You are on page 1of 31

Kur'an' Nasl Tefsir Etmeliyiz?

[Trke-Turkish-

Muhammed Nasruddin el-Elbani

SORU 1: Muhterem hocamz ksa bir sre nce


kk bir kitabta: "Kur'n'dan istediini, istediin iin alabilirsin."(1) diyen bir hadis grdm. Acaba bu hadis sahih midir? Bu hususta bizi aydnlatr msnz? Allah ecrinizi versin.

CEVAP: "Kur'n'dan dilediini, dilediin iin


alabilirsin" sz baz dillerde hadis diye yaygnlk kazanmtr. Fakat maalesef bu da snnette asl bir dayana olmayan hadis trndendir. Bundan dolay byle bir sz rivayet etmek ve bunu Peygamber (s.a)'e nisbet etmek caiz deildir. Dier taraftan "Kur'n'dan dilediini, dilediin iin alabilirsin" eklindeki bu geni ve kapsaml anlamn slam eriatnda sahih ve sabit olarak kabul edilmesi kesinlikle doru olamaz. Mesela, ben evimde otursam, i, g edinmeyip almasam, buna karlk Rabbimden bana semadan rzkm gndermesini istesem ve bunu Kur'ndan bu ekilde anlyorum diye gerekelendirsem, bunu kimse kabul edebilir mi? Bu batl bir szdr. Belki de u ribatlar diye adn verdikleri ve oturup kalktklar yerlerde yan gelip yatma karakterine sahib, tenbel sfilerin uydurmalarndandr. Bunlar o ribatlarda oturur kalrlar ve Allah'n rzknn kendilerine kimler tarafndan getirileceini gzetler dururlar. Ancak byle bir tutumun mslmann tabiatna uygun olmadn bilmemiz gerekir. nk Peygamber (s.a) btn mslmanlar gayretli olmak ve izzetli bir nefse sahib olma esas zere eitmitir. Peygamber (s.a)
1 Silsiletu'l-Ahadsi'd-Daife, 557.

yle buyurmutur: "Yukardaki el, aadaki elden hayrldr. Yukardaki el infak eden eldir, aadaki el ise dilenen eldir."(2) Bu vesile ile vaktiyle baz zahid ve sufiler ile alakal okumu olduum bir hususu hatrlatmak isterim. -Bu alanda sz fazla uzatmak istemiyorum. nk onlarn kssalar pek ok ve acaibtir-: ddia ettiklerine gre onlardan birisi yanna azk almakszn seyahate km, nerdeyse alktan lecek hale gelmi. Uzaktan ona bir ky grnm, oraya gitmi. O gn cuma gn imi. O kendi kanaatine gre Allah'a tevekkl eden birisi olarak yola kt iin kendince tevekkln bozmamak maksadyla da mescidde bulunan kalabala kendisini gstermemi. Bunun yerine kendisini kimse grmesin diye minberin altnda gizlenmi. Fakat iten ie de: keke birisi beni farketse diye dnyormu. te hatib hutbesini verdi, kendisi de cemaatle birlikte namaza durmad. mam hutbe ve namazn bitirdikten sonra insanlar da grublar halinde teker teker mescidin kaplarndan kmaya balam. Nihayet adam mescidde kimse kalmadn ve artk kaplarn kapatlma zaman geldiini anlam. Yiyecei, iecei olmakszn mescidde tek bana kalacan farketmi. Orada bulunanlara varln isbat etmek iin ksrr gibi yapmaktan baka bir are bulamam. nsanlardan birisi oraya dikkat etmi ve alktan, susuzluktan bir deri, bir kemie dnm olduunu

2 Buhari, 1429 -lafz onun-; Mslim, 1033.

grmler. Onu bulunmular.

almlar

ve

gereken

yardmlarda

Sonra ona: Sen kimsin be adam? diye sormular. O: Ben Allah'a tevekkl eden zahid birisiyim, demi. Dierleri: Sen az kalsn leceksin. Nasl olur da Allah'a tevekkl ettiini sylyorsun. Eer Allah'a tevekkl eden birisi olsaydn, kimseden bir ey istemezdin ve ksrerek varln kimselere de hissettirmezdin; ta ki sonunda gnahn sebebiyle lp gidecektin. te bu "Kur'n'dan dilediini, dilediin iin al" eklindeki bu hadisin ve benzerlerinin kiiyi nerelere kadar gtreceine dair bir rnektir. Hulsa, bu hadisin asl, astar yoktur.

Muhterem hocam, Kur'anniyyn (Kur'n'n hereylerine yeterli olduunu kabul edenler) yle der: Yce Allah: " te Biz hereyi gerei gibi akladk." (el- sra, 15-12) diye buyurmaktadr. Bir baka yerde de: "Biz o kitabta hibir eyi eksik brakmadk." (elEn'm, 6/38) diye buyurmaktadr. Raslullah (s.a) da yle buyuruyor: "phesiz bu Kur'n'n bir ucu Allah'n elinde, dier bir ucu sizin elinizdedir. Ona smsk sarlnz, sizler ondan sonra ebediyyen sapmayacak ve asla helak olmayacaksnz."(1) Siz saygdeer hocamzdan bu

SORU

2:

1 Sahihu't-Terib ve't-Terhib, 1-93-35

hususta bizlere gerekli aklamalar yapacanz mit ediyoruz.

CEVAP: Yce Allah'n: "Biz o kitabta hibir eyi


eksik brakmadk." buyruunu ele alalm. Bu yet-i kerimede sz edilen "kitab"dan kast Levh-i Mahfuz'dur. Kur'n- Kerim demek deildir. Yce Allah'n:"Biz herbir eyi iyiden iyiye akladk." buyruuna gelince, sizler Kur'n- Kerim'e dair az nce yaplan aklamalar da ekleyecek olursanz, ite o vakit yce Allah'n herbir eyi gerei gibi aklam olduunu da anlam olursunuz. Fakat buna bir hususu daha eklemek gerekir. Siz de biliyorsunuz ki, aklama kimi zaman genel bir ereve izilerek yaplr. Altna okluklarndan dolay tek tek saylmalarna imkan olmayan pekok cz' hususun kaydedilebilecei genel birtakm kaideler koymakla yaplabilir. ar-i Hkim bu pekok cz' hususlar iin bilinen pekok kaide koymakla bu yet-i kerime'nin anlam da aklk kazanm olmaktadr. Kimi zaman da bu aklama geni ve etrafl aklamalarla yaplr ki, bu yet-i kerime'den hatra ilk gelen de odur. Nitekim Peygamber (s.a) yle buyurmutur: "Allah'n size emredip de, benim size emretmediim hibir ey brakmadm. Allah'n size yasaklayp da benim size yasaklamadm hibir ey brakmadm."(2) O halde aklama kimi zaman kapsamna pekok cz' hususun girdii kaideleri ortaya koymakla, kimi zaman da bu kaidelerden herhangi birisine bavurmaya
2 Silsiletu'l-Ahadsi's-Sahiha, 1803

gerek brakmayacak ekilde ibadet ve yeterince aklanmasyla olabilmektedir.

