You are on page 1of 225

Trkiyede Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

Yard. Do. Dr. Mehmet YCE


Uluda niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi zet: Devletler kamu ihtiyalarnn karlanmas zere kendiliinden ortaya kan siyasal kurumlardr. Klasik iktisatlar devletin sosyal ve ekonomik hayata mdahalesini onaylamamaktadrlar. Gnmzde devletlerin adalet, gvenlik, savunma ve dileri gibi geleneksel grevleri yannda sosyal ve iktisadi alanlarda da belirli rolleri olduu ortadadr. rnein, devletler gelir dalmnn dengelenmesi, toplum refahnn artrlmas, blgesel geri kalmln ortadan kaldrlmas ve dier konularda ok etkin olabilmektedirler. Bu makalede Trkiyede toplumun refahnn salanmas ve gelir dalmnn dengelenmesi bakmndan kamu geliri ve harcamalar politikalar incelenmi ve baz neriler yaplmtr. Anahtar Kelimeler: Gelir dalm, gelir dalm ve kamu geliri politikas, gelir dalm ve kamu harcamalar politikas, Trkiyede gelir dalm

________________________________________________
Giri Ekonomi biliminin temel amac, kt retim unsurlar optimum ve etkin bir biimde kompoze ederek, maksimum rn salamaktr. Devlet, uyruklarna, kendi abalaryla gideremedikleri ihtiyalarn temin etmek balamnda oluan; onlara zgrlk ve hukuk ekseninde gven, istikrar ve
bilig Gz 2002 Say 23:1-38

bilig 2002 Sonbahar Say 23

adalet salayan siyasal bir rgttr. Bu siyasal rgtn rol, kukusuz, sosyo-ekonomik yaama mmkn olduunca az mdahalede bulunmak; retim faktrlerin, marjinal verimliliklerine gre piyasada oluacak retimden pay almalarn salamaktr (Snmez, 1987; 48). Unutmamak gerekir ki, marjinal verimlilie gre oluacak gelir dalm, her ne kadar kaynak dalmndaki etkinlii salamaya yetmekte ise de, frsat eitliini tam olarak salayamadndan, servet, gelir ve i kabiliyeti zerinde baz dengesizlikler olumaktadr. Zira, bir yandan kiilerin niteliklerinden kaynaklanan eitsizlikler ayrcalkl ve haksz baz gelir edinimlerine olanak salarken, dier yandan da balang noktasndaki gelir ve servet farkllklar, piyasada, zgr bireylerce asla tasvip ve rza gsterilemeyecek ve hr vicdanlar derinden yaralayacak arlkta ekonomik dengesizliklere neden olmaktadr. Bu dengesizlii, kanmca, bireylerin alma sreleri ve i yetenekleriyle aklamak pek tutarl deildir. nk, eit olmayan koullarda bulunan ve ilk hareket noktalar ayn olmayanlar, grnte nispi serbest piyasa koullarnn arklarna terk edip, sonra da biti izgisine hangisinin daha evvel ulaacann hesabn yapmak, hem rasyonel hem de gerek ddr. Hi phesiz, bireyin geliri arttka onun son birimine atfettii nem azalr (azalan verimler kanunu). Bu yzden, gelirin marjinal faydas fakir tabakalar iin zenginlere nispetle daha byktr. Asl ama, global tatmini arttrmaktr. Bunun iin devlet, deiik etmenlerden kaynaklanan olumsuzluklar giderme ve zengin sosyal kesimlerden yoksul katmanlara, deiik aralarla (dorudan ya da dolayl) gelir transferini gerekletirme roln stlenir. retim faktrlerinin piyasadaki serbest rekabet koullarn menfi ynde etkileyen olumsuzluklar, phesiz gelimekte olan lkelerde daha yaygndr. Bu nedenle devletin gelir dalmn salama balamndaki rol, sz konusu lkeler iin daha da nem kazanr. Trkiyeye tarihi bir perspektif ile bakldnda, Cumhuriyetin kuruluundan gnmze; retim sektr yeterince gelimedii, toplumdaki giriimciliin eitli nedenlerle bask altna alnd, hzl nfus art basks yaand, istihdam darlndan isizliin srekli sorun tekil ettii ve ada anlamda, siyasal istikrar salanamad grlmektedir. Bu nedenle, Trkiye, ideolojik kutuplamadan tamamen kendini kurtaramamakta, geleneksel retim kalplarn krp ada sanayi toplumunun bilgi ve becerisiyle mcehhez sosyo-ekonomik ivmeyi bir trl gerekletireme-

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

mektedir. Dolaysyla, devletin yoksullua kar sava amas, salt muhta olanlara yardm yapmakla yetinmeyip ayn zamanda fakirliin kkndeki sebepleri (Stiglitz, 1994: 420) bertaraf etme misyonuna soyunmas pek mmkn olamamtr. Dier taraftan, Trkiyede iktidara gelen siyasi partilerin kendi tabanlarna verdikleri bir takm vaatleri yerine getirme abalar sonucu sorumsuzca yaptklar harcamalara, etkinlikten uzak, srf poplizm uruna yaptklar harcamalar da eklenince, kamusal harcamalarn hacmi olduka artmtr. Kamu harcamalarnn finansmannda ise, yine, politik amalarla salkl olmayan poplist gelir araylar sonucu, vergileme yerine borlanmann ikame edilmesi, kamu kesimi finansman ana neden olmu ve bu ak giderek bym, kapanmas imkanszlamtr. Pek doaldr ki, kamusal btelerin borlanmalarla finanse edilir olmas, ok gemeden btelerin mahiyetinin deimesine ve gerekli kamu gelirlerinin yalnz bor servislerine tahsisini gerektirmitir. phesiz bu, bte aklarnn giderek bymesine ve ekonomik buhranlara neden olmutur. zlenen bu politikalarn doal bir sonucu olarak, enflasyon, istikrarszlk, isizlik, eksi byme, gelir dalmndaki ktleme, nfus art, blgeler aras g, vb. bir takm sorunlar domu ve neticede siyasal iktidarlar birtakm istikrar araylarna ynelmitir. 1958 ve 1970 devalasyonu, 24 Ocak (1980), 5 Nisan (1994), 1999 MF ile stand-by anlamas, 22 Kasm (2000) Ekonomik Paketin yrrle sokulmak istenmesi, en son olarak da, Devlet Bakan Kemal Dervi tarafndan 14 Nisan 2001 Cumartesi gn kamuoyuna aklanan Gl Ekonomiye Gei Program hep bu istikrar kayglarnn rn ve lkenin iine dt kt ve olduka vahim durumdan kma abalarnn umutsuz gstergeleridir. Ancak, imdiye dek uygulanan istikrar programlarnn hemen hemen hibirinde sosyal adaleti salamaya ynelik bir dzenleme yer almad gibi programn maliyeti de srekli olarak toplumsal fedakrla katlanan geni ve yoksul kesime yklenmitir. Bylece, zaten mevcut olan gelir dalm bozukluu adeta uuruma dnm, aznlkta kalan bir kesim -zellikle devlete bor verip astronomik tutarda faiz geliri elde edenler- gelimi lkelerde bile emsali grlmeyen atafatl bir hayat srdrrken, ounlukta kalan nfusun byk bir kesimi ise, yoksulluk snr altnda yaam sava srdrr hale dmtr.

bilig 2002 Sonbahar Say 23

Bu almada, rakamsal verilerden hareketle, kamusal bte finansmann borlanma yoluyla gerekletirmeye alarak mevcudu bugn harcayan, gelecekteki gerek gelirini ne alarak bor servislerinde kullanan, her bir fabrika ve iyeri kapandka gibi byyen isizler ordusuna yenileri eklenen, kr topal uygulanmaya allan ekonomi ve maliye politikalaryla her geen gn gelirleri azalan ve blm de gnden gne bozulan yozlama dile getirilmekte; mevcut kamusal gelir ve harcama politikalarnn gelir dalmn dengelemeye yetmedii ve sosyal refah ekonomisini tesiste yetersiz kald vurgulamaya allmaktadr. Milli Gelir ve Dalm Gelir, ekonomik faktrlerin belli bir dnemde retim srecine katlmalar sonucu yaratlan katma deerden her bireyin parasal olarak ald paya denir. Bir lkede, global olarak bir ylda yaratlan mal ve hizmet toplamnn akmsal ifadesi de Gayri Safi Milli Geliri verir. Bundan girdi ve amortismanlarn dlmesi sonucu ulalan nihai veri, Safi Milli Geli veya Safi Milli Hasladr. Ekonomi biliminin uras, milli hasla yaratmak ve bunu devaml bir ekilde artrmaktr. Pek doaldr ki, milli hasla ya da gelirin yaratlmas kadar, yaratlan bu haslann dolam, blm ve tketimi konular da nemlidir ve bunlar da ekonomi biliminin asl ura alanna girer. Dier bir ifadeyle, pastann olabildiince hzl bytlmesi toplumsal refah sorununun belki en belirleyici ama sadece bir yn olup, pastann nasl paylald, teknik deyimle gelir dalm eitsizliinin dzeyi ve bunun bir sonucu olarak yoksulluun boyutu, toplam refahn dzeyi kadar nemli bir sorundur. Milli gelirin srekli artrlmas ve bunun toplumu oluturan sosyal katmanlar, deiik blgeler ve sektrler arasnda adilane blm, o lke toplumunun shhat derecesinin, bireylerin gelecekle ilgili iyi ya da kt beklentilerinin, alnabilecek kolektif kararlarn etkinliinin, o toplumun ierisinde yaad veya yaayaca baz sosyal, siyasal, ekonomik ve psikosomatik sorunlarn boyutlarnn da iaretidir. nk, milli gelirin paylamnda gzlemlenebilir artc (spectaculaire) arpklk ve hr vicdanlar paralayan ar dengesizlik, yakn gelecekte lkenin kar karya kalaca birok istikrarszln ve byk apl sosyoekonomik alkantlarn (perturbations) yaln habercisidirler.

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

Gelirin paylam, kendisine baz temel ilevler atfedilen devletin saptayp uygulad gereki ekonomi ve maliye politikalar ile salanr. Dier bir deyile, devlet, gelir dalmndaki adaletsizlii, yrrle koyduu ekonomi, vergi, bte ve harcama politikalar ile gidermeye alr; ve buna dnk etkin ve tutarl nlemleri alr. Gelir dalm ksa, orta ve uzun dnemde ekonomik konjonktr, byme, yapsal ve kurumsal deiimler ile karlkl iliki iindedir. Belirli bir zaman kesitinde emek, sermaye, rant gibi retim faktrlerinin kullanm miktarlar ve fiyatlar, bu faktrlerin sahipliliinin bireyler arasndaki dalmna bal olarak, sz konusu zaman kesitinde gerekleen toplam retimi ounlukla piyasalar, ksmen de piyasa d mekanizmalarla hane halklar / bireyler arasnda datr. Demek ki, zaman srecinde nihai gelir dalm, ekonomik konjonktre, retim faktrlerinin dalmna ve nispi fiyatlarnda meydana gelen deiimlere, devletin vergi ve transfer politikalarna gre farkllklar gsterecektir (TUSAD, 20001:17). Zira, Samuels ve Kelseyin deyiiyle, gelir dalmnn toplumsal fabrikann btnnn bir sonucudur (Samuels and Kalsey, 1991: 135). Bu balk altnda ncelikle, dnya genelindeki gelir dalmna gz atlacak, arkasnda Trkiyedeki gelir dalmndaki adaletsizliin boyutu ortaya konulacaktr. Trkiyedeki gelir dalmn gemiten gnmze incelerken, u kaynaklardan yararlanlmaktadr: 1) DPT Sosyal Planlanma Dairesince 1973 ylnda yaynlanan, meslekler itibariyle yaplan alma; 2) AC Nielsen Zet adl aratrma irketince 1999 banda nerolunan ve ailelerin ylda dolar cinsinden yaptklar harcamalar esas alan inceleme; 3) IBRD, WWorld Development Report, 1997, 4) Hazine Mstearl Ekonomik Aratrmalar Genel Mdrlnn Nisan 1999da yaymlad Ekonomik Gstergelerden hareketle, kentlerde ve krsal alanlarda yaayanlarn yedi yl ncesine gre durumlarn yanstan veriler; 5) Dnya Bankasnn 2000 Prag toplantsnda aklanan istatistikler; 6) DE tarafndan en son yaplan 1994 Hanehalk Gelir Dalm Anketi Sonular. Birlemi Milletlerin (UN) 1999 yl nsani Gelime Raporuna (HDR) gre, 1997 yl itibariyle dnya nfusunun en zengin lkelerde yaayan ve yksek gelir grubuna giren %20sinin dnya gelirinden ald pay %86 iken, en yoksul lkelerde yaayan ve dk gelir grubuna giren %20nin ald pay yalnzca %ldir. Ayrca bu en tepedeki %20, dnyadaki toplam ihracaatn %82sini gerekletirmekte, dorudan yabanc yatrmla-

bilig 2002 Sonbahar Say 23

rn %68ini almaktadr. En alttaki %20nin ise, her bir sektrden ald pay yaklak %ldir. Yine ayn rapora gre, en zengin %20 ile en yoksul %20 arasndaki gelir fark, 1960ta 30da 1 iken, 1997de 74te 1e kmtr. Dnyann en zengin 200 kiisi servetlerini son 4 ylda ikiye katlayarak toplam 1 trilyon dolara karmlardr. te yandan, dnyada 80den fazla lke on yl ncesine gre daha yoksul bir durumda bulunmaktadr. Bugn dnyann en zengin 200 kiisinin servetleri toplamnn, dnya nfusunun en yoksul %41inin (dnya nfusunun 6 milyar dolaynda olduu dnldnde, bu oran yaklak 2.5 milyar kiiye karlk gelmektedir) sahip olduu gelirden daha fazla olduu belirtilmektedir (UNDP, 1999:2, 3). Yine Dnya Bankas raporlarna gre, 1980 ylnda banda kii bana gelir ortalamas, gelimi lkelerde 7.000 Amerikan Dolar dolayndadr. Gelimekte olan lkelerde bu rakam (bunlar daha ok Trkiye ve Latin Amerika lkeleri gibi belirli lde gelimi lkelerdir, ok yoksullara dahil deildir) 1.800 Amerikan dolar dolayndadr. 1990lara geldiimizde, gelimiler iin rakam 23.000 dolar gemekte, dierlerinde ise 2.500 dolar dolaynda kalmaktadr (ayian, 1997: 407). Dier taraftan, gelir dalm bozukluunun bir nedeni de kreselleme olgusu ile aklanabilir. Zira, kresellemenin nimeti olan ticaret ve yatrmlarn byk ounluu sanayilemi lkeler arasnda gereklemekte ve dnya ihracatnn te birine kresel irketlerin hakim olduu grlmektedir. Dnyann en byk 100 ekonomisi ierisinde 51 tanesini irketler oluturmaktadr. 1990l yllarda gelimekte olan lkelerde ve gei ekonomilerinde gerekleen dorudan yabanc yatrmlarn %80inin yalnzca 20 lkeye ynelmi olduu ve bu lkeler arasnda inin byk bir pay elde ettii dikkat ekmektedir. Bylece, ekonomik kreselleme srecinin yaratt kazanlarn ve kayplarn blgesel bloklar, lkeler, irketler ve bireyler arasnda paylam adaletli gereklemedii aikrdr (DPT, 2000:5). Fransa Uluslararas likiler Enstitsnce yaplan bir almaya gre, nmzdeki on yl ierisinde GATT Uruguay Round Anlamas dolaysyla getirilen serbestlemenin, dnya ticaretini %10 artrrken, gelirde 260 milyar dolarlk bir art yarataca beklenmektedir. Bunun 80 milyar dolarnn Japonyaya, 70 milyar dolarnn ABye, 75 milyar

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

dolarnn da ABDye decei ngrlmektedir. Yani 260 milyar dolarn 225 milyar dolar Merkezin aya tarafndan paylalacaktr. Dnya nfusunun %84.5ine sahip evre lkelerine ise, yalnzca 35 milyar dolar kalacaktr (Kazgan, 1994: 72), Kreselleme sreci bir taraftan gelir dalmnn gelimi lkeler lehine yeniden dzenlenmesine yol aarken, dier taraftan bu lkelerin kendi aralarndaki ve ilerindeki gelir dalmnn da bozulmasna neden olmaktadr. Gelir dalmndaki eitsizlik Avrupa ile Amerika arasnda ABD yararna artt gibi, gelimi lkelerin ve ABDnin kendi ierisinde de artmaktadr. 1977-1992 yllar arasnda ABDde en zengin %20nin geliri %28 artt halde, en yoksul %20nin gelirinin ayn dnemde %17 orannda geriledii grlmektedir. Yine sz konusu dnemde, en zengin %lin gelirinin %91 orannda arttna dikkat ekilmektedir. Nitekim, gelir dalmndaki kutuplamann ABDde, 1920li yllarn sonundaki Byk Depresyon dneminin boyutlarna vard kabul edilmektedir (Arslan ve Toprak, 1997:441). Bu adan bakldnda, kresellemenin yar bo/yar dolu ie yaklamn andrd belirtilmektedir. Yoksullar asndan bakldnda ie yar bo, zenginler asndan bakldnda ise, ie yar dolu gzkmektedir. Ancak, zenginler ienin yarsn, yoksullarn iesini boaltarak doldurmaktadr. Bu bakmdan, dnyada kreselleme diye sfr toplaml bir oyun oynand ileri srlmektedir (Kazgan, 1999:351). imdi, Trkiyedeki gelir dalmn yukarda saylan aratrmalar nda tablolara dkelim. Tablo: 1 Trkiyede Hanehalk Gelirinin %20Iik Dilimlere Gre Dalm
Hane Halk Hane Halk Kmiilatif %Pay 5,24 9,61 14,06 21,15 49,94 1987 Kmlatif 5,24 14,84 28,91 50,06 100,00 0,437 %Pay 4,86 8,63 13,61 19,03 54,88 1994 Kmlatif 4,86 13,49 26,10 45,13 100,00 0,492

tik %20 20 kinci %20 40 nc %20 60 Drdnc %20 80 Beinci %20 100 Gini Katsays

Kaynak: 1994 Hanehalk Gelir Dalm Anketi Sonular, D..E, Ankara, 1997.

bilig 2002 Sonbahar Say 23

Gerek lkeler arasnda karlatrma yapmak gerekse bir lkenin gelir dalmndaki dengesizliinin zaman iindeki seyrini izlemek iin Gini, kendi adyla anlan bir katsay kullanmtr. Bir lkede gelir dalmndaki adaletsizlik ne kadar fazlaysa Gini katsays o kadar byktr. Bu katsay sfra yaklatka, gelir dalmndaki adaletsizliin azald anlam ortaya kar. Bu balamda, 1987den 1994 ylna karken Gini katsays ykselmi olup, bu da lkemizdeki gelir dalmnn bozulduunu iaret eder ki, bu 2000 yl iin 0,52dir. Tablo: 2 eitli lkelerde Gelir Dalm
lkeler Belika ngiltere Danimarka Fransa Almanya Hindistan talya Hollanda spanya ABD Trkiye Yl 1978-79 1988 1981 1989 1988 1992 1986 1988 1988 1985 1994 En Yksek %20 7,9 4,6 5,4 5,6 7,0 8,5 6,8 8,2 8,3 4,7 4,9 kinci %20 13,7 10,0 12,0 11,8 11,8 12,1 12,0 13,1 13,7 11,0 8,6 nc %20 18,6 16,8 18,4 17,2 17,1 15,8 16,7 18,1 18,1 17,4 12,7 Drdnc %20 23,8 24,3 25,6 23,5 23,9 21,1 23,5 23,7 23,4 25,0 19,0 En Yksek %20 36,0 44,3 38,6 41,9 40,3 42,6 41,0 36,9 36,6 41,9 54,9 Gini Endeksi 33,9

0,49

Kaynak: The World Bank (1997), World Development Repots, 1979-1997

Tablo: 3 Faktrlere Gre Gelir Dalm (%)


GELR TRLER Maa, cret, Yevmiye Geliri Toplama Mteebbis Gelirleri Tarm Ticaret Hizmet Tarmd retim Gayrimenkul Menkul Kymetler Karlksz Gelir Toplam 1987 Trkiye 24.07 51.45 22.83 13,08 7,30 8,24 11,84 1,82 10,82 100,00 Kent 29,82 38,26 2,73 15,72 8,44 11,37 15,90 2,81 13,20 100,00 Kr 15,72 70,58 51,99 9,25 5,64 3,70 5,96 0,39 7,36 100,00 1994 Trkiye 28,32 42,37 16,66 14,38 5,18 6,15 11,59 7,68 10,04 100,00 Kent 31.94 33,27 2.57 16,85 6,05 7,81 13,87 10,62 10,30 100,00 Kr 20,32 62,52 47,84 8,91 3,27 2,50 6,54 1,17 9,45 100,00

Kaynak: DPT ve Hacettepe niversitesi Nfus Etdleri Enstitsnn ortaklaa 1968 ylnda gerekletirdikleri, Trkiyenin Nfus Yaps ve Sorunlar adl alma ile DE statistiklerinden (1987, 1994 Hane Halk Gelir ve Tketim Harcamalar Anketi) yararlanarak tarafmzdan hazrlanmtr

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

Tablo: 4 Hane Halklarndaki Yllk Harcama (000)


Aile Gruplar 1. En zengin 2. yi halli 3. Orta halli 4, Dk gelirli 5. Fakir 6. ok Fakir Toplan Kii Adedi 2,790 6,38 10,478 8,556 22,692 11,036 62,938 Harcama ($) 62,75 27,25 9,35 7,65 4,95 3,20 66.015.430 T. Nfusa Oran 4,5 10,3 16,9 13,8 36,7 17,8 100,0

Kaynak: DE, 1994 Hanehalk Gelir Dalm Anketi Sonular ile AC Nielsen Zet Adl Aratrma irketince 1999 banda nerolunan raporu dikkate alnarak tarafmzdan hazrlanmtr.

Tablo: 5 Kent ve Krsal Kesimde Gelir Dalm (%)


Hane Halk Trkiye 5,24 9,61 !4,06 21,15 49,94 0,437 1987 Kent 5,43 9,33 13,60 20,71 50,93 0,444 Krsal 5,21 10,03 14,98 21,97 47,81 0,417 Trkiye 4,86 8,63 12,61 19;03 54,87 0,492 1994 Kent 4,83 8,19 11,87 17,90 57,21 0,515 Krsal 5,57 10,14 1 4,80 21,79 47,70 0,414

lk %20 kinci %20 nc %20 Drdnc %20 Beinci %20 Gini Katsays

Kaynak: 1994 Hanehalk Gelir Dalm Anketi Sonulan, D..E., Ankara, 1997.

Yukardaki tablolardan yararlanarak, Trkiyenin iinde bulunduu gelir dalm hakknda unlar syleyebiliriz DE tarafndan, 18.264 kentsel ve 7.992 krsal kesimde rnek hane halk olmak zere toplam 26.256 hanehalk takip edilerek 1994 ylnda yaplan aratrma sonucu ortaya kan ac gerek udur: 1987 ylnda en zengin %20lik grubunun toplam kullanlabilir gelirden ald pay %49,94 iken, bu oran 1994de %54,8e kmtr. En dk gelirli %20lik grubunun pay ise, %5,24de %4,86ya, alt ve orta gelir dzeyindeki %60lk hanehalk grubunu ald pay %28,91den %26,1e inmitir. Buna gre, lkedeki alt ve orta gelir dzeyindeki %60lk hanehalk grubu dikkate alndnda, gelir dalmndaki arpkln boyutlar daha net grlmekte, yoksullama srecinin alt ve orta gelir grubunu oluturan kesimlerde hzland ortaya karmaktadr (DPT, 2001:18). Dier bir ifadeyle zenginler daha zenginleirken, fakirler daha fakirlemitir. En ac gerek de, en zengin %20lik grubun gelirden ald pay geri kalan %80lik grubun toplam ge-

bilig 2002 Sonbahar Say 23

lirinden fazla olmasdr. Gelir eitsizliinin en nemli gstergesi olan Gini katsays 1987de 0,43 iken 1994 ylnda 0,49a ykselerek, gelir dalmndaki bozukluun 1987den 1994e doru daha ktye gittiini istatistiksel olarak ortaya koymaktadr. Trkiyede yaratlan toplam gelir iinde en yksek paya sahip olan faktr mteebbis geliri (gerek 1987 gerekse 1994 ylnda) olup, bunu maa-cretli geliri izlemektedir. Ancak, 1987de mteebbis gelirinin toplam gelir iindeki pay, maa -cret gelirlerinin yaklak 2 kat iken 1994te 1,5 kata inmitir. 1987den 1994e gelindiinde maa-cret gelirinin pay %24ten %28e ykselmi, buna karn mteebbis geliri ise 51den %42ye gerilemitir. Hizmet ve tarm d retim sektrlerinin pay ise yaklak 2 puan azalmtr. Gayrimenkul ve karlksz transfer gelirlerinin pay hemen hemen ayn kalrken, menkul kymet gelirlerinin pay %1den %7ye karak nemli bir art gstermitir. 1987 ile 1994 yl sonular karlatrldnda kentsel kesimdeki gelir eitlii Trkiye geneline gre daha fazla artmtr. Nitekim, Gini katsays 1987 ylnda 0,444 iken 1994 ylnda ,515e ykselerek gelir dalmndaki adaletsizlii gstermektedir. Buna karn, krsal yerlerdeki gelir eitliinde ksmen de olsa bir dzelme grlmektedir. Zira, Gini katsays 1987 ylnda 0,417 iken 1994 ylnda 0,414e inerek kk bir d gstermitir. Ancak bu duruma bakarak krsal kesimde gelirin daha adaletli dald sonucuna varmak pek gereki olmayaca kansndaym. Zira, gelir dalmn kent-kr ayrmnn da adaletsiz olduu ve sadece krsal kesimin ald dk payn kendi iinde biraz daha adaletli olduu gerei unutulmamaldr. Gelir dalm anketleri sonularna bakldnda, kentsel yerlerde yaayan hanelerin toplam nfus iindeki pay %56,2 iken toplam gelirin %68,9 aldklar grlmektedir. Buna mukabil krsal kesim toplam nfus iindeki pay %43,8i olutururken toplam gelirden ald pay ise %31,1dir. Bylece krsal kesim kendi dk gelirini biraz daha adaletli paylamaktadr (DPT, 2001:18). Tarm sektrnde, ok kk bir iyilemeye bakarak, gelir dalmnn daha mstakar (istikrarl - stationnaire) ve adil olduu sanlabilir. Kanmzca, bu aldatcdr. Zira, adeta vey evlat muamelesi gren tarmn giderek fakirlemesi sonucu, bu kesimdekiler, yoksullukta eitlemektedirler. Bu fakirlemede, hkmetlerin son yllarda tarma ynelik olarak izledii politikalarn, IMF telkinlerinin, enflasyon

10

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

oranlar altnda belirlenen destekleme almlarnn, baz tarmsal rnlerin destekleme fiyat haricine karlmasnn, kentlerin cazibe merkezi biiminde alglanmasnn ve bu nedenle krsal alanlardan buralara srekli g olgusunun kanlmazlnn, phesiz byk rol vardr Gemite dengeli ve adil olan durum son yllarda ortadan kalkm, nfusun %4.5 gibi kk bir aznln oluturan aile grubu, ylda 62.750 $ gibi gz kamatran bir harcama gamnda yaam srerken, Fakir ve ok fakir ailelerden oluan yaklak %55lik ksm, ylda 3.000 - 4.000 $ ile geinme mcadelesi vermektedirler. Tablolar incelendiinde, - Fonksiyonel gelir dalmnn emek, - Sektrel gelir dalmnn tarm, - Blgesel gelir dalmnn tarm blgeleri, - Kiisel gelir dalmnn alt gelir gruplar aleyhine bozulduu gerei ortaya kmaktadr. Yine AC Nielsen - Zet irketinin verilerine gre, toplumun %54.5lik ksm fakirlik snrnn altnda yaamakta, en zenginlerle bunlar arasn daki gelir uurumu 20 kata ulamaktadr. Bu adaletsizlik, gelimekte geri kalm yrelerimizde daha da arpk olup, gelirin tamamna yakn blm birka aile tarafndan kontrol edilmektedir. Nitekim nfusun %1lik dilimi, ulusal gelirin %17sine hakim bulunmaktadr. Bu oran stanbulda %30a ulamaktadr. Trkiyenin eyrek nfusuna sahip bu kentteki ailelerin %1nin aylk geliri, neredeyse 11.000 dolara ulamaktadr; oysa en yoksul %1lik gelir grubundakiler ise ayda yalnz 127 dolar al maktadr. ubat 2001 devalasyonuyla bu miktarn daha da komiklemi olduu bir gerektir.

Gelir Dalmndaki Adaletin Salanmasna Ynelik Gelir ve Harcama Politikalar


Piyasa mekanizmasnn otomatik olarak oluturduu gelir ve servet dalmndaki gayri adil yapnn dzeltilmesi, gnmzde btn devletlerin ortak bir sorunu haline gelmitir. Dnyada, lkeler iindeki gelir dalm eitsizliinin yan sra, lkeler arasndaki gelir dalm eitsizlii de artmaya devam etmektedir. Yukarda belirtildii zere, Birlemi Milletler Beeri Gelime Raporuna gre, 1990larn sonunda dnya nfusunun en zengin lkelerinde yaayan %20lik blm dnya haslasnn %86s-

11

bilig 2002 Sonbahar Say 23

na, en alt dilimdeki %20si de %l1ine sahip bulunmaktadr. Gerekten, dnya genelinde teknolojik gelimenin de etkisiyle ekonomik gelime srerken, dier taraftan yoksulluk sorunu giderek daha ciddi boyutlar kazanmaktadr. Dnyada gnde 2 dolarn altnda gelirle yaayanlarn says 3 milyar bulmaktadr. Bu durum 21. yzyln balangc olan 2000 ylnda da deimemi ve genelde en yoksul lkelerin konumunda bir iyileme olmamtr. Bu yzden, uluslararas gelir dalmndaki adaletsizlik birtakm kayglara neden olmakta ve bunun dzeltilmesi gerektii konusu, beynelmilel kurum ve kurulularda ska ifade edilmektedir. Kii bana gelir dzeyinin dk olduu bir ortamda gelir dalm da ok adaletsiz ise, orada endstriyel gelime de kukusuz snrl kalr. nsan gcnn an retim gereklerini karlayabilecek dzeyde eitim ve salk olanaklarna sahip olmas, bireyin niteliini, dolaysyla gelirini arttrr. Geliri ok dk dzeyde olan ailelerde beslenme ve salk koullar, ailenin ocua verebilecei eitim imknnn snrll, piyasaya nitelikli olmayan igcnn arz demektir. Bu da, amzda en ok ihtiya duyulan beeri sermayenin hebasdr. Dier taraftan niteliksiz igcnn milli gelirden alaca pay da dk olacandan, bu durum gelir dalmndaki arpkl daha da artracaktr. Bylece, gelir dalm bozukluu- niteliksiz igc- gelir dalm bozukluu ksr dngs oluturur. Bu, sosyo-ekonomik yaam iin patlamaya hazr bir bomba ile edeerdir (Kazgan, 1991: 2 -3). Devletin temel fonksiyonu, dk gelirlilere daha az yk getirmek, gelir dalmndaki uurumlar trpleyerek yatay ve dikey adaleti salayacak bir gelir politikasn uygulamaya koymak, dk gelirli gruplara ynelik eitim ve salk hizmetlerini n plana karacak bir harcama politikas izlemektir. Yani vergi ve harcama politikalarna ilerlik kazandrmak, dk gelir dzeyinde olan snflarn btelerini dorudan ya da dolayl yoldan dzeltmektir. Gelir dalmndaki adaletsizlii gidermek zere, devletin elinde, iki etkin mali ara bulunmaktadr: Kamu harcamalar ve vergiler. Bir taraftan devlet, baz mal ve hizmetleri dk gelirlilere parasz olarak veya ok dk bedellerle, maliyetlerinin altnda sunarak veya bir retim faktr karl olmakszn transfer harcamalar yoluyla, dier taraftan, yksek gelir elde edenlerden artan oranl tarifelerle salanan vergiyi, yine transfer harcarna-

12

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

lar yoluyla dk gelir gruplarna aktararak, piyasann salayamad adil gelir dalmn gerekletirmeye almas gerekmektedir. Unutulmamaldr ki, demokrasi eitimsiz, niteliksiz, varlksz byk bir kitleyle, bunlarn tmne sahip bir aznln stnde yeeren bir rejim olmayp; aksine, yukarda saylan nitelikleri tayan geni bir orta snfn varlyla geliir. Bu almada, kiisel gelir dalm baz alnarak, gelir dalmn bozucu etkenlerden sadece Trkiyede izlenen vergi politikalar ve yaplan salk ile eitim harcamalarnn gelir dalmnn eitsizliinde oynadklar rol vurgulanacaktr. Gelir Dalmndaki Adaleti Salama Arac Olarak Vergi Politikalar Gelirin yeniden dalmn salayan aralardan biri de vergi politikalardr. Zira, verginin sosyal amac, gider politikas nlemleriyle yeterli dzeyde gerekletirilemeyen gelir ve servetin ekonomik ynden gsz olanlarn lehine, politik olarak istenilen dzeyde datlmasn salamaktr (Neumark, 1975:21), zlenen vergi politikalar, vergilemede deme gcnn dikkate alnp alnmad, vergi oran, vergilerin nitelii (dolayl-dolaysz), vergi denetiminin dozaj ve yanstlma olanaklarnn varlna bal olup, tm bunlar gelirin yeniden dalm zerinde etkilidir. Vergi, kamu giderlerini karlamak ve/veya sosyo-ekonomik yaamn gerektirdii nlemleri almak zere, mali gc olanlardan, onlarn bu gleriyle orantl, zorunlu, karlksz ve nihai olarak yaplan demelerdir. Kamusal mal ve hizmetlerin finansmannda, bunlardan yararlananlara paylatrlan bir vergi adalete uygun decektir. Uyulmas gereken norm, Trkiye Cumhuriyeti Anayasasnn 73. maddesinde mali g olarak belirtilmi olup, bunun anlam; gerek yeni vergilerin ihdasnda (konulmasnda) ve gerekse mevcutlarda deiiklik yaplrken, kiilerin mali gleri kavranarak vergilerin bu g zerine oturtulmasdr. phesiz, bir vergi, mali gce uygunluu lsnde adaletlidir ve maliye politikasnn sosyal amacna da uygundur. lkedeki vergi yknn hangi gelir gruplar tarafndan paylalaca sorununun, deme gc ilkesi erevesinde zmlenmeye allmas en rasyonel ve adil yoldur. Bilindii gibi, herkesin iktidaryla orantl vergi demesi anlamna gelen deme gc ilkesinin gelir, servet ve harcama olmak zere temel gstergesi vardr. Bu balamda, gelir, servet ve har-

13

bilig 2002 Sonbahar Say 23

cama zerinden alnan vergiler eklinde yaplan snflandrma en yaygn olandr. Hangi tr vergilere daha fazla arlk verilecei, ekonomik yap, siyasi ve iktisadi sistemin nitelii, iktidarlarn felsefeleri, bask gruplarnn etkinlik ve eilimleri vb. farkl etmenlere bal olarak deimektedir. Bununla birlikte, deme gcne ulamada kullanlan aralar olarak kabul edilen en az geim indirimi, artan oranllk, ayrma ilkesi gibi messeseleri bnyesinde tayan gelir vergisi, amzn en verimli, adil ve yaygn vergisi olarak kabul edilmektedir. Harcama vergileri, yeterince ahsiletirile-medii iin, adil olmayan vergiler kategorisinde yer alrken; servet vergileri, mali amatan ziyade sosyal amalarla konulduundan, toplam vergi gelirleri iinde nemli bir yer tutmamaktadr. Bununla beraber gelir, servet veya harcamann sadece vergiye konu olmasyla adaletin salanmas, kukusuz beklenemez. nemli olan, verginin, kiilerin gerek deme glerini ortaya karacak ekilde gelir, servet veya harcama zerine inasdr. Bu ise, farkl deme gc olanlarn farkl vergi ykyle kar karya kalmalar (dikey adalet), ayn deme gcn-dekilerin de ayn vergi ykne tabi klnmalaryla (yatay adalet) mmkn olur. Vergi yknn, o verginin istisna, muafiyet, indirim, matrah ve tarife yapsna bal olduu dnldnde, bu unsurlarn vergi adaletine ulamada ok nemli bir yerinin olduu grlr. Burada, mevcut unsurlarn mkellefin vergi deyebilme gcn ortaya karabilecek ekilde (rnein en az geim indirimi, ayrma ilkesi vb.) dzenlenmesi olduka nemlidir. Dolaysyla, deme gc dikkate alnmadan uygulanacak bir vergi sistemi, hi phesiz gelir dalmn bozar. Trkiyede, deme gc kriterine gre yatay ve dikey adaleti salayc bir vergi sisteminin uygulanmasna engel tekil eden iki nemli faktr: enflasyon ve vergi sisteminin yapsdr. Enflasyon ile Vergi Yk Arasndaki liki Fiyatlar genel seviyesinin srekli ve nemli bir lde ykselmesi eklinde kendini gsteren enflasyonun vergi gelirlerini artrma yannda, gelir dalmndaki bozucu etkisinin varl da kukusuzdur. Bata Milton Friedman olmak zere, birok iktisatnn gizli bir vergileme yntemi olarak grd enflasyon, devlete gelir salama arac olarak maliye politikalarnda yer almakla birlikte, ayn zamanda bir vergi yk dalm arac ilevini grmektedir (Pamak, 1378:120).

14

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

Vergi yk, enflasyon dnemlerinde dk ve orta gelir gruplar zerinde daha younluk kazanmakta ve onlar olumsuz ynde etkilemektedir. Zira, enflasyon nedeniyle dk ve orta gelirli gruplarn nominal gelirleri daha st seviyedeki dilimlere girmekte, bylece bu gruplarn reel gelirlerinde art olmayp aksine azald halde, nominal art nedeniyle cari gelir seviyesindeki toplam vergi oranlar artmakta ve sonuta, vergi ykleri daha da arlamaktadr (ner, 1994:988). Nitekim, Trkiyede yllardr yaanan enflasyonun yaratt olumsuzluk nedeniyle, vergi yknn dk gelir gruplar zerinde kald yadsnmaz bir gerektir. Fiyatlar genel seviyesinin ykselmesi durumunda, gelirleri bu fiyatlardan daha dk bir hzla artan dk gelirli gruplarn reel gelirlerinin azalmasna mukabil, enflasyona gre kendilerini eitli aralarla donatan yksek gelir gruplar enflasyondan olumlu ynde etkilenmekte, dolaysyla reel olarak kazanl kabilmektedirler. Fert bana milli gelirin ayn dnem iinde deimedii varsaylrsa, enflasyon, gelirleri fiyatlardaki arttan daha yava artanlardan daha hzl artanlara doru gelir aktarmaktadr. Enflasyon, mal piyasasnda, sadece parasal satn alma gcn reel satn alma gcne dntren bir faktr olarak deil; e zamanl olarak faktr piyasasnda da, faktr fiyatlarn ve zellikle faiz haddini etkileyerek, bireyler aras servet kaymalarna ve gelirin deiik dnemlerde yeniden dalmna da yol aar. Trkiyede gelir vergilerinin tahsilat sistemi yatay ve dikey adaletin salanmasna imkn vermemektedir. Vergileri kaynaktan kesilen (yani stopaj yoluyla vergilenen) cretliler, enflasyonun yaratt ikinlik dolaysyla yasalarla ngrlenden daha ar vergi ykne maruz kalrken, gelirini bir sene sonra beyan edip vergisini taksitte deyen beyannameli mkellefler ise, enflasyonun yaratt erozyon nedeniyle, yasalarla ngrlenden daha az vergi ykne maruz kalmaktadrlar. Bunun yannda, enflasyon ortamnda, farkl ykmllerin farkl zamanlarda vergilerini demeleri, vergi eitsizlii dourmaktadr. Yani enflas-yonist aamada gelirler, ayn oranda vergilendirilse bile, deme zamanlarnn farkl oluundan kaynaklanan tahsilat gecikmesi, deiik gelir unsurlarna reel olarak farkl vergisel yk getirmektedir ki, maliye literatrnde bu Tanzi etkisi olarak adlandrlr. Vergi sistemine ilikin ortalama gecikme sreleri hesaplandnda, vergilerin fiyat esneklii bire eit olduu varsaym altnda, bir liralk bir vergi

15

bilig 2002 Sonbahar Say 23

gelirinin reel deeri zerinde farkl gecikme ve enflasyon oranlarnn yapaca etki yle formle edilebilir (Tanzi, 1989: 647): R=l/(1+P)n Burada; R= Vergiyi douran olayn meydana geldii dnemin fiyatlaryla ifade edilen 1 liralk verginin tahsil edildii dnemdeki reel deeri, P= Aylk enflasyon oran, n=Ay olarak kabul edilen gecikme sresini ifade eder. Advalorem tarifeli vergilerde enflasyonun nisp vergi ykleri zerindeki etkileri farkldr. Vergi matrahn ve vergi tarifesini etkileyen enflasyon, hem yatay hem de dikey olarak vergi adaletini bozar. Bu balamda, zellikle artan oranl tarifeli gelir vergilerinde tarifenin ykselen blmnde kalan mkellefler iin vergi yk artarken, tarifenin dzletii blmdeki mkellefler iin mutlak yk deimedii halde, nisp yk azalr; dolaysyla dikey eitlik bozulmu olur. En tipik olarak bu sorun, artan oranl gelir vergilerinde karlalr (nder, 1979: 56). Artan oranllk, gnmz vergicilik anlay asndan deme gcne ulamada vazgeilmez bir ara nitelii tamaktadr; fedakrlkta eitliin salanabilmesinde ve toplumdaki gelir dalm eitsizliinin giderilmesinde kendisine bavurulabilecek yntemlerden biri ve belki de en nemlisidir. Bununla beraber, enflasyon dnemlerinde amacna ters bir ilev stlendii de yadsnmaz bir gerektir. Trkiyede, vergi dilimlerindeki genilemenin enflasyon orannn altnda art gstermesi ve vergi dilim saysnn azaltlmas, buna karn nominal gelirdeki artlarn, daha fazla dk gelir gruplarnn vergi tarifelerini st basamaklara tayarak onlarn yksek oranda vergilendirilmelerine sebebiyet vermektedir (Krba, 1998: 296). Bu ise, yksek oranl vergilerin enflasyonla ezamanl srete birbiriyle rterek gelir dilimi kaymas (brac-ket creep) na ve mkelleflerde, kendilerinin smrldkleri hissine kaplmaya neden olmakta ve onlar vergiye kar direnmeye gtrmektedir. zetlersek, bir vergi sistemi iki ana lte gre deerlendirilir: Etkinlik ve eitlik. Etkinlik ltne gre, en iyi vergi sistemi, ekonomide en az refah kaybna sebebiyet verendir. Eitlik ltnde ise, vergilemeden doan ykn toplumun fertleri arasnda nasl datlmas gerektii ile ilgilidir. Bu yk, yalnz vergi ile transfer edilen kaynaklarn reel deerinden ibaret olmayp ayn zamanda refah kaybn da ierir. Vergi sistemimizde, bugnk haliyle her iki lt de bulmak maalesef olanakszdr.

16

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

Yukarda sylenenlere ek olarak; enflasyonun vergi sistemi zerinde gerek olumsuz tesirler yaratarak ve gerekse sistemdeki mevcut baz muafiyet ve istisnalar eriterek, bunlardan yararlanarak vergi d kalmalar gereken baz mkelleflerin vergilendirilmek suretiyle cezalandrldklarn kolaylkla sylenebilir. phesiz bu, dk gelirliler zerindeki vergi yknn artmas anlamn tar (Nemli, 1979: 79). Vergi kanunlarmzn ana iskeleti, genellikle, enflasyonun ok dk olduu -hatta hi olmad- dnemlerde hazrlandndan, enflasyonun etkisi gznnde tutulmamtr. Bu ekilde oluturulan vergi mevzuatyla enflasyon ortamna girildiinden, vergi sisteminin enflasyona kar korunmas sorunu ok gemeden gndeme gelmitir. Oysa teoride, genellikle mevcut bir vergi sisteminin enflasyondan bak tutulmas u be varsaymn varlna baldr: 1) Greli fiyatlarn deimeyecei; 2) Herhangi bir kimsenin alacak veya borcunun bulunmayaca; 3) Gelir vergilerinin dz oranl olaca; 4) Harcama vergilerinin advalorem ve tek oran-ll; 5) Vergi tahakkuku ile vergi tahsili arasnda zaman aralnn olmayaca. Ancak gnmzde, bu varsaymlarn tamamen ve eanl olarak birlikte gerekleme imkn maalesef yoktur (anver, 1990:149150). Vergi Sisteminin Yaps ile Vergi Yk Arasndaki liki Belirteyim ki, Trkiyede vergilerin kompozisyonunun (dolayl dolaysz) ve her bir vergiye ilikin yasal dzenlemelerin kendi iindeki mantksal tutarllk ya da tutarszlklarnn, gelir dalmn olumlu veya olumsuz ynde etkileyecei kukusuzdur. Dolayl-dolaysz vergiler: zel kesime kaynak aktararak ve i talebi ksarak, ihracaata dnk bir yapsal deiimi ngren 1980 sonras uygulanan iktisadi ve mali programlar, bir taraftan ihracaatta i vergi maliyetlerini mahsup edilebilir hale getirmek, dier taraftan da i talebi ksma programna destek vermek ve vergi teviklerinin yol at kaynak kaybn telfi etmek zere, dolayl vergilere arlk vermi ve bu uygulamay daha sonraki yllarda da srdrerek, adeta vergi ykn alt ve hatta yoksul gelir gruplarna mal eder hale dntrmtr (Oyan, 1992:152-167). Bir yandan, dolayl vergilerin tahsillerinin kolay ve ekonomik olmas, dier yandan da siyasal partilerin kendilerini iktidara getiren zengin kesimleri vergilendirecek ngrden yoksun bulunmalar, dolayl vergilerin toplam vergiler ierisindeki paynn giderek bymesini sreklilik kazandrmtr.

17

bilig 2002 Sonbahar Say 23

Her ne kadar zamanmzda, gelimi lkelerdeki vergi sistemleri dolaysz vergiler den dolayllara doru bir trend gsteriyorsa da, o lkelerdeki gelir dzeyinin ykseklii, sosyal nitelikli transfer harcamas uygulamalar, sosyal gvenlik sisteminin yaygnl, KDV oranlarnn harcama kalemlerinin aile btesindeki nemlerine gre kategorize edilerek saptanmas ve minimum geim dzeyi altnda bulunan sosyal katmanlara gelirlerinin artrlmas balamnda gelitirilen direkt messeseler ve bu mahiyetteki dier uygulamalar nazara alndnda, harcama vergileri ahsiletirilmekte (subjectivite) ve bu vergilerin gelir bozucu zellii ortandan kalkmaktadr. Oysa, yukarda anlan messeseler lkemizde mevcut olmayp, vergilerin fiskal amac n plnda tutulmakta ve hibir ahsiletirme yaplmakszn, yoksul zengin ayrm gzetilmeden her kesime eit olarak KDV oranlar uygulanmaktadr. Bu ise, yoksul tabakalarn marjinal harcamalar zerindeki vergi ykn ekilmez klarken, varlkl kesimin harcamalarnn vergisini giderek hafifletmektedir. Tablo 6daki verilerden de aka anlalaca zere, Trkiyedeki toplam vergi gelirleri ierisinde dolayl vergilerin pay giderek artmakta ve bu suretle mevcut kiisel gelir dalmndaki bozukluk, uygulanan vergi politikasyla, daha arpk bir hale getirilmi olmaktadr.

Tablo : 6 Konsolide Bte Vergi Gelirleri


Car Fiyatlarla (Milyar TL) Yllar 1980 1985 1986 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 Dolaysz 471 1.826 3.106 7.066 13.645 23.657 41.094 71.393 128.324 283.733 460.437 883.607 1.931.970 4.303.893 6.712.882 Dolayl 279 2.004 2.866 7.166 11.905 21.742 37.549 70.209 135.949 304.027 623.913 1.360.487 2.813.514 4.929.037 8.094.385 Toplam 750 3.830 5.972 14.232 25.550 45.399 78.642 141.602 264.273 587.760 1.084.350 2.244.094 4.745.484 9.232.930 14.807.267 Toplam bte gelirleri iindeki Pay ( %) Dolaysz 51,64 39,58 43,42 40,18 43,50 42,83 42,48 40,98 36,52 38,08 33,03 32,70 33,60 36,21 35,38 Dolayl 30,59 43,44 40,06 40,75 37,95 39,36 38,81 40,30 38,69 40,80 44,76 50,35 48,93 41.46 42,66 Toplam 82,24 83,03 83,48 80,92 81,45 82,19 81,29 81,28 75,21 78,88 77,79 83,05 82,53 77,67 78,04

Kaynak: Maliye Bakanlnn deiik yllara ait Bte Gerekeleri

18

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

Her koulda, dolayl vergilerin adaletsiz olduunu ileri srmek elbette mmkn deildir. Mesel, dsallk yaratan retim ya da lks mallar zerine salnan dolayl vergiler dzeltici nitelikte ve bozuk olan bireysel gelir dalmn ksmen dengeleyen vergilerdir. Trkiyede baz thalt kalemleri zerine uygulanan yksek fonlar, dolayl vergi oranlarn ykselterek, gelir dalmn bozmamakta, aksi dzeltici bir ilev grmektedir. Bununla beraber unutulmamaldr ki, bu tr vergilerin, benzer i retim kalemleri zerindeki koruyucu etkileri hasebiyle, tekelci piyasa olumasna ve tketici rantlarnn ar kr olarak reticiler tarafndan smrlmesine neden olmalar gndeme getirilebilir. Bylece, bu vergiler, endirekt yoldan bozucu etki de oluturabilmektedirler. Dolayl-dolaysz vergilerde dikkat edilmesi gereken bir nokta da, dolaysz vergilerin her koulda yatay ve dikey vergi adaletini salayamayaca ve bu yzden gelir dalmn dzeltici sonu oluturmaktan uzak olabileceidir (Kazgan, nder vd, 1992:118). Trk vergi sistemindeki yaygn ve dengesiz (menkul sermaye irad elde edenlere ynelik indirim orannn onlara salad fevkalde katk ile zel indirimin salad sembolik katk vb.) ayrcalklar, bir bakma yukarda deinilen enflasyonun vergi sistemi zerindeki bozucu ve arptc sonularyla birlemekte; dier yandan, vergisel mevzuatn dankl ve bnyesindeki hazineci yaklamla oluturulan birtakm uygulamalarn (Hayat standard esas gibi) varl, vergi adaletini salama yle dursun, mevcudu bozucu ynde etkiledii grlmektedir. Vergi mevzuatndaki tutarszlklar: Dolayl vergilerin adaletsizlii bir yana, en adil olduu ileri srlen gelir vergisinin erevesini oluturan 193 sayl Gelir Vergisi Kanunu da, mevcut yapsyla, gelir dalmnolumsuz ynde etkilemektedir. Nitekim, bu balamda srf fiskal amalar gzetilerek ada vergilendirmenin n plnda tuttuu messeselerden (rnein en az geim indirimi, ayrma kuram, ahsiletirme vb.) tviz verilmi, poplist nedenlerle, niter gelir vergisinin yapsn bozucu baz vergisel tevikler ftursuzca uygulamaya konulmutur. Bu da, phesiz gelir dalmndaki bozukluu etkileyen nemli faktrlerdendir. Unutmamak gerekir ki, fiskal haslada azalmaya sebebiyet veren her vergi teviki sonuta ya kamu hizmetlerinin nitelik ve niceliinin bozulmas-

19

bilig 2002 Sonbahar Say 23

na, ya baka kiilerin ve sektrlerin haksz bir biimde ar vergi ykne muhatap olmalarna veya ak finansman yntemine bavurulmasna neden olur. Bunun anlam, tevik grenlerin kamusal finansmanda neden olduklar eksikliin ykn bazen toplumun dar kesiminin ve bazen de toplumun btnnn yklenmesi demektir. Bu nedenle nceden, tevikler dolaysyla ileride doacak olumlu sonularn topluma ne lde yansyacann gz nnde bulundurulmas gerekir (TOBB, 1992: 25). hracaat tevik ederek dviz girdisini salamay esas alan 24 Ocak ekonomik istikrar kararlan erevesinde oluturulan birtakm ihracaata ynelik vergisel zendirmeler, her ne kadar 1980 sonrasnda hracatn gelimesine katkda bulunmusa da, bir yandan bu tr mevviklerin say ve trnde ok cmerte davranlmas, br yandan oluturulan mevzuatn dank ve anlalr olmaktan uzakl ve denetim mekanizmasnn bilerek ya da bilmeyerek yeterince iletilmemesi, bu uygulamay ok zaman gemeden bir rant kollama endstrisine dntrm ve bylece retmeden zenginleen bir snf yaratmtr. Kukusuz bu uygulama, bilhassa vergi iadesi alnmasna ynelik yaplan hayali ihracaat, hem tevik sisteminin ileyiinde ve hem de brokraside giderilmesi olduka g bir tahribat yapmtr. Trkiyede 1980 sonras balayan ve gnmze dein sren rant kollama politikasnn bir sonucu olarak, bir taraftan, izlenen borlanma politikas neticesi olarak devlete bor verip astronomik lde faiz geliri elde edenlerin ayn zamanda vergisel birtakm avantajlardan yararlandrlp yeterince vergilendirilmemesi ve dier taraftan siyasal iktidarn tabann oluturan krsal kesimin temel geliri olan tarmsal kazanlarn tamamna yakn ksmnn vergi kapsam dna karlmas vergilerin adil gelir dalmna katk salamas fonksiyonunu ortadan kaldrmtr. Nitekim, zaman kaybettirilmeden asgari cretin vergiye tabi tutulduu ve daha cret eline gemeden vergisi tevkif edildii halde, ayn hassasiyetin dier gelir unsurlar ve zellikle iratlar asndan gsterilmedii herkesin malumu olan bir gerektir. Zira, menkul sermaye iratlarnn bir ksm (mevduat faizi, repo, menkul kymetler yatrm fonu katlma belgeleri) beyan edilmeden, dk oranda, sadece stopaj yoluyla vergilendirilirken, geri kalan bir ksm da enflasyondan arndrldktan sonra beyana tabi tutulmaktadr.

20

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

Enflasyondan arndrma orannn ykseklii (2000 ylnda elde edilen irat iin %151), bu tr iratlarn indirim oranna bal olarak tamamen veya ksmen beyan d kalmasna neden olmaktadr ki, phesiz bu da inanlmas g bir vergi kaybdr. Hele bu tr iratlardan bazlarnn (hazine bonosu faizi, devlet tahvil faizi, alacak faizi) tevkifat d brakld dnlrse, vergi kayb bilanosunun daha net kavranabilecei izahtan varestedir. phesiz, enflasyonun devaml olduu bir lkede gelir unsurlar vergilendirilirken, bu gelir kalemlerinin enflasyondan arndrlmas rasyonel ve ada bir vergi uygulamasnn gereidir. Ancak lkemizde, bu uygulamann zellikle menkul sermaye iratlar iin geerlii dikkat ekici olmakta ve gelir dalmn belli kesimler lehine deitirmektedir. Tablo: 7 gc demelerinin GSYH indeki Pay (%)

Yllar TRKYE OECD

1990 27,21 54,80

1991 31.86 54,98

1993 30,88 54,22

1994 25,54 52,52

1995 22,18 50,21

1996 23,93 47.70

1997 25,80 44,16

Kaynak: OECD, OECD National Accounts 1990-1997,

Trkiyede 1980li yllardan gnmze dein, sermaye gelirlerindeki iyilemenin bedelini byk oranda emek demitir. Bu dnemde, enflasyonla mcadele programlar ad altnda izlenen cret politikalarnn katksyla emek faktrnn milli gelirden ald pay oransal olarak azalrken, cret zerine bindirilen vergi yk, genel anlamda, giderek art gstermitir. Gelir Vergisi ekil deitirerek, anlan zaman kesitinde, adeta cret vergisine dnmtr. Buna karn, vergiye tabi cret matrahnn tespitinde ayrma kuram erevesinde tek dzenleme olarak yer alan zel indirim tutar ise, gln denebilecek bir dzeyde tutulmutur. Bylece, ikincil gelir dalmnn birtakm uygulamalarla dk gelirli gruplarn lehine gerekletirme bir yana, Gelir Vergisi Kanunu tamamen aksi tarafa hizmet eder bir mahiyet kazanmtr. Bu durum, tablo 7de net bir ekilde gzkmektedir.

