You are on page 1of 9

ANLATIM BOZUKLUKLARI

A. ANLAMA DAYALI BOZUKLUKLAR:

1. GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANILMASI


a. Aynı Anlama Gelen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması
b. Bir Sözcüğün Anlamının Başka Bir Sözcükte Bulunması
2. SÖZCÜĞÜN YANLIŞ ANLAMDA KULLANILMASI
3. DEYİM VE ATASÖZÜ YANLIŞLARI
4. SÖZCÜĞÜN CÜMLEDE YANLIŞ YERDE KULLANILMASI
5. ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZLERİN BİR ARADA KULLANILMASI
6. DÜŞÜNME VE MANTIK HATASININ OLMASI
7. CÜMLEDE BELİRSİZLİK BULUNMASI (Anlam Kapalılığı veya Anlam Karışıklığının Bulunması)
a. Karşılaştırma Yanlışından Kaynaklanan Anlam Karışıklıkları
b. Noktalama Yanlışı veya Eksikliğinden Kaynaklanan Anlam Karışıklıkları
c. Tamlayan Durumundaki Zamirin Kullanılmamasından KAYNAKLANAN ANLAM Karışıklıkları

B. YAPIYA DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI:

1. EK YANLIŞLIKLARI
2. TAMLAMA YANLIŞLIKLARI
3. ÖZNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞU
a. Tekillik-Çoğulluk Açısından Uyumsuzluğun Bulunması
b. Olumluluk-Olumsuzluk Uyumsuzluğunun Bulunması
c. Kişi Yönünden Uyumsuzluğun Bulunması
4. NESNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞU (Nesne Eksikliği)
5. ÖZNE EKSİKLİĞİ
6. YÜKLEM EKSİKLİĞİ (Yüklem, Eylem, Eylemsi, Ekeylem Eksikliği)
7. TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ
8. ÇATI UYUŞMAZLIKLARI (Etken-Edilgen Fiillerin Bir Arada Bulunması)

A. ANLAMA DAYALI BOZUKLUKLAR:


1. GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANILMASI:
a. Aynı Anlama Gelen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması
b. Bir Sözcüğün Anlamının Başka Bir Sözcükte Bulunması

Herkesi eleştirip tenkit etmek bize hiçbir yarar sağlamaz.


İki kardeşten en küçüğü arkadaşımdı.
Bilgili insanlardan yararlanmayı, istifade etmeyi bilmeliyiz.
Bu konuda herkesin fikir ve görüşünü almalısınız.
Hava sıcaklığı sıfırın altında eksi sekiz derece imiş.
Ben çok varlıklı, zengin biri değilim.
Neşeli, sağlıklı, şen bir görünüşü vardı.
Yirmi dakika geçmesine rağmen program henüz, hâlâ başlamadı.
Böyle yüksek sesle bağırmana gerek yok, sağır değilim.
Millî maçın oynanacağı gün yaklaştıkça, ülkedeki heyecan gittikçe artıyor.
Yanına gidiniz, konuşarak derdinizi anlatınız.
Problemi çözmek için iki arkadaş üç saat süre ile uğraştılar.
Japonya’daki arkadaşıyla on yıl boyunca karşılıklı mektuplaştılar.
Az kalsın merdivenlerden düşeyazdı.
Yaşanmış deneyimlerinden hareketle bu sonuca varıyor.
Çocukların davranış biçimlerinde gariplikler görüldü.
Takımın, boyu en kısa oyuncusu bendim.
Haksız yere uğradığı iftiraya kurban gitti.
Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar.
Geçmişteki hatıralardan bir şikâyetim yok
Ülkemizin sorunları bitmiyor, tükenmiyor
O günleri daha henüz dün gibi hatırlıyorum
Bu gece ısı sıfırın altında eksi beş derece olacak.
Gülmesinin nedeni bugün iyi bir haber almasındandır.

