You are on page 1of 91

YERDENIZ BYCS Ursula K. LeGuin Ursula Kroeber LeGuin, 1929'da Kaliforniya'da dodu.

Babas nl antropolog Alfred Kroeber, annesi ise ya-zar Theodora Kroeber'dir. Raddiff ve Columbia niversiteleri'nde edebiyat eitimi grd. 1950'li yllarda fantastik ykler ve romanlar yazmaya balad, ancak bunlar uzun sre yaymlanmad. 1962'de ilk bilimkurgu yks yaymland. Mlksiizler'm yaymland 1974 ylma kadar alt bilimkurgu roman yazd. Bu tarihten sonra zaman zaman bilimkurgu ykleri yazmakla bir-likte romanlannda daha ziyade yan gereki/yan fan-tastik temalar iledi. En nemli bilimkurgu roroanlan arasnda The Dispossessed (1974; Mlkszler, Metis 1991), The Left Hand of Darkness (1969; Karanln Sol Eli, Ayrnt 1993), City oflllusions (1967; Hayaller ehri, mge 1994), Rocannon's World (1966; Rocan-non'un Dnyas, Metis 1995), Planet ofExile (Srgn Gezegeni, 1966) ve The Eye ofthe Heron (1978; Balk-l Gz, Metis 1995) saylabilir. nemli fantastik ro-manlan ise Threshold (Eik) ve "Yerdeniz. lemesi" ad altnda toplanan A Wizard of'Earthsea (1968; Yerde-niz. Bycs, Metis 1994), The Tombs ofAtuan (1971; Atuan Mezarlar, Metis 1995) ve The Farthest Shore' dr (1972; En Uzak Sahil, Metis 1995). Yazar yllar sonra yazd Tehanu'y (1990) "Yerdeniz" dizisinin drdnc ve son kitab olarak yaymlamtr. Ursula Le Guin, ABD'nin Oregon eyaletinde, Portland kentinde yayor. Sz sessizlikte, k karanlkta, yaam lrken; bombo gkyznde uarken parlar atmaca. -Ea'nn Yaradl I SSTEK SAVAILAR BASINI, frtna ykl Kuzey Dou Denizi'nden bir mil kadar yksee kaldran tek bir dadan olumu Gont Ada, bycle-riyle nldr. Gont'un yksek vadilerindeki kasabalarndan, derin ve karanlk koylanndaki limanehirlerinden. Adalar Diya-r'nn hkmdarlarna ehirlerde byc olarak hizmet eden veya Yerdeniz'de adadan adaya byler yaparak dolaan birok Gontlu kmtr. Bazlarnn anlattma gre bunlarn en by, en azndan en byk gezgini, yaad devirde hem ejderhalar efendisi hem de Babyc olan evik Atmaca adnda bir adamm. evik Atmaca'nn hayat hikayesi gerek Ged'in Kahra-manlklar'nda. gerekse baka arklarda anlatlmaktadr, ama bu yk, onun nlenmesinden, adna arklar yaklmasndan nce olanlarn yksdr. evik Atmaca, Kuzey Yakas Vadisi'nin bandaki dam ykseklerine kurulu Onakaaa admda bir kyde dnyaya gel-miti. Bu vadinin ayr ve tarlalar kyn aasndan kademe kademe denize doru iner. Blgedeki dier kasabalar Ar Nehri'nin kvrmlarna kurulmutur. Kyn yukansnda ise sadece, zirvenin kayasma ve karma doru, tepe tepe ykselen bir orman vardr. ocukken tad ad olan Duny, ona annesi tarafndan ve-rilmiti; zaten annesinin ona verebildii, sadece hayat ve ismi olmutu nk daha evik Atmaca bir yasma varmadan annesi lmt. Kyn tunustas olan babas pek konumayan, suratsz bir adamd. Duny'nin alt aabeyi de yaa ondan olduka byk olduundan, topra ilemek, denizlere almak veya tunustas olmak iin Kuzey Yakas Vadisi'ndeki baka kasabalara giderek evden bir bir ayrlmlard. ocuu efkatle yetitirebilecek kimse kalmamt. Duny bir yaban gibi yetiti; kuvvetli bir ayrk otu; grltc, marur ve huysuz, boylu poslu, evik bir olan. Kyn teki ocuklar ile birlikte dere kaynaklarnn zerindeki dik ayrlarda kei otlatyordu Duny; krkleri harekete geirecek kadar kuvvetlenince de babas onu kam ve dayakla tun iliinde rak olarak altrmaya balamt. Ama o pek bir ie yaramyordu. Hep iten kaytanp

kayor, ormann derin-liklerinde dolayor, tm Gont nehirleri gibi hzl ve souk akan Ar Nehri'nin glcklerinde yzyor, sarp kayalk ve uurumlardan ormann tepesindeki, Perregal'dan sonra hibir adann var olmad engin kuzey okyanusunu seyredebilecei zirvelere trmanyordu. Kylerinde, len annesinin bir kz kardei yayordu. Be-bekken yaplmas gereken eyleri bu teyzesi yerine getirmiti, fakat kadnn da kendisine ait ileri vard; Duny kendi basnn aresine bakabilecek bir duruma gelince de onunla artk hi ilgilenmemeye balad. Fakat bir gn, Duny henz yedi yanda, dnyadaki sanatlar ve gler hakknda hibir ey bilmeyen cahil bir ocukken, teyzesinin kulbenin damna kp aaya inmel" istemeyen bir keiye syledii szleri duydu: Kei, teyzesinir syledii tekerlemeyi dyunca hemen aayp yanma gitmiti Ertesi gn, Yksek elale'deki ayrlarda, uzun kll keileri ot latrken Duny anlamm, ilevim ve ne tr szckler olduum bilmeden, duymu olduu szcklerle onlara seslendi: Noth hierth malk man hiolk han merth han! Duny tekerlemeyi yksek sesle haykrnca keiler ona don geldiler. Hzla geldiler, hepsi bir arada ve hi ses karmadan Sar gzlerindeki karanlk yarktan ona baktlar. Duny gld ve ona keiler zerinde iktidar salayan tekerlemeyi bir kez daha haykrd. Keiler ona daha da yaklatlar; k tk etrafm sardlar. Birdenbire Duny keilerin kaln sivri boy-nuzlanndan, tuhaf gzlerinden ve tuhaf sessizliklerinden rkt. Onlardan kurtulup kamak istedi. Etrafnda bir yumak olmu keiler de onunla beraber kotular; sonunda btn keiler, grnmez bir iple bir araya balanm gibi saldrrcasna kye vardlar, ocuk da ortalarnda alyor ve bouluyordu. Kyller kei-lere svmek ve olana glmek iin evlerinden dar frladlar. Aralarndan, olann teyzesi geldi; o glmyordu. Keilere bir ey syledi ve hayvanlar byden kurtularak meleip otlamaya baladlar. "Benimle gel," dedi teyzesi Duny'ye. Duny'yi, tek basma yaad kulbesine gtrd. Genellikle buraya ocuklarn girmesine izin vermezdi; ocuklar da buradan korkarlard zaten. Kulbe alak ve karanlk, penceresizdi; civan-peremi, solucan otu ve defne gibi ifal bitkilerden kan gzel kokularla doluydu. erde teyzesi atein nne bada kurarak oturdu, dank siyah salarmn arasndan yan gzle olana ba-kp keilere ne dediim, tekerlemenin ne olduunu bilip bilmediim sordu. Olann hibir ey bilmedii halde keileri, yanma gelip onu izlemeleri iin by ile baladm renince Duny' nin, gcn malzemesine sahip olduunu anlad. Kzkardeinin olu olarak ona hibir ey ifade etmeyen bu olana, artk baka bir gzle bakmaya balad. Onu vd ve ona daha ok holanaca tekerlemeler retebileceini syledi. Bir salyangozu kabuundan dar baktracak bir szck veya bir ahini gkyznden aracak bir isim gibi. "Evet, ret bana o ismi!" dedi keilerin uyandrd korkudan kurtulup, teyzesinin, ne kadar akll olduu yolundaki vg-leriyle kaslmakta olan Duny. Cad kadn "Eer sana retirsem, hibir zaman o szc dier ocuklara sylemeyeceksin," dedi. "Sz." Kadn onun bu istekli cahilliine glmsedi, "yi o halde. Fakat szn balayacam. Ben tekrar znceye kadar dilin balanacak, sana rettiim sz baka birinin duyabilecei bir yerde syleyemeyeceksin. Sanatmzn srlarm saklamamz gerek." "yi," dedi olan. nk arkadalarmn bilmedii ve yapmad eyleri bilmek ve yapmak dncesi houna gittiinden, srr oyun arkadalarna sylemeye hi niyeti yoktu. Teyzesi dank sam arkasna toplayp elbisesinin kemeri-ne dm attktan sonra tekrar bada kurup atee avu avu yaprak atarken, o, kprdamadan oturdu. Bylece ateten kan duman yaylp kulbenin karanlm doldurdu. Kadn ark

sylemeye balad. Sesi zaman zaman deiiyor, ykselip alalyor-du; sanki baka bir ses onun iinden ark sylyormu gibi. ark srd de srd, ta ki olan uyank m, uyuyor mu olduu-nu anlayamayacak hale gelinceye kadar. Tm bu sre iinde de cadnn hi havlamayan yal siyah kpei, dumandan kanlanan gzleriyle olann yannda oturdu. Sonra cad kadn, Duny'ye anlamad bir dilde konutu; sihir ocuu etkisine alp onu ses-sizletirinceye kadar da, ona baz tekerlemeleri ve szleri birlikte syletti. "Konu!" dedi, tlsm denemek iin. ocuk konuamad ama gld. O zaman teyzesi ocuun gcnden biraz korktu nk b yapabildii en gl byyd: Sadece konumasn denetim alt na almaya ve onu susturmaya deil, ayn zamanda, sihir sanatn da hizmette bulunmas iin onu kendisine balamaya almt 10 By onu balad halde ocuk yine de glebilmiti. Kadn bir ey sylemedi. Duman dalncaya kadar atein zerine su dkt ve imesi iin olana su verdi. Odann havas temizlenip ocuk tekrar konumaya balaynca ona, ahinin arldmda gelmesi-ni salayan asl ismini retti. Bu, Duny'nin tm hayat boyunca izleyecei byclk yolundaki, bir glgeyi avlamak iin denizde ve karada, lm kral-lnn ksz kylarna kadar kovalad yoldaki, ilk admyd. ahinleri adlaryla ardmda, havadan kendisine doru alaldklanni ve prenslerin avc kular gibi bileine imek kanatlaryla konduklarm anlad zaman, dier isimlerin alm duyarak teyzesine gidip atmacann da, balk kartalnn da, kartaln da isimlerim renmek istedi. Gcn szcklerim renebilmek iin cadnn kendisinden istedii hereyi yapt; rendikle-rinin hepsi yapmas veya bilmesi ho eyler olmasa da, rettii hereyi rendi. Gont'ta bir sz vardr: Bir kadn bys kadar zayf. Bir sz daha vardr: Bir kadn bys kadar habis. Onak-aaa'n cads kara byc deildi; Kadim Gler'le bir alverii olmam, yksek sanatlarla da hi uramamt; ama cahil insanlar arasnda yaayan cahil bir kadn olarak yeteneim, sk sk aptalca ve belirsiz amalara harcyordu. Gerek byclerin bildii, yolunda hizmet verdii ve bylerim gerekten gereksinim duyulmadan kullanmalarm engelleyen Denge ve Dzen hakknda hibir ey bilmiyordu. Onun her durum iin bir bys vard ve srekli tlsmlar yapyordu. Bilgilerinin ou, be para etmez birer hileydi; ayrca gerek byy, sahte byden ayramyordu. Bir sr hastalk tanyordu; belki de hasta etmekte, iyi etmekten daha ustayd. Birok ky cads gibi ak iksirleri kay-natabiliyordu; ama daha baka, daha irkin iksirleri de vard, erkeklerin kskanlk ve nefretine yarayan. Fakat bu tr almalar gen randan uzak tutuyor, ona, elinden geldiince drst bir sanat retmeye alyordu. lk balarda Ged'in byclk sanatndan ald tm zevk ocukayd; bu sanatn ona verdii, hayvan ve kular etkileme-sine yarayan g ve bunlarn bilgisiydi. Tm yaam boyunca da 11 bundan hep zevk ald. Onu sk sk yksek ayrlarda, etrafnc yrtc kularla gren dier ocuklar, ona evik Atmaca ad takmlard; gerek isminin bilinmedii daha sonraki yaamnc gndelik isim olarak tad bu ismi de bylece edinmi oldu. Cad kadn; bir sihirbazn insanlar zerinde edinebilec" byk gc, erefi ve zenginlii anlattka, Duny daha yar; bilgiler edinmeye koyuldu. ok abuk reniyordu. Cad < vyordu; kyn ocuklar ise ondan korkmaya baladlar. K dii de, ksa bir sre sonra, insanlar arasmda nemli biri olac na emindi. Bylece on iki yasma kadar cadyla, kelime keli by by, almaya devam etti ve kadnn bildii eylerir unu rendi. Cad ona bulma, balama, onarma, ama ve ya karma tlsmlaryla ilgili ve ifal otlar ve tedavi konu

btn bildiklerim retti. Halk airlerinin ykleri ve B Kahramanlklar hakknda bildii hereyi ona syledi; rel olan sihirbazn kendisine rettii Gerek Lisan szcukle da Duny'ye retti. Ayrca Duny, Kuzey Yakas Vadisi'n Dou Ormani'nda, bir kasabadan bir kasabaya gezen ikli ve gezgin hokkabazlardan, eitli numaralar, akalar ve gi tlsmlar renmiti. ite, bu hafif tlsmlarn birinin say< iindeki byk gcn varlm kantlad. O gnlerde Kargad mparatorluu glyd. mpan Kuzey ve Dou Uyreleri arasnda kalan drt lkeden Karego-At, Atuan, Hur-at-Hur, Amini. Buralarda konu' Adalar Diyar'nda veya dier Uyreler'de konuulan hi< benzemez; buralarn insanlar da, kann renginden ve yar terin kokusundan holanan, beyaz tenli, sar sal, vah: insanlardr. Bir yl nce krmz yelkenli gemilerden olu larnn byk gcyle aknlar yaparak, Torikles ve gl olan Torheven'e saldrmlard. Bu olayn haberi kuzey kadar geldi fakat Gontlu hkmdarlar kendi korsan megul olduklarndan dier lkelerin kederlerine pek mediler. Derken Spevy de Karglar'n eline dt, ya yakld ykld, halk esir alnd; yle ki buras hala bir tindedir. Karglar zafer tutkusuyla Gont'un yanma kad 12 otuz byk gemiyle, bir ordu halinde Dou Limani'na ili Savatlar, ehri aldlar ve yaktlar. Gemilerim Ar Nehri'nii znda koruma altnda brakp, nlerine kan hayvanlar v sanlar keserek, yamalayarak, ykarak Vadi'den yukar k ilerledike gruplara ayrldlar; her grup caninin ektii yere Bunlarn ellerinden kaanlar, zirvedeki kyleri uyardlar. bir sre sonra da Onakaaa'taki insanlar, douda, gkler rartan dumanlar grd; o gece Yksek elale'ye trman aaya, ince bir sis tabakas altnda kalm, hasata hazrke tuturulmu tarlalardaki yangnlarla yol yol krmz grner di'ye; alev alev dallarda kzaran meyvalaryla yanm m bahelerine; iin iin yanan harap iftlik evlerine baktlar. Kyllerin bir ksm, koyaklardan kap ormana gizi bir ksm hayadan pahasna savamak iin hazrland; bir l blm ise hibir ey yapmadan atlar yakmaya balad. kaanlar arasndayd. Kapperding Uurumu'nda bir mas gizlenip, maarann azm da bylerle mhrledi. Duny'nii bas, yani tunustas, kalanlar arasndayd; elli yldr al tun ocam terk etmemiti. Btn gece boyunca, elinde '. bulunan madeni, mzrak ucu haline getirmek iin dverek (, ti. Dierleri de onunla birlikte bu ular krek ve apalarn larma -yuva ap adam gibi vidalayacak vakit olmadn balayarak altlar. Kyde avlanmak iin kullanlan okla ve baklardan baka silah yoktu; nk Gont'un dalarnd; ayan halk sava deildir; onlar savalaryla deil, kei szlar, deniz korsanlar ve bycleriyle nldr. Gnein domasyla beraber adann ykseklerine, ou sabahnda olduu gibi, kaln, beyaz bir de sis kt. Onal a'n kulbe ve evleri arasndaki sokaklarda, kyller ol yaylar ve yeni yaplm mzraklanyia, Karglar'n uzakta m knda m olduunu bilemeden, sessizce, hepsi de ekilleri, v lklar ve tehlikeleri onlardan gizleyen sisin iine bakarak, b yorlard. Duny onlarn yanndayd. Btn gece atei hav besleyen tun ocann krnde, kei tulumundan yap krn saplarm indirip kaldrarak almt. imdi ise kc 13 yapm olduu iten dolay ylesine aryor ve titriyordu ki, setii mzra elinde tutamyordu. Nasl savaacana, kendisine veya kyllere nasl yardmc olacana bir trl akl ermiyordu. Ya daha henz bir ocukken, Kargl'nn birinin mzrana sapla-np da lrse diye endielenmeye balad: Ya gerek adm, erkeklik adm renmeden karanlklar lkesine giderse. Souk sisin neminden slanm clz kollarna bir bakt; kuvvetsizliine hiddetlendi; kuvvetinin snrlarm biliyordu, iinde bir g vard. Bir de nasl kullanldm bilse; bildii tm sihirler iinder kendisine ve

beraberindekilere bir stnlk, en azndan bir an; salayabilecek hileler arad. Fakat g, sadece ihtiya olduun da ortaya kmaz: Bilgi de olmas gerekir. Sonunda berrak gkyznn zirvelerinde, tm plakl il parlayan gnein scakl altnda, sis dalmaya balad. Sis ti reket edip byk kmeler ve dumanl huzmeler halinde aralar dika, kyller bir grup savann dadan yukar doru kma! ta olduunu grd. Karglar tuntan balklar ve baldr zrhla kaln deriden gslkler, tahta ve tuntan kalkanlar ile korum yor; kl ve uzun Karg mzraklar tayorlard. Ar'in derin ki) sndan dolana dolana, bbrlenerek, grltyle, dank bir s halinde, beyaz yzlerinin seilebilecei kadar yakma geldil< Birbirlerine seslenirken kullandklar anlalmaz szckler duyuluyordu. Bu aknc birlikte yz kadar adam vard, ok c il; ama kyde yalnzca on sekiz adam ve olan vard. ite o anda ihtiya bilgiyi ard: Duny, Karglar'n nc uzanan yolun zerindeki sisin incelip, daldm grnce, ^ rarlanabilecei bir bys olduunu fark etti. Olan rak c rak almaya alan Vadi'deki yal bir iklimci, ona birka tli retmiti. Bu numaralardan birine, sisrme deniyordu; bu b bir yerde, belli bir sre iin sisi bir arada tutan birletirici bir yyd. Bu tlsmla, gzba konusunda yetenekli bir kii, sisi sre dayanp sonra dalan, hayalete benzeyen ekillere ok; lirdi. Olann bu yetenei yoktu, zaten onun niyeti de baka ayrca byy kendi amac iin kullanabilecek gc vard. bk abuk ve yksek sesle kyn snrlarm izen yerlerin i; 14 lerini syledikten sonra sisrme bysn tekrarlad; fakat bu bynn arasna, gizleme bysnn szlerim de katt ve en so-nunda byy harekete geiren szc haykrd. Tam bysn bitirmiti ki, arkasndan gelmekte olan babas kafasna hzl bir amar indirip onu yere serdi. "Adam gibi dr salak! Sylenmeyi brak. Eer dvemeyeceksen git de saklan!" Duny ayaa kalkt. Artk Karglar'n kyn snrna, sepicinin bahesinin kysndaki ulu porsukaacnn yanma kadar gelmi olduklarm duyuyordu. Sesleri ve silahlarnn sakn net-lemiti; fakat yine de grnmyorlard. Sis, kyn zerinde younlamt, , insann kendi ellerini gremeyecei kadar zayflatyor, etraf bulanklatnyordu. "Hepimizi sakladm," dedi Duny, ask bir yzle. Babasnn vurduu yer aryordu nk; sonra ift ynl yapt by de gcn kurutmutu. "Elimden geldii kadar bu sisi burada tutacam. Syle brlerine, onlar Yksek elale'ye doru eksinler." Tunustas bu garip ve nemli siste bir hayalet gibi duran o-luna bakt. Duny'nin sylemek istediini anlamas bir dakikasn ald, ama anlar anlamaz hemen brlerim bulup ne yapmalar gerektiini bildirmek iin -kyn her kesini bucam ezbere bildiinden- sessizce kotu. Karglar bir evin damm tututurun-ca, gri siste, bir de krmz bir leke yaylmaya balamt. Fakat Karglar hala kye girmemilerdi; sisin, ganimetlerim ve avlarm tm plaklyla gzler nne serecek lde dalmasm bekliyorlard. Evi yaklan sepici, Karglar'n burunlarnn dibine, dzenli bir ekilde glgeden kp barp tekrar glge iinde kaybolmalar iin birka olan yollad. Bu arada adamlar bahe parmak-lklarmn arkasndan emekleyerek, evden eve koarak dier ynden Karglar'a yaklamlar, bir yumak halinde duran savalara ok ve mzraklarla saldrmlard. Karglar'dan biri, daha yeni dvlm scak tuntan mzran boydan boya vcudunu delip gemesiyle yere dt. Bir ksm da okla vuruldu, ama hepsi de ok sinirlenmiti. O zaman onlar da sisin iindeki elimsiz sal-drganlarna kar saldrya getiler; fakat karlarnda sadece 15 seslerin yankland bir sis ktlesi buldular. nlerindeki sisi, byk, tyl ve kanl

mzraklaryla delerek sesleri izlediler. Cadde boyunca bara ara ilerlediler. Bo evler ve kulbeler, kpr kpr gri sisin iinden belirip belirip kaybolurken, kyn iinden geip gittiklerim anlamamlard bile. Kyller etraf ok iyi tandklarndan, ou nde dank bir ekilde kouyor lard. Fakat bazdan, olan ocuklar ve yallar yavat. Karg lar'n ayaklar bunlara taklnca, sava lklar atarak ya mz raklarn ektiler ya da kllaryla detiler. Atuan'n Beyaz Kai de Tanrlarinin isimlerini haykrdlar: '"SVuluah! Atwahi" Gruptakilerin bir ksm, ayaklarmn altndaki topran se letiini fark edince durdu, fakat dierleri hemen burunlarn dibinde ilerleyen lo ve titrek ekilleri izleyerek hayalet k; aramak iin yollarna devam etti. Tm sis, drt bir yandan ka< an, titreyen, solan ekillerle canlanm gibiydi. Bir grup Kai hayaletleri dosdoru Ar'n kaynaklarnn bulunduu uurum l nanna. Yksek elale'ye doru kovalad, izledikleri ekiller, c lerindeki bolua doru kap, incelmekte olan sisin iinde ki boldular. Onlar izleyenler, lklar atarak nce sisin, ardnc da aniden beliren gne nn arasndan, otuz metre aa kayalarn arasndaki s gllere dt. Onlarn ardndan gelip dmemi olanlar, uurumun kenarnda durup, sesleri dinledi O zaman Karglar'n iine bir endie dt; bu acaip s kylleri deil, birbirlerini aramaya koyuldular. Tepenin old tarafta bir araya geldiklerinde, yine de aralarmda, arkadan k( gelip baklayan ve sonra tekrar yok olan, hayalete benze baka ekiller vard. Karglar birden bire gri renkli kr siste) kip da sabah gnei altnda plak ve parlak duran nehri ve yn altndaki koyaklar grnceye kadar, yokuaa, de l ve sessizce komaya baladlar. Sonra durdular, bir araya g ler ve geriye baktlar. Dalgalanan ve kvrlan gri bir duvar } te yannda, gerisindeki hereyi saklayarak, bombo duruy Duvardan ise sadece, geride kalm, uzun mzraklar omuz dan sallanan bir iki arkadalar, tkezleyerek saldrrcasna 16 Arkalanna bile bakmadan gittiler. Hepsi bu byl yerden uzak-lara, aaya indi. Bu savalar, Kuzey Yakas Vadisi'nin daha aalarnda savatan nasiplerini aldlar. Ovark'tan kyya kadar uzanan Dou Orman kasabalarmdaki adamlar toplanarak, Gont'u istila edenle-re kar savamaya gitti. Gruplar halinde dalardan aaya indiler; o gn ve ertesi gn Karglar Dou Limani'nn stndeki kum-sallara kadar geri pskrtld. Buraya vardklarmda gemilerinin yaklm olduunu grdler; bunun zerine srtlarm denize vere-rek, hepsi lnceye kadar savaa devam etti. Armouth'n kumlan, gelgit temizleyinceye kadar, kanla kahverengiye boyand. Fakat, o sabah Onakaaa kynde ve Yksek elale'de nemli gri sis, bir sre daha asl kaldktan sonra aniden dald ve eridi gitti, insanlar, orada burada, sabahn rzgarl parlakl-nda kalakaldlar ve merakla evrelerine bakmdlar. Burada, kanlar iinde, dalm uzun sar salaryla l bir Karg yatyordu; orada ise dv srasmda bir kral gibi lm olan sepici. Kyde, atee verdikleri ev hala alev alevdi. Sava kazandk-larndan, evi sndrmek iin kotular. Sokakta ulu porsukaac-nin yannda, tunustasnn olu Duny'yi tek basma, yaralanmam ama afallam biri gibi sessiz ve aptal aptal dururken buldular. Yapm olduu eyin farkndaydlar; onu babasnn evine gtrdler, cady maarasndan kp canlarm ve mallarm kurtarm olan bu delikanly kurtarsn diye armaya gittiler. Karglar tarafndan sadece drt kii ldrlm ve bir ev yaklmt. Olan silahla yaralanmamt ama ne yemek yiyebiliyor, ne konuabiliyor, ne de uyuyabiliyordu; kendisine sylenen szleri duymuyor, kendisin! grmeye gelenleri grmyor gibiydi. O yrelerde, onu hasta eden eyden kurtaracak kadar byden anlayan biri yoktu. Teyzesi "gcnden fazlasn harcad," dedi, ama ona yardm edecek bilgisi yoktu. O, bu ekilde karanlklar iinde sessiz yatarken, bir sis re-rek bir sr glge sayesinde Kargl cengaverleri korkutup karan delikanlnn yks, tm Kuzey Yakas

Vadisi'nde, Dou Ormam'nda, yksek dalarda, dalarn ardnda, hatta Gont'un 17 Byk Limani'nda bile anlatld. Bylece Armouth'daki kymn beinci gnnde Onakaaa kyne bir yabanc geldi: Ba ak, pelerinli, kendi boyunda mee bir asa tayan, ne gen ne yal bir adam. ou insan gibi Ar yolundan karak deil, daha yksek dalardaki ormandan inerek geldi. Onun bir byc olduunu hemen anlayan kyn kadnlar, adam dertlerine deva olabileceini syleyince, onu doruca tunustasnn evine getirdiler. Olann babas ve teyzesi dnda herkesi dar karan , Yabanc, sadece, karanlklara dalm gzlerle yatan Duny'nin karyolasnn zerine eilip, elini olann anlna koyup, dudaklarina bir kez dokundu, Duny, etrafna baknarak yava yava doruldu. Ksa bir sre sonra da konutu; kuvveti ve alk hissi geri gelmeye balad, Ona yemesi ve imesi iin bir eyler verdiler. Kara gzlerim yabancdan alamayan Duny, tekrar yatt. Tunustas, yabancya, "Sen pek yle sradan bir adama benzemiyorsun," dedi. | "Bu ocuk da sradan bir adam olmayacak," diye cevap verdi dieri. "Onun sis ile yapt kahramanlklar, yaadm yer olan Re Albi'ye kadar geldi. Buraya ona adm takmaya geldim, tabii eer dedikleri gibi henz erkeklie adn almadysa." Cad tunustasna, "Enite, bu adam mutlaka Re Albi By-cs Sessiz Ogion'dur; zelzeleye dizgin vuran adam..." diye fsldad. "Beyim," dedi byk isimlerden ekinmek gibi bir huyu olmayan tunustas, "nmzdeki ay olum on yanda olacak ama biz Gei'i, bu k, Gndnm elentilerinde gerekletirmeyi dndk." "Brakn bir an nce bir ismi olsun," dedi byc, "nk bir isme ihtiyac var. imdi baka bir iim var, fakat sizin setiiniz gn geri geleceim. Ondan sonra giderken, eer uygun g-rrseniz onu da yanmda gtreceim. Eer uygun olduunu kamtlayabilirse, onu ram olarak yanma alacam veya yete-neklerine gre eitilmesini salayacam. Byc olarak domu birinin aklm karanlkta brakmak tehlikelidir." 18 l Ogion ok kibar ama kesin bir tarzda konuuyordu; dikkafah tunustas btn sylediklerim kabul etti. Olann on yam doldurduu gn, daha parlak yapraklar aalarn dallarndan dmeden, sonbaharn gzelliklerinin yeni yeni yaanmaya balad gnlerde, Ogion Gont Da'ndaki ge-zilerinden, kye geri dnd; bylece Gei treni yapld. Cad olandan, annesinin ona bir bebekken vermi olduu Duny ismi-ni geri ald. ocuk isimsiz ve plak olarak yksek uurumlarn dibinden fkran Ar'n souk kaynaklarna girdi. O suya girerken, gnein nnden su bulutlar geti ve glckte ocuun etrafndaki sularn zerinde byk glgeler kayp oynat. ocuk bu canl ve ivi gibi suda, souktan titrese de, davranmas gerektii gibi, yavaa ve dimdik yryerek kar kyya geti. Kyya gelince, kendisini beklemekte olan Ogion elini uzatt ve olan kolundan kavrayarak ona gerek ismini fsldad: Ged. Bylece ad, glerin kullanm konusunda ok zeki olan birisi tarafndan taklm oldu. Daha elentilerin bitmesine ok varken; daha btn kyller bol yiyecek ve iecek bira ile Vadi'den gelen bir okuyucunun syledii Ejderha Efendilerinin Kahramanlklar trklerim dinleyerek elenirken, byc alak sesle Ged'e "Haydi olum. Ky halkyla vedala, brak onlar elensinler," dedi. Ged, babasnm kendisi iin yapt tun bak, sepicinin ka-nsnn ona gre diktii deri bir kaban ve teyzesinin onun iin tl-smlad akaaatan bir bastondan ibaret olan eyasn ald. Pantolonu ve gmleinden baka, btn sahip olduu eyler bunlard.

Hepsiyle vedalat; dnyada tanm olduu tm insanlarla. Nehrin kaynaklarnn yukarsnda, uurumun altma dalm kye bir kez bakt. Sonra yeni ustasyla, bu dalk adann dik ormanlar, aydnlk sonbaharn yapraklar ve glgeleri ara-sndan yola koyuldu. 19 11 GLGE GED, byk bir bycnn ra olarak, hemen gcn smna erip, ona hakim olacam sanmst. Hayvanlarn dillerini, orma-nm yapraklarnn sylediklerim anlayacam sanmt; szyle rzgar etkileyeceim, istedii her kla gireceim... Belki de ustasyla beraber Re Albi'ye gitmek iin geyik olup koacak veya kartal olup dalarn stnden uacaklarda Fakat hi de yle olmad. nce Vadi'den aa, sonra da yava yava da dolanarak, gneye ve batya doru, kk kylerde kendilerine sunulan yerlerde ya da doann koynunda ge-celeyerek dolatlar; yoksul gezgin sihirbazlar, tamirciler veya dilenciler gibi. Hi de yle gizemli yerlere gitmediler. Hibir ey olmad, ilk balarda Ged'in sabrsz bir korkuyla bakt bycnn mee asas, anlalan yrrken kullanmak iin yaplm 20 salam bir bastondan baka bir ey deildi. Aradan gn geti, drt gn geti, yine de Ogion, Ged'in grd kadaryla ne bir byclk yapt, ne de ona bir tanecik isim, tek bir rn veya tlsm retti. Ogion ok sessiz bir adam olduu halde, son derece yumuak ve sakindi; yle ki sonunda Ged ona kar duyduu korkuyu yenerek, birka gnde ustasna "Benim raklm ne zaman balayacak acaba?" diye sorabilecek kadar cesaretlendi. "Balad," dedi Ogion. Sanki Ged'in syleyecek bir eyi varm da syleyemiyor-mu gibi bir sessizlik oldu. Sonra syledi: "Ama daha hibir ey renmedim!" "nk benim ne rettiimi henz kefedemedin," diye cevap verdi byc, Ovark ve Wiss arasndaki yksek geitte yo-luna kararl ve byk admlarla devam ederek. ou Gontlu gibi esmer bir adamd, koyu bakr renginde; gri sal, bir taz kadar ince, dayankl ve yorulmak bilmez. Seyrek konuur, az yer ve daha da az uyurdu. Gzleri ve kulaklar ok keskindi; yznde her zaman, bir eyleri dinliyormu gibi bir ifade tayordu. Ged ona cevap vermedi. Bir bycye cevap vermek her zaman o kadar kolay deildir. "Tlsmlar yapmak istiyorsun," dedi Ogion, byk admlarla yrrken. "O kuyudan ok su ektin. Bekle. Erkeklik, sabretmek demektir. Ustalk ise dokuz kez sabretmek demektir. Yolun kenarndaki o ot nedir?" "Samaniei." "Ya bu?" "Bilmiyorum." "Ona drtyaprak derler." Ogion asasnm bakr uunu clz otun dibine batrarak durmutu, bylece Ged bitkiye yakndan bakt; bitkiden kuru bir tohum zarf kopard ve Ogion baka bir ey sylemedii iin sonunda sordu: "Ne ie yarar Usta?" "Bildiim kadaryla hibir ie." Yola devam ederlerken Ged tohum zarfm elinde tutuyordu, sonra frlatt att. 21 "Drtyapra her mevsimde, yaprayla, ieiyle, kkyle, kokusundan, grnnden ve tohumundan tanyacak hale gelince, o zaman gerek ismini renebilirsin; varlnm ne oldu-unu kavradn iin. Bu da kullanmm bilmekten daha nemlidir. Sonu olarak, sen ne ie yaryorsun? Ya da ben? Gont Da bir ie

yarar m? Ya da Ak Deniz?" Ogion yarm mil daha gittikten sonra nihayet "Duyabilmek iin susmak gerekir," dedi. Olan kalarm att. Aptal yerine konmaktan holanmyordu. Sonunda Ogion ona bir ey retmeye raz olur umuduyla, ierlemesini ve sabrszlm bastrarak, itaatkar olmaya alt. Bir eyler renmek ve g kazanmak iin byk bir alk duyuyordu. Yine de ona, bir ifal ot toplaycs veya ky sihirba-zyla yrseydi daha ok ey renirdi gibi gelmeye balad. Ve da dolanp batya, Wiss'ten sonraki ssz ormanlarn ilerine doru gittike, bu byk Byc Ogion'un byklnden ve sihrinden gitgide daha ok kukulanmaya balad. nk yamur yadnda Ogion, her basit iklimcinin bildii, frtnay uzaklatrmaya yarayan bylerden birisini bile yapmad. Enla-des ve Gont gibi sihirbaz bol lkelerde, yamur bulutlarnn bir tlsmdan bir tlsma ilerleyerek, sonunda ykn huzur iinde denize boaltncaya kadar, yava yava bir yandan bir yana, bir yerden bir yere hareket ettiini grebilirsiniz. Oysa Ogion yamurun yaaca yere yamasna izin veriyordu. Ogion byk bir kknar aac bulup altna uzand. Ged ie sular szlen allarn arasna slak ve mutsuz kvrld; gce sahip olup da onu kullanmayacak kadar akll olmann ne ie yaradm merak etti ve Va-di'deki iklimcinin yanma, en azndan kuru yerde uyuyabilecei bir yere rak gitmi olmay diledi. Dncelerinin hibirini aklamad. Bir tek sz sylemedi. Ustas glmsedi ve yamur altnda uykuya dald. Gont tepelerine ilk karn dmeye balad Gndnm'ne doru, Ogion'un ky Re Albi'ye vardlar. Overfeil'in yksek kayalannn kysna kurulmu olan kasabann ad ahin Yuvas anlamna geliyordu. Aaya baknca insan, derin krfezi, Gont Limani'nn kulelerim, krfezin azndan Armed Kayalklar ara22 sndan gemilerin giri klarm grebiliyordu. Deniz zerinden iyice batya baknca, Adalar'n en dousundaki ada olan Ora-nea'nn mavi dalar da seilebiliyordu. Bycnn evi, bir ate ukuru yerine oca ile bacas olan ahaptan salamca yaplm byk bir ev olduu halde, Onaka-aa koyunun kulbelerine benziyordu: Bir kesine keiler iin de yer ayrlm, bir tek odadan ibaretti. Odann bat duvarnda, Ged'in yatt bir girinti vard. Ot iltesinin zerinde, denize bakan bir pencere vard; fakat klar batdan ve kuzeyden gelen kuvvetli rzgariara kar kepenklerinin genellikle kapal olmas gerekiyordu. Ged k, evin karanlk scanda, dardaki yamurun ve rzgarn sesini veya karn sessizliim dinleyerek ve Hard dilinin Alt Yz Rn'n yazmay ve okumay renerek geir-di. Ged bu bilgileri renmekten ok mutluydu; nk bunlar bilmeden tlsm ve bylerin sadece ezberlenmesi, insana tam anlamyla bir ustalk kazandrmyordu. Adalar Diyan'nm Hard dili, dier dillerden farkl olarak byl bir gce sahip olmad halde, kkleri varlklarn gerek adlarm aldklar Kadim Lisan'a dayanyordu. Bu lisan anlamak iin de, dnya adalar ilk olarak denizden ktklar zaman yazlm olan Rnlerle ie balamak gerekiyordu. Hala, hibir by, hibir olaand olay grmemiti. Btn k boyunca Rn kitabinin ar sayfalarnn kantrlmasndan, yamur ve karn yamasndan baka hareket olmamt. Bir de Ogion, buz gibi havalarda yapt orman gezilerinden veya keilerinin bakmndan dner, izmelerindeki kan silkip sessizce atein karsnda otururdu. Bycnn, uzun ve dinleyen sessizlii oday ve Ged'in aklm doldururdu, yle ki bazen kelimelerin nasl sylendiklerini unuttuunu zannederdi Ged; en sonunda Ogion konusunca, ona, szckleri Ogion hemen o anda, ilk kez icat ediyormu gibi gelirdi. Yine de syledii szler, yle nemli konularda olmazd da ekmek, su, hava ve uyku gibi basit eyler olur-du. Canl ve parlak bahar aylar gelince, Ogion Ged'i, sk sk Re Albi'nin yukarlarmdaki ayrlardan ifal otlar toplamaya yollad 23 ve btn gnn yamur suyuyla dolmu derelerin kenarlarmda, ormanlarda ve

gne altndaki slak yeil tarlalarda gezerek ge-irmesi iin serbest brakarak, istedii kadar oyalanabileceini syledi. Ged her ef erinde sevinle gidip aksama kadar darda kald, fakat ifal otlar da tmyle akhndan karmad. Trmanrken, gezerken, sularda ve amurlarda yrrken, kefederken, bir yandan da otlara dikkat ediyor ve eve hep biraz ot gtryordu. Bir gn 'kutsal beyaz' denen bir iein bol bulunduu iki dere arasnda kalan bir ayrla geldi; bu iekler nadir bulunduundan ve ifaclar bunlara deer verdiinden, ertesi gn de ayn yere gitti. Ondan nce bir bakas oraya gelmiti bu kez; daha nce grm olduu bir kz; Re Albi Lordu'nun kz. Ged onunla ko-numayacakt ama kz Ged'e doru gelip, onu tatl tatl selamlad "Seni tanyorum, sen evik Atmaca'sn, bycmzn evlatl Bana byclk hakknda bir eyler syler misin?" Ged kzn beyaz eteklerinin sprd beyaz ieklere bak ti; ilk balarda utand, suratm ast ve zar zor cevap verdi. Faks kz, yava yava onu da rahatlatan umursamaz, srarl ve a szl bir ekilde konumaya devam etti. Aa yukar onun ya; larnda, uzun boylu, neredeyse beyaz tenli denecek kadar solgu bir kzd. Kyde, annesinin Osskil veya yle yabanc bir adadz gelmi olduu syleniyordu. Sa dmdz, siyah bir elale gi omuzlarna dklyordu. Ged kz ok irkin buldu ama konu tuka, giderek artan bir arzuyla onu mutlu etmek, onun takdiri kazanmak istedi. Kz Ged'e, Kargl savalar yenmelerine n den olan sis ile yapt numaralarn tm yksn anlattn ok arm ve takdir etmi gibi dinledi ama hi onu ven sc ler sylemedi. Bir sre sonra da baka bir dala atlad: "Hayvs lan ve kular arabilir misin?" diye sordu. "arabilirim," dedi Ged. ayrn yukansndaki uurumda bir ahin yuvas oldu biliyordu; kuu adyla ard. Ku geldi ama koluna konmi belli ki kzn varlndan rkmt. Bir lk att, izgili ge kollaryla havay dvp gklere ykseldi. "ahinin gelmesini salayan bu tr ef unlara ne diyo 24 nuz?" "ar bys." "llerin ruhlarm da, sana gelmeleri iin arabilir misin?" Ged, kz bu soruyu sorunca, ahin tam anlamyla onun arma itaat etmedii iin, kendisiyle elendiim dnd. Kzn kendisiyle elenmesine izin veremezdi. "Dilersem arabilirim," dedi sakin bir sesle. "Ruhlar armak zor ve tehlikeli deil midir?" "Zor olmasna zor. Tehlikeli mi, bilemem." Omuzlarm silk-ti. Bu kez kzn gzlerinde bir takdir izi olduuna, hemen hemen emindi. "Bir ak efsunu yapabilir misin?" "O ustalk isteyen bir ey deil ki." "Doru," dedi kz " her ky cads bunu yapabilir. Dnm byleri yapabilir misin peki? Byclerin grntlerim deitirdiklerim sylyorlar, sen de yapabilir misin?" Bir kez daha kzn, soruyu alay etmek iin sorup sormad-na emin olamad; bir kez daha, "dilersem yaparm," diye cevap verdi. Kz, kendisini diledii herhangi bir eye evirmesi iin -ister bir ahine, ister bir boaya, ister atee, isterse de bir aaca-yalvarmaya balad. Kz ustasnm kulland, ksa, gizemli szlerle atlatt; fakat kz onu tatl szlerle kandrnca, aka reddetmeyi bilemedi. Ayrca kendisi de atp tuttuklarna inanp inanmadm pek bilemiyordu. Ustas bycnn onu evde beklediim syleyerek kzdan ayrld ve ertesi gn ayra gitmedi. Fakat bir gn sonra kendi kendine, aan ieklerden biraz daha toplamas gerektiin! syleyerek, bir kez daha gitti. Kz oraday-d; birlikte kutsal beyaz tomurcuklar toplayarak amurlu imlerin zerinde yalnayak kotular. lkbahar gnei parlyor, kz da onunla eski kyndeki bir kei oban kadar nee iinde konuuyordu. Kz tekrar sihirbazlk hakknda sorular sordu ve Ged'in anlatt hereyi

gzlerini falta gibi aarak dinledi; bylece olan tekrar bbrlenmeye balad. Derken kz ona bir Dnm 25 bys yapp yapamayacam sordu. Ged kz atlatnca da salarm yznden arkaya doru atarak olana bakt ve "Korkuyor musun?" dedi. "Hayr, korkmuyorum." Kz ona tepeden bakarak gld ve "Belki de ok kksn-dr," dedi. ite buna katlanamazd. Pek bir ey sylemedi fakat kendisi-ni kamtlamaya kesin karar verdi. Kza, eer isterse ertesi gn tekrar ayra gelmesini syledi, ayrlmak iin izin istedi ve usta-s dnmeden eve vard. Doruca raflara gidip henz Ogion'un onun yannda hi amad iki rfan Kitabi'n ald. Kendini dntrmek iin bir by arad fakat hala rnleri ok yava okuduundan ve okuduunu da pek anlamadndan, arad eyi bulamad. Ogion'a ustas Kahin Heleth'ten, Kahin Heleth'e de kendi ustas Perregal Bycs'nden kalan ve kkleri efsanevi zamanlara dayanan bu kitaplar ok eskiydi. imdiye kadar toprak olmu birok deiik el tarafmdan zerinden geil-diinden ve aralarna yeni bilgiler eklendiinden, kitaplarn yaz, kk ve garipti. Ged yine de, orada burada okumaya alt eylerin bazlarm anlyordu. Aklnn bir kesinde kzn soruu ve alay, kitab kantrrken llerin ruhlarnn arlmasyla ilgili bir bynn yazl olduu bir sayfada durdu, Teker teker iaretleri ve rnleri zerek byy okuduka, iini bir korku kaplad. Gzleri kitaba taklp kalm, byy okumay bitirinceye kadar da gzlerim kitaptan ayramamt. Gzlerim kaldrdmda, evin zifiri karanlk olduunu grd. Karanlkta, k olmad halde okumuta. Kitaba bir kez daha baktnda, rnleri okuyamad. Yine de iindeki korku gittike byyor, onu sandalyesine balyordu. mt. Omuzundai baknca, kapal kapnn yannda, karanlktan da karanlk ekil siz, pht bir eyin srndn grd. Ona doru ilerliyor, on fsldyor; fsldyarak onu aryor gibiydi. Ama Ged szckle ri anlayamyordu. Kap sonuna kadar ald, eriye, evresinde beyaz bir i' kmesiyle bir adam girdi; yksek sesle, hiddetli ve aniden kon 26 an byk parlak bir ekil. Karanlk ve fsltlar yok olarak dald. Ged iinde bulunduu dehetten kurtuldu ama hala d ko-puyordu; nk kapda, elindeki mee asas beyaz bir parlaklkla alev alev yanan, etrafa k saarak duran Byc Ogion'du. Byc tek bir sz sylemeden Ged'in yanndan geip lambay yakt ve kitaplar raflardaki yerlerine koydu. Sonra olana dnd ve "O byy, hayatm ve gcn tehlikeye atmadan kullanamazsn. Kitaplar, bu byy bulmak iin mi amtn?" dedi. "Hayr usta," diye mrldand olan; utanarak Ogion'a ne aradm ve neden aradm anlatt. "Sana sylediim eyleri hatrlamyorsun. Sana o kzn an-nesinin, yani Lord'un karsnn, efsunlarla uraan bir kadn ol-duunu sylememi miydim?" Gerekten de Ogion, bir keresinde bunu sylemiti; Ogi-on'un bir nedeni olmadan, bou bouna konumayacam imdi-ye kadar renmi olmasna ramen Ged, bu szlere pek kulak asmamt. "Kz imdiden yar cad. Kz seninle konumas iin annesi yollam olabilir. Kitabn senin okuduun sayfasn aan o olabilir. O kadnn hizmet ettii gler benim hizmet ettiim glerle ayn deil. Kadnn amacnn ne olduunu bilmiyorum ama hakkmda hayrl eyler istemediim biliyorum. Ged, imdi beni iyi dinle. Tehlikenin gc, glgenin kuatt gibi kuatacan hi dnmedin mi? Sihir, zevk iin veya vlmek iin oynad-mz bir oyun deildir. unu dn: Bizim Sanatmz'daki her

sz, her hareket ya hayr iin ya da er iin yaplr. Bir ey sylemeden veya bir ey yapmadan nce, demen gereken bedeli bilmen gerekir!" Utancn etkisiyle Ged "siz bana hibir ey retmezken, bunlar bilmemi nasl beklersiniz? S izinle yaadmdan beri, ne bir ey yaptm, ne de bir ey grdm..." dedi. "imdi bir ey grdn ite," dedi byc, "eri girdiimde, kapnn yannda, karanlkta." 27 Ged sustu. Ogion diz kp ocaktaki atei yakt; ev soumuta. Sonra, hala dizlerinin zerindeyken sakin bir sesle, "Ged, benim gen ahinim, sen bana veya benim hizmetime baml deilsin. Sen bana gelmedin, ben sana geldim. Sen bu seimi yapmak iin ok gensin ama yine de ben senin yerine karar veremem. Eer ister-sen seni, btn yksek sanatlarn retildii Roke Adasi'na yollarm. istediin hereyi renebilirsin, senin ok byk bir gcn var. Hatta gururundan da byk; umarm. Seni burada tutmak isterim nk sende olmayan ey bende var; ama seni iste-inin dnda burada tutamam. imdi, Re Albi ile Roke arasnda bir seim yap," dedi. Ged sesini karmadan durdu, ok au-mt. Onu tek bir dokunuuyla iyiletiren, iinde hi kzgnlk olmayan bu adam sevmeye balamt. Onu sevdiim bu ana kadar fark etmemiti. indeki parlaklkla, karanlktaki ktl nasl yaktm hatrlayarak bacann kenarna dayanm olan mee asaya baknca, iinde Ogion'la kalp, onunla ormanda uzun ve uzak yollara gitmek ve sessiz olmay renmek iin bir istek duydu. Ama yine de, iinde, bastramad baka arzular da vard; zafere duyulan istek, bir eyler baarma niyeti gibi. Deniz rzgarlarnn sayesin-de, dosdoru Deniz'e, havann byyle prl prl parlad ve Babyc'nn akl almaz mucizelerin arasnda gezindii Bilgeler Adasi'na gitmek varken, Ogion'un yolu, ustala giden uzun bir yol gibi grnyordu; yava ilerlenen, dolayl bir yol. "Usta," dedi, "ben Roke'a gideceim." Bylece birka gn sonra, gneli bir bahar sabahnda Ogion, Gont'un Byk Limam'ndan on be mil uzakta olan Over-feli'den aaya giden dik yolda, Ged'in yannda uzun admlaryla yrd. Byk Liman'n kapsnda ejderha heykellerinin arasnda duran Gont ehri'nin nbetileri bycy grnce, onu plak kllar ile diz kp karladlar. Bycy tanyorlard; Prens'in emri ve kendi istekleri dorultusunda ona sayg gsteriyorlard; nk on yl nce Ogion, ehri zenginlerin kulelerim yerle bir edecek ve Armed Kayalklar geidin! la kapayacak 28 olan bir zelzeleden kurtarmt. Gont Da ile konuup onu sa-kinletirmi, Overfeil'in titreyen sarp kayalklarm rkm bir yabani hayvan yattrr gibi yattrmt. Ged bu konuda sylenenlerden bazlarm duymutu, imdi ise silahl nbetilerin sessiz ustasmn nnde diz ktklerim grnce, hereyi hatrlad. Bir zelzeleyi durduran bu adama korkuyla bakt fakat Ogion'un yz her zamanki gibi sakindi. Rhtma gittiler. Liman efi, Ogion'u karlamak ve ona ne gibi bir yardm dokunabileceim sormak iin onlara yaklat. Byc ne istediim syler sylemez, o da Ged'in yolculuk yapabilecei, Deniz'e doru yola kacak olan bir gemi olduunu syledi. "Ya da onu rzgararc olarak alrlar," dedi adam, "eer yle bir hneri varsa. Gemide iklimci yok." "Sis konusunda biraz bilgisi var; deniz rzgarlar hakknda bir ey bilmiyor," dedi byc, elini yavaa Ged'in omuzuna koyarak. "Sakn deniz ve deniz rzgarlar zerine bir numara yapmaya kalkma evik Atmaca; sen hala kara adamsn. ef, geminin ismi ne?" "Glge, Andradeler'den, krk ve fildii ile Hort ehri'ne gidiyor. yi bir gemidir, Ogion Usta."

