Professional Documents
Culture Documents
AVRUPA’DA RÖNESANS
VAN:2017
RÖNESANS (YENİDEN DOĞUŞ)
1. La Mandragola (Adamotu)
2. Altın Eşek
3. Başdiyakoz Belfagor
4. Prens
İÇİNDEKİLER
Prenslikler (Krallıklar)
Babadan oğula geçen Prenslikler
Sevilmek mi korkulmak mı daha iyidir?
Yeni kurulmuş veya karma Prenslikler
Savunma ve Ordu
Prensin Şöhreti
• Prens'te anlatılan görüşler okuyana uç noktalarda gelebilir,
fakat eserin Floransa'da süren kargaşa sırasında
yazılmasından dolayı Makyavel ancak mutlak güç sahibi
kararlı bir yöneticinin bütün sorunları aşabileceğini
düşünür. Prens'te dile getirilen görüşler genellikle bir
hükümdarın saltanatını ayakta nasıl tutabileceği ve
hükümdarlığını nasıl daha da güçlendirebileceği üzerinedir.
Makyavel'e göre ahlaki ilkeler her özel durumun
ihtiyaçlarına tamamen teslim olmalıdır. Bu yüzden, Prens
gücünü koruyabilmek için gerekirse her şeyi yapmaktan
çekinmemelidir. Makyavel, bir hükümdarın asıl gücünü
sevilmekten çok korkutmaktan alması gerektiğini
söylerken gene de kendinden nefret ettirmemesini öğütler.
Prens açılış bölümünde, çeşitli prenslikleri (yeni kurulmuş
ya da babadan oğula geçmiş) yönetmeyi sağlayacak etkin
yöntemleri anlatır.
Floransa aristokrasisinden olan Makyavel bir devleti ele
geçirmenin, yönetmenin ve korumanın en iyi yollarını
okuyucuya anlatır. Bu bakımdan yöntemler savaşı ve
acımasızlığı telkin eder. Daha sonra, Cesare Borgia'nın ilham
kaynağı olduğu ideal prensin sahip olması gereken özellikleri
anlatır. Günümüzde yazılan modern liderlik metinlerinin
birçoğu bu bölüme gönderme yapmaktadır. Etkili bir politik
liderin özellikleri şöyle sıralanabilir:
1. Büyük liderleri kendine örnek almaya istekli olmak.
Özellikle Antik Roma'dan.
2. Hükümetin halkın yaşam kalitesini yükseltmek için ne
kadar gerekli olduğunu göstermek. Örnek olarak: Herhangi
bir birey veya kurum üzerindeki kontrollü baskıyı geçici
olarak gevşetmenin neticesinde oluşacak kaos ortamınının
etkilerini göstermek.
3. Savaş sanatına hakim olmak;
4. Var olan acımasızlığın ve
ahlaksızlığın gücü ve dengeyi koruyabilmek için gerekli
olabileceğini anlamak;
5. Kaba ve ahlaksız sanılmamak için dindar görünmeye
çalışmak. Makyavel, İspanya kralı Ferdinand'ın İtalya'ya
dini bahane ederek saldırmasını över;
6. Gerektiği yerde öğüt ve tavsiye dinleyecek kadar erdemli
olmak;
Makyavel'in etik ve politika arasında kurulacak
bağlantıya fazla aldırış etmediği görünür, bu da
çağdaşlarından tepki toplar. Prens merhametli, güvenilir,
karşısındakini anlayan, dürüst ve güvenilir görünmeye
çalışmalıdır.
Fakat aslında Prens'in kudreti onun gerçekten merhametli
olmasına çok az izin vermelidir. Son bölümler İtalya'nın o
zamanki durumuyla ilgili duyulan endişeleri dile getirir
(İtalya'nın barbarlardan kurtarılması için teşvik edilmesi
gibi). Prens'in politika hakkında yazılmış en etkileyici
kitap olduğu kabul edilir. Beş yüz yıl öncesinde yaptığı
insanlığın halleriyle ilgili gözlemleri bugün için de
geçerli sayılabilir. Bu kitabı güç kazanması ve bu gücü
tutması için Medici Ailesi'ne yazmıştır. Günümüzde
"Prens" kelimesi insanları tarafından sevilen görkemli bir
adam çağrışımı yapsa da, Makyavel'in prensleri bu
anlamda romantik değillerdir ve gücünü korumak için
sürekli savaşan kişilerdir. Prens'te anlatılan yöntemlerin
birçoğu zamanında olduğu gibi günümüzde de
uygulandığı görünmektedir.