Sayfa 1 / 9
Onunla ilk tanışmamızı unutamam.
Dün gece uyurken gördüğü rüyayı anlattı.
Sanki dalgasız bir deniz gibiydi yüzü.
Sana söyleyeceğim bu gizli sırlarımı kimseye söyleme.
Yaptıklarını kendi ağzıyla itiraf etti.
Havada beyaz kar taneleri uçuşuyor.
Bu iş yerinde aşağı yukarı üç dört yıldan beri çalışıyorum.
Sınav yaklaştıkça öğrencilerin heyecanı gittikçe artıyor.
Galiba başka çaresi de yok gibi görünüyor.
Sınıfın boyu en kısa öğrencisini arkaya oturtmuşsun.
Yaşlı adam söz almak için oturduğu yerden ayağa kalktı.
Dosyadaki mevcut belgelerden anlaşılıyor ki bu iş uzun sürecek.
Artık bundan sonra oraya gitmene gerek kalmadı.
İki kardeşten en küçüğü okula gitmiyordu.
Bu saatte oraya yalnız gidemem; seninle birlikte gitmek istiyorum.
İşte seninle bu yüzden dolayı konuşmak istemiyorum.
Niçin böyle yüksek sesle bağırıyorsun ki?
Biz onlara iki günde bir, gün aşırı giderdik.
Yorulmamıza rağmen basamaklardan yukarı hızlı hızlı çıkıyorduk.
Türkçede Arapça ve Farsça dillerinden gelmiş sözcükler vardır.
Böyle havalarda eve bir tane bile ekmek götürmeyi unutur.
Kadın küçük çocuğa yaklaşarak senden büyük ağabeyin var mı diye sordu.
Yarınki toplantıda ülkenin ekonomik ve iktisadi problemleri tartışılacak.
Futbolculara İngilizce dili öğretiliyor.
Odada üç tane kişi vardır.
Kasabadan köye yay yürüyerek mi geldiniz.
Yanımdaki mevcut olan para bu kadardı.
O adamla ilk kez işyerinde tanıştım.

2. SÖZCÜĞÜN YANLIŞ ANLAMDA KULLANILMASI

Geri kalmışlık Türkiye'ye özel bir durum değil.


Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.
Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim.
Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
Bizden son öğretim durumunu gösteren bir belge istedi.
Vatandaşlarımız arasında din, dil, ırk ayrıntısı yapılamaz.
Bazı öğrenciler derste çok çekimserdir.
Uzun saçlı bir genç geldi, kendini bize tanıştırdı.
Vezüv etken bir yanardağdır.
Deterjandan elleri tahrip oldu.
Bu bölgenin kendine özgün gelenekleri vardır.
Camdan yankılanan ışık gözlerimi kamaştırdı.
Yazarın on dördüncü kitabı da yayınlandı.
Belediyeler sık sık güz etkenlikleri yapıyor.
Çocukların birbirleriyle uygunluk içinde olmaları çok güzel.
Bu iki olay arasında hiçbir ayrıcalık yok.
Fiyatlar çok pahalı olduğu için satışlar çok durgun.
Kar yolu kapadığı için geçit servis yolundan sağlanıyordu.
Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
Alınan bunca borç Türkiye'nin Avrupa'ya bağımlı olmasını sağladı.
Bugün dünyanın yüz kırk ülkesinde cüzamlılar günü kutlanıyor.
Bu yıl babamın yüzünden sınıfı geçtim.
Annesi iyi çorap dokurdu.
Ektiğin fidanlar meyveye döndü.
Her türlü girişimden çekinmeyen biriydi.
Aldıkları para mutluluklarına yol açtı.
Cumhuriyet 1923 tarihinde ilan edildi.
Ben 21 Mart 1978 yılında doğmuşum.
Uzun bir ders yılı daha tamamlanmak üzere tatil iyice yanaştı.
Tırnakların bir hayli büyümüş.
Sayfa 2 / 9
Dünden itibaren yağmur yağıyor
Adamın başına silahı dayayarak cebindeki parayı çalmışlar.
Bize yapılacak her türlü baskı bizi yolumuzdan alıkoyamayacaktır.
Bu gençleri azımsamak, onların başarılı olacaklarına inanmamak doğru değil.
Bu iki sınıf arasındaki ayrıcalık tespit edilemedi.
Yeni kaydolan öğrencilerin bu kadar çekimser davranması normaldir.
Petrol fiyatlarının ucuzlamasına halk olumlu tepki gösterdi.
Küçük kızın saçları hayli büyümüş.
Ormanda yetişen bir çam fidanını salonunuzdaki saksıya ekemezsiniz.
Son dakika içerisinde attığı golle takımının galip gelmesine yol açtı.
Böyle hareketler ülkede demokrasinin işlememesini sağlayacaktır.
Buradan gidersek yakalanma şansımız nedir?
Başarısızlığını düzensiz çalışmasına borçludur.
Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmeme neden oldu.
NOT:
Olumlu ifadeler için : Sağladı, sayesinde, karşıladı, şansımız, borçluyuz…
Olumsuz ifadeler için : Neden oldu, yüzünden, tepki gösterdi, ihtimali, riski, sebebinden…

3. DEYİM VE ATASÖZÜ YANLIŞLARI

Babasını görünce paçaları tutuştu.


