You are on page 1of 170

Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

Yard. Do. Dr. Hayati AKTA


Karadeniz Teknik niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi zet: Orta Asyada bamsz Trk Cumhuriyetlerinin douu, Trkiye iin bir btn olarak olumlu ve yeni umutlarn taycs bir gelime iken, ran iin bambaka bir anlam tamaktadr. Trk arlkl olarak izilmekte olan yeni bir blgesel harita, rann karlarna hem ulusal hem de uluslararas dzlemde zarar verebilecek bir gelimedir. ran, corafi ve tarihsel kozlara sahiptir. Trkiye ise bamsz Cumhuriyetler ile arasnda var olan karlkl ekim ve dil yaknl dnda, siyasal ve ekonomik modeli ile bu lkelere nder olabilecek kapasitededir. ki lkeyi kar karya getiren ve u aamada biraz st kapal olarak srdrlen bu mcadelede Trk politikas Amerikann, Avrupann ve lml Arap lkelerinin desteinden yararlanmaktadr. Bu erevede ran kktendinci hareketler nezdinde baz sempatilerle karlasa da uluslararas planda zellikle yalnz ve yaltlm konumdadr. Bu almada Trkiyenin Orta Asyadaki politikalarn oluturan etkenler ile Sovyet sonras blgede oluan boluun doldurulmas ve yeni yaplanmadan etkilenmesi ve Trkiyenin bu politikalarnda ran faktr ve blge zerinde Trkiye ran arasndaki atma ve ibirlii oluumlar zerinde durulmutur.

Anahtar Kelimeler:

Orta Asya, Trk Cumhuriyetleri, ran,

Trkiye, Trk modeli

Giri
1990l yllardan itibaren Dnyada nemli deiiklikler olmaya balad. Dnyadaki siyasi dengeler deiti. ki kutuplu dnya, dier kutbun dalmas sebebiyle tek kutuplu hale gelmeye ve bu gelimeler sonunda, Trkiyenin nnde yeni ufuklar almaya balad.
bilig K 2002 Say 20: 1-24

bilig 2002 K Say 20

SSCBnin 1991de resmen dalmasyla Trk D Politikas da hzla deimitir. Trkiye, Sovyetler Birliinin dalmas ertesinde bamszlklarn kazanan yeni Cumhuriyetler iin demokratik, laik ve Pazar ekonomisini benimsemi yaps ile bir model olarak nitelenmitir. Elbette Orta Asya Trkleri iin Trkiye en nemli ilgi objesi ve hem ekonomik hem de kltrel adan cazip bir modeldir (Critclow, 1991, s.19). Trkiye modeli kavram, Souk Sava sonras dnemin tam olarak tanmlayamayan Yeni Dnya Dzeni nin aray ierisindeki uluslararas toplum tarafndan ilgiyle karlanm, yerli ve yabanc basn ile blge ile ilgili bilim adamlar ve siyasi gzlemciler konuyu n plana kararak Trkiye modeli fikrini yaygnlatrmlardr. Orta Asya zerinde stratejik ve ekonomik karlar bulunan ABD ynetimi, Orta Asyadaki blgesel rekabette ran karsnda Trkiyeyi desteklemi, ABD Bakan George Bush Trkiyeyi Trk Cumhuriyetlerine model olarak sunmutur (Rait, 1994, s. 210). Bu noktada desteklenen model olma zelliini de kullanarak bu lkelere demokrasi ve piyasa ekonomisi tecrbelerini aktarmaya almtr. Bu modelin karsnda ise Bat kart, muhafazakr ran rejimi yer almtr. Orta Asyada yeni bamszlklarn kazanan Cumhuriyetlerin karlatklar sorunlarn, bu lkelerle tarihsel ve kltrel balar olan Trkiye gibi dost ve yakn bir lke araclyla amak da uygun bir yol olarak grlmtr. Nitekim, Trkiye SSCB ardl lkeleri ilk tanyarak ve diplomatik iliki kurarak onlarn uluslararas toplumun yeleri haline gelmelerinde nc rol oynam, Orta Asya lkelerinin uluslararas forumlarda szclklerini stlenerek aktif bir d politikann gerekli unsurlarn sergilemitir. Bu arada Trkiyenin Orta Asya lkeleriyle yakn ilikilere girmesi hem Rusya tarafndan hem de komu lkelerden ran tarafndan dikkatle takip edilen bir olguydu. Zira, Sovyetler Birliinin dalmas sonrasnda blgede oluan siyasi ve ekonomik boluun doldurulmas hususunda Trkiye, ran ve Rusya gibi blge lkeleri ve dier batl lkeler arasnda hem ekime ve hem de ibirlii ortamlar olumaya balamtr. Uzun yllardan sonra Orta Asyadaki soydalaryla buluma ve birlikte hareket edebilme frsatn yakalayan Trkiye ve yaklak iki yz yldr blgesinde gerileme sreci yaayan ve neredeyse dnyadan tecrit edilme ile yz yze gelmi olan ran, Orta Asyadaki bu bamsz Cumhuriyetler ile scak ibirlii imknlar oluturmak istemektedirler. Yeni devletlerin sahneye k konusunda Trkiye ve rann perspektiflerinin ok farkl olduu aktr. Nitekim Transkafkasyada ve Orta Asyada bamsz Trk
2

Akta, Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

Cumhuriyetlerinin douu Trkiye iin bir btn olarak olumlu ve yeni umutlarn taycs bir gelime iken, ran iin bambaka bir anlam tamaktadr. Gerekten de, Trk arlkl olarak izilmekte olan yeni bir blgesel harita, rann karlarna hem ulusal, hem de uluslararas dzlemde zarar verebilecek bir gelimedir (Celili, 1997, s. 240). Ancak Orta Asyada rann en nemli avantaj blgeden d dnyaya en ucuz ve en ksa yolu tekil etmesidir. Bu nedenle ran son dnemde yeni demiryollar, karayollar, limanlar ve boru hatlar yapmna hz vermitir. Fakat, ran rejiminin dnya kamuoyunda yaratt imaj ve ABDnin Orta Asya lkelerinin ran ile siyasi ve ekonomik ilikilerini gelitirmemelerini srarla istemesi ve ABDnin Trkmenistan doal gaznn ran zerinden Trkiye ve Avrupaya tayacak boru hattna da kar olmas ran iin olumsuz gelimelerdir (Torock, 1997, ss. 185-200). Grld zere, Ruslarn Kafkasya ve Orta Asyadan ekilmesiyle doan boluu doldurmak ve ortaya kan yeni durumdan mmkn olan en byk yarar salamak amacyla bu iki lke youn bir hareketlilik iine girmitir ve iki blgesel gcn iki tarafl ibirlii kayglarnn dayatt bir politikann deil, bir rekabet politikasnn uygulayclar olmulardr. ran, inden sonra eski Sovyetler Birliiyle ve dalmadan sonra oluan yeni Cumhuriyetler ile en uzun snrlara sahip lke olmas, ran Krfezindeki stratejik konumu, ticari ortak olarak nemi ve yeni Cumhuriyetler ile olan kltrel ve dinsel balar gibi nedenlerle Rusya iin de en nemli lke olarak n plana kmaktadr (Naumkin, 1998, s.68). Trkiye ise grnrde kendisini ran karsnda nemli lde avantajl klan kozlara sahiptir. Trkiye ile Orta Asyadaki bu Cumhuriyetler arasnda var olan karlkl ekim, dil, din ve kltr yaknl dnda, Trkiyenin siyasal ve ekonomik modeli de bu lkelerin yerel sekinlerinin tercihleri ile uyuur grnmektedir. Her ne olursa olsun, Trkiye ile ran arasnda, eski SSCBnin dalma sonucu ortaya kan gney devletleri zerindeki etkilerini pekitirme mcadelesi alttan alta oktan balamtr. Etkileme kapasitelerini artrma araynn tesinde, bu iki blgesel gcn baka bir hedef peinde olduklar da aka bellidir: Kendi sistemlerinin istikrarna zarar dokunabilecek her trl d bask giriimine kar kmak. Bir baka deyile Trkiye iin slmc akmn glenmesini nlemek, ran iinse, tam tersine, devrimci slmcln ykseliini zendirmek amacyla eski Sovyetler Birliinin
3

bilig 2002 K Say 20

Mslman Cumhuriyetlerinde meydana gelen deiikliklerden olabildiince yararlanmak sz konusudur. ki lkeyi kar karya getiren ve u aamada st kapal olarak srdrlen bu mcadelede Trk politikas, Amerikann, Avrupann ve lml Arap lkelerinin deerli desteinden yararlanmaktadr. Hatta gelecekte, snrlarnda slm kktendinciliinin ykseliini izlemekten memnun olmak iin hibir gerekesi bulunmayan Rusyann bile bu gruba katlma olasl vardr. Bu erevede ran, kktendinci hareketler nezdinde baz sempatilerle karlasa da, uluslararas planda zellikle yalnz ve yaltlm bir konumdadr (Celili, 1997, s. 245). almamzda Trkiyenin Orta Asyadaki politikalarn oluturan etkenler ile Sovyet sonras blgede oluan boluun doldurulmas ve yeni yaplanmadan etkilenmesi ve Trkiyenin bu politikalarnda ran faktr ve blge zerinde Trkiye-ran arasndaki atma ve ibirlii oluumlar incelenecektir.

Trk D Politikasnn Orta Asyaya Bakndaki Deiim


Trkiye 20. yzyln banda dnya imparatorluunu yitirmesine ramen ayn yzyln sonunda ayn corafya ile yine kar karya kalm, zellikle Balkanlar ve Orta Asyadaki gelimeler neticesinde her yapt izlenen ve kendisine misyonlar yklenmi uluslararas bir aktr durumuna gelmitir. Ancak Trkiye ksa srede bu kulvarda yalnz olmadn anlam, ilgisini younlatrd Orta Asyann tm dnyann zerinde planlar kurduu bir alan olduunu grmtr. Ayn sreci yaayan bir dier lke ise randr. Aralarndaki tarihsel ihtilaflar nedeniyle Trk ve ranllarn step egemenliini an banda Ruslara kaptrm olmalar Mslman devletlerin Rusyaya kar en byk jeopolitik baarszlklarndan biri olarak deerlendirilir (Sander, 1994, s.39). 1552 ylnda Rusyann Kazan ele geirerek Tatar Hanlna son verip, Hazar Denizi kylarna inmesi ve randa ii Safavi ynetiminin kurulmas ile Anadolu ve Orta Asya Trkleri arasndaki ba kopmutur (Mtercimler, 1993, s. 238). 19 yzyl boyunca Rusya dnyann en hzl byyen emperyalist gc olmu ve snrlar gnde ortalama 140 km byyerek yz yldan ksa bir zamanda topraklarn 5 milyon km geniletmitir. Smrgeci yaylmacln ou ise halk sefalet iinde olan Orta Asya zerindedir (Taheri, 1991, s.99).
4

Akta, Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

Halklar arasndaki binlerce yllk dostlua dayanan ilikilerden bahseden resmi argmanlarn aksine 2000li yllarn Trkiye Orta Asya ilikileri yzyllar sren bir kesintinin ardndan balayan yeni bir dnem olup, Trk D Politikasnda bir deiimi yanstmaktadr. slm ve Trk karakteri ar basmasna ramen Osmanl mparatorluu dneminden bu yana Trk yneticileri Bat merkezli d politikalarn srdrm, devletin en gl zamanlarnda dahi ilgi alanlarn KrmKafkasya-ran snrndan douya tamaktan kanmlardr. I. Merutiyet sonras fikir hayatna giren Milliyetilik akmnda Asya Trklerine bir ilgiden bahsetmek imkn dahilindeyse de bu ilginin d politikaya yansmas salanamamtr. Sovyetler Birliinin eski Mslman Cumhuriyetleri bamszlklarn ok hzl bir ekilde ve hazrlksz olarak kazandlar. Bunlarn bamsz birer devlet olarak aniden ortaya k bu devletlerin milli kimlik, siyasi istikrar ve ekonomik gelimeleri araynda ok ciddi problemleri de beraberinde getirdi. Trkiye ve ran gibi iki blge devleti de Orta Asya ve Kafkasyadaki bamsz devletlerin olumasna hazrlksz yakalandlar. Trkiye asndan Azerbaycan, Trkmenistan, zbekistan, Kazakistan ve Krgzistann siyasi, ekonomik ve sosyal artlar asndan kesin bir uzmanlk ve bilgi eksiklii olarak ortaya kyordu bu problem. Trkler bu Cumhuriyetlerdeki tarihi gelimeler ve yeni oluan siyasi, ekonomik ve sosyal artlar ile ilgili hibir nemli bilgi ile eitilmemilerdi (Sayari, 1994, s. 180). 1920den sonra Trk hkmetleri eski SSCBnin Trk halklar konusundaki almalar desteklemekten kanmlard. Bu durum ksmen TrkSovyet ilikilerinde olumsuz etkilerin olabilecei endiesinden, ksmen de Trkiyenin i siyasetinde ar milliyeti ideolojileri olan Trkler arasnda bir ilginin olumas nedeniyleydi. Bunun neticesinde Trk Dileri Bakanl bile Orta Asya ilikilerinde nitelikli uzmanlara sahip olamad (Sayari, 1994, s. 180). Tm bu olumsuz etkilerin bir sonucu olarak Trkiye Cumhuriyeti, Sovyetler Birliinin yklmas sonras gelien bamszlk hareketlerine bilgi ve ikili ilikilerdeki deneyimsizlii asndan hazrlksz yakalanm, ancak bu an youn diplomatik ata ile kapatmaya almtr. Bu erevede Trkiye, Trk Cumhuriyetlerini ilk tanyan ve elilik aan lke olmu, siyasi ynden verdii destee at kredilerle ekonomik boyut kat5

bilig 2002 K Say 20

mtr. Muhatap devlet bakanlar ise ilk resmi ziyaretlerini Trkiyeye yaparak bu ilgiye karlk vermilerdir. 1991 sonbaharnda Trk Dileri Bakanl Orta Asyada yeni kurulan Trk Cumhuriyetlerine ilikin politikalarn formlasyonu asndan tavsiyeler oluturmak amacyla Orta Asyay ziyaret edecek bir ekip oluturmutur. Bunun ardndan Dileri Bakanl organizasyon yapsn yeni bir Orta Asya leri blmn de kapsayacak biimde yenilemitir (Fuller, 2000, s. 87). Orta Asya ile yeni ilikileri destekleyenlerin banda bizzat zal bulunmutur. Mart 1991de Sovyetler Birliine yapt bir yolculuk planna zellikle Alma Atay da eklemitir. Ayn ay iinde Kazakistan salk bakan Ankaray ziyaret etmi ve genel olarak salk ve tp alannda ve zellikle de ila ve tbbi malzeme retiminde ibirliini ngren bir anlama imzalamtr (Turkish Times, March 15, 1991). 1992 baharnda eski Sovyetlere dahil Trk Cumhuriyetlerinden alt devletin hepsinin liderleri Ankaraya devlet ziyaretleri dzenlemilerdir. Sleyman Demirel babakanlndaki yeni hkmet bu ilikileri kurma ve gelitirmede gecikmemitir. Bu durum, Mays 1992de Demirelin, Trk iadamlar ve siyasal, kltrel ve ekonomi uzmanlarn kapsayan geni bir heyet ile bir haftalk Orta Asya ziyareti ile simgelemitir. Bu ziyaret srasnda Demirel Rusyann blgedeki karlarna ilikin dolaysz ve beklenmedik bir aklama ile bir Trk Devletler Birliinin kurulmasndan bahsetmi ve Orta Asyaya askeri eitim verme konusunu tartm, Orta Asyadaki tm Trk dilleri iin Trk (Latin) alfabesinin kabul edilmesini aktif bir ekilde desteklemi ve Orta Asyaya Trk yaynlarn aktaracak bir uydu balantsnn kurulmasna ynelik plan yapmtr. Bylece, 1992 ortalarnda Trkiye blgede siyasal, finansal, kltrel, askeri ve ekonomik alanlarda liderlik ve nfuz salama konusunda cesur bir hamlede bulunmutur (Fuller, 2000, s. 88). Dier taraftan Trk Cumhuriyetleri ve topluluklaryla ibirlii salamak ve gelitirmek iin Trkiye Cumhuriyeti Dileri Bakanl bnyesinde Trk birlii ve Kalknma Ajans (TKA) kurulmutur. Bu kurumun bnyesinde yaplan faaliyetlerde Trk Cumhuriyetlerinin piyasa ekonomisine ve demokrasiye gei srecinde yardmc olunmas hedeflenmitir. Bu kurum Orta Asya lkelerinde kk ve orta lekli ileri finanse etmektedir ve bu erevede yaplan bir ok nemli giriime imza atmtr (Dikkaya, 1999, s. 197).
6

Akta, Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

Trk birlii ve Kalknma Ajans, rakamsal olarak yeni bir yzyln balangcn ifade eden 2000 yl ierisinde de, Orta Asya Trk Cumhuriyetlerine yrtt teknik yardm salama ve bilgi an kapatmaya ynelik olarak ortak projeler gelitirme hizmetlerine devam etmitir (TKA, 2000, s.1). Trk Cumhuriyetlerinin bamszlklarn kazanmalarn takiben ticari ve ekonomik ilikilerin yasal erevesini oluturmak amacyla bu lkelerle ticaret ve ekonomik ibirlii anlamalar, yatrmlarn karlkl teviki ve korunmas anlamalar imzalanmtr. Trkiyenin Trk Cumhuriyetleri ile ticari ilikilerine bakldnda, ticaret hacimlerinin giderek artan yksek deerlere ulat grlmektedir. Toplam olarak, Trkiyenin Trk Cumhuriyetlerine 1992 ylnda 153.45 milyon dolar olan ihracat 2000 ylnda 567.72 milyon dolar olarak gereklemitir. Ayn ekilde Trkiyenin 1992 ylnda bu lkelerden yapt 73.81 milyon dolarlk ithalat, 2000 ylnda 627.84 milyon dolara kmtr. Toplam hacim olarak 1992 ylnda 227.26 milyon dolar olan ticaret 2000 ylnda 1.195.56 milyon dolara ykselmitir (Kabasakal, 2001, s.54). Gelimeler Rusya Federasyonu ve rann 1993 ylnda Orta Asya lkeleri ile ilikilerini gelitirmeye balamas nedeniyle durgunlam ve zamanla enerji sektr bata olmak zere ekonomik alanda Rusya ve ran Trkiyenin rakibi durumuna gelmitir. Ancak, ABDnin youn desteini ve kltrel avantajlarn kullanan Trkiye 1998 ylnda aleyhine grnen dengeyi tekrar lehine dndrmeye balamtr. Bu noktada Trk zel teebbsnn yapt byk yatrmlar, Trk hkmetinin 12 milyar dolarlk Eximbank kredisi aarak bu lkelere yaplan d ticareti tevik etmesi neticesi yatrmlar daha da artmtr (Zaman Gazetesi, 09.04.1998). 2000 ylnn sonu itibariyle Trk Eximbankn Trk Cumhuriyetlerine tahsis etmi olduu kredi miktarlarnda byk artlar olduu grlmektedir. Trk Eximbank bu dnemde Kazakistana 55.7 milyon dolar ihracat kredisi, 184.3 milyon dolar proje kredisi tahsis etmitir. Krgzistana 37.5 milyon dolar ihracat kredisi, 37.5 milyon dolar proje kredisi; zbekistana 125 milyon dolar ihracat kredisi, 250 milyon dolar proje kredisi; Trkmenistana ise 75 milyon dolar ihracat kredisi, 88.3 milyon dolar proje kredisi almtr (TKA, 2001, s.33-34). Trk firmalarnn hemen hemen btn Orta Asya Cumhuriyetlerinde faaliyetlerde bulunduunu grmekteyiz. 1992 ylndan balayarak 2000 ylna gelindiinde, geen sekiz yl zarfn7

bilig 2002 K Say 20

da Trk Cumhuriyetlerinde faaliyet gsteren Trk firmas says 2000e yaklamtr (Kabasakal, 2001, s.41). Nihayet Trk iletmeleri, Orta Asyada dnyann en byk firmalar ile ortaklk kurmakta, bu firmalarn blgeye gelmesine araclk yapmaktadr. Mesela; Trk firmalar Siemens ile Kazakistanda ortaklk kurarak elektrik retim tesisi, Coca-Cola firmas ile Kazakistan, zbekistan ve Krgzistanda plastik ie retimi gerekletirmilerdir. Ankara ve stanbulda dnyann en byk firmalarnn irtibat brolar vardr. Bu adan bakldnda, rann imknlar daha snrldr. Orta Asyada gl ii vakflar (fon) bulunmakta blgeye ekonomik yardmda bulunuyor grnmektedir. Yine de bu lke Orta Asyann dk nitelikli pazarlarna mal ihra edebilmekte ve Orta Asya pazarlarnda baz mallar takas usulyle pamua, metale ve petrol rnlerine dntrebilmektedir. ran Orta Asya devletlerine ada teknoloji ve ekipman da getirememitir. nk rann ABD ve Batya ideolojik ve politik olarak kar kmas (slm Devriminden sonra) ok hzl bir ekilde yerli sanayinin teknolojik seviyesinin dmesine sebep olmutur. Bu durum nispi olarak Trkiyede daha iyidir. nk Trkiye slm kimliine ve zelliklerine ramen, her zaman dnyann en byk firmalaryla ilikiler kurmakta ve gelitirmektedir. rnein,Trkiyenin AB ile balatm olduu gmrk birlii de gz nnde bulundurulursa Avrupa lkeleri Orta Asya Cumhuriyetlerinin nemli rol atfettikleri Trkiye ile ibirliine nem vermektedir. Piyasa ekonomisine dayanmayan bir model olan randa ahtan sonraki dnemde reticilerin ve rekabetin gelimesi devlet ve zel sektrde nlenmitir (Dikkaya, 1999, s.200). Trkiye, Orta Asyadaki almn blgesel tekiltlar ve zirvelerle glendirmeyi amalam, fakat Trk Liderleri Zirvesi, ECO (Ekonomik birlii Tekilt) gibi giriimler zamanla nemini yitirmeye balamtr. Bu noktada ran faktr yine devreye girmi ve kendisinin de iinde bulunduu ECOyu pasifletirme pahasna birlik almalarn sekteye uratmaya almtr. rann gerek i yaps ve etnik zellikleri ve gerekse muhtemel bir Trk birliinin sonularn tahmin edebilmesi, d politikasn ve Orta Asyada bir alternatif olma zorunluluunu hakl karmaktadr. Trkiyenin Orta Asyadaki baars rann evrelenmesi ve slm rejimin tehdit altna girmesi demektir. Kafkasya ve Orta Asya halklar ile etnik ve kltrel yaknlklar olan iki tarihsel g olarak bu iki lke, bl8

Akta, Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

genin yeniden biimleniinin geleceini kalc olarak etkileme yetkisine sahiptir. Oysa bugnk durum veri olarak alndnda, slm ran ile laik Trkiye, zaman zaman sakinlese de kalc olan bir gerilim ilikisine yerlemi grnmektedir. ok canl bir rekabet bu iki lkeyi Orta Asyada ve Kafkasyada kar karya getirmektedir (Hvend, 1997, s. 342).

Orta Asyada ran Faktrnn Boyutlar


Trk Cumhuriyetlerinin tam bamszlklarn kazand ve ibirliinin yaygnlat bir dnemde ran faktr giderek nemli bir konuma ulamaktadr. Tarih boyunca Trk boylarnn birlemesine engel olan ran, bu dnemde de dikkatle izlenmesi gereken bir d politika takip etmektedir. Hatta daha radikal bir ifadeyle Trk btnlemesine ynelik her admn ran iin tarihsel Pers-Osmanl atmasn canlandraca ne srlebilir. ran eski Cumhurbakannn 1992 ECO Zirvesinde yapt aklamada ran haritada grebileceiniz gibi ECO lkelerini birbirine balamaktadr. birlii kesinlikle ran zerinden salanmaldr. Kuzey ve Gney, Dou ve Bat, Avrupa ve Asya arasndaki btn balantlar, petrol ve gaz boru hatlar, demiryollar, iletiim hatlar ve uluslararas havayollar hepsi randan gemelidir (Aras olak, 1996, s. 63) eklindeki ifadeleri ile rann diplomatik gaflar pahasna konu hakknda aklama yapmaya mecbur hissettiini gstermektedir. ran izledii blge politikas ile lkesinde yaayan ve i tehdit olarak alglanabilecek byk Azeri nfus sebebiyle baz konularda Azerbaycana kar Ermenistan desteklemekten ekinmemitir. Azeri nfus sorunu rann Trkiye aleyhine de tavr almasnda bir etkendir. Zira Trkiyenin d politikas, Azerbaycana yaknl ran rahatsz etmekte ve olas bir ran Azerbaycan ekimesinde Trkiyenin taraf olaca endiesi ran bu noktada Trkiyenin karsnda yer almaya zorlamaktadr. Yzlerce yllk diplomasi ve istihbarat gelenei olan ran, Azerbaycan ve Orta Asyada realist bir politika takip etmektedir. Bu erevede Nahvan ve Azerbaycan arasndaki hava ulamnn ve iki taraf arasndaki 120 kmlik doal gaz boru hattnn kendi topraklar zerinden gemesine izin vererek byk bir koz elde etmi durumdadr. Buna ramen Hazar konusunda Rus tezini benimsemekte; Orta Asyada ise ok dikkatli bir biimde teknik ekonomik yardm, kltrel tarihi balar ve gerektike dini
9

bilig 2002 K Say 20

rehberlik gibi unsurlarla oluturduu kombine bir tesir a ile nfuzunu artrmaya almaktadr. ran siyasal slma ballna ramen, son yllarda Orta Asyaya kar daha ihtiyatl bir yaklam benimsemektedir. Blgede slmc politikalar aka desteklemekten kanmakta, basn konuyla ilgili hayli ll davranmakta ve rann slmi radikalizmi desteklediine dair pek az delil bulunmaktadr. ran her bir devletle tek tek balant ve ekonomik iliki kurmaya almaktadr. Bu durum rann gelecekte oluacak siyasal olaylarda slmc muhalif gruplar desteklemeyecei anlamna gelmemekte, ancak Humeyninin lmnden ve Orta Asyann bamszlna kavumasndan beri devrimin ihra edilmesinden bahsedilememektedir. Orta Asyadaki Rusya uzmanlar bu aamada rann blgede olumsuz bir rol oynadna dair pek az delil bulabildiklerini sylemekte ve hatta rann Orta Asyada karlarn gzetmek bakmndan Trkiyeye kyasla ok daha ll davrand yorumunda bulunmaktadrlar (Fuller, 2000, s. 96). Gncel durumda grnen odur ki, hayati karlarnn korunmas art ile rann istese de istemese de, Trkiye ile eski SSCBnin Trk Cumhuriyetleri arasnda ayrcalkl ibirlii balarnn yava yava kurulmasna rza gstermesi olasl vardr. Ancak yenilenmi, genilemeci ve irredentist bir Trk milliyetilii kukusuz Tahranda olumsuz ve kt alglanacaktr; nedeni de ncelikle lke iindeki Trk kkenli ranllar zerinde uyandraca etkiler, fakat ayn zamanda bu politikalarn Tacikler bata olmak zere Fars dilli topluluklarn yaad Orta Asyadaki yansmalar olacaktr. Nitekim, Stalin dneminin keyfi snr belirlemelerinden zaten byk kayplarla km bulunan Tacikler, kendilerinden drt kat daha kalabalk olan zbeklerce yutulmaktan ekinmektedirler; zaten zbek yneticiler de devletlerinin gcn darya vurma niyetlerini pek gizlememektedirler (Celili, 1997, s.245). Trkiye Orta Douda baarl bir laiklik modeli tekil etmekle vnmektedir. Elbette Orta Asyadaki rolne de, dier eylere ilve olarak toplum ve siyasette slmn ll bir ekilde ele alnmas ve laik bir ynetim tarznn oluturulmasna katkda bulunmak olarak grecektir. Trkiyenin rana kar ideolojik izgi olarak Trklk sancan dalgalandrmas halinde ran zor durumda kalabilecektir; buna karlk randa slmclk bayran dalgalandrarak yant verebilecektir. ran, Orta Asyada nfu10

Akta, Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

zunu salama konusunda Trkiyenin rann nne gemesi gerektii fikrinden de rahatszlk duymakta ve bu nedenle de bu kadar sert bir ekilde nfuzunu yaymaya almaktadr. ran bu nedenlerden dolay ister istemez blgede nfuz salama konusunda Trkiye ile rekabet etmektedir. slmc politikalarn blgede herhangi bir ekilde hakim olmas ihtimalinin domas halinde, Trkiyenin de dengeleyici bir unsur olarak laik bir Trkl n plana karmadaki kar daha da artm olacaktr (Fuller, 2000, s.97). Gneyde bunca baarszlktan sonra bile hal birlik syleminden vazgemeyen bir Arap dnyas ile kuzeyde rgtlenme yolundaki bir Trk dnyas arasna skan ve uyanan bir Pantrkizmin tehdidi altnda olan rann gsterecei tepkiler deiik biimler alabilir. Bu tepki Humeyniciliin ilk dnemlerindeki gibi saldrgan bir Panislmizm evresinde odaklanabilecei gibi, ran, Afganistan ve Tacikistan gibi Farsdilli Asya halklarn birletirmeyi hedef alan uluslarst bir topya evresinde de biimlenebilir (Sajjadpour, 1994, ss.198 - 203). Grld gibi, eer Kafkasya ve Orta Asyadaki durumun geliimi ile dorudan ilgili olan tm taraflar basiret ve olgunluk gstermezlerse, Asyann Trk ve ran dnyalarnn karlat bu blgesinde atmalar kmas riski hayli yksektir (Celili, 1997, s. 246).

rann Orta Asyadaki Hedefleri


Trkiye, laik, demokratik ve nispeten gelimi ekonomik modeliyle avantajl gibi grnse de ran, Orta Asya uygarlnda bir ekim merkezi durumunda olup, 2000 yllk tarihiyle blgede kendisine rahata hayran bulabilmektedir. Bunun yan sra corafi yaknl ve gei gzerghnda olmas sebebiyle Trkistan ile Trkiye arasnda bir kap konumundadr. Bunun farknda olan ran ilk olarak Hazar Denizi Kyda Devletleri rgt ile Trkiyeyi devre d brakan bir ibirlii zemini yaratmak istemitir. Genel olarak rann somut projeler vastasyla blgede, 1. Ekonomik imknlardan yararlanmak 2. ran modelini benimsetmek 3. Azerbaycan vastasyla bnyesindeki Azeri aznl kontrol etmek 4. Trkiyeyi aleyhine sonulanacak bir hamleden alkoymak 5. ii ve Pers etki alanlarn kontrol etmek eklinde zetlenebilecek baz hedeflerinin bulunduu grlmektedir. ran
11

bilig 2002 K Say 20

bu hedeflerine ulamaya alrken sanldnn aksine gizli rtl yollar deil ak legal pltformlar kullanmakta ve ou kez inisiyatifi kendisinde olmak artyla baz rgtlenmelere gitmektedir. Bu erevede 1992 ylnda dier lkelere ak olan kendi liderliindeki Fars Dilleri Birlii rgtn kurmutur. rgt ncelikli olarak Afganistan ve Tacikistana ynelik olsa da Orta Asyada ran etkisini yaymak amacyla Arap alfabesine gei almalarnda etkin rol stlenmitir. Orta Asya devletlerinin dnya piyasalarna uzak dmeleri, Kazakistan, Trkmenistan ve zbekistann ak denizlere klarnn olmamas, petrol rnlerinin dnya piyasalarna tanmas iin komu lkelerin topraklarnn kullanlmasn kanlmaz klmaktadr. Bu adan blge kaynaklarnn dnyaya pazarlanmas iin eitli boru hatlarnn inas gerekmektedir. Bu erevede Rusya, Trkiye ve rann probleme bak alar her zaman uyumamaktadr (Dikkaya, 1999, s. 204). ran Orta Asya petrol ve gaznn tanmasnda sz sahibi olmak istemekte ve bu da ciddi tartmalara neden olmaktadr. Gerek u ki, ABD, en son ana kadar yeni bamsz devletlerin petrol yataklarnn ilenmesinde ve tanmasnda ran ortaklna kesinlikle kardr. Uzlama noktas ise, Rusya, Trkiye ve ran topraklarndan geecek birden fazla petrol boru hattnn ina edilmesiyle elde edilebilir (Goble, 1996, s. 23).

rann Orta Asyadaki Zorluklar


rann Orta Asyadaki varl aleyhine zamanla baz tepkiler gelimeye balamtr. zellikle Tacikistandaki atmalar sresince rann izledii politika tepkiyle karlanmtr. Be Orta Asya lkesinde yasaklanan slm Yeniden Dou Partisi ile olan ilikilerinden dolay da benzer tepkiler sz konusudur. te yandan rann teklif ettii rejim biimi ilgi ekmi ancak gerek lkelerin Komnist ve din dman gemileri ve gerekse ynetimde bulunan liderlerin slm tm hareketlere pheyle bakmas nedeniyle benimsenmemitir. Nitekim slm Yeniden Dou Partisi mensuplarndan Abdullah Yusuf bile ran ile aralarnda nemli anlay ve mezhep farklar bulunduunu ifade etmekten kanmamtr (Peker, 1996, s. 74). Buna karn ran kkenli baz politikalarn Trkiyenin Orta Asyaya ynelik planlarn olumsuz etkileyemeyecei iddia edilemez. Zira Trk modeli net bir biimde blgeye sunulmamtr (Muzafferi, 1997, s. 26). Trk modeli netletirilme ihtiyac iindedir. Trkiyenin Orta As12

Akta, Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

yadaki rakiplerinin dnyann sayl glerinden olduu Hazar petrolleri konusunda grlmtr. Dolaysyla Trkiyenin tek bana blgeye ynelik byk planlar uygulamas hayalciliktir. Ancak blge lkeleriyle somut ibirlii imknlar ile ilikiler gelitirilebilir. rann blgedeki hedeflerine ulamasnda karlat birinci engel, Orta Asya Cumhuriyetleri ile farkl mezhepte oluudur. Ancak bunun bilincinde olarak Sunni kitleye ynelik bir siyasallatrma politikas gderek Sunni kitlenin maniplasyonunu salamaya almaktadr. ran Anayasasnn 11. maddesine gre; btn Mslmanlar tek bir cemaat oluturur. slm Cumhuriyeti Hkmeti genel politikasn slm uluslarnn birlik ve ittifak temeline dayandrmal, slm dnyasnn politik, ekonomik ve kltrel ibirliinin gerekletirilmesi amac dorultusunda kesintisiz aba harcamaldr (Hvend, 1997, s. 335). Doal olarak rann blge lkelerine ynelik politikalarnn temelinde Anayasasna yansm dnya grnn pay byktr. Bir baka deyile ran ynetimi iin etki alan yaratma abalarnn bir meruiyeti ve bunun tesinde ideolojik zorunluluu bulunmaktadr. Devrim Muhafzlar Yardmc Komutanlarndan General brahim Safavinin ifadesiyle, rann dinsel amalarn daha iyi savunmak iin srekli olarak askeri gcn artrmas gereklidir (Bazargan, 1997, s.8). ran iin ikinci engel ABDnin Orta Asyada ran etkisine kar olmasdr. rann ABD ynetimi tarafndan uzun zamandr potansiyel islam radikalizm tehlikesi olarak gz nnde tutulduu ve devrim ihrac endiesi hatrlanrsa, Sovyet blokunun kn takip eden dnemde oluan g ve nfus boluunun ran tarafndan doldurulmas ihtimali bata ABD olmak zere Bat dnyasnda da bir panik oluturmutur. ran, jeopolitik stnl ile Orta Asya Cumhuriyetlerine kendi topraklarna gei ve alt yap imknlar vaat ettii kadar bu lkeler iin d dnyaya ynelik bir kpr olabileceini de vurgulamaktadr. Bu gelimeler, ABD ynetiminin 1990l yllarn bandan itibaren rann evrelenmesi almalarn hzlandrmtr (Aras, 1999, s.238). Bu unsura bir dier engel olarak ran rejiminin ite yaad bunalm eklenebilir. zellikle d politika alannda Devrim Muhafzlar ile Dileri Bakanl arasndaki ihtilaf devam etmektedir. Devrim Muhafzlarnn yaylmac ve idealist Panslmist anlay Dileri Bakanln uluslararas alanda zor durumda brakmakta olup, kimi Mslman lke politikaclar d politik yorumlarnda rann adn dahi telaffuz etmekten imtina eder hale gelmitir.
13

bilig 2002 K Say 20

Orta Asya Cumhuriyetleri SSCBden ayrlan dier btn lkeler gibi piyasa ekonomisi ve Batl anlamda ada bir devlet yapsn hedefliyorlar. Bu durum ran iin Orta Asyadaki nc engeli tekil etmektedir (andar, 04.02.1994).

Afganistan: rann Orta Asyadaki lk Fiyaskosu


rann Orta Asyadaki ideallerinin yklmasnda 1998 ylnda ran ordusunun etnik adan Fars unsurlar tayan Afganistan snrlarnda ylmasna kadar gtren sre nemli yer tutmaktadr. ki lke arasnda meydana gelen gerginlik ve bunun sonucunda 9 ranl diplomatn Afganistanda ldrlmesi zerine dini lider Ayetullah Ali Hamaney orduya alarma gemesi emrini vermi ve Orta Asyada bir sava kmas beklenmitir. Gerginlik Taleban lideri Molla Muhammed merin rana bar ars ile yumuamaya gemi ve nihayetinde atma kmadan sonulanmsa da ran iin Orta Asyada ksa vadeli bir politik yenilgi anlamn tamtr. Taleban zerinde Orta Asyada kurulan dengeler, o gne kadar Taleban destekleyen ABDnin, Amerikan eliliklerine saldr dzenleyen terrist lider Usame bin Ladini kendilerine teslim etmedii iin, desteini ekmesi zerine altst olmu ve Birlemi Milletlerin ldrlen ranl diplomatlar yznden Taleban knamas ve Afganistann her adan yalnzla itilmesi ile farkl bir boyut kazanmtr. Eski denge ile ABD Taleban destekleyerek, Trkmenistandan Pakistana, Afganistan zerinden geerek ulaacak bir doalgaz boru hatt yaplmasn planlamtr. Blgedeki Konsorsiyumun ba Amerikan Unocal irketinin olaylar zerine projenin geri brakldn aklamas ile proje rafa kaldrlmtr. Gerginlik annda snra 200 binden fazla asker gnderilmesinden de anlalaca zere Afganistan ran yakndan ilgilendirmektedir. Askerler ilk aamada manevra yaparak Talebana gzda vermeye almlar ancak 9 diplomat, ran Haber Ajansndan bir muhabir ve baz Afganl iilerin ldrlmesine engel olamamlardr. Afganistan eski devlet bakan Rabbani ise gerginlikten istifade ile Tahran ynetimine rana g etmi 1.5 milyon Afgan mltecinin silahlandrlmasn teklif etmitir. Stratejistler tarafndan ise rann Afganistanda ormanlara snm iileri gizlice silahlandrarak lkeyi hem dardan, hem ieriden teslim almay dnd iddia edilmitir (Sedes, 17.09.1998). Gelimelerin kontrolden kmas zerine ran dileri Bakan Kemal Ha14

Akta, Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

razi Austos 1998 sonlarnda Tahrana giden Fransz Dileri Bakan Vedrine yapt aklamada; Talebann Afganistandaki ilerlemelerinden endie duyduklarn, Afganistandaki son gelimeler ve Talebann uluslararas arenada kendilerini kabul ettirmeye balam olmalarnn blgede istikrar bozacak bir durum yarattn, rann buna izin vermesinin olanaksz olduunu, Talebann terristlere yardm ettiini ve Afganistandaki durumlarndan yararlanarak kendilerini dnyaya kabul ettirmeye altklarn, ranllarn Afganistana kyasla ok daha ileri ve iyi durumda olduunu belirtmi ve Bat dnyasndan Orta Asyadaki anlamalarn gzden geirmelerini istemitir (Sedes, Akam Gazetesi, 17.09.1998).

ran-Trkiye Arasndaki Son Kriz: renci Olaylar


Ortadou ve Kuzey Afrikada 2000 ylna srail merkezli ba dndrc bir bar trafii ile girilmi olup, yeni sre blge barnn temelinin srail Filistin merkezinden btn Ortadou ve Kuzey Afrikay iine alan daha kapsaml bir srece kaydn gstermektedir. Gelimeler, srail Filistin sorununun zlmesi ve srail Suriye dmanlnn sona erdirilmesinin ok tesinde uzun vadeli hesaplarn yapldnn ipularn vermektedir. Cumhurbakan Sleyman Demirelin 1999 ylnda srail ziyaretinden sonra Msra gitmesi ve bu youn diplomaside yer almaya almas, Ortadounun yeniden ekillendirilme almalarnn hzland bir dnemde Trkiyenin srece bir yerden eklemlenmeye alt hissini vermektedir. Blgede talarn yerinden oynad bir gnde Trkiye, Babakan Blent Ecevitin Tahrandaki renci olaylar devam ederken, ran halknn bu ad rejime bu kadar tahamml etmesi beklenemez eklindeki aklamas, rann ise Trkiyenin Piranehirde bir askeri kamp bombaladn, Trk askerlerinin daha sonra snr getiini ve atma yaandn iddia etmesi ile balayan kriz iki Trk askerinin randa tutulmas ile bymtr. Tahrann Trkiyeye ynelttii sulamalar komu iki lke arasnda yaanmas muhtemel gerginliklerin boyutunu amaktadr. renci olaylarnn dorudan Trkiye ve ABD destekli olduunu iddia eden Tahran, Trkiyenin ran Azerbaycanna ynelik hesaplar iinde olduunu, tutuklu bulunan 13 MOSSAD casusunun Trkiye zerinde sraile bilgi aktardn iddia etmitir. Ankaraya gre olduka sert aklamalar yapan Tahran,
15

bilig 2002 K Say 20

ran Azerbaycan konusunda paranoyaya varan bir hrnlk sergilemi ve realist d politikasnn olduka dna kmtr (Karagl, Yeniafak Gazetesi, 27.07.1999). Son kriz ran ve Trkiyenin birbirine nasl baktn gstermesi asndan nemlidir. Trkiye iin ran ad bir rejim ihracats ve PKK destekisi bir lke iken ran Trkiyeyi yaylmac, lke ii huzurunu bozmay amalayan PanTrkist bir lke olarak grmektedir. Bu anlay, iki lkeyi Orta Asyada ibirlii frsatndan mahrum brakmakta olup, rann ECO iindeki tavrn da bu veriler ile aklamak olasdr.

Hazar Denizi Petrolleri ve Bak-Ceyhan Boru Hatt


Hazar Denizi, Sovyetler Birlii sresince SSCB ve ran arasnda paylalm, Moskova ve Tahran, bir dizi anlamayla Hazar Denizinin statsn belirlemiti. Fakat, SSCBnin dalmasyla birlikte Hazar Denizi kysndaki devletlerin says bee ykselmitir: Azerbaycan, Trkmenistan, Rusya, Kazakistan ve ran. ran, Hazarn hukuksal stats belirlenmeden nce 1921 ve 1940taki Rusya-ran anlamalarnn temel alnmasn istemektedir. rana gre Hazar gl olduu iin serbest deniz kurallar ona uygulanamaz, baka bir deyile kapal denizin hukuksal stats belirlenmeden ondan faydalanmak olmaz. ran Hazarn ya ortak kullanlmasn ya da 5 lke arasnda %20 paylalmasn savunmaktadr (Bayr-Aslanl, 2001,s.53). Hazar petrollerinin hem ran, Rusya ve Trkiye, hem de blgede etkili olmak isteyen dnya devletleri asndan ne kadar nemli olduunu anlayabilmek iin Hazar blgesinde bulunan mevcut ve potansiyel doal gaz ve petrol rezervlerini analiz etmek gerekmektedir. Amerikan Enerji Enformasyon daresinin Aralk 1998 tarihli raporunda, Hazar blgesinin doal gaz ve petrol rezerv miktarlar yledir; ran ve Rusyann da Hazar Denizine yakn blgeleri de dahil olmak zere, Hazar blgesinde 16 ila 32.5 milyar varil petrol rezervi bulunmaktadr. Bu rakamn ok byk bir ksm Azerbaycan, Trkmenistan, zbekistan ve Kazakistana aittir. Ayrca bu lkelerin 145 milyar varil ek petrol rezervine sahip olduu grlmektedir. Rusya ve ran ise 1.7 milyar varil ek petrol rezervine sahiptir (Efegil, 2000, s.188). ran, blgedeki petrol ve doal gaz rezervlerinin bykl ile blgede yadsnamaz bir gtr. Ayrca gerek dinsel etkenler, gerekse ortak sular
16

Akta, Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

(Hazar) ve ortak snrlar nedeniyle; Azerbaycan ve Trkmenistan gibi lkeler zerinde nemli arl vardr. Blgedeki ve uluslararas alandaki etkinlii, son yllarda ABDnin bu lkeyi terrist lkeler arasnda saymas nedeniyle koyduu ambargo ile snrlanmsa da zellikle dev petrol ve gaz rezervleri ile ran, her zaman batl irketlerin ilgi alanndadr. te yandan, rann zellikle Hazarn stats konusunda Rusya ile birlikte izledii politika da rana politik ynden bir dier destei ifade etmektedir. Rusya-ran ilikileri yalnzca Hazarn Stats ile snrl deildir. Bu nedenle ran, blgeye ynelik petrol ve doal gaz projelerinde dikkatle izlenmesi ve stratejik planlamalarda mutlaka nemle gzetilmesi gereken bir gtr (Pamir, 1999, s.42). ABD ynetimi ise Hazar blgesi ile ilgili srarla iki projenin gereklemesi zerinde gayret gstermektedir: BakCeyhan petrol ve Trans-Hazar doal gaz boru hatlar projeleri. Dou-bat istikametlerinden petrol ve doal gaz kaynaklarnn dnya piyasalarna sunulmas neticesinde elde ettikleri gelirlerle, blge devletleri Rusyann kontrolnden kacaktr. Ayn zamanda bu devletler, kendi lkelerinde sosyal bar salama imkn da bulacaklardr (Efegil, 2000, s.191). Btn bu gelimelere baktmzda Hazar petrollerinin dnya siyasetinde yeni bir g oda haline geldiini grmekteyiz. ABDnin de destekledii Bak-Ceyhan hattnn ondan daha ucuza mal olacak Bak-Supsa olarak gereklemesi ihtimali Trkiye tarafndan scak karlanmamaktadr. Bilindii zere Bak-Ceyhan hattnn yapm iin hesaplanan harcama miktar 3.5-4 milyar dolar arasnda olup, inaatn 2005 ylna kadar tamamlanmas sz konusudur. Petrol boru hatt gzerghnn Bak-Supsa eklinde nerilmesi Trkiyede kaygyla karlanm ve bu yorumlar, hatt engellemek isteyen blge lkelerinin faaliyeti olarak grlmtr (Sarahmetolu, 2000, s.70). Bu durumda Trkiye, Amerikan plannn gereklemesi ve dolaysyla Hazar merkezli yeni dnya dzeninin hayata geirilmesi iin anahtar lke konumundadr. nk ncelikle bu plann baarya ulamas iin dou-bat istikametinden blge kaynaklarn sevkedecek boru hatlarnn gvenli bir lkenin snrlar ierisinden gemesi gerekmektedir. Bu lke de bugnk artlarda Trkiyedir. Ancak bu sayede Amerika, kedi plannn baarya ulamas iin rahat nefes alabilecektir. Bu nedenle Trkiyenin 21. yzylda enerji merkezi olmas normal bir gelimedir. Ayrca de17

bilig 2002 K Say 20

mokratik, laik, insan haklarna saygl, serbest Pazar ekonomisini vurgulayan, slmiyet ile dier dinler arasnda ibirlii ortam kurmu bir Trkiye ok rahatlkla blge devletlerinin model olarak alglayabilecekleri bir devlet olabilir. Bu adan da Trkiye, Amerikann blge politikalar iin gereklidir. nk Amerika blgesel ve uluslararas karlar asndan, blgede glenmesi muhtemel slm akmlardan endie duymaktadr. Bu nedenle de blge devletlerinin demokratiklemesini istemektedir (Efegil, 2000, s.193). Bak-Ceyhan hattnn yani Grcistan ve Trkiye topraklarndan geerek Akdenizde Ceyhana ulaacak boru hattnn yapmn ran ve Rusya desteklememitir. rann blgedeki siyaseti Rusyaya benzedii iin Rusyaran ilikileri dikkatle incelenmelidir. Hattn randan gemesini isteyenler Grcistan topraklarnn saysz atmalara sahne olduunu dikkate alarak, bu lkenin gvenlik asndan son derece elverisiz bir yer olduunu iddia etmektedirler. Sonu olarak ran ynetimi, blgede Trkiyeye ve ABDye kar, gizlemeye zen gstermedii, hasmane bir tutum iindedir. Bu nedenle de gerek Hazardan uluslararas pazara ulamas hedeflenen boru hatlarnn gei lkesi olarak ve gerekse Trkiyenin dorudan doal gaz ve ham petrol temin kayna olarak deerlendirilirken, bir ya da iki kez deil defalarca dnlmesi ve mevcut ynetim anlaynda, gvenli bir lke olmadna dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu durum yalnzca Bak-Ceyhan hattnn geecei gzergh belirlerken deil, ranla imzalanan doal gaz anlamas ve gelecekteki olas anlamalar iin de zenle dikkate alnmaldr.