hkmlerin

Kapsamna pekok fer' hususun girdii ve bylelikle slamn bykl ve slamn ter'deki erevesinin geniliinin ortaya kt kaidelerden bir ksmna Peygamber (s.a)'n baz hadislerini rnek olarak verelim: "Zarar ve zarara zararla karlk vermek yoktur."(3) "Sarholuk veren herey hamrdr ve her hamr haramdr."(4) "Her bid'at bir dallet (sapklk)dr ve her dallet te atetedir."(5) te bunlar yle birtakm kaideler ve genel kurallardr ki; birinci hadiste ister can ile ister mal ile ilgili hibir zarar bunun dnda kalmamaktadr. kinci hadiste ise sarholuk veren herey ile alkaldr. Sarholuk veren bu madde ister mehur olduu zere zmden elde edilmi olsun, ister msr yahut dardan, isterse baka herhangi bir maddeden elde edilmi olsun. O sarholuk veriyorsa haramdr. nc hadiste de ayn durum szkonusudur. Bid'atler pekok olduundan tr onlar snrlandrmaya ve tek tek saymaya imkan yoktur. Bununla birlikte bu hadis-i erif olduka veciz olmakla birlikte ok ak bir

3 Sahihu'l-Cm, 7517 4 rvu'l-all, 8-40-2373 5 Sahihu't-Terib ve't-Terhib, 1-92-34; Saltu't-Tervh, s.75

ekilde: "Herbir bid'at sapklktr ve herbir sapklk atetedir" demektedir. te bu bir aklama tarzdr. Ancak kaidelerle aklamadr. Bildiiniz hkmlere gelince, bunlar ounlukla tek tek snnette ele alnp aklanm, bazan da mesela miras hkmleri gibi olanlar Kur'n- Kerim'de zikredilip aklanmtr. Anlan hadis-i erife gelince; sahih bir hadistir. Bu hadis ile amel etmek ve ona smsk sarlmak imknmz vardr. Nitekim bir baka hadiste yle denilmektedir: "Ben aranzda iki ey brakyorum. Onlara smsk sarldnz srece asla saptmayacaksnz. Allah'n kitab ve Raslnn snneti."(6) Buna gre elimizde bulunan Allah'n ipine smsk sarlmak, ancak Kur'n- Kerim'i aklayan snnet gereince amel etmekle gerekleir.

SORU 3: Kimisi yle diyor: Eer hadis bir yet ile eliecek olursa shhat derecesi ne olursa olsun merduttur. Buna rnek olarak ta: "phesiz ki l, yaknlarnn kendisi iin alamas sebebiyle azablandrlr"(1) hadisini rnek gstermekte ve ie (r.anh)'nn bu hadisi yce Allah'n: "Hibir gnah yklenen kimse bir baka yklenicinin ykn ekmez." (Fatr, 35/18) buyruunu delil gstererek reddediini delil gstermektedirler. Byle diyenlere nasl cevab verilebilir?
6 Mikatu'l-Mesbih, 1-66-186 1 Sahihu'l-Cami, 1970

Bu hadisin reddedilmesi snnetin Kur'n ile reddedilmesi problemlerinden birisidir. Ayn zamanda bu, bu izginin sapma gsterdiini ortaya koymakmaktadr. Bu hadise, zellikle de ie (r.nha)'nn hadisine sarlanlara verilecek cevaba gelince: 1- Hadis bakmndan: Bir defa bu hadisi u iki sebeb dolaysyla hadis bak as ile reddetmeye imkn yoktur: a- Bu hadis bn mer (r.a)'dan sahih bir senet ile gelmitir. b- Bu hadisi tek bana bn mer rivayet etmemitir. Bu hususta mer b. el-Hattab ta ona tabidir. Ayrca mer ve onun olu da bu hadisi tek balarna rivayet etmemilerdir. Bu hususta Muire b. ube de onlara tabidir. u anda hatrladm kadaryla bu sahabeden gelen rivayetler Buhari ile Mslim'de vardr. Bir kimse bu hadis hakknda zel olarak aratrma yapacak olursa bu hadisin baka yollardan da geldiini grr. Bu hadisin tamam da senedleri itibariyle sahih hadislerdir. Bunlar sadece Kur'n ile atma (teruz) halindedir, iddiasyla reddolunamazlar. kinci olarak; bu hadisin yorumlanmas asndan cevap verilebilir. Bu hadisi ilim adamlar iki ekilde yorumlam bulunmaktadr. Birinci ekil: Bu hadis hayatta iken aile halknn lmnden sonra eriata aykr birtakm iler yapacaklarn bilen, buna ramen onlara t vermeyen, kendisi iin alamamalarn tavsiye etmeyen l hakkndadr. nk byle bir alama lenin azablandrlmasna sebeptir. "el-Meyyit: len" lafznn bandaki "el" taks burada istirak ve kapsamllk bildirmek iin deildir. Yani hadis, her len aile halknn kendisi iin 9

alamalar dolaysyla azab grr, anlamna gelmez. Buradaki "el" taks ahd iindir. Yani vefatndan sonra eriata aykr birtakm iler yapmamalarn ailesine tlemeyen l hakkndadr. te aile halknn kendisi iin alamas dolaysyla azablandrlacak olan l budur. t vermek grevini ve kendisi iin at yakmamalar, zellikle byle bir zamanda ilenen mnker ileri yapmamalarn syleyerek er' vasiyet grevini yerine getiren kimse ise azablandrlmaz. Vasiyet etmez ve t vermezse azablandrlr. te bilinen ve nl birok ilim adamnn yapt birinci tr aklama eklinden anlamamz gereken budur. Nevevi ve benzerleri byle aklamlardr. te bu aklamay renmi olduumuza gre artk bu hadis ile yce Allah'n: "Gnahkr hibir nefis bakasnn gnahn yklenmez." (el-En'm, 6/164) buyruu arasnda herhangi bir atma (teruz) olmad da ortaya kar. atma "el-meyyit" lafznn bandaki "el" taksnn istirak ve kapsamllk ifade ettiinin kabul edilmesi halinde szkonusudur. Yani len herkesin azab grecei anlamnda kabul edilirse, o vakit hadisi aklamak mkil bir hal alr, yet-i kerime ile atma arzeder. yet az nce akladmz anlam bilecek olursak o vakit herhangi bir atma (teruz) veya mkil (izah zor durum) szkonusu olmaz. nk azab gren kimse ancak t ve vasiyet grevini yerine getirmemekten dolay szkonusu olur. leri srlen teruzu bertaraf etmek iin bu hadis ile ilgili uygun bir aklama ekli budur. 2- kinci ekle gelince: Bu da merhum eyhu'l- slam bn Teymiye'nin baz eserlerinde szkonusu ettii ekildir. Buna gre burada azab, kabir azab yahutta hiretteki bir azab demek deildir. Buradaki azabn anlam, ac ekmek ve zlmek demektir. Yani len kimse aile halknn kendisi iin aladklarn duyduu vakit, onun iin zlmelerinden tr o da zlr, kederlenir. 10

