You are on page 1of 18

FARELER VE İNSANLAR

JOHN STEINBECK
1.TABLO: TAVŞANLARA BEN Mİ BAKACAĞIM GEORGE

Sahne ağaçlık bir yer. Fonda bir akarsu sesi. Gece. karanlıkta”allahın cezası yürü hadi yürü,”tamam
geliyorum george”gibi hakaret dolu söylemlerden sonra gece ışığı.

GEORGE: (Sırtındaki çantasını yere atıp) o it oğlu it şöförün oyununa gelmeseydik,şimdi


çiftlikte,yataklarımızda yatıyor olacaktık.(taklit ederek) “iki adımlık yer! Dereyi geçtiniz mi
oradasınız...it!
LENNİE: (George un yaptıklarını kopyalayan bir çocuk gibidir) İt!
GEORGE: Hayvan!ayağım koptu be yürümekten.
LENNİE:Hayvan!
GEORGE: Havada amma sıcak be
LENNİE:(ürkek)George
GEORGE :Ne
LENNİE:Nereye gidiyoruz George
GEORGE :Gene mi unuttun....ulan...aptalmısın,dangalakmısın salakmısın nesin sen?(Çok
kızgın) Lennie,Lennie.... en az on kere söyledim mi nereye gittiğimiz? Sen beni delirtmeye mi
çalışıyorsun.
LENNİE:Unuttum....Çok çalıştım ama,iki gözüm çıksın ki,aklımda tutamadım George.
GEORGE :Tamam tamam kes! Zaten işimiz ne? Ben anlatacağım,sen unutacaksın. Ben bi
daha anlatacağım sen yine unutacaksın.
LENNİE:Çok uğraştım ama olmadı George . Unuttum. Bir tek ... bir tek tavşanları unutmadım
George.
GEORGE :Sırasımı lan Tavşanların?...Dinle;bir daha anlatıyorum nereye gittiğimizi. Biz iş
arıyorduk. Sonra gittiğimmiz kurum bize,şimdi geldiğimiz çiftlikte iki kişilik iş olduğunu
söyleyip ;bize iş kartları ve otobüs bileti verdi. Hatırladın mı?
LENNİE:Tabi ki George tabi ki hatırladım(ellerini cebine sokup bir şey arar. Bulamaz..usulca)
george benim iş kartım yok kaybetmişşim.
GEORGE :(Sakin) Ne zaman aldın ki kaybedesin saman kafalı Lennie? Sana iş kartını
verirmiyim hiç? İkiside cebimde.
LENNİE:(sevinçle) Sandım ki ...şey...şeyin yanına koydum.
GEORGE:(Meraklı) Neyin yanına..Ne var cebinde Lennie?
LENNİE:Bi bişey yok George.
GEORGE:Yalan söyleme avucunda sakladığın ne?
LENNİE:Yemin ederim George
GEORGE Avucunu aç!
LENNİE:George yemin ederim ki.
GEORGE:Aç avucunu Lennie(korkuyla avucunu açar avucunda ölü bir fare)
LENNİE:Ölü... George ben öldürmedim. Yemin ederim yerde buldum ölü buldum George.
GEORGE:Ver onu bana
LENNİE:Ama george.
GEORGE:(fareyi alır kulise atar) Ancak bi dangalak ...bi ..kuşbeyinli ölü fareyi cebinde taşır.
LENNİE:Yolda giderken George,giderken...baş parmağımla okşuyordum sadece...ben öldürmedim
onu yemin ederim.
GEORGE:Salak! İki gram aklın var onu da fareyi cebinde saklamak için mi kullanıyorsun?
Söyle bakalım..Nereye gidiyoruz biz?
LENNİE:Şeye...Şeye..unuttun George.
GEORGE:(İç çekerek) Tanrım! Sen aklımı koru...(Sinirli) bak boş kafalı başımın belası. Bir
çiftlikte ırgatlık yapmaya gidiyoruz. Hani kuzeyde bir çiftlikte çalışmıştık ya
hatırlıyormusun?
LENNİE:Kuzeyde mi?
GEORGE:Evet.Weed de.
LENNİE:Ha sahi,Weed'de,hatırladım George.
GEORGE:Aferin sana Lennie,işte şimdi yine o çiftliğe benzer bir yere gidiyoruz. Çalışmaya.
Önce gidip patronu göreceğiz anladın mı? Ona iş kartlarımızı vereceğim,ama sen bir kelime
bile söylemiyeceksin. Hatta ağzını bile açmayacaksın. Ne kadar salak olduğunu anlarlarsa bizi
işe almazlar. Anlıyormusun? Ama senin aptallığından önce yaptığın işin üç öküz tarafından
bile yapılamayacağını görürlerse,işler yolunda demektir. Anladın mı?
LENNİE:Anladım George. Çok iyi anladım
GEORGE:Ne yapacakmışsın anlat bakalım
LENNİE:Ben..ben hiç ağzımı açmayacağım George. Hiç konuşmayacağım.
GEORGE:Aferin,aferin!Unutmamak için sürekli tekrarla.....Hem weed de yaptığın gibi kötü
işlerde yapmayacaksın burda anladın mı?
LENNİE:Weed de ne yaptım ki George
GEORGE:Onuda mı unuttun be koca kafalı öküz
LENNİE:Üzgünüm George unutmuşum
GEORGE:İyi çok güzel hatırlatmıyacağım,hatırlarsan yine yaparsın belki.
LENNİE:Bizi weed den kovdular
GEORGE:Ya.. demek kovdular?... Biz tüydük salak yakalasalardı..
LENNİE:Hatırladım değil mi george,bizi kovduklarını unutmamışım bak! ( George yere çul serip
uyumaya hazırlanır)Bir çiftlikte çalışmaya gidiyoruz değil mi George
GEORGE:Çok güzel bari bunu anlammışsın hadi yat bakalım.
LENNİE:George neden hemen çiftliğe gidip akşam yemeği yemiyoruz
GEORGE:Sana hesap mı vereceğim ulan. Yarın arpa çuvallarının altında canımız çıkacak.
Bu gece burda yıldızların altında keyif çatmak istiyorum anladın mı.
LENNİE:Anladım GeorgeYorgunsun.yatmak istiyorsun ama...
GEORGE:Ne..Neee yat zıbar şuraya
LENNİE:Ama George yemek yemeyecekmiyiz.
GEORGE:ooooooff tanrım(kalkıp lennie ye bakar)
LENNİE:Ama George acıktım yemin ederim.
GEORGE:İyi allahın cezası git o zaman çalı çırpı topla biraz, bir iki kutu fasulye
konservemiz olacaktı.
LENNİE:Kuru olacak değil mi George,çalı çırpı ıslak olursa yanmaz değil mi George?Bak nasıl
hatırladım değil mi?
GEORGE:Aferin git!
LENNİE:Bunu bulabildim George. Hertarafı aradım George,yemin ederim.Sadece bunu bulabildim.
GEORGE:Hadi ver onu
LENNİE:Al(çalıyı uzatır)
GEORGE:Fareyi ver Lennie
LENNİE:Ne faresi George far mare yok bende
GEORGE:Hadi Lennie kızdırma beni ver şunu
LENNİE:(ürkek) Ama George....
GEORGE:O fareyi veriyormusun yoksa suratını dağıtayım mı?
LENNİE:(verir)Niye izin vermiyorsun ki George kimseden çalmadım onu ,yolda buldum,yemin
ederim. Sadece okşuyordum
GEORGE:(fareyi atar lennie sızlanır) Şuna bak aygır kadar herif olmuş çocuk gibi
viyaklıyorsun (oturur konserveyi açar) Gel hadi ye şunu
LENNİE:Ben fasulyeyi salçalı severim George
GEORGE:Lennie bir kelime daha edersen gebertirim seni..ahh ulan bi yalnız olsaydım ne
rahat yaşardım be...bir iş bulup aslanlar gibi çalışırdım. Başıma hiç bela gelmezdi. Ay
sonunda aylığım alıp krallar gibi eğlenirdim. Şimdi ne yapıyorum. Senin gibi bir ayıyı
peşimde sürüklüyorum.senin yüzünden her çiftlikten atılıyoruz.Bir aydan fazla çalıştığımız bi
yer olmadı . Saloz herif Ayıı..Sen hep bi haltlar karıştırırsın bana da hep seni kurtarmak
düşer.(Alaycı) “ Sadece elbisesine dokunmak istedim”..Kız nerden bilsin senin sadece
elbisesine dokunmak istediğini. Ne oldu? Kız korktu tabii. O bağırınca sen yapıştın kıza. O
yaygaracı sen salak.sonra peşimize düşen tüfekli adamlardan kurtulmak için bütün geceyi
sulama hendeğinde geçirdik tabii ayıı.. Cüssenle bir ayıya benziyorsun ama beynin bir serçe
beyni kadar.... Sana ne yapmalı biliyormusun,seni bir kafese tıkmalı yanına da bir milyon fare
verip kaçıp gitmeli....(uyumaya çalışır.)
LENNİE:George!...George!
GEORGE:Ne! Ne var yine
LENNİE:Şaka yaptım George ben ben salça sevmiyorum..Hatta şurda bir kazan dolusu salça olsa
dönüp bakmazdım George
GEORGE:Olsa vermezdim sanki
LENNİE:Yeminle George bütün kazanı sana verirdim.
GEORGE:Aklımı oynatacağım şimdi beni deli ediyorsun Lennie
LENNİE:George istersen giderim George. Benden bıktıysan yani giderim George. Alır başımı
giderim.
GEORGE:Nereye gidebilirsin ki..
LENNİE:Giderim işte dağlara çıkarım. Bir mağara bulurum kendime George.
GEORGE:Ya demek mağara bulursun ha ayıı peki yemek.. iki günde açlıktan geberirsin be
kafasız.
LENNİE:Bir şeyler bulurum George. Domates salçalı güzel şeyler aramam ben. Açıkta
yatarım,hem....bir fare bulup,okşarım onu George. Kimse elimden alamaz o fareyi.
GEORGE:Yani sana kötü ve kaba davranıyorum öylemi?
LENNİE:Artık benden sıkıldıysan George..giderim.Yeminle.
GEORGE: (Acır)yat şuraya Lennie!Tepemi attırma daha fazla...Gidermiş salak..
LENNİE:Giderim George yeminle.
GEORGE:İyi de Lennie o aptal kafan her zaman herşeyi unutuyor. Hatırlasana,hangi fareyi
seveyim desem öldürüyorsun onları.
LENNİE:Ona kötülük etmedim ben. Ölü buldum George..Bana inanmıyormusun George..
GEORGE:Sana ilk fırsatta bir köpek yavrusu alacağım Lennie. Gel,gel şöyle otur. Hem
fareden iyidir o . Hem de daha büyük. İstediğin kadar okşarsın, istemezsmisin?
LENNİE:İsterim George...Ama benden sıkıldıysan George giderim dağlara giderim.
GEORGE:Seni ayı sanıp vurabilirler Lennie. Hem Clara teyzen ölmüş olsa bile,yattığı
mezardan çıkıp rüyalarıma girebilir. Neden bu aptalı korumadın. Kendi başına bir halt
yapamayacağını bilmiyormusun George. Neden,Neden? Demez mi bana.
LENNİE: Hııı.. yine anlatsana George.
GEORGE:Neyi anlatayım?
LENNİE:Tavşanları
GEORGE:Uykum var.
LENNİE:Hadi George ne olur George. Her zamanki gibi anlatsana yine.
GEORGE:Demek dinlemek çok hoşuna gidiyor ha.
LENNİE:Çok
GEORGE:Anlatırım ama sonra fasulyeni yiyeceksin tamam mı?
LENNİE:Söz George,yerim

