You are on page 1of 32

Döküm ve Katılaşma (devam)

Kristal Büyümesi ve Tane Yapısı


Oluşumu
• Çekirdek oluştuktan sonra diğer atomların düzenli olarak
eklenmesi ile katılaşma olayı devam eder. Ancak
kristaldeki x,y,z yönleri komşu kristale göre belirli oranda
açı yaparlar. Katılaşma bittiğinde, taneler birbiriyle temas
ederek birkaç atom boyutu genişliğinde tane sınırlarını
oluştururlar.

2
• Kübik kristal yapıya sahip olan metallerde büyüme, bazı
tercihli yönlerde (küp yüzeyine dik doğrultularda) çok hızlı,
diğer yönlerde ise daha yavaş olur ve bu şekilde büyüyerek
ortaya çıkan kristallerin hacimsel düzeni DENDRİT olarak
adlandırılır.

3
Dendrit Oluşum Süreci

Soğuma çok hızlı ve alaşım elementlerinin birbirlerinde


ergime miktarı sıcaklıkla beraber hızla düşüyorsa dendritik
yapı ortaya çıkar. 4
• Katılaşma sırasında, çekirdeklenme ve dendritik büyüme ile
kristalleşme cephelerinin birbiriyle birleşmesi sonucu
içyapının ortaya çıkışı Şekil’de görülmektedir.

a)Çekirdeklenme
b,c) Dendritik büyüme
d) Taneler ve tane sınırları

5
• Kristalleşme biçimleri soğuma koşullarına bağlıdır. Eriyik
ısının her taraftan uzaklaştırılması ile düzgün soğursa
eşeksenli yani toparlak taneler, düzgün olmayan (yönlenmiş)
ısı iletiminde ise uzun (çubuksu) taneler meydana gelir.

İngotta katılaşma

6
Alaşımlarda Katılaşma
• En az iki tür atomun birlikte bulunduğu alaşımların
katılaşması saf metallerden daha farklı olup, katılaşma
olayı belli bir sıcaklık aralığında (sıvı+katı bölgesi)
gerçekleşir.

7
• Alaşımlar en az iki tür atomdan oluştukları için, bu
malzemelerin kendilerine özgü katılaşmalarında sıvı/katı
ara yüzeyinde bileşim farklılığı ortaya çıkar.

Metal eriyiklerde aşırı soğuma grafiği

8
• Eriyik T0 sıcaklığına soğutulduğunda,katılaşan ilk katı çözelti
kristallerinin B atom yüzdesi (c1), alaşımın yani eriyiğin
ortalama değerinden(c0) çok daha düşüktür. Yani ilk
kristalleşen katıda B atomları yüzdesi düşük olmaktadır. Bu
ilk kristalleşmeden arta kalan B atomları eriyiğe
geçeceklerinden, katılaşmanın devam edeceği ara yüzey
civarındaki eriyik, B atomu bakımından zenginleşir.
• Alaşımın ortalama bileşimine göre daha fazla B atomu içeren
(c>c0) bu eriyik tabakasının liküdüs sıcaklığı (TLİ) ise artan B
yüzdesiyle azalır (TLİ< T0 ).

9
• TLİ ve T0 eğrilerinin kesiştiği noktadan sıvı/katı arayüzeyine
kadar (ΔX) kalınlığındaki bölgede alaşımın gerçek sıcaklığının,
katılaşmanın başlayacağı liküdüs sıcaklığından daha düşük
olduğu yani aşırı soğumanın ortaya çıktığı görülmektedir.
• Katılaşmadaki derişiklik farklarından meydana gelen bu olaya
yapısal aşırı soğuma,bu bölgeye de aşırı soğumuş sıvı bölgesi
denilir.
• Bir eriyiğin soğuma hızı, yani içindeki sıcaklık gradyeni,
yapısal aşırı soğuma bölgesinin büyüklüğünü belirler ve farklı
koşullarda birbirinden çok farklı özelliklerde içyapılar ortaya
çıkar.

10
Aşırı Soğumaya bağlı Katılaşma
Cephesi ve İçyapı Değişimi

(a)

a) Isı iletimi, aşırı soğuma bölgesi yaratmayacak şekilde


olursa düzlemsel katılaşma oluşur. Düzlemsel katılaşma
endüstriyel alanda özellikle yarı iletken veya oksit tek
kristallerin üretimini sağlar.

11
(b)

• Burada eriyik geniş bir ΔX bölgesinde aşırı soğuduğundan,


tercihli yönde büyüyerek bu bölge içine uzamış her kristal
ısının çekildiği doğrultuda daha hızlı olarak büyümesine
devam eder. Sonuç olarak, dendritik yapı oluşur.

