Professional Documents
Culture Documents
Hafta Normal-Normaldişi
Hafta Normal-Normaldişi
Anormal
Davranışlar
+ Normaldışı davranışlar yazılı tarih boyunca insanların ilgi odağı
olmuştur; yakın tarihte olduğu gibi, eski Çin, Mısır, İbrani ve Yunan
dillerinde yazılmış yapıtlarda da davranış bozukluğu gösteren kişilerle
ilgili öykülere rastlanır. Yunan mitolojisinde Herkül’ün epilepsi
nöbetleri geçirdiği ve bu nöbetler sırasında insanlara saldırarak
öldürdüğünden söz edilir. "Deli İbrahim" adıyla anılan Osmanlı
padişahı (1615-1648) büyüklük hezeyanlarına kapılarak yenilmez
olduğuna inanmış, bu nedenle ordu ve ulema tarafından tahttan
indirilerek öldürülmüştü. Tarihsel belgelerde İngiltere Kralı III.
George'un (1738-1820) sık sık mani dönemlerine girdiği yazılıdır; III.
George bu nedenle "deli kral" olarak anılmıştır.
+ Tarih boyunca yaşamış birçok düşünür, yazar, ressam ve bestecinin yaşam
öykülerinde de normaldışı davranışlara rastlanır. Mozart’ bestelerini yaparken
bir yandan da zehirleneceği hezeyanları içindeydi. Van Gogh'un kulağını kesip
bir fahişeye yollaması, epilepsi sonucu geçirdiği bir bilinç bulanıklığı dönemine
rastlar. Ünlü Fransız düşünürü Jean-Jacques Rousseau, yaşamının son
döneminde paranoid eğilimler göstermiş, gizli düşmanları tarafından
izlendiğine inanmıştı.
+ Normaldışı davranışlar edebiyat ve tiyatro yapıtlarında da sıklıkla işlenmiştir.
Antik Yunan'ın oyun yazarı Sofokles "Oedipus Reks " ve "Elektra" adlı
oyunlarında ana-babaya yönelik cinsel isteklerin insan davranışlarına etkilerini,
on yedinci yüzyılın başlarında William Shakespeare, "Othello"da kıskançlık ve
intikam duygularını, "Macbeth"de suçluluk duygularını işlemişti. Edebiyat
dünyası benzer örneklerle doludur.
+ Çağdaş yazarların kimi de kendi yaşantılarından örnekler verme eğilimi
göstermiş, şizofreniden, alkol ve uyuşturucu tutkusuna kadar çeşitli
konuları işlemişlerdir. Yine normaldışı davranışlar çağdaş sinemanın sık
işlediği konulardan biri olmuştur.
+ Tarih boyunca bu denli ilgi görmüş olmasına ve günümüzde ileri uygarlık
düzeyine erişmiş bazı ülkelerde en önemli sağlık sorunu olarak kabul
edilmesine karşın, çağdaş insanın normaldışı davranışlar konusundaki
bilgisi, diğer birçok konuda sahip olduğu bilgiye oranla oldukça yetersiz
kalmış ya da bazı yanlış kavramlara saplanmıştır.
+ Normaldışı davranışlar tarihte ve edebiyatta çoğu kez, adam öldürme,
intihar, cinsel saldırı gibi toplum normlarından aşırı sapma gösteren
örnekleriyle yer almıştır. Bu nedenle, ruhsal bozukluklar toplum dışı ya
da tehlikeli davranışlarla özdeşleştirilmiştir. Oysa, bazı normaldışı
davranış türleri olağandışı görünümde olmasına karşılık, bazısı yalnızca,
kişinin yaşamı süresince karşılaştığı güçlüklerle etkin biçimde baş
edebilmesini engeller.
+ Birçok insan, normal ve normaldışı davranışların kesin bir sınırla ayrıldığı
ve bir yanda normal kişiler, diğer yanda da hasta kişiler olduğu
sanısındadır. Oysa, bilimsel açıdan normal ve normaldışı davranışların
ayrımını yaparken kullanılabilecek belirli bir ölçüt yoktur.
+ Bedenin normal yapısı ve işlevleri bilindiğinden fiziksel hastalıkların
tanılanması kolaydır. Buna karşılık, psikolojik düzeyde ölçüt kabul
edilebilecek bir normal modeli mevcut değildir.
+ Bu konudaki çeşitli yaklaşımlar birbirine karşıt iki temel görüş
içerisinde toplanırlar. Birinci görüşü benimseyenler, toplumsal
normlara uyma ,oranının normali, bu kurallardan sapma oranının ise
normaldışını belirlediği görüşünü savunurlar. Bu görüşü
benimseyenler, toplum kabul ettiği sürece belirli bir davranışın
normaldışı sayılamayacağı görüşündedirler; bünyesindeki normal bir
davranışı, normaldışı olarak yorumlayabilen "hasta toplum" kavramını
kabul etmezler.
+ İkinci görüşte olanlar ise, belirli bir oranda toplum kurallarına
uymanın toplu halde yaşamak için gereklidir. Bunun karşıtı tutumlar
ise zaten hem bireyin kendisi hem de toplum için zararlı
olabilmektedir. Dolayısıyla gerçek normallik için ölçütün toplumun
onayı değil, kişinin kendisini iyi hissedebilmesi olduğunu savunurlar.
+ Kendini iyi hissetme kavramı, yalnızca yaşamın sürdürülebilmesini
değil, potansiyellerin ve İsteklerin gerçekleştirilmesini de kapsar. Bu
ölçüte göre bir davranış, toplumun isteğine uygun olsa bile, kişinin
gelişmesini engelleyici nitelikteyse uyumsuz ya da normaldışı
sayılabilir.
+ Toplumsal ve kültürel etmenlerin normaldışı davranışların
oluşumundaki rolünün günümüzde çok daha iyi anlaşılmıştır. Bu
nedenle araştırmacılar bununla ilgili kültürlerarası araştırmalara çok
daha fazla önem vermeye başlamışlardır.
Örneğin: