You are on page 1of 25

UYGARLIKLAR TARİHİ

5. HAFTA 2. DERS
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA ASYA
(1300-1450)

• Çin’de Moğol hâkimiyetinden sonra eski elitlerle ilgisi olmayan yeni bir lider grubu çıktı. Bu grup
Çin’in en fakir kesimlerinden gelip devrimci denebilecek hareketleri yönetiyorlardı. Bu grubun
liderlerinden en önemlisi ise Ming (Aydınlık) hanedanının kurucusu olan Chu Yuan Chang (1368-1398)
idi. 1359 yılında Nanking’i işgal eden köylülerin başında olan bu lider 1365-67 yılları arasında
rakiplerini ortadan kaldırdı ve 1368 yılında Moğollardan Pekin’i aldı. Ardından da hâkimiyetini bütün
Çin sathına yaymayı başardı.

Chu-Yuan Chang
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA ASYA
(1300-1450)

• Tarımı yaygınlaştırmak için yeni toprak kazanımlarını ve


zorunlu göçleri teşvik etti; göçmenlere yeni araziler
bağışladı ve vergi muafiyeti tanıdı.
• Chu önceki elitlere güvenmediğinden toplumun alt
tabakalarından gelen yetenekli çocukları bürokrata
dönüştürmek üzere eğitime ağırlık verdi ve Nanking’de bir
üniversite kurdu.
• Daha önceki dönemlerde kurulmuş olan bakanlıkların
hepsini kendine bağladı; devlet işleri için bir büyük
sekretarya kurdu ve gizli polis ve istihbarat teşkilatı
oluşturdu.
• 1398’deki ölümünden sonra ardılları Çin’i genişletmeye
başladılar. 1410 Onon muharebesinde göçebe gruplar
yenildiler ve Amur Nehri’ne kadar olan Moğol arazileri
işgal edildi. 1414’te de Vietnamlılar yenildi ve Orta
Vietnam’da dâhil olmak üzere geniş araziler Çin’e katıldı.
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA ASYA
(1300-1450)

• Bu dönemde Çin’in dünyaya olan merakı da arttı. Saray hadımlarından biri olan Hou Hsien Tibet,
Hindistan, Nepal ve Bengal bölgesini gezmişti. Müslüman kökenli hadım Cheng Ho ise 1405-1433 yılları
arasında devasa bir filo ile (1500 tonluk 60’tan fazla çunke) Hint Okyanusu’nun tüm ticari merkezlerine
yönelik ticaret seferleri düzenledi. Yaklaşık bir yüzyıl sonra Hint Okyanusu’na ulaşan en büyük Portekiz
gemisi 300 tondu.
• Çinlilerin Avrupalıların aksine karşılaştıkları halkları fethetmek veya dinlerini zorla değiştirmek gibi
girişimleri olmadı; kendileri de çok dinli bir topluluğa sahip olduklarından din değiştirtmeyi
önemsemediler. Çin kültürünü benimsetmek veya karşılaştıkları aşağı halkları köleleştirmek gibi bir yol da
izlemediler.

Cheng Ho Çunke ile kalyon mukayesesi


GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA ASYA
(1300-1450)

• 1421 yılında Pekin yeniden Nanking’in yerine başkent oldu; bu durum bizzat bir Çin hanedanı döneminde
ilk kez yaşanıyordu; çünkü Pekin genellikle kuzeyden gelen işgalci hanedanların başkenti olmuştu.
• Mingler ayni vergilere ve para ekonomisine döndüler, 1403’ten itibaren altın ve gümüş piyasadan
çekilerek kâğıt para kullanımı zorunlu hale getirildi. Bu durum fazla para basılması nedeniyle büyük bir
enflasyona yol açtı; buna rağmen Çin on altıncı yüzyıl sonlarına kadar müreffeh bir ülke olarak varlığını
sürdürdü.
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA ASYA
(1300-1450)

• Kore’de ise Yi (1392-


1910) hanedanı Çin
hâkimiyetini tanımış ve
Ming kültürünü ve
sistemini benimsemişti.
Sınav sistemi, kâğıt para
basımı, zorunlu askerlik
gibi düzenlemeler bu
dönemde yapıldı.
• Dünyada ilk kez olmak
üzere hareketli metal
harf takımı kullanıldı ve
Kore alfabesi
geliştirildi.

