You are on page 1of 97

HİDROLOJİ 2020 BAHAR DÖNEMİ

TANER MUSTAFA CENGİZ


Dr. İnşaat Mühendisi
HİDROLOJİ DERS NOTLARI

Hidroloji özet tanımıyla su bilimdir.


% 50 problem
% 50 tanım
* boşluk doldurma
** tanım
*** şekil soruları
**** ve diğerleri

+ Quizler (etkisi vizeye eklenecek)


Her bölüm sonrası ödev olacak;

ödevler + 10 puan olarak final veya bütünleme notuna eklenecek.

Ödev Teslimi : Cuma 14:20


Ödev
İlgili konuyla ilişkili bir problem sorusu ve çözümü
Hidroloji Dersinde dönem boyunca;
HİDROLİK ÇEVRİM tüm öğelerini detaylıca inceleyen
bölümlerden oluşmaktadır.
BÖLÜM 1

GİRİŞ
s saniye

Bir yıl periyotta- 31 güne sahip ayların tespiti.


1. HİDROLOJİYE GİRİŞ

İÇERİK ;

Giriş
Hidrolojinin tanımı
Hidrolojinin inşaat mühendisliğindeki yeri ve önemi
Hidrolojin metotları
Hidrolojik çevrim
Hidrolojinin temel denklemleri
Yerküresinin su dengesi
Hidroloji 2 ana grupta incelenir.

1. Yüzey hidrolojisi

2. Yeraltı suyu hidrolojisi


1. Hidrolojinin Tanımı

Su
dünyanın % 75’ini teşkil ederek,
iklim kuşaklarının meydana gelmesine sebep olmanın yanı sıra
insanlığın varlığını sürdürebilmesi için gerekli olan temel maddedir.
İnsan faaliyetlerinin tümü, doğrudan veya dolaylı olarak su
kullanımını
ve
böylece temiz suların kullanılarak kirletilmesini gündeme
getirmektedir.
Yeryüzünde canlıların yaşaması için suyu kullanmak ve kontrol
altına almak gerektiğinden insanlar tarihin başlangıcından
beri su ile ilgilenmişler,
suyun özelliklerini tanımaya,
hareketini yöneten kanunları belirlemeye,
meydana getirebileceği tehlikeleri önlemeye
ve
sudan en iyi şekilde yararlanmaya çalışmışlardır.
Suyun hareketini inceleyen bilime AKIŞKANLAR
MEKANİGİ,

Su biliminin teknikteki uygulamasına HİDROLİK


dendiğini biliyoruz.

Hidroloji ise suyun yerküresindeki dağılımını ve


özeliklerini inceler.
Hidroloji ;

yer küresinde (yani yeryüzünde, yer altında ve atmosferde)


suyun çevrimini,
dağılımını,
fiziksel ve kimyasal özelliklerini,
çevreyle ve canlılarla karşılıklı ilişkilerini
inceleyen temel ve uygulamalı bir bilimdir.

(ABD, 1962).
Bu tanımıyla Hidroloji diğer bir çok bilimlerin alanlarına da girmektedir.

Disiplinler arası bir niteliği olan Hidroloji bilimi Matematik, Fizik ve


Kimya gibi bilimlerle yakın bir ilişki içindedir.

dendrology i. ağaçbilim
Hidrolojiyle diğer bilimler arasındaki sınırları kesin olarak çizmek çok
güçtür.

Ancak;

Atmosferdeki su ile daha çok meteoroloji,

Denizlerdeki su ile oşinografinin,

Yerin deriliklerindeki su ile de jeoloji ve zemin fiziğinin uğraştıklarını


söyleyebiliriz.

Biz ise hidrolojinin İnşaat mühendisliğindeki uygulamalarına ağırlık


vereceğiz.
2. HİDROLOJİNİN İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Bugün suyun kontrolü ve kullanılması ile ilgili olarak yapılan


mühendislik çalışmaları SU KAYNAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ adı
altında toplanmaktadır.
Küçük düşülü
santraller
Su yapıları
HİDROLOJİNİN İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Su yapıları

Planlama
Proje [tasarım]
İnşaat
Bakım ve işletme
aşamalarından oluşur.
Bu safhalarda suyun miktarını ve suyun özelikleri ile ilgili
soruların karşılıklarının (cevaplarının) bilinmesi gerekir.

