine kargi agin özgüvenli olduklano günlerdebu igaret-
leri aym zamanda gelen çeligkili,kasten, yamltma amac1ylagönderilmig diger düzmece bilgiler-
den kolayca ayirt edememiglerdi.
davramplann teyidi" olarak kabul
"dügmanca
Sonunda saldindan dokuz buçuk saat evvel,
ettikleri yambaglarindaki tehlikeyigörmelerine karym, hâlâ gafletten kurtulmuy degldiler. Kanila-
nna göre artik devir degigmigti. 1967 yllmda degildiler. llkhareketi kendiferinin yapmasi, ilk adi-
mi atmalan dogru olmazdi.Aynca, talihsizbir yanlly istihbarat yüzünden sava; çoktan bagladigt
halde onlar savagin dört gün sonra baglayacagm sanmiglard1.Kisaca, Ísraillifer henüz savag için
hiçbir yönden hazir deglldi ve saldirmin ilk birkaç günü, asil giddetlitaarruz baglamadan israilor-
dulan geri çekilmigve püskürtülmügtü.Misirklar ve Suriyelilerbüyük zaferler kazamyordu.

"ÜçüncüTapmagimiz Yerle Bir Oluyor"


Savagbaglar baglamaz Amerikalilar'in bir numarah hedeft hemen bir ategkes saglamakoldu.
Ategkes süresi içinde dügman taraflannsavagtan evvelki smirlara geri çekilecegini, ondan sonra
da durumun diplomatik yolla çözümü için yogun çaba gösterilecegiümidindeydiler. Birlegik
Devletler ilk öncelik olarak da bu ige.degrudan bulagtinlmamasim istlyordu. Sovyetler'ce des-
teklenen Araplar'a kargi Israilliler'i
desteklediginin pek de açik olarak bilinmesini istemlyordu.
Ne var ki Israil'inüstünlügü herkesin gördügübir gerçekolduguna göre bu pek de mümkün de-
gildi.ABD politikasi Israil'inyenilmesi yanlisi olmamakla beraber, üst düzey bir bürokratm söz-
leriyle en fyl sonuç "Israil'inkazanmasi, ancak bu operasyonda biraz da burnunun kanamasi"
olacakt1. Böylece burnu kanayan Israilsonunda uysallagip uzlaymaya daha yatkm olurdu.

567
Ne var ki hiç beklenmedik bir an Ïsrailliler'inyapt1gl çok ciddi ikinci yanlig hesap yüzün-
den (birincisi hiçbir zaman savagolmayacagiría inamamakti) kanayan bir burundan çok daha kö-
tü bir olguyla kargilagildi.Israil1967 Alti GünlükSavagdeneyimitie kanarak elindeki donammm
savagm ilk üç haftast için yeterli olacagim sanmigti. Ancak yamlmiglardi çünkü 1967 savagi lsra-
il açismdan çok daha kolay geçmigti ve o zaman hem askeri bakimdan daha üstündüler hem de
saldmya beklenmedik anda geçtíklerinden sürpriz savagm avantajmdanyararlanmiglard1.§imdi
ise, Sovyet silahlarlyla adamakilli donanmig olan Misir ve Suriyekargismda çarçabuk
savunmaya
itilmig olduklarindan Israillilerellerindeki donantmm tehlikelibir hizla tükenmekte oldugunu,
bu tükenigintahminlerindençok daha büyük olugtugunudehgetle görüyorlardt.Donanim konu-
sundaki yanhp hesap Ísrail'eçok pahaliya mal olmug, aym zamanda dogrudan dünya petrol piya-
sastnda bag döndürücü bir degigime yol açmigtir.
8 Ekim Pazartesi günü, sürpriz saldmdan iki gün sonra Washington istail'e BirlegikDevlet-
ler'den bir miktar donamm.alabilecegini bildirdi. Donamm üstünde adi yazilmamig bir EL AL
uçaglyla ahnacaktL Bu miktarin yeterli olacagtsamlmigtt.Ancak Ísraílhâlâ ilk saldirmm getirdigi
agkmlik ve periçanliktan kurtulamamigti. IsrailSavunma Bakam Moge Dayanmorali bozulmug,
ne yapacagmi bilmez bir halde ülkenin BagbakamGolda Meir'e pu sözleri söylüyordu: "Üçüncü
Tapmag1mizyerle bir oluyor." Bu söz üzerine GoldaMeir, Richard Nixon'a gizli bir uyari mektu-
bu yazarak, Israil'inyok olmakta oldugunu ve yakmda tahrip edilecegini bildirdi. 9 Ekim tarihin-
de Birlegik Devletler Israilkuvvetlerinin çok büyük sikmtidaoldugunu Ve donanimin çaresizce
tükenmekte oldugunu anladi. 10 EkimtarihindeSovyetler Birligi önce artik geri gekilmeye bag-
lan Suriyekuvvetlerine ve daha sonra da Misir'a büyük bir donamm ikmall yapti. Sovyetler ayn-
ca hava birliklerini de alarma geçirerek öteki Arap devletlerini de savaga katilmaya tegviketti.
Bunun üzerine BirlegikDevletler Israil'eyapilacak ek yardimialmak üzere
Amerika'Ÿa daha faz-
la EL AL uçagL gönderilmesinitartigmayabagladi.Aym zamanda, DigigleriBakanligt Amerika'nm
ticarinakliyeyirketlerine Ìsrail'eyardim götüreceknakliye uçaklari vermesi için basloya bagladi.
Kissinger böyle bir yaklagimm nispeten az dikkat çekecegineve Birlegik Devletler'in Ìsrail'le
olan iligkisini gözlerden kaçiracagina inanmigtl. Daha sonra söyledigine göre "Araplar'in kendi-
lerine duyduklan güvenin korunmasi gerektigtinancmdaydt
"
Ancak, Sovyetler'in yapmig oldu-
gu donantm ikmalinin agirl oldugu kisa zamanda açiga çikmtytt.Nihayet 11 Ekim Pergembe gü-
nü Amerikalilar yeni ikmal yapilmadigt takdirdeÍSrail'in savagi kaybedebileceginin bilince vard1.
Kissinger'in ve hatta Kissinger'den çok Nixon'un bulduklan formüle göre, Birlegik Devletler
Amerika'nm bir müttefikinin Sovyet silahlarinca yenilgiye ugramasma izin veremezdi. Aynca
ölütucül bir savagm ne gibisonuçlar doguracagLm kim bilebilirdi ki?
12 Ekim Cuma günü Nixon'un pahsma iki adet özel mektup gönderildi. Bunlardan biri
dört Aramco Sirketi -Exxon, Mobil, Texaco ve Standardof California- tarafmdanaceleyle John
McCloyaracihglyla gänderilmigti.MektupViyana'daki OPECdelegasyonunun talep ettigi resmi
petrol fiyatt üzerindeki yüzde 100 artigin
"kabul
edilemez" oldugunu bildiriyordu. Yine de bir
miktar flyat artigmi kabul edeceklerdi ve bunu "ÖzgürDünya'da petrol endüstrisinin artik 'apa-

çik' operasyon yapmasma,yedek kapasitesi kalmadigina" bagllyorlardi. Ancak, bu konudan da-


ha bile ivedi bagka bir konuya daha degniyorlardi. BirlegikDevletler Israil'everdigi askeri deste-
gi artirdigitakdirde Ìsrailmisilleme yapacak ve bunun etkisi
"çig

glbi" büyüyerek sonunda bü-


yük bir petrol stoku krizine yol açacakt1.Mektupta bir bagka uyari daha vardi: "BirlegikDevlet-
ler'in Ortadogu'dakikonumu Japonlar'a,Avrupalilar'm ve belki de bölgede Amerika'ntn ayagm
kaydtrma peginde olan Ruslar'a klyasla gimdiciddi gekilde dengeden dügmek üzereydi ve bu, ül-
kenin gerek ekonomisi gerekse güvenligi açismdan gerileme demekti."
Ìkincimektupsa israilBagbakam GoldaMeir tarafindangönderilmig bir çaresizlikmesajiy-
di. GoldaMeir mektubunda ulusunun ve Ísrailhalkom yagammin artik çok tehlikedeolan den-
geye bagli oldugunu ifade edlyordu. Meir'in bu uyansi cuma günü gece yansina dogru Kissin-

568
ger'in birkaç gün içinde Israilsavag gereçlerinin tamamen tükeneceginiögrenmesiyle dogrulan-
di. Kissinger aynca Savunma Bakam James Schlesinger'den ticarinakliye ayarlama çabalarmm
sonuç vermedigini de ögremigti. Amerikan Hava Yollanbir Arap ambargosu veya teröristsaldin-
si riskini göze almamig ve kugkusuz uçaklarini savag bölgesi olan bir yere göndermek istememig-
ti. Birley'ikDevletler'in onlari zorla hizmete sokabilmesliçin Devlet Bagkam'nin Milli Olaganüs-
tü Hal ilan etmesi gerektigini söylediler.Schlesinger,Kissinger'e gunlansöylemigti: "Orayayar-
dim yapilmasim istiyorsaniz, bizim bagtan sona yol boyunca ABD hava tagimaciligim kullanma-
miz gerekir. Bagkabir seçenek yoktur. ABD hava tagimasio lmadan herhangi yeni bir yardim ya-
pilmayacaktir."
Kissinger bunu kabul etmek zorunda kalmigt1. Ancak, Schlesinger'den bir geyistedi. Schle-
singer BirlegikDevletler Hava Kuvvetleri uçaklarmm ancak gece karanliginda inig yapacagi, bo-
altma yapip gün igimadan evvel havalanm1§olacagt konusunda Israil'densöz almahyd1. Görül-
medikleri sürece ikmal igi mümkün oldugunca kirnsenin dikkatini çekemezdi.Cumartesi sabahi
yani 13 Ekim'de gün dogmadan, Schlesinger Israil'denistenen sözü aldi ve böylece Askeri Hava
Kuvvetleri Komutasi RockyMountainve MidwesternEyaletleri'ndeki üslerden Delaware'de bir
hava alamna ikmal yapmaya bagladi. Ancak, Amerikan uçaklanmn Israil'egiderken yolda ben-
zin ikmali yapmastgerekmigti.Cumartesi sabahi BirlegikDevletlerPortekiz'den Azor Adalar1'na
inig izni istedi. Bu izni almak için bizzat Bagkan Nixon'un dogrudan ve oldukça israrh baski yap-
masi gerekmigti.
Yine de Washington gizliligin devam edecegl ümidindeydi. Ne var ki bu gizlilikvarsaylmi
yapilliken doganm getirdigi beklenmedik bir olay hiç hesaba katilmamigti. Azor Adalan'ndaki
Lajes Havaalam'ndaçok sert esen yan rüzgârlar çikmig, C-5 A nakliye lyini tehlikeyesoktugun-
dan ikmal uçaklan Delaware'de ahkonmugtu. Rüzgár ögleden sonra geç vakte kadar dinmemig,
bu da yarim günlükzaman kaybma neden olmugtu.Sonuçta,C-5 uçag Israil'ecumartest gecesi
karanlikta inememigti. Ancak, pazar günü, 4 Ekim taríhinde gün agardiktan sonra aniden gök-
yüzüridepaldirküldür belirmigti; bu ara uçagin kocaman beyaz renkli ylldizlarmiherkes rahatça
görmügtü.Artik BirlegikDevletler dürüst simsar rolündeki konumunu sürdürme yerine Israil'in
aktif bir müttefiki olarak görülecekti. Aslmda yapilan yardimm amac1 Sovyetler'in Araplar'a yap-
tig büyük gereçikmalinin dengesini bozmak oldugu halde artik bunun önemi kalmamigti.Ame-
rikan yardiminin geri planda tutulmasiiçin gösterilen onca çabadanhabersiz olan Arap liderler,
bunu Amerika'dan gelen gok görkemli ve somut bir destek olarak yorumladilar.
ÏsrailMisir'dan gelen taarruz hareketini dügman henüz Sina'nm tehlikelidaglik bölgesin-
den geçmedendurdurmayi bagarmigti. 15 Ekim'de de Misir'a kargi baçan11bir zincirleme kargi
taarruzun ilkini yapti. Su ara Viyana'da 14 Ekim'de OPEC, girketlerleyapilan uzlagma görügme-
lerinin baçansizhkla sðnuçlandigni duyuruyor ve Körfez'deki OPEC ülkeleri petrol fiyati hak-
kmda karara varmak için Kuveyt'teyapilacak toplantmmtarihinisaptlyordu. Ancak, girketlerle
yapilan görügmelerkesildiginden delegelerin çogu Viyana'da kalmigtl ve kendilerini zor durum-
da birakilmig hissediyorlardi. Bu nedenle çilgmca bir telagla uçakta yet ayirtmak istedilerse de
savagnedeniyle havayollarmm Ortadogu'ya yapilan tüm uçuglan iptal ettiginiögrendiler Durum
delegelerin hiçbir geklide oradan aynlamayaca lm, dolayislyla da Kuveyt'te yapilmasi kararlagti-
nlan toplantimngerçeklegemeyeceginí gösteriyordu. En sonunda tek bir hava girketinin, Hint
Hava Yollan'mn Cenevre'den geçen bir jetinin Kuveyt'e inecegini ögrendiler. 15 Ekim gecesi
birçok delege havaalamna kapagi atarak büyük bir telaglauçaktaki yerlerini aldilar.
16 Ekim tarihindeKörfez devletlerinin he; Arap ve bir Íranlidelegesi Kuveyt kentinde bir
araya gelip birkaç gün önce Yamani'nin Viyana'daki otel odasmda baglatip yanm biraktiklan tar-
tigmalaradevam ettiler. Artik girketlerin yamtml daha fazla bekleyemezlerdi. Harekete geçtiler.
Resmi petrol flyatim yüzde 70 yükseltmeyi, varil bayma 5,11 dolar arti; yapmayi kabul ettikleri-
ni duyurdular. Bu artigla petrol pazan karaborsa fiyattyla dengelenmig oluyordu.

569
Yapilan bu hareket iki açidan, yani hem fiyat artigi yönünden hem de oybirligiyle empoze
edilmig olmasmdan dolay1anlamllydi. Ihracatçilannihracat için önce girketlerlekonuyu müza-
kere edlyor glbi gösterilmesi artik gerilerde kalmigti. Simdi petrolün flyatim artirma yetkisini bü-
tünüyle ve tam anlamlyla kendileri almigti. Öncekigeçi; döneminde petrol fiyati girketlerinoy-
birligiyle saptamrken sonralan ihracatçilara en azmdan veto haklo tamnmig,ancak artik bu dö-
nem de arkada birakilip bugünlere gelinmigti. Artik petrolde tam söz hakki ihracatçilarm elin-
deydi. Eu karar alindigmda Kuveyt kentindeki diger bir delegeye Yamani punu söylemigti:"Bu
an benim uzun zamandir bekledigim andir. Özlenendakika nihayet geldi. Simdi kendi malimi-
zm efendisiyiz."
ihracatçilarflyat artigmm büyüklügü için ortaya çikacak tepkileribekliyorlardi. Açiklama
olarak tüketiciülkelerin perakende fiyatm yüzde 66'smivergi olarak aldigtm, kendilerinin ise sa-
dece yüzde 9 aldigini duyurdular. IranPetrol Bakani Cemgid Amouzegar ihracatçilarm fiyatlan
pazardan gelen basklya göre ayarladigim, gelecekteise tüketicininödemek istedigi fiyat üzerin-
den saptanacagim söyledi.Yenipetrol fiyati Yamani'nin Exxon yetkilisiGeorgePiercy'yeradyo-
yu açmasmi söyledigi gün, tarihi 16 Ekim günü ilan edilmigti. Ancak, olaylarm akigi içinde Pi-
ercy bu haberi gazetelerden ögrenecekti.
OPEC'llihracatç11ar petrolün flyatmi oybirligiyleyükseltebildiklerine göre,acabadaha bag-
ka yeyler de yapmazlar miydi? Butakdirdesava; alamnda neler olacakti? Richard Nixon bundan
endige edecek ve 17 Ekim'de Mili Güvenlikten sorumlu baydanigmanlarma endigelerini bildire-
cekti. "Hiç kimse bu konunun benim kadar bilincinde olamaz. Sorun petrol ve bizim stratejik
konumuzdur" dedi. Nixon'un bu demeci ayni gün dünyanm yarrbölgesineçepeçevreyayildi,
tarihi bir anlam verilerek yorumlandi ve konu dönüp dolagip yine Kuveyt kentinde noktaland1.
Iran petrol bakani toplantlyiterk etmigti. Arap petrol bakanlan ise toplantlyasadece Araplar'a
mahsus bir mecliste bulunacaklan varsaylmlyla gelmiglerdi. Konu petrol denen silahti. Herkesin
kalasmda yalnizca bu vardt. Kuveyt petrol bakam demeç verip qunlarisöyledi: ¶imdi durum
1967dekinden daha kritiktir."

Ambargo-
Yine de sorun SuudiArabistan'm tam anlamtylane yapacagmdadügümlenmigti. Sedat'm baski
derecesindeki Israrma ragmen Kral Faysal önce Washington'la temas kurmadan BirlegikDevlet-
ler aleyhinde herhangi bir harekete geçmeyiistemiyordu. Nixon'a bir mektup göndererekIsra-
il'e verilen Amerikan desteginin devami halinde henüz sicak olan Suudi-Amerikan iligkilerinin
"illyacagLm" bildirdi. Bu 16 Ekím'de yapilmigt1.
17 Ekim tarihinde, petrol bakanlannm Kuveyt kentinde bir araya geldikleri sirada önce
Kissinger, sonra da Kissinger ve Nixon birlikte, Arap Digigleri'nin dört bakantn1 kabul etmekle
.
megguldü. Bu dört bakan Kissinger'in
"nazik

ve zeki" olarak nitelendirdigi Suudi Omar Sag-.


gaf'm önderliginde geldiler. Tartigmalar nezaket çerçevesinde geçiyordu Ve taraflarher ikisini de
ilgilendiren mügterek konular bulmayi Nixon ateykes ile
"242
baçarmigtL no'lu karar çerçevesi
içinde çaligmanm" mümkün olacagmi ifade etti. Bu, Birlegmig Milletler'in koydugu, Israil'i
1967 smirlarma çekilmeyezorlayan karardir. Suudi DigigleriBakani, Kissinger'in bu önerisini
kabul ediyorgörünerek Israil'inde yaçamaya hakki oldugunu, ancak bunun için 1967 simrlari
içine çekilmesininpart oldugunuileri sürdü. Kissinger ise açiklamayaparak Amerikan askeri yar-
dimmm Araplar'a kargi bir hareket olarak yorumlanmamasmi, bunun ABD ile SSCBarasmda bir
konu oldugunu ifade etti. BirlegikDevletler'in Rusya'nm yardimma tepki göstermesigerekmiçti.
Sõzlerinegunu da ekliyordu: Bölgenin o günkü güncel durumu aç1kve belirgin olmaktan uzakti
ve savagsona erdikten sonra BirlegikDevletler aktíf diplomatik rol üstlenerek bang için faallyete
geçecekti.

570
Saggafa göre Kissinger'in bu sözleriyleNixon kesin söz vermig oluyordu. Kissinger'in ara-
buluculuk hizmetleri ona göre Nixon'un fikriydi ve Nixon bir ateçkesin.baçarmm kesin garantisi
olacagt kamsmdaydi, Nixon ayrica Saggafve öteki yabanci digigleribakanlarma bir konuda daha
teminat verdi. Kissinger'in Yahudi asilli olmasma ragmen "Yahudiler'in baskilanna asla boyun
egmedigini" söyledi. Sözlerinegöyle devam etti: "SizlerinHenry KišsingerYahudi asilliAmerika-
11oldugu için kayg111oldugunu görüyorum. AncakYahudi asillt bir Amerikall da iyi bir Amerika-
li olabilir ve Kissingerda iyi bir Amerikall'dir. O sizin için çahyacak.".
Bagkan hiç geregi olmayan bu yorumu yaptigi strada Kissinger tedirginve Ofkeyledolu ye-
rinde lapirdamp duruyordu. Neyse ki Saggafdurumu kurtararak ustaca gu sözleri söylemigti:
"Burada hepimiz Samiirlandaniz." Bunu söyledikten sonra DigigleriBakani Beyaz Saray'ingül
bahgesine yöneldi ve orada beklegen muhabirlere konugmalarm yapicive dostane geçtigini söy-
'ledi.

Basmm görügünegöre her gey gül pembeydive gülücükler, gükran ifadeleri ve kargihkli
komplimanlarla doluydu. Saggafve öteki Arap digigleri bakanlarlyla yapilan toplantidansonra
Kissinger maiyetindeki ekibe petrol konusuna hiç deginilmemig olugunu hayretle karylladigmi
ve Araplar'in petrol silahim kullanmasmin olasi görünmedigini söylecekti.
Ne var ki Kuveyt kentindeki Arap petrolbakanlarmin o sirada akhndan geçen de aynen buy-
du. 1973 ylli baglannda Sedat aligikoldugu
"yüksek
sesle dügünme" konugmalarmdan birinde
Misir'm elindeki kozlardan söz ederken petrol silahma deginecekti. O güne kadar, onun Isranyla
Misir ve öteki Arap ülkelerinden eksperler petrol silahimn nasil kullanilacaginin plamni bile çiz-
miglerdi. Bunu yaparken BirlegikDevletler'de giderekbüyüyen enerji krizini dikkate almiglardi.
Su kesin olarak söylenebilir:Kuveyt kentindeki Arap delegasyonu 17 Ekim toplantisindançok da-
ha evvel bu fikrin en azmdan yabanctsi degtldi. Ancak, toplanti sirasi geldiginde radikal frak farkl1
bir fikir änerdi. Irakli bagdelege Arap devletlerini ölkelerini Birlegik Devletler'e yöneltmeye, Arap
dünyasmdaki tüm Amerikan ip hayatml millileptirmeye, Amerikan bankalarinda ne kadar paralari
varsa hepsini çekmeye ve BirlegikDevletler ve israil'edost öteki ülkelere ambargo uygulamaya
çagirdi. Toplantlya bagkanlik eden Cezayirli bakan, pratik olmadigi ve kabul edilemez oldugu ge-
rekçesiyle bu teklífigeri çevirmigtir.Yamani de, Krall'nin talimatiüzerine, Amerika ile her türlü
ekonomik bagLn kopanlmasimn resmen beyam sayllacak böyle bir teklifeyanagmadt; böyle bir ka-
rar en azindan tüm ilgili taraflariçin son derece güvensiz sonuçlar dogurabilirdi. Sonuçta öfke
içindeki Irakli delegeler toplantlyiterk etti ve tüm ambargo plamni bir kenara biraktilar.
Irak digndaki Arap petrol bakanlan ise ambargoyu kabul ettiler ve amaçlan gerçeklegince-
ye kadar eylül aymdan baglayarak her ay üretimin yüzde 5 kesilmesini istediler: "Dost devletle-
re" ise kesinti yapilmayacak, petrol evvelce hangi düzeyde verilmiyse yine aym düzeyde verile-
cekti. Orada hazir bulunan diger dokuz bakan da kendi aralarmda gizlibir karar alarak "Birlegik
Devletler'e ambargonùn en giddetle" uygulanmasim benimsedi. Amaç,
"giderek
artacak bu ke-
sintinin zamanla BirlegikDevletler'e petrol ihraç eden tüm ülkelere örnek olmasi ve kararda ka-
tilimiolan ülkelerce de uygulanmasiydi." Ülkelerden birkaç1hemen bir duyuru yaparak kesinti-
ye yüzde 5 ile degil yüzde 10'la baglayacaklarmiilan etti. Ne çapta olursa olsun üretimde kismti
yapmamn tek bir ülkeye uygulanan ihraç yasagmdan daha etkill olacagmi dügünüyorlardL Böyle
dügünmelerinin nedeni de petrolün 1956 ve 1967 krizlerindeki glbi her zaman için bir yerden
ötekine tagmabiliroluguydu. Aynca, kismti yapmakla petrol düzeyinin dügmüg oldugu da kanit-
lanmig olacakti.Plan bütünüyle dügünüldügünde acimasizdi; her ay kesinti yapilacak,aynca tü-
ketici ülkelere çifte standard uygulanacak ve bütün bunlar petrol ithal eden ülkelerdeki karars12-
ligi doruga ç1kariparalanndaki tansiyonve rekabeti artiracakti.Planm çok belirgin olan diger bir
amac1 da sanayi ülkeleri arasma daha igin baginda nifak sokmaktL
Kuveyt kentinde l 6 Ekim ve 17 Ekim'de yapilan iki toplanti bírbiriyle resmen baglantill
degildi. Petrol flyatmdaki artig ve OPEC'in fiyat tespit otoritesini tümüyle ele almastyla, aslmda
uzun süreden beri harekete geçirilmig
"petrol
silahim kullanma" karan kendine özgü ayn bir yol
I
I

571
I
I
üzerinde geligiyordu. The Middle EastEconomicSurveyguyorumu yapmigti: "Yeni Arap-Ísrail
savagmm bir olasililda Arap flyat tespitçilerininkararini büsbütün pekigtirdigi ve sertlegtirdigi
söylenebilir." ilerikisatirlardaise tarihi bir yetersiz beyanla gunlariyazmigti: "Büyük olasilikla,
üretimde yapilan kismti da petrol flyatlanm otomatikman daha da yüksege çekecektir."
Kuveyt toplantilarimtakiben olaylar hizla geligmeyebagladt. 18 Ekim tarihinde Nixon ka-
bineyi toplad1.Kabine üyelerine göylesöylecekti: "Çatigmanm uzayacagive Sovyetler'inArap-
lar'a yardimi artiracagt anlagildiktan sonra Sovyetler'in Israilaskeri dengesini bozma girigimleri-
ne engel olmamizve harekete geçmemizgerekiyordu.Bu nedenle geçen hafta sonu Israil'eyar-
. dim içín program yapmaya bagladik." Bunlarisöyledikten sonra bir önceki gün Saggaf ve öteki-
1erleyaptigt tartigmalariammsayarak konuçmasmi göylesürdürecekti: "Arap digigleribakanlany-
la dün yaptigtmiz toplantidaateykese sicak baktigimizi ve BM 242 no'lu kararnameye dayanan
bir barig anlagmasindan yana oldugumuzu aç1kçabelirttim. Yardim çabalannaAraplar'm tepkisi
bugüne kadar frenlenmig oldu. Onlarlailigkimizi bugüne kadar oldugu gibi bundan sonra da bir
çati§maya meydan vermeyecek gekildesürdürmeyi ümit ediyoruz."Bu sözlerle Nixon bir hayli
iyimser davranmigt1.
19 Ekim'e rastlayan ertesi gün Nixon Israil'e2,2 milyar dolarlik bir yardim paketi verilme-
sini teklifetti ve bunu açikça kamuoyuna duyurdu. Aslmda bu öneri iki gün evvelden kararlay-
mig, bu konuda, duyurudan haberdar olduklan zaman gagmamalarl için birkaç Arap ülkesine de
bilgiverilmigti. Bundaki strateji Misir ve Israil'inbirhirlerine üstün konuma gelmelerini engelle-
mek ve bunun için arada denge saglamaktt. Böylece her ikisinin de müzakere masasma gitmek
için sebepleri olacakt1.Ayni gün Libya, BirlegikDevletler'e yaptigt tüm petrolseykiyatmaambar-
go koydugunu ilan edecekti.
20 Ekim Cumartesi sabah1saat 2'de Kissinger bir ateykes formülü için Moskova'ya hareket
etti. Uçagabindiginde daha bagka gagirticihaberlerle kargilagti. Israil'eyardimteklifiniögrenen
SuudiArabistan evvelce belirttigi kesinti miktarim çok daha ileriye götürmüg,Amerika'ya yapt-
lan tüm petrol sevkiyatmi, en son variline kadar durdurma karan almigti.ÖtekiArap ülkeleri de
ayni geyiya pimdiden yapmiglardlya da yapmak üzereydiler. Demek ki artik petrol silahl tam an-
lamiyla sav4 alantna sokulmugtu,Kissinger'in deyimiyle bu bir çantaj silahlydi." Otuz
"siyasi

yillik savag sonu petrol düzeni son kez ölmügtü.


Ambargo tamamen bir sürpriz olarak gelmigti.Bir Aramco Sirketi bagyöneticisi "Ambargo
olastligtaklimm ucundan bile geçmemigti. Ben bir savag çikmasihalinde BirlepikDevletler eger
Israil yanlisi olursa Arap ülkelerindeki ABD girketlerinin mutlaka millilegtirilecegini dügünmüg-
tüm, o kadar" demigti. BirlegikDevletler hükümeti de delillere ragmen ambargo ihtimalini hig
dügünmemigti. Ashnda Arap dünyasmda yaklagikyirmi ylldan beri
"petrol
silahi" hakkmda yapi-
lan tartigmalar,bagarisizlikla sonuçlanan 1967 girigimi, 1971'de Tahran görügmeleri strasinda
savrulan ambargo tehditleri, 1973 baglannda Sedat'm
"petrol
kozundan" halk önünde açikça
bahsetmesi ve nihayet 1973 yllinin agin gerginpetrol pazan ambargoyu hatira getirecekyeterli
sebeplerdi. Ancak gurasi kesindir ki, Faysal'in Sedat'la yaptigt konugmalarm dogasi ne olursa ol-
sun, Sedat'a ne gibi vaatlerde bulunulmuy otsa da, gerek Faysal gerekse öteki tutucu Arap lider-
ler, güvenlikleri için tek dayanaklan olan BirlegikDevletler'e kafa tutmay1kolayca göze alamaz-
lardt. Ayrica gunu da söylemek gerekir ki, her ne kadar gokeolsalar da eger BirlegikDevletler Ís-
rail'e yardim göndermeseydi,bunu hayretle kargilarlardi. Durumu degigtiren ve sonuçta Ameri-
ka'ya kargi uygulanan üretim kismtilarmi ve ambargoyu asil körükleyen sebep Ísrail'eyapilan ye-
ni yardimm Azor'daki Laies Havaalam'nda ç1kanrüzgâr sonucu açiga çikmasive 2,2 milyar do-
larlik yardim paketiydl. Bazi Arap liderlerin dügüncesine göre eger harekete geçmemig olsalardi
bazi rejimler yllalma tehdidi ile kargi karplya kalacakti. Amerika'nm Israil'everdig destegi halk
önünde aç1kbir gösteri gibiyapmasi,Amerika'ya karplymiggibigörünmekiçin çok fyi bir baha-
ne olmugtu.

572
20 Ekim günü meydana gelen ve insanlarm tag kesilmesine neden olan olaylar ambargo-
dan ibaret kalmad1. Pazar günü sabahl, henüz Moskova'da olan Kissinger bir gece evvel Was-
hington'da olup bitenleri ögrenecekti. "Cumartesi GecesiKatliami" diye anilan ve Nixon için
bagkanligmm en kritik am sayllan olayda, Nixon, Watergate skandahntsorugturmakiçin göreve
getirdigi, Bagkan'inofisindeki gizli teyp kayltlanm mahkemeye sunan kendi özel
"hukuki
igler
sorumlusu" Archibald Cox'u içten atmigtir. Eu bantlann nasil ele geçtigikonusu Bagkan'la Sena-
to'nun arasmi açmig ve aralarindaki mücadeleninodak noktasi olmuytur.Bagkan bu bantlar ne-
deniyle birçok karanhk yasadigi olaya dogrudan katilmakla suçlanmigtir.Kovulmaolaymdanhe-
men sonra, BagsavciElliot Richardson ve bagyardimcisiWilliamRuckelshausolayi protesto ede-
rek istifa ettiler. Beyaz Saray'm Kurmay BagkamAlexander Haig bütün bunlan telefondaKissin-
ger'e göyleanlatlyordu: "Vegimdi burada göktencehenneme inmig gibiyiz."

ÜçüncüSinif Haydutluk
Ortadogu'da silahlarm ateglendigt sürede ve petrol yüzünden yaganan krizli haftalar boyunca
"bir
kigi" daha bagka iglerle meggul olmaktayd1. Bagkan Nixon bu ara
"baçaktör"
denebilecek
zincirleme bir olaylar dizisi içindeydi: "Üçüncüsimf haydutluk" dedigi olayin sebep oldugu ve
hiç beklenmedik gekildegelen Watergate skandallannmodak noktasi olmuytu ve bütün zamam-
ni bu igler aliyordu. BirlepikDevletler "Teapot Dome" olaymdanberi buna benzer bir geyetanik
olmamigtl. Watergate rezaletinin Ekim Savaç1esnasmda aç1gaç1kmasi, Amerikan halkmin kafa-
smda bir saplanti halini almasi, sava ambargo ve Amerika'nm yapabilecekleri üzerindeki etkile-
,

ri ve nihayet Amerika lçinde çegitlibakig açilanna yaptigt etkiler hepsi bir araya gelerek dünya
sahnesinde garip, sürrealist boyutta bir dramm yaganmasma neden olmugtu. .Örnekolarak 9
Ekim tarihi gösterilebilir. Eu tarihte çaresizlikiçindeki GoldaMeir, yardim igin pahsenNixon'a
yalvarmak üzere Washington'a gidecegini duyurmuqtu. Bu haber Nixon'a ulagtigmda,Nixon
Bagkan YardimcisiSpiro Agnew'un istifa igi üzerinde çaligmaktaydi. Agnew Nixon'dan kendisí
için bir dampmanhk igi bulmasini istemigti ve Íç GelirlerDairesi'nin kravatlan lçin ne kadar para
harcadigi hakkmda sorugturmaaçtigindan yakinmigti, 12 Ekim tarihi üst düzey Amerikah so-
rumlularin Israil'insavagt kaybedebilecegini alg11adigive nasil yardim gönderilecegl telagindaol-
duklan gündür.Sorumlular birdenbire Beyaz Saray'açagnhyor; Kissinger bunun
"hayra
alamet"
bir çagri olmadigini söylüyordu. Su toplantida Nixon yeni Bagkan Yardimcist olarak Gerald
Ford'u takdimedecekti.
Su olayl izleyen haftalarda Nixon zaman zaman kendi kigiselbunalimlanndan slynlip bîraz
rahatltyorsa da sonunda yine dünya krizine muhatap oluyordu. Bu günlerde Amerikan dig politi-
kasmin etkin kontrolü Henry Kissinger'in eline b1takildi. Kissinger Güvenlik Konseyi ÖzelYar-
dimciligl'ndan bagka DigigleriBakanligt'na da atanmigti. Geçmigte Kissinger iki farkli kesime hiz-
met vermigti. Harvard'm Harvard Sami Irklan Müzesi'nden kiralanmig bir mekânmdafaaliyet
gösteren Harvard Uluslararasi Íligkiler'de ve Nixon'un getin rakibi NelsonRockefeller'in yanin-
da çahgmigt1. Küçük bir çocukken Nazi Almanyasi'ndan Amerika'ya kaçan bu Yahudi göçmen,
bu eski profesör, bir vakitler en büyük tutkusu kamuda sertifikah muhasebecilik yapmak oldugu
halde gimdi Watergate'in garip, tutarsiz labirentlerinden geçip, Bagkanhk otoritesinin çatlama-
smdan da Otürü, _Amerikan hükümetinin megrulugunun tek temsílcisiolmuytu. Halk üzerinde
biraktigl olumlu kiçilik izlenimi giderek daha büyük boyutlar kazandigmdan, onur kaybma ugra-
mig Bagkanliginyarattig1boglugu kapayabilirdi. Amerika'ya duyulan güveninciddi gekildesarsil-
digt bir dönemde; Washington, medya ve dünyanm dört bir yanindaki bagkentler için otorite ve
devamhlik aç1smdankendisine mutlak ihtiyaç duyulan egsiz bir çahsiyethaline gelmigti.
Göründügü kadarlyla pek çok geyolup bitiyordu. Medya ve halkm kafast agin derece yük-
lüydü. Ancak, yine de Watergate ve Bagkan'm íçinde bulundugu durum Ortadoguve petrolü

573
l
I
i

dogrudan etkilemig, her ikisi üstünde de çok büyük sonuglar dogurmustur. Eger ortada gerçek-
ten kuvvetli bir Amerika Bagkani olsaydive 1972 seçimlerinden sonra Misir ile Israilarasmda
diyalog kurmay1 bagarsaydi belki de Sedat híçbir zaman savaga girmeyecekti. Su varsaylm en
azmdan tartigilabilir. Aynca akli bagka yerde olmayanbir Baçkan belki enerji konusuna daha et-
kin yaklagabilirdi. Savagbagladiktan hemen sonra Nixon o derece megguldü ve itiban o kadar
sarsilmigtiki, sorunlarla bag etmek için bir bagkandan beklenen liderligi göstermesi, petrolcüler-
le ve Amerika'ya açilan ekonomik savaglave de Rusya'yla bag etmesi olanaks1zdi.Yabancilider-
lere gelince, kismen aligkanlikkismen gösteri, kismen trajedive kismen de dehget haline gelmig,
Amerikan politikaslylaAmerika'nm Bagkanlik itibanm bu denli kökünden sarsan garip Waterga-
te igini anlamalanna imkân yoktu.
Watergate olayi aynca, 1970'li yillann enerii sorunlanntda beraberinde getirmigti:Ambar-
go, "Cumartesi Gecesi Katliami" ve Ekim Savagi'mn aym zamana rastlamast orada bazi mantiki
baglantilar varmig gibi gözüktü. Olaylar sisli, esrath bir gekilde birbirine kanglyor, bu izlenim in-
sanlarda derin güpheler yaratlyor, bu da birtakim casusluk teorilerinibüsbütün pekigtiriyor, bü-
tün bunlar bir araya gelip mevcut enerji sorunlarma daha rasyonel yaklagimi engelliyordu, Bazi
kipiler Kissing.er'inAmerika'nin iktisadi konumunu düzeltmek için Avrupa ve Japonya'ylaanla-
arak petrol krizinin üstesinden geldiginisavunuyordu. Diger bazilari ise Nixon'un savagi kasten
baglattigma ve ambargoyu da kasten tegvikettigine, bundaki amacm Watergate olaymi unuttur-
mak olduguna inanmigti. Petrol ambargosu ve bazi petrol girketlerinin gayrimegru kampanya ba-
giglari, kamuoyuna göre, Bagkanlik SeçimiKomisyonu'nun petrol girketlerindençekip aldigi ya-
sadigtkazancm bir parças1ydi.Bu söylentilerinpetrol girketlerineduyulan geleneksel güvensizli-
gifazlastyla artirdigt kugkusuzdur. Bu söylentiler aynca, birçok ki§inin Ekim Savagi,ambargo ve
enerji krizini petrol girketlerininintikam için çikardigmisanmalanna neden olmuytur. Ortaya
atilan tüm bu gÖrügler çok uzun ömürlüydü ve Ekim Savagi'ndanve Nixon'un Bagkanlikdöne-
mindenbile çok daha uzun yaçadl.

Teyakkuz Durumu
Riyad'da, 21 Ekim ögleden sonra, "Cumartesi Gecesi Katliami"m izleyen gün, SeyhYamani
Aramco Bagkam Frank Jungers'lebir araya geldi. Bu kargilagmada Yamani, birkaç gün önce Su-
udiler'in Aramco'dan istedigi ihracat ve gönderilecek yerler hakkmdaki bilgisayar verilerini de
inceleyerek Suudiler'in uygulayacagi kesintilerin ve ambargonun temel kurallanm tespit etti.
Sistemin uygulanmasimn çok karmapk olacagmi kabul ediyordu. Ancak Suudilerkararliydi ve
bu igin polisligni yapmalan igin Aramco'nun yamtmi bekliyordu. Susözleri de ilave etti: "Aram-
co'nun bu kurallari en küçük gekildeihlali halinde, giddetlekargihk göreceklerdi."Konugmamn
bir yerinde Yamani igle ilgili ayrmtilari birak1p Jungers'edaha felsefi bir soru sordu. Acaba kendi-
si duyduklarmdan hayrete kapilmig m1ydi?Jungers pu yaniti vermigti: "Hayir, hayret etmedim,
yalmz bu kismti bizim tahminimizden daha büyük."
Bundan sonra Yamani üzerinde dura dura bir bagka soru yöneltti: "Bu haber sizi pagirtma-
digina göre acaba bundan sonraki hareketimiz gagirtacakmi?"
"son-
Yamani ile yaptig konugmadaki izleniminden ve duydugu ötekí istihbarattan Jungers
raki hareketin" ne olacagim tahmin etmigti: "Diplomatik iligkilerde kopma olmasa bile Ameri-
kan tesislerinintümü millileptirilecekti." Yamani, Jungersile yaptigi son önemli konugmada bu-
na deginmly, "Bundan sonraki adim bugünkünün benzeri olmayacak" demigti.
Arada.geçen zamanda Kissinger ve Ruslar ateykes plam çaligmalarmi tamamladilar.Ancak,
uygulamginm ilk birkaç gününde ortaya bazi pürüzler çikti. Ne Israillilerne de Misirlilar ateyke-
se uymuyordu. Ayrica, yeni bir geligme olmug, Mistr'in ÜçüncüOrdusu'nun ele geçirilmesi ve-
ya imha edilmesi ihtimali belirmigti. Daha sonra Leonid Breinev'den Nixon'a patavatsiz dille ya-

574
zilmig tahrik edici bir mektup geldi. Sovyetler Birligi, ÜçüncüOrdu'nun imhasma izin vermeye-
cekti. Bu yapildigttakdirde Sovyetler'in Ortadogu'daki itiban da zedelenir ve Xissinger'in sözle-
riyle Brejnev
"aptal
durumuna dügerdi." Brejnev Amerika'dan ortak bir Amerikan-Sovyet gücü-
nün iki tarafiaylrmak için harekete geçirilmesinitalep etti. Amerika'nm igbirligiyapmamasiha-
linde Sovyetler kendi bagina devreye girecekti.Brejnev mektupta kötü bir ifadeyle
"bunu

açikça
söylüyorum" demigti. Su tehdit çok ciddi olarak yorumlandi. Sovyet hava birliklerinin tetikte ol-
dugu zaten biliniyordu; aynca Akdeniz'deki Sovyetgemileri dügmanca bir tavirlasulardaseyre-
diyordu. Acaba hedefieri Misir miydi?
Gece yansi geç bir saatte Amerika'nin en lademlí yarim düzine Milli Güvenlik elemaniaci-
len toplantiiçin Beyaz Saray'a çagr11dive "Degerlendirme Odast"nda bir araya geldiler.Nixon,
Alexander Haig'in istegi üzerine toplantiiçin uyandinlmad1. Haig Bagkan'in toplantlyakatilma-
yacak kadar
"gergin"
oldugunu söylemigti. Toplantlya katilanlardan bazilan Bagkan'1salonda gö-
remeyince bir hayli gagirdilar. Toplantlya çagrilansorumlulara asikbir suratla Brejnev'in mesajmi
kisaca özetledi. Dogrudan bir Sovyet askeri müdahalesine göz yumulursa, bu tüm uluslararasi
düzeni alaçagi ederdi. Brejnev'in SovyetlerBirligi'nin, Watergate'le ylpranmig Bagkanlik duru-
mundan yararlanabilecegini sanmasma izin vermemeliydiler. Panik içindeydiler. Bunun daha
bagkasebepleri de vardi. Son birkaç saat içinde BirlegikDevletler istihbarati uzun zamandirizle-
digi Misir ve Suriye'yesilah tagiyanSovyet nakliye uçaklanmn izíni
"kaybetmigti."
Hiç kimse
uçaklann gimdi nerede oldugunu bilmiyordu. Acaba, teyakkuz durumundaki havacilan alip Si-
na'ya götürmeküzere yine Sovyet üslerine mi dönüyorlardi?
Beyaz Saray'mDegerlendirmeOdasi'nda toplananyetkililer sonuçta risklerin birdenbire
fazlalagtigtsonucunavardilar. BirlegikDevletler Brejnev'in kafa tutugunakararli bir gekildekarç1
koymallydi. Kuvvetekargi kuvvetle yanit verilecekti. Amerikankuvvetlerinin haz1r oldugu me-
saji merkeze biraz da gigirilerek ulagtinldi. Bu, 25 Ekim sabahmmilk saatlerinde Amerikan aske-
rinin tüm dünyaya nükleer uyan yapacagi anlamindaydi. Mesa) açikti. BirlegikDevletler ve Sov-
yetler Birligiartik birbirlerinden tamamenkopuyor, birbirine kargi açikça dügman oluyordu. Kü-
ba krizinden bu yana böyle bir olay hiç yaganmamigti. Diger taraftanyanh; bir hesap nükleer ça-
tigmayayol açabilirdi. Bu nedenlerle son birkaç saat çok gergin geçti.
Ne var ki ertesi gün Ortadogudaki çatigmaduracak, Misir'm ÜçüncüOrdusu yardim ala-
cak ve ateykes hayata geçirilecekti.Bütün bunlar tam zamanmda olmuytu. Süper güçlerteyak-
kuz dutumundan ç1ktilar.iki gün sonra da Misir ve Ísrailli askeri temsilcileryirmi beg ylldan be-
ri ilk defa olarak kargi karplya konugmak için bir araya geldiler. Bu ara, Misirve BirlepikDevlet-
ler de aralannda yeni diyaloga girdiler. Bu olgularm her ikisi de bir yll önce Sedat ilk kumarmi
oynadlgl zaman onun hedefleri arasmdaydL Nükleer silahlar lonma sokuldu. Ancak, Araplar yl-
ne de petrol silahim gündemdetuttu. Petrol ambargosu yerinde kalmig, bunun sonuçlan Ekim
Savagi'm çok aparak ötelere uzanmtytt

575
30
"Ya amamiz lçin Pazarhk"

Ambargo dünya petrolünde yeni bir ç1gtnnigareti oldu. Nasil sava; generallere birakilmayacak
kadar önemli kabul edilmiyse, gimdipetrol de petrolcülerin eline birakilmayacak kadar önemli
·

sayll1yordu. Artik petrol devlet bagkanlarmin ve bagkanlann, digigleri, maliye ve enerji bakanlan-
"çarlanmn",

nm, Kongre üyelerinin ve parlamenterlerin, düzenleyici ve petrol eylemcilerin ve


bilginlerin ve özellikle de, bizzat kendi itirazma göre 1973'ten evvel petrol konusunda hiçbir
ey bilmeyen, uluslararasi iktisat alanmda ise pek az geybilen Henry Kissinger'in en bagta gelen
igi olmuçtu. 1973ylhna kadar Kissinger'm en sevdigi alan politika ve büyük stratejidit Ambar-
goyu izleyen aylarda yardimcilarma punu söylüyordu: "Bana petrol varillerinden söz etmeyin.
Petrol varilleri veya koka-kola gígesi, bence fark etmez. Ben bu igten anlamam. "Ancak petrol
denen silah sahnede bellrir belirmez bu diplomasi cambazi, lulicml kinma sokmak için herkes-
ten önce harekete geçecektL

"Kayip"
"Arap petrol ambargosu" denen yeyin iki ögesi vardi. Bunlardan daha genigkapsambsi tüm pa-
zan etkileyen ve giderek artan üretim kisitlamalandin Baglangiçtaüretimin kesilmesi ve her ay
uygulanan kesintiye yüzde 5 eklenmesi bunlardan bazilandir. ikinciöge, önceleri sadece iki ül-
keye, BirlegikDevletler ve Hollanda'ya empoze edilen topyekûnpetrol ihraç yasagi idi, ki bu ya-
sak sonradan Portekiz,GüneyAfrika ve Rodezya'ya kadar genigletilmigti.Bu ambargo garip bir
manevrayla sonralan BirlegikDevletler'in Dogu Yanmüresi'ndeki askeri kuvvetlerine kadar uza-
nacakt1. Bunlann içinde ambargoyu koyan devletlerin korunmasmdan sorumlu Altinci Filo da
vard1. Bir olasilkla petrol girketleri Altmci Filo'ya ambargo uygularken bir taraftan da onlara
kirplyor", böylelikle eksik kalan petrolün bagka kaynaklardan saglanacaginiima ediyordu.
"göz

Ne var ki böyle yapmi otsalar dahi Pentagon, ucu Amerikah kuvvetlere dayanan onca büyük as-
keri kriz günlerindebu göz kirpmayi kabullenemedi ve reaksiyonunu ölkelenerek gösterdi. Göz
kirpma olaytm Kongre de görmemig, bu yüzden Savunma Bakanligi'na kargt yapilan bu davram-
1 cürüm kabul edecek gekilde yasada degigiklik yapmigti. Bu ara ABD, askeri güçlerine kendi

kaynaklarmdan yeni ikmal yapmlytt.


1973 Kasim ayi baglarmda petrol silahmi kullanma karano ilk aldildan günlerdeArap pet-
rol bakanlan, diger ülkelere yaptiklan kismtiyt arttrma karari aldilar. Acaba gerçek petrol kaybi
ne kadard1? Ekimin ilk yansmda elde mevcut petrol toplaminingünde 20,8 milyonvaril oldugu
anlagilm14ti.Ambargonun en giddetleuygulandigi aralikaymda ise bu toplam günde 15,8 varile
indi ki, pazarda stokun günde 5 milyon varil gibibüyük bir kayip verdiginin igaretiydL Demek ki
bu dönemde Birlepik Devletler'deartik hiç yedek petrol kalmamigt1. Yedek petrol yoklugu, alti
yll önce, 1967 Alti Günlük Savagt'nda oldugu gibi bu defa da politika ve petrol dinamizminde
büyük degigiklik olacaginm i areti idi. Amerika'mn yedek petrol kapasitesi, her sava; sonu kri-

576
zinde oldugu gibi,II. Dünya Savagi'nda da Batt dünyasimn enerji güvencesimaritndatek ve en
önemli öge oldugunu kanitlamigt1.Ve gimdi bu marj artik yoktu. Yokoldugu íçin de Birlegik
Devletler dünya petrol pazannt etkilemede elindeki en önemli kozu kaybetmig demekti. Diger
üreticiler, fran'mönderliginde, günlük üretimlerini 600.000 varil artirmayi bagardt, Irak ise, Bir-
legik Devletler'e iktisadi savag açmak önerisinde bulundugunda bu teklifidiger Arap liderlerce
reddedildiginden, onlara küsmügtü. Küsmekle de yetinmeyipüretirnini artirmig ve dolayislyla
kazanci da artm14ti.Irak'm Saddam Hüseyin'iise SuudiArabistan ve Kuveyt hükümetlerine ver-
yansm ederek, onlari "Amerika ile ve Amerikan tekelciligiylebaglant11ar1herkesçe bilinen ege-
men çevreler"olmakla suçluyer, ayrica Avrttpa'ya ve Japonya'ya petrol kesintisi yaparak onlan
yeni bagtan müsibet Amerikalilar'm kollanna atmakla itham ediyordu.
Diger yerlerin üretim artlyi aralik ayt günlük net kaybmm 4,4 milyon varil oldugunu gös-
termigti.Bu, iki ay önce dünyada" mevcut toplam5,8 milyon varillik günlük artigm yakla-
"hür

ik
yüzde 9'u demekti. Bu kaylp baglangtçta pek büyük degilse de etkisi zamanla hissedildi. Bu,
uluslararas1 ticarete sokulan petrolün yüzde 14'ü gibi küçümsenmeyecek bir miktardi.Ayrica,
dünya petrol tüketimininyllda yüzde 7,5 artmasi da bu kaybm daha ciddi etkiler yaratmasma
neden olmugtu.
Kayiplarmboyutlan ve smirlan ise ancak bunlar gerçekleptikten sonra ögreniliyordu. Petrol
k1smtisinmkarmaçasi içinde mevcut petrol miktan olarak verilen rakamlarm dogrulugu da güp-
heliydi. Ayrica kaylplann abartilarak bellrtilmesi yönünde bir egilim vardt. Buradaki kangikhk is-
tihbaratmçeligkiliolmasmdan ve degigik kaynaklardan gelmesindendi,ikmalkanallannm fazla
yüklü olugunun ve giddet olaylari bozulmasmm da bunda rolü vardir. Ortada yanit bekleyen bir-
çok soru vardt Cevapstz kalari bu sorularhalktaki korku ve tedirginligidaha da artinyordu. Aca-
ba petrol kesintisi ileriki aylarda daha da artacak miydi? Ambargoya tâbi tutulacak daha bagka
ülkeler de var miydi? "Tarafsiz",
"tercihli" "en

ve tercihli"diye kategorilere aynlmigülkelerden


bir kategoriden öbürüne kaydmlacak ülke var miydi? Íyidavram; nedeniyle Araplar'm daha çok
petrol vererek ödüllendirecegi
"tercihli"
ülkelerden acaba
"en
fazla iltifata mahzar ülke" katego-
risine geçen olur muydu? Geri kalan ülkeler daha piddetli yaptinma mi tutulurlardi?
Süphesadece bu konularda da degildi. Çokgüpheliolan bagka bir konu daha vardL Son in-
celemeler petrol ihracatçilannm sadece kazanç gözettiklerini göstermigti.1967de ise toplam
kazançIanmn dügtügünü görmügler ve bu nedenle ambargoyu kaldirmiglardi. Kral Faysal, bu
olaydan ders aldigi için, en az 1972'lere kadar petrol silahmasarilmada oldukça tereddütlüdav-
ranmigtir. Simdi ise, varil bagma fiyatm roket hizlyla yükseldigi bu günde, ihracatçllar Resintiyi
ne hacimde yapsalar da yine toplam kazançlan artmig olacakti. Daha az satigyapsalar bile daha
çok kazanacaklardi. Kazançlarma bakip kesintlyi süresiz yapmalari veya eksik varilleri pazara
hiç sürmemeleri de söz konusuydu ki, bu kronik kitlik, süresiz korku ve hatta fiyatlarm daha da
artirilmas1demekti.

ÜretimdePanik
1973'ün o unutulmaz son aylanndaki poke edici petrol fiyatmdan daha rekor bir fiyat reçetesi
gösterilebilirmiydi? Bu reçetedeki maddelersavag ve dehget, petrolde kesinti, ambargo, kitlik,
çaresizlikle kivranan tüketici,ufuktaki yeni kesintiler ve Araplar'm artik hiç petrol üretmeyecegi
korkusu idi. Herkesi etkileyen bu korku ve güphe çok kapsamliydi ve insanlari sadece kendileri-
ni dügünmeye zorluyordu. Gerek petrol girketlerive gerekse tüketicilerçilgLn glbi yedek petrol
pegindeydi ve petrolü sadece güncel ihtlyaçlan için degil, ne getirecegi bilinmeyen flerisi için
stoklamak amaclyla da istiyorlardi. Panige kapilarak yapilan her petrol aligveri i pazarda fazla-
dan bir talebe neden olmuytur. Alicilar bulabildikleri her çegitpetrolü ne olursa olsun satm ala-
bilmek için çaresizlikiçinde mücadeledeydi. O günlerde güvenilír miktarda petrolü olmayan ba-

57î
gimsizbir rafinerici bu konuda sonradan.gunu söylemigtir. "Sadece petrol için pazarlik yapmi-
yorduk. Yagamimiziçin de yapiyorduk."
Pazarlik, fiyatlan daha da yüksege çekti. 16 Ekimanlagmasma uyarak Ïranpetrolü o tarih-
te varill 5,40 dolardan sattl1yordu. Kasim'da ise Nijerya petrolü l 6 dolardan fazlaya sattlmaya
bagladi. Arahk ortalarmda pazan smamak için Ìranbüyük bir açik artirmayapmaya karar verdi.
Teklif edilen flyatlar gerçekten inamlmayacak kadar yüksekti. Petrol varili 17 dolardan satilmig-
ti, ki bu 16 Ekim öncesini fiyatmm.yüzde 600 fazlas1ydi.Daha sonra, söylentilerle gigirilmi§ve
ustalikla organize edilmigbir Nijerya açik artirmasinda, petrol satm almada deneyimsiz bir Japon
ticaret firmasi, Japonya'nmpetrol stokuna yardimci olacagt telkini ile seksen kadar girketlereka-
bet ederek bir varil íçin 22,60 dolar teklif edecekti. Olaylarm akigi ticaret firmasimn bu fiyata
hiçbir zaman alici bulamayacagmi gösterdive aliçveri gerçeklegmedi; ancak o zaman hiç kimse
bunu ögrenemedi. Ancak o ara raporlardaha bile yüksek fiyatlar teklifedildigini gösterlyordu.
Ambargo ve sonuçlan endüstri ülkelerinin sosyal yapisma kadar igleyen goklara sebep ol-
muqtur. Roma Kulubü'nün karamsar yüzü bile büsbütün karamsar olmuytu. Olaylar, sonunda
E.E Schumacher'ín gerçekten iyi bir müneccim oldugunu kamtlamigti. Schumacher'inpetrol ta-
lebinin gelecekte hayal edilmeyecek kadar büyüyecegini ve sonunda Ortadogu'ya bagiml111k
tehlikesi doguracaglnl feryat ederek söylemekte hakh oldugunu göstermigti. Small is Beautiful
(Küçük Güzeldir) baghkh, yazan birkaç yild1r gizlitutulan kitabin tam zamanmda, 1973'te ya-
ylmlanmasiyla kendisinin kontrolsüz büyüme yanhlarma kargi olan kesimin iyi bir sözcüsü oldu-
gunainanmigti. Schtimacher1950'ler ve 1960'larda hâkim olan "Büyük Daha Güzeldir" felse-
fesinin savunucusuydu. Simdi, yagaminm bu ileri ylllarmda bu ünlü Kömür Sampiyonu, bu
Enerii Krah artik günün adamt olmugtu. Kitabmm baghgi ve yaptigi yorum -"daha
az daha çok-
tur"- ambargoyu izleyen yillarda çevrecihareketin en çok kullandigi deyim olmug, Schumacher
tüm dünyada bir kahraman mertebesinegetirilmigtir.Kraliçe Elizabeth onu ödüllendirmis, Buc-
kingham Saray1'nda ögle yemegine çagirmigtir. Aynca Prens Philip'le de özel bir akgam yemegi
yemigti. Tüm bu geligmelersonu Schumacher dünyaya beyanda bulunup "Parti sona erdi" diye-
cek, fakat hemen arkasmdan qu soruyu soracakti: "Acaba bu kimin partisiydi?"
K1thk dönemi kapida bekliyordu. En lyimser görüglebile beklentiler iç açici degildi. lktisa-
di büyüme yok olmug, inig dönemi ve enflasyon baglamigti. Uluslararasi para sistemi agm bir
zorlama ile kargt karplyaydt Böyle ciddi bir gerilemedenkalkinmakta olan ülkelerin zarar göre-
cegi kugkusuzdu ve aynca endüstriye dayali demokrasilerin lositlanan ekonomik kalkmma yü-
zünden olumsuz politik etkilerle kargilaçacagi da kara kara dügünülüyordu. Ekonomik kalkm,
manm savag sonu yillarda sosyalyaçama ayri bir pirilti getirdigiinkâr edilemezdi Uzatmah eko-
nomik sorunlar, savagiçi ylllarda yaganan ve son derece kätü sonuçlar veren sinillararasi anlag-
mazligm yeniden doguçu olabilir miydi?Bundan da öte, dünyamn en önde gelen süper gücü ve
uluslararast düzenin düzenleyicisi olan BirlegikDevletler artik savunmaya çekilmigti ve bir avuç
küçük ulus taralmdanapagilanmaktaydi, Yoksa artik uluslararasi sistem çözülüyor muydu? Ba-
ti'mn çökügü dünya düzensizliginin kaçmdmaz yükseligimi olacakti? Tüketicilere gelince,bun-
lar bireysel olarak flyat artiplatindan, ceplerindeki paramn tükenmesinden ve abgkm olduklart
yagam tarzmin bozulmasmdan gikâyetetmeye bagladilar. Yakmda bir çiginn kapanmasmdan
korkuyorlardi.
Ambargonun battli Avrupalilar ve Japonlar'mruh sagligi üzerindeki etkileri gergektençok
dramatiktir. Yaçanan kokugma onlan hemen anmda aclyla dolu savag sonu yillarimn yokluk ve
kithgma götürdü. 1950'ler ve 1960'lardaki ekonomik baçanlan pimdi onlar için tehlike demek-
ti. Bati Almanya'da Ekonomi Bakanhgl petrol tahsisigini üstlenmig ancak kendisini derhal daya-
mimaz üzüntüler içinde kivranan sanayicilerden gelen bir teleks denizi içinde bulmugtu. ilk te-
leks, en hareketli sezonunda olan gekerkamigi sanaylinden gelmigti.Yirmi dört saat bile mazot-
sui kaldigi takdirde, tüm operasyonlarm duracagt ve gekerin tüpler içinde kristalize olacagt bil-

578
dirillyordu. Almanya'mn geker sanayiininiglemez olup, rezervlerinin pazarda ebediyen kaybol-
mast korkunç bir kâbus olurdu. Bu nedenle gekerrafinerilerine yeterli miktarda mazot tahsisi
yapildi.
Ambargo Japonya'yadaha da büyük bir pok olarak geldi. Saghkh iktisadi büyümenin ülke-
ye kazandirdigt özgüven birdenbire paramparça olmugtu. Durumun kendilerini de ylpratacagi
yolundaki eski korkular geri gelmigti. Simdi Japontarkendilerine soruyordu. Acaba gösterdikleri
onca çabaya,çabgip didinmeye kargin yine fakir mi olacaklardi? Ambargonun yarattigt korku
halkta gida yoklugu panigini ategledi ve on dokuzuncu yüzyll sonu ve yirminci yüzyil ba§larmda
Japon hükümetlerini sarsan korkunç
"pirinç
isyanlarmi" animsatt1. Taksi goförleri öfkeyle göste-
ríler yapti; ev kadmlan telay içinde çamagir deteriam ve tuvalet kâgidi stoku yapmayakoyuldu-
lar. Bunlararasmda bazen iki yillik ihtlyacindan fazla satm alanlar da oluyordu. Hükümet kont-
ro1ü ele almamig olsa belki tuvalet kâgidi flyati da tipki petrol gibi dört katma çikacakt1. Sonuç
olarak Japonya'dakípetrol sikmtisma gimdi bir de tuvalet kâgidt sikmtisi eklenmigti.
BirlegikDevletler'de Amerikan karakterinin icabi ve yaganan deneyimler nedeniyle köklü
bir inanç hâkimdi. Su nedenle 1973 Ekimi'ne kadar Amerikan halkimn büyük bir kismi Ameri-
ka'nin petrol ithal ettiginibile bilmiyordu. Ancak sadece birkaç ay gibi kisa bir süre içinde Ame-
rikan motorlu araç sürücüleri anlayamadiklart bir nedenden dolayt perakende benzin flyatmm
yüzde 40 arttigim göreceklerdi. Hiçbir maldaki fiyat degigimi, petroldeki kadar somut, ani ve de-
rin etkili olmamigtir. Sürücülerartik depoyu doldurmak için daha çok para sarf ediyor, bazen de
günde bir defa benzinin fiyatmm yükseltildigi istasyonlara ugramadan geçiyordu. Ancak zaman-
la Federal Enerji Ofisi'nin
"petrol
kesintisi önlemleri almacagLnt" resmen duyurmaslyla, ki bu
kuyruklari" demekti, petrolsikmtisiartik çok daha somutlagmig,gözlerden saklanamaz
"benzin

olmugtu.
Benzin kuyruklari ambargonun ve bu uygulamanm dogrudan dogruya Amerika'mn igi ol-
dugunun açik sembolüydü. BirlegikDevletler'de ambargodan hemen evvel pazarda giderek
'en

büyümekte olan s1kmt1nedeniyle bir tahsis sistemi uygulanmigti ve gimdihalk bunu, ambargo-
yu bir igaret diye yorumluyordu. Ashnda tahsis sistemi petrolü ülke düzeyinde dengeli olarak
dagitmak íçin uygulanm14tir.¶imdiise beklenetiin tersi sonuç vermigti ve benzin, ihtiyaç olma-
yan bir yerden ihtlyaç duyulan bir yere aktar11amlyordu.Gazetelerinve söylentilerin abattarak
belirttigine göre, Amerikalilar kendi benzin korkulannm üstüne çamagir deteriam veya tuvalet
kâgid1 için degil, dogrudan benzinin kendisi için atillyordu. Sürücüler eskiden depodaki benzin
"bitene"
kadar arabay1sürdükleri halde, gimdi depolarm agzina kadar
"dolu
olmasma" dikkat
edlyor, bir dolarhk benzin eksigi olsa bile hemen salm allyor, böylece benzin kuyruklarmm uza-
masina neden oluyordu. Bu ihtiyath davranmak saylltyordu. Sürücülerdenhiçbiri sabah kalkti-
gmdahiç benzin kalmadigt sözünü duymak istemiyordu. Bazi benzin istasyonlarmda benzin
tahsisati,zamanla haftanm günlerineve plaka numaralarmintek veya çift oluguna göre düzen-
lendi. Bir iki saat kuyrukta bekleyen ve bu süre içinde motorlari çaligan, sinirleri de adamakilh
gerginlegensürücüler bazen salm alabildikleri benzinden bile daha çogunu bekleme strasmaa
yaklyorlardi. Ülkenin birçok yerinde benzin istasyonlan "ÖzürDileriz, Bugün Petrol Yok" levha-
si astyordu. Daha on yil evvel petrol bollugu yillarmda indirim yapildigt, istasyonlarin birbiriyle
"benzin
savagi" yapt1giammsanirsa, bunun ne kadar farkli bir durum oldugu anlagihr.Ambargo
ve sebep oldugu kitlik Amerika'yt kendi geçmigindenpaldir küldür koparacak, bu deneyim
Amerikah'nm gelecegine olan güvenini kökünden sarsacakti.

"Et Fiyatlari"
Richard Nixon sarsilan bu güyeni yeniden kazandirmaya çahyacakti. Kasimbaglannda, enerji
konusunun tartigildigtbir oturumda bir kabine üyesi resmi devlet binalarmda karartma yapilma-

579
sini önerdi. Bu öneriye yasa ve düzene çok merakh olan Saym Bagkan, kendisinin çok daha il-
ginç, daha kapsamli bir fikri oldugunusöyleyerek tepkigösterdi.7 Kasim 1973'te Bagkan olarak
korku ve dehget içindeki ulusuna enerji konusunda çok önemli bir konuçma yapti. Önerileriçok
çegitliydi.Yurttaglar termostat.ayarlanni düçürüp arabalanni kompulan ile or tak kullanmallydt,
Çevresel standartlan gevgetmek, kömürden petrole dönme çabalannaengel olmak için kendisi-
ne yetki verilmesini isteyecek, aynca bir de Enerii Aragtirma ve Geligtirme Idaresikuracaktt.
Proje Bagimsizligtadlyla büyük, yepyeni bir tegekkülkurulmasim istedi. "Gelinhep beraber mil-
li hedefimizi saptayalim. Apollo esprisi içinde Manhattan Projesi'ni gerçekleptirmek íçin çaba
gösterelim. Böylecebu on ylhn sonuna gelmeden kendi enerji ihtlyacimizi yabanci enerji kayna-
gLna dayanmadan kargilayacak gerekli potansiyeli kazamnz" dedi. Nixon'un bu plamnt deger-
deyimini.kullanmak yetersiz olur. Plamn gerçeklegmesi çok fazla teknolojik
"hirslt"
lendirirken
ilerleme, tonlarla para isteyen ve yeni çizilmigçevrecilikyolundan çark etme arilamma geliyor-
du. Baykan'm kurmaylan kendisini bu konuda uyarm1§, 1980 yllma kadar eneriide bag1mstzol-
malanmn olanakstz oldugunu, bu nedenle bu iddiada bulunup böyle bir gey istemenin münase-
betsizlik olacagini söylemiglerdi. Ne var ki son söz onundu ve kurmaylarmi dinlemedi. Kanism-
ca enerji artik hem bir kriz hem de yüksekpolitika igiydi.
Bagkan ilk agamada eski enerji çari, ambargodan evvelki günlerden kalma John Love't ip-
ten atti ve yerine Malíye Bakam YardimetsiWilliam Simon'u atadi. Kabineye Simon'unyeni gö-
revini açtklarken, onu ÜçüncüReich zamanmda silahlanma bakanligi yapmly olan Albert Spe-
er'le kargilagtirmigti. Söyledigine göre eger o günlerde Speef e Alman bürokrasisini yönetme gü-
cü verilmeseydi Almanya çok daha önce yenilgiye ugrardi. Simon bu kargilagtirmadan biraz ra-
hatsiz olmugglbiydi.Nixon konugmasim Simon'a
"tam
yetki" irerdigini söyleyerek sürdürdü.
Ne var ki Simon, Washington'un parçalanmty, kavgaci havasi içinde bu yetkiyi hiçbir zaman
kullanamamigtir. Yeni enerji çan kendisini hiç bitmeyen, hemen her saat bagi toplananKongre
oturumlannda bulacakti. Su tür bir oturuma katilmak için aceleyle toplantidançiktiginda,iki
ayn valiyle konugmasmm bitmedigini ammsayarak, geri dönüp tekrar toplantiodasma yäneldigi
olurdu. Bir gün aceleyle arabasma girerken kafasini çarpti ve kafasl yanldi; derhal diklyattirmak
gerektigihalde komisyon bagkam oturumu erteletmemig, enerji çan bey saat boyunca, kafasm-
dan yüzüne akan kanlara dayanarak, sorgu suale tutulmugtu. Benzin kuyruklarmm adim bagi
rastlandigt o aylarda sinirler o derece gergindi ki, Simon'un egi sonunda kocasmm ad1rn taglyan
hiçbir karneyi kullanmamak karanm aldi.
Idare, benzinin karneye baglanmasi için yapilan sürekli yakmma ve çagnyakargi geldi. So-
nunda, sikinti daha da büyüyüp sorun oldugunda, Nixon karnelerin basilmasim, fakat yimdilik
saklamp dagitilmamasim emretti. "Belki bu onlarm çenesini kapatir" diyordu. Nixon idaresi po-
litika ve yeni programlar üretmeyi sürdürdügü halde, Nixon pahsen kasith olarak krize tepki
gösteriyordu.Yardimc11armdanbiri, Roy Ash bir not yazarak Bagkan'i uyarmak istedi. Ash "Ge-
lecek bir iki ay içinde, gerçek ve acil petrol sikmtismi ileri sürerek baski yapmamamiz kanismda-
yim. Böyle bir basklya magazin basmmm çilgmhklan da katilacagindan sonundagereksiz·ve iste-
nenín tersi bir ener]i politikasiylakargilaçabiliriz"demig ve göylesürdürmügtü: "Öylezannediyo-
rum ki birkaç ay içinde, enerji krizine bugün et fiyatlanna nasil baklyorsak öyle bakacaglZ. BU-

gün nasil et flyatlan hükümetin sürekli ve günlük sorunu ise, petrol flyatlan da öyle olacak, an-
cak Bagkan'm ugragacag1bir kriz olmayacakttr." Bu notu almca Nixon kendi el yazistyla iki ayn
yorum notu gönderdi. "Tamamen hakhsmiz" ve
"sözleriniz
gok mantiklt" dedi. Ancak hallen
yagadqq benzin flyat artigt et flyatim kat kat agmigt1.Artik Amerikalilar'm Amerikall dogmakla
sahip oldugu haklar tehlikedegibiydi.
Bunun suçlusu kimdi? Birçoklari ambargodan, petrol sikmtismdan ve fiyat artiglarmdan
petrol sanayiini suçlu tutuyordu.Petrol girketlerinden sonra ikinci suçlu Nixon idaresiydi ve bü-
yük eleptirl hedefi olmuçtu. Aralik ayi bagtnda, kamuoyu aragtirmacisi Daniel Yankelovich, Ge-

580
neral Alexander Haig'e Bagkan'indikkatine sunulmak üzere, Maliye Bakam George Schultz'un
istegiyle hazirladigt, kamuoyunda
"ilk
panik igaretleri" konulu bir memorandumgönderdi. Yan-
kelovich açiklamasmda
"memleketin
enerjisiz kaldigi.dügüncesiyle halkm korku içinde oldugu-
nu" söylüyordu."Baziolumsuz kopullarm bir araya gelmesiyle ve yanh; bilgilenme, güvensizlik,
kangiklik ve korkunun da bunlara eklenmesiyle, kamuoyunda çok tutarsizbir ruh hali yarattlmig
oldugunu" ilave edlyordu.Olumsuzsayilan kogullar içinde Watergate, petrol endüstrisine duyu-
lan güvensizlik,i; hayatma gösterilengüveninsarsilmasi ve nihayet Nixon idaresinin "büyük
iç-
lere fazla yakm olmasi" vardt. Petrolcülüge güvensizlik halkm petrol sikmtism1flyatlan yükselt-
mek için petrolcülerin bahane olarak kullandiglHl sanmasmdan ileri geliyordu. Yankelovich me-
morandumda "Watergate" olayinm millette kapsamh bir ümitsizlik yarattigunve bir sonuç ola-
"ülkede
rak igler iyi gidiyor" diyenlerin oranmi Mayis 1973'teki yüzde 62'den Kasim 1973'te
yüzde 27ye dügürdügünü yazlyordu.
Artik ortada apaçik bir gerçekvardi: Zaylf duruma dügmüç idare mutlaka "somut
bir gey-
ler" yapmahydi. Ne var ki petrol krizini düzeltmek için skandaldan çok sars11migolan Nixon at-
tigt her adimda sadece halktan degil politika yapimcilarmdan da olumsuz tepkiylekargilaçacaktt.
Digigleri'nin o günkü Yakitve Enerii Direktörü Steven Bosworth ileride o günlere deginirken
öyle diyecekti: "Watergate nedeniyleortallkta genel bir felç havasi vardL Watergate Kongre'yi
ipnotize etmig, icra konseyini çamurabulamig, Beyaz Saray'ida ne yaptiginibilmez, ortada dola-
Ir birakmigtL Herhangibir konuda politik kararm ne oldugunu ilk elden anlamak imkânsizdi.
Artik Washington'da HenryKissinger digmda karar verici hiçbir mekanizma kalmamigti."
Kissinger'in bizzat söyledigt gibiWatergate
"çok
baglibir ejderha idi." Nitekim bu ejderha-
ya yenik dügmeyen tek kigi de odur. Dig politikay1, petrol politikasi dahil, Watergate skandalma
bulagtirmamaya çallymigtir. Ne var kl yurtiçi enerji politikast ayni çansa erigememigti. 1973 Ka-
I sim aymda, Beyaz Saray'dan bir bürokrat idarenin enerji konusundaki son faaliyetlerinin basma
duyurulmasmi ve bunun tarihiniHaig ile tartiplyordu.Bu görügmede göyle diyecekti:
"lyice

anli-
yorum ki, Sirica dosyasma ait teypleringeçmige gömülmesi, kamuoyunun dikkatinin bu konu-
dan uzaklagtinlmasiiçin pazartesigünü çok çarpicibir flaghaber yayimlamallyiz." Bunu söyler-
ken Nixon'un Oval Ofisi'ndekikayltlarm federal yargica verilmesi olaym1ima etmigti. Bundan
birkaç gün sonra Beyaz Saray danigmam Roy Ash ayni konuya deginerek Bagkan'm enerji konu-
sunda yapacagi beyanatm, hangi gün yapilmig olursa alsun basmda ilgiyle kargilanmayacagini,
ilk sayfada yer almayacagini söyleyecekti. Aç1kladiginagöre "Hiçbir gey Watergate olaylm unut-
turamazdi." Artik Nixon'un çevresindekiler Baykan'in devamli politik bir
"flag
olay" peginde
kogtugunu, böylece ülkenin Watergate saplantismdan ve her gün yeni bir perdesi açiklanan
skandaldan uzaklagmay1ümit ettigini gayet iyi anlamigt1.Nixon'un stratejisi belki de buydu. Ne
var ki sonunda amacma ulaçamamigtir.

Sefalette Egitlik
Dünya çapmda gerginlik, öfke ve güphenin egemen oldugu bu kogullarda, petrol arzmdaki dü-
güç milletlerenasil yansitilacakti? Bunu hükümetler mi, yoksa girketlermi yapmahyd1? Sirketle-
rin birkaç1petrol arzmdakitutumsuzluguilgililere daha gimdiden duyurmustu. Amerikan girket-
leri, özellikle de Aramco ortaklan açismdan ana problem Arap-israil anlagmazligmda dügümleni-
yordu. Araplar'a göre Birlegik Devletler Israil'ifrenlerse en azmdan bu ülkeye yardimm1 bitaz
keserse, her gey normale dönecekti. Bu formüle kargi istailliler genelde uzlagmaz tutumdaydi,
Araplar ise degildi. Arap girketleri konuyu farkl1görüyordu. Arz ve talep dengesi arastndaki siki
denge bozulmuy, tutarsiz ve güvensizkalmigtt. Endüstri dünyasi dünyamn güvenilmez, dõnek
bir parçasma aginbagimllydi ve gimdibundan etkilenlyor, zararmi görüyordu. Demek ki çare, gi-
derek büyüyen petrol talebiniyavaglatmak, bu arada bazi resmi enerji güvenlik önlemlerini al-

581
makt1. Hollanda Kraliyet/Shell girketlerihükümet liderlerine glzli bir "Pembe Kitap" göndere-
rek petrol piyasasimn tehlikeligekildeiglemez oldugu, bir kapigmanin kapida bekledigi konusun-
da onlan uyardilar. Shell Sirketí Amerikan girketlerinin yapmadlgl geyiyaparak bir kriz halinde
petrolün bölügülmesi için hükümetler arast bir anlagma yapilmast için kampanya açmigti. Hatta
daha gimdiden kendi planlama grubuna böyle bir sistemin igletme plammbile hazirlatm1gt1.
Batill hükümetler arasinda da 1973 Ekimi'nde önce bír petrol bölügme plam yapilmig ve
konu tartigilmigti.Bu, 1956 ve 1957de uygulanml; olan planin benzeriydi. Ne var ki hükümet-
lerin her biri sadece kendi ihtiyaç ve konumuna uyacak sistemde israr ediyordu. Sonunda,ger-
çek krizden evvel sorunlarm pek karmagik oldugu, riskler ve durum üzerinde görüç birligiolma-
digi, konunun yeterince önemle ele almmadigt ve böyle bir koordinasyonun Amerikan politikasi
için çoksorunlu olacagt gerekçesiyle bu fikirden vazgeçildi. Sonuçtahiçbir hazirhk yapilamamig
ti. 1973 Haziram'nda sanayi ülkeleri muhtelif seçenek ve fikirleri geligtirip degerlendirefek
resmi bir çallgmagrubu" kurmaya karar verdiler, K1saca,kriz gerçektenbaglamadan önce
"gayri

alman tek önlem bundan ibaret kalmigt1.


Krizin orta yerinde belirsizlikler içinde, Amerika-Avrupa iligkilerinin bu denli soguk
-onca

oldugu, Araplar'in da batili müttefikleri bölmeye kesin kararli oldugu bu dönemde- böyle bir
mekanizmayi çarçabuk harekete geçirmek imkânsizdi. Gerçi Avrupa Ekonomik Toplulugu üye-
leri arastnda petrolün nasil paylagtlacagimbelirleyen bir anlagma mevcuttu, ancak bu hiç uygu-
lanmamigtL Ne de olsa, petrol kesiminin asil hedefmín BirlegikDevletler oldugu dügünülüyor-
"ambargolu" "en

du. Aynca, Arap ihracatç11ardegigik Avrupa ü3kelerini veya tercihli"olarak st-


"bölügme"

niflara ayirdigi için Avrupalilar'm yetenegide olumsuz etkilen-


"birlegme"

ve petrolü
miç oluyordu.
ABDhükümeti, 1950 yllmm "SavunmadaÜretimYasasi"diye bilinen düzenlemesini o za-
man da pekâlâ uygulayabilirdi; ancak bunu yapmadt. Bu yapilmig olsaydi sürest belirli bir kriz
döneminde, antitröst bagigikligitamyan yasa sayesinde girketlerinpetrol ve istihbarat toplamasi
belki mümkün olabilirdi. Nitekim KoreSavagi'ndave 1951-53 Iranmillilegme hareketinde bu
yasaya, zaman zaman az veya çok bagvurulmugtu. Ancak eger bu defa uygulanmig olsaydi, pet-
rol girketlerininkrizden kolayca siyrilmayetenegi belki de büsbütün kösteklenirdi ve Araplar'la
bat111müttefikler arasmdaki anlagmazlik daha derin ve daha boyutlu olurdu. Aynca Watergate
skandalmm tam ortasmda bu konunun ortaya attlmasi, idare ile petrol girketleri arasmdakugku
uyandinp daha sesli elegtirilere hedef olabilirdi. Nixon o stralar ulusal çikarlarla ugragacak ve bu-
nun için ulusundan puan kazanacak konumda degildi.
Bütün bunlar krizle bag etmek içín ortada tek bir çözüm biraklyordu; artik her geygirketle-
re ve öncelikle de dev girketlere kalmigti. O güne kadar girketlerüretici ve tüketicíülkeler ara-
smda arabulucu rol üstlenmekten -Shell'den David Barran'm deyimiyle ince bli
"yumugatici

yag tabakast"olmaktan- daima gurur duymustu.


Ancak sinirlerin bu denlí gergin oldugu yagm" da birdenbire ortadan çekildigt
"yumuçatic1

böyle bir günde, bu rolü oynamaninne kadar güç oldugunu gimdianlam1;t1.


Bir taraftan da Arap hükümetlerinden çok yogun, son derece ciddi baskilar gelmekteydi;
girketler apaç1k tehdit ediliyordu. Ortadogu'datüm konumlano yitirecekleri söyleniyordu.Su-
udiler 18 Ekim'de ilk kesinti olarak yüzde 10 emrettigindeAramco derhal itiraz etti ve sadece
az bir kesintiyle yetindi. Araplar bir Amerikan girketiolan ve bazilarma göre onlarm dig yatirim-
lan içinde en kiymetli mûcevheri sayllan Aramco'nun bu davranigim anormal ve hazmedilmez
bulmuçtu. Aramco her ne pahasmaolursa olsun BirlegikDevletler'e kargi ambargo uygulanmasi-
m önlemek istemigti. Ancak acaba gansivar miydi? Millileptirilipbir kenara atilmaktansa onlarla
igbirligi yap]p dünya pazarma mümkün oldugunca çok petrol göndermesi daha lyi olmaz m1yd1?
Chevron'dan biri, Aramco Direktörü George Keller daha sonra, bu konuya pöyle deginmigtir:
"Hiç kugku yok ki, BirlegikDevletler'in çikan aç1smdan, petrolü tamamenkesme yerine, dünya-

582
mn dört bir yamndald dostlanmiza günde 5, 6, 7 milyonvaríl petrol gönderilseydi çok daha lyi
olurdu."
Bir taraftanArap hükümellerlyle bag edilirken, diger taraftanda hepsi birden kendi halki-
mn ihtiyact için petrol pepinde kogan tüketícihükümetlerle ugragmak gerekiyordu. Bunlar için-
de en güçlüsüBirlegikDevletler'di. Bu ülke sadece en büylik be; girketinanayurdu olmaklakal-
miyor, giripilentüm operasyonun bag hedell oluyordu. Sirketlerin baglattigtherhangi bir hareke-
tin en titizgekildeteftigten geçeceginin ve degerlendirmeye tutulacagminbilincindeydi. Pazarla-
n kaybetmek veya kendilerini digari atilmiggörmek istemiyorlardi. Aynca tüketicilerinsoruptur-
masim veya misillemesini davet edecek hareketlerden de kaçmmak zorundaydilar.
Bu kogullar altinda en akilci çarenin
"ac1yi
egitçe" ve
"sefaleti
epitçe" paylagtirmakoldugu-
na inandilar. Daha açtk bir anlatimla, kaynaklarm tümündengelentoplampetrol arzt, Arap kay-
nakh veya Arap kaynakh olmayantüm petrol dünyanm her bir ülkesine aym oranda kesintili ola-
rak tahsis edilecekti. 1967 savaginda uygulanmig olan ambargodan bölügme sisteminin nasil or-
ganizeedilecegi hakkinda biraz deneyim kazanmiçlardi. Ancak 1973 yllmin sorunlan ve riskleri
hiç kugkusuz 1967ninkinden çok daha büyüktü. Uygulanacak kesinti için 1973 yllmin ilk do-
kuz ayinin gerçek tüketimínive hemen önlerindeki dönem içín tasarladiklantüketimi baz aldi-
lar. Shell Sirketi'nden üst düzey bir yetkili bu konuda pöylekonugmuçtur: "Hükümetler bir ara-
ya geliptercih ettikleri bir alternatifte karar k11madigtsürece çekilen bu
'epit
istirap'
en dogru
yoldur." Sirketler konusunda ise aym kipi pu sözleri söylüyordu: "Bu yolla kendí mahvoluglanm
önlemig oldular." Bundan bagka herhangi bir ey yapmak, uluslararast girketleriçin intihar olur-
du. "Epit aci çekmek" prensibini destekleyen diger bir faktör de, uluslararasi petrol girketleri
pazardir." Ömekolarak büyük girketlerden birinin Uzakdogu operasyon-
"iç
içinde mevcut olan
lan sorumlusunu alahm. Bu kigihem Japonlar'a hem de kendi bölgesi içindeki hükümetlere du-
rumlari açiklamak zorundadir. Eger bu kigiAvrupa sorumlusu.olup kendisiyle ayni gõreviyürü-
ten meslektagina daha büyük oranda tahsisat yapildigim ögrenecek olsa, klyameti koparacagin-
dan güpheedilemezdi.
Sirketler normal partlaraltmda petro1ü el çabuklugu ile hileli yolla dagttma konusunda her
ne kadar deneyimliyse de bu defa tahsisaticogkuyla, hakkaniyete uyarak yapmak zorundaydi.
Gulf Sirketi petrol tahsisbagkam, ileride o günleredeginirken pöylediyecekti: "Gerçekten bu i;
bize içkence gibi geliyordu. Sanki saatle yang ediyorduk. Büroda bütün gece ekip halinde çaligtp
tahsisatyapilacak ülkeleri, tahsisatinmiktanm, arz planlarini hazirliyor, böylece yakman kigile-
rin feryadma cevap vermeye çahylyorduk. Tüm dünyaya kargi, daha evvel yapmigoldugumuz
vaatlerden kisinti yapmak zorundaydik. Dagitimi tüm dünyaya egit uygulamak gerekiyordu.Bu,
mügterimize kesinti yapmak kadar kendi rafinerilerimize de losmti yapmak demekti. Ben üçün-
cü taraf sayilan mügtetilerimizi gözetmek durumundaydim. Gulf Sirketi ve öteki girketler her
gün soru bombardimanma tutuluyordu.Söylenen guydu:'Niçin Koreliler'e ve Japonlar'apetrol
satiyorsunuz? Onlara sattigimz petrolü Amerika'ya getirebilirdiniz. Siz bir Amerikan girketisi-
niz.' Basm da her gün bize saldinyordu. Sir Amerikan rafinerisine llave petrol vermemiz için ya-
pilan baskilar tahmin edilemeyecek kadar büyüktü. Yönetim Kurulumuza çogu zaman mügteri-
lerimizle uzun vadeli kontratlarm artik geçerli olmadigini,kontrat yerine kendimize davramr gl-
bi davranacagimiza dair söz verdigimizi ammsatmak zorunda kahyordum. Bagka bir görevimiz
de arazidekilerle devamh temasta olup, bu dostlanmiza kendilerine kisitlama yapmak zorunda
oldugumu söylemek ve tüm dünyayi dolagtp insanlara arz-talep dengesini açiklamak ve tek çö-
zümün egit dagLtim oldugunu anlatmaktt"
Tahsisatm böyle çok büyük çaptayapilmasi da aynca büyük lojistik sorun yaratiyordu. Igin
idaresi ve entegre petrol sistemi kopullarm nispeten sakin oldugu zamanlarda bile son derece
karmagik sorunlar çtklyordu. Çegitli kaynaklardan gelen birbirinden farkb petrol türleri önce
nakliye sistemine baglanmali ve sonra da bu türleri igleyebilecek rafinerilere gönderilmeliydi.

583
Ham petrolün tahsisi ise.asla özgür iradeyle çözümlenecek bir sorun degildi. Uygun olmayan
"yanlig"
ham petrol bir rafinerinin hem iç kistmlanni zedeleyebilir hem de verimllligi ve petro-
lün degerini dügürürdü. Bu da mutlaka dikkate alinmallyd1.Ayrica dügünülmesi gereken bir bay
ka konu daha vardi. Ham petrol bir kere rafineriye verildi mi, arkadanderhal dagLtlm sistemine
"pazar

gönderilmelive burada talebine"baglanmalidtr. Pazar talebi ürün dengesinin saglikli ol-


masmi -belirli miktar benzin, belirli miktar jet yakitive belirli miktar Isitma yakiti- ister.
Bütün bunlar yetmiyormug gibi, sorunlartdaha da zorlagtinrcasma, girketlerepetroliçin ne
kadar masraf yaptiklanni hesaplamak da dügüyordu. Amaç petrolü zararma satmalanm önlemek
ve yüksek kâr marji koyarak elegtiriyeugramalarmamani almakti. Petrol igletme masraflan, hü-
kümet katihmi, geri satm alma fiyatlar1, hacimler haftadan haftaya sürekli artlyor, bunlara çegitli
ihracat devletlerinin artiplari da katildiginda durum çok daha içinden ç1kilmazoluyordu.
Shell'den bir yönetici bunu göyle anlatmigtir: "Belirli bir gün, eldeki bütün verilere dayanarak
yapilmig bir.hesap, bir ay sonra bu verilerín yeniden kaleme almmasiyla ige yaramaz olabiliyor-
du. Böyle bir geyinolmayacag1mkesin olarak söylemek mümkün degildi." Kesin olan tek gey
petrol flyatmm giderekarttigL Ve yeniden arttigi ve sonra daha da arttlglyd1.
Petrol konusundaki operasyonlar gerçekten çok büyük ve çegitliidi; say11amayacakkadar
çok karar verici mekanizma vardL Normal clarak petrolün entegre bir sistemdengeçerek hare-
ketini yönlendiren karmagik birçok hesap artik bilgisayarlarla,ekonomik ve teknik kriterlere gö-
re yapillyordu. Artik politik kriterler de en az bunlar kadar önemliydl Araplar'1ve koyduklan ki-
sitlamalan bozmamak ve buna ragmen ithalatçt ülkeleri mümkün oldugunca memnun etmek
bu politik kriterlerden bazilartdir. Bütün bunlarm yapilabilmesiigin hiç kugkusuz bir hayli el ça-
buklugu gerekirdi. Yine de girketlerin bütün bunlari oldukça bagarlylayapabíldigi yadsmamaz.
Petrol kesintisini egit uygulamaya çahyangirketleredegigik hükümetler, degigik tepki gös-
terdiler.Washington ige pek kangmadi. Yeni kurulan Federal Enerji Bürosu'nun bagkam John
"mümkün

Sawhillgirketlerden BirlegikDevletler'e oldugunca çok petrol getirmelerini" ístedi ve


bunu yaparken onlan
"dünyanm

aynca her" ülkesinin çtkanni gözetecekgekilde davranmaya,


petrolü egit miktarda, adilce dagitmaya çagtidi. Kissinger ise petrol yöneticileriyle yapttgi bir top-
lantida Ïsrail'leolan geleneksel dostlugu yüzünden Araplar'in hedefi haline gelen Hollanda'ya
kargi
"dikkatli
olmalarmi" istedi.
Japonyada kritik durumdaydL Yedekte çok.az enerjisi kalmigti ve artik muhtegem ekono-
mik geligmesini ithal yakitla sürdürüyordu. Japon halki panik içindeydi ve Japonyaçogu Ameri-
kan olan dev girketlerebagimli duruma dügittügtü. Bir toplantidaüst düzey bir MÍTi bürokrati-
mn dev girketler temsilcileriniuyararak Arap kaynakli olmayan petroltahsisiniJaponya'danalip
Amerika'ya vermemesini istedigi bile gözlenmigti. Sirket temsilcileribuna göyle cevap verecekti:
Onlar petrolü mümkün oldugunca adilcetahsis edlyorlardi ve bu nankör igi gerekirsehükümet-
lere, Japonyahükümeti dahil, devretmeye haz1rd11arve bundan çok mutlu olacaklardi. Japonya
bu ige hiç yanagmadi ve olan bitenden memnun gibi göründü. Yine de operasyonlari çok yakm-
dan izlemekten geri kalmayacakti.
En giddetlireaksiyon ise ingilizhükümetinden gelmigti.BirlegikKrallik,Arap hükümetleri-
"dost
nin milletler" smifmda bulunduguna göre 1973 Eylül payimn, kesintiye ragmen yüzde
100'ünü almasi gerekirdi. Ticaret ve SanayiBakani Avam Kamarasi'na "Araplafm temínatmi"
gizli olarakduyurmuytu. Bizzat kendisi petrol konusunu Suudi hükümetiyle kargihkhgörügmek
için SuudiArabistan'a gitti. Ingilterehükümeti aynca BP stokunun yarismo da sahibiidi. Ancak
bu, Churchill'in payi almasindan sonraki 1914 anlaymasma göre ticari sorunlarda geçerli saylla-
mazdL
Çözümlenmesi gereken daha önemli bir sorun vardi. Bu bir ticaret igi miydi, yoksa gü-
venlik igi mi? Bu ara, kömür madenleri ile Bagbakan Edward Heath'in muhafazakâr hükümeti
arasinda bir anlagmazlik söz konusuydu. Madenciler, hükümeti petrolün bu denli az oldugu o
günlerde, yurt çapinda büyük bir genel greve giderek, kömür üretimini tamamen durdurmakla

584
tehdit ediyordu. Bu durumda petrolde de yeni bir kesinti madencileri kuvvetlendirmek, onlann
ekmegine yag sürmek olurdu. K1sacaHeath madencilerle olasi bir çatigmada hazirltkh bulun-
mak için alabildigince çok petrol istiyordu.
Bu amaçla Heath BP BagkaniSir Eric Drake ile Shell Nakliye'den SirFrank McFadzean'i gö-
rügmek için Chequers'deki köy evine çagirdi. Bagbakan'm yamnda kendisine eglik eden birkaç
kabine üyesi vardL Anlaglldigina göre yüzlerine gülerekpetrolçirketlerinikandirmacayla kendi
görügünükabule götüremezse,onlan bu ige zor kullanarak mecburedecekti. Heath sözlerine Bri-
tanya'yaöncelik tanmmasigerektigini söyleyerek bagladl. Su iki girket BirlegikKralligayaptiklan
tahsisatikesmemeliydi; akim normal zamanlardaki gibiyüzde 100 düzeyinde tutulmahydi.
Her iki temsilcide petrol girketlerininkendi seçimlerini kendileri yapacak konumda olma-
diklanni söyledi. McFadzean'm sonradan anlattigi gibi
"hükümetler
petrol sikmtislyla bag etmek
için zamamnda harekete geçip plan yapamadiklanndan, gimdikendilerinin emici bir vakum içi-
ne çekilmig olduklanm" söylemigti. Sirketlerin her birinin i; yaptigi ülkeye kargi birtakim yasal
ve atlaki yükümlülügü vardi. Petrol sikmtistyla bag etmek için bunlarm bir kenara itilmesi halin-
de, özverinin epitlikle gösterilmesigerekirdi,ki karnlanna.göre bu dahl zamanla etkisiz olurdu.
McFadzean konuya bir bagka boyut daha getirerekçok üzgün oldugunu ancak Hollanda Krali-
yet/Shell Grubu'ridaHollandalilar'myüzde 60, ingilizler'inse yüzde 40 hakki oldugunu söyle-
halde, kendisi ile bile
"kesinlikle
anlaçamazdt", Hollanda'mn çikarla-
.¶u

migti. Heath anlagsa ki


nni çigneyipHeath'in istedigini yapmasi imkânsizdi.
Reddedilmig ve sinirli bir halde Heath, bu defa daha israrla, özel muameleiçin Drake'den
yardim istedi. Patavatsizca punu söyledi: BP'nin yüzde 51 hissesi hükûmete ait olduguna göre
Drake hükümetin istedigini yapmallyd1. Bunu emrederek söylemigti. Ancak dogrudan cevap
vermedlyse de, Drake çabuk pes eden biri degildi. 1951'de BP'nin fran'dakigenel temsilcisiol-
dugu günlerde ölümle tehdit edilmesine karym Musaddik'a kargi koymuy ve daha sonra da
BP'nin otokratik yöneticisi WilliamFraser'e karyl çikmig,hatta bu yüzden BP'nin Avustralya'da-
ki bir rafinerisine sürgün edilmekle tehdit edilmigti. Kugku yok ki gimdi de Edward Heath'ín
kargismda pes edip Bagbakan'm bir girketibile yok etmesine" göz yumamazdt fran'dabir
"tek

devletlegtirme yagamt; olan bu konuda deneyimli Drake artik bagka bir devletleptirmede taraf
olmak niyetinde degildi ve Bagbakan'a boyun egdigi takdirde diger ülkelerdeki BP tesislerinin
yazgismm da aym olacagmi gayetlyi biliyordu.
Bu nedenle Heath bu konuda baskilt davrandigmda Drake de ona bir soru soracakt1: "Ben-
den bunu bir hissedar olarak mi, yoksa hükümet olarak mi istiyorsunuz? Eger benden hissedar
sifatlyla Birlegik Kralhga normal hakkmm yüzde 100'ünü vermemi istiyorsamz, §unu bilmellsi-
niz ki biz de Fransa'da, Hollanda'da ve öteki ülkelerde misillemeye tabi tutularakdevletleptirile-
bilirdik. Su azmliktaki hissedarlar için büyük bir kaylp olurdu." Bunlari söyledikten sonra buz
gibi bir sesle Heath'e girket yasasi konusunda bir nutuk çekti ve yasa geregi hissedarlar arasmda
ayricahk yapip birine lyi davramrken digerine farkli davranmanm yasak oldugunu söyledi.Di-
rektörlerin hepsi belirli hissedarÌarin ç1kanyerine girketinçikarlannikorumakla sorumluydular.
Demek ki bir hissedar olarak Heath'in istegi yerine getirilseydi girket bu acly1daha derínden ya-
gamigülkelerin misillemesineugrardt Bu takdirde lngilterehükümeti de
"egemen
güç" duru-
munu kötüye kullanmakla suçlamrdi. Drake gäyledevam edlyordu: "Egerbunu hissedar olarak
degll de hükümet olarak istiyorsamz o zaman sizden bunu yaztyla talep etmenizi istemeliyim.
Bunu yaparsamz ben hükümetten direktif almig sayilacagima göre äteki hükümetlere force ma-
jeure tatbik edebiliriz. Böylece kesin olmamakla beraber belki de devletlegmeyi önleyebiliriz."
Konugma bu noktaya geldiginde Heath'in sabn tagacak,kendini tutamaylp patlayacakti.
"Çoklyi billyorsunuz ki, bunu yaz1yla isteyemem" dedi. Ne de olsa kendisi ingiltere'ninAvrupa
Konseyl'ne girmesini saglayan ve ülkeyi Avrupa'yla igbirligine sokan bir kahramand1.
Eu söz üzerine Drake kesin yanitmi verecek "Öyleyse ben bunu yapamam" diyecekti.

585
Hiç kugku yok ki Heath eger isteseydi Parlamento'dan bir yasa çikartip BP'yi Ïngiltere'ye
öncelik tanimayamecbur edebilirdi. Ancak birkaç gün dügündükten sonra bunu yapmamigtt.
Süphesiz karar verirken böyle bir hareketin ingiltere'ninmüttefikleri üzerindeki olasi etkilerini
de dügünmügtü. SonuçtaHeath'in öfkesi durulacak, özel muamele için gösterdigi inattan vazge-
.çecekti.
Whitehall'dakisivil görevliler durumu politikacilardan çok daha sagliklt kavradi,
"egit
dage
tim" prensibinin erdemlerini anlayip uygulamastndan yana çiktilar. Uluslararasi girketlere baski
yapip Kuzey Denizi'nde igletme lisansi verme sorumlulugunun ingilizhükümetinde oldugunu
animsattilar. Whitehall'daki sivil görevlilerbunu kendilerinin
"adil
bölügtürme" olarak yorumla-
d1klari her neyse onu biraz da daha fazlasim- garantilemek için yapmigti.
-ve

Egit aci çekmeve adil bölügtürme prensibinin uygulanma esasi dagitlŒdl..Ambargolar ül-
kelerle tarafsizlistede olan ülkelere Arap kaynaldi olmayan petrol dagitihyor, tercihlilistedeki ül-
kelere ise dogrudan Arap petrolü veriliyordu. Beg dev Amerikan girketi petrollerinin yaklagiküç-
te birini tahsis edilen petrolden sag11yordu.Bütünüyle degerlendirilecek olursa
"egit
dagttim"
prensibinin nispeten etkin uygulandigt söylenebilir. Enerji ve petrol büyüme hiz1ndaki büyük
farkhliklar dikkate almdigmda, ambaigo süresince Japonya'mnkaybimn yüzde 17, BirlegikDev-
letler'in yüzde 18, Bati Avrupa'mn yüzde 16 oldugu görülür. Í1eriki günlerde Federal Enerji Ida-
resi, Senato'nun Çokuluslu Yardimci Komisyonu için tahsis sisteminin evvelce nasil yapildigim
gösteren geriye dönüglü resmi olmayan bir inceleme raporu hazirlatti. Tüm faktörler de aynca
göze almdiktan sonra raporda pu sonuç belittilmigti: "Petrol arzmm dügük oldugu bu dönemde
diger herhangi bir tahsis plamnm daha adil uygulanabilecegini dügünmek kamm1zca yanlig
olur." Ambargo süresincegirketlerzaman zaman
"çok

zor ve kaha olmayan kararlar almak·için


toplantiyaçagnlmigti; bu kararlar normal zamanin gerçeklerinin çok ötesine glden kararlar olu-
yordu." Raporda, aynca bagka bir geydaha belirtilmigti. Sorumlular bundan böyle benzer bir gö-
rev üstlenmeyi kesinlikle istemiyordu.

Fiyatlardan Olugan Yeni Bir Diinya


OPEC petrol bakanlanmn Arallk 1973 sonu Tahran'da bir araya gellpresmi fiyati karara bagla-
mast, spot piyasalarda fiyatlann hararetle tartigildigigünlere rastlar. Teklif edilen fiyatlar OPEC
ÍktisadiKomisyonu'nun Onerdigivaril bagma 23 dolarla SuudiArabistan'm önerdigi 8 dolar ara-
smda degigiyordu.Suudi Arabistan birdenbire yapilacak astronomik bir fiyat artigmm depresyon-
la son bulmasmdan ve herkes gibiSuudi Arabistan'i da etkilemesinden korkuyordu. Bu dügün-
ceyle Yamanisanayi ülkelerine gunu söyledi: "Eger siz flyatlart indirirseniz, biz de indiririz." Son
günlerdeki d€Y aÇlk artirma fiyatlanmn gerçek pazar kogullanm yansitmadtgtm, açik attirmano
daha çok politik zorlamayla getirilenambargo ve kisitlama $1rasmda yapilmig olmastndan kay-
naklandigini savundu. Kral Faysal da ambargoya
"politik
karakter" verilmesinden yanaydi. Am-
bargonun para çekmek için paravana olarak kullamldigt izleniminden kaçmiyordu. Yine de ihra-
catçilann, ceplerindeki paranm gelecekte birkaç kat artabileceg hayaliyle içinde bulunduklari
rahatsiz durumu fazia umursamayacaklanm dügünmüç olabilir.
Ülkelerarasmda en saldirgan olan ve sözünü hiç esirgemeyen Íran'di.Íçtenihayet Sah
için, büyük tutkularimgerçekleptirmede ihtlyact olan çok büyük gelirleri elde etme nrsatidog-
mugtu. Íranyeni resmi fiyat olarak 11,65 dolar istedi ki bunun 7 dolan hükümet hissesi olacak-
ti. Ístedikleribu flyat için franlilarbir de gerekçe bulmuqtu. Fiyatm arz ve talep dengesine göre
"alternatif
degil, enerji kaynaklan masraf1"anlaminda kullandiklan
"yeni
kavram'a" göre ayar-
landigmi söylediler.Alternatif enerji kaynagi -kömürden ve gist petrolden elde edilen sivilar ve
benzindir. Bunlann ekonomik gekildeçlkanlmasiiçin fiyatm yüksek tutulmasipartti ve bu onla-
nn talep edebilecegi en dügük flyatti- en azmdan Sahböyle söylüyordu. Özeltoplantilardaçev-

586
resine gururla,Arthur D. Little'in Iran için bu konuda yaptigi incelemeden söz edecekti. Arthur
D. Little kurallan böylece birçok petrol girketince benimsenmigtir. Su inceleme ashnda titiz bir
.
çaliçmamnürünüydü, ancak son derece konjonktüreidi. Onca altematif enerji tesisiiçinde sade-
ce tek birinin ticari anlamda operasyon yapmasi bunun göstergesidir. Su tek tesis Güney Afri-
ka'daki kismtill kömür tasfiyeprojesiydi. Shell'in Ortadogudampmam bu konuyu göyle özetle-
migtir: "Alternatif kaynak istenen hacimde sadece ekonomikteoride mevcuttu, gerçekte ise
mevcut degildi." Evvelki petrol sikmtilarmda oldugu gibi bu defa da pist petrolü mucizesi ger-
çekte bir kuru gürültüolup çikmigti.
Çokçetin geçen birçok tartigmadansonra, Tahran'da toplananpetrol bakanlan§ah'm yeni
tutumunu benimsedi. Yeni petrol flyati 11,65 dolar olacakti. Bu, tarihe gegecek ve büyük önem
taptyanbir flyat artiplydi. Resmi fiyat 1970 yllinda 1,80 dolarken 197l'de 2,18 dolara, 1973 or-
tasinda 2,90 dolara, 1973 Ekimi'nde 5,12 dolara ve gimdide 11,65 dolara firlamigti. Bu, savag
bagladigmdan bu yana iki kez fiyat zammi yapildigim skimde ve gimdide arahkta- zammin
dörde katlanarak uygulandigini göstermigti. Ilan edilen yeni resmi flyat ilk defa "Arap Igigt"
admdaki bir petrol türünde uygulandt. OPEC'in öteki ham petrol flyatlan da kaliteye, (azveya
çok sulfürlü olmasma) graviteye ve dev pazarlaraulagtirmamasrafma göre saptandi. Sahyeni fi-
yatin Ìran'dakison açik artirmada 17,04 egilimi gösteren flyata göre çok daha dügük oldugunu
"merhamet" "cömertlik"
söyleyecekti. Ayricabu flyatin ve nedeniyle saptanmig bir flyat oldugu-
nu da ifade etmigti.
Aralik ay1 sonunda Richard Nixon Sah'aözel olarakçok sert bir mektup gönderdi. Mek-
"istikrarsizlik"

tupta flyat zamlarmin neden oldugu ve dünya ekonomisi için dogurabilecegi


"fe-

laket sorunlart" özetleyerek bunlann yeniden gözdengeçirilmesinive geri çekilmesiniistedi.


"Bu çok yüksek flyat zammi petrol üretiminin yapay olarak kisitlandigt bir dönemde yapildigt
için özellikle alalci olmaktanuzaktir" dedi. Sah'inyamti hem kisa hem de bütünüyle ödünsüz-
dü. BagkanNixon'a gunusöylüyordu: "Bu enerji kaynagmm uluslararasi ekonominin refah ve is-
tikran için ne denli önemli oldugunun bilincindeyiz. Ancak gunu da biliyoruz ki, bizim açimiz-
dan, bu servet kaynagi otuz yll içinde bitmeye mahkûmdur."
Sahkendisine yeni bir rol bulmugtu. Bundan böyle dünya petrolcülügündeahlak bilimcili-
gineoynayacakti. Beyanat vererek göyle buyurmuqtu: "Petrol gerçekte soylu bir üründür. Simdi-
ye kadar petrolü ev isitmada hatta elektrik üretiminde geligigüzelkullanmakla hata ettik. Eu pe-
kâlâ kömürle de kolayca yapilabilirdL Yer altmda binlerce trilyon ton kömür varken bu soylu
ürünü niçin, sözgelimi 30 yll içinde tüketelim?"Sah'mdiger bir egilimi de dünya uygarligimn
ahlak bilimcisi olmakti.Sanayide geligmigülkelere verecek pek çok ögüdü vardi. "Bu ülkeler
ucuz petrole dayanarak erigtikleri bag döndürücü ilerleme ve daha da bag döndürücü servet dö-
neminin artik geride kaldlglnlbilmek zorundadir. Bundan böyle kendilerine yeni enerji kaynak-
lari bulmalan gerekir. Giderek kemer sikma durumunda kalacaklar. Giderek varlikh ailelerin her
ögünde bol yiyecekbulan, arabah, teröristgibidavranip oraya buraya bomba atan çocuklarige-
ligmigendüstri dünyasmm bu ayricaliklarl üzerinde durup bir kez daha dügünecekler. Daha çok
çaliçoaya mecbut olacaklar... Babalanndan o kadar bol harçltk alan sizin çocuklarimz, kiz ve
erkek, bir gün gelecek hayatlanm kazanmak için çaligmak zorunda olduklarmi anlayacaklar."
Onca kithk ve büyük fiyat artiplanmn hüküm sürdügü o günlerde Sah'mtakmdigtbu kendini
begenmiglik, aradan birkaç yll gegtikten sonra, dostlara en çok ihtiyaç duyacag1 bir zamanda,
kendisine pahahya mal olacakt1.

