You are on page 1of 23

UYGARLIKLAR TARİHİ

1. HAFTA 2. DERS
TUNÇ ÇAĞINDAN DEMİR ÇAĞINA

• MÖ 3300 – MÖ 1200 yılları genellikle Tunç Çağı olarak adlandırılır. Tunç, bakır, kalay ve başka
metallerin alaşımı olan bir maddedir hem tarım aletleri hem de silah yapımında kullanılır. Ancak
yapımı ustalık gerektirir ve pahalıdır.
• Tunç silahlara sahip olan sınırlı sayıda güçlü asker bir aristokrasi kurarak taş ve ahşap silah kullanan
yerleşik kavimlere karşı başarı sağlamışlardır. Hindistan’da Aryanlar, Yunan anakarasında Mikenler ve
Çin’de Shang hanedanı Tunç devri toplumlarına örnektir.

Tunç silahlar
TUNÇ ÇAĞINDAN DEMİR ÇAĞINA

• MÖ 1200’den itibaren Demir Çağı başlar. Demir tunca göre daha ucuz ve daha boldur. Böylece silahlı
elitlerin gücü azalırken nüfus üstünlüğü önem kazanmaya başlar. Demir kullanan göçebe kavimler tunç
kullanan yerleşik medeniyetlere üstünlük sağlamışlardır.
• İran’da Medler ve Persler, Ortadoğu’da Filistinlililer, Aramiler ve İbraniler, Anadolu’da Urartular,
Frigler ve Lidyalılar, Yunanistan’da Dorlar ve Avrupa’da Keltler demir kullanan göçebe
kavimlerdendir.

Demir Çağı halkları Demir Çağı silahları


TUNÇ ÇAĞINDAN DEMİR ÇAĞINA

• Demir Çağı’nda üç temel devrim yaşanmıştır:


1. Birincisi siyasi ve askeri bürokrasinin yerleşmesi
ve büyük coğrafyalar üzerinde kontrolü
sağlamasıyla imparatorluk yapılarının
yükselmesiydi. Bunu profesyonel ve sürekli
orduların kurulması izledi.
2. İkinci devrim alfabetik yazının ortaya çıkması
oldu. Gelişmiş medeniyetlerde dar bir zümrenin
tekelinde kalan hiyeroglif/çivi yazısı, Doğu
Akdeniz’de imparatorlukların eğitim
kurumlarından mahrum yazıcılar için daha kolay
bir yazı sistemini gerektirdi. Böylece seslerin
harflerle karşılandığı alfabeler ortaya çıktı. Mısır
ve Asur ruhbanı bu yeni yazıya uzun süre direndi,
ancak halk bu yeni yazıyı kolayca benimsedi.

Üstte: Demir silahlı askerler


Altta: Fenike alfabesinin varyasyonları
TUNÇ ÇAĞINDAN DEMİR ÇAĞINA

• Üçüncü devrim ise tek tanrılı dinlerin ortaya


çıkışı oldu. Sümer devletlerinin yenilgileri
ve konfederasyonun dağılması Sümer
panteonu-nun sorgulanmasına yol açtı. Bu
durum eski geleneklere dönülmesini
savunan köktenci bir yaklaşım ile yeni bir
din arayışının eşzamanlı olarak ortaya
çıkması sonucunu doğurdu.
• Babil’de çok tanrılı panteondan vazgeçilme-
mekle beraber Marduk merkezli bir din Marduk kültü Aton kültü
ortaya çıktı. Mısır’da ise tek tanrılı Aton
kültü kısa bir süre hâkim olsa da eski çok
tanrılı panteona hızla geri dönüldü.
• Tektanrıcılık iki merkezde (Mezopotamya/
Mısır) değil de iki çevre bölgede (Filistin/
İran) ortaya çıktı. Filistin Mezopotamya-
Mısır, İran da Mezopotamya-Hindistan
medeniyetle-rinin arasında kalmıştı.
• Medeniyetler arası rekabet özgün düşünce
yapılarının doğmasını kolaylaştırmıştır.

Demir Çağı devletleri


TUNÇ ÇAĞINDAN DEMİR ÇAĞINA

• İbraniler kendilerine Sümer’den Filistin’e göç eden İbrahim, Mısır’da Yahudilerin tutsaklığı, Musa’nın
Yahudileri Mısır’dan çıkarışı gibi temalar içeren dini bir geçmiş oluşturmuştur. Kenanlılara karşı
mücadelenin bir boyutu da onların dini inanışlarına yönelik tepkileriydi. Kenan tanrısı El/Yahova Davud
sonrası peygamberlerce tek tanrılaştırıldı ve evrenselleştirildi.
• İran’da ise Zerdüştlük ve kutsal kitabı Avesta ortaya çıktı. Zerdüşt adı verilen ve MÖ 1500 civarlarında
yaşadığı varsayılan bir peygamber (?) tarafından ilan edilen bu dinin temelinde Ahura Mazda adlı
cisimsiz ve evrensel bir Tanrının kötülükle (Ehrimen) mücadelesi vardır. Pers kralları ve soyluları MÖ
600 civarlarında bu dini benimsedi.