Çok acıktım midem zil çalıyor.
O kadar kalabalık ki çuvaldız atsan yere düşmez.
Ona ayak bağı oluyor, işini çabuk bitirmesini sağlıyordu.
Ona yardım et elinden geleni ardına koyma.
Alma garibin ahını çıkar aheste aheste.
Ev sahibi, Ayşe Hanıma bu ne şıklık böyle deyince Ayşe Hanım üzerine alındı.
Konferansta konuşmacının anlattıkları herkesin dikkatini çekmişti. Tüm dinleyiciler kulak kabartmış,
konuşmacıyı dinliyordu.
Bu görüntüler karşısında saçlarım diken diken oldu.
Bu konuyu onunla bir görüş o yol yolak bilen biridir.
Ağzına bir kaşık bal çaldılar.
Eski dostluğumuz kalmadı, arayı ısıttık.
Denize düşen yılandan medet umar.
Duman olmayan yerden ateş çıkmaz.

4. SÖZCÜĞÜN CÜMLEDE YANLIŞ YERDE KULLANILMASI

Yeni elbisemi giymiştim ki kapı açıldı.


Yeni durağa gelmiştik ki otobüs de hemen geldi.
Her yolda kalan insana yardım etmeliyiz.
İdare, henüz yarın ders yapılıp yapılmayacağını bildirmedi.
İzinsiz inşaata girilmez.
Hakan çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
Bu çocuk seneye yüksek inşaat mühendisi olacak.
Eski Adana milletvekillerinden biri daha ölmüş.
Günde kırk kere limonlu salatalık turşusu satan dükkâna uğrardı.
Cesetler çok denizde kaldığından çürümüş.
Burada her Allah'ın günü kaza oluyor.
Başbakan Çin'e bu yılın sekizinci büyük gezisini yapıyor.
Değil bir lokma ekmek bir tabak yemek yine bulamaz.
Bakanımız bir hafta içinde petrol üreten ülkeleri gezecek.
Ağrısız kulak delinir.
Atatürk'ün 119.doğum yılı törenle kutlanmıştı.
Bu yemek fazla dışarıda kaldığı için bozulmuş.
THY'ye ait 158 yolcunun bulunduğu uçak denize düşmüş.
O anda ilk aklıma sen geldin.
Bu yıl yeterince derslerine çalışmamıştı.
Hazırlıksız toplantıya gelenlere çok kızardı.
Çocuğun sabahtan beri çok karnı ağrıyormuş.
Zincirsiz trafiğe çıkan sürücüler, Bolu Dağı girişinde bekletiliyor.
Her önüne gelen görevliye, şefin odasının yerini soruyordu.

Sayfa 3 / 9
Eski Ankara Valisi, İzmir’e atanıyor.

5. ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZLERİN BİR ARADA KULLANILMASI

Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.


Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.
Müdür Bey bu adam için: "Çok mütevazı, burnundan kıl aldırmayan biridir."diyor.
Artık kesinlikle böyle bir hataya düşmeyebilir.
Okulu bitireli hemen hemen tam on yıl oldu.
Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.
Kesinlikle yarın gelebilirler.
Şüphesiz bu sözleri bütün öğrenciler duymuş olmalı.
Aşağı yukarı bundan tam yirmi yıl önceydi.
Sözünü ettiğiniz şairin herhâlde on altıncı asırda yaşadığını zannediyorum.
Eminim bu saatlerde eve gelmiş olmalı
Mutlaka bir gün çocukluk arkadaşlarını belki yine arayacak.
Yanılmıyorsam, bu ikisinin aynı şey olduğunu tahmin ediyorum.

6. DÜŞÜNME VE MANTIK HATASININ OLMASI

Yiyecek bir lokma ekmeğimiz hatta yemeğimiz bile yok.


Bu yazıyı değil okumak, anlamak bile imkânsız.
Bölgeyi iyi tanımasına rağmen her yeri gezdi.
Bu yara tedavi edilmezse, ölüme, hatta büyük bir hastalığa bile sebep olabilir.
Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkılmaz.
Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık.
Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme; hatta sara nöbetlerine dahi yol açabilir.
Tezgâhtar müşterinin aldığı oyuncağı kâğıda sardı ve müşteriye verdi.
Karar TBMM'nin 230'a karşı 190 oyla aldığı bir kararla kabul edildi.
Bırakın patates doğramayı yemek bile yapamaz o.
Bütün bildiklerimi ve bilmediklerimi oğluma öğreteceğim.
Kaderde bir köşe başında ölü olarak uyanmak da var.
Baharın en güzel aylarından biridir nisan, mayıs.
Beni duymayan arkadaşlar lütfen ellerini kaldırsın.
Trafik kazasında hayatını kaybedenlere baş sağlığı dilendi.
Hepimiz gelecek günleri hatırlıyoruz.
Kanun tasarısı 150’ye karşı 50 oyla kabul edildi.