eyhu'l- slam bn Teymiye byle demitir. Ancak bu aklama sahih bir aklama olsa phenin kaynan kurutur. Fakat ben yle diyorum: Byle bir aklama iki nemli gerek ile atma halindedir. Bundan dolay bizim hadisin birinci tr aklamasn dayanak almaktan baka aremiz yoktur: Birinci gerek: Az nce kendisine iaret ettiim Muire b. be'nin rivayet ettii hadiste szkonusu azabn ac ekmek anlamnda olmadn ortaya koyan bir fazlalk ihtiva etmektedir. Bu fazlala gre burada sz geen azab hatra ilk gelen anlamyla azabtr. Yani cehennem atei azabdr. Yce Allah'n affetmesi hali elbette mstesndr. Nitekim yce Allah'n u buyruunda aka grld gibi: "Dorusu Allah kendisine irk koulmasn mafiret etmez. Ondan bakasn da dilediine balar." (en-Nisa, 4/48) Muire'nin rivayetinde u fazlalk vardr: "phesiz len kimse kyamet gnnde aile halknn alamas sebebiyle azab grecektir." te bu ifade, len kimsenin kyamet gnnde aile halknn kendisi iin alamalarndan tr azab grecei hususunda aktr. Bu azab kabirde olmayacaktr. te bn Teymiye'nin ac ve kederle aklad da budur. kinci gerek, l ruhunu teslim ettikten sonra etrafnda olup biten hibir eyi hissetmez. Bu yaplanlar ister hayr, ister ktlk olsun. Nitekim kitab ve snnetten deliller de bunu gstermektedir. Ya btn ller iin yahutta bazlar iin bir kaide durumunda olan baz hadislerin szkonusu ettii zel baz haller mstesndr. Mesel, bu gibi hallerde yce Allah llere kendisi sebebiyle ac ekecekleri baz eyleri iittirmitir. Birinci trden olanlara rnek olarak Buhari'nin Sahih'inde rivayet ettii Enes b. Malik (r.a) yoluyla gelen u hadis-i eriftir: Raslullah (s.a) buyururyor ki: "Kul kabrine 11

yerletirildikten ve cenazesiyle birlikte gelenler geri dndkten sonra -henz o onlarn ayak seslerini duymakta iken- ona iki melek gelir..."(2) Bu sahih hadiste lenin defnedilmesi ve insanlar onu brakp geri dndkleri srada zel bir duymas tesbit edilmektedir. Yani melekler kabirde leni otturtuklarnda ona ruh tekrar iade edilir. te o bu halde gidenlerin ayak seslerini duyar. Hadis aktr ki; bu len kiinin de, btn lenlerin de ruhlarnn kendilerine iade edildiini ve onlarn diriltilecekleri gne kadar kabirleri arasnda gidip gelenlerin ayak seslerini duymaya devam edeceklerini ifade etmemektedir. Bu zel bir durumdur ve lenin zel bir duyma eklidir. nk bu durumda ruhu ona iade edilmi olur. te o vakit bni Teymiye'nin yapt aklamay kabul edecek olursak, ister defninden nce naa erevesinde, ister kabrine konulmasndan sonra etrafnda olup bitenleri hissetmesi snrlarn geniletmi oluruz. Bu da onun hayatta olanlarn kendisi iin aladklarn duymas anlamna gelir. Bunu kabul etmek iin ise bir nassa ihtiyacmz vardr. Byle bir nas da yoktur. Bu bir. kinci husus: Kitabn ve sahih snnetin baz nasslar llerin birey duymadklarn ortaya koymaktadr. Bu olduka uzun bir konudur; fakat ben bu hususta sadece bir hadis zikredeceim ve bu soru ile ilgili cevab bitireceim. Szkonusu hadis Peygamber (s.a)'n u buyruudur: "phesiz yce Allah'n yeryznde gezgin melekleri vardr. Onlar mmetimden bana selam ulatrrlar."(3) Peygamber efendimizin "gezgin melekler" ifadesi oturup kalklan meclisleri dolaanlar demektir. Peygamber (s.a)'a bir mslman salavt getirdii her yerde, o
2 Sahihu'l-Cami, 1675 3 Sahihu'l-Cami, 2174

12

mslmandan salavt Peygambere ulatrmakla grevli bir melek vardr. Eer ller iitselerdi elbetteki bu ller arasnda iitmeye en layk olan Peygamber efendimizdir. nk yce Allah ona ayr bir fazilet vermi, btn peygamberler, rasller ve lemlerin stnde ona ayr zellikler vermitir. Eer len bir kimse olup biteni duysayd Raslullah (s.a) duymalyd. Dier taraftan Peygamber eer lmnden sonra bir ey duysayd, mmetinin ona getirdii salt ve selm duymalyd. te buradan Peygamberden deil rasl, neb ya da salih kimselerden onlardan daha aa mertebede olanlardan yardm ve imdat dileyenlerin ne kadar hatal, hatta sapk olduklarn anlamaktasnz. nk byleleri eer Raslullah (s.a)'dan yardm dileyecek olsalar o dahi onlarn bu isteklerini duyamaz. Nitekim Kur'n'n ak ifadeleri de bunu gstermektedir: "Allah' brakp da taptklarnz phesiz sizin gibi kullardr." (el-Arf, 7/194); "Onlara dua etseniz, dualarnz iitmezler..." (Ftr, 35/14) O halde ller, lmlerinden itibaren hibir ey duymazlar. Az nce szn ettiimiz lenin ayak seslerini duymas halinde olduu gibi zel birtakm meselelere dair nass ile aklanm olan haller mstesn. Bylelikle bu soruya dair cevabmz da burada sona ermektedir. SORU 4: Teypte Kur'n- Kerim okunuyorken hazr bulunanlarn bir ksm da konutuklarndan dolay Kur'n' dinlemiyor iseler, dinlememelerinin hkm nedir ve hazr olanlardan herhangi bir kimse yahutta teybi aan kii gnah kazanr m? CEVAB: Bu meseleye verilecek cevab teyibten Kur'n okunan meclisin farkllna gre deiik olabilir. Eer meclis ilim, zikir, tilavet ve Kur'n okunan bir meclis ise bu durumda okunan Kur'n- Kerim'e tamamyla kulak vermek, dinlemek 13

gerekir. Bunu yapmayan kii yce Allah'n Kur'n- Kerim'deki:"Kur'n okunduu vakit ona kulak verin ve dinleyin. Olur ki merhamet olunursunuz." (el-Araf, 7/204) buyruuna muhalif hareket etmi olacandan tr gnahkardr. yet meclis ilim, zikir ve Kur'n okunan bir meclis deil de sradan bir meclis ise mesela insann evde almas yahut dersini tekrarlamas ya da mtalada bulunmas gibi bir halde bulunuluyor ise bu durumda esasen teyibin almas ve evde ya da mecliste bulunan dierlerine ses ulaacak ekilde sesin ykseltilmesi caiz deildir. nk bu gibi kimseler bu durumda Kur'n' dinlemekle ykml deildirler. nk onlar bu maksatla oturmamlardr. Bu durumda sorumlu olan kii teyibin sesini ykselten ve onun sesini bakalarna iittirendir. nk bu durumda o kii bakalarn zora sokmakta, onlar byle bir durumda, byle bir dinlemeye hazr olmadklar bir halde Kur'n dinlemeye zorlamaktadrlar. Buna en uygun rneklerden birisi de udur: Herhangi bir kimse yolda giderken ya satcsndan yahutta hazr yiyecek satcsndan veya kaset satcsnn yanndan geerken Kur'n sesinin yolun her tarafna yayldn grrsnz. Nereye giderseniz bu sesi duyarsnz. Acaba herkes yolunda giderken yolda yryenlerin hepsi uygun olmayan bu yerde okunan bu Kur'n- Kerim'e kulak vermekle ykmlmdrler? Hayr. Sorumlu kii insanlar byle bir zor durumda brakan ve onlara Kur'n sesini iittiren kimsedir. Bu da ya ticaret yahutta insanlarn dikkatini ekmek iin yaplan veya buna benzer maddi herhangi bir menfaat iin yaplan bir itir. O halde bunlar -baz hadislerde(1) de getii zere- Kur'n- Kerim'i bir eit alg gibi kullanm olmaktadrlar. Ayrca bunlar yahudi ve hristiyanlarn yolundan baka bir yolla Allah'n yetlerini az bir bedel karlnda satan kimseler de oluyorlar. Yce Allah
1 Silsiletu'l-Ahadiysi's-Sahiha, 979