ÍttifakZorlamyor
Ambargo ekonomik kopullardan yararlanarak olugmuy politikbir olguydu ve birbirine iç içe bag-
h üç cephede politikaksiyonla kargilanmigti; israilile Arap komqulan arasmda, Amerika ile müt-

587
Ii
i
I

tefikleriarasinda ve BirlegikDevletlerbagta olmaküzere sanayilegmigülkelerle Arap petrol ihra-


catçilan arasmda.
Birinci cephede Kissinger'i bir faaliyetler kasirgasmm merkezi olarak görürüz. Su konum-
da Kissinger savagm yarattigiyeni gerçeklerdenyararlanmlytir. Israilkendine olan güvenini bir
hayli yitirmig, Araplar ise bagta Misir, kaybettikleri güvenin bir kismmi yeniden kazanmtçtt.
"Mekik diplomasisi" Kissinger'in yorulmak bilmez, dramatik, virtüöz performansimn kalite gös-
tergesiolmugtu. Yolu üzerinde daima belirli birkaç nokta vardi, ki bunlar arasmda devamli gidip
gellrdi. Bunlardan biri 1974 Ocak ortasmda yapilan Misir-lsrail geçicibang antlagmaslysa digeri
de mayis sonu gerçeklegenSuriyedsrailgeçicibarig antlagmas1 olurdu. Uzlagmagörügmeleri çe-
tin, belirsiz ve kogullara bagli olmugsa da, dört sene sonra yapilan daha kapsamli bir antlagmanm
temelini atmigttr. Bütün bu çatigmalardaKissinger kendine, hedeflerinin ne oldugunu bilen bir
ortak olarak Enver Sedat't seçmigti. Enver Sedat savaga her geydenevvel politik yenilik yapmak
için soyunmuytu.Savagbittikten sonra bu yenililderi gerçekleptirmek için iyi bir firsat bulmug,
bunlan Amerikahlar'la íçbirligi yaparak gerçekleptirmek istemigtir. Bunun nedeni de, açikça be-
yan ettigt gibi, "Birle ik Devletler'in bu oyunda kartlann yüzde 99'unu elinde tutmastydi."El-
bette ki Sedat bir politikactydi ve dinleyicilerini iyi tamyordu.Bu itibarla özel bir toplantidagun-
lan itiraf etmigtir: "AslmdaBirlegik Devletlerkartlarm sadece yüzde 60'im tutuyor, ancak ben
yüzde 99 dersem bu kulaga daha hop gelir."Ayrica, bu oran yüzde 66 bile olsayd1amaçlarmm
gerçeklegmesinde Amerika'ya yaslanmak için Sedat'a yetecek kadar neden olugtururdu. Savagm
üzerinden daha bir aydan az bir zaman geçtiginde, Kahire'de yapilan bir toplantidaSedat Kissin-
ger'i hayrete dügürecek, artik bang giri§imine haz1r oldugunu söyleyecekti. Su Kissinger'in kafa-
smda Sedat hakkmdaki tüm kuçkulan silmig,onu büyük riskleri gögüsleyerekOrtadogu'nunpsi-
kolojisini degigtirmeye savagan kigikonumuna getirmigtir.
Petrol ambargosubatill ittifakta, II. Dünya Sava l'ndan sonra kuruldugundan bu yana en
ciddi, 1956 Süvey; krizinden bu yana ise en kötü sebep olmuçtur. Iligkilerdaha
"ç0zülmeye"

Ekim Savagi'ndanönce baslo altmdaydi. Ambargo baglaymca Avrupah müttefikler Fransa'nm


önderliginde, kendilerini mümkün oldugunca çabuk BirlegikDevletler'den soyutlamak, Araplar-
ca daha kabul edilebilir konumlara getirmek istediler ve bunun için ellerinden geleni yaptilar.
Su girigim Yamani'nin Cezayirli meslektagt egliginde Avrupa bagkentlerine yapt1gi turla büsbü-
tün çabuklaçacakti. Ugradiklan her durakta iki bakan Amerika'ya ve Amerika'mn Ortadogu po-
litikasina kargi gelmeleri, Araplar'i desteklemeleri için Avrupahlar'a baski yapti. Bu arada Yamani
de kendine özgü taktiginikullanarak bu çabaya kattlimda bulunuyor, özür diler gibi Avrupahla-
r'a "Araplar'in petrol kismtismm Avrupa'da neden oldugu sikintidan dolay1 çok üzgünüz" diyor-
du. Ancak bu sözlere ragmen, onlardan ne bekledigi çok açikti.
Avrupahlar yeni duruma uyum gästererek politikalanm degigtiripkendilerini BirlegikDev-
letler'den ayirmayollari ararken ve Arap ülkeleri ve OPEC'le
"diyalog" "igbirligi"

ve pegindey-
ken, üst düzey Amerikan bürokratlan da kmay1ci bir tavirlaAvrupal1lar'mOPEC'e kargi yumu-
gak davrandigLndan ve yer kapma ve ödün verme telagiiçinde birbirlerine girdiklerinden söz et-
meye baglamigti. Avrupahlar ise Birlegik Devletter'in petrol ihracatçilanna kargi agin derecede
ters ve kavgac1oldugunda Israrliydi. Avrupa ülkelerinin bu tutumu birbirinden farkli dereceler-
de gösterdigikugku götürmez.Fransa ve Íngilterekendilerini Amerika'dan uzak göstermedeve
üreticilere kur yapmada en önde gellyordu.Almanlar ise bu konuda Fransa ve ingiltere'nin ar-
kastndadir. Hollanda bunlann tam tersine, geleneksel ittifak b3gLna sadik kalmigtir. Avrupah-
lar'dan bazilari ivedilikle korumalari gereken mal varliklart oldugunu vurgulamiglardt. Fransa
Devlet Bagkam Georges Pompidou sözünü sakinmadan Kissinger'e "SizAraplar'a tüketiminizin
sadece onda biri için muhtaçsmiz. Bíz ise tüm tüketimimiziçin muhtaciz" diyecekti.
Avrupalilar'm bu tutumunda hem kirgmlik hem de piirseladalet ögelerinin rolü vardir.
Fransizlar uzun süredir "Anglo-Amerikahlarca" haks17 yere Ortadogu petrolünün çogundan
I

588
i
yoksun biralaldigi inancmdaydi. Bunu özellikle savag sonu yillarda K1zil Hat Anlagmasi yürür-
lükten kalktigi zaman SuudiArabistan'da, aynca Amerikalilar, CezayirSavagi'ndaFransa'nm ku-
yusunu kazdigi zaman hissetmiglerdi. Sonra arada, bir de, 1956 Süveyg krizi vardt. Süveyg Ka-
nall konusunda, Nasir'la olan çatigmada,Amerika'mn pervasizca Fransa ve Íngiltere'nin otorite-
I
sini sarstigi, böylece ikí ulusu global rollerini yapmaktan alikoydugu ve Arap nasyonalizmini
1.
I
pohpobladigigünlerin üzerinden on yedi yll geçmigti. Yine de BagbakanEdward Heath özel ola-
rak Amerikalilar'a üzerine basarak §öyledemigtir: "Ben Süveyg konusunu yeniden gündeme
ge-
tirmek istemiyorum, fakat birçok Íngiliz için bu konu kapanmamigttr." Aslmda bu konu He-
ath'in kendisi için de kapanmamiµL O acili Süvey; günlerindeHeath daima Anthony Eden'in
sadik takipçisiolmuytu. 1973 ylh I(asim ortalarmda Avrupa Konseyi Arap israilanlagmazligmda
Arap görügünü destekleyen bir karar ç1kardL Arap bürokratlarin bazilan bununla da tatmin ol-
madt. Bunlardan biri çikanlan karan pöyletanimlamigti:"Bu karar uzaktan gönderilen bir Opü-
cüktür. Bu çok iyi ama biz daha sicak ve daha yakm bir geyi tercih ederdik." Yine de, Avrupa
.
Toplulugu'nun bu karan Araplar'm yürürlüge koymaya çaligtigidüzenin lyi bir Orneglsayilmally-
di. Ayrica, arahk kesintisine göre Avrupalilar'a yapilacak yüzde 5'lik uygulamamn asklya almma-
si için de yeterliydi.Buna ragmen, Avrupalilar'in yaramazhk yapmamalarmi saglamak ve bunu
garantilemekiçin Arap liderler Avrupalilar'i uyararak "Birlegik Devletler'e ve Israil'ebaskly1"
durdurduklan takdirdepetrol kesintisine gideceklerini söyleyerek onlan tehdit etmigtir.
Avrupa Toplulugu'nda çok göze batan garip bir durum dikkat çekiyordu. Topluluk üyele-
rinden çogu
"dostlar"
listesinde olduklart halde, bunlardan Hollanda hâlâ ambargo içindeydi.
Ötekiüyeler Hollanda'ya yapilan sevklyata abluka karari almig olsaydi, toplulugunuymalda yü-
kümlü oldugu en önemli ilke --mallann engelsiz ulagtinlma ilkesi- ihlal edilmig olacakti. Ger-
çekte yapmak istedikleri de tam anlamiyla buydu. Bu durum Hollanda'nin devreye girip baskt
yoluyla, Avrupa'nm dogal gaz ana kaynaginin Hollanda'da oldugunu ammsattigi güne kadar
böylece devam etti. Hatirlatmada Fransa'nmtoplamgaz ihtiyacmm yüzde kirkinm, Paris'in ism-
ma ve pigirme ihtlyacininsa çogunun ayni kaynaktan saglandigi özellikle belirtilmigti.Sonuçta
tarallarher ikisince kabul edilen bir formülle anlagmaya vardilar. Formülegöre AvrupaToplulu-
gu üyeleri arasmda
"ortak
uygulama" yapilacak ve Arap kaynakli olmayan petrolünsevki ulusla-
rarasi girketleredevredilecekti.
Japonya'yagelince, kendisini Ortadogukrizinden oldukça uzaklagmiggören bu ulus
"dost

olmayanlar" listesine koyulmug olmaktan tedirgindi.Japon petrolünün yüzde kirk dördü Arap
körfez devletlerinden gelmekteydi
ve Japonya, tüm sanayilegmig ülkeler içinde toplam enerji
kaynagt olarak.petrole en bagimh olan ülkeydi. Amerika yüzde 46 oramnda bagimli iken Japon-
ya yüzde 77 oramnda bagimhydi. O güne kadar Japonyaiktisadi geligmesi için petrole çok güve-
nilir yakit gözüyle bakmty ve petrolü daima garanti görmügtü. Ancak bu artik degigmigti.Yama-
ni bu konuda Japonlar'aAraplar'm yeni ihracat politikasmi çok katiksiz olarak açiklad1ve göyle
dedi: "Eger bize hasim olursaniz petrol.alirsmiz ancak bu eskiden aldlglmzla aym miktarda ola-
maz. Eger bize dost olursaniz eskiden aldiginiz kadar petrol altrsimz."
Petrol ambargosundan önce bile Japon hükümetinin "kaynaklar
bölümü" Ve iq çevreleriJa-
ponya'mn Ortadogu politikasinda reorganizasyon yapilmasmi istemeye baglamigtt. D1;igleriBa-
kan Yardimcist Fumihiko Togo'nun sözleriyle, fazia ilerleme kaydetmemiglerdi. Çünkü
"1973'ten
önce petrolü sadece paralarioldugu zaman satm alabilmiglerdi."Diger bir sebep de Ja-
ponya'nm, petrolü dogrudan Ortadogu ülkelerinden alacakyerde genellikle uluslararasi girketler-
den almly olmasiydi.Ambargo krizi sona erdikten sonra kaynaktaki hizip çabas1büsbütün yogun-
lagmigt1.14 Kasim tarihinde,Kissinger'in JaponDigigleriBakani'm Amerika'yla bozugmamaya ik-
na için Tokyo'ya geldigigün, ip çevrelerininasik yüzlü liderleri BagbakanKakuei Tanaka ile özel
görügme yaparak, politikada köklü degigikligegidilmesi için
"dogrudan

talepte" bulunmasmi iste-


diler. Birkaç gün sonra da Arap ihracatçilar Arap yanhsi beyanda bulunan Avrupah ülkeleri daha

589
l

i
I

fazla petrol kesintisi yapmaktan mual tuttugunu bildírdi, BöyleceAvrupali ülkeler degigtfrmekte
olduklan politikamn bedeli olarak somut bir ödül almigti.Arada geçen zaman içinde Japonhükü-
met ajanlan, gizligörevle apar topar Ortadogu'ya gönderildi. Oradangänderdikleriraporda Arap-
yetersiz bulduklan, hedeflerine ters gördükleribildiriliyordu. Bunun üzerine
"tarafsizhgi"

.
lar'm
Tokyo, 22 Kasim'da kendisi bir demeç yaymlayarak Arap tutumunu benimsedigini ilan etti.
Su beyanat sava; sonu dönemde, Japonya'ntn Amerika ile dig iligkilerinin ilk defa olarak
ciddi gekilde çözülmesi demekti. ABD-Japon i ttifakmm Japondig politikasmin ana temeli oldu-
gu,veya olmuy oldugu dikkate almirsa bu hareketin asla hafife alinamayacagt apaçikti.Beyana-
tm açiklanmasindan dört gün sonra Japonya hak ettigi ödülü aldi. Arap thracatçilarJaponya'y1
arallk ayi petrol kesintisinden muaf tutmuglardi. Yeni kabullendigi kaynak diplomasisi geregl,
Tokyo hiç gecikmeden,yüksek düzey temsilclierden olugan bir heyeti ekonomik yardim, kredi-
ler, yeni projeler, ortaklaga tesisler, ikili anlagmalari görügmek için Ortadogu'yagönderdi. Tahsis-
ler ve kesintiler yüzünden petrol devleri Japonya'yageçmigteoldugu kadar petrol veremeyecek-
ti. Bunu Japonlar'a söylediler. Eu nedenle Japonya'nmkendilerine güvenmemesini ve petrolü
güvenli olarak almak íçin bagka araylglara yönelmesini istediler. Araplar'in israil'lediplomatik ve
ekonomik iligkisini kesmesi için Japonya'yayaptigt onca israra karym Japonyabunu reddetmigti.
DigigleriBakan YardimcisiTogo'ya göre Israil'le iligkisini kesme çabasigösteren Japonlargimdi
petrolden" mustariptiler.
"kafalanndaki

eskiden beri bilinen salgin bir hastallktan,


Müttefiklerinin Arap isteklerine boyun egmesine karym Amerika sanayilegmigülkeler ara-
smda koordineli bir tepki olugmast için çaligmigtit Washington çare olarak ikili anlagmalarda, ya-
ni devletten devlete pazarlikta karar kilmmasmdan korkuyordu. Bu çözümün çok daha kati, sü-
rekli politize edilmigbir petrol pazarma yol açacagi inancmdaydl. Daha gimdiden bu yöne degru "ikili

bir akim baglamigti. 1974 Ocak ayinda Middle East EconomicSurveygumangeti atacakti:
Görügmeler. Bunu Herkes Yaplyor."Petrolcüler politikacilarm ülkeye petrol sokmak için girigtik-
leri bu kogusturmay1güpheli gözlerle seyrediyordu. Shell'den bir petrolcü, Frank McFadzean bir
olaya tamk olacak, gördügü manzara kargismda tarifsizhayrete dügecekti. Kabinedeki en kidem-
li bakanlardan ikisi, dügman kalesi kugatmig iki komutamn duyabilecegi sevinçle, ancak dört
hafta yetecek miktarda ham petrol ugruna, takas anlaymasi imzalamak için melodram havasi
içinde uçaga atlaylpOrtadogu'ya uçmuytu. Petrolcülük hakkmda çogu pek az bilglye sahip bir-
çok delegasyon, gizli ajan ve politikaci dostu kitleler halinde Ortadogu'yaakiyordu. Kissinger'e
gelince o bu ikili ayarlamalann Arap-Israil savagmason vermek için kendisinin gösterdigi uzlag-
tirma çabalarma gölge dügürmesinden, ikinci plana atmasindan korkuyordu. Sanayi ülkeleri bu
karmagik yaklagimi sürdürdügü sürece panik ve enformasyon noksanmdan kaynaklanan reka-
betli pazarhk, ticari zihniyet, sauve gui peut (herkesbagimn çaresine baksin) anlayigi çok daha
kötü sonuçlar vermeye mahkûmdu.
BirlegikDevletler enerji konusunu tartigmakiçin 1974 Subatt'nda Washington'da toplanti
yapilmasim teklifetmigti. Petrol rekabetinin getirdigi korkulan dagitmak, ittifakta olugan yarala-
n sarmak ve petrolün batili müttefikler arasmda sonsuza dek sürüp giden bölücü bir kaynak ha-
line gelmesini önlemek istiyordu. Ingilterebu konudaki görügünü
"dostlar"
listesinde olmamn
kendisine fazla bir gey kazandirmadigm söyleyerek özetledi, Dost olduklarthalde aym flyat arti-
gina tâbi tutulmugtuve bunun için Washington'un görügüne yürekten kat1hyordu, Gerçek qu-
dur ki, bir süredir BirlegikKralligm siyasitutumu dramatik bir degigim göstermigti. Bunu açikla-
mak için, kömür madencileriyle Bagbakan Heath çatigmasiyüzünden petrol siktntismm gerçek-
te oldugundan birkaç kat fazla büyütülerek gösterildigni
50ylemek gerekir. Sonuçta bu durum
sadece grevle sonuçlamp kalmamig, bütün boyutlanyla tam bîr ekonomik savagadönügmügtür.
Enerji istasyonlarmda kömür yerine kullamlacak yeteri kadar petrol stokuyoktu. Ülkeekonomi-
si 1947 kömür ktthgmdan beri hiçbir zaman olmadigi kadar feiç içindeydi. Elektrik sik sik kesil-
digi için petrolcüler haftada sadece üç gün çallglyordu. Evlerde kullanilan sicak suda bile sikmti

590
çekiliyordu. Öyleki din adamlari BBC'dekargismda alle fertlerinin ayni banyo küveti içinde ay-
ni suyla yikanmasmm ahlaki ve dini açidan ne derece dogru oldugunu tartigirolmugtu. Aym
banyo suyunun beraberce kullanimlyla millí gelire katki yapilacagi dügünülüyordu. Heath hükü-
metinin son haftasmda Îngiltere'yiWashingtonEnerii Konferansi'nm destekleyici bir katillmcisi
olarak görürüz.
Japonlar'agelince, onlar sanayi ülkelerinin tek bir koordineli hareketiyle tüm sorunlarm çö-
zülecegine inanmigtl. Ayrica bir Japonbürokratm söyledigt. gibi "ABD politikasinda var olduguna
inandiklan
'kavgaci'
olma egilimini, uygun bir Çerçeve bularak bu çerçeve içinde yumuçatmaya"
çaligmiglardir. Almanlar da çokuluslu bir bazda görügmeyegirmetaraflisiydi. Fransizlar böyle de-
gildi.Onlar yeni bir yapilanmaya kendi açilarmdan izin vermiyordu. Washington toplantismda
göylebir göründülersede kargit tutum izlediler ve itirazlarim yüksek sesle dile getirdiler.Agm De
Gaulle'cü olan Fransiz DigigleriBakani Michel JobertAvrupa Toplulugu'nun Washington toplanti-
smda üyeleri pu act sözlerle selamlamigti: "Bonjourles traitres"("Merhaba Hainler").
Bu toplantidaAmerikah bürokratlar kendine dügeni yapmig, Amerika'nm topyekûngüven-
lik iligkisinin -ki buna Avrupa'da Amerikan askerlerinin bulundurulmas1 da dahildi- enerji ko-
núsunda çikabilecek bir anlagmazlik yüzünden tehlikeyegirebilecegini oldukça kapsamli gekilde
vurgulayarak açiklamigtir.WashingtonEnerii Konferanst'nakatilanlarin çogu, uluslararasi enerji
sorunlarmdabir uzlagmaya varmanm ve ortak politikalar izlemenin yararlari üzerinde görüg bir-
ligine vardilar. Bu toplantida
"gelecekteki"
kriz için
"ivedi-bölügme
programi" adlyla yeni bir
program yapilmasma ve Uluslararast Enerii Kurumu'nun kurulmasma karar verilmigti. Kurum
programin uygulanmasindansorumlu olacak, daha da önemlisi batill ülkelerin enerji politikalan-
ni birbiriyle bagdagtirtp paralel duruma getirecekti.IEA'dan (UluslararasiEnerji Kurumu) ikili ör-
gütlenmeleri önlemesi ve gerek politik gerekse teknikaçidan, ortaklagatepkl için uygun bir
çer-
çeve hazirlamast bekleniyordu. 1974 yili sona ermeden Paris'in yegil on altmcibölgesinde, Ikti-
sadi lgbirlîglve Kalkmma Teykilatiek kararlyla, IEA'mn faaliyete geçmesi kararlagttrildi. Buna ka-
tilmayitek bir ülke, endüstri ülkesi Fransa- reddetmigti. Yenidenyapilanmayt istemeyen
-temel

DigigleriBakani Jobert, IEA'nm


"machine
de guerre" bir sava; aleti) oldugunu söylüyordu.

Petrol Silahi K1nina Giriyor


Ambargo konusunda herkesin kafasinda bir soru vardt Ambargo ne zaman ve nasil sona erecek-
ti? Bunu hiç kimse, hatta Araplar bile bilmiyordu. Son günlerde Arap-israil anlagmazligmda bi-
raz mesafe kat edildigi íçin 1973 ylli Arahk ayi sonunda Arap üreticiler ambargoyu biraz gevget-
tiler.Kissinger'in ocak ay1 bagmda yari müstehzi anlamda toparladigigibi "ambargo
giderek da-
ha az yaramaz" olmugtì Kral FaysaPI görmek için bizzat iki kez SuudiArabistan'a gitmigtir. Ílk
gidiginde, kralligm seçkin kipilerinin siyah cüppeler içinde, baglarmda beyaz peruk, sittlan duva-
ra dayali oturdugu görkemli salona girerken belki de, Nazi zulmünden kaçip Amerika'ya sigm-
ml; bu Yahudi göçmen, nasil olup da kaderin garip bir oyunuyla gimdi Arabistan'da Amerikan
demokrasisini temsil ettigini dügünmügtür. Su toplantidaKissinger konugmalarin aligilmigmdi-
çmda,bambagka bir tarzdayapildigma tanik olacakti. Toplantida, orta yere yerleptirilmigmasada
Kraf m sag yanmda oturan Kissinger çunlarisöyleyecekti: "Kral her zaman, ciddi konulara degi-
nirken bile çok yumuçak bir tonda konuquyordu. Birçok anlama gelebilen, farkli yorumlanabilen
benzetmelerle dolu konugmalar yapardi. Benimle konuqurken tam kargiya bakar, zaman zaman
da göz.ucuyla beni süzüp bilmeceyi andiran konugmasmm varmak istedigi noktayi, iletmek iste-
digi mesaß anladl lmdan emin olmak isterdi." Konu ne olursa olsun, gerçekten Faysal daima
böyle konuqurdu. Yahudiler'in ve komünistlerin Ortadogu'yu ele geçirmekomplosundan söz
ederken de böyle konuqurdu, ambargonun sonuçlandirilmasinda rastlanan küçük politik sorun-
lara deginirken de. Kral gerektiginde özür diler fakat daima kesin ve ödünsüz davramrdi. Kendi-

591
I

sinin tek bagina ambargoya son verecek güce sahip olmadigm1söylemigti. Petrol silahmm devre-
ye sokulmasi tüm Araplar'm ortak karanyla gerçeklegmigti. Simdisona erdirilmesi de yine ortak
bir kararla gerçeklemellydi. "Benim arkadaglara gidip -onlardan bunu istemem için imkânlara
sahip olmam gerekir" demigti. Aynca kendi açisindan çok önemli gördügü bir part da ileri sür-
Kudüs'ün mutlaka islam bir Arap kenti olmasinda Israr etmigti. "Aglama duvarma ne ola-
müg,
cak?" sorusuna göyleyamt vermigti: "Nasil otsa Yahudiler için bagka bir yerde baglarmi dayaylp
aglayacaklari bir duvar bulunabilirdi."
Ambargonun kaldmlabilecegini gösteren ufak igaretler alan Washington bu defa ittifak için
Enver Sedat'a dönmügtü. Ambargo uygulamasmda bag taraftarve destekleyici rolü oynayanSe-
dat pimdiambargonun kaldinlmasmin avukatligim yaplyordu. Sava; gibiambargonun da amac1-
na ulagtigirnve artik kaldinlmasi gerektigini söylüyordu. Gerçekten de güncelkopullar altmda
ambargonun sürdürülmesi Misir'm çikarlarmaters dü erdi ve Sedat bunu tyi anlamtytt. Birlegik
Devletler Ortadogu'da.barig tesisi yolunda ambargo silahmi kullanarak ancak bu noktaya kadar
yürüyebilirdi ve daha ileríye gitmesine imkân yoktu. Ayrica bir anlamda ekonomik savagolan
ambargonun devamli gündemde tutulmasi,uzun vadede, Amerika'nm Suudi Arabistanve Ku-
veyt gibi ülkelerle olan iligkilerini bu iÍlkelerin aleyhine zedeleyecekti. Son olarak gunu da belirt-
meliylzki, Watergate olsun veya olmasin BirleçikDevletler gibi bir süper gücün uzun bir süre
böyle bir konuma dayanmas1 beklenemezdi.
Ancak ellerindeki kozu baçanyla oynamig olan Arap ihracatçilar ambargoyu masadan kal-
dirmakta acelecí davranmlyordu. Amerika'mn iltifatlan kargismda çabukpes etmiggörünmek is-
temiyorlardL Ancak ambargo sürdükçepazarda giderekdaha çok petrol biriktigini ve kisitlama-
her gün biraz daha etkisizleptiginide görmezliktengelemezlerdi, SuudilerAmerika'ya, Suri-
mn
ye smirmda bir geyleryapmadikça, en azmdan Hafiz el-Essad'insessiz de olsa, onaymi almadik-
ça, ambargoya son verilemeyecegini hissettirmigtl. Burada Hafiz Esad'm Misir simrindakazandi-
gi baçan yüzünden Sedat'a çok kizgm oldugunu da animsatmahyiz.Gerçekteambargonunkal-
dinhp kaldirilmamast konusunda Esad'm veto hakki vardi. Sorunu kolaylagtirmak için Suudiler
araya girdi ve Golan Tepeleri'nde anlagmamn saglanmasi için Amerika-Suriyegörügmelerinin
kapisun açti. Böylece 1974 ylh Subatortasinda Faysal, Cezayir'de Sedat, Esad ve Cezayir Devlet
Bagkani'yla bir araya geldi. Toplantida Sedat dügüncesini açikça anlatarak, ambargonun yararli
olmaktan çiktigim ve bundan böyle Arap çikarlan için zararli olabilecegini söyledi. Amerikall-
lar'm yeni bir politik realite yolunda liderlik yaptigim ilave etti. Faysal Suriye-istail anlagmasi yo-
çaba"oldugusürece, ambargonun sona erdi-
"yapic1

lunda Amerika'mn liderlik yapttgi böyle bir


rilmesini kabul edecegini bildirdi. Ancak bunu izleyen birkaç haftalik sürede Esad agilmasi güç
bir pozisyonda görünmüg,bu da ötekileri ambargonun sona ermesindenyana olduklanni halka
açikça duyurmaktan ahkoymugtur. Ancak kendilerine gerekenuyan yapilmigonlar da bunu cid-
diye almiglardi. Birlegik Devletler'in ban; çabalan ambargo kaldinlmadan devam edemezdL So-
nunda 18 Mart tarihindeArap petrol bakanlan ambargoyu kaldirma karan ald11ar.Suriyeve Lib-
kalmigtL
ya çekimser
Yirmi yllhk bir konuçoa sürecindenve baçans1zlikla biten birkaÇ atilimdan sonra, nihayet
petrol silahl baçanyla kullamlmig ve kamuoyunu gerçekten gerekli olduguna inandirmigt1.Etkisi
sadece inandinct degil, çok da kapsamlt ve çarpici,kendinden yana olanlarin bile hayal edeme-
yecegi kadar büyük olmugtu. Hem Ortadogu'nun hem de tüm dünyanm yüzüne ve jeopolitik
durumuna yeni bir görünüg vermigti. Dünya petrolünde ve üretici-tüketici iligkilerinde transfor-
kmina sokul-
masyonyapmig ve ulu.slararasi ekonomiyi yeni bagtan yaratmigtl. Ancak bu kilicin
ma zamani gelmigti. Tehditlerini ise sürdürecekti.
Mayis aymda Kissinger Suriye-israil anlagmasim elde etmeyi bagarmigti ve art1k bang iglem-
lert baglamak üzereydi. Haziran aymda Richard Nixon Israíl,Suriyeve Misir'a zlyaret gezisine
çikti. Ambargo artik en azindan BirlegikDevletler için, tarihe kanymigti (Hollanda'da hâlâ uygu

592
\

lanlyordu). BirlegikDevletler hakli olarak Ortadogu diplomasisinde bazi önemli yenilikler isteye-
bilirdi. Ne var ki Watergateskandali kendisini süreklí ammsatancanh bir gerçekti ve aynca Ni-
xon'un bu gezideki davramgi halkta buz gibi bir etki yapmigt1.Bir gün, Tel Aviv'de Ísrailkabine-
siylebir aradayken hiç beklenmedik bir anda teröristlerlenasil bag edileceginibildiginisöylemig-
ti. Birdenbire oturdugu yerden firlayip ayaga kalkmig, elinde hayali bir makineli tüfekvarmig gi-
bi kabine üyelerine ateg etmigti. Bunu yaparken Chicago stili bir de
"brrrr"
sesi ç1karmigti.Bu
hareket Israilliler'igagkina döndürmüg ve biraz da dü§ündürmügtü. Sam'da Suriyeli Esad'la ko-
nugurken Nixon Esad'a israilliler'in tepe taklak yuvarlamncaya kadar geri itilmesi gerektigini
sõylemig ve bu fikri vurgulamak istercesine birtakim acayip jestler yapmtytt. O günden
sonra
Esad Amerikalilar'la yaptigt her toplantidabu olayianlatacak, Nixon'un gösterisini mutlaka ha-
tirlatmaktaözen gösterecekti.
Yine de Nixon Mistr'da hayatinin en ganli anlarim yagayacakti. O günleri tarif için
"tam
bir
zaferdi" demek yanlig olmaz. Cogku dolu milyonlarca Mistrli onu alkiglamig,çilgincatezahürat
yapmigti. Ne var ki bu onun görecegi en son tezahüratti.Bazilari sonradan bu olayi alay konusu
yapmigtir.Bu Rigileregöre orasi Abdül Nasir'm ülkesiydi ve Abdül Nasir kitleleri coyturup Bati
emperyalizmine ve özellikle de Amerika'ya lanet ettirmede gayet ustaydL Evet, Nixon Misir'da
itibar görmügtü,ancak bundan höyle kendi ülkesi olan Amerika'da itibar görmeyecek, halki onu
dostça degil, dügmanca duygularla kargilayacaktL Bagkanhglnin Son aylarmda kendi yurdunda
kendi yurttagmdan gelen bu act, dügmanca duygular Kahire sokaklannda yaçadigt onca heyecan
ve coçkulu andan sonra büyük bir tezattL Misirl11aronu böyle kargilamakla Sedat'm Misir resto-
rasyonunu ve Misir'mson yillarda bir hayli sarsilmigolan prestilinin lade edilipini kútlamak iste-
migti..Nixon'u ise ambargonunsona ermesi ve idatesinin baçanlr olugudolayislyla kutlamiglardi.
Ne var ki o bunun keyfine varacak bir ruh halinde degildi. Yolculuk strasmdasaghgi bozuktu, fi-
libit olan bacagt gigmigti.Su yüzden bog kalan zamanmm çogunu Oval Ofisi'ndeki kendini suç-
layan teyp bantlarmi dinlemelde geçiriyordu. Bu bantlar sonunda onu istifaya zorlamigtir,
i

||

593
31
OPEC imparatorlugu

Ínsanyagammda zamanlar deggir, imparatorluklar dogar ve batar. Viyana'nin Karl Lueger Ring
semtinde, zemin katmda küçük bir kitapçi dükkâm olan modern ofis binasma geleneklereuya-
rak içinde oturan önemli kiracmm adt verilmigti: "Texaco Building." Ancak 1970'lerde bagka
bir kiracimn gelmig olmasi nedeniyle bu isim degqti ve ani bir kararla "The OPEC Building"
(Opec Binasi) oldu. Bu degigiklik çok kapsamli globalbir ayaklanmamnsembo1üdür ve petrol ih-
raç eden ülkelerin uluslararasi girketlerinönceden iggal ettigi yerlere ne kadar ani ve el çabuklu-
guylayerlegligini gösterir. .

Gerçek gudor ki, OPECViyana'ya sadece bir tercih sonucu gelmigti. Kurulugunilk günle-
rinde olisiniCenevre'de kurmuy oraya.yerlesmigti. Ancak isviçreOPEC'inniyetinin ciddiyetin-
den güphe ettigi, hatta önemine de inanmadigi için uluslararasi bir örgüte tanmmasigereken
diplomatik statüyü vermeyi reddetmigti. Avusturyalilar ise uluslararasi prestij kazanmak istiyor-
du ve ne kadar kazamrsa onunla yetinmeye de hazirlardL Aynca lojman da veriyordu. Bu ne-
denle Avusturya'mn uluslararasi hava baglantilan isviçre'ninkikadar iyi olmadigihalde OPEC
1965 ylhnda Viyana'ya tagmmigt1. OPEC'inViyana'da Texaco Building'deki lojmamni görenler
bu biraz estarengiz ve garip tegkilata ilk günlerde ne kadar az önem verildigini hemen kolayca
anlayabilirdi. Ilk kurulug günlerinde o kadar patirti ve gürültüyesebep olan bu tegkilatne yazik
ki losa zamanda hedefinden sapmtyti. -OPEC baglang1çta ihracatçilarm kaynaklari üzerinde
kurmak hedef ve saviylakurulmuy bir teykilattir.-
"hükümranlik"

Ancak bunlarin hepsi 1970'lerin ortasmda degigmigti. Uluslararasi düzen tepetaklakol-


mugtu.OPEC üyeleri bazen pohpohlanmig, göklere çikarilmig, bazen de sövülüp sayilarak lanet-
lenmigti. Bütün bunlar için kugkusuz ortada geçerli nedenler mevcuttu. Her geydenönce petrol
fiyatlan oldugu gibi dünya ticaretinebaghydi ve artik petrol flyatml kontrol edenlerehalk global
ekonominin yeni efendileri gözüyle baklyordu. 1970'li ytllarm ortasmda OPEC üyeligi kavrami
artik tamamen, Sovyetler Birligí hariç, dünya-petrol ihracatçilari kavramtyla özdeglegmigti.Enf-
lasyon veya kitlik olup olmayacagi karanm da artik OPEC üyeleri verlyordu. Onlar dünyamn ye-
ni bankerleri olmuçtu. Yeni bir uluslararasi ekonomik düzen kurma pegindeydiler.Bu, kiralan
tüketiciden alip üreticiye veren bir düzenin çok daha ötesine giden, gerek ekonomik gerekse
politik güce toptan el degigtirten, bu gücütüketicidenallp üreticiye geçiren bir düzen olmallydi.
Bunu yapmalda geligmekteolan dünyanm geri kalan yerleri için lyi bir model olugturacaklan
inancmdaydilar. OPE C üyeleri böylece dünyanm en güçlüülkelerinden bazilarmda, bu ülkelerin
dig politikasi ve hatta özerkligi konusunda son sözü söyleyecekti. O günlerde OPECGenel Sek-
reteri olan kigi, ileride geriye bakip 1974-1978arasl ylllan animsarken o ytllann "OPEC'inAltm
Çagt"oldugunu söylemigtir.Ancak yukanda agiklanan gerçelderi lyi bilenlerin Genel Sekreter'in
bu sözüne hayret etmemesi gerekir.
Sunuda belirtmeliyiz ki amlanni toplaylpbu gekilde ifade etmesinde nostaljinin de rolü var-
di. Hiç güphe yok OPECülkeleri 1970'll yillann ortasmda kendi kaynaklan üzerinde tam kontrol

594
sahibiydi ve bunu bagarmigt1.Artik onlarm petrolüne kimin sahip çiktigL gtbiproblemlerortadan
kalkmigti. Ancak unutmamak gerekirki o yillar aci çatigmalannegemen.oldugu ydlardi. Aynca
sadece tüketicilerarasmda degil OPEC'inkendi bünyesinde, çok degerli bir kaynak olan petrolün
flyati üzerinde çekigmeler olmustur.Nitekim bu faktör,
"fiyat"

sorununa kendi bagina son on yllm


ekonomik politikalarma ve uluslararast siyasetlere hükmetmeyi bagarmigtir.

Petrol ve Dünya Ekonomisi


Arap petrol ambargosunun ategledigi flyat artigt, fiyatlann dörde katlanmasi ve aynca, ihracatçi-
larm bu fiyatlan saptamada tüm kontrolü kendi ellerine alma iddiasi dünyanm her köpesindeki
ekonomilerde çok büyük degigiklikler dogurmuytu. Petrol ihracatçilannm petrolden elde ettigi
toplam gelir de bu arada 1972'de 23 milyar dolarken 1977'de 140 milyar dolara yükseldi. Mali
açidaníhracatçilar çok büyük kazanç sahibi olmug, astronomik paralar kazanmigt1. Eu kadar çok
parayi sarf edemeyecekleri korkusu dünyanm bankerleri ve iktisadi politika yapimcilan olan kipi-
lerde ciddi üzüntü yaratiyordu. Kamlarina göre, banka hesaplannda igletilmeden bekleyen onca
milyar harcanmamig dolar bir gün dünya ekonomisinde tehlikelidaralmalar ve yer degigtirmele-
re neden olabilirdi.
Ancak üzülmeleri yersizdi, çünkü birdenbire servet sahibi olan ve hayal bile edemeyecek-
leri zenginlige kavugan bu ihracatçúar, çok geçmeden göz kamagtirict bir harcama programi
üzerinde anlagmiglardtBu program sanayllegme,hizmetler, ihtlyaçlar, lüks yaçam, silahlar, sa-
vurganlik ve politik çürüme gibikonulan kapsar. Harcamalardaki agirt savurganhk çok geçme-
den limanlan kapasitenin çok üstünde, sayllamayacak kadar çok yük gemislyle doldurdu. Ba-
zen bu gemilerin bogaltma için limanda haftalarca bekledigi olurdu, Her türlü mal ve hizmet
satan tüccar ve satici çok geçmeden sanayi ülkelerini terk edip petrol ihraç eden ülkelere kog-
tular. Tikhm tikhm dolu otellerde oda bulmak için birbirleriyle yangtilar ve birbirilerini dirsek-
leyip büyük devlet bürokratlanmn bekleme odalarma daldilar. Petrol üreticileri için artik her
ey satiça aç1kti,her yey satm ahnabilirdi ve onlarda gimdi her istediklerini alabilecek kadar çok
para vardi.
Alim satim iglemleri bagli bagina bir i; olmuçtu. 1973 yllmdaki petrol kesintisi Bati'nin sa-
nayilegmig ülkeleri için, bu ülkeler Ortadogupetrolüne bagimli olduklanndan, büyük darbe ol-
mugtu. Simdibu ülkeler güvenceliolarak petrol igine girmekistiyorlard1.Bu onlar için birinci
derece önem taglyanstratejik bir konu almugtu. Eu itibarla özellikle silah satm almak istlyorlar-
dL Bekledikleri güvenceyi böyle elde edecekleri
ve nüfuzlanm artiracaklart kamsmdaydilar. 80l-
gedeki diger ülkeler de bu konuda onlar kadar hevesliydi. 1973 olaylar1bölgenin ne kadar istik-
rarsiz, oynak yapili oldugunu göstermigti. 80lgesel ve milli rekabetler çok derin ve köklü, tutku-
lar ve beklentiler ise çok büyüktü. Aynca iki büyük süper güç o günlerdetüm Ortadogu'da nük-
leer alarm yapmig, teyakkuzageçmigtL
1973 sonunun hayhuylu günlerínde satm almmak istenen tek gey silah degildi. Tüketim
malmdan telefonsistemine kadar het geysatm ahmyordu. Datsun pikap ve kamyonlannm Suudi
Arabistan'da tanitilipçogalmasizamanin bir göstergesi sayllabilir.Nissan'm bir yöneticisi Datsun
pikaplan için "Develeri barmdirmak çok pahahya mal oluyor. Datsun pikabi daha ucuza geliyor"
diyecekti. Aslmda 1970'lerde Suudi Arabistan'da bit Datsun 3100 dolara satthrken, bir devenin
satig yeri fiyati sadece 760 dolardi. Ancak o günlerdebir galon petrolün on iki centten satildigt,
devenin ise yürürken besin tükettigi dikkate ahmrsa Datsun'un deveden daha ucuza geldigini
kabul etmek gerekir. Nissan'll yöneticinin söyledigi söz hemen bir gece içinde Datsun'u Suudi
Arabistan'da günün bir numarah aract yapti ve koyunculukla hayatini kazanan Bedeviler'in en
ragbet edip sevdikleri araç oldu. Bu arada bir vakitler Bedeviler'in atalarmm ibni Suud ordula-
nnda savagtigini ve savaglara deve üstünde katildiklanm ammsatmakta yarar vardir. Kisaca söy-

595
lemek gerekirse petrol ihraç eden ülkelerin savurganhgl bagim almt; dolu dizgin giden enflas-
yonta bir arada, malí birikimlerin yakmda tükenecegineigaret ediyordu. Ve gerçektende ban-
kerlerin ilk günlerdekikorkularma ragmen tamamen tükenmigtir. 1974'te, OPEC'in ödemeler
masraflar" yatinm geliri olarak 67 trilyon dolar fazla para
"görünmez
dengesinde mal, hizmet
vardl. 1978 yllinagelenekadar bu fazla para 2 milyar dolarlik açiga dönüstü.
Bat1'mn sanayi kesimindeki geliçmigülkeler bunu aniden firlayan petrol fiyatlarinm sebep
oldugubüyük yer degigtirmelere bagladilar. Petrolden alman kira bedelleri ihracatçilann kasala-
rma aklyorduve bu batil11annsatin alma gücünü de büyük oranda azaltiyordu. Su satin alma
gücü ileride "OPECvergisi"olarak tanmmigtir.Bu empoze edilip yürürlüge koyulma-
"verginin"

si sanayi ülkelerinde derin yaralar açml§tir.ABD'nin gayrisafi milli hasilasi 1973-1975arasmda


yüzde 6 azalmig, ipsizlik de ikiye katlanarak yüzde 9 olmugtu. Japon gayri safi milli hasilasi da
1974'te IL Dünya Savagi'ndan bu yana ilk defa olarakdügmügtü. Bu dügüg kargisoda Japonlar
ekonomik mucizelerinin tarihe kançacagmdan yakimrken Tokyo'daki ciddi Japon ögrenciler bü-
yüklerine kattlmadi. Gösterilerde sati milli hasilaya lanet" yaygaralarina son verip kendile-
"gayri

rini canla bagla çaligmayaadadilar. Çokçaligmaktayeni bir erdem buldular ve ömür boyu çahya-
caklarma dair kendilerine söz verdiler. Bunlar olugurken flyat artiplari zaten bozuk olan ekono-
milerdetam bir enflasyon goku yaratmigth 1976'da sanayi dünyast yeniden ekonomik büyüme-
ye geçtiysede artik enflasyon Bati'mn bünyesine köklü olarak yerlegmigti. Bundan böyle mo-
dern çagmçözülmesi imkânsiz bir sorunu olacaga benziyordu.
Fiyat artiplarmdan olumsuz olarak en fazla etkilenen grup geligmekteolan ülkelerden
Tanri'nm petrol bahgetmedigi ülkelerdi'. 1970'lerde yaganan fiyat goku ekonomik geligmeye
vurulan ânzararli ve en tahrip edici darbedir. Enflasyongoklan geligmekteolan ülkelerin sade-
ce geri kalmasma neden olmamig, õdemeler dengesini de bozmuy ve büyüme hizlano ya ge-
ciktirmig ya da bütünüyle-durdurmuytur. Bu ülkeler dünya ticaret ve yatirim k1sitlanmasindan
da zarar görmügtür. Bazilan tek çarenin borçlanma olduguna inandi ve sonuçta OPEC'e ait
yapip banka sistemi araciliglyla geligmekteolan ülkelere
"dönüg"
fazla paramn çogu yeniden
aktarildi. Böylece bu ülkeler petrol kriziyle bag etmenin tek yolunun ancak borçlanmayla
mümkün oklugunu anlamly oldular. Ancak mutlaka yeni bir kategorinin; geligmekteolan ülke-
lerden alt düzeyde olanlan, nakavt edilerek sirt üstü yere serilenleri, sefalet düzeyleri dayanil-
maz hale gelmigülkeleri kapsaylp koruyacak bir dünya" kategorisinin yaratilmasi
"dördüncü

gerekiyordu.
Geligmekte olan ülkelerin bag edilmesi çok güç yeni sorunlan petrol ihracatçilanm gülünç,
biraz da rahatsiz bir konuma sokmugtu. Neticede onlar da geligmekte olan ülkeydi ve buna rag-
men "Güney'in",geligmekteolan dünyanm kurtaricthgim yap1yor,onlann Kuzey ülkeleri, sana-
"iëletilmeye"

yilegmig ülkeler tarafmdan son verme çabalanndaonlan destekler görünüyordu.


Söylediklerine göre amaçlan zenginliklerin global bir yer degigtirmeyle Kuzey'den almip Gü-
ney'e aktanlmastydi. Ötekigeligmekte olan ülkeler de baglangtçta onlan yüksek sesle destekledi
ve baçansmdan dolayl OPEC'i kutlayarak görü§ birliginde olduklanni ilan ettiler. Ìçteo günler
uluslararasi düzen" sözünün en fazla tartigildigtgünlerdir. Ancak OPEC'inilan ettigiyeni
"yeni

flyatlar geligmekteolan dünyamn geri kalan kesimlerinde büyük bir engel olarak ortaya ç1kt1.
Bazi petrol ihracatçilari öteki geligmekteolan ülkelere yardim için onlara gerekirseborç petrol
vermek istemig ve bunun için program yapmiglardi. Ihracatçilannbir amac1 bunu saglamak ol-
mugsada asil amaçlan bagkayd1.Geliginlyülkelerle geligmekte olan ülkeler arasmda genig bir
"Kuzey-Güney"diyalogu kurulmasmi, petrol fiyatlanmn diger kalkmma maddelerinebaglanma-
smi istiyorlard1. Bütün bunlardaki asil ve nihai hedet servetin tüm dünyada yeni bir dagitim sis-
temine baglanmasiydt
Uluslararasi Ekonomik igbirligiKonferansi, 1977de Paris'te toplanmig,gündemine Kuzey-
Güney diyalogunu almigti. Konferansa katilan endüstri ülkelerinden bazilan katilimlanmn sonu-

596
cunda petrole girighakki kazanacaklanm ümit etmiglerdir. Eu konferansta petrol ambargosusi-
rasmda Kissinger'in liderligine duydugu öfkeyi hâlâ yenememig olan, aynca Amerika'nm Orta-
dogu'daki konumuna da uzun zamandir gtpta etmekte olan Fransa diyalogun ancak Amerikan
politikasma bir alternatifolarak kabul edilebilecegini savundu. Digerülkelerse daha sogukkanli
davranarak bunun ithalatç11arla ihracatçilar arasmdaki çatigmayiyumugatacagmi ve daha yüksek
fiyatlarla arada bir denge kuracagtm savundular. Eu diyalog büyük çabalarla iki yll devam ettiyse
de sonuçta bir geyelde edilemedi. Katihocilar her konuda hatta tek bir bildiride bile anlaçami-
yordu. Geligmekte olan ülkelerin geri kalan kismi bu konferansla, Fransizlar'm nutuk atma yete-
negini degilse de bagka bir geyiögrenmig oldular. Endüstri dünyasmda onlarm mal ve ürünlerine
kargi pazarlar periçan durumdaydi.

Suudiler §ah'aKarç1Geliyor
1970'li yillarin ortasinda OPECtek bagma en üst uluslararasi odak noktasi oldu. Tüm dünyanin
gözü OPEC toplantilarma,OPEC'in dramatik, tantanalive gürültülü havasma çevrildi. Dünya
ekonomisine ne olacagtm merak eden kigiler, otelin lobisine gitmekte olan bir bakani yakalaylp
bu konuda birkaç kelime koparmak için var güçleriyle çaba gösterdi. OPEC ortaya çiktigindan
beri petrol hakkmda yapilan onca konugma,
"diferansiyeller", "mevsimlik
oynamalar" ve
"yate

nmlar" artik hükümet üyeleri, gazeteciler ve mali spekülatörler için konugulan bag konu olmuy
tu. Bu süre içinde OPEC'e
"kartel"
denmigse de, gerçekte kartel degildi. Exxon Sirketi eski ko-
ordinatörü Howard Page de 1975'te aym gözlemde bulunmuy ve gunlan söylemigtir:"OPEC'e
bir kulüp veya dernek diyebilirsiniz, fakat sözcügü dogru gekildekullanmak gerekitsekartel di-
yemezsiniz." Howard Page, daha sonra bu konudaki savimkanitlamak için Funk &Wagnall söz-
lügünde kartel kelimesine bakmig, qu tammlamayigörmügt:."Kartel, bir malm fiyatrii ve verimi-
ni düzenlemek için bir araya gelmigbir üreticiler toplulugudur."Evet, kartel sözlükte böyle ta-
mmlanmigtL OPEC de kugkusuz fiyatlan tespite çahylyordu, ancak verimi degil sadece fiyatlan.
Hiç degllse o gün için ortada saptanmig herhangi bir kota veya üretim düzeyi yoktu. Pazar karte-
lin degil
"biraz
da yasadiç1" bir oligopolün egemenligi altmdaydt (Oligopol: Belirli bir ürünün
miktar ve fiyatmm birbiriyle rekabet eden birkaç saticmm tekelindeolmast) Sözünü ettigimiz bu
dönemde ihracatç11arm çogu tam kapasiteyle üretim yapmigtir. Bunun tek istisnas1fiyattaki he-
deflerini gerçeklegtirmepesinde olan ve üretimini buna göre ayarlayan SuudiArabistan'dir.
Petroldeki flyat artiçlarma gösterilen eleptiriye ihracatçilar genellikle 60yle yamt veriyordu:
Endüstri ülkelerindeki tüketicilerinvaril bagma ödemekte oldugu flyat dügürülecek olursa batill
devletler bunu vergi olarak fazlasiyla allrdi ve bunun miktan OPECülkelerinin satigtan aldigt fi-
yatin üstünde olurdu. Bati Avrupa geçmigteuzun bir benzin vergisi dönemi yagamigtt ve gimdi
de durum buydu. Sözgelimi 1975'te Bati Avrupali bir tüketicininpetrol ürünleri için ödedigi fi-
yatm ortalama yüzde 45'i hükümetine giderken, yüzde 35'i de OPEC'in koydugu flyat üzerin-
den hesaplanirdi. Ceri kalan yüzde 20 ise ulagim, rafineri, aract marji ve benzeri masraflara gi-
derdi. Aynt geyin Birle ik Devletler'de tamamen ayni geçerlilikte uygulandigi söylenemez. Su
ülkede vergi olarak daha az, yüzde 18 alimrken, OPEC ihracatçi payi olarak daha çok, yüzde 50
alirdL
Japonya'dahükümet payi yüzde 28, OPEC payi yüzde 45'ti. Yüzdelerin bölünme igi nasil
yapt11tsayapilsm OPEC'in sorulanna tüketici ülkeler daima aym yamti vererek, kendi smirlari
içinde yaptiklan uygulamaya, yurttaglanm vergilendirmeye OPEC'in kançamayacagini,
aynca
makro ekonomik sonuçlarmm da "OPECvergilendirme sisteminden" çok farkli oldugunu söylü-
yordu.
Asil önemli olan ise yakm gelecekte olup bitenlerdi. 1974-1978 arasmda tüketiciülkelerin
bag kaygisi bir tek konuda dügümlendi. Acaba petrolün fiyati artmakta devam edecek miydi,
yoksa oldukça sabit tutularak enflasyonla agmacak miydi? Bu sorunun yaniti, diger faktörlerle

597
beraber iktisadi büyüme veya gerilemeye, istihdam ve enflasyona ve dünyanm dört bir yanmda-
ki milyarlarca dolarhk petrol akimmm seyrine bagllydi. OPEC'in
"radikaller" "ihmhlar"
ile ara-
smda bölündügü konusunda genel bir kam mevcuttu. Ancak ayni konu gerçekte Ortadogu'nun
en büyük iki üreticisi olan Suudi Arabistan ve Iran için de geçerliydi.Su ikisi daha 1960'larda
en çok hangisinin petrol üretecegi konusunda birbirine rakipti. Simdi de iki ulus fiyat ve öncelik
için mücadeledeydi.
Sahaç1smdansa,Aralik 1973 flyat artigt büyük bir zafer ve.özellikle de kendi kipiselzaferi
sayilmigtl.Bu tarihten baglayarak özlemini çektigtbüyük an ve firsatm geldigini hissetmigti. Ar-
tik önünde bitip tükenmeyecekmiggibigelen sonsuz zenginlikler onu bekliyordu. Ílahi bir kuv-
vet sanki ona "Iran'm Büyük Uygarligi" dedigi tutkusunu gerçekleptirme ve iran'indag gibi bü-
yük iç sorunlarini çözme hrsati vermigti. 1970'li ylllarm ortasmda Prenses'ín Sahiçin pöylesöy-
ledigi hatirlardadir: "Egimin hayatta sevdigi pek az geydenbiri uçmak, araba kullanmak, gemi
kullanmak yani kisaca hiz'dir!" Gerçekten de Sahbu hiz tutkusunu iran'1yirmi birinci yüzylla
yetigtirme atiliminda tüm ülkesinde uygularnigtir.Böyleyapmakla bu hizm sebep oldugu kirgin-
hklari giderebilecegl ümidindeydi. Kendisinin modernlegmesaplantismi paylagmayanlarm pig-
manlik ve mutsuzluk duygulanm da giderecekti. Sah'msavina göre Iran mutlaka dünyamn sa-
nayide en ileri gitmigbeginci gücü, yeni bir Bati Almanya, ikinci bir Japonyaolacakti. "Iran dün-
yarun en saygm ülkelerinden biri olacaktir" diye sik sik övünürdü.
Ülkeyepetrolden dag gibi para akarken Sahkendisini tutkularmave hayallerinin akigma
kaptirmigtt. Imparatorolugunun getirdigifantezilerin de esiri olmogtu. Artik gah'akargi gelme-
ye, ihtiyath olmasmi istemeye kötü haber postaaligiyapmaya kim cüret edebilirdi ki? Fiyat artig-
lanna yönelik eleptirilere alayc1gekilde yamt v'eriyor,duymazliktan gelip konu digt edlyordu. Fi-
yatlann daha da yükseltilmesini Bat1'dakienflasyona bagliyor,daha yüksek flyatlarm enflasyonu
büsbütün körükleyebilecegi fikrini kabul etmiyordu. Amerikan Büyükelçisi'ne göylededigt hatir-
lardadir: "Sanayide ilerl ülkelerin siyasi ve ekonomik baslo taktikleriyle durumu idare ettigi gün-
ler çoktan geride kaldt. Sunulyi bilmenizi isterim ki, Sahpetrol fiyatlan için digardan gelecek
basklya asla boyun egmeyecektir." Aynca, Sah'm ifadesine göre, kompularma k1yaslafran'inpet-
rol rezervleri daha azdi. Bu, fiyatlan onlardan daha sonra degil daha önce çikarmasiiçin lyi bir
"sona"
nedendi. Unutmamak gerekirdi ki kalacak olsa belki de bu rezervler tükenmigolurdu.
Sonra, ne de olsa, Sah'mgururu da dügünülmeliydL Geçmigtekitüm apagllanmalar geride bira-
kilmah, durum tersine döndürülmeliydi. 1975'te göylesöylemigtir: "Belki benim Amerikahlar'm
elinde bir oyuncak oldugumu dügünmüç olanlar -veya hâlâ dügünenler- vardir. Dyuncak olma-
yi niçin kabul edeyim ki? Bizi daha güçlü kilan nedenlerimiz var, o halde neden bir bagkasom
tutsagiolahm?"
Sahflyat artigt konusunda giderekdaha çok baskt yaplyor, her baski yapigta da Körfez'deki
kompulanyla ters dügüp çatiplyordu. ÖrnegnSuudi Arabistan hiçbir zaman 1973 fiyat artigt bo-
yutunu onaylamamtçttr. Bu artigm agirl büyük ve kendi konumu için tehlikeliolduguna inanmig
tir. Ayrica doguracagi ekonomik sonuçlardan da korkmuytu. Suudi Arabistan o güne kadar
OPEC üzerinde tam kontrol sahiblydi ve petrol konusunda en temel kararlarda da etkindi. Bu
krallign devam1 ve geleceg için yagamsal önemdeydi. Simdi, fran'm tutumu yüzünden Suudi
Arabistan bu kontrolleri yitirmekte oldugunu görmüg ve telaglanmigtl.Petrol fiyatlarmda daha
fazla artig enflasyona sebep olacakti ki, bu onlann çikarlarma ters dügerdi. Petrol rezervleri çok
büyük oldugundan Suudiler,Iran'a kiyasla pazar flyatlarmm uzun vadede sabit tutulmasimkal-
diracak durumdayd1. Fiyat artigmm ve bõyle bir beklentinin petrolden uzaklagma, onun yerine
petrolün saklanmast gibibir harekete yol açmasmdan, petrol yerine daha bagka yak1t kaynaklan
kullamlmasmdan korkmuglardi. Böyle bir durum uzun vadede istedikleri pazan degigtirebilir ve
dolayislyla kendi rezervlerinin degerini dügürürdü.
Bu dügünce ve kaygilar bagka kaygilara da yol açti. Suudi Arabistan genigtopraklarasahip

598
fakat nüfusu az olan bir ülkeydi. Saylyla ifade etmek gerekirse nüfusu, cografi açidan küçücük
olan Hong Kong'un nüfusundan fa21adegildi. Petrolden gelen gelír anormal bir hizla arttigmda
ülkede hem sosyal hem de politik tansiyonyükselecek, aynca bu tehlikelibeklentilere yol aça-
cak, böylece kralligt bir arada tutan baglari zaylflatacakti. Sonraarada bir de Arap-Israilçekigme-
si vardt. Suudiler bu konudaki amaçlannin flyat artigi yüzünden müdahaleye ugramasma, büs-
bütün karigmasina, onlari amaçlarmdan tavize zorlamasina göz yumamazdi. Aynca agin yüksek
fiyatlarm sanayilegmigve sanayilegmekte olan ülkeler üzerinde siyasi istikrari olumsuz etkileye-
cegl endigesindeydiler. Böyle bir istikrarsizlik mutlaka zamanla kendileri için bir tehdit unsuru
olurdu. 1970'lerde Avrupa'da yaganan ekonomik zorluklar öncelikle Italya'da,hükümetlerin ka-
pilarmi komünistlere agmigti ve komünistlerin Avrupa'nin Akdeniz k1yismda iktidara gelmesi
Sovyetler'in Ortadogu'yu kugatacagi korkusu içindeki Suudi hükümetince hiç istenmeyen bir
eydi,
Riyad'i dügündüren diger bir konu da Íran'di.Onlar Sah'mfiyat artirma konusunda ileriyi
göremeyecek kadar tutkulannmesiri oldugundan emindi. Bundan öte yapilacak fiyat zamlannm
Íran'adaha çok para ve güç kazandiracagi, böylece ü)kenin daha çok silah satm alabilecek duru-
ma gelecegi inancmdaydilar. Su durum kuçkusuz stratejik dengeyi bozacak ve Sah'l Körfez'de
hegemonya iddiasma götürecekti. Suudiler Amerikahlar'm Sah'lane sebeple bu kadar meggul
oldugunu bilmek istlyordu 1975 ylh Agustos aymdaABD'nin Riyad Büyükelçisi Washington'a
"iran

bir rapor gönderdi ve Zeki Yamani'nin ile BirlepikDevletler arasmdaki ebedi dostluk söy-
lentilerinden kendisinin ve diger Suudiler'in rahatsizhk duydugunu" rapor etmigti. Gerçi onlar
"Sah'mmegaloman, kafaca son derece dengesiz oldugunu" biliyorlardi ve bunu anlamamig ol-
mak için
"gözlem

güçlerininzaylf olmasi gerektigni" söylemiglerdi.Ama "Sahsahneden çekil-


mig olsa, Tahran'da kanh bir anti Amerikan rejim yerlegir" demi§lerdi.
Suudiler OPEC'in ard1ardina yaptigt her toplantidapolitikve ekonomik sebeplerden ötürü
yeni flyat artigma daima,kargi çikmigve bu konuda maksath olarak izledig çizgiyizor yoluylada
olsa her zaman korumugtur. Suudiler bu konuda çok kesin tavir koydugundan OPECdahi bir
noktada iki ayri fiyat uygulamak zorunda kalmigtl. Suudiler ve müttefikleri Arap Emirlikleri için
belirli bir fiyat, diger on bir üye için daha yüksek bagka bir fiyat. Suudilerdigmdaki öteki ihracat-
çilar flyatlari artirmak için gerekge arayacak oldugunda, Suudiler itiraza yeltenip pazari zor du-
ruma sokmak için hemen üretimi hizlandinyordu. Ancak bunu yaparken beklemedikleri bir du-
rumla kargilaçacak ve üretim kapasitelerinin önceden tahmin ettikleri kadar yüksek olmadigim
anlayacaklardi.

Yamani
Suudiler'inyaptigt bu manevralar devam ederken dikkatler tek bir adamda, Ahmed Zeki Yama-
ni'de yogunlagmigt1.Global petrol endüstrisi adma, politikactlar ve üst düzey sivil bürokratlar,
gazetecilerve dünyanm büyük kismi için o artik yeni petrol çagtmntemsilcisi,gerçek sembolü
olmugtu. Büyük, duru, hiç kirpigmlyor gibi bakan gözlerive VanDyketipi hafif köpeli sakaliyla
tüm dünyada bilinen ve tanman bir çahslyetolmuçtu. Ancak Suudi Arabistan'm geffafolmayan
politikyapisi nedenlyle dünya, Yamani'nin rolünde zaman zaman yamlmig ve ona ashnda oldu-
"güç"

gundançok daha büyük izate etmigtir. Aslmda o, son yapilan incelemede agin önemli ol-
masa da, Suudi Arabistan'in temsilcisiolarak degerlendirildi. Suudi politikasmi empoze etmeye
veya tek bayma buna karar vermeye yetkisi olmayan, ancak bu politikaya gekilveren bir kigi ola-
rak degerlendirilmigtir. Kugku yok ki Yamani, diplomasideki stili, inceleme ve uzlagmadaki usta-
ligt ve basinla olan becerili iligkisiyle seçkin bir kipilikti ve bu niteliklerinden ötürü tartigmasiz
bir etkinlige sahipti. Görevinde çok uzun süre kalmasi,
"orada"
herkesten daha fazla bulunmasi
Yamani'nin gücünün bir kamti sayllmalidir.

599
Yamani ülkesinde daha çok ¶eyh"olarak billnir; ancak geyhlikaslmda ona onursal bir un-
van olarak verilmigti. Kendisi gerçekte geyhdegtl, üst düzey halktan gelmigbir kipidir.Atalan iti-
bariyle Hicazli'dir ve Suudi Arabistan'm kismen varhkli olan ticaretkesimi Kizildeniz kiyisindan
gelmigtir. ÌbniSuud'un ilk üssü olan ve Riyadlilar'in kendi merkezlerisaydigiterk edilmig Necet
Çölü'nden gelme degildir. Yamani 1930 yilmda Mekke'de dogmugtu. Bu, St. John Philby'nin
Ibni Suud'u ikna edip kralligt periçandurumundan kurtarma yolunun petrolü
ve madenleri ig-
letmek olduguna inandirdigi ylldir.Yamani'ninçocuklugundasokaklardahâlâ deve vardi ve Ya-
mani dersini gaz lambasi altinda çaltgirdi.Bunu yapmadigt zamanlardaelektrik igig1 altindaki ca-
miye giderdi.
Gerek büyükbabast ve gereksebabasi din hocasi ve kadlydi. Babasi evvelce Dogu Hindis-
tan'in Hollanda'ya ait kesiminde ve Malaya'da müftülük yapmigti.Yamani'nin dünyaya bakigm-
da.ve entelektüel geligmesindeögrenme agkive dindarligm olugturdugu bu kombinasyonun bü-
yük etkisi olmugtur. Babasi SuudiArabistan'a döndükten sonra Mekke'deki baba evi, ögrencile-
ri için bir toplantiyeri oldu. Yamani ileride bunu göyle anlatm1§tir:"Bu ögrencilerin çogu ünlü
birer jüri idi; babamla hukuk konusunu tartigir,durumlan teker teker ele altrlardi. Zamanla ben
de onlara katildim ve onlar gittiktensonra da saatlerce babamla kahp, birçok gey ögrendim, ba-
bamm beni eleptirmesini istedim."
Yamani zekâ yönünden dikkati çekecekdüzeyde parlaktive Suudi okullarmda bu özelligi
tam zamaninda fark edilmigti.ÖnceKahireÜniversitesi'ne sonra da New York Üniversitesí Hu-
kuk Fakültesi'ne devam etti. Bunu Harvard Hukuk Fakültesi'ndeki bir yllhk egitim takip edecek
ve Yamaniburada uluslararasi hukuk okuyacakti.Egitimi süresinceYamani Bat1'ya karç1 içten
bir merak duymuy ve bu merakim geligtirerekBati ile ve özellikle de Amerikalilar'la iletigim kur-
mayl, onlarla rahat olmayi ögrenmigtir. Birçok hükümetin bakanhklarmda dampman olarak çalig-
mig ve 1957 Arabistan Petrolü Japon Konsorsiyumu'nun kontrattm kaleme almlytir.Bu konsor-
siyum, hatirlanacaglgibi Ortadogu'nundev girketlerinebalyoz gibiinmigti.
Yamaniaynca birçok gazetede hukuk konularinda yorumculuk yapmigtir. IbniSuud'un
ikinci oglu, büyük patron Prens Faysal'1n dikkatini de bu son göreviniyaparken çekmigtir.Faysal
Yamani'yi hukuk dampmanhgtna atadt. 1962 yllmda, Faysal kardegi Suud'a kargi sürdürdügü
güç mücadelesinden muzaffer olarak ç1kmca ilk ip olarakmilliyetçi petrol bakam Abdullah Tari-
ki'yí igten atti. Onun yerine otuz iki yagmdaki Yamani'yi petrol bakam yapmigttr. Ne var ki bura-
da ilginç bir duruma dikkat çekmek gerekir. BaglanglçtaYamani, Tariki'nin Aramco ile olan an-
son vermek ve incelík ve beceri isteyen bir taktikve etkinlikle sonuca erigmesi için
lagmazllgLna

göreve getirilmigti. Diger bir anlatimla, her ikisi de ayni amaç için çaligmiglardir.Nitekim bir gün
Aramco girketleriyöneticilerinden birl yakmarak göyledemigti: "Tariki'nin yöntemi ag1zkalaba-
hŠlve deli saçoasidir.Yamani ise insani tatlihklaalalci bir yöntemle duvara firlatir atar."
1973 ambargosu bagladigtnda Yamani on bir ylldan beri petrol bakamyd1. Bu süre içinde
birçok deneyim ve becert kazanmig, görügmeve uzlagmada egsiz yetenekli bir usta oldugunu
kamtlamigtl. Çokyumuçak bir sesle konugtugu için hasimlanm durup kendisini dinlemeye, ne
söyledigini ígitmek için dikkat kesilmeye zorlardi. Hiçbir zaman öfkeye kapildigi görülmemigtir.
Öfkeduydugu zaman kendini daha sakin olmaya zorlardi. Onun konuçma stillcogkulubir reto-
rik degildir. Konuya daima mantik yoluyla teker teker girer,her biri üzerinde öze varmcaya, bag-
lanti kuruncaya, istenen emri verinceye ve sonuca ulagmcaya kadar uzun uzun dururdu. Kul-
landigt yöntem son derece basit ve inandinc1, kugkuya yer vermeyecekkadar açik ve reddedil-
mez oldugundangörüglerini kabul etmemek için insanm manyakveya geri zekâli olmasi gere-
kirdi. Yamani'yi dinleyenlerin tag gibi donup.kargi koyamamalan veya kizginliktan çilgLna dön-
melerinin nedeni ondaki konuyu sunma ustallgLndan ileri gelmigtir.
Yamani kendisindeki mistik havayi hissettirmek için büyük özen gösterirdi.Tam bir sabir
tagi gibi davramr, kargismdakine uzun uzun gözünü kirpmadan bakard1. Kendisine soru sorul-

600
dugunda, soruyu yöneltene bakmakla yetinir, tek bir kelime söylemeden konu degigene kadar
elindeki tespihle oynardl. Her zaman satranç oynar, oynarken kargismdaki rakibin durumunu
anlamaya çaligirdi.Usta bir taktikçiolmaktan, Suudi Arabistan'm iç ve digtaki kisa vadeli ihti-
yaçlanmn gerektirdigi manevra kabiliyetine sahip olmaktan öte, ülkenin uzun vadedeki çikar-
larmt da dügünmügtür. Az nüfuslu olan ve dünya petrol rezervinin üçte birini elinde tutan bir
ülkenin temsilciside böyle olmahydi. Bir sirasi geldiginde göyledemigtir: "Meslek yayamimda,
özel hayatimda ve her yaptigim içte daima uzun vadeli dügünürüm. Bir kere kisa vadeli dügün-
meye bagladintz mi baginiz derde girdi demektir; çünkü kisa vadeli dügünme insana sadece ya-
kin gelecekteyarar saglayan bir taktiktir."Bati dünyasmin kisa vadeli dügünme yüzünden lane-
te ugradigi, bunun demokrasinin kaçimlmaz sonucu olduguinancindayd1. Yapl itibarlyle Yama-
ni hem çok ihtlyatli hem de çok hesapç1ydl. 197S'te ününün en dorukta oldugu gün pöylesöy-
lemigtir: "Kumar oynamaya tahammül edemem. Evet, kumardan nefret ederim. Kumar insa-
mn ruhunu çürütür. Ben hayatimda hiçbir gün kumarbaz olmadim." Petroldeki politikasmda
da hiçbir gün kumarbazhk yapmadigimisrarla söylemigtir."Petrolde kumar oynamakrisktir ve
hesaba vurularak üstlenilmelidir. Ben risk allrken önce ölçer, biçer, sonra alinm. Bir kere risk
üstlendim mi bu, gerekli önlemleri de aldigim ve fiski en alt düzeye, hemen hemen sif1raindir-
gediglm anlamindadir."
Yamani çevresindeçok güçlü tepkilereneden olmuy bir kipidir. Çogukimse onu üstün ze-
kâli, yüksek düzey bir diplomat, petrol, ekonomi ve politika konusunda engin ve egiz bilgi sahi-
bi blr kigi olarak görmügtür, Yamani'yle yirmi beg yll beraber çahymigbiri onu gu sözlerle tanim-
lamigttr: "O dogugtan bir stratejist idi. Her zaman hedefine ulagtlgl söylenemezse de, hedefinin
ne oldugunu hiçbir zaman gözden kaçirmamigttr." Bati dünyasmda OPECimparatorlugunun
yükselmesinde ve petrol denen gücün artmasmda tam bir semboldür. Bat111 liderlerden çogu ise
Yamani'yiakilci olan ve etki birakan, en bilgili muhatapolarakgörmügtür, Halkm büyük kesimi-
ne göre o, petrol ihracatçilan arasmda,.ortallkta en çok görülen, bu nedenle de en çok eleptiri
alip diglanan temsilciydi.Bizzat OPEC içinde ve Arap dünyasinda ondan nefret eden çok kigi
vardi. Bu nefret bazen üstünlügünü çekememekten,bazen de onu Batfyaçok yakm bulmalann-
dan fleri gelmigtir.Sebeplerden bir bagkasi da Yamani'ye fazla önem verilmesini çekemeyenler-
den kaynaldanmigttr. Onu kiskanan rakipleri ve kugkulu kipiler Yamani'nin
"fazla
göklere çikanl-
digim" söylemiglerdir. Kendisiyle sik sik bir arada olmuy bir Aramco yetkilisi Yamani'yitarif
ederken onda en hayret ettigi geyin
"göstermelik
sukûnet" sergilemedeki yetenegi oldugunu
açikça söylemigtir.
Yamani ile birçok temasi olan Kissinger bu kipiyi tanimlamadabiraz içtenlikten uzak, fa-
kat hoggörülü davranmigttr. "Ben Yamani'yi olaganüstü zeki ve çok bilgili birl olarak gördüm;
sosyoloji ve psikoloji dähil birçok konuda insanm içine nüfuz eden etkileyici konugmasi var. F1-
nl firil dönen gözleriküçük Van Dyke sakahyla petrol politikacisi rolüne çikmigancak getirdigi
felaket mesajmdan haberi olmayan küçük bir çocugabenziyordu. Õzellikle de bu mesali gayet
yumugak ve kendine õzgü mütevazi gülümsemesiyle sundugu zaman... O günlerde, liderlik
hakkmm sadece prenslere tanindigi ülkesinde prens olarak dogmadigt için bu hakkm kendisine
tanmmadtgibir ortamda sivrilerek lider olmayt ve krallik içinde gerçek siyasi gücü yerlegtire-
cek bir konuma gelmeyibagarmigtir. Kelimenin tam anlam1yla
'mükemmel'
bir teknisyen ol-
mustur."
Yamani tam anlamlyla Faysal yanlis1yd1 Ve kendisini göreve getirmigolan Kral'a sadikti.

Kral da Yamani'yihimayesi altmdaki en gözde adamiolarak tutmug,zaman zaman ödüllere bog-


muy ve kendisine degerli birgok gayrimenkul vermigtir.Petrol patlamasi sirasmda bu ödüllerin
degeri inamlmaz bir biçimde artmig ve Yamani'nin kipiselservetinin temeliniolugturmugtur. Ya-
mani Kral ile çok yakm, yogun iligkiiçindeydi ve bu onay ona petrol politikasi yapmada
"carte

blanche" (açikkart) vermigti. Buna ragmen saptananpolitika her zaman mutlaka Kral Faysal'm

601
son denetimine tâbi tutulurdu ve elbette ki Kral ailesinin, ismen belirtmek gerekirse Kral'm
üvey kardegi Prens Fahd'm görügü almirdi.
1975 ylh Mart aymda Kuveyt petrol bakam ülkeyi ziyaret eftigi zamati, Yamani, bakanla
birlikte halk önüne çikan Faysal'a eglik etmigti.Daha sonra kabul salonuna yönelen bu küçük
grubu Kral'm yegenlerinden biri gizlicetakip edip salona girmig ve tam Kuveytli'nin Kral önün-
de diz çöktügü an öne atilarak Faysal'm bagma dogru birkaç el ate; etmigti. Kral hemen o an ya-
ammi kaybetmigtir.
Ilerikigünlerde bazi çevreler bu cinayetin intikam amac1ylaiglendigini, cani olan yegenin
erkek kardeginin on yll önce televizyonunülkeye sokulmasimve yaymlarda ilk defa kadm sesi
duyulmasmi protesto eden bir mitingde vurularak öldürüldügünü, gimdi de agabeyinin bunun
intikamim aldigmi iddia etmigtir. Diger bazi kipilerse bu genç adamin agin solcularm yaydigt
mikroplu havadan etkilendigini sõylemiglerdi. Eu konuda çegitlisöylenti vardir. Bunlardan bir
bagkast bu gencin kafaca dengesiz oldugu, Colorado'daögrenciyken LSD satmaktan arandigi ve
uyugturucu kullandigt için hasta biri oldugu söylentisidir.
Aynca, ayni yilm aralik aymda "Carlos" admda Venezuelali fanatik bir Marx yanlisi pegine
diger beg teröristi katarak OPEC'in Viyana'daki binasma bakanlarm toplanti yaptigi bir strada
saldtri düzenleyerek ilk beg dakika içinde üç kipinin ölümüne sebep olmugtu. Petrol bakanlarin1
ve yardimcilanni rehin alan teröristlerson derece asap bozucu bir yolculuktan sonra önce Ceza-
yir'e, sonra Trablus'a ve en sonunda yine Cezayir'e uçmug, bu arada sürekli olarak bakanlari
ölümle tehdit etmiçti. Bikip usanmadan içlerinden ikisinin daha gimdidenölüme mahkûm edil-
digini söylemiglerdi. Bu kipiler tranPetrol Bakam Cemgid Amouzegar ve bagdügmani sayd1klarl
Yamani idi. Elektrikli geçen uçugta Yamani zamanmi tespihçekerekve yakinda ölecegine inan-
mig olarak Kuran'dan ayetler okuyarak geçirdi. Viyana saldinsmin üstünden kirk dört saat sonra
bu serüven son bulacak, Yamani dahil herkesin
"ölüm
fermam" asklya ahnarak bakanlar serbest
biralalacakti. Bazi säylentileregöre olayda Arap hükümetlerinden birinin parmagi vardi ve bun-
lar teröristlereyardim saglamig ve belki de büyük bir õdül vaat etmigti.
1975'den sonra Yamani, kolayca anlagilabilecegl gibizamanmm çogunu güvenlik kaygtlan
içinde geçirmigtir; güvenlik konusu artik onun için bir saplanti olmugtu. Özellikle Faysal'm su-
ikaste ugramasmdan sonra, petrol konusunda artik.hiçbir zaman tam bagimsiz olamamigtir.Fay-
sal'm ölümünden sonra halef olarak yerine üvey kardegi Halit geçmigti ki, bu kipi, kalp hastasi
oldugundan kendisini güçlü bir lider olarak kamtlayamamigtir. Fahd ise Veliaht Prens ve Bagba-
kan Yardimcisi oldu. Aynca petrol konusunda politika bagyapimcis1olmuytur. Bu konumuyla Ya-
mani'nin üstü oldugundan artik Yamani raporlarm1 ona sunuyordu. Dig dünya onu hâlâ ülkenin
bir numarall adamt görmügse de Suudi Arabistan halla politikada son sözü söyleyenin dikkatli,
tedbirliPrens Fahd oldugunu artik biliyordu. Kayda ahnan her konugmasinda Fahd, flyat artigma
yapilan itirazm Yamani'den gelmedig[ni, Suudi politikasmdan kaynaklandigini vurgulayarakbe-
"ekonomik
lirtmigtir. Fahd'm beyanma göre fiyatlan daha da yukari çekmek bir felaket" olurdu.
Gerçekten de 1977de Jimmy Carter'la Washington'da yaptigt bir toplantidaiki OPEC ülkesi
iranve Venezuela'ya baski yapmas1için Carter'a baskt yapacak kadar ileri gittigt bilinmektedit
Suudi Arabistan digmdaki öteki ihracatçilar zaman zaman Suudi politikasma duyduklari
kizgmlikla sövüp saymayt huy edinmiglerdi. Bu gibi hallerde sövgülerini Kral allesine degil, do-
Iays1zolarak Yamani'ye yöneltmeye özen gösterirlerdi.Yamani bundan yakinarak göylede.migtir:
"Iran radyosunu dinlediginiz veya bir Irangazetesi okudugunuzdabenim geytan olarak tanitildi-
gimigörürsünüz." Tahran'm önde gelengazetelerindenbiri de Yamaniiçin gunlanyazmigti: "O
kapitalist çevrelerin yardakçisi ve yalntzKral'ma degtltüm Arap dünyasma ve ÜçüncüDünya'ya
ihanet etmig bir haindir." Irak petrol bakan1 da Yamani'yi ve Siyonizm'in hiz-
"emperyalizmin

metinde" olmakla suçlamigtir. Kendisine yöneltilen tüm bu saldinlar kargismda Yamani muam-
mall tebessümü ve hiç kirpmiyor gibiduran sabit bakiglarlyla tepki göstermiçtir.

602
Amerika'nin Stratejisi
OPECiçindeki sürtügmelerher ne idiyse petrol flyatlan konusunda Riyad'laWashington arasm-
da genel bir fikir birligi oldugu kesindi. Nixon, Ford¯veCarter dönemlerinde BirlegikDevletler
daha ileri fiyat artiplarmm dünya ekonomisine zararli olacag dügüncesiyle bu artiplara kargi çik-
migtir.Yinede Washington'un saldirganbir tav1riginde fiyatlariindirmeye zorladigt söylenemez.
1975 yihnda, Bagkan Ford'un Digigleri Bakanligi'm yapmakta olan Kissinger göyledemigti: "Pet-
rol flyatlarm1derhal indirmenin tek çaresiSuudi Arabistan ve Iran gÏbiülkelere politik sava; aç-
maktir. Böylece tu ülkeler igbirligine yanagmadikça politik istikrarlannm ve belki de güvenlikle-
rinin tehlikeyegirdigini anlarlar. Ne var ki bu bizim için, petrolde derhal indirim saglamak ugru-
na da olsa, çok pahabya mal olacak bir bedeldir. SuudiArabistan'da bugünkü sistemi alagagiede-
cek bir ayaklanma yaptirdiginizi ve rejime bir Kaddafi'nin geldigini varsaym. Veya iran'mbugün
dünyaya sergiledigi
'digtan
gelen baskilara kargi koyuyor' imajmt yiktigmzi dügünün. Bu takdir-
de, unutmayin ki, kendi ekonomik hedeflerinize ters dügen, bu hedeller için zararli olan birta-
kim yeni politikegilimler açmig olursunuz." Gerçekten de o günlerdepetrol ihracatçilanmn fi-
yatlan birdenbire kendiliklerinden indirecegini gösteren bazi belirtiler vardL Bu Kuzey Deni-
zi'ndeki kalkmma hareketi gibi bazi yeni kalkinma hareketlerinin yava§latilmasi olurdu. Sonuç
olarak, Uluslararasi Enerli Kurumu üyeleri arasmda birtakim atepligörügmelerden sonra Bati
dünyasindaki yüksek maliyetli enerii yatinmmi belki de politik baskmm getirdig
"gok"
flyatlara
kargi koruyacak
"asgari
fiyat tespiti" konusu ele almdi.
Washington'unana hedefi istikrardl. Bu hedefe ulagmak için fiyatlarm daha fazia artinlma-
sini önlemeye çahytt. Bu, yeni flyat artiglannin enflasyonu körükleyecegi, uluslararasi ödemeleri
ve ticaret sistemini bozacagt ve büyümeyi önleyecegi korkusundan ileri gelmigtir.Her OPE C top-
lantismdan önce BirlegikDevletler dünyanm her yamndaki konuyla ilgili taraflaragörevli heyet-
ler göndermeyi âdet etmigti. Su Amerikali görevliler çantalarmda getirdikleri enflasyon ve enerji
istatistiklerinin de yardimlyla flyatlarm daha fazla yükseltilmesine canla bagla kargi çikmiglard1r.
Kugku yok ki bazen Amerika'nm dig politikasmi ve iktisadi politikasmi yöneten büyük bürokrat-
lann kargi görügü savunan mesajlanyla kargilagildigt da oluyordu. Zaman zaman Suudiler'in dev-
reye girip Amerika'nin kendilerine oyun oynadigindan, flyatlan yükseltmek için Sah'lagizli an-
lagma yaptigmdan güphelenildigi oluyordu.Asimda Nixon, Ford ve Kissinger, üçü de stratejik
dügüncelerle, Sah'afazla baski yapmaktan kaçmmiglar, bu konuda çekimser davranmiglardir.
Amerika'nm yerli halla da ortada bir uzlagma bulunmadigt, bunun tam tersi bir dizi savag oldu-
gu ve bunlarm enerii konusunu 1970'lerin bir numarali sorunu haline getirdigt kamsmdayd1.
Uluslararas1açidan ABD politikasinin deglgmez ana hedefi flyatlara istikrari gerigetirmekve enf-
lasyonun bu yolla altedilmesini beklemekti. Su istikrara erigme ugruna Washington kandirmaca
ve pohpohlamadan, kader oyununa ve tehdide kadar her türlü sözlü taktigebagvurmuytur.
Pek göze çarpmayanbagka yaklaç1mlarda olmugtur. Örnegintaksi fiyatlarim artirmak ve
Birlegik Devletler'e ek gelir saglamak lçin Washington, petrol iginde Sovyetler Birligi'yle ortaklik
kurma fikrine bile yanagmig, bu amaçla Sovyetler Birligi'yleflört edecek kadar ileri gitmigtir.Kis-
singer Sovyetler Birligi'yle
"bugday
kargiligtpetrol" anlagmast yapmaya, bu anlagmayla Sovyet-
ler'den petrol ithal etmeye, kargthgmda onlara Amerikan bugdayt ihraç etmeye çaligmigtir.Bu
amaçla 1975 Ekimi'nde Moskova'da bir prensip anlagmast bile imzalanmigtir. Bu tarihten kisa
bir süre sonra Sovyetbürokratlar Washington'a gelerek sonunda çok yogun geçtigi anlagilan uz-
lagma görügmelerine katildilar.
Günlercesüren uzun görügmeler yapildi. Birhafta sonu, Ruslar yapacak hiçbir lyleri kalma-
digim gõrerek degigiklik olsun diye, Sovyetler'le petrol ticareti yapan "Gulf Oil" Sirketi'nin jet
uçagina atlaylp ev sahipleriyle beraber Disneyland'a uçtular..Florida üzerinde uçarken Sovyet
delegasyonunun ba 1, Amerikali ev sahiplerine ilginç bir aç1klama yapti ve görü melerin niçin

603
çikmaza girdigini izah etti. Kissinger'in,OPEC'inve ÜçüncüDünya milliyetçiliginin igini bitiri-
yor görünmesine, bu izlenimi vermesine müsaade edemezlerdi. Aynca terimlerdede bir anlag-
mazlik vardl. KissingerAmerikan bugdaymm dünya bugday flyatlanyla aym degerde hesaplan-
masmda, Rus petrolünün ise dünya petrol flyatlannm yüzde 12 kadar altinda hesaplanmasmda
israr etmigti. Bu ayncahgtn sebebini soran Ruslar'a Amerikalilar qu yamti vermigti: Amerikan
bugdayt kurulu bir pazara satillyordu; Rus petrolü içinse yeni bir pazar kurulmaktaydi ve bu ne-
denle bu pazara girebilmek íçin Ruslar'm indirim yapmasi gerekiyordu. Sonuç olarak görügme-
ler kesilmig ve anlagma gerçeklegmenligtir. Yine de kârli ç1kanSovyetler olmugtu; çünkü Disney-
land'da gerçekten harika vakit geçirmiglerdi.
Amerika'mn fiyatlara istíkrar getirme çabasi bu ülkeyi belirli bir süre ÍTan'la gatigtrduruma
getirmigtir.Sah,fiyat artiplarmda en seslive etkill olan tarafti. BirlegikDevletler ise sik sik Sah'i,
bunun tam tersiniyapmaya zorluyordu. BagkanFord flyatlarm yukan çe'kilmesinielegtirecek ol-
sa Sah'myamtt hazirdt. Hemen kargi saldinya geçip "Bize hiç kimse ne yapacagmizi söyleye-
mez. Hiç kimse bizi parmagm sallayarak tehdit edemez. Çünkü bunu yaparsa biz de ona kargi
parmagimizi sallayip tehdit ederiz" diyordu. Íran da, hiç kuçkusuz Amerika'ya en az SuudiAra-
bistan kadar politik ve ekonomik aç1dan bagllydl. Ancak bakanlarm, i§adamlan ve sílah tüccarla-
rmm gruplar halinde Tahran'a gelmesiyle SahBati toplumunu apaglay1ci konugmalarmt sürdü-
rüyor, kabadayihktaslaylpzaylfliklan için onlan eleptiriyordu. Eu durumda Washington kimin
kimden emir aldigim soracak duruma gellyordu.
1970'li ylllarm bagmda Nixon ve Kissingerbir arada, Sah'a
"açik
çek" politikasma yöneldi-
ler. Aç1kçekle Sah, nükleer silah olmamasi koguluyla, teknoloilkyönden en geli tirilmigsilahlar
dahil istedigi kadar silah satm alma yetkisine sahip oluyordu. Bu politika, Ingiltere'nin Kör
fez'den çekilmesi sirasmda bölgesel güvenligin korunmasma yönelik olarak tesis edilen
"iki
des-
tekli strateji"nin bir parças1yd1.Eu stratejide destekler Iranve Suudi Arabistan'di ancak Ameri-
kall bir bürokratm ifade ettigi gibi bu iki destekten olam açikça Iran'di. 1970'll yillarm
"büyük"

ortasmda Amerika'mn diga sattigt silah toplaminmyarist artik Ìran'agidlyordu. Savunma Bakan-
ligi çek"e baktigmda alarma kapilmigti. Kamsina göre françok kuvvetli konvansiyonel bir
"açik

ordu istlyordu. Nasil kullanacagini bilmedigt ve Sovyetler'ineline dügebilecek ultramodern si-


lahlari ise istemiyordu. Bunun üzerine Savunma Bakam James Schlesinger kipisel olarak Sah'1
uyardi ve Íran'm bu kadar çok ve karmagik yeni silahlan birbiriyle bagdagtirmaya yeterli teknik
kaynaklari bulunmadigim söyledi. Schlesinger bu konuda sonradan "SahF-15'e âgikoldu" diye-
cekti. Ne var ki §ah'mböyle uyanlara kulak asacak hali yoktu; ancak yine de F-15 konusunda
Schlesinger'in önerisini dikkate allp bu uçagl satm almam14tir.
Diger taraftan Maliye Bakam WilliamSimon'-dançok sert eleptiriler gelmeye baglamigtt.
Bakan Sahigin
"deli"
demigti. Hayret etmemek gerekir, Sahbu tammlamayaolaganüstü tepki
göstermig, Simon da derhal özür dilemigtir. Ustaca bir manevrayla kayitlarda bir hata oldugunu,
"deli"
sözcügünü, delisi" anlammdakullandigim söyleyecekti. Bu sözcük tipki bir kipinin
"fiyat

diger bir ki§i için delisi, golf delisi" dedigi anlamda kullamlmigtt. Su olay bomba gibi pat-
"tenis

lak verdiginde Amerika'nm Tahran ElçisiTahran'da bulunmuyordu. Su nedenle bu talihsizolayi


açiklama görevi müstepara dügmügtür. Müstepar Simon'un özürünü SarayBakam'na da tekrarla-
mak zorunda kalmig, Bakan da kendisine göyleyamt vermigti: "Simoniyi bir satici olabilir,an-
cak petrol konusunda fazla bilgisi yok." Söylentlyegöre Saholay; pti sözlerle yorumlamigt1:Ken-
disi ingilizce'yi Simonkadar lyi biliyordu ve bu nedenle "Bay Simon'un ne demek istedigini ga-
yet iyi anlamigt1."
Yíne de onca sürtügme ve dedikoduya karym Nixon ve Ford idareleri daima uzlagma yönü-
ne gitmigtir.Iran Ortadogu'nun güvenligindebagrolyüklenmig önemli bir müttefikti ve böyle ol-
dugu için Sah'mitibar ve nüfuzunu zedeleyecek her türlü hareketten kaç1nmak gereklyordu.
Nixon, Ford ve Kissinger, stratejik ve kipisel sebeplerden, Sah'akargi mínnet denebilecek. bír

604
duyguya öncelik tanimigtir,1973'te BirlegikDevletler'e ambargo uygulamadigmi unutmamiglar-
di. Aynca iran eopolitik stratejilerde anahtar rol oynayacak konumdaydi. Kissinger'in meslek-
ta lanna kullandigt deyimle Suudifer
"kedi
yavrusu" gibiydi. Oysaki Sahile jeopolitikkonugabi-
liyordu; aynca Iran'insmirmda Sovyetler Birligt vardi.
1977 ylhndayeni Amerika Bagkaniolarak JimmyCarter'm iktidara gelmesi Sah'aepeyce
sikintill anlar yagatmigttr.Bunun igin hakli sebepleri vardi. Tahran'daki ingllizElçisi'nin sözleriy-
le "Nixon ve Kissingerhesapçi ve firsatçi olduklari için Sah'inzevkine, agtz tadma çok daha uy-
gundular." Carter idatesinin en önemli iki politikasi ise insan haklari ve silah satismakoydugu
kisitlamaydi. Eu da dolaystz olarak Sah'1 tehdit ediyordu. Buna karym yine de yeni Carteridare-
si eski bagkanlarm iran'auyguladigi politikayi sürdürmügtür. Carter idaresi suresinde MilliGü-
venlik Kurulu'nda Ortadogu iglerinde çaligmigbir bürokrat, Gary Sick, ileriki yillarda anilarim
kaleme alliken qu cümleyi yazacaktt: "BirlegikDevletler'in Íran'layakmiligkide olma yeriné ko-
yacagt somut bir stratejikalternatifi yoktu."
Amerikadraniligkileri Sah'mpetrol flyatlan konusunda dönüç yapmaslyla giderek daha da
kolaylagt1.Carter'm Beyaz Saray'a tayindigigüne kadar Sahpetrol fiyatlarmda yeni bir çikig yap-
ma konusunu bir kere daha dügünecek duruma gelmigti.Ülkedeyaganan agin cogku, kendini
gin güçlü hissetme duygusu, petrolden akan dolar yagmuru ve nihayet bizzat petrol patlamasi,
Íranekonomisinin ve toplumununyapisim kemiriyordu. Bunun sonuçlan açik gekilde ortaday-
di: Kaos, savurganlik, enflasyon, satm alma dürtüsü, çürüme ve giderek derinlegen ve rejime
muhalefet edenlerin sayisim artiran siyasi ve toplumsaltansiyon.Artik Sah'intebaasmdanonun
"Büyük Uygarligina" heves edenlerin say1sibir hayli azalmigti,
1976 sonlarmda, Sahbizzat, pigmanhk içinde, sorunu göyle özetlemigtir: "Harcayamadigt-
m1z paraya sahip olduk." Artik paranm, kabul etmek zorunda oldugu gibi,ulusunun rahatsizlik-
larina llaç olmadigmm, tam aksi bu rahatsizhklardan çogunun sebebi oldugunun bilincine var-
migti. Fiyatlan yükseltmek ona yarar saglamayacakti. Suhalde BirlegikDevletlefe meydan oku-
matun ne anlami vardi? Simdi, Carter Bagkanolduguna göre, Amerika ile her zamankinden da-
ha yakm iligkiler kurmak daha isabetli olmaz miydi? Daha çok yakinda, Carter idaresi ona petrol
politikasi olarak
"flyat
dondurma" uygulamigti. Yeni Digigleri Bakam Cyrus Vance, 1977 Mayt-
si'nda Tahran'i ziyaret ettiginde Sah'aAmerikan desteginin devam etecegi teminatim vermigti.
Bu teminattan sonra Iran hükümeti petrol fiyatlarmda ihmlilik çagrisinda bulunarak diger ihra-
catç11anve hatta kendi bürokratlanm pagirtmigtir.Sah,bu konuda, Mallye Bakani Michael Blu-
menthal'e özet olarak Iran'in
"flyat

avcisi olarak görünmekistemedigini" 80yleyecek kadar ileri


gitmigtir.Yoksa Sahbu defa piyasapartlarinin degigtigini mi anlamigti?Acaba bir zamanlarm bir
numarah fiyat avcisi artik bu defa güvercin mi olmugtit?
1977 Kasimi'nda Sah,Bagkan Carter'la görügmek için Washington'a gitti. Tam SahBeyaz
Saray'a ulagtiginda yakindaki Ellipse'de
Sahkargiti ve Sahyanhst göstericilerarasmda çatigma
bagladt. Eylemciler çogunlukla Amerika'daki Íranliögrencilerdi. Polis eylemcileri göz yagartict
bomba kullanarak dagitti. Dumanlar Bagkan Carter'in Sah'tkabul ettigi Beyaz Saray'ingüney
kögesini sarmigt1. Carter gözlerini kirpigtirmaya, ovugturmaya bagladi.
Sahise gözünden akan
yaglan elindeki mendille sildi Bu sahnenin fotograff ari yalmz Amerikan ekranma yanstmakla
kalmamig, yeni liberalizm programi sayesinde televizyonakavugan fran'a kadar ulagmigttr.O gü-
ne kadar hiçbir gün Iranhalki böyle bir sahneye tamk olmamig, Hükümdarlarini hiç istemedik-
leri böyle bir durumda görmemigti. Bu sahne, gösterilerinde eklenmesiyle franlilar'i artik Birle-
ik Devletler'in Muhammed Pehlevi'yi gözden çikardigtnainandirmigtir. Amerikan sistemini bil-
Enedikleri için "Eger öyle olmasaydi Carter bu gösterilere izin verir miydi?" diye dügünmüglerdi.
Kendi özel toplantilarmdaCarter her zaman insan haklan ve fiyat istikran için lobi yapmig-
tar,SahCarter'm kendisinden licari bir anlagma bekledigini anlamigtl. Carter Sah'tan petrol fiyat-
larmm ilimh tutulmasmdaSuudi Arabistan gibi davranmasmi istiyordu. Kargihkolarak Birlegik

605
Devletler Iran'a yaptigi silah satigma devam edecek, aynca insan haklari konusunda Iran üzerin-
flyatim artiran sanayi ülkelerine yaptirim uy-
"petrol

deki basklyi kaldiracakti. Carter bu arada,


gulanacagma" da aynca deginmigti. Sahbu defa 1973'ten beri söylemekte olduklarlyla tama-
men çeligen bir yamt vererek Carter'la aym fikirde oldugunu.söyleyecek ve öteki OPEC ülkele-
ülkelere nefes aldirmaya" zorlayacagma dait söz verecekti.
"batill
rini
Artik Ïran flyatlarin ihmh tutulmasmdaSuudi Arabistan'a katilmigtt. OPECüretiminin yüz,
de 48'ini temsileden bu iki ülke öteki üyelere istediklerini yaptirabilecek duruma gelmigti; böy-
lece de petrol fiyatlarmm kontrol altmda tutulmasimümkün olacakti. Sahile Suudiler arasmda-
ki petrol savagt da böylece sona ermigti. Bu sonuçta yenik dügen taraf Saholmugtur. 1974 ile
1978 arasmdaki dört yll boyunca OPEC flyatlan gerçek anlamda sadece ikt kez agin düzeyde
yükseltmigti. Birincisi Tahran'da 1973 Araligi'nda kararlagan 10,84 dolardan 1975'te 11,46 do-
lara, ikincisi de 1977de flyat 12,70 dolara ç1kanldigmda. Ancak aym süre içinde enflasyonda
daha büyük oranda artmigti ve evvelce tahmin edildigi glbigerçek flyati agtndinyordu. 1978 yi-
lma ulagildigmda enflasyona göre ayarlanan petrol fiyatt, 1974'te ambargodan hernen sonraki fi-
yat kargismda, yüzde 10 daha dügüktür. Kisaca, nispeten dügük oranda yapilan bu iki artig dik-
kate almmazsa, petrolün gerçek fiyat1 aslmdadügürülmüç oluyordu. Petrol artik hlçbir gekilde
ucuz degildi; ancak fiyat da, birçoklannm korktugu gibirafa kaldinlmt; degildi.

Kuveyt ve "Dostlarimiz"
Petrol girketleriartik fiyat konusunda birbirleri digmda herkesle görügme mecburlyetinden kur-
tulmuqtu.Ancak imtiyazlar hâlâ vardi ve girketlerin sallantida oldugu günlerin hatirlaticisi, ihra-
Catç11arm fakirlík günlerinin kahntisi olarak yerli yerindeydi. Artik petrol ülkeleri imtiyazlarm
apagilayicibir gey oldugunu söylemeye baglarnigti.Iran'dakiimtiyaz 1951'de Musaddik'in milli-
leptirme hareketiyle silip süpürülmüg, Irak da kendi IPC imtíyazmm millilegtirilmesini 1972'de
tamamlamigt1.
Ímtiyazlardan
bazilari 1973 flyat gokundansonra da varkklanm sürdürmügsede en büyük-
lerden birkaçinin -Kuveyt, Venezuelave SuudiArabistan'dakiler- sona ermesiyle,yirminci yüz-
yllm en son imtiyaz düzeni de tarihe kangmig oldu. Eu düzen, animsanacagi gibi William Knox
D'Arcy'nin 190l'de, Acemler'e verdigi cesur ve riskli angajman sözüyle baglamigtL
Topun agzmdaki ilk hedef Kuveyt imtiyaziydl. Kuveyt Petrol Sirketi, BP ve Gulftarafindan
1934'te, rekabete son vermek için kurulmuytu. Eu rekabetin dik bagh BinbagtFrank Holmes za-
manmda büsbütün körüklendigini ve Büyükelçí Andrew Mellon'un inadi yüzünden büsbütün
iddetlendigini animsatmakta yarar vardir. Bu tarthten lark yll sonra, 1970 baginda Kuveyt Dev-
leti, Kuveyt Petrol Sirketi'nin yüzde 60 hissesini elde etti ve BP ve Gulf a sadece yüzde 40 hisse
b1rakti. Daha sonra 1975 Mart ayi bagmda Kuveyt bu son yüzde 40 hisseyi de aldigim ve o gün-
den baglayarakBP ve Gulf ile arasindaki her türlü özel bagt kopardigim duyurdu. Onlann da di-
ger alicilarla aym muameleyi görecegini ilan etti. Kuveyt Petrol Bakam Abdül Müttalib Kaze-
mi'ye BP ve Gulf Kuveyt'in partlarmi kabul etmediginde ne olacagt soruldugunda bakamn yamti
kisa ve özdü. "Biz de onlara çok tegekkürederiz, hopça kahn deriz" demigti. Bu söze ilave ola-
petrol kaynaklan üzerinde tam kontrol elde etmek" oldugunu söyledi, So-
"ülkenin
rak amacm
nunda asil olan öz noktayi gu sõzcüklerle açikladt: "Petrol Kuveyt için her geydir."
Aradan çok geçmeden Gulf Sirketi'nden James Lee ve BP'den John Sutcliffe acele Ku-
veyt'e çagnldilar.Sutcliffebakana "Eskidostluk iligkilerini dikkate almak gerekir" dedi. Kuveytli
bakanm verdigi yamt gerçekten çok dokunakliydi, çünkü yöyle demigti: "Herbangi bir tazminat
ödememiz gerekmez." Daha sonra Sutcliffe ve Lee Ba§bakan'la görügtülerve ona kisaca kiralar
üzerine yapilan çekigme sonucunda kâr dagitimmm uzun yillar lÇinde bir noktadan öbür nokta-
hükümet yüzde elliye kargi yüzde elliy-
"1960'lar

ya geçiginin öyküsünü anlattilar. baginda payi

600
di. Simdi ise hükümet yüzde 98, girketlerise yü2de 2 aliyor" dediler. Bu açiklamayla tatminkâr
bir sonuç alacaklanm ummuglardi.Ancak bu olmadi,kendilerine açikça Kuveyt'in yüzde 100
hissenin hepsini almak niyetinde oldugu bildirildi. Su bir egemenlik konusuydu, egemen olan
onlardi ve konu tartigmayaaçik degildl.
Bu konugmay1izleyen birkaç ay içinde Kuveyt bu iki girketle mücadeleye girmekzorunda
kaldi; girketlerkolay pes etmiyor, bir yolunu bulup Kuvetpetrolüne girmekiçin kendisine tercih-
li muamele yapilmasma, öncelik tanmmasmaçahgiyordu. Konugmalannbir noktasmda, BP'nin
önde gelen görügmecilerinden P.LWalteis, yan paka, Kuveytliler'e, Kuveyt Petrol
Sirketi'ninfizi-
ki mal varligim almaktansa petrolden gelen yeni servetin bir kismm1 BP hisselerine yatirsalar
kendileri için daha iyi olacagtm söyledi. Kuveytliler,hiç degilse gün için, koriuya ilgi gösterme-
o
diler. Nihayet 1975. Aralik aymda iki taraf Kuveyt'in istedigi kogullar altinda bir anlagmayavardi.
ÖnceleriGulf ve BP tazminatolarak 2 milyar dolar istemigti. Kuveytlilerbuna güldüler, ikigirket
istedikleri miktarm küçücük bir parçastyla 50 milyondolarla yetinmek zorunda kald1.
Anlagma gerçekleçtikten sonra bu iki uluslararasi girket, bir süre daha, kendilerine tercih
ta-
mnacagl ümidini korumuglardi. Eu varsay1m Gulf Petrol Ticaret Sirketi Bagkam Herbert Good-
man'm kafasmda da aynen vardi. Hiç degilse yeni anlagmanm son rötuglannl yapmak için küçük
bir ekiple Kuveyt'e ayak basincaya kadar. Ne var ki o andan itíbaren yamldigini, ne kadar çok
ge-
ym degigime ugramig oldugunu anlayacakti. Böyle dügünmesinin deneyimsizlikten geldigisaml-
mamahdir. Tam tersi, Goodman, petrolcüler ve petrol ticareti yapanlar arasinda en deneyimli
olanlardan birisidit. Meslektebulunuçu uluslararasi petrol girketlerinin olaganüstü geligme,bü-
yüme gösterdigi1960'll ytllara, on yillik döneme rastlar. Evvelce ABD Digiglerihizmetinde bu-
lunmug olan Goodman, Gulf Sirketi'ne 1959'da kattimig, petrolcülükte çan ve ün kazanmigttr.
Tokyo'da bulundugu dört yll içinde Japonlar'la Koreli alicilarla yapilan
ve uzun vadeli kontratlar
zincitinde onlara bir milyar varil satmig olmakla öne çikmigtir.1960'll yillar hem bir petrolcü ola-
rak, hem de dig memleketlerde bir Amerikall olarak kendisi için çan ve ün y1llandir.O günlere
ait anilanm anlatirken Goodman'mgu sözleri söyledigibilinmektedir: "O günlerdeAmerikall bir
igadami olmak insana müthigayncalik sagllyor,her kaplyi kolayca açtyordu. Siz de gösterilen bu
özel muameleyi hakkmiz gibi gõrüpkabul ederdiniz. Ìnsanlarsize dikkat ederdi. Ítibarm1z, nüfu-
zunuz, gücünüz için size saygt gösterilirdi. Niçin? Öncebayragmiz, sonra da iginiz için -Birlegik
Devletler bu ikisinden ötürü egsiz itibar ve saygt görürdü. Amerikan pasaportlu olmak bir laissez-
passer- (birakiniz geçsinler) bir güvenlik araci demekti. Sonra, bu durum degigmeye baglad1.Ku-
veyt'le birlikte bunu her yerde hissettim. Su Amerikan gücünün dügügü demekti; tipklRomahla-
r'm Hadrian duvarlanndan çekilmesi gibi. Sizi temin ederim, bunu her yerde hissettim." Daha
sonra bunu ambargo, fiyat artigi, Nixon'un apagilanmasi ve istifas1 ve Amerika'mn aniden Viet-
nam'dan çekilmesi izleinigti. Ve gimdi de 1975'te Goodman kendisini
aym görügü paylagan,bir
çagin sona erdigini israrla söyleyen Kuveytliter'le birlikte Kuveyt City sokaklarmda bulmuçtu.
Ancak Goodman,ekipteki öteki yöneticiler gibi hâlâ beklenti içindeydi. Gulf Sirketi'ne,
geçmigteki anilar adma özel flyat veya tercih hakki tanmacagLm ümit ediyordu. Ne de olsa Ku-
veyt'le aralarmda yaklagik yanm yüzyilhk bir hak hukuk vardi. Onca Kuveytli ögrenci egitim
için Pittsburgh'a geldiklerinde Gulf ailelerinin yanmda kalmigti. Onlara konukseverlikgästeril-
mig,arada kigiselarkadagliklar,baglar kurulmugtu. GoodmanKuveytliler'etüm bunlan animsat-
migt1.Ne var ki onlar kararlarmdan dönmüyor, Goodman'1 hayrette b1rakarak, Gulfm da diger
herhangt bir mügterlyle aym muameleyi göreceginde israr ediyordu. Konusmamn ileri bir aga-
masmda Kuveytliler Gulfa kendi rafmerileri için az bir petrol verilecegini bildirdiler. Goodman.
yanit vererek bu iki pazan geligtirmekiçin Gulfm çok ter döktügünü hatta ter yerinekan döktü-
günüsöyleyecek oldu. Ashnda kan dökmüg olan kendisiydi. Ancak Kuveytliler
"hayir"
demekte
direniyordu. Säzü edilen pazarlar onlann pazanydi,kendi petrollerine göre düzenlemiglerdi ve
imdi de orada kendi petrollerini satacaklardi.

607
Gulf temsilcileribu.tavir kargismda geçmige ne kadar farklt muamele gördüklerini
.göre

fark etmekten kendilerini alamadilar. Sonraki günleri bakanliga gidip gelmekle geçireceklerdi.
Goodman o günlerigöyletarif etmigtir: "Her gün ardi ardina otelimizden bakanliga gidiyor,sa-
atlerce bekliyorduk. Bazen ikinci derecede bir memur gelir bizimle meggul olurdu. Bazen de
hiç gelmezdi." Konugmalar sirasmda bir kez, Coodman, Kuveytli bürokrata eski günleri anim-
satmaya galigarak, Gulf Sirketi'nin Kuveyt için yaptigi·onca lyi geyleri anlatacak olmugtu. Ku-
veytli buna çok öfkelenmig "Ne yaptimzsa yaptmiz, kargthgim da aldmiz" demigti. Son olarak
"Bize hiçbir zaman lütufta bulunmuy degilsiniz" dedikten sonra toplantly1terk etmig, kaplyi
vutup gitmigti.
Sonuç olarak, Gulf kendi rafinerilerine giden petrol üzerinde küçük bir indirim saglamigttr.
Ancak bagkalarina satabilecegi petrolüzerinde ise hiçbir indirim saglayamamtytir. Goodmanson-
radan "Kuveytliler için bu, sömürgecilik gücünün al apagiedilmesi demekti" demigtir. Daha son-
raki günlerde Goodmankonuyu göyledegerlendirecekti: "Ortada bir yanlig anlama vard1. Biz
Amerikal11arbu insanlar için çok geyler yaptigimizi dügündügümüz için onlarin bizi sevdigtne
inanmigttk. lçte Amerika'mn zaylf taran buydu. Biz iyi iligkiler içinde oldugumuzu sanmigtik.
Onlarsa konuya bagka açidan baktyordu. Kendilerini himaye görmüçhissedlyor, bunu içlerine
sindiremiyorlardi.O günleri ammsamak kendiferini mutsuz etmigti. Kisaca tüm bu iligkilerde
sevgi-nefret denen geyvardir."
Yine de Goodmansözünü göylenoktalayacakti: "Ancak bütün bunlar geçiciydi. Ne de olsa
o günleide Kuveytliler fazla zengin olmugtu."

Venezuela: Kedi Yavrusu Ölüyor


Venezuela'dakibüyük imtiyazlar da süpürülmeküzereydi. Olup bitecekler, bunun höyle olacagi-
m daha 1970'lerin bagmda kesinlikle göstermigti. Ne de olsa burasi, petrol milliyetçisi ve
OPEC'in ottak kurucusu Juan Pablo Pérez Alfonzo'nun ülkesiydi. 1971'de Venezuela'da"Dö-
nüg Yasasi" diye bir yasa çtkanldt Buna göre ülkede petrol girketlerine ait ne kadar imtiyaz var-
sa hepsi, imtiyazlann diger mal varliklanyla beraber, imtiyaz süresinin bitiminde küçük bir taz-
minat kargiligiVenezuela'ya devredillyordu. Süresidolacak ilk imtiyazlar 1983'te sona eriyordu.
imtiyaz yok" politikasiyla bir arada ülkenin ekonomisi-
"yeni

Eu dönüç yasastnm, Venezuela'mn


ni olumsuz etkilemesi kaçunlmazd1. Öncegirketleryatmmlano yavaglatti ki bu Venezuela'mn
egitim kapasitesinin inige geçtiginin göstergesidir. Kapasitedeki inig de bekleneni yapmig, yine
kaçmilmaz olarak girketlere duyulan antipatiyi körüklemigtir. Exxon'un Venezuela'daki pubesi
Creole Bagkain Robert Dolph konuyu göyleyorumlamigtir: "Bütün bunlar yumurta mi tavuktan,
tavuk mu yumurtadan ç1kar hikâyesidir. Ìzlenensiyaset aranacakyeni bölge yok' siyase-
'petrol

tíydi. Biz yavru kedlyi bestemiyorduk, onlar da yavru kedinin ölmekte oldugunu söyleyerek ya-
kmlyorlardi."
1972'de, hükümet bir dizi yasa ve kararname çikararakpetrol aramadan pazarlamacihga
kadar petrolcülügün her alamndaefektif idari kontrolü kendi üzerine aldi. Aynca efektif vergt
oramm da yüzde 96'ya çikardt. Ke,ndikamsma göre millilegtirmenin hedeflerinden çogunu ger-
çekleptirmigti, ancak henüz tam millilegmeolmamigti. Bu sadecebir zaman konusuydu. 1973 fi-
yat artigi ve OPEC'in zafer gibi görünen bagarilari ülkedeki millilegme ruhunu ve özgüven duy-
gusunu çarçabukgüçlendirecekve son sahnenin geligini çabuklagtiracakti. Eu yeni çag içinde
1983 yllmin gelmesini bekleyemezierdi. Yabancilarm sahipligine de artik izin verilmedigtnden
millilegme olayinm mümkün oldugunca çabuk gelmesi artik partolmuytu. Bu konuda siyasike-
simlerin hepsi görüçbirligi içindeydi.
Gündeme-bir degil- iki görügmekonusu almd1.Birincisi iki uluslararast pirket, Exxon ve
Shell önderlíginde Gulfve öteki birkaç girketleyapilacak görügme, ikincisi de Venezuelalilar'in

608
kendi aralarinda yapacagi görügmeydi.Bunlardan birinci grupta olanlarla yapilan konugmalar
pürüzsüz gitmemigti.Konugmayakatilanlardan biri göyle demigti:
"1974

ylli sona erdiginde ül-


ke hâlâ petrolün millileptirilmesi konusunu tartlynaktaydive tartigmalartüm giddetiyle devam
etmekteydi. Birbirine tümüyle zit iki ayri grup iki ayn görügüsavunuyordu.Yabanci petrol gir-
ketlerine amansiz bir savag aç1lmasmisavunanlar ve savaga kargt olup daha ilimh, uzlaymaci bir
çözüm yanlisi olanlar." Sahneyi evinin bahçesinden degerlendiren Juan Pablo Pérez Alfonzo
mücadelecilerden yana çikm1tir. Beyanatta bulunup sadece petrolcülügündegil, Venezuela'da
ne kadar yabanci yatinm varsahepsinin derhal millilegtirilmesini istemigtir.
Konunun çözüme baglanina iglemi, girketlergerçekçioldugu íçin önceden sanildig1kadar
patirtill olmamigtir. Belki de girketlerin bazisi bunu kadere baglamigti. Venezuelaonlar için ilk
I
y1]lardaedindikleri büyük kazançlarin kaynagi olmugtu. Hatta belirli bir süre Exxon, o çok bü-
yük global kazancmi Venezuela kaynagmdan saglamigtl.Aynca, Exxon'un degilse de Shell'in ba-
ma geçmeyidüçleyenler için Venezuela tam yaganacak yerdi. Ancak bu yeni çagda onlann bi-
rinci kaygtsi, en yagamsal sorunu, petrole sizabilme haklam kazanmakti. Creole Qirketi'nden
Dolph konuyu öyle özetlemigtir: "Kazanmayt bagaramadik. Fiyatlar çok yüksekti. Pazar kogul-
lari tüm ülkeler için söz konusuydu ve olan bitenlerin sonsuza dek süreceglne igaretti. Millileg-
tirmenin gerçeklegmigolmast bize çok az hareket imkâm b1rakmigt1."
Millileptirmeden sonra Venezuela iki hedefe yöneldi. Birinci hedef petrolcülügü mümkün
oldugunca etkin ve çagdagyöntemlerle yapabilmek için dig dünyadan gelen teknolojiakimmi
sürdürmekti. Su nedenle girketler Venezuela ile i; anlagmasi için görügmeleregirdive bu anlag-
malar gerçeklepti. Anlagmalar uyarmca Venezuela'ya teknisyenve personel transferisürdürüle-
cek, buna kargilikVenezuela eski imtiyaz sahiplerlerine, çikanlan her varil için on dört, on bey
sent kadar bir para ödeyecekti. Venezuela'nmikinci gereksinimi pazarlara girmekti.Millileptiril-
mig olan petrol sanaylinin astronomik üretim yapmasi bekleniyordu. Oysa ki d1;anda kendine
ait bir pazarlama sistemiyoktu ve petrolünüsatmakzorundaydi, Bu arada eskí imtiyaz sahipleri
geriye dogru kaymaya baglayan sistemlerini kurtarmak için petrol bulmak zorundaydi. Eu ne-
denle Venezuelapetrollerinipazara ulagtirmak íçin girketler ile uzun vadeli koritratlar imzalan-
dL
Devletleptirmeolaymdan sonraki birinci yll içinde, Exxon Venezuela ile tarihte o güne kadar
görülmemigen büyük petrol anlagmasmi imzalaml; ve günde 900.000 varil petrol ç1karacagmi
taahhüt etmigtir.
Ikinci görügmebirinci görügmeden çok daha zor ve çok daha duygusal sartlar altmda
Venezuelalipolitikacilarla Venezuelalipetrolcüler arasmda cereyan etti. Venezuela'nin son iki
kugagi petrolle hagir negir olarak büyümügtü. O güne kadar ülkedeki tüm önemli kadrolarm, en
üst düzeydekilere kadar yüzde 95'i Venezuelahlar'la doldurulmuytu. Bunlardan çogu egitimleri-
ni digarida yapmig ve çokuluslugirketlerdeuluslararast deneyim kazanmig kipilerdi. O güne ka-
dar genellikle iyi muamele gördüklerini sanmiglardi. Simdisorun dönüp dolaç1pqu noktada dü-
gümlenmigti: Hükümet gelirlerinin kaynagi olan Venezuela petrol sanayli program ve gündemi
politikacilarla saptananve iç politikanmoyuncagtolan politik bir tegekkülmü olacakti, yoRsa
meslek olarak yürütülen, daha genigufuklu, program ve gündemipetrolcülercesaptanan,hükü-
metin sahip oldugu bir tegekkülmü olacak? Bu sorunun arkasinda, dogal clarak, millilegtirilmig
Venezuela'da güç ve öncelik için verilen mücadele ve ülkenin ekonomisinin gelecegtiçin yapi-
lan bir de sava; sakilyd1.
Sonundabazi kararlarm verilmesi kaçmilmaz olmuytur. Venezuela'mn topyekûnekonomik
refahl için petrolcülügün saglikh olmasmm gart olduguna karar verildi. Caracas'ta
"yeni
bir Pe-
mex" yarat11masmdankorkmuglard1.Diger bir deyigle Petroleos Mexicanos gibi olaganüstü güç-
lü, devlet içinde devlet olan milli bir girket kurulmasmdan çekinmiglerdi. Sonuç belirlenirken
dikkate alman bagka bir geyde verilecek kararm petrolcülügü zay1flattp, politize etmesi, petrol-
cülügü çürütmesi korkusuydu. Bunun Venezuela ekonomisi üzerinde çok olumsuz bir etki ye-

60Ý
pacagi dügünülmügtü. Ayrica, yalniz Venezuela'ya bagh girketlerdedegil, en üst mevkilerdeki
kadrolarda bir petrol grubu vardi ki bunlar petrolcülügün politize olmasi halinde kendilerine dü-
genin öte beriyi toplay1pgitmekoldugunu dügünmüç olabilirler.Su gerçek de sonucu etkilemig
olabilir.
Su kogullar altmda Accion Democratica adayt olarak, son günlerde çogunlugun oyuyla za-
"illmh"
fer kazanmig olan BagkanCarlos Andés Pérez ve pragmatik bir çözüm için fikrini bildir-
di. Petrolcülerin kendilerinin de kat1hmma izin veren bir çäzüm istemigti. O günlerde ülkede
bir devlet holdingi olan Petroleos de Venezuela admda yeni bir girket kurulmugtu. PDVSAadly-
la bilinen bu girketinkurulma amaci, mali konularda, planlamada koordinasyon saglamak ve po-
litikacilarla petrolcüler arasmda arabuluculuk yapmakti. PDVSAdigmda, devletlegmeden önceki
organizasyonlara bagli olup da sonradanönce dört, sonra üç girkette entegre olmuy birkaç girket
daha türemigti.Bunlann her biri, benzin istasyonlarma kadar
"tam"

entegre olmuy girketlerdi.