Sonu
Kafkasya ve Orta Asyann zengin doal kaynaklar 21. yzyln zerinde en ok konuulacak ve pazarlk yaplacak yeryz ve yeralt kaynaklardr. Bu kaynaklarn hem kartlmas hem de ilenip dnya pazarna tanmas dnya ve blge lkelerini yakndan ilgilendirmektedir. Rezervlerin Akdeniz ve Hint Okyanusuna tanmas gerektiinden Trkiye ve ran vazgeilmez konumlardadrlar. zellikle Akdenize geiin bir ksmnn ran zerinden Trkiyeye yaplmas yolu zellikle Trkmenistan iin ksaltmaktadr. Trkiye bu konumda rana, ran da Batya ald iin Trkiyeye ihtiya duymaktadr. ki lke yeniden gndeme gelen pek Yolu18

Akta, Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

nun da doal komulardr ve daha iyi ekonomik ilikiler kanlmazdr. ran ve Trkiye arasnda derin dostluklarn kurulmasnn beklenmesi, 1000 yllk dmanlkla ters dmekte olup, Orta Asya zerindeki mcadelede de ibirliine gidilmesi dnlemez. Ancak her iki tarafn da gzden kard nokta blgede kendilerinden bamsz hatta kendilerine rakip zbekistan gcnn ortaya kdr. zbekistan Orta Asyadaki konumu, kalabalk nfusu ve gl tarihi ile Orta Asya liderliine oynamaya hazrlanmakta olup, bu noktada ran Trkiye etki mcadelesinde yeni bir taraf olmasdr. Bu noktada Trkiye ve rana den, glerini aan etki alanlar hayalleri ile zaman kaybetmemeleri ve ekonomik karlar dorultusunda blgeye yaknlklar ve kltrel balarn lke refahna katk salayacak ekilde kullanmalardr. Trkiye ile ran arasnda byle enteresan bir rekabet yaanrken, iki lke baz alanlarda ibirlii yapmann gerekliliini kabul etmek zorundadr. Trkiyenin Trk Cumhuriyetleri ile ilikilerinde ran ok nemli bir faktr olarak ortaya kmaktadr. Trkiye modeli, Bat ve zellikle ABD asndan ran Orta Asya ve Kafkaslarda pasifize etmek dncesiyle destek bulmutur. Bugn de ran, ABD tarafndan kktendinci rejim ihra etmeye alan ve terrizmi destekleyen bir lke olarak deerlendirilmeye devam edilmekte ve blgede nfuz sahibi olmasnn nne geilmeye allmaktadr. Her eye ramen Trkiye, Kafkasya ve Orta Asya corafyasndaki siyasi ve ekonomik gelimeleri tek bana ekillendirebilecek niteliklere henz sahip deildir. Ancak Trkiye, kendi imknlarn bu cazibesi ile artrmann yollarn aramaldr. Trkiye, rann aksine Orta Asya piyasalarn kazanmakta en iyi rol oynamaktadr. Ne var ki, blgedeki Trk sermayesi belli alanlar dnda yetersiz kalmakta ve areyi byk uluslararas irketlere araclk yapmakta bulmaktadr. Oysa Trkiyenin araclk yapmaktan ziyade Orta Asyadaki Trk Cumhuriyetlerinde byk yatrmlarda n planda olmas ve blgeye kar tarihi sorumluluunu yerine getirmesi gereklidir.

Kaynaklar
ABROMOWITZ, Morton (1993), Dateline Turkey After zal, Foreign Policy, Say: 91. ANDCAN, A. Ahat (1996), Deiim Srecinde Trk Dnyas, stanbul.
19

bilig 2002 K Say 20

ARAS, Blent OLAK, hsan (1996), Amerika Orta Asya likileri, Avrasya Etdleri, Say: 3. ARAS, Blent (1999), Amerika Orta Asya likileri ve rann Konumu, Avrasya Dosyas, Cilt: 5, Say: 3. AVRASYA DOSYASI BLTEN (2000), TKA, Say: 136. AVRASYA DOSYASI BLTEN (2000), TKA, Say: 138. AVRASYA DOSYASI BLTEN (2001), TKA, Say: 139. AYDIN, Mustafa (2000), New Geopolitics of Central Asia and The Caucasia, Center for Strategic Research, Ankara. AYTMATOV, Askar (2001), The Shade of Extremism Over Central Asia, Perceptions: Journal of International Affairs, Volume:V, No: 4. BAYIR, Emre ve ASLANLI, Araz (2001), Tehdit Merkezli Bir D Politika: rann Azerbaycan Politikas, Stratejik Analiz, Cilt: 2, Say.18, Ekim 2001. BAZORGAN, Darius (1997), Iran and Fulg Security, The Middle East Journal. CELILI, Muhammed Rza (1997), Transkafkasya ve Orta Asyadaki Gelimeler Karsnda ran, Unutkan Tarih: Sovyet Sonras Trkdilli Alan, Haz: Semih Vaner, (ev: Ercan Eybolu), stanbul. CRITCLOW, James (1991), Ties With Turkey: A Lifeline for Central Asia?, Report on USSR (Radio Free Liberty Bulletin). ANDAR, Cengiz, Sabah Gazetesi, 04.02.1994. OLAK, hsan (1999), Deien Startejiler Inda ran Trk Cumhuriyetleri likilerinde Yeni Gelimeler, Avrasya Dosyas, Cilt: 5, Say: 3. DKKAYA, Mehmet (1999), Orta Asyada Yeni Byk Oyun: Trkiye, Rusya ve ran, Avrasya Dosyas, Cilt: 5, Say: 3. EFEGL, Ertan (2000), Washingtonun Hazar Havzas politikas ve Trkiye, Avrasya Dosyas, Cilt:6, Say:2. FULLER, Graham (2000), Trkiyenin Yeni Dou Politikas, Balkanlardan ine Trkiyenin Yeni Jeopolitik Konumu, Haz: Ian O. Lesser Graham E. Fuller, (ev: Meral Gnen), stanbul. FULLER, Graham (1995), Orta Asyada ki Rakip: ran ve Trkiye, Strateji, No:1. GOBLE, Paul A. (1996), Eski SSCBde Boru Hatt Siyaseti, Yeni Forum.
20

Akta, Trkiyenin Orta Asyadaki Politikasnda ran Faktr

HVEND, Feridun (1997), rann Blgesel Ekonomi Politikasnn Yeni Ynelimleri, Unutkan Tarih: Sovyet Sonras Trkdilli Alan, Haz: Semih Vaner, (ev: Ercan Eybolu), stanbul. MUZAFFERI, Mohiaddin (1997), The Security Policies in the CIS: The Southern Belt, Dawisha, New York. KARAGL, brahim (1999), Ankara Tahran Krizi, Yeniafak Gazetesi. KABASAKAL, ner (2001), Trkiyenin Trk Cumhuriyetleri ile Ekonomik ve Ticari likileri, Avrasya Etdleri 20, zel Say. MENASHRI, David (1998), Iran and Central Asia, Central Asia Meets The Middle East, London. MTERCMLER, Erol (1993), 21. YYn Eiinde Uluslararas Sistem ve Trkiye ve Trk Cumhuriyetleri likiler Modeli, Anahtar Kitaplar, stanbul. NAUMKIN, Vitaly (1998), The Russia Iranian Relations: Present Status and Prospect for the Future, Perceptions: Journal of International Affairs, Vol. 3, No: 1. PAMR, Necdet (1999), Bak-Ceyhan Boru Hatt, Avrasya Stratejik Aratrmalar Merkezi Yayn, Ankara. PEKER, Glden (1996), slamiyet Orta Asyada Mit mi, Gerek mi?, Avrasya Etdleri, Say: 3. RAT, Ahmed (1994), The Resurgence of Central Asia, Zed Book, London. ROBINS, Philip (1998), Turkeys Ostpolitik: Relations With the Central Asian States, Central Asia Meets The Middle East, Ed. David Menashri, London. ROY, Oliver (2000), Yeni Orta Asya Ya Da Uluslarn mal Edilii, ev : Mehmet Moral, stanbul. SANDER, Oral (1994), Turkey and Turkic World, Central Asian Survey, Cilt 13, No: 1. SAJJADPOUR, Seyed Kazem (1994), Iran the Caucasus and Central Asia, The New Geopolitics of Central Asia and Its Borderlands, Ed: Ali Manuzizi and Myron Weiner, India University Press, Great Britain. SAYARI, Sabri (1994), Turkey, Caucasus and Central Asia The New Geopolitics of Central Asia and Its Borderlands, Ed: Ali Manuzizi and Myron Weiner, India University Press, Great Britain. SEDES, zzet (1998), Orta Asyada Kritik Gnler, Akam Gazetesi, 17.09.1998.
21

bilig 2002 K Say 20

SOLTON, ELNUR (2001), Hazar Denizinin Hukuki Stats, Stratejik Analiz, Say:13, Mays. TAHERI, Amir (1991), Kzl Gkte Hilal, Sel Yaynclk, stanbul. TKA (2000), lke Profilleri; Azerbaycan, Kazakistan, Krgzistan, zbekistan, Trkmenistan, kinci Trk Cumhuriyetleri Kurultay, 24-25 Kasm, stanbul. TOROCK, Adam (1997), Irans Policy in Central Asia, Central Asian Survey, 16/2. TURKISH TIMES, March 15, 1991. VAUGHN, Bruce (1994), Shifting Geopolitical Realities Between South, Southwest and Central Asian Survey, .13, No: 2.

22

The Turkish Foreign Policy in Central Asia and The Iranian Factor
Assis. Prof. Dr. Hayati AKTA
Black Sea Technical University Faculty of Economics and Administrative Sciences

Abstract: The emergence of independent Turkish Republics in Central Asia has drawn the attention of states into this part of the world. It is, in particular, important for Turkey and Iran. While this development is considered as a positive movement for Turkey, it has a different meaning for Iran. The impact of Turkey on the newly born republics can be seen as damaging the interests of Iran both at the national and international levels. In this sense, Iran has geographical and historical advantages. On the other hand, Turkey shares the same culture and language with these states. Moreover, Turkey has the capacity of being the leader of republics by means of its political and economic structures. The Turkish policy in the region is supported by America, Europe and some Arabic countries. Although fundamental Islamic movements find sympathy in Central Asia, the Iranian policy doesnt have any ground at the international scene. This paper examines the factors that constitute the Turkeys policy in Central Asia and the role of Iran in the creation of this policy. Key Words: Central Asia, Turkish Republics, Iran, Turkey, Turkish model

23

24

Fkh, Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik, Maturidilik ve Yeseviliin Trk Mslmanl Zaviyesinden Tahlili
zkan AIKGZ
stanbul niversitesi Sosyal Bilimler Enstits zet: Trkler zellikle 10. yydan itibaren ktleler ve devletler halinde slma girmeye balamakla, Trk-slm Medeniyeti srecini de balatm oldular. Bu medeniyet, Trklerin slma girinceye kadar olgunlatrarak getirdikleri Trk kltr birikim ve tecrbesi ile slm dininin kaynamasndan meydana gelmitir. te bu almada, Trk-slm Medeniyetinin, daha ok dini hayatla ilgili ksmn oluturduunu syleyebileceimiz Trk Mslmanlnn, en belirgin kayna ve bunlar arasndaki etkileim incelenecektir. Sz konusu bu kaynak, slmn en temel sisteminin farkl ekollerinden birer tanesi olmak zere: Fkhta Hanefilik, Kelamda Maturidilik ve Tasavvufta Yeseviliktir. almann bu ekole dayanmas tarihi-toplumsal realite gereidir. Zira bilindii zere Trkler, slmn fkhi muhtevasn Onun Hanefilik yorumundan, Kelam ile ilgili inceliklerini Maturidilik ekolnden ve Tasavvufla ilgili uygulama ve inceliklerini de en ilk ve en geni apl olarak Yesevilikten renmilerdir. Bu ekol incelendiinde grlecektir ki, tarihi-siyasi ve daha da nemlisi sosyal ve kltrel artlar, Trkler arasnda bunlarn yaygnlamasn gerektirmitir. Bu sosyo-kltrel arka plan nedeniyle teferruatta, slpta, bedii zevklerde ve gndelik hayatn aknda Trklerin mizacna zg bir Mslmanlk teekkl etmitir. Bu bir sretir ve sosyal deime ve tekaml devam ettii mddete bu da devam edecektir. Fakat bu srecin balamasnda, her kaynan inceliklerine de vakf bir kii olarak, bunlar bir bakma Yesevilikte meczeden Ahmed Yesevinin mstesna bir yeri vardr. Bu nedenle almamzda onun kurduu tarikat olan Yesevilik, Trk Mslmanlnn en nemli ekillendiricisi ve tecrbesi olarak deerlendirilirken; kendisi de Trk Mslmanlnn piri ve zirve ahsiyeti olarak grlmtr. Anahtar Kelimeler: Hanefilik, Maturidilik, Yesevilik, Trk Mslmanl, Ahmed Yesevi.
bilig K 2002 Say 20: 25-56

25

bilig 2002 K Say 20

Giri
slmn ilk asrndaki Mslmanlar, din ile ilgili problemlerini slm Peygamberi hayatta iken ondan, vefat ettikten sonra da, onun meclisinde bulunmu ve sohbetini dinlemi olan sahabeden sormak suretiyle zmlyor, akla kavuturuyorlard. Fakat bir taraftan, daha nce kendilerine slm mesele danlan sahabelerin hemen tamamen vefat etmeleri, dier taraftan da slmiyetin ok geni corafyalara yaylmas neticesi, Mslmanlarn kendilerinden slm renecekleri ve problemlerini zdrecekleri birilerinin varlna ihtiya duyulur olmutur. Bu ihtiyac karlayan insanlar ise; yine sahabeye tabi olan insanlardan bir ksmlarnn Kuran, Peygamberimizi, snnet ve hadisleri, byk sahabelerin uygulamalarn onlardan hakkyla renen, her Mslmann bilemedii kadar slm meselelere vakf olan ve bu temel zerine, nass bulunmayan konularda icma ve kyas messeselerini altrarak yorum getirebilen slm alimleri olmulardr. te bu alimlerden bir ksmnn sz konusu fetva, yorum ve kyaslar geni kitlelerce tatbik edilir olmu ve daha sonra bu tatbikatlar, onlarn adn tayan birer mezhep halini almtr. Bahsettiimiz ekilde oluan ve Mslmanlarn, bizzat slm yaama (Namaz, Hac, Zekat, Evlenme, Boanma, Miras vb.) hususunda karlatklar problemleri akla kavuturan mezheplere Ameli Mezhepler; Akaid (Allahn Zat ve Sfatlar, Kader, Har vb.) hususundaki problemleri akla kavuturan mezheplere de tikadi Mezhepler denmitir. Ameli kaideleri dzenleyen mezhepler: Hanefilik, Malikilik, afiilik ve Hambelilik iken, tikadi kaideleri dzenleyen mezhepler ise: Maturidilik ve Eariliktir. slm mmetinin en kalabalk milletlerinden olan Trkler ise, bilindii zere, zellikle X.yzyldan sonra kitleler halinde Mslman olmular ve slmn amel noktasndaki ayrntlarn mam Azam Ebu Hanife (H.80150)nin kurduu Hanefilik, akaid noktasndaki inceliklerini de mam Ebu Mansur el-Maturidi (l.944)nin kurduu Maturidilik vastasyla renmilerdir. Dier Mslman milletlerde grlmemi bir ekseriyetle Mslman olan Trkler, yine benzer bir ekilde, kahir ekseriyetle slmn Hanefi ve Maturidi yorumlarn benimsemilerdir. Kalabalk Trk ktleleri, slmn gerek bu iki yorumunu ve gerekse, slmda ferdin kendi nefsini eitmesine odaklaan, slmn mistik diyebileceimiz ahlki tecrbelerini ifade eden tasavvufu, doal olarak yine bir tasavvufi mektep olan ve esin kaynan slm dnyasnda beliren
26

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

nemli tasavvufi akmdan birini tekil eden Melamilikten alan, ilk byk Trk tarikat, Ahmed Yesevi (l.1167)nin kurduu Yesevilik vastasyla renmilerdir. Her ne kadar Yesevilik, kronolojik sralama olarak dier iki kaynaktan daha sonra ortaya kmsa da, Trkler, zellikle de konargerler arasnda slm yayma noktasnda, onlardan daha etkili bir vasta olmu ve Trkler, kitabi slm da diyebileceimiz, Hanefilik ve Maturidiliin muhtevasn dahi, szl gelenei kullanan Yesevilik vastasyla renmilerdir. Dolaysyla Yesevilik, bir tasavvufi mektep olarak, hem tasavvufi uygulamalarn ve hem de, henz ounluk itibariyle konar-ger olan Trklere daha rahat ulaan bir faaliyet olmas itibariyle, slmn Hanefi ve Maturidi sistemlerinin Trklere retilmesi gibi ok nemli ve tarihi bir grevi baaryla yerine getirmitir. Btn bu n bilgilerden hareketle diyebiliriz ki; Trkler, gerek slmlama olarak, gerek slmn ameli, itikadi ve tasavvufi kaidelerinin inceliklerini renme olarak, Hanefilik, Maturidilik ve Yesevilikten beslenmilerdir. slm, Trklere bu kanal vastasyla geldii gibi, yine bu ekol vastasyla da onlara retilmi ve yaama aktarlmtr diyebiliriz. O halde, Trklerin slm esaslar kavramalarnda temel vasta olup, daha ileri bir aamada da, Trk Mslmanlnn en nemli dayanan tekil eden bu kaynaklarn, doup-gelimesi, temel retileri ve Trkler arasnda yaygnlk kazanmalar hadiselerinin incelenmesi son derece nem arz eden bir mesele olacaktr. Bu incelemeyi de, srasyla Hanefilik, Maturidilik ve Yesevilik eklinde sralamamz uygun decektir kanaatindeyiz.

Hanefilik
Kuruluu, Mahiyeti ve Trkler Arasnda Yaylmas Hanefiliin kurucusu, Hicri 80 ylnda Irakn Kfe ehrinde doan ve babas, Afganistann Kbil ehrinden Kfeye g eden Zuta adnda bir tccarn olu olan Sabitin olu Numan, daha sonraki mehur ismiyle mam Azam Ebu Hanife Numan b. Sabit (80-150)tir. (M.Ebu Zehra, ts.a:207) Ebu Hanife renim hayatn da Kfede geirmi ve devrin en ileri alimlerinden Hammadn talebesi olmu, lene kadar ondan ayrlmam ve bundan sonra da onun yerine Ebu Hanife gemitir (a.g.e: 214). Ebu Hanife, hocas Hammaddan ald ders halkasn devam ettirdi ve birok talebesi oldu. O bunlara hem slm fkhn retiyor ve hem de, hakknda
27

bilig 2002 K Say 20

nass olmayan konularda bir hkme varmak iin onlarla fkhi tartmalara giriyordu. Bunlardan en ne kan isim ise, mam- Yusuf, Zufer ve mam- Muhammed olmutur. Fakat Ebu Hanifenin yanndan ayrlmayan 36 talebesi vardr ki, bunlardan Ebu Hanifenin ifadesiyle, 28i kadlk yapacak, 6s fetva verecek ve 2si de -Ebu Yusuf ve Zufer- kad ve mfti yetitirecek seviyeye gelmilerdir (M.Ebu Zehra, ts.a: 217). Ebu Hanifenin hocasndan devrald ve talebeleriyle de devam ettirdii Kufedeki bu fkh okulu, daha sonra ameli mezhep olarak yaygnlaacak olan Hanefiliin esaslarnn da ekillenecei merkez olmutur. Ebu Hanife, devrin Halifesi tarafndan kendine yaplan kadlk teklifini kabul etmemise de, talebesi Ebu Yusuf, Halife Harun er-Reid tarafndan Badat kads olarak tayin edilmitir. Ayn zamanda Ebu Yusuf, Bakad (Kadl-Kudat)lk makamnda olup btn vilayetlerin kadlar onun emriyle tayin ediliyordu. Ebu Yusuf tabii olarak, mam Ebu Hanifenin itihatlarn benimseyen fakihleri kad olarak tayin ediyordu. Bu suretle Hanefi Mezhebi byk bir yaylma imknna kavumu ve Abbasi Devleti sresince 500 yl, slm Devletinin resmi Mezhebi olmutur. (M.Ebu Zehra, ts.a:251) Aa Trkistandan Msra kadar geni bir corafyaya yaylm olan Abbasi Devleti, bu sahada farkl milletlere, farkl kltrlere hitabediyordu. te bu geni corafyada yaayan, farkl kltrlerden farkl iklim ve tabii artlardan Mslman toplumlara, slm hususlarda rehberlik yapacak kadlar yetitirmek ve gndermek durumunda olan Abbasi Devletinin resmi Mezhebi Hanefilik, biraz da bu zorunlu durumdan dolay, bizzat pratikte, farkl kltrleri, farkl yaam artlarn gzeten bir mezhep olarak yaplanmtr. slm hkm karmada rflerin nemi bu mezhepte ok daha ne kmtr. Zaten Ebu Hanifenin fkhi metodundan biri de, slm hkm karmada sahih rfe rol bimesidir. Sahih rf, nassa aykr dmeyen rftr. Fasd rf de, nassa aykr den rftr. Sahih rf ise, nass bulunmayan yerlerde bir hccet tekil eder. (M.Ebu Zehra, ts.a:240) mam- Azamn nass, yani Kur-anda, Snnette, Sahabe uygulamasnda bir rnei olmayan meselelerde sahih rfe, fetva esaslarndan biri roln vermesi (M.Ebu Zehra, ts.a:251) istinbat (slm hkm karma) kolaylatrd gibi, onun mezhebini Abbasilerin fkhi mezhebi olmaya en msait mezhep haline de getirmitir. Zira yukarda ifade ettiimiz gibi, geni bir corafyada blgesel farkllklar ve zorunluluklar grp-gzetecek bir
28

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

fkhi hizmete devlet ihtiya duymutur. Kad olacak kiinin, kadlk yapaca blgenin rfn bilmesini, kadln gereklerinden sayan Hanefilik, fkh metodu itibariyle bu ihtiyac karlamaya en elverili mezhep konumundayd. Bunun tabi bir sonucu olarak, Abbasilerin resmi mezhebi olmu ve pratikte de bunu yaklak 500 yl uygulaynca, Hanefiliin kltrel farkllklar, blgesel zorunluluklar gzetme vasf daha da belirgin bir hale gelmitir. rfn, blgesel artlarn nazar dikkate alnd tek mezhep Hanefilik deildir muhakkak. Bu slmn evrensel ruhunda vardr. Bu itibarla, mesele, slmn esasnda olan bir zellii, Hanefiliin siyasi, sosyal artlar gerei, dierlerine nisbetle daha ne karm olmasdr. Nitekim, benzeri durumu dier mezheplerde de grebiliriz. Mesela mam afii Msra gidince, Badatta iken verdii hkmlerin bir ksmn rflerin farkllk arz etmesinden dolay deitirmitir (zdemir 1993: 13). Hatta ok daha ilgin olarak, bugn mam afiinin bu iki farkl corafyadaki, farkl fetvalar dorultusunda, eski ve yeni afiilik olmak zere iki farkl afiilik uygulanmaktadr. Bu rnek de ayn ekilde, slmn ruhunda bulunan evrensellik vasfnn, farkl kltrlere hitabedebilecek kadar bir esneklie sahip olmasnn gerei olarak, kltrel artlar, blgesel zorunluluklar gzetmesinin bir ifadesidir. Ama dediimiz gibi, bu vasfn en ne kt mezhep, hem mam- Azamn fkh metodu ve hem de, siyasi artlarn getirdii bir sonu olarak, Hanefilik olmutur. Nihayet Osmanl hukukunda rfn byk bir arl olduu gibi, Ahmed Cevdet Paa da, rf ile tayin, nass ile tayin gibidir ifadesini Mecelleye koyarak, Osmanl Hukukunda rfn nemini veciz bir ifade ile kanuna koymutur (Akyol 1999:147, 149-152). Hanefilik Osmanllarn hakimiyet kurduu hemen her yerde geerli mezhep olmutur. Dolaysyla Abbasilerden sonra Osmanllarda da, 600 yl gibi uzun bir sre hkm ve fetvalar, Hanefilie gre verilmi, bu ise onun farkl kltr ve blge artlarn gzetme vasfn daha da gelitirmitir. Bu gelime, bizzat pratikle salanmtr. Bugn Irak, Horasan, Sicistan, Trkistan, Maverannehr, Kafkasya, Azerbaycan, Krm, Kazan, in, Afganistan, Hindistan, Pakistan, Suriye, Yemen, Habeistan, Anadolu, Balkanlar ve Trkler vastasyla fethedilip slmlatrlan lkelerdeki Mslmanlarn ekserisi Hanefi Mezhebine baldr. Dnyadaki Mslmanlarn yaklak olarak te ikisi Hanefi mezhebindendir. Baz lkelerde Hanefi
29

bilig 2002 K Say 20

mezhebi iin Trklerin Mezhebi demek bir gelenek olmutur (M.Ebu Zehra, ts.a: 252). Hanefiliin Trklerin Mezhebi olmas, hem Trklerin ekseriyetle bu mezhebe balanmalar itibariyle ve hem de Trklerin tarih boyunca Snni slmn ve bunun iinde de Hanefiliin, daima koruyucusu olmalar itibariyle, gerei yanstan bir ifadedir. mam- Azam Ebu Hanifeye atfedilen bir rivayet de kayda ayandr. Buna gre Ebu Hanife Hac esnasnda: Ey Allahm! Ben senin iin Muhammedin eriatn takrir ettim. Eer itihadm doru ve mezhebim hak ise bana yardm et der. Hatiften gelen bir ses ona: Sen doru syledin; kl Trklerin elinde bulunduka mezhebine zeval yoktur cevabn verir. Bu rivayeti kaydeden Seluklu tarihi mellifi Ravendi unu ilve eder: Allaha hamd olsun ki, artk slmn arkas kuvvetli ve Hanefi mezhebi mensuplar mesuddurlar. Zira Arap, Acem, Rum ve Rus diyarlarnda kl Trklerin elindedir. Seluklu sultanlar Hanefi alimlerini o kadar himaye etmilerdir ki, onlarn sevgisi ihtiyar ve genlerin kalbinde bakidir. Bu rivayet, kahir ekseriyeti Hanefi olan Trklerin mezhep kurucularna kar ne derece bal bulunduklarn da gsterir. Nitekim Sultan Sancar, Gazalinin Ebu Hanifeyi tenkid ettiine dair bir rivayet duymu ve bundan zlerek bu byk alimi huzuruna davet etmiti. Bu daveti, ancak artl olarak, kabul eden Gazali slmn Hkmdar Sancara byk mcahid Ebu Hanife aleyhinde konumann imknsz bulunduunu sylemiti. Buna ok sevinen Sultan Sancar, bu cevab baka lkelerde de yaymak istemi ve Gazalinin inzivada kalmasna raz olmayarak, kendisine medreseler yaptrm; ders ve iratlarna balamasn rica etmitir(Turan 1993: 181). te gerek ilk olarak Abbasilerin ve gerekse hemen sonrasnda Trklerin Hanefilii devletlerine resmi mezhep edinmeleri dolaysyla Hanefilik, yukarda iaret ettiimiz gibi, ok geni bir corafyaya yaylmtr. Fakat bunun asl nedeni gide gide mam- Azamn ahsi gayretlerine ve yetitirdii ok saydaki talebelerine dayanr. Zira siyasi otoriteler iin nemli olan Hanefilik veya baka bir mezhep deil, onlarn siyasi otoritelerce kullanlabilecek hukuki mevzuat idi. te bu mevzuat da, ifade ettiimiz gibi, mam- Azamn gayretleriyle Hanefilik vermitir. Abbasilerden balamak zere, siyasi otoriteler de bu ihtiyac Hanefilikle gidermilerdir. Daha sonraki devletlerden Samanilerin de muhtemelen mezhebi Hanefi30

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

lik idi. Ayn ekilde Karahanllarn, Gaznelilerin ve Seluklularn da Hanefi hukukunu kullandklarn biliyoruz. Nihayet Osmanllar bu mezhebi en uzun sre tatbik eden devlet olmutur. Yeri gelmiken bir kez daha belirtmekte fayda var; Hanefilik Fkh Metodunda hkm verilirken, hakknda nass bulunmayan ve verilecek hkmn kyasa dayand noktalarda, rfn nemli bir kaynak olarak alnmas prensibi, Hanefiliin bu saydmz devletler bnyesinde ve geni corafyalarda, farkl kltr ve artlara gre hayata geirilmesi sayesinde onu bu vasfn en ne kt fkhi mezhep yapmtr. Trk Mslmanl Bakmndan nemi Trkler, Mslman olduklar ilk devirlerden beri slamn byk bir ekseriyetle Snni, bunun iinde de Hanefi yorumunu benimsemilerdir. Bu gelimenin en nemli iki sebebi, daha nce de deindiimiz gibi, ncelikle Hanefiliin kltrel farkllklar, blgesel zorunluluklar dikkate alan ve hkm karmada rfe nem veren bir mezhep olmas iken, dier sebep de; Trk lkelerine hakim olan ilk siyasi otoritelerin Abbasilerden itibaren hep Snni ve Hanefi olmalardr. Abbasiler devrinde Aa Trkistanda ilk kez tatbikata geirilen Hanefilik, bu devlete bal bir beylik olarak kurulup, sonra bal bana bir devlet olan Buhara merkezli Samaniler (874-999)in devrinde de uygulanmaya devam etmitir. Samaniler devrinde slmlamann kitle boyutuna ulat Trklerde, daha nce deindiimiz siyasi, sosyal ve kltrel artlarn gerei olarak Hanefi Mezhebi yaygnlk kazanmtr. Hatta, Samani Emirlerinden Nasr (913-942)n, devrin ii imamlarndan Niaburda adna hutbe okutulan birisini 942 ylnda Buharaya davet edip, ona hrmet gsterip, maa balamas, muhtemelen ilerinde 944 ylnda vefat eden mam Maturidinin de bulunduu Snni lemay son derece rahatsz etmi ve bunlarn Trk komutan Tolun geye mracaatlar zerine Nasr tahttan indirilmi ve bu tarihten sonra Trkler, Snnilik ve Hanefiliin en nemli koruyucusu ve kollaycs olmulardr (Gnay-Gngr 1997: 205). Peki, Hanefiliin Trkler arasnda geni bir kabul grmesinin konumuz Trk Mslmanl bakmndan nemi nedir? Ne derecededir? ncelikle unu belirtmek gerekir ki; Hanefilik, bahsettiimiz ne kan vasfndan dolay, mesela Msrda, bu corafyann artlarn ve burada meskn insanlarn kltrlerini gz nnde bulundurarak problemleri zp, hkm verirken; gayet tabii Trk lkelerinde de, bu blgelerin
31

bilig 2002 K Say 20

coraf ve tabiat artlarn hayat imknlarn ve bizzat Trk kltrn gz nnde bulunduracaktr. Zira bu blgelerdeki artlarn, zorunluluklarn mahiyeti bir Hicazdan, bir Iraktan ok farkl olduu gibi, Trk kltr rf ve adetleri de, Arap ve Fars kltrnden ok ok farkldr. slmn bu fark gzetmemesi zaten dnlemezdi. Fakat daha nce de deindiimiz gibi, bu metodun hassas alglamann uygulamayla birlikte en ne kt mezhep, zaman iinde Hanefilik olmutur. Hanefiliin dier amel mezheplerden farkl bu karakteri sayesinde, slmn dier corafyalarndan olduka farkllk arzeden Trk lkelerinde ve dier Mslman milletlerin milli kltrlerinden farkl, balbana mstakil ve kkl bir kltre sahip olan Trklerin bizzat sosyal hayatnda slm, genel-geer emirlere ters dmeyecek ekilde bu yerel ve kltrel artlara gre pratik kazanm ve sosyal bir gereklik vcude getirmitir. Bu pratik ve sosyal gereklik Trklerin tarih iindeki slm tecrbesinin ta kendisidir. Bylece, nihayette Trk Mslmanl diyeceimiz, teferruatta, estetikte ve bedi zevklerdeki bu farkl tecrbe, slmn en gl, kuvvetli ve saygn referans zerine ykselmitir. Ne olduu ifade edilen bu farkl tecrbenin, ksaca ne olmadn belirtmenin de, zihinlerde soru iareti brakmamak asndan faydal olaca kanaatindeyiz. yle ki; szkonusu farkllk, iman esaslarna veya da farz, vacip, snnet olan amellere dair meselelerde deil, bunun dnda kalan, sosyo-kltrel artlara ve rfe binaen, fkhn yorumuna tab olan meselelerdedir. te Hanefilik, bahsettiimiz ne kan vasfyla, Trk lkelerinde bu teferruat ve estetiin oluturulmasnda ilk ve en nemli itici gc tekil etmitir. Hatta diyebiliriz ki; Hanefi Mezhebine mensup milletlerin, slm hayatlarndaki teferruat ve estetik ksm, dier mezheplerden milletlerin slami hayatndaki teferruat ve estetik ksmndan daha ok gelimi ve zenginlemitir. Sebep ise; Hanefiliin deindiimiz vasfdr. Dolaysyla, Trklerin Mezhebi diye adlandrlan Hanefilik sayesinde, Trklerin slm hayatnda teferruata, estetie ve bedii zevklere dair incelikler, tecrbeler, dier Mslman milletlerinkinden daha fazla gelimitir diyebiliriz. Demek ki Hanefilik, dorudan doruya Trk Mslmanlnn olumasnda meru zemini hazrlamak ve bunu slm ile telif etmek bakmndan son derece nemli bir role sahiptir. Hanefiliin Trk Mslmanl bakmndan en az bunun kadar nemli bir dier rol de, Trk Mslmanlnn dayand dier iki ayaktan, hem tikadi Mezhebimiz Maturidilie ve hem de, ilk ve en nemli tasavvufi mektebimiz Yesevilie birden kaynaklk etmesidir. imdi srasyla bunlar inceleyelim.
32

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

Maturidilik
Kuruluu, Mahiyeti ve Trkler Arasnda Yayl Ebu Mansur Maturidinin, Aa Trkistanda nemli ehirlerden Semerkanta bal Maturid beldesinde doduu, zerinde ittifak edilen bir noktadr. Fakat bu beldenin vaktiyle Semerkanta bal bir mahalle (M.Ebu Zehra ts.b: 214), ky (Bak 1999: 133) veya kasaba (Yazcolu 1997:5; Baer 1998: 23) olup olmad hususunda ihtilaf vardr. Bu beldenin, Semerkantn iinde bir mahalle veya yaknnda ky yahut kasaba olmas, mam Maturidinin milliyetini belirleme noktasnda nem tamaktadr. Zira Trk olduunu syleyenler olduu gibi (Yazcolu 1985: 283; Flal 1990: 76), Arap olduunu iddia edenler de vardr (M.Ebu Zehra ts.b: 214). Maturid beldesinin, Semerkant merkezinde bir mahalle olmas durumunda, onun Arap olduunu iddia eden tez, ihtimal d tutulamaz. Zira Emevi idaresinin, zellikle Kuteybe b.Mslimin Horasan Valisi olduu dnemde (704-714), Aa Trkistandan Merv ehrine 50 bin, Buharaya da yine kalabalk bir Arap nfusu yerletirdiini biliyoruz (Kitap 1988:92, 120) Her ne kadar, Semerkanta byle bir nfus yerletirildiine dair bir kayda rastlamad isek de, benzeri bir uygulama buras iin de tatbik edilmi olabilir. Bu durumda Maturid beldesinin Semerkantn iinde bir mahalle olmas, buraya Arap nfusu yerletirildii ihtimalini gndeme getirir. Aksi halde, yani bu beldenin, buraya bal bir ky veya kasaba olmas durumunda ise, bu kez hemen hemen doruluk ihtimalini yitirir. nk bir ky veya kasabaya byle bir nfusun yerletirilme imkn kstl olduu gibi, byle bir uygulamaya da kaynaklarda rast gelmi deiliz. yle bile olsa, bu mam Mansur El Maturidinin Arap olduunu deil, sadece olabilecei ihtimalini gndeme getirir. Kald ki, byle dahi olsa, bu nfus yerletirme faaliyetlerinin 8.yzyln ilk eyreinde (700-725), mam Maturidinin doumunun ise, muhtemelen 9.yzyln son eyreinde (870-900) olduunu dnrsek, arada yaklak 150 yl olduunu grrz. Bu ise, be kuak demektir. Bu sre ierisinde, bu aile Trklemediyse bile, Trk kltryle akltrasyon srecine girmi demektir. Bu da en azdan mam Mansur El Maturidinin Trkeyi bildiine, Trk kltrn yaadna hkmetmemize yeter bir sredir. Son olarak, byle dahi olmasa, bizim aratrmamz asndan onun milliyetinin deil, fikirlerinin nemi vardr. Bunlar zerinde ise, herhangi bir ihtilaf sz konusu deildir. Fikirler nemlidir, nk, mam- Azam da muhtemelen Trk deil33

bilig 2002 K Say 20

dir ama, slm Hukukuna getirdii yorum ve metotla, Trk Mslmanl iin sonuta temel bir dayanak noktas salayabilmitir. Benzer, hatta daha ileri bir durum, mam Mansur el-Maturidi iin de geerlidir. Fakat biz her eye ramen, onu Trk lkesinde doan, orada yetien ve orada vefat eden bir alim olarak, Trk kabul edebiliriz. mam Mansur El Maturidinin 944 ylnda vefat ettii gz nnde bulundurulursa, 9.yzyln son eyreinde (870,875-900) domu olduu tahmin olunabilir. Maturidinin doduu bu mntka yani, Maverannehr blgesi, slmda Akln egemen olduu bir corafya grnmnde olmutur (Hocaolu 1999: 23; Yazcolu 1997: 5-6). Bu kayda btn Trk lkelerini de dahil edebiliriz. Zira bunun bir sebebi, bu blgelerin tabii, corafi artlar ise, dier bir sebebi de Trklerin devaml hareket halinde olmay gerektiren yaam tarzlardr. Trkler bu yaam tarznn doal bir gerei olarak, hayatlarnda daima pratik gayelere hizmet eden metot ve rasyonel dnceye nem vermilerdir (Baer 1991: 79). te mam Maturidi de, phesiz bu iklimde, bu miza zere yetien alimlerin en nemlilerinden biridir. Maturidinin memleketi fkh ve usul-i fkh dallarnda tartma ve mnazaralarn oka yapld bir memleketti. Hanefi fkhlar ile afii fkhlar arasnda mnazaralar yaplrd. ...fkh ve hadis alimleriyle, Maturidiler arasnda fikri savalar iddetlenince, fkh ve usul-i fkh sahalarnda yaplan tartmalar bu defa ilm-i kelam sahasna kayd. te Maturidi, akli dncelerle elde edilen neticeler sayesinde yarlarn kazanld byle bir ortamda yaad(M.Ebu Zehra ts.b: 214). Onun yetitii ve yaad ortam betimleyen, kiiliini izen bir dier ifade ise yledir: Maverannehr lkeleri, heva ve heveslerden ve bidatlardan uzakt. nk bu memleketlerde, iklim ve tabii artlarn insanlar zerinde istisnasz bir tesir ve hakimiyeti vard. Orada bulunanlar, Hadisleri nesilden nesile naklederlerdi. Nihayet maml Hda diye tannan, ehl-i snnet mam, Ebu Mansur Muhammed el-Maturidi ortaya kt. Kendisini, bu meseleleri tahkik etmeye ve delillerini tedkik itmeye vakfetti. Bylece, hem akl, hem de eri memnun edecek eserler yazd. ...Maturidi, dini mevzular, akli ve mantki delillerle ispat eder, ve pheye mahal brakmazd(M.Ebu Zehra ts.b: 216). mam Maturidinin metodunda, israfa kamakszn ve tkezlemeksizin, akln byk bir otoritesi bulunmakta iken; Eariler, nakil ile bal kala34

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

rak, nakl delilleri gemiteki uygulamalarla desteklemilerdi. man Maturidinin, akaid ilmini renmenin tek kayna nakil midir, yoksa, naklin yannda akl da dier bir kaynak mdr? Sorusuna, naklin kaynak olduunu kabul ettii, bunun yannda, akln da bir kaynak olduu eklinde cevap verdii grlr. Ancak Maturidi, akl bilgi kaynaklarndan biri kabul etmekle beraber, akln sapkla deceinden korkmaktadr. Fakat, bu korku onu, fkh ve hadis alimleri gibi, akl aratrmay men etmeye gtrmyor, akli aratrmann yannda nakle dayanlmasn ileri srerek sapma ihtimaline kar birtakm tedbirler almaya ve ihtiyatl davranmaya sevk ediyor (M. Ebu Zehra ts.b: 219-220). mam Mansur el Maturidi, bir Hanefi alimi idi. Hanefi fkh ve lm-i Kelam da yine bir Hanefi alimi olan Yahya el-Belhiden okuduu kesindir. (M.Ebu Zehra ts.b: 214) mam Maturidinin grleri de bylece daha ok mam Ebu Hanifeye dayanyordu. Hatta alimler, mam Maturidinin grlerinin, Ebu Hanifenin, inan hususundaki grlerinden kaynaklandn ve Ebu Hanifenin grlerinin esas alndn (M.Ebu Zehra ts.b: 215). anlatmlardr. Irak alimleri, evrelerinde bulunan am alimleri ve benzerleri, Ebu Hanifenin fkhi grlerini teferruatlandrmaya girimiler, onun, itikat hakkndaki grlerine ise, nceleri yanlarnda bulunan, fkh ve hadis alimlerinin grleriyle, daha sonra da mam Earinin bu hususlardaki grleriyle yetinerek pek nem vermemiler. Fakat, Maverannehr alimleri, fkhi grlere ok nem vermeleriyle birlikte, Ebu Hanifenin, itikad hakkndaki grlerine de zel bir itina gstermiler, bu grleri erh etmeye, bunlar zerine yorumlar yapmaya ve bunlar akli delillerle ve mantki kyaslarla desteklemeye almlardr (M.Ebu Zehra ts.b: 215216). te bunlarn en nde geleni, daha sonra Trklerin tikadi Mezhep imam da olacak olan, mam Ebu Mansur el Maturididir. imdi onun akla daha fazla nem veren bir akaid alimi olarak, Eariden farkl sonular elde ettii hususlardan bir kana gz atp, Trk Mslmanl bakmndan da nemine iaret edelim. Dier tikadi Mezheplerden Fark ve Trk Mslmanl Bakmndan nemi tikadi mezhep olarak, Maturidiliin karlatrlabilecei en nemli dier mezhep, Eariliktir. Maturidiliin detayl farklarna gelmeden nce u
35

bilig 2002 K Say 20

temel fark vurgulamak gerekir: mam Maturidi, genel olarak meseleleri akla kavutururken, Eariden daha somut, daha teknik ve daha felsefi terimler kullanr (Yazcolu 1997: 6). te yandan, Maturidiliin dier nemli mezheplerden farkn M. Ebu Zehra maddeler halinde zl ve gzel bir ekilde sralamtr. Bu farklardan konumuz itibariyle de nem arz eden ne gz atalm. En nemli farkllklardan ilki olarak; Maturidi, Allah bilmenin gerekli olduunu idrak etmenin aklen mmkn olacan, baka bir ifadeyle, Allah bilmenin akl ile vacip olduunu sylemitir. Ancak Maturidi akln, yalnz bana Allah bilebileceini kabul etmesine ramen, kullarn mkellef olduklar hkmleri bilemeyeceklerini beyan etmitir. Bu da Ebu Hanifenin grdr. Eariler ise Allah Tealay bilmenin nakil yoluyla vacip olduunu kabul ederler. Dier taraftan, Maturidi Mezhebi alimleri, varlklarn, kendiliklerinden kt olabileceklerini ve insan aklnn, birtakm varlklarn iyi veya ktlklerini bilebilecek gte olduunu sylerler. Onlar eyann, akl ile idrak edilebilecek, kendiliinden bir iyilie sahip olduunu kabul etmilerdir. Eariler ise, eran bir delil olmadka eyann akl ile idrak edilebilecek bir iyilii bulunduunu kabul etmezler. nc ve Trk Mslmanl bakmndan en nemli farkllk ise, zat-sfat meselesine dair olandr. tikadi Mezheplerden Mutezile, Allahn sfatlar bulunduunu kabul etmemitir. Bunlarn Allahn isimleri olduunu sylemitir. Eariler ise, Allahn Kur-anda bulunan kudret, irade, ilim, hayat, semi, basar, kelam, gibi sfatlarnn bulunduunu ve bunlarn Onun Zatnn ayns olmadn sylemilerdir. Maturidi ise, bu ikisi arasnda bir yaklamla, Eari gibi, Allahn sfatlarnn bulunduunu, fakat bunlarn Allahn Zatndan ayr olmadklarn kabul etmi (Yazcolu, 1997:219-227), (Yavuz 2001: 21-24) ve varlkta birlik, dier bir ifadeyle, vahdet-i vcut telakkisine uygun bir yorum getirmitir. Bu yorum ise, daha sonra Ahmed Yesevinin tasavvuf anlayna byk etki yapm ve onun insana, yaratlma kar byk bir sayg ve sevgi ile yaklamasna zemin hazrlamtr. Bu da beraberinde, muhatabn hak bilme ve ona gre tavr alma gibi tasavvufi bir telakkiyi beraberinde getirmitir. mam Maturidinin aktardmz bu gr daha ok bizim aratrmamzla bir ekilde bir tarafndan ilgili olanlardr. Yoksa Maturidinin Eari ve Mutezileden farkl baka grleri de vardr. Maturididen aktard36

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

mz birinci ve ikinci gr, onun insan aklna, Eariden daha fazla nem verdiini gsteren en bariz fikirleridir. nc fikrine yani, zat-sfat meselesine gelince, bu bizim aratrmamz iin onun en kayda deer grdr. Zira bu grnde mam Maturidi, hem Mutezilenin savunduu Allahn zatndan baka bir ey yoktur, sfat yoktur, sfat olarak kabul edilenlerse gerekte Allahn isimleridir, gr ile, Earilerin savunduu; Allahn sfatlar vardr ve bunlar onun zatndan farkldrlar grnden ayr bir gr sergilemi ve daha sonra Trk tasavvufunun en nemli karakteristiinden birini tekil edecek olan Vahdet-i Vcut telakkisine son derece msait bir Kelam yorumu brakmtr. Bilindii zere, zellikle bni Arabiden itibaren vahdet-i vcut tasavvufta ok etkili bir akm halini almtr. Ondan sonraki mutasavvflar da bu dnceden mlhem olarak, Allahn insan ve dier canl ve cansz varlkta ayr bakmdan birlenebilecei, yani kesrette birliin grlebilecei dncesi hakim olmutur. Bu kategori: tevhid-i efal, tevhid-i sfat, tevhid-i zattr. Bunlardan bizimle ilgili olan tevhid-i sfattr ve ksaca, insan dahil, dier canllara ve tabiata yansyan btn sfatlarn, Allahn sfatlarnda birlie ulamasdr (ngren 2000: 34). Bununla beraber, Muhyiddin Arabi ile tekemml eden bu akm, Yunan Felsefesindeki Panteizm ile de kartrmamak gerekir. Zira o Spinozada olduu gibi, Allah alemin ayn addetmez. Ona gre hakiki varlk yalnz Allahn varlndan ibarettir. O, sonsuz bir imknlar sahas, batn ve esrar alemidir. Alem Onun tecellisi ve zuhurudur (lken 1995: 123). Dolaysyla esas meseleye gelirsek, Ahmed Yesevinin Kelam ekol olarak benimsedii ekoln kurucusu olan mam Maturidinin, Allahn Sfatlarnn Zatndan ayr olmad ynndeki gr, daha sonra mutasavvflarda yaygnlam ve msbet ilimlerin gelimesine zihni planda yardm edecek olan vahdet-i vcut telakkisine uygun bir kelam yorumu tekil etmitir. Fakat Said Baere gre, Trk tasavvufuna Ahmed Yeseviden itibaren hakim olan bu anlayn mam Maturididen farkl bir kayna daha vardr, o da tredir. Trkler bu iki nemli kaynak sayesinde ...gayet toleransl bir hukuk getiren Hanefiliin desteini de alarak oluan, muhatab Hak bilmenin getirdii mesuliyet ahlk sayesinde Arap ve dier slm lkelerine gre messeselemeye daha uygun zeminler gelitirmilerdir. Bu anlay, her kltrel gurubu Hak addediten ileri gelen tolerans sayesinde, imparatorluk mantalitesine de mnbit bir zemin vermitir denilebi37

bilig 2002 K Say 20

lir(lken, 1995: 35). Zira Maturidinin sisteminde varln birliine ulaan zat-sfat beraberlii eksenli anlay, ilimlerin hepsini kutsal bilmek durumundayd. Nitekim bu anlaya bal ilim geleneinin hakim olduu Trk corafyalarnda ilim gelimesine uzun zaman daha devam etmitir (lken, 1995: 34). Dolaysyla bir Hanefi alimi olan Maturidinin, Hanefi fkh usulnce ve akla da byk rol veren itihatlar (slami hkm ve fetvalar) sadece Trk Mslmanlnn nemli bir aya deil, ayn zamanda Trk bilim ve medeniyetinin de en byk itici gc olmutur. nk Maturidi Akaidi gerei olarak, msbet ilimler de ilahi ilim addedilmitir. Niyete gre, msbet ilimler de kendi lisanlarnca insan ilahi kudrete gtrebilirler. Nitekim Trkler bu dnce sistemine itibar ettikleri mddet iinde bilime ok byk katklarda bulunmulardr. Fakat ifade etmek gerekir ki, mam Maturidinin Trk Mslmanl bakmndan en nemli iki rolnden biri, Trklerin kendi kltr ve artlarndan da kaynaklanan aklc ve rasyonel dnce geleneini, slm bir temele oturtmas ve dieri de, Trk Mslmanlnn dayand ayaktan biri ve aratrmamzn ak iinde de sonuncusu olan, Trk tasavvufunun ilk ve byk mektebi Yesevilike brakt varlkta birlik, Vahdet-i Vcut telakkisidir. Bu ikisinin dnda Maturidinin, itihatta rfe nem veren bir ameli mezhebin mensubu olarak, yapt itihatlarla Trk rfnn slma uygun ksmn (salih rf) yine slm Hukukuna dahil etmekte de nemli bir pay olduu sylenebilir. Bylece, Trk Mslmanlnn dayanaca bir dier mesnet olarak, slm nezdinde meruluk kazanm bir tecrbeler manzumesine de kavumu olunuyordu. Trk Mslmanl bu sayede, sadece tasavvuf ehli veya baka bir kesimle snrl kalmyor, halka kadar iniyordu.