21

bilig 2002 Sonbahar Say 23

Tablo: 8 cretlilerin dedii Gelir Vergisinin Genel Bte Vergi Gelirleri indeki Fay
Toplam Vergi Gelirleri Yllar creti lerin Tahakkuk (D (Milyon TL) 2.670.387 6.278.691 13.044.999 25.474.487 45.666.660 81.776.692 12S.207.848 128.207.848 237.737.949 466.647.950 962.774.084 1.712.521.060 2.707.632.741 Toplam Tahakkuk (2) (Milyon TL) 18.545.678 35.010.656 64.692.667 115.272.528 204.042.114 379.856.752 724.850.114* 803.354.649** 1.456.399.367 2.953.712.929 6.158.045.507 11.883.042.450 19.409.244.092 Gelir zerinden Alnan Vergilerde cret. Toplam cret. Pay (%) Tahakkuk Pay<%) (1/2) (3) (1/2) (Milyon TL) 14,4 8.492.886 31,4 17,9 17.183.399 36,5 20,2 30.1 95.580 43,2 22,1 55.017.001 46,3 22,4 96.262.277 47,4 21,5 176.046.396 46,5 17,7 313.008.520* 41,0 16,0 338.527.194** 37,9 16,3 601.656.007 39,5 15,8 1.174.322.774 39,7 15,6 2.521.178.398 38,2 14,4 5.388,840.945 31,8 14,0 8.660.920.599 31,3 Toplam Gelir Vergisi Tahakkuk (4) (Milyon TL) 5.907.661 12.360.977 23.705.848 45.225.179 82.213.722 149.414.340 251.938.262 251.938.262 454,969.811 908.203.387 1.963.404.827 4.327.562.743 6.334.251.766 cret. Pay(%) (1/4) 45,2 50,8 55,0 56,3 55,5 54,7 50,9 50,9 52,3 51,4 49,0 39,6 42,7

1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1994 1995 1996 1997 1998 1999

* EDV.NAV.BMTV hari

** EDV.NAV.EMTV dahil

Not: cret ve cret saylan demeler zerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisi tutar, mahalli idarelere pay ayrlmadan nceki miktar gsterdiinden ayn bazda mukayese yaplabilmesi amacyla, toplam vergi gelirleri, gelir zerinden alnan vergiler, toplam gelir vergisi tahakkuku da brt (Mahalli idare pay ve fonlar ayrlmadan nceki tutar) olarak dikkate alnmtr. Kaynak: Maliye Bakanlnn deiik yllara ait Bte Gerekeleri, Gelirler Genel Mdrln Web sitesi: www.gelirler.gov.tr

Vergi yknn arlnn stlenen cretliler gelir dalm bakmndan %20lik dilime gre yaplan tasnifte ilk %20lik gelir gruplarnda yer almaktadrlar. cretlilerin gelirden daha az pay almalarna ramen daha fazla vergi ykne maruz kalmalar, gelirde adil olmayan dalm daha da bozmaktadr. Bunun iin cretlilerin vergi ykn, ksmen de olsa, bu ykten pek az etkilenen tarm, rant, faiz geliri elde edenlerin zerine kaydrlmas faydal olacaktr. Hemen belirtmeliyim ki, Trk vergi sisteminde yer alan vergi gvenlik nlemleri, konulu gerekelerinden farkl bir yapya brnerek, vergi adaletini bozucu, gelirin adil olmayan dalmna katk yapan bir fonksiyon stlenmitir. Gelir Vergisi asndan en nemli gvenlik nlemi olan yaplan gideri karlayan bir gelir olmal ki yaam dzeyi salanabilsin varsaymna dayal hayat standard esas, adeta gtr asgari vergi-

22

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

leme mekanizmasna dnerek, az gelir elde eden iin korkulu bir rya, buna karn ok kazanan mkellef asndan en az vergi demenin bir klf olmutur. Vergi politikasnn gelir dalm zerindeki etkinlii, kukusuz mkellef tabannn geniliine baldr. Ancak, Trk vergi sisteminde yer alan youn istisna ve muafiyetler ile birlikte vergi konusunun dar tutulmas ve kayt d ekonominin byk boyutlara varmas, vergi yknn deme gc olan herkese adaletli bir ekilde datlmasn ngren verginin genellik ilkesine aykrlk tekil ederek, vergide adaletsiz bir yapnn meydana gelmesinin bir dier nedenidir. Aktr ki, vergileme yoluyla gelir ve servet dalmndaki arpklklarn dzeltilmesi, vergilemenin mali olmayan (extra-fiscal) amalan bandadr. Konu servet vergileri asndan bakldnda, bunlarn toplumun geliri dk kesimler zerinde sosyal, teskin edici bir rol stlendikleri grlr. Dier bir sylemle, servet vergilerinin sosyal anestezi etkisi vardr. Gelir dalmnn bozuk ve adaletsiz olduu lkelerde, bu etki daha da byktr. Oysa, Trkiyede alnan servet vergilerinin gerek toplam vergi gelirlerine gerekse GSMHya oran hem OECD hem de AB ortalamasnn altnda bir seyir izlemektedir ki bu, tablo 9da kolaylkla grlebilir.

Tablo: 9 Servetten Alnan Vergilerin GSMHya Oran


Yllar 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1992 1993 1994 1995 1996 1997 Toplam OECD 1,9 1,9 1,8 1.7 1.7 1,9 1,8 1,9 1,9 1,8 i,8 1,9 Amerika OECD 3,8 4,0 3,4 2,0 2,0 2,3 2,5 2,5 2,5 2,4 2,4 3,4 Pasifik OECD 2,3 2,3 2,4 2,3 2,5 2,7 2,7 2,7 2,7 2,7 2,7 2,7 Avrupa OECD 3,7 1.6 1,6 1,5 1,5 1,7 1,6 1,7 1;7 1,6 1,6 1,7 EU15 1,7 1.6 1,6 1.5 1,5 1,8 1,7 1,8 1,8 1,7 1,8 1.8 Trkiye 1,1 1,4 1,1 1,0 0,7 0,5 0,5 0,5 1,8 0,7 0,5 0,8

Kaynak: OECD, Revenue Statstes of OECD Member Countres, Paris, 1998 (Table 22).

23

bilig 2002 Sonbahar Say 23

Gelir Dalmndaki Adaleti Salama Arac Olarak Harcama Politikas Maliye politikasnn temel arac olan bteler, lkede uygulanmakta olan ekonomik faaliyetlerde devletin yerini ve roln belirleme zelliine sahiptirler. Devletin kamu btesi araclyla ekonomiye yapt mdahale, bir bakma hkmetin siyasal tercihinin gstergesi olup, kaynak tahsisi zerinde belirleyici bir ilev stlenir. Btelerin harcama bileimi, kamusal kaynaklarn toplumun hangi kesimleri gzetilerek ve hangi gereksinmelerinin karlanmasnda kullanldnn yaln iaretidir. Gelir kana-dysa, szkonusu faaliyetleri yerine getirmek iin gereken finansman yknn toplumda nasl daldn gsterir. Bylece bteler, uygulanacaklar yl itibariyle, devlet hizmetlerinin toplumun hangi kesimlerine yneldiinin ve bu hizmetlerin finansman kaynaklarnn nerelerden salandnn fotorafn olutururlar. Gnmzde, giderek daha aktif bir ekilde ekonomik ve sosyal hayata mdahale eden devlet, uygulayaca kamu harcamalar politikalaryla, asgari geim dzeyinin altnda bulunan yoksul kesimlere dorudan doruya bedelsiz mal veya hizmet sunarak ya da sosyal transferler kanalyla onlarn satn alma glerini ykseltme abasn gsterebilme yeteneine sahiptir. Nitekim, sosyal devlet anlay benimseyen devletlerin bu tr harcama politikalarn ok daha yaygn ve rahatlkla uyguladklarn kolaylkla mahede edilmektedir. Baz lkeler ise, byle dorudan bir harcama politikasn uygulamak yerine, bu kesimin arlkl olarak yararland salk, eitim harcamalarn ncelik vermek ve bunlarn devlet btesi iindeki nispi yklerini artrmak suretiyle gerekletirirler. imdi, gelir dalmn yoksul kesimler lehine dzeltici varsaylan harcama kalemlerinden salk, eitim ve sosyal nitelikli transfer harcamalarnn 1980 - 2000 yllar arasndaki seyri inceleme konusu edilecektir. a) Salk harcamalar Gnmzde, salkl insan sylemiyle, onlarn sadece hasta ya da sakat olmamalar deil, ayrca ruhsal ve sosyal bakmlardan daha iyi durumda olmalar anlalmaktadr. Gelimi lkeler, salk politikalarn bu anlaya uygun olarak gelitirdiklerinden, bu konuda devlete nemli g-

24

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

revler yklemiler; zellikle genel salk ve koruyucu hekimlik harcamalarnn toplumun tmn kapsayacak biimde yaygnlatrmlar; bu yzden de devletin salk hizmetleri alanndaki retimi tam kamusal mal olarak nitelendirilmitir. Salk, tek tek bireylerin olduu kadar, bir btn olarak toplum, hayatnda da birinci derecede nem tayan bir olgudur. Bu nedenle salk hizmetleri, hemen hemen tm lkeler tarafndan desteklenmektedir. Genellikle devlet mdahalesi u biimde yaplabilir: Hizmet arz; dzenleme ve vergileme; destekleme. Gelimi lkelerde bile salk harcamalarnn byk pay kamunundur. Bir ok lkede hastaneler ekseriyetle kamuya aittir. Devlet, uygulamaclarn eitimlerini stlenip, gerekli zelliklerin neler olaca konusunda dzenlemeler yapar. Ayrca, salk hizmetlerini ya bedelsiz ya da yksek oranda destekli fiyatla datr. Hatta, hizmet datm sisteminin piyasa orijinli olduu ABDde bile, kamuya ait hastane inaat, fakir ve yallarn tedavi harcamalarn destekleme gibi youn devlet dzenlemeleri sz konusudur. Devletin salk hizmetlerini desteklemesinin dier nedeni de, sosyal adalet endiesidir. Desteklemenin sosyal adaleti etkin olarak gerekletirip gerekletiremeyecei, kukusuz adalet kavramnn tanmna ve devlet desteinin ekline baldr. Gelir dalm politikalar asndan en nemli bir harcama kalemi olan salk harcamalarnn genel seyrine bakldnda, lkemiz asndan, bu harcamalarn gelir dalmna olumlu katkda bulunduunu sylemek pek mmkn deildir. Mamafih, Trkiye, Avrupa lkeleri iinde btesinden sala en az pay ayran lke konumundadr. Trkiye kendi gelir grubundaki lkeler arasnda Salk Bakanlna en dk kaynak ayran lkeden biridir. Keza, Birlemi Milletler Nfus Fonu (UNFPA) verilerine gre, birey bana dnyada en fazla salk harcamasn 1.914 Amerikan dolaryla ABD yapyor. Onu ikinci srada 1.830 dolarla Almanya izliyor. Trkiyede ise bu rakam, yalnz 187 dolardr. Nitekim bu gerek, Trkiye VIII. Be Yllk Kalknma Plannda, salk hizmetlerine gerekli nceliin verilememi ve bunlarn yaygn, srekli ve etkili sunumunun salanamad aka ifade edilmitir (s. 85). Bu arpk gelime, 1980-2000 bte iindeki yllar itibariyle tablo 9da gsterilmitir.

25

bilig 2002 Sonbahar Say 23

b) Eitim Harcamalar Pek ok lkede, savunma hizmetlerinden sonra hatta bazen de nce gelen en nemli harcama kalemlerinden biri de eitim harcamalardr. Bunun en nemli nedeni, eitim hizmetlerinin deerlendirilmi mal nitelii tamasdr. phe yok ki, bir lkede yaayan insanlarn refah, asgari dzeyde eitim ve salk standartlarna baldr. Toplumdaki eitim dzeyinin ykseklii, retim ve ynetimde etkinlii artracandan, iktisadi gelime ve reel milli gelir artn da beraberinde getirir. Bu nedenle eitim hizmetleri, zellikle gelimekte olan lkeler asndan, kamusal mal niteliini tar. Asgari dzeyde de olsa eitimden toplumun yarar salayaca gerekesiyle, ilk ve orta eitim devlet eliyle gerekletirilir. Kukusuz eitim, yoksul tabakalarn vasf ve becerilerini artrarak onlarn hem moral ynnden kendi kendilerine tatmin olmalarn ve hem de eksik rekabet ortamnda nitelikli i bulabilme (hatta yksek cret dzeyinde) olanan salar. Gelimi lkelerde eitim hizmetlerinin btn rencilere ayn kalitede verilmesine zen gsterilmekte ve bu suretle frsat eitlii salanarak gelir dalm nemli lde iyiletirilmektedir. Bylece, alkan ve yetenekli vatandalarn iinde bulunduklar bir sosyal snftan daha st bir snfa atlamalar kendiliinden salanmaktadr. Oysa Trkiyede, bu imkn gerek anlamyla salanamadndan, eitimin gelir dalmn iyiletirici dsall neredeyse kaybolmu ve sosyal mobilite zerindeki etkisi giderek azalmtr (ener, 1998: 222). Trkiyede zellikle, 1980 sonras dnemde yaanan gelimeler, gelir dalmndaki dengesizlii artrmtr. nk, blm dengesizliinin azatlmasnda etkili bir ara olmasna karn eitimde frsat eitlii salanmas ynnde etkin bir politika oluturulmamtr. Nitekim, iyi eitim alnabilmesi, yksek gelire ihtiya oluturmakta; bunu da ancak, yksek gelirli gruplar salayabilmektedirler. Krsal kesimdeki eitim dzeyi dkl de dikkate alndnda, sektrel gelir blm dengesizlii nedeniyle krsal alanlardan kente g edenlerin ucuz emek olarak almas kanlmaz olmaktadr. Bir baka deyile, Trkiye koullarnda sektrel gelir blm dengesizlii, fonksiyonel blmdeki dengesizlie kaynaklk etmektedir (DPT, 2001: 77).

26

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

Tablo: 9 Gelir Getiren Fertlerin Eitim Durumuna Gre Fert Says ve Dikey Gelirleri (%)
Eitim Durumu Toplam Geliri* Ortalama Gelir Getiren Fert Gelir Getiren Geliri (TL)** Fert Says 1987 1994 1987 1994 1987 1994 17,10 16,05 9,06 5,99 933 932 29 825 073 7,47 6,72 6,87 4,81 1 622 337 57 171 587 53,11 53,39 6,96 8,11 0.21 0,11 7,39 8,75 2,53 1,98 5,21 4,89 0,03 100,00 100,00 47,16 7,69 0,20 10,24 3,52 15,22 0,05 100,00 45,82 8,80 0,09 14,81 2,66 17,02 100,00 1 565 426 1 948 553 1 676 608 2444 551 2 455 245 5 150 891 2 414 938 1 763 007 68 550 662 86598 526 66 279 582 135 160 375 107 287 468 277 812 175 79 863 925

Okur- yazar Olmayan Okur Yazar Olup bir Okul Bitirmeyen lkokul Ortaokul Orta Dengi Meslek Lisesi Lise Lise Dengi Meslek Yksekokul- Faklte Bilinmeyen Toplam

Kaynak: DE, 1987 ve 1994 Hanehalk Gelir ve Tketim Harcamalar Anketi * Fertlerin Elde Ettii Tm Gelirleri Kapsanmaktadr. ** Gelirler, 1927 ve 1994 yl Cari Deerleri

Eitim dzeyinin gelirdeki etkisi incelendiinde (Tablo: 9a bk.), fert bana ortalama geliri en dk olan kesimin okuryazar olmayanlar, en yksek kesimin ise yksek okul ve faklte mezunlar olduu grlmektedir. Gerek 1987de gerekse 1994te ortaokul mezunlarnn ortalama gelirinin, orta dengi meslek okulu mezunlarndan daha yksek olduu grlmektedir. 1987de lise mezunlarnn ortalama geliri lise dengi meslek okulu mezunlarna gre daha dk iken, 1994e gelindiinde 1,26 kat kadar yksek olduu gze arpmaktadr. 1987de ilkokul mezunlarnn ortalama geliri, okuryazar olmayanlarn ortalama gelirinin 1,68 kat iken, 1994de 2,3 katma kmtr. Benzer ekilde 1987de yksekokul- faklte mezunlarnn ortalama gelirinin, ilkokul mezunlarnn 3,29 kat iken, 1994de yaklak 4 katma kmtr. Gerekten eitimin birey zerine dorudan yaplan bir yatrm olduunu ve bunun tpk bir canl organizma gibi byyp gelitiini ve meyvelerini o bireyin mryle snrl olarak verdii gereini gz nnde bulundurduumuzda, bunun eitim-retim grm kimselerin refah payn ne denli artraca yadsnmaz bir gerektir. ada anlamda, eitimin u drt amaca ynelik ilevi bulunmaktadr: - Bireyin btn niteliklerini uyumlu bir biimde gelitirmek, - Bireyin kiisel yeti ve becerilerini ykseltmek,

27

bilig 2002 Sonbahar Say 23

- Sorumluluk duygusuyla donatlm, bilinli bir toplumsal varlk yaratmak, - Onu deiken ve ok boyutlu bir yaama hazr hale getirmek. Yukarda saylan eitimin amalar dikkate alndnda, sosyo-ekonomik kalknma ile eitim arasnda dorudan bir etkileimin varl kendiliinden grlr. Kalknma, kurumlardaki deiikliin ekonomik dourganln sergilemek olduuna gre, ada anlamda ekonomik byme ve gelime salt eitimle mmkn olacaktr. Bu yzden eirim, hem lkelerin - zellikle azgelimi lkelerin ortak aba ve umutlar olan- kalknmalarnn gereklemesinde ve hem de alt gelir gruplarndaki sosyal katmanlar st gelir dzeylerine ykseltmek suretiyle ulusal gelirin dalmnda dengeleyici bir rol oynar. Bu balamda Rus iktisats profesr Kairow drt yllk bir yaygn eitim programnn maliyetinin 43 kata bir sosyal yarar kazandracan ileri srmektedir (Kaya, 1974:14). Gerek bu dorultuda olmasna karn, Trkiyede eitime ayrlan pay, i ve d bor faiz demelerinin olumsuz basks ile ierisinde yaanlan ekonomik krizlerin sreenlemesi olgularna baml olarak olduka kktr (bk. Tablo: 9). Tablo : 10 dari- Fonksiyonel Ayrma Gre Sapk, Eitim ve Faiz Harcamalarnn Konsolide Bteden Aldklar Oransal Pay (%)
Yllar 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 Salk 4.4 3,7 2.9 3,0 3,1 2,8 2.7 2.9 3,0 4,1 4,7 4,0 4,0 3.9 3.5 3.6 2,8 3,2 2,6 2.4 2.3 Eitirn 16.1 12.9 13,9 15.2 14,2 12.3 !1,6 12,3 12,5 15,5 18,8 17,3 19,7 16,5 13.4 !2,2 11,0 11.9 12,4 11,8 9,4 Bor 2 3 2 3 5 5 8 10 15 13 14 13 14 19 26 28 34 25 36 35 28,4* Faiz demeleri D bor 1 2 3 5 7 8 8 8 8 8 6 5 4 5 7 6 4 4 4 3 4,4

*Geici, 31.07,2000 tarihi itibariyle Kaynak: Maliye Bakanlnn deiik yllara ait Bte Gerekeleri

28

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

Tabloda 9da grld zere, gelir dalmnda adaletin salanmas amacna ynelik en etkin bir ara olarak kullanlabilen eitim ve salk harcamalarn bteden aldklar pay olduka dk bir seyir izlerken, gelir dalmndaki adaletsizlii daha da derinletiren faiz giderlerinin bte harcamalarna oran artmaktadr. Finansman yetersizlii dolaysyla oluan bte aklarnn borlanmayla finanse edilmesi politikasnn yaratt bte a- bor servisi - bte a ksr dngs iinde bulunan Trkiyede, i bor faiz demelerinin bte harcamalar iinde paynn giderek byk boyutlara ulamas, devletin genelde sosyal refah, zelde ise gelir dalmn dzeltici ve yoksulluu azaltc politikalar uygulama imknm daraltmtr. Dolaysyla, kamu aklan byle srd srece, Trkiyede gelir dalmnda adaleti gerekletirmeye ynelik bir harcama politikasnn uygulanmasn beklemek pek olas grnmemektedir. Zira, faiz demeleri, halen btenin te birinden fzla olup, bteden eitime, sala, sosyal gvenlie, adalet hizmetlerine, tarma, evreye ayrlan kaynaklarn toplamm aan bir meblaa ulamaktadr ki bu, tek kelimeyle korkuntur.
Tablo : 11 eitli lkelerde Devlete Eitime Yaplan Harcamalarn GSMHya Oran ( %)
lkeler Eitim Harcamalar / GSMH (1992 Yl) lkretim Ortaretim Lise 2,5 1,8 1,2 0,6 0,6 0,3 1,3 2,1 1,0 1,4 1,0 0,2 2,5 1,2 1,0 0,9 0,8 0,5 1,5 0,7 0,S 0,9 0,5 Eitim Harcamalar / GSMH (1996 Yl) lkretim Ortaretim 5,4 2,3 5,4 3,2 3,7 1,6 4,7 4,9 0,0 2,2 0,1 3,0 -

ABD in ngiltere Kuzey Kore Macaristan Meksika Trkiye Yunanistan

Kaynak; The World Bank, World Development Indicators, 1997, ss. 58-60

Trkiyede devletin temel ilevi olan eitim faaliyetlerine ayrlan payn GSMYya oranna bakldnda, 21. yzyla girerken lkede hala okuma yazma orannn dk olmasn yadsmamak gerekir.

29

bilig 2002 Sonbahar Say 23

Tablo : 12 lkeler tibariyle Yetikin Okuma Yazma Bilmeme Oram ( %)


lkeler Brezilya in Danimarka Hong Kong Kuzey Kore Macaristan Meksika zbekistan Trkiye Yunanistan 14 Yanda Byk Yetikinler Erkek Bayan 17 17 10 27 0 0 4 12 1 3 0 0 8 13 0 0 8 28 0 0

Kaynak; The World Bank, World Development Indicators, The World Bank, 1997, ss. 6-9

c) Transfer harcamalar Transfer harcamalar, kuramsal olarak, retim faktr kullanmayan, ele alman dnem haslasnda bir deiiklik yaratmayan, yalnz baz kaynaklarn devlet kanalyla kii ve kurumlara karlksz olarak aktarlmasna neden olan harcamalardr. Bu harcamalar, temelde gelir dalmnda adalet amacna ynelik hizmetlerin karldr. Ancak, transfer harcamas trlerinin hepsi gelir dalmn eitleyici etkide bulunmazlar. Hatta, baz transfer harcamalar gelir dalmnda bozucu etki yaratrlar. rnein, kiilere dorudan doruya yaplan parasal ve nesnel yardmlarn genellikle dk gelirlilere ve emeklilere olduu dnlrse, bunlarn art, gelir dalmn eitleyici etkide bulunur. Piyasa fiyatlarnn altndaki fiyatlarla mal ve hizmet sunulmas, bu mal ve hizmetlerden herkesin eit ekilde yararlanmas sz konusu ise, gelir dalmn deitirici bir etki do-mamakta; ancak, bu mal ve hizmetlerden dk gelirlilerin yararlanmas durumunda gelir dalmn eitleyici etki yaratlmaktadr. Bor faizi demeleri ise, devlete bor verenlerin bulunduklar gelir gruplar ve faiz oranlarna bal olarak gelir dalm olumsuz deiebilmekte; hatta devlete bor verenlerin, genellikle yksek gelir grubunda olduklar dnldnde bu, gelir dalmn menfi ynde etkilemektedir (B. Ata ve E. Ata, 1993:34-35). Gelir dalmyla dorudan balantl olan transfer harcamalar, gelir dalmndaki adaleti salamada devletin elinde en nemli bir ara iken,

30

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

maalesef Trkiyede uygulanan transfer sistemi, yoksullar ve yoksullama riskiyle kar karya bulanan gruplar lehine gelirin yeniden dalmn salayacak bir yap yerine, yoksulu daha da yoksullatran ve gelir dalmn varlkl gruplar yararna, tersine yeniden dalm salayan bir nitelie brnmtr. Transfer harcamalarnn bileimine bakldnda, maalesef bu harcamalarn byk blmnn bor faizlerinden olutuu grlmektedir. Bylece, 1980 sonras izlenen vergilerin borlarla ikme politikasnn bir sonucu, bor faizleri byk boyutlara ulaarak konsolide bteden ald pay, dier cari ve yatrm harcamalarnn toplamn amtr. rnein, 1999 ylnda cari harcamalar %32.7, yatrm harcamalar %5.5 orannda konsolide bteden pay alrken, transfer harcamalar %62 oranna ulamtr ki, bylece konsolide bte gelir dalmn, maalesef olumsuz ynde etkileyen bir gelir transferi aracna dntrmtr. Faiz demelerine bakldnda, bu demelerin tutarnn gelir zerinden alnan vergileri atn grmekteyiz. Ne acdr ki, toplam vergi gelirlerinin tamamna yakn blm faiz demelerine gitmektedir. yle ki, gelir zerinden alnan vergilerin gelir dalmndaki adaleti salayc faaliyetlerde kullanlmas bir yana, bunlar, bor faizlerin denmesine bile kifayet etmemektedir. Tablo: 13 Vergi Gelirlerinin Faiz Ykn Karlama Oram (%)
Yllar 1987 1990 1993 1994 1995 1996 1998 1999 Faiz/GSMH 3 3.5 5,8 7,7 7,3 10 11,5 13,7 Vergi/ GHMH 12,1 11,4 13,4 15,3 13,8 15,0 17,2 18,9 Gelir Ver/Top. Ver 48,9 51,2 35.2 32,8 39,9 38,6 45.8 42,2 Gelir Ver/ GSMH 5.9 5.8 4,7 5,0 5,5 6,9 7,9 8,0 Faiz deme/ Vergi Gelirleri 24,8 30,7 43,3 50,9 52,9 66,7 66,9 72,5

Kaynak: eitli Yl Bte Gerekeleri

Tablo 10da grld zere, kamu harcamalar ierisinde faiz yknn hzla artmas, bir taraftan toplanan vergi gelirlerinin etkin kullanmn engellemi, dier taraftan da kamu kesimi borlanma gereinin ykselmesine yol aarak, topluma sunulan kamusal mal ve hizmetlerdeki gerilemenin en nemli nedenlerden birini oluturmutur.

31

bilig 2002 Sonbahar Say 23

Tablo: 14 Transfer Trlerine Gre Harcamalarn Toplam Transfer indeki Paylar (%)
Trler Y ll 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000* Sermaye Tekili 32,0 18,4 6,9 2,8 7,2 8,8 8,0 6,7 21,8 12.0 10.2 4.8 5.2 2.8 6.5 1,9 3.0 2.5 ktisadi 4,9 3,7 4.1 4,3 5,0 5,0 3.0 4.0 5.5 2.7 3.9 3.2 3.3 4.5 7.4 2.7 2.5 4. 1 Mali Sosyal 6.9 8,0 4,0 4.6 3.9 3,5 3.6 3,9 4.4 2.7 1.6 1.4 2.7 1.9 2.0 0,9 0.9 4.7 12.0 9,0 11,4 9,7 8,8 8,5 9,8 6.9 4,9 7.5 6.2 8.3 12.8 14.8 17.7 16.1 17.0 12.4 Bor faizleri 16,9 23,3 27,2 38,1 38,6 47,8 50,4 55,8 45,6 51.5 51.2 62.4 59.1 61.9 49.3 65.5 61.7 67.5 Dier Fon Kamulat Dierler Toplam Bor dem. rma i deme 22.9 3,8 0,7 100 33.0 4.0 0.7 100 41,9 3,6 0,8 100 37,3 2,4 0.8 100 32,8 2,6 1,1 100 23,9 1,5 1.0 100 22,9 1.0 1.3 100 18,9 2.1 1,7 100 15,1 1,2 1.5 100 18,8 1.3 3.5 100 10.3 13.3 0.8 2.5 100 7.2 10.2 0.4 2.1 100 7.9 6.7 0.3 2.2 100 5.2 7.0 0.3 1.6 100 6.3 8.4 0.5 1.9 10 6.2 4.5 0.4 1.7 100 7.3 5.7 0.3 1.6 100 3.2 4.4 0.4 0.9 100

Kaynak: eitli Yl Bte Gerekeleri

* Balang denei

Sonu
Trkiyede gzlemlenen gelir dalmndaki arpklk phesiz ki 1980 ve zellikle 1990l yllarda artmtr. Bunda, srekli yaanagelen enflasyonun, cretli ve deme gcnden yoksun sosyal tabakalara ynelik vergi uygulamalarnn, kamusal harcamalarn vergi yerine yksek oranl faiz borlanmalarla finanse edilme srecine girilip bunun sreklilik kazanmasnn, 1/3 oranlarna ulaan bte aklarnn, sosyal gvenlik kurumlarnn kaynaklarnn kurutulmasnn, verimli ve yatrm harcamalar yerine verimsiz, politik transfer giderlerinin ncelik kazanmasnn, istikrardan ve toplumsal ierikten yoksun devlet btelerinin rol byktr. Dier taraftan, milli gelir dalmnn 1970li yllara kyasla 1980li yllarda eitsizlik daha artm ve 1990l yllarda kronik bir hal almtr. Nfusun en zengin %20si ile en fakir %20si arasndaki bu fark, 2000lere girerken hepten almtr. Bylece Trkiyede, piyasa ekonomisine ynelik liberal uygulamalarn balad 1980li yllardan itibaren ekonominin kresel hayatla btnleme sreci, varlkllar ile yoksullar arasndaki gelir dalm uurumunu bytm;1980 sonras izlenen makro ekonomik poli-

32

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

tikalar, byme, istihdam ve d ticaret konularnda, inili kl da olsa, ksmen baarl bir performans izerken, yksek enflasyon ve gelir dalm konusunda baarsz bir grnt sergilemitir. Kamu harcamalar ierisindeki sosyal nitelikli eitim ve salk harcamalar, ounlukla yoksul olan toplumsal katmanlarn aile bteleri zerindeki yk hafifletmek suretiyle, bu kesimin refah dzeyini phesiz artrr. Bu yzden, Salk ve Sosyal Yardm ile Milli Eitim Bakanlklarnn devlet btesindeki nispi nemi byktr. Fakat uygulamaya baktmzda, bu tr harcamalarn GSMH iindeki paynn sabit seyrettiini ve hatta azaldn gryoruz. Szgelimi, anlan harcamalarn konsolide bte ierisindeki paylar 1994de %4.1 iken 1997de %3,8e gerilemitir. Oysa ayn yllarda denen faiz giderleri, sz konusu harcamalarn 2 katn amaktadr. Bilindii gibi, dolaysz vergiler, varlkl kesime mkellefiyet yklemekte olup, gelir ve servet zerinden alnrken; dolayllar yalnz harcamalar vergilendirmektedir. Kamu gelirleri iindeki dolaysz vergilerin nispi bykl, bir bakma, zengin kesimden orta ve fakir tabakaya doru yaplan transfer mahiyeti tar ve gelir dalmndaki arpkl dzeltici ve fakir ailelerin giderlerini artrc bir ilev stlenir. Dolayl olanlar ise, aksine szkonusu sosyal katmanlarn yaam koullarn daha da zorlatrc ve arpk gelir blmn hzlandrc niteliktedirler. Bu ise, sosyal refah harcamalarn artrmak yle dursun, byk kesimlerin tketimlerinin kslmasna neden olur. Mali mevzuatmzn uygulama sonularna bakldnda, gemiten gnmze dolaysz vergilerle dolayl vergilerin yer deitirdiini, 1970li yllarda vergi gelirleri ierisinde %60 olan dolaysz vergilerin paynn son yllarda %38lere dt grlr. Buna baml olarak dolayl, yni harcamalar zerinden alnan vergilerin oran %62lere ulamaktadr ki bu, Trkiye gibi istikrarsz ve devaml kriz sreci yaayan bir lkede byk elikidir. te, bir taraftan gelir dalmn dorudan etkileyen eitim ve salk harcamalarnn nispi azal, dier yandan da verginin mahiyetindeki olumsuz deiim, ister istemez gelir dalmn yoksul snf aleyhine bozmaktadr. Trkiyede ekonomik bymeyi esas alan, mutlak yoksulluu giderici, greceli yoksulluu azaltc ve yoksul kesimleri ortalama refah seviyesine

33

bilig 2002 Sonbahar Say 23

yaklatracak ekonomi, maliye ve sosyal politikalarn ezamanl ve etkin bir biimde uygulanmas zorunluluunun kanlmaz olduu tartmaszdr. Kaynaklar ARSLAN, Hakan ve TOPRAK, Ouz (1997), Dnyada Neo- Liberal Ekonomi Politikalarn Emek zerindeki Etkileri ve i Hareketlerinin Tepkileri, Trk- Yll 97, Cilt 1, Ankara : Trk- Aratrma Merkezi. ATA, Beyhan ve ATA, Engin (1993), Trkiyede 1964-1991 Dneminde Ekonomik Adan Kamu Harcamalar Bileiminin Analizi, 3. zmir ktisat Kongresi (4-7 Haziran, 1992), 2. Cilt, Ankara: DPT Yaynlar. DPT (2000), Sekizinci Be Yllk Kalknma Plan Kreselleme zel htisasa Komisyonu Raporu, Ankara: DPT Yayn, No: DPT: 2544- K: 560. DPT (2001), Sekizinci Be Yllk Kalknma Plan Gelir Dalmnn yiletirilmesi ve Yoksullukla Mcadele zel htisasa Komisyonu Raporu, Ankara: DPT Yayn, No: DPT: 2599- K: 610. KAYA, Yahya Kemal (1974), nsan Yetitirme Dzenimiz, Ankara. KAZGAN, Glten (1991), Giri, Trk Ekonomisine Sosyal Demokrat zmler, Cilt :1, stanbul: TSES Vakf. KAZGAN, Glten (1994), Yeni Ekonomik Dzende Trkiyenin Yeri, 1. b., stanbul: Altn Kitaplar Yaynevi. KAZGAN, Glten (1999), Tanzimattan XXI. Yzyla Trkiye Ekonomisi, 1. Kresellemeden 2. Kresellemeye, l.b., stanbul: Altn Kitaplar Yaynevi. KAZGAN, Glten; NDER, zettin ve dierleri (1992), Trkiyede Gelir Blm, Ankara: TOBB Yaynlar. KIRBA, Sadk (1998), Trk Vergi Sisteminin Sorunlar ve neriler, Prof. Dr Salih anvere Armaan, stanbul, M..M.A.H.M. Yayn No:10. NEML, Arif (1979), Gelimekte Olan lkelerde Vergi Politikas, stanbul: . . letme Fakltesi Maliye Ens. Yaynlar, 1979. NEUMARK, Fritz (1975), Vergi Politikas, stanbul: Filiz Kitabevi. OECD (1998), Revenue Statstcs of OECD Member Countres, Paris. OECD, OECD National Accounts 1990-1997.

34

Yce, Trkiye'de Gelir Dalm Bozukluunun zlenen Kamu Gelir ve Harcama Politikalar ile Balants

OYAN, Ouz (1993), Trkiyede Kamu Gelirleri Sisteminde Yap Deiimi ve Reform Gereksinimi, 3. zmir ktisat Kongresi (4-7 Haziran 1992), Cilt: 2, Ankara: DPT Yaynlar. NDER, zzettin (1979), Enflasyon Ortamnda Alnabilecek Vergi nlemlerinden Biri: Surtax, Vergi Sorunlar Dergisi, 1979/2. NER, Erdoan (1994), Vergi - Enflasyon likisi ve Enflasyon Vergisi (II), Sabahaddin Zaime Armaan, ktisat Fakltesi Mecmuas, 1994/ BC, C, 1 - 4. PALAMUT, Mehmet E. (Mays - Haziran, 1999), Trkiyede Gelir Dalm ve Vergileme, Yeni Trkiye (Trk Ekonomisi zel Says II), Say: 28. PAMAK, Mehmet (1978), Enflasyonun Trk Vergi Sistemindeki Baz Messeselere Etkisi, Vergi Sorunlar Dergisi. SAMUELS, W.J and KALSEY, T.W(1991), Some Fundamental Considerations on the Positive Theory of Income Distribution, in Post-Keynesian thought in Perspective, J.TJ.M. Vander Linden, W.L.M. Adrican-sen (eds), Woolters Noordoff Groningen, 119-138 SNMEZ, Sinan (1978), Kamu Ekonomisi Teorisi, Ankara: Teori Yaynlar. STIGLITZ, Joseph E. (1994), Kamu Kesimi Ekonomisi, (ev: mer Faruk Batrel), 2. bask. stanbul: Marmara niversitesi ..B.F. Yayn No: 395. ANVER, Salih (1990), Deerlendirme-Panel, Enflasyon Muhasebesi Sempozyumu, stanbul: stanbul Mlkiyeliler Vakf. AYLAN, Gencay (1997), Kreselleme ve Siyasal slam, Trk- Yll 97, Cilt 2, Ankara: Trk- Aratrma Merkezi. ENER, Orhan (1998), Trkiyede Optimal Kaynak Ayrmnda Sapmalar (Sosyal Hizmetler rnei), Trkiyede Kamu Ekonomisi ve Mali Kriz, XII. Trkiye Maliye Sempozyumu (15-17 Mays 1997, Antalya), stanbul: Maliye Aratrma Merkezi yayn. ENER, Orhan (2001), Teoride ve Uygulamada Kamu Ekonomisi, 7. b., stanbul: Beta Yaynlar. ENYZ, Doan, Vergi Adaleti Asndan Motorlu Tatlar Vergisi Tarifesinin Deerlendirilmesi, Bursa Bilano Dergisi, Say: 17 (Aralk, 2000). TANZ, Vito (September, 1989), The Impact of Macroeconomic Policies on the Level of Taxation (and the Fiscal Balance) in Developing Contries, IMF staff papers; Vol:36 (3).

35

bilig 2002 Sonbahar Say 23

TANZ, Vito; Public Finance in Developing Countries, England, Edward Edgar Pub. Ltd., 1991. The World Bank (1997), World Development Indicators, Washington: The World Bank Press. The World Bank (1997), World Development Reports, 1979-1997, Washington: The WorId Bank Press TOBB (1992), Vergi zel htisas Komisyonu Raporu, Ankara: TOBB Yaynlar. TSAD (2001), Trkiyede Bireysel Gelir Dalm ve Yoksulluk- Avrupa Birlii ile Karlatrma, stanbul: TV/289/2000 UNDP (1999), Human Development Report 1999, New York : Oxford University Press.

36

State Income and Expenditure Policies in Turkey and Their Relation with Income Distribution Disbalances
Assist. Prof. Dr. Mehmet YCE
Uluda University Faculty of Economics and Administrative Sciences

Abstract: States are political organisations which are formed by themselves in order to satisfy the social needs. Classical economists do not approve state interference into socio-economic life. Nowadays, in addition to their traditional functions such as justice, security, defence and diplomacy, it is an inevitable fact that states have some roles in social and economic areas. For example, states can be effective in balancing income distribution, stabilisation of public welfare, elimination of regional backwardness etc. In this paper, policies pertaining to the public income and expenditures for balancing income distribution and for the stabilisation of public welfare in Turkey are examined and made some personal suggestions. Key Words: Income distribution, income distribution and public income policy, income distribution and public expenditures policy, income distribution in Turkey.

_________________________________________________________

37

38

Azerbaycanda Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar


Yard. Do. Dr. Ceylan TOKLUOLU
Orta Dou Teknik niversitesi, Sosyoloji Blm

zet: Bamszlk sonras Azerbaycanda yalnzca d dnyann alglan deil, kendi toplumlarnn alglan da nemli lde deimitir. Bu deiimin en belirgin boyutu, ortak Trk kltr temasnn siyasi sylemin paras haline gelmesidir. Bu konunun irdelenmesi amacyla Temmuz 1998de Azerbaycandaki siyasi sekinler, akademisyenler ve gazetecilerden oluan 22 kii ile mlakat yaplmtr. Bu mlakatlar, Azerbaycanda deien milliyetilik, ulusal kimlik, millet, ulus-devlet, etnisite ve alt ulusal kimlik kavramlarnn nasl deerlendirildii noktasndan hareketle yaplmtr. Aratrma bulgularnn tm siyasal sekinlerle yaplan mlakatlardan elde edilen veriler zerine temellenmektedir. Bu temalar, iktidardaki Yeni Azerbaycan Partisi le muhalefetin iki nemli partisi olan Msavat Partisi ve Azerbaycan Halk Cephesi Partisinin gemie ve gnmze ynelik siyasal sylemleri arasndaki benzerlik ve farkllklar erevesinde incelenmektedir. Anahtar Kelimeler: Azerbaycan, milliyetilik, milli kimlik, etnisite, etnos ________________________________________________________

Giri Azerbaycandaki iktidar-muhalefet blnmesinin yansra farkl blnmeler mevcuttur. rnein, eski ve yeni nesil fark siyasi sylemde nemli bir ayrma zemini oluturmaktadr. Bunun yansra, etnik blnmeler eitli gerilimler yaratmaktadr. Farkl sylem dzeylerinde harekete gebilig Gz 2002 Say 23: 39-66

39

bilig 2002 Gz Say 23

irilen kimliklerin deikenlik gstermesinden dolay, etnik gruplar arasndaki ilikilerin belirli dzeylerde dnme urama olasl bulunmaktadr. Ayn ekilde, belli bir blgede yaayan insanlarn birbirini kayrmas anlamna gelen yerlicilik ya da blgecilik blnmesinin, etnik blnmeden ok daha nemli bir sorun olduu ve kimi zaman bunun etnik blnme ile rtt mlakat yaplan kiilerce belirtilmitir. Yerlicilik olarak bilinen blnmenin siyasi ilikilere yansmasnn Azerbaycan iin bir tehlike oluturduu dile getirilen sorunlar arasndadr. Kuzey ve Gney Azerbaycann birlemesi gerektiine dair grler bir dier nemli tartma alandr ve bunun uzun vadede ulusal kimliin tanmlanmasnda oynayaca rol gzard edilemez.1 Muhalefetin Trklk ideolojisiyle hkmetin Azerbaycanclk ideolojisi, Azerbaycanda yaayan farkl etnik gruplar arasndaki ilikileri yanstt gibi, yeni etnik gerilimler yaratmaktadr. Muhalefet partilerinden Azerbaycan Halk Cephesi Partisi2 Trklk temelli etnomilliyetilik anlaynn yansra, gl devlet geleneini savunmaktadr. Muhalefetin dier partisi Msavat ise, Bat tipi liberal milliyetilii benimsemekte ve Azerbaycandaki eitli etnik gruplar dlamamay hedefleyen oulcu kimlik anlayn vurgulamaktadr. Benzer bir ekilde, iktidardaki Yeni Azerbaycan Partisi de btn etnik gruplar iine alan oulcu Azerbaycanclk ideolojisini gelitirmitir (Tohidi, 2000). Muhalefet kendi siyasal sylemini olutururken, Sovyetler ncesi tarihin gnmzde yeniden deerlendirilmesi gerektiini ileri srmektedir. rnek vermek gerekirse, 1998 ylnda Azerbaycan Halk Cephesi Partisinin bakan ve muhalefetin nde gelen isimlerinden olan Elibeyin siyasal syleminde ve liderlie ilikin grlerinde Sovyetler ncesi Trk tarihinin baz unsurlar harekete geirilmitir. Elibey ve muhalefetin dier baz yeleri tarafndan Trk tresi olarak tanmlanan zelliklerin muhalefetin sylemi ierisinde oynad rol metin iinde tartlacaktr. Ayrca, Msavat Partisi, Azerbaycan Halk Cephesi Partisine kyasla milliyetilik konusunda daha liberal ve oulcu bir tutum sergilese de, partinin baz yeleri Trkl ne karmaktadr. Genel olarak, Azerbaycandaki muhalif kimliin oluturulmasnda zdeleilen Trk tarihine dnlmekte ancak ortaya kan sylem istenildii kadar net ve snrlar belirlenmi olamamaktadr. Milliyetilik kavram hem Sovyet etnik ulus kavramlatrmasndan dolay, hem de ideolojik sylemler sonucu sylem alanndan dlanmaktadr. Bu-

40

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

nun yerine kullanlan Trklk ve Azerbaycanclk gibi tanmlamalar, etnik gerilimler yaratmakta ve lkedeki etnik gruplar tanmlayamama eilimi tamaktadr. Bir baka nokta, modernlemenin Sovyet ittifak yoluyla, yani Rus etkisiyle yaanm olmasdr. Buradan hareketle, bamszlk sonrasnda Bat lkeleriyle girilecek ilikilerin, daha nceden yaanm olan Rus etkisine benzer bir etki yarataca kaygs zellikle muhalefet kanadnda mevcuttur. Azerbaycanda yeni oluan kimliklerin birbiriyle ve Sovyet dneminde olumu olan eski kimliklerle ilikisi olduka karmaktr. Ayrca, milli kltr ve etnisite tanmlamalar henz ekillenme srecindedir. Aada, Sovyet sonras dnemde oluan ve birbiriyle atan yeni kimlik oluumlar dil, modernleme, baskn kltr, milliyetilik ve yerlicilik temalar erevesinde irdelenmektedir. Sovyet Sonras Kltrel Dnm: Dil, Modernleme ve Baskn Kltr Mlakat yaplan kiilere literatr hangi dilde izledikleri ve ocuklarnn hangi dilde eitim aldklar sorulmutur. Onlar hem Rus dilini hem de Azerbaycan dilini bildiklerini ve literatr her iki dilde de izleyebildiklerini sylemilerdir.3 ou, Rus dilinde eitim aldklar iin Rusay daha iyi bildiklerim ama sonuta her iki dili de kullandklarm belirtmilerdir. Grtmz kiilerin iinde ncelikle Azerbaycan dilinde eitim alanlar da bulunmaktadr. Ayn kiilere ocuklarnn hangi dilde eitim aldklar sorusu da sorulmutur. ounluun ocuu Azerbaycan dilinde eitim alrken, ocuklarnn Azerbaycan Trkesini iyi, Rusay ise orta seviyede bildiklerini syleyenler olmutur. lgin olan hem iktidardaki, hem de muhalefetteki baz kiilerin ocuklarnn Rusa eitim alyor olmalar ya da Rusay renmeleri gerektiinin sylenmesidir.4 Muhalefetteki kiiler Trk dilini kendi dilleri olarak tanmladklar ve Azerbaycan milletini Trk kltrnn bir paras olarak grdkleri halde, ocuklarnn Rusa eitim almasn nemsediklerini belirtmilerdir. Muhalefetteki bu kiiler eski Sovyet ynetimini iddetle eletirmelerine ve kendilerini, Trk ve slam dnyasndan zorla koparmak konusunda Ruslar sulamalarna karn, ocuklarnn Rusa eitim almasn gerekli grmektedirler. Bu saylar genelleme yapmak iin yeterli olmasa da, mlakat yaplan kiilerin siyasi sekinler, sz geerli akademisyenler ve gazeteciler olduu d-

41

bilig 2002 Gz Say 23

nlrse yaptklar tercih bir eilimi ortaya koymaktadr. Yeni sistemi savunanlarn ou Rusya ile balarn tamamen kopmasndan yana deildirler. Buna gereke olarak, Azerbaycann dnyaya alma srecinde Rusyaya ihtiyac olduu dile getirilmitir. Bakudeki aydnlar arasnda Rusann yaygn olmas Azerbaycanda bu dilin yaygn olarak bilindii ve kullanld anlamna gelmemektedir. Normalde iki dillilik, yani Rusanin ikinci dil olarak kullanlmas, Gney Kafkasyada yaygn bir olgu olmamtr. zellikle Azerbaycanllar iin Rusa kelimelerin doru olarak telaffuz edilmesinin yansra, dilin doru olarak kullanlmas her zaman bir sorun olmutur. Bu da Azerbaycanllarla Ruslarn okullarda, ders saatleri dnda fazla temaslarnn olmayndan kaynaklanmtr. Ayrca, kent kkenli Gney Kafkasya nfusunun bile anadil olarak Rusaya getikleri nadir rastlanan bir olgu olagelmitir. Rusann ikinci dil olarak kullanlmas konusunda krsal kesim ile kentli kesim arasnda nemli farklar bulunmaktadr. Genel olarak Rusa bilenler kent nfusu iinde, zellikle de bakentlerde daha yaygndr. Dolaysyla Rusa bilgisi, ehirleme sreci ile ilgilidir; fakat ikinci dil olarak Rusa bilmek, etnik kimlik asndan fazla bir rol oynamamtr. Rusa, ogu zaman ihtiyalar ve frsatlar dorultusunda yani pragmatik nedenlerle renilmitir (Anderson ve Silver, 1996: 498-500; Suny, 1996:390). Modern olmann Azerbaycanda ne anlama geldii sorusuna verilen cevaplar ve bunun Sovyet5 dnemiyle ilikisine dair yorumlar, Azerbaycandaki baskn kltr tartmasna farkl yaklamlarn olduunu sergilemektedir. Yeni Azerbaycan Partisinden bir kiinin modernizm tanm, bu yaklamlarn bir tanesine arpc bir rnek oluturmaktadr: Evvelden modern olmak Rusa konumak, Rusa eitim almak, Rus ehirlerinde eitim alp dnmek demekti. Harici lke gsterilerine gitmek ok nemliydi. imdi ngilizce bilmek, harici petrol irketlerinde almak, byk ticaret ilikilerinin iinde olmak modern olmak anlamna gelmektedir (A ile mlakat). ktidar milletvekillerinden bir dier kii, modern olmann ne Batya, ne de Douya dahil olmak anlamna geldiini sylemektedir. Yine de eski Sovyet sistemini savunarak Sovyetler dneminin anlatld kadar kt olmadn, aksine birok olumlu yanlarnn olduunu vurgulamakta ve o dnemde dnya apnda fabrikalar yapldn, limler Akademisinin ve eitli aratrma enstitlerinin kurulduunu, sporun ok gelitiini, klasik

42

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

mzik ve gzel sanatlar alanlarnda ok byk admlar atldn, ok sayda mze ve tiyatro olduunu ve okuma-yazma orannn ok yksek olduunu belirterek, yeni Azerbaycan devletini bu temel zerine kurmak istediklerini ifade etmektedir (V ile mlakat). Sovyetler dnemini ve bu dnemde edinilen Rus kltrn olumlayan grler bu dorultudadr. Bu mirasn reddedilmemesi, gemile olan balantlarn keskin bir ekilde koparlmamas gerektii aka ifade edilmektedir. Bunun karsnda duran gr ise, Ruslara olan balln tarihi bir ballk olmadn dile getiren ve Rus kltrnn kendi kltrlerinden tamamen ayr olduunu savunan grtr. rnein Azerbaycan Halk Cephesi Partisinin nemli isimlerinden (M), Azerbaycan milleti tanmn redderek kendilerinin Trk milletinin bir paras olduklarn sylemektedir. Ruslarn senelerce kendilerini ayr bir millet olduklarna inandrmak istediklerini,6 bir dnem Trk yneticilerinin de ayn eyi yaptklarn, ama aslnda kendilerinin, byk Trk milletinin ve toplumunun bir paras olduklarn sylemektedir. Azerbaycanllarn, tarihi olarak Ruslara deil, Trklere bal olduklarm belirterek, bunu aadaki gibi ifade etmektedir: Bizim iin Ruslar anlamak, tanmak, Rus kltrn bilmek sizin iin olduundan daha kolaydr. Hatta, Grcleri ve Ermenileri anlamak. Bir mekanda yaamz hepimiz. Ama bu tarihi bir ballk deildir. Bu imparatorluun zorla yaratt bir alakadr. Baskn kltr, ortak Trk kltrdr. Sadece bu kltrn, iki cereyan birletirmesi sz konusudur. Birincisi, Rusya ve Sovyetlerden gelen kltr, ikincisi, Azerbaycan arazisinde yaayan dier etnik gruplarn kltr. Yani Azerbaycandaki Tallar, Krtler, Lezgiler... Bu kltr umumi olarak Trk kltrne tesir etmitir. Bu iki faktrn, Sovyet ve etnik faktrn tesiri ile biimlenmi bir kltr var (M ile mlakat). Azerbaycandaki baskn kltr tartmas, aslnda yeni bir tartma deildir. Azerbaycan tarihsel olarak hep Rusya ve Trkiye arasnda kalmtr. Gney Kafkasyada hangi gcn hakim olduuna bal olarak d glere ynelik eilimler sk sk deimektedir, Azerbaycanllar baz zamanlarda Rusya yanls, dier zamanlarda ise Osmanl ya da ngiliz yanls olmulardr. Bu sarka hareketinde Azerbaycanllarn d gvenlik kayglar da etkili olmutur (Swietochowski, 1996: 223, 225, 226, 228, 233). Laik Trk milliyetiliine ve Trk kltrne, deien llerde her zaman bir

43

bilig 2002 Gz Say 23

ballk olmutur. Fakat 20. yzyln balarnda Osmanl yanls grubun iinde bile Trkiye ile birlemek konusunda hevesli olmayan kiiler bulunmutur. Bu kiiler yz yl sren Rus egemenliinin Trkiyedekinden daha gelimi bir kltr yarattn dnerek Trk egemenliine kar kmlardr (Swietochowski, 1996: 223). Yine de, Trkle ballk, sadece sekinlerle snrl kalmayp, her zaman Azerbaycannn gndeminde olagelmitir. Azerbaycanda modernleme batllama anlamna gelmektedir.7 Batllamann getirecei problemlere zm Trklemek, Muasrlamak ve slamlamak ideolojisidir. Trklemek, milli deerlerin korunmas, muasrlamak modernleme (Batdan bilim ve teknolojinin transfer edilmesi), slamlamak ise dini deerlerin korunmasdr. Bu hem iktidardaki hem de muhalefetteki partilerin zerinde uzlat resmi ideolojidir.8 Modernleme, ayn zamanda Azerbaycann ulusal deerleri olan slam ve Trk deerleri temelinde salanmaldr. Yeni kltrel deerler zaman iinde kabul edilebilir ama bu kozmopolit olmadan, z kltrn zerine yeni kltrel deerleri koyarak salanmaldr (U ve Z ile mlakat). Yukarda tartlan iki grn arasnda kalan ve Azerbaycandaki baskn kltrn farkl kltrlerin kaynamasndan ortaya kan sentez bir kltr olduunu savunan nc bir gr daha vardr.9 rnein, iktidardan olan (Y), kltrlerini Azerbaycan Trk kltr olarak tanmlamakta ve Trk kltrnden geler tamakla birlikte ondan farkl olduunu sylemektedir. zellikle edebiyat, mzik, resim ve bilimde bu farkll gzlemek mmkndr. Bu gr savunanlar arasnda modernlemenin batllama anlamna gelmediini savunanlar sayca oktur ve onlara gre d dnya ile btnleirken milli deerlerin ve medeniyetin korunmas mmkndr. Sentez kltr grn savunan iktidar milletvekili (B), Rusyann bir yar Avrupa devleti olduunu ve kendilerinin Ruslara olan tarihi balarndan dolay Avrupallara yakn olduklarn ifade etmektedir. Rus mdahelesinin bir baka sonucu Azerbaycann Gney ve Kuzey Azerbaycan olarak ikiye blnmesidir. Kuzeyin Rusya, Gneyin ise ran etkisinde olduunu belirttikten sonra, Ruslardan gelen olumlu etki sonucunda kendilerinin daha yksek seviyede bir millet konumunda olduklarm belirtmektedir. (B) Azerbaycandaki Rus etkisini yle tanmlamaktadr:
44

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

Ben Rusa tahsil aldm. Rus medeniyetini daha yi bilirim. Ama Azerbaycan medeniyetini, Nesimiyi, Fuzuliyi ok iyi bilmiyorum. Hatta Rus dilini Ruslardan iyi bilirim. Ama bizde bir ksm Rus dilinde tahsil alr, bir ksm Azerbaycan dilinde. Rus dilinde tahsil alanlarn dnya gr, Azerbaycan dilinde alanlardan daha genitir. Neye gre? Mesela, dnya medeniyeti hakknda bilginin %90 Rus dilinde gelir. ngilizce ve Franszcadan tercme edilip Azerbaycana gelir. Bunu ben okuyabilirim. Azerbaycan dilinde okuyanlar bunlar okuyamadlar. ktidar temsil edenler Rus etkisine daha olumlu yaklamakla beraber,10 Azerbaycandaki baskn kltrn Trk etkisini de ieren bir sentezden olutuunu ifade etmektedirler.u (B)ye gre Azerbaycanllar Ermeni ve Grclere, Trklere olduundan daha yakndrlar. Kendi szleriyle, Mesela, bizim Ermeni ve Grclerle milli giyimimiz ayndr. Mentalitemiz Trk mentalitesinden ok Kafkas mentalitesidir. een, Dastanl, Ab-haz, Adige, erke gibi. Ksaca, baskn kltrn nasl tanmlandna bal olarak farkl modernleme sreleri belirlenmektedir. Muhalefet sempatizan (I)nm modernleme hakknda syledikleri yukardaki grlerden farkldr ve daha gereki bir bak asdr. (I), modernlemenin gl devletleri etkilemezken, Azerbaycan gibi zayf ve kk lkeler iin bir tehlike kayna olduunu yle ifade etmektedir: Modernleme sonunda Azerbaycan bir millet, bir halk olarak benliini yitirebilir. Azerbaycan, Rusyann etkisinden uzaklamad. Ben Rus okuluna gittim. Byk ocuum Rus okuluna gitti. Ancak imdiki Azerbaycan ocuklar ngiliz okuluna gidiyor. Kendi benliini almadan kendi benliini Amerikaya satyor. Bu korkutucu, hatta Rus etkisinden de korkutucudur. Modernlik, eskiden Ruslardan gelirken imdi Amerikallardan geliyor. Hem Azerbaycan ok zayf, hem tesir ok gl... Rusyannki daha az glyd. 150 ylda Rus mparatorluu Azerbaycan Rus dilli yapamad. Ama 5 ylda Amerika Azerbaycan ngiliz dilli yapabilir. Azerbaycanda eitli gruplar var. Biri, Rus dilli Azerbaycanllar. Onlarn ou Azerice anlamaz. Trkler var. Fars meyilli Azerbaycanllar var. Bir de saf Azerbaycanllar var. Onlar kendilerini ne Fars dilli, ne Rus dilli, ne de Trk dilli sayyorlar. Azerbaycan, kendine mahsus diyorlar. Hakim ideoloji var demek ok zor. Anayasada dil hakknda tartmalar olduunda bu ortaya kt. Biz tarihimizi ok az biliriz (I ile mlakat).