Yetkililer böyle göstermelikrekabet yaratarak daha verimli olunacagmi ve gigirilmiç,. bürokratik
yeni bir devlet girketinin kurulmasmi önleyeceklerini ümit etmiglerdi. Kamlarmca, böyle bir ya-
p1 birlegik bir kültür, gelenekve verimlilik için yararli olup operasyonlara da yardimci olurdu.
Millilegmeolay11976'mn ilk günü yürürlüge kondu. Bagkan Pérez millileptirme için
"kader
ha-
reketi" demigti. Ülkeninyeni millilegtirilenpetrol girketininkaderi dünyanm yeni model petrol
endüstrisinde dev güçlerden biri olma yolundayd1.

Suudi Arabistan: ÌmtiyazTeslim Oluyor


Bütün imtiyazlar içinde tek bir imtiyaz ayakta kalabilmigti; bu hepsinin en büyügü olan Aram-
co'ya ait Suudi Arabistan imtiyazidir. 1930'larm karanlik günlerindenbu yana, susuzluktankiv-
ranan Kral Ibni Suud'un petrol yerine su çikmasmi istedigi günlerden beri Aramco geligme gös-
tererek devasa bfr ekonomik igletme olmugtu. 1974 Haziram'nda, Yamani'nín katilimci prensi-
bine uyarak Suudi Arabistan Aramco'dan yüzde 60 hisse aldi. Ayni yilm sonunda bu defa Suudi-
ler Aramco'daki Amerikan girketlerine -Exxon, Mobil, Texaco ve Chevron- sadece yüzde 60'la
yetinmeyeceklerini bildirdi, Yüzde 100 istiyorlard1. Petrolün devletleptirilme çagt olan bu devir-
de daha az bir yüzdeyle yetinmek olmazdt, bu küçültücü bir gey olurdu. Sirketler bu istege kar-
i direndi. Onlarm bir numarali prensibi vazgeçmemekti" gimdion-
"imtiyazdan
asla ve imtiyaz
lar lçin hayattaki en degerli geydi.Kendi aralannda dügünüp karar ald11ar: Bu prensip 1970'li yll-
larm politik baskilarma dayanamadigt takdirdeimtiyazi birakmak zorunda kalirlarsa, Suudiler'le
çok iyi pazarhk yapip kendileri için en uygun.olacak anlagmay1yapmak. Suudiler'e gelince, on-
lar isteklerinde israrliydt ve daha az yüzdeye razi deglldiler, bu yüzden de gerektiginde ekono-
mik baski uyguluyorlardi. Sirketlerin ikna olmasi fazla zaman almadi ve Suudiler'in talebini
prensipte kabul ettiler,
Konunun prensipten pratige dökülmesi tarallann igletme ve mall konularda ödün verme-
mesi yüzünden ayrica bir buçuk sene aldi. Dünyadaki toplam petrol rezervininüçte birinin sa-
hipligi için yapilan görügmeler dogal olarakçokçetin ve zor geçmigti.Aramco'cular da Suudiler
gibi göçebeydi. 1975'te bir ay boyunca Yamani ile Beyrut dolaylarmda bir kasaba olan Beit Me-
ri'de kamp kurdular. Sabahlariotellerinden çikipküçük yolu izleyerek eski bir manastirkenson-
radan Yamani'nin evi olan yere kadar yürüyüç yaplyorlardi. Orada, bir aradayken olaganüstü bir
kaynak olan petro1ü nasil degerlendireceklerini, ona nasil egireceklerini aralannda tartigirlardt.
Sonra, bir gün kulaklarina teröristbir grubLln kendilerine saldir1düzenleyip kaçiracagt söylentisi
geldi.O andan itibaren-o güne kadar kendilerine huzur veren bu yerin artik tehlikelióldugunu
dügünmeye bagladilar.Oradan derhal uzaklagtilar.O günden sonra her zaman Yamani'nin yolcu-
luklarma katildilar.
Sonunda, 1976'da, bir ilkbahar gecesinin geç bir saatinde,Yamani'nin Riyad'daki oteli Al-

610
Yamama'da anlagmaya vardilar. Ne gariptir ki kirk üç yll önce, yine Riyad'da, Standardof Cali-
fornia, biraz tereddütle,çölde petrol arama hakki için 175.000 dolar ödemeyi l abul etmig, ibni
Suud da bu ilk imtiyaz belgesinin imzalanmasmi emretmigti. Simdi yll 1976 idi ve aym çölde ka-
mtlanmig rezerv miktanmn 149 milyar varil dünya toplam rezervinin dörtte birinden
-özgür

fazla- oldugutahmin ediliyordu. Simdi, 1976 belgesiimzalandigma göre imtiyazdan artik son-
suza dek kopmug oluyorlardi. O gece orada Al-YamamaOteli'nde hazir bulunmuy bir Amerikalt
sonradan olay için de göyle diyecekti: "Bu gerçektenbir çagm sona ermesidir." Anlagma imza-
lanmig fakat aradaki baglar hiÇbir gekilde koparilmamigtl. Taraflann ikisi de birbirine muhtaçtl.
Aramco ortaklanm vaktiyle birbirine baglamig olan sebepler bu defa da aynen mevcuttu. Suudi
Arabistan'm kugaklar boyu yetecek kadar çok petrolü vardi. Dört girketin elinde ise bu petrolü
tagiyacak dev nakliye ve pazarlama sistemleri mevcuttu, Bu nedenle, yeni düzenlemeyle Suudi
Arabistan yurtiçinde Aramco'ya ait ne kadar mal varhgi ve hak varsa hepsini devrahyordu.
Aramco Suudi Arabistan'm igletmecisi olmay1,bu ülkeye hizmet vermeyi sürdürecek, kargiligm-
- da varil bagma yirmi bir sent Aynca, Suudi üretiminin yüzde 80'ini pazarlayacakti.
alacaktL

1980 yilmda net deger üzerinden SuudiArabistan, Aramco'nun kralhk íçindeki holdingleri için
tazminat ödedi. Su ödemeyle artik o görkemli imtiyazlarm üzerinde güneg son defa batmig ol-
du. Petrol üreticileri büyük hedeflerine varmiglar, kendi petrollerini kontrol eder duruma gel-
miglerdi. Artik onlar
"petrol"
kelimesiyle özdeglegmiglerdi.
Suudi Arabistan'la dört Aramco Sirketi arasmda imzalanan bu anlagmada yine de garip bir
ey oldugu gözeçarpmtytir.Anlagmay1Suudiler 1990 yllma kadar, anlagmanm kararlagtigt tarih-
ten on dört yll sonraya kadar imzalamamigtir. Sirketleri temsilengörügmelere katilmig biri bunu
40yle açiklamigtir: "Bu gayet dogal. Ístedikleri tam kontrolü elde ettiler; ama baglang1çta Aram-
co'yu da tedirginetmek i'stemediler. "Suudiler'in anlagmay1geç imzalamasi sonucu, on dört yll
boyunca yaklagik33 milyar varil petrol üretilmig ve pazarlanmigve 700 milyar dolarhk bir ciro
yapilmigtir, Bunlarmhepsí de bir Aramco'lunun deyimlyle
"çok
kötü" partlaraltinda gerçeklepti-
rilmigti.
Baglangiçtapetrol girketleri, SuudiArabistan, Venezuela ve Kuveyt'teki imtiyazlarma kargi
bunlarla aralannda mevcut kontratlar nedeniyle bagllhklanm devam ettirdilerse de, bu bagltlik-
lar zamanla giderekzaylfladi. Eu gerek ülkelerin gerekse hükümetlerin politika degigikliginden
ve pazarda mevcut firsatlardan ve alternatif baglardan kaynaklanmigtir. Aynca,
"büyük
imtiyaz-
larm" sona erdirildigi ayni dönem içinde, bir da
taraftan petrol ihraç eden ülkeler ile uluslarara-
si petrol girketleri arasmda yepyeni bir iligki türemekteydi.Bu, art1k girketlerin,toprak içindeki
petrole sahiplik hakla demek olan
"imtiyazc1"
durumdan çtkip sadece
"kontrath"
duruma gel-
mesi demektir. "Kontrath" olarak, girketlerbundan böyle ellerindeki kontrat geregince bulduk-
lari her petrol kaynagmda katilim haklona sahip oluyor,
"üretim
payl" ahyorlard1.Bu tür yepye-
ni bir fligkinin öncülügünü de ilk defa 1960'larda Endonezya'da Caltex yapmtytir. Bu iligki de
eskiden beri ahgilmtçolan benzeri hizmetleri; petrol arama, üretme ve pazarlama hizmetlerini
içeriyordu. Ancak gerçek guydu: Terminolojide yapilan degigiklik aslmda son derece önemii,
çok büyük bir politik degigmenin yanstmasiydi. Art1khükümranlik tam anlam1ylahükümete ge-
çiyor,her iki taraf da bu hükümranhgi tammigoluyordu. Taraflar hükümetin hükümranhgmi ta-
mmakla ayni zamanda ülkenin iç politikasinda da hükümet kararmi kabul etmig sayllacakti. Ar-
tik geçmigin agir aksak tempodakisömürgeci ruhu geride birakilmigti. Simdibu tempodayken
irketlerin sadece kirayla tutulmuggibi muamele gördüklerine inamhyordu. 1970'll yillann or-
talarmda,dünyanm birçok yerinde bu tür
"üretim
bölügme kontratlan" artik yaygmlagmig du-
rumdaydi.
Bu arada, ihracatçtlann, girketlerin geleneksel arabuluculuk rolüne bagvurmadan dolaysiz
olarak kendilerinin pazara sattigi petrol miktannda, çok büyük, dramatik denecek artiglar göz-
lendi. OPEC'in çikardigi petrol bege katlanarak 1973 yllmm toplamiolan yüzde 8'den 1979'da

611 .
yüzde 42'ye ulagti. Bagka.bir deyigle, petrol üreticisi ülkelerde, devlete ait girketler artik üretimi
agip apagya dogru, kendi smirlandigindaki uluslararasi petrolcülüge yöneldiler. Su global petrol
endüstrisinin on ylli çok az açan bir süre içinde, OPECimparatorlùgu altmda her alanda yepye-
ni bir form aldigmn göstergesidir. bu da unutulmamahdir Id, gelecekte bundan daha dramatik
degigiklikler tetikte bekliyordu.

612
32
Uyum Saglama

Ucuz petrolün sonu acaba Hidrokarbon Adam'1n yürüdügü yolun da mi sonu olacakti? Acaba
-
bundan böyle makinelerine enerli saglayan, günlük yaçammda ahgik olup sevdigi onca ufak te-
fek maddí egyayi kendisine veren petrolü bulabilecek miydi? 1950'lerde ve 1960'larda ucuz
olan ve kolayca saglanan petrol iktisadi büyümenin de ategiolmug ve bu yüzden dolayli da olsa,
sosyal bariga yardimctolmuçtu. Simdi ise, durum artik pahah ve güvensiz olan petrolün iktisadt
büyümeyi kisacagLm, geligmeye engel olacagm, hatta bu büyümeyi kökünden tirpanlayacagmi
gösteriyordu. Bunun ne gibisosyalve siyasi sonuçlar dogurabilecegini kim bilebilirdi 10?ikidün-
ya savagi arasmdakalan onca istiraph yll içinde birçok dersler ahnol§tl. Bunlardan biri insanlåra,
demokratik kurumlarm hayatta kalabilmesi için iktisadi geligmenin ne denli part oldugunu ög-
retmigti. Bu itibarla, gögüslenecek riskler büyük olmasma kargm bunlara katlanmak gereklyor-
du. 1973yllmdansonra,otoritelerinin kis11tpsaldinyaugradigmi,güvencelerinin tehdit edildigi-
ni ve dig politikalannm etkisiz kaldigtm görenler sanayi ülkeleri olmugtur.Uluslararasi politika-
nm gücü de petrolleolan yakm iligkisi yüzünden degigime ugradi ve etkisizlegti.Bu kogullar dik-
kate almdiginda 1970'll on yllm Hidrokarbon Adam için ve bir bütün olaraksanayi dünyasi içín
hmç, gerilim, huzursuzluk ve yigitlikle dolu bir karamsarhk dönemi olmasinagaçmamakgerekir.
Tüm bu zorluklara karçm HidrokarbonAdam savagsonu hak ettigi megruiyetindenve yeni
baglamig clan duruma tam intibak igleminden kolay kolay vazgeçmemig, mücadelesini devam
ettirmigtir. Su ara, Uluslararasi Enerji Kurumu da Fransizlar'in önceki tahmininaksinebir hizip-
legme kurumu olmamig, Bati ülkeleri arasmda koordinasyon saglay1cive bunlarm enerii politika-
lanm ayni paralele getiren bir mekanizma olmuqtur. Hükümetin kontrolü altmda, acil durumlar-
da kullam1mak üzere stratelikpetrol rezervleri için acil petrol paylagtm politikasi saptandt Ayri-
ca IEA (Uluslararast Enerji Kurumu} milli politikalarmdegerlendirilmesi ve konvansiyonel ve ye-
ni enerji kaynaklari üzerinde aragtirma yapilmasi için bir de
"forum"
düzenlemigti.
1970'll yillar ortasi, Bati dünyasimn ana hedefi Kissinger'in önermig oldugu ve petrol gü-
cü ile olugmug olan
"objektif
kogullar"m degigtirilmesi hedefiyle tipatip aynidir. Degigtirilmesi
gereken bu kogullar arz-talep dengesi ve endüstriyel ekonomilerin petrole olan tam bagimliligi-
dir. Bu konuda endüstri ülkelerinin tümü, fiyat ye güvence sorunlarini dikkate alarak, ithal pet-
role olan baglŒhhŠln BZaÌtllmasinayönelik enerji politikalarinaeksiksiz uydular. "Obi'ektif ko-
ullar" diye bilinen bu kopullann degigtirilmesi için belli bagli tüketici ülkelerin her biri, kendi
siyasi kültür ve özel durumunu yansitan kendine özgü yollarla bu kogullarm degigtirilmesine
katki saglad11ar.Bunlardan Japonya kattlimim kamu ve özel sektörün birlikte kabul ettigi bir
uzlagmayla yapmigttr. Fransizlar dirigisme geleneklerlyle{devlet önderligi) katilimda bulundu.
Birlegik Devletler de katthmmi âdeti oldugu üzere kavgact siyasi münazaralarlyla yaptt. Bunla-
nn hepsi bir arada bir hayli zor bir karigim meydana getirdiysede
"yeni
güç" sayllan petrole
haddinin bildirilmesi için gerekli ögeler aynt idi: Alternatif enerji kullanimi, degigik petrol kay-
naklari ararna ve koruma.

613
ÜlkelerÇagriya
Uyttyor
Arap petrol ambargosunun yarattigi ilk panikve gokatlatildiktan sonra, Japonya,objektif kogul-
larin degigtirilmesi çagnsmaolumlutepkigösterdi.Uluslararasi Ticaret ve Sanayi Bakanligi
"be-

yanda" bulunarak kendi merkez binasmda asansör kullanimma son verdi. Aynca, yaz aylarmda
Japonya'da,elektrikle çaliçan sistemine gereksinimi azaltmak için, erkek glysisinde da-
"klima"

"enerji
hiyane bir yenilikyaparak muhafazamodasi" denebilecek shoene rukku modasmi ortaya
atti, yani iy klyafetlerinde kisa kollu ceket modasun yaygmlagttrmaya çaligti.Halk asansör yasagt-
na uydu fakat her nedense, bizzat Bagbakan Masayoski Ohira'nm örnek tegkiletmesine kargin,
shoene rukku modasi bir türlü tutmadi.
Bu ara, Japonya'da enerjide karar mekanizmasmdakimin liderlik edecegi konusunda çok
giddetliçekigmelerolmugtur. Bunakargin yine de her boyutuyla, ülke halki 1960'lardan beri be-
nimsemig oldugu ucuz, güvenli Ortadogupetrolüne bagimliliktan kurtulmak, enerli konumunu
- kesin olarak degigtirmek için elinden gelenî yapmigtit Ortadogu petrolü artik ucuz Ve güvenceli
olmaktan çikmigtt ve bu tüm açikliglyla Japon halkmin gözleri önündeydi, Ayricapetrol konu-
sunda Japonya'nm ne denli kritik bir.konumda oldugu da yaganmi olaylarla bir kez daha kamt-
lanmigtt. Genel çizgileriyleyeni politikaya uyum yollan ve yap11acakdegigiklikler'geni; çevreler-
ce kabul gördü ve uygulandi. Bunlar elektrik üretimi ve endüstriyel üretimin petrolden öteki
enerji kaynaklarma dönerek yapilmasim, nükleer güç geligtirme iglevinin hizlandinlmasim, kö-
mür ve sinirlandinlmi; clogal gaz ithalinin yaygLnlagmasim ve petrol ithalatmin Ortadogu'dan
Pasifik'e kaydinlmasmi içeriyordu. Artik Japonya'mnuluslararasi iligkilerinde "Kaynak diploma-
sisi" ön plana çikmigtL Ülkehiç durmadan, gerek Ortadogu'daki gereksePasifik'teki petrol üre-
ticilerinive enerjisaglayic11andiglama pegindeydi.
Japonya'nmçabalan içinde dikkatlerin en çok yogunlagtigt ve en acil olani; hükümet ile iq
çevreleriigbirligiyle geligtirilen, endüstride enerji korumasim ve öncelikle de petrol kullanimmi
azaltma konusudur. Bu amaçla girigilen tüm kampanyalar beklenenin çok ötesinde baçanh ol-
mu; ve Japoni; çevrelerininyeniden yöneldigi uluslararasirekabette anahtar konumunda olup
en büyük yaran saglamigtir.Japonya'nmçagnyauymaktakitutumu sanayi dünyasimo geri kalan
ülkeleri için gerçekten örnek olugturmugtur. O günlerde MÍTÍBagkan Yardimcihgi yapmakta
olan Naohiro Amaya bu durumu göyletammlamtytt."Igçilerve i; yaçammin liderleri, 1973'ten
sonra duruma gayet iyi uydular. Sirketlerinin yagarnni devam ettiremeyeceginden korkuyorlar-
d1. Su nedenle el ele vererek birlikte çaligtilar." 1971'de MlTÏbir inceleme yaymlamigt1.Konu
"bilgi
yogunlugu"na geçme gereksinimiydi.Gerekçe olarak Japon-
"enerji
yogunlugu"ndan
ya'nin petrol talebininbag döndürücü bir hirla büyümesí ve dolayislyla dünya petrol pazarma
zamansiz baskt yapacagi gösterilmigti. Agtr sanayi çevreleri, kendilerinin eski üyeler saylldigini
ima eden bu incelemeden pek memnun kalmamigti. Ayrica bu rapor, flyatlarm henüz dügük ol-
-
dugu bir dönemde verilmig oldugundan pek çok da eleptiri almigtir. Yíne de 1973 krizinin yeni
strateliyi kafa-göz yararcasma bir hizla uygulamak için gerekli olan gücü sagladigt söylenebilir.
Amaya bu konuda "Zemin altinda kalan kaynaklan kullanma yerine katalanmizdaki kaynaklan
kullandik" demigtir. Amaya sözlerinigöylesürdürmügtü: "Japonhalki depremler ve kasirgalar gl-
bi krizlere aligiktir.Enerjiçoku da bir çegitdepremdi ve bu nedenle her ne kadar çok büyük bir
gok olmugsa da, biz duruma uymak için hazirhkhydik." Daha ileri satirlarda pu sözleri de llave
etmigti;"Bir bakima enerji goku bizim için Tann'nm lütfu sayilmahdir;çünkü Japonsanayiinin
çarçabukdegigmesi onun dürtüklemeslyle gerçeklegti."
Fransa'da en üst düzeydeki enerji bürokrati, bir mühendis ve Corps de Mines üyesi olan
ve petrolcülükte engin bir deneyime sahip Jean Blancard idi. Sanayi Bakanligt'nda Enerji Bölü-
mü'nün Genel Delegesi olarak hükümet politikalari ile devlet sahipligindeki enerji girketlerinin
politikalanm koordine etmekle görevliydi.1974'ün baglarmda, Paris'in petrol üreticilerlyle uz-

614
lagtinci ikili politikalarpeginde olmasma karçm, Blancard Devlet Ba kani GeorgesPompidou ile
çetin tartigmalar.yapti:"Bundan sonrakidönemde §imdikilerdençok farkh olacakbir degigme-
ye, evet bunahm degil, bir degigmeye tamk olacagiz... Bizimkisi gibi bir ülkenin Araplar'm iki
dudagmdan çikacak kararlara talallpkalmasinda hiçbir akilci yön yoktur.Enerjinin degigtirilme-
sine yönelík yeni bir politikabenimsemeli ve petrole olan gereksinimi azaltmayaçaligmally1z;
hiç degilse daha da artmamasi için çabagöstermeliyiz."
Blancard,Pompidou'nun pahsmda fikirlerini çok lyi anlayan, duyarh bir dinleyici bulmug-
tur. Fransa Devlet BagkaniPompidou, 1974 bagmda danigmanlanyla bir toplantiyapti. O günler-
de çok hasta olan, gördügütedavidendolay1da her tarañgigmig' durumdaki Pompidou'nun çok
uzun süren toplanti sirasmda büyük acilar içinde oldugu gözlenmigtir.Eu toplantida Fransiz
enerji politikasmm üç ana maddesi teyid edilmig ve karara baglanmigttr; üçü de Fransa'mn
özerkliginin ladesine yönelik bu maddeler nükleer gücün hizla geligtirilmesi, kömüre dönüç ve
eneril korunmasma agirlik verilme.sidir.Pompidou, bu toplantismmüzerinden bir ay geçmeden
ölmüg, ancak halefi ValeryGisrcardd'Estaing her üç programi.da desteklemig ve h1zlandirmigtir.
Fransa'mn hükümet sistemi, çevreci adlyla digandan gelen müdahalelere kapah olan bir sistem-
di. Bu sistemle Fransa birkaç yil gibilosa bir süre içinde nükleer güce katki konusunda üzerine
dügeni yapmada diger batili ülkeleri geride birakmigttr.Ancak unutmamak gerekir ki, nükleer
güç çahymalan bagka yerlerde de süregelmekteydi. Örnegin1980'lí yillara kadar bir elektrik
üretim tesisikurulmug, petroldenyoksun Bati da en büyük pazarlardanbirini olugturmuçtur. Za-
ten niyet edilen de buydu. Ancak nükleer güç konusu bagka hiçbir yerde Fransa'daki kadar yo-
gunolarak ele almmarmgtir.
Enerji korunmasi konusunda da Fransa en saldirgan denebilecek bir hükümet politikast
izlemigtir. Günün her saatinde müfettiçler banka, magaza ve olis glbi yerlere
"le
check up" di-
ye adlandirdiklar1 baskinlan yapip ellerindeki özel termometrelerle mekânm 1si derecesini
kontrol ederlerdi. 181,resmen onaylanmig yirmi derece santigrat'i geçecek olsa derhal bina yö-
neticiligine yaptirim yagdirirlard1. Yine de Fransa'mn enerli koruma programimn en çarpici ve
tümüyle Fransiz inisiyatiline dayali örnegi reklamlarm yasaklanmasidir. Enerji tüketimini
"özendiren"
her tür reklam yasaklanmigt1.Sözgelimi bir imalatç1, kendi ürünü olan tagimrcins
elektrikli 1stticisinm benzer isitictlara göre daha etkili oldugunu söyleyebilirdi. Ancak elektrikle
Isomamn en iyi ismma oldugunu söylemesiyasaktt; çünkü bu tür bir ifade enerji kullanimini
özendirici saythyordu. Bu konuda göylebir söylenti bile vardir: Bir gün Fransiz Enerji Koruma
Örgütü'nden bazi bürokratlar ige gelirken, yolda bir radyo ilam duyuyor, bunun enerii tüketi-
mini özendirici olduguna karar vererek, ögle saatine kadar ne yapip yapip llam radyodan kaldi-
nyordu.
Ìlanyasagi öncelikle petrolgirketleriiçin büyük zorluklar yaratti. Onlar o güne kadar, ben-
zin pazannda rakiplerinden yüzde 1 gibi küçücük bir pay koparmak için digi t1rnagatakaraksal-
dirgan nitelikte kampanyalara aligikti. Simdi ise bunu yapamlyorlardi.Artik en fazla, kendi katki
maddelerinin benzin tasarrufunane denli yararh oldugunun savunmasim yapabiliyor, bundan
daha ileri gidemiyorlardi. Exxon'un sembolüolan kaplan Fransa'da evcillegtirildi. Artik görevi
yasalara uygun gekilde sürücülere lastikleri kontrol etme, motoru benzinden tasarrufauygun
duruma getirme tavsiyesindebulunmakt1. Sirketler dünyanin her yanmda benzin istasyonlannin
mügteriye vermeyi âdet edindigi -kulplu bardak, normal bardak, kagik ve çikarma resim gibi-
ufak tefek hedlyelerden kolayca vazgeçemedi. Yine de bu tür hediyeler tüketimiözendirecegin-
den, zamanla hedlye çegitleribir hayli kisitlandi ve sadece araba farlanni temizlemedekullam-
lan çok ucuz bir f1rçayamüsaade edildi,
Fransa'mn en önde gelen milli petrol girketlerinden biri olan "Total" ne yapip edip halk
önünde admm ön planda tutulmasi için camm digine takarak bir yol bulmaya çal14t1. Sonunda
parlak bir fikirle çareyi buldu veya buldugunu sandl. Ìlantahtalarma Fransa'nm yemye il çok

15
"lgte

güzel bir köy manzarasuu gösteren resimler asip çok sade, efsanevi bit flanla Fransa"yazdi
Ve altma da "Total" diye imzasim attL Ne var ki hu ilan da ertesi gün yasaklanacakti. Yasaklama

karanndan donup kalmigbir Total temsilcisiniçin sorusunu sordugunda, Enerji KorumaÖrgütü


direktörü JeanSyrota'dan gu yamti almigti: "Tüketiciler bu ilana bakip göyle dügünürler: Petrol
irketleri bu tür ilanlara çok fazla para harciyor, demek ki girketlerzengin durumda, demek ki
ortada bir enerji sorunu yok, o nedenle biz de enerjisavurganligiyaparsak,bunun bir sakmcasi
olmaz."

Yasadig1Kârlar
Kahkahalar, ünlü oyun yazan Eugene O'Neill'in hiç bekleyemeyecegi ve belki de çok gagiracagt
türdendi. Yazarm A Moon for the Misbegotten admdaki popüler oyunu Broadway sahnelerinde
sergilendigt sirada, ikinci perdenin bagmda ayunculardan biri rol geregl göyle söylüyor, sözleri
seyircileri kahkahalara boguyordu: "Hainlere ölüm! Kahrolsun Standard Oill" Her gece bir kez
yinelenen bu sözler seyircileribazen kahkahalara boguyor, bazen de alloglarlakargilamyordu. Yil
1974'tü ve oyunun yazilty tarihiüstünden otuz yll geçmigti. Yine de bu sözler sanki aym günler-
de Kongre salonlarinda oynanan bagka bir dramm yankisi giblydi.Enerji krizini, petrol girketleri-
nin rolünü tartigmakiçin Kongre salonundakioturumlara gelen senatörlerve Kongre üyeleri de
bu sözlerisürekli duymaktaydL Bütün oturumlar içinde en dramatik sahnelerin yagandigi, Sena-
tör Henry Jackson'un bagkanlik ettigi Senato Daimi Sorupturma Komisyonu oturumudur. Henry
Jackson o sirada Senato Iç Komisyonu'nun güçlü bagkant oldugu halde halk onu hâlâ "Scoop"
lakablyla tantyordu:"Kepçe" anlamma gelen bu isim kendisine küçükken bir çizgi film karakte-
rine benzerligi nedeniyle kiz kardegi tarafmdanverilmigti. Scoop kendisini her zaman dik kafali
Truman tipi bir demokrat olarak görmüg, övünerek söyledigi gibi kafasi
"dürüstlükten
aynlma-
yan" bir realist olduguna inanmigtir. Nixon ise, özel toplantilardaöfkeyle "Kepçe Jackson'unbir
demagog" oldugundan söz ederdi. Ancak Beyaz Saray'dan bir yardimclyasözünde direnen Ni-
"lç

xon bir gün gu agtklamayi yapmigti: Komisyon'da bizden yana olanlar, sira Jackson'ageldi-
gindeapagthkduygusuna kapihyorlar; çünkü o, dogruyu söylemek gerekirse bizimkilerin cantna
okuyor, hepsini kepçe gibi silip süpürüyor."
Oturumlardaartik herkes halktan yana kesilmigti, bu kaçmilmazdt. Bu arada Jacksonbelki
de uzun meslek yagammm en baçanli siyasi performansim göstererek çok büyük puan topladi.
Toplantida en büyük yedi petrol girketinin kidemli yöneticileri masadaki yerlerini aldilar ve dog-
ru ifadede bulunacaklarma dair yemin etmeye çagnidilar. Daha sonra, Jacksonve ekibi kargism-
da tikhmtikhm dolu salonda televizyon 141klan altmda girketlerinin operasyonlari ve saglad1klan
kâr hakkmda bitip tükenmez sorulara muhatap oldular. Siyasi tiyatro denebilecek bu sahnede,
jealoji,kimya, mühendislik bilgisi veya genel idare ustahklari ne olursa olsun bu yöneticiler siya-
si rol oynamada Jacksonve öteki senatörlerleasia boy ölçügecek düzeyde degildi. Onlarinkargi-
smda beceriksiz, yalitilmig, kendini begenmig, ulagilmasi güç bireyler olarak kaldilar.
Oturumlann zamanlamasi da ahyllmam1§gekildedüzenlenmigti. Petrol girketlerikârdaki
son derece büyük artiplar hakkmda Arap petrol ambargosunun henüz yürürlükte oldugu bir stra-
da ifade veriyordu. Güvensizlik ve dügmanca hislerle dolu böyle bir atmosferde Jacksonbir du-
yuru yapti ve kendisiyle çaligankomisyonuno günlerdegerçektenbir petrol kitligi olup olmadi-
gimmeydana gikaracagmisöyledi. "Amerikan halki enerjikrizi denilen geyinbir bahane olup ol-
madagm bilmek istlyor. Bunun fiyatlan artirma yangmda asil kaynagin saklanmasi için bir örtü
oldugu sanihyor; yani bagimsizlarin flyatlan artirmak, çevreselyasalan yürürlükten kaldirmak,
yeni vergiler ihdas etmek için bulduklan bir bahane... Baylar,öyle ümit ediyorum ki, bugün bu-
radan aynlmadan önce tüm bu sorulara ve daha bagka sorulara yanit bulmuy oluruz." Bunlan
söyledikten sonra yan tehditkâr bir ifadeyle gunlari da eklemigti: "Eger bu yapilmazsa, bugün

616
buradan ayrilmadan bu yanitlari alamazsak, sizi temin ederim ki önümüzdeki günlerdene gekil-
de olursa alsun bir yolunu bulup aradigimiz yamtlan biz kendimiz buluruz."
Jacksonve öteki senatörler günün geri kalan saatlerinde bu defa girket yöneticilerine yük-
lenmeye bagladilar.Onlar da kendilerini savunmayaçaligtilar. "Sözü edilen usulsüzlük teorisi
tam anlamlyla saçmadir" diye söze girigenABD GulfSirketi bagkani söylenenleriprotestoeder-
cesine savunmasim göylesürdürdü: "BirlegikDevletler'de olaylann akimi beklenmedik gekilde
yön degigdrmigtir.Bu çok htzli yön degigtirmenin Amerikan halkini biraz gagirttigmi kabul edi-
yorum." Gulftemsilcisinden sonra Texaco bagkan yardimcisi söz alarak o da kendi savunmasim
yaptL "Biz hiç kimseyi ne dolandirdik ne de yanilttik. Bu komisyonun herhangi bir üyesinin
elinde Texaco'nun böyle bir gey yaptigim kanitlayan bir belge varsa, bu belgeyi burada bize gös-
termesini istiyoruz" dedi. Sira Exxon Qirketi'nin savunmasma geldiginde bu girketin kidemli
bagkan yardimcist, girketin1973 kazançlarinm bilançosunu ibraz edemedi. Bunun üzerine Jack-
son bu kipiyiküçük düçürerek
"çocukça"
davrandigim söylemigtir.
Bu toplantidapetrolcüler apagilanmig,hor görülmüg, öfkelendirilmigti ve bunu yapanlarm
bagmda Jacksonvardt JacksontoplantidaEugene O'Neill düzeyinde olmasa da, duruma uygun
bir dize okumug, bu dize tüm ülke boyunca yayllmly, halkm cogkun alkiplarmi, özellikle de
1974 yllinm o çok soguk geçen kipinda hâlâ gaz kuyruklannda sira bekleyenlerin begenisini ka-
zanmigt1.Jacksongirketlerin edinmekten suçlu oldugunu söylüyor,kendiferi-
"yasadig1kazanç"

gÖSt€¾ÍÍmeSine allglk petrolcülerse bu giddetlisöz saldmlanna cevap vermekte güçlük


ne saygl
çekiyordu. Toplantidan sonra GulfSirketi'nin gözü pek bagkam pagkmhk içinde "Bize konugma
firsati verilmedi" diye yakmacaktL Ne var ki Jacksonsözleriylebirçok Amerikah'mn hislerini di-
le getirdiginin bilincindeydi; çünkü kendisi de onlarm hissettigini hissedlyordu. Ígteneve dönüg
saatinde yol üzerinde evine çok yakm iki benzin istasyonunun daima kapali olduguna dikkat et-
migti. Toplanti bittiginde, epeyce luzmig olarakbu konuyu göyleaçiklayacakti: "Benzin istasyon-
lannm erken saatte kapatildigim fark edince benzin bulmak için ofisteki çocuklardanbirini açik
benzin istasyonu aramaya yollardik." Jacksonpetrolgirketlerininküstahligi ve açgözlülügü kar-
ismda
son derece sinirlenmig, girket beratlannm federal hükümetçe ellerinden almmasmi teklif
kazançlari" milli bir fona dönügtürmeyi baçarmigtir. Exxon, toplar,iti-
"yasadigi
etmigtir. Jackson
nm üçüncü günkü oturumunda talihsiz bir rastlantlyla 1973 kârlarmi açiklamtyti. Bu kârlann
1972 ylli kânnin yüzde 59 üstünde oldugu gözlendi. Zor durumda kalan girket temsilcisisöyle-
yecek söz bulamamig, sonunda "Ben bundan rahatsizhk duymuyorum" demekle yetinmigti.
Kugkusuzorada bulunanlann çogu farkh dügünüyordu.
O'Neill'in oyunundaStandard Oil'e bela yagdirilmasi 191 l'de olmuytu; ancak aradan on-
ca yll geçtigihalde aym dilek hâlâ o gün için dahi tazeliginikorumaktaydi. John D. Rockefeller
bir kez daha kara bir bulut gibi ülkenin üzerine çökmüg,hile, el çabukluguVe gizli anlagmalar
íçeren megum imalanm bir kez daha animsatmtyti. Artik petrol girketleri Amerika'mn her yerin-
de en sevilmeyen müesseselerden biri-olmuqtu. Petrolcülere karg1olan bu duygu sadece Ameri-
ka'da degil öteki sanayi ülkelerinde de böyleydi. Sözgelimi Japonya'da bazl yayin organlan Arne-
rikan petrol girketlerinin kendi kârlarim yüksek tutmak için nasil kriz planlan yaptigma dair ma-
kaleler yayimlamigtir.Gerçekten de 1976'da kendisine uyan yapilan en büyük petrolgirketlerin-
den birine gönderilen gizliraporda halkm her geyin açiklamasim istedigi, hesap soruhnasi yanli-
si oldugu bildirilmigti. Raporda gunlar belirtiliyordu: "Özelpetrol girketleriningelecegl daha da
belirsizdir. Yukanya yönelik operasyon egiliminin hükümet eline geçme süreci sürecek, bu sis-
temde girketlerkontratli taraf rolünde olacaktir. Tüketici ülkelerde ise apaglya yönelik operas-
yonlarda, hükümetin dolayh veya dolaysiz müdahalesinin artmas1 beklenmektedir." Bir sene
sonra, 197Tde Londra'da, kidemli bir Shell yöneticisi daha da ileri giderek gunu söyleyecekti:
"Petrol girketlerininvarligma yöneltilen tehditler bugün beklenenin tersi yönden, üreticilerden
degil, ithalatçi hükümetlerinden gelmektedir."

6l7
Shellyöneticisi bu sözlerlelyi bir noktaya deginmigti. Gerçekten de petrol üreten ülkeler-
de olabileceklerin en kötüsü olup bitmigti. Sirketler devletlegtirilmigti, artik.petrolesahip deglldi-
ler ve fiyatlan veya üretim hizmi saptama yetkiside artik kendilerinden almmigti. Petrol ihracat-
çilanmn gözünde girketler kontrata bagli, kiralanmigkipilerdi. Artik petrol yöneticileri kendi
kendilerine qu soruyu soruyorlardi: Acaba sira gimdi tüketici hükümetlerin kendi girketlerini
yerden yere vurmasma mi gelmigti? Bazisanayi ülkeleri petrol girketlerininiglerine kargi güven-
sizliksorupturmastbile açmigtt. Üstdüzey idarelerin yükümlü oldugu politik risk yer degigtire-
rek öncelikle BirlegikDevletler'den sanayi ülkelerine kayd1. Petrol üretimindeki verglyi azaltan
latligt yardimi"da aniden dügürüldü. Daha az derecede de olsa,
"petrol "altm
degerinde" sayl-
lan yabanci vergi kredisi de kisildt. Oysa bu kredi II. Dünya Savagi'ndan sonra, Venezuela ve Or-
tadogu'daki petrol üretimini kolaylagtirmada ve bunlarm her ikisinde de Amerika'nm konumu-
nu korumada çok yararli olmuytu. Bu arada Kongre'de petrol flyatlarmi dügürmek için sürekli
çaba gösteriliyor, aynca dogal gaz fiyatlanm dügürmek için de çok daha fazla politik baskt uygu-
lamyordu. Ortada bir de tehdit hareketi gözleniyordu;
"bölme"
denebilen bu hareketin amact
entegre haldeki girketleribölmek ve bunlan her sektörü
iq için birbirinden tamamen ayn firma-
lar haline getirmekti: Ham petrol ve benzin üretim firmast, nakliye firmasi, rafinericilik ve pazar-
lama firmasi gibi. En konuda yap11anoylamalarda bir ara yüz senatörden kirkbegi
"bölme
hare-
"üyelik-
keti" lehine oy verdiler. Belirtilen bu harekete petrol sanayli daha bagkabir isim bularak
ten ay1rma" demigtir.
"Yasadigtkârlara" yöneltilen saldinlar da hâlâ süregelmekteydi.Bu denli büyük tartigmala-
ra ve öfkeye neden olan bu konunun altmda gizlenmiggerçeklerneydi? En büyük petrolgirket-
lerinin be§ yllhk kân 1972'nin sonuna kadar düzgün görünüyordu.Su dönemde talepteçok-bü-
yük bir patlama olmugsa da, bunun kârla bir ilgisi olamazdt. Ancak 1972'den sonra kârlar bir-
denbire yükselmig; 1972'nin yllda 6,9 milyar dolarlik kârmdan 1973'te l 1,7 milyar dolara ve
1974'te de rekor düzeye 16,4 milyar dolara pkmigtt.Bunun birkaç nedent olabilir.Son artiplann
çogu yabanc1 operasyonlardan edinilmig kazançlardan gelmigtl. Íhraç eden ülkeler fiyatlari yük-
selttikçe girketlerde ellerinde bulunan ABDkaynakli olmayan petrolün fiyatim rahatça artirmig-
ti Amerikan kaynakl1 petrol rezervinin degeri ve pazar fiyati da buna paralel bir artig göstermig
ti. Sözgelimi fiyatlar yükselmeden evvel ucuz fiyata, diyelim 2,90 dolara aldiklan petrolü sakla-
mig, sonradan ayni petrolü l 1,65 dolara satmig ve bundan kâr saglami lardi, Bu kipiler kimyasal
operasyonlardan da, dolarm dügügü nedeniyle bir hayli kazanmiglardi. Ancak sonradan, kâr ora-
m tekrar dügtü ve 1975'te l 1,5 milyar dolara indi. Bu, kazancm 1973'e göre daha da dügtügü-
nün göstergesidir.Bunun da çegitlisebepleri vardi. Bir kere, petrol kitligt ylizünden petrole olan
talep dügmügtü. Ihracatçiülkeler girketlerin dig kaynakh petrolden edindikleri kârm farkma var-
mig ve kira bedellerinin girket kasalarma degil kendi kasalanna gitmesini garantilemek için alela-
cele vergileri attirmigti. Bunlar aym zamanda aym yll içinde vergl avantajlarmm da k1sildigi yll-
dir. Bu ylh izleyen birkaç yll boyu oranlan bir kez daha yükselerek 1978'de 15 milyar dolan bul-
mugtur. Bu, kânn enflasyonla baça ba; gittigi anlammdadir. Özetleifade etmek gerekirse, girket
kârlari ashnda çok büyüktü, ancak bunlann sanayie kazandirdigi, 1974 senesi d1;mda, tüm
Amerikan sanayi ortalamasmin altinda kalmigttr.
KU tablosukonusunda söylenecek diger bir önemli husus da gudur:Kârlar genellikle ope-
rasyonun yukanya yönelik kisminda ham petrol ve dogal gaz üretiminde olmu§tur. Birle§ikDev-
letler ve Kuzey Denizi gibiyerlerdeki girketlerinrezerv degeri, petroldeki fiyat artigma paralel ola-
rak yükselmigtir. Rafineri, tanker, benzin istasyonlari ve benzeri -agaglya yönelik tesisler-
1973'ten evvel, petrol talebininyllda yüzde 7 8 büyüme gösterecegi beklentislyle kurulmuçtu.
-

Gerçektalep ise beklenenin çok altmda kalm14t1.Böylece apaglya yönelik operasyon kapasitesi
bog yere ihtiyaan çok üstünde gigirilmig oluyordu. Sözgelimi üç adet tanker filosu haz1rlanmigtlki
bunlardan üçüncüsüne hiç gerek duyulmamigtir. Bu kapasite fazlallgiOrtadogu kaynakh ham pet-

618
rol yokluguyla beraber dügünüldügünde uluslararasi petrol girketlerinin aldma bir soru getirmigti.
Bu girketler 1950'lerde ve 1960'larda Ortadogu petrolünündökülmesi için Avrupa'da çok büyük
"açaglya
yönelik" sistemleringa ettirmigti. Aym petrol imdi kendilerinden almdigma göre, bu ka-
dar büyük tesisleriacaba hangi mantikla hangí akla hizmet için yapmiglard1?

Birlegik Devletler Enerji Politikasi: "Çinlgkencesi"


Nixon,Fordve Carteridarelerinin uluslararast enerji.politikasmda izledikleri hayret verici uzlay-
maya kargi,.ülkenin iç enerji politikasmda aym anlagma saglanamamigt1.Tam tersine, bu idare-
ler, yurtiçi enerji konusunda tam anlamtylabölücü, ktzgm, aci ve karmakangik politikalar izle-
mig, flyat kontrolü ve girketpratiklerive politikalannda birbirine ters dügen tartigmalaryapmig-
lardit. Nixon 1974 Agustosu'nda görevindenistifa etmig, ancak bu Watergate olaymin izlerini
unutturmaya yetmemigti. Bu skandal hültümete gösterilen güveni hâlâ sarsmakta ve enerji krizi
diye bir geyingerçekte var olmadigi güphesini uyandirmaktaydt
Petrol ve enerji daha o günden milli politikanin en sicak konulan olma yolundaydt Ameri-
"tehditler"
kan yagam tarzmave güç ve paranin getirdigi yüksek standartlara yöneltilen mílli po-
litikay1daha da zora sokuyordu. Birkaç yll önce, 1971 Agustosu'nda o günlerde yüzde S'lerde
seyreden ve kabul edilemez sayilanenflasyonu bastirmak için Nixon, ekonominin tüm sektörle-
ri üzerine flyat kontrolü koyinugtu. 1974 yilma kadar bu uygulama tüm ekonomi sektörleri üze-
rinden kaldirilmigsa da bir tek petrol üzerinden kaldmlmamigtir. Tam tersine, günün politikast
ve uygulanan yogun baskilar yüzünden fiyat kontrolü, otorite yetkisi ve tahsislerbüsbütün aglf-
lagmigt1.Korkunç Rube Goldenbergsistemini andiran bu kontrol sistemi yanmda 1960'larinzo-
runlu petrol ithal program1 çocuk oyunca¿þ gibi kahr.
Amerikan kamuoyu mutlaka Washington'un
"bir

geyler"yapmasmi istiyordu ve bu bir gey-


ler, flyatlarin eski mutlu günlerdeki düzeye indirilmesi ve aym zamanda istendigi zaman yeteri
kadar petrol bulma garantisiydi. Pazarlar ne yapacaklanm bilmez, gagkmdurumdaydilar ve ya-
niltihyorlardL Bu gagkmlikve yamlgt her yeni kararla sürekli ortaya çtkan hiç beklenmedik so-
nuçlardan kaynaklamyordu, Bir yüksek düzey hükümet görevlisinin homurdanarak söyledigi gi-
"çözüin
bi getirilen her sorundansonra mutlaka arkadan iki yeni sorun daha geliyordu." Bu sis-
temin nasil uygulanacagim bilenler bu igi iyi yapiyordu.Örneginham petrol ürünlerini igletme
haklo almak büyük bir iq olmugtu. Sonunda gikanlanpetrol ige yaramaz, 1930'larda Dogu Te-
xas'taki petrol patlamast sirasmdaki gibi küçücük bir kuyuyla sonuçlamyordu. Birçok yeni prog-
ram uygulamyor bunlar için bir sürü boy, i§e yaramayan faaliyetler yap1hyor,Kongre oturumlan
düzenleniyordu. Eu ara avukatlara da bir hayli iq dügmügtü. "Avukatlarm korunmasi" olarak bi-
linen bu program yüz 1lm programi sayillyordu.Günün bilge bir kipisinin yazdigt gibi "Artik pet-
rol endüstrisi için federal kayit raporlan jeologlarmraporlarmdan daha önemliydi." Egitlik aç1sm-
dan lasa vadede kazanç var gibigörünürsede boga giden çabalar, pazarm karmakangik durumu,
çabalarm ayri amaçlara yöneltilmesive kaynaklarin ve zamanin yanlig yerlere tahsisi dildate
almdigmda bunlarm çok masrafh oldugu görülür. Sadece Federal Enerji Idaresi'ninstandart ra-
por ihtlyac1 yllda yaklagikbey milyon i; gücü/saati allyordu. Düzenleme kampanyasinm toplam
masrafi ise milli kalkmmaya yararli olmak bir yana, zararh oluyor, milli politikadakronik bag ag-
rist yaratlyordu. Ne var ki o günün havast böyleydi.
Yine de ortada yapilmasi gereken bir gey kalmigtL Bu, Bagkan Gerald Ford döneminde,
1975 Ocak aymda mümkün oldu. Bagkan Ford, Nixon'un Bagimstzlik Profesi'ni ele alarak on
ylllik bir mega plan önerdi: Bu 200 adet nükleer enerji istasyonu, 250 adet büyük kömür made-
ni tesisi, 150 adet kömürle çaliganbüyük enerii istasyonu, 30 adet büyük petrol rafinerisi ve 20
adet büyük yakit tesisikurulmasmi öneren bir plandi. Aradan çok geçmeden bu defa John D.
Rockefeller'in torunu, Bagkan Yardimcisi Nelson Rockefellerdaha da büyük, yüz milyar dolarlik

619
bir programla ortaya çikip sentetik yakit ve ticari pazarlann desteklemedigi diger yüksek mali-
yetli projelerin destektenmesi için bir program önerdi. Ancak Rockefeller'in muhalifleri bu proje-
lerin çok mastafli oldugugerekçesiylebunlara ragbet etmedigi iÇinbu son projelerden hiçbir so-
nuç ç1kmamigtir.Yinede, Nixon-Ford dönemlerinde son derece önemli iki büyük bagarimn ka
zanildigi rahatlikla söylenebilír. Ambargonun son bulugundan hemen sonra, Kongre Alaska horu
hattina yeyil igik yakti. Ancak proje maliyetinin on milyar dolari bulacagl anÌa(11migt1.Bunun
üzerine çevreciler, gecikmeleri dikkate alarak ve konuyu bir kez daha gärügtükten sonra daha
güvenlive çevreselaçidan daha makul bagka bir boru hatti üzerinde durdular. Böylece sonunda
TAPS, 1930'larda Dad Joiner'in Dogu Texas enerji alani kegfinden sonra Amerikanenetji arzma
yapilmtç en büyük katkidir.
ikinci baçan ise 1975'te otomobil sanayli için tasarrufluyakitkullanma standartlarinm sap-
tanmasidir.Yeni standartlara göre, yakitm ekonomik kullamlmig olmasi.için ortalama yakit tasar-
rufu on yillik bir periyodiçinde ikiye katlanmig olmalidir. Örnegin,yeni araba baglangigta bir ga-
lonla 13 mil yapiyorsa, on yll sonra bir galonla 27,5 mil yapmalidir. O günlerde kullamlan her
yedi varil petrolün bir varili Amerika'nm sokak ve karayollannda motor yakitiolarak tüketilirdi.
Su dikkate almirsa 13 milden 27,5 mile çikty çok õnem tagirve sadece Amerika'mn degil tüm
dünyanm petrol dengesi üzerinde çok etkili olur. Petrolü tasarruflu kullanma standardiniç1ka-
ran yasa aynca bir de stratejik petrol rezervi saptamigt1.Bu 1956 Süvey; krizinden sonra Eisen-
hower'in önermig oldugu ve Sah'm1969'da BirlegikDevletler'e satmaya çaligtigtfikir üzerine
bina edilmig bir plandi. Bu aslmdamükemmel bir plandL B0yle bir rezerv petrol arzimn kesintí-
ye ugramasi halinde acil yardim yerine geçecekti, Ne var ki uygulamada, rezervin olugturulma
hizi beklenenden çok yavagolmuçtur.
1977de JimmyCarterAmerika Devlet Bagkani oldu. Carter bu konuma digandan, Amerí-
ka'nm Watergate skandallylasarsilan prestijiniyeniden canlandirmak, Amerikan politikasmi yü-
celtmek vaadiyle yapmlyoldugu seçim kampanyalanyla gelmiçtir.Carter, yillar önce enerji konu-
suna yakm ilgi göstermigti. Amerikan donanmasmda denizaltici olarak görev yapmigti. O günler-
den kulaginda kalmig bir nyany1, Amiral Hyman Rickover'in sözlerini hiç unutmamigti. Nükleer
denizaltinin babasi sayilan bu degerli Amiral bir gün insanoglunun dogano petrol stokunu nasil
tükettiginiuzun uzun anlatmigtl. Seçim kampanyasinda Carter seçmenlere, devlet bagkam ol-
masi halinde doksan gün içinde milli bir enerji politikasi saptayacagtna dair söz vermigti. Simdi
de sözünde durmak için kendisini var gücüyle bu ige adamigti.
lik olarak bu görevi, ekonomi doktoru olan ve önceleri millí güvenlik ekonomi uzmam ola-
rak ün yapmig James Schlesinger'e verdi. Schlesinger
"entelektüel
gevk ve moral cogkusuyla"
kargiladigim söyledigt bu ige önce analitik bazi bilgiler toplayarakve güçlü bir görevagloylasanl-
d1. Politika ve yönetim söz konusu oldugunda neyin dogru neyin yanlig oldugu hakkmda kesin
kanaatlere sahipti ve sira bu kanaatleri ifade etmeye geldiginde hiçbir tereddüt göstermeden, ge-
rekirse önündeki engelleri yllop kanaatini bildirmekten çekinmeyenbir kipilikteydi. Basit
"al-

ver" iglemlerine tahammülü yoktu ve geldiginde kargit görügtekihasmimn sabnm tagi-


_zamani

nncaya kadar kendi görügünü savunmaktan çekinmezdi, Görügünüyavag, dikkatti, etkili bir ge-
kilde sunar, bu tavnylabazen dinleyenleri, ister general veya senatör, ister devlet bagkam olsun,
kargismda basit bir teoriyianlamaktan aciz ögrenci durumuna sokard1.
Richard Nixon, Schlesinger'i Rand Corporation'dan alip Bütçe Dairesi'ne getirmig, sonra
da Atom EnerjiKomisyonu bagkam yapmigt1. Daha sonra buradan da alip Merkez istihbaratKu-
rumu direktör1ügüne atamig, ancak kisa süre sonra bu defa da Savunma Bakam yapmigti. Güzel
bir cumartesi veya pazar sabahl Schlesinger'i Washington dolayindaki köy evinde, elinde dür-
bünle dolagirken görmek mümkündü. Bunu meslegi geregi, dürbünle Ruslar'i aramak için degil,
tutkuyla sevdigi hobisi kuglan seyretmek için yapardi. Savunma Bakam olarak görevi Gerald
Ford zamanmda sona ermigtir. Schlesinger bu görevdenKissinger'in yumugama politiRasma ka-

620

1
\
\

tilmadigtiçin ve aynca GüneyVietnam'inSaigon'un dügmesiyle sonuçlanan trajedisinedeniyle,


bu trajedideAmerika'nm tavnni onaylamadigt için çekilmigtir.Eu konudaki duygulanni kabine
toplantismdaapaçik belirtmekten de gerikalmamigttr. 1976 Demokratik Milli Konvansiyon'dan
sonra JimmyCarterSchlesinger'etelefonederek Plains, Georgia'daki evinde politikakonugmak
için davet etti. Schlesinger, enerji konusunda en önemli ve yetkiliSenatõrHenry Jackson'laçok
iyi dosttu. Jacksonbagkanhk seçimine Carter'in rakibi olarak katilmigtt. Seçimden
sonraJackson
yeni yönetimde Schlesinger'ienerji bakani yapmasi için Carter'a baski yapti. Carter buna dün-
den razlydi; çünkü hem Schlesinger'den çok etkilenmigti, hem de sonradan Schlesinger'insöy-
ledigi gibi "SenatoEnerjiKomisyonu bagkanmm enerji bakaninm dostti olmasi onun lehine bir
eydi."
Carter idaresinin iktidara geligini izleyen ilk haftalarda idare enerji konusunu
en önde ge-
len iy olarak ele almigtir. Carter 1976 sonlannda, fleride petrol kitligi olacagim bildiren bir CIA
tahmin raporunu okumug, konuyu ivedi ve inandmci bulmuytu. Bu rapor Bagkan Carter'1 petrol
.
politikasmda izledigi yola devam etmesi için motive etmigtir. Schlesinger de Carter glbi hidro-
karbonlarin giderek daha büyük baskilar altmda kalacagina, BirlegikDevletler'e büyük ekono-
've

mik politik tehlikeleryükleyeceg[ne inanlyordu. Hiç kugku yok ki, Schlesinger, bir iktisatçi
olaraktam bir kitlik olacagina inanmamigtir, ancak pazari dengelemek için fiyat artiplanmn kaçi-
mlmaz oldugu kanismdaydr. Bu iki devlet adammm her ikisi de, siki bir petrol pazanmn dig po-
litika için ne demek oldugunu biliyor ve bundan derin endige duyuyordu. Carter'in hatiralarm-
da yazdigt gibi, ketidisi ve James Schlesinger dahil, pek çok Amerikall "dünya
yüzündeki en bü-
yük ulusun birkaç çöl devletinin oyuncagt olmasmdan derin teessür duyuyordu."
1972'de, krizden çok evvel, kendisi henüz Atom Enerjisi Komisyonu'nun bagkanhätni sür-
dürürken Schlesínger, o gün íçin çok aykm gelen bir fikir ortaya atti. BirlegikDevletler, milli gü-
venlik, dig iktisadi politikave çevresel geliçme adma enerii korunmasma gitmeli ve buna agirlik
vermeliydi. "Bir galonla 10 mil gidebilenotomobillerden, kötü yahtilmig bir ismip bir soguyan
binalardan vazgeçip bunu pekâlâ yapabiliriz" diyordu. Gerçektende bu görügünü çevrecilerede
duyurmug, "Enerjiye olan talep otomatik olarak artar" varsay1mma inanmalarmi ögütlemigti.
Schlesinger'egöre çevrecilerinasil hedefi ve kalbi
"varsaylma
meydan okumak" olmahydi. Sim-
di, 1977de enerji politikasimn ana merkezinin
"korunma"
olduguna her zamankinden fazla
inamyordu. Yazik ki bu gerçege konuyla ilgili diger kipiler aym derecede inanmt§ degildi. Yeni
idare enerji programinm tüm gerçeklerini ilk doksan gün içinde bütün çiplakhglyla açiga çikara-
cagma, konuyu çözümleyecegine söz vermigti ve sözünü tutmuy olmak için tüm çabasiylahizli
bir tempo içinde çaligiyordu.Bu htzli tempo Kongre'deki komisyon bagkanlånyla ve ilgili Kong-
re üyeleriyle ve hatta idare içindeki diger kipilerlegerekli uzlagmayl ve i; iligkisi kurmay1 zorlag-
tinyordu. Programlann nasil geligtigi mümkün oldugunca gizli tutuluyerdu,Aynca, Schlesinger
bu doksan günlük sürenîn üçte birini, 1976-77 döneminin petrol siktntisim hafifletmek lçin do-
galgazla ilgili acil bir yasay1kabul ettirme çabaslyla geçirmigti. Enerji Dairesi kurulmastyla ilgili
yasanm hazirlanmasi için de ayrica zamana gereksinimi vard1. Bu nedenle yapilacak pek çok igi
oldugundan Schlesinger, Carter'dan doksan günlük sürenin uzatilmasim istedi. Ancak Carter
kesinlikle "Ben 90 gün dedim. Buna söz verdim.Sözümütutmaya kararliyim" demigti.
Diger taraftan Carter yeni geligmekte olan enerli planmdan tam anlamiyla memnun degil-
di. Schlesinger'e yazdtgi bir notta gunlari söylemigtit "Bizimana sorunumuzve en zor konu-
muz az bulunan tür enerji fiyatmt, ekonomik sistemimize asgari zararla ve en az mali yükle bin-
dirmek olmalldir.Ben pahsen sizin yaklagimmizdan hognut degilim. Çokkomplike bir yakla-
gim." Yakmmasma destek saglamak için gunlan da eklemekten geri kalmamigti: "Bu plandan bir
sey anlamiyorum."
Plan nisan ayi bagmda Bagkan'm yapacagi büyük bir sunugla açiklanacakti. Su tarihten ev-
velki pazar günü, Schlesinger bir televizyonröportaji için ekrana çikti ve enerji konusunun
an-

621
lam ve önemini vurgulamak için William James'dan bir pasaj' okudu. James bu pasaida enerji
ahlaki altematifi" demigti. SonradanJimmyCarter'm da bu röportaji seyredenler
"savagm
için
arasinda oldugu, bu benzetmeden etkilendigi ve kendi konugmasmda kullanmak için notlarina
aldigt anlagllmigttr.Carter 1977de ulusa yaptigt konuçmada, üstünde spor bir kazak, gömine
ahlaki alternatifi" oldu-
"savagin

önünde söylegiyaparken enerji programmdan söz etmig, bunun


gunusöylemigtir. O günden sonra program bu lakapla amlmigtir. Programa karg1olanlar ise bu
deyim yerine, savagm moral eg anlamlisi (moralequivalent of war) cümlesindeki sözcüklerinilk
harfleri olan "Meow" sözcügünü tercih etmiglerdir.
-

Carter programi seri halinde birçok eylem íçeriyordu. Bunlarm hedeli Amerika'mn enerji
konumuna yeni bir gekilkazandirma, fiyatlara ekonomik rasyonalite getirme ve ithal petrol ihti-
yacm1 azaltmaya yönelikti. Schlesinger'in kalasinda ise birinci öncelik fiyat kontrolü altmdaki yer-
li petrol flyatmi dünya pazar flyatlan düzeyîne çikarmakt1.Böylece tüketicilersaglikh flyat sinyal-
lerine ragbet ederdi. Güncelsistemde, fiyat kontrolü altmdaki yerli petrol Ve daha pahali olan it-
hal petrol tüketicininödedigt son flyat içinde birbirine kangmly durumdaydi ve bunun anlami,
BirlepikDevletler ithal petrole avuç dolusu para döküyor, demekti. Carterprogrami yeni bir pro-
petrol epitlemevergisi" aracihgiyla son ver-
"ham

sedürle yerli petrolüzerindeki fiyat kontrolüne


meyi amaçlamigtir.Burada bir çeligkiyedikkat çekmekyerinde olur. Hatirlanacagt gibiflyat kont-
rolünü ilk getiren 1971 Agustosu'nda Richard Nixon'un Bagkantoldugu Cumhuriyetçi idare idi.
Simdiise Demokratidare bunlan kaldirmaya çaliglyordu. Carterve Schlesinger,çok karmagik fa-
kat dahiyane bir bulugla ülkeyi dogal gaz flyat kontrolünden çekip slyirmak istemíçtir. Yeni De-
mokrat idare, kendinden evvelki Cumhuriyetçiler'ekiyasla, koruma ve kömür kullammi konula-
rma çok daha fazla aglfllk vermigtir. Elektrik sektörüne rekabet getirmig alternatif ve yenilenebi-
len enerjilkaynaklarmm geligtirilmesini özendirmigtir ki bunlara güneyenerjisi de dahildir.
Demokratik idare tipkl bir kriz varmig, bu kriz ülkeyi sarsacakm1; gibi enerji sorununa egil-
migti. Kamuoyu ise bir krizin varhgma inanmlyordu. Bu ara, Carter,programim hizlandirma sü-
recinde, Amerikan sisteminde özel kuruluglann nasil çahqtiginadair ilk elden bilgi edinmigti. Bu
özel kuruluglar, her biri birbiriyle çeligen gündemlere sahip qu kuruluglardir: Liberaller,muhafa-
zakârlar, petrol üreticileri, tüketicigruplar,otomobil girketleri, nükleer faallyet yanlisi ve kargiti
olanlar, kömür tüketicileri,elektrik, havagazi ve su girketlerive çevreciler. Schlesinger'e göre
önemli ve uzun vadeli milli bir sorunla" kargi
"çok

konu son derece açikti. Birlegik Devletler


karpyaydt Dünyamn petrolsüz kalmak üzere oldugunu dügünmüyor, ancak 1950'ler ve
1960'larda ekonomik geligmeyi desteklemig olan yüksek büyüme hizma artik erigilmeyecegine
inamyordu. Ilerikiyillarda Schlesingerqu açiklamayi yapmigti: "Ïktisadi geligme için ham petrole
dayanmaktan vazgeçmek zorundaydik. Kendimizi bundan çekmeye mecburduk." Konuyu çok
iyi bildigine olan güveni Schlesinger'i kargilagtigL t2Ttlgm3 flftmaSlnda ve izleyen act çekigmeler-
de hazirliksiz yakalayacaktL Kongre oturumlarinm birinden çikip ötekine girerken Atom Enerji-
si Komisyonu'nda bagkan oldugu sirada tanigtigtyagh ve deneyimli bir temsilcininsu ögüdünü
ammsayacakt1. Yaglitemsilcigöyledemigti: "Üçtürlü yalan vardir; düz yalan, kuyruklu yalan ve
enerji yalam." Sonrakiyillarda Schlesingergöyle demigtir: "Ben IL Dünya Savagi mantalitesine
sahip biriyim. Eger Devlet Bagkambir geyin milli çikanmiza uygun oldugunu söylemigse, onu bi-
ze verilen destekten daha fazla destege sahip kabul ederim. Ne var ki ülkede büyük bir degigme
olmu§. SavunmaBakam olarak, size kargi olmayan herkesi sizin yammzda gibi görüyorsunuz.
Örnegin,enerji konusunda, bir grubun diger bir grubakarg1olduguna sik sik rastliyorsunuz. Bir
araya gelip bir uzlagma olugturamiyorsunuz. Bu çok ümit k1nc1 bir gey."
Tüm enerji konulari içinde en önemli ve zor olanin dogal gaz oldugu anlagilm14t1.Carter
idatesi dogal gazi fiyatlama konusuna dogrudan yaklagmt; ve bu konunun yillar boyunca sürege-
len politik mücadelesinin içine girmigti. Fiyatin hükümet tarafmdanmi kontrol edilecegi yoksa
piyasa tarafmdanmi saptanacagt mücadelesine de katilmigtir. Bu konudaki tartigmave görügme-

622
ler çok sert geçtiginden, Senato'nun dogal gaz için yapttgi toplantilarsitasmda Schlesinger
gu
gözlemdebulunmaktan kendini alamami tir: "Cehennem denen geyin ne oldugunu gimdianh-
yorum. Cehennemdogal gaz için sonu bir türlü gelmeyen ve sonsuza dek sürecek olan toplanti
oturumlan demektir. Buna ragmen, sonunda pamuk ipligine bagli da olsa, bir tür telifyolu bu-
lunmußtu. Dogalgaz fiyat1nmsimili da olsagiderek artinlmasmakarar verildi. Güncel durumda
kontrollü olan bazi gazlar kontrolden çikanlacak, kontrolsüz olan bazi gazlar ise bir süre için
kontrole tâbi tutulup sonra yine kontrolden çikanlacakti.Ayni standart moleküllerdenolugmug,
bir karbon atomu ile dört hidrojen atomundan meydana gelmig bir tüketim mali için, flyatlama
amaclyla, birbirinden farkl1birçok kategori olugturuldu.
Bagkan Carter döneminde, birçok sert politik savagyapilmig ve bunun sonucunda Carter
idaresi siyasiotoritesinden pek çok kayba ugramigsa da, bu dönemde enerji konusunda zincirle-
me bazi icraatlann yapildigt inkâr edilemez. Schlesinger Londra'da, dinleyicilere gunlan söyle-
migti: "Milli Enerji Yasasi'nm Senato'dan geçirilmesi bir dönemeç noktasimn simgesidir.
Çünkü
taleplerimizinmevcut imkânlara göre ayarlanmas1bu yasa ile olmugtur. Yol üzerinde rastladigi-
miz btt dönemece biz hepimiz petrolün gelecekteki durumuna göre fiziki ve siyasi smirlamalar-
la zor yoluyla getirildik." Ancak Schlesinger, Carter'm harekete
geçme çagnsindan sonraki iki
ytllik mücadeledevrine geri baktiginda pu act gerçegisöylemekten kendini alamayacakti:"Yine
de sonuç savagm moralmuadiline benzemekten çok, Çinigkencesine benzemistir,"

Hareketli Devir
1978 sonuna dogru, BirlegikDevletler'de oldugu gibi bagka yerlerde de ambargo sonu politika-
lar giderek etkisini göstermeye baçladi. Ylne de ambargoya gösterilen tepkiler içinde bir tanesi
"çok

tam anlamlyla ani" olmuqtur. Flyat artiplari, gelecekte yeni artig beklentileri, nakit para sa-
vurganhgtve nihayet yatinmcilann agin aceleci olugu;hepsi bir arayagelip petrol konusunda çil-
gLn ve enflasyona yönelik bir global
av dönemi yarattilar. Dünya çapinda sürdürülenbu çilgmll-
gm neden ileri geldigini Exxon igletme-müdür yardimcisi kisa birkaç kelimeyle özetlemigti: "Bu
sadece bir vahgettir." 1972 sonuna kadar meçakkatli bir arama igi olan bu faaliyet gimdi tam ka-
pasiteylesürdürülüyor ve her geyinflyatt 1973'tekinin iki katinda seyrediyordu. Bu, her geyiçin
aymydi; ister yan yanya su altmda sondaj donanimi oisun, ister dinamik konuglandinlmly bir
sonda] gemisi veya eski moda Oklahoma tipi bir arazi donammi olsun, hepsi için geçerliydi.
Diger taraftan,yattnm akisi da çok boyutlu olarak yön degigtirmigti. Uyulmasi gereken bir
numaralt kural ÜçüncüDünya'da milliyetçilik hareketine yer vermemekti. Millileçtirmelerden
ötürü, OPEC ülkelerinin çogunda petrol arama faallyetine set çekiliyordu ortahga hâkim olan
ve
oldukça kuwetli bir de inamp vardl. Bir §irket,geligmekte olan bagka bir ülkede baçan kazansa
bu baçannm meyveleri girkettaraftndantoplanmadanel konuluyor, girkete ise kink dökük bir-
kaç parça b1rakihyordu. Bu yüzden girketler petrol arama.harcamalarmm yönünü degigtirdiler
ve olanak elverdigince Bati dünyasmin endüstriyel ülkelerine yönelttiler. Petrol potansiyelinde
glderek artan karamsarliga kargi BirlegikDevletler'e, Kanada'ya ve Kuzey Denizi'nin ingilizve
Norveç sektörlerine yöneldiler. Körfez global bütçesini tümüyleyeniden gözden geçirdi. Yatinm
için aynlmigher dolar, henüz yerine ulagmamig ve ödenmemiçse ÜçüncüDünya'dan sessizce
çekilipKuzey Amerika'ya ve Kuzey Ï)enizi'ne geri getirildi. Hollanda Kraliyet/Shell Sirketi ABD
kaynakli olmayan dünya çapinda üretiminin yüzde 80'ini Kuzey Denizi'nden çikarlyordu.Iix- .
xon yöneticilerinden biri, ylllar sonra bu konuda puntan söylemigtir:
"1973
yllmdan ve millile;
me hareketinden sonra artik tavganavi (petrol] için bagka yerlere gitmemiz gerekmigti. Biz de,
petrol için bize arama hakki tanlyacakdaha bagka yerlere gittik."
Petrol girketleride artik asil bekledikleri ile ilgili olmayan tamamenbagka iglere yöneldiler,
irketlerin aym anda flyat kontrolünün kaldinlmasi çagrisinida yaptiklan dügünülürse buna

623
hayret etmemek olanaksizdir. Biryandan meslek degigtirirken aym anda, enerjiye yatirmak için
kaldinlmasi talebinde bulunuyorlardi.
paraya ihtiyaçlari oldugu gerekçesiyle flyat kontrolünün
Sirketlerin farkh iglere yönelig nedeni göyle açiklanabilir: Petrol girketlerinini; çevrelerive poli-
tik çevrelerinin giderek gok daha daralacagt, çok daha sertlegecegi,hükümetin müdahalesiyle
çok daha büyük baski altmda kalacagma dair ortada genelbir kam hâkim olmugtu.Aynca jeolo-
jik sebeplerden yakmda bir petrol kithgi yayanabilecegl gibi halkta bir de korku vardi. 1970- -
1976 arasmdaAmerika'nm kamtlanmig petrol rezervi yüzde 27, gaz rezervi yüzde 24 dügüç
gösterdi.Bu artik Birlegik Devletler'in dagtn tepesindenapagilaradügecegi anlammda almmigt1.
Enerji igi digmdaki yatinmlara girketlerpek büyük paralar yatirmlyorsa da dolara vutuldugunda
bunlar bir hayli yekûn tutuyordu. Mobil Sirketi MontgomeryWard magazalar zincirini satin al-
di, Exxon ofis otomasyonuna, ARCO da bakir igine yöneldi. Ancak yine de Körfez, Ringling Bros
ve Barnum e Bailey Circus için en ilgi çekiciyer olarak kaldi. Burasi, diger
herhangL bir yerden
çok, yeni muhtegem çigLnn; OPEC imparatorlugunun yûksek fiyat politikasi, kargaçahk, çatig-
malar ve Washington'da yapilan enerji savaglarmdagerçek bir sirk görünümündeydi.

Yeni Kaynaklar: Alaska ve Meksika


1970'li yillar boyunca OPEC dünya pazanndaki egemenligini devam ettirmigtir. 1973'te
"özgür

dünya" petrolünün yüzde 65'i, 1978'de yüzde 62'si OPECtarahndan saglanmigtir. Ancak he-
nüz açikça belli olmadiysa da, OPEC'inelindeki ipler giderek gevgemeyebaglamigti. Fiyat dürtü-
sü ve güvencemotifi OPEC'in dtymda petroldeki geligmeyizorluyordu ve bu yeni kaynaklar bir-
kaç yll gibi kisa bir sürede dünyanin petrol arz sistemini tümüyle degigtirecekti. Su faaliyet bü-
tün dünyaya yayllacak ancak bunlardan yeni geligenüç petrol merkezi en büyük nüfuza sahip
olacakti. Bunlar Alaska, Meksika ve Kuzey Denizi'dir. Bunlann her biri 1973 flyat artigindan ev-
vel kegfedildigt halde politika, iktisat, çevresel itirazlar, teknik engellemeler ve nihayet zaman
yoklugu gibi birbirine kanymig çegitlietkenler nedeniyle henüz geligmemigti.
Ambargodan sonraki haftalarda Alaska boru batti çaligmalariacil olarak ele ahnip faaliyete
bagland1. 1968'de onca iyimserlikle satm altnmig olan çelik boru ve iq makineleri o güne kadar
Yukon Nehri'nin donmu§ kiyilannda terk edilmig olarak beklemekteydi. ÍS makinelerinin aksa-
baglamasiyla bunlar
mi da son beg ylldir bu bölgede bekliyordu. Alaska boru hatti çaligmalarimn
kullanil1r hale getirildi ve çahymalara hlz verildi. 1977 ylhna kadar boru hattom sekiz yüz mil-
lik k1smi tamamlandive hattm bazi k1simlan tundralann üstündeki ayakliklarda asklya almdL
Boru hattindan ilk geçen petrol, yolculugunu North Slope ile Alaska güney k1yismdakiyükleme
limam Valdez arasmda yaptL Takvimler 1978 yihm gösterdiginde artik boru hatti içinden aktp
giden petrol günde bir milyon varili agmi ti. Birkaç yll iÇinde bu akim günde iki milyon varili bu-
lacakt1 kl bu, Amerika'mn toplamham petrol üretiminin dörtte biri demektir.
Meksika'da, 1930'lann ategli millilegtirme savagmdansonra, petrol endüstrisi içe dönmüg-
ver^meyecekti.Onun
tü. Artik Meksika dünyanm büyük ihracatçilarmdan biri olma mücadelesi
yerine milli petrol girketi olan ve Meksika milli etciliginin ruhu sayilan Pemex bu igi yapacak,
kendini yurtiçi pazanm kurmaya adayacakti. Pemex aym zamanda hükümet ile güçlü iççi sendi-
kalan arasmda kontrolü ele almak için yapilan mücadelede de hedet durumundaydl. Ïççisendi-
kalan, bu konuda hiç aligiltnamigbir konumda bulunuyor, Pemex'e bagh önde gelen taahhütçü
taraftanbiri sayillyordu. Pemex, yillar boyu, daima baslo altmda yayayan bir girketdurumunday-
dL
Geliridügük yurtiçi flyatlarla kisitliydt Geligmeprogramlan ise gayetihtiyath davranan mü-
hendislerin elindeydi. Mühendislere gelince onlar da tutucu bir ahlak kuralina göre hareket et-
mekteydi. Bu, kaynaklarm gelecekkugaklar igin saklanmasmiöngören bir kurald1. Pemex kendi
rezerv baz'mi genigletmekiçin fazla bir çaba göstermedi. Üretimartlyor, ancak Pemex "Meksi-
ka ekonomik mucizesinin" hizh geligmesineayak uyduramlyordu. Bunun sonucunda Meksika

624
sadece ihracatç1 durumuna dügtü. Ancak bu durum görünügükurtarmak için saklanmig ve bu
ugurda bir hayli çaba gösterilmigtir. Sözgelimi,Meksika, durumunu belli etmemek için çarçabuk
Shell'den bir kargo dolusu Venezuela ham petrolü satm alm1;t1.
Daha çok petrol bulmak amaclyla Pemex, Güney eyaleti Tabasco ovalarmda petrol arama
program1uyguladi ve derin kazilara bagladi. 1972'de Reforma denen olaganüstü bir kütlede pet-
role rastland1. Reforma topraklarmdabulunan çok yüksek verimli kuyular kisa zamanda bu böl-
geyi "Küçük Kuveyt" yapti ve orada keyfedilen petrolden sonra, bitigik bölge olan Campeche
Koyu'ndada çok daha büyük petrol yataklan bulundu.
Artik Meksika'nm dünya standardmda petrol rezervlerine sahip oldugu aç1kçaanlagilmigti.
1974'te ülke yeniden, çok küçük çapta olsa da, diganya petrol satmaya baglad1.Petrolün yeni-
den ihraci bazi çevrelerceMeksika milliyetçilik ruhuna aykirt oldugu gerekçesiyle, eleptirilmig-
tir. Üretim artarken, Pemex mühendisleri, radikal milliyetçi Devlet Bagkam Luis.Echeverrla Ab
varez'in son bagkanhk yillannda rezervlerin degerlendirilmesinde ihtiyati elden birakmamiglar-
dL Ancak 1976'da
yeni Devlet BaykamJose Lopez Portillo'nun seçilmesiyle durum degigti. Ec-
heverria döneminde Maliye Bakant olan Lopez Portillo Büyük Depresyon'dan beri híç rastlan-
mami§ çok büyük bir ekonomik kriz mirasidevralmigti. Meksika ekonomikmucizesi balon gibi
sönmüg, ekonomi felce ugramig, peso'nun degeri dügmügtü ve Meksika'ya kredi verenler gimdi
bu ülkeyl riskli bulup kredi vermez olmuglardi. Durumu daha da kötülemek istercesine ülke nü-
fusu da büyük hizia artmaktaydt Her iki Meksikah'dan biri on beg yagm altindaydi ve aktif nüfu-
sun yüzde 40'1 ya tamamenveya k1smen ipsizdi.Lopez Portillo'nun görevigerçekten devralma-
smdan önceki aylarda kogullar o denli fena idi ki agizdan agiza yakmda askeri bir darbe olasth-
gindansöz ediliyordu.
Yeni bulunan petrol sanki Tann taralmdangönderilmigti. 1973 flyat poku içte bu tür bir et-
ki yapmigti ve bu durum bu petrolü gimdi daha kiymetlendirmigti. Lopez Portillo yenikegfedilen
petrolü ekonomik stratejisinin merkezi yapmayakararliyd1.Eski bir dostu olan Jorge Diaz Serra-
no'yu Pemex'in bagina getirdi. Ihtisasiköprü ingaati olan mühendis selefinin aksine,Diaz Serra-
no mühendisligidegil petrol igini lyi biliyordu. Hizmet ifa ederek milyoner olmustu ve gimdi de
elinde gereksinimi.olan tüm potansiyel mevcuttu. Onun döneminde petrol Meksika'ya çaresiz-
ce muhtaç oldugu yabanci gelitisaglayacak, ödemeler dengesinin iktisadi büyümeye yaptigt bas-
kiyt kaldiracak, yeni uluslararasi kredi almak için gerekliortarm saglayacak ve nihayet bu ülkeyi
petrole dayall yeni uluslararasi ekonominin tam merkezine oturtacaktL KlSBCB,
yenilenmig bü-
yümenin motoru olacakti.
Yine de Bagkan Lopez Portillo ihtiyati elden b1rakmay1pjunu söylüyordu: "Parasal sindirim.
kapasitesi tipkl insan vücudununkine benzer. Sindirebileceginizden fazlasmi ylyemezsiniz, aksi
halde hastalamismiz. Bu, ekonomide de aynen böyledir." Lopez Portillo konugmaktan çok i;
yapmay1 severdi. Simdiülkeye durmaksizm yatinm yagdmhyordu ve bunun çogu da digandan
gelen krediyle yapillyordu. Rezervlerin bulunduktan sonra dagttim içlemleri çok hizli tempoda
yapihyordu. Resmen dogrulanmig bazi söylentiler giderek daha çok, pek daha çok petrol potan-
sîyell bulundugunu yaylyordu. Üretimtehlikelidenecek bir hizla, hatta plani da agar gekildear-
tiriyordu.Güntüküretim 1972 yllmm 500.000 variline kargi1976'da 830.000 varile, 1980'de
1,9 milyonvarile ulagmigti. Su on ylldan daha az bir sürede üretimin yaklagik dörde katlandigt-
nm göstergesiydi.
1976 ylli sonuna kadar Meksika, uluslararasi kredi'saglaylc11armgöz ardi ettigi bir ülke ol-
masma karym gimdi, 1976'dan sonra dünyamn en aktif kredi mügterilerinden biri almuytu. For-
tune dergisinde çikan bir köge yazisi "BankerlerNeden Aniden Meksika'yi Sever Oldu?" diye
manget atacakt1. Bunun nedeni, hiç kugkusuz,-petroldü. Hannover Tröst Imalatç11ar SirketiBay-
kan Yardimcisi bu konuda yöyle demigtir. "Bankacilikta çabganher Tom, her Dick, her Harry
imdi kapi çahyor."New York Finans bülteninde
"yalm
kredi rekortmeni" olarak Meksikall bir

625
bürokrat seçillyordu. "Ydm kredi rekortmeni" bagligi tüm Meksikalilariçin kullanilsa yeriydi.
Artik ortada hiçbir kisitlama yokmuygibi görünüyordu. Herkes bir yerlerden kredi allyordu.
Meksika hükümeti digardan kredi allyordu, özel firtilalar kredi aliyordu, herkes digardan kredi
allyordu. Acaba ahnan tüm kredilerin toplamine kadardi? Bunu bilen yoktu. Önemide yok gi-
biydi. Meksika'nm petrole dayanarak sahip.oldugu kredisi iyl idi. En azindan bankerler ve bu
bankerlerin Meksikab meslektaglan bu fikirdeydi. Ortada kesin olan tek bir gey vardi. Simdi
Meksika,dünya petrol pazarmda 1920'lerden bu yana, hiç olmadtgtkadar, büyük yeni bir güç
olmugtuve aynca çok yakmda çok önemli bir bagka petrol kaynagt alternatifi ortaya çikaracak,
OPEC imparatorlugunun hegemonyastm alaçagi edecekti.

Kuzey Denizi: Hepsinden Büyük Oytm


Yüzyillar boyu bahkçilar Kuzey Denizi'nde, Ortaçag'm en büyük geçimkaynagl olan ringa bahgt
avt yapmiglardi. Daha sonraki ylllarda ise mezgit ve morina bahgl avlamiglardi. 1970'll y1llarin
ortasmda aym denizlerde yeni bir denizcillk ugragi türedi. Gökyüzünde uçan bir helikopter, aga-
gldakisularda artik.yüzen petrol kazi donanimlan, kaylklar, platformlar, boru dögeme mavnalan
görmeye bagladt Önceleribunlar teker teker görünürken sonradan kütleler halinde göründüler
ve çok sayidaolduklanndansanki denizin yüzeyini kapamaya bagladilar. Artik Kuzey Denizi su-
larmda, Norveç ile Britanya arasmda dünya petrol endüstrisinin en büyük yeni oyunu oynam-
yordu. Bu oyunda tüm dikkatler tek bir odak noktasma, sermaye yatinmt ve çabayaçevrilmigti.
Su çabaya büyük girketierdenkatilmayam yoktu ve sahneye birçok yeni oyuncu çikmigti. Bunlar
arasmda Edinburgh tröstlerineyatinm yapan endüstriyel girketlerden Londra'da çikan Times· ga-
ze tesi sahibi,gazetecilerkrah diye tanman Thomson'a kadar, çegitli girketve kigi.vardi. Thom-
son, Armand Hammer'in ortagi idi.
1920 yllmdan beri Bati Avrupa'daki birçok ümitti kigi, petrol bulmak için bu layilarda bin-
lerce kuyu açmiglardi. Ne var ki bunlar her zaman düç kinkligma ugramigti. Bölgenin toplam
üretimi hiçbir zaman günde 250.000 varili geçmemigti.1956 Süvey; krizi güvenli petrol arama
ve Avrupa'run gaz kaynaklanna inme konusunu canlandirmig ve bir kez daha gündeme getir-
migti. Sonuçta, 1959'da, Hollanda'mn Groningen bölgesinde, Shell ve Esso çok büyük,
SSCB'dekinden sonra en büyük olan bir petrol yatagt keçfettiler. Kuzey Denizi jealojisininHol-
landa Jeolojisiyle ayni oldugutiun bilincindeki petrol girketleribu defa kompu sulardapetrol ara-
maya bagladt. 1965'te bu Britanya ve Norveç'in Kuzey Denizi'niortadan bölüp paylagmak
-ki

için resmen anlagtiklari ylldir- bu denizin nispeten güney kiyilarinda büyük miktarda dogal gaz
birikimi bulundu, Bu gazi igletebilmek için, bugünkü standartlara göre ilkel sayilsa da yeni yeni
platformlar yapildi. Bu arada, bazi girketler,fazla gevkle olmasada, ç1karsaglama amaclyla petrol
aramaciligma devam ettiler.
Bartlesville, Oklahoma'dakiPhillips Petrolleri bunlardan biridir. Bu girketbu ige ilk olarak
1962'de, bagkan yardimcilan Hollanda'da tatil geçirdigi sitada ilgi göstermigtir.Eu kigi Gronin-
gen yakmlarinda bir kazi iskelesi görmüg, konuyla ilgilenmigti. Su tarihten iki yll sonra, girketin
üst düzey yäneticileri bu bölgeye gelmig,bir ögleden sonray1 çevreyigezmekle geçirdikten son-
ra Bartlesville'deki girkete ait basketbol sahasmdaüç yüz feet uzunlugunda sismik doneleriince-
lemiçti. Bunlari inceledikten sonra, Phillips yetkilileri bir inceleme ve arama programi düzenle-
diler. Ne var ki 1969'da, bu tarihten be; alti yll sonra, kuyularm siraylakör çtkmasi sonucu, gir-
ket bu faaliyeti durdurmaya karar verdi. Phillips'in kendi kipisel çabastylaNorveç kiyllannda
tam otuz iki kuyu kazilmly, bunlardan bir tekinde bile ticarete elveriglipetrol ç1kmamigt1.Suda
unutulmamahdir ki, Kuzey Denizi'nde bir kuyudan ötekine kuyu açmak girketin o güne kadar
girigtigiigler lçinde en pahallsi ve en yorucusuolmuçtu. Sonunda Bartlesvill'den Phillips'in Nor-
veç'teki idarecilerine qu mesaj gönderilmigti: "Artik bir tek kuyti bile kazmayin!"

626
Ne var ki Phillips 1859'da Albay.Drake'in Pennsylvania'da yaptigm ve 1908'de fran'daki
ilk petrol kegfini unutmamigtL Ayni muhtegemgelenegeuyarakson bir kez daha gans deneme-
ye karar verdi. Bunu, sondaj donanimi Ocean Vikingin parasim pegin ödedigi için, paranm zi-
yan olmamasi için yapacakti. Donamm kazi yapsm, yapmasin nasilsa Phillips bunun gündelik
ücretini ödemekle yükümlüydü. Hava da giderekbozuyor, deniz kabanyordu. Öylebir an geldi
ki donamm aleti demirleme yerinden ç1ktive kazi yerinin uzagna sürüklendì, Baykabir gece de
firtmanm giddelindensandallar alabora olma tehlikesi geçirdi ve gün aydinlamr aydmlanmaz do-
namm acilen bogaltildt Yine de Ocean Vikingkendisinden isteneni yapmigtL 1969 Kasimi'nda,
Median çizgisinin Norveç tarafmdakiekofisk bölgesinde 2/4 no'lu Blok'ta büyük bir yatak bul-
muytu. Eu bulug, teknoloji aç1smdan tarihi bir andir. Aym antarda Amerikali astronotlarda aya
ayak basmiglardi. Ocean Viking'dekisondaj gefisu yataginm altmdan 10.000 feet derinlikte ç1-
kanlan petrol örnegini inceledigi zaman hayretten donup kalmigtL Örnek,petro1ünçok yüksek
kaliteli oldugunu gösteriyordu. Petrolü el üstünde havaya kaldirarak göyle diyecekti: "Kugkusuz
- astronotlarm yaptigt muhtegem bir iytir,.ancak buna ne diyeceksiniz?" Elinde tuttugu petrol altin
rengi bir pariltidaydi, saydamgibi duruyor ve tipki altina benziyordu.
Phillips'in yaptigt bu kegif tüm girketleri ellerindeki sismik bilgileri yeniden degerlendirme-
ye ve faallyete baglamaya zorladt.¯Artik geligigüzelkazi donammlarmm Kuzey Denizi'nde çahp
masma, iqizni için yalvanp yakarmasina izin verilmiyordu; sondaji Phillips yaplyordu. Birkaç ay
sonra, Londra'daki bir teknik toplantidaüst düzey bir Phillips yöneticisine, heyecanla pu soru
yöneltildi:"Acaba Phillips arazininjeolojisiniteghisiçin hangi yöntemleri kullanmigti?"
Phillips "Sans" diye yarutladi.
1970 yllma dogru British Petroleum ekofisk'in yüz mil ötesindeki arazide, Ingilizler'eait
olan tarafta petrol kegfettigini duyurdu. Bu arazi çok büyük bir rezervuard1. Eu kegli 1971'de
yapilan bir dizi kegifizledi; ki bunlara Shellve Exxon'un kegli olan büyük Brent arazisi de dahil-
dir. Kuzey Denizi petrolüne akm hareketi tüm canhhglyla devam etti. 1973 petrol krizi bu akml
bir saldinya, bir kükremeye dönügtürmügtür.
Büyük ganseseri Kuzey Denizi sularmda üretimin devamma olanak veren yeni bir teknolo-
ji kugagt dogmuqtu ve geligme agamasmdaydi. Bu kugak Kuzey Denizi'ni o güne kadar petrolcü-
lügün hiç kargilagmadigt bir merkez yapmigttr. Kugku yok ki Kuzey Denizi'nde petrol sondaji
yapmak fiziki ve ekonomik açilardan riskli ve tehlikeliydi. Sondaj donammlannm, o güne kadar
hiç inilmemig su derinliklerine kadar inmesi ve ondan sonra da¯aynca su yatagmin dört mil daha
altma uzattlmast gerekiyordu. Sunuda eklemeliyiz ki, araç ve gereçler ve bizzat iççiler, bu yapi-
hrken ayrn zamanda çok korkunç ve tehlikelidenizle ve yeryüzündeki en kötü hava kopullany-
la mücadele etmek zorundayd1. Teknedeki süvari çogu zaman bu denizden yakmmly, feryat ve
figan içinde
"öfkelendigi

zaman Kuzey Denizi kadar kötülük yapan bagka bir gey olamaz" de-
migti. Hava kopullari sadece kötü olmakla ka1mlyor,ayni gün içinde üç dört kez degigiyordu; Bir-
kaç saat içinde birdenbire beklenmedik bir firtma ç1klyor, elli feet boyundaki dalgalar ve saatte
yetmig mil esen rüzgârlara sik sik rastlanlyordu. Petrolün pompalandigt kalici platformlarm ya-
p11masmda bunlar insan eliyle yapilmig gerçektenküçük birer endüstri kentiydi- bazi geyleri
-ki

dikkate almak mutlaka partti. Örneginplatformlar, çamur, kum ve balç1k üzerinde durabilecek
gekilde, kum dalgast derinligine dayanacak kapasitede ve ayrica
"100
yillik", doksan feét yük-
seklikteki dalgalara ve saatte 130 mil hizla esen rüzgârlarin higmma dayanacak saglamlikta inga
edilmeliydi.
Genelolarak ele alimrsa Kuzey Denizi projesinin geligtirilmesidünyadaki en büyük yatinm
projelerinden biridir ve büyük htzla artan enflasyon projeyi çok daha pahallya mal etmigtir. Bu
proje ayni zamanda çok ilginç bir teknolojikharikadit Projenin uygulanmaya sürülmesi de çok
gösterigli gekilde yapilmigtir. 18 Haziran 1975'teki törende vanayi ingiltere Devlet Bakanligi
enerjiden sorumlu Bakan Anthony Wedgwood Benn çevirmigtir.Tören Thames Nehri'nin ag-

627
zmda duran bir petrol tankerindeyapilmigtir. Kuzey Denizi'nden gelen ilk petrol Argyll ovasm-
dan klyidaki bir rafineriye akitilmigtir.Halka yaptigi cogkulu duyuruda Benn 18 Hazirantarihi-
nin o günden öte milli bir kutlama günü olacagtm söylemigtir.Ashrida, kendisi kigiselolarak kut-
lama törenindenhiç hoglanmamigt1.Benn igçiPartisi'nin sol kanadmm lideriydi ve millilegtirme-
ye tutkuyla bag11yd1.Kapitalizme, özellikle de petrol endüstrisi kapitalizmine doguytan karplydi
ve yapi olarakagm güpheci bir karakterdeydi. Tören için günlügüne yazdigt notlarda ao aci bu
törene uluslararasi kapitalistlerin ve ingilizMuhafazakârPartisi'nin zorlamasiyla, onlarin gözü
üzerinde oldugu halde katildigmi yazmigtir. Ayrica her zamanki güpheciliglyle vanay1 çevirdigi
"sözde

zaman petrolün klylya aktlglnl" da söylemigtir.


Benn, petrol girketlerineduydugu dostça olmayanduygulanni hayata geçirmek için gimdi
iyi bír çikig noktas1 bulmugtu. Artik Britanya'da, hükümetle petrolgirketleriarasmda geleneksel
olarak sürüp giden savasi yeniden pekigtirebilecek konumdayd1. Kuzéy Denizi rezervleri kamt-
lanmig ve riskler bir hayli giderilmigti.Bu durumda Britanya hükümeti de, diger birçok hükü-
met gibi kiralar üzerinde daha büyük bir hisse talep ediyor ve kendi
"yazgismi"
kendisi tayin et-
mek istiyordu. Belki de istedigi dogrudan dogruya millileptirme idi. Benn'in bagh olduguDevlet
Bakam Lord Balogh yakmarak göylediyordu: "Petrol girketleri,daha az vergi ödemek için, gere-
kirse milli simrlar üzerinden kolayca atlayabilecek karakterdedir. Yaban köpeginin takip ettigi
kanguru çit üzerinden nasil atlarsa, petrol girketleride milli smirlar üzerinden kolayca atlayabi-
lir." Bu çatigmalarmsonucunda petrol gelirlerine özel bir vergi kondu ve devlete bagli yeni bir
petrol girketi, ingilizMilliPetrol Sirketi (British National Oil Corporation) kuruldu. Qirket hükü-
metin petrole olan katilimmm simgesiydi, Kuzey Denizi üretiminin yüzde 51 hissesini satm al-
ma haklona sahipti ve milli petrol sirketi yapilmak için planlanmigt1. Ingiltere h ükümeti durma-
dan daha farla gelir ve Kuzey Denizi'nde daha çok kontrol elde etmesi için girketi sikigtinyordu.
Sonundabu baskidan sikilan pirketyöneticisi dayanamamig, pöyleferyat etmigti:"OPE C ülkele-
riyle ingiltere'nintutumu arasmda hiçbir fark görmüyorum."
Bu dügünce, bazi açilardan Ìngiltere'nin Bagbakam Harold Wilson'un kafasmda da aynen
mevcuttu. 1975 yazmda, Kuzey Denizi'nde ilk defa petrol ç1kmasinedeniyle yapilan kutlama-
larday birkaç hafta sonra Harold Wilson'u Downing Street 10 numarada, ikinci kattaki çahyma
odasmdapiposunu içerken görürüz. Wilson, görevini en uzun sürdürmüy bagbakanlardan biri-
dir. Aynca dünya yüzünde her parlamento ve kongre binasi duvanna kazilmaya lay1kbir sözüy-
le politika teorisine büyük katkida bulunmustur. Wilson pöyle demigti: "Politikada, bir hafta
uzun sayilan bir süredir." Wilson iktidara 1964 yllmda halka verdigt bir sözle gelmigti. Uzun yll-
lardan beri duraklama halinde olan ingiltere'yi devrimin beyaz ategi içine" getire-
"teknolojik

cekti. Ancak aradan bir on yll geçmig, teknolojibilgisayar ve roketlerle degil, petrol teknololisiy-
le gelmig, Ingiltere'nin en parlak ekonomik geleceginin buna bagli oldugu anlagilmigti.O belirle-
nen yaz gününde Wilson oturmug, ingiltere'nin hemen hiç say11anpetrol üretimini günde iki
buçuk milyon varile nasil çikaracagmi, böylece ülkenin ekonomik gelecegine nasil yararh olaca-
gmtve dünya petrol gücü dengesini nasil etkileyebilecegini dügünüyordu. Daha gimdiden bir
petrol ülkesi bagkant gibi dügünmeye baglamigti. Ford yönetiminin daha yüksek petrol fiyatlan
aleyhinekampanya yapt1gi bir sirada Wilson "Petrol flyatmin fazla dügürülmemesinde yararimiz
vardir. Amerika fiyatlan gerçekten dügürmek isterse burada onunla aym fikirde olan çok az in-
san bulacaktir" demigti.
Bütün bu igler inamlmaz glbi,geligkiligörünüyordu. Wilson, yirmi yll kadar önce Anthony
Eden'e alt olan bu odada; Eden'in Süveyg sorunu, Nasir, milliyetçilik sorunlanyla nasil bag ede
cegini dügündügü, ingiltere petrol stoklarma tehdiller yagdigi zamanki aym çaligma odasmda
aturmuy, bu konulan dügünüyordu. 1956 yilmda Kanal bölgesine baçansiz kalan bir askeri güç
göndermek zorunda kalmisti. Bu girigimAvrupa'nm Ortadogu'daki tarihirolünün sona ermesin-
de ve hiç kugkusuz Eden'in politik kariyerinin de bitmesinde çok etkili olmugtur. Wilson böyle

628
bir yazgisi olmastniistemlyordu. Aslinda, Wilson, belki de duysa Eden'i gokeedecek bir itirafta
bulunmugtu. Su Wilson'un hirsmi belirten bir itiraftir. Wilson, sempatik bir tavirla, dev bir pet-
rol gücü olma yolundaki ülkesinin lideri olarak, 1980.yilma gelinceye kadar OPEC'e bagkan ol-
may1ümit ettigini söylemigtir.

çatirti
1973 ylli flyat gokununsonuçlarmdan biri de oldukça garipsayilabilecek bir sonuçtu. Fiyat go-
kundan sonra yeni bir i; türü dogmaya baglamigtt: Petrol fiyatml tahminlemeigi. Böyle bir ige
1973'ten evvel gerçek bir gereksinim duyulmamigti. O zamanlar flyat degigmeleri dolar degil
sent bazmda ölçülürdü ve uzun yillar boyunca da flyatlar apagi yukan ayni düzeyde kalmigti.
1973'ten sonra ise "önceden tahmin etme" diye yeni bir iq yeyermeye bagladt Artik petrol fiyat
hareketi sadece enerii endüstrileri için degil, havayollarindan bankalara, tanm kooperatifierin-
den milli hükümetlere ve hatta uluslararast ekonomilere kadar her sektördeki tüketiciiçin flyat
saptamada lastas olmuytu. Sanki herkes bu önceden tahmin etme iginde çaliglyordu. Petrol gir-
ketleri bunu yaplyordu, hükümetler bunu yaplyordu, merkez bankalan hunu yaplyordu, ulusla-
rarasi teykilatlarbunu yaplyordu, komisyoncular ve bankalar.bunu yaplyordu. Gerçekten de bu
hakh olarak Cole Porter'm bir nakaratini hatirlatir: "Kuglarbu igi yapar, arilar yapar, egitim gör-
müç sinekler bile apar."
Bu kendine özgü
"önceden

tahminleme",diger bütün ekonomik tahminler gibi, bilim ol-


dugu kadar sanatti da. Tahminler; degerlendirmeler ve varsayimlar esas almarak yapihyordu. Ay-
nca, tahminlerdeetken olan bagka bir yeyde, tahmininyapildigi ortamdaki
"toplumdu."
Bu ba-
kimdan bu tahmin igine ayni zamanda psikolojia ve sosyololik, kipilerin etkisini yansitan, birey-
lerin ve gruplarm belirsizlik dolu bir dünyada mügterek huzuru bulmak için girigtikleribir atilim
da denebilir. Sonaç genelliklebir uzlagmayla, ya da uzlagma yolunda kuvvetli bir egilimle biter-
di. Bu arada uzlagmalarm her iki senede bir yapi degigtirdigini arumsatmaktada
yarar v.ardir.
1978 yllma kadar petrol tahmincilerive kararlanm bu tahminleregöre verenler arasmda
böyle bir uzlagma oldugu güphesizdir.Alaska, Meksika ve Kuzey Denizi 1980'ler bagma kadar
ve tüm bu yll boyunca dünya pazarlanna günde alti, yedi milyonvaril petrol saglamigsa da, yeni
saglanan bu kaynaklarm sadece yedekte tutulmasi,kaçmilmaz petrol yoklugu günlerini sürekli
ertelemesi beklenlyordu. Tahmincilerden çogunun kabul ettigi gibi gelecektekion yll sonunda
yeni bir petrol krizinin yaganmasi oÌastydl. Bu, büyük bir olasilikla 1980'lerin ikinci yansinda,
talebin mevcut potansiyelin tam smmnda oldugu bir zamanda yayanacakti. Genel kani, bunun
sonucunda bir
"enerji
boglugu", kithk olugacagt yönündeydi. Ekonomik terimlerleaçiklamak
ge-
rekirse, böyle bir dengesizligin sonucu 1970'lerin bagmdaki glbi yeni ve büyük bir fiyat artigt,
ikinci bir petrol goku olacakti Tahminler arasmda gerçi bazi farkhhklar vardt, ancak bunlarm
hepsi ana temalardaoybirliglyle ayni görügiçindeydiler. Dev petrol girketleri, CIA, batih hükü-
metler, uluslararasi kurumlar, segkin bagimsiz uzmanlar ve hatta OPECana temalardatam fikir
birligi içindeydi. Su durum kargisinda yalmzca tahmincilerikna olmuyor, politikalanm belirleyip
yatinmlanm yapmak ve hareket yolunu seçmek için bu tahminlere güvenen karar verici meka-
nizmalar da ikna oluyordu.
Genel olarak kabul gören bu görüg "Demir Yasa" denen bir yasamn varligmdan ileri gel-
migtir. Bunu biraz açmak için açiklama yapilabilir: Ekonomikbüyüme hizi ile eneril ve petrol
su
kullammmm büyüme hizi arasinda kaçintlmaz ve gok yakm bir fligki vard1. Ekonomi geneldeol-
dugu gibiyllda yüzde 3 veya 4 bir büyüme gösterse, petroleolan talep de mutlaka yllda 3 veya:
4 bir büyüme gösterirdi. Bu bagka gekildede agiklanabilir. Eneriive petrol tüketimininne olaca-
gmakarar veren esas faktör
"gelir"
idi. Nitekim 1976, 1977 ve 1978 ölçümleri de bu degerlen-
dirmenin dogru oldugunu kanitlar. Sanayi dünyasindaki ekonomik büyüme
yaganan derin kitlik

629
nedeniyle siçrama göstererek bu üç yll içinde ortalama yüzde 4,2 olmugtur. Petrole olan talep
de aym sürede, ortalama yüzde 4 hizla artmigttr. Bu kogullar altinda gelecekteki dünyanm port-
resi de dogal olarak o günkü güncel kogullann bir uzantisi oldu Büyümekte olan ekonomiler,
.büyümekte olan hacimde petrole gereksinim duyacakti. Geligmekteolan ülkelerdeki ekonomik
ilerleme talebiartiracakti, Koruma tedbirleriningelecekte yapacagi etkiler de dikkate ahmyordu.
Olaylar, 1973 ylhmn bir uzantisive tekran giblydi.
O güne kadar her zaman OPEC'in Uzun Vadeli Stratejisi'nin öncülügünü yapmig olan Ah-
med Zeki Yamanide fiyat istikrarmm gelenekselavukathgim yapmaktan vazgeçmeye, onun yeri-
ne fiyatta düzenli, küçük artiplar yapilmasim savunmaya baglamigt1.Kamsmca bu, koruma ted-
birlerini ve alternatif kaynaklart geligtirecekti.Bunun, artik herkesin ortak beklentisi haline geb
digirie, ylkici flyat zammmdan daha tercihe deger ve daha istikrarli olduguna inamyordu. 1978
Haziraninda Yamani pu säzleri söylemigtir: "Kendi yaptigimiz incelemelerden ve bugüne kadar
okudugum sözüne güvenilirne kadar kaynak varsa, hepsinden anladigima göre, daha erken ol-
masa da 1980'li ylllann ortalarmda bir petrol kithgl yaçanacak... Ne yaparsak yapalim, bu tarih
bir gün mutlaka gelecektir."
Yamani bu sözleri söylerkengerek petrol ithal.eden, gerekse petrol ihraç eden ülkelerde bu
kontida bilgili çevreleringenel görügünü ifade etmigtir. Washington dahil bazi çevreier, petrolün
gerçek flyatinin dügmekte oldugunu, talebinise arttigini gördüklerinden, gimdidenküçük flyat
zamlari yaparak ileride daha kötü durumlann önlenecegini dügünmeye baglamigtL Kitlik denen
.
çatirdama gelecek on yll iginde mutlaka gelecekti. Öteyandan egernen olan genel kanlya göre
güncel kogullar gelecekteçok büyük fiyat artiplan olmayacagLm gösteriyordu.Bu, ekonominin
degerlendirilmesi sonucu vanlm1§ bir kamydl. Politikaya gelince o apayn bir konuydu. Politika-
y1,ekonomik büyüme hiz1na ve talebinesnekligi faktörlerine göre olugmuymodellere uydurmak
hiçbir zaman kolay olmamtytir.Yine de politika asla göz ardi edilmemeliydi- Günün güncelpoli-
tikasida, hiç kimseye uzun vadeli stratejilüksü tammamakt1.
1977 yllmm son günü, Varpova'dan Yeni Delhi'ye gitmekte olan Bagkan Jimmy Carter, üç
ayn kitay1kapsayan uzun yolculugu strasindaTahran'a da inmigti. Bayan Carter'a yeni ylli nere-
de kutlamak istedigini sormug, o da Sahve egiylealti hafta önce, hapmetli çift Washington'a gel-
diginde çok hop vakit geçirdigini söyledigi için yllbagini onlarla geçirmek istemigti. Yilbagiiçin
Tahran't seçmelerinin kuçkusuz duygusal olmaktan Ote siyasinedenleri de vardi. Carter Sah'tan
çok etkilenmigti. Her geyden önce Sahliberalizme dogru ciddi adimlar atlyor, aynca insan hakla-
nndan da söz ediyordu. Bu iki adam gimdi birbirlerini çok daha iyi anltyorlard1.Carter'in bagkan
oldugu günlerde ise bu kargilikli anlagma henüz yoktu. SimdiCarter Iran'in stratelik rolünü ve
bu ülkenin liderini çok daha saglikli takdir edecek durumdaydi. iran Carter'a göre bölgede istik-
rarm korunmasi için part olan bir ülkeydi. Bölgede, Sovyetler'ingüç ve tutkularmindengelen-
mesinde ve radikal Ye Bati dügmam güçlerekargi koymada çok gerekli olan bir ögeydi. Dünya-
mn en büyük iki petrol ihracatçismdan biri ve bölgesel güç olarak Iran, dünyamn petrol potansi-
yelinin güvencesi için önemli ülkeydi.
Carter Sah'a,insan haklan konusundaki ilerlemesi ve petrol flyatlannda gösterdigt esneklik
için de minnet duyuyor ve bunu göstermek istiyordu. Aynca Bagkan Carter, Beyaz Saray'a yapti-
giziyarette Sahaleyhine düzenlenen gösterilerden,atilan göz yaçartia bombalardan da rahatsiz-
hk duyuyor, fran'dave Írandigtndaki iki ülke arasinda herhangi bir anlagmazhkoldugu izlenimi-
ni silmek istiyordu. Amerika'mn Íran'adestek verdigi gerçegini herkesin iyice bilmesinden ya-
naydi..Bu nedenlerden ötürü yllbagigecesi verilen akgam ziyafetinde, gerefekadeh kaldtrarak gu
tarihi konugmayi yapti: "Ìran,basmdakí büyük lider Sahsayesinde bugün, dünyanm en sorunlu
bir bölgesinde bir istikrar adasidir. Bu, majesteleri, size, sizin liderligtnize kargi halkimzm duydu-
gu engin saygt ve hayranliktan, sevgiden kaynaklanmaktadir." ÌçteBagkanve Sah1978 yllmm o
tarihi yllbagt gecesini böyle bir ortamda kutlamiglardi.

630
Ne var ki Carter'in gördügüve istikrar adasi dedigi yeriherkes aym gözle görmüyordu.
Carter'in Tahran ziyaretinden kisa bir süre sonra, iran'dafaaliyet gösteren bagimsiz Amerikan
petrol girketlerindenbir yetkili Tahran dönügünde girket direktörlerinden birine gunlan söyleye-
cekti: ¶ah'in bagi büyük dertte."

631
33
Ïkinci ok: Büyük Panik

JimmyCarter tran'danayn1diktan bir hafta sonra, Tahran'da ç1kanbir gazetede, o stralarIrak'ta


-sürgünde olan ruhani lider SiiAyetullah Ruhullah Humeyni hakkinda çok acimasiz, saldir1dene-
bilecek bir yaz1 çikti. Görünügte yazan belirtilmemig olan bu makale
Sah
rejiminin resmi bir me-
muru tarafindankateme almmigti. Belki de bunda Carter'in ziyareti etken olmug, Sah'aduyulan
güveni biraz artirmigti. O siralar Humeyni'nin Sahhükümetine yönelttigi ve kasetlerle tüm
Iran'a yaydlgl saldirilar halkta Humeyni'ye duyulan öfkeyi artird1gliçin makale kisa zamanda et-
kisini göstermigti.
Iran'mhanedan ailesiyle nüfuzlu Siiislamcamiasi arasmdaki dügmanlik çok gerilere, Riza
Sah'in1920, 1930'lar boyu ruhani Siilerüzerinde güç kazanma mücadelesine kadar gider. Bu
mücadele laik güçlerle dinsel güçler arasmda sonralan olugançok daha büyük mücadeleninsa-
dece bir parçasidir. Ancak 7 Ocak 1978'de yayimlananmakale mücadelede yepyeni bir sahne-
nin kurulmasi için ilk igaretivermig, tetigi çekmigtír.