Yesevilik
Douu, Yayl ve Tasavvufi retisi Ahmed Yesevi XX.yzyla kadar, Trk tarihilii, tasavvuf tarihilii iin mehul bir ahsiyettir. Bu tarihe kadar o, sadece Yesevi merep tarikatlar Anadoluda kendi iinde eriten ve dolaysyla bu mirasa sahip kan Bektailiin menkbeleri ierisinde, yar tarihi, yar efsanevi bir ahsiyet ve Trkistann byk piri olarak anlyordu (bk.Uzun Firdevsi ts.). Ahmed Yeseviyi bugnk bilgilerimizle bize tantan merhum Fuat Kprl olmutur. Onu bu aratrmaya sevk eden ise, airliinin yan sra Trk kltrne, Trk kltr tarihine vukufiyetiyle de temayz eden Yahya Kemal
38

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

Beyatldr. Bizzat kendisi Fuat Kprly bu mevzuda bir aratrmaya tevik ediini yle anlatr: Fuat Kprl de btn dil ve edebiyatlarn mukayesesi mevzulu bir eser yazmak mddeasndayd. Ben kendisine demitim ki: bu byk mevzuya girmeyiniz. Bizim daha mhim mevzularmz vardr. Mesela u Ahmed Yesevi nedir? Kimdir? Bir aratrnz. Baknz bizim milliyetimizi asl orada bulacaksnz (Baer, 1998: 223-224). Bu tevik zerine Fuat Kprl, birok ynyle hala alamam Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar adl mehur, mehur olduu kadar da kymetli eserini yazar. lk basks 1918de yaplan eserde esas itibariyle, Ahmed Yesevi ve Yesevilik ile Yunus Emre anlatlrken, ksmen de Hac Bekta- Veli ve Bektailie deinilir. Srasyla Ahmed Yesevi, Hac Bekta Veli ve Yunus Emreyi anlatr. Ahmed Yeseviyi anlatan ksm, onun hakknda bugn bile en deerli aratrmay temsil eder. (Kprl 1976). Daha sonra slm Ansiklopedisine yazd Ahmed Yesevi maddesi bu aratrmay tamamlar niteliktedir. Sonralar, tarihi ve popler nitelikli bir ksm aratrmalar daha yaplmtr. Fakat Ahmed Yesevinin, tarihi ahsiyeti hal tam manasyla gn yzne karlabilmi deildir. Zira Trk Orta a ve Tasavvuf tarihilii, neredeyse bir asr nce Fuat Kprlnn toplad bilgilerin zerine hemen hirbir ey koyabilmi deildir. Akas buna ok ta imkn yoktu. nk bugn bir kitap hari, F. Kprlnn eserini yazarken istifade ettii kaynaklardan baka hibir farkl kaynak ele geirilememitir. Bugn elde bulunan ve Kprlnn istifade edemedii tek kaynak, Fazlullah sfahaninin temelde bir sava gnl olarak yazlmakla beraber; Ahmed Yesevi ve Yesevilik hakknda da bilgi veren Mihmanname-i Buhara adl eserdir (Kara 1993: 252-263). Fuat Kprl lk Mutasavvflar yazarken istifade edemedii bu eserden daha sonra, Milli Eitim Bakanl slm Ansiklopedisi, Ahmed Yesevi maddesini yazarken yararlanmtr. Dolaysyla, yararlanlan kaynaklar itibariyle gnmz aratrmaclarnn F. Kprlden farkl olarak yararlanacaklar baka bir kaynak kalmamtr. Ahmed Yesevinin tarihi ahsiyetini aydnlatma adna, hemen sadece, realist bir tarih anlayna sahip olan Ahmed Yaar Ocakn ancak muhakemeye dayal bir ksm karsamalarnn nemine buradan iaret etmeliyiz. (Ocak, 1997). Bununla beraber hacmi ve muhtevas ile bir btn olarak, F. Kprlnn Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar adl eserine eit veya yakn bir kymette ikinci bir eser yazlamad gibi, bundan sonra da yazlabilecek gibi deildir. Bu kitap, blm-blm, ksm-ksm alabilir ama bir btn olarak asla. Zira F. Kp39

bilig 2002 K Say 20

rl bu kitabna Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar adn vermitir ama, kitap sz konusu merkez mevzuyu, srecin siyasi, sosyal, din ve benzeri hemen btn belirleyicileri ile beraber veren, teferruatna nfuz eden bir aheser niteliindedir. Temelde Ahmed Yesevi ve Yunus Emreyi anlatmakla beraber, eser bu geni perspektif ile beraber, zellikle Orta a zaman dilimi itibariyle, bir Trk din ve tasavvuf tarihi mahiyetindedir. almamz Ahmed Yesevinin hayatndan ok, tarihi misyon ve tesirleri ile ilgili olmakla beraber, ksaca da olsa onun hayatna ilikin en nemli noktalar zikretmekte fayda var. Zira hibir misyon, hayatn sabit ve deiken unsurlarndan, yaanan srecin iinden getii siyasi, sosyal, iktisadi ve tabii artlarndan bamsz olarak meydana gelemez. Ahmed Yesevi 11. yyn ikinci yarsnda bugn Kazakistan snrlar ierisinde bulunan ve eski ad sficap olan Sayram kasabasnda, tasavvufla ili dl bir ailenin ocuu olarak dnyaya geldi. Babas, eyh brahim adnda bir mutasavvf idi. Ahmed Yesevi, drt yanda babasn, yedi yanda ise annesini kaybettii iin ablas ile beraber, bilinmeyen bir sebepten dolay, Sayramn kuzey-batsna den bir corafyada bulunan ve daha nce efsanede Ouzhann bakenti olduu rivayet edilen, ticaret yollarnn kesitii bir noktada bulunan ve bir ok nemli gelimeye merkez olmu ve ayn ekilde bugn Kazakistan snrlar iinde yer alan ve Trkistan diye bilinen Yesi ehrine g etmitir. Arslan Baba ile burada tanp ilk ve temel eitimini de burada ondan almtr. Onun da vefat ile bir mddet deiik yerleri gezip dolatktan sonra, Buharada ikamet etmekte olan eyh Yusuf Hemedaniye intisap etmi ve talebesi olmutur. Kendisinin vefatndan sonra, onun nc halifesi olarak eylie gemi ve ksa bir sre sonra vaktiyle Yusuf Hemedaniden ald iaret zere, eyhlik makamn drdnc halife olan Abdulhaluk Gucdvaniye devrederek Yesiye geri dnmtr. Buradaki yaklak 5-10 yllk faaliyetinden sonra vefat etmitir. Ahmed Yesevi, F. Kprlnn Divan- Lgat-it Trke istinaden koyduu tehise gre, Sayramdan Balasaguna kadar uzayan blgeyi dolduran ve Karluklarn nemli bir kolu olan Argu Trklerindendir. (Kprl 1976: 140-141). Ahmed Yesevinin doduu ehir olan Sayram, Samanilerin bu ehri 837de ele geirmelerinden ksa bir sre sonra, yetitii ehir olan Yesi ise, yine bu tarihlerde yani Ahmed Yesevinin doumundan en az
40

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

yz yl nce slmlam bulunuyorlard. (Kprl, 1976: 14,142). Dolaysyla Ahmed Yesevi bir Mslman Trk mutasavvf olarak, blgedeki Trklere hitabedebilecek gerekli milli, dini, ailevi ve kltrel tarihi arka plana sahipti. Dilini bildii, kltrn bizzat yaad insanlara, yzyldan fazla bir zamandr dairesi iinde ve kuvvetli tesiri altnda bulunduklar bir din olan slmn inceliklerine vakf bir alim ve blgede saygn bir yeri olan, tasavvufla ili dl bir eyh ailesinden gelen yetikin bir mutasavvf olarak hitabediyordu. Ahmed Yesevi, ilk ve byk Trk tarikatnn kurucusu olarak, sadece tasavvuf tarihimizin deil, Trklerin slmlamasnn ve bu slmlamann takip edecei tarzn belirlenmesi bakmndan da son derece istisnai bir ahsiyettir. Yahya Kemalin, Fuat Kprly onu aratrmaya tevik etmesi ve bizim milliyetimizi asl orada bulacaksnz demesi bouna deildir. Nitekim Fuat Kprlnn aratrmalar gstermitir ki; Ahmed-i Yesevi, Trk tarihinde yzlercesi bulunan sufilerden herhangi biri deildir. Ahmed-i Yesevi demek, bir bakma Trk Halk Mslmanl demektir (Ocak 1997: 75). Hatta daha iddial bir ifadeyle, onun, btnyle Trk Mslmanlnn bir simge ismi olduunu sylemek yanl olmayacaktr. Bundan dolay Trk Mslmanlnn dayand sacayandan biri de, Yesevilik olarak kabul edilmitir. te Trklerin dini hayat iin bu denli nemli olan bir tarikat, herhalde kksz ve tabansz bir ekilde, birden bire ortaya kamazd. Bunun nceki bir ksm tasavvufi faaliyetlere istinaden sz konusu baary elde etmesi beklenebilirdi ki; bu tasavvufi arka plan Fuat Kprl yle anlatr: Bizim kanaatimize gre, Ahmed Yesevi zuhur ettii zaman, Trk alemi epeyi uzun bir zamandan beri -herhalde IV. Asrdan beri- tasavvuf fikirlerine alm, mutasavvflarn menkbe ve kerametleri yalnz ehirlerde deil, gebe Trkler arasnda bile az ok yaylmt. lahiler, iirler okuyan, Allah rzas iin halka birok iyiliklerde bulunan, onlara cennet ve saadet yollarn gsteren dervileri, Trkler, eskiden dini bir kutsiyet verdikleri ozanlara benzeterek hararetle kabul ediyorlar, dediklerine inanyorlard. Bu suretle eski ozanlarn yerini, ata veya bab nvanl birtakm derviler almt: Hazreti Peygamberin sahabelerinden olarak gsterilen Arslan Bab ile, menkbeye gre slm dinini anlamak maksadyla Trkistandan Ceziretl-Araba gelmi ve Hazret-i Ebu Bekr ile grerek slmiyeti kabul eylemi olan ozanlar piri mehur Korkut Ata , oban Ata,
41

bilig 2002 K Say 20

ite bunlardan kalm birer hatray yaatyor; herhalde, Ahmed Yesevinin zuhuru zamannda, gebe Trkler arasnda, yani Sir-Derya kenarlarnda ve bozkrlarda, anladklar bir lisanla -yani basit Trke ile- halka hitabederek slm akidelerini ve ananelerini onlar arasnda yaymaa alan dervilerin bulunduu bizce muhakkaktr. Ahmed Yesevinin, kendisinden nce gelen dervilere daha stn, daha kuvvetli bir ahsiyeti olduunu kabul etmemek mmkn deildir; Ancak, eer kendisinden evvel gelen nesiller zemin hazrlamam olsalard, onun baars bu kadar byk olamazd (Kprl 1976: 19-20). Ahmed Yesevinin yetimesinde ve tasavvufi formasyonunu edinmesinde iki nemli sima ne kmaktadr. Daha ok ocukluunda onunla ilgilenen Arslan Baba ve yetikinliinde, Buharaya giderek kendisine baland eyhi ve Fkh hocas, Hoca Yusuf Hemedani. Bu iki ahstan ikisinin de muhtemelen Melami merep dervi-sufiler olduunu daha nce baka bir aratrmamzda zellikle A. Y. Ocakn tahlil ve zmlemelerine dayanarak ifade etmitik (Akgz, 2001). Dier taraftan, Yusuf Hemedaninin, ayn zamanda bir Hanefi fkhs olduu biliniyor. Hatta tavizsiz bir Snni olduunu da buna eklemeliyiz. Eer Yusuf Hemedaninin, Snnilii savunusu ile temayz eden byk slm alimi mam Gazali ile eyh Ebu Ali Farmediye intisab ederek, ondan ilim tahsil edip, feyz aldn, mam Gazali ile ayn kaynaktan beslendiini ve onunla beraber yetitiini hatrlatrsak Yusuf Hemedaninin Snnilik hassasiyeti daha da kolay anlalacaktr (Kprl 1976: 115). Onun bu hassasiyeti devrin siyasilerince de bilinecek kadar ak olduu iin kendisine Snnilik retisinin kurumlat ve buradan yaygnlatrld Nizamiye Medreselerinde dersler verdirilmitir. htimaldir ki, Arslan Baba da, Hanefi mezhebine mensup olsun. nk, Trkler arasnda slmlamann Hanefi fkh ekseninde gerekletiini biliyoruz. Byle olunca, Ahmed Yesevinin, dini eitim olarak olduu kadar, kiilik olarak da beslendii iki nemli ahstan ikisi de, Trk Mslmanlnn olumasnda byk rol olan fkh da Hanefilie, tasavvufi akmda da Melamilie dayanm olmaktadr. Buna nc bir unsur olarak, Maturidilii de eklemek yanl olmasa gerektir. Zira, Ahmed Yesevinin bir Trk ve Hanefi olarak, hitabettii ve mezhebi daha ok Hanefi ve Maturidi olan Trk kitlelerinin aksine, mesela Eari olabilecei herhalde dnlemez. Meseleye bunu da dahil edince, Trk Mslmanlnn en nemli dinamiklerinden ve esin kaynaklarndan Fkhta
42

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

Hanefiliin, Kelamda Maturidilin ve Tasavvufta da Melamiliin gelip Ahmed Yesevide birletii ve bylece Trk Mslmanlnn simge isminin doduu sonucu ortaya kar. Zaten bu kadar gl bir ahsiyet, ancak byle zengin ve kkl kaynaklara dayanarak tarih sahnesine kabilirdi. Ahmed Yesevinin tarihi, sosyal ve kltrel nemini Fuat Kprl yle anlatr: ...Hakikaten de Ahmed Yesevinin Trk tarihindeki ehemmiyeti yalnz be-on para, yahut birka cilt tasavvufi manzumeler yazm eski bir air olmasnda deil, slmiyetin Trkler arasnda yaylmaa balad asrlarda, onlar arasnda ilk defa bir tasavvuf meslei vcuda getirerek; ruhlar zerinde asrlarca hkm srm olmasndandr. Ondan nce Trkler arasnda tasavvuf mesleklerine girmi adamlar yok deildi. Lakin onlar, ya byk slm merkezlerinde Acem kltrnn tesiri ile acemlemiler, yahut, yeni dinin umumilemesi iin byk Trk kitleleri arasna girerek yaayp devam edebilecek kuvvetli bir ey tesisine muvaffak olamamt; halbuki Hoca Ahmed Yesevi kuvvetli ahsiyetiyle, Trkler arasnda asrlarca yaayan byk bir tarikat kurdu ki, bu, bir Trk tarafndan ve Trkler arasnda kurulmu olan ilk tarikattr (Kprl, 1976: 114). Hatta daha da arpc bir ifade olarak, Fuat Kprl bir baka yerde yle der: Herhalde asrlar boyunca teekkl etmi olan eitli tarikatlar arasnda Trk hususiyetine en ok malik tarikat Yeseviliktir diyebiliriz (Kprl, 1976: 118) Trk Mslmanl Bakmndan nemi Ahmed Yesevi ncelikle bir Hanefi alimi olmasndan dolay, Hanefi fkh usulnn bir gerei olarak, salih rfe (buna Trk Tresinin byk bir ksmn da dahil edebiliriz. Zira Said Baer, mam Maturidinin, Trk Tresinin aleyhine herhangi bir yorumda bulunduuna denk gelinmediini syler.) nem vermi ve Trklerin slmlamasnda Trk rfn hibir zaman hafife almam, grmezlikten gelmemitir. artlarn gerei olarak, Trk rfn dikkate alan itihatlarda, uygulamalarda bulunmutur. kinci olarak, Melami tasavvuf akmnn bir gerei ve bir Melami eyhi olarak, be vakit namaza klmas gereken snnetten bakasn ekleme hususunda, zht mutasavvflar kadar kat olmayp, zhd esas alan tasavvuf akmlarnda olduu gibi, Allahn azabndan korkup, cehennemden kurtulmak iin yaplan nafile ibadete nemince arlk vermi, buna
43

bilig 2002 K Say 20

karn, Allah ak, insan sevgisi, riyadan uzak durma ve gnllere hitabetmeyi kendine meslek edinmitir. Hikmetlerinde bu anlay aka grlmektedir. Mesela bir hikmetinde: Ak davasn bana klma sahte ak Ak olsan barn iinde gz kan yok Muhabbetin evki ile can vermese Boa geer mr onun, yalan yok Zahid olma, abid olma ak ol sen Mihnet ekip ak yolunda sadk ol sen Nefsi tepip derghna lyk ol sen Akszlarn hem can yok, iman yok. dizeleriyle, tam Melamilik akmna mensup bir mutasavvf yaklamyla, Allah akn abidlikten ve zahidlikten daha ne kard aka grlmektedir. Bir baka hikmetinde ise: Snnet imi, kafir de olsa incitme sen Hda bizardr kat yrekli gnl incitenden Allah ahit, yle kula hazrdr Siccin (Cehennem) Bilginlerden duyup bu sz syledim ite (Ocak 1997: 45-46). dizelerinde de, gnllere hitabetmeyi, herkim olursa olsun incitmemeyi tavsiye etmekte ve bunun tasavvufi retisindeki nemine vurgu yapmaktadr. Buna Divan- Hikmetten daha birok rnek vermek mmkndr. Ahmed Yesevinin bu Melamimerep tutumu, ona zhd akm mensubu mutasavvflar gibi toplumdan kamayp, aksine toplumla daha fazla bir arada bulunarak, kendini, dncelerini onlara yani yerleik ve konar-ger Trk kitlelerine daha kapsaml bir ekilde anlatma ve nfuz ettirme imkn vermitir. nc olarak ise; Maturidi Kelam ekolnn gerei ve bir Maturidi mensubu olarak, zat-sfat birlii prensibiyle, varlkta birlii grmeye, daha ak bir ifadeyle, Vahdet-i Vcud telakkisine oka itibar etmi ve bunun doal bir sonucu olarak, yaratlma sevgiyle yaklam ve onu Hak bilmenin verdii mesuliyet duygusuyla hareket etmitir. te btn bu tavrlar; zellikle gebe Trklerin slma girmelerinde, ona son derece kolaylklar salam ve nihayet, Trk Mslmanlnn zirve ahsiyetini mey44

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

dana getirmek imknn salamtr. Bu nedenle, Ahmed Yesevinin tasavvufunu ve bu erevedeki faaliyetlerini, ierisinde bulunduu toplumun gerekleri ve bahsettiimiz bu kaynak (Hanefilik, Maturidilik, Melamilik) etrafnda muhakeme etmek gerekir. te Ahmed Yesevinin beslendii kaynaklar ve kendisinin youn faaliyetleri, Trk Mslmanlna, daha ok tasavvufi etkilerin ekillendirdii mutedil ve mistik bir Mslmanlk tarz ve karakteri kazandrmtr. Ahmed Yesevinin Mslmanlk telakkisini yaplandran kaynaklarn rehberlii ve iinde bulunduu sosyo-kltrel yapnn sevkiyle giritii faaliyetlerin tarzna ve mahiyetine deinmekte fayda var. Ahmed Yesevinin iinde yaad Trk konar-ger kabile ve oymaklarndan ...daha nce amanist, Budist ve Maniheist mistik kltrlerin tecrbesini yaam bulunan, nemli bir ksm, Arapa bilmek bir yana, okuma-yazma dahi bilmeyen Trk topluluklarnn, Maverannehirin gelimi kltr merkezlerinde yaayan hemcinsleri gibi kitabi slm gerei gibi kavrayp yaayabilmeleri imknszd. Bu yzden, geleneksel ifahi kltrn hakimiyetindeki bu insanlarn slma snmalar, basitletirilmi mistik bir yoldan, baka bir deyile, slmdan nce alk olduklar usullerle gerekleebilirdi ki, bu yolu da onlara Melami mektebinden yetimi Ahmed Yesevi ve halifeleri atlar. te bu yzden, onlarn Orta Asya Trk topluluklar arasnda slm yerletirme itibariyle oynadklar rol, tarihi bakmdan son derece byk bir nem arz eder. nk, ister istemez eski geleneksel kalplarla ifade edilmek ve yorumlanmak zorunda olan bu slm, bu sufi propagandaclar araclyla ok tabii olarak gl bir evliya klt etrafnda kurumlaarak geliti ve kitabi slmdan pek ok bakmlardan farkllaarak, Trklere mahsus bir yap kazand(Ocak 1999: 77-78). Bundan baka bir seyir de beklenemezdi. Yahya Kelalin ifade ettii gibi: slamiyeti olsun, Hristiyanl olsun, dier dinleri olsun, btn milletler daima kendi hilkatleriyle, temaylleriyle, muhayyileleriyle, ihtiyalaryla kartrarak kabul etmilerdir ve baka trl almalarna da imkn yoktur (Parla 2000: 295). nemli bir nokta olarak, Ahmed Yesevi bu sreci hzlandrmtr. Trklerin slm kabul etme aamasnda, daha nceden milli bnye ierisinde sregelen Trk kltr unsurlar ile slm unsurlar kaynaarak Trk-slm kltr teekkl etmeye balamtr. Trk kltr ve medeniyetinin teekklnde ise tesiri asrlarca srecek olan Ahmed Yesevinin mstesna bir yeri vardr. Hatta Ahmed Yesevinin yakn evresin45

bilig 2002 K Say 20

deki dervi, mrid ve mntesiplerinden balamak zere uzak evresine doru yaylan ve onun tesiri ile hayatna yeni bir yn vermeye balayan insanlar Trk-slm kltrnn ilk toplu temsilcileri olarak kabul etmemiz hatal olmayacaktr. Ahmed Yesevi, Trkler arasnda slm yaymak iin, onlarn yzyllardr kullana geldikleri geleneksel Trk szl edebiyatnn rneklerini kulland. Sade bir Trke ile, onlara Allah akn, insan sevgisini, Peygamber akn anlatyor ve slma isteklendirmeye alyordu (Kprl 1976: 142148). Bu gayreti geni bir kabul grm ve onun iirleri Hikmet adyla tasavvufi mesleinin yani Yeseviliin de en nemli unsuru ve zenginlii olmutur. Sz konusu iirler Yesevihanlar vastasyla Trk gerleri arasnda okunmak suretiyle, slm cokuyu bir hayli artran unsurlar olmulardr. Belirtmek gerekir ki, Fuat Kprl (Kprl 1976: 146) ve Ahmed Yaar Ocakn da belirttii zere, Ahmed Yesevi, ne Trklkten hareketle Trke yazd ve ne de byle bir maksatla btn bu faaliyetlerde bulundu. Onun kaygs, yerleik ve konar-ger Trklere olabildiince kolay ulamak ve onlarn Mslman olmalarn salamakt. Bunun da ancak szn ettiimiz gibi bir yntemle mmkn olacan biliyordu. Temel mant ftri davranmak ve iinde yaad toplumun karakteri ile her ynden rten bir metot izlemekti. Sonuta Trk kltrnn en eski iir yntemlerini kullanarak, Mslman Trklere, zengin ve bir o kadar da deerli nazm rnekleri brakmtr. Bir bakma slm ncesinin kltrel tecrbeleriyle, slmlamaya, slm devri kltrne hizmet etmitir. Bilinli bir Trk Milliyetilii duygusuyla hareket etseydi, ancak bu kadar hizmet edebilirdi. Dier taraftan, yine Ahmed Yesevi, sonuta faaliyetlerinden bir Trk Mslmanl dosun diye dnmedi. O sadece, daha nce ifade ettiimiz gibi, fkh, kelam ve tasavvuf formasyonunu ald kaynaklarn rehberliinde, zamann Trk gerleri arasnda, sosyal ve kltrel artlarn durumuna gre bir irat faaliyetine girmiti. Bunun sonucunda da, teferruatta, estetikte ve bedii zevklerde farkl olan bir Mslmanlk tarz dodu. Bu ise, esasnda slmn evrenselliinin bir sonucuydu. slmn Trk lkelerinde yaylmas srecinde, dinin en nemli dinamiklerinden Fkh, Kelam ve Tasavvufun bu corafyada tabiat, sosyo-kltrel artlar ve yaam tarzna binaen ald tavrd.
46

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

Sonu
Trk Mslmanlnn istinat ettii sacayaklarnn Hanefilik, Maturidilik ve Yesevilik olarak gereklemesi tesadf olmad gibi; bunlar Trk Mslmanlnn karakterini belirlemek bakmndan da ok byk bir messiriyete sahiptirler. Daha ak bir ifadeyle; Trk Mslmanlnn Ehli-i Snnet bir karakter gstermesinde, slmn bu kaynann tarihi-kronolojik sralama olarak nce Fkh, sonra Kelam ve en sona da Tasavvuf eklinde gelimesinin ok byk bir nemi vardr. Zira, slmn yorumlanmasnda, dinin temel kaynaklarndan tavizsiz hareket etme bakmndan bu kaynan sralan, tarihi geliime uygun olarak, Fkh, Kelam ve Tasavvuf yani Trkler iin, Hanefilik, Maturidilik ve Yesevilik eklinde gerekleir. Dolaysyla bu kademeli geiin bir sonucu olarak, Trk lkelerindeki Trk ktlelerini tekil eden ehirli, kyl ve ekseriyeti itibariyle konar-ger Trkler, slm Hanefilik Fkh ekol sayesinde Peygamberin uygulad ekliyle, orijinal biimi ile renme; Maturidilik Kelam ekol sayesinde bu biimi akln da aktif katksyla teoride gelitirme ve son olarak; Yesevilik Tasavvuf ekol sayesinde de btn bunlar engin bir Peygamber hogrs ve kltrel artlarla da kaynatrarak tatbik ve pratik etme imkn bulmulardr. Son tahlilde, Yesevilik, kltrn yaad ortam itibariyle Arabistandan ok farkl olan Orta Asyada, tarihi olarak kendinden nce olduu kadar, keyfiyete de ondan daha titiz olmak durumunda olan bu fkh ve kelam ekollerinden Hanefilik ve Maturidiliin altyapsn oluturduu salam bir zemin zerinde slm kitlelere yaym ve yaatmtr. te Ehl-i Snnet Trk Mslmanl da bu dzenli-kademeli srecin nihai sonu ve karakteridir. Daha ak bir ifadeyle, btn Trk lkelerini saran Yeseviliin kurucusu Ahmed Yeseviye gelene kadar, anlata geldiimiz bu srece uygun olarak, Tekke ve zaviyelerden nce fkhi ve itikadi bilgilerin retildii medreselerin ilk ve en ok olarak Trk lkelerinde kurumlamaya balam olmas, Trk Mslmanlnn sz konusu Ehl-i Snnet karakterini takviye eden en nemli gelime olmutur. Zira Medreselerdeki slm yorum ve anlaya nisbetle, tekke ve zaviyelerdeki slm yorum ve anlayn zaman zaman ortaya byk farklar koyabildii malumdur. Dolaysyla Orta Asyada kkl bir ekilde kurumlaan erken medreseler, daha sonra bunlar takip eden tekke ve zaviyelerin de nemli katks ile slm ehirlerden kylere ve konar-gerlerin arasna kadar salkl bir ekilde ancak bu erken rol alma sayesinde gtrebilmilerdir.
47

bilig 2002 K Say 20

Sk sk vurguland zere, Trk lkelerinde, onlarn slm rendikleri dini kaynaklardan, metotlar gerei; Hanefilik, Maturidilik ve Yesevilik baarl olmutur. Trk Mslmanlnn dayand bu dinamiklerden nn kurucusunun da Trk lkelerinden veya buralarn kltrn bilen, bu corafya meneli kiiler olmas bir rastlant eseri deildir. Sz konusu dinamiklerden ve ameli mezhebimiz olan Hanefiliin kurucusu mam- Azam Ebu Hanifenin, Trk olmas zayf bir ihtimal bile olsa, Dedesi zamannda Afganistann Kabil ehrinden, Irakn Kufe ehrine gm olan bir ailenin ocuu olarak, Aa Trkistan ve Horasan insanna, onlarn kltrne yabanc birisi deildi. Bundan da nemlisi, Ebu Hanifeden sonra Hanefiliin Abbasi devletinde resmi mezhep olmas dolaysyla, Hanefi fkhlar kad olarak slam devletinin dier corafyalarna olduu gibi, Trkistana da gnderildiler. Bunlar ise, Hanefi fkhnn bir gerei olarak, kadlk yaptklar Trkistann rflerini bilen kiiler arasndan seildiler. Bural olmasalar bile, buralarn rflerini, adet ve geleneklerini meslekleri ve faaliyetleri gerei renmilerdi. Dier taraftan, itikadi mezhebimiz Maturidiliin kurucusu mam Ebu Mansur el-Maturidi, Aa Trkistann en nemli ehirlerinden Semerkantta domu, orada yetimi ve orada faaliyet gsterdikten sonra, 944 ylnda yine orada vefat etmi Trkistanl bir kelam alimi idi. Baz ilahiyat aratrmaclar, onun bir Trk alimi olduunu dahi sylerler (Flal 1990: 76; Yazcolu 1985: 283). Trk Mslmanlnn dayand nc dinamik olan, ilk ve byk tasavvuf mektebimiz Yeseviliin1 kurucusu Ahmed-i Yesevinin milli kimlii ise, dier iki isimden ok daha ak olarak belirgin, hatta kesindir. O, Trkistann orta byklkteki ehirlerinden spicap (Sayram)da domu, nispeten buraya yakn Yesi ehrinde bym, Buharada fkh eitimini ve tasavvufi formasyonunu aldktan sonra, tekrar Yesiye dnm, gnmze ulaan faaliyetlerini buradan srdrm ve 1167 ylnda yine Yeside vefat etmi bir Trktr. Bu nedenle Trk Mslmanlnn en nemli dayanaklarndan Hanefilik, Maturidilik ve Yeseviliin kurucularnn, ya Trk lkelerinden Trk kiiler, ya da en azndan Trk kltrn bilen bu blgeye, bu kltre yabanc olmayan kiilerden olumasnn bir rastlant olmadn nemle belirtelim. Zira Trk Mslmanlnn kayna, fkhi mezheplerden ne Malikilik, ne afiilik ve ne de Hanbelilik olamazd. nk, bunlardan Malikiliin ku48

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

rucusu mam- Malik (H.93-179) Medinede doduu gibi, mezhebi de daha ok Arap lkelerinde yaylmtr. Bunun yannda, Abbasilerin resmi mezhebi olmak gibi bir avantaj onun eline gememitir. Yaylma bakmndan bu bir dezavantaj olduu gibi, fkh usul olarak da, onda rfn nemi Hanefilikte olduu kadar ne kmamtr (M.Ebu Zehra ts.a: 253-258). afiiliin kurucusu mam Muhammed afii (H.150-204) ise, Gazzede domu ve Hicazda faaliyet gstermitir. Ayn ekilde mezhebi daha ok Arap lkelerinde yaylmtr. Geni bir sahaya yaylmasna ramen, ne bu sahann iinde Trk lkeleri vardr, ne de Trk devletlerinden herhangi biri afiilii resmi mezhep olarak benimsemitir. Dolaysyla, Trklerle ve Trk kltryle olan mnasebeti Malikilikten farkl deildir (M.Ebu Zehra ts.a: 309-313). Hanbeliliin kurucusu man Ahmed b. Hanbele gelince, o annesinin karnnda Mervden gelmi ve Badatta domutur (H.164-241). Burada ve Hicazda eitimini alm olup, mezhebinin mensubu ok azdr. Soyunun Trk olduu iddia edilse de, daha nce deindiimiz Merve yerletirilen Arap kabilelerinden biri olan eyban kabilesine dayand kesin gibidir (M.Ebu Zehra ts.a: 363-367). Grld gibi, Trk Mslmanlnn fkhi dayanaklarndan birinin Malikilik, afiilik veya Hanbelilik olmamas sebepsiz olmad gibi, Hanefilik olmas da rastlant deildir. Dier taraftan, Trk Mslmanlnn tikadi Mezheplerden Earilie deil de, Maturidilie dayanmas da ayn ekilde rastlant deildir. nk Eariliin kurucusu olan mam Hasan el-Eari (H.260-330, M.873935) Basrada domu ve burada yetitikten sonra, faaliyetlerini de burada srdrm ve yine burada vefat etmitir. Earilik Maturidilikten daha fazla yaylmtr. Fakat daha ok nakle dayanan bir mektep olarak, akl, rey ve rasyonel dnceye daha fazla nem veren Trk lkelerinde bir yaylma gsterememitir (M.Ebu Zehra ts.b: 197-210) Son olarak, Trk Mslmanlnn Tasavvufi mekteplerden Irakta, Msrda veya Maripte doan birine dayanmas zaten dnlemezdi. nk, fkhi ve itikadi mezhepler daha ok yerleik, ehirli ve eitimli nfusa hitabederken, farkl blgelerde Arapa ortak dil olarak kullanlabiliyordu. Oysa tasavvufta bu byle deildi. Tasavvuf ilk ikisine nisbetle ok daha fazla yerellemeyi gerektiriyordu. nk hitabedilen kesim
49

bilig 2002 K Say 20

kyl, eitimsiz hatta gebe olabiliyordu. Bu da Arapann kullanlmasn imknsz hale getiriyor ve faaliyet gsterilen blgenin dilini ve kltr kodlarn kullanmay zaruri klyordu. Bu nedenle Irak, Msr veya Maripte doan bir tarikatn, Trk lkelerinde gelimesi imknsz olurken, Trk Mslmanlnn da bunlara dayanmas dnlemezdi. Oysa Trk lkelerinde yaygnlaan ve Trk Mslmanlnn en nemli nc dayanan tekil eden Yeseviliin kurucusu Trk olduu gibi, tarikatn Trk gerlerine ulamada kulland dil de Trke idi. Kltr kodlar, ayn ekilde Trk kltr motifleri idi. Ahmed Yesevinin fkh ve akaid formasyonu, Trk Mslmanlnn dier iki dayana olan Hanefi ve Maturidi Mezhebine dayanrken; Tasavvufi formasyonu da, slm Dnyasnn nemli tasavvuf akmndan biri olup, Horasan ve Maverannehirde teekkl eden Melamilie dayanyordu. En sonunda, zamann olgunlatrmas ve meknn frsatlar bir araya getirmesiyle, Ahmed Yesevi gl kiilii ve formasyonuyla, bu n kendinde birletiren Trk Mslmanlnn en nemli ve sembol, hatta deyim yerindeyse Zirve ahsiyeti oldu. Ahmed Yesevi, dncelerini Trk edebiyat biim ve lleriyle, Trke olarak ifade eden ilk Trk Mutasavvfdr. Eserinde ekil hemen her eyiyle milli, muhteva dini yani slmidir. Ahmed Yesevinin kendisinden sonrakilere ilk rnek tekil etmesi ayrca bir orijinalliktir.2 Bu tarzyla Yesevilik, slmn Trke ifadesi, yorumu gibidir. Son bir cmle ile; Melamimerep bir Tasavvufi anlay benimseyen ve fkhta Hanefi, Kelamda Maturidi yorumu ile altyapsn bina eden Yesevilik, Arabistan gibi mesafece olduu kadar, kltrce de uzak bir corafyada doan slm, Orta Asya Bozkrlarnda ehirli, kyl ve konar-ger Trk ktlelerine, kendi dilleri olan Trke ile tebli edip, onlar bu yol ve yntem ile irat eden ilk Trk tasavvuf hareketidir. Bu itibarla Yesevilik, slmn Trk ktlelerine Trke ile tebliini ve Ahmed Yesevi de, Trk Mslmanlnn zirve ahsiyetini simgeler.

Aklamalar
1 Hem yayld byk corafya ve hem de Trklerin slmlamasndaki byk rol itibariyle, Yeseviliin en byk Trk tarikat olduuna phe yoktur. Fakat, ilk Trk tarikat olduunu sylemek, daha ok birinci vasfna binaen sylenmi kolayc bir ifade durumundadr bu50

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

gn. Zira, Ahmet Yaar Ocakn almalar da gstermitir ki; 1105 tarihinde vefat eden, Vefailiin kurucusu Tac-l Arifin Seyyid Ebl Vefa Badadi de bir Trktr ve tarikat daha ok Irak ve Suriye Trkmenleri arasnda yaylmtr. Dolaysyla Trkler arasnda yaylan ve bir Trk mutasavvf tarafndan kurulan bir tarikat olarak, Yesevilikten daha ncedir. Bu tarikatn Anadoluya gelii ise, Dede Garkn ile gereklemi ve onun halifesi Baba lyas- Horasani nderliinde mehur Babailer syanna sebep olmutur. Bu talihsiz olay, tarikatn gelimesini durdurmu ve iinde Yeseviliin de bulunduu dier tarikatlar iinde erimesine yol amtr. Belki bu olay olmasa, bugn Yesevilik yerine ilk ve byk Trk tarikat olarak Vefailii zikredecektik. Geni bilgi iin bk. Ocak, A.Y., Babailer syan, Dergah Yaynlar, 2.Bask, stanbul 1996, ss.74-76, 101-104, Vefailiin Anadoludaki Temsilcleri in Ayrca Bk. ELVAN ELEB, Menakibul-Kudsiye Fi Menasibil nsiye, Hazrlayanlar: smail E. Ernsal- Ahmed Yaar Ocak, TTK Basmevi, Ankara 1995, ss. XXI-XXVII, XL-LXIV Ahmed Yesevinin faaliyetleri ve tarihi misyonu, onu aratran ve inceleyen her aratrmac ve okur tarafndan hayranlkla izlenmi ve byk bir takdire mazhar olmutur. Bununla beraber, aratrmalarmz esnasnda rastladmz bir eletiriyi burada incelemek isteriz. Mehur bir ilahiyatmz, Yesevilik hakknda yazd bir makalesinde genel olarak iyi dncelerini ve sitayikr izlenimlerini aktarrken; bir yerde gelip Ahmed Yesevinin faaliyetlerinin, tasavvuf tarihi bakmndan bir orijinalite ve aksiyon deeri tamad iddiasnda bulunur (ztrk 2000: 275). Bu iddiasn da ...hizmetin byk ve genilii, her zaman orijinalite ifade etmez sz ile mantkl gstermeye alr. Bu ilahiyatmza gre Ahmed Yesevi iki noktada orijinal olmaktan yoksun bulunuyor. Birincisi, Yesevinin eseri Divan- Hikmetin ve onun burada dile getirdii tasavvufi grlerinin genel tasavvuf tarihi bakmndan bir orijinalite ifade etmedii, ikincisi ise, Ahmed Yesevinin Trklerin slma giriini salamak bakmndan byk bir orijinalite ifade etmediidir. Zira Ahmed Yeseviden daha nce onun tesir ettii blgelerde faaliyet gsteren sufilerin bulunduuna vurgu yaplp, bunlardan Hallac rnei verilmektedir. Bir Hallac uzman ve hayran olduunu her frsatta dile getiren aratrmacnn, bu vesile ile de Hallac anmak ve onu ne karmak kaygsyla bu gereksiz ve hatta mes51

bilig 2002 K Say 20

netsiz deerlendirmeye girdii dikkatli baklardan kamayacaktr. Oysa eletirilerin ikisi de rahatlkla sorgulanabilecek niteliktedir. lk olarak, Ahmed Yesevinin yaad devirde yani 11.yyda Trkler arasnda slmlamann tamamlandn tarih okuyan hibir kimse iddia edemez. slmlama daha nce balamakla beraber, devam etmekte ve daha da nemlisi yerleik olanlara nispetle konar-ger Trklere slm ulatrmak son derece zor olmakta idi. te tasavvufun ve en nce de Ahmed Yesevinin fark burada balar. O Trkler arasnda sosyal yaam gerei ok gelimi ve sevilen bir gelenek olarak szl halk edebiyat geleneinin unsurlarn kullanarak, onlara ulama ve slma sndrma baars gstermitir. Daha nceki sufilerden Trk olanlarn bulunmasna karn, bunlarn metot ve yntem farkllklarnn yan sra, slma ilmi olarak tam manasyla vakf olamama gibi problemleri dolaysyla baarlar Ahmed Yeseviye nisbetle son derece nisbi kalmtr. Trk olmayanlarn ise en bata dil sorunu bu baary frenleyen en byk amil olmutur. Bunlarn en banda da Hallac zikredilebilir. Onun Trkistan seyahatinde ne yerleiklere ne de hele hele konar-gerlere ulaabilmesini imkn dahilinde grmemekteyiz. Zira en bata onun dil engeli vardr. Trkeyi bildiine dair hibir kayt da yoktur. Trke bilmeyen Yusuf Hemedani Trk konar-ger ve kyllerine slm anlatmtr ama, onun yannda Ahmed Yesevi ve anlald kadaryla hem Trkeyi ve hem de Arapa ve Farsay bilen daha baka halife ve dervileri vard. Hallacn ise benzer imkna sahip olduuna dair bir bilgiye sahip deiliz. Oysa Ahmed Yesevi, gerek yerleik ve gerekse konar-ger Trklere onlarn diliyle ve sevdikleri nazm ekilleri ile tam bir liyakatle hitabedebilme gibi bir imkna sahipti. kinci olarak ise; Ahmed Yesevinin Divannn ve burada dile getirdii tasavvufi grlerinin bir orijinalite ifade etmedii iddias byk bir yanlgdr. Ahmed Yesevinin tasavvufi grleri ve metodu genel tasavvuf tarihi bakmndan bir orijinalite ifade etmesi gerekmez. Oysa Trk tasavvufu bakmndan son derece orijinaldir. nemli olan da bu deil midir? Ahmed Yeseviden nce Trk mutasavvf ve sufilerinden hangi biri grlerini Trke olarak milli nazm eklinde ifade etmi ve bunlar kendinden sonra bir gelenek oluturmutur. Hizmetin bykl ve genilii her zaman orijinallii ifade etmeyecei dorudur. Fakat Yesevilikten nce bu mikyasta etkili olmu bir
52

Akgz, Fkh , Kelam ve Tasavvuf Alannda Hanefilik

Trk tarikat gstermek mmkn mdr? Ahmed Yesevi muhakkak ki ilk Trk mutasavvf deildir. Fakat her ynden etkili bir faaliyet srdrp, byk bir Trk tasavvuf ekol oluturmak suretiyle, kendisinden sonraki mutasavvflara byk tesir icra eden, sadece Orta Asyaya yaylmakla kalmayp, bir koldan kuzey Asya steplerine, dier koldan Pakistan ve Hindistana ve nihayet nc bir koldan ran ve Azerbaycan zerinden Anadolu ve Balkanlara kadar nfuz edebilen baka bir tasavvufi harekete daha nce Trk lkelerinde tesadf edilmi midir? Bu sorulara bugnk bilgi ve belgeler nda olumlu cevap vermek kesinlikle mmkn deildir. O halde Ahmed Yesevinin faaliyetlerinin bykl ve genilii kadar orijinalliini de kabul etmek durumundayz.

Kaynaklar
AIKGZ, zkan (2001), Trklerin slama Girii Srecinde Tasavvuf ve Melamilik Yorumu TD Aratrmalar, Say:130 AKYOL, Taha (1999), Osmanlda ve randa Mezhep ve Devlet; Milliyet Yaynlar, stanbul BAER, Said (1991), Gk Tanrnn Sfatlarna Esmal-Hsna Asndan Bak; Seyran Yaynlar, stanbul BAER, Said (1998), Yahya Kemalde Trk Mslmanl; Seyran Yaynlar, stanbul BIAKI, brahim (1999), mam el-Maturidi Kpr, Say:66, FILALI, Ethem Ruhi (1990), amzda tikadi slam Mezhepleri; Seluk Yaynlar, Ankara GNAY, nver-GNGR,Harun (1997), Balangtan Gnmze Trklerin Dini Tarihi; Ocak Yaynlar, Ankara HOCAOLU, Durmu (1999), Trk Mslmanl zerine Baz Notlar, Kpr, Say: 66 KARA, Mustafa (2000), Yeseviye Kltrn Gnmze Ulatranlar ve Cevahirl-Ebrar Min Emvaciil-Bihar Yesevilik Bilgisi, MEB Yaynlar, Ankara KTAPI, Zekeriya (1988), Trkistanda slamiyet ve Trkler, Nur Basmevi, Konya MUHAMMED Ebu Zehra, ts.a.; slamda Fikhi Mezhepler Tarihi, (ev. Abdulkadir ener) Hisar Yaynevi, stanbul
53

bilig 2002 K Say 20

MUHAMMED Ebu Zehra ts.b.; slamda Siyasi ve tikadi Mezhepler Tarihi, (ev.Hasan Karakaya-Kerim Aytekin), Hisar Yaynevi, stanbul OCAK, Ahmed Yaar (1997), Trk Sufiliine Baklar; letiim Yaynlar, stanbul OCAK, Ahmed Yaar (1999), Trkler Trkiye ve slm; letiim Yaynevi, stanbul NGREN, Reat (2000), Osmanl Klasik Dnemi Tasavvuf-Kelam likisi Akademik Aratrmalar Dergisi, Say: 4-5. ZDEMR, Mehmed Niyazi (1993), Trk Devlet Felsefesi; tken Neriyat, stanbul ZTRK, Yaar Nuri (2000), Yesevilik, Yesevilik Bilgisi; MEB Yaynlar, Ankara PARLA, Ayhan (2000), Yesevliikten Bektailie Trk Mslmanl Yesevilik Bilgisi; MEB Yaynlar, Ankara SNMEZ, Selim (1999), Trk Mslmanl Kavramna Nasl Baklmal Kpr, Say: 66 TURAN, Osman (1993), Trk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi; Boazii Yaynlar, stanbul Uzun Firdevsi., ts.; Menakb- Hnkar Hac Bekta- Veli; (Hazrlayan:Abdulbaki Glpnarl) nklap Kitabevi, stanbul. LKEN, Hilmi Ziya (1995), slam Dncesi, lken Yaynlar, stanbul. YAVUZ, Hilmi (2001), Trk Mslmanl ve slm zerine, Feza Gazetecilik A.. stanbul. YAZICIOLU, M.Said (1985), Maturidi Kelam Ekolnn iki Byk Simas: Ebu Mansur Maturidi ve Ebul-Muiyn Nesefi, AFD, C.XXVII, Ankara. YAZICIOLU, M.Said (1997), Maturidi ve Nesefiye Gre nsan Hrriyeti Kavram; M.E.B. Yaynlar, stanbul

54

An Analysis of Turkish Islam Emerging out of Fqh, Theology, and Sufism.


zkan Akgz
Istanbul University Institute of Social Sciences Abstract: Turkish-Islamic Civilization process started as masses of Turkish people and their states had converted to Islam starting especially from the tenth century. This civilization is based on the interaction of Islam and the accumulation of Turkish culture and practices they developed before Islam. The purpose of this study is to analyze the three most influencial sources of Turkish-Islam with the primary focus on the interaction among these sources. These three sources, or various schools of Islams basic faith systems, are Hanafite in Fiqh, Maturidite in Islamic Theology and Sufism in Yesevidite. The reason for this study to be based on these three Islamic schools comes from the socio-historical realities indeed. As a matter of fact, Turks got their fiqh interpretation from Hanafite perspective, the details of Islamic Theology from Maturidite school, and the practices together with the details on Sufism from Yesevidite sources of Islam with its broadest meaning. Hence, as far as the religious sects of the Turks are concerned, we see Hanefite as their applied madhhab and Maturidite as their believing madhhab. Yesevidite marked the start of their Sufi life which is again further shaped by it in time. It would not be wrong to state that Turks are from Yesevidite in Sufism as well. When these three schools are investigated it will be seen that historical, political and more importantly socio-cultural conditions made these beliets become widespread among Turks. Because of this socio-cultural background Muslim faith has performed peculiar to Turks temperament in detail, in style, in artistic delight and in daily life flow. This is a process, and as long as social change and evolution goes on, this process will continue further. But, Hodja Ahmad Yesevis place is unique in initiating this process as a leading (vkf) figure the specialist of these three mentioned sources in detail. For this reason yesevidite sect that he founded can be evaluated as the shaping factor and the experience of Turkish Islam, and Ahmad Yesevi himself was accepted as the founder and the ultimate person of Turkish Islam. Key Words: Hanafite, Maturidite, Yesevidite, Turkish Islam, Hodja Ahmad Yesevi

55

56

Karakoyunlular Dneminde Sanat Hayat


Do. Dr. Muhsin MACT
Yznc Yl niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi zet: XIV. asrn son eyreinde Van Glnn kuzeyindeki Erci ve evresinde Celayirlilere bal bir Trkmen Beylii olarak tarih sahnesine kan Karakoyunlular, daha sonra Timurlularn egemenliine geen bu corafyada bir devlet kurmular ve Cihnh (1438-1467) dneminde snrlarn Herata kadar geniletmilerdir. Yaklak bir asr hkm sren Karakoyunlular, 1467 ylnda Akkoyunlu Uzun Hasann kuvvetleri tarafndan Cihnhn ldrlmesinin ardndan, son hkmdarlar Hasan Ali dneminde Akkoyunlularn egemenliine girmilerdir. Timurlularla srekli mcadele iinde olduklar halde Osmanllarla dosta ilikiler kurmulardr. Bu Trk devletlerinin aralarndaki siyasal mcadelelere ramen Herat-Tebriz-stanbul hattnda Timurlu, Trkmen ve Osmanl hkmdarlarnn himayesinde ve bizzat onlarn katlmlaryla hat, nak, mimar, musiki, iir vs. btn gzel sanatlarda zgn eserler verilmitir. Karakoyunlularn himyesinde bilhassa Cihnh ve onun olu Pir Budakn katklaryla Tebriz bata olmak zere iraz ve Badat gibi merkezlerde kltr ve sanat faaliyetleri ivme kazanmtr. Karakoyunlu Trkmenlerinin kltrel miras onlarn ardl olan Akkoyunlular tarafndan devralnm ve Trk sanat tarihinde Trkmen slbu diye nitelendirilen bir tarz ortaya kmtr. Bu slp 16. yzylda Safev sarayndaki sanatkrlarca devam ettirilmitir. Anahtar Kelimeler: Karakoyunlular, Sanat, Trkmen slbu, Tebriz

Giri
Karakoyunlu Trkmenlerinin siyas tarihi, balangtan Cihnha kadar Faruk Smer (1984) tarafndan yazlmtr. Faruk Smerin iki cilt olarak tasarlad ancak ikincisini yazmaa muvaffak olamad Karakoyunlular hakknda bugn de bilinenler onun verdii bilgilerle snrldr. Faruk Smerin, ikinci ciltte ele almay tasarlad Cihnh dnemiyle ilgili en
bilig K 2002 Say 20: 57-72

57

bilig 2002 K Say 20

nemli kaynak ise Mkrimin Halil Ynann slm Ansiklopedisine yazd Cihnh maddesidir (1945: 173-189). Her iki alma da tamamyla siyas tarihle snrlandrlm, kltr ve sanat hayatna dair, yeri geldike deinilen hususlarn dnda, ayrntl bilgi verilmemitir. Bilim ve kltr hayatyla ilgili olarak, . Hakk Uzunarlnn Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri adl eserinde olduka muhtasar bilgi vardr. John E. Woodsun gerekten mkemmel olan 300 Yllk Trk mparatorluu Akkoyunlular (1983), adl eserinde devrin kltr ve sanat hayatna dair ok nemli tahlillere giriilmi olmasna ramen Faruk Smer, slm Ansiklopedisine yazd Akkoyunlular maddesinde Akkoyunlular devrindeki kltr hayat hi incelenmemitir diyerek bu alanda alma yaplmasnn gereine iaret etmitir (1989: 270-274). Bu tespit Karakoyunlular iin de geerlidir. Ne var ki, Faruk Smerden sonra Karakoyunlu tarihi hakknda bilgi verenler, byk lde yukarda ad geen bilginlerin yazdklarn zetlemekle yetinmilerdir (ay, 1992:344-348; Konuku,1993: 536; Varlk, 1994: 441-481). Karakoyunlular, Celayirli hanedannn egemenliinde bulunan Van Glnn kuzeyindeki Ercite Bayram Hocann nderliinde siyas bir teekkl olarak tarih sahnesine kmtr. Bayram Hoca (.1380), Celayir hkmdar Sultan veysin (.1374) saraynda bulunan nfuz sahibi kiilerdendir. Bayram Hocann halefi Kara Mehmet de (.1390) Celayir hkmdar Ahmet b. veysin hizmetine girmitir. 1390da babasnn yerine geen Kara Yusuf b. Kara Mehmet Celayirlilerin nemli merkezi olan Tebrizi ele geirmi ve Emir Yusuf Bahadur Noyan Emr-i azam unvanlaryla kendi adna para bastrmtr. Timurun ordular tarafndan memleketlerinden srlen Sultan Ahmet ve Kara Yusuf, nce Memluk sultanna snmak istemiler ancak Timurun gazabndan korkan Memluk sultan msde etmeyince Yldrm Bayezide snmlardr. Yldrm Bayezid tarafndan merasimle karlanan Celayirli Ahmed ve Kara Yusuf Ankara Savann ardndan tekrar eski yurtlarna dnmlerdir. Fakat Kara Yusufu, Memluk sultan hapse mahkm etmi, Kara Yusuf Suriyede tutsakken dnyaya gelen olu Pir Budak, Celayirli Ahmede evlatlk olarak verilmitir. Timurun lm zerine Kara Yusuf ve Sultan Ahmet Irak- Arab ve Azerbaycan tekrar ele geirmilerdir. Kara Yusuf, Cengiz geleneine gre egemenlii devralan olu Pir Budak hkmdar ilan etmi ve ardndan eski dostu Celayirli Ahmedi Tebrizin Esed Ky yaknlarnda ldrmtr (.1410). Bylece Celayirli mirasn devralmak suretiyle hkimiyet alann geniletmitir. Daha sonra Timurlularn egemenliine geen
58

Macit, Karakoyunlular Dneminde Sanat Hayat

bu corafyada Kara Yusufun oullar arasnda sren taht mcadeleleri Cihnhn stnl ile sonulanm ve Cihnh (1438-1467) dneminde Karakoyunlu Devletinin snrlar Herata kadar genilemitir. Yaklak bir asr hkm sren Karakoyunlular, 1467 ylnda Akkoyunlu Uzun Hasann kuvvetleri tarafndan Cihnhn ldrlmesinin ardndan, son hkmdarlar Hasan Ali dneminde Akkoyunlularn egemenliine girmilerdir. Karakoyunlu Trkmenleri Timurlularla srekli mcadele iinde olduklar hlde Osmanllarla dosta ilikiler kurmulardr. Karakoyunlularn hkm srd bu corafya, srasyla lhanllarn, Celyirlilerin ve nihayet Timurlularn hkimiyet alan olmutur. Ayn ekilde bu corafya, deiik mistik tecrbelerin bir arada yaad, birbirlerinden etkilendii ve zaman zaman siyas otoriteye eklemlenerek, bazen de siyasallaarak otoriteyi devralmak suretiyle egemenlik salad bir blgedir. lhanllarn hakimiyetinden sonra bile Celayirli ve Timurlu yneticilerin ve hatta Karakoyunlularn hakimiyet anlaylarn, Abbasilerden sonra meruluunu kaybeden Snn siyasal gelenein dnda, Cengiz Yasas erevesinde merulatrma abalar bu corafyada hem mamliin hem de halk dininin ykseliine elverili ortam yaratmtr (Woods, 1993: 15). Gebe merulatrc ilkeler Timurlular ve Karakoyunlular dahil, br Mool mirass devletlerin egemenlik kavraylarn etkiledii gibi bilim ve kltr hayatn da fkh ve kelm gibi slm bilimlerden ok, tasavvufun gebe ruhuna daha uygun, gaz ruhunu kanatlandran terbiyesine gre ekillendirmitir. Dolaysyla sosyal tarih aratrmalar asndan olduka karmak bir yap arz eden Karakoyunlular dnemi, byk lde siyas tarih asndan ele alnm ve din, tasavvuf ve sanat faaliyetleri ihml edilmitir. Karakoyunlular devlet tekilatnda ve ynetim tarzlarnda Celayirlilerin tecrbelerinden yararlandklar gibi kltr ve sanat hayat asndan da onlarn mirasn devralmlardr. Celayirli hkmdarlar sanat ve ilim erbabn himaye etmekle kalmam, ayn zamanda kendileri de eserleriyle bu faaliyetlere katlmlardr. zellikle Celayirli Ahmetin byk bir air, hattat ve musikiinas olduu bilinmektedir. Hatta Trk musiki tarihinin en nemli isimlerinden Maragal Abdlkadirin (.1435) hocasdr. Abdlkadir, hocas Celayirli Ahmetten bahsederken onun edvr ilmini iyi bildiini, telli sazlar aldn, ok iyi besteler yaptn ve Safiyddin Urmevnin (.1294) Kitbl-edvr ve erefiyye adl Arapa eserlerini kendisine okuttuunu nakleder (Bardak, 1986: 31; ztuna, 1988: 13). Abdlkadir
59

bilig 2002 K Say 20

sanat hayatnn en parlak yllarn yakn ilgisini grd Sultan Ahmedin saraynda geirmitir (Bardak 1986: 23-33). Musikide stad olduu kaynaklarda ifade edilen Celayirli Ahmedin besteleri bize ulamad halde Farsa mrettep divan ile Mecmuatn-nezirde yer alan Trke bir gazeli bilinmektedir. (Kprl, 1928: 2-3). lk defa Kprlnn yaynlad bu gazel, Mustafa Canpolat tarafndan yayna hazrlanan Mecmuatnnezirin dnda Cmin-nezir ve Mecmaun-nezirde de yer almaktadr (ifti,1997: 35). Celayirli Ahmedin iirleri ve Maragal Abdlkadirin mzikolojiyle ilgili eserleri daha sonra Karakoyunlularn hakimiyetine giren corafyada gzel sanatlarn ne lde gelitiini gstermektedir.

Karakoyunlularn Kltrel Miras


Karakoyunlular dnemi sanat hayatna dair mstakil almalar yaplmam olmasna ramen; siyas tarih kapsamndaki aratrmalarda Cihnh ve onun olu Pir Budakn sanatkrlar himaye ettiklerine ve iir sylediklerine iaret edilmitir (Ynan, 1945: 188). Bununla birlikte Cihnh ve dnemini siyas tarih aratrmalarnn dnda ele alan tek alma V. Minorskyye aittir; o da ehl-i hak mezhebi hakkndaki almalar erevesinde Hakk mahlasyla iirler yazan Cihnhn British Museumda bulunan divannn yazma nshasyla snrl kalmtr (Minorsky, 1970: 153180). Karakoyunlu ve Akkoyunlu Trkmenlerinden bugn bize ulaan yazl kaynaklarn says az, mevcut olanlar ise genellikle Farsadr. Mevcut kaynaklar da byk lde daha mtecnis bir yap arz eden Safev tarihini aratran bilim adamlarnca deerlendirilmi, her iki Trkmen devletinin siyas faaliyetleri Safevlere braktklar miras erevesinde ele alnmtr (Savory, 1987: 35-52; Mazzaou, 1976: 10). Karakoyunlular dnemi kltr hayatyla ilgili ipular ieren eitli biyografi kitaplarna dayal alma yaplmam olmas, konuyla ilgili pek ok hususun hal krk dkk anekdotlar eklinde naklinden ibaret kalmasna sebep olmutur. yle ki Karakoyunlu hkmdarlarnn tarih sahnesine ktklar Erci ve bakentleri olan Tebrizde in ettirdikleri yaplarla ilgili olarak bize ulaan bilgiler bile byk lde yazl metinlerdeki anlatlarla snrldr. Karakoyunlulara ait olduu sanlan ve gnmze kadar varln srdren baz mimar yaplar hakknda bile bir takm soru iaretleri mevcuttur. Mesel son yllara kadar Karakoyunlular dnemi60

Macit, Karakoyunlular Dneminde Sanat Hayat

ne ait olduu sanlan Van Ulu Camnin Ermenahlara ait olduu tespit edilmitir (Kl, 1997: 213). Ayn ekilde Cihnhn babas Kara Yusuf 1420 ylnda Tebrizin kuzey-dousundaki Ucanda ldnde Ercie getirilerek defnedildii kaynaklarda anlatlmaktadr. Fakat bu gne kadar Kara Yusufun mezarnn bulunduu yer tam olarak tespit edilememitir. Ercite Zortul Ky yaknlarndaki anonim kmbetin Kara Yusufa ait olduu sanlmaktadr (Top, 1999: 23-26; Uluam, 2000: 182-186). Kitabelerinden ve tarih kaytlardan Karakoyunlular dnemine ait olduu tespit edilen ve lkemiz snrlar ierisinde bulunan az sayda mimar yap vardr. Bunlardan biri, Van istikametinden Ercie girite yolun solunda kalan Kadem Paa Hatun Kmbetidir. Bu kmbet, 863/1458 ylnda Celayirli emirlerinden Devlet Yr olu Rstem tarafndan Kara Yusufun hanm Kadem Paa ve oullar iin yaptrlmtr. Hem bu kmbette hem de yukarda sz edilen anonim kmbette mezar kalnts mevcut deildir (Uluam, 2000: 187-191). Karakoyunlu Cihanhn Tebrizdeki hayratna dair vakfiye sretleri gnmze kadar ulat hlde (Sleymaniye Ktphanesi, Esad Efendi 3340), Tebrizdeki mimar yaplardan sadece Muzafferiye Klliyesinden geriye kalan Gkmescit varln muhafaza edebilmitir (Altun, 1996: 142-43; Mahmud, 1993: 13-53). Zamann ve insanlarn yapt tahribat pek ok eserin yok olmasna sebep olmutur. Szgelimi Uzun Hasann Tebrizde yaptrd mimar yaplar Safevler tarafndan zellikle tahrip edilmitir. yle ki 1514 ylnda Tebrize gelen Osmanllar Uzun Hasan Beyin yaptrd camii harap bir halde bulmulard (Smer, 1989: II, 274). Btn bu tahribata ramen yine de Akkoyunlular dneminden kalan mimar yaplar Karakoyunlulardan kalanlardan fazladr (Szen, 1981). Karakoyunlular devrinde nak ve cilt sanatnn zellikle Pir Budak himayesinde gelitii bilinmektedir. Pir Budak babasnn ars zerine, 1458 ylnda Herata gittiinde orada bulunan air ve nakkalardan bir grubu, mesel Kemleddin Bn ve onun babasn beraberinde gtrmtr (Kurbanov, 1990: 143-151). Sanatkrlar koruduu kaynaklarda deiik vesilelerle ifade edilen Pir Budak, nakkalar da saraynda himaye etmitir. Onun himayesinde yaplan ve zamanmza ulaan minyatrl yazmalarn bir ksm 1454 izleyen yllarda irazda, bir ksm da 1462den sonra Badatta tamamlanmtr (nal, 1995: 150-155). Karakoyunlu Cihnh ve Pir Budak ile Akkoyunlu Halil ve Yakubun himayelerinde gelien nak
61

bilig 2002 K Say 20

slbu, 15.yzyl sonlarnda Akkoyunlu himyesi altnda yksek bir zgnlk dzeyine ve gelikinliine ulamtr; Herattaki nl Timur ekolle rekabet eder hale gelmitir (Woods, 1993: 242-243). Bu Trkmen slbu daha sonra Safev atlyelerinde yaplan eserlerde deierek devam etmitir. Mimar ve nak sanatnda olduu gibi iir sanatyla ilgili eserler bakmndan da Karakoyunlular dneminde bize ulaan eserlerin says Akkoyunlular dneminden kalanlardan ok daha azdr. Karakoyunlu hanedan iinde eseriyle bize kadar ulaan tek isim Cihnhtr. Hakk mahlasyla yazd Trke ve Farsa iirleri bir divanda toplanmtr (Macit, 2000: 919). Cihnhn olu Pir Budak da airdir. Babas tarafndan ldrlen bu talihsiz ehzdenin airliine dair bilgi veren Heratl Fahri, onun evresinde ok yetenekli insanlar vard ve kendisi de ok gzel iirler yazard, demektedir (Fahri, 1345: 66). Kaynaklarda Cihnhn olu Pir Budaka yazd mesnev eklindeki bir mektubu ve Pir Budakn cevap olarak yazd iddia edilen bir mesnev nakledilir (Devleth, 1977: IV, 537). Cihnhn yazd iddia edilen mesnev eklindeki bu iir, divannn bilinen yazma nshalarnda bulunmamaktadr. Cihnh Divannn Bak nerinin giriinde Pir Budak tarafndan yazld ve dillerde dolat iddia edilen u Trke beyit yer almaktadr; fakat baka hibir kaynakta grmediimiz bu msralarn Pir Budaka aidiyeti phelidir: stemirem heyvsn nrn Koy desinler Pir Budan b var (Rahimov, 1986: 5) Cihnh hakknda ok menfi ifadeler kullanan ve Cihnhla olu Pir Budak arasnda cereyan eden olaylar deerlendiren Devleth, Pir Budak hakknda vc sfatlar kullanr (Devleth, 1977: IV, 537). Pir Budakn airlii hakknda en derli toplu bilgiyi, kaynaklardaki verileri deerlendiren Kurbanov verir. Onun Heratl Fahri ve Devlethn tezkirelerine dayanarak verdii bilgiler, Pir Budakn Trke iir yazdna dair herhangi bir tespiti ihtiva etmemektedir (Kurbanov 1990; 143-151). Karakoyunlu hanedan iinde Cihnh ve olu Pir Budaktan baka skenderin iki kznn; ryi ve h Sarayn da air olduklarna dair kaynaklarda bilgiler vardr. (Uzunarl, 1984: 224; Smer, 1984: 143). Ancak ne Uzunarl ne de Smer bu bilgiyi nereden aldna dair bilgi verir.
62

Macit, Karakoyunlular Dneminde Sanat Hayat

Akkoyunlu dneminde yazlan Trke edeb eserlerden elimize ulaanlarn saysnn, Karakoyunlular dnemine oranla daha fazla olduunu yukarda belirtmitik. Akkoyunlu dneminde yetien airler sz konusu olduunda Tebrizli Ahmed, Hidayet, Kiver, Habib, Tebrizli Hatay gibi airler ve eserleri bir rpda saylabilir. Ayrca Akkoyunlu Yakup Beyin himayesinde eser veren Trk airlerinin ve Baba Figan, Ehl-i iraz ve Molla Cm gibi Farsa syleyen airlerin onun hakknda yazdklar bilinmektedir. Farsa ve Trke iir syledii kaynaklarda ifade edilen Yakup Beyin hlihazrdaki bilgilerimize gre Trke iiri tespit edilememitir. Oysa Karakoyunlu Cihnhn Farsa ve Trke iirlerinden oluan mrettep divan elimize ulam olmasna ramen onun hakknda iir syleyen airler arasnda sadece Molla Cmyi biliyoruz. Molla Cam sadece Cihnhla deil, Akkoyunlu hanedan ile de iyi ilikiler kurmu, hatta Uzun Hasan dneminde Tebrizi ziyaret etmi, Sultan Yakup hakknda iirler sylemitir. Bylece geni bir corafyada tannan Molla Cm, sufi ve air kimliiyle Hseyin Baykarann Heratta gerekletirdii hamleye katkda bulunmu, Herat bir cazibe merkezi olmutur. Herat, bugnk Afganistan snrlar iinde bulunan tarih ehirlerden biridir. lhanllar zamannda tahrip edilmi olmasna karn srekli nemini korumu bir ehir hviyetiyle Timurlu mirzalarn zaman zaman ynetim merkezi konumuna ykselmitir. Bilhassa Timurun lmnden sonra varisleri arasnda hzlanan siyas rekabetin ardndan Hseyin Baykarann sulh ve skn ortamn salamasyla birlikte Herat iir, musiki, hat, nak ve ciltilik gibi sanat dallarnda ayr bir slbun merkezi olmutur. Hseyin Baykarann muhitinde yaayan lim ve sanatkrlarn kaydettikleri irtif, dier kltr ve sanat merkezlerindeki sanatlarn imrenecekleri bir dzeye erimitir. Hseyin Baykarann bilhassa Molla Cm (.1482) ve Ali ir Nev (.1501) ile kurduu mnasebet, Osmanl airleri tarafndan ynetici-sanatkr ilikisinin gzel bir modeli olarak alglanm ve takdim edilmitir. Ayn zamanda bu iki usta air, Nev ve Cm kendi muhitlerini aarak Karakoyunlu ve Akkoyunlu Trkmenlerinin himayesinde bulunan Tebrizdeki sanatkr ve devlet adamlaryla iliki kurduklar gibi Osmanllarla da iyi ilikiler iinde olmulardr (avuolu, 1976: 75-90; Macit, 1995: 519-29). Balangta Celyirli Ahmedin emiriyken olu Pir Budak araclyla egemenliine meruiyyet kazandran Kara Yusufun, Timurlularn egemenli63

bilig 2002 K Say 20

i altndaki corafyada siyasal bir gce erierek kendisine bal Trkmen airetleri arasnda birlii salamasyla ayn corafyada Karakoyunlularn pek uzun srmeyen tarihleri balamaktadr. Karakoyunlularn Tebrizi merkez yaparak douya ynelmeleri Azerbaycan topraklarnda Trkmen nfusun artmasn salarken, daha sonra Akkoyunlu-Osmanl ve SafevOsmanl mcadelesi de bilhassa gebe Trkmenlerin ran corafyasnda yerlemelerine sebep olmutur. Timurlularla mcadele etmelerine ramen bu corafyada kltrel etkileimin salanmasnda Tebriz, ynetim merkezi olarak devralnan mirasn ok iyi deerlendirildiini gsterir. yle ki Cihnhn airlii hakknda, yetersiz de olsa, ilk bilgileri Herat tezkirecileri verir. Ali ir Nevnin Meclisindeki Cihnh Mirza dag ir ayturd cmlesi, Devlethn Cihnh aalamakla birlikte onun airliine ilikin tespitleri ve nihayet Molla Cmnin onun hakkndaki iirleri bir arada deerlendirildii zaman Hakknin air kimlii az ok belirginlik kazanmaktadr. Hatta Herat tezkire yazarlarndan Molla Cmnin Cihnh hakkndaki iirleri, onun airlii hakknda bilinen en nemli vesika hviyetini uzun zaman korumutur (Hikmet, 1991: 53-57). Tebriz-Herat hattnda kltrel ilikilerin gelimesinde Cihnhn Herata kadar bir sefer dzenlemesi, ancak oullarndan bekledii yardmn gelmemesi zerine geri ekilmesiyle sonulanan siyasal ilikilerin de rol vardr. Cihnhn Herat seferi siyas tarih asndan deerlendirildii halde Cihnhn ve olu Pir Budakn dnlerinde beraberlerinde getirdikleri lim ve airlerin Tebrizdeki sanatkrlarla kurmu olabilecekleri muhtemel ilikiler zerinde durulmamtr. Orta ada ynetici elit zmrenin siyasal iktidarlarn etraflarnda himaye ettikleri sanatkrlarn eserleriyle pekitirdikleri bilinen bir husustur. Bu bakmdan Pir Budakn beraberinde Ben gibi mehur sanatkrlar getirmi olmasn szn ettiimiz gelenein bir sonucu olarak grmek gerekir. Gebe Trkmenlerin Karakoyunlu idarecileri ile Fars kkenli elit sanatkr zmresi arasndaki ilikileri dnemin edebiyatndaki Fars etkisini izah etmek asndan da dikkate deer bir durumdur. Cihnh dneminde ranl bilim ve sanat adamlarnn himye edilerek rahat bir hayat yaamalar kadar, Molla Camnin hem Osmanl sultanlar hem de Karakoyunlu ve Akkoyunlu Trkmen devlet adamlarnn tevecchlerine mazhar olmas basit bir hayranlktan te, yneticilerin siyasal iktidarlarn hretli lim ve sanatkrlar himaye etmek suretiyle pekitirmek arzularndan kaynaklanmaktadr.
64

Macit, Karakoyunlular Dneminde Sanat Hayat

Ne var ki Karakoyunlular yaadklar corafyada merkez otoriteyi glendirecek kurumlar zamannda oluturamamlardr. Geri Cihnh, merkez idareyi glendirmek iin baz giriimlerde bulunmu, 1465 ylnda Tebrizde Muzafferiye Medresesini kurmutur. Muzafferiye Medresesinde ders veren ve yetien kltr ve sanat erbabnn daha sonra Akkoyunlular dneminde, zellikle kltr ve sanat adamlarn himaye ettiini bildiimiz Yakup devrinde de bu kltr merkezinde faaliyet gsterdikleri malumdur. Muzafferiye Medresesinin mderrislerinden Cellddin Devvnnin Akkoyunlular dneminde himye edildiini ve Osmanl ulemas tarafndan da tanndn biliyoruz. Cihnhn yaptrd Muzafferiye Cami ve Medresesini glgede brakacak olan Nsriye Cami ve Medresesini 1484 ylnda yaptran Yakup Bey, retbd baheleri, Het-behit saray, han, hamam ve su kanallaryla Tebrizi daha mamur bir ehir haline getirmitir. Akkoyunlu Yakubun edebiyat, bilim ve gzel sanatlar zerindeki himayesi, Tebrize uluslar aras bir n salamtr. 875/1470te Ebubekir Thrnnin Diyarbekriyye adl eseriyle balayan saray tarihilii Fazlullah Hunc-Isfahannin Emin adl eseriyle daha yksek bir dzeye ulamtr. irazl Ehl, Baba Figan ve Bn kendileri de birer edebiyat dkn olan Yakup ve Gazi sann tevikleriyle serpilen airler evreninin nde gelen yldzlar arasndayd. Bu airlerin Fars iirinin Hint esinli tasavvuf biimleniine katkda bulunmu olmalar muhtemeldir. Dahas Hseyin Baykarann Herattaki saraynda yaayan sufi air Cm, baz vesilelerle Yakupla yazmakla kalmam, Salaman u Absal adl mesnevsini de Sultan Yakup adna dzenlemitir. Ayrca Nev, Akkoyunlu Yakup hakknda bilgi verirken Trkmen seltini arasnda anung dik pesendde ztlg ve hamde sfatlg az bolgandur, eklinde samimi ifadeler kullanmtr (Nevi: 686a). 15. yzylda Tebriz ve Heratta Fars ve Trk sanatkrlarca gelitirilen sanat dallar stanbulda Osmanl devlet adamlarnn da dikkatini ektii gibi Molla Cm ve Devvn gibi alarn aan bilgin ve airlerin de Osmanl sultanlar adna eser telif ve tertip etmelerine sebep olmutur. Herat ve Tebriz gibi baka kltr merkezlerinde yaayan airlerin en azndan bir ksmnn daha sonra Osmanl devlet adamlarnn himayelerinde hayatlarn srdrdkleri bilinmektedir (Kurnaz, 1999: 199-207). Akkoyunlu ve Karakoyunlu hakimiyetindeki corafyada balangta bir tarikat olarak faaliyet gsteren Erdebil tekkesinin nl eyhlerinin daha sonra si65

bilig 2002 K Say 20

yasal amalarna ulatklarnda mezhep ayrmasnn neticesi olarak Snn sanatkrlara hayat hakk tanmam olmalar bu g hzlandran nedenlerin banda gelir. Osmanl-Safev mcadelesinin srd bu topraklarda deiik metotlarla, takiyye yoluyla faaliyet gsterenlerin yan sra tercihini aka yaparak yaad muhitten ayrlan sanatkrlarn yeni muhitlerinde karlatklar slplar etkiledikleri muhakkaktr. Nitekim Hind slbunun ortaya kmasnda Safev basksndan bunalan sanatkrlarn byk lde katklarnn olduu iddia edilmektedir. Anadolu sahasnda ilk rn veren air ve yazarlarn Horasan kkenli ahsiyetler olduu bugn artk hibir kukuya yer brakmayacak ekilde aratrlmtr. Dehhn, Hoca Mesud, Mevln gibi ahsiyetler Horasandan Anadoluya gen nemli simalardr. Ayrca Seluklu tarihinde ok nemli bir muhalefet hareketinin ncs Baba lyasn soyundan gelen k Paann Osmanl devlet adamlaryla kurduu iliki, hatta Akpaazdenin Osmanl tarih yazclnn, en azndan imdilik, bilinen ilk ismi unvann tamas siyasal otoritenin salad ideolojik dnm gstermesi bakmndan nemlidir. Bu dnemde Osmanl devlet adamlarnda ve airlerinde ok doal olan tarih kken ilgisi Dou Trkesinin tabi kullanmn gerektirecek dzeydedir (Gzel, 1991: 164-171). stanbulun fethinden sonra Osmanllarn itibar edilebilir bir ecere oluturma gayretleri, Akkoyunlu Uzun Hasann Trkmenler zerindeki kken birlii iddiasndan kaynaklanan nfuzunu zayflatma abalar ile btnleince Osmanl aydnlar arasnda teden beri var olan Trkistan ilgisi belirgin bir ekilde artmtr. Bu ilgi, siyasal otoritenin meruluk kazanmasyla birlikte giderek kken birlii iddiasndan ziyade kltrel ve estetik anlay bakmndan bir etkileimi dourmutur. Ali ir Nevnin Dou Trkesini edeb dil olarak zirveye karmasyla birlikte Osmanl airlerinin aatayca gazeller sylemeleri bu etkileim meselesinin sonucudur (Birnbaum, 1976: 158-170). Osmanl airlerinin aatayca iirleri bata Kemal Eraslan ve Osman Fikri Sertkaya olmak zere baz aratrmaclar tarafndan yaynlanmtr (Kurnaz, 1999: 44). Osmanl airleri, rnek aldklar ranl airlerin yannda Nevnin de adn anmlardr. Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Osmanl yneticilerinin, siyasal bir tehdit oluturmamak kaydyla, tasavvuf muhitlerle kurduklar karmak ilikiler Herat-Tebriz-stanbul hattnda Trk kltr ve edebiyatnn gelimesinde etkili olmutur. Bu geni corafyada eitli heteredoks zmrelerin ok
66

Macit, Karakoyunlular Dneminde Sanat Hayat

rahat dolatn, kltr ve sanat alannda tayc fonksiyonu stlendiklerini unutmamak gerekir. Sufi evrelerin deien iktidar artlarna ayak uydurma konusundaki esneklikleri, yerel idarecilerin iktidarlarn suf ve sanatkr zmrelerin desteiyle takviye etme arzularyla rtnce hetorodoks zmrelerin deiik adlar altnda faaliyet gstermeleri kolaylamtr. Pek ok Hurf airin Anadoluda Bektailer ve dier corafyalarda Kalenderiler iinde ok rahat hareket ettikleri bilinmektedir. Hseyin Baykarann saraynda Nakibend geleneini vahdet-i vct nazariyesi erevesinde yorumlayan sufilerin tesiriyle kendisi de ayn nazariyenin senkretik bir yorumcusu olan Molla Cm (Algar, 1991: 1-20), Erdebilde eyh Safi derghnda faaliyet gsteren Safev eyhleri, zellikle Tebrizde Fazlullah Hurfnin ahsnda adeta yeni bir Mansr yaratan mistik tecrbeler btn sanatlar olduu gibi iiri de derinden etkilemitir. Anadoludan bu muhitlere gidip sufi retinin kurallar ierisinde yetikinlie ulaan ahsiyetlerin uygun zemin bulunca gerekletirdikleri propagandalarn diyr- Rm airlerinin eserlerine vahdet-i vcutu bir renk katt muhakkaktr. Molla Cmden esinlenen Molla lah; Fazlullah- Esterbdnin mridi Nesim ve Aliyl-al, onlarn Anadoludaki takipileri Firiteolu ve Refi gibi Hurfi airler Osmanl sahasnda kendilerini ifade edebilecek imkn bulmulardr. Hatta Nesim Anadoluda ve Rumelide yetien pek ok airi etkileyerek gl bir Hurfi edebiyatnn serpilip gelimesinde etkili olmutur (Mlikof, 1994: 183-198). Bu ilikiler zaman zaman siyasal iktidarlar tarafndan da tevik edilmitir. Osmanl padiahlar Fatih Mehmed, Yavuz Selim ve Kanun Sleymann sanatkrlar himaye etmek hususundaki gayretleri ve istikrarl ynetimleri 15. ve 16. yzyllarda bilhassa ran corafyasndan Anadoluya airlerin gn hzlandrmtr. Fakat, merkez otoritenin sarsld devrelerde Anadoludan bilhassa Akkoyunlu ve Safev merkezlerine doru bir akn olduu da kaynaklarda ifade edilmektedir (Smer, 1999: 4 ). Teke yresinde ba gsteren ah Kulu ayaklanmasnda olduu gibi merkez otoriteyi tanmayan kenardaki oymak ve airetlerin Safev sarayn snlacak bir merci olarak grdkleri bilinmektedir. Dolaysyla Safev saraynda Trke iir syleyen kzlba airlerin en azndan bir ksmnn Anadoludan gen Trkmenler olduunu biliyoruz. Ama ne yazk ki, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Safev merkezlerinde yazlan Trke eserlerin ok az bir ksm elimize ulamtr. Eseri elimize ulaan air ve yazar67

bilig 2002 K Say 20

larn deerlendirilmesi de Anadolu airleri zerindeki tesirleri orannda olmutur. Bilhassa Akkoyunlu ve Safevlerin hakimiyet alanlarnda yetien airler Horasan ve Anadolu arasnda kpr konumundadrlar. Bunu eserlerindeki dil hususiyetleri de gstermektedir. Herat-Tebriz ve stanbul gibi merkezlerde kmelenen sanatkrlarn yakn evrelerini etkileyerek dnemlerinin anlayna uygun slplar gelitirdii bilinmektedir. zellikle nak ve cilt sanatyla ilgili almalarda salkl analizleri yaplan slp ayrmalarnn ve etkilerinin iir ve dier gzel sanatlar iin de geerli olduu muhakkaktr (Grube 1969:105-107; Aslanapa 1995: 513-515). Nitekim Sultan Yakubun saray airi ve Safev saraynn melik-uars Habb, stanbula geldiinde Osmanl tezkire yazar k elebi onun hakknda ekser-i edlar Acemne ve hilf- slb- ury zamnedr, diyerek slbundaki farklla iaret etmektedir (Kl, 1994: I, 302-3).

Sonu
Btn sanat dallarnda grlen bu gelimeler, etkileimler ve ortaya kan slplar kltrel iletiimin siyasal iletiimden daha derinlerde olduunu gstermektedir. Karakoyunlular ran, Irak ve Arrnda bir buuk asrdan daha fazla devam etmi olan Mool egemenliine fiilen son vermek suretiyle bu corafyada Trkmen nfuzunu yeniden tesis etmilerdir. Ayn corafyada siyasal istikrar saladklar devirlerde devraldklar miras iyi deerlendirmi, eitli sanat dallarnda, az sayda olsa bile, nemli eserler vererek Trk kltr ve sanat hayatnn devridaimi ierisinde Herat ve stanbul arasnda bir kpr grevi stlenmilerdir.

Kaynaklar
ALGAR, Hamid (1991), lk Dnem Nakibend Geleneinde bn Arabnin zleri, ev. Salih Akdemir, slm Aratrmalar, V, (1), 1-20. ALTUN, Ara (1996), Gkmescid, TDV slm Ansiklopedisi, XIV, 142-143. ASLANAPA, Oktay (1995), Orta Asyada Cild Sanat, Erdem, VII, (20), 505-517. BARDAKI, Murat (1986), Maragal Abdlkadir, stanbul. BIRNBAUM, Eleazar (1976), The Ottomans and Chagatay Literature, Central Asiatic Journal, XX, 157-190.
68

Macit, Karakoyunlular Dneminde Sanat Hayat

AVUOLU, Mehmed (1976), Kanuni Devrinin Sonuna Kadar Anadoluda Nev Tesiri zerine Notlar, Atsz Armaan, 75-90. AY, Abdulhalk (1992), Karakoyunlular, Trk Dnyas El Kitab, I, 344-348. FT, Cemil (1997), Maktul airler, stanbul. DEVLETH (1977), Devleth Tezkiresi, Haz: Necati Lugal, stanbul. FAHR- Herev (1345), Ravzats-seltn, Haz. Hayyampr, Tebriz. GRUBE, E. (1969), Herat-Tebriz-stanbul, The Development of a Pictorial Style, Essays for Basil Gray, Ed. R. Pinder-Wilson, 84-109. GZEL, Abdurrahman (1991), Kaygusuz Abdaln Bilinmeyen Bir aatayca Gazeli, Trk Kltr Aratrmalar (kr Eline Armaan), Yl XXIX/1-2, 164-171. HKMET, Ali Asgar (1991), Molla Cami, ev. M. Nuri Gencosman, stanbul. NAL, Gner (1995), Trk Minyatr Sanat, Ankara. KILI, Filiz (1994), Meir-uar (nceleme-Tenkitli Metin), Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Doktora Tezi, Ankara. KILI, Orhan (1997), XVI. ve XVII. Yzyllarda Van (1548-1648), Van. KONUKU, Enver (1993), Cihn h, TDV slm Ansiklopedisi, VII, 536. KPRL, M.Fuat (1928), XVI. Asrda Bir Azeri airi, Hayat Mecmuas, IV, 82, 2-3. KURBANOV, G (1990). Porseyazne Literaturnoe Nasledie Turkmen v XIVXV vv. Akabat. KURNAZ, Cemal (1999), Trkiye-Orta Asya Edeb likileri, Ankara. MACT, Muhsin (2000), Cihnh ve Trke iirleri, Bilig, 13, (Bahar), 919. MACT, Muhsin (1995), Molla Cmnin Osmanl Edebiyatna Tesiri-I, Erdem VII, (20), 519-529. MAHMUD, Gssou (1993), Tebrizdeki slm Mimar Eserleri, Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Yksek Lisans Tezi, Ankara. MAZZAOUI, Michel M.(1972), The Origins of the Safawids, Wesbaden. MLKOF, rne (1994), Astar-bdl Fazlullah ve Hurfliin Azerbaycanda, Anadoluda, Rumelide Gelimesi, Uyur idik uyardlar, ev. Turan Alptekin, 2. bs., stanbul. MINORSKY, Vladimir (1970), Karakoyunlu Cihan ah ve iirleri, ev. Mine Erol, Seluklu Aratrmalar Dergisi, II, 153-180.
69

bilig 2002 K Say 20

NEV, Ali ir, Meclisn-nefis, Topkap Saray Mzesi Ktp. Revan 808. ZTUNA, Ylmaz (1988), Abdlkadir Meri, Ankara. RAHMOV, Ebulfez ve dierleri (1986), Cahanah Hakiki, Bak. SAVORY, Roger (1987), Studies on the Hstory of Safawid ran, London. SZEN, Metin (1981), Anadoluda Akkoyunlu Mimarisi, stanbul. SMER, Faruk (1989), Akkoyunlular, TDV slm Ansiklopedisi, II, 270-274. SMER, Faruk (1984), Karakoyunlular, 2. bs., Ankara. SMER, Faruk (1999), Safev Devletinin Kuruluu ve Gelimesinde Anadolu Trklerinin Rol, 2. bs., Ankara. TOP, Mehmet (1999), Erci Zortul Kmbeti, Dnyada Van, 16, 23-26. ULUAM, Abdsselam (2000), Ortaa ve Sonrasnda Van Gl evresi Mimarl I: Van, Ankara. UZUNARILI, . Hakk (1984), Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, 3. bs., Ankara. VARLIK, Mustafa etin (1994), Karakoyunlular, Doutan Gnmze Byk slm Tarihi, VIII, 441-484. WOODS, John E.(1993), 300 Yllk Trk mparatorluu Akkoyunlular, ev. Sibel zbudun, stanbul. YINAN, Mkrimin H.(1945), Cihnh, slm Ansiklopedisi, III, 173189.

70

Art Life in The Period of Karakoyunlular

Assoc. Prof. Dr. Muhsin MACT


Yznc Yl University Faculty of Arts and Sciences Abstract: Karakoyunlular which comes up on the stage as a Turkoman principality depending on Celayirliler in Erci and its environment in the north of Lake Van in the last quarter of 14th century founded a state in this area being tranferred into the sovereignity of Timurid later on and they broadened their frontiers up to Herat in the period of Cihanah (1438-1467). Karakoyunlular reigning almost a century accepted the sovereignity of Akkoyunlular in the period of their last ruler, Hasan Ali, after Cihanah was killed by the forces of Uzun Hasan of Akkoyunlu in 1467. Even though they were permanently in a struggle against the Timurid state, they established amicable relations with the Ottomans. Despite the political struggles between the Turkish states, they created original works on poetry, music, architecture, calligraphy, embroidery etc. under the protection of the Ottoman, Timurid and Turkoman rulers and with their participation on the line of Herat-Tabriz-Istanbul. Cultural and art activities accelerated in the centers like Tabriz, Baghdad and iraz with the contributions of Cihanah and his son Pir Budak Cultural heritage of Turkomans of Karakoyunlu was transferred and delivered to their successor, Akkoyunlular, and in Turkish art history, the style called Turkoman style was brought up. This style was carried out by the artists in the Safavi palace in the 16th century. Key Words: Karakoyunlular, art, Turkoman style, Tabriz

71

72

Mifik Dncd Rasionallq: BilqamsDd Qorqud lmzliyi


Do. Dr. smail mrolu
Azrbaycan Milli Ensiklopediyasnn Ba direktoru
zet: Dnyann ksr xalqlarnn mifologiyasnda insann yaranmas, hyat v lm bard dnclr mhm yer tutur. Tbitin, dnyann v insan mnasibtlrinin yrnilmsind r qvvlrl mbariz, qorxunc qvvlr qlb alma, lm uzaqladrma motivlrindn i sjetlrindn istfad olunmudur. Sz v tsviri sntd mvzu, kompozisiya mhz bu cr msllr trafnda qurulmu, insan hyatnn lm qar arpma biimlri bdii. konfilikt evrilmidir. Trk mifologyasnda da lm anlay bard mumi v frqli flsfi dnclr formalamdr. lm v lmszlk anlay Gytrk yazl abidlrind, Dd Qorqudda v mxtlif fsanlrd dn-dn qeyd olunmudur. Trk-Azrbaycan mifologiyasnda insann glcyi, sabah su il, yalliqla baldr. Dirilik suyu anlam da buradandr. Su hyatdr, dirilik bx edndir v hm d lmszlyn balancdr. Bilqams dastannda, lmszly qovumu qhrman - Utnapiti uzaqlardak dyalarn irisind bir adada tsvir olunur. Yni su onu lmdn ayr saxlayr. Dd Qorqud da lmdn qamaq n suya z tutur, adada yaayr. Tarixd v mifologiyada Dd Qorqud lmzliyi hm d qopuzla bali gstrilir. ski mifik tsvvrlr gr, musiqi o bri dnya il - ruhlar almi il, gylrl bali idi v ona gr d sehrli qvv saylirdi. Musiqi dinlrkn insan zndn ayrlr, xyaln ruhlar almin qovuur, ilahi qata ykslir. Trk-ouz mifik dncsin gr ilahi qat gylrdir v ruhlarn sas hyat oradadr. Sonuc olaraq dey bilrm ki, tarix qdrki dvrlrd, mifoloji mhitd insan dncs, zkas mrn uzatmaq, lmszly atmaq istyi il maraql axtarlar aparm, bu bard mrkkb v maraqli inanc sistemi yaratmdr. Ouz-Trk mifoloji fikrind meydana gln idraki qnatlr bdiyytin, lmzliyin yollar, ona atmaq n mbariznin formalar bard fsan, nal v dastanlar yaradlmas n sas olmudur. Anahtar Kelimeler: Turk mifologiyasi, Bilqamis dastani, Goyturklerde olyum ve ruh, qopuz, dirilik suyu.

bilig K 2002 Say 20: 73-88

73

bilig 2002 K Say 20

Dnyann ksr xalqlarnn mifologiyasnda insann yaranmas, hyat v lm bard dnclr mhm yer tutur. Tbitin, dnyann v insan mnasibtlrinin yrnilmsind hmi r qvvlrl mbariz, qorxunc qvvlr qlb alma, lm uzaqladrma motivlrindn v sjetlrindn istifad olunmudur. Sz v tsviri sntd mvzu v onun sas kompozisiyas mhz bu cr msllr trafnda qurulmu, insan hyatnn lm qar arpma biimlri bdii konfilikt evrilmidir. Trk mifologiyasnda lm anlay bard mumi v frqli flsfi dnclr formalamdr. nsann Gylrdn glmsi v lrkn Gylr kilmsi fikrin, habel ruhun varlna inam bslnilmidir. Gytrklrd lm Ua barmaq, yni uaraq Gylr getm kimi baxlrd. Onlar ruhun uub Tanr qatna getdiyin inanrdlar. Gytrklrd lm, ruhun gylr umas qalmaz v grkli hadis saylmdr. lm v lmszlk anlay Gytrk yazl abidlrind, Dd Qorqudda v mxtlif fsanlrd dndn qeyd olunmudur. lmszlk yalnz Tanrya mxsusdur. Tanrnn yaratd insan lmldr v lrkn onun ruhu Gylr qovumaldr. Aildn, dost tandan v hyatdan ayrlma kvrk anlam dam v Trk trlrind bu ayrln xsusi yeri olmudur (gel, 1998). Trk-Azrbaycan mifologiyasnda insann, mrn glcyi, sabah su il, yallqla baldr. Dirilik suyu anlam da buradandr. Su kimi uzunmrl ol, Drdini suya syl deyimlri d bu inamdan yaranmdr. Su hyatdr, dirilik bx edndir v hm d lmszlyn balancdr. Bilqams dastannda, lmszly atm qhrman - Utnapiti uzaqlardak dryalarn irisind bir adada tsvir olunur. Yni su onu lmdn ayr saxlayr. Dd Qorqud da lmdn qamaq n suya z tutur. Artq lmn yaxnladn grn Qorqud hara qarsa, ona qbir qazldn grr. Axrda... Dd Qorqud lmdn yaxa qurtarmaq n ayn zrin xala srir v orada qopuzunu alr(Seyidov, 1989). Xzr haqqnda fsanlrd onun lmdn qaaraq Qaf dana glmsi tsvir olunur. Burada Xzr sd gln rast glir, zn atlar grr; gl rab tkr, atlar Srxo olanda Xzr onlardan ikisini tutur(Uraz, 1967). Bellikl, mqdds atlar Xzrn lmdn qurtulmasna yardm edir. fsan74

mrolu, Mifik Dncd Rasionallq: BilqamsDd Qorqud lmzliyi

lrd Xzr a v boz at stnd tsvir olunur. Bu atlar da ilahi soykkdn olduqlarna gr lm onlara yaxn d bilmir. mumiyytl, lmszlk btn hallarda su il balanr. Su yallqla, torpaqla bal olduuna gr insann ikinci hyata, torpaa v suya qovumasnn da mifik anlam vardr(Radlov, 1893). lmk, suya qovumaq, yaa (yas) - yala qovumaq, tz, yeni (yni can sulu) anlamn verir(Scyidov, 1983). Bzi dnya xalqlarnn mifologiyasnda lm insann hyatdak faliyytinin nticsi olaraq dyrlndirilir. Yni, insan hyatn dzgn yaamr, gnah edir, bunun nticsind o, lm mhkum olunur. Bilik sahibi olan insan is hyat drk edrs susuz yaaya v lmdn azad ola bilr. Bu is ox tin olduuna gr hr insana nsib olmur. Bibliya fsanlrind v rq xalqlarnn mifologiyasnda n tmiz hyat srn, tanrlarn qoyduu qanunlara tam uyan insanlardan barmaqla saylas qdr az xslr lmszly nail olmudur. Bunlardan biri Bibliyadak Nuhdur. Nuh Gylr sadiq olduuna gr, lmzliy layiq bilinir. Yalnz Nuha tvsiy olunur ki, dnya daqnndan z qohum-qrbas il sa-salamat xsn. umer mifologiyasnda da bu bard shbt gedir. Maraqldr ki, umer dastanlarnda, xsusil Bilqams dastannda lml mbariz, lmn aradan qaldrlmas bard dnc Bilqams xsusi dndrr. Mdrikliyi il cmiyytd yksk sviyyy qalxan Bilqams - hr ey qalib gln, hr eyi biln n aqil insan birdn-bir lm qarsnda zn aciz, gcsz hesab edir v lm aradan qaldrmaa alr. Ona bildirirlr ki, hyatda lmszly yalnz bir insan - Utnapiti nail olub. O da uzaq bir lkd - Gndoan lksind yaayr. Bilqams Utnapitini axtarmaa xr. Gec-gndz yol gedir v onu tapr. Burada maraql mhakim, mlahiz il zlir. Utnapiti ona bildirir ki, insan tanrlar trfindn lri olaraq yaradlr. Yni bir gn dnyaya gldiyi kimi, bir gn d dnyadan getmlidir. Hyatda, uzun mddt yaamaq oxlu zablar, ziyytlr grmk demkdir. Utnapiti Bilqamsa tvsiy edir ki, o, bu fikrindn l ksin, geri qaytsn, xalqna qovusun, xalqnn firavan yaayna, xobxt glcyin nail olsun. Onun xalqnn xobxt yaamas Bilqams n n yksk mkafat ola bilr. Bir szl, lmszlmsi75

bilig 2002 K Say 20

he nyi dyidir bilmz. Xalqn xobxt yaamas is bundan daha hmiyytlidir. Ayrlarkn hdiyy olaraq Utnapiti Bilqamsa bir bdiyyt iyi balayr. Bilqams da hmin iyi xalqna gtirmk istyir, lakin yolda ik ilan trfindn ourlanr v bellikl, bdiyyt iyinin vercyi bdi hyat Bilqamsa v onun xalqna nsib olmur. Burada insann taleyi, hyatn glcyi il bal flsfi dnc diqqti clb edir. Dd Qorqud kimi Bilqams da (slind Bilgmi) da hr eyi bildiyin gr sevilib hrtlnir. Onlar halinin, dvltin glcyini dnrk tdbirlr grrlr, dvltin, hrin, idariliyin, bahadrln, qayda-qanunun sasn qoyurlar. Ona gr d biri Dd, o biri Bilgmi titulu qazanr. Bilqams sas cht baqalarndan frqlrndirir: 1. lahi kk ballq; 2. Yenilmz gc; 3. Drin bilik, al v zka. Bilqamsn ilahi kk ball bard dlillr is onu cmiyytd yenilmz v qdrtli etmidir. Onun atas dvlt bas, gcl hakim, anas is Gn tanrs Utunun davamsdr. Dastann balancnda Bilqams phlvan kimi tqdim olunsa da, onun n mhm chti kimi al v biliyi n kilir. umer tarixini aradran alimlr cdad, asaqqal, qhrman, bahadr mnalarn vern Bilqams sznn hl.. oz zmansind ilahildirildiyini qeyd edirlr(Dyakonov, 1990). Digr aradrclar is umer dilindki bilg (blg) szn izah verrkn onun qdim, prototrk-monqol dillrindki variantlarn mqayisy clb edir v bu szn dlil, lamt, nian, yazmaq, ncdn sylmk, xbr vermk (hadisni), sirri amaq, mdriklik v s. anlamlarn gstrir (aqdurov, 1980). Onlar Orxon abidlrin saslanaraq, 7. yzild qdim Trk xaqanlarnn Bilg xan (yni mdrik xan) titulu dadn qeyd edir, mqayis n L. Danzann,, Altan tobi srindki(Danzan, 1973) SngmBelge adnn da trkc mdrik srkrd anlamnda olduunu bildirir. Monqol tarixinin grkmli tdqiqatlar da bilgnin feodal titulu olduunu gstrir(Vladimirtsov 1934). Htta vaxtil ingiz xann nanc Bilg xan titulu dadn da xatrladrlar. Grnr, hkmdar kimi mhur olan Bilqams da bel bir titula sahib olmudur. Tdqiqatlar Bilqams Uruk hrinin I slalsinin V hkmdar hesab edirlr (e.. 27. yzilin sonu - 26. yzilin vvllri). Urukun III slalsinin arlar siyahsnda Bilqamsn ad gerk bir xs kimi, hakimiyyt mddti is 126
76

mrolu, Mifik Dncd Rasionallq: BilqamsDd Qorqud lmzliyi

il qeyd olunmudur. Mtnlrd Bilqams Uruk hakimi Luqalbandann v ilah Ninsunun olu, Gn tanrs Utunun (ut - od anlamndadr) trmsi saylr. Hakimliyin v ilahi gcn o dvr gr flsfi baxmdan saslandrlmas da grnr, ictimai fikrin tlbindn irli glmidir. Grnr, r qvvlr qar mbarizsi, byk qlblri onu lmndn sonra mifik qhrman kimi mhurladrmdr. E.. ll minildn Bilqams o biri dnyann hakimi, insanlar r qvvlrdn - blisdn qoruyan phlvan, habel hrsalmann, qala ina etmnin banisi saylrd. Urukun n gcl, n mhur qhrman olan Bilqams haqqnda be umer epik nmsi zmanmiz glib atmdr. Bunlardan biri Bilqams v lmzlr da adlanr. Bu nm-dastanda Bilqams gnc dy dstsinin banda dayanr, rfli ad qazanmaq n dalara gedir. Sidr aacnn himaydar qorxunc Huvava (Humbaba) il dyr, silahdalarnn kmyi il onu ldrr. Bilqams v gy kz dastannda ilah itarn qorxunc gy (sma) kzn Uruk hri zrin gndrmsindn v Bilqamsn onu ldrmsindn danlr. Bilqams, enkidu v yeralt dnya dastannda Bilqamsn ilah itar xahii il onun z banda kdiyi sehrli Huluppu aacnda mskunlam nhng Anzuda quunu qovmasndan v sehrli ilan ldrmsindn bhs olunur. Aacn kk v budaqlarndan pukku v mikku (tbil v tbil ubuqlar) dzldirlr. Lakin ubuqlar gedib yeralt dnyaya dr. Bilqamsn qulluqusu enkidu onlar xarmaq istyir, lakin Bilqamsn ovsunlarn, sehrli mslhtlrini yerin yetirmdiyin gr, hmilik yeralt dnyada qalr. Burada diqqti kn msllrdn biri d odur ki, Bilqams yalvarlarla Enkidunun ruhunu yerin altndan xarmaa nail olur. Enkidu iql dnyaya dndkdn sonra z aasna yeralt - qaranlq dnyadan, oradak llrin midsiz v kdrli hyatndan shbt ar. Bu sjet Azrbaycan nallarnda da xatrlanan gedr-glmz, qaranlq dnyaya sfr epizodlarn xatrladr. Mlikmmmdin qaranlq dnyaya db geri glmsi d insann mnvi dnyasnn tmizliyi, Tanrya v insana sdaqti. Bilqams yeralt dnyada (yaxud Bilqamsn lm) dastannda Bilqams yeralt dnyann sahibi Erekiqala v onun riyytini tkil edn tan77

bilig 2002 K Say 20

rlara hdiyylr gtirir. Yeralt dnya il laq, oraya gedib geri dnmk nhayt, Bilqamsa da nsib olur. Bilqamsn Tanr il ball, laq qurma imkanlar onun baqa insanlardan frqli v stn chtlrini gstrir. Btn bu chdlr is insann Tanr gcn malik olma xsusiyytlrindn irli glir. Bel xsusiyytlr malik olduuna gr Bilqams qhrman olur, hakimiyyti l alr, cmiyyti nizama salr, insanlar idar edir. Btn bunlarla yana Bilqams xsiyyt v obraz kimi cmiyyt irisind yetimi varlqdr v onda insan mhitin xas olan chtlr oxdur. lkin tsvirlrd o mhz bu cr gstrilmidir. Yni ilahi tmli olsa da, ilahi gc Bilqams sonradan qazanmdr. Onun ox qvvtli, hikkli v trs adam olmas, adamlar ox ar id almaa mcbur etmsi, hr trafna qala kdirmsi, haliy divan tutmas, baqalarnn arvadlarn qarmas, xalq cana doydurmas kimi xasiyytlri cmiyytd formalaan xsusiyytlrdir. Bilqamsn sonrak taleyi tanrlarn itirak il tnzimlnir. halinin tvilrini, ikaytlrini v tanrlarn xahiini nzr alan ilah Aruru Bilqams ram etmk n vhi adam - Enkidunu yaradr v onu Bilqamsn zrin gndrir. Bilqams Enkidu il dostlaaraq xtan sovudurur. Onlar birlikd dylr gedir, oxlu qlblr qazanrlar. Bilqams ona aiq olan ilah tarn mhbbtin rdd cavab verdiyin gr tar qorxunc kz -Humbaban Uruk zrin gndrir. Enkidu Humbaban ldrdyn gr, tanrlarn qzbin glir v onlarn iradsi il Bilqamsn vzin lm mhkum edilrk mhv olur. Nticd bir adamn lm baqasna nsib olur. lm v lmszlk bard ilkin flsfi dnc Bilqamsn taleyind yeni dyiiklik - dn yaradr. Dostunun lm Bilqams sarsdr. 0, hrdn xb shralara z tutur, sevimli dostunun xiffti ona zab verir v bu zaman o hiss edir ki, lm onu da izlyir, vaxt glck o da dostu kimi lck, qurdlara yem olacaq. 0, lm ar axtarr, lmszly qovumaq n Gn tanrs aman (Utunun) mslhtil yola xr, uca dalar ar, lm sularn kerk yegan lmz insan aqibtini qazanm Utnapitini tapr. Utpapiti sylyir ki. dnyan su basanda Tanrlar mvrt edrk, yalnz ona lmzlik bx etmilr. Bu onlarn sonuncu toplants olub v onlar bir daha mvrt toplanmayacaqlar. Ut78

mrolu, Mifik Dncd Rasionallq: BilqamsDd Qorqud lmzliyi

napitinin hdiyy etdiyi gnclik iyi d qhrmana qismt olmur. nsanlarn Tanrlar kimi lmzliy qovumasnn mmknszly, bu yndki chdlrin faydaszl dastanda insann rfli hyat srmsinin daha byk mna dadn saslandrr. Yni insan yalnz xeyirxah mllri, byk ilri il yaddalarda, xatirlrd yaamaldr. Bel ilkin elmi qnatlr baqa xalqlarn mifologiyasnda da geni izlr buraxmdr. Ona gr d bu sjetl bal snt abidlri yaranmdr. Bel srlrin oxu e.. 24-22. yzillr aiddir. Bilqams v Enkidunun heykllri Aur ar II Sarqonun (e.. 8. yzil) mhtm saraynn giri qaplarn mhafiz edirdi. Maraqldr ki, Bilqams v Enkidu obrazlarn ks etdirn mhrlr, divar rsmlrin e.. 25-15. yzillr aid Orta Asiya v Hindistan razilrind d rast glinir. V. V.Struve E.Makkeyin Hind vadisinin qdim mdniyyti kitabna yazd n szd umer v qdim Hindistan hrlrindki dini-mifoloji obrazlarn oxar v yaxn chtlrini qeyd etmidir(Makkey, 1951). umer-Trk mifoloji eyniyytlrinin d sasl sbblri vardr. Ona gr d Bilqams - Dd Qorqud oxarl tsadfi sayla bilmz. rq tarixi zr tannm mtxssis, akademik B.A. Turaev Qdim rq tarixi kitabnda qdim umer v ona qonu olan mdniyytlrin Uzaq rql balln xsusi qeyd etmidir(Turacv, 1986). ex alimi B.Qrozn n Asiyann ski taleyi yazsnda gstrir ki, tarixi dlillr e.. 6. minild v ondan nc umerlr hardasa Trkstan, yaxud Qazaxstan v Qrzstann rq blglrind yaamlar. O, umer dilinin Hind-Avropa v Trk-tatar elementlrinin qarndan ibart olduunu qeyd etmidir(Qrozni, 1940). Prof. Q..Pelix d z tdqiqatlarnda mvcud elmi dbiyyatlara v dlillr saslanaraq, Sibir mdniyytinin n v Orta Asiyaya yaylmasn, onlar arasnda balln mvcudluunu gstrmidir(Pclix, 1972). Akad/ A.P.Okladnikovun v onun hmkar A.P.Derevenkonun srlrind (Okladnikov, Derevcnko, 1976) d umerlrin Altay, Orta v Uzaq Asiya il laqlri bard zngin materiallar vardr. Grkmli alim S.N.Kramer Tarix umerdn balanr srind Bilqams mifik dbi qhrman kimi sciyylndirmi, mnyin, onun qdrtin v lmzlik axtarna yksk dyr vermidir(Kramcr, 1991). Bzi tdqiqatlar d bilg sznn buryat, kalmk v monqol dillrindki uyun mnalarn da aradrmlar(Poppc, 1973,. crmisov, 1976). Aradrmalarda
79

bilig 2002 K Say 20

haql olaraq qeyd edilmidir ki, Bilqams ski zamanlarda mifik obraz, qhrman kimi yaranm, sonrak dvrlrd Kiik Asiya v baqa rq xalqlarnn dbiyyatlarna ciddi tsir gstrmi, sz sntind v tsviri sntd onun oxlu bnzrlri, oxarlar meydana glmidir. umer dbiyyatnn ski dbiyyatlara tsiri bard son yz ild ox maraql elmi tdqiqatlar aparlm v bu aradrmalar ilri yeni materiallar v aradrmalar sasnda uurla davam etmkddir. Bilqamsn Azrbaycan nal, fsan v dastan obrazlar il laqlri bard d maraql elmi aradrmalar, fikirlr yaranmdr. mumiyytl, ski umerlrin nm, hekayt, dua v dastanlarndak bir ox mifoloji motivlr, hvalat v tsvir vasitlri ski Trk dbiyyatnda, Ouznam, Alpams, Manas, Uralbatr, Dd Qorqud, Korolu v b. dastanlarda aydn grnmkddir. Azrbaycan razisind aparlan arxeoloji qazntlar zaman umer mhrlrinin v digr snt nmunlrinin qalqlarnn akar edilmsi d laq balarnn tarixi kklri olduunu sbut edir. Tarixi tdqiqatlar v mahidlr gstrir ki, genetik ballq, ticari-iqtisadi laqlr mvcud olmasayd, bu oxarlqlar meydana gl bilmzdi. Tsadfn deyil ki, umer yazlarnn qalqlarna yalnz iraq v Flstin d deyil, hm d Azrbaycan v Trkmnistan razilrind rast glinir. umer dastanlarndak hvalatlarn bir oxu ski dini kitablarda ks olunmudur. Dirilik suyu hvalat baqrdlarn Uralbatr, elc d bizim Korolu dastannda oxar kild nzr arpr. Baqrd trklrinin Uralbatr dastannda oxar sjet v anlaylar mvcuddur. Uralbatr da bdi hyat suyunu, dirilik suyunu axtarr v dirilik suyunu axtara axtara dnyann o bana gedib xr. Dirilik suyunu tapdqdan sonra is onu bardaa doldurub xalqna gtirmk istyir. Yolda o yuxuya gedir, bardaq ar, su tklr v dirilik suyu Uralbatra da nsib olmur. Xzrla bal hvalatlar da bu crdr. Frqli cht ondadr ki, bdi hyat Xzr ilyasa, yni yaxlq tanrs ilyasa nsib olur. Bir ox xsusiyytlrin gr, Xzr v Dd Qorqud oxarl Nuh v Utnapiti il d eyniyyt tkil edir. mumiyytl, Utnapitinin v Nuhun bzi xsusiyytlri Xzrda zn gstrir. Xzr lmzliy atm mifik trk obrazdr, insanlara hmi kmk etmsi, yardm gstrmsil frqlnir. Dd Qorqud dastannda Xzr obra80

mrolu, Mifik Dncd Rasionallq: BilqamsDd Qorqud lmzliyi

znn olmas da mhm hmiyyt dayr. Bu da onu gstrir ki, Xzr Dd Qorquddan ilkindir, qdimdir v onda stn xsusiyytlr daha oxdur. Aldadlm atann shvini dzltmk n - lmkd olan insann yenidn dirilmsin z mslhtil kmk edir. Burada inc bir msl var: insann yaralanb lmsi v yenidn hyata qaytmas; bir d lm insann yenidn dirilmsi. Dnya mifologiyasnda mvcud olan bu msllr trk dastanlnda da zn gstrir. Lakin Xzrda olan sas xsusiyytlr oxlarnda yoxdur. Msln, Utnapiti v Nuh haqqnda fsanlrd onlarn vvlki hyatlar tfsilat il xatrlanmr v onlarda olan baqa ilahi keyfiyytlr tsvir olunmur. Bu chtdn he Xzr v Dd Qorqudun da talelri tam aydnl il tsvir edilmyib. Dd Qorqud sanki Utnapiti, Nuh v Xzrn davamsdr, ondan sonrak nsl aiddir. Prof. .Sultanl Dd Qorqudu yunan mifindki Orfey bnzdir (Sultanl, 1971). Orfey d lm qalib glmk istyir, o da Qorqud kimi qabaqgrndir. Digr trfdn onlarn hr ikisi musiqiidir, sehrli altlri var (krov, 1999). mumiyytl, Trk mifologiyasnda Dd Qorqud v onun qopuzu - saz obraznn bir-birilrini tamamlayan vasit kimi qiymtlndirilmsi d maraq dourur. Bu da ondan irli glir ki, qopuz hm d Dd Qorqudun xilaskardr. Qopuz dillndirilnd onun ssindn zrayl uzaqlar v lm Qorquda yaxnlaa bilmir. Yni, qopuz ssi insan mrn uzadan, zrayl uzaqladran vasitdir. Bu baxmdan, qopuz obraz Trk xalqlarnn taleyind myynldirici yer tutur. Dd Qorqudun yerin tkin, yeralt dnyaya enmsi, lmdn qamas, lm nifrt bslmsi v lmszly nail olmas bard fsanlr Bilqams v yunan mifik fsanlrin oxardr. lm haqqnda qdim dnclrd bir cann vzin baqa cann verilmsi, vzlnmsi hal vardr. Bu da maraql msldir v Dd Qorqud dastannda xsusi yer tutur. Dli Domrul z cannn yerin baqa can tapb lmdn qurtarmaq n ata-anasnn yanna glir. Onlarn hr ikisi dnya irin, can zizdir, canm qya bilmrm - cavabn verirlr. Bu fikir ata-anann dili il deyils d, dastann sas hyat flsflrindn biridlr. Yalnz onun arvad ra81

bilig 2002 K Say 20

z olur. Burada tkc sevginin gc sas gtrlmr, hm d nslin glcyi dnlr. Nsil igiddn trmlidir v nsil artmnda aparclq gnc kiiy - r mxsusdur. Bunu Domrulun arvad baa dr v r nslinin davam n z cann fda edir. lmn baqasna trlmsi, yalan lm v yaxud lm xbri atdrmaqla insann yaad mhitd yenidn qiymtlndirilmsi ouz, saq-skif mifologiyasnda da mvcud olmudur. Drdin mn glsin, Sn gln qada (bla) mn glsin, lmn mnim olsun, Arln dalara deyimlri d bu dncdn yaranmdr. Mirz Ftlinin Aldanm kvakib (yaxud Hekayti Yusif ah) srind Tanrdan gln lmn baqasna trlmsi nnsi d hmin tfkkrn mhsuludur (Axundov, 1857,. 1958-1962). lmn trlmsi, insan v tanrlarn lb-dirilmsi nnsi mifoloji tdqiqatlarda elmi chtdn myyn qdr saslandrlmdr (Kulakovskiy, 1899). lmszlyn insan hyatnda v insannaslqda mhm problem kimi yrnilmsi onun qdim tarixi, mifoloji v flsfi aradrmalarda ciddi yer tutmasna sbb olmudur (malqauzen, 1926). Mifologiyada insann lmdn, gzlniln bladan qorunmas v onun yollar, sehirlm v b. mdafi formalar da dnlmdr. Onlardan bzilri dy v mdafi altlrinin mqddsldirilmsidir. Msln, qlnc mqddsliyinin maraql sas v nnsi vardr. Mifik qlnc Bilqamsda, skif qhrman Tarqtayda, Koroluda v s. gidliyin gylrl balln saslandran atributlardan biridir. Dd Qorqudun qopuzu is qlncdan da qiymtlidir. Niy? Ona gr ki, Qlnc lm sbb olur, insan mrn sona yetirir, qopuz is insan mrn uzadr, ona frh verir. El ona gr Dd Qorqud he vaxt qlnc quranmam, dy getmmidir. Mhz bu chti onu btn mifik qhrmanlardan frqlndirir. nki o mr ksn deyil, mr uzadandr. vurmaq, zmk, tabe etmk onun funksiyasna aid deyil. Bu xsusiyyti il o Bilqamsdan frqlnir. Digr trfdn qopuzla oxunan nmlrd d bdi hyat var. Bu ss v nm lm insandan uzaqladrr. Dd Qorqudun tarixi xsiyyt v mifik obraz kimi xsusiyytlri onu Ouz nslinin yaradcs, atas, n byk mslhtisi, yol gstrni, ilahi nmkar sviyysin yksltmidir.
82

mrolu, Mifik Dncd Rasionallq: BilqamsDd Qorqud lmzliyi

Tarixd v mifologiyada Dd Qorqud hm d qopuzun yaradcs saylr. fsany gr, Dd Qorqud qopuzun ilkin variantn yaydan dzldib. Lakin sl qopuz n Dd Qorqud xsusi aac semliydi. Uzun mddt o bu aac ld ed bilmmidi v dzltdiyi qopuzlar istdiyi kimi olmamd. fsany gr, Qorqud aac axtararkn eytana rast glir. eytanlar ondan xahi edirlr ki, dzltdiyi musiqi altini onlara gstrsin. Sonra Dd Qorqud hiyl ildir, zn medn xb gedn gstrir v gizlinc eytanlara qulaq asr. eytanlar onun haqqnda rixndl danb deyirlr ki, Qorqud ata qopuz dzld bilmyck. nki o bilmir ki, qopuzu adi aac parasndan dzltmk olmaz. Grk yalnz vhi oban trfindn sndrlm ruh cid aacndan qopuz yonsun, zrin d bozlan dv gnn ksin. Yax kinyn day quyruundan is tel hazrlasn. Onlar quru balqabaq zrind mhkmlndirib sonra da tellr sask kura,, yapqan srtsn. Qopuzu ancaq bel dzltmk olar. Dd Qorqud qopuzu bu yolla dzltmidi. slind bu rvayt ox qdim zamanlara aiddir v Dd Qorqudun zn d qdim zamanlara aparb xarr. ski mifik tsvvrlr gr, musiqi o biri dnya il - ruhlar almi il, st alml, gylrl bal idi v mhz ona gr d magik qvv saylrd. Musiqi dinlrkn insan zndn ayrlr, xyaln ruhlar almin qovuur, ilahi qata ykslir. Trk ouz mifik dncsin gr is ilahi qat gylrdir v ruhlarn sas hyat oradadr. Yni hyat 3 qatldr. n st qat gylr, orta qat yerst alm (yerl gy aras, insanlarn yaad qat) v yeralt dnya - insan bdninin, cisminin mkan. nsan lnd d 3 yer blnr: ruhu gylr gedir, mlak, vladlar, xidmtlri yer znd qalr, cismi is torpaq altna kr (Scyidov, 1989). lm ar taplmas, Kitabi-Dd Qorqudun Buac boyunda da grnr ana sd, da iyi. Buradak ik obraz blk d Bilqamsa hdiyy ediln lmszlk iyidir. Lakin dastanda iyin ad v xsusiyytlri aqlanmr. Burada lmszlk iyinin xatrlanmas mifik fsanlr arasndak ball sbut edir. Dd Qorquddak Banu ik obrazndak ik ad da, eyni zamanda lmzlik iyini xatrladr. ln v yalln bdiyyt rmzi olmas Azrbaycanda aparlan tdqiqlrd d ks olunmudur. Yallq, yallama insana gncliyin bx edilmsi kimi qiymtlndirilir (Scyidov,
83

bilig 2002 K Say 20

1989). bdiyyt iyi d mhz yalln mhsuludur. Xzr - xz sz odla bal olsa da, ilyas yalln, nmin, suyun v s. tmsilisidir. Xzr ilyasda bu iki xsusiyyt birlir. Bir trfdn Gnin i tbit yallq bx edirs, yni hyatn mnbyi Gn olursa, digr trfdn Gnl torpan, yni Gyl Yerin birlmsindn yallq ml glir, bu is bdi hyatn sas saylr. Uzunmrllyn, lmzliyin yallq v odla balanmas da maraqldr. N.Gncvinin Isgndmam srind tsvir ediln Isgndr Zlqmeynin lmszlk qazanma mqsdil Xzrla abi-hyat - dirilik suyu tapb imk n zlmt getdiyi qeyd olunur. Xzr dirilik suyunu grr v irk lmszlk ld edir. Xzrn dirilik suyunu imsi onun su tanrs ilyasla arpazlamas hadissi yeni satir yaratmdr. Digr bir halda Xzr ski midiyallarn fravarlar il laqlndirilrk bildirilir ki, Xzr slind yallq mbududur. lyas is su mbududur. Bllidir ki, susuz yallq ola bilmz. Yaz (ilkbahar) da bunlarn birlmsi il balana bilr (Thmasib, 1960). Buna grdir ki, xalq yazn glmsini Xzr v ilyasla balayr: Xdr lyas, Xdr lyas, Bitdi ik, gldi yaz! Dd Qorqud hm d slh hamisidir. Slh d uzunmrllyn tml rtlrindndir. Qorqud slhn yalnz hamisi deyil, onu tkil edn, yaradandr. Dastanda o sava yatran asaqqaldr. O hmi sava dayandrmaq istyir, bar olmas n alr, ba vern mharib v mnaqilrin qarsn almaa ynldiln tdbirlr hyata keirir.

Sonu
Grndy kimi, tarix qdrki dvrlrd, mifoloji mhitd insan dncsi, zkas z mrn uzatmaq, lmszly atmaq istyi il maraql axtarlar aparm, bu bard mrkkb v maraql inanc sistemi yaratmdr. OuzTrk mifoloji fikrind d meydana gln idraki qnatlr bdiyytin, lmzliyin yollar, ona atmaq n mbariznin formalar bard fsan, nal v dastanlar yaradlmas n sas olmudur.
84

mrolu, Mifik Dncd Rasionallq: BilqamsDd Qorqud lmzliyi

Kaynaklar
AXUNDOV, M. F. (1958-1962), srlri. Bak, c.II. AQDUROV, S.. (1980), Proisxojdenie Qeseriad. Novosibirsk, s.171-173. ERMSOV, K.M. (1973), Buryatsko-Russkiy Slovar. Moskva, s.330. DANZAN, L. (1973), Altan Tobi. Moskva. DEREVENKO, A.P; Okladnikov.A.P. (1976), Doroqami Predkov. Vokruq sveta drgisi, Moskva, say 1, s.37 -38. DYAKONOV, .M. (1990), Arxaieskie Mif Vostokai Zapada. Moskva. KRAMER S.N. (1991), storiya Nainaetsyav umere. Nauka, Moskva, s.181183. KULAKOVSKY, Y.A. (1899), Smerti Bessmertiev Predstavleniyax Drevnix Qrekov. K. MAKKEY, E. (1951), Hind Vadisinin Qdim Mdniyyti. Moskva, s.14-15. GEL, B. (1998), Trk Kltrnn Gelime alar. TDAV, stanbul, s.758759. PELIX, Q.I. (1972), Proisxojdenie Seldjquov. Tomsk, s.159-177. POPPE, N.M. (1938), Monqolskiy Slovar Mukaddimat Al-Adab. Moskva-Leninqrad, s.116, 297, c.I. QROZNIY, B. (1940), Drevneyie Sudb Predney Azii, Vestnik Drevney istorii drgisi, Moskva, say 3-4, s.43. RADLOV, V. V. (1893), Opt Slovarya Tyurkskix Nareiy. SPB, s.658, c.I. SEYDOV, M. (1983), Azrbaycan Mifik Tfkkrnn Qaynaqlar. Yaz, Bak, s.42-43. SEYDOV, M. (1989), Azrbaycan Xalqnn Soykkn Dnrkn. Yaz, Bak, s.223. SULTANLI, . (1971), Mqallr. Azmr, Bak, s.13-14. MALQAUZEN, .. (1926), Problema Smertii Bessmertiya. Moskva-Leninqrad, s.10-25.
85

bilig 2002 K Say 20

KROV, A. (1999), Dd Qorqud Mifologiyas. Elm, Bak, s.27. THMASB, M. (1960), VII sr Qdr Azrbaycan ifahi Xalq dbiyyat Azrbaycan dbiyyat Tarixi. Elm, Bak, s.17. c.I. TURAEV, B.A. (1966), storiya Drevneqo Vostoka. Leninqrad, c.I. URAZ, M. (1967), Trk Mitolojisi. stanbul, s.75. VLADMRTSOV, B.Y. (1934), Obestvenny Stroy Monqolov. Leninqrad, s.111.

86

mrolu, Mifik Dncd Rasionallq: BilqamsDd Qorqud lmzliyi

Rationalism in Mythic View: Immortality of Gilgamesh and Dede Gorgud


Assoc. Prof. Dr. Ismayil Omaroglu
Editor-in-Chief of the Azerbaijan National Encyclopedia
Abstract: Meditation on peace, man, life and death takes an important place in mythology of most nations. An idea that man was sent from the heaven and after the death he again returns to the heaven and as well as the belief of existence of spirit were also formulated in Turkic mythology. In Turkic Azerbaijan mythology the life of man, its future are connected with water, vegetation. Utnapishti, the hero of the Epos about Gilgamesh gained immortality, is depicted in a remote island in the middle of a sea. Dede Gorgud, deciding to escape from death, settled in an island. Prophet Khyzyr escaping from death came to the mountain Gaf and saw there holy horses swimming in water, two of which helped Khyzyr to escape from death. The similarity is observed in peculiarities of gained immortality between Khyzyr and Dede Gorgud, Noy and Utnapishti. The legends depicted how Dede Gorgud comes down to underground world, escapes from death, how he hates the death and gains immortality somehow is similar with the legends concerned to Gilgamesh and ancient Greek heroes (a number of such similarities were studied by Ali Sultanly, M.G.Tahmasib, M.Seyidov, K.Abdulla and others). The immortality of Dede Gorgud is connected with gopuz as well. In accordance with ancient mythic understanding, the music was connected with another world, the world of spirits - with heaven, and therefore it possessed magic force. According to the Turkic-Oguz mythic view the life is of three stepped. The top divine step is heaven, the middle stepground, world and the last one - underground world - refuge of man body. After death the spirit of a man rises to the heaven, but posterity, property and deeds remain on the earth, and the body is burried. In mythic environment the human mind looked for immortality, people lived with dream to be prolonged the life, and in connection with this they created complicated and interesting system of belief. A philosophical generalization, created in Turkic-Oguz mythic view, became the ground for appearing of legends, tales and dastans narrating about eternity, immortality and role of mind in achieving of these. Key words: Turkic mythology, legend of Bilqamish, Death and spirit in Goyturks, Gopuz, life giving water.

87

Osmanl Kltrnn Macaristandaki Yayl ve Etkisi*


Prof. Dr. Gza DVD
Budapete ELTE niversitesi Filoloji Fakltesi zet: Osmanl kltrnn yayl ve tesirleri asndan Macaristan, Avrupadaki teki blgelere gre baka zellikler gstermektedir. Bilindii gibi, lkemizde Osmanl dnemi Rumeliye nazaran ok daha ksa bir mddet srd ve bu nedenle etkiler de daha az ve nemsizdi. stanbuldan olan uzaklk bu bakmdan ayn ekilde menfi bir unsur oldu: payitahtn taklit edilmesine buralarda daha az aba sarf edilmitir. nc olumsuz etken Osmanl kltrn yayabilen kiilerin topraklarmza az sayda gelmi olmalardr. Bunlarn ou da, vergi toplama ve askeri harektlar dnda, kalelere kapandklar iin yerlilerle olan gnlk mnasebetleri olduka kstlyd. Bu makalede Osmanl kltrnn mimari, edebiyat, el sanatlar, zanaatlar ve yemekler zerinde Macaristandaki etkileri incelenmektedir.

Anahtar Kelimeler: Macaristan, Trk kltr, Osmanl, Trk sanat, mimari, edebiyat, el sanatlar.

Giri
Osmanl kltrnn yayl ve tesirleri asndan Macaristan, Avrupadaki teki blgelere gre baka zellikler gstermektedir. Bilindii gibi, lkemizde Osmanl dnemi Rumeliye nazaran ok daha ksa bir mddet srd ve bu nedenle etkiler de daha az ve nemsizdi. stanbuldan olan uzaklk bu bakmdan ayn ekilde menfi bir unsur oldu: payitahtn taklit
bilig K 2002 Say 20: 89-100

89

bilig 2002 K Say 20

edilmesine buralarda daha az aba sarf edilmitir. nc olumsuz etken Osmanl kltrn yayabilen kiilerin topraklarmza az sayda gelmi olmalardr. Bunlarn ou da, vergi toplama ve askeri hareketler dnda, kalelere kapandklar iin yerlilerle olan gnlk mnasebetleri olduka kstlyd. stelik, buraya yerleen Mslimlerin ou Balkan kkenli olduundan getirdikleri bilgi, gelenek ve grenekler bir lde taral olup te yandan belli bal yerel (yani Mslman olmayan) eler de herhalde iermekteydi. Tabiatyla baz nemli istisnalar da vardr; bilhassa medrese hocalar, tekke eyhleri ve nemli maliye mevkilerinde hizmette bulunanlar arasnda imparatorluun yksek kltrne vakf olan kiilere rastlanabilir (Gbor, 1986: 1-9; Gbor, 1988: 221-231). Yalnz bu mnevverlerin Macar halkna olan tesirini tahmin edebilmek iin elimizde malumat yoktur. imdi kltr alanlarn teker teker ele alalm.

Mimari
Dikkati en kolay eken kltr rn mimar eserlerdir. Macaristandaki Osmanl mimarisi mene asndan iki byk guruba ayrlabilir: orijinal Osmanl binalar ve orijinal olmayan yani daha nceki yaplardan bozulan Osmanl binalar. Bu iki kategoriden hangisine daha fazla eserin dm olduunu tam tamna hi bir zaman tespit edemeyeceiz, ancak, kalelerin ou yeniden yaplm deildi, hatta camilerin bir ksmnda da minberin eski kilisenin duvarna oyulduu mahede edilmektedir1. Doal olarak Mslman ibadet yerleri, trbe, hamam ve kaplcalar ekseriyetle orijinal Osmanl yaplaryd (Gyz; Molnr). Bunlarn en gzel rnei Pcs ehrindeki Kasm Paa camiidir2(Gza, 1997: 53-66; Gza 2000: 41-56). Bata idari merkezlerde ina edilen ad geen binalar sayesinde, ada gravrlerde de grlebildii gibi, 16nc ve 17nci yzyllarda bir ok yerde ehir grnts bir hayli deimi olmakla beraber, bu manzara kalc olamad. Osmanllar geriledikten sonra ilk etapta minareler kaybolup daha sonra teki zgn yaplarn ou da - bazen dikkatsizlikten, 19uncu yzylda ise ehir planlamas nedeniyle -harabe hale gelmitir veya kaldrlmtr. Vurgulanmas gereken nokta, Osmanl mimarisinin Macar mimarisini sz edilen dnemde hi bir ekilde etkilememi olmasdr. Bugnlere kadar kalan binalar ise ehir ve beldelerimize enteresan bir renk katp muhafaza edilmektedir. Ilcalarn bazlar bugn de faaliyet gsteriyor ve belirli anlamda yapldklar devrin banyo kltrn devam ettirmektedirler. Osmanl sokak dokusundan, Pcs ehrinde tepelere tr90

David, Osmanl Kltrnn Macaristandaki Yayl ve Etkisi

manan blge -tabii evler deitirilerek - gnmze kadar korunmu olan tek misaldir.

Edebiyat
Bu alanda bir iki air ve yazarmzn Osmanl kltrnden gerekten etkilenmi olduunu syleyebiliriz. Bu bakmdan en ehemmiyetli rnek 16nc yzyln en byk Macar airi olan Blint Balassidir. airin babas iki yzl bir kiilik olarak bilinmektedir ve hizmetlerini 1571-1577 yllar arasnda bir ka defa padiaha da teklif etmitir (Gza, 1997a:339-346). Byk bir ihtimalle oluna Trk dilini de retmitir. Bunun dnda Blint Balassi serhatlerde dolaan aklardan baz arklar duymu olmaldr, nk iki Macarca yazlan iirinin hangi Osmanl melodisine veya gftesine dayanarak sylenmesi gerektiini ak bir ekilde belirtmitir. Bunlardan Bir Trk iiri adl eseri Ben seyrane gider iken gftesi ve melodisi zerine yaplmtr. Juliay bulduunda onu yle selamlad adl iiri ise Gerekmez dnya sensz melodisine gre sylenmeliydi, ayn zamanda ilk satr da bu cmlenin tercmesidir. Daha da enteresan olan, Macarcaya evirilen birka Trk beyti bal altnda dokuz para toplam olmasdr. Bildiim kadaryla ne demin anlan iki arknn ne de bu beyitlerin Trke orijinalleri tespit edilebilmitir (Nmeth, 1952: 23-61; Nmeth, 1955: 175-180; Szrenyi, 706-713). Asllarn bulabilsek de bulamazsak da bu iin nemli olan mesaj udur: belirli bir -herhalde kk -gurup iin sz konusu divan iirleri ve onlarn varyantlar mterek bir servetti ve bu kiilere, kimi Trk yklerini hatrlatabilmek iin ilk satrlarn sylemek kfi idi (Balzs, 1997: 67-79). Macarcaya evrilen belki de en mhim Osmanl eseri Ahmed Bicann Envar-l-Akn balkl tasavvuf din-didaktik yazsdr. eviri Erdel hkmdar Gbor Bethlenin tercman ve ktibi olan Jnos Hzi tarafndan 1624 ylnda hazrlanarak iki sene sonra Osmanl topraklar dnda, Kassa ehrinde baslmtr. Olguya bir yazsnda deinen Gbor gostona gre bu dnemde dini-tasavvufi mahiyette olan baka bir eserin Mslman olmayan bir milletin anadiline tercme edildiine dair bir bilgiye sahip deiliz (goston, 230). Bu sebeple bu nc alma, daha sonraki nesilleri pek fazla etkilememekle beraber dikkate ayandr. Yukarda anlan ozanlarn dnda ksaca mziin baka ynleri zerinde de durmamz lzm. Osmanl ordusunda kullanlan sazlar ve alnan par91

bilig 2002 K Say 20

alar baz bakmlardan yabanc olmakla beraber zamanla kimi etkileimler meydana gelmitir. Macarcada Trk dd denilen zurna bu tesirin en nemli rneidir (Balzs, 1996; Herczog: 393-412).

El Sanatlar
Halclk Bata Erdel/Transilvanyaya olmak zere lkemize ounlukla 17. yzylda Anadoludan gelen ve genelde Lter mezhebine bal Protestan kiliselerine aslan hallarn bir ksm uluslararas literatrde de Transilvanyal olarak bilinmektedir (Vgh vd., 1977). Bu deerli Grdes, Uak ve Ladik hallarndan zamanla Budapete Tatbik Sanatlar Mzesinde dnya apnda bile zengin bir koleksiyon meydana gelmitir (Batari). Ancak bu cins hallarn taklitlerinin yaplmasna ok daha sonra, yani Avrupada ran hallar moda olduktan sonra balanmtr. Kilimlerdeki motifler ise lkenin gneyinde ister halk dokumalarnda, ister oralarda imal edilen Torontl hallarnda daha nceki dnemlerden itibaren yanstlmaktadr (Gervers, 1982; Gerelyes, 1993: 78-85). Silahlar Mzelerimizde bulunan tfek, topuz ve kl cinsleri arasnda ister ekil, ister ssleme motifleri bakmndan Osmanl trdelerine artc lde benzeyenler vardr. Bunlarn byk bir ounluu Osmanl kontrol altndaki blgelerden kmamakla birlikte, onlarn, temsil ettikleri kltrden ilham aldklar kukusuzdur (Gerelyes, 1990-1992: 181-191; Kovcs: 147-154). anak-mlekilik Yine kstl olmakla beraber, ssleme motiflerinin bazlarn Macaristandaki halk sanatlarnn kullanm olduklarn gryoruz. Konuyu benden daha iyi bilenler arasnda, bu motiflerin gerekten Osmanl-Trk tesirini gsterip gstermedikleri veya Balkanlarn bat mntkalarnda (ben ilave edeyim: belki de yine baz Osmanl motif ve teknikleri de kullanarak) inkiaf eden anak-mlekiliinin Osmanllarn vastasyla bize ulatrlp ulatrlmad bakmndan mnakaalar vardr (Fekete, 1944; Fehr, 1964: 90-105; Ger; Kovcs: 30-31). Ancak, Osmanllarn gerilemesinden sonra, bu tr anak-mleklerin devam ettirilmesini Macaristanda yerleen Srplarn salam olduklar kesindir. Bu tr paralarn misalleri Budann eski Osmanl debba-hanesinde (tabakhanesinde) yaplan hafriyat srasnda ortaya kmtr (Gerelyes, 1985: 223-247).
92

David, Osmanl Kltrnn Macaristandaki Yayl ve Etkisi

ini Osmanl inilerinden bata Erdel prenslerinin siparii zerine 17nci yzylda belirli miktarda mal gelmitir. Bunlardan Gyrgy Rakczi I tarafndan Macaristan topranda bulunan Srospatak kalesi iin getirtilen zel motifli inilerin kalntlar en gzel ve en iyi bilinen numunelerdir (Gervers- Molnr: 356-368). Nak ve el ilemeleri Bu konularla ilgili olarak da iki gruptan sz edilebilir. Osmanl saray naklarndan zellikle Esterhzy hazinesi diye bilinen koleksiyonda gzel rnekler vardr. eitli vesilelerle bu nemli asilzade ailesinin eline geen adr, taht ve baka eyalar daha sonra Tatbik Sanatlar Mzesine intikal etmitir (Detari, 1975: 473-549; Detari, 1979: 17-39; Psztor; 83-99). Baka -belki de ticar-kanallarla gelen kemha ve atma kumalarndan daha sonra yaplan ve papazlarn ibadette giydikleri stlkler (ayin cppeleri) (Nagy, 1994) pek ok insann gzleri nne serilip estetik zevklerini etkileyebilmitir. Bunun dnda el ilemelerinin daha basit trleri ya kimi Kalvin mezhebine bal Protestan kiliselerinde ss rts gibi kullanlmtr ya da motifleri esas alnarak baz blgelerde taklit edilmitir (Palotay, 1940; Gervers, 1982). Esas anlam Trk kadn veya el ilemesini yapan Trk kadn, tretilen manas ise bir eit ince, beyaz bez olan bula kelimesi, bir iki halk azmzda ikinci manasnda kullanmak suretiyle son zamanlara kadar yaamaktayd, bu da braklan tesirin gstergesidir (Kakuk, 1973: 8182; Kakuk, 1977: 18-20; Gerelyes, 1993: 79).

Zanaat
Kltr kelimesinin geni anlamn gz nnde tutarak drdnc madde olarak zanaatn bir iki alann ksaca gzden geirmeyi de uygun buldum (Bobrovszky, 1980). a. Bunlardan giyim-kuam mevzuunda ayakkablardan bahsetmek gerekmektedir. izmenin Osmanllardan bize geldiini ilk defa duyduum zaman, bunun doru bir tespit olduuna pek inanmak istemedim. Zira ben, csizma biiminde telaffuz ettiimiz bu ayak- kab trne tamamyla Macarlar simgeleyen bir nesne gibi bakmtm. Dorusu, kaynaklarda kelime ilk defa 1492de, yani Osmanl fetihlerinden evvel karmza kyor, ancak bu, iin esasn deitirmiyor: hem ad, hem cinsi Trktr (Gabor93

bilig 2002 K Say 20

jan, 543-574; Kakuk, 1977: 66-67). Bu inkr edilemez. Bir noktaya yine de temas etmek lzm. izmeye dilimizde neden csizma dendiini izah etmeye kalktmz zaman, kelimenin slavlar vastasyla aktarld anlalyor. Trkedeki kelime sonunda bulunan -elerin yerine Gney slav dillerinde umumiyetle -a denildi ve bu hadise Macarcada da aksettirilmitir. Benzer misaller: deli -dalia, kile -kila. Ayn ekilde kelime sonundaki iler Gney slav blgelerde -iya ekini almt. Mesela izmeci -izmeciya. Bu kelimenin Macarcada csizmadia formunda sylendii yine vasta olarak slavlarn rol oynadklarn gstermektedir (Kakuk, 1973: 535-537, 110). Yanl anlalmasn: bu etki Osmanl etkisidir, yalnz yayanlar arasnda Balkanlardan gelenler ounluktayd. kinci Osmanllardan gelen ayakkab cinsi pabutur. in biraz tuhaf taraf, bu kelimenin eski manas Macarcada muhafaza edilirken Trkede daha sonra deiiklie uramtr. yle ki bizde papucs hl terlik anlamnda kullanlmaktadr (Kakuk, 1977: 71-72). teki giysilerden ekli belki deien, ancak ad unutulmayan iki stlk, dolaman (Macarca: dolmany) ve zubun/zibin (Macarca: zubbony) , hepimizin bildii cep (zseb) ve mehur Macar husarlarnn 1763e kadar ba rts olan kalpak (kalpag) zikredilebilir (Kakuk, 1977: 51-53, 58-59, 59-61, 5557). b. Her zaman stn kaliteli Trk dericiliinin bir iki mamul ve terimi Osmanl dnemini mteakiben de devam etmitir. Bulgar deri eidinin karl olan bagaria ile sahtiyann Macarcas olan szattyann dnda iri (tutkal) -dilimizde csiriz -bu alandaki tesirin en belirgin rneklerindendir (Kakuk,1977: 61-63, 72-73, 65-66). Buna karn bakrcln ancak hafriyatta kan numunelerini gryoruz, taklitleri yoktur (Gaal, 163-185).

Yemek Kltr
Mimari, edebiyat, el sanatlar ve zanaatlardan sonra beinci konu olarak yemek kltr zerinde durulabilir. Genelde diyebiliriz ki Balkanlara nazaran lkemizde bu alandaki tesir de olduka kktr. Buna ramen bir iki yemek ve iki son derece popler oldu. Bunlarn banda kahve geliyor. araplkta krmz arap veren zm cinsleri, kuru zm ve pekmez yaygnlayor (Andrsfalvy, 1957: 49-70; Andrsfalvy, 1961; Feyr, 7180). lkemize Osmanl dneminde gelen baka bir keyif verici bitkinin
94

David, Osmanl Kltrnn Macaristandaki Yayl ve Etkisi

rn olan ttn Macarcada dohany biiminde bilinmektedir. Trkeden bugne kadar kaybolan bu kelimenin asl Arapa ve Farsadr. Uyuturuculardan maslk veya maslak bitkisi topraklarmzda 16nc yzyldan beri belgelenebilmektedir. (Bugn maszlag daha ok aldatc laf anlamnda kullanlyor.) Daha salkl nebatlardan kays 17nci asrn ilk yarsndan itibaren, bir armut cinsi olan karmany/kaman (yani Karaman) armudu biraz daha sonra ilk defa anlmaktadr (Kakuk, 1977: 26-28). Bir ka bitki, baharat ve iek cinsi yine Osmanl dneminde lkemize getirilmitir, ancak adlar dilimize aktarlmad. Bunlar tesmiye etmek iin bir Macar kelimesi nne Trk sfat eklenmitir. Bylelikle msr kimi blgelerde Trk buday, bir eit bezelye (belki nohut) Trk bezelyesi, bir eit fndk Trk fnd eklinde adlandrlmtr. Yiyeceklerden yufka tr hamur ii, pide, tarhana ve dolmalar en bata gelen bize aktarlan eitlerdir, ayrca yemeklerle alkal, tepsi ile bakra ve ikilerle ilgili, manas biraz deimi olan ibrik ile fincan bugn de kullanlmaktadr (Kakuk, 1977: 77-103). Dildeki tesir tabiatyla kltrdeki etkiyi de aksettiriyor. zellikle Zsuzsa Kakukun yukarda iktibas edilen almalarndan anlalyor ki 16-17nci yzyln Macarcasnda geici bir dnem iin yzlerce terim ve kelime yerlemekle birlikte Osmanl devri bittikten sonra bata askeri, idari ve benzer terimler olmak zere bunlarn ou unutuldu bir ksm ise yalnzca halk azlarnda devam edebilmitir. Kesinlikle Osmanl dneminde Macarcaya aktarlan ve hl herkesin ortak mal olan kelimelerin says biriki dzineyi pek amyor.

Aklamalar
* Gazi niversitesi tarafndan dzenlenen Uluslar Aras Osmanl Kltrnn Baka Kltrlere Etkileri Sempozyumunda tebli olarak sunulmutur. Mesela, Petenin en eski kilisesinde, zerinde Allahn ad yeniden yazlan ekliyle beraber bu trden bir mihrap hl mevcuttur. Hayat hakknda bkz. Gza Dvid, Kaszim vojvoda, beg es pasa. 1-11. Keletkutats 199S/2 [1997] , S3-66, 1996/1 [2000] , 41-56
95

1 2

bilig 2002 K Say 20

Kaynaklar
GOSTON, Gbor (1986), 16-17. asrlarda Macaristandaki Osmanl Aydnlar, Beinci Milletler Aras Trkoloji Kongresi. Tebliler III. Trk Tarihi. I., stanbul. GOSTON, Gbor (1988), 16-17. Asrlarda Macaristanda Tasavvuf ve Mevlevlik. I. Milletleraras Mevlna Kongresi. First International Mevlna Congress, Konya. ANDRSFALVY, Bertalan (1957), A vrsbor Magyarorszgon. Szlmvelsnk balkni kapcsolatai. Nprajzi rtest XXXIX. ANDRSFALVY, Bertalan (1961), Pekmez. Adatok trkkori szlkultrnk ismerethez. Pcs. BATR, Ferenc (1994), Ottoman-Turkish Carpets. Budapest-Keszthely. BOBROVSZKY, Ida (1980), A XVII. szzadi mezvrosok iparmvszete. Budapest. DVID, Gza (1997), Kszim vojvoda, bg s pasa. I. Keletkutats 1995/2. DVID, Gza (2000), Kszim vojvoda, bg s pasa. II. Keletkutats 1996/1. DVID, Gza (1997), Jnos Balassi and His Turkish Connections. Acta Orientalia Hungarica XLVIII (1995). DETAR, Hjjn Angla (1975), A frakni Esterhzy kincstr a forrsok tkrben. Magyarorszgi renesznsz s barokk .Yay. Gza Galavics. Budapest. DETAR, Hjjn Angla (1979), Az Esterhzy gyjtemny. Az Iparmvszeti Mzeum gyjtemnyei. Yay. Pl Mikl. Budapest. FEHR, Gza (1964), Les problmes de la poterie turque en Hongrie aux XVIe et XVIIe sicles. Rocznik Orientalistyczny 28. FEKETE, Lajos (1944), Budapest a trkkorban. (Budapest trtnete III) Budapest. FEYR, Piroska (1981), A szls bortermels Magyarorszgon (l848-ig). Budapest. GAL, Attila (1983), A szekszrdi mzeum hdoltsg kori rzednyei. Coomunicationes Archaeologicae Hungaricae. GBORJN, Alice (1957), A szolnoki hdoltsgkori satsi lbbelianyag magyar viselettrtneti vonatkozsai. Ethnogrfia LXVIII.
96

David, Osmanl Kltrnn Macaristandaki Yayl ve Etkisi

GERELYES, Ibolya (1993), The Influence of Ottoman-Turkish Art in Hungary. II. The Spread and Use of Turkish Textiles on the Basis of the 16th-17th Century Probate Inventories. Acta Historiae Artium Academiae Scientiarium Hungaricae 36. GERELYES, Ibolya (1990-1992), The Influence of Ottoman-Turkish Art in Hungary. I. The Spread and Use of Turkish Ornamental Weapons on the Basis of the 16th-17th Century Probate Inventories. Acta Historiae Artium Academiae Scientiarium Hungaricae 35. GERELYES, Ibolya (1985), Adatok a tabni trk dszkermia keltezshez s etnikai htterhez. Folia Archaeologica XXXVI.(ngilizce zet: Data on the chronology and ethnic background of decorated Turkish ceramics found in the Taban (Buda) 247). GERELYES (1993), The Spread and Use of Turkish Textiles. GER, Gyz (1978), Trkische Keramik in Ungarn. Einheimische und importierte Waren. Fifth International Congress of Turkish Art. Ed. by Gza Fehr. Budapest. GERVERS, Veronika (1982), The Influence of Ottoman Turkish Textiles and Costume in Eastern Europe with particular reference to Hungary. (History, Technology, and Art Monograph 4) Toronto. GERVERS-MOLNR, Veronika, (1978), Turkish Tiles of the 17th Century and Their Export. Fifth International Congress of Turkish Art. Ed. by Gza Fehr. Budapest. GYZ, Ger (1980), Az oszmn-trk ptszet Magyarorszgon. (Dzsmik, trbk, frdk.) (Mvszettrtneti fzetek 12. Yay. Nra Aradi), Budapest. HERCZOG, Johann (1998), Influssi turchi nella musica ungherese. I turchi, il Mediterraneo e lEuropa. A cura di Giovanna Motta. Milano. KAKUK, Suzanne (1973), Recherches sur lhistoire de la langue osmanlie des XVIe et XVIIe sicles. Les lments osmanlis de la langues hongroise. (Bibliotheca Orientalis Hungarica, XIX) Budapest. KAKUK, Suzanne (1977), Cultural Words from the Turkish Occupation of Hungary. (Studia Turco-Hungarica, IV) Budapest. KOVCS, Tibor S. (1995),Egy portai forma szablya a Magyar Nemzeti Mzeum fegyvertrban. Keletkutats 1995 tavasz, (ngilizce zet: A Porte-form sabre in the armoury of the Hungarian National Museum. 150-151).
97

bilig 2002 K Say 20

KOCCS, Gyngyi (1984) Trk kermia Szolnokon. Szolnok Megyei Mzeumi Adattr 30-31. MOLNR, Jzsef (1973), Macaristandaki Trk antlar, Ankara. NMETH, J. [Gyula] (1952), Die Trkischen Texte des Valentin Balassa. Acta Orientalia Hungarica II. NMETH, J. [Gyula] (1955), Trkische Balassa-Texte in Karagz-Spielen. Acta Orientalia Hungarica V. NAGY (1994), Szlejman szultn es kora. Kanun Sultan Sleyman ve a. Budapest, 234, No. 98; 235. No. 100. PSZTOR, Emese (1999), Die osmanische-trkischen Objekte in der Esterhzy Schatzkammer. Von Bildern und anderen Schtzen. Die Sammlungen der Frsten Esterhzy. Yay. Gerda Mraz, Gza Galavics. Wien Kln Weimar. PALOTAY,Gertrd (1940), Oszmn-trk elemek a magyar hmzsben. Les lments turs-ottomans des broderies hongroises. Budapest. SUDR, Balsz (1997), Egy Balassi-vers trk httere. Keletkutats 1995/2. SUDR, Balsz CSRSZ, Istvn Rumen (1996), Trombita, rzdob, trogat... A trk hadizene s Magyarorszg. Enying SZRNY, Lszl (1976), Valahny trk bejt. Balassi s az iszlm misztikja. Irodalomtrtneti Kzlemnyek. VGH, Gyula and KAROLY, Layer (1977), Turkish Rugs in Transylvania. Ed. by Marino and Clara DallOglio. Fishguard, Wales.