14

ise onlar hakknda:"Onlar Allah'n yetlerini az bir bedele sattlar." (et-Tevbe, 9/9) diye buyurmaktadr. SORU 5: an yce Allah kendi zat hakknda haber verirken:"Onlar hile yaptlar. Allah da hilekrlklarna karlk verdi. Allah hileye karlk verenlerin en hayrlsdr." (Al-i mran, 3/54) diye buyurmaktadr. Baz kimselerin akl bu yet-i kerime'nin zahirini anlamakta zorlanabilirler. Bizim tevile ihtiyacmz bulunmadna gre acaba Allah hileye karlk verenlerin en hayrls nasl olabilir? CEVAB: Konu Allah'n lutfuyla kolaydr. nk bizler hile (mekr)in mekr olmak bakmndan her zaman iin kt olmakla nitelendirilemeyeceini biliyoruz. Hile (mekr) her zaman ve ebediyyen hayr ile de nitelendirilemez. Nice kfir vardr ki mslman kimseye hile yapmakta tuzak hazrlamaktadr fakat bu mslman akll, kavrayl olduundan saf ve belki ahmak bir kimse hi olmadndan tr hasm olan kfirin hilelerine kar daima uyanktr. O bakmdan o kimseye kar daima onun hilelerine zt hilelerini boa kartacak ekilde davranlarda bulunur. yle ki sonuta bu mslman gzel karlklaryla kfirin kt hilelerini boa karm olur. Bu durumda acaba bu mslman kfire kar hile yaparken meru olmayan bir i yaptn syleyebilir miyiz? Byle bir eyi hi kimse sylemez. Peygamber (s.a)'n: "Harb hud'a (hile)dr."(1) buyruundan bu gerei anlamanz kolay bir itir. Bu durumda hud'a (hile) hakknda sylenebilecekler aynen mekr (hile, tuzak) hakknda da sylenebilir. Buna gre mslmann, mslman kardeine kar hud'a (hilekarlk) yapmas haramdr fakat mslmann Allah'n ve Raslnn dman olan kfire kar hile yapmas haram deildir. Hatta bu vacibtir. Ayn
1 Buhari, 3030; Mslim, 1740

15

ekilde mslmann kendisine kar hile yapmak ve tuzak kurmak (mekr etmek) isteyen kfire kar onun mekrini boa kartacak ekilde hileler dzenlemesi gzel bir mekrdir. Bu rnekte her iki taraftakiler de insandr. Peki kadir, alm ve hakm olan alemlerin Rabbi hakknda ne diyebiliriz? te onun btn mekredicilerin mekrini boa kardn grrz. Bundan dolay yce Allah:"Allah mekredenlerin (hilelere karlk verenlerin, hileleri boa kartanlarn) en hayrlsdr." diye buyurmutur. Yce Rabbimiz kendi zatn bu sfat ile nitelendirmekle dikkatlerimizi una ekmektedir: Mekr insan tarafndan yaplacak olsa dahi her zaman yerilecek bir ey deildir. nk yce Allah: "Mekredenlerin hayrls" diye buyurmutur. O halde bir tarafta hayr ile mekr yapan vardr, dier taraftan er ile mekr yapan vardr. Hayr ile mekr yapan yerilmez. Yce Allah da buyurduu gibi:"O mekr yapanlarn hayrlsdr." zetle diyoruz ki: Hatrna her ne gelirse gelsin, Allah senin hatrna gelenden farkldr. nsan yce Allah'a yakmayan bir hususu vehmedecek olursa batan hata ettiini bilmelidir. te bu yet-i kerime aziz ve celil olan Allah'a bir vgdr. Burda an yce Allah'a nisbeti caiz olmayan herhangi bir hususta szkonusu deildir. _______________ SORU 6:"Kim slamdan baka bir din ararsa ondan asla kabul olunmaz." yet-i kerimesi ile"iman edenlerle yahudiler, sabiler ve hristiyanlardan kim Allah'a ve ahiret gnne iman edip, iyi amellerde bulunursa onlar iin hibir korku yoktur, onlar zlecek de deillerdir." (el-Maide, 5/69) yetlerini birarada doru bir ekilde nasl anlayabiliriz? CEVAB: Sorudan anlald ekliyle iki yet-i kerime arasnda eliki (tearuz) yoktur. nk birinci yet olan " slam yeti" yce Allah'n ikinci yet-i kerimede kendilerini:"Onlar iin hibir korku yoktur, onlar zlecek de deillerdir." diye 16

nitelendirdii o kimselere slam davetinin ulamasndan sonradr. Bu kimseler arasnda yce Allah sabileri de szkonusu etmitir. Sabilerin szkonusu edildikleri yerde hatra ilk gelen onlarn yldzlara tapan bir kavim olduklardr. Fakat gerekte onlar nceleri tevhid ehli iken sonradan irke dm herbir topluluun addr. Buna gre sabiler nceleri muvahhid kimseler idi. Daha sonra irk ve yldzlara ibadet aralarnda grlr oldu. Bu yette kendilerinden szedilen kimseler m'min ve muvahhid olan kimselerdir. Bunlar ise slam davetinin gelmesinden nce byle idiler. Yani onlar bu ynleriyle yahudiler ve hristiyanlar gibidir. Yahudi ve hristiyanlar da sabilerin szkonusu edildii ayn erevede zikredilmektedir. Burada sz edilenler vaktiyle kendi dinlerine sk skya sarlm olanlardr. O halde bunlar da"onlar iin hibir korku yoktur, onlar zlecek de deillerdir" diye szedilenlerdendirler. Fakat yce Allah Muhammed (s.a)' slam dini ile gnderdikten ve slam daveti yahudi, hristiyan ve sabi olan bu insanlara ulatktan sonra onlardan slam dininden bakas kabul edilmez. Buna gre yce Allah'n; "Her kim slam dininden baka bir din ararsa" buyruu slam dininin Allah'n Rasl Muhammed (s.a)'n dili ile tebli edilmesinden ve slam davetinin o kimseye ulamasndan sonra ondan slam dininden bakas kabul edilmez demektir. Raslullah (s.a)'n slam getirmesinden nce bulunanlar yahutta bugn yeryznde slam daveti kendilerine ulamam olanlar yahut slam daveti kendilerine ulam olmakla birlikte temelinden ve gerek eklinden tahrif edilmi surette ulam olanlar rnek gsterilebilir. Nitekim bir vesile ile rnek olarak Kadyanilerden szetmitim. Bunlar gnmzde Avrupa ve Amerika'da birok yere yaylm ve slama davet etmektedirler. Fakat onlarn davet ettikleri slam ile Allah'n dini olan slam arasnda hibir alaka yoktur. nk onlar Peygamberlerin 17