İbrahim’in göçleri Yahudilerin Mısır’dan çıkışı Zerdüşt


YAĞMUR BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Özellikle sabanın aktif bir biçimde kullanılması ve


yar ve yak yöntemi ile büyük nehirlere bağımlı
olmaksızın tarım ve ticaretle uğraşan topluluklardır.
En tipik örneklerinden biri Hititlilerdir.
• MÖ 2000’lerde Anadolu’ya gelen ve Hint-Avrupa
ailesinden bir dil konuşan Hititler Hattuşa merkezli
büyük bir imparatorluk kurdular. Suriye üzerinde
Mısır ve güneydoğu Anadolu üzerinde Mitanni ve
Asur İmparatorlukları ile rekabet ettiler.
• MÖ 1200’de başlayan Deniz Halkları saldırıları ile
imparatorluk dağıldı; küçük Hitit prenslikleri MÖ
700’lere kadar varlığını sürdürse de Asur
İmparatorluğu tarafından yıkıldılar.

Üstte: Hitit İmparatorluğu’nun en geniş sınırları


Altta: Hitit başkenti Hattuşa
YAĞMUR BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

1. MÖ 1200 – MÖ 800: Hititlilerden sonra Anadolu’da


iki büyük yağmur bazlı medeniyet kuruldu. Doğu
Anadolu’da Tuşba merkezli Urartu ve Batı
Anadolu’da Gordion merkezli Frig Krallıkları.
Urartular İran üzerinden gelen Hint-Avrupa dili
konuşan bir toplulukken, Frigler Balkanlardan gelen
bir kavimdi. Her iki medeniyet de madencilik
konusunda ilerlemişlerdi. Her iki medeniyeti de
demir kullanan göçebe Kimmerler yıktı.
2. Kimmerler Karadeniz-Kafkasya bölgesinde yaşadığı
düşünülen bir kavimdi. Urartu ve Frigya
krallıklarını yıktıkları gibi Asur İmparatorluğu’nun
Anadolu topraklarını da ele geçirmişlerdir.
3. MÖ 700 – MÖ 500: Frigya Krallığı’nın yerini Lidya
Krallığı aldı; Sardes merkezli bir krallık kuruldu ve
ticaretle zenginleşti. İlk madeni para Lidya
Krallığı’nda tedavüle sokuldu. Anadolu’nun kıyı
yerleşimlerini ele geçiren Lidyalılar önce Kimmer
saldırıları ile zayıfladı, daha sonra da Pers
hakimiyetine girdiler.
Üstte: Anadolu medeniyetleri
Altta: Kral Midas ve Kral Krezüs
(Karun)
YAĞMUR BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Avrupa’da ise bu dönemde Keltler baskın bir topluluk oldular. Keltlerin usta demir işçiliği tunç kullanan
yerleşik halka karşı büyük bir üstünlük elde etmelerine neden oldu. Keltler İtalya’dan İngiltere’ye ve
İspanya’ya Bohemya’dan Macaristan ve Anadolu’ya geniş bir alana yayıldılar.
• Avrupa kentlerinin önemli bir bölümü (Trier, Paris, Rennes, Devon, Kent, Brüksel, Bern vb) ve
Anadolu’da pek çok kent (Ankara) Keltler tarafından kuruldu veya büyütüldü.

Keltlerin yayılışı Bir Kelt savaşçısı


YAĞMUR BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Filistin bölgesinde ise iki büyük topluluk ortaya çıktı. Bunlardan birincisi Kenan medeniyeti,
ikincisi de Filistin’in iç bölgelerinde yaşayan İbrani medeniyeti oldu.
• İbraniler bir çöl kavmi olup geç Bronz Çağı’nda Filistin’e yerleştiler ve Filistin kıyılarındaki Kenan
medeniyeti ile rekabete başladılar. Yaşadıkları bölgeye verdikleri İsrail ismi ilk olarak MÖ 1200’e
tarihlenen Mısır medeniyetine ait Merneptah Steli’nde geçmektedir.

Kenan medeniyeti Merneptah Steli


YAĞMUR BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• İbranilerin lideri Saul Filistinlilerle


mücadeleye başladı ancak yenildi ve intihar
etti. Yerini alan rakibi Davud Kenanlıları
yenerek bir krallık kurmayı başardı (MÖ 1000
civarları). Başkent olarak Kudüs kentini seçti
ve kenti büyüttü. Krallığı Fırat nehrinden
Kızıldeniz’e uzanıyordu.
• Oğlu Süleyman döneminde Yahudi Krallığı
güçlendi. Süleyman Yehova için Kudüs’te
büyük bir tapınak inşa ettirdi. Başka din ve
kültürlere karşı hoşgörüsü tutucu Yahudiler
arasında tepkiye yol açtı.

Üstte: Saul’un İbrani Kralı olarak kutsanması


ve Davud’un Kenan kralı Golyat’ı yenmesi
Altta: Süleyman mabedi
YAĞMUR BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Süleyman’ın ölümünün ardından Yahudi toplumu


İsrail ve Yahuda Krallığı adıyla ikiye bölündü.
Süleyman’ın oğlunun yönetimine karşı çıkan
kabilelerin kurduğu İsrail Krallığı MÖ 722
yılında Asurlular tarafından, Süleyman’ın oğlu
Rehoboam tarafından kurulan Yahuda Krallığı ise
Mısır ile ittifak yaptığı gerekçesiyle MÖ 587
yılında Babilliler tarafından yıkıldı
• Babil Kralı II. Nebukednezar Kudüs kentini
tamamen yıktı ve tüm Yahudileri Babil’e sürgün
etti. Yahuda Krallığı İbranilerinin inancı olan
Yahudilik çeşitli devletlerin boyunduruğunda
yaşayan bir köylü inancına dönüştü. Babil
sürgünleri ise inanışlarını eski dinsel öğretilere
sadık kalan rabbiler aracılığıyla sürdürdüler.
Böylece farklı kültürleri benimsemiş olsalar da
dinlerini korumayı başardılar.
• Babil esareti MÖ 539’a kadar yaklaşık 50 yıl
sürdü. Babil İmparatorluğu’nu yıkan Persler
Yahudilerin Filistin’e dönmesine izin verdiler.
Yahudi krallığının bölünmesi
YAĞMUR BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Demir Çağı başlarında Ari bir halk olan Medler ve Persler İran’a yerleşmeye başladılar. MÖ 800 civarında
Persleri de hakimiyeti altına alan Medler bir krallık kurdular. Babillilerle ittifak yaparak Asur
İmparatorluğu’na kesin olarak son verdiler.
• MÖ 550 yılında Pers İmparatoru II. Keyhüsrev (Cyrus/Küros) Medlere karşı isyan etti, krallıklarını yıktı
ve ülkelerini ele geçirdi. Ardından Anadolu’ya girerek Lidya Krallığı’nı Kimmerlerin de desteğiyle yıktı
ve Sardes’i işgal etti. Sonra Babil Krallığı’nı yıktı ve Yahudilerin sürgününe son verdi.
• Oğlu II. Kambiz (Cambyses) ise Mısır’ı fethederek Pers İmparatorluğu’nu Ege kıyılarından Mısır’a,
Mezopotamya’dan Hindistan’a kadar genişletti.

Büyük Küros’un İmparatorluğu Cyrus/Küros


YAĞMUR BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• MÖ 700 civarlarında bir başka göçebe


halk olan İskitler Kuzey Asya steplerinden
Karadeniz’in kuzeyine ve oradan da
Avrupa ve Kafkasya’ya doğru yayıldılar.
İtalya’nın kuzeyine kadar inip Keltlerle ve
Kafkasya’dan Hazar Denizi’nin güneyine
ve Anadolu’ya inip Perslerle yoğun bir
mücadeleye girdiler.
• MÖ 530’da İskit Kraliçesi Tomris Pers
İmparatoru II. Keyhüsrev’i ağır bir
yenilgiye uğrattı; Persler uzunca bir süre
İskitleri yenemediler. İskitler ise yerleşik
hayata geçemediler.
• İskitlerin en büyük avantajı savaş arabası
kullanmayıp ata doğrudan binmeleridir.
Böylece savaş arabasından çok daha mobil
bir askeri sınıf ortaya çıktı ve piyadelere
karşı büyük başarı sağladılar.