98

The Spread and Influence of Ottoman Culture in Hungary


Prof. Dr. Gza DVD
Budapest ELTE University Faculty of Philology Abstract: Hungary has special features in comparison with other regions of Europe from the point of view of the spread and influence of Ottoman culture. As it is known the period of Ottoman empire lasted much more shortly than the period of the Byzantine empire and thats why its influence was more short-term and insignificant. Geographical remoteness from Istanbul has served also as a negative element as there were few efforts for copying the capital and the throne. The third negative factor is that the number of people the bearers of the Ottoman culture - which have arrived to us was very little. Because they generally did not leave the fortresses, except for taxation and military actions, daily mutual relations with local population were very limited. In this article influences of Ottoman culture on architecture, applied arts, crafts and cookery of Hungarians are researched. Key Words: Hungary, Turkish culture, Ottoman Turks, Turkish art, architecture, literature, handicrafts

bilig Kz 2002 Say 20 ?-???

99

100

Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar


Dr. M. Fatih KKSAL
Cumhuriyet niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi zet: Mecmaun-nezirin derleyicisi Edirneli Nazm, bu hacimli nazire mecmuasyla beraber adna Trk-i Bast denilen sade iirleriyle tannmtr. Ancak onun btn sanat hnerlerini, farkllk ve orijinalitesini ortaya koyduu ve kendisini klsik iirimize mensup dier airlerin hepsinden ayran bir konuma yerletiren eseri, 643 varaklk hacmiyle trnn edebiyatmzdaki en hacimli rnei olan Dvndr. Ne var ki birok orijinallik ve farkllklar bnyesinde barndran bu eserin bilim evrelerince lykyla tanndn syleyemeyiz. Nazm Dvn, bu hacimce byklnn yan sra, tertip ekli, vezindeki yenilikler, kelime oyunlar ve edeb sanatlar bakmndan da son derece orijinal ve ilgin bir eserdir. Bu makale, Edirneli Nazm Dvnndaki bu yenilikleri ve orijinaliteyi tantmay amalamaktadr.

Anahtar Kelimeler: Edirneli Nazm, dvn, aruz vezni, Trk-i Bast, Dvn iiri, Klsik edebiyat

Giri
Edirneli Nazm, Trk edebiyatnn en hacimli eserlerinden ikisinin sahibi olan bir 16. yzyl airidir. Bunlardan biri 14., 15. ve 16. yzylda yaam 360 kadar airin 5000in zerinde iirini / naziresini barndran ve Trk edebiyatnn en byk nazire mecmualar arasnda bulunan Mecmaunnezir, teki ise gerek uar tezkirelerinde, gerekse Nazmden bahseden
bilig K 2002 Say 20: 101-124

101

bilig 2002 K Say 20

eski-yeni trl almalarda Mecmaun-nezir kadar yer verilmemi, bir anlamda Mecmaun-nezirin glgesinde kalm Dvndr. Ne var ki Edirneli Nazmnin kendisi gibi Dvn zerinde de bugne kadar lykyla allm ve eserin nemi nispetinde deerlendirilmi olduunu syleyemeyiz1. Mecmaun-nezir, tarafmzdan doktora tezi olarak hazrlanmtr (Kksal, 2001). Bu yaznn konusunu ise, tezkire yazarlarna gre ona asl nn kazandran bu nazreler mecmuas deil, daha ok Trk-i Bast ile yazlm iirleriyle tannan Dvn oluturmaktadr. Edirneli Nazmnin Dvn, 643 varak tutarndaki cesametiyle Trk diliyle kaleme alnm en hacimli dvndr. Bu eserin tam olan yegne nshas stanbul niversitesi Ktphanesi TY 920 numarada kaytldr (Eserin yine stanbul niversitesi Ktphanesi TY. 1636da ve Bursa Blge Yazmalar Ktphanesi 675 numarada birer nshas bulunmakla beraber bunlar esas nshaya gre hacimce pek kk ve muhtasar yazmalardr). lk defa Kprlzde Mehmed Fuadn stanbulda bir kitapda grerek 1926da stanbul Drlfnnuna satn aldrd bu eser, yine Kprl tarafndan tantlmtr (Kprl, 1928). Kprl, bu eserinde, Mill Edebiyat Cereyannn balangc, ilk temsilcileri ve tarih seyrini anlattktan ve Edirneli Nazmnin hayat, Mecmaun-nezir ve Dvn hakknda bir takm bilgiler verdikten sonra, Trk-i Bastle yazlm 56s mfred olmak zere muhtelif nazm ekillerinde yazlm toplam 341 iiri nakletmitir. Kprlnn sz konusu eserinden bu yana, Atszn on alt sayfalk risalesi (Atsz, 1934)2 ve birka yl nce tamamlanm bir doktora tezinden (Avar, 1998) baka, eser zerinde kayda deer bir alma yaplmamtr. Kprl ve Atszn sz konusu eserlerinde Nazm Dvn sadece Trki Bast cereyan3 cephesinden ele alnmtr. Halbuki yazmzda da grlecei gibi Edirneli Nazm Dvn, Trk-i Bastle yazlan iirlerden kaynaklanan deerinin yan sra, sadece muazzam hacmiyle deil, baka bakmlardan da son derece nemli, farkl ve tamamen orijinal bir eserdir. Ancak, bu deerli eser bilim evrelerince bile sadece Trk-i Bast ile yazlm iirleri dolaysyla bilinmekte ve lykyla tannmamaktadr. Sadece bykl ile bile dikkatleri ekmesi gereken bir eser olmasna ramen ilgisiz kalnmasna bir sebep aramak gerekirse, Kprlnn Edirneli Nazm ve eseri hakknda beyan ettii menf kanaatlerin bunda nemli rol oynad syleyenebilir. Kprl (1928: 67), Nazmnin ok yazd iin en mptezel mazmunlar, en baya nasihatleri yzlerce, binlerce defa tekrar eden o devrin drdnc, beinci derecede airlerinden ve ese102

Kksal, Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar

rinin de ihtiva ettii tarihler itibariyle alelde bir veska kymetini hiz olduunu ifade etmektedir4. Yine ona gre, iinde kukla kelimesi geen bir beyit sayesinde on altnc asrda Trklerde kukla oynatld bilgisine sahip olmamz eseri deerli klan bir dier zelliktir. Yine ayn eserinde Kprl, Bize gre Nazmnin yegne meziyeti Trk-i Bast ile, yani yabanc terkiplerden ve imkn derecesinde yabanc kelimelerden r olarak sde Trke ile bir takm iirler yazm olmasdr. demektedir (1928: 67). Onun, Nazm Dvnndaki onca farkllk ve yenilii neden deerlendirmedii konusu bir tarafa, yukarda da ifade ettiimiz gibi Dvna ilim adamlar ve aratrmaclarn yeterince ynelmemelerindeki en nemli etken, bizce, Kprlnn bu eserin sadece Trk-i Bast cereyanyla yazlm manzumeler dolaysyla bir nemi bulunduu yolundaki gr olmutur5. Bu giriten sonra, Edirneli Nazm Dvnn -Trk-i Bast iirleri dndafarkl ve nemli klan noktalar ele alacaz. Ancak Trk edebiyatnn en hacimli dvn olarak bilinen Nazm Dvn zerine yaplan yukarda zikrettiimiz almada da bulunmad iin ncelikle sz konusu yazmann nsha tavsifini vermek gerekir. stanbul niversitesi Ktphanesi TY. 920 numarada kaytl bulunan eser, 350x210; 280x100 mm. lsnde, her sayfada ortalama 40 satrl, 643 varakta, aharl kda Hicr 962 (1554/55) ylnda yazlmtr. Kahverengi mein, emseli, kebentli bir cildi vardr. iirleri siyah, balklar surh (krmz) mrekkeple yazlan eserin 1a yznde Edirneli Nazmnin Hasan elebi Tezkiresinden aktarlan biyografisi bulunmaktadr. Mstensih ise belli deildir6. Edirneli Nazm Dvnn birok bakmdan orijinal ve bunun iin de nemli klan zellikleri; bykl, tertip ekli, vezindeki orijinallikleri ile kelime ve ekil oyunlar olarak drt ana balk altnda deerlendirmek mmkndr.

Devs Bir Dvn


Edirneli Nazm Dvn, nsha tavsifinde de belirttiimiz gibi 643 varak tutarndadr. Her sayfann ortalama 42 satrdan olutuunu gz nne aldmzda -Uzun iir balklarn karrsak ortalama her sayfann 35-36 beyitten olutuunu syleyebiliriz- yaklak 46 bin beyte tekabl eden bir miktar karmza kar. Olduka nemli bir yekn tutan sayfa kenarlarna yazl iirler de hesaba katldnda eserin 50 bin beyit civarnda olduunu sylemek mmkndr.
103

bilig 2002 K Say 20

Beyit says olarak byle yksek bir tutara sahip Dvnda yer alan nazm ekilleri, say itibaryla neredeyse btn nazm ekilleriyle ilgili mevcut bilgileri deitirecek miktardadr. Nazm ekilleri zerine ister makale, ister mstakil kitap olarak, isterse yksek lisans veya doktora tez almas hlinde olsun yaplan -bizim grebildiimiz- almalarda Nazm Dvn deerlendirilmemitir. Burada, yukarda sebebiyle birlikte srarla zerinde durduumuz eserin tannmamas veya yeterince tantlmamas meselesinin arz ettii nem ortaya kmaktadr. Nazm ekillerini ileyen bu almalarda Nazm Dvn ele alnsayd, birok nazm eklinin en ok hangi airler tarafndan kaleme alnd hususundaki bilgiler, daha salkl ve doru olarak karmza kacakt. Mesel Trk edebiyatnda en ok gazel yazan airin 2800 gazeliyle Muhibb deil, bunun yaklak katna yakn bir sayyla Nazm olduu ortaya kacakt. Nazm Dvnna gz atldnda kez hemen her trl musammat, kta ve mstezdda da benzer bir manzarayla karlalaca ikrdr. Sz gelimi, en ok murabba yazan airler arasnda 30 murabba ile Muhibb ve 26ar murabba ile Hayret ve Yahy Bey gsterilirken (pekten, 1985: 112) Nazm Dvnndaki murabba says 516dr. Muhammes nazm eklinde de Nazmnin en nde olduunu grmekteyiz. Bu durum srasyla, msebba, mtessa ve muaerde de hemen hemen ayndr. Sadece mseddes ve msemmen saysnda geri kalan Nazm, yazd 5 terc-i bend ve 9 terkb-i bend ile bu nazm ekillerinde de en n saftaki airler arasnda yer almaktadr. Nazm Dvnndaki toplam 8976 iirin nazm ekillerine gre dalm yledir:7. Gazel: Murabba: Kta: Mfred: Muhammes: Mstezd: Kasde: Mesnev: 7777 516 335 193 56 23 16 13
104

Mseddes: Terkb-i bend: Muaer: Terc-i bend: Mtessa: Msebba: Msemmen: Tahms:

10 9 7 5 5 5 4 2

Kksal, Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar

Kendine zg Bir Dvn Tertibi Nazm Dvnnn zerinde durmaya deer bir vasf da tertip eklidir. Kprl eserin tertip ekli hakknda ksa bir malmat vermise de, bu bilgiyi detaylandrmak gerektii kanaatindeyiz. Dvndaki manzumeler u ekilde tasnif ve tertip edilmitir: 1. Kasdeler, terkb-i bend ve terc-i bendler: Nazm Dvn, klsik dvnlar gibi balar. Eserin ilk iiri bir tevhiddir. Sonra bir nat, Kasde-i tr Hcre balkl bir kasde, takiben kimisi 100 beyte kadar varan uzunluuyla 6 mevize, terkb-i bend ve terc-i bendler, Kanunye yazlm 6 kasde, biri Sultan Mustafa, teki air rif iin terkb-i bend eklinde yazlm birer mersiye ile bu ilk blm sona ermektedir. 2. Gazeller, musammatlar ve mstezdlar: Dvnnda Nazm, btn yenilik, farkllk, orijinallik ve hnerlerini, belki bunlarn hepsini de kapsayacak bir kelimeyle ifade etmek gerekirse btn araylarn 19b sayfasnda Gazeliyyt bal ile balayan ve tam 591 varak srecek olan blmde gsterir. Bu blmde manzumeler, dier dvnlarda olduu gibi elifbya gre sralanmtr. Farkllk, her harfle kafiyelenmi manzumelerin ayrca kendi iinde vezinlere gre de bir sra takip edecek ekilde gruplandrlm olmasndadr. Bu blmdeki manzumeler srayla; gazeller, bend saylar kkten bye doru olmak zere musammatlar ve nihayet mstezdlar hlinde dizilmektedir. 3. Mfredler, mesnevler ve ktalar: 610b yznden balayp Dvnn sonuna kadar sren bu ksm, yukarda tamamnn adet olarak dkmn verdiimiz mfredler, hepsi mesnev tarznda kaleme alnm mevizeler, arz- hller, yine mesnev tarznda 24 beyitlik Mahabbetnme balkl bir manzume ve nihyet ktalardan olumaktadr. Klsik dvn tertibinde mfredler en sonra bulunurken Nazm mfredleri bu blmn bana almtr. Mfredler de gazeller gibi elifbya gre sralanrken mesnev ve ktalarda herhangi bir sra gzetilmemitir. Bu blmdeki tarih ktalar ve arz- hller, Nazmnin hayat, yaants ve devri hakknda nemli izler tamas bakmndan kayda deer manzumelerdir. Bu ana blm iinde varak saylarndan da anlalaca gibi en ok manzume barndran gazeller, musammatlar ve mstezdlarn bulunduu ikinci blmdr. Esasen bu dvn klsik dvnlardan tertip edilii y105

bilig 2002 K Say 20

nyle ayran blm de burasdr. Dvnndaki gazelleri klsik dvnlar gibi kafiyelerin elifb srasna gre dizen Nazm, farkl bir tercih kullanarak her harfle kafiyelenen iirleri kendi aralarnda aruz bahirlerine gre de sralamtr ki, airin Mecmaun-nezirin tertibinde uygulad sistem de ayndr. Bunu aacak olursak, her harfte ilk sradaki kalp hezeci slim (mefln mefln mefln mefln) bahridir. Sz gelimi elif harfiyle kafiyelenmi bu kalptaki btn iirler bittikten sonra ikinci, nc... bahirlere geilmektedir. Elif harfi bittikten sonra b harfi yine ayn bahirle, yani hezec-i slimle balamakta ve vezinler ilk harfteki sray izlemektedir. Her harfte ayn sayda bahir kullanlmamakla birlikte mevcut olan bahirlerin her harfte sz edilen sray takip ettii grlmektedir. ok kullanlan ve bilinen bahirlerde onlarca, hatta baz harflerde yzlerce iir yazan Nazm, kullanlmayan birok bahirde de birer ikier, ou kez de birer rnekle yetinmitir. lk gazelden sonra ayn vezin ve kafiyede yazlm dier gazeller nazre bal altnda dizilmekte8; yeni bir kafiye ve redif sisteminde bir gazel nev-i dger bal altnda yazldktan sonra onunla ayn vezin, kafiye ve redifteki iirler yine nazre balyla sralanmaktadr. Gazelleri, harflerden sonra bir alt grup olarak vezinlere gre tasnif eden air, hemen her trden musammatlar (murabba, muhammes, mseddes...) ve mstezdlar da ayn vezindeki gazellerin hemen ardndan yine bir dzen iinde, yani bendleri en az msral olanlardan (murabba) en ok msrallara (muaer) doru giden bir sistem iinde sralamtr. Musammatlarn her harf grubunda gazellerin bulunduu blmde yer almas orijinaldir. Dvnn btnne baktmzda musammatlarn her birine rnek bulabilmek mmkndr. Hatta edebiyatmzda rneklerinin ok nadir olduu msebba, msemmen ve mtesslar bile Nazm Dvnnn sayfalarnda yer bulmutur. Ancak bu musammatlarn adedinin, hem nazm eklinin, hem de iirin ait olduu bahrin edebiyatmzda kullanlma skl ile doru orantl olduunu sylemeliyiz. Sz gelimi elifle kafiyelendirilen ve hezec-i slim bahrinde (mefln mefln mefln mefln) yazlan iirler grubunu, 30 gazel, gazeller bittikten sonra biri 5, dieri 7 bendlik iki murabba, 7 bendlik bir muhammes, 5 bendlik bir mseddes ve 10 beyitlik bir mstezd oluturmaktadr. Trk iirinde en ok kullanlan ka106

Kksal, Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar

lplardan remel bahri (filtn filtn filtn filn), yine elif harfinde 70 gazel, 4 murabba, 2 muhammes ve birer adet tahmis, mseddes, msebba, msemmen, mtessa, muaer ve mstezd ile Nazm Dvnnda da en n sradadr. Dvnn tamamnda musammatlarn saylar benzer oranla devam etmektedir. Nazm, eserini tertip ederken o kadar ayrntya girmi ve o denli farkl eyler denemitir ki, yzlerce sayfann iinde birka zellii bilinen bir gazelin yerini rahatlkla bulabilmek kabildir. Bu tertipteki ok ilgin bir zellik de gazellerin rev harfine gre de kendi aralarnda sralanm olmasdr. Sz gelimi elifle kafiyelendirilen ve remel bahrinde yazlan gazeller ayrca kendi aralarnda elifb srasyla rev harfi be olan -yani kafiyesi b olan gazel , rev harfi cm, yani kafiyesi c olan... gibi sralanmtr. Bilinmeyen ve Kullanlmayan Aruz Kalplar Edirneli Nazm, imleler sayesinde Trke kelimelerin youn bulunduu iirlerinde bile aruzu rahatlkla kullanmasn bilmitir. Ne var ki imleye bu kadar ok mracaat ettii iin aruzun kendine has mzikalitesini ve iire getirdii henk ve akcl manzumelerine tatbik edebilmekten de uzak kalmtr. Ancak Edirneli Nazmnin mzikalite, henk vs.den ziyade, daha farkl ve yeni vezinler peinde olduu aktr. Trk iirinde sk kullanlan aruz kalplar / bahirleri 30 civarnda iken Nazmnin, Dvnnn sadece elif harfiyle kafiyelenen ksmnda tam 135 farkl aruz kalb kulland9 dnlrse farkn boyutu ortaya kar. Ancak yukarda da bahsettiimiz gibi iirimizde hemen hi kullanlmayan kalplarla yazlm iirler ounlukla birer, ndiren ikier tanedir. Latf (1314: 340), onun Haydar- Tebrznin Aruz Rislesindeki bahirlerin her birinde elif kafiyesiyle bir gazel sylediini hatta baz bahirleri de kendisinin icat ettiini kaydeder. Bu ilgin bahirlerden bazlar -buraya sadece matla beyitleri alnmtr- yledir10: 1. mefiln mefil filn: Bu hsn bu ceml ile dil-ber Gren seni olur saa mbtel
107

bilig 2002 K Say 20

2.

mefiln fa mefiln fa mefiln fa mefil: Gzeller ire sen ceml grp idenler tem Melhat ile ceminden gzel grrler seni nigr mefl fa mefl fa mefl fa mefl fa: derse baa dem--dem cef aceb mi nola dil dil-rb Ki ben bir ged o bir pdh bu ben mbtel ne diyem aa mfteiln fa mfteiln fa mfteiln fa mfteiln fa: Ey ruh zb talati garr kmeti bl dil-ber-i ran Vey lebi halv lali eker-h zlfi semen-s h- dil-r mefiln mfteiln mefiln mfteiln: derse ger yr baa ikide bir cevr cef Ne diyeyin bende nola efendi ol ben kul aa mfteiln mefiln filn: Cn gibi seven seni dil-ber Cn revn ider yoluda fed filtn filtn filtn fa: Rst kadd hrm seyridr cn Baa imdi cndan olan matlab- al filtn fa filtn fa filtn fa: Bir izr gl bir lebi gone hsn sen t Karua olsam nola ben her dem blbl-i gy feiltn feiltn feiltn feiltn feiltn feiltn feiltn feiln: Bu ceml ile melhat bu bah ile letfet dah bu hsn ile behcet ki sen var sanem Bir gren bi dil cndan kul olup tapu klup k olur mihr klur an gzel h saa

3.

4.

5.

6.

7.

8.

9.

10. filtn filn filtn filn: Ey nigr- b-vef dil-rb-y pr-cef Iku old veh baa zge derd-i b-dev
108

Kksal, Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar

11. feiltn feiln feiltn feiln: Nie bir baa sitem nice bir gayra vef Nie bir gayra kerem nice bir baa cef 12. filt filt filn: Arz- hsn idp yine bu gn baa Yakd gn gibi beni ol meh-lik 13. mstefiln mstefiln meflt: Hlt- k yra kl var inh yed ki ide ey dil ol yr sg 14. mstefiln meflt mstefiln meflt: Ey dil saa ol dildr her dem ki ider ok z Hak bu ki ol z h zge bel mkil d 15. mfteiln filt mfteiln filt: Mesned-i hsne nigr eyledi t ittik tdi anu ehl-i k iigine iltic 16. mfteiln filt mfteiln f: tse beni ol nigr bs ile ihy Ol dem lrdi hemn rek ile ad 17. filtn mstefiln filtn mstefiln: Rahm idp gel lutf it baa itme dyim cevr cef dp ihsn ey meh-lik eyle geh geh mihr vef 18. feiltn mefiln feiltn mefiln: Be gzel saa neyledm ki baa byle dyim desin rahm klmayup bu kadar cevr ile cef 19. feiltn mefiln feiltn: Bu gzellik ki sendedr gzelm t Seni kimdr ki sevmeye gricek y
109

bilig 2002 K Say 20

20. mefln filtn mefln filtn: Degl n kim h mmkin sen bir dem vaslu asl Dem--dem y neyki cna cef ile cevr cn 21. mefl filtn mefl filtn: Gel ey nzenn-i zb nigrn-i hb u ran Keml ile yle garr gzel var m saa hem-t 22. mefl filt mefl filtn: var sende ey nigr bu hsn ile bu bah hem Saa ola cn revn u dah ola dil fed hem 23. mefl filt mefl filn: Aar kalbi gl gibi virr taba hem cil Mey-i sfi ielm saf ile skiy 24. mefl filt mefl filtn: Ehl-i sadet ide bir kimseyi ki Mevl Ehl-i ekvet ile ol hem-dem olmaz asl 25. mefiln feiln mefiln feiln: Visline hevesi o dil-ber ko dil Karn-i eh olmaz muhassalan ged 26. filt mfteiln filt mfteiln: Her ne del yr baa eyler ise cevr cef Gam yo idi bri dil geh geh itse mihr vef 27. filtn mfteiln filn: Hecr-i zlf kmet ey pr-bel Baa veh kim old o cevr cef 28. feln mefln feln mefln: Siyeh-kr olupdur dil pern olup cn Olaldan sen zlf hevs dile sevd
110

Kksal, Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar

29. filtn filn filtn filn: Sze geldke leb olduin cn-fez Sevdi sen cnneyi cn ile dil dil-ber 30. mefiletn mefiletn mefiletn mefiletn: Bu hsn melhat ile seni ki gren [de] gl virr sanem derse eger ki cn dah yoluda revn mahall rev 31. mefiletn mefiletn filetn: u kim gre rzuda izru sanem Birin sana nr anu biri dah sana m 32. filn feiln filn feiln: Dyim baa yr eyledgi cef Neydi ki sona eyleseydi vef 33. filn faln filn faln: Grdgm demde ben seni cn Ikua dp olmam eyd 34. feiln filn feiln filn: Dehen bsn dileyen dil-ber der ol yok yire hevesi vay aa 35. filtn filtn mstefiln: Baa her gn kim idersin cevr cef Nola bir gn itse ey meh mihr vef 36. faln filn faln filn: humdur benm bir ehl-i hev Kim her dem yiler mnend-i sab
111

bilig 2002 K Say 20

Nazmde ekil ve Sz Hnerleri Nazmnin iirlerinde iiriyet bulunmadna ilikin eletirilerde elbette byk hakllk pay vardr. Onun bir takm hnerler sergilerken sanatl syleyiten ve anlam derinliinden uzaklat da dorudur. Ancak yukardan beri anlatmaya altmz gibi Nazmye nem atfetmemiz onun sanatkrl dolaysyla deildir. Buna ramen onu iiriyetten tamamen uzak bir nzm veya mteair kabul etmek de doru olmaz. Zr, Dvnndaki bir takm gazeller, lirik yn ar basan, zengin ifade gc de bulunan olduka gzel iirlerdir. Tabi, Nazmde iiriyeti veya derinlii azaltan, tutku derecesindeki hner merakyla beraber, hi kimsenin yazmad kadar ok yazmasdr. Kald ki, Klsik edebiyatmzn birinci derecede airleri arasnda gsterilen Ztnin gazelleri bile ayn sebepten yer yer benzer zaafiyetlerle malldr. Ancak bu yaznn konusu Nazmnin iir kudretini tartmak veya deerlendirmek deil, ana hatlaryla da olsa orijinal taraflarn ortaya koyabilmektir. Esasen eserinden de Nazmnin araylarnn iyi iir sylemekten ok farkl iir sylemek zerinde younlatn tespit edebilmekteyiz. iirleri bu adan deerlendirildiinde, kulland mazmunlar alelde ise de, bulularnn fevkalde olduu gereini teslim etmek gerekir. Nazm Dvnna bu gzle baktmzda daha ilk manzumelerden birinde Nazm-i pr-hnerle karlayoruz. Kasde eklinde yazlm tevhd manzumesinde ortaya koyduu ekil dikkat edilmedii zaman baka rnekleri de grlen bir hurf iir, yani her beytin elifb srasna gre balatld bir kasde zannedilebilir. Fakat Nazm bu kadarn bir hner kabul etmemi olmal ki baka bir ey daha denemi ve her beytin ikinci msrann son harfini bir sonraki beytin ilk harfi olarak kullanmtr. Reddl-acz ales-sadr adyla bilinen sanatta kelimelerle yaplan Nazm sadece harfleri kullanarak denemitir. Yine ayn kasdede farkl vezni birden kullanmas da iirimizde hi bilinmeyen ve rastlanmayan bir baka zellik olarak karmza kmaktadr. 29 beyit tutarndaki bu kasdedeki her beytin ikinci msra feiltn feiltn feiltn feiln kalbnda iken ilk msralarn bazs mefl mefl mefl fel, bazlar ise mefl mefl mefl fel kalbyla yazlmtr. Yani bir kasdeyi farkl aruz bahriyle kaleme almtr. Byle bir zellik, mevcut bilgilerimiz dahilinde sadece rubde grld iin bu kasde ilgin ve farkl bir rnektir.
112

Kksal, Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar

Eser; tecnsin btn trlerine rnek gazeller, her beyti itikkl, reddl-acz ales-sadra, lzm-m-l-yelzeme rnek tekil eden gazeller, tamam noktal harflerden (pr-nukat), tamam noktasz harflerden (bnukat) oluan gazeller, bitien (muttasl) ve bitimeyen (mukatta) harflerle yazlm gazeller, akrostiler (muvaah), lebdemezler, btn msralar hem dz, hem tersten okunduunda ayn olan gazeller (maklb- mstev) ve her trden edeb sanata ve ekil oyununa verilen yzlerce rneiyle de zengin bir iir bilgisi kayna konumundadr. Bu tr ekil oyunlarnn bazlarn deneyen baka airler de olmutur. Bunlarn hangileri ilk defa, hangileri sadece Nazm tarafndan kaleme alnmtr, bilemiyoruz. Ancak bu iirlerden kalb-i baz, kalb-i muvec de denilen maklb- mstev tarznda yazlm gazel tezkirelerde de bir hner almeti olarak gsterilmitir11. Nazmyi, benzer hnerleri deneyen dier airlerden esas ayran taraf, eitlilik itibariyle hemen her tarz denemi olmasnn yan sra, sadece bu ekilde yazlan iirlerin bile bir ka dvn doldurabilecek sayda olmasdr. Biz szn ettiimiz trden ilgin iirlerin birkana rnek vermekle yetindik. Dvn- Trk-i Bast Trk-i Bast ismi, Nazmnin Arapa-Farsa kelime ve terkiplerin hemen hemen hi bulunmad, sadece Trke kelimelerden oluan iirlerine kendisinin verdii addr. Bu tarzda, daha dorusu bu ad altnda Nazmden nce veya sonra -eyh Glibin bir gazelinden baka- yazlm baka bir iir bulunmamaktadr. Nazm Dvn, yukardan beri saydmz farkl zellikleri hi bulunmasa bile sadece Trk-i Bastle yazlm iirleriyle dahi ok nemli bir dil ydigrdr. Fuat Kprl (1928: 68)., Nazm Dvnnda Trk Bast ile yazlm 1 terc-i bend, 1 kasde, 1 mstezd, 9 murabba, 2 muhammes, 269 gazel, 56 beyitlik mfredler ve 55 beyitlik bir mevize bulunduunu belirtmektedir. Nazm Dvnndaki gazeller dndaki iirler doktora tezi olarak hazrland iin o husustaki deerlendirmeleri tez sahibine brakarak gazellere gz atacak olursak Trk-i Bast gazellerinin Kprlnn verdii saydan epeyce fazla olduunu grrz. Kprlnn eserinde yer almayan bu iirleri bizim nasl tespit ettiimizin aklamas udur: Eserde, Tr113

bilig 2002 K Say 20

k-i Bastle yazlm iirler Trk-i Bast ibaresi ile dikkat ekecek bir ekilde surh (krmz) mrekkeple hemen iirin yannda ve iirin st balndan ayrca yazl vaziyettedir. Kprlnn bu iirleri, bu belirgin balklara bakarak tespit ettii anlalmaktadr. Halbuki bu Trk-i Bast ibaresi, bir ksm iirlerde, szn ettiimiz Farsa balklarn iindedir ve balk tamamen okunmadan farkedilemeyecek durumdadr. Trk-i Bast ile yazld balklarda da belirtilen ve bir ksmn burada yaymladmz bu trden gazellerin, Kprlnn dikkatinden katn dnyoruz. Eserde Kprlnn gznden kaan baka hususlar da vardr. Mesel Nazm iin Koskoca Dvnnda bakalarnn gazellerini tahmis ve tesdis etmedii hlde Ztnin bir gazelini tahmis etmi, veftna da tarih sylemiti. (Kprl, 1928: 59) demesine ramen Dvnda Nectnin de bir gazelinin tahmis edildiini gryoruz (Edirneli Nazm: 45b).

Sonu
1. Edirneli Nazm, hem eski tezkireciler, hem de ada edebiyat tarihilerince iki ynyle ne karlm bir airdir: ok hacimli bir antoloji olan Mecmaun-nezir ve Trk Bastle yazd iirleri. O, uzun bir emek ve aratrmann mahsul olduu anlalan Mecmaun-nezir ile hrete kavuurken, eserleri henz ele gememi olmakla beraber, Arapa ve Farsa kelime ve terkiplerden arnm, sade Trke ile yazmay benimseyen dier airlerle (Mahrem ve Visl) birlikte dil ve edebiyat tarihimiz iindeki hakl yerini almtr. Dierlerinin eserlerinin mevcut olmamas, baka bir deyile Nazmnin sade Trkeci bu mellif iinde elimizde eseri bulunan yegne air olmas, kendisinin ve eserinin nemini bir kat daha artrmaktadr. 2. Bilinen bu iki zelliinden baka, Nazmnin zerinde pek durulmayan, ancak yukardan beri dikkat ekmek istediimiz dier nemli vasflarn ylece sralamak mmkndr: a) Trk edebiyatnn en byk dvnn yazmak gibi mhim bir zellie sahip olan Nazm, ou nazm ekillerini de en ok sayda yazan air durumundadr. Sz gelimi, 7777 gazeliyle edebiyat tarihimizin en ok gazel yazan, Muhibb, Zt, Badatl Rh gibi airlerimizin yazdklarnn toplam kadar gazel kaleme almtr. O, edebiyatmzn sadece en ok gazel yazan airi deil, bata murabba olmak zere msebba,
114

Kksal, Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar

mtessa, kta ve mfred nazm ekillerinde de en ok rnek veren airimizdir. Hatta edebiyatmzda rnekleri mahdut olan msemmen, mtessa gibi musammatlara dier airlere oranla Dvnnda oka yer vermitir. b) Edirneli Nazmnin yazd manzumelerinin eitlilii bakmndan da her tr ve ekilde eser vermeye gayret gsterdii anlalmaktadr. Mfredden mesnevye kadar btn nazm ekillerinden rnekler vermek isteyen bir airdir. Ancak olaanst sayda gazel ve musammat yazarken kasde, mersiye gibi nazm ekil ve trleriyle ok az iiri bulunmas ve terb, tahmis, tatr gibi bakasnn iirlerini tamamlayan trden nazm ekillerine -grebildiimiz iki tahms dnda- hi yer vermemesini de kayda deer bir zellik olarak tespit ediyoruz. Nazm Dvnnda rub, tuyu, ark ve tardiyye gibi nazm ekillerinde manzume ise hi bulunmamaktadr. c) Trk edebiyatnda kullanlan aruz kalb says 60 civarndayken -ki bunlarn yarsna yakn da nadir ilenen kalplardr- Nazm, Dvnnda 150ye yakn aruz kalb kullanmtr. Kaynaklardan rendiimize gre bunlarn bir ksm kendi icaddr. Bu vezinleri kullanrken Trke kelimelerdeki ak hecelerin uzun okunabilmesi imknndan ska faydalanarak her iirde, hatta ou kere her beyitte onlarca imle yapmas, bir taraftan airin iini kolaylatrrken, bir taraftan da bir olumsuzluu beraberinde getirmi, iirlerin kuru ve yeknesak kalmasna yol amtr. d) Nazm, dvn tertibi bakmndan da yenilik ortaya koyma gayreti iinde bir airdir. Klsik dvn tertibi dna karak eserini vezinlere gre dzenlemi, musammatlar da gazellerin olduu blme yerletirmi ve iirleri vezinden baka, kafiyelerine gre de kendi arasnda alfabetik (elifb) bir tasnife tabi tutmutur. e) Edirneli Nazm, bu kadar ok manzume, bunca sz ve ekil oyunu ve bu denli youn vezin aray iinde manzumelerinde yer yer grnen sanat kvlcmlarn da kaybettirmitir. iirin temeli ve bir anlamda sebeb-i vcudu olan iiriyeti ihml etmi, iirde mnda derinlikten ve bikr-i mndan ok ekilde zenginlii esas olarak alm, sanat endiesini gz ard etmitir. 3. Btn orijinalitesine ramen Edirneli Nazmyi klsik iirimizde r ac bir air veya bir akmn ncs olarak kabul etmemek lzmdr. Onun bu yazyla mmkn olduunca tantmaya altmz ilklerinin ou, ayn zamanda tek olarak kalm, yani bir takipi bulamamtr. Bu
115

bilig 2002 K Say 20

itibarla onun edebiyat tarihimizdeki yerinin, sadece Trk-i Bast tarznda yazd iirleriyle deil; nazm ekli, vezin gibi iirin d cephesine ynelik araylar ve yenilikleriyle birlikte deerlendirerek kelimenin tam anlamyla nevi ahsna mnhasr bir dvn airi olarak kabul ettiimiz takdirde doru tespit edilecei kanaatindeyiz.

Aklamalar
1 Burada zellikle bir hususa dikkat ekmek istiyoruz. Kprlden bu tarafa, Mecmaun-nezir hakknda bilgi veren btn edebiyat tarihleri, kitaplar, makaleler, tezler ve ansiklopedi maddelerinde, hepsi birbirinin tekrar olan eserde 243 airin 3356 gazelinin bulunduu bilgisi verilmektedir. Halbuki bu -Kprlnn de eserinde aka belirttii gibi- sadece Nuruosmaniye Ktphanesi Nu. 4222de kaytl nshayla ilgili bir bilgidir ve stelik bu nsha, en az iir barndran yazmalardan biridir. Bu bilgi tenkit ve teyit edilme ihtiyac duyulmaynca bu bilgi yanll / eksiklii sregelmitir. Kald ki verilen say, bu nsha iin dahi doru deildir. Drt nsha zerinden kurduumuz tenkitli metne gre Mecmaun-nezirde 357 airin 5527 iiri bulunmaktadr. Nazm hakknda bugne dein yaplan almalarda yer alan trl yanllk, karklk ve eksiklikler ile hayat ve eserleri hakknda ayrntl bilgi iin bkz. (Kksal, 2001, 1/83-109). Atsz, Edirneli Nazm Dvnndaki Trk-i Bastle yazlm iirlerin dil zelliklerini inceledii bu almasndaki tespit ve deerlendirmelerini yazma nshadan deil, Kprlnn eski harfli nerinden yapmtr. Terim olarak adna sadece Edirneli Nazmnin Dvnnda rastlanan ve yaklak iki yz yl sonra eyh Glibin bir gazeliyle karmza kan Trk-i Basti, cereyan, akm, hareket vs. gibi adlarla nitelendirmenin ne derece doru olduu tartmaya ak bir konudur. Yaz boyunca Trk-i Basti trnak iindeki bu kelimelerden biriyle anmadmz farkedilecektir. lk defa Kprl tarafndan kullanlan ve genellikle sorgulanmadan kabul ve tekrar edilegelen Trk-i Bast Cereyan kavram, zerinde tartmay gerektiren bir ifadedir. Ziya Avarn ad geen tezinde geen (1998: LXVIII-LXXIV) Trk- Bastin bir akm oluturacak zellikleri bnyesinde barndrmad tespitine nemli lde katlyoruz. Elimizdeki malzeme de bu gr teyit
116

Kksal, Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar

eder durumdadr. Aydnl Visl ile Tatavlal Mahremnin sade Trkeyle yazdklar bilgisi tezkirelerde sylendii kadaryla snrldr. Tatavlal Mahremnin tamamen Trke kelimelerden olutuu bildirilen Bast-nmesi ise elimizde deildir. Bugn iin bu tarzla yazlm ancak tek bir beytinden haberdarz. Kez Vislnin sade Trkeyle yazld sylenen iirlerinden bir msra dahi bilinmemektedir. Byle mterek bir anlaytan edebiyat tarihimizin kaynaklarnda da bahis yoktur. stelik bu anlayn cidd mnda tesirleri de mevcut deildir. yleyse, dier iki airle birlikte Nazmnin gayretlerini, zellikle dnemin iire, aire bak ve dil ve sanat anlay ierisinde deerlendirdiimizde, Trk diline atfettikleri nem dolaysyla -olsa olsa- bir uurlu aydn duyarll olarak kabul edilebilir. Kald ki bu da kukulu bir tespittir. Nitekim Nazm de Siph olcak zulm ile kat kfir olur Trk / Dner bir yrtc zib hayvna misl-i grk (Edirneli Nazm: 615b) msranda olduu gibi yer yer Trk kelimesini hakarete kadar varan aalayc ifadelerle birlikte kullanma gelenei(!)nden (ki Nazm gibi Trk olduu hlde Trkler hakknda bu tr ifadeleri kullanmay alkanlk hline getiren birok air bilinmektedir.) kendini kurtaramamtr. Bu durumda Nazm ile Trk-i Bast arasndaki ilikiyi gerekelendirmek gerekirse, Trk-i Bast ile yazma merak ve itiyakn airin bu yaz boyunca ifadeye allan yenilik, farkllk ve orijinallik araylar cmlesinden bir gayret sayabiliriz. Esasen, Trki Bastin bir akm, hareket vs. kabul edilip edilmeyecei, deilse bu tarz nereye koymak gerektii konusunun, geni mahfellerde yeniden ele alnp tartlmas gerektiini dnyoruz. Kprlnn bu tabiri Mill Edebiyat Cereyan ibaresiyle birlikte kulland dnemin (1927-28), yani Trkiye Cumhuriyetinin ilk kurulu yllarnn siyas artlar, dil ve edebiyatla ilgili kabul ve redler zerinde devrin siyas ortamnn ne derece etkin olduu gerei dnldnde, konuyu bugn yeniden ele alarak tartma gerei, kendini daha fazla gstermektedir. Kprlnn drdnc, beinci derecede bir air olarak deerlendirdii Nazm, Atsza gre (1994: 2) nc derecede airdir. Hasibe Mazolu da (1977: 53) zellikle Pend-i Attr evirisine bakldnda Nazmnin airlii hususunda Kprlye katlamayacn ifade ederek ...kolay ve iten syleyii ile ikinci derecede bir airin baar117

bilig 2002 K Say 20

sna ulam olduunu rahatlkla syleyebiliriz. cmlesiyle Nazmyi ikinci snf bir air olarak kabul etmektedir. Kprlnn -Knal-zde ve ksmen Ahd hari- hemen btn tezkire yazarlarnn vgyle and Nazm hakkndaki bu fikirlerini Rdvan Canm da olduka mnidr ifadesiyle deerlendirmektedir (Canm, 1995: 134). Kimi yerlerde stanbul niversitesi TY. 920 nshasnn mellif hatt nsha olduu belirtilmi ise de, mellif hatt olduundan emin olmamz gerektirecek bir kayd bu nshann herhangi bir yerinde gremiyoruz. Eserdeki tarih ktalarnn sonuncusu ile nshann istinsah tarihinin (H. 962) ayn olmas bu kanaati glendirmekle beraber, sadece bu nokta eseri mellif hatt kabul etmemize yeter delil tekil etmez. Kald ki Ahd Tezkiresinde Nazmnin b-aded kasid tevrh kaleme ald ifade edilmektedir(Ahd: 137a). Gerekten Nazm Dvnnn bahis konusu yazmasnda ok sayda tarih manzumesi bulunmaktadr; ancak kaside says sadece 16dr. Latf Tezkiresindeki Nazmnin 4 ciltlik bir Dvna sahip olduu kayd da (Latf, 1314: 340) bu noktada olduka enteresandr. Bu bilgi, yazmza konu olan bu hacimli nshann Latfnin zikrettii 4 ciltlik Dvnn birletirilmesiyle oluturulmu yeni bir nsha olmasn hatra getirmektedir. Ancak btn bunlardan sz konusu nshann -bizce de olduka kuvvetli bir ihtimal olan- mellif hatt olduu grn tamamyla reddettiimiz anlalmamaldr. Biz sadece eserde bunu teyid edici bilgiye rastlayamadmz ifade ediyoruz. Bununla birlikte zellikle tezkirelerdeki bilgiler nda, elimizdeki yazma, mellif hatt nsha olsa bile yine mellif hatt bir nshann daha var olmas gerektiini syleyebiliriz. Bu saylar Ziya Avarn ad geen tezine gre karlmtr. Bu tezde metinler Nazm Trleri ve Nazm ekilleri balklar altnda iki grup hlinde verilmitir. Halbuki her nazm trnn belli bir nazm ekliyle yazlmak mecburiyeti olduundan byle bir tasnif doru saylara ulamamza engel tekil etmektedir. Bunu bir rnekle aacak olursak, tezde terkb-i bendler bal altnda 7 terkb-i bendin metni verilmitir. Halbuki Nazm Trleri st balna ait olarak mersiyeler alt balnda deerlendirilen 2 adet mersiye de terkb-i bend nazm ekliyle yazlmtr. Dolaysyla bu duruma gre Dvndaki
118

Kksal, Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar

terkb-i bend says gerekte 7 deil, 9 olmaktadr. Ayn durum mesnev ve kasde nazm ekilleri iin de geerlidir. Bu itibarla, bu nazm eklinde burada gsterilen saylarla ad geen tezdeki saylar arasnda baz farkllklar vardr. Eser zerine yaplan almalarda sz edilmeyen bu Nazre balklarnn neyi ifade ettii bir soru olarak nmzde durmaktadr. Nazre bal konulan iirlerin tamamnn nazre olamayaca fikrindeyiz. Zira o takdirde Dvnda yer alan hemen btn iirlerin nazre olmas gerekir. Oysa kendisi de bir nazre mecmuas tertip eden Nazm, eer bu iirler gerekten muhtelif airlere nazre olarak yazsayd, kimi iirlere o iirin trl zelliklerini (vezni, varsa kulland bir edeb sanat veya zel bir ekil, rev harfi vs. gibi) aklayan bazen birka satr srecek kadar uzun Farsa balklar koyarken hangi aire nazre olduu bilgisini de eklemeyi ihml etmezdi. Kald ki Nazre bal altndaki iirler arasnda, Trk iirinde sadece Nazmnin kullandn sandmz, baka tatbiki bilinmeyen ok farkl aruz kalplar da vardr. Tek bana bu bile bize sz konusu iirlerin, en azndan hepsinin nazre olamayacan gstermektedir. O hlde bu Nazre balklar ne anlama gelmektedir? Bunu tespit etmek olduka gtr. Ancak, bu balklarn bizzat Nazm tarafndan konduunu kabul ettiimiz takdirde muhtemel bir yargya varabiliriz. Nazre balklarnn, yeni bir kafiyeyle yazlm ilk iirlerdeki Nev-i Dger balndan sonra yine ayn kafiyeyle devam eden iirlerde kullanld gz nne alndnda Nazmnin kendi iirine yine kendisinin nazre yazd sonucu ortaya kmaktadr. Bir baka ihtiml, balklardaki Nazre kelimesinin Velehu, Eyzen gibi gene ondan anlamna gelecek ekilde yazlm olmasdr. ster bu ihtimllerden biri sebebiyle, isterse bizim aklmza gelmeyen baka bir gerekeyle konulmu olsun, iirlerdeki Nazre balklar bu eseri deerlendirirken gz ard edilemeyecek bir noktadr. Nazm Dvnnn Abdlbki Glpnarl (1977: 2/369) tarafndan Mecmuun-nezirin bir nshas, gh Srr Levend (1988: 169) tarafndan da derleyeni belli olmayan nazre mecmualar arasnda gsterilmesine sebep de bu balklar olmaldr. Ancak buradan her harften bu kadar bahir kullanld gibi bir anlam karlmamaldr. Aksine tam bir vezin taramas yapmam olmamza
119

bilig 2002 K Say 20

ramen bu 135 bahrin, Dvnn btnndeki say veya ona yakn bir say olduunu syleyebiliriz. nk dier harflerde farkl bahirler pek fazla bulunmamaktadr. Nazm, eserinde nazm ekilleriyle, edeb sanatlarla, muhtelif ekil oyunlaryla, vezinlerle vs. ile ilgili btn marifetlerini elif harfi iinde gstermek istemi gibidir. Elif harfiyle kafiyelenen blmdeki bu 135 kalba karlk, dvnlarda genellikle en ok gazelin bulunduu re, mm, h-i resmiye ve ye harflerinde kullanlan kalp says yaklak 30-50 arasndadr. 10 Bunlar bizim tespit ederek isimlendirdiimiz aruz bahirleri deildir. Eserde, her yeni bahrin balangcnda o bahirle yazlan ilk iirin balnda Der-bahr-i ... ibaresiyle nce bahrin ad yazlmakta, hemen ardndan Taktie kelimesiyle birlikte sz konusu vezin lafzen de yazlmaktadr. 11 airin aadaki maklb- mstevsi Latf Tezkiresi, Meir-uar (sadece 2. beyit) ve Knhl-ahbrda (2. ve 3. beyitler) yer almaktadr (Latf 1314: 341; G.M. Meredth-Owens, 1971: 137a; sen, 1994: 279): A lebi lal derd-i lali bel Odur o rha hrvr dev Ho keml heme kelmu h in-y lel-i in u ruh- b-lel-i b- hur te-i rhib bahr- it 12 Nazmnin byle bir tercihi bouna yapmad, ilk msralardaki farkl vezinlerden de harflerle ilgili bir ey karmak istedii seziliyor, fakat biz bir sonuca varamadk. 13 Bo braklan yerdeki kelimenin zeri kaznm.

Kaynaklar
AHD, Glen-i uar (yazma), Topkap Saray Mzesi Ktphanesi, Hazine, Nu. 1303. ATSIZ (1934), XVI. Asr airlerinden Edirneli Nazmnin Eseri ve Bu Eserin Trk Dili ve Kltr Bakmndan Ehemmiyeti, Arkada Matbaas, stanbul.
120

Kksal, Orjinal Bir air: Edirneli Nazm ve Dvnna Yeni Baklar

AVAR, Ziya (1998), Edirneli Nazm, Hayat, Edeb Kiilii, Eserleri, Trk-i Basit ve Gazeller Dndaki Nazm ekil ve Trleri, Yaymlanmam Doktora Tezi, Gazi niversitesi SBE, Ankara. CANIM, Rdvan (1995), Edirne airleri, Aka Yaynlar, Ankara. EDRNEL NAZM, Dvn (yazma), stanbul niversitesi Ktphanesi TY 920. GLPINARLI, Abdlbki (1971), Mevln Mzesi Yazmalar Katalou, Mill Eitim Bakanl Eski Eserler ve Mzeler Genel Mdrl Yayn, 2. Cilt, Ankara. PEKTEN, Haluk (1985), Eski Trk Edebiyat Nazm ekilleri, Birlik Yaynlar, Ankara. SEN, Mustafa (1994), Knhl-ahbrn Tezkire Ksm, AKM Yayn, Ankara. KKSAL, M. Fatih (2001) Edirneli Nazm Mecmaun-nezir (nceleme Tenkitli Metin), Yaymlanmam Doktora Tezi, 3 Cilt, Hacettepe niversitesi SBE, Ankara. KPRL-ZDE MEHMED FUAD (1928), Mill Edebiyat Cereyannn lk Mbeirleri ve Dvn- Trk-i Bast, Devlet Matbaas, stanbul. LATF (1314), Tezkire-i Latf, kdm Matbaas, stanbul. LEVEND, gh Srr (1988), Trk Edebiyat Tarihi, I. Cilt, TTK Yayn, Ankara. MAZIOLU, Hasibe (1977)Edirneli Nazmnin Pend-i Attr Tercmesi, ADTCF Trkoloji Dergisi, C. VII, S. 1, s. 47-53. MEREDITH-OWENS, G.M. (1971), Meir-uar or Tezkere of k elebi, Lowe & Brydone (Printers) Ltd., London.