Prenslikler (Krallıklar): En başta, Makyavel varolan
bütün devletlerin ve idarelerin ya Prenslik ya da
Cumhuriyetle yönetildiğini söyler. Prens'te sadece
Prenslik konusuyla ilgilenmiş, Cumhuriyet kısmını diğer
eserlerinden birinde (Discourses) incelemiştir.
Prensliklerin ilk türünün halihazırda var olan ve babadan
oğula geçen, ikinci türünün de yeni kurulmuş ya da geniş
bir büyüme göstererek karma halini almış olanlar
olduğunu söyler.
Babadan oğula geçen Prenslikler: Prenslik,
hükümdarının prens olduğu servet ya da güçle elde edilen
bir devlettir. Bütün prenslik türleri içinde uzun yıllar
babadan oğula geçen prenslikler, geçmişte kazanılan bir
aile başarısı taşıdığından yönetmesi en kolay olanıdır
Kalıtsal prensliklerde insanlar kendiliğinden prense bağlı
olacaklardır, çünkü o geçmişten gelen bir soyu temsil
etmektedir ve insanlar onun soyadına alışmıştır, bu
yüzden halk ona doğal bir eğilim gösterecektir. Eğer
dışarıdan bir güç tehdit ederse, güç kolayca toparlanabilir
çünkü insanların yöneten aileyle ortak bir geçmişi vardır.
Sevilmek mi korkulmak mı daha iyidir?: Yazarın
kitabındaki düşüncesi "Korkulan" ama nefret edilmeyen
bir hükümdar olmaktır. Detaylı bir şekilde tarihsel
örneklerle açıklamalara yer verdiği konu, kesinlikle
üzerinde vakit ayırılması gerekli bir konu başlığıdır. "..Ve
insanlar kendisini sevdiren birinden çok, kendisinden
korkulan birine zarar vermeyi pek göze alamazlar..."
DANTE ALİGHİERİ(1265-1321)
• Dante 1265 yılında doğdu, Haziran ayında İkizler burcu
olarak doğduğunu söyler. Gerçek adı olan Durante'yi
kısaltarak Dante`yi kullanmıştır. Dante'nin ailesi köklü ve
asil bir aile olmakla beraber, sonradan fakir düşmüş ve
aristokratik önemini kaybetmişti. Dante'nin babası II.
Alighiero hakkında çok fazla bilgi yoktur, mesleği
bilinmemekle beraber noter, hakim veya faizci olduğuna
dair çeşitli görüşler mevcuttur. II. Alighiero hakkındaki
belki de tek "kesin" bilgi onun Guelfolar partisine mensup
olduğudur. O sıralarda yönetim Ghibellinolar'daydı ve
Ghibellinolar Guelfoları sürgün ederek şehirden
uzaklaştırmışlardı. Dante'nin babası II. Alighiero
Guelfolardan olmasına ve Dante doğduğunda Floransa
Ghibellinoların yönetiminde bulunmasına rağmen, II.
Alighiero ve ailesi Floransa'da ikamet etmekteydi.
Dante babasını sevmezdi, bunun nedeni babasının kötü
ünü veya silik kişiliği olabilir. Eserlerinin hiçbir yerinde
babasından söz etmemiştir, aksine her fırsatta şövalyelik
payesi bulunan dedesi Cacciaguida'dan bahseder,
ailesinin soyunun Roma'ya dayanması ile övünürdü.
Dante annesini daha çok küçük yaşlarda kaybetmiştir.
Babası da o on sekiz yaşlarındayken vefat etmiş, bunun
üzerine Dante üvey annesi (Monna Lapa) ve üvey
kardeşleriyle yaşamak zorunda kalmıştır. Dante'nin
eğitimi fazla bilinmemekte olup, kendi kendini
geliştirdiği varsayılmaktadır. Dante'nin ilk öğrenimini
Santa Croce papaz okulunda bitirdiği sanılmaktadır. Her
ne kadar Dante yüksek öğrenime devam edemese (veya
etmese) de, kendi kendine okumaya ve çalışmaya devam
etmiştir.
Öğrenmeye büyük bir tutkusu vardı,
önemli Latin ve Yunan eserlerini okumakla kalmıyor,
dönemin İtalyan şairlerlerinin eserlerini de okuyor,
bunlara büyük bir önem veriyordu. Yazmak konusundaki
yeteneklerini ilerletirken, astronomi, resim ve felsefe gibi
konularda da kendisini geliştiriyordu. Dönemin önemli
isimlerinin düzenlediği toplantıları kaçırmıyor, birçok
önemli isimle arkadaşlıklar kuruyordu. Bu kişilere örnek
olarak devrin ünlü Floransa'lı şairi Guido Cavalcanti'yi
verebiliriz.
DANTE'NİN SİYASİ HAYATI