Düg K1riklig1ve Mtihalefet


1970'li yillann ortalannda, Iran'mpetrolden ülkeye akan büyük servetiiyi kullanamadigt artik
apaçik ortadaydl. Pahaliya mal olan modernizasyon ugruna çilginca savrulan veya çürümeye
terk edilme yüzünden uçup giden dolarlar ekonomikkarmagay1körüklüyor Ye tüm ülke düze-
yinde sosyal ve siyasi gerilimi artinyordu. Köylerde yagayan nüfus, zaten agin kalabaltkla dolup
tapankasaba ve kentlere akm edlyor, tarim üretimi dügüyor, digardan ithal edilen yiyecek mad-
desi ise giderek artlyordu. Enflasyon tam anlamlyla baç1malmig gidiyor, zaten var olan hognut-
suzlugu kaçmilmaz olarak ategllyordu. Tahran'da yagayan orta direk bir yönetici veya memur,
maagmin yüzde 70'ini kireya ödemek zorundaydi. Iran'm altyapisi omuzlarma aniden yüklenen
basklyla bag edecek durumda degildi. lyice eskimig demiryolu sistemi büyük sikmti yaratlyor,
Tahran sokaklarmda tam bir tratik karmaçasi yagamyordu. Elektrik gebekesiise talebi kargila-
maktan uzakti ve ayrica sik sik da anzalamyordu. Tahran'm bazi bölgelerinde ve diger kentlerde
düzenli olarak elektrik kismtisi uygulamyor,bu bazen günde üç, dört saat devam edlyor ve do-
galolarak gerek sanayi üretimini gerekse yerli halkm yaçammi olumsuz etkileyerek kizgmlik ve
hognutsuzlugu büsbütün körüklüyordu.
Her kesimden Iranh'mn§ah rejimine
ve modernlegmeiçin yapilan kör koguya gösterdigi
sabir artik tükenme noktasma gelmigtL Iranhalki, bu meydan kavgasinda tutacakbir destek bul-
mak ve inanmak ihtiyactyla geleneksel Ìslam'mve hirsli tutucularmçagnlarm1daha dikkatli din-
lemeye, bunlara baglanmaya baglad1.Bu akimm temsilcisiAyetullah Humeyni'dir. Bu kipinin di-
ni inancma olan sarsilmazllgt ve boyun egmeyen direncí, muhaliflerin Sahve rejimine yönelttigi
kargi koymada onu mücadelenin simgesi yapmlytir. Humeyni dindar ögretmenlerden olugmuy
bir ailenin çocugudur.Babasi oglunun dogumundan birkaç ay sonra bazi kipilerin ifadesine göre

632
hac görevini yapmayagiderkenbir devlet memuru tarafmdanõldürülmügtü. Annesi ise o henüz
küçük bir çocukken ölmügtü. Humeyni, bu ölümlerden sonra kendisini dinsel çaligmalaraverdi
ve 1930 ve 1940'h yillardaislamfelsefesi ve yasasmda tanmmigbir vaiz oldu. Dinsel grubun si-
.
kl kontrolü altmda Islamibir Cumhuriyetfikrini halk arasmda yayma çabastndaydi.
Humeyni uzun yillardan beri Pehlevi rejimine yozlagmig,yasadig1bir rejim gözüyle bak-
migt1.Ancak altmiç yagmagelinceyekadar siyasi hiçbir aktif eyleme kat11mamigtir.Atmig yagm-
dayken Humeyni'yi Sah'mreform programt "Beyaz Devrim"in en önde gelen muhalifiolarak
görürüz. 1962 yllinda yerel toplantilannsadece Müslüman erkeklere özgü olrnamasi, kadmlarm
da dahil edilmesi yolunda bir öneri yapildiginda Humeyni bu öneriye giddetle kargi çikt1. Aynca,
"Beyaz Devrim" gereginceiran hükümeti büyük arazileri yeni bir dagLtlma tâbi tutup bu arada
Qiller'e ait dev holdingleri de dagitmaya kalkmca, Humeyni buna en boyun egmez muhalif ola-
rak itiraz etti ve bu yüzden birkaç kez hapse girip ç1kti.Sonunda frak'a sürgüne gönderildi.
Sah'aduydugu netret ancak BirlegikDevletler'e duydugu neffetle klyaslanabilic Humeyni Birle-
gik Devletler'e Pehlevi rejiminin en temel destekçisi gözüyle bakmigtir. frak'ta sürgündeyken
ürettigi lanetleme edebiyati kan ve intikamla doludur. Olaganüstü yogunlukta, dizginlenmemig
bir öfkenin peqinde sürüklenmig gibiydive halkta giderek büyümekte olan hognutsuzlukta pah-
sen bir odak noktasi olmustu. Daha illmh olan öteki ayetullahlann sesi, sürgün ve dayantlmaz
kogullar altinda yagayan Humeyni'nin kargisinda etkisiz kahyordu.
Eu ara diger bir kaynaktan daha bagka boyutta yeni bir muhalefet daha yükseldi. Demokra-
tik seçimde JimmyCarter'm kazanmasi ve 1976'da Bagkanoluguyla BirlegikDevletler dig politi-
kasmda insan haklan ön plana çikti ve gündemde ilk sirayi aldi. Sah'minsan haklanna verdigi
deger ise kay1tlara görelyi degildi. Iran'da insan haklarma verilen deger ÜçüncüDünya ülkeleri-
nin bir kismmdan daha iyi olmasma karym yine de yeterince kötüydü. Sah'mbag muhalifi ve
1976'da tran'da insan haklan kopullanm tahkikle görevli Uluslararasi Jüri Komisyonu'nun bir
üyesi tahkikatsonunda Sah'm
"hainler
listesinde epeyce apagilarda" oldugunu söylemigti. Ayn1
kigi Sah'mbu listede A grubuna bile girmedigi sonucuna varmigtt. Buna kar m frangizlipolis ör-
gütü Savak acimasiz, aceleci ve aç1kça içkence yapan bir örgüttü. Su davramplardan hiçbiri,
äzellikle de Sahendüstri dünyasmm havasma göre nutuklar çekmekte oldugu bir strada, dünya-
da süper güçolma tutkusunun peginde kogan Iran'mBüyük Uygarhk imajiyla bagdagmlyordu,
Íran'dainsan haklari konusundaki ihlaller somut olarak dünyanm ilgisini çekmeye baglamigtt.
Bu haberlerin basmda ön plana çikip geligmekte olan öteki ülkelerdeki sufistimal haberlerinden
daha çok yayimlanmasi Iran'm aleyhine olmuytur.Iraniçinde ve digmda, Sah rejimine duyu-
ve
lan ve giderek artan dügmanligi da büsbütün ateglemigtir.Sahbizzat BirlegikDevletler'den insan
haklarma daha çok egilmesi için yapilan yogun baskiyl hissetmig ve eleptiriler fazlalagtigihalde,
biraz da istihzayla siyasi liberalizasyon yolunda devam karari almigtt.

"Her 40 Günde Bir"


1977 ylli sonunda, oglunun esrarengiz kogullar altmda öldürülmesinden sonra, Humeyni'nin
konugmalan daha giddetlive ateglioldu. CinayetiSavak'm yaptigma inamlmigt1. Daha sonra, 7
Ocak 1978'de gazetede bir köge yazist yayimlandi. Bu yazi Humeyni'yi küçük düçüren, dini
inançlanm kugkuyla kargilayan, franuyrukluolugunu eleçtiren ve onu çegitliahlak digt davramy-
larla suçlayan görüglerle doluydu. Bu arada genç bir adamken müstehcen agkgiirleriyazmig ol-
makla da suçlamyordu. Gazetedeyapilan bu saldirilar, Humeyni'nin ruhsal evi sayllan kutsal
Kum kentindeki isyanc11ari harekete geçirdi. Isyambastirmak için güvenlikgüçlerinebagvurul-
mug, bu ayaklanmada birçok gästerici öldürülmügtü. Kum kentindeki huzursuzluk Müslüman
dini líderlerle hükümet arasmda yeni bir çatigmayiateglemig ve zamanla çok giddetli bir hal al-
mi tir. Islam'm Siikolu bu olaylar üzerine kirk günlük bir yas dönemi ilan etti. Plan geregince

633
Kum faciasmdan kirk gün sonra, yas dönemi bitiminde yinegösterileryap11di,yine birçok kigi öl-
dürüldü ve yeniden yas ilan edildi.Ve yine, izleyen kirk günsonunda aynigey devam ederek ye-
niden gösterive ölümler geldi ve bu olaylar böylece sürüp gitti. Sonu gelmeyen bu protesto gös-
"her

terilerinde liderlik yapaniardan biri, sonradan bu olaylan kirk günde bir" diyerek tanimla-
migtir.Isyanlarve eylemler tüm ülke düzeyine yayllarak, giderek dramatik çatigmalaradönüg-
müg, çatigmalardaher defa daha ve daha çok insan öldürülmügtür.
Polis ve ordu rejiril dügmanlarina hücum ettikçe, bu saldmlargiderekters tepki yapacak,
Sah'akarç1 olanlann sayism1artiracakti.Siiler'in dinsel örgütüne mensup yandaglarma yapilan
yardimlarin kesilmesiyle dinsel grup büsbütün öfkeye kapilacakti. Artik açik olarak yapilan mu-
halefet günlük yagamm aynlmaz parçasiolmugtu, Yinede 1978'in ilk yansi boyunca, bu konu-
nun önemi göz ardi edildi. Sah'iningilizelçisine söyledigi gibi, durumun kritik oldugu bir ger-
çekti, ancak buna kargin yine de Sahbaglattigi liberall2asyon hareketini sürdürmekte kararl1ydt.
Sahen amansizve en güçlüdügmanlarinm, kitlelerin beynine nüfuz etmig mollalar oldugukam-
sindaydi. "Mollalarla anlagmak mümkün degildir. Iki tarafbirbirine açikça dügmandir ve taraflar-
dan biri mutlaka yenilmeye mahkûmdur" diyordu. Aynca Sahyenilecek tarafmkendisi olmaya-
cagindan emindi ve bunu açikça beyan ediyordu.
ABD hükümetinde de hiç kimse Sah'mkaybedebilecegine ihtimal vermiyordu. Hatta bu
asla akla gelmiyordu.Ne de.olsa, Ìran'mgüçlü hükümdart otuz yedi y1ldirtahtmda oturmaktay-
di. Bütün dünyada tanmlyor,saygi görüyordu. Ülkesini modernleptiriyordu. Irandünyanin bü-
yük iki petrol gücündenbiri idi ve birkaç ylldan beri de büyük servete sahipti. Bu çok kritik böl-
gede Sahönemli bir müttefik, "Büyük Dayanak"tt ve yerel polis görevindeydi. Onun alaçagt
edilmesi nasil dügünülebilirdi?
Amerika'mn Iranistihbarab k1sitliydi.BirlegikDevletler'in Sah'abagimhligi arttikça,Sah'm
digladig1 muhalefet çevresindeneler olup bittigini anlamasi glderek zorlaglyordu. Washington'da
Írankonusunda gerekli analitik bilgiye sahip kigi sayisi hayret edilecek kadar azdi. Üst düzey
"tüketicisi"

Amerikah milli güvenlik görevlilerine o günlerdeistihbarat denirdi. Anlagildigmagö-


analiz geregini duy-
"tüketicileri"

re bu istihbarat o günlerde Sah rejiminin istikrar durumunu


mam1çti. Duyduklan zamansa i; içten geçmigti.Bunun nedeni bir olasihklagereksizgördlikle-
rinden ya da bulacaklan sonucun kabul edilebilir olmamasmdan korkmalanndan ileri gelmigtir.
Íleride,duruma kizan zamanm istihbarat uzmanlarmdan biri "Ìrankonusunda istihbarat topla-
mama çok yanhp bir davranigti" demigti,
Amerikan Ístihbarati1978 yill boyunca fran konusunda Milli istihbarat tahmin raporlari
toplamayaçallymigsada bunu bir türlü gerçekleptirememigtir. Gündelikraporlar bol miktarda
geliyor ancak hognut olmayan kesimin ve muhalefetinnasil tepki gösterip rolünün ne olacagtbir
türlü degerlendirilemiyordu. Agustos ortalarmda Digigleri'nin Morning Summary yayim fran'da
Sahotoritesinin giderek zay1fladigimve iran'msosyal yapismm sarsilmakta oldugunu yazmigt1.
Buna karym daha ileri bir tarihte, 28 Eylül 1978'de savunmayla ilgli istihbarat örgütiinün tah-
on yll daha aktif olarak iktidarda kalmasmm beklendigi" görügü-
"gelecek
min raporunda Sah'in
ne yer verilmigti. Sir olasilikla bu tahmin ah'm geçmigtedaha bagka krizlerle kargilagtigt ve
bunlarm üstesinden geldigi gerçegine dayandinlmigti.
Ancak, tam bu siralarSah'akargi olan güçlerinbüsbütün kizigtigim, bunlardan bazilannm
çok dehget verici oldugunu gösterenigaretler ortada görünmeyebaglamigti. 1978 Agustosu'nda,
kabul eden bagnazlarca
"haram"
iki hafta içinde ülkede yanm düzine sinema binasi, sinemay1
atege verilmigti. Agustos ortalannda rafineri begigi say11an Abadan'da bír grup bagnaz, sinema bi-
nasini dolduran beg yüz kadar insanin üzerine bina kapilanm kilitleyip, sinemaya gldenlerituza-
ga dügürmüg ve binay1yakip kül etmigti. Kesin olarak kanitlanmamigsa da, bunu dinsel gruba
yaptigt biliniyordu. Eylül aymm ilk günlerinde, kanh gösteriler bu defa
"fanatiklerin"

mensup
bizzat Tahran içinde düzenlenmeye baglandt. Íçte bu tam bir dönü noktasi olmugtur, O nokta-

634
dan itibaren Sahhükümeti etkili bir otorite olarak çökmeyebaglamlçttr.Buna karym Sahliberali-
zasyon girigimini daha-da etkin olarak sürdürmüg ve l979 Haziram'nda Serbest seçime gidilece-
ginisöylemigtir.
Hükümdara yakm olan çevrelerSah'tabazi degigmeler fark edip bir geylerin yanliggittigini
sezmiglerdi. Sir süredir uzak ve içine kapamk görünüyordu.Yillardan beri saglik sorunlan oldu-
gu söylentileri duyulmuçtu. Acaba kanser miydi? Yoksa çaresizbir damar hastaligt mi vardi? l6
Eylültarihinde ingiliz E1çisiSah'1tekrar ziyaret etti. Bu ziyarete ajt izlenimini sonradan pöyle
anlatmigtir: "Görünügündeki ve davrampmdaki degigiklik beni üzmügtü. Süzülmüçgörünüyor-
du; yüzü sararmigtive yavag hareket edlyordu. Sanki tükenmigve neyesiniyitirmigti." 1;in ger-
çegi Sahkansere yakalanmigti ve hastahgl kanserin ölümcül bir türü olan lösemi idi. Eu tamyl
ilk kez 1974'te Fransiz doktorlar koymugtu. Hastaligm ciddlyeti birkaç yll Sah'tan ve eginden
gizli tutulmuytur.Ashnda kendisi de tedavisininson derece gizlisürdürülmesinde Israr etmigti.
Sonrakigünlerde Washington'daki bazi kipiler Fransizhükümetinin bazi geylerbildiginden güp-
helenmig olabilir.Ancak ingllizhükümeti ve Amerikalilar bunu bilmiyordu. Sah'mhastahgtndan
ve hastahgtn vahametinden haberleri olsaydi, birçok konudaki hesaplanni bambagka yönlerde
sürdürecekleri güphe götürmezdi. Zamanilerledikçe Sahhastaligmdan daha fazla etkilenmeye
ve sonuçlarmdari korkmaya baglad1.Kararsizhgi, garip bir gekilde çevredenkaçmasi, hatta kir-
ginlik ve kaderciligl, pençesi altmda kivrandigt hastahgtnm sonucuydu.

"Su lçindekiKar Gibi"


Ülkesindeki
siyasi durumun kötülegmesiyle ah ne yapacagim bilmez duruma gelmigti Sonun-
da glderek büyümekte olan isyan hareketlerine kargi Sava; açma fikrineyanagmad1. "Dünyaka-
muoyu" olan bitenleri çok yakindan izliyordu ve ayrica bu insanlar onun kendi halkiydi. Ancak
boyun da egmeyecekti. Birlegik Devletler'den gelen birbiriyle çeligkiliögütler kafastni lyice ka-
rigtirmigtL Herkesin kendisine ihanet ettigi fikrindeydi. Birçok defa kargitlan ile iletigim kuran
lngiliz Istihbarat Orgütü ve CIA'mnkendisine kargi casusluk yaptigmt ifade etmig,ancak buna
anlagiltr sebep gösterememigti.
Haftalar geçtikçe, petrol teknisyenleriningrevi de dahil ülkede grevler artmaya bagladt
1978 Ekim bagmda iran'mzorlamasi ile Ayetullah Humeyni Irak'tan kovuldu. Bagdat'taki Baas
rejimi kendi Sii nüfusuyla ugragmak zorundaydt. Kuveyt'e de kabul edilmeyen Humeyni Fran-
sa'ya giderek Paris'in bir banliyösüne müritleriyle birlikte yerlepti. Iran hükümeti Humeyni'nin
Paris'e yerlegmesiyle artik onun gözlerdenuzak, kafalardan Irak olacagini dügünmügse de bun-
da yamlmigti. Fransa hükümeti Humeyni'ye
.¶ah'in

Tahran'da kurdugu uluslararasi direkt tele-


fon servisinin bir egini vermigti ki bu onun ve yandaylannm dünyayla lletigimini fazlaslylakolay-
lagtirmigt1r.Bati dünyasi hakkmda hemen hiçbir geybilmeyen ve bu dünyay1 o denli küçümse-
mig olan bu ihtiyar, bu ölke saçan bagnaz vaiz ne gariptir ki kapismda bekleyen medyamn önün-
de kendisini tam bir propaganda ustasi olarak kanitlamigttr.
Eu ara Sahliberalizasyon programina devam etmekteydi. Akademik özgürfük, basm özgür-
lügü, toplantiserbestisi gibi konularda ilerleme kaydedilmesine kargin bu tür Bati yánhst haklar
Ìranhalkm1 pek ilgilendirmlyordu. Halk artik hükümdara ve hanedanma kargi ayaklanmig oldu-
gundantüm modernlegme operasyonu onun için anlam tagimlyordu.Ekim ayi sonunda, Sahbu
ilgisizlige kargi sadece gunu söyleyebilmigti:"Her gün su içindeki kar gibi biraz daha eriyoruz."
Grevler ekonomiyi ve hükümeti hareket edemez hale getirmig, ögrenciler kontrolden ç1kmig,
gösterilerve isyanlar bagmi alip gitmigti.
Iran petrol endüstrisi tam bir kaos içindeydi. Temel üretim topraklan "Arazi" olarak amli-
yordu. Güneydoguda kurulmuy olan bu alanda 1908 yllmda Anglo-Pers Sirketi'nin ilk kegfi yap-
tigi yer Mescidi Süleyman da vardi. Simdi, bundan yetmig yll sonra "Arazideki" operasyonlar

635
Musaddik'in Sah'ingeri gelmesinden sonra 1954'te kurulan konsorsiyumun uzantisi
dügmesi,
iran Petrol Osco'nun
Sirketi eline geçmigti.Iran'da sürgün hayati yaçayan, çogu üye girketler-
den gelmis petrolcülerle doldurulmuy bu girketin merkezi Abadan'in yaklagik seksen
"mil"
ku-
zeyindeki Ahvaz kentlydi. Ekimaymda "Arazide"çahgan franliiççilerden grevde olanlarm bazi-
si Osco'nun merkez binasom bulundugu Ahvaz'a geldi. Kimsede onlan geri çevirmek isteme-
migti.Kasim ayt geldiginde bunlardan yüz kadan koridorlarda yatip kalkmaya bagladl. Bu hare-
ket bir taktikgeregiyapillyordu ve amag Osco ve Milli franPetrol Sirketi üzerindeki baskiyl ar-
ttrmakti. Bat1hpetrolcülerse, iççilerin yoluna çikmamaya özen göstererek iglerini sürdürüyordu.
Bu arada, digandaki avluda düzenli olarak dua törenleriyapihyordu. Önceleribu toplantilaraka-
tilanlarmsayisi yanm düzineyi geçmezken, sonradan sayl kabararak birkaç yüz kigiyi buldu. Du-
rumu pencereden seyreden petrolcüler buna tanik olmuytu.
Grevlerin sonuçlan derhal hissedilmigti. Iran,Suudi Arabistari'dan sonra en büyük ikinci
petrol ihraç eden ülkeydi. Iran'da bir günde üretilen 5,5 milyon varili ayan petrolün 4,5 milyo-
nu ihraç ediliyordu. Geri kalam da içte tüketiliyordu.Kasim bagmda ise ihracat günde bir mil-
yon varilden daha apagi dügmüg, bu yüzden otuz adet tanker Harg Adasi'ndaki-yükleme tesisle-
rinde petrol íçin kuyruga girmigti.Petrol uluslararasi pazarda talebindorukta oldugu o günlerde
mevcut degildi. Petrol girketleripazara egemen genel yumusama sonunda envanterlerinin düg-
mesine razi olmugtu. Acaba dünya pazannda bir kitlik mi yaçanacaktt? Suda unutulmamahdir
ki, Íran'mkendi istikran petrol gelirlerine bagllydi; petrol gelirleri ülkenin bütün ekonomisinin
temeliydi.Milli Iran Petrol Sirketi'nin bagi güneye, "Araziye" giderek grev yapan iççilerle diya-
log kurma girigiminde bulunduysa da yamlmigtl. Oraya ayak bastiginda kizgtnliktan köpüren
grevciler kendisini linç etmek istedi. Petrol girketi
temsilcisiderhal görügmefikrini bir yana bira-
karak gerisingeri bölgeden kaçt1. Görünüg, grevisonuçlandirma çaresiolmadigimgöstermigti.
Giderek büyümekte olan karmagayi durdurmak için bu defa Saho güne kadar hiç isteme-
digi çok kritik bir yönteme bagvurarak kabineyi degigtirdi ve askeri bir hükümet kurdu. Bu onan
son ganslyd1.Ne var ki kabinenin baçma zay1fbir generalatarnigt1.Bu generalgörevebaglar bag-
lamaz kalp krizi geçirdi ve hiçbir zaman otorite saglayamad1.Yeni hükümet geçici de olsa, en
azindan petrol endüstrisine biraz düzen getirmigve üretime yeniden hareket getirmigti.Asker-
ler de Osco'nun Ahvaz'daki merkezine gidip orada, biraz huzursuzca da olsa, koridorlarda ylgth
grevciiççilerle beraber yagamaya baglamiglardi.
Olaylar sona dogru tirmandikçaÍran'men önemli mütteliki BirlegikDevletler'in politikasi
glderek karigmaya ve düzensizlige yöneldi. 1978 ylhmn çogu aylarmda Carter yönetiminin üst
düzey yetkilileri diger çok yagamsal ve zorlay1ctgeligmelerlemeggul olmug, fran'layalandan ilgl-
lenmemiglerdi. Bu önemli geligmeler Misir ve Ísrail'leyapilan Camp David barig anlagmalar1,
Sovyetler'lestratejik silah uzlagmalan, Çinile iligkilerinnormale dönügtürülmesi idi. Amerikan
politikasi fran'in güvenilír bir müttefik oldugu ve bölgede büyük destek sagladigt varsayimma
dayandinlmigt1. Sah'aduyduklan sayg1ve onu kizdirmamak kaygtslyla Amerikah bürokratlar o
güne kadar Sahrejiminin çegitli kargitlarmdan uzak durmayi yeglemigti. Bunun anlami ise açik-
tir: Bu uzakhk yüzünden Amerika giderekbüyümekte olan muhalefetle iletigimden yoksun kal-
migtl. O kadar ki Ayetullah'in kasetleriyle dünyaya duyurdugu Ve artik meghur olmuy sözlerin-
den Washington'un haheri bile olmamigt1. Washington'daki bazi çevreler Iran'da yaganan hu-
zursuzlugun ciddi olmadigt, Sovyetler'cedüzenlenmig gizli bir plan oldugunda israr etmigti. Se-
bep ne olursa olsun sorulan soru aymydi Duruma kargi BirlepikDevletler hükümeti ne yapabi-
lírdi? Amerikall bürokratlarm çok azi ulus düzeyinde sürdürülen grev hareketlerine ve dinsel
inançlanna çok bagli askerlere Iranhükümetinin dayanabilecegine inanmigtl. Nitekim 1978'in
son birkaç ayi Washingtonpolitikastnakargi çetin bürokratik savaglarla geçmigti. Sah'ipohpobla-
mayi sürdürmelimi, yoksa yerine geçecek yeni rejime dostga davranma garantisi mi vermeliydi-
ler? Sah'mdügmesi halinde yerine geçeceklerefazla dügmanca davranmadan Sah'1 destekleme-

636
ye nasil devam edeceklerdi? Sahdügmedigi, politik yagammi sürdürdügü takdirde, eger ondan
kopmalari gerekiyorsabu kopmay1 Sah'idiglamadan nasil yapacaklardi? Washington'un karar-
sizligi ve pagkmhgtsonunda iran'a birbiriyle çeligkili.birçok mesaj gönderildi.Sahsiki durmally-
di; Sahtahtini birakmallydi; askeri güç kullan11mahyd1; insan haklan kabul edilmeliydi; askerler
darbe yapmallydt; askerler ige karigmamahydi; yeni bir krallik kurulmallydt v.s. Eski bir devlet
memurunun sonradan animsadl l gibi "Birlegik Devletler hiçbir zaman açik, kesin bir mesaj
göndermemigti. Nasil hareket edilecegi konusunda bir alternatiften öbürüne gidipgelme ve hiç-
bir zaman karara varmama yerine, yazi tura atip bir politikadakarar kilsaydik çok daha lyi olur-
du" demiçtir. Amerika'dan gelen sesin akortsuziugu hiç kugku yok Sahve çevresindekibürok-
ratlarm aklim karigtirmig, hesaplanm boga çikarmig ve iradelerini büyük oranda zayiflatmigttr.
unu da söylemek gerekirki, Washington'da Sah'm ne kadar hasta oldugunu bilen tek bir kigi
yoktu.
Amerika'ya çok çabuk yeni bir konum kazandirma çabalan, Sah'inAmerika'da ve bagka
yerlerde nefret ve elegtiri hedefi haline gelmesiyüzünden bir türfü sonuca ulagmiyor,bu da öte-
den beri bilinen sonucu doguruyor, ABD politikasinm moral yönden eleptirilmesine neden olu-
yordu. Aynca bu çabalar Ayetullah Humeyni ve amaçlanm romantik ve gerçekgi olmayan bir
konumda göstermigtir. New York Times'da yazan ünlü bir profesör Humeyni'nin hoggörüsün-
"yakm
den, danigmanlanndan olugan maiyetinin ihmli, flerici bireylerden meydana geldigin-
den" söz etmig, "Humeyni'nin bir ÜçüncüDünya ülkesi için nasil giddetle özlenen insancil bir
idare saglayacagmt" yazmtyt1. Humeyni'yiövmede BirlegmigMilletler'deki Amerikan Elçisi And-
rew Young daha da ileri gitmig,Humeyni'nin sonunda
"bir
aziz" olarak selamlanacagmi söyle-
migtir. Bu durum BagkanCarter'i tedirgin edecek, derhal agiklama yapip "BirlegikDevletler'in
azizlik mertebesineyükseltme görevlisi olmadigtm" söylemesine neden olacakti.
Her kafadan bir ses çikmasive bu seslerin uyumsuzlugu, 1960'h yillardan beri Ottadogu
krizinin içinde olan üst düzey bir bürokrata "olaganüstü"
bir gerçegisöyletti. Bu kigi irankonu-
Sunda üst düzeyde yapilan
"ilk
sistemli toplantinm"çok geç, "Kasim" aymm ilk günlerinden bir-
kaç gün evvel, o da çok geç saatte yapildigmisöylemigti. 9 Kasim tarihinde Tahran'daki Ameri-
kan ElçisiWilliam Sullivansonunda hiç de hop olmayan gerçekleri "Hiç Dügünülmeyenin Dügü-
nülmesi" bagligi altinda dramatik bir mesaila Washington'a sundu. Mesajmda belki de Sah'm
tahtim koruyamayaC3 lna, bu nedenle BirlegikDevletler'in bazi alternatifler dügünmesi gerekti-

gine degindi. Ancak bürokratik çatigmalann t1rmandigtWashington'da bu mesaja anlamli bir ya-
mt verilmedi. SadeceCarter DigigleriBakani'na, Milli Güvenlik Damgmam'na, SavunmaBaka-
ni'na, Ístihbarat Örgütü'nekendi el yazisiyla yaztlmig notlar göndererek Iraniçinde olup biten-
lerden kendisine o güne kadar neden bilgi verilmedigini sordu. Eu ara Sullivan bir sonuca var-
mig, BirlegikDevletler'in Iran'dakidurumla
"hiçbir
politikasi olmaksizin" yüzyüze geldigi kani-
smi ifade etmigtir.

"Kan Seli"
Siiler'de
1978 Aralik ayi tam bir yas tutma, yürüyüg ve dõvünme ayi olmuytu. Bu, imam Hüse-
yin'ingehit edildigt gün olan apure bayrammda doruk noktasma ulagmig ve megruiyettenyok-
sun bir zorba hükümdara gösterilen bagtglanmaz direncin sembolü olmuytu. Humeyní halka o
aym bir intikam ve kan seli ayi olacagtm vaat etmigti. Sehitsayismi yeterli bulmadigindan daha
çok gehltverilmesini istiyordu. Beyanatmda "Birakm be; bin, on bin, yirmi bin kigi öldürsünler.
Biz onlara kamn silahtan daha güç]ü oldugunu kanitlayacagiz" diyordu. Tüm ülke düzeyinde
bazisi insanm kanini donduran büyük gösteri yürüyügleri yapihyordu. Sanki her kesimdeki
mu-
halefet tek vücut halinde birlegmi§ti. Ordu ise çözülmekteydi. Artik
Sah'ayapacak bir geykal-
mami görünüyordu. Çevresindekilere özel olarak "Bir diktatör ancak kendi halkimn kanim dö-

637
kerek iktidarda kalabilir, bir Kral ise bu gekildedavranamaz" demigtir. Ancak ne yapilabilirdi?
Aynca tüm dertlerine ve küçük dügürülmesine ilaveten, bir de telefon mesaji almigti. Telefon
eden Washington'dan SenatörEdward Kennedy idi. Kendisíni Amerika'mn bagta gelen liberalle-
rinden ve insan haklari savunucularmdan Edward Kennedy ile konugmaya hazirlayarak ahizeyi
eline aldiginda, yazik ki bir sesin birçok kez tekrarlayarakgunu söyledigini igitecekti: "Muham-
med tahttan çekil, Muhammed tahttan çekil."
Petrol ServisiSirketi'nden bir grup, yavagtan da olsa, "Arazide" ya§ayan digandan gelme bir
milyon iki yüz bin petrolcüve ailelerinin iran'iterk etmesi için gereken plani yapmtyti.Su arada
haritalar toplanmig,havalimanlarmm kapah olmasihalinde -uçaklarm inecegi yerler igaretlenmig,
ancak bu girigimfazla ciddiye almmamigti. Bir gün ögleden sonra Osco'nun genelmüdürü olan
George Link,yemekten sonra görevyerine gitmek üzere arabasma bindiginde, gofõrgörevyerine
gelip, kaplyi açmak için arabayi durdurdugu zaman, yolun kenarinda tuzak kurmu§ bir saldirgan
aniden yerinden f1rlayarakarabamn içine bir gey firlatti. George Link, refleks bir hareketle araba-
mn kapisini açtp kendini digan atti. Bundan birkaç dakika sonra da patlama olup araba havaya uç-
üstlendig. boçaltma plam ciddlyetle ele almmigt1.
tu. Bu olayüzerine grubun
Grevler "Arazide" bir kez daha yaganmaya baglamig,Iran petrol üretimi yeniden hizla düg-
mügtü. Tansiyonçok yüksekti. Osco'nun operasyondansorumlu genel müdür yardimcist Texa-
co'dan geçici olarak getirtilmi;Paul Grimm admda biriydi. Bulundugu konum geregi iççilerle
dogrudan kargilagma durumundaydi. Sözünü esirgememekle taninan koca Grimm korku yü-
zünden greve katilan digardan gelme mavi yakall petrolcüleriaç1kaçtk uyararak grevlerekatil-
mamalarmi, ige dönmemeleri halinde igten atilacaklarmi söyledi. Ne var ki gästeri yürüyügüne
engel olarak dikkati çekip öldürülecekler listesine almacakt1.Arallk ortalarinda bir gün, arabasty-
la evden ige giderken, kendisini izlemekte olan bagka bir arabadan ate; edilecek ve Grimm he-
men o anda, kafasinm arkasma isabet eden bir kurgunla yagamim yitirecekti. Bu olay yabana
petrolcülerinbölgeyi terk etme plammçabuklaçttrmt;tir.
Aralik aymin 25'inci gününe gelindiginde tranpetrolihracati türnüyle durduruldu. Eu olay
dünya petrol pazarmdason derece önemll bir etki yapti. Avrupa'da spot flyatlar resmi flyatlarm
yüzde 10, yüzde 20 üzerine çikti. Petrol üretiminde uygulanan kesintiler de aynca Íran'tyerli
petrol mamullerinden yoksun birakti. Tahran sokaklarmdakarneyle birazcik benzin almak için
uzun kuyruklar olugtu. Kuyrukta beklegenler benzin olmasa da, yemek pigirmede standart yaka-
cak olarakkullandtklan gazyagma da raziydtlar. Buralarda askerler düzeni havaya ate; etmek su-
retiyle sagilyordu. Petrol iççileri askeri kesimi hareketsiz birakmak için bu kesime petrol ürünü
Vermek istemiyordu. Sonunda rollerin komik denecek gekílde yer degigtirmesiyle bu defa Ame-
rika fran'apetrol verecek, çok muhtaç oldugu petrolü bir Amerikan tankeriyleIran'a göndere-
cekti. lzleyenbirkaç kritik hafta boyu tanker kendisini gizledi. Bazen klyldan uzakta demir ata-
tak bazen de Abadan'a dogru nehir yukan seyredet'ek vakit geçirdi, ancak yükünü boçaltmak
için yeteri kadar güvenli düzenleme yapilamadigt için kargoyu bir türlü bogaltamadi.

"Kendimi Yorgun Hissediyorum"


Aralik ayi sonunda egemen çevreler, biraz tereddütlede olsa, bir koalisyon hükümetinin kurul-
vardi-
mastve Sah'in,görünügtetedaviamactyla Iran'dan aynlmasi için aralarmda bir anlagmaya
lar. Ancak her gey apaçik ortadayd1 ve gerçekten neler olup bittigini herkes gayet lyi biliyordu.
Art1kPehlevi hanedamnm iginin bittig gün gibiagikârd1.Aynca, agikâr olan bir §ey daha vardi.
En azmdan o gün için, "Topraklanndaki" petrol üretiminin de igi bitmigti. Noel'den sonraki haf-
ta içinde Osco çaltçtirdigt tüm Batill elemanlari ülkeden çikarma karan aldi. Digandan getirtil-
migiççiler Tahran'da, TavusTahti yakminda olup bitenleri veya Washington'da olanlari bilme-
diklerinden gidiglerinin geçici olduguna, sadece birkaç hafta, en çok birkaç ay içinde, düzenin

638
yeniden kurulmaslyla geri döneceklerine inanmigti. Su nedenle yanlanna sadece ikiger bavul al-
miglardi. Evlerinioldugu gibi, döndüklerinde her geyiyerliyerinde bulacaklan inanclyla terk et-
tiler. Onlar da tipki 1951'de Musaddik'in Abadan'i terk etmeye zorladigi petrolcüler gibi aym
scrunla kargilagmigti:Konu -köpekleriydi. Ne kadar süre gittiklerini bilmediklerinden onlar da
önceki meslektaglarmm yapttgmi yaptilar. Köpeklerini evin arka tarafmagötürerekvurdular
veya
öylece ölüme terk ettiler.
ÏççilerAhvaz havalimaninda toplandi.Gidecekleriyer Atina idi.-Burada günlerini görüle-
cek yerleri gezmek ve her geyin açtkliga kavugmas1yla dönüç gününü bekleyerek geçirmeyi ümit
edlyorlardi. William D'Arcy Knox ve George Reynolds'untorunlan bir kez daha Íran'dançikan-
hyordu. Ancak bu defa, 1951 yllmdakinin aksine "Abadan'a elveda"töreni içín ortada nöbetçi-
ler, bandolar, selamlagma seromonileriyoktu. Ahvaz bir vakitler yurtiçi servis yapan sayisiz
uçagm havalanip indigi, helikopterler ve küçük uçaklarin çegitliüretim bölgelerine gürültüler çi-
kararak uçtugu .bir havalimamydi. Simdi ise yurtiçi selvis kalkmigt1, petrol.igi kapanmtêtt ye terk
.
edilmig durumdaki Ahvaz havalimanmin üstündeki gäkyüzüartik bombog ve sessizdi.
8 Ocak'ta Tahran'daki IngilizElçisi veda için Sah'a.gitti.Yaklagik yarim yüzytl çegitli olay-
lar yaçamig, hepsini de atlatmt; bu hükümdann artik sonu gelmigti. ÍranKralligl'nm begyüzüncü
yll kutlamalannda görülen ihtigamdan artik eser yoktu. Ihtigamolmadigt gibi güç de yoktu. Bü-
yük iskenderPersepolis'i.Milattan Önce330'da almig,aldiktan sonra kraliyet saraytmatege ver-
migti. Simdi de Ayetullah Humeyni,ona nazire yaplyor, kendini Persepolis'in varisiilan ediyor-
du. MuhammedPehlevi'nin sadece bir ölümlü oldugu kamtlanmigti ve artik "gösteri"
bitmigti.
Elçiylekonuqurken Sahsogukkanli ve ilgisiz görünmügtü. Olaylardansanki olan biten onu
kigisel olarak ilgilendirmlyor gibi söz etmigti. Onun böyle davranmasi elçiyi daha da duygusal
yapmig, kendini uzun yt11ardiplomasi meslegine hazirlamly, kontrol etmeyi ögrenmig bu adami
gözyaglarma bogmugtu. Sahbu durum kar Ismda ne yapacagim bilmerce ona göylediyecekti:
"Üzülmeyiniz, ben sizin neler hissettiginizi gayetlyi biliyorum." Kendi göreceli partlari dilckate
almrsa Sah'm sözleri onun için alipilmamigsözlerdi.Sahelçiye, kendisine verilen çeligkili
bu
ögütlerden söz ettikten sonra, abgilmamigbir jestlesaatinebakarak "Banakalsa on dakika içinde
buradan giderdim" diye sözlerini bitirdi. Artik
"gösteri"
gerçekten sona ermigti.
16 Ocak günü ögle saatinde SahTahran havalimamnda göründü. Geçirmeyegelen küçük
gruba "Kendimi yorgun bissediyorum, istirahat etmem lazim" demigti. Bu arada tatile gidíyor-
muy görüntüsüvermeye devam ediyor, acikli rolünü sürdürüyordu. Birkaç dakika sonra uçagma
binip son defa olarak Tahran'i terk etti. Ülkesinden aynlirken bagajma bir kutu dolusu Ìrantop-
ragi almayt ihmal etmemigti. llk duragl Misir'di.
Sah'inülkeden ayrilmastyla tüm Tahran çilginbit bayram havasma bürünmügtü. Su hava
1953'te Sah'mgan ve zaferle ülkeye dönügünde yapilan kutlamalardan bu yana ilk defa görülü-
yordu. Otomobillerin hepsi birden klakson çahyor, geceleri tüm igiklar etrafi gün gibi aydmlati-
yordu. Humeyni'nin reslmleriyle süslü oto ön cam silecekleri ileri gerisavruluyor,halk caddeler-
de bagirip çagirarakgôsteri yap1yor,alk141arlagarki söyleyip dans ediyordu. Elden ele dolagttrilan
gazeteler unutulmaz bagliklar atarak, Sah'ingittigini müjdeliyordu.Tahran'da ve tüm ülke dü-
zeyinde Sah'ave labasma ait insan boyunda ne kadar heykel varsa, hepsi birden çilgin halk küt-
lelerince yerlerinden sökülüp parçalamyordu.
Simdikim iktidara gelecekti?GeçmigteSah'muzun süre ate li bir kar Itmm bagbakanhk
yaptigt koallsyon hükümeti denenmigtis Sonuçta, 1 Subat'ta Humeyni Air France'a alt 747 no'lu
uçakla Tahran'a indi. Uçagmön koltuklan uçak biletlerinin bedeliniödeyen batill basm mensup-
larma tahsis edilmigti. Humeyni'ye gelince o tüm yolculuk boyu hirinci smif kàbinin zeminine
serilmig bir kilim üzerinde oturmuytu. Humeyni yanmda Sah'men amansiz dügmanlanndan
Mehdi Bazargan'i da getirmigti. Bu kigi ikinci Tahran hükümetinin öncülügünü yapan ihtilal
konseyinin bagkanligLm yapmigtir. Aslmda Bazargan yirmi sekiz yll õnce, 1951'de devletleptiril-

639
mig petrol endüstrisinin bagi olarak seçilmig ve elinde harita ve igaretlerle petrol yataklanna ilk
giden, "IranMilli Petrol Sirketi" afigini oraya ilk asan insandi. Bunu izleyen yillan Sah rejimi al-
tinda hapiste geçirmigti.Ve ne gariptir ki imdi, laik bir milliyetçi olan Musaddik'a kargi Humey-
ni'nin duydugu sönmez nefrete kargm Bazargan, Ayetullah'm yeni Ïran'1yõnetmek için seçtigi
aday olarak politik güçlerin bagma getiriliyordu.Böylece, kisa bir süre lçin Tahran'da iki ayn ra-
kip hükümet egemen oldu. Ancak ne var ki, ikinci bir hükümet geçerliolamazd1, sadece bir hü-
kümet olmasi gerekiyordu.Subatm ikinci haftasinda, Tahran'in banliyösündeki bir hava üssün-
de, ihtilali bagaran kisilerle krallik görevlileriarasinda çatigmabagladt. Koalisyon hükümetine
verilen destek çöktüve göreve Mehdi Bazargan getirildi. Tahran'daki Amerikan Savunma Atage-
si durumu ivedi bir raporla Washington'a bildirerek görügistedi, raporda gunlar yazlhydli "Ordu
teslim oldu, Humeyni kazandt; gizli evrak tümüyleimha edildi."

..

Son Adam
Ç1kan
Araziden petrolcülerinhepsi aynlmamigtl.Yirmi kadar petrolcü bölgede birakilmigti. lleride,hü-
kümetle herhangi bir anlagmazhk çikmasihalinde bu kipiler Oscoadma hareket edecek ve girke-
tin yasal varhgim koruyacakt1. Bunlardan biri JeremyGilbert admda'Írlandall bir matematikçiy-
ken sonradan mühendis olan ve o günlerde BP tarafindansermaye planlamasibölümüne Osco
Müdürü olarak gönderilen ki§iydi.Arazide durumun giderek kötülegmesi üzerine onlar da ora-
da birkaç gün kahp aynlmak istediler. Ancak JeremyGilbert hasta oldugu, ciddi bir sanlik geçir-
digi için hastanedeydi ve doktorlar diger aynlantarla aym uçaga binip gitmesine izin vermemigti.
Ocak aymm karma ah günlerinin tümünü ategler içinde hastanedeki yataginda geçirmigti.Gece-
leri hastane yatagmdan, digardan gelen patirti gürültüyüve silahsesleriní dinlerdi. Sah'mIran't
terk ettigi gün muazzam kullama çighklan duymugtu. Abadan digindaki dünya ile tek iletigimi
BBCdipinda, Osco'nun gönderdigi_kocaman çiçek buketleriydi.
Hastane koridorlarmda, zayifve nerdeyse hareket edemez durumda dolaç1rken, Iranhlar
onu Amerikall sanmigti. Bir grup hastabakici penceresinin önünde toplanarak "Amerikal11ar'a
ölüm" diye.bagirdi. Aynca hastalardan biri hiçbir uyan yapmadan, elindeki koltuk degnekleriyle
onu dövmeye bagladi ve bunu yaparken de hiç durmadan Amerikalilar aleyhine atip tuttu. Ger-
gi GilbertAmerikah degildi fakat gerçekuyrugu da sorun yaratacakt1. Iran'dan çikip gitmenin
tek yolu Irak oldugu halde, ban; misyonuyla Lübnan'da bulunan Irlanda askerlerinin Irakli as-
kerlerle kargillkh ate; açmalari yüzünden kendisine vize verilmemigti. Vize alabilmek için elin-
den ne geldiyse yapacak, hatta yerel Irak Konsoloslugu'nda bir yetkili önünde resmen diz çöküp
Irlandahlar'in igledigt suçlar için af bile dileyecekti.
Ocak ayi sonunda saghgt ülkeden ç1kmaya elveriglihale gelen Gilberttozlu simr hattma
geldiginde lranli gõrevliler kendisine hiç müdahale etmediler. Irakli nöbetçilerse casus oldugun-
dan güphelenerek onu saatlerce allkoyup, üzerini aradilar ve sorguya çektiler. Bu arada Basra'ya
tek ulaç1m araci olan tek taksiyide kaçirmlyti. Sonunda, nihayet serbest b1rakildigmda,nöbetçi-
lere "Basra'ya nasil gidebilirim?" diye soracak ve simr muhafizmdan qu yamti alacakti:
"Yürürsün."
Zaten yapacakbagka bir yey de yoktu. Yorgun, periyan bir halde, elinde iki valizle Basra'ya
giden tozlu yolda yürümeye bagladl. Birkaç saat sonra bir yük arabasina rastladi. Soför önce onu

para kargihgtnda Basra'ya götürmeyi kabul ettiyse de GilbertÌranparasi vermeye kalkmca kah-
kahalarla gülerekparamn degersiz oldugunu söyleyip Gilbert'i Basra'ya götürmektenvazgeçmig-
ti. Böyleceson birkaç dolarim da goförevererek adamm kendisiní Basra havalimanma götürme-
ye ikna etti. Ancak artik hiç parasi kalmamigt1. Buradan nereye nasil gidebilirdi? Sonra birden
valizinde henüz kullanma f1rsatibulmadigt Amerikan Express karti oldugunu hatirladt. Evden
çikmadan evvel kart1 yamna aldigt için Tanri'ya gükrederek kendini Bagdat'a glden uçaga atti.

640
Gecenin geç bir saatinde Irak bagkentine ulagtiginda birkaç saat aramadansonra bir otel bulabil-
migti. Buradan ailesine telefon etti. Onlar Gilbert'ihâlâ Abadan'daki hastanede rahatt yerinde
yatlyor sandiklarmdan, bir hayli gagirmiglardi.
Gilbertüç gün oteldeki odasmdan ç1kmadi. Kendisini saglikyönünden yolculugun ikinci
agamasma hazir hissetmek istiyordu. Bu üç günün bitiminde Bagdat'tan yeni bir uçakla Lond-
ra'ya gitti. Cuma günü geç vakit Heathrow'a ulagtiginda ilk iy olarak havalimanindan British
Petroleum personel k1smina telefon ederek, büyük güçlüklerekargm "bagardigmi"
duyurdu.
"Arazideki" son batih petrolcü, muazzam franpetrol kompleksinde çaliganbu adam sonunda
Ïran'dançikabilmeyi bagarmigt1.Ne var ki personel bölümündeki bu görevli,o an kendisine ge-
çirecegihafta sonu tatilikonusunda bir geylersöyleyen üçüncü bir kipinin kontigmasi yüzünden
onun kim oldugunu anlamamig, konugani kayip mühendis Gilbert hakkmda bilgi veriyor san-
migti. Personel görevlisi telefonunöbür ucundan haykinyordu. "Jerry Gilbert mi? Biz de onun
nerede oldugunu dügünüyorduk. Siz onunla iletigim kurdunuz mu?"
Bu artik Gilbert'in dayanabildi§ son umursamazlik oldu. Heathrow'da jetonlaçaliçantele-
fonda gücünün yettignce yüksek sesle sadece talihsizpersonelgörevlisine degl, dünya petrol
endüstrisiyle iligkill herkese agzina gelen küfürleri savuracak, onlan lanetleyecektí.

Panik Baghyor
fran'da eski rejim gitmig,son derece aksak yürüse de iktidara yeni bir rejim gelmigti.Bu ara
kontrolü ele geçirmek için gimdiden bazi sürtügmeler baglamigt1.O sira, fran'dansanki korkunç
bir depremle sarsilmig gibikocaman devrim dalgalan tüm dünyaya yayllmaya bagladi ve herkesi
etkisine allp sürükledi. Eu dalgamn etkisinde kalmayan hiçbir gey ve hiç kimse yoktu. Iki yll de-
vam eden bu dalgaya dayananlar bu süre sonunda kendilerini yepyeni bir toprak parçasi üzerin-
de sahile Ç1kmig buldular. Her geydegigmigti;kipiler arasindaki iligkiler de degigmigti.Bu dalga
ikinci Petrol Soku'nu dogurmaya, flyatlan varil bayina on üç dolardan otuz dört dolara çikarma-
ya ve sadeceuluslararasi petrol endüstrisinde degil, on ylldan daha kisa bir süre içinde ikinci kez
dünya ekonomisivé globalpolitikalardaköklü degigiklik getirmeye mahkûmdu.
Yeni gelen petrol gokubirkaç agamadan geçmigtir.Birinci agama 1978 Arahk ayi sonundan,
Íranpetrol ihracatmin durduruldugu günden 1979 güz mevsimine kadar sürdü. Iran petrolüre-
timindekidügüg, bagka yerlerde uygulanan artiplarnedeniyle kismen gözlerden uzak tutulmug-
tu. Suudi Arabistan ise tavan üretimini 1987 ylli sonunda günde 8,5 milyon varilden 10,5 mil-
yon varile ç1kardL 1979'un ilk üç ayl içinde ise üretimini günde 10,1 milyon varile indirdi. An-
cak bu rakam dahi geçmigteki 8,5 milyonluk
"tavan"
miktardan daha iyi bir üretim sayiltrdt. Di-
gerOPEC ülkeleri de üretimlerini arttirmigt1. Bunlarm tümü üzerinde bir hesap yapihrsa, özgür
dünya üretiminin 1979'un kritik ilk üç ayi içinde, 1978'in son üç ayma kargm günde 2 milyon
varil bir dügüg gösterdigi díkkati çekecektir.
Bütün bunlarm tek bir anlami vardt; gerçektende ortada petrol kithgt yaganlyordu ki, bun-
da pek hayret edecek bir geyyoktur. Ne de olsa Iran dünyanm petrol ihracatçilan arasmda en
fazla ihracat yapan ikinci ülkeydi. Kithga karym günde 50 milyon varil olan talebe oranla ele ah-
nirsa, sikintmm yüzde 4, yüzde 5'ten fazia olmadigt görülür Su halde nasil oluyor da üretimde-
ki yüzde 4,S'lik dügü§ fiyatlarda yüzde 150'lik bir artiça neden oluyordu? Bu sorunun yamt1 ola-
rak dünya piyasasmda bir panik oldugunu ve bunun da beg ayn durumdan kaynaklandigmi gö-
rürüz. Bunlardan birincisi petrol tuketimindegözle görünen agikâr büyüme ve bunun pazar için
ifade ettigi anlamdir. Talep 1976'dan baglayarak sürekli olarak artmigtL Koruma tedbirlerinin
önemi ve OPECkaynakh olmayan petrolün anlami henüz açikga anlagilmamigti ve herkeste ta-
lebin artmayi sürdürecegine dair yerlegmigbir kanaat vardt
Íkincifaktör petrol endüstrisi içinde kontrata baglanmig ayarlamalarin yozlagmasidir. Bu

641
Íran'dayapilan ihtilalden.kaynaklanmigtir. Onca büyük ayaklanma ve karmaçaya karytn dünya
petrolü entegre bir sanayi olarakkalmayi bagarmigti.Ancak artik baglar eskiden oldugu gibi sa-
hiplige dayanan resmi baglar olmaylp, uzun süreli kontratlar olarakdaha zaylf baglar geklinde
devam ettirillyordu. Iran'ayapilan müdahale girketleribu ülkeye olan bagimlthklanna göre egit
olmayan bir biçii·ndeetkilemig ve kontratlara bagh olarak düzenti gekildeyapilandagitimda ak-
samalara neden olmuçtur. Eu düzensizlik yeniyeni.alicilartüretmig,bunlar eskisi gibi aynt mik-
tar petrol alabilmek için duraksamadan pazarlara dalmiglardi. Hepside gafilavlanmamak, geç
kalmamak için her geyiyapmaya _hazirdi. Igteburada artik klasik entegre petrol endüstrisinin
gerçek hedefí gündemdeydi.Önceleriyedek pazar, spot pazar denilenler gimditemel pazar ol-
muytu. Aynca bir vakitler fazla itibarh bir faaliyet sayllmayan ticaret igi pimdiítibar kazanmig,
önde gelen bir meslek olmuçtu.
Üçüncüfaktör tüketici hükümetlerin çelijkillve papirticipolitikalaridir.1974 Washington
Enerli Konferansfnda Kissinger'in uygulamig oldugu politikabazi yönleri henüz denenmemig
olduguhalde hâlâ geçerliydi.Íç durum geregi hükümetlerin girigtigiher yëni tegebbüsbelli bagh
uluslararasi politika gibi sunuluyor, bu da piyasadakistres ve tansiyonu büsbütün artinyordu.
Hükümetler flyatlan biraz indirmek için ne zaman bir girigimde bulunsa, bu ülkelerdeki girket-
ler derhal galeyana gelip,aceleyle flyatlar1yükseltiyordu.
Dördüncü faktör olarak,anargininpetrol ihracatçilanna ilave kira geliri, çok büyük kiralar
alma firsati saglamasi gästerilebilir. Íhracatç11arbu vesile ile bir kez daha güçlerinikanttlama ve
dünya sahnesinde niifuzlannigösterme olanagt bulmugtu. Ihracatçilannhepsi degilse de çogun-
lugu her firsatta fiyatlan yükselmeye zorluyor, hatta aralarmda pazan kizigtirmak ve ek gelir sag-
lamak için el çabukluguyapanlar bile aluyordu.
Son olarak insanlarm duygularmi sayabiliriz. Insanlaro sira büyük bir güç olan duygusalli-
gm dorugundayd1. Hiçbir geydenemin olmamak, endige, kangikhk, korku, karamsarhk panik
lçindeki insanlann hareketini büsbütün körüklemig ve onlara egemen olmuçtu.O günler yaga-
nip bittikten, sayilar yerli yerine oturup arz ve talep dengesi de geriyedönüp incelendikten son-
ra bu tür duygulann yersiz oldugu ve akilci olmadigt, anlam tagimadigianlagilmigsa da, o gün
bu
iÇin tür duygular kugku birakmayacak kadar gerçekti. Uluslararasi petrol sistemi kontrolden
ç1km14 degildi, tümüyleyerle bir olmuytu. Duygulara güç veren diger bir faktör de, insanlarda
yerlegmig olan kehanetin çiktiglinanç1ydt 1980'li ylllann ortasinda gelmesi beklenen petrol kri-
zi 1979'da, 1973-74'teyaganan petrol içkencesinin ikinci agamasi olarak gelmigti. Bu geçici bir
aksakhk degil, flyatlarm sürekli yükselecegl anlamma gelen çok daha ciddi bir petrol krizinin bi-
raz erken geligidemekti. Aynca aklahâlâ yanitlanmamig bir soru getirmigti. Iran'dakiihtilal han-
gi noktaya kadar uzanacakti?Fransiz ihtilalitüm Avrupa düzeyine, Moskova kapilanna kadar
uzanmigtl. IranÍhtilalide böyle kapsamh mi olacak, yakmmdaki Ktiveyt'e, Riyad'a kadar ve da-
ha sonra da Kahire'ye ve ötelere kadar dayanacak miydi? Dinsel radikalizmin atepli milliyetçilik-
le birlegmesi Batt dünyasim gafilavlam1§ti.Akil almaz ve boyutlan ile ihtilal bir konuda itici gü-
cünü göstermigtir. Ihtilalsonundabu yörede yagayaninsanlar Bati'dan ve modern dünyadan da-
ha fazla segumus, Bati'yi reddetmigtir. Bu gerçeginkabulü Batl ülkelerinin halkin1 sonunda buz
glbi soguk Ve kahc1 bir korkuya sevk etmigtir.
Üzerindenörtüleri çekilensahnenin görüntüsünden en fazla donup kalanlar alicilar oldu.
Alicilar 1973'ün tekrarlanacagikorkusuyla panige kapilmig, 1973'tekigibi stok yaparak petrol
kithgmi daha da kötüye götürmüglerdir. Düriya petrol endüstrisi daima envanterindemilyarlarca
dolarbk petrol stoklamigtir.Bunlara, normal kogullar altmda, petrol bölgesinden rafineriye ve ra-
"mekanizma"mn

fmeriden benzin istasyonuna uzanan yüksek sermayeyogunluklu bir pürüz-


süz iglemesi için gereklistok gözüyle bakilabilir. Ancak güncel kogullar böyle degildi. Bir varil
petrolün Kõrfez'deki bir kuyudan rafineri ve pazarlama sistemine geçip benzin istasyonundald
yeralti deposuna ulagmasi doksan gün allyordu. Eu sisteminherhangi bir noktastndaki bir anza

642
çok masrafli oluyor ve aynca sistemin öteki yerlerini de bozuyordu. Su bakimdan,
arz ve talep
dengesinin kurulmasi ve her geyinpürüzsüzceiglemesi için gösterilensürekli çaba aç1smdanbu
stoklar partti.Bu ana ihtiyacm en üstünde petrol endüstrisi bagim bir tür sigorta yastigna daya-
migt1.Bu, arz ve talepte olugabilecek beklenmedik bir denge bozuklugunda kullamlacak yedek
petroldü. Ocak aymdakigm çetin geçmesiyleagin petrolkullamidigi zaman veya firtina nedeniy-
le Körfez'deki yükleme tesislerininanzalanmasi ve tankeriniki gün rötarla gelmesigibi hallerde
gerekli olan petrolmevcut stoktan çekilebilirdi.
Kugku yok ki envanter tutmak da pahallbir iyti. Petrolün satm almmasi, gerekli tesislerin
hazirlanmasi, paramnbaglanmast gerekiyordu.Su yüzden girketler deneyim sonu normal oldu-
gunuanladiklart miktardan daha fazla stok yapma yanhsi degildi. Tüketimin yavaglamasi sonucu
flyatlarm dügüge geçecegini anladiklannda stoklari ellerinden geldiginceçabuk küçültürlerdi.
Bundan amaç petrol satm almay1fiyatlar adamakilh dügtügü zaman yapmakti. Endüstrinin yaptl-
gi da, 1978 boyunca tam anlam1ylabuydu. Bu durumun aksine, fiyatlarm yükselme egiliminde
oldugunuanladiklarmdagirketler yarmm pahah petrolündendaha az satm almakiçin bugünün
ucuz petrolünden daha çok satm almak için çaba gösterirlerdi.1979-1980'deki panikte görül-
memigbir hirs ve öç alma istegiyle yapilmig olan da budur. Gerçek gudur ki, girketlerileride tü-
ketimin çok daha fazla olacagm1varsayarak bu kadar çok petrol ahyordu. Çünkü, ileride hiç pet-
rol alamayacaklan korkusu içindeydiler. Bu, tüketimingerektirdiginden fazla agtri satm alma,is-
tiflenenmiktarlahirlegince girketlerin ve mügterilerinkaçmdiklan sonucu meydanagetirdi ve fi-
yatlarlbag döndürücü bir htzla yukarlya çekti. Kisaca, 1979-80 panigi eski kehanetin dogru çik-
tigma hem de çok dogru ç1ktigthakamt olmuqtur. Bu kendi özvarligmi yenilgiye ugratan bir ke-
hanetti. Panik içinde petrol satin alanlar bu igte yalniz deglldi. Tüketim zincirinin ta agagisina
kadar, sanayide petrol kullananlar da dahil, herkes büyük bir hirsla, fiyat zamlarmda
ve olasi blr
kitlikla kendilerine sigorta olarakgördükleri stok yapma igine kalkmigt1,Motorlu araç sürücüleri
de aym geyiyapmiglardi. 1979'dan önce, Bati dünyasmdaki tipik bir sürücü.depoyu sadece dört-
te bir doldurarak aracim sürerken, 1979'dan sonra o da, benzin kitligt korkusuyla stok yapmaya
baglamigti. Bu, artik batill sürücünün de deposunu dörtte üç doldurdugu anlammdadir. Birden-
bire, hemen bir gece içinde bir milyar galondan fazla motor yakition Amerikali çagkmsürücüler
tarafmdaribenzin istasyonlarmdan çekildigi bir gerçektir.
Petrol girketlerininstok koguçturmasi, buna tüketicilerinhücumu da eklenince, günlük "ta-

lep" miktarmda gerçek tüketiminüstünde ayrica üç milyon varillik ek bir artigoldu. Bu miktar
günde iki milyon varillik
"net-kaylp"
petrole eklendiginde, günde toplam bey milyon varillik bir
eksilme demektir ki bu üretimin yaklagikyüzde 10'una egittir.Kisaca, stok yapmak amaclyla pa-
nik içinde petrol satin almak gerçek petrol siktntismi bir kat artirmig ve panigi de körüklemiçtir.
Fiyativaril bagina on üç dolardan otuz dört dolara çeken mekanizmaiyte buydu.

Fors Majör
Petrol sikmtisi eger e§itlikle paylagilmig olsayd1helki de panik bu kadar uzun sürmeyecekti. An-
cak egit paylagilmamigtl. British Petroleum, geçmigteki konumu nedeniyle Íran'a,öteki petrol
irketlerinden daha fazla bagimhydi. Gereksinimi yüzde 40 fran'dankargilandigi için petrol dur-
gunlugu sürecinde bundan en çok zarar gören girket BP olmugtur. Petrol sanayii argosunda
BP'nin adt
"ham
petrol ylyicisi" idi. Diger bir anlatimla, BP kendi rainerileri ve pazarlama siste-
minin ihtiyacmi kat kat ajan miktarda ham petrol bulunduruyordu. Böylece BP,petrolünün ço-
gunuuzun vadeli kontratlara bag11 olarak
"üçüncü

taraflara"-Exxon gtbi diger dev girketlere


veya bagimsiz rafinerilere, öncelikle de Japonya'ya- satan bir
"toptanc1"
idi. Ancak gimdi
fran'dan gelenpetroldenyoksun kaldigina.gõre kotitratlarmdaki fors majörhükümlerini hayata
geçirmekve ahcilara kesinti uygulamakzorundaydl. Exxon ile arasinda mevcut, bu itkete pet-

643
rol verecegne dair kontrat1 bütünüyle iptal etti. Su arada da bagka yerden petrol saglamayaça-
ligti. Ne BP, ne de ShellAramcoüyesi degildiler ve üye olmadiklar11çingiderek artan Suudi üre-
timinden yararlanamiyorlardt. Sundi üretimi dört Amerikan Aramco Sirketi'ne gidiyordu.
Böylece domino taglanbirer birer dügmeye bagladi. Ötekiendigeli girketlerde, ya dolaysiz
olarak Ìran petrolünün yok olugu nedeniyle, ya da dolayli olarak BP'nin kesintisi yüzünden,
mügterilere yaptiklansevkiyati azaltmak için veya kontratlan toptan iptal etmek için fors majör
uyguladilar. Mart aymda da, Exxon,Japonahcilarla olan kontratlann yenilenme tarihi olan 1 Ni-
san'da, üçüncü taraflaolan kontratlarin çogunun yenilenmeyecegini açikça duyurdu. Bu girket
1974'ten beri ahcilarml ihtiyacm1 bagka yerden kargilamast, "Exxon'a güvenmemesi" için uyar-
migti.Exxonbagkani CliftonGarvendurumu göyle anlatmigtir: "El yazisi duyuru duvara asilmly-
ti. Venezuela aramizdan ç1kanlmigt1.Artik SuudiArabistan'dakiimtiyaza sahip degildik. Suudi-
ler'le Japon tüketicilerarasindaarabulucu rolü oynamakta da bir anlam göremiyorduk. Exxon
bu karan alirken zorlanmigti. Sorun dünyamn degigmekte olugundan geliyordu."Sonunda, Ex-
xon Sírketi vakit geçirmeden üçüncü taraflarlaolan kontratlarini iptal etmeye bagladt. Ancak
krizin yarattigi ruh hall içinde, girketin 1979 mesaji beklenmedik yankilar yapmigtir.
Bu mesajin zincirleme etkisi Japon insantm fena vurmuy tu. llk petrol krizi atlatildiktan
sonra sürekli olarak Íran'dakendisi için bir yer ayarlamaya çaligmigti ve bunda bagarill olmuçttL
Sonuç olarak 1978'e kadar Japonya'nmyüzde 20 petrol ihtlyacm1 kargilayan Iran'a öteki sanayi
ülkelerinden göreceli olarak daha bagimli olmugtu. Ayrica artik dev girketlere bundan böyle gü-
venemezdi. Ancak yine de Japon rafinericileri petrolsüzlük yüzünden hareketsizlige terk edile-
mezdi. Rafinericiler buna göz yumamazdt. Ama hükümet bir kez daha dogal kaynak sikmtistyla
yüz yüzeydi.Japonya'nm ekonomik mucizesi, endüstri temelinin petrole dayah olugu yüzünden
en can ahci noktasmda tehdit altmdaydt Bu nedenle Japonya'dayagananpanik diger yerlerde
yaganana göre çok daha ciddi ve kalici olmugtur. Büyükemekle kazamlan yirmi ylllik ekonomik
büyüme artik çäzülme görünümüverlyordu. Enerjide tasarrufsaglamak íçin hükümet ilk önlem
olarak Ginza'daki parlak elektrik igiklarmda karartma yapti ve daha dügük voltajh elektrik kulla-
mlmasmi emretti. Bundan daha önemlisi Japon alicilan daha önce hiç yapmadiklan bir geyi yap-
maya zorladi ve onlardan dolaystz olarak dünya piyasalarma gitmelerini istedi. Buna
"olaganüs-

tü" denebilecek Japonticaretpirketleriöncülük etmig, dünyada petrol için kapi çalmadikyer bi-
rakmamigti. Bunu bagarmak, bu dünyaya sizabilmek için birçok kez becerilerini kullanmak zo-
runda kalm1;lardir. Örnekolarak bir ticaret firmasom yaptigi gösterilebilic Bu firma bakanhklar-
da ve devlete bagh petrol girketlerindegörmek istedikleri kipiyeulagmamn en iyi yolunun sekre-
terlere armagan olarak eldiven vermekoldugunu kegfetmigti.Aym ticaret firmast Irak petrol ba-
kantm yola getirmekiçin bu kipinin dünyaca ünlü bir akupunktur uzmam tarafmdantedavisini
saglamigti.
sürdürülen
Ç11ginca petrol kogusunda degigik ülkelerdeki diger bagtmsiz rafineriler kurulu
düzen girketlerine ve Japon girketlerine katildi. Devlete bagli petrolgirketleride, örnegin Hindis-
tan'daki gibi Iran'a bagtmli girketter de ayni geyi yapti. Bu, say11arigöreceliolarak az olan ahcila-
n birdenbire çogaltti ki bu satic11araçismdan hiç istenmeyen bir durumdu, çünkü ortada hålâ
çok az satici vardi. Böylece ani olarak tüm faallyet spot marketlere kaydi. Oysa o güne kadar
spot markétler sadece yedekte kalmig, hem ham petrol hem de mamul ürünlerde toplamüreti-
min sadece ylizde 8'ini olugturmugtu. Dengeleyici bir mekanizma görevi yapmig, alic1lannsöz-
legme garantisine sahip pahah petrol yerine rafineri artigt gibi ucu2 petrol satm almak için gittigi
bir yer olmugtu. Yine de, buralar marjinal pazardi ve alicilann hücumuyla burada da flyatlaryük-
selmigti ve bu yükselig giderekartmlytt O kadar ki 1979 Qubat ayinda spot fiyatlar resmi flyatla-
nn iki katina çikmigtL Halk bu pazara Avrupa'mn dev petrol limanma göndermeyaparak "Rot-
terdam Pazari" dediyse de aslinda burasi global bir pazardi ve çok yogun bir de telefonve teleks
ebekesi ile birbirine baglanmigti.

644
Birdirbir Oyunu ve Kogupturma
Burasi ihracatçilar için bulunmaz bir firsattL Bu firsattan iki gekilde yararlanmiglardir. Öncedün-
yanm dört bir köpesínden gelen telekslerdenher an degigen petrol flyatlanni ögrenlyor ve buna
göre resmi flyatlarm üzerine aynca bir de prim ekliyorlardi. Daha sonra, ihracatçilar mümkün
oldugu kadar çok petrolü mümkün olan en kisa sürede, uzun vadeli kontratlardan kopanp çok
daha kârli olan spot marketlere kaydtrmaya bagladilar.OPEC'e bagh bir petrolcü özel olarak ya-
lanlanna "Spotsatigta varil bagma 10 dolar ekstra para almazsam aptal sayilirim; çünkü ben bu
ekstray1 almasam bile nasil olsa bagka biri gelip alacaktir" demigti. Ihracatçilar israrla, uzun va-
deli ahalann hem kontratta resmen belirtilmig flyattan petrol aldigLm, hem de daha pahah olan
spot petrol aldigimsöylemigtirs Üreticiülkeler aynca fors majör öne sürerek kontratlari toptan
iptal etmiglerdi. Bir sabah Shell,ihracatçi bir ülkeden aldigt telekstenfors majör gerekçe gösteri-
lerek kontratta belirtilen petrolün gönderilmeyecegini ögrenmigti. Ayni gün ögleden sonra ayni
ülkeden aldigt ikinci bir telekste ise ham petrolün mevcut oldugu, spot fiyat üzerinden her an
gönderilebilecegbildiriliyordu. Nasil olup da bir mucizeyle göndetilmeyehazir olan bu petrol,
hacim olarak, sadece birkaç saat önce gönderilmeyeceg bildirilen petrolle tipa tip aym oluyor-
du? Aradaki fark neydi? Bu kez istenen fiyat önceki fiyattan yüzde 50 daha yüksekti, fark bura-
daydi. SonundaShell,kogullar öyle gerektirdigiiçin teklifikabul etmigtir.
Yine de 1979 Mart bagmda beklenenden çok daha çabuk olarak, dünya pazarma fran'dan
ihracat yapilmaya baglandt. Ihracat dogal olarak Sah'111 dügügünden evvelki günlere kiyasla çok
daha apagi düzeydeydi. iran petrol ihracatmm petrolde belirgin bir rahatlama yansitmasi sonu-
cunda, spot flyatlar yava; yavag dügmeye baglayarak resmi satt; flyatlan düzeyine indi. Bu, fela-
kete çok yaklagmigpetrol piyasasma bir çeki düzen vermenin tam zamantydi. Mart ba§lannda,
UluslararasiEnerji Komisyonu üyesi olan ülkeler, pazara istikrar saglama amaclyla, talebinyüz-
de 5 kesilmesini önerdiler. Áncak pazardaki korkunç panikve rekabet pimdibagli bagma yeni bir
sorun olmugtu. Buradakiler birbirlerine fran'm petrol göndermeyi sürdüreceginden nasil emin
olunabilecegini soruyordu. Gerçi Humeyni petroliginde kontrolü eline almigti; ancak dt; dünya-
nm kamsma gõre iran'dakipetrol yataklan,
"arazi",
solcu radikal bir grubun kontrolündeydi -
"60'lann
Komitesi" denen bu grup daha çok militan büro iççilerinden olugmuytu. Bu grup ken-
di bagma bir hükümet gibigörevyaplyor, cam istedigi zaman petrol yöneticilerini ve diger görev-
lileri hapse atiyordu. Aynca, öteki OPEC ülkeleri de kendi üretimlerinde kesinti yapacagtm du-
yurmugtu. Fiyatlar yükselmeye bagladigina göre petrolü yerin altmda birakip ileri bir tarihte sat-
mak daha kârh olurdu.
Mart ayi sonunda OPEC bir toplanti yapti. Spot ham petrol fiyatlari yüzde 30 çikmigt1;
ürünler ise yüzde 60 artig kaydetmigti. Bu takdirdeOPEC, üyelerine resmi fiyat üzerine durum-
lanna göre istedikleri kadar zam yapma izni verdi. Yamani ilgtlilerin "serbest"
hareket etmesini
istemigti. Ihracatçilarresmi bir fiyat saptama likrinden vazgeçti. Pazarm dayanabilecegi fiyat
neyse o flyat üzerinden satacaklardi. Böylece gimdidünya petrol pazarmda iki ayrtoyun oynana-
cakt1. Birincisi
"birdirbir"
oyunuydu: Fiyatlan artirmak için birbiriyle çekigenüreticilerin oyunu.
Digeri ise alicilarm petrol satm almak lçin birbiriyle klyaslya Çekigtigi
"kinp
geçme" oyunuydu.
Bu oyunda endige içindeki alic11ar-ki bunlara petrolden kesilenler, rafinericiler, hükümetler, ye-
ni türemigbir kisim ticaret erbabi ve hiç kugkusuz dev girketler dahildi- ihracatçilara yag çek-
mede birbirlerinin ayaklarma basarca kogugtururdu. Su son derece hizh, ategli, yakic1ve yikici
koçugturma hiç kugkusuz petrol saglamaya yaramamtytL Sadecegüncel petrol rekabetini daha
da yogunlagtirmig, dolayisiyla flyatlari yukari çekmigti. Shell girketi'nin petrol koordinatörü bu
konuda gunu söylemigtir: "Hiç kimse hiçbir geyi kontrol ediyor degildi. Sadecepetrol için dögü-
üyordunuz, o kadar. Her düzeyde tekrar tekrar satm alma zamamnm o an oldugunu dügünür.
dünüz. Fiyat ne olursa olsun, siz o flyatm yanmn fiyatina göre iyi oldugunu bilirdiniz. 'Evet' de-

645
mek zorundaydmiz, aksi.halde kaybetmig sayiltrdmiz.Igte alicom psikolojisibuydu. Kogullar
her ne kadar sizin görügünüzegöre
'berbat'
idiyse de, yann bundan daha fena olacagt kesindi."
Agiri fiyat taleplerine,primlere ve el çabukluguyla yapilan fiyat oyunlarma sadece bir tek
ihracatçi ülke, Suudi Arabistan karpi çikmigtir.l973'te flyatlar dörde katlanarak artirildigmdan
beri SuudiArabistanhet zaman flyat zamlarma kargi çikmigtl ve gimdi de birdirbir oyununa iti-
raz ediyordu. Bunu, kisa vadeli kazançlann ne denli büyük de olsa, sonradan çok daha büyük
yeni zamlara yol açacagi ve bunun ihracatçilar için ylloc1.olacagt korkusuyla yapmtyttr.Petrol,
enerji pararlannda rekabetten kurtulmug olarak kendi fiyatim kendisi saptayabiliyordu. Ortado-
gu üreticileri bir kez daha önemsiz konuma getirilmig,enerli güvencesikonusunda itibarlanm
yitirmigti. Endüstri dünyasmm gözündeart1k önem ve nüfuzlan azalmly, inige geçmiglerdi.
Suudiler "Yamani Fermam" diye bilinen bir bildiri yayimlamigt1.Burada Suudi Arabistan'm
resmi flyatlara bagli kalacagi, bunun üzerinde ek bir fiyat uygulamayacagi bildirilmigti.Buna lla-
veten Suudi Arabistan dört Aramco Sirketi'nin gerek kendine bagli ülkelere gerekseüçüncü ta-
raf ülkelere bu resmi flyat üzerinden satig yapmasmda israr etmigtir. YamaniFermam'nda bu hu-
sus da duyurulmuçtu. Suudi Arabistan bu dört pirketin flyatlara prim ekleyerek sati; yaptIglm Ög-
renmesi halinde, girketterinçekeceg vardL Böylebir geyoldugu takdirdediger girketlerin petrol
azligmdan'lavrandigt o günlerde SuudiArabistan bu dört Aramco Sirketi'ne verdig petrolü kes-
meye kararliyd1. Bu karar gerek mart ayinda yapilan OPEC toplantismdagerekse izieyen aylar
boyu, Suudi Arabistan'l ihracatçilar arasmda tam anlamlyla yalniz birakmigtir.Tek OPEC mütte-
fiki BirlegikArap Emirlikleri oldugu.halde perde arkasmdan kendisine pek çok baskt ve emirler
yöneltmigtir. Washington'dan ve aynca Bonn, Parisve Tokyo'dan arka arkaya üst düzey yetkili-
ler Riyad'a alan edip Suudiler'in daha ihmh davranmasim istemig ve ülkenin bu yönde attigi her
adimda kendisini alkiglamigtir.
Bunakarym yine de 1979'un ikinci çeyreginde Suudiler üretimi kesti ve kriz öncesi
"tava-

m" düzeyine, günde 8,5 milyon varile indirdi. Suudiler'in resmi fiyatta kalma israrma kargm,
üretimin indirilmesi spot fiyatlan gigirecekti.Bu, degigik nedenlere dayandmlarak yorumlandt
YoksaSuudiler pazarda iranüretimine yer açmak ve böylece bölgesel bir çatigmayl önlemek için
'

yeni islamrejiminin lideri Ayetullah Humeyni'ye bariççi bir sinyal mi veriyordu? Yoksa, Israilve
Misir arasmda 26 Mart'ta imzalanmig olan Camp David BangAnlagmasi'na duydugu hognutsuz-
lugu mu belirtmek istlyordu? Yahut, bunu dogrudan kendi parasal konumlanm dikkate alarak
mi yapmiglard1?Suudiler kendi aralarmda petrol rezervlerinin korunmasi konusunu ve bir de
ihtlyaçlanmn üstünde kalan üretimi" tartiplyordu. Bu özellikle gimdi,Amerika'mn pet-
"güncel

rol ithalinde yükselig gözlendigi gu strada çok önemliydi. Yorumlardan biri de guydu:Acaba Su-
udiler, fran petrolünün yeniden pazarlarda göründügünü gözleyerek, krizin hafillemekte oldu-
gunuVe yakmda sona erecegini ml varsaylyordu? Sebepne olursa olsun ortada bir gerçekvardi.
SuudiArabistan bir zamanlar BirlegikDevletler'in oldugu gibiyedek kapasiteye sahip tek ülkey-
di ve üretime sokulmasi halinde bu kapasite panigi mutlaka yatigtmrd1. Eu itibarla batih temsil-
ciler Suudiler'in flyatlan ilimli tutma fikrini övmekle beraber, bir yandan da sürekli olarak ve is-
rarla üretimi yeniden artirmasmi ve panigi yumugatmak için pazara daha çok petrol sürmesini
istiyordu.

Tehlikeyle Kucak Kucaga


Tarihin bir rastlantist ile son OPEC toplantisinmdagiligmdan birkaç saat sonra, 28 Mart sabahi-
nin erken bir saatinde, Larrisburg, Pennsylvania yakmmdaki Three Mile Adast'ndaki nükleer
santralda önce pompalardan biri bozulmug ve hemen arkasmdan da vanalardan biri anzalanmig-
ti. Bunun sonucunda yüzbinlerce galon dolusu radyoaktif su, reaktörü barmdiran binanm içine
akmigti. Kazanm boyutunun henüz saptanmadlgl günlerde çegitlikesimlerde panik yagarimigti.

646
Bazi kimseler bunun tam bir kaza olmadiginda, sadece bir
"olay"
oldugunda 1srar ettiler. Adi ne
olursa olsun, olay bir nükleer tesisin bagina gelebilecek en akil almaz, en imkânsiz görünen bir
Bir
olaydi. geylerin ciddi olarakyanh; gittigi ortadaydi.
Three Mile Adasi'nda yaçanan olay kendi bagma degerlendirildiginde, nükleer santrallerin
gelecegi konusunda büyük kugku uyandirdi. Aynca nükleergücün 1973 petrol krizine verilecek
olan en akilh yamt oldugu konusunda Bati dünyasmda egemen inanci da bir hayli sarsti. Acaba
Three Mile Adas1'ndaki kaza, nükleer faallyetisinirlayarak, sanayidünyasmm petrole karçi bek-
lendiginden daha baglmil OlâC3glm mi söylemek istemigti? Her ne olursa olsun, bu kaza, Batt
dünyasim pençesine alan keyifsizlik, karamsarhk ve hatta kederciligi büsbütün arttirip pekigtir-
di. Avrupa 13irligi'nin enerjiden sorumlu bir yetkilisi bu durumu gu sözlerle tammlamigtt:
"1980'lerin
oftasmda kargilagmay1bekledigimiz durum, yani petrol için kiran k1rana koçugtur-
ma, beklendiginden çok erken gelmigtl." Ìngiltere'nin Petrolden Sorumlu Devlet Bakani David
Howell ise göylediyordu: "Alternatiflerin tümü gerçekleptirilmesi çok zor olan seçeneklerdir.
.
Aynca bunlarin tümü de çok masrathdir. Dostlar size gunu söylemek isterim ki, gerçektentehli-
ke lle kucak kucaga yagamaktaytz."
Batih devletlerin taleplerikesintiyi dengelemek, yükselme egilimindeki flyat spiralinin önü-
ne geçmek için gösterdikleriçabalaryetersiz kallyordu. Yine de Enerji Kurumu'nun son günler-
de geligtirdigi durum petrol bölügmesi" sistemine,pazara daha fazia kat1hkgetirecegi kor-
"ivedi

kusu ile karpt çikiyorlardtAynca sistemde harekete geçmenoktast olarakkabul edilen yüzde ye-
dilik petrol eksikligine erigilip erigilmedigi de kesin degildi. Hükümetler baglica iki temel hedef
arasmda ikiye aynlmigti.Nispeten ucuz fiyatli petrol satm almak veya herhangi bir flyati ödeye-
rek güvencelipetrol satin alarak kendl durumlanm garanti altma almak. Bunu baglangiçta bir
kez bagarmiglardi, ancak gimdibu iki hedefin birbiriyle çeligkilioldugu anlagilmigt1.Hükümetler
önce bu iki giktan birincinin üzerinde durdular, ancak sonra, baslalar hissedilmeye baglaymcabu
defa ikincisine yöneldiler.
Birinci öncelik yerli tüketicileretanmdl.Seçmenoldugu anlaglan bu kipiler petrolsüzb1ra-
kilmamaya çabgildi.Avrupah bir enerji bakanmm sözleriyle, enerli sorunlangimdi
"kisa,

çok ki-
sa, gerçektenkisa vadeli politikalarla yönetiliyordu." Batih devletlerden bazilan bu ara petrolü
saldirgan bazi yöntemlerle, ya dolayli olarak girketlerdenya da dolaysiz olarak devletten-devlete,
pazarhklarla elde etmigtir. Bunun sonucu güphe, suçIama, elle göstererek suÇlama ve görünügte
müttefik olan ülkeler arasmdaöfke firtmasi oldu. Petrol girketlerikadar tüketici ülkeler için de
koyunun kendi bacagmdan asilacaglydi." Biryandan da flyatlar sürekliolarak
"her
artik asil olan
yükselmekteydi.
Amerikan kamuoyu bir kez daha benzin istasyonlan önünde kuyruklarla kar§1laglyor,bu
Amerikan halkl için paniginsomut örnegi olarak görünüyordu.1973 yllinda yaçanankarabasan
geri gelmigti.Ashnda, kaynaklarm tahribi nedeniyle iran'dagerçekten bir petrol sikmtisivardi.
Rafinerilerde agir, yogun petrol kullanillyordu. Oysa ki rafineriler Iran'mhafif, ince ham petrolü-
nü ve benzerini kullanmaya ahgikti. Bu yüzden, ince petrol yerine kullanmaya zorlandtgl ham
petroldeneskisikadar çok benzin ve diger hafif ürünler üretemiyordu. Califomia'dabenzin ye-
degi çok azdi. Spot marketlerde petrolün azaldigi söylentisinin yay11mastylaeyalette mevcut 12
milyon tagitmhepsi birden benzin istasyonlannda belirip depolanm doldurmak için beklegmeye
baglam1;t1.Ülkedebu gibihallerde uygulanacakbazi acil durum kurallari varsa da bunlar duru-
mu daha da kötülegtirmekten bagka bir ige yaramad1.Bazi eyaletler,tamamen petrolsüz kalma-
mak için, sürücülerin her seferinde be; dolardan fazla petrol satm almasim yasakladi. Bunun so-
nucu istenenin tam aksi olmug, sürücüler benzin istasyonlanna bu defa daha sik gelmeye bagla-
migt1. Su ara fiyat kontrolleri petrol istifçiligini k1sitladi.Aslmda benzin fiyatlan serbest birakil-
mig 01saydi, gaz kuyruklart çok daha çabuk kaybolurdu. Bütün bunlar olugurken federal hükü-
metin kendi koydugu tahsis sistemi dagttim modellerini tarihe geçecek tarzda dondurmuy ve

647
pazan, talebi kargilayacak gekilde hareket etme esnekligindenyoksun birakmigtir. Bunun sonu-
cunda büyük kentsel bölgelerde pgrol stoku azahrken, köylerde ve tatil.bölgelerindegeregin-
den fazla petrol stoku birikecekti. Bu bölgelerde Sikintisi çekilen tek gey turistti. Özet olarak
ulus sirf kendi siyasihareketsizligi yüzünden benzin kuyruklan mekanizmaslyla karneye bag-
lanmigti. llginç oldugundan gunu da söylemekgerekir ki, benzin kuyruklanmn kendisi yeni ye-
ni benzin kuyruklan olugturmuçtur. Benzin istasyonunda kuyruga girmigbenzin bekleyen tipik
bir otomobiliele alahm. Bu otomobil bir saatlik hareketsiz bir bekleyigte bir galonunonda yedi-
sini tüketir. Yapilan bir tahmin 1979 ilkbahar ve yaz1nda Amerikah sürücülerin benzin kuyru--
gundadepoyu doldurmak için beklerken günde 150.000 varil petrolün ziyan olup gittigini sap-
tamigtti
Benzin kuyruklan ülke düzeyine yaylldikça petrol girketleribir kez daha halkm bir numa-
rah dügman1 olacakti. Suçlamalar agirdi ve hizla yayihyordu. Örnegin,girketler'petrolü vermi-
yor, salt flyatlan yukan çekmek için tankerlersahile yaklagtmlmaylp uzakta bekletiliyor, sanayi-
ciler kasitl1 olarak petrolü sakl1yor,fiyatlan yükseltmek için petrol sikmtisi yaratiyordeniyordu.
Eu suçlamalar kargismda Exxon Bagkani Clifton Garvin pahsen
"halkm
içine kangmaya", bu
suçlamalarm yanlig oldugunu izaha karar verdi. Garvin serinkanh, ölçülü bir adamdi, her geyi
enine boyuna dikkatle ölçerdi. Kimya mühendisligi egitimi gördügü için petrolcülügün her ka-
demesinde çahymig,deneyimli bir kigiydi.Aym zamanda, babast gibi ku; bakicihgtna merakliydi
ve bog oldugu zamanlar bu ige yönelirdi.(Sonrakiytllarda Milli Kupçuluk Dernegi idare Heye-
ti'nde bulunmuytur.) Simdi ise kendini medyaya adamigtl,televizyondakendislyle röportai yapi-
ltyor, Phil Donahoe Show'da rol ahyordu.Bu, dünyanm en büyük petrol girketininbagyönetici-
leri arasmda ilk defa Garvin'de görülen bir davrarugtit Fakat her nedense stok konusuna veya
petrolcülügün karmagik lojistigine deginmek için her agzmi açigta, laft agzina ttkiltyor,kendisiy-
le mülakat yapanlar donuk gözlerle balop konuyu deglgtiriyordu.
Garvin halk psikolojisini anlamakta zorluk çekmeyen bir kigiydi. "Amerikall tuhat bir in-
sandir. Büyük olan yeylere, hacimli ekonomilere ve toplu üretime tapar,fakat hem büyük hem
de güçlü olan geylerdenneftet eder. Petrol endüstrisini de en büyük ve en güçlüsanayiolarak
gõrmüg olmah" dedi. Amerikall'nm duydugu nefretin kigiye yönelík olmadigi kugkusuzdu, an-
cak Garvin bu konuda kumar oynama yanlisi deglldi. Bir gün kendisini Greenwich'inkalbi sayi-
lan post road'da, kendi yerel Exxon benzin istasyonunda, kuyrugun en arka yerinde beklegir
buldu. Ístasyon sahibi onu tamdigindanyanma gelmig, istasyonun arka tarafmagidip dönmesini
ve kuyrukta öne geçmesini Onermigti. Garvin istasyon sahibine qu soruyu soracakti: "Bunu kuy-
rukta bekleyen onca insana nasil açiklayacaksm?"
Benzinci puyaniti verecekti: "Onlara sizin kim oldugunuzu söylerim."
Garvinbu teklifireddetmly, durdugu yerde kalmigt1.

Petrol Ye Bagkan
Benzin kuyruklan JimmyCarterdöneminin sona eriginin baglanglCml simgeler. Carter da Ìran'da
yaçanan ayaklanmanmkurbanlanndan biridir. Washington'a iki yll önce, 1977de gelmigti.De-
neyimininiki ayn yönünü yansttan çeligkilibir kipiligivardi. Deniz subay1 iken meslek degigtir-
mig, yer fistigt çiftçisi ve solu bir Hiristlyan olmuytu. Ayrica Bagkanlik giysislyle,Amerika'y1Wa-
tergateskandalindan anndirmak isteyen.dünyevi bir vaiz göreviniyapmigtir. Bagkanligtsüresince
mühendislikde yapmig, Amerikan siyasi odaklarmda dönen entrikalan asgariye indirmeye ve ge-
rek yaçamsal konulara gerekse küçük aynntilara olan hâkimiyetini göstermeyeçaligmigttr.
Carter 1979 panigi döneminde liderlik için en uygun olan kigiydi. Hem vaiz hem de mü-
hendis olarak gündeminive ilgisini tam anlam1yla enerji ve petrol konusunda yogunlagtirmig,
bunu Carter yönetiminin bir numarall igi yapmigttr. Ancak gimdi kendisi yaganmamasl için uyan

648
kargi karplya gelmigti.Ne var ki bunun için ne bir ödül ne de itibar kazanmtçti, sa-
yaptigtkrizie
dece suçlanmlyti. 1979 Mart ayi ortalannda, kriz baglayah henüz iki ay olmuytu ki Beyaz Saray
enerji danigmani Eliot Cutler,Carter'a bir uyanda bulundu. "Bize her yönden oklar f1rlatillyor;
bunlar kuramsal yapidan kurtulmak isteyenler kadar, enflasyonudert edenlerden, çekici ve
olumlu program isteyenlerden, petrol girketlerininkazanç elde etmesini istemeyenlerden ve ge-
nelliklede bizim için yaçamt çekilmez hale getirmekisteyenlerden geliyor" diyecekti. Bundan
kisa bir süre sonra Three MileAdas1'ndakikaza meydana geldi ve ulus fotograflarda ayagmda sa-
rt çizmeler, nükleer mühendisJimmyCarter'1 oralarda dolagip hasar görmüç tesisipahsenteftig
ederken izledi.
Nisan aymda Carter enerji politikasi hakkmda önemli bir konugma yapt1. Konugmasmda
petrol fiyatlan üzerindeki kontrolün kalkacagint duyurmuçtu ki bunun petrol girketlerininyapti-
gi her igi suçlama egllimindeki liberalleri kizdirmasi kaçmilmazdi. Kontrolün kalkacagt duyuru-
suna yeni bir duyuru daha eklemig, petrol girketlerininagirt kazanci üzerinden
"kâr
vergisi" all-
.
nacagun duyurmuytu. Su ikinci duyurunun tutucular1öfkelendirecegi kugkusuzdu. Tutucular
tüm hükümet uygulamalarmdan ve panikten yönetmelikleri ve kontrolü sorumlu tutuyordu.
Benzin stkmtismabir çözüm getirmek amac1ylakurulan bir ÖzelBagkanlik Görev Grubu
sik sik gizli toplantilaryaplyor, bu toplantilardaenerji sorunu ele altniyordu. Global düzeyde sey-
reden petrol stkmtisiyla hizla savagma ve benzin kuyruklan Carter yönetiminnin sonunu getir-
meden, bu kuyruklardan kurtulmamn tek çaresininSuudiler'iyeniden üretimi artirmaya ikna
olduguna karar verildi; Haziran aymda,Riyad'daki Amerikan Elçisí Suudiler'e Bagkan Carter'm
resmi bir mektubunu sundu. Eu mektuptan bagka Bagkan Carter'm kendi el yazislyla kaleme
ahnmig ikinci'kipisel bir mektup daha sunmugtu.Mektuplarm her ikisinde de Suudiler'inüreti-
mi artirmast isteniyordu. Amerikan Elçisiaynca Yüksek Petrol Kurulu Bagkam Prens Fahd ile de
birkaç saat süren bir toplantiyaparak,üretimin artinlmasi ve fiyatlann dügürülmesi konusunda
igi bitirmek ve anlaçmak istemigtir. Aym ay içinde Carter silahlarm kontrolü konulu SALTII ko-
nugmalarim sonuca erdirmek ve Leonid Brejnevile antlagma imzalamak için Viyana'ya gitmigti.
Uzlagma konugmalan yedi yll süren üç ayn devlet bagkam döneminde süregelen SALTIPnin im-
zalanmast anlamli ve büyük bir icraat sayllirsada, bu o an için hissedilmemigtir. Daha dogrusu
halko zaman buna önem vermemigti. Onlar için tek Onemli konu benzin kuyruklarlydt; bundan
da Carter'1 sorumlu tutuyorlardi.

En Kötü Zaman
Art1k ulusun çogunlugu benzin sikmtisi içindeydi. Amerikan Otomobil Dernegi'nin yaptig1bir
ankete göre ülke çapindaki6286 benzin istasyonundan yüzde 58'i, 23 Haziran Cumartesi günü
kapanmak zorunda kalmigt1.24 Haziran Pazar günü ise benzin istasyonlarmm yüzde 70'i ka-
panmigti ve bu yüzden yaz mevsiminin birinci hafta sonu Amerikalilar çok az benzinle yetinme-
ye mahkûm bitakilmigti. O ara kamyonculardan bagimsiz olanlar tüm ülke çapmda korkunç bir
greve girigmig,yakit sikmttsim ve yükselen fiyatlan protesto için üç haftadir grevi devam ettir-
mekteydiler. Bunlardan yüz kadar kamyon sürücüsü bir seferinde tam trafiginen yogun oldugu
saatte Long Island Expres Hat boyunca, otuz millik mesafede trafigikesmig, on binlerce motorlu
sürücüyü çilgmaçevirmigti.Tek sorun olarak kabaran flyatlan göstermek dogru olmazdi. Enflas-
yon da bagmi ahp gEtmekte ve evvelce tahmin edilmemig bir düzeye dogru ilerlemekteydi.
Geçmigte, petrol sikmtisminyagandigt fakat henüz panik denecek bir durumun olmadly
günlerde Washington yardima kogmuçtu. Simdide tipki o günlerdeki gibi yardima kogtu ve
Amerikahlar'm ithal petrol bagtmliligini en aza indirgemek için devasa bir
"sentetik
yalat" prog-
ramina giripildi.Birçok kipinin fikrine göre Three Mile Adasi olayi nükleer santrala açilan kaplyi
kapami ti. Alternatif olarall bagka bir program dü§ünülmügtü. Kimyasal iglemler ve mühendíslik

649
iglemlerí yoluyla, öncelikle petrol benzeri sivilar Ye gazlar üretecek ve günde birkaç milyonvaril
sentetik yakit çikarmayayönelik bir program üzerinde karar kilmdi. Bunun temel metodu kö-
mürün hidrojenerasyonu idi. Almanlar'm IL Dünya Savagi'ndauyguladtgiigleme benzer bir ip-
lemle Rocky daglanndaki gistkayalan exilip toz haline dönügtürülecek ve 1silan dokuz yüz dere-
ce Fahrenheit'a getirilecekti. 80yle bir programmmaliyetínin çok yüksek olacagi, on milyarca
dolar para harcanacagl, aynca uygulamanin yillaralacagtve çok büyük çevreselsorunlar yarata-
cagl §üphesizdi.Sonurida da gerçekten çaligacagmadair elde bir garanti de yoktu. Ancak tüm bu
sakmcallyanlarma kargm, politik açidan bu fikir giderekdaha çekiciolmayabagladt ve benim-
sendi.
"Sentetik yakit"lara giderek daha çok destek verilmigti. Büyük baskilar altmda bunalait
yakit" nedeniyle yeni bir basklya da maruz kal-
"sentetik

Carter yönetimi bu baskilara ilaveten


migttr. Buna kargin yine de Carter,çahsen Tokyo'ya glderekburada diger büyük batill devlet li-
derleriyle görügmüg, e konomik konularm tartigilmasiiçin zirve toplantis1istemigtir. Bati dünya-
smin yedi lideri, petrol sikmtismin uluslararast ekonominin genel sagligma zararli olacagi korku-
suyla Carter'm istegini olumlu kargilarm; ve Tokyo'da toplanarak burada tam bir enerji zirvesi
yapmigttr. Su toplantigok tatsiz cereyanetti denebilir. Herkes alabildigince öfkeliydi. Carter zir-
ve konusunda günlügüne qu notlari dügecekti: "Bugün ekonomikzirve toplantismmbirinti gü-
nü ve ben daha gimdiden diplomatik yaçamtmm en kötü günü oldu diyebilirim." Toplantidaki
konugmalar çok sert ve kinci bir düzeyde yap11di.Carter'm söyledigine göre,toplantinedeniyle
verilen ögle yemeglbile tats1zve ho; olmayan bir atmosferde yenmigti." YineCarterhattra-
"çok

larmda olayigöyleanlatmigtir: "Almanya BagbakaniHelmut Schmidt bana kipisel olarak hakaret


etti... 'Amerika'nm barig anlagmast yapilmasma yönelik Ortadogu'ya müdahalesi, tüm dünya
düzeyinde petrol sorunlanmn dogmasmda bay nedendir' dedi." ÍngiltereBagbakantMargaret
çetin, fikir yelpazesi genig,iradesi kuvvetli, bilmedigi herhangi bir gey
"çok
Thatcher'i ise Carter
oldugunu kabul edemeyen bir hammefendi" olaraktarif eder.
Kararlaçan plana göre Carter'm bundan sonrakiduragt Hawaii'de bir tatil olacakt1.Ancak
Beyaz Saray iç politika dampmani StuartEizenstatbõyle bir durumda tatil yapmamn birinci de-
rece tehlikelipolitik sakinca tegkiledecegi korkusuyla bu geziyekargi çikmigtir.Bir aydandaha
uzun süredir seyahat halinde olan Bagkan ve refakatçilerin ülkede hâkim olan psikolojik havay;
anlamadildan görügündeydi.Birsabah, Beyaz Saray'a giden yol üzerinde benzin kuyruguna gir-
mig ve ConnecticutAvenue'deki kendi mahallesinin benzin kuyrugunda tam kirk be; dakika
beklemig, kendisi de tipki ülkenin bir ucundan öbür ucuna benzin kuyruklarmda beklegen yurt-
taglan gibi önüne geçilmez bir öfkeye kapilmigtt. Aynca, ulusal düzeyde hissedilen bu öfkenin
hedefi sadece zavalh benzin igletmecileri ve petrol girketleride olamazdi. Bundan sadece yöne-
timin kendisi suçluydu. Eizenstat fleride bu günlerden söz ederken gunlarisöyleyecekti: "Geçir-
digimiz o günler karanhk, kasvetli günlerdi. Tüm problemler, enflasyon ve enerji sorunlan bir
araya gelmigti. Sanki tüm ülke bu sorunun üstesinden gelememeninaczilliyaç1yordu." O güne
kadar dig politika konularma egilmesinedenlyle bu sorunla fazla ilgilenememig olan Carter artik
ülkede olup biteni anlamak zorundaydi.
Bu nedenle, Tokyo Zirvesi'nin son gününde, Eizenstat devam etmekte olan benzin sikmti-
si konusunda Carter'a oldukça karanlik ve can sikici bir memorandum göndererek durumu llet-
ti: "Amerikan halkim gimdíye degin hiçbir gey bu derece sinirlendirmemig, aklmi karigtirmamig,
kizdtrmamigtl. Halk gimdiyekadar hiçbir zaman öfkesi'ni sizi kipiselhedef alarak göstermemigti.
Birçokaçidan yaçamakta oldugumuz bu güne gelmig geçmig zamanlarmen kötüsü denebilir.
Ancak yine de inamyorum ki bir firsat dügtügünde bu durumu düzeltebiliriz." Eizenstat memo-
randumu üzerine zaten yorgun dü müç olan Carter, Hawaii gezisini derhal iptal edip Tokyo'dan
ülkesine döndü. Çokgeçmeden kendisine oy verenlerin sayismda yüzde 25 dü§üg oldugunu an-
layacakti. Bu tiple Nixon'un istifadan önceki son günlerde yaçanan duruma benziyordu. Mary-

650
land daglanndaki Camp David'e çekilerek Patrick Caddell'in 107 sayfahk kitabma sanhp ülke-
nin gelecegi konusunda dügünmeye bagladl. Eu arada Amerikalt bir liderler kesimlyle gÖrügme-
yi ve Amerika'mn en büyük sorununun "Narsisizm" (kendinehayranhk) oldugunu savunan ki-
taba sanlmayi da ihmal etmemigtir.
Temmuz aymda Suudiler petrol üretimini günde 8,5 milyon varilden 9,5 milyonvarile çi-
kardL Birlegik Devletler'den gelen baskilara boyun egmig, kendi güvenliklerinide dügünerek
üretimi yükseltmiglerdi. Suudi Arabistan petrolündeki üretim artigi, izleyen aylariçinde silantlyi
biraz haliflettiyse de uzun vadeli bir çözüm say1lamazdi; ayrica, son birkaç ay içinde olaylarm
dogruladigt gibi Amerika'nm ve Bati dünyasinm refah için güvenebilecegibir dayanak da ola-
mazdi. Amerikan kamuoyunun yatigip öfkeli psikolojiden kurtulmast için bu fazladan üretim ye-
terli deglldi.
Sonuç olarak, Carter bir geyler yapmaya veya yapar görünmeyemecbur edilmigti. Bu gey
büyük, olumlu ve uzun vadeli olmaltydi. Bu sebeple öngörülen büyük sentetik fuel tesisiplanma
d0rt elle sanldi. Eu plan genelde 1975'te Nelson Rockefeller'in önerdigi yüz milyar dolarlik
plana dayandirilmigt1. Carter plana halkm giddetle muhtaç oldugu
"çekici

ve olumlu" bir plan


gözüyle bakti. Kendisi ile beraber çaligan kadrosu da bu plam kesin öneri haline getirmekiçin
canla bagla çaligtilar.Ancak bu ara baz1 itiraz sesleri de yükselmiyor degildi. TheNew York77-
mes 12 Temmuz sayismda ilk sayfada Harvard Business School mensubu bir aragtirmact grubun
BirlegikDevletter'in sentetik yakit yerine enerji korunmasi programiyla petrol ithalatim çok da-
ha ucuza ve çok daha Çabukbagarilabilecegini yazdi. Sentetikyakit programmm çevreselaçidan
da olumsuz sonuçlar Verebilecegini uyaranlar da çikmigt1.Yine de Carter temmuz aymda mora-
li bozuk Amerikan halkma yaptigt konugmada kendi plamm açikladi. 1990 yilma kadar, dáha
çok kömürden ve gist petroldenolmak üzere günde 2,5 milyonvaril sentetik yakit çikanlacaglM
duyurdu. Öncelerigünde 5 milyon varil çikarilacagmi söylemekistemigse de sonralaribundan
vazgeçiritmigti. Konuçmasinda bu kelimeyi kullanmadigi halde sonradan konugma halk arasinda
"Carter'mmalaise(keyifsiz) konugmasi" diye amlmigtic
Carterkendi kabinesinde degigiklikyapmak, özellikle de iki kabine üyesini, Hazine Bakam
Michael Blumenthalile SaglikBakam JosephCalifano'yuistifaya zorlamak istedi. Politik danig-
manlan Hamilton Jordanve Jody Powell, onu bu iki bakanm sadakatsizligine inandirmigti. Stuart
Eizenstat ise tam aksini savunup bu iki bakanla her gün beraber çaligtlgLm, her ikisinin de yöneti-
me sadakatle bagh oldugunu söylemigtir.Eizenstat Israrla Bagkan'dan Califano'yu ve Blument-
hal'i kabine digtbirakmaniasmi istedi ve bu konuda o güne kadar hiçbir zaman olmadigt kadar ts-
rarh davrandi. Califano'nunçok güçlüpolitikdestege sahip oldugunu,Blumenthal'in de enflas-
yonla savagmada yönetimin en ategli savunucusu oldugunu söyledi. Ne var ki Carter kararmi ver-
migti. Bu iki bakan gitmellydi. Ancak nasil? Bir kabine toplantisiöncesinde, üst düzey maiyetin-
den birkaç kipiyekabine üyelerinin hepsinden istifalarmi isteyecegini bildirdi. Bakanlarm istifasm-
dan sonra istediklerini tekrarkabineye alacakti. Maiyetindekilerden bazilan bu fikre giddetle kar-
i çikipBagkan'tkararmdan döndürmek için canla bagla çaligtilar. Böylebir davrampin panik ydra-
tacagim ifade ettiler. Ancak Bagkankararinda Israr ediyordu. Kamsmagöre krizden bunalmt; ulus -
bunu olumlu kargilayacak,yeni bir sayfanm aç1hyl kabul edip, boyun egecekti.
Carter hiç vakit kaybetmeden kabineyi topladl. Yönetimin içinde bulundugu aym karam-
sar hava toplantlyada yansimigti.Öncedenplanladigt glbi Devlet Bakam Cyrus Vance Bagkan
Carter'm her geyiyeni bagtan ele alabilmesi için tüm kabine üyelerinin istifa etmesini teklifetti.
Bagkan bu teklifiolumlu kargiladigini bildirdi. Birkaç dakika sonra, odaya giren Ortadogu bari§
elçisi Robert Strauss, hiçbir yeydenhaberi olmadigi halde odadaki soguk havay1sezmig, çaka yo-
luyla herkesin istifa etmesi gerektigini söylemigti. Onun bu sözleri sükutla kargilandi. Sonunda,
kabine üyelerinden biri Strauss'un omuzundan egilerek, "Bob, çeneni tut, hepimiz zaten istila
ettik" diyecekti.

51
Sonuçta be; üye kabineden aynlmigtL Bunlann bazilan igten kovulmug, bazilan da istifa et-
migtir.Bundan amaç Bagkanlik liderlignin prestljiydi. Ancak amaca ulagmamig, tam anlamiyla
ters tepki yaratmtytit Kabine üyelerinin bu beklenmedik aynlig haberi ülke düzeyinde ve Bati
dünyasmda derin yanlolar uyand1rmig, güvensizliginyaygmlagmasma neden olmugtu.O günkü
ögle yemeginde WashingtonPost gazetesiiç haberler editörü karanlik bir tablo çizerekAmeri-
ka'mn merkez hükümetinin o gün çökmüç oldugunu mmldanmigt1.

Kedi-Fare Oyunu
Spot flyatlar dünya petrol parannda 1979 yazmda biraz dügüg gösterdiysede bu çok az düzeyde
kalmigttr. Bazi OPECülkeleri üretimi azaltmayi sürdürmekteydi.Irak, Arap milliyetçiligi kahra-
mam olan ve 1973 petrol silahma bagvurmada büyük ün kazanmig Enver Sedat'1 1978 Camp
David barigmda Israillle antlagma ímzaladigt için cezalandirmak istemig, tu yüzden ambargoyu
genipleterekMisir'a yapilan petrol sevklyatim durdurmugtu. Nijerya'ya gelince, 1973'ten beri
"petrol
silahi" kullammmda en dramatik uca kadar gitmigolan bu ülke BP'nin ülkedeki holding-
lerini devletleptirmigti. Bunu, BP ingllizgirketininGüney Afrika'ya dolays1z satly yapmasina mi-
silleme olarak yapmigti. Daha sonra girketin yeni devletlegtirilen petrolünü daha yüksek fiyata,
açik artirma yoluyla satmigt1.
Bunlar olugurken bir yandan da petrol ahcilan stok hazirlamak, yedek tanklanm doldur-
mak için faallyetlerini devam ettirdiler. Her geyinbu kadar belirsiz oldugu, gelecekten endige et-
tikleri bu günlerdebunu yapmaktan geri kalmadtlar. Geneltahminleregöre, talep büyümesini
sürdürüyordu. Ancak bu yanh§ bir hesaptL Gerçekteortadabir dügüy vardi. Bu dügüghem koru-
ma tedbirlerininilk etkilerini yansitiyor hem de iktisadi bir geri gidigisimgeliyordu. Ancak dügüg
ilk önceleri pek fark edilmemigti. Benzin aligverigiise tüm çilgincahizlyla devam etmekteydi.
Shell Sirketi benzín koordinatörünün gözlemine göre "Üreticidevletle yaþ11anher uzlagmagö-
rügmesi insana sinirden tirnak yedirten bir igti. Sirketbagkanlannm kafasindatek bir dügünce
vardi. Resmen kabul edilmig flyat düzeyinde kalmak ve spot flyatla petrolsatm almamak. Petrol
sahipleri de dogal olarak bunu sezdiginden ortada bir kedi fare oyunu oynanmaya bagladi... So-
nuçta gerek kontrattaki kogullar gerekse ödenmesi gereken flyatlar sürekli olarak daha kötüye
gitti."
Her panik olaymda oldugu gibi burada da igin anahtar noktasi bilgi, daha dogrusu bilgi ek-
sikligi idi. Eger elde, zamanmda ele geçmig, saglikh,güvenilir ve genië çevrelerce kabul görmüg
yeterli bilgt olsaydi, girketler bog yere gereginden fazla stoklamayaptigim fark eder, talebin azal-
makta oldugunu anlarlardi. Ancak elde bu tür bir istatistik yoktu ve eskiye ait bazi bulgulata da
ragbet edilmemigti.
OPEC ülkeleri için flyat artigl yapmakta herhangi bir smirlama yoktu. Ingiltere'nindevlete
ait yeni petrol girketi BNOC, çok ragbette olan güvenilir"Kuzey Denizi ham petrolüne" istedigi
kadar zam yaplyor, hatta zaman zaman pazarda bu konuda önderlik ediyordu. Petrol pazannda
gözlem yapmig biri bu konuda "Eger BNOC ve Ingilterehükümeti OPEC gibi davranlyorsa,
OPEC petrol flyati spiraline neden son versin ki?" demigtir. Suudi Arabistan digmda tüm OPEC
ülkeleri çok geçmeden bu yança katildilar ve aym geyiyaptilar. Böylece pazar, her an degigen ko-
gullar,düzensizlik ve karmaganm büsbütün hâkim oldugu böyle bir havada ticaret erbabmm hü-
cumuna ugradi. Ticaret yapanlarmbazisi ticaret odalarmdan gelmigti,bazilart ise bu meslege
1973'ten sonra glrmig kipilerdi. Digerleri bu yança sonradan, son dakikada, küçük çikarlarinm
kargilanmasi, örnegin telefonveya teleksalmak için katilan kipilerdi. Su kipilere hemen her yer-
de, her resmi muamelede rastlamak, onlarmgeleneksel petrolgirketleriyle-sahiplik için çatigtigl-
m görmek mümkündü. Denizagm gelen bir kargonun tekrar tekrar yeniden satildigioluyordu,
hatta bir gün elli alti kez sattlmigti. Tüccarlarm tek istegi satigm çabuk yapilmasiydi. Bu ara orta-

652
da büyük paralar dönüyordu. Bir süper tankerdekitek bir kargo petrolün 50 milyon dolara satil-
digt oluyordu.
Ticaret erbabmm böyle davranmaktaki diger bir amaci da büyük irketlerin entegre sistem-
lerini parçalamakt1. Eski günlerdepetrol bir girketinentegre kanallan içinde kalir, buradan diga-
nya s1zmazdL Qimdi ise devlete ait petrol girketleritoplamüretimden kendilerine giderek daha
ve daha büyük hisse istiyordu. Kendilerine ait bir dagitim sistemleriolmadigmdan petrollerini
genigbir ahci kesimine, büyük petrolgirketlerine,bagimstz rafinerilere ve tüccarlarasatiyorlardi.
Tüccarlarkontratta yazih dügük flyatlarla, pazardaki daha yüksek, daha degigken spot piyasa fi-
yati arasmda çok büyük çeligki oldugu zamanlarda bu durumdan kendi ç1karlaniçin yararlam-
yorlardi. Su onlar için en uygun zamand1. Büyük girketlerinbir üst düzey yetkilisi"Tüccar ko-
layca en iyi konumda olabiliyordu. Yapacagi tek gey ne yaptp yapip kendisine resmi bir kontrat
saglamakti" demigtir. Kontrati èle geçirdikten sonra petrolünü spot piyasada, varill sekiz dolar-
dan satmasi, böylece tek bir sevklyattan kendine muazzam bir servet saglamastiçten bile degil- .

di. Ancak bu tüccar inamlmaz derecede kârli olan bu resmi kontrati nas11saglayacakti? "Yapaca-
gi tek gey gerekli makamlara ve taraflaraçok küçük, hemen komik denecek bir komisyon öde-
mekti. Bazi hallerde; beklenen bu sari zarflarm elden ele geçtigi de olurdu." Bu komisyon saye-
sinde tüccarmelde edecekleri dikkate almirsa, komisyon sadaka glbikallyordu.
Böylece, 1979ylh yazinda ve güz bagmda, dünya petrol pazan tam bir anar§i yaçamigttr.Bu
anarginin global etkileri 1930'lu ylllarda Dogu Texas'ta Dad Joiner'inkegfinde ve Bati Pennsylva-
nia'da petrolcülügün ilk günlerinde ya anana klyasla çok daha piddetliolmuqtur. Su günlerde üre-
ticilerinve tüccarlarincepleri para ile gigkinlegmig, tüketicílerise panigin bedelini ödemek için el-
lerini ceplerine sokmak zorundabirakilmigtir.Ihracatçilarin inanci, bu durumun petrol gücü açi-
smdan da büyük bir zafer olduguydu. Kamlarma göre pazarm bir tahammülsmm, kendiferinin
ise kazanç smm yoktu. Bati dünyasmdaki bazi çevreleregelince onlar kara kara dügünmeye ve
korkmaya baglamiglardi.Bazi geylerden endige edíyorlardi. Onlara göre endige edilecek konu sa-
dece dünyanm en degerli metasmm flyati ve dünya ekonomisinin iktisadi büyümesi ve bütünlügü
degil, kendi bildikleri gekliyle,belki de uluslararasi düzen ve dünya toplumuydu.