sonuncusu Muhammed (s.a)'dan sonra baka peygamberlerin geleceini de kabul ediyorlar. te Kadyani slama davet edilip, hak olan slamn daveti kendilerine ulamam bulunan bu Avrupal ve Amerikallar iki ksma ayrlrlar: Bunlarn bir blm nceki bir din zeredirler ve bu dine smsk sarlmaktadrlar. te:"Onlar iin hibir korku yoktur ve onlar zlmezler de." yeti buna gre yorumlanr. Bir blm ise -gnmzn mslmanlarnn ounun hali gibi- bu hak dinden sapm bulunuyorlar, bu gibi kimselere kar delil gerei gibi ortaya konulmutur. slamdan nce ya da sonra slam davetinin mutlak olarak kendilerine ulamad kimselere gelince bu gibi kimselere ahirette zel bir muamele yaplacaktr. O da udur: Yce Allah onlara dier insanlar dnya hayatnda snandklar gibi kendilerini snamak zere bir rasl gnderir. Kyamet gn arasatnda o rasln arsn kabul edip ona itaat eden kimse cennete gider, ona isyan eden kii de cehenneme girecektir.(1) _______________ SORU 7: Yce Allah yle buyurmaktadr:"Onu anlayamasnlar diye kalblerine perdeler, kulaklarna arlk koyduk." (el-En'am, 6/25) Baz kimseler bu yet-i kerimeden cebr (zorlama) kokusu almaktadrlar. Bu hususta sizin grnz nedir? CEVAB: Buradaki klmak (mealde koymak) kevn bir kltr. Bunu anlayabilmek iin ilahi iradenin anlamn aklamak gerekmektedir. lahi irade iki ksma ayrlr: er' irade, kevn irade. er' irade: Yce Allah'n kullar iin eriat kld ve onlar yerine getirmeye tevik ettii farkl hkmleriyle itaatler ve ibadetlerdir. Farzlardan mendublara kadar btn

1 Silsiletu'l-Ahadiysi's-Sahiha, 2468

18

hkmlerdir. Bu itaat ve ibadetleri an yce Allah irade eder, diler ve sever. Kevn iradeye gelince bu da bazan Allah'n ter buyurmad fakat takdir ettii eylerden olabilir. Bu iradeye kevn irade adnn verilmesi yce Allah'n u buyruundan hareketledir:"O bir eyi irade etti mi ona emri sadece ol demesidir. O da oluverir." (Yasin, 36/82) Buradaki "bir ey" lafz hereyi kapsayan nekre (belirtisiz) bir isimdir. Bu ister itaat olsun, ister masiyet olsun. Bu da an yce Allah'n "ol" demesiyle olur. Yani onun iradesi, kaza ve kaderiyle meydana gelir. Bizler ister itaat, ister masiyet olsun hereyi kuatc bir zellie sahib olan bu kevn iradenin ne olduunu bildiimize gre kaza ve kader konusuna gzatmamz kanlmaz bir hal almaktadr. nk yce Allah'n:"O bir eyi diledi mi ona emri sadece ol demesidir. O da oluverir." buyruunun anlam udur: Yce Allah'n kendisine "ol" dedii hususu mutlaka meydana gelmesi gereken mukadder bir emir olarak tesbit etmi olur. nk herbir ey yce Allah'n nezdinde bir kader iledir. Bu da ayn ekilde hem hayr, hem erri kuatr. Fakat biz sakaleyn ile -Allah tarafndan birtakm emirlere muhatab, mkellef olan insanlar ve cinler ile- alakal olan blm bakmndan bizim neler yapabileceklerimizi gznnde bulundurmamz gerekiyor. Bizim yaptklarmz ya katksz olarak kendi irade ve tercihimiz ile ortaya kar yahutta bize ramen olur. Bu ikinci ksm ile itaatin de, masiyetin de ilgisi yoktur. Bunun sonuncunda cennet ya da cehennem de szkonusu olmaz. er' hkmlerin kendisi ile alakal bulunduu husus ise birinci ksmdr. nsann cennet yahut cehennem ile karlk grmesi szkonusu olan da budur. Yani insann iradesiyle yapt kendi kazanmas ve tercihi ile abalayp durduu hususlar dolaysyla hesaba ekilir. Bu yaptklar hayrsa hayr, karlkl er ise er karlk grr.

19

nsann ilerinin byk bir blmnde tercihte bulunabilecek durumda olmas er'an ve aklen tartlmas szkonusu olmayacak kadar ak bir gerektir. er' bakmdan konuya bakacak olursak insann emr olunduu hususlar ilemek ile kendisine yasak klnan hususlar da terketmekle emrolunduuna dair kitab ve snnetin nasslar tevatr derecesindedir. Bu nasslar zikredilemeyecek kadar oktur. Akl bakmdan konuyu ele alacak olursak heva ve zel maksattan arnm olan her insan aka unu grr ki kii konuunca, yrynce, yemek yiyince, bir eyler iince, kendi tercihi erevesinde olan herhangi bir ii yapnca, kendi tercihiyle, kendi seimiyle yapar ve bu hususta hibir ekilde mecbur edilmemektedir. Ben u an iin konumak istersem konuurum. Tabiat- haliyle buna beni mecbur eden kimse yoktur fakat bu takdir edilmi bir husustur. Bu szmn anlam da udur. Bu takdir edilmi olmakla birlikte yani benim sylediim ve konutuum bu eyleri kendi tercih etmemle birlikte takdir edilmitir. Bununla birlikte ben, benim bu konumay yapp yapmamakta serbest tercih sahibi olduum hususunda phede bulunan kimselere byle olduunu isbatlamak iin konumayp susabilirim. O halde vaka bakmndan insann tercih ve seim sahibi olduu mnakaa edilecek ve tartlabilecek bir konu deildir. Aksi takdirde byle bir konuda tartan bir kimse aslnda safsataya der ve apak gerekler hususunda tereddtler uyandrmak ister. nsan byle bir aamaya geldi mi artk onunla konumann anlam da yoktur. O halde insann amelleri iki ksmdr. stek ve tercihi ile yaptklar ve zorunlu olarak yaptklar. Zorunlu olarak yaptklaryla ilgili bizim syleyecek bir szmz yoktur. Ne er' adan, ne de vaka bakmndan. nk eriat ancak istek ve tercih ile yaplabilen ilerle alakaldr. te gerek budur. Bu gerei zihnimize yerletirdiimiz takdirde o vakit az nce 20

geen:"... Kalblerine perdeler... koyduk." (el-En'am, 6/25) buyruunu da anlayabiliriz. Buradaki "koymak, klmak" kevn bir yaratmaktr. Daha nceki: "O bir eyi diledi mi ona emri..." yetini de hatrlamamz gerekmektedir. Buradaki irade ise kevn iradedir. Fakat yce Allah'n kalblerine perde koyduu kimselere ramen bu perdeler konulmu deildir. Maddi adan buna rnek: nsan yaratldnda eti yumuack yaratlr. Sonra bydke eti sertleir, kemii glenir. Ancak btn insanlar bu noktada eit deildirler. Mesela u insan ders ve ilme kendisini vermi, bu insann glenecek taraf neresidir? Onun akl glenir, dima, zihni megul olduu cihet ile g kazanr ve btn abalar ile ona odaklanr. Fakat bedeni adan vcudu glenmez, adaleleri gelimez. Bunun aksi de tamamen aksinedir. Burada da btnyle maddi alana odaklanm bir kii var. Hergn gnmzdeki ifadesiyle sportif almalar yapmaktadr. Byle birisinin adaleleri glenir, bedeni kuvvet kazanr. Kimi zaman vakada, kimi zaman da fotoraflarda grdmz ekilde bir vcuda sahib olur. Mesela bu ampiyonlarn bedenleri btnyle adalelere dnr. Bu kii byle mi yaratld? Yoksa adale younluu fazla bu gl bnyeyi kendisi mi elde etti? phesiz ki bu kendi kazanc ve tercihiyle ulat bir sonutur. te sapklnda, inadnda, kfr ve inkarnda devam edip giden insann rnei de aynen budur. Bu kii sonunda "erRam" denilen noktaya ular. Yce Allah'n onlarn kalbleri zerinde yaratt perdelenmeye kadar gelir. Bu Allah'n bu ii ona dayatmas veya onlar buna mecbur etmesinin bir sonucu deildir. Bu ancak onlarn kazan ve tercihlerinin bir neticesidir. te bu kfir insanlarn kendi kazanlaryla ulatklar bu kevn yarat budur. Onlar cahillerin kendilerine dayatldn vehmettikleri bu noktaya kendileri ulayorlar. Gerek u ki bu durum onlara dayatlmam, buna mecbur