GEORGE:Dinle o zaman.. Bizim gibi çiftliklerde çalışan insanlar Dünyada yapayalnızdırlar.


Ne kimseleri vardır,ne de bir yurtları. Bir çiftliğe gider orda beş on para biriktirir,sonra şehre
inerek hepsini harcarlar..para biter bitmezde başka bir çiftliğe çalışmaya giderler. Yarın
düşleri yoktur bizim gibilerin.
LENNİE:Tamam şimdi bizi anlat George biz nasılız?
GEORGE:Biz farklıyız ennie bizim umudumuz var. Bizimle ilgilenecek birisi var hiç olmazsa.
Diğerleri bütün paralarını meyhanelerde yer bitirir. Sonra hapse falan girseler hatta orada
geberip gitseler bile kimsenin umurunda olmaz. Ama biz öyle değiliz.
LENNİE:Biz öyle değiliz niye öyle değiliz?Çünkü...çünkü George benim için sen varsın senin için
de ben.. Devam et George anlat..
GEORGE:Ezbere biliyorsun Lennie
LENNİE:Yoo sen anlat ben hep unuturum bazı yerlerini. Ne yapacağımızı anlar George?
GEORGE:Ne olacak. Günün birinde bütün paramızı toplayıp küçük bir ev,bir iki dönüm
toprak alacağız. Bir ineğimiz bir iki keçimiz falan olacak.
LENNİE:Mal sahipleri gibi yaşayacağız.Tavşanlarımız olacak anlat George. Bahçelerimizde
nelerimiz olacak,söyle kafesteki tavşanları da söylekışını yağmur yağdığında sobamızı nasıl
yakacağımızı anlat George.
GEORGE:Neden kendin anlatmıyorsun Lennie,hepsini biliyorsun işte.
LENNİE:Yoo ,yo ,sen anlat George. Sen çok güzel anatıyorsun. Nasıl bakacağım tavşanlara ben.
Anlatsana George.
GEORGE:Büyük bir sebze bahçemiz olacak. Tavşanlar içinde kocaman bir kümes.
Tavuklarımız ve süt için keçiler ve ineklerimiz tabi.
LENNİE:Sonra George
GEORGE:Yarın patron sana soru sorarsa ne diyeceksin.
LENNİE:Diyeceğim ki...şey...şey diyeceğim..hah hatırladım,hiç bir şey demeyeceğim.
GEORGE:Aferin lennie,aferin. Sonra kocaman bir yonca tarlamız olacak. Tavşanlar için.
Hem böyle hatırladığın sürece tavşanların bakımını sana bırakacağım.
LENNİE:Hatırlarım hiç unutmam George.
GEORGE:Dinle Lennie,burası çok önemli. Burasını aklında tutabillirmisin. Çiftlik bir iki
kilometre ilerde. Derenin kenarında yürüdün mü,burayı rahatça bulabillirsin.
LENNİE:Elbette hatırlarım George bir şey söylememem gerektiğini hatırlamadım mı?
GEORGE:Tabi ki Lennie hatırladın. Peki öyleyse dinle. Geçen seferki gibi başını yine belaya
sokarsan hemen koşup buraya gelir çalıların arasına saklanırsın tamam mı.
LENNİE:Çalıların arasına anladım.
GEORGE:Ben gelip seni bulana kadar oradan çıkmazsın. Hatırlayabilirmisin bunu.
LENNİE:Sen gelene kadar çalıların içinde saklanırım. Anladım George çalıların içinde.
GEORGE: Ama sen yine de başını belaya sokmamaya bak. Yoksa Tavşanlara bakmana izin
vermem.
LENNİE:Yok belaya b ulaşmam george. Ağzımı hiç açmam.
GEORGE:Güzel..şimdi bir güzel uyku çekelim. Yarın çok yorulacağız..
LENNİE:Peki George hiç açmam ağzımı.
GEORGE:Şimdi de açma uyu hadi.
LENNİE:George ...uyudun mu.
GEORGE:Hayır . Ne istiyorsun.
LENNİE:Tavşanlar renk renk olacak değil mi george.
GEORGE:Tabi,tabi. Kırmızı ,mavi,yeşil,mor,pembe..milyonlarca Lennie.. Milyonlarca tavşan
yat hadi.
LENNİE:Uzun tüyleri olacak.
GEORGE:Evet uzun tüyleri.
LENNİE:Bak George eğer uzun tüyleri olmazsa alır başımı giderim bak. Gidip bir mağarada
yaşarım George.
GEORGE:Cehenneme kadar yolun var Lennie.. Zıbar artık.
LENNİE:Tamam George tamam bende seni seviyorum. Zıbarıyorum George hemen zıbarıyorum.
2.TABLO SEVMEDİM BEN BURAYI GİDELİM