Dünyada Bunalim
1979'un o yaz aylannda JimmyCarter kabinesinden ayrilanlararasmda James Schlesinger de
vard1. Her geyingeriye gittigini,bunun sadece enerji pazarlarmda degil uluslararasi politikada da
olugtugu gözlendiginden Birlegik Devletler'in konumuna da üzülerek, morall bozulmuy halde
Washington'da bir veda konugmasi yapmak istedi. Su konugmada duygularmi tipkidört yll önce
GeraldFord onu Savunma Bakanhgl'ndan çekilmeyezorladigt günkü gibi çekinmeden aç1klaya-
caktl. O gün, her zamankinden daha sakin olarak konugmaya haz1rlandi. Niyeti bu defa copturu-
cu ve uyanc1 bir üslûpla konugmakti. Ilk önce Winston Churchill'in Birinci Dünya Savagi tarihi-
ni anlatan Dünya Krárikitabma atif yapt1. Bu kitabm bazi sayfalarmda ChurchillIngiltere donan-
masmi kömürden petrole döndürmek için girigtigi mücadelelerden söz ediyor, Iran'dan gelen
petrole baglmli olmanin risklerine kargin bunu nasil yaptigim anlatiyordu. Simdiaradan altmig
yll geçmig,bu risk bir gerçek olmugtu.
Schlesinger konugmasmda göyledemigtir: "Bugün, Churchill'inyarim yüzyll önce tammla-
di L dünya krizini çok daha.büyük boyutlarda yaçamaktayiz. Bu kriz petrolün getirdigi sorunlar
yüzünden gimdiçok daha büyük ve kapsamhdir. Öyleanlagillyorki eger varsa bile, bundan kur-
tulmanin çaresi çok zorludur. Politik bir karardan, politik istikrars1zhktan, terörist hareketler ve-
ya büyük teknik sorunlardan dogabilecek herhangi bir duraklama son derece ciddi ve tahripkâr
sonuçlar getirebilir... Enerjinin gelecegikaranliktir Ye önümüzdeki on yll içinde daha da karan-
hk olmasi olasidtr." Ïleridekigünlerde Schlesinger bu konuçmasina deginirken "Ben asimdabir

653
moral bozucu degilim" demigtir. Ne var ki o günün kogullan lçinde durumu kurtarmak için ya-
pabilecegi bir gey yoktu. Bu nedenle o gün bu görügleriifade ettikten sonra, biraz da kurtulugun
verdigi gönül rahathgiyla, devlet görevinden aynldi. Bundan kisa bir süre sonra, Schlesinger'in
konugmasmda yansittig1karanlik tablo, batihlann gelecegihakkmdaki sözler,diger kipilerin Ba-
ti'nm çökmesidiye niteledikleri geyler birer birer gerçeklegecek,çok daha karamsar, çökertici
anlam kazanacakti.

654
34
"Gidiyoruz"

4 Kasim 1979 günü Washingtonsaatiyle sabahmsaat üçünde, BirlegikDevletler'inTahran Elçi-


ligi'nde meslek memuru olarak g0revli-Elizabeth Ann Swift,Washington DC Digigleribinasmin
yedinci katinda Komünikasyon bölümünün can daman sayilanOperasyon Merkezi'ni telefonla
arad1. BayanSwift'insöyledikleri telefonunWashington ucundaki yari uykulu memurlan telag-
landirmig, harekete geçirmigti.Tahran saatinegöresabahinepeyce ilerlemig bir saatinde telefon
eden Swift, ayak taktml genç Ìranlilar'dan olugmuy büyük bir grubun zorla elçilik bahçesine glr-
digini, binayl kugattigim ve diger binalara da girmek için zor kullandigmt rapor ediyordu. Sir bu-
çuk saat sonra bir kere daha telefoneden Swift bu defa saldirganlann eiçiligin bir bölümünü ate-
geverdigitiibildiriyordu. Daha sonra, aradan yarim saat geçtiginde bir kez daha telefonasanlan
Swift, bu defa saldirganlardan bazilarmm odanin digmdaki iki silahsiz Amerikall'yl ölümle.tehdit
ettigini, elçilikmemurlari çaresizlik içinde tranhükümetinden bir yetkiliyletelefoniletigimi kur-
maya çaligtiginda kaplya dayali masa ile kanepeyi itip olis içine dald]klanm, gu stradada Ameri-
kalilar'm ellerini baglamakta olduklanni rapor etti. Telefonun öbür ucunda kendisini gokhalinde
dinleyenlere bu durumu bildiren Swift sogukkanliligtelden birakmaylp gayet profesyonetce dav-
ranmig, olan bitenleri sükûnetle antatmigt1.Telefonla verilen rapor gämlegine Humeyni'nin res-
mi iligtirilmig genç bir Iranli'nmodaya dalip Swift'in elindentelefonukapmasmakadar böylece
devam etti. Son söz olarak Swift "Gidiyoruz"demigti, Daha sonra o da diger Amerikalilar gibi
rehin alm1pgözleribagli olarak bagka bir yere götürüldü. Telefon böylece odada hiç kimse olma-
digi halde, uzun bir süre açik kald1.Sonra o da kesildi.
Sahdöneminde Amerikan Elçiligi'nde bin dört yüz personel varken, sonradan personel sa-
y1s1altmigüçe indirilmigti.Altm1; dött kipilikbu ana kadronun hepsi kalabalik, külhanbeyi, vah-
i bir partizan grup tarafmdanrehine olarakalinmigtir.Bunu yapanlar sonradandünyaya "ögren-

ci" olarak tanit11di.Amerikalilar'dan bazilan sonradanserbest birakilmig,ellisi ise rehin tutulma-


yl sürdürmügtür. Bu stralarda Íran'da rehin alma krizi salgin hale gelmig, ikinciPetrol Sokudaha
da jeopolitikbir Radroylayeni bir dänemin kapismi açmigti.
Rehin alma olayinigerçekleptirenlerin asil hedefi Mtihammed Pehlevi ve onunla dostluk
kurmuy olan Amerika'da odaklanmtyt1.Muhammed'in babasi Riza Sahda bir vakitler ayni du-
rumla kargilagmig,ancak o Güney Afrika'da sürgün olarak sigmachkbir yer bulabilmigti. Oglu
Riza için durum ayni degildi. O sürgündekigünlerini modern bir Uçan Hollandall gibigeçirmig-
tir. Riza kendisine hiçbir limanda Siginacak yer bulamamtytir. Sanki bir lanete ugramig, sonsuza
dek oradan oraya sürüklenmeye mahkûm edilmigti. Misir'a,Fas'a, Bahama Adalar1'na ve Meksi-
ka'ya gittiysede bunlardan híçbirinde kabul görmedi ve sürekliolarak kalmasmaizin verilmedi.
Herkesingözünde istenmeyen, apagt tabakadanbir parya, dünyanm sempati duymadigt bir kigi
olmuçtu. Ayrica, hükümetler Sah'ayakmlik göstererek ne zaman ne yapacagi belli olmayan
Iran'möfkesini üzerlerine çekmektenkaçmmiglardir. Birkaç yll önce. Sah'agösterilenonca ilti-
fattan, occa pohpohlama ve yardakçiliktan, endüstri ülkelerinden ziyarete gelensaygidegerbag-

655
bakanlar ve bakantardan, dünyamn dört bir yanmdan Sahönünde egilip reverans yapan güçlü-
lerden ortada hiçbir iz kalmamigt1. Sanki bunlarm hiçbiri yaçanmamigti. Bu ara, igleri daha da
kötülemek istercesine, Sah'amusallat olan kanser ve daha bagka rahatsizliklar vücudunu kemir-
meye baglamigti. Burada, dikkate deger bir olaya deginmek yerinde olur. Üst düzey Amerikall
yetkililer Sah'mciddi gekildehasta oldugunu ancak 1979Eylülay1sonunda, iran'danzorla ç1ka-
nldigi tarihten sekiz aydan daha uzun bir süre geçtiktensonra ögrenmigtir. 18 Ekim'den evvel
de hastaligm kanser oldugunu anlamamiglardir. Carter Sah'mtibbi tedavi için BirlegikDevlet-
ler'e girmesine izin vermemig, bu konuda israrh davranmigtir. Ancak aylar geçtiktensonradir ki,
yönetimin girigimiyle uzun görügmeve tartigmalarsonunda,Sah'm bu ülkeye gelmesineizin ve-
rilmigtir. Bu, Henry Kissinger'in etkili kampanyasi, John McCoy,DavidRockefeller ve digerleri-
nin çabalanylagerçeklegmigti. ,Sah New York'a 23 Ekim'de geldi. New York Hospital, Cornell
Tip Merkezi'ne takma bir isimle, Birlegik Devletler DigigleriMüstegan David Newsom adiyla
kaydedildi. Müstepar bundan oldukça tedirginolmuytu. Yine de Sah'mhastanede oldugu çok
çabuk anlagilmt; ve çevreye yayilmigt1.
Birkaç gün sonra, SahNew York'ta tedavi görürken Carter'm ulusal güvenlikdamgmam
Zbigniew Brzezinski Cezayirihtilall'ninyirmi beginci yll kutlamalarma kattlmak üzere Cezayir'e
gittL Burada iran'myeni BagbakamMehdi Bazargan'la ve hükümetin digigleri ve savunma bakan-
lanyla tampt1.Aralarmda geçen konugmada konu dönüp dolagip BirlegikDevletter'in yeni dogan
Íran'lanasil bir iligki kuracagma geldi.Brzezinski görügünü belirtti ve 1srarla BirlepikDevletler'in
Iran'agirigilenfesat hareketlerine karigmamasi, yahut da bu hareketleri desteklememesi gerekti-
ginisöyledi. Bazargan ve bakanlari ise Sah'mAmerika'ya kabul edilipiniprotesto ettiler. Sah'1 mu-
ayene edecek doktorlarm iranliolmasi gerektigini,s adece onlarm Sah gerçekten hasta m1yoksa
bir fesat hareketini örtmek için hasta numarasi mi yaptigim anlayabilecegini ifade ettiler.
Cezayirtoplantisma ait haberler basmda büyük ilgi uyandtrmig, Sah'mAmerika'ya geldigi
haberini gölgelemigti. Bu haberler Bazargan'm teokratik ve agin radikal rakiplerini oldugu kadar
genç militan radikalleri de alarma sevk etmigti. Onlarmgözünde Sah dügmandi ve hainlerin
bir
bagiydt. Sah'm BirlegikDevletler'deki varhgi 1953 yllmm anilanm bir kez daha tazelemig,Mu-
saddik'm dügügü, Sah'inRoma'ya kaçig1 ve sonra muzafferbir gekilde yeníden tahta dö'nügü bir
kez daha belleklerde tazelenmigti.Ayrica iran halki BirlepikDevletler'in yeniden bir darbe girigi-
mi yaptirip Sah'1 tekrartahta getirmesinden korkuyordu. Ne de olsa "Büyük Seytan" dedigi Bir-
legik Devletler akla hayale gelmezen kötü müsibetleri bile gerçekleptirmeye yetenekli bir yapi-
daydt Aynca Bazargan'm, Büyük Seytan'm bagajanlanndan biri saydiklan Zbigniew Brzezinski
ile, daha SahNew York'a geleli henüz bir hafta olmugken, glzlice konugtuklanm da duymuglar-
di. Acaba bundaki amaç neydi?

Amerika'ya Ölüm
Amerikan Elçiligi'ni iggal için gereken sebep ve bahane içte bu kogullar altmda hazirlanmtytir.
Belki baglangiçta niyet iggal degil, oturma eylemiydi; ancak çok geçmeden oturma eylemi iggale
önünde
ve kille halinde adam kaç1rmaya dönügtü ve garip bir panayir görünümü aldt. Elçiligin
toplampteyp kaseti, ayakkabi, gömlek,gapkave kaynamig geker pancari satan saticilar bu görü-
nümü tamamlayanparçalardl. Íggalciler elçilik telefonunacevap verirken "Burasi casuslar yuva-
si" diyecek kadar ileri gltmigti. Anlagildigma göre Ayetullah Humeyni ve yakm çevresininbu
planli tecavüzdenhaberleri vardi ve hatta saldmyi yüreklendirmiglerdi. Bu durumdan yararlan-
d1klan, iggali kendi amaçlari için kullandiklan da apaçtk ortadayd1. Eu yeni bunalimi Bazargan
ve Bati ile iligkisi olan diger kigileri d1plamak, kendi güçlerini ortaya koymak ve Humeyni'nin
"Amerikan hayram kokugmuy beyinliler" dedigi kargitlarmi silip süpürmek ve böylece teokratik
rejimin gereklerini yerli yerine koymak amactyla kullanmiglardtr. Bütün bunlar tam anlamiyla

656
gerçekleginceye kadar, yaklagik on beg ay rehine krizi sürdürülmügtü. Bu süre tam olarak 444
gündür.Art1k her sabah Amerikalilar "Rehin Tutulan Amerika" haklanda bir.yazi okumaya ahy-
migtl. Amerikahlar her aksam televizyonekranlan bagma geçip, isyancilarm koro hallnde tekrar
tekrar söyledigt "Amerika Tutsak Almdt" slogamm dinlemeye zorlanlyordu. Rehinalman Ameri-
kahlar't konu eden ABCTelevizyonu gec'eprogramlanyla seyirci tirajmdaJohnnyCarson'un To-
night Show'una baçanh bir rakip kesilmigtL
Rehine krizi ashnda çok güçlü bir mesaj vermigtir. 1970'lerde, dünya pazannda gücün yer
degigtirme olay1globalpolitikadacereyan eden daha büyük bir dramm sadecetek bir parçasidir.
Mesa] BirlegikDevletler ve Bati'nm gerçekten dügü§e geç tigini,savunmanoktasma geldiginive
anlagildigina göre ekonomik veya politik olsun, ç1karlanmkoruyamadigim duyurmuçtur. Car-
ter'm rehin alma olayindan iki gün sonra kisaca özetledigi gibi "Amerikalilar'i açikgözlülükleriy-
le gafil avlamiglardi." Aynca, huzursuzluga sebep olan sadece Íranda degildi. Birlegik Devletler
kendisini bölgeden çikarmak isteyen birçok Ortadogulu kargitlarmm saldirisma maruzdu. Daha
- sonra, Suudi Arabistan'a ve bu ülkenin Bati ile baglanna piddetlekargi yedi yüz kadar silahh ra-
dikal, Mekke'deki Büyük Camii ele gegirecekti. Bu olay bir ayaklanmamn ílk perdesi sayllmigtir.
Daha sonra bu igi yapanlar camiden zor çikarilmigti. lleriki günlerde artik yeni bir
.kullanarak

ayaklanma olmamigsa da bu olay tüm Islamdünyasinda dalga dalga yayllmig,goketkisi yapmig-


tir. Sonradan arahk baglarmda Suudi Arabistan'm dogu kismmda petrolün can daman olan Al
Hasa'da bir giiprotesto gösterisi oldu. Bundan birkaç hafta sonra, yine arallkta bu defa çok dra-
matik ve daha büyük bagka bir gokyagandi. Sovyetler Birligt fran'mdogu kompusu olan Afganis-
tan'i iggal etmigti. Bu olay hem Körfez devletlerini hem de Batt'y1derinlemesine sarsmigtir. Eu
olay,çok kipinin anladigt gibi Rusya'nm bir buçuk yüz ylldir hayal ettigi Bati'ya dogru ilerleme
azminde hâlâ kararli oldugunu kanitlamigtl. Simdi Ortadogu'daki yagmadan mümkünoldugun-
ca çogunu ele geçirmek ve kendini bu konuma ayarlamak için Bati'dakikarmagadan yararlani-
yordu. Rusya artik eskisinden çok daha cüretli kesilmigti.II Dünya Savagi'ndan bu yana komü-
nist blok tarafindabüyük boyutta askeri kuvvet kullanan ilk devlet Rusya'dir.
Sovyetler'inbu hareketine Bagkan Carter 1980 Ocak ayinda, sonradan Carter Doktrini de-
nen duyurusuyla cevap verdi. Bu doktrinle Carter gunu 80ylemigtir: "Dururnumuzu aç1k seçik
belirtmeliýiz. Surasi iyi bilinmelidir ki Körfez bölgesinin kontrolünü ele geçirmeye yönelik d1;ar-
dan gelebilecek herhangi bir girigimdogrudan dogruya Amerika BirlegikDevletleri'nin yagamsal
ç1karlarmayöneltilmig bir saldirl sayllacaktir." Carter Doktrini Amerika bagkanlannin öteden be-
ri, Harry Truman'm 1950'de Ibni Suud'a yapt1gtuyandan bu yana söylediklerini bir kez daha,
ancak bu defa daha açik olarak yinelemig bir doktrindir. Tarihi sonuçlan aç1smdan 1903 Lans-
downe Beyannamesi'yle benzerlik taç1r.Hatirlanacagi gibi Lansdowne Beyannamesi'yle günün
ÌngiltereDigigleriBakarli Rusya'y1 ve Almanya'yi Íran Körfezi'nden çekilmeleri için uyarmigt1.
Carter, bagkanllglnm ilk yih olan 1977de, Sah'1boyun egmeye zorlayan, flyatlan yükselt-
meme taahhüdünü yerine getiren adam olarak petrol dünyasirida büyük sayginhk kazanmigt1r.
Bu yillarda halk ona Sah'1 evcilleptiren, onu flyatlar üzerine atlayan atmacadan ödün vermeyi se-
ven bir güvercine dönügtüren sihirbaz gözüyle bakmigtir. Ísrailile Misir arasmda Camp David
Anlaymasi'mn mühendisligini de o yapmigtl. Ne var ki artik bütün bu icraata gölge dügecekti.
ah diglanmigti; iranÌhtilali1979 petrol paniginin kivilcimim tutugturmuçtuve artik Carter Bag-
kanligi Ïran'dakiher olayda lanetleniyor, Tahran'da
"ögrenci"
adlyla yaçayan militanlarca, Bag-
kan Carter politik anlamda pahsentutsaksaythyordu.
Rehineler almdiktan sonra, günleri sayili olan Sahve refakatindekiler çarçabuk Ameri-
ka'dan aynlmaya hazirlandi. Aynligtan evvelki son birkaç saati bl.rAmerikan Hava Üssü'nde,
pencereleri demir parmaklikla örülü bir psikiyatri koguçunda iç1er aan bir yalmzliga terk edil-
mig olarak geçirdiler.Buradan Panama'ya ve sonra da tekrar Misir'a gittiler. Misir'da, artik tü-
kenmig olan Sah1980 Temmuzu'nda, Tahran'dan aynhgmdan bir buçuk yll sonra ölmügtür. Bu-

657
na hiç kimse alding etmemigti. Kazak tümeninden bir subaym oglu olan Muhammed Pehlevi
ölümünden önceki günlerde artik olup bitenlerle ilgisini tamamenkesmigti, Rehine olayma, pet-
rol pazarmdaki panige ve bir zamanlar o kadar önemli rol oynadigi uluslararasipetrol oyununa
artik aldmg edecek durumda degildi.
Rehine olaymdan hemen sonra Carter bu olaya tepkisiniBirlegik Devletler'eithal edilen
Iran petrolü üzerine ambargo koyarak ve Íran'aait Amerika'daki mal varliklanm dondurarak
gösterdi. Ïranltlarda kargi tepti göstererek franpetrolünün herhangi bir Amerikan firmasma ih-
racm1yasaklad1. Carter ceza araci olarak ilk etapta sadece ithalat yasaklamasini ve dondurma
mekanizmasmi dügünmügtü. Amerika'daki hesaplanmn dondurulmasi Iran'1fena etkilemesine
kargin petrol ithal yasagt hiç etkilememigtir. Etkilememekle beraber yine de bu yasaklama petro-
lün dünyaya dagitimmda yeni bir ayarlama gerektirecekti. Bu yasaklamayla dagtim yollan büs-
bütün tikanml; ve spot markete fiyatlarm çilginca yükselmesine neden olan daha çok ahci gel-
migtir, Bazi sevklyatlarin varili kirk bey dolardan satildigi olmuytur. Iranlilar'agelince onlar pet-
rollerini biçare Japon ticaret girketlerine varili elli dolardan satmigtir. Petroldeki bu yer deglytir-
me, rehin alma olayindan sonra pazarda gözlenen genel endige ve stresi büsbütün körüklemigtir.
Su durum hiç bitmeyecek gibi görünen panik petrol alimmt ve fiyat zamlarun büsbütün yukan
çekmigtir. Büyük girketlerden bir yöneticinin aci act belirttigi gibi "Bu partlariçinde girketlernor-
malden çok daha fazla stok yapma geregini duymuytu." Stok yapmak, güncel sanayi dilinde
korunmas1" bir anlamda sigorta kabul ediliyordu.
"stokun

Rehine alma olay1daha da kapsamh sonuç ve yankilara neden olmuçtur. Her geydenönce,
bagta Birlegik Devletler olmaküzere, gücü itibarlyle savag sonrasmda siyasi ve iktisadi düzenin
temeli sayllan tüketiciülkelerin ne kadar zay1f,hatta acir oldugunu göstermigtir.Aynca dünya
egemenliginin gerçekten petrol ihracatçilarmin elinde oldugunu göstermigtir. Bu, hiç degilse gö-
rünügte böyleydi. Ancak petrol pazarmda hükümetlerden daha güçlü olan bazi kuvvetlerin de
etki ettigi inkâr edilemez. Artik kendi çikarlan için hesap yapma strasl ihracatçilara gelmigti.

Panay1r Yeri
Petrol fiyatlanna yapilan zamlar devlet bagkanlan ve bagbakanlann dikkatlerini odakladiklan asil
konu olmayi aylar boyu sürdürdü. Basin için de aylar boyu ilk sayfaya basilan haber malzemesi
oldu. Petrol zamlari Suudi Arabistan liderleri için de büyük düg kinklig yaratmigtt. Bir kez daha
alarma kapilan bu liderler gimdipazarda kontrolü kaybetmig olmaktan ve özellikle de bu kontro-
lün Libya ve Ìran gibi militan ve uzlaymaz iki rakibe geçmesindenkorkmuglard1. Çllgm bir hizla
yükselmekte olan fiyatlann kithk, depresyon hatta tahribatyaparak dünya ekonomisini tehdit et-
tigi ve sonugta kendi refahlarim olumsuz etkileyeceg kamsma varmiglardi. Suudi Arabistan'in
ekonomik geleceginin Mekke'ye akm eden hacilarca saptandigt günler artik çok gerilerde kal-
migt1.SimdiRiyad'm önem verdigt tek konu dünyada faiz oranlan, enflasyon oranlan, büyüme
oranlari gibi degigen orantard1. Suudiler'inbir bagka korkusu da kendi konumlarinm bir bagka
ekilde zarar görmesi, flyat zamlarmin petrole olan güveni sarsmastydi. Bu, OPEC petrolüyle
aradaki yangmay1 büsbütün kizigtirir, aynca alternatif yakitta geligmeyihizlandirird1. Bu, yirmi
birinci yüzylla kadar yetecek dev petrol rezervlerine sahip bir ülke için ciddi tehdit demekti.
Suudiler görünürdeki bu karanhk tabloyatehditle kar§111k verdi. Yamani derhal harekete
geçerek fiyatlarm önünü kesmek için bir program uygulama fikrine yanapti ve bu konuda batili
liderlerden daha ileri giderekbir çahingihi bu fikre sanldi. Petrolü zaranna satarak diger ihracat-
çilarla kargilagtigmda parayi sokaga atar gibi görünme pahasma da olsa Suudiler kendi resmi fi-
yatlarmi apagiya indirdi. Bir yandan da yükselmekte olan flyatlara misilleme alarak kendi üre-
timlerini artirdilar. Amaçlari aç1kve netti. Ìhtiyaçtan fazla petrolü fiyatlann indirilmesi için baski
aract olarak kullanmak. Ancak bunun sonuçlan epeyce geç hissedilmigtir. 1979 Ekim ortalann-

658
da, Libya ve Íran'myeni zamlaryapmasi üzerine Yamani "Her
geyüzerinde kontrolümüzü kay-
bediyoruz" diyecekti. "Bundan faziastylamutsuzluk duyuyoruz. Bununböyle olmasim istemez-
dik." Bu tarihten birkaç hafta sonra rehin alma drammm baglangic1 yaganacakti. Yerini sonradan
degigtirmigbunallmli bir pazarda, Suudiler'in misilleme önlemlerine kargin petrol fiyatlan arka
arkaya birçok kez zam görecekti. Su durumda istikrar saglamak mümkün olabilirmiydi? Bu 50-
runun yamti için gözler 1979 Aralik aymda Caracas'ta toplanacakelli beginci OPEC toplantisma
çevrildi.
1940'lardaPablo Pérez Alfonzo'nun Venezuela'da petrol bakam oldugu ilk günlerde Cara-
cas'm güney tarafmdakitepede geker kamtgi yetigtirilirdi. O zamanlar burasi geker kamigi tarla-
siydL
Simdiise burada görkemlibir uluslararas1otel olan Tamanaco Oteliinga edilmigti.Eskiden
kalmig bazi kisimlan, yeni ilave edilen tesislerive otel digmdaki muhtegem yüzme havuzuyla bu
otel geligenVenezuela petrol endüstrisinin sembolik bir amtiydl. Petrol için Caracas'agelenlerin
tam kalacaklari yerdi. Bu defa da OPEC petrol bakanlart burada toplanmigti.Gündemde, art1k
tam bir ç1kmazagirmigolan OPEC flyatlart yapismin istikrara kavugturulmasi, flyatlarm her ül-
kede aym düzeyde tutulmasivardi. SuudiArabistan'in güncelresmi flyati varil bagma 18 dolar-
di. Ötekiülkeler ise varil bagma 28 dolara kadar çiktyordu. Spot flyatlar ise 40-50 dolar
arasm-
dayd1.Toplantidan evvel Suudilerkendi petrol flyatlarinda varil bagma 6 dolar zam yapacaklan-
ni, flyati 24 dolara çikaracaklano duyurdu. Ötekiülkelerin petrol flyatt çok daha yüksek oldu-
gundanonl;1rmda indirim yaparak tek bir fiyat üzerinde anlagma saglanacagini planlamigt1.Ne
var ki bu plan yürümedi. Tersine, iranlilarkendi petrollerine yeniden5 dolar zam yaptilar. Böy-
lece, 1950'lerden beri her zaman oldugu gibi bu defa da Suudi Arabistan'la irari arasmda, hem
de çok daha piddetli bir anlagmazhk olugmugtu.
Suudiler fiyat artiplarmi dengelemek için senenin gogunu sürekli olarak ihtlyaçtan fazla
petrol üretmekle geçirmigti. 1979 yalmda, Iran'mpetrol vermemesine karym, OPECüretimi ye-
niden günde 31 milyon varile ulagmigttr;bu 1978 yillkapasitesindengünde 3 milyon varil daha
fazladir. Yine de, ortada bu kadar çok üretimi olduguna göre, petrolün fazlasi
nereye gldiyordu?
Yamani bu petrolün tüketiclyegitmediginden,gelecekte petrol üretiminin daha da kesintiye ug-
rayacagmdan korkan girketlerin stok yaptigmdan emindi. Bir an gelecek,bu fazla petrol stoktan
çikip pazara sürülecek, bu da kaçmilmaz olarak fiyatlan dügürecekti. Ilerikigünlerde Yamani
bunu gu gekildeaç1klamigtir:"Politik kararlarin
arz ve talebinllahi yasalartm.sonsuza dek çigne-
mesi olanakstzdir. Flyatlar çiktikça talep dügecektir. Bu kural iki kere ikinin dört ettigikadar ba-
sittir."
Tamanaco Oteli'nde Yamani Venezuelalipetrol bakamnm bogalttigi daireye yerlegmig, gö-
rügünü savunmak için ne yapacagini dügünmeye baglamigti. Petrol bakanlari da Yamani'yle özel
olarak görügmek için pëg pege onun dairesine girip çileyordu.Yamani onlan bekleyen tehlike
hakkmda bakanlan uyardi. Kendi ç1karlarmt kendi elleriyle baltaladiklanm, talebin daha gimdi-
den zaylflama igareti verdigini, süregelen fiyat zamlarinm
"dünya
ekonomisine felaket" getirece-
ginisöyledi-.Bakanlarm birkaçi Yamani'nin görügüne katildilarsa da, çogunlukkatilmamigt1.Ya-
mani, OPEC petrolünün yakmda dramatik bir patlama yapacagmi, o zaman onlarin da fiyatlari
korumak için üretimi kismak zorunda kalacagim ve bundan sonra flyatlarm her halûkârda,mut-
lak çökeceginisöylediysede kulak asmadtlar. Hatta petrol bakanlanndan biri Yamani'nin herhal-
de pakayaptigim söyleyecekti.Bir digeri ise Yamani'·nin besbelli uyugturucu aldigim söylemisti.
Bakanlar tam on bir saat Yamani'nin dairesinde konuyu enine boytma tartigtilarsada sonunda ft-
kir birligine varamadilar. Resmiflyat diye hiçbir flyat saptanmadi. Yamani'nin bikkinlikla söyledi-
gi gibi OFEC ve petrol pazan tam bir panay1radönügmügtü. Su arada öteki üreticileri uyarmig,
tüketicilere ise bir.vaatte bulunmugtu. "Çok yakmda petrolde bolluk olacak, o gün geliyor" diye-
rek fiyatlann dügecegini söylemigti.
Ötekiihracatçtlar ise bu uyanyi duymazhktan geldi. Sadece kendi söylediklerine inarimayt

659
sürdürdüler. Íranpetrol bakani "Tann adma söylüyorum ki petrolde fazla üretim olmayacak ve
fiyatlar dügmeyecektir" diyordu. Ìhracatçilarm çogu talebin esneklikten çok uzak oldugunu, bu
negenle tüketicilereistedikleri her fiyati kabul ettireceklerini varsaylyordu. Nitekim bu kendine
güvenig,toplantidanhemen sonraki günlerde Libya, Cezayirve Nijerya'mn fiyatlara bir kez da-
ha zam yapmasiyla kanitlanmig oldu; digerleri de bu ülkeleri izlediler.
Karmasalarla geçen 1979 yllima son günlerindeihracatçilar ilk dela olarakCaracas'tapa-
zarla iletigimlerini kaybetmigtí. Talep gerçekten dügmeye baglamig,yeni petrol üretimine geçil-
mig, panik halinde petrol alimi azalmlytt. Stoklarm hizlandirdigi bu dönemde spot flyatlar da
dügme egilimine girmigti. Bu'ara, Suudiler durup dinlenmeden fazla üretim yapmay1 sürdürdü-
.
ler. Ötekiüreticiler ise flyatlan yükseltmekte devam ettiler. Bunlardanbazisi flyatlar1yüksek tut-
panik" yaçanacagt söylentisiyle gölgelendi
"mini
mak için üretimini azaltmigtir.Simdi piyasalar
ve üzerinde pek fazla durulmadl. Rehin alma krizi kargisinda Washington Bati Avrupa ve Japon-
ya'mn igbirligiyle Ìran'akargi genel ambargo ve yaptinm uygulama yollan aramaya baglad1. Buna
yönelik çabalarpazarda sinirleri bozmaktan bagka bir i§e yaramamigtir.
Daha sonra, 1980 Nisan aymda, rehineler konusunda tam bir kördügüme girmig olmanm
sinirliligi içinde Carter idaresi Ìran'dabir askeri kurtarma operasyonuna girigti.Uçak gemisi Ni-
miti.den havalanan sekiz helikopter, Íran'daçölün ortasinda terk edilmig, tecrit edilmig Bir
No'lu çöl denen yere gönderildi. Plan geregi.helikopterler burada alti adet C 130'la bulugacakti.
Büyük çaph nakliye uçaklan helikopterlere yakit ikmali yapacak, aynca, helikopterlere geçecek
hücum ekiplerini de ahp Tahran'a yönelecekti. Su gekildeolugacakekip Amerikan Elçiligl'ni ge-
ri alacak, rehineleri kurtaracak ve Tahran yakmmdaki bir havaalanma götürecekti.Sözü edilen
havaalam Amerikan hava gücünün güvenligindeolacaktL
Ne var ki igler hiç de planlandigt gibiyürümedi ve her yeyters gitti. Öncehelikopterlerden
biri yolda yön bulmayla ilgill bazi sorunlar yüzünden dügtü. Bir bagkasi da mekanik anzalar ne-
deniyle ayni akibeteugradi. Su da yetmiyormuy gibi, gecenin ortasmda, içinde kirk dört kiginin
bulundugu otobüs dahil üç adet Íranaraci Amerikan uçaklarmm çok yakimndan geçerekonlan
görmügtü.Daha sonra kopan, gözlerikör edici bir kum fittmasinda saglam kalan helikopterler-
den biri, C 130 uçagi ile çarpigacak, alevler içinde yanacak ve Amerikah görevlilerden birkaç1
daha bu yüzden hayatlarmi kaybedecekti. Tüm bu kaylplardan sonra saglam olarak sadece beg
helikopter kalmigti ki bu yetersizdi. Bu görev için en az alti helikopter gerekiyordu.Eu durum
kargismda Bagkan Carter'in kigiselolarak verdigi emirleoperasyon durduruldu. Ancakbu baçan-
sizlik derhal halk arasmda yayilmly, aynca bire bin katilip abartilarakdünyanin dört bir kögesin-
deki iletigim, organlarina yayllmigtl. Iranlilarise Birlegik Devletler'in yeni bir girigimyapacagt
korkusuyla rehineleribirbirinden ayirarak Tahran'da çegitliyerlere dagittilar. Rehineleri kurtar-
ma görevininbaçansizlikla sona ermesi pazardaki gerilimi büyük ölçüde yükseltmíçti. Eu yetmi-
"panik

yormuy glbi Iran petrol üretimi de bir kez daha dügüge geçmig, sonuçta tüm bu olaylar
içinde petrol alimim" tekrar devreye sokmugtu. Durumdan yara alacaklan ve baglanna yeni
için stok yapmayi hizlandirdi.
"sigottalamak"
dertler açilacagt korkusuyla girketlerkendilerini
patlama"
"mini

Genel görünüm gerçekten karanlikti. Pazarm ortaklaga görügüne göre


1981 ilkbahanna kadar son bulacakti. OPEC'in Uzun Vadeli StratejiKurumu bir plan yaparak
petrol flyatlarinda yllda yüzde 10-15'lik bir artig yapilmasini, uygulamada güncel tabandanyola
çikilmasmi önerdi. Bu beg yll sonra varil bagina altmigdolar almak demekti. Günün iç karartici
kogullart altmda bundan güpheetmek için ortada bir sebep yok gibi görünmügtü. Rehinekurtar-
ma girigiminin fran çöllerindeflyaskoylasonuçlanmasindañ beg gün sonra, Senatokargisinda.ifa-
de veren Merkezi Haberalma Tegkilati direktörü gu sözleri söyleyecekti: "Politik açldan en
önemli konu, enerji için verilen savagm ne derece kötü olabilecegidir." O günün karamsar ruh
hali 1980 yaz mevsiminde Foreign Affairs'de yayimlanan köge yazisinda anlamli bir baghkla yer
almigtl. "Petrol ve Bat1'nm Çökügü."

660
Daha sonra 1980 Haziram'nda Cezayir'de bir kez daha OPEC toplantistyapildi. Suudiler
yine, bu defa Kuveytliler'in de katillmlyla, pazardaki panayir haline son vermek ve fiyatlarda is-
tikrarsaglamak için ellerinden geleniyaptilar.Ancak bu dela da evvelce oldugugibi hiçbir sonu-
ca ulaçamadilar. Günceldurumda ortalama petrol fiyativaril bagma otuz iki dolardi ki, bu bir bu-
çuk yll önceki flyatin yaklagik üç katlyd1. Bu top1'antida,Yamani Cezayir'deki otelin lobisinde
"arz
oturup ve talebin yasalanm" dügündügü, diger delegelerin kendisini görmezliktengeldigt
bir gün ilk defa olarak bir dostuna içindeki en gizliduygulari aç1klam14tir.Tekrar tekrar yineledi-
gi cümle guydu:"Çokaç gözlüler,çok açgözlüler. Bunun bedelini ödeyecekler."
Gerçek gudur ki petrol pazari yeniden Yamani'nin gelecek hakkmdaki tahminlerininetki-
siyle ve 1980yazmdaki pazar egilimleri ile morali bozulmug olarak bir kez daha kogullara boyun
egme sürecine girmigti. Yamani'ninCezaylr'deyken gelecekiçin açikladI L sezgiler htzla gerçek-
legmeye baglamigti. Stoklar fazla büyüktü. Ekonomidedaha gimdidenbelirgin bir gerilemegözle-
niyordu. Üretimflyatlan da talep de tüketici ülkelerde dügüge geçmigti. Stoklar ise gigkinligini
sürdürmekteydi. Sirketler petrolü pazarda zararma satmaktansa, çok pahah oldugu halde süper
tankerlerdestoklamayl yegliyordu. Artik kontratlardan kaçma sirasi alicilara gelmigti. OPECpet-
rolüne gösterilen talebin dügmekte oldugu da unutulmamahdtr.Aslmda eylül ortalarmda birkaç
OPEC ülkesi fiyatlarda istikrar için g0nüllü olarak üretimlerini yüzde 10 kismayi kabul ettiler.
O stralar OPEC'in kurulugunun yff minci yill yaklagmak üzereydi. Yirmi yn gibi kisa bir za-
man sürecindehemen bir híçken büyüyüp bugün dünya ekonomisinde muazzambir varhk hali-
ne gelmig bu orgalilzasyon kasim ayinda kurulugunu büyük törenlerlekutlamaya hazirlanlyor-
du. Bunun için özel bir komite kurulmug, uzun süredir bu konuda çaligmayabaglamigt1.Önce
OPEC'inresmi tarihçesineait film gösterilecek, bu büyük olaya beg yüz basm mensubu davet
edilecekti. Kutlama yeri OPEC'in 1960'ta ilk kuruldugu kent olan Bagdat idi. 1980 ylli Eylül
ay1mn 22'nci günü sabahl OPEC ülkelerinin kendilerine güvenenpetrol, maliye ve digigleriba-
kanlan Bagdatkutlamalanm planlamak için Viyana'daHabsburgSaray1'nda bir araya geldiler.
Ancak toplandlgLndan birkaç dakika sonra ortaya çlkankarigiklik,ölke ve karmaça içinde toplan-
ti açik olarak yapilamamig,kapah kapilar ardmda sürdürülmügtü.
Bunun nedeni daha pimdiden Bagdat'ta bagka bir geylerinplanlanml; oluguydu.

ikinci Kasidiye Savagi: Irak'la ÎranKargi Kary1ya


Bakanlann Víyana'yayerleptigi gün Irak savag uçaklari, hiçbir uyarl yapmadan, Iran'da on iki ka-
dar hedefe saldiri düzenlemig ve Irakli savaççilar IranKörfezi'ni bir kez daha sarsmig, aynca pet-
rol durumunu yeniden ç1kmazasokarak, üçüncü bir petrol gokutehdidi yaratmigtir,
22 Eylül tarihindenönce de Irak ve fransmirl boyunca ufak tefek olaylar oluyordu. Aslin-
da geçen nisan ay1ndanbu yana bir savag olasthgl giderek gündeme oturmugtu. Irak ile fran ara-
smdaki dügmanlik yeni bir gey deglldi ve uzun süredir varh Lm sürdürüyordu. Bazilarma göre
bu mücadele, kökü be; bin yll önceye uzanan anlagmazhklarin son günlere kadar varligim koru-
muy bir uzantisiydt Bu anlagmazhk uygarligtn begigi sayllan verimli topraklarda, gimdimodern
Irak olarak bilinen Mezopotamya ve modern Iranolarak bilinen Elam'da,Irakli ve iranhaskerle-
rin birbirini bogazlaylp kihçtan geçirdigi günlere kadar uzamr. Büyük ve ganliUr gehrinindött
bin yll önce Elam askerlerince- ele geçirilip tahrip ve yagma edilmesinden, "panldayan
bir dag
kadar yüksek duvarlarmm" yerle bir olmasmdan sonraki sahne, gu dizelerle aci acl yansit11migti:

Çevrede
saçilmig yatan
,

Çömlek
parçalari degil
insancesetleriydi!
Duvarlar açthyor

ÓÓl
Kapilar ve yollara
Cesetlersaçihyordu!
Ziyafet yeri yan sokaklarda
Yere saçilmig
Vücutlar vardi.
Tiple kar taneciklerigibi
Günegte kayboluyorlardi. .

Dört binyll önce yaganmigOlan bu sahnenin bugün, bir taraftaMezopotamya'nm varisleri,


öteki tarafta Elam'm torunlanncayaçatilan aym sahneyle,aym bataklik bölgede aym kavrulmuy
ve yarik topraklardakisahneyle benzerlik tagimadigimsöylemek.mümkün müdür?
Savaça yol açmig kipiler etnik ve dinsel, politik ve ekonomik, ideololik ve kipisel bir avuç
rakipler grubuydu. Amaç Körfez'de üstünlük mücadelesiydi. Savagmasil nedeni milli olugumu
- tamamlayamamigolmanin getirdigigüvensizlik ortamlydi. Eu bölgede I. Dünya Savagi'ndan
sonra keyfi birtalom yollarla yeni yeni türetilipbunlar, eski Osmanliimparatorlugu
"milletler"

haritasi üzerinde smirlançizilerek toprak sahibi yapilmigtir. Çatigmamn can alici noktasi kesin-
likle yapay olarak saptanan bu cografyadir.
§ah,Bagdat'ta iktidara ilk geldigi 1968 yllmdan itibaren Baas relimiyle çatigmahalinde ol-
mugtur. Bu iki ülke, Ìran'laIrak arasmda en önemli anlagmazliklardan biri frak'tan kivnlarak
akip gelen iki nehrin, Dicle ve Firat'm ve Iran'dangelen birkaç nehrin birlegmesinden olugmuy
bir nehir ve delta olan Sattül Arap iki ülke arasinda 120 millik bir smir görevigö-
Arap'tir. Sattül
rüyordu. Su nebrin deltasi, Abadan petrol rafinerisinin bu delta üzerindeki çamurlu düzlükte
kurulmuy olmasi nedeniyle iraniçin çok yagamsal önemdedir. Ancak yine de fran'a ait degildir.
attül Arap deltasi, Irak için de denize açilan tek bölgesi oldugu için özel ve yagamsal önem ta-
ir.Irak'm tüm klyt geridisadece yirmi alti mil uzunlukta idi. Iran'mkiise bin dört yüz mil uzun-
luktaydi. Irak'm ana liman kenti olan BasraSattül Arap'm yaklagik elli mil yukansmdaydi ve ay-
nca sig oldugu ve birikinti yaptigt için sik sik taraniptemizienmesi gerekiyordu. Bu nedenle Sat-
tül Arap üzerinde üstünlügü ele geçirmek zamanla iki ülke için çok büyük sembolik önem ka-
zand1.Aynca her iki ülkenin petrolle iligkili yardimci malzeme denebilecek arazi, pompalama is-
tasyonlan, rafineriler, boru hatlari, yüklemetesisleri,stok tanklarigibi geyler o veya bu gekilde
hep SattülArap çevresinde yogundu. Öncekiylllarda Sahisabetli bir davramgla nehir.trafigine
alternatif olarak boru hatlan yaptirmigti. Aynca süper tankerleriniglevini yapabilmesi íçin Harg
Adasi'nda bir açik deniz yükleme terminalide kurdurmu§tu. Irak ise Suriye ve Türkiye'deki bo-
ru hatlarmin yerli yerinde-durmasma karyin petrolünün büyük kismm1 SattülArap'm dar geçi-
dinden ve-yakin çevresindengeçirerek ihraç edlyordu.
Sahve Baash militanlar l 975 Cezayir Toplantist'nda çegitliyakmmalarmi çözmüglerve an-
lagma Irak adinaSaddamHüseyin'in imzasindan geçerek resmileptirilmigti.Ashnda bu anlagma
iran'm lehineydi. Bu anlagma ile Irak kirk yillik Israrmdan vazgegmig ve iki ülke arasmdaki sini-
nn nehirin dogusunda, yani Irantarafmdaoldugunu kabul etmiglerdir. Aynca iran'mdeniz· ula-
im1yla ilgili kanahn
orta noktasmm fran'aait olmasi istegini de kabul etmigtir.Buna karg1hkSah
da Irak'a son derece muhtaç oldugu bir gey vermigti. Sahalay edercesineKürtler'e yapmakta ol-
dugu oldukça büyük yardimi kesti. Kürtler toplamfrak nüfusunun yüzde 20'den fazlasmi olug
.
turan etnik bir gruptur.O günlerde bagimsizhk ve milli kimlikleri için Baas Partisiile amansiz
bir çatigma halindeydiler. Ayrica bu çatigmayi Irak petrolünün çogunun bulundugu blr bölgede
yaplyorlard1. Sah'inKürtler'i feda ederek Baas rejimine gükran borcu olarakverdigi bu büyük
karç1hkbelki de Baas rejiminin Bagdat'ta varhšmi devam ettirmesi íçin tek çareydi. Bagdat hiç
vakit kaybetmeden Íran bildirisinin Cezayir'e ulagmasindan sadece alti saat sonra Kürtler'e kargi
saldin düzenledi. Bundan üç yll sonra da, 1978'de bu defa frak, Iran'aolan gükran borcunu -

662
ödeyerek Sah'mistegiyle on dört ylldir Irak'ta sürgünde yaçayan Ayetullah Humeyni'yi Irak'tan
kovdu. Ancak ileride olacaklannigigt altmda, bunun Iran için hiç de hayirh bir lütuf olmadigt
söylenebilir.
Humeyni çahsen,de Irak rejimine kargi kinle doluydu ye onlarm elinde gördügü muamele
nedeniyle intikam ategiyle yamyordu. Dügmanhgl Bagkan Saddarn Hüseyin'de odaklanmigt1.
Hüseyin'in bir düzenbaz olarak Baas fesatmda kendini bir kahraman yaptigmdan kugkusu yok-
tu. Aslmda Baas hareketi iki Suriyeli entelektüel ögrencinin 1930'lu.yillarbagmda Paris'te üni-
versitede okurken kurdugu Arap ÖgrenciBirligi'nin geligtirdigi bir harekettir. Kuruldugundan
on yll kadar sonra da ögrenciler Sam'da Baas veya
"rönesans"
denen partiyi kurdular. Baas mili-
tarist Pan-Arabik bir partiydi ve amact Arap uluslanm birleptirmekti. Eu parti Batt'ýave emper-
yalizme kargiolan bir partidir. Su partinin ideolojisine ve arzulanna inanmig, onu tam anlamiyla
kucaklamig kipiler kendileri gibi dügünmeyen muhaliflerine ve kendi gruplarmdanolmayanlara
kargi tam anlamtyladügmandir ve dügmanliklarimn simn yoktur. Hedeflerine ulagma yolunda
dehgete bagvuturlar. Zamanla Baas Partisi giderekikiye bölündü ve bunlardan biri Suriye'de,di-
geriIrak'ta iktidan ele geçirdiler. Aym amaçla yola çiktiklan, kaynaklan ayni oldugu halde, bu
ikîsi zamanla üstünlük için birbiriyle loyaslya mücadele eden, uyugmasi imkânstz iki ayn kanat
haline geldiler.
Saddam Hüseyin'in babasi, Hüseyin dogmadan hemen önce 1937de älmügtü. Hüseyin
büyüdükçe Baas dünyasmin agin milliyetçilik ruhunda ve dehgetinde kimligini buldu. Kesin ola-
rak etkisi altmda kaldigt kigi Saddam'i büyüten ve ona hamilik yapan amcas1 Hayrullah Tal-
fah'dtr. Sünni Arap azmliktan gelen ategli bir milliyetçi olarak Talfah Avrupa kültürüne karginef-
retle doluydu ve bu kültürü lanetliyordu. Amca ve yegene davramplannda yol gösteren, çoban
ylldizligi yapmig kigi 1941 RapidAli darbesinin bir vakitler Nazi yanlisi olarak tanman gahsiyeti,
aym RapidAli'dír. Darbe Alman uçaklannm Íngilizkuvvetlerine saldirdigt strada yapilmigtt. Bir
ingilizuçagmm kadm ve çocukyolculanülkeden tahliyeetmek amacl ile uçaga yükledigi strada
Irak darbe kuvvetlerinin bu uçaga ateg açmasi kargismda Íngllizkuvvetleri de onlara hücum
edince darbe baçansizhklasonuçlanmig ve durdurulmugtu. Talfah da bu harekete katilmig oldu-
gundantutuklanarakbeg yll hapse mahkûm edilmigti. Eu olay onda sonsuz bir ac1, burukluk,
pigmanhkve nefret yaratmigti. Bu duygularml babasiz büyüyen yegenine.de agilamigttr.RapidAli
darbesi Baas hareketinin merkezini olugturan bir efsanedir. Saddam Hüseyin de dogup büyüdü-
gü kasaba olan Tikrit'in kültürüyle yogrulmuçtu. Eu kültür Irak'm milli kültürüne uzak kalmly,
onun yerine çölün sert karakterine uygun geligmigbir kültürdür. Tikrit'in çöl.yaçamidegerleri
üphecilik, gizlilik, sürpriz ve hedefe ulagmak için katiksiz bir güç kullanma gibi duygulardi ve-
Hüseyin de bu duygulari soluyarak yagamigti.
Saddam Hüseyin daha çocuk denecek yagta, Nasir'm 1956 Süvey; zaferinin karmagall ve
cogkulu günlerinde Baas Partisi'ne almdl. O günden sonra her zaman Nasir'a özgü 1950'llyllla-
rm anti emperyalist söylemine sanlmigtir. ilk cinayetini partiye kattlir katilmaz Tikrit'te yerel bir
politik gahsiyetiöldürerek yaptirdigL söylenir. Baas dügüncesine olan bagl1hgtsanki mühürle tës-
cil edilmlyti ve kötü göhretinintemelleri önceden yazglya baglanmigti. 1959'da Bagdat'in ana
caddesinde Irak hükümdarl Abdül Kerim Kasim'a kargi girigilen suikast girigimine suikastçiler-
den biri olarakkatilmigti. Bagansizlikla sonuçlananbu girigimde kurgunlanip yaralanan Hüseyin
ölüm cezasma çarptmimig,ancak Misir'a kaçarak ölümden kurtulmugtu. 1963 yllina kadar
Irak'a dönmedi. Bu tarihten sonra Baas Partisi'nin yeralti teykilatminorganizasyonunu üzerine
aldt. Saddam, 1968 yllmda iktidara gelen Baas reliminde birkaç ylldan beri güçlü adam duru-
munda olmasma kargin, 1979'da Baas Partisi'nin birgok üyesinin idama gönderildigi bir sitada,
Devlet Bagkanligt'mkabul ederek amcasmm oglu Ahmet el Bekr'in yerine Devlet Bagkamoldu.
Hapse attlan Baasçilarm idam edilmeden evvel gereken itirafnameleri vermesini garantilemek
için Saddam, bunlann ailelerini rehin alacaktL 1979 yllma gelindigtnde artik uzun zamandir

663
shagawah olarak ün kazanmig yani egsiz sert, korkulacak bir adam olmuçtu. Konu kendisine
dügman olarak gördügü, tehdit olugturan, hedefine engel tegkil eden kipilere geldignde, son de-
rece acimasiz ve duygusuz olabillyordu.
Yeni Irak rejimi özellikle de parti, askerlik ve güvenlik servisleri tika basa, o veya bu gekil-
de Hüseyin'e yakmlig olan kigilerle dolduruldu. Bu kipilerin baskisi o derece kuvvetli olmugtur
ki sonunda 1970'li ylllar ortasinda hükümet klan, zümre veya köken gösteren isimleri yasakla-
maya mecbur olmugtur. Idareninen üstünde Hüseyin'in tek itimat ettigt kipiler, Talfah ailesi
mensuplan ve kendísine en yakm olan diger iki ailenin mensuplan oturuyordu. Kendisi zaten
kuzenlerinden birislyle, amcasi Hayrullah Talfah'm kiztyla uzun zaman önce evlenmigti. Amca-
smm oglu, kansimn erkek kardegi ve kendisinin de kuzeni olan Adnan Hayrullah Talfah'l Savun-
ma Bakanhgt'na getirmigti. Adnan 1989'da, esrarengiz bir helikopter çarplçmasmda ölünceye
kadar bu görevde kalmigttr. Hem kuzeni hem de damadi olan Hüseyin Kamil el Macit'i silah sa-
tm alma teykilatmmbagma getirdive nükleer ve kimyasal silah sorumlulugunu da ona verdi.
Böylece Hayrullah Talfah etkinligi sürüp gidiyordu. 1981 tarihindeDevlet Basimevi Talfahadma
bir kitapçik bile yaymlamigti. Bu kitapçik okuyanlara Talfah'm politik hirsimn ne derece büyük
oldugu hakkmda bir fikir verebilir. Kitabm baghgi gudur: Tann'mn yaratmamasi gereken fakat
yarattigi üç varhk: Acemler, Yahudiler ve Sinekler.
Ayetullah Humeyni Irak'tan 1978'de, yani Hüseyin'in iktidar olmasindan daha önce ko-
Vuldugu halde, yine de bagma gelen tüm belalardan Hüseyin'i sorumlu tutuyor,onu muhalifleri
arasmda baydügmanigörüyordu. Bir keresinde, dügmanlannin listesini vermesi istendiginde Hu-
meyni punu söylemigtír: "ÖnceSah,sonra Amerikan Seytam, daha sonra da Saddam Hüseyin ve
onun hain Baas Partisi." Humeyni ve çevresi sosyalist Baasçilar't kendi zümrelerinin bagdüg-
manlan olarak görmüg ve Baascthga "Araplar'in irkçi ideolojisi" olarak saldirmigtir.Bütün bunlar
yeteri kadar kötü degilmig gibi Humeyni daha da fleri giderek en kötü olam da söylemig, Hüse-
yin'i "Cüce Firavun" olarak tammlamigttr.
SaddamHüseyinHumeyni'nin küçültücü tahkirlerindenhakh olatak korkuyordu. Her gey-
den önce Irak nüfusunun yansi Silidi ve Baasrejimi de milliyetçi bir rejim olup sünni Arap azm-
liga dayahydi. Ayrica Irak, Siiinancin en kutsal sayllan mabetlerinin bulundugu yerdeydi.
Iran'dan kaÇmig olan Siilerarasmdaki gerginlikde günden güne büyümekteydi. 1980 Nisa-
m'nda, BaghakanYardimcist'na kargi düzenlenen bir suikast girigiminden sonra Hüseyin Irak'm
en muteber sayilan QilAyetullaht'mn idamini emretti ve önlem olarak Ayetullah'in kiz kardegi-
nin de idam edilmesini istedi. Iran'm dinsel liderini lanetleyerek "KokugmugHumeyni" diye ta-
"dini
mmladi ve kísveye bürünmüg bir Sah"olarak söz etti.
Iki ülke arasmda bu tür olaylar Ye suçlamalar doruga tirmanirken, Irak kendisi için lyi bir
firsatm dogduguna kanaat getirmigti. Iranörgütsüz ve kangik bir gärünümdeydi.Bagdat'ta artik
"tran'da
herkes ortaklaga qu sözü söylüyordu: her köpe bagmda bagka bir hükümet var." IranOr-
dusu morali bozulmug, darmadagndi ve kanh bir tasfiyeolayliçindeydi. Bu durumda Irak Iran'a
saldirabilir, Humeyni'yi alaçagt eder, Siiler'in Irak'ta ihtilal tehdidineson verebilir ve Sattül Arap
su yolunda kontrolü ele alarak Irak'm petrol konumunu koruyabilirdi. Eu konuda daha da ileri
giderek daha kigkirtici de
tahminler yürütülüyordu. Sözgelimi Hüseyin'in fran'1nKuzistan böl-
Araplar'in
"kurtancisi"

gesindekietnik olmayt isteyerek Irakhlar'm Arabistan dedigi bu toprakla-


n Irak'a baglamasi, en azmdan Irak'm kontrolüne vermesi dahi olaslyd1. (Oysairan'm güneydo-
gu bölgesindeki nüfusunun yansmdan azi Araplar'dan gelmeydi). Bunun ödülü sadece kardeççe
bir birlegme olamazdi. Iran'm petrol rezervlerinin yüzde 90'l Kuzistan'da bulunuyordu. Bunla-
nn hepsinden önemlisi, Baasçilar gururlan üzerinde kanayan yaray1 böylece sarabilecekti.
1975'ten bu yana Sattül Arap'ta franhlar'aüstünlük tanimaklagururlan zedelenmigti. Demek ki
kapatilacak gedik birden çoktu ve bunlarm hepsiyle ugragmak gerekiyordu.Körfez'in bölgesel
polisi durumundaki Sahartik yoktu. Hüseyin, büyük uluslararasi önem taglyanbu bölgede

664
Irak'in ve kendisinin ön plana geçmesinisaglayabilirdi.Daha da ileri glderekIrak, Camp David
Anlagmasi nedeniyle Arap dünyasimn diger mensuplarmdankopmug olan Misir'la birle erek,
Arap dünyastnda yeni bir lider ve askeri kahraman, dogudan savrulan tehdidi elinin tersiyledef
etmig olan kahraman olarak yeniden dogup yükselebilirdi.Böylece Irak en güÇlü petrol ülkele-
rinden bíri olacakti. Yaní önlerinde kargi gelinemeyecek kadar cazip firsatlar vardi.
Hüseyin bagmdan beri kendisini, Pan-Arabik Baas ideolojisine uygun bir Arap lideri olarak
görmügtü. Madem ki Humeyni kendi megrulyetinin sembolleriniyedinci yüzyllda olup. bitmig
"lkinci

olaylara daylyordu, o da ayni geyi yapacakti. Böylece, yeni girigtigibu savaga KasidlyeSa-
vagi" adim vererek ige koyuldu. Birincisi milattan sonra 636/637de Araplar'm Acemler'i, bu-
gün merkezi Iran'm güneyi olan Necef'te yendigt savagtir. Bu savag 642'de Acemler'e kargi ka-
zamlan ikinci bir zaferin de kapisim açmigtir. Bu zafer Araplarca "Zaferlerin Zaferi" olarak kut-
lanmigtl. SasaniAcem imparatorlugu'nunkara yazgtsim çizen bu yenilgide, Acem imparatorlu-
gu'nunKral'1doguya kaçm1ç,orada yerel bir yönetici tarafmdanöldürülmügtü. Bundan bir yüz-
-

yll sonra Bagdat gehri kurulmuy ve ondan sonra birkàç yüzyil boyu bölgenin en önemli kenti ol-
mugtu. Simditarih 1980 idi ve sira yine Bagdat'a gelmigti. Veya... en azmdan Bagdat'takiler
böyle dügünüyordu.
Hüseyin askeri hedef olarak iran petrol endüstrisinin kalbi olan Abadan ve Ahvaz bölgele-
rini seçmigti. Burasi on üç yüzy1l önce Acem imparatorlugu'na indirilen son öldürücü darbede
aç1kkapi görevini yapm14ti.Hüseyin tüm amaçlanni Irak'a özgü bir seri sert, keskin darbe takti-
giyle,blitzkriegvuruguyla gerçekleptirmeyi planlamtytt. Bu plan sadece Bagdat'ta uygulanmig bír
taktik degildir. Nitekim Viyana'da da, üçlü OPEC toplantisisaldm haberiyle dagildigi zaman ge-
nel vatsayim savagm birkaç darbeyle bir hafta veya en çok iki haftada son bulacagt idi. Ne var ki .

Irak blitzkrieg stratejisini yanlig hesaplara dayandirmigtl ve Iranilk darbeyi atlatmig ve hemen
arkasmdan kargi taarruzageçmigti. Taarruzunu en az Irak kadar giddetleIrak mevzilerine hedef-
lemiçti. Taarruz Ayetullah Humeyni'nin gücünü daha da toparlamasma,eleptirileri yatigtirmaya,
hükümetindeki ige yaramayanlann diglanmasina ve IslamCumhurlyeti'ne dogru yürümesine
yardimci olmuytur. Humeyni bu ara fran halkmi direnç göstermeyehazirlamigtir. Böyleceher
tür politikkesimden gelen halk ortak savunma için seferber oldu. Kuzistan11Araplar Irak tarafm-
dan kurtanlmayi istemedikleri için Irakhlar'1
"karde;"
olarak kargilamamig,onlara iggalci gözüy-
le bakmigti. Iraklllar sava; yerinde kargilagtiklan
"insan
dalgasma" hazirhkl1degildi. Siiinancma
göre gehitlikkatma yükselecekleri ümidiyle yüz binlerce Ìranhgenç kendi hayatlarmi hiçe saya-
rak Iran kuvvetleri önünde yer ahp savagtilar. Bunlardan bazisi Humeyni'nin "Íslam'daen saf
cogku öldürmek ve Tanri agkmaölmektir" telkinialtinda, kendi tabutlanm taglyarakön safta sa-
vagm14tir.Cennet kapismm anahtan olarak kendilerine verilen plastik anahtarlan boyunlarma ta-
karak savagmiglardir.Ìrantanklari eskiye oranla çok daha deger kazandigt ve say1caaz oldugu
için, mayin tarlalarmintemizlenmesindetank yerine çocuklar kullanildi. Bunlardan binlercesi
ölmügtü.

Yolun Sonu
Savaçin çikfêtpetrol pazarmi sarsmigtir.23 Eylül 1980'de, savagm ikinci günü Irak, Ìran'm Aba-
dan'daki dünyanm en büyük ikinci rafinerisine güçlü bir saldin düzenledi. Bu saldmdan bir ay
sonra da Abadan'1 tümüyletahribe yönelik çok daha büyük ikinci bir saldinyageçti.Ayrica tüm
Iran petrol tesisleriniyok etmek için saldinlarda bulundu. Irankuvvetleri bu saldinya Irak'taki
tesislere kargitaarruz düzenleyerek yanit verdi ve ellerine ne kadar lrak petrolü geçtiyse son
damlasma kadar Körfez'in sularma bogaltti. Bununla da kalmayarak zamanla rakip bir Baasçi
partinin idaresindeki Suriye'yiikna ederek bu ülkeden geçen Irak boru hatti ihracatml kestirdi.
Bu, Irak'a Türkiye'den geçen tek bir boru hattml tamamlyladurdurmak demekti. Iran'm petrol

665
ihracati sava; nedeniyle azalmig, Irak3nki ise bütünüyle durmugtu. Íçtebu da Hüseyin'in önce-
den hesaba katmadigt bir geydi.
Ìlkagamalarda Íran-Irak Savagiyüzde 15'i OPECpetrol üretiminden, yüzde 8'i ise özgür
dünya pazanndan olmak üzere, dünya pazanndan hiç beklenmedigi bir anda günde 4 milyon
varil petrol çekmigtir. Spot flyatlar da hemen yukart firlamigt1.Arap igigt denen petrol ise o gü-
ne kadar hiç rastlanmamig bir çikig yaparak varil bagma lark iki dolardan satilmaya baglad1.
Böylece pazar bir kez daha korkunun karanligmda kalacaktis Acababu ÜçüncüSokmuydu ve
bundan sonraki agamada Ortadoguçökecekve petrol askerlerinelinde yok mu olacakti? Irak
dünya petrol dengesi içindeki yerinden diglanacak miydi? Iranbir kez daha petrol saglayanül-
ke olarak kayiplara mi kançacakti? Acaba Sunniferve §iiler, Araplar'la Acemler arasmdaki-sa-
vag, Körfez'i bütünüyle istikrarsizliga mi götürürdü? Ya da daha da fenasi olur, Irak'in üç kati
nüfusa sahip fran,kendi içindeki mollalan seferber edip Bati dügmanligini Ortadogu'nun kal-
binde daha derintere mi tagirdi?Tüm bu sorular oldugu gibi gündemdeydi ve bunlar üzerinde
dügünen bir kimsenin, ekonomik igaret olarak iki geyi görmemesi olanaksizdi. Bunlardan biri
kesin olarak yeni bir goka igaretti; öteki ise tamamen aksini gästeriyordu. Bunlardan acaba han-
gisi dogrulanacakti?
Petrole olan talep giderek dügmeye baglamigtL Yine de bunun ekonomik durgunluk sonu-
cu, geçici bir dügüç mü oldugu, yoksa koruma tedbirlerinedeniyle olugmuy daha köklü bir dü-
güç anlamma mi geldigt bilinemezdi. Daha gimdiden fiyat zamlarirun daha da yükselmesi sonu-
cu ekonomik sikinttbaglamigtL Bu, zamlar kadar Bati ülkelerinin ne pahasina olursa olsun enf-
lasyonlamücadelede aldiklan yeni bir karardan etkilenmigtir. Sebepne olursa olsun ortada kesin
bir geyvardi.,Talep dügmeye baglamigt1.
Arada geçen zamanda hükümetler, UluslararasiEnerii Kurulu çerçevesinde çahgarak,
1979'dan aldiklan dersle, girketleri panik içinde petrol alimi yapmamaya, petrol için orayabura-
ya kogmamaya, flyatlart yükseltmemeye çagirdilar. Sirketlerden petrol stoku yapmamalanm iste-
diler. lERmn (Uluslararasi Enerji Kurulu)verdigi mesaj açikti: Igler kontrol altmdayd1;1979 ko-
ullari artik geride kalmigtt, halk rahat olmahydi;
"gereksiz
allm" yapma yerine stokladig petro-
lü kullanmahydi. Burada alim" deyimi yüksek fiyath petrol alimi demektir. Sirketlerin
"gereksiz

petrol satm alma yerleri gimdi degigmigoldugundan, halk bu mesaji akla yakm bulmuçtu. 1979
yllmin bagmdan beri girketler ucuz veya pahah her flyattan petrol alabilmek için çok fazla para
saf etmig ve talepten çok daha fazia petrol almmigt1.Satm alman bu agin petrol, otolann moto-
runda, fabrika kazanlarmda veya elektrik enerii tesislerindedegil, stok amact ile kullamlmigttr.
Bu nedenle, dogal olarak Büyük Panik Patlamasi kendi kuralina uyarak BüyükStoklamapatla-
masma dönügmügtü. Savagpatlak verdiginde dünyanm her yerinde stoktanklanmn petrolle tika
basa dolu oldugu gözlenmig, bu yüzdentank bulamayan petrol girketleristoklayacaklan ek pet-
rol için süper tanker kiralamak zorunda kalmigttr.Simdi ise takin bir dönem yayamyordu. Sirket-
lerin önünde iki segenek vardi: llave petrol almak veya stokladig1 petrolü kullanmak. Sirketlerin
bunlardan ikinci seçenegi yeglemesi çok olasiydi.
Iran-Irak Savagi'nmpatlamas1ylabu sakin durum sona ermig, yeniden panik halinde alim
baglamig ve baglang1çtabicçok girketin kulak verdigi lEA mesaji etkisiz kalmigti. Sirketler yeni-
petrol" alimma koyulmuytu. Su konuda bir.rafinerici 1980 Kasim1'ndayakmarak
"gereksi2
den
unlan söylemigtir: "Biz ne kadar kismtiya gid.ersekgidelimdaima birileri ortaya çikipyüksek fi-
yath petrol satm almak istiyor ve bu d,a, çok dogal olarakpazar fiyatim etkileyip yukanyaçeki-
yor." Asil önemli olan gimdiki yeni krizde girketterin stoklannt nasil kullanacaglyd1. Endigeve
güvensizliginegemen oldugu böyle bir günde en kaçmtimaz egilim sabredip beklemek ve ne
olacagmi görmekti. Özellikle fiyatlann bir gün öncesinden daha yüksek olacaymn bilindigi bu
günlerde, yüksek flyat ödeyerek petrol almak hiç petrolsüz kalmaktan çok daha iyiydi. Bu ne-
denlerden ötürü gimdisahneye çikan yeni yeni birçok oyuncu petrol almak için dünyaya baski
yapmaya baglamigti. Bunlardanönde gelenler de Japonticaret ve petrol girketleridir. Bu kipiler,
çok yakmda uzun süreli petrol kesintisi uygulanacagi konusunda Tokyo'yakorku ve endigelerini
bildirdiler. Bunu yapanlar sadece Japonlarda degildi. Bir Amerikan girketinin yöneticisi de endi-
gesini pu sözlerle dile getirmigti: "Stoklanmizdaki petrolden çekip bunu kullanmamiz ileride ba-
gimizabüyük dertler açabilir. Ticari firmalarin bu tür uygulamalara tahammülüyoktur.Stoku-
muzdaki¯petrolden kullanmamiz önerisi, krizin ne zaman biteceginín bilindigini ima edlyor. Ben
ahsen Irak ve Íranüretiminin temmuz ayina kadar savag öncesi düzeye geleceginibilseydim,
stokumdaki petrolü tereddütsüzkullamrdim." Ne var ki Amerikall yönetici bunu bilemezdi.
1980 Aralik ayinda OPEC petrol bakanlan fiyat konusunu tartigmakiçin bir kez daha Ba-
li'de bir araya geldiler. Bu toplanttyapilmadan önce, oldukgagarip bir konunun görü ülmesi,
tactigmalaraondan sonra geçilmesi gerekiyordu. Geçen kasim aymda iranPetrol Bakani Abadan
yakmindaki savagalanmi görmeyegitmig, ancak, ne yazik ki hiç kimse ona bu bölgenin Irakh-
lar'm eline geçtigni söyleme zahmetine katlanmadigt için Iraklilar tarafmdanyakalantp esir alin-
migti. Bu clay Iranlilar'l fazlastylakizdirdigmdan onlar da bundan böyle yapilacak OPEC toplan-
tilanm boykot karan almiglardi. Su kogullar altmda Bali toplantisiyapilacak miydi? Buna karar
vermek, Endonezya'nmdeneyimli diplomati, PetrolBakani Dr. Subroto'ya dügtü. Subroto konu-
ya taraflarcakabul edilebilecek bir çözüm getirmeklegörevlendirildi. Toplantida oturma plani
alfabetik siraya göre yapild1gLndan Iranve Irak temsilcilerininyan yana oturmasi gerekiyorduki
bu hiç de hop olmayan bir durumdu. Burada Subroto kurall bozarak Ìranile Irak arasina Endo-
nezya temsilcisinioturttu. Endonezya'nm bu davraniç1akh fikri iki ülke arasmdaki su yolunda
olan bazi kimselerin yeni bir dügünceye kap11masmasebep olmustur. Yoksagimdi de Endonezya
§attülArap'1 iggal etmek üzere miydi? Böylece sorunlann biri çözülmüg, ancak bu defa ortaya
yeni bir sorun çikmigt1.Íranlidelegeler salona ellerinde esir almmig bakanm fotograflyla gelmig,
1srarla
onun delegasyonun bagt oldugunusöylediler. Kendileri sadece onun isteklerini yerine ge-
tiriyordu.Dr. Subroto resmin bir sandalye üzerinde oturtularak, petrol bakamnm Írandelegasyo-
nuna önderlik degll de, esin vermesine müsaade etti. Bu tür acayip birkaç sahneden sonra sira
nihayet toplantmingündeminegeldi.OPECfiyatlannda yeni bir zam isteniyor; Suudi Arabistan
d1;mda her ülkede fiyatlar varil bagma otuz alti dolara çikanhyordu. Demek ki görüldügü gibi,
artik ÜçüncüSokçok yakmlardayd1.
Bu toplantmmyapildl L aç3gl yukart ayni saatlerde dünyamn diger bir yakasinda endüstri-
yel ülkelerin enerji bakanlan kendi aralarmda bir toplanti için Paris'te bir araya geldi. IEA Direk-
törü Ulf Lantzke toplantimn resmen aç11masindanbir gün önce, havay1 yumugatmak, görüç ahy-
veriginin rahat bir ottamda yapilmasmi saglamak için bakanlara önce bir akgam yemegivermig,
daha sonra da delegeleri ofisinde gayriresmi bir Sohbete çagirmigti.Akyam yemegi sonrasi yapi-
lan bu toplantidahava oldukça gergindi. IEA'nm panige yer vermemek için stok petrol kullanma
gagnst,bu konudaki tegvikve telkinleridelegelerce kabul görmemigti.MITIgörevlisibir yetkili-
nin gözlemine göre
"gereksiz

satm alma" deylmi uygun bir deyim degildi ve farkli kipilerce fark-
h gekilde yorumlanabilirdi. O gece Lantzke'nin olisindeviski ve sigara dumam içinde öncelikle
bazi Japon ticaret girketlerinin Ç11gmca petrol satin almalarma deginilmig, Japonlar'm bu tutumu
ho kargdanmayarak eleptirilmigti.
Sonunda saatler geceyansma yaklagirken, tenkitçilerdenbiri, Avrupa Konseyi'nin etkin ve
güçÌübir siyasi üyesi, Belçikalt Kont Etierine Davignon, sabn tagmlyolarak Japontemsilcisine
dönerek öyle diyecekti: "Ticaret firrpalarimza çekidüzen vermezseniz Toyoto'lanmzin, Sony'le-
rinizin Avrupa'ya geliginiancak rüyamzda görürsünüz."
Bu sözler üzerine salon buz gibibir sessizligegömülmügtü. Japontemsilcibir dakika kadar
sessiz kalip, söyleyeceklerini tartmig,tepkisinipu sözlerle göstermigti:"Sizçok büyük uluslarara-
si bir devlet görevlisisiniz." Bu sözlerden bagka tek bir kelime dahi söylememigti.
MITÏbu arada kendinden beklenen
"idari
yol gösterme" göreviniyerine getirmig,girketle-

667
olma", ihtiyatli davranmayi ögütlemigti. Sirketler verilen mesaji anlayarak o günden
"yavag

re
sonra petrol ahmmda daha çekimserdavrandL Amerikan ve Ingtlizpetrol girketleride ayni geyi
yapti. Pazardaki oyunculara gelince, onlar hükümet politikasmm ögütlediginden daha da fazlas1-
m yapmlyti. 1980 ylh sonuna ulagildiginda durum artik açikhk kazanmigtl. Stoklarm hâlâ çok
yüksek oldugu, talebin ise dügmeyi sürdürdügü, pazar fiyatlanmn da dügüç gösterdiglgözlen-
migti. Stok yapmanm hiç de ekonomik bir tutum olmadigtanla§11migt1. Simdihalk IEA'mnistedi-
gl gibi, ek petrol almaktansa mevcut stoklan kullanma egilimine glrmigti.
Zamanla sadece tüketim dügmemig, Iranve Irak'tan petrol gelmemesine, bu iki kaynagin
yokluguna kargin, diger kaynaklardan gelen petrol arzi bu boglugu kapatmigtir. Bunun sebebi
olarak 1978 sonundan baglayarak, petrol flyatlanndaki agin patlamay1dizginlemek ve OPEC'e
bagli Arap kardeplerin -agzim tikamakiçin Suudi Arabistan'in piyasaya varillerce petrolsürmesi
gösterilebilir. Bu konuda Yamanigöyle demigti: "Patlamayi nihayet önledik. Simdi flyati sabit tut-
mak için bunu görmemiz gerekiyor." Suudiler fran-Irak Savaç1'nin stratejilerini bozmasma göz
yumamazd1. Su nedenle daha çatigmanmilk günlerindeüretimlerini artiracaklanm, kapasiteleri-
nin müsaade ettigi günde 9 milyon varil düzeyine getireceklerini ilan etmiçlerdi. Eu miktar tek
bagma, iki savaçç1ülkenin yarattigi petrol boglugunun yaklagtk dörtte birine egitti. Eu ara öteki
OPEC ülkeleri de üretimlerini artirdt. Iran ve Irak'tan bile pazara yeniden bir miktar petrol ak-
maya baglamigtt.Bu geligmelerolurken Meksika, Britanya, Norveç ve OPEC'ebagli olmayan di-
gerülkelerde de üretim artmaya devam etti, ki bunlar arasmda Alaskada vardtr. Artik bu artiga
bir patlama" demek yanlig olurdu. Bu elveriglikogullar kargismda stoklanmig pet-
"küçük
sadece
rolü kullanmamak için artik hiçbir sebep kalmamtytt. Tüm tereddütleryok olmug, insanlar yeni
petrol almaktansa stoktaki petrolü yeglemiglerdi. Eu onlara gimdi daha cazip geliyordu. Ahellar
bu defa yüksek flyatlara isyan etmeye bagladt. Pa2ar payim artirma pegindeki OPEC'e bagli ol-
mayan üreticiler de resmi flyatlan üzerinden hatin say1lirindirimler yaptilar. Onlarm kazanci
OPEC'in kaybi demekti. Böylece zamanla OPEC'e duyulan talep de dügtü. Bunun sonucu ola-
rak OPEC'in 1981 üretiminde 1982'ye göre yüzde 27 dügüg olmugtur. Aslmda 1981'de OPEC
üretimi 1970'ten bu yana, ilk defa olarak en dügük düzeyi bulmuytu.
Durum OPEC'in yolun sonuna geldigini gösteriyordu. Ancak ne OPECihracatçilari ve sa-
nayi, ne de Batih tüketiciülkeler önlerinde kendilerini nelerin beklediginden haberdardi. Carter
bagkanligi da yolun sonuna gelmigti.Tahran'daki Amerikalilar'mrehine almmasi nedeniyle Car-
ter'm ugradigi son küçültücü durum, görevden ayrildigt güne kadar halka aç1klanmamigtl. Car-
ter'm görevdençekilmesiyleyerine Ronald Reagan geçecek,negeli kipilig, özgüveniyle Carter'1n
görünümü kargismda çok daha güvenverecekti.
"hasta"

Su ara, fiyatlar 1970'li ylllara göre önemli artly gösteriyor, tüketicilergeleceklerindenendi-


geleniyor,petrol pazan da bu ikisinden etkilenlyordu. Ihracatçilar hâlâ bir gerçekle yüz yüze gel-
mekten, piyasamn kogullarmin" gerçekten kabul etmekten kaçmtyordu. Fi-
"objektif
degigtigini
yat indirimi yapmaya yanagm1yorlard1.Flyatlar böylece 1981 Ekimi'ne kadar kegmeke; içinde
kald1; sonunda bu tarihte yeni bir anlagmaya vardilar. Suudi Arabistan fiyatml varil bagina otuz
iki dolardan otuz dört dolara çikaracak,digerleri de kendi fiyatlannda indirim yapip otuz alti do-
lardan otuz dört dolara inecekti. Böylecefiyatlarm hepsi ayni düzeyde olacakti. Bütün bu degl-
giklikleryapildiktan sonra, dünya pazarinda ortalama fiyat, Suudiler'in attinml nedeniyle yine
de bir veya iki dolar oynayabilirdi.Diger üreticiler açismdansa, bu anlagma bir anlamda flyat in-
dirimi demekti. Yine de ortada teselli bulmak için bazi sebepler vardi. Ne de olsa artik Suudi
Arabistan anlagmamn bir parçasi olarak, eski tavan düzeyine inmeyi, günde 8,5 milyon varilin
üstüne çikmamayi kabul etmigti.
Irak ve Iran aralanndaki savagi bir sonuca erdiremeden sürdürdü. Yine de halk dünyamn
bu en güçlü iki ihracatçisi arasmdaki savagm fazla zarar vermeyecegini dügünüyordu. Su savag
iki petrol pokunun harekete geçirdigigügleri olsa olsa geciktirebilir,' fakat asla yok edemezdi.

668
1981 Ekimi OPEC flyatma yapilan son petrol zammim simgeler. Bu tarihten sonra en az on yll
petrole zam yapilmamigtir. "Arz ve talebinilahi yasalan"harekete geçmig ve fiyatlan apagi çek-
migti. Ancak henüz ilerde bekleyen; gök gürültüsünüandiran intikam hizlyla degil, daha ilimli
bir yaklaç1mlagelmigti. Bu Yamaninin söylemig oldugu gibi çok normal, iki kere iki dört eder
kadar basit bir sonuçtu.

669
35
Siradan Bir Ticari Meta m1?

Sürekli patlamalarla tammlanan bir sanayide, o güne kadar gelinig geçmlyhiçbir pattama,
1970'ler sonunda îkinciPetrol Soku'nun yarattig1 kadar büyük ve sarsici olmamigt1r.lkinci Pet-
rol Soku'nun olugturdugu patlama o güne kadarkiler içinde en büyük olamydi. Petrol flyatmm
müthig bir hizla siçradigi, bir varil petrol için otuz dört dolar ödendigi bu ytllarda, bu lyte dönen
para miktan o güne kadar.petrolcülükten kazamlmig veya harcanmig ne kadar para varsa hepsi-
ni gölgede birakacak kadar çoktu, Petrol girketleri,bir kez daha kazandiklanni yeni geligmeler
için bu ige yatirdi. Bunlardan bazisi bankadan kredi aldi, ige hevesli yatmmctlardan para temin
.

etti ve ç1lyncaoynananbu oyuna bütünüyle katilmak için kendini ayarladi. Eu günler bagimstz
petrolcünün altm çagidir.Bagimsizpetrolcü bu dönemde gereginde borcunu geri ödememig, an-
lagmalarmi bozmug, yeni yeni anlagmalara girmigtir.Her geyden önemlisi de giderek daha çok
sondaj araç gerecikiralamig, çok derinlerde ve giderek daha da derinlegen yataklarda arama yap-
mig, hiç durmadan çilynca para harcamigtir. Bunun kutlamnasi için 1970'ler sonunda televiz-
yondaki sevimli dizi Beverly Hillbillieskaldmlmig, onun yerine aç gözlü zorba J.lt Ewing'in ta-
nitilmasi için ekrana Dallas dizisi getirilmigtir. Su diziyi Amerika'daseyretmig olanlar ve dünya-
nm bagka yerlerindeki seyirciler ylllar boyu ] R.'m kipiliginde yaratilan bagimsiz Amerikah pet-
rolcu imalmi hatirlayacaktir.
BirlegikDevletler'de petrol endüstrisi o güne kadar görülmemig bag döndürücü bir faallyet
dõnemine girdi. Ortada fiyatlarm kaçmilmaz olarak kontrolden çiktigi anlammagelen copkulu
bir geligme vardL Artik her geyin flyati çikan petrol miktanna bagli olarak saptamyordu. Petrol
ç1kanlantopraklardakiarazi fiyati astronomik boyutlara ulagti. Buna paralel clarak Houston,
Dallas ve Denver gibi petrol kentlerinde gayrimenkul flyatlan da aym hirla artti. Sondaj iginde
çaliganlaraödenen ücret birkaç katma çikt1.Jeolojimezunu gençleredaha okuldan çiktiklan yll
iq teklifleri yagmaya bagladi. Senede eli bin dolar kargthgl i; tekliflerigellyor, bu gençler garap,
yernek ziyafetleri ve iltifatlarla agirlanlyordu. Jeologlardandaha çok deneyimi olanlara, örnegin
yirmi yll deneyimli olana çok daha yüksek ücret ödeniyor, ancak bunlar yeni H.L Hunt'lar veya
J. Paul Getty'ler olma hayaliyle, buna ragbet etmeyip büyük girketlerdenaynlarak yent yeni an-
lagmalara yöneliyordu. Anlagmalarda kendileri íçin de hisse ayirmaya dikkat ediyorlardi. Bu yll-
lar Amerikall doktor ve diççilerin paralanm sonda) igine yatirdigi ylllardir. Kendilerine petrolleri
olmadigt takdirdetasarruflarinmenflasyonla ve yükselen petrol flyatlanyla silinip süpürülecegi
söylenmigtl
dagi" denen yerin tam ke-
"petrol

Genel kamya göre, gimdipetrol sanayli tehlikelerledolu


nanndaydt ve her an htzla apagidaki uçuruma yuvarlanabilirdi. Aynca bu kithk, OPEC'in kati
kurallanyla birlegiyor,giderekazalan bu ticarimetanm çok yakmda çok daha pahahyasatilacagi-
ni, fiyatlarm hiç durmadan yükselmeyi stirdürecegini gösteriyordu. Su dügüncelerle, teknoloji
ve mühendislikten yararlanarak petrolünyerini tutacak alternatif bir enerli kaynagt aranmasma
karar verildi. Böylece petrol flyatmm tavamda saptanmly olurdu. Nihayet, yetmigyll kadar son-

670
ra, Colorado daglanmn Western Slope kayalik formasyonlarmda ve Utah'da sakli gist petrol,
mahkûm edildigi bu yerlerden azat edilip pazara getirilecekti.Zaten dünya petrol stokunun teh-
likeli derecede azalmig oldugu her dönemde bunun yapilacagina söz verilmig, fakat söz hiçbir
zaman yerine getirilmemigti. Bu çözüm 1979'da BagkanCarter'm ülkenin enerji sorunu için
önermig oldugu çözümün tipatipaymdir.
Occidental ve Unocalgibi bazi petrol girketleri bir süredir gist petrol teknolojisiüzerinde
çaligmalaryapmaktaydi. 1980'de, dünyamn en büyük petrol girketi.olanExxon, ileride petrol
kitligt olacagini sezmig,hiç vakit kaybetmeden Western Slope için hazirlanan projeye, Colony
SistPetrol Projesi'ne katilmigt1. Altmig yll önce, yine böyle bir kitlik döneminde, aym girket,gist
petrolü olarak kullanma çahymalanyapmak için aymbölgede topraksatin almig, ancak o
"yakit"

zaman sonuç alamamigt1.Simdiise artik Exxon petrolcülükte tam bir lider olmugtu ve gist
bir
petrol geligmesi için tam bir milyar dolar harciyor, kendini yeni"enerji

çagt"nahazirliyordu. Bu
irketin bagi olan CliftonGarwin, sonradan o günleri ammsarken pöylekonugmugtur: "Exxon
uzun süredir gistpetrolle agk iligkisi içindeydi. Bunun büyük cesaret isteyen, teknikve kugkusuz
ekonomikaçidan çok.büyükbir proje oldugukesindír." Ülkede, teknolojininde yardimlyla ken-
disini güvenceli siv1petrol kaynaklanmn geligtirilmesineadamigti.
Ancak bunu izleyen iki yll içinde ekonomik tabloçok çabuk ve zorlaylci bir hizla degigti.
Petrol fiyatlart gerçek anlamda dügmeye bagladi, talep de aym seyri takip ederek dügtü. Her iki-
sinin gelecegide aym düzeyde seyredecek varsayihyordu. Petrol ihraç eden ülkelerde üretim ka-
pasitesinde büyük bir fazlalik görüldü. Aynca Kolony Profesi'nin her alandaki mallyet tahminle-
ri de yükselmeye devam etti. Garwin sonraki günlerde o günleri animsayarak "Günde 50.000
varil karçiligmda 6 veya 8 milyardolar harcamayi bekliyorduk" demigtir. "Sunuda unutmamak
gerekirki hepsi bundan ibaret kalacaga da benzemiyordu. Bir gece kendi kendime hissedarlarm
paralarinibu gekildeharcamaya haklom yok diye dügünmügümdür." Ertesi gün Garwin üst dü-
zey idarecilerden bir ekip olugturacakve onlara bu igi durduklan takdirdesonucun ne olacagim
soracakti.Garwin bu konuda gunu söylemigti: "Bu, yanitlanmasi gereken çok çetin bir karardi.
Bu karara ben önayak olmugtum."
2 Mayis 1982 tarihinde Exxon, Kolony Projesi'ne son verecegini duyurdu. Sirketin o gün-
kü görüsüne göre güncel ekonomik tablodapist petrol projesini gerekli kilan hiçbir belirti yoktu.
ColoradoWestern Slope b0lgesindeki petrol pattamasi buradaki çaligmalanndurdurulma-
siyla hemen birkaç saat íçinde sona ermigti. Rifle, Battlement Mesa ve Parachuta gibi kasabalar,
Bati Pennsylvania, Pithole'daki geleneginkurbani olmuy, birer ormanken 1865-1866arast sade-
ce iki yll içinde on beg bin nüfuslu birer hayalet kasabaya dönmügtü. Kasabalardaki terk edilmig
dükkân ve evler, yerle bir edilmig, Petrol Bölgeleri'nde yeni dükkân ve evlerin inçasmda kereste
olarak kullanilmak için buralara tagmmigti.Simdi ise Colorado'nun üç kasabasmda yeni inga edi-
len bu evler bombog birakilmly, yalnizliga terk edilmigti. Arazinin yüzeyini kisa sürede ot bürü-
dü; apartmanlannyanst kiraya verilmemigti. Bu durum kargisinda Midwest'den geleningaat ip-
çileri araç gereçlerini toplayarakgeldikleri yere döndüler. Araç trafigisanki buharlagmig, yollar-
dan yok olup gitmigti. Bölgede yagayan yeni yetigmiggençler yapacakhiçbir igleri olmadigindan,
ingaatt yarida birakilmiç ev ve büro binalanna girip buralan iggal ettiler. Rifle'da yerlegmiç bir
emlakçi bu durum kargismda "Benim meslegim artik sona erdi" diyordu. Aslmda sona eren yal-
mz emlakçimnigi degil, Rifle kasabasmin ta kendisiydi. Gerçek quydu ki, petrol patlamasmin
sonsuza dek sürüp gitmesizaten olanaksizdi.

Temel Degigiklikler
Dünya petrol pazanna ve petrol flyatlanmn kendisine ne olmuytu?Ortada hüküm süren kor-
kunç enflasyon sadece ekonomik refahi degil Bati dünyasmin tüm sosyal dokusunu tehdit edi-

671
yordu. Sonundaduruma BirlegikDevletler Federal Rezerv Bürosumüdahale ederekçok sikt bir
yükseldi ve en uÇ nok-
para politikasi uyguladi, Bunun sonucunda faiz oranlan keskin bir çikipla
tada yüzde 21,5 gibiastronomik bir düzeye ulagti. Siki para politikast böylece endüstri dünyasi-
harcama gücünün" üstüne çikti ki bu, petrol fiyatmdaki artiplardan
"para

nm içinde bulundugu
lleri gelmigtir.Bunun sonucu olarak BüyükDepresyon döneminden sonra ilk dela olarak iki kez
petrolle ilgili büyük s1kmti dönemi yagandl. Birincisi 1980'de ve ikinci ve daha ciddi olam da
1982'des Durgun haldeki ekonomik faaliyet, endüstri ülkelerinde, petrole talebi önemli· miktar-
da apagtyaçekti.Normalolarak, geligmekte olanülkelerin yeni petrole olan talebiana kaynak ol-
masi gerekirken, tam tersine bu ülkelerin birçogu, borç altmda ezilmig olduklanndan ve bunla-
oldugundan gelig-
rin endüstri dünyasmda hammaddelerini pazarlayan pazarlar da silenti içinde
mekte olan ülkeler keskin bìr ekonomik dügüge yuvarlandilarve petrole olan taleplerinibaski al-
tmdatutmaya zorland11ar.
Aynca, enerji ekonomisinde de belli bagli birtalem degigíklikler oluguyordu. Yükselmekte
olan flyatlar yeni teknolojiyive yeni bölgelerin geligmesini kamçiladigt için, evvelce duyulan kit-
hk korkulan, özellikle 1920'li ylllann bagmda ve 1940'lar ortasmda duyulan korkular, agiri pet-
rol üretimiyle sonuçlanm14t1.Bu defa da aym model bir kez daha yinelenip petrolün varili otuz
dört dolardan satilmasma neden oldu. OPECdigmdayepyeni dev geligmeleroluyordu. Meksika,
Alaska ve Kuzey Denizi'nde üretimin yeniden ihyasi ikinci Petrol Soku'nun yagandigi aym fela-
ketli günlererastlamigti. Bu ara Misir da önemli bir ihracatç1 olma yolundayd1. Malezya, Angola
ve Çinde aynl yoldaydi. Daha bagka birçok ülke de üretici ve ihracatçi olmuytu. Bunlararasinda
çok az birlik ve çok fazla anlagmazlik vard1. Su ara bazi büyük buluglara gldiliyor,bunlar aragtir-
ma, üretim ve ulagim teknolojilerineyardimci oluyordu. Alaska boru hattmm baglanglÇtakÍ-ka-
(argodilde becerili, yür güldürücü de-
"slicken"

pasitesi günde 1,7 milyon varildi, Sonradan


mektir)lakablyla amlan ve boru hatti içindeki birikintlyi azaltarak akigikolaylagtiran bir kimya-
sal maddenin ilavesiyle boru hattmin kapasitesi birden günde 2,1 milyonvarileçikanld1.Bu, va-
rili otuz dört dolar flyatla, aragttrma ve üretim alanlannda, on üç dolar flyatla ekonomik olarak
yapilamayan birçok geyin yapilabilecegni gösterrrlipti.Aynca BirlegikDevletler'in çegitllyerlerin-
de de üretim beklenenden daha üst düzeyde olmuqtu. Bu olay, Alaska'dan gelen yeni petrol aki-
lyla bir arada dügünülürse, 1980'li ylllann birinci yarismda Amerikan petrol üretiminin gerçek

anlamda artmig oldugunu gösterir.


Talepte de önemli degigiklikler oluyordu. Yirminci yüzy1lm toplam enerji kangimi içinde
petrole karyl giderek artan bagmhhgl ve bu yöne dogru kesin yaklag1mi,yüksek fiyatlar, güven-
lik gereksinimleri ve hükümet politikalan nedeni ile tersine dönmügtü. Simdikömür elektrik
üretimine ve endüstriye saglikl1bir geri dönüç yapmigti. Nükleer güç de elektrik üretimine hizla
girmigtir.Japonya'da,enerji ekonomisinde ve elektrik üretiminde sivilagtinlmigdogal gazin yeri
giderekartm14ti. Bütün bunlar, dünyanin her yerinde, en önemli petrol pazarlannda, petrolün
diglanmakta oldugunun ve ayaklan allmdaki zeminin kaydiginin igaretlydi. Sanayiülkelerinde
toplamenerji pazarmda petrol 1978'de yüzde 53 yer altrken, 1985'te bu oran yüzde 43'e düg-
mügtü.
Enerji bir pasta olarak dügünülütse, bu pastada petrolün payt giderek dügmekteydi; aslmda
tedbirleri" diye bilinen hizlandinlmig
"koruma

pastamn kendisi de giderek küçülüyordu. Bu


enerji etkinliginin ne denli büyük oldugunu yansitir. Zaman zaman konu digibiralolmig,hatta ala-
ya alinmigolsa da artik koruma tedbirleriyadsmamaz bir önem kazanmigti. Modern endüstri top-
demek degildir. "Küçük güzeldir" an-
"mahrumiyet"

lumunda, enerjinin korunmast genel olatak


laminda da degildír. Daha etkin olmak ve teknolojikyenilikler anlammdadit Yeni otomobil filola-
nmn ortalamapetrol etkinliginin ikiye katlanmasmi ve bir galonla27,5 mil kat edilmesini
öngö-
1975 Yasasi,ABDpetrol tüketimini 1985 yilma gelinceye kadar günde iki milyon varil azalt-
ren
migttr.Bu yasa olmasayd1 tüketim Alaska'nm sagladigt günde 2 milyon ek petrol üretimine egit

672
olacakti. Sonuç olarak 1985 yllma gelinceye kadar ABD 1973'teki duruma göre, enerjide yüzde
25, petrolde yüzde 32 daha etkin bir tasarrufsaglamigtinBirlepikDevletler 1973 etkinlik düze-
yinde kalmig olsayd1, 1985'te kullandigt petrolden 13 milyon varil daha fazla petrol kullanmasi
gerekecekti.Diger ülkeler de bu örnege uyarak kendi tasarruflarmisagladilar. ÖrneginJaponya,
aym süreç içinde enerjide yüzde 31, petrolde yüzde 51 daha fazla etkinlik saglamigtir.
Ekonomik onanmm ilk ylli olan 1983'e kadar korunma tedbirlerininrolü ve yakitta yer de-
gigtirmesomut olarak görülecekkadar belirgindir. Komünistolmayan ülkelerde petrol tüketimi
günde 45,7 milyon varil oldu ki bu 1979 ylhmn günlük tüketim düzeyi olan 51,6 milyon dolar-
hk tüketimin 6 milyon varil altmdadir. Bu, 1979 ile 1983 arasmda taleptegünde6 milyon varil-
lik dügüg oldugunu, buna kargilikOPEC kaynakh olmayan üretimin günde 4 milyon varil arttlgl
m gösterir. Bundan daha önemlisi, petrol girketleri, talep düzeyinin fazlastyla yükselecegibek-
lentisiyle biriktirmi olduklan stoklardan gimdikurtulma yollan arama pepine dügmüglerdi.
By üç egilim -talepte dügüg, OPECkaynakh olrnayan üretimin geligtirilmesive stoklardan
vazgeçilipbunlann kullanilmasi- OPEC'eyapilan bagvuruyu günde 13 milyon varil kadar azalt-
m14tir.1979 ylli düzeyine göre bu yüzde 43 dügüç anlamindadir!iranihtilalive ondan sonra ge-
len Ìran-Irak Savaç1bu iki ülkenin ihracat kapasitesinin sakatlanmasma neden olmuytu. Yine de,
büyük bir hizla, kithk korkusu yerini pazar talebininde üstüne çikan bir üretim fazlasma b1rak-
migt1r.Kisacalothk korkusu yerine gimdi kesin bir üretim aginligtyaganlyordu.

Sonunda Kartel
OPECiçin artik kesin hesap günü çok yakmd1. 1977 ylhna kadar OPECözgür dünyamn toplam
ham petrol ihtlyacmm üçte ikisini üretmigtir. 1982'de ise, ilk deta olarakOPECkaynakh olma-
yan üretim OPEC üretiminí agmigve OPEC'in günlüküretiminden günde bir milyon varil fazla-
lik göstermis ve bu artigmi giderek sürdürmügtür. Sovyetler'in Bati'ya yaptigipetrol ihracatmda
bile änemli artis olmugtur. Bunun nedeni SSCB'nin, Batf dan gelen döviz gelirlerini artirmak
için yükselmekte olan fiyatlardan yararlanmasmdan lleri gelmigtir.
Yeni üretilen petrolün çogu, öncelikle de KuzeyDenizi'nden gelenpetrol spot piyasalarda
satillyor,bu yüzden spotpiyasafiyatlan pazar kogullarmdan etkilenerek buna göre saptanlyordu.
Bir iki yll önce spot flyatlar resmi fiyatlarm çok daha üstündeyken, gimdibu flyatlann çok altina
dügmügtü. Resmi fiyata göre ödeme yapan birçok girket bu yüzden rafinericilik ve pazarlamac1-
lik iglemlerinden büyük para kaybma ugradilar. Bazen belirli kalitede bir petrolün spot fiyatt
kontratta yazih flyatm varil bagma sekiz dolar daha altmda olabiliyordu. Mobil'in Almanya'daki
"kâr

temsilcisininsöylediginegöre bu bogluk marjma"sahip olmakla


"büyük
kaylplar" yaçama-
nin arasmdaki farktan fleri gelmigtir.Bu güncelkogullarda, en basit bir aritmetik bilgisi olan bir
alicinin
"spot
flyattan" satin alma yollan aramasi çok dogaldi. OPEC kaynakh olmaylp da pazara
satici olarakgirmeye çahyan yeni üreticiler ise petrolü
"pazara

en uyumlu" olan, diger bir deyly-


le en ucuz flyat üzerinden satma teklifindebulunuyor, bu yolla kendisine pazarda bir pay kazan-
mak istiyordu.
Bütün bunlar OPEC'i zor durumda b1rakm14tt. Pazar OPEC'in kargisma birbirinden kötü
iki ayn alternatifle çikmigt1.Ya pazan yeniden kazanmak için fiyatlari indirmeli, yahut da fiyatla-
n olduguyerde tutmak için üretimi kismahydi. Ne var ki OPEC ülkeleri, tüm fiyatlama yap11an-
nm degigecegi endigesiyle ve büyük ekonomik ve politik kazançlarmi kaybetme korkusuyla ve
dolay1slylahenüz yeni kazandtklan güç ve nüfuzlannm azalacagmdan korkarak flyatlan dügür-
mek istemediler. Aynca, kamlanna göre, flyat indirme halinde endüstri ülkeleri bunu, tüketim
ve benzin vergilerini yükseltmek için firsat olarak kullamr ve petrolden gelen kiralan OPEC ka-
salanndan çekip alarak yeniden kendi kasalanna aktantdi. Aralannda otuz ylli apkm bir süre ön-
ce kira konusunda açilmigolan savag zaten bu noktadan baglami ti.

673
Ancak gerçelde mutlaka yüzlegmek gerekiyordu.OPEC,üretim d(izeyini savunmakama-
ayla fiyati dügürmedigi takdirde, bu dela fiyati savunmakamactyla üretim düzeyini losmakzo-
rundaydi. 1982Mart aymda OPEC, günde 31 milyon varil üretmig olmasma karsm, Suudi Ara-
bistan üretimini sistemin desteklenmesine yeterli olarak ayarlayacakt1. SonundaOPEC,bir kez
daha geçmiginde yapmig olduklanm bu defa da bagarmigtl.Öncekiyillarda Texas DemiryoluKu-
rumu'nun oynadigi rolü bu defa o yüklenmig, fiyatiyerinde tutmak için üretimi ayarlamaigini o
yapmigti. Petrol ihracat dünyasmdall bir analistin dobra dobra söyledigt gibi, OPEC kendisini
üretimi idare eden ve tahsisleyenve aym zamanda fiyati saptayan bir kartele dönügtürmügtü.
Kotamn konulmasim izleyen aylarda,petrol pazarmm belirsiz durumuna yeni yeni faktörler ek-
lendi. lran-lrak Savasi'ndaIran Irak'a kargi üstünlük kazamyordu ve-Suudi Arabistan ile diger
tutucu Körfez ülkelerine karç1 tutumunda ve konugmalannda daha sert davramyordu. Ayrica,
Ortadogu'da süregelen savag salt bundan ibaret de degildi. 1982 Hazirani'nda IsrailLübnan'a
dogrudan bir müdahalede bulunmugtu. Bunun üzerine Arap Petrol ihraçÖrgütübir toplantism-
olarak yeni bir ambargo uygulanmasin1önermigti. Ancak
"yaptirim"
da BirlegikDevletler'e kargi
petrol pazarmin sikintill kopullan ve Körfez ihracatçilarimn yüzyüze oldugu jeopolitikriskler
göz önüne almdiktan.sonra, bunun gereksiz ve tehlikeliolduguna ve ihracatçilarm ç1karlanm
baltalayacagma karar verilerek bundan vazgeçilmigti. Bu ara, 1982 Haziram'nda, arabulucu ro-
lündeki Suudi Arabistan Krali Halid, çektigimüzmin kalp hastaligi sonunda velat etmigti. Ha-
lid'den sonra tahta ülkenin bagyöneticisi ve her geyden önemlisi, Krallyet Ailesi'nin petrol uz-
mam olan Prens Fahd ç1km17tir.
Yenikotalar belirli bir süre için saptanmigtL Ne var ki 1982 güz mevsimine kadar bazi gey-
ler açikhga kavugmugtu. Talep durumunu koruyor, eski haline dönügmüyordu. OPEC kaynakli
olmayan üretim hâlâ yi,tkseliyordu ve spot fiyatlar yenideninige geçmigti. Üretimkotalarma kar-
gm,OPECpetrolü hâlâ agiri durumunu koruyordu ve agin flyattan satiliyordu.

Fiyatimiz ÇokYüksek...
1983 y11mda,petrol pazannda rekabet tüm hizlyla yükselmeyi sürdürdü. 1975 ylhna kadar
henüz üretime bile ba§lamamig olan Kuzey Denizi'nin sadece ingiliz sektörü gimdiCezayir,
Libya ve Nijerya'nm toplam üretiminden daha fazla üretim yaplyordu. Yangmaya misilleme
olarak OPEC ülkeleri arasmda gayriresmi indirim ve fiyat kesintileri bir ahykanlik haline geld.i.
Bu konuda Suudi Arabistan bir kez daha istiana olugturmugtur. Eu ülke diger birçok ülkenin
kabul etmig oldugu halde sonradan ihlal ettigi otuz dört dolar prensibine sadik kalmigtir. Su
yüzden alicilar vakit geçirmeden indirimli petrol ugruna Suudi Arabistan'a sirt çevirdiler,ki
bunlar arasmda Aramco temsilcileride vardir. Eu alicilar, daha ucuz petrol saglayabilen öteki
itketlerle yangma çabasmdaki mügterilerine daha pahall petrol satm alma baslast yapacak du-
rumda degildi. Bu nedenle Suudi üretimi 1970'ten bu yana eri dügük düzeye dügmeye mah-
kûm olmu§tur.
1983 baglannda Yamani felsefi bir tezle ortaya çikti. Bu, aç1kgaOPEC'te bir bunaltm oldu-
gunu kamtlayan bir öneriydi. Yamani bu konuda gunlan söylüyordu: "Lütfen kargilagtirdigim
için beni bagiglayan,ancak punu ifade etmek istlyorum ki, bunalimm geçmigi tipkihamile bir ba-
yanm geçmigine benzer... Kriz tiple normal bir hamilelik glbi cogku ve sevinçle bagladi. Eu nok-
taya gelindigindetüm kargi koyma uyartmiza kargm diger üyeler bizden petrol flyatim daha da
yukanlara çekmemizi istedi. Bu yetmezmig gibi her biri ayn ayn önemli mali kazançlar sagladi
ve sanki bu mali kaynak sonsuza dek yükselmeyi sürdürecekmig gibi yeni yeni geligmeprojeleri-
ne daldilar... Bundan hepimiz zevk aldik ve bu anlik zevkle kendimizden geçtik." Yamani'ye
göre gimdi sira bunun sonuçlanna katlanmaya gelmigti. Yamani "Bizim fiyatimiz dünya pazany-
la göreceli olarak gok yüksektir" diyordu.

674
1983 Subatayi sonuna dogru artik tam bir çöküççok yakinda görünüyordu. ÏngilizMilli
Petrol Sirketi Kuzey Denizi petrol flyatimvaril bagma üç dolar dügürerek otuz dolar olarak ilan
etti. Bu, OPEC üyesi olan ve ekonomisi agin derecede petrole bagli 100 milyon nüfuslu Nijerya
için tam bir felaket oldu. Nijerya o güne kadar kalite yönünden Kuzey Denizi ham petrolüyle
yanymigti. Simdi ise bu ülkenin normal ahcilari petrolü daha ucuza satm aldiklan Kuzey Deni-
zi'ne dönmüç ve bli Afrika ülkesinden petrol almay1durdurmugtu. Mügterilerinin hemen tümü-
nü kaybeden Nijerya petrol ihraç etmeyi tamamendurdurdu. Sivilyönetimin egemenligine yeni
geçmigolan ülkenin iç politikasi bundan ciddi olarak zarar gördü. Nijerya kendisine yap11anlara
aynen yamt verecegini açikça ifade etti. Nijerya Petrol BakaniYahaya Dikkokesin ifadeyle "Fi-
yat savagma girmeyehaziriz" diyordu.
1983 ylhmn Mart aymda petrol bakanlan alelacele bir toplantiyapmaya karar verdi. Bulug-
ma yeri Hyde Park Corner'daki Intercontinental Otel'di. Bu toplantion iki gün arahksiz olarak,
sinirlerin gerginleptigibir atmosfer içinde yapildi. Bu deneyim toplantlyakatilanlarda alerjik re-
aksiyon yaptigt için ileriki yillarda otele adim atan her üyeyi rahatsiz etmigtir. Yine de flyat indi-
rimine kargi muhalefet ne denli ideolojik ve sembolik olsa da, bunun yarattigt kizgtnlik ve asabi-
yet ne kadar giddet1iolsa da, gerçekapaçik ortadaydi ve buna kargi koymak artik mümkün degil-
di. SonundaOPECflyatim yüzde 15 dolayinda indirdi ve varil bagma otuz dört dolardan yirmi
dokuz dolara dügürdü. Su OPEC'intarihindeilk kez yaptigt bir geydi.Bundan bagka, ihracatçi-
lar da tüm grup için günde 17,5 milyon varil kotada karar luldilar.
Ancak kotadan kimin ne kadar hisse alacagt bilinmiyordu. Kotanm bölügümünde milyar-
larca dolar söz konusuydu. Ülkelerteker teker kendisine tahsisat yolu açmayaçaballyor,bunun
için birbirlerine giriyordu. Simdi durum degigmig, hiç d€gLlse. bir süre için, Londra'daki on iki
günlük petrol maratonu bir flyat indirimine dönügmügtü. OPEC bu defa flyatim pazar fiyatma
göre ayarlamig ve dügürmügtü. Yanibu kez geçmigteki gibiyükselenfiyata göre degll, dügmekte
olan fiyata göre yapmigt1.Ayrica OPEC yeni kotalar da saptamig ve bunu bir evvelki yllm geçici
kopullanyla degil, kesin olarak güncelkogullaragöre yapmigtL
Ulkelerden sadece bir tekine hiçbir resmi kota verilmemigti. Bu ülke SuudiArabistan'dir.
Yamani'nin israrla üstünde durdugu gibi, eger Suudi Arabistan'a kota verilmig olsayd1,bu günde
alti milyon varilin çok altindabir rakam olacakti. OysaYamani'ye Riyad'm kabul edebilecegi mi-
numum kotanm en az alti milyon varil olmasi tallmativerilmi ti. Bildiride duyuruldugu sözcük-
lerle, Suudi Arabistan'm
"pazar
gereksinimlerini kargilayacak dengeleme miktarmi saglayan üre-
tici almasi" isteniyordu. Böylece ÖzgürDünya toplamrezervinin ügte birine sahip Suudi Arabis-
tan'a ilk defa olarak, üretimini pazan dengeleyecek gekilde artirmak ve dügürmek ve flyati koru-
mak sorumlulugu verilmigti. Ancak OPEC'in yeni flyatlandtrma sistemi, on iki üyenin sahtekâr-
hktan kaçmmasma ve on üçüncü üye Suudi Arabistan'm da
"dengeleyici
üretici" olarak önemli
bir rol oynamadaki istek ve yetenegine bagli idi.