7. CÜMLEDE BELİRSİZLİK BULUNMASI(Anlam Kapalılığı veya Anlam Karışıklığının Bulunması)


a. Karşılaştırma Yanlışından Kaynaklanan Anlam Karışıklıkları
b. Noktalama Yanlışı veya Eksikliğinden Kaynaklanan Anlam Karışıklıkları
c. Tamlayan Durumundaki Zamirin Kullanılmamasından KAYNAKLANAN ANLAM Karışıklıkları

Sen onu benden çok aradın.


Ahmet’i Ali’den çok severim.
Ehliyetini polis almış öyle mi?
Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
Geleceğini ben biliyordum.
Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
Avukat oğluyla duruşmaya katıldı.
Hırsız çocuğu kovaladı.
Genç adama seslendi.
O soruları yapamadı.
Adam, politikayla karısından çok ilgileniyor.
Bu kötü insanlara sizden çok kızıyorum.
Geleceğini babamdan öğrendim.
Kız babasının zoruyla yaptı bu evliliği.
Küçük evin bahçesinde ne de güzel oynuyordu.
Adı geçen araştırmada büyük Türk yazarı Tolstoy’un “Hacı Murat” isimli romanının üzerinde
durmuştu.
B. YAPIYA DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI:
Sayfa 4 / 9
1. EK YANLIŞLIKLARI
2. TAMLAMA YANLIŞLIKLARI
3. ÖZNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞU
c. Tekillik-Çoğulluk Açısından Uyumsuzluğun Bulunması
d. Olumluluk-Olumsuzluk Uyumsuzluğunun Bulunması
e. Kişi Yönünden Uyumsuzluğun Bulunması
4. NESNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞU (Nesne Eksikliği)
5. ÖZNE EKSİKLİĞİ
6. YÜKLEM EKSİKLİĞİ (Yüklem, Eylem, Eylemsi, Ekeylem Eksikliği)
7. TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ
8. ÇATI UYUŞMAZLIKLARI (Etken-Edilgen Fiillerin Bir Arada Bulunması)

B. YAPIYA DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI:

1. EK YANLIŞLIKLARI

Öğrencilerin başarısına ilgilenmek gerekir.


Bizi en çok sevindiren onun bu sınavı kazandığıdır.
Dünkü toplantıda Ali bize sınıf arkadaşlarını tanıştırdı.
Biricik arzumuz sınavı kazanmak ve iyi bir bölüme girmemizdir.
Yazarlarımızın köy yaşantısına ilgilenmeleri toplumumuz açısından çok yararlıdır.
Her ülke, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir
Sanatçının, topluma yararlı bir kişi olmak için, eserinde mutlaka toplum sorunlarına yer vermelidir.”
Senin en beğendiğim yanın, derslerine düzenli çalıştığındır
Marangozcunun karşısındaki dükkân bizimdir.
Yöneticilerin, halkın sorunlarıyla yakından ilgilenmek gerekir.
Yarışmaya okulumuzu okuyan öğrenciler katıldı.
Gençlerin ülke sorunlarına ilgilenmeleri çok sevindiricidir.
Çocuklar bayramlık için elbise siparişi verdiler.
Toplantıda yemekler yenildi, kahveler içildi.
Çok mutlu olduk sizinle tanıştığıma.
Olay, bu noktalara, bu yerlere gelmemesi gerekiyordu
Derslerine düzenli çalışan bir öğrenci, doğal olarak dönem sonu sınavlarında başarılı olması beklenir.
Ankara'ya giderken bindiğimiz otobüs şoförü Alper'in hemşerisi çıktı.
Masanın üstünde duran kül tablası adamın üst üste yaktığı sigara izmaritleriyle doluydu.
Sorumluluğunu bilen bir insan, yalnız kendini değil, başkalarının haklarını da gözetmesi gerekir.
Bu sınıfın, birkaç öğrenci dışında bu yıl oldukça iyi durumda.
Sağlıkla ilgili sorunların hiç vakit kaybetmeksizin çözüme kavuşturulmalıdır.
Sağlığına dikkat eden bir insan, ne tür yiyeceklerin zararlı olduğunu biliyor olması gerekir.
Herkesin içtiği çay parasını vermesini istedi.
Türk edebiyatında yaşamını yazdıkları ile kazanan tek yazar Peyami Safa olduğunu çok az kişi bilir.
Evden çıkmadan önce içtiği kola şişesini masasında bırakmış.
Benim içeceğim çay berrak demli ve cam bardakta olması gerekir.
Bu yıl sınava girecek öğrencilerin yalnız ÖSS hazırlığına değil, okul derslerine de aynı ölçüde önem
vermeliler.
Tanzimat dönemi sanatçılarının birkaçı dışında, devlet adamı olarak çalışmışlardır.
Her ülke, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir.

