You are on page 1of 7

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/340006231

Psikanalizde Bilinçdışı

Chapter · December 2019

CITATIONS READS

0 2,658

2 authors:

Selin Uçar Özsoy Faruk Gencoz


Middle East Technical University Middle East Technical University
9 PUBLICATIONS 3 CITATIONS 58 PUBLICATIONS 827 CITATIONS

SEE PROFILE SEE PROFILE

All content following this page was uploaded by Selin Uçar Özsoy on 21 May 2021.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


Psikanalizde Bilinçdışı

Selin UÇARa, ÖZET Freud, bilinçdışının bastırma sayesinde var olduğunu ve bilinçdışındaki herhangi bir nos-
Faruk GENÇÖZa yonun kaybolmadığını söyler. Bilinçdışındaki bilgilerin bilince gelmesi için çarpıtmanın varlığın-
dan söz eder. Freud’a göre ilk bastırma ensest arzusudur ve ensest yasağı medeniyetin başlangıcıdır.
Lacan Freud’un bilinçdışı açıklamasını doğru fakat eksik bulur. Lacan’a göre bilinçdışı bir dil gibi
a
Psikoloji Bölümü, yapılanmıştır. Dilin gösteren ve gösterilen adı verilen unsurlardan oluştuğunu söyleyen Lacan, bu
Klinik Psikoloji ABD, iki unsur arasında bir çizgi olduğunu dolayısıyla ikisinin birbiriyle hiçbir zaman uyuşmadığını be-
Orta Doğu Teknik Üniversitesi lirtir. Lacan’a göre bilinçdışı bu uyuşmamazlıktan oluşur. Bilinçdışını analiz etmenin dil aracılığı ile
Fen Edebiyat Fakültesi, olabileceğini vurgular ve bilinçdışının kendisini sürçme, semptom, rüya gibi alanlarda dışa vurdu-
Ankara, TÜRKİYE ğunu söyler.

Yazışma Adresi/Correspondence: Anahtar Kelimeler: Bilinçsiz; psikoanaliz; Freud; Lacan


Selin UÇAR
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi, ABSTRACT Freud says that the unconscious exists due to the repression, and anything cannot lose
Psikoloji Bölümü, in the unconscious. He mentions that the knowledge in the unconscious can come to the conscious
Klinik Psikoloji ABD, via distortion. According to Freud, the first repression is the incest desire, and it is beginning of the
Ankara, TÜRKİYE civilization. Lacan thinks that the explanation of Freud for unconscious is true but missing. Lacan
ucars@metu.edu.tr said that the unconscious is structured like a language. The language consists of signifier and signi-
fied, there is a line between these components which are never correspond to each other. Accord-
ing to Lacan, the unconscious exists in there. He emphasizes that the unconscious can be analyzed
through language and the unconscious expresses itself in slip, symptom, dream.

Keywords: Unconscious; psychoanalysis; Freud; Lacan

sikanalizin kurucusu olarak bilinen Sigmund Freud, insanın ruhsal yapısını


açıklarken hem yapısal hem de topolojik kavramlardan bahseder. Topolojik
bakış açısına göre insanın psişik dünyası bilinç, bilinç öncesi ve bilinçdışın-
dan oluşur. Freud’a göre ruhsal yapıda birincil ve ikincil süreçler bulunur. Birincil
süreçler bilinçdışını; ikincil süreçler ise bilinç ve bilinç öncesini temsil eder.1 Freud
psişik dünyanın bu yapısını buz dağına benzetir. Bilinç, buzdağının su üstündeki
kısmını temsil ederken; bilinçdışı suyun altındaki kısmını tasvir eder. Bilinçdışının
varlığına ilişkin olarak Freud bilinçdışının gerekli (necessary) ve meşru (legitimate)
olduğundan söz eder. Bilinçdışı gereklidir çünkü bilinçte olan bilgiler arasında bir
boşluk vardır ve bilinç hem sağlıklı hem de sağlıksız insanların davranışlarını ta-
mamıyla açıklamakta eksik kalır.

KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:


Herhangi bir nosyonun bilinçdışında olabilmesi için bastırmanın gerekliliğin-
Uçar S, Gençöz F. Psikanalizde bilinçdışı. den söz eden Freud, bilinçdışında yer alan hiçbir şeyin kaybolmadığına; her zaman
Gençöz T, editör. Lacanyen Psikanaliz.
1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2019.
bilinçdışında depolandığına vurgu yapar. Bastırmanın buradaki işlevi ise bastırılan
p.41-6. materyalin bilince rahatlıkla getirilememesine sebep olur. Bilinçdışındaki herhangi