21

edilmemilerdir. Bu tamamyla onlarn kendi elleriyle kazandklardr ve phesiz Allah kullara zulmetmez. SORU 8: Mushaf pmenin hkm nedir?: CEVAB: Bu bizim inancmza gre: "Sonradan kartlm ilerden alabildiine saknn. nk sonradan kartlm herbir i bir bid'attir ve herbir bid'at bir sapklktr."(1) ile: "Her sapklk cehennem ateindedir."(2) eklindeki hadislerin bir blmn tekil ettii hadislerin genel erevesine girmektedir. Bu cz' mesele hakknda ou kimsenin zel bir tutumu vardr. Bunlar bunda ne var ki derler. Bu olsa olsa bu Kur'n- Kerim'in tazim edildiinin, tebcil edildiinin da yanstlmasndan ibarettir. Biz de bunlara doru sylyorsunuz diyoruz. Gerekten bu davranta sadece Kur'n Kerim'in tazim ve tebcili szkonusudur. Fakat acaba tazim ve tebcil ilk nesil olan Allah Raslnn ashabnn farkna varmadklar bir husus muydu? Ondan sonra gelenler ve onlardan sonra gelenler (tabin ve etbau't-tabin) bunun farknda deiller miydi? phesiz cevab selef alimlerinin dedikleri ekilde: Eer bu i bir hayr olsayd elbette onlar bizden nce bu ii yaparlard eklindedir. Bu bir husus, dieri de udur: Acaba herhangi bir eyin plmesinde esas olan hkm caiz oluu mudur? Yoksa aslolan onun men edilmesi yani yasaklanmas mdr? te burada Buhari ve Mslim'in sahihlerinde kaydettikleri hadisi zikretmek kanlmaz oluyor. Bylece t almak isteyen t alsn ve gnmz mslmanlarnn salih seleflerinden, onlarn fkhlarndan ve onlarn kar karya kaldklar meseleleri nasl ele alp zmlediklerinden ne kadar uzakta olduunu anlayabilsin.
1 Sahihu't-Terib ve't-Terhib, I/92/34 2 Salatu't-Teravih, s.75

22

Sz geen hadis udur: Abis b. Rabia dedi ki: Ben mer b. el-Hattab' (r.a) Hacer-i Esved'i perken ve bu arada yle derken grdm: "Ben senin gerekten fayda veremeyen, zarar veremeyen bir ta olduunu ok iyi biliyorum. Eer Raslullah (s.a)'n seni ptn grmemi olsaydm. Ben de seni pmezdim."(3) Peki meru'l-Faruk'un syledii: Eer ben Raslullah (s.a)' seni perken grmemi olsaydm, ben de seni pmezdim sznn anlam nedir? O halde mer Hacer-i Esved'i perken sahih hadiste de belirtildii zere "Hacer-i Esved cennettendir"(4) buyruuna ramen acaba kendisinin uydurduu bir felsefeye dayanarak m pmt? Bylelikle sorann sorusunda olduu gibi bu Allah'n kelamdr ve biz onu pyoruz diye mi dnmt. Acaba mer ite bu ta takva sahiblerine vaadolunan cennetin eserlerinden birisidir. Bu sebebten ben de onu pyorum. Bu hususta onu pmenin meruiyetini bana aklamas iin Raslullah (s.a)'dan gelme bir nassa da ihtiyacn yoktur mu demiti. Yoksa baz kimselerin sylemek istedii gibi bu cz' meselede bile bizim kendisine davet ettiimiz ve felsefi mantk adn verdiimiz mantkla m hareket ediyordu. Bu mantk ise Raslullah (s.a)'a ve kyamet gnne kadar onun snnetini izleyenlerin snnetine tabi olmakta ihlasla davranmaktr. te mer'in konumu tavr da buydu. O: Ben Raslullah (s.a)' seni perken grmemi olsaydm, seni pmezdim diyordu. O halde bu gibi pmelerde aslolan bizlerin bu hususta uygulana gelmi bir snnete gre hareket etmemizdir. Az nce iaret ettiimiz gibi ilere kendimiz bu gzel bir eydir, bunda ne var ki diye hkm vermeye kalkmamalyz. Hep beraber Zeyd b. Sabit'in tavrn hatrlayalm. Nasl Ebu Bekir ve mer'in kendisine Kur'n' kaybolmaktan korumak zere
3 Sahihu't-Terib ve't-Terhib, I/94/41 4 Sahihu'l-Cami, 3174

23

Kur'n' toplama teklifine kar nasl tavr taknmt, o yle demiti: Raslullah (s.a)'n yapmad bir ii nasl yaparsnz? Bugn mslmanlar kesinlikle dinlerinde byle bir fkha (byle bir titiz anlaya) sahib deildirler. Mushaf pen kimseye: Raslullah (s.a)'n yapmad bir ii nasl yaparsn? diye sylenecek olursa o size gerekten hayret verici pek ok cevab verecektir. Bunlardan birisi kardeim bunda ne var ki cevabdr. Bununla biz Kur'n' tazim ediyoruz. Ona yle cevab veririz: Kardeim buna karlk sana yle sorulur: Acaba Raslullah (s.a)'n kendisi Kur'n- Kerim'i tazim etmiyor muydu? phesiz o da Kur'n' tazim ediyordu. Bununla birlikte onu pmedi yahut yle derler: Sen bizim Kur'n' pmemize nasl tepki gsterirsin? te sen de arabaya biniyorsun, uakla yolculuk yapyorsun. Bunlar da bid'at trnden eylerdir. te bu duyduunuza kar yle cevab verilir: Dalaletin kendisi olan bid'at ancak din ile alakal olan hususlardakiler iindir. Dnya ile ilgili olanlara gelince bu yeni kan eyler caiz olabilir, haram olabilir fakat byle bir ey aka bilinen bir husustur. Ayrca bunun rneklendirilmesine de gerek yoktur. Haccetmek zere Allah'n Beyt-i Haram'na yolculua kp uaa binen bir kimsenin bu davran phesiz ki caizdir. Uaa batya gidip oray ziyaret etmek zere yolculuk yapan bir kimsenin bu yolculuu ise phesiz ki bir masiyettir. Bir kimseye niin bu ii yapyorsun diye sorulan taabbud hususlara gelince ona da: Allah'a yaknlamak iin diye cevab verilir. Buna gre diyoruz ki: an yce Allah'a ancak ter ettii hususlar ile yaklamak imkan vardr fakat burada ben bir hususu hatrlatmak istiyorum. Kanaatimce bu: "Herbir bid'at bir sapklktr" kaidesinin temellendirilmesi ve glendirilmesi iin olduka nemlidir. Kesinlikle bu gibi hususlarda akln o ileri gzel grmesinin hibir mdahalesi yoktur. 24