45

bilig 2002 Gz Say 23

Azerbaycandaki sekinlerin Sovyet dnemine yaklamlar, bu dneme keskin bir ekilde kar olmak ya da onu eitli ekillerde yceltmek dorultusundadr. Bu ayrm, iktidar ve muhalefet blnmesine paraleldir. ktidar yeleri, Azerbaycan kltrnn bir sentez sonucunda olutuunu ve bunda Rus etkisinin olumlu rol oynadn, muhalefet yeleri ise, Azerbaycan kltrnn znde Trk kltr olduunu ileri srmektedirler. Bu iki grn arasnda kalan daha lml yaklamlar eksiktir ve bu, Azerbaycann gei srecinde olmasyla balantldr. Sovyetler Birliinin dalmas ve bunun zerinden ok ksa bir sre gemi olmas, eski ve yeni dzenin ilikilendirilmesinde olduka keskin tavrlarn sergilenmesine neden olmaktadr. Zaman ierisinde bu tavrlarn yumuayaca, eitli ara pozisyonlarn oluaca ve uzlama zemininin giderek genileyecei dnlebilir. Yukarda deinildii gibi, muhalefet partilerinin yelerinin bazlar sentez kltr tezini savunsalar da, ulusal kimlik tartmalarnda byk Trk kltr temasn ne karmaktadrlar. Ayn ekilde, Azerbaycandaki kltrn bir sentez sonucu olutuunu dile getiren iktidar temsilcileri de Rus etkisine vurgu yapmaktadrlar. Dolaysyla, sentez kltr yanllar da, kendi ilerinde Rus ya da Trk etkisini n plana kararak siyasi sylemdeki kutuplamay beslemektedirler. Baskn kltr tartmasnda gzlediimiz bu kutuplamalar Azerbaycanda olumakta olan ulusal kimlik sorunuyla balantldr. Sovyet sistemiyle ve Ruslarla olan balar tamamen koparmak isteyenlerle, bu balar belli biimlerde korumak isteyenler iki kart grup oluturmaktadr. ktidarn Ruslara scak bakmas yalnzca hkmet yelerinin eski Sovyet yneticileri ya da eski Komnist Partisi yeleri olmalar ile aklanamaz. Sovyetler dnemine ynelik kamplamalar, Azerbaycann dnyada izlemek istedii stratejiyle ve iinde yer almay dnd ekonomik ve siyasi blok tercihleriyle balantdr. Bu konu aada daha detayl bir ekilde tartlmtr. Sovyet Sonras Kimlik Oluumu ve Milliyetilik: Azerbaycanl ve Azerbaycan Trk Ayrm Azerbaycanda yaanan sre modem bir ulus devlet kurma srecidir. Grleri yukarda belirtilen muhalefet yanls kiiler, ulus devletin inas iin gerekli olan ortak toprak, toprak btnl ve yeterince byk nfus kavramlarn gelitirmeye ve siyasi syleme dahil etmeye al-

46

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

maktadrlar. Bu kiiler Azerbaycanda vatan kavramnn bile gelimediini sylemektedirler. (C)nin ifadesiyle, Devlet olan yerde vatan kavram olur. Azerbaycanda bamsz devlet olmadndan ve gemite 200 seneden fazla Rus igalinde kaldmzdan, bizde vatan kavram deimitir. Bize vatan olarak tm Sovyetler Birlii aland. Topraklarn elden gitmesinin en byk sebebi vatan sevgisinin olmamasdr. Bizim insanlar kendi evini, dairesini kendine vatan bilir, ama yaad evreyi, topra vatan bilmez...Topraa hizmet, askerlik yapma duygusu ok zayftr. Firarilik vardr. Askerlik hizmeti yapmak bir eref olduu halde, Azerbaycanda byle deildir. Sanki bir mecburiyettir. (G) de Azerbaycan kelimesinin yalnzca corafi bir mekann ad olduunu ve Sovyet politikas sonucunda, Sovyetler Birlii dnda hi bir yerde corafyann adna uygun bir millet oluumunun yaanmadn sylemektedir. Bu nedenle, Azerbaycan milleti anlay hibir zaman gelimemitir. Buna karn, Azerbaycan Trkleri milleti olarak nitelendirilen bir milletin olduunu iddia eden (G), iktidarn Azerbaycanl12 tanmlamasnn, tarihi bir temelinin olmadn ileri srmektedir. Ona gre, Azerbaycanl diye bir millet yoktur ve bu bilimsel dayana olmayan bir adlandrmadr.13 Azerbaycan belli bir corafi alann addr ve Azerbaycanl da bu toprakta yaayan insanlarn, o blgenin vatanda olduklarn anlatan bir kavramdr. Dier tm gruplar gibi, Azerbaycan Trkleri de bu vatandala dahildirler. Bu nedenle, Azerbaycan(l) milleti adlandrmas yanltr. (G)ye gre, Bu araziye Trkler geldikten sonra ounluu oluturmulardr; muhtelif devletler kurulmu ama ilk demokratik Azerbaycan Trk devleti Mehmet Emin Resulzade tarafndan kurulmutur. O zamana kadar burada kurulan devletlerin ou Fars devlet sistemine dayanan devletler olmutur... Halbuki, bu devletlerin btn stununu Trkler, Trkmen beyleri oluturmutur. zetle, muhalefet, vatan kavramn Trklk temas etrafnda oluturmaya almaktadr. Bu bize, devlet kavramnn belli bir toprak paras zerinde srekli olarak yaayan bir nfusla ilikili olduunu ve belli bir toprak parasna duyulan balln, egemenlik fikri etrafnda oluan yaklam ve duygular asndan nemli rol oynadn gstermektedir (Hall, 1984: 18). Sonu olarak, muhalefet millet kavramn siyasi bir ze-

47

bilig 2002 Gz Say 23

minde yeniden tanmlamaya ve bunu etnik grup kavramndan ayrtrmaya almaktadr. Muhalefetin, baskn kltr Trk kltr olarak tanmlamas, Azerbaycanda ounluu oluturan grubun desteini salamak iindir. Bu, ayn zamanda, Sovyetler dnemi ile olan balarn tamamen koparlmas anlamna da gelmektedir. Trklk temas, gemiin reddedilmesinde ve yeni bir tarihi anlatnn oluturulmasnda k noktas olarak kullanlmaktadr. Halk Cephesi Hareketi yanls akademisyen (C), Azerbaycan Trklerinin, nfusun %80-85ini oluturduunu belirttikten sonra, Azerbaycanl denilirse hepsi birleir. Bir de Azerbaycan Trkleri vardr, devlet Azerbaycan Trklerinin devletidir. Ama dier milletleri dlamak, onlar aalamak mmkn deildir. Onlar da eit haklara sahiptirler demektedir. (C), ounluu oluturan Trklerin haklarnn ezilmekte olduunu ve Azerbaycanl tanmlamasnn Trklerin varln reddetmek anlamna geldiini sylemektedir. Akademisyen (E), bu erevede ilgin bir yorum yapmaktadr. Ona gre, muhalefet toplumdaki ounluun desteini kazanmak amacyla Trklk ideolojisini gelitirmektedir. Fakat muhalefet iktidara geldiinde Trkl terk edip, iktidarn ideolojisi olan Azerbaycancla dnecektir. Halk Cephesi iktidara geldiinde Trklk ve Turanclk temalar nce halkn, sonra Trkiyenin destei alnmak iin kullanlm ve Trklk hakimiyetin ideolojisine dntrlmtr. (E), bunun sonucunda, Azerbaycandaki Tal ve Lezgiler gibi nemli etnik gruplarn bir sorun olarak alglanmaya balandn ifade etmitir. Bu dnemin sonunda iktidara gelen Haydar Aliyev, Azerbaycanl kavramn devreye sokmutur. (E)ye gre, Azerbaycann bugnk koullarnda Azerbaycanclk gibi bir ideoloji gereklidir; nk Azerbaycan ancak bu anlay erevesinde kendini gelitirebilecektir. Muhalefet partilerinin, vatandalarn kimliini ve dilin adn kendi ideolojileri erevesinde belirleme abalar siyasi platformdaki g mcadelesinin bir yansmasdr. Sylemlerindeki Trklk vurgusunun uzun vadede etnik gerilimlere yol aabileceini sylemek mmkndr. Muhalefetin Trklk vurgusu, Azerbaycann Trk dnyas olarak tanmladklar dnyann bir paras olabilmesi iin izlenen siyasi bir strateji olarak da dnlebilir. Trk dnyasna dahil olmak i ve d tehditlere kar bir nlemdir. Baz kiiler Trkiyeye olan ar balln ok da olumlu sonular getirmeyeceini ifade etmilerdir. Bu kiiler Rusyann

48

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

senelerce byk aabey roln oynadn ve bundan sonraki aabeyin Trkiye olmasn istemediklerini sylemektedirler. Ayrca, kendilerinin aabeye deil de, kardee ihtiya duyduklarnn altn izmektedirler. Bu ereveden bakldnda iktidarn modern ulus devlet yaratmak konusundaki grlerinin daha gereki olduunu dnebiliriz. ktidar partisi Azerbaycanclk tanmlamas ile Azerbaycandaki btn etnik gruplar modern ulus devlet yaplanmas ierisinde birarada tutmaya almaktadr. te yandan, Msavat Partisinden (H), Bizim milliyetiliimiz, Azerbaycann Azeri Trklerine ait olduunu sylemektedir. Bakalar bizim adamlarmz deildir diyerek, iktidarn sylemine kar net bir tavr sergilemektedir. Genel olarak, her iki tarafn milliyetilik anlay farkl etnik gruplarn ayn at altnda yaayabilmelerini salamaktr. Muhalefetten olan (K), Azerbaycann okdilli bir lke olduunu, ama devlet dilinin Trke olduunu belirtmektetir. Elibey dneminde Lezgilerin ve Tallarn kendi dillerini gelitirebilmeleri iin her trl imkann salandn da ilave etmektedir. (K)ye gre, Trk dilini yceltmek dier dilleri bastrmak anlamna gelmemektedir ve muhalefet partileri her zaman dier dillerin varln kabul etmektedirler. (K), millet kavramnn etnik bir kavram gibi dnldn ve bu nedenle, ounluu oluturan Azerbaycan Trklerinin, dier gruplar ezecei gibi bir dnce olduunu sylemektedir. Ona gre, bu haksz bir deerlendirmedir, nk milliyetilik prensip itibaryla dier etnik gruplar ezmek deil, milli devlet yaratmak iin gerekli bir ideolojidir. (K) kendi pozisyonlarnn iktidarn syleminden nasl ayrldn aadaki gibi ifade etmektedir: Demokratik idare en idealidir. Biz bunu kabul ettik. Ama bu, o demek deil ki, biz Avrupal gibi oturacaz, Fransz gibi kurbaa yiyeceiz. Herkesin kendi yemei var. Herkesin kendi kltr var. O kltr esasnda kendi medeniyeti var. Bizim milliyetiliimiz kendi kltrmz gelitirmek ve korumak anlamndadr. Dnya deerlerini de kabul ediyoruz. Franszlarn neden kurbaa yediini sormuyoruz... Biz kendi adet ve ananelerimizi yaatyoruz... Milliyetilii byle anlamak lazm. Bizde Latin Amerika dizileri gsteriyorlar. Bunlar bizim ahlaki anlaymza zttr... Batnn ciddi kltrel basks ok iyi deildir. Milliyetilik, bunun nn almak iin lazmdr... Milli devlet yaratmak iin milli mantaliteyi oluturmak lazmdr. Bizim buna ihtiyacmz var.

49

bilig 2002 Gz Say 23

Genelde, nc Dnya lkelerinin aydnlar hzla yaanan modernlemenin milli deerleri yozlatrdn dnmektedirler. Bu, Eliasn belirttii gibi, Bat d lkelerdeki milliyetilik hareketlerini tanmlayan gelenek ve modernizmin almasdr (1982). Azerbaycandaki muhalefet bu kaygy eitli sekilerde dile getirirken, iktidarn syleminde bu tr endielere rastlanmamaktadr. ktidar temsil edenlerin ou eski Sovyet dnemi yneticileri olduklarndan ve Rus kltrnn etkisini olumlu bir etki olarak deerlendirdiklerinden, milli kltr farkl tanmlamaktadrlar. Onlara gre, milli kltr bir ok kltrn biraraya gelmesinden olumu bir sentez kltrdr ve bu miras reddedilmemelidir. Milliyetilik ve Etnisite Milli kimlik inas olarak adlandrlabilecek Sovyetler sonras sre, Azerbaycanda zaten var olan Azerbaycanl kimliinin yemden tanmlanmas srecidir. Sovyetler dneminde olduu kadar, gnmzdeki bamsz Azerbaycanda da Rus/Sovyef kimlii ile Trk kimlii rekabet halindedir. Azerbaycan Trkleri, Azerbaycanl ve Azeri14 tanmlamalar erevesinde farkl. tartmalar yaanmaktadr. Ulusal kimliin nasl tanmland, Azerbaycann d ilikilerinde izlemekte olduu ve gelecekte izleyecei rotay da yakndan etkilemektedir. Bu almann, saha aratrmasnda Azerbaycandaki en nemli etnik gruplar Lezgi ve Tallar olarak gsterilmitir. Bunlar arasnda Lezgilerin silahlanm olduu ve devlete kar bir eylem olarak Bakde bir metro istasyonunun bombalanmasndan sorumlu tutulduklarn ifade edenler olmutur. Azerbaycanda, Sovyet dneminde Azerbaycanllarla evlenmi olan birok Ermeni kadn yaamaktadr. Ayrca, Ruslar artk en byk etnik grubu oluturmamaktadrlar.15 Msavat Partisinden siyaset bilimci (S), Rus nfusun giderek kldn ve onlarn dndaki en nemli etnik gruplarn Tal, Krt ve Lezgiler olduunu sylemektedir.16 Trkiye ve dier Trk Cumhuriyetleri etrafnda gelitirilen ortak Trk kimlii vurgusu eitli tartma alanlar yaratmaktadr ve iktidar/muhalefet blnmesine daha derin bir boyut getirmektedir. Azerbaycandaki baskn kltrn ne olduu sorusuna verilen cevaplarda karmza kan Trk kltr ve sentez kltr ayrm, ulusal kimlik tartmalarnda daha netlemektedir. ki byk muhalefet partisi olan Msavat Partisi ve Halk Cephesi Partisi Azerbaycann milli kimliinin aslnda Trk kimli-

50

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

i olduunu leri srmektedirler.17 Halk Cephesi Partisinin nemli isimlerinden olan (M), Biz Trk toplumunun bir paras olduumuzu ne kardk ve bizim milli kimliimizin unutulmasna kar mcadele ettik diyerek, kimlik konusundaki tercihlerini ortaya koymaktadr. Azerbaycan Halk Cephesinin lideri Elibey de, Biz Trkz; yurdumuz da bu, milletimiz de bu demitir. ktidarn temsilcileri ise bu tanmlamaya kar kmakta ve Azerbaycann resmi ideolojisini Azerbaycanclk olarak tanmlamaktadrlar. Azerbaycann birok milletten oluan bir devlet olmas sebebiyle Trkln, Rusuluun ya da baka gruplarn zelliklerinin n plana kartlamayaca dile getirilmektedir. rnein, (B), Azerbaycanda Lezgerin, Tallarn ve daha baka gruplarn senelerdir birarada yaamakta olduunu syledikten sonra, imdiki koullar aada ifade edildii gibi deerlendirmektedir: Ruslar yava yava gp gidiyorlar. Ama Lezgi, Tal burada evvelden beri yaamaktadr. Halk Cephesi zamanndaki ideoloji, Trkn Trkten baka dostu yoktur ideolojisiydi. Bir zamanlar Atatrk bunu demiti. O zamanki artlar asndan bu doruydu ama artk deil Ben desem ki, benim dostum Trk, Tal dostum deil, o zaman Azerbaycanda ayrlk hareketler ortaya kt. Azerbaycan paralanma tehlikesi altndayd. Hatta Azerbaycan dilinin adm deitirdiler ve bu Trk dilidir dediler. Haydar Aliyev cenaplar bunu deitirdi ve adn Azerbaycan dili koydu. Bizde milli ideoloji Azerbaycanclktr. Azerbaycanclkta, Trk de, Lezgi de, Tal da, Rus da, hatta Ermeni de Azerbaycanldr. 30,000 kadar Ermeni yayor. Ermeni eleri olanlar var. Onlar da Azerbaycanldr (B ile mlakat). ktidar partisi muhalefetin savunduu Trklk ideolojisine kar Azerbaycanclk ideolojisini savunmaktadr. ktidarn temsilcileri, Azerbaycanllar tanmn Haydar Aliyevin gelitirdiini ve bu sayede etnik gruplar arasnda kabilecek olas tartmalarn nlendiini sylemektedirler. Ayrca, muhalefetin Trklk vurgusunun dier etnik gruplarn dlanmas anlamna geldiini ve bunun etnik atmalara zemin hazrladn iddia etmektedirler, ktidar ve muhalefet temsilcileri aznlklarn dil ve medeniyetlerinin korunmas konusunda birlemektedirler. Bunun Sovyetler dneminde edinilen bir bak as olduu belirtilmitir.18 Gnmz koullarnda bu hogrnn baz i ve d nedenlerden dolay ortadan kalkmas tehlikesi-

51

bilig 2002 Gz Say 23

nin olduu eitli ekillerde dile getirilmitir. Kimlik tartmalar, i nedenlerin bazlarnn ipularn vermektedir. Trk/Azerbaycanl ayrmnn ve dolays ile etnik grup blnmelerinin Elibey dneminde olutuunu dile getirenler olmutur. Bu yoruma cevap olarak (U), Elibey dneminde dilin adnn Azerbaycan Trkesi olarak konmasnn Trkln uyanmas sonucunda gerekletiini sylemektedir.19 Yine, Elibey dneminde milletlerin kendi kltrlerini gelitirebilmeleri iin Anayasada bir ok deiiklik yapldn sylemektedir. (U)ya gre, Aliyev de ayn politikay srdrmektedir; fakat devlet, baskn olan medeniyetin Trk medeniyeti olduunu unutmamaldr. Ona gre, muhalefetin Azerbaycan halkn Trk olarak tanmlamas Lezgi ve Tal gibi gruplar dlamak anlamna gelmemektedir. Bu tartma, Azerbaycanda ounluu oluturan grubun, yani kendilerini Trk olarak tanmlayanlarn, Aliyev hkmeti tarafndan ounluk olarak kabul edilmedikleri dncesinden kaynaklanmaktadr. Kullanlan dilin Azerbaycan Trkesi yerine Azerbaycan Dili olarak tanmlanmas, ounluun haklarnn inenmesi olarak alglanmaktadr. Bu nedenle, dilin adna ilikin tartmalar siyasi sylemde nemli bir yer tutmaktadr. rnein Halk Cephesi partisinin nde gelen isimlerinden (M)ye gre, Azerbaycanda yaayan Tal, Lezgi ve Trkler bu blgenin yerli halkm oluturmu olsalar da, aznlklar, ounluu oluturan Trklerin haklarna hrmet etmelidirler. (M), Trk milliyetilerinin, kendi haklarn tayin etmek ve dierlerinin haklarn korumak konusunda uzlam olduklarn ifade etmektedir. lke iindeki kimlik tartmalarndan bamsz olarak d lkelerden yaplan mdahalelerinin de Azerbaycanda etnik kkenli problemlere yol aabilecei ileri srlmektedir. PKKya bal bir Krt probleminin olduu ve ayrca Rusyann Lezgileri, rann da Tallar destekledii iddia edilmektedir. Aslnda, halkn arasnda bunlarn hi nemsenmedii, fakat d lkelerin Azerbaycan ieriden zayflatmay hedefledikleri dile getirilmektedir. Bu problemin Azerbaycann Trkiye ve Amerikann etkisi altna girmesiyle zlecei sylenmektedir.20 (B), Bu mesele imdi Trkiyenin kontrol altndadr. leride de kontrol Trkiyenin altnda olacaktr; fakat imdiki merkezi idare (Azerbaycanda) zayflarsa, yeniden problem kabilir demektedir. Bu noktada, milletilik ve milliyetilik kavramlar arasndaki fark nem kazanmaktadr. Bu iki kavram, ileride tartlaca gibi, millet ve

52

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

etnos kavramlar21 ile yakndan ilgilidir. Azerbaycanda milliyetilik ve milletilik kavramlarnn ne anlama geldii konusunda bir tartma yaanmaktadr. Tm grmelerde Azerbaycandaki milliyetilik kavramnn Trkiyedeki milliyetilik kavramna benzemedii ve farkl anlamlar ierdii sylenmitir. Genel olarak, Sovyet dneminde milliyetilik kavramnn kullanlmad nk o dnemde bu kavramn ovenizmle ve faizmle eanlaml olduu ifade edilmitir. Bir milleti dierlerinden stn tutmak, onlara kar hogr ve sayg duymamak milliyetilik olarak tanmlanmaktadr. Milliyetilik terimi Azerbaycan diline ancak bamszlktan sonra girmeye balamtr. Sovyet dneminde milliyetilik terimi yerine milletilik teriminin kullanlmasndan dolay, tm partiler milliyeti bir parti olarak tanmlanmay reddedmektedirler. rnein, Halk Cephesi Partisinin nde gelen isimlerinden (M), Azerbaycan bamsz bir devlet olarak grdklerini, Trk toplumunun bir paras olduklarn vurgulamalar ve ulusal kimliklerinin unutulmasna kar mcadele etmelerinden dolay, partisinin aslnda milliyeti bir parti olduunu sylemektedir. Bu nedenle, Azerbaycann dmanlar olarak tanmlad Ruslarn ve Ermenilerin, Halk Cephesi Partisini milliyeti bir parti olmakla suladklarn sylemektedir. nk blge halklarnn arasnda bir milletin deerlerini n plana karmak, baka milletlerin haklarn ezmek anlamna gelmektedir. (M), kendi milliyetiliklerini aadaki gibi tanmlamaktadr: Bizim milliyetiliimiz faist anlamda bir milliyetilik deildir. Biz baka milletleri aa saymayz. Biz hi bir milletin hakkm ezmek istemiyoruz. Bizim milliyetiliimiz kendi milletimizin haklarna sahip olmaktan yanadr. Baka milletleri esaret altna almaktan yana deil. Kimsenin hakkn elinden almaktan yana deil. Kimseyi ikinci dereceli bir millet olarak grmekten yana deil. (M), buna kant olarak, kendi partilerinin iktidarda olduu dnemde (Elibey dnemi), milli aznlklara ve etnik gruplara kendi okullarn amak ve televizyonlarn kurmak gibi haklar tanndn gstermektedir. Bunu, komnistlerin deil de Azerbaycan milliyetilerinin gerekletirebildiini ifade eden (M), partilerinin milliyetilik anlaynn kendi milli haklan uruna bakalarnn haklarna zarar vermek anlamna gelmediini ifade etmektedir. Buradan hareketle, milliyetilik kendi milletini dier milletlere gre stn grmek anlamna gelirken, milletilik kendi

53

bilig 2002 Gz Say 23

milletini sevmek anlamna gelmektedir. Bu ayrmn Sovyetler dnemindeki anlaytan kaynakland ifade edilmektedir. (C)ye gre, burada natsia-milliyetilik, ovenizm anlamnda her zaman ktlenmitir. Alnanlarda faizm-natsionalizmdir. Milliyetiliktir. Milletilik deildir. Milletilik milletini sevmek anlamndadr. Yani, terimlerde ayrm var. Fakat biz ayn eyleri ayr terimlerle ifade ediyoruz. Halk Cephesi Partisinden (G) de, Sovyet ideolojisinin milliyetilik kavramn kendilerine ovenist bir kavram gibi kabul ettirdiini belirterek, kendi milliyetiliklerinin baka lkeleri igal etmeye ynelik bir milliyetilik olmadn sylemekte ve Halk Cephesi Partisinin Trkln savunmaya ynelik bir ideoloji olarak tanmlamaktadr. (E) ise, Bat literatrnde milliyetilik kavramnn devletilik olarak anlalmasna karn, Azerbaycanda bu kavramn kavramn yanl tercme edildiini ve milletilik anlamnda kullanldn ifade etmektdir. Ona gre devletilik iyidir nk bu anlaya gre Lezgiler, Tallar, Krtler ve dier tm etnik gruplar devlete hizmet etmelidir. (E), Sovyetlerin dalmas ile balayan srete Azerbaycanllarn ilk adm Trklkle attklarn, Halk Cephesinin de iktidara Trklkle geldiini ama sonradan Trkln adnn milletilik olarak deitirildiini ifade etmektedir. Bu deiikliin nedenini Trkln ovenizm anlamna gelmesine balamakta ve bir kelime oyununa bavurulduunu sylemektedir. Konuya aklk getirmesi asndan millet kavramnn tanmna ynelik tartmalara deinmek gerekmektedir. (K)ye gre, millet ve milliyet kavramlar herkes tarafndan farkl alglanmakta ve bu kavramlar kimi zaman etnik gruplara, kimi zaman da devlete iaret etmektedir. Ona gre, millet anlay 18. yzylda Fransz htilalinden sonra ortaya kt ve yeni kurulan milli devletlerin vatandalarnn tmne millet denilmeye baland halde, Sovyetler Birliinde millet kavram etnos22 kavram ile kartrlmtr. (K), millet ve etnos kavramlarnn eanlaml kullanldn ama aslnda milletlerin olmadn, bunun yerine eitli etnoslar olduunu sylemektedir.23 Msavat Partisinden (H), millet tanmnn etnik deil, siyasi olmas gerektiini ifade etmektedir. Ona gre, millet ve etnik grup terimlerinin ayn anlama gelmesi sorun yaratmaktadr ve bu nedenle ayrtrlmalar gerekmektedir, te yandan muhalefet yanls akademisyen (C), Lezgilerin, Tallarn, Krtlerin ve Avarlarn millet olarak alglanmamas gerektiini, bu gruplarn aslnda etnik gruplar olduklarn

54

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

belirtmektedir. Ona gre, bir etnik grubun millet saylabilmesi iin baz artlar gerekmektedir ve bu artlarn banda kendilerine ait topraklarn olmas gelmektedir. Azerbaycan topranda yaayan etnik gruplarn kendilerine ait topraklan olmadndan, bu gruplar millet olarak tanmlamak mmkn deildir. Lezgi, Tal, Krt ve dier etnik gruplardan farkl olarak ancak Azerbaycan Trkleri ya da Azeri Trkleri diye adlandrlan grup bir millet oluturmaktadr. Azerbaycan Halk Cephesi Partisinden (G), Azerbaycan Trkleri milleti tanmlamasn kendisinin gelitirdiini sylemektedir. Ona gre, Azerbaycanda, halk, millet ve milliyet farkl kavramlardr. Halk, bir blgede yaayan tm insanlar24, milliyet ise bir btn olarak bu halkn gemiini ve geleceini kapsarken, millet kavram siyasi bir anlaya iaret etmektedir. Bu balamda, millet kavram belli bir corafi alan ve bu alanda yaayan toplumun yaam tarzn kapsamaktadr. Azerbaycan Trkleri milleti tanmlamas bu tartma zerine temellendirilmitir. (C) de Azerbaycan Trkleri milleti adlandrmasn kullanarak, bu milletin Azerbaycan topra diye tanmlad toprakta yaayan etnik gruplarn tamamndan olutuunu sylemektedir. Bu erevede, Azerbaycan Trkleri milleti tanm, Amerikan milleti tanmndan hi farkl deildir nk; toplumda yaayan gruplar blmeyi deil, birletirmeyi fade eden bir terimdir. Bu tartma, millet tanmnn etnik kkeninden kopartlarak siyasi bir zemine oturtulmas gerektiim gstermesi asndan nemlidir. Msavat Partisi yelerinden (F), Azerbaycanl milleti tanmm siyasi bir art ve siyasi bir anlay olarak kabul ettiklerini, Stalinin bak olan etnos anlamnda25 kabul etmediklerini belirtmektedir. Ona gre, Azerbaycanl milleti tanm siyasi olarak Azerbaycanda yaayan btn vatandalarn birlii anlamna gelmektedir. (F) kendisim Trk olarak kabul etmekle birlikte, siyasi anlamda Azerbaycanl milletine ait olduunu sylemektedir. Benzer ekilde, Azerbaycan Trkleri dnda kalan Lezgi ve Tal gibi gruplarn da etnos olarak Trk olmadklarm, fakat Azerbaycanl milletinin bir paras olduklarn ifade etmektedir. Baz gruplar millet statsne karmak, dierlerini ise etnik grup (etnos) olarak brakmak, Azerbaycanda ounluu oluturan grubun kendi haklarn korumak adna verdikleri mcadelenin bir boyutu olarak ele alnabilir. Msavat Partisi yesi ve Elibey hkmetinin eski bakanlarndan

55

bilig 2002 Gz Say 23

(K), gemite Tallara, Trklere ve Krtlere millet denildiini; fakat artk ulus devlet anlamnda milli bir devletin inasnn gerekli olduunu sylemektedir. Kendi szleriyle ifade edersek: Bizde bir millet olumad. Biz tayfa tayfa blnmz. Kabile kabile, ky ky, ehir ehir... Azerbaycanda hanlklar vard... Her hanlk kendini devlet sayyordu... Bunlar bir devlet erevesinde birleemedikleri iin milli olarak da birleememiler. Milliyetilik deyince, vahit milli psikoloji yaratmak, bir millet oluturmak lazm... Amerikay aln. Dnyann her tarafndan gelen cemaat bir yerde toplanmlar. Bir kltr yaratmlar ve o kltrn etrafnda bir millet, vatandalk yaratmlar. Kimse kimseye etnik kkenini sormaz...Vatan hepimiz korumalyz. Krt de, Tal da korumaldr, Azerbaycanls da, Trk de, Trk olmayan da... Gelecekte artk dnyada bloklar yaratlacak ve o bloklar Amerika gibi olacak. Milliyetilik, milli devletler kurulana kadar lazmdr, yararldr. Sonrasnda yararl deildir (K ile mlakat). Millet teriminin siyasi bir zemine oturtulmas abas ayn zamanda millet ve milliyetilik kavramlar arasndaki farka da k tutmaktadr. Sovyet dnemindeki etnos yaplanmas erevesinde birbirinden ayrm olan ve kendi kltrnn zelliklerini n plana kararak yaayan farkl gruplarn/topluluklarn ierisinden bir grubun, Trklk vurgusu yaparak iktidar ele geirmeye almasnn, neden ovenist milliyetilik olarak adlandrld, bu kavramlarn tanmndan hareketle netlik kazanmaktadr. Alt Ulusal Kimlik Olarak Yerlicilik/Blgecilik Azerbaycanda, Orta Asyada olduu gibi airetilik kalmamtr. (C)ye gre, 19. yzyln sonunda Azerbaycanda ortadan kalkan airetiliin yerini, 1920 ve 1930lu yllarda yerlicilik almtr. 1970li yllarda kurumsallaan yerlicilik airetiliin devam gibi grnse de aslnda farkl bir yaplanmadr. Airetilikte insanlar birbirine balayan balar ekonomiktir ve ekonomik balarla birlikte akrabalk balarnn soydan gelme olduu dnlmektedir. Yerlicilik ise, airetiliin bir baka ekli olarak ayn yrede yaayan insanlarn iktidar ilikileri erevesinde birbirini kayrp, korumasdr. (C)nin szleriyle ifade edecek olursak: Yerlicilik imdi en byk beladr. Azerbaycanda 7 milyondan fazla insan var. Her blgede 150-200 binden fazla insan bulunmaktadr. Tm Azer-

56

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

baycan ekonomisini bu 200 bin insandan oluturmak mmkn deildir. Baka yerlerden de faydal olabilecek insanlar vardr. Onlar dlamak iyi deil, ok byk beladr. Yerlicilikten daha byk bir bela, Azerbaycanda insanlarn birbirini ktlemesinin eitli usullerinin olmasdr. Eer bir blge halk bir baka blge halknn hakimiyete gelmesini istemiyorsa, onu etnik bakmdan ktlemeye urar. Mesela, benim doduum yerde 1 milyondan fazla insan vardr. En youn blge. Buradaki nfusun 170-180 bini Taltr. Geri kalan Trktr. Ama bunlarn hepsi Tal-tr deyip ktlyorlar (C ile mlakat). Yerlicilik teriminin yerine bazen blgecilik terimi kullanlmaktadr. (T), yerliciliin/blgeciliin Sovyet etkisiyle ortaya kan bir olgu olduunu sylemekte ve bunu Sovyet blgecilii olarak adlandrmaktadr. Sovyetler Birliinin halklar birbirinden ayr tutmak iin gelitirdii bu politikann, Azerbaycanda yaanmakta olan smrgecilii gizlemek iin kullanld ifade edilmektedir. Yerlicilik politikas Azerbaycann en nemli sorunlarndan biri olarak aktarlmakta ve iktidar temsilcilerinin kendi blgelerinden olan kiilere ayrcalk tanrken, dier blge insanlarn dlad iddia edilmektedir. Muhalefet yanls (O), Haydar Aliyevin 1969 ylnda Bakye gelmesinden sonra kendi blgesi temelinde yerliciliin hzla yayldn ve Aliyevin sadece Ermenistann Azerbaycan kylerinden ve Nahvandan gelen kiilere i verdii iddia edilmektedir.26 Ayrca (O), her blge hakknda bir sylem gelitirildiini sylemektedir. Ona gre, iktidar temsilcileri, Nahvan blgesinden sadece siyaseti yetitii, Karaba blgesinden ise sadece sanat yetitii gibi fikirler yaymaktadrlar. Oysa (O), Karaba blgesinin 1.5 milyon nfuslu byk bir blge olduunu ve buradan siyaseti kmamas iin aba sarfedildiini ileri srmektedir. (T) de benzer ekilde, iadam olarak bilinen kiilerin aslnda iadam olmadn, bu kiilerin iktidarn emrinde olan insanlar olduunu sylemektedir. Bu adamlarnn rvet vererek ve tandklar araclyla ilerini srdrebildiklerini ve bylece servet yaptklarn sylemektedir. Bu ilikilerin dnda kalan fakirlerin ise doal olarak Sovyet dnemine nostalji duyduklarn ifade etmektedir. Bu nedenle, (T)ye gre, Azerbaycanda yerlicilik srd srece Sovyet dnemine duyulan nostalji devam edecektir. Muhalefet yanls (I) da, Azerbaycandaki yerlicilik blnmesinin sonucu olarak, Azerbaycanllarn kendilerini Azerbaycanl gibi hissedemedikleri-

57

bilig 2002 Gz Say 23

ni ileri srmektedir. (I)nn belirttiine gre, Cumhurbakanl alanlar Haydar Aliyevin blgesi olan Erivandan seilmektedir. Burada nemli olan, siyasi blnmenin yerlicilik olarak bilinen blnme ile iie olmasdr. (I) bu nedenden dolay, btn siyasi partilerin tayfaclk esasna gre kurulduunu ve siyasi bloklamaya tehlikeli bir boyut getiren bu blnmenin, Azerbaycan toplumunu dalma noktasna getirecek kadar ciddi boyutlarda olduunu vurgulamaktadr. Ayrca, yerlicilik, demokratiklemenin nnde duran ve almas gereken en nemli engel olarak belirtilmektedir. Azerbaycan Halk Cephesi Partisinin nde gelen isimlerinden olan (M), blgesel blnmeyi etnik blnmeden daha gl grmekte fakat bu durumu toplumsal istikrar asndan bir avantaj olarak deerlendirmektedir. Blgesel blnmenin daha derin kklerinin olmasn gemiteki hanlk sistemine27 dayandran (M), blgesel blnmenin, hanlklarn, gemiteki arazileri temelinde olutuunu sylemektedir. (M), gnmzde bu hanlklarn uzants olarak her blgenin kendi sekinler grubunun bulunduunu, bu nedenle, blge insanlarnn birbirini kayrdm ileri srmektedir. Yine (M)ye gre, baz blgelerde etnik blnme ile blgesel blnme rtrken, dier blgelerde bu geerli deildir. Genel olarak, blgesel blnme etnik blnmeden daha nceliklidir. Sonu Bu almada, Azerbaycanda Sovyet dneminde oluturulmu kimliklerin, Sovyet sonras dnemde var olu biimleri, siyasal sekinlerin sylem oluturma srelerinde anlalmaya allmtr. Trk kimlii ve Azerbaycanl kimlii Sovyet sonras dnemde ekillenmi ve birbirini dlayan iki farkl kimlik olarak karmza kmaktadr. Deimekte olan etnisite ve milliyetilik kavramlar erevesinde bu kimlikler henz ekillenme srecindedir. Sovyetler Birliinin dalmasn izleyen dnemde oluan siyasi sylemler, kltrel normlar ve deerleri ne karmakta ve yerellie giderek artan bir vurgu yapmaktadr. Bu gelime 20. yzylda oluan ulus devletlerin inasnda kltrel, siyasi ve etnik yaplarn yeniden tanmlanmasnn giderek daha nemli bir rol oynadna iaret etmektedir. Azerbaycanda ulus devletin oluumu erevesinde irdelenen milliyetilik, ulusal kimlik, etnisite ve alt ulusal kimlik kavramlar, gnmzde kltrel, etnik ve blgesel ilikilerin oynad rol dorular niteliktedir.

58

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

Aklamalar 1 1970li yllarn sonlarndan itibaren Kuzey ve Gney Azerbaycan arasnda, edebiyat alannda, etnik deneyimlerin karlkl paylald bir sre balamtr. Bu almalar, iki devlet arasnda blnm tek bir Azerbaycan ulusunun varln gndeme getirmektedir. 1980lerde Gney Azerbaycan edebiyatna ait eserlerin Bakde basm ve datm artmtr (Saroyan, 1996: 413, 414). Azerbaycann bamszln ilan etmesi, randaki Azerbaycanllarn ounun Azerbaycan devleti ile zdelemeden, Azerbaycan etnik cemaati ile zdelemesine neden olmutur (Shaffer, 2000:460). Bu gelimeler, ileride, ulusal kimliklerin olumasn nemli lde etkileyecektir. 2 Aratrmann yapld 1998 ylnda Halk Cephesi Partisi henz gelenekiler ve slahatlar olarak ikiye blnm deildi. Bu blnme partinin eski bakan Elibeyin lmnden sonra gereklemitir. 3 Elibeyin Cumhurbakanl dneminde dilin Anayasadaki ad Azerbaycan Trkesidir. Aliyev dneminde ise dilin ad Azerbaycan Dili olarak deitirilmitir. Metinde dilin resmi ad olan Azerbaycan Dili ifadesi kullanlmaktadr. Bu konudaki tartmalar daha sonra incelenecektir. Mlakatlarda daha enformel olarak Azeri Trkesi, Trk dili ya da Azerbaycanca ifadeleri de kullanlmtr. Azerbaycan Trkesi ve Trkiye Trkesi ayrm da zaman zaman yaplmaktadr. 4 Hkmette grevli (V), Rusyaya okumaya gidenlerin saysnn ok kabark olduunu belirtmektedir. (V), Rusyadan baka, Trkiye, ran, Amerika, ngiltere, Fransa ve Almanyaya da Azerbaycandan rencilerin gittiini sylemektedir. 5 Yaplan mlakatlarda Rus ve Sovyet szcklerinin kullanmnda belli bir eliki olduu gzlenmitir. Bu szckler bazen e anlaml kullanlmtr. rnein, Rus/Sovyet kltr, Rus/Sovyet dnemi gibi. Baz durumlarda ise, tarihsel bir dneme iaret etmek zere Sovyet devri kullanlrken, kltr ve dil gibi konularda Rus kltr, Rus mparatorluu, Rus Emperyalizmi tercih edilmitir. zellikle, muhalefet, Sovyet dnemi betimlemsesinin ardndan bu dnemin olumsuz etkisine getiinde, Rus szcn tercih etmektedir. 6 (K), Sovyetler Birlii dneminde Ruslarn, Azerbaycanllar, Trk ve Mslman dnyasndan uzaklatrdklarn ve tecrit ettiklerini dile getirmektedir. Fakat bu artk geersizdir, nk Trk devletleri, aslnda benzer olduklarnn farkna varmlardr. (K)ye gre, bu dnyada

59

bilig 2002 Gz Say 23

9 10

11

ancak milli devletlerin sz sylemeye hakk olduundan, Azerbaycan kendi milli devletini kurmak zorundadr. Fakat, artk milli devlet olmak da yetmemektedir. Avrupa devletleri bu nedenle btnleme abas iindedirler. (K), buradan yola karak, Kafkasya ve Orta Asya Trk halklarnn dnyada sz sahibi olabilmeleri iin ortak bir Trk dilinin yaratlmasnn ya da ekonomik alanda bir btnlemeye gidilmesinin gerekli olduunu vurgulamaktadr. Bu gr, ortak Trk kltr syleminin hem uluslararas ilikilerde, hem de ulusal kimlik tartmalarnda stratejik bir nem tadn ortaya karmaktadr. 1998 ylnda muhalefetin nemli liderlerinden olan Elibey, Bat etkisinin hibir zaman gzard edilemeyeceini sylese de, Trk milletinin ve kltrnn stnlnn tartlamayacan ve bu erevede modernlemenin kesinlikle batllama anlamna gelmediini belirtmitir. Azerbaycan bayrandaki renkler bu ideolojiyi yanstmaktadr. Mavi Trklemeyi, krmz muasrlamay, yeil ise slamlamay sembolize etmektedir. Bu renklerin sralan rastgele deildir. Yeil en alttadr ve kk anlamna gelmektedir. Ortada olan krmz muasrlamann (modernlemenin) kknn slama dayanmas gerektiini sembolize ettii gibi, muasrlamann, mavi renk ile temsil edilen Trkl n planda tuttuunu da gstermektedir. Bu ideoloji Ali Bey Hseyinza-de tarafndan gelitirilmi ve 20. yzyln banda kurulan Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetinin bayranda sembolletirilmitir. Gnmzde de Azerbaycann bayranda ayn renkler bulunmaktadr. (U)ya gre, yeil renk modern, fanatik olmayan slam yeilidir. (L), (H), (F), (Y), (R), (B) ile mlakat. Bu kiilerin ilk muhalefetten, dier ise ktidardandr. ktidardaki Yeni Azerbaycan Partisini destekleyenler arasnda Rusya ve rana kar olan ve Bat tipi demokrasiyi savunan genler de bulunmaktadr. Fakat, bu grup partinin alt kademelerinde olan gruptur. Bk. Ergun, 1988: 58. Sentez fikrini savunanlar sadece iktidardaki kiiler deildirler. Muhalefetin nemli isimlerinden (H) de Azeri Trklerinin kendi kltrleri olduunu syleyerek, Burada Trklk de var, slam da var, Sovyetler devrinden kalanlar da var, kapitalizm de var, Batdan gelenler de var. Bunlarn hepsi karm ve bir millet olmuuz demektedir. Yine, muhalefetin nemli isimlerinden olan (L), Azerbaycanda Trk, Arap, Rus ve Fars etkilerinin olduunu ve bu etkilerin sentezinden bir

60

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

12

13

14

15

16

17

Azerbaycan kltrnn ortaya ktn sylemektedir. Fakat, ona gre Azerbaycan kltr Trk medeniyetine, ananelerine ve geleneklerine dayanan bir kltrdr. 1904 ylnda sekinlerin arasndan gen ve radikal bir grup Himmet olarak adlandrlan slamc bir sosyalist rgt kurmulardr. Himmet Rus basksna kar slamc dayanmay savunmu ve Pan-Azerbaycan fikrinin domasna katkda bulunmutur. 1920de Moskova bu harekete kar tavr alm ve Azerbaycanda yaayan tm milletler adna tek bir komnist rgt olmasna karar vermitir. Himmet kaldrlm ve partinin ad Azerbaycanl olarak deitirilmitir. Bu terim hem toprak hem de ulusallk arm yapmaktadr ( Svietochovs-ki, 1996: 224, 230). Azerbaycan Cumhuriyetinin ounluu Trk olarak tanmlanrken 1937 ylnda Sovyet devleti bu grubu Azerbaycanl olarak yeniden adlandrmtr. Bu, Sovyet devletinin formel etnik ilikileri dzenleyen bir kurum olduunu gsteren iyi bir rnektir ve Azerbaycan rnei Stalinist ulusculuk inasnn mantn gstermesi asndan nemlidir. Bu dnemde Azerbaycanda yaayan Tal ve Krtler gibi dier gruplar da Azerbaycal olarak yeniden tanmlanmlardr (Sa-royan, 1996: 403-404). Azeri tanmnn Azerbaycanda yaayan gruplardan yalnzca Trk olanlar ierdii ve bu nedenle, bu tanma halkn tepki gsterdiini ifade edenler olmutur. Ancak, elimizde bu konuyu irdeleyecek yeterli bilgi bulunmamaktadr. Muhalefet yeleri Azeri tanmna kar kmakta ve Azerbaycan Trk ifadesinin kullanlmasn istemektedirler. 1989 ylnda, krsal nfusun her zaman ok az bir ksmn oluturan Ruslar, kentsel nfusun yalnzca onda birini oluturmaktaydlar. Yani 1989 ylna gelindiinde Azerbaycan, Rus nfusunun neredeyse tamamn yitirmiitir. Gnmzde Gney Kafkasya lkelerinin hi birinde Rus nfus toplam nfusun %6sn gememektedir (Anderson ve Silver, 1996: 493). Suny, Sovyetler dneminin sonunda Gney Kafkasya devletlerinin nfuslarnn etnik adan homojenletiini ve Grcistandaki Grc nfusun %70, Azerbaycandaki Azerbaycanl nfusun %80, Ermenistandaki Ermeni nfusun ise %90 oranna ulatn belirtmektedir (Suny, 1996: 385). Msavat Partisi iinde milli kimliin nasl tanmlanmas gerektii konusunda bir blnme mevcuttur. Trklk vurgusunu yapanlarla, bu-

61

bilig 2002 Gz Say 23

18

19 20 21

22

nun yanl olduunu savunanlar arasndaki tartma, iktidar/muhalefet dzeyindeki tartmalara benzerlik gstermesi asndan ilgintir. (I), bu hogry Sovyetler dnemine balayanlardan biridir. (I)ya gre, bundan 10 yl nce Azerbaycanllarn ou Azerbaycanda bu kadar ok etnik grup olduunu bilmemekteydi. imdi artk Lezgilerin, Tallarn, Krtlerin varlndan herkesin haberdar olduunu sylemektedir. Kendi szleriyle ifade edersek, 10 yl nce herkes kendini Azerbaycanl sanyordu. Ama imdi 5 tane Azerbaycanl bir kahvede toplansa bilinmez ki bu Azerbaycanl m, Trk m, Lezgi mi? Bunlar dnmezdik. Ama bugn nem veriliyor. (I), Azerbay canda gl bir ordu olmadn ve bunun etnik gerilimi arttrdn sylemektedir. Bu ortamda kk bir etnik grubun bile, byk sorun yaratabileceini belirtmektedir. Tkiyenin gl bir ordusu bulun duunu ve bu nedenle, Krtleri bastrabildiini ifade ettikten sonra, ancak Karaba probleminin zlmesiyle dier gruplarn Azerbay can tanmasnn mmkn olacan ileri srmektedir. imdiki du rumda, Azerbaycann etnik gruplara kltrel zerklik tanyarak bu problemi yumuatabileceim de eklemektedir. (T) ve (O) da ayn g r paylamaktadrlar ve hem Mslmanlar olarak, hem de Azerbaycanl olarak birbirlerini kabullendiklerini belirtmektedirler. Ayrca, farkl gruplararas evliliin son derece yaygn olmasnn da bunda etkili olduunu sylemektedirler. (U), iktidara geldiklerinde ilk i olarak dilin adn yeniden Azerbaycan Trkesi olarak deitireceklerini sylemektedir. (B) ve (U) ile mlakat. Ayn gr savunan bu kiilerin ilki iktidar partisinden, dieri ise muhalefettendir. Tishkov, (1997: 230) Sovyet akademisyenlerinin millet kavramn etno-kltrel temelde tanmladn sylemektedir. Bu tanma gre, millet kavram, ortak tarih, kltr, dil ve belli bir etnik alana (territory) iaret etmektedir. Etnosun kapitalizm ve sosyalizme doru evrildii srete ulaaca en st nokta, millet oluturmaktr. Bu tanmdan hareketle, Rusyada milliyetilik, etnik milliyetilik olarak anlalmaktadr. 1950li yllarda Stalin, milletlerin, toplumun etnik yapsn oluturduunu ve etnisitenin, ekonomik snf gibi baka yaplara kyasla daha kalc bir znn olduunu sylemitir. Ekonomik snflar ve bu snflar temsil eden ideolojiler geici, milletler ise kalc olarak grlmtr (Slezkine, 1996). Dolays ile, etnik kimlikler sreklilik gsteren

62

Tokluolu, Azerbaycan'da Milliyetilik ve Milli Kimlik Tanmlamalar

23

24 25

26 27

kimlikler olarak kavramsallatrlmaya balanmtr (Shanin, 1989). Bu dnceler temelinde, Sovyet Etnografi Enstits, 1960l yllarda, Bromley nderliinde etnos kavramn gelitirmitir. Etnos Marxist gelime evrelerinden bamszdr ve nesnel tarihsel koullarn bir sonucu olarak ortaya kmaktadr (Bromley ve Kozlov, 1989). Sovyet dneminde asimilasyon politikas gdlmemitir. Sovyet politikalar, snf, klan, airet ve krsal/ kentsel yerel kimlikler erevesinde olumu olan geleneksel toplumsal kimliklerin yerine, etnisite temelinde yeni kimliklerin olumasna neden olmutur. Sovyet devleti bu kimlikleri 1932 ylnda uygulamaya koyduu dahili pasaport uygulamas ile daha da kurumsallatrmtr. Bu yeni pasaport sistemi ile Sovyet devleti kendisini etnisiteyi dzenleyen kurum konumuna getirmitir (Saroyan, 1996; 403). Tishkova gre, halk terimi gnmzde etnik Ruslarn olduu kadar, dier btn etnik gruplarn hala kendilerini zdeletirdii terimdir (1997: 265). Staline gre millet tarihsel olarak ve ortak bir kltrn geleri olan ortak dil, ortak toprak, ortak ekonomi ve ortak bir psikoloji temelinde olumaktadr. Stalinin millet anlay ok tartlan bir konu olmasna karn, millet tanmna toprak gesini dahil etmesi pek tartlmamaktadr. Stalin dneminde ulusal-kltrel yeniden yaplanma erevesinde oluturulan etnik kimliklerde, millet ve toprak arasndaki iliki belirleyici olmutur (Saroyan, 1996: 402, 406). Gney Kafkasya lkelerindeki yerlicilik/blgecilik ilikileri hakknda detayl bilgi iin bk. Suny, 1996: 378-383. Suny, Aliyev hakknda yukarda aktarlan grleri dorulamaktadr (Suny, 1996; 380). Rus idaresinin Azerbaycandaki en nemli uzun vadeli sonularndan biri geleneksel Azerbaycan toplumunu tanmlayan hanlk sisteminin zaman ierisinde ortadan kalkmasdr. 1830 ve 1940larda geleneksel siyasi yap ortadan kalkmtr. 1850lere gelindiinde Azerbaycan topraklarnda Rus idaresi kurulmutur (Swietochowski, 1996: 212).

Kaynaklar ANDERSON, Barbara A. ve BRIAN D. Silver (1996) Population Redisinbution and the Ethnic Balance in Transcaucasia, Ronald Grigor Suny (ed.), Transcaucasia, Nationalism and Social Change: Essays in the History of Armenia, Azerbaijan, and Georgia, Ann Arbor, The University of Michigan Press.

63

bilig 2002 Gz Say 23

BROMLEY, Y. ve KOZLOV, V. (1989) The Theory of Etnos and Etnic Processes in Soviet Social Sciences, Comparative Studies in Society and History, 31(3): 425-438. ELIAS, Norbert (1982) The Civilizing Process: Vol. II: State Formation and Civilization, Oxford, Blackwell. ERGUN, Aya (1998) Process of Democratization and Political Elites in Azerbaijan, Master Tezi, Orta Dou Teknik niversitesi, Ankara. HALL, Stuart (1984) The State in Question, McLennan, G. et al. (eds.), The Idea of the Modern State, Philadelphia, Open University Press. SHAFFER, Brenda (2000) The Formation of Azerbaijani Collective Identity in Iran Nationalities Paper, 28 (3): 449-477. SAROYAN, Mark (1996) Beyond the Nation-State: Culture and Ethnic Politics in Soviet Transcacasia, R. G. Suny (ed.), Transcaucasia, Nationalism, and Social Change: Essays in the History of Armenia, Azerbaijan, and Georgia, Ann Arbor, The University of Michigan Press. SLEZKINE, Y. (1996) The USSR as a Communal Apartment,-G. Eley and R. G. Sunny (eds.), Becoming National: A Reader, Oxford, Oxford University Press. SHANIN, T. (1989) Etnicity in the Soviet Union: Analytical Perspectives and Political Strategies, Comparative Studies in Society and History, 31 (3): 409-24. SUNY, Ronald Grigor (1996) On the Road to Independence: Cultural Cohesion and Ethnic Revival in a Multinational Society, R. G. Suny (ed.), Transcaucasia, Nationalism, and Social Change: Essays in the History of Armenia, Azerbaijan, and Georgia, Ann Arbor, The University of Michigan Press. SWIETOCHOWSKI, Tadeusz (1996) National Consciousness and Political Orientations in Azerbaijan, 1905-1920, Ronald Grigor Suny (ed.), Transcaucasia, Nationalism and Social Change: Essays in the History of Armenia, Azerbaijan, and Georgia, Ann Arbor, The University of Michigan Press. TISHKOV, Valery (1997) Ethnicity, Nationalism and Conflict In and After the Soviet Union: The Mind Aflame, London, Sage Publications. TOHIDI, Nayereh (2000) Gender and National Identity in Post-Soviet Azerbaijan: A Regional Perspective, Feride Acar and Aye GneAyata (eds.), Gender and Indentity Construction: Women of Central Asia, The Caucasus and Turkey, Brill, Leiden.

64

Definitions of Nationalism and National Identity in Azerbaijan


Assoc. Prof. Dr. Ceylan TOKLUOLU
Middle East Technical University Faculty of Arts and Sciences

Abstract: This article examines the major political debates in postSoviet Azerbaijan in connection to the very assumptions of individual autonomy, equality, national culture and citizen-ship, and universalism upon which modern nation-states have historically been based. The information presented in this article is based personal interviews conducted with the leading and influential members of the Azerbaijani political elite in 1998. The interviews were based on two broad themes. The first relates to the perceptions of the Soviet period and on what grounds the Azerbaijanis differentiate the new Republic of Azerbaijan from the former Soviet Azerbaijan. Second relates to their perceptions of both the outside world and of themselves in relation to different perceptions of nationalism, national culture, and national/ethnic or local identities. The study of the Azerbaijani example may help us to understand the dynamics of nation building on the basis of the sources of major political debates and of conflicting national and local identities. Key Words: Azerbaijan, nationalism, national identity, ethnicity, ethnos

_________________________________________________________

65

66

arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri


Alau ADLBAYEV
Ankara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits zet: 1731 ylnda Kk Cuz han Ebulhayr Ruslardan yardm stemi ve arlk Rusyann hakimiyetini kabul etmitir. Bu tarihten itibaren Kazak topraklarnda bir Ruslatrma politikas izlenmitir. Ruslar bu politikalarn gerekletirebilmek iin eitim, misyonerlik ve Rus gmenlerini yerletirme yolunu kullanmt. Eitim erevesindeki faaliyetler neticesinde Kazak topraklarnda onlar Ruslatrma amacyla okullar alm, blgede kullanlan Arap alfabesinin yerine Kiril alfabesi getirilmitir. Misyonerlik faaliyetler neticesinde ise stepte kiliseler ina edilmi, Hristiyan din kitaplar Kazakaya tercme edilmi, medrese ve camiler kapatlmtr. Kazak topraklarm idaresini eline geiren arlk Rusya hkmetinin teviki ile Rus gmenleri akn etmi ve Kazak topraklarnn mmbit yerlerine yerlemeye balamlard. Bu glerle Kazaklar kendi topraklarnda aznlk haline getirilerek Ruslatrlmak istenmiti. Rus gmenleri buralara Rus kltrnn yerlemesini salamlardr. arlk Rusyasnn amac sadece topraklar elde etmek olmayp zgr Kazak ruhunu da istila etmek olmutu. Yrtlen, bu faaliyetler neticesinde kendi manevi deerlerinden uzaklaan, dinlerini ve dillerini unutan nesil yetiti. Anahtar Kelimeler: Ruslatrma, misyonerlik faaliyetler, Hristiyanlatrma, eitim politikas, alfabe deiiklii, gmenlerin yerletirilmesi, lminskiy, Kazaklar.