41
Selin Uçar ve ark. Psikanalizde Bilinçdışı

bir bilginin bilince gelmesi için çarpıtmanın zorunlulu- niyeti olmadan dil sürçmesi yapabileceğinden bahseder.4
ğundan söz eden Freud, bu çarpıtma sebebiyle insanın Örneğin savaş döneminde oğlu askerde olan bir kadınla
tüm dünyasını yeniden yapılandırdığını belirtir. Burada konuştuğu sırada Freud, kadına oğlunun askerdeki gör-
önemli olan bir diğer nokta ise Freud’a göre bastırılan evini sorar. Kadın, oğlunun 42. Topçu (Almancası Mör-
her şey bilinçdışında kalır. Bununla beraber bilinçdışı ser) Bataryası’nda olduğunu söylemek isterken dili sür-
tamamen bastırılan materyallerden oluşmaz. Başka bir çer ve 42. Katil (Almancası Mörder) Bataryası’nda der.
deyişle bilinçdışı daha geniş bir olgu iken bastırılan ma- Bu örnekte de görüldüğü üzere dil sürçmeleri bazen ke-
teryaller sadece bilinçdışının bir kısmını oluşturur.2 lime içindeki tek bir harfin değişmesi şeklinde de ger-
Freud insanın ruhsal yapısıyla ilgili olarak bastır- çekleşebilir. Bir başka örnekte ise kocasının hastalığı se-
manın neden var olduğu ve insanın neden bütüncül bir bebiyle doktorla olan konuşmasını anlatan; otoriter ola-
rak bilinen bir kadın, kocası için doktorun sıkı bir diyet
tatmin yaşamadığı hakkında Totem ve Tabu adlı ese-
vermediğini söyler. Devamında ise “ben ne ister- sem
rinde bahseder.3 İlk bastırmanın ensest yasağı olduğun-
onu yiyebilirmiş” der. Kadının burada yaptığı sürçme “o
dan söz eden Freud, ensest yasağını medeniyetin başlan-
(doktor)” diyecekken “ben” demesidir. Fre- ud’un kadı-
gıcı olarak ele alır. Ensest yasağını anlatırken bir klandan
nın yaptığı bu dil sürçmesinde kadının otori- terliğine
söz eder. Bu klanın başında ilksel ve tümgüçlü bir baba-
vurgu yapar.4
nın varlığını vurgular. Öyle ki bu ilksel baba klan üze-
rinde bir hakimiyete sahiptir ve herkes onun kurallarına Freud bilinçdışının kendisini dışa vurduğu bir diğer
uymak zorundadır. Ayrıca ilksel baba klan- daki tüm ka- alan olarak rüyaların varlığından söz eder. Freud’a göre
dınlar üzerinde de hak sahibidir. Klandaki erkekler rüyalar öznenin bilinçdışında bastırılmış materyalleri-
(oğullar) bir gün bir araya gelip ilksel babayı öl- dürüp nin gün yüzüne çıkabildiği en önemli alanlardan biridir.
onun etini yer. Oğulların bir araya gelip ilksel ba- bayı Rüya içinde var olan materyallerin öznenin gündelik ha-
öldürmesi kendi aralarında bir antlaşma olarak ele alı- yatında var olan materyallerden beslendiğini belirten
nır. Bu antlaşmada hem bir özgürlük hem herkesin yap- Freud, rüyada yer alan ve özneye rahatsızlık veren veya
mış olduğu bir fedakarlık vardır. Antlaşmaya göre artık öznenin kabullenmediği çoğu içeriğin aslında öznenin
klanın başında tümgüçlü biri olmaz ve herkes ortak bir arzularını temsil ettiğini savunur.5 Dolayısıyla “Rüyala-
payede buluşur. Fakat klandaki her bir kişi klanın ba- rın Yorumu” adlı eserinde Freud, analiz sürecinde rüya
şında olan kişi olabilmeyi de feda etmiş olur. İlksel ba- çalışmanın bilinçdışını çalışmada önemli bir rolü oldu-
bayı öldürdükten sonra etini yiyen oğullar, yedikleri par- ğunu vurgular.5 Örneğin rüya anlatan hastalarını rüya-
çalar sayesinde bu ilksel baba ile özdeşleşir. Artık bu tüm larını birkaç kez anlattıran Freud, bir sonraki anlatım-
güçlülük sadece bir kişide değil; toplumdaki herkes ta- larda hastanın neleri unuttuğuna odaklanır. Daha önce
rafından parça parça paylaşılan bir güç haline gelir. İlk- de belirtildiği gibi Freud bilince herhangi bir ma- terya-
lin çarpıtma yoluyla geldiğini belirtir ve bastırma- nın
sel babanın öldürülmesi ve ensest yasağının gelmesi ile
bu materyallerin bilinçdışında kalması için itici bir güç
birlikte kişiler artık diğer klandaki kişilerle evlenmek
uyguladığını ekler.
zorunda kalır. Dolayısıyla kan bağı bulunan kişilerin ev-
lenmesinin önüne geçilir. Freud daha önce de belirtil- Fransız psikiyatrist ve psikanalist Jacques Lacan,
diği gibi ensest yasağının medeniyetin başladığı yer ol- kendi kuramını Freud’un metinleri üzerinde geliştirir ve
duğunu vurgular. Kişi bu yasadan önce yaptıklarından psikanalizin rotasında gidebilmesi için Freud’a dönüşten
utanç duyup bunu bastırdığını söyler. Bu bastırma so- söz eder. Lacan bilinçdışı ile ilgili olarak Freud gibi bi-
nucunda ise Freud savunma mekanizmalarının oluştu- linçdışının ruhsal yapı açısından önemli bir yeri oldu-
ğunu belirtir. Yukarıda da belirtildiği gibi Freud bilinç- ğunu vurgular ve bilinçdışının sadece bastırılandan iba-
dışını oluşturan nosyonlardan birinin bastırma ol- du- ret olmadığını söyler.6 Lacan, bilinçdışının Freud’u takip
ğunu söyler. Bastırma sayesinde bilince gelmeyen bu edenler tarafından yanlış anlaşıldığını; bilinçdışı- nın ne
nosyonlar bilinçdışında diğer nosyonlarla yeni bağlantı- ilksel (primordial) ne de içgüdüsel (instinctual) olduğunu
lar kurarak daha karmaşık bir sistem oluşturur. söyler.