Seleften birisi yle diyor: Bir bid'at ortaya kt m mutlaka bir snnet ldrlm olur. Ben bu gerei sonradan ortaya km olan ileri iyice izlediimden tr bu sonradan ortaya kan hususlarn Raslullah (s.a)'n getirdiklerine ou zaman nasl muhalefet ettiini aratrdmdan tr bu gerei elle tutulurcasna hissediyorum. Gerekten ilim ve fazilet ehli olan bir kimse okumak zere bir mushaf eline ald vakit onu ptklerini grmezsiniz. Bunlar onda olanlarn gereince amel ederler. Duygularn dizginleyecek hibir ilkeleri olmayan avma gelince onlar bu ite ne var derler ve Kur'n gereince amel de etmezler. O bakmdan biz de diyoruz ki: Bir bid'at ortaya karld m mutlaka bir snnet ldrlr. Bu bid'atin bir benzeri bir dier bid'atte udur: Hala kalblerinde bir iman kalnts olan fasklarn bile mezzinin ezann duyduklarnda hemen ayaa kalkarlar. Niye ayaa kalkyorsunuz diye onlara sorarsanz yce Allah' tazim iin derler fakat mescide gitmezler. Tavla, satran ve benzeri oyunlarna devam ederler. Bununla birlikte onlar bu ekilde ayaa kalkmakla Rabbimizi tazim ettiklerini sanyorlar. Byle bir ayaa kalk nereden gelmitir. Elbette bu konuda uydurulmu ve asl astar olmayan bir hadise dayanlarak yaplmaktadr. O da: "Ezan duyduunuzda ayaa kalknz." anlamndaki uydurma rivayettir.(5) Bu hadisin asl yoktur fakat baz zayf ve uydurmac raviler tarafndan tahrif edilmitir. Bunlar "deyiniz" (demek olan klu) yerine "kalknz" (demek olan kmu) deyivermilerdir. Bylelikle sahih olan: "Ezan duyduunuzda (mezzinin) dedii gibi deyiniz, sonra bana salat getiriniz..."(6)
5 Silsiletu'l-Ahadiysi'd-Daifa, 711 6 Mslim, 384

25

Hadis ksaltlm olmakta (ve deitirilmi olmakta)dr. imdi eytann insana bir bid'ati nasl ssl gsterdiine ve o kimseyi Allah'n iarlarn tazim eden bir mmin olduuna nasl ikna ettiine baknz. Buna delil de gya mushaf alp pmek, ezan duyduu vakit ayaa kalkmakm. Peki bu kimse Kur'n gereince amel ediyor mu? Hayr, Kur'n gereince amel etmiyor. Mesela namaz klmaz fakat haram yemiyor mu, faiz yemiyor mu, faiz vermiyor mu, insanlar arasndan Allah'a kendileri sebebiyle isyann artt aralar yaygnlatrmyor mu? Acaba, acaba... Ard arkas gelmez sorular. te bundan dolay bizler Allah'n bizim iin ter buyurmu olduu itaat ve ibadetlerin snrn amayz. Onlara bir tek harf dahi ilave etmeyiz. nk durum Peygamber efendimizin buyurduu gibidir: "Allah'n size emrettii her ne varsa mutlaka ben de onu size emretmiimdir, ondan geriye hibir ey brakmammdr."(7) Senin bu yaptn i ile sen Allah'a m yaknlamak istiyorsun. Eer bunun cevab evet ise o vakit bu hususta Raslullah (s.a)'dan bize bir nass getir. Cevab: Hayr byle bir nass yoktur. O halde bu bir bid'attir ve herbir bid'at sapklktr, her sapklkta atetedir. Hi kimse byle bir eyi olmayacak (mkil) bir husus olarak grerek: Bu mesele bu kadar basit iken yine de dalalet olabilir mi ve bu ii yapan cehennemde mi olacaktr diye sormasn. te bu mesele hakknda mam atb u cevab vermitir: "Herbir bid'at ne kadar kk olsa dahi yine de sapklktr." Onun sapklk olduu hususunda bu hkm verilirken bid'atin bizatihi kendisine baklmaz. Aksine bu hkm verilirken bid'atin mevzu bahis olduu yere baklr. Bu yer neresidir? Bu yer eksiksiz ve mkemmel slam eriatidir. Hi kimse kk ya da byk bir bid'at ile bir eksiklii
7 Silsiletu'l-Ahadiysi's-Sahiha, 1803

26

tamamlamak iddiasnda olamaz. Mcerred olarak o bid'ati ortaya koyduundan dolay deil, o bu davran ile yce Rabbimize ve anl Peygamberimize kar eksik braktklarn vehmettiren bir izlenim verdiinden dolay bu bid'at sapklktr. _______________ SORU 9: Kur'n- Kerim'i nasl tefsir etmemiz gerekir? CEVAB: Yce Allah Kur'n- Kerim'i Rasl Muhammed (s.a)'n kalbine insanlar kfrn ve cahilliin karanlklarndan slamn nuruna karmak zere indirmitir. Yce Allah yle buyurmaktadr:"Elif, Lam, Ra. Bu insanlar Rablerinin izniyle karanlklardan nura yegane galib, hamde layk olan Allah'n yoluna karman iin sana indirdiimiz bir kitabtr." ( brahim, 14/1) Rasln de Kur'n- Kerim'de bulunan hususlar aklayc, tefsir edici ve gerekli aklamalar yapmak zere gndermitir. Yce Allah yle buyurmaktadr:" nsanlara kendilerine ne indirildiini aklayasn diye sana da bu zikri (Kur'n') indirdik." (enNahl, 16/44) Buna bal olarak snnet-i seniyye Kur'n- Kerim'de bulunan hususlar tefsir edici ve aklayc olarak gelmitir. Snnet-i seniyyede yce Allah'tan gelen bir vahiydir. Nitekim yle buyurulmaktadr:"O kendi hevasndan bir sz sylemez. O bildirilen bir vahiyden bakas deildir." (en-Necm, 53/3-4) Peygamber (s.a) da yle buyurmutur: "Dikkat edin phesiz ki bana Kur'n ve onunla birlikte onun bir benzeri verilmitir. una dikkat edin aradan fazla bir zaman gemeyecek, karn tok bir adam koltuuna oturmu yle diyecektir: Siz bu Kur'n'a baknz. Onda helal diye bulduunuzu helal biliniz, haram diye bulduunuzu haram belleyiniz. unu bilin ki Raslullah (s.a)'n haram kldklar tpk Allah'n haram kldklar gibidir."(1)
1 Tahricu'l-Mikat, no:163