Geminin ismini dyunca bycnn yz karard ama "yle olsun," dedi. "Bu yazy Roke Okulu'nun mdrne ver evik Atmaca. Rzgarn ak olsun. Gle gle git." Ogion'un vedas bu kadard. Arkasm dnp byk admlarla rhtmdan uzaklat. Ged mahzun, ustasmn uzaklamasn seyretti. "Gel bakalm delikanl," dedi Liman efi olan deniz kena-nna, Glge'nm yelken amaya hazrland iskeleye gtrrken. Elli mil enindeki bir adada, denize bakan kayalarn zerine kurulmu, ebediyen denizi seyreden bir kyde, bir ocuun hi gemiye adm atmadan veya parmam denize hi sokmadan byyp adam olmas garip gelebilir ama Ged'in durumu byleydi. Kara adamlar, iftiler, kei obanlar, inek obanlar, avclar ve zanaatkarlar, denize kendileri ile hibir ilgisi olmayan, gvenilmez tuzlu bir alem olarak bakarlard. Kynden iki gnlk 29 uzaklkta olan kyler, onlar iin yabanc yerler saylrd; adala-nndan bir gnlk uzaklkta bulunan adalar ise, suyun tesinden grnen, kendi adalar gibi zerinde yrnebilecek salam topraklar deil de var olduu rivayet edilen sisli tepelerdi onlar iin. Bylece, dalarn doruklanndan aaya hi inmemi olan Ged iin Gont Liman; byk evleri, kuleleri, rhtm, doklar, havuzlar, gemi babalar, sallana sallana bekleyen yzlerce kay ve gemileriyle veya tamir iin kenara ekilmi, ters evrilmi tekneleriyle liman, sarlm yelkenleriyle ve kapal lombarlary-la d limanda demir atm bekleyen gemileri, garip ivelerle baran, ar ykleriyle variller, sandklar, kvrlm halatlar, krek ynlar arasnda kouturan gemicileri ve liman iileri, sahildeki ince talarn zerinde sessizce sohbet ederek yol alan krk kaftanlar iindeki tccarlar, yakaladklar balklar boaltan balklar, ar admlarla yryen fclar, eki sallayan gemi ustalar, ark syleyen midye satclar, barp aran gemi kaptanlar ve tm bunlarn gerisinde sessizce parlayan krfe-ziyle korkutucu, olaanst bir yerdi. Kelimenin tam anlamyla sersemlemi olarak Liman efi'ni, Glge'mn bal bulunduu doka kadar takip etti. Liman efi onu geminin kaplanma gtrd. Biraz konutuktan sonra, gemi kaptan, byc rica etmi olduu iin Ged'i, yolcu olarak Roke Adasi'na gtrmeye raz oldu. Liman efi de ocuu kaptana brakp gitti. Glge'ma kaptan, Andradeli tccarlarn giydii kenar pellawi krkyle ssl bir kaftan giymi, iri, iman bir adamd. Ged'e hi bakmadan gr bir sesle "Havayla oynayabilir misin ocuk?" diye sordu. "Oynayabilirim." "Rzgar kartabilir misin?" Ged kartamayacan sylemek zorunda kalnca, kaptan ona ayakaltnda olmayan bir yer bulmasn ve orada kalmasn syledi. Gemi, gece bastrmadan d limana kacandan ve sabaha kar gelgitin yardmyla yelken aacandan, krekiler gemiye 30 gelmeye balamlard. Ayakalt olmayan hibir yer olmadm-dan Ged, geminin knda, gzelce balanm ve hayvan postu-na sarlm ykn stne trmanp, burada iyice tutunarak olup biteni seyretmeye balad. Liman iileri, su varillerim rhtmdan, krekilerin oturduklar yerlerin altna doru gmbr gmbr yuvarlarken, pazulu kollaryla salam bnyeli krekiler s-rayarak gemiye ktlar. Yola kmaya hazr olan salam yapl gemi, yknn altnda ezildii halde gemiyi yalayan ky dalga-larnda biraz biraz dans ediyordu. Dmenci, geminin Andrad'n Yal Ylan eklinde yontulmu ba bodoslamasnda, omurgann birletii yerdeki kalaslarn zerinde duran kaptana doru dnerek, k bodoslamasndaki yerini ald. Kaptan tm hametiyle emirler verdi; Glge zlm, iki kayn yardmyla doklardan kyordu. Sonra kaptann "Lombar kapaklarm an," diye kkremesiyle iki yandaki on beer

krek yerlerinden karld. Kaptann yanndaki bir ocuk davulu aldka krekiler krekleri ekiyorlard. Bir martnn kanatlarnda gidiyormuasna hareket etti gemi ve birden ehrin grlts ve kargaas geride kalakald. Krfezin sessiz sulanna aldlar, balarmda, sanki denizin zerine aslm gibi duran Da'n karl zirveleri ykseliyordu. Gneydeki Armed Kayalklar'nn, rzgar altndaki s koyunda demir atp geceyi geirdiler. Geminin yetmi kiilik mrettebatndan bazlar, erkeklie adm atm olsalar da Ged gibi kkller. Bu olanlar onu, birlikte yemeye ve imeye ardlar; olduka kaba ve akac olma-larna ramen, Ged'e dosta davrandlar. Gontlu olduu iin ona Kei oban diyorlard ama akay daha fazla uzatp tadm karmyorlard. Ged on be yandakiler kadar uzun boylu ve kuv-vetliydi, stelik ok da hazrcevapt. Bylece denizci ocuklarla kaynat, yle ki daha ilk geceden yaptklar ileri renip onlardan biri gibi davranmaya balad. Bu, etrafta aylak aylak dolaan birine yer olmadm dnen gemi subaylarnn da iine geldi. Mrettebat iin bile zar zor yer bulunan; ykle, adamla ve erzakla dolu gvertesiz kadrgada, konfordan eser yoktu. Fakat 31 konfor Ged'i hi ilgilendirmiyordu. O gece, kuzey adalanndan getirilmi olan rulo rulo postlarn arasnda yatt ve Krfez'in zerindeki bahar aylarnn yldzlar ile geminin k tarafnda kalan ehrin klarm seyrederek uyudu; sabah byk bir neeyle kalkt. Deniz, afaktan nce ykseldi. Demir aldlar; Armed Ka-yalar'nn arasndan yavaa krek ekerek getiler. Gne, Gont Da'n kzllatrmaya balaynca, Gont Denizi'nden gneybat-ya doru byk yelkeni atlar. Bamisk ve Torheven arasnda, yumuak bir rzgarla yol aldlar ve ikinci gn. Adalar Diyar'nn yrei ve gzbebei olan Byk Ada Havnor'u grdler. gn sreyle, dou sahilleri boyunca ilerledikleri Havnor Adasi'nn yeil tepelerim seyrettiler ama karaya kmadlar. Daha uzun yllar Ged, dnyann mer-kezinde bulunan Havnor'un Byk Limani'mn beyaz kulelerim gremeyecek, adaya admm atamayacaktl. Bir gece Way Adasi'nn kuzey liman olan Kembermouth'da konakladlar. Baka bir gece Felkway Krfezi'nin giriindeki kk bir kasabada. Daha sonraki gece de kuzeydeki O bumundan geip Ebavnor Boaz'na girdiler. Her iki yannda da kara bulunan ve kimi. D Blgeler'den yllar sren yolculuklardan sonra getirdikleri garip yklerle dolu, kimisi ise Deniz'de bir adadan bir adaya sraya sraya giden irili ufakl ticaret gemilerinin ok yakmndan geilen bu yerde, yelkenleri indirip krek ektiler. Bu kalabalk Boazlardan sonra gneye doru dnerek Havnor'u arkalarnda brakp, nce kuleler ve kentlerle sslenmi son derece zarif iki ada olan Ark ve lien'in arasndan, daha sonra da Deniz'deki Roke Adasi'na doru uzanan yollarnda, yamur ve artan rzgarn iinde ilerlediler. Gece rzgar frtnaya dnnce geminin yelkenlerim indirdi-ler ve ertesi gn de, gn boyunca krek ektiler. Byk gemi tm heybeliyle dalgalarn zerinde dimdik duruyordu fakat geminin knda dmenin basnda duran dmenci, denizi dven yamura bakyor, yamurdan baka bir ey gremiyordu. Pusu-laya gre gneybatya gidiyorlard; gittiklerinin de farkndaydlar ama hangi sularda olduklarm bilemiyorlard. Ged adamlarn, 32 Roke Adasi'nn kuzeyindeki s kumsal ve doudaki Borilous Kayalar hakkmda konutuklarm duydu. Bazlar da, imdiye kadar rotadan kp, Kamery'nin bo sulanna varm olabileceklerim savunuyorlard. Rzgar, gittike byyen dalgalarn ularm kopartp kpkler halinde havaya savurarak kuvvetlenirken, onlar hala rzgar arkalarna alp gneybatya doru krek ekiyorlard. Krek ekmek gletiinden kreklerin balar ksaltld; artk bir kree iki ocuk oturtuluyordu, Ged de Gont'tan ayrldklarndan beri yapt gibi, sras gelince kreklere oturuyordu. Krek ekmedikleri zaman da geminin iindeki suyu boaltyorlard, nk deniz artk

gemiyi zorlamaya balamt. Bylece, bir yandan yamur hzl hzl yaip souk da srrken, davulcunun davulu da frtnann grlts iinde arpan bir kalp gibi gmbrderken, rzgarn altnda, dumanl dalar gibi art arda gelen dalgalarla boutular. Adamlardan biri, Ged'in kreklerdeki yerini alarak onu pru-vadaki kaptann yanma yollad. Kaptann cbbesinin kenanndan sular damlyordu ama gvertedeki yerinde, bir arap fs gibi sapasalam durarak Ged'e bakt ve "Bu rzgar dindirebilir misin ocuk?" diye sordu. "Hayr efendim." "Demirle ilgili bir hnerin var m?" Demek istedii, Ged pusulay Roke Adasi'na doru evirebilir miydi? Yani pusula kuzeyi deil, Roke Adasi'n gsterecek-ti. Bu Denizustalarnn gizli tuttuklar hnerlerindendi. Ged yine hayr demek zorunda kald. "O halde," diye kkredi kaptan, rzgar ve yamurun arasn-dan, "seni Hort Kasabasi'ndan Roke Adasi'na geri gtrecek bir gemi bulman gerekecek. Roke Ada u anda batda bir yerlerde olmal ve bizi, bu havada oraya ancak bygc ulatrabilir. u anda gneye gitmemiz gerek." Ged bu haberi beenmedi nk gemicilerin Hort Kasabas hakknda konutuklarm; burasnn, insanlarn Gney Blgele-ri'ne alnp satld, ktlklerle dolu kanunsuz bir yer olduu-nu duymutu. Kreklere geri dnerek, gl kuvvetli bir olan 33 olan Andradeli arkadayla beraber iine devam etti. Davulun sesini duyuyor; geminin knda asl duran gemici lambasnn, rzgar savurduka, yamurun dvd karanlkta can ekien bir leke gibi k saarak salnm ve rpnm gryordu. O hengamede mmkn olduu kadar ok batya bakyordu. Derken, gemi tam kabaran bir dalgann zerindeyken, bir an iin, uuan karanlk sularn zerinden, bulutlar arasnda batmakta olan gnei andran bir k grd. Ama grd, gnein kzll deil, net bir kt. Krek arkada grmemiti ama Ged yine de grdn dierlerine syledi. Dmenci, dalgalarn tepesine ktklarnda, Ged'le beraber grd ama bunun sadece kavumakta olan gnein olduunu syledi. Bunun zerine Ged, su boaltan ocuklardan birine seslenerek, bir dakika iin yerini almam rica etti ve bir kez daha zorlukla ilerlenen sralarn arasndan, denize umamak iin tahtadan yontulmu pruvaya tutunarak, kaptana seslendi: "Kaptan! Batda grnen u k Roke Ada!" "Ben k mk grmyorum," diye kkredi kaptan ama daha szn bitirmemiti ki Ged eliyle bir yeri iaret etti. Hepsi, batda, grltl denizin kabarm kp zerinde parlayan grd. Yolcusunun hatr iin deil ama gemisini frtnann tehlike-sinden kurtarmak iin kaptan, hemen dmenciye batdaki a doru gitmesi iin seslendi. Yine de Ged'e "Oul, ayn bir Deni-zustas gibi konuuyorsun ama sylemedi deme, eer bizi bu havada yanl yne doru ynlendiriyorsan, Roke Adasi'na yze-rek gitmek zorunda kalrsn," dedi. Artk frtnay arkalarna alp gideceklerine, frtnay yandan alarak krek ekmeye baladlar ki bu ok zor bir iti. Bordann tam ortasndan vuran dalgalar, onlar yeni rotalarnn gneyine doru srklyor, geminin iini de suyla dolduruyordu; o yzden su boaltma iine aralksz devam etmeleri artt. Ayrca gemi srklenirken, kreklerin suyun zerinde kalp krekileri oturduklar sralarn stne devirme tehlikesi olduundan, k-rekilerin de kreklerine dikkat etmesi gerekiyordu. Frtna bu34 lutlannn da etkisiyle hava hemen hemen kararmt, batlarmda kalan, yollarna devam etmelerine yardmc olan arada bir grebiliyorlard. Bylece abalamaya devam ettiler. En sonunda rzgar biraz yavalad ve nlerindeki k kmesi byd.

Krek ekmeye devam ettiler ve yalnzca iki krek darbesi arasnda, sanki bir perdeden gemiesine frtnadan karak, batmakta olan gnein gkyznde ve denizde parlad sakin bir havaya girdiler. Kpkl dalgalarn zerinden, ok uzakta olmayan yksek, yuvarlak, yeil bir da ile dan altna kurulmu, kk sakin krfezinde gemilerin demirlemi olduu bir kasaba grdler. Elinin altndaki uzun dmene yaslanan dmenci, bam e-virip, "Kaptan, bu hakiki bir ada m yoksa bir by m?" diye sordu. "Sen dmeni dz tut, tahta kafa! Asln kreklere, yreksiz kleocuklar! O grdnz, her salan anlayabilecei gibi, Thwill Krfezi'yle Roke Tepesi! Asln kreklere!" Bylece, davulun vurular eliinde, yorgun argn krfeze doru krek ektiler. Krfezde herey sakindi, kasabadaki insanlarn ve alan bir ann sesini bile iitebiliyorlard. Frtnann hrts ve gmbrts ise uzaklarda kalmt. Bulutlar, adann kuzeyinde, dousunda ve gneyinde, adadan birer mil uzaklkta, karanlkta asl duruyorlard. Fakat Roke Adasi'nn zerinde, berrak gkyznde, yldzlar birer birer parlamaya balyordu. 35 111 BYCLER OKULU G E D o geceyi Glge'de geirdi; sabah olunca da etkenden arkasndan nee iinde, iyi dileklerini baran ilk deniz-yolda-larndan aynlarak doklara doru yrd. Birka dar ve dik caddenin etrafna toplanm yksek evleriyle Thwil kasabas, pek byk saylmazd. Yine de Ged'e buras, bir ehir kadar byk geldi. Nereye gideceini bilmediinden, nne kan ilk kasaba-lya Roke Okulu'nun mdrn nerede bulabileceim sordu. Adam onu yle yangzle uzun uzun szdkten sonra, "Akllya soru gerekmez; aptal ise bouna sorar," deyip yoluna devam etti. Ged, yan dik arduvaz daml evlerle, bir yan da byk bir binann duvaryla evrili bir meydana varana kadar yoku yukar yrd. Binann duvarndaki kk pencereler, evlerin bacalarn-dan daha yksekteydi. Byk gri ta bloklardan yaplm olan bina bir kaleye veya atoya benziyordu. Binann dibindeki meydan36 da pazar sergileri kurulmutu. Etrafta oraya buraya gidip gelen insanlar vard. Ged ayn soruyu, bu kez elinde bir sepet midye olan yal bir kadma sorunca kadn, "Mdr her zaman bulunduu yerde bulamazsn; bazen de olmad yerde bulursun," diye cevap verip, midyelerim bara bara satarak yoluna devam etti. Byk binann bir kesinde, kk, zellii olmayan ahap bir kap vard. Ged kapya gidip hzl hzl ald. Kapy aan yal adama, "Gont Adasi'ndaki Byc Ogion'dan, bu adadaki okulun mdrne bir mektup getirdim. Mdr aryorum ama artk daha fazla bilmece duymak ve alaya alnmak istemiyorum," dedi. "Aradn okul buras," dedi yal adam kibarca. "Ben kapcym. Eer girebilirsen buyur gir." Ged ileriye doru bir adm att. Kapdan ieri getiini zannetti fakat hala darda, kaldrmn zerinde, biraz nce durduu yerde duruyordu. Bir kez daha ileriye doru bir adm att. Bir kez daha kapnn dnda kald. Kapc, ierden, tatl tatl onu seyrediyordu. Ged, armaktan ok kzmt; nk yine kendisiyle alay ediliyor gibi gelmiti ona. Yksek sesle, elleriyle, uzun sre nce teyzesinin retmi olduu Ama bysn yapt. Teyzesinin rettii byler iinde en nemlisi buydu; o da artk bu byy byk bir ustalkla yapyordu. Fakat yapt sadece bir cad ef-sunuydu; bu kapy kapal tutan gce hibir faydas olmamt. Bu da ie yaramaynca, Ged uzun sre, orada, kaldrmn zerinde kalakald. En sonunda, ieride beklemekte olan yal adama bakt. "Bana yardm etmezseniz," dedi isteksizce, "giremeyeceim." Kapc cevap verdi: "Adm syle."

Ged yine bir sre durdu; nk can pahasma da olsa, insan gerek ismini yksek sesle sylemezdi. "Ben Ged," dedi yksek sesle. O zaman, admm att ve ak kapdan girdi. Gne arkadan geldii halde, yine de ona, arka-smda bir glge varm gibi geldi. Arkasna dnerken, ayn zamanda, eiin, az nce zannettii gibi ahap deil de fildii olduunu grd. Fakat hibir ek veya 37 balant yeri yoktu. Daha sonra bu kapmm Byk Ejderha'nm diinden kesilmi olduunu renecekti. Yal adamm arkasndan kapatt, iinden biraz gne geen kap ise, cilalanm boynuzdan yaplm, i yzne de Bin Yaprakl Aa'm resmi oyulmutu. "Bu eve hogeldin delikanl," dedi kapc ve daha fazla konumadan Ged'i hollerden ve koridorlardan geirerek, binann ilerinde bir yerde, ak bir avluya getirdi. Avlunun bir ksm talarla kaplyd fakat st ackt; im olan blmnde, gnein altnda, gen aalar arasnda bir eme akyordu. Ged burada, bir sre tek basma bekledi. Hi hareket etmedi, kalbi hzl hzl arpyordu; nk etrafnda grnmeyen varlklar ve gler hissettiim seziyordu. Burasnn sadece tatan deil, tatan da gl bir byyle yaplm olduunu da anlamt. Bilgeler Evi'nin en i odasnda bulunuyordu, bu oda gkyzne alyordu. Sonra birdenbire beyazlar giymi bir adamn, emenin akan sular-nm arkasndan kendisine bakmakta olduunu fark etti. Gz gze geldiklerinde, aacn dallarnda bir ku tmeye balad. O anda Ged, kuun sarkm, emeden havuza dklen suyun dilini, bulutlarn biimlerim, yapraklar arasnda dolanan rzgarn bam ve sonunu anlad: Kendisinin de, gne tarafn-dan sylenmi bir sz olduunu hissetti. Derken o an geti, kendisi de, dnya da, eski haline dnd, ya da neredeyse eski haline. Ogion'un yazm olduu mektubu uzatarak Babyc'nn nnde diz kmek iin ilerledi. Roke Mdr olan Babyc Nemmerle, yal bir adamd; dendiine gre, o sralar hayatta olan en yal insand. Ged'e memnuniyetle hogeldin diyen sesi, bir ku gibi titriyordu. Sa, sakal ve cbbesi beyazd; yllarm yavaa kulland iin, tm karanlklar ve arlklar zerinden szlm gitmi gibi grnyordu; yz yl boyunca oradan oraya srklenmi bir tahta par-as gibi aklam ve ypranmt. "Gzlerim ok zayflad, ustann bana yazm olduklarm okuyamyorum," dedi titreyen bir sesle, "bana okuyuver delikanl." Bylece Ged Hardca harflerle yazlm mektubu zerek 38 okudu. Mektupta sadece, Lord Nemmerle: Sana, eer rzgarlar doru eserse, Gontlu byclerin en by olabilecek birim yolluyorum, diye yazyordu. Mektup, Ogion'un Ged'in henz bilmedii gerek ismiyle deil, Rnlerle yazl ismi olan Kapal Az diye imzalanmt. "Zelzeleleri balayan biri tarafmdan gnderildiin iin iki misli kucaklyorum seni. Gont'tan buraya geldiinde, gen Ogi-on'u ok sevmitim. imdi bana yolculuunda getiin denizleri ve olan olaylar anlat bakalm delikanl." "Dnk frtnay saymazsak iyi bir yolculuk geirdim efen-dim." "Seni buraya hangi gemi getirdi?" "Andradeler'de ticaret yapan Glge." "Kimin isteiyle geldin buraya?" "Kendi isteimle." Babyc nce Ged'e bakt, sonra basn evirdi ve akl adalar ve yllar iinde gezinen yal bir adam gibi mrldanarak, Ged'in anlamad bir dilde konumaya balad. Yine de mnl-danmasnn arasnda, kuun akrken, suyun da dklrken sylemi olduu kelimeler vard. By yapmyordu ama yine de se-sinde Ged'in akimi kartran bir g vard, yle ki onu rktt. Bir an iin kendini glgeler arasnda garip

ve engin bir lde tek basma hissetti. Oysa, hala gn ndaki avluda duruyor, emenin krtsn iitiyordu. Ta terastan, imlerin zerinden, byk siyah bir ku, bir Osskil kuzgunu yryerek geldi. Babycnn cbbesinin ete-ine kadar ilerledi; karga burnu, aklta gibi gzleri ve tm si-yahlyla orada durup, Ged'e yan yan bakt. Nemmerle'nin dayanmakta olduu beyaz asay kere gagalaymca, yal byc mrldanmay brakt ve glmsedi. "Ks oyna delikanl," dedi en sonunda, bir ocukla konuur gibi. Ged bir kez daha tek dizinin stne kp onu selamlad. Ayaa kalktnda Babyc gitmiti. Sadece onu szmeye devam eden, gagasn yok olmu asay gagalayacakm gibi uzatan kuzgun kalmt. Ku, Ged'in Osskilce olduunu tahmin ettii bir dilde ko39 nutu. "Terrenon ussbuk" dedi gaklayarak. "Terrenon ussbuk orrek!" Ve geldii gibi caka satarak yrd gitti. Ged, nereye gideceim bilemeyerek, avludan ayrlmak iin dnd. Kemerli yolun altnda, kendisin! bayla kibarca selamlayan, uzun boylu bir genle karlat. "Adm Jasper, Havnor Adasi'ndaki Eolg Hkmdar Enwit'in oluyum. Bugn, Byk Ev'i gezdirmek ve elimden geldiince sorularnz cevaplamak zere hizmetinizdeyim. Size nasl hitap edebilirim efendim?" Hayat boyunca zengin tccarlar ve soylular arasnda hi bulunmam bir da kyls olan Ged'e, bu olann "efendim" ve "hizmetinizdeyim" szleri, eilerek selam vermeleri, selam verirken ayam sryerek geri ekmeleri, hep alay gibi geliyordu. Ksaca "Bana evik Atmaca derler," dedi. Dieri, sanki daha kibar bir cevap bekliyormu gibi durak-sad; baka bir cevap alamaynca doruldu ve biraz yana dnd. Ged'den bir iki ya daha bykt. ok uzun boyluydu, gergin bir zarafetle yryor ve bir dans gibi pozlar veriyordu (diye dnd Ged). Gri cbbesinin kaponunu arkaya atmt. Ged'i ilk nce okulun bir rencisi olarak, stne uyan, ayn tr bir cbbe ve ihtiyac olan dier giysileri bulabilecei giysi odasna gtrd. Ged setii koyu gri renkli cbbeyi zerine giyince Jasper, "Artk bizden biri oldunuz," dedi. Jasper konuurken yznde belli belirsiz bir glmseme oluyordu, yle ki Ged kelimelerinin altnda bir alay aryordu, "insan byc yapan kl mdr?" diye cevap verdi ask bir yzle. "Hayr," dedi byk olan. "Ama duyduuma gre, insan insan yapan davranlarym. imdi nereye?" "Nereye istersen. Ben Ev'i tanmyorum," Jasper onu Byk Ev'in koridorlarndan geirerek, ak avlular, st rtl salonlar, bilgelik kitaplar ve Rn ciltlerinin sakland Raflar Odasi'n, tm okulun bayram gnleri topland byk Ocakba Salonu'nu, yukar kat, kule ve tavanarasn-daki, rencilerin ve hocalarn uyuduklar kk hcreleri gsterdi. Thwil kasabasnn dik atlarna ve denize bakan ufak bir penceresi olan Ged'in hcresi. Gney Kulesi'ndeydi. Dier hc40 reler gibi, bir kede duran ot yataktan baka eyas yoktu. "Burada ok sade bir hayat sryoruz," dedi Jasper, "Ama sanrm bu sizi pek rahatsz etmez." "Ben alknm." Kendisinin, bu marur ve kibar genle eit olduunu gstermeye alarak hemen ekledi: "Herhalde sen ilk geldiinde buna alk deildin." Jasper ona bakt, baklar "Sen, Havnor Adasi'ndaki Eolg lkesi'nin Hkmdar'nn olu olan benim, kim olduumu, nele-re alk olduumu, ne bilirsin ki?" diyordu. Yksek sesle ise sadece, "yle byrn," dedi. Onlar yukardayken bir gong almt. Aaya, yemekhanenin Uzun Masa'snda, yzden fazla olan ve delikanlyla birlikte len yemein! yemeye indiler. Herkes, yemekhaneye alan ufak pencerelerden alarla akalaarak, pencere pervazlarndaki duman tten byk

kaselerde-ki yemeklerden tabaklarna alyor. Uzun Masa'da istedii yere oturuyordu. "Diyorlar ki," dedi Jasper Ged'e, "bu masaya ka kii oturursa otursun, hep bo bir yer vardr." Gerekten de, hem tantanayla yemek yiyen ve konuan grltc olanlara, hem de cbbelerinin yakalar gmle tutturulmu, ya ift ift ya da tek balanna, sanki dnecek ok eyleri varm gibi ask ve dnceli bir suratla oturan, yaa daha byk delikanllara yer vard. Jasper Ged'i, Vetch adnda, pek konukan olmayan fakat byk bir itahla yemeini yiyen yapl bir ocuun yanma oturttu. Vetch Dou Uyreleri aksanyla konuuyordu; teni ok koyuydu; Adalar Diyar'ndaki birok insan ve Ged ile Jasper gibi kzl-kahve deil de, siyahi bir teni vard. Basit bir insand, davranlar da fazla ince deildi. Yemeyi bitirince, yemekten ikayet etti, fakat sonra Ged'e dnerek, "En azndan buradaki birok ey gibi gzba deil, insann iini styor," dedi. Ged Vetch'in ne demek istediim anlayamad, fakat ona kam kaynad ve yemekten sonra da yanlarnda kald iin ok memnun oldu. Ged etraf rensin diye, beraberce kasabaya gittiler. Thwil' in caddeleri, hem az, hem de ksayd; yksek atl evlerin ara-snda dolandlar, burada insan rahatlkla yolunu kaybedeblirdi. Garip bir kasabayd; tm dier kasabalardaki insanlar gibi balk41 , ii ve zanaatkar olan insanlar da garipti; Bilgeler Adasi'nda srekli kullanlan bylere o kadar almlard ki kendileri de yar-sihirbaz saylrlard. insanlar (Ged'in de renmi olduu gibi) bilmecelerle konuuyor, bir ocuun bala dntn veya ku olup utuunu grdklerinde, bunun okul ocuklarnm bir akas olduunu bildiklerinden, gzlerin! bile krpmyor, umursamadan ayakkab tamirine veya koyun eti kesmeye devam ediyorlard. Arka Kap'dan kan olan. Byk Ev'in bahesinden do-lanarak, berrak Thwilbum'n zerindeki tahta kprden geip, kuzeydeki ormana, krlara gittiler. zledikleri yol dolana dolana trmanyordu. Gnein tm pariaklna ramen koyu glgeler iinde olan mee koruluklarm getiler. Sol tarafta, Ged'in, bir trl net olarak gremedii, pek de uzakta olmayan bir koruluk vard. Neredeyse ulaacakmsnz gibi grnse de yol oraya hi ulamyordu. Ged bu korudaki aalarn ne tr aalar olduunu da tam olarak kartamamt. Ged'in nereye baktm gren Vetch, "Oras Varlk Komu. Biz daha oraya gelemiyoruz..." dedi yumuak bir sesle. Gne altndaki scak ayrlarda sar iekler amt. "K-vlcimotu," dedi Jasper. "Erreth-Akbe'nin, Adalar Ate Tanr-s'na kar koruduu zamanlarda, rzgarn, yanan Ilien'in klleri-ni getirip brakt yerlerde biter." Jasper solmu bir iei fleyince, iekten kurtulan tohumlar, gne nda kvlcmlar gibi uutular. Yol onlar, Ged'in Roke Adasi'nn byl sularna girdikle-rinde gemiden grm olduu, yuvarlak ve aasz, byk yeil bir tepenin eteklerinden dolatrp yukar kard. Jasper yamata durdu. "Havnor'dayken Gont bycl konusunda ok ey duymutum; hep de olumlu eyler. yle ki uzun zamandr bunun bir rneini grmek istiyordum. imdi yanmzda bir Gont-lu var. u anda da kkleri dnyann merkezine kadar inen Roke Tepesi'nin yamacnda duruyoruz. Burada btn byler ok kuvvetli tutar. Bize bir numara gster evik Atmaca. Bize slu-bunu gster." 42 Kafas karan ve aran Ged hi sesini kartmad. "Daha sonra Jasper," dedi Vetch, her zamanki yaln haliyle. "Onu biraz rahat brak." "Ya bir hneri ya da gc var, yoksa kapc onu ieri sok-mazd. Neden imdi gstermesin? Ha imdi ha sonra, ne fark eder? yle deil mi evik Atmaca?" "Hem hnerim, hem de gcm var," dedi Ged. "Bana neden sz ettiim gster." "Elbette gzbandan, grnt oyunlarndan bahsediyorum. Bunun gibi." Jasper, parmayla iaret ederek birka garip kelime syledi; yamata iaret ettii yerde, yeil otlarn arasnda, ince iplik gibi bir su akmaya balad; derken bir kaynaa

dnen su tepeden aaya akt. Ged elini caya soktu, slakt. Biraz iti, serindi. Yine de insann susuzluunu gidermiyordu, nk sadece gz-bayd. Jasper, baka bir kelimeyle suyu durdurdu, otlar gnein altnda kupkuru dalgalandlar. "Sra sende Vetch," dedi souk tebessmyle. Vetch ask suratla bam kad fakat yine de eline bir avu toprak ald, kara parmaklaryla ekil vererek, skarak, okayarak, topraa monoton bir ark okudu. Birdenbire elindeki toprak, kk gvdesi tyl, ariya benzer bir bcee dnt, vzldya-rak Roke Tepesi'nin zerinden utu ve gzden kayboldu. Ged olanlar ylgn bir halde seyretti. Ky cadlarnm sihirle-rinden, kei arma, siilleri iyi etme, ykleri harekete geirme ve kapkaca tamir etme bylerinden baka ne biliyordu sanki? "Ben byle numaralar yapmam," dedi. Yollanna devam etme yanl olan Vetch iin, bu yeterli bir cevapl, ama Jasper "Neden yapmazmsn?" dedi. "Byclk bir oyun deildir. Biz Gontlular byy zevk iin veya vg almak iin yapmayz," diye cevap verdi Ged, kibirle. "Ya siz ne iin yapyorsunuz," diye sordu Jasper, "para iin n?" "Hayr!..." Fakat, cahilliim gizlemek ve gururunu kurtar43 mak iin syleyecek baka ey bulamad. Jasper gld - ama kt niyetle deil; sonra, onlar Roke Tepesi'ne doru ynelterek, yola koyuldu. Ged, bir aptal gibi davrandnn farknda, fakat bundan Jasper' sorumlu tutarak, krk bir kalp ve ask bir suratla onu izledi. O gece, soukta, ot yatann zerinde, Roke'un Byk Ev'inin mutlak sessizliinde, cbbesine sarmarak yattnda, bu yerin tuhafl ile burada yaplm olan sihirlerin ve bylerin dncesi, stne stne gelmeye balad. Karanlk onu sarmalad, iini korku doldurdu. O an, Roke dnda herhangi bir yerde olmaya razyd. Ama o srada Vetch, hasmn zerinde sallanan mavimsi tlsm kresiyle kapma geldi ve biraz laflamak iin ieri girip giremeyeceim sordu. Ged'e Gont hakknda sorular sordu; sonra kylerindeki evlerin bacalarmdan kan dumanlarn komik isimli adalar arasna skm sessiz denize doru dald, Dou Uyreleri'nde bulunan, kendi yaad adalardan zlemle sz etti. Komik isimli adalar: Korp, Kopp ve Holp, Ven-way ve Vemish, ffish, Koppish ve Sneg. Bu adalarn konumlar-n Ged'e anlatmak iin parmayla yerdeki talarn zerine izdii izgiler, sanki gmten bir ubukla izilmi gibi bir sre parldadktan sonra silindiler. Vetch yldr okuldayd, yaknda Sihirbaz olacakt. kinci derecelerdeki byclk sanatyla pek ilgilenmiyordu. Buna ramen iinde daha byk, henz renmemi olduu bir yetenei vard: yilik sanat. O gece ve o geceyi takip eden gnlerde hep Ged'le arkadalk etti; Ged'in geri evire-meyecei kadar ak kalpli ve salam bir arkadalk sundu ona. Fakat Vetch ayn zamanda, Roke Tepesi'nde Ged'i aptal yerine koyan Jasper'n da arkadayd. Ged bu olay bir trl unu-tamyordu; grne gre, onunla hep kibar bir tonda ve alayc bir tebessmle konuan Jasper da ondan farkszd. Ged aalanmay ya da hafife alnmay kaldracak biri deildi. Gnn birin-de, hem Jasper'n bir eit nderlik yapt br ocuklara, hem de Jasper'a, gcnn gerekte ne kadar byk olduunu kantla-maya and iti. Ne kadar akll olurlarsa olsunlar, hibiri byclkle bir ky kurtarm deildi. Sonra, hibiri iin Ogion, bu 44 Gont Adasi'mn en byk bycs olacak diye yazmamt. Bylece gururunu besleyerek tm dikkatim kendisine verilen devlerde toplad: Dokuzlar diye anlan, Roke'un gri cbbeli Ustalar'nn rettii dersler, numaralar, tarih ve hnerlerde. Her gn, bir sre, ona kahramanlarn servenlerim ve bilgeliin trklerini reten Okuyucu Usta ile alyordu, lk olarak en eski ark olan Ea'nn Yaradl ile balamlard. Sonra dier ocuklarn bazlaryla birlikte Yelanahtar Usta ile rzgar ve

iklim sanatlar zerinde alyorlard, ilkbaharn ve ilkyazn parlak gnlerim, hep Roke Krfezi'nde, kelimelerle dmen kullanmay, dalgalar yattrmay, dnya rzganna konumay ve byrzgan karmay renebilmek iin, kk yelkenlilere bi-nerek geirdiler. Bunlar ok karmak becerilerdi, o yzden sk sk aniden esen ters bir rzgarn etkisiyle, bir bordadan dierine geen yelkenlinin sereni Ged'in basma arpyor veya koskoca krfezde dnya kadar bo yer varken, onun teknesi gidip bir bakas ile arpyor veya teknedeki olanlarn birden umulmadk bir anda, beklenmedik koca bir dalgayla devrilen tekneden denize dyordu. Otlarn yetime biimlerim ve zelliklerin! reten ifac Usta ile birlikte karada yaptklar geziler daha sakin geiyordu. El Usta da onlara, hokkabazlk, el abukluu ve Dnm sanatnm basit numaralarm retiyordu. Tm bu almalar Ged ok abuk kavryordu; bir ay iinde, ondan bir yl nce Roke'a gelmi olan ocuklar gemeye balad. zellikle de gzba numaralarm ok abuk kavram-t, yle ki sanki bunlar bilerek domutu da birisinin ona hatr-latmas gerekmiti. El Usta, rettii becerilerin gzellii ve in-celiinden sonsuz bir zevk alan kibar, neeli, yal bir adamd. Ged ksa surede ona kar duyduu korkuyu yendi ve durmadan yeni yeni byler retmesin! istedi; Usta her seferinde glmseyerek ona istedii eyleri retti. Fakat bir gn Ged, aklnda Jasper' mahcup etme dncesiyle. Grnt Avlusu'nda, El Us-ta'ya, "Hocam, tm bu efsunlar hemen hemen ayn; insan birisi-ni bildi mi brlerini de yapabilir. Sonra, bynn etkisi geer gemez grnt de kayboluyor. Mesela, bir ta elmas haline d45 ntrnce," dedi, elinin bir hareketi ve tek bir kelimeyle dedii-ni yaparak; "elmasn elmas olarak kalmas iin ne yapmalym? Dnm bys nasl kilitlenir, nasl sabitletirilir?" El Usta, Ged'in avucunda ldayan, ejderhalarn bekilik ettii hazineler kadar parlak duran deerli tasa bakt. Yal Usta "Tolk" diye mrldannca mcevherin yerini gri bir aklta ald. El Usta bu ta eline alp uzun uzun tuttu. "Bu bir ta. Gerek Li-san'da ise tolk," dedi, Ged'in yzne tatl tatl bakarak. "Roke Adam meydana getiren talardan biri, insanlarn zerinde yaadklar kuru topraktan bir para. O, kendisi. Dnyann bir par-as. Gzba ile onu bir elmas ya da bir iek, bir sinek, bir gz ya da bir alev gibi gsterebilirsin..." Usta anlattka, ta ekilden ekile giriyordu; sonunda tekrar ta oldu. "Ama bu sadece bir grnt. Gzba, sadece onu gzleyenin duyularm kandrr; insann onu grdn, duyduunu veya hissettiini zannetme-sini salar. Ama nesneyi deitiremez. Bu ta bir elmas yapa-bilmen iin onun gerek ismini deitirmen gerekir. Ve bunu da yapmak demek olum, bu kadar ufak bir parasn deitirsen de, dnyay deitirmen demektir. Bu olmayacak bir ey deil. Gerekten olmayacak bir ey deil. Bu Dnm Ustasi'nn sanat; bunu renmeye hazr olduunda reneceksin zaten. Fakat sonucunun ne gibi bir hayr veya er getireceim bilmeden, tek bir eyi bile, ne bir ta ne bir kum tanesin! dntrmemeli-sin. Dnya bir denge iindedir, Denge'dedir. Byclerin Dntrme ve arma gleri dnyann dengesini bozabilir. Bu g, tehlikeli bir gtr. Korkun bir gtr. Bilgiyi izlemeli, ge-reksinime hizmet etmelidir. Bir mum yakan bir glge yaratr..." < Sonra tekrar akltana bakt. "Biliyor musun, ta da gzel ( bir eydir," dedi. Eskisi kadar ciddi deildi artk. "Eer Yerde- niz Adalar elmastan yaplm olsayd, halimiz harap olurda j Gzbann zevkini kar oul, brak talar da ta olarak kalsn." l Glmsedi, fakat Ged tatmin olmamt. insan bir bycy sr' c larn renmek iin sktrnca, ayn Ogion gibi, dengeden, teh ^ ilkeden, karanlktan konuup dururlar. Ama mutlaka, Gzba z 'nn bu ocuka oyunlarm ap da Dntrme ve al 46 l ma'nm gerek sanatlarm renmi olan bir byc, istediim yapabilecek gtedir;

dnyay caninin ektii gibi dengeleyebi-lir ve karanl kendi yla alt edebilir. Koridorda, baarlar okulda yaylmaya baladktan sonra Ged'le daha arkadaa ama daha alayc bir tonda konumaya balayan Jasper'la karlat. "Mutsuz grnyorsun evik Atmaca," dedi Jasper bu sefer, "hokkabazlk numaralarn ters mi gitti?" Kendisin! hep Jasper'la eit koullara koymak isteyen Ged, Jasper'n alayc tonunu duymazla gelerek, hemen cevap verdi: "Hokkabazlktan bktm, sadece uzak diyarlardaki ve atolardaki aylak soylular elendirmeye yarayan, bu gzba numaralann-dan bktm. Bugne kadar Roke Adasi'nda bana rettikleri tek adam gibi by, tlsm ve biraz da, hava deitirme numaralar. Geri kalan herey aldatmaca." "Aldatmacalar bile," dedi Jasper, "aptallarn elinde tehlike yaratabilir." Bu sz zerine Ged suratna bir tokat yemicesine dnp, Jasper'a doru birka adm att; ama byk olan, sanki hi kt niyeti yokmuasna glmseyip bam o gergin, nazik tavryla sallad ve yoluna devam etti. inde kpren bir hiddetle kalakalan Ged, Jasper'n arkasndan bakarken rakibim, sadece basit bir gzba karlamasnda deil, bir g snavnda yenmeye yemin etti. Kendisini kantla-yp, onu kk drecekti. Jasper'n ona, kibirlice, nefretle ve kk grerek tepeden bakmasna izin veremezdi. Ged, Jasper'n neden kendisinden nefret edebileceim hi durup dnmemiti. Sadece kendisinin neden Jasper'dan nefret ettiini biliyordu. Dier raklar ksa bir sre sonra, ne akadan, rde- ne de gerekten Ged'le ak atamayacaklarm anlamlard; onun rdu, iin, kimisi vgyle kimisi de garezinden, "Bu ocuk doutan >n.' byc, kimsenin onu gemesine izin vermiyor," diyorlard. Sasr dece Jasper, ne onu vyor, ne de ondan saknyor, sadece kibir-teh li kibirli glerek ona tepeden bakyordu. O yzden de geriye, re-zba zil edilecek tek rakip olarak Jasper kalyordu. ar; Kendi gururunun bir paras olan, kr krne giritii ve 47 bytt bu rekabette. El Usta'nn kibarca uyarm olduu tehlikeyi, karanl, grememiti; gremezdi de. Hiddetten gzleri kr olmad zamanlar, henz ne Jasper'n ne de daha byk ocuklardan herhangi birinin rakibi olmayacam ok iyi gryor, bu yzden almaya devam ediyor ve olaan devlerin! yerine getiriyordu. Yaz sonunda dersler biraz hafiflemiti, bu yzden spora daha ok vakit ayrabiliyorlard: Krfezde yaplan byl kayk yarlar; Byk Ev'in avlularn-da yaplan Gzba gsterileri; uzayan akamlarda, korularda oynanan, ebenin de saklananlarn da grnmez olduu ve sadece seslerin glerek, birbirine seslenerek, aalarm arasnda, seri ve solgun tlsmklarn izleyerek ve atlatarak dolat lgn saklamba oyunlar. Derken, sonbahar yaklarken, yeni byler denedikleri derslerine tekrar baladlar. Bylece Ged'in Roke'taki ilk aylar, tutkuyla ve harikalarla dolu olarak abucak geiverdi. Kn herey deiikli. Ged, yedi arkadayla beraber. Yalnz Kule'nin bulunduu, Roke Adasi'nn en kuzey ucundaki burna yolland. Burada, hibir dilde, hibir anlama gelmeyen Kurrem-karmerruk adndaki simci Usta tek basma oturuyordu. Kule'nin yaknnda ne bir ev, ne de bir tarla vard. Kuzey uurumlannn stnde kasvetli bir grn vard kulenin; k denizinin zerindeki bulutlar boz renkliydi; simci'nin sekiz rencisinin ren-mesi gereken isimler ise bitmek tkenmek bilmiyordu. Kule'nin yksek tavanl odasnda, Kurremkarmerruk, aralanna oturup, gece yanlarna, mrekkep katlarn zerinden silininceye kadar, renmeleri gereken isim listeleri kartyordu. Oda, Peln Denizi' nde kk bir adack olan Lossow'un kylarndaki her burun, nokta, krfez, koy, boaz, kanal, liman, slk, kayalk ve kayann ismini geceyarsndan nce renmesi gereken bir rencinin i ekmeleri ve Usta'nn kaleminin hrts dnda hep souk, lo ve sessizdi. Eer rencilerden biri ikayet edecek olsa. Usta bir ey sylemez fakat listeyi uzatr veya "Denizci Ustas olacak birisinin, denizdeki her zerrenin gerek ismini bilmesi gerekir," derdi.

