You are on page 1of 112

DİANA VANESA DÍAZ MARTÍNEZ

T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK

ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI


HİTİT DİNİ, TAPINAKLARI VE KADIN GÖREVLİLERİ

TARİH ANABİLİM DALI


LİSANS
TEZİ DİANA VANESA DÍAZ MARTÍNEZ

TARİH ANABİLİM DALI


MART 2017
ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

MART 2017
HİTİT DİNİ, TAPINAKLARI VE KADIN GÖREVLİLERİ

Diana Vanesa DÍAZ MARTÍNEZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ


TARİH ANABİLİM DALI
ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

MART 2017
iv

HİTİT DİNİ, TAPINAKLARI VE KADIN GÖREVLİLERİ


(Yüksek Lisans Tezi)

Diana Vanesa DÍAZ MARTÍNEZ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Mart 2017

ÖZET

Hititlere göre yaşadıkları topraklar tamamen tanrı ve tanrıçalara aitti ve kral dahil olmak
üzere bütün insanlar onların hizmetçileri olarak görev yapmaktaydı. Hitit tapınaklarındaki
görevlilerin ana görevi, günlük olarak tapınağın sahibi ve orada yaşayan tanrı ve
tanrıçaların fiziksel ve kültsel ihtiyaçlarını karşılayarak onların memnuniyetini
sağlamaktır. Birçok farklı görevi yerine getiren çalışanların içerisinde yer aldığı büyüklü
küçüklü birçok tapınak ülke geneline yayılmıştır. Tapınaklarda ve dini hayatla ilgili
görevlerde, Hitit kadınları çok önemli etki yarattılar ve aktif olarak çeşitli görevlerde yer
aldılar. Hitit kaynaklarına göre kadınların tapınaklarda birçok farklı pozisyonda görev
aldıkları anlaşılmaktadır. Bu kadınların kim oldukları, hangi görevleri yerine getirdikleri,
hangi kurallara uymak zorunda oldukları ve bunun gibi birçok sorunun daha iyi
cevaplanması için bu görevlilerden beşi olan MUNUSKAR.KID, munusazzinna, MUNUSentanni,
NIN.DINGIR ve MUNUSKAxKAK hattant- incelenmiştir.

Bilim Kodu : 1108


Anahtar Kelimeler : Hititler, Hitit dini, Hitit tapınakları, Kadın Görevliler
Sayfa Adedi : 93
Tez Danışmanı : Doç. Dr. Esma REYHAN
v

HITTITE RELIGION, TEMPLES AND WOMEN TASKS


(M.S. Thesis)

Diana Vanesa DÍAZ MARTÍNEZ

GAZİ UNIVERSITY
INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES
March 2017

ABSTRACT

For Hittites, everything belonged to the deities, and humans, in order to obtain the favor of
the deities, were expected to show devotion and to take care of all their needs. Hittite
temples accomplished, primarily, the purpose of housing the gods and being the place
where humans could worship and take good care of them. Small and big temples, spread
all across the country, congregating a great variety of employees. In these important
centers for life in the Land of Hati, women exercised a fundamental influence and
participated actively performing different kinds of tasks that went from important priestess
to cleaning employees, passing through interesting positions such as exorcists, prostitutes,
seers and others. This research explores deeper into the kind of tasks and professions that
women performed in Hittite temples throughout the analysis of five feminine tasks:
MUNUS
KAR.KID, munusazzinna, MUNUSentanni, NIN.DINGIR and KAxKAK hattant-.

Science Code : 1108


Key Words : Hittites, Hittite Religion, Hittite Temples, Women Tasks
Page Number : 93
Supervisor : Assoc. Prof. Esma REYHAN
vi

TEŞEKKÜR

Üç yıldan biraz geçkin bir süre önce antik çağ tarihçisi olma hayaliyle Türkiye’ye
geldim. Bu seyahatte Türkiye, bana kapılarını açtıktan ve birçok tecrübeyle tanıştırdıktan
sonra akademik bir hayalden çok ikinci evim oldu diyebilirim. Bu tez, Türkçe öğrenmekle
başlayan ve üç yıl önce hakkında hiçbir şey bilmediğim bir konuda araştırma yapmanın
doruklarında son bulan, uzun yıllar süren sıkı bir çalışmanın eseridir. Hititler hakkında
edinmiş olduğum bu bilgileri, konunun çok az bilindiği Kolombiya’da paylaşmak için
sabırsızlanıyorum.

Birçok muhteşem insanın desteği ve sevgisi olmasaydı bu süreci tamamlamak ve


antik çağ tarihçisi olma hedefini gerçekleştirmek mümkün olmazdı. Öncelikle bu süreç
boyunca yanımda olan ve yardım eden, daima yeteneklerimi öven ve antik çağ tarihçiliği
yolunda emin adımlarla ilerlemeye teşvik eden danışmanım Doç. Dr. Esma Reyhan’a
teşekkür etmeliyim. Ayrıca, Gazi Üniversitesi’nden hocalarım Prof. Dr. İlhami Durmuş ve
Doç. Dr. Ayşe Fatma Erol’a da yabancı bir öğrenci olarak Türkçe konusunda yaşadığım
zorluklara empati gösterdikleri için teşekkürü bir borç bilirim. Yalnızca harika bir eğitimci
değil aynı zamanda Türkiye’de tanıştığım en kibar insanlardan biri olan sevgili Akadça
hocam Prof. Dr. Salih Çeçen’e kaynak bulmak, yazdıklarımı düzeltmek ve çayını benimle
paylaşmak konularında bitmeyen isteği için daima müteşekkir olacağım. Öte yandan, son
kaynaklarımı Hititçeden Türkçeye tercüme etmemde yardımlarını esirgemeyen Ankara
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nden sayın Halil Demirdelen ve Mine Çifçi’ye en içten
şükranlarımı sunarım.

Gerçekleştirdiğim yüksek lisans programı boyunca yazdıklarımı tercüme eden veya


düzelten çok iyi arkadaşlarım Aydın, Berk ve Sema’ya teşekkür ederim. Bu tezi çevirmede
zorlu görev alan Vahid’e özel teşekkürler. Sensiz bu sürecin tamamlanması mümkün
olmayacaktı. Aileme, Kolombiya’da ve Türkiye’de bulunan arkadaşlarıma sürekli destek
oldukları için en derin takdir ve şükranlarımı sunuyorum. Ayrı olmamıza rağmen, ne kadar
zor olacağı fark etmeksizin hayalimi takip etmem için bana ilham veren ve daima destek
olan anneme; başarılarım başarılarındır, umarım seni her gün gururlandırırım.
vii

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET .............................................................................................................................. iv

ABSTRACT ................................................................................................................... v

TEŞEKKÜR .................................................................................................................... vi

İÇİNDEKİLER .............................................................................................................. vii

ŞEKİLLERİN LİSTESİ .................................................................................................. ix

ÇİZELGELERİN LİSTESİ............................................................................................. x

KISALTMALAR ............................................................................................................ xi

TRANSKRIPSİYON VE DIĞER YERLERDE KULLANILAN İŞARETLER ........... xiii

ÖNSÖZ ........................................................................................................................... xiv

1. GİRİŞ....................................................................................................... 1

2. HİTİT DİNİ ....................................................................................................................................................... 5

2.1. Hitit Topraklarının Binlerce Tanrıları ................................................................. 5

2.2. Hatti: İnsanların Hizmet Ettikleri, Tanrı Toprakları ............................................ 8

2.3. Hititlerin Dini Görevleri ve Bayramlar ................................................................. 9

3. HİTİT TAPINAKLARI VE İŞLEVLERİ ........................................................ 15

3.1. Mimari ..................................................................................................................... 15

3.2. Boğazköy Tapınağı................................................................................................. 18

3.3. Dinsel İşlevi ............................................................................................................ 20

3.4. Siyasal İşlevi ........................................................................................................... 21

3.5. Ekonomik İşlevi ...................................................................................................... 22

3.6. Görevliler ................................................................................................................ 23

3.6.1. Direktif metinlerine göre tapınak görevlileri ............................................. 24

3.6.1.1. Temizlik hakkında........................................................................ 25


viii

3.6.1.2. Tanrılar için teklifler, araziler, bitkiler ve hayvanlar hakkında . 26

3.6.1.3. Tapınaktaki nesneler hakkında .................................................... 28

3.6.1.4. Tapınaklardan yapılan nöbetler ................................................... 29

4. HİTİT DÖNEMİ VE ÖNCESİNDE KADIN................................................. 31

4.1. Hitit Dönemi Öncesinde Kadın ............................................................................. 31

4.1.1. Tarih Öncesi Anadolu’da Ana Tanrıça ve Anaerkil Toplumlar ............... 31

4.1.2. Asur Ticaret Kolonileri Dönemi’nde Kadın ............................................... 33

4.2. Hitit Döneminde Kadın .......................................................................................... 35

4.2.1. Hitit Kadını: Erkeklerin Arka Planında Bir Kadın Olarak ........................ 35

4.2.2. Hitit Kadını: Eşit ve Güçlü Bir Kadın Olarak ............................................ 37

5. TAPINAKTA GÖREVLİ KADINLAR ................................................................................ 43

5.1. MUNUSKAR.KID ................................................................................................... 43

5.2. munusazzinna ............................................................................................................. 54

5.3. MUNUSentanni ve NIN.DINGIR ........................................................................... 58

5.3.1. MUNUSentanni ................................................................................................ 61

5.3.2. NIN.DINGIR ................................................................................................ 66

5.4. (MUNUS) KAxKAK hattant- ............................................................................... 73

6. SONUÇ ........................................................................................................................ 81

KAYNAKLAR ............................................................................................................... 89

ÖZGEÇMİŞ ........................................................................................................................ 93
ix

ŞEKİLLERİN LİSTESİ

Şekil Sayfa

Şekil 1. ........................................................................................................................... 9

Şekil 2. ........................................................................................................................... 10

Şekil 3. ........................................................................................................................... 16

Şekil 4. ............................................................................................................................ 18

Şekil 5. ........................................................................................................................... 19

Şekil 6. ........................................................................................................................... 32

Şekil 7. ........................................................................................................................... 40

Şekil 8. ........................................................................................................................... 53

Şekil 9. ........................................................................................................................... 54
x

ÇİZELGELERİN LİSTESİ

Çizelge Sayfa

Çizelge 1. ............................................................................................................................ 84
xi

KISALTMALAR

Bu çalışmada kullanılmış kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur.

Kısaltmalar Açıklamalar

ABoT Ankara arkeoloji müzesinde bulunan Boğazköy


tabletleri
a.g.e. adı geçen eser
Bd 2 Babylonien und Assyrien
CAD The Assyrian Dictionary of the Oriental Institute of
the University of Chicago
CHD Hittite Dictionary of the Oriental Institute of the
University of Chicago
CTH Catalogue des Textes Hittites
HED Hittite Etymological Dictionary
HW Hethitisches Wörterbuch
HW2 Hethitisches Wörterbuch (2. ed.)
IBoT Istanbul arkeoloji müzelerinde bulunan Boğazköy
tabletleri
JAOS Journal of the American Oriental Society
JNES Journal of Near Eastern Studies
KBo Keilschrifttexte aus Boghazköi
KUB Keilschrifturkunden aus Boghazköi
MB Middle Babylonian
M.Ö. Milattan Önce
NB Neo-Babylonian
OAAS Old Assyrian Archives
OAkk Old Akkadian
OB Old Babylonian
OLZ Orientalistische Literaturzeitung
RA Revue d’Assyriologie et d’Archéologie orientale
xii

Kısaltmalar Açıklamalar

RHA Revue hittite et asianique


s. Sayfa
StBoT Studien zu den Boğazköy-Texten
Vol. Cilt
ZA Zeitschrift Für Assyriologie Und Vorderasiatische
Archäologie
xiii

TRANSKRIPSİYON VE DİĞER YERLERDE KULLANILAN İŞARETLER

[] : Tabletin o kısmının kırık olduğunu gösterir.


[( )] : Yuvarlak parantez içindeki kısmın metnin kopyası veya
paralelinden tamamlandığını gösterir.
[x] : Kırık metin yerlerinde sayısı hesaplanmayan işaretler için
kullanılmıştır.
[ ... ] : Kırık metin yerlerinde sayısı takriben hesaplanabilen
işaretler için kullanılmıştır.
() : Tercümenin daha iyi anlaşılabilmesi için yapılan ilaveleri
gösterir.
<> : Metni yazan kâtip tarafından, yanlışlıkla unutulmuş
işaretleri içine alır.
? : İşaretin okunuşunun kesin olmadığını gösterir.
(?) : Tercümenin şüpheli olduğunu gösterir.
… : Yan yana üç yada üçten fazla nokta o kısmın sağlam
olduğunu fakat gerek görülmediğinden alınmadığını gösterir.
___ , ___ : Tabletin paragraf ayrımını gösterir.
________ : Asıl metin ile dipnotlar arasını gösterir.
X : Okunamayan işaret veya işaretleri gösterir.
‘ : Satır sayısı üzerinde kullanılır. Tabletin baş kısmının tam
olmadığını, numaralandırmanın görülen ilk satırdan
başladığını gösterir.
- : Hititçe ve Akadça kelimeleri içeren işaretlerin arasına
konur.
§ : Paragrafın başını belirtir.
xiv

ÖNSÖZ

Bu çalışmaya başlamadan önce, antikçağdaki kadınların durumu ve onlarla ilgili


kaynaklar hakkında bazı düşünceler sunmak faydalı olacaktır. Kadın tarihi, kadınlık tarihi
ve feminizm tarihi alanlarında kayda geçmiş olan konuları çalışmak için, kadınların
spesifik bir bağlamda politik, sosyal, ekonomik ve kültürel durumunu anlamamız
gerekiyor. Özelikle Eskiçağ'da “kadın” ile ilgili konuları araştırmak kolay bir iş değil,
çünkü elimizde bulunan kaynaklarımız sınırlıdır. Bu kaynakların sınırlayıcılığı nedeniyle
Eskiçağ’da “kadın” konusunu öğrenmek için arkeolojik kaynaklarımız da yeterli değildir.
Diğer taraftan, yazılı belgeleri doğru yorumlamak ve anlamak için özel dikkat ve çalışma
gerektiriyor. Antik dilleri iyi bir şekilde anlamak ve belge bilgilerle o donemin
anlamlarıyla karşılamak, aynı zamanda bu kelimelerin günümüzdeki aynı veya farklı
anlamlarını da iyi kavramamamız gerekmektedir.

Ayrıca, Eskiçağ’da kadının tarihini yazmak için o zamanın erkekleri ve kadınları


arasındaki ilişkileri de çalışıp anlamamız gerekir 1 . Eskiçağ'da erkekler ve kadınlar
arasındaki ilişkilerin çalışılması sayesinde anlayabiliriz ki kaynaklarda gösterilen kadınlar
(yazılı belgelerde, resimlerde ve öteki arkeolojik buluntularında) genel olarak erkeklerin
ifade ettiği ve görüntüledikleri kadarıyla temsil ediliyorlar. Çoğu durumda Eskiçağ’ın
kaynaklarında kadınların kendilerini ifade edebildiğini göremiyoruz. Bunun yerine bu
dönemde erkeğin sosyal yapı içerisinde kadının olmak istediği görüntüyü kendi istediği
hayal gücüne göre görmek istemesi denebilir. Yani, erkek kadını kendi gözünde nasıl ifade
etmek istiyorsa, belge ve metinlerinde o gözle değerlendirmiştir: “Filosofi, teologi, giuristi,
medici, moralisti, pedagoghi… dicono instancabilmente che cosa siano le donne e
soprattutto che cosa debbano fare. Perché ese si definiscomo in primo luogo con il loro
posto e il loro doveri.” 2 Özellikle kadın üzerinde yazılı belgelere dair sonuçlarımızı
çıkarmadan önce önemli soruları sormamız gerekir. Mesela, Eskiçağ’da kimler kadınlar
hakkında yazmıştır? Tarihsel ve arkeolojik kanıtlar eski dönemlerde erkeklerin dil ve yazı
üzerindeki gücünü koruduğunu örneklerle açıklıyor. Şüphesiz Eskiçağ’da önemli
mesleklerden biri de kâtipliktir. Delil ve bulgulara göre sadece erkekler bu önemli görevi

1
Duby, G. & Perrot, M. (2009). Storia delle donne in Occidente: L´Antichità. Bari: Editori Laterza, 9.
2
a.g.e., VII. Türkçe: Filozoflar, ilahiyatçılar, avukatlar, doktorlar, ahlâkçılar, pedagoglar durmadan kadının
ne olduğunu ve özellikle ne yapması gerektiğini söylüyor. Onların yerini ve görevlerini tanımlamak ne için?
xv

üstlenmiştir. Bu şekilde, anlayabiliriz ki eski yazılı kaynakları okurken genel olarak


erkeklerin düşüncelerini, amaçlarını, ihtiyaçlarını ve ülkülerini öğreniyoruz. Hititler
arasında kâtipler erkeklerdir ve önemli bir yer tutmuşlardır. Görünüşe göre nesiller bir
şekilde (babadan oğluna) bu görevi devam ettirmişlerdir3. Bu erkek kâtipler o kadar önemli
olabilirdi ki kral bazen onlara umu.lugal (kralın oğlu) unvanını vermiştir4. “It was in fact
possible for a scribe to reach the most exalted levels of the Hittite administration—as
reflected in the office of the gal.dub.sar.mesˇ , ‘Chief of the Scribes’. The importance of
this man, the head of the Hittite chancellery, is indicated by his ranking next to the royal
couple and the crown prince in the lists of beneficiaries of gifts from vassal rulers.”5

Hitit döneminde Hattuša’da (Boğazköy) bulunan tabletler bizim temel


kaynağımızdır. Bu tabletlerin büyük sınırlaması, özellikle kraliyet arşivine aittir. Yani,
saray için ve saray tarafından yazılmıştır. Hattuša’daki tabletler özelikle üst tabaka kadınlar
hakkında bilgi veriyor. Bu şekilde, sadece saray, soyluluk, kral ailesi ve kraliyet
görevlerine bağlı kadınlar üzerinde bilgi ediniyoruz6. Kraliyet görevleri içerisinde din ve
tapınak görevleri ile ilgili kadınları bulabiliriz. Fakat, bu tabletler halk kadını hakkında
bilgi edinme açısından sınırlıdır. Halk kadınları hakkında bazı bilgiler bulmak için
yasalara, öncelikli olarak aile hukukuna başvurmak gerekmektedi.

3
Bryce, T. (2005). The Kingdom of the Hittites. Oxford: Oxford University Press, 60.
4
a.g.e., 66,67
5
a.g.e., 66,67. “gal.dub.sar.mes” (= katip başı) meslek yapilanmasi Hitit yonetinde en yuksek seviyeye
ulasmistir. Bu meslegin basi, Hitit kraliyet ailesi ve hitit prenslerine yakin ve onlarla aynı agirlikta bir kisi
olarak dusunebilir.
6
Kılıç, Y. & Duymuş, H. (2007). Hititlerde Kadın ve Siyaset/ Woman And Policy in The Hittites. Tarih
Araştırmaları Dergisi, 26 (42), 50.
1

1. GİRİŞ

M.Ö. 17. yüzyılın başlarında, Orta Anadolu’da Hitit medeniyeti ortaya çıktı. Geç
Tunç çağı boyunca Hititler, Mısır ve Babil ile birlikte antik çağın önemli güçlerinden biri
haline geldi ve topraklarını Mezopotamya’daki Kuzey Suriye bölgesini içine alacak şekilde
genişletti. M.Ö. 12. yy.’da Hitit İmparatorluğu, yönetim merkezi olan Hattuša’nın düşmesi
ile ortadan kaybolmuştur. İki yüzyıl önce Hititlere ait belgelerin gün ışığına çıkması, Antik
Ortadoğu hakkında eksik olan bilgilerin Hitit kaynakları tarafından tamamlanmasına neden
olmuştur. Hitit medeniyetinin iletişime geçtiği diğer etnik ve kültürel yapıları mevcut
sosyal doku ile harmanlayarak yeni bir kültür inşa etmesi birçok akademisyenin ilgisini
çekmiştir. Hitit siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel tarihi ile ilgili geniş çalışmalar yapıldı.
Sosyo-kültürel tarih alanına giren Hitit tapınaklarındaki kadın görevliler ve rolleri bu
çalışmanın konusu olacaktır.

Hititlere göre üzerinde yaşadıkları topraklar tamamen tanrı ve tanrıçalara aitti ve


kral dahil olmak üzere bütün insanlar onların hizmetçileri olarak görev yapmaktaydı.
Şüphesiz, Hititler dünyasında insanlar ve tanrılar arasında karşılıklı olmak üzere bir çıkar
ilişkisi söz konusuydu. İnsanlar iyi mahsuller elde etmek, sağlıklı olmak, krallar, savaşlı
başarılı olmak ve güçlü bir krallık sağlayabilmek için tanrı ve tanrıçaları memnun etmek
zorundaydılar. Böylelikle kralın yönetimi altında insanların tanrılara hizmetleri ve onların
istediklerini yerine getirmeleri, ziyaretler, adaklar, ritüeller ve bayram şeklinde
gerçekleşirdi. Bayramlar, ritüeller ve kültler titizlikle yapılılardı ve en önemlileri kral ve
kraliçe tarafından yönetilirdi. Kültler ve diğer dini kutlamalarda rahip ve rahibelerin yanı
sıra müzisyeneler, şarkıcılar, dansçılar, çiftçiler ve aşçıların da aralarında bulunduğu birçok
insan, görevli olarak yer almaktadır7.

Hitit tapınaklarındaki görevlilerin ana görevi, günlük olarak tapınağın sahibi ve


orada yaşayan tanrı ve tanrıçaların fiziksel ve kültsel ihtiyaçlarını karşılayarak onların
memnuniyetini sağlamaktır. Hitiler için tanrılar ve tanrıçaların insanlarla aynı ihtiyaçlara
sahip oldukları düşünülmektedir8. Böylece, saraylar, krala ve kraliçenin tapınaklar da tanrı
ve tanrıçaların evleri olarak kabul edilmektedir9. Öncelikle tanrılar için ev görevi yapan

7
De Martino, S. (1989). La Danza nella Cultura Ittita. Firenze: ELITE, 94.
8
Süel, A. (1985). Hitit Kaynaklarında Tapınak Görevlileri ile İlgili Bir Direktif Metni. Ankara: Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, 23.
9
Alparslan, M. (2009) Hititolojiye Giriş. Istanbul: Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü, 125.
2

tapınaklar insanların tanrılarına ibadet edecekleri ve onları koruyacakları yere


dönüşmüştür.

Tapınaklarda ve dini hayatla ilgili görevlerde, Hitit kadınları çok önemli etki
yarattılar ve aktif olarak çeşitli görevlerde yer aldılar. Hititler ataerkil bir toplum olmasına
rağmen diğer eski toplumlardaki kadınların aksine daha olumlu, yararlı ve erkeklerle eşit
haklara sahip bir konum içerisindedirler 10 . Böylece, kadınlar en yüksek pozisyonlarda
bulunmaktadır: munusentanni (Hurri rahibesi), munushuwassannalla/i- (Huwassanna rahibesi),
isharalli- (Ishara rahibesi) ve munus
siunzanna-/siwanzanna- (Tanrının Anası). Ayrıca
kadınlar, ağlayan kadın (munustaptara-), hekim (munusA.ZU), falcı (munusENSI), büyücü
(MUNUS UH4) “arkammi” çalgıcı, sanatçı (munusarkammiyala-), tambur sanatçısı
(MUNUSmeš giśBALAG), şarkıcı (MUNUS SÌR), gibi görevleri üstlenmektedirler11.

Tapınaklarda çalışan bu kadınlar kimlerdir? Kadınların yerine getirdikleri görevler


ve sahip oldukları meslekler nelerdir? Yerine getirdikleri görevlerin amacı ve önemi nedir?
Hangi kurallar ve düzenlemelere uymak zorundaydılar? Görevlerini yerine getirirken
kullandıkları malzemeler, aletler, elbiseler ve semboller nelerdir? Kadınlar görevlerini
yerine getirirken kimlerle beraber çalışıyorlardı? Hitit tapınaklarında görev yapan beş
kadın görevli incelenerek bu sorulara cevap bulunmaya çalışılacaktır. Bu görevliler:
MUNUS munus MUNUS MUNUS
KAR.KID, azzinna, entanni, NIN.DINGIR ve KAxKAK hattant-
’dır. Bu çalışmanın amacı, mevcut kaynaklar ile Hitit tapınaklarında kadının görevlerini
mümkün olduğu kadar çok bilgi toplayarak sınıflandırmak ve analiz etmektir. Ayrıca bu
çalışma ile; Hititler, Hitit tapınakları, Hitit tapınaklarında gerçekleştirilen görevlerle ilgili
daha önce yapılmış olan çalışmalara katkı sağlamak amaçlanmaktadır. Ama her şeyden
önce, Eskiçağ tarihinde göz ardı edilmiş olan “Eskiçağ’da kadının rolü” konusu
araştırılmaya çalışılacaktır.

Bu çalışma, dört ana başlıktan oluşacaktır. İlk iki bölümde, Hitit medeniyeti için
yapıştaşları olan, Hitit dini ve Hitit tapınakları ve işlevleri incelenecektir. Böylece birinci
bölümde “bin tanrılı ülke” olarak bilinen ve insanların “tanrının hizmetkarları” olarak
kabul edildiği Hititlerde din olgusu çalışılacaktır. İkinci bölümde tapınaklar; mimari yapısı,
dini, siyasi ve ekonomik görevleri bakımından incelenecektir. Ayrıca bu bölümde, direktif

10
Akurgal, E. (2001). The Hattian and Hittite Civilizations. Ankara: Republic of Turkey, Ministry of
Culture, 117.
11
Pecchioli Daddi, F. (1982). Mestieri, professioni e dignitá nell’Anatolia Ittita. Roma: Edizioni dell’Ateneo,
616.
3

metinlerine göre Hitit tapınaklarındaki görevlilerin genel özellikleri hakkında bilgi


verilecektir.

Üçüncü bölümde, Eskiçağdaki kadının konumunun daha iyi anlaşılabilmesi için


Hitit kadınının siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel durumu incelenecektir. Birinci
altbaşlıkta, tarih öncesi anaerkil toplumlar ve Asur Ticaret Kolonileri Çağı incelenerek
Hitit öncesi dönemdeki kadınının durumu hakkında kısa bir bilgi verilecektir. İkinci
altbaşlıkta; Hitit kadını iki bakış açısıyla değerlendirilecektir: Erkeklerin arka planında
kalan ya da onlarla eşit ve güçlü bir pozisyonda olan. Bu bakış açılarından ikincisini
analiz etmek için; hukuk, din, siyaset, büyü ve kehanet gibi alanlar incelenecektir.

Son bölümde ise beş kadın tapınak görevlisi hakkında ki analizlere yer verilecektir.
Bu çalışma birinci kadın görevli olan MUNUS
KAR.KID (fahişe, ya da “hierodule?”)ün
incelenmesi ile başlayacaktır. İkinci altbaşlıkta ise hakkında çok az bilgiye sahip olunan
munus
azzinna ile ilgili inceleme yapılacaktır. Üçüncü altbaşlıkta iki rahibe grubu hakkında
bilgi verilecektir. Bunlardan birincisi; çok az tanınan, hiyerarşide alt kademelerde bulunan
MUNUS
entanni’dir. İkinci rahibe grubu ise daha üst kademede yer alan belki de Hitit
hanedanına üye bir rahibe olan NIN.DINGIR.’dir. Son olarak, Hitit tapınaklarında nadir
olarak rastlanan sihirbaz rahibe MUNUSKAxKAK hattant-hakkında bilgi verilecektir.
4
5

2. HİTİT DİNİ

Hitit tapınaklarındaki dinin incelemesi için iki temel faktörün dikkate alınması
gerekmektedir. Birincisi, Hitit dini çok çeşitli kültürel kompleksinden ibaretti ve
söylenmesi gereken siyasi gelişim sinkretik dinin oluşmasına neden oldu. İkincisi, Hititler
için topraklar üzerinde var olan her şey tanrı ve tanrıçalara aitti, insanlar ve krallar dahil
olmak üzere hepsi onlara hizmet etmekle yükümlüydü. Hitit toplumunun önemli ölçüde
topraklarının verimliliğine bağlı olduklarından yola çıkarak, toplum, din ve ona bağlı olan
etkinlikler, hizmetler ve ihtiyaçlarla doğrudan ilgilenmekteydi.

2.1. Hitit Topraklarının Binlerce Tanrıları

İlk Anadolu toplumları doğanın kaynaklarını ve isteklerini korumak adına, ritüel


aktiviteler yerine getirmişler ve toprak-ana tanrının yanı sıra diğer doğal güçler tanrılarına
karşı ibadet ve ayinler yerine getirmişler 12 . Buna rağmen, bu dini panorama toplumun
gelişmesi ve büyümesiyle ile beraber daha kompleks bir şekille dönüşmeye başladı.
Birincisi, yeni malzemeler kullanılması ile ilgi alınan bilgiler ışığında, daha fazla fiziksel
güç gereksinimiyle, toplumdaki roller değişmeye başladı. Bu değişimlerin etkisi din
çerçevesine kadar, erkek tanrıların panteonun başına yükselmeleri ile uzandı. Zamanla yeni
yaşam tarzları kazandığı için ilk toplumlarda kadının oynadığı önemli rol değişmiştir.
Yani, toplumlarda yeni malzemeler tanıma ve yeni tür görev dağılımı için fiziksel gücün
kullanımı gerekli hale gelmiştir 13 . Bu noktada baba(erkek) toplum hayatında sosyal,
siyasal, ekonomik, kültürel ve dinsel olarak en temel unsur olmuştur. İkincisi, en önemli
değişimler politik panoramada gerçekleşti ve politik birlikler oluşturmağa eğilim
göstererek büyük ölçüde sosyokültürel değişimlere neden oldu. Böylelikle, politik birliği
adı altında, başka kültürel alt yapılardan gelen toplumların kaynaşması, ve onların tanrıları,
aynı isimler veya farklı isimler alarak aynı figürü simgeleyen tanrılar, yöresel kimliklerini
koruyarak daha büyük ve kompleks panteonun birer parçalarını oluşturdular 14 . Daha
doğrusu, Hitit metinlerinde, yer olan “tanrıça Hepat’ların tümü”, “gök tanrıların tümü”,

12
Macqueen, J. G. (1986). The Hittites And Their Contemporaries In Asia Minor. London: Thames and
Hudson, 110.
13
Kılıç & Duymuş, 2007, 86
14
Macqueen, 1986, 110
6

“tanrı/tanrıça Ištar’ların tümü”15 gibi ifadeler Hitit panteonunun ne kadar geniş olduğunu
göstermektedir.

Hititler medeniyetinden elde olan ilk kaynakları dikkate aldığımızda, bu kaynaşma


ve birleşmenin nasıl kolaylıkla gerçekleştiğini görebiliriz. Anitta metni, Hititlerin kökleri
ve büyük krallığının birliğini sağlayan eylemler hakkında olan en önemli kaynaktır: büyük
krallığının parçaları olan farklı toplumlara karşı gösterilen yüksek hoşgörü ve yaklaşım.
Anitta metninin ilgili satırları:

“5 Kuššara [kr]alı şehirden aşağıya [ki]tle halinde ge[ldi,]

6 [ve Ne]ša’yı geceleyin güçlü bir saldırı ile al[dı]

7 [N]eša kralını yakaladı ve Nešalılardan

8 hiçbirine kötülük yapmadı.