_________________________________________________________

bilig Gz 2002 Say 23: 67-90

67

bilig 2002 Gz Say 23

Bir selamet yolu varm... O da neymi? Mutlak, Dini kkten kazmak, sonra evet, Ruslamak. M. Akif Ersoy

Giri
XVIII. yzyl Kazak tarihinin nemli dnm noktalarndan biridir. ki byk devlet olan Rusya ve in arasnda kalan Kazak Hanl kendi gelecei asndan tercih yapmak zorundayd. Bu aamada Kk Cuz han Ebulhayr Rus mparatorluunun himayesine girme karar ald. arktaki gvenliini salamak ve Orta Asyaya daha derin olarak ilerleyebilmek asndan bu i Ruslarn da menfaatineydi. lk bata barl ekilde balayan bu birliktelik daha sonralar Ruslarn emperyalist siyaseti neticesinde Kazak topraklarnn istilas ile sonuland. Bylelikle 1731 ylndan itibaren Kazak topraklarnn igali balam oldu. Rusyann Kazak topraklarn igali u dnemlerde gereklemeye balamt: 1. Kralie Anna vanovna dneminde Kk Cuz ve Orta Cuz bar yolu ile Rusyann idaresi altna girmiti, 2.1781 ylndan sonra Bat ve Orta Kazakistanda Rusyann etkisi artmaya balam, bir btn olan Kazak Ordas farkl uluslara ayrlmt. arlk Rusyas Bat ve Orta Kazakistanda tamamen igal hareketine balam oldu. 3.1847 ylnda Kazaklarn en sonu han Kenesarnn vefat etmesi ile Kazak hanl yklm oldu ve bylelikle Kazak topraklan Rusyann igali altna girmi oldu (Ma-gauin, 1995:203-205). arlk Rusyas Kazak topraklarn ve idari sistemini tamamen ele geirmek iin birka reform gerekletirmiti. Kazak halknn birlik ve beraberliini bozarak bir btn olan topraklarn birka vilayete ayrmt. Rusya bu amalarn gerekletirmek iin acele etmeden, ok dikkatli olarak hareket etti. Ruslar 1731-1822 yllar arasnda nce Kazaklar arasndaki hanlk sistemini korudu ve onlarn vastasyla halk ynetti. Daha sonra Kk Cuzde hanl kaldrarak yeni ynetim sistemi gelitirdiler ve Rusyann dare sistemini yerletirmeye baladlar. 1822-1867 yllar arasnda hanlk kaldrld. 1868 ylndan itibaren Yeni Nizam kuralna gre 1917 ylma kadar ikal edilmi olan topraklar devlet hazinesinin yerleri olarak ilan edilmiti (Mirzahmetov, 1993: 73). 1868 ylnda ilan edilen bir fermanla Kazaklarn yaad Akmolla ve Yedi-Dam (Semipalat) blgeleri Bat Sibirya Genel

68

Adilbayev, arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri

valiliine, Ural ve Torgay blgeleri ise Orenburg Genel Valiliine balanm, daha sonra btn Kazak topraklan Bozkr Genel Valilii ad altnda toplanmta (Hayf, 1975: 62; Erahin, 1999: 44). Ancak Ruslarn nihai hedefi sadece toprak deil, Kazaklarn zgr ruhunu da igal etmekti. Ruslar bu dncelerini derinden, acele etmeden uzun dneme yayarak gerekletirmek istediler. Bunun ilk adm olarak da Kazak topraklarna keif amacyla ilim adamlarndan oluan seferler dzenlendi. Kazak topraklarn kontrol etmek iin o topraklarda ncelikle askeri birlikler iin kaleler yaptlar ve sonra ehir kurmaya baladlar. Bylece yar gebe olan halk zorla yerleik hayata geirmek suretiyle onlarn idaresini ellerine geirdiler. Genel olarak Kazaklar Ruslatrma faaliyeti u boyutta yrtld: 1. Eitim 2. Misyonerlik faaliyetler 3. Kazak topraklarna Rus gmenleri yerletirme. Ruslarn Eitim Politikas Kazak topraklarnn idaresine eline Geiren arlk Rusyas kendi amalarna ulamak iin daha da uzun dnemli ve kalc bir politika uygulayarak, topraklar ellerinden alman Kazaklar Rus stnln kabul eden bir halk haline getirmeyi amalamt. Bu nedenle Kazaklar milli kimliinden uzaklatrarak Ruslatrmak istedi. Ruslatrmann en temel yolu ise eitim idi. Trkistan valisi K.P.Kaufman : lkeyi manevi ynden sadece ve sadece eitim fethedebilir. Bunu ne silah, ne de kanun yapar. Bunu sadece okul baarabilir (Znamenskii, 1900: 4) diyerek bu konunun nemine iaret ediyordu. Bu toraklarn igal edilmesiyle birlikte Kazak ocuklar iin Rus okullar ald. Kazaklar Ruslatrmak ve Hristiyanlatrmak amacn tayan bu okullarda eitim dilinin sadece Rusa olmas karalatrlmt. Ruslar bu siyaseti uzun sre devam ettirdi. Ancak vakit getike anlalyordu ki, onlarn bu okullarla istediklerini elde etmeleri pek mmkn deildi. Mslman olan Kazaklar Hristiyanl reten Rus okullarna ocuklarn gndermek istemiyordu. Onlar iin Hristiyan-lamak kendi yaam tarzndan, milli geleneklerinden uzaklamak demekti. Ruslarn temel hedefi de bu idi (Kasmbayev, 1991). Bu nedenle Kazaklar Rus okullarnn yerine medreseleri veya Tatar okullarn tercih ediyorlard. gal hareketinin zerinden bir asr gemesine ramen Rus arl, Kazak topraklarnda sadece maddi baarlar elde ediyor, ancak hala manevi sa-

69

bilig 2002 Gz Say 23

hada yol alamyordu. XIX. asrn ikinci yarsnda hala alamayan bir da olarak nlerinde duran Kazak ruhunu fethetmek iin yeniden dnlm bir eitim sistemini hazrlama ihtiyac domutu. 1860larda Rusyada yeni bir eitim sistemi tartlyordu. Bu eitim sistemi Rusya snrlar ierisinde yaayan, Rus olmayan halklarn Rus maneviyatnda yetitirilmesini, ksacas Ruslatrlmasn ngren bir programd. Bu sistemin kurucusu nl Trkolog Nikolai lminskiy idi. Nikolay vanovi lminskiy 1822 ylnda Rusyann Penza vilayetinde Hristiyan ailede dnyaya gelmi ve dindar olarak yetimiti. 1846 ylnda Kazan Dini Akademisinden mezun olduktan sonra ayn akademide Mslmanlk Kart Blmnde (Protivomusulmanskoe otdeleniye) blm bakan olarak alt. Akademide Tatar ve Arap Dili derslerinin yan sra teoloji derslerine girdi (Geraci, 1995:140-175). 1847 ylnda misyonerlik amacyla kurulan Tercme Komitesinin bakanlna seildi. Bu komitenin amac Hristiyanlkla ilgili dini kitaplar Rus olmayan halklarn diline aktarmakt. 1858de lminskiy Orenburg Blge Komisyonluuna ye olarak seildi. Bu dneme kadar misyonerlik faaliyetlerinde daha ok Tatarlar zerinde duran lminskiy, bundan sonra Kazaklara ynelmeye balad. 186Vde yakn arkada olan P.S. Saveleve yazd mektubunda bunu yle dile getiriyordu: Ben size bir srm syleyeceim: bugnlerde Tatarlar eskideki gibi sevmiyorum. Artk btn kalbimle Kazaklara ynelmeye baladm. Bundan sonra benim kblem Kazan deil, Ural blgesi olacak(Mirzahmetov, 1993: 39; Vitebskiy, 1892den). Onun bu kble deitirmesinin sebebi Kazaklarn Tatarlara nazaran daha az dindar olmalaryd. nk Kazaklarda Tatarlardaki gibi dini fanatizm yoktu. Bu da onun misyonerlik iini kolaylatracakt. Orenburg Blge Komisyonluuna seildikten sonra lminskiy Kazaklar hakknda aratrma yapmaya frsat bulmu ve bu karara varmt. 1861 ylnda ilmi derecesi profesrle ykseltilen minskiye Ural, Sibir ve til blgesindeki halklar ve zellikle Kazaklar Hristiyanlatrma grevi verildi. 1872 ylnda misyonerlerin merkezi haline gelen Kazan retmenlik Seminaryas (Okulu) bakan oldu. Bu okulda Rusyann tm blgelerine misyonerler hazrlanyordu. Ksaca hayatndan bahsettiimiz misyoner lminskiy, Rus olmayan halklar iin misyonerlik amal bir eitim sistemi gelitirmiti. Sistemin zellii halka ynelik olmasyd. Yani her bir millete eitim kendi dilinde ve-

70

Adilbayev, arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri

rilecek ve bu zelliiyle blgelerde alm olan Rus okullarnn medreselere nazaran beeni kazanlaca savunuluyordu. Bu sisteme gre Rus eitimi bu halklarn milli eklini alacak, onlarn kalbine ve zihnine yerleecekti. Bu okullardaki retmenler de ayn milletten tayin edilecekti. Sistemin asl silah milletin ana dili olacak, eitim ana dilde verilecek, Rusa ise sadece bir ders olarak programda yerini alacakt. Ancak renciler Rusa rendikten sonra ancak dersler bu dilde verilmeye balanacakt. rencilerin Rusay kolay ve abuk renmeleri iin ana dillerinin yazlnda Rus alfabesi kullanlacakt. Bu bir taraftan rencileri Kuran alfabesinden ve slam medeniyetinden uzaklatracakt. (Zenkovskii, 1983: 25-26). Balangta bu sisteme, yani eitimin milli sfat kazanmasna ve ana dilde yrtlmesine, bir ok misyoner kar kt. Onlara gre eitimin Rusa olmas ve programa onlarn milli yapsn ve kltrn hatrlatacak hibir unsur sokulmamas lazmd. lminskiyin bu konudaki grleri daha derin ve daha da psikolojik ynl idi (Malov, 1999:18). O bu mesele hakknda K. P. Pobedonostseve yazd mektupta yle demektedir: Bizim gzmzn nnde eremisler, uvalar slamiyeti kabul etmektedir. Eer bunun nn almazsak 50-100 yl ierisinde onlarn hepsi Mslman olacak ve slamiyet, hakimiyetini kuracaktr. Byle bir tehlikeye kar bizim yapabileceimiz tek ey Rus olmayan milletlerin Hristiyanl kendi istekleriyle severek kabul etmesini ve onu renmesini salamaktr. Bu ise sadece ana dille olur (Znamenskii, 1900: 7). lminskiy, hem bu milletlere ana dilde eitim verilirse Trk halklarnn paralanarak ortaya kk milletlerin kacan savunuyordu. Mslmanlar paralandktan sonra onlarn slam Dinini renmesine yardmc olan Tatarlarn etkisi azalacak ve Mslmanlk da zayflayacaktr. Bylece onlar birletiren esas ortadan kalkm olacaktr. Byle kk milletlerin hayat ise uzun srmeyecek, onlar kendiliinden Ruslara katlacaktr. te lminskiiin asl gayesi Orta Asyadaki Trke konuan halklar kk milletlere paralayarak, onlara akraba olduklarn unutturmak, bylece slamiyeti zayflatmak ve akrabalarndan ayrlan her bir kk milleti ruslatrarak onlara Hristiyanl kabul ettirmekti. 21 Mays, 1869 tarihinde lminskiy Trkistan valisi K. P. Kaufman ile grerek Kazaklar ruslatrma ve hristiyanlatrma plann sundu. lminskiyin bu plan genel olarak yle zetlenebilir:

71

bilig 2002 Gz Say 23

1. Rus sistemindeki Kazak eitim ileri Kazaka yrtlmesi lazmdr. Okullarda dersler Kazaka okutulmaldr. Kazaka resmi dil olarak kullanlmaldr. Bunun iin ilk nce Tatarcann Kazaka zerindeki etkisini kaldrmak lazmdr. Bunun en kolay yolu Kazaka iin Kiril alfabesini kullanmaktr. Kazaklar Arap alfabesini kulland srece onlar Tatarlardan ayrmak pek mmkn olmayacaktr. Ancak bu iin stepin her tarafnda ayn anda balatlmamas lazm, hem bunu, yani Kiril alfabesine gemenin lzumunu halka Ruslar deil, o milletten birisi anlatmaldr. Bu i iin lminskiyin dnd bir adam vard; Kazak aydn Ibray Altnsarin. Milleti iin canm vermeye hazr olan I. Altmsarin ile lminskiy Oren-burgda tanm ve orada iki sene beraber kalmlard, I. Altnsarinin safln, ilmi sevdiini ve halknn da karanlktan kurtulup ilim nuruyla aydnla kavumasn can gnlden isteyen bir milliyeti olduunu fark eden lminskiy, onun bu niteliklerinden faydalanarak Kazakada Kiril alfabesinin kullanlmasn nasihat etme iine onu uygun buldu. 2. Kazaka ders kitaplarnn hazrlanmas: Bu kitaplarn iki yl ierisinde hazr olmas ve ders kitaplar hazr olana kadar yeni sistemdeki okullarn almamas. 3. ki yl sonra, yani bu okullar aldktan sonra Altnsarini okuma yazma bilmeyen bir kye gndermek lazm. Orada I. Altnsarinin okul amas gerekir. Halk, Kiril alfabesinin kabul edilmesinin Ruslarn ii olduunu anlamamaldr. Bu yzden bu okulu I. Altnsarin sanki kendisi am gibi gzksn, ama Rus idareciler tarafndan srekli kontrol altnda tutulsun. Ancak bu gizli olmaldr. 4. Balangta bu yeni sistemde sadece bir tane okul alsn. O, I. Altnsarinin okulu olsun. Sonra onun yeni sisteme gre eitim, alm talebeleri yurdun eitli yerlerinde okullar asn. Bir taraftan I. Altnsarini de cmerte dllendirmek ve ona maddi imkanlar salamak lazm. 5. Vernydaki (imdiki Almat) Hristiyanl kabul eden Kalmklara bu dininin esaslar Kazaka retilmelidir. O zaman onlar da Kazaklarn Hristiyanl kabul etmesinde etkili olacaktr (Znamenskii, 1900:14-17), XIX. yzylda Kazak topraklarnda resmi dil olarak Tatarca kullanlyordu. nk gmen ve yerli halka slamiyeti retmek iin gelen mollalarn ounluu Tatard. Stepte alan okullarda da eitim Tatarca idi. lminskiiin de ye olduu Orenburg Blge Komisyonluu Kazaklardaki bu Tatar etkisini ortadan kaldrmak iin Kazaklarn milli unsurlarn kul-

72

Adilbayev, arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri

land. Bunun iin ilk nce Kazakann nemini arttrmak gerekiyordu. Bu yzden resmi yazlar Kazaka yazlmaya baland. Oralda Rus sisteminde drt okulun almas kararlatrld. Bu okullarda Rusa ve Kazaka okutulacakt, slam Dini derslerinin program dnda ek ders olarak alnmasna izin verildi (Znamenskii, 1900). lminskii Kazak ocuklar iin Samouitel Russkoi Gramot Dlia Kirgiz (Kazaklara Kendi kendine Rusa Okuma-Yazmasn reten Kitap) (Kazan, 1861) diyen ders kitab hazrlad (Znamenskii, 1900: 7-10; Xazak lim Akademisi, 1994:172). lminskiy, gayelerinin gereklemesi iin Kazak kylerinde de okullarn almasn talep etti. Ancak bu okullarn kk ve sade olmas lazmd. En nemlisi de onlar hkmetin at okullar gibi deil, ky okullar sfatnda olmal, ancak burada da Kiril alfabesiyle Kazaka okutulmal idi. Eer okul ky okulu sfatnda olursa ky halk ona sahip karak, ona yardm eder ve orada okutulan Kiril alfabesine de tepki gstermezdi. Bununla birlikte rencinin isteine bal olarak slam dini dersleri de okutulabilirdi. Ancak din derslerinin Tatarca olmas lazmd. lminskiy din derslerinin hibir zaman Kazaka yaplmamasna dikkat edilmesini istiyordu. Eer din dersleri Kazaka yaplrsa stepte Kazak dili kuvvet kazanr ve halk slamiyete kar daha da byk ilgi gstermeye balar. Bu ise Mslman olan Trk halklarnn birlemesini salard. lminskiye gre, Din dersleri Arap alfabesinde Tatarca yrtlmeye devam edilmeli, ama Ruslarn sistemine gre eitim her milletin ana dilinde yrtlmelidir. O zaman halk da Rus eitim sistemini seecektir. Yani lminskiyin planna gre btn blgede, ehir veya ky olsun, okullarda Kazak Dili, Kiril alfabesi kullanlarak okutulmaya balanrsa Tatarca abuk unutulur. Byle olunca Tatarca okutan mollalar ne kadar slamiyeti retmeye alsa da baarl olamazlard. te bylece slamiyetin nne engel konulmu olacakt. Hem de karde Mslman halklarn arasndaki yaz birlii de ortadan kaldrlacakt (Mellifsiz, Doan Gne Yaynlar, 1966: 90). lminskiyin ikinci bir talebi de uydu: rencileri Rus kltrne altrmak ve Rus maneviyatnda yetitirmek. zaman onlarda Rusa renme istei kendiliinden doacakt. Rus misyonerler planlarn gerekletire bilmek iin nce Kazaklardan balamay dnd. Onlara gre, Tatar ve zbeklere nazaran gebe Kazaklar slam Dinini pek iyi bilmiyorlard. Onun iin onlar dinlerinden ayrmak ve Ruslatrmak, arkasndan Hristiyanl kabul ettirmek kolay olacakt.

73

bilig 2002 Gz Say 23

Bu plan aldktan sonra Vali Kaufman, Trkistan blgesindeki eitim sistemini ona gre dzenlemeye balad. Blgede alan okullara lminskiinin talebeleri retmen veya mdr olarak davet edildi. N. P. Ostroumov, Voskresenskiy ve Miropiev, lminskiinin stepe gnderdii ilk talebeleriydi. 1864 ylnda lminskiyin istedii gibi I. Altnsarinin okulu Torgayda ald (Synaliev, 1997: 840). Kazak aydn I. Altnsarin Kazaklarn Kiril alfabesine gemesini onlarn gelimesi ve Bat dnyasyla tanmas asndan yararl olacan dnyordu, ancak lminskiinin planlad gibi, bununla Kazaklar dininden ayrmay gzlemiyordu. rencilerinin Allah unutmamalar iin, hazrlad ders kitabnn ilk sayfasna Bir Allaha snarak, gelin ocuklar okuyalm iirini yerletirmiti. Hatta lminskiyin Kazak ocuklarna slam Dini hibir zaman Kazaka retilmemelidir diyen fikrine kar karak slam Dini esaslarn Kazaka anlatan eriatul-slam adl kitab yazmt. Kazak edebiyats Prof. Mekemtas Mrzahmetov, I. Altnsarinin bu kitabn, Ruslarn Kazaklar Hristiyanlatrma amacyla yrtt misyonerlik hareketine kar bir faaliyet olarak deerlendirmektedir (Kudayberdiolu, 1993:4). Mellifin kendisi ise kitabnn takdiminde Kazak genlerinin din hakknda bilgilerinde yanllklara dmemesi iin bu kitab bir ders kitab olarak yazdm dile getirmektedir (Altnsarin, 1991: 6). Bu kitabn baslmas iin Altsarn, lmins-kiyden yardm istemiti. Ancak lminskiy, kitabn yaynlanmasyla slam Dininin stepte daha hzl bir ekilde yaylacandan korkarak, bu kitab yaynlamaktan ekinmiti (Malov, 1999: 29). Dnemin nl misyonerlerinden Efimiy Malovun u itiraflar da dikkat ekicidir: Altnsarin, lminskiyin referans zerine Kazak Eitim Maviri olarak tayin edilmiti. Ancak Malov, tuttuu gnlnde lminskiyin Altnsarin konusunda yanldn, nk bir Mslman adamn Hristiyan Dininin karlar iin hibir zaman almayacan, bu yzden kendilerinin imdi Altnsarini bu grevden uzaklatrmann yollarn aratracaklarn belirtmitir (Malov, 1999: 29). Burada unu da belirtmemiz gerekir ki, Sovyet dneminde Kazak aydnlar Kazakadaki Kiril alfabesini hazrlayann Ibray Altnsarin olduunu savunuyorlard (Mirzahmetov, 1993: 42). Oysa onu hazrlayan lminskiy olmutu.

74

Adilbayev, arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri

lrninskiyin planna baktmzda onun art niyetli olduu hemen anlalmaktadr. Bu plana gre Ruslar stepteki halkn milli unsurlarn ne karp, sanki onlara kltrlerim korumada yardm ediyormu gibi gzkecekti. Ama onlarn asl amac bu milli unsurlar sadece kendi gayelerini gerekletirmek iin kullanmakt. Bu yeni sistemdeki okullara giren Kazak ocuklara dersler onlar Rusay reninceye kadar Kazaka verilecek, Rusa renildikten sonra Kazaka ortadan kaldrlacakt. Yani Kazaka, sadece bu okullara Kazak ocuklarn ekmek iin kullanlacak, okulun bahesine girdii andan itibaren onlarn ruhuna Rus maneviyat ilenileceki. Bylece yeni nesle kltr ve dini unutturulacak ve onun yerine onlar Ruslatrlacak ve Hristiyanlatnlacakt. te misyoner lrninskiyin amac buydu. Trkistan halk Mslman kaldka onlar asimle etmek ve Hristiyanlatrmak zor gerekleeceini misyonerler iyi biliyorlard (Klimovi, 1936: 69). Ruslar, lrninskiinin sunduu Kazak okullarnn yan sra yksek meslek okullar da atlar. Burada Rus ve dier milletlerden ocuklar okuyacakt, bu da bu milletlerin ocuklarnn Ruslarla kaynamasn salayacakt. Mesela bu amala Takent ehrinde 1879 senesinde Trkistan retmenler Seminariyas ald. Bu okulun mdr olarak, lminskiyin istei zerine, onun rencilerinden N. Ostroumov atand. Yani bu okullar da lminskiyin eitim sisteminin bir uzants idiler. 1879-1904 yllar arasnda yukandaki Trkistan retmenler Seminaryasnda Rus rencilerinin yan sra, 54 Kazak, 9 zbek, 3 Tatar ve 1 Trkmen ocuu eitim grmt (Otet, 1904: 200). Bu okulun da amac rencilerin ar ve Rusya devletine gnlden balanmasn salamak ve kendi mill varlklarNI tedricen unutturmakt. Bu okullarda retmenler, eitim grmekte olan Mslman ocuklarn zerinden Mslmanlk etkisini tamamen silmeye altlar, hareket veya konumalarnda kendisinin Mslman olduunu hissettiren rencilere kt notlar verdiler (Otet, 1904:185). Trkistandaki okullar tefti eden Kazan retmenler Lisesinin mdr N. Bobrovnikov bu okullarda Trk haklarnn ocuklarnn bir arada eitim almasn tehlikeli olarak grm ve tefti sonras yazd raporunda: Takent Seminaryasndaki gibi eitli Trk halklarnn ocuklarnn bir arada eitim almas, Ruslarn asl amacna ulamasn zorlatrr. Zira burada eitim grmekte olan Mslman ocuklar Rus ocuklarna kar taraf oluturuyorlar (zbekistan Devleti Milli Arivi) diyerek grevlileri ikaz etmiti. Ancak sonradan yazd kitabnda ise bu grn gizleye-

75

bilig 2002 Gz Say 23

rek, eitli milletlerin ocuklarnn bir okulda eitim grmesi pedagoji sa-hasnda zorluklan da beraberinde meydana getirir diyerek geitirmitir
(Bobrovnikov, 1913: 90).

Orenburg Eitim Mdrl, 6. ubat 1897 tarihinde Kazakistandaki Mslman okullarnda u bayramlarn kutlanmasn zorunlu hale getirdi: 1. 6 Mays- mparator Hazretlerinin doum gn 2.14 Mays- mparator ve mparatorienin ta giydii gn 3. 30 Haziran- mparatorun veliahdnn doum gn 4.14 Kasm- arie Mariya Fedorovnann doum gn...(Amerkhano-va, 1996: 100) gibi bu etkinlikler HristiyanRus milletine has bayramlar idi, Bu kutlamalar yerine getirilmedii takdirde okulun kapanmas sz konusu idi. ar hkmeti Rus olmayan milletler iin okullar amakla onlarn lim renmesini deil, aksine kendi birimlerinde alabilecek memur hazrlamay gzlyordu. Onlarn amac bu okullarla yerli ynetim kurumlarna o milletlerin iinden misyoner idareciler hazrlamakt. Onlar Kazak ocuklarnn niversitelerde eitim almasna da kar idi. lminskii bu hakkndaki fikrini P. P. Maslovskiye yazd mektupta aa vurmaktadr. Mektubunda Kazak ocuklarnn yksek okul ve niversitelerde eitim almasndan korktuunu ve bunun Mool istilasndan da beter bir etki yaratacan dndn dile getirmektedir (Mirzahmetov, 1993: 40). Ruslar bu siyaseti o milletlerin aydn snfnn fark etmemesi iin eitim faaliyeti altnda gizli olarak yrtmt. Ancak Ekim ihtilalinin vuku bulmasyla bu siyaset bir sre iin geici olarak durdurulmutu. XVI. asrdan itibaren XIX. asrn sonuna kadar icra edilen dini, linguistik ve kltrel asimilasyon faaliyetleri, nemsiz bir aznl etkilemi, fakat buna karlk, Rus ve Mslman cemaatler arasndaki nemli bir borcun kapanmas, kin ve nefretin artmasyla neticelenmitir. Sovyet rejimi bu problemleri devralm ve Marksist-Leninist doktrin zerine kurulan yeni bir politika uygulayarak onlara zm bulmaya almtr (Bennigsen, 1988: 54-55), lminskiyin balatt eitim siyaseti Ekim htilalinden sonra da Sovyet dneminde Komnistler tarafndan benimsendi. Ancak onlar bu siyaseti hemen balatmaya ekmiyorlard. Eer bu siyaseti hemen balatrlarsa Kazak aydnlar onlar ar Hkmetinin devam olarak alglayacak ve tepki gsterecekti. Oysa Komnistler onlara hrriyet vade etmilerdi.

76

Adilbayev, arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri

Hatta Lenin ve Stalinin imzasn tayan yle bir bildiri de yaynlanmt: Rusya Mslmanlar, Volga ve Krm Tatarlar, Krgzlar, Sibirya ve Trkistan artlar, Transkafkas Trk ve Tatarlar, eenler ve Kafkasya Dallar, sizlere hatrlatrz ki, arlar camilerinizi, mabetlerinizi yktlar. Din ve milli geleneklerinizi ayaklar altnda inetti. u anda hepiniz onun klelerisiniz. Bugnden itibaren ibadet yerlerinizi amakta, din ve geleneklerinizi yaatmakta, milli ve kltrel messeselerinizi iletmekte serbestsiniz. Bunlar, sizin hibir snrlamaya tabi tutulmayacak tabii haklar-nzdr. Milli hayatnz kendi anlay ve arzularnza gre tanzim ediniz. Biz sancamzn zerinde, dnyann btn mahkum unsurlarna hrriyet tayoruz. (Smirnov, 1954:131). 1921 ylnda Prof. Gordlevskiy ar hkmetinin yrtt siyaseti tekrar canlandrmay teklif etti. Ancak yukardaki tehlike gz nne alnarak bu teklif reddedildi. Onun yerine yine Trk halklarn slamdan uzaklatrmak iin alfabe olarak Latin alfabesi seildi. Ama Kazak aydnlar buna kar kt. O dnemin Kazak aydnlarnn nderi olan Ahmet Baytursu-nov bunu yle dile getiriyordu: Avrupa devletleriyle birlikte olmak amacyla bu alfabe kabul ediliyorsa Ruslarn bile uygulanmas zor diye bu alfabeyi kabul etmekten ekindii dnemde, bizim bunu baaracamz sylemek bounadr. (Mirzahmetov, 1993:21). Ancak Ruslarn bu alfabeyi kabul ettirmenin arkasnda hangi amac gttnn farknda olmayan baz szde aydnlar 25 Mays 1931 tarihindeki Enbeki Kazak gazetesine yaz yazarak yle bir fikir beyannda bulunuyorlard: Yeni alfabeyi bilmeyen memurlar yeni alfabenin gizli dman saylarak mahkemeye sevk edilsin. Sovyet hkmetinin Trk halklarna Latin alfabesini kabul ettirme abalar atalarnn siyasetinden sadece geici bir dnem iin geri admd. Onlar bu dnem ierisinde bu milletlerin ileri gelen ve onlarn bu siyasetlerine kar kacak olan aydnlarnn ortadan kaldrlmasn bekliyorlard. Stalin dneminde, yani 1937 ylnda bu plan gereklemi ve bu milletlerin aydnlarnn tamamna yakn stn kayma gibi alnm ve ldrlmt. Ortalk bylece temizlendikten sonra, 1940 ylnda halkn stei zerine denilerek Latin alfabesinden Kiril alfabesine gei saland (Mirzahmetov, 1993: 23). ldrlen aydnlar ise halk dman ilan edildi. Bu aydnlar arasnda yer alan Kazak aydn Ahmet Baytursunov Ruslarn

77

bilig 2002 Gz Say 23

bu siyaseti hakknda 1914 senesinde yle diyordu: Hkmetin istei, idaresi altndaki halklarn dini, dili ve yazsnn bir olmasdr. Rusyann hakimiyeti altnda eitli din, dil ve yazy kullanan milletler var. Onlarn hepsinin dinini, dilini ve yazsn Ruslarnki gibi yapmak hkmetin en nemli iidir. (Mirzahmetov, 1993:23). Ekim htilalinden sonra, yani 1920lerden sonra Kazak eitim problemi Komnist parti ile Leninin temel politikasna uygun olarak yrtlmtr. arlk devrinde Kazak ehirlerinde alan Kazak-Rus kark tedrisat yapan okullar Sovyet dneminde gelitirildi. Eitimde Rus dili nemli yere sahip oldu. Yksek tahsil yapmak isteyenin Rusay ok iyi bilmesi gerekli grld. Bu bakmdan okullarn hepsinde Rus dili okutulmaya baland. Sovyet dneminde okullarda Kazak aydnlarnn da eserleri okutuluyordu, fakat onlarn milliyetilikle ilgili grleri ya yok edilerek, veya tahrip edilerek okutuluyordu. Sovyet eitiminin esas, Komnizm temellerine gre insan yetitirmekti. Bu tip insann dini inanc olmayacak. Onlar ateisttirler. Her eyi materyalizm asndan izah edecekti. ocuk bahelerinden balayan bu eitim niversitelere kadar srp gitmekteydi. Biz hepimiz ne kadar abuk Rusa konumaya balarsak o kadar abuk Komnizme ularz sloganyla iler yrtlmt (Mirzahmetov, 1993:23). Misyonerlik Faaliyetler 1728 ylnda toplanan Senato dil boyundaki halklar Hristiyanlatrma karar alnmt. 1731 ylnda Mslman ve dier halklar Hristiyanlatrma komisyonu kurulmu (Kommissiya dlya kreeniya kazanskih i nijegorodskik musulman i drugih inorodtsev) ve 1740 ylnda ise bu komisyon Novokrenskaya kontoraya (Yeniden Hristiyanlatrma Brosu) evrilmiti (Alov vd. 2000). bu karar Kazak steplerinde de uygulanmaya balamtir. Kazaklar hem maddi hem manevi olarak istila etmenin yolu Hristiyanlatrma ve Ruslatrmadan geiyordu. 1797 ylnda Kazanda misyonerleri hazrlamak amacyla Dini Akademi kuruldu. dil boyu halklarn H-ristiyanlatrma iini Yeniden Hristiyanlatrma Brosu, Trkistan blgesinde Obrusitelnaya palata (Ruslatrma Meclisi) yrtt. Bu misyonerlik faaliyetleri gerekletirme ii Yksek Sinoda verildi, sinod ise bu ie Rus misyoner aratrmaclarn grevlendirdi (Mirzahmetov, 1993:102), Ruslatrma siyasetinin nemli kollarndan biri Ortodoks Ruslarn yrtt misyonerlik faaliyetler idi. Bu amala Kazak stepine gelen misyoner-

78

Adilbayev, arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri

lerin iki vazifesi vard: 1. Mslman Kazaklar slam Dininden uzaklatrmak; 2. Onlara Hristiyanl kabul ettirmek. Kazak topraklarna gelen ve buralarda ehirler kurmaya balayan Ruslar, kiliselerini de ina ettiler. Bu kiliselere misyonerlik iin hazrlanm, zel eitimli, Rus din adamlar tayin edildi. Bunlar sadece kilisede grev yapmyor, ayn zamanda bulunduu blgede Mslmanlar gzlemleyip, onlar hakknda merkeze bilgi ve rapor gndermek ve Kazaklar Hristiyanlatrma ileriyle urayorlard. Mesela 1893 ylnda Kazakistann Semey ve Tomsk vilayetinde grevli piskopos Makari, Bozkr Genel Valisine yazd mektubunda yle diyordu: Bu vilayetlerdeki Mslmanlara ait camilerin kapatlarak, yerine Ortodoks kiliselerinin ina edilmesi ok nemlidir. Hem buradaki Tatar okullarnn kapatlmas lazmdr (Bermaganbetov, 1996: 208). Bu misyonerler bulunduklar blge hakknda, zellikle oradaki Mslman saysn, camilerin ve medreselerin saysn, kimlerin Rus siyasetine tehlike oluturduunu belirten raporlar yazarak gnderiyorlard. Bu bilgileri toplayan merkez, buna gre hareket ediyordu. Mesela Step Genel Valisi Karpov, kendisine gelen mektuplar dorultusunda 1893 ylnda Trkistan Genel Valisi Mayor Taubeye u teklifleri ieren bir mektup yollamt: a. Stepte Ruslarn faaliyetlerine isyan edenlerin Hkmet tarafndan ar bir ekilde cezalandrlmas; b.Bunun iin blgeye askerlerin gnderilmesi; c. Kazak ocuklarnn eitim almak iin stanbula gnderilmemesi; d. Bu blgelerde yeni camilerin ina edilmesinin yasaklanmas. Bu mektubunda Karpov ayrca kendisinin de aadaki ileri yaptn beyan ediyordu: a) Stepte Tatarlarn, Buharallarn ve Trklerin slam Dinini yaymasn yasaklamak; b) Zaysandaki caminin yklmasn kararlatrmak; c) Zaysandaki Tatar okulunun kapatlp, bu okulun retmeni olan Ahtanovun Rus okulunda Kazak Dili retmeni olarak atanmasn salamak (Bermaganbetov, 1996. 208). Stepte bulunan misyonerlere destek iin 1869 ylnda Trkistan Eparhiyasnn (eparhiya, Hristiyan kilisesindeki byk blgesel-idari kiliselik bir birimdir) (Slovar, 1999: 100 Tesey Yaynevi) yanndan Bratsvo Svyatogo Guriya (Kutsal/Aziz Guri Kardelii) adl misyoner kurumu ald. 1881 ylnda ise Kazakistanda Kazak Mslmanlarna kar Kirgizskaya Dukhovnaya Missiya (Krgz Dini/Ruhani Misyonu) adnda misyonerlik kurumu ald. 1883 ylndan itibaren Kazakistann eitli yerlerinde bu kuruma bal olan 14 tane misyoner kamp kuruldu. Bu kamplarda misyoner okullar faaliyet gsterdi (Batrkhanov, 1997. 50).

79

bilig 2002 Gz Say 23

Ayrca Hristiyanla ait kitaplar Kazakaya evrilmeye baland. Kazandaki Tercme Komitesi tarafndan u kitaplar Kazaka olarak basld: Kadn Hakknda, Mukaddes ncil, ncilin Kutsal Tarihi ve sann Mucizeleri vb. Bu arada sadece dini kitaplar deil, tarih ve corafya kitaplarna da Hristiyanlk bilgileri sokuldu. Bunu bir misyoner yle dile gvetirmektedir: Mslmanlar Kutsal Tarihi okumasalar da, tarih ve corafya kitaplarn seviyorlar. Bu yzden bu kitaplara Hristiyanlk hakkndaki bilgileri fark ettirmeden sokmak ok kolaydr (Eleukenov vd., 1999:118). Ancak Mslmanlarn ilgisi az olduu iin bu kitaplarn datm nceleri pek baarl deildi. Sonra misyonerler buna da are buldular. Ortodoks Komisyonunun 1892de yazd raporda bunu yle dile getirdiler: Mslmanlarn birlik ve dayanmas ok kuvvetlidir. Hristiyan misyonerlerinin onlarn ierisine girmesi mmkn deildir. Ancak son gnlerde Mslmanlara Hristiyanl tebli etmenin yeni klar gzkm gibidir. Mslmanlar Hristiyanl kabul etmi kardeleriyle alakalarn devam ettirmeden kanmyorlar. Mesela, bozkrda Bkey blgesindeki bir misyoner 15 ubatta Tercme Komitesine yollad mektubunda yle diyor: Geen sene Ekimde Kazaka ve Tatarca kitaplar gndermitiniz. Bu kitaplarn yarsn Kazak kylerine gnderdim, yarsn da Hristiyanl kabul eden Kazaklara dattm. Onlar bu kitaplar Kazak Mslman kardelerine datm ve onlar da bu kitaplar okumular. imdi onlar bu kitaplardan daha istiyorlar (Eleukenov, 1999: 115-116). Kazaklarda geici olarak Hristiyanl kabul edenler olmu ise de onlar tekrar Mslmanla dnmlerdir. Misyonerlerin dinlerini tebli etmenin baka bir yolu da Kazaklar alkoll ikiye altrmakt. Onlar bunu Rusyann Nijniy-Novgorod ehrinde gerekletirilen Misyonerler Kurultaynda dile getirmilerdi. Misyoner Ayvazov konumasnda yle diyordu: Kazaklarn Hristiyanlatrmak iin onlar ikiye altrmak lazm. Ancak onlar iki imiyorlar. kiye altrmak iin onlar Rus kzlaryla evlendirmek lazm. O zaman Rus kzlar onlar ikiye altrrlar. Bunlarn ocuklar da hi zorlanmadan Ortodoksluu kabul ederler (Ostroumov, 1908: 2-3). Rus misyonerleri Kazaklar arasnda Tatarlar ve zbeklere nazaran dini tutuculuun daha da az olduunu dnerek onlar Hristiyanlatrma-nn daha da kolay olacana sanyorlard. Ancak bu dncelerinde yanl-

80

Adilbayev, arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri

mlard. Kazaklar slamdan uzaklamak yle dursun aksine, slamiyete kar daha da byk sevgi duymaya balamlar ve slamiyet Kazaklar arasnda kuvvet kazanmt. Hristiyan misyonerleri Mslman olan halklarn kendi inanlarnda kaldklar srece onlar en ksa zamanda ve tamamen asimle etmenin mmkn olmayacan dile getirerek slamiyetin aydnlanma ve Hristiyanla kar bir engel tekil ettiini sylemilerdi (Klimovi, 1936: 69). Ruslar kendilerinin Kazaklar Ruslatrma siyasetinin nndeki en byk engel olarak slam grdler. Bu yzden slam ellerinden geldii kadar karalamaya baladlar. Bunun iin ilk nce blgede hem slam bilgisi kuvvetli olan Tatarlarn etkisini zayflatmak, hem de bu milletler iin slam renme kaynaklarndan biri olan Tatar okul ve medreselerinin roln ortadan kaldrmak iin yaynlad kitap ve makalelerde Tatar mollalarn, halk kandrc bir tipteki insanlar olarak gstermeye altlar. Onlar sadece para karl alan, gerekte ise kendilerinin de dor drst slam bilgileri olmayan cahil mollalar olduunu savundular. Bu ynde eitli hikaye ve anekdotlar uydurdular. Bylece halkn arasna yerleen mollalar cahil diyerek sulayan Ruslar, XIX. yzyln sonu ile XX. yzyln balarnda hem Kazaklarn, hem de dier milletlerin bu ky mollalarnn verdii eitimle yetinmeyip, o dnemdeki nl Aliye, Hseyniye, Muhammediye gibi medreselerde eitim almaya baladn fark ettiler. Bu medreseler ise cedidi hareketi izleyen, rencilerinin gerekten aydnlanmasn salayan, hem din, hem de dnyevi ilimler konusunda ileri derecede eitim veren messeseler idi. Bu okullarda eitim gren rencilerin Rus siyasetinin iki yzlln fark etmesi hi de zor deildi. Bunu anlayan Ruslar bu defa da nceki ky mollalarna ynelttii eletirileri geri ekerek, aksine onlar kollamaya, din-idari ilerde onlar grevlendirmeye baladlar (Nurtazina, 1994: 87). Onlar Kazaklar arasna ukaznoi (ukazl) mollalar (Ruslar tarafndan resmi olarak grevlendirilen mollalar) gndermek suretiyle halk idare altnda tutmaya almlardr. Ama bu grevlendirilen mollalarn ounluu sadece kiisel karlar iin alyorlard. Mesela onlarn izni olmadan cenaze bile kartlmyor, ayet ceset kokmasn diye cenaze kartanlar olursa onlar ukazl mollalar tarafndan bulunuyor ve acmaszca cezalandrlyorlard. len birisi olursa lnn yaknlar ukazl mollalar bulmak zorunda idi. Mollalar ise l iin bu kadar, Kuran iin bu kadar fidye vereceksiniz di-

81

bilig 2002 Gz Say 23

yor, hatta hasta olanlardan bile naslsa lecektir diyerek masraflarn nceden alyor ve halk ileden karyorlard. Halk onlardan nefret etmeye ve onlar kovmaya balad. Halkn bu durumu hkmete ikayet etmesine karlk, ynetim buna kar nlemler almyor hatta mollalara yaptklarnn doru olduunu syleyerek destek kyor ve bundan da kendileri memnun kalyorlard (Batrhanov, 1997: 87). Ruslar mollalarn slamiyeti kt temsiliyle Kazaklarn arasnda slamiyete kar nefret uyandrmaya ve slamiyetten uzaklatrmaya almlard. Ancak onlar bu ilerinde ge kalmlard. nk aratrmaclarn ou X1X-XX. asrda Hristiyan misyonerlerin faaliyetlerinin aksine Kazaklarn arasnda slamn glendiini sylemektedir. Mesela V.N. Basilov slam u Kazahov (Kazaklarda slamiyet) adl kitabnda G. N. Potaninin yle dediini nakletmektedir: Kazak genleri Buharaya gitmeye balad. Onlar orada Arapa, Farsa ve slam hukukunu okuyor ve geri dndklerinde molla oluyorlar (Basilov,1997: 33). Kazaklar arasnda Mekkeye gidenlerin says da oalyordu. 1901ylmda sadece mkent vilayetinden 188 kii hac olmak iin Mekkeye doru yola koyulmutu. 1916larda Trkistan Genel Valilii snrlar iinde 70 000 rencinin devam ettii 7 290 ilk mektep ve 9 600 rencinin okuduu 372 medrese olmu, Trkistan Mslmanlar iin alm olan Rus okullarnn says ise sadece 97 idi (Bennigsen, 1988: 9). Bilindii gibi Kazak edebiyat hazinesinin bir paras olan Kazak Folkloru XIX. asrda toplanarak yazya geirildi. Bunlar toplayanlar Kazak topraklarna gelen ou misyoner Rus ilim adamlaryd. Mesela lminskiyin de 1860-1861de Kazaklarn Er Targn destann kitap haline getirdii bilinmektedir. Kazak szl edebiyat rnlerini bir araya toplayarak kitap haline getiren Radlov ise, misyoner Malova Kazaklarn arasnda slamiyetin geni bir ekilde yayldn, dolaysyla bunun Kazak edebiyat rnlerine de nemli bir ekilde yansdn zlerek belirtmitir (Malov, 1999.17). slam Dinini Kazaklara unutturmak isteyen bu adamlarn toplad edebiyat rnlerindeki slami unsurlar kartm olabilecei de gz nnde bulundurulmaldr. ar hkmeti misyonerlerinin Kazaklar slamdan ayrma ve onlar Ruslatrma ve Hristiyanlatrma abalar baarl olamamt. Bu dnemlerde Trkiyede kan Tearif-i Mslimin dergisinde buna yle dikkat ekiliyordu:

82

Adilbayev, arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri

Her ey ellerinde ve her esbab hazr, hkmetin bunlara olan cud -u sahas da, biri sorulursa bei verecek kadar alm ve bununla beraber karlarndaki hasmlar olan slamlar kalpakla vurup alnacak bir halde iken bunlarn gece ve gndz altklarnn netice ve semeresi sade birer yorgunluktan ve umumun nefretinden ibarettir. Buna ne kadar alanrsa azdr. Ve hatta intihar edilirse yine azdr ( Batrbekov, 2000:19). Kazak Topraklarna Rus Gmenleri Yerletirme Politikas Kazak topraklarn ikal etmenin en verimli yolarndan birisi de oralara g aknlarn oaltmak idi. Ruslar 1822 ylndan 1867 ylma kadar askeri igal vastasyla yerli Kazaklar mmbit topraklarndan kovarak, onlarn yerine Rus Kozaklarn yerletirdiler. 1867-1891 yllar arasnda da Kazak topraklarna Rus kyl halkn yerletirmeye baladlar (Maimbayev, 1994: 5). 1734 ylnda Ruslar Kazak topraklarnda keif amacyla sefer dzenledi. O sefere 200e yakn farkl branlardaki uzmann katld sylenmekte. Onlarn amac ehirler kura bilmek iin haritalar izmek, Kazaklarn adetrf ve yaam tarzlar hakknda bilgi toplamakt ve neticede Kazak topraklarm ikal etmekti. 1735 ylnda bu heyet belirlenen hedefe ulat ve Orenburg ehrinin temelleri atld. 1735-1740 yllar arasnda ina edilen Orenburg ehri Ruslarn Kk ve Orta Cuz Kazaklarn idare siyasetinin merkezi haline gelmiti. Rusya Kazak topraklarnda ikal planlarn gerekletirebilmek amacyla hudut yerlerinde kaleler kurmaya baladlar. Onlar Kazak topraklarn inceleyerek daha da derinlemesine ilerlemeye altlar. Bu kalelerde Rus Kozaklar ve kylleri yerletirilmeye baland. Bo olan arazilere yerletirilen ilk Kozaklarn says 200 bin, Rus askerlerinin says 100 bin ve Kazak topraklarn tamamen ele geirmek amacyla Kazak toraklarna g eden Rus kyllerinin says 1 milyon 150 bine ulamt (Tatimov, 1993: 15 ). 1914 ylna kadar Kazak topraklarnda Ruslar halkn %40m oluturuyordu. 1896-1916 ylar arasnda sadece Akmola ve Semipalatinsk blgelerine 1 milyona yakn Rus kyls yerlemiti (Lure, 1997:1). Bu ekilde Kazaklarn yaama elverili olan topraklar yava yava Ruslarn eline gemeye balad. En mmbit topraklar ellerinden alman Kazaklar daha verimsiz topraklara g etmek zorunda kalmlard. Kazaklar bu

83

bilig 2002 Gz Say 23

durumu ikayet ederek Orenburg valiliine ak mektuplar gnderdiler ama bunu kimse kale almyordu. Bundan sonra Rus idaresine kar bakaldrlar ve isyanlar balad. Onlarn ilkini de 1783 ylnda Kk Cuz Kazaklarndan Srm Datulu balatmt (Maimbayev, 1994: 7-15). Rusyann igalciliine kar bu ekildeki bakaldrlar Tatarlar ve Bakurtlarda da olmutu. lk bata Tatarlar, Bakurtlar ve Kazaklar birlikte hareket etme giriiminde bulunmularsa da Ruslarn uygulad blc ve sinsi politikas sonucu bu halklar bir birlerine drlmlerdi. Buna rnek olarak XVIII. yzyln 50. yllarndaki arlk Rusyann siyaseti sonucu Kazaklar ve Bakurtlar arasnda amansz mcadele olmu ve Bakurt halk byk zayiat vererek uzun zaman kendine gelememesini vermek mmkndr (Klimovi, 1936:19). Ruslarn yerletirme politikas uzun dneme yaylarak devam etti. Kazak topraklarna Rus kyllerinin resmi olarak yerletirilmesi 1879 ylnda balamt. Bu ancak iin balangc idi. Kendi topraklarnda srgne urayan Ruslar Kazak topraklarna yerletirilmeye baland. Onlara mmbit topraklar verildi. lk dnemde Kazaklar Rus kyllerine kucaklarn aarak barna basmt. Daha sonralar arkasnda arlk destei olan Ruslar durmadan Kazak topraklarna akn etmeye balad ve yerli Kazaklarn topraklarn ellerine geirmeye balamlard (Allabergen, 1993: 38, 43). arlk Rusya Kazanda yrtt blgeyi Tatarlardan temizleme politikasnn aynsn uygulayarak, Kazaklar kendi topraklarnda aznlk durumuna drmeye alt. Nitekim Kazanda uygulanan bu politika sonucu yz binlerce Tatar ve Nogay Trkiyeye g etmek zorunda kalm ve yerli halk aznlk durumuna getirilmiti (Bennigsen, 1986:160-167). Bu eklide aznlk haline drlen halkn Ruslamas ve topraklarnn da Rusyaya dahil olmas salanacakt. Ruslarn bu siyaseti Sovyet dneminde de devam etmiti. 1920-1930 yllar arasnda Sovyetlerin zorla yapt kolektifletirme siyaseti ve 1931-1933 yllar arasnda Merkez hkmet tarafndan yaplan suni alk politikas sonucunda Kazak halk nfusunun yaklak %50sini kaybetmiti. 1931 ylnda 5 milyon 450 bin olan Kazaklarn says 1933 ylnda 3 milyon 400 bine dmt. Kazaklarn bir ksm da in, Afganistan, ran ve Trkiyeye g etmilerdir. Kazak halk hi sava olmad bu tarihlerde byk kayplar vermi ve byk katliama uramlard. Buna karlk olarak blgede Rus nfusu devaml artmtr.

84

Adilbayev, arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri

kinci Dnya savandan sonra Kazakistana Rusya ve Ukrayna kylleri durmadan akn etmilerdir. Mesela, 1900 yllarnda halkn %75ini oluturan Kazaklar 1959 ylnda ise nfusun %29,8ini oluturuyorsa, buna karlk Ruslarn nfusu %42,7 idi (Tatimov, 1993:33, 49). Kazakistan 1991 ylnda bamszln kazandktan sonra Kazak olmayan milletlerin Kazakistandan g etmesi sonucu, 2000 ylnda Kazaklar nfusun %48,5, Ruslar ise %32sini oluturuyordu. Ruslarn uygulad bu siyaset gnmzde bile Kazak halknn toprak btnl konusunda baz endielere yol amaktadr. Nitekim Kazakistann Kuzey blgelerinde ounluu oluturan Ruslarn o topraklar istemekte olduklar gerei de ortadadr. Sonu Kazak topraklarnda arlk dneminden itibaren Ruslarn yrtt siyasetin temel amac Ruslatrmak ve Hristiyanlatrmakt. Bu siyaset sadece Kazakistanla snrl kalmamt, bl ve ynet kurallarnn gerei olarak Ruslar istila ettikleri Trkistan topraklarnda dil, din ve tarih birliine sahip olan Trk halklarn blp paralayarak, bir birine drdkleri inkar edilemez bir gerektir. arlk dneminde balayan Ruslatrma siyaseti kendine has izgileriyle Sovyet dneminde de devam etmiti. arlk dneminde Ruslatrma faaliyetleri misyonerler vastasyla yrtlmt. nk dil ve din unsurlan bir milletin milli kimliini oluturan nemli faktrlerdir. Bu nedenle Ruslar Kazaklar dier Mslman-Trk halklarndan ayra bilmek iin Hristiyanlatrma faaliyetini yrtt. Ama Ruslar bu konuda istenilen baary elde edemediler. Dil konusunda yrtt faaliyetler ise Ruslara baarlar getirmiti. Trk halklar arasndaki ortak yaz kaldrlm, bunun yerine Kiril alfabesi temelinde her halk iin ayr ayr alfabe sistemi gelitirilmi ve akraba dillerin bir birinden uzaklamasn salamtr. Ruslar bilerek bu akraba halklarn arasnda, kltr ve dil benzerlikleri yerine farkllklar vurgulayarak onlar birbiriyle anlaamayacak duruma drdler. Neticede Sovyetler hakimiyeti altnda uzun sure kalan Trk halklar kendilerinin akraba halk olduklarn dile bile getirmez olmulard. Kazak topraklarnda uygulanan gmenleri yerletirme sonucunda Kazaklarn mmbit topraklar ellerinden alnm ve kendi topraklarnda aznlk haline getirilmiti. Kendi vatanndan srgn edilen Rus kyls Kazaklarn efendisi haline gelmiti.

85

bilig 2002 Gz Say 23

Kaynaklar ALLABERGEN, K, (1993), Otarlau Sayasatnn Oyrandan, Almat ALOV, A. A. vd (2000), storiya religii v Rossii, II. Blm, Agent basm evi, Moskova. ALTINSARN, I, (1991), Musulmandk Tutkas, Almat. AMERHANOVA, J, (1996), Politika Tsarizma u Oblasti Narodnogo Obrazovaniya v Kazahstane, (baslmam doktora tezi), Almat. BASLOV, V. N, (1997), slam u Kazakhov, Moskova. BATIRBEKOV, M. (2000), Kazaklarla lgili Tearif-i Mslimin Dergisinde kan Makaleler, (baslmam lisans tezi), A.. lahiyat Fakltesi. BATIRHANOV, G. (1997), Patalk Keseydin Kazakistanda Jurgizgen Misyonerlik Sayasat, (baslmam doktora tezi), Almat. BENNGSEN, A. (1986), arlk ve Sovyet Hakimiyeti Altndaki Trkler, (ev. K. Ayta), Trk Dnyas Aratrmalar Dergisi, No.41, s.160-167. BENNGSEN, A, (1988), Sufi ve Komiser, Rusyada slam Tarikatlar, (ev: Osman Trer), Ankara. BERMAGANBETOV, S, (1996), Kazak Adebiyetindegi Dini Aartulk Am, Juldz Dergisi, say X, s.208. BOBROVNKOV, N. A, (1913), Russko- Tuzemnye Uilia, Mektebi i Medrese Sredney Azii. Moskva. ELEUKENOV ve ALGINBAYEVA, (1999); Kazak Kitabnn Tarihi, Sanat basmevi, Almat. ERAHN, S, (1999), Trkistanda slam ve Mslmanlar (Sovyet Dnemi), Ankara. GERAC, R.Paul, (1995), Window on the East: Etnography, Ortodoxy, and Russian Nationality in Kazan, 1870-1914, University of California at Berkeley. HAYIT, B, (1975). Trkistan, Rusya ve in Arasnda, (ev. A.Sadak), stanbul KASIMBAYEV, C. (1991). Bili li Mektebe Medrese Oagami Suyeveriya i Fanatizma?, Vernyaya Alma-Ata, 7 Haziran. KAZAK LM AKADEMYASI, (1994); Ibray Altnsarin, Almat. KLMOV, L, (1936), slam v Tsarskoi Rossii, (oerki), Moskova. KUDAYBERDOLU, . (1993), Musulmandk art, Almat

86

Adilbayev, arlk Dneminde Kazak Topraklarnda Yrtlen Ruslatrma Faaliyetleri

LURE, S.S, (1997), Osobennosti Russkoy kolonizatsii v Sredney Azii, Tsentralnaya Aziya i Kavkaz. nforrnatsiyonno-analitieskiy tsentr, Shvetsiya, no 8. MAGAUN, M, (1995), Kazak Tarihinin Alippesi, Almat. MALOV, E, (1999), Bayra Kitab. O Tatarakh, Evreyah i Drugikh norodtsakh v Rossiiskoi mperii, (Misyoner gnlk ve el yazmalarndan alntlar derleyen Murad Ali), Kazan. MAMBAYEV, S, (1994), Patalk Keseydin Otarlk Sayasal, Almat. MRZAHMETOV, M, (1993); Kazak Kalay Onstandnld, Almat (1966), Rusyada slamiyetin Bugnk Dururumu, Doan Gne Yaynlar, stanbul NURTAZNA, N, Reseydin Kpultt Trkistanda Jrgizgen Otarlq Sayasat, Kazak Tarihi dergisi, say VI,s.41 OSTROUMOV, N, (1908), Misyonerskiy Siyezd v Nijniy-Novgorode, Ryazan Otet Uitelskoy Seminarii, (1904), Takent. zbekistan Devleti Milli Arivi, Belge 1-47, 1. Dosya, 955 no. i, 262-263. Slovar sotsialno-gumanitarnh terminov (1999), redaktr Al. Aizentadt, Tesey Yaynevi, Minsk. SMRNOV, N. A. (1954), Oerki zueniya slama v SSSR, Moskova SUYNALYEV, H. (1997), Kazak Adebietinin Tarihi, Almat. TATMOV, M, (1993), Kazak Alemi, Kazaktng San Kana? Atamura Yaynlar, Almat. ZENKOVSKY, S. A, (1983); Rusyada Pan-Trkizm ve Mslmanlk, (ev.: . Kantemir), dal Neriyat, stanbul ZNAMENSKY, P. V. (1900), Uastiye N. . lminskogo v Dele narodeskogo Obrazovaniya v Turkestanskom Krae, Kazan.