YAŞLI KADIN: Patron sizi dün akşam bekliyordu. Sabah gelmediğiniz görünce küplere bindi.
Burada yatabilirsiniz.
GEORGE: Teşekkür ederiz.(Çantasından havlu ,ustura falan çıkarıp ranzada yapışık olan
aynayada kendine bakar.)
YAŞLI KADIN:Çabucak Yerleşmeye bakın patron neredeyse gelir. Oldukça sinirli size.
GEORGE:Niye bu kadar sinirli ki.
YAŞLI KADIN:Aslında her zaman sinirlidir o. Ama şimdi hasat zamanı işçiye çok ihtiyacı var. sahi
niye geç geldiniz.(Curley girer)
YAŞLI KADIN:Şimdi geldiler(çıkar)
CURLEY:Dün akşam gelmeliydiniz iş kartlarınız yanınızda mı?
GEORGE:İşte.
CURLEY:Evet, burda öyle yazıyor dün akşam.
GEORGE:Şey efendim sanırım patronsunuz.
CURLEY:Evet. Adım Curley.
GEORGE:Aslında biz de dün akşam gelecektik ama..Otobüs şöförü bizi erken indirmiş. Tam
25 kilometre yürümek zorunda kaldık.
CURLEY:Adın ne?
GEORGE:George Milton.
CURLEY:Ya senin.
GEORGE:Lennie smalldur onun adı.
CURLEY:Bugün neydi...haa ayın yirmisi öğlen zamanı.daha önce nerelerde çalıştınız.
GEORGE:Kuzeyde. Weedde.
CURLEY:(Lennie ye) sende mi?
GEORGE:Evet efendim o da.
CURLEY:Pek konuşkan biri değil galiba.
GEORGE:Değildir ama iş çalışmaya geldimi Boğa gibi kuvvetlidir.
CURLEY:(kendi kendine)Boğa kadar kuvvetli.
CURLEY:(Lenniye) Hey çam yarması adın neydi?..(Deftere bakar) haa Lennie,elinden ne iş gelir
senin.
GEORGE:Ne iş verilirse. Hayvan güder, çuval taşır,çift sürer,odun taşır,çit yapar..ne iş olursa.
CURLEY:(George) Bırak şu ayıcık cevap versin.Ne yapmaya çalışıyorsun sen?
GEORGE:Pek zeki sayılmaz efendim,hatta hiç değildir.Ama işe gelince üç kişinin yaptığını
yapar.
CURLEY:Bana baksana sen nedir senin çevirdiğin Milton.
GEORGE:Ne?
CURLEY:Bu adamın sırtından ne kadar kazanıyorsun yani?Onu kullanıyormusun yoksa?
GEORGE:Saçma. Demek onu kullandığımı sandınız.
CURLEY:Eee,adamın babası bile bu kadar ilgilenmez ulan. Sadece bu işten ne kadar çıkarın
var,onu öğrenmek istiyorum.
GEORGE:O...o.. benim akrabamdır. Ona göz kulak olacağıma söz vermiştim teyzesine.
Küçükken kafasını beygir tepti de ...Aslında herkes gibi bi adamdır ama..aklı biraz kıttır.
Ama iş konusunda rakipsizdir.
CURLEY:Arpa çuvalı taşımak için de fazla akıllı olmaya gerek yok zaten. Ama bana bir nuara
yapmaya kalkma sakın Milton,koyarım kapının önüne..weedden neden ayrıldınız.
GEORGE:Şey iş bitmişti de.
CURLEY:Neydi yaptığınız iş?
GEORGE:Lağım kazmak odun yarmak gibi işler.
CURLEY:Peki Yalnız bana numara yapmaya kalkma,yakarım. Senin gibi ne düzenbazlar geçti
elimden.Yumruğumun tadını bilen bilir,ona göre...Slimin ekibiyle arpa taşımaya gidecekseniz.
GEORGE:Slim mi?
CURLEY:Evet Slim.Yemekte görürsün iri yarı bir arabacı. Ona kendinizi tanıtırsınız.Gözüm
üstünde Milton numara yok.
GEORGE:Yok patron..piç.(Lenniye)hani tek kelime söylemeyecektin? Hani o kopası çeneni
tutacaktın koca ayı?
LENNİE:Unuttum George.
GEORGE:Evet unuttun hep unutursun zaten taş kafalı. Şimdi herifin gözü üstümüzde
olacak. Sakın bir hata yapayım deme gebertirim seni.
LENNİE:Yapmam George bela istemiyorum ben.
LENNİE:George
GEORGE:Ne var
LENNİE:Kafamı beygir tepmedi benim değil mi George?
GEORGE:Keşke tepmiş olsaydı başımı dinlerdim biraz.
LENNİE:Akrabam dedin george.
GEORGE:Yalan attım ne olacak çok şükür ki yalandı. Akrabam olsaydın kendimi asardım
be(yaşlı kadını kolundan yakalar) Ne diye dinliyorsun bizi.
YAŞLI KADIN:Dinlemiyorum köpeğimi kaşımak için şöyle kenara çökmüştüm biraz.bakın orda
işte köpeğim.
GEORGE:Kaç yaşında bu uyuz köpek yüz m?
YAŞLI KADIN:Çok yaşlı o da benim gib...Ama sizi dinlemiyordum emin olun öyle huylarım
yoktur.
GEORGE:Sende şu köpeğinin yaşındaysan istesende duymamışındır zaten.
YAŞLI KADIN:Küçüktü ben büyüttüm onu. Şimdikki patronun babası çok severdi köpeğimi..Belki
kırk yıl geçti. İyi adamdı patron. Curley gibi kaba değildi. İyi ki biraz boks yapmış herkese bulaşır
curley.
GEORGE:Bu oğlumu patronun?
YAŞLI KADIN:Evet. Çok sinirli biri,yeni evlendi. Karısını deli gibi kıskanır. Aman karısına falan
bakayım demeyin sakın.
GEORGE:Olur mu öyle şey biz çalışmaya geldik buraya bela istemiyoruz.
YAŞLI KADIN:Kimin ekibinde çalışacaksınız?
GEORGE:Slim denen birinin.
YAŞLI KADIN:Slim iyi adamdır. Ama benden size bir tavsiye bu Curley den bir de karısı Liza dan
uzak durun.İlişmeyin.
GEORGE:Niye ilişelim ki Curley'e?
YAŞLI KADIN:iri yarı adamlardan hoşlanmaz Curley. Slimi de sevmez ama Slim babasının
seyisiydi diye ona pek bulaşmaz. Ama yeni gelen işçilerden pek çoğuyla dövüşmüştür. O yüzden
sürekli yeni işçi gelip gider bu çiftliğe. Güçlüdür de ama kendinden iri birini gördü mü dayanamaz.
(Lenniyi gösterir) takar şimdi buna.
GEORGE: Böyle çıngarcı bücürleri çok gördüm ben. Ama bu Curley denen adam bizim
Lennie ye bulaşmasa iyi eder. Aklı kıttır ama deve kadar kuvvetlidir Lennie.
YAŞLI KADIN:Bu konuştuklarımızı Curley duymasa iyi olur. Kırk yıldır burdayım ama acımadan
kovar beni.
GEORGE:Şu Curley pis bir adama benziyor. Lennie yi kullandığımı düşünüyor it.
YAŞLI KADIN:Şşşş daha alçak sesle konuş duyar falan.
GEORGE:Karısına fiyaka yapmak için zavallı işçilerle dövüşmek,aman ne erkeklik kadın
güzel mi bari.
YAŞLI KADIN:Karısı adı Liza kadının.Güzeldir...ama
GEORGE:Ama ne?
YAŞLI KADIN:Ama pek fıkırdek bir şeyde.
GEORGE:Hem yeni evli,hem fıkırdak ha?Curley'in bu kadar horozlanması bundan demek.
YAŞLI KADIN:Slimi neden sevmez Curley biliyor musun? Karısının ona iş attığını herkes biliyo
da ondan.