9 [Onları] (kendisinin) anaları, babaları yaptı.”16

Güçlü saldırıya rağmen Pithana ve Anitta insanlara hiç zarar vermediğini, aksine
bir annenin ve babanın yaptığı gibi sevecen yolla koruma ve bakım altına aldığı, literatürde
bunun benzersiz olduğunu anlıyoruz 17. Bazı teoriler bu durumun yeni fethedilen halkın
güvenini ve sevgisini kazanmak için, şehre yalnızca iyilik getirmek isteyen yardımsever bir
hükümdar olarak kendisini göstermek isteyen bir kral olduğunu ifade ediyor 18. Aslında,
daha önceden de bahsedildiği gibi farklı kökenlerden insanların yasadığı bir topluma
hakim olan Hititler bu insanların kültürlerine hoşgörü ile yaklaşmışlardır. Bu durum, daha
sonra ele geçirdikleri topraklardaki insanlar içinde geçerlidir. Bu hoşgörünün yani sıra
Hititler bu toplulukların tanrılarını kendi panteonlarına ekleyerek onların kültürel ve dini
inançlarını da sahiplenmişler19. Böylece, Hitit dini farklı kültür ve dini inançların bir araya
getirilmesi ile oluşmuş “syncretic” bir yapı haline gelmiştirdir20. “Hatti merkezi hükümeti
bir yandan yerel kültlerin hayatta kalmasını hoşgörüyle karşılarken, öte yandan, yabancı

15
Akurgal, E. (1997). Anadolu Kültür Tarihi. Ankara: TÜBITAK, 120.
16
Alp, 2011, 53
17
Bryce, 2005, 36
18
a.g.e., 36
19
De Martino, S. (2006). Hititler. Ankara: Dost Kitabevi Yayınları, 90; Klock-Fontanille, I. (2005). Hititler.
Ankara: Dost Kitabevi Yayınları, 42.
20
Klock-Fontanille, 2005, 42; Akurgal, 2001, 121; Taracha, P. (2009). Religions of Second Millennium
Anatolia. Wiesbaden: Otto Harrassowitz Verlag, 858; Sevinç, F. (2008). Hititlerin Anadolu’da Kurdukları
Ekonomik ve Sosyal Sistem. SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi-Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs, (17), 14.
7

tanrıların benimsenmesi süreçleri aracılığıyla, topraklarındaki farklı dinsel gerçekleri bir


araya getirip, bir devlet kültü içinde birleştirmeye çalışmıştır.”21

Bu sinkretik dinin anlaşılmasını ve çözülmesini başlamak için en temel ve en eski


etnik elementlerinden biri yani Hatti’den başlamak gerekir. Daha doğrusu, Hitit devleti
Hatti’lerin kültürel alt yapısından beslenerek büyümeye başladı 22. Arinna tanrıçası, Hitit
panteonunda olan en önemli faktörlerden biri, Hatti’lerin çok eski tanrılarından birini
simgelemektedir. Bunun yanı sıra Hatti’lerin kültürel alt yapıları diğer Taru, Eštan,
Wurunkatte, Zintuhi, Inara and Telepinu 23
, gibi tanrılar ve başka dinsel unsurlar ile
bağlantısı vardır. Hatti kültürel ve etniksel elementini yanı sıra Hatti’lerin sinkretik din
yapısına, Hint Avrupa dininin eklenmesi gerekir veya Hittit-Luvi elementini 24 , ki
Anadolu’dan olmayan insanları ve üçüncü milenyumda Anadolu’ya giriş yaptıklarını
simgeleyen elementtir 25 . Hitit dini üzerinde Sümerlerin etkisini ise Ištar, Ea (suların
tanrısı), Damkina, Šamaš (güneş tanrısı), Aya, Sin ve Ningal tanrıları çerçevesinde dikkate
alınabilinir 26 . Son olarak, Hurri dinin Hitit dini üzerinde büyük etkisi vardır. Özellikle
İmparatorluk döneminde panteonun tamamen Hurri’li olduğunu görebiliriz 27 . Daha
doğrusu, Hitit dininin büyük ölçüde Hurri kökenli olması bu dinin siyaset alanı ile nasıl bir
etkileşimde olduğunun göstergesidir. Başka tabirle, bu örnekte, İmparatorluk döneminde
kültürel alt yapısına sahip olan bir hanedanın başa geçmesi ile tapınılan tanrılar (Hurri,
Suriyeli ve Mezopotamya kökenli) daha büyük konuma ve öneme sahip olmuşlardır. Hatta
onların baş tanrısı Teššub (Hurri fırtına tanrısı), tanrıların en üst rütbelisi olarak
tanımlanırdı28. Daha doğrusu, daha sonra Hitit tapınakları bölümünde değinileceği üzere,
Hitit topraklarının üzerinde oluşan çok kültürlü ve çok etnikli bir panteonun, farklı
toplumları bir siyasi tedbir ile bir araya getirilmesini ve birleştirilmesini. “Politik bir tercih
olarak görülen bir girişim ile farklı toplumların tanrıları resmi bir panteonda birleştiriliyor
ve böylece Hitit egemenliği altına giren toplumların, merkezi bir güç altında bir arada
yaşaması sağlanmış oluyordu.”29

21
De Martino, 2006, 90
22
Sevinç, 2008, 12-13; Taracha, 2009, 859
23
Macqueen, 1986, 110
24
Klock-Fontanille, 2005, 44
25
Macqueen, 1986, 110
26
Alparslan, 2009, 126
27
Klock-Fontanille, 2005, 48; Macqueen, 1986, 111; Akurgal, 1997, 120
28
Taracha, 2009, 864
29
Alparslan, 2009, 119
8

2.2. Hatti: İnsanların Hizmet Ettikleri, Tanrı Toprakları

Hititlere göre üzerinde yaşadıkları topraklar tamamen tanrı ve tanrıçalara aitti ve


kral dahil olmak üzere bütün insanlar onların hizmetçileri olarak görev yapmaktaydı. Bu
manada, tanrılar ve insanlar arasında olan ilişki efendi ve hizmetçi ilişkisinden ibarettir ki
efendi hizmetçileri koruma karşılığında onlardan hizmet beklemektedir. “In Hittites eyes
the gods were the masters, and the purpose of man was to serve god as a good servant does
his master. In return the god, like a good master, provided protection from sickness, famine
and enemy action, and punished any bad servant who had neglected his ritual duty.” 30. Bu
düşüncenin doğrultusunda, kral hizmetçilerin lideri olarak krallığının altında bulunan
insanları tanrıların istediklerini yerine getirmek ve iyi hizmet etmeleri konusunda
yönlendirme görevini üstlenmekteydi31. Kral, tanrıların koruyucusu, aynı zamanda yüksek
rütbeli rahip komununda kabul edildiğinden, Hatti topraklarına gelen herhangi bir tersliğin
(tanrılara hizmet açısından) onun hatası olarak alınırdı32. Hititler tarafından kral ve tanrılar
arasında olan ilişkiye dair düşüncelerini anlatan çivi yazı IBot I 30 obv. 2 vdd metninden
anlaşılabilmektedir.:

“Kral, tanrılar tarafından sevilsin. Gökyüzü toprağı ve askerleriyle ülke Fırtına


Tanrısı’na aittir. Böylelikle o, kralı, Labarna’yı kendine vekil tayin etti. O, kral tüm
Hatti topraklarını verdi. Böylelikle Labarna, ülkesinin tamamını eliyle yönetsin.”33

Şüphesiz, Hititler dünyasında insanlar ve tanrılar arasında karşılıklı olmak üzere bir
çıkar ilişkisi söz konusuydu. İnsanlar iyi mahsuller elde etmek, sağlıklı olmak, krallar,
savaşlarda başarılı olmak ve güçlü bir krallık sağlayabilmek için tanrı ve tanrıçaları
memnun etmek zorundaydılar. Böylelikle kralın yönetimi altında insanların tanrılara
hizmetleri ve onların istediklerini yerine getirmeleri, ziyaretler, adaklar, ritüeller ve
bayramlar şeklinde gerçekleşirdi.

30
Macqueen, 1986, 115. Türkçe: Hititlerin gözünde tanrılar efendilerdi ve insanların amaçları yapabildikleri
kadar tanrılarına iyi hizmetçi olmaktı. Bunun karşılığında ise tanrı, iyi bir efendi gibi, hizmetçileri
hastalıktan, açlıktan ve düşmanların tehlikelerinden korur ve bu kutsal görevi yerine getirmeyen herkesi
cezalandırır.
31
Collins, B. J. (2007). The Hittites and their World. Atlanta: Society of Biblical Literature, 94; Macqueen,
1986, 115-116
32
Macqueen, 1986, 115-116
33
Demirel, S. (2014). Hitit İdari Sistemi İçerisinde Tapınakların Konumu. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Nisan, (40), 2.
9

2.3. Hititlerin Dini Görevleri ve Bayramlar

Hititler dünyasında tanrılar insanların yaşamlarına nazaran düşüncelerin ışığında


insanı ihtiyaçlara dayanarak yaşadıkları kabul edilirdi ve bu ihtiyaçlar başlıca barınma
(tapınak), yemek, hediyeler, ziyaretler ve toprakların efendileri konumunda ise hizmetler
beklentilerinden ibaretti 34 . Hizmetlerden en önemlisi ise tanrılara kurbanlar sunmaktı.
Bundan dolayı rahipler ve rahibelere bayramlar boyunca tanrılara günlük ekmek ve içecek
ikramlarında bulunuyorlardı35. Tanrı ve tanrıçalar kendi figürleri ve resimleri ile tanımlanır
(Şekil 1), bu resimler hayvana benzetilme (zoomorfizm), insana benzetilme
(antropomorfizm) veya simgesel şeklinde gerçekleşirdi36.

Şekil 1. Hitit tanrılar figürleri. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara, 2016.


(Fotoğraf yazar tarafından çekilmiştir)
Bayramlar, Sümerce’de EZEN ve Hititçe’de şiyamana, tanrıları saygı göstermenin
bir yaklaşımıydı, bunun yanı sıra ülkenin refahı ve zenginliğini garanti etmek yaklaşımı ile
yapılırdı 37. “Kutlamaların amacı, tanrılara saygı göstermek, onlarla doğru ve sürekli bir
bağ kurmaktır; böylece, Hitit Krallığı’na ve hanedana tanrısal koruma sağlanmış, bunun
sonucu tarlaların ve hayvanların verimliliği, askeri seferlerde orduların başarısı, sonuçta
bütün ülkenin refahı sürdürülmüş olacaktır.” 38 Görünen bu ki, Eski Hitit döneminde

34
Klock-Fontanille, 2005, 58
35
Klock-Fontanille, 2005, 59: Alparslan, 2009, 120
36
Taracha, 2009, 60
37
De Martino, 2006, 92; Klock-Fontanille, 2005, 59
38
De Martino, 2006, 92
10

bayramların yapılış takvimi ve zamanlaması tarımsal takvime uyumlu olarak


gerçekleşmekteydi. Daha sonra İmparatorluk döneminde, Hitit bayramları iki gruba ayrıldı.
Birincisi “düzenli” (SAG.UŠ ya da ukturi) ve “büyük” bayramlar olarak adlandırılırdı.
Düzenli bayramlar yıllık döngüde ritüel takvimde belirlendiği üzere yapılırdı. İkincisi,
daha uzun aralıklarda ve altı veya dokuz yıllık döngülerde gerçekleşirlerdi 39 . Benzer
şekilde, yaz ve güz dönemlerinde yapılan bayramlar dönemden döneme pek değişiklik
göstermiyorlardı40.

Hititler dini görevlerini yerine getirmek için uzun süre hazırlıklar yaparlardı ve
onların en önemli bayramlarından toprak verimliği ile ilgili olan bayramlardı ki düzenli
olarak bahar ve güz mevsimlerinin başında yapılırdı. Bu bayramlar Hititler için en zahmetli
bayramlardandı. Bu bayramların temel kült performansı evrensel boyutta yıllık yenilenme
idi: yaz mevsiminde saklama kabının veya pithosun (haršiyalli) (Şekil 2) tahıl ile
doldurulması (šuhha-), güz mevsiminde ise saklama kabının veya pithosun açılması (kinu-)
gibi simgesel hareketlerle gösterilmesi şeklinde olurdu41.

Şekil 2. Pithos örneği. Kabartmalı Küp (pişmiş toprak), Boğazköy, M.Ö. 17, 16
yüzyıl. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara, 2016. (Fotoğraf yazar tarafından
çekilmiştir)

39
Taracha, 2009, 70
40
a.g.e.,70
41
Archi, A. (2015). Hittite Religious Landscapes. Sacred Landscapes of Hittites and Luwians. Proceedings
of the International Conference in Honour of Franca Pecchioli Daddi Florence, February 6th-8th 2014, 18.
11

Bahar bayramı AN.TAH.ŠUMSAR yaklaşık 38 gün boyunca kült merkezlerinde


kutlanırdı. Bu bayramın ana amacı yeni yılın başlangıcının kutlanmasıydı, bayram kralın
Hattuša’ya, devletin merkezi olarak kabul edilen kente gelmesi ile tamamlanırdı42. Bayram
Tahurpa’da başlardı ve kral bu noktadan bayram damında yani Tippuwa’ya ilerlerdi.
Tippuwa’da kral yaylar yapar ve sonrasında iki tekerlekli araba ile şarap ikram edilen yere
yanı huwaši’ya ulaşır. Devamında, kral Hattuša’ya girer ve Arinna’nın Güneş
KUŠ
Tanrıçası’nın dikili taşına varır. Tanrının tapınağında Zithariya tanrısının kuršaš’ı (av
torbası) almak için hazırlıklar gerçekleşir ilerleyen günlerde av torbası gezisine başlar ve
altıncı günde Hattuša’ya ulaşılır ki orada Halki tahıl tanrıçasının tapınağına konulur. Bu
etkinliğin kutlanılışında Arinna tanrısının rahibi ekmek ikram ederek katılım gösterir. Aynı
gün içinde, büyük topluluk Hatti’nin Fırtına tanrısı haršiyalli’ni (pithos veya saklama kabı)
açmasını gerçekleştirirler43.

Nuntarriyašha bayramı veya başka tanımla acele, hız bayramı kentin birçok
noktasında askeri mücadelelerin sonuçlanması ve kralın varışı ile zamanlanmış, güz
döneminde kutlanırdı44. Başka şeylerin yanı sıra, bayramın kutlanması esnasında koyunlar,
tahıllar, taze meyveler, bal ve şarap Arinna Güneş tanrıçası’na sunulurdu45. Ayrıca bu güz
bayramı döneminde haršiyalli (pithos veya saklama kabı) bahar kutlamaları için açılacak
olan küpleri tahılla doldurulup ve saklanırlardı46.

Başka bir önemli bayram ise, ki daha önce bahsi geçen güz bayramlarında de
anlatılmış olabilir 47 , KI.LAM bayramlıydı. KI.LAM (“kapı yapısı”), üç gün süren bir
bayramdı ve daha eski krallık dönemlerinde kökü bulunan bir bayramdı, Hattuša’da
yapılan ve başkentin tanrılarına ve başka yakın Zippalanda ve Arinna şehirlerin tanrılarına
yönelik yapılan bayramdı 48
. KI.LAM kutlamaları esnasında kafileler en temel
bölümlerden oluşturmaktaydı, geçit töreni bu bayramın en önemli bölümlerinden biriydi ki
böylece başlıyordu: sarayın kapısı önünde kral geçit töreninin yapılışı, kült sembollerinin

42
a.g.e., 17
43
a.g.e., 18
44
De Martino, 2006, 93; Klock-Fontanille, 2005, 60
45
Alparslan, 2009, 121
46
Fleming, D. (2000). Time at Emar: The Cultic Calendar and the Rituals from the Diviner's Archive.
Winona Lake, Indiana: Eisenbrauns, 131.
47
Archi’ye göre, KI.LAM son baharda kutlanan nuntarriyašha bayramının 25, 26 ve 27. günlerinde
kutlanmaktadır. KI.LAM bayramı süresince yapılan bazı ritüeler tahıl tanrısı Halki’nin tapınağında
gerçelektirilmektedir. Archi, 2015, 12
48
Archi, 2015, 12; Taracha, 2009, 72
12

taşınması ve Inara rahibi tarafından geçirilen “tanrının hayvanları” geçişini izlemekteydi49.


Görüldüğü üzere, eski krallıklar zamanında, bu geçiş töreni için Inara tanrıçası ile ilgili
hazırlanmış vahşi hayvanlar sembolleri taşınılırmış. Daha sonra, bu semboller kült
sembolü ve “tanrı hayvanları” Hurri ve Šeri olarak tanımlandı50. Geçiş töreni esnasında
kral merkezde olan bütün tapınakları ziyaret eder ve “sacrifices to fourteen divinities in the
temple of the sun-goddess of Arinna and to nine others most probably in the House of the
kurša…”51. Bu törenden sonra, kral ve kraliçe iki tekerlekli arabalarla getirilerek Halki
tahıl tanrıçası tapınağının kapısına kadar varırlar. Orada ise, farklı kasabaların valileri
tahıl, ekmek, içecek ve hayvanlardan oluşan hediyeleri sunarlar52.

Yukarıda bahsedilen Hitit dünyasında yapılmakta olan önemli bayramlardan başka


bazı bayramların listesi aşağıda verilmektedir:

EZEN4 ŠE.NAGA-uuaš (temizlik bayramı)

EZEN4 MÁŠ.TUR (çocuk bayramı)

EZEN4 harpaš (demet bayramı)

EZEN4 ŠE12 harpiia (harpiia- kış bayramı)

EZEN4 GURUN (meyve bayramı)

EZEN4 URUDUŠU.KIN (orak bayramı)

EZEN4 ŠE-aš (kış bayramı)

EZEN4 LÚSIPAD.UDU (çoban bayramı)

EZEN4 lelaš53

Hitit kaynaklarından alınan bilgilere göre bu bayramların yapılışı diğer anlatılan


güz ve bahar bayramların yapılışına benzerlik göstererek, adaklıklar ritüel performanslar

49
Archi, 2015, 12
50
Taracha, 2009, 73
51
a.g.e., s. 73 Türkçe: Arinna güneş tanrıçası tapınağında olan ön dört tanrı için kurbanlıklar takdim eder,
aynı kurbanlık kurša evinde olan dokuz diğer tanrı içinde yapılır
52
Archi, 2015, 12; Taracha, 2009, 73
53
Hazenbos, J. (2003). The Organization of the Anatolian Local Cults During the Thirteenth Century B.C.:
An Appraisal of the Hittite Cult Inventories. Cuneiform Monographs Vol. 21. Netherlands: Brill, 167
13

(örneğin tanrının yıkanması), tanrı ve tanrıçaların eğlendirilmeleri (atletik oyunlar


kapsamında) dahil olmaktalardı54.

Hitit din dünyası çok kompleksti. Bayramlar, ritüeller ve kültler titizlikle


yapılırlardı ve en önemlileri kral ve kraliçe tarafından yönetilirdi ve bazen taht varisi de
katılım gösterirdi. “Kült yükümlülüklerini yerine getirmede hükümdarın yanında sadece
rahipler değil, içki sunucu, aşçı, sofra sorumluları, müzikçi, şarkıcı, dansçılardan oluşan
kült görevlisi büyük bir grup yer alır.”55 Yüksek sayıda olan bu görevliler ve meslekler,
hayvanlar ve dini aktivitelerde tüketilen yiyecek içecekler Hitit ekonomisi üzerinde ağır bir
yük oluştururdu 56 . Ama daha önemlisi, tapınaklar, saraylar gibi Hitit dünyasında çok
önemli yeri ve fonksiyonları vardı ve bu fonksiyonlar sadece dini değil ekonomik politik
ve sosyokültürel amaçları da kapsamaktalardı.

54
a.g.e., 171
55
De Martino, 2006, 94
56
a.g.e., 99
14
15

3. HİTİT TAPINAKLARI VE İŞLEVLERİ

Hitit tapınakları Sümercede ise É.DINGIR (“tanrının evi”) olarak adlandırılmış ve


genel olarak sadece dini ve ibadet bazlı kullanım fonksiyonları dışında bulunan iktisadi ve
siyasi olarak da kullanılmışlardır. Tapınaklarda “katip evleri” dikkate alınarak tapınakların
eğitim amaçlı kullanıldıkları söylenebilir.

Daha önce bahsedildiği gibi tanrılar ve tanrıçalar bütün mülklere ve onun içinde
bulunan her şeye sahiptirler. İnsanlardan hangi sınıfta olurlarsa olsunlar tanrılara hizmet
etmeleri beklenilmiştir. Daha ziyade Hititler için tanrılar ve tanrıçaların insanlar gibi aynı
ihtiyaçlara sahip oldukları düşünülmektedir:

“Insan(lar)ın ve tanrıların ruhen herhangi bir farkı (var mıdır)? Asla böyle bir
(fark) yok(tur).”57

Böylece, saraylar, kral ve kraliçenin tapınaklar da tanrı-tanrıçanın evleri olarak


kabul edilmektedir 58 . Öncelikle tanrılar için ev görevi yapan tapınaklar insanların
tanrılarına ibadet edecekleri ve onları koruyacakları yere dönüşmüştür. Dini ve idari yer
olması dışında toplumsal, sivil ve iktisadi aktivitelerin gerçekleştiği yerdir. Hatti’de var
olan tapınaklar devletin bir uzantısı ve vergi toplama kurumu olarak düşünülür. Lakin
farklı kültürlerden olan ülkelerde devlet ideolojisini temsil eden bir mekan olarak
tanımlanabilir. Böylelikle toplumum birleşmesi ve birliği için devletin önemli bir aracı
rolündedir. Daha sonra da anlatıldığı üzere tapınaklar ve devlet işleri arasında çok ciddi
çıkar ilişkileri vardır. Tapınaklar, tek başına işlem yapan organdan ziyade devletle bağlı
olan ve devlet tarafından desteklenen mekanlar olarak algılanır.

3.1. Mimari

Hitit tapınakları hakkında elimizde olan bilgiler Hititlerin merkez yerleşkelerinden


olan Hattuša tapınaklardan elde edilmiştir. Daha doğrusu 36 tane yapılan kutsal
mekanlardan 31 merkez yerleşkede bulunmuştur. Geriye kalan 5 tane diğer yapıtın ikisi iç
Anadolu’nun doğusunda Kuşaklı-Šarišša ve üç tanesi Yazılıkaya’nın kutsal kayalıklarında

57
Süel, 1985, Vs. I 21, 23
58
Alparslan, 2009, 125
16

bulunmuştur59. Hititler için tapınakların dışında açık alanlarda bulunan kutsal kayalıklar,
çeşmeler, dağlar ve mağaralar çok önemlidir60.

Şekil 3. Kuşaklı-Šarišša tapınağı.61


Hitit tapınaklarının alanı 400 metre kareden ve 4000 metreye kadar
olabilmektedir 62 . Duvarları çamur kerpiçlerden ve taş tabanı üzerinde yapılmışlardır ve
genelde dikdörtgen şeklinde oyuklardan veya odalardan oluşmuşlardı: “...kare arasında
değişen taş döşeli bir avlu etrafında grup halindeki pek çok küçük odadan oluşmaktadır.”63
Zaman geçtikçe bahsedilen oyukların küçülmeleri sonucundan kayboldukları
düşünülmüştür. Tapınakların alanı ve dikdörtgen şeklinde odalardan ve oluklardan
oluşmaları dışında yaklaşık bütün tapınaklar bu yapılardan oluşmuşlardır: iç kutsal kısımda
sütunlu salon (muhtemelen Hititçe’de hilammar), kapı (KÁ.GAL) ve avludan (Hititçe’de
hila) oluşmuşlardır64. Bazı durumlarda ise mutfak, oturma salonları, banyo (muhtemelen
arıtma ritüeller için kullanılmışlardır) ve hatta bira fabrikası (bira ve şarabın içki içme için
çok önemli içkiler oldukları söylenmesi lazım) 65 . Sadece bazı tapınaklarda daha sonra
detaylı bahsedilecek olan iktisadı amaçlar için kullanılan odalarda görünmüştür. Bazı

59
Zimmer-Vorhaus, 2011, 196
60
a.g.e., 196
61
a.g.e., 203den alınmıştır.
62
a.g.e., 205
63
Gurney, O. R. (1990). Hititler. Ankara: Dost Kitabevi Yayınları, 124.
64
Zimmer-Vorhaus, 2011, 205
65
a.g.e., 206
17

durumlarda ise hazineler ve genelde en alt katta yapılmış oldukları görünmüştür. Sadece
istisna olan Büyük Tapınaktır ki hazine odaları tapınağın etrafında yapılmıştır66.

Tapınağın kapısı taş döşeli avluya açılır. Avlunun bir tarafında ise sütunlu bir yol
tapınağın iç bölgesine girişini işaret eder. Muhtemelen başka bir sütunlu hal iç kutsal
sınırındaki antre girişini gösterir 67 . İç kutsal antre bir çok boyutta yapılan dikdörtgen
şeklinde odalara kısıtlı girişi vardır. Tanrılar ve tanrıçalar için ibadet yapılması için sadece
çok emin ve yakın insanlar iç kutsal bölgeye girebilirler Hititlerin birçoğunun tanrılar için
kurbanlarını dış avluda yapmaları gerekiyor68. Daha doğrusu tanırı ve tanrıçaların figürleri
(statü) kutsal bölge girişinde değil ve kenar duvarlara yerleştirilmişlerdi. Buraya sol tarafta
olan iki küçük oda vasıtasıyla ulaşılırdı: “…Hitit tapınağında ise, iç odaya giriş kült
heykelinin karşısındaki duvarda değildi, fakat yan duvarlarından birindeydi ve soldaki iki
küçük odadan geçerek dolaylı olarak yaklaşılırdı.”69. Hitit tapınaklarının bir özelliği tanırın
figürünün konulduğu yerin kutsallığıydı ve üzerine ışıklar gelecek bir şekilde iki tarafta
olan pencelerden görülmekteydi. Tanrının figürünün bulunduğu alanın sol tarafından,
Sümercede É.ŠÀ olarak adlandırılılan “kutsal yatağın” olduğu yere geçilmekteydi. Bu
yatağın bulunduğu mekan, tanrıların günlük aktivitelerinin (temizlik, giyinme, yağlanma)
yapıldığı yer olduğunu düşündürmektedir70.

İç kutsal bölgenin tanırını odası olması daha önceden bahsedildi. Tapınaklarda


tanrılar ve tanrıçalar ahşap veya değerli metallerden yapılan figürlerden oluşmuş ve
kaidede yerleştirilmişlerdir. Daha basit tapınaklarda tanrılar bir simge veya fetişlerle
sunululardı 71 . Buna bir örnek, boğa ile simgelenmiş Fırtına Tanrısı verilebilir. Sonuç
olarak tapınaklarda bulunan bütün malzemeler tanrılar ve tanrıçalara ait olduğu ve kutsal
oldukları düşünülürmüş72.

66
a.g.e., 207
67
a.g.e., 207
68
Gurney, 1990, 126
69
a.g.e., 126
70
Zimmer-Vorhaus, 2011, 208-209
71
Gurney, 1990, 127
72
Macqueen, 1986, 120; Gurney, 1990, 128
18

3.2. Boğazköy Tapınağı

Şekil 4. Hattuşa tapınağı.73

Daha öncede bahsedildiği gibi tapınaklardan elde olan bilgiler Hattuša bölgesinde
var olan tapınaklardan edinilmiştir. Aynı zamanda yapılmadıklarının ve
kullanılmadıklarının altını çizerek tapınakların birçoğu şehrin üst kısmının merkez
bölgesinde konulmuşlardır sadece Büyük Tapınak şehrin alt kısmında ve belirgin bir yerde
yapılmıştır74.

Büyük Tapınak kare şeklinde ve her tarının yaklaşık 275 metre uzunluğundadır
temenos duvarları ile çembere alınmıştır. Tapınağın batı ve kuzey batı kısmalarına
ilerleyince çalışanların evleri görünmektedir. Bu konut bölge kuzey batı duvarında olan bir
kapı vasıtasıyla ulaşılmaktadır. Muhtemelen bu kapının tam tersinde kral girişi için ayin
kapısı bulunmaktadır. Ayin girişinin sağ tarafında iki katlı katip evi bulunmaktadır. Bu iki
bölgenin arasında bir açık alan bulunmaktadır 75 . 137 metre uzunluğunda ve 100 metre
derinliğinde bir teras tapınak binasını çevrelemektedir76. Bu bölgeye dört adet giriş vardır

73
Zimmer-Vorhaus, 2011, 197den alınmıştır.
74
Zimmer-Vorhaus, 2011, 201
75
Macqueen, 1986, 116
76
a.g.e., 118
19

ana giriş güney doğu köşesinde ve bunun tam tersinde 3 adet başka kapı kuzeydoğu kuzey
batı ve güneybatı doğrultularındadır77.

Şekil 5. Büyük Tapınağın haritası. A eski şehrinin duvar kısmı, B temenos duvarı, C
tapınak binaları, D evler, E aşağı şehrin kapısı, F boş alan, G “katip evi”, H ana
giriş kapısı (?), I arka kapı tüneli.78

Tapınak kompleksi çoğunlukla kireçtaşından yapılmış ve Hititlerin çok önemli


tanrılarına ayrılmıştır. Bunların başlıcaları Hatti’nin Fırtına Tanrısı ve Arinna’nın Güneş
Tanrıçası. Bina bir kapı vasıtasıyla ulaşılırmış ki sağ ve sol taraflara zaviyeleri olan bir
kapı odasına bağlanırmış. Bunları dışarısında ve içerisinde küçük odalardan oluşan bir
antre varmış ki pencereler vasıtasıyla avluya açılırmış. Avlunun tam tersinde küçük bir
oda abdest almak için kullanılırmış ve bu binanın dışında bir sütun dizisi tapınağın iç
kısımlarının girişlerine taraf bir yol sağlıyormuş. İç kısmın yapısı granitten yapılmış ve
tanrıların mezhebi tapınaklarında ibaretmiş. Bu tapınakları tanrıların ve tanrıçaların ilahi
figürleri duruyorlarmış79.

77
a.g.e., 119
78
a.g.e.,116den alınmıştır
79
a.g.e., 119
20

3.3. Dinsel İşlevi

Yukarıda bahsedildiği gibi, Hititler için üzerinde yaşadıkları topraklar tanrı ve


tanrıçalara aitti. Bütün insanlar tanrıların gönlünü kazanmak ve onun sonucunda tanrıların
onları korumalarını sağlamayı amaçlamışlardır. Böylelikle Hititler dünyasında tapınaklar
tanrıların yıl boyunca evleri olarak ilk ve en baştan gelen mekanlardandı ve tanrıların bazı
yemek, içmek, giysi, yıkanma, yağlama, tapınma, adaklar, saygı gösterme ihtiyaçlarını
gidermek için kullanılırlardı. Bu anlamda, tapınaklar tanrılar ve tanrıçalara hizmet edilen
yer olarak anlaşılır.

Tanrıların memnun etmek için tapınaklarda günlük hizmetlerin yanı sıra bayramlar
ve şenlikler sunulurdu80. Bu kutsamaların çoğu libasyon (toprağa şarap dökme), yıkama ve
kurbanlıklardan oluşurdu 81
. Şüphesiz, tanrıların teveccühünü kazanmak için bu
kutsamaların en önemli kısmı adaklardı. Adaklar herkes tarafından ve her zaman
yapılabilirdi ve sadece bayramlara özel değildi. Topraklardan elde edilen ilk
mahsulatlardan tanrılara adaklar yapılırdı. Adakların en iyi kalitede olmaları gerekirdi.
Örneğin, adak hayvan olduğu zaman, onun sağlam ve hatta çiftleşmemiş olması
gerekirdi82. Hayvanlar ve hayvanlardan gelen ürünler dışında, en iyi ekmekler, meyveler,
yeşillikler, peynirler, ballar, şaraplar ve biralar tanrılara sunulurdu 83 . Yiyecekler ve
içecekler sunu şeklinde verilirdi ve ayrıca içecekler tanrı heykelleri yere serpilirdi
(libasyon yapılırdı)84.