2. TAMLAMA YANLIŞLIKLARI

Verilen cümledeki özne ve zarf tümlecini bulun.


Bu ülkeye teknik ve bilgi yardımında bulunulacak.
Pasta ve meyve suyu ikram edilecek.
Son derste belgisiz ve sayı sıfatlarını öğrendik.
Siyasî ve ekonomi ilişkileri çıkmaza girdi.
Bu bölge coğrafî ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir.
Kar yüzünden tüm özel ve devlet okulları tatil edildi.
Şehrimizde çeşitli kültürel ve sanat etkinlikleri gerçekleştirildi.
Ülkemiz Bosna’ya askerî ve gıda yardımı yaptı.
Doğa ve toplumsal olayları inceledik.
Dün epik ve aşk şiirleri okuduk.
Askeri ve devlet okullarına giriş sınavı yapılacak.
Sayfa 5 / 9
Gençlik, duygusal ve kişilik sorunları yaşıyor.
Politik ve ahlak yozlaşması önemli bir sorundur.
Okulda birçok arkadaşlar edindim.
Geceye birçok davetliler katıldı.
Birçok seneler geçti.
Bizde iki türlü düşünürler vardır.
Her türlü tedbirler alındı.
Birçok festivaller düzenlendi bu yaz.
Bin türlü çiçekleri derledim sana.
Öğrenciye bir şey vermeden gelişmesini umma.
Arkadaşına yardım ederek mutlu olmasını sağladı.
Tanıdıklarından alışveriş yaparak para kazanmalarına katkıda bulunurdu.
Çocuklarıyla her konuyu konuşur, yanlışa düşmemelerine çalışırdı.
Parasının hesabını bilmeyen zenginler ve fakirler aynı kefede tartılıyor.
Üniversite sınavına giren öğrenciler ve veliler ter döktü.
Öğrenciyi, düşünmeye ve yaratıcı olmaya yönelten ve herhangi bir konu üzerinde eleştiri yapmasını
sağlayan bir anlayış, eğitim sistemimize henüz yerleşmedi.
Selçuk Bey, derneğimizin üye ve ikinci başkanıdır.
Birçok kaynaklarda bu konuya geniş yer verilmiştir.
Kalbindeki her çarpıntıları kalp hastalığına yorma
Seçim döneminde her çeşit siyasal etkinliklerin yasaklanmasına seçim yasağı denir.
Artık hastamızın sağlık durumu tamamen iyileşti.
Ucu yırtık yabancı paraların Merkez Bankası dâhil hiçbir yerde işlem görmüyor.
Dünyada tamamı mermerden yapılmış ilk anıtsal tapınak Ege’nin Efes kentinde olduğu biliniyor.
Bu girişim sağlığa verdiğimiz önem ve kararlılığın bir göstergesidir.
Bu derste belgisiz ve soru zamirlerini işledik.
Muğla yöresindeki çıkan yangınlardan geriye, çırılçıplak ve simsiyah dağlar, tepeler kaldı.
Siyasi, askeri ve ekonomi alanlarında görüştüler.
Ürünümüz gerek çalışan gerekse ev kadınlarının ihtiyacına cevap verebilecek niteliktedir.
Edebiyat Tarihi’ni çok az veya hiç bilmeyen eleştirmen yanlış hükümler verir.

3. ÖZNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞU
a. Tekillik-Çoğulluk Açısından Uyumsuzluğun Bulunması
b. Olumluluk-Olumsuzluk Uyumsuzluğunun Bulunması
c. Kişi Yönünden Uyumsuzluğun Bulunması
Not:
Eğer özne ikinci tekil ve üçüncü tekil (sen, o); ikinci tekil ve ikinci çoğul (sen, siz); ikinci tekil ve
üçüncü çoğul (sen, onlar); şahıslardan oluşuyorsa, yüklem ikinci çoğul şahısa göre çekimlenir. Ancak
ikinci tekil ve birinci çoğul (sen, biz) şahıslar özne olursa yüklem birinci çoğul şahısa göre çekimlenir.
Not:
Öznenin insan ya da başka varlıklar olması da yüklemin tekil veya çoğulluğunu etkiler. Eğer özne
bitkiler, hayvanlar, cansız varlıklar ya da soyut kavramlarsa, yüklem daima tekil olur. İnsanlar çoğul
özne olduğunda ise yüklem tekil veya çoğul olabilir.