Freud Günlük Yaşamın Psikopatolojisi’nde, başarı- Lacan kuramında ve analiz uygulamalarında dili te-
sız olarak değerlendirilen her eylemin aslında bilinçdışı mele koyar.7,8 Gösteren ve gösterilen sistemini Sasür’den
bakımından başarılı bir eylem olduğunu söyler. Bilinç- etkilenerek fakat bunu kendi teorisine uyarlayarak ele
dışında bastırılan nosyonların bilince çıkmak için ha- alır. Saussure dilin yapısal algoritminden söz eder.9 Sa-
zırda beklediklerini belirten Freud, kişinin bilinçli bir- ussure’e göre dil işaretlerden (sign), gösteren ve gösteri-

42
Selin Uçar ve ark. Psikanalizde Bilinçdışı

len adı verilen unsurlardan oluşur. Gösterilen kavramı


(concept), gösteren ise ses-duyuntusunu (acoustic image)
temsil eder. Sasür’ün kuramsallaştırdığı dil formülüne
göre gösterilen üstte gösteren alttadır ve bu iki unsur ara-
sındaki ilişki işareti oluşturur (gösterilen/gösteren). Fakat
Lacan dilin işaretlerden ziyade gösterenlerden (signifier)
oluştuğunu ve bilinçdışının bir gösterenler sistemi içinde
var olduğunu savunur. Lacan, Saussure’den farklı olarak
gösteren ve gösterilen arasında bir çizgi olduğunu, gös- ŞEKİL 1: Gülseren Sağbaş’tan yazılı izin alınmıştır.
terilenin bu çizginin altında kaldığını yani bastırılmış ol-
duğunu söyler (gösteren/gösterilen). Ayrıca Lacan’a göre
gösteren gösterilen ile söylem zinciri içerisinde ilintili- açıklarken “bilinçdışı bir dil gibi yapılanmıştır” der.8 Bi-
dir. Dolayısıyla bu iki unsur arasındaki ilişkinin geçir- linçdışı ve dil arasındaki ilişkiyi açıklamak için Mobius
gen ve her an çözülmeye meyilli olduğunu belirtir.10. şeridi adı verilen üç boyutlu bir figürden bahseder (Şekil
Ayrıca Lacan öznenin bir söylemin (discourse) içine doğ- 1). Mobius şeridi, dikdörtgen şeklindeki bir düzlemin iki
duğunu vurgular.7 Fakat bu söylem özne için yapılandı- ucunu birleştirmeden önce bir ucunu bir kere döndür-
rıcı bir role sahip olan Büyük Başka’nın söylemidir. Öyle dükten sonra birleştirilerek oluşturulur. Buradaki dön-
ki bebek doğmadan önce anne ve babasının dilinde ve dürmenin önemli bir işlevi vardır. Eğer döndürmeden
fantazmlarında yer alır. Dolayısıyla bebek ebeveynleri- iki ucu birleştirilirse birbirinden bağımsız ve birbiri ara-
nin konuştuğu bir söylem içine doğar. Bu sebeple özne sında geçişin mümkün olmadığını iki farklı yüzey elde
içine doğduğu bu sistemin içinde var olabilmek için dilin edilir. Fakat döndürme ile birlikte tek bir yüzey oluşur.
içine girmek zorundadır. Lacan’ın kuramında Büyük Bu sayede, kişi parmağını kaldırmadan Mobius şeridinin
Başka, öznenin hem oluşumu hem de yapısı açısından tüm yüzeyi üzerinde ilerleyebilir. Mobius şeridinin tem-
sil ettiği bir başka şey ise birbirine zıt gibi gözüken kav-
önemli bir yere sahiptir. Büyük Başka’nın temsilleri özne