Metal harf takımı


GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA ASYA
(1300-1450)

• Japonya’da ise daimyo adı verilen yerel lordlar bu


dönemde güçlendiler. Daimyolar arasında şogun olmak
için gösterilen rekabet zaman zaman iç savaşlara yol
açtı. 15. yüzyılda Kamakura şogunluğu görece Japonya
üzerinde bir kontrol tesis edebildi.
• Tüm bu çatışmalara rağmen ekonomik olarak zenginlik
ve refah arttı; Çin’den gelen verimli pirinç türleri, etkin
sulama sistemi ve gübre kullanımı ile üretimi arttırdı.
Japon tüccarlar Kore ve Çin ile kendi gemilerini
kullanarak ticarete başladı.
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA ASYA
(1300-1450)

• Güneydoğu Asya’da Majapahit Krallığı merkezi bir idare kurdu ve Sumatra, Borneo ve Malay
yarımadasını da kapsayan büyük bir ticaret imparatorluğuna dönüştü. Ticaretten alınan vergiler temel
gelir kaynağı oldu. Bu imparatorluk 1527 yılına kadar devam edecektir.
• 1402’de Sumatralı bir prens Paramesvara Malakka kentini ele geçirdi ve burayı büyük bir ticaret
merkezine dönüştürdü. Tek bir liman kenti olarak halkını besleyebildiği sürece sadece ticarete dayandı ve
fetihçi olmadı. Hızla siyasi tarafsızlık ve düşük vergi stratejisine geçti. Hindu elitlere karşı Malakka
Hükümdarları on beşinci yüzyılda Müslüman oldular ve bölge neredeyse tamamen İslamlaştı. Bu
sultanlık da 1511 yılına kadar devam edecektir.
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA ASYA
(1300-1450)

• Orta Asya’da ise Timur kuvvetlendi. 1370 civarında Çağatay Hanlığı’nın başına geçen Timur 1380-1391
yılları arasında Horasan’ı ele geçirdi; ardından İran ve Bağdat’ı aldı, 1394’te ise Altınordu Hanlığı’nı
parçalayarak Moskova Knezliği’ne saldırdı. 1398’de bu kez Hindistan’a girdi ve Delhi’ye saldırdı. Şam ve
Halep’i de ele geçirdi. 1402’de Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezid’i yendi; ancak fethedilen bölgelerin
yerel idarecileri Timur’a bağlılıklarını sunmak ve haraç ödemek karşılığında yerlerinde bırakıldılar.
• Ölümünden sonra torunu Uluğ Bey Semerkand ve Buhara’da İran-İslam sentezini yeniden geliştirdi ve
Orta Asya ticaretinden elde ettiği gelirle devletini zengin bir sultanlığa dönüştürdü

Emir Timur Uluğ Bey


GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA
ORTADOĞU (1300-1450)

• Anadolu Selçuklu İmparatorluğu’nun


1248 yılında yapılan Kösedağ
Savaşı’ndan sonra Moğol hakimiyeti-
ne girmesinden sonra İmparatorlu-
ğun uç beylikleri göreceli olarak
özerklik kazanmışlardır.
• Zaman zaman İlhanlı Moğol valiler
Anadolu’da düzen sağlamaya
çalışsalar da uç beylikleri
otonomilerini sürdürmüşlerdir.
• Bu uç beyliklerinden biri olan
Osmanlılar güney Marmara’da yerel
Bizans valilerinin topraklarını ele
geçirdikten sonra Rumeli’ye geçerek
Balkanlar’da ilerlemişler ve 1450’ye
kadar Bulgar ve Sırp prensliklerini ve
Bizans’ın Balkan topraklarını ele
geçirerek Balkanik bir imparatorluk
kurmayı başarmışlardır.
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA
ORTADOĞU (1300-1450)

