Professional Documents
Culture Documents
Yapay Sinir Ağları (YSA), öğrenme yetenekleri sayesinde karmaşık veri yapılarını anlayabilir ve bu
verilerden anlamlı sonuçlar çıkarabilir. Yapay sinir ağlarının performansı büyük ölçüde öğrenme
oranıyla ilişkilidir. Öğrenme oranı, ağın verilerden ne kadar hızlı öğrenebileceğini belirler. Bu oran,
ağın ne kadar hızlı yeni bilgileri adapte edebileceğini ve mevcut bilgileri ne kadar hızlı unutabileceğini
etkiler.
Düşük öğrenme oranları, ağın yavaş öğrenmesine neden olur. Bu durumda, ağ verilerdeki ince
ayrıntıları yakalayabilir, ancak genel modeli öğrenmek için daha fazla veriye ihtiyaç duyar. Yüksek
öğrenme oranları ise ağın hızlı öğrenmesini sağlar, ancak bu durum ağın gürültülü veya anlamsız
verileri yanlış öğrenmesine yol açabilir. Bu nedenle, uygun bir öğrenme oranının belirlenmesi, ağın
verilerden istenilen sonuçları elde etmesi için kritik öneme sahiptir.
Öte yandan, Yapay Sinir Ağları veriye dayalı öğrenme prensibine dayanır. Ağa birçok örnek girdi ve
çıktı verilir. Ağ, bu verilere dayanarak kendi içsel temsillerini ve desenleri öğrenir. Öğrenme süreci
istatistiksel hesaplamalara dayandığından, ağ genellikle büyük veri kümelerinde daha iyi sonuçlar
verir. Ayrıca, geleneksel programlamadan farklı olarak, ağlar karmaşık ve soyut ilişkileri de
yakalayabilir.
Sonuç olarak, yapay sinir ağlarının öğrenme oranı, geleneksel programlardan farklı olarak veriye
dayalı öğrenme sürecinin bir parçasıdır. Yapay sinir ağları, büyük veri kümelerinden desenler
çıkararak karmaşık ilişkileri anlama yeteneğine sahiptir ve bu da onları birçok problemde etkili kılar.
Geleneksel programlarda ise öğrenme, programcının problemi anlama ve çözümü kodlama
süreçlerini içerir.