ramlardır. Lacan bu zıt olarak ele alınan kavramların as-
için anne-babası, öğretmenleri veya otorite figürleri gibi
lında karşıtlık ilişkisinde değil de bir süreklilik ilişkisi
özne için yapılandırıcı kişi, kurum veya ideolojiler ola-
içinde olduğunu söyler. Benzer bir şekilde bilinç ve bi-
rak örneklendirilebilir. Öznenin dil ile olan ilişkisinde
linçdışının birbirine zıt iki yapı olarak ele alınmasının
Büyük Başka’nın önemi ise öznenin içinde olduğu dilin
yanlış olduğundan söz eden Lacan, öznenin hem göste-
Büyük Başka’nın dili olmasıdır.
renler ağı içinde konuştuğunu ve var olduğunu hem de
Lacan herhangi bir şeyin bilinçdışında bastırılması bilinçdışının bu gösterenler ağına tabi olduğunu vurgu-
için bastırılanın öncelikle simgeselleştirilmesi gerekti- lar. Lacan’a göre bilinçdışından bir şeyin bilince çıkması
ğinden bahseder. Lacan 11. seminerinde “aramıyorum; ancak gösterenler zinciri aracılığı ile olur. Öyle ki bi-
buluyorum” der ve bunu öznenin peşinde olduğu nos- linçdışı herhangi bir nosyonun bilince çıkabilmesi için
yonların bilinçdışındaki yarıkta buldukları için söyler. adlandırması (nomination) gerekir. Lacan yapısı gereği
Bilincin ve bilinçdışının öznesi aynı anda var olur; biri gösteren ve gösterilenin hiçbir zaman birbiri ile tam ola-
olmadan diğeri var olmaz.8 Öznenin yaşantısındaki tek- rak uyuşmadığının altını çizer. Bir başka deyişle kişi hiç-
rarlar bilinçdışının varlığını garantiler. Fakat burada bir zaman kendinde var olan bir nosyonu olduğu gibi
önemli bir nokta vardır: bilinçdışı tekrarı garantilemez. gösterenler aracılığı ile iletemez. Bu uyuşmamazlıktan
Psikanalizde bilinçdışı dil aracılığı ile çalışılır. Öznenin dolayı oluşan boşlukta ise bilinçdışı oluşur.
dilinden düşen gösteren, yerine gelen diğer gösterenler
Öznenin konuşması gösterenler sistemi içinde ger-
sayesinde o gösterenin neden düştüğü çalışılır. Burada çekleşir ve bu konuşma iki unsur içerir. Bunlardan biri
çalışmayı mümkün kılan şey gösterenler arasındaki iliş- ego konuşması iken diğeri sözcelemedir.11 Ego konuş-
kilerdir. Metafor gösterileni hep çizginin altında tutmaya ması, öznenin söylediklerini bilinçli bir şekilde “ben”
çalışır. Metonomi ise gösterenler zincirini devam ettirir. aracılığı ve üzerinde kontrolünün olduğu kanısı ile
Yalan her zaman bizim hakikatimizle (truth) ilgilidir. devam ettirdiği konuşma olarak ele alınabilir. Öte yan-
Bizim içimizden gelir. dan, sözceleme ise öznenin bilinçdışının kendisini ko-
Kuramını hem geliştirirken hem de aktarırken sık- nuşma esnasında, öznenin açık bir niyeti olmadan ken-
lıkla formüllere ve “matheme” adını verdiği topolojik disini dışarı vurur. Bu dışa vurumlar eş sesli sözcükler,
düzenlerden faydalanan Lacan, bilinçdışının yapısını sakarlıklar, dil sürçmeleri gibi farklı yollarla meydana