87

The Russification Policy in Kazakh During the Tsarism


Alau ADLBAYEV
Ankara University Institute of Social Sciences

Abstract: Beginning from the 18th century, Tsarist policies on Kazakh land overwhelmingly widened and were applied for long period. Tsarist Russian Empire was intending to take over Kazakh land. Tsarist Russian Empire sought to control Turkish and Muslim Nations through removing national values of the-se nations such as mother tongue, religion, blood ties and through its domination policy. For the sake of realizing these policies, Russia aimed to reach them by means of education, missionary activities and settlement of Russian immigrants on the Kazakh land. The Russian education policy was intended to open schools where newly russified generation accepting cultural dominance of Russia would be brought up. Christian missionary activities were carried out among the Muslim Kazakhs. As the consequences, new generation lost its own language and religion, which led to estrangement of this nation from its spiritual values. Key Words: Russification, missionary activities, Christianization, education policy, alphabet change, settlement of the immigrants, Ilrninsky, the Kazak people.

_________________________________________________________

88

89

Peculiarities of the Volga-Ural And West Kazakhstan National Movement (the end of XIXth c. - early XXth c.)
Assoc. Prof. Dr. Sultangalieva G. S.
Aktobe Jubanov State Universiiy (Kazakhstan) Dean of the History Faculty Abstract: This article is about the intercultural influences between the Turkish peoples in the Idel-Ural region and Kazakhstan at the end of the XIX- and the beginning of the XX centuries. The factors which promoted the movement in this direction can be enumerated as follows: the development of the idea of the Turkic peoples rebirth on the basis of enlightment, education, the development of culture in a native language, the establishment of equality of Turkic-Muslim and Slavic-Christian peoples in Russia. So, the ideas of Jadidism, the struggle for equal opportunities in education acquired much importance in the life of Muslim peoples. The movement for the Europeanization of education was led by a powerful Tatar bourgeoisie, concentrated in Orenburg, Orsk, Troitsk, Kazan, Ufa. Cultural rapprochement among the-se peoples is especially important in this process. Key Words: Idel-Ural, Central Asia, Jadidizrn, mekteb, medrese, Europeanization

_________________________________________________________

Introduction
By the end of the XIXth and the early XXth centuries the historical development of the Middle Volga, the Southern Ural and the Western Kazakhstan had witnessed the establishment of a new type of collaborabilig Gz 2002 Say 23: 91-102

91

bilig 2002 Gz Say 23

tion. Living in the single meta-civilization, the Russians tried to find the way of their cultural interaction through intellectual group of people. The factor, which pushes forward the movement in this direction, was the development of the idea of renewal of the Turkic people on the basis of education, enlightenment, and native language acclivity, ascertainment of equality and parity of the Muslim, Turkic and the Slavic Christians in the development of Russia. Ismail Gasprinsky (1851-1914) showed the basic principles and the ways of materialization of these ideas. His travelling in West Europe and Middle East and acquaintance with their scientific and cultural achievements influenced his world outlook. At the conjuncture of political, social-economic conditions of the Turkic people in Russia, Gasprinsky realized the necessity of finding solutions to the main problems of the Turkic peoples through the modernization of the Muslim scholastic institutions, moral and political unity of the Muslim Turkic in the Russian Empire and the formation of the Russian Muslim interaction. The main idea of Gasprinskys reforms was based on the integration of the Muslim Turkic peoples in the Russia, otherwise they would be destined to be enslaved and assimilated. He proposed the practical foundation of the unity - the idea of the common Turkic language. He created such a language in his new newspaper The Tercman (Translator), which was first issued on 10 April 1883 in Bakhchesarai. It was a bi-monthly newspaper and had thousands of subscribers. At the end of the XIX century, about 10-12 copies of the newspaper were brought to Orenburg and about 3-4 to Troitsk (SAOO). By 1912 The Tercman had become a daily print newspaper with 5 thousand subscribers in Russia and abroad. The Tercman had a great influence on the Russian Muslim intellectuals in westernizing of the cultural and political life of the Russian Muslims. The Tercman attracted attention of such progressive national intellectuals as Yusuf Akchura, the Ramiev brothers, R. Fahretdinov. This led to the development of periodicals - newspapers and magazines in different Turkic languages, in particular Tatar and Kazakh. Gasprinsky reformed the sphere enlightenment employing a new method (usul-jadid). He used his method first in his elementary school in Bakhchesarai. The new method was based on the phonetic principle of

92

Sultangalieva, Peculiarities of the Volgo-Ural And West Kazakhstan National Movement

reading and teaching such secular subjects excluded in the Islam schools as arithmetic, Russian language, geography and history. The Jadidist ideas were successfully developed in the Middle Volga, the Southern Ural, Kazakhstan, the Central Asia. The Volga Tatars were active defenders of Jadidism. Its main idea of the development and advancement of the education inspired a lot of people. It was glamorized in fiction, in newspapers and magazines, and the shakirds songs. Moreover, the educational played significant role in the life of the Muslim people for it was a form of nationalistic movement. First of all the Westernizing education movement was led by the comparatively strong Tatar bourgeoisie concentrated in Orenburg, Orsk, Troitsk, Kazan, Ufa. The Kazakh and the Bashkir bourgeoisie which also demanded education on the native language and training of the required staff strongly supported it. In Orenburg guberniya Ahmed, Gany and Mahmud Husain brother-merchants propaganded the new method, they were the native of the Seit suburb. In 1891, A. Husainov built a mosque in Orenburg accompanied by a mekteb (a school) and madrasah (the Muslim religious school) of the new method named Husainiyya. There school was teaching mathematics and accountancy. This educational institution was more like a gymnasium than a seminary. The founders invested in Orenburg Husainiya medrese 100 thousand rubles. At the same time with the help of Husainovs money a new method school was also founded in the Seit suburb (Validov 1922). In 1898, Gany Husainov (18361902) sponsored short-term teaching courses to train teachers for new schools. The head of the school was a famous Tatar public man Fatih Karimi, but school was closed down by the police. Substantial contribution to assertion of the new idea among the Kazakh, Tatar and Bashkir peoples was made by a famous Tatar Z. Rasulev (1833-1917) who in 1894 founded a new method school named Rasuliyya in Troitsk. The authority and influence of Rasulev was reflected in his necrology printed in the newspaper Vakyt dated as of 4 February 1917. We may consider him as a spiritual queen of his nation (Farkhshatov 1994).

93

bilig 2002 Gz Say 23

In the middle of 90s the new method was introduced into mektebe and madrasahs of Troitsk sponsored by a millionaire V, Yakushev (Ibragimov 1926). In Ufa guberniya the new method was first introduced in Ufa Usmania madrasah founded in 1888 by a muddaris H. Usmanov at the first town madrasah (Uldashbaev 1972). But Galia medrese set up in 1906 became most famous in Ufa. Such famous Kazakh writers as Magzhan Zhumabaev, Zhiegaly Tlepbergenov, Baimbet Mailin, Tatar and Bashkir writers M. Gafury and S. Kudash were studied there (Kudash 1968). Pupils of a madrasah were under the influence of advanced democratic ideas of that time. The police chief S. Beletsky stated that madrasah teachers depart from the school program and sometimes discuss political problems. Pupils were allowed to have any foreign books even not accepted by Russian censorship. It contributed to the development of liberal ideas. In 1909, shakirds of Husainiyya madrasah came out against stagnancy and ignorance and refused to study until the school board fired a conservative muddaris Abdul-Rahim-Efendy (RSHA). The fight for jadidism went the limit of international struggle between Muslim people who longed the amplification of enlightenment on the basis of the new method against the Muslim conservative clergy. It was an initial stage of the united opposition of the Tatar, Bashkir and Kazakh intellectuals against Muslim reactionary clergy of the scholastic trend. The followers of this trend were called Kadimists or old believers (from the Arabian kadim - ancient), The opposition between the Kadimists and the Jadidists covered, first of all, the sphere of the cultural life of the people and exactly, the step of evolving from mediaeval scholastic world outlook to the new reformed ideology, which was to secure renewal and growth of the Muslim national consciousness in conditions of new political, social-economic and ideological reality. Most of the conservative clergy contested against progressive ideas and displayed jadidists as enemies of religion. Very often it went along with deletion. It should be noticed that cadimists were supported by the Orenburg Muslim Clerk Community, which was a convenient instrument of the influence on the people in the direction favorable for tsarizm (Arsharuni 1972).

94

Sultangalieva, Peculiarities of the Volgo-Ural And West Kazakhstan National Movement

The Jadidistic schools also aroused negative reaction of the Government because they saw in jadidism that force that paved a new way of economical, political and cultural development of the Muslim people in Russia. In this regard, the views of the Tashkent male gymnasium director N. Ostroumov to the problems of jadidist enlightenment are quite limit the migration to the region from the internal Tatar gubernia who strive for going there and make away with everything that may contribute to the Muslim education (printing Muslim books, brochures, engravings and so on). According to Ostroumovs words, the main thing was to regard education of the natives with the greatest care and ... gradually bring their schools under control (Ostroumov 1884). The government tried to work out the measures for the limitation, and afterwards to the breakdown of new method schools. It can be proved by The Special Conference on the Point of Education of Oriental Foreigners held in St-Petersburg by the Board of Education headed by the member of Cabinet Council, privy councillor A. S. Budilovich. The subject of the conference was the matter of the amplification of the measures against the expansion of new method schools because schools of the old type are less destructive and new method schools can form the organization more powerful than that of the schools of the old type. On this basis the Conference recommended the government in regard to the new method school accept the system of active (not passive) treatment (WSC1905). This system included the control for the teachers activity, using book accepted by the Russian censorship, introduction in the Muslim schools Russian classes and so on. The main purpose of this control was not the amplification of administrative supervision but the wide ... influence which would contribute to the gradual decay ... of the madrasah and mektebe. The government, in spite of the warning of the Conference about the necessity of flexible policy in regard to new method schools, pass on to the administrative measures, to the close-down of the schools. The peak of the government policy in case of the breakup of the new method movement was a Special Conference on the Point of Working out Measures Against Tatar Muslim Influence in Privolzhsky Region called by Stolypin at the Ministry of Internal Affairs in 1910. The conference was headed by A. N. Haruzin. The rector of Kazan seminary, bishop

95

bilig 2002 Gz Say 23

Chostopolskii Aleksei, the prolocutor of St. Gury confraternity Mamadyshskii Andrei, representatives of St. Sinod Board of Education and the governors of Vyatsk and Kazan were invited to the Conference. The main task of the conference was cited as ...the opposition of the further development of the artificial religious national cohesion between the Muslims and the contradistinction of the influence based on the correct understanding of the state profit against the harmful influence of pan-muslims pan-turkics agitator(RA 1929). According to the opinion of the Conference participants the nationalcultural business organized by the Tatars, especially in Volga region, influenced not only the ancient traditions of the Russian state but as it seemed the settled correlation of the political and cultural forces. Proceeding from this, the Conference should have studied this question and determine Government measures to solve the problem. Admitting great importance of schools in the education process, the Conference participants thought that creation of schools with new methods of education were the first step on the way to separatism. Analyzing the reasons for appearance of schools with new methods of education the Conference came to the conclusion that these schools were organized on the basis of confessional Muslim schools which experienced the lack of control from the Government and began to change into schools of general education. The Conference pointed out that ...recently the Mohammedan confessional colleges lost their original status and acquired the status of schools of general education. In accordance with this fact the Conference considered it necessary to limit the education program of madrasah and mektebe including subjects concerning the Muslim dogma. This action subjected madrasah and mektebe to follow the general educational rules. This shows the great anxiety of the Government about the rising progressive movement of Muslims. So, there was a paradoxical situation. During long time ignorance of the Muslims because of their devotion to the Islamic dogma, considered to be the obstacle on the way to integration to the Russian Empire. That is why the education policy has been the basic part of the rapprochement strategy. However, after 1905-1907, authorities found out that those Muslims, who received Russian education but did not get assembled into the

96

Sultangalieva, Peculiarities of the Volgo-Ural And West Kazakhstan National Movement

Russian culture formed the opposition group. That is why the Government strived for the control of jadidist schools, was interested in keeping the ignorance of Muslims which coincided with the Empire ideology. The policy of introducing classes of the Russian language to the confessional schools that took place in the XIX century and before 1907 should have assisted the reformation of the religious Muslim school. But the Ministry of education inclined to think that the transformation of the confessional Muslim school in the way acceptable for the Government was impossible (RSHA). This viewpoint was supported by the Conference participants who thought that confessional schools and schools of general education should have been strictly separated. They did not allow teaching general subjects including the Russian language in religious schools. As it was pointed out by S. V. Chicherina knowledge of the Russian language does not approach but intensifies the isolation of Muslims, because it gives the opportunity to acquire new methods of education and use it in their own school educational programs, develop them and change the school programs (Chicherina 1910). On the one hand, the Government tried to stop the Jadidist movement by administrative methods proved by the material of Special Conferences. On the other hand, the Government took part and encouraged the actions of the Kadirnist clergy concerning schools with new educational methods and closure of schools. However, despite the misunderstanding and opposition of the conservative Muslim clergy, central and local authorities, new movement became popular among people more and more. The main participants of the movement struggled for reorganization of the confessional schools were teachers. They all had striving for freethinking, humanism, intolerance to the medieval religious dogmas. The phonetically method of education introduced by them was not the last step. They began to implement reforms in the school educational system. In 1900, in Ufa, the first conference of teachers, who accepted new methods of education, was held in order to work out new common education program for schools. The educational and reformist teachings of Jadidism meant that the reforms were implemented not only in schools dealing with the problems of school education but it also touched upon the religious culture. In par-

97

bilig 2002 Gz Say 23

ticular, the common Kazakh language was creating. The Kazakh shakirds created new ideas of national revival, learning of national history, literature and language. The Open letter written by the Shakirds of the madrasah Galiya and published in the Tatar newspaper Vakit, expressed the shakirds wish to be educated by the Kazakh language (Kakishev 1986). In the madrasah Galiya, in 1915, in order to develop the Kazakh literary language, the shakirds started publishing the magazine Sadak, The Tatar writer and teacher of the Tatar language and literature G. Ibragimov influenced on the publication of the magazine. On his initiative the music, folklore groups were organized, meetings on topics of literature and music, debates were held. One of such debates took place in 1916. The topic of the debate was the problem of the Kazakh literature development and it was like continuation of disputes between the Kazakh and Tatar shakirds. The shakirds of the madrasah Khusainiyya organized the community of learning the Kazakh language and the aim was to study the materials of the Kazakh national literature (Muslim Press in Russia 1913). The situation with the periodical publications in national languages has been also changing. There was only one newspaper till 1905 named Tercman, but in 1905-1910 there were 30 newspapers in Russia written in national languages. The first issue of the Tatar magazine Shura (Council) edited by R. Fakhrutdinov was launched in 1909. In the very first issue of the magazine Shura, the readers attention was attracted by the topic of importance of the genteel education of Muslims and necessity to include the history of Muslims, in particular the Tatar, Bashkir and Kazakh people, into the program of schools with new educational methods (Gubaidullin 1926). In 1916, there were more than 5000 Jadid schools in the Russian Empire. The struggle for the secular education and the implementation of new methods stirred up the activity of the national intelligentsia. The priest S. Bagin said that there were mass-meetings, meetings, conferences held, unions and groups created, new printing houses opened and new publications, magazines and newspapers launched (Bagin 1909). Extending and expansion of jadidizm and successful implementation of the reforms in the Muslim schools made for the intensification of links between people, in particular between the Tatar, Kazakh and Bashkir

98

Sultangalieva, Peculiarities of the Volgo-Ural And West Kazakhstan National Movement

people, N. I. Ashmarin, the orientalist and teacher of the Kazakh seminary paid his attention to new events in the Tatar and Kazakh press, in particular to appearance of the social and political journalism and genteel literature. The appearance of the genteel literature was the progressive and useful event as it gave the opportunity to find out about the internal life of the Muslim people and their world-outlook (Ashmarin 1905), The intensive rise in the Muslim national consciousness and its inclusion into the social political life of the Russian society attracted special attention of the Government who wished to do away with the progressive movement and cultural aspirations. The Tatars living in the Volga region took the first place in intensifying the religious interactions of the Turkic people of the region in the XXth century. It was clearly seen from the fact that they were the most active followers of the Jadidist movement on the territory of Kazakhstan. This is proved by such documents as the petition to open a madrasah and mektebe with new methods in Aktyubinsk, Kustanai and Irgiz. A number of mekteb in the Turgai Oblast organized the work owing to the Tatar people. In Kustanai, mektebs were located in the houses of the Tatar merchants G. Bekmukhambetova, M. Yaushera, mullah S. Zabirova; in Aktyubinsk - the house of the mullah Abdulgaziz Abdulbakiev; in Irgiz the house of the Tatar merchant N. Gabassov (20). On 19 May 1907, the statutes of the Tatar-Kirghiz Community on the mutual assistance was registered in Guryev. The aim of the community was to educate the Tatar and Kazakh peoples, to open libraries, mektebs and madrasahs. Conclusion Here the cultural rapprochement and the unity of the world-outlooks of the Turkic peoples were the facts of great importance and common points of the historical development of the Turkic people in the Russian Empire. In the middle of the XIX century growing tendency to the cultural interaction of the Tatar, Bashkir and Kazakh people was determined. The understanding of the political unity made for development and extending of inter-ethnic contacts. This was seen from the national movement, which became more active in the XIX and XX centuries the unifying factor of which was the Tatars of the Volga-Ural region.

99

bilig 2002 Gz Say 23

References: Arsharuni A. (1972), Gabidullin Kh., The issue of the panislamizm and panturkic in Russia. Moscov, Ashmarin N. I. (1905), A few zoords about modern literature of the Kazan Tatars. // The magazine of the National Education Ministry. September-October. Bagin S. (1909), The propaganda of the islam in press //The orthodox company. y., book 2, CSA RK. The Central State Archives RK f.27 L.ld. 178 p, 74, f.25 L. 1D. 1005. Chicherina S. (1910) Foreigners - Mohammedans, Tatars, Bashkirs, Kirghizes. I /Collaborator of the brotherhood of St.Guriy. Gubaidullin G. (1926) Development of the historical literature of the TurkicTatar peopte. Baku. Ibragimov G. (1926) The Tatar people in the revolutionary period, 1905, Kazan, Kakishev T. (1986) Sadak. Alma-Ata. Kudash S. (1968) To follow youth. Moscow. Ostroumov N. (1884), General view on the problem of the Russian administration of the Turkestan region in respect to the Muslim people. Tashkent Farkhshatov M. (1994) National education of Bashkiria after the reforms in 6090-s years of the XIX century. Moscow. RA. Red archive 1929 y., t.4(35) RSHA. Russian State Historical Archieves f.821. L.8, D. 828, RSHA. Russian State Historical Archieves f.821 L.8, D.801, SAOO. State Archives of the Orenburg Oblast f.10 L.2, D.1141.19. The Muslim press in Russia. Sankt-Peterburg., 1913 Uldashbaev B. (1972) The history of the Bashkir nation formation. Ufa, Validov D. (1922) The issue of the education history, WSC (1905) Works of the Special Conference on the questions of education of the eastjedited by Budilovich A. S.

100

dil-Ural ve Bat Kazakistandaki Milli Hareketlerin zellikleri (19 yy./m sonu - 20. yy.n ba) Do. Dr. Sultangaliyeva G.S.
Aktbe Jubanov Devlet niversitesi Tarih Fakltesinin Dekan zet: Bu almada dil-Ural blgesi ile Kazakistan Trk halklarnn arasnda 19. yy.n sonu-20. yy.n balarnda cereyan eden kltrel etkileim konusu ele alnmtr. Hareketi bu ynde gelimesini tevik eden faktrler yle sralanabilir, bunlar; Trk halklarnn aydnlanma, eitim, ana dilde kltr gelitirme ve Rusyadaki Mslman Trk ile Hristiyan Slavlar arasnda eitliin salanmas dncesinin gelitirilmesidir. Bylelikle, Cedit hareketinin eitimde eit imkanlara sahip olma dncesi Mslman halklarn hayatnda nem kazanmaya balamtr. Eitimin Batllatrlmas hareketinin nderliini Orenburg, Orsk, Troitsk, Kazan ve Ufada younlaan gl Tatar burjuvalar yapmtr. zellikle bu srete sz konusu halklar arasndaki kltrel yaknlama nemlidir. Anahtar Kelimeler: dil-Ural, Orta Asya, Ceditilik, mektep, medrese, batllama.

_________________________________________________________

101

102

Bosna Krallk Soyu Kotromanilerin Asl Hakkndaki Tartmalar


Osman KARATAY
Tarihi-Yazar

zet: Bosna, 6. yy sonunda Avar ve Slavlarca Bizanstan alnm, ksa srede kalabalk Slav kitlelerince iskan edilmitir. Avarlar bu lkeyi kendi atadklar, ounlukla Avar veya Bulgar asll kimselerle ynetmilerdir. 8. yy sonunda Avar devleti km, topraklar Bulgar ve Frank devletleri ile ksmen Bizans arasnda paylalmtr. Bosna ise arada kalm, yabanc gler burada kalc bir hkimiyet kuramamlardr. Avar dneminden kalma ban ve jupan adn tayan derebeyleri, o zamanlar imdiki Orta Bosnadaki kk bir banlk olan Bosnann etrafnda bir araya gelmiler ve federal bir grnm tayan Ortaa Bosna devletini kurmulardr. 12. yyn ortalarna kadar kaynaklar Bosna hakknda ok belirsiz ve mulak bilgiler verirler. yle ki bu dnemde Bosnann devlet oluu bile tartlmaktadr. Byle bir ortamda, devleti yneten Kotromani slalesinin asln tespit etmek ok zordur. Kaynaklar bize, komu Srp, Hrvat ve Karada devletlerinin aksine, Bosnada srekli ve kk eskilere dayanan bir hanedan olduunu gsteriyor. Bu hanedann Avarlar tarafndan atanan banlara dayandnda tarihiler hemfikirdir. Ancak Kotro-man kelimesinin aklanamamas, bu ailenin kkleri hakknda tartmalara, zellikle Alman kkeni iddiasnn kmasna sebep olmutur. Bu kelime byk ihtimalle Bulgar Trklerinin kii ismi olarak ok kulland, ayn zamanda bir Bulgar kabilesinin de ismi olan Kotura dayanmaktadr. Bosnay Avarlar adna ilk igal edenler Koturourlar idi ve 15. yyn ikinci yarsnda bile Bosnada onlarn kalntlarndan bahsediliyordu. Bu isim pek ok yer adnda da korunmutur. Hanedann ismindeki -man eki ise Alman iddiasn deil, Bosna krallarnn Trk asll olduu ihtimalini glendirmektedir. Anahtar Kelimeler: Bosna, Ortaa, Avar, Bulgar, Koturour, Kotromani

_________________________________________________________
bilig Gz 2002 Say 23:103-128

103

bilig 2002 Gz Say 23

Getiimiz yl kaybettiimiz, Saraybosna niversitesinden Prof Dr. Halim Mulaibrahimoviin aziz hatrasna...

Giri Bosna devleti ilk kez bugnk Bosna-Hersek arazisinin orta ksmndaki topraklarda kurulmu ve zamanla genileyerek imdiki lkenin tamamn ve etraftaki baka blgeleri iine almtr. 1463 ylndaki Trk fethine kadar yaayan Bosna krallnn balangc hakknda kesin bilgiler yoktur. Kaynaklarda 12. yy ortalarndan itibaren bu lke ve yneticileri zerine nispeten ayrntl bilgiler belirir. Daha ncesi iin ise, sadece burada bir siyas teekkl olup olmad hakknda yorum ve tahmin yapmaya imkn verecek kadar bir veriye sahibiz. Bu yzden, bir dnem iin devletin varlk ve niteliini kesin olarak bilemiyorken, ynetici olan Kotromanoullarnn (Kotromanii) asl konusunu tespit etmek olduka zor bir grev olarak tarihinin karsnda durmaktadr. Bu almada, Ortaa Bosna devletini yneten hanedann kkeni ile ilgili tartmalar aktaracak ve daha nceki almalarmzda (Karatay, 2000: 162-167; 2002: 597) ksaca iaret ettiimiz kendi tezimizi sunacaz. Burada savunulan fikir, Ortaa Bosna devletini kuran ve ykselten feodal zmrenin kken itibariyle Avar ve Bulgar Trklerinden geldii, bunlar kendi etrafnda birletirerek dank derebeylikleri bir devlet haline getiren Kotroman slalesinin ise Bulgar Trklerinden olduu eklindedir. Hem tarihilikte bilinmeyen dnem olarak geen 12. yy ncesi Bosnann Trkiyede hemen hi bilinmedii ve de bu konuda Trke metin bulunmad gereinden hareketle, hem de hanedann asln aratrrken devletin tarihini bilmek gerektiinden, ncelikle Bosna devletinin kkleri konusu ele alnacaktr. Kaynaklarn Bosnann erken tarihiyle ilgili bilgi sunmamas, alnan haber krntlarnn ise ya kendi iinde tutarsz veya birbirini nakzetmekte olmas sebebiyle, hem bilinmeyen dnemdeki Bosna devleti, hem de Kotromanid soyunun asl konusunda ayrntl ve mstakil fazla alma yaplmam, sadece baka almalarn iine dercedilen metinlerle konu deerlendirilmitir. oroviin 1925 ylndaki makalesi bu alanda hem ilk hem de dorudan konuyla ilgili tek makale olarak durmaktadr. Macar siyaseti-tarihi Thallczy 1914 ylnda bu konuya deinen bir makale hazrlamtr. Enver Imamoviin 1996da sunduu bildirisi ise bir btn olarak Kot-

104

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

roman hanedann ele almakta, bu arada kkleriyle ilgili tartmalar deerlendirmektedir. Bosna krallarnn asl ile ilgili ilk bilgiyi Dubrovnikli rahip Mauro Orbini, 1601 ylnda yazd nl eserinde verir. Ortaa slubunun son temsilcilerinden biri olan Orbininin ardndan, benzer bir slupla Hrvat / Dalmaya tarihi yazan ve bu mnasebetle Bosnaya temas eden Jakov Lukari (1605), Ivan Luci (1666) ve Charles du Fresne (1749) gibi isimler gelmi ve Orbini gibi Gney Slavlar veya Bizans tarihi yazarken Bosnaya da temas etmilerdir. Ancak modern tarih yazcl balayncaya kadar Orbininin bilgilerine yeni bir katk yaplamamtr. Ayrca da bunlarn hibirisi mnhasran Bosnay ele almam, sadece birka sayfada veya yeri geldike bu kk lkeye yer vermilerdir. Yalnzca, Daniel Farlato (1769) papalk arivlerini kullanarak yazd llirya tarihinde baz yeniliklere imza atmtr. Bundan sonra ise, ilk nveleriyle birlikte modern tarihilik balam ve eski Yunan ve Latin kaynaklar kullanlarak ciddi anlamda tarihler yazlmtr. smi itibariyle Bosna tarihine hasredilmi ilk eser mer Bosnavinin Tarih-i Bosnasdr (1741), ancak sadece 1736-39 arasn ele alr; yani aslnda bir tarih eseri deil, vekayinamedir. Bunun dnda, isminde Bosnay tayan ilk alma Johann Christian Engelin Geschichte von Serwien und Bosnien (1801) adl eseridir. 19. yyn ikinci yarsna gelindiinde ise artk Bosnann sadece siyas tarihi deil, bata Bogomillik olarak tarihi meseleleri de kitap ve makale konusu olmaya balamtr. Bunlarn iinde Bosnaya ve Bosnann tm Ortaa tarihine hasredilmi ilk eser V. Klaiin Poviest Bosne do propasti kraljevstva (1882) adl almasdr. Yugoslavyann kuruluundan sonra hem mstakil blge ve uluslar hakkndaki tarihlerde, hem de Yugoslavlar tarihi adn tayan eserlerde art grlr. Vladimir orovi (1935 ve 1940), Sima irkovi (1964), makalelerini bir kitapta toplayan Anto Babid (1972), Marko Vego (1982), Pavao Andelid (1982) ve en nemli almay yapan Nada Klai (1989), belli bal Bosna tarihi alanlardr. Bonaklar iinde ilk mstakil Bosna tarihini aslnda bir hukuku olan Mustafa Imamovi (1997) yazmtr, ancak onun eserinde Ortaa ksmna az yer verilir. Ortaa Bosnas ile ilgili Bonaklarn ilk toplu almas ise 1996 Zenica konferansndaki bildirilerden oluan, Halim Mulaibrahimoviin yaynlad almadr. Enver Imamoviin yukarda geen ma-

105

bilig 2002 Gz Say 23

kalesi de bu eserde yer almaktadr. Noel Malcolmun bir el kitab grnmndeki ksa tarihi ise (1994), blge dndaki dillerde yazlan ilk ve tek genel Bosna tarihidir. Ancak, ok ilgin ayrntlarla uraan Malcolm, Bosna devletini kuranlarn kim olduu zerine eilmez; hatta bamsz devletin nasl ortaya ktn da belirtmez ve birden bire bilinen dnemden devleti balatr. Bata Finen Ortaa Balkan tarihi (1983) olmak zere, dier yabanclarn eserlerinde de bu konuda yorumlar bulunmamaktadr. lke Olarak Bosnann Kkleri Bir toprak parasnn lke haline gelii sadece corafya ile deil, binlerce yllk jeokltrel birikimlerle de ilgilidir ve bugnk lkelerin byk ksmnn M devirlerde de izdmleri grlr. Fransa, Bulgaristan ve ran bu konudaki en gzel rneklerdir. Balkanlarn batsnda ise, eski tarihlere inildiinde, ancak Yugoslavya blgesi Arnavutluk ile bir btn olarak lke grnm kazanr ve eski lliryadan mlhem Iliricum eyaleti sadece Roma ve Bizansta deil, Osmanlda da bir ekilde varln srdrmtr. Bugnk Yugoslav lkeleri ise, Makedonya hari, hemen tamamen Ortaagdaki oluumlarn rndr. Eskiagdaki Dalmatlar sahil blgesinde, imdiki Dalmayada yaamlardr, ama Bosna da Karada ve Hersek gibi siyas olarak Dalmayann bir paras idi (Dalmaya Dra veya Bar snrlarndan balar ve striya dalarna kadar uzanr ve Tuna nehrine kadar genilerdi Constantine: 140-141). Kuzey-gney ve dou-bat hattndaki iki izginin kesitii noktada bulunan Bosna, etraftan gelen tm etkiye ramen kendi zgn kimliini ve davran biimini gelitirmi (Lukas, 1942: 52), yani kendine has bir jeokltr sahibi olmutur. stelik buras jeopolitik bir btnlk arz ederek etrafndaki topraklardan kesin hatlarla ayrlr. Buna ramen erken bir tarihte lkeleememesini, Milat sralarndaki Sarmat aknlaryla balayp Avar devletinin yklna kadar sren siyas olaylar ve etnik srelerle aklayabiliriz. Bosnann lkeleememesinin en byk delili uzun sre bir isminin olmamasdr. Bosna kelimesi ilk kez 10. yy. ortasnda yazan Bizans imparatoru Konstantinos Porphyrogenitusda geer: (Constantine, 1967:160). Konuyla ilgisi olmad iin kelimenin kkeniyle ilgili tartmalara deinmeyeceiz. Bosna burada bir blge olarak tanmlanr. Burada olduu sylenen iki ehirden (Katera ve Desnik) yola karak, 10. yy.

106

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

ortasndaki Bosnann, iki yzyl sonra bamszln ilan eden Bosna ile hemen hemen ayn byklkte ve ayn yerde olduunu sylemek mmkndr. Buras ayn ad tayan nehrin yukar akntsnn bulunduu, imdiki Orta Bosna blgesidir. Daha sonra burada kurulan devlet hkimiyet alann genilettike Bosna diye anlan lke de bym, nihayetinde imdiki haline gelmitir. Burada u sorulabilir: Bosna isminin yaylmasnn siyas yaylma ile alakal oluu gibi, ortaya k ve varln srdrmesi de ayn siyas yapnn ncl ile ilgili olabilir mi? Yani Konstanti-nosun eserini yazd yllarda bir siyas Bosna var myd? Konstantinosun Bosnadan bahsettii cmlenin tamam yledir: Vaftiz edilmi Srbistanda yerleilmi ehirler Destinikon, Tzernabouskec,
Megyretous, Dresneik, Lesnik, Salines, ve Bosna blgesinde Katera ve Desnik ehirleri vardr. Bu cmle yoruma son derece aktr ve Bosnann

Srbistanla siyas ilikisi konusunda ak bir ey sylemez. Bosna Srbistann bir paras da olabilir, ayn sayfalarda bahsedilen Paganlar gibi Slav uluslarnn yaad bamsz bir toprak da olabilir. Konstantinos bir yerde Paganiadan O zamanlar (10. yy ba, O.K.) Srp knezinin denetiminde olan... diye bahseder (s.157), baka bir yerde ise Tzentina (imdiki Cetina) ve Chlebenada (imdiki Livno), imdiki Kuzey Hersek blgesinde Srplarla Hrvatlarn komu olduunu syler (s.147). Yani Srp-Hrvat snr o dnemde Orta Bosna zerinden gemekte idi. Srbistanda saylan ehirlerden olan Salines, imdiki Tuzladr. Yani Srplarla Hrvatlar Bosnann kuzeyinde de birbiriyle komudur. Dolaysyla, imdiki Bosnann en az yars bir ara Srp devletine balanmt. Bat yarsnn ise ok uzun sre Hrvatlarda olduunu, hatta imdiki Bihac etrafnn Hrvat devletinin kalbgah olduunu biliyoruz. stelik Konstantinos, Bosnadan Srplar ve lkeleri iin ayrd 32. blmde bahseder. Ancak bu, Srp ve Hrvat devletleri arasnda bulunan ekirdek Bosnann siyas durumu hakknda yine de ak bir ey sylemez. zellikle de Srp ve Hrvat hkimiyetinin Bosna halknn Srp veya Hrvat asll oluunu gstermesi sz konusu deildir. Srp tarihi Cirkoviin belirttii gibi, byle bir soru kendi temeli iinde hatalar barndrmaktadr (irkovi, 1964:350). Kaynaklarn hi haber vermedii bir dnemde, Bosna devletine ulaabilmek iin nce Bosna lkesini tespit almalarmz bylece sonusuz kalyor. Ancak Konstantinos blgedeki etnik topluluklar hakknda ilgin bil-

107

bilig 2002 Gz Say 23

giler vermektedir ve bunlar zldnde erken Bosnann bir lke ve burada yaayan halkn ayr bir kavim olup olmad konusuna k tutulabilir. mparatorun isimlerini sayd Dalmayal kavimlerden biri de Romallarn (Bizans) Arentanlar () dedii, kendi dillerinde Paganlar () denen kavimdir (s.124-125). Paganlarn Dalmaya adalarna ynelik korsanlk faaliyetlerinde bulunmalar (Constantine: 146147) bilgisine dayanan tarihiler hemen ittifakla onlarn Neretljani (Neretval-lar) olarak bilinen ve imdiki Bat Hersek blgesinde yaayan Slav topluluu olduunu dnrler (Budak, 1994: 59; Goldstein, 1995:153,183, vd.; Raukar, 1997:54-55, vd.). Konstantinos da zaten kimi Dalmaya ehirlerini ve adalarn Paganlarn lkesinde sayar (s.164-165). Ancak baka bir yerde verdii bir ayrnt, Paganlarn lkesini tarifte mparatoru elikiye drmektedir. Buna gre, btn slavlar Hristiyanl kabul etmiler, ama cra ve dalk bir yerde yaayan Paganlar direnmilerdir (s.126-127). Neretvallarn yaad yer olan Bat Hersek dalk olmad gibi, Dalmaya sahilinin en dz ksmdr. Sahilden balayarak Mostara kadar yaklak kesintisiz bir dzlk uzanr. Burann eriilmez olmas bir tarafa, Dalmaya sahilindeki en eriilebilir i blge buradadr. Nitekim Osmanllar i blgeden gelerek sadece buradan denize k edinebilmiler, Venedikliler de 2. Viyana Kuatmas sonrasndaki savalarda sahilden ok kolay ilerleyerek Mostar ele geirmilerdir. Mostarm gney ve dousu dalktr ama buras da Paganla olamaz, nk ad Humdur ve burada Zachlumi () halk yaamaktadr (s.160-161). Paganlar buradan gneye veya kuzeye de yerletiremeyiz, nk gneyde Trebinyeliler () ve Kanalllar () yaamaktadr (s.162-163), kuzeyi ise Hrvat arazisidir. Dolaysyla Pagania ancak i blgelerde, imdiki Kuzey Hersek ile Orta Bosna civarlarnda bulunabilir. Nitekim daha sonraki dnemlerde Bosnada Hristiyanln en zayf, Bo-gomilliin en kuvvetli olduu yerlerin buralar olduu grlecektir. Dolaysyla, Hristiyanlamaya direnen Paganlar, daha sonra Bonakln ortaya kt yerlerde yaayan kimselerdi. Korsanlk yapan Paganlarn, yani Neretvallarn bunlarla ilgisi ise mmkn gzkmyor. br trl, Orta Bosnadan Neretva boyunca inen ve sahile ulaan uzun ince bir eritte bir siyas yap dnmemiz gerekir, ki elimizde bunu dorulayacak bir veri bulunmuyor. Dolaysyla iki ihtimal kalyor. Ya Konstantinos pek ok yerde yapt gibi burada da bilgi yanl yapyor ve iki ayr toplulu-

108

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

u kartryor, ya da her iki topluluu telif ediyor. Neretvahlarla Bosnallar arasndaki bir ittifak bu dnceye yol aabilecei gibi, her iki topluluun Hristiyanla direnmesi de ayn potaya konmalarna sebep olmu olabilir. Her halkarda mparatorun Bosna hakknda net bilgiler verememesi bilgi eksiinin olduunu gsteriyor. br trl, Trebinje gibi ok kk yerlerden bile bahsederken, Bosna blgesi dedii yerde yaayanlardan bahsetmemesine anlam verilemez. Zaten bilse idi, SrpHrvat snrnn sadece Dalmayadaki deil, Bosnadaki ksmlarndan da bahsederdi. Avar-Slav istilas ncesindeki Dalmaya eyaletinin snrlarn Tuna boylarna tamas da mparator Konstantinosun bir baka yanldr. Dalmaya, Bosnann kuzey ve dou snrlarnn bittii yerde biter. Eer Tuna boylarna kuzeyden ulalyorsa, burada artk Pannonia eyaletine girilir. Eer bunun daha dousu, imdiki Belgrat etraf kastediliyorsa, buras da hi Dalmaya olmamtr, Sirmium eyaletine dahildir. Dolaysyla Konstantinosun Bosna blgesi ile dalk Paganiay telif edememesini anlayabiliriz. Bylece elimizde birlikte dnlmesi gereken iki veri var: (1) Bosna blgesi, (2) Bir ara Srp ynetimine girse de, Srp asll olmayan, dalk bir blgede yaayan ve Hristiyanla direnen Paganlar (Arentanlar). Pagan kelimesini Konstantinos, Slavlarn dilinde vaftiz olmam (kfir) anlam ile aklyor (s.164-165). Roma (Bizans) dilindeki Arentan ismi ise burada yaayan eski bir llir kabilesine izafeten verilmi olmal. Bu bir Bizans geleneidir. Bir rnek olarak, 13. yya girildiinde bile Srplara, 1500 yl nce ayn topraklarda yaam kk Tribal kavminin ad veriliyordu (Niketas Khoniates: 11). Konstantinosdan hemen sonraki dnemde de Srplarn ismi doal olarak Tribal idi (Psellos 218). imdiki Bosnann o dnemde hangi ksmlarnn Srp ve Hrvatlarn elinde kaldn bildiimiz iin, arada kalan Orta Bosnaya Paganlar yerletirmekten baka yol kalmamaktadr. Bylece 10. yy. banda, ayr bir etnos oluturmu halk ile birlikte, bir lke olarak ekirdek Bosnann var olduuna hkmedebiliriz. Bura halk, Bizansllarn Arentan kelimesini veya kfir anlamndaki Pagan kendilerine isim olarak benimsemeleri sz konusu olamayaca iin, yaygn bir Slav uygulamasna binaen, yaadklar yerin ismini almlar ve Bonjan, Bonjak ve daha sonralar Bosanac isimlerini tamlardr.

109

bilig 2002 Gz Say 23

Bamsz Devlete Kadar Siyas Sre Roma imparatorluunun Orta Tuna boylarna dayanan snrlardan geri ekilmesi ve Pannonia eyaletinin bir ksmn kaybetmesi Sarmat dnemine kadar gider (Durmu, 1997; 54-58, 83-88). Daha sonra Hunlarn nnden kaan Gotlar ve Pannoniada slenen Hunlar buralarn hkimi olmulardr. 6. yyn ikinci yarsndaki Avar aknlar baladnda burann Bizans ynetiminde olduu anlalyor. Balkanlarn Islavlamasnda en nemli rol Avarlara aittir (Bu konuda Trkede yeni bir alma olarak bkz: Zivkovid, 2002). Orta Avrupadan gelerek Avar gzetiminde bu topraklara yerleen Slavlarn bana ban ve jupan denilen Avar asll yneticiler getirilmi ve kalc ve gl bir merkezi ynetim oluturulmutur. Ancak Avar devletinin dayand tek Asyal/Trk unsurun kendileri olduunu dnmek yanl olur. Orta Avrupaya gelileri srasnda Avar-lar, bugnk Ukraynada yaayan bir Bulgar topluluu olan Kutrigur/Koturour Trklerinin nemli bir ksmn beraberlerinde getirmilerdir. 578 ylndan balayarak Bosna ve Dalmayay Avar devleti adna igal edenler bu Trklerdir. Koturourlarn Avar devleti iinde yksek kademeler elde ettikleri anlalyor ki, 630-631 ylnda kaan ldnde yeni kaann kendilerinden olmas iin bir isyan bile balatmlardr (Szdeczky-Kardoss, 2000: 285, 293). Avarlarn ok fazla insan gcnn olmadn da hesaba katarsak, tara ynetiminde Koturourlarn nemli bir yeri olduunu dnebiliriz. Bunlar Ukraynadan btn obalaryla birlikte getirilmilerdir. lk igali 10 bin savann yapmasna, bunlarn fetihten sonra ailelerini de yanlarna alm olma ihtimalini eklersek, Bosnada sadece bir ynetici ve askeri zmrenin deil, kayda deer bir Koturour nfusunun olduuna da hkmedilebilir. Nitekim 15. yydan iki Rum kayna Hersekte yaayan Kudugerlerden bahsetmektedir. Chalkokondilias eserinde Sandaljin (o zamanki Hersek hkimi, O. K.) lkesinde Kuduger denilen kimseler yaar derken, Fatihin atad ilk bapatrik olan Gennadios da bir mektubunda ayn yerde yaayan Kudugerlerden haber vermektedir. Bunlarn Koturour/Kutrigur olabileceklerini ilk kez Srp tarihi Vaso Glusac yazmtr (Babi, 1972:38), Btn Bosna iinde Sandaljin lkesi Hristiyanla kar direniin kalesi durumunda idi. Bunu Tuna Bulgar devletinde, zellikle Omurtag Han zamannda, Slav tebaann hzla Hristiyanlamas karsnda Trk asll Bul-

110

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

garlarn direnmesi, ve din mcadelesinin bir sre sonra Trk-Slav i savama dnmesi ile karlatrabiliriz. 250 yl boyunca etraftaki btn kavim ve devletlerle sava halinde olan Avar gcnn son dnemlerde geri ekilmesiyle Bosnadaki ban ve jupanlar zerinde otoritenin kalmad gzleniyor. Bu devletin 8. yy. sonunda ortadan kalkmas Avar veya Bulgar asll Bosna beylerini ortada brakmtr. N. Klaie gre, Franklarn gelerek Avarlar ortadan kaldrmasndan ok nce Bosna beyleri fiilen bamsz hale gelmilerdi (N. Kla-16, 1989:33). Avarlardan sonra byk glerin Bosnaya hkim olup olmadklar kesin bilinmiyor. Bulgarlar ve mttefikleri Franklar, Orta Avrupadaki Avar yurdunu kendi aralarnda paylamlardr. Her ikisinin de Bosnaya girdiine dair bir haber yoktur. Bizans hkimiyetinin ksa bir sre iin de olsa ihyas dnlebilir. nk mparator II. Mikhail zamannda (820-829) Bizansn ite ve dta yaad skntlardan istifade eden Dalmaya sahilindeki yerler ile i blgelerin bamszlklarm ilan ettikleri haberi gemektedir (Constantine: 124-125). Bunlarn arasnda Paganlar da gemektedir ve Bizans hakimiyetinden kurtularak bamsz olmulardr. O dnemde Bosnann siyas bir varlk olduuna dair yine 2. Mikhail zamanndan, ayn eyi. syleyen iki gl haber daha gelir. Avar devletini yktktan sonra Hrvatlar zerinde de hkimiyet kurmak isteyen Franklar, sonunda 822 ylnda Hrvat knezi Ljudevioi kamaya mecbur ederler. Lju-devit kat yerdeki yneticiyi ldrr ve yerini alr. Oradan Franklarla diplomatik iliki kurmaya alr. Hemen btn tarihiler, onun kat yerin Orta Bosna olduu zerinde hemfikirdir (N. Klai, 1989: 57). Bu haberi hem Frank yllklar, hem de Ljudevitin kendi vakanvisi verir. Her ikisi de Latince olan bu yazmalardan birincisi ldrlen yneticinin unvann dux, ikincisi ise princeps olarak verir. N. Klaie gre bu unvanlar, o dnemde kullanlan jupana (Zupan) kar gelmektedir (s. 58). O dnemdeki ve daha sonraki genel kullanma dayanarak, dk ve prens sanlarnn Slav dnyasnda knez ile rttn rahata syleyebiliriz. Knezlik ise aka, bamsz veya zerk, bir ekilde devlet anlamna gelmektedir. mparator Konstantinosun bahsettii 2. Mikhail zamannda bamsz olan Slav devletleri arasnda bu erken Bosna devletine uyabilecek olan sadece Paganlar vardr. Bylece, bizim Paganlarn Neretvallar deil, Bonaklar olduu eklindeki tezimiz bir destek daha kazanmaktadr.

111

bilig 2002 Gz Say 23

Buradaki sorun, Drinadan Vrbas nehrine kadarki geni blgenin 9. yyda hala genel bir isminin yerlememi olmasndan kaynaklanmaktadr. Bosna o dnemde kk bir toprak parasnn ismidir. Halbuki ortada douda Drinadan batda Vrbasa, kuzeyde Savadan gneyde Neretvann yukar akntsna kadar uzanan, Bat Balkanlar nazara alndnda olduka geni bir lke vardr. Konstantinos bu lkeyi tanmlamakta glk ekmektedir. Frank yllklar ise Bizanstan aldklar bir terimle ii zmektedirler. Bir Frank kaynanda 838 ylnda Sklaviniaya hkmeden Knez Ra-timirden bahsedilmektedir (Imamovi, 1997: 26). Bu lkenin Bosna olduu aktr, zira Frank kaynaklarnda Hrvat ve Srp topraklarndan bunlarn kendi isimleri ile bahsedilir. Buras Sava nehrinin kuzeyindeki Hrvat arazisi Slavonya (Slavonija) blgesi de olamaz, nk Slavonya o yllarda zaten Frank egemenliinde idi. Dolaysyla bu Sklavinia Bosna idi. Buradan Bosnadaki siyas yapnn kklemi olduunu anlyoruz, zira 16 yl nce kaak Hrvat kral Ljudevif in buradaki knezi ldrm ve ksa bir sre iin yerini alm olmas, siyas bir kopuklua yol amamtr. Ljude-vit ldrldkten sonra Bosna devleti kald yerden devam etmitir. Bizans kaynaklarnda Sklavinia () Balkanlarda Slavlarn eline geen ve fiilen Bizans ynetiminin son bulduu, ancak zerinde hkmranlk iddias srdrlen topraklar iin kullanlr (Ostrogorsky, 1995:88). Ancak Slavlama dalgas tamamlanp yarmada etnik istikrar kazandktan hemen sonra Slavlar devletlerine veya blgelere gre isimlendirilmi, Sklavinia kelimesi kullanmdan dmtr. rnein Konstantinosda artk bu genel tabir gemez. Yalnz Peloponnesteki Slav kolonileri iin bu tabir uzun sre kullanlmtr, nk buradaki Slavlar bir taraftan uzun sre bamszlklarn korumular, te yandan da, bir devlet kurarak kendilerine siyas bir isim alamamlardr. Bosna iin Frank kaynaklarnda bu tabirin kullanlmas da isimsizlikle aklanabilir. Bosnadaki siyas olgu / devletik bu dnemde bir ekilde uluslararas nem kazanacak hale gelmitir, ancak henz Bosna adn tayan corafya birka vadiden ibarettir ve byle bir ihtiyaca cevap verecek bir lke deildir. Konstantinosun verdii bilgilerden Bosnann 10. yyda hala Bizansn nazara almayaca kadar kk olduu anlalyor. Ama en azndan artk Sklavonia deildir. Bir sonraki yzylda ise Bosna artk Bizans diplomasisinin gznde Balkanlardaki glerden biridir. Karadal bir papazn hazrlad (tahminen 1149), Karada yll (Duklijanski letopis) denen ilk Yugoslav vakayina-

112

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

mesinde ise Bosnann ismi Hrvat ve Srp devletleriyle eit arlkta anlr (Imamovi, 1997: 25). Bylece, Avarlarn ekilmesinden itibaren Bosnann, en azndan ekirdek arazisinde bamsz bir siyas yapya kavutuu anlalyor. Bu yapnn bir takm kk kesintilerle birlikte, ki bu kesintiler Hrvat ve Srp devletlerini fazlasyla etkilemitir, kaynaklarda ilk Bosna bannn isminin getii 12. yy ortalarna kadar, 300 yl boyunca korunduuna dair deliller vardr. Devlet geleneinin tekml noktasndan bakldnda ise, tartmalar balamaktadr. Bir taraf Bosnann devletlemesini hayli geciktirmeye ve komulara nazaran geride gstermeye alr. Hrvat tarihi Knezovide gre, d glerin darbesine ak yerlerde, yani Srbistan, Hrvatistan ve Karadada devletleme abuk gereklemi, kendisini doal olarak koruyan Bosna ise uzun sre buna ihtiya duymamtr. 12. yydan nce bir Bosna devletinin varln kabul etmeyen Knezovi, Karadan Bizans ve Hrvatistann Macar ynetimine girmesinden sonra ortada kalan Bosnann devletlemek mecburiyeti hissettiini iddia eder (Knezovi, 1942: 182). Bu konuda insafl davranan Srp tarihi irkovi ise, Konstanti-nosun verdii bilgiyi, Bosnann Srbistann bir paras olduu eklinde yorumlar. Karada yllna dayanan irkovie gre, Bulgar ar Simeonun lmnden sonra Srp devletim ihya eden caslav, Bosnay da kendi ynetimine almtr ve Konstantinos ite bundan bahsetmektedir. aslavn Macarlarca ldrlmesinden sonra Bosna devlet olarak ortaya kmtr. Ancak Avar zamanndan beri bir Bosna ban vardr ve bu kii Avar aslldr. irkovi 1964:40-41). Bosnann devlet payesini almasn geciktiren tarihilere ok kzgn olan N. Klai ise, dierleri gibi irkovie de kendi tutarszlklarn gstererek yklenir: Eer Bosna Avar zamanndan beri banlk ise, devlet geleneini gelitirmek iin neden aslavn lmn bekledi? (N. Klai, 1989: 14). Klai daha da ileriye gider: Bosnann siyas geliimi Srp ve Hrvatlarla ayn zamanda balamtr, ama bu ikisinde d glerin mdahaleleri sebebiyle sk sk devletin varlnda kesintiler olurken, savunma kolaylklar sebebiyle Bosna byle bir eye maruz kalmamtr (N. Klai, 1989: 34). Burada kesin olan bir nokta var: Baka bir devletin ynetimine girmesi Bosnadaki banlk messesesinde kesintiye yol amyor. Ljudevitten nce ve sonra burada bir ban olduu gibi, aslav zamannda da, ismi anlalan Ratimir olan bir ban vard. Yani bazen bamsz, bazen de zerk bir

113

bilig 2002 Gz Say 23

yap olarak Bosna devleti, en azndan hanln Avar bakenti ile balantsn kaybetmesinden itibaren vard. aslav sonrasnda Bosnann nispeten geni bir araziden olutuu grlmektedir. Bunun delili Hrvat Kral Kresimir ile Bosna ban arasnda 968 ylndaki savan Vrbas nehri boylarnda yaplmasdr. imdiki Banja Lu-ka kentinden geen Vrbas, tarih Hrvatistann dou snrdr. Kresimirin saldrgan taraf olduunu da dnrsek, Bosna snrnn aslnda daha telerde olduunu dnme imkn doar. Kresimir, Bosna bann yenerek ksa bir sre de olsa buraya hkim olmutur (Knezovi, 1942:186). Bosnann ksa sreli yabanc hkimlerinden biri de, Bizans tarafndan yutulan Bulgar devletini diriltme gayesinde olan Makedonyal Samuildir. 976 ylnda kard bir isyan sonunda kendisini beklenmedik ekilde byk bir Slav devletinin banda bulan Samuil, ksa sreli de olsa (1014e kadar) tarihteki en byk gney Slav devletini kurmu ve sadece Hrvatlar ve Slovenler darda kalmtr. Ancak Bulgar kasab unvanl Bizans imparatoru II. Basileus, Samuili ve devletini ortadan kaldrnca, Bosna da Bizans ynetimine dmtr. Bu dnemde Bulgaristan ve Makedonya dorudan merkeze bal thema tekilt iinde rgtlenirken, Bosna, Hersek, Karada ve Srbistan, Bizansa bal (vassal) olarak devlet statsn korumulardr (Ostrogorsky, 1995:290). II. Basileustan sonra Bat Balkanlardaki Bizans hkimiyetinin hkmn yitirdii anlalyor. Karada (Doclea, Duklja) knezi Stefan Vojislav tam bamszlm iln edince, Bizans gleri Srp, Bosna ve Hersek ordularnn da yardmyla onu ezmeye alm, ancak Vojislav mttefik ordular yenip Bizansllar kovduu gibi, olu Mihailo lkesine saldran komusunu da cezalandrm ve topraklarn ele geirmitir (irkovi, 1976: 130). Bylece Bosnada yine ksa sreli bir Karada hkimiyeti dnemi balamtr. Buradaki bir gerek Bosnann Bizansa ballk statsn sorgulamay gerektirmektedir. nk mparator, Vojislava kar yardmn temin iin Bosna banna hayli para vermek zorunda kalmtr. Bal bir devletin byle davranmasn dnmek zordur. Dolaysyla, Knezovidin belirttii gibi, Basileustan sonra Bosnann bamsz olduunu dnmek daha yerindedir (Knezovid, 1942:187). Karada ynetiminden kurtulduktan sonra Bosnann glenmi olarak ortaya kt anlalyor, 1102 ylnda Hrvatistan bir antlama ile tamamen Macar devletine katlm, bunun zerine Bizans kendi topra gr-