• 1256-1335 yılları arasında İlhanlıların yönetiminde kalan İran 1300’lerin sonunda Timur’un kontrolüne
girmiştir. 15. yüzyılın ortalarında ise Doğu Anadolu bölgesi Akkoyunluların Irak ve İran’ın Batı
bölümleri ise Karakoyunluların kontrolüne girmiştir.
• Bu arada 1252-1334 yılları arasında Erdebil’de büyük ve güçlü bir Şii tarikat kuran Şeyh Safiyüddin
Erdebili’nin soyundan gelenler kuzeybatı İran’ı Şiileştirmişler ve bölgede siyasi bir etkinlik kurmaya
başlamışlardır. Safeviler zaman zaman Akkoyunlu ve Karakoyunlularla rekabet etseler de 16. yüzyıl
başlarına kadar siyasi hakimiyet kuramamışlardır.
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA
ORTADOĞU (1300-1450)

• Mısır’da Eyyubiler zayıfladıkça Kuman-Kıpçak kökenli köle askerlere (memlükler) daha fazla dayanmaya
başlamışlar, bu askerler de yönetimde daha fazla yer almaya başlamışlardır. Memlüklülerin lideri olan
Emir Aybek son Eyyubi Sultanı Salih’in 1250 yılında ölümü üzerine yönetimi devralmıştır.
• Memlükler iktidarı ele alır almaz Moğol tehdidi ile karşı karşıya kalmışlardır. Moğolların Bağdat’ı 1258
yılında işgal ederek Abbasi Halifeliğine son vermeleri üzerine Abbasi Halifesinin Memlüklülere sığınması
onlara dini bir meşruiyet de kazandırmıştır.1260 yılında Memlükler Ayn Calud muharebesi ile Moğol
işgalini durdurunca prestijleri daha da artmıştır.
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA
ORTADOĞU (1300-1450)

• 1260-1300 yılları arasında Suriye ve Filistin bölgelerinde kalan son Haçlı kontlukları ve Kilikya Ermeni
Krallığı Memluklular tarafından ele geçirilmiştir. Böylece Suriye ve Mezopotamya’nın batısı Memlük
hakimiyetine girmiştir.
• 14. yüzyılın sonlarından itibaren Memlüklüler önce Timur ile ardından da Osmanlılar ile Suriye ve
Mezopotamya üzerinde büyük bir rekabet yaşanmıştır.
ORTA DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• Dokuzuncu yüzyıldan itibaren su gücüyle on ikinci yüzyıldan itibaren rüzgâr gücü ile çalışan
değirmenler kısmi makineleşmeyi getirmiş ve tahıl öğütme, yağ çıkarma, dokuma, deri işleme ve
kâğıt imalinde değirmenler kullanılmıştır.
• Kam milinin yaygınlaşması ile el işçiliği yerini kısmi seri üretime bırakmıştır. Su gücüyle çalışan
kâğıt imalathaneleri, kumaş üretiminin çırpma işleminin makineleşmesi üretim miktarının
artmasına katkı sağlamıştır.

Yel Değirmeni Kam mili Su ile çalışan kağıt fabrikası


ORTA DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• Tarımda üretim ise atlara nal çakılması ve atın uygun koşum takımlarıyla öküzlerle beraber tarımda
kullanılması ile verim artışı sayesinde artmıştır. Ağır tekerlekli saban (pulluk) tarımsal verimliliği
arttıran bir diğer önemli icattır.
• Üç dönüşümlü nadas sistemi de geliştirilen önemli bir tekniktir. Buna göre tarla üçe bölünür, birinci
tarlaya kış, ikinci tarlaya bahar ürünü ekilir, üçüncü tarla nadasa bırakılır. Böylece hem yılda iki ürün
alınır hem de toprak dinlendirilmiş olur. Tüm bu yöntemlerle orta dönem ortaçağda ortalama verim iki
kat artmıştır

Ortaçağda bir nalbant Pulluk


ORTA DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• Bu dönemde felsefe Ortaçağın korku ve


güvensizlikle dolu psikolojik ortamında
insanın zayıf ve Tanrı’nın güçlü olduğu bir
inanç çerçevesinde ilahiyatın bir kolu
olarak gelişti.
• Thomas Aquinas (1225-1274) insan aklının
ilahi kaynaklı olduğunu, inancın akılcı ve
doğru yorumlandığında ikisinin
çelişmediğini ileri sürerek akıl ve din
arasında bir uzlaşma arayışına girdi.
• Thomas Aquinas
Bunlar daha sonra Roger Bacon (1214-
1292) ve Ockham’lı William (1285-1347)
tarafından da tartışıldı. Ockham’lı
William’ın akıl ve inancı tamamen
birbirinden ayırması bilimsel ve laik
araştırmaların önünü açtı.