27

O halde Kur'n- Kerim'in kendisi ile tefsir edilip aklanaca ilk dayanak snnet ile birlikte Kur'n- Kerim'dir. Snnet ise Raslullah (s.a)'n szleri, fiilleri ve takdirleridir. Bundan sonra bata Peygamber (s.a)'n ashab olmak zere tefsir ilminin bilginleri gelir. Bunlarn da banda Abdullah b. Mesud (r.a) gelir. nk o bir taraftan Peygamber (s.a)'n erken dnemlerde iman etmi bir sahabesidir, dier taraftan Kur'n- Kerim'e dair soru sormaya, onu iyice anlamaya ve onun aklamalarn bellemeye zel itina gstermitir. Bundan sonra Abdullah b. Abbas (r.a) gelir. bn Mesud onun hakknda "o Kur'n'n tercmandr" demitir. Bundan sonra da bir yetin tefsirine dair aklamalar kendisinden sabit olmu, hangi sahabe olursa olsun onlarn grleri gelir. El verir ki ashab- kiram arasnda gr ayrl bulunmasn. O vakit onlarn yaptklar tefsiri rza, teslimiyet ve kabul ile karlarz. Eer bu bulunmayacak olursa o zaman Raslullah (s.a)'n ashabndan tefsir renmeye itina gstermi tabinin grlerini alrz. Said b. Cbeyr, Tavs ve buna benzer Raslullah (s.a)'n ashabndan zellikle de az nce belirttiimiz gibi bn Abbas'tan Kur'n tefsirini renmekle mehur olmu dier benzerleri gelir. Dier taraftan malesef baz yet-i kerimeler mcerred gr yahutta mezhebe gre tefsir edilmektedir. Bu hususta Peygamber (s.a)'dan dorudan bir aklama gelmi deildir. O bakmdan mteahhirlerden bazlar bu yeti mezhebe uygun bir ekilde bamsz olarak tefsir edebilmektedir. Bu ise ok tehlikeli bir husustur. nk yetler mezhebleri destekleyecek ekilde tefsir edilir. Tefsir alimleri ise mezheb mntesiblerinin tefsir ettiklerinden baka trl o yeti tefsir etmi olabilirler. Buna bir misal olarak yce Allah'n:"Artk Kur'n'dan kolay geleni okuyun." (el-Mzzemmil, 73/20) buyruunu verebiliriz. Baz mezhebler bunu bizatihi tilavet olarak tefsir etmilerdir. Yani her namazda Kur'an Kerim'den okunmas icab eden blm uzunca bir yet yahutta ksa yettir. Onlar bu grlerini Peygamber (s.a)'dan varid olmu u hadise 28

ramen ortaya atmlardr: "Fatiha suresini okumayann namaz yoktur."(2) Bir dier hadiste de yle buyurulmutur: "Her kim Fatiha suresini okumadan bir namaz klacak olursa o eksiktir, o eksiktir, o eksiktir tamam deildir."(3) Bu iki hadisin delaleti yetin sz geen ekilde tefsir edilmesi suretiyle kraatten mutlak olarak szettii iddiasyla reddedilmektedir. Onlara gre Kur'n- Kerim ancak mtevatir snnet ile tefsir edilebilir. Yani mtevatirin mtevatir olmayanla tefsiri caiz deildir. Bu sebebten tr yeti re'y ile yahut mezheb ile tefsir ettiklerine dayanarak sz geen iki hadisi reddetmilerdir. Halbuki btn ilim adamlar mtekaddim ve mteahhir olanlar arasnda fark olmakszn btn tefsir alimleri yet-i kerimedeki "okuyun" buyruundan kastn gcnz yettii kadar gece namaz kln olduunu aklamlardr. nk yce Allah bu buyruu u yet-i kerime erevesi ierisinde zikretmitir: "phe yok ki Rabbin senin ve seninle beraber olanlardan bir kesimin gecenin te ikisinden az, yars ve te biri kadar ayakta durduunuzu bilir. Gece ve gndz Allah takdir eder... Ve nihayet: Artk Kur'n'dan (size) kolay geleni okuyun." (el-Mzzemmil, 73/20) diye buyurmaktadr. Yani sizler kolaynza geldii kadaryla gece namaz kln. Dolaysyla yet-i kerime zel bir namazda insann okumas gereken miktar ile ilgili deildir. Yce Allah mslmanlara kendilerine kolay gelecek kadaryla gece namaz klabilecekleri hususunda kolaylk gstermitir. Raslullah (s.a)'n -bilindii gibi- kld kadar onbir rekat namaz klmalar onlara vacib deildir. te yet-i kerimenin anlam budur. Araba anlatm uslubunda bu czn zikredilip, klln kastedilmesi kabilindendir. Buna gre yce Allah'n: "Okuyun" diye buyurmas namaz kln demektir. Burada btn namazdr. Cz
2 Sahihu'l-Cami, 7389 3 Sfatu's-Salah, 97

29

ise Kur'n okumaktr. Bunun sebebi ise bu btnn ierisindeki bu czn nemini aklamaktr. Bu da an yce Allah'n bir baka yet-i kerimedeki u buyruunu andrmaktadr:"Gnein (batya doru) kaymasndan, gecenin karanlna kadar namaz dosdoru kl. Sabah Kur'n'n da." (el- sra, 17/78) Buradaki "sabah Kur'n'"ndan kast sabah namazdr. Burada da cz zikredilip, kll kastedilmitir. Bu araba anlatm slubunda bilinen bir ekildir. Bundan dolay bu yet-i kerimenin halefleriyle selefleriyle herhangi bir gr ayrl olmakszn btn tefsir alimlerince tefsiri aka ortada olduuna gre bu hadisler ahad hadislerdir. Kur'n'n da ahad hadislerle tefsir edilmesi caiz deildir iddiasyla reddedilmeleri caiz deildir. nk sz geen yet-i kerime Kur'n dilini bilen alimlerin grleri ile tefsir edilmitir. Bu bir. Dier taraftan Peygamber (s.a)'n hadisi Kur'n'a aykr olamaz. Aksine onu tefsir eder, aklar. Bu cevabn bataraflarnda belirttiimiz gibi. Bu da iki. Peki yet-i kerimenin mslmann namazda ister farz, ister nafile olsun okumas gereken miktar ile hi ilgisi yokken nasl byle bir tefsir yaplabilir. Az nce kaydettiimiz iki hadise gelince bu ikisinin de ihtiva ettii konunun namaz klann Fatiha'sz namaznn olmayaca hususundaki ifadeleri aktr. "Fatiha'y okumayann namaz yoktur."(4) ile "kim Fatiha'y okumadan bir namaz klacak olursa o eksiktir, o eksiktir, o eksiktir tamam deildir."(5) Yani byle bir namaz eksiktir. Kim namazn eksik brakarak ayrlrsa namaz klmam olur. O vakit onun kld namaz batl olur. Birinci hadisten aka anlald gibi. imdi biz bu gerei aka anladmza gre o vakit bizler Peygamber (s.a)'dan gelen hadis kitablarnda rivayet
4 ve 5 Az nce geti.

30

edilen hadislere rahat bir kalble gven duymalyz. Daha sonra bu hadislerin sahih senedlerine gvenmeliyiz. Bu ada duyduumuz hadislerin felsefesi ile alakal gerekelerle haklarnda phemiz olmamaldr. nk bu felsefe yle diyor: Bizler ahkama dair varid olmayp, akaid ile alakal olduklar takdirde ahad hadislere itibar edemeyiz. nk akide ahad hadisler zerinde ykselmez. Bunlar bu iddiadadrlar. Bizler ise unu biliyoruz ki Peygamber (s.a) kitab ehlini kendisi tek bir kii olmakla birlikte tevhid akidesine davet etmek zere Muaz' gndermitir.(6) Kur'n- Kerim'i nasl tefsir etmemiz gerektii ile alakal yapmak istediim aklama bu kadar ile yeterli grlmelidir. Allah'n Peygamberimiz Muhammed'e, onun aile halkna, ashabna kyamet gnne kadar onlara gzel bir ekilde tabi olacaklara salat ve selam buyursun, bereketler ihsan etsin. Alemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun.

6 Buhari, 1458; Mslim, 19.

31

You might also like