114

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

d Bat Balkanlar alabilmek iin hem Macarlar, hem de aradaki kk devletlerle zorlu bir savaa balamtr. Bu esnada Bosnallar Macarlarn mttefiki olarak gryoruz. 1153 ylnda Bankn adl bir Bosnal bajupan Bizans tarafndan esir edilmitir. Bu kiinin ismi Nikates Khoniates ve Ioannes Kinnamosta geer. Kimi tarihiler bu kiinin aslnda nl Ban Kulin olduunu, Bizansl yazarlarn Bankilin(os) yazarken l harfini drdklerini iddia ederler (Perojevi, 1942a: 201). Ancak iki sebeple bunu dnmek zordur. ncelikle, iki yazar da ayn hatay yapm olamazlar. Dahas Ban Kulinin 1180-1203 arasnda Bosna tahtnda olduunu biliyoruz. Kulin 1153 ylnda bajupan, stelik gl ve olgun bir sava idiyse, daha sonraki dneminde ok ihtiyar olmas lzm gelir ki, kaynaklarda byle bir bilgiye rastlanmamaktadr. Bankin ismini blgedeki herhangi bir dil ile aklamak da byk zorluklar iermektedir. Kimlii tam belirlenemeyen Bankinden sonra kesin bilinen ilk Bosna ban Boridin ismi geer. Kaytlarda onun kesin banl 1154-1164 yllar arasndadr. Tpk Bankin gibi o da Macarlarla birlikte Bizansa kar savamtr. Yine Bankin gibi, Macar kralnn bals deil, mttefiki olarak anlr (Imamovi, 1997: 30-31). Geri bu dnemden sonra sadece Bosna deil, Srbistan ve Macar topra haline gelen Hrvatistan da dahil btn Balkanlar, Bizans hakimiyetini ihya etmek iin rpnan 1. Manuel Komne-nosun (1143-1180) idaresine girmitir (Ostrogorsky, 1995: 358). Ancak yine merkez idare salanamamtr, ki Balkanlarn yerli yneticileri yerlerinde kalmtr. Dolaysyla, Manuel ynetimi de Bosna devletinde kesintiye yol amamtr. stelik Bosna artk iki gl komusu Srp ve Hrvatlarn arazisi kadar geni topraa sahip bir devlettir. ok uzun sredir Dri-na boylarnda olan devletin dou snr, batda tarih Hrvatistann iinde yer alan Livnoya kadar uzanmtr ve Macar krallarnn fermanlarnda kendi topraklan olarak geen Bat Bosnadaki Rama ve evresi de Bosna hanlna dahildir (Perojevi, 1942a: 203). Bu dnem artk Bosnann devlet oluuna kimsenin itiraz etmedii bir dnemdir ki, Ban Kulinden sonra, 1463 ylndaki Trk fethine kadar kesintisiz olarak Kotromani soyadn tayan kimseler bu lkeyi ynetmitir. Devletin Nitelii ve Banlk /Krallk Soyu lkenin sahip olduu zgn sosyopolitik yap aynen devletin temellerine de yansm, ortaya btn kurumlaryla hazr, ancak komularndan

115

bilig 2002 Gz Say 23

farkl bir Ortaa devleti kmtr. Burada gl bir merkez otorite dnmek sz konusu olmad iin, gerek lkenin idari blm, gerekse devlet kademelerindeki grev taksimat kurulu dzenin snrlar erevesinde belirmitir. Yani, dorudan kabile mirasna (plemenita batina) dayanan, te yandan Avarlarn jupanlklar etrafnda rgtledii arazi, 12. yyda Bizans arazisinde belirginleen ve Balkanlara da yaylan feodalleme srecinde birer derebeylik arazisine dnm, bunlar Avar zamanndan kalma bir siyas kurum olarak banlklar altnda bir araya gelmi, nihayet en nemli ve merkez banlk olan Bosnann dierlerini kendi ats altna almasyla devlet teekkl etmitir (Imamovi, 1997: 2729). Bu ynleriyle Bosna devletini bir gnlller birlii, tam anlamyla bir federasyon olarak nitelemek mmkndr. Kotromani slalesi etrafnda devlet bilin ve geleneinin iyice yerlemesinden sonra federal birimler en azndan zihniyette daha ok merkeze bal hale gelmiler, dolaysyla darya kar Bosnann paras olmulardr. Bu, belirtildii gibi, tamamen bir anlay ve gelenein rn idi; kraliyet erkinin herhangi bir ekilde asker-siyas anlamda merkeziyet salamas hibir zaman mmkn olmamtr. Bosna devleti bir birlik olduu iin, ynetimi de buna uygun bir aygt ile gereklemitir. Byk ve kk derebeylerinin (vlastelji, velmozi) ve din adamlarnn biraraya gelmesiyle oluan meclis (Stanak), kraliyet veya banlk erkinin zerinde siyas gce sahip olmutur. Bosnada kraliyet irs deildi. Ne kral, ne de olu gelecek kraln kim olacan bilmiyorlard. Kral Stanak seerdi, ancak hanedandan olma art aranrd. Grevini yapamayan kraln tahttan indirilmesi, hatta ldrlmesi grlmedik olaylar deildi (Babid, 1972:17; Kulenovi, 1996: 51). Bu ynyle Bosna krallnn siyas yaps aynen bozkr Trk ynetimlerini, en ok da bozkr geleneini ok ksa bir srede yerleik hayata uygulayan Hazar devletini andrr. u farkla ki, Trkler birlie dahil olan lke ve boylarn zerine hakan slalesinden (Ana soyu) yneticiler atamakta srarl davranmlardr. Bosnada ise banlk ve jupanlklarn yneticileri Avarlar zamannda atanm eski ve kkl ailelere dayanyor, sonradan deitirilemiyordu. Hatta topraklar dahi alnarmyordu (Babi, 1972:10). Bylece Bosna devletinin iki temele dayand grlyor: a) Savunma ihtiyac ile derebeylerin bir araya gelmeleri; b) Banlk, daha sonra da krallk slalesi olan Kotromaniler. Savunma ihtiyac izaf bir kavramdr. Bir de-

116

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

rebeyi karnn komu devlet tarafndan daha iyi korunacana inand anda saf deitirebilir. Nitekim Ortaadaki Bonak-Hrvat ilikileri, bir bakma derebeylerinin karlkl saf deitirmelerinin tarihidir. Dolaysyla, jeopolitik ve jeokltrel etmenlerin zorlamasyla ortaya kan Bosna devletini, Kotromanilerin ayakta tuttuunu sylemek mbalaa olmaz. Bu hanedann halk nazarndaki meruiyet ve itibarn da nazara alan Mustafa Imamovi, Ortaa Bosna devleti onlarla birlikte var ve onlarla birlikte yok olmutur demektedir (Imamovi, 1997: 21) Bir dier Bosnal tarihi Enver Imamovie gre Kotromani slalesi devletin kurulduu 8. veya 9. yydan ykld 1463e kadar, yaklak 600 yl Bosnay ynetmitir (E. Imamovi, 1996: 21). Devletin kuruluu hakknda bu kadar gerilere gitmek mmkndr ancak Imamovi btn bu sre iinde Kotromanielerin bata oluunu hangi dnce ve kaynaklara dayandrdn aklamyor. Bu konuda Nada Klaiin deerlendirmesine bavurulabilir. Ona gre, Bosnann ban ve jupanlarn hibir d g deitirmemitir (N. Klai, 1989: 25). Yani Avarlarn atad yneticiler, ki Slav deil, muhtemelen Avar veya Bulgar (Koturour) asll idiler, ve onlarn soyu Bosnay yklna kadar ynetmilerdir. Aada tartlacak bir vaka dnda tarihiler bu fikre itiraz etmemektedirler. tirazlarn kaynanda banlk hanedanlarnn srerlilii deil, bu yerel ynetim birimlerinin devlet saylp saylamayaca vardr. smi ilk bilinen Boriten itibaren 1.5 Kotromani Bosnay ynetmitir. Bunlarn yedisi ban, yedisi kraldr. Bir de kralie vardr. Srasyla banlar Bori, Kulin, Stjepan, Matej Ninoslav, Prijezda, 1. Stjepan Kotroman ve 2. Stjepan Kotromani, krallar ise Stjepan 1. Tvrtko, Stjepan Dabisa, Kralie Jelena Gruba, Stjepan Ostoja, Stjepan 2. Tvrtko, Stjepan Ostoji, Stjepan Tomas ve Stjepan Tomaevitir. Kotromanilerin Asl Kotromanilerin asl hakknda ak bilgimiz yoktur. Batan beri grld gibi, deiik aralklarla karmza kan kaytlar, imdiki Saraybosna ile Zenica arasndaki arazide srekli bir ynetim birimi olduunu gsteriyor ve buradaki yneticilerin deitirildiine dair hibir kayt yok. Hanedann asl hakkndaki tek tarihi bilgiyi, ge bir dnemde yazan Dubrovnikli Mauro Orbini verir (Kraljevstvo Slovena, 1968:141). Ona gre, Kulin Ban lnce Macar kral, Alman Kotroman isimli bir komutann Bos-

117

bilig 2002 Gz Say 23

naya gndermi, buray basz ve savunmasz bulan Kotroman kolayca ele geirmi, Macar kral da onu ban olarak atamtr. Daha sonraki aratrmalarda Dubrovnik arivlerinde bu ynde eski bir belge bulunmutur. Bu belge Dubrovniklilerin 1432 ylnda Bosna kralna gnderdikleri bir hatrlatma yazsdr. Mektup Bosna ile Dubrovnikin dostluklarnn. ok eskilere dayandn, nceki yneticilerin Dubrovnikin kymetini bildiini, bu anlayn btn Bosna krallarnn atas olan Kotroman Gota dayandn, onun kendi akrabas olan Macar kralnn Bosnaya yardm etmesini saladn ve Kotroman Gotun Dubrovniki kendi vatan gibi belleyip iyi ilikiler kurduunu sylemektedir (E. Imamovi, 1996: 22). Mauro Orbini bu kayna veya bu yndeki bir inan ve sylenceyi kullanm olabilir. Bu iddiaya dayanan bata Alman tarihiler pein olarak Kotroman slalesinin Alman asll olduunu kabul etmilerdir. Buna lave delil salamak iin de ismin sonundaki -man ekinin Almanca olduunu sylemilerdir. Ancak bu ekin Almancaya mnhasr olmas sz konusu olmad gibi, baka bilgiler bu mektupla elimektedir. Elimizdeki isim listesine gre, eer dardan geldi iseler, ilk Kotromann Prijezday izleyen Stjepan 1. Kotroman olmas gerekir ki, onun olu Kotromani soyadn tamtr. Kulin Ban 1203 ylnda lmtr. Stjepan 1. Kotroman ise tahminen ve en erken 1270te tahta gemitir (Perojevi, 1942b: 234). Arada telafi edilemeyecek kadar bir zaman fark vardr. 14. yyn ikinci yarsnn efsanevi Bosna kral Tvrtko, bir kilise toprayla ilgili bir fermannda, amcasnn (dolaysyla babasnn) dedesi Prijezdann verdii hkm yenilediini belirtmektedir. Dolaysyla, tarihte geen ilk Kotro-mandan ncekiler de ayn slaleden idiler. Bir Papalk belgesi bu slaleyi ok daha ilerilere gtrmektedir. Papa 2. Gregoriusun 1233 tarihli mektubunda, Ban Ninoslav ile ondan sonra gelen Prijezdann ayn soydan olduklar belirtilir. Mektupta Ninoslavn atalarnn Bosnay eski zamanlardan beri ynettikleri sylenir (E. Imamovi, 1996: 23). 1233 ylnda Kulin Ban, hatta Bori zaman bile eski saylamaz. Dolaysyla, Bosna krallk soyunun bilinen isimlerinin hepsinin ayn soydan olduu ortaya kt gibi, bu soy bilinmeyen dneme de uzanmaktadr. 1. Tvrtko bunu do-rularcasna, bir baka mektubunda, (bir lke olarak) ortaya kndan beri kendi soyunun Bosnay ynettiini syler (E. Imamovi, 1996:23).

118

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

Ayrca Bori ten sonra gelen Kulin Ban ve halefleri mill bir siyaset izlemiler ve, kimi zaman gl Macar ordusundan ekinip teslim olsalar da, hi bir zaman Macar kralnn atad bir vali gibi davranmamlardr. Bonak-Macar savalarnn yzlerce yl kesintisiz srmesi bunu gsterir. Bu soyun yerli olduuna inanan E. Imamovi, Bosna krallnn da ayn corafya merkezli neet ettiine iaret ederek, bugn Saraybosna havaalan yaknlarnda bulunan ve Konstantinos Porphyrogenitusda da geen eski Kotorac yerleiminin Kotrornanilere isim vermi olabileceini syler. sim yle bir gelime izlemitir: Kotorac - Kotorani - Kotromani (E. Imamovi, 1996: 24-25). Ancak byle bir ses deiiminin bu corafyada pek rnei yoktur ve bir ban / kral soyunun ismini eski tam haliyle muhafaza edememesini dnmek zordur. Perojevide gre, 13. yyn ikinci yarsnda banlk yapan Stjepan Kotromann Arpadllar (Macar), Anjulular (Napoli-Norman, Macar), Nemanjallar (Srp) ve Subiler (Hrvat) gibi Orta Avrupann nl aileleri ile akrabalk kurmu olmas, Bosna banlk slalesinin kkeni hakknda sonradan kafa karklna ve bir takm hikyelerin uydurulmasna sebep olmutur. Ona gre, Macaristandan gelen Alman asll Kotroman hikyesi tarihi gereklerle badamamaktadr. nk Kotromaniderin bu tarihten ok nce de Bosnada yaadklar bilinmektedir. Hatta Hrvat tarihi Perojevi, bu slalenin deil Macaristan, Hrvatistana bile balanamayacan sylemektedir (Perojevi, 1942b: 236). Bu konuyla ilgili ilk mstakil almay yapan Macar Thalloczy de Kotroman soyunun aslen Bosnal olduuna inanr ve Orbininin Alman kkeni hikyesini kendisinin rettiini veya bilmediimiz bir kaynaktan naklettiini syler (Thallczy, 1914: 66-70). Ancak Thallczy bunu yazdnda yukarda geen Dubrovnik mektubu henz bilinmiyordu. Aslnda Orbini, Alman rivayetiyle tarihi bir vakaya iaret ediyor ama tarihleme hatas yapyor. 12. yyda Bori zamannda bir Kotromann ad gemektedir. Kral II. Gza zamannda Macarlar ve Bonaklar birlikte Bizansa kar savarken, Gzann lmyle Macaristanda taht kavgas balar. Bori bu esnada 4. Istvn tutar ama mcadeleyi II. Gzann olu III. Istvn kazanr. Ardndan da kendi muhaliflerini, bu arada Borii cezalandrr. Komutanlarndan Gotfrid adl bir Alman Bosnaya gnderir. Sonuta Bori yenilir ve Bosna tahtna Macar destei ile Kotroman adl birisi geer (1163). Yani Bosna taht bir Almann eliyle el deitirir ama tah-

119

bilig 2002 Gz Say 23

ta geen Alman deildir (orovi, 1925:16-17). Bu olayn tam aydnlanrnasryla aslnda Bosna tarihinin eksik bir halkas daha tamamlanacaktr. yle ki, Borid 1163te ekilir; ondan sonra gelen Kulin Ban ise muhtemelen 1180 ylnda Manuel Komnenosun destei ile tahta kar. Arada nemli bir boluk vardr. Bylece, bu tarihler arasndaki bann veya banlardan birinin Kotroman olduuna hkmedebiliriz. Daha sonraki Bosna yneticileri byk ihtimalle bu Kotromann ismini soyad yapmlardr. Bylece Alman kuram geerliliini yitirmektedir. Kotromanilerin Srp veya Hrvat olduu yolundaki savlar ise, kaynan dorudan Bosna halknn zaten Srp veya Hrvat olduu iddiasndan alr. Burada da Kotromaniler lkenin yerlileridir. Ancak, byle bir iddia, Ortaadaki Bosnallarn Srp veya Hrvat asll olduklar fikri, yukarda getii gibi, temelinden yanl ve anlamsz olduu iin burada tartma konusu yaplmayacaktr. Bu hanedann yerli olduuna hkmettikten sonra uzak kklerini Avar ve Bulgarlara balamak iin bir engel kalmamaktadr. Yukarda getii gibi, Avar ynetiminde banlk ve jupanlk denilen idar birimlerle ynetilen Bosnada, bu yneticilerin Avar veya Bulgar asll olmas tabi idi. Buna hibir tarihi itiraz etmemektedir. Avar devleti 8. yy. sonunda ykldktan sonra Frank, Bulgar veya Bizans egemenliine girenler hari, pek ok banlk ortada kalmtr ve bunlarn ou Bosnadadr. Daha sonraki dnemlerde kimse bunlar deitirmemitir. Avar devleti ykldktan 600 yl sonra bile banlk ve jupanlk messeselerinin yaamas ve tarihte iz brakmas (20. yyda, Krallk Yugoslavyasnda lke banlk -banovinadenilen idar blmlere ayrlmt; bugn Hrvatistan ve Bosnann Hrvat ounluklu blgeleri zupanijalara ayrlr), aslnda messese ve dzenin deil, mahall hanedanlarn iktidarlarnn srerliinin gstergesidir. Bugnk Bosnann ok kk bir ksmn, Saraybosna-Visoko-Zenica hattn oluturan Bosna banl da bunlardan biriydi. Meselenin tamamen Kotroman kelimesinin kendisinde dmlendii anlalyor. Bu kelimeyi Slav dillerinde aklamak mmkn olsa idi, Alman tezi belki hi dayanak bulmayacakt. Yukarda bir rnekte getii gibi, anlam bilinmeyen Kotor- adl yerleimlere dayandrlan zayf birka aklamadan baka bu konuda bir neri yoktur. Bu da meseleye tam zm sunmaz, nk Avusturyadan Karadaa kadar blgede pek ok Kotor vardr. Dolaysyla Kotromaniler ok saydaki kotordan herhangi birin-

120

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

den olabilirler. Nitekim bir 15. yy. belgesinde geen Avusturyann gneydousundaki Kotrou adl yerleime dayanan kimi Alman bilginler, bunu Bosna krallk slalesine balamlar ve Alman kuramna bir destek daha bulduklarn iddia etmilerdir (E. Imamovi, 1996: 25). Eer blgede bir dnem sadece ynetici tabaka olarak deil, nfus olarak da kayda deer bir Avar-Bulgar varl sz konusu idiyse, yer ve kii adlarnda bunlarn izini srmek gereklidir. Zira onlar gibi ynetici olmayan, bu topraklara tabi olarak yerleen Peenek, Ouz ve Kumanlar bile alacak kadar ok fazla yer ve kii isminde izlerini brakmlardr. Hatta Hazarlarn Bosnaya geldiklerine dair hibir ipucu yok iken, bu lkenin kuzeybatsndaki bir kasaba Kozarac (Hazarl, Hazar aslndan) ismini tamaktadr. Kotroman kelimesi ilk anda Avarlar tarafndan Bosnaya gnderilen Koturourlar (Bizans kaynaklarnda Kutrigur) akla getiriyor. Bunlarn bakiyesi olma ihtimali yksek Hersekli Kudugerlerden yukarda bahsedilmiti. Bu Trk Our topluluunun ismindeki kotur, Kagarlda boaltmak, aktarmak anlamndaki bir fiil olarak geer (II: 7273,164,170). Bunu bugn biz kotarmak ekliyle kullanyoruz. Kutur ise haddini amak, azmak, marmak anlamndadr (II: 73). Bu anlam bugn bata Krgzca birok Trk dilinde korunmaktadr. Trkiyede ise anlam daralmasna urayarak yalnzca bir hayvann srmas sonucu kudurmak anlamna gelmektedir. Eski Bulgarcada da bu fiilin zapt olunamamak, yerinde duramamak manasyla kullanldn varsayabiliriz. Bu kelimenin Trklerde kii ismi olarak kullanldnn rnekleri vardr. Uygurlarn G Destannda kutsal ktan doduu sylenen be ocuktan birinin ismi Kutur Tigindk. Gnmz Uygurcasnda kotur uyuz, epel anlamna gelmektedir, ki genel Trkede de bu anlam tar (Tekin, 1987: 66; Clauson: 604). Talat Tekinin nerisinin aksine, Kotur kelimesi bu anlam tamasa gerektir. Byk Bulgar han Kubratn oullarndan birinin smi de Kotrag () olarak geer (Nikephoros: 88-89). Burada sondaki eki Omurtagdaki gibi kltme eki olarak (Tekin, 1987:53) grmek mmkn olduu gibi, Kotur-ok eklinde almak da mmkndr. Buradaki ok kelimesi byk ihtimalle boy, kabile anlamna gelmektedir. Bulgarlardan bir ksmnn da Kotraglar (Korpayo) adn tamas (Nikephoros: 88-89), bu adn hem kii, hem budun ad olarak kullanldn gsterir. Kotur isminin az dili konuan Trklerdeki kar-

121

bilig 2002 Gz Say 23

l kutuzdur. Bu isimle bir Memluk sultanm biliyoruz. Ancak bu ismi kutur-, kudur- fiiline balamak art deildir. Kagarlda kutuz kelimesi yaban sr, yak anlamyla geer (1: 365). Bu kelime ayn anlamyla ko-taz, kodas, kotos, kutaz, kotaz, kotuz gibi ekilleriyle hemen btn Trk lehelerinde geer (Clauson: 608). Bunun Trklerde kii ismi olmas ok tabiidir ve de bu kelimenin lir dilinde, yani eski Bulgar Trkesindeki karl kotur, kutur olacaktr. Dolaysyla, bata Koturourlar olmak zere, Dou Avrupada grdmz Bulgar bakiyesi Kotur-Kutur-Kotorla r yaban sr anlam ile aklayabiliriz. Bosnadaki Kotorac yer ad, Kotor mensubu, Katotlardan, Kotor1 demektir. Yani bir ahsn etnik kimliine, dolaysyla Kotor adl bir etnik toplulua iaret eder. Bunun karln yukarda geen Bulgar kabilesi Kotraglarda buluyoruz: Kotur-ok (Kotur boyu) ve oulu Koturour. Buradan Kotrornan kelimesine geebiliriz. Almancadaki gibi Trkede de insan anlamna gelen -man kelimesi / ekiyle yaplan kocaman, kaloman, toraman, kopraman, ataman gibi kelimeler pek oktur. Dahas, kimi ak rneklerde bu ek etnik sim yapmaya da yarar: Trkmen, Karaman, Yulaman (Bir Bakrt kabilesi). Kotroman kelimesi de Bonaka Kotorac kelimesi gibi Kotor kabilesinden anlamna gelmektedir. Bosnada Avarlardan kalan bir mahall hanedan ihtimalini gz ard etsek bile, ayn blgede bu kez Macar unsuru ortaya kyor. Bugnk topraklarna 9. yy. sonunda Kuzey Kafkasyadan Onour Bulgarlaryla birlikte gelen Macarlarn devletinde uzun sre hem Macarca, hem de Our Trk-esi konuulmutur. stelik Onourlar Macar devletinde ynetici tabaka idiler ve bugnk Hungar- kelimesi ve deiik dillerdeki benzerleri onlardan kalmtr. Bosna banlna erken dnemdeki bir Macar igali srasnda Kotur ismini tayan bir Trkn getirilmi olmas ve Kotroman hanedannn kkn ondan alm olmas da pekala mmkndr. Sonu Bosna Avrasya ile Akdeniz dnyasnn, Balkanlar ile Orta Avrupann, Dou ile Batnn bulutuu, kesitii ve att bir konumda bulunmaktadr. Bu konumu lkenin rahat etmesini engellemitir. Bu rahatszlk siyas kltre de yansm, uzun sre lke ve devlet kavram geliememitir. Avar devleti ktkten sonra bu arazinin gl devletler arasnda or-

122

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

tada kalmas, artk bir nevi tepki olarak nitelendirilebilecek Bosna siyas kltrnn oluumunu balatmtr. Bosna artk hi kimsenin deil, kendisinin olma yolunu semi, kendi devletini gelitirmi, bunun iin o dnemin en gl devletlerinden Bizans ve Macaristanla kesintisiz bir mcadeleyi dahi gze almtr, Bu mcadele, te yandan, halk iinde devletin, zellikle de bata bulunan Kotromani hanedannn itibarn artrm, bu arazide ilk kez tecrbe edilen devlet gelenei kklemitir. Devlet gelenei toplumlarn gelimesinde ok ileri bir aamadr, ancak bu gelenek ve devlet kavramyla tanklk yakn zamanlara kadar devletlemek iin kfi gelmiyordu. Ynetme meruiyetine sahip kiiler gerekliydi. Bunun iindir ki, ileri derecede milliyeti duygularla hareket eden ve modern ulus-devletlerini kuran Balkan lkeleri, Osmanldan bamszlklarm kazandktan sonra Avrupa saraylarndan kendilerine ynetici ithal etmek zorunda kalmlardr. Bunu Ortaada ok daha yerleik bir kural olarak grmek durumundayz. Bosnann devlet yapsn yerletirmeye alt gnlerde, son Arpadolu ldnde Macarlarn taht, kendi lkelerinin ynetimini Napolili Normanlara, srf Arpadlarla akraba diye Anju hanedanna vermeleri bu gerein ak bir ifadesidir. Bosnada ise bu meruiyete Kotromani ailesi sahipti. zellikle devletin son zamanlarnda kimi Bosna krallar gl derebeylerle mcadelelerinde yenik ve esir dmler, ok defa derebeylerin oyunca olmular, ama lkede btn iktidar ele geiren derebeyleri bile hibir zaman tahta oturmaya cesaret edememitir. Komu Srbistan, Hrvatistan ve Karadada ise byle bir hanedan bulunmamtr. Bu lkelerde gc ele geiren kimseler kendi hanedanlarm kurmular, ama bu hanedanlar daha gl kimseler geldiinde deitirilmitir. Bunun en byk sebebi, Bosnann bu komusunda devlet yaplarnn byk gler (Bizans, Bulgar, Macar ve Franklar) tarafndan sk sk ve uzun sreli olarak kesintiye uratlmasdr. Bosnada ise byle bir kesinti olmam, ok defalar gl bir bakente ballk arz etse de, tek bir hanedan ynetimde kalmtr. Bu hanedann halk nazarndaki meruiyeti ise Arpadoullar ile karlatrlabilir. Macarlarn bana Hazarlarn atad bir Bulgar-Trk hanedan olan Arpadllar gibi, Bonaklarn bana Avarlarn atad dier bir Bulgar-Trk hanedan olan Kotromanoullar da ynettikleri halka mal olmu, efsanelemi, devletleriyle zdelemi kiilerdir. Bu yzden Bosnada hala gzel gnler yad edilirken Kulin Ban zamanndaki gibi deyimi kullanlr.

123

bilig 2002 Gz Say 23

Kaynaklar Aneli, P., Studije o teritorijalno-politickoj organizaciji srednjovjekovne Bosne, Sarajevo, 1982. Babi, A., Iz istorije srednjovjekovne Bosne, Sarajevo, 1972. Budak, N. Prva stoljea Hrvatske, Zagreb, 1994. Clauson, G., An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford, 1972. Constantine Porphyrogenitus, De Administrando Imperio, ed. Gy. Moravcsik& R. J. H. Jenkins, Washington, 1967. irkovi, S, storiya srednovekovne bosanske drjave. Beograd, 1964. irkovi, S, Tsrna gora od docelavana slovena do pada pod Turke, Tsrna Gora. Yay. Mihailo Maleti Beograd, 1976. orovi, V., Pitane o poriyeklu kotromania, Proilozi za knijevnost, Yesik isteriyu i
folklor. Kn. V. Beograd, 1925. orovi, V., Teritoruyalni razvoy bosanske drjave u srednem veku. I, Beograd, 1925. orovi, V., Historiya Bosne, I, Beograd 1940.

Durmu, , Sarmatlar, Ankara, 1997. Fine, John V. A., The Early Medieval Balkans - A Critical Survey from the Sixth to the Late Twelfth Century, Ann Arbor, 1983. Goldstein, I., Hrvatski rani srednji vijek, Zagreb, 1995. Imamovi, E., Bosanska dinastija Kotromania, Bosanska srednjovjekovna drzava i suvremenost (zbornik radova), yay. Halim Mulaibrahirnovi, Sarajevo, 1996. Imamovi, M., Historija Bosnjaka, Sarajevo, 1997. Karatay, O., Hrvat Ulusunun Oluumu, Ankara, 2000. Karatay, O., Hrvat ve Srp Glerinde Our lgisi, Trkler (yay. K. iek - S. Koca - H. C. Gzel), c. 2, Ankara, 2002. Kagarl Mahmud, Divan Lgat-it-Trk Tercmesi, II, ev. Besim Atalay, 4. Bask, Ankara, 1998. Klai, N., Srednjovjekovna Bosna: Politiki polozaj Bosanskih vladara do tvrtkove krunidbe (1377. g.), Zagreb, 1989. Klai, V., Povijest Bosne do propasti kraljevstva, Zagreb, 1882. Knezovid, O., Bosna i Hercegovina od seobe naroda do XII. st, Povijest Hrvatskih zemalja Bosne i Hercegovine, C.I, Heyet yayn, Sarajevo, 1942.

124

Karatay, Bosna Krallk Soyu Kotromaniclerin Asl Hakkndaki Tartmalar

Kulenovi, M. Bosanski Stanak, Bosanska srednjovjekovna drzava i suvremenost (zborrdk radova), yay. Halim Mulaibrahimovi:, Sarajevo, 1996. Lukas, F., Bosna i Hercegovina u geopolitickom pogledu, Povijest Hrvatskih zemalja Bosna i Hercegovina, c. I, Heyet yayn, Sarajevo, 1942. Malcolm, N., Bosnia A Short History, London, 1994; Bonaka-Hrvata tercme Povijesti Bosne - Kratki pregled, Zagreb-Sarajevo, 1995; Trke tercme Bosnann Ksa Tarihi, stanbul, 1999. Mikhail Psellos, Khronographia, ev. In Demirkent, Ankara, 1992. Nikephoros, Patriarch of Constantinople, Short History, yay. Cyril Mango, Washington, 1990. Niketas Khoniates, Historia, ev. Fikret Iltan, Ankara, 1995. Orbini, M., // regno de gli Slavi hoggi corrottamente detti Schiavoni, Pesaro, 1601; Srpa tercme Kpa/beecmeo Cnoeena, Beograd, 1968. Ostrogorsky, G., Bizans Devleti Tarihi, ev. Fikret Iltan, 4. bask, Ankara, 1995. Perojevi, M., Ban Bori i Ban Kulin, Povijest Hrvatskih zemalja Bosna i Hercegovina, C.I, Heyet yayn, Sarajevo, 1942a. Perojevi, M. Prijezda I. Stjepan I. Kotroman, Povijest Hrvatskih zemalja Bosna i Hercegovina, c. I, Heyet yaym, Sarajevo, 1942b. Raukar, T., Hrvatsko srednjovjekovlje, Zagreb, 1997. Szdeczky-Kardoss, S., Avarlar, ev. Ruen Sezer, Erken Asya Tarihi, yay. Deni Sinor, stanbul, 2000. Tekin, T., Tuna Bulgarlar ve Dilleri, Ankara, 1987. Thallczy, L., Die kotromanslegende, Studien zur Geschichte Serbiens und Bosniens im Mittelalter, Mnchen-Leipzig, 1914. Vego, M., Postanak srednjovjekovne bosanske drzave, Sarajevo, 1982. ivkovi, T., Avarlar ile Slavlar Arasndaki likiler, Trkler (yay. K. iek - S. Koca - H. C. Gzel), C.2, Ankara, 2002.

125

Contribution to the Debates on the Origin of the Bosnian Royal Kotromani Dynasty
Osman KARATAY Historian-Researcher

Abstract: Bosnia was seized by Avars and Slavs from Byzantium at the end of the 6th century, and settled by Slavic masses. Avars ruled Bosnia through Avar or Bulgar origined governors appointed by the center. The Avar State collapsed at the end of the 8th century and its realm was shared between Bulgars and Franks, and to some degree Byzantium. Bosnia remained ownerless and foreign forces could not establish staying rule the-re. Feudals of Avar remnants calied ban and zhupan were unified around the Bosnian banate, which had then a little terrain in todays Central Bosnia, and founded the Medieval Federal Bosnian state. There are no clear accounts in the sources for the pre-mid-12th century. Thus, even statehood of Bosnia before the 12th century is discussed. In these circumstances, it is very difficult to determine origin of the royal Kotromani dynasty. Sources teli us about a Bosnian dynasty, continuous and with deep roots, in contrary to the neighboring Serbian, Croatian and Montenegrin states; Historians almost totally ag-ree on that this dynasty descends from a ban appointed by Avars to rule then Bosnia. But the word Kotroman could not be explained, and thus origin of the dynasty was discussed le-ading some theories like Germanic origin. The first part of this word is likely Kotur, a weI-attested antroponym among Bulgar Turks, as well as name of a Bulgar tribe (singular Kotrag, plural Koturogur / Kutrigur). Those who invaded Bosnia in the name of the Avar khaganate were Kutrigurs, and they were told about as a people in Herzegovina even in the second half of the 15fh century. Their names have been preserved in many toponyms in the region. The -man suffix in the name does not show any Germanic connection, rather it reinforces, as a suffix widely used in Turkish especially for ethnonyms, the possibi-lity of Turkish origin of the Bosnian kings. Key Words: Bosnia, Medieval, Avar, Bulgar, Kutrigur, Kotromani _________________________________________________________

126

127

Kbrs Azlarnda imi Hakknda

Do. Dr. Nurettin DEMR Bakent niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi zet: Bu aratrmada imek fiilinin -mi eki alm varyant olan imiin Kbrs azlarndaki kullanl zerinde durulmutur. Makaleye temel oluturan malzeme serbest konumalardan ve lise son snf rencileri arasnda yaplan bir almayla elde edilmitir. Aratrmada imiin biri sz dizimi biri de ilevle ilgili olmak zere iki zellii zerinde younlalmtr. Aratrma sonucunda imiin cmledeki yerinin deikenlii, yani sadece yklemden sonra deil, cmlenin baka unsurlarndan sonra da gelebildii ve bunun cmledeki nemli veya yeni bilgiyi vurgulamak iin yapld rneklerle gsterilmitir. Anahtar Kelimeler; Azlar, Kbrs azlan, sentaks, morfosentaks.

_________________________________________________________

Giri
Son yllarda azlarla da ilgilenen yerel aratrmaclara adadaki niversiteler bnyesinde alan dilcilerin de katlmas neticesinde Kbrs azlaryla ilgili yaynlarda dikkat ekici bir art olduunu gryoruz. Adann yz lm ve Trk nfusun says gz nne getirilince, gnmzde
billg Gz 2002 Say 23: 129-140

129

bilig 2002 Gz Say 23

Trkenin azlar ierisinde en fazla ilgiyi Kbrs azlarnn grdn tereddtszce syleyebiliriz. Ancak ada sosyal bilimlerin baka baz kollan yannda dil aratrmalar asndan da adeta bir laboratuvar gibidir. Bu yzden Kbrsta Trkeyle ilgili incelemelerin henz banda saylrz. imdiye kadarki almalarda daha ok Kbrs aznn standart Trkeden ayrlan ynleri veya standart Trkede karl olan zellikleri zerinde durulmu, bu arada Trkenin tarihi gelimesi hakknda bilgi eksikliinden kaynaklanan yanllar da yaplmtr. Ancak mevcut kaynaklarn deerlendirilmesi asl konumuz olmad iin bu mesele zerinde durmak istemiyoruz (mevcut yaynlarn eletirisi iin bk. Argunah 2000; Kbrs azlarnn zellikleri iin bk. Demir 2002). Biz aada imek fiilinin -mi eki alm varyant olan imiin Kbrs azlarnda kullanl zerinde duracaz. almamza temel oluturan malzemenin bir ksm serbest konumalar srasnda tesadfen geen rneklerin not edilmesiyle salanmtr. Asl malzememiz ise Polat Paa Lisesi son snf rencileri arasnda sadece -mi ile ilgili rnek toplamaya ynelik bir almayla elde edilmi, bu rnekler daha sonra Kbrs az konuanlarla tekrar gzden geirilmitir. almamzda derlenen rneklerden sadece bir ka verilecektir. Ancak imiin Kbrs azlarndaki kullanl, bir makalenin erevesini aan bir aratrmay gerektirecek durumdadr. Bu yzden, Kbrs azlaryla ilgili aratrmalarmzn bir n rn olarak grlmesini arzu ettiimiz almamzda imiin imdiye kadar bilinmeyen, biri sz dizimi biri de ilevle ilgili olmak zere iki zellii zerinde younlaacaz. Bunlardan birisi imiin cmledeki yerinin deikenlii, yani sadece yklemden sonra gelmemesi, dieri de buna bal olarak cmledeki nemli veya yeni bilgiyi vurgulamas, dilbilim terimi ile syleyecek olursak remay gstermesidir. almamzn bundan sonrasnda imii bitiken varyantlarm da iine alacak ekilde kullanacaz. Kbrs azlar Kbrs azlaryla ilgili ilk bilimsel alma Hasan Erenin kaleminden kmtr (1963). Eren, 1959 ylnda adada yapm olduu aylk bir aratrma gezisi srasnda baz kylerden derledii malzeme yardmyla Kbrs aznn kkeni meselesini ele almtr. Erenin grne gre Kbrs aznn oluumunda nce Konya ve yresi, sonra da Antalya, el, Alanya gibi yerlerden yaplan gler rol oynamtr. Bu durum, adann fethinden

130

Demir, Kbrs Azlarnd! imi Hakknda

sonra Kbrsa gnderilen Trk nfus hakkndaki tarihi belgelerle de rtr. Kbrs azlarn. Trkenin dier azlarndan ayran zelliklerle ilgili ayr bir alma yapmakta olduumuz iin bu gr burada tartmayacaz. Erenin fikirleri daha sonraki aratrmalarda genel olarak kabul grmtr. Oysa adaya deiik zamanlarda gelen g dalgalar, Kbrs azlarnn ilikide bulunduu diller, son yllarda standart Trkenin deimelerde yn gsterici etkisi, azlarn sosyal stats, kk de olsa en azndan Trkiye asndan baknca bamsz bir lkenin konuma dilini oluturmas gibi dil deimelerinde nemli olabilecek dil ii ve dil d etkenleri gz nne getirince, adadaki bugnk Trkenin durumunun ne kadar karmak olduu ve Erenin grnn tarihi adan doru kabul edilse bile, Kbrs azlarnn Trkenin azlan arasndaki bugnk yerini aklayamayaca kendiliinden anlalr. 1974 sonras gelimeler Trke asndan adadaki dil durumunu daha da karmak hale getirmitir. Fakat btn karmaklna ramen burada ilgi ekici bir husus vardr: Gelimeler gzmzn nnde cereyan etmektedir. Bu yzden dildeki deime srecinin nasl ilediini sebep ve sonularyla birlikte tespit etmemiz mmkndr. Bu tr almalar bizi tarihteki benzer durumlarn aklanmasnda da iimize yarayacak bilgilere ulatrabilir. Trkede imi Kbrs azyla ilgili verilerin deerlendirilmesine gemeden nce, imi unsurunun Trkedeki durumu hakknda ksaca bilgi vermekte fayda vardr. Eski Trkedeki er-mi eklinden gelimi olan imi, gnmz Trkesinde kendinden nceki kelimeden ayr yazlnca imi, kelimeye bitiik yazlnca kelimenin nl veya nszle bitmesine bal olarak -(y)m, -(y)mi, -(y)mu, -(y)m olabilir. Fiil kk ve gvdelerinden sonra gelip vurguyu zerine alabilen -mi ekinden farkl olarak imi, bitiik yazld zaman da vurgusuzdur: am : m; gem : gmi. Gerek fiil cmlelerinde gerekse isim cmlelerinde imi, yklemin bir paras olarak geer: yaparm, gzelmi. ahs unsuru her iki cmle trnde de imiten sonradr: yaparmsn, gzelmisin. Sadece artn rivayetinde art ekinden sonra da gelebilir. Yapsamm. Soru eki imiten nce gelir, yapar mym, gzel miymi vs. Burada szn ettiimiz imi, zaman zaman fiil kk ve gvdelerinden sonra gelen -mi ile birlikte aklanmaya allm ve bu, aratrmaclara

131

bilig 2002 Gz Say 23

byk zorluklar karmtr. Trke aspekt sistemiyle ilgili olarak aspektzaman eklerinin ilevlerinin daha iyi aklanmas ynnde aba sarfeden Lars Johanson genel Trkede dolayllk [indirective] konusunu ayr bir aratrmada ele alm, nceki yazlarnda olduu gibi burada da mevcut kaynaklardaki yanl anlamalara iaret ederek, imi yannda tarihi ve gnmz Trk yaz dillerinde dolayllk ifade eden baka unsurlar zerinde de geni olarak durmutur (2000, ayrca bk. 1971, 64 vd.; 1994, 253). Biz burada imiin zaman ifade etmediine, bilginin dolayl olarak (indirective) elde edildiini bildirdiine -ki bu bakasndan duyma, dorudan tespit, eldeki izlerden veya genel tecrbeden hareketle kabul etme vb. olabilir- iaret etmekle yetinelim. Kbrs azlarnda -mi Kbrs azlarnda, Trke terminolojide renilen gemi zaman eki dediimiz, fiil kk ve gvdelerinden sonra kullanlan -mi eki yaygn deildir. Standart Trkedeki -mi ekinin ilevlerini Kbrs azlarnda -di yerine getirmektedir: Buna gre Kbrs azlarnn Adam geldi cmlesi standart Trkede (aada ST= Adam geldi veya [Grdm kadaryla / Duyduuma gre] adam gelmi, ocuk uyudu cmlesi ise [Gryorum ki / Duyduuma gre] ocuk uyumu cmlelerine karlk olabilir (Dou Karadeniz azlarndaki benzer durumla ilgili olarak bk. Brendemoen 1999, 199 vd.). Tabii bugnk Kbrs azlarnda -mi ekine de rastlanr. Ama bu, imdiye kadarki tespitlerimize gre daha ok standart Trkenin bir tesiri olarak karmza kar (aaya bk.; ayrca bk. Brendemoen 1999, 200). Kbrs azlarnda imi Buna karlk birleik zamanl fiillerin yapsnda yer alan veya bildirme unsuru olan imie daha ok eklemi olarak Kbrs azlarnda da rastlyoruz. Aadaki 3. rneimizde de grld gibi Kbrs temel azlarnda ekleme zaman zaman standart Trkedekinden ileri gidebilmekte, imi, nlyle biten kelimelere yardmc ses olmadan da zerinde durmayacamz belli kurallara bal olarak bitiebilmektedir. (1) Okula gidecekmi de okusunmu da retmen olsun. (2) Okula istemezmi gitsin. (3) Yoldam.

132

Demir, Kbrs Azlarnd! imi Hakknda

Ancak imiin standart Trkeden de tandmz bu kullanlndan baka Kbrs azlarnda Trkede rastlanmayan bir zellii vardr. Bu, ksalm varyantlarn genel Trkede olduu gibi yklemin bir paras olarak yklemden sonra deil, bata veya cmlenin baka bir unsurundan sonra gelebilmesidir: (4) Mi sonunda akn ilan etdi = ST [Gya / sylediine gre] Sonunda akn ilan etmi. (5) Sonundam akn ilan etdi = ST Akn sonunda ilan etmi. (6) Sonunda aknm lan etdi = ST Sonunda akn ilan etmi. (7) Sonunda akn ilanm etdi = ST Sonunda akn ilan etmi. (8) Mi Ahmet okula gitmeyecek yarn = ST [Gya / sylediine gre] Ahmet yarn okula gitmeyecekmi. (9) Ahmetmi okula gitmeyecek yarn = ST Yarn okula Ahmet gitmeyecekmi. (10) Ahmet okulam gitmeyecek yarn = ST Ahmet yarn okula gitmeyecekmi. (11) Ahmet yarnm okula gitmeyecek = ST Ahmet okula yarn gitmeyecekmi. Ele aldmz unsur, cmle banda kullanld zaman daha ok -mi, seyrek olarak da -mi eklinde gemektedir. Dier durumlarda ise nl uyumlarna bal olarak -(y/)m, -(y/i)mi, -(y/u)mu, -(y/)m eklinde eitli varyantlarla kullanlabilmektedir. Kbrs azlarnda Trkenin zne-nesne-yklem eklindeki sz dizimi kuralndan burada zerinde durmayacamz nemli sapmalar vardr. Buna ramen cmlede imi alm unsurun kullanlamayaca tek bir yer vardr ki o da cmle sonudur. (12) * Okula gitmeyecek yarnm. (13) *Ak olmad himi. levi Kbrs azlarnda cmledeki yeri deiebilen imiin en sk grlen ilevi standart Trkeden de tandmz duyulan bir eyin aktarlmasdr. Cmle banda olduu zamanki birincil ilevi budur.

133

bilig 2002 Gz Say 23

(14) Mi gelecek. (15) Birsel dedi ki yazdam alasn ocuklar, denizemi gtresin =ST Yazn ocuklar alp denize gtrecekmisin. Birinci rneimizde konuan duyduu bir eyi nc kiiye aktarmaktadr. kincisinde ise konuan kii Birselin kendisine syledii yazda ocuklar alsn, denize gtrsn szlerini gene nc bir ahsa, hitap ettii kiiye, aktarmaktadr. Aktarlan szlerin asl sahibinin sylenip sylenmemesi burada nemli deildir. (16) Onbir buukdaym arayasnz. Ancak bu gibi durumlarda, cmlenin vurgusu, kullanld durum gibi baka etkenlerle birlikte aktarlan bilginin doruluu konusunda elde bir iz bulunmamas veya tersini gsteren bilgilerin var olmas neticesinde inanmama, alaya alma gibi ikincil anlamlar ortaya kabilmektedir. Bu, zellikle imi bata olduu zaman sz konusudur. Baa getirilen bir ha ile inanmama, alay etme vb. anlamlan kuvvetlendir/ilebilir. (17) Mi ok zekidir =ST ok zekiymi. (18) Ha mi ok zekidir =ST Gya ok zekiymi, Zeki olduunu sylyorlar), ama sakn inanma. ki kii arasndaki bir konumadan alnm olan aadaki cmlede ise daha baka bir durum sz konusudur. ki arkada bankamatikten para ekmeye alr; bankamatik istedikleri paray vermez. Bunun zerine birisi bankamatie dikkatle bakar ve ite tam burada yaplan tespiti u cmleyi kullanarak aktarr. (19) Girilen mikdarm hataldr = ST [Gryorum ki] girilen miktar hatalym. Buraya kadar anlattmz ilevleri imi eklinin standart Trkedeki kullanlnda da buluruz. Fakat Kbrs azlarnda bu rnekleri baka trl de ifade etmek mmkndr.

134

Demir, Kbrs Azlarnd! imi Hakknda

(20) Birsel dedi ki yazda alasn ocular, denize gtresin. (21) Onbir buukda arayasnz. (22) Girilen mikdar hataldr vs. Bu durumda ister istemez akla u soru gelmektedir: Acaba imiin yerinin deikenliinin ilevsel bir rol olabilir mi? Bu rneklerimizden hareketle bu soruya vereceimiz cevap olumludur. Cmledeki yeni veya nemli bilgi imile vurgulanmaktadr. Buna gre beten onbire kadar olan rneklerde standart Trkelerini italik olarak verdiimiz kelimeler 15te yazda ve denize, 19da girilen miktar ve 16da onbir buukda kelimeleri cmledeki yeni veya nemli bilgiyi gsterirler. u rneklerimizde de imi duyulan bir eyin aktarlmas yannda, cmledeki nemli bilgiye iaret eder: (23) Sylediydi banam geleceydi = ST [Bakasna deil] Bana geleceini sylemiti [ama gelmedi]. (24) Bu ayn sonundam gelecek = ST [Baka zaman deil] Bu ayn sonunda gelecekmi. (25) Nazmiye hoca artkmi bizi istemez = ST Nazmiye hoca [nceden isterken] artk bizi istemezmi. (26) Babamm anneme yuzkm alsn da barsn = ST [Bakas deil] babam anneme [baka bir ey deil] yzk alsnm da barsnm. Zaman zaman yorumu zor gibi grnen u tr rneklerle da karlamaktayz: (27) Her ona gvenirmi de yoldam galmayacakm. Grld gibi, dolayl anlatm gvenirmi ve galmayacakm fiillerindeki imi unsuru ile salanmaktadr. Burada ilk bakta yklemdeki imiin dolayll dierinin ise cmledeki nemli unsuru vurgulad dnlebilir. Ancak bu tr cmleleri, standart Trke ile az ekillerinin birlikte kullanldklar rnekler.olarak grmek daha dorudur. Bu gr doru kabul etmemizin sebebi, rneklerimizin lise rencilerinden alnmas ve bunlarn hem az hem de standart Trkeyi tanyor olmalar, ama ikisi arasnda bilinli bir ayrm yapmamalardr. Nitekim az konuanlarn bu

135

bilig 2002 Gz Say 23

tr rneklerle ilgili yorumlar da bizim sylediklerimizi desteklemektedir. rneklerimizde de grld gibi cmlenin ykleminin hangi zaman veya kip ekini ald nemli deildir. Ancak standart Trkeye aktarma srasnda, fiil cmlelerinde -di, isim cmlelerinde ise bildirme eki -dirin yerini -mi veya imi almaktadr. Dier durumlarda ise, fiil cmlelerinde fiilin ald ekten sonra imi unsuru getirilmektedir. (28) Serseri gibi dolaanm adam olmaz = ST Serseri gibi dolaan adam olmazm. (29) aatay, alay vazoyumu grd diye dvm = ST aatay, alay vazoyu krd diye dvm. (30) Bu akam yemekmi yemeyecek = Bu akam yemek yemeyecekmi. (31) Skntdatm patlayyormu = ST Skntdan patlyormu. Sonu Verdiimiz rneklerden ve yaptmz yorumlardan da anlalaca gibi, Kbrs azlarnda dolayllk bildiren imiin cmledeki yeri deiebilmektedir. Buradaki tek snrlama, imi alm isim unsurunun cmlenin sonunda olmamasdr. almamzn ortaya kard ikinci husus, imiin yerindeki deikenliin rastgele olmad, cmledeki nemli bilgiyi vurgulamaya ynelik olduudur. Dile getirdiimiz her iki husus da Kbrs azlarn Trkenin dier azlarndan ayran nemli zelliklerdir. Kaynaklar Argunah, Mustafa (2000). Kbrs Azyla lgili Yaymlanm almalara Eletirel Bir Bak. nc Uluslararas Kbrs Aratrmalar Kongresi. Yay. Haz.: smail Bozkurt, Gazimaosa. S. 65-79. Bernt, Brendemoen (1969). Dou Karadeniz Azlarndaki -mili Gemi Zaman zerine Bir Not. 3. Uluslar Aras Trk Dil Kurultay 1966. Ankara. S. 199-206. Demir, Nurettin (2002). Kbrs Azlar zerine Notlar. Scholarly depth and accuracy. A Festschrift to Lars Johanson. Lars Johanson Armaan. Yay. Haz. Nurettin Demir - Fikret Turan, Ankara. S. 100-110. Eren, Hasan (1963). Kbrsta Trkler ve Trk Dili. X. Trk Dil Kurultaynda Okunan Bilimsel Bildiriler 1963. Ankara. S. 37-50.

136

Demir, Kbrs Azlarnd! imi Hakknda

Johanson, Lars (1971). Aspekt im Trkischen. Uppsala. Johanson, Lars (1994). Trkeitrkische Aspektotempora. Tense Systems in European Languages. Ed. by Rolf Thieroff and Joachim Ballweg. Tbingen. S. 247-266. Johanson, Lars (2000). Turkic indirectives. Types of evidentiality in Turkic, Iranian and neighbouring languages (ColIoquium at the Swedish Research Institute in Istanbul, 9-12 April 1997). 61-88. Amsterdam. Saol, Glden (1997). Kbrs Az zerinde Yaplan almalar. Bir 8, 99-106.

137

On Copuia -imi in the Turkish Dialect of Cyprus

Assoc. Prof. Dr. Nurettin DEMR


Bakent University Faculty of Arts and Sciences Abstract: This study is concerned with the copula -mi deriving from the imi (inferential) in terms of its usage in Turkish dialects of Cyprus. The material that was employed has been obtained from everyday speech and from a study based on the speech of high school students. Here two qualities of the imi (copula) have been concentrated upon: its syntax and function. It concludes that the imi (copula) can be used in various positions within a sentence, and that it is not necessarily used after the predicate. Furthermore, it is proved through various examples that the imi, following other components of the sentence, occurs mainly in order to emphasize information important or new - i.e. rheme - within the sentence. Key words: Dialects, Turkish dialects of Cyprus, copula, syntax, morphosyntax.