GEORGE:Orospu
YAŞLI KADIN:Şşşt..Haberiniz olsun dedim dikkatli olun.
GEORGE:(Masadaki kağıtlarla fal açarken) bana bak Lennie,gözüm kotktu benim. Şu
Curley denen adamdan uzak duracaksın anladın mı? Bilirim ben bu tip adamları. Sana
bulaşaçaktır. Baksana,gelir gelmez nasıl kaşındı it. Yok senin ağzın yokmnuymuş yok seni
kullanıyormuymuşum.
LENNİE:Ben bela istemiyorum George.Sen beni ondan uzak tutarsın değil mi?
GEORGE:Bak Lennie bu adam patron haksız olsa bile haklıdır her zaman...Sana sataşacak
olursa burada kalamayız. Onun için gözünü dört aç ki üç kuruş kazanmadan kovulmayalım
yine. Hiç konuşma o herifle sana bulaşacak olsa bile,ben söylemedikçe cevap verme anladın
mı?
LENNİE:Anladım George sen bi şey demeden bulaşsa bile cevap vermeyeceğim.
GEORGE:Şu Curley namussuzu sana boksörlük yapmayı aklına koyarsa,sen bişey yapmışsın
yapmamışsın aynıdır. Hiç yanına yaklaşma onun anladın değil mi?
LENNİE:Tabi George bir kelime bile söylemem..Bana kızmadın değil mi George..
GEORGE:Sana kızmadım o ite kızdım. Ona hiç yaklaşmayacaksın anladın değil mi?
LENNİE:Hayır George yaklaşmam.
GEORGE:Sana sataşmasına izin verme.. ama o hayvan sana vuracak olursa sende yapıştır
piçin suratına tamam mı? Sonra ne yapacağını biliyorsun değil mi Lennie?
LENNİE:ha evet biliyorum George,başımı belaya sokarsan tavşanlara bakmama izin vermzsin.
GEORGE:Onu demek istemedim. Dün gece yattığımız yeri hatırlıyormusun hani şu dere
kıyısını.
LENNİE:Evet tabi hatırlıyorum gidip oraya çalıların arasına saklanacağım.
GEORGE:Ben gelip seni buluncaya kadar çalıların arasında.
LENNİE:Dere kıyısında çalıların arasında.
GEORGE:Başıma bir iş gelirse
LENNİE:Başıma bir iş gelirse
GEORGE:Dere kıyısında çalılara gideceğim.
LENNİE:Çalılara gideceğim unutmam George,bunun içimden hep söylerim,unutmam.
LİZA: Curley'i arıyorum.
GEORGE:Yarım saat önce burdaydı.Sonra gitti.
LİZA:Ya yeni gelenler siz misiziniz.
GEORGE:Evet.
LİZA:Ben Liza patronunuz Curley'in karısı.
GEORGE:Ben George Milton bu da Lennie Small.
LİZA:Bir daha gelir mi buraya?
GEORGE:Ben nerden bileyim geleli daha yarım saat oldu.
LİZA:İyi ya ben de gider başka yerde ararım kocamı.
GEORGE:Gelirse aradığını söylerim.(slim girer)
SLİM:Merhaba fıstık.
LİZA:Curley'i arıyorum Slim.
SLİM:Pek de aradığın yok galiba şimdi gördüm sizin eve doğru gidiyordu.
LİZA:Hay aksi
SLİM:Siz şu yeni gelenler olmalısınız ellerimi yıkayım da sonra tanışırız.
GEORGE:Ulan amma şıllık bi şeymiş bu da
LENNİE:Güzel kız
GEORGE:Güzelliğine güzel zaten pek sakladığı da yok.
LENNİE:Amma da güzel kızmış öğle değil mi George?
GEORGE:Bana bak Lennie bu kıza bakmak yok anladın mı? Böyle kadınları çok gördüm
ben adamın başını belaya sokmak için birebirdir.
LENNİE:Ama ben bi şey yapmadım George kızma bana.
GEORGE:Yapmadın tabi,ama az önce orda kapı aralığında Liza bacaklarını gösterirken
gözlerini ayıramıyordun maldan.
LENNİE:Ben hiç kötülük düşünmedim George,yeminle. Saçları çok güzeldi sadece.
GEORGE:Yaklaşmayacaksın dedim. Kuyruğu kapana kıstırdın mı tamam al başına
belayı.Bırak Curley girsin tuzağa bu finkirdeği karı diye almasaymış namuzsuz. Karılar
böyledir oğlum tuzağa düştün mü oynarlar seninle.
LENNİE:Hoşuma gitmedi burası George. Kötü yer burası gidelim buradan
GEORGE:Biraz para yapıncaya kadar kalmalıyız Lennie. Ben de bayılmadım buraya ama..
LENNİE:Hiç sevmedim burasını ne olur gidelim buradan.
GEORGE:Kalmamız gerek dedim ya. Şu Slim denen herif nerdeyse gelir.
SLİM:Üff..Bu ne sıcak böyle? Hayvanlar çatlayacak sandım..Sizi dün akşam bekliyordum.
GEORGE:Otobüs bizi
SLİM:Yanlış yerde bıraktı değil mi? Hep aynı şey. Neyse arpa işinde çalıştınız mı hiç?
GEORGE:Evet elbette.
SLİM:Ağır iştir.
GEORGE:Fark etmez ben herhangi biri kadar iyiyimdir ama,bu azman üç kişinin yapacağı
işi tek başına yapar.
SLİM:Birlikte mi dolaşırsınız hep?
GEORGE:Evet. Birbirini tamamlayan iki insan gibiyiz. Pek akıllı sayılmaz ama çalışkandır
ne iş olsa yapar.
SLİM:Ne iş olsa ha?
CARLSON:Hey Slim
SLİM:Yeni gelenler.
CARLSON:Hoş geldiniz. Benim adım Carlson.
GEORGE:Ben George Milton bu da Lennie small
CARLSON:Memnun oldum. Şey diyecektim Slim..senin köpek nerede? Bu sabah yerinde değildi.
SLİM:Dün akşam yavruladı tam dokuz tane. En iyi beşini ayırıp diğerlerini dereye attım. Bizim lulu
hepsini birden besleyemeyecekti neden sordun.
CARLSON:Hepsini yani beşini de büyütecekmisin?
SLİM:Bilmem niye soruyorsun ki.
CARLSON:Hani,Slim aklıma bi şey geldi de, şu bizim ihtiyar hizmetçinin uyuz köpeği var ya.
SLİM:Şu çolak kadının mı?
CARLSON:Evet. Gelip yemekhanenin önünde uyuyor. Zaten uyumaktan başka bişi yaptığı da yok.
Kör sağır havlamaya bile hali yok. Üstelik leş gibi de kokuyor. Senin sözünü dinler o ihtiyar,neden
o köpeği öldürmesini söylemiyorsun o kadına? Seninkilerden birini büyütür. O köpeğin kokusu
burnumun direğini kıracak sanki. Görüyorum , ihtiyar kadın sadece sütle besliyor onu. Hayvan
başka bir şey çiğneyemiyor ki.
SLİM:Yemek saati
CARLSON:Hadi gidelim. Ama sen yine de düşün. Şimdi yine oradadır o pis kokulu köpek. Bi de
kendin bak.
SLİM:Bakarız hadi çocuklar yemeğe.
GEORGE:Tamam siz gidin biz de geliyoruz.
LENNİE:George?
GEORGE:Duydum ,duydum Lennie ,Slimden bir tanesini isterim.
LENNİE:Beyazlı kahverengli olsun ama..
GEORGE:Hadi yemeğe gidelim. Beyazlı kahverengli var mı nerden bileyim.
LENNİE:Yemekte sorsrmısın George ne olur sor.
GEORGE:Olur sorarım hadi yürü.