Bu sorularda hidrolojik büyüklüklerin (yağış yüksekliği,


akarsuyun debisi, göl su seviyesi, sıcaklık , buharlaşma
miktarı,………)

* ortalama değerleri

** ekstrem değerleri (en büyük ya da en küçük)

değerleri olabilir.
Örneğin taşkından korunma amaçlı bir baraj tasarımında;

100 yılda bir gelen en büyük taşkın debisi ile hesaplama


yapmak isteyelim.

Ancak elimizde 40 yıllık verimiz varsa, biz 100 yılda bir


gelebilecek max debiyi tahmin etmemiz gerekir.
HİDROLOJİNİN İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Başka bir örnek;


bir akarsu üzerinde hidroelektrik santral tesisi kuracak
olalım.

Yapacağımız bu hidroelektrik santralin güvenilir gücünü


belirlenmesi için:
-o akarsuda yılda (180 gün gibi) belirli bir süre mevcut
olan (Var olan) debi tahmin edilmelidir.
Bu gibi örneklerindeki, su kaynaklarının geliştirilmesi
çalışmalarında, karşımıza çıkan bu soruların cevaplarını
HİDROLOJİ bilimi cevaplandırmaya çalışır.

Bu cevapların yeterli bir doğrulukla bilinmesi çok önemlidir.

Çünkü ekonomik nedenlerle hidrolojik hesaplarda, diğer mühendislik


hesaplarında olduğu gibi büyük emniyet katsayıları kullanılmasına
izin verilmez.

k≠3-4-5

k=1,5
Birim sistemleri kıyas için çıkmıştır.

MKfS / SI / CGS / İNGİLİZ BİRİMİ nereden gelmiş ?

Herhangi bir fiziksel büyüklük, boyutları ile


ayırt edilebilir.

Kütle M,
uzunluk L,
zaman T

gibi ana (temel boyutlar) olarak seçilir.

Bilim ve mühendislik çevreleri dünyayı tek bir


birim sisteminde birleştirmek için gösterdikleri
yoğun çabaya rağmen, günümüzde farklı birim
sistemleri kullanılmaktadır.
Newton’un temel denklemi, esas alınarak birim sistemleri oluşturulmuştur.

ΣF=ma
Σ F Toplam dış kuvvetler = m kütlesine etkiyen, a dış kuvvetlerin kuvvetlerin oluşturduğu ivme
[F] [ T2 ] = [M] [ L]

1.seçim;

************** M Kf S ******************************
Kuvveti, uzunluğu ve zamanı seçelim.

[F]=kgf,
[L]=m,
[T]= [s] seçilirse; türeyecek olan M yani kütle;

[M] = F T2 / L
[M] = kgf s2 / m böylece kütlenin birimi bu şekilde çıkar.

Akışkanlar mekaniği dersi süresince MKf S (Metre-kilogram kuvvet-saniye ) birim sistemini kullanacağız. Metre-kilogram
kuvvet-saniye
bağıntımız F T2 / M L = 1 idi.

2. seçim . S I birim sistemi

Kütle, uzunluk ve zamanı seçelim.

[ M ] = kğ
[ L ] =m
[ T ]=s seçilirse; bilinmiyen F tir.

[F] = [M][L] / T2

[F] = kg m / s2 yani kuvvet birimi Newton dur (N).


Bağıntımız F T2 / M L = 1 idi.

4. seçim . İngiliz birim sistemi

Kuvveti (pound, libre),


Uzunluk (feet)
ve
Zamanı (s) seçelim.

[ M ] = [F] [T2] / [L]

[ M ] = pound s2 / feet olarak bulunur.


Pazardan 1 kg portakal alacaksınız.

SI birim sisteminde, pazarcıya bunu nasıl söylersiniz.?