< Ged, bazen i ekse de, hi ikayet etmezdi. Bu tozlu ve 48 ; dipsiz eitim konusunda, her eyin, her yerin ve her varln gerek ismini renme iinin, yani elde etmeye alt gcn, kuru bir kuyunun dibindeki mcevher gibi bir ey olduunu anla-mt. nk by denen ey bundan oluuyordu, yani bir eyi gerek ismiyle adlandrmaktan. Bunu Kurremkarmerruk, geldikleri ilk gece, Kule'de onlara sylemi, bir daha da tekrarlama-mt, ama Ged'in aklndan hi kmamt. "Birok gl byc," demiti Kurrremkarmerruk, "tm hayatlarm, bir tek eyin ismini arayarak geirirler; tek bir gizli veya kaybolmu ismi ara-yarak. Yine de listeler tamamlanm deildir. Ne de dnyann sonuna kadar tamamlanabilecektir. Dinleyin, o zaman nedenim anlarsnz. Gne altndaki bu dnyada ve gnein varolmad dier dnyada, insanla ve insann lisanyla hi ilgisi olmayan, ok ey vardr. Ve bizim gcmzden baka gler. Fakat by, gerek by, ancak Yerdeniz'in Hard dilini veya bu dilin tremi olduu Kadim Lisan konuanlar tarafndan yaplabilir. "Bu, ejderhalarn konutuu dildir. Ve dnyann adalarm ve trklerimizin, arklarmzn, bylerimizin, sihirlerimizin ve dualarmzn dilini yaratan Segoy'un konutuu dildir. Bu dilin kelimeleri, bizim Hard dilindeki kelimelerin arasna saklanm veya deitirilmitir. Biz dalgalarn zerindeki kpklere sukien diyoruz; bu Kadim Lisan'daki iki kelimeden tretilmitir: suk, yani ty ve inien, yani deniz, kelimelerinden. Denizin ty de kpk oluyor. Ama kpkleri sukien diyerek byleyemezsi-niz, onun Kadim Lisan'daki esas adm kullanmanz gerekir: es-sa. Her cad Kadim Lisan'dan bir iki kelime bilir; bycler ise ok kelime bilir. Fakat yine de daha fazla kelime vardr, bazlar yzyllar iinde kaybolmutur, bazlar gizlenmitir ve bazlarm da sadece ejderhalar ve Dnya'nn Kadim Gleri bilir; bazlar ise hibir canl tarafndan bilinmez, bu kelimeleri de hibir insan bulamaz. nk bu dilin bir sonu yoktur. "Nedeni ise u: Denizin ismi mien'dir, pekala. Ama bizim Deniz dediimiz denizin, Kadim Lisan'da baka bir ismi var. Hibir varln iki ismi olamayacana gre, demek ki inien Deniz dndaki btn denizler anlamma geliyor. Ve tabii ki, as49 lnda sadece o anlama da gelmiyor nk kendilerine zg isimleri olan saysz denizler, koylar ve boazlar var. Yani Denizci Ustas Bycler'den birisi, tm okyanusu, bir frtna veya frtna dindirme efsunu ile byleyecek kadar lgn olsayd, bys sadece inien kelimesini deil. Adalar Diyar'ndaki, D Uyre-ler'deki ve ta uzaklarda isimlerin varolmad yerlerdeki denizin de, her ke bucann ismini kapsard. Bylece, bize by yapma gcn veren, bu ekilde bu gcn snrlarm da izmi oluyor. Bir byc, sadece yaknnda olup ismini tam ve net olarak koyabildii eyleri denetimi altnda tutabilir. Bu da iyi bir eydir. Eer byle olmasayd, gllerin ktlkleri ve de bilgelerin delilikleri, oktan deitirilemeyecek eyleri deitirme yollarm arar, Denge'yi bozard. Dengesi bozulan deniz, zerinde tehlikelere maruz kalarak yaadmz karalar basar ve eski sessizlikte tm sesler ve isimler kaybolurdu." Ged bu szler zerinde uzun uzun dnd ve bunu akimin derinlerine kazd. Yine de devin soyluluu, Kule'de yaplan bir yllk uzun almalar daha elenceli bir hale sokmuyor, ko-laylatrmyordu. Yl sonunda Kurremkarmerruk, "ok iyi bir balang yaptn," dedi. Ama o kadar. Bycler doru sylerler; o yl Ged'in simler konusunda kazanmaya abalad ustaln, tm hayat boyunca renmeye alaca eylerin sadece bir balangc olduu doruydu. Ged'e, Yalnz Kule'den, beraber geldii arkadalarndan nce ayrlmas iin izin verildi, nk o daha abuk renmiti; fakat ald btn vg buydu. K balarnda Ged, tek basma, ssz yollardan gneye doru ilerleyerek, aday bir batan bir baa geti. Akam olduunda yamur yamaya balad. Yamuru

durdurmak iin by yapmad nk Roke Adasi'nn hava koullar, Yelanahtar Usta'dan sorulurdu ve kimse onun iine bumunu sokmazd. Ulu bir pen-dik aacnn akma snp cbbesine sannarak uzannca, aklna, eski ustas Ogion geldi. Hala yapraksz dallar ve yaan yamur altnda uyuyarak, Gont tepelerindeki gezilerine devam ediyordur, diye dnd. Ogion'u dnnce, Ged, kendi kendine glmsedi; Ogion'u ne zaman dnse ii huzur doluyordu. Suyun 50 fsltsyla dolu souk karanlkta, huzur iinde bir uykuya dald. Gn doarken uyanarak basn kaldrd; yamur durmutu. Cb-besinin kvrmlar iinde, snmak iin kvrhp snm kk bir hayvann uyumakta olduunu grd. Bu hayvann, az rastlanr, garip bir yaratk olan otak olduunu grnce, ard. Bu yaratklara, sadece Adalar Diyar'nn gneyindeki drt ada olan Roke, Ensmer, Pody ve Wathort'ta rastlanr. Bunlar minik, ipek gibi parlak grnl, ablak suratl, koyu kahverengi veya gri-kahverengi benekli tyleri olan, kocaman gzl hayvanlardr. Huysuz olan bu hayvanlarn dileri keskindir; o yzden de evcilletirilmezler. Bu hayvanlarn sesleri yoktur. Yine de Ged bu otak okamaya balad. Hayvan uyand, beyaz dilerim ve kk kahverengi dilini gstererek esnedi, rkmemiti. "Otak," dedi Ged, sonra Kule'de rendii binlerce hayvan ismi-ni hatrlayarak, bir kez daha, ama bu kez Kadim Lisan'daki esas ismiyle seslendi hayvana, "Hoeg! Benimle gelmek ister misin?" Otak gelip Ged'in avucuna oturdu ve tylerim yalamaya balad. Ged hayvan omuzuna, kaponunun katlar arasna yerletir-di; hayvan orada kald. Gndz, bazen aa atlayp ormana doru gidiyor fakat her seferinde geri geliyordu. Bir keresinde yakalad bir orman faresini de aznda getirdi. Ged glerek hayvana, avm yemesini, nk kendisinin oru tuttuunu syledi; o gece Gndnm Bayrami'yd. Bylece, slak akam karanlnda, Roke tepesini anca, Byk Ev'in zerinde oynamakta olan tl-smklarn grd. Ev'e girdi. Atein yla aydnlanm salonda bulunan ustalar ve arkadalar onu karlad. Aslnda dnebilecei bir yuvas olmayan Ged, kendisini yuvasna geri dnm gibi hissediyordu. Tand yzleri grmek onu mutlu etti; en ok da kara yznde koca bir tebessmle onu kucaklamak iin ilerleyen Vetch'i grnce mutlu oldu. Bu yl, arkadam tahmin ettiin-den de ok zlemiti. Vetch, o sonbahar. Sihirbaz ilan edilmiti, artk rak deildi ama bu, ikisinin arasna bir engel olarak girme-miti. Hemen sohbet etmeye baladlar. Ged'e, o ilk saat iinde Vetch'le konutuklar, bir koca ylda Yalnz Kule'de konutukla51 nnm toplammdan daha uzun srm gibi geldi. Ocakba Salonu'na, bayram erefine kurulmu olan uzun masaya, yemee otururken, otak hala Ged'in omuzunda, kapo-nunun kvrmlar arasnda duruyordu. Vetch, kk hayvan g-rnce ok hayret etti; onu okamak iin elini uzattnda, otak dilerini gsterdi. Vetch gld. "Ta ve emelerin Kadim G-leri'nin, vahi hayvanlarca sevilen insanlara, insan sesiyle konutuu sylenir, evik Atmaca." "Gontlu byclerin, genellikle cinleri olduu da sylenir," dedi Vetch'in br yannda oturan Jasper. "Bizim Lord Nem-merle'nin kuzgunu var, sonra arklar, Ark'n Kzl Bycs' nn de, altn bir zincirle gezdirdii yabani bir domuzu olduunu anlatyor. Ama bugne kadar kaponunda fare besleyen bir sihirbaz duymamstm." Bu sze herkes gld, Ged de onlarla beraber gld. Bu nee dolu bir geceydi; ve orada, o neenin ve o scakln iinde olabildii ve bayram arkadalar ile birlikte kutlayabildii iin, ok mutluydu. Fakat Jasper'n tm szleri gibi, bu akas da sinirlerini germiti. O gece, kendisi de nl bir sihirbaz olan O Lordu, okulun ko-nuuydu. Bir zamanlar Babyc'nn rencisi olan Lord, ara sra Roke'a, K Bayram veya yazm kutlanan Uzun Dans iin ge-lirdi. Yannda, yeni parlatlm bakr kadar parlak grnl, siyah

salar opallerle ssl, zarif ve gen bir kadn olan kar vard. Byk Ev'in salonlarnda, kadnlara pek rastlanmazd; yal ustalarn bir ksm kadn, orada olmasm hi onaylamyormuca-sna szyorlard. Ama genler, tm dikkatleriyle bakyorlard kadna. "Byle biri iin," dedi Vetch Ged'e, "en gl bylerimi yapabilirim..." ini ekti ve gld. "Sadece bir kadn o," diye cevap verdi Ged. "Prenses Eifarran da sadece bir kadnd," dedi Vetch, "ama onun iin tm Enlad heba olmu, Havnor'un Kahraman Bycs lm ve Solea Ada da denizin dibine batmt." "Eski masallar," dedi Ged. Ama o da, bu kadnn, eski ma52 sallarda anlatlan, lmcl gzellerden olup olmadm merak ederek, O Leydisi'ne bakmaya balamt. Okuyucu Usta, Gen Kraln Kahramanlklar adl arky syledi, sonra hep birlikte K arklar sylediler. Beraberce masadan kalkmadan nce, bir duraksama oldu. Bundan yararlanan Jasper kalkarak, Bab-yc, konuklar ve Ustalar'm oturmakta olduu, ocaa en yakn masaya gitti ve O Leydisi'yle konumaya balad. Jasper artk bir olan ocuu deil, cbbesinin yakas gm bir tokayla tutturulmu, uzun boylu ve gsterili bir delikanlyd. O da artk bir Sihirbaz olmutu. Gm toka da bunun gstergesiydi. Kadn Jasper'n sylediklerine glmsedi; siyah sandaki opaller parlad. Sonra Ustalar, hogryle balarm sallaynca, Jasper kadn iin bir gzba yapt. Ta zeminden fkran beyaz bir aa yaratt. Aacn dallar, salonun yksek tavanndaki at kirilerine deiyor ve her daldaki her srgnden, her biri ayr bir gne olan, altn birer elma parlyordu; nk bu bir Yl Aaci'yd. Derken dallarn arasndan, kuyruu den karlar andran, beyaz bir ku utu. Elmalar silikleerek tohumlara, tohumlar da kristal damlacklarna dntler. Bu damlalar yamurun sesiyle aatan dklrken, dallarda ate krmzs yapraklar ve yldz gibi beyaz iekler bitti. Ve bylece grnt yava yava kayboldu. O Leydisi, heyecanla bir lk att ve ustalndan dolay gen sihirbaza olan vgsn belirtmek iin, prl prl parlayan basn edi. "Bizle 0-tokne'ye gel; 0-tokne'de bizimle beraber yasa... Bizimle gelebilir, yle deil mi Lordum?" diye sordu sert bir adam olan kocasna, ocuka. Ama Jasper sadece, "Buradaki Ustalarma ve size layk olabilecek hnerler renince, hanmm, o zaman memnuniyetle gelir, sonsuza kadar size zevkle hizmet ederim," dedi. Bylece orada bulunan herkesi memnun etmi oldu; Ged hari. Ged vglere katld ama kalbiyle deil. "Ben daha iyisini yapabilirdim," dedi kendi kendine, ac bir kskanlkla. Bu olaydan sonra, gecenin tm elencesi onun iin bitmiti. 53 IV GLGENN SERBEST KALII O BAHAR Ged, Vetch'i ve Jasper' pek gremedi, nk onlar artk raklarn adm bile atamadklar Varlk Korusu'nun gizlilii iinde. ekillendirme Ustas ile alyorlard. Ged Byk Ev'de kalm, Ustalaryla, sihirbazlarn uyguladklar ustalklar zerinde alyordu. Sihirbazlar sihir yapar, yani rzgar karrlar, hava durumunu kontrol ederler, kayplar bulurlar, balarlar, bycdemirci veya bycsanat olarak alrlar, anlatc, okuyucu, frk veya ifac olurlard ama asa tamazlard. Geceleri hcresinde, tek basma, kitabinin tepesinde mum veya lamba yerine bir tlsm, Byk Tlsinilar'da kullanlan leri Rnleri ya da Ea Rnlerini alt. Bu beceriler ona ok kolay geliyordu. renciler arasnda, falanca ustann veya filanca us54 tann, Gontlu ocuun bugne kadar Roke'ta gelmi gemi en abuk renen

renci olduunu syledii dedikodular yaylyordu. Ayrca, otakn Ged'in kulana bilgi fsldayan gizlenmi bir ruh olduu yolundaki sylentiler de byyordu. Hatta hatta, Babyc'nn kuzgununun Ged'i, ilk geldiinde, "gelecein Babycs," diye selamlad bile syleniyordu. Bu tr yk-lere inanp inanmadklar veya Ged'i sevip sevmedikleri bilinmez, ama arkadalarnn ou Ged'i takdir ediyor, baharn uzayan akamlarnda oynadklar oyunlarda, az da olsa keyfi gelip, oyunu idare etmek iin onlarla beraber oynayan Ged'in pei sra gitmekten gurur duyuyorlard. Fakat genellikle Ged demek, almak, gurur ve hiddet demekti; dierlerinden hep ayr dururdu. renciler arasnda, Vetch de ortalklarda olmad iin, hi arkada yoktu; bir arkada olmadnn farknda bile deildi. Ged on be yasma gelmiti; asa tayan byclerin Yksek Sanatlar'm renmek iin henz ok kkl. Fakat gzbaclk sanatnn inceliklerim renmekte o kadar hzlyd ki, kendisi de gen bir adam olan Dnm Ustas, ksa bir sre sonra ona, dier rencilerden ayr, gerek ekil Verme Byleri hakknda ders vermeye balad. Ona, bir ey gerekten baka bir eye d-ntrldnde, by devam ettii srece nasl yeniden isimlendirilmesi gerektiim ve bu deiime uram varln, etrafndaki varlklarn isimlerim ve doalarm nasl etkilediini anlatt. Dnmn tehlikelerinden, hereyden nce de bir bycnn kendisini dntrnce, kendi bysne kendisinin nasl kapla-bileceinden sz etti. Yava yava, ocuun anladndan emin olduka, gen Usta ona bu gizleri sadece anlatmakla kalmad. Dnm'n Byk Byleri'nin nce birini, derken dierini retti ve almas iin ekillendirme Kitabi'n verdi. Aslnda hibir kt niyeti yoktu, ama bunu, dncesizce, Babyc'nn bilgisi dnda yapmt. /^'^ Ged artk ar Usta'yla da alyordu; faKat ar Usta, retmekte olduu derin ve kasvetli byyle katlam ve yalanm sert bir adamd. O gzbayla deil, sadece gerek byyle urayordu; n, snn, mknatslar eken ve insanla55 nn arlk, biim, renk ve ses diye alglad glerin, animas ile: O gler ki evrenin sonsuz ve engin enerjisinden elde edilen ve hikimsenin bys veya kullanm ile bitmeyecek ve dengeleri bozulamayacak, gerek glerdi. klimcilerin ve Denizci Us-talan'nn, rzgarlara ve denize seslenileri rencilerinin zaten renmi olduklar hnerlerdi. Ama rencilere, gerek byclerin bu byleri ancak ok zorunlu zamanlarda kullandklarm, bu tr dnyevi gleri armann, paras olduklar dnyay deitirmek demek olduunu reten oydu. "Roke'ta yamur, Osskil'de kuraklk anlamna gelebilir," diyordu, "Dou Uyrele-ri'nde sakin bir hava, Bat'da frtna demek olabilir. Tabii, ne yaptnz tam olarak bilmiyorsanz." Gerek nesnelerin ve yaayan insanlarn arlmasna, llerin ruhlannn uyandrlmasma ve Grnmeyen'e yaplan duala-ra; yani ar Usta'nn sanatnn ve bir bycnn gcnn snr anlamna gelen bu bylere gelince; bunlardan rencilerine pek sz etmiyordu. Bir iki kere Ged, onun bu tr srlardan ko-numasn salamaya alt ama Usta ona, Ged huzursuz oluncaya kadar uzun uzun, kt kt bakt ve hibir ey sylemedi. Gerekten de Ged bazen. ar Usta'nn rettii daha nemsiz bylerle alrken bile huzursuz oluyordu. rfan Kitabi'nn baz sayfalarnda, baz eski kelimeler vard ki daha nce hangi kitapta grdn hatrlamamasma ramen, ona hi de yabanc gelmiyordu. ar bylerinde tekrarlanmas gereken baz belirli cmleler vard ki, onlar tekrar etmekten holanmyordu. Bunlar ona, rnein, kap kapal, karanlk bir odada, kapnn bulunduu taraftaki keden, kendisine doru ilerleyen glgeleri hatrlatyordu. abucak bu tr hatralar ve dnceleri bir kenara atp s/-ne devam ediyordu Ged. Kendi kendine, bu tr korku ve karank\ dolu anlarn, kendi cahilliinin glgelerinden baka bir ey olmadm sylyordu. Ne kadar renirse, o kadar az korkacakt. So-nunda, bir Byc olarak gcnn doruuna erdiinde, dnyada-ki hibir eyden, hem de hibir eyden korkmayacakt. O yazn ikinci aynda, tm okul tekrar Byk Ev'de Uzun Dans' ve Ay'n Gecesi'ni

kutlamak iin topland. O yl, her iki 56 bayram, birbirini izleyen gecelere denk gelmiti, bu her elli iki ylda bir byle olurdu. Yln en ksa dolunaynn olduu ilk gece boyunca krlarda fltler alnd. Thwil'in dar sokaklar davul sesleri ve mealelerle doldu. ark nameleri Roke Krfezi'nin mehtapl sularmn zerine yayld. Ertesi gn gne doarken, Roke'un okuyucular, Havnor'un beyaz kulelerinin nasl yapldm ve Erreth-Akbe'nin, Eski Ada Ea'dan balayarak, tm Adalar Diyar'm ve Uyreler'i gezdikten sonra en nihayet Ak Deniz'in kenarndaki Bat Uyreleri'nin sonunda, ejderha Orm ile karlat yere kadar yapm olduu yolculuu anlatan Erreth-Akbe'nin Kahramanlklar adl uzun arky sylemeye balad. arknn anlattna gre, Erreth-Akbe'nin kemikleri, Selidor'un ssz sahilinde, ejderhann kemiklerinin arasnda bulunmaktadr; fakat Havnor kulesinin tepesine saplanm olan klc, gne Deniz'in zerinden batarken, kpkzl yanar. ark bilince Uzun Dans balad. Kasaba halk. Ustalar, renciler ve iftiler; kadn erkek hep beraber, akam karanlnda, davullarn, fltlerin ve gaydalarn eliinde, Roke'un tozlu yollarndan deniz kysndaki kumsallara kadar dans ettiler. Dans ede ede denizin iine kadar girdiler; bylece gece mehtapta eridi; mzik sesi sahile vurup krlan dalgalarn sesleri iinde yitti. Dou maya balaynca sahilden ve yollardan geri geldiler; bu kez davullar vurmuyor fakat fltler yumuak ve tiz sesleriyle almaya devam ediyordu. Adalar Diyan'nn her y annda bu byle olmutu o gece: Denizin ayrd karalar tek bir dans, tek bir mzik birbirine balamt. Uzun Dans birince insanlarn ou, akam beraberce yemek ve imek iin, gn uyuyarak geirdiler. raklar ve sihirbazlardan oluan bir grup gen. Byk Ev'in avlusunda ayr bir elenti dzenlemek iin yemeklerim yemekhaneden alp dar km-lard. Kule'den bayramn erefine izin alp gelmi. ve hatta bu bayram iin Kurremkarmerruk'u bile kartp buraya getirmeyi baarm olan yedi sekiz ocuk ile Vetch, Jasper ve Ged den oluan bir gruptu bu. Ayn kral ziyafetlerindeki gibi^yiyorlar, iiyorlar ve elence olsun diye sihirbazlk numaralar yapyorlard. Olanlardan biri avluyu yzlerce tlsm yldzyla donatm57 ti; mcevher renklerine brnm yldzlar, genlerle gerek yldzlar arasnda, yava ama kesintisiz hareketlerle salnyorlard. Bir grup olan yeil alevden toplaryla ve toplar yaklatka srayan ve hoplayan lobutlarla, bowling oynuyorlard. Tm bu sre ierisinde de Vetch, havada bada kurmu, kzarm tavuk yiyordu. Gen olanlardan biri onu yere ekmeye alt ama Vetch, gayet sakin, glmseyerek biraz daha yukar, onun eriemeyecei bir yere kt. Ara sra bir tavuk kemii atyor; kemik bir baykua dnerek bara bara hareket halindeki yldzlarn arasnda uuuyordu. Ged baykularn arkasndan, ekmek k-nntlarndan yapt oklar atyor ve kular yere dryordu; bayku ve oklar yere, birer gzba olarak deil, ekmek knnts ve kemik olarak deiyordu. Ged havada duran Vetch'e yetimek istiyor fakat sihirin anahtarm bilmediinden havada durabilmek iin kollarm rpmak zorunda kalyordu. Herkes onun uuuna, kanat rpma ve oraya buraya toslamalarna glyordu. O da bu kahkahalarn batrma, kendisi de onlarla birlikte glerek, ak-labanlna devam ediyordu, nk bu dans, mzik, mehtap ve byyle dolu iki geceden sonra hereye ak, lgn ve uuk bir hale gelmiti. En sonunda yavaa, Jasper'n yannda ayaklanrun zerine kondu. Tm bu olaylar srasnda hi glmemi olan Jasper, "Uamayan bir Atmaca..." diyerek yanndan ayrld. "Ya Jasper,* deerli bir ta mdr?" dedi Ged dilerinin ara-sndan. "Ey sihirbazlar Mcevheri, ey Havnor cevheri, parla bi-ze!" Tlsmklanm havada tutan olan bir tanesini dans etsin ve parldasn diye Jasper'n

basnn stne yollad. Her zamanki soukkanllm koruyamayan Jasper hiddetle, elinin bir hareketiyle basndan savip sndrd. "ocuklardan, grltden ve ahmaklktan bktm," dedi. "Yalanyorsun olum," dedi Vetch yukardan. "Sessizlik ve kasvetse, istediin," diye sze girdi gen o* Jasper, ngilizce'de yeime benzeyen bir tan addr, (.n.) 58 tanlardan biri, "her zaman iin Kule'ye gidebilirsin." Ged'se ona, "stein ne, o halde Jasper?" dedi. "Kendime denk insanlarla bir arada olmak istiyorum," dedi Jasper. "Haydi Vetch. Brak da raklar oyuncaklanyia oynasn-lar." Ged dnerek Jasper'n yzne bakt. "Sihirbazlarn, raklardan ne farklar varm?" diye sordu. Sesinin ok sakin olmasna ramen, dier ocuklar aniden sessizletiler; nk aralarndaki kin, Ged'in sesinde, ayn Jasper'nkinde olduu gibi, knndan kan klcn sesi kadar net ve aka duyuluyordu. "G!" dedi Jasper. "Gcmle gcn, teke tek yantracam." "B ana meydan m okuyorsun?" "Sana meydan okuyorum." Vetch o zaman yere atlayarak, ask bir yzle ikisinin arasna girdi. "Sihirbazlk dellosu bize yasaktr, bunu siz de biliyorsunuz. Kesin artk!" Ged ile Jasper seslerim karmadan durdular; her ikisinin de Roke kuralm bildikleri doruydu; ayrca Vetch'in sevgiden, ken-dilerinin ise nefretten byle davrandklarm da biliyorlard. Yine de hiddetleri yatmam, sadece duraklamt. Derken, Jasper, sanki sadece Vetch'in duymas iin biraz kenara ekilerek, "Kei oban arkadana, kendisini koruyan kural bir kez daha hatrlat-san iyi olacak. Surat pek asld. Yoksa onun meydan okumasn ciddiye mi alacam zannetti? Kei kokan, lk Dnm'n ne olduunu bile bilmeyen bir ran meydan okumasn?" cwdi. "Jasper," dedi Ged, "benim ne bilip bilmedig^mi sen nereden biliyorsun?" ~ Bir anda, kimse sylenen bir kelime duymad halde, Ged gzler nnden yok oldu; biraz nce durduu yerde, lk atmak iin eri gagasn am, byk bir ahinin szld grld, sonra tekrar, oynaan mealenin altnda, koyu gzleriyle Jasper' szen Ged belirdi. Jasper hayret iinde bir adm geriledi; ama sonra omuzlarm silkti ve bir tek sz syledi: "Gzba." 59 Dierleri aralarnda mrldandlar. Vetch, "Bu gzba deildi. Gerek bir dnmd. Ve bu kadar da yeter. Jasper, dinle..." "Bu sadece, Usta'nn arkas dnkken. ekillendirme Kita-b'na gz attm kantlar. E, ne olmu yani? Devam et kei oban. Kendi basma rmeye baladn bu orab sevdim. Benim-le eit olduunu kantlamaya altka, ne mal olduun ortaya kyor." Bunun zerine Vetch Jasper'a arkasn dnp yumuak bir sesle Ged'i ard: "evik Atmaca, ocuk olma, brak bunlar, benimle gel..." Ged arkadama bakp glmsedi, ama tm syledii, "Benim iin Hoeg'i bir sre tutabilir misin?" oldu. Her zamanki gibi omuzunda duran otak, Vetch'in elleri arasna brakt. O gne kadar kendisine Ged'den baka kimsenin dokunmasna izin vermeyen hayvan, bu kez Vetch'e gitti; koca gzlerim sahibinden hi ayrmadan, Vetch'in kolundan yukar trmanarak omuzuna sindi. "imdi," dedi Ged, Jasper'a biraz nceki gibi sakin bir sesle, "benden stn olduunu kantlamak iin ne yapacaksn Jasper?" "Benim bir ey yapmama gerek yok kei oban. Ama yine de yapacam. Sana bir hak, bir olanak salayacam. Kskanlk seni bir kurt gibi kemiriyor. Bu kurdu ortaya

karalm. Bir | keresinde, Roke Tepesi'nde, Gontlu byclerin oyun oynamadklar hakknda atp tutmutun. imdi gel, Roke Tepesi'nde, onlarn ne yaptklarm gster bize. Ondan sonra, belki ben de sana bir sihir gsteririm." A "Bak onu grmek isterim ite," diye cevap verdi Ged. Ged'in tepesinin, en ufak bir kmseme veya hor grme ima-snda bile attm bilen gen renciler, imdiki bu soukkanll- p n hayretle izliyorlard. Vetch ise onu, hayretle deil, byyen bir korkuyla izliyordu. Bir kez daha aralarna girmeye alt ama Jasper, "Gel, aramza girme Vetch. Sana tandm bu hakk nasl kullanacaksn kei oban? Bize bir gzba m yapacaksn, ateten bir top mesela, yoksa keileri hastalklardan koruyan 60 bir tlsm m?" dedi. "Sen ne yapmam isterdin Jasper?" Byk olan omuzlarm silkti, "stersen ller arasndan bir ruh ar." "annm." "aramazsn." Aniden kpren hiddeti kibirini bastran Jasper, baklarm Ged'e dikti. "aramazsn. Bunu yapamazsn. Habire atp tutuyorsun..." "Adm zerine yemin ederim ki aracam." Bir an iin hepsi ta kesildi. stese onu durdurabilecek olan Vetch'in elinden kurtularak, arkasna bile bakmadan avludan kt Ged. Tepelerinde dans etmekte olan tlsmklar karard ve yere indi. Jasper bir an iin tereddt ettikten sonra Ged'in peinden gitti. Dierleri, sessizce, merakla ve korkuyla, arkadan takip ettiler. Roke Tepesi, ay henz domad iin, yaz gecesinin karan-lna doru trmanyordu. Birok mucizenin yaratlm olduu bu tepenin varl, tpk etraflarndaki hava gibi ard. Tepeye yaklatka, bu tepenin kklerinin nasl derinlere, hatta denizden bile derindeki, dnyann ekirdeindeki eski, kr ve gizli atele-re kadar indiini dndler. Doudaki bayrda durdular. Tepenin doruunda, stlerinde, siyah otlarn zerinde yldzlar asl duruyordu. Hi rzgar esmiyordu. Ged, bayr yukar, dierlerinden birka adm teye gidip d-nerek berrak bir sesle "Jasper! Kimin ruhunu araym?" dedi. "Kimi istersen onu ar. Seni hibiri dinlemeyecektir." Jas-per'n sesi titriyordu, belki de kzgnlktan. Ged yavaa, alay ederek cevap verdi: "Korkuyor musun?" Bir cevap verdiyse bile Jasper'n cevabm dinlemedi. Artk Jasper'la ilgilenmiyordu. Bir kez Roke Tepesi'ne ktktan sonra fke ve nefret yerini kesin bir gvene brakmt. Kimseyi ks-kanmaya ihtiyac yoktu. Bu gece, bu karanlk byl topraklarda, gcnn her zamankinden daha byk olduunu biliyordu. Bu g onu, titretinceye kadar, zorlukla denetim altnda tutulabi61 len bir kuvvet hissiyle dolduruyordu. Artk Jasper'm, kendisin-den ok aada bulunduunu, belki de onu buraya, bir rakip olarak deil de sadece kaderinin bir hizmetkar olarak getirmek iin gnderilmi olduunu biliyordu. Ayamn altnda tepenin kklerinin, derinlere, ta derinlere, karanla doru gittiini hissetti; basnn zerinde yldzlarn uzak ve kuru atelerim grd. Bunlarn arasndaki herey ise, onun emrinde, onun hizmetin-deydi. Dnyann tam ortasnda duruyordu. "Korkma," dedi glmseyerek. "Bir kadnn ruhunu aracam. Bir kadndan korkmana gerek yok. Eifarran' aracam, Enlad'n Kahramanlklar'ndsi anlatlan zarif kadn." "O kadn binlerce yl nce ld, kemikleri Ea Denizi'nin di-binde yatyor. Sonra belki yle bir kadn hi yaamamtr." "Yllar ve uzaklklar ller iin bir ey ifade eder mi? arklar yalan m sylyor?" dedi Ged, ayn alayc ve kibar tonla; E sonra da "Ellerimin arasndaki bolua iyice bak," diyerek do- y np kprdamadan durdu. ok yava ama hametli bir hareketle kollarm uzatt. Bu, dualarn basnda yaplan bir

karlama hareketidir. Ve konuma-ya balad. Bu arma Bys'nn szlerim, iki yl kadar nce Ogi-on'un kitaplarndan birinde okumu ve o gnden beri de bir daha hi grmemiti. O zaman bynn szlerini karanlkta okumu-tu. imdi, buradaki karanlkta, o gece nnde ak duran sayfadan okur gibi tekrar okudu. Ama imdi yksek sesle okuduu her kelimenin ne anlama geldiin! kavryor; bynn, sesi, bedeni ve ellerinin hareketleriyle nasl rlmesi gerektiin! aklayan iaretleri grebiliyordu. br olanlar konumadan, titremelerim saymazsak kprdamadan, durmu seyrediyorlard. Kudretli by, ilemeye ba-lamt. Ged'in sesi hala yumuakt fakat deimiti, derinden bir ahenk hakim olmutu. Syledii kelimeler dierlerine yabancy-d. Derken Ged sustu. Birdenbire otlarn arasndan bir rzgar, grleyerek esti. Ged dizlerinin zerine dp yksek sesle ar- < maya balad. Sonra, uzanm ellerle topra kucaklamak ister- 3 62 eme, kendisini ileri doru att; dorulduunda kucak am elleri ve kollar arasnda, kara bir ey tutuyordu; yle ar bir ey ki, ayaa kalkarken harcad gten dolay sarslyordu. Scak rzgar, otlar tepeye doru savurarak uuldad. Yldzlar parl-yorduysa bile, o anda hibiri bunu gremiyordu. Bynn kelimeleri Ged' dudaklar arasndan tslyarak, mrlt halinde kyordu; sonra yksek sesle ve net bir ekilde bard: "Eifarran!" Sonra tekrar ayn ismi ard: "Eifarran!" Yerden kaldrm olduu ekilsiz karanlk, araland. Aralktan, kollarnm arasndan, ince bir k demeti parlad; ellerim kaldrd yere kadar uzanan belli belirsiz oval bir k. Bir an iin, bu oval n iinde, bir ekil hareket etti: Omuzundan ge-riye doru bakan uzun boylu bir kadm. Kadnn yz ok gzel-di; zgn ve korku dolu. Ruh sadece bir an iin burada parlamt. Sonra Ged'in kollar arasndaki soluk oval k, parlaklamaya balad. Geniledi ve yayld; dnyann ve gecenin karanlnda, gezegenin doku-sunu yrtp aan bir yark oldu. Bu yarktan korkun bir parlaklk yayld. Ve bu parlak biimsiz yrtktan, pht halinde kara bir glge gibi hzla hareket eden, iren bir ey, trmanarak doruca Ged'in yzne srad. Bu eyin arl altnda sendeleyen Ged ksa, bouk bir lk att. Vetch'in omuzundan hereyi seyretmekte olan kk otak, hi sesi olmad halde, yksek sesle lk atarak saldrmak istercesine ileri atld. Ged'in tepesindeki dnyann karanlnda olumu yark ge-nileyip uzarken, o bouarak ve debelenerek yere dt. Olanlar seyreden olanlar kat; Jasper topraa kapanarak gzlerim o korkun ktan korudu. Sadece Vetch arkadana doru kotu. Bylece bir tek o, Ged'e yapm, etlerim paralayan, glge kt-lesini grd. Kk bir ocuk boyunda, kara bir hayvana benziyordu; ama bu ey sanki bir iiyor, bir bzyordu. Ne kafas vard, ne de yz; sadece yakalayp paralamak iin kulland drt tane penesi vard. Vetch dehet iinde hkrmaya balad, yine de ellerini uzatp, o eyi Ged'den ayrmaya alt. Ama da63 ha ona dokunamadan baland, artk kprdayamyordu. Dayanlmaz parlaklk soldu ve dnyann kenarlar yava yava bir araya geldi. Yaknlarnda bir ses, tpk bir aacn fslts veya bir emenin suyunun krts gibi, hafife konuuyordu. Yldzlar tekrar parlamaya baladlar; yamalardaki otlar, yeni domakta olan mehtapla aard. Gece kurtulmutu. Aydnlk ve karanln dengesi tekrar salanm ve sabitletirilmiti. Gl-ge-yaratk gitmiti. Ged yerde sere serpe, srtst yatyordu; kollar sanki hala dua eder veya birini karlarm gibi ak duruyordu. Yz kanla kaplanm, kararmt; gmleinin zerinde de byk kara lekeler vard. Omuzuna sinmi olan kk otak titriyordu. Tam tepesinde, cbbesi, ykselmekte olan ayn yla solgun solgun parlayan, yal bir adam duruyordu: Babyc Nemmerle.

Nemmerle'nin asasnn ucu, Ged'in gsnn zerinde yaldzlar kararak dolanyordu. Nemmerle bir eyler fsldarken, asasn nazike, bir kez Ged'in kalbinin zerine, bir kez de du-daklarna dedirdi. Ged kprdad; nefes alabilmek iin dudaklarm aralad. Sonra yal Babyc asasn kaldrp topraa batrd ve sanki ayakta duracak gc kalmam gibi ba nnde, asaya yasland. Vetch, hareket edebildiini fark etti. Etrafna baktnda, brlerinin de. ar Usta ve Dnm Ustasi'nm da, oraya gelmi olduklarm grd. Byk byclk eylemleri, bu tr adamlar harekete geirmeden, bir sonuca varmazlar. Bu adamlarn da gereksinim annda, arldklarnda, kendilerine gre, hzla gelme yntemleri vardr. Yine de hibiri Babyc kadar hzl ola-mamt. Sonunda, yardm ardlar; gelenlerin bir ksm Ba-byc'yle giderken, dierleri, ki bunlarn arasnda Vetch de vard, Ged'i ifac Usta'nm odalarna tadlar. Btn gece boyunca ar Usta, Roke Tepesi'nde nbet tuttu. Fakat dnyann dokusunun yrtlp ald bu yamalarda, hibir ey kmldamad bile. Kendi topraklarma geri trmanabil-mek iin, mehtapta srnerek yrt arayan hibir glge grnmedi. Glge Nemmerle'nin ellerinden; Roke Adasi'n koruyan 64 ve evreleyen kudretli by-duvarndan kurtulup, kamt ama imdi de dnyada dolayordu. Dnyada, bir yerlerde saklanyordu. Ged o gece lecek otursa, glge at kapy bulmaya alabilir, onu lm aleminde de izleyebilir veya her nereden geldiyse oraya dnebilirdi. te ar Usta bu yzden bekliyordu Roke Tepesi'nde. Fakat Ged yaad. Onu ifa odasna yatrdlar; ifac Usta, yznde, boaznda ve omuzunda bulunan yaralar sard. Yaralar derin, byk ve k-tyd. Yaralardan akan siyah kan, bylere ve zerine konan rmcek alarna sarlm perriot yapraklarna ramen, durmuyordu. Ged, kendini bilmeden, atete iin iin yanan bir dal gibi, ateler iinde yatyordu; onu yakan eyi ise, hibir by souta-myordu. Pek uzakta olmayan bir yerde, emenin akt, st rtsz avluda, Babyc de kprdamadan yatyordu fakat o souktu, buz gibi souk. Sadece, mehtapta suyun dkln ve kmlda-yan yapraklar seyreden gzleri yayordu. Yanndakiler, ne by yapyorlar, ne de ifa aryorlard. Zaman zaman kendi arala-nnda alak sesle konuuyor sonra tekrar dnp efendilerine bakyorlard. O ise ay altnda bir kemik kadar beyazlam ahin burnu, marur aln, ak salaryla, kprdamadan yatyordu. Babo byy denetim altna almak ve glgeyi Ged'den uzaklatrmak iin btn gcn harcamt. Gcyle beraber, bedensel kuvveti de gitmiti. lyordu. Fakat, yaad srece birok kez lmn krallnn kuru ve sarp yamalannda gezmi byk bir bycnn lm tuhaf bir olaydr, nk len adam gittii yere kr krne deil, kendinden emin, gittii yollar bilerek gider. Nemmerle aacn yapraklar arasndan yldzlara bakt zaman, yanndakiler, onun gerekten, bu yaz gn, afan yaklamasyla solmakta olan yldzlara m, yoksa tepenin zerindeki hibir afan gremedii ve hi batmayan dier yldzlara m baktm bilemiyorlard. Otuz yldr bycnn yolda olan Osskilli kuzgun gitmiti. Kimse onun nereye gittiini grmemiti. "Onun nnden uuyor," dedi ekillendirme Ustas nbet srasnda. 65 Doan gn lk ve ackt. Byk Ev ile Thwil sokaklarnda t kmyordu. lene doru Okuyucular Kulesi'nin demir anlar ac ac calip, yksek sesle sesleninceye kadar, hi ses duyulmad. ; Ertesi gn Roke'un Dokuz Ustas, Varlk Korusu'nun karanlk aalarmn altnda topland. Tm Yerdeniz bycleri ara-smdan yeni Babyc'y seerken, orada bile, onlarla hi kimse veya hibir g konuamasn ve onlarn ne konutuklarm da duyamasn diye etraflarna dokuz sessiz duvar rdler. Way'li Gensher, Babyc

seildi. Derhal Roke Adasi'ndan, Deniz yoluyla Way Adasi'na, yeni Babyc'y getirmesi iin bir gemi yolland. Yelanahtan Usta geminin knda durarak yelkenleri doldurmas iin bir byrzgar kartt, bylece gemi abucak yelken ap gzden kayboldu, t Btn bunlardan Ged'in hi haberi olmad. O scak yaz ayla-nnda, tam drt hafta l gibi yatt. Yalnz bazen bir hayvan gibi inleyip baryordu. Sonunda, ifac Usta'nn sabrla uygulad tedavi sonu vermeye, yaralar kapanmaya ve atei dmeye balad. Yava yava, tekrar duymaya balar gibi oldu ama hi konumuyordu. Gneli bir sonbahar gn ifac Usta, Ged'in yatt odann panjurlarm at. Roke Tepesi'ndeki gecenin karanln-dan beri, Ged hep karanlkta kalmt. O an gn m ve parlayan gnei grd. Yaral yzn elleri arasna alarak alamaya , balad, t K geldiinde bile hala kekeleyerek konuabiliyordu. ifac Usta da, bedensel ve zihinsel gcn ona yava yava geri verebilmek amacyla, onu hala ifa odasnda tutuyordu. Sonunda Usta onu taburcu ettiinde baharn ilk gnleri yaanyordu. Sadakatim bildirmesi iin, onu ilk olarak Babyc Gensher'e yollad. nk Gensher Roke'a geldiinde, bu grevim yerine getirmek iin okulun dier rencilerine katlamamt Ged. | Hastalnn srd aylar boyunca, hibir arkadann onu n,etmesine izin verilmemiti. imdi onlarn arasndan ge- birbirlerine "Bu da kim?" diye soruyorlard. Ged nl, evik ve kuvvetliydi. imdi ise ektii aclar 66 ok byk bir g var ve sen o gc, denetim altmda tutamadn, sonucunda aydnlk ile karanln, lm ile yaamn, iyi ile ktnn dengesinin nasl etkileneceim bilmediin bir byde uygulayarak, yanl yerde kullandn. Ve bunu da nefret ve gurur yznden yaptn. Sonucun kt olduuna amamak gerek. Sen ller arasndan bir ruh ardn ama onunla beraber Yaamsz-lk Gleri'nden biri de kp geldi, isimlerin bulunmad bir yerden, arlmadan geldi. Ktlk, senin araclnla ktlk yapmak istiyor. Onu armakta kullandn g, onun yararma seni etkiliyor: artk birbirinize balandnz. O, senin kibirinin glgesi, senin yarattn bir glge. Bir glgenin ad olur mu?" Ged hastalkl ve bitkin bir halde duruyordu. Sonunda, "Keke lseydim," dedi. "Sen kim oluyorsun da bunu sorgulamaya cesaret ediyorsun? Nemmerle senin iin ld... Sen burada gvenliktesin. Burada yaayp renimine devam edeceksin. B ana zeki olduunu sylediler. imdi git ve devlerine al, yi al. Yapabilecein tek ey bu." Bylece szlerim bitirdi Gensher ve aniden yok oldu, tm bycler gibi. eme, gnein altnda akyordu; Ged, Nemmer-le'yi dnerek bir sre emenin sesini dinledi. Bir keresinde bu avluda, gnein kendisine konutuunu hissetmiti. te artk, karanlk da konumutu: geri alnmas olanaksz bir sz. Avludan ayrlarak Gney Kule'de, kendisi iin bo tutulmu olan eski odasna gitti. Orada tek basma oturdu. Gong yemei haber verince gitti ama Uzun Masa'da oturan dier ocuklarla ne konutu, ne de yzn kaldrp bakt; hatta onu byk bir nezaketle karlayan ocuklara bile. Bylece bir iki gn sonra, hepsi onu yalnz braktlar. Yalnz kalmak onun kendi dileiydi; nk aklszca syleyecei veya yapaca bir ktlkten korkuyordu. Ne Vetch, ne de Jasper, ortalklardayd; Ged de onlarn nerede olduklarm sormuyordu. Kendisin! kaybetmi olarak yatt iin yitirdii aylar nedeniyle, daha nceleri nnde ve lideri olduu ocuklar, artk onu gemilerdi. O bahar ve yaz, kendisin-den kk ocuklarla birlikte ders yapt. Onlarn arasnda bile 68 parlamad; nk herhangi bir tlsmm szleri, hatta en basit gzba sihirleri bile azndan duraksayarak kyor; elleri de marifetlerim gstermekte tereddt ediyordu.

Sonbaharda, bir kez daha Yalnz Kule'ye gidip, simci Usta ile almas gerekiyordu. Bir zamanlar kand bu i, imdi onu mutlu ediyordu; nk zaten onun arad, by yaplmadan geen uzun dersler, sessizlik ve iinde hala varolduunu bildii o gcn kullanmasna gerek olmayan bir yerdi. Kule'ye gidecei gnn arifesinde, akam, odasna bir ziyareti geldi. Kahverengi gezgin cbbesi giymi, ucu demirli, mee asa tayan biri. Byc asasn gren Ged, ayaa kalkt. "evik Atmaca..." Sesi dyunca Ged gzlerin! kaldrd: Karsnda duran Vetch'ti. Siyah pervasz yz olgunlam ama yzndeki tebessm deimemi; her zamanki kadar gvenilir, her zamanki kadar salam... Omuzuna ise koca gzl, parlak tyl bir hayvan kvrlmt. "Sen hastayken hep benle kald, imdi ondan ayrlacam iin ok zlyorum. Ve senden ayrlacama daha da ok zlyorum evik Atmaca. Ama eve dnyorum. Hadi bakalm Hoeg! Gerek sahibine git!" Vetch otak okayp yere brakt. Hayvan gidip Ged'in ot iltesinin zerine oturarak kk bir yapra andran diliyle tylerim yalamaya balad. Vetch gld ama Ged glmseyemedi bile. Yzn saklamak iin yere -meldi ve hayvan okamaya balad. "Bana geleceim hi tahmin etmiyordum Vetch," dedi. Sitem etmek niyetiyle sylememiti, ama Vetch, "Daha nce gelemedim. ifac Usta izin vermedi. Ktan beri de Ko-ru'daydm, Usta ile birlikte inzivaya ekilmitim. Asay almaya hak kazanncaya kadar serbest deildim. Dinle: Sen de serbest kaldn zaman Dou Uyresi'ne gel. Seni bekleyeceim. Oralardaki kk kylerin halk ok misafirperverdir, sonra bycleri de ho tutarlar," dedi. "Serbest kalmak..." diye mrldand Ged, glmsemeye al-arak; hafife omuzlarm silkti. 69 Vetch ona bakt, ama eskisi gibi deil. Daha az sevgiyle deil, ama belki, daha bir byc edasyla. Kibarca, "Sonsuza kadar Roke'ta kalmayacaksn," dedi. "ey... belki Kule'de Usta'yla alrm, kitaplar ve yldzlar arasnda, kaybolmu isimleri arayanlardan biri olurum... pek bir ie yaramasam da, zararm da olmaz, diye dnmtm..." "Belki," dedi Vetch, "ben gelecei gremem. Fakat senin nnde odalar ve kitaplar deil, uzak denizleri, ejderhalarn ate kusan soluklarm, ehirlerin kulelerim ve atmacann ykseklerde ve uzaklarda uarken grd eyleri gryorum." "Ya ardmda... ardmda neler gryorsun?" diye sordu Ged ve konuurken ayaa kalkt. Tepelerinde, tam aralarnda duran tlsm, Ged'in glgesini arkadaki duvara ve yere dryordu. Sonra bam yana evirip kekeleyerek, "Yine de bana nereye gideceini, ne yapacam anlat," dedi. "Eve gidip olan kardelerimi ve szn sk sk ettiim kz-kardeimi greceim. Ayrldmda kzkardeim daha bir bebekli. Yaknda smi taklacak... dnmesi bile garip geliyor insana! Sonra da kk adalarn birinde, kendime byc olarak bir i bulacam. Ah, senle oturup uzun uzun konumak isterdim ama oturamam. Gemim bu gece ayrlyor ve deniz ykselmeye balad bile. evik Atmaca, eer yolun Dou'ya derse, mutlaka bana ura. Ve, eer bana ihtiyacm olursa, beni ar, beni admla a-r: Estarriol." Bunu duyan Ged yaral yzn kaldrp arkadayla gzgze geldi. "Estarriol," dedi, "benim adm Ged." Sonra sessizce vedalatlar. Vetch arkasn dnerek ta kori-riardan inip gitti; Roke'tan ayrld. Ljir sre, ok gzel bir haber alm da haberi sindirmek yanmak isteyen biri gibi hareketsiz kald. Vetch'in ^"n, gerek ismini ona sylemesi, ok byk ismini kendisinden ve ismini verenden den kh ..amanla, eer isterse, ismini kardeine, ka70

nsna veya arkadana syleyebilir ama o nc ahslar da, bu ismi, bir bakasnn duyabilecei yerlerde kullanmazlar. Baka-larnn nnde onu, dier insanlar gibi, kullanlan adyla, takma adyla arrlar; evik Atmaca gibi, Vetch gibi, "ty-yuma" anlamndaki Ogion gibi. Basit insanlar, gerek isimlerim ok se-vip gvendikleri birka kii dnda herkesten saklyorlarsa; byyle ilgisi olanlar, daha tehlikeli ve tehlike altnda olduklann-dan, ok daha fazla korumak zorundadrlar. Kim bir adamn is-mini biliyorsa, onun hayatm avularnn iinde tutuyor demektir. Bylece, Vetch, kendine olan gvenini yitirmi olan Ged'e, ancak gerek bir arkadan verebilecei bir armaan, ona olan gveninin sarslmam, sarslmaz kantm vermi oldu. Ged ot yatann zerine oturarak, snerken iindeki bataklk gaz hafife poflayan tlsmnn yuvarlak parltsn sn-drd. Sanki daha nce baka hibir yerde uyumam gibi keyifle dizlerine uzanp uyumu olan otak okad. Byk Ev sessiz-di. Ged'in aklna, o gnn, Ogion'un ona ismini verdii, kendi Gei'inin yldnmnn arefesi olduu geldi. Q gnden bu ya-na drt yl gemiti. simsiz ve plak olarak getii dadaki kaynan soukluunu hatrlad. ocukken yzd. Ar Neh-ri'ndeki dier berrak glckleri dnmeye balad; sonra dan dik yamacndaki ormann altna kurulmu olan Onakaaa koyunu; tozlu ky sokandaki sabah glgelerim; bir k akamn-da, krn frmesiyle tunustasnn ateinden kan alevi; havas duman ve yaplan bylerle arlam olan, cadnn karanlk ve ho kokulu kulbesini... On yedi yam doldurduu bu akam, tm bunlar tek tek aklna geldi. Ksa ve krk hayatinin tm yllar ve yerleri, aklnda toplanp bir araya, bir btn haline geldi. Sonunda bir kez daha, bu uzun, ac ve kaybolmu zamandan sonra, kim olduunu ve nerede olduunu hatrlad. Fakat nndeki yllarda nereye gidebileceim gremiyor, grmeye de korkuyordu. Ertesi sabah aday gemek iin yola koyuldu, otak eskisi gibi omuzunda duruyordu. Bu sefer. Yalnz Kule'ye gitmek g-nn ald, daha nce olduu gibi iki deil. Kuzey bumunun 71 uuldayan ve kpren denizinin zerindeki Kule'yi grdnde, kprdayacak hali bile kalmamt. erisi, tpk hatrlad gibi karanlk, souktu; Kurremkarmerruk da yksek taburesine oturmu, isim listeleri kartyordu. Ged'e bakt ve Ged sanki hi oradan ayrlmam gibi hogeldin bile demeden, "Git yat; yorgun adam aptal olur. Yarn, Yaratanlar'n Giriimleri Kitabi'n ap, oradaki isimleri renebilirsin," dedi. K sonu Ged Byk Ev'e geri dnd. O zaman sihirbazl ilan edildi ve bu kez Babyc Gensher sadakatim kabul etti. Bundan sonra, gzbacl sanatm aarak byclk asasn kazanabilmek iin gerekli gerek byclk eylemleri olan yksek sanatlar ve byleri okudu. Aylar getike byleri syleme ko-nusunda ektii skntlardan kurtuldu; ellerine eski hneri geldi: Yine de, korku kendisine uzun ve zorlu bir ders vermi olduun-dan, eskisi kadar abuk renemiyordu. En tehlikeli byler olan ekillendirme ve Yaratmann Byk Tlsmlan'n yaparken bile, hibir uursuzluk olmad veya kt bir iarete rastlanmad. Hatta zaman zaman Ged, artk ryasnda da grmediinden, ortaya sald glgenin zayflam veya bir yolunu bulup dnyadan kam olup olmayacam merak etmeye balad. Fakat iin iin bu tr mitlerin saflktan baka bir ey olmadm da biliyordu. Ustalarndan ve eski kitaplardan, serbest brakm olduu bu glge ile ilgili renebilecei hereyi rendi Ged. Zaten re-^necek ok az ey vard. Bu tr bir yaratn ne dorudan tarifi ie sz ediliyordu. En fazla eski kitaplarn orasn-, glgeyarata benzeyebilecek eyler hakknda Glge-yaratk bir insann ruhu deildi; Dnyann yaratklanndan da deildi; ama yine de bun-, Ged'in byk bir dikkatle okumu oldu-'a adl bir kitapta, kuzeydeki uzak lke-^Kadim Gler'den biri olan, konuan bir ^ bir Ejderhalar Efendisi'nin yks vard.Tan emriyle diyordu'''.kitap, "ller aleminden l bir ruh armak iin konumutu.Fakat tan iradesiyle bycl-ruhla birlikte bir de onu iten ie