Üstte: İskitlerin hakim olduğu bölgeler


Altta: Kraliçe Tomris ve Amazon atlı savaşçısı
DENİZ BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• MÖ 2500 civarlarında bir Tunç Çağı medeniyeti


olarak Girit’te Minos medeniyeti ortaya çıktı.
Balıkçılık ve deniz ticareti temelli bir medeniyet
olup Knossos merkezli bir idare kurdular ve Ege
adalarına yayıldılar.
• Bu medeniyet Mısır ve Mezopotamya medeniyeti
ile etkileşim halindeydi. Hızla zenginleşti, yazı,
sanat ve mimaride gelişti. Ancak savaşçı bir
medeniyet değildi, düzenli ordusu ve surlarla
çevrili şehirleri yoktu.
• “Büyük Ana” (daha sonra Zeus’un annesi
Rhea’ya dönüşecektir) tanrıça kültü temelli bir
din vardı ve daha ince bir estetik mevcuttu..

Üstte: Büyük Ana heykeli ve Knossos sarayı


Altta: Girit medeniyetinin etki alanı
DENİZ BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Girit medeniyeti ilk deniz imparatorluğu


olarak bilinir ve hiyeroglif ve çivi yazısı
karışımı bir yazı yöntemi ile ekonomik
kayıtlar tutulmuştur. Mısır, proto-Latin
ve Yakındoğu halkları ile ticaret
yaptıkları bilinmektedir. Bu medeniyetin
mensuplarının ırksal yapıları
bilinmemekle beraber proto-Helen,
Mısırlı, hatta Hititli oldukları yönünde
tezler vardır.
• Bu medeniyet önce yaklaşık MÖ 1630
yılında Santorini adasının patlaması ve
ortaya çıkan tsunami ile büyük zarar
görmüştür. Bu patlama sonucunda dünya
küçük bir buz çağına girmiştir. Bu
zayıflama Yunanistan anakarasından
gelen tunç bazlı silah kullanan göçebe
Miken istilacıların işini kolaylaştırmıştır

Üstte: Santorini patlamasının etki alanları ve


Girit yazısı
Altta: Miken medeniyeti
DENİZ BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Yunan uygarlığını diğer uygarlıklardan ayıran


en önemli nitelikleri (1) şehir devletinin temel
siyasi aktör olarak tanınması ve (2)
dünyayı/insanları gizemcilikle değil doğa
yasalarıyla açıklama oldu.
• Yunan medeniyetinin gelişmesinin sebepleri
şunlardır:
1. Pek çok ada ve şehir devletinden müteşekkil
Yunan medeniyetinde çeşitlilik yaygındı ve
tek tip bir idari ve kültürel mekanizma yoktu.
Bu durum özgür düşünceyi mümkün kıldı.
2. İkincisi farklı uygarlıklar arasındaki etkileşim
yaygındı. Ortadoğu, Mısır ve Anadolu gibi
diğer uygarlık merkezleri ile yoğun bir
etkileşim mevcuttu.
3. Üçüncüsü siyasal güç tüccarların eline geçti
ve onlar da servetlerinin dayanağı olan
teknolojiyi geliştirmeye katkı sağladılar. Bu
üç unsur modern anlamıyla bilimin İyonya
medeniyetinde doğmasına neden oldu.

Antik Yunan Medeniyetinin ilk yerleşkeleri


DENİZ BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• MÖ 1600’lerde Kuzeyden gelen Miken istilası Girit


uygarlığının yerine deniz temelli bir medeniyet oturttu.
Oldukça saldırgan denizciler Mısır ve Truva dâhil tüm
Akdeniz kıyılarına saldırılar düzenlediler. Bu dönem
Yunan medeniyetinin Kahramanlar çağıdır.
• MÖ 1200’lerde bu kez kuzeyden Dorlar geldi ve tunç
temelli aristokrat savaşçı topluluğu Mikenler demir
kullanan Dorlar tarafından yenildiler. Dorlar Ege
Denizi’ne ve Batı Anadolu’ya yayılarak koloniler kurdular.
Kabileler halinde yaşadıklarından ve bir imparatorluk
geleneğine sahip olmadıklarından şehir devletleri (polis)
formunda örgütlendiler.
• Nüfus arttıkça kolonileşme de arttı. Şarap ve zeytinyağı
gibi lüks ve pahalı ürünlerin ticaretine başlatıldı. Barbar
kavimlerden yüklü miktarda alınan tahıl gibi hammaddeler
de Yunan nüfusunun anakaranın kıt kaynaklarından
bağımsız olarak artmasını sağladı.