3.TABLO KÖPEĞİMİ KENDİM VURMALIYDIM

GEORGE:Bizim Lennieye o köpeğin yavrularından birini vererek çok mutlu ettiniz bay slim.
SLİM:Lafını etmeye değmez.
GEORGE:Senin için lafını bile etmeye değmez ama ona Dünyaları vermiş oldunuz.Şimdi
bizim ki ahırda köpeğinin yanında uyumaya kalkar.
SLİM:İyi oğlan şu senin Lennie.Dediğin gibi pek akıllı sayılmaz ama,bir eşini daha görmedim
şimdiye dek. O ne kuvvet öyle..sanki konuşan bir ayı.
GEORGE:Lennie ye yapacağı işi göster tamam. Yalnız bu i akılla ilgili olmayan bir iş olmalı.
SLİM:Böyle bir arada dolaşmanız biraz tuhaf.
GEORGE:Tuhaf olan ne var ki bunda?
SLİM:Ne bileyim gündelikçileri bilirsin. Gelirle bir ay çalışır çalışmazlar,üç otuz para kaptılar mı
doğru şehre,kafa çekmeye. İtiş kakış,hapse girmeseler bile bi kenarda sızıp işi kaçırırlar. Ama
siz!..Bir kaçıkla bir gözü açık. Tuhaf!
GEORGE:Yok kaçık değildir Lennie. Aptallığına bir diyeceğim yok ama deli değildir. Hem
ben de sandıüğınız gibi pek gözü açık sayılmam. Dediğin gibi olsaydım kendi çiftliğim olurdu.
Elalemin ağız kokusunu çekmezdimm böyle....(herkes kendi işne bakar es) Auburn'luyyuz
biz,Lennie de ben de. Teyzesini tanırdım Lennie'nin. Çok küçük yaştan beri tanırım onu.
Teyzesi daha memedeyken yanına alıp büyüttü onu. Clara teyzesi ölüncede Lennie de benimle
birlikte çalışmaya geldi. Bir zaman sonra alıştık birbirimize.
SLİM:Yine de tuhaf geliyor bana.
GEORGE:Evet başlarda alay ederdim onunla. Az güldürmedi beni. Onun yanında çok akıllı
çok kurnaz hissederdim kendimi. Aslında biliyormusun beni tek eliyle sıksa suyumu
çıkarır.ama küçük parmağını bile kaldırmöadı bana...Ama ben gün geldi tekme tokat giriştim
ona..Bir gün bir nehir kenarındadık şu bizim ayıyla biraz uğraşayım dedim. Kulağının dibine
sokulup atla dedim. Bizim ki hiç düşünmeden kendini suya atmasın mı? Yetişmesem boğulup
gidecekti. Onu kurtardığım için kul köle oldu bana. Ona atla diyenin ben olduğumu çoktan
unutup gitmişti. Bir daha da ayrılmadık.
SLİM:Çok iyi çocuk çok,ben insanı gözünden tanırım. Aslında iyi insan olmak için çok fazla akıllı
olmayada gerek yok bence.
GEORGE:Ara sıra tepemi attırmıyor değil. O zamanlar çok sinirleniyorum ona bağırıyorum
küfür ediyorum ama sonra çok üzülüyorum.
SLİM:İyi çocuk iyi.
GEORGE:İyi ama başını ne zaman derde soksa onu kurtarmak bana düşüyor. Weed'de
olduğu gibi.
SLİM:Ne yaptı weed'de?
GEORGE:Ne yapacak çiçekli elbise giymiş bir yosma gördü. Dedim ya,herif kafadan
kontak,illaki o elbiseye elini sürecek. Gerçekten sadece okşamak ister o. tik gibi bir şey bu.
Böyle yumuşak ya da güzel bir şey gördü mü illa ki elini sürecek. Yosma da
fingirdiyor,bizimkini adam sanıyor. Lennie okşamak için elini uzatıyor kızın elbisesine kız
basıyor tabi yaygarayı. Bizim kaçık korkusundan ne yapacağını şaşırmış bir halde yapışıyor
kızığın eteğine. Kız çığlık çığlığa. İyi ki uzakta değildim hemen yetiştim. Lennie öyle korkmuş
ki,kızın elbisesine sarılmaktan başka bir şey yapmıyor. Yerden bir sopa kaptığım gibi
indirdim kızın kafasına.
SLİM:Sonra?
GEORGE:Sonrası ne? Kız hemen polise gidip ırzına geçildiğini söylemi namuzsuz. Weed'deki
heriflerde lenni'yi linç etmek için peşimize takıldı tabi ki. Kurtulmak için bir gece sulama
kanalında saklandık. İşte hepsi bu.
SLİM:Yani kıza başka bir şey yapmadı öyle mi?
GEORGE:Tabi ki yapmadı ne yapabilir ki o zavallının biri. (Lennie girer) Hoşgeldin Lennie
köpeğinden nasıl ayrıldın sevdin mi bari köpeğini.
SLİM:Evet çok sevdim çok güzel. Tüyleri yeni çıkıyor. Hem kahverengili beyazlı tam istediğim
gibi.
GEORGE:Lennie!
LENNİE:Ne var George?
GEORGE:Sen biliyorsun Lennie.
LENNİE:Ben bi şey bilmiyorum george!
GEORGE:Hadi Lennie saf numarası yapma bana.
LENNİE:Ama George yeminle.
GEORGE:O köpeği buraya getirmeyeceğine söz vermiştin lennie o köpeği yerine götür.
LENNİE:Ne köpeği george köpek möpek yok bende.
GEORGE:Yalan iyi bir şey değil Lennie şimdi bunu annesinin yanına götür yoksa ölür.
LENNİE:tamam George o benim köpeğim ölmesin o,sadece biraz okşamak istedim Georgeyeminle.
GEORGE:Peki şimdi bunu doğruca olması gereken yere götür.
LENNİE:Beş yaşında bir çocuk sanki.
CARLSON:Bıktım diyorum bıktım. Senin şu uyuz köpeğinden bıktım. Hele kokusu... Ya şu zavallı
ihtiyarı sen götürüp bir yerlere at ya da bırak onu ben geberteyim. Kendine bile hayrı kalmamışanla
YAŞLI KADIN:Yıllardır yanımda Carlson kokusunu fark etmiyorum bile ben.
CARLSON:İyi ama ben fark edşyorum midem ağzıma geliyor her seferinde. Şuraya bak o kapının
önünde ama kokusu buraya geliyor. İğrenç yahu iğrenç.. Hemsana ne faydası var,söylermisin?
YAŞLI KADIN:Uzun zamandır benimle ta küçüklüğünden beri..Bi keresinde kurt saldırmıştı bana.
Elimi parçaladı ama beni öldüremedi. O kurtardı beni.
CARLSON:tamam anladım bir zamanlar iyi bir köpekti ama anlasana şimdi eziyet çekiyor. Ağzında
tek bir diş bile kalmamış. Hiçbir yeri tutmuyor. Sağır,kör...Ona son bir iyilik yap ve öldür onu.
YAŞLI KADIN:Uzun zamandır birlikteyiz.
CARLSON:Tamam onunda bir çaresi var.Hey slim senin şu yavrulardan birini bu ihtiyara
verirmisin? Onunla oyalanırsa şu iğrenç yaratığı düşünmez hem.
SLİM:Tabi istediğin yavruyu alabilirsin.
YAŞLI KADIN:Sen ne diyorsun Slim?
SLİM:Carl'ın hakkı var bence de bu köpeğin kendine bile faydası yok. İhtiyar ve hasta biri olsaydım
birinin kafama kurşun sıkmasını isterdim.
YAŞLI KADIN:Ama..
CARLSON:Sana bir iyilik daha yapacağım ihtiyar. Senin yerine ben öldüreceğim onu. Silahı tam
burasına,ense köküne dayayıp çekeceğim tetiği. Hiç canı yanmayacak hissetmeyecek bile. Tamam
mı?
YAŞLI KADIN:Ama senin silahın yok ki?
CARLSON:Kim demiş. Bir tabancam var. hem de gıcır gıcır. Luger marka.
YAŞLI KADIN:Peki sabah olsun da.
CARLSON:Bir gece daha bu kokuya niye katlanalım ki? Hemen şimdi bitireyim şu işi. Tamam mı?
Yarın da Slim'in yavrularından biri senin.(Yaşlı kdın üzgün yatağa çöker. Carlson köpeğe seslenerek
çıkar. Gel kuçu kuçu)
SLİM:Carlson yanına bir kürek al .
CARLSON:Tamam Slim anladım ne demek istediğini.
SLİM:Kaç tane istersen alabilirsin yarın.(silah sesi yaşlı kadın üzgün dışarı çıkar)Gel de uyu şimdi.
LENNİE:Mışıl mışıl uyuyor George. Mışıl mışıl. Onu bütün gece syredecektim ama..bana kızarsın
diye geldim Geıorge.
GEORGE:Bağırma Lennie uyumaya çalışıyor millet.
SLİM:Keyfinize bakın uykum kaçtı zaten,gidip ahırı bir dolaşsam iyi olacak.
GEORGE:Ahırda birileri varmıydı?
LENNİE:Görmedim George.
GEORGE:İyi kimseye bulaşmayacağını hatırlıyorsun değil mi?
LENNİE:Elbette George beladan uzak duracağız unutmadım.
YAŞLI KADIN:Bir sigaranız var mı?
GEORGE:Hayır. Biz sigara içmeyiz.
YAŞLI KADIN:İyi bok yersiniz.
GEORGE:Zavallı kadın arkadaşından ayrılmak kolay olmasa gerek.
LENNİE:Hiç kıpırdamıyor george?
GEORGE:Uyudu herhalde. Nasıl uyuor lan o öyle. Neyse rahatsız etmeyelim.Onun için
kötübirgün.
LENNİE:Ne oldu George?
GEORGE:Boşver aklın ermez nasıl olsa. Uyu hadi.
LENNİE:Peki George sen ne yapacaksın?