72 kemiren, onun klna girerek hareket eden ve insanlara zarar veren bir ey arlmadan geldi." Fakat kitap ne o eyin ne ol-duunu, ne de yknn sonunda ne olduunu yazyordu. Ayrca Ustalar da byle bir glgenin nereden gelebileceim bilmiyorlard: Babyc yaamszlktan demiti; dnyann yanl tara-fndan demiti, Dnm Ustas; ar Usta ise "Bilmiyorum," demiti. ar Usta Ged'in hastal srasnda sk sk onunla oturmaya gelmiti. Her zamanki gibi arbal ve suratszd ama Ged artk onun iindeki sevecenlii anlamt ve onu ok seviyordu. "Bilmiyorum. O ey hakknda bildiim tek ey u: sadece ok byk bir g onu arabilirdi; hatta belki tek bir g... tek bir ses... senin sesin. Fakat bunun ne anlama geldiim ben de bilmiyorum. Bunu sen bulacaksn. Bunu senin bulman gerek, yoksa lrsn, hatta lmden de kt..." Skntl gzlerle Ged'e bakarken, yumuak bir sesle konuuyordu. "ocukken, byclerin hereyi yapabileceklerini sanyordun. Ben de yle sanr-dm, bir zamanlar. Hepimiz yle sanrdk. Fakat gerek u ki, insann gerek gc, byyp bilgisi arttka izleyebilecei yol, iyice daralyor. Ta ki, en sonunda sadece ve sadece mutlaka gerekenden baka yapacak eyi kalmayncaya kadar..." On sekizinci yagnnden sonra, Babyc, Ged'i ekillendirme Ustas ile almas iin yollad. Varlk Korusu'nda renilenler hakknda baka yerlerde pek konuulmaz. Burada hibir bynn ilemedii sylenir; ama zaten burann kendisi byldr. Korunun aalar bazen grnr, bazen grnmez; sonra bu aalar her zaman Roke Adasi'nn ayn yerinde de durmazlar. Koru'nun aalarnn bile, birer bilge olduklar sylenir. ekillendirme Ustasi'nn stn bylerin! bu Koru'dan rendii; ve eer aalar lrse onun da bilgeliinin yok olaca ve yle bir ey olursa, o gnlerde, tarihten nce Segoy'un denizin derin-liklerinden ekip karm olduu Yerdeniz adalarnn, yani insanlarn ve ejderhalarn zerinde yaad karalarn, hepsinin sular altnda kalaca da sylentiler arasndadr. Fakat bunlarn hepsi kulaktan dolma bilgilerdir, bycler bu konuda konumaz. 73 Aradan aylar geti ve nihayet bir bahar gn Ged Byk iv'e geri dnd. Bundan sonra ondan ne isteyeceklerine dair ibir fikri yoktu. Roke Tepesi'nin bayrlarna doru alan bir .apda, yal bir adam onu karlad. Ged'i kapnn aznda bek[yordu. lk bata Ged onu tanyamad. Sonra iyice dnnce, nn, be yl nce, Okul'a ilk geldii gn, kendisin! ieriye alan dam olduunu kartt. Yal adam glmseyerek onu adyla karlad ve sordu: Benim kim olduumu biliyor musun?" O anda Ged, hep Roke'un Dokuz Ustas dendii halde, sade-e sekizinin ismini bildiim hatrlad: Yelanahtar, El, ifac, "kuyucu. Dnm, ar, simci ve ekillendirici. Ona hep, .abyc'den, dokuzuncu Usta diye sz ediyorlarm gibi gel-liti. Ama yeni Babyc seilecei zaman, Dokuz Usta top-np yapmt seimi. "Sanrm siz Kapc Ustasnz," dedi Ged. "yleyim. Ged, sen kendi ismini syleyerek Roke'a girmeye ak kazanmm. imdi de benim ismimi syleyerek, buradan ;rbest kalmaya hak kazanabilirsin." Byle dedi glmseyen asl adam ve bekledi. Ged sustu kald. Elbette ki insanlarn ve varlklarn isimlerim bulmak iin bin-;rce yol, hner ve ara biliyordu; bu tr hnerler, Roke'ta ren-[i eylerin bir parasyd, nk onlar olmadan, yaplacak b-iilerin ok az ie yarard. Fakat bir bycnn veya Usta'nn imi bulabilmek, tamamen ayr bir meseleydi. nk bir by-inn ismi, denizdeki balktan daha iyi saklanr, ejderhalarn linden daha iyi korunurdu. Aratrma iin yaplacak bir by, ha kuvvetli bir byyle karlar; kurnazca yaplm oyunlar, asa kar; dolambal soruturmalar, dolambal yoldan engelle-r; zorla kullanlan kuvvet de, ykc bir ekilde geri teperdi. "ok dar bir kapya bekilik yapyorsunuz Usta," dedi somda Ged. "Sanrm burada,

krlarda, biraz oturup oru tutmal-m ki bu dar kapdan sabileyim." "istediin kadar kalabilirsin orada," dedi Kapc glmseye-sk. 74 Bylece Ged biraz uzaklaarak, Thwilbum'n kysndaki bir akaaacn altna oturdu. Otakn da omuzundan inip oyna-mas ve amurlu nehir kysndaki tatlisu yengelerim avlamas iin serb&st brakt. Gne ge vakitte, tm parlaklyla kavutu; bahar hayli ilerlemiti. Byk Ev'in pencerelerinden tlsm-klarnm ve lambalarn klar szlyordu; yamatan aada ise Thwil kasabasnn sokaklar karanlk iindeydi. Evlerin dam-larnda baykular tyor, derenin zerindeki lo havada yarasalar uuyordu. Ama Ged hala Kapci'nn ismini nasl yapsa da rense diye dnyordu. Zorla m, hileyle mi yoksa byyle mi? Dnp tandka, iin iinden iyice kamaz oluyordu. Ro-ke'ta bulunduu bu be yl sresince, rendii tm tlsmlar arasndan, byle bir bycden, yle bir sim, zorla elde edebilecek olanm ne kadar arasa bulamyordu. Cebinde yuvalanm otak ile birlikte krlarda yatp, yldzlarn altnda uyudu. Gne ykseldikten sonra, orucunu bozmadan, Ev'in kapma giderek kapy ald. Kapc, kapy at. "Usta," dedi Ged, "isminizi sizden zorla almaya gcm yetmez, aldatp almaya aklm yetmez. O yzden burada kalp al-maya veya renmeye devam etmeye, istediiniz hereyi yap-maya razym. Tabii eer, kazara, bir sorumu cevaplamazsanz." "Sor bakalm sorunu." "Adnz nedir?" Kapc glmsedi ve ismini syledi; ismi tekrarlayan Ged, son kez o Ev'e girdi. Ev'den ayrldnda ar, lacivert bir cbbe giyiyordu. Cb-be, gitmekte olduu Aa Toming kazasnn bir hediyesiydi ona. Orada bir bycye ihtiyalar vard. Ayn zamanda, porsu-kaacndan yaplm, ucu tun kapl, kendi boyunca bir asa tayordu. Byk Ev'in boynuzdan ve fldiinden yaplm arka kapm onun iin aarken. Kapc Ged'e iyi yolculuklar diledi. Ged, sabahn berrak sularnda, kendisini beklemekte olan gemi-ye gitmek iin, Thwil'in sokaklarndan aa doru indi. 75 v PENDOR EJDERHAS1 ROKE'UN batsnda, iki byk kara paras olan Hosk ve Ens-mer adalar arasnda, topluluk halinde Doksan Adalar bulunur. Roke'a en yakn olan ada Serd ada, en uzak olan ada da neredeyse Peln Denizi'nde bulunan, Seppish adadr. Bu adalarn toplam say snn doksan olup olmad soruu ise, hala cevaplandrlamamtr; nk zerinde tatlisu bulunan adalar sayacak olursanz, yetmi ada kar; yok tm kaya paralarm say-maya kalkarsanz, yz de geersiniz; sonra gelgitler de sonucu etkiler. Adacklar arasndaki kanallar ok dardr ve Deniz'in yumuak gelgitleri, bunlar andrr, dolanr; ykseldiinde ok ykselir, alaldnda da ok slar; yle ki, sular ykseldiinde adacn olduu bir yerde, sular alalnca sadece tek bir 76 ada kalr. Gelgitlerin tm tehlikelerine ramen yrmesini renen her ocuk, ayn zamanda krek ekmesin! de renir, kendi kk kayma sahip olur. Ev kadnlar, komularyla ruva ay imek iin, kanal kayklaryla geerler; seyyar satclar mallarm satmak iin, ektikleri krein ritmiyle barrlar. Tm sokaklar tuzlu suyla doludur. Bu sokaklarn n, sadece, daralan yerlerde, evden eve, turbi ad verilen bir eit bal yakalamak iin gerilmi alarla kesilir. Doksan Adalar'n servetim, bu balktan elde edilen ya oluturur. Bu adalarda ancak birka tane kpr vardr; ve hi byk yerleim merkezi yoktur. Her ada iftliklerle ve balk kulbeleriyle k tktr;

ve bunlarn her on-yirmi kadar bir araya gelip, bir kaza olutururlar. Bu kazalardan biri de, en batda, Deniz'e deil de, sadece, ejderhalarn yamaladklar bir ada olan Pendor'un bulunduu, oradan sonra da Bat Blgesi'nin terkedilmi sularnn yer ald. Adalar Diya-r'nn ssz kesine, bombo duran okyanusa bakmakta olan Aa Toming'dir. Kazann yeni bycs iin bir ev hazrlanmt. Yeil arpa tarlalar arasndaki bir tepenin zerine yaplm olan ev, o sralar krmz iekler am pendik aalarndan bir koruyla bat rz-garlanndan korunuyordu, nsan, evin kapsndan, saz daml dier evleri, korular, baheleri; korularyla, evleriyle, baheleriyle dier adalar ve adalar arasnda kvrla kvnia uzanan, saysz, prl prl su kanallarm seyredebiliyordu. Penceresi olmayan, toprak zeminli bir fakir eviydi, yine de Ged'in domu olduu evden daha iyi bir evdi. Roke Adasi'ndan gelecek olan bycden ekinen Aa Toming'in adal halk, bu mtevaz evden dolay zr dilediler. "Yaplarda kullanmak iin tamz yok," dedi bir tanesi; "Alktan lmesek de hibirimiz zengin deiliz," dedi bir bakas; bir dieri de, "En azndan kuru olacak, damm kendi ellerimle aktardm efendim," dedi. Ged'in gznde, evin bir saraydan fark yoktu. Kazann yneticilerine, itenlikle teekkr etti; bylece on sekizi de kendi kayklarma binip, ev kadnlarma ve balklara, yeni bycnn ok az konuan ama konutu mu da kibirle deil, adaletle konuan, asikyzl, tuhaf bir gen ol77 dn anlatmak iin, kendi adalarma gitti. Ged'in, bu ilk byclk iinde pek kibirlenecek bir durumu yoktu belki de. Roke Adasi'nda yetien bycler genellikle, soylulara hizmet etmek iin, byk bir saygyla karlandklar ehirlere ve atolara giderlerdi. Normal koullarda. Aa Torning'deki bu balklara, balk alarm efsunlayacak, yeni kayklarm okuyacak, hayvanlarn ve insanlarn hastalklarm iyi edecek bir cad veya sihirbaz yeterli olurdu. Fakat birka yl nce, Pendor Ejderhas yumurtlamt: imdi, Pendor Leventleri'nin kulelerinin ykntlar arasnda, pullu karnlarm mermer basamaklarda ve buradaki krk kaplar arasnda srkleye srkleye dolaan, dokuz ejderhann yatt syleniyordu. Birka yla kadar, biraz daha bydklerinde ve iyice acktklarnda, bu l adada yiyecek bir eyler bulamaynca etrafta uacaklard. Daha imdiden. Hot adasnn gneybat kylarnda drdnn utuu grlm; yere inmemiler fakat koyun srlerim, ahrlar ve kylerin durumunu kefe kmlard. Bir ejderha ok yava ac-krd ama ackt m da, onu doyurmak ok zordu. Bu nedenle Aa Toming adalarnn halk, Roke'a bir eli yollayarak, kendilerim batda beklemekte olan felaketten kurtarmas iin, bir byc gndermelerim rica etmi, Babyc de korkularm ye-rinde bulmutu. "Buras rahat bir yer deil," demiti Babyc, Ged'i byc yapt gn. "n kazanamazsn, zengin olamazsn, hatta teh-likesi bile yok. Gidecek misin?" "Giderim," diye cevap vermiti Ged, sadece itaat etmek kaygsyla deil. Roke Tepesi'ndeki geceden sonra, hrete ve gs-terie olan dknl, tam tersine dnm, artk tam aksi eyleri ister olmutu. Artk, kuvvetinden emin olamyor ve gcn deneyebilecei ortamlardan kanyordu. Yine de ejderhalardan sz edilmesi, ilgisin! ekmiti. Gont'ta yzlerce yldr ejderhalar grlmemiti; ayrca, bys nedeniyle Roke'un yaknma, buca-na ejderha gelemezdi; o yzden orada da ejderhalar sadece yklerde ve trklerde anlatlan sorunlard; szleri edilen fakat hi grlmeyen varlklar. Ged, Okul'da, ejderhalarla ilgili re78 nebilecei hereyi renmiti. Fakat insann ejderhalar derslerde okumas baka eydi, karsnda grmesi baka. nnde byle bir olanak olunca, tm kalbiyle cevap verdi, "Giderim." Babyc Gensher, bayla onaylad ama skntl bir ifade-si vard. "Syle bakalm," dedi en sonunda, " Roke'tan aynima-ya korkuyor musun? Yoksa buradan ayrlmaya

istekli misin?" "Her ikisi de efendim." Gensher tekrar bam sallad. "Seni buradan, bu gvenceli yerden yollamakla iyi edip etmediim! bilemiyorum," dedi yavaa. "nndeki yolu gremiyorum. Karanlklar iine gizlenmi. Ayrca kuzeyde bir g var, seni mahvedecek bir g; fakat ne olduunu, nerede olduunu, geleceinde mi, gemiinde mi olduunu syleyemem: Herey karanlklar iinde. Aa Tor-ning'den adamlar gelince ilk olarak seni dndm; oras, gc-n toplamak iin zaman bulabilecein, gvenceli bir yere, aya-kalt olmayan bir yere benziyor. Yine de, sonunda nereye varacam veya senin iin gvenceli bir yerin varolup olmadm bi-le bilemiyorum. Seni karanlklara yollamak istemiyorum..." lk bata, iek aan aalarn altndaki bu ev, Ged'e yeterince canl bir yer gibi gelmiti. Burada yaayp, sk sk gkyznn bat yakasn gzledi ve byc kulaklarm pullu kanatlardan kacak olan seslere ak tuttu. Fakat hibir ejderha gelmedi. Ged iskelesinden balk avlad; bahesiyle oyaland. Bu gzel yaz gnlerinde, bir yandan otak y annda uyurken veya papatya ve ot ormannda fare avlarken, o, pendik aalarmn altnda oturup, btn gnlerim Roke'tan getirmi olduu irfan Kitaptan'nda geen bir sayfa, bir satr veya bir kelime zermde d-nerek geiriyordu. Aa Toming halkma, ondan yardm istedikleri zamanlar, ifac ve iklimci olarak hizmet veriyordu. Bir bycnn, bu tr basit ilerle uramaktan utanabilecei aklna bile gelmiyordu, nk kendisi de bu insanlardan daha fakir insanlar arasnda, bir cad ocuu olarak yetimiti. te yandan halk, gerek Bilgeler Adasi'ndan gelen bir byc olduundan, gerekse sessizlii ve yzndeki yaralar nedeniyle, ondan korktuklar iin, az ey istiyordu. Gen olmasna ramen, onda insa79 n tedirgin eden bir ey vard, Yine de, o kendisine bir arkada edinmiti; dou tarafndaki adada yaayan bir kayk ustas. Ad Pechvarry'ydi. lk olarak Ged'in iskelesinde, Ged onun kk bir yelkenlinin direini dikiini seyretmek iin durduunda tanmlard. Pechvarry glmseyerek bycye bakp, "Bir aylk i hemen hemen bitti. Herhalde siz bunu bir dakikada, bir tek sznzle bitirirdiniz, yle deil mi?" demiti. "Olabilir," dedi Ged, "ama byy yapmaya devam etmezsem, br dakikada da batard. Fakat eer istersen..." Durdu. "Neyi, efendim?" "Bu ok irin kk bir tekne. Hereyi de tamam. Ama eer istersen, onu daha da salam yapmak iin bir balama bys, veya denizden eve dnmesini salamak iin bir bulma bys yapabilirim." Ged, zannatkar gcendirmemek iin, ekine ekine konu- : mutu; fakat Pechvarry'nin yz aydnland. "Tekneyi oluma yapyorum beyim, eer dediiniz byleri yaparsanz, bu ok byk bir iyilik, ok dosta bir davran olur." Ve hemen iskeleye atlayp, Ged'in ellerine sarlarak ona teekkr etti. Bu olaydan sonra, sk sk bir araya geldiler. Ged, bydeki r ustalm, Pechvarry'nin kayklar onarrken veya yaparken gsterdii elustalyla birletiriyor, karlnda da Pechvarry'den, bir kayn nasl yapldm ve bynn yardm olmadan bir yelkenlinin nasl idare edilebileceim reniyordu. Her nedense, Roke'ta normal yntemlerle yelkenli kullanmnn stnde pek durulmamt. Ged iyi bir denizci oluncaya ve Pechvarry ile ara- . lanndaki dostluk iyice pekiinceye kadar, sk sk Ged, Pechvarry ve kk olu oeth, kanallarda veya koylarda, bir gn o

kaykla krek ekerek, bir gn bu yelkenliyle yelken aarak, gezindiler durdular, Sonbaharn sonlanna doru bir gn kayk ustasmn olu hastaland. Annesi, Tesk Adasi'nda oturan, hastalklar iyi etme konusunda becerisi olan bir cadya haber sald. Birka gn herey yolunda gitti. Sonra, frtnal bir gece yarsnda, Pechvarry Ged'in kapsm yumruklayarak, gelip ocuunu kurtarmas iin ona yalvard. Ged hemen onunla birlikte kaya kotu; beraberce kayk ustasnn evine doru krek ektiler. Orada Ged, ocuu ot yatann zerinde yatarken grd; annesi sessizce yambana melmiti. Cad kadn da, korii kk ttss yapp, Nagian ilahileri sylyordu; elinden gelenin en iyisi buydu. Fakat Ged'e, "Byc Hazretleri, ocuun atei kzl ate; ocuk bu gece bu ate yznden lecek," dedi. Ged diz kp elini ocuun stne koyunca, ayn eyi d-np, bir an elini geri ekti. Uzun hastalk dneminin son ayla-nnda, ifac Usta ona ifa bilgilerinin bir ounu retmiti. Bu bilgiler de, u kuralla balar ve biter: Yaray tmar et ve hastal iyiletir, ama brak lmekte olan ruh gitsin. ocuun annesi, Ged'in yapt hareketi grp anlamm anlaynca, aresizlik iinde bara bara alamaya balad. Pech-varry, "evik Atmaca Hazretleri onu kurtarr, hanm. Alamana gerek yok! Artk geldi ya, olan kurtarr," diyerek kadna doru eildi. Anann feryatlarm duyan ve Pechvarry'nin de kendisine olan gvenini gren Ged, onlar nasl hayal krklna uratabilecei-ni bilemedi. Kendi koyduu tehise gvenmedi; eer ate drlrse belki de ocuk kurtarlabilir diye dnd. "Elimden geleni yapacam Pechvarry," dedi. Dardan yeni getirmi olduklar souk yamur suyuyla olan ykad ve ate drc bylerden birini yapmaya balad. By ne etkisini gsterdi, ne de bir ie yarad; bir an iin ocuun kollannda lmekte olduunu dnd. Hemen tm gcn toplayarak ve kendisin! hi dnmeden, ocuun ruhunu geri getirebilmek iin, kendi ruhunu ocuun ruhunun arkasndan yollad. ocua adyla seslendi: "o-eth!" ten, zayf bir cevabn geldiim dnerek, bir kez daha seslendi ve ocuun peine dt. Sonra kk olann ilerde, uzakta, engin bir tepenin karanlk yokuundan aaya, hzla kotuunu grd. Etrafta hi ses yoktu. Tepenin stnde grd yldzlar, imdiye kadar hi grmedii yldzlard. Yine de ta81 kmyldzlar isimleriyle biliyordu: Deste, Kap, Dnen, Aa. Bunlar, o hi batmayan yldzlarda gelen gnn yla solma-yan yldzlar. lmekte olan ocuu, fazla izlemiti. Bunun bilincine vardnda, kendisini karanlk yamata buldu. Geriye dn zordu, hem de ok zor. Yava yava geri dnd. Yava yava, tepeye geri trmanmak iin bir ayam ileri att, sonra dierim. Adm adm ilerledi, her adm, azimle atlyordu. Ve her adm bir ncekinden daha zordu. Yldzlar hareket etmedi. Kuru ve sarp zeminin zerinde rzgar esmedi. Karanln tm engin krallnda, bir tek o hareket etti; yavaa, trmanarak. Tepenin basma gelince, burada alak bir ta duvar grd. Fakat duvarn br yannda, bir glge ona doru dnm duruyordu. Glgenin, ne insan gibi, ne de hayvan gibi bir ekli vard. Glge ekilsizdi, belli belirsiz grnyordu ama Ged'e bir eyler fsldyordu. Fsltsnda kelimeler yoktu. Ve glge Ged'e doru uzand. Ve glge, yaayanlarn tarafnda duruyordu; Ged ise llerin tarafnda. Ya tepeden aaya llerin ksz ehirierine ve orak top-raklarna gidecek, ya da, ekilsiz eytani eyin kendisini bekledii duvardan atlayarak, tekrar yaama geri dnecekti. Ruh asas, Ged'in elindeydi; asasn ykseklere kaldrd. Bu hareketle gc geri geldi.

Dosdoru, glgeye doru, alak ta duvarn zerinden atlarken, elindeki asa birden beyaz bir kla yanmaya balad; bu lo yerde kr edici bir kla parlad. Ged atlad, dtn hissetti; baka bir ey de grmedi. Bu arada Pechvarry'nin, karsnn ve cadnn grdkleri ise unlard: Gen byc, bysnn ortasnda durmu ve ocuu bir sre kprdamadan ellerinde tutmutu. Sonra oeth'i yavaa iltenin zerine brakm, dorulmu; elinde asas sessizce durmutu. Derken birdenbire asasn havaya kaldrmt, asa beyaz bir atele yanyordu; adeta avucunda bir imek tutuyordu Ged. O bir anlk atete evdeki tm eyalar anszn garip bir ekilde belirginletiler. Gzlerinin kamamas geince, gen adamn, ocuun l olarak yatt ot yatan yannda, toprak zeminin 82 zerinde yzkoyun uzanm olduunu grdler. Pechvarry'ye byc de lm gibi geldi. Kar alad; ama o tamamen sersemlemiti. Fakat cadnn, byclkle ve gerek bir bycnn br dnyaya gidiiyle ilgili kulaktan dolma bil-gisi vard; Ged'e, her ne kadar souk ve hareketsiz yatsa da, bir l gibi deil, hasta veya trans halindeki bir adam gibi davraml-masn salad. Ged'i evine tadlar; uyanp uyanmayacam iz-lemesi iin, yanma yal bir kadn braktlar. Kk otak, yabanclar eve geldiinde her zaman yapt gibi, evin at kiriinde saklanyordu. Yamur duvarlar dvp ate geerken ve akam da yava yava ilerlerken, hayvan orada durmaya devam etti, ta ki yal kadn atein yanibanda uyuya-kalncaya kadar. O zaman otak aa indi ve yatakta kaskat ve hareketsiz yatmakta olan Ged'in yanma gitti. Ellerim ve bileklerim, sabrla uzun uzun, kahverengi bir yapraa benzeyen kuru diliyle yalamaya balad. Ged'in basnn yanma melerek akaklarm, yaral yanaklarm ve yavaa, kapal gzlerim yalad. Ve Ged yava yava, o yumuak dokunula kendine geldi. Daha nce veya o an, nerede olduunu veya tepesindeki soluk n ne olduunu, bilemeden uyand. Ik, dnyaya domakta olan gnein yd. Sonra, otak her zamanki gibi, onun omuzuna yaklaarak kvrld, uyudu. Daha sonra, Ged o geceyi dndnde, byle ruhu kaybolmu halde yatarken, kimse kendisine dokunmam olsa, kimse onu yle veya byle geri armam olsa, ruhunun sonsuza kadar kaybolabileceini fark etti. Onu geri aran sadece, can yanm dostunu rahatlatmak iin yalayan hayvann, igdsel dilsiz bilgeliiydi. Yine de o bilgelikte, Ged kendi gcne yakn bir eyler buldu, byclk kadar derin olan bir eyler. O andan itibaren, bilge kiinin, kendisini, konuabilseler de konuamasa-lar da, yaayan dier varlklardan ayrmayan kii olduuna inand. Daha sonraki yllarda da, hayvanlarn gzlerinden, kularn uularndan, aalarn ar ve ulu hareketlerinden; konuamayan bu varlklardan renebilecei eyleri renmek iin ok alt. 83 lk defa olarak yara almadan, sadece bir bycnn gzleri ak olarak yapabilecei eyi baarmtr Snr geip geri dnmeyi. Byle bir eyi, en byk bycler bile, baz tehlikeleri gze almadan yapamazlar. Fakat geri dndnde, onu korku ve keder bekliyordu. Keder, arkada Pechvarry iindi, korku ise kendisi iin. imdi Babyc'nn onu gndermeye neden kork-tuunu; ve bycnn bile ileriyi grme yetisini karartan ve perdeleyen eyin ne olduunu anlamt. nk zaten onu bekleyen ey, karanln kendisiydi; ismi olmayan, dnyaya ait olmayan bir varlk; yaratt veya salverdii, bir glge. Bir ruh olarak, tm bu yllar boyunca, onu lm ile yaamn snrndaki duvarda beklemiti. Sonunda da Ged'i orada bulmutu. Ged'e yaklaabilmek, Ged'in gcn elde edebilmek, yaamm emebilmek ve Ged'in etine brnebilmek iin, artk yola koyulmu olmalyd. Daha sonralar Ged, ryasnda o eyi kafas ve yz olmayan, ay gibi bir ey olarak grd. Evin duvarlarmda el yordamyla kapy aryordu. O eyin at yaralar

getiinden beri byle ryalar grmemiti. Uyand zaman kuvvetsiz kalmt, yordu. Yzndeki ve omuzundaki yaralar geriliyor ve aryordu. Artk kt bir dnem balamt. Ryasnda ne zaman glgeyi grse, ya da onun hakknda ok dnse, hep ayn souk deheti yayordu: Duyular ve gc onu terk ettiklerinden, ap-tallayor ve yolunu anyordu. Korkaklna ok hiddetleniyordu ama bu bir ie yaramyordu. Kendisini korumann yollar-n aryordu ama hi aresi yoktu: O ey etten kemikten deildi, canl deildi, bir ruh da deildi, ismi yoktu; Ged'in kendisinin ona vermi olduu, gnein d dnyann kanunlarnn dndaki o korkun gten baka hibir varl yoktu. Onun hakknda btn bildii, kendi yarat olduu iin, o eyi kendisine doru ektii ve o eyin kendisini etkisi altna almaya alaca idi. Fakat, henz kendisine zg bir biimi olmad iin, hangi biimde geleceim, nasl geleceim ve ne zaman geleceim bilmiyordu. Evinin ve yaad adann evresini, bildii btn engelleyici bylerle evirdi. Bu tr by duvarlarnn durmadan yeni84 lenmeleri gerekir; sonunda Ged de, btn gcn bu duvarlara harcarsa, ada halkna hibir yarar dokunmayacam fark etti. Eer Pendor'dan bir ejderha gelirse, o zaman bu iki dman ara-snda ne yapabilirdi? Tekrar bir rya grd; ama bu kez ryasnda glge, evin iinde kapnn yanndayd; karanln iinden ona doru, Ged'in anlayamad birtakm szckler fisldayarak, ilerliyordu. Dehet iinde uyand; glgenin hibir yerde olmadna emin oluncaya kadar, havada yanmakta olan tlsmn kk evin her kesine yollad. Sonra atein korlarmn zerine odun att ve atein nda dnceli dnceli oturarak, sazdan yaplm damn ve plak aalarn arasnda gezinmekte olan sonbahar rzgarm dinledi, inde eski bir fke yeniden kabard. aresizlik iindeki bu bekleyie, kk bir adada kapana kslm gibi, ie yaramaz kilit byleri mrldanp, oturup kalmaya boyun eme-yecekti. Ama yine de bu kapandan kolay kolay kurtulamyordu: Bunu yapmak ada balknn gvenini ktye kullanmak ve onlar yaknlarndaki korkun ejderhaya kar savunmasz brakmak demekti. Yaplabilecek tek ey kalyordu. Ertesi gn, balklarn arasndan geerek. Aa Toming'in en byk iskelesine gitti; orada Adallarn Ba'n bulup, ona, "Buradan ayrlmam gerekiyor. Ben byk bir tehlike iindeyim ve sizi de tehlikeye atyorum. Gitmem gerekiyor," dedi. "O yzden, sizden, Pendor'a gidip ejderhalar yok etmek iin izin istiyorum. Bylece size kar grevimi yerine getirmi olacam; o zaman rahata ayrlabilirim. Yok eer baaramazsam, o zaman ejderhalar buraya geldiklerinde de baaramam demektir. yle bir eyin de sonradan renileceine, imdiden bilinmesi daha iyi." Adal, az bir kar ak dinledi Ged'i. "evik Atmaca Hazretleri," dedi, "orada tam dokuz tane ejderha var!" "Dediklerine gre, sekizi henz kkm." "Fakat y asllar..." "Size buradan gitmem gerektiini sylyorum. Eer baarabilirsem, nce sizi ejderha tehlikesinden kurtarmak iin izin istiyorum." 85 "Nasl isterseniz beyim," dedi Adal, mitsizce. Orada bulu-nup da konuulanlar dinleyen herkes, bunun gen byclerinin bir delilii, delice bir cesaret rnei olduunu dnd. Ask suratlarla Ged'in ayrlmasn izlediler, ondan bir daha haber almay hi ummuyorlard. Bazlar, Ged'in onlar bu mkl durumda brakarak, Hosk zerinden Deniz'e dneceim ima etti; dierleri, ki bunlarn arasnda Pechvarry de vard, onun delirdiim ve lm arandm dndler. Drt nesildir gemiler rotalarm, Pendor Ada kylarmn uzandan geirirdi. Bugne kadar, adadaki ejderha ile dvmek iin hibir byc gelmemiti, nk ada hibir geminin yolu zerinde deildi. Zaten bu adada yaayan insanlar da, Yer-deniz'in

gneybat blgelerinde yaayanlar tarafndan hi sevilmeyen, korsanlk, esir tccarl yapan kavgac insanlard. O yzden, ejderha aniden batdan kp gelerek, kulede elenmekte olan adamlaryla beraber Pendor Hkmdar'nn zerim, azndan kustuu atele rtverdiinde ve kasaba halkm da bara-rak denize dktnde, hi kimse clerini almay dnmedi. intikam alnmaynca, btn kemikleri, kuleleri, Paln ve Hosk sa-hillerinde yaayp da oktan lm olan prenslerden alnm mcevherleriyle, Pendor olduu gibi ejderhaya kalm oldu. Btn bunlar Ged ok iyi biliyordu. Ged dahasn da biliyordu nk Aa Torning'e geldiinden beri, ejderhalar hakknda rendii hereyi tekrar tekrar gzden geiriyor ve bunlar aklndan karmyordu. Kk kaym batya doru srerken -artk krek ekmiyor, Pechvarry'nin kendisine retmi olduu denizcilik hnerlerim kullanmyor, yelkenim byrzgar ile doldurarak ve tekneyi doru ynlendirmesi iin by yaparak, bir byc gibi yelken ayordu- l adann, denizin kenarndan ykseliini seyretti. Byrzgarn, hz istedii iin kullanyordu, nk nndekinden ok, ardndakinden korkuyordu. Fakat gn ilerledike, sabrszl korkudan, bir eit honut kzgnla dnt. En azndan kendi isteiyle bir tehlikeye atlyordu ve tehlikeye yaklatka, en azndan bu sre iin, belki de lmn-den nceki bu bir saat iin, zgr olduunu hissediyordu. Glge 86 onu, ejderhann aznn iine kadar izlemeye cesaret edemezdi. Dalgalar, bozbulank denizde, beyaz tepeleriyle birbirini izliyordu; basnn zerindeki boz bulutlar ise, kuzey rzgaryla kotu-ruyordu. Yelkenindeki hzl byrzganyia, batya doru ilerledi ve Pendor'un kayalklannn, kasabasnn hareketsiz sokaklan-nin ve yamalanm ykk kulelerinin gr alanna girdi. Hilal eklindeki s limann giriinde, byrzgarn kesti ve teknesini durdurdu. Kk tekne denizin zerinde sallanyordu. Sonra ejderhay ard: "Pendor'un cellad, gel de hazineni koru!" Sesi, klrengi sahile vuran dalgalarn sesleri arasnda kayboldu; fakat ejderhalarn ok hassas kulaklar vardr. Ejderhalardan biri, kasabann atsz ykntlar arasndan havaland; ince kanatlaryla ve dikenli srlyla, iri siyah bir yarasa gibi, kuzey rzgarna dalarak, halkalar ize ize Ged'e doru gelmeye balad. Halk iin bir efsane olan bu yarat grnce, Ged'in gs darald; kahkaha atarak bard, "Sen git de ihtiyar ar, rz-gar-solucan!" Bu gelen, seneler nce Bat Yresi'nden gelmi dii bir ejderhann yumurtalarndan km olan gen ejderhalardan biriy-di. O dii ejderha da, btn dii ejderhalarn yaptklar sylenen eyi yapm; deriyle kapl byk yumurtalarm kulenin yklm gneli odalarndan birine brakm ve yavrular zehirli birer kertenkele gibi yumurtadan ktklarnda, onlara bakmas iin Pendor'un Yal Ejderhasi'na emanet ederek tekrar uup gitmiti. Gen ejderha hi cevap vermedi. Cinsine gre pek byk saylmazd, herhalde ancak krk krekli bir gemi uzunluunday-d. Her yan, zar gibi olan siyah kanatlarnn ucuna kadar, bir solucan kadar zayft. Henz ergenlie ulamam, sesi gelimemi, ejderha niteliklerim elde edememiti. Sallanmakta olan kk kaykta duran Ged'in stne doru, havadan, keskin dilerle dolu azm ap, bir ok gibi kayarak geldi. Bylece Ged'e sadece, keskin bir byyle ejderhann kanatlarm, kollarm ve bacaklarm balayp, yuvarlanan bir ta gibi denize frlatmak kalmt. Boz sular ejderhann zerinde kapand. 87 lkine benzeyen iki ejderha daha, en yksek kulenin dibin-den havaland. Ayn birincisi gibi, havadan, doruca Ged'e do-.ru bir dal yaptlar. yle olduu halde Ged ikisini de yakalad, her ikisini de balad ve suda bodu. stelik bunlar yaparken daha byclk asasm hi kullanmamt. Derken ksa bir sre sonra, adadan tane ejderha Ged'e doru gelmeye balad.

Bunlardan biri olduka bykl ve a-zndan ate kusuyordu. ki tanesi kanatlarm rpa rpa uarak yaklayordu ama byk olan, arkadan, halkalar izerek, azn-dan kan ate ile Ged'i ve kaym kavurmak iin byk bir hzla geliyordu. ki tanesi kuzeyden, bir tanesi de gneyden yaklat iin, hibir balama bys bunlar etkileyemezdi. Bunu fark ettii an Ged bir Dnm bys yapt; gz ap kapyncaya kadar da kayktan bir ejderha klnda havaland. Geni kanatlarm aarak ve penelerim uzatarak, ejderhalarn ikisiyle yz yze gelip onlar ateiyle kavurdu, sonra kendi-sinden daha byk olan ve ate kusabilen nc ejderhaya dnd. ki ejderha, boz dalgalarn zerinden esen rzgarda, ate saan azlarndan kan krmz kla aydnlanm bir duman etraflarm sarncaya kadar dvtler, kvlcmlar satlar, kaptlar, saldrdlar. Ged, birden yukar doru umaya balad, dieri de aadan onu izledi. Uuunun tam ortasnda Ejderha Ged, kanatlarm kabartt ve durdu. Ve bir ahin gibi, penelerini uzatarak alalmaya balad. Dier ejderhaya saldrarak, boynundan ve brnden yakalad ve aaya itti. Siyah kanatlar rpnd ve denize koyu siyah ejderha kan damlad. Kendisini kurtaran Pen-dor ejderhas, aksaya aksaya alaktan uarak saklanmak iin adaya dnd. Harabe halindeki kasabadaki maaralardan ya da kovuklardan birine kvrld. Ged derhal eski haline dnp kayktaki yerini ald, nk gerektiinden fazla ejderha halinde kalmak ok tehlikeliydi. Elleri, yakan scak kanla simsiyah olmutu; kafas da atele yan-mt ama bunlar hi nemli deildi imdi. Kendini toparlayncaya kadar bekledi ve sonra, "Altsn grdm, besini geberttim; dokuz tane var demilerdi. kn dar solucanlar!" dedi. 88 Uzun bir sre iin adada, kyya grltyle arpan dalgalardan baka, hibir canl kmldanmad, hibir ses duyulmad. Sonra Ged, kasabadaki en yksek kulenin, sanki yanndan bir kol kyormu gibi yavaa biim deitirdiim grd. Ged, ejderha bysnden korkuyordu; nk yal ejderhalar by ko-nusunda son derece gl ve hilekardrlar. By konusunda in-sanlara hem benzerler, hem benzemezler. Biraz daha bekleyince bunun, ejderhann bir numaras olmadm, yalnzca kendi gz-nn bir aldanmas olduunu anlad. Kulenin bir paras zanneti-i ey, kvrlm olduu yerden yavaa dorulmakta olan Pen-dor Ejderhasi'nn omuzuydu. Ayaa kalktnda, atall ve dikenlerle donanm ba, kuleden daha yukarda, peneli n ayaklar da altndaki kasabann yklm talar zerinde duruyordu. Koyu gri dikenleri, gne m, krk ta paralar gibi yanstyordu. Bir taz kadar ince, bir da kadar hametliydi. Ged ejderhaya korkuyla bakakal-d. Hibir trk veya masal, insan bu grntye hazrlayamaz-d. Tam ejderhann gzlerinin iine bakp yakalanyordu ki -kimse ejderhann gzlerine bakamaz- onu izleyen ya yeili baktan kard gzlerim. O anda, bir omak paras, bir kymk gibi kalm olan asasn nnde tuttu. "Sekiz olum vard, kk byc," dedi alayl ve gr bir sesle ejderha, "bei ld, biri de lyor: Yeter artk. Onlar ld-rerek benim hazineme sahip olamazsn." "Ben senin hazineni istemiyorum." Ejderhann burun deliklerinden sar bir duman szld: Bu onun kahkahasyd. "Karaya kp bir bakmak istemez miydin, kk byc? Bir gz atmaya deer." "Hayr, ejderha." Ejderhalarn hsmlklar rzgar ve ateledir, deniz stnde dvmek istemezler. Bu ana kadar bu, Ged iin bir stnlkt; Ged bunu elinden karmad. Fakat Ged ile iri gri peneler arasndaki tuzlu su eridi, artk pek bir stnlk salayabilecee benzemiyordu. Onu izleyen, yeil gzlere bakmamak ok zordu. 89 "ok gensin," dedi ejderha, "insanlarn bu kadar kkken g sahibi olabileceklerim bilmiyordum." Ejderha, Ged gibi, Kadim Lisan'da konuuyordu. nk bu dil ejderhalarn hala kullandklar dildir. Kadim Lisan' kullanmak, bir insan doru

sylemeye mecbur eder, ancak bu ejderhalar iin geerli bir kural deildir. Bu onlarn kendi dilleridir, bu dili konuurken yalan syleyebilirler; kelimelerin anlamlarm saptrp yanltabilirler; dikkatsiz bir dinleyiciyi, her biri gerei yanstan ama hibiri bir yere varmayan ters szcklerle bir labirente ekebilirler. Ged, sk sk bu konuda uyarlmt; ejderha konumaya balaymca, onu tm gvensizliiyle, pheci kulaklarla dinlemeye balad. Fakat szckler basit ve yaln gibi grnyorlard: "Benden yardm istemeye mi geldin, kk byc?" "Hayr, ejderha." "Yine de ben sana yardm edebilirim. Yaknda yardma ihtiyacn olacak; karanlklarda seni avlamaya alan eye kar." Ged'in dili tutulmutu. "Peinde olan ey nedir? Bana ismini syle onun." "Eer ismini syleyebilseydim..." Ged hemen sustu, ki ate ukurunu andran burun deliklerinden kan sar duman, ejderhann basndan yukar doru, kvnia kvrla ykseldi. "Eer ismini syleyebilseydin, ona hakim olurdun belki, kk byc. Belki onu yakndan grrsem, ben ismini syleyebilirim. Ve eer, benim adamn etrafnda beklersen, o gelecektir. Senin gittiin her yere gelecektir. Eer sana ok yaklamasn is-temiyorsan kanan, kaman ve durmadan kaman gerekecektir ondan. Ama yine de seni takip edecektir. Onun ismini renmek ister misin?" Ged bir kez daha sessiz kald. Onun serbest brakt o glgeyi, ejderha nereden bilebilirdi? Veya glgenin adm nereden tahmin edebilirdi? Ged bir trl anlayamyordu. Babyc glgenin bir ismi olmadm sylemiti. Yine de ejderhalarn ken-dilerine zg bilgelikleri vardr; sonra kkleri insanlktan daha eskilere dayanr. ok az insan, ejderhalarn neler bildiin! ve bu bilgileri nasl edindiklerim bilebilir, bu insanlara da Ejderhalarn 90 Efendisi denir. Ged tek bir eyden emindi: Ejderha doruyu sylyorsa bile -Ged'e gerekten o glge eyin doasm ve adm syleyebilir ve Ged'in ona kar stnlk elde etmesini salaya-bilirdi de- yle olsa bile, bunu kendi karlar iin yapacakt. "Ejderhalarn," dedi sonunda gen adam, "insanlar iin bir iyilik yapmak istemelerine pek ender rastlanr." "Ama ldrmeden nce," dedi ejderha, "kedilerin farelerle oynamas ok yaygndr." "Ama ben buraya oynamak veya oynanmak iin gelmedim. Seninle bir pazarlk yapmaya geldim." Ejderhann bir kl kadar keskin ama bir kltan be kez daha uzun olan kuyruunun ucu, akrep misali, zrhla kapl srlnn zerinden ve kulenin tepesinden aarak havaya kalkt. nceden inceye alay ederek konutu: "Ben pazarla oturmam. Ala-cam alrm, istediim zaman senden alamayacam, neyin var ki?" "Gvenlik. Senin gvenliin. Bana Pendor'un dousuna doru umayacana yemin et, ben de sana bir zarar vermeden gideceime yemin edeyim." Ejderhann boazndan, bir veya dalarn arasnda yuvarlanan talarn sesini andran bir gcrt sesi ykseldi. atall dilinde alevler oynat. Harabelerin zerinde biraz daha ykselerek tm hametiyle durdu. "Bana gvenlik neriyorsun! Beni tehdit ediyorsun! Ne ile?" "smin ile, Yevaud." ismi sylerken Ged'in sesi titredi ama yine de net bir ekilde ve yksek sesle syledi, smini dyunca yal ejderha kalakald, ta kesildi. Bir dakika geti, sonra bir dakika daha; Ged, alkalanmakta olan minik kaynda durmu, glmsyordu. Bu tehlikeli ii ve kendi hayatm, Roke'ta okumu olduu eski ejderha tarihi kitaplarndan yola karak yrtt bir tahmine dayana-rak riske atmt. Pendor Ejderhasi'nn, Morred ile Eifarran'n yaad devirde yaam olan, Osskiil'in batm yamalayan ve Osskill'den Elt adnda, isim bulma konusunda becerikli bir byc tarafndan

uzaklatrlan ejderhayla, ayn ejderha olduunu 91 tahmin etmiti. Tahmini de doru kt. "imdi detik Yevaud. Sende kuvvet var; bende ise senin ismin. Pazarla oturacak msn?" Ejderha yine cevap vermedi. Ejderha yllardr, altn zrhlarn ve zmrtlerin, tozun, topran ve kemiklerin birbirine karm bulunduu bu adann zerinde, sere serpe yayordu; bu adada, kertenkelemsi kara yavrularn ev ykmtlannn arasnda oynaylarm ve uurumdan aaya umaya almalarm seyretmi, insan veya yelkenli sesiyle rahatsz edilmeden gne alt-na yaylp uyumutu. Artk yalanmt. Kmldamak, bu byc delikanlya, bu zayf dmana kar koymak artk ok gt. Ged'in asas karsmda yal ejderha Yevaud titriyordu. "Hazi-nem arasndan dokuz ta seebilirsin," dedi en sonunda; sesi uzun enesinden karken tslyor ve zrldyordu. "En iyilerim. ansm kullan. Sonra da git!" "Senin talarm istemiyorum, Yevaud." "nsanlarn agzllne ne oldu? Eskiden, kuzeyde insanlar parlak talara baylrd... Senin ne istediin! biliyorum byc. Ben de sana 'gvenlik' nerebilirim, nk seni neyin koruyabileceim biliyorum. Seni koruyabilecek tek eyin ne olduunu biliyorum. Seni izleyen korkun bir ey var. Sana onun ismi-ni syleyebilirim." Ged, kalbi yerinden frlayacakm gibi arparken, en az ejderha kadar hareketsiz durarak, elindeki asay sk sk tuttu. Birdenbire ortaya kan bu artc mitle, bir an iin boutu. Pazarlm yapt ey kendi hayat deildi. Bu ejderha karsmda sadece, bir kere stnlk salanabilirdi; sadece bir kere. iinden mit beslese de yapmas gerekeni yapmalyd. "Ben onu istemiyorum Yevaud." Ejderhann adm syledike, bu alamet varl, boazndan geirdii salam ve ince bir tasma yardmyla elinde tutuyormu gibi oluyordu. Ejderhann kendi zerinde gezdirdii baklarndaki, insanlarn eski ktlklerim ve deneyimlerim hissedebiliyor, her biri bir insan kolu uzunluunda olan elik penelerini, ta gibi sert derisini, ejderhann boazn-da gizlenmi kz atei fark edebiliyordu. Ama yine de tasma da92 ralyor, daralyordu. Ged tekrar konutu: "Yevaud! Senin ve oullarmn, bir daha Adalar Diyar'na hi gelmeyeceinize dair yemin et." Birdenbire, ejderha azndan alevler kusmaya balad ve "Adm zerine yemin ederim ki gelmeyeceiz!" dedi. O zaman aday bir sessizlik kaplad. Yevaud kocaman basn nne edi. Bam tekrar kaldrp baktnda byc gitmiti. Dou ynne, i denizlerin zengin ve bereketli adalanna doru yol almakta olan teknenin yelkeni, dalgalar zerinde beyaz bir benek gibi kalmt. O zaman kple-re binmi olan yal Pendor Ejderhas, vcudunun darbeleri ve uzunluu kasabann boyu kadar olan kanatlarnn rpnmasyla, kuleyi ykarak doruldu. Fakat ettii yemin onu balyordu; o yzden, ne o gn, ne de bir daha. Adalar Diyar'na doru hi umad. 93 VI Av P E N DO R arkasnda, ufukta gzden kaybolduktan sonra dou-ya bakan Ged, gnlne yeniden glgenin korkusunun dstn hissetti; ejderhalarn aydnlk tehlikelerinden, ekilsiz ve mitsiz bir dehete dnmek ok zordu. Byrzgarn durdurdu, dnyann rzgaryla gitmeye balad nk artk iinde hz yapma ar-zusu yoktu. Ne yapmas gerektiine dair bir plan bile yoktu. Ejderhann da demi olduu

gibi kamas gerekiyordu; ama nere-ye? Roke'a, diye dnd, en azmdan orada korunuyordu; sonra orada bilgelere danabilirdi. Fakat nce, bir kez daha Aa Toming'e gidip olanlar ada halkma anlatmas gerekiyordu. Gittiinin beinci gn, dnd haberi yaylnca adallar ve kazada yaayan insanlarn yar ka-yklaryla, koarak geldiler, etrafm aldlar, onu seyrettiler ve dinlediler. Ged yksn anlatt; adamlardan biri, "Ama bu kat94 ledilen ve aciz braklan ejderhalar kim grm? Ya bize..." diyecek oldu. "Ke sesini," dedi Adallarn Bakan kabaca; nk o da dinleyenlerin bir ou gibi biliyordu ki, byclerin gerei kendilerine gre kurnazca anlatma yntemleri vardr; nk olanlar onlarn ustalklardr; gerei sadece kendilerine saklayabilirler ama bir ey oldu diyorlarsa o ey olmutur. Bu yzden ada halk ok ard. Korkularnn getiini hissetmeye ve ar-dindan da sevinlerim kutlamaya baladlar. Gen byclerinin etrafm alp, yky bir kez daha anlatmasn! istediler. Derken daha ok insan geldi ve tekrar Ged'in yksn anlatmasm istedi. Gece kerken, artk Ged'in yksn anlatmasna gerek kal-mamt. Onlar onun yerine, daha gzel baaryorlard bu ii. Ky okuyucular yky, eski bir ezgiye uydurmular ve evik Atmaca'mn arksi'm sylemeye balamlard bile. Sadece Aa Toming'de deil; doudaki ve gneydeki kazalarda da, enlik ateleri yakld. Balklar kayktan kaya haberi baryorlard. Adadan adaya haber yaylmt: Ktlk nlendi, ejderhalar Pendor'dan buralara gelmeyecekler! O gece, yalnzca o gece, Ged iin elence doluydu. Hibir glge o gece, her tepede ve her kumsalda yaklm olan o kran atelerinin parlaklndan syrlarak veya etrafm evirip dans eden, onu ven arklar syleyen, ellerindeki mealeleri rzgarl sonbahar akam iinde sallayan insan halkalarnn iinden gee-rek ona ulaamazd. nsanlar mealelerim salladka, youn, parlak ve abucak geen kvlcmlar, rzgara doru ykseliyordu. Ertesi gn, ona "Senin bu kadar yce biri olduunu bilmiyordum, efendimiz," diyen Pechvarry ile karlat. Bu szlerde bir korku gizliydi nk Ged'le arkadalk etmeye cret etmiti; fakat ayn zamanda bir serzeni de vard. Ged ejderhalar ldr-mt ama onun ocuunu kurtarmamt. Bu konumadan sonra Ged, Pendor'a gitmesine neden olan sabrszl ve huzursuzluu yeniden hissetti. Bu sabrszlk ve huzursuzluk onu imdi de Aa Toming'den uzaklatryordu. Aslnda adallar onu m-rnn sonuna kadar vp, vnerek memnuniyetle konuk eder95 lerdi ama, Ged, ertesi gn tepedeki evinden, sadece kitaplar, asas ve omuzundaki otak ile ayrld. Ged, onun kayks olma erefi iin yaran birka balk ile birlikte bir kaykla, Aa Toming'den ayrld. Suyun zerine doru eilmi balkon ve pencerelerin altndan; Nesh'in rhtmla-nnm, Dromgan'n yamurlu ayrlarnn, Geath'in pis kokulu yahanelerinin ve Doksan Adalar'n dou kanallarm dolduran teknelerin arasndan krek ekerek ilerlerken, hep Ged'in kahra-manlklarnn kendilerinden nce gitmi olduunu grdler. O ilerledike insanlar evik Atmaca'nm arksi'm slkla alyorlar ve Ged'in kendilerinde konaklayp, ejderhann yksn anlat-mas iin, birbirleriyle yaryorlard. En sonunda Serd'e geldi-inde, Roke'a gitmek iin bavurduu geminin kaptan, nnde yerlere kadar eilerek ona, "Benim iin bir ayrcalk, gemim iin ise bir onurdur. Byc Hazretleri!" dedi. Bylece Ged, srtm Doksan Adalar'a evirdi; fakat daha gemi Serd'in Limam'ndan yeni ayrlm ve yelkenin! yeni am-t ki, dou ynnden sert bir rzgar esti. Bu biraz garipti, nk k olmasna ramen gkyz ackt. O sabah da, hava yumuak olacaa benziyordu. Serd ile Roke aras sadece otuz mildi; gemi yola koyuldu. Rzgar artt; onlar yollarna devam ettiler, Deniz ticari gemilerinin ou gibi, bu kk

geminin de, nden gelen rzgar yakalayabilmek iin bir yan yelkeni vard; sonra kaptan da, ustalyla vnen, becerikli bir gemiciydi. Bir gneye bir kuzeye zikzaklar izerek, douya doru ilerlediler. Her yandan bora halinde deli gibi esen rzgarla gelen bulut ve yamurun gemiyi ciddi bir biimde srkleme tehlikesi vard. "evik Atmaca Hazretleri," dedi geminin kaptan, geminin kndaki eref kesinde onunla beraber oturan gen adama -geri hepsini su iindeki cbbeleriyle, perian bir durumda prl prl parlayn-caya kadar srlsklam eden o rzgar ve yamur altnda pek erefe falan baklacak gibi deildi- "evik Atmaca Hazretleri, acaba bu rzgara bir eyler sylemeniz mmkn myd?" "Roke'a ne kadar yaklatk?" "Yar yolu atk. Fakat, son bir saattir hi yol kaydedeme96 dik, beyim." Ged rzgarla konutu. Rzgar daha yava esti, bir sre iin olduka iyi yol kaydettiler. Derken, gneyden, slk ala ala byk bir bora geldi. Bu borayla karlanca, tekrar batya doru geri srklendiler. Bulutlar gkyznde kaynayordu; kaptan hiddetle kkredi: "Bu soytar rzgar, ayn anda her yandan esiyor! Bizi bu havadan ancak byrzgar kurtarr efendim." Ged bu neriyi ask yzle karlad, fakat gemi ve adamlar onun yznden tehlikeye girmilerdi, o nedenle yelkenleri by-rzgaryla doldurdu. Gemi hemen douya doru friaynca kaptann yz yeniden glmeye balad. Fakat, yava yava, Ged tlsma devam ettii halde, byrzgar iddetim kayberek, gemi bir an iin, tm o kemekein iinde yelkenleri dp, dalgalarn zerinde hareketsizce asl kalncaya kadar zayflad. Sonra, byk bir gmbrtyle seren dnd ve gemi de rkm bir kedi gibi kuzeye doru zplayarak srklenmeye balad. Gemi hemen hemen yan yatm olduu iin, Ged payandaya yaparak bard, "Kaptan, Serd'e geri don!" Kaptan lanet okudu ve bararak geri dnmeyecein! syledi: "Gemide bir byc olsun, ben de meslein en iyi gemicisi olaym, bu da bugne kadar srdm en iyi gemi olsun da, ben geriye dneyim ha?" Sonra geminin omurgas bir girdaba kaplm gibi tekrar d-nnce, kaptan da denize dmemek iin payandaya zor tutundu. Ged ona, "Beni Serd'e brak, sonra nereye istersen git. Bu rzgar senin gemine kar esmiyor, bana kar esiyor," dedi. "Size kar m? Roke'lu bir bycye kar m?" "Hi Roke-rzgarn duymu muydunuz kaptan?" "Evet, kt gleri Bilgeler Adasi'ndan uzak tutan rzgar. Ama bunun sizle, bir ejderha terbiyecisiyle ne ilgisi olabilir ki?" "Bu glgemle benim aramda olan bir ey," diye kestirip att Ged her bycnn yapaca gibi. Sabit bir rzgarla, almakta olan gkyznn altnda, deniz zerinden hzla Serd'e doru gi-derken, baka bir ey de sylemedi. Serd'in nhtmndan giderken, iinde bir arlk, bir endie 97 vard. K yaklatndan gnler ksalyor, hava abuk kararyor-du. Hava kararnca Ged'in huzursuzluu hep artard; imdi ise her sokan dnemeci, ona bir tehlike gibi grnyor, arkasndan neyin gelmekte olduunu grmek iin, omuzundan geriye bakmamak iin kendisin! zorlamas gerekiyordu. Ged, Serd'deki Deniz Evi'ne gitti. Deniz Evleri, yiyeceklerin kaza tarafndan saland, yolcularn ve tccarlarn beraberce yiyip itikleri ve isterlerse, st kapal uzun salonunda uyuyabildikleri yerlerdir, yemekleri de iyidir. Buralar, bayndr Deniz adalarnn misafirperverliinin bir rneidir. Kendi yemeinden bir para et ayran Ged, daha sonra atein kenannda, btn gn boyunca kvrlm olduu kaponu-nun iinden otakn diller dkerek kartp, eti ona yedirmeye alt. Bir yandan hayvan okuyor, bir yandan da fsldyordu, "Hoeg,