Petrol Pazarl
OPEC'in yagadigt maratonun ve gerçek bir kartele dönügümünün ardinda petrol endüstrisinin
geçirdigi, etkisi çok ötelere uzanan bir degigim yatar. Bu endüstri artik büyük, çok entegre petrol
itketterinin kendisine egemen olmasma razi degildi. Onun yerine herkese açik olan kalabahk
bir ahci ve satici kütlesi dünyasma dönügmek istiyordu. Evvelce de belittildigi gibi artik petrol
bazen onayla, bazen de dehgetle
"diger
herhangt bir tüketim metal" olma yolundaydt
Petrol 1860 ve 1870'll yillarda ticari meta olarak satild1glilk günlerden beri her zaman
için bir tüketim maddesi olmustu ve Bati Pennsylvania'da fiyatlann korkunç inig ç1loggösterdigi
günlerdenberi daima böyle kalmigtL Ancak entegrasyona duyulan sürekli açllgin bir sonucu ola-
rak fiyatm degigkenlîgldi a bagtmh olmaktan çikmigt1; bu da, bir girketin kuyu bagmdan benzin

675
pompalamaya kadar birbirine sikica bagli her ünitesinde kendini gösterdi. Ayrica petrole diger
metalardan daha bagka bir g0zle balolmaktayd1. Yamani'nin üstüne basa basa vurguladigi glbi
"Petrolün çay veya kahve gibi stradan bir madde oldugunu unutmamak gerekiyordu.Petrol stra-
tejik bir maddeydi ve spot piyasalardagelecekteki marketlerin veya diger herhangl spekülatif bir
tegebbüsünkeyfine terk edilemeyecek kadar önemliydi." Ne varki durum Yamani'nin istemedi-
gi gibi geligmeye baglamigt1. Bunun birinci nedeni dünya pazarina inan11maz büyüklükte fazla
petrolçikanlmasidir.1970'liyillarin kogullari tam olarak tersine çevrildikten sonra, üreticiler de
tüketiciler de durumdan üzüntü duymuçtur. Ne var ki pazara girmigolmaktan üzüntü duyan
üreticilerin sik1ntisi, bu üretime ulagmig tüketicininkindendaha büyüktür. Alictlar indirim bek-
lentisi lçindeydi. Akillanna 1970'li y111arsonunda ve 1980'ler bagmda ödemeye mectur tutul-
duklar1 türden bir güvenlik primi ödeyecekleri gelmemigti. Sir petrolcünün ifade ettigi gibi bu
aç1smdanaz etkili, miktar aç1smdanise çok agir bir primdi!"Güvenlik konusuna artik
"güvenlik

çok az önem verillyordu. Ast) üzerinde durulan petrole bogulmuy bir pazarda rekabet edecek
durumda olmakti.
Ìkincineden ise bizzat endüstrinin degigmekte olan yapislydi. Milliyetçilik gerekçesiyle ve
kira alma çabastyla, petrol ihraç eden ülkelerin hükümetleri, ülkelerindeki petrol kaynaklan
üzerinde hak ilan etti ve giderek daha çok, bu kaynaklardaki petrolün uluslararasi pararlanma-
smda da sahipligi ele aldt Böyleyapmakla rezervlerini belirli girketlere,rafmerilere ve denizagm
pazarlara baglayan iligkileri de koparmig oldular. Bu defa girketler,dünyamn birçok yerinde pet-
role ulagmada güçlükçektigi için yeni petrol kaynaklari aramaya koyuldular. Bunu yaparken
kendilerine yeni bir kimlik kazaamaya mecbur olduklan, aksi halde periçan olacaklanve silinip
yok olacaklan da açikça meydandaydi. Art1kbundan böyle entegregirketlerhaline gelemedikle-
ri takdirde, alici veya tüccar olacaklardi. Bu nedenle dikkatlerini uzun vadeli kontratlardan çe-
kip spot markete çevirdiler.1970'li ytllarinsonuna kadar, spot piyasalarda, uluslararast ticarete
sunulan petrolün en çok yüzde 10'u bulunurdu. O günlerde spot piyasalaraasil igin yan faaliye-
ti gözüyle bak1hr, bunlar rafineriterin çikardigtfazla petrolü gönderecek bir yer kabul edilirdi.
1982 ylh sonunda, ikinciPetrol Soku'nun çikipindansonra ise, uluslararast ticarete sunulan pet-
rolün yansmdan fazlasi ya spot plyasalarda bulunur oldu veya spot piyasaya göre ayarlanmig fi-
yatlardan satildi.
Kendi seçimiyle olmasa da bunda BP önder olmugtur.Iran'daçikan ayaklanmanm ve Nijer-
ya'nin millileymesinin bir sonucu olarak BP Kuveyt, Irak ve Libya'daki millile me hareketleriyle
de sahip oldugu petrolün yüzde 40'im kaybetmigtir. Çaresizlik içinde tehlikelereaçikken kendi
savunmasim yapmak için spot piyasalara aç11dive petrol satm alip ticarete koyuldu. Bunu önce
küçük çapta, gidetek daha ve çok daha büyük çaplarda yapt1. Kisa Vadell spot piyasalarm türe-
mesiyle stil" entegrasyonun erdemleri unutulmaya baglandt. Artik yeni BP petrolün en
"eski

ucuzunu bulup alma yolundaydi. Operasyon.ünitelerinin hepsinde verimliligi ön planda tuttu;


rekabette üstünlük sagladi;giderek daha fazla igletmeci oldu. Bireysel ünitelerinin her birini
kendi verimliliginden sorumlu tuttugu için girket milliyetçilikten çok daha fazla uzaldagtt. Sirket
örgütlenme kültürü açtsmdan da degigti ve planctlann hâkimiyetinde olan 1970'ler kültürünü
biralop, ticaret erbabmm ve tüccarlannhâkimiyetinde olan kültüre döndü. Bir vakitler hükümet
yönelik, hünerli
"ticarete
bürokrasisiymíç gibi gärünen girket, bu defa, bir yöneticinin sözleriyle
bir yaklagim" izlemeye bagladl. Ancak entegrasyonun getirdigi tarihsel erdemler ne olacakti? Bu
konuda BP'nin yeni bagkani P.LWalters unu söylemigtir: "Bir dereceye kadar entegrasyonasa-
hip olmak kugkusuz iyi bir geydir; ancak bunun için prim ödeyecek degliz. Su konuda kendimi-
zi eskisine göre çok daha firsatçi görüyoruz."
Bu konudaki geligmenin liderligini Walters bizzat yapmigtir. O, bu konudaki karanm çok-
tan vermig, giderek daha çok bilgisayar modellerle idare edilen geleneksel entegrasyonunhiçbir
ige yaramadiglnl anlamlgtL Durum ona 1967 Haziram'nda, bir cumartesi sabahi, Londra'nm ku-

676
zeyinde, Highgate bölgesindeki evinin bahçesinde çimen biçtigi stradaduyuruldu. Alti Günlük
Sava; sona ereli henüz birkaç gün olmuçtu. BP "charter"

sisteminin bagi tarafmdantelefonla


aranlyordu. Yanit vermek için eve girdi ve "charter"
sorumlusundan, tankerler krali Aristotle
Onassis'inhiç beklenmedik bir anda tüm
"charter"
prograinlanm iptal ettigini ögrendi. Onassis
BP'ye tüm filosunu vermeyiöneriyor, buna kargihk bir gün evvelki fiyatm iki katml istiyordu. Ya-
nit için BP'ye ögleye kadar süre tamnmigtive bu sorumlulukBP'nintüm dünya lojistiginin bagi-
na henüz getirilmig olan Walters'a yüklenmigti. Bu karar milyonlarcadolan baglayan bir karar
olacakti.lytebu an Walters ani bir sezgiyle, kendisine o an hiçbir bilgisayar programimn yardim-
ci olamayacagtm, tek yardimcmm kendi ticariyargist oldugunu algiladl. Telefonasanlip öneriyi
kabul etmelerini söyledi ve sonra yeniden çimenleribiçmeye koyuldu... Olaylarkisa zamanda
Walters'm karannda isabetli oldugunu kamtlayacakt1. Pazartesi sabahina kadar
tanker ücretlerl
önceki cuma gününe klyasla dört katma firlamigtl...
O günden sonra Walters BP'nin yeni operasyon anlaylç1mn savunucusu oldu. Eu konudaki
- fikirlerini göyleaçIklamigtir: "Bu bana igleri tümüylenasilyürüttügümüzü dügünme firsati veri-
yordu. Bunu yaparken fleriye yönelik entegrasyonun yanligyönde ilerledigini algiladim. Bunlar
aslinda idari yargi olmasi gereken mekanizmalara devrediliyordu." Bir noktada, Walters'in ruha-
ní vaizlige benzer göreviona neredeyse igini kaybettirir gibi olduysa da, kendisi bu konuda di-
renmekten vazgeçõedi ve 198 l'de, tüm operasyonlan kötü bir dutumdayken BP'nin bagkanli-
gmagetirildi. Walters o günleri göyle tarif eder: "Bu i; hakkindaortaya birçok varsayim atilmig-
ti." fran BP'den kismen ayrilmigt1;bunu tamamlamakona dügüyordu. Kendisi bunu göyleaçik-
lamigtir: "Benim için kârlillktan bagka strateli yoktur." Walters girkettekiidarecilere söyledigi ba-
z1sözlerle ün kazanmigt1.Bunlardan bazilan gunlardir:"BP'de kutsal politika denen bir gey yok-
tur." "Siz bana nelerin ekonomik anlam tagidiginisöyleyin, ben size bunlann hangilerini tutaca-
gimizi,hangilerinitutmayacagtmizisöyleyeyim."Artik
"ihtiyaç"
gerçekten bir erdem olmugtu.
Ötekigirketlerde aym kuvvetler tarafmdan benzer yöne dogru itiliyordu. Bunun sonucun-
da, istisnasiz her girkettetam bir mücadele havasi cereyan etmekteydi. Mücadele, 1950'li ve
1960'h ylllarin entegre petrol sanayline ahytinlmig ve kogullandinlmig kipilerle yeni bir ticaret
dünyasmm dogmuy oldugunainananlar arasinda yapilmaktaydt Simdimeydan okunan gey
sa-
dece kurulu düzen operasyonmodelleri degil, temel olan ve derinlere kadar köklegmi bazi
inançlardL Chevron Sirketi Bagkam GeorgeKeller bu konuda gunu söylemigti: "Bana agilanmig
fikir guydu: Herkes kendi ham petrolünü kendine ait rafineri sisteminden geçirerek sevk eder.
Biz buna bir gerçek olarakinanmigtik." Petrolün bir tüketim maddesi "stilinde"

ticarete sokul-
masma kargi çikan birçok girket ve gelenege bagli klçilerse igin bu yöne dönmesini kaba, ahlak
kurallarina aykin bir yöntem olarak gördüler. Bu yönde hareket edenleri fikirlerinden caydinp
iknaya çahytilarsa da.sonunda kendileri fikir degigtirip onlar taratindanikna edildiler. Bunun
so-
nucunda girketlerin çogunda ticaretigi apayn bir kâr merkezi oldu; kendi kogullanna göre para
kazanma yolu aÇ11di ve arz ve talebinana girketin kendi operasyonlan içinde dengelenmesinden
ibaret bir metot olmaktan çikt1. Petrolün az oldugu bir dön,emde ihracatçilar girketlere kargi
sa-
dakat göstermedigine göre, petrolün bol oldugu bir d0nemde de girketler ihracatç11ara sadakat
göstermeyecekti. Alicilar ister kendileri için olsun, ister dönüp dolagip tekrar ticarete
sunsun,
petrol alirken artik dünyanm her yerinde en ucuz olan petrolü araylp bulacak, böylece rekabet
için mümkün olduguncahazir olacakti.
Aramco'nun dört ortagt -Exxon, Mobil, Texaco ve Chevron- Suudi Arabistan'dan aldikla-
n petrolde bir miktar kesinti yaptilarsada; bu ülkeden büyük miktarda petrol almayi da sürdür-
düler. Su petrolü
"resmi
flyattan" aldiklanm, yani diger ham petrollerden çok daha fazlaya mal
ettiklerini bile bile satin allyorlardi. Eu girketlergeçmigte temel prensip olarak Suudi Arabistan
petrolüne girmek ve bu durumu korumak istemiglerdi. Su yüzden gimdi bu baglan koparmak is-
temiyor,buna kar i direniyorlardi. Ancak bu sadece 1983-1984 y111annakadar devam etti. Bu
-

77
y1llarda istenen flyatm agiri derecede yüksek oldugunu, istemeyerek de olsa nihayet anlad1lar.
GeorgeKeller bunu qu sözlerle ifade etmigtir:"Biz, Ch,evron'da çaliçanlarAramco'ya her_zaman
kendi igimiz olarak bakmigtik. Onu biz kendimiz baglatmig geligtirmigtikve Aramco'da yüklen-
digimiz önemli bir rol de vardi, Bu yüzden Aramco'nun davranigi basit bir sorun olmaktan daha
ötedir. Ne var ki bu girketedurmadan para yagdiramazdik. Geri çekilmekzorundaydik ve so-
nunda bunu yapmaya devam edemeyecegimizi Yamani'ye bildirdik." Böylece'Aramco girketlerie
nin Suudi Arabistan'la olan baglart kopmamissa da Onemli derecede azaltilmigt1.Dö.rt girket ile
Suudi Arabistan arasmdaki ticariili§kinin böyle bir degigim göstermesipetrol endüstrisinin nasil
transforniasyongeçirdiginin anlamlt sembollerden biri sayllabilir.
Petrolde emtia pazarma dönüç bu endüstride olugan bazi büyük yapisal degigikliklerce de
kolaylagtirilmigtir. Petrol fiyatlarmin kontrolden ç1kigeve daha bagka birtakim kontrollerin de
kaldinlmastyla, Birlegik Devletler dünya petrol pazarmdan tecrit edilmig durumdan ç1kti.Lun-
dan böyle gerçektenpazarm diger üyeleriyle siki bir heraberlige girdi. Birlegik.Devletler tüketici
olarak tek baçma dünyanm en büyük ülkesi degildir. Tüm dünyada üretimin dügmüg olugune-
deníyle, yaptigi üretimde ayni zamanda özgür dünya üretiminin yaklagik dörtte birini kendisi
saglar. Aynca Amerikan petrol üretimi pazara göre ayarlanmig bir üretimdi,r ve bu anlamda dün-
yanm dört bir yerinde nüfuzunu hissettirmigtir. Amerikan ham petrolünün belirli bir kolu bu
global endüstride yol gösterici bile olmuytur.

Yumurtadan Petrole
West Texas Intermediate admdaki bu petrol kolunun doguçu petrol endüstrisi operasyonunda
çok önemli bagka bir yeniligi de simgeler. Eu doguy 1983 yllmin son günlerindesadece dünya
petrol ticaretininmerkezlerisayilan Viyana'da, Riyad'da veya Houston'da degil, Dünya Ticaret
Merkezi'nin AgagtMahnattan'daki sekizinci katinda Nymex diye bilinen ve vadeli kontrat igiyle
ugraçan New York Ticaret Sirketi'nde cereyanetmigti. Bu aliclya,ileri bir taríhte, belirli bilinen
bir flyat üzerínden mall satm alma hakla veren vadeli satiplara yol açmigtir. Burada,alic1kabul
etmig oldugu fiyatla baglidir ve omuzladigt riskin bilincindedir. Üreticide aynen böyle, ürününü
pegin olarak, henüz üretilmeden evvel satma hakkma sahiptir. Su ürün, tarimsalbir madde ol-
dugunda da üretici mahsulünü henüz hasati almadan satma hakkina sahiptir. Tarimsal üretici de
aym gekildeevvelce kabul ettigi fiyatla baghdir. Ahc1ve saticinm amact yüz yüze olduklari riski
asgariye indirmek ve maruz olduklan geçicilik ve belirsizlik durumunu iyice azaltmakttr. Bu ko-
pazar psikolojisinidogru saptayip arz ve talepte,kendilerine dogru
"nakit",
nuda gerek duyulan .

tarafta bulunmak suretiylebir kazanç saglamayi ümit eden spekülatörlerden saglanir. Tahil ve
domuz ürünleri gibi birkaç tüketim maddesi Birlegik Devletler'de yillar boyu vadeli pazarlama
"belirsizligin"

sistemiyleticarete sunulmugtur. 1970'li yillarda dünya ekonomisinde artmasi ve -


kurallann gevgemesi sonucu altm, faiz oranlan, döviz Ve nihayet petrolde vadeli pazarlar dog-
maya bagladt
Degig tokugkonusunda o güne kadar New York Ticaret Borsasi teykilatibu en seçkinmes-
legin henüz tam anlamtyla keyfine varmamigtL Bu tegkilat 1872'de, John D. Rockefeller'in
stratejisini ortaya koydugu
"plammiz"
Amerikan petrol sanaylinehükmeden ve rekabeti getiren
yll kurulmuçtur. Teykilatmhedefleri ve hirslan Rockefeller'inkine kiyasla daha alçakgänüllüydü
ve New Yorkkentinde süt ürünlerini pazarlayacak yer arayan altmig iki tüccann çtkarlanmyan-
sitmak ile kisitl1ydi.Ìlkadt Tereyagt ve Peynir Sirketi'dir.
Çokgeçmeden bu ikisine yumurta da
eklendi ve 1880'de adi Tereyagi, Peynir ve Yumurta Sirketi olarak degigtirildi. Bundan iki yll
sonra ismi tekrar degigerek bu defa New York Ticaret Sirketi 1920'li ylllarda artik yumur-
oldu.
ta konusunda da vadeli pazarlar türemigve yumurtadan daha b'agka maddeler de vadeli satiplara
sunulmuçtu.

678
Daha sonra, 1941'de degig toku; alanma yeni bir meta olarak Maine bölgesi patatesi de
girdi. Ilerikiyillarda San sogan, Mcltitosh ve Golden tipi elma, Idaho patatesi, kontraplak ve
platin de vadell satiplaradahil oldu. Ancak Ticaret Sirketi'nin
temel dayanagl bir süre için Ma-
ine bölgesi patatesioldtL Bu, Amerika'nin patatesteki arz-talep dengesinin dramatik degigimîne

kadar devam etti. 2amanla, Maine patatesi ülkenin diger yerlerinde üretilen patates kargismda
pazardakiyerini yitirmeyebaglad1. Bu yetmiyormuy gibi her yll üretilen patates hacminde de
dügüç olmugtu. Bunun sonucunda Maine patatesi için yapilan uzun .vadeli kontratlarda kipile-
rin baç1derde giriyordu.Önce1976 y11mdave sonra bir kez daha 1979'da patates kontratlann-
da bazi skandallar yagand1,ki bunlar arasmda patates stoklarinm New York kentinde denetim-
den geçmemesinin getirdigi küçültücü durum da vardir. Baskiya maruz kalan takas igi beklen-
medik bir anda Maine patates ticaretinisona erdirmig ve yok olma tehlikesiile kargi karç1yage-
tirmigtir.
Ïçtetam bu stra, iyi bir zamanlamayla, Nymex piyasaya yeni bir ürün sürdü. Bu, yerel pet-
- rol dagttimcilarmm yararh buldugt1, ev isitmada kullamlan bir yakittL Daha sonra, 1981'de
Nymex bu defa benzinde vadeli satiça geçti.Ancak asil büyük yenilik 30 Mart 1983'te oldu. Eu
tarihte, OPEC'in Londra Intercontinental Otel'deki maraton toplantismmtamamlanmasmdan
sadece iki hafta sónra, Nymex ham petrolde vadeli satiça geçti. Ileriye yönelik kontratlarm
OPEC fiyat saptama gücünü zay1flatmast kesin oldugundan birbirini izleyen bu iki tesadüfe
inanmak güç olmußtu. Bu durilm ayrica ayni varilin birçok kez tekrartekrar almip satilmasi gibi
bir hak da tammtyttr.Bunun çok yüksek miktarlara varan kazanc1 tüccarlarave spekülatörlere
yaramigttr.
Alt düzeydeki tüccarlarNew York'tayap11anileriye yönelik ham petrolsatigmacogkuyla sa-
rilmigti. Önlerindeki kipileri iterek, herkesi dirsekleyerek Nymex binasinda karinca gibikaynaçan
kalabahga siziyor, haykirarak öfkeyle ellerini kollarmi sallayip isteklerinin kontratlarda kayda geç-
mesini istiyordu. Tüccarlarm itig kakig girmek istedigt bir yer daha vardi ki, burasi kendilerine
kargi asla nazik davranmayan petrol endüstrisi idi. Kurulu düzendeki petrol girketterininfleriye
yönelikpazarlara gästerdigi ilk reaksiyon güphecilikve düpedüz dügmanlik olmuçtur. Hayloran,
vahgice hareketler yapan bu genç insanlann onlann arasinda ne igi vardt? Bu kipiler için uzun va-
de olsa olsa iki saat olabilirdi. Onlar mühendislik ve lojistigin çok karmagik oldugu kendi endüst-
rilerinde ne anyordu? Bu endüstride iligkiler dikkatle planlanmig ve geligtirilmigtive her geyin te-
melinin bu iligkiler olmasi gereklyordu.Bu endüstride bugün yapilmig bir yatirim ancak on yll
sonra meyve vermeye baglardi. Onlar bunu bilmiyorlar miyd1?Büyük girketlerden birinin üst dü-
zey yetkilisi fleriyeyönelik petrol satiplar1konusunu elinin tersiyleitmig, bunun
"amatör

yatinm-
cilik yapan diççiler için para kaybetmenin yolu oldugunu"sõylemigti.Ne var ki sayginlik yolun-
da ileriye dönük dügünte çok daha hizh adimlarla ilerleme kaydetti. Sadece birkaç yll içinde bü-
yük petrol girketlerinin çogu ve petrol ihraç eden ülkelerden bazilan, büyük fmans kurumlan da-
hil daha birçok örgüt Nymex'in ileriye yönelik ham petrol iginde rol almaya baglad1.Fiyat riski
eskisinin ayni oldugundan, bunlarm hiçbiri digarida kalmayi göze alamamigt1.Ïçlemlerin hacmí
giderek büyüyüp astronomik rakamlan buldugunda art1k Maine patatesi Dünya Ticaret Merke-
zi'nin dördüncü katmda birakilmiguzak, modas1 geçmig,rahatsiz edici bir am olarak kalmigti.
Bir vakitler flyatlan StandartOil saptamigtl. Ondan sonra da Birlegik Devletler'de Texas
Demityolu Kurumu, dünyanm díger yerlerinde ise büyük gírketler bu igi yapmigt1. Daha sonra
ise bu igi OPEC omuzlamigti.Simdi fiyat her gün açik pazarda dakikasi dakikasma saptamyordu.
Nymex'deki alt düzey tüccarlarladünyanm dört bir yanmda bilgisayar ekranlanna yapymg gö-
züken alicilarla saticilar arasinda tayin edillyordu. Durum tipki on dokuzuncu yüzyil sonunda
Bati Pennsylvania'daki gibiydi, tek farkla ki bu defa modern teknoloji yardimiyla yeniden bir do-
gumyapmyti. Oyuncularmhepsi aym bilglyi ayni dakikada allyor ve hepsi birden bu bilgiye gö-
re aym anda harekete -geçiyordu. "Arz Ve talebinilahi yasalan" hâlâ yürürlükte olmakla beraber,

679
gimdibunlar çok daha farkh gekildeve çok daha kapsamli olarak, hiç gecikmeden uygulamyor-
du. Satiplarmhepsinde, bol ham petrol kaynagi bir petrol derest olarak dügünülen, ticarete sü-
rülmesikolay WTI (West Texas Intermediate)fiyatt uygulanlyordu. Aynca bu flyatm o güne ka-
dar Arap Igigi'mn kugatmasmda olan dünya petrol fiyati yerini tutacak iyi bir alternatifoldugu
dügünülmügtü. Yirmiyll kadar önce Arap Igigi, Texas Körfez kiylst petrolünekar§1 üstünlük ka-
zanmig,dünyaya ham petrol markasi olarak damgasmi vurmugtu. Simdi ise durum tersine dön-
müg, hemen her alanda üstünlük bir kez daha Texas'a geçmisti. Aynca ilerlye dönük petrol
kontratlannin hizla artmastylaWTI fiyati altm fiyatma ve faiz oranlanna tâbi olmug; ayrica,.dün-
ya ekonomisinin,günlük kalp atigimen hassas ve dikkatli gekildeizleyen ölçümlerden biri, Dow
JonesIndustrial Average (Dow Jones Smai Ortalamasi) ölçümünü uygulamaya baglamigt1.

Yeni Petrol Savaglan: Deger Boglugundaki Diiello


Globalmarketlerin büyük çapta yeniden yapilanmas1yla petrol endüstriside toptan satig konu-
sunda bir reorganizasyon geçirdi.Büyük girketlerinhepsi bu reorganizasyona tâbi olmuytur. Bir
endüstrinin kurallara uymaktan vazgeçmesi o endüstri üzerindeki korumamekanizmasmi kaldt-
nr ye mevcut rekabet baskisim artirir. Bu itibarla bunun tipik sonuçlan olarak birlegmeler, uza-
malar, igin devri ve benzer daha bagka birçok köklü degigiklikler olu§ur, Birlegik Devletler'de
1981 ylhnda tamamen kural digi mücadelelere sahne olan petrol de bundan nasibini almig, aym
ak1beteugramigtir. Agirikapasite ve fiyat dügügleri de, daha çok verimlilik ve daha büyük kazanç
demek olan birlegme ve küçülmeyi yüreklendirmigtir. Bunlar olugurken, kurumsal yatinmctlar
Amerikan girketlerinin dörtte üçünü kontrollerinde tutan küçük hisse sahipleri giderek daha sal-
dirgan olmaya ve yaptiklanyatinmm bedeli olarak daha fazla para istemeye, bu konuda Israrh
davranmaya baglamigtl. Her.üç ayda bir iyi performansgöstermebaskisi altinda bu menajerler
uzun vadeli beklemelere istekli degildi. Ve nihayet gunu da belirtmek gerekir ki petrol sanayii
artik onlann gözündeçekiciliginive panltismi yitirmigti.
Aslinda igin can damart guydu:Petrol endüstrisinin yeniden yap11anmasi boglugu"
"deger

üzerine bina edilmigti. Bu, uzun süredit kullamlan bir deyimdir. Anlami gudur: Sirket paymm
degeri, o girketinpetrol ve benzin rezervleri piyasa flyatmm altinda kaldigi zaman ortada bir
boglugu" var demektir. Bundan en çok zarar görengirketler,stok flyat
"value
gap" veya
"deger

ve malm gerçek degeri arasmdaki açtgin en büyük oldugu girketlerdir. Bu gibi durumlarda so-
"soylu

mut öneri guydu: Yeni bir idare igi ele alsm, stok fiyatm yükselmesini saglasm ve böylece
kân" gerçeklegmigolsun. Eski idarenin deneyip bagaramadigi bu
"hissedarlarm

gerekçe" sayilan
igi, farkh bir yöntemle yeni idare yapsin. Eu igin bagka bir yönü daha vardi; arama sonucu bulu-
nan bir varil petrolün mallyeti mevcut operasyondan satin alman petrole klyasla iki veya üç kat
daha fazlaya ç1klyordu.Sirketidarecileri için bunun açikça ifade ettigi anlam
"petrol

arama igi-
nin New York Borsasi zemini üzerinde yapilmasimn" daha ucuza çikacaglydt.Diger anlatim-
bir
la, Bati Texas topraklarmdaveya Meksika Körfezi'nin deniz yataginda petrol aramaktansa bunu
dügük degerli girketlerdensatm almak daha ucuza gelirdi. Görüldügü gibi hissedarlann kân bu-
rada da bir kez daha, itici bir güç olmuçtu. Birçok girketiki petrol goktinunsel gibiakip getirdigi
çok büyük paralara sahip olmug, sonra bu paralan OPEC'e güvenceliseçenek bulmak için yine
oldugu glbi BirlegikDevletler'de petrol arama igine yatirmigtl. Ne var ki sonuçlar son derece düç
kinclydt; rezervler inmeye devam ediyordu. Bu kadar çok paranm harcanmig olugu iyi sonuç
vermemig, savurganhga yol açm14t1.Bunun üzerine göylebir dügünce egemen oldu: Parayi dü-
güncesizce saga sola savurmaktansa bunun çogu, yüksek kâr hissesi veya hisse geri ahmi geklin-
de pay sahiplerinedagitilsa ve bu paranm yatmm gekliüzerindeki karar onlara birakilsa daha iyi
olmaz miydi? Hatta belki de degerleri kamtlanmig ve tatimanpirketlerlebirlegilse ve böylece re-
zervler ucuza mal edilse bu daha da lyi olurdu.

680
"deger
Böylece, boglugu"nun tipkijeolojikbir hata gibi tüm petrol camiasmda büyük kar-
gaçaya neden oldugu görüldü. Sonuçta girketler büyük bir savaglar zinciri baglatti. Bu, girketleri
birbirine dügürmüg ve çegitliWall Streetsavaççilanniniç içe kangip bazen de kumanday1 ele al-
malarlyla sonuçlanmigtir. Bu, petrol sava§mm bütünüyle farkli, yepyeni bir türü idi.

Tetik Çekiliyor
Petrol sanayii ÍkinciPétrol Soku'nun sonuna dogru artik yenilik için olgunlaçìnig, hazir duruma
gelmigti. Ancak bunun için tetigin çekilmesi, igaret verilmesi gereklyordu. Bu tetik Amarillo
admdaki 150.000 nüfuslu bir kasabada çekildi. Amarillo Kuzeybati Texas'm yüksek, düzlük, ku-
Tu platosu Panhandle'da kuruludur. Ínsanlardansoyutlanmty, kiraç rüzgâra maruz, Houston'dan

çok Denver'e yakin bir bölgedir. Petrolcülük ve gaz Amarillo halkmm meggul oldugu baglica içti,
ancak bu i; daha çok küçük, bagimsiz petroicülerle yürütülüyordu. Amarillo'da yapilan diger
belli bagh iglerden biri de sigircihkt1.Bir de nükleer silah yapan fabrika vardi, Amarillo ülkede
nükleer bombanm son iglem fabrikasyonunu yapan tek merkezdi ve bir tahmine göre günde
dört adet sava; ba§ligiüretlyordu. Burasi aynca T. Boone Pickens admda bagtmsiz bir petrolcü-
nün de yuva olarak ya adtgi yerdi. T. Boone Pickens petrol bölgelerinin ve girketlerinin yeniden
yapilanmasmda en fazla katkisi olan.uzmand1.
Boone Pickens zamanla çok ünlü oldu ve kendisine sorular yönelten basin mensuplanna
kuru bir tebessümleyamt vermede uzman kesildi. Basm muhabirleri ona ciddi ciddi, Dallas tele-
"gerçek"

vizyon dizisindeki J.R. Ewing olup olmadigim soruyorlardi. Finans çevrelerindebüyük


ilgi görüyor, yatirinicilarca alkiglamyordu. O, hiç beklenmeyen geylerigerçekleptirebillyor, pay
sahiplerinin degerini yüceltiyordu. Petrolcü çevrelere gelince, bunlann bazilanmn hayranligmi,
bazilanmnsa antipatisiniçekmigtir.Pickens kendisini stratejikolarakpetrol endüstrisiyle Wall
Street arasmdakibir yerde görmek istiyordu. Petrolcülügü yeniden eski aslî yerine çekmek isti-
yordu, Bu lyte kendi kendini mahveden savurganhkla,igteki gereksiz artilarla, hayal kurmalar ve
kabahklarla savaç1yordu. Aynca hissedarlann çogu zaman göz ardi edilen çikarlarmm korunma-
sma çahylyordu. Ona rakip olanlar ise bu adamm düpedüz kurnaz bir firsatçi oldugunu,saticthk
yetenegi le, hissedarlarm haklarmi savunma kisvesi altmda ashnda kendi h1rsve açgözlülügünü
sakladt ln1 iddia ettiler. Ancak ortada herkesçe gözlenen bir geyvardi. Pickens, Ikinci Petrol So-
ku'nun öbür yüzündeki, petrolcülügün zaaflanm ve zaytt noktalanm çogu kipiden çok daha er-
ken ve çok daha net olarak görmügtür. Aynca sadece bir çözüm aramakla kalmamig, bunu açik-
lamak için bir ideolollyle ortaya çikmigtir.Pickens'in kampanyasi için bagimstz petrolcünün nef-
ret ettigi ve büyük petrolcülere kargi intikamm1yansittigt bir kampanyaydt denebilir.
1928 dogumlu dlan Pickens, 1920'lerin en büyük Oklahoma keyiflerinden biri Seminole'e
fazla uzak olmayan petrol bölgesinde büyümügtü. Babasi arazi sahibiydi, çiftçilerdenkira kont-
ratlart ahp, bunlan petrol girketlerinesatard1. Annesi 11.Dünya Savagisirasmda üç degigik ilçede
benzin karnesi düzenleme iginde çahymigti.Ailenin tek evladi olan Pickens, büyüdükçe atilgan,
kendine güvenli, fikren bagimsiz, sivri dilli, sözünü sakmmayan biri olarak yetiyti. Karakter ola-
rak kurulu düzeni hemen kabul eden biri degil, olaylan kendi istedigi yola çeviren bir kipilikti.
Aynca son derece rekabetgiydi. Kaybetmekten nefret ederdi.
·

Günün birinde babasmm gansiters gidince aile Amarillo'ya tagmdi ve burada baba Pickens
Phillips Sirketi'nde bir ige girdi. Genç Boone da, kolejde jeolojiögrenimini tamamladiktan sonra
Phillips'te çahqmaya baglamtytt. Ne var ki bu ige uzun süre dayanamad1. Bürokrasiden ve hiye-
rargiden hoglanmlyordu. Eu hoglanmayië patronlardan birinin bir gün ona pu sözü söylemesiyle
büsbütün pekigecekti: "Eger bu gifketteilerlemek, bir yerlere gelmek istiyorsan çeneni tutmayi
ögrenmelisin". Sonunda, 1954'te, üç buçuk ylllik bir mesaiden sonra Phillips'ten aynlarak ba-
gimsizpetrolcü olarak çabgmaya atildt. Danigmanlik yaplyor, sözlegmelerhazirlaylp bunlan

681
Amarillo'daki cebi dolu kigilere satiyordu. Bir ara Güneybati'ya da gltti ve burada sicak rüzgârla-
ra ve devamli agzma ve burnuna dolan toza aligkanhkkazand1. Boone burada Amerikan rüyasi-
mn gezginci dünyasim yagiyordu. Tirag olmasi gerektiginde yol üzerindeki benzin istasyonlan-
nm dinlenme yerlerine gider,burada daha o günden nefret duydugu büyük petrolgirketlerinin
isimlerine rastlardi. O günler petrol endüstrisinin inigte oldugu dönemlerden birine rastladigi
için, 1950 ortalanmnhatirlanmaya deger günleridir.O stralar Pickens de petrol ülkelerinde do-
lanan, telefon kulübelerini ofis olarak kullanan, telagiçinde itigip iyolugturmaya ve kuyu kazma-
ya çaligan, gayet gansliysapetrol veya gaza rastlayan, igini giderek büyütme dügü kuran binlerce
insandan biriydi.
Pickens çabalarmdaçogu kipiden daha baçan11 olmugtu. Becerikli ve zeki oldugundan bir
problemi bagmdan sonuna kadar adim adim analiz edip üzerinde dügünme yetenegine sahipti.
Günün birinde para yapmak amac1ylaNew York'a gitti ve daha sonia Kanada'da bagarilibir ope-
rasyona el atti. 1964 yilmda, o güne kadar üstlendigi kazi anlagmalanni toparlayarakbir tek gir-
kette, Mesa Petrol'de birleptirdi. Mesa kamulagtiktan sonra bu defa kafasi stok deger ile petrol
ve gazm güncel degeri arasmdaki
"açiga"

takilmigt1.Pickens bu defa gözlerini Hugoton Produc-


tion Sirketi'ne dikti. Faal olmayan fakat daha büyük bir girketolan Hugoton'un, o gün için ülke-
nin en büyük gaz yatagi Güneybatt Kansas Hugoton'da uçsuz bucaksiz gaz rezervleri vardi. O
günkü stok flyati, satildigi takdirdepazarda gaz rezervlerinin alacagt flyatm çok altmdaydi. Daha
cömert bir bedel vaadiyle, stok fiyati yükseltme ve girketidaha farkl1idare etmeye söz vererek
pay sahiplerikazanthp ikna edilebilirdi. Eu basit görüg ne ilginçtir ki o tarihten on beg yil sonra
da büyük kabul görmügtür. 1969'da Pickens pek dostça olmayan bir yöntemle Hugoton Qirke-
ti'ni devralmayi bagardi ve çok daha büyük bir igletmeyi de Mesa'ya katarak, son derece önemli
bagtmsiz bir petrolgirketiyaratti.
1973 sonrasi hemen herkesin yakalandigi petrol hummasi salgininaPickens de yakalan-
migtl. Amerika Birlegik Devletleri'nde mümkün oldugu kadar çok sondaj donammi satm alarak
petrol aramak için yurtdigma çikip Kuzey Denizi'ne ve Avustralya'ya gitti. Hälà bir ticaretada-
m1ydi;gelecege yönelik vadeli satig konusunda öteki petrolcüler daha bu deyimi duymadan çok
evvel, deneyim kazanm14tl. Vaktiyle ihtisas sahasi uzun vadeli sigtr satigi olan bu adam meslek
yagammm belirli bir noktasmda Mesa'y1 bile sigir besiciligi igine katmig, bu suretle oldukça kü-
çük petrol girketini ülkenin en büyük ikinci sigir besicisi yapmigtir. Bu girigim baçanli sonuç
vermeyince, girketi sigir besiciliginden çekip almigtir. Petrol savaglannm en dorukta oldugu
1980'll yillarda bile, milyarlarca dolar bagibog birakilmigken, Pickens Texas topraklanüzerinde-
ki uçagLmn penceresindendigany1seyreder, sürüdekisigirlansagar, hayvanciliga devam edip et-
memeye karar vermek için hayvanlann büyük olup olmadigma bakardi. Bu onun için bir çegit
spordu.
Pickens sporda tenisi degil basketbolü seçmigti ve ategli bir basketbol oyuncusuydu. Bu
spor hiz, beklenmedik hareket, çabuk refleks ve anlik karar demekti. IgtePickens iginde de bu
yöntemi uyguluyordu. 1970'll ylllara deginen menajerlerinden biri o günlerianimsarken gunlan
söylemigtir:"Her cumartesi sabahi Boone'un- ofisinde toplamr,bazilarimiz yerde, dõçeme üze-
rinde oturur, konugurduk. Boone bizlere gelecek hafta i.çinde nasil para yapacagtmizi sorardi."
Pickens Amarillo'da cumartesi günleri hâlâ çaliçantek petrolcüolaraktanmmaktangurur duyar-
di. Kendine özgü bir stili vardi; hedefi planlanmig, ayrmtilarda dikkat, fakat duruma göre hare-
ket isteyen bir stilivardi. Bu, onu üstlendigi büyük, bürokratik girketlerde her zaman çetin rakip
yapmtytir. Ayrica kavgidan da kaçmmazdi. Ne zaman ekipten biri bir¯rakibin onun istemedigi
bir geyyaptigt mesajim getirse veya dogal gazda bir anza oldugunu söylese Pickens standart tep-
kisini gösterir, "Onlarasäyle, gidipbir gigkonun poposunuöpsünler" derdL
1980'lerin bagmda Pickens petrolípinde bazi zayif noktalar Ye aksakliklar görmeye bailadi.
BirlegikDevletler gerileyenbir üretici olmugtu; geleceglde giderekparlak olmaktan uzaklagiyor-

682
du. Petrol kegfine ait dosyasi devamh düg kmkhgl yaratiyordu. Ayrica, o stralar petrol girketleri-
nin stok,flyatlan,kamtlanmig petrol ve gaz rezervlerinin satig degerinin.altma dügmügtü. Eu ko-
ullar Mesa'ya para yapmakiçin hrsat verdi. Sanki her geyyeni bagtan Hugoton Production part-
larma dönmügtü. -
1982 yllmda Pickens'in baglangtçtaki hedefi Harry Doherty isimli petrol krahnm torunla-
rinca idare edilen Cities Service Sirketi'ydi.
Doherty 1920'll yillardarakip bir sanayi dalmda pet-
rol ve gaz ürünleri konservasyonunun erdemleri üzerinde vaaz verir.gibi konugmalar yapmig ki-
idir. Cities Service Amerika'da en büyük petrol girketleri arasmda on dokuzuncusu, en büyük
beg yüz sanayi igletmeleri içinde de otuz sekizincisiydi. Mesa'dan üç kat büyüktü. Ne var ki his-
se senetleri lyi satig yapmiyor, petrol ve gaz rezervlerinin gerçekdegerinin üçte bir fiyattna satt11-
yor, bu da hissedarlann igine gelmiyordu. Zamanla Mesa kendisinden büyük olan bu girketten
hatir1 saythr bir stok satin aldi. Mesa, girketikendi bünyesine katma konusunda planlar yapar-
ken bu defa Cities Service Mesa'ya teklifyapti. Ancak Mesa da Cities Service'e tekliftebulun-
mug ve güncel hisse senedi satig fiyatimn iki katml teklifetmisse de sonradan vazgeçip geri çe-
kilmigti. En sonunda Cities'nin tüm hisselerini kendine katmak Armand Hammer'in Occidental
irketi'ne nasip oldu. Bu agamada, yeniden yapilanma ve büyük girketlerekatilma petrol sanayi-
inde hizla yayilmaya bagladt Bunun baglanglç noktasi ShellSirketi'nin California'mn agir petrol
üreticisi Belridge Sirketi'ni kendine kattigt 1979 yllidir. 1920'lerin baymda Shell, Belridge Sirke-
ti'ne talip olmug, 8 milyon dolarlik siparig teklifetmig fakat sonradan geri çekilmigti. Simdi 1979
yllinda, evvelce teklifettigi flyata toplam3,6 milyar dolarlik ufak bir ilaveyle tekrar talip olmuy
ve o güne kadar görülmemig en büyük ödemeyi yaparak girketi kendine katmigt1. 198l'de Co-
noco Kanada'nin Dome Petrol Sirketi'ne devrolma tehlikesigeçirecek, tu tehlikeyi7,9 milyar
dolar kargiligi Du Pont Sirketi'nin kollarma dügmekle atlatacakti. Mobil, geçmigteStandard
Oil'e bagli bir üretim girketi olan ve aynca ülkenin.Texas'taki en büyük petrol yataklarmdan biri
sayilan Yates yataklarmm sahiplerindenMaraton'a talip oldu. Ancak Maraton Mobil'le birleg-
mek istemediginden bagka bir alternatif aradi ve U.S.SteelSirketi'yle anlaçarak 5,9 milyar dola-
ra kendisini bu girkete satti. Steel SirketiAmerikan çelik sanayiinden kendini uzak tutma yolu
aramaktaydL Mesa Sirketi ise büyük bir ham petrol üreticisi olan GeneralAmerikan Sirketi'ne
birlegme teklifiyaprmgt1. Ancak, bu girketiPhillips, daha çabukdavranatak 1,1 milyar dolar kar-
4tligtkendine bagladt. Eu kovalamacadan uzak duran Pickens uygun zamanm gelmesini bekli-
yordu. Nasilsa yeni bir hedef yakmda dogacakt1.

Meksika'da Hafta Sonu


Bunlar olurken global'petrol patlamasi pek iç açmayan bir döneme girmigti.Amerika Birleçik
Devletleri'nde arama faallyetleri azalmigtL Nispeten küçük girketlerde iflaslar epeyce artmigtL
Büyük girketler kemer s1kma politikasmm ilk raunduna bagladi ve igten ç1karmalar, mevduat
dondurmalan ve erken emeklilik birbirini izledi. Artik enflasyondan korkmayan yatirimcilar, his-
se senetleri lehine petrol kmntilanyla ugragmaktan vazgeçtiler; akgam yemeklerinde petrol, kazi
programlan ve jeologlargibi konulardan çok kargiliklifonlar, hirsl1 para menajerleri konugulma-
ya baglandL Bu konular kipilere daha ilginç geliyordu.
Meslekteki bu dügügün sürüp gitmesibir gerçegiaçiga çikarmig, global finans sistemlyle
petrolün ne denli bagtms1z oldugunu gözler önüne sermigti.Bu gerçek en belirgin olarak Meksi-
ka'da yagandi. Bu ülke, dünyamn petrol gücü olarak tükenince, 1982'de 84 milyar dolan ayan
büyük bir uluslararasi borç yükü altinda kalmigti. Aym yllJesus Silva Herzog Meksika'mn Mali-
ye Bakam oldu. Aym adi taç1yanbabasi 193Tde Meksika'da faaliyet gästeren petrol girketlerini
çok büyük kâr elde ettikleri gerekçesiyle suçlu bulan milli konseyln baglydi.Aynca bu girketlerin
kamula tirilmastndaortamt hazirlayan da oydu. O günden sonra baba Herzog milli petrolgirketi

683
Pemex'in bir bölümünde bagkanlik yapmig, bu görevipetrol iççileri sendikasiyla iççi ücretleri ko-
nusunda çikan bir anlagmazlikyüzünden birakmigt1. OgulJesus Silva ise Meksika'nm modern
teknokratlannmizledigi yolu izleyerek BirlegikDevletler'de YaleÜniversitesi'nde ekonomi ögre-
nim görmüg,sonra da devlet bürokrasisinde ilerleyerek 1982 ylhnda Devlet Bagkam LopezPor-
tillotarafmdanMaliye Bakamolarak atanmigtL
Bakan olduktan sonra Silva Herzog, goka ugramiçcastna ülkenin çok ciddi bir ekonomik
krizin epigtnde oldugunu anladt Bu, flyat dügügünden, faizlerin yüksek oranda olugundan,
Meksika parasi pesonun deger kaybediginden, devlet harcamalarinin kontrol altma almamama-
smdan ve nihayet BirlegikDevletler'deki iktisadi gerileme yüzünden Meksika'nm petrol digi ih-
racatma gösterilentalebinkurumasmdan ileri gelmigtir.Her geyinüstünde çok büyük bir serma-
ye kayb1 olmugtu. Silva Herzog Meksika'nm dag gibi borç altmda ezildigini, borçlanm ödeye-
meyecek durumda oldugunu anlamigtl. Ana parayi geri ödemek göyle dursun, faizleri bile öde-
mekten aciz oldugunun bilincine varmigt1.Ne var ki Devlet Bagkan1Lopez Portillo, çevresinde
kendisine Meksika tarihindegelmiggegmigen
"harika"
devlet bagkani oldugunu söyleyen dal-
kavuklarm etkisiyle onu dinlemek bile istemiyordu. ÍlerideHerzog o günlere deginirken
"kor-

kunç günlerdi" demigtir.


Bir süre sonra Silva Herzog ABD Federal Rezery Sistem Baçkam Paul Valcher'i görmek
için gizlice Washington'a gidip gelmeye bagladi. Sosyalolaylarda hazir bulunmak için ve ülke-
den ç1ktiginikimse antamasm diye pergembe gecesi yola çiktyor, cuma günü Valcher'i görü-
yor, aym gece Mexico City'ye dönüyordu. Bu yolla Federal Rezerv'den 900 milyon dolar ive-
di kredi aldlysa da bu para sermaye kaybt yüzünden bir hafta içinde erlyip gitti. Sonunda 12
Agustos 1982'de Silva Her2og yeni bir karara vardi. Bu iq dogaçlama ile çözülecek bir iq degil-
di. Meksikaiçin borç faizi ödemenin herhangi bir yolu yoktu. Dogal olarak mahkemeden
"ha-

tah durumda" oldugunun ilan1m isteyebilirdi; ancak bu uluslararasi finans sisteminin çökme-
sine neden olabilirdi. Amerika'nm en büyük dört bankasimn Meksika'ya verdigi borç miktan
toplam sermayelerinin yüzde 44'üne egitti. Bu yap11acakolsa, ilk esintide Amerikan ve dünya
bankalanndan acaba kaç tanesi dügecek, onlarm dügmesiyle kopan ikinci hitmada kaç banka
daha yerle bir olacakti? Bu kogullarda Meksika.dünya ekonomisinde nas11bir varhk gösterebi-
lirdi?
13 Agustos'ta Silva Herzog bir kez daha Washington'auçtu. Ileriki günlerde tu birkaç
günden "Meksika'da Hafta Sonu" diye söz edilmigtir. Hazine Bakam Donald Reagan'la ilk ko-
nugmasmda Silvaona hiç dövizi kalmadigmi aç1klad1."Mutlaka bir geyleryapmahylz; aksi halde
bunun çok ciddi uluslararasi sonuçIan dogabilir" dedi.
Bu konugmamn bitiminde Reagan ona göyle demíçtí: "Gördügüm kadarlyla gerçekten bagi-
mz dertte." Silva Herzog'm yamti ise guydu: "Hay1r, SaymBakan, benim bagim degil bizim bÀgt-
miz dertte."
Böylece soruna gözüm bulmak için Meksikahlar ve Amerikalilar cuma ögleden sonra otu-
rup araliksiz sabahm erken saatlerine kadar çaligtilar.Birkaç milyar dolan bulan borç ve kredi
paketini ele aldilar. Aynca Amerika'mn Stratejik Petrol Rezetvi için Meksika'dan satin alacagt
pegin petrol ödemesini de dikkate alarak bir çözüm getirmeye çahytilar.Ancak geç saatlerde, cu-
martesi sabah saat 3,00 dolaylarmda aniden görügmeler kesilir gibi oldu. Silva Herzog yapilan
anlagmanm bir noktasmda kendilerinden 100 milyon dolar servis ücreti talep edildigini görerek
kizmigti. Amerikahlar'dan birinin söyledikleriyse onu büsbütün çileden ç1kardi. Amerikali göyle
demigti: "Ne yapalim, bir kimsenin bagt büyük dertteyken ona borç para verirseniz, bu borç kar-
iligi ücret ödenmesi gerekir."
SilvaHerzog fena balde öfkelenmigti. Susözlerle tepki gösterdi;
"Bu bir i; ahyverigidegildir. Yazikki kabul edemeyecegim." Arkasmdan da Lopez Portillo'yu ara-
di. Portillo da öfkeden çilgma dönmügtü. Herzog'a görügmelere son verip derhal Mexico City'e
dönmesi talimatini verdi.

684
O gün, daha geç bir saatte Silva Herzog Meksika Elçiligi'ndeoturup dügünceli dügünceli
hamburger yerken ABD Hazine Bakanligl'ndanbir telefongeldi. Evvelceistenen 100 milyondo-
larbk servis ücreti anlagmadan çikarilmigti.Anlagildigmagöre Amerikal11ar bir "çöküntü"

riskini
göze alamamigti. Bunun pazartesi günü ne gibietkiler doguracagi nasil bilinebilirdi ki? Böylece
sonuçta "Meksika HaftaSonu" sona erdi ve acil yardimpaketinin birinci kismi yaçama geçirildi.
Silva Herzog Mexico City'ye döndügünde halk galeyan içindeydi. Herzog televizyonda
kirk be; dakikalik bir konugmayaparak bir kara tahta yardimi ile, halka olan biteni açiklad1.Er-
tesi cuma günü de New York City'ye giderek Federal Rezerv'le ve dehget içindeki banka temsil-
cilerlyle bir araya geldi. Meksika'nin borçlarmm ödenme geklindeyeni bir yap11anmaistlyordu.
Sonundaborç moratoryumunda karar kilmdi. Ancak hiç kimse bu deyimi kullanmak istemiyor-
du; moratoryum demektense
"roll
over" (borçerteleme) demeyi tercih ediyordu. Bu kibarca
Meksika'mn kismen de olsa iflas ettigi anlammdaydt
Bu agamada artik yorgunluktan tükenenSilvaHerzog'un bir kez daha Meksika'ya döndü-
günügörürüz.Uçaktan iner inmez hiç beklemeden Mexico City ötesindeki daglara, oradakikü-
çük köye dogra yola çiktt. Su amyi göyleanlatir: "Olan bitenlerin hepsini tümüylearkada b1rak-
mak istiyordum. Birden babami ve onun petrol igletmeciliginde omuzladigt rolü dügündüm.
Ben o zamanlar üç yagmdaydim. Daha sonra, büyüdükçe babam sik sik bana o günleri anlattrd1.
Su onun en sevdigikonuydu. Simdi ise ben Meksika'nm 1938'den bu yana yaçadigt en huhran-
11günlerde yagiyordumve aynca bu buhran petrol konusundaydi. O günler petrole dayah olarak
yaptigimiz korkunç yanhglardan henüz çikmigtik. Ne var ki Meksika'da zaferin verdigi büyük
bir moral gücü hâkimdi. Meksika tarihindeyaz1h en büyük petrol patlamasmi biz yagamigtik.Ve
tarihimizdeilk defa olarak, 1978-198l arasi, dünyanm en önemli kipilerinin iltifatlarma mazhar
olmu tuk. Kendimizi zengin görüyorduk. Petrolümüz vardi."
Dünya finans pazarlan 1982 Agustos paniginde bir sarsinti geçirmig, ancak "Meksika Haf-
ta Sonunda" ivedilikle alman kararlar ve onu izleyen geligmelersayesinde finans sistemiyeni-
den istikrara kavugmugtu. Meksika'nm borç drami ülkeye petrol patlamasimn geçmigte kaldiglm
"petrol

ve gücünün" önceden samldigt kadar kuvvetli bir güç olmadigmi göstermigti. Bir ülke
için petrol sadece zenginlik degil zaaf da olabiliyordu.Aynca yakmda bekleyen bir de
geçigdö-
nemi vardt. Dünya petrol krizi pimdi yerini uluslararast borç krizine terk etmekteydi. Ayrica
dünyadaki birçok uluslararas1borçlunun daha çok petrol ülkelerinden geldigianlagilm1ptl. Bun-
lar petrolleri için daima pazar bulacaklanna ve yüksek fiyatla satacaklannainamp çok agir borç-
lar altina girmig kipilerdi.
Meksika kendi iflas epigindekidurumunu dengelemeye çahq1rkenismi büyük kendi küçük
OklahomaCity'nin tarifizor bir ahyverigmerkezinde faallyet gästeren mini banka Penn Sqúare
de iflasm egigine gelmigti. Zorlukla ayakta durabilen bu banka krediyle enerji satardi. Ener¡i satig
müdürü olan kipinin en sevdigt aligkanhgin Guccimarkamokaseni içinden amaretto ve soda iç-
tigi söylenirse, bu kipinin ne denli sagduyuluoldugukolayca anlaç1hr.Zamanla Penn Square, Fe-
deral Rezervciler ve öteki düzenci kurumlar arasmda yogun ilgi merkezi oldu ve serbestligi sim-
geledi. Acaba ne sebeple, banliyödeki bir al1(verigmerkezine,hem de tam Meksika'nin batmak-
ta oldugu bir günde bu kadar önem verillyordu? Bunun nedeni gudur: Penn Square çok büyük
miktarda,kaynagi güphelipetrol ve gaz borç senedi ortaya çikarmt;ve sonra degeri iki milyon
dolar olan bu senetleri Continental Illinois, Amerikan Bankasi ve Chase Manhattangibi "güven-

li" büyük bankalara satmigti. Penn Squarebankasmin elindeki bu borç senetleribankamn iflasta
olugu nedeniyle degersiz saylhp ige yaramamig ve sonunda banka kapanmiçtir. Ancak sonucu iti-
bariyle öyküsü burada bitmeyecekti.
Krediyle enerli vermede ülke çapmdaen saldirgan olan büyük banka Continental Illinois
Bankasfydt Bu banka Orta Bati'da en büyük, ülke çapinda ise en büyük yedinci bankadir. Top-
yekûn anlamda ContinentalIllinois kredi veren bankalann en hizh geligeniydive idatesinin ba-

685
anlt, bagkammn da "YilmBankacisi" seçiligi dolayislyla ödüller kazarnyordu. Ancak enerjide
kredi veren olarak, bir rakibinin ifade ettigi gibi ekmeginiylyordu." Gerek petrolde
"ötekilerin

WallStreet/our-
ve gereksegaz kredilerinde ve Otekisektörlerde pazar paymihizla artinyordu.
nal bu bankaya
"dövülecek
banka" demigtir.
Petrol flyatlari dügmeye baglayinca ContinentalIllinoís Sírketi'nin Penn Square ve daha
bagka kaynaldardan almig olduguçok büyük enerji kredileri nedeniyle borç portföyünün bir hay-
li kabank, durumunun çok kritik ve pamuk ipligine bagli oldugu ortaya.çikti. Sonuçta 1984 yl-
hnda dünya tarihinin tamk oldugu gelmig geçmigen büyük banka iflast yaçandi ve Continental
çöktü. Dünyanin dört bir yanmdaki diger banka ve irketler Continental'den paralanm çektiler.
Artik Continental Illinois kredileri ige yaramazolmugtu.iç içe bagh tüm bankac1hk sisteminin
entegre durumu çok kritik, tehlikeli bir görüntü arz ediyordu. Bu agamadafederal hükümet du-
ivedi kredi olarak 8 milyar dolar
ruma müdahale ederek 5,5 milyardolarhk yeni bir kefaletle ve
yatirarak ve hiç güphesiz idareyi de degigtirerek Continental'e yardima kogtu. Asimda olay Con-
tinental'in kamulagtinlmaslydi. Bu sözcük Birlegik Devleller'de hemen hiç agiza almmamigsa
geçici bir süre için, gerçek olan buydu Continental kamulagtinlmigtL Sunu be-
da, en azmdan ve
lirtmekte yarar vardir: Duruma çok büyük çapta müdahaleedilmig, tepkilerinboyutu çok büyük
olmugtu. Ne var ki bu yapilmaylp tepki gösterilmeseydi bunun bedeli belki de gögüslenemeye-
cek kadar korkunç ve tehlikeliolurdu.
Continental lllinois'in devriligiyle enerji kredisi igi hemen amnda moda olmaktan çikti ve
bu ige son verildi. Sirketlerehälâ enerli kredisi vermeye istekli olan veya bunu yapabilecek ban-
kalarsa mü terilerineyazarak petrol veya gaz kredisi almanin çok zorlagtigim bildirdiler. Diger
ilerleme
taraftan, sermayesiz, degll yeni bir petrol patlamasma tamk olmak, arama yapmak ve
kaydetmek bile mümkün degildi.

Dr. Delgi
Petrol sayesindederin yankilar uyandiran ve sonuç1an itibarlyle uzun süre iz birakan bagka bir
dram da Alaska açiklanndaki tenha sularda oynanmaktaydt BirlegikDevletler'de keyfedílmemig
petrol ve gaz potansiyelinin yansimn Alaska'da veya yakinmdaki sularda bulunduguna inan111-
baligi derisinden yapilmly ayakkabt" anlami-
"fok

yordu. Gözlertek bir noktaya,Eskimo dilinde


Alaska'mn Kuzey
na gelen Mukluk'a çevrilmigti.Mukluk ugsuz bucaksiz bir yeralti yapislydi.
Buz Denizi'nin bagladigiyerde, Prudhoe Koyu'ndald bereketli Noth Sloperezervlerininkuzey-
batistna altmq beg mil mesafede bir koydu. Mukluk adinm duyulmaslyla tüm petrol camiast bü-
yük heyecana kapilmigti. Evvelce gansa bagh olarak kuyu açma (wildcat)serüveninekatilmig
BP'ye bagli Sohio ve Diamond Shamroc gibi birçok §irket bu defa da büyük ümitler içinde yeni
dogmasmi, yeni bir Dogu Texas, yeni bir Prudhoe Koyu,-hatta çok üstün, Suudi yatak-
"fil"in
bir
lan kalitesinde bir kegif beldemeye baglad11er.Mukluk koyu, gelecekkugak için en büyük, en he-
yecan verici, istikbal vaat eden bir yer olmugtu.
hayal ettigimiz gibi bir ig" diyordu.
"tam

Diamond Shamrocpetrol arama girketibagkam


BP Jeologlan da bunun o güne kadar meslekyaçamlannda rastladiklankuyu açma-iginde en az
risk içeren i; oldugunu ifade etmiglerdi. Normal olarak kuyudan petrol çtkma gansi sekizdebir
oldugu halde burada gans üçte birdi. Ne var ki Mukluk'taki zenginlilderin diganya çikar11masi
için epeyce büyük bir meblagsayllan 2 milyar dolann üstünde para harcamak gerekmigti. Insana
ürperti veren o atmosfer içinde girketlerinbuz gibisularda kazi yapmasi için kendilerine tag ve
balçiktan birer ada yapmasigerekiyordu.Bu ise ancak kisac1kyaz günlerinde, okyanus donma-
dan önce yapilabilirdi. Kigaylannda ismm sifirm altmda elli dereceye kadar dügtügü oluyordu.
Sonunda 1983 ylhnda kaziya baglandi ve bu tüm yaz ve güz süresince sürüp gitti. Su ara-
da tüm petrol sanaylininve finans çevreleringözü Mukluk'taki kaziya çevrilmig,hepsinin hayal

686
gücü bu yönde çallgmaya baglamigti. Bu faaliyetle iligkisi olan girketlerhemen hisse senedi fiyat-
lanm yükseltti. Baganlt olmasi halinde Mukluk her geyidegigtirecekti.
girketlerin
konumu, Bir-
legik Devletler geleceginin perspektifi, dünya petrol dengesi, hatta endüstri dünyaslyla petrol lh-
raç eden ülkeler arasmdaki iligki tümüyle degigecekti. Ancak bunun kesin olarak kamtlanmast
için "Dr. Delgi"nin fikri almmallydi. Bunu söyleyenkigi on dokuzuncu yüzyllin ünlü petrol
ara-
yicisi John Galey'dir.Sonunda Dr. DrilPe bagvuruldu. 1983 Arahk aymda Dr. Delgi bulgusunu
bildirdi. Sözlerianmda tüm dünyaya yayllm14ti.Dr. Delgi'nin saptadiginagöre, deniz yatagimn
sekiz bin feet altinda, petrol igareti veren kumlarin bagladigiyerde, kazida tuzlu suya rastlanmig-
ti. Demek ki Mukluk petrol açisindan kuruydu ve burada petrol yoktu.
Diger taraftanortadabir vakitler Mukluk'ta petrol bulundugunu gösteren açik bazi kanitlar
vardi. Anlagildiginagöre, yapi üzerinde bir kinlma olmuy ve petrol
su yüzeyine sizm14t1.Böylece
çevredenhiçbir müdahale yap11madigihalde çok büyük bir sizma olmuçtu veya dogamn bir ga-
kasiyla yöresel bir egilme olmuy, bu egilme petro1ün Prudhoe Koyu dokusuna girmesine neden
olmugtu. Sohio üretim girketibagkani Richard Bray bunu aç1klarken göylekonuçmustur: "Biz
kaziyi yapmamiz gereken dogru yerde yaptik. Ne
var ki 30 milyon sene geç kalmigtik."
Mutluk petrol kazisi sadece gëlmiggeçmigen pahallya mal olan kazi olmakla kalmamig,
BirlegikDevletler'de kazi hareketinin de dönüm noktasi olmuqtur. Kuyunun kuru çikmasi ilgill-
lere bir mesaj vermig, petrol konusunda BirlegikDevletler ufkunun pek parlak olmadigini gös-
termigti.Petrol aramada kumar oynamanmçok riskli ve pahall oldugu kamtlanmigti. Petrol ida-
reciligi ileride parayi bu boyutta riske atip kaybettiginde ceza Odemeye zorlanacakti. Yüksek dü-
zeydeki birçok petrol girketi yöneticisinin kafasina Mukluk olayi hepsini birden ilgilendiren bir
mesai göndermigtir. Bundan böyle petrol arama faaliyetinden vazgeçip varligtkamtlanmig re-
zervlere dönmeli ve bunu bireysel olarak veya topyekûngirketler halinde yapmallydilar. Muk-
luk'tan sonra herkes petrol
ararnayidegil petrol satm almayi yegledi.

Aile Sorunlan
Petrol endüstrisinin yeniden yapilanmasim düzenleyen sadece ekonomi
ve jealojidegildi. Bun-
da nefretlerin, pigmanhklarin ve aile bireylerinin içinde yer etmigihtilaf ve kan davalarmin da
pay1vardir.Keck ailesi serveti için varisler arasmdasüregelensavag Mobil'in, ülkenin en büyük
bagtmsizi olan SuperiorOil Sirketi'ni 5,7 milyardolara ele geçirmesiylesonuçlanmigti. Ancak
en önemli aile sorunu J. Paul Getty'nin 1930'larda kurmaya baglayip SuudiArabistan'la Kuveyt
arasindaki TarafsizBölge'de petrol bulunmasi üzerine 1950'lerde dünya girketine dönügtürdügü
Getty Petrol yüzünden yagandi. "Deger" kavramina yürekten inanan Getty 1976'da ölmügtü.
Simditakvimler1980'leri gösterirken Getty Petrol, rezervlerini yenilemekte güçlük çekiyor, ay-
nca girketin holding degerine klyasla hisseleri çok ucuza satiliyordu. J.P. Getty'nin petrol ara-
maktan çok müzigemerakh oglu Gordon tam o sira Emily Dickirison piirlerinigarkiolarak beste-
lemigti; petrolcülügeolan ilgisizligine karym yine de onca degerin nereye gittiginibilmek istedi.
Bu merak, Getty'yi yöneten profesyonellerleGordon'unarastm açmi tir. Belki de profesyoneller
o güne kadar güç mekanizmasom kendi ellerindeoldugunu sanmiglardi..Ancak artik hisselerin
kontrolü .Gordon Getty ile yandaglarmin eline geçmigti. J. Paul Getty, Gordon da dahil bütün
ogullarina kötü davranmigtir. Bu nedenle genç Getty babasmm amlarma vefa göstermek için or-
tada hiçbir neden gärmemigti.Ancak.artik babasi yoktu ve brsat kaplyi çaldiginda Gordonbu
kaply1zorlamig ve açmigttr.
Zamanla olaylar kapimn bir degil iki kez çalindigimgösterecekve yazik ki Gordon Getty,
ilerde olugacak karmagalar açismdan talihsizbir davraniëla her iki çagriyada cevap vererek kapi-
yl açacaktt. Kaplyiçalanlarm ilki, George Bush'un petrolcülük yaptigi günlerde onun ortagi olan
ve aynca Boone Pickens'in de dostu petrol krall Hugh Liedtke idi. Liedtke o stralar büyük ba-

87
bir tekliflegelmigti. Getty bir hayli
gimsiz girketPennzoil'í yönetmekteydi. Hugh Pennzoll'den
çetin geçen konugmalardan sonra bu tekliti kabul etti. Kapimn ikinci kez çahmylGordon'a Texa-
co'dan bir teklifgetirmigti. Texaco'nun bagkani bir ramanlar baba Getty'ye ait olan Pierre Ote-
li'ne inip geceningeç bir saatinde genç Getty'ye kargi tekliftebulundu. Gordon'un bu teklifi ka-
bul ettigi kesindir. 80ylece Texaco10,2 milyar dolar ödeyerek GettyPetrbl'ü satm aldt. Su dav-
rampmdan dolayi Pennzoil Sirketi'nce mahkemeye verilmigtir.

me

Bir Büyügün Olümü


parlak bir gí-
Texaco Pennzoil Gettyöyküsünün ilk günlerinde Boone Pickenssahnede belirmig,
rig yaparak Gordon Getty'ye petrol sanayiinde degerin nasil ölçülecegi konusunda ögretici bir
ders vermigti. Pickens zaman zaman Texaco'dan stok da almigtir Ne var ki bu defa gözlerini
bagka bir yere dikmigti. Mesa gok büyük, hemen tüm petrol endüstrisini etkileyen bir sorundan
ötürü stkmti igindeydi. Petrol patlamasinm petrolde durgunluga dönügmesi yüzünden bir arama
dolar harcamak zorundayd1. Meksika
programma baglamak istiyordu ve bunun için 300 milyon
Körfezi'ndeki be; adet çok pahall kazi donanimi dahil, elli bir adet kazi donammina sahipti ve
bunlar deniz kuvvetlerine ve orduya mensup deneyimli iççilerin, gemive helikopterlerin deste-
glyleçaligtigmdanakil almaz hizla para tüketen
bir çaligmalardi, Nihayet 1983 Temmuzu'nda
yapilan bir Yönetim Kurulu toplantisindaPickens pu duyuruyu yapti: "Baylar,durum budur. Bu
300 milyon dolan temin etmenin bir yolunu bulmahyiz ve bunu çabuk yapmallytz. Meksika
Körfezi'ndeçok fazla para kaybettik. Bu içten kendi eski yöntemlerimizle slynlmam1z imkânstz-
dir; mutlaka bir yerlerden yardim almallytz."
Sonundabu paraylhizla bulma çaresinin büyük petrolgirketlerinde olduguna karar verildi.
Bu girketinkendi hisseleri de mahn gerçek degerinin çok daha altinda bir fiyata satillyordu.Bu
defa Pickens gözlerini Yedi Kiz Kardegler'den biri olan Gulf Oil girketi'ne dikti. Bu, Mellon aile-
si tarafmdan,Guffeyve Galey'in 1901 Spindletop keyfi üzerine kurulmug bir girketti.Amerikan
bayragim Kuveyt'e diken girketlerdenbiriydi. Mellon'lar uzun zamandan beri aktif yöneticilik-
Pickens'in gö-
ten ellerini ayaklarim çekmigti.Ailenin holdingleri parçalanmig ve çogu satilmigt1.
arasinda Gulf fazla görmüg olamydi ve hisseleri gerçek degeri-
rüpüyle büyük girketler en zarar
nin üçte bir flyation biraz üstünde sat1hyordu.
Pickens çok evvelden, Cities ServiceSirketi bunalimi üzerine, Gulf yönetiminin iç yapisim
yak1ndan inceletmig, etkisiz ve kararsiz bír girketoldugunu anlamigti. Bürokratik yapisi çok agir
igleyen bir girketintepki gästermede yavag davranacagl kanistna vardi. Sirket on yll süren bir iç
yönetimde bir dagilma yaçamigti. Birlepik Devletler'de bazisi Watergate'e bag-
sorun acisive üst
h yasadigt siyasi olu umlar ve çeligkili yabanci ödemeler iç ayaklanmaya neden olmug, bu arada
görünme" olan
"dürüst

üst düzey yetkilllerinden bazist temizlenmig, y erlerine en büyük özelligi


yenileri getirilmisti.
1970'leria ikinci yansinda igi devralan bagkan, arkadag çevresinde"BayTemiz" ve "Ïzci"
adlyla tamnird1.Gulf,Yönetim Kurulu'nun bagmda bagkan olarak bir rahibe kadar temiz birini
bulunduran tek girketti. Gulfyöneticilerinden birinin söylemigoldugu gibi "Bu tür sorunlar on-
lar için hiçbir karara varilmadan geçirilenalti yll demekti. Bunlar petrol sanaylinde son derece
kritik bir döneme, OPEC karma§asinm yagandigt, Uzak Dogu'da her geyinbelirsiz, askida oldu-
rastlamigti."
guve bizim Avrupa'daki fazlaca saf mügterilerimizikaybettiglmiz bir döneme
Gulf sonu hiç bitmeyecekmig gibi görünen dertlere bogulmuytu. 197S'tegirketin,kazanci-
Kuveyt'teki imtiyazi devletlegtírilmigti.Ayrica uranyum pazarla-
mn önemli bir kismuu sagladigt
mastylailgili bir antitröst davasini da kaybetmigti. BirlegikDevletler'de ve bagka yerlercle siyasi
açidan güvenceli petrol arama ugruna 1970'll ylllarm ortasmdan beri bir hayli büyük paralar
harcadtgi halde, yeni rezervler bakimindan elinde pek bir gey kalmamigtl. Kendi iç rezervleri de

688
süratle dügüyor, sadece 1978-1982 ylllan arasinda yüzde 40 azahyordu. Çokylllar önce talihsiz
bir kontrat imzalamig, bu kontrat geregl yüzlerce milyon dolar degerinde dogal gaz bulmaya
zorlanmig, bu yüzden petrol arama faaliyetini hizlandirarak bu ugurda akil almaz harcamalar
yapmigti. Simdi bu faaliyetí de durdurmak gerekiyordu. 1975 yllmdaKuveyt'ikaybettikten son-
ra artik Gulf fazla rekabetçi olmaktan çikmlçtl.Büyük uluslararasi arama ve üretim çabasmiyük
lenen global bir girketolarakeski raison d'étre'ni, yani var olma nedenini kaybetmigti. Kaybinm
yerine bit bagkasimda koyamam14ti.
Güncel yönetim bu girketi saygm, daha rekabetçi ve daha verimll bir girket yapma sorunu-
nu henüz ele almigtl. Sirkete yeni bagkan olarak "Bay Temiz" yerine Jimmy Lee getirildi.Nasil
Boone Pickens bagimsizlan kucaklamigsa, JimmyLee de büyük petrol girketlerini kucakhyor, on-
larin degigimi için çaligiyordu.1940'lar.sonunda-ilkKuveyt petrol sevktyati yapildiginda Gulfm
Philadelphia'daki rafinerisinde çaligmigti.O günden sonra da, .petrolcülügün büyük, kapsamli
yayllma çagmda yurtdiginda ayni meslegi sürdürmügtü.Filipinler'de ve Kore'de rafineriler ve pa-
zarlama sistemlerikurdu. Uzakdogu operasyonunu tümüylekendisi yönetti. Ortadogulu üretici-
lerin kendi aralarindabirbirine darbe indirdigt Ye girketleri teker teker daha verimli almaya zor-
ladigt bir günde o, Kuveyt'te Gulfi temsil ettive Gulfin sadik adami oldu. Ve nihayet, Lond-
ra'da Gulf'm tüm Dogu Kesimi operasyonlanni b1rakarakiglerin tümünü teker teker omuzladt
Bu, Avrupa'daki motorlu sütücülerinsempatisini kazanmaktan Angola'ya kazi donammi sokma-
ya kadar her türlü faallyeti kendi üzerine aldigi anlamina gelir. Simdide bir kez daha Pitts-
burgh'a, darbe yemig girketi onarmayagelmigti. Ne var ki fazla vakti yoktu.
1983 Agustosu'nda Mesa, Gulf Sirketi'ne ait dünyanm dört bir yanma dagilmig banka he-
saplarindan ne kadar hisse varsa hepsini çekmeye bagladi. Hesaplardaki transfer kodumi birkaç
kipiden bagka bilen yoktu. Ekimde, bu defa Gulf YattrimcilarGrubu'nu (GIG)kurarak ve bu gru-
ba yeni ortaklar getirerek,girketialeyhinde harekete geçilecekduruma getirdi. Ayni aym son
günlerinde de Mesa Grubuasil büyük bombasini patlatti. Söyledigine göre amac1 Gulf Sirketi'ni,
elindeki ABD petrol ve gaz rezervlerini igletme payim transferezorlamakti.Kamsma göre bu re-
zervler dolaysiz olarak pay sahiplerine gitmeli, onlara nakit para saglamali ve pay üzerinden çif-
te vergi ödemeterini önlemeliydi.
Bu durum kargismda Gulf bir kargt atak planladt. Hedef olarak oylanm ya idareye ya da
Pickens'e verecek olan dört yüz bin pay sahibini aradi. Ancak GulPm büyük bir sorunu vard1.
Bagtaki idare nasil harekete geçilecegi konusunda íkiye aynlmigti ve bu hem Gulf m Pickèns'e
tepki göstermesini önlüyor hem de önceden tahmin edildigi gibi kararsiz ve etkisiz gösteriyor-
du. Gulfm tam tersine, Pickens çabuk hareket eden, sürekli yeni çareler üreten, hayal gücü
kuvvetti bir kipiydi. Gulfm hisselerinin çogunu elinde tutan kuralci pay sahiplerinin nasil kaza-
mlacagtm iyi biliyordu. Kamuoyuna girin görünmeyi biliyordu. Ayrica bastnla olan fligkilerde
Gulfi idare eden mühendisierden çok daha baçar111veetkindi.Onlarakendisini pay sahiplerisa-
vunucusu, güvenilir bir adam, bir halk adami olarak tamtmly,"Büyük Petrol Kulubü oyunculari
gibi"yüzsür bir bürokrat olmay1reddetmigti.
Lee göylesöylüyordu: "Meslek yaçamtmda hiçbir zaman bu tür bir güç kavgasma girecegl-
mi dügünmemigtim. Bunun için hazirlikli degildim." Ne var ki Gulf mücadeleye yamt veriyor Ye
bir hayli de sert vuruyordu. Lee ve arkadaylan bir ara kuralci yatinmcilan kazanmak için onlara
kur yapmayi denedilerse de sonunda yapilan seçimde,Arahk 1983'te Gulfüstünlük kazandi ve
çok az bir oy farklyla, 48'e kargi 52 oyla zafer kazanan taraf oldu. Tabiiki bu geçici bir zaferdi.
Pickens salondaapaglyukan dolagmaya-bagladt GulfYönetim Kurulu'na bir dilekçe yazarak pet-
rol ve gaz rezervlerini dogrudan pay sahiplerine göndertneleri isteminde bulundu, Ancak Yöne-
tim Kurulu bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Pickens, Beverly Hills Drexel Burnham'da bono
krah MichaelMilken'e gidipbonolari kullanarak ilave para bulmast igin bagvuruda bulundu; bu
parayla girketi devralmay1planhyordu.

689
Jimmy Lee çok az vakti kaldigmm bilincindeydi. Stok fiyatlarim yükseltmek zorundaydi.
Rafinericilik, pazarlamacihk ve kimyasal operasyon bölümlerini ayn ayn girketler halinde birbi-
rinden aylimayi dügündü. Bu ara, Gulf rezervlerinin 1983 düzeyinin yüzde 95'ini buldugunu
bildiren bir de lyi haber almigt1.Ancak yine de girket magdur durumdaydi. Bir gün, 1984 Ocak
ay1 sonlannda Lee, ARCObagkam olan RobertO. Anderson'dan bir telefon mesaji aldi. Ander-
önemli konularda" kendisiyle konugmak istiyordu. Sonunda Denver'de Brown Palace
"çok

son
Otell'nin özel yemek salonunda akgam yemeginde bulugtular. Her ikisi de yanmda birer refakat-
çiyle gelmigti.Anderson istediginin ne oldugunu gayetiyi biliyordu; Gulf m yabanci ülkelerdeki
üretimini istiyordu. Sirketin servis istasyonlan veya rafinerileri onu hlç mi hiç ilgilendirmiyordu.
Ona göre büyük petrol girketleriningelecegideniz agirl ülkelerdeki rezervlerdeydi ve topyekûn
çevreye" girig sirasma bagliyd1. Görügüne göre bir
"uluslararast
bagarilan ya da bagarisizhklan
irketin uluslararasi petrolde kendine lyi bir konum edinmesi çok zordu ve ancak Yedi Kiz Kar-
de¢ten biri olmasiyla mümkündü. Gulf ARCO'ya ihtlyaci olan kestirme yolu saglayacagina söz
verdi. Sonraki ylllarda Anderson bu konuda "GulfKuveyt'i kaybetmekle pek çok gey kaybetmig-
tir. Yine de elinde çok önemli birçok gey kalmigtt" demigtir. Yemekte Anderson Gulf için bir bu-
çuk yll evvelki sattyflyati olan 41 dolarm çok üstünde bir flyat, 62 dolar pay ödeyecegini söyle-
di. Lee buna her iki girketin ABD petrol operasyonlarmin birleptirilmesi önerisiyle yamt verdi.
Buna kargihk GulfARCO'nunson derece büyük degerdeki North Slope rezervlerini alacakti.
Ancak Anderson bir dakika bile beklemeden buna "Hayir tegekkürederim" demigtir.
Daha sonra Lee, Anderson'dan ikinci bir telefon mesaji aldi. Anderson "Size gunu bildir-
mek için telefon edlyorum. Dün akpam Denver'de Boone Pickens'le akyam yemegindeydim.
Ona Gulfiçin hisse bagma 62 dolar vermeye hazir oldugumuzu söyledim" dedi.
Lee buna yan istihzayla yamt vermig, gunu söylemigti: "Bana bunu söylediginiz için tegek-
ne yapmaya çahytigtm anla-
"onun

kür ederim." Anderson'un Pickens'le bulugmaktaki amaci


mak ve olugacak bir anlagmaya emin almakti" demigtir. Ancak kugkusuz Lee olayt böyle görmü-
yordu. Anderson'dan gelen telefon konugmast bitip ahizeyi yeríne koydugu an derhal kriz ekibi-
ni yamna çagirdi. "Bob Anderson hemen gu anda ayaklanmiziyerden kesti. Biz ne kadar i; bitir-
mek istedikse de, oyuna geldik"dedL
Anderson'un ikinci telefonçagrislylaLee, Gulf'in bagimsiz kalabilecegi hakkindaki tüm
ümidini yitirmigti. Artik oyun son bulmugtu. Büyük petrol girketleri arasmda birbirlerine hasma-
ne teklifieryapmak için uzun süredir bir nefret gõzlenmigti. Ancak Mobil'in Maraton'a yapttgi
son ç1kigtansonra Anderson'un bu teklifi bu kurahn artik geçerliolmaktan çiktigimgöstermigti
ve büyükler hâlâ birbiri üzerine gitmek için büyük parasal kaynaklara sahiptl. Simdi Gulfm ka-
fasmda yeni bir flyat vardi; bu yakinda duyulacakti ve girketin satilmasi sadece bir an meselesiy-
di. Ancak sorun quydu: Kimalacakti? Durum böyle olduguna göre, Lee de en iyi flyat neyse
onunla satilmaya karar verdi. Büyük girketleretelefonetti. Bu kugkusuz Lee için hiç de hog bir
durum degildi; ancak Anderson'un sebep oldugu deggen kogullar ona daha bagka bir seçenek
birakmamigt1.Her girkete ayri ayn telefonedip aym mesait dayurdu. "Zor durumdayiz, öyle an-
liyorum ki biti üzerimize atlamak üzere, bunun igaretterini görüyorum. Durumla ilgilenlyorsa-
niz lütfen finansal yardimda bulununuz" dedi.
Bundan sonraki oyunu Pickens oynayacaktt. Simdi kartlar onun elindeydi. ARCO'nun 62
dolarm çok az oldugunu biliyordttm.
"65

dolarlik teklifini65 dolara çikararak oyuna girdi. Lee


Biri sizin girketinizi alacak olsa en iyi flyati kabul edecegniz güphesi2dir" diyordu. Bir kez daha
büyük girketlere bagvurdu. Ancak bu defa gafil avlanmigti. Gulf satiça çikanlmigti.
Su defa ilk olarak ChevronSirketi Bagkani George Keller'e bagvurdu. Chevron GulPla za-

ten ilgilenmekteydi. Standard Oil Tröstü'nün Bati operasyonundan gelmig olan Chevron'un
merkez binasi San Francisco'da, petrol kaynaklarmdan uzak, büyük bir petrol girketiiçin uygun-
suz sayllacak bir yerdeydi. Sirketin risk omuzlama ve petrol bulmada hayranlik duyulan bir geç-

690
miçi.vardi. Buna 1930'lardaSuudi Arabistan'daki bagarisi da dahildir Keller evvelce, en aztndan
birbirlerine hasim olduklan zaman, petrolcülükte girketdevrine her
zaman kargi çikmigti. Ona
göre girketler bunu yapacak yerde paralano yeni rezervler aramak için sarf etseler çok daha lyi
olurdu. Ne var ki pimdi, bu endüstrideki öteki üst düzey yöneticiler gibi, o da Mukluk'ta yaga-
nan bagarisizliktansars11migti."O günden sonra hemen herkes parasmi daha iyi girigimlere yatir-
di" demigtir.
1984 yill yllbagigecesi Getty Oil Sirketibagkam, Keller'e telefon.ederek, acaba Chevron o
siralar kendi devredilme mücadelesiniyagamakta olan Getty'yi görmek ister mi, diye sordu. Kel-
ler de San Francisco'ya döner dönmez Getty'nin diger pirkettere Superior, Unocal, Sun ve Gulf'a
nasil kargi koydugunu anlamasi için bir inceleme ekibi olugturdu ve ekibi bu igle görevlendirdi.
Getty Petrol çok geçmeden Texaco tarafmdanalmmig,elden gikmigti,fakat Chevron gözlerini
hâlâ Gulf'tan ayirmamiç, girketi stki takibealmigt1. JimmyLee'nin ikinci telefonçagnsmdan
son-
ra Keller, Chevronekibini daha siki çabymaya zorlad1; bunun için Gulf'in verdigi basih yaymdan
- ve malzemeden yararlandi. Bunu aceleyle kaleme alm1pimzalanmig gizli bir anlagmaya dayana-
rak yapmigti. Dünyamn en büyük girketlerinden birinin ne degerde oldugunu tahmin için sade-
ce bir hafta vakti kalan Chevronbu defa da Gulf'm degerini tahmin igine yöneldi. Subat29'da
Chevrondeger için bir karara vardt Mart 2'de ise ikinci bir karara, Mart 3'te saat 16'da bu defa
yine bagka bir karara vardt En kötümser tahminle Gulf'in hisse bagma degeri 62 dolardi; en
iyimser tahmine göre ise l05 dolar. Keller bu durtim kargismda "Bu korkunç fark insani sanki
deli ediyordu" demigtir. Chevronyönetimi baglang1çta idarenin tavsiyesineuydu ve Keller'e tek-
lifte bulunurken hisse bagina 78 dolara kadar ç1kmayetkisi verdi. Bunu yaparken güncel teklifin
pazarlikta en dügük fiyata bagh kalacagini varsaymigt1. Yönetim Kurulu'nun bir üyesi ise kuru-
lun hisse fiyati üstüne limit koymamasmi, bunun Keller'in kararina birakilmasmi teklifetmigti.
Keller sorumlulugu yalniz olarak omuzlama fikrinden sinirleri bogalm1;olarak gunu söyleyecek-
ti: "Tanri agkina, fiyata bir tavan koyun. Hisse senedine verecegimiz her dolar yeni bir 135 mil-
yon dolar demektir."
5 Mart günü Gulf Yönetim Kurulu girketinPittsburgh merkezinin gösterigli binasinda bir
araya geldi. Burasi depresyon ylllarinda inga edilmig bir binaydl. Bina tam anlamiyla terk edilmig
durumdaydi. Gulf operasyonlarinin çogu Houston'da yapilmaktaydi. Chevron grubuna burada
-
bir kat aynlmigtL Görünüç Gulf yönetiminin Pickens'in önerdigi.dügük fiyata teslimolmayacagt-
ni gösteriyordu.Masaya ayrica bagka üç öneri sunulmuytu. Bunlardan biri Chevron'dan gelmig-
ti, Ust düzey yöneticilerden bazilari alternatifbir öneri sunmug, idarenin bonolari kullanarak gir-
keti kolaylikla satm almasim önermiçti. Bu ly Kohlberg, Kravis ve Robert firmasi tarafindan
ayar-
lanacaktL
Tekliflerden bir bagkasi da ARCO'dan gelmigti.Demek ki Gulf'mönünde dügünebile-
cegi üç ciddi alternatif VardL
Toplanti açilmadanönce Lee taliplereana kurallan açikladL "Her birinizin tek bir gansi var-
dir, bir ikincisi yoktur. Teklifinizi bir defada yapimz" dedi. ilk teklifARCO Bagkani William Ki-
eschnick'ten gelmigti. Hisse bagma 72 dolar teklifediyordu. Ikinciteklif Kohlberg Kravis'ten gel-
migti. Su firma Yönetim Kurulu'na pay bagma 87,50 dolar önermigti. Bu, nakit olarak yüzde 56,
yani 48,75 dolar idi. Gerikalan 38,75 dolar ise yeni çlkanlacakhisse senetleriyle ödenecekti.
Siramn kendine gelmesinibekleyen Chevron temsilcisiKeller de sonunda teklifiniyazill
olarak bir mektupla sundu. Yazida her gey belirlenmig, sadece fiyat kismi bog birakilmigti. Keller
bunu ham petrol flyatlarmm yakinda dügecegini, faiz oranlarmmsa yükselecegini bildigi için
yap-
migt1.Yine de bu ikisinin aym anda olugmasm1 olast görmüyordu. Chevron Yönetim Kurulu son
teklifinKeller'e birakilmasim istedigi için uzun uzun dügünmü§, pay için verilecek her tek dola-
rm yeni bir 135 milyoria mal olacagmi anlamigti-. Diger taraftan Gulf Sirketi'ni kaybetmek de is-
temiyordu;böyle bir firsat belki de artik hiç çikmayabilirdi. Kalemi eline alip fiyata ait bog kismi
doldurdu; hisse bagina 80 dolar yazmigtl. Su nakite çevrildiginde13,2 milyar dolar demekti.

691
Mektubu Gulfyönetimine takdim ederek hangi nedenle fiyati teklifettigini elinden geldigin-
.bu

güzel bir üslupla açikladi. Toplanti aniden buz gibibir havaya bürünmügtü.
ce
Sonucun ne olabilecegi hakkmda en küçük bir kugku duymadan KelletChevron'a ait ka-
ta inerek Gulf Yönetim Kurulu'nun karanm bekledi. Kesin olarak bildigi tek gey girketin tari-
hinde en büyük teklifi kendisinin yaptiglydi. ARCO da aynen onun gibi, bekliyordu. Robert
O. Anderson Dallas'ta yönetim kurult1 toplantisindaoldugundan, diger yöneticiler de günde-
lik iglerinin bagmda olduklarmdan, Pittsllurgh'a gidememiglerdi. Merak ve endige içinde ora-
dan gelecektelefon mesajlm beklemekteydiler. Zaman zaman Kieschnickile konugtuklan olu-
yordu.
O gün Gulf Yönetim Kurulu, bir günlük oturumda, tam yedi saat kalmigti. Her üç teklifide
ele almiglardi. ARCO'nun teklifidaha ilk bagta reddedildi. Flyat gok dügüktü. Kohlberg Kravis'in
teklitiise hemen reddedilmemigti. Teorik olarak verilen fiyat ARCO'ya göre daha fazlaydt; ancak
yansi hisse senedi olacagmdan daha riskliydi. Ayrica Gulf finans damimanlan Merrill Lynch ve
gerçekte ne deger ifade edecegi konusunda
"kâgitlann"

Salomon kardeglerin KKR teklifindeki


güpheleri vard1.KKRteklifininkabulü, mevcut yönetim yerinde kalacagmdan gerçi bazi avantaj-
lar saglardi.Ancak bazi yöneticiler teklifinkabulünün kendi amacma hizmet edecegl görüntüsü-
nü verecegi endigesiyle buna kargi çiktilar. Ayrica KKRhenüz mali durumunu güvenceye alma-
migti. Lee bu konudaki fikrini gu sözlerle açiklamigti. "KKRmali durumunu toparlamazsaBoone
geçerli, lyi bir teklifgetirebilirve devralma girigiminiyineleyerek bogazimiza sanlip ihtlyacmdan
fazla pay ister."
Saatler geçmig, Keller beklemeyi sürdürmügtü. Yaptigiteklif üzerinde dügünüp getirebile-
cegi riskleri hesapladigi bir stra, telefonçald1.Arayan JimmyLee idi. Fazlaumursamiyormuy gi-
bi gõrünmeye dikkat ederek gunlan söyledi: "Alo George" dedi ve biraz durakladiktan sonra
yeni bir girketsatin almig bulunuyorsun" diye devam etti. Kellerkendini birden goka
"kendine

ugramig gibi hissetmigti. Sanki bir ev satm ahrken, henüz pazarlik agamasinda evin kendisinin
oldugunu ögrenmigti, Gulf Yönetim Kurulu dügünüp tagmmig, en saglikh yolun Chevron'un
teklifinikabul etmek oldugura karar vermigti. Pay sahipleri de bundan memnun olacakti. Gulf
Sirketi'nin sonu da böylece gelmigti. Artik Spindeltop, Guffey ve Galey,Mellon'lar, Kuveyt ve
Büyük Holmes girketleri hepsi geçmigte kalmig, tarihe kanymigtl.
Anderson Sirketi ARCO'yu kaybedigini felsefi bir yaklagtmlakargiladi. Aslinda Chevron'un
80 dolar hisseyle satilacaginahiçbir zaman inanmamigti. Kendi limiti 75 dolardi. "Biz gahsen
orada hepirrlizin bekleyip duracagtmizi sanmigtik.Bir girketi kendinize katmak istediginizde, bu-
nu bagaramaylp kaybettiginiz zaman küçük bir farkla degil büyük bir farkla kaybetmeyi yeglersi-
niz. Hisse bagma bir-iki dolar gibi küçük bir farkla kaybetmek hiç hoga gitmez."
Pickens aç1smdanbu, hisse sahipleri adma büyük bir zaferdi. Onun çabalan sayesinde etki-
siz bir idatenin bog bir san gerefadma para kaybetmesi Onlenmigti.Kampanyaya bagladtgl günle-
ri izleyen aylarda Gulf hisse senetleri pay bagma 41 dolardan 80 dolara çlkmig,toplampazar de-
geri6,8 milyar dolardan 13,2 milyar dolara firlamig, pay sahiplerinin kâri 6,5 milyar olmuçtu.
Pickens bu konuda gunlan söylemigtir: "Mesa ve GIG sahnede belirmemi§ olsaydi bu 6,5 mil-
yarhk kâr hiçbir zaman gerçeklegemezdi." Böylece pay sahiplerinin hakki geri almmt; oldu. Pic-
kens ister hizh bir kâr pegindeolarak bunu yapmig olsun, ister büyük, uluslararasi bir petrol gir-
ketine bagkan olmak igin, gerçek gudurki, GulfYahnmctlar Grubu 760 milyon dolar kâr sagla-
migtive bunun 500 milyon dolan Mesa'ya gitmigti. Vergi çikanldiktansonra Mesa'yanet 300
milyon dolar kahyordu. Unutmamak gerekir ki, Mesa 1983 yazinda, bu 300 milyondolar için
çaresizlik íçinde çirpmmigti.
JimmyLee'nin ilk reaksiyonu rahat bir nefes almak oldu. Yönetim Kurulu karara oybirligiy-
le vardigi için pay sahiplerinin bu konuda dava açmak olasiligi da hemen yok denecek kadar az-
di. Lee hiç vakit kaybetmeden dünyamn dört bir yanmdaki çaliganlan görmeye, onlari gelecek

692

i
hakkinda ikna etmeye, garanti vermeye gitti. Bunu izleyen birkaç gün, büyük bir yorgunluk, tü-
kenilmiglik hissedecekti. Üzüntüsüde büyüktü. Zaman zaman gözyaglanmtutamlyordu.Bir de-
fasinda gunu 80yleyecekti: "Gulf'm bu duruma dügebilecegt hiç aldima gelmezdi. Onun sonsuza
dek baki kalacagma inanmigtim. O benim tek yagamim, meslek hayatimm tüm anlamiyd1.Onun
artik var olmadigLm dügünmek beni çok üzüyor."
Gulfartik tamamen Chevron Sirketi'ne geçmig,George Keller de teklifmektubuna son da-
kikada yazdigt 80 dolar için hiçbir pigmanhk duymamigtt. Chevron, girketedegerinin üstünde fi-
"lyi

yat vermig degildi. O tarihten yaklagik beg yll sonra bir allgverigyapmigtik. Degerli girketi
ha ka bir yolla asla satm alamayacagtmiz partlarla salm almayt bagarmigtik" demigtir. Suhalde
Gulf neden sikintiçekmigti? Keller'e göre "Kendi saglam güncel konumunu göz ardi etmigtide
ondan. Kendine büyük, güçlü bir
'fil'
bulmamn zorunlu oldugunu sanlyordu. Bu tipkt, birinin,
istikbalini kendi yaçadigi gebirde riske girme yerine kalkip Las Vegas'agitmesine benzer. Sonun-
da, girigimde bulundugu her yerde her zaman kayba ugradi." Unutmamak gerekir ki bu sonuç,
-
1970'li y1llarm petrol gokunu izleyen ategli atmosfer içinde büyük girketlerinherhangi biri için
de söz konusu olabilirdi. Ne var ki bunun talihsiz akibetini ödeyen sadece Gulf olmugtu.

Pay Sahiplerine ÖdenenDeger


. Pickens'in igi henüz bitmemigti. Deli gibiçaligip, hizli bir tempo içinde gerek Phillips íçin Okla-
homa, Bartlesville'de, gerekse Unocal için Los Angeles'te çegitlianlagmalar yapti. Phillips bu ige
mütecaviz bir Wall Street mallyecisi olarak tanman ve kisa bir süre önce Trans World havayolla-
nm kendine katmig olan Carl lcahn'm zorlamasi ile girmigti. Buna karym her iki girket devralma
giriçimlerine kargi mahkeme yoluyla bagarlyla savagtilar ve büyük borçlara glrerek çokyüksekfi-
yat ödeyip hisse satm.aldilar. Ödedikleri fiyat saldindanevvel ödenen fiyatm çok üstünde oldu-
gundan,hissedarlara yapilan ödemenin artmastndanMesa çok büyük kazançlar sagladi. Unocal
Sirketikendisine yapilan saldindan aklanmca girketin müdürü Fred Harthey,Occidental'denAi-
mand Hammer tarafindandavet edilmig ve yaptigikatkidan dolayi Nobel Ödülü'nelaylk görül-
dügü bildirilmigti. Diger taraftanbüyük, entegre girketlerden bir bagkasi, ARCO da 1980'lerin
mali çerçevesi içinde Pickens veya Pickens'lere bag agrist olabilecegini dügünmüg, bu konuda
Robert O. Anderson'un gu sözlerine muhatap olmugtu: "Biz gimdiyedek sadece tembel, oturan
bir ördek olduk. Pay degerimizi girketimizin degerlerine en yakm buldugumuz süre digmda bu-
nu devam ettirdik." Bu sözlerle ARCO bir tür öz elegtiri yapmly, hisselerini daha yüksek flyata
geri alma kararmi göstermig oluyordu. Sirket aym zamanda faaliyellerini toparlamakazmini de
belli etmigti.
Endüstride dev girketler dahil, birleptirme ve ilhak yoluyla girketierinyeniden yapilanma
faallyeti gelecek birkaç yll daha sürüp gitmigtir.Hollanda Kraliyet/Shell Sirketi, ABD Shell §irke-
ti'nin yeniden yüzde 31 hissesini 5,7 milyar dolara üzerine geçirdi.Hague ve Londra'daki Hol-
landa Kraliyet/Shell yöneticilerinin görügüne göre bu onlar için çok fyi bir ahyverig olmug,önlë-
rine serili yatinm firsatlari içinde en kârli olanim seçmiglerdi. Amerika'da kendisine Alaska pet-
rolü için ç1kignoktasi arayan BP,JohnD. Rockefeller'in eski girketive Standard Oil-Tröst'ün ash
olan Ohio Standard Oil'le aym sirada yer almig ve onunla ortakhk kurmugtu. Alaska sözlegme-
sinde BP, SohioSirketi'nin yüzde 53'ünü aldi, Sohio ise BP'nin Amerika'daki kolu oldu. Ancak
Sohio'nun yaptigt sönük, ayni zamanda çok pahahyamal olan arama programmi begenmedigin-
den ve düy kirikllgLna ugradigindan -ki bu programa Mukluk fiyaskosu da dahildir- girkete tam
olarak sahip olabilmek için Sohio'nun diger sahiplerine ayrica 7,6 milyar dolar vererek Alas-
ka'dan gelen büyük naldt akigmm tek sahibiolmak istedi.
Bu katihm ve ilhak yariçi arenasmdan, en az 1990 baglarina kadar uzak kalabilmig tek bir
girket vardir. Bu, talihsizbir yatinm öyküsü yagamig olan ve bundan büyük yara alan Exxon Sír-

693
keti'dir. Fortune dergisi 1970'lerde en kötü kogullarla ilhak edilen beg girketistralarken, Exxon
Sirketi'ni ikinci straya almigtir.Colorado gist petrol projesine yatinhp kaybedilen milyarlarca do-
lar da Exxon'a pahahya oturmuytu. Bunun sonucu Exxon elindeki nakiti arama ve girketsatin
alma igine veya daha bagka yeni bir ige yatirmak istememig, aksi yönde karar almigti. Aynca gir-
ketin üst düzey idaresi de, politik yargilama ve biraz da kaderin oyunuyla diger girketleri kendi-
ne baglama gibi bir geyiyapamayacagmi anlami ti. Clifton Garvin'in ifade ettigi gibi Exxon'un
"katilim
konusunda bir fabisi vardL
"

Tüm bu faktörler girketin seçeneklerini baglamigtir.Garvin bunu çu sözlerle açiklamigtir:


"Elimizde çok büyük bir nakit birikimi ve para akimi vardL" Öyleanlagillyor ki girketverimli ge-
kilde harcayamadigi parayi pay sahiplerine lade edip istedikleri gibisarf etmelerine izin verseydi
çok daha lyi olacakti. Exxon bunu paylarm geri satm alindigt 1983-1990 arasi yapmigtir ve pay
sahiplerinin daha yüksek bir kâr almasim saglamtytir.Bunu yapmakla Boone Pickens veya diger
herhangi birinin Exxon pay sahipleri için
"büyük

parsay1 kaptilar" suçlamasinda bulunmasim


önlemigtir. Exxon'un ödedigi 16 milyar dolar, Texaco'nun Getty'ye, hatta Chevron'un Gulf a
ödedigi miktardan çok daha büyük bir paraydt Exxon, girketsatm alma igi için çok büyük para-
lar, senede belki de bir milyar dolar tutan meblaglar ödemigtir. Ne var ki Exxon'un ilgisi tüm ola-
rak girketlerdegil ayn ayri belirli mal varliklan idi ve bu konudaki igini sessizce, mümkün oldu-
guncabasmda baglikolmamaya özen göstererek yapmigtir. Diger taraftanpersonel indirimi yapa-
rak, çahytirdigi insanlann yüzde 40'inl igten çikarmigttr.Bunun sonucu olarak hem fiziki açidan
gerçek anlamda, hem de ezeli rakibi Hollanda Kraliyet/Shellrezervleri ve gelirleri kargismda gö-
receli aç1dan daha küçük bir girket haline gelmigti. Marcus Samue] ve Henri Deterding eger sag
olsalardi kugkusuz bundan büyük gurur duyarlardi.
Genel anlamda
"yeniden

yaptlanma"bir petrolgirketinin daha küçük ve daha konsolide ol-


masi demektir. Igeyeni baglayan jeologlarmyllda elli bin dolar kargiligt ige almdigi günler art1k
gerilerde kalmigti. lyingerçegi, artik hiç ige almmlyorlardL Meslek yaçamlarinm dorugunda olan
diger Jeologlar ise hiç ummadiklan bir anda kendilerini erken emeklilige zorlanmig buluyordu.
En büyük kayba ugrayanlar, íç sahalan tamamenkaldinlanlardi. Chevron'un Gulfi kendine bag-
lamasmdan sonra iq sahas1birdenbire kapanan bir yönetici bunu göyle aç1klayacakti: "Ben ken-
dimi büyük, sosyal bir kurumda çaligiyorbilirdim. Yaçam1min 25 yllini, allemin masraffarim da
üstlenerek bog yere birtakim kâgit parçalanyla geçirdigim hlç aklima gelmemigti." Petrol sanayi-
inin yeniden yapilanmasmdan en çok pay sahipleri yararlanmigtir. Büyük katihmlar, sermayenin
yeniden düzenlenmesi, hisse senetlerinin geri alimi gibi tüm faaliyetler sonucu elde edilen ve
miktan 100 milyon dolarin çok üstündeki para oldugu gibi kurumsal ve bireysel yatinmcilann
ceplerine, fonlara, tahkimcilereve benzer kipilere gitmigtir.Bütün bunlann sonucunda kazançli
ç1kanyine pay sahipleri almuçtur.
Sirketidaresinin bizzat kendisi pay sahibi oldugundan, idare de kazançll çikiyordu.Sözge-
limi, Gulf ßagkani JimmyLee gerçi igini kaybetmigti, fakat buna kargilik kendi hisse opsiyonlari
üzerinden 11 milyon dolar para almigti. Boone Pickens'e gelince onu tasflyeetmek pek kolay
degildi. 1985 yllmda, Amarillo'daki Mesa Yönetim Kurulu, Gulfm baglanmasmdaki -ki bu Me-
sa'ya net 300 milyon dolara malolmuqtur- baçanli manevrasi lçin gükran ifadesi olarak Pickens'i
18,6 milyon dolar degerinde ertelenmig tahvilödeyerek ödüllendirdi. Pickens-o yll Amerika'nm
en yüksek ücret ödenen girketyöneticisi ilan edilmigtir.

Yeni Güvence
1985 Mayisi'nda Batt'nin yedi büyük gücünün liderleri hu defa Bonn'da, senelik zirve toplantis1
için bir araya geldiler. Gündemde serbest pazar politikasi, yeniden yapilanma ve özellegtirme ko-
nulan vardi. O günler,Amerika'da
"yeni
bir sabah" yaratacagt vaadlyle Ronald Reagan ikinci kez

694
büyük bir farkla bagkanliga seçilmigti. 1970'li yillann karakteristik simgesi olan ve dolayli veya
dolaysiz olarak petrol krizinde etken olmug yenilgi ve karamsarlik, Ronald Reagan döneminde
artik son bulmak üzereydi. Enflasyonve gerilemenin getirdigi moral bozuklugu artik yerini yege-
ren bir ekonomiye ve koskoca bir pazata birakmtytt. Margaret Thatcher'e gelince, o Íngiliztop-
lumuna yeni gekilvermekle megguldü. Thatcher ingilteresi'nde ticaret,çok çahyma, hatta sabah
kahvaltill toplantilar,bu Sayin Bagbakan'm iktidar oldugu günlerde onun lehine pozitif degerler
say1hr.Fransa'nm.sosyalist Devlet Bagkamve dünya politikasmda yerini en uzun süre korumug
François Mitterrand bile, milliyetgiligi ve klasik Fransiz etatístne'i, yani devletçiligi bir kenara bt-
Takmty, serbest piyasa konusuyla ilgilenmeye baglamigtl.Bati dünyasi ise eskiyle göreceli olarak
üç ylldan beri canli bir ekortomik büyüme gösteriyordu. Ancak bu ekonomik onanm temelde,
geçmig dönemlerin sava; sonu onanmlanndan farkhdir. Eu büyüme, petrolde gözlenen bir talep
artigindan kaynaklanmamigttr. Sanayi ülkelerinin ekonomileri kendilerini yüksek petrol fiyatlan-
na çabuk adapte etmig ve petrol kullammi da dügmügtü. Büyümenin asil sebebi budur.
Son birkaç yll, liderlerin enerji konusunda bogugmak zorunda kald12L tek ciddi sorun, Bati
Avrupalilar'm daha-çok Sovyet gazi alma planlan yüzünden 1980'll yillann bagmda yaganan bö-
lücü kavgadir. Avrupalilar enerii stratejilerigeregi, petrolü sadece zaman zaman bir alternatif
olarak kullanmak, petrol bagtm1111klanm azaltmak istiyorlardi. Ayni zamanda, mühendislik ve
çelik sanayilerinde istihdam oranmi artirma peëindeydiler. Reagan idaresi bu plana gu sebeple
kargi çikmigtir:IthalatmyaygmlagmaslylaSovyetler'e Avrupa kargismda politik üstünlük saglan-
masmdan korkmuç1ard1 ve döviz gelitiSovyet ekonomisini ve askeri gücünü kuvvetlendirecegi
için Ruslar'm daha fazla döviz gelirine sahip olmasmi istemiyorlardi. Avrupahlar'in plamyla Re-
agan yönetiminin görügüarasmdaki çeligkizamanla yükselme egllimi gösterdiginde, Washing-
ton Amerikan araç ve gereçlerininproje için kullamlmak üzere ihracim yasaklad1. Bununla da
kalmaylp Amerikan teknolojisiyleüretilmig Avrupa kaynakl1 araç ve gerece de ihraç yasagi koy-
durma yollari aradi.
Toprak iggali ve bunun uygulamasi tartigmayaaçik bir konudur. Nitekim bu konu büyük
gürültüler uyandirmigtir. Sonuçta Ekim Savagi ve 1973 ambargosundan bu yana Avrupalilar'la
Amerikahlar arasmdaki en ciddi anlagmazliga neden olmuçtur. Güvence konusundaki iki farkli
bakig açtsi, bu yüzden bir süre sonuca baglanmamig, askida kalmigtir.Avrupahlar'm istihdam ve
yurtiçi iktisadi istikrar üzerinde israr etmesine karyl Amerikahlar Sovyetler'dengelen askeri teh-
dide daha çok önem veriyordu. Amerikan yasaklamasi birçok Avrupa kaynakh endüstrilerde is-
tihdam1tehdit etmig, olumsuz etkilemigti. Özelliklebüyük ingiliz mühendislik firmasi John
Brown fena etkilenmig, girketin operasyonlan ciddi gekilde gerilemigti. Bu durum kargisinda
Margaret Thatcher kipisel olarak Reagan'a gitmi§, konuyu onunla ele almigtir. Bagbakan Re-
agan'a kesin bir ifadeyle gunu söylemigti: "Ron, John Brown batmak üzere." Bunu söyledikten
sonra görügünüsavunmak için, o siralar,Amerikan yasaglm kesin olarak çigrieyerek,gaz anlag-
mast için bazi araç ve gereci ihraç etmekte olan John Brown'l-görmeye Ískoçya'ya uçtu.
Taraflar arasmdabirbirlerine yöneltilen birçok atip tutmalar ve suçlamalardan sonra niha-
yet bir anlagma yolu bulunmugtu. Avrupalilar Sovyetler Birligi'nden ithalati yüzde 30 oraninda
kisitlayacak, Norveç'teki dev Troll bölgesi NATO ittifaki çerçevesinde alternatif bir gaz kaynagt
olarak güvenli gekilde geligtirilecekti. Bu anlagmayla dogal gaz boru hatti üzerindeki anlagmaz-
lik son buldu ve o günden sonra bat111liderler enerji güvencesi konusunu bir daha ag12aalma-
dilar.
Böylece 1985 Bonn ekonomik zirvesi gündeminde ele alman konular dünyamn ne kadar
degigtigini tüm açikliglyla ortaya koymugtu. Bunlar daha çok koruyucululp dolar, Japonya'mn
ekonomik meydan okumasma uyum saglama gibi konulardir. Tüm bunlar "Bati'dan Bati'ya" ke-
simini ilgílendiren konulard1.."Kuzey-Güney" sorunlan, petrol ve eneril gibiönemli sorunlar ise
hiç ele alinmamig, masa üzerine koyulmamigti bile. 1960'h yillarda oldugu gibi petrol ye enerji

695
artik bollagmigti ve kolayca temin edilebiliyordu.Su açidan artik ekonomik büyüme üzerinde
kisitlay1cibir etken sayllmlyordu. Nasilsa arz bir kez daha güvenceyealmmigti. Dünyanm her
yerinde petrol kapasitesinde fazlalik vardt ve dünya petrol arz1 günde varil bagina talepten 10
milyonvaril daha fazlayd1.Bu, özgür dünya tüketimininyüzde 20'sine egittir.Biryandan da Bir-
legik Devletler,Almanya ve Japonya,stratejik petrol rezervleri için büyük miktardapetrol stok-
luyordu. 1970'll yillarda var olmayan
"güvence
marji" bu kez yeniden ihya edilmekteydi.
Ayni günlerde, Ortadogu'dafranve Irak, Süregelen çatt;ma iÇinde
"tabu"yu
her türlü kinp
geçiyor, hiçbir engel tanimlyordu.Birbirlerininsadece kentlerine degl, rafinerilerine, petrol ya-
taklannave tankerlerine,hatta di¿terbirçok ulusun bayragim tagiyantankerlerede saldinyorlar-
di. Eski günlerde bir tankerin bombalanmasi petrol fiyatmin aniden firlamasi için yeterli sebep
sayilirken, pimdi bir gemi battnldiginda, petrolünstok fiyati ve vadeli pazar fiyati ç1kabilecegigi-
bi, hemen anmda, rahathkla apagi da çekilebiliyordu. Kisaca, batih liderler artik onca büyük so-
run durucken kafalanm enerji sorunuyla yormaya karplydilar.Devletin bagi olarak nasilsa bu so-
runu her istedikleri an ele alabilirlerdi. Kugkusuz petrol, önceki zirve toplantilarmdasik sik en
önde gelen ve en önemli konu olmuytur.Ancak gimdí, 1985'te, son zirve toplantismdanon yll
sonra, liderler ilk olarak bir bildiri yayinltyor ve petrolve enerilye tek kelimeyle olsun degnmi-
yorlardl.
Bildíride petrole yer verilmeyigi, dünya ekonomisinin, 1970'll yillarda petrole atfedilen ola-
ganüstüekonomik ve politikayaklanmalara ne derece uyum sagladigmi gösteren güçlü bir ka-
mttir. Onlara göre artik petrolün özel bir ihtimama ihtiyact yoktu. Artik o da tipki öteki tüketim
maddeleri glbi s1radan bir madde olmugtu. 1960'larin büyük ekonomik büyümesinde katkisi
olan gücün yarisi sayilan güvenceli petrol arzi göründügükadanyla geri gellyor,eski yerini.all-
yordu. Ötekiyans1 ise görünürlerde yoktu. Ancak petrol yine de ucuz degildi, henüz degildi.

696
36
Ter Dökülüyor:
Daha Ne Kadar lnebilir?

1980'li-y111armortasinda, birçok patirtive gürültüden sonra petrolün fiyati dengelenmigtL Orta-


da kesin olmayanpek çok gey var oldugundan petrolde alu§an en küçük bir k1pirdamada tüm
gözlerhemen o yöne çevriliyordu. Esso Avrupa kolunun bagkam 1984'te bunu .göyle açiklamig-
tir: "Bugün petrol fiyati hesaplanmizda en temel degigken olmugtur ve gelecekte de en büyük
güvencesizlik kaynagi olacaktir."
Fiyat konusu nasil bir geligmegösterecekti?Inecek miydi,yerinde mi duracakti, yoksa fir-
layacak miydi? Aylargeçtikçe "Fiyatlar daha ne kadar dügebilir?" sorusu giderek daha sik sorul-
maya bagladt Ye bir yank1 gibi tüm dünyaya yayilarak herkesin ilgi konusu oldu. Hakh olarak,
yalmzca. enerji girketlerinde degil, finans kurumlarmda
ve devlete ait hinalarm koridorlannda
da odak noktast olugturdu, Bu sorunun yamti hiç kugkusuz petrol girketleri açisindan çok
önemliydi. Ancak bunun ötesinde dünya politikasmda
"petrol

gücünün" gelecektekihayatiye-
tini saptayacak ve globalekonomik beklentileri ve dünyamn her an degigen dengesini çok güç-
lü bir gekildegiddetleetkileyecekti. Fiyatlarm yükseligi SuudiArabistan'dan Libya'ya ve Meksi-
ka'dan SovyetlerBirligi'ne kadar tüm ihracatçilarin igine yarayacaktL SSCB, ekonomik mo-
dernlegmesinde giddelleihtiyaç duydugu Bati teknolojisini satin almak için dövize muhtaçti.
Bu nedenle dogal gaz kadar petrol satmaya da zorunluydu. Fiyatlarmdügmesi ise iki ekonomik
enerji gücü Almanya ve Japonyadahil, petrol ithal eden ülkelerin igine yarayacaktL Bu ikisinin
arasmda kalan, durumu kesin olmayan ülke Amerika Birlegik Devletleri'ydi.Eu ülkenin her iki
kesimde de çikarlan vardi. Petrolde dünyamn en büyük ithal Ye tüketici ülkesi oldugu gibi pet-
rol üretiminde de dünyamn ikinci en büyük ülkesiydi. Finans sisteminin çogunun yazglS1 pet-
rol fiyatlarmm yüksek olacagt varsaylmma dayandinlmtytt. Suhalde, karar vermeye zorlande
gindaBirlegikDevletler hangi taraftayer alacakti? OPECkota sistemi 1984'te daha da kesinti-
ye gitti; buna karym yeni sistem yine de Çahimlyordu. OPEC kaynakh olmayan üretimse büyü-
mesini sürdürüyordu. Kömür, nükleer enerii ve dogal gaz, pazarda pefolün yerini aldi. Konser-
vasyon talebiküçülmeye devam etti. OPEC'll ihracatçilar kazançlarmm küçülüp yok oldugunu
gördüklerindenaralannda aç1kça
"kota
sahtekârligt" yaptilar Ye arbk bu kaçmilmaz oldu. Bek-
ledikleri kazanci fíyatla elde edemedikleri zaman, bu defa hacimde indirim yap1yor,mah eksik
satarak kazanct bu yolla elde ediyorlardt OPEC, bir kizginhk amnda, kotanm yasal ve kuralla-
ra uygun olarakdüzenlenmesi için uluslararasi bir muhasebe servisi kurmugtu. Öncemuhase-
be personeline fatura, sevk figi ve benzer evrakt inceleme yetkisi vaat edildigt halde sonradan
OPEC buna izin vermemigtir. Öyleki OPEC'e bagli bazi ülkelere girigtebile personel büyük
zorluk çekmigtir.
OPEC'le ilglli her türlü evraki incelemeleri ise kesinlikle yasaklanmigtL O günlerde, ihra-
catçilarm çogu kotalarla ve durgun petrolticaretiylebag edebilmek için takas ve kargilikli ticare-
te yöneldilen Dünya pazannda agtn petrol kargihglÍÍyatl daha da yukan çekecek silah, uçak ve
sanayi mall almayiyegledler.