Herkes ondan nefret ediyor, yüzünü görmek istemiyordu.


Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, kendi fikrinde ısrar ediyordu.
Hiç kimse okula gelmedi, geziye gitti.
Hiç kimse ona gerçeği anlatmamış; onu yalan yanlış sözlerle oyalamıştı.
Hepsi, çocuğun yardıma muhtaç olduğunu biliyor; ancak hiçbir şey yapmıyor.
Kimse, karşısındakine anlayış göstermiyor; bir an önce işini bitirmek istiyor.
Bu işi ancak ben ve sen halledebiliriz.
Dışarıda sadece ben ve o küçük çocuk kalmıştık.
Ben ve siz yarışmada eşit durumda değildik.
Ben ve birkaç yaşlı adam, kahvede uzun bir sohbete dalmıştık.
Sen ve annen burada ne yapıyordunuz?
Sen hatta hepiniz bu konuda suçlusunuz.
Sen ve buradaki konukların, bize yarın gelebilirsiniz.
Galiba sonunda senle biz aynı sonuca ulaştık.
Kuşlar dallara kondular.
Sevgiler gizli kaldıkça güzelleşirler.
Nüfus sayımı bu yıl yapıldı, bir hayli artmış.
Sıfatlar çekim eklerini almazlar.

Sayfa 6 / 9
Kirazlar, henüz olgunlaşmamışlar.
Nedense köpekler sabaha kadar havladılar.
Çiçekler sıcaktan kurumuşlar.
Bu sıralar çok sağlam yapılmışlar.
Seni görünce gözlerim dolar.
Hiçbiri sizi görmüyorlar.
Herkes bu konuda aynı fikirdeydiler.
Birçok kişi aynı sorunu tartışıyorlar.
Martılar denize dalıp dalıp çıkıyorlar.
Martılar bize selam getirdiler.
Dağlar beyaz şallarını omuzlarına attılar.
Gülüşmeler çok uzun sürdüler.
Tartışmalar sabaha kadar devam ettiler.
İki kişi bankayı soymuşlar.
Derse on öğrenci girmediler.
Bana beş soru bıraktılar.

Not:
Öznenin III. tekil kişi olduğu cümlelerde, anlatıma saygı, sitem, küçümseme katmak amacıyla
yüklem çoğul (III. çoğul kişi) olabilir:
Biraz sonra bakan bey buraya gelecekler.
Ahmet Bey bizi hatırlamadılar.
Ayşe Hanım odasında yoklar.

4. NESNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞU (Nesne Eksikliği)

Söylenenlere hemen inanıyor ve her yerde savunuyordu.


Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve tebrik ederim.
Onlara niçin bu kadar yardım ediyor ve destekliyorsun?
Büyüklere gereken saygıyı göstermeli, incitmemeliyiz.
Bize yardım edeceklerine inanıyor ve bekliyoruz.
Bu konuda öğrenciler, aralarında anlaşıp karar verecekler ve uygulayacaklar.
Öğretmenimiz hiçbirimizi azarlamaz, çok severdi.
Sanatçı gerçeğe ulaşır, yorumlar.
Size teşekkür etmek ve kutlamak istiyor.
Yazıya özendiği, dikkatle yazdığı belliydi.
Sana telefon açmış, merak ediyormuş.
Evin onarımını haftaya bitirecek, sonra da satacak.
Bu kuralların gerekli olduğunu biliyorum; ama uygulayamıyorum.
Yardıma muhtaç olanlara yardım eder, doyururdu.
Onun sıcacık sesi bize ulaşır, mutlu ederdi.
Yazılarında, halkı soyanlara çatar, yerin dibine batırırdı.
Suçlunun evini bastılar, yakalayıp polise teslim ettiler.
Adamın yüzüne dikkatle baktı, ama tanıyamadı.
Bu adam her konuda çok inatçı; bu yüzden kimse sevmiyor."
Bu iki resim arasında yedi fark var; 30 saniyede bulmalısınız.
Pul biriktirmeye nasıl başladınız, kaç yıldır sürdürüyorsunuz?
Adamın getirdiği yazıya bir göz attı ve hemen imzalayıp geri verdi.
Sizin işinize biraz sonra başlayacaklar, yarım saatte bitirirler.
Derste anlatılan konu çok karışıktı, bu yüzden kimse anlamadı.
Raftan aldığı kitaba önce bir göz attı, sonra oturup uzun uzun inceledi.
Az önce burada bir kitap vardı; nereye kaldırdınız?
Bu kaban belki çok kaliteli; ama ben beğenmedim.
Önüne gelen belgedeki fotoğrafa bir baktı ve hemen imzaladı.
Bu sabah, kitap listesini bana vermişti; fakat vakit bulup alamadım.
Yaşadığı ilginç olayları küçük öyküler biçimine getirir, sonra çevresindekilere okurdu.
Yanına gelen öğrenciye adını sordu ve hemen yandaki masaya gönderdi.
İstediğiniz kitapların adlarını bir listeye yazın, ben sonra incelerim.
Bu adamı daha önce bir yerde gördüm, ama hatırlayamadım.
5. ÖZNE EKSİKLİĞİ

Kaza geçiren çocuğun durumu pek iyi değil; en az iki ay hastanede kalır.