GEORGE:Şu kağıtlarla oyalanacağım biraz. Canım sıkıldı.
LENNİE:Çiftliğimizi anlatsana George açılırsın biraz.
GEORGE:Bin kere anlattım.
LENNİE:Olsun George yine anlat.
GEORGE:Yat hadi canım sıkkın.
LENNİE:Peki George o zaman çiftlik evimizi almak için daha ne kadar zamana ihtiyacımız var onu
söyle bari.
GEORGE:Bilmiyorum Lennie. Nerden bileyim?(hem fal açar hem konuşur) gerçi ucuza
kapatabileceğimiz bir ev biliyorum ama bedava vermezler. Önce biraz para tutmalıyız.
LENNİE:Anlat bana orasını George.
GEORGE:Daha dün anlattım ya!
LENNİE:Bi daha anlat ne olursun? Bayılıyorum dinlemeye.
GEORGE:Canım işte Birkaç dönüm arazimiz olacak. Küçük bir Yel değirmeni tam ortada
küçük bir ev,bir de küçük bir kümesi olacak. Bir mutfak,bir meyve bahçesi,kiraz,elma,fındık
ağaçları,ufacık bir de çilek tarlası.
LENNİE:Ya tavşanlar George?
GEORGE:Onlar içinde bir kafes yaparım. Sen de taze yoncayla beslersin onları. Yakınlarda
bir dere olacak. Orada tuttuğumuz balıkları kurutup,kışın yeriz. Yemişler olduğunda fazla
yemişlerden bir konserve yaparız. Her pazar bir tavuk ya da tavşan kesip ziyafet çekeriz
kendimize. Belki bir de ineğimiz olur. Sütü o kadar koyu olur ki,kaymağını bıçakla kesip
yeriz.
LENNİE:Kendi çiftliğimiz olur ne güzel.
GEORGE:Tabi ki kendi çiftliğimiz olacak canımız istediğinde çalışıp ,istemediğinde
çalışmayacağız. Böyle leş kokan koğuşlarda yatmak zorunda kalmayacağız artık. Bir sobamız
olacak ekmek yapacağız içinde. Hem günde altı yedi saat çalıştık mı yeter,şimdi ki gibi ondört
onbeş saat çalışmak yokk artık.
LENNİE:Tavşanlarımızda olacak George,onlara ben bakacağım. Nasıl bakacağım anlatsana
George?
GEORGE:Bir çuval alıp yonca tarlasına gideceksin. Çuvalı doldurup kümese döneceksin.
Kendi ellerinle besleyeceksin onları. Çıtır çıtır yiyecekkler yoncaları. Belki çok yavru
yaptıklarında onları pazarda satmaya götürürsün.
LENNİE:Onların hepsini okşayacağım George.
GEORGE:Belki yanımızda gündelikçiler çalışır. Biri hoşumuza gitmedi mi hadi yallah,çek
arabanı der,yol veririz ona. Sıkıysa gitmesin,çiftlik bizim değil mi? Sonra birkaç köpek ve
kedi alırız. Ama kedilerin tavşan yavrularını kapmalrını sen önlemelisin Lennie.
LENNİE:(Sinirli) Hele bi kapsınnlar ben onların kafasını koparırım George.
YAŞLI KADIN :Böyle bir yer var mı sahiden?
GEORGE:Var Ya da yok sana ne.
YAŞLI KADIN :Yerini söylemesen de olur,var mı onu söyle.
GEORGE:Niye soruyorsun ki?
YAŞLI KADIN :Ne kadar isterler böyle bir yere?
GEORGE:(Şüpheli) En az altıyüz papel. Ama sana ne bundan işine baksana sen.
YAŞLI KADIN :Artık suyu çıkmış bir hizmetçiyim biliyorum.. Sürüye kurt dalmıştı o gece. Ben
çamaşır asıyordum. Curley'in babası adaletli adamdı mertti. Yerden bir sopa kapıp kurtları
kovalamaya çalıştım. Ama biri elimmi şurdan bileğimden koparıp attı. Kimsesiz olduğumdan bana
çıkarıp 250 dolar verdiler. Bir de ufak tefek işler. Karnım doyuyor işte. Gitsem ne olacak? Nereye
gideceğim? Curley de ilişmez bana. Tek elli bir hizmetçiye neden ilişsin ki? Ayda on dolar koyar
cebime tamam.
GEORGE:Niye anlatıyorsun ki bize bunları bize ne?
YAŞLI KADIN :Üçyüz elli dolarım var bankada. Beni de yanınıza alırsanız,hepsini size
verebilirim. Ne dersiniz çocuklar?...Biliyorum fazla işe yaramam ama yemek yapabilirim,tavuklara
falan bakarım. Ortalığı süpürür evi toplarım. Ne dersiniz olur mu?
GEORGE:Düşünmem lazım?
YAŞLI KADIN :Yeni bir vasiyet hazırlarım. Kimim kimsem olmadığı için ölünce bütün paramı size
bırakırım. Sizdeki paralarla eklenince..
GEORGE:Bizde..bizde sadece bir onluk var.Ama olsun,benle Lennie hiç hatcamadan iki ayda
bir yüzlük doğrulturuz. Eder dörtyüz elli geriye ne kalır ki zaten. Siz çiftliği düzektirken
bende geriye kalan borcumuz için,beş altı ay daha çalışmaya giderim.ulan ,ulan aldık gitti!
Aldıkk gitti be!
YAŞLI KADIN :Az önce köpeğime ne yaptıklarını gördünüz. Keşke , keşke beni de kapı dışarı
ettiklerinde kafama bir kurşun sıksalar..Artık dayanamıyorum. Bulaşık falan da yıkarım. Hiç
olmazsa el kapısının kahrını çekmem. Kendi evimde kendi işşimi yaparım.
GEORGE:Oldu bu iş vay be oldu galiba,oldu.
LENNİE:Tavşanlara ben bakacağım george unutmadın değil mi?
GEORGE:Unuturmuyum hiç tabi ki sen bakacaksın. Hemde Birkaç ay sonra...vay be!
Kimseye bir şey söylemek yok ama, para kazanmayalım diye ne dümenler yaparlar. Sakın ha
ağzını sıkı tutun,anlaştık mı?
LENNİE:Kimseye Bir şey söylemem George yeminle.
YAŞLI KADIN:George
GEORGE:Ne var?
YAŞLI KADIN:Köpeğimi kendim öldürmeliydim George. Bir yabancının köpeğimi öldürmesine
izin vermemeliydim.(Dış ses curley slim acrlson)
CURLEY:Sadece yoruldum Slim neden büyütüyorsun ki?
SLİM:Söyle o zaman evinde otursun karın.
CARLSON:Günün yarısında karını arıyorsun,diğer yarısındakarın seni.
CURLEY:Sen önünden ye Carlson. Herkesin işine burnunu sokma yersin kıçına tekmeyi.
CARLSON:Slim'e dişin geçmiyor kedi oluyorsun da ,bana mı horozlanıyorsun lan zübbe!
Patronsan patronsun ulan canıma yetti. Patlattım mım şişiririm gözünü! Öyle boksörsün falan
tanımam ben. Korkak tavşan!(Lennie güler)
CURLEY:Ne gülüyorsun ulan ayı!
LENNİE:Ne?
CURLEY:Gel ulan buraya! Sen kim patronuna gülmek kim ulan gerizekalı! Senin gibi bir orospu
çocuğuna güldürürmüyüm ulan kendimi?
LENNİE:(Lenniye vurur)George,George söyle şuna vurmasın bana George!George söyle şuna ben
kötü bir şey yapmadım vurmasın bana george!
GEORGE:Durma Lennie ,vur sende koru kendini.
LENNİE:Söyle vurmasın George!
GEORGE:Vur Lennie,vur korkma!(Lennie yumruğu havada yakalayıp sıkarak elini kırar)
Yeter Lennie bırak adamı(Sıkamaya devam)Yeter dedim bırak!(Kırdın adamın elini ayıoğlu
ayı!Bırak artık!(Bir tokat atar Lenni'ye)Slim yardım edin yoksa adamın parmakları
paramparça olacak.
LENNİE:Sen dedin yaptım george! Ben kötü Bir şey yapmak istemedim.
SLİM:Bunu Bir doktora götürmeli. Parmakları tuzla buz olmuş. Lennie sakin ol senin bir suçun
yok! Gerizekalı kendi kaşındı! Vay anasını be herifi cam gibi parça parça etti.
GEORGE:Hey Slim pasaportu aldık mı şimdi biz?Atıldık mı işten?
SLİM:Sizin bir suçunuz yok ki var mı Carlson?
CARLSON:Yoo!
SLİM:Hey Curley beni anlayacak kadar kendindemisin?(Curley başıyla evet der) Galiba elini
makinaya sıkıştırdın. Başına geleni kimseye söylemezsen,biz de söylemeyiz. Ama olanları
anlatırsan ya da bu oğlanları kovmaya çalışırsan,biz de senin ne kadar kuvvetli bir boksör olduğunu
anlatırız herkese...Anladın mı beni Curley?(başıyla evet der) Aferin Curley ona buna bulaşmazsın
artık. Sadece karını ararsın..Belanı buldun zaten. Aramazsın artık...Hadi Carl şu aptalı doktora
götürelim.
LENNİE:George!
GEORGE:Ne var?
LENNİE:Tavşanlar George,tavşanlara yine bakabilecekmiyim?
GEORGE:Tabi ki sen kötü bir şey yapmadın ki!
LENNİE:Kötü Bir şey yapmak istemedim George yeminle.
GEORGE:Hadi uzatma gel yüzünü yıkayalım(George la birlikte çıkarlar)
YAŞLI KADIN:Vay be ne kuvvet!
4.TABLO O EVİN HAYAL OLDUĞUNU BİLİYORDUM AMA ANLATMAK GÜZELDİ