697
Yüksek mi, Dügük mü?
Piyasa gücünekarpi koymak hiç de kolay olmamigti. Ìngiltere'nin ÍççiPartisihükümeti 1970'ler-
de ÍngilizMilli Petrol Sirketi'ni kurdu ve bu girketiKuzey Denizi petrol ve gaz rezervlerinden
gelen hisselerin idareslyle görevlendirdi. pirket,hisseleri tutan bir depo gibi çallgacaktL Sirkete
bundan bagka ticaretle ilgili bir görev daha verilmigti. Kuzey Denizi üreticilerden gün bayma 1,3
milyon varili geçmemeküzere petrol alacak, sonra bu petrolü rafinericilere satacakti.Böylece
BNOCpetrolün alim satim fiyatml kendisi kararlagtirmigolarak, dünya petrol pazarmda önemli
bir flyat tespit rolü yüklenmig oldu. Ne var ki petrol flyatinm dügmesiyle BNOC rahatsiz bir ko-
numa dügecekti. Kuzey Denizioperatörlerinden belirli bir flyat üzerinden günde bir milyar va-
rilden çok petrol satm ahyor, sonra ayni petrolü daha dügük flyatla satmak zorunda kallyordu!
Sonuçta.hemBNOC hem de IngilizHazinesi çok büyük kayba ugruyordu. Whitehall mensubu
bir yetkilinin sözleriyle, "Bu hazine için gerçekten çok aci bir geydi.Kamu sektöründe bir girket

- (BNOC) petrolü 28,65 dolara alsm ve sonra da bunu daha apagtbir flyatla satsm! Bu onlara
bü-
yük, çok büyük act veriyordu, herkes bundan emin olmahyd11"Bu konuda en büyük eleptiri biz-
zat Margaret Thatcher'den gelmigtir.Prensip olarak Thatcher devlete ait girketlerden hiçbir za-
man hoglanmamigtir. Kendisi bu konuda
"serbest
piyasa" yanlislydi ve hükümetin müdahalesine
de kesinlikle karç1yd1.Politik platformda devlet igletmelerinin özelleptirilmesi kendisi için her
zaman temel dürtü olmuytur. Margaret Thatcher güvenlik açisindan da BNOC'u yerinde tut-
mak için bir sebep görmediginden 1985 ilkbaharmda gözünü kirpmadan pirketi lagvetti. Bu ha-
reketle Ingilterehükümeti petrol igine dogrudan içtirakçi durumundan ç1km1çti. BNOC'un lag-
viyla OPECflyatina verilen desteklerden önemli biri daha kaldmlmig oldu. Bu, pazar için.yeni
bir zafer demekti.
Petrol sanayiinde genel görüg, fiyatm birkaç dolar dügebilecegi, ancak 1980'lerin sonuna
dogru veya 1990'lann bagmda toparlanacagtve yeniden yükselecegi yönündeydi. Ne var ki ge-
ligme bu yönde olmamlytir. Talebin zayillamasi, arz kapasitesinin büyümesi, meta pazanna ka-
ylg, hepsi bir araya gelmig, Çokdaha büyük bir güçle geligmeyi ters yöne, apagidogru çevirmigti.
Ancak bu nereye kadar gidebilirdi?

OPEC'in Çikmazi
Büyüyor
1980'ler ortasmda OPEC çok kritik bir seçim yapmak zorunda kaldt. Önündetercih etmesi ge-
reken iki seçenek vard1. Birincl seçenek petrol flyatim dügürmekti. Ancak bunun yapilmasi ha-
linde bu dügüç hangi noktaya kadar devam edecek ve nerede duracakti? Íkinciseçenekse, flyat-
lari yukan çekmekti.Ancak bu defa OPEC kaynakli olmayan petrol, birbiriyle yangan enerji kay-
naklari ve konservasyon onun tuttugu gemsiyenin altma siginacak, orada kendisine giderek kü-
çülen pazarda bir hisse kapmaya çaligacakt1. SonundaOPEC'ten daha çok petrol gelecek ve igler
daha kötüye gidecekti. Ïran-Irak Savaginm devam etmesine kargin bu iki kavgaci ülkenin ihraca-
ti glderek iyilegmekteydi. Gözünü daha büyük kazançlara dikmig aç durumdaki Nijerya üretimi-
ni artirmig ve bir süre "ÖnceNijerya" politikasi güderekthracatimazamiye çikarmay1hedelle-
migti.
Sik sik oldugu gibi bu defa da Sundiler'e çok gey dügmügtü, her ey onlara bagliydi.
1983'te Suudi Arabistan göre üretici" görevini yüklenmig, OPEC flyatmi destekle-
"duruma

mek için gerektiginde üretimini ona göre ayarlamigt1.Ancak 1985 yllmda masrallar, öteki üre-
ticileregöre çok artmigti. Fiyat destekleme kavrami gimditek bir anlam.ifade edlyordu. Verim-
de büyük bír dügüg, pazar paymda kapsamli bir kayip ve kazançlarda uçsuz bucaksiz gerileme.
1981'de Suudi Arabistan'm en yüksek kazanç noktasi 119 milyar dolar olmugken, 1984'te
bu, 36 milyar dolara dügmügtü ve görünüge göre daha da dügüp, 1985'te 26 milyar dolara

698
inecekti. Su ara, diger ihracatçilar gibi Suudi Arabistari da büyük bir harcama ve geligtirme
programma girigmigve gimdi bu durumun dramatik bir kesintlye ugramasi gerekmigti.Ülke-
nin büyük bütçe açigi vardi; ayrica yabanci rezervler dügüge geçoi§ti. Durumun son derece is-
tikrarsizolugu nedeniyle devlet bütçesinin kötü durumu resmen aç1klanamlyor,sürekli ertele-
niyordu.
Piyasanm kaybediligi bagka bir sonuç daha dogurmuytu, Bu yüzden Suudi Arabistan dünya
sahnesinde daha mariinal bir rol yüklenmigti. Siyasietkinlik ve sayginhktaki hizli dügüç agmma-
yi pekigtirmig, iran-lrakSavaginm bölgeyi tehdit ettigi ve Ayetullah Humeyni'ninSuudiArabis-
tan'a yüklendígi bir dönemde, bu, kralligm güvence politikasina ters dü mügtü. Pazarda olugan
dramatik kayip Suudi Arabistan'm Ortadogu politikasmdakiVe Arap-istail anlagmazligi ve bat1h
sanayi ülkeleri üzerindeki etkinligini zayiflatiyordu. "Petro] gücü" kavrami anlammi kaybetmek-
teydi. Suudi televizyonunda Yamani görügünü göyleaçiklamigti: "Prensip olarakekonomi ile po-
litika arasma bir çizgi çekmeliyiz. Diger bir deyigle, siyasi kararlar ekonomik gerçeklerlve yasa-
lari etkilememelidir. Ancak ham petrol politik bir güçtür ve hig kimse Arap dünyasinin 1973'te-
ki politik gücünün petrole dayandigim ve bu gücün petrol sayesinde 1973'te doruga ulagtigim
yadsiyamaz, Bugün istirap içindeyiz ve bu petrole dayall Arap politik gücünün zayif olugundan
ileri gelmektedir.Ortada bazi gerçekler vardir ve bunlan sokaktaki adam da biliyor."
Suudiler öteki OPEC ülkelerine ve OPEC kaynakli olmayan üreticilere birbiri ardmdan
uyan göndererek, pazar paymdan vazgeçmeyecegini bildirdi. Diger OPEC ülkelerinin kota ihlal-
lerine, üretimi devam11 artirmalanna sonsuza dek gözyumamazdi.Artik Suudi Arabistan'a õz-
verili üretici olarak fazla güvenmemeliydiler. Suudi Arabistan gerekirsepazan petrol yagmuruna
tutmaya muktedírdi. Acaba Yamani bu uyarilan ciddi bir tehdit olarak mi söylemigti?. Sözleri ni-
yetininbir igareti miydi? Yoksa tüm bu sözler sirf blöf olarak, korkutma amaclyla mi sarf edilmig-
ti? Yine de her ne amaçla söylenmíçse de, hiçbir deglçiklikyapilmamasi halinde, mantiki olarak
Suudiler'in üretimi dügecek, ihraç pazarlan tümüyleyok olduguna göre günde bir milyon varile,
belki de daha apaglyainecekti. Ülkeninkimlik ve etkinligi temelde petrolle tanimlandigmagöre,
bu kogullar altmda Suudi Arabistan dünya sahnesinden silinip kaybolmaya mahkûm olacak, ar-
tik eski Suudi Arabistan olamayacakti.

Pazar Pay1
1985 Haziram'nda OPEC'll bakanlar Suudi Arabistan'da Taif'te bir araya geldiler. Yamani onlara
Kral Fahd tarafmdankaleme almmig bir eleptiri mektubu okudu. Mektupta öteld OPECülkeleri-
nin uyguladigi sahtekârkk ve indirim sert bir dille elegtiriliyor, buntarm "Suudi Arabistan'a bü-
yük zarar verdigi, pazar kaybma neden oldugu" ifade edillyordu. Suudi Arabistan böyle bir du-
ruma sonsuza dek tahammüledemezdi. Kral mektupta "Eger üye ülkeler diledikleri gibi hareket
ederse, istediklerini yapmakta serbesttirler.Bu takdirde Suudi Arabistan'm da kendi ç1karlanm
gözetecegi kugkusuzdur" diyordu. .

Mektubun okunmasi tamamlandiktansonra, Nijerya petrol bakam görügünü bildirerek


"bu
degerli mesajin artik geçerli olmaktan ç1ktigm1 ümid ettigtni" söyledi. Ancak aradan birkaç
hafta geçmig, mesajm hâlâ geçerlí oldugunu gösteren bazi igaretler belírmigti. Suudi Arabistan
petrolü büyük dügüg göstermig,günde 2,2 milyon varile kadar inmigti. Bu, ülkenin kota düzeyl-
nin yansma ve SuudiArabistan'm beg yll önceki üretiminin begte birinden biraz fazlasma egitti.
Suudiler BirlegikDevletler'e yaptigt ve 1979'da günde l,4 milyona kadar çikan ihacatmi da kis-
mig, 1985 Hazirani'nda günde sadece 26.000 varile indirmigti; aslmda buna ihracat bile dene-
mezdi.
1985 yazmda zaman zaman SuudiArabistan üretimi Kuzey Denizi Íngílizüretiminin dahi
altina dü tü. Bu, Suudiler'in OPEC'll ülkelere oynadigt son oyundur. Suudiler bunu yapmakla fi-

699
böylece daha çok petrol üretecegini varsaymiglardt Öte
yati desteklemig oldular. Ingilizler'in
yandan BagbakanThatcher petrol flyatlannm yüksekveya dügük olmasmi umursamadan bu ko-
sürdürüyordu. Irak ihraç kapasitesini
nuda ilgisiz davranlyor, serbest piyasaya olan baglihŠlnl
onarmaya baglam14ti.Bu arada bir yandan da boru hatlarim genigletiyor,bazilan Suudi Arabis-
tan'dan geçen yeni boru hatlan yaplyordu. Ortada bir gerçekvardi. lrak, petrol üretimini artir-
migti ve mutlakaçok yak1nda Irak'tan pazara dogru büyük bir petrol aktml olacak, güncel du-
rumda dahi petrole bogulmuy .olan pazar büsbütün petrol saldirisinaugrayacakt1. Durum çok
kritikti. Mutlaka birilerinin özveri yapmasi gerekiyordu ve 1970'lerde oldugu gibi bu özveriyi
omuzlayacakti, ancak bu defa özveri ters yände geligmigtir.Yine de ortada bir sorun var-
"flyat"

dl. Fiyat daha ne kadar dügebilirdi?


JohnD. Rockefeller'in geçmigte kalan hayali sankibir ker daha canlanmigti.O ve onun dö-
nemindeld fiyat savagimn gölgesi yeniden ortaliga egemen olmugtu. Hatirlanacagi gibi Rockefel-
ler ve arkadaylari on dokuzuncu yüzy1l sonu, yirminci yüzyil bagmda rakiplerine savaçaçmig,
pazara petrol yagdmp fiyati indirmek suretiyle onlan güzel terletmigti."Bu durum kargism-
"bir

da rakipleri iki alternatiften birini seçmek zorunda birakilmigtL Standard Oil kurallanm kabul et-
mek ve bunlara uymak veya kabul etmeyip uymamak ve böylece Stardard Oil'in kalici gücün-
den yoksun olarak petrolcülükten diglanmak veya bagka bir girketinagma dügmek. Sunubellrt-
mek gerekir ki, güncel kogullar, 1980'liyillarm kogullanadan bir bakima çok farkli, bir balama
ise pek farkh degildi. O günkü glbi pimdi de güzel terletme"konusu gündeme gelmigti.
"bir

Bu agamayt izleyen günlerde Suudiler stratejilerini degigtirdi; fiyat savunma yerine petrol
hacmini savunarak kendi istedikleri düzeyde üretime geçtiler ve bunu gergekleptirmede son de-
rece güçlü bir silah kullandilar. Bundan böyle Aramco'lu ortaklarla ve anahtar durumundaki pa-
zarlarda stratejik noktalara yerlegmig petrol girketleriyleanlagma yaparken, net haz üzerinden
anlaçacaklardt Bu anlagmalara göre Suudi Arabistan'a rafinericiden geçmigürünün pazar yerin-
deki kazancma göre ödeme yap11acakt1. Rafinericlye ise önceden belirlenmig bir rakam üzerin-
den, diyelim varil bagma 2 dolar bir kazanç garanti ediliyordu. Ürününfinal satigflyati ister 29
dolar veya 19 dolar, ister 9 dolar olsun rafinerici bu 2 dolan mutlakaalacakti. Satig.flyatmin geri
kalam muhtelif masraflar dügüldükten sonra Suudiler'in olacaktL Rafinericinin kârt pegin olarak
sakli tutulacak,böylece satig noktasma gelindiginde daha yüksek fiyat için birtakim girigimlerde
bulunmast önlenmig olacakti. Rafinericiden sadece elinden geldigince çok ürün isteniyordu. Ra-
finerici, fiyat ne olursa olsun her ekstra varilin kendisi için yeni bir 2 dolarlik kâr oldugunun bi-
lincindeydi. Ne var ki, petrol hacminin artmasi, öte yandan satig fiyatmm umursanmamasiflyat-
larin dügmesi için iyi bir reçete idi. Kendi açilarmdan Suudiler, flyatlann dügürülmesi nedeniyle
ugradiklari kaybt telafiedecekleri ümidindeydiler. Zamani gelince bunu üretim hacmini yüksel-
terek yapacaklardi. Yinede Suudiler fazla uzlagmaz davranmamaya özen göstermigtir.Tek amaç-
lan eski kota düzeylerini yeniden kazanmakti; bunun õtesinde hiçbir istekleri yoktu. Yeni net
ba2 anlagmalan geregince üretilecek petrol hacmi üzerinde limiti belirlemiglerdi. Böyle davran-
makla, OPECüyelerine oldugu kadar OPECüyesi olmayan ülkelere de yeni politikalanm aç1kla-
mig, bundan böyle sahtekârlik yapmalanna, kendilerine ait pazar paymi çalmalanna göz yum-
mayacaklarmi göstermigoldular.
1985 yazmdaYamani,Aramco ortaklanndan üst düzey bir yetkiliyi telefonlaarad1. Tele-
fonda Aramco'lu yetkiliye gunlan söyledi: Animsadigma göre Aramco'luyetkili bir süre önce
kendisine, fíyatin digerlerinden ucuz olmasi halinde Suudi Arabístan'dan petrol alabilecegini
söylemigti ve gimdide durum aynen buydu. Aramco'lu yetkiliagustosta back" kogullarmi
"net

görügmek için Londra'ya uçtu. "Fiyat ötekilerden ocuz gibi görünüyor" diyerek imzayi atti.
Aramco digmda kalan öteki bazi girketler de kontrati uygun bularak aym geyiyaptilar.
"Net back" denilen kontrat tipinde Suudi flyati olarak verilen resmi bir fiyat yoktu. Bu,
bundan böyle, resmi bir OPEC petrol flyati olmayacagi anlammdaydi. 1985 ylh Eylül sonu,

700
Ekim ayi bagmda globalpiyasada bir söylenti yayllmaya baglayacak,bu yüzden tedirginlikve en-
dige durumu büsbütün attacaktL SöylentiSuudiler'in
"net
back" anlagmalarlyla ilgilidir. Genel
kamya göre bu anlagmalarla Suudiler kendilerini bir pazar pay1stratejisine baglamigti.Bu neden-
le öteki ihracatçllar da ayni yolu izlediter. Ancak ihracatglarm bunu yapmadaki amact farklidir.
Onlar bunu salt rekabet amaclyla, kendi Oz savunmalan íçin yapmiglardl. Sonuçta, "net
back"
anlagmalar kisa sürede yaygmlagti.Petrolcülükte uzun yillar sikinti içinde kivranan inige geçmig
igyerleri için bu Tanr1'nm lütfettigi bir gansti. Çünkü bu igyerleri, 1970'líylllardan beri rafinerici-
lik için gereksinimleriolan parayibir türlü bulamamiglardt ve gimdibu durum onlara bu gansi
vermigti.
Acaba güncel fiyat pimdiyeni bir dügügün igareti miydi?Ihracatçilarm çogu bunun böyle
oldugu kanismi tagiyordu,ancak dügügün varil bagma 18-20 dolann altmda olacagma ihtimal
verilmiyordu. Bu düzeyin altma dügmesi halinde Kuzey Denizi'nden alman üretim ekonomik
olmaktan çikardi.Ancak bu konuda yamlmiglardi. ÇünküKuzey Denizi'nde vergi oranlan çok
yüksekti. Sözgelimi Ninian denen bir yatakta petrol flyatinda olugacak 20 veya 10 dolarlik bir
dügüy girketlere sadece 8 sente mal oluyordu.Bundan daha büyük kayba ugrayan, kiralann ço-
gunualan ÍngilizHazinesi idi. Ninian'da gerçek igletme masrafipetrol ç1karmadanakit harcama
varil bagma sadece 6 dolardi. Bu nedenle bu düzeyin üstünde seyreden herhangi bir flyatta üre-
timi kesmek için ortada bir sebepyoktu. Aynca i§letmeleri geçici olarak kapatmak çok pahaliya
mal oldugu ve birtakim komplikasyonlara yol açttgt için flyat 6 dolarm altma dügse bile bu her-
halde kolayca yapilamayacak, ilgililer bu konuda tereddütgösterecekti.O stralar Chevron baska-
ni olan GeorgeKeller'in sözleriyle Ðu düzeyin altma hiç inmedi. Inmesimantik kurallanna ters
dügerdi."
1985 Kasim bagmda, kigm yaklagmaslylaWest Texas Intermediate vadeli pazar flyatlan
yükselme egilimine girdi ve fiyati çökertme tehdidi igareti vererek 20 Kasim 1985'te Nymex'te
o güne kadar hiç rastlanmamig bir noktaya,31,75 dolara ulagtL Birçok kigi bu konuda Suudi-
ler'in söylediklerine inanmadiklan için bu çok gaç1rtic1olmugtur. Herkes Suudiler'inbu sözleri
OPECülkelerine uyan yapmak, onlari korkutarak disiplini saglamakíçin sarf ettigine inanmigtl.
Kasimdaki fiyat artigmi izleyen ilk on gün geçtikten sonra OPEC bir toplanti daha yapt1.
Suudi Arabistan, o güne kadar davramplanyla öteki OPEC ülkelerine kargi, pazar payl konusun-
da savag açmig görünümündeydi. Simdi ise Suudi Arabistan dahil OPEC grubu bir bütün olarak,
kaybedilmig pazarlan geri almak için OPEC'li olmayan üyelere savag açtiklanni duyuruyordu.
Toplantidan sonra yayimlanan bildiri yeni bir formül içermigti. OPECartik flyatt koruma fonksi-
yonunu birakmigtL Simdiki hedefi
"dünya
petrol pazannda, üye ülkeler için yeterli geliri sagla-
yacak adil bir pay saglamak ve bu pay1korumak" olacaktL
Yine de dügünmek gerekir:Acaba bu sözler ne dereceye kadar ciddiye almmigti?Nitekim,
9 Aralik'ta, OPEC üyesi bir ülkenin plan üfeticileri, gelecek hakkinda konugmalar yaparken, bil-
dirinin metni toplantiodasina getirildiginde, umursamazcasina göylesöyleyecekti; "Oh, yine mi
OPEC kig bildirilerinden biri geliyor!"
Ílerigünlerde fiyat sistemi bir kez daha gökmeyebagladL

ÜçüncüPetrol Soku
Üçüncükez yaçanan petrol gokuen az 1973-74ve 1979-81 krizleri kadar yikicive dramatik ol-
muytur. West Texas Intermediafe 1985 Kasim sonundaki varil bagma 31,75 dolar olan flyati, he-
men birkaç ay içinde aniden 10 dolar attirmca sonuç üçüncü bir kriz oldu. IranKörfezi kaynak-
li kargolarm bazist varil bagma 6 dolar dolaymda satildt Daha önce yaganan iki krizde arzdaki
marjinal kayip ve tahribat flyatlan göklere firlatmaya yetmigti. Üçüncügoktada hacimdeki ger-
gek varyasyon mariinal oldu. 1986'nm ilk dört aymda OPEC üretimi gündeortalama 17,8 mil-

701
yon varildi. Diger bir deylgle 1985 üretiminin sadece yüzde 9 kadar üstündeydi ve aslmda,
1983 kotaslyla yaklagik aym düzeydeydi. Topyekün olarak ahmrsa,ekstra üretim özgür dünya
toplam üretim arzmm yüzde 3'ünün çok az üstündedir! Yine de bu artig, pazar payma verilen
artipla bir araya geldiginde fiyatlan indirmeye yettnigti; hem de sadece birkaç ay öncesine kiyas-
la hayal bile edilemeyecek kadar apagilaraçekmigti.
Bu gerçektentam anlamiyla ÜçüncüPetrol Soku'ydu, ancak sonuçlan itibariyle aksi yönde
olugmuytur. Su goktabirdirbir oyununu oynayanlar saticilar degil alic11arolmugtur. Her biri en
dügük fiyatt yakalamak için bir digerinin üstünden siçraylp atlamigtir.Aligilmamigbu durum, so-
nunda bir kez daha güvenlik konusunu gündeme getirdi. Ancak bu defa farkli boyutlarda. Gü-
venlik konusu bir anlamda petrol ihracatçilarinm güvenlig için, bagka bir deyigle pazarlara ga-
rantili olarak girmesi için ele almmigtir..Builk bakigta yeni gibigörünebilirsede aslmda 1950'ler
ve 1960'larda petrol ihraç eden ülkeleri yogun rekabete sokan, Juan Pablo Pérez Alfonzo'yu
OPEC toplantisi için Kahire'ye gitmesindenönce Birlegik Devletler'de garantili pazar aramaya
sevk eden güvenceden tarkh bir geydegildir. Tüketiciler açismdan pazarda pay almak için yape
lan dövüg her geyden önemliydi. Bunun yamnda 1970'lerde petrolün güvenligi için gösterilen
onca çaba fazla bir geyifade etmiyordu. Ancak yine de akillarda gu soru vardi: Acaba gelecekte
durum ne olacakti? Ucuza ithal edilen petrol, son on üç sene içinde onca emekle kazanilan
enerji güvencesini alaçagteder miydi?
Ciddiolan sorun sadece flyatlarm çökmesinden ileri gelmiyordu; ayni zamanda kontrolden
de çikmigtL Petrol tarihindeilk ola'rak,görünürdeflyati saptayan bir yapi yoktu. OPEC resmi fi-
yati olarak gösterilecek bir fiyat dahi yoktu. Hiç degilse geçici bir süre için de olsa, kontrol paza-
nn eline geçmigti.Fiyat bundan böyle OPEC ülkelerince, birbiri ardma yapilan çatigmahgörüg-
meler yoluyla degl, binlerce ve binierce bireysel görügmeleryol yla saptanacakt1. Ihracatçilar
pazara bu kadar siki sile baglandikça ve bunlan yeni bagtan kazanmak için bu kadar mücadele
verdikçe, bunun sonu hiç gelmeyecekmig gibi gözüküyordu.'Bir yandan da net back anlagmalar,
spot anlagmalar, spotback anlagmalan, proses anlagmalan, o anlagma bu anlagma hepsi birden
gündeme girmig, sonsuza dek sürecege benziyordu. Mücadele sadece OPEC ile OPEC'li olma-
yanlar arasmda degil, 1985 Arahk ayi bildirisine ragmen, OPEC ülkeleri arasmda da bireysel ola-
rak yapihyor,ülkeler mügteri için birbirine sava; açiyordu. Çoksert geçen bu rekabet ortammda
konu dönüp dolapp karara baglandi ve pazarlara teminat olarak, bitbiri ardma sayisiz indirimler
yapild1. 1986 ortalarmda lrak Devlet Pazarlama Komisyonu bagkam "Her kargo için her üç ayda
bir sonu gelmezgörügmeler yapmaktan herkese b1kkmhk geldi. Ham petrol ihtacatçlsi adina Ça-
ligan tembel arabulucu da diger OPEC ülkelerinden daha dügük fiyata petrol satmtç olmak için
diganya sattigi petrolde flyat indirimine gitmíçtir" demigti. Fiyat çökügüne neden olan aslmda
netback geklinde veya daba bagka türde yapilan anlagmalardegil, daha temele dayali bazi ger-
çeklerdir. Bunlardan birincisi, pazara girmekisteyen petrol miktannm,bu petrolü alabilecek pa-
zar sayismdan çok daha fazla oluqu, ikincisi de artik düzenleyicilerin yani OPEC ve özellikle de
Suudi Arabistan'm bu içten ellerini çekitteleridir.
Petrol goku,dünyadaki tüm petrol ülkeleri üzerinde etkin olmug, bu ülkelerin hepsi bir ge-
kilde tepkilerinigõstermiglerdir.Acaba OPECde bir geyleryapacak miydi? Yapabilir miydi? Ör-
güt feci gekildeparçalara bölünmügtü. Iran,Cezayir ve Libya OPEC'inyeni ve çok daha dügük
bir kota uygulamasi ve böylece yeniden varil bagma 29 dolara dönmesi yanhslydt Üretimiyük-
sek olan ülkeler öncelikle Suudi Arabistan ve Kuveyt ise pazar paymdaki kaylplanm telafipegin-
deydiler. Yamani'ye gelince,o tüm hatalardan alicilari sorumlu tutuyor, büyük girket yöneticile-
rinden birine göylediyordu: "Ben hiçbir zaman hiç kimseye onun istemedigt bir varil petrol bile
satmig degilim." ßu ara OPECüyelerindenen önemli ikisi, Iran ve Irak, ölesiye çekigmelerini
sürdürüyor, aynca îran'm Arap thracatgilarakargi gösterdigi hasmane tavir tüm giddetiyle devam
ediyordu.

702
OPEC üyesi olmayan ülkeler ise kaybettikleri kazançlar yüzünden
epeyce aci çekti. Sonun-
da geç de olsa, OPEC'inuyanlanna daha ciddiyetlekulak verdiler ve "diyalog"
baglattilar.Mek-
sika, Misir, Umman, Malezya ve Angola 1986 OPEC toplantismagözlemciolarak katildi. Nor-
veç'in tutucu hükümeti ise baç]arigiçtaBati'nm bir üyesi oldugunu, bu nedenle OPEC'le yapilan
bir toplantlyakatilamayacagini beyan etti. Ancak, bu ülke gelirinin yüzde 20'si petrolden gel-
mekteydi ve hükümette bütçe açigi vard1. Neticede iktidardaki parti dügtü ve yerine muhalefet-
teki Igçi Partisi geçti.Yeni gelen Bagbakanhiç vakit kaybetmeden, Norveç'in petrol flyattm istik-
rara kavugturmak için gerekenadimlanatacagmi duyurdu. Yenihükümetin petrol bakani Vene-
dik'te, Zeki Yamani'nin yatma binerek petrol fiyatlannt görügmekiçin Yamani'yle bir
arayageldi.
Yine de, tümüyle ele almirsa OPECile OPEC'li olmayanlar arasmda çok birligi
"ter
az görüg saglana-
rak bir döküg süreci" bagladi ve 1986 ilkbahar1 boyunca sürüp gitti.

Biraz Hareket
Petrol girketlerinin birçogu bu en son krize hazirhksiz yakalanmi ti. Bu girketlerin yöneticileri
OPEC'in kendi kazançlarmin büyük bir kismirn baltalayacak böyle saçma bir gey yapmayacagt
inancmdaydi. Içlerindenbirkaçi ise farkli görügteydi. Londra'da, Shell Sirketi'nde plancilar ger-
çekleri dikkatle incelemig ve sonuçta "OCS" Petrol Çöküg Senaryosu admda bir rapor hazirla-
migtl. Bu raporda, plancilar girketin üst düzey idarecilerinin raporu ciddiyetle ele almasmi, ken-
dileri ayni gärügteolmasa bile üzerinde tartiç1pnasil tepki göstereceklerini saptamalanm ve cid-
dí önlemler almmasmiisrarla önerdiler. Nitekim, sonunda en son göküç olan üçüncü gokpatlak
verdiginde, diger birçok petrol girketinin aksine, Thames Nehri'nin güney yakasmdaki Shell'de
görecelibir 80kûnet ve düzen egemen almustu. Buradaki idareciler, petrol b0lgelerindeki Shell
idarecileri gibinormal görevlerini yine günü gününe sanki evvelden
provasint yaptiklan bir sivil
savunma acil operasyonu gibi yürütmüglerdir.
Petrol endüstrisigenel olarakgerçegi kabullendikten sonra buna kargi çabuk ve kapsamb
önlem alml; ve harcamalan kismigtir.Amerika'da goktan en fazla zarar gören kesim igletme ve
üretím alanlan olmugtur. Petrol için en büyük harcamayt yapmig olan bu ülke aym zamanda
en
büyük düg kinkhgma ugrayan ülke olmugtur. Alaska'da, 2 milyar dolar harcanarak kazilan ve so-
nunda kuru çikanMukluk kuyusunu unutmak mümkün müydü? Bu olay henüz belleklerden si-
linmemigti. Bu nedenlerle Amerika'da girketlerharcamalann kisilmast öneristne esnek yaklagti-
lar ve uydular. Onca uzun görügmelerdenve geligmekte olan dünya hükümetleriyle yap11an
ayarlamalardan sonra, kazan11anikaybetmek, elde edilen karari tehlikeye atmak istemiyorlard1.
Tüketiciler de bu karardan memnundu. Petrol silentisminsüreldi olacagi korkusu artik söz
konusu olmaktan çikmigti.Yaçamastandartlari ve yagam stilleri artik güvencedeydi. Onca ylllik
sikintidan sonra petrol bir kez daha ucuzlamigti. Demekki klyamet kopacagi hakkindaki keha-
netler serap olup gitmigti.Petrol gücü denen geyinde zararsiz
ve bog bir tehdit oldugu ortaday-
di. Köpe baglarinda
"gaz
savay1"geklindegörülen ve 1950'ler ve 1960'larda ortadan kaybolan is-
tasyonlarbir kez daha ancak bu defa global
"petrol
savagi" halinde çok daha büyük çapta ortaya
çikmigti.Fiyatlar daha ne kadar apaglyainebilirdi? l986 ilkbaharmm ilk günlerindeasgaripetrol
fiyati BillyJack Mason admdaki benzin istasyoncusunun Texas, Austin'in kuzey yakasmdaki Ex-
xon benzin istasyonunda saptanacakt1. Billy Jack o gün bir galon petrolü siftr sente yani hiçbir
ücret almadan bedavaya satmigttr. Kuskusuz bu hiçbir gekildelurilmasi olanaksiz bir rekordu
ve
sonucu da tam bir kegmekeyolmugtur. Saat sabahm dokuzunda, benzin almak için strayagirmig
arabalaralti mil uzunlukta bir konvoy olugturdular. Kuyruktabekleyenlerin bir kismi çok uzak-
lardan, Waco'dan gelmigti.Bütün bu cogku kargisinda Billy Jacksadece
gunu söylemekle yetini-
yordu: "Yapmantz gereken tek gey birazcik hareketlilik gösterrnektir, o kadar." Ancak bir petrol
uzmant olarak kendisine gelecektepetrol flyation ne olacagi soruldugunda pu yamti vermigtir:

703
"Bu yurtdig1bir konudur. Araplarkendi flyatlarmi bir düzene sokmadikça bizim yapabilecegimiz
bir geyyoktur."
Diger bir kipi, sonradanTexas hemgerisi olmug BirlegikDevletler'in Bagkan YardimcistGe-
orge Bush da bunun, hiç degilse bir dereceye kadar Araplata bagli oldugu kamsmdaydi ve bu
konuda BillyJackMason'la fikir birlig içindeydi. Billy benzinini, galonu s1fitsentten sattigtstra-
da Bush yurtdigi bir görevle,petrol konusunu ve daha bagka konulart konu§mak için Ortado-
gu'yaharekete.hazirlamyordu. Fiyatçökügündençok daha evvelSuudi Arabistan ve Körfezdev-
letlerine ziyareti gündeminealmigtl.Ancak gimdi,Amerikan yurtiçipetrol ve gaz endüstrisi, ih-
racatçilar, tüketiciler,Amerika'nm müttefikleriagtz birligi etmigçesine aym soruyu soruyer ve
Bush da böyle bir günde gidiyordu. Soru guydt1:BirlegikDevletlerhükümeti fiyat çökügü konu-
sunda herhangi bir geyyapacak m1ydi?Gerek zamanlama ve konumu açismdan, gereksekendi
geçmigi yönünden, uluslararasiiligkilerin çok hassas noktada oldugu, Reagan yönetiminin ve
ABD politikasmm ç1kmazla bogugtugu böyle bir günde çözümiçin tüm gözler Bush'a çevrilmig
ti. Artik o Amerika'nm bir numarali adam1ydi.

George Bush
Birkaç yll sonra, 1989'da, Bagkanseçilipinin kutland1gl gece Bush gu sözleri söyleyecekti: "Bunu
göyle aç1klamakisterim: BirlepikDevletlerkendisine Bagkanolarak petrol ve gaz endüstrisinden
gelmig,bu igi bilen, hem de iyi bilen birini seçmigtir." Gerçektende, özellikle bagtmsiz çahyan
petrolcülerinçepitliriskle dolu, pazarlikla yaganan dünyalarim iyi biliyordu. Bu kipiler Birlegik
"nakavt"

Devletler'de igletmeciligin belkemigi olan ancak fiyat çöküglerinin s1rt üstü devirip et-
böyle bir dünyada geçoigtir.
tigi kipilerdir. IgteBush'un formasyonunu kazandigi ylllar da
1948'de Yale'den mezun olduktansonra Bush, WallStreet'te galigmayabagladi ve burada taban-
dan baglayarak edindigi birikimi kendi kamndan gelen patronunun, babasimn yamnda kazandi.
Babasi vaktiyle Connecticut'tan Senatör seçilmedenönce Brown Kardeç\eryamnda Harriman'm
ortagi olarak çaligmigti.Sonrabir gün, Procter and Gamble Sirketi'yle yaptigl ig konugmasmdan
bir sonuç almaymca, kirmizi renkli 1947 Studebaker arabasma atlayip Texas'a degru yollandi.
ÖnceOdessa'ya, sonra da Odessa yalonmdaki Midland'e gitti. AmmsanacagL üzere bu kente he-
"Batt Texas'm petrol bagkenti" denmigtir. Bush ige ta temelden,pompalama donam-
men sonra
petrol
mim boyayarak bagladl, sonra bir adim ilerleyerek seyyar satici oldu. Bu yaparken bir
igi
kuyusundan ötekine gidiyor, m'ügteriye ne çapta bir kaziya gereksinimi oldugunu, hangi tip ka-
yayi kazmakta oldugunu soruyordu. Daha sonra da mügteriden siparig altyordu.
Bush Doguluyduve bazilarmm deyimiyle asilzade kökenliydi. Ancak tipik bir asílzade ör-
negi oldugu söylenemez.Dogulular arasmda soylu bir gelenek vardir, geleceklerini Texas petro-
lüne baglarlar ve petrol íçin Texas'a giderler. Eu gelenek Megon allesiyle ve Spindletop'da Pew
üniversitelerin arl kovamn-
"ünlü

allesiyle baglamig,Fortune dergisinin bir vakitler belirttigi gibi


dan ogul vermesi gibi" sürüp gitmigtir.lçinde Bush'un da bulundugu bu zümre 11 Dünya Savagt
sonunda
"yalmzhga
terk edilmig bir Bati Texas petrol kasabasi" olan Midland'e inmigtL Bu grup
zenginler olarak" kendilerinden hiç beklenmeyen bir smit olugturmugtur. Bunlar dikka-
"çaligan

te ahnirsa, Midland'in en lyi erkek glyim magazasi Albert S. Kelly'de mügterilerinhemen aynen
Books Kardepler'deki gibi glydirilmesinin sirf bir rastlanti olmadigt kolayca anlagilir.
Bu küçük dünyada çok geçmeden Bush da kendi ifadesiyle hummasma" yakalana-
"petrol

cak; kendi gibi hirsh, para kazanmak sevdasmdaki genç arkadaylanyla ottakhk yapip, bagtmstz
bir petrol girketi kuracakti. Ortaklarmdanbiri sonradan durumu göyle özetlemi tir: "Íçimizden
biri petrolcülügü iyi billyordu, elinde gereken malzeme de vardi ve hepimiz para kazanmak pe-
ginde oldugumuzdan bu ige girigtik.O günlerde Midland'de yapilacak en iyi i; petrolcülüktü."
Sirket kurulduktan sonra sira iyi bir isim bulmaya gelmigti. Bunun hiç unutulmayacak, her za-

704
man hatirlanacak bir ad olmasmi istediler. Ortaklardan biri bu ismin telefonrehberinde kolayca
bulunmasi için A veya Z harfiyle baglayan bir isim olmastni önerdi. O stralarMidland sinemasin-
da Meksikab bir ihtilalcinin öyküsünü anlatan ve.bayrolünü Marlon Brando'nun oynadigi Viva
Zapata filmi gösterillyordu. Bu nedenle Bush ve arkadaylan pirketlerineZapata adini verdiler.
Sirkettekibagims12 petrolcülerinbeyin gücü Bush oldu. Çokkötü bir havada Kuzey Da-
kota'ya uçmaktan kaçinmayarak, kipilikleri pek de güven vermeyen, bazi çiftçilerden "royalty

interest" denilen igletme paylari toplamayaçaligt1.Mahkeme dosyalarmi didik didik edip yeni.
petrol keyiflerlyle ilgili maden haklanni kimin aldiginiögrenmeye çaligti
ve mümkün oldugun-
ca çabuk, az bir para karythginda bir kazi ekibi kurdu. Aynca Dogu'ya giderekoradaki yatirim-
cilardan para toplamayaçaligti. 1950'ler ortasinda, soguk bir kig sabahiWashington DC Union
Ìstasyonu yakmlarmda Washington Post yayimcisiEugene Meyer'le, Meyer'in limuzininin arka
koltugunda anlagma imzalayacak kadar bagari gösterdi. Önlemclarak Meyer bu anlagmaya da-
madini da dahil etmigtir. lleridekiyillarda Meyer, Bush için her zaman iyi bir yatirimci olmug
.
- ve bu konumu daima korumugtur. Acaba girigtikleri bu yeni igte Zapata ismi Bush ve ortaklari-
na yardimci olmuy muydu? Bush'un .ortaklanndan biri, Hugh Liedtke bu soruyu göyleyanitla-
migttr: "Bazimiz için yardimci oldu, bazimiz içinse tam tersine zararh oldu. Çabukdavramp
kärh yatinm yapmayi bagaran pay sahipleri Zapata'yl kahraman bir vatanperver gibi görürlerdi;
pazarin en tavamndakikipilerse, pazarm dügmesi üzerine Zapata'ya tam bir haydut gözüyle
bakm1;1ardir."
Sonuç olarak,ortaklar Zapata'yi ikiye böldüler. Bush bu igin denizagiri petrol servisíni üze-
rine aldt ve Meksika Körfezi'nde ve tüm dünyada, girketini denizaqin kazi ve üretim faallyetinde
dünyamn bir numarah liderlerinden biri yapt1. Bugün bile New Yorkborsac11arlZapata'nin Ho-
uston ofisine telefon edip gelecek birkaç saat içinde borsanin nasil geligecegíniögrenmek iste-
diklerinde, telefonunöbür ucunda Texas aksanli gençlerin degil GeorgeBush'un Yankee aksa-
niyla kargilagtiklan günleri animsamaktadir. Bush Zapata'da salt ECO göreviyle degil, aym za-
manda yatmmci iligkiler servisinde de görevli idi. Savagsonu yerli petrol endüstrisinin istikrar-
sizhkla dolu dönemlerine imzastra atmigttr. PetrolcüÌükfaallyetinin petrol fiyati kargisinda ne
denli hassas oldugunu görebilmigtir.Aynca bu faaliyetin, Ortadogu petrolünün toparlanmay1lla-
nnda, arasinda hiçbir köprü bulunmayan yabanc1rekabet kargismda, en azmdan 1959'da Eisen-
hower kota koyana kadar ne denli yara almaya müsait oldugunun bilincindeydi. Bush da bu ko-
nuda çok baçan11olmugtur. Öyleki Bush allesi yagadiklan Midland dolayma yüzme havuzu yap-
tirtan ilk aile olmugtur,
1960'larm ortalarindaBush artik yeteri kadar para yaptigi kanisma varmigti. Babasi on yil
süreyle senatörlük yaptigi için o da aym yola yöneldi. Politika ugruna petrolcülügü biraktL O
günlerde CumhuriyetçiParti Texas'ta yeni yeni faaliyete bagliyordu. Diger taraftanDemokratlar
da çok güçlüydü ve devlet üzerinde ezici baskilan vardi. Bu, Cumhuriyetçiler'in kargi karplya ol-
duklan birçok soruna bir yenisini ekledi. Ancak gelecegin CumhuriyetçiPartisi olmaya aday bu
partinin asil sorunu gelmekteydl. Öyleki, bir ara Bush kendisini agin sagci John Birch
"sag"dan

Dernegi'ne kargi savunmak zorunda bile kalmi tir. Kaympederi talihsiz kadm dergisi Redbo-
ok'un yaytmeisi oldugu için komünistlikle suçlanlyordu. Bush bu gerekçeyle Dernek tarafmdan
itham edilmigtir.
Bush ikinci agamada kasaba meclis bagkanligindan Kongre'ye seçildi. Kaluste Gülbetik-
yan'1n aksine Bush petrolcülükte kazandigi dostluklari elinden kaydiran bir adam degildi. O
günden baglayarak Midland'de kazandigi dostlari bugüne kadar kendisinin en yakm arkadaglari
olmuçtur. Houston'dan Kongre üyesi seçildigi için petrol endüstrisini zaman zaman savunmasi
gerekmigtir, ki Bush bunu kararhlikla yapmigtir. 1969 yllmda Richard Nixon, petrol ithalini kisit-
layan kota sistemini kaldirmay1dügündügü sirada, Bush araya girmig, Hazine Bakam David Ken-
nedy lle bir kisim petrolcünün Houston'daki kendi evinde bir araya gelip bu konuyu tartigmala-

705
ay1rdigi için tegekkür
nni istemigtir. O iy bittikten sonra Kennedy'ye yazarak bu toplantlyavakit
etmigtir. Mektubundayer verdigt satirlardan birkagmda göyleyazm1;t1: "Petrolcülere benim pet-
rol igi için ne denli terledigimi, adeta kan döküp öldügümü söylemenizi takdirle kargiliyorum.
Su sözleredayanarak Washington Post beni k1yastya,öldüresiye elegtirse de, hiç kugku yok, Ho-
uston açismdan yararliolacaktir." Ancak Bush meslek yagammda ilerleyip bir görevdenötekine
kogtuktan sonra BirlegmigMilletler Büyükelçiligi'nden Cumhuriyetçiler'in Milli Konsey Bagkan-
ligi'na getirilmigve bu görevi Watergateskandali s1rasindayapmigtir. Bu dönemde petrolcülüge
gündemdeilk stradayer vermesineolanak yoktu. Millí KonseyBagkanligt'ndan sonra Bush, Çin
Halk Cumhuriyeti'ndeBirlegikDevletler temsilciligineve sonra da CIA Bagkanligi'na getirilmig-
tir. Daha sonra dört yll süreyle Bagkanlik seçiminde Cumhuriyetçiler'iniktidara gelmesiiçin
kampanya yürütmüg ancak kampanyasi bagartsiz olmustur. 1980'de seçimlerde onu yenilglye
mate", yani ayni partiden seçimlere kat11an
"running

ugratan Ronald Reagan Bush'u kendisine


aday olarak seçtnig ve böylece ona BagkanYardimcthglyolunu açmigtir.
Enerjisorununu yönetiminin merkez noktasi yapmig olan JimmyCarter'm aksine, Ronald
-
Reagan enerjiye sadece bir ayrmti olarak yaklagmigti. Reagan enerji krizinin daha çok idareden,
Birlegik Devletlerhükümetinin yanlig yönetilmig politikasindan ileri geldigi görügündeydi. Ona
pazafa" dön-
"serbest

göre bunun çözümü hükümeti enerjisorunundan çekip almak ve yeniden


mekti. Nitekim Reagan kampanya s1rasmda,Alaska'da, Suudi Arabistan'dan daha çok petrol ol-
dugunu söylemigtir. Reagan idaresinin en öncelikle ele aldigL îglerden birí Carter idaresinin bag-
lattigt getrolflyatlarindaki kontrolü kaldirmayi hizlandirmak oldu. Yeni idare enerji konusunda
"sözde
ihmalkâr" bir tutum göstermig,bu davramqta dünya petrol pazannda olanlarkendisine
yardim etmigtir. Jimmy Carter için talihsizliksayllacakpetrol flyatlanmn yükselmesi olayi, Ro-
nald Reagan için aksinebir gansolayma dönügmügtür. Bunun nedeni, 198l'de yani fiyat.krizin-
den be§ yll.kadar önce Reagandaha BeyazSaray'a henüz tagmmigken,enflasyonaendeksli pet-
rol fiyat1;yükselme egilimindeki OPEC digi arz ve dügme egilimindekitalep kargismda gerçek
kayma egiliminegirmíçtl.Gerçek flyatta olugan dügüg enerjiyi egemen konu olmaktan çikar-
makla kalmadi, Reaganyönetiminin iki temel bagarisi olan ekonomininyeniden büyümesine ve
enflasyonun dügürülmesine de yardimct oldu. "Serbestpazar" yaklagimmmbir çeligki üzerine
kuruldugunu burada belirtmekte yarar vardtr. OPEC petrol flyatimn büyük ve aym hizla dügme-
sini önlemíç ve böylece Birle§ikDevletler'de ve bagka yerlerde konservasyon ve eneriide geligme
için gerekli.olan itici güçleri saglamigtir.Ancak bu çeligki 1986 flyat krizine kadar g0zlerden
uzak kalml; ve bir sorun yaratmamigtir.
O yll üstünde pek durulmayan, kendi haline birakilan konu, OPECGenelSekreterVekili
rekabet" konusuydt1. Bunun sonuçlanAmerikanpet-
"klyas1ya

Fadhil Al Chalabi'nin sözleriyle


rol sanayii için tam bir felaket olmuqtur.Rekabetinserbest biralolmasiyla etrafa korku saçan
manzaralar görülmeyebagladi. Hisse senetlerininsatig emirleri inanilmaz bir hizla artmaya bag-
lad1. Ne kadar petrol yatagi varsa, hepsinde kazilar durduruldu. Güneybatibölgesi ekonomik
depresyonda oldugu íçin saghksizpara yapisi depteme ugramiqçasina sarsilmayabagladt. Aynca,
flyatlarm böyle dügük düzeyde kalmasi daha bagka sorunlarada yol açacaga benziyordu. Bu tak-
dirde Birlegik Devletler'de petrol talebi yüksélecek, yurtiçi üretim azalacak, ülkeye yeniden '

faktörleri" oldugunda, daha bagka


"pazar

1970'lerdekigibiithal petrol akacakti. Belki de, konu


olaylar da yaçanacakt1. Ne var ki olaylar bu yönü iziedignde BirlegikDevletler'in elinde artik bu
güçlü faktörlere kargt yapacak pek bir geyyoktu. Bir olasihk ithal vergisi koymak ve böylece yer-
li enerli üretiminin korunmasi ve konservasyon için itici güç saglanmasma olanaktammakt1.
1986yllmdaithal vergisi için birçok kaynaktan pek çok öneri yapilmigsada bunlann hiçbiri Ro-
nald Reagan yönetiminden gelmemigtir. Üzerindedügünülen diger bir seçenek de OPEC'i zor
yoluyla hareketini toparlamayazorlamakti. Bu agamada Bush'un o güne kadar petrolle ilgili gö-
rünmekten kaçmdigt, ilgisini açikçave resmen göstermedig sürecin sona erdigini görürüz. Re-

706
agan yönetimindepetrol konusunu Suudiler kargisinda Bush'tan daha iyi tartigacak,uzun biriki-
mine dayanarak konuyu en fyi gekildesavunacak ondan bagka kim vardi?

Dogru Yolda Oldugumu Biliyorum


Ilk planlamayagöre Bush hiç bitmeyecekmig gibigörünen Íran-Irak Savagigünlerinde franKör-
fezi'ne tek bir amaç için, bölgedeki ihmh Arap devletlerine Birlegik Devletler'in destek verdigini
bildirmek ve bunun üzerine basa basa vurgulamak için gidecekti.Ancak Suudi Arabistan'a ka-
dar gidipde petrol konusunu ele almamak mümkün müydü? Özellikle de petrol flyatmm varil
bagma on dolarm altina dügtügü böyle bir günde. Simdi her geytersine mi dönmügtü? 1970'ler-
de Amerikah üst düzey yetkililerden bir ekip Riyad'a gitmig, Suudiler'in flyatlan dügük tutmala-
nm istemigti. Simdi1986'da BirlegikDevletler Bagkan YardimcisiSuudi Arabistan'a gidlyor, bu
defa Suudiler'denpetrol flyatim çikarmasmi istiyordu.
Hiç kugku yok ki Bush durumun çok kritik oldugunun bilincindeydi. Texas'taki kogullar
onun petrolcülük yaptigt günlerdekikopullara kiyasla çok kötülemigti. Bu yetmiyormuy gibi ken-
di seçim bölgesi olan Güneydogu'dan, özellikle de Texas'tan yogun elestiriler allyordu. Petrol
konusundaReagan yönetimi içinde kayg111olan bagkalari da vard1. Bunlardan biri Enerii Bakam
olan John Harrington'dut Harrington durumun ciddlyetini kavramig, petrol flyatlarmdaki dügü-
ün milli güvenligitehlikeyesokacak boyutlara ulagtlgLnl söyleyerek yönetimi uyarmigttr. Ne var
ki Reagan yönetimi içinde Bush ve Harrington azmlikolarak kalm14ttrve bu ikisinden bagka hiç
kimse onlarin görügünüpaylagmamigtir.
1986 Nisan ay1baç1nda,yolculuga ç1kigmdanbir gece Once Bush Suudiler'i yola getirmek
için tüm ikna gücünü seferber edecegini, söyledi. "Kendi iç ç1karlariaç1smdan dolay1slyla
ve
milli güvenlik aç1smdan fiyatt yükseltmenin önemine deginecegini, istikrar konusundan söz et-
menin de yararli olacagim, ancak konuya tepeden inme girmenin sakmcah olacagtm, bunun
paragütü olmayan bir paragütçünün havadan atlamasma benzeyecegini" söyledi.Aslmda o da,
Reagan yönetiminin benimsedigi merkezi serbest pazar fikrine kargi degildi. Agzmdanhiç dü-
ürmedigi cümle guydu:"Tek çözüm pazardtr, evet sadece pazardir; birakahm pazar gücü igle-
vini yapsiti!" Ancak burada gunu da söylemekten geri kalmlyordu: ¶una inanlyorum ve her
zaman da inanmigimdir ki, güçlü bir AIšD yerli sanayii milli güvenlik açismdan ve bu ülkenin
yagamsal çikarlart açismdan yarar11olacaktir." Bu sözlerlyle Bush açikça pazardaki güçlerinfaz-
la ileri gittigini söylemek istemi§tir. Bu sözler Beyaz Saray tarafmdançarçabuktekzipedilmigtir.
Reagan'm sözcüsü bu konuda pu beyanati vermigti: "Fiyat istikrar konusuna en iyl yaklagim
serbest pazara iglevini yapmak imkâm tanimaktir."Beyaz Saray,üzerine basa basa Bush'un
Kral Fahd'a flyat düzeyini politikacilann degil, piyasa güçlerinin saptadigim anlatacagim vurgu-
lamigtl.
Bush'un ilk duragt Riyad oldu. Burada BirlepikDevletler'in yeni elçilik binasmin açillgmi
yaptL Daha sonra, bazi bakanlarm ve ¥amani'nin de katildigt bir akgam yemeglnde konu dönüp
dolagip dogal olarak petrole gelmig, bir ara Bush, flyatlann çok dügük kalmasi halinde bunun
BirlegikDevletler Kongresi'nde baski yaratacagni, yeni bir verglye yol açacagim, bu basklya kar-
gi koymanin giderekgüçlegeceginisöyleyecekti. SuudilerBush'un üstünde fazla durmayarak be-
lirttigi bu görügü fazlastylaciddiye aldilar. Bagkan Yardimcist'nirl ikinci duragt dogu bölgesindeki
Dahran oldu. Bu kentte Kral'in geçici olarak ikametgâht vard1.Amerikalilar'a Kral'in Dogu'daki
saraymdamuhtegem bir ziyafet verildi. Yemek servisini kemerlerinde kil1ç ve tabanca taglyan,
gögsünde çaprazlama figek bulunan garsonlar yapm1çtl. Neyse ki tüfeklerduvara dayall birakil-
mig, içeri almmamigt1.Hiç kuçkusuz Amerikan GizliServisi bu yürden derin bir nefes almlytir.
Ertesigün için Bush ve Kral arasmda bir bulugma kararlagmigti. Ancak o akgam yemekten
sonra Amerikahlar'a, franlilar'mbir Suudi tankerinesaldirmalan nedeniylerandevunun ertelen-

707
digi bildirildi. Daha sonra,. bir gecegeç saatte Bush Kral'la görügmek için çagrialdt Aralanndaki
konuçma sabahm 2'sinden çok daha geç saatlerekadar devam etti ve tam.olarak iki buçuk saat
sürdü. Bu toplantidaSuudiler'in Iran'm askeri tehdit ve.ilerlemelerinden çok endi§e duyduklan
gözlendi. Toplantida ele alman ana konu Iran Körfezi'nin güvenligtve ABDsilah arzt olmuytut
Petrol konusuna sadece bir nebze degínilmiçse de, Amerikahlar'm görügüne göre, Fahd
"pazar-

da istikrar" ümit ettigini belirtmigti. Bu ara yetkililer bir gey daha söyleyecekti.Kral Suudí Ara-
"anafor-

bistan'in petrol pazarmdaki rolü için ortada, argo dille 80ylemek gerekirse,bu ülkenin
cu" geçindigisöylentisinin dolagtigt gibibir hisse kapilmigtt.
Burada gunu belirtmek yerinde olur: Bagkan Yardimcist olan·Bush o stralar yurtiçinde bir
hayli elegtiriye tutulmugsada, petrol fiyati konusundaki pozisyonunu asla degigtirmemig, bu ko-
numu daima korumustur. Kral'i ziyaretten sonra "Ben dogru yolda oldugumu bilíyorum. Bazen
insan bazi geyden sadece emindir, o kadar. Bense bu konuda sadece emin degil, çok çok eminim
ve hiçbir güphem yoktur" demi tir. Su sözleriyle dügük ñyatm Amerikan yerli enerji sanayline
zarar verecegini, ulus için çok ciddi sonuçlar doguracagmi söylemek istemigtir. Bunu söyledigi-
nin ertesi günü Amerikah igadamlariyla Dahran'da yaptigt sabah kahvaltisinda Bush qu görügü
ifade etmigtir: "BirlegikDevletter'in milli güvenlikaç1smdan 'Hey, bizim gimdiçok güçlü, saglik-
11bir yerli sanaylye gereksinimiz var' diye haykirmasinda bir neden vardir. Sen de tüm siyasiya-
amtm boyunca aym geyihissettim ve gimdi de bu agamada bunu degigtirmeye hiç niyetim yok.
Ben böyle hissediyor ve dügünüyorum ve hiç kugkum yok ki ABD Bagkam da aynen böyle dügü-
nüyordur."
Bush sadakate çok önem veren bir devlet adamlydive geÇen beg yillik siyasi yagammda
çok sadik bir Bagkan Yardimcisi oldugunu çegitli vesilelerle kamtlamigti. O güne kadar Beyaz
Saray prensiplerine hiç kargi çlkmamigti. Ne var ki gimdi, petrol konusunda kargi çikmak zorun-
da kalacakt1. Buna kargi gördügühasmane tutum da oldukça sert olmuytur. O kadar ki bir gün
Beyaz Saray mensubu oldukça kidemli bir yetkili Bush için acircasma :Zavalh George, ne yazik
ki bugün onun izledigi politika politikasiyla' bagdagmiyor" diyecek kadar ileri git-
'yönetimin

migtir.Yine de Bush, tüm elegtirilere kargm geri adim atmayi reddediyordu; en azindan fazla ge-
rilememigti. "Ben bu politikamla ABD petrol sanaylini savunup savunmadigimt bilmiyorum. Be-
nim yaptigim çok ama çok kuvvetle içimde hissettigim, bildigim bir konumu savunmaktir...
Bunun politik açidan bir yardim mi yoksa siyasi bir sakinca mi olugturdugu umurumda degil"
demigtir.
Genel kamya göre Bush böyle davranmakla sadece küçük bir hata yapmtyor, çok büyük,
affedilmez bir gaf yaplyordu. Bu gaf, göründügli kadanyla onun sadece kipiselpolitik hirsma za-
rar vermeyecek, kendl kendisini mahvetmesiyle sonuçlanacaktt.Bagkanlik seçiminde Cumhuri-
yetçí Parti'den aday olan Bush'a kargi muhalifieri bir petrol eyaleti olmad1gtkesin New Hamps-
hire'da aleyhte pankartlar astilar. Köpeyazarlan Bush'u OPEC'le kucaklagmakla itham ettiler ve
seslerini daha da yükselterek bu davranigm gelecek Bagkanhk seçiminde kendisi için intihar ola-
cagim söylediler. Petrol eyaletlerinde ise, dogal olarak itiban yüksekti. Ancak gunu mutlaka be-
lirtmek gerekir ki, petrol bölgeleri digmda Bush için iyi geylersöyleyen tek kesim, onu bir vakit-
ler, petrolcülert tuttugu için kiyas1ya elegtiren Washington Post olmuqtur. Öncekitutumun aksi-
ne Washington Post bu dela Baykan Yardimcisi'nin dügük flyatlarm yerli enerji sanaylini çöker-
teceginyansmi yapmakla fevkalade isabetli davrandigim, hiç kimse bunu kabul etmese de ger-
çegin bu oldugunu yazmigtir. Post görügünü gu satitlarlaifade etmi tir: "Bay Bush bugün çok
önernli bir sorunla bogugmaktadir. Bu adamm degindigi glbi, ithal petrole sürekli bagtmli kal-
mak ülkenin gelecegi açismdan haylrl1bir igaret degildir." Kisaca Post Bush'un haldi oldugunu
söylemigtir.
Yine de pu scru üzerinde durmak gerekir: Bush Suudi bakanlara bir petrol vergisinden söz
ederken ne demek istemigti? Sözlerisadece geligigüzelsöylenmi birtalom görüglermiydi,yoksa

708
bundan daha önemli bir geylermiydi? Söylenenleigitilen her ne olursa olsun, -diplomaside bu
ikisi arasmda büyük fark vardir-
o günden sonra Suudiler israrla Bush'un, fiyatlarm dügük kal-
masi halinde ABD'nin vergi uygulayacagi hakkmda kendilerini uyardigimsöyledller. Vergi koy-
ma politikasimoReaganyönetimine ters dügmesine kargi Bush'un böyle söyledigindeIsrar etti-
ler. Diger taraftanJaponlarda devreye girerek, BirlegikDevletler'in ithal petrole vergi koymasi
halinde kendilerinin de kendi. enerji programlarmt korumak için aym geyi yapacaklanm duyur-
muçtu. Bunu yapmakla Mallye Bakanligl'ntn kasasina ekstra kazanç saglamigolacaklardt. Eu du-
rumda ihracatçilar o güne kadar göstermedikleri piddet ve süratle tepki gösterdiler.Bu tür bir
davranig kazançlan kendi kasalanndan çekip yeniden tüketicilerin kasasma aktarmak olurdu.
Ancak vergi sorunu Suudiler'inbagma gelmig tek sorun sayilamazdi. Onlarm asilüzüntüsü öteki
ihracatçilar gibi, sürekliflyat dügügü sonunda ugrayacaklanbüyük mali kaylplardi. Bunu dügü-
nerek kaygilamyorlard1.Aynca dig kaynaklardan da flyat çöküntüsü nedeniyle çok büyük eleptiri
ve politikbaski aliyorlard1.Bush'un bu ülkeyi ziyaretiylefiyatlarm bir miktar istikrara kavugtu-
rulmasi íçin birtakimadimlar atilmig, Amerika BagkaniYardimcist'mn dampmanlan Bush'un pet-
rol için söylediklerinin Amerikan petrol politikasi açismdan bir yutturmaca oldugunudügünmüç
olabillr.Ancak Suudiler bu sözleri híçbir gekilde böyle yorumlamamigtl. Onlann yorumuna göre
Amerika BirlegikDevletleri'nin BagkanYardimcistfiyat çöküntüsünün BirlegikDevletler'in flyat
istikranm bozdugunu ve ülkenin güvenligini tehdit ettigini söylemigti. Öyleki flyat dügügü ne-
deniyle Amerika'nin petrol ithalatt önemli düzeyde artmaya baglayacak, Birlegik Devletler, Sov-
yetler Birligikarptsmda hem askerihem de stratelik açidan zay1fdügecekti. Surasi kesindir ki Su-
udiler Bush ziyareti sonucu, Birlegik Devletler'in güvenligi konusunda biraz daha titiz davran-
migtir.1979 yllinda güvenlikkaygislylaüretimi yukan çektikleri günleri dügünmüglerdi. Bu kay-
glyi bir kez daha 1986 ilkbaharmda duymuglardt O günlerde Misir ve savagtaki Irak dahil, bir-
çok ülkeden gelen baskilara maruzdu. Ìran Irak Savagi'ndanve bu savagmdogurabilecegi olasi
sonuçlardan büyük korku duyuyorlardl. Kisaca,Bush'un bu ülkeye yaptigi ziyaret dogurdugu
onca sorun ve zorluklar bir yana, Suudiler'i, flyatlari bunalima sokan pazar payi edinmek için
yapilan sert dövügten kurtulug yolu aramaya sevk etmigtir. Bunun diginda öteki ihracatçilan da
nihayet sahtekârligtn bir bedeli olduguna inand1rmigtir.

"Harakiri" ve Varili 18 Dolara


Yine de hiç kimse yangmaya aç1kbir çevrede nasil davramlacagim bilmiyordu ve bu konuda hiç-
bir deneyimi yoktu. Bu konudaki ilk girigimeski bir OPEC'llolan
ve güncel durumda Petroleos
de Venezuela'da üst düzey yönetici Alirio Parra Pérez Alfonzo'dan geldi. Bu kigi ige geçmige ait
bazi argivleri kangtirmakla baglamigtir.Alirio Pablo Pérez Alfonzo meslege JuanPablo Pérez Al-
fonzo'nun asistam olarakOPEC'inkurulugu sirasmda baglamigire 1960'takikurulug toplantis1-
na davet edildiginde onun yamnda bulunmuytur. Simdiise gündemde OPEC'intastiyesivardi.
Bu konularda bir baglanglç noktasi aray14mdaolan Parra, bir gün aniden çok eskiden okudugu
UnitedStates Oi/ Policy (BirlegikDevletler Petrol Politikasi) baglikli 1926'dayay1mlanml;bir ki-
tabi animsad1. Kitabm yazan Kansas Üniversitesi'nde ekonomi profesörü olan Ïse'dir. Parra kita-
bm bir kopyasim Caracas'ta bulmug, Londra'ya getiripdikkatle incelemigti.
Ise kitabmda bazi fikirlerini göylesiralamigt1:"Pennsylvania'da baça gelen talihsizolaylar
sadece buraya özgü kalmamig, sonraki.yt11ardapetrol üreten hemen her bölgede tekerteker ya-
anmigtir.Petrol endüstrisindeki ayni istirarsizlik, aym agiri üretim sorunu, ayni kapsamli fiyat
oynamalan, bunun sonucunda daima gelen etkisiz anlagmalar, aym petrol, sermayeve enerji sa-
vurganligi öteki tüm petrol bölgelerinde de ayniyle yaçanmigtir." lse aynca 1920'lerde yaganmig
bir olaya kitabinda deginirken gu sözlere de yer vermigti: "Bu olay çok kisith olan bu dogal kay-
nagtn nasil agin üretime tutuldugunu;stoklarinbüyütüldügünü; agzina kadar dolu petrol tankla-

709
nmn nasil olup taginldigim; flyat indirimlerini, kullanimin ve gereksizsarfiyatm azaltilmasi için
gösterilen insanüstü çabalan ve nihayet petrolü hemen siftrdan satma girigimlerinigösterende-
gerlibir belgedir: Bu, insanlarm en çok istedig bir geyin petrol tarafmdanbogulmasi, agzmm ti-
kanmasi ve susturulmasi olayidir." Ilerikisatirlardaise fikirlerini (Oyle ifade eder: Petrol üretici-
"

leri bu kadar çok petrol üretmekle bir tür yapmiglardir. Çarenin ne oldugunu herkes
'harakiri'

net olarak görmüç fakat uygulamamigtir. Hiç kugku yok, çare üretimin azaltilmasiyd1."Ise'm bu
kitabi altmig yll önce yazilmig olmasma karym, kullarnlan dil ve konulan teghisaçisindan son de-
rece saglikliydi.Parra bunun farkma vararak birtakim notlar almigti.
O günden sonra Parra petrol ve enerii pazarlanmn rekabete dayandigni hesaba katan, ye-
ni bir flyat sistemi kurmaya çaliganpetrol ihracatçis1 ülkeler için bagvurulan lik kipilerden biri ol-
du. Tüketicilerin ise seçme gansi mevcuttu. Bu gerçek, Parra'yl ve onun gibi dügünenleri yeni fi-
yat 17-19 dolar üzerinden daha dogrusu varil bagma 18 dolardan satmay1 dügündürdü. Bu, pet-
rolün birkaç ay evvelin resmi flyati 29 dolara klyasia 11 dolar daha apaglya satilacagt anlamm-
olan fiyatm bu olduguna karar verilmigtl. Parra ve daha bir-
"dogru"
daydi. Dügünüp tagmilmig
kaç kigi may1s aymda bir hafta süreyle Viyana'daki Kuveyt Elçillgl'ne kapanatak yeni flyatm ras-
yonelliginitartigt11ar.Enflasyonun düzeltilmesi için petrol flyatlarimn gerisin geri 1970'ler düze-
yine, ÍkinciPetrol Soku'nun yagandigt gece düzeyine getirilmesi icap etmi ti. Simdi, yeni flyat
18 dolarla petrol bir kez daha diger enerji kaynaklan ve korumayla rekabet edecek kapasiteye
ulagmigtt. Anlagildigina göre bu, dünyanin geri kalan kismmda ekonomik büyümeyi ve dolayi-
styla enerji talebinikamçilamak koguluyla ihracalçilann dayatiabilecegi en yüksek fi at düzeyi
idl. Petrole olan talebiateglemesi ve göründügü kadanyla durmak bilmeyen OPECdt; üretimini
durdurmasi ve belki de ters yöne çevirmesibekleniyordu. OPEC'li bir yetkilínin bir arkadagma
söyledig glbi 18 dolar için i i bir flyat degildi." Bunu söylediktensonra yetkili, arkadagma
"ülke

u soruyu yöneltecekti: "Ancak ne var ki yapabilecegimiz bagka bir gey yok. Sen de böyle dügü-
nüyor musun?"
1986 Mayisi'nm son haftasinda ayn ayri ülkelerden alti petrol bakam Suudi Arabistan'm
Taifkentinde liir araya geldi. Bakanlardan biri söz isteyerek aralannda bazilarmin petrol flyatinin
dügecegi, varilinin beg dolara kadar inecegi görügünde oldugu söyledi. Kuveyt petrol bakani da
gu sözleri ilave etmigti. "Burada pu anda mevcut bulunanlardan hiçbiri petrolü tüketiclyever-
mek istemez, daha dogrusu tüketiciyeböyle bir armagan vermek istemez." Kuveytli bakan söz-
lerini göylebitirmigti: "Yine de qu iyi bilinmelidir ki petrolüh evvelce varili 29 dolardan satilmasi
OPEC'eyarardan daha çok zarar getirmigtir."
Bu toplantida Yamani Suudi Arabistan'm konumunu kategorik olarak göyle s1ralamigti:
"Biz pazar egillmleri íçinde bir iyilegmenin yapildiglm bir hatamn düzeltildigini görmek istiyo-
ruz. Pazarda, payimizi artirmak suretiyle bir kere kontrolü yeniden ele geçirsek,gerektigi gekil-
de hareket etmek elimizdedir. Biz pazardaki gücümüzü tekrar kazanmak Qtiyoruz."
Toplantida hazir bulunan bakanlarm tümü petrolün varil bagma 17-f9 dolardan satilmasy
ni kabul ettiler ve aynca bir de yeni bir kota sistemi önerdiler Daha birkaç ay önce sakmcalf bu-
lunan kota sistemi bu defa oy çogunluguylaçok uygun görülmügtü. Bu son petrol krizinin yarat-
tigt onca karmaça ve rahatsizlik arasmda, eskinin köhne kahntist içinden varil bagina l 8 dolar
fikrini savunan yeni bir uzlagmamn kesinlikle dogmakta oldugu ortadayd1. Alírio bunu "Bir os-
mos olay1dir" sözcükleriyle tammlamtyttrBundan salt üreticiler degil, tüketicilerde hognuttu.
Bu ülkeler petrolünün en az yüzde doksan dokuzunu ithal eden Japonlar'inen dügük flyat han-
gisiyseonu tercih edecegi beklendigt halde, durum böyle geligmedi. Fiyatlarm agin derecede
dügük tutulmasi halinde iki sorunun dogmasi kaçimlmazdi. Birinci sorun quydu:Japonlardiger
alternatif enerji kaynaklanyla da büyük ve pahall angajmanlara girmigti ve petrol. flyatt ucuzlatil-
digmda bunlan kismak zorunda kalacakt1. Bu ise kesinlikle emin olduklan gibi ülkenin petrol
bagimhhgirn yeniden artiracak ve petrol yüzünden yeni bagtan yara almalanyla sonuglanacakti.

710
Bütün bunlar hiç kugkusuz sahneyi yeni bir krize hazirladL Íkincisorun ise Japon ithalatmm
önemli kismimn petrol olmasindan ileri geliyordu.Su nedenle agin dügük flyatlar Japonya'nm
zaten ticaret ortaklanyla olan ciddi anlagmazhklanni büsbütün giddellendirecekti.Bu nedenler-
le Japonpetrol sanayiinin-bagtan sona her kesimindeki kipiler ve hükümet mensuplan en saghk-
"makul
fiyatlan" yani varil bagina 18 dolan kabul etmek oldugunda fikir birligine
'll

davrampm
vardL

Bu konuda vanlan yeni uzla ma BirlegikDevletler'dede hükümette, Wall Street'te, banka-


larda ve ekonomik tahminlerdebulunan kesimlerde kabul görmügtü. Dügmekte olan flyatlardan
gelecekkazancm (dahaçok büyüme ve daha dügük enflasyon) kayiplan dengeleyecegi dügünül-
- mügtü.Eu kayiplar GüneyBati enerji ve sanayi sorunlanydi.Ne var ki bu, en azmdanyeni görü-
e göre, ancak bir noktaya kadar geçerliydi. Bazilarmm görügüne göreyse, belirli bir noktada ma-
li sistemdeyaçanacak acilarve yer degigtirmeler politikacilarmçekecegi rahatsizlikla birlegince,
bu defa ülke yararlannikemirmeye baglayacakti. Eu nokta, genelgörügegöre 15 dolarla 18 do,
lar arasmda bir yerdeydi. Reagan yönetimifiyati 18 dolar dolayinda tutmaya çaba göstermigtir.
Bu flyat bir aç1dan iktisadi büyümeyi h1zlandiracak, aym zamanda enflasyonu tutacak bir flyatti.
Ancak bagka bir aç1danda yerli petrol sanaylini çökertecekve böylece vergi konulmas1 baskisini
genigboyutta azaltacakbir fiyatti. Sonuç olarak Reagan yönetimi
"serbest
piyasaya" verdigi söz-
leri, onlarla olan angajmanmi korumug, bu konuda hiçbir aksi davrampta bulunmam1çttr. Yöne-
tim sonuçta, olaylarm bu kogullarda ele almmasi halinde en lyi tutumun hiçbir geyyapmamak
oldugunda karar kildi.
Ne var ki uzlagma bir yeydir,yeni bir anlagma yapmak, bunu gerçeklegtirmek ise bagka bir
geydit Nitekim kisa sürede birçok petrol ihracatçisimn ugradigt kazanç kayb1 çok ciddi boyutla-
ra ulagtigthalde, anlagmayi gerçekleptirme çabalanbaçans1z kalmigtl. Bundan en az zarar gören,
sattiklan petrol hacmini gittikçe büyüten Arap Körfez devletleriydi. Kuveyt'in petrolden gelen
gelirisadeceyüzde 4 oranmdadügtü, SuudiArabistan'mki lse yüzde 11 azald1. En büyük darbe-
yi, Bati'daki tüketicilerinekargikavgaci ve hasim davranan, fiyatlar üzerine atmaca gibi saldiran
ülkeler yedi. Ïranve Libya'mn petrolden gelen kazançlan 1986'nin birinci yarismda 1985'in ay-
ni dönem kazancmdanyüzde 42 daha az olmuytur. Cezayir'inki ise hundan da fazla dügüg gös-
termigtir.Su dügügler salt ekonomik nedenlere dayall degildir. En dezavantaill ülke Íranolmug-
tur. Su ülke kazancinin bag apagtdüpmekte oldugu bir sirada, ayni zamanda yeni, çok daha yo-
gun bir agamaya girmig Irak savaginda savag harcamalarmt da yüklenmigti. Iran tankerlerineve
tesislerinekargi Irak'm girigtigihava savagi ülkenin ihraç kapasitesine glderekdaha agir darbeler
indirmigtir. Paras1olmadan Iran nasil olur da Ayetullah Humeyni'nin Irak'a ve Saddam Hüse-
yin'e kargi sürdürdügü kutsal savaga savagla kargi koyabilirdi?
Mutlaka bir geyleryapmak gereklyordu.Suudi Arabistan üretimini henüz eski kota düze-
yinde tutuyor,fakat bir yandan da yakmda yükseltecegi igaretini veriyordu. Pazara_da daha fazla
petrol gelecekti. 1986 Temmuzu'nda ÍranKörfezi'nin ham petrol flyati varil bagma 7 dolara, ba-
zen daha da apagdara indi. Artik bu kadan SuudiArabistan ve Kuveyt liderleri için yeter de ar-
tardi. Bu iki ülke
"ter
dökme" dönemine son verme karan aldilar. Onlar da kazançlarm ne tür
bir yön izleyecegi konusunda endigeliydiler. Bu yetmiyor gibi, devamh bir istikrarsizlik ve gü-
vensizlik havasi egemendi. Bu, tüm dünyada büyük tutars1zhkyaratlyor, politik riskleri çok daha
kapsamli yapacaga benziyordu. OPEC'e bagh üreticiler pazar payi stratejisinin, en azmdan kisa
vadede baçansiz oldugunda karar kildilar. Büsbütün çukura yuvarlanmadan bundan siynlmak
nasil mümkün olacakti? Tek yol yeni kotalar uygulamakti. Ancak bu yapildigmda kim ne alacak-
ti? Bu noktada, bazi ihracatçilar bir öneride 1)ulunarak Suudi Arabistan'm eskisi'gibi aract rolü
yapmasmiistedilerse de Yamani buna yanagmad1."Bunu asla yapamayiz. Yahep birlikte yapanz
veya hiç yapmayiz. Bu konuda ben Bayan Thatcher kadar inatç1ylm" dedi.
Bu yamt üzerine OPEC'll uzmanlar temmuz ayma kadar kâ Lt üzerinde aynntill bir yeni fi-

711
yat tasansi hazirladl. Varil bagma 17-19 dolar arasinda bir flyat saptanmasi halinde dünyamn
ekonomikgörüntüsününiyiye gidecegi;petrol talebininartacagt görü§ünü.savundular. "Bu,pet-
rol yerine geçen yakitalternatifi kullanimmi yavaglatmada ve yerinde tutmada etkin bir çare ola-
caktir.Aynca ileride, yüksek maliyetlipetrolde geligmesaglanmasma kesin olarak olanakverme-
yecektir"dediler. Uzmanlarmgörügünegöre bu yapilmaylpflyatlann daha da dü§ürülmesi halin-
de ihracatçilar çok ciddi bir risk yüklenmig olurdu. Bu
"dünyamn

sanayilegmigtüketici ülkele-
rinde, koruyucu önlemler alma riskiydi ki, buna ABD'de ve Japonya'da.uygulanacak
petrol ithal
vergisi de dahildi." Onlar bir vakitler Eisenhower'in koydugu ithal kisitlamalanni Amerikalf-
lar'm çogundan daha iyi biliyorlardi.
Yeni fiyatm 17-19 dolar arasmda saptanmasiha kargm tüm sorunlar halledilmig degildi, or-
tada hâlâ kota konusu vardi. Bu OPEC ihracatçilannin çegitlikesimleri arastnda igbirliginin yeni-
den saglanmasmi gerektiren bir konu idi, ki ilgili OPEC üyelerinin Cenevre'de, 1986 Temmuz-
sonu, Agustos bagmda yaptigt toplantidahiç de ümit verici bir geligmegöstermemigtir. Kotaya
- muhalefetigaretiniöncelikle Iran Petrol Bakani GulamRizaAgazade bir gün Yamaní'nin otel da-
iresine gelerekkendisiyle yaptigt özel bir konugmada vermigtir. ÌranPetrol Bakam, Yamani'yle
tercüman aracihgiyla konugmugtu. Ne var ki Agazade bir gün Yamani'nin hiç anlayamadigi,
kendisini çok papirtanbir mesai vermigti. O kadar ki Yamaniyanliganladigini sanaraktercüman-
dan ayni mesaji bir kez daha çevirmesini istedi. Çeviri ikinci kez yapildi. Bakan mesajmda Yama-
ni'nin ve ötekilerin zorladigi geçici, istege bagh kotalan gimdi Iran'inkabule hazir oldugunu bil-
diriyordu. Demek kiiran sonunda gerçekten geri adim atmigti. Petrol politikasi kendi dig politi-
kasmdan daha yaçamsal ve daha önemliydi.
Pazar payi stratejisi böylece sonuca baglandi. Ancak kotalarm yeniden koyuldugunun du-
yulmasi strasmda OPEC bu yükü kendi bagma tagimayacagmi, OPECdigi ülkelerin de igbirligine
gereksinimoldugunu bildirdi. Böylece yeniden anlagmalaragidildi. Anlagmalann yapilmasmda
OPECkaynakh olmayan çegitlí ülkeler üzerlerine dügeni yapacaklanni gösterdiler.Meksika, üre-
timini k1smaklayardimci oldu. Norveç üretimini kismayacagmi bildirdi. Ancak büyüme hizmi
dügürecegine söz verdi. Su geligmeler ne de olsa hiç olmamasmdan daha lyiydl Sovyetler Birli-
gi'ne gelince görügmelerin çogunda geri planda kalmigti. 1986 Mayis aymda ise üst düzey bir
Sovyet enerji sorumlusu SovyetlerBirligi'nin OPEC'leresmen igbirligi yapacagi fikrini belli etti.
Istarla belirttigine göre Sovyetler Birligi asla bir ÜçüncüDünya ülkesi degildi. "Biz muz üretmi-
yoruz" demiglerdi ve bu söz bir bakima dogruydu. Moskova'da muz bulmak olanakstzdtr. Her
ne ise, muzlu ya da muzsuz Sovyet bürokratlar ticaretdengelerinin ne merkezde oldugunun ga-
yet lyi bilincindeydi. Petrol ve gazdan gelen döviz kaybmm sürmesihalinde reform planlarmin
aksayacagmi ve Mihail Gorbaçovdöneminde henüz yegermeye baglayan durgun Sovyet ekono-
misinin alabora olacagiril çok iyi biliyorlard1.Bunlari bildigi için Sovyetler Birligi de OPECçaba-
larma kargi üretiminde günde 100.000.varil kesintiye gideceginesöz verdi. Ancak bu söz pek
açik gekildeortaya konmamigtl. OPEC'li üyeler Ruslar'm gerçekten sözünü tutup tutmadigim
hiçbir zaman kesín olarakanlayamamig, bundan emin olamam1çtir.Ancak gunu unutmamak ge-
rekir ki, onca karmaça içinde asil önemli olan lyi niyetti. OPEC'inakan teri sogutmak için attigL
ikinci adim kotalan formüle baglamak ve flyat konusunu bir gekilde gözmek oldu. Ne var ki ara-
ya bir duraksama dönemi girecekti.

Kulaktan Duyma
Harvard Üniversitesi 1986 Eylül aymda 350'nci kurulug ylldönümünü kutluyordu. Su muhte-
em olay için y111ardir
hazirlik yapilmigti. Kutlama töreni Harvard'm Amerikan yaçammdaki yeri-
ni ve dünyanm ögrenim hayatma yaptigi katkilari gösterecekti. "350'nci"
yll kutlamalan için
hiçbir gey esirgenmemig, çagnlacaklar arasmda Nobel Ödülüsahibi kipilerin saptanmasmdan,

712
özel olarak tasarimlanmignaneli çukulatayakadar her geydü§ünülmügtü. Kutlamalara olaganüs-
tü bir hava vermek için Harvard bu gezegendekibeg milyar dünyalt arasindan iki kipiyi bagko-
nugmaci seçmigti. Bunlardan biri ingilteretahtmm varisi Prens Charles idi. Prens Charles'm se-
çilme nedeni JohnHarvard'm Massachusetts'e Ingiltere'dengöç etmig olugundandir. Eu ülkeye
geldikten y1llarsonra, 1636'da, üç yüz kitaphk kipisel kolekslyonunu sonradankendi adi verilen
bu küçük koleje bagiglamigti.ikincikonuçmac1 Harvard Hukuk Fakültesi'nde bir yll süre ögre-
nim görmüçolan ve gimdide üniversitenin Íslamkoleksiyonuna önemli bagiglar yapan Suudi
Petrol Bakam Zeki Yamani id.i. Yamani'ye davetiyesini bizzat sunmak için özel bir delegasyon
Cenevre'yeuçmug, o da bu çagny1kabul etmigti.
Ílkkonugmaci olan Prens Charles çok canli ve esprili bir konugma yapmig, tüm hazir bulu-
nanlann begenisini kazanmigti. Yamani'nin konugmasi ise tamamenverilere dayanan yogun bir
konferans giblydi. En ince ayrintisina kadar rakamlarla doluydu. Bu konugmamn metni önceden
ilgllitere dagtilmig, onlar da Kennedy Devlet Okulu'nun kalabalik ARCO forum salonundaotu-
rup konugmayl incelemeye koyulmugtu. Metni anlayabilmenin tek çaresibuydu. Yamani'nin ko-
nugmasi zaman ve zemine uygun, 1986'nm karmagali, dünyayt sarsan, her tür iktisadi uyanlan
altüst eden olaylan gözlerönüne seren bir konugmaydi. Konugma aym zamanda bir tür açikla-
ma ve kendi kendini hakh çikarmabelgesiydi. Elindekiyaz1hmetni fis11dargibi yumugak bir ses-
le okuyan Yamani, ancak zaman zaman bagmi metínden kaldirip hafit bir tebessümlegülümsü-
yor, bakiglarmi metinden çok seyrek aymyordu Bu konugmasmda Yamani 1970'lerde flyat ko-
nusunda petrol girketleriylegirigtigisavaglara, 1970 ve 1980'lerde de OPEC'llkardeplerle olan
çatigmalanna uzun uzun deginmigti. Israrla, istikrar istegini ve petrollin
"özel
bir meta" oldugu-
nun kabulünü istiyordu. Konugmada aynca, bu tür bir istikrar kargiliginda petrolünvaril bagina
on bey dolar olacagtm, flyat ve üretimin ancak agamall olarak yükselmesini.ümit ettigini söyle-
migti. Yamani bu sözleriyle olaganüstü düzenli bir dünya imaji vermigtir.Acaba kendisi bu imaja
inaninig miydi?
Nutkunu tamamladiktansonra Yamanisorulari yamtlamayi kabul etti. Son soruyu uzun
boylu, agirbaglibir profesör yöneltmigti. Eneriipolitikast yapmamn Amerika'da çok zor ve çekig-
meli bir konu oldugunu söyleyerek söze ba§ladi. Kongre Devlet Bagkam'yla, Senato Parlamen-
to'yla,çegitlikurumlar birbirleriyle yüz yüze geliyor, herkes bir digeriyle çatiplyordu. Acaba bu
konu Suudi Arabistan'da daha az çekigmeli mi oluyordu? Acaba Yamani lütfedip petrol politika-
smm SuudiArabistan'da nasil belirlendigini anlatir miydi?
Petrol Bakam bu soruya gayet sakin, bir dakika bile tereddüt etmeden qu yaniti verecekti:
"KulagImtza
gelenleregöre yaplyoruz."
Bu yamt hiç kugkusuz dinleyenleri kahkahalara bogmugtu. ·Çokeglendirici, pol'i~tikayap-
mada yeni buluglan yansitanbu sözler yine de bir hayli garip kargilanmigt1.Çeyrek yüzyil boyu
dünyanm petrol karar merkezinde oturan, uzun y1llarbu konunun içinde yogrulmug bir petrol
otoritesinden gelen bu cevap dinleyenleri gagirtmigtl.Orada hazir bulunanlar henüz gu gerçegi
bilmiyorsa da, bu sözler topluluk kargismda Yamani'nin resmen söyledigison sözler olmugttir.
Bu tarihten bir ay sonra, ekim ayinda Yamani, OPEC'inyeniden yapilanmast konusunu tar-
tiganCenevretoplantismdaydi.Su dela rolünü kendisine verilmig olan talimata göre yaplyordu.
Kralligtn arzusu sadece kotay1 korumak ve petrol hacmini garantilemek degl, aynca daha yük-
sek bir flyat almakt1.Yamani Harvard'da söz ettigi on be; dolardan çok farkh olan on sekiz dolar
istiyordu. Yamani kralhšm bu istegine yan resmi olarak deginecek kadar lleri gitmig,ayni anda
hem fiyat artigt hem de miktar artigt istemenin çeligkiliolacagtm, Kral'in güttügü politikaya da
ters dügecegni söylemigti.Yine de kendisi elinden geleniyapacakti. Bundan sonraki flerleme ko-
ta sisteminin yeniden yapilanmasi olacakti. Sonunda, toplantidanbir hafta sonra Yamani Riyad'a
döndügünde bir akgam dostlanyla yemek yerken bir telefonçagnsi aldi. Televizyonda haberleri
dinlemesi isteniyordu. Haberlerin sonunda gayet aç1k olarak, hiçbir süslemeye gerek duyulma-

713
bildirillyordu. Yamani görev-
"almdtgi"

dan Ahmed ZekiYamani'nin petrol bakanligt görevinden


den atildigimigte bu kogullarda ögrenmigtir. Yamani bu görevi herhangi bir meslek için epeyce
uzun sayllabilecekbir süre olan ylrmi dört yll boyunca yapmigt1.Çeyrek asir geçmiçi olan bir ka-
riyer için bu son, tepeden inme, sikinti verici, doyumsuz bir son sayihr.
Yamani'nin kovulma nedenlerive bunun yapih; tarzi Suudi Arabistan'da ve bütün dünya-
da uzun süre yogun tartigmakonusu oldu. Yapilan tahminler,beklendigi glbipek çokve birbiriy-
le çeligkili idi. Bir söylentiye göre Cenevre'de Kral'mtalimatmauymadigi için ve aynca talimat-
lari nedenlyle Kral'l eleptirdigi için Kral ailesini kizdirrmgti. Trampa usulü anlagmalara kargi çika-
Tak ülkeye güçlü dügmanlar kazandtrmigtl. Yamani'nin içten atilmasionun
resmen iligkili oldugu
politikalarin da tehlikeyegirdigini yansitir. Digerbir söylentiyegöre de atilma nedeni Riyad'da
kendisine kargi, küstahligl, yüksekten balo 1, dikkat çeken kipiligiyüzünden duyulan kin ve ayn-
ca ülke digmda tamnmigbir kigi oluguydu. Aslmda Yamani Kral Faysal'1nadamlydi. AncakFaysal
öleli neredeyse on iki yll olmugtu. Simdi Kral, Fahd idi ve politikay1yapan da oydu. Y1l1986ol-
dugunda, artik Yamani'nin çok az yandaç1kalmigtl ve diger bakan ve dam manlarmçogu onun
kendi otoriteleriniistismar ettigi kamsma varmigti. Bazilartmngörügüne göreyse,igten atthym
asil sebebi Kral Fahd'inYamani'den hoglanmamastyd1.
Belki de asil sebep, zaman akigt içinde, petrol flyatmm önce dügügü sonra da tamamençö-
kügüyle izah edilebilir.Bir olasiliklaYamani'nin kigisel tepe taklakolugu petroldekibu çökmeye
bagllyd1.Yine de Harvard'da yaptigt konugmamn getirdigi sorunlar göz ardi edilemez. Eu olaydan
önce Riyad'da bazi ilgililer Yamani'nin sadece birkaç genel sözle yetinecegini,dogaçlama konuga-
cagLm dügünmügler, uzun bir politika degerlendirmesi yapmasim beklememiglerdi. Kugkuyok ki

hiç kimse onun dogaçlama konugma yerine on yedi sayfahkbir konugmayla kargilarma çikacagmi
bílemezdi. Aynca gunu. da unutmamak gerekirki, bu konugmada ängörülen politika SuudiAra-
bistan'm resmi politikastylabagdagmlyordu. Ötetaraftanortadabir de hiç kimsenin o güne kadar
duyma" olay1vardL Bu sözü Riyad, Suudi Arabis-
"kulaktan
igitmedigi, Yamani'nin kullandigt
tan'm politikastmn aci bir elegtirisiolarak yorumlamtyttBöyleceYamani sonunda özel yagamina
döndü. Servettnin idaresiyle, Londra'dabir aragtirma enstitüsükurmakla, Taifteki parfüm fabri-
kastyla ilgilenmek ve Harvard Hukuk Okulu'nda yanm gün ögretmenlik yapmakla vaktini deger-
lendlrdi. Ve tabii ki zaman zaman da petrol konularma degnmekten geri kalmamigtir

- Fiyat Eski Düzeye Getiriliyor


dökme" dönemine 1986 Arahk aymda Cenevre'deyapilan bir top-
"ter
OPEC ülkeleri sonunda
lantlyla son verdi. Bu, yeni Suudi Petrol Bakam Hiçam Nazir'm katildigt ilk büyük OPEC toplan-
tislydi.O da Yamani gibi ilk Suudi teknokratlarkugagna mensuptu. Yamani'den iki yag küçük
olan Nazir ögrenimini UCLRda yapmiç, Suudi Arabistan'm ilk petrol bakam Abdullah Tariki'nin
bakan yardimcisi olarak çaltymigti. Daha sonra birçok yll Planlama Bakanligi'm yürüten Nazir,
bu görevsirasinda petrolle ulusal ekonomi ve Riyad lçin dert haline gelmiggenel kazanç arasm-
ise pazar payi stratejisinde hiçbir sorumlulukveya yü-
daki baglart gayet lyi ögrenmigti. Simdi
kümlülük almlyordu.
SimdlCenevre için en Onemli konu fiyatlarin eski düzeye getitilmesi olan testorasyondu. "refe-

Ihracatçilar,birbirinden farkli ham petroller için kabul edilmigbilegikflyatt baz olarakyani


rans fiyat" olarak 18 dolari kabul ettiler. Aym zamanda, fiyati destekleyecegl ümidiyle bir de ko-
ta koydular ve bunun üzerinde anlagtilar. Ancak arada tek bir pürüz kalmigti. Devam etmekte
olan savag ve Irak'in ihracation artmasi nedenlyleIrak'm kotasmin ne olacagmda iki ülke bir
türlü anlaçamlyordu.Bu yüzden kota konusu mecburen sadece on iki ülkede uygulandi. Irak
kotamn diginda tutulmug,nasil hareket edecegi konusunda serbest birakilmigtl. Irak bu defa da,
1961'den beri muhtelif zamanlarda, birçok kere yaptig gibi OPEC'ten geçici olarak çekildi.Yi-

714
ne de Irak'a temsiliolarak, her gün için 1,5 milyon varillik bir kota tanmdt.Böylece toplamola-
Tak varil
sayis1her gün için 17,3_milyonu buldu.
Birçoklanmn hayretle kargilamasma ragmen anlagma çerçeve itibarlyle bajanya ulagmig-
tir. Eu piyasadantekrar tekrar bazen yogun denebilecek baskilar gelmesine kargin yapilabilmig-
ti. Kugkusuz OPEC fiyati 18 dolarda tutulamamigsa da genellikle15-18 dolar arasmda olmug-
tu. Fiyatlar oynak durumunu koruyor, zaman zaman da yükselme egilimine girlyordu.Kotasis-
teminin dagilma tehlikesi bir kezden daha sik yaganmigsa da her Seferinde üreticiler, iglerine
gelmeyen alternatiflerden kaçmak için ige müdahale etmig ve bunu önlemigtir. OPEC'llülkeler
"iyi

terleme" deyiminin ne oldugunu anladiklarmdan, artik daha fazla


"iyi

terleme" istemiyor-
lardt.
Daha dügük düzeyde yeniden yapilandinlan yeni petrol.fiyatlari 1979-81 lkinci Petrol So-
ku'nun flyat artiplanm tamamen silip süpürmügtü. Bunun tüketicileresagladigt ekonomik yarar
saymakla tükenmez.1970'll yillarm iki petrol flyati goku için "OPEC vergisine" neden oldu, bü-
yük bir serveti tüketicilerdenahp üreticilere transferetti denebilirse, bu defaki flyat indiriminin
de "OPEC vergisininkesilmesi" oldugu, 1986'da 50 milyon dolar bir paranm bu defa tekrar tü-
ketici ülkelere iade edildigt söylenebilir. Vergilerdeki kesinti endüstri dünyasmda dött yll Once
baglayan iktisadi geligmeyi kamçilamig, aym zamanda enflasyonuapagt çekmigtir.lktisadideyim-
lerle ifade etmek gerekirse,uzun sürelikrizler artik tam anlam1ylageridekalmigtir.

Ïran Irak'a Karyi: Gelgit Tersine Dönüyor


Bütün bu olumlutabloyaragmen, politik ve stratejikaçidan ortada hâlâ büyük bir tehdit unsuru
vardL Bu, bitmek tükenmek bilmeyen ve daha da büyüme egilimindeki Íran-Irak Savaç1'ydL
Böyle bir geligmehalinde bölgenin her yerinde petrol üretimi ve arzi, ayrica bizzat petrol eyalet-
lerinde petrol güvencesitehdit edilmig olurdu. Savagm yedinciy111nda,1987de, savag tüm en-
gelleriyikarak simr tammazhale geldi ve o güne kadar çarpigan iki ülke arasmda cereyan eder-
ken ilk defa uluslararasi nitelik kazandi; hem Körfez'deki Arap devletleri hem de iki süper güç
devleti kendi çemberi içine aldi. Bundan bir yil önce Iran, Irak'm güney ucunda, Kuveyt'le smi-
ri olan yerde Fao bölgesini ele geçirmigti. ÍranFao'yu qu amaçla almigtir: Iran'agöre, Fao frak'in
.bagkenti Bagdat'a girmekiçin bir kapi olugturacak, böylece ÍranIrak'a girecek ve Birinci Dünya
Savagi'ndaIngiltere'nin yarattigibirlegmig Irak devleti yok edilecekti. Evet, franhlarFao'ya ka-
dar gelmeyibagardilar, ne var ki buradan öteye gidemediler. Yeniden takviyeedilmig Irak Ordu-
sunun kargi koymastyla kurak çöllere püskürtüldüler. O andan itibaren savag aleyhlerine dön-
mügtür. Iraklilar'm hava savagindave Körfez'dekifrangemilerine karç1kazandigt ve
"tanker

sa-
vagt" diye adlandmlan bagarilar franltlar'iüçüncü ülke tankerine kargi yeni deniz saldmlanna
zorladi. Iran bu saldirida özellikle Irak'a yardim eden Kuveyt'i hedef almigtir. Humeyni kuvvet-
leri sadece Kuveyt'e gidipgelmekte olan gemileri vurmakla kalmamig, dogrudan dogruya Ku-
veyt'in kendisini hedef alarak en az bey kez mermi ve roketlerle hücum etmigtir.
BirlegikDevletler öteki Arap devletleri gibi Kuveyt'e de dünyaya meydan okuyan ihtilalci
Ïran'asilah satmamasi için talimatvermigti. Kuveyt bu talimaticiddiye almly ve eksiksiz uymug-
tur. Bu balumdan BirlegikDevletler'in Lübnan'da rehin tutulan Amerikal11ar'1kurtarmak için
Íran'aglzlicesilah sattigive Tahran'daki 111mlilarla, bunlar her kimse, diyaloga girdigi söylentile-
rinin dogru olmasma imkân yoktu. Su yolda yapilan gereksiz ifgaat ve söylentiler bu küçük ülke-
nin kahtsal olarak sahip oldugu güvensizlikduygusunu büsbütün artirmigtir. Ancak Kuveyt'i
1986 Kasim1'nda Birlegik Devletler'e bagvurup gemilerini korumasin1 istemeye sevk eden asil
etken, Íran'mgiderek artan saldirilaridir. (Sonradan, Kuveyt'teki Amerikan Elçisi bu tür bir bag-
vuruya 1986 Kasimi'nda degil, 1986 yazmda muhatapoldugunu söylemigtir.)Kuveytliter ayrica
Ruslar'dan da ek önlem alarak kendilerini korumasmi istedi. Bunu ögrenen Washington bu ha-

715
berden etkilenmig ve istihbaratm Reagan yönetimindeki en üst düzey makamlara ulaymastyla
derhal harekete geçerekKuveytliler'in talebiniciddiye almigt1r.Amerikall bir yetkilinin sözleriy-
le, o andan itibaren Kuveyt talebi
"artik
savsaklanmamigt1." Kuveyt'in Moskova'ya yaklagmast
büyük önem tagidigndanivedi tepki gerektirmigti. Rusya'mn ige kangmasi Körfez'deki Rus nü-
fuzunu geni çapta attirabilirdi, ki AmeriRahlar yaklagikkirk yll bunu önlemeye çahqml?tir.Ingil-
tere'ye gelince 165 ylldir bu yönde çabag0stermigti.Yinede, gunubelirtmek gerekirki, Dogu-Ba-
t1rekabet ve dügmanligt bir yana, asil amaç Ortadogu petrolünün akimmikorumakti.
Bagkan Reagan bizzat bir konugmasinda Körfez'de öz savunmamn gereginedeginmig fakat
ayni zamanda BirlegikDevleller'in Ortadogu'dan gelen petrol akimim koruyacagt hakkmda ye-
niden garantivermigti. Nihayet 1987 Marti'nda, Ruslar'i bölgeden d1plamakta kararh olarak Bir-
legik Devletler Kuveytliler'e bu igibütünüyle ele alacagim, Kuveytbayragim yeniden dalgalandi-
racagim söyledi. Ruslar'la hiçbir pazarhga girmeyecekti. Sonuçta on bir adet Kuveyt tankeri
Amerikan eskort gemilerigibiAmerikan bayragmin renkleri ile donanmig olarak sefere baglad1-
lar. Birkaç ay sonra da ABD donanma tekneleriKörfez'de seyretmeye bagladL Ruslar'a yapacak
pek bir gey kalmamtytt. Tek yaptiklan kendi tankerlerindenbazilarim Kuveyt sularmda görevlen-
dirmek oldu. Ingilizve Fransiz donanma üniteleri de, Italya,Belçika ve Hollanda'dari gelen ge-
milerle birlikte, donanmanm özgürlügünü korumaya yardimci olmak için Körfez'e girdiler.Ja-
ponlar'a gelince, anayasalarmm gemi göndermeyiyasaklamasinedeniyle katkismi bagka gekilde
gösterdi. Bu ülke Körfez petrolüne fazlasiyla bagLmhydt Bu nedenle Japonya'dakiAmerikan
kuvvetlerine, Hürmüz Bogazi'nda kurulan bir tür hassas yön gösterici için (precision locator) ya-
tinm yapti, BatiAlmanya ise bazi gemileriniKuzey Denizi'nden çekipAkdeniz'e göndermek ve
söyledigine göre, böylece Birlegik Devletler gemilerinin Körfez'de ve Körfezdolaymda göreY
yapmasma olanakvermek suretiyle yardimci oldu. Ancak bu defa da, ABD ile Iranarasmda bü-
yük bir çatigmaolasihgl belirmisti.
1988 ilkbahanna kadar Irak, kimyasal silablarkullandigindan, kazanan taraf olmayibagar-
migti.Bu ara, Iran'in savaga devam azmi ve yetenegi de giderek zaylflamaya baglamtçti. Yenilgi-
ye ugrayan Iran'da Humeyni'ye verilen destek günden güneazaliyordu.Artik gönül1üolarak sa-
vaya katilanlarm sayisi pek azdi. Tüm ülke savagm getirdigi bezginlik içindeydi. Bir ay íçinde sa-
dece Tahran'a 140 lrak füzesi atilmlytt
Ayetullah Humeyni yaghve herkesin bildigl·gibi çok hastayd1. Ölümünden sonra yerini ki-
min alacagi konusunda sayisizmanevralar çevriliyordu. Bunlardan biri iranParlamento sözcüsü
ve Kara Komutan Vekiliolan Ali Ekber Hagimi Rafsancant'dir. Bu kigivarlikli bir ailenin çocugu-
dur. 1970 yllmda,Sahdöneminde Tahran emlak kurumunun fistik yetigtiricilere yaptigi yardim
sayesinde servetini büyütmügtü. Rafsancani, Humeyni ekolünden gelme,onun ögrencisi ve mü-
"re-
ridi olan, 1962'den baglayarak Sah'amuhalif olmuy bir kipidir.BirlegikDevletler'le girigílen
hinelete karç1 silah" görügmelerinekatilmigti. Íranpolitikasmm teokratikyoldan idaresi yönte-
mini seçtigi için halk arasmda köpekbahgi anlamma gelen "Kuseh" lakablyla tanmir. Humey-
ni'den sonra ÌslamCumhuriyeti'nin en üst konumunda karar veren kipisidir.Rafsancani artik sa-
vagt bitirmek için bir yol aramanin zamam geldigi kanaatine varmigt1.Iran'martik savagi kazan-
ma gansi kalmamigti. Üsteliksavag masrallan da kaldinlamayacak kadar büyüktü ve smir tanim1-
yordu. Büyük kaylplarm devami halinde Ayetullah'm rejimi ve gelecege ait beklentileri de tehli-
keye girebilirdi.Aynca, Irak her gün giderek kuvvetlenirken Irandünyada diplomatik ve politik
alanda yalmzhga terk edilmigti.
Ìlerikigünlerde Amerikan donanmasmin Körfez'deki mevcudlyeti Ìranile arada büyük bir
çatigmayayol açacakti. Ancak bu çatigmahig beklenmedik, çok trajik bir düzeyde oldu. 1988
Temmuz ayi bagmda, Íran savag gemileriyle karg1hkli ateg halinde olan ABD destroyeri Viscen-
nes, içinde 290 yolcu bulunan bir iran Airbus uçagLm yanhghkla dügman sava; uçagt sanarak
.

dügürmügtü. Su korkunç bir yanhglikt1. Ne var ki Íran'mliderlik düzeyindeki yetkilileri bunun

716
bir yanhglik olduguna inanmamig, Amerika'mn Iran'la dogrudan savagagirmek için pençelerini
gösterdigianlaminda yorumlamigti. Onlara göre amaç Tahran'daki rejimi alaçagt etmekti ve
Amerika Iran'la dogrudan bir askeriçatigmahazirligindayd1. Iran ise bu zaylf durumunda Ame-
rika'ya kargi koyamazd1. Bu dügünceler sonucunda BirlegikDevletler'e kargi çikmaktanvazgeç-
meye karar verdi. Ayrica, kazadan sonra kendine diplomatik destek bulmaya çaligmtçve baçan-
h olamamigti. Su da Íran'mpolitik aç1dan ne denli yalmz oldugunu yöneticilere göstermigti.
Tüm bu faktörler Iran't savaga devam azmini bir kez daha ivedilikle gözden geçirmeye zorla-
migtir.
Yine de Rafsancani bu defa çok güç1ü bir biçimde Ayetullah Humeyni ile bag etmek zorun-
da kald1. Humeyni intikam peçindeydi ve Saddam'm bagmi istiyordu. Ona göre Saddam'in bagi
bangm bedeli olacakti. Ancak fran'mkonumuna ait gerçekler Humeyni'nin çevresince iyi gayet
bilindignden, sonunda galip gelen Rafsancani oldu. 17 Haziran'da Íran,BirlegmigMilletler'e
bagvurarak ateykes istedigini bildirdi. Humeyni sonradan bu olay hakkmdaki duygulanm
qu söz-
lerle ifade etmigtir: "Bu karari almak öldürücü bir zehir içmekten daha aa geldi. Ben bu konuda
kendimi Tann'mn arzusuna biraktim ve onu hognut etmek için bu zehiri içtim." Ancak Humey-
ni'nin intikam tutkusu hâlâ doyurulmuy degldi. "Tann'nm izniyle, kalplerimizin derinlignde
yatan duygulan vakti gelinceyekadar bagnmizda tutup günü geldiginde El Suud Ye Ameri-
ka'dan öç alacagtz" diyordu. Ne var ki Ayetullah'm o günü görmeye,ömrü vefa etmeyecekti.
Ïran'inBirleymigMilletler'e gönderdigi mesajdan sonra aradan bir dört hafta daha geçmig,
bu ara sayisiz görügmeyapilmig, Irak ancak ondari sonra ateykesi kabul ettigini bildirmigtir. Ateg-
kes 20 Agustos 1988'de yürürlüge girdi ve ondan sonra da Irak sekiz ylldir yapmadlglmJaplþ
Kärfez limanlanndan sembolik petrol sevklyatina bagladt Bu yüzyil bagmda, Ortadogu petrol sa-
nayiinin baglangiç noktasi iglevini yapmigolan ve 1980'de, savagm ilk günlerinde tahrip edilen
Abadan rafinerisini yeniden onarma niyetini duyurdu, Bagladigmdan sekiz yll sonra, nihayet
Iran-Irak Savagi,frak'm lehine son buldu. Bagdat açismdan Irak savagi kazanmigti ve gimdi sira
Körfez'de en egemen siyasi güç, dünyamn bir numarah petrol güçlerinden biri olmaya gelmigti.
Ancak Iran-Irak Savagi'nm son bulugu çok daha kapsamli, etkisi uzaklara ulaçan bir önem içerir.
Savagmbitigi Ortadogu'dan serbestçe akan petrole yapilan tehditlerinde
.nihayet

son buldugu-
nun igaretidir. Íran Körfezi kiyllarinda silahlarm susturulmastyla, on beg yll önce Ekim Sava-
I'yla, bagka bir
suyolunda, Süvey; Kanall'nda baglatilan sürekli kriz dönemi de son bulmug gö-
rünüyordu.
Yeni bir çagin dogdugunu igaretleyen sadece savagm bitigi degildir. Petrol ihraç eden ülke-
1erle tüketici ülkeler arasmdadegíçmekte olan iligkiler de bunun diger bir göstergesiydi. Kimin
egemen olacagt konusu artik sonuca baglanmig, petrolün sahibinin petrol ihraç eden ülkeler ol-
dugu anlagilmigti. Onlar için asil önemli olan, 1980'ler açismdan umursadiklan konu,
pazara ke-
sin olarak girmekti. Günün birinde üretici ülkeler tüketicileretahminleriayan daha büyük es-
neklik ve daha çok seçme hakki tanmdigimögrendiklerinde, tüketicileriçin "arzda
güvence" ne
denli önemliyse kendileri için de
"talepte

güvencenin"o kadar Onemlioldugu kamsma vardilar.


Petrol ihraç eden ülkelerin çogu kendilerinin· güvenilir petrol saglayici oldugunun tescilinive
petrolün güvenilirbir yakit oldugunun kabulünü istediler. Hükümranhk konusu halledildigine,
sosyalizme de kötü gözle bakildigma, ayrica Kuzey-Güney çatigmasi geride.kaybolan bir ani ola-
rak birakildigma göre, artik petrol ihraç eden ülkeler ekonomik ve politik konulara daha çokegi-
lebilecek duruma gelmigti. Sermaye. bulmak için bunlardan bir kismi, kendi bölgelerinde
1970'lerde_yüzlerinekapatilan özel girketlerin kapilarmi çalmayabagladi.
Diger petrol ihraç eden ülkeler ise, mantigt geregi daha da lleriye gidip-
-entegrasyonun

endüstri tarihindeçok güçlü bir tema olan, pazara giden rezervleri yeniden kazanma çabasina
girdi. Petrol ihraç eden ülkelerden bazilanna ait devlete bagli girketlerse,özel girketlerinilk uya-
my tarihinde çok defa gõzlendigi gibi, onlarla aym egilimiizleyerek çikig yolu elde etmek için

717
akim" sisteminekayd1. Petroleos de Venezuela, BirlegikDevletler ve Bati Avrupa'da çok
"açagt

büyük bir rafineri ve pazarlama sistemi kurdu. Kuveyt ise kendini entegte bir petrol girketine
O 8" firma adlyla Bati Avrupa'da sayisiz rafineri ve Avrupa'da binlerce benzin is-
'
dänügtürerek,
tasyonu kurdu. Kuveyt bu noktada da durmamigtir. 1987 yllmdaMargaret Thatcher, Winston
Churchill'in 1914 tarihli kararnamesini degigtirerek hükümetin British Petroleum'daki yüzde
5 l'lik hissesini satti. Kendi görügüne göre bu hissenin ulusal aç1danartik hiçbir yaran kalmamig-
t1ve Íngilizhükümeti bunu nakite çevirmekten memnun olacakt1.Bu noktada Kuveyt el çabuk-
luguyla harekete geçip BP'nin yüzde 22 hissesinin üzerine oturdu. Sunu da belirtmek gerekir ki
BP 1975 yllma kadar Gulf Sirketi'yle beraber Kuveyt petrolünü geligtirmeyeçahqmigve onun
.
sahibi olmug girkettir.Kuveyt'in bu davrarngi ingiliz hükümetini kizdirmtçti. Bu yüzden Ku,
veyt'in girketteki mal varligim yüzde 10'a indirmeye zorlamqtir.
Iran-Irak Savagi'mtison buldugu hemen aym an, Aramco ortaklarmdan Suudi Arabistan ve
Texaco, ortaklaga yeni bir girigime girdikleriniduyurdular. O günlerde Texaco'nun bagt derttey-
di. Pennzoil Sirketi, Getty'den devralmanlar konusunda Texaco aleyhine Texas mahkemesinde
açtigi davayi kazanmig ve Texaco'yu 10 milyardolar cezaya çarptirmigtL Aynca Texaco, drama-
tik bir farklilik arz eden dünya petrol endüstrisinde gelecege yönelik uzun vadeli projelerini na-
sil gerçeklegtirecegi konusunda yeterli bilgiye de sahip degildL Suudi Arabistan pazara glrebile-
cegi hakkinda Texaco'ya teminat vermig ve ortaklik kurulmugtu. Yenianlagma geregince,Suudi
Arabistan Birlegik Devletler'in 33 eyaletinde Texaco'ya ait rafinerilerden ve benzin istasyonla-
rmdan yüzde elli hisse aldL Bu anlagmaaynca Suudiler'e istedikleri takdird,eBirlegik Devlet-
ler'deki satiplardan günde 600.000 varil petrol alma hakkini da garantiledi. Suudiler'in1985'te
fiyat çöküsü gecesinde, günde 26.000 varile dügtükleri animsamrsa, bunun ne kadar büyük bir
birlegme" endüstriyekalicl istikrar getirmedeve
"yeniden

hak oldugu kolayca anlagil1r.Bu tür


hem üreticilerin hem de tüketicilerinkarç1 kargiya oldugu riskleri gidermedeyararli olmuytur,
Ìran-lrakarasmda ateykes saglanmasmdan birkaç ay sonra, eski petrolcü George Bush, Re-
agan'm yerine Birlegik Devletler Bagkant oldu ve 1980'li y111ardönülürken Sovyetler'leBati
dünyasi arasmdaki duvarlari ylkarak, inanilmaz bir gekilde hem sembolik hem de gerçekolarak
Sovyetbloku ülkelerini Bati demokrasisinden ayiran engellerl ortadan kaldirdi. Böylece 1980-
1990 arasindaki on yllda hiç beklenmedik bir gey yapip globalbarigin yerlegmesine yol açmigtir.
Bazilarinm görügünegöre ileriki ylllarda uluslar arasinda rekabet ideolojik degil ekonomik ola-
caktir. Diger bir deyigle,uluslar mal ve hizmet satma yangma glrecek, bu amaçla mücadele vere-
cek ve sermaye sorununu gerçekten uluslararast arena olan piyasada halledecekti. Durumun
gerçekten böyle olmasihalinde petrol yakit olarak dünyanin gerek sanayilegmiggerek sanayiley-
mekte olan ülke ekonomilerinde çok yagamsal bir tüketim maddesi olmay1sürdürecekti. Üreti-
ciler ve tüketicilerarasmda pazarhk konusu oldugu için de dünya gücü politikasmda en önemli
yeri iggaledecekti.
Yine de 1970 ve 1980'li yillann onca çalkantismdanönemli bazi dersler çikartlmigti.Tüke-
ticiler,yagamlarmm esas kaynagi olan petrolün degerini nihayet antamtytt. Üreticiler de sonunda
pazari ve mügteriterini küçük görmemeyi ögrenmigti. Bütün bunlar, sonunda ekonominin politi-
kasi kargismda öncelik kazanmasi, çatigmadançok igbirligine önem verilmesi veya en azindan
böyle görünmestylesonuç1and1.Ancak, acaba ylllar geçtikçe büyük dram günlerini yagamig olan-
lar çekildikten,sahneyi bagkalanna biraktiktan sonra bu çok önemli dersler hatirlanacak miyd1?
Ínsantoplumundadaha ilk günden servete ve güce kargi dayanilmaz bir egilim var olmuçtur. Eu
insanm yapismin özündedir. Geçenyll, 1989ilkbaharmda New York'taki bir toplantida,önde ge-
len büyük bir ihracatçt ülkenin petrol bakam 1970'li, 1980'li ylllann tüm savaglarinatamk olmuy
"realizm"den

biri sifatlyla, üreticilerin ve tükëticilerinkargi kargiya oldugu yeni ve her ikisinin


edindigi derslerden bir konugmada uzun ve aynntih olarak söz etmigtir. Konuçmasmi tamamla
diktan sonra bakana bir soru yöneltildi; bu derslerin ne kadar zaman hatirlanacagt soruldu.