121

An Original Poet: Nazm of Edirne and New Approaches to his Divan


Dr. M. Fatih KKSAL
Cumhuriyet University Faculty of Sicience and Arts

Abstract: Besides Mecmaun-nezir, Edirneli Nazm is known for his poems written in a simple Turkish, known as Trk-i Bast. It is his Divan that indicates all his abilites, differences and originality, and distinguishing him from the other poets of our classic poetry. His Dvn with the volume of 643 papers, is the biggest sample among its sorts in our literature. We cannot claim however that this work of art that has got lots of originalities and differences in itself, is known well in the science literature. Besides the big volume and the size of the Edirneli Nazms Dvn, it is extremely original and interesting in terms of the newness of metre, the tricks of the words and the art of literature. This article aims to introduce the newness and originalities of the Edirneli Nazms Dvn.

Key Words: Edirneli Nazm, dvn, metre of aruz, Trk-i Bast, Divan poem, Classical lLiterature

122

123

Namk Kemalin iirlerinde Fonetik Unsurlar ve Kii Zamirlerinin Kullanl


Yard. Do. Dr. Osman GNDZ
Atatrk niversitesi Kzm Karabekir Eitim Fakltesi zet: Vatan, millet ve hrriyet temalarnn iirde kullanlmas millet olma bilincinin uyanmasyla balar. Kendini bir milletin ferdi sayan ve onun deerlerine sahip kan her air, hi olmazsa birka iirinde bu temalar ilemitir. Ancak bunlar arasndan pek az, ortak bir ses hlinde uzun sre hafzalarda kalma ansna sahip olmutur. Bizde benzer temalarn iire girii Tanzimatlarla balar. Daha nce halk klarnn ve asker airlerin cihat ruhu evresinde dile getirdikleri bu temalar, bilinli olarak ilk defa Namk Kemal tarafndan ele alnm ve ilenmitir. Bu tavrn gerisinde kkl bir aileye mensup olmaktan kaynaklanan tarih bilinci ve bir gven duygusu vardr. Namk Kemalin iirlerinde kulland kii zamirlerine gelince, Ben/biz gibi birinci kii zamirleri, toplumda sorumluluk stlenmesi gereken aydnlar sembolize etmektedir. Ben/bizin geni kitleleri uyarmak, bilgilendirmek gibi nemli grevleri vardr. Bunlarn uyard kiiler, sen/siz zamirleri ile sembolize edilen geni halk kitlesidir. Halkn ortak zaaf, iinde bulunulan tehlikeyi zamannda fark etmemek ve tehlikeye kar organize olamamaktr. Bu yzden sen/sizin kii haklar, onlar (mstebit yneticiler, zalim kiiler) tarafndan srekli ellerinden alnmakta ve sonuta zgrlkleri kstlanmaktadr. Bu durumda ben konumundaki toplumun aydn kiileri, zalim yneticilere uaklk eden dalkavuk ve korkaklar (sen/siz) uyarmaldr. te Namk Kemal, iirlerinin byk bir blmnde kendi kimliini aarak bir st-ben kimlii ile okurun karsna kar ve szn ettiimiz bu grevi stlenir. Anahtar kelimeler: Vatan, hrriyet, bayrak, ben/biz, sen/siz, onlar/bakalar

bilig K 2002 Say 20: 125-140

125

bilig 2002 K Say 20

Giri
Ad ve kiilii; vatan ve hrriyet kelimeleriyle bir arada anlan Namk Kemal, belki de, hakknda en ok yaz yazlan ve konuulan airlerimizin banda gelmektedir. iirimize, yiite bir syleyile, vatan sevgisi alayp hayat veren Namk Kemaldir. Ferdi yaknmalar ileyen gazel kalbna yakc ve alevli kelimeler dken; kasideyi fikrin hizmetine veren Kemal, Osmanl Devletinin inkraz dnemlerinde krlan Trk gururunu ve azmini yeniden diriltmi; halka gven duygusu, aydnlara ise cesaret ve heyecan vermitir. Gcn kendine olan gveninden ve tarih bilincinden alan Kemal, bir yandan zulme, riyaya, korkak ve statkocu memur zihniyetine isyan ederken; te yandan erdem, zveri, hrriyet ve vatan urunda can verme gibi evrensel/insan kavramlara canllk kazandrmtr. Dndn ak yreklilikle ve merte syleyen; srgn ve hapis yllarnda dahi eserleri ile millete yol gsteren, gzya dken bu yiit syleyili; kavgac, kavgac olduu kadar da saf mizal insan izzet ve ikbal kapsn terk edip bir mr boyu ac ekmeye iten sebep neydi ? Namk Kemalde vatan sevgisinin kaynan birka sebebe balamak mmkn. Her eyden nce ocukluu Sofya ve Kars gibi serhat ehirlerinde gemi, Trkln yaam olduu destan havay yerinde teneffs etmi, gazilerin an ve erefle dolu hikyelerini dinleyerek bymt. Ayrca o, anne soyu bakmndan Arnavut kkenli, baba soyu itibariyle de devletin eitli kademelerine birbiri ardnca mhim adamlar yetitirmi, gh saltanata yakn gh ok uzanda ama srekli gerileyen bir kader izgisinde talihin ac ve tatl anlarn bir arada yaam kkl bir aileye mensuptu. Birincisinin isyankr ve kavgac mizacna dierinin siyas ihtiraslarna varis olmutu.

Kemalde Kahramanlk Ruhu ve Kaynaklar


Kemalin iirdeki kaynaklarna gelince, o, Batdan ve Doudan pek ok airin kapsn almtr. Onun iin genellikle iirlerindeki sesini Nefiden, slbunu Leskofal Galip Beyden, fikirlerini Volter ve Montesquieu gibi Fransz ihtilalcilerinden ve ksmen inasiden, hayallerini ise Hugodan ald sylenir. Bu yarg, onun kiiliinden gelen baz zelliklerini saymazsak dorudur. Gerekten de Kemal, heyecanl ve dnyay kendine dar eden bir mizaca sahipti. Byle bir mizacn ise Nefi gibi sert slplu,
126

Gndz, Namk Kemalin iirlerinde Fonetik Unsurlar ve Kii Zamirlerinin Kullanl

szn saknmaz, yiit edal bir stada balanmas doald. Tanpnar, Kemaldeki bu syleyi tarznn kaynaklarna inerken onun Encmende bulunduu srada Leskofalya yazd 1865 tarihli bir mektubuna bilhassa dikkat eker. Mithat Cemalin yaynlad bu mektubunda Kemal, Feyz, evket ve hatta Fuzul dairesinden geerek rf ve daha ok Nefide takldn syler. Adeta utanga bir rencinin hocasna itiraf eklinde ve ok samimi bir slpla kaleme alnm bu mektup, bir ka ustann peinden koan ve rneklerini gizlemeden sayp dken Kemalin hangi yollardan getiini, kimleri yokladn syler ki biz bu samimi ifadelerden onun iirlerinin pek ok hayranln ve hesabn mahsl (Tanpnar, 1967, 326) olduuna, tank oluruz. Ancak Kemalin inasiden nce asl peinden yrd kii Leskofal Galip Bey olmaldr. Onun, divannda, en ok nazire yazd bu aire balanmasnn sebebi, phesiz sadece iiri deildi. Kimseye minnet etmeyen, pervasz, lke sorunlarna vakf bu rindmerep airin kiiliine de hayrand. htimal ki Galip Beyin Encmen airleri arasnda Olup mecrh, peykn- kazadan tir-i devlet / Dem dem hn akar emim gibi ehbl- milletten gibi Hrriyet Kasidesini mjdeleyen dizeleri ile Figan ol rey-i nmkul-i btldan ki, kahriyle / Eder dny serp ke ke mtem-i tevfik gibi zalimin arpk ve batl fikirleri yznden vatann matem yerine dndn syleyen, yahut toplum dzeninin bozulduundan ikayet eden ie-i lemde insf mrvvet kalmam / nhiraf etmi tabat, istikamet kalmam / re-zr etmi cihan le-i nr- nifk / Glen-i lfette sr- tarvet kalmam beyitleri Kemalin gnlndeki hrriyet, eitlik, hak, adalet ve vatan gibi duygular uyandrm ve yneticilere kar ilk phe tohumlarn ekmitir. (zgl, 1987,10-13) Bu hususta Tanpnar, Kemalin sanat ve mizac ile balantl olarak, Encmen dairesindeki araylarn rf ve Nefiden gelen syleyi tarzna ve bir tr narcisismle izah ettii mizacna balar ki dorudur. (Tanpnar, 1967,351-52) Gerekten de fahriyeye yer veren eski iir gelenei onun gibi sk sk kendinden sz etmeyi seven ve kendine sonsuz bir gven duyan biri iin uygundur. Kemal, Encmen dairesinden kp inasi ile tantktan ve iirini vatan temalara atktan sonra da ben evresinde teekkl eden fahriyecilik tutkusu devam eder. lah ak yerini vatan akna, bireysel temalar, yerini gurbet, srgn ve hrriyet yolunda ekilen eza ve cefalara brakr. Artk klasik iirin temalar sratle deimektedir. kn yolunu kesen rakiplerin yerini b-haya, b-insf avclar, zalimler ve despotlar almtr. Eski i127

bilig 2002 K Say 20

irin o uh edal, siyah, sal, alml gzeli bile Batdan gelen somut hayallerle bezenerek lepiska sal, melek yzl ve biraz mahzunca vatan anneye ya da hrriyet perisine dnmtr. stad inasinin ksmen deitirdii muhteva, Kemalde gnlk dilden uzakta da olsa, daha cokulu, hamas bir atmosfere girer. Bu manzumelerin formu eski olmasna ramen kullanlan imgeler, yer yer Douya has hayal dnyasn zorlamaktadr. Artk Kemal, soyut iirin atmosferinden kmakta ve Marseillaise Trks evresinde dolamaktadr. Bylesi kkl bir deiim, zihni soyut hayallerle ekillenmi biri iin hi de kolay deildir. Bu yzden onun bu tarz iirleri birtakm acemilikleri de beraberinde getirir. iirin kurgusunda grlen zorlanmalar, eski kltrn basks, iyi hazmedilmemi batl imgeler onun iirlerini zaman zaman destan havadan kararak gereksiz yere bir mersiye havasna brndrr. (Tanpnar, 1967,.328) Bu yzden onun iirleri btn gayretine ramen olgunlamam, ya da tam yerine oturmam ifadeler, ekle ait nazm kusurlar ve nihayet poetik derinlikten yoksun bilgi ve kltr arlkl didaktik iire dnr. Ayrca bu iirlerde bir iki manzume dnda Galip dairesinden gelen zene bezene ilenmi bir mcevheri hatrlatan iirin zarafetini bulamadmz gibi hayran olduu -ne kadar da ok benzemek istediiHugonun ekil ve slp gzelliini de bulamayz. Ancak yine de onun iirinin bu zayf taraflarn Nefiden gelen cokulu sesi kurtarr. smail Habipin dedii gibi fkirlerin yeni bir nura kotuu devirlerde, vatanla sanat birbirine karr. O zaman en sanatkrne olan eserler, ayn zamanda en vatanperverane olabilenlerdir. (Yceba, 64). Namk Kemal de vatan, millet ve hrriyet kelimelerinin ok konuulduu byle bir dnemde Trkn diri ve yiite kan ilk sesi oldu. O air olmaktan ziyade bir heyecan adamyd. Bundan dolaydr ki nesrinde olduu gibi nazmnda da en tesirli kelimeleri seti; son iirlerine kadar hitabet slbuna uygun sesi arad. Encmenden gelen bir alkanlkla iirlerini topluluk nnde yksek sesle okumak iin yazmt. Baard da ama sanatn yce bildii lklere feda etmek pahasna...

Namk Kemalde Hamas Sesin Oluumu


Kemalin hamas iirleri, gl bir ben duygusu evresinde oluur. Benin konumunu tayin eden kelimeler, anlamlar yannda fonetik hususiyetleri itibariyle de nemli bir fonksiyona sahiptirler. Sz gelii ifadeye
128

Gndz, Namk Kemalin iirlerinde Fonetik Unsurlar ve Kii Zamirlerinin Kullanl

derinlik ve genilik kazandrmak iin s, , r gibi yankl seslerin youn olarak kullanld kelimelerden yararlanlr ve bylece hamas sesin sreklilii salanr. Ayrca dizelere geliigzel serpitirilmi gemi zaman ortalar ile -Hill-i Osman ve Ukab-nmede olduu gibi- grlt ile kark bir korku verilmeye allr. Bazen de ses bakmndan birbirine benzeyen kelimelerin yan yana ve aralkl tekrar ile iirin i musikisi artrlarak iire kalabalk karsnda okunmaya elverili bir hitabet tonu kazandrlr: Sen misin, sen misin? Garip vatan !.. Syleyen sylesin, sen aldanma ! Koynuna can atar da hk oluruz .. (Vveyl) Sdk ile terk edelim her emeli, her hevesi, Memleket bitti yine bitmedi hl sen ben (Murabba) yahut Ar yiitler vatan imdadna. / Ar ileri, ar bizimdir felah, Ar yiitler vatan imdadna. (Vatan Yahut Silistre) Vatann barna dman dayad hanerini / Yoimi kurtaracak baht kara maderini (-Deli Hikmetle Mterek Vatan Mersiyesi-) Allah iin ldr beni / Allah hfzetsin seni (-Bir Muhacire Kzn stimdd-) Gavgada ahadetle btn km alrz biz / Osmanllarz can veririz nam alrz biz (Vatan Trks) gibi tekrar beyit ve dizeleri ile i musiki iirin tamamna dalrken; kimi manzumelerde s sesinin younluu ile salanan yanklanma n, m, z seslerinin bulunduu kelimelerle pekitirilmekte; lzmsa, ramna, elveda, etse de, devlet, eylerim.. gibi vurgulu rediflerle hitabet tonu glendirilmektedir. Kemalin iirlerinin ana temalarndan olan vatan, Hrriyet, Bayrak kavramlar ok defa kiiletirilerek artrd hayallerle ilgi uyandrmaktadr. Mesel vatan, iirlerde telkin ettii duygu ve hayaller bakmndan nazende sahralara, garip kimselere, Kbeye; bazen de alml, nazl yahut kendisine k olanlar gurbet aclar ve zntleri ile helk eden vefasz sevgiliye benzetilir. Ancak vatan, Kemalin iirlerinde daha ziyade ocuklarn barna basan, zverili, sevecen, biraz da nazl annedir. Bayrak, yine nazl, gonca azl bir gzel; hrriyet ise kimi zaman bir byc, kimi zaman peri kz, kimi zaman da sar salar, uzun boyu ve zarif endam ile rya lkesinde gezinen muhayyel sevgilidir. Kemalin Paris yolculuu srasnda her naslsa grp etkilendii bir antik heykel yahut Meryem tablolarndan ilham alarak gelitirdii bu hayaller, daha ok pitoresk manzaralar ile gze hitap ederler. Ayn ekilde Vveyl, Ukab-nme, Vatan Mersiyesi, Hill-i Osmn ve Kabr-i Selm-i Evveli Ziyarette geen Mehed, Ravza- Nebi, Kerbel, Bedr, Kbe, Beytl Ha129

bilig 2002 K Say 20

rem, Mescid-i Aks-y Neb, Tur Da, Darl halife, kabr-i eshb... gibi islm yer adlar yahut Habb-i z-an, Hseyin, yetimn- Ali, Esedullah, Ali, Ms, Halife mer, Haccc... gibi isimler, yahut kble-i Osmaniyn, hilfet, mucize-i Ahmed, zemzem, hed, d kurban, Kurn, eshb, Taht- Sleyman gibi islm sfat ve isimler iirlerdeki duyguyu artran ama daha ok cihat ruhunu kuvvetlendiren bir grev stlenmilerdir. Kemalin ince hayallerle rd Vveyl, bu gibi duygularn ilenii bakmndan son derece baarldr. Vatan, millet ile ilgili duygularn yceltmeye tabi tutan air, kendini bir anda doann snrlarn zorlayan bir ortamda, hayal leminde bulur. Daha nce izah ettiimiz Kemalin mizacndan gelen bu abartl hayaller, manzumenin nc blmnde en u snra ular. Burada tasvir edilen vatan anne siyahlara brnm, bir kolunu peygamberin kabrine, dierini Kerbelda Mehede atm; grkemli ve realiteyi zorlayan bir hviyetle karmza kar. Bir korunma ve snma duygusuyla tasvir edilen bu muhteem vatan anne hayalinin cokunluunu, herhalde, rfi ve Nefiye, kaynan ise Hugoya balamak isabetli olacaktr. Yine bu manzumeden yola karak Kemalin bylesine gemie bal oluu ve yaad dnemi beenmeyii, Kaplann ifadesiyle anneye dn arzusu ile aklanabilir. Anne sevgisinden yoksun olarak byyen Kemalin anne ve vatan gibi kutsal varlklar arasnda iliki kurmas olduka anlamldr. Nitekim Vveylda kendisinden uzak kalnan vatan anne iin yazd Sen gidersen btn helk oluruz / Koynuna cn atar da hk oluruz dizeleri sz konusu zlemi ak ekilde izah eder. Kullanlan imgeler bakmndan dierlerinden farkl bir yapya sahip olan Vveyl, hayal ile gerein kesitii bir noktada yer alr. iire hakim olan durgunluk, ses ve anlam unsurlar ile giderilir. Zaman iinde bir iki geri srama ve slp bakmndan sert ifdelerle (git vatan!, a vatan!.., de ki...) hayal oyunlar arasndan hamas sese giden bir k aranr. Bunda airin ruhsal durumunu tasvir eden tarihle balantl kelimelerin pay byktr. Doa tasvirleri iin kullanlan sfatlar ve bunlara katlan mistik hava, airin beni ile doa arasnda bir bant kurduunu da ortaya koymaktadr. Kemalin iirlerinde kelimeler, sz dizimi bakmndan, zaman zaman cmle ban zorlayarak armlara ak yeni anlamlar kazanrlar. ou
130

Gndz, Namk Kemalin iirlerinde Fonetik Unsurlar ve Kii Zamirlerinin Kullanl

yerde iire has akclk, ritim yerini kesinlik ve zt unsurlarn atmasndan salanan bir henk dzenine brakr. airin ruhsal durumu ve evre tasviri usanmaz, kpektir, mreccahtr, ekildik, ezilmez, senindir, musrrm, istemem, ba emez.. gibi belli ve kesin zamanlarla yahut ftur etme sakn, anlsn, uyan, al, idraki kaldr, bak, baht utansn, ihtiyar et, hicap etsin.. gibi yaptrm gc olan kelimelerle verilmeye allr. iirlerde ska kullanlan sdk u selmet, izzet ikbl, cevr mihnet, emn asayi, can ten, cevr meakkat, derd firak, zaf betaet, reca v havf, yes mihnet, hzn matem, heybet azamet, evket an, firak habs, kadr namus, sebat azm.. gibi yakn anlaml yahut ifadeye genilik ve derinlik kazandran vezaretten sadaretten, ovamzda damzda.. gibi sosyal muhteval sz gruplar, hitabet tonunu dize iine yayarken; kan-kl, gl-kan, gl-gonca, ti-pulad, gavga-ahdet, zll-dehet, blbl-har, iddet-i tazyik- tesir-i sklet, top-ate, hn-b. gibi benzetme arlkl kelime gruplar bu tonlamann gcn artrrlar. Kimi zaman da ah, ey, ah ey, eyvah, ah vatan, ah rabbim, ya Rab, ya Muhammed nlemlerinin youn bir ekilde kullanlmas sonucu iirler duygu younluu iinde hitabet havasna sokulurken; mevthandan, gl-kanl kefen, hrriyet-esaret, mihrap-sanem, Kbe-bthne, fakir-ehinah, ah-geda, glen-kabr, meva-bdn, vatan kavgas-rtbe yamas/dnya sefs.. ztlklar ile elde edilen heyecan ve gerilim en u snrlara ulatrlr. Kemalin, iirlerinde tarih kahramanlara ynelmesi, adalar arasnda kolay kolay adam beenmeyen mizacnn farkl bir ynn gsterir. Fatihten Salhaddin Eyybye, Yavuzdan Celleddin Harzemaha kadar genileyen bu yelpaze, ben-archetype ilkisi evresinde ele alnabilir. Ayn zamanda iirlerde ad geen cihangirlere ait tasvirler, st-benin kimliini de ortaya karr. Mesel Hamidin Kabr-i Selm-i Evveli Ziyaret adl manzumesine yazd nazirede Yavuzu, Firavun, kisra, Hlg, kayser, skender.. gibi efsanevi kiilerle karlatrrken, yine onun gibilerin varln Kble-yi slm, ems-i asr, saye-i memduh, esedullah, ir-i jiyn, kble-i Osmaniyn... sfatlarla tasvir eder. Ancak bu tasvirler de hayalleri gibi poetik bir derinlie ulaamadan benzetmenin dar erevesi iinde kaybolur giderler. Ayn manzumeden aldmz, ksmen stad inasinin Reit Paa Kasidesini hatrlatan u beyitler Hat deil mi an ems-i asra benzetmek / Egeri sye-i memdhu srd az mddet, Garb bir Esedullah imi ki vermitir / Trb- kabrine r-i jiyn kadar heybet (Selimiyye-Hamid Naziresi) yahut
131

bilig 2002 K Say 20

Nefinin Vezir-i Azam Murat Paa Kasidesini artran Tutdu bir ktay akan kann / k k oldu t-i brrnn. (Ukab-nme -Tazmin-) onun bu yolda nerelere taklp kaldn ok iyi izah eder.

Namk Kemalin iirlerinde Kii Zamirlerinin Fonksiyonu


Kemalin iirlerinde mucize-i kudret olarak vasflandrlan insan yceltilerek her trl hakszla bakaldran, esaret zinciri altnda yaamaktansa lmeyi tercih eden; baran, kavga eden ksaca arkn pek az tand bireysel tepki gsteren irad insan kimliine brnr. Bu sebepten onun hamas iirleri hep ben evresinde teekkl etmitir. iirde kiinin kendini arayn sembolize eden ben/biz zamirleri brndkleri kimliklerine gre pek ok alt kmeye ayrlabilir. Bu ise iki ucu birden kuatan srekli bir atmay gerekli klar. atan ular arasnda ben in konumunu bir takm ztlklar tayin eder. Bu ztlklar yerine gre fert-toplum, yiitlik-korkaklk, eski-yeni, dou-bat atmas iinde verilir. Kimi ztlklarda ise gllk-zayflk yan yana getirilmitir. Bu atan unsurlar ister istemez okuyucuyu bir karlatrmaya zorlar. Bu karlatrmalar ise ou kere mevcut olan-olmas gereken ztlyla balar. Kemalin iirlerinde mevcut olan, son derece karamsar bir tablo iinde verilir: Halktan kopuk, kk kar hesaplan iindeki aydnlar, kendi deerinin ve gemiinin farknda olmayan geni halk kitlesi; bu uursuz kitleyi zulm ve bask ile sindirmeye alan mstebitler, insafsz avclar ve bunlara uaklk eden zulm kpekleri ya da alak karc insanlar bu tabloyu tamamlarlar. Olmas gerekenler, gemite ve gelecektedir. Gemi, gzel ve byleyici bir rya lemidir. Orada cihangirlik vardr, adalet vardr, safiyet vardr; eksik olan fert ve toplum hrriyeti, vatan ve vatandalk bilincidir. Bunlarn hepsi bir btn olarak gelecekte gerekleecektir. Gelecee dnk mesajlar mmid-i istikbal, ittihad- kalb-i millet, ihtilaf- rey-i mmet, sebt- pay erbab-i metanet, nesl-i kerm-i dude-i Osmaniyn, erbb- cidd itihad, tezyd-i gayret, berk-i hrriyet, gavga-y hriyet, didar- hriyet.. gibi sz gruplarnda gizlidir. Nev-y Elem manzumesi bu hayalin heyecan ile yazlmtr : nklb eyler zaman, bir muktedir heyet gelir / Mstebitler mahvolur, her ferde hrriyet gelir / Millete servet-i vct, devlete kuvvet gelir / imdi ryan grdn mevlar bdn olur.
132

Gndz, Namk Kemalin iirlerinde Fonetik Unsurlar ve Kii Zamirlerinin Kullanl

Olan, yani iinde yaanlan zaman ise gemiten kopuktur, aclarla doludur. Bu yzden ben gemi zlemi iinde, srekli halden yaknr : Vatan dmana teslim ettik / Gz gre milleti tesmm ettik (...) Vatan dman elinde grmek / Ademe kfre mabihtir pek / Bundan evvel ne erefmi lmek / Bu gidile olacak bthne / Mescid Kbemiz ey divne (Vatan Mersiyesi) Ancak halde yaananlar geicidir; yleyse ben gcn gemiten alacak, gelecek gemiten doacak ve onun enkaz zerinde filizlenecektir. iirlerde ehl-i idrk, erbb- istidd diye vasflandrlanlar, pasif bir durumdadrlar ve ben tarafndan uyarlmay beklemektedirler. Onlarn iinde var olan cevher-i elmas cevher-i gayret bir an iin topraa dm ama safln, deerini yitirmemitir. nk hamurlarnn mayas vatan toprandandr. Oysa asl uyarlmas, yreklendirilmesi gerekenler bu gnn aldatc tuzanda, geici zevklerin ve hretin bysne kaplm, mrlerini biraz daha uzatma kaygsyla yaayan basit insanlardr. Basit insan, igdleriyle hayatn ynlendiren, mmet zihniyetiyle dnyas ekillenmi; evreye kar duyarsz, tepkisiz; grev ve sorumluluunun farknda olmayan alelde insandr. Bu durumda benin yani mrvvetmend olanlarn, kendini insan bilenlerin grevi ise yaral, zincire vurulmu aslan ayaa kaldrmak, cevheri ortaya karmak ve onu ate-i hn- hamiyetle tututurmaktr. Daha yerinde bir ifadeyle bu uursuz kalabal deien deerlerden haberdar etmek, sorumluluklarn ve haklarn anlatmak ve bir millet olma lks evresinde toplamaktr. Urunda mcadele edilecek deerler ise hk-i vatan, didr- hrriyettir ve bunlar mmid-i istikbal ryas ile glendirilecektir. Trk milletinin gemii ve kahramanlk ruhu ile ilgili olarak geen ir-i jiyan, hke dm cevher, hamir-i maye, ehd-i z-hayat, hn- mazlmn, b-nasib erbab- istidd, hn- hamiyyet, ir-i der-zencir, hn-b- merdn- vatan, gayret-i ecdad, kuvve-i azm, hizmet-i millet, meydn- gayret, hn- masm- ehidn- vatan, Sddk-i nesl-i Osmn... gibi kelime ve kelime gruplar hep bu balamda ele alnabilecek cinstendir. Buna gre Kemalin iirleri her eyden nce bir uyarma, bilgilendirme ve yreklendirme gibi ayr fonksiyonu stlenmilerdir. Bu ise bir st-beni gerekli klar. Gndergesi ksmen kendine dnk olan bu st-benin temelinde Kemalin mizacndan gelen ve kk Nefye kadar uzanan vnme, meydan okuma ve nefsi okayan bir gurur gizlidir: Edebiyat ile hrriyete cn versem de / Baka bir Nmk- eyd yetiir hkimden (Mstakil Beyitlerden)
133

bilig 2002 K Say 20

te meydn- hamiyyet kama ey celld- zulm / Y seni mahveylesin mevl cihnda y beni (Kta) Anlsn mesleimde ektiim meakkatler (Hrriyet Kasidesi) lrsem grmeden millette mmd ettiim feyzi / Yazlsun seng-i kabrimde vatan mahzn ben mahzn. (Rubailerden) Etmedim ikbl-i zillet-cu-y dehre iltifat. Kemalin seng-i kabri kalmadysa nam kalmtr. (Murabb) Dnersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten. (Hrriyet Kasidesi) Bais-i ekv bize hzn-i umumidir Kemal / Kendi derdi gnlmn billah gelmez yadna. T ebed merd olmaa ahd eyledim nmla ben / Hccet-i nmusumu imzladm kanmla ben. (Gazel) Firak u habs nefyi kadr namusumla grdm hep / Cihnn bin belsndan bana perv m kalmtr ? (Murabb) cab- hle vkf ehl-i dikkatiz / Yok kimseden zemnede hi ictinbmz. (Gazel) Din in devlet in cn ekien millet in / Azme hil mi olurmu bu rk ten kafesi. (Murabb) Ben mahere bu zahm- mahabbetle gidersem / Gller salur dmen-i k-i kefenimden (Gazel) gibi dize yahut beyitlerdeki gl bir ben duygusu mizacnn bu ynn bize ak bir ekilde vermektedir. Kiiye ve toplum benine (biz) ait bu stn nitelikler, bir bakma airin kendini arama, zme ve mensubu olduu milletin ortak eilimlerini ortaya karmaya yneliktir. Bu ortak noktalar halkn kltrnde gizlidir. Bu kltr ise erbb- istidd kiiler tarafndan tespit edilecek, sanatlarn zihninde ekillenecek, arnacak ve yeniden halka sunulacaktr. Burada, olan ile olmas dnlen bir arada bulunduundan, ztlklar mbalaal bir tarzda en u snrlar kuatr. Bu snrlar arasnda ben/biz; gl-zayf-gl, alelde insan-stn insan arasnda srekli bir deiim ve dnm yaar. Benin alcs olan cihangir Trk ruhu sen/sizi verirken, ayn zamanda ben in zelliklerini de tadndan, ben/biz ile sen/siz bir yerde rtrler. Bylece Kemalin iirlerinde hem ben/biz in yeni bir kimlik arayna girmesine, hem de iirlerin mesajn yklenen st-benin zelliklerine tank oluruz. Buna gre ben/biz ve st-bene bir btn olarak baktmzda zaman zaman kendi kendisiyle kavgal,
134

Gndz, Namk Kemalin iirlerinde Fonetik Unsurlar ve Kii Zamirlerinin Kullanl

kimseye gvenmeyen, uzlamaz bir ben ile, gelecee mitle bakan, hrsl, inatla var olmaya abalayan dier bir benin attn grrz ki bunu da Kemalin bir an bir anna uymayan mizacyla izah edebiliriz. Benin iirlerdeki konumuna gelince ben evreye kar duyarldr, iyi bir gzlemcidir, tarihi iyi bilir, zamann ve artlarn getirdiklerinden haberlidir. yleyse ben kimdir? iirleri bir btn olarak ele alrsak ben kimi yerde bir kavram, bir imge yahut airin kendisi, genel anlamda insandr. Kimi yerde cihangir yahut isimsiz bir asker; kimi yerde ise toplumun kahramanlk ruhu ya da ezilen, hor grlen yandr. Ama daha ok soru soran, hesaplaan ve sorularna cevap arayan yeni ve batl bir insan, bir ferttir. Lzmsa redifli gazelde bu yeni insann portresi izilir : / Sana senden gelir bir ite ancak dd lzmsa / mmdin kes zaferden gayriden imdd lzmsa / Kaplma devrin ifaltna ahlk bahsinde / Sana ol fende vicdann yeter stad lzmsa / Fennn en mnr yinesi m-y sefdindir / Sana aklnla pir olmak yeter ird lzmsa Grlyor ki air, yozlama ve maddi g karsna daha ok bu stbenin kimliiyle kmaktadr. lk anda airin psikolojik tatmini ile izah edilebilen bu st-ben esasnda ecdadn kahramanlk ruhudur. airin kendisi ise sadece taycdr. Hatta kimi yerde arac, gemi ile gelecek arasnda bir kprdr. Yeni deerler cihangirne devlet, berk-i hrriyet; asr- rahmet.. eskinin zerinde yeerecektir. Onu besleyecek olan tarihin ve corafyann kltr mirasdr. Bu zengin mirastan dolaydr ki benin krre-i arza smayacak lde kendine gveni vardr. Benin yeniden dirilii anlamna gelen biz zamirinin Biz ol nesl-i kerim-i dde- Osmaniynz kim, Biz ol l-himem erbb- cidd itihadz kim, Biz ol ulvi-nihdnz ki meydn- hamiyyette, cab- hle vkf olan ehl-i dikkatiz / Yok kimseden zemnede hi ictinabmz. Sdk u sebt mesleimizdir ki eylemez / Bir te kar gelse tehallf zehbmz, Cn fed-y rh- Kerrrz veys himmetiz / Sye-i Beyt-i Reslullh medfendir bize, lsek de nigh eylemeyiz b- hayta / Mest-i eser-i neve-i hn- cigeriz biz, Var ise dnyada tervc-i kemle iktidar / Hayret eylerdim cihnda lemin meysuna gibi biz zamirinin dize balarnda art arda tekrar yahut ou iirlerin biz zamiri evresinde teekkl etmesi, bu gveni sezdirmektedir. Ayn zamanda iirlere hitabet tonunu veren iyelik ve kii zamirleri iirlerin fonetik yapsn glendirmekte; n,m,z seslerinin kullanld kelimelerle elde edilen vurgu bu ritmin srekliliini salamaktadr.
135

bilig 2002 K Say 20

Genel olarak gnderen ile alc arasndaki iletiimi salayan ben ve biz zamirleri Kemalin iirlerinde ok kere ierii geniler ve airin kimliinden kurtularak mistik bir hviyete brnr. airin beni ile st-benin rtt yerde toplum beni gcnn en yksek noktasna ular. Bu sebepten Kemal, iirlerinde hep benden sz eder; eylemler ben/biz in evresinde dolanr durur. Ben srekli verici, ben dndakiler (sen/siz/onlar/bakalar) ise alcdr. iirlerde mesaj aydnlk yarnlaradr. Yarn mjdeleyen kelimeler gne, hilal, felek, ar, gk kubbe, cennet, cevher, aslan, da, demir, anne.. gibi scak, kl ve g bildiren kelimelerdir.

Sonu
Buraya kadar anlattklarmz btnleyecek olursak Kemalin vatan, millet, kahramanlk.. temalarn iledii iirlerinde ben/biz evresinde teekkl eden bir destan havas, yiitlik ve meydan okuma duygusu hakimdir. Ben/bizi temsil eden insanlar, inanlar ve idealleri uruna her trl eza ve cefaya katlanrlar. Onlar d tehlikelere kar koruyan yegane unsur ise tarihten gelen kahramanlk ve cihat ruhudur. D tehlikelere ve engellere kar koyma arzusu kimi zaman st-benin kimlii ile btnleerek dnyaya hakim olma arzusuna dnr. Trkln gemiteki ikbal dnemleri ile halde yaananlar ilkin ben/bizin ruhunda bir kntye yol am; ancak bu knt ksa srede yerini bir zleme ve nihayet yeniden doma (Kaplan,1984: 430) temine brakmtr. Sonu olarak abucak snveren zayf hayaller, sentaks ve nazm kusurlar, eski ile yeni arasnda bocalayan kararsz ve dzensiz cmle yaps, Trkenin syleyi zenginliine ulaamam kelimeler ile yksek perdeden konuan kararl bir ses ve gl bir ben duygusu Namk Kemalin hamas iirlerinin hem elikilerini hem de ayrc vasfn beraberinde tar. Bir yanda ucu tasavvuf geleneine dayanan dnyev hazlardan arnma, eriyip gitme arzusu; te yanda batnn romantik iir gelenei ile beslenen vatan, millet, hrriyet, hak, adalet... gibi yce deerler iin mcadele lks .. Yapya ait bu unsurlar, iirlerdeki ben/biz zamirlerinin belirttiimiz fonksiyonlar ve hamas ses ile etkili hale gelirken; trnde ilk olmann ncln ve acemiliklerini de bnyesinde tamaktadr.
136

Gndz, Namk Kemalin iirlerinde Fonetik Unsurlar ve Kii Zamirlerinin Kullanl

Kaynaklar
AKKU, Metin (1993), Nef Divan; Aka yay. Ankara, s.139. (BOLAYIR) Ali Ekrem, (1930) Namk Kemal, Maarif Vekleti yay., stanbul GGN, nder (1999), Namk Kemalin airlii ve Btn iirleri, Atatrk Kltr Merkezi Bakanl yay. Ankara (iirlerle ilgili rnekler bu eserden alnd.) KAPLAN, Mehmet (1984), iir Tahlilleri 2, Dergh yay., stanbul ZGL, Metin Kayahan (1987), Leskofal Galip, Kltr ve Turizm Bak. yay., Ankara TANPINAR, Ahmet Hamdi (1967), 19. Asr Trk Edebiyat Tarihi, 3. bs. alayan Kitabevi, st. YCEBA, Hilmi, Btn Cepheleriyle Namk Kemal, st. (tarihsiz)

137

Phonetic Elements and Use of Personal Pronouns in Namk Kemals Poems


Assis. Prof. Dr. Osman GNDZ
Atatrk University Kzm Karabekir Education Faculty Abstract: The emergence of such terms as, country, nation and independence starts with the consciousness of being a nation. Every poet who feels that he intrinsically owns these values touches on them at least in a few poems. But only few of them are remembered for a long period. In our country, this process starts with Tanzimat. These themes, which had previously been focused on by poets belonging to the army within the perspective of the holy war, were first taken into consideration by Namk Kemal. The underlying factor in this is that he belongs to a traditional family that inspired him with the consciousness of history and confidence. As regards personal pronouns in Namk Kemals poetry, the pronouns I / we play an effective role in provoking large groups of individuals. The provoked public is expressed with you. The common problem with the public is that they cannot organize themselves. Therefore, the rights of you have always and continuously been taken by those in power (the unjust rulers and cruel people). Thus, the intellectual people represented by I / we warn those people who surrender without questioning. Namk Kemal leaves aside all his personality, and assumes the responsibility to address the reader to enlighten those groups. Key Words: Motherland, freedom, flag, I/we, you/you, they/others

138

139

Kazak Halk Edebiyatnda Yalanlamalar (tirik leder)


Asem KUANIBAYEVA
Gazi niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi zet: tirik leder (yalanlamalar), dier milletlerin halk edebiyatna gre Kazak halk edebiyatnda ayr yer tutmaktadr. Bu iirlerde tirik (yalan) sylense de, esas olarak iirde geen kelimelerin anlamlar altnda gerek gizlidir. ounlukla halk etkilemek iin iirde yaam tarz, insan hareketleri, evre tasviri kullanlarak sunulur. tirik leder, aka, gldr eklinde eskiliin halka uygun olmayan taraflarn gsteren edeb tr olarak nitelenmektedir. rnein halk, dnrlk, grc usul gibi gelenek grenekleri sevmedii iin alay ederek gldr eklinde sylerdi. Bazen tirik lederde zeki ve zeki olmayan insanlarn karakteri aka gsterilmektedir. Anahtar Kelimeler: tirik leder, yalanlamalar, Kazak halk gelenekleri, Kazak halk edebiyat, motif.

Giri tirik leder, Kazak halk edebiyatnda ilgin, gldrc olaylara dayanarak dzenlenen bir tr olarak nitelenmektedir. tirik leder, Kazak halk edebiyatnda ayr yer tutmaktadr. tirik leder, anlam geree ters olsa da dinlemesi kolay, anlamada yetenek isteyen, yalan syleyerek gerei eletiren bir trdr. Kazak halk edebiybilig K 2002 Say 20: 141-154

141

bilig 2002 K Say 20

atndaki tirik leder rnekleri: El tirigi, Seksen tirik, Qrq tirik, tirik lederdir (El Kaznas-Eski Sz, 1994). tirik lederde mbalaa, yani dme kadar olan deve, deve kadar olan dme gibi gsterme byk lde yer alr. (Habbeyi kubbe yapmakgibi.) k edebiyatnda, insanlarn zihn faaliyetlerine ve akln prensiplerine ters den bu tarz eserlerin en tipik rneini yalanlamalar tekil eder (zkan, 1991). Szl edebiyatmzda yalanlama tarz iir kavramndan ilk defa Pertev Naili Boratav bahsetmi; ancak, trn hususiyetleri zerinde durmamtr (Boratav, 1958; zkan, 1991den). lhan Bagz ise, klara ait bu tr iirlerin monolog eklinde olanlarn mizhi destan olarak nitelendirmitir (Bagz, 1948; zkan, 1991den). M.Fahrettin Krzolu da Halk Hikyelerinde deme Syleme Gelenei adl makalesinde Dede Korkut Kitabnn giri ksmnda bulunan karlar drt drldr diye balayan szlerin, yazl kaynaklardan tespit edilen ilk yalanlama metni olduunu ne srmtr. Ayrca Krzolu, Dou Anadolu ve Azerbaycanda halk hikyesi anlatmnda yer alan demelerdeki mensur yalanlamalardan rnekler vermitir (Krzolu, 1968; zkan, 1991den). Daha sonra Umay Gnay, yalanlama biimindeki iirlerin dou Anadolu Blgesi k fasllarndaki sistemli deyiler diye bilinen tekellmde yer alan bir blm olduunu ortaya koymutur. Gnaya gre bu tr iirler, klarn deyimelerinde, olmayacak eyleri mbalegal biimde, gerekmi gibi syleme esasna dayanr (Gnay, 1986; zkan, 1991den). Yalanlamalarn mensur ifadesi olan tekerlemeler, yaanabilir hayatn llerine smayan his, hayal ve hareketleri masal, halk hikyesi, bilmece ve halk tiyatrosu gibi anlatm trleri iinde; seci, vezin ve aliterasyondan istifade ederek anlatrlar. inde yaadklar cemiyetin szl edebiyatna ait sz konusu trlerin, gelenek taycs klarn eserlerine yansmas tabidir. Nitekim klar, pragmatik gayelerle syledikleri mana ve ahenk bakmndan zayf manzumelere tekerleme adn vermektedirler (zkan, 1991).

tirik Kelimesinin Szlklerdeki Aklamas


tirik kelimesi Kazak Dilinin Tsindirme Szlnde (tirik): (ndqqa juspaytn, jalan, ras emes)- geree uzak, yalan, doru olmayan; (tirik at):
142

Kuanbayeva, Kazak Halk Edebiyatnda Yalanlamalar (tirik leder)

(li tirik): batan ayaa kadar yalan; (tirikti suday saprd): gze baka baka yalan sylemek, olarak aklanmtr (Kenesbayev, 1959). W.Radloff ise bu kelimeyi yle aklamtr (Radloff, 1893): (Kir., (Dsch.))= 1. Yalan (die Lge (Alm.)); (trk aitma nn ait!) Yalan syleme, doru syle! (Lge night, rede die Wahrheit!); koidu (trkk koidu) yalan sand (er hielt es fr Lge); 2. Niyetsiz, ylesine sylemek (ohne Zweck (niyetsiz), zwecklos (faydasz)); (trk aitt) ylesine sylemek (er sprach nur so, zum Scherz, er faselte) Bu kelimenin aklamas, M.Rsnenin szlnde yle yer almaktadr (Rsnen, 1969): trk listig (hileci, hilekr), a. Kzk. trk, trk Lge, Unwahrheit (yani yalan), < t hindurchgehen (yani atlamak). t kelimesi ise: t a., Jak., Uig., hindurchgehen, vergehen, vorbeigehen (yani atlamak, kayb olmak, yok olmak), Kzk. t hindurchgehen, uv. vit durch (batan, tamamyla), Osm. t- auf der anderen Seite (br taraftan, mecazi anlam, yan gzle); Uig. t-kr- durch (-den gemek); Krm. t-kr scharf(keskin, actc, sert eletri) (Kazak Trkesinde de bu kelime ayn anlamda geer tkir sz olarak) Sr Gerard Clausonun szlnde bu kelime yle izah edilmitir (Clauson, 1972): trk originally crafty, wily (esas kurnaz, kt, cingz), later untruthful, a lie (sonra doru olmayan, yalan anlamn kazand), Kr. Kzx. trk/trk, a. trk (yalan sz). Genel olarak deerlendirdiimiz zaman tirik kelimesi birok lehelerde trk eklinde deil, yalan, jalan olarak gemesine ramen yalan manasn korumaktadr. Bu gnlerde de Kazak Trkesinde bu kelime ayn anlamda kullanlmaktadr.

lkap;

Kazak Halk Edebiyatnda tirik leder


Kazak halk edebiyatnda tirik leder, elenmek iin sylenirdi ve komedi, gldr olarak nitelenirdi. Eer gldrnn esasnn terslikten, yani bir eyi onun genelde sahip olan hususlarnn uygun olmayan bir ekilde gstermekten doduunu dnrsek, tirik leder tamamen bu
143

bilig 2002 K Say 20

esasa dayanarak ortaya kmtr. Burada, kendi bana tirik lederi aldmz zaman zel, garip, ilgin, gldrc durumlarn ok olduunu grebiliriz. Savsqan alp ut bltirikti, Aytpaymn qz berse de tirikti. irkinni tepkisini qattsn-ay, Bir qzd bn tevip ltiripti. Saksaan kurdun yavrusu ile utu Kz versen de yalan sylemem. Oh! Ne kadar sert tepiti, Bir kz sinek tepip ldrm. (Kazak Edebiyat Tarihi, 1960)

Halk holanmad, uygun grmedii rf adetlerini dnrlk, grc usul, ticaret vs. gibi alay ederek sylemilerdir. tirik leder, ilk nce ocuklara sylenirdi. Sonra bykler, hayal unsurlar gelitirerek sylediler. tirik lederde hayal gc, eitli yorumlar kullanlarak olmayan hadise olmu gibi gsterilmektedir. rnein: Dnyada ne yok? denilen sorunun cevab olan gn direi, tan damar, kuun st, ylknn d yok, bundan baka her ey var sz halk arasnda szl gelenekte yaamaktadr. Ancak tirik lederde hayal gc kullanlarak Gkyznn alt direi varm. gibi gsterilmektedir. Aspana alt jerden tirev qoydm Toy qlp m masan sonda soydm Jregin birevini trt blip jep, Nansaz mirimde bir-aq toydm! Gkyzne alt yerden direk yaptm Dn yapp bin sivrisinei kestim Birisinin yreini drde blerek yiyip nansanz hayatmda ilk defa doydum. (Kazak Edebiyat Tarihi, 1960)

tirik leder eski zamanlarda genlerin arasnda aka, gldr olarak sylenmi olduu gerektir. tirik lederin sosyal, sanatsal taraf farkl ve kendine has zellikleri vardr. rnein, normal iirler gibi tirik leder de ktalardan olumaktadr. tirik lederin dier zellii de batan sonuna kadar etkileyici bir ekilde sylenmesidir. Kmisten aq tqana taa qldm Gmten beyaz fareye nal yaptm Quyrn kr tqann jaa qldm Kr farenin kuyruundan yaka yaptm.
144

Kuanbayeva, Kazak Halk Edebiyatnda Yalanlamalar (tirik leder)

Terisin sar masan tespey soyp, Jiyna on bes qars saba qldm Jablp otz jigit ktere almay, Qlmasqa endi saba tabe qldm.