Hoeg, km benim, sessiz Hoeg..." Fakat hayvan yemek yemedi ve tekrar saklanmak iin Ged'in cebine trmand. Bu yzden, kendi kasvetli gvensizliinden ve byk odann kelerindeki karanln grnnden, glgenin fazla uzakta olmadm anlad. Burada kimse onu tanmyordu: Buradakiler, evik Atma-ca'nn arksi'm bilmeyen, dier adalardan gelmi yolculard. Kimse onunla konumad. En sonunda kendisine ot bir ilte se-ip uzand; ama tm gece boyunca o st kapal salonda, uyumakta olan yabanclarn arasnda, gzlerim krpmadan yatt. Btn gece boyunca yolunu izmeye, gidecei yeri ve yapaca eyi tasarlamaya alt, ama her seenek, her tasar kt bir son sezgisiyle tkanyordu. Her yolun sonunda glge oluyordu. Sadece Roke'ta yoktu glge: Roke'a da, Ged gidemiyordu. Tehli-kedeki aday koruyan yksek, karmak ve eski byler, Ged'in girmesini engelliyordu. Roke-rzgarmn ona kar esmi olmas, peinde olan eyin, ok yaknda olduunu kantlyordu Ged'e. O ey vcutsuzdu, gn na krd; ksz, yersiz, zamansz bir diyarn yaratyd. Gn boyunca, gnein aydnlatt dnyann denizlerinde, Ged'i el yordamyla izleyebiliyor, ancak geceleri, ryada ve karanlkta, grlebilen bir ekle brnyor98 du. Daha henz, gnein nlarnm zerine debilecei bir varl veya bir cismi yoktu. Hode'un Kahramanlklar'nda da sylendii gibi, "Gnn aarmas dnyay ve denizi vareder; glgeden ekli kartr, d karanlklar krallna kovar." Fakat glge bir kez Ged'e yetimeye grsn, Ged'in gcn, hatta vcudu-nun arlm, scaklm ve yaamm, onu hareket ettiren irade-sini de ekip alabilirdi. nnde uzanan her yolun sonunu, ite byle gryordu Ged. Ayrca, bu sona doru gitmesi iin, kandrlabileceini de biliyordu; nk Ged'e daha da yaklam olduu iin, her an biraz daha kuvvetlenen glge, u anda bile kt gleri veya kt adamlar, Ged'e yanl ipular vermeleri iin kendi emrinde altracak kadar gce sahip olabilir veya bir yabancnn sesiyle konuabilirdi. Btn bildii, o kara eyin bu gece, bu Deniz Evi'nin kelerinden birinde uyumakta olan bu adamlardan birinin iine gizlenmi olabileceiydi. Karanlk bir ruhta kendisine salam bir yer bulmu, Ged'i izleyerek bekliyor ve Ged'in u anki zayflndan, gvensizliinden ve korkusundan besleniyordu. Dayanlr ey deildi bu. Kendisin! sansa brakp, talihinin izdii yoldan gitmesi gerekecekti. Ged, afan ilk iaretiyle kalkp solmakta olan yldzlarn altnda, Serd rhtmna doru hzla ilerledi. nne kan ilk gemiye binip, gemi onu nereye gtrrse, oraya gitmeye kararlyd. Kadrgalardan birine, turbie ya ykleniyordu; gemi afakla, Havnor'un Byk Limani'na gitmek iin yola kacakt. Ged, geminin kaptanndan yolculuk iin izin istedi. Byc asas, ou gemilerde, bir pasaport, bir bilet yerine geer. Ged'i gemiye memnuniyetle aldlar; bir saat iinde de gemi denize ald. Krk krein suya dalmasyla, Ged'in skntlar dald; krekilere tempo tutan davulun sesi bile ona tatl geliyordu. Ama yine de Havnor'da ne yapacam veya oradan nereye geecein! bilmiyordu. Onun iin her yer birdi; kuzeye de gide-bilirdi. Zaten kendisi de bir Kuzeyli'ydi; belki Havnor'dan, ken-disini Gont'a gtrecek bir gemi bulabilir, Ogion'u tekrar grebi-lirdi. Veya onu ok uzak Uyrelere; glgenin, onun izini kay99 bedip, onu izlemekten vazgeecei kadar uzak yerlere gtrebilecek bir gemi bulabilirdi. Kafasnda, bu tr belirsiz dnceler dnda herhangi bir tasar yoktu. zlemesi gerektiine inand bir yol da yoktu. Sadece kamas gerekiyordu... O krk krek gemiyi, Serd'den ayrllarmn ikinci gn daha gne batmadan, yz elli milden uzak bir mesafeye ulatrd. Byk kara paras Hosk'un dou sahilinde bulunan Orrimy'nin limanna yanatlar, Deniz'e ait bu ticaret kadrgalar kydan yol alrlar ve mmkn olan yerlerde, geceyi limanlarda geirirler. Hava hala aydnlk olduundan Ged karaya kt; amasz ve dnceli, liman kentinin dik sokaklarnda

gezinmeye balad. Orrimy, ar talar ve tulalarla ina edilmi, Hosk Ada-s'nn i kesimlerinde yaayan kanunsuz hkmdarlara kar surlarla evrilmi, eski bir kasabadr. Doklarda bulunan ambarlar kale gibidir; kulelerle korunan tccarlarn evleri ise, tahkim edilmitir. Yine de sokaklarda gezinen Ged iin, bu dev yerleim birimleri, gerisinde bo bir karanlk bulunan bir peeydi; yanndan gemekte olan, kendilerini tamamen ilerine vermi insanlar ise ona, gerek insan deil de insanlarn sessiz glgeleriymi gibi geliyordu. Gne kavuurken Ged tekrar rhtma dnd; orada, akamn engin kzllnda ve rzgarnda bile, deniz ve kara ona, sessiz, donuk geldi. "Yolunuz ne yana. Byc Hazretleri?" Byle selamlad birisi onu, arkasndan. Dndnde, elinde ar bir tahtadan yaplm, ama byc asas olmayan bir asa tayan, griler giyinmi bir adam grd. Yabancnn yz, kaponun iinde kaldndan, kzl ktan korunuyordu; fakat Ged, adamn grnmeyen gzleriyle onu izlediin! hissetti. O da baklaryla karlk vererek, porsukaacndan yaplm asasn, yabancyla arasna alarak kaldrd. Kibarca sordu adam: "Neden korkuyorsunuz?" "Beni arkamdan izleyenden." "Yani? Ben sizin glgeniz deilim ki." Ged sesini karmadan durdu. Gerekten de bu adamn, her ne idiyse, onun korktuu ey olmadm biliyordu: O bir glge, 100 bir hayalet veya bir gebbet-yarat deildi. Dnyann zerine km olan bu kuru sessizlik ve glge iinde bile, bir sese, hatta biraz da cisme sahipti. Sonra kaponunu kaldrd. Garip, krk, kel bir kafas, izgilerle dolu bir yz vard. Sesi yllarn izi-ni tamasa bile, grn yal bir adam olduunu gsteriyordu. "Emin deilim ama," dedi griler iindeki adam, "belki de ta-nmamz tesadf deildi. Gen bir adamn, yz yaral bir adamn, karanlklar iinden geip, byk bir egemenlik, hatta bir krallk kazandnn yksn duymutum bir zamanlar. Bu yknn senin ykn olup olmadm bilmiyorum. Fakat sana u kadarm syleyeyim: Eer glgelerle savamak iin bir klca ihtiyacn varsa, Terrenon Saray'na git. Porsukaacndan yaplm bir asa senin iine yaramaz." Adam dinlerken Ged'in iinde mit ve gvensizlik sava veriyordu. Byclkle ilgisi olan bir insan, ksa bir sre sonra, hayatndaki hibir eyin, iyi olsun kt olsun, tesadf eseri olmadm renirdi. "Terrenon Saray hangi lkededir?" "Osskil'de." Bu ismi iitir iitmez Ged, bir an iin, belleinin bir oyunuyla, yeil otlar zerinde, l l boncuk gzleriyle onu yandan s-zen ve konuan kara bir kuzgun grd; ama kuzgunun szlerim unutmutu. "O lkenin adeta karanlk bir ismi var," dedi Ged, griler iindeki adamdan gzlerim ayrmadan, ne biim bir adam olduunu anlamaya alarak. Sihirbaz, hatta byc olabileceim dndren bir havas vard adamn; geri Ged'le korkusuzca konumutu ama tuhaf, bitkin bir grn vard, hasta, tutsak veya kleye benzeyen bir grn. "Sen Roke'tansn," dedi adam. "Roke bycleri, kendileri-ne ait olmayan bylere karanlk isimler takarlar." "Sen ne biim bir adamsn?" "Bir gezgin. Osskilli bir tccarn temsilcisiyim, buraya i iin geldim," dedi grili adam. Ged'den bir cevap alamaymca, 101 gen adama iyi geceler dileyip, rhtmm zerindeki basamakl dar sokaklarda uzaklat. Bu iareti nemseyip nemsememe konusunda eliki iinde olan Ged, dnp kuzeye

bakt. Kzl k, dalarn ve rzgarl denizin ardndan hzla kayboluyordu. Eteklerinde geceyi barndran, gri karanlk kt. Ged ani bir kararla, rhtm boyunca hzla ilerleyerek, alar-n kayna yerletiren bir balkya yaklap onu selamlad: "Bu limanda, kuzeye, Semel'e veya Enlad'lara gidecek olan bir gemi var m acaba?" "urackta duran byk gemi Osskil'den; belki o Enlad'lara urar." Ayn hzla Ged, balknn iaret ettii byk gemiye gitti: Altm krekli; yass yuvarlak loto-kabuklar kaklm yksek ve eri yontma pruvas, kreklerin kt, her birine siyahla eski ifi harfi yazl lumbar kapaklar olan, krmz boyal, bir ylan kadar ince, byk bir gemi. Kasvetli ve hzl bir gemiye benziyordu. Yk istiflenmi, mrettebat da gvertede hazr bekliyordu. Ged geminin kaptanm arayarak, Osskil'e kadar yolculuk etmesine izin vermesini rica etti. "cretim deyebilir misin?" "Rzgar konusunda hnerlerim var." "Ben kendim de iklimciyim. Verebilecek hibir eyin yok mu? Hi mi paran yok?" Aa Toming'de Adallar Ged'e ellerinden geldiince. Adalar Diyar'ndaki tccarlar tarafndan kullanlan fildii paralaryla bir deme yapmlard. Daha fazla vermek istedikleri halde Ged, sadece on para almt. Ged bunlar Osskilli'ye nerdi ama adam bam sallad. "Biz bunlar kullanmyoruz. Eer kar-lnda verecek bir eyin yoksa, gemide de yerin yok demektir." "Kol kuvvetine ihtiyacnz var m? Daha nce bir kadrgada krek ekmitim." "Eyvallah, ki eksiimiz var. Git oturacak bir sra bul kendi-ne," diyerek bir daha Ged'i hi umursamad kaptan. Kitaplannn durduu torbay ve asasn, krekilerin oturdu702 u srann altna koyan Ged, o k gnlerinde, on zorlu gn boyunca o Kuzey gemisine kreki oldu. Gn rken, Orrimy'den ayrldlar; o gn Ged, iini baaramayacam dnd. Sol kolu, omuzundaki eski yaralar nedeniyle biraz sakatlanm; Aa Toming'nin kanallarndaki krek ekme deneyimleri, davulun sesiyle amanszca, durmadan ekilen bu byk kadrga krekle-rine hazrlayamamt onu. Krek basnda geen her nbet, iki saat sryor; sonra sray bir sonraki vardiyann krekileri alyorlard ama Ged'in adeleleri anca toparlanyordu ki, sra tekrar ona geliyordu. kinci gn, birincisinden de ktyd. Fakat ondan sonra Ged ie alt ve olduka ilerledi. Roke'a ilk gittii zaman bindii Glge gemisindeki arkadalk ortam, bu gemide yoktu. Andrade ve Gont gemilerinde mrettebat, ortak bir kar iin alr, yaplan ticarete ortaktr; halbuki Osskilli tccarlar, bu i iin ya kle, ya topraa bal kyl kullanrlar, ya da az miktarda altn karlnda adam altrrlar. Osskil'de altn ok nemlidir. Fakat altn, ne oralarda, ne de altna ok nem veren ejderhalar arasnda, arkadalk iin bir ara olmamtr. Gemideki mrettebatn yans, topraa bal kyllerden olduundan, zorla altrlyorlard; geminin yneticileri ise kle kahyasyd; stelik insafszdlar da. Krbalarm, para veya yolculuk hakk iin krekilik yapanlarn srtna hi indirmiyorlard, ama kimisi krbalanan, kimisi de krbalanma-yan bir mrettebat arasnda pek arkadalk ortam oluturula-mazd. Ged'in yanndakiler aralarnda pek konumuyorlard; Ged ile ise daha da az konuuyorlard. Mrettebatn ou Oss-killi'ydi. Bunlar, Adalar Diyan'da konuulan Hard diliyle deil, kendilerine zg bir lisanla konuan, ak tenli, sarkk siyah bykl, dz sal, ters insanlard. Ged'in onlar arasndaki ismi Ke-lub, kzl idi. Byc olduunu bildikleri halde, ona hi sayg gstermiyor, sakngan bir kin besliyorlard. Geri Ged de arkadalk kuracak durumda deildi. Bo gri deniz zerinde hzla ilerlemekte olan gemilerden birindeki altm krekiden biri ola-rak, kreklerin mthi temposuna kaplm srasnda otururken bile, kendisini korunmasz ve aresiz hissediyordu. Akam vakti 703

yabanc limanlara girdiklerinde, cbbesine sarnp uyumaya hazrlanrken, o kadar yorgunluunun iinde, uyuyup uyanp rya gryordu; uyandnda hatrlayamad kt ryalar. Ama grd ryalar sanki gemide ve gemideki insanlarn zerine asl kalyordu; o yzden Ged gemidekilerin her birinden kukulanyordu. Osskilli btn zgr adamlar, bellerinde uzun baklar tayorlard. Bir gn, Ged'lerin grubu len yemeini yerken, adamlardan biri Ged'e sordu: "Sen kle misin, yoksa yemininden dnm biri misin, Kelub?" "Hibiri." "Niye ban yok o zaman? Dvmeye mi korkuyorsun?" dedi ad Skiorh olan adam, alayla. "Hayr." "Senin yerine kk kpein mi dvyor?" "Otak," dedi, onlar dinlemekte olan baka biri. "Kpek deil, bir otak o." Sonra Skiorh'un kalarm atp dnmesine neden olan bir ey syledi Osskil dilinde. Tam dnerken, Ged, Skiorh'un yznde bir deiiklik grd: sanki bir an iin onu bir ey deitirmi, kullanm ve yan gzle de onun gzlerini kulla-narak Ged'e bakm gibi; ehresinde bir bulanklk, bir deiiklik. Buna ramen Ged, hemen ardndan adamn yzn nden grdnde, bir deiiklik fark etmedi. Bu yzden Ged, kendi kendine, grm olduu eyin kendi korkusundan kaynaklandm, kendi endiesinin bir bakasmn gzlerine yansdm, dnd. Fakat o gece, Esen limannda konakladklarnda, bir rya grd; ryasnda Skiorh dolayordu. Bu olaydan sonra, Ged dinden geldii kadar adamla karlamamaya alt; sanki Skiorh da ondan kanyordu; bir daha da aralarnda hibir konuma gemedi. Havnor'un kar kapl dalar arkalarnda, gneyde, kn ilk gnlerinin pusu altnda bulanklaarak, gzden kayboldu. Yllar nce Eifarran'n boulmu olduu Ea Denizi'nin azndan, En-lad'n yamndan getiler, ki gn sreyle, efsanelerle dolu Enlad'n batsnda, krfezin zerinden bembeyaz ykselen bir li104 man kenti olan Berila'da, Fildii ehri'nde konakladlar. Gittikleri her limanda mrettebat gemide tutuluyor, karaya ayak basma-larna izin verilmiyordu. Sonra kzl gne ykselirken, Osskil Denizi'ne, Kuzey Yreleri'nin adaz enginlerinden, hibir engelle karlamadan esmekte olan kuzeydou rzgarlarnn iine doru krek ekmeye baladlar. O sert denizden yklerin! sa salim geirip, ikinci gn Berila'dan karak. Dou Osskil'in ticaret kenti olan Neshum limanna vardlar. Ged, yamur ykl rzgarlarn kamlam olduu alak bir sahil ile liman oluturan uzun ta dalgakranlarn ardna sinmi gri renkli bir kasaba, kasabann gerisinde de kar bulutlaryla kararm bir gn altmda, aasz tepeler grd, Deniz'in gnlk gnelik ortamndan ok uzaktaydlar. Neshum'daki Denizciler Loncasi'nn liman iileri, yk -altn, gm, mcevher, kaliteli ipekliler ve Gney ii goblenler, yani Osskilli soylularn istifledikleri kymetli eyleri- boaltmak iin gverteye ktlar. Gemideki hr mrettebat da salverildi. Ged mrettebattakilerden birini durdurarak yolu sordu. Bu ana kadar onlara besledii gvensizlik, nereye gideceim ylemesine engel olmutu, fakat imdi yabanc topraklara ayak basp da yalnz kalnca, ynn bulabilmek iin yardm istemek zorunda kalmt. Sorduu adam, sabrszlkla bilmediim syleyerek yo-luna devam etti; fakat konuulanlar duyan Skiorh, "Terrenon Saray m? Keksemt Bataklklan'nda. Ben o tarafa gidiyorum," dedi. Skiorh, Ged'in kendi seecei bir yolda deildi ama, hem dili, hem de yolu bilmedii iin, pek aresi yoktu. Pek de nemi yok, diye dnd; buraya gelmeyi de kendisi sememiti. Bura-ya srklenmiti; imdi de srklenmeye devam ediyordu. Kaponunu basma takip asasn ve torbasn ald ve Osskilli'yi kentin sokaklarndan karl tepelere doru izledi. Kk otak omuzunda durmuyor, souk havalarda hep yapt gibi cbbesi-nin altna giydii koyun postundan yaplm tuniin cebine

saklanyordu. Tepeler, gz alabildiince dalgalanan plak bataklk-lara kadar uzanyordu. Sessizce yrdler; kn sessizlii de 705 topran zerine sinmiti zaten. Ged, birka mil gittikten sonra etrafta hibir ky veya iftliin izine rastlayamaynca, yanlannda yiyecek olmadm d-nerek, "Ne kadar yolumuz var?" diye sordu. Skiorh, kendi kap-onunu takarken, bir an iin bam evirerek, "ok deil," dedi. Yz ok irkin, solgun, kaba ve zalimdi ama Ged insanlardan korkmuyordu; yine de byle bir adamn kendisine rehberlik ettii bir durumda, insanlardan da korkabilirdi. Bam sallad ve yrmeye devam ettiler. Yollar, ince bir kar tabakas ile yapraksz allardan ibaret bu ssz yerde, sadece bir izden oluuyordu. Zaman zaman yollar baka yollarla kesiiyor veya yollarn-dan baka yollar ayrlyordu. Artk Neshum'un bacalarndan tten duman da, arkalarndaki akam karanlna dalan tepelerin ardnda kaybolurken, ne tarafa doru gitmeleri gerektiim veya ne tarafa gitmi olduklarm belirtecek hibir iz grlmyordu. Sadece rzgar hep doudan esiyordu. Ancak, birka saat yrdkten sonra Ged, yollarnn uzand kuzeybat ynndeki te-. pelerde, gkyznde clz bir izik grdn sand; beyaz bir di gibi. Fakat ksa gnn klar solduundan, yolun bir sonraki ykseltisinde grd eyi daha iyi seemedi; bir kule mi, bir aa m, her ne idiyse, ne olduunu anlayamad. "Oraya m gidiyoruz?" diye sordu, iaret ederek. Bandaki krkl kapsonuyla Osskil cbbesine sarnm olan Skiorh, cevap vermeden yrmesine devam etti. Ged onun yannda byk admlarla yryordu. ok uzun bir yol katetmi-lerdi; sonra yrylerinin hzl temposu ve gemideki yorgunluk dolu geceler ve gnler nedeniyle de stne bir arlk kmt. Sanki ezelden beri bu sessiz varlm yannda, kararmakta olan sessiz bir diyarda yryormu gibi geldi Ged'e. iindeki dikkat ve gayret hisleri kreldi. Sanki uzun, ok uzun bir dte, hibir yere doru yryordu. Cebindeki otak kmldaynca, iinde clz bir korku dodu ve kmldand. Konumak iin kendisin! zorlad. "Karanlk bast-nyor, kar da. Ne kadar kald Skiorh?" Bir sre duraksadktan sonra dieri, dnmeden cevap verdi: 706 "ok deil." Fakat sesi bir insan sesinden ok, konumaya alan kaba ve dudaksz bir hayvann sesine benziyordu. Ged durdu. Etrafnda, akam alacakaranlnda, bombo tepeler uzanyordu. Tek tuk kar attnyordu. "Skiorh!" deyince dieri de durdu ve dnd. Sivri kaponun iinde, bir insan yz yoktu. Daha Ged bir by okuyup gcn toplayamadan gebbet konutu. O kaba sesiyle "Ged!" dedi. Gen adam kendini baka bireye dntremedi; kendi gerek benliinde kilitlendi kald. Gebbetle byle savunmasz bir ekilde karlamak zorundayd. Kimseyi ve hibir eyi tanmad bu yabanc topraklarda, yardm da aramyordu; arsa da kimse arma cevap vermezdi. Tek basma duruyordu. Dman ile arasnda ise sadece, sa elinde tuttuu porsukaacndan yaplm asa vard. Skiorh'un aklm yutan ve tenine sahip olan ey, vcuda, Ged'e doru bir adm attrd. Kollar Ged'e doru uzanmt. fkeli bir dehet sard Ged'i; elindeki asay havada savurdu, asa slk alarak glge-yz saklamakta olan kaponun zerine indi. Cbbe ve kapon, sanki iinde havadan baka bir ey yokmu gibi yere ylr gibi oldu. Sonra tekrar kvrla bkle ayaa kalkt. Gebbetin bedeni gerek cisminden km, insan grnl bir kabuk veya bir buhar haline gelmiti: Gerek glgeyi kaplayan, etten kemikten, gerekd bir klf. Glge, sanki rzgardan etkileniyormu gibi silkinip dalgalanarak, kollarm uza-tp Ged'e doru ilerledi; Ged'i Roke Tepesi'nde eline geirmi olduu gibi yakalamaya alt. Eer bunu baarrsa Skiorh'un kabuunu

atacak ve Ged'e sahip olarak iine girecekti. Tm amac buydu zaten. Ged bir kez daha, ar ve dumanlar tten asasyla vurdu ve savurdu glgeyi; ama o yine geri geldi. Ged bir daha vurdu; sonra eli yannca, iin iin yanp alevlenen asay elinden drd. Geri geri gitti; sonra arkasn dnd ve koma-ya balad. Ged kotu; gebbet ise ona ne yetiebiliyor, ne de geride kal707 yor, tam bir adm geriden izliyordu. Ged arkasna hi bakmad. O engin alacakaranlkta saklanacak hibir yer yoktu ama o kotu, kotu, kotu. Bir keresinde gebbet, o bouk tslayan sesiyle Ged'i tekrar ismiyle ard. Bu ekilde byclk gcn Ged'den ald halde, bedeninin gc zerinde hibir hkm yoktu; onu durduramyordu. Ged kotu. Gece avc ile av zerine kt; kar, artk Ged'in seemedii yola iyice yamaya balad. Gzleri zonkluyor, nefesi grtlam yakyordu; artk koamyor tkezleyerek, sendeleyerek ilerliyordu. Ama yine de, onu tam bir adm gerisinden izleyen, yorulmak nedir bilmeyen takipisi, onu bir trl yakalayamyor gibiydi. Artk Ged'e bir eyler fisldayarak ve mnidanarak onu arma-ya balad. Ged tm hayat boyunca bu fsltlarn kulaklarm doldurmu olduunu fark etti. Daha nceleri, iitme duyusunun eiinde bekleen bu fsltlar, artk duyabiliyordu. Bu seslere boyun emesi, pes etmesi, durmas gerekiyordu. Ama o yine de, uzun ve lo bir tepeden yukarya doru kmak iin abalamaya devam etti. nnde bir yerlerde bir k grr gibi oldu. nn-de, yukarlarda bir yerde, ona "Gel! Gel!" diyen bir ses duydu-unu zannetti. Cevap vermeye alt ama hi sesi kalmamt. Solgun k belirginleip, nndeki bir kapdan szlerek parlamaya balad. Duvarlar gremiyordu, fakat kapy seebiliyordu. Bu grnt karsnda durunca gebbet cppesin! kapt, onu arkasndan yakalayabilmek iin iki yanndan beceriksizce tutmaya alt, inde kalan son bir gayretle Ged, o solgun kl kapdan ieriye dald. Geriye dnp kapy gebbetin zerine kapatmak istedi fakat bacaklar artk onu tayamyordu. Sendeleyerek tutunacak bir yer arad. Gzlerinde klar dansedip parlad. Ylmakta olduunu ve daha ylmadan biri tarafndan tutulduunu hissetti. Son rad-desine kadar tkenmi olan zihni, karanlklara kayd gitti. 108 VII AHNN Uuu GED uyand; uzun bir sre, sadece uyanmann ho olduunun bilincinde, yatt; bir daha uyanabileceini hi ummuyordu. Ik grmek ise ok daha hotu; etrafm sarm olan engin, sade gn m grmek. Sanki o n iinde yzyormu veya sakin sular stnde bir kayn iinde srkleniyormu gibi geldi ona. En sonunda bir yatakta olduu fark etti; fakat imdiye kadar uyumad cinsten bir yatakta. Tahtadan yontulmu, drt uzun bacak zerine oturtulmu bir erevenin iindeki yatan rtleri de, ileri kuty dolu byk ipek torbalard; zaten o yzden Ged kendisin! yzyor zannetmiti; tm bunlarn zerine de hava akmlarna kar koyu krmz bir perde rtlmt. Her iki yandan perdeler geriye doru balanmt; Ged duvarlar ve zemini tala rlm odaya gz gezdirdi. Odada bulunan yk709 sek pencereden, hafif k gnei altnda uzanan, oras buras karlarla kapl plak ve boz renkli bataklklar grd. Oda, yerden yksek olmalyd, nk topran epeyce stnde bulunuyordu. Ged yatakta dorulurken, ku tynden saten yorgan yana doru kaynca, soylular gibi, ipek ve yaldzl kumatan yaplm bir tunik giymekte olduunu fark etti. Yatan yanndaki bir sandalyede, onun iin hazrlanm, yumuak deriden izmeler ve kenarlar pellawi krkyle evrilmi bir cbbe duruyordu. Bir sre iin bylenmi gibi

afallam ve sakin bir ekilde durduktan sonra, elini asasn almak iin uzatarak ayaa kalkt. Ama asas yoktu. Sa elinin tm parmaklannn yanklar, merhemlenmi ve sarlm olmasna ramen, aryordu. O anda elinin arsn ve vcudunun szlarm hissetti. Bir sre daha kprdamadan durdu. Sonra fsldad; ama pek yksek sesle ve umutla deil: "Hoeg... Hoeg..." nk hareketli, sadk, kk hayvan; onu bir zamanlar lmn krallndan geri aran kk ruh da yoktu. Bir gece nce koarken, hala yanm-da myd acaba? Peki bunlar dn gece mi olmutu, birka gece nce mi? Bilemiyordu. Kafasnda bunlar belirsiz ve karanlkt: Gebbet, yanan asa, komaca, fsltlar, kap. Bunlarn hibiri net deildi. u anda yaadklar bile net deildi. Bir kez daha, mitsizce hayvaninin ismini fsldad ve gzleri yala doldu. Uzaklarda bir yerde bir an ald. kinci bir an, hemen odann dnda tatl bir cngllyla ald. Odann br uunda, arka-snda bir kap ald ve ieriye bir kadn girdi. "Hogeldin evik Atmaca," dedi glmseyerek. Gen ve uzun boyluydu; beyazlar ve simler iindeydi. Gmten bir a, bir elale gibi omuzlarma dklen siyah salarm sslyordu. Dimdik duran Ged kadn selamlad. "Sanrm beni hatrlamyorsun." . , "Hatrlamak m, hanmefendi?" Daha nce, gzelliine yaraacak biimde giyinmi, gzel bir kadn, sadece bir kere grmt: Roke'taki Gndnm 770 bayramna kocasyla beraber gelmi olan O Leydisi. O Leydisi, zayf ama parlak bir mum alevi gibiydi, bu kadnsa ayn ondr-d kadar gzeldi. "Ben de hatrlamayacam tahmin etmitim," dedi glmseyerek. "Ama ne kadar unutkan olursan ol, yine de eski bir dost olarak buraya hogeldin." "Buras neresi?" diye sordu Ged, hala gergin bir halde ve hala zor konuarak. Kadnla konumakta zorlanyordu, fakat gzlerim de ondan alamyordu. Giymekte olduu soylu giysiler garip; zerinde durduu talar allmam; nefes ald hava ise yabanc geliyordu. Kendi benliinde, daha nceki benliinde deildi adeta. "Bu atoya Terrenon Saray denir. Eim olan Benderesk, Terrenon ad verilen kymetli tan ve Keksemt Bataklklar'nn kysndan balayp, kuzeydeki Os Dalar'na kadar uzanan bu topraklarn hkmdardr. Bana gelince, bana burada, Osskil'de, onlarn dilinde Gm anlamna gelen Serret diyorlar. Ve sana da evik Atmaca dendiim biliyorum; Bilgeler Adasi'nda byc olarak yetitirildin." Ged yanm eline bakarak hemen, "Ne olduumu bilmiyorum. Bir zamanlar gcm vard. Sanrm bu gc kaybettim," dedi. "Hayr, kaybetmedin; veya belki de, on mislini elde edebilmek iin kaybettin. Seni buraya kovalayan eye kar burada emniyettesin, dostum. Bu kulenin duvarlar ok salamdr; sadece tatan da yaplmamtr stelik. Burada dinlenip, gcn yeniden toplayabilirsin. Burada baka bir g bulabilirsin; bir de elinde yanp kl olmayacak, baka trl bir asa. Kt bir yol, insan iyi bir sona ulatrabilir. imdi benimle birlikte gel, sana topraklarmz gstereyim." Kadn o kadar tatl konuuyordu ki, Ged syledii szleri duyamyor, sadece kadnn sesinde sakl olan vaadleri izliyordu. Kadnn ardndan gitti. Gerekten de odas, tepenin zerinden, kpek dii gibi ykselmekte olan kulenin st katlarnda bir yerdeydi. Aa doru ili kvrla kvrla inen mermer merdivenlerden, zengin denmi odalardan ve salonlardan, gneli bir k havasnda, kuzey, gney, dou, bat ynlerinde birbiri ardsra devam edip duran, evsiz, aasz ve tekdze, alak ve boz tepelere bakan, yksek pencerelerin nnden geerken, Serret'i izledi. Sadece kuzey y-nnde, uzaklarda, mavinin zerindeki beyaz zirveler kendini belli ediyor; gneyde de insan

denizin prltsnn varlm d-leyebiliyordu. Hizmetkarlar kaplar aarak, Ged ile hanmlarmn gemesi iin kenara ekiliyorlard. Hepsi solgun renkli Osskilli'ydi. Kadnn rengi de ackt ama onlarn tersine Hard dilini ok gzel konuuyordu; hatta Ged'e Gont aksanyla konuuyor gibi geldi. O gn, daha sonra, Ged'i, Terrenon Hkmdar olan kocas Ben-deresk'in huzuruna gtrd. Bir iskelet kadar renksiz, bir iskelet kadar ince ve karsndan kez daha yal olan Lord Benderesk, Ged'i souk bir kibarlkla karlayp, ona burada konuu olarak istedii kadar kalabileceim syledi. Bundan baka syleyecek bir eyi kalmad; Ged'e yolculuklar veya onu oraya kadar izleyen dman hakknda hibir ey sormad. Leydi Serret de bu konuda bir ey sormamt. Eer bu durum garip olarak yorumlanacak olursa; bu, bura-daki garipliklerin ve Ged'in orada bulunuundaki garipliin, sadece kk bir parasyd. Ged aklm bir trl tam anlamyla to-parlayamyordu. Olaylar ak seik gremiyordu. Bu kule eklindeki atoya, talihin bir cilvesiyle gelmiti; yine de talihi, tasarlanm bir talihli; ya da buraya tasarlanm bir biimde gelmi, ama yine de tasarlar talihin bir cilvesiyle gereklemiti. Ged kuzeye doru yola kmt; Orrimy'de bir yabanc ona, yardm burada aramasn sylemiti; bir Osskil gemisi onu bekliyordu; Skiorh da ona rehberlik etmiti. Bu olanlarn ne kadar Ged'i avlayan glgenin marifetiydi acaba? Yoksa onun hi ilgisi yok muydu? Avyla birlikte, o da buraya baka bir g tarafndan m ekilmiti acaba? Yoksa Ged yemi takip ederken, o da Ged'i takip edip zaman gelince, silah olarak Skiorh'u ele mi ge-inniti? yle olmu olmas gerekirdi, nk Serret'in de belirt772 mis olduu gibi, glge Terrenon Saray'na girememiti. Kulede uyand andan beri, onun pusuya yatm varlmn bir izini veya tehdidin! hissetmemiti. O halde Ged'i buraya ne getirmiti? nk buras insanlarn kazara gelecekleri bir yer deildi; dncelerinin durgunluunda bile bunu grmeye balamt. Bu kaplara ondan baka yabanc gelmemiti. Kule, srtm, en yakn kasaba olan Neshum'a giden yola dnm, hereyden rak ve tek basma ykseliyordu. atoya, ne bir insan geliyor, ne de bir insan buradan gidiyordu. Pencereleri yalnzla alyordu. Gnler gnlere eklendike, Ged yalnz kald zamanlar, bu pencerelerden dar bakt; durgun, kederli ve yerek... Tm o hallara, resim dokumal duvar rtlerine, zengin krkl giysile-re ve geni mermer minelere ramen, kule her zaman souktu. nsann iliine, kemiine ileyen ve engellenmesi olanaksz bir souktu bu. Dmanyla nasl karlatm, yenildiini ve katm dndke, Ged'in gnlne de, souk bir utan yerlemi-ti. Dncesinde, ortalarnda kalar atk duran Babyc Gensher ile tm Roke'lu Ustalar bir araya toplamt; Nemmerle de yanlarndayd, Ogion da, hatta ona ilk bysn reten cad da: Hepsi ona bakyorlard, Ged onlarn gvenlerim boa kardm biliyordu. Yalvarrcasna, "Eer kamasaydm, glge beni ele geirecekti. Zaten Skiorh'un tm kuvvetim ve benim gc-mn bir blmn elde etmiti bile. Onunla dvemezdim: Adm biliyordu. Kamam gerekiyordu. Byc bir gebbet, ktlkler ve ykm adna hizmet veren, korkun bir g demektir. Kamam gerekiyordu," diyordu. Fakat, dncesinde onu dinleyenlerden hibiri, cevap vermedi. Ged de, pencerenin altndaki bo topraklara durmadan ince ince yaan kar seyrederken, iinde bymekte olan kasvetli souu, sonunda bir eit bezginlik dnda hibir hissi kalmayncaya kadar hissetti. Gnlerce, srf hissettii bu strap nedeniyle, kimseyle grmedi. Odasndan kt zaman da sessiz ve gergindi. atoda-ki Leydi'nin gzellii aklm kartryor; bu zengin, gsterili, tertipli ve yabanc sarayda, kendisini doma byme bir kei oban gibi hissediyordu. 113 Yalnz kalmak istedii zamanlarda, onu yalnz braktlar;

dncelerine ve den karn seyrine dayanamayacak duruma gelince, Serret genellikle kulenin daha aalarmda bulunan, mealelerle aydnlatlm, duvarlar kuma kapl, eri salonlarn birinde onunla bulutu; oturup konutular. ato'nun Leydisi neesiz bir kadnd, sk sk glmsedii halde hi kahkahayla gl-memiti, ama tek bir glmsemesi bile Ged'i rahatlatmaya yetiyordu. Onun yannda Ged gerginliim ve utancm unutuyordu. Ksa bir sre sonra, her gn sohbet etmek iin bulumaya, Ser-ret'in yanndan ayrlmayan hizmeti kadnlarn biraz ilerisinde, kulenin yksek odalarndaki pencerelerin veya atein kenarnda oturup, uzun uzun, sessizce, aylaka konumaya balamlard. Btn gece boyunca sihirler kaynatm yal bir sihirbaz gibi, ato'nun karl i avlusunda bir aa bir yukar volta atmak iin, sadece sabahlar dar kan yal Lord, genellikle kendine ayrlm odalarda duruyordu. Yemeklerde Ged ile Serret'e katl-dnda da, arada bir gen karma kskan ve sert baklar frla-tarak, sessiz duruyordu. O zaman Ged kadma acd. Serret, kanatlar kesilmi beyaz bir kusa, kafese kapatlm beyaz bir cey-lana, yal bir adamn parmandaki gm bir yze benziyordu. Benderesk'in hazinesinin bir parasyd. atonun efendisi yanlarmdan ayrlnca Ged, kadnn yannda kalarak, ayn Ser-ret'in kendi yalnzlm paylam olduu gibi, Serret'in yalnzlm paylamak istedi. "atonuza ismim veren bu mcevher de neyin nesi?" diye sordu, mum yla aydnlatlm oymal yemek odasnda, boalm altn tabaklar ve bardaklarn nnde sohbetlerine devam ederken. "Onun hakknda hibir ey duymadn m? ok nldr." "Hayr. Ben sadece Osskilli soylularn nl hazineleri oldu-unu biliyordum." "Bunun yannda hepsi snk kalr. Grmek ister misin, gel." Sanki yapt eyden biraz korku duyuyormu gibi, alayc ve cretkar bir edayla glmseyerek, gen adam salondan ka114 rp kulenin altndaki dar koridorlardan geirerek, yer altnda, daha nce Ged'in grmemi olduu, kilitli duran bir kapnn nne getirdi. Ged'i beraberinde getirmekle bir tehlikeyi gze aldm belirtircesine, ayn glmsemeyle Ged'e bakarak, kapy gm bir anahtarla at. Kapnn arkasnda ksa bir geitten sonra, gen kadnn altn bir anahtarla at bir kap daha vard; onun ardnda da zme bysnn Yce Szleri'yle at baka bir kap. En son kapdan geince, gen kadnn elindeki mum, bir hcreye benzeyen kk bir oday aydnlatt: Zemini, duvarlar ve tavan kaba tatan yaplm, mobilyasz, bo bir oda. "Grebiliyor musun?" diye sordu Serret. Ged, byc gzlerin! odada gezdirirken, baklar zemini meydana getiren talardan birine takld. O ta da dierleri kadar kaba ve rutubetliydi; ar, ekilsiz bir kaldrm ta; yine de Ged tan gcn hissetti, sanki ta yksek sesle ona sesleniyormuasna. Bir an nefesi tkand ve hastalanr gibi oldu. Bu, kulenin temel tayd. Buras kulenin en merkezi yeriydi ve souktu; sran bir souk vard. Bu kk oday hibir ey stamazd. Bu ok, ok eski bir nesneydi: Eski ve korkun bir ruh, bu ta blokunun iine hapsedilmiti. Serret'e, evet veya hayr diye cevap vermedi; sadece kprdamadan durdu. Bunun zerine merakl kaamak bir bakla ona bakan Serret, ta iaret etti. "Terrenon bu. Neden bu kadar kymetli bir mcevheri, en dipteki hazine odamzda kilit altnda tuttuumuzu merak ediyor musun?" Ged yine cevap vermedi, afallam ve bezgin bir ekilde durdu. Kadn onu deniyor olabilirdi; ama, diye dnd, ta bu kadar hafife alarak konutuuna gre, doas hakknda bir fikri yok. Ondan korkacak kadar ok ey bilmiyordu. "Bana onun gcnden bahset," dedi en sonunda. "Bu ta, Segoy dnyann adalarm Ak Deniz'den karmadan nce yaratlm. Dnyann kendisi yaratld zaman yaratlm ve dnyann sonuna kadar da varlm srdrecekmi. Onun iin zamann bir anlam yok. Eer elini zerine koyup ona soru sorarsan, senin iindeki gce gre, sana cevap veriyor. Eer din-lemesini bilirsen, bir

sesi olduunu duyuyorsun. Gemite, gele115 ekte ve zamanmzdaki eyler hakknda konuuyor. Sen daha bu topraklara ayak basmadan, senin buraya geleceim syledi. imdi ona bir soru sormak ister misin?" "Hayr." "Sana cevap verecektir." "Ona soracak bir sorum yok." "Sana," dedi Serret kadife gibi sesiyle, "dmanm nasl ye-neceini syleyebilir." ,, Ged put gibi durdu. "Tatan korkuyor musun?" diye sordu gen kadn, gzlerine inanamaz gibi hayretle; ve Ged cevaplad, "Evet." ; Art arda dizilmi ta ve by duvarlaryla evrili odann lmcl soukluu ve sessizliinde; gen kadnn elinde tuttuu tek bir mumun altnda, Serret bir kez daha, ltl gzlerle Ged'i szd. "evik Atmaca," dedi, "sen korkmuyorsun." "Ama o ruhla da konumayacam," diye cevaplad Ged; kadnn gzlerinin iine bakarak temkinli bir cesaretle konutu: "Hanmm, o ruh bir tan iine hapsedilmi ve ta da, kymetli olduu iin deil, ok byk ktlkler retebilecei iin, bir balama bys, bir kreltme bys, bir kilit tlsm ile bala-np, plak topraklarda kere kuvvetlendirilmi kale duvarlar-na hapsedilmi. Buraya geldiinizde size ne sylediklerini bilmiyorum. Fakat siz, gen ve merhametli biri olarak, o eye hi dokunmamalsnz. Hatta bakmamalsmz bile. Size bir yarar dokunmaz." "Tasa dokundum. Tala konutum, onun konutuunu da duydum. Bana bir ktl dokunmuyor." Gen kadn geri dnd ve kaplardan, koridorlardan geip mealelerin aydnlatt, kulenin geni merdivenlerine gelince, mumu sndrd. Birka szle birbirlerinden ayrldlar. O gece Ged ok az uyudu. Onu ayk tutan, glgenin dn-cesi deildi; glgenin dncesi, bu kulenin zerine oturtulmu olduu o Ta'n grnts tarafndan, neredeyse tamamen silin-miti; onu ayk tutan, Serret'in, mum nda bir aydnlanan, bir kararan yznn hayaliydi. Tekrar ve tekrar kadnn gzlerim 116 zerinde hissetti; tasa dokunmay reddettii zaman, o yzn ne ekil aldm kartmaya alt. Onu hor mu grmt, yoksa krlm myd? Yatan ipek araflar zerine uyumak iin uzandnda buz kesmi, gece karanlkta durmadan uyanarak Ta' ve Serret'in gzlerini dnmt. Ertesi gn Serret'i, akamstleri oyun oynad veya hizmetkarlaryla beraber dokuma tezgahnn basma getii, batya doru ilerlemekte olan gnein aydnlatt gri mermerli, eri salonda buldu. Ona, "Leydi Serret, sizi gcendirdim. Bunun iin ok zgnm," dedi. "Hayr," dedi gen kadn dnceli dnceli, sonra tekrar, "Hayr..." dedi. Yanndaki hizmetkar kadnlar uzaklatrd. Yalnz kaldklarnda Ged'e dnerek, "Konuum, arkadam," dedi, "sen ok engin grlsn, ama belki de grmen gerekenlerin hepsini gremiyorsundur. Gont'ta, Roke'ta, yksek byclk retilir. Fakat her trl byclk retilmez. Buras Osskil, Kuzgunlarn Topra: Buras bir Hard lkesi deil: Buray bycler ynetmezler, burasyla ilgili pek fazla ey de bilmezler. Burada, Gney'in irfanyla zlemeyecek eyler olur; buradaki eyler simci'nin listesinde bulunmazlar. nsanlar bilmedikleri eylerden korkarlar. Fakat senin burada, Terrenon Saray'nda, korkmana gerek yok. Daha zayf bir adam korkabilir elbette. Ama sen deil. Sen, mhrl odadaki eyi denetimin altnda tutabilecek bir gle dodun. Ben bu kadarm biliyorum. imdi burada olmann nedeni de bu." "Anlayamyorum."