718
Bakan, soru karysmda.oldukça gagirmigolarakbir dakika bekledive sonra pu yamti verdi:
"Ammsatmaya gerek kalmadan üç yll kadar" dedi.
Bu konuçmanin üzerinden bir yll geçmeden adi geçen saym bakan görevindenalmdi ve
bundan bir ay sonra da ülkesi iggal edildi.

719
Sonsöz

1990 yaz aylarmda dünya hâlâ Soguk Savafm sona.ermesiningetirdigi agin zindelik içindeydi ve
artik bançç1 bir dünyanm keyfini sürüyordu. Bunun nedeni 1989 ylhmn hiç kugkusuz annus mi-
rabilis yani mucizeylli olmasmdan, uluslararasi düzenin bu yll içinde yeniden kurulmasmdan ile-
ri gelmigtir.Dogu-Bat1.çatigmastartik geride kalmigti. Dogu Avrupa'daki komünist rejimler Soguk
Sava(in büyük sembolüBerlinDuvan'yla birlikte çöküp yok olmugtu. Sovyetler Birligl,nedeni
sadeceekonomik ve politik degigime degil, aym zamanda uzun süredir baski altinda tutulmuget-
nik milliyetçiliginpatlamasma dayanan çok büylik bir transformasyonununiçindeydi. Çokaz bir
"demokrasi"

süre önce, gerçekçi olmadigt gerekçesiyle agza bile alinmaylp bir kenara itilen söz-
cügü artik birçok ülkede egemen olmaya baslamigti. Almanya'mn birlegtirilmesi soyut bir konu
Ve konugma mevzuu olmaktan çikmig,çok önemli soriut bir gerçek olarak benimsenmigti.-Al-
ül-
manya,birlegmiggekliyleAvrupa'nmsüpergücü olma yolundaydi. Japonya'yagelince artik bu
keye global fmans gücü olarak bakiltyordu. Göründügükadanyla gelecegin para ve pazar çatigma-
lari da globalolacakti. Gelecege ait bu tablokipilere olagan görünüyordu.O kadar ki bu kipilerya-
de sonu" olarakgörmügtür.
"tarihin

ganan günleri sadeceSogukSavagm sonu degil,


Bu ara petrol, çevre sorunlan içinde gündemde üst siradaki yerini koruyordu, ancak bu-
dügük
nun diginda artik önemini yitirmi , stradan bir tüketim maddest olmugtu.Petrol fiyatmm
olmastndan tüketicilermemnundu. Gerçekten de, II. Dünya Savagl'ndan bu yana Amerikall sü-
rücüler ilk defa benzin igin bu kadar ödüyordu; ne de olsa dünya petrol rezervi büyük
az para
bir artig göstermig, 1984 ylhnm 670 milyar varilinden 1990'da 1 trilyonvarile çikmigt1.
Yine de memnun olmak için onca sebep varken, önlem almmastm gerektirensebepler de
yok degildi. Dünya petrol rezervinin gerçektenbüyük hacimde büyüdügü dogruydu. Ne var ki,
buradaki petrolün tümü Íran Körfezi'nin be; büyük petrol üreticisinden ve bir de Venezuela'dan
gelmig petroldü. Sistemegirmeyi bekleyen büyük ve çegitlistok, OPE C kaynakli olmayan petrol
ise hiç yoktu. Bu durum tipki 1973 kriz döneminde Alaska, Meksika ve Kuzey Denizi'nde yaga-
nan duruma benzer. ÌranKõrfezi'nin dünya petrol rezervleri içindeki payi pimdi gerçekten top-
lam miktarm üçte ikisini bulmuçtu.
Íktisadiaçidan, petrol tablosunun 1980'lerin bagmdaki tabloya hiç benzemedigi, daha
çok 1970'lerin bagmi ammsattigtsöylenebilir. Dünya petrol pazan giderek daralmaktaydi. Ta-
lep hizla artma egilimindeydi. Amerika'mn üretimi patlama dönemini yagiyor, 1986 ve 1990
arasi günde iki milyon hesablyla artig gösteriyorduki, bu 1989'da 13 OPEC
ülkesinden onu-

nun bireysel- üretim hacminin daha fazlas1demekti. Birlepik Devletler


ithalati en üst düzeye
ulagmig,daha da yükselme egilimine girmigti. Dünya bir kez daha iran Körfezi petrolüne ba-
marjl" giderekkü-
"güvence

gimllyd1. Talep ve üretim kapasitesi arasmdaki bogluk demek olan


çülüyor, bu da pazan karmaçaya ve kazalara kargi daha açtk ve duyarh yaplyordu. Eu marj
1980'li ylllarm ortasmda iran-Irak Savagi'ndabir tehlike yaratmayacak kadar büyüktü, ancak
artik durum farkliydt

720
Petrol flyatlan daha ne kadar yukanya çtkabilirdi? Bu, yeni petrol kapasitesinin dünyaya ne
süratle dagitilacagma bagliydi. Fiyatlar ucuzladigi ve petrolün güvencede _oldugu kanaati yaygm·
lagtigt için konservasyon konusu artik õnemini kaybetmig, gündemden çikartlmigti. Alternatif
kaynak geligtirme sorunu ise unutulmug,önemini daha da yitirmigti. Tüm bunlara ilaveten bir-
çok ülkede topyekt^1n bir hareketsizlik hâkimdi,.ki bunun enerii ile çevresel konular arasmdaki
anlagmazligt çözmede yeteneksizlik anlamma geldigisöylenebilir. Yine de enerji krizleri dönemi
arkada biralolmt; giblydi. 1990 ilkbaharmda ABD Senatosu'nun bir oturumunda büyük bir krí-
zin olasiligt tartigilmly,sonunda bu ihtimalin çok zaylf oldugu, en az gelecek birkaç yll için asga-
ri düzeyde kalacagi kamsina varilmigttr. Aynca gelecegi okuyan bazi analistler de 1990 ilkbaha-
rmda, en az on yll için herhangi bir petrol krizinin söz konusu olmadigim duyttrmugtur.

Irak Harekete Geçiyor


l Agustos 1990 günü sabah saat 2.00'de ileriye dönük iyimser tahmir11er bir anda ylkilmigti. Bu
saatte yüz bin askerden olugan bir Irak ordusu hiçbir direnig görmeden Kuveyt'i iggale baglad1.
lçte Soguk Sava; sonu yaganan ilk kriz böylece jeopolitikpetrol krizine dönügmügtü.
Bu tarihten önceki birkaç yllda, petrol ihracatçilan, tüketiciülkelerle 1970'lerde koparilan
baglari yeniden onarmak için bir hayli çabagöstermigti.Rezervlere büyük ilaveler yap11digiiçin
üreticiler giderek tükenen bir kaynagi süratle harcamig olmaktan üzüntü duymamigti. Tam aksi-
ne, güvenilir, uzun süre var olacak petrol saglaylciolduklanm göstermekistemigler, enerji rezer-
vi olarak tanmmaktanve de petrolün güvenilir oldugunugöstermekten hognut olmuslardi. Pet-
rolün pazara, pazann da petrole gereksinimi vardi; bu kargilikit öz çikarhesabmm istikrarli,.yapi-
ci, çekigmesiz bir iligkinin yirmi birinci yüzyila kadar uzanacaginainanmiglardi.
Bu ülkeler içinde tek istisna Irak idi. Baghca mügterileri olan sanayi dünyasma duydugu
hasmane duygulan saklamiyordu. 1990 Haziram'nda Irak diktatörü Saddam Hüseyin petrol de-
nen silahm pekâlâ bir kez daha kullamlabilecegi hakkmda Bati'yi uyarmigti. Ilerici oldugunu id-
dia etmesine kargin aslinda SaddamHüseyin garip bir gekildeolaylan çarpik gösteren, entrikaci
biridir. Kendisini 1950'll ve 1960'h yillarm ulusal söylem ve öfkesiyle özdegleptirmigti.Sözgeli-
mi, Dogu Avrupa ve Sovyetler Birligi'nin Stalin teröründenve ikiyüzlülügünden aynlmaya çahg-
tigi bir gündeJoseph Stalin'i kendine model olarak aldigim söylemlytir.Saddam Hüseyin kendi
ürkütücü kipiliginikendi bagina yaratmig bir kipidir.Hüseyin'in büyük boy portre ve fotograflan
ülkenin her yamna astlmigti ve herkes bunlan görebiliyordu. Varhgl tüm ülkede her yönüyle hâ-
kim ve hazirdi. Öyleki 1990'da, Kuveyt iggalinden bir ay evvel, "Saddam Hüseyin'in her yerde,
çocuklarasaglanan bir gram sütteve Irakh'nm giydigiher temiz yeni cekette var oldugu" büyük
bir gururla beyan edilmigtir.Kigiselacimastzligtyla da ün kazanmitti. Ortadogu'dadagitilip elden
ele dolagan video kasetler, Hüseyin'in takiplerini nas11temizledigini, idam edilen askeri persone-
lin cansiz bedenlerinin nas11kasaplik et kancalanna astlip teghir edildigni gösteren sahnelerle
doluydu. Hüseyin'e bagh askeri güçler,kendi ülkelerinde hem franlilar'ahem de Kürt.kadmlara
ve çocuklara kargi zehirli gaz kullanmigtir. Bir gün, ülkeyi ziyaret eden bir batth, 1990 Hazira-
ni'nm son günlerinde Hüseyin'e acimasiz olarak tamndigi için rahatsiz olup olmadigim sordu-
gunda,diktatör büyük sogukkanl111kla,guyamt1 vermigti: "Zayiflik bir liderin hedefine ulagma-
sinda bagengel teykileder."
1985'ten beri Irak devamli silah satm ahyordu ve dünyano en büyük silah alicisiolmugtu.
Aynca silahlann geli tirilmesidenebilecek bir kampanyaya da katilmigti. Bu kampanya, entrika-
ci, gizli bir silah gebekesi tarafmdandesteklenmekteydi. 198l'de ÍsrailSaddam Hüseyin'in nük-
leer silah tesisinitahrip etmigti, ancak bu Hüseyin'i niyetinden vazgeçirmemig, tam aksine bu
tutkusunu geligtirmigtir.O kadar ki, kamuoyu kargismda açik aç1k
"kimyasal
silahlar gücü" kur-
dugunu höbürlenerek söylemektenbile çekinmemigtir. Irak kapah bir polis rejimidir. Saddam

721
Hüseyin ise kipisel olarak amaçlanmhiç de kapali tutmamig,tam tersine dünyaya ilan etmigtir.
Arap dünyasma egemen olmak, franKörfezi'ndehegemonya kurmak, Irak'i dünyanm en önde
gelen petrol gücü yapmak ve sonunda daha büyümüg.olan Irak'tglobal askerigüç konumuna
getirmek. Ne var ki finans açisindan durumu çok kötüydü. Saddam Hüseyin'in yol açtigi Ìran-
IrakSavagiülkede yanm milyon ölüye, çok agir savagsakathklannamal olmug, ülkede had saf-
hada ekonomikdurgunluk yaratmigti. Eu yetmezmig gibi on sekiz milyonluk Irak ülkesinin bir
milyonluk ordusunu da beslemesigerekiyordu.Hüseyin durumu kurtarmak için flyatlarm ivedi-
likle yukan çekilmesiniistedi. Irak toplam petrol gelirininyaklagtkyüzde 30'unu Saddam'm sa-
baski yo-
vag mekanizmasmaharclyordu; bir yandan da durmadan dünyamn bazi yerlerinden,
luyla yeni, Oldürücü ve bazen de hiç bilinmeyen acayip silahlarsatm ahyor, bunlarm uluslararasi
faturalanm ödemiyordu.
1990 Temmuz aymda, Irak, petrolde ucuz flyat stratelisiuygulamakla tamnan Kuveyt sim-
askeri kuvvet sevk etti. Sinir savagidenebilecek bu yürüyügte askeri güç
.kiqilik

nna 100.000
Hüseyin'in yüklendigi "Ícraatçi"rolünde araç 01arak kullamimigtir.Yürüyügün hedeli Kuveyt ve
BirlegikArap Emirlikleri gibi ülkelerin kotayi uyguladiklanm garantilemek ve OPEC flyatlarimn
arttinlmasim saglamakti. Eu girigime Kuveytkisa bir tereddütten sonra tepkigösterdi.Emir haz-
retleri, Irakhlar'm eleptiri odagt olan Kuveyt petrol bakamni tepeden inme iyten aldi ve yerine
bagkasmiatad1.Bununla da kalmay1pArap Emirlikleri'yle beraber üretimini dizginledi ve OPEC
kotasma uymaya bagladt 1990 Haziran ayi ortasinakadar, sahtekarhk yapan, OPECkotasmm
d1;ma ç1kantek bir ülke kalmigtt, bu OPEC'e kendi kendini tayin etmíç olan icraatgi ülke Irak
idi. Bir iddiaya göre.frakli askerler de Saddam Hüseyin tarafmdankullamlmig, büyük petrol yata-
g\nasahipbir smir anlagmazhginda Kuveyt'i tehdit etmigtir.Ayncabu askerlerin Kuveyt'e ait iki
adayi Irak'a teslimetmesi için bu ülkeyi tehdit etmesi de iddialar arasmdadir. Ancak qurasi ger-
çektir ki, Bagdat'm aklmda hundan çok daha faziasi vardi ve asil hedefi tüm ülkeyi iggal edip
kendisine katmakti. Stratejiksürpriz yapmasmdakien uç hedef buydu. Herkes askerlerin orada
oldugunu biliyor, uydu devletler ortadan çekillyorancak yine de hiçbirinin akhna ileride göre- "son

cekleri muameleye muhatap olacaklan gelmiyordu. istihbaratuzmanlan bu ülkelere daki-


ka acil uyansi" yapmigsa da bunlann hiçbiri, Misir Devlet BagkaniMübarek ve ÜrdünKrali Hü-
seyin de dahil bu uyanlara kulak asmamiglardir. Bunun nedeni Saddam Hüseyin'in kendilerine
dügmanca hiçbir harekete geçmeyecegine dair söz vermig olugudur. Iggalleberaber, Kuveyt kra-
liyet ailesi ülkeden kaçti ve bu küçücük ülke böylece Irak'm eline geçti. Kuveytliler iki yüzyih
agkin bir süre ülkelerinde sükûnetle yagamig, komgulanyla büyük güçlerarasmdaçatigma çik-
bile, olumlu
masim önlemig bir ulustu. O kadar ki Irak kuvvetleri simrlarma dayandigi zaman "sürpriz"

davramplanyla Irakhlar'i yola getireceklerini ümit etmiglerdi. Ne yazik ki bu defa bas-


kma ugram1plardi.

Körfez Krizi
Hareketlerine gerekçe olarak Hüseyin makul clarak öne sürdügübir dizi neden göstermigtir.Ku-
veyt'in hakh olarak Irak'a alt oldugunu, batih.emperyalistlerin zorla bu ülkeyi kendilerine bagla-
digim iddia etmigtir. Ashnda Kuveyt'in tarihi 1756 yllmda, BirlegikDevletler'in bagimsizhgim
flan ettigi tarihten yirmi yll õncesine, dört yüzy11Osmanli imparatorlugu'nunparçast olmuy üç
eyaletin 1920'de birbirine baglanmasiyla meydana gelenrnodernIrak'm kurulugundan çok da-
ha geriye uzamr.Osmanhimparatorlugu'ndan ayrihymdanbirkaç yüzyll önce de daha bagka bir-
çok imparatorlugun eyaletlerinden biri olmugtu. Irakhlar ingilizler'in Kuveyt'le araya sinir koy-
ma nedeninin Irak'a hak ve petrol tammamakiçin oldugunu
iddia etmigtir. Ashnda 1922 Konfe-
rast'nda kabul edilen simr (kiKuveyt'e topragmmügte ikisini kaybettirmigti) Türkler'in1913'te,
Birinci Dünya Savagt'ndan önce kabul etmig oldugu simrm basit bir kopyasid1r. Aynca gunu da

722
eklemek yerinde olur ki, 1922'de petrol uzmanlariKuveyt'te hiç petrol olmadigim raporla ifade
etmiglerdir.
1980'de Saddam Hüseyin çok ciddi, kendisini neredeyse konumundan edecek büyük bir
hesap yanligi yapmigtir. Savagm çok kisa sürecegini, Iran'i devirmenin sadece birkaç hafta alaca-
ginitahmin etmigti. Ne var ki yamlmigt1ve yeni1gldüzeyine gelen Irak olmugtu.Bundanon yll
sonra, 1990'da bu defa Kuveyt'i kolayca yutabilecegini ve bunu dünyaya Fait accompli yani bir
oldubitti olarak kabul ettirecegini dügünmügtür. Bunun dünyada yakmmalardoguracagi ancak
her geyin bu kadarla kalacagt inancmdayd1. Kendisi de bu ara hemen bir gece içinde parasal so-
runlan çözebilir ve muhtegem diye adlandirdigt askeri ve politik tutkularimkolayca tatmin eder-
di. Arap dünyasmm tek kahramani olacagtm ve istese de istemese de bat111 ülkelerin kendisi kar-
ismda egilip selam duracagini sanmigtl.
Ne var ki hesaplari yanh; çikmig, düglerinde yanilglya ugram1çti ve bu da ikinci sürpriz-
di. Kuveyt'e kargi girigtigi harekât muhalifleri arasmda beklenmedik hognutsuzluk yaratmig,
uluslararasi çevredeve Arap dünyasimn birçok ülkesinde dügman kazanmasma neden olmug-
tur. Kuveyt iggalinden sadece birkaç gün sonra George Bush bu konadaki fikrini dünyaya gu
sözlerle duyurmugtur: "Bu olay, Kuveyt'e kargi girigilen bu iggal hareketi devam edemez."
Sözlerini boga söylememigti.Bu konuda öncülügü Bush'un yirmi ylldir tamdigi diger liderler-
le kipisel iligkiler kurmak suretiyle Birlegik Devletleryapmigttr. Bu liderlerle igbirligi yaparak
muhalif çevreyi olugturmug ve koordine etmigtir.Irak, yakm zamana kadar müttefikleri olan
Sovyetler Birliginezdinde ç1karlarmmve konumunun ne denli degigmig oldugunu anlayama-
m1çti. BirlqmigMilletler 1930'lu yillarda Cemiyet-iAkvam'm yapamadigini yapmig, iggal ola-
y1m kinadigim belirterek ambargo uygulamastnibagarmigtir.Ancak Kuveytigi böylece sonuç-
lanmadi. Irak kuvvetterinin durump, d1paridanikmal görmesi,bu ülkenin bir kez daha
savun-
masi zaylf olan Suudi Arabistan topraklarinayeni bir hareket düzenleyecegini gösteriyordu.
Birçok ülke, Hüseyin'in bu defaki hedefinin Suudi Arabistan olabilecegt korkusuyla bölgeye
askeri kuvvet gönderdi. Bu girigimdeen büyük katki Amerikan kuvvetlerinden gelmigtir.
Amerika bu girigimini çok eski ylllara, Harry Truman dönemine dayanarak yapmig, 1950'de
Harry Truman'm Ìbni Suud'a gönderdigt garanti mektubunu davrampmtn gerekçesi olarak
kullanmi tir.
Krizin geritepme olasiligt1990'll yillar ve yirmi birinci yüzy1l için çok büyük yeni krizler
demekti. Eger Saddam Hüseyln Kuveyt'i almayive tutmaylbaçarsayd1,OPECüretiminin
20, dünya petrol rezervlerinin de yüzde 20 dogrudan kontrolünü ele geçirmig olacak ve kompu
¾zde
ülkeleri sindirecek konuma gelecekti.O takdirde kugkusuz Iran Körfezi'nin
en egemen gücü
olur, ken.dini iyi teçhiz ederek Iran'layeniden savaga girerdi. Büyük olasilkla bununla da yetin-
mez, ekonomik özgürlüge sahip oldugu için çok daha ciddi adimlar atard1.
Komünizmin çökügüve SovyetlerBirligi'nin bagina gelenler sonunda dünyada tek bir sü-
per güç olarak BirlegikDevletler'i birakmigtL Ancak Irak'm Kuireyt'i ilhaki halinde bu degigebl-
lir, Irak da yeni bir süper güç olabilîrdi. Bundan on bir yll önce ÌranKörfezi'nin önde gelen be;
büyük üreticisinden dördü Batiyanlis1ydt Ama Kuveyt'in Irak'a katilmasiyla Amerika'nm elinde
sadece iki dost ülke kalacaktL GeorgeBush bu tehlikeyizamaninda görebilmigve qu sözcükler-
le anlatmigtir: "Dünyanm büyük petrol rezervlerinin kontrolünün Saddam Hüseyin'e geçmesi
halinde bundan i§lerimiz, yaçam tarzimiz,kendi özgürlügümüz ve dünyanin dört bir yanmdaki
dost ülkelerin örgürlügü tümüylezarar görecek, aci verecektit "

Bat1'da,kamuoyu önünde yapilan bir münazarada, Bushyönetiminin gösterdigi tepki konu


edilmig, tu tepkiyetek blr gerçek neden gösterilmesi istenmig ve aranmigtir. Ancak büyük olay-
larda sikça rastlandigt gibi,
"tek
bir açiklama" mümkün olmamigtir. Bir clasillkla bu, tepki,iggal,
hükümranlik ve geçirilen Soguk Savag düzeni gibi mülahazalardt BirlegikDevletler'de farklt ki-
iler bu konuda farkh görüglerifade etmigtit Baz1kimseler yeni bir Vietnamolasthgmdan ve
ye-

723
ni bir felaket döneminin baglamasmdan söz etmig, bu konuda uyarida bulunmugtur. Bizzat Ge-
bir Vietnam"a meydanvermemek kararmdaydi, ne var ki kendisi de mensup ol-
"yeni

orge Bush
dugu kugagin bir ferdiydi ve geriye, 1930'lara, Adolf Hitler dönemine ve ÍkinciDünya Sava-
gi'nin kaynak noktasina bakmamasi olanaksizdi. IkinciDünya Savagi'ndaelli milyonkigihayati-
durdurulmuy ol-
m yitirmigti. Eger 1936'da HitlerRhineland'da veya 1938'de Çekoslovakya'da
elinde Almanya'dakinden daha çok tank vardi-- belki de bu
saydi o zaman Çekoslovakya'mn
-ki

elli milyonun hayati kurtarthrdi. Aradan y1llar gegmig, dünya bu kez daha bagira bagira yalan
söyleyen, gerçeklerisapttran, vicdansiz bir zalimle kargilagmigti. Su adamin tutkulan smirsizdi.
Baas doktrinleri Irak'in o günkü smirlarmm çok ötesine gidilmesini öngörmügtü. Simdi ülkede
Kuveyt'i ilhaki baçarmig daha büyük bir Irak'la çok daha ileriye gidilecegi, ülkenin muazzam bir
nükleer silah devletine dönügecegi fikri egemendi.
"Petrol faktörünün" ifade ettigi gerçek anlam, petrolün siyasi, iktisadi ve askeri olarakpa-
raya ve güce çevrilecegi idi. Saddam Hüseyin dünya petrol rezervinden ek bir yüzde 10 almanm
ne demek oldugunu gayet iyi biliyordu. Kuveyt'i elinde tutmasi halinde gezegenin en egemen
gücü olacagini, petrol üreten öteki ülkelerin Saddamdiktasi kargismda tipki 1990 yazmda, iggal-
den evvelki gibi, el pençe divan duracagim dügünmügtü. O zaman dünya ekonomisinde tartig-
masiz söz sahibiolacak, iktisadi ve politik alanlardaki líderler kendisine yagcilik yapacakt1. Iggal
için gerek duydugu silahlar kapisma gelecek,teknolojinin sagladigther tür silah emrine amade
olacak, silah ve teknolojiyibüyük pazarlara sokma heveslisi kipiler kapisma gelip en modem si-
lahlari ona sunacakt1. Nükleer ve kimyasal silahlarla donanmig Saddam Hüseyin için Irak'i böl-
genin süpergücü yapmak igten bile degildi. Burada Saddam Hüseyin hayal gücünü daha da igle-
terek ülkesini bir global süpergüce çevirmenin dügünü kurmuçtur. Bu hayalleri belirli bír nokta-
da tutmak, Saddam'idurdurmaya çaligmak aslmda hem çok masrafli hem de çok tehlikeliol-
muqtur. Soglik Savag sonrasi düzen genel olarak 1990 baglannda dügünüldügünden ve ümit
edildiginden çok daha farkli ve acimastzdi. Kisaca ifade etmek gerekirse bu partlarpetrol krizi-
petrol" degil, tipki Birinci Dünya Savap'ndan
"ucuz

nin temelini olugturmugtur. Petrol derken


bu yana oldugu gibi gücün global dengesinde kritik bir eleman olan petrol kastedilmigtir. lyteyir-
minci yüzyikian ahnan büyük derslerden biri budur.

Yeni Petrol Krizi


Karmaga ve ambargo nedeniyle dünya petrol pazanndan aniden 1973ve 1979 krizlerinde oldu-
gu gibi ve aym boyutta dört milyon varil petrol çekildi. Geçmig krizlerdeki gibi bu defa da gele-
cegin neler getirecegi belirsizdi. Bu konudan habersiz olan girketler ve tüketicilerbir kez daha
istiflemeye geçip stok düzdüler. Petrol flyatlan aniden f1rladive finans pazarlan ç1kigageçti. Gö-
rünüge göre yeni bir petrol poku,savag sonu altmci kriz kapida beklemedeydi.
OPEC,Irak iggalinden beri en kötü kriz dönemini yagiyordu. Artik bilinmeyen,askida tu
tulan sorun yalmzca petrol fiyatt olmaktan çikmig,egemenlik ve milli varligi sürdürme konusu-
durdurulan petrol kaybi-
na dönügmügtü. Bu ara, OPEC üyelerinin çogu Kuveytve Irak'tan akigi
yalmzhga itilmiç oldu.
ni telafiiçin öne atilarak üretimlerini arttirdilar. B0ylece Irak biraz daha
Bu ülkeler böylece mügterilerine kargi yeni taahhütlerinide yerine getirmig oldular.
Fiyatm b0yle keskin bír çizglyle yukan çekilmesisadece arzm azalmlyolmasnidan ileri gel- .

memigtir. Bunda endige, korku ve yeni bir çatigma beklentisinin pay1 da vardir. 1990 sonbaha-
rmda, Hüseyin smirda petrol sistemini tahrip tehdidini savurdugunda vadeli pazarlarda fiyatlar
birdenbire varil bagma 40 dolara, krizden evvelki fiyatm iki kattna s1çramigtir.Agiriyüksek flyat-
lar ABD ekonomisinde duraklama egilimini güçlendírmigtir. Ham petrol fiyatinm yükselmesiyle
benzin fiyatlari da, tüm elegtirilere ve scrupturmalara kargin yükseliyordu. Bu dönemin 1973 ve
.
1979 ylllarmdan tek farki bu defa Birle ik Devletler'de pazarlan denetleyecek herhangi bir kont-

724
rol mekanizmasombulunmaylpidir.Aynca bu dönemde gaz kuyruklarma ve dagitimda ciddi ak-
sakliklara da rastlanmamigtir.
Global arz sistemini iki faktör etkillyordu; fiyat artiplan ve üretimin arttinlmasi için yapilan
bagvurular. Diger kaynaklardan saglanan
"telafi"
üretimle 1990 Arahk ayma kadar eksik üretim
sorunu halledildi. Tek bagma Suudi Arabistan kapali tuttugu kaynaklarmi üretime sokarak gün-
de üç milyon varil petrol çikarmigve böylelikle eksik petrolün dörtte üçünü saglamigtir. flave
petrolün geri kalan losmi Venezuela'dan ve BirlegikArap Emirlikleri'nden gelmigtir.Bundan bag-
ka üretimini günde 25.000 veya 50.000 varil arttirma kapasitesindeki her ülke bu yança katil-
makta geri kalmamigttr.
Petrol perspektifi açisindan ortada yanit bekleyen bir soru kalmigti. Yent bir çatigmahalin-
de BirlegikDevletler, 1970'lerde kurulan ve Simdi600 milyon-varilpetrol içeren Stratejik Petrol
Rezervi'ni kullanir miydi? Nitekim birkaç ay evvel
"asil

niyetin"ne oldugu hakkinda heyecanh


bir tartigmada açilmigti.Stratejik Petrol Rezervi sadece (SPR) "fiziki
kithk" halinde mi kullamla-
cakti, yoksa ekonomiyi sarsacak büyük bir fiyat dügügünde de devreye sokulacak miydi? Ba211a-
nmn görügüyle bir varil petrolüri 20 dolara satilmasi halinde bu alasihk sÖz konusu olamazdt
Diger taraftan petrol fiyatmm ikiye katlanmaslyla ekonominin bundan agir darbe ylyecegi de
kugkusuzdu. Sonunda 1990 Kasimi'nda bu bir karara baglandi; bir çatt;ma halinde, önceleri Re-
agan yönetiminirt bagvurdugu prensip uygulanacak,StratejikPetrol Rezervi pazara yeterince
petrol verecekti. Böylece panige kapilan istifçilerin 1973 ve 1979'dakine benzer sebep olacagt
sert fiyat artiplan önleninig olacakti.
O yllin sonbahannin son günlerinde arz-talep tablosunungünden güne iyileptijl ve flyatla-
nn dügmeye bagladigt gözlendi.Yinede kiga dogru kriz sürüp gittigiiçin asil temel soru yeniden
gündeme gelecekti. Askeri bir çatigmamn baglamasi halinde durum ne olacakti?

Yanlig Hesap
Mantikli gibi görünmese de bu olasillk glderekkuvvet kazamyordu. Onca diplomatik oyundan
ve batih rehineler olaymdan sonra Irak hâlà Kuveyt'ten çekilecegine dair en ufak bir igaret ver-
miyordu. Sankizamanla oyun oynuyor, zamanm kendi lehine çaligtigmainantyordu. Artik Irak
büyük bir hizla Kuveyt'i kendine katmak için harekete geçmig,haince ve terör uygulayarak Ku-
veyt halkini ülkesinden atmaya çaligiyordu.Hüseyin ayni zamanda kendi aleyhine kurulmuy
olan koalisyonu ylpratip yok edebilecegine de inanmigt1. 1956 Süvey; krizinde 19 yagmda olan
Saddam, Nastr'in Bati ittifakim nasil dagitabildigine tanik olmuçtu ve kendisinin de aynt geyiya-
pabilmesi için firsatlar bulmasi gerektigikarusmdaydt Elinde çok daha büyük bir milletler ko-
alisyonuyla bunu hiç kugkusuz bagarabilirdi. Eu noktada "Ísrail'leaym kartf oynayacak, Arap
ülkelerini koalisyondan çikmaya zorlayacakti. Belki de ba21 batill ülkelere yanagip bölücülük to-
humlari atabilirdi. Hatta belki de Sovyetler Birligi'nden aynbr;onlara yüz çevirirdi.Kisaca, za-
mam geldiginde nasilsa bir yolunu bulup planlanni yagama geçirecekti. Vietnam olaymi, aynca
1983'te birkaç yüz ABD denizcisinin ölümünü dügündükçe bunu bagarmanm çok güç olmadigi-
na inamyor, Amerikan azminin güçlü olmadigi kanisma vanyordtL
Diger taraftan Bush yönetimi de zaman faktärünün bilincindeydi ve zaman kaybetmenin
otuz üç uluslu koalisyon açismdan zararli olacagim biliyordu. Birlegik Cephe daha ne kadar bir
aradatutulabilecekti?Alman kararlar geçerli kalabilir miydi? Ve nihayet Saddam Hüseyin ne ka-
dar sonra dizginleri ele altp Kuveyt'i tahrip edecek ve bu ülkeyi "Irakli" yapacakti? Sovyetler
Birligikendi politik sisteminin baski altinda olugu nedeniyle çok büyük bir istikrarsizlik içindey-
di. Sovyet askeri gücü o güne kadar daima Trak'laiyi illykiler içinde olmuytu. Bu durumda SSCB
koalisyondan ayrilip Irak'in yamnda yer alir miydi? Ve nihayet Amerikan halki 2 Agustos'tan be-
ri aç1klanmakta olan taahhütleredaha ne kadar uyabilirdi?

725
Sonunda Bush yönetimi de Saddam'la aym sonucavardt Kriz ne kadar uzun süre devam
ederse Hüseyin'in ganst da o kadar attacakt1. Ekim ayi sonunda, Kasim ayinm ilk günle-
"zafer"

rinde ABD hükümeti koalisyonun Suudi Arabistan'i savunmaktanöte bir geyler yapmasi gerekti-
ginekarar verdi. Bundan böyle savunma yerine hücum oynamahyd1.8 Kasim'da Bushbir duyu-
ru yaptl. Körfez'de yeteri kadar güçlü olabilmesi için" buradaki ABDkuvvetlerinin
"koalisyonun

büyük saytda arttinldigtnisöyledi. Bu, bölgedeki ABD kuvvetlerinin ikí katina çikanldigi anla-
mmdaydi.
·

Yine de Bagdat'tan bir sürü propaganda gellyor fakat hiçbirhareket gözlenmiyordu. Saddam
Hüseyin franIrak Savagi'ndakendi yuttaglarmdan500.000 kayip vermigti. Bu, nüfusa vurulacak
olursa BirlegikDevletlerbüyüklügünde bir ülke için 7,5 milyon kaylp demektl. Bu kaybm sorum-
lusu Saddam'di; ancak o bu konuda hiçbir pigmanhk göstermemigti. Öyleki, Iran-Irak Savagi'nda
Irak'm zaferini simgelemek için Saddam'myaptirdig dev büyüklügündeki.anitta, iki kilici tutan
eller ttpatipSaddam'm elinin modelidir. Saddam Irak'ta pek çok gehit vermigti, bundan daha faz-
lasmi da vermeye hazirdt BirlegikDevletler'de ise çok az §ehit bile verilecek olsa buna yönetimin
dayanamayacagt kamsindaydi. Aklmca BirlegikDevletler halki yufka yürekli, iradesiz kipilerdi ve
kahci güçleriyoktu. Bu görügünü haziran sonunda,iggalden sekiz gün önce, Irak'taki ABD elçisi-
ne mesaj olarak duyurmug, Amerika'mn 10.000 õlüyü bile kaldiramayacak bir ülke" ol-
"savagta

dugunu söylemíçtir. Simdi de bu görügünü kamtlamak için gösterig yaparak kimyasal silah kulla-
nabilecegini ima ediyordu. Ancak bu noktada bile Saddamkoalisyon üyesi bagkentlerinden gelen
açtk uyan igaretlerini ciddiye almamig ve George Bush'u küçük gördügünü gösterendavraniëlar-
da bulunmuqtur. Acaba Hüseyin bir kez daha yanlighesap içinde miydí?
Artik yirminci yüzy11dan önce bir kez daha oldugu gibi saat hiç aksamadan ilerliyordu. 29
Kasim'da BirlegmigMilletlerGüvenlikKonseyi 678 sayillkararnameyi geçirerekfrak'a
"iyi
niye-
tini göstermek" için 15 Ocak 1991 tarihine kadar süre tamdi;bu süre içinde Irak'm 600 saylli
kararnameyeuyarak Kuveyt'ten çekilmesibekleniyordu, Çekilmedigi takdirde, kararname ko-
Bu Bagdat'a her çevredenakin
"her
ullanna uyulmasi için gereken türlü önlem" alinacakti. ara
akm insan gelmig, bang planma katkida bulunmak ve rehinelerin serbest birakilmasma yardimc1
olmak için çabagöstermigtir.Bunlarm içinde her kesimden görevli vardt; koalisyonun ortaklarm-
dan eski bagkanlara, Demokratik Parti'den Bagkan adayi olacaklara ve eski boksörlere kadar.
Arahk aymda Saddam koalisyonun karatini degigtirmesi ümidiyle yabanci rehinelerden birkaç
yüzünü serbest b1rakti. Ancak bu, Saddam'mtahmininin digtnda ige yaramamigttr. Irak'm Ku-
veyt'te girigtigimezalim artik dünyanin her yanma yayilmigt1.
Bekleme süresi akip gldlyordu. Gazete yaziiglerinde, televizyonkanallannda, haber mer-
masalari"kurulmuy ve beklemeye geçilmigti.
"sava;
kezlerinde yeni düzenlemeler yapilmig,
Editör Ye yapimctlar askeri bir çatigma halinde görevliferinerelere göndereceklerini planliyordu.
Yine de gunu ilave etmek gerekir ki, esas olarak, bu kipilerden çogu buna gerek kalmayacagma
inanmigttr. Sonunda mutlaka mantik galip gelecek, Saddam kendini temize çikarmanin bir yolu-
nu bulacak, neticede koalisyon liderlerini gülünç duruma sokacaktil
9 Ocak 1991'de DigigleriBakani James Baker Irak DigigleriBakam Tank Aziz'le Cenev-
re'de bir araya geldi. Acaba bu toplantidakapali kilitleri açmak mümkün olacakmiydt? Alti saati
agkmbir görügmedensonra asik suratlyla Baker kapida göründü ve Irak'm konumunda hiçbir
bir yanh; hesapla yeni bir trajikolay" yaratma hazirhgLnda
"yeni
esneklik görmedigini,Bagdat'm
oldugunu rapor etti. Baker Aziz'e, Hüseyin'everilmek üzere Bush'tan õzel bir mektup getirmig,
ancak Aziz mektubu almayireddetmigti.
12 Ocak Cumartesigünü ABD Kongresi, üç günlük tartigmadansonra Senato'da 47'ye
kargi 52 oyla, Temsilciler Meclisi'nde 183'e karç1250 oyla Bagkan'a sava; yetkisiverdi. Birleg-
migMilletler kararlannm uygulanmasi lehine oy kullananlar bunu samimiyetle yapmigti, bu ne-
denle bu kipilerden yaptinmm uygulanmast için sürekli talepgelmekteydi.Amerika'ntn dört bir

726
yanindan çegitli protestolaryüksellyor, Batt Avrupa'nm her yerinde koalisyon aleyhinegösteriler
yapihyordu, KisacaGeorge Bush yalniz birak11m1;tlve güç durumdaydi.
Sonundasürenin bitig tarihiolan 15 Ocak geldi ve geçti. Irak'tan herhangi bir son dakika
"lyi

manevrast gelmemig, sessizlikten bagka hiçbir igaret görülmemigti. niyet süresi" gelip geç-
migti. Artik her gey George Bush'a baghydi. Kamuoyu belki de Bush'un yaptinmi uygulamak
için birkaç hafta veya bir ay daha bekleyecegini dügünmüy olabilir. 16 Ocak'taBush iki ayn din
görevlisiyle konugtu. Irak'l alenen uyardigini, Kuveyt'i iggalden vazgeçip geri çekilmeyebagla-
mamasi halinde koalisyon tepkisininagir ve seri olacagim söyledigini bir kez daha yineledi. 17
Ocak günü, Körfez'e göre sabahm erken saatlerinde700 koalisyon uçagt Irak semalarmda çok
büyük bir saldinya geçtiler.

Tüm Savaglarm Anasi


.
Bazi kimselerin savaym gerçek baglama tarihi olarakAgustos'ta Irak'm Kuveyt'i iggalini göster-
melerine kargin eninde sonunda Körfez krizi hava savagi, Irak komuta ve kontrol merkezlerine
yapilansistemli saldinlarla ve askerive stratelik hedeflerin sik sik degigtirilmesiyle bir ay devam
etti. Koalisyonun olugturdugu uçaklar ve Irak'm hava savunmasim vurdugu roketler herkes için
ve özellikle de ABD Hava Kuvvetlerilçin inamlmaz bir sürpriz olmugtu, ancak AmerikanHava
Kuvvetleri'niasil etkileyen, koalisyonun bunu bu denli kolayca ve bu kadar az kay1pla bagarmig
olugudur.
Ílk gece girigilen hava saldinsinmboyutu ve etkileri petrol pazarmdabüyük yankilar uyan-
dirmig, reaksiyona neden olan en önemli faktör olmuqtur. ilk olarak, tahmin edilebilecegi gibi
petrol flyatmda büyük dügiigler oldu ve bir varil petrolün fiyati 30-40 dolardan 10 dolara indi.
Sonra yíne hemen bir saat lçinde 20 dolara ç1kti, bu suretle iggalden evvelki flyatm dahi altina
dügmüç oldu. Giderekarz durumu da düzelmeye bagladi ve bu düzelme sürekli oldu. Surasi
muhakkak ki, eger gerek duyulsaydt StratejikPetrol Rezervi'nekuçkusuz bagvurulacakti. Kig
mevsiminin geçmesiyle talep de dügmeye bagladi. Artik bu ilk hava saldmsmin Irak'm cesareti-
ni kirdigindan, Suudi enerji sistemine ciddi zarar verme yeteneginin yok edildiginden güphe
edilemezdi. Artik petrol üzerindeki korku yok olup gitmigtive fiziki arz ve talep gerçeklerifi-
yatlan apaglya indiriyordu. Sonuç olarak savagin bagmda masadan kaldinlan petrol fiyati konu-
su, aradan iki, üç ay geçtikten sonra yenidengüncelkonu olmuçtu ve masadankaldinlmasi ola-
naksizdi.
Iraklilar hava savagma kendilerine özgü bir hava savaglyla, Israilve SuudiArabistan'aSov-
yet Scud füzesi atarak cevapverdiler. Irakhlar belki de Israil'eyapilan bu saldirlylaIsrail'insava-
a sürüklenecegni, bunun da Araplar'i koalisyondan çekilmeyezorlayacagim ümit etmigti. Böy-
le bir sonuç hiç ku§kusuz Suudi Arabistan'1 çok zor durumda b1rakirdi.Belki de daha bagka bir
yol izleyerek zayll koalisyondan yararlamp namluyu kara savagma çevirirlerdi. Ancak Israilliler
büyük baski altmda, atege ateglekargihk vermediler. Scud füzelerinin kimyasal silah tagidigL Sa-
mldigndan bunlarm kullamlmast ülkede büyük korku yaratmigttr. Ancakolaylarm gösterdigi gi-
bi füzeler kimyasal silah içermiyordu ve bu yüzden fazla bir zarara neden olmamigtir. Zaman
geçtikçe Scud füzelerinin kullanimi kisitlanmigtir.
Hava savagi sürüp giderken baçan elde edemeyen Saddam Hüseyin askerlerine hava sava-
ymm yakmda son bulacagim, "SavaglannAnasi" olan savagm çok yakinda karada devam edece-
ginisöyledi ve bu konuda söz verdi. Ancak hava savagimn baglamasindan beg hafta sonra kara
savagi, "SavaglarmAnasi" tam bir bozguna dönügmügtü. Irak askerleri, hava savagmdakibagart-
sizlik nedeniyle moralleri bozuk, doktrinle kisitlanmig olarak SaddamHüseyin'in kazanmak iste-
digt çan ve gerefugruna kendilerini fedaya híç de hevesli görünmüyordu Ve ellerinden gelsebu
bog çabadanvazgeçmeye hazirdilar.

727
Diger taraftanmüttefikler ustaca bir plan haztrlamigti. Bu plan aldatmaca yöntemine daya-
niyordu. Körfez'de ABD komutam olarak görevli General Norman Schwarzkopfplanmuygulan,
masinda Alman Generali Erwin RommePin bagucundan hiç eksik etmedigi kitab1ndan esinlen-
migti. General Romrnel bir seyyar savag uzmantydt ye çölde savag yapmanm tüm inceliklerinin
bilincindeydi, aynca Kuzey Afrika'da geçirdigi yillarda petrolün stratejik önemini gayet iyi ög-
renmig, bu konuda ilk elden deneyim kazanmigti. Schwarzkopf Körfez Savagi'nda Rommel'in
derslerinden esinlenmig, bu derslerden ögrendiklerine dayanarak Irak mevzilerine dogrudan sal-
dirida bulunmay1 hiçbir zaman akhndan geçirmemigti. Schwarzkopf'unfikrine göre "çölde

yapi-
lan bir savag"
"seyyar

ve ölesiye" bir savagtl. Bu nedenle büyük bir hazirlik dönemine girerekas-


kerlerine egitim egzersizleri yaptirdi ve Irakl11ar'1kandirarak müttefiklerin karada ve denizde
büyük bir taarruzla dogrudan Irak mevzilerine saldiracagma inandirdi. Sir taraftanda büyük sa-
y1da müttefik kuvvetleri gizlice Suudi çöllerinesevk etti. Kara savaginm baglamasiyla, bu kuv-
vetler, büyük bir yay çizerekbatidan yayilmaya bagladilar ve sabit mevzilerdekiIrakhlar'm arka-
smdan gelip yollarim kestiler. Kara savagi yüz saatten daha çok sürmemi§Ve tüm Irak kuvvetle-
rinin geri çekilmesiylesonuçlanmigtir.
Ancak, Saddam'in kuvvetleri gelmig geçmigen büyük petrol kaynagl sayllan araziden çok-
tan çikmtytt Simdi de Kuveyt'ten çikmak zorundaydi,ki bunu büyük bir öç alma ve kin duygu-
suyla yapmigtir. Kuveyt'i alamadigina göreyakip y1kmaya'çahyacaktL 1944'te, Hitler'in Paris'ten
çikarken bu kenti yakmaemrine kargi çikanve Führer'i dinlemeyen askerin aksine, Irak askerle-
ri Hüseyin'i dinlemig ve Kuveyt'ten aynlirken bu kenti ategevermigtir. Bu yanginda 600'den faz-
la petrol kuyusu atege verilrnië, cehennemi andiran karanlik ve bogucu dumandan çevrede bü-
yük hasar meydana gelmig, her geyyanip kül olmuytur. Bu ate; ve duman selinde günde yakla-
ik alti
milyori petrol varil alevlerde tutugupyok olmuytur. Bu miktar Japonya'nm günlükpetrol
ithalatinm bir hayli üstünde, ABD petrol ithalatinm ise çok az altindadir,
18 Subat1991'de ateykes ilan edildi ve uygulandi. Bu ara Irak'm güneybatismda Siiler ara-
smda, kuzeyinde Kürtler arasinda ayaklanmalaroldu (Kürtler'e ait topraklar,buralarda petrol
bulundugu varsayllarak, bu ülkenin kuruldugu 1920 yllinda frak'a katilmigti). Simdi bu iki ayak-
lanma Irak'm güncel petrol üretiminin yogun oldugu bölgelerde odaklanmigti. Irakhlar bu ayak-
laninalari niilyonlarca insam göç etmeye zorladiktan
sonra haince yöntemlerle bastirmlyt1.Müt-
tefikkoalisyon ortaklan Saddam Hüseyin'in iginin askeri bir darbede çarçabukbitirilecegini ümit
etmigse de, durum yamldiklarint, Saddam'i hafife aldiklanni, Irak üzerindeki nüfuzuna ve kipisel
güvencesine nasil fanatikçe bagli oldugunu göstermistir. Kendi ülkesine getirdigt onca felakete
kargm Saddam, Körfez krizi bittiginde güç sevdasmdan yine de vazgeçmemigtir. Ne var ki artik
elinde taarruzayönelik askeri mekanizmayoktur.
Körfez krizinin gerçektenson bulup bulmadigt keSin olarak bilinemez. Hiç kugku yok ki
savagin son bulugu beraberinde birçok yeni sorunlar getirmigtir: Bunlar, Irak'ta politik organizas-
yon ve bu ülkeyi kimin yönetecegi; tüm bölgede güvenceiligkileri (kibu petrol güvencesiyle ya-
kin fligkilidir); Kuveyt'in yeniden inçasi ve gelecegi; Ottadogu'da bang arayig; petrol üreticileri
ile tüketiciler arasindaki iligkiler; endüstri dünyasinda enerji politikalari
ve strateilleri ve Hidro-
karbon Adam'm kendi gelecegi sorunlaridir.

Gelecege Dogru
Teknoloji ve yeni buluglar dünyamizi sürekli olarak yenilegtiriyor.Bunlar, hepsi bir arada dünya-
mizi giderek daha çok bilgisayar kullammina, global haberleymeye ve on dokuzuncu yüzyildan
kalma
"endüstri
ekonomisinin de varliglyla" enformasyon ekonomisine birakiyor. Bugün mo-
dern ekonomide liderlik ve dinamizm Japonlar'm dayalf dedigi endüstrilere geçmigtir.
"bilglye

Yine de petrol, endüstri toplumunun itici gücü ve kendí yarattigt uygarhgm hayat kani olmay1

728
sürdürüyor, Bugün petrolcülük hâlâ dünyadaki en büyük igtir. Riskve ödül faktörlerinin en uç
noktalarmi kucaklayan, igletmecilikle ve özel igyerleriarasindaki iligki ve çatigmalara etken olan
hep petroldür. Aynca, 1990 ve 1991 y111anndaKörfezSavagi'nda kamtlandigi gibi ulusal güç ala-
mnda ve dünya ekonomisinde en. temel unsur, savagve çatigmada çok kritik bir odak noktasi ve
uluslararast arenada karan etkileyenen kesin güçtür
Ya gelecekylllar? Onlar için ne söylenebilit? Petrolün ve dünya toplumunungeleceginde
çe-
itli globalsenaryolarm ve risklerin yer alacagi kesindit Ancak petrolün gelecegt konusunda
unu-
tulmamasigereken ders gudur: Petrolde en lyi politika hiç beklenmedik olam beklemek yani
"sürprize"
inanmaktit Sürpriz kipiyiancak olay olup bittikten sonra yakalar Vahget, savag,tekno-
lojik tehlikeler,siyasipatlamalar,ekonominin öngördügü kurallar,etnik, dinsel veyasosyal çatigma-
lar, hepsi sürpriz olarak gelip petrole yaklagimietkiler. Ancak sürpriz bazen bagka giysileraltmda
da gelebilir. Örnegindünyamn ekonomik büyüme modelinde temel degigim olugturabilir Bazen
alternatif enerji üretimine teknolojiksizmti olarak girmesi, petrolün önemini gölgelemeside söz
konusudur. Su teknolojiksizma bir Amerikan laboratuvanndan gelecegl gibi belld de ve giderek
daha büyük olasiliklabir Japonlaboratuvarmdan da çikabilir.Unutulmamahdir ki 1980'li y1llardan
bu yanä Japonhükümeti enerji aragtirma ve geligtirme projesine Amerika'dan daha çokyatinm ya-
plyor. Sürprizdenen olgu pekâlâ bir çevre krizinden de dogabilir Ye enerii ekonomisinde köklü de-
gigmelere neden olur. Sürpriz olgusunun SovyetlerBirligi'nden gelebilecegi de dikkate ahnmalidir.
SovyetlerBirligipolitikastnin änümüzdeki yillarda dünya enerjisi üzerinde önemli etki yap-
masi da olasidir. SSCB dünyanin en büyük petrol üreticisi ve 1989'da üretimini SuudiArabis-
tan'm iki katma Çlkarmigbir ülkedir. Suudi Arabistan'dan sonra dünyanm en büyük ikinci ihra-
catçisidir. Geçmi te, on dokuzuncu yüzyllda Bakû dolaylarmdaki Azerbaycan'da petrolendüstrl-
sinin ilk geligmesiyleRusya zaman zaman Standart Oil'in Bati Pennsylvania'da petrol üzerinde-
ki tartigmasiztekelini kiracak kadar geligme gösterdi.1905 ihtilalidünya petrol arzma politik
açidan indirilen ilk darbedir. 1920'll yillarda Bolgevikler'in baglattigi ihraç kampanyasi global fi-
yat savagim körükletnig, bu durum 1928'de iskoçyaAchnacarry Satosu'nda "As-Is" anlagmasi-
mn imzalanmasiyla sonuçlanmigtir. 1950'de yine Sovyetler'in pazarda pay kapma mücadelesi
yüzünden fiyatlar dügmüg, bu da OPEC'indogmasma neden olmugtur.
BugünSovyetler Birligi'nin petrol ve dogal gaz ihracati bu ülkenin tüm sistemi aç1smdanya-
gamsal önem tagir.Digardan teknolojive gida maddelerialmakiçin gerekliolan toplamdöviz geli-
rinin yüzde altmiginm üstünde kalan kisim Rusya'nm petrol ve gaz ihracatmdan gelen dövizle kar-
ilamyor. Ne
var ki bugün Sovyet petrol endüstrisi verimsizlik, dügük üretim, kötü organizasyon
ve teknolojikgeri kalmlylik, savurganlik ve çevre ihmalcilig yüzünderibir krizin egigindedir.Sov-
yet petrol uzmani Thane Gustafsonbir yazisinda
"l970'ler

ortasmdan beri enerji.politikastSovyet


endüstrisinde en yikict faktör haline gelmig ve Sovyetler'in ekonomik büyümesinde gericiligin ve
durgunlugun bagsebebi olmuqtur" demigtir. Enerji problemlerinin bu ülkede iktisadi reformlann
bagdügmam oldugu artik kamtlanmigtir. Birikmig zorluklar ve yatiriminazaltilmast Sovyet petrol
üretiminde uzun zamandir beklenen dügügün bagladigmm ve ürefimin hizla dügtügünün göster-
gesidir. Ihracatoda aym hizla dügmesi halinde bunun etkileri tüm dünyada hissedilecektir.
Sovyet petrol endüstrisi aym düzensizlikten ve toplumunubir bütün olarak etkileyenmo-
ralsizlikten büyük zarar görüyor. Bugün Sovyetler Birligi'nde Bati sermaye ve teknolojisiniRus-
ya'mn petrol ve gaz sektörüne sokmaya dogru büyük bir istek ve egilim vardir Bu, insana ister
istemez 1920 Yeni Ekonomik Plan dönemlnde Lenin'in söyledigi bir sözü ammsatlyor. Lenin
o
günlerde "Bakû'nun bir çeyregini"uluslararast aç1k artirmaya koymaktan söz etmigti. Bati'daki
irketler bu fikre büyük ilgi gösterirler. Sovyetler Birligi dogal
gaz rezervinde dünyamn en önde
gelen ülkesidir ve girketlerin görügüne görepetrol potansiyeli de aym gekildebüyütülebilir. Ne
var ki girketlerve aslinda dünyarun sanayilegmig ülkeleri bunu yapmaktan çekiniyor ve sebebi
de tüm Sovyetsistemine.özgü organizasyonsuziuk, siyasi çekigme,istikrarsizlik, karmaça, ne

729
Sovyetenerli sektörü, Glasnost'tan ve komünist kontrolünün
.risktir.

olacagimn bilinmemesi ve
agir elinin çekilmesindensonra etnik çatigmalardanda olumsuzolarak etkilenmigtir. Ne gariptir
ki on dokuzuncu yüzy11daBakû'nun kuvvetli oldugu günlerde burasi dünyanm iki ana petrol
kaynagindan biri oldugu halde bugün SovyetAzerbaycan Cumhuriyeti'ndetoplam Sovyet pet-
rolünün sadece yüzde üçünden daha azi çikarihyor. Ancak burasi yine de tüm ülke düzeyinde
petrolcülüge destek veren hizmetin ve petrol arzmm ana kaynagidir. Sunada igaret etmek gere-
kir ki 1989'da Azeriler'le Ermentlerarasmda çikan sava; 1904-1905 yillarinm kanh vahgetini
bir kez daha geri getirmigtir.Tek farki o günün tek atigh klasik silahlariyerine bu defa otomatik
AK-47ler kullanillyor. Bunlann ve diger etnik çatigmalarmpetrol üretimini ciddí gekilde engelle-
mesi ve böylece petrol tarihindebirçok kritik olaylara yol açan petrol pazanna çok fazla petrol
gelmesisorunu, 1990'h yillarda ters yöne çevrilebilir Ye çok ciddi kitliklara neden olabilir.Yine
de geligmenin sürmesihalinde Sovyetler Birligi'nin daha da önemli bir ihracatçi haline gelmesi
pekâlâ mümkündür.
Eger ileride yeni sürprizlerle, yeni krizlerle kargilaçacaksakbunlara kargi ne derece hazir-
likliyiz? 1973 petrol gokundan sonra petrol girketlerinin gelecege ait krizlerin idatesini üzerine
alamayacagt Ye almayacagi, bu rolü hükümetlerin yüklenmesi gerektiginet ve aç1kolarak orta-
dadir. O günden bu yana endüstri ülkeleri, ABDStratejikPetrol Rezervi, Almanya ve Japon-
ya'daki benzer rezervler gibiUluslararasi Enerji Kurumu ve stratejikpetrol rezervleriyakminda
bir enerji güvencesistemi olugturdular. Birkitlik veya panik halinde bu rezervlerden yararlamla-
bilir. Bu tür bir panikle bag etmede mutlak olarak koordineli tepkiyeve uluslar arasinda lyi za-
manlanm14,saglikh enformasyon degig tokuçunagereksinim vardir. IEA bu tür bir koordinasyon
ve haberlegmenin çerçevesinihazirlad1. Geçmigteki petrolkrizleri yeterli zaman verilmesi halin-
de pazarlarmbuna uyum sagladigini ve dagitimin yapilabilecegini göstermigtir. Bu ylllar hükü-
metlerin pazan kontrol güdüsüne kolaylikla kargi koyabildigini de kamtlamigtir. Hiç kugku yok
ki,'gelecegin ne getirecegininbilinmedigi, panigintirmandigi ve suçIamalarin dag gibibüyüdügü
bir ortamda hükümetlerin harekete geçmedürtülerine kargi koymasi hiç de kolay degldir. Yine
de, 1950'lerle 1991 arasi meydana gelen alti büyük duraksamada lojistik ve arz sisteminin
uyum saglayabildigtkanitlanmigttr. Ancak bunun mümkün olabilmesi için kesintilerin önce tah-
min edilenden daha korkunç cereyan etmemig olmasi gerekir. Gerçektende 1970'lerin asil so-
runu mutlak bir kithk olmadigt, sonradan asil kaynagi arz sistemindeki ariza ve petrolün sahibi-
hücum"
"sisteme

nin kim oldugu tartigmalaridir.Bunlarsonuçta sistemin düzenlemesi için bir


baglatmlytir ki bu son derece güvencesizkogullar altmda yapillyor. 1990-1991 yillarmda önceki
krizierden.ahnan derslerle ve 1970'lerden bu yana geligtirilenmekanizmalarlave ileri enformas-
yonla, Körfez krizinin sebepoldugu petrol duraklamasi oldukça kolay atlatilmigtir.
Deneyimler kiplye tepkilerinnasil daha uygarca gösterebilecegni ögretse de sorunlarm tü-
mü bu yolla halledilemez. Ortada daha önemli bagka sorunlar da vardir. 1970'li ytllarda,sava;
sonu döneminin en büyük ve en masrafliduraklamasi yüzünden Birlegik Devletlerpolitik siste-
mi fe1çolmugtu. Bu durumda çok ciddi bir soruna rasyonel reaksiyon göstermenin bedeli olarak
öfke, parmakla igaretleme, bagkasinm sorumlulugunu alma gibi faktörler tüm ülkede egemen ol-
muqtur. Watergateolayi, hiç kugku yok ki bu açiklamanm örneklerinden sadece biridir. Yine de
çok kapsamh ve bunca çeligkiliçikarlarmkovalanmasiyla karakterize edilen tepki insamn akhna
bir soru getiriyor. Acaba Birlepik DevletlerKörfez Krizi'nden sonra, ileriki y1llarinenerli krizine
giden yollardanasil tepki gösterecektir?

Yeni Bir Düzen


denen silahl" yeniden kmmdan gikarabilecegi konusunda
"petrol

Saddam Hüseyin dünyay1


uyarmig, bunun belirtilerini vermigti. Ne var ki eski bir öyküdeki gibi, bu olasilikters yönde ge-

730
ligmig, BirlegmigMilletler'inIrak'tan petrolsato alan ülkelerle iggalaltmdaki Kuveyt'e ambargo
koymaslyla, silah Saddam'm üzerine çevrilmigti. Simdiottada güncel. soru guydu: Gelecekte
"petrol"
denen gücü en etkin gekildekim idare edecek? Petrol girketlerimi, üretici ülkeler mi,
tüketici ülkelerin hükümetleri mi, yoksa belki de tüketicilerinkendileri mi? Özelpetrol girketle-
ri büyük ve varhkli olduklan için kugkusuz gelecekte de Onemini oldukça koruyacaktir, ancak
bu girketler bir vakitler sahip oldugu
"tek
kuvvet" niteligini artik kaybetmigtir.Rockefeller,Teag-
le ve Deterding'ligünler artik çoktan geçmigtekaldt.Amerika'da, yirminci yüzyll boyu, girketler
daima güpheve güvensizlikodagiolmuytur. ARCO'nun eski bagkam Robert O. Anderson petrol
irketleri için gunu söylemigtir:"Petrol sanayii düzlük bir ovada saklanmaya çaliganbir geyikgi-
bidir. Göze çarpmamakelimizden gelmez." Anderson'un dile getirdigt bu gerçek öyle gösteriyor
ki, gelecektede geçerliginisürdürecek ve petrol endüstrisidevlerinin gücünü bir hayli etkisiz-
leptirecektir.
Ikinci DünyaSavagi'ndanönceki ve sonraki parlak günlerinde,eleptiricilerin ve muhalifle-
rinin yakigttidigt gibi, çokuluslu petrol girketleri, gerçekten de hükümran bazi devletlere özgü
ayncahklara sahipti. Kendilerine ait ticaretdüzenleri, kendilerine bagli sayisiz yurttag, birçok ül-
keninkini gölgedebirakan hazineleri, kendi yabanct politikalan,hatta kendiferine mahsus filola-
n vard1. O günler petrol üreten ülkelerin zaylf veya hâlâ koloni devleti oldugu, sadece az sayida
irketin teknoloii,lojistik, pazar, sermaye ve global görügten yararlandigt günlerdi.Aynca o gün-
lerde girketterarkadan kuvvetli destek görüyordu,özellikle de Íngiltere'den ve Amerikan hükü-
metlerinden. Savagsonras1ylllarda büyüklerin hâkimiyeti ve glicü, BirlegikDevletler'in öncülük
ettigi uluslararasi sava; sonu düzen geregl, ellerinden altnmigtir.
Sirketleringücünün 1950'ler sonunda,yeni girketlerintüremeslyleduraklama devrine gir-
digt söylenebilir. Türeyen bu girketlerdünya petrol endüstrisine, sömürgecilikten koparak giren
devlete bagh, Avrupali büyük girketler ve Amerikan bagLmstzlandir. Ìngiltere,emperyalgüce sa-
hip bir devletken ödemeler dengesinde sikintlyadügtügü için bunlar arasma kat11mig,bir ticaret
ulusu olmuytu. Dekolonizasyon sarsmtist Fransa'mnpolitikasmi da Avrupa'da kendine yeni bir
rol buldugu ana kadar etkilemigtir. Sunukabul etmek gerekir ki, Amerika'nm uluslararast dü-
zendeki gücü ve nüfuzu ve bunu korumadaki yetenegi 1960'li ve 1970'li y111ardabir hayli agm-
migti. 1960'larda ve 1970'lerde petrol üreten ülkeler, bazen yeni anlagmalarla bazen de kamu-
lagttrma ve dogrudan igletme yoluyla batili ülkelerden güç almigtir. Böylece 1990'll yillara eripil-
diginde büyük uluslararasi girketlerin politik gücünün bir hayli zaylfladigmi görürüz. Buna kar-
(m ticari ve hatta politik alanda etkinliklerini oldukça korudular. Ne var kl bu girketlerart1k tek
bir adamm agzmdan çikana göre tepki vermekten veya ölüm halinde bir ahtapotla kargilagtirthr
olmaktan ç1kmigtir.Bunlar artik çok büyuk, bürokratik birer kurum olmuytur, riskleri kargi ko-
yan yap11anylakargilarlar, çok büyük finans kaynaklarmm dagitimmi yaparlar, milli hükümetlere
müteahhitlik hizmeti verirler, Birlegik Devletler'deve Kuzey Denizi'nde ve bagka yerlerde tüm
dünyaya teknololikbeceri sunarlar ve sayisiz rafineri ve benzin istasyonlarinm sahibidirler.
Amerikan
"bagimsizlanna"
gelince, bunlar,_ en az1ndan 1980'lerin ikinci yansmda ve
1990'lann bagmda, sermayenin Amerikan petrol alanlanndan çekilmesiyletehlikeye açik bir ki-
ilik kazandi. (Bagtmsizlarm dügügüne dikkat çekmek istercesine 1991 Mayisi'nda televizyon
dizisi "Dallas" on bin kez gösterildikten sonrayaymdan kaldirildi.) Sermayedekiate; bugün sön-
dürülmügtür; ancak bu defa sadece büyük girketlerdegil, kügük girketlerde, büyük uluslararasi
irket niteligini henür koruduklan halde kendilerini çekmek ve küçültmek durumunda kalmig,
birçok petrol bölgesinden çekilmigtir.lygücü,en üst düzeyden
"gaz

pompalama"yerlerine kadar
indirime ugramig, iççiler iyten ç1kanlmigtir.Bugün BirlegikDevletter'de satilan benzinin yüzde
80'i tüketici tarafmdanself servis istasyonlarinda pompalanlyor. Aynca gündem de degigmigtir.
Bugün petrol endüstrisinin gündemi hükümetler arasmdaki iligkidir. Bugünün güncel sorunu
büyümekte olan çevresel taleplerikargilamak ve buna yaparkenaym zamanda geleneksel göre-

731
vimiz olan enerji vericiligimizi korumaktir. Íçteyeni kabul edilen bu gerçek tüm petrol endüstri-
sini savunma durumuna itlyor.
Komünizmin çökmesi ve Soguk Savaf m son bulmasi uluslararasidüzene radikal bir reviz-
yon getirecek. Bu, anlagildigtkadanyla batill kapitalist ülkeleri yeniden lider yapacaktir. Hiç kug-
kusuz bu, kapitalizm ve özde igletmeler için zafer demektir, Ancakyine de bu, petrolgirketteri-
nin restorasyonu ve eski muhtegem güçlerini kazanacaklan anlamma gelmlyor.Bugün artik pet-
rol tüketimmaddeleri"glbi sadece bir tüketimmaddesi saylldigma göre, petrol endüstri-
"diger

igler gibi bir ig!" konumuna dügmesi söz konusudur.


"sadece
sinin de diger
Durum bu oldugunagöre, 1970'lerde ihracatçilarm elinde olup da yazgisinda uluslararasi
politikayi ve ekonomik düzeni hizaya sokacagiyazili petrol gücüne ne olacak? 1911'de Stan-
dard Oil dagildiktan bu yana endüstrinin gerçek serveti ve gücü apaglyaakan sistemden, yani ra-
finericilik ve pazarlamadan degil, yukanya akan sistemden yani yet altmdasakh petrolün sahip-
ligi ve kontrolünden kaynaklanmigtir. Bu petrol ihracatçilartmn elindeki devlet girketlerinin bu-
gün en önemli konumlarda oldugu anlammdadin Ayn bir grup olugturan bu girketlerin bazilari
punlardir: Suudi Arabistan'da Aramco, Petroleos de Venezüela, Meksika'da Pemex, Kuveyt Pert-
rol Sirketi, Pertamina ve Norveg'te Statoil.Ancak belki de dünya, petrol glicünü bu denli büyük
hayal etmekle yanilgiya dügmügtür; belki de petrol hayal edildigi kadar güçlü degildir. 1970'ler-
de petrolün varligt global güç açisodan sina gua non yani mutlak part kabul ediliiken, 1980'ler-
de, Bati Almanya'mn ve Pasifikülkelerinin kazandlgl zaferlerle, bunun aksi kanitland1. Petrol ih-
racatçilan kendi smirlan içinde kalan Amerikan holdinglerini pekâlâ kamulagtirma imkânma sa-
hiptir. Ancak bunlar Japonlar'a ait firmalardir ve petrol üreticisine ait gayrimenkulfirmalardir.
Petrol ihraç firmalan pimdi New York kentinde Exxon binasmd;I ve LosAngeles'de ARCObina-
smda toplamyor.Iran Sahi'nm dügügü ve 1970'lerde petrol gücünün ehlileptirilmesi, bu gücün
etki sahasmm ve devam süresinin hesaplanmasmi büsbütün güçleptirdi.Ve nihayet Kuveytliler,
1990'larda, öteki güçlere klyasla petrol gücü smirmmnelere kadar uzanabilecegini geçirdikleri
tecrübeyleögrenmigtir.
Suhalde petrol gücüne sadece bir hayaldi diyebilmek mümkün müdür? Veya ekonomik,
politik ve ideolojik kogullarm belirli bir bilegimininürünü denebilir mi? Acaba petrol bir zamanlar
var olmuy bir fenomenden mi ibarettir, yoksa ileride tekrar görünüpuluslararasi yaçamm vazge-
çilmez parçasi oldugunu kamtlayacak tra? Büyük petrol kaynaklanrn kontrol edebilmek veya hiç
degilse petrole yaklagabilmek uzun süre bir stratejik ödül olmuytur. Petrol gücü uluslarm servet
toplamasim,ekonomilerini kamçilamasmi, mal ve hizmet üretimini, inga etme, satm alma, hare-
ket etme, silah edinme ve silah imal etmelerini ve savagkazanmalanni mümkün kilar. Ancak
unutmamak gerekirki, petrol gücü bazen agir1degerlendirilen bir ödül de elabillyor Yakmda pet-
rol üzerine inga edilmigbir dünya realitesi birçok soruya muhatap olacak, sorguya çekilecektin

ÜçüncüÇevreDalgas1
Dünya petrol üzerinde döndükçe, ekonomi de petrole bagimli oldukça Hidrokarbon Toplum ye-
ni, içten gelen bir olguyla kargilaçacakti. Eu olgu büyük bir anlagmazliga yol açacak, belki de
petrol endüstrisini etkileyecek ve ilerki yillarda yaçam düzenimizi deglgtirecek boyutlara uzana-
caktL Bugün endüstri dünyasi çevrese] hareketin getirdigi,ameliyat masasindanyeni kalkmig
bir dalgayla kargi kargiya bulunuyon Birincidalga 1960'lar sonunda, 1970'ler bagmda gelmig,
temiz hava ve su üzerinde odaklanmigti. O günler tüm mallara "Made in America" etiketi ko-
nurdu. Yine o günler kömürden mazota geçi; ylllan oldugu için enerji konusuna öncelikle dik-
kat çekilirdL Tüm bunlar dünya petrol pazarmi darlagtiran, sahneyi 1973 krizine hazirlayan te-
mel güçlerdendit 1970'll ylllarda, güvence konusu ön plana çiktikça ve ekonomik performansa
uzanip agirhgtn bu konulara verilmesiyle, çevresel hareket gklerekönemini yitirdi. Ïkincidalga-

732
da bu konuya daha dar.çerÇevede yer verilmigtir; asil dikkat nükleer gücün yavaglatilmasma ve-
ya durdurulmasma yöneltilmigtir. Bu tutum büyük endüstri ülkelerinin çogunda baçanya ulagtt;
petrol krizine tek çare oldugu sanilan silahlanma savagirn ters yöne döndürerek silahsizlaninayi
hizlandirdi.
Üçüncübüyük dalga 1980'lerde bagladi ve olugumunu hälâ sürdürüyor. Çevreden genig
destek almakta, geleneksel,ideolojik, partizan farkhliklan ortadan kaldirmaktadir, Bu uluslarara-
si bir fenomendir ve dogum yeri Avrupa oldugu kadar Kuzey Amerika'dir da. KuzeyAmerika
tropikalyagmur ormanlarmm tükenmesindenatiklarin def edilmesine kadar, her türlü kaygimn
içinde oldugundan çevre sorununa kargi agin duyarlidir. Kuzey Amerika bugün üzerinde yaçadi-
gimizgezegenene kadar özen gösterillyorsa, çevre sorunlanna da en az o kadar özen gästeriyor.
Yeni geligen çevre duyarl111gim olumsuzetkileyen belki de tek olay ilk tohumlarmi 1986
Nisani'nda Ukrayna'da, Çernobil olaylyla ekmigtir. Burada nükleer reaktördeki operatörlerin
kontrolü kaybetmesi sonucu feci bir olay yaganmqtir. Reaktör nükleer erimeyle tükenipyok ol-
mug, radyoaktif bulutlar havaya uçmuy ve rü2gârlar ile Avrupa kitasimn uzantilanna sürüklen-
migtir.Sovyet hükümeti baglangiçta olayi inkâra kalkigti. Nükleer facianm "Bati dünyasmin kara
habercisi" medyaninuydurdugu bir yalan oldugunu söyleyerek raporlari kabul etmedi. Ancak
günler geçip de Kiev tren istasyonunda isyancilann görülmesi, toplu bogaltmalar yap11mas1,
ölüm ve felaket haberlerinin Moskova'ya da ulagmasmdan sonradir ki Sovyethükümeti de bunu
kabul etti. Bu ara uluslararasi eleptiri tirmanmay1 sürdürdü.Yíne de ortada sessizlikten olugmuy
bir bogluk vardi ve bu bogluk korkunç facialar yaçandigi spekülasyonunubüsbütün pekigtiriyor-
du. Sonunda,kazanm üzerinden iki haftayi aglan bir süre sonra Mihail Gorbaçovtelevizyonda
göründü. Sovyet liderliginin özelliklerine tamamenters dügen, Kremlin'in kendi halkma yaptigt
geleneksel konugmalarla hiç bagdagmayan bir konugma yapti. Su konugmalarda hiçbir propa-
ganda veya inkâr unsuru yoktut Tam tersine gerçekten de çok kötü bir kazanm olugtugunu ka-
bul eden ciddi, agirbaglibir konugmadir. Gorbaçov konugmasmda kazay1 sorupturmak için
gere-
ken önlemlerin almdigina da igaret etmigtir. Ancak bu konugma sonundadtr ki Sovyethalki ve
dünyamn geri kalan ülkeleri sonradan Çernobil olaymin SSCB'nin politikasmda bir dönüm nok-
tasi oldugunu ve perestroika fikrinin bu olaydan sonra dogdugunu ifade etmigtir. O güne kadar
tüm çevre'pisliginden batili kapitalizmi suçlu tutan kimi Bati Avrupa vatandaglan o günden son-
ra ideolojilerini bir kaz daha gözden geçirme ihtlyacini duymuytur. Hem DoguAvrupa'da hem
de Sovyetler Birligi'nde çevrecilik muhaÌefetve komünizm için hakli olarak önemli dayanak
noktasi olmugtur. Demir Perde'nin kaldmlmasiyla, komünistler arasinda korkunç bir çevrekötü-
leme ve felaket saçma plammn yapildigt ortaya çikti. Bunlarm bazisi telafiedilemeyecek kadar
korkunçtu. Çevre sorunlaribugün Dogu Avrupa'mn yeni demokratik parlamentolarmda bagko-
nu olmaya devam edlyor.
Çernobil, göze görünmeyen fakat öldürücü tehlikeleriyleve teknolojiyikontrolden çikara-
cagt uyansiyla, yeni yayllan çevrecilikdalgasmda bu konuya kargi büyük bir ilgi ve açlik yarat-
migtir. Bu olaym dt;mda BirlegikDevletler'de de büyük Onem içeren ancak insan saghgi ve yaga-
mma öteki kadar zarar vermeyen bagka bír olay daha yaçanmlytir. Bu kaza 24 Mart 19.89'da bir
cuma günü gece yansim dört dakika geçe Exxon Valdez admdaki süpertankerin Alaska'nin
Prens William Gacud bölgesinde Bligh-Reef kayaliklanna bindirmesiyle cereyan etti. Kayalara
çarpan süpertankerden denize l 40.000 varil petrol akmigtl. Sonradan bu sulan temizlemekiçin
2 milyondolar harcanmigsa da bu Valdez'in meydana getirdigi zararlarttelafiedemedi ve sularm
anndmlmasi mümkün olmadi. Tanker kazasi o günlerde diger bütün sorunlarm üstüne çikmig
ve çevreye gösterilenduyarliligi büsbütün pekigtirmigtir.Bu olay nedeniyle kamunun büyük ke-
simi enerji üretimini çevrenin yararma olarak ticaretesokmak egilimini göstermittir.
Çevreye duyarllhk açismdan petrolün tagidigtönem hiçbir gekilde yadsmamaz. Bu hidro-
karbon yanmamn dogurabilecegi sonuçlardan ötürü böyledir. Hidrokarbon yanmanin olasi
so-

733
nuçlari duman ve hava kirliligi, asitli yagmur,global ismma ve ozon tabakasinm yok olmasidir.
Bu sorunun çözümüíçinortayazaman zaman çegitliönerileratihyor ve bunlar act bazi çatigma-
lara neden oluyordu. Örneginpetrol ve üretim igini tecrit etmek, bu igi k1yilarm ötesine veya
Alaska'ya tagimakgibi. Yenienerji tesislerinin,öncelikle de elektrik üretim fabrikalarmm nerede
kurulacagi üzerinde de birçok agir çekigmeler oluyordu. BirlegikDevletler, Bati Avrupa ve Ja-
ponya, 1990'll yillarda elektrik gebekesistemlerinebir hayli bask1yaparak elektrige karplyeni 11-
lizlenen talehinçevreyeen az zarar verecekgekildenas11karyllanacagtkonusunu ele allp, bu ko-
nuda birbiriyle çeligkiliçegitli öneriler öne sürdüler.Sonundaçevrenin birlikte kabul ettigi bir
uzlagma en saglikh ve etkili davrampm dogal gaza dönüç olduguna karar verildi. Dogal gazm,
öncelikle elektrik üretiminde temizleyicibir enerji kaynagi oldugundafikir birligine vardilar. Ile-
ride enerji konservasyonu konusuna daha çok önem verilecek, bu konu öncelikle ele ahnacaktir.
Bu, sadece 1970 ve 1980'lerdekigibi güvenceve flyat nedeniyle degil, hidrokarbon yanmasma
deginmenin ve zamam salm almamn bir yolu oldugu için yapilacaktir. Bugün benzinin ulagimda
tek yalut oldugu bilinmekteyse de bu konu bile neredeyse tartigiliroluyor. Petrol girketleri bu-
"yegil"

gün benzin yerine daha az kirletici olan, yeniden formüle edilmig benzini pazara sürme
çabasmda. Bu ara bazi hükümet otoriteleri de araç formülü olarak daha bagka alternatitler öneri-
benzinle ça-
yor. Bunlar basmçh dogal gaz, methanol ve alkol yalotlar ve yirminci yüzyilbaginda
ligan arabayla girigtig savagtan yenilgiyle.çikan elektrikli arabadir.
Yeni çevre gündemindebilimin dogrulugu konusu mutlaka büyük çatigmalara neden ola-
cak; çatigmanedent olacak öteki faktörler omuzlanan risklerin ne noktaya kadar uzanacagi,
bunlara nasil çare bulunacag1 ve maliyet gibi konulardir. Çevrenin iyileptirilmesi bugün yaygm
sadece yasa gerektiren bir konu ola-
"serbest",

olarak genig kitlelerce desteklense de, bu konuya


rak bakilsa da, aslmda durum büyük olasihklaböyle cereyan etmeyecek; ortaya çok önemli an-
cak hesaplanmas1 zor bir fiyat etiketi konusu çtkacak. Savunma, tibbi takim, egitim gibi çevre
ve bunlarm masrafunbirilerinin kargilamasi gerekir. Ïleridemas-
"kavramlardir"

sorunlan sosyal
raflar arttikça bu konu daha da önem kazanacak, insanlar bunun faturasinin girketler,tüketiciler
ve hükümetler arasmda nasil bölü§ülecegini daha fazia tartigacak.Toplum henüz. masraflarin
oraya buraya nas11 dagitilacagini bilmiyor. Örnegin, enetji tesislerindeve fabrikalarda çok pahah
kirliligi kontrol sistemi konusunda yeterli deneyim yok; aynca gelecekte tarimsalüretim ve hat-
ta insan nesli için akil almaz masraflar yapilmast, tahribatmeydana gelmeside olasidir.Eu olasi-
lik büyük bir iklim degigmesi halinde geçerli olacaktir.
1990'lar neyse ki yeni bir çevre dramtyla baglamadi. Ancak bu defa dünyanin yeniden ba-
gtmliolmaya bagladigt petrol için lran Körfezi'ndeki çatigmalar bagladi. Körfez krizi enerji gü-
vencesini yeniden politika gündemine getirmiç, hükümetterin dikkatini bir kez daha petrole
çekmiçtir.Bu olay tüm dünyada petrol igletmesi ve geligiminikamçilamaya yardimci olacaktt.
"dünyada

CambridgeEnerji Aragtirma Müdürü JosephStanislaw Körfezkrizi sonunda yeni pet-


güvence kapasitesi çok
'¶imdi

rol düzenini" anlatirken gözlemlerini pu sözlerle tanimlamigtir:


daha etkin olacaktir. 1970'lerde petrol dünyasmda açilmigolan yank gerek üretici gerekse tüke-
tici ülkelerin faaliyetlyle 1990'larda daralacaktir. Tüketici ülkelerin petrol güvencesi OPEC ülke-
lerinin ve OPECdigiülkelerin kaynaklarlyla bir araya gelerek dünyanm birçok yerinde üretimin
artmasmaneden olacaktir. Körfez krizi, endüstri ülkelerinde zaten var olan enerii geligtirme ça-
balarmi bir ke2 daha ategleyip pekigtirecektir. Sanayidünyasmm çogu ülkesi kendini iki büyük
akimm yangmasi içinde bulacaktir; enetji ve güvence ve enerji ve çevre. Kaçmtlmaz olarak,bir
yanda enerji güvencesi için duyulan endigeler ve ekonomik refah, diger yanda çevre sorun.lan
korkusu yet alacak, bu ikisi birbiriyle çarpigacaktirve bu çarpigmamnetkisi çok kapsam11olacale
tir.Bu iki aktm bir noktada, enerji konservasyonu konusunda birbirlerine yakla.gacak,fikir birligi
içinde olacaktir. Dogal gaz kullamminda da fikir birligi yapabilirler. Bu ikisi dipinda, çevre prob-
lemlerini çözmek ve aym zamanda hem içte hem de ülkeler arasmda güvence kogullarim karg1-

734
lamak için bir uzlagmaya varmak hiç güpheyok ki ekonomik, politikve sosyalalanlarda içbirligi
yapmak ne kadar güçse, en az o kadar güç ve imkânstz görünüyor
"

Ancak belki de, küçük bir olasihkla,bütün-bunlarm endüstri toplumunayeni bir yön gös-
termesive enerii-çevre çatigmalarituyararh bir sonuca baglamasi söz konusu olabilir.Yeni bulug-
lar her zaman gereksinimle mümkün olur. O halde, iyi bestendigi takdirdearagtirma ve teknolo-
ji de çevreninve enerlinin kurallarma tepki gösterecektir. Ancak yeni teknolojikbuluglar gerçek-
leginceye kadar bu belki de güne; enerjisinde ve yenilenebilen enerjide olacak- endüstri
--ki

dünyasmm änünde, yeni enerji ihtiyact için güvenebilecegi belli bagli alternatifler var. Petrol,
gaz, kömür ve nükleer enerJf.Aynca teknololikgeligmeve enerji kullanimmda daha büyük et-
kinlik denebilecek konservasyon. 1990'll yillardabu üç alternatifin degeri enerji
ve çevre tartly
malarindakonu olacak, geleneksel ç1karlarave dügünce modellerine meydan okuyacaktir.
Çatigmalarm gu gekilde olugmasi mukadderdir: insanlarmönüne iki seçenek sunulacak,
bunlardan birini seçmesi için baski yapilacak. Bu seçeneklerden biri
"yagam
biçimidir." Yaçam
biçiminde, tüketicitopluma özgü olanaklar,örnegin çeyitli plastik ürünler, hareket serbestisi ve
"önü

açik bir yol" vardir. Buna kargit ikinci seçenek


"yaçam
kalitesidir." Yaçamkalitesinde ulagi-
min simrlankisitlidir Ye doganm korunmasl ön plandadir. Pazar mekanizmasimdogay1güzelleg-
tirmek için kullanmak isteyenlerle (benzinve hava kirliligi vergisi konulmasmi isteyenler) daha
geleneksel kural ve kisitlamadan yana olanlar arasmda daha bugünden mücadele baglamtyttr.
Demografik ve ekonomik onca degigime karym,ileride, yeni geligmelerin sinirlanmasi ve
"büyü-

meye hayir" kurallan konulmasi lçin glderekdaba çok çaba gästerilecek. Kara ve denizlerin da-
ha yogun gekilde ekonomik kullamma açilmasi veya oldugu gibi dogal kogullar altmda tutulmas1
birçok ategli tartigmalarasahne olacakttr. Yeni tesislerkurma veya bunlari kullanma yetenegi bu-
gün ktsitlanmigttr ve giderek daha da kisitlanacaktir; bunlar ister kiyilann uzagLnda petrol plat-
formu geklinde olsun, ister yeni enerji tesis ve rafinerisi olsun her ikisi için de geçerlidir. Sonuç
olarak bu gu anlama geliyor:Endüstriülkeleri, inga ve kullanma yeteneginin kisitl1olugu nede-
niyle zamanla daha çok enerji ithal etmeye mecbur kalacaktir ki, bu onlari ekonomik aç1danda-
ha az otonom, politik açidanise belki daha bagtmli yapacaktir. Çevreciligin getirdigi üçüncü dal-
ga, uluslarin aralarmdaki iligkiyi de smayacak. Acaba bu ülkeler var oldugunuortaklaça kabul et-
tiklerisorunlan çözüm için içbirligi yapacak midir? Yoksabunlar birbiriyle rekabete girip çatiça-
caklar mi? Bazi uluslann ve bu uluslar íçinde gruplarmuluslararasi çevre acentasi yapmaya kalk-
mayacagim,digerlerininse konunun önemini küçük göstermek,onun yerine ekonomik geligme-
yi saglamakiçin bunlara kargi koymayacagmi nasilbilebiliriz?
Tüm bunlann altmda yamtlanmasi gereken iki temel soru vardir.Birincisi, moderntoplum
ne dereceye kadar güvenceve ekonomik büyüme istiyor ve ne dereceye kadar çevre degerleri-
nin korunmasin1istiyor? Bu, yirmiylh a k1nsüre, giderekbüyüyen tartigmakonusu olmugturve
1990'll ytllar birbirini kovaladikça daha da giddet kazanacaktir. Hiç kugku yok, en lyi yol ikisi
arasmda denge kurmaktir. Ancak bugün gunu kabul etmek gereklyor ki,
"çevre"
konusu ileri
"taleplerinden"

toplumunen temel biridir ve bu gerçekgün gibi ortadadir.


Yamt bekleyen ikinci soru tahmin edilmesi belki de en zor olan sorudur. "Bugünü yarmla"
nasil dengeleyebiliriz? 1990'll ylllann ku§agtmn ilgt ve çikarlarim2052 ve 2092'de yagayacak
kupagmkilerle dengelemek mümkün müdür? Gelecekkugaklarm refahl ugruna bugün hangi öz-
veride bulunmaliyiz?Globalanlamdakiçevre sorunlan-ki bunlardan biri global ismmadir- de-
gerlendiriliiken bunlarda çok kez bazi
"bilinmeyenlerin"
hâkim oldugunu görürüz. Eu da konu-
yu daha da karmagik yap1yor;aynca, bu fenomen ciddi bazi riskler içeriyor. Eu petroldeoldugu
gibidiger bütün yakitlardada dolaysiz ve çok önemll etkiler birakacak.
Çevreciligtn ön plana çikardigt çatigmalarda Ç0kbüyük paralann dönmesi, aynca politik
konumlarda ve güçte sadece uluslar arasmda degil, tüm dünya arenasindabüyük degi§meler ol-
masi beklenmelidir. Yagambiçimimiz de aym gekilde degigime gebedir. Gerçekten de konu geze-

735
genimizín yazgtsi olduguna göre, petrolün inga ettigi hidrokarbon uygarlik belki de ta temeline
kadar derindert sarsilacaktir.

Petrol Çagi
1859 Agustosu'ndaç11gm Yankee Albay Drake'in Bati Pennsylvania'nm dar vaditerindepetrole
"petrole

_rastlamasi bu yörelerde derin yankilar yapmig, y1llardanberi zaten hiç durulmamig olan
hücumu" daha da pekigtirmigti. O.günden bu yana petrol savagta ve bangta, uluslartbir araya
getirmek veya aralarmanifak sokmak yetenegine sahip olmu§ ve yirminci yüzyilmbüyük politik
ve ekonomik mücadelelerindeson sözü söyleyenkarar mercii olmuçtur. Ancak zaman zaman
bitip tükenmek bilmeyen çatigmalar yüzünden petrolün zaylf yanimn da gözler önünü serildigi
olmuytur. Petrolün içerdigi güç flyatla birlikte gelir.
Bir buçuk yüzyili agkin süredir petrol uygarllgLmizm hem en lyi hem de en kötü yanlann-
dan sorumludur. Bazen bir nimet bazen de çekilmezbir yük olmugtur. Enerji,endüstri toplumu-
çok problemle gel-
nun temelidir. Tüm enerli kaynaklari içinde en büyük yanklyi uyandtrmig, en
mig kaynak petroldür. Bu, petrolün merkezi rol içermesinden, stratejikkarakterinden, cografi
dagthmmdan ve sürekli olarak krizlerle kargilagmasindan ve en önemlisi, insanm petrolün sun-
dugu ödülleri kapma güdüsünden ileri geliyor. Eger bu yüzyilm sonuna politik, teknik, ekono-
mik ve çevresel sorunlarla.kargila§madan erigebilirsek, bu olaganüstü bir gey, egsiz bir olay olur.
Su sorunlann görünerek veya belki de görünmeden, sürpriz geklindegelmesi söz konusudur.
Petrol tarafmdanbu denli kapsamh gekillendirilen ve etkilendírilen bir yüzyilda bundan daha
azim beklemek gaflet olur. Petrolün tarihindebir
2aferler
panoramasi ve trajikve bedeli pahaliya
mal olan hatalar yatar. Petrol her zaman için soylu, insan karakterinin temelinde bir tíyatro ol-
mugtur.Su tiyatroda yaratic11tk, adama duygusu, igletmecilik, beceri ve teknik yeniliklerin rolü
kadar, tamahkârhgm,çözülmenin, kör politik h1rsm ve acimasizgücün de rolü vardir. Su ikisi
bir arada rollerini.oynadilar. Petrol insanin fiziki dünyayt galebe çalmasmdayardimci olmugtur.
Bize günlük yagamimizi, daha dogusu tanmsal kimya maddeleri ve ekonomik öncelik yoluyla
günlükekmegimizi vermigtir. Petrol ugruna bugüne kadar pek çok kan döküldü. Bugünden son-
zenginlik ve güç için büyük, vahget denebilecek kavgalar
ra da yine petrol için ve onun sagladigi
yapilacak ve bu, petrol merkez noktada oldukça sürüp gidecektir.Unutmamak gerekir16, yapa-
digimiz yüzyil uygarhgunizin her alanda petrolün modern ve ipnotize edici yapislyla degigime.
ugradigi bir yüzylldir. Gerçekten de yaçadigtmiz yüzyil tam bir petrol çagidir.

736
Kronoloji

1853 George Bissell Batl Pennsylvania'da petrol yataklarmi gerlyor.


1859 Yüzbagi Drake Titusville'de ilk kuyuyu açiyor.
1861·1865 Amerikan îç Savap.
1870 John D. Rockefeller, Standard Oil Sirketi'ni kuruyor,
1873 Bakû petrol geligimineaçillyor. Nobel allesi Rusyapetrol igine glriyor.
1882 Thomas Edison elektrigi tanitlyor.
1885 Rothschild'ler Rus petrol igine girlyor.
Hollanda Kraliyet Sumatra'da petrol keyfediyor.
1892 Marcus Samuel Murex'yi SüveygKanah'na sürüyor. Shell'in doguçu.
1896 Henry'Ford ilk otomobilini yaplyor,
1901 William Knox D'Arcy Íran'daimtiyas ahyor.
Texas Spindletop'da petrol patlamasi. Sun, Texaco, Gulf girketlerinin doguçu.
1902-1904 Ida Tarbell, Mc Clure'de History of Standard Oil Companydizisini yay1mliyor,
1903 Wright kardeglerin ilk uguçu.
1904-1905 Japonya Rusya'yi yeniyor.
1905 Rusya'da 1905 lhtilali,Bakû petrol yataklari ate; altmda.
Oklahoma'da Glenn Poole yataklarmin kegfl.
1907 Shell ve Hollanda Kraliyet, Henri Deterding yönetiminde birlegiyor.
St. Louis'de ilk benzin istasyonu agthyor.
1908 lran'da petrol kegli. [Sonradan British Petroleum adim alan) Anglo-Pers Sirketi'nin
doguçu.
1910 Meksika'da "Golden Lane" kegli.
.
1911 Agadir Bunahmi, Churchill Donanma Bay Lordu oluyor.
ABD Yüksek Mahkemesi Standard Oil Tröst'ün tasfiyesinekarar verlyor
"parçalama"

1913 Rafineri igleminde Burton prosesi patent abyor


1914 ingilterehükümeti Anglo-Pers Petrol Sirketi'nden yüzde 51 hisse ahyor.
1914-1918 1. Dünya Savagt ve sava; alanmin mekanizasyonu.
1917 Bolgevik lhtilali.
1922·1928 Türk-Irak Petrol Sirketi üzerinde görügmeler,sonugta "Kizú Hat Anlagmast" yapillyor.
1922 Venezuela'da Los Barroso kegfi.
1924 Teapot. Dome (Çaydanhk Tepesi) skandalmm patlak verigi.
1928 Dünya petrol patlamasi, Achnacarry toplantisina ve "As-Is" Anlagmasi'na yol açiyor.Fransiz petrol
yasast
1929 Stok market çökügü Büyük Depresyon'un müjdecisioluyor.
1930 Dogu Texas'ta Dad Joiner'in kegfl.
1931 JaponyaMançurya'yl iggal ediyor.
1932 Bahreyn'de petrol keyfi.
1932-1933 SahRiza Pehlevi Anglo-Pers imtiyazmi iptal edlyor. Anglo-Pers imtiyazi geri almlyor.
1933 Franklin Roosevelt Birlegik Devletler Bagkam oluyor. Adolf Hitler Almanya'ya gangölye oluyor.
California Standard, Suudi Arabistan'da imtiyaz kazamyor.
1934 Gulf ve Anglo-Pers Kuveyt'te ortaklagaimtiyaz kazamyor.
1935 Mussolini Habegistan'11;galediyor. Mille tler Cemlyeti (League Of Nations) petrol ambargosu
uygulayamtyor.
Hitler Rhineland'i askeri bölge ilan edlyor ve savag hazirhgma bagbyor; buna büyük sentetik yalat
6
1936
programi da dahildir.
1937 JaponyaÇin'desavagabaghyor.

737
1938 Kuveyt ve Suudi Arabistan'da petrol kegfedillyor.
Meksika yabanct petrol girketlerinikamulagtLnyor,
1939 Almanya'nm Polonya'yliggaliyle II. Dünya Savagtbagliyor,
1940 Almanya Bati Avrupa'ya giriyor.
BirlegikDevletler Japonya'yayaptigt benzin ihracatma sinir koyuyor.
1941 Almanya Sovyetler Birligi'ne giriyor.(Haziran).
Japonya'nmGüney Çinhindi'ne el koymastyla Birlegik Devletler,Britanyave Hollanda Japonya'ya
petrol ambargosu uyguluyor (Temmuz).
1942 Midway Savagi(Temmuz).
El Alarrieyn Savagt(Eylül).
Stalingrand Savagi(Kasim'da bagltyor).
"yüzde

1943 Venezuela'da ilk elliye yüzde elli" anlagmast


Müttefikler Atlantik Savast'ni kazaniyor.
1944 Normandiya ÇLkarmasi (Haziran).
Patton benzinsiz kallyor (Agustos).
Filipinler'de Leyte Körfezi Savagi(Ekim).
1945 II. Dünya SavagiAlmanya ve Japonya'nin yenilgisiylesonuçlaniyor.
1947 Bati Almanya'da Marshall Plani.
Suudi Arabistan baglanti hattinda ingaatm baglamast
1948 New Jersey Standard (Exxon] ve Socony Vacuum (Mobil)girketleriCalifornia Standard (Chevron)
ile Aramco da Texaco ile birle§iyor.
Israil bagtmsizltk ilan ediyor.
1948-1949 Amin Petrol ve J. Paul Getty'ye Tarafsiz Bölge'den Imtiyazlar.
1950 Aramco ve Suudi Arabistan arasmda yüzde elliye yüzde elli anlagmasi,
1950-1953 Kore Savag.
1951 Musaddik fran'daAnglo iran'1kamulagttrlyor {llksavat sonu krizi).
-
New Jersey'deTrunpike Qirketi kuruluyor,
1952 lik Holiday Inn açillyor.
1953 Musaddik'm dügügü, §ah'indönügü.
1954 Irankonsorsiyumu kuruluyor,
1955 Sovyet petrol ihracati kampanyast bagllyor.
Chicago'nun banliyösünde ilk McDonald's açillyor.
1956 Süveys bunalimi (ikinci sava sonu krizi).
Cezayir ve Nijerya'da petrol keglediliyor.
1957 Avrupa Ekonomiklgbirligi'nin kurulugu.
Enrico Mattel, Sahile anlapyor.
Japonya'nin Arabistan Petrol Sirketi, Tarafsiz Bölge'nin kiyi ötesi imtiyazmi kazamyor,
1958 Irak ihtilali,
l959 Eisenhower ithalat kotasi koyuyor.
Kahire'de Arap Petrol Kongresi.
Hollanda'da Groningen dogal gaz yataginm keyfi.
Libya'da Zelten bölgesi kegfl.
1960 Bagdat'ta OPEC·kuruluyor.
1961 Íngilizkuvvetlerinin bunalttigi Kuveyt'i Irak'm yutma girigimi.
1965 Vietnam Savagtplanlamyor.
1967 Alti Günlük Savag. Süvey; Kanall'nm kapanigi (Üçüncü sava; sonu petrol krizi).
1968 Alaska'nin North Slope bölgesinde petrol ke§fl.
Baasçúar'in Irak'ta gücü ele almast.
1969 KaddafiLibya'da gücü ele allyor.
Kuzey Denizi'nde petrol keyfi.
Santa Barbara'da petrol sizmtisi.
Libya petrol girketlerini
"sikigtinyor."

1970
Toprak günü.
1971 Tahran Anlagmasi.
ah'm Persepolis'te kargilanigt.
Britanya Kärfez'den askerini çekiyor.
1972 Roma Kulubü inceleniyor.
1973 Yom Kippur Savagi.Arap petrol ambargosu (Savag sonunda dördlincü kriz).
Petrol flyati varil bagma 2,90 dolardan (Eylül) 1l,65 dolara çiktyor (Aralik).
Alaska boru hattmm onaylanmasi.

738
Watergate skandali yaygmlagiyor.
1974 Arap ambargosuson buluyor.
Nixon istifa edlyor.
Uluslararasi Enerji Ajansi (IEA) kuruluyor.
1975 Birletik Devletler'de otomobilyaktt tasarrufstandartlan belirleniyor.
KuzeyDenizi'nden ilk petrol çikipi.
Güney Vietnam komünistlerin eline dügüyor.
Snudi, Kuveyt ve Venezuela initiyazlan son buluyor,
1977 Alaska North Slope petrolü pazara ulagiyor.
Meksika'da petrol üretimi.
-
Enver Sedat Israil'egldlyor.
1978 SahaleyhinegösterilenIran'dapetrol iççileri grevleri.
1979 Ayetullah Humeyni iktidari allyon
Three Mile Adast'nda nükleer santral kazasi,
fran'da Amerikali rehineler krizi.
1979-1981 Panik nedeniyle petrol varil bagina 13 dolardan 34 dolara firliyor. (Sava; sonu be inci petrol krizi).
1980 Irak fran'akargi savagilan ediyor.
1982 OPEG'irlilk petrol kotalari.
1983 OPEC flyatml 29 dolara indirlyor.
Nymex gelecek için ham petrol kontratlan hazirliyor.
1985 Mihail GorbaçovSovyetter Birligi Bagkam oluyor,
1986 Petrol flyatinda çökme.
Birlegik Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nde Çernobil nüldeer kazasi.
1988 Iran-Irak Savagi'nda ategkes.
-
1989 Alaska açiklarmda Exxon Valdeztankeri kaza geçirlyor
Berlin Duvan'nm,ylktligi.Dogu Avrupa'da komünizmin çökügü.
1990 Irak Kuveyt'i iggal edlyor.
BM Irak'a ambargo koyuyor. Çokuluslu güç Ortadogu'ya kaydinllyor. (Sava sonu altmci petrol
krizi).

739
Te ekkür

Bu kapsamda bir kitabm yazihymda birçok kimseye borçlu kalmak yazann kaderidir. Ben de
bunca sene birçok gekilde benden yardimim esirgememig olanlara borçluyum ve tegekkür et-
mek. istiyorum.
Ilk olarak ve en önde Simon ve Schuster firmasinda editörüm Frenderic Hills'e karit gük-
ran borçluyum. O bu çaliçmaya olaylarm derinligine inmedeki olaganüstü yetenegiyle katkida
bulundu ve igin ta bagmda dikkatleri gerçekten önemli konularda yogunlagtirmay1bagard1.Bur-
ton Beals ise dil, nüans ve yazar psikolojisi açismdan Tann vergisi yeteneglyle yardimci oldu, ki-
tabm yaziliginin epik türde olmasma o karar verdi. Sözcük ve öykü kullanimma büyük özen gös-
terip, kendini sanki buna adadi. Ajamm Helen Brann'a gelince yazann muhtaç oldugu destegi
ondan hiç esirgemedi.
Bu kitap kaleme allmrken beg kipiyillar boyu benim için özellíkle önemli oldu. Bunlardan
- biri sayllamayacakkadar çok çepitliyetenekleriyle ve konuya olan hâkimiyetiyle bana çok deger-
li yardimlardabulunan Sue Lena Thompson'dur. Ben her yazar gibi bazen kitabm gerçeklegece-
ginden kugku duydugumda her zaman bana moral vermig, kitabm mutlaka gerçeklegecegine be-
ni inandirmigtir. Kitabm tarthle ilgili bölümlerinde gerçek bir tarihçiolan Robert Lauber'in yük-
sek standartlarmdan yararland1m. Sue Lena ve Robert Peal her ikisi de bu ige klymetli zamanla-
nm ve enerjilerini kattilar. Bunun için her ikisine de gükran borçluyum. Ingilizargiv ve kaynak-
larina glden labirentlerde bana korkmaz ve ylgtt aragtirmaci GeoffreyLumsden öncülük etmigtir.
Ona tegekkürüde bir borç bilirim.
Özellikleborçlu oldugum kigíler arasmda degerli meslektaglanm James Rosenfield ile Jo-
seph Stanislaw var. Kitaba kat1hmlan, asla tükenmeyendestekleriyle, entelektüel enerjisiyle üst-
lerine dügenin çok üstünde birçok ilave sorumluluk yüklendiler Ye böylece kitabin gerçeklegme-
sini mümkün kildilar. Öylesamyorum ki, bu eserin meydana gelmesini onlara borgluyum.
Önceliklegükran borçlu oldugum diger bir kigi de, önceleri ögretmenim sonra da dostum
olan ve ben daha ögrenciyken benim diplomatik tarihle tamymamisaglayan Nicholas Rizoppo-
ulos'tur. Bu kitabm uluslararasi olaylari, petrol ve enerji sorunlanni, öykü teknigiyle yansitacak
bir tarih olacaglm lsrarla söyleyen C. Napier Collyns ve çok zarif davranip olaylaraolan derin
nüfuzundan ve deneyiminden beni yararlandiran, vakit aylran James Schlesinger de tegekkür
borçlu oldugum kipilerdendir.
gu kipilerinçok kapsamli görüg ve eleptirilerinden de büyük yarar
AgagLda ismini belirttigim

sagladim,Kendilerine yürekten tegekkürederim.


John Loudon, George McGhee, Wanda Jablonski,Tadahiko Okashi, Philip Oxley,James
Placke, Lan Skeet, Ronald W. Stent, Ernst Von Metzsch, Sennett Wall, JullianWest ve Mira Wil-
kins. Bu degerli kipilerinhepsine ayn ayn gükranlanmisunanm.
CambridgeEnerii Aragtirma Kurumu'ndaki herkesten ayn ayn destek gördüm; hunlardan
bazilari özel katilim yaparak yardimci oldular. Welton Barker ile Mary Alice Sanderson ise ken-

740
dilerinden beklenenin çok üstünde yardimci oldular ve yanlig bir iç yapildiginda affetmeyi bildi-
ler. Bana dogrudan bagli olarak çaligan Kathleen Fitzgerald, Susan Leland
ve Leta Sinclair'e de
tegekkür ederim. Bupp, Dennis Eklof ve James Newcomb da gönüllüolarak yardimci oldular.
Paris'teki argivlerde Peter Bogin'den büyük yardim gördüm.Rakamlarda Michael Williams çok
yardimci oldu. Tegekkür etmek istedigim digerleri de ÜretimKadromuzun üyeleri Christine
Marchuk, Patricia Ingalls, Roberta Klix, Mary MoineauRiegel ve ayrica Steven Aldrick, Sam At-
kinson, Alice Barsoomian, Jennifer Battlerssley, Barbara Blodgett,.Laurent Hevey, Matthew
MacDonald, Kathleen Moineau, GeffreyMorgan, Robin Weiress'dir. Paris'te MichelinManon-
court ve JamesLong, Oslo'daOdd Hassel, Londra'da Michael Clegg'dir.Bunlarm digmda Barba-
ra Kates Garnick,Gregory Nowell ve Elizabeth Michelan'dir.
Çoksaghkli perspektifierindenolaganüstü yararlandigim Uluslararasi Iktisatve Politika ög-
rencisi degerli Raymond Vernon'a, iy ve kamu politikasma derin nüfuzu olan Edward Jordan'a
da içten tegekkürborçluyum.
Simon ve Schuster'de çallpan Daphne Sier'e sagladigi igbirligi için özellikle tegekkür borç-
lt1yum. Yazilarda gösterdikleribüyük özen için Leslie Ellen, Ted Landry, Gypsyda Silva Sophie
Sorkin de kugkusuz íçten tegekkürühak etmig kipilerdir. Dizayndan (tasanm)sorumlu olan fr-
ving Perkins firmasma yaptiklari tasarimiçin, Karolina Harris'e de metin art direktörlügü için te-
ekkür ederim. Hiç kugkusuz SydneyCohen, Ron Doucelte ve ekibindeki Robert Forget, Karen
Weitzmanve UrsulaObst gükran borçlu oldt1klarim arasmdadir.
Harvard Üniversitesi JohnE Kennedy Devlet Okulu'nda önce Okutman sonra da Aragttr-
ma Görevlisi olmam kugku yok ki hu kitabi yazmamda bana büyük kolayhk sagladi. Bunun için
William Hogan, Henry Lee, Graham Allison ve Irwin Stelzei'e gükranlanmisunmak isterim.
Ça-
ligmamda birçok kütüphaneden ve argivlerden yararlandim, ancak bunlardan birinin özellikle
yardimci oldugunu, ötekileri geri baraktigmi söylemeliyim; bu Harvard üniversitelerinin akillara
durgunluk verecekzenginlikte halka açik Harvard Üniversitesi kütüphaneler zinciri ve bunlarm
içinde özellikle Widener Kütüphanesi, Uluslararast Konular Merkez Kütüphanesi
- ve Harvard ly
Okulu'ndaki Baker Kütüphanesi'dir.
Bana özel olarak yardim saglama nezaketini gösterenJay Carlson, Herbert Goodman ve
Je-
rome Levinson da borçlu oldugumldgilerdir.
Bu kitap için birçok kimseyle röportaj ve mülakat yaptim. Kitaptaki "kisimlarda"

kendile-
riyle ilgili yer]eri okudular. Bunlarm hepsine"röportajlar"

bölümünde tegekkürettim. Gerçek-


ten kitaba büyük katkilan oldu. Burada da kendilerine bir kez daha tegekküredlyorum.
Bunlarm digmda, agaglda admi belirttigim degerli kipilere de katkilan, yardimlan ve diya-
loglan için tegekkürederim.
Frank Alcock, Fausto Alzati, Hans Bar, Joseph Barre, Robert R. Bowie, Benjamin A.
Brown, Victor Burk, Scott Campbell,Guy Caruso, James Chace, Marcolle Colitti, Cherter K.
Cooper, Richard Cooper, Brian Caughlin,Alfred DeCrane Jr., Richard Faribanks, Russell Fre-
eburg vera de Ladoucette, Charles DíBona, Robert Dunlop, Margaret Goralsky,Davit Gray, Tha-
ne Gustaffson, Laura Hein, Peter Holmes, müteveffa J. Wallace Hopkins, Akira Iriye, Kazuhiko
ltano, JohnJennings, David Jones, YoshioKarita, Milton Katz, William Kieschnick, Leonard Ku-
jawa, Kenjiro Kumagaí, müteveffa Ulf Lantzke, Kennedy Lay, GuincyLumsden, Robert L Maby,
Phebe Marr, William E Martin, Thomas McNaugher, Robert McClements, John Mitchell, N.
Nakahara, E.V.Newland, John Newton, John Norton, Michael O'Donnell, H. Okuda, Rene Or-
tiz, Alirio Parra, David Painter, Wolf Petzell, GeorgePiercy, Maria Rodriguez, William Guandt,
Beatrice Rangel, Gilbert Ruman, Peter Schwartz, Gary Sick, Robert Stobaugh, Nadir Sultan,
Katsuhiko Suetsugu,Elizabeth P. Thompson, L. Paul Tempest, Robert W Tucker, Enzo Viscusi,
Hillman Walker, Barbara Weisel,Mason Willrich ve M. Yamao,
Bu arada, egim Angela Stent'e bu kitabm yazilmasmda birçok gekilde yaptigt katkilar için,

741
onca yll ve onca mevsim benden esirgemedigi anlayly, muhakeme, tegvikve özen için yürekten
tegekkür ediyorum. Çocuklanm Alexander ve Rebecca'ya da yaglanndan umulmayan bir olgun-
lukla sabir gösterdikleri için, kendi çaplarmda babalarma fazlaslylayardimci olduklan için sev-
glyle tegekkürederim.
Bu kitabm aragtirma agamasi ve yazilmasi yedi senemi aldi. Korkanm ki tegekkürettiglm
kigiler arasinda unuttuldanm olmugtur. Bu kipilerden af diler, takdir ve gükranlanmi iletirim. Bu-
rada belirtilmig isimleri ikinci kez gözdengeçirdiktensonra ne kadar çok degerli kipinin benden
yardimim esirgemedigini, onlara ne kadar gükran borçlu oldugumu bir kez daha anladim. Kugku
yok ki, bu eser olanlarm katkilan, içbirligi ve heyecam olmadan asla gerçeklegemezdi.§unu da
belirtmeliyim ki, bu serüvendeherhangi bir yanhgtan ve tabii ki yorumlar ve yargilamalann tü-
münden sadece ben sorumluyum.

742
-
..

'WIbay" Edwin Drake (silindir


papkah; Pennsylvania'daki Titusvilleyaktnlarmda, 1859ydinda açdan ilk petrol
kuyusunun önünde.

MMaini¾ OGGG¯M¾'diMGREGE3. iël¾ÑNG Y·.G|.491-1'ah.TG¯ñÛKG:lORNEFé¾AdifŒd3:KRdËT .e-R:EMEië• .f::,3.


k..f.M. U Ve•=
Bakû petrol sahalart.
1905 Devrimi strasmda atege verilen

Reynolds
kirikliklarmdan sonra, "SertKayaMe esi" lakaph mühendis George
Be; yt! süren sykmt;ve hayai gelipiminin de baglangictoldu.
baldu Ve ouolay Ortadogu petrol
(solda)/908 ylhnda Iran'dapetrol

v-r-·,-r--=w.,-r->s---z==: ,.-·r ..-r·mtri--i-.=.-·rar.·s,s.-.I,.ams-rr---w--ray,..._.-.__-... ....·- .·-·--


I 927 ydmda Kansas, Wichita'da, Phillíps Sirketinín ilk benzin istasyonunun açdy .

Mutlu günlergerigeldi. Berzinde karne dönemi bitti. Deponuzu doldurabilirsirk.

ens:P.5¯ .B:Wä:59:Q:5 :'a -:9. ini.E.: 0:R.:2.ii'ii6:: : .EEE:¯I


pHRR
Petrolcf
George Bush,
I 980'da
ABDBaçkan
yardirncist olarak
Saudi Arabistan
KraÏtFah i

I 9 90'da
Bapkanolarak
Irak'in Kuveyt'i
iggati ve
Ortadogu
petrolünda
paylapumíçin
Saddam
Hüseyin'e
savaç açtt

fran Salu'mn
düf ürdimest)4e
I 979'da
Subat
sürgünden
dönen
Ayetullah
Humeyni'nín
Tahran'da
çopkny[a
karydam
Italya'am
büyük
igadamlarmdan
Enrico Mattei
(solda),
1957 ydmda
Ïran Salu
Riza Pehlevi
.
(sagda)ile
anlagma
yapmca baglica
ultislararasi
petrol
irketler¡ni
ölkelendirdi.

Suudi
Arabistan Kraft
Faysal ve
Petrol Bakam
Zeki Yarnani
Amerikab
petrolcüler ile
yap dan
go rag mele rde.
.I

7 r

F
-

You might also like