9,81 Newton portakal istiyorum

MKf S dan SI ‘a geçiş bağıntısı 1 kgf = 9,81 N


Eğer taşkından korunma amaçlı su yapısında, tasarım hesabında gelecek
maksimum debiden küçük proje debisi seçersek, tahmin edilenden büyük
bir taşkının gelmesi halinde büyük zararlara yol açabilir.

Yine hidroelektrik tesisinde mevcut debiden, daha fazla debi tahmini


yapılması halinde, hidroelektrik santralden beklediğimiz gücü elde
edemeyiz.

Böylece bazı hallerde tehlike,


bazı hallerde de ekonomik yönden sakıncalı sonuçlar ortaya çıkabilir.
Bilimsel olarak Hidroloji çalışmalara ancak 1930’larda
başlanmıştır.
Bu nedenle Hidroloji henüz diğer bir çok mühendislik
bilimlerinin düzeyine ulaşamamıştır.
10 DAKİKA
3.Hidrolojinin metotları

Hidrolojik çalışmalar genellikle şu 4 sırayı izler;

1. Ölçmeler:
2. Verilerin İşlenmesi:
3. Matematik modellerin kurulması
4. Olasılık ve İstatistik metotların kullanılması
1. Ölçmeler:

Bütün hidrolojik çalışmalarda ilk adım gerekli doğal verilerin


toplanması için ölçmeler yapılmasıdır.
(yağış, akım, sıcaklık, göl su seviye, deniz su seviyesi ölçümleri
gibi).

Hidrolojik olayları laboratuarda benzeştirmek mümkün olmadığı için, ölçümlerin doğrudan


doğruya tabiatta yapılması gerekmektedir.
Ölçümler yeter sıklıkta bir ölçme ağının kurulması,
bu ağdaki istasyonların yeteri prezisyonu (HASSASİYETİ) olan
araçlarla donatılması
ve
ölçümlerin itinalı bir şekilde okunması gerekir.

Hidrolojik veriler gerek zamanla gerekse yerden yere çok


değiştikleri için ölçmelerin sık noktalarda ve sürekli olarak
yapılması gereklidir.
2. Verilerin İşlenmesi:

Ölçmeler sonunda elde edilen bilgiler çok sayıda ve


dağınıktır.

Bu kayıtları en iyi şekilde yararlanabilecek hale


getirmek gerekir.

Bugün ölçümler insan eliyle kaydedilmesi yerine


otomatik kaydedicilerle yapılmaktadır.
ÖDEV: 1-SİZE VERİLMİŞ OLAN OXFORD YAĞIŞLARINI YILLIK TOPLAMLARA ÇEVİRİP ZAMAN
SERİSİNİ ÇİZİNİZ.

2-BU VERİLERİN ORTALAMALARINI, STANDART SAPMALARINI, ÇARPIKLIKLARINI HESAPLAYIP


EXCELDE TABLO YAPIP WORDE YAPIŞTIRINIZ.
3. Matematik modellerin kurulması :

Bütün hidrolojik verileri ölçerek elde etmek ekonomik olmayacağı gibi


bir çok halde mümkün de olmadığından
ölçümlerin bulunmadığı ya da yetersiz olduğu hallerde;
hidrolojik olayları yöneten kanunların belirlenmesi için hidrolojik olayların
matematik modellerinin kurulması ve bunların doğruluğunun ölçme
sonuçlarıyla karşılaştırılarak kontrol edilmesi gerekir.

Hidrolojik modeller insanların doğada yapacakları değişikliklerin


sonunda hidrolojik büyüklüklerde oluşacak değişikliklerin
tahmininde de kullanılır.(FORECASTİNG)
Hidrolojide KAPALI KUTU (BLACK BOX) modeller çok kullanılmaktadır.

Son yıllarda tüm dünyada YAPAY ZEKA YÖNTEMLERİ Hidrolojide geniş çaplı olarak
kullanılmaktadır.