Sahne;Ahır. Lennie önündeki cansız köpek yavrusunu seyrediyor.

LENNİE: Ne diye öldü sanki? Fare kadar küçük değilsin hem seni fazla hoplatmamıştımda..Senin
öldüğünü bir öğrenirse George,tavşanlara bakmama da izin vermez şimdi. Gidip çalıların arasına
saklansam mı? Yok canım o kadar büyük bir suç sayılmaz ki! Hem de hiç. Derim ki; george derim
bunu böyle buldum ölü buldum derim. Ama nasıl olsa öğrenecek. George her zaman her şeyi bilir.
Sen yaptın diyecek sen öldürdün onu. Yutturamazsın diyecek ben yutmam. Sen öldürdün o köpeği
biliyorum diyecek. Sanra da.. sonrada diyecek ki işte bu yüzden o tavşanlara sen bakamazsın. Ne
diye ölüyorsun ki sanki hem fare kadar küçük değilsin de.(ölü köpeği kulise atar) artık tavşanlara
bakmayacağım ben. Bakmama izin vermeyecek George..hem...hem George kaç defa söylemişti,o
daha küçük o büyümedi,ama ne biliyim bu kadar çabuk öleceğini.(Ağlar) ben kötü bişey yapmak
istemedim George yeminle. Okşamak istedim onu. Yeminle George onun öleceğini nerden bileyim.
Belki de aldırmaz george. Zaten köpekleri sevmez o. hiç onu görmedi bile... Ama nerde diye sorarsa
george yemin ederim kötü bir niyetim yoktu.
LİZA:ne oldu şekerim niye böyle tek başınasın?
LENNİE:George senin yanında durmamı istemiyor seninle konuşmamıda istemiyor.
LİZA:Ne yapıp yapamayacağını hep george mu söyler sana.
LENNİE:Seninle konuşursa tavşanlara baktırmayacak bana.
LİZA:Curley'den çekiniyorda ondan öyle demiştir. Ama şimdi curley'in kolu sargıda. Hem curley
sana kafa tutacak olursa öbür kolunuda kırarsın.Makinaya sıkıştırmış ha(Güler)
LENNİE:Yok yok,seninle konuşmak falan istemiyorum.
LİZA:Hepsi şimdi dışada oyun oynuyor. Kazananan dört dolar var. kimse gelmez şimdi buraya.
Neden biraz konuşmayalım ki? Kimseyle de konuştuğum yok zaten. Cüzzamlı görmüş gibi kaçıyor
herkes benden. Yalnızlıktan patlayayım mı?
LENNİE:Hayır. Konuşmak monuşmak yok.
LİZA:Yalnızlık canıma tak etti artık senin arkadaşın var,o George denen gözü açık. Ya ben.
Curleyden başka konuşacak kimsem yok. Onunla da ne konuşulur ya. Ona bir çaktım öbürünün
gözünü bir şişirdim,yok midesini deldim yumruğumla. Başkasıyla konuşmama da dayanamıyor
kıskanç köpek. Ne yapayım ben peki sen söyle. Çatlayayım mı yalnızlıktan.
LENNİE:seninle konuşursa başıma bir bela gelir George öyle söyledi. Duyarsa çok kızar bana.
LİZA:Ne belasıymış bu kime ne kötülük ettim ki herkes kaçıyor benden ? Yalnızım,anladın mı odun
kafa yalnız. Bir adamla iki laf etmeye hakkım yok mu benim? Ne sanıyorlar beni şeytan mı?
Geldiğin günden beri seni izliyorum. Güçlü birisin sen. Ellerin makine gibi. Birazcık konuşsak ne
çıkar ki bundan?
LENNİE:George diyor ki,başımızı belaya sokar o. uzak dur ondan diyor <george.
LİZA:Yere batası george ne kötülüğümü görmüş ki böyle diyor sana. Hem ben bu zayıf kollarımla
ne yapabilirim ki senin gibi bir deve ha. Söylesene ne yapabilirim.
LENNİE:(lizanın saçlarına bakar) Bilmem.
LİZA:Aslında benim yerim bu hayvan leşi kokan çiftlik değil biliyormusun?Salinasta
otururken,daha Curley denen çakalla evlenmemiştim,günün birinde Salinasa bir kumpanya gelmişti.
Oradaki aktörlerden biriyle tanışmıştım. Bana demişti ki; istersen sende bizimle gel kumpanyaya.
Gençsin ve çok güzelsin demişti. O zaman daha onbeşindeydim. Ama annem olmaz gidemezsin
deyince,kaderim beni bu pis yere sürükledi. Yalnızlığa.. kabul etseydim şimdi nerelerdeydim kim
billir.
LENNİE:(Lizanın saçlarına bakarak) Biz küçük bir çiftlik alacağız. Tavşanlarımız da olacak.
LİZA:Bir başka sefer bir sinemacıyla karşılaşmıştım onula dans etmişim. Kulağıma beni sinema
artisti yapacağını söylemişti. Sen aktrist doğmnuşsun demişti. Hollywood a gidince yazacağını
söylemişti. Ama öyle bir mektubu hiçbir zaman almadım. Bence o mektup annemin eline geçtiği ve
yırttığı için alamadım.(Lennie nin saçlarını seyrettiğini fark eder) Sen beni dinliyormusun?
LENNİE:Ben mi? Tabi.
LİZA:Bunu kimseye anlatmadım bugüne kadar. Sen iyi bir adama benziyorsun. Sana bir sır vereyim
mi? Ben Curley i hiç sevmiyorum.
LİZA:o Bana dokunduğunda midem bulanıyor. Bana dokunacak eli ben seçmek isterim.
LENNİE:Biz bir çiftlik alacağız George'la. Bir de o ihtiyar kadın. O bulaşık yıkayacak. Ben ben
tavşanlara bakacağım. Sana yaklaşmamam gerek yoksa yoksa George çok kızar.
LİZA:Sen tavşandan başka bir şey düşünmezmisin hem ne diye seviyorsun bu kadar o tavşanları?
LENNİE:Onları okşamak tüylerine şöyle ellerimi sürmek çok hoşuma gidiyor. Bazaen fareleri de
okşarım ama ..tavşan olmadığı zamanlar. George dedi ki;Çiftliğimizde tavşanlara sen bakacaksın
dedi.
LİZA:Senin kafanda Birkaç tahta eksik!
LENNİE:Hayır,hayır ben kaçık değilim. George diyor ki. Sen kaçık değilsin. Ben sadece güzel
tüylü şeyleri okşamaktan hoşlanırım.
LİZA:Herkes sever yumuşak bi şeylere dokunmayı. Ben ipek ve kadifeye dokunmaya bayılırım. Ya
sen sen severmisin kadifeye dokunmayı?
LENNİE:Evet,evet bayılırım.
Sen kaçıksın. Ama uslu kocaman bi bebeksin aynı zamanda..Ne demek isteiğini anladım benim
saçlarım ipek gibidir. Bak yumuşacık değil mi güzel mi saçlarım beğendin mi?
LİZA:Saçlarımı bozma ama,güzel okşa.
LENNİE:Çok güzel..çok güzel!(şiddetlenir)
LİZA:Yavaş be ayı!koparacaksın! Bırak,bırak saçlarımı!Bırak diyorum hayvan bırak saçlarımı.
LENNİE:Bağırma ne olur sus bağırma!Çok güzel!Dur çırpınma bağırma !george gene kızacak
bana!sus! Yeter artık be bağırma öyle George un dediği gibi başımı belaya sokacaksın.Yapma böyle.
(Liza debelenirken,Lennie onu boynundan öeker. Kadının boynu kırılır) Sana kötülük yapmak
istemiyorum. Sadece bağırma! Anladın mı sus! Bağırırsan George kızar bana. Tavşanlara bakmama
izin vermez abnlıyormusun. Ha şöyle sus! Saçların çok güzel.(öldüğünü anşar)Kötü bir şey yaptım
yine kötü bir şey yaptım. George çok kızacak bana.çalılar...
YAŞLI KADIN: Lennie ordamısın yine Lennie,köpeğinle mi oynuyorsun? (Yaklaşır,Liza'nın
ölüsünü görür) Burada uyumanız doğru değil hanımefendi! Evinize gitseniz daha iyi olur. Hanfendi!
(ölmüş olduğunu anlar)
GEORGE:(kulisten)Ne var ihtiyar? Ne çekeliyorsun?
YAŞLI KADIN:Bak George ! Liza'ya bak
GEORGE:Neolmuş ona . Vay anasını bu ölmüş be!
YAŞLI KADIN:Kim yapmış bu işi George?
GEORGE:Belli değil mi? Baksana boynu kırılmış.
YAŞLI KADIN:Ne yapacağız şimdi George?
GEORGE:Sanırım...Diğerlerine haber vermek zorundayız. Belki Lenni'yi hapse tıktırmak
daha hayırlıdır. Kaçmayı beceremz ki bu odun. Açlıktan geberir gider.
YAŞLI KADIN:Evet kaçmasına izin vermemeliyiz George. Sen Curley'i bilmezsin,onu gebertir
George. Linç ettrir. Onu ondan önce bulmalıyız.
GEORGE:(Karmakarışık) Evet sanırım bu doğru. Ona işkence yapmak isterler.
YAŞLI KADIN:Şey George o çiftliği ikimiz alamazmıyız? Ne dersin george ha?
GEORGE:(Sinirle yaşlı kadına bakar) Biliyordum zaten o çiftliği Hiçbir zaman
alamayacağımızı biliyordum. Ama ondan söz etmek öyle hoşuma gidiyordu ki.
YAŞLI KADIN:Lennie ne olacak George? Ne yapacağız?
GEORGE:(kendini toparlar)şimdi beni iyi dinle. Gidip ötekilere haber vermeli. Lennie'yi
bulup buraya getirmek en doğrusu. Yoksa onu bir ayı gibi gebertirler. Ona dokunmalarına
asla izin vermem. Ötekler bu işte benimde parmağım olduğunu sanabilirler. Ben bizim
yatakhanaeye gideceğim. Sen bir dakika sonra çıkıp diğerlerine haber ver. Ben onlarla gelir
sanki yeni duymuş gibi yaparım. Böylece bu işte benim bir suçum olmadığını anlarlar,tamam
mı?
YAŞLI KADIN:Tamam George.
GEORGE:İyi o zaman ben sıvışıyorum.
YAŞLI KADIN:Buldun mu belanı Allahın cezası!(ağlamaklı) rahatsındır herhalde..Bahçeyi
çapalayacaktım...Bulaşıkları ben yıkayacaktım...Pis orospu...Ne yaptın,niye yaptın bunu?Allahın
belası kaltak.(Bağırmaya başlar) yetişin hanımefendiye bir şey olmuş.
CURLEY: Kimin yaptığını biliyorum o koca aygır yapmıştır. Herkes dışarda oyundaydı bir tek o
yoktu.Temizleyeceğim o iti. Gidip tüfeğimi alayım. Karnını deşeceğim o ayının. Hadi siz ne
dikildiniz öyle. Siz de bir şeyler alın elinize,onu bulup gebertmeden gelmeyeceğiz.
CARLSON:Ben gidip tabancamı alyım.
SLİM:(George'a) Onun işi değil mi? Belki de bana anlattığın weeddeki olay gibi olmuştur.
Yakalamak lazım. Yoksa vahşi bir hayvan gibi inletirler oğlanı..Nereye gitmiş olabilir?
GEORGE: Gü..güneye gitmiştir herhalde. Ne bileyim?
SLİM:Yakalamalı.
GEORGE:Biliyorsun Slim kafası işlemez yakalayıp hapse tıksak?
SLİM:Curley'den önce bulursak tamam ama Curley onu mutlaka öldürmek isteyecektir. Elinin
öcünü almak için bile olsa öldürmek isteyecektir.
CARLSON: Tabancam,tabancamı da çalmış it oğlu it!
CURLEY:Hazırmıyız çocuklar? Kim yakalarsa acımasın,bassın kurşunu karnına. Onun ölüsünü
getirene üç yevmiye ödül. (Slime kürek verir) Sende şunu al. Yakalarsan vur kafasına.
CARLSON:Benim tabancamı çalmış.
CURLEY:Al babamın tabancasıydı. Hiç kullanmadığı için gıcır gıcır. Hadi gidelim. İhtiyar sende
polise birini yolla. Hemen gelsinler.(George takılır gözü) sende geliyormusun bizimle?
GEORGE:Evet geleceğim..Ama dinle Curley,zavallıcık kafadan kaçık ne. öldürmek doğru
olmaz bence. Ne yaptığını bilmeyen biri o.
CURLEY:Doğru olmaz ha?..Ne yaptığını bilmiyorsa Carl'ın tabancasını niye almış?Aklı sıra
kendini savunacak. Tabi ki geberteceğiz o hayvanı.
GEORGE:Belki Carlson tabancasın kaybetmiştir ha. Olamaz mı?
CARLSON:Daha bu sabah yerindeydi kesin o çalmıştır.
SLİM:Curley sen karının yanında kalsan daha iyi olur bence.
CURLEY:Gideceğim Slim. Kendi ellerimle öldüreceğim o namussuzu. Tek elimle olsa bile onu
geberteceğim. Hadi artık gidiyoruz.
YAŞLI KADIN:Zavallı Lennie zavallıcık.