Roger Bacon Ockham’lı William


ORTA DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• Bu dönemde bilim de kaçınılmaz olarak ilahiyata bağlıydı. Fiziki ve ruhani olgular arasında ayrım
yapma yolunda açık bir anlayış yoktu, doğanın gizlerini keşfetmek büyük ölçüde Kiliseye
bırakıldı. Ortaçağ etik ve hukuku ise feodalite hiyerarşisini meşrulaştırmakta kullanıldı.
• İlköğretim papazların kontrolünde kiliselerde, orta eğitim ise daha çok katedraller ve kent
meclislerinde yürütüldü. Üniversiteler Latin Hıristiyan dünyasında on beşinci yüzyılda yaygınlaştı.

Leipzig Üniversitesi Louvain Üniversitesi


ORTA DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• Çok farklı halkların Hıristiyanlaşması,


kilisenin kendisini dönüştürmesini zorunlu
kıldı. Yalıtılmış manastırlar ve inziva
yerlerinin akınlara ve yerel baronlara karşı
korumasız olması manastır sisteminin
yenilenmesini gerektirdi.
• 6. yüzyılda Aziz Benedict’in kurduğu
Benedikten tarikatı katı bir manastır düzeni
kurdu. 10. yüzyılda başlayan Burgondiya
kökenli Cluny tarikatı uzun ibadet sürelerini
kısalttı ve sıkı bir hiyerarşi kurarak ruhban
sınıfını ve güçlü surlarla korunan güçlü bir
manastır sistemini düzenledi. 910-1157
yılları arasında bu tarikat İspanya’dan
Polonya’ya kadar uzanan 314 manastırdan
oluşan bir ağ kurmayı başardı ve bazı
papalar bile bu tarikattan çıktılar.
• 11. yüzyılda ise Sisterci tarikatı tüm
Avrupa’ya yayıldı. Bu da Benedikten
tarikatının sıradan halka hitap eden çok daha
basit bir formu idi.
ORTA DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• Bu dönemde Kastilyalı Aziz Dominik’in (1170-


1221) kurduğu Dominikenler tarikatı ve Assisili Aziz
Francis’in (1181-1226) kurduğu Fransiskenler
tarikatı da Avrupa’da yayılmıştır. Her ikisi de
Benedikten geleneği revize eden tarikatlardır.
Dominikenler cehaletle mücadele eden entelektüel
bir ruhban sınıfı yetiştirmeyi amaçladı; eğitime
odaklandı. Fransiskenler ise İsa’nın fakirliğine
odaklanarak sade bir yaşam öğretisi geliştirdiler ve
sıradan halkın ilgisini çektiler.
• On ikinci yüzyılın bir diğer önemli gelişmesi
kilisenin onaylanmış doktrininden sapmaların
engellenmesi için engizisyon mahkemelerinin
kurulmasıdır. Bu mahkemelere müsadere ve afaroz
yetkilerinin verilmesi engizisyonu güçlü bir
müessese yaptı. Böylece Yahudiler ve aykırı kabul
edilen mezhepler üzerinde şiddetli bir baskı kuruldu.

Engizisyon yargılaması
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• Avrupa’ya dışarıdan gelen saldırıların on birinci yüzyılda kesilmesiyle beraber üretim ve nüfus artışı
sağlanmıştır. Hem mevcut şehirlerin nüfusu artmış, hem de yeni şehirler kurulmuştur. Almanya-
Saksonya’daki gümüş madenlerinin işletilmesi daha fazla para basılmasını sağlamış, İtalyan şehir
devletlerinin ekonomileri zengin Akdeniz ticareti ile canlanmıştır.
• Flandre bölgesinde düzenlenen yıllık panayırlar ise Avrupa içi ticareti daha da geliştirmiştir. Toskana
kumaşı, Bordeaux şarabı ve Ceneviz ve Venedik üzerinden gelen Akdeniz mallarının ticareti bölgeyi
zenginleştirmiştir. Ghent, Bruges ve Ypres’teki yünlü kumaşlar doğuya ihraç edilmeye başlandı.