*FUZZY Logic
**Yapay sinir ağları
***Fuzzy Genetic Approach ,……………………………………….
GİBİ
4. Olasılık ve İstatistik metotların kullanılması

Hidrolojik olaylar değerleri zaman içinde değişen çok sayıda değişkenin etkisi altında
meydana geldikleri için önceden kesinlikle belirlenemeyen bir nitelik taşırlar.

Örneğin, elde bulunan 30 yıllık ölçme sonuçlarını kullanarak bir akarsuda gelecek 100 yıl
içinde görülecek en büyük taşkını kesin olarak belirlemek mümkün değildir.

Bu bakımdan olasılık teorisi ve istatistiğin hidrolojide kullanılması büyük önem taşır.


Ancak bu bilimler yardımıyla 100 yıllık taşkın debisi için tahminler yapmak mümkün olabilir.
Bu İstatistik ve olasılık bilimleri hidrolojideki önemleri
son yıllarda daha iyi anlaşılmış ve hidrolojide bu gibi
metotlara büyük bir yer verilmiştir.

Hidrolojik çalışmalarda işin esası; hidrolojik olayın


fiziksel yönlerini inceleyip, anlamaktır.

Hidrolojide çeşitli metotlar kullanılabiliriz ama işin


aslı hidrolojik olayın fiziğini ortaya koymaktır.
4. Hidrolojik çevrim

Su ;
doğada çeşitli yerlerde ve çeşitli hallerde,
*su / katı / gaz , bulunmakta ve yer küresinin çeşitli
kısımları arasında durmadan dönüp durmaktadır.
Suyun doğada dönüp durduğu yolların tümüne
birden hidrolojik çevrim denir.

Hidrolojik çevrimi gözden geçirmeye herhangi bir


noktadan başlayabiliriz.

Bu çevrim için gerekli enerji güneşten ve


yerçekiminden sağlanır.
Atmosferden başlayacak olursak,
atmosferde buhar halinde
bulunan su yoğuşarak yağış
şeklinde yeryüzüne düşer.

Karalar üzerine düşen suyun


büyük bir kısmı zeminden ve su
yüzeylerinden buharlaşma ve
bitkilerden terleme yoluyla
denizlere erişmeden atmosfere
geri döner, bir kısmı bitkiler
tarafından alıkonur (tutma), bir
kısmı zeminden süzülerek yer
altına geçer (sızma).

Geriye kalan su ise yerçekimi


etkisiyle hareket ederek
akarsulara ve akarsular yoluyla
denizlere ulaşır (yüzeysel akış).

Yeraltına sızan su ise yer altı akışı


yoluyla sonunda yeryüzüne
çıkarak yüzeysel akışa katılır.

Denizlere ulaşan su da
buharlaşarak atmosfere geri
döner.
Hydrologic Cycle

Görüldüğü gibi su katı, sıvı ve gaz hallerinde doğanın çeşitli kısımlarında


dönüp durmaktadır.
Hidrolojik çevrimin mühendislik hidrolojisi bakımından daha anlamlı bir
diyagramı aşağıdaki şekildedir.

Bu diyagramda hidrolojik çevrim çeşitli biriktirme sistemleri arasındaki ilişkiler şeklinde gösterilmiştir.
Sistem Kavramı :

Sistem, düzenli bir şekilde birbirleriyle ilişkili olan ve çevresinden


belli bir sınırla ayrılan bileşenler takımı olarak tanımlanır.

Sistemi çevreden ayıran sınırın çizilmesi incelenen problemin


özelliklerine bağlıdır.
Hidrolojik çalışmalarda göz önüne alınan sistem bir
akarsuyun bir bölümü olabileceği gibi bir havzanın
tümü de olabilir, birkaç havza bir arada bir sistem
olarak da düşünülebilir.
HAVZA
DSİ
Türkiye’yi 25 havzaya ayırmış, çalışmalarını buna göre
planlamaktadır.
Bir sistemin çevresiyle olan ilişkileri girdi ve çıktı vektörleriyle belirlenir.
Bir biriktirme sisteminin;

girdileri (x) [sisteme çevresinden giren sular],


çıktıları (y) [ sistemden çevreye çıkan sulardır.]