"Bunun nedeni, kocam Lord Benderesk'in sana kar, tam anlamyla ak szl olmam olmas. Ben ak szl olacam. Gel, buraya yanma otur." Ged, onun yanma, derin ve minderlerle denmi pencere pervazna oturdu. Batmakta olan gne pencere ile ayn seviye-ye gelmi, onlar hibir ss olmayan nlarna bouyordu. Aa-larnda, bataklkta, topran zerine rtlm beyaz, kasvetli bir tabut rt gibi, erimeden kalm olan bir gece ncesinin kar, imdiden karanlklara gmlyordu. 117 Gen kadn son derece yumuak konuuyordu. "Benderesk, Terrenon'un Mirass ve Efendisi; ama onu kullanamyor; onun kendi isteklerine hizmet etmesini salayamyor. Ben de yapam-yorum bunu, ne tek bama, ne de onunla beraber. Ne onda, ne de bende, g ve hner yok. Sende ise ikisi de var." "Bunu nereden biliyorsun?" "Ta'n kendisinden. Senin geleceinden sz ettiim syle-mitim sana. Hakiminin kim olduunu biliyor. Senin gelmeni bekledi. Daha sen domadan, senin gelmeni bekliyordu, kendisi-ne hkmedebilecek birini. Terrenon'dan sorduklarnn cevabm alabilen ve ona istediin! yaptrabilen kimse, kendi kaderine de hkmedebilir; ister lml olsun, ister br dnyadan, dman-n ezecek gce sahip olabilir. Gelecei grme, bilgi, zenginlik, topraklar ve Babyc'nn bile bumunu srtebilecek dzeyde bir byclk bilgisi, emrinde olabilir. ster ok, ister az, ne kadar istersen emrinde olacaktr." Bir kez daha, garip, parlak gzlerim Ged'e doru kaldrd; baklar Ged'in iine iledi, o kadar ki Ged, souktan rperdi. Yine de, gen kadnn yznde korku vard; sanki onun yardm-n bekliyormu ama bunu ileyemeyecek kadar da gururluymu gibi. Ged dehete dt. Kadn konuurken, elini Ged'in elinin zerine koydu; dokunuu ok hafifti, eli Ged'in gl ve esmer ellerinin stnde narin ve beyaz kalyordu. Ged yalvarrcasna, "Serret! Benim, senin zannettiin gibi bir gcm yok - bir zamanlar olan gcm de frlatp attm. Sana yardm edemem, sana hibir faydam dokunmaz. Fakat unu bil, dnyann Kadim Gleri, insanlar kullansnlar diye yaratlmamlardr. Onlar hibir zaman, bizim ellerimize teslim edilmemilerdir, bizim elleri-mizde sadece zarar verirler. Kt niyet, kt sonu dourur. Ben buraya ekilmedim; itildim. Beni buraya iten g beni yok etmeye alyor. Sana yardm edemem." "Kendi gcn frlatp atan kii, bazen ok daha byk bir gle dolar," dedi Serret glmseyerek, sanki Ged'in kuku ve korkular ocukaym gibi. "Seni buraya getiren ey hakknda senden daha fazla ey biliyor olabilirim. Orrimy'de, sokakta, bir 118 adam sana konumad m? O bir haberci, Terrenon'un bir hiz-metkaryd. O adam da, bir zamanlar bycyd ama bycle-rinkinden ok daha byk bir gce hizmet edebilmek iin, asas-n att. Ve sen Osskil'e geldin; bataklkta elindeki asayla bir glge ile dvsmeye altn. Neredeyse biz bile seni kurtaramaya-caktk; seni izleyen ey bizim tahmin ettiimizden daha kurnaz kt ve zaten senin gcnn olduka fazla bir miktarm da ek-miti... Glgelerle ancak glgeler savaabilir. Sadece karanlklar karanl yok edebilir. Dinle evik Atmaca! Seni bu duvarlarn dnda bekleyen o glgeyi altetmek iin, ne istiyorsun o halde?" "Bilemediim eyi istiyorum, smini." "Tm doumlar, lmleri, lmden nceki ve sonraki tm varlklar, domamlar, lmeyenleri, aydnlk dnyay, karanlk dnyay bilen Terrenon, sana o ismi de syleyecektir." "Peki ya bedeli?" "Bedeli medeli yok. Sana sylyorum, o sana boyun eecek, sana klenmi gibi hizmet edecek." Sarslan ve can sklan Ged, cevap vermedi. imdi gen kadn, Ged'in elini avularnn

iine alm, yzne bakyordu. Gne, ufku donuklatran sisin iine dmt; havann kendisi de donuklamt fakat kadnn yz, Ged'i izleyip onun kararszla dtn grdke, zafer ve kranla aydnlanmaya balad. Yavaa fsldad: "Sen tm insanlardan daha kudretli olacaksn, tm insanlarn kral olacaksn. Sen, yneteceksin ve ben de se-ninle birlikte yneteceim..." Ged aniden ayaa kalkp ileri doru bir adm atnca, Terrenon Lordu'nun, uzun salonun erisinin hemen ardnda, yznde hafif bir tebessmle, kapnn yannda durup onlar dinlediim grd. Birdenbire Ged'in gz ald; akl da. Serret'e bakt. "Karanl yok eden ktr," dedi kekeleyerek, "k." Konutuka, buraya gerekten de nasl ekildiim, bir yemin peinden nasl buraya geldiim, onu ynlendirmek iin kor-kusunu nasl kullandklarm ve bir kez ellerine geirdiklerinde, onu nasl ellerinde tutacak olduklarm, kendi szckleri nnde119 kileri aydnlatan bir km gibi, grd. Onu gerekten de glgeden kurtarmlard; Ta'm klesi olmadan nce, glge tarafn-dan ele geirilmesini istemiyorlard, radesi bir kez Ta tarafin-dan ele geirilince, glgenin duvarlardan gemesine izin vereceklerdi, nk bir gebbet bir insandan daha iyi hizmetkar olur-du. Eer tasa bir kez dokunmu veya onunla konumu olsayd, tamamen kaybolmu olacakt. Glge onu tam anlamyla yakala-yp ele geirmedii gibi. Ta da onu henz tam olarak kullanamamt. Ged neredeyse boyun emiti, ama tam olarak deil. Teslim olmamt. Ktlerin, teslim olmam ruhlar ele geirmeleri ok zordur. Boyun emi, teslim olmu iki kiinin arasnda duruyor, Benderesk onlara doru ilerlerken, bir birine, bir dierine bakyordu. "Sana sylemitim, Serret," dedi Terrenon Lordu kuru bir sesle karma, "ellerinden syrlp kurtulacam. Bunlar, senin Gontlu sihirbazlarn, kurnaz aptallardandr. Sen de aptalsn, Gontlu kadn, hem beni hem onu kandrp, gzelliinle ikimize de hakim olacam ve Terrenon'u kendi karlarn iin kullanacam sandn iin. Ama Ta'm Lordu benim, ben; ve ben sadk olmayan elere bak ne yaparm: Ekavroe ai oelwantar..." Bu bir dnm bysyd; Benderesk'in uzun elleri, korkudan sinmi olan kadn, iren bir ekle, bir domuz, bir kpek veya salyas akan bir acuze biimine sokmak iin, havaya kalkmt. Ged ile-riye doru bir adm att, sadece tek bir szck syleyerek, Lord'un ellerine, kendi elleriyle vurdu ve yere indirdi. Asas olmad ve yabanc topraklarda, kt topraklarda, karanlk glerin diyannda olduu halde, kendi isteim yerine getirebildi. Benderesk ta kesildi; nefret dolu, glgelenen gzleri, grmeksi-zin Serret'e dikilmi bakyordu. "Gel," dedi kadn, titreyen bir sesle, "evik Atmaca, gel; abuk ol, Ta'm Hizmetkarlar'n armadan..." Sanki yank halinde bir fslt doland kuleyi, yerin ve duvarlarn talarm; yerkrenin kendisi konuuyormu gibi, kuru, titrek bir mrlt. 120 Ged'in elim yakalayan Serret, onunla birlikte geitlerden, salonlardan ve dne dne inen merdivenlerden kotu. Gnn son, gmi klarnn, hala yerdeki toprakla karm ve ezilmi karn zerinde asl durduu atonun avlusuna ktlar. atonun hizmetkarlarmdan , suratszca ve sorgulayan bir edayla, sanki bu ikisinin efendilerine kar yapabilecekleri bir komplodan hep phelenirlermi gibi, yollarm kesti. "Hava kararyor Leydi," dedi biri, dieri ise, "imdi ata binemezsiniz." "ekilin yolumdan pislikler!" diye bard Serret, tslayan Osskil dilinde. Adamlar geri ekilip, kvranarak yere meldiler, birisi yksek sesle bard. "Kapdan dar kmamz gerek, baka yol yok. Grebiliyor musun? Bulabilir misin kapy. evik Atmaca?" Kadn Ged'in elinden ekitiriyordu ama, o, yine de duraklad. "Onlara ne bys yaptn?"

"liklerine kzgn kurun dktm; lecekler. abuk diyorum sana, Ta'n Hizmetkarlar'm serbest brakacak imdi. Ben kapy bulamam - zerinde byk bir by var. abuk!" Ged kadnn ne demek istediin! anlayamad; nk o, kemerli giriin arasndan grnen byl kapy, en az kemerli giri kadar ak seik gryordu. Ged Serret'i, n avlunun bozulmam karlarnm zerinden geirdi ve sonra bir Ama szc syleyerek kadn by duvarlaryla kapal kapdan kard. Terrenon Saray'nn gmi alacakaranlndan ayrlp kapdan geince, Serret deiti. Bataklklarn kasvetli nda daha irkin deildi, ama gzelliinde hiddetli bir cad grnts vard: sonunda Ged onu tanmt... Re Albi Lordu'nun kz; ok zaman nce, Ogion'un evinin yukarsndaki ayrlarda onunla alay eden ve onu, glgeyi serbest brakmasna neden olan byy okumaya yollayan Osskilli sihirbaz kadnn kz. Fakat u anda Ged bunu pek dnmyordu; nk tm dikkatiyle etrafna bakmyor, dmanm aryordu; Ged'i byl duvarlarn dnda bir yerlerde beklemekte olan glgeyi. Hala Skiorh'un lsne brnm bir gebbet olabilir veya kmekte olan karanlkta onu yakalamak ve ekilsizliine Ged'in yaayan teniyle ekil vermek 121 iin saklanm olabilirdi. Onun yaknlarda bir yerlerde olduunu hissediyor ama gremiyordu. Etrafna baknrken, kapdan birka adm ileride, karn iine yan yarya gmlm, kk kara bir ey grd. Eilerek, o eyi dikkatle ellerine ald. Otakt bu; gzel krk kamara bulanmt, kk bedeni hafif, gergin ve souktu avularnn iinde. "Kendini dntr! Kendini baka bir ekle dntr, geliyorlar!" diye bard Serret, Ged'in koluna aslp arkalarnda, alacakaranlkta uzun, beyaz bir di gibi srtan kuleyi gstererek. Zemine yakn, yark eklindeki pencerelerden kara yaratklar kyor, uzun kanatlarm rparak, yava yava duvarlarn zerin-den halkalar izerek, yamata savunmasz duran Ged ile Serret'e doru geliyorlard. atonun iindeyken duyduklar titreyen fslt, daha da ykselmi, ayaklarnn altndaki topran iinde bir sarsntya, bir iniltiye dnmt. Ged'in gnlndeki nefret derinleti; onu kandran, tuzaa dren ve avlayan tm insafsz ve l ruhlu eylere kar ateli hiddetin yaratt bir nefret. "Kendini dntr!" diye baryordu Serret lk la; kendisi, bir nefeste syledii bir byyle gri bir martya dnp utu. Fakat Ged eilip, otakn l ola-rak yatt yerdeki karn iinden, elimsizce ve kupkuru kan yabani otlarn arasndan, ince uzun bir yaprak ald. Bu ince uzun yapra havaya kaldrd. Ged yaprakla Gerek Lisan'da konusunca, yaprak uzad ve kalnlat; szlerim bitirdiinde elinde byk bir asa tutuyordu, bir byc asas. Kanat rpa rpa Ter-renon Saray'ndan gelen kara yaratklar zerine ullandklarnda, onlara asa ile vurunca, zehirli gler asay kzl ateleriyle yaka-madlar. Asa sadece, yakmayan ama karanl kovan beyaz byc ateiyle tututu. Yaratklar yeniden saldrmak iin geri dndler: Kularn, ejderhalarn ve insanlarn varolmadklar asrlardan kalma, gni- tarafndan oktan unutulmu gitmi, ama Ta'n yal, ktcl ve kinci gc tarafndan arlm, kaba yaratklar. Ged'e rahat vermiyor, zerine ullanyorlard. Ged yaratklarn penele-rinin trpan-ularn zerinde hissetti; le kokularndan midesi 122 buland. Yabani bir ot ile kzgmhnm karmndan yaratlm olan asasyla, yaratklarn darbelerim vahice savuturarak onla-ra vurdu. Sonra aniden tm yaratklar, rktlp bir leten havalanan kuzgunlar gibi, sessizce kanat rparak Serret'in bir mart olarak gittii yne doru uzaklatlar. Geni kanadan ar gibi grnse de hzl ilerliyorlard. Her kanat rplarnda, byk bir mesafe katediyorlard. Hibir mart bu mthi hzla baa ka-mazd.

Ged, daha nce bir kere Roke'ta yapm olduu gibi, abucak byk bir ahin klna brnd: ad gibi bir atmacaya deil; bir ok, bir dnce kadar hzl uan bir alaca doana. izgili, keskin ve gl kanatlaryla uup saldrganlara saldrd. Hava karard ve bulutlarn arasndan yldzlar aydnlanarak parlad. ileride, dzensiz kara bir srnn, havada bir yerde, bir noktaya dal yaptklarm grd. O siyah ktlenin arkasnda, gnn kl renkli son nlar altmda solgunlaan deniz uzanyordu. ahinGed, hzla, dosdoru Ta'n yaratklarnn arasna dald; suya atlan bir akl tayla su tanecikleri nasl srarsa, yaratklar da Ged ilerine dalnca yle daldlar. Fakat onlar avlarm zaten yakalamlard. Birinin gagasna kanlar bulanm, bir dierinin penelerine beyaz tyler yapmt. Yaratklarn gerisinde solgun denizin zerinde de, uan tek bir mart bile yoktu. Yeniden, demir gagalar alabildiine alm, hantalca ama hzla Ged'e doru dnyorlard bile. Ged, bir kez manevra yapa-rak onlarn zerine knca, bir ahinin cretkar fkesinin aynas olan lyla bard, sonra da denizin sahilde krlan dalgalan-nin, Osskil'in alak kumsallarnn zerinden ok gibi frlad gitti. Ta'n yaratklar bir sre daha halkalar izerek ve gaklaya-rak utuktan sonra, birer birer, bataklklarn zerinden, adann ilerine doru dndler. Her biri bir adaya, bir yere, bir maara-ya, bir tasa veya bir kuyuya bal olduundan. Kadim Gler denizleri aamazlar. Gerisingeri dnd Kule-atonun yaratklar; Terrenon Lordu Benderesk'in alamakta, belki de glmekte olduu yere. Fakat Ged, ahin kanatlaryla, ahin lgnlyla, yere dmeyen bir ok misali, unutulmu bir dnce gibi, Osskil 123 denizinin zerinden douya, k rzgarlarmm ve gecenin iine doru yoluna devam ediyordu. Sessiz Ogion, sonbahar gezilerinden evine, Re Albi'ye biraz ge dnmt. Yllar getike daha bir sessiz, daha bir mnzevi olmutu. Aadaki ehirde oturan yeni Gont Hkmdar, And-radeler'e kar yapacaklar korsanca bir akn konusunda bycden yardm istemek iin ta ahin Yuvasi'na kadar trmand halde, Ogion'un azndan bir kelime bile alamamt. Alarnda-ki rmceklerle konutuu, byk aalar saygyla selamlad grlen Ogion, yanndan dargn ayrlan Adann Hkmdar'na, tek bir szck bile sylememiti. Belki Ogion'un iinde de bir dargnlk, bir huzursuzluk vard; nk btn yaz ve sonbahar, tek basma dada geirmi ve ancak imdi, Gndnm yaklarken ocakbana geri dnmt. Dnd gnn sabah ge kalkt; can bir bardak ruva ay ektii iin, evinin aasndaki yamataki kaynaktan su doldurmak amacyla dar kt. Kaynan kk, canl havuzunun kenarlar buz tutmu, talarn arasma skm olan, sararm yosunlarn zerine de kra dmt. Gn mt ama gne daha bir saat dan hametli omuzlarm aydnlatmayacakt: Deniz kenarndaki kumsallardan dan doruklarna kadar, tm bat Gont, bu k sabahnda sessiz, gnesiz ve berrakt. Byc kaynan yannda durup aa doru inmekte olan topraklara, lima-na ve denizin gri ufkuna bakarken, zerinde bir ift kanat rpn-maya balad. Kollanndan birini hafife kaldrarak yukar bakt. Koca bir ahin, grltyle rpt kanatlaryla, aa doru szld ve bileine kondu. Eitilmi bir alc ku gibi, skca tutundu; fakat ne kopmu bir tasmas, ne bir kay, ne de bir ngra vard. Peneleri Ogion'un bileini sk sk kavramt; izgili kanatlar titriyordu; yuvarlak altn rengi gz vahi ve donuktu. "Sen bir haberci misin, yoksa haber misin?" dedi Ogion a-hine usulca. "Benimle gel..." Ogion konuurken, ahin ona bakt. Ogion bir sre sustu. "Sanrm bir zamanlar sana ismini ben 124 vermitim," dedi, sonra byk admlarla evine doru ilerledi ve ieri girdi; ku hala bileinde duruyordu. ahini, ocan yanma koydu, atein scaklnda durmasn

salad; imesi iin su verdi. Ku suyu imiyordu. Derken Ogion bir by yapmaya balad, yava yava, szlerinden ok elleriyle ryordu byy. B-ys rlp bitince yavaa "Ged" dedi, ocan yanndaki ahi-ne bakmadan. Bir sre bekledi, sonra dnd ve ayaa kalkt; atein nnde titremekte olan bo bakl gen adamn yanma gitti. Ged zengin ve allmadk grnml krklere, ipeklilere ve gmlere brnm, ancak giysileri yrtlm, deniz suyuyla sertlemiti. Kendisi de zayflam ve kamburlamt; salar yaral yzne dmt. Ogion, Ged'in omuzlarndan amura bulanm grkemli cbbesini ald; onu bir zamanlar rakken yatt blmeye gtrd ve oradaki iltenin zerine yatrp, bir uyku bys mrlda-narak yanndan ayrld. O anda Ged'in bir insan sesine sahip olmadm bildii iin, onunla hi konumad. Ogion ocukken, tm ocuklar gibi, insann byyle, ister insan, ister hayvan, ister aa, ister bulut, istedii kla girmesi-nin ve bylece binbir eit varla katlmasnn, ok elenceli ol-duunu dnrd. Fakat byc olduunda, bu oyunun bedeli-nin, oynarken gerekten uzaklap, benliini kaybetme tehlikesi olduunu rendi. Bir insan, kendine ait olmayan bir biimde ne kadar uzun sre kalrsa, tehlike de o kadar byk olurdu. Her sihirbaz ra, ay klna girmekten ok holanan Way'li byc Bordger'in yksn renir. Byc bu ii o kadar sk yapyormu ki, iindeki ay bym ve adam lm; sonunda gerekten bir ay olmu ve ormanda kendi kk olunu ldrence, halk tarafndan yakalanp ldrlm. Ayrca kimse, Deniz'in sularnda oynaan yunuslardan kann bir zamanlar kpr kpr denizin elencesi iinde kendi isimlerini ve bilgeliklerim unutan akll insanlar olduklarm bilemez. Ged, iddetli bir aresizlik ve fke annda ahin klna gir-miti. Osskil'den utuunda aklnda sadece ve sadece tek bir dnce vard: Evine dnebilmek iin Ta'dan ve glgeden hzl 125 umak ve bu hain topraklardan kamak. ahinin vaheti ve fke-si sanki kendi vaheti ve fkesiydi; iindeki uma istei de ahinin isteine dnmt. Bylece, tenha bir orman glcnde su imek iin alalp sonra hemen, arkasndan gelmekte olan glgenin korkusuyla kanat aarak, Enlad'n zerinden umutu. Enlad Az denen byk deniz yolunu geip, gney ynnden douya doru gitmiti; sama Oranea'nn belli belirsiz dalarm, soluna daha da belirsiz Andrad dalarm, nne ise sadece denizi alp, umutu; ta ki sonunda, tam nne, dalgalar arasnda, hep daha yksee, hep daha yksee kabaran ama hi deimeyen bir dalga kncaya kadar: Gont'un beyaz zirvesi. Bu by, uu sresince, gndz ve gece, ahinin kanatlarm kullanm, ahinin gzleriyle bakm ve sonunda kendi dncelerinin ne olduunu unutarak, sadece ahinin bildii eyleri bilmeye bala-mt: Alk, rzgar ve utuu yn. Doru snaa umutu. Onu tekrar insan haline sokabilecek, Roke'ta ancak birka kii, Gont'ta ise tek bir kii vard. Uyandnda yabanl ve sessizdi. Ogion onunla hi konumad, sadece et ve su verdi ve brakt atein yanmda, byk, yorgun ve kskn bir ahin gibi suratszca, kamburunu kartp otursun. Gece olunca uyuyordu. nc gn, bycnn atei seyretmekte olduu ocak basma geldi ve "Usta..." dedi. "Hogeldin, oul," dedi Ogion. "Sana, ayrldm zamanki -gibi geri geldim: Bir aptal ola-rak," dedi gen adam; sesi sertlemi, kalnlamt. Byc hafife glmseyerek, Ged'e atein yanmda, karsna oturmasn iaret etti ve ay demlemeye balad. Kar yayordu; burada, Gont'un aa yamalarndaki ilk kar. Ogion'un pencereleri sk sk kapanmt fakat atya yumuak yumuak den slak karn sesini ve evin her taratma yaylm olan derin dinginliini duyabiliyorlard. Uzun bir sre orada, atein yannda oturdular; Ged eski ustasna, Gont'tan Glge adl gemiyle ayrld gnden

beri olanlarn yksn anlatt. Ogion hi soru sormad; Ged szn bitirince de, uzun bir sre, sakin ve dnceler iinde, sessiz kald. Sonra ayaa kalkp ma126 saya ekmek, peynir ve arap koydu; birlikte yediler. Yemekleri-ni bitirip oday topladktan sonra Ogion konutu. "u tadn yaralar, ac yaralar oul," dedi. "O eye kar hibir gcm yok," diye cevap verdi Ged. Ogion basn sallad ama bir sre daha konumad. Sonunda, "Garip," dedi, "Bir bycnn bysn kendi topraklarnda bozabilecek kadar gcn varm; orada, Osskil'de. Tuzaklara kar koyabilecek ve Dnya'nn Kadim Gleri'nin birinin hizmetkarlarm uzaklatrabilecek kadar gcn varm. Sonra Pen-dor'da, ejderhaya kafa tutacak kadar da gcn varm." "Osskil'de talih bana yardm etti, yoksa benim gcm yoklu," diye cevap verdi Ged; Terrenon Saray'nn o d gibi lmcl souunu hatrlaynca bir kez daha titredi. "Ejderhaya gelince, onun da adm biliyordum. O kt eyin, benim peimde olan glgenin bir ad yok." "Her eyin bir ad vardr," dedi Ogion. Bunu kendinden o kadar emin olarak syledi ki Ged, Babyc Gensher'in, onun serbest brakm olduu ey gibi kt glerin ad olmad yolundaki szlerim, Ogion'a tekrarlama cesaretim bulamad. Gerekten de Pendor Ejderhas, glgenin ismini sylemeyi nermi-ti, ama Ged o neriye pek gvenmemiti; ne de Serret'in, Ta'n ona renmek istedii eyi syleyeceine dair verdii sze inan-mt. "Eer glgenin bir ad varsa," dedi sonunda, "durup da bana syleyeceini sanmyorum..." "Hayr," dedi Ogion. "Ama sen de, durup ona ismini sylememiim. Oysa o, yine de biliyordu. Osskil'deki bataklkta seni isminle ard, benim sana vermi olduum isimle. Bu garip, ok garip..." Tekrar dncelere dald. En sonunda Ged, "Buraya danmak iin geldim, Usta, snmak iin deil," dedi." Bu glgenin senin zerine gelmesine izin vermeyeceim ve eer burada kal-maya devam edersem, ksa bir sre sonra burada olacaktr. Bir keresinde onu bu odadan kovmutun..." "Hayr; o, bunun habercisiydi, glgenin glgesi. imdi onu 127 kovamam. Bunu yalnz sen yapabilirsin." "Ama onun karsnda hibir gcm yok. Acaba emin bir..." Daha sorusunu tamamlamadan sustu. "Emniyetli bir yer yok," dedi Ogion kibarca. "Bir daha ken-dini dntrme Ged. Glge senin gerek benliini yoketmek iin urayor. Seni bir ahinin benliine sokarak bunu neredeyse baannt da. Hayr, nereye gitmen gerektiim bilemiyorum. Ama yine de ne yapabilecein hakknda bir fikrim var. S ana bunu sylemek zor." Ged'in suskunluu gerei duymak istediin! vurgulaynca, Ogion, "Geriye dnmelisin," dedi sonunda. "Geriye mi dnmeliyim?" "leri doru gittiinde, nereye kaarsan ka, seni tehlike ve ktlk bekleyecek; nk seni ynlendiren o, senin ne yne doru gitmen gerektiini o seiyor. Bu yolu sen semelisin. Seni izleyeni izlemelisin. Avcy avlamalsn." Ged hibir ey sylemedi. "Seni Ar Nehri'nin kaynanda adlandrdm," dedi byc, "dadan gelip denize akan nehrin kaynanda. Bir adam varmakta olduu sonu bilir ama bir daha dnp dnmeyeceim, ilk balad yere geri dnp o balangc benliinde tutup tutamayacam bilemez. Eer nehrin akntsnda dne dne srklenen bir omak deilse, o zaman nehrin kendisi olmak zorundadr;

kaynad noktadan, denize dkld yere varasya, tm bir nehir. Sen Gont'a dndn, bana dndn, Ged. imdi ise gerisingeri don, ve kaynan kendisin!, kaynan da nndeki kayna ara. Elde etmek istediin g umudunu orada bulabilirsin." "Orada m Usta?" dedi Ged. Sesinde bir dehet gizliydi. "Nerede?" Ogion cevap vermedi. "Eer dnersem," dedi Ged, bir sre sonra, "eer sizin sylediiniz gibi avcy avlarsam, sanrm av fazla uzun srmez. Onun btn istedii benimle yz yze gelmek, ki kere bunu baard ve her ikisinde de beni yendi." "te keramet vardr," dedi Ogion. 128 Ged, odada bir aa bir yukar, ocaktan kapya, kapdan ocaa yrd. "Ve eer beni tamamen yenilgiye uratrsa," dedi, kendisiyle mi Ogion'la m tartt belirsiz, "benim gcm ve benim bilgimi eline geirerek kullanacak. u anda sadece beni tehdit ediyor. Ama eer iime girip de benliime sahip olursa, benim araclmla ok byk ktlkler yapacak." "Bu doru. Eer seni yenebilirse." "Buna ramen, eer yine kaarsam, beni yine bulacaktr... Btn gcm kamaya harcyorum." Ged biraz daha dolandktan sonra birdenbire dnd ve bycnn nnde diz kerek, "Byk byclerle beraber yrdm. Bilgeler adasnda bulundum ama siz benim gerek ustamsnz Ogion," dedi. Sevgiyle ve arbal bir neeyle konuuyordu. "Gzel," dedi Ogion. "imdi bunu anladn. Hi yoktan iyidir. Fakat sonunda, sen benim ustam olacaksn." Ayaa kalkarak atei besledi ve aydanl kaynamas iin zerine ast. Koyun postundan yaplm kabanm giyerek "Gidip keilerime bakmam gerek; aydanla gz kulak oluver oul," dedi. Tekrar, st ba kar iinde ieri dnp de kei derisinden yaplm botlarndaki kar, ayaklarm yere vurarak silktiinde, elinde porsukaacndan yaplma, uzun ve kaba bir asa tayordu. Ksa akamst boyunca ve yemekten sonra, lamba nda, zmpara ta ve byclk hnerleriyle, asa zerinde alt durdu. Birok kez, elini asann zerinde gezdirdi; sanki herhangi bir prz var m yok mu anlamak istermi gibi. alt srece, yavaa arklar syledi sk sk. Hala yorgun olan Ged dinliyordu; uykusu geldike kendisini, Onakaaa kyndeki cadnn, havas ifal otlarn ve ttsnn kokusuyla arlam kulbesin-de, atein aydnlatt karl bir gecede, uzun ve yumuak by arklarm ve karanlk glerle savap onlar yenmi veya yllarca nce uzak adalarda kaybolmu olan kahramanlarn destanlarm dinlerken akl hayal aleminde gezinen bir ocuk gibi hissediyordu. "te," dedi Ogion, ve bitmi asay Ged'e uzatt. "Babyc sana porsukaac vermi; iyi bir seim, ben de bu seime sadk 129 kaldm. Ben asay uzun bir yaya benzetmeyi dnmtm ama bylesi daha iyi. yi geceler, olum." Teekkr etmek iin kelime bulamayan Ged kendi blm-ne giderken, Ogion onu seyretti ve Ged'iri duyamayaca kadar alak bir sesle, "Ey benim gen ahinim, iyi uular!" dedi. Ogion seher vakti, soukta uyandmda, Ged gitmiti. Sadece, byclk usulnce, ocam talar zerine, Ogion okuduka silinen yaldzl harflerle bir mesaj brakmt: "Usta, ben avlan-maya gidiyorum." 130 VIII AVCI

G E D, gne domadan nce, k karanlnda, Re Albi'den aa doru yola koyulmu ve leden nce Gont Limani'na var-mt. Ogion, Ged'e, ssl Osskil giysileri yerine, temiz Gont tozluklar, gmlei, deri yelei ve keten amarlar vermiti ama Ged yine de, kenar pellawi krk kapl, o soylulara yarar cb-besini, k yolculuu iin saklamt. Srtnda bu cbbeyle, elinde yalnzca boyu kadar kara bir asa, ehir Kapsi'na geldi. Kabartma ejderhalara dayanm aylak aylak duran askerlerin, Ged'in bir byc olduunu anlamas iin pek akll olmalarna gerek yoktu. Mzraklarm yana ekerek, soru bile sormadan Ged'i ieri aldlar. Caddeden yryp giderken de arkasndan baktlar. Rhtmda ve Denizciler Loncas Evi'nde, kuzeye veya batya, Enlad'a, Andrad'a veya Oranea'ya giden gemi olup olmadm sordu Ged. Herkes ona, Gndnm'ne ok az kald iin, o 131 gnlerde hibir geminin Gont Limam'ndan ayrlmayacam syledi. Denizciler Loncasi'nda, balk teknelerinin bile bu tutarsz havada Armed Kayalklar arasndan gemediim sylediler. Denizciler Loncasi'nn kilerinde, Ged'e yiyecek ikram ettiler; bir byc ok ender olarak kendisine yemek verilmesin! ister. Bir sre oradaki liman ve tersane iileri ve iklimcilerle beraber oturdu. Onlarn yava, az konuulan sohbetlerinden ve homurtulu Gont dillerinden ok holanyordu. Burada, Gont'ta kalmay; bycl ve tehlikeyi brakp, gc ve korkuyu unutup, ana vatann sevgili topraklarnda, herhangi bir adam gibi huzur iinde yaamay ok istiyordu, stei buydu ama iradesi baka yndeydi. Limandan ayrlacak gemi olmadm rendikten sonra, ne Denizciler Loncasi'nda, ne de kasabada fazla oyaland. Gont ehri'nin kuzeyinde bulunan kk kylerden ilkine gelinceye kadar, krfezin kysndan yrmeye balad. Burada da balklara sora sora, satacak bir kay olan bir balk buldu. Balk, ters ve yal bir adamd. buuk, drt metre uzun-luunda, kaplama paralar birbirine bindirilerek yaplm olan kay, ylesine erilip arplmt ki denize pek dayanacak gibi grnmyordu; ama adam yine de kay iin yksek bir bedel istedi: Dier kay, kendi ve olu stne, denize kar bir emniyet bys. nk Gontlu balklar hibir eyden, byclerden bile korkmazlar, denizden korktuklar kadar. Kuzey Adalar Diyar'nda ok gvenilen bu emniyet byleri, hi kimseyi frtna-rzgar ve frtna-dalgasndan kurtaramaz ama yerel denizleri ve gemicilik hnerlerim bilen ve kayklardan anlayan biri tarafindan yaplrsa, balkya biraz gvence getirebilir. Ged byy, zerinde btn gece ve ertesi gn al-arak, hibir eyi eksik brakmadan, gvenle ve sabrla, hem salamca, hem de drste yapt; yine de tm bu sre iinde, yaad korku nedeniyle zihni ok gergindi; dnceleri karanlk yollarda dolayor, glgenin bir dahaki sefere nne nasl, ne zaman ve nerede kabileceim tahayyl etmeye alyordu. By bitip balandnda ok yorulmutu. O gece balknn kulbe-sinde, balina barsandan yaplm bir hamakta uyudu; kurutul132 mu bir ringa bal gibi kokarak kalkt ve Cutnorth Kayalkla-r'nm altmdaki koya, yeni kaymm balanm olduu yere git. Kay iskelenin kenarndan kprtsz denize indirir indirmez, iine su dolmaya balad. Kayn iine bir kedi kadar hafif srayan Ged, Aa Toming'de Pechvarry ile yaptklar gibi, hem aletlerle, hem de efsunla alarak, erilmi tahtalar, paslanm ivileri dzeltti. Ky halk, Ged'e ok yaklamadan, sratle alan ellerini seyretmek ve yumuak sesini dinlemek iin, sessizce basma topland. Ged bu ii de, kayk sapasalam ortaya kncaya kadar, en iyi ekilde ve sabrla yapt. Direk yerine, Ogion'un kendisi iin yapm olduu asay dikti ve byyle sa-bitletirdikten sonra, salam tahtadan bir sereni buraya ilitirdi. Bu serenden aaya doru, rzgarn

dokuma tezgahnda, byden bir yelken dokudu: Gont'un zirveleri kadar beyaz, kare bir yelken. Bunu seyreden kadnlar kskanlklarndan i geirdiler. Sonra yelken direinin y annda duran Ged, hafif bir byrzgan kartt. Tekne, suyun zerinden, byk krfezin kar yakasndaki Armed Kayalklar'na doru hareket etti. Olanlar sessizce seyreden balklar, bir zamanlar su karan kayn, yelkenin altnda kanat am bir ulluk kadar seri ve dzgn ekilde kaydm g-rnce, kumsaln souk havasmda srtp tepinerek alk tuttular. Arkasna dnp bakan Ged, karl bayrlar bulutlara ykselen Da'n altnda, sivri ve karanlk bir ktle halinde duran Cutnorth Uurumu'nun dibinde, kendisine alk tutan halk grd. Krfezi boylu boyunca geip Armed Kayalklar'ndan ilerie-yerek Gont Denizi'ne ulat; orada, geldii ynden dnebilmek ve Oranea'nn kuzeyinden gemek iin, ynn kuzeybatya evirdi. Bunu yaparken, gelmi olduu yolu izlemekten baka bir amac veya stratejisi yoktu. Osskil'den beri gnler ve rzgarlar boyunca Ged'in ahinuuunu izleyen glge, bu yol zerinde dolanyor olabilirdi, hatta karsna bile kabilirdi; kim bilebilir-di ki? Eer hayal alemine tmyle dnmemise, Ged'i, ak deniz zerinde, saklanmadan kendisine doru gelirken karmas mmkn deildi. 133 Eer onunla karlaacaksa, deniz zerinde karlamay tercih ederdi. Bunun nedenini bilmiyordu, ama o eyle tekrar kuru toprak zerinde karlamaktan ok korkuyordu. Denizden frtnalar ve canavarlar gelir, ama ktlk gelmez. Ktlk karadadr. Ayrca, bir zamanlar Ged'in gitmi olduu o karanlk topraklarda, hi deniz, hi akan nehir, hi pnar yoktu. lm, kuru bir yerdir. Mevsimi geldiinde, sert havalarda, deniz de bir tehlike oluturur geri; ama bu tehlike, deiim ve tutarszlk Ged'e bir savunma, bir frsat gibi grnyordu. Ged, bu lgnln sonun-da glge ile karlatmda, belki o eyi, en azndan onun beni yakalad gibi yakalayabilir, onu bedenimin arlyla denizin koyu karanlna srkleyebilirim; bu ekilde tutulunca da belki bir daha hi yukarya kamaz, diye dnd. En azndan yasayarak ortaya kard bu ktle lerek bir son verebilirdi. stnde bulutlarn byk, yasl tller halinde bir alalp bir ykseldikleri, kaba dalgal bir denizde yolculuk etti Ged. By-rzgar kullanmyor, kuzeybatdan serte esmekte olan dnya rzgarndan yararlanyordu imdilik. Fsldad tek bir szckle, byyle rlm yelkenini bir arada tuttuu srece, yelken, rzgar yakalayabilmek iin kendi kendisine dnyordu. Eer by kullanmam olsayd, bu dengesiz ufack kay, o sert denizde, bu rotada tutabilmek iin ok zorlanrd. Yoluna devam etti; gzlerim ve kulaklarm drt aarak etrafm izliyordu. Balknn kans Ged'e iki somun ekmek ile bir testi su vermiti; aradan birka saat getikten sonra, Gont ile Oranea arasndaki tek adack olan Kameber Kayasi'n ilk grd yerde, biraz yiyip iince, ona bu yiyecekleri veren sessiz Gontlu kadna kretti. Karada olsa sulusepken saylabilecek belli belirsiz, slak bir serpinti altnda, teknesin! biraz daha batya doru dndrerek, karann belirsiz grntsnn yanndan geip gitti. Teknenin gcrt-s ve gsne arpan dalgalarn sesinden baka hibir ses yoktu. Yanndan ne bir ku, ne de tekne geti. Durup dinlenmeksizin hareket eden sudan ve srklenen bulutlardan baka kmldayan bir ey yoktu. Bulutlar; bir ahin olarak ayn yol zerinde batya deil de douya doru uarken her yanndan akp gittiklerim 134 belli belirsiz hatrlad o bulutlar. O zamanlar, imdi gri gklere bakt gibi, aaya, gri denize bakyordu. Etrafma bakndnda, nnde hibir ey grmyordu. Ayaa kalkt; rpermi, karanlk bolua bakmaktan, boluu gzetlemekten yorulmutu. "Haydi gelsene," diye mrldand, "haydi, ne bekliyorsun. Glge?" Dalgalarn ve karanlk sisin iinden hibir kprt, hibir cevap gelmedi. Yine de Ged, krkrne, kendi soumu izini aramakta olan o eyin, pek uzaklarda bir yerde olmadndan artk gittike daha ok emin oluyordu. Birdenbire tm gcyle bard Ged: "Ben buradaym. Ben, evik

Atmaca Ged ve ben glgemi aryorum!" Tekne gcrdad, dalgalar prdad ve rzgar, beyaz yelkenin iinde hafife slk ald. Dakikalar dakikalar kovalad. Ged, bir eli teknesinin porsukaacndan yaplm direinde, kuzeyden, deniz zerinden yaan buz gibi serpintiye gzlerim dikmi, hala bekliyordu. Zaman ilerledi. Derken, uzakta, denizin zerinde, yamurun iinde, kendisine doru gelen glgeyi grd. Osskilli kreki Skiorh'un bedeniyle ii bittiinden, onu rzgarlar iindeki denizin stnde, bir gebbet olarak izlemiyordu glge. Ne de, ryalarnda ve Roke Tepesi'nde grd zamanki hayvan biimine girmiti. Yine de, o anda, bir biimi vard, gn nda bile. Bataklklarda Ged'e saldrdnda ve onunla bou-tuunda, Ged'in gcn emerek kendisine mal etmiti. Ged'in onu gn nda yksek sesle arm olmas, belki de ona, zorla bir biim veya bir grn kazandrm olabilirdi. Gerekten de imdi, bir glge olduu iin glgesi olmad halde, hafiften, bir adam andnyordu. Bylece, Enlad Az'ndan Gont'a doru denizin zerinden geldi; dalgalar zerinde dolanan, ilerledike rzgarn ve souk yamurun iinden geip gittii, biimsiz, belirsiz bir nesne. Gn ndan yar yarya krlemi olduu ve kendisini Ged ard iin, o Ged'i grmeden, Ged onu grd. Glge nasl tm varlklar ve tm glgeler arasnda onu tanyorsa, Ged de Glge'yi tanmt. K denizinin korkun yalnzl iinde Ged, aya kalkp 135 korktuu eyi grd. Rzgar onu tekneden uzaklatryor gibiy-di; dalgalar, Ged'in gzlerim aldatarak o eyin altndan geiyordu; tekrar tekrar, yaklayormu gibi geliyordu Ged'e. Hareket edip etmediini anlayamyordu. O da Ged'i grmt artk. Ak-lnda onun kendisine dokunma dncesinden, hayatm kurutmu olan o souk ve kara acdan kaynaklanan dehet ve korkudan baka bir ey olmad halde, yine de kprdamadan bekledi. Sonra aniden, yksek sesle, beyaz yelkenin! birdenbire kuvvetle iiren byrzgarn ard. Teknesi, gri dalgalarn zerinden, dosdoru rzgarda asl duran, incelmeye balam olan eye doru gitti. Mutlak bir sessizlik iinde olan glge, dalgalanarak dnp kat. Rzgara kar, kuzeye doru gitti. Rzgara kar, Ged'in tek-nesi onu izledi. Byc hnerine kar, glge hz; ve her ikisine kar da yal frtna. Gen adam teknesine, yelkenine, nndeki dalgalara baryordu, tpk bir avcnn, nnde koan kurdu aka grd zaman tazlarna bard gibi; ve by do-kulu yelkenlerine, kumatan yaplm olsa yelkenleri parampara edecek ve teknesin! havada uuan bir deniz kp gibi sa-vuracak gte bir rzgar doldurarak, kamakta olan eyi, gittike yaklaarak izliyordu. Glge, yarm daire izerek dnd; insandan ok rzgarda savrulan bir duman gibi gevekleip belirsizleerek dnd, sanki Gont'a gitmek istiyormu gibi rzgar arkasna alarak ilerledi. Kol kuvveti ve by yardmyla Ged de teknesini evirdi; bu ani dnle, tekne bir yunus gibi suyun stnde srayp kayd. Daha da byk bir hzla izlemeye balad, ama glge belirginliim yitiriyor gibi geliyordu ona. Karla kark yamur, srt-na ve sol yanana, srrcasna iniyordu. Ged yz metreden sonrasn gremiyordu. Ksa bir sre sonra, frtna iddetlendii iin, glge grnmez oldu. Yine de Ged, sanki deniz stnde kaan bir hayaleti deil de kar stnde bir hayvann izlerini takip ediyormuasna, izledii yoldan emindi. Rzgar, artk gittii ynde estii halde o yine de arklar syleyen byrzgarn 136 yelkeninden eksik etmedi; teknenin kt pruvasndan kpkler uuuyor, tekne ilerlerken suyu tokatlyordu. Uzun bir sre iin av ile avc, garip ve hzl seyirlerine devam ettiler; gn de hzla kararyordu. Ged, u son birka saattir gitmekte olduu hzla, Gont'un gneylerinde,

Gont'tan sonraki Spevy ve Torheven adalarna doru bir yere, hatta bu adalar da geerek ak yrelere varm olmas gerektiim biliyordu. Emin deildi. Umurunda da deildi. Ava kmt, izliyordu; ve korku nnden kayordu. Birdenbire, nnde, pek de uzakta olmayan bir yerde, bir an iin, bir glge grd. Dnyann rzgar yavalyordu; frtnann devaml yaan sulusepken! de yerini rpertici, youn, blk prk bir ie brakmt. Bu sisin iinden, gz ucuyla, glgenin seyrettikleri yolun sama doru katm grd sanki. Rzgarla ve yelkenle konuup dmeni krarak kovalamaya devam etti; ama yine kr krne bir kovalamacayd bu. Sis, byrzgary-la birletii yerde fokurdayp paralanarak gittike daha da younlayor, teknenin her yanm kaplyor, ve grnty ldren ekilsiz bir solgunluk halini alyordu. Ged, bir sis datma bysnn daha ilk szcklerin! sylerken, glgeyi yine grd; hala rotalannn biraz sanda ama daha yakndayd ve ok yava ilerliyordu. Sis, basnn suratsz belirsizliinin iinden geiyordu; hala insan biimindeydi, ancak bir insann glgesi gibi eri-lip bklyordu. Ged bir kez daha teknenin ynn evirdi; dman kstrdm dnerek. O anda, yaratk yok oldu; Ged'in teknesi de, uuan sisin gizlemi olduu sahildeki kayalara ar-parak karaya oturdu. Neredeyse tekneden frlayacakt ama bir sonraki dalga gelmeden nce asadan yaplm yelken direine tutunabildi. Gelen dalga ok bykl, ceviz kabuunu kaldrp krar gibi kk tekneyi kaldrp kayann zerine oturtmutu. Ogion'un ekil vermi olduu tlsml asa, salamd. Ne krld ne de batt, ayn kuru bir ktk gibi suyun zerinde yzd. Hala onu sk sk tutan Ged, dalga geri ekilirken, kayann ze-rinden srklenerek derin sulara dald ve bylece kayalara arpmaktan kurtuldu; bir sonraki dalgaya kadar. Gzleri tuzdan kr137 lemi ve su yutmu bir durumda basn suyun zerinde tutup, denizin muazzam ekme gcne kar savat. Kayalarn biraz ilerisinde bir kumsal vard, bir sonraki dalgann ykselii balamadan nce buraya doru yzerken, bir iki kere gz atabilmiti. Btn kuvveti ve asann gcnn de yardmyla, kumsala ulamak iin abalad. Sahile yaklaamyordu. Dalgalarn ykselip alalmalar, onu bo bir uval gibi oradan oraya savuruyor; derin denizin soukluu bedenindeki sy hzla emiyor, artk kollarm kmldatamayacak kadar yoruyordu onu. Kayalar da, sahil de, grnmez oldu; ne yne baktm bile bilmiyordu artk. Et-rafanda, altnda, stnde sadece, onu kr eden ve boan, suyun kemekei vard. Blk prk sisin altnda kabaran bir dalga onu alp yuvarlad, yuvarlad, yuvarlad ve bir omak parasym gibi kumsala friatp att. Orada ylece yatt. Porsukaacndan yaplm asasn, hala iki eliyle sk sk tutuyordu. Daha kk dalgalar geri ekilirken onu da kumlarn zerinden kendileriyle birlikte ekmeye alyor, sis zerinde alp kapanyordu; daha sonra karla kark bir yamur da dvmeye balad Ged'i. Uzun bir sre sonra kprdad. Ellerinin ve dizlerinin zerine kalkp, suyun kenarndan ayrlarak yava yava kumsalda emek-lemeye balad. Artk ortalk zifiri karanlkt ama o asasna fsl-daynca, asann tepesinde bir tlsmk belirdi. Ona yol gsteren bu tlsmyla yava yava kum tepeciklerine doru iler-lemeye alt. O kadar yorulmutu, o kadar bitmiti ve o kadar yordu ki, denizin gmbrtsyle dolu, slklar alan bu karanlkta, slak kum zerinde srnmek, hayatnda yapm olduu en zor ey gibi geldi ona. Bir iki kere, denizin ve rzgarn sesinin kesildiim ve elinin altndaki slak kumun kuru topraa dnt-n sand; srmda, yabanc yldzlarn kprdamayan baklarm hissetti ama bam kaldrmad bile; srnmeye devam etti. Bir sre sonra hzl hzl alp vermekte olduu kendi nefesim duydu; ac rzgarn, yzne gzne yamur savurduunu hissetti. Sonunda hareket etmek onu biraz stt; yamurla kark 138

esen sert yellerin yavalamaya yz tuttuu kum tepeciklerinin iine kadar srndkten sonra, ayaa kalkmay baarabildi. Asadan daha kuvvetli bir k istedi, nk dnya tamamen karar-mt; sonra, asasna dayanarak, adann iine doru yarm mil kadar, de kalka ilerledi. Derken, kum tepeciklerinden birinin tepesinde yeniden denizin gr sesini duydu; nnde, arkasnda deil. Kum tepecikleri tekrar, bu kez baka bir kumsala doru alalyordu. zerinde durduu bu yer bir ada deil sadece bir re-sifti; okyanusun ortasnda bir avu kum. zlemeyecek kadar yorgundu, ama yine de hkrr gibi bir ses kartarak dehet iinde, uzun bir sre, asasna dayanarak dondu kald. Sonra sebatla sol tarafna dnd, bylece en azn-dan rzgar arkasndan gelecekti; ve ayaklarm srye srye, kenarlar buz tutmu deniz otlar arasmda barnabilecei bir oyuk arayarak, yksek kum tepesinden aaya doru inmeye balad. nnde ne olduunu grebilmek iin asasn kaldrnca, tlsmnn yayd k emberinin en uunda, snk bir lt gzne arpt: yamurla ykanm tahtadan bir duvar. Grd ey, sanki bir ocuk tarafndan, derme atma yaplm kk bir kulbe veya barakayd. Ged alak kapm asasy-la ald. Kap almad. Ged kapy iterek at ve neredeyse iki bklm olacak kadar eilerek, ieri girdi. Kulbenin iinde dik duramyordu. Ate ukurundaki kmrler, kor halindeydi; kor atein nda Ged, dehet iinde kar duvarn yanma bzm, uzun beyaz sal bir adam grd. Bir de, adam m kadn m olduunu pek anlayamad baka birini, yerdeki paavra ve post paralar arasndan bakarken grd. "Size zararm dokunmaz," diye fsldad Ged. Onlar bir ey demediler. Ged, birinden dierine bakt. Korkudan, ikisinin de gzleri bir ey grmyordu. Elindeki asay yere braknca, paavralarn altnda olan, szlanarak sakland. Ged, su ve buz ile arlam olan cbbesini kartp, ini plak soyunarak ate ukurunun yanma kvrld. "Sarnabileceim bir ey verin bana,"dedi. Sesi bouk kyordu; takrdayan dileri ve onu sarsan uzun titreme nbetleri nedeniyle zor konuuyordu. 139 Onu duydularsa bile, ihtiyarlarn ikisi de ona cevap vermedi. Yatak ynnn zerinden bir kei postu almak iin uzand; kei postunun artk kei postluu kalmam, lime lime olmu ve yadan kararmt. Yatak ynnn altnda olan, yine korkuyla szland ama Ged bunu umursamad. Kendini iyice kuruladktan sonra, "Odununuz var m? Biraz atei besleyiver ihtiyar. Kapn-za geldim, size zararm dokunmaz," dedi. Korkudan baylacak bir halde Ged'e bakmakta olan yal adam kprdamad. "Beni anlyor musunuz siz? Hardca konumuyor musunuz yoksa?" Ged biraz duraksadktan sonra sordu, "Kargad?" Bu kelimeyi duyan yal adam, hemen basn sallad; iplere bal bir kukla gibi, tek bir kere indirip kaldrd bam. Fakat Ged'in bildii tek Kargca szck bu olduundan, muhabbetleri de orada kald. Duvarlardan birinin yannda istiflenmi odun bu-lup atei kendisi besledi; sonra hareketlerle su istedi; deniz suyunu yutmu olduu iin midesi bulanyor, imdi de susuzluktan yanyordu. Yal adam, korkuyla iyice sinerek, su dolu byk bir deniz kabuunu iaret etti ve iinde ttslenmi balk paralar bulunan baka bir deniz kabuunu atein yanma doru ittir-di. Bylece Ged, atee yakn bir yerde bada kurarak biraz su iip biraz da yemek yedi; yava yava kuvvetim toparlayp akl basma gelince, nerede olduunu merak etmeye balad. By-rzgaryla bile Kargad Topraklar'na ulam olamazd. Bu adack, Gont'un dousunda ama yine de Karego-At'n batsmdaki Uyreler'de bir yerde olmalyd. insanlarn bu kadar kk ve ssz bir yerde, sadece bir kum eritiinin zerinde yayor olmalar ok garipti. Belki de bunlar kaakt; ama u anda aklm bunlarla megul edemeyecek kadar yorgun hissediyordu kendi-sini Ged. Cbbesini atein karsnda evirip duruyordu. Gm rengi pellawi krk hemen kurudu; cbbenin yn yz biraz snr snmaz, kurumam olduu halde ona sarnarak, ate ukurunun yanma uzand. "Yatn uyuyun, fukaralar," dedi sessiz ev