Sayfa 7 / 9
Olaya karışanların ifadeleri alındıktan sonra savcılığa sevk edildi.
Bu sarayın inşaatında tam bin işçi çalışmış ve beş yılda tamamlanmış.
Ülkenin bütçesi denetim altına alındı, artık geleceğe umutla bakabiliyor.
Sergideki tabloların fiyatları çok yüksek; böyle devam ederse alıcı bulamaz.
Bazı sorunları hiç vakit geçirmeden çözmek gerekir, aksi takdirde işin içinden çıkılmaz hale gelir.
Şiir kitabının kapağı hazırlandıktan sonra hemen baskıya gönderilecek.
Ödeme planı ile ilgili bir takvim hazırlandı, bu ayın başından itibaren yürürlüğe girecek.
Dernek müdürünün yetkileri alındı ve kovuldu.
O insanların sayısı azalıyor bulunmaz oluyor.
Belediye tarafından yaptırılan dört katlı binanın inşaatı bitirildi ve hizmete girdi.
Yaşlı adamın parası alınarak evine gönderildi.
Viraja hızlı giren aracın lastiği patladı ve kaza yaptı.
Herkes kazayı seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.
Hastanın durumu gittikçe kötüleşiyor, yerinden kalkamıyordu.
Filmin güzelliği herkesi etkiledi; çünkü güzel çekilmişti.

6. YÜKLEM EKSİKLİĞİ (Yüklem, Eylem, Yardımcı Eylem, Eylemsi, Ekeylem Eksikliği)

Ayağına ayakkabı, omzuna şal, üzerine pardösü giyip dışarı çıktı.


Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı zarar mı belli değil.
Ben ona ağabey, o da bana kardeşim derdi.
Bazı yiyecekler sağlığı yerinde ve yaşlı olmayan kişilerce özellikle yenmelidir.
Kitap için kendisine verilen paranın eksik ve yeterli olmadığını söyledi.
Ekşiyi az, acıyı ise hiç sevmezdi.
Çorbaya biraz acı, biraz da tuz ve limon sıkılabilirdi.
Boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi.
Hangisinin başarılı, hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz.
Çok az veya hiç çalışmadan çok para kazananlar var.
Sabah kahvaltıda simit ve çay içtim.
O yaşlı şair geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı değildi.
Kahvaltıda peynir, ekmek ve çay içtik.
Kimin dürüst, kimin dürüst olmadığını biliyor.
Suçlamaların yersiz ve doğru olmadığını söyle.
Baloya güzel bir elbise ve pahalı mücevherler takarak gelmişti.
Çocuklarıyla bazen çok bazen de hiç ilgilenmezdi.
Sabahları erken kalkar ve sakin havada koşuyordu.
Annem yemek pişiriyor biz de ona yardım ediyorduk.
Boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi.
Aldığı şeyler hem pahalı hem de kaliteli değilmiş.
Bu geziye okulumuz öğrencilerinden ve disiplin cezası almayanlar katılabilecek.
Çocuklar bundan en az zarar ya da hiç zarar görmeden kurtarılmalıdır.
Hükümet tabibine muayene edilerek sağlık raporu alacaksınız.
Yapılanları doğru bulmadığıma inanıyorum.
İnsan yaşamın sorunları karşısında sabırlı ve yılgın olmamalı.
Bu haberin ne kadar doğru olup olmadığını öğreneceğiz.
Mevlana, Türkler olduğu kadar yabancılar tarafından da tanınan bir düşünürdür.
Dürüst biri olduğundan dün de bugün de kuşkuya düşmüyorum.
Evde yemeği annem, sofrayı ben hazırlarım.
Sen düldülsün, ben bülbül.
Sen bir şahinsin, ben garip bir serçe.
Gözleri güzel, fakat saçları iyi değildi.
Boyu oldukça kısa, kilosu da az değildi.
O yaşlı şair geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı değildi.

7. TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ

Arkadaşlarını pek sevmez, hatta çoğu zaman nefret ederdi.