Saksonya gümüş madenleri Tekstil üreten bir kadın


GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• 1161 yılında kurulan ve on dördüncü yüzyılda etkin olmaya başlayan Hansa Birliği ise kuzey Avrupa
ticaretinde güçlenmişti. Alman ve İskandinav tüccarların Batı Avrupa ve Rus tüccarları ile ilişkilerini
geliştirmeyi amaçlıyordu. Viking istilalarının sona ermesi Hansa Birliği’nin etkinliğini arttırdı. Böylece
Atlantik Okyanusundan Baltık Denizi’ne kadar olan ticaret bu Birliğin kontrolü altına girdi. Bu birlik on
beşinci yüzyılda zayıflamakla beraber 1669 yılına kadar varlığını sürdürmüştür.

Hansa Birliği Hansa ticaret gemisi


GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• Ancak 1337’de başlayan Yüzyıl Savaşları ve 1348-1350 yılları arasında etkili olan veba bu dönemde
nüfus azalışına yol açtı. Feodal araziler boşaldı ve ticaret zayıfladı. Kentlerde huzursuzluk arttı, emek
azlığı üretim azlığını da beraberinde getirdi ve feodal sistem gerilemeye başladı.
• Nüfusun yarıya yakınının hayatını kaybettiği gözlemlendi. Dahası kilise vebanın önüne geçemediğinden
kurumsal olarak zayıfladı; ancak halkın dindarlığı arttı. Azalan nüfusa daha fazla angarya bindirilmesi
halk ayaklanmalarına yol açtı.

Köylü isyanları Halk ayaklanmaları


GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• 1309 yılında Fransız kökenli Papa V.


Clemens Papalığın merkezini
Avignon’a taşıdı ve Papalık üzerinde
Fransız etkisi arttı. Papalar İtalyan
soyluları ile mücadeleden bıktıkları
için bu kararı almışlardı. Ancak
Avignon’da inşa edilen büyük papalık
sarayı Papalığın ne derece maddiyata
düştüğünü de gösterdi. Bu döneme
İtalyanlar Babil esareti adını verdiler.
Avignon Papalık Sarayı • Papalığın vergi artışı ve endülijans
satışı gibi uygulamaları da bu
dönemde güçlendi ve Kiliseye duyulan
inancı zayıflattı. 1377 yılında İngiliz
ve Almanlar artan Fransız etkisi nedeni
ile Papalığın Roma’ya dönmesi
konusunda baskı yaptılar ve Papa
Roma’ya döndü.

V. Clemens Endülijans satışı


GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• Ancak Fransızlar Avignon’da kendi


papalarını seçmeye devam ettiler ve bu
durum 1409 yılına kadar devam edece
olan “büyük parçalanmayı” beraberinde
getirdi. Böylece kırk yıl süren bir çift papa
dönemi başladı.
• Fransa, İskoçya, Milano ve Aragon
Avignon’daki Papa’yı, İngiltere, Almanya,
Burgondiya ve Habsburglar ise
Roma’daki Papayı destekliyordu. Her
Papa karşı tarafı aforoz ettiğinden teorik
olarak tüm Avrupa Hıristiyanları aforoz
edilmiş oluyordu.
• Bu zayıflık nedeniyle 1409-1449 yılları
arasında bir dizi ekümenik konsül
toplandı; ancak Papalık kendini reforme
edemedi.
GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA
EKONOMİK VE SOSYAL DÖNÜŞÜM

• Papalığın otoritesine tepkiler yalnızca devletlerden değil


bazı reformatörlerden de geldi. Örneğin on dördüncü İngiliz
John Wycliff Kilise’nin zenginliğine karşı çıktı, papanın
üstünlüğünü ve eukharist öğretiyi reddetti. Öğretilerinden
etkilenen Prag Üniversitesi rektörü Jan Hus Bohemya’da
Alman hiyerarşisine karşı Çek direnişinin öncüsü oldu.

John Wycliff ve Jan Hus

Jan Hus’un yakılması Prag Üniversitesi

You might also like