sahiple-rine; bam kumdan zemine koyarak uykuya dald. 140 Bu isimsiz adada gece geirdi Ged; nk uyand ilk sabah, btn bedenindeki adaleler aryordu; atei vard ve has-tayd. Btn gn ve gece boyunca, kulbede bir ktk gibi yatt. Ertesi sabah kaslar yine gergin ve arl kalkt ama kendisin! toplamt. Tuzdan kabuk gibi sertlemi giysilerim giydi; onlar ykayacak kadar su yoktu; darya, rzgarl ve boz sabaha kp glgenin onu kandrarak srklemi olduu bu yere baknd. Buras eni bir mil, boyu bundan biraz daha uzun olan, her yandan kumsal ve kayalarla evrili, kayalkl bir kum eridiydi. zerinde, boyunlarm bken deniz otlarndan baka ne bir aa, ne bir al, hi bitki yoktu. Kulbe, kum tepeciklerinin arasndaki oyuklardan birindeydi; yal adam ve kadn, burada, bo denizin mutlak yalnzlmda yayorlard. Kulbe, srklenmi tahta ve odun paralarndan yaplm, daha dorusu ylmt. Sular-n, kulbenin yanndaki suyu ac olan bir kuyudan alyorlard; yiyecekleri ise kurutulmu veya taze, balk, kabuklu deniz rnleri ve talarn arasndaki yabani otuklard. Kulbenin iindeki yrtk prtk krkler, kemikten ine ve olta stoklar, olta olarak kullandklar ipler, Ged'in ilk bata tahmin ettii gibi keilerden deil benekli foklardan elde edilmiti. Gerekten de buras tam foklarn yazn gelip yavrularm yetitirecekleri bir yerdi. Fakat byle bir yere, foklardan bakas da gelmez. Yallar, Ged'den, onun bir ruh olduunu zannettikleri veya byc olduu iin deil, sadece bir insan olduu iin korkmulard. Dnyada baka insanlarn da varolduunu unutmulard nk. Yal adamn karamsar korkuu hi eksilmedi. Ged'in kendi-sine dokunacak kadar yaklatm hissedince, bir yandan kalarm atarak kirli beyaz salar arasndan bakyor, bir yandan da topallayarak kayordu. lk balarda yal kadn, Ged'in her kmldannda, szlanarak paavra ynmn altna saklanyordu, ama karanlk kulbede ate iinde uyuklamaya baladnda Ged, kadnn melerek, kendisini garip, donuk ve zlem dolu gzlerle seyrettiim grd. Dorulup, deniz kabuunu ondan almak istediinde, korkan kadn elindeki kabuu drerek suyu dkt, sonra da alad. Gzlerim uzun beyaz salaryla sildi. 141 imdi ise Ged kumsalda, yal adamn tatan kaba keseri ve by ile, denizin srkleyip sahile atm olduu veya kendi ka-yndan dalm olan tahta paralaryla yeni bir kayk yapma-ya alrken, onu seyrediyordu. Bu ne bir onanmd, ne de yeni bir kayk yapmak saylrd, nk yeteri kadar dzgn tahtas yoktu; gereken malzemeyi salt byclkle elde etmek zorundayd. Buna ramen yal kadnn gzlerinde ayn zlem dolu baklarla seyrettii, bu mkemmel i deil Ged'in kendisiydi. Bir sre sonra kadn, Ged'in yanndan ayrld ve az sonra elinde bir armaan ile geri geldi: talardan toplam olduu bir avu midye. Ged bunlar, kadnn verdii gibi, tuzlu tuzlu, slak ve i olarak yedikten sonra teekkr etti. Bundan cesaret alma benzeyen kadn, kulbeye giderek tekrar elinde bir eyle geri dnd: paavraya sarl bir kn. ekingen ekingen, elindekile-ri aarak Ged'in grmesi iin uzatt, bu arada srekli olarak Ged'in yzn izliyordu. Kadnn elinde, inci taneleriyle sk sk ilenmi, denizin tuzlu suyuyla lekelenmi, yllarla sararm, kabartmal ipek kumatan bir ocuk elbisesi vard. Kk yelein zerine, incilerle, Ged'in tand bir ekil nakedilmiti: zerinde bir kral tac bulunan, Kargad mparatorluu'nun Karde Tanrlar'nn ifte oklar. stnkr dikilmi fok derilerinden bir torba giyen, le gibi pis ve buru buru grnl yal kadn, bir kk ipek elbiseyi, bir de kendini iaret ederek gld; ayn bir bebein tatl ve anlamsz gl gibi. Elbisesinin eteinin bir keciine dikilmi gizli bir cepten kk bir cisim kartp, bunu Ged'e doru uzatt. Bu kara bir metal parasyd; belki krk bir mcevher paras, krlm bir yzn yans. Ged buna bakt, fakat kadn Ged'e almam iaret etti. Ged, bunu kabul edinceye kadar da rahat

etmedi; sonra bam sallad ve glmsedi. Ged'e bir armaan vermiti. Elbiseyi ise tekrar yal paavra parasna dikkatle sa-rp, bu kymetli eyi saklamak iin kulbeye doru ayaklarm srye srye gitti. Ged, kalbi acma hissiyle dolduundan, hemen hemen ayn 142 zeni gstererek krk cismi tniinin cebine yerletirdi. Bu adamla kadnn, Kargad mparatoriuu'nda soylu bir ailenin ocuklar olabileceini dnd: Soylu kan aktmaktan ekinen bir yamac veya hain, bu ikisinden kurtulmak iin, onlar Karego-At'tan uzakta, ku umaz kervan gemez ssz bir adaya brakm olabilirdi. Belki de olan sekiz on yalarnda bir ocuk, kz da ipekler ve inciler iinde grbz bir bebek prensesti. Burada, okyanusun ortasndaki kayann zerinde. Keder Prensi ve Prensesi olarak yllarca, yllarca, belki krk yl, belki elli yl ya-amlard. Fakat bu tahminlerinin gerekliim, yllar sonra Erreth-Akbe'in Halkasi'n ararken Kargad Topraklan'na, Atuan Mezar-lan'na gidinceye kadar renemeyecekti. Adada geirdii nc gece, yerini durgun ve soluk bir afaa brakt. Bu Gndnm gnyd; yln en ksa gn. Krpnt ve byden olumu kk kay hazrd. htiyarlara, onlar herhangi bir kara parasna, Gont'a, Spevy'ye veya Torikles'e, gtrebileceini anlatmaya alt. Hatta, Karg sular, Adalar Diyar'ndan biri iin hi de emniyetli bir yer olmad halde, onlar Karego-At'ta, ssz bir sahile bile brakabilirdi eer ister-lerse. Ama, onlar orak adalarndan ayrlmak istemediler. Yal kadn, Ged'in iaretlerle anlatmaya alt eyi anlamama benziyordu; yal adam ise anlad ve reddetti. Dier topraklar ve dier insanlar hakknda tm hatrladklar, bir ocuun kan, canavar ve lklarla dolu kabusundan ibaretti. Ged bunlar basn srarla sallayan adamn yznden okumutu. Bylece Ged o sabah, fok bal derisinden yaplm tulumu kuyudaki suyla doldurdu, htiyarlara ate ve yiyecek iin teekkr edemediinden ve yal kadna arzu ettii gibi bir armaan sunamadndan, elinden geleni yapt; suyunun ne zaman olup ne zaman olmayaca belli olmayan tuzlu kuyuya, bir by yapt. Su kumlarn arasndan, ayn Gont'un zirvelerindeki pnarlarn suyu kadar tatl ve berrak akmaya balad ve bir daha hi kesilmedi. Bu yzden, kum tepeciklerinden ve kayalardan oluan bu yer, artk bir urak yeri haline gelmitir; bu yerin artk bir ad 143 vardr: Gemiciler buraya Kaynaksuyu Adac derler. Ama bura-daki kulbecik yok olmutur; geip gitmi olan k frtnalar, hayatlarm burada geirip yalnz balarna lm olan bu iki insann izlerim silmitir. Ged, adann kumsal olan gney uundan kay denize indi-rirken, ikisi, sanki seyretmekten korkuyorlarm gibi kulbeleri-ne saklandlar. Ged, bykumandan yapt yelkenini kuzeyden gelen ve deimeyen dnya rzgaryla doldurdu ve byk bir hzla denizde ilerlemeye balad. Artk, avladnn ne olduunu da, avnn Yerdeniz'de nerede olabileceini de bilmeyen bir avc olduundan, Ged'in bu deniz zerinde srdrd av, garip bir mesele haline gelmiti. Kendisi de bunun bilincindeydi. Avm, tpk onun kendisine yapm olduu gibi, tahminle, zerine giderek, ansn yardmyla avlamalyd. Her ikisi de birbirinin varlna kar krd; Ged, ele gemeyen dmanmn karsnda bocalyordu, tpk glgenin gn ve somut eyler karsnda bocalad gibi. Ged'in emin olduu tek bir ey vard: u anda, gerekten de av deil avcyd. nk glge, onu kandrp kayalara arpmasna neden olduktan sonra isteseydi, yar l durumda sahilde yatarken ve frtnal kum tepeciklerinde sarsak sarsak dolanrken, Ged'i keye kst-rabilirdi; ama bunu yapmak iin beklememiti. Ged'i kandrr kandrmaz, onunla yz yze gelmeye cesaret edemeden kap gitmiti. Ged, bu konuda Ogion'un hakl olduunu fark etti: Glge, Ged'in yz kendisine dnk olunca, onun gcn ekeme-miti. O halde glgenin izi, bu engin deniz stnde silinmi bile olsa, hep onun karsna kmal, peinden gitmeliydi. Ona, gney ynnden esen dnya

rzgarndan baka yol gsterecek bir ey varsa, o da zihninde ona gneye veya douya doru gitmesi-ni syleyen belli belirsiz bir tahmin, bir dnceydi. Gece kmeden nce, sol tarafinda, uzaklarda, uzun ve solgun bir ky eridi grd. Buras herhalde Karego-At't. O beyaz, barbar insanlarn tam yollar zerindeydi. Bir Karg gemisi veya kadrgas grr mym diye dikkat kesilmiti. Kzl akam -nda ilerlerken, Onakaaa kynde, ocukluunda yaam 144 olduu o sabah, sorgulu savalar, atei ve sisi hatrlad. O gn dnrken, birdenbire glgenin nasl onu kendi oyununa getirmi olduunu fark etti. Sanki gemiinden kartp getirir gibi, o sisi etrafnda younlatrm, onu kr ederek tehlikeyi grmesini engellemi ve kandrarak lme srklemiti. Gneydou ynndeki seyrine devam etti; dnyann bat ke-narna gece inerken, kara gzden kaybolmutu. Tepeleri henz batnn kzllm yanstan dalgalarn ukurlar kapkaranlk ol-mutu. Ged yksek sesle, K lahisi'ni ve aklnda kald kadaryla, Gen Kraln Kahramanlklar gibi arklardan bazlarm syledi; nk bu arklar Gndnm Bayrami'nda sylemek adettir. Sesi grd, ama denizin engin sessizliinde boulup yok oluyordu. Gece hzla kt; k yldzlar da ayn hzla parlad. Yln en uzun gecesi olan o gece, k aylarnn bitmek tkenmek bilmeyen rzgarlar onu grnmeyen deniz zerinde gneye doru srklerken, Ged yldzlarn sol yanmdan doup zerinden dolanarak sa yanndaki karanlk sulara batmalarm seyrederek hi uyumad. Ancak arada bir, birka saniyeliine kendinden geebiliyor, sonra aniden uyanyordu. Bu zerinde durduu tekne, aslnda tekne mekne deil, yarsndan ou sihirbazlk ve byclk olan tahta paralar ile al rp ynyd. Eer zerlerindeki ekillendirme ve balama bysn biraz gevetirse, tekne darma dan olur, bir gemi enkaz gibi dalgalarn zerine yaylrd. Tlsm ve havadan dokunmu olan yelken de, eer uyursa rzgara fazla dayanamaz, kendisi de yele dnerdi. Ged'in byleri kuvvetli ve etkiliydi, fakat bu tr bylerin dayanaklar ne kadar az olursa, bunlar bir arada tutan byy o kadar sk yenilemek gerekir, te bu yzden Ged o gece uyumad. Bir ahin veya bir yunus olarak daha hzl ve daha kolaylkla ilerleye-bilirdi, ama Ogion ona baka bir eye dnmemesini tlemi-ti; Ged de Ogion'un tlerinin ne kadar deerli olduunun farkndayd. Bylece, batya doru hareket eden yldzlarn altnda, gneye doru yelken at; yeni yln ilk gnei, denizi aydnlat-maya balayncaya kadar, uzun gece yava yava geti. Gne doduktan ksa bir sre sonra, nnde bir kara grn145 d; fakat Ged adaya doru ok yava ilerliyordu. Seherle birlikte dnya rzgar dinmiti. Ged adaya doru ilerlemek iin yelkenim hafif bir byrzgaryla doldurdu. Karann grntsyle iine yeniden bir korku dmt; arkasna bile bakmadan kamak iin onu drten, iine ken bir korku. Ged bu korkuyu her an sakland allktan kp zerine atlayabilecek bir aynn, byk, silik pene izlerini ve iaretlerim takip eden bir avc gibi izliyordu. nk ona ok yaklamt; bunu hissediyordu. nnde duran kara paras, yaklatka denizden ykselme-ye balayan, garip grnl bir adayd. Yaklatka, uzaktan duvar eklinde tek bir da gibi grnen eyin, belki de ayn ayr adacklardan olumu, aralarna denizin ince bir kanal veya boaz gibi girdii, birka srada olduu ortaya kt. Ged, Ro-ke'ta, simci Usta'nn Kulesi'nde bir sr haritann zerinde inceden inceye almt, ama onlar daha ok i denizlerin ve Adalar Diyar'nn haritalaryd. u anda Dou Uyreleri'nde bulunuyor ve bu adann, ne ada olabileceini kestiremiyordu. nnde uzanan ey, ondan pusuya yatarak saklanan ey, adann or-manlannda ve yamalarnda onu bekleyen ey, korkuydu. Ged de doruca onun zerine gitti. Artk, karanlk ormanlarla talanm uurumlar, teknesinin zerinden kasvetle

ykseliyor, byrzgar yelkenlisin! iki byk burnun arasndan, adann derinliklerine doru uzanan ve iki kadrga boyundan daha geni olmayan boaza veya su geidine doru gtrrken, kayalklarn kntlarna arparak krlan dalgalarn zerrecikleri, yelkenine doru uuuyordu. Kuatlm deniz, kpr kpr derin sahili andryordu. Hi kumsal yoktu; sradalar dimdik, doruklarnn souk glgesinin karartm olduu denize iniyorlard. Buras rzgarsz ve ok sessizdi. Glge onu Osskil'de kandrarak bataklklara ekmi, siste kayalara bindirmesine neden olmutu; yoksa imdi nc bir oyun mu hazrlyordu? Ged mi glgeyi buraya srmt, yoksa glge mi onu kandrp bir tuzaa ekmiti? Bilemiyordu. Sadece korkunun yaratt ikenceyi, yoluna devam etmesi ve yapmaya niyetlendii eyi yapmas gerektiini biliyordu. Kt varl av146 lamas, deheti kaynana kadar izlemesi gerekiyordu. Seyrine, nn arkasn, aay yukary, her yan kollayarak, byk bir dikkatle devam etti. Taze gnn gneini arkada, ak denizde brakmt. Buras tamamen karanlkt. Arkasna dnp baktn-da, burunlar arasndaki aklk, uzak ve aydnlk bir kapy and-nyordu. Sradalar nnde, dalarn boy verdii eteklerine yaklatka ykseliyor, hep daha ok ykseliyor, su geidi de gittike daralyordu. nnde uzanan karanlk atlaa doru, sama, soluna, maaralarla ve yerinden kopup devrilmi kaya paralaryla dolu, aalarn kklerinin yansnn havada durduu ya-malara bakt. Hibir ey kprdamyordu. Artk, koyun sonuna yaklayordu: Son deniz dalgalarnn dermanszca kucaklad, clz bir dere geniliindeki yksek, bo, kr kr bir kaya ktleme. Dm olan kaya paralar, iri budakl aalarn rm gvdeleri ve kkleri, kprdanmak iin ok dar bir yer brakyordu. Bir tuzak: Sessiz dan eteklerinin dibinde bir tuzak; Ged de bu tuzaa dmt. nnde ve yukarsmda hibir ey kprdamyordu. Hereyde bir lm durgunluu vard. Daha ile-riye gidemiyordu. Suyun altndaki kayalardan birine bindirmesin veya uzanm olan aa dallar ve kklerine taklmasn diye teknesini, by ve elindeki krek ile son derece dikkatlice ynelerek, tekrar k ynne dnnceye kadar evirdi ve tam geldii ynden geri dnebilmek iin bir byrzgar kartyordu ki, aniden bynn szckleri dudaklarnda dondu kald; kalbi buz kesildi. Omuzundan geriye doru bakt. Glge, arkasnda, teknenin iinde duruyordu. Eer bir an daha kaybetmi olsayd, tamamen kaybolacakt; fakat Ged hazrlklyd ve hemen eriebilecei bir yerde, dalgalanmakta ve titremekte olan eyi yakalamak ve elinde tutmak iin bir hamle yapt. O anda byclk ona yardmc olamazd. Sadece kendi kol kuvveti, bu yaamsz varla kar kendi yaam bir ie yarard. Hibir sz sylemeden saldrd. Bu ani saldr ve hamlesi nedeniyle tekne, suya batt kt. Kollarndan gsne doru, nefesini kesen bir ac yayld, ii buz kesti, gz147 leri grmez oldu. Ancak glgeyi yakalayan ellerinde, karanlktan ve havadan baka bir ey yoktu. leriye doru tkezledi, dmemek iin yelken direine tutu-nunca gzlerine k imek gibi geldi. Glgenin korku iinde katm ve bztn, sonra da bir anda kendisinin ve yelkenin zerinde byyp uzadm grd. Sonra glge, rzgara kaplm siyah bir duman gibi, yeniden toparlanp, biimsiz bir ekilde sradalarn arasndaki parlak kapya doru kat. Ged dizlerinin zerine kt. Byl kk tekne tekrar bir batt kt, sonra, huzursuz dalgalarn zerinde srklenerek, sal-lana sallana durdu. Ged, teknenin iine, duygusuzca, dncesizce meldi; nefesim toplamaya alyordu. Sonunda ellerinin altnda ykselmeye balayan souk su, onu, teknesine bakmas gerektii konusunda uyard. Kay bir arada tutan by zayfla-maya balamt. Yelken direi yerine

geen asaya tutunarak ayaa kalkt, elinden geldii kadaryla, birletirme bysn tekrarlad. rpermi ve yorulmutu, elleri ve kollar szlyordu, hi gc kuvveti kalmamt. Denizin ve dan birletii o karanlk yerde yatp, durmadan sallanan suyun zerinde uyumak, uyumak istedi. Bu yorgunluunun, kaarken glge tarafmdan yaplm olan bir byden mi, yoksa o eyin buz gibi temasndan m, yoksa sadece alk, uykusuzluk ve ok g harcam olmasndan m kaynaklandm anlayamad; fakat bu duruma kar koydu, yelkenim doldurmas iin hafif bir byrzgar kartmak ve glgenin kam olduu karanlk deniz yolunu izlemek iin kendisin! zorlad. Tm deheti gemiti. Tm neesi kamt. Artk bu i bir kovalamaca olmaktan kmt. Artk ne av ne de avcyd. nc keredir karlap birbirlerine demilerdi; Ged kendi isteiyle, onu elleriyle tutabilmeyi umarak, glgeye doru dnmt. Onu tutamamt ama aralarnda, hibir kopma noktas olmayan bir zincir, bir ba kurmutu. O eyin izini srmeye, onu avlama-ya hi gerek yoktu; ne de ondan kamasmn bir tayda vard. kisi de kaamazd. Son kez buluacaklar yer ve zaman geldi-inde, ite o zaman tam anlamyla buluacaklarda 148 Fakat o zamana ve o yere kadar, artk Ged iin karada ve denizde, gece veya gndz hi huzur kalmamt. Artk biliyordu ki grevi, yapt hatay dzeltmek deildi, hi olmamt; yapmas gereken, balad eyi bitirmekti, ve bunu bilmek hi de kolay deildi. Karanlk dalarn arasndan kt; denizin zerinde, kuzeyden esen tatl bir rzgarla, prl prl, snrsz bir sabah hkm sryordu. Fok bal tulumunda kalan suyun hepsini iti ve bu ada ile ikinci bir ada arasnda uzanan geni bir geide gelinceye kadar, en batdaki burna doru seyretmeye balad. O zaman. Dou Uyreleri'nin haritasn gznn nne getirerek, burann nere-si olduunu anlad. Bunlar El Adalar'yd; dadan parmaklarm Kargad Topraklar'na doru uzatan bir ift ssz ada. kisinin arasndan yelken at; akamst, hava kuzeyden gelen frtna bulutlaryla kararrken, batdaki adann gney sahilinde karaya kt. Burada, kumsaln st yakasnda, bir derenin denize dkld yerde kk bir ky olduunu grmt. ecek su, snmak iin ate ve yatacak yer bulabilecek olduktan sonra, orada nasl karlanacam umursamyordu. Kyller kaba ve ekingen, byc asasndan korkan, yabanc birine kar ihtiyatl ama frtna ncesi denizden yalnz basma gelmi birisine kar misafirperver insanlard. Ged'e bol bol yiyecek ve iecek ikram ettiler; ocak ateinin scakl ve kendi dili olan Hard dilinde konuan insan sesinin vermi olduu huzuru bahettiler; son olarak da, en ok ihtiyac olan eyi, ykanp souktan ve tuzdan kurtulmas iin scak su ve yatmas iin bir yatak verdiler. 149 IX FFSH GED, Bat El Adasi'ndaki o kyde gn geirdi. Bu arada kendisin! toparlad ve by ile denizin srkledii tahtalardan deil de, kendinden salam bir direi ve yelkeni olan, iyice ivilenmi ve kalafat edilmi, salam kalaslardan yaplm, iinde rahata yolculuk edip, gerektiinde de uyuyabilecei bir tekne hazrlad. Kuzey'in ve Uyre teknelerinin ou gibi, sert deniz-lere dayanabilecek gte olmas iin kaplama paralar birbirine bindirilerek yaplmt; her paras son derece dikkatlice imal edilmi, dayankl bir tekneydi. Ged, bu tekne ile uzun yollar ka-tedebileceini dnerek, tahtay bir de derinlemesine rlm bylerle kuvvetlendirdi. ki kii tayabilecek ekilde yaplmt tekne; sahibi olan yal adam, kardeleriyle birlikte, bu kaykla sert denizlerde ve kt havalarda ok yolculuklar yapm olduklarm ve teknenin tm koullarda yiite yol aldm anlatt.

150 Gontlu akgz balknn tersine, bu yal adam Ged'in b-yclnden ekindii ve ona hayran olduu iin, kay bedava verecekti. Ama Ged, sihirbaz usul yapt demesin!; adamn gzlerini kr eden kataraktm iyiletirerek. Buna ok sevinen adam, Ged'e, "Biz tekneye Deniz ulluu derdik, ama sen ona Ufkabakan de ve bumunun iki yanma gz resimleri iz. Benim minnettarlm o kr tahtalardan seni gzetecektir; seni denizin stndeki ve altndaki kayalardan koruyacaktr. Dnyann ne kadar aydnlk olduunu, sen bana gstermceye kadar unutmu-tum," dedi. Ged, El Adasndaki dik ormann altna kurulmu olan kyde, gc yerine geldike, baka iler de yapt. Burann halk, Ged'in ocukluunda, Gont'taki Kuzey Vadisi'nde tand in-sanlara benziyordu. Bunlar, onlardan bile fakirdi. Onlarn yann-da, kendisini, zenginlerin saraylarndakinden ok daha rahat hissediyor; daha onlar istemeden, neye gereksinim duyduklarm biliyordu. Hastalkl ve sakat ocuklara iyiletirme ve koruma byleri, kyllerin zayf koyun ve kei srlerine bereket tlsm yapt. Ona getirdikleri ilere ve dokuma tezgahlarna, teknelerin kreklerine ve tuntan yaplm aletlerine, talarna Simn Rn iledi. Kulbelerinin damlarna da evleri ve ev halkm yangndan, rzgardan ve delilikten koruyan Pirr Rn yazd. Teknesi Ufkabakan su ve kurutulmu balkla iyice doldurulup hazr olduunda bile Ged, kyn gen okuyucusuna Mor-red'in Kahramanlklar ve Havnor Ezgisi'ni retmek iin bir gece daha kyde kald. El Adalar'na, Adalar Diyar'nn gemileri ok ender urard; bir asr nce kartlan arklar bile bu ky halkna yeni geliyor, kahramanlar hakknda bir eyler duymak iin yanp tutuuyorlard. Eer Ged'in basnda bu bela olmasayd, orada seve seve bir hafta veya bir ay daha kalp bildii btn arklar onlara sylerdi; bylece bu byk arklar, yeni bir adada daha renilmi olurdu. Fakat zgr deildi; ertesi gn yelken aarak Uyre'nin engin denizlerinden dosdoru gneye doru gitmeye balad. nk glge gneye doru gitmiti. Bunu anlamak iin arama-efsunu yapmasna gerek yoktu. Bunu 151 sanki salam ve zlmez bir sicim ikisini birbirine balyor-mu gibi biliyordu. Aradaki uzaklklar, denizler, karalar, hi mi hi bir ey ifade etmiyordu. Bylece kendinden emin olarak, acele ya da mit etmeden, gitmesi gereken yolda ilerledi. K aylarnn rzgar onu gneye gtryordu. Yapayalnz denizde, bir gn ve bir gece yol ald; ikinci gn kk bir adaya geldi. Adann adinin Vemish olduunu rendi. Kk limandaki insanlar, Ged'e gz ucuyla bakyorlard; derken kyn sihirbaz geldi, alelacele. Ged'e ters ters baktktan sonra selam verdi ve hem gururlu, hem de onu kandrmak istercesine tatl bir edayla, "Byc Hazretleri! Bu ar cesaretimi ho grnz; yolculuunuz iin gerekli olan herhangi bir eyi -yiyecek, iecek, yelken kuma, urgan- ne olursa, size vermemi-ze izin vererek bizi onurlandrnz. Kzm u anda kaynza, yeni kzarm bir ift tavuk getiriyor. Yine de ben, eer uygun grrseniz, bir an nce buradan gitmenizin akllca olacam dnyorum. Halkmz byk bir korku iinde. Ksa bir sre nce, evvelki gn, birisi bizim gsterisiz adamz kuzeyden gneye doru gemiti; ama bu adam buraya getiren veya bu adam burada brakan bir gemi grnmedi. Bu adamn bir glgesi de yoktu. Onu grenler, size benzediim sylyorlar," dedi. Bunun zerine Ged bam eip dnd ve bir daha arkasna bakmadan Vemish'in limanna gidip, adadan ayrld. Adallar korkutmak veya sihirbaz kendisine dman etmek, onun hibir iine yaramazd. Byle olmasmdansa, denizde uyuyup, sihirbazn kendisine sylemi olduu eyler zerinde dnmeyi tercih ederdi. Bu olay iyice karan kartrmt. Gn sona erdi; gece ise, tm karanlk saatler ve gri bir alacakaranlk boyunca, denizin zerinden fsldayan souk bir yamur eliinde geti. Hala kuzeyden esen hafif bir rzgar, Ufka-bakan'a. yol veriyordu. Ksa bir sre sonra yamur dindi, sis dald; gn ilerieyince Ged, sa apraznda k aylarnn o amaszca srklenen gnei altnda

parldayan, alak mavi tepeleriy-le byk bir ada grd. Bu tepelerin arasna kurulmu kk kk kasabalarn ocaklarndan kan dumanlar, kuruni daml ev152 lerin zerine, masmavi asl dumyordu; denizin bu engin deimezlii iinde ho bir grnt. Ged limanna dnen bir balk filosunu izledi; altn renkli bu k akamnda, kasabann sokaklarndan geerek Harrekki adnda bir han buldu. Handaki ocak atei, bira, kzarm kuzu pirzolas, hem ruhunu hem de bedenini stt. Hann masalarnda birka yolcu daha vard; Dou Uyreleri'nin tccarlar. Fakat ounluu, buraya kaliteli bira, havadis ve sohbet iin gelen kasaballar oluturuyordu. Burann halk, El Adasi'nn balk halk gibi kaba ve mahcup insanlar deildi. Tam kasabalydlar; uyank ve temkinli. Belli ki Ged'in byc olduunu anlamlard ama bu konuda hibir ey sylenmemiti. Sadece hanc, laf ara-snda (ok da enesi dk bir adamd), bu kasabann, yani s-may'in, paha biilmez bir serveti, yani Roke Okulu'nda yetimi, asasn bizzat Babyc tarafndan alm hnerli bir bycy adann dier kasabalaryla paylat iin ok ansl olduunu; u anda kasaba dmda olsa da, smay'in iinde, ailesinden kalma bir evde oturduunu ve bu yzden de, bu kasabann Yksek Sanatlarla megul baka birine gereksinim duymadm syledi. "Zaten ne demiler; bir kasabada iki asa, kavga kar sonunda, yle deil mi efendim?" dedi hanc, neeyle glmseyerek. Bylece Ged'e, byclkle rzkm arayan bir gezgin-bycye bu kasabada yer olmad bildirilmiti. Sonuta, Vemish'ten pervaszca, smay'dense yumuak bir ekilde kovulmutu. Oysa Dou Uyreleri'nin misafirperverlik gelenekleri iin neler duymutu Ged. Buras ffish Adasi'yd, arkada Vetch'in domu olduu ada. Hi de Vetch'in anlatm olduu gibi misafirperver bir ada-ya benzemiyordu. Ama yine de, aslnda, yzlerinden iyi insanlar olduklar grlyordu. Sadece gerei sezmilerdi: Ged'in onlardan ayr olduu, onlardan koparld, kt bir kadere sahip olduu ve karanlk bir ey tarafndan kovaland gereini. Atein stt scack bir odada esen souk bir rzgar, bir frtna tarafndan, yabanc topraklardan srklenip getirilmi kara bir ku gibiydi. Kt kaderini alp ne kadar abuk uzaklarsa, bu insanlar iin o 153 kadar iyi olacakt. "Bir iz peindeyim," dedi hancya. "Burada sadece bir iki gece kalacam." Sesi biraz kasvetliydi. Hanc, kede duran porsukaacndan byk asaya bir gz atarak, ilk defa hibir ey sylemedi; bunun yerine, Ged'in bardam zerinden kpkleri tancaya kadar kaliteli siyah birayla doldurdu. Ged, smay'de sadece bir gece geirmesi gerektiim biliyordu. Onu ne burada, ne de baka bir yerde, ho tutuyorlard artk. Yolcu yolunda gerekti. Fakat Ged, bombo, souk denizden ve kendisiyle konuan tek bir kulun olmad o sessizlikten bkm-t. Kendi kendine, smay'de bir gece daha kaldktan sonra, ertesi gn gitmeye karar verdi. O yzden ge yatt; uyandnda hafif bir kar attryordu. Ged o gn, kendi ileriyle megul insanlar seyretmek iin kasabann yollarnda ve sokaklarnda aylak aylak dolat. Krk pelerinlerine sarnm ocuklar, buzdan kalelerin-de oynarken, kardan adam yaparken seyretti. Sokak aralarnda ak kaplardan, kapdan kapya yaplan dedikodular dinledi. Pancar gibi kzarm yzyle, atein nnde koca krn saplarm aa yukar ap kapayan, kan ter iindeki kk ra ile tunustasn izledi. Ksa gn sona ererken, kzla alan sar bir kla aydnlanm evlerin pencerelerinden, evlerinde, dokuma tezgahlarnn basnda, bir ey sylemek veya glmsemek iin dnp o scack yuvada bulunan kocalarna veya ocuklarma bakan kadnlar grd. Ged tm bunlar dardan, uzaktan, yapayalnz izledi. Bu kadar kederliyken bile, zgn olduunu kendi kendisine bile itiraf etmiyordu. Gece karanl kmesine ramen, hana geri dnmeye gnl raz olmuyor, sokaklarda

dolan-maya devam ediyordu. Bir adamla bir kzn, nee iinde caddeden beraberce yryerek yanndan geip kasaba meydanna doru ilerledikleri duydu. Adamn sesini duyar duymaz geri dnd, bu sesi ok iyi tanyordu. iftin arkasndan gidip onlar yakalad. Yalnzca uzaktaki lambalarn aydnlatt alacakaranlkta onlarn yanma vard. Ged'i grnce, kz geriye doru bir adm att, fakat adam Ged'i szdkten sonra, elinde tamakta olduu asay Ged ile aralarma 154 gelecek ekilde, kt bir hareketten veya tehditten kendisini koruyacak bir engel oluturmak istercesine havaya kaldrd. Bu Ged'in kaldramayaca kadar ar bir hareketli. "Beni tanyacam zannetmitim, Vetch," derken, sesi biraz titriyordu. Bu szn zerine bile Vetch bir an tereddt etti. "Seni tanyorum," dedi. Asasn indirdi, Ged'in elini tuttu ve ona sarld. "Seni tanyorum! Ho geldin dostum, ho geldin! Seni ne kt karladm, sanki arkamdan gelen bir hayaletmisin gibi... stelik hep senin gelmeni bekledim, yolunu gzledim..." "Demek smay'in, anlata anlata bitiremedikleri bycs sendin. Ben de merak etmitim..." "A, evet, onlarn bycsym; ama dinle, sana, neden seni tanyamadm anlataym. Belki de seni gereinden ok dnyordum. gn nce... gn nce burada, ffish'te miydin?" "Dn geldim." " gn nce, Quor'un sokaklarnda, u tepelerdeki kyde, seni grdm. Daha dorusu, senin bir benzerim, bir kopyan veya sadece sana benzeyen baka bir adam grdm. nmde yryor, kyden dar kyordu. Onu grdm anda, yoldaki bir dnemeten dnyordu. Ona seslendim ama bir cevap alama-dm. Peinden gittim ama kimseleri gremedim. Bir iz yoktu fakat toprak donmutu. Bu ok tuhaf bir eydi; imdi de, sen yle glgeden kp geliverince, iin iinde yine bir oyun olabilir diye dndm. ok zr dilerim Ged." Vetch, Ged'in gerek is-mini, biraz gerisinde beklemekte olan kzn duyamayaca ekilde, yavaa sylemiti. Ged de arkadann gerek ismini kullanabilmek iin yavaa konutu: "nemli deil, Estarriol. Bu benim gerek varlm, ve seni grdme ok memnun oldum..." Vetch, belki de Ged'in sesinde, salt memnuniyetten baka bir ey daha duydu. Elini hala Ged'in omuzundan ekmemiti; artk Gerek Lisan'da konuuyordu: "Basnda bir dertle karanlklardan kp geldin Ged, yine de geliin bana mutluluk getirdi." Sonra da Uyre ivesiyle konutuu Hard diliyle devam etti. "Haydi, bizimle birlikte eve gel; biz de eve gidiyorduk zaten. 155 Karanlklardan kmann zaman geldi!... Bu benim kz kardeim, en kmz, grdn gibi benden daha gzel ama daha saf. smi Civanperemi. Civanperemi, bu evik Atmaca, en iyimiz ve benim arkadam." "Byc Hazretleri," diye selamlad kz Ged'i; Dou Uy-releri'ndeki kadnlarn yapt ekilde basn terbiyelice nne edi ve saygsm belirtmek iin gzlerin! elleriyle kapad; gizlemedii zamanlar, gzleri zeki, utanga ve merakl bir ltyla parlyordu. On drt yalarndayd; aabeyi gibi kara renkli fakat ince ve zarifti. Elbisesinin kolundan, kanatlaryla ve peneleriyle, elinden daha uzun olmayan bir ejderha sallanyordu. Hep birlikte, lo sokaktan aa doru ilerlemeye baladlar. Yolda Ged, "Gont'ta, Gont kadnlarnn cesur olduunu sylerler; ama ben bugne kadar orada, gen bir hanmn bir ejderhay bilezik diye bileine doladm grmedim," dedi. Bu sz, Civanperemi'ni gldrd; hemen cevap verdi: "Bu sadece bir harreki; Gont'ta harreki yok mu?" Sonra utanp gzlerim rtt. "Hayr, yok; ejderha da yok. O yaratk bir ejderha deil mi?" "Mee aalarnda yaayan; eek ans, solucan ve sere yu-murtasyla beslenen

kk ejderhacklar. Bundan daha fazla b-ymezler. ey, Efendim, aabeyim sk sk sizin kk hayvan-mzdan, otaktan sz ederdi... hala yannzda m?" "Hayr. Artk yok." Vetch, sorgularcasna Ged'e dnd. Ama kendisine hakim olup bir ey sormad. Ta ki evinde, Ged ile babaa, tatan yaplm ate ukurunun kenarna oturuncaya kadar. Tm ffish adasnn ba bycs olduu halde, Vetch, en kk olan kardei ve kz kardeiyle birlikte, domu olduu bu kk kasabada, smay'de oturuyordu. Vetch'in babas, belli bir serveti olan bir deniz tccarym. Evleri de, ferah ve salam yaplyd. i, eya bakmndan olduka zengindi: Oymal raflarn st ve dolaplarn ii anak mlek, kaliteli kumalar, tuntan ve pirinten kaplarla doluydu. Oturma odasnn bir kesin-de bir Taon harpi, dier kesinde de Civanperemi'nin fildii 156 kakma dokuma tezgah duruyordu. Burada Vetch, tm alakg-nlllne ramen, hem gl bir byc hem de evinin efen-disiydi. Evde, evle birlikte yalanan bir iki yal hizmetkar, Vetch'in nee dolu olan kardei, bir de kk bir balk kadar seri ve sessiz olan Civanperemi yayordu. Civanperemi, akam yemeinde iki arkadaa hizmet edip konumalarm dinleye-rek onlarla birlikte yedikten sonra, kendi odasna ekildi. Herey salam, huzur dolu ve kesindi: Ged, ate yla aydnlanm odaya gz gezdirerek, "te, insan byle yaamal," dedi ve i geirdi. "Yollardan biri bu," dedi Vetch, "ama baka yollar da var. imdi arkada, eer mmknse, son konutuumuzdan beri, yani iki yldan bu y ana basndan geen olaylar anlat bana. Syle bana, bu ktn yolculuk neyin nesidir; nk bu kez bizlerle fazla kalmayacam ok iyi gryorum." Ged, Vetch'e anlatt; szn bitirdiinde, Vetch uzun bir sre derin derin dnd. Sonra, "Ben de seninle geleceim Ged," dedi. "Hayr." "Sanrm geleceim." "Hayr, Estarriol. Bu ne senin iin, ne de senin felaketin. Bu kt yolculua tek bama atldm, tek bama da bitireceim. Bir bakasnn bu yzden ac ekmesini istemiyorum, zellikle de senin; beni ilk bata bu kt davranta bulunmamam iin durdurmaya alan sendin, Estarriol..." "Gurur hep senin aklnn efendisi olmutur zaten," dedi arkada glmseyerek; sanki ikisini de pek az ilgilendiren bir konu zerinde konuuyorlarm gibi. "imdi dn: Tamam, bu senin avm; peki ama baarl olamazsan, orada bir bakasnn bu-lunup Adalar Diyar'n uyarabilmesi, doru olmaz m sence? nk o zaman, glge korkun bir gce sahip olacaktr. Veya, diyelim ki baarl oldun, o zaman orada olanlar Adalar Diya-r'nda anlatacak birinin bulunmas, bylece bu Kahramanln duyulmas ve arklarnn sylenmesi, doru olmaz m? Sana hibir yardmmn dokunamayacam biliyorum; yine de seninle 157 gelmem gerektiine inanyorum." Bu ekilde rica edince, Ged arkadam kramadysa da, "Bu gece burada kalmamalydm. Ama bile bile kaldm," dedi. "Bycler tesadfen karlamazlar, arkadam," dedi Vetch. "Hem sonra, senin de dediin gibi, yolculuunun basnda seninleydim. Sonuna kadar da seninle gelmem doru olur." Atee bir odun att; bir sre atei seyrederek oturdular. "Roke Tepesi'ndeki o geceden beri, sadece bir kiiden haber alamadm, Okul'da da kimseye sormaya cesaret edemedim: Jas-per' kastediyorum," dedi Ged. "O, asasn hibir zaman kazanamad. O yaz, Roke'tan ayrld ve 0-tokne'deki Lord'un saraynda sihirbazlk yapmak iin, O Adasi'na gitti. Bundan baka bildiim bir ey yok." Geni ate ukurunun etrafnda, neredeyse ayaklar korlarn iinde sessizce otururken, atei seyretmeye ve scakln bacak-larma ve yzlerine vurmasnn

keyfini kartmaya (nk dar-da ok ac bir souk vard) devam ettiler. Sonunda Ged, alak sesle konuarak, "Korktuum tek bir ey var Estarriol," dedi. "Eer sen benimle gelirsen, bundan daha da ok korkacam. Orada, El Adalarndaki o ieri doru giren derin koyun kmaz sonunda geri dndmde, glge elimin erdii bir yerde duruyordu ve onu yakaladm... Onu yakalamaya altm. Ama tutabileceim hibir ey yoktu. Onu yenemedim. O kat, ben kovaladm. Ama bu yine byle olabilir ve hep byle devam edebilir. O eyin zerinde, hibir gcm yok. Bu avn sonunda sark sylenecek bir zafer veya lm olmayabilir; bir son olmayabilir. Hayatmn sonuna kadar, bir denizden dierine, bir karadan dierine, bir glge peinde, sonu olmayan, anlamsz bir tehlike peinde, mrm harcayabilirim." "Tersine don!" dedi Vetch, sylenen uursuz dilei tersine evirmek iin, sol eliyle elini tersine evirir gibi bir hareket ya-parak. Tm kasvetli dncelerine ramen, bu Ged'i biraz g-lmsetti; bir bycden ok bir ocua yakan bir tlsmd nk. Vetch'te her zaman iin, bu tr bir kyl safl vard zaten. Yine de, Vetch ayn zamanda, sorunlarn zerine zerine giden, 158 zeki ve akgz bir insand. "Bu karamsar bir dnce; stelik bence, yanl da. Tam aksine, baladm grdm eyin, sonu-nu da grebilirim. Sen onun doasm, varlm, ne olduunu, yle veya byle, anlayacak ve onu eline geirip balayacak ve altedeceksin. Ama zor bir soru bu: nedir karmzdaki? Beni dndren tek bir ey var, bunu bir trl anlayamyorum. Grnen o ki, glge u sralar senin biiminde geziyor; ya da en azn-dan sana benzemeye balad. Onu Vemish'te de byle grmler, ben ffish'te de byle grdm. Bu nasl olabilir, veya neden byle olabilir, veya neden Adalar Diyar'nda byle olmamt?" "Uyreler'de kurallar deiir, derler." "Doru; bence de doru bir sz bu. Roke'ta renmi olduum ok iyi byler var ki burada ya hi ie yaramyor, ya da ters tepiyor. Ayrca, Roke'ta renmemi olduum baz sihirler var ki, burada ie yaryor. Her kara parasnn, kendine ait bir gc var; ve bir ada, Adalar'dan ne kadar uzaklarsa, insan bu gler ve bu glerin ynetimleri hakknda, o kadar az tahminde bulunabiliyor. Fakat bence, glgedeki deiiklie neden olan tek ey bu deil." "Bence de. Bence, ben ondan kamaktan vazgeip de ona doru dnnce, benim irademin ona dnmesi ekil ve biim ka-zanmasn salad; ama ayn eylem benim gcm emmesini de engelledi. Benim her hareketimin onda bir yansmas var. O, benim yaratm." "Osskil'de senin ismini syleyerek, ona kar kullanabilecein tm byclk glerini durdurmu oldu. Peki ama, neden El Adalar'nda da ayn eyi yapmad?" "Bilmiyorum. Belki de, konuma gcn sadece benim g-szlmden ekip kartabiliyordu. Neredeyse benim azm-dan konuuyordu: Yoksa benim ismimi nereden bilebilirdi ki? Benim ismimi nereden bildi? Gont'tan ayrldmdan beri, bu konu zerinde kafa patlattm ve bir sonuca yaramadm. Belki de kendi biiminde veya biimsizliinde, hi konuamyordur da, bir gebbet olarak, o anda, dn bir dille konumutur. Bilmiyo rum." 159 "O halde, onunla bir kere daha gebbet biiminde karlamaktan saknmalsn." "Sanrm," diye cevap verdi Ged, sanki ii rpermi gibi el-lerini kzl korlarn zerine doru uzatarak, "sanrm bunu yapamaz. u anda ben ona nasl balysam, o da bana bal. Skiorh'a yapm olduu gibi, baka bir adamn varlm ve iradesin! ele geirecek kadar uzaklaamaz benden. Bana sahip olabilir. Eer bir daha zayflar, ondan kamaya alr ve ba koparrsam, bana sahip olabilir. Yine de onu, tm gcmle tutmaya altm-da, buhar olup benden kat... Bu byle tekrarlanacak; yine de benden, kelimenin tam anlamyla kaamyor, nk onu her zaman

bulabilirim. Bu iren ve insafsz eye balym ve ona hakim olan kelimeyi bulamadka da bal kalacam: Adm yani." Arkada dnceli dnceli sordu: "Karanlk lkelerde isimler var m?" "Babyc Gensher yok dedi. Benim ustam Ogion ise tam tersini." "Byclerin tartmalar hi son bulmaz," diye alnt yapt Vetch, ac bir tebessmle. "Osskil'deki Kadim G'e hizmet eden o kadn da, tan bana ismi syleyeceine dair yemin etti; ama ben o sze pek gvenmiyorum. Bununla beraber, benden kurtulmak iin onun ismim syleyeceini vadederek benimle pazarlk yapmaya alan, bir de ejderha vard. Ben de kendi kendime dndm: Byclerin bir sonuca varamadklar konular, ejderhalarn bilgi alann" girebilir." "Girer ama onlar zalimdirler, yi de ne ejderhasym bu? Son grtmzden beri, ejderhalarla konutuunu syleme-mitin bana." O gece, ge vakitlere kadar konutular; sonunda hep o sevimsiz konuya, Ged'i neyin beklemekte olduu konusuna vardklar halde, birlikte olmaktan duyduklar mutluluk hereyi bas-tryordu. nk aralarndaki sevgi salam ve sarslmazd; zaman ve koullar onu hi ypratmamt. Sabah, Ged arkadanm at altnda uyand; daha henz uyku mahmuruyken kendisini 160 o kadar huzurlu hissetti ki, kt gler ve ktlklere kar korunan bir yerde bulunduunu zannetti. Btn gnn, sanki gzel bir dilek deil de kendisine verilmi bir armaanm gibi, dncelerine yapm kalm bu olmayan-huzurla geirdi. Ona, bu evden ayrlmak, son snandan da ayrlmak demek olacak gibi geliyordu; o yzden, bu ksa d srerken, huzur dolu yaamak istiyordu. ffish'ten ayrlmadan nce yapmas gereken eyleri halletmek iin Vetch, yannda ra ile birlikte adann dier kyleri-ne gitti. Ged, Civanperemi ve yaa Vetch ile kzn arasnda olan Vetch'in olan kardei Karabatak ile birlikte evde kald. Karabatak, henz ocuk saylrd; iinde bycle ynelik bir g veya drt yoktu; ffish'ten, Tok'tan ve Holp'tan baka hibir yere de gitmemiti; yaants kolay ve sorunsuzdu. Ged onu hayretle, biraz da kskanlkla izliyordu. O da ayn hislerle Ged'e bakyordu: Her ikisine de dierinin kendisiyle ayn yata olmas, yani on dokuz yanda olmas, ok tuhaf, ok deiik geliyordu. Ged, on dokuz yl yaam birinin bu kadar rahat olabil-mesine ayordu. Karabatak'n yakkl, neeli yzn ok beenen Ged, kendisini kuru ve sert buluyordu. Bilmiyordu ki, Karabatak da onun yznde derin izler brakm yaralarm bile, bir ejderhann pene izleri zannediyor ve bunlar bir kahramann iaretleri ve belirtisi olarak grdnden, kskanyordu. Bylece, iki gen adam, bir yerde, birbirlerinden utanyorlard. Fakat Civanperemi, ksa bir sre sonra, kendi evinde olduu ve evinin hanm olduu iin, Ged'den ekinmekten vazgeti. Ged, Civanperemi'ne ok kibar davranyordu. Civanperemi'nin Ged'e sorduu sorularn da ard arkas kesilmiyordu hani. nk, diyordu kz, Vetch onun sorularna hi cevap vermezmi. O iki gn boyunca kz, yolculara yolluk olarak peksimet yapt; kurutulmu et, balk ve yiyecek olarak bulabildii hereyi paketledi; ta ki Ged artk durmasn, Selidor'a kadar durmadan gitmeye niyetleri olmadm syleyinceye kadar. "Selidor nerede?" "Bat Uyreleri'nin en uzak noktas, ejderhalarn fareler gi161 bi kaynat yer." "Demek ki, insan Dou'dan ayrlmasn; bizim ejderhalar-mz fare byklnde. O halde, yiyeceiniz hazr; yeteceine emin misiniz? Bak imdi, ben bir ey anlamyorum: Hem aabeyim hem de sen ok kudretli byclersiniz; elinizi sallayp bir iki sz mrldanyorsunuz, i oluyor. O zaman neden ackyorsunuz? Denizdeyken, yemek zaman gelince, neden Kymal B-rek\ deyip kymal brek ortaya knca onu yemiyorsunuz?"