Olanları böyle değerlendirmek, bu gözle bakmak gerekir.
Kayaya yaklaşıyor muyuz, yoksa uzaklaşıyor muyuz?
Öğrencileri, teşvik etmeli, yüreklendirmeli, destek olmalıyız.
Duvarları kirletmek, yazı yazmak kesinlikle yasaktır.
Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, nasıl başa çıktı?

Sayfa 8 / 9
Öğrencileri rahat edecekleri odalara yerleştirmiş, bütün imkânları sağlamıştı.
Kardeşini yanına çağırdı, bir şeyler söyledi.
Düşman kenti bombaladı; ama giremedi.
Çukurova'nın toprağı insanı diriltir, umut verir.
Sizi önemseyen ve inanan insanlar var.
Gençlerden çok şey bekliyoruz; fakat değer vermiyoruz.
Kadının içeri girmesiyle çıkması bir oldu.
Bu evden nefret ediyordu; ancak darda kalınca geliyordu.
Yeni yetişen sanatçılara yardım eder, ilgilenirdi.
Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyor.
Arkadaşlarını aradı, sonra buluştu.
Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve tartışırdı.
Senin sorunlarını çözmeye çalışıyor; başa çıkmak için uğraşıyoruz.

8. ÇATI UYUŞMAZLIKLARI (Etken-Edilgen Fiillerin Bir Arada Bulunması)

Bütün sorunlar halledilip öyle gidecekti.


Bütün sahipsiz hayvanlar toplanıp şehir dışına götürecek.
Sorular çok dikkatli okuyarak çözülsün.
Çok emek harcanıp az para kazanabilmiş.
Bütün yemekleri hazırlayıp bir kenara koyulmalıdır.
Her ne kadar iyi hazırlanılmışsa da istenilen sonucu alamadı.
Bir yıl boyunca devamlı çalışarak kazanıldı.
Her ne kadar şehir dışına taşınmışsa da beklenen huzur bulunamamıştı.
İşlemler sırasında bir sorunla karşılaşılırsa buradaki herkesten yardım isteyebilirsiniz.
İlaçlar düzenli biçimde kullanılırsa,(edilgen) hasta bir iki hafta içinde iyileşecektir
Bu insanlar sözleri yüzünden beğenilip buraya getirdik.
Vitrindeki ürünleri sergilenip satışa çıkarmış.
Göstericiler polis tarafından tutuklandı, karakola götürdü.
Şehir kaldırımları temizlenmeye başladı.

AŞAĞIDAKİ CÜMLELERDE BULUNAN ANLATIM BOZUKLUKLARINI BULUNUZ.

Ağlayan kadın, yaşlı gözlerle kendisine sorulanları cevaplıyordu.


Bütün gün anlattığın o işi düşündüm.
Seçim döneminde her çeşit siyasal etkinliklerin yasaklanması gerekir.
Son yazdığı romanına, isim bulmakta bir hayli zorlandı.
Politikacıların çoğu taraftarlarının oylarını cepte keklik sayıyorlar.
Bölgedeki yangınların sabotaj sonucu çıktığı öngörülüyor.
Bu konuda değişik alternatiflerimiz de vardı.
Sergideki resimlerimin hepsi benim eserimdir.
Geçen hafta kaybolan Ahmet'in kalemi bulundu.
Babası istedi diye başka bir semte taşınan komşularına yardım ediyordu.
Her zaman için açıkça düşündüklerini ifade eder.
Seni kardeşim kadar seviyorum.
Bana benziyordu oğlumun gözleri.
Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.
Annem ve babam aynı gün evlenmiş.
Elleri bir yılanınki kadar soğuktu.
Kitabımı komşunun oğluna verecektim; ama onu evde bulamadım.
Çocuklar üstlerini başlarını batırmışlar, onları yıkamalıyım.
Arkadaşımla gezerken babam telefon açtı, işim olduğunu söyleyip ondan özür diledim.
İnsanlık, deprem ve sel gibi beşeri afetlerden çok zarar gördü.
Yemekler yenildi çaylar içildi.
Benim buraya geldiğimi kimse istemiyor.
Olay, arkadaşlarının ters davrandığından kaynaklandı.
Olanları böyle değerlendirmek, bu gözle bakmak gerekir.
Öğrencileri rahat edecekleri odalara yerleştirmiş, bütün imkânları sağlamıştı.
Duvarları kirletmek, yazı yazmak kesinlikle yasaktır.
Sinan Arslan
Dil ve Anlatım / Türk Edebiyatı Öğretmeni
Taşucu Anadolu Lisesi

Sayfa 9 / 9

You might also like