_________________________________________________________

138

139

Karlatrmal Edebiyat Aratrmalar Asndan Klasik Trk Edebiyat ile ran Edebiyat
Prof. Dr. Adnan KARASMALOLU
Krkkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi zet: Klasik Trk edebiyat aratrmalarnda, karlatrmal edebiyat biliminin ulusal edebiyatlara katk salayabilecek anlay ve yntemlerinden yararlanmaya, nemli derecede ihtiya bulunmaktadr. Uluslarn edeb deerlerini, zevk ve hissiyatn belirli bir disiplin ierisinde ortaya koymay ama edinen edebiyat tarihiliinin nnde Trkiyede ilk andan itibaren cidd problemler olumutur. Anadoluda XIII. asrdan itibaren balatlan Trklere ait edeb gelenein arkasndaki srecin, corafyann ve dilin yabanc saylmas ve Anadoludaki gelenein de taklit olarak nitelendirilmesi, sorunun ana kaynadr. Bugne kadar ihmal edilen baz konularda yeni metotlarla yaplacak aratrmalar, farkl deerlendirmelere imkan salayacaktr. rnek olarak ilk dnemlerden itibaren Trk devlet adamlarm ve genel olarak onlarn kltrel deerlerini anlatan binlerce Farsa beyit, Trklerin Horasan ve Mvernnehir sahasnda slm sonrasnda gelien edeb gelenek ierisinde dorudan yer aldn gstermektedir. Anahtar Kelimeler: Karlatrmal edebiyat, Klasik Trk Edebiyat, iir

_________________________________________________________

Giri
Klasik Trk edebiyat aratrmalarnda karlatrmal edebiyat biliminin ulusal edebiyatlara katk salayabilecek anlay ve yntemlerinden yararlanmaya, nemli derecede ihtiya bulunmaktadr. Uluslarn edeb deerlerini, zevk ve hissiyatm belirli bir disiplin ierisinde ortaya koymay
bilig Gz 2002 Say 23:141-156

141

bilig 2002 Gz Say 23

ama edinen edebiyat tarihiliinin nnde Trkiyede ilk andan itibaren cidd problemler olumutur. Anadoluda XIII. asrdan balatlan Trklere ait edeb gelenein arkasndaki srecin, corafyann ve dilin yabanc saylmas ve Anadoludaki gelenein de taklit olarak nitelendirilmesi, bu problemin ana kaynadr. Yaklak iki asrdr Avrupada edebiyat evrelerinde ilgi gren ve eleti rilerle anlaml bir noktaya ulaan karlatrmal edebiyat bilimi ve l leri, edebiyatmzn bu sorunlarn zmlemede yardmc olacaktr. Her ne kadar kimi zamanlarda ve kimi lkelerde karlatrmal edebiyat a lmalarnn ulusal edebiyatlara olumsuz etkileri olaca korkusu, bazla rnca bir mddet tammsa da, bu pek kabul grmemitir. Bu bilim dalnn uzmanlar, ulusal edebiyatlarn karlatrlmasnn, bir mcadele vestnlk iddias alan olmaktan uzaklatrlarak uluslar aras hatta ulus lar st bir birikim ve beraberlie ynelmesi hedefini tamaktadrlar. Burada grlecei zere karlatrmal edebiyat bilimi, ulusal edebiyat mzn erevesini ve imkanlarm daha iyi bir ekilde belirlemeye imkan salayacak baklara sahiptir. Karlatrmal edebiyat aratrmalar, ulu sal edebiyatlarn btn ynleriyle aratrlmasndan sonra, dier bir ifa deyle bu aratrmalarn zerinde, gereklemektedir. Dolaysyla bylece, lkedeki edebiyat tarihiliinin ileri bir aamaya ulamasn zarur kl maktadr. Bu durum, var olan eksiklerin ortaya kmasn ve giderilmesi ni zorunlu hle getirmektedir. rnek olarak ulusal edebiyatlarn snrlar nn belirlenmesinde esas alnmas gereken dil birlii midir yoksa siyas birlik midir, sorunu zerinde yaplan tartmalar, Trk edebiyat asn dan, bugn iin olduu gibi gemie ynelik olarak da nemlidir. Ayn erevede etki ve taklit ile zgnlk tartmalarnda gelinen nokta, Trk edebiyat asndan dikkat ekici yararlar sunmaktadr. Klasik Trk Edebiyat ile ran Edebiyat zerinde Genel Deerlendirmeler ve Karlatrmalar Her iki edebiyat arasnda on asr akn bir dnem boyunca devam eden ilikilerin sistemli bir ekilde ele alnp aratrlmas olduka gtr. Bu glk, ilikilerin tarih, din ve siyas boyutlarndaki derinlikten kaynaklanmaktadr. Klasik Trk edebiyat ile ran edebiyat arasnda zengin bir karlatrmal edebiyat aratrma alan mevcuttur. Her iki edebiyatnn belirgin ahsla-

142

Karaismailolu, Karlatrmak Edebiyat Aratrmalar Asndan Klsik Trk Edebiyat ile ran Edebiyat

rnn veya eserlerinin karlatrlmas, bir konu veya temann her iki edebiyattaki serveninin takip edilmesi, slup ve nazm ekillerinin deerlendirilmesi, Farsadan Trkeye yaplan tercmeler veya Trke eserlerdeki Arapa-Farsa kelimelerin tespiti gibi konular bata olmak zere birok konuda aratrma ve almalar yaplmtr. Avrupada gelien edebiyat tarihilii, ve karlatrmal edebiyat aratrma prensipleri gz nne alndnda son asrda Trkiyede ve randa yaplm olan almalarn kuatc olmad, bunlarda bilimsel endielerden ziyade yanl bir bakn egemen olduu grlmektedir. Zengin edeb mirasa sahip olan her iki lke arasnda tarihteki edeb ilikiler zerine XIX. asrn sonlarna doru Batda ve akabinde bu lkelerde gelitirilen grler, bir asrdr yaplan almalarda hemen hi bir deiiklie uramadan kabul grmekte, Avrupada karlatrmal edebiyat aratrmalar iin yaklak iki asrdr ortaya konan, eletirilen ve srekli gelien grler ve tercihlerden pek yararlanlmamaktadr. Belli bal birka problemi, burada gndeme tayarak tabloyu belirginletirmek yerinde olacaktr. Trkiyede daha ok edebiyat tarihine giri mahiyetinde ran edebiyat hakknda genel bilgiler verilerek, bu edebiyatn Trk edebiyat zerindeki mutlak tesirinden sz edilmektedir. Bu kanaatlere, dncemize gre, ayrntl aratrmalar yaplmadan varlmtr ve ada deerlendirme usulleri dikkate alnmadan bu kanaatler, ayn tarzda srdrlmektedir. Burada esasl iki problem bulunmaktadr. Birincisi tarih macerann yeterince izlenmemesi; ikincisi ise klasik dnemin sanatkrna ve eserine yaklam tarzdr. Tartmaya ikinci sorundan balamak uygun olacaktr. Trk ve ran edebiyatlar arasndaki ilikiler, Trk edebiyat aleyhinde olumsuz bir slupla dile getirilmektedir. Mevcut edebiyat tarihi kitaplar ve dier yaynlar bunun canl ahididir. Bu slup, XIX. yzyl sonlarnda ve XX. yzyl balarnda tartlmaz bir gerekmi gibi ne kt. Farslam Trk airler ve ranllam Trkler gibi nitelemeler, nce Batda sonra Trkiyede ve randa, klasik Trk iiri zerinde bir dlamaya ve kmsemeye yol at. Trkiyede cidd eserlerde ve ansiklopedilerde dahi bu bak, kendisine etkin bir yer buldu. Trk edebiyat tarihiyle ilgili milletler aras edeb muhitlerin tarihi, ncelikle ortaya konmalyd ve gelien edeb eletiri anlay ve metotlarndan yaralanlarak zaman zaman yeni deerlendirmeler yaplmalyd. Ancak

143

bilig 2002 Gz Say 23

kolay bir yol seildi. O da klasik Trk edebiyatnn ran edebiyatnn bir taklidi olduu kanaatinin tartmasz ve aratrma gerei duyulmadan yaygnlatrlmas ve tekrar edilmesidir. Mesel 1951de tamamlanm bir aratrmann, Fuzl-Hfiz; ki air Arasnda Bir Karlatrma isimli eserin Netice bal altndan birka cmle: Anadoluda slm medeniyeti tesiri alt1nda bir Trk edebiyat kurulurken ran edebiyatnn model olarak alnmas tarihi bir zarurettir... ran edebiyat model alnarak kurulan bu edebiyatta airler bu edebiyatn btn mevzularn edeb ekillerini, zevk telkkilerini, aynen duymaya ve dnmeye ve bunlar Trke ifade etmeye almlardr (Mazolu, 1956: 365). Bu ifadelerden yarm asr nce Gibb de, Trklerin rann edeb sistemini en kk teferruatna kadar ayn surette benimsediklerini tereddtszce belirttikten sonra yle demekteydi: Bu meselede de yine, ran harsnn hakikat halde kendi tabiatlarna uyup uymadn dnmemiler, hatta mill hususiyetlerine uyabilecek ekilde onu tadile bile kalkmamlardr, bilakis kendilerini ona uydurmaa almlar, ranllar gibi dnmee ve ranllarn gzyle grmee kendilerini icbar etmilerdir (2547: 7). Batyla olan edeb ilikilerimizi de kapsayan son yllara ait u genelleme de dikkat ekicidir: Eski edebiyatmzdaki ran ve Arap tesirlerinin incelenmesinden balayarak, Tanzimat sonrasnda ortaya kan Fransz edebiyat tesiri, II. Dnya Sava sonrasnda Amerikan tesiri edebiyatmz, kltrmz orijinallik, mevcut geleneklere yabanclama eklinde besleyerek gelitirir (Enginn, 1992:11). Benzeri ifadeler Trkiyede bir asrdr bir ok eserde tekrarlanp bir hkme dnrken ayn bak, randa da ulusal zevkleri besleyecek ekilde edebiyat tarihi almalarnda dile getirildi ve ilm eserlerde kolayca yer buldu. Bu konuda mstakil eserler de yazld. Anadoluyu konu edinen ir u edeb-i Frs der kiverh-yi hemsye-sy-y sagr(Komu lkelerde Fars iiri ve Edebiyat -Kk Asya-) (Hsrevh, 1354), Zebn ve edeb-i Frs der kalemrov-i Osmn (Osmanl Topraklarnda Fars Dili ve Edebiyat) (Riyh, 1369), Nigh be revend-i nufz ve gusteri-i zebn ve edebyt- Frs der Trkiye (Trkiyede Fars Dili ve Edebiyatnn Nfuzu ve Yaylmasnn Seyrine Bir Bak) (Mifth ve Vel 1374) ve Ferheng-i rn der kalemrov-i Trkn (Trklerin lkesinde ran Kltr) (Glen, trhs.) gibi adlar konulan Farsa eserlerde konu, ulusal heyecanla ilendi. rnek olmak zere 2000 ylna ait Dou Rumda VII.(XIII.) asra kadar Farsa Edeb Eserler

144

Karaismailolu, Karlatrmali Edebiyat Aratrmalar Asndan Klsik Trk Edebiyat ile ran Edebiyat

isimli bir makaledeki u iki cmle bu tr yaynlardaki bak aka gstermektedir: Fars dilinin resm ekilde yaygnlamas, Seluklu Trklerinin nfuzu dneminden itibaren balad. nk onlar tedricen kendi kltrlerini unuttular ve ran kltrne brndler (Nazar, 1380:15-17). Trkiyede ulusuluk hissiyat, edeb mirs Arap-ran geleneinden beslendii kanaatiyle dlarken ayn hissiyat, randa Farsa edeb mirasa byk bir hararetle sahip kt. Gerekte edebiyat tarihi aratrmalar, Avrupada bir taraftan lkelerin ve rklarn mill kimliine hizmet etme gayesini gderken dier taraftan hem edebiyat tarihi almalar, hem de karlatrmal edebiyat aratrmalar, farkl lkelerin edebiyat tarihlerini tamamlayc ve birletirici olmas dncesinin izinde ilerlemektedir. Bylece sonuta bu alanlardaki aratrmalar, daha genel bir edebiyat tarihine ulamak amac ynnde ilerlerken; zellikle Trkiyede var olan edeb birikimin olumsuz alglanmasna yol at. Bu yaklam hl etkindir. nk Avrupada gelien karlatrmal edebiyat aratrmalarndaki hogr, burada yoktur. Orada esere ve eser sahibine gsterilen sayg burada benzer lde deildir. Ayrca ok daha nemli ve ihmal edilmi bir husus vardr. Bu da Doudaki edeb faaliyetlere Trklerin itirakinin eskiliinin gz ard edilmesidir. lk Edeb Faaliyetlerin Coraf Alan ve Siyasal Durum Trk ve ran edebiyatlar birlikte ele alnrken hemen daima Trk edebiyat zerinden hareket edilmi ve Trk edebiyat iin hkmler verilmeye allmtr. ran edebiyatna Trkler, kltrleri, inanlar ve etkileri ynnden yaklalmamtr. Anadoluya yerleen Trklerin XI. asr ve ncesindeki yerleim yerleri, siys, ilm ve edeb faaliyetleri, pek dikkate alnmamtr. Siys snrlar ve dillerin yaygnlk alanlar, karlatrmal aratrmalarda ncelikle zmlenmesi gereken bir sorundur. Bu sorunun dile getirilmi olmas bile, Klasik Trk edebiyat iin ok anlamldr. Bu sorun zerinde Douda yaplan deerlendirmeler, Batdakinin aksine, genelde siys ve ulusal kayglarn dorudan veya dolayl olarak etkisi altndadr. Tarihte siys snrlar, bugnk gibi btnyle ayr bir tabloya sahip deildi. zellikle slmiyet sonrasnda IX.-X. asrlarda Trk ve ran edebiyatlarnn olumaya, gelimeye baladklar corafyada; Horasan ve Bat Trkistanda (Mvernnehir) Trkler, nfus younluu ve siys etkinlik asndan stn konumdayd. Gerek Farsa ve gerekse Trke ede-

145

bilig 2002 Gz Say 23

b gelenein ardndaki bu durum her nedense her iki edebiyatn tarihiyle ilgilenenlerce dikkate alnmamtr. Siys snr sz konusu edilecek olursa, zellikle Gazneli ve Seluklu Trklerinin egemenlii vard. Dil dikkate alnacak olursa ayn blgede her iki dil, hatta Arapa ile birlikte dil kullanlmaktayd. Trkler, bu blgede anadillerine ilave olarak Farsa ve Arapa ilm ve edeb eserler meydana getirmekteydiler. VII. asrda slm dininin yayld toplumlarda kltrde, dilde, yaantda ok byk deiiklikler olduu bilinmektedir. Bu nedenle bu milletlerin tarihleri slm ncesi ve sonras diye blnmektedir, zellikle Trkler ve Farslar iin edeb birikim hemen tamamen slm sonrasna aittir. Ayn corafyada kk istisnalarla Trklerin siyas egemenliinde ve onlarn saray evresinde gelien bu edebiyatlarda ulusal edebiyat hangi llerle belirlenmelidir? Bu noktada karlatrmal edebiyat bilimi erevesinde yaplan tartmalara yer vermek gerekmektedir. Batda bilim adamlar bu sorunu, sorularla irdelemektedirler: rnein A. M. Rousseau ve Cl. Pichois: Fakat snrlarn almas ok iyi oldu. Bylece gerek glklerle dolu yeni meseleler gndeme getirildi. Mill edebiyat denince ne anlamak gerekir? Bu bir dil, siyasal ilgi ya da kltrel gelenek sorunu mu? Ya iki ayr toplum zerine kurulan Flandres edebiyat ya da drt ayr dile dayal svire edebiyatna ne demeli? Drtl (zlanda ile beli) bir skandinav edebiyatndan sz edebilir miyiz?... Kelt, Provans edebiyatlar, Ortaa Ltince metinleri ise tasnife tabi tutulamaz. Karlatrmal edebiyat olmaynca bu sorular bu kadar sert sorulabilir mi? (2994: 92) demektedir. Paul Van Tieghem de benzer ekilde sorunu dile getirmektedir: lk nce tasrih edilmesi gereken bir nokta var: muayyen bir devirde, bir edebiyatn snrlar nedir? Hangi snr izgisinin tesi iin, yabanc memleketten, yabanc tesirden veya yabanclar zerine tesirden bahsetmemiz caiz olacak? Dil sahasyla siyasi saha birbirine tamamyla veya aa yukar uyduu her yer hakknda mesel Fransa ile ngiltere, veya Fransa ile spanya hakknda bu suale cevap vermek kolaydr. Fakat, en ok defa, dil sahasyla siyasi saha arasnda uygunluk yoktur, ve o zaman, insan, birok haller karsnda bulunur ki onlarn her birisi iin, umumi bir hal sureti bulmak g, ve bu hal suretine stnlk temin ettirmek nazik bir i olur (2943: 42-43).

146

Karaismailolu, Karlatrmali Edebiyat Aratrmalar Asndan Klsik Trk Edebiyat ile ran Edebiyat

Latince iin yaplan u deerlendirme, bir ok lkede yaygnlk kazanm baka diller hakknda da geerli olmaldr. Bu (milletleraras) edebiyat tarihi, orta alarda, Rnesansta ve baz memleketler iin on sekizinci asra kadar, Latince yazlara genie yer ayryor. Latincenin milletleraras karakteri sayesinde, bu yazlar, btn memleketlerin btn aydnlarnca dorudan doruya ve tam olarak tannmlardr (Tieghem, 1943:164). Konunun ne denli cidd olduunu Wellek ve Warren ylece vurgulamaktadr: te, ancak bu meseleler hakknda karara vardmz zaman, sadece corafya veya dil zelliklerine gre kategorilere ayrlm olmayan mill edebiyat tarihleri yazabileceiz; ite o zaman her hangi bir mill edebiyatn ne gibi yollarla Avrupa geleneklerine katldn tahlil edebileceiz. Genel ve mill edebiyatlar birbiriyle kaynarmtr(1983: 64). Bu sorular karlatrmal edebiyat bilimi ierisinde Trkiyede de artk sorulmaktadr. Mesel Enginnn u ifadeleri: Yabanc edebiyatlar denince anlalan nedir? Dil fark m, yoksa siyas alan fark m nemlidir? Siyas hudutlar dndaki Almanca konuan Avusturya edebiyat, Alman edebiyat iinde midir, yoksa Alman edebiyat ile Avusturya edebiyat ile ayr saha mdr? Ayn durum Arapann, ngilizcenin konuulduu devletler iin de geerlidir. Bu durumu Trkiye iin dndmzde, siysi birliimizin dnda kalan yerlerde Trke vcuda getirilen eserler mill edebiyat aratrmalar iine mi alnmaldr, yoksa mukayeseli edebiyat sahasna m aittir? dilde divan dzenleyen airlerimizin Trke divanlar mill edebiyat iinde ele alnrken, Arapa ve Farsa divann veya mesnevilerim mukayeseli edebiyat alanna m sokmak gerekir? Siyas birliklere gre ele alnmas halinde, bu dillerde Trk yazarlarnn meydana getirdikleri eserler hangi disiplin iinde incelenecektir. Gnmzde Almanyada yetien Trklerin edebiyat rnleri Alman edebiyat snrlarna m girer? (1992:14). nceki asrlarda Farsa rn vermi Trk sanatkarlar bu bakla Trkiyede nemsenip son asrda dikkate alnsayd, daha zengin bir Trk edebiyat ve kltr hayatndan sz edilecekti. Dil sorununa bak, bunu engellemitir. Agh Srr Levend konuyla ilgili esaslar belirlemeye alrken farkl dilde yazan Trkleri, Trk edebiyatnn dnda tutarak, karlatrmal edebiyat erevesine yerletirmek dncesiyle yle demektedir: Trk olduklar halde yetitikleri blge ve yaadklar evre dolaysyla eserlerini baka dillerde yazm olanlar da vardr. rnein Nizm

147

bilig 2002 Gz Say 23

Gencede domu bir Trktr. Ama ran edebiyatnn temel talarndan biri saylr. nk eserleriyle ran edebiyatnn gelimesinde en byk rol oynamtr. Mevln ile ilgili kaydettikleri ise, zannmca, farkllk arz etmektedir. nk mesele bu rnekte ona daha karmak grnmektedir: Kald ki, Mevlnrun-Fars diliyle de olsa- yazd Mesnevf de alamaa alt dnce ve temsil ettii ruh ylesine Trktr ki, bu esere geni bir yer ayrmadan Trk kltr hayat aklanamaz (1973: 4143). A. S. Levend, bu kanaatlerini, air hangi ulusun kltrn benimsemi, eserlerini hangi dille yazmsa, o ulusun edebiyat tarihine mal edilmelidir, dncesi zerine oturtmutur (1973: 39). Bu arada Mevlnya Arapa iirleri sebebiyle Arap edebiyat tarihinde yer verme gerei duyulduunu ve hatta nl Osmanl airi Ahmed Paaya birka Arapa iirinden dolay Arap edebiyat tarihnde yer ayrldn eklemek gerekir. Ayrca nice Trk asll airin ran edebiyat tarihinin vazgeilmez isimleri olduunu hatrlatmaya ihtiya yoktur. Ayrm yapmak gtr, bu durumu kazan grmek ise, kolay ve anlamldr. Ayta ise sorunu, Almanyadaki Trkler iin daha ak ve yol gsterici ekilde dile getirmektedir: Almanyada Almanca yazan Trkler var; bunlar artk edebiyatn kalplarn, kemiklemi tanmlarn zorluyorlar. Her eyden nce de, dil edebiyatn belirleyicisi ilkesini. nk allm llere gre, Alman dilinde retilen edebiyat Alman edebiyatdr. Oysa imdi Almanyadaki Trklerin Almanca kaleme aldklar eserlerin Alman edebiyatna ne kadar dahil edilebilecei zihinleri kartran bir sorudur. Bu eserler ierik bakmndan, ruh. bakmndan Almandan ok Trk, Almanca yazlm ama Trk kimliini iliyor (2001: 37-38). Artk bundan sonra Trklerin Almanyada Almanca ve de Trke kaleme alnm rnlerinedeniyle Almanyada Trk Edebiyatndan sz edilecektir (Ayta, 1991:153-56). Sorunun, tartmal ekilde de olsa, ortaya konulmas, klasik Trk iiri iin gemile ilgili baz karanlk noktalara k tutacaktr. Klasik edebiyatmzn ran edebiyatyla olan tarih ilikilerini deerlendirmek amacyla asrlar ncesine ait tabloyu, imdi bizim amzdan ksaca belirtmek gerekiyor: 1) slmiyet sonrasnda III/IX. asrda rn vermeye balayan Farsa iir, Trklerin nfus ve siys etkinliindeki bir corafyada gelimitir. 2) Farsa iirlerin byk blmnde Trk asll devlet adamlarnn kiilikleri, kahramanlklar ve tercihleri anlatlm, ran destan kahra-

148

Karaismailolu, Karlatrmali Edebiyat Aratrmalar Asndan Klsik Trk Edebiyat ile ran Edebiyat

manian bunlarn karsnda kmsenmitir. Sadece nl ehnamenin yazar byk air Firdevs ve birka airin iirinde farkl durum vardr. 3) lk dnemlerden itibaren Farsa iir sylemi en nde gelen airler arasnda Trk asll kiiler bulunmaktadr. 4) Farsa iirdeki tebih, tasvir ve mazmunlar younlukla Trkler etrafnda oluturulmutur. Bu tespitlerin doruluunu burada ayrca dikkatlere sunmak frsat yoktur. Ancak u kadarn belirtmekte, sanrm yarar vardr: X, asra ait Farsa divanlarda ve kaynak eserlerde, biraz nce sralanan hususlara delil olacak binlerce beyit yer almaktadr. Bunlardan bir ksm tarafmzdan Yeni Farsa lk iirlerde Trkler ve Trk Kltr bal altnda bir araya getirilmi ve ayrca sz konusu dnemlerde ran, Horasan ve Mvernnehirde Trk devletlerinin edeb faaliyetlerdeki yeri aratrlmtr (Karaismailolu, 2001: 35-59, 60-75). Son yllarda randa baz aratrmaclar, bu hususu ran edebiyat tarihi asndan inceleme gerei duymulardr. Suver-i hayl der ir-i Frs (Fars iirinde hayal ekilleri) adl eserde X. ve XI. asrda Farsa yazan birok airin zellikleri arasnda, Trk devlet adamlarNI vd, din deerlere iirlerinde yer verdii ve ran mill duygularm tamad kaydedilmektedir (Kedken, 1366). Bilhassa bu asrlardaki methiye konulu kasideler sylemi airleri, hayret verici bir slupla sorgulayan bir aratrmacnn kaleme ald ir-i kuhen-i Frs der terz-yi nakd-i ahlk-i slm (slm Ahlak Tenkit Terazisinde Eski Fars iiri) isimli eser, kendi zaviyesinden, ithamlarla bu gerei ortaya koymaktadr (Rezmc, 1366). Yine benzer bakla oluturulan Medh, Dg- neng ber sm-y edeb-i Frs (vg, Fars Edebiyat ehresinde Utan Damgas) isimli eserde, sulama amal da olsa, yukarda belirtilen zelliklere 1aret edilmekte, airlerin on bir asrdan sonra vatana ve halka ynelmesi bal altnda ulusal yararlarn ancak son asrda iirde yer bulduu anlatlmaktadr (Veznpr, 1347). ki Edebiyat Arasnda Taklit Sorunu Trklerin bir blmnn XI. asrn ikinci yarsndan itibaren toplu olarak Anadoluya ynelmesiyle ayn edeb gelenek burada da gelimesini dilde srdrmeye devam etti. Bunlar arasnda Trke edeb eserler XIII. asrda yaygnlamaya balad. Trk ve ran edebiyatlar arasnda zellik-

149

bilig 2002 Gz Say 23

le genel anlamda yaplan karlatrmalarda bu tablo ve tarih seyir gereince dikkate alnmamtr. Bir asr nce bunun gerekeleri vard. nk birok tarih ve edeb eserin varl ilim alemince bilinmiyordu. Bunlardan yararlanma imkan yoktu. lave olarak edebiyat tarihilii ve karlatrmal edebiyat bilimi prensipleri bilhassa Dou iin pek geerli ve yeterli deildi. Bu nedenle konunun, karlatrmal edebiyat bilimi aratrmaclar tarafndan tekrar deerlendirilmesine gerek duyulmaktadr. Yukardaki bilgiler gz ard edilerek bugne kadar ran edebiyat ile mnasebetleri asndan Farslam airlerin, ran airlerini taklden oluturduklar bir edebiyat eklinde deerlendirilen klasik Trk edebiyatndaki faaliyetler, zellikle tarih sre itibariyle sonra gzkt iin ounlukla etki, taklit ve zgn olmama kavramlaryla aklanmaktadr. Batl ve ranl aratrmaclar ran edebiyatnn, hatta ran kltrnn Trk edebiyat zerindeki abartl etkisinden sz etmektedirler. Gnmzde karlatrmal edebiyat bilimi uzmanlar taklit, etki, zgnlk ve metinler araslk gibi konularda ok hogrl bir tutum ierisindedir. Onlarn ifadelerine gre uluslar arasndaki etkileim, mesel Avrupada Alman, Fransz, ngiliz ve dier edebiyatlarn kendi aralarndaki youn alveri, doal bir durumdur. Daha ileri bir rnek olarak Rnesans devrinde ve onu takip eden iki klasik asrda Fransz iirinin tamam, eski Yunan ve Ltin tesiriyle doludur (Tieghem, 1943: 8). Tieghem, edeb eserlerdeki d eklin ekseriyetle yabanc memleketlerden geldiine iaret ettikten sonra Garbi Avrupann on ikinci asrdan on sekizinci asra kadar sren btn devresi iin, nevilerin tarihi, ancak milletleraras gelenee son derece dikkat etmek artyla yazlabilir, demektedir (1943: 53-55). Ulusal endielerle yaklaldnda ou defa ihmal edilen bir tutuma, u cmleler cevap tekil etmektedir Her edebiyat kendisine mutlak surette has kalan ve ecnebi unsurlarn hi hissesi bulunmayan bir hisler ve intibalar dnyas ve kelimelere ve sluba ait srf kendine mahsus meseleler arz eder. Bu itibarla, hususi bir edebiyatn tetkiki, her hangi bir eye tabi klnmaa muhta deildir. Fakat, bu takdirde, o, pek eksik kalr (Tieghem, 1943:142). Karlatrmal edebiyat bilimcileri, dil konusunda olduu gibi taklit ve alnt konularnda da ileri bir anlaya sahiptir: Herkes bakasndan alnt yapabilir. te evrensel ve srekli olan, bu byk duygudalk tavrdr (Rousseau ve Pichois, 1994:23).

150

Karaismailolu, Karlatrmali Edebiyat Aratrmalar Asndan Klsik Trk Edebiyat ile ran Edebiyat

Deerli ilim adam merhum Ali Nihad Tarlan, eyh Divanm Tetkik isimli eserinde klasik iirimiz iin Bu edebiyat taklidi fakat dahil ileni itibariyle ibd bir edebiyattr hkmn liykatle belirttikten sonra klasik airlerin ibd ynn tespitte bizi ok zor bir yola sevk etmektedir: eyhimin insan ve tabiatta grp bize anlatt ey ve mhiyeti birer birer meydana kararak bunlar ran edebiyatnn sanatkrlaryla karlatrrsak airimizin ne derece dar bir lem iine sktn ve taklit ettii edebiyattan ne kadar ayrldn grrz. Hayal ve tahasss muhitini sarahaten izdikten sonra bunun iinde onun, ahsiyetim bulmak gayet kolaylar (1964: 50). Ancak airlerin benzerlik veya ayrlklarn buralarda aramak ve grebilmek ne derece gerekleebilir? Gerekte Sultan Fatihin, Beyti bozarsn rakibi anma irnde sakn Avn dilber vasfdr n ir indan murad beytinde belirttii (Aymutlu, 1992: Gazel nu. 81 beyit 5) gibi; dilber (gzel)i iirin ana konusu durumuna getiren sanat anlayna sahip airi, bu ekilde iirinde bulmak zor, hatta imkanszdr. Her halde, her eye ramen, iirin btn airi ele verecektir. Merhum Tarlann anlan nemli almasnda sunduu gibi ayn kelime veya mazmunun yer ald ok sayda Farsa ve Trke beyti baz eserlerde bir arada bulmak mmkndr. erefeddn-i Rminin Ensl-uk ve Mustafa Surrfnin Bahrul-marifve Mudinin Mifthut-tebh gibi eserlerinde ve eitli szlklerde gzel iin airlerin gemite tavsif ve tebih iin kulland yzlerce kelime, rnekleriyle birlikte bulunmaktadr. Merhum Tarlan, tarih sreci konu dna brakarak Edebiyat namna ancak ran ve onlardan mlhem Trk airlerinin eserlerini okuyan bir sanatkr onlara verilen sulta ve kymet altnda eziliyor, bedi kinat orada grd lem ve o lemin tasvir ve tebliinde kullanlan unsurlar ile teekkl ediyor (1964: 51) ifadeleriyle de tesir ve taklidin boyutlarn ne derecede byk grdn aklamaktadr. Karlatrmal edebiyat bilimciler, bu noktalarda sanatkr daha serbest brakmakta ve tarih maceray gz ard etmemektedirler. Mesel Mill ve yabanc tesirler olsa olsa eserin ilk konusunu verdiler veya onun d eklini telkin ettiler (Tieghem, 1943: 33) eklinde geree iaret eden Tieg-hemin u ifadeleri, klasik airlerimizi anlamada yardmc olacaktr: Halbuki, malum olduu zere, klasikler, bir takm vakalar, bir mevzuu ta-

151

bilig 2002 Gz Say 23

savvur etmenin hibir ey ifade etmedii, ve btn meselenin, bu mevzuu tevsi etme tarznda ibaret olduu fikrinde bulunuyorlar, ve mazrufun icadna hi ehemmiyet vermiyorlar (1943:112). likiler bu kadaryla da snrl grlmyor, Muhtelif milletlerde yaylm mnev ve fikr rklar vardr. Milletler aras edeb muhitler vardr kabulyle hislerin dnyasndaki mtereklikten de cesaretle sz ediliyor: Teferruatna varncaya kadar, hislerin ifadesi, ok defa, milletleraras edeb gelenekler tarafndan tayin edilmi bulunuyor. Nasl ki herkesin mal olan mterek fikirler vardr, herkesin mal olan mterek hisler de vardr. (Tieghem, 1943: 21, 88). Enginnn aktard u grlerdeki hassasiyetin, klasik iirimiz iin de tanmas, gerekir: Bir edeb eserin btnlne nem veren WelIek, sanat eserleri sadece kaynak ve tesir deildir, der. yle eserler vardr ki ilk maddesi baka bir eserden alnd halde, ok deiik bir yapda, baka unsurlarla birletirilmitir. Tesir ve kaynaklar ayrmaya kalkrsak, edeb eserin btnln bozmu oluruz. Zira bir eser, btn unsurlarnn ahenkli birlemesinden olumutur (1992: 16), Edeb esere sayg ihmal edilmemelidir: Lanson ifade eder, aheserler dnemlerinin zevkini tar, o dnem okuyucularnn zevk idrakine hitap eder. Edebiyat tarihisi bunu dikkate almak zorunda, onlar kabul etmek ve bir bakma sevmek zorundadr (Enginn, 1992:13). Zira insanlar gibi her metin tekdir, karlatrlamaz, yeri doldurulamaz; bu durum ne aileleri, ne topluluklar ne de rklar ortadan kaldrr (Rousseau ve Pichois, 1994:182). Sonu Son yzylda Trkiyede ve randa edeb gelenek zerinden isteyerek veya istemeyerek olumsuz neticeler karlmakta ve neticede klasik Trk edebiyat hakknda olumsuz denebilecek dnce ve yarglar oluturulmaktadr. Gerekte ne tarih sre ve ne de ada karlatrmal edebiyat bilimi, bu dnceleri dorulayacak bilgileri ve yntemleri iermektedir. Ayrca bu edeb gelenein nc ahsiyetlerinden olan Seluklunun bakenti Konyadaki Mevlnnn, irazda Salgurlu Trklerinin evresindeki Sadinin ve Anadolu ereni Yunus Emrenin, XIII. asrda iirlerinde btn insanl kuatan bir dnceyi dile getirirken, bu tartmalarn zerinde bir anlaya sahip olduklar unutulmamaldr. Gnmzde Trk ve ran edebiyatlar arasnda her hangi bir alnganlk duyulmadan

152

Karaismailolu, Karlatrmali Edebiyat Aratrmalar Asndan Klsik Trk Edebiyat ile ran Edebiyat

yaplacak karlatrmal edebiyat aratrmalar, Trkiyede eski ile yeniyi ve Dou ile Baty buluturma imkanm salayacaktr. Kaynaklar AYMUTLU, Ahmed (1992), Ftih ve iirleri, stanbul. AYTA, Grsel (1991), Edebiyat Yazlar II, Ankara. AYTA, Grsel (2001), Karlatrmal Edebiyat Bilimi, Ankara. ENGNN, nci (1992), Mukayeseli Edebiyat, stanbul. GBB, E. J.W. (1943), Osmanl iir Tarihi, (ev. Halide Edib nclnde heyet), Cilt I, Kitap 1, stanbul. GLEN, Abdlkerm (trhs.), Ferheng-i rn der kalemrov-i Trkn, Tahran. KARASMALOLU, Adnan (2001), Klasik Dnem Trk iiri ncelemeleri, Ankara. KEDKEN, M. R. ef (1366), Suver-i hayl der ir-i Frs, Tahran (lk bask 1349/1970). LEVEND, Agh Srr Levend (1973), Trk Edebiyat Tarihi, Ankara. MAZIOLU, Hasibe (1956), Fuzl-Hfz, Ankara. MFTH, lhme ve VEL, Vehhb (1374), Nighi be revend-i nufz ve gusteri-i zebn ve edebyt- Frs der Trkiye, Tahran. NAZAR, Cell (1380), sr- edeb der Rm-i ark t karn- heftum, Suhan-i k, say 12, Bahar, s. 15-17 (Makale zeti). REZMC, Hseyn (1366), ir-i kuhen-i Frs der terz-yi nakd-i ahlk-i slmi, I-II. RYH, M. Emn (1369), Zebn ve edeb-i Frs der kalemrov-i Osmn, Tahran. ROUSSEAU, A. M. ve PICHOS, Cl. (1994), Karlatrmal Edebiyat, (ev. Mehmet Yazgan), stanbul. HSREVH, Rz (1354), ir u edeb-i Frs der kiverh-yi hemsye-syy sagr-, (lk bask, 1350 h./ 1971). TARLAN, Ali Nihad (1964), eyh Divamn Tetkik, stanbul. TEGHEM, Paul Van (1943), Mukayeseli Edebiyat, (ev. Yusuf erif Klel), Ankara. VEZNPR, Ndir (1347), Medh, Dg- neng her sm-y edeb-i Frs, Tahran. VVELLEK, R. ve WARREN, A. (1983), Edebiyat Biliminin Temelleri, (ev. Ahmet Edip Uysal), Ankara.

153

Classical Turkish and Persian Literature from the Viewpoint of Comparative Literature Researches
Prof. Dr. Adnan KARAISMAILOLU
Krkkale University Faculty of Arts and Sciences

Abstract: In the Classical Turkish Literature researches there is an important need for utilization of the concepts and methods of the comparative literature science that can contribute to national literatures. History of Literature that considers setting out the literary values, tastes and sensitivities in the disciplined way as a goal had serious problems in Turkey in the very beginning. The fact that the process that lied under the Turkish literary tradition in Anatolia since the 13th century considered the geography and the language as foreign and Anatolian tradition as an imitation was the primary source of the problem. The researches employing new methods on the issues that were neglected up to nowadays can provide opportunity for different evaluations. For instance, thousands of couplets in Persian narrating about the Turkish statesman and their cultural values in the initial periods show that the Turks directly participated in the literary traditions of the Khorasan and Maveraunnehir region that developed after the adoption of Islam. Key Words: Comparative literature, Classical Turkish Literature, poem

_________________________________________________________

154

155

Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve Defter-i Kuydat Fihristi


Yard. Do. Dr. Yusuf Z Seluk niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi zet: Afgan Trkistan gmenlerinden Sleyman Belh ailesi, on iki ferdiyle 1853 ylnda Afganistandan ayrlarak 1861 ylnda stanbula yerlemitir. Bu ailenin soyu, Ahmed-i Yesev ile birlikte anlacak kadar saygn bir Trk eyhi olarak bilinen ve bir sre zkentte hkmdarlk ettii rivayet olunan Burhaneddin Ali Kla dayanr. Burhaneddin Kl daha ok Merginn nisbesiyle ve el-Hidye mellifi olarak bilinmektedir. Seyyid Sleyman, Nakibend-Mceddid eyhidir. 1867 ylnda Eyp Niancasndaki eyh Murad Buhr dergah meihatna atanm, 1877 ylnda vefatna kadar bu makamda bulunmutur. Yerine Melm-Hamzav kutbu olarak bilinen byk olu Abdkdir tayin edilmi ve 1923 ylnda lmne kadar, 47 yl ad geen derghn postnini olmutur. Sleyman Belhnin oullarndan olan Burhaneddin Belh ise, air ve hattat olarak bilinmekte, ikinci Ali r Nev olarak nitelenmektedir. Sleyman Belh biri matbu, drt eserini Arapa yazmtr. Abdkdir ve Burhaneddin Belh kardelerin Trke ve Farsa iirlerinden oluan Divanlar, Trke ve Farsa mesnevileri vardr. Her ikisi de baz iirlerinde aatay Trkesini kullanmlardr. Bu ailenin, dnemin nemli isimlerinden olan Cemaleddin Afgani ile yakn dostluu; Mevlevi ve Bekta evreleriyle de mnasebetleri olmutur. Abdlbki Glpnarl, bu aileden, zellikle Abdlkdir Belhnin eserleri ile ilgilenmi, bazsn istinsah edip tercme etmitir. Sunulan makalede, bu ailenin g, aile fertleri ve eserleri hakknda bilgi verilmi, eserlerin nshalarna iaret edilmitir. Makale sonunda, Sleyman Belh ailesinin edeb deer tayan mektup ve tarih belge niteliindeki yazmalarn ieren Defter-i kuydtn fihristi verilmitir. Ayrca, bu aile kayt mecmuasndan, Burhaneddin Belh tarafndan biri, II. Abdlhamide, dieri MecIis-i Mebsn- Osmnye yazlm iki mektup metni latin harflere aktarlarak sunulmutur. II. Abdlhamide arzedilen mektup, Sleyman Belhnin, ikinci mektup Burhaneddin Belhinin bir biyografisi niteliindedir. Anahtar Kelimeler: Belh, Sleyman Belh, Abdlkdir Belh, Burhaneddin Belh, Muhammed Musa _________________________________________________________ bilig Gz 2002 Say 23: 157-188

157

bilig 2002 Gz Say 23

Giri Sleyman Belh ailesi, Afganistann Kunduz ehri halkndan olup kalabalk bir kafile ile, 1853 ylnda lkesinden g ederek 1861 ylnda oniki ferdiyle stanbula gelip yerlemi bir ailedir. Bu ailenin en byk ferdi olan, ayn zamanda Afganistandan g eden kafileye bakanlk eden Seyyid Sleyman Belh, Sdt- Hseyniye kolundan gelir ve saygn bir aileye mensuptur. Sleyman Belh ve Melm-Hamzav kutbu olarak tannan olu Abdlkdir, Eyp Niancasnda eyh Murad Buhr Dergh meihatnda bulunmulardr. Ad geen dergh, bu ikisinin postninlii srasnda dnemin nemli simalar ve baz lke elileri tarafndan ziyaret edilmitir. Sleyman Belhinin dier olu Muhammed Burhaneddin Kl da nemli bir air ve hattat olarak bilinmektedir. Kaynaklarda Belh nisbesiyle anlan bu ailenin, Mevlevi ve Bekta evreleriyle yakn ilikileri olmutur. Aile fertleri tarafndan kaleme alnm ve kendilerine gnderilmi mektuplar, bu ailenin stanbulda bulunduu yllarda farkl kesimlerle kurduu dostluk ve ilikileri hakknda bilgi vermektedir. Bu mektuplar ve tarihi deer tayan belgelerin suretleri, Muhammed Burhaneddin Kl ve olu Muhammed Musa tarafndan derlenerek bir mecmuada toplanmtr. Sunulan makalede, Defter-i kuydat adl Sleyman Belh ailesinin kayt defterindeki belgelerden yararlanlarak nce hac niyetiyle Afganistandan ayrlp Mehed, Badat, Konya ve Bursa zerinden stanbula gelen kafile ve gzergh hakknda bilgi verilmitir. Daha sonra, ayn belgelerden ve dier kaynaklardan istifadeyle Belh ailesi tantlm, aile yeleri tarafndan yazlm eserlere ve ieriklerine iaret edilerek eserlerin ktphanelerde tespit edilebilen nshalar belirtilmitir. nemine binaen mecmuada yer alan mektup ve belgelerin mahiyetleri, bir fihrist halinde ilgililerin dikkatine sunulmu; ayrca, Muhammed Burhaneddin Belh tarafndan kaleme alnarak biri Sleyman Belh hakknda II. Abdlhamide arzedilmi mektup ile, dieri Meclis-i Mebsn- Osmnye yazlm bir arza metni Latin harflerine aktarlmtr. G Kafilesi ve Gzergh: 1837 ylnda Afganistan, ran tarafndan kuatlm; bu durum karsnda Afgan ah Dost Muhammed Han (18191863), Ruslarn desteini talep etmitir (Kahraman, 1994: 510-511). Bu blgede hzla artan Rus nfuzuna engel olmak isteyen ngilizler devreye girmi ve 1838de Afganistana byk bir ordu sevkedilmitir. 1837-1842 yl-

158

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

lan Afgan-ngiliz savayla gemitir. zbeklerin desteiyle 1.842 yl baharnda ngilizlere kar balatlan mcadele, iki lke arasnda yaplan bir anlamayla sonulanmtr. Bu anlamaya ramen mcadeleler ve i atmalar devam etmitir. Afganistan, 1850 ylndan itibaren bir skun ve toparlanma dnemine girmitir. eyh Seyyid Sleyman Belh, bu ortamdan yararlanarak maln mlkn vakfedip ailesi, yaknlar, mrid ve mridelerinin katld kalabalk bir kafileyle 1269 (1853) ylnda (Belh, B., y.23: 6,17) lkesinden ayrlmtr. 84 deve (Belh, B., y.23:15) eliinde yola kan ve Sleyman Belhnin nclk ettii bu kafileye, ounluu Kunduz, Bedahan ve bu iki ehre bal kasaba ve kylerde yaayan Tacik ve zbek mrid ve mrideleri katlmtr. Kafile bakan olan Seyyid Sleyman Belh, kafilede mrid ve mridesi olarak yer alan bu kiilerin isimlerini, mensubu olduklar beldelerin adlarn Farsa olarak kayda gemitir. Olu Muhammed Burhaneddn Kl, bu kaytlar, babasnn Farsa notlarnda ad geen baz ahslarla ilgili -doum, lm, ikamet, evlilik ve vefat gibi- Trke bilgiler de ekleyerek bir metin haline getirmitir. Sz edilen metin, bu yazda muhtevas bir fihrist ile verilen Belh ailesinin kayt defterinde (Belh, B., y.23: 9-15), bir sureti de Burhaneddin Belhye ait Defter-i Mesneviyyfta mevcuttur (Belh, B., y.1374: 87-98). Burhaneddin Belh, babas Sleyman Belh hakknda II. Abdlhamite yazd ve bu makalede yeni harflere aktarlarak yer alan mektupta bu sayy yz neferi mtecviz olarak ifade eder. Baz kaynaklarda da bu rakam yz, yz kadar ve yz akn olarak belirtilir (Glpnarl, 1992: 182; Ergun, 1936, c. 1; 230; Glpnarl, 1983: 401), Ancak, kafileye itirak edip defter-i kuydf ta adlar kaytl kii says, 242 kii olarak tespit edilmitir. Belgede kaytl baz isimler unlardr: brhim Hce, Kurban Sofi, Mehemmed Sofi, Hurrem Sofi, Cemal Sofi, Turd Ali, Molla vaz Mehemmed, Vetel Sofi, Cvre Kul Sofi, Molla Beg Nazar, Yr Mehemmed, E Mehemmed, Kanber Kul Sofi, Baba Han, Rahman Kul, Heyyit Sofi, Tre Kul, Selim Bay, Molla Abdlkdir, Molla Artuk, Molla Sefer Ali, Kerim ah, Mirz Ali, Drz Mehemmed, z Timur Sofi, Molla Baba Can, Hcem-Birdi, Tagay Nazar, Evser Bibi, Mnek Bib, Zehr, Hill, Molla ah Nazar, Molla Rahim Kul Sofi, Reis lakapl Molla Timur Han ... Ayn belgede yerleim birimi olarak Kunduz ehrine tabi Hacolu, Cuit-Hal, Krgz, Yir-Teper, Saray, Tantay, Endican, Kasimir, Kaltatay, Kalkaban, Sanba, Arap, Subak, Barak, Su-

159

bilig 2002 Gz Say 23

can, Sar Katagan, ieke; Bedahana bal olarak da Rstak, Karkt, Yam gibi elli civarnda ky ad gemektedir (Belh, B., y.23:9-15; Belki, B., y,1374: 87-98). Sleyman Belh, 1269 (1853) ylnda1 malra mlkn vakfederek hac niyetiyle lkesi Afganistandan ayrlmtr (Belh, B., y.23: 6,17). Belh, Kunduz, Bedahan halk ve Katagan ahalisi tarafndan eyh olarak tannan Sleyman Belh, bu yolculuunda, Afgan sultanlarndan, zellikle Afgan tarihinin en nemli devlet adamlarndan biri saylan Dost Muhammedin oullarndan ve bir sre Afgan sultan olarak ynetimde kalan Muhammed Efdal Han (Saray, 1981: 75-76) ile, dnemin blge valisi ve kumandanlarndan Sultan Murad Atalk Han Gazi ve Muhammed Said Hann da gvenlik ve snrlardan gei hususunda yardmlarn grmtr (Belh, B., y. 23: 15-16). Muhammed Efdal Hann Seyyid Sleyman Belh ve kafilesinin snrlardan gei ve can gvenliinin salanmas hususunda hudut kumandanlna yazlm 6 Ramazan 1269 (13.6.1853) tarihli bir buyruu Defter-i kuydtta bulunmaktadr (Belh, B., y. 23:16). Kafile, Badata gelirken rann Mehed ehrinde mam Rzann, Ne-cefte Hazret-i Ali ve Kerbelda Hazret-i Hseyinin ve blgedeki dier mamlarn kabirlerini ziyaret etmitir (Glpnarl, 1983: 401). Hac yolculuunun ertelenmesi zerine kafile, Anadoluya gemi, 1272 (1855) ylnda Konyaya ulamtr2. Sleyman Belh ve beraberindekiler Konyada drt yl kalmlardr. Daha sonra kafilesiyle Bursaya giden Sleyman Belh, Sultan Abdlaziz (1861-1876)in daveti zerine 1278 (1861) ylnda stanbula gemi ve kafilede yer alanlar, iki yl sreyle devlet misafirhanesinde arlanmtr. Osmanl Devleti bu kafiledeki erkek ocuklar ve alt yla kadar doacak olanlar askere almamak artyla Bursada bulunan devlet iftliklerinde iskn etmek istemitir. Ancak bu teklif kabul grmedii iin devletin bu teebbs sonusuz kalmtr (Belh, B y.23: 7). Kafile Bakan Seyyid Sleyman Belh ve Ailesi: Sleyman Belh, 1220 (1805) ylnda Belh yaknlarnda Kunduz ehrine bal Hankah kasabas al kynde domutur. Knyesi, eyh Sleyman b. eyh brahim Hce Keln b. eyh Muhammed Baba Hce el-Hseyn el-Belh el-Kundzidir (Belh, S., 2302; V. Ayrca et-Tlekn el-l el-Hnkh nisbeleri de zikredilir (bk. Bu makale, Mektup 1). Sdt- Hseyniye kolundan gelen Sleyman Belh ailesi, soyca, aile tarafndan tutulan ve baz kaynaklarda da yer alan ecereye gre3, daha ok

160

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

Mergmn nisbesiyle tannan eyh Burhaneddin Ali Kla dayanr. Burhaneddin Ali Kl, Merginnn Redn kynde domutur (Babur, 1946: 3). Knyesi Burhaneddin Ebul-Hasan Ali b. Eb Bekr b. Abdlcelil el-Fergn el-Merginndir (Merginn iin bk. Heffening, 1993: 761-762). nemli fakihlerden olan Burhaneddin Ali Kl, Hanefi fkhna dair mehur eser Hidyenin (el-Hidye iin bk. Kallek, 1998: 471-473) mellifidir. Baz kaynaklarda Burhaneddin Kln, bir sre Belh, Kunduz, Bedahan ve zkenti kapsayan sahada hkmdar olduu ya da tahtndan feragat ettii bir rivyet olarak nakledilse de (Vassf, 1999: 432; Glpnarl, 1992:181-182; Ergun, 1936, c. 1: 229-230), bu rivayet tarih kaynaklarda te-yid edilmemekte, genellikle saygn bir Trk eyhi olarak zikredilmektedir. A. Zeki Velid Togan, Hve, Buhara ve Takent zbek han ve sultanlar ile, Nogay mirzalar ve yannn, Seyyid Ata (Ahmed-i Yesev) ve Burhaneddin Kl oullarna intisab ettiklerini; bu Trk eyhlerin, Mangt (Nogay)lar ve Kazaklar arasnda daha itibarl ve nfuzlu olduklarn (Togan, 1981: 137), Ferganadaki Trk eyhlerinden Burhaneddin Kl oullarnn, XVI yzyl banda Nakibendlie iltihak ettiklerini kaydeder (Togan, 1981: 196). zbek Sultan ve air iban Han (855-915/1451-1510), iirlerinde, Ahmed-i Yesevye kar byk sayg duyduunu muhtelif vesilelerle belirtmi (Karasoy, 1998: 23), bir gazelinde de dier Trk eyhlerinden Hsameddin Snak ve Burhaneddin Ali Kl aadaki beyitte yle anmtr: Kays genc bolgay anng tig evliylar andadur Biri Sgnak biri Kl biri Trkistan sar (Karasoy, 1998: 286). Yukardaki beyit A. Zeki Velid tarafndan yle aklanmtr: Sgnaktaki evliyadan murad Hsameddin Snak, Kltan murad Ferga-nada Karahanler meyihinden Kl Burhaneddin, Trkistandan murad Ahmed Yesevf dir (Karasoy, 1998:23). eyhImeyh nvanyla da anlan Burhaneddin Ali Kl, Merginnda hicri 593 (1197) ylnda vefat etmi; onun soyundan gelenler Kllg Ata nvanyla anlmlar (Kprl, 1984: 68) ve Fergana vilyetinde imam, eyhlislm ve kad olagelmilerdir (Babur, 1946:15, 56). Kkl bir aileden gelen eyh Seyyid Sleyman, tahsilini Bedahanda tamamlam, bir sre eitimle megul olduktan sonra 1259 (1843) ylnda Hindistana giderek yl Dehlide kalm, bu sre ierisinde btn ilimlerde tahsil grmtr.