43
Selin Uçar ve ark. Psikanalizde Bilinçdışı

gelir ve Freud bilinçdışının bu yollarla kendisini dışa vu- Freud Günlük Yaşamın Psikopatolojisi’nde kendi-
rumunu “hakikat konuştu” şeklinde açıklar.2 Bilinçdışı sinin bir yaşantısından unutmanın yanı sıra yanlış ha-
belli başlı kuralları olan gösterenler zincirinden ibaret- tırlamanın varlığını anlatmak için bahseder.5 Freud’a
tir ve bu zincir üzerinde ego veya benlik kontrol sahibi göre unutulan bir ismin yerine geçen diğer isim arasında
değildir.11 Dolayısıyla kişi her ne kadar ego konuşması doğrudan bir ilişki vardır. Freud, Orvieto’da “Kıyamet”
içerisinde konuştukları üzerinde bir kontrol sahibi ol- isimli kubbeyi yapan ustanın adını hatırlamaz. Bu ör-
duğunu düşünse de sözceleme aracılığı ile bilinçdışı bi- nekte Freud’un unuttuğu isim Signorelli’dir. Bu ismi ha-
linçli konuşmaya eşlik eder. Lacan analiz esnasında tırlamaya çalışırken Freud’un aklına Botticelli ve Bokt-
noktalamanın öneminden söz eder. Lacan’a göre analist, raffio isimleri gelir ve Freud bu durumu yer değiş- tirme
analizanı serbest çağrışımların bilinçdışının kendini gös- olarak yorumlar. Trenle Bosna Hersek’e giden Freud bir
terdiği anları noktalayarak analizanın gösterenler zinci- yabancı ile Bosna Hersek’teki Türklerin gelenek-göre-
rinde bir kesme yapar.12 Ayrıca bilinçdışı gösterenleri nekleri hakkında sohbet ettiğinden ve yabancının ken-
kendi içinde kısımlarına ayırır ve bilinçdışında ilintili disine Orvieto’daki …’nın yaptığı freski görüp
olduğu diğer gösterenler ile yeniden birleştirir. Bu işlev görmediğini sorduğundan bahseder. Bu hikayede önemli
sayesinde ego konuşmasının içinde öznenin kullandığı birkaç nokta vardır. Öncelikle Freud’un yakın bir arka-
kelimeler, kelimelerin dizilimi, birbirini takip eden cüm- daşı Bosna Hersek’te doktordur ve Türk hastalarıyla ilgili
leler aracılığı ile bilinçdışı ego konuşması içerisinde ken- Freud’a Türklerin ölüm karşısında kaderci oldukların-
disini ele verir. Burada önemli olan bilinçdışının dan, onlara yakınlarının ölüm haberleri verildiğinde
senkronik (eşzamanlı) yapısıdır. Bu senkronik yapı, bi- “Efendim (Herr) eğer kurtarabilseydiniz kurtarırdınız”
linçdışının ara ara açılıp kapanmasına olanak verir. dediklerinden söz eder. Buradan hareketle, Freud Bosna
Daha önce de belirtildiği gibi bilinçdışı yapı dil ile Hersek, Botticelli ve Boltrafio arasında çağrışımsal bir
alakalıdır. Lacan, analiz pratiğinde dilin kullanımına bağlantı olduğunu fark eder. Ayrıca Türklerle ilgili ola-
vurgu yapar. Bu hususta Roman Jakobson’un metafor ve rak Freud Türklerin cinsel hazza çok fazla önem verdik-
metonomi kavramlarından faydalanır.13 Jakobson’a göre lerini, ölüme verdikleri tepkilerin tam tersini cinsel
dilin kullanımında iki farklı yol vardır. Bunlardan ilki problemlere verdiklerini belirtir.