Yalnız tapınaklar sadece hizmet ve bayramlarda adaklar yapılmak için işlev


yapmamaktalardı. Aslında tanrı ve tanrıçaların günlük ihtiyaçlarını ve isteklerini
karşılamak için daha önemli bir görev üstelenirlerdi. Kendi yatak odalarına sahip olmak
dışında, yemek salonu ve banyolar da içermektelerdi. Hitit tanrıları ve tanrıçaları kendi
yönetimleri altında birçok sayıda rahip ve rahibeye hüküm ederelerdi ki bunların görevi
tanrıların günlük beslenme, yıkanma, giyime ve eğlenmek gibi hizmetlerden oluşmaktaydı.
“Tapınak tanrının eviydi ve rahipler de onun görevli memurlarıydılar. Metinlerden
anlayabildiğimiz kadarıyla Hitit tapınak ritüellerinin hepsinin altında yatan bu basit anlayış
tarzıydı. Bir düzen içinde tanrının “bedensel ihtiyaçlarını” karşılamak tapınak

80
a.g.e., 120
81
De Martino, 2006, 95
82
Gurney, 1990, 129
83
De Martino, 2006, 95
84
a.g.e., 95
21

görevlilerinin günlük vazifesiydi. Yıkanması, giydirilmesi, yiyecek ile içeceğinin temin


edilmesi, dans ve müzikle eğlendirilmesi gerekirdi.”85

3.4. Siyasal İşlevi

Çok farklı kültürlerden oluşan bir toplumda, din insanları bir araya getirmek ve
birleştirmek için en önemli araç olarak kullanılmaktaydı. Hititlerin dini ciddi şekilde
politik ve sosyokültürel özellikler taşımaktaydı ve devletin ideolojisini temsil etmekteydi.
Daha doğrusu, Hitit dünyasında din, kralların devlet kültünü istedikleri gibi
yapılandırmalarına ve sürdürmelerine izin veren çok önemli bir politik saha olarak ele
alınmaktaydı. Örneğin, bir önceki bölümde bahsedildiği gibi Hitit panteonunun
Hurrileştirme hareketi devletin merkez ağırlığını, merkezi konumdan güneye yönlendirmek
ve Kizzuvatna kökeni olan yeni bir hanedanın gelmesi için alt yapı oluşturmak amacıyla
yapılan bir eylemin yansımasıydı86.

Hitit krallarının toplumu birleştirmek adına kullandıkları dinin çok etkileyici ve


kaynaştırıcı rol oynamasını göz önünde bulundurarak, tapınakların ülkenin dört bir
tarafında aynı kültü oluşturmak ve sürdürebilmek için kurulmuş ve ülkenin kararlığını
sağlamak için yapılmışlardır. Bu anlamda, Hitit tapınakları bir nevi devlet teşkilatının bir
uzantısı olarak anlaşılır ve bu ikisinin arasında olan ilişki olgunlaşmış çıkar ilişkisinden
ibaretti: “…devlet tarafından desteklenen tapınaklar vasıtasıyla Hitit Devleti’nin sınırları
içerisinde istikrar sağlanabiliyordu.” 87 Kesinlikle tapınaklar devletin koordinatörlüğü
altında görev yaparak karşılığında devletten büyük destek ve ödenek alırlardı. Tapınaklar
devletin tarımsal mahsulattan elde ettiği gelirin büyük kısmını ve onun yanı sıra
savaşlardan galibiyet sonucunda elde edilen ganimetlerin bir kısmını aktarırlardı88.

Tapınaklar ülkenin en uç sınırlarına kadar devlet ideolojisini yansıtmak için görev


yapıyorlardı 89 . Onların vasıtasıyla insanlar, kralların belirledikleri tanrıları ibadet etmek
için gelirlerdi: “… küçük tapınaklar büyük tapınaklardan farklı olarak devlet ideolojisinin
temsilcisi benzeri bir görev yapmaktaydılar çünkü krallar buralara taşra sarayları yanında
kendilerinin koruyucu tanrıları olarak seçtikleri panteonun başta gelen tanrılarına görkemli

85
Gurney, 1990, 128
86
Taracha, 2010, 864
87
Demirel, 2014, 2
88
Collins, 2007, 94
89
Demirel, 2014, 5
22

tapınaklarını da dikiyorlardı.” 90 Özellikle ele geçirilmiş ve fethedilmiş ve sonuç olarak


Hatti topraklarına ilave edilmiş bölgelerde, tapınaklar merkezi otorite ile olan bağlantıyı
garantiye almak için çok önemli yerleri vardı91. Böylece temel olarak, ülkenin en uzak
noktalarında bile tapınaklar kendi başlarına devlet otoritesine temsil etmektelerdi.

Şimdi tapınaklar ve devlet arasında olan olgunlaşmış çıkarcı ilişkini anlattıktan


sonra, tapınakların bu anlamda tek başlarına davranmadıklarını ve bağımsız olarak hareket
etmediklerinin altını çizmek gerekir 92 . Tapınaklar ile bağlantılı ve alakalı olan her şey
ayrıntılı bir şekilde ve titizlikle devlet tarafından kontrol edilirdi. Tapınakların iş güçleri ve
planları, düzenlemeler ve yönetmelikler dahil her şey incelenirdi: “Krallar, tapınak
görevlilerinin rutinleri düzenleyici oldukça katı sayılabilecek direktif metinlerini
yazdırıyordu ve ayrıca düzenli olarak da adak metinleri hazırlatıyorlardı.” 93 Aslında, bu
metinler Hitit krallarının tapınaklar için verdikleri büyük önemi ve değeri aşikar
etmektedir. Özellikle krallar tapınaklara giren ve çıkan mallar ve varlıklar konusunda
büyük titizlik gösterirlerdi ve en önemlisi dikkat ise idari yönetime yönelirdi. Tapınak
çalışanları tanrılara ait olan varlıklar konusunda çok dikkatli davranmaları gerekir ve bu
konuda olan herhangi bir felaket devlet kararlığını tehlikeye atmasına yol açardı94.

3.5. Ekonomik İşlevi

Yönetimsel ve politik görevlere bağlantılı olarak, Hitit tapınaklarında ekonomik


aktivitelerde gerçekleşirdi. Hitit devletinin bir uzantısı veya bir varlığını temsil eden
tapınaklar da devletten gelir elde ediyorlardı95. Devlet için toplanan vergiler ve bağışlar
tapınakların en önemli gelir kaynaklarını oluştururdu. Aslında, tapınaklar devlete ait olan
vergileri toplamak için de görevliydi ve bu vergiler özellikle tarımsal ve hayvan
gelirlerinin yanı sıra demir işletmelerinden de toplanırdı 96
. Arkeolojik veriler de
tapınaklarda vergileri depolamak ve saklamak için bazı odaların bulunduğunu
göstermektedir: “Tapınaklarda bir bolumu tapınak görevlilerine, bir bolumu de
bayramlarda kullanılmak üzere ayrılmış büyük miktarlarda yiyecek kaynakları
bulunuyordu. Demek ki, Hitit tapınağı, saray gibi, biriktirme ve yedek anamal toplama

90
a.g.e., 5
91
a.g.e., 5
92
a.g.e., 3
93
a.g.e., 3
94
a.g.e., 4-5
95
Zimmer-Vorhaus, 2011, 212
96
Demirel, 2014, 4
23

merkezi olan önemli bir ekonomik işlev üstlenir ve yazılı belgeler, özellikle de arkeoloji
buluntuları bunu doğrular. Hitit tapınakları, nitekim, sadece külte yönelik mekanlardan
ibaret değildir, orada çok sayıda ve kapsamlı depolar da vardır.”97

Devlet gelirlerini toplama dışında, Hitit tapınakları bağımsız olarak bir çok farklı
ürünler de üretirlerdi. Daha doğrusu, Hitit tapınakları büyük arazilere sahiplerdi ki tarımsal
olarak bu arazilerden faydalanırlar ve böylelikle tapınak personeli ve kült aktivite
giderlerini temin ederlerdi98. Bu gelir kaynaklarının ihtiyaçlardan daha fazla olma ihtimali
de vardı99. Tapınak, ekonomik bir varlık olarak genellikle kendi ihtiyacını gidermek amaçlı
üretim yapardı. Temel kült ihtiyaçlarını dikkate alarak, Hitit tapınakları personelleri için
bira, ekmek, peynir gibi yemeklerin yanı sıra seramik kaplar da üretirlerdi 100 . Ayrıca
bayramlar ve şenliklerde kurbanlık amaçlı olarak tapınaklar keçi ve koyun gibi hayvanlar
yetiştirme aktivitelerini de gerçekleştirirlerdi.

3.6. Görevliler

Çok çeşitli aktiviteler ve görevler üstelendiklerinden yola çıkarak Hitit tapınakları,


Hatti topraklarında azameti ve istikrarı sağlamak için çok önemli roller üstlenmişlerdi.
Böylelikle tapınaklarda çalışan görevlilerin çok sayıda ve farklı pozisyonlarda oldukları
kolaylıkla anlaşılmaktadır. Ayrıca bu görevliler çok katı yönetmenliklere ve disiplinlere
tabi tutulurlardı ve doğru bir şekilde görev yapmadıkları durumunda tembih ve
cezalandırırlardır.

Hitit tapınaklarının çalışanlarının vazifeleri, günlük olarak tapınakların asıl


sahipleri ve sakinleri olan tanrı ve tanrıçaların fiziksel ve dini ihtiyaçlarını gidermekti.
Ama bunun yanı sıra, tapınakların politik ve ekonomik doğasından gelmek üzere olan
aktivitelerde de görevlendirirlerdi. Ülkenin dört bir tarafında dağılan tapınaklar farklı
görevlilere sahiplerdir. Görüldüğü üzere küçük bir şehirde, tapınağın faaliyetlerinde rol
almak için yaklaşık 700 görevli çalışabilirdi 101 . Bu sayıdan yola çıkarak daha büyük
şehirlerde ve sonuç olarak büyük tapınaklarda görevli sayısının bir kaç bin olma gerçeğini
kabul edebiliriz.

97
De Martino, 2006, 99
98
Bryce, 2002, 153
99
a.g.e., 153
100
Zimmer-Vorhaus, 2011, 213
101
Demirel, 2014, 3
24

Hitit tanrı ve tanrıçalarının en önemli hizmetçisi krallardı ve onların tanrıları


tarafından güçlendirilmiş olarak tanrılara hizmet etme ve onları korumanın yanı sıra büyük
bir imparatorluğu oluşturmaya da görevlilerdi 102 . Kral tanrıların gönlünü almak için
görevliydi. Böylelikle bir yüksek rütbeli rahip olarak kült aktivitelerinde önemli
pozisyonun alması gibi tapınakta cari olan işlemlerin kontrolü ve yönetimi de yapardı:
“The sovereign arranged for the maintenance and renovation of sacred buildings; he also
levied taxes from the Hittite population for various shrines and he transferred spoils of war
to temples. The king likewise disposed over temple estate, inventory, goods and
personnel.”103 En önemli hizmetçi olan kralın dışında, tapınak personeli ruhban gurubu,
idari yetkililer, işçiler, yazarlar, şarkıcılar, müzisyenler, dansçılar, augurlar, görenler,
aşçılar, su taşıyıcıları, marangozlar, çömlekçiler, çobanlar, sepetçiler gibi bir çok diğer
insanlardan oluşmaktaydı 104 . Son olarak diğer önemli görevlilerden de “savaş esirleri”
NAM.RA, veya Hititçe’de arnuwala’lardır105. Tapınaklarda yüksek iş gücü gerekçesinden
dolayı bu “devlet köleleri” topraklar üzerinde çalışmaya veya tapınaklar içinde hizmet
yapmaya gönderilirlerdi106.

Tapınak çalışanlarına uygulanan yönetmelik çok katıydı ve her hangi bir yanlışlık
veya ters davranış cezalar ve tembihleri içerirdi107. Tapınak görevlilerin doğru bir şekilde
çalışmalarını ve davranmalarını garantiye almak için çok ayrıntılı hazırlanmıştı108.

3.6.1. Direktif metinlerine göre tapınak görevlileri

Daha önce anlatılan metinlerde işaret edildiği üzere, “Rahibeler ve tapınak


personeli için olan yönergeler” içeren metin, tapınaklar ile ilgili olan her hangi bir
araştırma çalışmasında dikkate alınması gerekir. Bu metin Hattuša’nın merkezinde olan
Büyük Tapınak veya tapınak 1’den elde edilmişlerdir109. Bu değerli kaynak genel olarak
tapınak görevlilerini hepsine işaret etmektedir, ama mutfak çalışanları, çiftçiler ve
çobanları daha çok vurgulamaktadır. Bu çalışanlar için yönetmelik farklı durumlarda nasıl
davranmaları ile ilgili açıklayıcı bilgiler vererek tersine yapılan davranışların getireceği

102
Macqueen, 1986, 115
103
Zimmer-Vorhaus, 2011, 211
104
a.g.e., 210
105
Demirel, 2014, 3
106
Sevinç, 2008, 27
107
Gurney, 1990, 129; Bryce, 2002, 154
108
Bryce, 2002, 154
109
Miller, J. (2013). Writings from the Ancient World: Royal Hittite instructions and related administrative
texts. Atlanta: Society of Biblical Literature, 244
25

tembihler ve kazandırmaları da anlatmaktadır. Görevlilerin nasıl tanrı ve tanrıçaları hoşnut


tutabilmeleri konusunda bilgiler verir ve benzer bir şekilde onların kızgınlığını getiren
davranışlar tanrıların büyük intikamlarına neden olunduğunu vurgular. Bunlara paralel
olarak, bu metin tanrılar ve insanlar arasında olan ilişki gibi çok kompleks konulardan söz
eder.

Bu açıklayıcı metinden alınan spesifik bilgiler ışığında Hitit tapınaklarında personel


çalışmaları hakkında genel bir resim çizilir ve önemli noktalar anlaşılır. Bu spesifik
vakalardan, kurallar, cezalar ve tapınak çalışanlarının hayatı ve genel olarak Hitit
tapınaklarının nasıl çalıştığına dair derin bilgilere inme ihtimali vardır.

3.6.1.1. Temizlik hakkında

Metinlerde olan en temel konulardan biri ise temizlik konusudur. Anlaşıldığı üzere
Hitit tapınaklarında her hangi bir fiziksel veya ruhsal kirlilik istenilmez. Bu durum
tanrıların öfkesine yol açar. Fiziksel kirlilik konusunda, mutfak personeli ve tanrılara
yiyecek içecek sunucuları hakkında verilen yönetmelikler önemli bilgileri içerir. Bu
bilgilere dayanarak, personel bir tarafta ve onların görevleri ile bağlantılı olan yerler ve
aletler de bir tarafta çok temiz tutulması gerekir. Personel için en temel direktifler şöyle
verilmiştir:

“...temiz olsunlar. Onlar yıkanmış (ve vücut kılları) kesilmiş olsunlar. Onların
(saç? ve sakal) kılları ve tırnakları kesilmiş olsun. Temiz elbiseler giyinmiş
olsunlar.”110

Onların tamamen temiz olduklarını varsayarsak, çalışanların ekmek ve diğer


adakların pişirildiği yer olan mutfak ve ocağı da temiz tutmaları gerekir. Bunun yanı sıra
ekmeğin kesildiği yer de süpürülerek ve su serpilerek temiz tutulmalıydı 111 . İlaveten
çalışanlar köpek ve domuz gibi hayvanların bu mekanlara yaklaşmamaları ile
uyarılmışlardır. Bunun yanı sıra, eğer hayvanları önlemek konusunda bir kusur sonucu
hayvanlar bu mekanlara ve personeller ait olan aletlerin tutulduğu yerlere girerlerse ve
ayrıca personel bu aletleri (kirlenmiş aletleri) tekrar tanrılara sunulacak olan yemeklerin
hazırlanmasında kullanırlarsa, ciddi bir cezalandırma onları beklemiş olacaktır:

110
Süel, 1985, Vs. I 14-16, 23
111
a.g.e., Vs. I 18-20, 23; Rs. III (§ XIV) 59-60, 67
26

“…mutfak bey onu atmazsa ve o tanrılara kirlenmiş (kap kacaktan) yiyek verirse
tanrılar (da) ona yemek (ve) içmek için dışkı (ve) idrar verirler.”112

Tapınak personelinin dikkat etmesi gereken başka bir mesele ise kadınlara
yaklaşmaları ve onlarla yatmalarıdır. Metinden anlaşıldığı üzere bu eylemin yasak
olmadığı ve hatta gerektiğinde yapılmasına dair teşvik edilmiştir, yalnız bu eylemin
yapılışından sonra fiziksel ve bir nevi ruhsal kirliliğin olması söz konusudur. Böylelikle
görev başına zamanında gelinmesi ve yıkanılması durumunda, personellerin arasında erkek
kadın beraberliği her hangi bir problem oluşturmamaktaydı. Tapınağın korunması için
verilen yönergelerde bu konu ile ilgili şöyle söz edilmiştir:

“Ayrıca tapınak adamı olan sizler nöbet meselesinde çok dikkatli olunuz. Akşam
zamanında derhal aşağıya gidiniz. Yiyiniz, içiniz. Eğer herhangi bir kişi için de
kadın meselesi olursa, o kadının yanında yatsın. Sonra [gün ağardığı] zaman o
[derhal yıkan]sın ve o tapınakta bulunmak için d[erhal] yukarı çıksın.”113

Mutfak çalışanları için daha öncede bahsedildiği gibi tanrılara yemek servis
ettikleri nedenden dolayı kendi ve mutfağın temizliğine çok özen göstermelerine dair söz
edilerek tekrar her hangi bir kusurun cezalandırmaya neden olması da söylenmiştir. Hatta
suç şahidi olan kim veya kimseler de aynı şekilde cezalandırmaya tabi tutulurlardır:

“Eğer o bilerek sonraya bırakırsa (ve) henüz yıkanmadan tanrıların kurban


ekmeğinin ve kurban içkisinin yanına kirli olarak yaklaşırsa bu durumu arkadaşı
bilirse ve o sana kötülük eder (de) eğer gizlerse, fakat arkadan meydana çıkarsa
[onlar] için ölüm cezası (verilir). Onların ikisi de ölsünler.”114

3.6.1.2. Tanrılar için teklifler, araziler, bitkiler ve hayvanlar hakkında

Elde olan metinlerde tanrılar sunulacak olan adaklar ve malzemelere dair çok
dikkatli ve hassas olmasına vurgu yapılmıştır. Bu uyarılar daha çok Hitit tapınaklarında
tanrının önünde adakların sunma görevini üstelenen kişilere ve çiftçilere yöneliktir.
Aslında bu konu ile olan parçaları yönergeden daha ziyade uyarı şeklinde kabul edebiliriz.
Başka tabirle bu açıklamalar bazı varsayılan bazı kusurlardan yola çıkarak “eğer böyle
yapılırsa şöyle sonuç alınır” şeklinde düzenlenmişlerdir. Temel anlamında metinler her

112
a.g.e., Rs. III (§ XIV) 66-68, 69
113
a.g.e., Vs. II (§ X) (73)76 – Rs. III 2, 51, 53, 55
114
a.g.e., Rs. III (§ XIV) 78-83, 71, 73
27

şeyin tanrılara ait olduğu düşüncesiyle, onlara her zaman en iyi şekilde sunular yapılmasını
ve herhangi bir eksikliğin olmamasını zorunlu kılar.

Çalışanların cezalandırılmasını gerektiren de durumlardan biri tanrıya sunulacak


olan adaklardan veya hediyelerden kendilerine almalarıydı. Hatta eğer her hangi bir
şenlikte artık kalsalardı bile. Sığır, koyun, ekmek, bira, şarap veya herhangi bir diğer
adakların bayramlarda kullanılmadığı durumda veya bu adakların tanrılara götürülmesi ve
sunumu masasına ulaşması sırasında personel tarafından alınması ve onlar veya aileleri
tarafından tüketilmesi durumunda tanrıların gazabına uğrarlardı115.

“Tanrının kurban ekmeği ile ince ekmeğini hiç kimse (kendisine) ayırmasın. Bira ve
şarabı kadehten hiç kimse (kendisi için) dökmesin. Her şeyi tekrar tanrıya sununuz.
Sonra tanrının huzurunda sizin için (şu) sözü söyleyiniz: “Kim senin, tanrının
kurban ekmeğinden (ve) kurban içkisinden aldı ise, onu (sen) beyim tanrı
arka(sın)dank kova[la]. (Tanrı) onun evinin altını üstüne getirsin.”116

Ayrıca, tanrılara sunulması gereken adakların yarısının sunulması da çok ciddi bir
günah olarak görünüp ve cezaya tabi tutulurdu117.

Daha önce söz edildiği üzere, tanrılara sunulacak olan her türlü adak veya
hediyenin en iyi kalitede ve durumda olması gerekirdi. Sonuç olarak personel tarafından
kasten iyi kalitede olan adakları daha düşük kalitede olanlarla değiştirmeleri çok büyük
hakaret ve günah olarak karşılanırdı. Bu suçu daha iyi ifade etmek için, örnek olarak
tanrıya sunulacak olan besi hayvanı (inek veya koyun) eğer çalışanlar tarafından alınıp ve
başka bir hayvan ile değiştirilmesi ile ilgili söz edilmiştir. Değiştirilmiş olan besi hayvanı
eğer sonrasında her türlü satış, kullanıştan dolayı kâra dönüştürülürse çok ciddi bir suç
olarak ele alınıp ve temel olan şu anlamı ifade ederdi:

“… tanrının [o yiyeceğini] ağzından çekmiş olursunuz.”118

Bir diğer suç da kendi çıkarları için tanrıya ait olan eşyaları gizleme veya hakkında
yalan konuşmaktı. Örneğin, eğer bir çiftçi tanrıya ayrılan öküzü kendisi kullanırsa veya

115
a.g.e., Vs. I (§ IV) 39- Vs. I (§ V) 55, 27, 29, 31
116
a.g.e., Vs. I (§ VI) 60-66, 33
117
a.g.e., Vs. I (§ V) 56-59, 31
118
a.g.e., Vs. II (§ VII) (16) 21, 39
28

satarsa, ve sonra hayvan yaralandı, kaçtı veya öldü gibi yalan söylerse suç işlenmiştir119.
Başka bir suç ise, çiftçinin tanrıya ait olan verimli toprakları kendisi için alıp, kendine ait
olan verimsiz toprakların tanrıya ait olduğunu söylemesidir120. Veya başka bir durum ise
çiftçinin kendi gelirini arttırmak amaçlı tam olarak, tanrının mahsulünü tam olarak
bildirmemesidir:

“…arkadan o meydana çıkarsa, onu ancak bir insandan çalarsınız (fakat)


tanrıdan çalamazsınız. O sizin için suç(tur) ve sizin hububatlarınızın hepsini alırlar
ve onları tanrıların [ambar]larına boşaltırlar.”121

3.6.1.3. Tapınaktaki nesneler hakkında

Belge, tanrı ve tanrıçalara ait olan eşyalardan bahsettikten sonra, tapınaklarda olan
malların tamamen tanrılara ait olması konusunda ayrıntılı bir şekilde bilgi vererek
kesinlikle her hangi birisi tarafından alınmaması için uyarmaktadır:

“Ayrıca, siz muhafaza ettiğiniz tanrılara ait gümüşün, altının, elbisenin ve bronz
aletin (yalnızca) bekçilerisiniz. Tanrıların (hangi) gümüşü altını elbisesi ve bronz
aleti var (ise onlar sizin için) değil(dir). Tanrıların evinde ve (var ise onlar sizin
için) değil(dir). Her ne (var ise) onlar tanrıya aittir. (Onlara karşı) çok dikkatli
olunuz. Tapınak adamının gümüşü, altını olmasın. Onu kendi vücuduna
götürmesin. Karısına, çocuğuna onu süs yapmasın.”122

Hatta, bu metinde tapınak çalışanlarının bazıları tanrılara ait olan eşyaların bir
kısmını kendilerine hediye olarak alabilmeleri gibi ilginç bir noktaya işaret etmektedir.
Buna rağmen, personelin tanrı eşyalarından hediye alabilmesi için çok detaylı bilgi ve
izlenmesi gereken kurallar verilmiştir. Her şeyden önce metne göre hediye hakkında
detaylı bilgiler ve tanıklık eden bazı resmi belgeler de sunulması gerekir. İkincisi, hediye
olarak alınan nesne, satmak yerine çalışanın evinde tutulabilir. Üçüncüsü, satılacak olan
nesnenin Hattuša beyinin önünde ve bir kaç defa mühürlenerek gerçekleşmesi gerekirdi.
Hediyeler konusunda bu işlemlerin yapılmaması ölüm cezasını bile getirebilirdi123.

119
a.g.e., Rs. IV (§ XVII) 25-33, 79, 81
120
a.g.e., Rs. IV (§ XVI) 12-17, 77
121
a.g.e., Rs. IV (§ XVI) 21-24, 79
122
a.g.e., Vs. II (§ VIII) (25)30-(31)36, 41, 43
123
a.g.e., Vs. II (§ VIII) (32) 37-(51) 56, 43, 45, 47
29

3.6.1.4. Tapınaklardan yapılan nöbetler

Elde olan metinlerden yola çıkarak tapınakların korunması sadece nöbetçilerin


görevi değil bütün çalışanların sorumluğu olarak düşünülürdü. Onların spesifik görevleri
dışında, tapınakların korunmasından da sorumluydular.

“Tapınakları pek çok koruyunuz ve siz uyumayınız. Ayrıca sizin için nöbet (işi
aranızda) bölünmüş olsun. Kimin nöbet ile ilgili bir suçu olursa, o ölüm cezasına
çarptırılsın. O affedilmesin.”124

Böylece tapınağın iyi bir şekilde korunması için, bütün personelin (özellikle
tanrıların eşiğinden geçebilme hakkında sahip olan personel), tapınaklarda uyumaları
gerekirdi. Bu personeller ihtiyaçlarını gidermek için evlerine gidebilirlerdi. Ama tekrar
tapınağa dönmeleri gerekirdi. Daha ziyade, tapınağı güvenli tutmak için her gece nöbet
listesi tutulmaktaydı. Tapınağın dışında ve içerinde nöbetçilerin nöbet tutmaları beklenirdi.
Devriyelilerin başında bir rahip olması gerekirdi ve başka bir rahip de ana kapıların
korunmasına için önlem alırdı kulak125.

124
a.g.e., Rs. III (§ X) 17-20, 57
125
a.g.e., Vs. II (§ X) (73)76 - Rs. III 20, 51, 53, 55, 57
30
31

4. HİTİT DONEMİ VE ÖNCESİNDE KADIN

4.1 Hitit Donemi Öncesinde Kadın

4.1.1. Tarih Öncesi Anadolu’da Ana Tanrıça ve Anaerkil Toplumlar

Hititlerde kadınlar hakkında çalışmak için, tarih öncesi dönemde Anadolu’da


kadını öğrenmek lazımdır. Anadolu'nun tarih öncesinin dönemlerinde bulgular içinde en
sık, araçlar ve hayvan kemikleri dışında, Ana Tanrıça figürlerini (şekil 6) bulanabilir. Bu
abartılı ve heybetli ana tanrıça figürleri, Anadolu’daki –ve diğer yerlerde bulunan bu
figürler - tarih öncesi toplumlar ile ilgili önemli bilgiler açığa çıkarmaktadır. Bu figürler ve
heykeller birincil, menşeli, anne ve hayat veren bir tanrıçayı temsil etmişlerdir. İnsanlığın
erken dönemlerinde bulunan toplumlarda, Neolitik devirden itibaren, bu ana tanrıça ana
tanrıydı. O, bir kadının özelliklerini gösteriyordu: doğurganlık, üreme, oluşturma ve
sürekli hayat verme gibi. O dönemlerde ilk insanların yaşam tarzı toprak ve onun
ürünlerine dayalı olduğu için, kadınlık ve kadın toplumda temel bir yer tutmuştur. Ana
tanrıça ve kadınlar toprağı temsil ediyordu çünkü onlar toprak gibi, hayatı temsil
ediyorlardı 126 . Nitekim, bu üretken ve bereketli kadın figürü, kuvveti ve dini temsil
etmiştir. O tanrıça aynı zamanda köken ve köken yaratıcı idi 127 . Dolayısıyla, yaşamın
temeli toprağa dayalı olan toplumlarda anaya ait haklar üstün tutulmuştur. Yani anaerkil
bir sistem hükmetmiştir 128 . XIX. yüzyılda Johann Jakob Bachofen (anaerkil teorisyen)
tarafından önerildiği gibi ebeveyn veya baba haklarından önce en eski zamanlarda ana
hakkı vardı. Böyle bir anaerkil sistem, Eski Yunan düşüncesinin karşıtı bir yapılanmadır:
“Il diritto materno appartiene a un periodo di civiltà piú antico di quello corrispondente al
sistema del diritto paterno: la sua fioritura piena e intatta declina dinanzi al vittorioso
affermarsi di quest´ultimo. Perciò le forme di vita ginecocraticca appaiono soprattutto
proprie delle genti che si contrappongono, come stirpi piú, ai popoli greci; ese sono parti
essenziali di quella civiltà originaria le cui caratteristiche si rivelano connesse alla
sovranità del principio materno quanto le carateristiche della civiltà ellenica alla sovranità
del principio paterno.”129

126
Duby & Perrot, 2009, 33
127
a.g.e., 35
128
Karasu, C. (2006). Çivi yazılı belgelere göre eski Anadolu kadını hakkında bazı gözlemler. ÇÜ Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15 (3), 47.
129
Bachofen J.J. (1988). Il Matriarcato. Ricerca sulla ginecocrazia del mondo antico nei suoi aspetti
32

Şekil 6. Ana Tanrıça figürünü. Çatalhöyük, M.Ö. 5750. Anadolu Medeniyetleri


Müzesi, Ankara, 2016. (Fotoğraf yazar tarafından çekilmiştir)
Fakat, zamanla yeni yaşam tarzları kazanıldığı için ilk toplumlarda kadının
oynadığı önemli rol değişmiştir. Yani, toplumlarda yeni malzemeler tanıma ve yeni tür
görev dağılımı için fiziksel gücün kullanımı gerekli hale gelmiştir. Bu şekilde kadın
toplumun merkezinden uzaklaşmış ve erkek, topluluğun güçlü (fiziksel olarak) bir lideri
haline dönüşmüştür 130
. Bu noktada baba(erkek) toplum hayatında sosyal, siyasal,
ekonomik, kültürel ve dinsel en temel unsur olmuştur. Yani, toplumlar anaerkil sistemden
ataerkil sistemlere dönüşmüştür: “Fiziksel gücün toplumdaki değeri artar, kamusal alanda
erkekler, kadınların ellerinde bulundurdukları ruhsal ve dünyevi güce de egemen olurlar.
Hatta kas gücünü gerektiren gelişmeler yoğunlaştıkça ağır tarım işleri birçok toplumsal
görev “erkek işi” haline gelir ve böylece aile yapısı da yavaş yavaş erkek lehine değişir.
Yazının hâlâ bulunmadığı Anadolu’nun MÖ 3 binli yıllarında kadının toplumdaki sosyal
gücü devam etse de Tunç Çağı’nın sonuna doğru, yani MÖ 2000’li yıllardan itibaren
gittikçe artan siyasi faaliyetler, savaşlar ve ekonomik olaylar nedeniyle kadının gücünün
giderek kaybolduğu ve “babaerkil” inanç sistemine geçildiği görülür.”131

religiosi e giuuridici. Tomo primo. Torino: Giulio Einaudi Editore, 7. Türkce: Anaerkil haklar ataerkil haklar
sistemine göre çok daha eski uygarlık dönemine ait: Tam olarak filizlenmiş ve sonradan ortaya çıkan
zaferden önce azalıp bozulmamış. Bu yüzden, Yunanlılar gibi daha çok ırk karşıtı insanların üzerinde
anaerkil formlarının varlığını devam ettirdiği görünüyor. Helen uygarlığının karakteri ataerkil egemenlikle
ilişkiliyken, onlarda uygarlığın orijinal karakteristiklerinin büyük bir kısmının anaerkil egemenlikle bağlantılı
olduğu ortaya çıkmaktadır.
130
Kiliç & Duymuş, 2007, 86
131
DARGA, A. M. (2001). Anadolu’da Kadın. On Bin Yıldır Eş, Anne, Tüccar, Kraliçe. İstanbul: Yapı Kredi
33

4.1.2. Asur Ticaret Kolonileri Dönemi’nde Kadın

Asur Ticaret Kolonileri Dönemi olarak bilinen süreç, sadece bu dönemde kadının
statüsünün tarihini temsil etmesiyle değil ayrıca Erken Hitit Çağı olarak adlandırdığımız bu
döneme rast gelmesinden dolayı Hitit kadını hakkındaki çalışmalar için de önemlidir132.