5.TABLO TAVŞANLARA BEN Mİ BAKACAĞIM GEORGE

Lennie: Unuturmuyum hiç çalıların arkasına saklanıp George un gelmesini bekleyeceğim. George
azarlayacak yine beni..”sen olmasaydın krallar gibi yaşayacaktım diyecek”..çok kızacak George
bana. Dağlara gidip bir mağara arayabilirim kendime. Bi daha domates salçasının ve George un
yüzünü göremem ama olsun,boş ver.. George .. beni istemezse alır başımı giderim,yeminle.. sana
kaç kere söyledim Lennie, george un sözünü dinle akıllı çocuktur george diye. Hem seni çok
seviyor o, kollarda. Kötü şeylerden uzak tutar seni.(kendisi olur) çokk gayret ettim Clara teyze
yeminle. Bi bilsen ne kadar uğraştığımı. Ama..ama elimden bi şey gelmedi işte ne yapayım.(sesini
değiştirir) sen yanında olmasan ne kadar rahat ederdi şu akıllı George. Ama şu hale bak. Sen yine
kötü bir şey yaptın ve george yine seni kurtarmaya çalışıyor.(kendisi) biliyorum clara teyze
biliyorum. Dağlara gideceğim kendime bir mağara bulacağım Clara teyze. George a yük
olmayacağım artık...onu çok özleyeceğim ama olsun..gideceğim...yeminle...(ağlamaya başlar)
George..George ..kızma bana George...nerdesin george...kurtar beni..kurtar beni George...
George:Ne bağırıp duruyorsun öküz gibi?
Lennie:George beni yalnız bırakmayacaksın değil mi?..Hep beraber olacağız değil mi George?
George:Hayır Lennie seni Yalnız bırakmayacağım.
Lennie:(elini öper) Biliyordum biliyordum George, öyle şey yapacak adam değilsin.George neyin
var George?
George:Hiç
Lennie:Peki..azarlamayacakmısın beni? Yalnız olsam krallar gibi yaşardım demeyecekmisin?
George:Demeyeceğim
Lennie:Her zaman george her zaman derdin ya;sen yanımda olmasan ay sonunda kazandığım
paraları alıp şehirde yerim diye.. Söylemeyecekmisin o lafları?
George:(derin soluk) yalnız olsaydım öyle rahat yaşayacaktım ki. Ay sonunda kazandığım
paraları alıp şehirde yiyecektim.
Lennie:Devan et George..Ne olur anlat!
George:(Lennienin yanına çöker ağlamaklı bir hali vardır. Lennie..Lennie!
Lennie:Anlatsana George..George..Neyin var George. İyi o zaman ben gideyim dağlara gideyim
George.. Bir mağara bulabilirim nasıl olsa.
George:Hayır Lennie senin burada yanımda kalmanı istiyorum.
Lennie:Anlat o zaman George her zaman ki gibi.
George:Ne anlatayım.
Lennie:Bizimle ötekiler arasındaki farkı.
George:(sakin) Bizim gibilerin kimi kimsesi yoktur. Biraz para biriktirir sonra hepsini birden
harcarlar. Onları düşünecek bir kimseleri yoktur.
Lennie:Ama biz öyle değiliz..Biz nasılız George,onu anlat.
George:Biz öyle değiliz.(Durur)
Lennie:Çünkü?
George:Çünkü benim için sen varsın..
Lennie:Benim için de sen..ikimiz birbirimizi düşünürüz de ondan
George:Lennie şapkanı çıkar hava güzel
Lennie:Sonra ne olacak george,anlat.
George:(dışardan ses gelir kulise bakar)Derenin öbür yanına bak Lennie sana o kadar güzel
anlatacağım ki gözünle görür gibi olacaksın...Küçük bir çiftliğimiz olacak. Küçük bir de
kümesimiz(tabancayı çıkartıp yere koyar)Bir mutfak bir de meyve bahçemiz..(dış ses
yakınlaşır)
Lennie:Hadi devam et George anlat.
George:Yonca tarlamızda olacak. Yemyeşil taptaze.
Lennie: Tavşanlar için mi?
George:Evet tavşanlar için.
Lennie:Tavşanlara ben mi bakacağım George
George:Evet sen bakacaksın Lennie.
Lennie:Mal sahipleri gibi yaşayacağız.
George:Evet.
Lennie:George!
George:Hayır Lennie derenin öbür tarafına bak
George:Çiftliğimizi görmüyormusun.
Lennie:Devam et George ne zaman alacağız orasını
George:Yakında
Lennie:İkimiz
George:Evet,ikimiz. Herkes iyi davranacak sana. Kimse itip kakmayacak(sesler yaklaşır)
Hemen alalım orayı George derenin öbür yanı görebiliyorum hemen alalım hemen George.(George
tabancayı alır elleri titrer sonra karalı Lennie nin ensesine ateş eder.

You might also like