seçim (selection) iken bir diğeri birleştirmedir (combi- Cinsel bir problemle gelen Türklerin “Efendim
nation). Metafor dilin içinde var olan unsurların diğer (Herr) bana hak verirsiniz ki cinsel gücümü kaybeder-
elementler yerine kullanılması bir başka deyişle seçim sem ben yaşayamam” şeklinde tepki verdiklerini hatır-
ile alakalıdır. Metonomi ise dil içindeki unsurların bir- lar. Dolayısıyla Freud bu akışta ölüm ve cinsellikle ilgili
biriyle ile birleştirilmesi ile oluşur. Lacan Yazılarım adlı bağlantıların varlığından söz eder. Freud’un Signorelli
eserinde metaforu bir gösteren yerine diğer bir göstere- yerine hatırladığı ikame isimler Botticelli ve Boltra-
nin geçmesi olarak kuramsallaştırır.6 Metonomi ise gös- fio’dur. Freud, yakın zamanda Trafoi adlı bir yerde gör-
terenler zinciri içinde bazı gösterenlerin birbirleri olan düğü hastasının cinsel bir rahatsızlıktan dolayı intihar
diyakronik ilişkilerini açıklar. Dolayısıyla metonomi ettiği haberini alır. Bilinçdışının Signorelli isminin unu-
aynı gösterenler zinciri içerisindeki gösterenlerin bir şe- tulmasını bir başka deyişle bastırılmasını sağlamasının
kilde bağlanması ile oluşur.14 Başka bir deyişle, gösteren sebebinin bu olduğunu söyler. Aslında Orvieto’daki us-
kayıp gösterilenin yerine geçer. Dil içerisinde metonomi tanın ismini değil de bir başka ismi unutmak ister fakat
meydana geldiği zaman gösterenler zinciri kayar. Örne- bilinçdışı olarak bu ismi unutur. Freud bilinçdışı bu bas-
ğin, rüyada biri görülür fakat daha sonra görünen kişi bir tırmayı gösterenler arasındaki semantik (anlamsal) bağ-
başkası olur. Metonomi epistemolojik olarak kelimenin lardan giderek açıklar. Lacan ise sembolikte yer edine-
değişmesidir (metonomia). Örneğin; divana yatmak de- meyen ve altta akan bilinçdışı nosyonların gösterenler
yimi analize girmek anlamında kullanılır. Burada divan zincirinde yeniden ortaya çıktığından söz eder. Bu tam
kelimesi analiz yerine kullanılarak metonomi gerçekleş- da Freud’un yer değiştirme (displacement) dediği şey-
tirilir.14 Buradaki anlamsal uyum, bu iki nosyon arasın- dir. Lacan’a göre burada olan yer değiştirme Freud’un
daki ilişkiden kaynaklanır. Başka bir deyişle divan kendi ismi ile alakalıdır: Sigmund. Bu ismin, ölüm üs-
analizin bir parçası olarak vardır; fakat divana yatmak tüne fresk yapan bir ustanın ismi -Signorelli- ile birleş-
denilerek tüm analiz deneyimine atıf yapılır. Lacan’a tiğini söyler. Burada unutmanın başarılı bir eylem
göre rüyalardaki yoğunlaşma (condensation) bir metaf- olduğundan bahseden Lacan, unutmanın Freud’un arzu-
ordur. Fakat rüyalardaki yer değiştirme (displacement) suna işaret ettiğini belirtir. Freud’a göre yer değiştirme
metonomi olarak ele alınır. dışsal bağlantılar aracılığı ile olur. Fakat Lacan Herr,