Asur Ticaret Kolonileri Dönemi'nde Asurlu tüccarlar Anadolu'nun kadınlarını eş


olarak aldılar. Asurlu erkekler ve kadınları arasındaki yazışmalardan, ekonomi ve ticaret
hakkında, evlilik ve boşanma sözleşmeleri sayesinde bu kadınlar hakkında bazı bilgiler
edinebiliriz. Görünüşe göre her iki taraf da tek eşli evlilikler uygulamaktadır. Ancak, özel
durumlarda bu kuralın istisnaları vardı. Örneğin, erkek resmi karısının kısır olması
durumunda neslini devam ettirebilmek için ikinci bir eş alabilirdi. Fakat bu kadın bir köle
gibi hiçbir statü elde edemezdi. Ayrıca Asurlu tüccarların ülkeleri dışında çok uzun süre
kalmaları durumunda ikinci bir eş almalarına izin verilirdi. İkinci durum iki temel kurala
saygı gösterilmesiyle mümkündü. Asurlu tüccarlar aynı statüye sahip iki kadına sahip
olamazdı ve bu kadınlar aynı mekanda olamazdı. Böylece ilk kadın aššum, birinci eş
statüsünü alırken ikinci kadın veya hizmetçi olarak amtum, ikinci eş statüsünü alırdı133.
Burada sorun, aššatum ve amtum kelimeleri, Asurlu kadını mı yoksa Anadolulu kadını mı
ifade ediyordu. Bunu anlamak bazen çok zor bir soruydu. Çünkü, metinler bu kadınların
etniği ile ilgili bilgilendirici açıklamalar çoğu zaman yapmazlar. Bu bizim için zorluklar.134

Asur Ticaret Kolonileri Dönemi'ndeki evlenme ve boşanma sözleşmelerine göre,


Anadolu kadınları, evlenme, boşanma ve malların dağıtımı konularında Asurlu erkeklerle
beraber aynı haklara sahip olmuşlardır 135 . Birkaç sözleşmede gösterildiği gibi evlilik
bitirildiği zaman, ya erkek ya da kadın tarafından, diğerine tazminat verilmektedir:

“Eğer Lakibum Hatala´yı boşayacak olursa, 5 Mana (Yaklaşık: 2 Kg. 400 Gr.)
gümüş tartacak (yani verecektir) ve eğer Hatala Lakibum’u boşayacak olursa, (o
da) 5 Mana gümüş verecek(tir).”136

Görüyoruz ki sözleşmelerin koşullarına göre hem kadın hem de erkek aynı cezayı
almıştır. Adı geçen bu boşanma sözleşmesinden görebiliriz:

Yayınları, 54.
132
a.g.e., 72
133
Michel, C. (2008). Les Assyriens et leurs femmes anatoliennes. OAAS, 3, 213.
134
a.g.e., 214
135
a.g.e., 213
136
Karasu, 2006, 49
34

“Talia Udgaria´nın kızı Hašušarna’yı boşadı. Eğer Talia eşi Hašušarna üzerinde
hak iddia edecek olursa, 2 Mana (yaklaşık 960 Gr.) gümüş ödeyecek ve miras
hakkından mahrum kalacak(tır). Eğer (baba) Udgaria ve Hašušarna, Talia
üzerinde hak iddia edecek olursa (aynı şekilde) 2 Mana gümüş ödeyecekler ve
miras hakkından mahrum kalacaklar(tır).”137

Bunun yanı sıra, Asur Ticaret Kolonileri Dönemi'nin belgeleri Anadolu


kadınlarının Asurlu tüccar eşleri üzerinde çoğu kez sosyal statü elde ettiklerini
göstermektedir 138 . Anadolu tüccarlarının kadınları kocalarının yokluğunda ev işleri
hakkında karar aldılar, tarımsal aktivitelere aktif olarak katıldılar, finansal ve ticari
faaliyetlerde yer alıp mal ve köle satın aldılar.139 Kadınlar kocalarının temsilcisiydiler ve
onların yokluğunda işleri yönettiler: Artı faiz oluşturan ödünç paraları borçlulardan
topladılar, kocalarının işlerini koruyarak takip ettiler ve evlerinde ticari evrakları saklayıp
işi yönettiler. “... l’essentiel des activités de ces femmes consiste à aider leurs maris dans
leurs affaires. Elles se rendent auprès des débiteurs de leurs époux et récupèrent les
remboursements des emprunts en veillant bien à y intégrer le montant des intérêts. Elles
sont par conséquent amenées à ouvrir les archives conservées dans leur maison et à y
rechercher des créances; elles ont pour consigne d’être fermes dans leurs négociations et
d’empêcher quiconque de prendre de l’argent appartenant à leurs époux.”140

4.2. Hitit Döneminde Kadın

Diğer Hint-Avrupa ailesindeki toplumlar gibi, Hititlerde de ataerkil bir sistem


kurulmuştur141. Erkekler, siyasal, ekonomik, ahlaki ve sosyokültürel alanlarda birincil gücü
ellerinde tutmuşlardır. Aynı zamanda kadınlar, erkeklerden daha alt bir pozisyonda idi ve
aile üzerinde baba daha fazla yetkiye sahipti. Bu şekilde kadın, toplumda bazen mülk veya
eşya gibi bir duruma indirgeniyordu. Genellikle, bu tür ataerkil toplumlarda mülkiyet ve
unvanlar erkek soy tarafından devralınırdı. Ancak ataerkil toplumlar içinde, Hitit kadını
diğer eski toplumlardaki kadınların aksine kesinlikle daha olumlu, yararlı ve eşitlikçi bir

137
a.g.e., 50
138
Michel, 2008, 220
139
a.g.e., 217-219
140
a.g.e., 220. Türkçe: Bu kadınların en önemli faaliyetleri kocalarının işlerine yardımcı olmaktır. Kocalarına
borçlananlara gider ve faiz miktarını da içeren borç ödemelerini dikkatli bir şekilde alırlardı. Bu yüzden
evlerinde tutulan arşivleri açar ve alacaklara bakarlardı. Görüşmelerde firmayla müzakere edilir ve kocalarına
ait paraları başkasının alması önlenirdi.
141
Memiş, 2005, 222; Kılıç & Duymuş, 2007, 87
35

durumda yaşamıştır142. Belki kimliklerin ve kültürlerin kompleks bir karışımı ve Hatti’den,


Mezopotamya’dan ve Hurri’den gelen güçlü bir etki sayesinde, Yakın Doğu'da ve Batı'da
başka hiçbir toplum Hititler gibi benzersiz bir kültürü geliştirmemiştir 143 . Hititler, ilk
Büyük Kralı Anitta’dan, diğerlerine yüksek bir hoşgörü derecesi göstermektedirler. Anitta
Metni’ne göre, fethedilen bölgelerin insanlarına hiç zarar verilmediğini, aksine bir annenin
ve babanın yaptığı gibi sevecen bir şekilde koruma ve bakım altına alındığı, ve onların
kültürüne ve tanrılarına saygı gösterildiğini anlıyoruz 144 . Bu arka planlardan anlaşıldığı
gibi kadınlar hususunda, çok az kültürlerin yaptığı gibi, Hititlerde kadına daha fazla saygı
gösterildiği, daha yüksek bir değer verildiği ve pek çok konuda onlarla eşit ilişkiler
kurulduğunu kolayca anlayabiliyoruz.

4.2.1. Hitit Kadını: Erkeklerin Arka Planında Bir Kadın Olarak

Yukarıda anlattığımız gibi, Hitit toplumunda ataerkil bir sistem vardı. Bu sistemde
erkek, baba figürü ile temsil ettiği, hayatın her alanında otoritesini göstermiştir. “Çünkü
Hititlerde evlenme kurumu, bütün ataerkil toplumlarda görüldüğü gibi, kadının satın
alınması esasına dayanıyordu. Çünkü damat, kıza “Kuşata” denilen bir ağırlık parası
veriyordu. Kıza ise, baba evinden çıkarken, baba mirasına karşılık olarak “Ivaru” denilen
bir çeyiz parası veriliyordu (madde 29).” 145 Bu şekilde, kuşata “başlık” her ne kadar
kadınların satın alınması gibi görünüyorsa da, aslında onları ekonomik olarak koruma
amacılıdır. Damat, kadını satın almak için bir bedel öder; çünkü kadının babası, bir
bakıma, mülkiyetinden birini kaybeder.

Üstelik, Hitit kadınlarının mülkiyet statüsünü, kadının kocasını kaybettiği


durumlarda görebiliriz. Nitekim, dulluk durumunda, yasaya göre dul kadın, ölen kocasının
yakın erkek akrabasının (örneğin, kayınpedere veya kayınbiradere) mülkiyetine geçme hali
gibi:

“(madde) 193. Eğer bir adam (eş olarak) bir kadına sahipse146 ve adam ölürse,
karısını onun (yani: kocasının) erkek kardeşi alır. (O da ölürse) onu (yani: kadını,

142
Akurgal, 2010, 117
143
a.g.e., 114,115
144
Bryce, 2005, 36; Alp, S. (2011). Hitit Çağinda Anadolu. Ankara: TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, 53-
55.
145
Memiş, 2005, 222-223
146
Kalın harfler benim.
36

ölen adamın) babası alır. Şayet sonra onun babası da ölürse ve (karısı olarak)
sahip olduğu kadını147 onun erkek kardeşinin oğlu alsın.”148

Aslında, bu yasa çok ilginç çünkü genel olarak Hitit toplumunda sadece aynı
kandan değil, aynı aileden gelen insanlarla ilişkileri de yasaktır.149

“(madde) 195 A. Eğer bir adam erkek kardeşinin karısı ile yatarsa, ancak onun
erkek kardeşi hayatta (ise), lânet edilecek bir eylem(dir).

(madde) 195 B. Eğer bir adam özgür bir kadına (eş olarak) sahipse ve onun (yani:
kadının) kızı ile de cinsel ilişkisi varsa, lânet edilecek bir eylem(dir).

(madde) 195 C. Eğer (bir adam) onun (yani: kadının) kızına (eş olarak) sahipse, ve
onun (yani: kadının) annesi ile ya da onun (yani: kadının) kız kardeşi ile cinsel
ilişkisi varsa lânet edilecek bir eylem(dir).”150

Diğer taraftan, anlaşılan erkekler arasında poligami makbuldü. Onunla ilgili açık
bir yasa olmadığı için, erkeklerin “meşru zevcesi” dışında diğer kadınları alabildiğini
düşünebiliriz 151 . Saray tarafından yazılmış kaynakların sayesinde biliyoruz ki krallar,
kraliçenin dışında birçok kadın da alabiliyorlardı. Fakat, poligami konusu halktan erkekler
arasında, yetersiz ve eksik kaynaklar olduğu için belli bir sonuca varılamaz. Ama Hitit
kadının durumundan biliyoruz ki onlar birkaç erkek alamazdı. Zaten kadın zinası
konusunda, Hitit yasaları çok ağırdı. Kadınlar tarafından yapılan zina olayı büyük bir
suçtur ve genellikle cezası ölümdür. Sadece cinsel ilişkisi tecavüz olursa bu kuralın cezası
istisnadır.

“(madde) 197. Eğer bir adam, bir kadını dağda tutarsa/tecavüz ederse, suç
adamın(dır) ve o/adam ölür. Eğer (kadını) evde/yerleşim yerinde tutarsa, suç
kadının(dır) ve kadın ölür. Eğer onları adam (kocası) bulursa, ve onları öldürürse,
onun eyleminin cezası yok(tur).”152

Son olarak, ataerkil bir sistemde Hitit kadını konusu ile ilgili arkeolojik
buluntularda, mühürler, çanak çömlek, kaya eserler ve kabartmalarda, bir düşünceyi daha

147
Kalın harfler benim.
148
Karasu, 2006, 51
149
Memiş, 2005, 225
150
Karasu, 2006, 52
151
Kılıç & Duymuş, 2007, 88; Memiş, 2005, 224
152
Karasu, 2006, 52
37

açığa çıkarır. Bu buluntular, özellikle üst tabaka kadın ve tanrıçalar153 hakkında ilginç bir
noktayı gösteriyor: Bu kadınlar her zaman erkeklerin ve tanrıların solunda yer alır. Hem
kraliçeler hem de tanrıçalar, ilgili erkek partnerinin solunda yerleştirilir. Çünkü Hititler için
sağ taraf en önemli yer kabul ediliyordu154. Şöyle anlıyoruz ki erkekler, kadınlardan daha
önemli bir yere sahiplenmiş ve kadınlar ikinci derecede önemli olan bir yeri tutmuştur:
“…the man is placed on the right, known as the important position for the Hittites, while
the woman is on the left. As we have shown in other books, the “Hittite Protocol”, which
places the man on the right and the woman on the left in a subordinate position, continued
in Anatolia right up until the Roman Period.”155

4.2.2. Hitit Kadını: Eşit ve Güçlü Bir Kadın Olarak

Yukarıda da açıklandığı gibi, Hitit ataerkil toplumunda kadın biraz alt sıralarda bir
yer tutmuştur. Buna rağmen, diğer Antik Çağ toplumlarına göre, çoğu durumda Hitit
kadınları çok iyi ve olumlu şartlarda yaşamışlardır. İlk olarak, birçok durumda yasalara
göre kadınlar, erkeklerle beraber aynı haklara sahip olmuşlardır. İkinci olarak, Hitit
toplumunda tanrıçalar önemli roller oynamıştır. Üçüncü olarak, kadınlar, özellikle
kraliçeler, hatta bu ataerkil sisteminin altında Hitit İmparatorluğu Dönemi’nde, yeniden
büyük bir değer ve güç kazanmış ve toplumda önemli bir rol oynamışlardır. Ayrıca, daha
sonra gösterildiği gibi Hitit hayatının her alanında kadınlar temel işlevleri yerine
getirmişlerdir.

Hitit yasaları, Sümer-Asur-Babil gibi Mezopotamya kaynaklı, yasalardan daha


insani özellikler taşımaktadırlar. Özellikle "kısasa kısas " cezalandırma sisteminin
uygulandığı Sâmi orijinli yasalar dikkate alındığında, Hitit yasalarının genel olarak daha
insani ve vicdani kararlar içerdiği görülür. Ayrıca Hitit yasaları altında birçok olayda
erkeğin ve kadının eşit görüldüğünü ve suçlar için eşit bir şekilde yargılandığını
görüyoruz:

153
Kılıç & Duymuş, 2007, 87
154
Akurgal, 2001, 128
155
a.g.e., 152. Türkçe: Kadın solda iken erkek sağda yer alır (Hititler için pozisyon önemli olarak bilinir).
Diğer kitaplarda gördüğümüz gibi (Anadolu'da Roma Dönemi'ne kadar devam eder) Hitit sözleşmesinde
kadın daha alt pozisyonda ve erkek sağ tarafta yer alır.
38

“Eğer bir kişi, erkek ya da kadın, başka (?) bir kentte öldürülürse, kimin sınırları
içinde öldürülürse (kurbanın mirasçısı) 12,000 metrekare (=3 dönüm) (alan)
çıkarsın ve kendisi için onu alsın.”156

Nitekim, Hitit yasalarının yapısı için eşitlik, adalet ve tarafsızlık her şeyden
önemliydi 157.

Diğer yandan, Hitit döneminde kadın ve kadının önemi tanrıçalar tarafından temsil
edildi. Çok fazla sayıda kadın tanrıçaların, Hitit dünyasında ve insanların kaderinde önemli
roller oynadığı bilinmektedir. Fakat en önemlisi Hitit tanrılarının zirvesi, Fırtına Tanrısı'na
ve eşit statüdeki Arinna'nın Tanrıçası Güneş'e aitti158. Böylece, Hititlerin baş tanrısı "çift
tanrı" olarak aynı karakteristiklere sahip ve eşit bir yeri paylaşan Fırtına Tanrısı ve
Arinna'nın Güneş Tanrıçası olduğunu görüyoruz 159 . Hitit dinine göre, Tanrıça "Hatti
Ülkesinin Kraliçesi", "Kralın Yol Göstericisi" veya "Savaşlarda Kralın Koruyucusu" gibi
büyük unvanlar alan, saygı duyulan ve korkulandır160. Böylece, Hitit insanlarının saygısını,
hayranlığını ve özverisini Fırtına Tanrısı'yla paylaşan güçlü bir tanrı buluyoruz: “Tanrıça,
Hitit Devleti’nin ve kraliyetin koruyucusu olmuş, krallar savaşlarda ve bir tehlike anında
daima yardım için ona başvurmuşlardır. Hititlerin başka ülkelerle yaptıkları anlaşmalarda
tanık olarak gösterdikleri tanrıların listelerinde, dua ve adak metinlerinde, bayram
ritüellerinin bulunduğu metinlerinde Tanrıçanın kudretinin dönem Fırtına Tanrısı’nın bile
önüne geçtiği görülmektedir. Hitit dinindeki bu dişi figürün yazılı belgelere yansıyan
kudreti, eril/erkek karakterdeki bir tanrının mutlak ve tek hâkim olduğu ataerkil sistemin
doğasına uymamaktadır.”161

Bunun yanında, Hitit toplumunda kraliçeler güçlü ve etkili kadınlardı. Onlar krallar
gibi hemen hemen aynı yetkilere sahipti 162 ve o zamandaki başka bir devlette olmadığı
gibi, kraliçeler toplumda önemli bir rol oynamışlardır163. Ancak, Hitit kraliçelerinin büyük
etkisi ve otoritesi özellikle Yeni Hitit Devleti Dönemine aittir. Eski ve Orta Hitit
Dönemlerine ait yeterli belge almadığından bu dönemlerde kraliçelerin etkisini ve gücünü

156
Koç, İ. (Editör). (2003). Hititler. Ankara: ODTÜ Yayıncılık, 109.
157
a.g.e., 112
158
Cengı̇ z, T. (2014). Hitit Çağı’nda Anadolu’da Anaerkil İzler, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Tarih (Eskiçağ Tarihi) Anabilim Dalı, Ankara, 53, 54.
159
a.g.e., 64
160
a.g.e., 67
161
a.g.e., 86, 87
162
Akurgal, 2001, 117
163
MEMIŞ, E., 2005, s. 215
39

tam olarak anlamak mümkün olmamıştır 164


. Boğazköy’deki belgelere göre, Hitit
Devleti'nin idari yapısında kraliçeler önemli, çoğu zaman kraldan bağımsız, bir yer
tutmuşlardır. Kraliçeler iç ve dış politikada aktifti; resmi ve dini törenlere, kralla beraber
veya yalnız katılmışlardır; ve insanlar onlara hayranlık ve saygı göstermiştir. Kraliçelerin
önemi taşıdıkları unvanlar da (Tavananna “Egemen Kraliçe”, “Ana Kraliçe”)
göstermektedir. “Hâlbuki Hitit kraliçelik kurumunun başında bulunan
MUNUS.LUGAL.GAL (Büyük Kraliçe) ve Tavananna (Egemen Kraliçe), Hitit kralına
eşit, memleketinde hükmetme yetkisi olan, dış politikaya bizzat karışan, devletlerarası
hukukta söz sahibi, krallığın bağımsız bir kadın temsilcisidir.”165

Şüphesiz, “Kim daha iyi, etkili ve güçlü kraliçe figürünü temsil eder?” sorusunun
cevabı; Kral III. Hattuşili eşi Puduhepa’dır. Hurri asıllı bu kadın heybetli bir kişiliğe ve
siyasi konular üzerinde güce ve etkiye sahipti. Resmi belgelerin ve antlaşmaların üzerinde
Puduhepa ismi (mührü), kralın ismi ve mührü ile beraber, görünmüştür 166 (Şekil 2).
Puduhepa’nın etkileyici başarılarından biri, Antik dünya tarihinin en önemli barış
antlaşmalarından birinde (Kadeş savasından sonra Hitit Devleti ve Mısır Devleti arasındaki
barış antlaşması) onun mührü kral mührü ile beraber (şekil 7) işaretlenmiştir. Bununla
beraber, kocasından bağımsız olarak, Mısır Firavunu II. Ramses ve onun kraliçesi Naptera
ile mektuplaşmıştır167. Başlangıçta açıklandığı gibi, Hitit toplumunda katip çok önemli bir
kişidir. Bu konuda konuşmaya gelince, Puduhepa o kadar güçlü ki hatta yüksek rütbeleri
alan insanlar, mesela kâtipler, üzerinde büyük etkisini korumuştur. “... başkent Hattuša’da
görevli Baş Katip Walwa-zitti (ki o devir için çok önemli sayılan mesleklerden biri
katiplikti) [...] yazılan bazı bilgilerin yanında, Kraliçe Puduhepa’nın emrini alışılmışın
dışında, sitemkâr bir şekilde dile getirerek, söz konusu emri, konu ile ilgili hemen hemen
tüm tabletlere denetimindeki katiplere yazdırmıştır [...].” 168 Ayrıca, diplomasi alanında
Kraliçe diğer devletlerle barışçıl ve dostane ilişkiler sürdürmek için akıllı stratejileri
uygulama yoluna gitmiştir. Puduhepa'nın çocukları komşu ülkeler ve krallıkların prensleri
ya da prensesleri ile evlenmiştir169.

164
Kılıç & Duymuş, 2007, 92; Memiş, 2005, 212
165
Memiş, 2005, 213
166
Karasu, 2006, 51; Kılıç & Duymuş, 2007, 99
167
Kılıç & Duymuş, 2007, 94
168
Karasu, 2006, 51
169
Kılıç & Duymuş, 2007, 94
40

Şekil 7. Kraliçe Puduhepa ve Hattušili’nin mührü170.


Hitit kraliyet ailesinden kadınlar, kralı evlenmeler yapmak suretiyle, dış politikada
önemli roller üstlenmişlerdir. Hitit vasal krallıklarının üzerinde de devlet kontrolünü
sağlamak için önemli bir vasıta olmuş ve ülkeler arasındaki çatışmaları ve farklılıkları
çözmek ve ayini zamanda dostane ilişkiler sürdürmek için gerekli rolü üstlenmiştir. Çeşitli
vesilelerle, Hitit kralları diplomatik amaçlarla kız kardeşlerini komşu ülkelerin ve
krallıkların krallarına zevce olarak vermiştir171. “Hitit kralı I. Šuppiluliuma (M.Ö. 1344-
1322), Hayaša kralı Hukkana arasında yapılan antlaşmayı pekiştirmek için kız kardeşini
adı geçen krala zevce olarak vermiştir.” 172 Anlaşılıyor ki, kadın Hititlerde ülkenin dış
ilişkilerinde önemli bir unsur ve kilit bir strateji olmuştur: “Hattusili had a plentiful supply
of sons and daughters available for political marriages with vassal rulers or foreign kings.
In addition to the double marriage with the royal house of Amurru, we learn of a double
marriage with the royal house of Babylon, the provision of two of Hattusili’s daughters for
the pharaoh Ramesses, the provision of a daughter(?) Kilushepa for the vassal king of
Isuwa, and during Tudhaliya’s reign, another daughter of Hattusili was married to the
Amurrite king Shaushgamuwa.”173

170
Darga, 2011, 176’den alınmıştır.
171
Kılıç & Duymuş, 2007, 95
172
Karasu, 2006, 52
173
Bryce, 2005, 267
41

Politik alan dışında, diğer kadınlar Hitit toplumunda önemli görevlere ve


pozisyonlara sahip olmuşlardır. Hititlerin günlük yaşamlarının temel alanlarında, fal, büyü,
sihir ve kehanet gibi konularda kadın önemli bir rol oynamıştır. MUNUS
ŠU.GI (Yaşlı/Bilge
Kadın, Büyücü Kadın) gibi kadınlar, yolculuklarda korumayı sağlamada, eşyaların satımını
güvence altına almada, kötülükleri defetme veya dini arınma vasıtasıyla Hitit toplumunda
büyük roller oynadılar 174. Hatta, bazı kadınlar çeşitli hastalıkları tedavi etmek amacıyla
büyü ile ilgili yöntem ve tedavileri kullanılmışlardır. Bunlar “Kadın Hekim” ismini
almıştır175. “...Hitit toplumunda da, yaşam düzeninde bazı kadınların hekim (MUNUSA.ZU),
daha çok da bilge kadın/büyücü (MUNUSA.ZU, MUNUS
ŠU.GI) sıfatını taşıdığı [...], kötü bir
durumu iyiye döndürmek amacıyla yapılan büyü ayininde de başlıca yeri aldığı
görülüyor.” 176 Bunun yanında, keza dünyaya hayatı getirmekle görevli, yani ebelik işi,
Hitit toplumunda kadınlar tarafından tutulan önemli bir pozisyon olmuştur.

Hitit kadınlarının etkili ve kilit rolünde en önemli alanı da dindi. Nitekim, diğer
antik toplumlardaki kadınların aksine, Hitit kadınları farklı ve gerekli pozisyonları tutup ve
dini hayatının ve sürecinin vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Boğazköy’de bulunan yazılı
belgelere göre ve bulunan çanak çömlek ve kaya eserlerdeki resimlere göre, kadınlar din
ve tapınak ile ilgili meslek ve görevler içinde en önemli pozisyondan en basit göreve kadar
yerini almıştır. Böylece, en yüksek pozisyonlarda, kadınlar bulunmaktadır: munus
entanni
munus
(Hurri Rahibesi), huwassannalla/i- (Huwassanna Rahibesi), isharalli- (Ishara
Rahibesi) veya munus
siunzanna-/siwanzanna- (Tanrının Anası) 177 . “Hitit rahibelerinin en
yüksek sınıfını “Tanrının Anası” unvanını taşıyan kadınların meydana getirdiği, bu
kadınların günlük işlerinin yanı sıra önemli bayramların kutlama törenlerinde ilk sırada yer
aldıkları tespit edilmektedir.” 178
Ayrıca ağlayan kadın (munustaptara-) 179
, hekim
(munusA.ZU), falcı (munusENSI) 180 ve büyücü (MUNUS UH4) 181 olarak da kadınlar
görülmektedir. Bunlardan başka müzik ile ilgili önemli pozisyonları tutan, kadınlar da söz

174
Darga, 2001, 206
175
Otten, H. & Rüster, C. (2007). Hitit Yazınında ‘Kadın Hekim’. Kutadgubilig (Felsefe-Bilim
Araştırmaları/Journal of Philosophy-Science Research), (11), 272, 274.
176
Darga, 2001, 206
177
Pecchioli Daddi, 1982, 616
178
Kılıç & Duymuş, 2007, 89
179
Pecchioli Daddi, 1982, 617
180
a.g.e., 622
181
a.g.e., 623
42

konusudur: “arkammi” çalgıcı/sanatçı (munusarkammiyala-) 182


, tambur sanatçısı
(MUNUSmeš giśBALAG)183 ya da şarkıcı (MUNUS SÌR)184.

182
a.g.e., 616
183
a.g.e., 622
184
a.g.e., 623
43

5. TAPINAKTA GÖREVLİ KADINLAR

5.1. MUNUSKAR.KID

Tarihin eski dönemlerinden beri, fahişelik toplumlar için önemli bir rol
oynamaktaydı. Ama burada bahsedilecek olan fahişelik kavramı günümüzdeki olan anlamı
ve konumuyla karşılaştırılmaması gerekir, Eskiçağlarda fahişlik, dini ritüellere dayanarak,
tanrı ve tanrıçalara saygı göstermek adına kutsal bir görev üstlendiği düşünülmektedir.
Hititler dünyasında, KAR.KID (Sümercede fahişe kadın için kullanılan kelime ki Hitit
yazılarında görünmektedir) kadınlar tarafından tapınaklarda yapılan görevlerden biri olarak
anlatılmıştır. Bu görevli en az on sekiz adet Hititçe yazılmış olan belgede rastlanmıştır ve
bunların bazılarının detaylı incelenmesi bu kavramın anlaşılması için büyük önem
taşımaktadır. Bu konunun incelenmesinden önce, şu zamana kadar yapılmış ve mevcut
bazı çalışmaların ışığında yapılacak olan araştırmalardan nasıl sonuçlar alınabileceğine
dair önemli fikirler sunulmasına çalışılmıştır. Örneğin, Güterbock tarafından yapılan
çalışmalarda, KAR.KID kelimesinin Hitit belgelerinde temel olarak “fahişe” anlamı
taşımakta olduğu öne sürülmüştür, ama kült bayramlarını anlatan belgelerde KAR.KID
kadınlarının gerçekten bu görevi eylemsel olarak gerçekleştirmedikleri iddia edilmiştir185.
Bu sebepten dolayı, Güterbock anlattığı üzere MUNUSKAR.KID kelimesi yerine “hierodule”
(Türkçe ’de karşılığı kutsal fahişe) kelimesinin kült etkinliklerine bağlantılı olan görevler
için kullanılması daha uygun görülmüştür186.

KAR.KID kadını, (aşk ve savaş tanrıçası) Ištar için adanmış Hurrice bir metinde
(KUB XXIV 7 187 ) görülmektedir. Bu dikkat çekici şiirsel yazıda, Ištar’ın beğenileri ve
hoşlanmadığı konulardan da bahsedilmiş, bunun yanı sıra onun katı ve tehlikeli
tanrıçalığından da söz edilmiştir 188 . Güterbock’in söylediğine göre, şiirin ilk kısmında,
MUNUS.MEŠ
KAR.KID’den sadece kısa bir yazı şeklinde söz edilmiştir:

“But [when she] go[es] (or: [they] go) to war, […] on one side (are) [the …]s, they
are [like] pillars; the other side (are) the mighty [heroes], they always win in

185
Güterbock, H. (1983). A Hurro-Hittite Hymn to Isthar. Journal of the American Oriental Society (JAOS)
(103), 159
186
a.g.e., 159
187
Aynı zamanda CTH 717 veya Bo 2024 olarak tanımlanmıştır.
188
Güterbock, 1983, 164
44

battle; and [on another side] (are) the eši-women and “good” (shapely?)
prostitues.”189

Güterbock’un bu yazıdan verdiği çeviriye göre, büyük ihtimalle bu kadınların


Ištar’ın peşinden gelen ve savaşta dahil olanlar anlamını taşımaktadır, ayrıca bunlar “camp
followers” ve fahişeler olarak da adlandırılmışlar190. Hatta Göterbock’un tartıştığına göre
kült aktivitelerinin büyük kısmında KAR.KID kadınlarının fahişelik görevini
üstlenmediklerini ve bu kelimenin kutsal fahişe olarak bir anlam taşıdığını savunmaktadır.
Ancak bu metinde kelimenin köken anlamı ile yani fahişe olarak kullanılmasını
önermiştir191.

KUB XXIV 7 numaralı metin, KAR.KID kadınlarının görevleri ve özellikleri


konusunda çok ciddi bilgiler sunmamaktadır. Bunun yanı sıra, bu metinden, Tanrıça Ištar
tanrıçası ve kadınların görevi arasında olan bağlantının anlaşılması mümkündür. KAR.KID
kadınlarının tapınaktaki görevleri büyük ölçüde erotizm seks ve aşk tanrıçası Ištar’ın, kült
görevleri ile bağlantılı mıydı? Bu amaçla ve bu soruyu yanıtlamak için, Ištar’ın’ Akadça
kaynaklarında konumunun incelenmesi yardımcı olacaktır. Başlangıç olarak, SBH 192 p.
106:51ff kaynak, bu tanrıçanın kültü ve fahişelerle bağlantısı hakkında önemli bilgiler
içermektedir, ve bu konunun anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır, böylece tanrıça Ištar
kendini HARIMTU (Akadça dilinde KAR.KID anlamını taşıyan kelime) olarak
görmektedir

“I (Ishtar) am a loving H. (Sum. "I am verily a prostitute, one who knows the
penis,"193

Aynı kaynakta aşağıdaki yazıya rastlanılmıştır:

“…when I sit at the entrance of the tavern I (Ishtar) am a loving H. 194”195

Mezopotamya ile ilgili başka bir önemli kaynakta (BA 2 196 479 ii 6), Ištar’ın
tanrıçası özenle seçilmiş kadınları eşlerinin elinden aldığı ve sahiplendiği anlatılmıştır. Bu

189
a.g.e., 156
190
a.g.e., 164
191
a.g.e., 159
192
Schollmeyer, A. (1912). Sumerisch Babylonische Hymnen und Gebete an Samas. Paderborn: Schöningh.
193
University Of Chicago. (1956). The Assyrian Dictionary of the Oriental Institute of the University of
Chicago. Volume 6: H. Chicago: The Oriental Institute, 101
194
H. Akadça dilinde HARIMTU kelimesinin kısaltılmış şekli ve fahişe anlamına gelmektedir.
195
University of Chicago, 1956, 101
45

noktada hatırlatılması gerekir ki KUB XXIV 7 belgesinde de KAR.KID kadınları tanrıçayı


savaşta takip etme ve peşinden gitmişlerdi.