12
Saf Metal ile Alaşımın Katılaşması Farkı
• Saf elementlerde katılaşmanın aşırı soğumadan sonra
sabit bir sıcaklıkta gerçekleştiği belirtilmişti. Halbuki
alaşımlarda katılaşma bir sıcaklık aralığında (T1-T2)
meydana gelir.

a) Saf metal, b) Alaşım

13
Döküm veya İngot (Kütük) Yapısı
Ergitilmiş metalin kalıba dökülür ve katılaşmaya bırakılır.
Kalıpta, son şekle sahip döküm parçası üretilir.

Katılaşma sırasında döküm makro yapısının oluşması:

• Çekirdeklenme başlar,
• Çil bölgesi oluşur,
• Tercihli büyüme ile sütunsal oluşum,
• İlave çekirdeklenme, eşeksenli bölge oluşturur.
14
a) Çekirdeklenmenin Başlaması

15
b) Çil Bölgesi Oluşumu
• Döküm yüzeyinde dar bir band halinde rastgele
yönlenmiş tanelerin oluşturduğu bölgedir.
• ‰Kalıp duvarları heterojen çekirdeklenmenin
oluşabileceği pek çok yüzey sağlar.
• ‰Taneler çekirdeklenmeye başlar ve kalıp duvarı boyunca
büyür.

16
c) Tercihli Büyüme İle Sütunsal Oluşum
• Belli kristallografik yönde yönlendirilmiş
uzun taneleri içerir.
• ‰Dökümün ısısı kalıp tarafından
uzaklaştırıldığında, çil bölgesindeki
taneler ısı akışına ters yönde veya
dökümün en soğuk bölgesinden en sıcak
bölgesine doğru büyür.
• Taneler kalıp duvarına dik yönde
büyürler.

17
d) Eşeksenli Bölgelerin Oluşumu
• Düşük döküm sıcaklığı, alaşım
elementleri veya tane inceltme ile
aşılayıcı malzemelerin neden olduğu
rastgele yönlendirilmiş taneleri içerir.
• ‰Sütunsal tanelerin büyümesini
durdururlar.

18
• Döküm parçalarının içyapısı da, katılaşmadaki soğuma
koşullarına bağlı olarak üç ayrı bölge gözlenebilir. Kalıp
cidarlarında ani soğuma etkisi ile küçük ve eşeksenli
tanelerden oluşan bir kabuk, bunu izleyen bölgede sıcaklık
gradyeninin etkisiyle uzun çubuksu taneler, orta kısımda ise
soğuma her taraftan olduğundan, tekrar eş eksenli taneler
görülür.

b
c

19
• Büyük parçaların dökümünde iri tanelerin oluşumunu
engellemek için sıvı metale bazı yabancı elementler ilave
edilir. Neticede yabancı elementler aşırı soğuma miktarını
artırarak tanelerin ufalması gerçekleşir.

20
Döküm Parçalarda Katılaşmanın
Etkisi
• Döküm parçalarının tasarımında katılaşma özelliklerinin
dikkate alınması gereklidir.
• Bir dirseğin dökümünde, birincil içyapının
mekanik özellikleri nasıl etkilediğine bir
bakalım…

21
Şekil a)’da kristalleşme cephelerinin karşılaşılan
yüzeylerinde katışkıların toplanması bu bölgenin
özellikle eğme ve darbeli zorlamaya karşı çok zayıf
kalmasına neden olur.
b)’de, sözkonusu olay engellenemediği gibi, kalın kesitte
eriyiğin geç katılaşmasından ötürü Lunker ortaya çıkar.
c) ise kesit kalınlaşmasını ve kristalleşme cephelerinin
karşılaşmasını önleyen en uygun çözümdür. 22
• Katılaşmada en sorunlu bölgelerden
birisi de köşelerdir.
• Birleşme noktasındaki
kesit, genellikle birleşen
kesitlerden büyük
olduğundan, bu
bölgelerin iç kısımları en
son katılaşır ve çekme
boşlukları oluşabilir.