Sistemin herhangi bir andaki durumunu, sistemde o anda depolanmış olan


S su miktarı belirler.
Sistem, o andaki durumuna göre girdileri çıktılara dönüştürür;

Y (t) = f (x(t))
Mühendislik hidrolojisinde yüzeysel akışı, aynı çıkış noktasına gönderen bölge
olarak tanımlanan SU TOPLAMA (DRENAJ) HAVZASINI esas ünite olarak ele almak
uygun olur.
Gediz Havzasındaki alt havzalar
İnsanlar tarafından inşa edilen büyük biriktirme hazneleri (barajlar)
akarsulardaki akış rejimini değiştirirler, bu biriktirme hazneleri aynı
zamanda önemli miktarda buharlaşmaya yol açarlar.
İnsan kendisi için gerekli olan suyu, akarsular ve haznelerden su
alarak yüzeysel sistemden ya da yer altı sisteminden elde edebilir.
[Pompaj yada yerçekimi (cazibe ile)].
İnsan doğal bitki örtüsünü değiştirerek tutma, terleme ve sızma kayıplarını
etkileyebilir. Böylece yüzeysel akış değişir.
Örneğin ormanların kesilmesi sonunda yüzeysel akış hacminin ve taşkınların
büyüdüğü görülmüştür.

Şehirleşmenin de sızma kayıplarını azaltacağından yüzeysel akış üzerinde etkili olur, yer
altı biriktirme sistemini de etkiler.

Kirli atıkların akarsuya dökülmesiyle insan tabiatta suların kirlenmesine, böylece su


kalitesinin düşmesine sebep olmaktadır.

Şehirleşme ve endüstrinin ilerlemesiyle daha da önem kazanan bu sorunlar


hidrolojik çevrim üzerine olumsuz etkileri gözlenmektedir.
İnsanlar tarafından tasarlanan biriktirme olanağı
sağlayan baraj hazneleri akarsudaki akış rejimini
değiştirirler.
Hazneler ayrıca buharlaşma kayıplarını arttırmakta ve
çevrimde önemli bir unsur haline gelmektedir.

1
Bir havzada mevcut toplam su miktarı hidrolojik çalışmalarla
belirlenir.
Bu su miktarı, ihtiyaçla karşılaştırarak suyun en ekonomik
şekilde kullanılmasını sağlamak (OPTİMİZASYON) ise SU
KAYNAKLARINI GELİŞTİRME çalışmaları konusudur.
5. Hidrolojinin Temel Denklemleri

Bütün fiziksel olaylar için geçerli olan


‘kütlenin korunumu’
ve
‘enerjinin korunumu’ ilkeleri

hidrolojik çevrimin herhangi bir parçasına da


uygulanabilir.
5.1 Kütlenin Korunumu

Kütlenin korunumu ilkesi hidrolojik çevrimin


herhangi bir parçasında suyun ne yok olduğunu, ne de
yoktan var olduğunu gösteren süreklilik denklemine
götürür.
x-y= dS/dt

Bu denklemde ;
x göz önüne alınan hidrolojik sisteme birim zamanda
giren su miktarı,
y birim zamanda sistemden çıkan su miktarı,
S ise sistemde birikmiş su miktarıdır.
Yukarıdaki denklem, herhangi sonlu bir ∆ t zaman
aralığındaki değerler [X, Y] göz önüne alınarak da
yazılabilir ;