“...Uruk, the city of the KEZRETU-women, the ŠAMHATU-women and the H.


women, whose husbands Ishtar took away and took possession of…”197

Bir önceki alıntıyı tamamlamak adına, Gılgamış Destanı (VI 166)’ndan aşağıdaki
cümle alınmaktadır:

“Ishtar assembled the K.-women, the Š.-women and the H.-women…”198

Bu kaynaklardan da anlaşıldığı üzere, Mezopotamya zamanından bile KAR.KID


kadınlarının Ištar (Sümer Inanna) tanrıçası ile özel bağları vardı, tanrıçanın yürüttüğü ritüel
ve kült görevler ve performanslar ile ilgili takipçi oldukları anlaşılmaktadır.

KBo XXIII 97 metninde, KAR.KID kadınları GALmunus.mešKAR.KID (fahişelerin


başı) ile büyük ihtimalle Titiwatti tanrısı için yapılan ritüellere katılıyorlardı. De
Martino’ya göre, bu metin bir türlü yarışma ve ritüel savaşı anlatmaktadır, ve belki taklit
olarak bir tanrı için domuz eti sunulması üzerine gerçekleşen bir yarışı göstermektedir199.
Bu tür ritüel yarışta, fahişelerin yanı sıra başka görevliler de eşlik etmektedir, bunların
lú.meš lú
bazıları UR.BAR.RA (kurt adam), SANGA d
Tetewatti (Titiwatti rahibi),
munus
SANGA dTetewatti (Titiwatti rahibesi) ve bir MUNUS
suppišaraš dTetewatti (Titiwatti
tanrısının bakiresi) gibi görevlilerdi.

GALmunus.mešKAR.KID (fahişelerin başı) ve MUNUS.MEŠ


KAR.KID ritüellerin iki
farklı noktasında görev almaktadırlar, her ikisinde ise Titiwatti rahibesi ile beraber hareket
etmektedirler. İlk görünümlerinde dansçı olarak dans ediyorlar:

“[po]i due <<uomini luppo>> davanti alla divinità ballano [e] le prostitute di
fronte ballano, il Grande delle prostitute, la sacerdotessa della divinità Ti[tiwatti]
anche (sono) corsi di fronte e ballano ripetutamente…”200

196
Meissner, B. (1925). Babylonien und Assyrien. Heidelberg: Carl Winters.
197
University of Chicago, 1956, 101
198
a.g.e., 101
199
De Martino, 1989, 75
200
a.g.e., 74
46

Türkçe: devamında, iki kurt-adam tanrının önünde dans ediyorlar ve fahişeler


önde, fahişelerin lideri, Titiwatti tanrısının rahibesi en önde hızlı şekilde hareketler
yaparak dans ediyor...201

Devamında, Titiwatti tanrısının bakiresi için yapılan ritüelde göründükten sonra,


fahişelerin başı ve fahişeler, Titiwatti Rahibesi ile birlikte bakireye katılıyorlar ve onların
önünde kurt-adamlar bir türlü yakalama-uzaklaştırıcı ürkütme oyunu sergiliyorlar:

“die[tro] anche la sacerdotessa della divinità Titiwatti, il Grande delle prostitute,


le prostitute vanno e di fronte a loro due <<uomini luppo>> (sono) cor[si] e di
fronte a loro cacciano via ripetutamente…”202

Türkçe: sonrasında, Titiwatti rahibesi, fahişeler lideri ve fahişeler gitmekte ve


onların önünde ise iki kurt-adam koşarak devamlı uzaklaştırmak için
ürkütmekteler...203

Bu metinden anlaşılmak ve alıntılar üzere, söz konusu olan özel ritüelde fahişelerin
rolü anlaşılmaktadır. Fahişelerin görevinin, Titiwatti rahibesinin görevi ile aynı olduğu
anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra, bu metinden yola çıkarak Güterbock’un dediği gibi,
fahişeler kelime anlamı dışında ve fahişelik yapmak işlevinden farklı bir şekilde, ritüel
etkinliklerde kutsal görev üstenmektedirler.

MUNUS.MEŠ
Başka bir belgede204, KAR.KID kült etkinliklerle ilgili görev yaptıklarını
anlayabiliriz. Bu metin ritüel aktivitelerde kralın, üç farklı tanrının (Nun-Kiššati, Šiśumma
ve Parga) ve farklı tapınak görevlilerinin aktivitelerini sunmaktadır. Bu yüzden, kralın
(LUGAL) öncülüğü eşliğinde, özel ritüel performanslarının yapılışı ile beraber hürmet ve
saygı gösterisi tanrılar için yapılmaktadır. MUNUS.MEŠ
KAR.KID kadınları ritüelin sonunda
görev yapmaktadırlar. Orada, fahişeler Parga tanrısı için yapılan kurban ayinlerinde rol
oynamaktalar:

201
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
202
De Martino, 1989, 74
203
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
204
Otten, V. H. (1959). Zur Kontinuität eines altanatolischen Kultes. Zeitschrift Für Assyriologie Und
Vorderasiatische Archäologie (ZA) (53), 174-184
47

“Der Köing gelangt in den Tempel der Gottheit Parga. Die I. Leute geben den
Dirnen [….] Schafe, die schlachten sie vor dem König ab.”205

Türkçe: Kral tanrı Parga’nın tapınağına gelir. Seçkin, mükemmel insanlar


fahişelere (ortakadın) 1 koyun verirler. Onlar (kadınlar) kralın huzurunda kurban
keserler.206

MUNUS.MEŠ
Bu metinden KAR.KID kadınlarını yanı sıra, aşağıdaki görevlilerin de
LÚ LÚ
bulunduğu anlaşılmaktadır: ALAM.KAxUD (bir “kült görevlisi”), kitaš (dua eden
LÚ LÚ.MEŠ LÚ
rahip), SÌLA.ŠU.DU8.A (saki), SANGA (rahip), SANGA DZulumma (Zulumma
tanrısının rahibi), MUNUS
SANGA ŠA D
MAH[ (MAH tanrıçasının rahibesi),
MUNUS.MEŠ
hazgara (hazgara kadınları), ve LÚDAM.GAR (tüccar).

MUNUS.MEŠ
KBo XXV 14 numaralı metin KAR.KID kadınlarının aktiviteleri
hakkında her hangi bir bilgi sunmamasına rağmen, ritüel için söylenenler arasında, hangi
görevlilerin hangi pozisyonlarda görevler üslendiklerine dair önemli bilgiler elde
edilmektedir. Herhangi bir tanrının adı geçmese de, bu metinde MUNUSMEŠSANGA
(rahibeler), UGULA LÚMEŠALAM.ZU9 (alamzu-adamları başı), LUGAL (kral),
LÚMEŠUR.BAR.RA (kurt-adamlar) ve bazı yüksek mevkili yöneticilerden bahsediliyor.
İlgili görev hakkında, burada iki fahişenin ikişer defa bazı aktiviteler yaptığı
görülmektedir:

“Two KAR.KID-women twice …[ they go.”207

Sonuç olarak, bu ritüellerin veya aktivitelerin yapılış konumu hakkında bazı önemli
bilgiler sunulmuştur ki, ritüelin şehir dışında bulunan büyük ihtimalle bir su kaynağının
çıktığı yerde gerçekleştiği düşünülmektedir:

“Them, at the spring’s[ he sets fire to the leaves they run.”208

KUB X 91 II 9 numaralı metinde öne sürüldüğü üzere KAR.KID kadınlarının


başka bir aktivitede de rol aldıkları hakkında bazı bilgiler verilmiştir. Bu Hatti kökenli
ritüelin bir bayram kapsamında209 gerçekleştiği, tanrının bir konumdan başka bir konuma

205
a.g.e., 178
206
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
207
Taggar-Cohen, A. (2006). Hittite Priesthood. Heidelberg: Universitätsverlag Winter, 323
208
a.g.e., 323
209
Murat, L. (2013). Kült Görevlisi Şarkıcı Kadınlar: MUNUS(.MEŠ)katra-, MUNUS(.MEŠ)hazgara. Ankara
48

taşındığı ve aynı zamanda görev yapan personelin çoğunlukla kadınlardan oluştuğu ve


içlerinde bir grubun fahişe olduğu görülmektedir. Seremoni tanrının (DINGIR LUM)
tapınaktan süslenmiş bir savaş arabasında taşınması ile başlamaktadır:

“Sabahleyin süslenmiş bir savaş arabası tapınağın önünde durur; arabaya –biri
kırmızı, biri beyaz ve biri de mavi- üç şerit bağlanır. Arabaya hayvanları koşar;
tanrıyı tapınaktan çıkarır ve arabaya otururlar.”210

Tanrının arabaya taşınılmasının ardından –taşıma işini yapan görevliler belli değil-
belirlenmemiş personel ile- arabanın önünde yer alan görevliler içinde KAR.KID kadınları
da bulunmaktadır:

“Burruti kadınlar, katru kadınlar ve . . . kadınlar önde giderler; dansçılar, tapınak


fahişeleri de önde gider ve ellerinde yanan meşaleler taşırlar…”211

Söz edilen görevlilerin arabanın önünde iki grup halinde ilerledikleri


görülmektedir. Birinci gurupta, Burruti kadınları (MUNUS.MEŠBURRUTIM 212
), katra
kadınları (MUNUS.MEŠkatruš) ve belirlenmemiş bir kadın gurup (MUNUS.MEŠ …?) bulunmakta
ve bunlar sadece arabanın önünde yürümektedirler. Halbuki ikinci grupta yer alan, erkek
dansçılar (LÚ.MEŠHUB.BÍ) ve fahişler (SAL.MEŠKAR.KID), arabanın önünde hareket etmenin
yanı sıra, ellerinde yanan meşaleler taşıyarak, tanrının ormana doğru götürülmesinde
önemli rol oynadıklarını düşünmekteyiz:

Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, 32 (54), 123
210
Gurney, 1990, 133
211
a.g.e., 133
212 MUNUS
BURRUTIM, Burruti kadını, Hitti tapınağında olan kadın görevlerinden biridir, yetersiz kaynak
bulunduğundan dolayı, bilgi eksikliğinden tam olarak belirlenmeyen ve bilgisizlik gölgesi altında yatan bir
kavramdır. Bu yazının yanı sıra (KUB X 91 II9), MUNUSBURRUTIM Hitit tabletlerinde sadece bir örnekte
bulunduğu görünmüştür: KBo XXII 182 r.5. Pecchioli Daddi’ye göre (s. 434), Burruti kadını tapınakta
görevli bir kadın ve bayramlarda rol almaktadır.

Bu tapınak çalışanın adı Akkadogram gerçeğini dikkate alarak, fazla bilgi Akadça teriminin incelenmesinde
elde edile bilinir. Chicago Üniversitesi Oriental Enstitüsünün (CAD) hazırladığı Asur sözlüğünde,
BURRUTIM veya PURRUTIM kelimesi PURRUTU kökeninden ki kültsel bir fonksiyonla bağlantılı ve
muhtemelen çok renkli giysili rahibe anlamını taşımaktadır. University of Chicago. (2005). The Assyrian
Dictionary of the Oriental Institute of the University of Chicago. Volume 12: P. Chicago: The Oriental
Institute, 523. Aslında, BURRUMU, Akadça kelimesi bir kadın tapınak görevlisinden alınan sözlük, bir sıfat
olarak “çok renkli”, “noktalı” ve “giysilerin ve ketenlerin veya deri nesnelerin çok renkli düzeltme ile
yapıldığını teri olarak anlam taşımaktadır”. University of Chicago. (1965). The Assyrian Dictionary of the
Oriental Institute of the University of Chicago. Volume 2: B. Chicago: The Oriental Institute, 331-332.
49

“…ve tanrı arkadan gelir ve tanrı Taviniya Kapısı’ndan geçirilerek aşağıya


ormana götürülür.”213

Metnin sonunda bir rahip (LÚHAL) ortaya çıkmakta ve ormanda tanrıyı Tarnavi
evine götürür:

“Ve tanrı ormandaki Tarnavi evine geldiği zaman, rahip muttis ile su alir ve
Tarnavi evinin etrafını dolanır ve tanrı, Tarnavi evine girer.”214

Daha önceden görüldüğü üzere, erkek dansçıların yanı sıra, KAR.KID kadınları
törende çok ciddi bir rol oynamaktadırlar ve bu rol tanrının ormana taşınmasında önemli
yeri vardır. Bu önemli bilgilerin yanı sıra, bu belgeden Hatti topraklarının üzerinde bu
törenin konumunu belirlemek mümkündür. Tanrılar ormana inmek için Taviniya
Kapısı’ndan geçerler. Bu kapıdan bahsedilmesi, bu ritüelin, tören olayının mekanını
göstermektedir. Bu ve diğer metinlerden yola çıkarak, konuyla ilgili uzmanlar, Taviniya
Kapısı’nın başkent Hattuša’daki kapılardan biri olduğu sonucuna varmışlardır215. Garstang
ve Gurney Taviniya Kapısını Aslan Kapısıyla özdeşleştirirken, Güterbock bu fikre karşı
çıkmış ve böyle bir sonuca varmak için kullanılan kaynakların, Yukarı Şehir ve Aslan
Kapısı inşa bile edilmeden önceki bir döneme ait olduğunu iddia etmiştir 216. Güterbock
aynı zaman da Taviniya Kapısı’nın, tören olayının her zaman kapıdan geçip aşağı indiği
metinlerin tanımına uyacak şekilde yerleştirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Bu şekilde
Güterbock, bir kapının saray makamından aşağı doğru Hattuša’nın kuzey kısmında bir
yerde konuşlanması gerektiğini belirlemiştir 217 . İncelenen yazıya geri döndüğümüzde,
Taviniya Kapısı’nın bahsedildiği noktada, törenin Hattuša da başlamış ve Taviniya
şehrinde bir ormana 218
inerek devam etmiştir. Araştırmalardan alınan bilgilere göre,
Taviniya, Hattuša şehrinin batı veya güneybatısında yer almakta, çok yakın bir mesafede
bulunmaktadır219.

MUNUS.MEŠ
KAR.KID görevlileri, önemli bazı Hitit bayramlarının kült
performanslarında görev almaktadır, örneğin, KI.LAM bayramının bir metni olabileceği

213
Gurney, 1990, 133
214
a.g.e., 133
215
Barjamovic, G. (2011). A Historical Geography of Anatolia in the Old Assyrian Colony Period.
Denmark: Museum Tusculanum Press, 301.
216
a.g.e., 301
217
a.g.e., 301
218
Murat, 2013, 123
219
Barjamovic, 2011, 303
50

önerilen KUB II 3 numaralı metinde böyle bir performans gösterirler220. Daha doğrusu, bu
metin “büyük oturum” sonrası gerçekleşen bir ritüeli raporlamaktadır, bu ritüelde ekmek
kırmak ve içki içilmek, tanrı ve tanrıçaların huzurunda yapılan bir eylem olarak
anlatılmıştır221. Bu ilginç ritüelde, GALmunus.mešKAR.KID (KAR.KID kadınlarının başı) iki
kere gözlemlenmiştir. Birincisinde, Titiwatti tanrısının AMA.DINGIR rahibesine eşlik
ederler. Her ikisi de, içinde iki çıplak hokkabazın bulunduğu marnuwan fıçısının etrafında
dönerler:

“Kral çadırdan çıkar ve ocağın hemen yanı başında duran (boş) marnuwan- bira
fıçısının yanına gelir. İki çıplak hokkabaz fıçının içinde çömelmektedirler. Titiutti
tanrısının rahipleri (ve) fahişelerin lideri marnuwan- bira fıçısı etrafında üç kez
dönerler.”222

İkincisi ise birincinin tam arkasından, KAR.KID kadınların başı çok ilginç bir
nesne tutmaktadır, Titiwatti tanrısının SANGA rahibi ise onun önünde koşmaktadır:

“The overseer of the KAR.KID-women holds a wooden dagger. In front of her the
SANGA-priest of the deity Titiutti is running.”223

Taggar-Cohen’e göre, GALmunus.mešKAR.KID’nın tuttuğu ahşap hançer erkek cinsel


organı sembolü özelliğini taşıyabilirdi 224 . Bu sembol, artı iki alamzu-adamların çıplak
olarak çömelmeleri, bira dökülmesi, rahibelerin ve KAR.KID kadınların başının alamzu-
adamlarının olduğu yönde havuza doğru koşması bir tür verimlilik ritüelinin göstergelerini
sunmaktadır 225 . Taggar-Cohen, verimlilik ritüelini vurgulayan simgesel davranışların
metinin sonunda da yer aldığını belirmektedir.

“The alamzu-men rise from the basin. The horn, three times they blow. Then, they
go.”226

Taggar-Cohen’in önerisine göre, diğer metinlere dayanarak, KAR.KID kadınlarının


kült fonksiyonları ile ilişkileri gözlemlenebilir. Ama, bu metinde ayrıca KAR.KID
220
Taggar-Cohen’e göre , Singer, StBoT 27 de, KUB II 3 adlanan katibe onbeşinci KI.LAM bayramına ait
olduğu söylenmektedir. Taggar-Cohen, 2006, 338.
221
a.g.e., 338
222
Ünal, A. (2016). Hititlerde ve Eski Anadolu Toplumlarında Din, Devlet, Halk ve Eğlence. Ankara: Bilgin
Kültür Sanat Yayınları, 219.
223
Taggar-Cohen, 2006, 338
224
a.g.e., 339
225
a.g.e., 339
226
a.g.e., 338-339
51

kadınların ve doğurganlık ve cinsellik konuları arasında olan bağlantının gözlenmesi


mümkündür. Önceki paragraflarda, KAR.KID kadınları ile aşk, savaş ve cinsellik tanrıçası
Ištar’ın kültü arasında olan ilişki araştırıldı. İncelediğimiz belgeler içerisinde bu belgede,
KAR.KID kadınları cinsel bir sembol ile ilişkilendirilmektedir.

MUNUS.MEŠ
KAR.KID ve cinsellik arasında olan ilişki The Arzana House metninde
Harry A. Hoffner tarafından incelenmeye alınmıştır. Bu makalede, Hoffner Hitit toprakları
üzerinde olan “inns” (“hanlar”) konusunda yaptığı araştırmayı az sayıda bulunan
kaynaklardan yararlanarak tartışmaktadır. Yazarın kaynaklardan alabildiği ilk sonuç, Hitit
hanlarının yiyecek ve içecek sarf edildiği yerler olarak kullanılmasını kanıtlıyor 227 . Bu
hanların bu amaçla kullanışı topluma açık şekilde veya tapınaklarla bağlantılı olarak
hizmet verip veya vermediği yetersiz kaynak ve kanıttan dolayı yazar tarafından açık bir
şekilde sonuçlanamamış. Ama kesinlikle belirlenmiş sonuçlardan biri, hanlarda yiyecek ve
içecek servisi yapan kişilerin çoğunluğu bayramlarda rol alan kişilerdi, prensler, resmi
personeller ve hatta NIN.DINGIR rahibi228. Hoffner tarafından hanlar hakkında elde edile
ikinci sonuç ise, hanları müziğin ve eğlencenin bulunduğu yerlerden biri olduğudur. Bu
makalede bahsedilen üçüncü nokta ise, hanların misafirlerin geceleri barınması için odalara
sahip olduklarıdır. Son olarak, bu araştırmanın en dikkat çekici noktası, Hoffner “In such
inns where there is food, drink merriment, and rooms for overnight guests, one expects
also to find prostitutes”229 söyler. İlk başta, bu kavram, daha çok modern yaklaşımlara ve
fahişlerin bulunduğu açısından günümüzde olan basmakalıp düşüncelere yakınlık
göstermektedir. Ayrıca, yazar bu sonuç için bir tartışma da ortaya koymaktadır. Hoffner bu
sonucu arzana evinde gerçekleşen haššumaš bayramı (EZEN haššumaš)230 hakkında olan
(CTH 633) metninden alınan kanıtlara dayanarak savunmaktadır. Tablette hanlarda olan
kutlamayı anlatan metnin son kısmı aşağıda verilmiştir:

“Il va dans l’édifice arzana- et, là, demande à manger. Trois pains chauds, dix
pains frais, dix pains d’orge, dix pains sucrés, trois poignées de gruau, deux
récipients wakšur de lait, deux bols de bière. Douze femmes KAR.KID s’assoient
devant lui. Ils mangent et boivent. Ce jour-là, ils consacrent le prince de la même

227
Hoffner, H. A. (1974). The Arzana House. Anatolian studies presented to Hans Gustav Güterbock on the
occasion of his 65th birthday, 117.
228
a.g.e., 117
229
a.g.e., 119 Türkçe: yiyecek içecek ve eğlencenin olduğu hanlarda ve ayrıca misafirler için odaların
bulunduğu yerde, fahişelerinde rol almaları beklenmektedir.
230
a.g.e., 119
52

manière. [Ensuite], ils le font se coucher. Ils placent [de ce côté-ci ] de sa tête
[deux gros pain]s et de ce côté-là deux gros pains. Ils placent de ce côté-ci de ses
pieds deux gros pains et de ce côté-là [deux gros pains]. Ensuite, ils tracent
[autou]r un cercle avec de la bière. Quand […] on fait [entrer] les femmes
KAR.KID. [Première tablette], pas terminée, de la fête de haššumaš dans [...].”231

Türkçe: O (Prens) arzana evine gider, ve devamında yemek ister. Üç sıcak ekmek,
on tane ekmek, on tane arpa ekmeği, on tane tatlı ekmek, üç avuç dolusu yulaf
ezmesi ekmeği, iki kap wakšur sütü, iki kase bira. On iki KAR.KID kadını onun
önünde otururlar. Hepsi beraber yiyip ve içerler. O gün, kadınların hepsi prensi
aynı şekilde kutsarlar. Devamında onu sırt üstü yatırırlar. Prensin kafasının bir
tarafında iki büyük ekmek somunu ve diğer tarafında iki ekmek somun koyarlar.
Onlar, prensin ayaklarının her iki tarafında ikişer büyük ekmek somunu koyarlar.
Sonrasında çember şeklinde prensin etrafında ellerinde biralarla dönmeye
başlarlar. KAR.KID kadınları içeriğe getirdikleri zaman […].” bu noktada, EZEN
haššumaš’in ilk katibesi sona eriyor.232

Devamında Otten’nin haššumas haš- filini için (gebe olmak, üretmek) öneriyor.
Güterbock EZEN haššumaš’ın ergenlik çağına ulaşan Hitit prensler için yapılan bir bayram
olduğu savunur 233 . Hoffner da fahişe kadınların cinsel ilişki dışında başka bir görev
üstelenmeyeceklerini savunuyor 234 . Hoffner, ayrıca metinde açık bir şekilde cinsel
ilişkiden söz edilmediğini, ayrıca diğer kaynaklardan bu kadınların sadece kült görevler
üstendiğini açıklar. Eğer cinsel ilişki teorisi doğru olursa, KAR.KID kadınlarının cinsel
ilişkide bulunmaları, tek olarak bu metinde görülür. Başka bir öneri ise, bu tür etkinliğin
bir türlü “divinatory incubation” (“kutsal uyku”) ritüeli olduğuna dair kanıtlar bulunduğu
ve metinde, bira kullanarak prensin etrafında bir çember yapılması, Mezopotamya’da
uygulanan sihirli çembere benzediği şeklindedir235.

Sonuç olarak, KAR.KID kadınlarının cinsel ilişkilerde rol aldıklarını savunan ve


kanıtlayan başka bir kaynak ise, arkeolojik kazılardan elde edilen buluntulardır. Bu
buluntulardan biri de Hitit dinsel törenlerinin tasvir edildiği İnandık Vazosu’dur (Şekil 8).

231
Mouton, A. (2011). Réflexions autour de la notion de rituel initiatique en Anatolie hittite. Au sujet de la
fête haššumaš (CTH 633). Journal of Ancient Near Eastern Religions ,11, 17.
232
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
233
Hoffner, 1974, 119
234
a.g.e., 120
235
Mouton, 2011, 23
53

Bu kült vazoda, evlilik törenlerini farklı açılardan görüntülenmiştir. İnandık Vazosunun ilk
frizinde bir erkek ile kadının cinsel ilişkisi tasvip edilmiştir (Şekil 9). Halbuki diğer
frizlerde müzik ve cambazlık gibi eğlence etkinlikleri gösterilmektedir. Her resmin birer
tam olarak ne ifade ettiği belli olmasa da, resimlerin hepsi beraber bir seks ritüelini
görüntülemektedir, ve bu ritüelde ayakta olan erkek prens ve eğilen kadının KAR.KID
kadınlardan biri olduğu tahmin edilmektedir236. Bu vazo ile ilgili yapılan yorumlar, önceki
tartışmalardaki verilerle çelişmektedir. Belgelerin çoğu KAR.KID kadınlarının sadece kült
görevleri üstlendiğini ve cinsellikle ilgili olmadıklarını kanıtlıyor. Ayrıca, incelenen
tabletlerde, bu kadınların başları dışında hepsi gurup halinde bulunmuşlardır.

Şekil 8. İnandık Vazosu, 17’inci yüzyıl M.Ö. Anadolu Medeniyetleri Müzesi,


Ankara, 2016. (Fotoğraf yazar tarafından çekilmiştir)

Alp, S. (1999). Hititlerde Şarkı, Müzik ve Dans: Hitit Çağında Anadolu'da Üzüm ve Şarap. Ankara:
236

Kavaklıdere Kültür Yayınları, 19 .


54

Şekil 9. İnandık Vazosunun ilk satır ayrıntıları, yukarıdan aşağıya, cinsel ilişkide
olmakta olan iki figürü göstermektedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara, 2016.
(Fotoğraf yazar tarafından çekilmiştir)
Hitit kanunlarında MUNUS
KAR.KID’in “fahişe” anlamı taşıdığı açıkça
görülmektedir. Akrabalık bağları olanlar arasında yapılan cinsel ilişki veya leviratus
evliliğine dair olan cümleler arasında, hem özgürler ve hem köleler için, §194’te
MUNUS
KAR.KID kadınından söz edilmektedir: “if father and son sleep with the same
female slave or MUNUS
KAR.KID, it is not an offence.”237 Burada KAR.KID kadınının açık
bir şekilde cinsel obje olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca KAR.KID kadını burada açık bir
şekilde sadece fahişe kelimesini temsil etmektedir238 ve daha önce anlatılan ritüel ve dini
bayramlarda yer alan görevler ile bağlantısı bulunmamaktadır. Bu yazıdan elde edilen
anlama göre, Hititler toplumunda Sümerogram KAR.KID, belirgin bir şekilde hem fahişe
ve hem de tapınak görevlisi olarak görev yapan “hierodule” anlamı ifade etmektedir239.

5.2. munusazzinna
Hitit çivi yazılı belgelerinden edinilen bilgiler ışığında, Hitit tapınaklarında görevli
bir diğer kadın ise munusazzinna görevlisidir. Maalesef sadece üç adet belgede bir görevliye
işaret edilmektedir. Bu görevlinin yaptığı görev için özellikleri hakkında fazla bilgi
bulunmamaktadır. Hethitisches Wörterbuch’da bu görevli Hurri-Kizzuvatna kökenli olarak
gösterilmekte ve tanrıça Ištar/Šaušga’ı için yapılan kültte yer almaktadır 240 . Ayrıca

237
Yiğit, T. (2008). A Study of MUNUS(.MEŠ)KAR.KID in the Hittite Cuneiform Texts. Orientalia, 77, 77.
Türkçe”: "eğer baba ve oğul aynı köle kadın veya MUNUSKARKID kadınlıyla beraber olurlarsa, bu bir suç
değildir".
238
a.g.e., 78
239
a.g.e., 78
240
Friedrich, J. & Kammenhuber, A. (1975). Hethitisches Wörterbuch (2nd ed.). Heidelberg: Carl Winter,
639.
55

Mestieri’de munus
azzinna görevi şenliklerin kutlamalarında katkı göstermiş olduğunu
anlamak mümkündür ve bu kadının rüya alemi ile ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır241.

Bu görevliyle ilgili ilk belge CTH 583242de kralın farklı rüyaları Hepapiya243 adı
verilen ayrı bir bölüm şeklinde verilmiştir. Bu rüyalarda objeler, hayvanlar ve sunular
farklı tanrılar için adanmıştır, sonra, Hepapiya kadını “büyük tanrı” 244 için bu adakları
tekrar düzenlemektedir. Bu metni anlamak için, Laroche’un açıklaması şöyledir: Kral,
tanrıların memnuniyetini kazanmak için onlara en değerli sunuları vermek konusunda söz
vermişlerdir. Ama, kralın tanrılara sunmayı düşündüğü ve söz verdiği bu kaliteli sunular,
çoğu zaman suiistimaller sonucu tanrıya ulaşmamıştır. Bu sebeple kızgın tanrılar
hoşnutsuzluklarını rüyalar aracılığı ile krala göstermişlerdir 245 . Bu metinde anlaşıldığı
üzere kral tarafından değil de Hešmiya tarafından görülen rüyada munus
azzinna’dan söz
edilmekte:

“Dream of Hešmiya, regarding Ištar of the field. When (in) the matter of the
‘Azzenna-women’ silver, oxen (and) sheep (were) among the things asked and now
that I, My Majesty, have given to Ištar of the field silver, oxen (and) sheep of My
Majesty, Hepapiya (said) thus: ‘From Ištar of the field they shall take them back
again [and] they shall give them to the great god.’ ”246

munus
azzinna kadının doğası, görevi ve kökeni hakkında herhangi bir bilgi
bulunmamaktadır. Bu rüyada, bu görevli, çoğul olarak (MUNUS.MEŠazzinna) ve bundan
yola çıkarak azzinna’nin “bir gurup kadın görevli” kategorisine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bu kadınların yaptıkları görevlerle ilişkili olan özel bir tanrının olduğu belirlenmektedir:
Ištar LÍL (Kırların Ištar’ı). Bu gerçeğin yanı sıra, tanrıya sunulan bazı adakların (gümüş,
sığırlar ve koyunlar) bahsi geçen kadınla bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır. Bu kadınlar

241
Pecchioli Daddi, 1982, 384
242
KUB XV 5 + KUB XLVIII 122 + KBo XLIII 66 de metinlerinin bir araya gelmesinde oluşmaktadır.
243
Hepapiya kadının görevi Hitit araştırmalarında halen bir muammadır. Bu karakterin muhtemel doğasında
anlaşıldığı gibi bir rahibe veya özenle seçilen hediyeleri tanrılara ulaştırmaya yönelik görevlendirilen kadın
olarak bilinir. Laroche, E. (1963). La prière hittite: vocabulaire et typologie. École Pratique des Hautes
Études, Section des Sciences Religieuses, Annuaire 1964-1965, 72, 7.
244
“Büyük Tanrı” (DINGIR GAL)’nin kökeni ki diğer tanrılara mahrum bırakılmıştır belli değildir. Hangi
tanrılara işaret etmektedir? Fırtına tanrısı olabilir mi, baş tanrı veya devlet panteonu? Itamar Singer “Büyük
tanrı” nin Muwatalli II, fırtına tanrısı pihaššašši için koruyucu bir tanrı olduğunu öne sürmektedir. Mouton,
A. (2007). Rêves hittites. Contribution à une histoire et une anthropologie du rêve en Anatolie ancienne.
Leiden, Boston: Brill, 25-26
244
Laroche, 1963, 7
245
a.g.e., 7
246
De Roos, J. (2007). Hittite Votive Texts. Leiden: Nederlands Instituut Voor Het Nabije Oosten, 85.
56

tanrının memnuniyeti için kraldan, tanrıya adaklar sunmasını arz ederler. Acaba
MUNUS.MEŠazzinna Kırların tanrıça Ištar’ına hizmet etmek için mi kutsanmışlardı?