44
Selin Uçar ve ark. Psikanalizde Bilinçdışı

Signor-, Signorelli arasındaki bir seri bağlantıdan ziyade önceliğe sahip olduğundan bahseden Lacan bunun sebe-
ilişkinin ilk hecede yattığından bahseder. Sig-mund ve bini şu şekilde açıklar: Gösteren her zaman özne için bir
Sig-norelli arasındaki ilişkiye vurgu yapan Lacan, Al- başka göstereni temsil eder. Dolayısıyla özne bu göste-
mancadaki Herr ile İtalyancadaki Signor kelimeleri ara- renler arasında bir sarkaç gibi sallanır ve burada öznel-
sındaki semantik bağlantıyı reddeder. Lacan’a göre bu liği ortaya çıkar.
örnek Freud’un arzusunun Büyük Başka tarafından Nasıl bir dil yazım kuralları ve gramer gibi kural-
efendi (Herr) olarak görülmek olduğunu söyler. Başka lara sahipse bilinçdışının da kendi içinde kuralları var-
bir deyişle, Freud’un benlik-ideali ile ilgili bir eksikliğin dır. Lacan, bilinçdışının kurallarının tekrar (repetition)
ortaya çıktığını, doktor kimliğinin hastalık, cinsellik ve ve arzu (desire) olduğunu vurgular. Tekrar ve arzu
ölüm ile karşılaştığını belirtir. Dolayısıyla özdeşleşim ile kendi- sini semptom yoluyla dışarıya vurur. Dolaysıyla,
ilgili bir problem yaşadığını söyleyen Lacan, Freud’un Lacan semptomu bir dışa vurum olarak kuramsallaştı-
doktor olarak imzasını (sig-nature) kaybettiğini, bunun rır.1 Özne psikanalize bir taleple gelir. Örneğin var olan
da Signorelli ismini unutmasına yol açtığını ekler. Daha bir semp- tomunun ortadan kalkmasını isteyebilir. La-
önce de belirtildiği gibi bilinçdışı bu eylem Freud’un ar- canyen psi- kanalizde semptomun gösterenler zinci-
zusunu gösterir. Daha açık bir ifade ile Freud’un Büyük rinde yer aldığı ve dolayısıyla bir gösteren olduğu kabul
Başka tarafından medikal olarak yetkin bir doktor ola- edilir. Burada önemli olan gösterenler arasında doğrusal
rak görülmek istediğinden söz eder. Bu analiz, metono- bir zaman ol- mamasıdır. Lacan gösterenler zincirinin
miyi açıklamada güzel bir örnektir. Freud’un yer değiş- başlangıcı olarak kabul edilen S1’den söz eder. S1 aynı
tirme olarak kavramsallaştırması Lacan’da metonomi zamanda temel gös- teren (master signifier) olarak ad-
olarak ele alınır ve metonomi diyakronik bir yapıya sa- landırılır. Bu temel gös- teren anneye bağlı bir göste-
hiptir.14 rendir ve dil aracılığıyla bastırılır. Bu bastırma
Metafor ise senkronik bir yapıya işaret eder ve bir sonucunda S2, S3, Sn gibi diğer gösterenler, gösterenler
kavramı başka bir kavram ile ifade etmek olarak açıkla- zinciri içerisinde üretilir. S1 öz- nenin ensest arzularını
nır.7 Çalınan Mektup hikayesinde Lacan gösterenin öz- temsil eden cinsel bir gösteren- dir. Ayrıca, Lacan üç
neyi nasıl yönettiğinden söz eder.14 Mektubun içeriğini temel klinik yapıdan bahseder. Bunlar psikoz, perversi-
bir başka deyişle gösterilenini kimsenin bilmediğinden yon ve nevrozdur. Her yapının kendine has özellikleri
dolayısıyla mektubun bir gösteren olarak işlevinden bah- vardır. Özne bu üç temel yapı- dan birine aittir ve yapı
seder. Lacan Çalınan Mektup hikayesini metaforu açık- hiçbir zaman değişmez. Burada önemli olan nokta ise
lamak için kullanır ve metaforun gösterenin gösterilen Lacan’ın yapı ve semptomu birbi- rinden ayırt etmesi-
ile olan ilişkisinden anlamı (meaning) ürettiğini belir- dir. Başka bir deyişle, her yapıdaki özne, diğer yapıların
tir.15 Çalınan Mektup, Edgar Allan Poe’nun polisiye hi- özelliklerini (semptomlarını) gös- terebilir. Örneğin
kayesidir. Bu hikayede, Kraliçe için önemli olan bir nevrotik özne zaman zaman pervert semptomlara sahip
mektubu Bakan D. Kral ve Kraliçe’nin önünde çalar. olabilir. Freud’a paralel olarak Lacan semptomu bilinç-
Lacan asıl meselenin mektubu kimin çaldığı veya mek- dışının oluşumları olarak ele alır. Dola- yısıyla, semp-
tubun içeriğinin olmadığını söyler. Aksine önemli olan tomun da bir dil gibi yapılandığını söyler.16 Nesne
içeriğin herkes tarafından bilinmesi durumunda ortaya İlişkileri seminerinde semptomun çalışılmasının ancak
çıkacak sonuçların bilinmesidir. Mektup, onu elinde dilin analizi ile mümkün olduğunu belirtir.17 Daha önce
tutan kişiye bir güç verir ve bu güç içeriğin ortaya çık- de belirtildiği gibi semptomun bir gösteren oldu- ğunu
ması halinde ortadan kalkar. Lacan bu hikayede “sak- vurgulayan Lacan, her semptomun öznenin kendi hika-
lama” olayına odaklanır. Mektubu Bakan D.’den çalan yesinde bir anlama sahip olduğunu; bu sebeple her-
Dupin mektubu saklamaz fakat mektubu alelade bir hangi bir semptom için genel geçer bir anlamın olmadı-
kağıt parçası gibi görünümünü değiştirerek ortalık bir ğını söyler. Bilinçdışının bir ürünü olan semptom, Lacan
yerde bırakır. Lacan, Dupin’nin mektubu sembolik dü- tarafından Büyük Başka’ya verilmek istenen olarak ele
zendeki yerini değiştirerek sakladığını belirtir. Mektu- alınır.18 Fakat özne, semptomunun bir mesaj işlevi oldu-
bun sembolik düzendeki konum değiştirmesini meto- ğunu bilmez. Hatta bu semptomundan şikayetçidir ve
nomi olarak ele alır. Ayrıca mektubun gösterenler zin- ondan kurtulmak ister.19 Her ne kadar özne bilinçli bir
cirini yapılandıran güçlü bir gösteren olduğunu ekleyen şekilde semptomunun ortadan kalkmasını istediğinden
Lacan, gösterenin metonomi ile birlikte yer değiştirme- söz etse de Lacan özne için semptomunu devam ettiren
sinin öznenin davranışlarını, kaderini ve akıbetini belir- nosyonun jouissance (zevk) olduğunu belirtir.20 Örne-
lediğini söyler.6 Gösterenin, gösterilene kıyasla daha çok ğin, sürekli sevgilisinden şiddet gören, aldatılan ve iliş-