Sar sivrisinein derisini iyice alarak Dne on be kmz taba yaptm. Otuz yiit onu kaldramaynca Kmz taban yamamaya tvbe ettim. (Kazak Edebiyat Tarihi, 1960)

gibi tirik ledere bakarsak bu alt msrann alts da etkileyicidir. tirik leder, ilk olarak W.Radloffun kitabnda yaynlanmtr. Sonra da 1890 ylnda .Ahmetovun tirik le adl kitabnda geni olarak verilmitir (Ahmetov vd., 1994). W.Radloffun derledii tirik lederden bir ksmn rnek olarak verelim (Ahmetov vd., 1994): tirik le ayttm da jurtqa jaqtm Yalanlama syleyerek halka sevimli oldum Qumrsqan qayrp qoyday baqtm Karncay koyun gibi besledim El qdran keegi eser kezde Geze geze dnk iyi gnde Bgelek basna tana taqtm. Bgelein1 bana dana taktm. Bir qoyand mindim de aspana utm Bir tavana binerek ge utum Ekpinine damay jerge tstim Vurgusuna dayanamayarak yere dtm Alt kndey aq boran sop edi, Alt gn boyunca frtna olmutu Jalz quray na as qlp itim Bir kuru aacn altnda a piirip itim. Bes qarsaqt kninde basa mindim, Be qarsaa2 her gn bindim Jrgize almay irkindi azar mindim. Yrtemedim zavallya zor bindim. (Ahmetov vd., 1994) Divayev tarafndan derlenen Tazabalan Qrq tirigi (Kelolann Krk Yalan) adl anlats da gldr hikyelerin en gzel rneidir (Kazakhskaya Narodnaya Poeziya, 1964). Kelolan Kazak Halk edebiyatnda yalanc olarak tannr. Yalancya kz verecek olan Hann anlamasnn abartlmas allmn dnda olan bir durumdur. Kelolann yalan buradan itibaren balamtr. Ben anamn karnnda iken babamn babasnn atn otlattm demitir. Buradaki yalann sebebi masaln kastl olarak gln hale getirilmesidir. Bu masal metni yledir: Ertede bir qan jurtna jar aqrpt: Kimde-kim meni aldma kelip kidir145

bilig 2002 K Say 20

mesten qrq auvz tirik gime aytp tse, qzmd berip, kyev qlamn jne zime vzir qlamn, eger aytqan gimesini iinde bir auvz da bolsa, ras sz qoslsa basn kesemin,-dep. r jerden hann qzn alp, vzir bolud sygender kelip, hann aldnda qrq auz tirik gime syleymin degenderdi bri de uyqastrp ayta almay lip ketipti. Keybirevler aytarmn-aq dep qurlanp kelse de, jreksinip, hann aldna kire almay srttan qaytpt. Aqrnda on jasar bir taz bala kelip, hann aldna jginip otrp, qrq auvz tirik gimeni blaya bastap ayta beripti: Tumay turanmda kemni kesini jlqsn baqqan ekenmin, jazd orta ildesinde su arayn dep klge aydap kelsem, stqt tkirliginen kldi su kisi boy qald muz bolp qatp qalan eken. Baltamenen urdm oylmad, soylmen de urdm oylmad, aqrnda qolmmenen basmd julp alp, keirdegimnen ustap turp ekemmenen bir tq etkizgenimde muz oylp, m jlq birden jablp su ietin suat ald, jlqm muzd stinde jaylp jatqanda sanamay, tstemey tgeldegenimde alt kula ala bie degen bir biem krinbedi. Qurmd muza ana salp basna pamd anp, on stine p qarap em ta krinbedi. Dereu pamn basna qnmd ana salp, endi p qaraanmda krindi. Aylq teizdi aralnda bir tasqa p, qulndap qalan eken. Dereu qurmd qayq qlp, pamd eskek qlp sua tse qalanmda, kz ap jumana teizden te qtm. Biege minip qulnd aldma gerip sua tse qalanmda n battm. Jalma-jan qulna minip, bieni aldma alp gerip edim, teizden kzdi ap-jumana te qtm. Baya muzd stinde jaylp jatqan jlqmn iin aralap jrsem, bir jerde bitpegen qu tobln tbinde tumaan tu qoyan jatr eken, sadamd ala salp, omn masaq jamenen atp edim, tpedi, masaq jan kiriske qoyp, kiyiz jamenen atp edim, tip ketti. Qoyann mayn kydirip alayn, etin pisirip jeyin dep atmd bir uvaqtta qu qazqqa baylay salp, etegimmen tezekti tere berdim. Bir uvaqtta qarasam, atm bir dalbraan nrseden rkip jr eken. Jalma-jan etegimdegi tezekti tge salp, atma jgireyin desem, mana tezek dep tergenim bdene eken, pr-pr etip up ketti. Atmd qu qazq dep baylaanm aqqudn moyn eken. Atm son qanat qap dalbraanmen rkip jr eken. Sonan so mana qoyand soyp etin bir basqa, mayn bir basqa bir btin
146

Kuanbayeva, Kazak Halk Edebiyatnda Yalanlamalar (tirik leder)

kazaa ertip edim aqpastan eridi. Bir giz qarn tol may alp, endi etin pisirip jeyin dep qolma alp auvzma aparanmda esime tsti: basm baya muz qoyan jerde umt qalan eken. Qoyann eti eime qolmmen tp, iime toltrp alp, mana ertip alan giz qarn maymenen etigimdi maylap edim, bireuvine jetpedi. Tnde uyqtap jatqanmda bir nrseni sartta-surt bolp jatqan dauvsnan oyanp qarasam, eki etigim tbelesip jatr eken. Bireui aytad: Saan may jaqt, maan jaqpad. Bireuvi aytad: zini baqtszdnan krmey, jetpese menen nesin kresin dep. Ekeuvin judrqpenen ekelerine bir-bir qoyp, ekeuvin eki jama qoyp jata berdim. Ta atqan so qarasam mana may jaqpaan etigim tnde qap ketipti. Qalan bir etigime eki ayamd tp alp izine tsip qvp kettim. Aydan aylar jrdim, jldan jldar jrdim, aqrnda ul jiyn as berip jatqan eldi stinen qtm. Qarasam, tabaq tarp jrgen boz balalard iinde baya qaqan etigim tabaq qaz, qarta, jal-jaya, appaq mayd alp kelip aldma qoyp: keegi maan jaua qlmaan may in! dep tabaqtarn tartua ta da jrip ketti. Manaday eime qaz, qartalar tua kil may bolp qana itersem de jrgize almay, qasmda etigimdi basma jumsap aldrp, basmd ornna qoyp, toyp aldm. Osn brin krgenimdi aytsam, budan da kp. (Sytip) Suayt Taza hann qzn alp, bay bolp, bara muratna jetken eken. Masaln Trkesi: Eski zamanlarda bir han: Kim benim nmde hi durmadan krk yalan sylerse, ona kzm verip vezir yapacam, fakat syledii yalanlarn arasnda bir gerek geerse kafasn keserim. diye buyurmutu. Her taraftan insanlar krk yalan syleyerek hann kzn almaya ve vezir olmaya geliyordu. Fakat hikimse baaramad. Bazlar korkudan hann karsna bile geemediler. Sonunda on yanda olan kel ocuk gelip, hann karsna oturarak krk yalan sylemeye balar: Ben annemin karnndayken babamn babasnn atlarn otlattm. Yazn ok scak bir gnnde atlar gl bana sulamaya gtrrken gl buz olmu. Balta ile vurdum krlmad, krek ile denedim olmad, sonunda elime kafam alp alnmla vurdum, buz krld, bin at su iebilecek yer ald. Atlarm saymaya baladmda bir ela ksram yokmu. Buzu halat147

bilig 2002 K Say 20

la avlayp ucuna bak sokup, onun stne ktm grnmedi, hemen bamn stne knm koyup onun stne ktmda grnd. Deniz kenarnda bir ta zerinde duruyormu, yavrulanm. Hemen halattan kayk yapp, abuk denizi getim. Ksraa binip yavrusunu elime aldmda suya batmaya baladm, hemen elime ksra alarak kuluna bindiim zaman abuk denizi getim. Tekrar atlara dndm zaman onlarn arasnda tavan grdm, yaym aldm vurdum demedi, oku ters yerletirerek denedim oldu. Tavan piirmek iin atm baladm ve tezek toplamaya gittim. Atma bir baksam bir eyden rkm. Elimdeki tezekleri atp atma doru kotuumda topladm tezekler ku olup utu. Atm balayan yer ise kuunun boynu imi. Ve at, kuu kanatlarn atndan rkm. Sonra tavann yan erittim. Bir kz karn kadar ya oldu, imdi etini yemek istedim hatrladm ki kafam buzun stnde kalm. Eti gmleimin iine koydum, ya ile izmemi boyadm, ya birisine yetti, birisine yetmedi. Gece uyurken bir grltden uyandm. Baktm ki iki izmem kavga ediyordu. Birisi: Sana ya yetti, bana yetmedi. Dieri: ans meselesi. dedi. kisini de dvp ayr koydum. Sabahleyin baksam dn yalanmam izmem kam. Kalan bir izmeye iki ayam sokup peine dtm. Aylar geti, yllar geti, sonunda bir milletin byk a tresine rastladm, baksam yemekleri datan ocuklar arasnda benim izmem de var. Sonra bana benim izmem yemek dolu tabak getirdi ve bu dnk yamalamadn iin dedi. Ayamdaki izmeye kafam getirsin dedim, kafam alp bu taba bitirdim ve doydum. Grdklerimin hepsini anlatrsam zaman yetmez. Bylece Kelolan (Tazabala) hann kzn alp, zengin olup muradna ermi oldu.

tirik lederde Geen Baz Motifler


Gk Direi Trk destanlar ile dncelerinde gn direi anlay, ok nemli bir yer tutar. Bahaeddin gelin Trk Mitolojisi adl kitabnda gn direi eitli ekilde gemektedir: Trklerde gn direi, bir adr direi gibi. Yakut Trklerinde gn
148

Kuanbayeva, Kazak Halk Edebiyatnda Yalanlamalar (tirik leder)

direi, dnyadan ykselen bir demir aa olarak tannmaktadr. Ayn zamanda baka bir dnce de var: direin ucunda ift bal kartaln bulunmas gibi (gel, 1995). tirik lederde gk direi, aspana alt tirev koydm olarak geer. Bu direkler, byk ihtimalle aatr, nk eskiden Kazak Trklerinde adrn direi aatan yaplrd. Kazak Trkleri buna bakan derler, ayn zamanda Altbakan3 adl Kazak Trklerinde oyun vardr. Yani gn direini bir adr direi veya ge ykselen bir (alt) aa olarak tanmlayabiliriz. Hayat aac, dnyann merkezinin sembol olarak da kabul edilir. Bu aa, gkyz ile yer yzn birbirine balayan dikey merkezdir. Bu aa dnya ile yer arasndaki kutsal denek olarak da tanmlanr. Ayrca bu denek gkyzn tutmaktadr. Bu aacn en nemli zellii de gkyzndeki ruhlara yol olmasdr. Bu yolu aman trans halinde kullanr (Hrsctberg, 1965; Turan, 1992den). Ayrca M.Gabdullinin kitabnda Bolk ile Elentay arasnda olan bilmece atmas hakknda bahsedildii zaman gk direi, yle verilmi (Gabdullin, 1996): Bolk Elentaydan sorar: Eer Allahn ilk yaratt yer ve gk ise, o yer neyin zerinde? Elentay: kz, diye cevap verir. kz ise balk zerinde, balk ise suyun, su ise buharn zerinde diye devam eder. Eski zamanlarda kazak halk gkyzn ayla alglard. Yani halk arasnda yle bir inan yayordu. Kular Trk halk edebiyatnda kular motifine de ok rastlayabiliriz. rnein: Sere kuu haberleme kuu olarak tannr. Karga ile saksaan pek ho tanmlanmaz. Kuu, Krgz ve Kazak destanlarnda gelin ve kzlar ile ilgili olarak geer (gel, 1995). tirik lederde yle gemekte: Serenin bandan minare yaptk; Krk karga otuz at sinee dnr olup; Saksaan kuuyu avlayp utu; Saksaan kurdun yavrusu ile utu. Saylar Trk halk edebiyatnda krk, yedi, gibi saylar kutsal olarak saylmak149

bilig 2002 K Say 20

tadr. tirik lederde krk, otuz, bin, gibi saylar gemektedir. rnein: Krk karga otuz at sinee dnr olup; Bir tilkinin krk araba omurgasn; Kr farenin krk kula yegi var; Krk ksrak balk parasna alarak; yamda iyi nianc idim; Biter diye be bin ylky harcadm; Dn yapp bin sivrisinei kestim; Alt gn boyunca frtna olmutu; Alt kz bcei, be at sinei dn yapm. Hayvanlar Trk destanlarnda hayvanlar nemli yer tutmaktadr: at, deve, koyun, tilki, tavan vs. ... gibi. tirik lederde de bunlara rastlyoruz: Bir tilkinin krk araba omurgasn; Kr farenin krk kula yegi var; Krk ksrak balk parasna alarak; Biter diye be bin ylky harcadm; Keinin bandan sigara yaptm; Develere onlar artmtm; Tavana binip dmann peinden kotu. Bunlarn yannda sinek, karnca, kurbaa, ekirge vs. gibilere rastlayabiliriz. rnein: ekirgenin aygrndan tutup binip; Sinek denilen birok bakr imi, Karncay koyun gibi besledim; Gl kurbaasnn byk kemii var. Ayrca Kazak halknn yaam tarzn gsteren ifadeler de bulunmaktadr. Kmz5 kltr: Dne on be kmz taba yaptm. Otuz yiit onu kaldramaynca Kmz taban yapmamaya tvbe ettim. Evlenme dnlerinde dnrlere kiyit verme: Kiyit giydik onlarn dnrnden

Sonu
Kazak Halk Edebiyatnda tirik leder, yalanlar syleme vastasyla gerei ifade eden bir tr olarak nitelendirilmektedir. Her bir halk edebiyat rn gibi tirik leder, bize halkn yaam tarzn, rf adetlerini, sosyal ilikilerini, tarihini anlatmaktadr. Eski Trk dini merasimlerindeki amanlarn dualarndan balayarak tekerleme, athiyelerin tesiriyle k fasllarnda (zkan, 1991), masal ve
150

Kuanbayeva, Kazak Halk Edebiyatnda Yalanlamalar (tirik leder)

halk tiyatrosu gibi mensur, halk hikayeleri gibi ekseriya mensur-manzum kark yapya sahip trlerde, yalanlama tarz iirlere sinirli atmosferi datmak, dinleyicilerin dikkatini ekmek, onlar elendirmek maksadyla yer verilmektedir (zkan, 1991). Yzyllar boyunca taklit edilemeyen gzel bir slupla sylenen tirik leder, gerek iir sanat gerekse dil sanat bakmndan kendine has bir zellik tamaktadr.

Aklamalar
1. Bgelek, kzbcei tr. 2. Qarsaq, tilki tr. 3. Altbakan, Kazak Trklerinin milli bayramlarnda alt aatan yaplan salncak, bu salncakta kz ve yiit ark syleyerek yarrlar, Kazak Trklerinin milli oyunudur. 4. yek, farenin ini. 5. Kmz, at st. 6. Kiyit, dnlerde verilen hediye, ounlukla kuma verilir.

Kaynaklar
AHMETOV, Z.; BERDBAYEV, R.; KASKABASOV, S.; KRABAYEV, S.; MATIJANOV, K. (1994), El Kaznas-Eski Sz, (Radloffun Derlemeleri), Almat, lm, s. 598, 65-66. BAGZ, lhan (1948), Mizah Destanlarmz, Yamur ve Toprak, say: 1. ayrca bkz. Folklor Yazlar, stanbul, 1986, s.287. BORATAV, Pertev Naili (1958), Zaman Zaman inde, Tekerlemeler-Masallar, stanbul, s.32-49. GABDULLN, M. (1996), Kazak Halk Edebiyat, Almat, s. 323. GNAY, Umay (1986), Ak Tarz iir Gelenei ve Rya Motifi, Ankara, s.30, 57, 67. CLAUSON, Sr Gerard (1972), An Etymological Dictionary of Pre- Thirteenth-Century Turkish, Oxford, s.66. HIRSCTBERG, Walter (1965), Wrterbuch Der Vlkerkunde, Stutgart, s. 25, 256 KAZAK EDEBYATI TARH (1960), Kazak Halk Edebiyat, Almat, I. C., VII. Blm, s.140, 141, 142.
151

bilig 2002 K Say 20

KAZAHSKAYA NARODNAYA POEZYA (1964), Divayevin toplad eserleri, Alma-Ata, s. 60-62. KENESBAYEV, . (1959), Kazak Tilinin Tsindirme Szdigi (Kazak Dilinin Aklamal Szl), Almat, s.598. KIRZIOLU, Fahrettin (1968), Halk Hikayecilerinde Deme Syleme Gelenei, Trk Dili, Halk Edebiyat zel Says, say: 205, Aralk, s. 482. GEL, Bahaeddin (1995), Trk Mitolojisi, II.c., Ankara, s. 169, 549, 552, 557. ZKAN, sa (1991), Yalanlamalar ve Tekerlemeler, Trk Kltr, Eyll, say: 341, Ankara, s. 539, 544, 551, 543 RADLOFF, W. (1893), Opt Slovarya Tyurkskih Nareiy (Trk Lehelerinin Szlk Denemesi), Sankt-Peterburg, I. C., s. 1266-1267. RSNEN, M. (1969), Versuch Eines Etymolocischen Wrterbuchs Der Trksprachen, Helsinki, s. 376. TURAN, F. Ahsen (1992), Hayat Aac, Trk Kltr, Eyll, say: 353, s. 543, 553

152

Untruthful Poems in Kazakh Folklore

Asem KUANYSHBAEVA
Gazi University Faculty of Arts and Sciences Abstract: Untruthful Poems have crucial importance in Kazakh folklore than those of in other countries. Although these poems untruthful in nature it has to be admitted that words in them have hidden truth. Overall the use of everyday life scenes, the description of spectacular scenery and behavior of people in these poems tempt people to read them. Untruthful Poems present a genre in Kazakh folklore. These poems show peoples criticism about old culture (traditions) in the form of fun and joke. For example people that didnt like the tradition of getting married by the parents agreement derided it (laughed) in the poems. The characteristics of wise and stupid men are described in some poems too. Key Words: Untruthful poems, traditions of Kazakh people, Kazakh folklore, motif.

153

154

Ylmaz, Yayn Tantm

YAYIN TANITIM
Geoffrey Haig, Relative Constructions in Turkish, Turcologica 33, Harrassowitz Verlag. Wiesbaden 1998, Zugl.: Kiel, Univ., Diss. 1997, ISBN 3-447- 04004-1 Do. Dr. Emine YILMAZ
Hacettepe niversitesi Edebiyat Fakltesi

Trke szdizimi iinde yan cmle kuruluunu inceleyen bu almann amac, yazar tarafndan Konu zerindeki deneysel almalara katkda bulunmak ve bundan daha nemli olarak, yan cmle kuruluunun grnrdeki yapsnn arkasnda yer alan prensiplerin bizim bilgilerimize ne kataca sorusunu cevaplamak, Trke yan cmlenin neden baka trl deil de bu ekilde kurulduunu aratrmak olarak belirtilmi. Yazar bunlardan da nce u sorularn cevaplanmas gerektiini dnyor: Yapnn ilevle ilikisi nedir? Trke yan cmle kuruluunun dier dillerdeki yan cmle kurulularyla benzerlikleri ve farkllklar nelerdir? Yan cmlenin Trkedeki komu yaplarla ilikisi nasldr? Underhille gelinceye kadar geleneksel gramerler (Deny 1921, Kononov 1956, Kissling 1960, Lewis 1967) Trke yan cmleyi incelerken, Avrupa dillerindeki yan cmlelerle aralarndaki temel farkllklar gstermek eiliminde olmulardr. Underhill ise ilk kez Trke ve ngilizce yan cmleler arasndaki farklardan ok benzerlikler zerinde durmu ve hep relative construction (relative clause deil!) terimini kullanmtr (1987, Turkish Grammar, Cambridge, Mass.: MIT press). zleyen yaynlarda da bu adlandrmann baskn olduu gzleniyor (rn., J. Kornfilt, 1991, Some current issues in Turkish syntax, Turkish linguistics today, Leiden: Brill, 60-92, E. Sezer, 1991, Issues in Turkish syntax, Unpublished PhD thesis. Department of Linguistics, Harvard University). Yine de Trke yan cmle konusunda aratrmaclar arasnda gr birlii olduu sylenemez. rnein, Johanson ngilizce tipi yan cmle kuruluunun Trke yan cmle kuruluuna uygulanabilirlii konusunda ol155

bilig 2002 K Say 20

duka pheci davranmtr (1990, Subjektlose Stze im Trkischen, Altaica Osloensia 1989, Oslo, 193-218). ngilizce ve Trke yan cmle kurulular arasndaki temel farkllklar Haigde yle zetlenmitir (s. 11): 1. Trke yan cmle kuruluunda, yan cmle head nounun solunda grlr, 2. Yan cmle ekimli yklem almaz, partisiple kurulur, 3. Yan cmlede ilgi zamiri yoktur. Haigin almas byk lde C.Lehmann tarafndan gelitirilmi olan ilevsel-tipolojik iskelete dayanyor. (C.Lehmann, 1984, Der Relativsatz, Typologie seiner Strukturen, Theorie seiner Funktion, Kompendium seiner Grammatik, Tbingen: Narr.) Lehmann, Haigin de almasna esas olan kitabnda, yan cmle kuruluu iin basit bir tanm sunmuyor; aksine, almasnn tmnde Yan cmle kuruluu nedir? sorusuna yant aryor. Btn tantmclar tarafndan kendi alannda bir ansiklopedi olarak nitelenen Der Relativsatz, Haigin almasn anlamamza yarayacak lde ve yine Haige dayanarak yle zetlenebilir: Lehmann dilin dinamik doasna zel bir dikkat gsteriyor ve dilin bir aktivite olduunu vurguluyor. Dilin, e ve kurallarn duraan bir listesi biimindeki geleneksel tanm, olsa olsa yntemsel bir uzlamay ifade edebilir. Dile ait herhangi bir ezamanl ifade, iinde deiimin tohumlarn tar. Dil dinamik, kendini dzenleyen ve eitli ilevleri olan bir sretir ve dilin tanm da dilin gerekletirdii ilevlerden ayrlmaldr. Farkl dillerin karlatrlmalar bu ilevlere dayanmaldr. Lehmann iin can alc konu operationdur. Haige gre Lehmann operationun teorik stats konusunda gerek bir aklama yapmamtr. Ancak bir dilsel oluumun ardnda yer alan sreler olarak anlalabilir ve farkl dillerde farkl yaplar tarafndan gerekletirilirler. Lehmanna gre yan cmle kuruluu operationun kesimesiyle gerekleir. Yani bir yan cmlenin oluum srecinde temel ilev ortaya km olabilir: Attribution: Ad beklerinin oluumu, eylemsilerin bu bekler iinde kullanl. Subordination ve Nominalization: Adeylem (isim-fiil) ve orta (sfat-fiil, par156

Ylmaz, Yayn Tantm

tisip) ekleriyle eylemsi kuruluu. GAP-formation: (Lehmann Almancada Leerstellenbildung terimini kullanyor.) Kendine bo yer ama yetenei olarak evirebileceimiz bu terim Lehmann ve Haigde, relationality kavram ile ok sk bir iliki iinde grlyor. Lehmanna gre, bir e, belli bir balamda bir baka e ile zel bir dilbilgisel iliki iinde bulunuyorsa ve onunla tanmlanp, onunla snrlanabiliyorsa relationaldr. Bir ede byle bir potansiyelin varl slot, yokluu ise absolute olarak adlandrlmtr. Szkonusu bu operationlar Haigin almasnn da temelini oluturuyor ve 3. ve 4. blmlerde geni olarak ele alnyor. Beinci ve altnc blmlerde Trke yan cmle kuruluunda ok az aratrlm olan iki konu ayrntl olarak ilenmitir: 5. Case recovery: Baz yan cmle kurulularnda head nounun szdizimsel ilevini gsteren herhangi bir yapsal e bulunmadndan, yan cmlenin anlam belirsiz olabilir. rn.: Sevginin konutuu polis gibi bir rnekte iki ayr yorum mmkndr: 1. Sevgi bir polisle konumaktadr, 2. Sevgi bir polis hakknda konumaktadr. (Doal bir konumacnn 2. yorumu yapmas ok zor grnyor). Haig beinci blmde bu tip yoruma ak yaplar ele almtr. 6. Bu blmde, yklemleri partisiplerden oluan yan cmlelerde partisip seiminin temel ilkeleri, edilgen yapdaki partisiplerin bulunduu yan cmlelerde znesizlik durumu, iyelikli ve iyeliksiz partisipler gibi konular ele alnmtr. Bu drt ana blm dnda, kitapta, almann amacn, kapsamn ve dzenleniini ieren bir Giri blm, dilbilgisi tanmna ilevsel yaklam, dilbilgisel kategori olarak yan cmle, Lehmannn yan cmle kuruluuna yaklam, ve Trk dilinin genel ayrc zellikleri, konularn ileyen bir Teorik Temel blm ve sonularn incelenip daha sonraki aratrmalara konu olacak temel alanlarn belirlendii bir de sonu blm bulunuyor (7. blm). almann sonunda zengin bir Ekler blm bulunuyor: 1, 2 ve 3 numaral eklerde, almada kullanlan bine yakn yan cmlenin alnm olduu dergi, edebi eser ve bilimsel kaynaklarn dkm yaplarak baz istatistiksel sonular da verilmitir. 4 numaral ekte, ngilizce renmi veya
157

bilig 2002 K Say 20

renmekte olan Trk rencilerin, yukarda Case recovery blmnde belirtilmi olan, yoruma ak yan cmleleri ngilizceye nasl evirdiklerini lmeye ynelik bir sormaca rnei yer alyor. Bibliyografya blmnden sonra yazar ve konu dizinleriyle alma tamamlanm. Haigin, bu ok ayrntl almasyla, Trke yan cmle kuruluu konusunda tm sorunlar zlm olmuyor. Yazarn da belirttii gibi, karmak bir yap olan yan cmle, imdilik yukarda aklanm olan operationun terimleriyle daha ak anlatlabiliyor. Ayn zamanda, bu konuda daha sonra yaplmas gereken almalara da k tutulmu oluyor. ***

Siemieniec-Golas, Ewa (1997), The Formatives of Substantives in 17th Century Ottoman-Trkish, Krakw: Jagiellonian University, Institue of Oriental Philology, Edited by Stanislaw Stachowski , 234 s. ISBN 837188-004-9

Sema ASLAN
Bakent niversitesi , Fen-Edebiyat Fakltesi

Tantacamz alma Jagiellonian niversitesi Dou Dilleri Enstits tarafndan hazrlanan Studia Turcologica Cracoviensiya serisinin nc kitab olarak kmtr. 17. yy. Osmanl Trkesinde isim yapm konusunu anlatan alma, malzemenin sunumu, plnlanmas, hazrlk aamasnda gzden geirilen materyallerin younluu ile daha ilk bakta kullanl bir alma izlenimini vermektedir. Kitabn banda giri (7-11), kaynaklar ve kaynaklarn tantm (11-14) ve ksaltmalar (15-19) blm bulunmaktadr. Bu blmleri, yapsal analiz (19-172), anlamsal snflandrma (173-178), eklerin fonetik karakterleri (179-184), kronolojik sralama (185-200) olmak zere, asl konunun ilendii ve her birinde ayn malzemenin farkl ekillerde kullanm alanna sunulduu drt blm izlemektedir.
158

Aslan, Yayn Tantm

Giri blmnde (7-11) Osmanl Trkesinde kelime tekilinin dilbilimince btnyle aratrlmam bir alan olduu, bu konuyla ilgili baz gramerlerin bulunduu; ancak bunlarn arasnda rnekli materyallerin az olduu ve verilen rneklerin daha ok ada edebiyat dilini yanstt anlatlr. Ewa Siemieniec, Trkede kelime tekili konusuna deinen Trkiye ve Trkiye d yaynlar, eletirel bir gzle, ok detaya girmeden fakat mmkn olduunca ok kaynaa deinerek deerlendirir ve bu yolla, yapt almann konumunu, bir eksiklii gidermesi bakmndan da nemini ifade etmi olur. Yazara gre kelime yapma/tretme yollar ile ilgili almalarn durumu bakmndan Trk leheleri, Osmanl ve Trkiye Trkesine gre daha iyidir. Girite de belirtildii gibi (s.9) almann asl amac, 17. yzyl Osmanl Trkesindeki btn tremi isimleri gstermek ve bu isimleri treten eklerin temel fonksiyonlarn tasvir etmektir. Bu fonksiyonlar yapsal ve anlam bilimsel olmak zere iki ynldr. Giriten sonra kaynaklar ve kaynaklarn tasviri balkl blm yer alr (1114). Buradan, almann 17. yy. eviri metinlerine dayand ve incelenecek zamann (17. yy.) seimin tesadf olmad anlalmaktadr. zellikle 17. yy. isim tekili zerinde durulmasnn balca iki nedeni vardr. Bu yzylda Avrupa, Douya ve zellikle de Osmanl Trkiyesine byk ilgi gsterir. 17. yzyl Trkiye ile Polonya da dahil Avrupa lkeleri arasnda diplomatik, ticar ve asker alanda youn ilikilerin yaand bir yzyldr. Bu dnemde Arupada, Trke renme gereklilii ba gstermi; birok Trk dili grameri ve szl hazrlanmtr. Yazlan bu gramer ve szlklerin, almann alt yapsn oluturacak yeterli materyal ve kayna salamas 17. yy.n tercih edilmesinin birinci nedenidir. Ewa Siemieniecin belirttii dier neden ise 17. yzyl Osmanl Trkesinin eski Osmanl Trkesiyle yeni Osmanl Trkesi arasnda, tipik zeliklere sahip bir gei basama oluturmasdr. Daha sonra kitabn yazm iin taranan toplam 16 kaynan ismi sralanr (11-13). Bu blmde, binlerce sayfalk talyanca, Almanca ve Latinceden Trkeye szlklerin yan sra 17. yy. da Osmanl topraklarnda bulunmu Avrupal diplomatlarn yazd birka yz sayfalk seyahatname ve gramerler de bulunmaktadr. 15.-17. sayfalar arasnda ksaltmalar verilmitir.
159

bilig 2002 K Say 20

Yapsal analiz blmnde (19-172), taranan 17. yy. eserlerinde tespit edilen 26 isim yapm eki (isimden isim, fiilden isim) kk-ek ilikisi, ekin kke/gvdeye katt anlam ve oluan yeni kelime ile kk arasndaki semantik iliki balamnda incelenmitir. Bu 26 ekin (-ak, -an, -cak, -c, -ck, -cl, -, -da, -d, -ga, -gan, -g, -g, -gn, -, -c, -()k, -()m, -()nd, -, -lk, -ma, -ma, -mak, -m, -sak) analiz edili sistemi yledir: ncelikle, anlatlacak eklerin yer ald eitli gramer kitaplarnn ve aratrmalarn knyeleri alfabetik sra ile verilir. Sonra eklerin kelimeye katt anlam, yaygn kullanm alan, Eski Trke ile 17. yy. kullanm alan arasndaki farkllklar genel ifadelerle zetlenir. Ardndan daha ayrntl bir sunuma geilir. Taranan 17. yy. kaynaklarnda bu eklerle tretilen btn kelimeler, anlamsal birliklerine gre snflandrlp ortak kategoriler altnda balklandrlm; her bir kelimenin nasl tredii ve hangi kaynakta nasl getii, bu balklar altnda verilmitir. rnein ak eki yer isimleri, kltme isimleri, let ve gnlk hayatta kullanlan eya isimleri, karakteristik zellik gsteren kii ve nesne isimleri, olay gerekletiren zne isimleri olmak zere be; -an eki sonu ve olaydan etkilenen nesne isimleri, let ve gnlk hayatta kullanlan eya isimleri, olmak zere iki; -cak eki ise let ve gnlk hayatta kullanlan eya isimleri, soyut isimler, olay gerekletiren zne isimleri, yer isimleri, sonu ve olaydan etkilenen nesne isimleri olmak zere alt balk ve semantik kategoride deerlendirilmitir. Taranan btn kelimeler, bu balklardan yazarca uygun grleninin altna yerletirilmitir. Fakat yaplan tercihlerde zaman zaman yanlgya dld grlmektedir. rnein insan vcudunda gzle grlebilir belirtiler gsteren biok rahatszlk (arpack, dilsizlik, aksaklk, pelteklik vb.) soyut isimler kategorisinde verilmitir. Anlamsal snflandrma adn 17.yy. metinlerinde tespit edilen isimlerin oluturduu 11 anlamsal kategoriyi balklar halinde gstermekte ve ayn anlamsal birlii salayan ekleri bir arada vermektedir. rnein olay isimleri bal altnda d, - , -lk, -ma ekleri; yer isimleri bal altnda ak, -cak, -()k, -lk ekleri verilmitir. Bu blm, birinci blmn farkl bir ekilde sunulmu zeti gibidir.
160

tayan ikinci blm (173-177), taranan

Aslan, Yayn Tantm

nc blm ( s.179-183) Eklerin Fonetik Karakterleri adn tar. Bu blmde yazar, 17. yy. Osmanl Trkesinin Orta Osmanlca olarak adlandrldn (Z.Kakuk, Mai trk nyelvek, Budapest 1976, p.23) ve bu yzyln eski Osmanlca ile yeni Osmanlcaya ait tipik fonetik ve morfolojik zellikleri bnyesinde barndrdn belirttikten sonra, kkn ya da gvdenin son nls ile ekin ilk nls arasndaki uyumu kalnlk-incelik uyumu ve dudak uyumu balklar altnda deerlendirmi, uyumun sapma gsterdii durumlardan da bahsetmitir. Kronolojik sralama (s.185-200) balkl drdnc blmn amac, taranan metinlerden elde edilen tremi isimlerin kronolojik srasn gstermektir. Bu isimler grup hlinde sunulmutur. Birinci grupta 17. yy.dan nce kayda geen tremi isimler bir araya getirilmitir. kinci grupta 17. yy.da kullanlan ve gnmzde de kullanlmaya devam eden tremi isimler, nc grupta ise 17. yy.da kullanld hlde gnmzde kullanlmayan tremi isimler, parantez iinde kayda geirildii tarih de gsterilmek zere kronolojik olarak sralanmtr. Bu blmn sonunda, her grubun taranan materyaller iindeki payn gsteren istatistiksel dkmler de bulunmaktadr. 17. yy. Osmanl Trkesinde isim tekilinin farkl ekillerde sunulduu bu drt blm, sonu (s.201-202), bibliyografya (s.203-205) ve almada kullanlan btn isimlerin alfabetik srasn ve sayfa numarasn gsteren bir dizin (s.207-234) takip etmektedir. Sonu blmnde (s.201-202) btn blmlerin niteleyici bir zeti yaplmtr. Ewa Siemieniec almasnda 1932 tremi isimden faydalanmtr. Bunlardan sadece % 22 si 17. yy.dan nce kaytlara gemitir. 1266 tanesinin (%65.5) gnmzde de kullanld , %34.5inin ise kullanmdan kt tespit edilmitir. alma, sunumun sistemlilii ile gerekten dikkate deer bir eserdir. Taranan kaynaklardan elde edilen 1932 tremi isim ok iyi deerlendirilmi, her blmde farkl ynleri ile okuyucuya sunulmutur. Bu tr sistemli yaynlar, hazrlanacak yeni almalarda rnek alnmaldr.

161

B L G / YAYIN LKELER
Bilig bahar, yaz,sonbahar, k olmak zere ylda drt say yaymlanr. Her yln sonunda derginin yllk dizini karlr; Yayn Kurulu tarafndan belirlenecek ktphanelere, uluslararas endeks kurumlarna ve abonelere -yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde- gnderilir. AMA Bilig'in yaym amac; Trk dnyasnn kltr zenginliklerini, tarih ve gncel gereklerini bilimsel ller ierisinde ortaya koymak; Trk dnyasna ilgi duyan, bu konuda fikir reten uzman ve bilim adamlarna ulamak; Trk dnyas ile ilgili olarak, uluslararas dzeyde yaplan bilimsel almalar izlemek, bunlar ilgili bilim adamlarna, uzmanlara ve ilgili kamuoyuna duyurmaktr. KONU Bilig, Trk dnyasnn sosyal bilimler dergisidir. Bilig'de yaymlanacak yazlar sosyal bilimler alan ile ilgili konular bata olmak zere, Trk dnyasnn tarih ve gncel problemlerini ortaya koyan, bu problemlere zm nerileri ieren yazlar olmaldr. MUHTEVA Bilig'e gnderilecek yazlarda; Alannda bir boluu dolduracak; aratrmaya dayal zgn makale, Daha nce yazlm yaz ve almalar zengin bir kaynakaya dayanarak deerlendiren, eletiren ve bu konuda yeni ve dikkate deer grler ortaya koyan aratrma ve inceleme yazs, Trk Dnyas ile ilgili konularda eser ve almalaryla tannm kii ve gruplara anlamal olarak yaptrlacak aratrma, Trk Dnyas ile ilgili eser, yaz, ahsiyet ve yeni faaliyetleri tantan, duyuran, haber veren ksa yazlar, olma zellii aranr. Aratrma ve inceleme yazlarnn Bilig'de yaymlanabilmesi in daha nce bir baka yayn organnda yaymlanmam veya yaymlanmak zere kabul edilmemi olmas gerekir. Daha nce bir bilimsel kongrede sunulmu tebliler, bu durumu belirtmek artyla yayma kabul edilebilir. YAZILARIN DEERLENDRLMES Bilig'de yaymlanmak zere gnderilen yazlar nce ama, konu, muhteva, sunu tarz ve yazm kurallarna uygunluk ynlerinden Yayn Kurulu'nca incelenir. Bu ynleriyle uygun bulunanlar, bilimsel bakmdan deerlendirilmek zere, alannda eser ve almalaryla tannm iki hakeme gnderilir. Hakem raporlar gizlidir ve 5 yl sreyle saklanr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz'olduu takdirde, yaz nc bir hakeme gnderilebilir. Yazarlar, hakem ve Yayn Kurulu'nun eletiri, neri ve dzeltmelerini dikkate almak zorundadrlar. Katlmadklar hususlar olduunda bunlar ayr bir sayfada, gerekeleri ile birlikte aklama hakkna da sahiptirler. Yayma kabul edilmeyen yazlarn yalnzca birinci nshalar istek halinde yazarlarna iade edilir.

163

Bilig'de yaymlanmas kabul edilen yazlarn te'lif hakk Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanh'na devredilmi saylr. Yaymlanan yazlardaki grlerin sorumluluu yazarlarna aittir. Yaz ve fotoraflar, kaynak gsterilerek alnt yaplabilir. Yaymlanmas kararlatrlan yazlarn yazarlarna ve hakemlerine, te'lif ve inceleme creti, yaym tarihinden itibaren 1 ay ierisinde denir, cret miktar Yayn Kurulu'nun nerisi zerine Mtevelli Heyet Bakanl'nca belirlenir. YAZIM DL Bilig'in yazm dili Trkiye Trkesi'dir. Ancak her sayda derginin te bir oranm gemeyecek ekilde ngilizce yazlara da yer verilebilir. Trkiye Trkesi dndaki Trk lehelerinde hazrlanm yazlar, gerektii takdirde Yayn Kurulu'nun karar ile latin alfabesi ile yazlmak artyla kendi lehelerinde yaymlanr. Yaymlanacak yazlarn Trke zetlerinin ya-nsra ngilizce ve Rusa zetleri de verilir, YAZIM KURALLARI Makalenin Yaps Makalenin genel olarak aada belirtilen dzene gre sunulmasna zen gsterilmelidir: 1) Balk 2) Yazar ad(lar) ve adres(Ier)i (Hepsi Ltin/Trk harfleriyle olmak zere yazar adlar, soyad byk harflerle olmak zere koyu karakterde, adresler normal italik karakterde) 3) zet (anahtar kelimeler eklenerek) 4) Makale, almann ama, kapsam, alma yntemlerini belirten bir giri blmyle balamal; veriler, gzlemler, grler, yorumlar, tartmalar,, gibi ara ve alt blmlerle devam etmeli; ve nihayet tartma ve sonular (veya sonular ve tartmalar) blmyle son bulmaldr. 5) Katk belirtme (gerekiyor ise) 6) Kaynaklar Dizini 7) ngilizce balk ve ngilizce zet (Trke zette olduu gibi) 8) Rusa balk ve Rusa zet (Trke zette olduu gibi) Balk Konuyu en iyi ekilde belirtmeli, 12 kelimeyi gememeli ve bold olarak yazlmaldr. zet 250 kelimeyi gemeyecek ekilde ve yaynn dier blmlerinden ayr olarak yaymlanabilecek dzeyde yazlm, yaznn tmn en ksa, z biimde (zellikle almann amacn ve sonucunu) yanstacak nitelikte olmalidr. zetin bal ve metin ksm farkl karakterle yazlmaldr. zet iinde, yararlanlan kaynaklara, ekil ve izelgelere deinilmemelidir. zetin altnda bir satr boluk braklarak en az 3, en ok 8 anahtar kelime verilmelidir. Ana Metin Makale, A4 boyutunda (29.7x21 cm.) ktlarn zerine bilgisayarda 1,5 satr aralkla ve 10 punto (Times New Roman veya benzer bir yaz karakteri le) yazlmaldr. Sayfa kenarlarn-

164

da 3'er cm. boluk braklmal ve sayfalar numaralandnlmaldr. Yazlar en az drtbin, en ok onbin civarnda kelimeden olumaldr. Blm Balklar Makalenin yapsn belirlemek ve ana metinde dzenli bir bilgi aktarm salamak zere yazda ana, ara ve alt balklar kullanlabilir. Balklara numara veya harf verilmemelidir. Ana Balklar: Bunlar, sra ile zet, ana metnin blmleri, teekkr (varsa), kaynaka, ekler (varsa)'den olumaktadr. Ana balklar kk harflerle ve koyu olarak yazlmaldr. Ara Balklar: Tamam koyu olarak ve ana balktan daha kk punto ile yazlacak; ancak, her kelimenin ilk harfi byk olacak, balk sonunda satrba yaplacaktr. Alt Balklar: Tamam koyu olarak yazlacak; ancak, ilk kelimenin birinci harfi byk olacak, balk sonuna iki nokta (st ste) konularak yazya ayn satrdan devam edilecektir. ekiller ve izelgeler ekiller, kltmede ve basmda sorun yaratmamak iin siyah mrekkep le, dzgn ve yeterli izgi kalnlnda aydnger veya beyaz-kada izilmelidir. Her ekil ayr bir sayfada olmaldr. ekiller 1 (bir)'den balayarak ayrca numaralandrlmal ve her eklin altna balyla birlikte yazlmaldr. izelgeler de ekiller gibi, 1 (bir)'den balayarak ayrca numaralandrlmak ve her izelgenin stne balyla birlikte yazlmaldr. ekil ve izelgelerin balklar, ksa ve z olarak seilmeli ve her kelimenin ilk harfi byk, dierleri kk harflerle yazlmaldr. Gerekli durumlarda aklayc dipnotlara veya ksaltmalara ekil ve izelgelerin hemen altnda yer verilmelidir. Resimler Parlak, sert (yksek kontrastl) fotoraf kdna baslmaldr. Ayrca ekiller iin verilen kurallara uyulmaldr. zel koullarda renkli resim basks yaplabilecektir. ekil, izelge ve resimler toplam 10 sayfay amamaldr. Teknik imkna sahip yazarlar, ekil, izelge ve resimleri aynen baslabilecek nitelikte olmak art le metin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu imkna sahip olmayanlar, bunlar iin metin iinde ayn boyutta boluk brakarak iine ekil, izelge veya resim numalarn yazarlar. Metin inde Kaynak Verme Metin iinde kaynak vermede aadaki rneklere uyulmal, kesinlikle dipnot eklnde kaynak gsterilmemelidir: a) Metin iinde tek yazarl kaynaklara deinme yaplrken, aadaki rneklerde olduu gi bi, nce aratrcnn soyad, sonra parantez iinde yaym tarihi verilir. ... (Kksoy, 1998) ... Baz aratrmaclar (Bilgegil, 1970; Kaplan, 1974; Akta, 1990} b) ok yazarl yaynlara metin iinde deinilirken, aadaki gibi ilk yazar ad belirtilmeli, dierleri iin vd. harfleri kullanlmaldr. Ancak kaynaklar dizinimde btn yazarlarn isim leri yer almaldr. ... (pekten vd., 1975) c) Ulalamayan bir yayma metin iinde deinme yaplrken bu kaynakla birlikte alntnn yapld kaynak da aadaki gibi belirtilmelidir. ...(Kprl, 1911; elik, 1998'den) d) Kiisel grmelere metin iinde -soyad ve tarih belirtilerek- deinilmeli, ayrca kaynak lar dizini'nde de belirtilmelidir.

165

Kaynaklar Dizini a) Sreli yaynlar iin: Yazar ad(lar), tarih, makalenin bal, sreli yaynn ad (ksaltlmam), cilt no (say no), sayfa no. b) Bildiriler iin: Yazar ad(lar), tarih, bildirinin bal, sempozyumun veya kongrenin ad, editr(ler), basmevi, cilt no, dzenlendii yerin ad, sayfa no. c) Kitaplar iin: Yazar ad(lar), tarih, kitabn ad {ilk harfleri byk), yaynevi, basld ehrin ad, sayfa says. d) Raporlar ve tezler iin; Yazar ad(lar), tarih, raporun veya tezin bal, kurulu veya niversitenin ad, ariv no (varsa), sayfa says, yaymlanp-yaymlanmadi. YAZILARIN GNDERLMES Bilig'de yaymlanmak zere -yukarda belirtilen ilkelere uygun olarak- hazrlanm yazlar, biri orijinal, dier ikisi fotokopi olmak zere disketi ile birlikte aadaki adrese gnderilir. Yayma kabul edilen yazlarn son dzeltmeleri yaplm bilgisayar disketleri ile ekillerin orijinalleri en ge bir ay inde yukarda belirtilen adrese ulatrlr. Yayn Kurulu'nca, esasa ynelik olmayan kk dzeltmeler yaplabilir.

YAZIMA ADRES Bilig Dergisi Ata 2 Sokak 65/1 KIZILAY/ANKARA

Tel:(312) 430 43 23 - 430 43 24 Faks:(0312)43043 25 e-mail: bilig@yesevi.edu, tr www.yesevi.edu.tr/bilig

166

BILIG / EDITORIAL PRINCIPLES


BILIG is published quarterly: Spring, Summer, Autumn and Winter. At the end of each year, an annual indice series wiil be offered. Each issue will be forwarded to the subscrbers and to the libraries and international institutions to be determined by the editorial board within one month after its publication, GOALS AND OBJECTIVES The goals in pubiishing BILIG are ; To bring forth the cultural riches, historical and current realities of the Turkish World n a scholarly rnanner. To reach the experts and scholars who show interest in and produce and/or offer ideas related to the Turkish World. To fo!low the studies related to the Turkish World intemationally and nform about them to the experts, scholars and public. SUBJECT MATTERS BILIG is the social science journal of the Turkish World. The articles to be published in this journal should be dealing with the historical and current issues and problems and sug~ gesting solutions for the Turkish World. CONTENTS The contents of the articles to be published in BILIG are to include; Those that are based on an original research which contribute knowegde and scientific information in its area. Those that bring forth new views and perspectives on previously written scholarly. works based on extensive research and resources. Those that are the result(s) of studies/researches executed by well reputed individuals and research groups n the Turkish World on contract basis. Those that inform/announce briefly about new/original works, articles, indiviuals and activities related to the Turkish World. In order for any article to be published in BILIG , it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere. papers presented at a conference or sym-.posium may be accepted for publication if stated so beforehand. EVALUATION OF ARTCLES The articles forwarded to be published in BILIG are first studied by the Editorial Board n view of the journal's objectives, subject matter, rules and reguiations in writing. Those that are found acceptable are then sent to two referees who are authorities in their field for scientific evaluation. Referee reports are confidential and safe-kept for five years. In case one referee report is negative and one is favourable, the article may be sent to a third referee for re-evaluation. The aufhors of the articles are to consider the criticisms, suggestions and corrections of the editorial board and referees. If they are in disagreement with the editorial board and/or the referees, they are entitled to counterpresent their views and justification. Only the original copy of the unaccepted articles may be returned upon request. The royalty rights of the accepted articles are considered transferred to the Ahmet Yesevi University'Board of Trustees. However the overall responsibility for the published articles belongs to the author of the article. Quotations from articles including pictures are permit-ted during full reference to the articles.

167

Payments to the authors and referees for their contribudions are made within one month of publication.The amounts of payments are determined by the Editorial Board subject to the approval by the Board of Trustees. THE LANGUAGE OF THE JOURNAL Trkiye Turkish is the language of the joumal. Articles submitted in other Turkish dialects can be published in their own dialects after the Editorial Board's decision if neces-sary, but on condition that they are wrtten in Latin letters. Abstracts in English and Russian along with Turkish are given for each article published in BIUG. WRITING RULES The Structure of the Articles In general the follovving are to be observed in writing the articles for BLIG: 1. Title of the Article 2. Name(s) and address(es) of the author(s). (Ali in Latin letters.Names and surnames are in capital letters. Addresses in normal italic letters) 3. Abstracts (with key words) 4. Each article is to begin with an introductory section stating the purpose, scope and methods utilised; and should continue with main section to include data, observatons, views, comments and discussions (pros and cons) and should end with a final section to include important results and, conclusion. 5. Acknovvledgements (if necessary) 6. List of references. 7. Title and abstract in English (as in Turkish Abstract) 8. Title and abstract in Russian (as in Turkish Abstract)

TITLE
Should state the subject clearly. Should not exceed 12 vvords and should be in bold. ABSTRACT Should not exceed 250 words.lt should be written in a clear, concise and complete way to reflect the purpose and conclusion of the study so that it could be re-published separate-ly from other parts of the article. The summary and its title should be writen in different font types. Within abstract no references, figures and tables should be given. At least 3, maximum 8 key words should be given at the bottom of the abstracts after a double space. MAIN SECION Articles should be vvritten in computer 10 points (Times New Roman or similar other characters with double space on A4 (29.7*21 cms) papers. 3cms margins should be left on both ends of the pages. Pages should be numbered. Each article should be composed of at least four thousands and maximum ten thousands vvords. SUB-SECTIONS In order to provide an orderly transition of nformation and ideas of the main text and to determine a clear structure of the article other sub~ttles may be used for different sections and parts of the article.

168

Main Heading : These can be used for the summary , sections of the main text, acknovvledgement (if any), references and appendice (if any). THESE HEADINGS SHOULD BE CAPITALISED. Interval Headings : should be in bold and should be in a smaller font size than main heading; only the first letters of each word should be in capital, At the end of each Interval Heading a new paragraph should be started. Sub-headings : should be in bold; only the first letter of the first word should be in capital and the writing should continue on the same lne after a colon (:). FIGURES AND TABLES Figures should be drawn on transparent or vvhite paper in ink so as not to cause pirob-lems in printing or reducing in size. Each figre should be on a separate page and shouid be numbered wth a caption of the title below it. Tables should aiso be numbered. They should have titles below. The tites of the figures and tables should be clear and concise. The first letters of each word should be capitalised. When necessary footnotes and acronyms should be.below the captions. PICTURES Should be on highly contrasted photo papers. -Rules for figures and tables are applied for pictures as well. In specia cases colored-pctures may be printed. The number of pages for figures, tables and pictures should not exceed ten pages. Authors having the necessary technica facilities may hemselves nsert the reated figures, dravvings and pictures into the text. Those vvithout any technica facilities will leave the pro~ portional sizes of empty space for pictures vvithin the text numbering them. Stating the Source vvithin the Text: The following examples should be observed when giving the source vvithin the text. Sources will not be given as footnotes. a. Quotng a single or multi-authored source; first the last name of the author is vvritten . and then the date is vvritten in parenthesis as shovvn in the example. .................. Kksoy (1998) ................. Some authors (Bilgegil, 1970; Kaplan, 1974; Akta, 1990) b. When multi-authored sources are mentioned , the name of first author is vvritten for others (et.al) s added. ........................Ipekten,etal., (1975). Ful! reference including ali the names should be given in the list of references at the end of the article. c. If an unreachable source is quoted vvithin the text from an available source it should be indicated as follovvs : .......................Kprl (1911: in elik 1998) d. Personal Communications can be indicated by giving the last name(s), the date(s) but full references should be stated at the end of the article. LST OF REEERENCES a. For periodicals : The name(s) of authorfs), date, the title of the article, the name of the periodical in full, volume #,issue# and page numbers should be quoted. b. For papers submitted at conferences and lor symposiums: The name(s) of author(s), the date, the title of the paper(s), the name/title of the conference/symposium, editor(s), publishing company, volume number, place of organization and page number should be indicated

169

c. For books The name(s) of author(s) , the date, the title of the book (first letters capitalised) pub-lishing company,, the city where it was published , number of pages should be specified. d. For reports, theses and dissertations The name(s) of author(s), the date, the title of the theses or report, name of the institu-tion or university, archives number, published or unpublished should be specified. HOW TO FORWARD THE ARTICLES The articles duly prepared in accordance with the principles set forth on the foregoing pages are to be sent in three copies (one original, two copied forms and a disket) to BILIG for publication to the address given below. The last corrected fair copies in diskets and original figures are to reach BILIG veithin not later than one month. Minor editting and re-arrangements may be done by the editorial board.

CORRESPONDENCE ADDRESS Bilig Dergisi Editrl Ata 2 Sokak 65/1 Kzlay, Ankara - Trkiye

Tel: (0312) 430 43 23 - 430 43 24 Faks: (0312) 430 43 25 e-mail: bilig@yesevi.edu.tr www.yesevi.edu.tr/bilig

170

You might also like