De Roos (2007), azzinna kadınları aslen Azzi’li olan kadın anlamına mı gelir
sorusunu sormuştur 247 . Hititler devrinde Azzi, ayrıca Azzi-Hayasa’ya işaret eder ve
muhtemelen Hitit Devletinin kuzey bölgesinde yer almaktadır. Tuthaliya III kaynaklarına
göre (Azzi düşmanların nasıl uzak topraklardan gelip ve yukarı toprakları yağmalayıp ve
Šamuha’yı sınır yaptıklarını anlatmaktadır) onların Hititler için düşman saydıklarını ifade
etmektedir248. Genel anlamıyla, Azzi, Kaska gibi Hatti toprakları için her zaman bir gizli
tehdit oluşturmaktaydı, ve en son Hitit krallarından olan Tuthaliya IV Azzi topraklarını
“düşman sınır” olarak adlandırdı 249 . Azzi kelimesini Hititler tarihinde nasıl bir anlam
taşıdığını anlattıktan sonra, eğer munusazzinna kadını Azzi topraklarından gelmiş olduysa ve
Hitit tapınaklarında görev yapmakta olduğu varsayılırsa nasıl bir anlam ifade etmektedir?
Veya daha doğrusu eğer bu kadın köken olarak Azzi topraklarından gelmiş ise neden ve
nasıl tapınakta görev ve yer almıştır? Burada iki yorum mantıklı görülmektedir. Birincisi
Azzi toprakları ve Hatti toprakları arasında düşmanlık var sayılarak bu kadının bir nevi
yaşanan savaşlar sonucunda savaş ganimeti olarak getirildiği ve tapınaklarda esir veya
“devlet kölesi” (NAM.RA, Hititçe’de arnuwala) olarak görevlendirildiğini düşünebiliriz.
NAM.RA (arnuwala) Hitit devletinin sosyal ve ekonomik yapısının önemli bir parçasını
oluşturmaktaydı ve kralın kontrolü altında tapınaklarda veya boş arazilerde işçi olarak
çalıştırılmaktaydı250. İkincisi, Azzi’lerin kuzey topraklarına taarruz ettikleri ve Šamuha’yı
sınır yaptıkları zaman, bir nevi dini değişim olarak gerçekleşmiş olduğu ihtimali kabul
edilebilir. Šamuha özellikle Ištar kültü (Kammenhuber kadınları bu tanrıya nispet
vermiştir) için çok önemli dini merkezlerinden biriydi, ve muhtemelen savaş süresinde bu
kadınlar Šamuha çalışan kadın görevlilerine dahil olmuşlardır. Her iki yaklaşım daha net
bilgiler elde edilene kadar iddiasız spekülasyonlar olarak kabul edilecekler.

İkinci kaynak ise KUB XLVIII 126 belgesidir ve bu belge Hitit kraliçelerinin
bazılarının rüyalarını içermektedir. Bu rüyalarda, kraliçe, Pirinkir ve Šamuha’nın tanrıça
Ištar’ına adaklar yapacağını taahhüt etmiştir. Kraliçenin rüyalarının birinde azzinna

247
a.g.e., 85 “originally mean perhaps women from Azzi?”
248
Burney, C. (2004). Historical Dictionary of the Hittites. Laham, Maryland-Toronto-Oxford: The
Scarecrow Press, Inc., 38. Tuthaliya III “relates how the Azzian enemy came from afar and sacked all the
Upper Land, making Samuha his frontier.”
249
a.g.e., 38
250
Sevinç, 2008, 27
57

kadınından söz edilmiştir:

“Rêve de la reine: “Dans un rêve une femme azzinna à moi [ palayanalliyanza et


une coupe en argent [ nous avons solicité un oracle et Ištar de Šamuha [a] fixé (sa
volonté par oracle).”251

Türkçe: Kraliçenin rüyası: bir rüya sayesinde bir azzinna kadını bana…
palayanalliyanza ve gümüş kadeh 252 … biz bir kahin incelemesinde bulunduk ve
Šamuha’nın Ištar’ı onu (kadın) kahin aracılığı ile belirledi.253

Bu belgede, bir önceki belgede görüldüğü gibi, munus


azzinna kadınının kraliçeden
Šamuha’nın Ištar’ı için bazı belli başlı adaklar sunması isteğinde bulunur. Bu adaklar
içinde, bir gümüş kadeh- önceki metinde de istenmişti- ve Luwice bir kelime olan ve
anlamı bilinmeyen palayanalliyanza bulunmaktadır254. Bir kere daha, azzinna kadını bu
belgede tanrıça Ištar’ının hizmetinde bulunduğu ve ona adandığı şeklinde söz edilmiştir.
Bu görev kraliçenin tanrıça için belirgin adakları tanrının gönlünü almak adına belli sırada
yapılmasını gözlemlemek ve takip etmek şeklinde anlatılmıştır. Böylelikle bu belgeden
munus
azzinna kadınının Ištar tanrıçası için yapılan kültlerde görevlendiği anlaşılmaktadır.

munus
azzinna kadınının adı geçen üçüncü ve son belgede (KBo XXV 109) azzinna
kadının, ayinlerin yapılmasında katkısı anlaşılmaktadır:

7’ az]zinna kadını omuza koyar ve önünde bağırarak (yüksek sesle) söylenir

8’ ] ve evinde kullu kabını devirir. Fırtına tanrısının adamı, fırtına tanrısının [

9’ azzi]nna kadın sofraya koyar ve saray oğluların ne kadar çok

10’ ] x içer.255

Bu ritüel metinden, azzinna kadının bir ritüelde görev aldığı anlaşılmaktadır. Metin
kırıklı olduğu için ritüelin hangi amacıyla yapıldığı anlaşılmamaktadır. Ama azzinna

251
Lebrun, R. (1976). Samuha Foyer Religieux de L’Empire Hittite. Louvain-la-Neuve: Université
Catholique de Louvain, Institut Orientaliste, 216.
252
“gümüş kadeh” parçanın De Roos tarafından yapılan çevirinin sonrasında kabul edilmiştir. De Roos,
2007, 127.
253
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
254
Lebrun, 1976, 217
255
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
58

kadınının bu ritüelde önemli görevleri olduğu görülmektedir. Öncelikle, “Fırtına tanrısının


bir görevlisi” (LÚdIŠKUR) de bu ritüele katılmaktadır. Metnin mevcut kısımlarında,
azzinna kadınının bir şeyin (?) önünde “yüksek sesle söylendiği (belki yüksek sesle dua
eder) belirtilmektedir. Ayrıca ritüelin bir başka uygulaması da azzinna kadının evinde
gerçekleşir: azzinna kadını, kendi evinde devirir. azzinna kadınının evinde de bir eylemin
yapılması bu kadının ritüeldeki önemi göstermektedir.

5.3. MUNUSentanni ve NIN.DINGIR

Daha önce anlatılan ve Hitit dini üzerine olan bölümde bahsedildiği üzere, Hitit
toprakları üzerinde olan her şeyin tanrılara aitti ve insanlar ise onların gönlünü almak için
tanrılara karşı sadakat gösterip ve onların ihtiyaçlarını gidermek için ellerinden geleni
yapmaları gerekirdi. Bu anlamda, rahibelik Hititler gibi eski uygarlıklar ve toplumlar için
en temel ve önemli pozisyonlardan sayılmaktadır. Böylece rahip ve rahibeler tanrıların
korunması, tapınılması ve onların bütün ihtiyaçlarının eksiksiz olarak yerine getirilmesi
için önemli bir görevi üstelenmektelerdi. Hitit rahiplerinin üstelendikleri görevlerin içinde
başta tanrıların yemek, içmek ve giyinme gibi ihtiyaçların gidermesinin yanı sıra tanrılara
adaklar ve kurbanlıkların sunulması ritüeller ve bayramlarının yönetimi, tanrıların evi olan
tapınakların temizliğini, herhangi bir tehdidin karşısında korumak, tanrılara tapmayı
gerçekleştirmek tanrılar arasında farklı araçlar vasıtasıyla iletişim kurmak onların
yapmaları gereken işlemlerden sayılırdı256. Bu ihtiyaçların giderilmesi için maddi zenginlik
gerekmekteydi ve “indeed, the priests [and priestess] often controlled vast assets of land,
livestock, servants, and funds. In some cases the treasures of the state were also kept in the
temple, under the supervision of the priests [and priestess]. This also means that the priests
[and priestess] usually comprised an elevated social class and were tied to the local or
central administration of the state.” 257 Kraliyetinde hem kral ve hem de kraliçe olmak
üzere rahibelik pozisyonunun bir parçası olduklarının altını çizmek lazım.

Rahibeliğin en önemli alanlarında biri, Hitit kadınının aktif bir şekilde farklı
pozisyonlarda yer alması ve rol yapmasıydı, yerel ya da rahibin alt kademelerine en yüksek
rahibe unvanları altında belli işlevleri yapmak için adanmışlardı. Bu rahibelerin arasında,
Hititlerden kalan metinler MUNUS
entanni, NIN.DINGIR ve MUNUS
ENTUM unvanlarının

256
Taggar-Cohen, 2006, 1
257
a.g.e., 5 Turkçe: daha doğrusu rahibeler büyük ölçüde toprak, hayvancılık, hizmetkar ve fonları kontrol ve
izlenimleri altında tutarak gelir elde ediyorlardı. Bu durum onları toplumun üst düzey sınıfına koyarak
böylece devletin bölgesel ve merkezi yönetim ile aralarında çok yakın bir ilişki sağlanmaktaydı.
59

taşıyanlar bulunmaktadır. Pecchioli Daddi’ye göre MUNUS


entanni terimi Hurri rahibesine
işaret etmektedir ki görüldüğü üzere beşten fazla metinde adı geçmiştir 258. Sümerogram
NIN.DINGIR kelimesi (Ur III zamanına ait olan bir çivi yazısı tipi) 259 altmıştan çok
geçmiştir, hâlbuki Akkadogram MUNUS
ENTUM kelimesi sadece üç tane metinde
bahsedilmiştir. Bu üç Hitit kadını görevleri üçü birlikte bir bölüm şeklinde neden ele
alınmıştır? Birincisi, bazen Sümerogram NIN.DINGIR ve Akkadogram MUNUS
ENTUM
kadınları MUNUS
entanni kadının başka bir ismi olarak yanlış algılanabilinir, ikincisi
Mezopotamya kökenli oldukları için her üçünü de birlikte araştırılmaları uygun olacaktır.
İleride verilen bölümde sadece entanni ve NIN.DINGIR kadınları araştırılacaktır.

Akkadogram MUNUS
ENTUM, köken olarak Akadça ĒNU kelimesine bağlanır ve bu
kelime iki anlam taşır. Birincisi kral veya bey, ikincisi ise bu araştırmayı ilgilendiren
yüksek dereceli bir rahip veya rahibe anlamını ifade eder 260 . İkinci anlamında ve
Mezopotamya’da elde edilen yasal ve idari metinlerde, ĒNU Ištar, Šamaš, Enki (Eridu),
Enlil ve Nanše tanrıları ile ilgili en yüksek rahibe makamı olarak tanımlanmaktaydı 261. Bu
kaynaktan elde edilen dikkat çekici bilgilerden Eridu, Ur, Kiabrig ve Larsa gibi
mekanlarda en yüksek rütbeli rahibeler erken tanrılara (Utu, Nanna ve Enki gibi) hizmet
için adanmışlardı, halbuki onların erkek meslektaşları ise dişil tanrılara hizmet ederlerdi262.
Özellikle tanrı Nanna için adanmış ĒNU rahibesinin mevcut kaynaklardan, kraliyet
ailesinden oldukları anlaşılmakta, kahinler vasıtasıyla seçilip ve tanrı ile “evlilik” ilişkine
sahip oldukları belirtilmektedir263.

Akkadogram ENTUM, ĒNTU veya ĒNETU hakkında ise, edebi olmayan Eski
Akadça (Old Akkadian, OAkk), Ur III, Eski Babil (Old Babylonian, OB), Orta Babil
(Middle Babylonian, MB), Nippur ve Ur, Nuzi, Boğazköy ve Neo-Babil (Neo-Babylonian,
NB) belgelerinde rastlanır264. Edebi metinlerde Mezopotamya döneminde bu rahibelerin
ilginç özellikler hakkında bazı bilgiler elde edilir. Örneğin, aşağıda verilen parçalar ĒNTU
rahibesinin cinsel ilişkiye girmediğini öne sürmektedir:

258
Pecchioli Daddi, 1982, 384
259
Friedrich, J. (1961). Hethitisches Wörterbuch Ergänzungsheft. Heidelberg: Carl Winter, 42.
260
University of Chicago, 1956, 177
261
a.g.e., 178
262
a.g.e., 179
263
a.g.e., 179
264
a.g.e., 172-173
60

“…my mother was the ē.-priestess, I do not (therefore) know my father…”265

“…my mother, the ē.-priestess, conceived me, she gave birth to me in secrecy…”266

Mezopotamya metinlerinden anlaşıldığı üzere, bu rahibelerin bakire olmaları


gerektiği düşünülebilir. Ya da onların fiziksel olarak doğurgan olmamaları gerekmektedir.
Landsberger’e göre Hammurabi Kanunları’nda kadınlar sınıflarında ĒNTU kelimesi,
çocuksuz ve muhtemelen kısır yüksek rahibe anlamına gelmektedir267. Yazar Hammurabi
Kanunları’nın bazı maddeleri bu kadınların kısırlığını “onlar hamile olmaz” gibi ifadelere
işaret ederek anlatmaktadır 268
. Devamında, yazar NIN.DINGIR ve UKKURTU
kelimelerinin aynı anlamı taşıdıklarını savunarak yeni bir tartışma başlatmıştır.
Landsberger’e göre UKKURTU ya da GUKKURTU kelimelerinin İbraniceden geldiği ve
fiziksel anormallik ve özellikle de kısırlık (verimsiz) anlamlarına karşılık geldiğini
savunur 269 . Yani, onların bakire ya da kısır olmalarının istenmesinin amacı, onların
çocuksuz rahibeler olması gerekliliğinden kaynaklanmaktaydı.

Sonrasında, Mezopotamya kökenli başka bir metinde NIN.DINGIR (ē.-rahibesinin


Sümerce okunuşu) şöyle açıklanmıştır:

“…the king will fall sick but will get well (again), in his stead a daughter of the
king (who is) the high priestess will die…”270

NIN.DINGIR Sümerogram, Akadça ĒNTU ve UGBABTU kelimelerine karşılık


gelmektedir. Daha önce bahsedildiği gibi, ĒNTU, yüksek sınıftan bir rahibeye işaretin eder,
oysa UGBABTU düşük bir sınıftan olan rahibine işaret eder 271 . Mezopotamya’nın Eski
Babil (OB) döneminde, ĒNTU terimi ortadan kaybolmakta ama Ur, Nippur, Nuzi ve
Hititlerin Boğazköy metinlerinde görülmektedir 272
. HW’de (sayfa 42) Hititçe

265
SB Legend of Sar, CT 13 42:2 in University of Chicago, 1956, 173. Türkçe: …benim annem ē.-
rahibesidir, (böylelikle) babamın kim olduğunu bilmiyorum …
266
SB Legend of Sar, CT 13 42:4 in University of Chicago, 1956, 173. Türkçe: … benim annem, ē.-rahibesi,
esrarengiz biçimde bana hamile oldu ve beni doğurdu…
267
Landsberger, V. B. (1915/1916). Zu den Frauenklassen des Kodex Hammurabi. Zeitschrift Für
Assyriologie Und Verwandte Gebiete (ZA) (30), 71.
268
“they do not become pregnant”.
269
Landsberger, 1915/1916, 72
270
ACh Šamaš 8:1 in University of Chicago, 1956, 173. Türkçe: …kral hasta olup ama (tekrar)iyileşecek,
onun yerine kralın kızlarında biri olan (ki o) en yüksek rütbeli rahibedir, ölecek… Landsberger’in bu yazıya
göre verdiği çeviri tamamen farklıdır ve “kralın kızlarından biri olan (ki o) en yüksek rütbeli rahibe” yerine “
bir kısır (verimsiz) kraliçe” çevirisini vermiştir.
271
University of Chicago, 1956, 173
272
a.g.e., 173
61

MUNUS
entanni’nin karşılığı olarak Sümerce NIN.DINGIR ve Akadça MUNUS
ENTUM
verilmiştir. Oysa, MUNUSentanni, diğer rahibelerden daha farklı bir pozisyona sahiptir273:

 NIN.DINGIR, tek bir görevli olarak yüksek bir rahibe,


 MUNUS
entanni, alt seviyedeki kült fonksiyonları icra eden grubun bir üyesi,
 MUNUS
ENTUM’un Hitit metinlerinde, NIN.DINGIR ve MUNUS
entanni ile hiçbir
bağlantısı yoktur. Çünkü, MUNUS
ENTUM, farklı kökenden dini aktivitelerin
kutlamasına katılmaktadır274.
Çalışmamızda MUNUSentanni ve NIN.DINGIR üzerinde durulacaktır.

5.3.1. MUNUSentanni

Kammenhuber’e göre MUNUS


entanni, Hurri-Hitit kült aktiviteleri ile ilişkili olarak,
Kizzutvana ritüellerinde entašši- şeklinde görülmüş ve Hurri tanrıçası Hepat’ın lakabı
olarak kullanılmıştır 275
. Bu bölümde Hitit metinlerinde geçen MUNUS
entanni’nin,
Mezopotamya’daki görevlilerle olan benzerlikleri üzerinde durulacaktır. MUNUS
entanni
teriminin bulunduğu ilk iki tablet rüyaları ve onların yorumlamalarını içeren adak
metinlerdir. İlk metin daha önce munus
azzinna kadını araştırmaları bölümünde incelenmişti
ve KUB XV 5 + KUB XLVIII 122 + KBo XLIII 66 276 , parçaların birleşiminden
oluşmaktadır. Bu metinde kralın rüyaları Hepapiya tarafından yorumlanmıştır. Ehli-
Kušuh277 tarafından görüldüğü anlaşılan rüyaların birinde (kralın tarafından görülmemiş),
MUNUS
entanni terimine rastlanmaktadır. Ne yazık ki bu metin çok yıpranmış bir şekilde
mevcut olduğu için bu kadının kim olduğu ve nasıl bir görev üstelenmiş olduğu konusunda
pek bilgi edinilememektedir:

“Dream of Ehli-[Kušuh

the priestess [

and spoke to him[

273
Hoffner, H. A. (2010). The Institutional ‘Poverty’ of Hurrian Diviners and entanni-Women. Pax
Hethitica: Studies on the Hittites and Their Neighbours in Honour of Itamar Singer, 217.
274
Taggar-Cohen, 2006, 388
275
Kammenhuber, A. (1968). Die Arier im Vorderen Orient. Heidelberg: Carl Winter Universitätsverlag,
126.
276
Bu kompozisyon CTH 583: kralın rüyaları olarak da tanımlanmıştır.
277
Muhtemelen Ehli-Kušuh ki bu rüyada Ababâ’nın eşidir ve Ugarit kralı Niqmaddu II’nin kızıdır, Ugarit
Šuppiliuluma döneminde Hatti topraklarının bir uyruk bölgesiydi. Lipiński, E. (1988). The Socio-Economic
Condition of the Clergy in the Kingdom of Ugarit. Orientalia Lovaniensia Analecta (23), 146-147.
62

which of gold [

in front downwards [

and he … away [

And if [you] him [

and for His Majes[ty.

And him you … for me [

Thus (said) H[epapiya:

a temple they shall ma[ke

there [”278

Bu metinden MUNUS
entanni kadının doğası ve nasıl görevler üstelendiği konusunda
bir bilgi alınması çok zordur. Görüldüğü üzere, MUNUSentanni, Ehli-Kušuh’a kral ile ilişkili
olan ve altın konusu içeren bir meseleye işaret etmektedir. Hepapiya’nın gördüğü rüya
hakkında verdiği yorularak rüyanın belli bir mekanla bağlantılı olduğunu gösterir, ve ona
göre şimdi ise orada yeni bir tapınak yapılması gerekir. Bu seride bulunan diğer rüyaların
devamında MUNUS
entanni belli bir tanrının yerine rüyada konuştuğu anlaşılmaktadır, bu
278
De Roos, 2007, 82-83

Türkçe: Ehli-[Kušuh’nın rüyası

Rahibe [

Ve onunla konuştu[

Ki tanrının [

Önünde, aşağıya [

Ve O … uzakta[

Ve eğer [sen] Onu [

Ve onun Majes[ty.

Ve onun sen … bana göre [

Böylece (dedi) H[epapiya:

Onlar tapınak inşa etmeli [

orada [
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
63

tanrı ise bu rüyaların kapsamında anlatılan “büyük tanrı” değildir. Daha farklı tanrı veya
tanrılara hitap ettiği düşünülmektedir.

MUNUS
entanni hakkında söz edilen ikinci bir metin ise KBo VIII 62’dir. Bu metin
çok kırıklı da olsa, mevcut kısımlarından anlaşıldığı kadarıyla, bir tanrının ve bir entanni
rahibesinin rüyası olduğu düşünülmektedir. Yine de bu metin entanni- kadınının belli bir
rahibe zümresine ait olduğunu gerçeğini savunmaktadır279:

“Dream of (the god) [

who had the stone bro[ught

the Stormgod … [

he did not enter [

Dream of the pri[estess

[s]he sough[t

[”280

MUNUS
entanni’den bahseden bir diğer metin KUB XXX 31’dir. Burada bu terim
entašši- şeklinde ve Hurri tanrıçası Hepat’ın bir sıfatı olarak açıklanmıştır:

Tanrıça Hepat’ın entašši bir uzianza ile kuş kurban eder – Kralın aletinin
arkasından gitmezler. Ağzı Kral söyler ve sonra bir uzianza Kraliçe kurban sunar.
Kraliçenin arkasından giderler – [ ] yarı [ ] Kraliçe bir

279
Laroche, E. (1960). Études Hourrites. Revue d’Assyriologie et d’Archéologie Orientale (RA), LIV (1),
192.
280
De Roos, 2007, 132
Türkçe: Rüyası (tanrının) [

Taşı getirmiş ol[n

Fırtına tanrısı … [

Giriş yapmadı [

Rahi[benin rüyası

]O arad[ı

Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.


64

uzianza ile kuzuyu kurban eder ve aletle kraliçenin arkasından giderler. Kral ağzı
ile söyler.281

Bu büyük ve önemli şenlikte en önemli katılımcılardan kral ve kraliçenin (Hititler


arasında en yüksek rütbeli rahip ve rahibe olan kabul edilen kişiler) yanı sıra, “dHebat
entaššiya” olarak isimlendirilen Hepat tanrıçası da bulunmaktadır. Daha önce de anlatıldığı
üzere burada kadın çalışanların isimleri sıfatlar olarak verilmişlerdir ve bu sıfat belli
karakterin konumunu ve şenlikte dahil olduğu pozisyonu ve görevi temsil etmektedir282.
Bir tanrıya verilen sıfat ise o tanrının doğası ve rolü hakkında belirgin yönleri ayırdetmek
için kullanılmıştır. Bu anlamda, herhangi yerde Hepat tanrıçasının belirginin özellikleri
konusunda söz edilirse, bu özelliklerinin aynı zamanda MUNUS
entanni kadınına de ait
olduğu düşünülmektedir. Laroche’e göre entašši- kelimesi šarrašši- (royalty), ebri-šši-
(seigniory) and alla-šši- (regency) terimlerine benzerlik göstermektedir ve bu kelimelerin
hepsi –šši eki almışlardır283. Böylece eğer entašši- kelimesi Hurri tanrısının "kıdem"’i ve
"kraliyet"’i ile ilgili olarak kullanılıyorsa, bunu yüksek rütbeli olan MUNUS
entanni kadını
olarak kabul edebilir miyiz? Daha önceki metinlerde görüldüğü üzere ve ileride verilecek
olan metinlerde rastlanacağı üzere, MUNUS
entanni kadını düşük rütbeli bir kült görevlisine
karşılık gelmektedir. Acaba, tanrıça Hepat’ın sıfatını kullanması, bu kadının, Hurri
tanrıçasının kültünde görev yapan önemli bir görevli midir? Sorusunu akla getiriyor.

MUNUS
entanni kadını hakkında araştırılacak olan son metin, az bilinen bu kadın
görevli için değerli bilgiler öne sürmektedir. Bo 4952 numaralı metine Hurri kökenli ve üç
metnin birleşmesiyle oluşan metinde bir kişinin günahlarından temizlenmesi için yapılan
ritüeli anlatmaktadır. Bu ritüel metin, MUNUSentanni’yi ve büyücüyü (LÚAZU veya LÚHAL)
gücendiren bir kişiyi arındırmak için yapılmıştır 284 . Bu fragman halindeki ritüel, suç
işleyen sahibi (EN.SISKUR) için sunuların hazırlanması ile başlar:

“...and the diviner [...-s] him/her/it [...] places [...on] a wickerwork table and [the
...-s] which [...] to/for the bird [...] and one sweet cake of BA.BA.ZA (weighing) a
tarnaš [...] and deposits them on the wickerwork table. [...] brings forth [a bird?]

281
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
282
English Oxford Living Dictionaries, https://en.oxforddictionaries.com/definition/epithet, [November 26,
2016] “An adjective or phrase expressing a quality or attribute regarded as characteristic of the person or
thing mentioned.”
283
Laroche, 1960, 193
284
Hoffner, 2010, 216
65

and one [swe]et [cake] to/for the sacrificer.”285

Böylelikle entanni- rahibelerinin (MUNUSentanni) ritüeli yönetmiş olduğu


anlaşılmaktadır. Bu noktada, MUNUS
entanni, kurban sahibine işaret ederek, tanrı onun
hizmetinde olan personele karşı suç işlediğini bildirmektedir:

“[And] when the sacrificer reaches out for the bird [and the one sweet cake?], the
chief [en]tanni-woman seizes him by the hand and [say]s the following: ‘You are
[wrong?] if you have [made fu]n of an entanni-woman, [or if] you have made fun
of a diviner (by saying): “They are freeloaders! They are [accumula]tors?!”286

entanni- rahibesinin gerçekleştirdiği konuşmanın ilk bölümünde, kurban sahibinin


sucu tapınağa bağlı olan entanni kadınları ve büyücülerin yoksullukları ile alay etmekti.
Bunun devamında, MUNUS
entanni’nin kendi konuşmasını, iki kült çalışanının savunduğu
LÚ LÚ
anlaşılmaktadır. İlk olarak AZU veya HAL görevlisini arkasından MUNUS
entanni
kadınını savunmaya devam eder:

“ ‘The diviner does not make for himself (i.e., acquire by inheritance) the house
(i.e., estate) of his father. He inspects? the sacrificial loaves of the deity. ‹He is› a
TUKUL-man deprived of normal inheritance (literally, “poor”?). The entanni-
priestess does not make for herself (i.e., acquire) the house of her bride. She is
preoccupied with? the affairs of a deity. She is [unconcerned? for the] af[fairs?] of
humans (literally, of a human). ‹She is› a [dau]ghter-in-law [without succession
ri]ghts (literally, “poor”?).’”287

İki farklı sınıfından olan tapınak görevleri onların fakır oldukları ve bu yüzden
büyücünün onun babasından kalan miras evi ve diğeri yani entanni-kadının annesinden
miras kalan evi sahiplenemedikleri için alay edilmişlerdir288. Herhalde, her ikisi de miras
kalan evleri kendileri sahiplenemedikleri için alay edilmişlerdir ki Hititlerin arasında
erkekler mirasa sahip olurlardı ve kadınlar evlenirken mirastan faydalanırlardı. Bu anlamda
Hoffner metinde adı geçen görevlinin durumunu incelemek için tapınak kuralları ve kült
yönetmenliğinin araştırılması gerektiğini öne sürmektedir. Burada anlaşılan büyücü ve
entanni- rahibesinin sınıfına girmeye karar vermeleri onların “gönüllü yoksulluk”
285
a.g.e., 216
286
a.g.e., 216
287
a.g.e., 216
288
a.g.e., 218
66

statüsüne geçmeleri anlamına gelmektedir 289 . Böylelikle onların fakirlikleri, kişisel ve


gönüllü olarak ruhban sınıfına girmek istedikleri içindir. Hoffner bu çalışanlar için
aşağıdaki sonuçları sunmaktadır: “The two classes of cult personnel –diviner and entanni-
woman– were characterized as having no claim upon their family’s wealth and property
and as being dependent upon the perquisites of their cult offices. Although they appeared
to the imaginary critic as ‘freeloaders’ (azzagatalliš), they were in fact rightfully dependent
upon the temples for support, since the rules of entrance into that post appear to have
required the candidate to renounce family inheritance rights.”290

Böylelikle verilmiş olunan “fakirlik” durumu aslında ruhban sınıfına girmek ve


tanrı koruyucuları olmak için büyük bir fedakârlık olarak düşünülmekte ve kutsal konulara
saygısızlık tapınak çalışanları tarafından suç olarak kabul edilmektedir. MUNUS
entanni
kadını hayatı boyunca tanrı ile olan ilişkileri konusunda ciddi hassasiyet göstereceğini
kabul ettiği anlaşılmaktadır291.

5.3.2. NIN.DINGIR

Pecchioli Daddi’ye göre NIN.DINGIR “Signora del dio” 292 (tanrının bayanı),
CAD’ye göre “Lady (who is) a deity” 293 (“bayan (ki o) bir tanrıdır”)dir. Taggar-Cohen’in
bu NIN.DINGIR ile ilgili en son yorumuna göre, bu görevli “godly lady” 294 (“tanrısal
kadın”)dir. Kült fonksiyonlarını gerçekleştirdiği görülen bir çok metinde bu kadından
yüksek dereceli bir rahibe olarak bahsedilmektedir. Taggar-Cohen, NIN.DINGIR kadının
adı geçtiği bölümlerde sadece tek kişi olarak işaret edildiği için çok önemli bir kadın
görevli ve kişisel olarak benzersiz birisi olduğunu öne sürmektedir. Ayrıca kanıtlar bu
kadının bir kraliyet prensesi olduğuna işaret etmektedir295. NIN.DINGIR kadını çoğunlukla
bayramlar ile ilişki bölümlerde, kralın ve kraliçenin yanında adı geçmiştir296. Onun adının

289
a.g.e., 219
290
a.g.e., 223 Türkçe: Iki farklı sınıftan olan personel – büyücü ve entanni- kadını- kendi ailelerinden miras
kalan fakirlik ve zenginliklerden herhangi bir talepleri olmamak ve sadece kült ofisinin sunduğu ikramiyeye
bağlı oldukları özellikleri bilinmektedir. Ayrıca onlar “beleşciler” (azzagatalliš) olarak hayali eleştirmen
statüsünde görünmüşler ve aslında tamamen tapınağa bağlı olmaktalardı ki bu ise kuralların gereği ve ruhban
sınıfına girmek isteyen adayların aile mirasından faydalanmamak koşulunu kabul etmekten
kaynaklanmaktaydı.
291
a.g.e., 221
292
Pecchioli Daddi, 1982, 419
293
University of Chicago, 1956, 173
294
Taggar-Cohen, 2006, 388
295
a.g.e., 384
296
a.g.e., 385
67

geçtiği metinlerin çoğunlukla Eski Hitit Krallık dönemine ait olduğu 297 ve geleneksel
Hatti dini ile aralarında güçlü bir bağ bulunduğu anlaşılmaktadır298. Bu kadın görevi geniş
bir şekilde Ada Taggar-Cohen tarafından ve Hittite Priesthood unvanında yazdığı kitapta
araştırılmıştır, bu yüzden bu bölümde, bu görevli ile ilgili bazı metinler incelenecektir.