X-Y=∆S

X: belli bir zaman aralığında sisteme giren su


miktarı,

Y: belli bir zaman aralığında sistemden çıkan su


miktarı,

∆S: o zaman aralığında sistemde birikmiş ( ya da


azalmış) su miktarındaki değişimi gösterir.
Bu denklemin uygulamasına bir örnek olarak Aşağıdaki şekildeki yer küresi parçasını ele alalım.
+ Bu sisteme giren su miktarı;
X1=Yağış
X2=Yüzeysel akış
X3=Yeraltı akışı
bileşenlerinden meydana gelir.
- Bu sistemden çıkan su miktarı ;
Y1=Buharlaşma ve terleme,
Y2=Yüzeysel akış
Y3=Yer altı akışı,
bileşenlerinden meydana gelir.
Bu sistemde birikenler ise;
∆S1=Tutma,
∆S2=Yüzeysel biriktirme,
∆S3=Yer altı biriktirme,
∆S4=Kar örtüsü,
∆S5=Zemin nemi
bileşenlerinden meydan gelir.
∆t (saat/gün/ay/yıl)
X>Y ise +S sistemde birikmiş su artar.
X<Y ise -S sistemde birikmiş su azalır.
5.2. Enerjinin Korunumu
Fiziğin diğer temel ilkesi olan ‘ENERJİNİN KORUNUMU’
ilkesi ısı ile ilgili hidrolojik olayların
incelenmesinde kullanılır.

Buharlaşma, karın erimesi,…..gibi.

Enerjinin korunumu denklemi


HX – HY = ∆H
yazılabilir.

HX : ∆t zaman aralığında sisteme giren ısı


HY : ∆t zaman aralığında sistemden çıkan ısı
∆H :∆t süresinde sistemin ısısındaki değişimdir.
Hidrolojik sistemler hakkındaki bilgilerimizin yetersiz oluşu, sistemlerin
genellikle heterojen ve zaman içinde değişken yapıda olmaları sebebiyle temel
denklemlerin [kütlenin ve enerjinin korunumu] hidroloji problemlerine
uygulanmasında bir çok güçlükle karşılaşılır.

Kütlenin ve Enerjinin Korunumu denklemlerindeki büyüklüklerin yeterli bir


doğrulukta ölçülmesi genellikle çok zordur.

Bu nedenle özelikle küçük zaman aralığında (∆t), bu denklemleri [Kütlenin ve


Enerjinin Korunumu ] kullanmak güvenli sonuçlar elde edilemez.
10 dakika ara
6. YERKÜRESİNİN SU DENGESİ

Doğa su miktarı bakımından dinamik denge halindedir.

Su tükenmez bir doğal kaynak olup yerküresindeki toplam su


miktarı zamanla değişmez.
Uzun bir süre göz önüne alındığında hidrolojik çevrimin
herhangi bir parçasına giren ve çıkan su miktarları birbirine
eşittir.

Örneğin yer yüzünde bir yılda düşen yağış, o yıl içinde


buharlaşarak havaya geri dönen su miktarına eşittir.

Bu miktar ortalama olarak bir yılda YAKLAŞIK 100 cm kadardır.

YAĞIŞ = BUHARLAŞMA
KARA--------------------------------------------- --------OKYANUS
Yağış : 100 +385 = 485
Buharlaşma : 61+424 = 485
Herhangi bir anda suyun yer küresinin çeşitli kısımları arasında dağılımına
bakarsak çok büyük bir kısmının denizlerde bulunduğunu görürüz.

Tuzlu su % 97,50

Tatlı su sadece % 2,50

Tatlı sular ;
Buzullar % 77
Derin yer altı suyu % 12,4
Yüzeye yakın yer altı suyu % 9,9
Göller % 0,35
Zemin nemi % 0,17
Atmosfer % 0,04
Akarsular % 0,003
Canlılar % 0,003
Yeryüzüne bir yılda ortalama 100 cm yağış düşer
ve
karalara düşen yağışın üçte bir kadarı (33 cm) akarsular yoluyla yüzeysel akış
halinde denizlere iletilir.
Türkiye’de yıllık ortalama yağış yüksekliği 65 cm dır.

Bu yağışın % 38’i akarsularda akış haline geçer.


7. Yerküresinin Isı Dengesi

Yerküresindeki ısı enerjisi güneş ışınlarından sağlanır.

Atmosferin üst sınırında güneşten gelen ısının ortalama değeri


yaklaşık olarak sabit olup güneş ışınlarına dik bir düzlemde
yaklaşık olarak dakikada 2 kal/cm2 dir.

Bu kısa dalga boylu ışınlar halindedir.