Üstte: Dor istilaları sonrası Yunan şehir devletleri


Altta: Bir Yunan gemisindeki amforalar
DENİZ BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Yunan nüfusunun şehirlerde yaşayanları


tarımsal üretime dâhil değildi ve tarım
ürünlerini parayla satın alması gerekiyordu.
Böylece Lidya Krallığı’nda icat edilen para
kullanımı hızla yayıldı. Çiftçiler kent
yaşamına yurttaşlar olarak katıldı. Böylece
Ortadoğu toplumlarında görülen ekonomik
yaşama salt vergi yoluyla katılma durumu
Yunan toplumunda pek görülmedi.
• Bir çiftçi/asker düzeni olarak kurulan
falanks sistemi sayesinde profesyonel
askerlik süvarilere karşı üstünlük sağladı.
Bu durum ordu mensupları arasında derin
bir dayanışma duygusunu beraberinde
getirdi. Böylece eşitlikçi ve özgürlükçü bir
toplum anlayışının temelleri atıldı.
Bireysellikten kolektifliğe geçildi.

Üstte: Yunan hoplit askeri ve Yunan köylüleri


Altta: Yunan falanks sistemi
DENİZ BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Dorlar Olympos panteonunu yerli verimlilik tanrıçası kültü ile birleştirdi. Karmaşık bir dini yapı ortaya
çıktı. Yunan dini ilkel animizm ve fetişizmden dünyayı büyük bir tanrılar ve insanlar kenti olarak gören
çizgiye doğru gelişmiştir. Ozanlar ve Delphi kâhinleri gibi ruhbanlar bu karmaşaya düzen vermeye
çalışsalar da başarılı olamadılar. Bu dini çelişkiler sorgulamayı, sorgulama da felsefeyi ortaya çıkardı.
• Din kadar sanat ve tiyatronun ortaya çıkışına da polis damgasını vurdu. Kahramanlık polis yurttaşlığı ile
özdeşleştirildi ve destanlar ortaya çıktı.

Olimpos Panteonu Delphi Kahinleri


DENİZ BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Yunan devlet sisteminin özü polis adı verilen şehir devletleri olmakla beraber bunların rejimleri monarşiden
despotizme, oligarşiden demokrasiye kadar değişebilirdi.
• Polisin en büyük avantajı daha önceki toplumlardan farklı olarak nüfusun çok büyük bir kısmının
kültürel/siyasal faaliyetlere katılmasının sağlanması oldu. En büyük dezavantajı ise birbirine rakip şehir
devletleri arasında sürekli iç savaş tehdidini beraberinde getirmesiydi.
• Bu dönemde bazı Yunan kolonileri Yunanistan’dan daha kuvvetli olabildiler. Örneğin Sicilya’daki Siraküza
kolonisi Fenike ile geliştirdiği özel ilişkiyle kuvvetlendi. Yakındoğu’da yaşayan ve Yunanlılardan daha eski
bir medeniyet olan Semitik Fenikelilerin Kuzey Afrika’da kurdukları Kartaca kolonisi de benzer bir
gelişme kaydederek büyük bir İmparatorluğa dönüştü.

Siraküza’da Arşimed’in mercekli silahı Siraküza kolonisi


DENİZ BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Bu dönemde bir başka deniz bazlı medeniyet Fenike medeniyeti oldu. Fenikelilerin etnik kökeni belli
olmamakla beraber Kenanlılardan veya Bahreyn adasındaki denizci halkların soyundan geldiğine
inanılmaktadır. MÖ 2500’lerden itibaren Doğu Akdeniz kıyılarına yerleşmiş ve Biblos kentini kurarak
Akdeniz’de ticaret yapmaya başlamışlardır.
• Gemi yapımı, denizcilik teknolojileri ve ticareti kolaylaştırmak üzere tasarladıkları alfabe bazlı
(sembolik) yazıları ile tanınırlar. Fenike alfabesi bugünkü Semitik ve Latinik alfabelerin kökenini
oluşturması bakımından önemlidir.

Fenike Liman kenti Biblos Fenike ticaret gemisi


DENİZ BAZLI MEDENİYETLER
(MÖ 2000 – MÖ 500)

• Denizci halkların baskısına kendileri de denizci oldukları için karşı koyabildikleri gibi MÖ 1200 –
MÖ 800 yılları arasında tüm Akdeniz’de büyük ticaret kolonileri kurmayı başarmışlardır. Biblos ve
Tir kentlerinin dışında Sayda, Marsilya, Cenova, Beyrut, Kartaca, Cadiz gibi büyük kentler
kurarak Akdeniz ticaretine hakim olmuşlardır.
• Fenike medeniyeti önce Perslerin, ardından da Büyük İskender’in istilaları ile ortadan kalkmış, son
Fenike kolonisi Kartaca ise Roma İmparatorluğu döneminde yıkılmıştır.

Akdeniz’de Fenike Kolonileri

You might also like