Dolayısıyla bu bölgelerde ya kesit inceltilmeli, ya da


soğutma plakaları yardımıyla katılaşmanın köşeden başlaması
sağlanmalıdır.
23
Katılaşma Hataları
• Dökümü yapılan metalin cinsi, kullanılan kalıplama tekniği,
araç-gereçler ve el becerileri gibi faktörler neticesinde
döküm parçalarında hatalara rastlanmaktadır.
• Katılaşma sırasında,çok sayıda potansiyel hatalar meydana
gelmekle beraber bunlardan özellikle değinilmesi
gerekenler şunlardır:

24
Çekme
• Hemen hemen bütün malzemeler, katı durumda iken sıvı
durumdan daha yoğundur.
• Katılaşma sırasında malzeme en fazla % 7 kadar çeker.
• Çekme hatasının başlıca nedeni, dökümde istenen ısı
merkezlerine doğru, yani yolluklar ve çıkıntılara doğru
yönlü katılaşma sağlayamamaktır.

25
Dentritler Arası Çekme
• Dentritler arası çekme yoğun dentritik büyüme olduğunda
oluşur.
• Yüksek soğuma hızları, dentritik çekme problemlerini
azaltabilir. Böylece, dentritler kısa olabilir ve bu yapı
katının iç yüzeyindeki sıvının, katılaşması için, dentrit
şebekesine doğru akmasını sağlayabilir.

26
Gaz Gözenekliliği
• Metaller sıvı durumda iken büyük miktarda gaz eritirler.
Örneğin; Al, H' i eritir. Buna karşın, Al katılaştığında katı
metal içinde sadece H' in küçük bir kısmı kalır. Fazla H,
küçük boşluklar oluşturur.
• Gözeneklilik, üniform olarak dökümün her tarafına
dağılabilir. Dentrit kolları arasına hapis olabilir.
• Dökümdeki gaz gözenekliliği; sıcaklık düşürülerek sıvı ve
gazın birbirleriyle birleşip katı oluşturması için malzemeler
katarak veya gaz kısmi basıncının düşük tutulması
sağlanarak azaltılabilir.

27
Mikro Segregasyon
• Alaşımların katılaşması sırasında bileşim farklılıklarının
ortaya çıkışının bir sonucu olarak, katılaşan taneler içinde
çekirdekten dışarı doğru derişikliğin değişmesidir. Bu olaya
mikrosegrasyon, ortaya çıkan içyapıya da tabakalı katı
çözelti denir.
• Katılaşma aralığı olan her alaşımın döküm yapısında
görülebilen mikrosegrasyon, istenmeyen özellik
değişimlerine sebep olur.
• Olumsuzlukların etkilerini gidermek için malzemeye solidüs
sıcaklığının hemen altında bir homojenleştirme tavı
uygulanabilir.

28
Hidrojen Gözenekliliği
• Alüminyum alaşım ingotlarında hidrojen gözeneği oluşumu,
açılı dentritler arası çukurlar veya oldukça küçük küresel
parçaların (gözeneklerin) ortaya çıkması ile kendini belli
eder.
• Küçük küresel gözenekler, katı metalde çok az miktarda arta
kalan hidrojenden ileri gelir. Bu küçük gözeneklerdeki gazın
basıncı çok yüksektir. Yüksek sıcaklıklarda yapılacak ısıl
işlemlerle makroskobik dentritler arası gözenekler
yuvarlatılabilir ve küçük yuvarlak gözenekler, gözle görülür
hale getirilebilir.

29
Yüzey Hataları

• İstenmeyen alaşım elementleri ve birleşen sert yapı


bileşenleri içeren yüzey tabakası, çoğu kez doğrudan, hızlı
soğutulmuş yarı sürekli alüminyum alaşım ingotlarının
dökümünde ortaya çıkar.
• Alüminyum alaşım ingotlarının yüzeyini segregasyondan
kurtarmak için, soyma ya da kabuğu kaldırma denilen işlem
yapılır.

30
Merkez Çatlaması
• Merkezde çatlama çoğu kez döküm hızının artması ile yüzey
durumunun iyileştirilmesi girişimleri sonucu oluşur.
• Merkezi besleyecek sıvı metalin bulunmaması nedeni ile bu
tip çatlaklar artar, bu kusura daha çok az katkılı alaşımlarda
rastlanılmaktadır.
• Merkezde çatlamaya neden olan başlangıç döküm hızının,
kontrollü ikincil soğutma işlemleri sayesinde
giderilebileceği bilinmektedir.

31
KAYNAKLAR
• Malzeme Bilgisi, Şefik GÜLEÇ, Ahmet Aran
• Malzeme Bilgisi ve Muayenesi, Temel SAVAŞKAN
• Metal Döküm Teknolojisi, Ahmet ARAN
• Metallere Plastik Şekil Verme, Levon ÇAPAN
• Malzeme Bilimi, Kaşif ONARAN
• İmal Usulleri, Mustafa ÇİĞDEM

32

You might also like