Birinci metin KBo XX 9299’dur. Bu metin tanrıça Inara ile ilgili olan Hitit bayram
töreni hakkındadır. Burada NIN.DINGIR yüksek tabakada ve büyük önem sahip olduğu
kolaylıkla anlaşılmaktadır. Aslında bu törene sadece önemli karakterlerin katıldığı
görülmektedir: kral, kraliçe ve NIN.DINGIR. NIN.DINGIR kadınının Hitit kralı ve
kraliçesisin yanında bulunmasından başka, onlar ile beraber aynı eylemleri yaptığı
anlaşılmaktadır:

“al re], alla [regina], alla <<Signora del dio>> [le coppe prendono

(lo strumento) a]rkam(m)i percuoto[no

so]pra ballano [ ”300

Türkçe:

krala, kraliçeye, tanrı bayanına onlar kadehleri tutarlar

Onların çaldıkları arkammi enstrümanı

En yukarda onlar dans ederler…301

Ritüelin bu kısmında NIN.DINGIR, kraliyet çiftinin yanında dans eder ve arkammi


enstrümanını çalar, ayrıca kadehler ile bazı eylemler yapar ve bunu muhtemelen libasyon
ayini ya da içki içmek için yapmış olabilir. Sonrasında kendi yerlerinde kalırlar ve ilk sağa
ve sonra sola dönerler. Devamında,

“<<della divinità Inara] l’annuncio >> lasciano (andare) [

verso if focol]are una volto corro[no…”302

297
a.g.e., 416
298
a.g.e., 386
299
Aynı zamanda CTH 649 olarak da tanımlanmıştır.
300
De Martino, 1989, 30
301
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
302
De Martino, 1989, 30
68

Türkçe:

Onlar Tanrıça Inara’nın haberini bırakırlar303[

şömineye doğru bir defa koşarlar...304

Son olarak ritüelin en son bölümünde yüksek rütbeli rahibe, kral ve kraliçenin
yanında şömineye doğru koşmadan önce Inara tanrısı ile ilgili olan ritüelin bir kısmına
katılır. Bu bölümün tercümesi hala tartışma konusudur. “Onlar Tanrıça Inara’nın haberini
bırakırlar” cümlesi kendi başına törenin ortasında ayrı bir cümle olarak görünmektedir.
Yine de böyle bir ilanın gerekli olduğu ve Hitit ritüellerinin mitolojik konularından
kaynakladığı düşünülmektedir. De Martino’ya göre “Onlar Tanrıça Inara’nın haberini
bırakırlar” cümlesi veya “dInaraš halukan tarna-” eski zamanlarda görülen Hititçede bir
formüldür. Bu formül, tekrarlanan ve dans performansında araya eklenmektedir 305 . De
Martino, bu formülün Tanrıça Inara’nın efsanesine işaret ettiğini; bu efsanenin de ortadan
kaybolan ve bir arı tarafından bulunan Tanrı Telepinu efsanesine benzediğini
belirtmektedir 306 . De Martino’ya göre, kayıp tanrıça ile ilgili olarak arının görevi
hakkındaki haberler metindeki seremonide hatırlanıyor. Muhtemelen “Inara tanrısının
onlar haberler bırakırlar” formülü bir çağrının veya duanın tanımıdır307. Bu tören sırasında
hatta bir kuş veya böceğin kaybolan kraliçenin peşinden sembolik olarak gönderilmesi
görülmektedir308.

KBo X 27 numaralı metinde NIN.DINGIR rahibenin yüksek rütbesi ve önemi


olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır. Bu metinde NIN.DINGIR rahibesi metnin tam ortasında
kralın yanında ve birçok diğer çalışanların katılımı ile görünmektedir. Onun ilk
görünümünde tanrının arkasından ve ileriye doğru yürüdüğü anlaşılmaktadır,

“…la <<Signora del dio>> nella casa del [vel]lo sale, di fronte al vello della
divnità Kantipuitti va…”309

303
De Martino’nın anlatıdığı üzere “haberler” (“notizia”) haluka- terimine uygun görülmüştür. De Martino,
1989, 30
304
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
305
De Martino, 1989, 31
306
a.g.e., 31
307
a.g.e., 31
308
a.g.e., 31
309
a.g.e., 32
69

Türkçe: NIN.DINGIR koyun derisinden olan eve girer, Kantipuitti tanrısının koyun
derisinin önünde gider…310

Bu ilk görünümde üst rütbeli rahibenin koyun derisi ile ilgili bazı şeyler yaptığı
KUŠ
görülmektedir. kuršaš olarak adlandırılan obje aslında Hatti kökenli ve kutsal bir
objeydi. Obje koyun derisi ve tüyünden yapılan bir av torbasıydı ve farklı önemli amaçlar
KUŠ
için kullanılırdı: çoğunlukla, tanrılar kuršaš şekline girer ve böylelikle Hitit kralı onları
koruyor bir şekilde ordu kamplarına götürebilirdi311. Başka bir yerde av torbası yeni yıl
ritüelinde tanrı Telepinu için sunulacak olan hediyeleri koymak için kullanılırdı312. Son
KUŠ
örnekte Telepinu efsanesi ile ilgilidir ve kuršaš torbası bir nevi refah anlamını taşır ve
torba "koyun yağı, hayvansal üretkenlik, şarap, sığır ve koyun, uzun ömür ve soy" dolu
KUŠ
olur 313 . Araştırılmış olan metinde, üst düzey rahibe Kantipuitti, tanrısının kuršaš
torbasının önünde gider ve bu ise kelime anlamında tanrının önünde gitmiş olduğu
anlamını taşır. Kantipuitti bir Hatti tanrısıydı ve Kappariyamu tanrısı gibi çoğunlukla av
torbası ile görünürdü 314 . Ayrıca bu satırlar törenin yapıldığı mekan hakkında da bilgi
sunmaktadır. Aslında, rahibe koyun derisinden olan eve veya daha doğrusu av torbası
tapınağına (ÉKUŠkuršaš) girer. Hattuša’daki bu tapınakta başka tanrıların (örneğin
Zithariya and Hatenzuwa) sembolleri tutulurdu, ayrıca av torbaları şeklinde tutulurdu315.

Bu metinin devamında, üst düzey rahibenin Tanrı Kantipuitti’nin önünde gidişi


lú.meš
esnasında, hapéeš (hapi adamlar) giderler, LUmeš uru
Anunuwa (Anunuwa şehrinden
munus.meš
olan adamlar) ve zintuhiyaš (zintuhi kadınları) şarkı söylerler, ve
munus.meš
arkammiyaleš (arkammi enstrümanın performansçıları) devamlı bir şekilde
arkammi ve çalpara enstrümanlarını çalarlar316. Sonra,

“quando la <<Signora del dio>> nella casa del vello giunge, allora nella casa
hilammar dentro . . . cantan[o], la <<Signora del dio>> dentro va, gli impiegati
del palazzo della <<Signora del dio>> (la) prendono e dentro ballano”317

310
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
311
Archi, 2015, 20
312
García, J. V. (2003). Anatolia y Grecia: puntos de contacto en el mito y en el pensamiento. Aula
Orientalis. Revista de Estudios de Próximo Oriente Antiguo, (21), 30
313
Archi, 2015, 20. The bag is full of “sheep fat, animal fecundity, wine, cattle and sheep, longevity. and
progeny”
314
a.g.e., 20
315
a.g.e.,19
316
De Martino, 1989, 33
317
a.g.e., 33
70

KUŠ
Türkçe: NIN.DINGIR kuršaš evine vardığında, sonra hilammar evin içinde....
şarkı söylerler, NIN.DINGIR içeriye girer, NIN.DINGIR’e ait olan sarayın
çalışanları onu kaldırıp içeriye alırlar ve dans ederler.318

Metnin son bölümünden, NIN.DINGIR rahibesinin bazı görevlilerin bulunduğu (

ŠA NIN.DINGIR DUMUmeš.É.GALtim) ve ona hizmet etkinlikleri anlaşılmaktadır. De


Martino’nun dikkate aldığı üzere, törenler boyunca kral ve kraliçeye adanmış olan
görevliler ve onlara hizmet ettiklerinin benzeri sırasıyla DUMU.É.GAL LUGAL ve
DUMU.É.GAL MUNUS.LUGAL rahibelerine de yapılırdı ve onların da kendi özel
hizmetkarları vardı319. Eğer bu teori doğru ise bu rahibelerinde Mezopotamya’daki ĒNU
rahibeleri gibi hem tapınakta hem de sosyal hayatta üst sınıf mensubu ve ayna zamanda da
hanedan üyesi olduğu düşüncesini desteklemektedir.

Devamında aynı metinde aşağıdaki parçalar elde edilmekte:

“[e] il re si allontana della <<Signora del dio>>;

[il] r]e nel tempio della dea Sole va;

ma [la <<Signo]ra del dio>> il carro

[] …. vicino degli/agli dèi …

[v]olge e …

[] … e nella casa halentu viene,

ma [s]e il re nel tempio della divinità …

[v]a, la <<Signora del dio>> nel tempio della dea Sole va;

[la <<Signora del dio>> balla allo stesso modo”320

Türkçe:

ve kral NIN.DINGIR’den uzaklaşır,

318
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
319
De Martino, 1989, 33
320
a.g.e., 55
71

Tanrı güneş tanrıçasının tapınağına gider,

Ama NIN.DINGIR araba...

....tanrıların/dan yakın...

Döner ve...

... halentu evine gider,

Ama eğer kral....tanrının tapınağında

Gider, NIN.DINGIR güneş tanrıçasının tapınağına gider,

NIN.DINGIR aynı şekilde dans eder321

İlk aşamada NIN.DINGIR araba ile ilgili bir şey yaptığı görülmektedir ve başka bir
eylem ise birden fazla tanrının yanında yapılmaktadır. Ne yazık ki metin çok hasar görmüş
ve hangi eylemlerin ve nasıl bir şekilde yapıldıkları anlaşılmamaktadır. Bu belirgin
olmayan eylemlerden sonra, rahibe halentu evine 322 gider ve sonrasında kraldan sonra
güneş tanrıçasının tapınağına gider. En son, daha önceki metinde de olduğu üzere kralın
yaptığı gibi rahibe de dans performansı sergiler.

Bu bilgilerin dışında yalnızca performansın nerede olduğu hakkında bir araştırma


yapılabilir. Daha doğrusu bu tören iki mekanın var olduğunu öne sürmektedir: halentu evi
ve güneş tanrıçasının tapınağı. “Güneş tanrıçası” hakkında verilen genel isimden
Arinna’nın Güneş tanrıçasından bahsedildiği tahmin düşünülebilir. Eğer bu tahmin doğru
ise güneş tanrıçası tapınağının konumu Hattuša’nın merkezinde ve Büyükkale’de
olmalıdır. Ondan sonra, KBo X 27 numaralı metinden bu törenin Hattuša’da yapılmış
olduğu anlaşılmıştır.

Sonuçta ve NIN.DINGIR rahibesi hakkında araştırılacak olan en son metin KBo


XX 79323 numaralı metindir. Diğer eylemlerin dışında bir önceki metinde de görüldüğü
üzere tapınak çalışanları üst rütbeli rahibeyi yukarıya kaldırırlar ve sonra dans edilir:
321
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
322
halentu: kraliyet evi veya sarayıdır. Puhvel, J. (1991). Hittite Etymological Dictionary. Volume 3: Words
Beginning with H. Berlin-New York: Mouton de Gruyter, 15.
halentu Hattian kökenli bir kelimedir ki kraliyet konaklamaları olan ve Hatti topraklarını boyunca dağılan
mekanları temsil eder ve bu mekanlarda kült amaçlı eylemler ve performanslar gerçekleşir. Lebrun, R.
(1996). Rituels de Muwalanni, à Manuzziya = CTH 703. Hethitica, XIII, 59.
323
Aynı zamanda CTH 738 olarak ta tanımlanmaktadır.
72

“ ] la <<Signora del dio>> si alza e balla, là si vol[ge

si v]olge e gli impiegati del palazzo la prendono e quelli . [

l’uomo h]api di fronte corre e una volta balla[no”324

Türkçe: …NIN.DINGIR ayağa kalkar ve dans eder, ve orada döner...

O döner ve saray görevlileri onu kaldırırlar ve onlar...

Hapi adamları onların önünde koşarlar ve aynı zamanda dans ederler…325

Bir kez daha bu kısa metinde NIN.DINGIR rahibesinin dans performansı


sergilediği görülmektedir. İlk başta ayağa kalktıktan sonra dans eder ve sonrasında tapınak
personeli tarafından kaldırıldıktan sonra döner ki KBo X 27 metinde de görüldüğü üzere
bu çalışanlar sıradan görevliler değildir NIN.DINGIR sarayında özel olan çalışanlardır (ŠA
NIN.DINGIR DUMUmeš.É.GALtim). Ayrıca bir önceki metinde olarak gibi hapi adamları
da bu törenle dahil olmaktadırlar. KBo XX 32 metni gibi başka bir kısa metin kral, kraliçe
ve NIN.DINGIR rahibesinin dahil olduğu bir törende yine hapi adamları dans ederken aynı
zamanda arkammi enstrümanı ve “INANNA tanrıçasının enstrümanı” (GIŠ dINANNA) da
çalınır.

“quando al re, alla regina e alla <<Signora del dio>> le coppe prendono gli
strumenti (di) INANNA suonano, (lo strumenti) arkammi percuotono, gli uomini
hapi ballano…”326

Türkçe: kral, kraliçe ve NIN.DINGIR kadehleri tutarken Inanna müzik aleti çalınır,
onlar arkammi enstrümanına vurarlar, hapi adamlar dans ederler…327

Aslında, Taggar-Cohen’nın vurguladığı gibi, NIN.DINGIR rahibesine eşlik eden


performansçıların içinde hapiya-adamları en önemli guruplardı. Önceki örneklerde de
görüldüğü gibi bu adamların en önemli görevleri dans etmekti, ister rahibe ile veya ister
tek başına olsun. Taggar-Cohen göre hapiya-adamları gurubu önemlidir. Çünkü onların

324
De Martino, 1989, 56
325
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
326
De Martino, 1989, 54
327
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
73

evinde, NIN.DINGIR bazı bayramlar süresince, bir toplantı düzenlerler328.

5.4. (MUNUS) KAxKAK hattant-

Hitit tapınaklarında nadir olarak rastlanan kadın görevlilerden biri sihirbaz rahibe
KAxKAK hattant- dır. Sadece dört metinde329, söz edildiği için az görülen bir görev olarak
anlaşılır. Bu görevi detaylı bir şekilde anlatacak kaynaklar bulununcaya, bu rahibenin
görevinin ne olduğu şüpheli olarak kalacaktır. Halbuki semantik çalışmalardan çıkan bazı
sonuçlar ve bilgiler ışığında bu kadının görevi hakkında bazı açıklamalar yapmak
mümkündür. Böylelikle kelimenin “hattan-” kısmı, fiil ve yapısal olarak delik açma, delici,
yapışkan, bıçaklama, çarpıcı330, gibi anlamları taşıyarak KAxKAK (burun) kelimesi ile bir
araya geldiği zaman, muhtemelen rahibenin adını “Perforated Nose, Nez Percé”331 (kast
ederek ve burun delici) veya “son nez fin, subtil, rusé ou fendu” (ince, nazik, kırılmış
burun)332 anlamlarını verir. René Lebrun bu ismin kökeni ve neden kullanıldığın rahibenin
ritüelleri gerçekleştirmek için kullandığı belli bir maskeden kaynaklandığını öne
sürmektedir333.
Bu kadın görevli hakkında bilgi veren bir kaç kaynaktan biri olan KUB XXIX 7
numaralı metinde KAxKAK hattant- rahibesini bulmak mümkündür. Bu metin Šamuha
şehrinde yapılan büyük bir arınma ritüeline işaret eder334. Kizzuvatna kökenli bir arınma
ritüelinin amacı, Šamuha’nın kara tanrıça, kral ve kraliçenin tanrının huzurunda işledikleri
suçtan arındırmaktı 335 . Bu metinde sihirbaz 336 rahibe “son nez fin, rusé/fendu” (ince,
kırılmış veya delik burun) anlamına ifade etmektedir ve arındıran görevini üstelenmiştir.
Bir tarafta, sihirbaz rahibe, tanrıyı, kral ve kraliçe tarafından söylenen kötü sözlerden
arındırır. Diğer tarafta ise, kral ve kraliçenin her ikisinde de tanrı önünde
söyleyebilecekleri her hangi bir kötü sözden arındırır:

328
Taggar-Cohen, 2006, 402
329
Pecchioli Daddi, 1982. 414
330
Puhvel, 1991. 248
331
a.g.e., 251
332
Lebrun, 1976, 133
333
a.g.e., 133
334
Hitit şehri Šamuha da tapınak Ištar of Šamuha tanrıçalarının ibadet edilmesi için kutsanmışlardı. Bu
mekanda, KAxKaK hattant- sihirbaz rahibe tarafından yapılan arındırma ritüellerinin yanı sıra, Ištar
tanrıçasının onurlandırılması, Šamuha savaşçısı bayramları (EZEN) ve sonbahar şenlikleri kutlanarak
yapılırdı. SISKUR, adaklar ve törenler anlamında, SISKUR pupuwalannaš, SISKUR GIŠTUKUL-an-za,
SISKUR dupšahi-, ve SISKUR.SISKUR bu mekanda gerçekleşirdi. Lebrun, 1976, 42.
335
Lebrun, 1976, 117
336
a.g.e., 133
74

“…elle pronounce les paroles suivantes: << [S]i, en presence de la divinité,


quelque roi (ou) quelque reine s’est exprimé avec né[gli]gence dès cet instant, ó
divinité, sois débarrassée et rituellement purifiée de cette parole, et que le roi (et)
la reine soient rituellement purifies et déba[rras]és (de cette parole) devant la
divinité>>.”337

Türkçe: … O bu sözleri okutturur: << bu andan itibaren eğer tanrının önünde her
hangi bir kral veya kraliçe kötü sözler söylediyse, tanrı bu sözlerden kurtulmuş ve
arındırılmış olsun, kral ve kraliçe ise tanrının önünde ritüel olarak arındırılmış ve
kurtulmuş olsunlar >>.338

KAxKAK hattant- rahibesi tanrıyı herhangi bir yerden gelebilecek kötülüklerden


ve bedduadan arındırır:

“…à l’aide d’une <<tarte>> et de laine, elle purifie la divinité à propos de toutes
les imprecations provenant de n’importe quell méchant et d’autre part de ceux qui
on été [cha]ssés dans un pays étranger pour une affaire de leur pére ou de leur
grand-pére…”339

Türkçe: lapa ve yün kullanarak, O sihirbaz rahibe tanrıyı her hangi bir yabancı
yerden babaları ve dedeleri tarafından sürdürülmüş ve kötülük saçanlardan,
musibet ve bedduadan arındırır…340

Bu arındırmaları gerçekleştirmek için, rahibe iki farklı teknikten yararlanır: bazı


sözleri okutturur (daha önce gösterildiği gibi) veya bazı yemekler ve nesneler kullanarak
ritüeli gerçekleştirir. Anlatıldığı üzere bu ritüellerin birinde lapa (BABAZA) ve yün
kullanır diğerinde ise kralın adına veya kraliçenin adına hazırlanmış olan bir çorbadan
yararlanır:

“En outre, (la prétresse denommée) << son nez fin, rusé/fendu>> présente de la
parte du [roi] une soupe de la manière déjà indiquée […] L’on saisit alors la soupe

337
a.g.e., 126
338
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
339
Lebrun, 1976, 127
340
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
75

qui (a été preparée) au nom du roi ainsi que la soup qui (a été preparée) au nom
des utensiles de la reine et on les mélange l’une à l’autre.”341

Türkçe: Ayrıca, “ince ve kırılmış burun” olarak tanımlanan rahibe kral tarafından
bir çorbayı anlatıldığı üzere sunar […] Devamında kral ve kraliçe adına
hazırlanmış olan çorbaları tutarlar ve bir birleri ile karıştırılır.342

Kara tanrıçanın rahibi de, LÚSANGA DINGIRLIM GE6, bu ritüelde yer almaktadır ve
çorbayı elinde taşıyarak rol almakta, šilalluhi rahibesi de KAxKAK hattant- rahibesine
yardımcı olur:

“Après quoi, une prétresse no[v]ice, à savoir une šilalluhi, s’en va presenter (une
ration) de soupe aux notables et une autre (ration) de soupe aux substitus…”343

Türkçe: daha sonra, bir acemi rahibe šilalluhi, çorbanın bir kısmını seçkinler
sunmak üzere gider ve diğer kısmını ise diğer yedeklere verir…344

Son olarak, KUB XXIX 7 numaralı metinden anlaşıldığı üzere bütün ritüel
eylemler ve sözler rahibe tarafından tapınağın kapısının önünde gerçekleştirilmektedir.
Ayrıca, bu kadının başka bir özelliği belirlenmektedir. Bu da rahibenin saf ve temiz
(parkui-) bir kadın olduğudur:

“Le douzième jour, (la prétresse denommée) << son nez ru[sé], fi[n]/fen[du]>>,
une femme pure, se pla[ce] devant la porte du temple…”345

Türkçe: On ikinci günde, “ince ve kırılmış burun” olarak tanınan rahibe, saf kadın,
tapınağın kapısı önünde durur…346

Aslında, bu ritüelin Šamuha kentinde KAxKAK hattant- rahibesi tarafından


gerçekleşmesi boyunca, rahibe “saf kadın” olarak anlatılır. Böylelikle bu kadının her hangi
bir performansı gerçekleşmeden önce bütün günahlardan ve hatalarından arınır347.

341
Lebrun, 1976, 126
342
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
343
Lebrun, 1976, 126
344
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
345
Lebrun, 1976, 127
346
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
347
Lebrun, 1976, 133
76

KAxKAK hattant-‘dan söz eden başka bir metin ise KUB XLVII 65 numaralı
metindir. Bu metinde rahibenin yapısı ve belli ritüellerde üstelendiği görevlerden çok az
bilgi sunmaktadır. Bu kısa ve tamamlanmamış yazıdan okunulabilecek kadarı ile,
KAxKAK hattant- çoğul şekilde belirtilmiş (MUNUSmešKAxKAK hattant-), bu ise
ritüelde birden fazla bu görevi üstelenen kadın olduğu anlamını göstermektedir. Onların
hemen yanında bir parça ekmek bulunduğundan bahsedilmektedir. Böylelikle bu
kadınların yiyecek sunmak üzere bir aktiviteyi gerçekleştirdiklerini düşünülmektedir. Daha

doğrusu, AZU, tanrı için yapılan şarabı sunduğu için, onun bir sunu aktivitesi
gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır:

3’ ] KAxKAK hattan kadınları ekmek parçasını [

4’ ve onları sihirbaz ve müzisyen uzağa [

5’ sihirbaz şarap Tanrısının huzurunda içki/kurban sunar [348

Bu ritüelde KAxKAK hattant- kadınının yanı sıra, bir şarkıcı (LÚNAR) ve bir
büyücü de görülmektedir. Rahibenin büyücü yanında görülmesi ilginçtir ve muhtemelen
bunların bir yerde bulunmaları rahibenin yaptığı görev hakkında bazı diğer ayrıntıları da
açıklayabilir. Aslında KUB XXIX 7 numaralı metinden anlaşıldığı de üzere, KAxKAK

hattant- kadını gibi AZU da arındırma işlevini yapmaktadır. Hepat tapınağında olduğu
gibi, (kaynak olarak CTH 702 metini) büyücü arındırma ve yenileme ritüelinde yer

almaktadır 349 . AZU Hurri-Hitit bir arındırma ritüelinin Hatušša’da gerçekleştirildiği

görülmektedir350. Ayrıca AZU kurban edilen hayvanların iç organların inceleyerek fal
bakan ve hayvan davranışlarını gözlemleyen bir kahin olarak tanımlanmaktaydı 351. Büyücü
ya da “haruspex” gibi KAxKAK hattant- rahibesi de bir arındırıcı olarak tanınmaktaydı?
KAxKAK hattant- da onun gibi bir büyücü müydü sorusunu elde olan kaynağa dayanarak
cevaplamak imkansız gibi görünmektedir.

348
Çeviri yazar tarafından yapılmıştır.
349
Dijkstra, M. (2015). Prophets, Men of God, Wise Women: Dreams and Prophecies in Hittite Stories.
Prophecy and Prophets in Stories: Papers Read at the Fifth Meeting of the Edinburgh Prophecy Network,
Utrecht, October 2013. Leiden/Boston: Brill, 15.
350
Bacharova, M. (2016). From Hittite to Homer: The Anatolian Background of Ancient Greek Epic.
Cambridge: Cambridge University Press, 86; Beckman, G. (2011). Blood in Hittite Ritual. Journal of
Cuneiform Studies, 63, 100.
351
DIJKSTRA, M. 2015. Pg. 13
77

İlginç bir şekilde ileride verilecek olan metinde KAxKAK hattant- rahibesinden
kahin ile ilgili bir metinde söz edilmiştir. Bu metin diğer iki KBo XVI 97 ve KBo XL 48352
metnin birleşiminden oluşmuştur. Ve ilgi çeken, tartışılan ve araştırılmış Ahhiyawa
metninin bir kısmını oluşturmaktadır. Bu metin M.Ö. on üçüncü yüzyıla aittir, bir kehanet
metnidir ve ayrıca Hititlerin bazı eski dillerden kullandıkları terimlerden dolayı yazının
tamamen anlaşılması kolay değildir. Bu kehanet metninde Hitit büyücüleri bazı fal
sorularını cevaplamak için çalışmışlardır. Bu sorulardan, ritüellerin yapılış yöntemi,
yolculuklar ve güzergâhlar, tanrıların kızgınlığı, kraliçenin sağlığı ülkenin düşmanları
diğer birçok sorular örnek verilebilir. Daha önce anlatıldığı gibi, büyücüler farklı
yöntemlerden yararlanırlardı ki bunlardan “extispicy” (kurban edilen hayvanların iç
organlarını muayene etme), kehanet (kuşlar gibi hayvanların davranışlarını gözlemlemek)
yöntemlerinden söz edilmiştir353.

Burada bu metinde daha öncede gösterildiği gibi ilgi çeken kadın görevi, KAxKAK
hattant- rahibesidir. Daha önce anlatılanların tam tersine, rahibe fal bakma performansı ile
ilgisiz olarak görünmekte yalnız kendiliğinden sorulan bir sorunun bir kısmı olarak
görünmektedir. Bu durumda, KAxKAK hattant- rahibesi görünüşe göre Ištar veya
Nineveh’nın Shaushga tanrılarını kızdırabilecek bazı yapılan yanlışlarda karışmış olduğu
bilinmektedir:

“Concerning whether Shaushga of Nineveh is angry about the matter of the


priestess with the (ritually) mutilated nose: nipašuri touches the edge; keldi and
“finger” [striped (?)] on the left and smeared on the left; tapeworm blister on [ …
Result: …]”354

Rahibenin kurban edilen hayvanların iç organlarını muayene etme yönteminde olan


rolü ile ilgili olması konusudur. Maalesef yazının son kısımlarının parçalanmasından
dolayı bu soruya cevap verilememektedir. Bu metin rahibenin görevi ve işlevleri
konusunda bilgi vermemektedir. Yalnız hala rahibe isminin kelime anlamından bazı
bilgiler edinilmektedir. Bu bölümün ilk kısmında rahibenin adı ritüellerde kullanılan bazı
maskelerden alınabilirmiş olduğu söylenmiştir. Bu görevlinin adı halen “the priestess with
the (ritually) mutilated nose” (sakatlanmış olan burnunun kastedildiği rahibesi)

352
Bu iki yazının birleşimi CTH 571.2 olarak tanımlanmaktadır.
353
Beckman, G., Bryce, T. & Cline, E. (2011). The Ahhiyawa Texts. Atlanta: Society of Biblical Literature,
183.
354
a.g.e., 227
78

çevrilmiştir. Böylece anlaşıldığı üzere kadının kendi yüzü olduğu ve maske kullanmadığını
burnunun şeklinin ise ritüel sırasındaki bir sakatlanma sonucu olduğunu belirtirler.

KAxKAK hattant- rahibesinden bahseden dördüncü ve son metin KUB X 63


numaralı metindir355. Ne yazık ki yazı çok hasar görmüş ve anlamlı bir çeviri yapılması
mümkün değildir, böylelikle bu metnin tam olarak hangi konu ile ilgili olduğu ve hangi
olayların ve nerede gerçekleştiği bilinmemektedir.

Vs. II

1’ [

2’ SÌRRU L[Ú

3’ ša-ra-a da-a-i [na-at-za

4’ hal-zi-iš-ša-an[-zi

5’ na-an-kán SAG.DU[-

6’ nam-ma-an-kán ša[-

7’ GAL.GEŠTIN-ia pí-e-[da-

8’ kat-ta hu-ua-ap[-

9’ nu LÚAZU hur-l[i-li ki-iš-ša-an me-ma-i]

10’ú-u-ši-ip ši-xx[

11’ hu-u-iš-ši-ta uee-[

12’ ki-il-ta-ap ašx[

13’ šap-la uaa-a-ša[-

14’ a-ru-ul-la ša-a[

15’ tu-um-nu-il-la[

16’ GIM-an-ma LÚNA[R

355
Bo 414 ve CTH 715 olarak da tanınmaktadır.
79

17’ nu PA-NI DINGIRLIM ku-[

18’ nu LÚHAL DINGIRLAM [ nu-za]

19’ QA-TI-ŠU a-ar[-ri

20’ nam-ma ÉGIR-an-d[a

21’ MUNUS.MEŠKAxKAK ha-at[-ta-an-te-eš

22’ nu LÚAZU zi-[in-za-pu

23’ ar-ha da-a-i[

24’ na-an-ši pa-a-i [

25’ nam-ma-aš-kán [

26’ nu-uš-ša-an x[

27’ še-ir NINDAda-x[-i

28’A-NA DINGIRLIM x[

29’ A-NA EN.SI[SKUR?

30’ na-aš-ta ku[

Metnin yirmi birinci satırında bu bölümde araştırdığımız kadın görevi çoğul şekilde
verilmiştir (MUNUS.MEŠKAxKAK hattant-). KUB XLVII 65 metninde de anlaşıldığı üzere,
bu rahibelerden oluşan bir gruba katılırlar. Aslında, bu yazıdan alınan az bilgiden bile bir
ritüel veya şenliğin yapılışı bilinmektedir. Ekmeğin (NINDA), sunucu/ kurban getiren/
efendi 356 (EN.SISKUR) , bir tanrı (DINGIRLIM/DINGIRLAM)), ve tapınak görevlilerinin
bulunması bir ritüelin yapılmakta olduğunu göstermektedir. Metinden anlaşıldığı üzere
EN.SISKUR’un yanı sıra: GAL.GEŠTIN (“Şarap büyüğü”, en yüksek askeri rütbe357), ve
ilginç bir şekilde tekrar LÚNAR (şarkıcı) ve LÚAZU veya LÚHAL (büyücü) gibi katılımcılar
görülmektedir. KUB X 63 numaralı metinde bu bilgiler dışında başka her hangi bir bilgi
bulunmamaktadır.

356
The University of Texas at Austin. Linguistics Research Center. Hittite Online. Hittite: Master Glossary
https://lrc.la.utexas.edu/eieol_master_gloss/hitol/11, December 3, 2016
357
Collins, 2007, 107
80
81

6. SONUÇ

Hititlere göre üzerinde yaşadıkları topraklar tamamen tanrı ve tanrıçalara aitti ve


bulunduğu konum fark etmeksizin bütün insanlar onların hizmetçileri olarak görev
yapmaktaydı. Hititler dünyasında insanlar ve tanrılar arasında karşılıklı olmak üzere bir
çıkar ilişkisi söz konusuydu. İnsanlar iyi mahsuller elde etmek, sağlıklı olmak, krallar,
savaşta başarılı olmak ve güçlü bir krallık sağlayabilmek için tanrı ve tanrıçaları memnun
etmek zorundaydılar. Tanrıların lütfuna mazhar olmak ve onlara duydukları saygıyı
göstermek için Hititler, hayatlarının büyük bir bölümünü dini görevlerini yerine getirmek
için harcarlardı. Kültler ve diğer dini kutlamalarda rahip ve rahibelerin yanı sıra birçok
görevli yer almaktaydı.

Hitit tapınaklarındaki görevlilerin ana görevi, günlük olarak tapınağın sahibi ve


orada yaşayan tanrı ve tanrıçaların fiziksel ve kültsel ihtiyaçlarını karşılayarak onların
memnuniyetini sağlamaktır. Öncelikle tanrılar için ev görevi yapan tapınaklar, insanların
tanrılarına ibadet edecekleri ve onları koruyacakları yere dönüşmüştür. Birçok farklı görevi
yerine getiren çalışanların içerisinde yer aldığı büyüklü küçüklü birçok tapınak ülke
geneline yayılmıştır. Bu tapınaklarda ve dini hayatla ilgili görevlerde, Hitit kadınları çok
önemli etki yarattılar ve aktif olarak çeşitli görevlerde yer aldılar.

Hititler ataerkil bir toplum olmasına rağmen diğer eski toplumlardaki kadınların
aksine daha olumlu, yararlı ve erkeklerle eşit haklara sahip bir konum içerisindedirler. Hitit
kaynaklarına göre kadınların tapınaklarda birçok farklı pozisyonda görev aldıkları
anlaşılmaktadır. Bu kadınların kim oldukları, hangi görevleri yerine getirdikleri, hangi
kurallara uymak zorunda oldukları ve bunun gibi birçok sorunun daha iyi cevaplanması
için bu görevlilerden beşi olan MUNUS
KAR.KID, munusazzinna, MUNUSentanni, NIN.DINGIR
ve MUNUSKAxKAK hattant- incelenmiştir.