"Aslnda bunu yapabiliriz. Ama, hani derler ya, laf salatas yemek istemiyoruz. Kymal Brek\ dediin, sadece bir laf salatas... Biz, mis gibi kokan, son derece lezzetli ve hatta doyurucu bir brek yapabiliriz ama, o yine de szden baka bir ey olmaz. Mideyi kandrr ama ackm olan adama g kuvvet vermez." "Demek ki, byclerden a olmaz," dedi, mutfaktaki atein yannda, Ged'in karsnda oturmakta olan Karabatak. Tahtadan, bir kutu kapa oyuyordu; bu konuda ok gayretli olmasa da, meslei oymaclkt. "Alardan da byc olmaz, ne yazk ki," dedi, mutfak ocann tulalarnn zerinde pimekte olan son posta peksimetler kzaryor mu diye bakmak iin diz km olan Civan-peremi. "Ama ben yine de anlayamyorum evik Atmaca. Aa-beyimin, hatta rann bile, tek bir szckle karanlk bir yerde bir k yaktklarm grdm. O k parlyordu, parlakt; insan nn szle deil, kla grebilir ancak!" "Doru," diye cevaplad Ged. "Ik, gtr. Byk bir g, bizim varlmzn kayna; ama bizim gereksinimimiz dnda, kendinden var olan bir g. Gne ve yldz klar, zamandr; zaman da ktr. Yaam, gne nda, gnlerde ve yllardadr. Karanlk bir yerde, yaam, adyla seslenerek arabilir... Fakat bu, genellikle bir bycnn herhangi bir eyin ortaya kmas iin ona seslenmesi veya onu armasyla ayn ey deildir. Byc, kendisinden daha byk olan bir gce seslenmez ve ortaya kan da sadece bir gzbadr. Orada varolmayan bir eyi armak, ona gerek ismiyle seslenmek ise ok byk bir ustalk ister ki bu da olur olmaz kullanlmaz. nsan ackt diye 162 yapmaz bunu. Civanperemi, kk ejderhan bir peksimet yrtt." Civanperemi, Ged konuurken onu can kulayla dinleyip dikkatle izledii iin, harrekinin ocan zerindeki, aydanlklarn asld engelde bulunan scack tneinden aceleyle inerek, kendinden byk bir peksimeti kaptm grmemit. Kk, pullu hayvan kucana alarak peksimet krntlarm yedirirken, Ged'in sylemi olduu eyler hakknda derin derin dnyordu. "Yani, aabeyimin hep syledii o eyi bozmadan, gerek bir kymal brek var edemezsiniz o halde; neydi onun ad..." "Denge," diye cevap verdi Ged ar bal bir edayla, nk kz ok ciddiydi. "Evet. Ama, teknen kazaya urad zaman, o adacktan tahtadan ok bylerle rlm bir tekneyle ayrlmtr" ve teknen de su almyordu. Bu da bir gzba myd?" "Eh, ksmen gzbayd; nk ben deniz suyunun teknem-deki deliklerden ieri girmesini grmekten rahatsz olurum; o yzden de, sadece grn yznden, tekneyi yamadm. Ama teknenin kuvveti gzba deildi; ar da deildi; o baka bir sanat oluyor, balama bys diye. Tahtalar, bir tek ey, bir btn, bir tekne oluturmak iin balanmlard. Tekne, iine su almayan bir tahtadan baka nedir ki?" "Ben su alanlarndan, ok su boalttm," dedi Karabatak. "Eh, benimki de almad deil. Eer srekli byy yenile-mezsem su alyordu." Kedeki yerinden eilerek tulalarn ze-rinden bir peksimet alp elleri yanmasn diye hoplatmaya balad. "Ben de bir peksimet aldm." "O halde parmaklarm yakmsndr. Uzak adalar arasndaki o terkedilmi sularda, alktan kvranrken. Ah! Eer o peksimeti asrmasaydm imdi yerdim, diyeceksin ama... Ben de aabeyimin hakkn yiyeyim de, o da seninle beraber alktan kvranabilsin..." "Bylece denge saland," dedi Ged, kz yar kzarm, scak bir peksimeti alp hapur hupur yerken. Bu sz Civanperemi'ni 163 gldrnce, lokmas boazmda kald. Ama derhal ciddileerek, "Ne demek isteim, gerekten anlamak isterdim. Ben ok aptalm," dedi. ,

"Km," dedi Ged, "anlatmasn beceremeyen benim. Eer vaktimiz olsayd..." "Daha vaktimiz olacak," dedi Civanperemi. "Aabeyim geri dnd zaman, sen de onunla dneceksin, en azndan bir sre iin; dnmez misin?" "Dnebilirsem," diye cevap verdi Ged, kibarca. Ksa bir sessizlik oldu; sonra Civanperemi, tneine geri dnmekte olan harrekiyi gzleriyle izleyerek sordu: "Bana sadece unu syle, tabii eer bu bir sr deilse: Iktan baka hangi byk gler var?" "Sr diye bir ey yok. Varolan btn gler, kaynanda ve sonunda tektir, bence. Yllar ve uzaklklar, yldzlar ve mumlar, su ve rzgar ve byclk, insanolunun elindeki yetenek ve aacn kkndeki bilgelik: Hepsi bir btn olarak ykselir. Benim adm, seninki ve gnein gerek ad veya bir su kaynanm veya domam bir ocuunki; bunlarn hepsi yldzlar tarafn-dan, yava yava sylenen, muazzam bir szcn heceleridir. Bundan baka g yoktur. Baka bir isim de yoktur." Karabatak'n elindeki bak, oymakta olduu tahta zerinde dondu, "Ya lm?" dedi. Kz parlak, siyah bam nne emi, konuulanlar dinliyordu. "Bir szn sylenebilmesi iin," diye cevap verdi Ged yavaa, "sessizlik olmas gerekir. nce ve sonra." Sonra aniden ayaa kalkarak, "Bunlarla ilgili konumaya hakkm yok benim. Ben, sylemem gereken sz yanl sylemitim. Susmam daha hayrl; bir daha konumayacam. Belki de karanlktan baka, gerek g yoktur." Byle diyerek cbbesini ald ve ocak basn, scack mutfa terk etti. Tek basma, sokaklarda iselemekte olan souk k yamuruna kt. "Lanetlenmi," dedi Karabatak, Ged'in arkasnda biraz korkuyla bakarak. 164 "Sanrm km olduu bu yolculuk onu lmne gtryor," dedi kz, "o da bundan korkuyor ama yoluna devam ediyor." Sanki al alevlerin arasndan, tek basma, k denizinden gelip tekrar ssz denizlere alan tekneyi grebiliyormu gibi, basn kaldmp bakt. Sonra gzleri yaard ama hibir ey sylemedi. Ertesi gn Vetch geri geldi. Onun byle k ortasmda, stelik kendisiyle bir ilgisi olmayan, amansz bir maceraya atlmak iin yola kmasn hi istemeyen smay'in ileri gelenlerinden, yola kmak iin izin istedi. Sitem etseler bile, onu yolundan alkoyabilmek iin yapabilecekleri hibir ey yoktu. Kendisin! durmadan azarlayan yal adamlardan sklan Vetch, "Ben size aidim; hem soy, hem gelenekler, hem de size kar stlenmi olduun grev nedeniyle, sizinim. Ben sizin bycnzm. Ama, bir hizmetkar olduum halde, sizin hizmetkarnz olmadm hatr-lamanzn zaman geldi. Geri gelmek iin serbest kaldm an, geri geleceim: O gne kadar, hoakaln," dedi. Seher vakti, douda, denizin zerinde gri k kmeleri toplanrken, iki gen adam, Ufkabakan'm iinde, kahverengi, salam dokulu yelkenlerim kuzey rzgarna aarak, smay limann-dan ayrldlar. Limanda, Civanperemi onlarn gidilerim seyretti; tpk tm Yerdeniz sahillerindeki, denize alan erkeklerinin ayrlm seyreden balk karlar ve kzkardeleri gibi. Kadnlar ne ellerini sallar, ne de yksek sesle seslenirler; sadece, kahverengi ya da gri, kaponlu cbbeleriyle orackta, tekneden bakldnda, aradaki su genilerken gitgide ufalan karada, kprdamadan dururlar. 165 X AIK DENZ LMAN artk gzden kaybolmutu; Ufkabakan'm deniz suyuyla srlsklam olmu gzleri, nnde uzanan, daha engin ve ssz denizlere evnimiti. Yoldalar iki gn ve gecede, ffish'ten So-ders Adasi'na gemilerdi; bu, yz millik kt hava koullar ve ters rzgarlar demekti. Buradaki limanda ok ksa bir sre kaldlar; ancak su tulumlarm dolduracak ve gvertesi olmayan tek-nelerinin iindeki takmlarm, yamur ve deniz suyundan korumak iin katran srlm yelken bezi alacak kadar.

Bunlar daha nce salamamlard, nk normalde bycler byle ufak tefek ileri by ile hallederler; son derece sradan ve ufak bylerle. Deniz suyunu iilir duruma getirmek iinse, birazck daha fazla byye gerek vardr. Bylece byclerin yanlarnda taze su tamalarna gerek kalmaz. Ama Ged, bu konudaki yeteneim 166 kullanmaya hi niyetli grnmedii gibi, Vetch'in de kullanma-sm istemiyordu. Sadece, "Yapmasak daha iyi," deyince, arkada ne nedenim sordu, ne de onunla tartt. nk, rzgar yelkenlerim iirdii ilk andan beri, her ikisi de kt bir eylerin olabilecein! sezmilerdi; en az bu k rzgar gibi rpertici bir eyin. Korunak, liman, huzur, emniyet; bunlarn hepsi geride kalmt. Hepsine yz evirmilerdi. Artk her olayn kendi basma bir tehlike olduu ve hibir hareketin anlamsz olmad bir yolda ilerliyorlard. Giritikleri bu yolda, en basit bir bynn sylenmesi bile anslarm dndrebilir, gcn ve sonucun dengesin! deiti-rebilirdi. nk u anda, dengenin tam ortasna, kla karanln birletii noktaya doru gidiyorlard. Byle bir yolculua kanlar, dncesizce tek bir sz bile etmezler. Tekrar yelken aarak, beyaz kar tarlalarnm sisli tepeler iinde kaybolduu Soders Adasi'nn ky boyunca ilerlediler. Ged, tekneyi tekrar gneye doru evirdi. Artk, Adalar Diya-n'nn byk tccarlarnm hi ayak basmadklar sulara girmi-lerdi; Uyreler'in en son snrlarma. Vetch, gidecekleri yn Ged'in semediim, sadece gitmesi gerektii yere doru gittiini bildii iin, rotalar konusunda Ged'e soru sormuyordu. Soders Ada arkalarnda klmeye ve solmaya, dalgalar da teknenin bumuna arpp tslamaya bala-ymca ve etraflarm, her yandan, ta gkyzne kadar gri renkli, muazzam deniz dzlemi kuatnca, Ged sordu, "Bu yol zerinde hangi topraklar var?" "Soders'in gneyinde hi ada yoktur. Eer gneydouya doru gidersen, birka adaya rastlayabilirsin: Pelimer, Komay, Gosk, Astowell falan. Astowell'e, Sonkara da derler. Onun geri-sinde ise Ak Deniz vardr." "Ya gneybatsnda?" "Rolameny; bizim Dou Uyresi adalarndan birisidir; et-rafnda da birka kk adack vardr. Sonra Gney Uyresi'ne kadar baka bir ey yoktur. Gney Uyresi'nde de Rood ve To-om adalar, bir de insanlarn gitmedii Kulak Ada vardr." "Biz gidebiliriz," dedi Ged, yzn eksilerek. 167 "Gitmemeyi tercih ederim..." dedi Vetch, "...dediklerine gre, oras dnyann uygunsuz bir kesiymi; kemik ve uursuzluklarla doluymu. Gemiciler, Kulak Adasi'ndan ve Far Sorr'dan, dnyann baka hibir yerinden grnmeyen ve bu g-ne kadar da isimlendirilmemi yldzlarn grldn sylerler." "Doru, beni Roke'a getiren gemide, bundan sz eden bir gemici vard. Ayn adam Gney Uyreler'in iyice ilerisindeki Sal-nsanlar ile ilgili ykler de anlatmt. Bunlar, ylda sadece bir kere, o da sallar iin byk ktkler kesmek amacyla karaya karlarm; yln geri kalan zamannda da, tm o gnler ve aylar boyunca, okyanusun akntlaryla srklenirlermi. Ama btn adalardan uzaklarda. ahsen o saldan kyleri grmek isterim." "Ben istemezdim," dedi Vetch, sntarak. "Bana karalardan ve kara insanlarndan sz et; brak deniz kendi yatanda kalsn, ben de kendiminkinde..." "Adalar Diyar'ndaki tm ehirleri grmek isterdim," dedi Ged, yelken ipini tutarak ve nndeki engin, gri boluu sze-rek. "Dnyann kalbi, Havnor; efsanelerin yurdu Ea; Way Adasndaki Pnarlarla Dolu Shelieth; tm kentler ve tm byk adalar. Sonra kk adalar; D Uyreler'deki garip adalar da grmek isterdim. Ta batdaki. Ejderhalar Yolu'nda da yelken amak isterdim. Veya kuzeyde buz sahralarndan, doruca Hogen Adasi'na gitmek isterdim. Bazlar, bu adann, tm Adalar Diya-n'ndan daha byk olduunu sylyor; bazlar da, burasnn sadece arasnda buzlar olan

kayalklardan olutuunu savunuyor. Kimsenin bir ey bildii yok. Kuzey denizlerindeki balinalar da grmek isterdim... Ama gremem. Srtm parlak sahillere dne-rek, gitmem gereken yere gitmeliyim. ok acelem vard, imdi de fazla zamanm kalmad. Btn gne m, kentleri, uzak lkeleri bir avu gce sattm; bir glge iin, karanlk iin." Bylece her doma byme bycnn yapt gibi Ged de, korku-sunun ve pimanlnn atm yakt; ksa, yar sylenmi ama sadece kendisi iin olmayan bir at; arkada cevap olarak Er168 reth-Akbe'nin Kahramanlklar'ndaa, kahramann szlerini yineledi: "Ah, bir kez daha grebilseydim, dnyann o parlak oca-n; Havnor'un o beyaz kulelerim..." Bylece, bu terk edilmi engin sular zerindeki dar yollarn-da ilerlemeyi srdrdler. O gn grdkleri en nemli ey, g-neye doru yzmekte olan gm balklarn oluturduu sry-d; hi srayan bir yunus, gri g yaran bir mart, bir karabatak veya deniz krlangc grmemilerdi. Dou kararmaya, bat da kzarmaya balaynca, Vetch, yiyeceklerim kartarak pay etti ve, "te son biramz. Souk havada, susayacak adamlar d-nerek, bu testiyi buraya koymay akl edenin erefine; kardeim Civanperemi'nin erefine," dedi. Bunun zerine Ged, dalm gzlerim denizden ayrarak i karartan dncelerinden syrld ve Civanperemi'ni, belki de Vetch'ten daha iten selamlad. Kzn dncesi, aklna Civanperemi'nin zekice ama ocuksu tatllnn duygusunu getirdi. O gne kadar tand hi kimseye benzemiyordu. (Zaten o gne kadar hangi kz tanmt ki? Ama o, bunu dnmyordu.) "Kk bir bala, berrak bir derede yaayan minik bir sazana benziyor," dedi Ged, "...savunmasz; ama insan yine de yakalayamyor onu." Bu sz zerine Vetch, glmseyerek Ged'e bakt. "Sen doma byme bir bycsn," dedi. "Civanperemi'nin gerek ismi Kest." Kadim Lisan'da kest, Ged'in de ok iyi bildii gibi, minik sazan bal demektir. Bu Ged'i ok mutlu etmiti. "Belki de bana onun ismini sylemeseydin daha iyi olurdu," dedi. Fakat, syledii sz dncesizce sylememi olan Vetch, "Onun ad sende, en az benim adm kadar emniyette. Hem sonra, sen zaten ben sylemeden de bunu biliyordun..." dedi. Batnn al, kllerin iinde kayboldu; klrengi de yerini si-yaha brakt. Deniz de, gk de tamamen karanlkt. Ged, krkl yn cbbesine sarnarak, uyumak iin teknenin iine uzand. Yelken ipini tutan Vetch, ona hafif hafif Enlad'm Kahramanlklar adl arky syledi. arkda, Ak Morred'in nasl byk, k-reksiz bir gemiyle Havnor'dan ayrld ve nasl baharda Solea 169 Adasi'na vardnda Eifarran' meyva bahelerinin arasmda grd anlatlyordu. Ged, ark, sevgililerin aknn hznl so-nuna varmadan uyuy akaidi. Sonunda Morred lm, Enlad mahvolmu; byk ve zalim deniz dalgalar Solea'nn meyva bahelerim basmt. Geceyarsna dom Ged uyanarak nbeti devra-lnca, Vetch uyudu. Kk tekne, yelkenlerine dolan sert rzgarla kayarak alkantl deniz zerinde hzla ilerliyor, gecenin ka-ranlna kr krne dalyordu. Fakat karanlk krlmaya balam ve tan yeri aarmadan, ay kenarlar koyulam bulutlarn arasndan parlayarak denizin zerine zayf klarm yaymt. Gn domadan nce uyanm olan Vetch, "ay incelmeye balad," diye mrldand, souk rzgar bir an iin yavaladn-da. Ged, aydnlanmaya balayan gkyznn dousuna, yarm aya bakt; bir ey sylemedi. Gndnmnden sonra, ayn ilk karanlkta kald geceye Nadas denir. Bu zaman, yazn Uzun Dans Bayrami'nm kutland, ayn en uzun grnd zamann, tam tersidir. Bu gnler, yolcular ve hastalar iin uursuz bir zaman olarak kabul edilir. Nadas'ta, ocuklara gerek isimleri taklmaz, kahramanlk arklar sylenmez, kllar veya sivri, kesici aletler bilenmez, yemin edilmez. Bu gnler, yaplan ilerin hep ters gittii, yln en karanlk dilimidir.

Soders'den gn sonra, deniz kularm ve yosunlar izleye-rek dalgal, gri denizden bir kambur gibi ykselen kk bir ada olan Pelimer'e geldiler. Ada halk Hardca konuuyordu ama leheleri Vetch'e bile garip gelmiti. Gen adamlar, biraz taze su bulmak, biraz da dinlenmek iin burada karaya ktlar, lk bata, merak ve heyecanla, ok iyi karlandlar. Adann en nemli kasabasnda bir sihirbaz vard; ama adam delirmiti. Sadece, Pe-limer'in temelini yemekte olan byk bir ylandan sz ediyor; bylece adann temelinden ayrlp, halatlar zlm bir gemi gibi yzeceini ve dnyann kenarndan aa decein! anlatyordu. Balangta gen bycleri saygyla karlad; fakat ylan hakknda konumaya balaynca, Ged'e pheli pheli bak-maya, sonra da birdenbire Ged ile Vetch'e sokak ortasnda, casuslar, denizylannn uaklar, diye barmaya balad. Bu 170 olaydan sonra Pelimerliler, Ged ile Vetch'e ters ters bakmaya baladlar; deli de olsa, o onlarn sihirbazyd. Bylece, Ged ile Vetch burada fazla kalamadlar; gece kmeden yola karak, hep gneye ve douya doru ilerlediler. Denizde yol aldklar bu gnler ve geceler boyunca, Ged, ne glgeden, ne de avndan sz etti. Vetoh'in sorduu, bu konuyla en ok ilgisi olan soru da, (Yerdeniz'in bilinen adalarndan gittike uzaklatklar ve hep ayn rota zerinde ilerledikleri iin) "Emin misin?..." oldu. Ged'in buna cevab ise, "Demir, mknatsn nerede olduundan emin midir?" idi. Vetch basn sallad ve ikisi de bir daha bu konuda bir ey demeden yollarna devam ettiler. Fakat, zaman zaman, eski gnlerde yaam byclerin, tehlikeli gler ve varlklarn gizli isimlerini bulmak iin kullandklar hnerler ve yntemler hakknda konuuyorlar; Palni Ne-reger'in, nasl Kara Byc'nn ismini ejderhalar konuurken duyduunu; Morred'in nasl dmann ismini, Enlad Ovalar'ndaki sava alanndaki tozun zerine, yaan yamur damlalar tarafmdan yazldm grdn anlatyorlard. Bulma-byleri, dualar ve sadece Roke'taki ekillendirme Ustasi'nn sorabilecei, Cevaplandrlabilir Sorular hakknda konutular. Fakat genellikle Ged konumalarm, Ogion'un ona yllar nce bir sonbaharda, Gont Da'nm srtlarnda sylemi olduu bir eyi mrldana-rak bitiriyordu: "Duyabilmek iin, susmak gerekir..." Sonra ses-sizleip, saatler boyunca, durmadan nnde uzanan denizi seyre-derek, derin derin dnyordu. Bazen Vetch'e, sanki arkada dalgalarn, nlerinde uzanan uzaklklarn ve henz gelmemi olan gri gnlerin arasndan, yolculuklarnn karanlklarla kapl sonunu ve izlemekte olduklar eyi gryor gibi geliyordu. Kt bir havada, Komay ve Gosk adalarnn arasndan getiler. Yamur ve sisin iinde adalarn ikisini de gremediler. Adalar gemi olduklarm da, ancak ertesi gn, nlerinde, tiz lklar denizde ok uzaklardan duyulan byk mart srleri-nin zerinde umakta olduu, sivri tepeli bir ada grdklerinde anladlar. Vetch, "Bu ada Astowell'e benziyor. Sonkara. Bu adann gneyinde ve dousundaki alanlar bombotur," dedi. 171 "Yine de, burada oturanlar, daha uzaklardaki kara paralar hakknda bir eyler bilebilir," diye cevap verdi Ged. "Neden yle diyorsun?" diye sordu Vetch, nk Ged huzursuz bir edayla konuuyordu. Ged'in bu somya verdii cevap da insan duraksatan, garip bir cevapl: "Orada deil," dedi, nlerindeki AstoweU'e bakarak; sonra baklar aday deldi geti... "Orada deil. Denizde de deil. Denizde deil ama kuru toprakta: Hangi adada? Ak denizin pmarlarndan nce, kaynaklarmm tesinde, gn nn kaplarnn ardnda..." Sonra sustu; tekrar konutuunda, sesi gndelik halini al-mt, sanki bir byden veya bir grden kurtulmu da, ne ol-duunu hatrlamyormu gibi. Yksek kayalklarn arasndaki bir dere azma kurulmu olan Astovveli liman, adann kuzey k-ysndayd; kasabann tm evleri de ya kuzeye, ya batya bakyorlard. Sanki ada

yzn, ok uzakta da olsa, Yerdeniz'e, insanln olduu yere doru evirmiti. Hibir geminin Astovvell'in evresindeki denizlerde dola-maya cesaret edemedii bir mevsimde yabanclarn gelii, heyecan ve korku yaratt. Kadnlar al rpdan yaplm evlerinden darya kmadlar; ocuklarm eteklerinin arasna saklayarak kapdan gzetlediler; yabanclar kumsaldan beriye gelirken, korkuyla kulbelerinin karanlna ekildiler. Soua kar yetersizce giyinmi olan erkekler ise, Vetch ile Ged'in etrafmda, ask yzlerle bir halka oluturdular. Her birinin elinde, ya tatan bir balta ya da deniz kabuundan bir bak vard. Fakat bir kez korkular geince, yabanclar tm samimiyetleriyle kucakladlar; sorularnn ard arkas kesilmiyordu. Adalarna gemiler ok ender geliyordu, hatta Soders ve Rolameny adalarndan bile; ada-dakilerin tun ve anak mlekle dei toku edebilecekleri bir eyleri yoktu; tahta bile yoktu. Kayklar bile sazdan rlerek yaplmt; yle bir tekne iinde, Gosk veya Komay'a ancak cesur denizciler gidebilirdi. Burada, tm haritalarn kysnda, tek balarna yayorlard. Ne bir cadlar, ne de bir sihirbazlar vard; grne gre, gen byclerin asalannn da ne olduunu pek anlamamlar; bunlar, sadece yaplm olduklar kymetli 172 maddeden, yani tahta olduklarndan dolay hayranlkla seyrediyorlard. Adann reisi ok yalyd; halk arasmda bir tek o, daha nce. Adalar Diyar'nda domu bir adam grmt. Bu yzden, Ged onlara ok ilgin gelmiti. Adamlar gidip olan ocuklarm, Adalar Diyar'ndan gelen bu adama bakmalar iin getirdiler; ocuklar yalandklarnda, Adalar Diyar'ndan gelen birisini grdklerim anlatabilsinler diye. Gont'u, hi duymamlard; sadece Havnor ile Ea'y biliyorlard. Ged'i de bir Havnor lordu zannettiler. Ged, hayatnda hi grmemi olduu beyaz kent ile ilgili sorular, elinden geldiince cevaplad. Fakat, akam saatleri ilerledike huzursuz olmaya balad; sonunda, kyn misafirhanesin-deki ate ukurunun etrafnda, ellerinde bulunan tek yakacak olan kei gbresi ve sprge allarnm pis kokan scaklnda dizilmi otururken, ky adamlanna sordu: "Adanzn dousunda ne var?" Hi kimse konumad; kimisi srtyor, kimisi suratm asyordu. Yal reis cevap verdi, "Deniz." "Onun gerisinde baka hi kara yok mu?" "Buras Sonkara. Buradan sonra baka kara yoktur. Dnyann kenarna kadar, sudan baka bir ey yok." "Baba, bunlar bilgili adamlar," dedi daha gen bir adam, "bunlar denizci, yolcu. Belki onlar, bizim bilmediimiz bir karann varlm biliyorlardr." "Bu karann dousunda baka kara yok," dedi yal adam, Ged'e uzun uzun bakt; bir daha da Ged'le hi konumad. Yoldalar, o gece misafirhanenin dumanl scaklnda yattlar. Gne domadan nce Ged arkadam kaldrd, ona, "Estar-riol, uyan. Burada oyalanamayz, hemen gitmemiz gerek," diye fsldayarak. "Niye bu kadar erken?" diye sordu Vetch, uykulu uykulu. "Erken deil... ge. ok yava izledim. Benden kamann yolunu buldu; bylece beni kt bir sona mahkum etti. Benden kamamas gerek. Ne kadar uzaa giderse gitsin, onu izlemem lazm. Eer onu kaybedersem, ben de kaybolurum." 173 "Nereye doru izleyeceiz onu?" "Douya. Gel. Ben tulumlar suyla doldurdum." Kyde, kulbelerden birinin karanlnda alamakta olan bir bebekten baka kimse uyanmadan, misafirhaneden ayrldlar. Bebek susunca her yer yine sessizlie brnd. Yldzlarn solgun mda, dere aznn yolunu buldular; Ufkabakan', bal bulunduu ta babadan zerek, siyah sulara doru ittiler. Bylece, Astowell'in dousuna. Ak Deniz'e doru, Nadas'n ilk g-nnde, gn domadan nce yola koyuldular.

O gn, hava ackt. Dnya rzgar souk ve kesik kesik esiyordu. Ged byrzgar kartt. El Adalan'ndan ayrldndan beri yapt ilk byyd bu. Douya doru, hzla yol almaya baladlar. Tekne, ilerledike gvdesine arpan, byk, dumanl ve l l dalgalarla titredi ama onu yapan kayk ustasnn syledii gibi, zerafetle, byrzgarna, byyle Roke'ta yaplm bir kayk kadar dayanarak ilerliyordu. O sabah Ged, rzgar bysn ve yelkenin dayanmas iin yapt byy yinelemek dnda hi konumad. Bu arada Vetch, teknenin knda, biraz huzursuz, uykusuna devam etti. le vakti yemeklerim yediler. Ged, yiyeceklerim, idare ederek karde pay yapt. Bunun ne anlama geldii olduka belirgindi; fakat her ikisi de tuzlu balklarm ve peksimetlerim yerken bir ey sylemedi. Btn bir akam st boyunca, saa sola sapmadan, hzlar-n yavalatmadan, douya doru yol almaya devam ettiler. Bir ara Ged, sessizliin! bozarak, "Dnyann, D Uyreler'den sonra baka karann olmad bir denizden ibaret olduuna inananlardan msn, yoksa, dnyann br yznde baka Ada Diyarlar veya daha kefedilmemi byk karalar olduuna inananlardan msn?" dedi. "u anda," dedi Vetch, "dnyann sadece bir yz olduu ve ok ileri giden birinin, dnyann kenarndan deceine inananlarla ayn dncedeyim." Ged glmsemedi; iinde hi nee kalmamt. "nsann orada nelerle karlaacam, kim bilebilir ki? Sahillerimizden ve 174 kumsallanmzdan hi aynimadmz iin, bunu bizler bilemeyiz." "Gerei bulmaya alanlar olmutu, ama hi geri gelmediler. Ayrca, bilmediimiz yerlerden de, bize hi gemi gelmiyor." Ged cevap vermedi. Btn gn ve btn gece boyunca, bynn gl rzgany-la, kabarm okyanusta douya doru srklenerek ilerlediler. Ged hava karard andan gn yncaya kadar nbet tuttu; nk karanlkta, onu eken veya onu ynlendiren etken, daha da fazlalayordu. Ayn domad o zifiri karanlkta, teknenin bur-nuna izilmi olan gzlerden daha uzam grememesine ramen, hep nne bakyordu. Gn doduunda, esmer yz yorgunluktan gri bir renk alm ve souktan yle tutulmutu ki, dinlenmek iin yere zor uzand. Fsldyarak, "Byrzgarm batdan ver, Estarriol," dedi ve uyudu. Gne domad; biraz sonra da, kuzeydoudan, teknenin pruvasn dven bir yamur geldi. Bir frtna deildi bu, sadece uzun ve souk k yamurlar ve rzgarlaryd. Ksa bir sre sonra, satn alm olduklar yelken bezine ramen, st ak olan teknedeki herey su iinde kald. Vetch'e kendisi de iliklerine kadar slanm gibi geldi; Ged ise uykusunda titriyordu. Arkada-na acyarak, belki biraz da kendisini dnerek, yamur ykl bu sert ve kesintisiz rzgara biraz yan dnmeye alt. Ama, Ged'in istei dorultusunda byrzgarn kuvvetli ve sabit tuttuu halde, iklim zerindeki etkisi burada, karadan bu kadar uzakta ok az ie yaryor; Ak Deniz'in rzgar onun szn dinlemiyordu. Durum byle olunca, Vetch biraz korkmaya balad, insanlarn zerinde yaamalar iin yaratlm karalardan bu kadar uzaklarlarsa, kendisinde ve Ged'de ne lde byclk kudreti kalacam merak etmeye balad. O gece tekrar Ged nbet tuttu ve btn gece boyunca, tekneyi douya doru ynlendirdi. Gndz olduunda, dnya rzgar yavalar gibi oldu ve gne prl prl parlad. Fakat dalgalar o kadar ykselmiti ki, Ufkabakan, bu dalgalara, sanki bir tepeyi 175 trmanr gibi bir hamle yaparak trmanmak zorunda kalyordu. Bir sre iin dalga tepesinde asl kaldktan sonra da birdenbire suya dalyordu; sonra tekrar bir sonraki dalgaya trmanyor, sonra tekrar trmanyor, sonra tekrar, tekrar; hi durmadan devam ediyordu.

O gnn akamnda Vetch, uzun sessizliklerini bozarak konutu. "Arkadam," dedi, "bir keresinde, bir karaya gelecei-mizden eminmisin gibi konumutun. Senin grn hakknda hi phem yok ama bu bir numara olabilir; izlemekte olduun ey tarafndan, seni okyanusta insanlarn ulaamayacaklar kadar uzak bir yere ekmek iin hazrlanm bir aldatmaca olabilir. Glerimiz, yabanc denizlerde deiebilir veya azalabilir. Glge yorulmuyor, ackmyor veya boulmuyor." Teknede yan yana oturuyorlard, ama Ged ona uzaklardan, geni bir uurumun tesinden bakyor gibiydi. Gzleri dertliydi ve cevap verirken ardan alyordu. Sonunda, "Estarriol, iyice yaklatk," dedi. Bu szleri duyan arkada, doru yolda olduklarm anlad. O zaman korktu. Ama elim Ged'in omuzuna koyarak, sadece, "yi o halde; bu ok iyi," dedi. O gece tekrar Ged nbet tuttu; nk karanlkta uyuyam-yordu. Ne de nc gn geldiinde uyuyabildi. Hala, deniz zerindeki o aralksz, evik ve korkun hzla ilerlemeye devam ediyorlard. Vetch, saatler ve saatler boyunca bu kadar kuvvetli bir byrzgarn devam ettirebildii iin, Ged'in gcne hayret ediyordu; stelik burada. Ak Deniz'de, Vetch'in kendi gcnn zayfladm ve yolunu ardm hissettii bu yerde. Yol-larna devam ettiler, ta ki Vetch, Ged'in sylemi olduklarnn doru ktm, denizin kaynaklarnn ve gn nn kapsmn ardna gittiklerim dnmeye balayncaya kadar. Ged teknenin bumunda duruyor ve her zamanki gibi ileriyi gzlyordu. Ama artk okyanusa bakmyordu; veya Vetch'in grmekte olduu okyanusu, gkyznn kenanna doru kabarmakta olan bombo su ktlesini grmyordu. Ged'in gzleri, gri denizin ve gri gn stne binen ve onlar rten karanlk bir grnty algl176 yordu. Karanlk byyor, rt kalmlayordu. Vetch bunlarn hibirini gremiyordu; yalnz arkadann yzne baknca, o da bir an iin bir karanlk grd. Yollarna devam ettiler, ettiler. Onlar ayn teknede, ayn rzgar srkledii halde, sanki Vetch dnya denizi zerinde douya doru gidiyor, Ged ise, douu bat, doan ve batan gnei veya yldzlar olmayan bir diyarda, tek basma ilerliyordu. Ged, birdenbire teknenin bumunda ayaa kalkt ve yksek sesle konutu. Byrzgar dindi. Ufkabakan'm ilerlemesi durdu ve bir tahta paras gibi, byk dalgalarn zerinde inip kalkma-ya balad. O anda dnya rzgar, her zamanki gibi gl ve doruca kuzeyden esiyordu ama kahverengi yelken gevemi, hi kmldamyordu. Dalgalarn yava yava sallad tekne, asl kalm, hibir yne doru gidemiyordu. "Yelkeni indir," dedi Ged, kreklerin bam zp yerlerine yerletirerek srtm dnp krek ekmeye balarken; Vetch de onun dediini abucak yerine getirdi. Sadece, dalgalarn gr alanlarm kapatacak kadar kabarp alaldklarn gren Vetch, neden imdi krek ektiklerini anla-yamyordu. Ama bekledi; ksa bir sre sonra, dnya rzgarnn yavalayp, dalgalarn klmeye baladm fark etti. Teknenin trmanlar ve dleri, gitgide azalmaya balamt. Artk sanki tekne, Ged'in gl krek darbeleri sayesinde, kapal bir limann iindeymi gibi, hemen hemen kprtsz duran deniz zerinde ilerliyordu. Ged'in krek ekerken, kayn yolu zerinde ne var diye omuzundan geriye baktnda grdklerim, kprdama-yan yldzlar altndaki tepeleri gremedii halde Vetch, byc gzyle dalgalarn diplerinde, teknenin etrafnda toplanmaya balayan bir karanlk grd; kabarm dalgalarn kumla boul-maya baladklarndan alalp arlamaya baladm fark etti. Eer bu, bir gzba tlsmysa, inanlmaz derecede gly-d: Ak Denizi kuma evirmek. Vetch, aklm ve cesaretim top-lamaya alarak Aa karma Bys'n okumaya balad; yava yava sylenen her hece arasnda, bu garip, kuruyan ve kumsallaan okyanus cehenneminde bir deiiklik, bir kprt 177

oiup olmadigma bakiyordu. Ama hicbir hareket yoktu. Beiki de bliyuntin -buyu zaten sadece kendi goriisiinu etkileyebilirdi; yoksa etraflarindaki sihre hi9bir hukmii olmazdi- burada hi^bir etkisi yoktu. Beiki de ortahkta gozbagi yoktu; dunyanm sonuna gelmislerdi. Ged, hi9bir eyi umursamadan, gitgide daha da yavalaya-rak ve sadece kendi gorebildigi kanallar veya sighklar arasmdan bir yol bularak, kiirek 9ekmeye devam etti. Tekne, omurgasi siir-tiinduk^e titriyordu. Omurganm altinda, denizin engin derinlik-leri yatiyordu; yine de karadaydilar. Ged, kiirekleri cektikce is-karmozlar takirdiyordu; bu korkunc bir sesti, 9unku baka hi9bir ses yoktu. Suyun, ruzgann, tahtanm, yelkenin turn sesleri, beiki de sonsuza kadar bozulmayacak bu sessizlik i9inde yok olmutu. Tekne hareketsiz kaldi. Kil bile kipirdamiyordu. Deniz, golgeli ve el degmemis kuma donusmustu. Karanlik gokyiizunde hi9bir sey kipirdamadi; ne de, goziin gorebildigince, ta yogunlamakta olan karanhga dogru uzanan, uzanan, uzanan kuru ve ger9ek dii topraklar lizerinde bir kipirti oldu. Ged ayaga kalkti, asasini aldi ve teknenin kenanndan aagi-ya si9radi. Vetch, Ged'in denize diiup batacagini duundii; mut-laka bu kuru ve belirsiz ortu, suyu, gogii ve iigi gizliyordu. Ama artik deniz yoktu. Ged, yuriiyerek tekneden uzaklati. Karanlik kumun uzerinde, gittigi yone dogru ayak izleri beliriyor ve adimlanmn altinda kum higirdiyordu. Asasi, tilsimiigi ile degil, berrak beyaz bir iikla parlamaya basladi; oyle ki, kisa bir sure sonra isik sa9an bu sopayi tutan parmaklan, imlann etkisiyle kipkirmizi gorunmeye balamiti. Tekneden uzaklasarak, ileriye dogru buyiik adimlaria ilerli-yordu, ama gittigi herhangi bir yon yoktu. Burada yon yoktu; dogu, bati, kuzey, guney yoktu; sadece, bu yana ve ote yana var-di. Olanlari seyretmekte olan Vetch'e, Ged'in elinde tuttugu isik, karanlikta ilerleyen bir yildiz gibi goruniiyordu. Iigm etra-findaki karanlik yogunlasiyor, daha da karanyor ve bir araya toplamyordu. Bunu, isik sayesinde onunu gorebilen Ged de fark 178 etmiti. Bir sure sonra, isigin aydinlattigi 9emberin en uq kose-sinde, kumlann arasindan bir golgenin kendisine dogru gelmek-te oldugunu gordii. Ilk basta golgenin bir sekli yoktu; fakat yaklastik9a, bir adam bityimine buriinmeye basladi. Yasli bir adama benziyordu; Ged'e dogru ilerleyen gri renkli ve asik yiizlu bir adam. Fakat Ged, gelmekte olan adamda, babasinm goruntiisunu yakaladigi halde, aslinda onun yah degil gen9 bir adam oldugunu fark etti. Jasper'di bu; Jasper'm kiistah, yakiikli, gen9 yuzii, gumu tokali gri ciibbesi ve kasmtili yuriiyusu. Aralanndaki karanlik havayi delerek Ged'e dikmis oldugu bakislan, nefret doluydu. Ged, dur-madi, ancak adimlarmi yavaslatti ve ilerledik9e, asasmi biraz da-ha yiiksege kaldirdi. Asa parladi; isigmda, Ged'e dogru yaklas-makta olan hayaldeki Jasper goriintusu gitti ve yerine Pech-varry'nin goriintiisu belirdi. Fakat Pechvarry'nin yuzii, bogulmus bir adamin yiizu gibi, sismis ve solmutu; ellerini garip bir sekil-de, sanki onu 9aginyormus gibi ileri dogru uzatmisti. Ged, yine de durmadi; ilerlemeye devam etti; artik aralannda sadece bir-ka9 metre kalmiti. Derken, Ged'in oniindeki ey 9ehresini tama-men degitirdi; sanki biiyuk kanatlarim a9iyormu gibi her iki yanma dogru yayildi, 9irpmdi, kabardi ve tekrar buzustii. Ged, bir an i9in onu Skiorh'un beyaz yuziiyle gordii; sonra kendisini aynlmadan izleyen, bir 9ift bugulu goz olarak; sonra birdenbire hi9 tanimadigi, titreyen dudaklan ve kara bir bosluga a9iliyor-mus hissini veren 9ukur gozleriyle, bir adamm veya bir canava-nn korkun9 yuzii olarak gordii. Bunun iizerine Ged asasmi iyice yiikseklere kaldirdi; asanm parlakligi dayamlacak gibi degildi; oyle beyaz ve oyle kuvvetii parhyordu ki, bu asirlik karanligi bile zorluyor ve yirtiyordu. Bu isigin altinda, Ged'e dogru ilerleyen o seyden, tiim insan suretle-ri slynlip aynlmisti. Bir araya toplanan sey, biiziistu, karardi ve kum iizerinde, pen9eye

benzeyen dort kisa bacakia siiriinmeye basladi. Ama yine de ilerlemeye devam ediyor, agzi, bumu ve kulaklan olmayan, hortuma benzer sivri, hayvansi 9ehresini Ged'e dogru kaldmyordu. Kari kariya geldiklerinde, etrafinda 179 pariayan beyaz buyucii isigmda, karahgi iyice belirginlesmisti. Dogruldu. Sessizlikte, adam ile golgesi, yuz yiize gelerek durdul^r. Ged, yillarm sessizligini bozarak, yiiksek ve a^ik bir sesle golgenin ismini soyledi; aym anda, dudaklan ve dili olmayan golge de ayni sozii soyledi: "Ged." Ve bu iki ses, tek bir sesti. Ged, asasini birakarak elini uzatti ve golgeyi, kendisine uza-nan kara benligi, yakaladi. Isikia karanlik birlesti, kaynasti ve tek bir butun oldu. Fakat karanlikta, kumlarin ilerisinde olanlan dehset i9inde seyretmekte olan Vetch'e, Ged yenilmi gibi gelmisti. Cunkii, keskin parlakligm azalip soldugunu g6rmutii. l9ini bir ofke ve 9aresizlik kapladi, kuma atladi; ya arkadama yardim edecek, ya da onunia birlikte olecekti. Kuru kumlar iizerinde, ku9ulmeye balayan solgun iiga dogru komaya bagladi. Fakat kotuk9a, ayaklarmm altmdaki kumlara batiyor, kumlaria, bir batakliktay-mi veya siddetii bir akmtidaymis gibi cebellesiyordu. Sonra birdenbire, giirleyen bir sesle, giin iiginm zaferiyle, kisin isiran soguguyla, tuzun yakan tadiyla birlikte, diinya tekrar eski halini aldi ve Vetch, ger9ek ve canli bir deniz i9inde debelenmeye bas-ladi. Yanmda, tekne bog olarak gri dalgalarin iizerinde salimyor-du. Vetch, suyun iizerinde baska bir ey goremiyordu; yiikselen dalgalar goziine ka9iyor, gormesini engelliyordu. Pek iyi bir yii-zucii olmadigmdan, tekneye ulaabilmek i9in elinden geldigince ugrasti, sonunda kendisini tekneye 9ekti. Oksiirerek ve sa9indan siizulen sulari kurulamaya 9aliarak, iimitsizce etrafina bakindi; ne yone bakacagmi bilemiyordu. En sonunda, dalgalarin arasin-da, uzaklarda, biraz once kum olan, simdi ise azgin denizin kap-lamis oldugu yerde, kara bir sey gordii. Kiireklere asilarak, bli-yiik bir gayretle arkadama dogru ilerledi; Ged'in kolundan yakalayarak tekneye 9ikmasma yardim etti. Ged afallamisti; gozleri hi^bir ey gormuyor gibiydi; gorii-niirde bir yarasi yoktu. Asasini, artik isildamayan, kara porsuka-gacmdan asasini, sag eliyle siki siki tutuyor, birakmiyordu. ?9 180 konusmadi. Bitmis, sinlsiklam olmu ve tir tir titrer bir halde, yelkeni a^ip kuzeydogu ruzgarini yakalayan Vetch'e hi9 bakma-dan, diregin yanina buziistii. Ileride, yollarmin iizerinde, giines batip da gokyiizu kararana, mavi bir isik denizi i^indeki uzun bulutlarm arasmdan, karanliklar okyanusu iizerinde bir fildisi yiizuk veya bir boynuzun kenari gibi parlayarak giinesin isinlari-m yansitan yeni ay doguncaya kadar, Ged'in diinya ile hiq ilgisi olmadi. Ged basuu kaldu-arak, batida, uzakta parlayan yeni aya uzun uzun bakti. Uzun bir sure bakmaya devam ettikten sonra, asasim bir sa-vas9inin kilicim tuttugu gibi iki eliyle kavrayarak, dimdik ayaga kalkti. Gokyiiziine, denize, iizerlerindeki riizgaria ien kahve-rengi yelkene ve arkadamm yuziine bakti. "Estarriol," dedi, "bak, bitti. Bitti artik." Kahkaha atti. "Yara iyileti," dedi, "artik biitunum, ozguriim." Sonra egilerek, baim kollarma dayadi ve bir 9ocuk gibi agladi. 0 ana kadar Vetch, korku dolu bir endiseyle Ged'i izliyordu, cunku karanlik topraklarda neler oldugunu g6rememiti. Tekne-de yanmda duranm Ged oldugundan emin olamadigmdan, Yer-deniz limanlarina Ged'in gonintusu ve bi^imine burunmu olabi-lecek bu kotii eyi goturmektense, tahtalan kirarak, delik a9ip tekneyi denizin dibine yollamak icin, elini saatlerdir demirin iizerinde tutuyordu. Ama imdi arkadami goriip onun konutu-gunu duyunca, butiin tereddiitleri kayboldu. Ve Vetch, gercegi gormeye baladi: Ged, ne kaybetmi ne de kazanmiti, ama ken-di olumiinun

golgesini, kendi ismiyle adiandirarak, kendisini bii-tunlemiti; tarn bir insan olmutu: Turn kiiliginin bilincinde olan, kendisinden baska hi^bir gu9 tarafindan kullanilamayacak veya ele ge9irilemeyecek, o yuzden de hayatini hayattan yana yasayacak, hi9bir zaman yikim, aci, nefret ve karanligm hizme-tine girmeyecek bir insan. En eski arki olan Ea'mn Yaradih-Si'nda, "Soz sessizlikte, isik karanlikta, yasam oliirken; bombos gokyiizunde u9arken parlar atmaca," denir. A9ik Deniz'in enginlerinden esen kis gecesinin riizgari, arkalanndan gelip tekneyi 181 batiya dogru gotiiriirken, Vetch artik bu arkiyi yiiksek sesle soyliiyordu. Tarn sekiz gun boyunca yol aldilar; karaya vanncaya kadar bir sekiz gun daha ilerlediler. Bir^ok kez su tulumlarmi, buyii ile tatlandinlmis su ile doldurmak zomnda kaldilar. Balik aviadilar, ama bahk9i biiyuleri kullandiklari halde 9ok az balik aviayabildiler, 9iinku A9ik Deniz'in baliklari ger^ek isimlerini bilmez, o yiizden de buyuye kulak asmazlar. Birka9 tutsiilenmis et par9a-sindan baka yiyecek bir eyleri kalmaymca, Ged, ocaktan pek-simet 9aldigmda Civanper9emi'nin denizde aciktigi zaman bu yaptigma pisman olacagini soylemis oldugunu hatirladi. A9 da olsa, akhna gelenler onu mutlu etmisti. (^unkii kiz aym zamanda onun, agabeyiyle birlikte geri gelecegini de soylemisti. Buyuruzgari onlan 09 giinde doguya g6turmutu ama batiya geri donmek i9in on alti gun yol aldilar. A9ik Deniz'de, kim Nadas zamani, o kadar uzaklami olan hi9 kimse, iistu a9ik balik9i teknesiyle giden iki gen9 biiyucu Estarriol ve Ged gibi geri donememisti. Qok buyiik firtmalaria karsilasmamilardi; pusula-yi ve Tolbegren yildizini izleyip, surekli olarak dumen kirarak, daha once gelmi olduklan yolun biraz daha kuzeyinden bir rota izlemilerdi. Bu ekilde, Astowell'e geri gitmemisler; Far Tolly ve Sneg Adalari'm gormeden ge9mislerdi. Ilk gordiikleri kara, Koppish adasmm en giiney bumuydu. Dalgalann iizerinden, buyiik kaleler gibi yiikselen tas kayaliklari gorduler. Deniz kuslari, karaya 9arpip kopiiren dalgalarm iizerinde halkalar 9izerek U9U-yor, kii9uk koylerin bacalarindan 9ikan dumanlar, riizgarda mavi mavi siizuluyordu. Buradan Iffish'e fazia yollan kalmamisti. Ismay limanma sa-kin ve karanlik bir aksam, kar yagmadan hemen once vardilar. Onlan olum kralligmin sahillerine kadar goturup geri getiren tekneleri Ufkabakan'i baglayip, dar sokaklardan biiyucunun evi-ne gittiler. Atele aydinlanmis sicacik yuvaya girerken, bir ku kadar hafiftiler; Civanper9emi, sevin9ten 9ighklar atarak onlan karsilamaya kostu. 182 EGER Iffish'li Estarriol sozunti tutup Ged'in ilk biiyiik kahra-manliginm sarkisim yaktiysa bile, bu arki kaybolmu demektir. Dogu Ucyoreleri'nde, sahillerden gunlerce uzaklikta, okyanus ucurumunun otesinde bir yerde, kuru topraklara cikan bir teknenin oykiisu aniatilir. Iffish'te, tekneyi kullananm Estarriol oldu-gu soylenir; fakat Tok'da, bir firtma yuziinden A9ik Deniz'e sii-ruklenen iki balik^i oldugunu soylerier; Holp'ta ise oykii, Holplu bir balik^inin bamdan ge9mitir. Adam, teknesini, oturdugu g6-riinmeyen kumlardan kurtaramadigi i9in, hala oralarda gezmek-teymi. Boylece, Golge'nin sarkismdan geriye, uzun yillar bo-yunca, adadan adaya suriiklenen bir tahta par^asi gibi, birka^ destan kirmtisi kalmitir ancak. Fakat Ged'in Kahramanliklan adii arkida, Ged'in Ejderhalar Yolu'nda yara almadan yaptigi yolculuktan veya Erreth-Akbe'nin Halkasi'm Atuan Mezarla-n'ndan alip Havnor'a geri goturmesinden veya Roke'a son kez, diinyanin tiim adalannm Babuyiicusu olarak geri donmesinden once yapmis oldugu bu yolculuktan ve golge ile karlamasndan hi soz edilmez.

You might also like