45
Selin Uçar ve ark. Psikanalizde Bilinçdışı

kide pasif bir konumda olan M. Hanım sevgilisinden ay- duğu ve bu kay- gıların ise kendisini öfkelendirdiği or-
rılır fakat bir süre sonra bu ilişkiye tekrar başlar.21 M. taya çıkar. Ayrıca B. Hanımın hikayesinde eleştirel bir
Hanım sıklıkla bu ilişki içinde olmak istemediğini söy- annesi olduğu ve annesinin B. Hanımın ablasını “hanım
lese de kendisi için zor olanın ayrılmaktan ziyade ayrı- hanımcık” olarak tanımlarken, B. Hanıma “çalı süpür-
lık süreci olduğunu vurgular. M. Hanım şikayetçi ol- gesi” dediği bilgisi vardır. Ayrıca sevgi ihtiyacını babası
masında rağmen ilişkisini bir şekilde devam ettirir. ile giderdiğini fakat zaman zaman babasından duygusal
Daha önce de belirtildiği üzere, özne şikayetçi olduğu şiddet gördüğünü be- lirten B. Hanım, babası ile olan
semptomunu, bu semptomdan aldığı jouissance saye- ilişkisinde hem sevgi hem de korku hissettiğini belirtir.
sinde sürdürmeye devam eder. Bir başka örnekte ise Tüm bu bilgiler dahi- linde, B. Hanımın öfkesinin al-
öfke kontrolü konusunda problem yaşayan B. Hanım tında yetersizlik hisleri- nin ve babası ile yaşadığı belir-
özellikle çocuğu olduktan sonra bu konudaki şikayetle- sizliklerin yattığı düşünülür. Dolayısıyla, B. Hanımın
rinin arttığını belirtir.22 Terapi seansları içerisinde B. öfke ve kontrol ola- rak deneyimlediği semptomlarının,
Hanımın özellikle iyi bir anne olma ve işlerin kendi kendi hikayesinde yer alan ve hastanın bilinçli olarak
kontrolünde olmaması gibi konularda kaygılarının ol- farkında olmadığı un- surlardan kaynaklandığı görülür.

KAYNAKLAR
1. Bär E. The language of the unconscious ac- 8. Lacan J. The seminar of Jacques Lacan: The V: The formations of the unconscious. Edited
cording to Jacques Lacan. Semiotica. 2009; four fundamental concepts of psychoanalysis. by Jacques-Alain Miller. Trans: Grigg R. New
3(3):43-67. Trans: Sheridan A. New York: W. W. Norton & York: Polity; 1957-8.
2. Freud S. The unconscious. In: Standard Edi- Company; 1964. 16. Lacan J. The seminar of Jaques Lacan, Book
tion of the Complete Psychological Works of 9. Saussure Ferdinand de. Course in general lin- I: On psychoanalytic technique. In: Miller JA,
Sigmund Freud. London: Hogarth Press; guistics. Trans.: Baskin W. New York: Mc- ed. New York: Norton; 1953-4.
1915. Graw-Hill Book Company; 1966. 17. Lacan J. The seminar of Jaques Lacan, Book
3. Freud S. Totem and taboo. In: Standard Edi- 10. Lacan J. The seminar of Jacques Lacan, IV: Object relations. Trans: Roche LV. Un-
tion of the Complete Psychological Works of Book: 1955-6. Published; 1956-7.
Sigmund Freud. London: Hogarth Press; 11. Fink B. The Lacanian subject: Between lan- 18. Lacan J. The seminar of Jaques Lacan, Book
1912-3. guage and jouissance. Princeton, NJ, US: VII: Transference. In: Miller JA, ed. Trans:
4. Freud S. The psychopathology of everyday Princeton University Press; 1995. Grigg R. New York: Polity; 1960-1.
life. In: Standard Edition of the Complete Psy- 12. Fink B. A Clinical introduction to Lacanian psy- 19. Dor J. The Clinical Lacan. LLC: Other Press;
chological Works of Sigmund Freud. London: choanalysis: Theory and technique. London: 1989.
Hogarth Press; 1901. Harvard University Press; 1997. 20. Lacan J. The seminar of Jacques Lacan, Book
5. Freud S. The interpretation of dreams. In: 13. Jakobson R. Two aspects of language and XXIII: Sinthome. In: Miller JA, ed. New York:
Standard Edition of the Complete Psycholog- two types of aphasic disturbance. In: R Jakob- Polity; 1975-6.
ical Works of Sigmund Freud. London: Hoga- son & M Halle (Eds.), Fundamentals of lan- 21. Gökdemir-Bulut BP. Lacanyen bakış açısın-
rth Press; 1900. guage. 'S-Gravenhage: Mouton; 1956. p. dan pervert yapı kavramı ve terapötik öneriler.
6. Ecrits LJ. The first complete edition in English. 53-83. AYNA Klinik Psikoloji Dergisi. 2017;4(1):26-
Trans: Fink B. New York: W. W. Norton & 14. Dor J. Introduction to reading of Lacan: The 38.
Company; 2014. unconcious structured like a language. LLC: 22. Ünal E. Lacancı söylem kuramı: histeriğin
7. Evans D. An introductory dictionary of Lacan- Other Press; 1998. söylemine dair bir vaka örneği. AYNA Klinik
ian psychoanalysis. London: Routledge; 1996. 15. Lacan J. The Seminar of Jaques Lacan, Book Psikoloji Dergisi. 2017;4(2):10-25.

46

View publication stats

You might also like