MUNUS.MEŠ
KAR.KID ile ilgili tabletler analiz edildikten sonra anlaşılmıştır ki Hitit
dünyasında kullanılan bu ifadenin iki farklı anlam barındırmaktadır. Bunlardan birincisi
Hitit hukuk metinlerinde geçen ve “fahişe” anlamına gelen ifadedir. İkincisi ise, tapınak
görevlileri arasında yer alan ve “hierodule – kutsal fahişe” olarak anlamlandırılan
MUNUS.MEŠ
kelimedir. Aslında, KAR.KID’in farklı dini törenlerde gerçekleştirilen kültsel
aktivitelerde adanmış bir şekilde görev aldığı görülmektedir. Bununla birlikte
MUNUS.MEŠ
KAR.KID’in tapınaklar için çok önemli bir çalışan olduğu anlaşılmaktadır. Şöyle
82

ki, onun, bazı metinlerde Hitit rahibeleriyle aynı görevleri yerine getirdiği görülmektedir.
MUNUS.MEŠ
İncelenen belgelerde KAR.KID’in “cinsel görevi”ne dair somut deliller
bulunmaması onun “kutsal fahişe” olarak adlandırılmasının yorumdan öteye gitmeyeceğini
ortaya koymaktadır. Mezopotamya’da KAR.KID ile Ištar arasında bir ilişki olduğuna
inanılsa da Hititlerde bu yönde bir ilişkiden bahsetmek için yeterli delil bulunmamaktadır.
MUNUS.MEŠ
Aslında, KAR.KID’in hiçbir tanrıyla özel bağlantıya sahip olmadığı
görülmektedir.

munus
azzinna’nın bahsedildiği üç metnin incelenmesi neticesinde, bu kadınların,
özellikleri ve Hitit tapınaklarındaki görevleri hakkında oldukça az bilgiye rastlanmaktadır.
Elde edilen veriler sonucunda bu kadınların, tanrıça Ištar ve diğer önemli bir tanrı olan
Fırtına tanrısı ile kültsel bağlantıya sahip olduğu anlaşılmaktadır. munusazzinna denildiğinde
bazen tek bir kadın ifade edilirken bazen de bir grup kadından bahsedilmektedir. Bu
kadınların rüyalarda görünmesine dair belgelerin sayısı herhangi bir sonuç çıkarmak için
az olsa da eldeki bu metinlerden; bu kadınların tanrının temsilcisi olarak tanrı adına
rüyasına girdiği kimseden bazı isteklerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Son olarak,
munus
azzinna kelimesinin “Azzili kadın “olarak anlamlandırılması Hititlerle çoğu zaman
düşmanca ilişki içerisinde bulunan bu topraklardan gelen kadınların Hitit tapınaklarında
nasıl görev aldıkları sorusunu akla getirmektedir. Bu konu hakkında iki ihtimal olabileceği
düşünülmektedir. Bunlardan birincisi, bu kadınlar Azzi ile yapılan mücadele sonucunda
NAM.RA olarak Hitit topraklarına getirilip tapınaklarda görevlendirilmiş olabilirler. Diğer
bir olasılık ise önemli bir dini merkez olan Šamuha’nın bir dönem Azzi toprakları ile sınır
olması neticesinde oluşan dini temas ile bu kadınların tapınaklarda görevli olarak
yerleştirilmiş olabileceğidir. munus
azzinna ile ilgili daha çok veri elde edilene kadar bu iki
düşünce tahminden öteye geçemeyecektir.

MUNUS
entanni’den bahseden bazı Hitit belgelerinin analizi sonucunda bu kadınların
Hurri ve Kizzuvatna kökenli belgelerde görülen Hurri rahibeleri olduğu anlaşılmaktadır.
Mezopotamya’daki UGBABTU gibi MUNUS
entanni de tapınak hiyerarşisinde alt sınıflarda
bulunduğu gibi sosyal yapı içerisinde de alt tabaka da yer almaktadır. Ruhban sınıfına
giren MUNUS
entanni aile mirasını reddederek “gönüllü yoksulluk” denilen durumu kabul
ederek tapınağın desteğine bağımlı hale gelmektedir. MUNUSentanni’nin hayattaki tek amacı
tanrıya hizmet etmek ve ona karşı yapılacak görevleri yerine getirmektir. Bu kadından
bahseden bir metinde onun tanrı adına konuşarak tanrının iyiliği için endişelendiği
83

görülmektedir. Bu bilgilerin dışında, bu kadınların özellikleri ve sorumlulukları hakkında


daha fazla bilgiye rastlanmamaktadır.

NIN.DINGIR hakkındaki bazı Hitit metinlerinin analiz edilmesi neticesinde onun


birkaç özelliği ile ilgili bilgiler elde edilmektedir. NIN.DINGIR, belirli bir tanrıyla özel bir
ilişkisi bulunmamasına rağmen pek çok tanrıya hizmet eden, benzersiz, bir üst sınıf
rahibedir. NIN.DINGIR, Mezopotamya’daki ĒNTU gibi tapınak hiyerarşisinde üst
sınıflarda bulunduğu gibi sosyal yapı içerisinde de üst tabaka da yer almaktadır. Bu
rahibelerin tapınaktaki kademeleri o kadar yüksektir ki sırf ihtiyaçlarından sorumlu olan
görevliler bulunmaktadır. Her ne kadar kaynaklarda net bir bilgiye rastlanmasa da bu
rahibelerin Hitit soylu sınıfına mensup olup hatta Hitit prensesi bile olabileceği
düşünülmektedir. Birçok metinde kral ve kraliçe yanında yer alan bu rahibeler onlarla aynı
faaliyetlerde yer almaktadırlar. Kaynaklarda bu konu hakkında mevcut bilgi olmaması
nedeniyle, NIN.DINGIR’in kısırlık ve iffet yönünden Mezopotamya’daki mevkidaşı ile
herhangi bir benzerlik veya farklılığa sahip olup olmadığı anlaşılamamaktadır.

Son olarak, MUNUSKAxKAK hattant- hakkında bilgi bulunan tabletlerin incelenmesi


sonucunda onun özellikleri ve tapınaktaki rolü hakkında az da olsa bilgi sahibi
olunabilmektedir. Sihirbaz rahibe olarak görev alan MUNUS
KAxKAK hattant-‘ın bu ilginç
ismi ile ya onun dini ritüel sırasında kullandığı maske ya da sakatlanmış olan burnunun
kastedildiği düşünülmektedir. O saf bir kadın olarak kabul edilmektedir ve kutsal Šamuha
kentinde yapılan arındırma töreni sırasında bazı söz ve hareketlerin arındırılması görevini
yerine getirmektedir. Elde edilmiş dört tabletten ikisinde MUNUSKAxKAK hattant- şeklinde
görülmekte ve bir bireyden çok bir grup kastedilmektedir. Aynı zamanda bu metinlerde
ritüellere erkek şarkıcı ve büyücülerin da eşlik etmesi MUNUS
KAxKAK hattant-‘ın bunlarla
olan ilişkisi ve bu faaliyetlerde yer alıp almadığı sorusunu akla getirmektedir. Fakat bu
konu hakkında net bir cevap bulunamamaktadır. Bu kadın görevlinin hakkında daha fazla
bilgi edinmek hiç şüphesiz ondan bahseden yeni tabletlerin ortaya çıkması sonucu
mümkün olabilecektir.

Araştırma için seçilen kadın görevliler hakkındaki tabletlerin incelenmesi ile elde
edilen bilgilerin kısa bir özeti aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
84

Çizelge 1. Hitit tapınaklarında beş kadın görevliler

Görevli
Kadın Bulunduğu Başka bulunan
Metin Rol/görev/işlev ilgilendiren Açıklamalar
Görevli yer görevliler
Tanrı

KAR.KID

KUB
Savaşlarda Ištar -MUNUS.MEŠ ešinzi
XXIV Belirlenmemiş. Tanrıça Ištar
tanrıçasının peşinden gider. (eši-kadınları)
7

-lú.meš UR.BAR.RA
KAR.KID kadınların ve
(kurt-adamlar)
onun başı
-lúSANGA dTetewatti
(GALmunus.mešKAR.KID Fahişelerin görevinin,
(Titiwatti rahibi)
KBo ) bir ritüele katılır. Titiwatti rahibesinin
-munusSANGA
XXIII Titiwatti rahibesi ile Belirlenmemiş. Titiwatti Tanrısı görevi ile aynı
dTetewatti (Titiwatti
97 beraber dans eder ve bir olduğu
rahibesi)
türlü yakalama- anlaşılmaktadır
-MUNUS suppišaraš
uzaklaştırıcı ürkütme
dTetewatti (Titiwatti
oyunu sergiliyorlar.
tanrısının bakiresi)

-LÚ ALAM.KAxUD
(“kült görevlisi”)
-LÚkitaš (dua eden
rahip)
-LUGAL (kral)
-LÚSÌLA.ŠU.DU8.A
(saki)
-LÚ.MEŠSANGA
Ritüele katılıyorlar. Kralın (rahip)
önünde KAR.KID -LÚSANGA
Bo
kadınları Parga tanrısı için Belirlenmemiş. Parga Tanrısı DZulumma (Zulumma
181
yapılan kurban ayinlerinde tanrının rahibi)
rol oynamaktalar. -SALSANGA ŠA
DMAH[ (MAH
tanrıçasının rahibesi)
-MUNUS.MEŠhazgara
(hazgara kadınları)
-LÚDAM.GAR
(tüccar)

-MUNUSMEŠ
SANGA (rahibeler)
-UGULA LÚMEŠ
Şehir dışında
Belirlenmemmiş. iki ALAM.ZU9 (alamzu-
KBo bulunan büyük
KAR.KID kadınları ikişer adamları başı)
XXV ihtimalle bir su Belirlenmemmiş.
defa bazı aktiviteler yaptığı -LUGAL (kral)
14 kaynağının
düşünülmektedir. -LÚMEŠ UR.BAR.RA
çıktığı yerde
(kurt-adamlar)
-bazı yüksek mevkili
yöneticiler

GALmunus.mešKAR.KID
(KAR.KID kadınlarının
başı) önemli bir ritüele Titiwatti tanrısının
-LUGAL (kral)
katılır. KAR.KID Eğer KI.LAM rahibesi ile aynı
-LÚMEŠ ALAM.ZU9
kadınlarının başı festivalinin bir görevi yapar.
(alamzu-adamlar)
KAR.KID-kadınların parçası ise, KAR.KID kadınların
-MUNUS
KUB Titiwatti tanrısının büyük ve doğurganlık ve
Titiwatti tanrısı AMA.DINGIR
II 3 AMA.DINGIR rahibesi ile olasılıkla cinsellik konuları
dTetewatti (Titiwatti
iki çıplak hokkabazın Hattuša'da arasında olan
tanrısının rahibesi)
bulunduğu marnuwan meydana bağlantının
-LÚSANGA
fıçısının etrafında dönerler. gelmektedir. gözlenmesi
(SANGA-rahip)
Sonra KAR.KID kadınların mümkündür.
başı ahşap hançer
tutmaktadır.
85

-MUNUS.MEŠ
Hatti kökenli bir ritüele BURRUTIM
katılıyorlar. KAR.KID -MUNUS.MEŠ katruš
kadınları savaş arabanın (katra-kadınları)
önünde hareket etmenin
KUB Hattuša ve -MUNUS.MEŠ
yanı sıra, ellerinde yanan (?)(belirlenmemiş Erkek dansçının ile
X 91 Tawiniya'daki DINGIRLUM
meşaleler taşıyarak, kadın görevlileri) aynı görevi üstelenir.
II bir ormanda.
tanrının ormana doğru -LÚ HAL (rahip)
götürülmesinde önemli rol -LÚ HUB.BÍ (erkek
oynadıklarını dansçı)
düşünmekteyiz

Metinde açık bir


şekilde cinsel
ilişkiden söz
edilmediğinine
rağmen, Hoffner'e
Oniki KAR.KID-kadını göre KAR.KID
prensin önünde oturup ve kadınların cinsel
Belirlenmemiş
CTH onunla beraber yiyip ve -DUMU.LUGAL ilişki dışında başka
mekanla bir Belirlenmemiş.
633 içerler. Sonra KAR.KID- (prens) bir görev
arzana evinde.
kadınları tekrardan tören üstelenmeyeceklerini
alanına giriş yaparlar. savunuyor. Eğer bu
doğru ise, KAR.KID
kadınlarının cinsel
ilişkide bulunmaları,
tek olarak bu metinde
görülür.

azzinna

Kralın
rüyalarında
Bu kadınlar tanrının görülmüştür.
memnuniyeti için Ištar LÍL -Hešmiya azzinna’nin “bir
CTH Konumsuz
kraldan, tanrıya (Kırların -LUGAL (kral) gurup kadın
583 (rüya).
adaklar sunmasını arz Ištar’ı). -Hepapiya görevli”
ederler. kategorisine ait
olduğu
anlaşılmaktadır.

Kraliçenin
rüyalarında
azzinna kadınının görülmüştür. Bu
kraliçeden belgeden
KUB Šamuha’nın
Šamuha’nın Ištar’ı için Konumsuz -MUNUS.LUGAL munusazzinna
XLVIII tanrıça
bazı belli başlı adaklar (rüya). (kraliçe) kadınının Ištar
126 Ištar’ı
sunması isteğinde tanrıçası için
bulunur yapılan kültlerde
görevlendiği
anlaşılmaktadır.

azzinna kadınının
bu ritüelde
önemli görevleri
olduğu
azzinna kadının bir görülmektedir.
ritüelde görev aldığı Çünkü “Fırtına
anlaşılmaktadır. -LÚ dIŠKUR tanrısının bir
KBo azzinna kadınının bir dIŠKUR (“Fırtına tanrısının görevlisi” ile bu
XXV şeyin (?) önünde Belirlenmemiş. (Fırtına adamı” ) ritüele
109 “yüksek sesle tanrısı) -DUMU.É.GAL katılmaktadır.
söylendiği (belki (“sarayın oğlu” ) azzinna kadınının
yüksek sesle dua eder) evinde de bir
belirtilmektedir. eylemin
yapılması bu
kadının ritüeldeki
önemi
göstermektedir
86

entanni

KUB
Görüldüğü üzere,
XV 5 +
MUNUSentanni,
KUB
Ehli-Kušuh’a kral ile -Kral
XLVIII
ilişkili olan ve altın Belirlenmemiş. Belirlenmemiş. -Ehli-Kušuh
122 +
konusu içeren bir -Hepapiya
KBo
meseleye işaret
XLIII
etmektedir.
66

Bir tanrının ve bir


entanni
rahibesinin rüyasi
olduğu
düşünülmektedir.
KBo
Belirlenmemiş. Belirlenmemiş. Fırtına Tanrısı Bu metin entanni-
VIII 62
kadınının belli bir
rahibe zümresine
ait olduğunu
gerçeğini
savunmaktadır

Acaba, tanrıça
Hepat’ın sıfatını
kullanması, bu
Bu terim entašši-
kadının, Hurri
KUB şeklinde ve Hurri
tanrıçasının
XXX tanrıçası Hepat’ın bir Belirlenmemiş. Tanrıça Hepat
kültünde görev
31 sıfatı olarak
yapan önemli bir
açıklanmıştır
görevli midir?
Sorusunu akla
getiriyor.

Büyücü ve
entanni-
rahibesinin
Bir kişinin
sınıfına girmeye
günahlarından
karar vermeleri
temizlenmesi için
onların “gönüllü
yapılan ritüeline
yoksulluk”
katılır. entanni- -LÚAZU ya da
statüsüne
Bo rahibelerinin ritüeli LÚHAL (büyücü)
Belirlenmemiş. Belirlenmemiş. geçmeleri
4952 yönetmiş olduğu -EN.SISKUR
anlamına
anlaşılmaktadır. (kurban sahibi)
gelmektedir .
Entanni rahibesi, iki
Böylelikle onların
farklı sınıfından olan
fakirlikleri, kişisel
tapınak görevlerinin
ve gönüllü olarak
"fakirlik" savunuyor.
ruhban sınıfına
girmek istedikleri
içindir.
87

NIN.DINGIR

NIN.DINGIR,
kraliyet çiftinin
yanında dans eder
ve arkammi
NIN.DINGIR
enstrümanını çalar,
kadınının Hitit
Sonrasında kendi
kralı ve
yerlerinde kalırlar
kraliçesisin
KBo ve ilk sağa ve
-LUGAL (kral) yanında
XX sonra sola Belirlenmemiş. Inara
-SAL.LUGAL (kraliçe) bulunmasından
9 dönerler. Sonra,
başka, onlar ile
kral ve kraliçenin
beraber aynı
yanında şömineye
eylemleri yaptığı
doğru koşmadan
anlaşılmaktadır
önce Inara tanrısı
ile ilgili olan
ritüelin bir kısmına
katılır.

Ilk görünümde üst


rütbeli rahibenin
koyun derisi ile
ilgili bazı şeyler
yaptığı
görülmektedir. -LUGAL (kral) Görüldüğü üzere,
Sonra, -lú.mešhapéeš (hapi kral ve kraliçeye
NIN.DINGIR adamalr) adanmış olan
araba ile ilgili bir -LUmeš uruAnunuwa görevliler ve
şey yaptığı (Anunuwa şehrinin onlara hizmet
görülmektedir ve adamları) ettiklerinin
başka bir eylem ise -munus.mešzintuhiyaš benzeri sırasıyla
Büyük Kantipuitti
KBo birden fazla (zintuhi kadını) DUMU.É.GAL
olasılıkla dUTU (güneş
X 27 tanrının yanında -munus.meš LUGAL ve
Hattuša. tanrıçası)
yapılmaktadır. arkammiyaleš (arkammi DUMU.É.GAL
Sonra, rahibe instrumanın MUNUS.LUGAL
halentu evine gider performansçıları) rahibelerine de
ve sonrasında -ŠA NIN.DINGIR yapılırdı ve
kraldan sonra DUMUmeš.É.GALtim onların da kendi
güneş tanrıçasının (NIN.DINGIR'e ait özel hizmetkarları
tapınağına gider. görevliler) vardı.
En son, kralın
yaptığı gibi rahibe
de dans
performansı
sergiler.

-DUMUmeš.É.GAL
KBo NIN.DINGIR
(sarayın çalışanları)
XX kalkar ve dans Belirlenmemiş. Belirlenmemiş.
-lúhapiyaš (hapi
79 eder.
adamlar)

Kral ve kraliçenin
-LUGAL (kral)
KBo yanında ritüelde
-SAL.LUGAL (kraliçe)
XX kadehler tutar, Belirlenmemiş. Belirlenmemiş.
-lúhapiyaš (hapi
32 enstrüman çalar ve
adamlar)
dans eder.
88

KAxKAK
hattant-

Büyük bir arınma -Kral


ritüeline katılır. -Kraliçe
Sihirbaz rahibe -Šilalluhi Bu metinde sihirbaz
arındıran görevini (acemi rahibe “son nez fin,
üstelenmiştir. Bazı rahibe) rusé/fendu” (ince,
KUB
sözleri okutturur Šamuha kırılmış veya delik
XXIX Šamuha’nın kara tanrıça -LÚSANGA
(daha önce şehrinde DINGIRLIM burun) anlamına ifade
7
gösterildiği gibi) GE6 (kara etmektedir. Rahibe
veya bazı yemekler tanrıçasının “saf kadın” olarak
ve nesneler rahibesi) anlatılır.
kullanarak ritüeli
gerçekleştirir.

Bu kadınların
yiyecek sunmak
üzere bir aktiviteyi
l-úAZU
gerçekleştirdiklerini Çoğul şekilde
KUB (büyücü)
düşünülmektedir. belirtilmiş
XLVII Belirlenmemiş. Belirsiz tanrı. -lúNAR
Daha doğrusu, (MUNUSmešKAxKAK
65 (erkek
onun bir sunu hattant-),
şarkıcı)
aktivitesi
gerçekleştirdiği
anlaşılmaktadır:

Bir kehanet metninde


KAxKAK hattant-
rahibesi görünüşe göre
Ištar veya
Nineveh’nın Shaushga
tanrılarını
kızdırabilecek bazı
yapılan yanlışlarda
CTH Nineveh Shaushga'nın
Belirlenmemiş. Belirlenmemiş. karışmış olduğu
571.2 Ištar'ı
bilinmektedir. Bu
görevlinin adı halen
“the priestess with the
(ritually) mutilated
nose” ritüel
sırasındaki bir
sakatlanma sonucu
olduğunu belirtirler.

-GAL.
GEŠTIN
(“Şarap
Tekrar LÚNAR
büyüğü”)
Alınan az bilgiden (şarkıcı) ve LÚAZU
-LÚAZU/
bile bir ritüel veya veya LÚHAL
LÚHAL
CTH şenliğin yapılışına Belirsiz tanrı: (büyücü) gibi
Belirlenmemiş. (büyücü)
715 u rahibelerden DINGIRLIM/DINGIRLAM katılımcılar
-LÚNAR
oluşan bir gruba görülmektedir
(şarkıcı)
katılırlar. Aralarında olan ilişki
-EN.
nedir?
SISKUR
(kurban
sahibi)
89

KAYNAKLAR

Akurgal, E. (1997). Anadolu Kültür Tarihi. Ankara: TÜBITAK.


Akurgal, E. (2001). The Hattian and Hittite Civilizations. Ankara: Republic of Turkey,
Ministry of Culture.

Alp, S. (1999). Hititlerde Şarkı, Müzik ve Dans: Hitit Çağında Anadolu'da Üzüm ve Şarap.
Ankara: Kavaklıdere Kültür Yayınları.

Alp, S. (2011). Hitit Çağinda Anadolu. Ankara: TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları.

Alparslan, M. (2009). Hititolojiye Giriş. Istanbul: Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü.

Archi, A. (2015). Hittite Religious Landscapes. Sacred Landscapes of Hittites and


Luwians. Proceedings of the International Conference in Honour of Franca
Pecchioli Daddi Florence, February 6th-8th 2014, 11-25.

Bachofen J.J. (1988). Il Matriarcato. Ricerca sulla ginecocrazia del mondo antico nei suoi
aspetti religiosi e giuuridici. Tomo primo. Torino: Giulio Einaudi Editore.

Bachvarova, M. (2016). From Hittite to Homer: The Anatolian Background of Ancient


Greek Epic. Cambridge: Cambridge University Press.

Barjamovic, G. (2011). A Historical Geography of Anatolia in the Old Assyrian Colony


Period. Denmark: Museum Tusculanum Press.

Beckman, G. (2011). Blood in Hittite Ritual. Journal of Cuneiform Studies, 63, 95-102.

Beckman, G., Bryce, T. & Cline, E. (2011). The Ahhiyawa Texts. Atlanta: Society of
Biblical Literature.

Bryce, T. (2005). The Kingdom of the Hittites. Oxford: Oxford University Press.

Burney, C. (2004). Historical Dictionary of the Hittites. Laham, Maryland-Toronto-


Oxford: The Scarecrow Press, Inc.

Cengı̇ z, T. (2014). Hitit Çağı’nda Anadolu’da Anaerkil İzler, Doktora Tezi, Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih (Eskiçağ Tarihi) Anabilim Dalı,
Ankara.

Collins, B. J. (2007). The Hittites and their World. Atlanta: Society of Biblical Literature.

Darga, A. M. (2001). Anadolu’da Kadın. On Bin Yıldır Eş, Anne, Tüccar, Kraliçe.
İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

De Martino, S. (2006). Hititler. Ankara: Dost Kitabevi Yayınları.

De Martino, S. (1989). La Danza nella Cultura Ittita. Firenze: ELITE.


90

Demirel, S. (2014). Hitit İdari Sistemi İçerisinde Tapınakların Konumu. Dumlupınar


Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan, (40), 1-8.

De Roos, J. (2007). Hittite Votive Texts. Leiden: Nederlands Instituut Voor Het Nabije
Oosten.

Dıjkstra, M. (2015). Prophets, Men of God, Wise Women: Dreams and Prophecies in
Hittite Stories. Prophecy and Prophets in Stories: Papers Read at the Fifth Meeting
of the Edinburgh Prophecy Network, Utrecht, October 2013. Leiden/Boston: Brill,
9-25.

Duby, G., Perrot, M. (2009). Storia delle donne in Occidente: L´Antichità. Bari: Editori
Laterza.

Fleming, D. (2000). Time at Emar: The Cultic Calendar and the Rituals from the Diviner's
Archive. Winona Lake, Indiana: Eisenbrauns.

Friedrich, J. (1961). Hethitisches Wörterbuch Ergänzungsheft. Heidelberg: Carl Winter.

Friedrich, J. & Kammenhuber, A. (1975). Hethitisches Wörterbuch (2nd ed.). Heidelberg:


Carl Winter.

García, J.V. (2003). Anatolia y Grecia: puntos de contacto en el mito y en el pensamiento.


Aula Orientalis. Revista de Estudios de Próximo Oriente Antiguo, (21), 19-34.

Gurney, O. R. (1990). Hititler. Ankara: Dost Kitabevi Yayınları.

Güterbock, H. (1983). A Hurro-Hittite Hymn to Isthar. Journal of the American Oriental


Society (JAOS) (103), 155-164

Hazenbos, J. (2003). The Organization of the Anatolian Local Cults During the Thirteenth
Century B.C.: An Appraisal of the Hittite Cult Inventories. Cuneiform Monographs
Vol. 21. Netherlands: Brill.

Hoffner, H. A. (1974). The Arzana House. Anatolian studies presented to Hans Gustav
Güterbock on the occasion of his 65th birthday, 113-121.

Hoffner, H. A. (2010). The Institutional ‘Poverty’ of Hurrian Diviners and entanni-


Women. Pax Hethitica: Studies on the Hittites and Their Neighbours in Honour of
Itamar Singer, 214 – 225.

Kammenhuber, A. (1968). Die Arier im Vorderen Orient. Heidelberg: Carl Winter


Universitätsverlag.

Karasu, C. (2006). Çivi yazılı belgelere göre eski Anadolu kadını hakkında bazı gözlemler.
ÇÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15 (3), 45-66.

Kılıç, Y. & Duymuş, H. (2007). Hititlerde Kadın ve Siyaset/ Woman And Policy in The
Hittites. Tarih Araştırmaları Dergisi, 26 (42), 85-99.
91

Klock-Fontanille, Isabelle. (2005). Hititler. Ankara: Dost Kitabevi Yayınları.

Koç, İ. (Editör). (2003). Hititler. Ankara: ODTÜ Yayıncılık.

Landsberger, V. B. (1915/1916). Zu den Frauenklassen des Kodex Hammurabi. Zeitschrift


Für Assyriologie Und Verwandte Gebiete (ZA) (30), 67-73.

Laroche, E. (1960). Études Hourrites. Revue d’Assyriologie et d’Archéologie Orientale


(RA), LIV (1), 187-201.

Laroche, E. (1963). La prière hittite: vocabulaire et typologie. École Pratique des Hautes
Études, Section des Sciences Religieuses, Annuaire 1964-1965, 72, 3-29.

Lebrun, R. (1996). Rituels de Muwalanni, à Manuzziya = CTH 703. Hethitica, XIII, 39-64.

Lebrun, R. (1976). Samuha Foyer Religieux de L’Empire Hittite. Louvain-la-Neuve:


Université Catholique de Louvain, Institut Orientaliste.

Lipiński, E. (1988). The Socio-Economic Condition of the Clergy in the Kingdom of


Ugarit. Orientalia Lovaniensia Analecta (23), 125-150.

Macqueen, J. G. (1986). The Hittites And Their Contemporaries In Asia Minor. London:
Thames and Hudson.

Meissner, B. (1925). Babylonien und Assyrien. Heidelberg: Carl Winters.

Memiş, E. (2011). Eskiçağ Türkiye Tarihi. (En Eski Devirlerden Pers Istilasına Kadar).
Konya: Çizgi Kitabevi Yayını.
Michel, C. (2008). Les Assyriens et leurs femmes anatoliennes. OAAS, 3, 209-229.
Miller, J. (2013). Writings from the Ancient World: Royal Hittite instructions and related
administrative texts. Atlanta: Society of Biblical Literature.

Mouton, A. (2011). Réflexions autour de la notion de rituel initiatique en Anatolie hittite.


Au sujet de la fête haššumaš (CTH 633). Journal of Ancient Near Eastern
Religions ,11, 1-38.

Mouton A. (2007). Rêves hittites. Contribution à une histoire et une anthropologie du rêve
en Anatolie ancienne. Leiden, Boston: Brill.

Murat, L. (2013). Kült Görevlisi Şarkıcı Kadınlar: MUNUS(.MEŠ)katra-, MUNUS(.MEŠ)hazgara.


Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih
Araştırmaları Dergisi, 32 (54), 115-134.

Otten, V. H. (1959). Zur Kontinuität eines altanatolischen Kultes. Zeitschrift Für


Assyriologie Und Vorderasiatische Archäologie (ZA) (53), 174-184.

Otten, H. & Rüster, C. (2007). Hitit Yazınında ‘Kadın Hekim’. Kutadgubilig (Felsefe-
Bilim Araştırmaları/Journal of Philosophy-Science Research), (11), 271-275.
92

Pecchioli Daddi, F. (1982). Mestieri, professioni e dignitá nell’Anatolia Ittita. Roma:


Edizioni dell’Ateneo.

Puhvel, J. (1991). Hittite Etymological Dictionary. Volume 3: Words Beginning with H.


Berlin-New York: Mouton de Gruyter.

Schollmeyer, A. (1912). Sumerisch Babylonische Hymnen und Gebete an Samas.


Paderborn: Schöningh.

Sevinç, F. (2008). Hititlerin Anadolu’da Kurdukları Ekonomik ve Sosyal Sistem. SDÜ Fen
Edebiyat Fakültesi-Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs, (17), 11-32.

Süel, A. (1985). Hitit Kaynaklarında Tapınak Görevlileri ile İlgili Bir Direktif Metni.
Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları.

Taggar-Cohen, A. (2006). Hittite Priesthood. Heidelberg: Universitätsverlag Winter.

Taracha, P. (2009). Religions of Second Millennium Anatolia. Wiesbaden: Otto


Harrassowitz Verlag.

Ünal, A. (2016). Hititlerde ve Eski Anadolu Toplumlarında Din, Devlet, Halk ve Eğlence.
Ankara: Bilgin Kültür Sanat Yayınları.

University of Chicago. (1956). The Assyrian Dictionary of the Oriental Institute of the
University of Chicago. Volume 6: H. Chicago: The Oriental Institute.

University of Chicago. (1965). The Assyrian Dictionary of the Oriental Institute of the
University of Chicago. Volume 2: B. Chicago: The Oriental Institute.

University of Chicago. (2005). The Assyrian Dictionary of the Oriental Institute of the
University of Chicago. Volume 12: P. Chicago: The Oriental Institute.
MUNUS(.MEŠ)
Yiğit, T. (2008). A Study of KAR.KID in the Hittite Cuneiform Texts.
Orientalia, 77, 75-78.

Internet: English Oxford Living Dictionaries,


https://en.oxforddictionaries.com/definition/epithet adresinden 26 Kasım 2016’de
alınmış tır.

Internet: The University of Texas at Austin. Linguistics Research Center. Hittite Online.
Hittite: Master Glossary, https://lrc.la.utexas.edu/eieol_master_gloss/hitol/11
adresinden 3 Aralık 2016’de alınmış tır.
93

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Soyadı, adı : DÍAZ MARTÍNEZ, Diana Vanesa


Uyruğu : Kolombiya
Doğum tarihi ve yeri : 16.11.1987 Bogotá
Medeni hali : Bekar
Telefon : 05535307187
e-mail : diazdianav@gmail.com

Eğitim

Derece Eğitim Birimi Mezuniyet tarihi


Lisans Universidad de los Andes 2011
Lise Colegio Santa Francisca Romana 2006

Yabancı Dil
İngilizce
GAZI GELECEKTIR...
DİANA VANESA DÍAZ MARTÍNEZ
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK

ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI


HİTİT DİNİ, TAPINAKLARI VE KADIN GÖREVLİLERİ

TARİH ANABİLİM DALI


LİSANS
TEZİ DİANA VANESA DÍAZ MARTÍNEZ

TARİH ANABİLİM DALI


MART 2017
ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

MART 2017

You might also like