Yeryüzüne varan ısının da bir kısmı yansıtılır, yansıtma
oranı (ALBEDO) yüzeyin yapısına bağlıdır.
Bitkilerin albedosu % 5- % 25 ,

kar için % 50- % 90 arasındadır.


Dalga boyu, dalganın taşıdığı enerji miktarıyla ters orantılıdır.
Uzun dalga boyuna sahip bir ışığın düşük enerjisi,
kısa dalgalı bir ışığın yüksek enerjisi vardır.

Güneş ışınımı değişik dalga boylarında yayınlanır. Yayınlanan bu dalga


boylarının sıralı görünümü de güneş spektrumu olarak isimlendirilir.

Artan enerji Azalan Enerji


Evren, üzerine düşen güneş ışınlarından çok, dünyadan yansıyan güneş ışınlarıyla ısınır.

Bu yansıyan ışınlar başta karbondioksit, metan ve su buharı olmak üzere atmosferde bulunan gazlar
tarafından tutulur, böylece dünya ısınır.

Işınların bu gazlar tarafından tutulmasına sera etkisi denir. Atmosferde bu gazların miktarının artması
Yerküre'de ısınmayı artırır

.
"Greenhouse Effect"

Trapp: yakalamak-engel olmak


Güneş enerjisi yeryüzüne kısa dalga boyu radyasyon olarak ulaşır.

Yerküresinin sıcaklığı düşük (15o C) olduğu için atmosfere uzun


dalga boylu ışınlar yayar.
Yeryüzünden yayılan uzun dalga boylu ışınların bir kısmını atmosfer, radyasyon
ve konveksiyon [düşey taşınım] yoluyla yeryüzüne geri gönderir.
Bu şekilde güneşten gelip , giden ve tekrar dönen enerji, güneşten gelen
kısa dalga boylu ışınlarının enerjisinin 3 katı kadar olur.

Atmosferin ısınmasında uzun dalga boylu ışınların etkisi daha önemlidir.


Katılımlarınızdan dolayı,
TEŞEKKÜR EDERİM

Bir kez de kitabı okumanızı tavsiye ederim.


Problem 1:

Demir köprü baraj gölünde 1971 yılı haziran ayı başında 495,60 milyon m 3 su
bulunmaktadır.

Bu ay boyunca Gediz nehrinin baraj gölüne getirdiği ortalama debi 15.8 m 3/s dir.
Haziran ayında gölden 3.5 milyon m3 su buharlaşmıştır, göl üzerine hiç yağış
düşmemiştir. Enerji üretimi için bu ay baraj gölünden 25.5 milyon m 3 su
çekilmiştir.

Haziran ayı sonunda gölde 490.5 milyon m 3 su bulunduğu bilindiğine göre, baraj
gölünden 1 ay boyunca ne kadar sızıntı olmuştur?
Demir köprü baraj gölünde 1971 yılı haziran ayı başında 495,60 milyon m 3 su bulunmaktadır.

Bu ay boyunca Gediz nehrinin baraj gölüne getirdiği ortalama debi 15.8 m 3/s dir. Haziran ayında gölden 3.5
milyon m3 su buharlaşmıştır, göl üzerine hiç yağış düşmemiştir. Enerji üretimi için bu ay baraj gölünden
25.5 milyon m3 su çekilmiştir.

Haziran ayı sonunda gölde 490.5 milyon m 3 su bulunduğu bilindiğine göre, baraj gölünden 1 ay boyunca ne
kadar sızıntı olmuştur?

VHaziran Başı = 495,60*106 m3

Vgediz nehri = 15.8 m3/s [30 gün*24


saat*60dak*60s]=40.953.600 m3
 
X-Y= Vbuharlaşma=3,5*106 m3

Vçekilen su =25,50*106 m3

VHaziran sonu =490,50*106 m3

Vsızıntı= ?

ΔS =X-Y
(490,50*106m3 -495,60*106 m3) =(40.953.600,0m 3
-3,5*106 m3
-25,50*106 m3-Vsızıntı)

You might also like