161

bilig 2002 Gz Say 23

Sleyman Belh, Muhammed Mmin Hce kz Seyyide Sade (lm.1311/1893), Manas Hce kz Seyyide Aykuzu (lm.1284/1867) ve Seyyide Begmcan adlarnda nikahl hanm; Seyyide Sadeden doma Abdlkdir, Ahmed Sad, Muhammed Bahaddnl-hak, Aycan; Seyyide Aykuzudan doma Muhammed Burhaneddin Kl, Scide adlarnda drt erkek ve iki kz evld, Drdne adnda bir cariyesi, aban ve Devlet Bey adlarnda iki hizmetisi (Belhi, B., y.23: 9-10); yukarda bazlarnn adlar zikredilen ehir ve kylere mensup mrid ve mrideleri ile birlikte hac niyetiyle lkesinden ayrlmtr. Yolculuk srasnda iki evld daha dnyaya gelmi; bunlardan, Seyyide Sadeden doma Muhammed Ali, g srasnda Irakn Hanekin, Seyyide Aykuzudan doma Ftma-tz-Zehr Halep ehrinde domulardr (Belh, B., y.23; 9). Kafile, Mve-rnnehirden rana gemi, Mehed ehri zerinden Badata gelirken Necef ve Kerbelya urayarak mamlar ile Hazret-i Ali ve Hazret-i Hseyinin kabirlerini ziyaret etmitir. Sleyman Belh, bu ziyaretleri esnasnda mamiye mctehidleriyle de grm, bu grmeler neticesinde, kafilede yer alan baz kiilerle birlikte iamamiye mezhebini kabul etmitir (Tebrz, y,147:1-2; Glpnarl, 1983: 401). Kafile Badatda iken bir eli vastasyla Osmanl-Rus savann sona erdii haberi ulam ve Sleyman Belh bu haber zerine hac niyetini erteleyerek kafileyle birlikte Anadoluya geerek 1272 (1855) ylnda Konyaya ulamtr (Ergun, 1936, c. I: 1936).4 Belh ailesinin Konyada drt yl ikameti esnasnda, eyh Seyyid Sleyman ve olu Abdlkdir Belh, baz edeb ve din eserleri okumak ve incelemekle megul olmulardr (Glpnarl, 1971, c. I: 359). Bu yllarda Mevlev evreleriyle de gren Sleyman Belh, Mehmed Sad Hemdem elebi elebilik makamnda (1815-1859) iken, 1855-59 yllar arasnda Mevlevlie intisab etmi (Glpnarl, 1983: 401), bu arada ems trbedr Ahmed Dede tarafndan kendisine hilfet-nme verilmitir (Glpnarl, 1983: 401-404). Seyyid Sleyman Konyada drt yl ikametleri esnasnda, baz edeb ve din eserleri okumak ve incelemekle megul olmu (Glpnarl, 1971, c. I: 359), bu arada bn Arabinin Ftht- Mekkiyye adl eserini istinsah etmitir (Vassf, 1999:416). Daha sonra kafilesiyle Bursaya giden Sleyman Belh, Sultan Abdlazizin (1861-1876) daveti zerine 1278 (1861) ylnda stanbula gemi ve kafilede yer alanlar, iki yl sreyle devlet misafirhanesinde arlanmtr. Sleyman Belh bu mi-

162

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

safirhanede uzun bir sre kalm, ayrca arzu ettii kitaplarn istinsah edilmesi iin hizmetine ktip verilmitir (Belh, B. y. 23: 18). Osmanl Devleti, hayatta kald srece Sleyman Belhye maa tahsis etmitir. Maa balanmasyla misafirhaneden ayrlarak stanbulun Aksaray, Slkl, Hrka-i erf, Beykoz, Akbaba, Kabata ve skdar gibi semtlerinde kirac olarak ikamet etmi ve kira bedeli devlet tarafndan karlanmtr. Bu dnemde din kitaplar okumak ve yllardr temin etmeyi arzu ettii Ktb-i sitteyi incelemekle megul olmutur. 1284 (1867) ylnda hacca gitmek zere hazrlk yapt ve gerekli harlklarn devlet tarafndan karland bir srada, Meclis-i Meyih reisi Hfz Feyzullah Efen-dinin 1867 ylnda vefat zerine, Meclis-i Meyihin yeni reisi Osman Selahaddin Mevlevi (lm.1887) ve beraberindeki oniki meclis yesi, kendisini ziyeret ederek Nak eyhi ve Mesnev-hn Feyzullah Efendiden boalan Eyp Niancasndaki eyh Murad Buhr Dergh meihatine atandn haber vermilerdir. Bu tayin zerine dergha tanm ve hayatnn sonuna kadar derghta eyhlik makamnda bulunmutur. stanbulda, kendisini davet eden Sultan Abdlazizin saltanat sresince on alt yl yaayan Sleyman Belh, sinir hastalna yakalanarak 6 aban 1294 (16 Austos 1877) tarihinde Perembe gn vefat etmitir. Kabri derghn haziresindedir (enalp, 1982: 23). Sleyman Belhnin drt Arapa eseri vardr (Belh, B., y.23:8)5. Eserleri: a) Ecmaul-fevid: Bir muhtasar, czl-Kurn adyla Sleymaniye Ktphanesi Yazma Balar 1367 numarada kaytldr. Bu nsha Seyyid S leymann torunu ve Burhaneddin Belhnin olu Muhammed Musa tara fndan 1328 (1910) ylnda skdarda yazlmtr. b) Murikul-ekvn: ki ciltten ibaret bir eserdir. Muhammed Musa tarafndan 1325 (1907) ylnda stanbulda istinsah edilmi iki nshas Sleymaniye Ktphanesi Yazma Balar 1364 (cilt I-II) ve 1365 (cilt I-II) numaralarda kaytldr. c) Gbtatul-emn: Muhammed Musa tarafndan stanbulda 1327 (1909) ylnda yazlm bir nshas Yazma Balar 1363 numarada, mellif hattyla yazlm, msvedde halinde noksan bir nshas da Mevlna Mzesi Abdlbki Glpnarl Kitapl 66 numarada kaytldr. d) Yenbul-mevedde; Yalnzca bu eser stanbulda iki kez baslmtr.6

163

bilig 2002 Gz Say 23

Eserin basmnda ran Sefaretinin, Melikt tccr nvanyla bilinen Mirz Mehd ky Behr ile stanbulda yaynlanan Farsa Ahter gazetesinin sahibi Muhammed Thir-i Tebrzf nin yardm ve katklar olmutur (Belh, B. y. 23: 22). Seyyid Sleyman, Ehl-i Beytin stnln ve ia-mmiye mezhebinin dorulunu ispat iin (Glpnarl, 1983: 401) kaleme ald kitaplarnda, temel kaynak olarak Ktb-i sitteen yararlanmtr. NakibendMceddid eyhi Sleyman Belhfnin on yl sren post-nin-lii srasnda, dergh, Cemaleddin Afgn (1838-1897) gibi dnemin baz nemli simalar ve lke elileri tarafndan ziyaret edilmitir. Hatta Kagar hkmdar Yakup Han (1873-1877), baarl bir diplomat olan ve ksa adyla Hoca Tre olarak bilinen Yakup Han Takendf yi 1873 ylnda Sultan Abdlazize eli sfatyla gnderdiinde (Saray, 1994:103-115), elisi araclyla Sleyman Belhnin klahn istetmi ve eyh yn klahn ayn eli vastasyla sultana hediye etmitir (Belh, B., y.23: 23). Ayrca Seyyid Sleyman Belhf nin, Afgan emirleri ile Belh, Kunduz, Bedahan halk ve Katagan ahalisi nezdinde byk bir saygnl olduu, Defter-i Kuyudatta yer alan mektup ve belgelerden anlalmaktadr. Sleyman Belh hayatta iken baz oul ve kzlarn kaybetmitir. Bunlardan Ahmed Sad 1866, Muhammed Ali 1871 ylnda stanbulda; kzlarndan Scide 1846 ylnda Urfada, Ayan 1866da stanbulda, Ftmetz-Zehr ise, babasnn lmnden on yl sonra, 1307 (1889-90) ylnda stanbulda vefat etmilerdir. Scide Urfada, dierleri stanbulda medfun-durlar. Ahmed Sad, Nureddin Abdurrahman Cm (lm.898/1492)nin Silsiletz-zeheb adl mesnevsinden bir mntehab hazrlamtr. Bu eserin mellif hattyla yazlm bir nshas, Sleymaniye Ktphanesi Ali Nihat Tarlan Koleksiyonu 132/2 numarada Mntehab ez Silsiletz-zeheb adyla kaytldr7. Aile Fertleri 1) Abdlkdir Belh: 1255 (1839) ylnda Kunduza bal Hankhda domutur. Asl ad Gulm- Kdir olup stanbul geliinden sonra Abdkdir adyla tannmtr. Babasyla birlikte 14 yanda iken yolculua kan Abdlkdir Belh, 22-23 yalarnda stanbula gelmi; babasnn vefat zerine, vasiyeti gerei 1294 (1877) ylnda eyh Murad Buhr Dergh meihatna atanmtr. Hayatnn sonuna kadar bu makamda kalm; me-

164

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

ihatnn 47. ylnda, 27 Receb 1341 (17 Mart 1923) tarihinde vefat etmitir. Kabri derghn haziresindedir. Abdlkdir Belh, Nakibend tarikatna bal olmakla birlikte Melm-Hamzav kutbu olarak kabul edilmi; Mevlev ve Bektaler arasndan da kendisine intisb edenler olmutur8. XX. yzyl mutasavvflar arasnda nemli bir yeri olan Abdlkdir Belh, son zamann en nl ve gerek sfsi, son asrn en byk sf airi ve son asrn en mehur mutasavvf, Mevlnadan sonra en uzun manzum tasavvuf eser veren air gibi nitelemelerle anlr (ayrca bk. Mevlna, 1966, c. I: L; Glpmarl 1971, c.II: 359; enalp, 1982: 23). Eserleri: iirde, Gulm- Kdir, Kdir-i Hikmet ve Belh nisbelerini kullanan Abdlkdir Belhinin Farsa, aatay ve Anadolu Trkesiyle yazlm tasavvuf mahiyetteki manzumelerden oluan bir Divan (Glpnarl, 1992:185; Azamat, 1988:232) ve Farsa mesnevileri vardr. Divannda baz manzumelerini aatay Trkesiyle nazmetmi; kimi iirlerde Anadolu ve aatay Trkesi kelimelerini bir arada kullanmtr (Ergun, 1936: 231). Manzumeleri arasnda alevilik neesiyle yazlm iirler de bulunmaktadr (Ergun, 1936: 231). Divann bir nshas Millet Ktphanesi Ali Emir Kitapl 266 numarada mevcuttur (Kurnaz, 1997:167). Bu nshann mikrofilmi, Divan- Fris ve Trk adyla Milli Ktphane Mikrofilm Arivi 1994 A 4166 numarada kaytldr9. Farsa Mesnevileri: a) Glen-i esrr: 6876 beyittir. 1323 (1905) ylnda nazmedilen eserin, mellif hattyla yazlm nshasnn mikrofilmi, Milli Ktp. MFA. 1994 C 283 numarada, ikisi mellif hattyla yazlm ve biri A. Glpnarl tarafndan istinsah edilmi muhtasar nshas, Mevlna Mzesi Abdlbki Glp-narl Ktphanesi 38, 131 ve 132 numaralarda kaytldr. 1905 ylnda Rahman Efendi tarafndan istinsah edilmi dier bir nsha da Atatrk Kitapl Osman Ergin Kitapl 636 numaradadr (tavsifleri iin bk. Glp-narl, 1996, c. I: 78; c. II: 245, 246; Bayraktar, 1993, c.1: 2). b) Knzul-rifn: 5453 beyit olup 27 Zilkade 1322 (2.2.1905) tarihinde nazmedimitir. Bir nshasnn mikrofilmi Milli Ktphane MFA. 1994 C 292 numarada mevcuttur. Abdlbki Glpnarl tarafndan aslndan ksaltlarak kopya edilmi bir nsha, Mevlna Mzesi A. Glpnarl Kitap-

165

bilig 2002 Gz Say 23

l 132 numarada bulunmaktadr (tavsif iin bk. Glpnarl, 1996, c. II: 246). c) Yenbul-hikem: Nazm 27 aban 1320 (28.11.1902) tarihinde tamamlanan bu mesnevi 11.000 beyittir. Mikrofilmi Milli Ktphane MFA. 1994 C 293 numarada kaytldr. A. Glpnarlnn aslndan ksaltarak istinsah ettii bir nshas, Mevlna Mzesi A. Glpnarl Kitapl 132 numaradadr (Glpnarl, 1996, c.II: 246). d) Sunht- lhiye ve ilhmt- Rabbniye: filtn filtn filn ve mefln mefln feln vezninde 2260 beyitten ibaret olan bu mesnevi, 26 Rebflevvel 1331 (5.3.1913) tarihinde tamamlanmtr. Mellif hatt nshas, stanbul niversitesi Ktphanesi bnlemin Kitapl 3360 numaradadr. A. Glpnarl, Abdlkdir Belh nin torunu Cafer Erkla ait nshadan 1936 ylnda istinsah ettii bu mesneviyi ayn vezinlerde manzum olarak tercme etmitir. Metin ve evirisinin yer ald nsha, Mevlna Mzesi A. Glpnarl Ktphanesi 145 numarada kaytldr (Glp-narl, 1996, c.II: 265-266). Manzum Sunht- lhyye ve ilhmt- Rabbniy-ye Tercmesi, A. Glpnarlnn baslmam evirileri arasnda yer almaktadr. e) ems-i rahn 7777 beyittir (Glpnarl, 1992:185). Nshas tespit edilememitir. f) Esrrut-tevhd: 232 beyittik bu mesnevi matbudur10. Abdlkdir Belhnin mridlerinden olup Selanik valilii grevinden emekli olmu Mehmed Nazm Paa (1840-1926) bu eseri manzum olarak tercme etmi (bnlemin, 1988, c.II: 1144-48) ve bu evirisi, Farsa metni ile birlikte baslmtr11. Talkte iyi bir hattat olarak da zikredilen Abdlkdir Belh (bnlemin, 1955: 487-489; Tilgen, 1950: 1; Gn, 1999: 65), iir sanat ynyle deil, eserlerinin mahiyeti itibaryla nemli bir mutasavvf air saylmtr. Btn eserlerinde, Mesnevyi esas tutmu, bir ksmnda onu tanzir etmi, yer yer Mesneviden beyitler alm ve Mevlnaya byk bir hrmet gstermitir (Mevlna, 1966, c.I: L). Abdlkdir Belhnin byk olu Ahmet Muhtar (1873-1933) da ulem ve urefdan saylm, Arap ve Fars edebiyatna vkf biri olarak kabul edilmitir (Vassf, 1999: 422). Hnedn- Seyyidil-beer Eimme-i sn-aar adl matbu bir eseri (stanbul, 1327 (1911), Ahmed Saki Bey Matbaas, 192 S.) ve bn Arabnin er-Risletl-gavsiyye adl Arapa eseri zerine Trke erhi vardr. Bu erhin bir nshas, Mevlna Mzesi A. Glpnarl Kitapl 142

166

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

numaradadr (Glpnarl, 1971, c. II: 189). Trke ve Farsa iir ve tahmisleri de vardr (Belh, B., y. 23: 52-56). Abdlbki Glpnarl, Abdlkdir Belhnin Zeynelbidn Erkl, Ali Erkl ve Cafer Erkl adlarnda torununu zikreder (Glpnarl, 1996, c. II: 78, c. lI; 245, 265). 2) Muhammed Bahddnl-hak: Kaynaklarda adna rastlanlmamtr. Defter-i Kuydat ierisinde, kardei Burhaneddin Belhye gnderdii 1890 tarihli Trke; biri 1894 tarihli, dieri tarihsiz iki Farsa mektubu mevcuttur. 3) Muhammed Burhaneddin Kl : eyh Seyyid Sleymann drdnc olu olup 1265 (1849) ylnda Kunduzda domutur.12 Adn, mektup ve imzalarnda Seyyid Muhammed Burhaneddin, Seyyid Muhammed Burhaneddin Kl; nisbesini ise, genellikle el-Hseyn el-Belh, aile fertlerine gnderdii mektuplarnda da nadiren el-Him el-Alev eklinde zikreder. Eitimini babasndan alan Muhammed Burhaneddin Kl, 13 yalarnda stanbula gelmi; hayat boyunca bir grevde bulunmam, yalnzca iir ve hat sanatyla megul olmutur. Geimini babasna balanan ve babasnn vefatndan sonra kendisine miras kalan maala srdrmtr. Bu maa zamanla yetersiz kalm ve bir sre sonra da maa kesilmitir. Bu nedenle kendisi ve ailesi byk skntlar ekmi, evresi tarafndan acnacak bir hale dmtr (Vassf, 1999:424). Kira bedelini demekte glk ekmesi nedeniyle ska ikamet deitirmitir. Resmi makamlara ve kiilere yazd mektuplarda bu skntlar dile getirerek kesilen maann denmesi ve miktarnn artrlmas hususunda yardm talep etmitir. Sadberg Hanmla evli olan Muhammed Burhaneddin, einin vefatndan sonra hayatn bekar ve mnzevi bir halde srdrmtr. Sadberg Ha-nmn lm zerine kaleme ald ili iirlerini, Firkatiye bal altnda toplamtr (Belh, B., y.1370:14-51). Muhammed Burhaneddin, Ekim 1929da hastalanm ve 4 Mart 1930 tarihinde Heybeliadada vefat etmitir. Kabri, salnda air mizacna muvafk grd Heybeliada mezarlndadr. Son dnem fikir ve siyaset adamlarndan olan Abdullah Cevdet (18691932), Burhaneddinin lm zerine tihat dergisinde yaynlad

167

bilig 2002 Gz Say 23

Bir ark Zeks Snd balkl ksa yazsnda, kadm ark terbiye ve tahsilinde emsali kalmam kibar, necib bir rif ve air, onun vefatyla gayib oldu. (...) ahs muarefemiz olan bu kuds zatn aatay Trkesiyle latif iirleri vardr ve Ali r Nevfnin adli idi ifadelerine yer vermitir (Cevdet, 1930: 5382).13 iirde Burhan mahlasn kullanan Burhaneddin Belh, iiri ruhun gdas saym, bulunduu her meclisi iirleriyle enlendirmitir. bnlemin, airin karlat dost ve tandklaryla merhabalatktan sonra hal hatr sormak yerine iirler okuduunu, bu sebeple kendisini ir-i seyyr lakabyla andn belirtir ve iki Trke gazeli ile bir Farsa mesnevisini nakleder (bnlemin, 1988, c.I:183). Sadeddin Nzhet Ergun ise, airin sanat14 ve edeb kiilii ile; Hseyin Dniin bir yazsndan naklen, onun Cemaleddin Afgani (1838-1897)15 ve eyhr-res lakab ve iirde Hayret mahlasyla bilinen Kaar ehzadelerinden Ebul-Hasan Mrz (1848-1918) ile yakn dostluu hakknda bilgi aktarm, Farsa ve Trke sekiz manzumesine yer vermitir (Ergun, 1936, c.II: 874-879). Ebul-Hasan Mrz, Muhammed Tak Mrz Hsmus-Saltanann (lm. 1280/186364) olu ve Fethali hn (lm.1250/1834) torunu olup Kaarlar dneminin edip ve airlerinden, ayn zamanda Merutiyet dneminin zgrlk taraftar nemli siyasi simalarndandr (Dni,1331, l. ksm: 271)16. Burhaneddin Belh ve Ebul-Hasan Mrznn yan sra, Yenb ul-mevedde adl esere konmak zere Sleyman Belhnin Arapa ksa bir biyografisini yazan, ayn zamanda stanbulda yaynlanan Farsa Ahter gazetesinin sahibi olan Muhammed Thir-i Tebrz, Hseyin Dni, Muallim Feyz, Mehmed Emin (Yurdakul), Cemaleddin Afgninin stanbuldaki toplant ve meclislerine katlanlar arasndadr (Bilgegil, 1997, 234-235), Seyyid Sleyman ve olu Abdlkdir Belhnin Mevlevlerle yakn ilikileri olduu gibi, Burhaneddnnin de bu evrenin nemli simalaryla dostluklar olmu; Konya Mevlna Dergh son postninlerinden Mahmud Sadreddin elebi (1825-1881) ve Abdlvhid elebi (1858-1907) ile yazmtr. Eserleri: a) Farsa Divan: 157 Farsa gazelden ibarettir. Divann birinci defteri Sleymaniye Ktphanesi Yazma Balar 1368, 1379, ikinci defteri Yazma

168

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

Balar 1378 numarada bulunmaktadr. Nshalar olu Muhammed Musa tarafndan yazlmtr. b) Trke Divan: 183 gazel yer alr. Divann birinci, defteri ayn ktphane Yazma Balar 1368, ikinci defteri 1378, nc defteri 1380 numaralarda kaytldr. Bu nshalar da Muhammed Musa tarafndan yazlmtr. air, beendii Trke ve Farsa gazelleri kl simgesiyle iaretlemi, bu iaretli gazeller bir seme olarak ayr bir defterde toplanmtr. Bu mntehab manzumelerin yer ald nsha S. Ktp. Yazma Balar 1371 numarada kaytldr. c) Mecma-i tahmist Ahmed Yesev, Ali r Nev, Fuzl ve Nef gibi nl airlerimiz ile, Nsr- Husrev, Hc-yi Kirmn, Hafz, Sad, Cm ve Feyz-i Hind gibi Fars edebiyatnn sekin airlerinin baz beyit ve gazellerine yazd toplam 44 tahmis yer almaktadr. Muhammed Musa tarafndan yazlm nshas Seluk niversitesi Seluklu Aratrmalar Merkezi (SSAM) Uzluk Arivi y. 55 numarada mevcuttur. d) Farsa ve Trke Tarih Manzumeleri Mecmuas: Burhaneddin Belhnin akraba ve yaknlar, dost ve tandklar; grt, misafiri olduu pek ok ahs ile bunlarn aile fertleri, doum ve lmleri zerine yazlm Farsa ve Trke tarih manzumelerini ieren bir mecmuadr. Burhaneddin Belhnin hazr bulunduu edeb meclislerin tutana mahiyetindeki bu ok kymetli mecmuann nshas, S. Ktp. Yazma Balar 1372 numaradadr. e) Nakaratl Manzumt ve arkyyt: Medhiye, nevrziye, gurbetiye, hasretiye, frkatiye gibi muhtelif balklar altnda toplanm iirleri iermektedir. Mellif nshas S. Ktp. Yazma Balar 1370 numarada kaytldr. f) Defter-i rubaiyyt 1635 civarnda Farsa rubaiyi ihtiva etmektedir. Muhammed Musa tarafndan yazlm bir nshas, S. Ktp. Yazma Balar 1373 numarada mevcuttur. Bu nshada ayrca, Hayretebrrdan seilmi beyitler (s. 1-3), Nimetullah Velnin bir manzumesine yazlm eksik bir tahmis (s. 278), Abuka Lgatinin batan birka maddesini ieren bir blm (s. 280-283), Burhaneddin Belhnin Farsa ve Trke hat levhalarnn metinleri (s. 284-286) de yer alr. g) Defter-i Mesneviyt: yne-i Dil-i Burhn, Ahsenl-kasas gibi ounluu Farsa ve Trke olmak zere 11 mesnevi yer alr. S. Ktp. Yazma Balar 1380 ve 1374 numaralarda iki nshas bulunmaktadr. h) Defter-i kuydt: leride de deinilecek olan Defter-i kuydt, byk bir ksm Muhammed Burhaneddin Kla ait mektup ve yazmalarn yer al-

169

bilig 2002 Gz Say 23

d aile kayt mecmuasdr. Burhaneddin Kl mektuplarm ho bir slpla yazm ve mektuplarn, kendisine ait ya da dier airlerden ald beyitlerle sslemitir17. Burhaneddin Belhnin drt olu olmutur. Oullar: 1) Yahya Kemaleddin: Burhaneddin Belh, yakn dostlarndan Giridli Mustafa Rstem Efendiye yazd 12 Safer 1318 (10.6.1900) tarihli mektubunda, Yahya Kemaleddinin hastalanp tedavi altna alnd ve iyiletiini; doktorlarn tavsiyesi zerine Kkamlcadaki Menemenli Mustafa Paa kknden Heybeliadaya tandklarn yazmaktadr (Belh, B., y.23: 60). Mektuplarda Yahya Kemaleddin hakknda baka bir kayt gememektedir. Muhtemelen bu rahatszl sonrasnda vefat etmitir, (bk. Vassf, 1999:424), 2) Muhammed Musa: 1292 (1875)de Eyp Niancasndaki eyh Murad Buhr Derghnda domutur. lk eitimini enitesi Mehmet Muhsin Efendiden alm, skdarda Hoca Sabri ve Mehmet Emin Efendi mekteplerinde okuduktan sonra Drut-Talmden mezun olmu ve Franszca renmitir. ok iyi bir tahsil gren ve airlik yn de olan Muhammed Musa, babasnn ve dier baz airlerin Farsa ve Trke iirlerini tahmis etmi18; ancak daha ok hat sanatyla megul olmutur. Sa ve sol elle yazabildii iin imzalarnda Yemn ve Yesr lakabn kullanmtr. Babas hayatta iken onun eser ve yazlarn toplayp saklam, tertip etmi ve bizzat yazarak oaltmtr. Hsseyin Vassfn verdii bilgiye gre, dnyadan yz evirip cezbeye kaplm ve mnzev bir hayat srmtr (Vassf, 1999: 424). Muhammed Musa, 12 Kasm 1930 tarihinde Heybeliadada vefat etmi ve babasnn yanna defnedilmitir (bnlemin, 1955: 587-88). 3) Sleyman Celleddin: lk eitimini Eyp ve skdardaki mekteplerde tamamladktan sonra Galatasaray Sultanisinden mezun olmu ve Hukuk Fakltesinde okumutur. nceleri liselerde Franszca retmenlii yapm, daha sonra stanbulda ktphane memurluu, tasnif-i ktp komisyonu yelii ve ariv dairesi memurluu gibi grevlerde bulunmutur (bnlemin, 1955:526). Sleyman Celleddin 1957 ylnda bekar olarak vefat etmitir (Glpnarl, 1996, c. I: 115).

170

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

4) Ahmed sa: Babasnn eserlerinde tesadf edilen kaytlara gre, skdar Kuleli Lisesinde bir sre okuduktan sonra 6 evval 1344/28 Nisan 1926 tarihinde Bursa Birinci Lisesine naklolunmu ve bu tarihten itibaren Bursada ikamet etmitir. Ahmed sa, 1927 ylndan itibaren Bursa ekirge Askeri Hastanesinde stajyer olarak grev yapt, Defter-i kuydtta kendisine ait mektuplardan anlalmaktadr. Defter-i Kuyudat Seluk niversitesi Seluklu Aratrmalar Merkezi Uzluk Arivi Y.23 numarada Birinci defter-i kuydat adyla kaytl, orta boy zarf ierisinde, ciltsiz, talik ve nesih hatla yazlm satr says 18 ile 23 arasnda deien 150 sayfadan ibaret bir defterdir. Muhammed Musa tarafndan derlenip yazlan bu mecmua, Belh ailesinin Farsa ve Trke mektup ve resm yazmalar ile, gnderilen mektup ve yazlarn suretlerini ihtiva eder. Mektup suretlerinin bu deftere yazm, 1 Muharrem 1347 (19.6.1928) tarihinde tamamlanmtr. Muhammed Musa bu mektup ve belgeleri asllarndan istinsah etmi; mektuplarn bana, ierie dair aklamalar yazm ve ayrca mektup metinleri ierisinde gerek grlen yerlere ksa notlar dmtr. Banda, Burhaneddin Belhye ait Farsa bir Tahmd ve Nat- erifin yer ald Defter-i kuydtta, Farsa ve Trke olmak zere toplam 90 adet mektup ve resm yaznn metni yer alr. Mecmua, bu nemli ahsiyetlerin aile aras yazmalarnn yan sra, son dnem Mevlevi ahsiyetler ile Afgan sultanlarnn tarih belge niteliindeki mektuplarn iermesi bakmndan nemlidir. Mecmuada yer alan mektup ve belgelerin dizini tarafmzdan hazrlanarak defterdeki sraya gre verilmi, Farsa ya da Arapa olanlar belirtilmi ve deftere gre sayfa numaralar gsterilmitir. Fihristte, Seyyid Sleyman Belh (S. Belh), Abdlkdir Belh (A. Belh), Burhaneddin Belh (B. Belh), Muhammed Musa (M. Musa), Muhammed Bahddn1-hak (M. Bahaddin) ksaltmalar ile zikredilmitir. Aada Defter-i kuydat fihristi ile, biri eyh Seyyid Sleyman Belh, dieri Burhaneddin Belh hakknda bilgi ieren iki resm mektup metni, Iatin harflere aktarlarak sunulmutur. Sunulan mektuplarda, aslndan kopya

171

bilig 2002 Gz Say 23

edilirken Muhamrned Musa tarafndan parantez iinde yazlm ilve notlar latin karakter, krmz mrekkeple yazlm olan ksmlar bold, tarafmzdan yaplan ekler keli parantez iinde gsterilmitir. Defter-i Kuydat Fihristi I. Manzum ve mensur Farsa tahmd; s.2-3. II. Manzum ve mensur Farsa Nat- erif; s.4. 1. B. Belh tarafndan Sultan II. Abdlhamite yazlm mektup, tarihsiz; s.5-9. 2. S. Belhnin, Afganistandan ayrl srasnda kafilede yer alan aile fertlerinin, kafileye katlan mrid ve mridelerinin ve mensubu olduklar belde adlarnn isimlerine dair Farsa tuttuu kaytlar ile, B. Belhinin kafilede yer alan kiilerle ilgili doum, lm, vefat, evlilik ve ikamet gibi Trke ilve notlarn ieren belge sureti, s.9-15. 3. Belh hkmdar Muhammed Efdal Hann, S. Belh ve beraberinde olanlarn vergi ve mallarn baladna dair 6 Ramazan 1269 (1853) tarihli mektubu, Farsa, s. 15. 4. Muhammed Efdal Hann, S. Belh hakknda hudud kumandanlna yazd, 6 Ramazan 1269 (1853) tarihli mektubu, Farsa, s.16. 5. Hsmus-saltana Sultan Murad Mirzya, 15 Zilkade 1269 (1853) tarihli, Vlide-i Seyyid Muhammed ve Zahruddevle imzal, Herattan gnderilmi arza, Farsa, s.16. 6. B. Belhnin, rann stanbul bykelilerinden Erfaud-devle Rza Dani Hana yazd 7 Safer 1325 (1907) tarihli mektubu, Farsa, s.1729. 7. B. Belhnin, Meclis-i Mebsn- Osmaniye takdim edilmek zere Halep rnektupulanndan zzet Bey tarafndan kaleme alnm dilekesi, tarihsiz, s.29-31. 8. Sultan Murad Hann, A. Belh, M. Bahuddin ve B. Belh adlarna gnderdii mektuba, 1308 (1890-91) ylnda B. Belh tarafndan yazlan cevap, Farsa, s. 31-33. 9. Kaar ehzadelerinden, Hayret mahlasl ve eyhr-Res adyla tannan Ebul-Hasan Mirznn, B. Belhye Bombaydan gnderdii 28 Zilkade 1311 (1894) tarihli ilk mektubu, Farsa, s.34-36. 10. B. Belhnin, eyhr-Resin ilk mektubuna 12 Rebiylevve 1312 (1894) tarihli cevab, Farsa, s.36-39.

172

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

11. eyhr-Resin, B. Belhye 21 Rebiylhr 1312 (1894) tarihli Bombaydan gnderdii, ierisinde 12 beyitlik bir gazelinin de yer ald ikinci mektubu, Farsa, s. 40-41. 12. eyhr-Resin, B. Belhye 12 Rebiylevvel 1324 (1906) tarihli Tah-randan gnderdii mektup, Farsa, s. 40-41 arasnda mstakil mektup sureti. 13. eyhr-Resin, B. Belh araclyla Cemaleddin Afganiye Bombaydan gnderdii 21 Rebiylhir 1312 (1894) tarihli mektubu, Farsa, s.43. 14. eyhr-Resin, stanbul Vlide Hannda ikamet etmi olan ran vaizlerinden Seyyid Eref Aaya yazd mektuptan ksa bir para, tarihsiz, Farsa, s. 44. 15. B. Belhnin, Bursa ekirge Asker Hastanesnde stajyer olarak grev yapmakta olan olu Ahmed saya 29 Zilkade 1345 (1927) tarihli mektubu, Farsa, s. 44-45. 16. B. Belhnin, eyhr-Rese 12 Cemaziyelevvel 1324 (1906) tarihli mektubu, Farsa; s. 45-47. 17. Ahmed sann, babas B. Belhye Bursadan gnderdii 26 Mays 1927 tarihli mektubu, s. 48. 18. Ahmed sann, babasna 30 Mays 1927 tarihli mektubu, Farsa, s. 4849, 19. B. Belhnin, Ahmed saya 4 Zilhicce 1345 (1927) tarihli mektubu, Farsa; s.49 20. B. Belhnin, Kerkkl eyh Abdurrahman el-Kdir olu air Rza Efendiye 18 Zilkade 1325 (1907) tarihli mektubu, Farsa, s. 50-53. 21. Ahmed sann, babasna Bursadan yazd 1 Haziran 1927 tarihli mektubu, s. 54-56. 22. Ahmed sann, M. Musaya gnderdii 6 Haziran 1927 tarihli mektubu, s. 56. 23. B. Belhnin, Diyarbakrl brahim Refet Efendiye 22 Mart 1899 tarihli Farsa mektubu. Bu mektup ierisinde, Hasan- Dihlevnin bir gazeli ve B. Belhnin bu gazele naziresi de yer alr, s. 58-59. 24. B. Belhnin, brahim Refet Efendiye 14 Mart 1900 tarihli mektubu, s. 59-60.

173

bilig 2002 Gz Say 23

25. B. Belhnin, Defter-i Hkn nzr Ali Rza Paa ve Umm-i Muhcirn Komisyonu bakan Yusuf Rza Paa adlarna yazd 9 Zilhicce 1310 (1893) tarihli Teekkr-nmesi, Farsa, s. 60-61. 26. B. Belhnin, Giridli Mustafa Rstem Efendiye 24 Eyll 1899 tarihli mektubu, Farsa, s. 62-63. 27. B. Belhnin, Mustafa Rstem Efendiye 8 Mart 1900 tarihli mektubu, Farsa, s. 64-66. 28. B. Belhnin, Mustafa Rstem Efendiye 28 Mays 1900 tarihli mektubu, s.66-70. (Bu mektupta Trke Medhiye ve Nevrziyesi de vardr. Bu nevrziye, Trk airlerinde yer alr (Ergun, 1936, c. II: 877.) 29. B. Belhnin, Yusuf Rza Paaya 28 Cemaziyeihir 1311 (1894) tarihli mektubu, Farsa, s.70-73. 30. B. Belhnin, Babli Seraskeri mektupusu Ahmet Muhtar Beye 15 evval 1312 (1895) tarihli mektubu, Farsa, s.74-74. 31. B. Belhnin, Mustafa Cmi Efendiye 20 Rebiylevvel 1308 (1890) tarihli mektubu, s.76-78. 32. B. Belhnin, A. Belhye 15 Rebiylevvel 1308 (1890) tarihli mektubu, Farsa, s.78-79. 33. M. Musann, Biga Tahtni Medresesi hocalarndan Dastan Ali Efendiye 4 Zilkade 1313 (1896) tarihli mektubu, s.79-81, 34. Dastan Ali Efendinin, B. Belhye 24 Mart 1312 (1896) tarihli mektubu, s.81-82. 35. B. Belhnin, Dastan Ali Efendiye 9 Zilkade 1314 (1896) tarihli mektubu, s.83-84. 36. B. Belhnin, Biga kaymakamlarndan Kzm Paa olu Hasan Fehmi Beye 4 Zilkade 1313 (1896) tarihli mektubu, s. 84-85. 37. Hasan Fehmi Beyin, B. Belhye 15 Nisan 1312 (1896) tarihli mektubu, s. 85-86. 38. B. Belhnin, Hasan Fehmi Beye 22 Zilhicce 1313 (1896) tarihli mektubu, s. 87. 39. B, Belhnin, rann stanbul kanlaryas mdr HabrT-mlk Hasan Hana yazd Rebiylhir 1303 (1885) tarihli mektubu, Farsa, s. 89-94. 40. Bursal Rza Efendinin sniyel-Metlib f slmi Eb Tlib adl eserinin B. Belhye takdim ve irsali ile ilgili kayt, s. 94.

174

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

41. B. Belhnin, Mehed Vakflar Mdr Seyyid Hseyin Aaya yazd Rebiyevvel 1303 (1885) tarihli mektubu, Farsa, s. 95-99. 42. S. Belhnin Yenbu1-rnevedde adl Arapa eserinin basmna dair Nezreti Marif-i Ummiyenin geici Ruhsat-nmesi metni, s.99-100. 43. Biga kaymakam Mahmud Kmil Beyin, B. Belhye 24 Aralk 1306 (1891) tarihli mektubu, s.101-102. 44. B. Belhnin, Biga kaymakam Mahmud Kmil Beye 8 Mart 1308 (1892) tarihli mektubu, s. 102-106. 45. Marif Nezreti hulefsndan Halil Edip Beyin B. Belhye mektubu, tarihsiz, s. 106-107. 46. B. Belhnin, bir nzr iin yazd 28 Recep 1313 (1898) tarihli Ry-nmesi, Farsa, s. 107-108. 47. B. Belhnin Maliye Nezareti Muhasebecisi Reat Beye yazlm 3 Zilhicce 1314 (1897) tarihli mektubu, s. 108-109. 48. M. Behddinin, B. Belhye 26 Rebiyevvel 1308 (1890) tarihli mektubu, s.109-110. 49. M. Behddinin, B. Belhye Rebissni 1312 (1894) tarihli mektubu, Farsa, s. 110-111. 50. M. Behddinin B. Belhye mektubu, tarihsiz, Farsa, s.111-112. 51. B. Belhnin, A. Belhye mektubu, tarihsiz, Farsa, s.111-112. 52. A. Belhnin, B. Belhye mektubu, tarihsiz, Farsa, s.112. 53. B. Belhnin, A. Belhnin Kaynpederi Krml Kmil Aann olu Adapazar Mal Mdr Ali Murtaza Efendiye 16 Zilkade 1315 (1898) tarihli mektubu, s.113-115. 54. Ahmed sann, babas B. Belhye 28 Zilhicce 1345 (1927) tarihli mektubu, s.115-116. 55. eyh Sleyman Buharnin, S. Belhye 21 aban 1291 (1874) tarihli davetiye-nmesi, s.116. 56. B. Belhye gnderilmi 2 Terin-i sni 1316 (1901) tarihli davetiye, s.117. 57. Mekke emirlerinden erif Abdulmuttalibin damad, erif Dahilullah tarafndan B. Belhye yazlm 1 Haziran 1313 (1897) tarihli mektup, Arapa, s.117.

175

bilig 2002 Gz Say 23

58. Biga Mfts Hasan Sezinin, B. Belhye 28 Zilhicce 1309 (1892) tarihli mektubu, s.118. 59. Farsa na rnei, s.118. 60. B. Belhnin, olu M. Musaya 20 Knun- evvel 1312 (1897) tarihli mektubu, Farsa, s.119-120. 61- B. Belhnin, M. Musaya 28 Recep 1318 (1900) tarihli mektubu, Farsa, s. 120. 62. B. Belhnin, M. Musaya 14 Eyll 1312 (1896) tarihli mektubu, s. 120121. 63. M. Musann, B. Belhye 21 Rebissni 1314 (1898) tarihli mektubu, Farsa, s. 121-123. 64. B. Belhnin, M. Musa iin yazlm 14 beyitlik bir mesnevi ieren 27 Rebiylhir 1314 (1898) tarihli mektubu, Farsa, s. 123-125. 65. Mevlna Dergh Post-nini Mahmud Sadreddin elebinin, B. Belhye 21 Zilkade 1281 (1865) tarihli mektubu, s. 126. 66. Mahmud Sadreddin elebinin, B. Belhye 9 evval 1282 (1867) tarihli mektubu, s. 126. 67. Marif-i Ummiye Nazr Abdurrahman Sami Paa tarafndan S. Belhye yazlm 7 Cemaziyelhir 1284 (1867) tarihli Tavsiye-nme, Arapa, s. 127. 68. Konya Mevlna Dergh Post-nini brahim Fahreddin elebinin, A. Belhye gnderdii 2 Cemaziyelhir 1299 (1882) tarihli mektubu, s. 127-128. 69. B. Belhnin, Konya Mevlna Dergh Post-nini ve son elebilerden Abdlvhid elebiye yazd 16 Rebiylhir 1316 (1898) tarihli tavsiye-nmesi, s. 128. 70. Abdlvhid elebinin, B. Belhye 22 Eyll 1314 (1898) tarihli mektubu, s. 129. 71. Umm- Muhcirin Komisyonu Bakam Yusuf Rza Paann, B. Belhye 20 evval 1307 (1890) tarihli mektubu, s. 129-130. 72. Yusuf Rza Paann, B. Belhye 28 Recep 1308 (1891) tarihli mektubu, s. 130-131. 73. Kuds halkndan brahim Kamin, B. Belhye 26 ubat 1315 (1900) tarihli mektubu, s. 131-132.

176

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

74. brahim Kamin, B. Belhye 2 Mart 1316 (1900) tarihli mektubu, s.132. 75. Ulemdan Muhammed Kubd- Trkistnnin, S. Belhye mektubu, tarihsiz, Farsa, s.132-133. 76. S. Belhnin, memleketi olan Katagan halkna yazd 21 Zilhicce 1279 (1863) tarihli ilk mektubu, Farsa, s.134. 77. Muhammed Latif Sofi olu Gulm Kdirin, A. Belhiye Ciddeden gnderdii mektup, tarihsiz, Farsa, s.135. 78. S. Belhye gnderilmi, Hac brahim. Aa-zde, Osman Hilmi, Hafz Osman ve Kadnhanl el-Hc Hasan imzal mektup, tarihsiz, s.135136. 79. Ahmed el-Harfinin, Baalbekden B. Belhfye gnderdii 30 Terin-i evvel 1314 (1898) tarihli mektubu, Arapa, s.136-138. 80. B. Belhnin, Ahmed el-Harfye 12 Cemaziyelhir 1317 (1899) tarihli mektubu, Farsa, s.138-139. 81. Ahmed el-Harfnin, Baalbekden B. Belhye yazd 2 Mart 1316 (1900) tarihli mektubu, s.139-143. 82. M. Musann, Biga Mebusu ve Marif Vekleti Mstear Smih Rifat Beye yazd, biri Feyz-i Hindi, dieri babas B. Belhnin gazeline yazlm iki tahmisini ieren Teekkr-nmesi, tarihsiz, Farsa, s.143146. 83. Molla Ahmed Mukaddes-i Erdebilinin Hadkat-a adl eserinin, Belh ailesine takdim ve hediye edilmesine dair kayt sureti ve ad geen eseri gnderen Muhammed Hasan Deylemeknnin 1284 (1867) tarihli mektubu, Farsa, s.146-147. 84. S. Belhnin, Muhammed Hasan Deylemeknye yazd 19 Rebiylevvel 1285 (1868) tarihli teekkr mektubu, Farsa, s. 147-148. 85. S. Belhnin maann artrldna dair 10 Recep 1279 (1862) tarih ve Mahmud Celaleddin Paann babas Mehmed Aziz tarafndan onayl kararname sureti, s. 148. 86. eyhr-Reis Ebu-Hasan Mirznn, B. Belhye Tahrandan gnderdii 12 Rebiylevvel 1324 (1906) tarihli mektubu, Farsa, s.149. 87. B. Belhye, 5 Mart 1329 (1913) tarih ve ei-Fakr smail imzal not sureti, s.149.

177

bilig 2002 Gz Say 23

88. Seyyid Muhammed Burhaneddin Kl bn Sleyman Belh adna skdar Murad Reis Mahallesi Heyet-i htiyriyesinden alnm 1 Ekim 1927 tarihli lmuhaber sureti, s.150. 89. M. Musa adna skdar Murad Reis Mahallesi Heyet-i htiyriyesinden alnm 1 Ekim 1927 tarihli lmuhaber sureti, s. 150. 90. Abdlhak Hamidin, B. Belhye 5 Ekim 1927 tarihli tezkeresi, mstakil kat. MEKTUP I, Defter-i kuydat, s.5-9 Sultan 11 Abdlhamit Han- Snye yazlmtr Dleri eyh Seyyid Sleyman bn Hce Keln el-Hseyn el-Belh el-Kunduz etTlekn el-li el-Hnkhi Hazretlerinin kk mahdumu, Muhammed Burhaneddin Klm. Peder-i azzim merhmun eyym- mtevfire ve avm- mteksire hdmet-i stdneleriyle ve hsn-i terbiyet-i mridnesiyle makzyylmerm olduum halde, min gayri haddin terceme-i hl-i hikmet-meliyle vesy-y sadet-itimlini tahriren hk-p-y felek-fers-y lem-r-yi Hazret-i evket-penhlerine arz ve takdim olunmutur. yle ki: Peder-i azzim merhmun maskat- resleri mml-bild Belh muzftndan Kunduz ehrine tbi Hnkh al karyesidir. Kendileri veliyy-i mder-zd olduklarndan baka, ulm-i rsmda ma-halli tahsilleri ehr-i ehr-i Buhr ise de fnn- butnda makm- tefeyyzleri htta-i Hindistan idii mstagni-i arz u beyandr. Hazyin-i kemlt kesbi ile defyin-i teveccht- vehb, brahim Edhem-vr zt- huceste-sfatlarnda nmdr olup trik-i dr u diyr bir veliyy-i kmil-i shibl-brhn olduklar mehr- lemiyndr. Eben an ceddin ayir kabyil-i Belh, Kunduz ve Bedahann mukte-d-y l-ch ve pr-i redet-penh bulunduu ftb- drahn gibi zahir ve nmyndr. Bild- mezbrnn hkmdrn (Murad Atalk Han- Gz, Muhammed Sad Han, Muhammed Efzal Han) eyh-i merhma her husus ve umurda mracaat etmekte olduklar mektuplar gibi delyil-i katyye ile mberhen ve vesyihi kaviyye ile vzh ve rendir.

178

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

Kendilerine bizzat cezebt- ilh rehber ve fyzt- n-mtenhi hemsefer olup ... ve men yahrc min beytihi muhciren ilallhi ve rasli-hi smme ydrikhul-mevt fe-kad vakaa ecrh alallhi19 ahkm- sadet-serencrmna imtislen hac niyet-i mukaddesesiyle 1269 [185253] sene-i hicriyesinde bi1-cmle yl u etfl ve ensbyla beraber yz neferi mtecviz havs- mridnn bi1-istihsb merdne ser-menzil-i maksda azmet ve itb buyurmulardr. Egeri hicretlerinin tafsiltn tahrir edecek olur isem mdevven bir kitap olaca derkr ise de ancak cz u ihtisr ihtiyar ile, tnbtan mcnebet klnmtr. Hicretlerinde hudut boylarna kadar ikamet buyurduklar menzil merhil, Trk ve Kataganiyenin ziyaretgh olmutur. ran tarki ile memlik-i hnelerinden olan Badd- behit-bda eref-vurdu akabinde vlid-i mcidleri Cennet-mekn Sultan Abdlmecid Han Hazretlerinin Sivastopol muzafferiyetini kazandna dair mcdeci gelmitir. Anadolu ehirlerinden bir ksmna urayaraktan amm-i mkerremleri Sultan Abdlaziz Han- Cennet-meknn zaman- saltanatlarnda 1278 [1861] senesinde pay-taht-i l-i Osman olan stne-i aliyyeye geldikleri zaman Misafir-hne-i Hmynda iki sene kalmlardr. Maiyyetlerindeki dervilerin oullarndan baka badel-iskn gzern edecek alt seneye kadar tevelld edecek erkek ocuklardan asker alnmamak artyla Bursa vilayetindeki iftlikt- Hmyndan tensip edilen bir mahalde iskn olunmalar hkmet-i seniyyece arzu edilmi, eyh-i mrun ileyhe de hkmetin bu musb teklifini mridlerinin kendi rey ve rzalarna brakmlar, onlar da kabul etmediklerinden Devlet-i Aliyye-i Osmaniyenin bu iskn teebbs maalesef akm kalmtr. Peder-i buzurgvrma b kayd- hayat iki bin kuru ma tahsis klndndan artk misafirhanede ikamet eylemelerine hcet kalmayarak oradan kmlar; stanbulun Aksaray, Slkl, Hrka-i erf, Beykoz, Akbaba, Kabata ve skdar gibi yerlerinde hne istcar ile imrr- evkt etmilerdir ve tetebbut- ktb-i diniye ile megul olmulardr. 1284 [1867] tarihinde Medine-i mnevvere ve Mekke-i mkerremeye gitmek iin hazrlandklar srada meclis-i meyih tarafndan bir heyet gelerek kendilerini ziyaret etmi ve Murd el-Buhr Derghna b-irde eyh olduklarn haber vermilerdir. Bunun zerine heyete hitben Ben tekye talebinde bulunmadm, sefer tedrikindeyim, gitmek zereyim demiler ve he-

179

bilig 2002 Gz Say 23

yetin ilhh ve iltimas tevl etmesine binen Mushaf- eriften tefel etmiler ve atklar ilk sahifede lillezne ahsenl-husn ve ziydetn20 yetini grmekle kabule mecbur olmutur. uhr- mezkrun Ramazn- mbrek aynda Eyp Sultan civarnda Nianc Mustafa Paa Mahallesinde Davud Aa Sokanda kin eyh Murad el-Buhr enNakben-d Dergh- erifine gelerek seccde-nin-i ird olmulardr. Orada on sene kadar rnuammer olmu ve bu mddet iinde Ecmaulfevid, Markul-ekvn, Yenbul-mevedde ve Gbtatul-emn nmlarnda Arabiyl-ibre drt kitap telif etmilerdir (Bunlardan Yenbiulmevedde matbu-dur), 1294 [1877] senesi ehr-i abnl-muazzamn altnc Perembe gn sabahleyin saat buukta zim-i glen-ser-y cennet-i cn- cvidn olmulardr ve tekye-i mezkrdaki trbe-i mahssunda medfndur -inn iillhi ve inn ileyhi rcin-21 Cefriyyn hesabnca yani hicret-i Nebevfden on sene sonra veft- Nebevfye kadar geen zaman bu yet-i erfe trh-i vefatdr: el inne evliyellhi l havfn aleyhim ve l-hm yahzenn22. Tesadft- garibedendir ki amm-i mkerrremlerinin mddet-i saltanatlar gibi peder-i buzurgvrmn da stanbulda mddet-i ikametleri on alt sene idi. Yukarda iaret olunan vesylar ise u be vasiyetten ibarettir: (1) Evldnn ittihad ile beraber sin itibarla olunun (Abdlkdir, Behddin 7-hak, Muhammed Burhaneddin) kendilerine srasyla halef olmalar (2) Memleketinden getirdii kitaplarnn vakf- evld eyledikleri (3) Telif eyledii kitaplarnn tab ve ner olunmas (4) Mezarna duvar ekilmesi (5) Kayd- hayt ile muhassas maalarnn vereselerine tahsis edilmesi ve bu hususta ser-karn kullar Hamdi Paaya mracaat olunmas. MEKTUP II, Defter-i kuydat, s.29-31
Seyyid Muhammed Burhaneddin Belhi Hazretleri tarafndan Merutiyet zamannda Meclis-i Mebsn- Osmaniye takdim edilen istiddr. Mn-i mehd sbk Halep mektupusu zzet Bey merhmun insdr. Kadky ndeki hnesinde kaleme almtr.

Be-vuchul-edille vel-kuyd mtehakkk olan siydet-i diyneme mebni vaktiyle iki bin kuru miktarnda tahsis edildii halde, ahiren tenkht- mkerrere neticesi olarak nusf raddesinde tenezzl eden ma- kemternin kesret-i aileme gre pek kifyetsiz kalmasndan n alel-tlk

180

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

ahfd- kiramnn terfiye hallerini mhim bir hads-i mnfi iinde zm re-i muvahhidne tavsiye ve telkin eden zt- hazret-i rislet-penhnin ihrz- nz-y mukaddesine rabeten kemmiyet-i aslsine irc v iblgn msted mukaddemce takdim ettiim arz- hl-i diynem heyet-i kirmlar kararyla bi-hakkn nazar- dikkate alnmak kayd- sarhiyle Maliye Nezaretine havale buyurulmutu. Nzr- sbk zamannda bunun zahrma yazlan ilmda ma- ciznemin bi-hakkn tasdk-i mikdr- aslsiyle beraber zamme-i matlbenin icras muvazene-i ummiye ile teklif edilen lyiha-i knniyenin tasdikine vabeste bulunduu m olunuyor ki bunda ma- mezkrun emsl-i addesine doru atf- nazarda ne kadar igmz u tesmuh vuka geldiini uzun tnblarla zh u beyana lzum tasavvur etmem; nk biI-cmle erf u sdtn malar da o srada tenkhta urad halde onlarn her biri Yldz Sarayna mracaatla mnakkahtn birka katn maalarna zam ettirerek refahlarn istihsl ettikleri halde beynel-umm yalnz ma- diynem mikdar hzr olan bu raddede kalm, bu ise Hkn- mahlun dolaysyla hakkmdaki su-i zann u zehbndan ileri gelmi idi. Hal bu merkezde ve ihtiya yznden derece-i lm- diynem ise onlarn kffesine fik bir raddede iken ma- ciznemin iade-i noksan hususunda yle husl mekkek bir takm kuyuda talkine heyet-i kirmn (rahm efkatte sab-y Cennete mudil) birer nefha-i maneviye ile ber-hayt olan kalpleri kil olmaz md ve itikdnda bulunurum. Kald ki ruhlar hev-y hrriyetle perverde eden bu devr-i hucesteye tecelli-i envr- tekmilt d nev-de-mde kfelere mudil bedyi-i garry tevt tebclt ile revnk- diger azm-i hssnda bulunan selka-i diynem gibi bir ule-i dimgn fakr u seflet iinde snp gitmesini de o ulv ve nezh kalplerin reva grmeyecekleri mlahazas umde-i tasavvurt- ciznemi tekil ediyor. Buraya kadar hulsa-i vicdniyt- hakrnemi meydana koyan cmleler ser-t-ser ayn- hakikati mutazammn olup mtekbilen m-fiz-zamr diynem dahi keml-i itminn ile vakfe-gr-i safha-i terakkub ve intizr bulunduu marzdur. Aklamalar 1 Baz kaynaklarda bu g yl 1272 (1855) olarak kaytldr (Glpnarl, 1992:182; Ergun, 1936, c.I: 230; Azamat, 1988:231; In, 1993: 44),

181

bilig 2002 Gz Say 23

2 3

Konyaya geli tarihi baz kaynaklarda 1276 (1859)dr (Glpnarl, 1992:182; Glpmarl, 1983: 401; Azamat, 1988: 231; In, 1993:44). Sleyman Belhnin byk olu Abdlkdir Belh, Yenbful-hikem adl mesnevisinde, Sleyman Belhnin eceresini kaydetmitir. Ayrca, drdnc olu Burhaneddin Belhnin Defter-i Mesneviyyt adl mecmuasnda muhtelif kaytlar mevcuttur. zellikle ayn defterde, elVridt1-Burhniyye bal altnda yer alan baz Farsa ve Trke mesnevilerde, Sleyman Belh ve Belh ailesi le ilgili bilgiler yer almaktadr (Ayrca bk. Vassf, 1999, c. II: 414-415; Glpmarl, 1992:181182). Baz kaynaklarda Belh ailesinin Konyaya geli tarihi 1859dur (Glpnarl, 1983: 401; Glpnarl, 1992:182; Azamat, 1988: 231; In, 1993: 44; n, 1999: 56). Abdlbki Glpmarl, son eserin adn kaydeder (Glpmarl, 1983: 401). Anlan kitaplardan baka, czul-Kurn adyla bir eseri de zikredilmektedir (Vassf, 1999:417; bnlemin 1988, c. l: 182). Yenbful-mevedde, c. I-II, stanbul 1301, Ahter Matbaas; stanbul 1302, raniye Matbaas. Nsha ve tavsifi iin bk. TYATOK., 1981: 26. Abdlkdir Belhnin hayat ve meihat hakknda kaynaklarda geni bilgi verilmitir (Vassf, 1999: 417-422; Glpnarl, y. 133:1-6; Glpnarl, 1992:181-186; Ergun, 1936, c. I: 229-233; Azamat, 1988, c.1: 231-232; ln, 1993, c.1: 44; ln, 1999, c. I: 56). S. Nzhet Ergun, Abdlkdir Belhnin Divanndan 6 Trke, 4 Farsa manzume nakletmitir (0bk. Ergun, 1936, c. 1: 232-233). Bu alt Trke manzume Anadoluda Orta Asyal airler kitabnda da yer almaktadr (bk. Kurnaz, 1997:166-173). Efendi Matbaas, 14 S.

6 7 8

10 Esrr- tevhd, nr. Seyyid Ali Seyfullah, stanbul 1325/1907, Ahmet Sak 11 stanbul 1331/1915, ems Matbaas, 28 S-, Farsa metin s.1-19. Esr-ruttevhd ve Trke manzum evirisinin yazma nshas, Mevlna Mzesi A. Glpmarl Ktphanesi 48 numarada kaytldr (Glpmarl, 1996, c. 1: 92). 12 Sefine-i evliyda doum yl 1262 (1846)dir (Vassf, 1999: 423).

182

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

13 tihadn 15 Mays 1930 tarihli 297. saysnn 5388. sayfasnda, airin Merhum Seyyid Burhaneddin Belh alt yazl bir fotoraf yer alr. 14 Kaynaklarda hattatl ile ilgili bilgiler de verilmektedir (bk. bnlemin, 1955: 523-525; Gn, 1999; 70-71). 15 Burhaneddin Belhnin, Cemaleddin Afgn hakknda yazd bir biyografisi, Farsa ve Trke iirleri ile, baz notlar da mevcuttur. Bu yazlar kendisinin tarih manzumelerini ieren defterinde yer alr (Sleymaniye Ktp. Yazma Balar nr.1372, s.106-110,112-113,120). 16 eyhur-Res hakknda bibliyografya iin bk. Hayympr, 1368 h., c.I: 286 17 Burhaneddin Belhnin yazd ve kendisine gnderilen zel ve edeb nitelikteki Trke mektuplar, latin harflere aktarlarak tarafmzdan yayna hazrlanmtr. 18 Defter-i tahmst adyla, SSAM Uzluk Arivi Y.55 numarada kaytl mecmuada, Muhammed Musann, babasnn biri Farsa, ikisi Trke olmak zere ve Feyz-i Hindnin bir Farsa gazeline yazd tahmisleri ile, yine babas Burhaneddin Belh adna yazlm bir Farsa mseddesi yer alr (Belh, B., y.55: yp. 51b-55b). 19 Kurn, 4/100: Evinden, Allaha ve peygamberine hicret ederek kan kimseye lm gelirse, onun ecrini vermek Allaha der. 20 Kurn, 10/26: Gzel davranlara daha gzel karlk, bir de fazlas vardr. 21 Kurn, 2/156: Biz Allahn kullaryz ve biz Ona dneceiz. 22 Kurn, 10/62: Bilesiniz ki, Allahn dostlarna korku yoktur; onlar zlmeyecekler de. * SSAM Uzluk Arivinde mevcut bulunan ve bu makalede istifade edilen belgeleri deerlendirme frsat tanmas mnasebetiyle Seluklu Aratrmalar Merkezi Bakan Prof. Dr. Haim Karpuza, bu yaznn hazrlanmasna vesile olan Yrd. Do. Dr. Yakup afaka, katklarndan dolay Sayn Ekrem Ina teekkr ediyorum. Kaynaklar AZAMAT, Nihat (1988), Abdlkdir-i Belh, Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi, c. I, stanbul, ss.231-232

183

bilig 2002 Gz Say 23

BABUR, Gazi Zahirddin Muhammed (1946), Vekayi Baburun Htrat, Dou Trkesine eviren, izahl indeksi ve notlan haz.: Reit Rahmeti Arat, cilt 1, Trk Tarih Kurumu yaynlar, Ankara BAYRAKTAR, Nail (1993), Atatrk Kitapl Osman Ergin Yazmalar Alfabetik Katalou-I-, stanbul Bykehir Belediye Bakanl Ktphane ve Mzeler Genel Mdrl, stanbul BELH, Burhaneddin (y.23), Defter-i Kuydat, yazma, Seluk niversitesi Seluklu Aratrmalar Merkezi Uzluk Arivi nr. Y.23, Konya BELH, Burhaneddin (y.55), Defter-i Tahmst, yazma, Seluk niversitesi Seluklu Aratrmalar Merkezi Uzluk Arivi nr. Y.55, Konya. BELH, Burhaneddin (y.1370), Nakaratl Manzmt ve arkyyt, yazma, Sleymaniye Ktphanesi, Yazma Balar nr.1370/1, Konya BELH, Burhaneddin (y.1374), Defter-i Mesneviydi, yazma, Sleymaniye Ktphanesi, Yazma Balar nr. 1374, Konya. BELH, Seyyid Sleyman (1301), Yenbul-mevedde, cilt I, Matbaa-i Ahter, stanbul. BLGEGL, Kaya (1997), Cemleddin fgn ve Trkiye, M. Kaya Bilgegilin Makaleleri, hazrlayan: Zhre Bilgegil, 2. bask, Aka, Ankara, ss.214-245. CEVDET, Abdullah (1930), Bir ark Zeks Snd, tihad, say:296, 1 Mays 1930, stanbul, s. 5382. DAN, Hseyin (1331), Talm-i Lisn-t Fris, Matba-i mire, stanbul. ERGUN, Sadeddin Nzhet (1936), Trk airleri, Ahdlkdir Belh, cilt III, stanbul. GLPINARLI, Abdlbki (y.133), Seyyid Abdlkdir-i Belhnin Hal Tercmesi, yazma, Mevlna Mzesi A. Glpnarl Kitapl nr. 133, Konya. GLPINARLI, Abdlbki (1971), Mevlna Mzesi Yazmalar Katalou, cilt II, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara. GLPINARLI, Abdlbki (1983), Mevlnadan Sonra Mevlevlik, 2. bask, nklp ve Aka Kitabevleri, stanbul. GLPINARLI, Abdlbki (1992), Melmlik ve Melmiler, Gri yayn, tbkbasm, stanbul GLPINARLI, Abdlbki (1996), Mevlna Mzesi Abdlbki Glpnarl Ktphanesi Yazmalar Katalou, cilt I-II, Konya (Baslmamtr).

184

z, Afgan Trkistan Muhacirlerinden Sleyman Belh Ailesi ve "Defter-i Kuydat" Fihristi

GN, Fevzi (1999), Mevlna Mzesi Abdlbki Glpnarl Ktphanesi Levhalar Katalou, Kltr Bakanl Antlar ve Mzeler Genel Mdrl, Konya. HAYYAMPR, A. (1368 h.), Hayret-i Kr mad., Ferheng-i Suhenvern, cilt I, ntirt- Tlye. HEFFENING (1993), Merginn, mad., slm Ansiklopedisi, cilt 7, Milli Eitim Bakanl, stanbul, ss.761-762 IIN, Ekrem (1993), Abdlkdir Belh, Dnden Bugne stanbul Ansiklopedisi, cilt I, Tarih Vakf yaynlar, stanbul, s.44. IIN, Ekrem (1999), Abdlkdir Belh, Yaamlar ve Yaptlaryla Osmanllar Ansiklopedisi, cilt I, Yap Kredi yaynlar, stanbul, s. 56 BNLEMN, Mahmut Kemal nal (1955), Son Hattatlar, Maarif Matbaas, stanbul. BNLEMN, Mahmut Kemal nal (1988), Son Asr Trk airleri, nc bask, cilt I-II, Dergah yaynlar, stanbul. KAHRAMAN, Kemal (1994), Dost Muhammed, Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi, cilt 9, stanbul, s. 163. KALLEK, Cengiz (1998), el-Hidye, Trkiye Diyanet Vakfi slm Ansiklopedisi, c. 17, stanbul, s. 471-473. KARASOY, Yakup (1998), iban Han Divn (nceleme-Metin-Dizin-Tpkbasim), Atatrk Kltr, Dil ve Tarih Yksek Kurumu Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara. KPRL, Fuad (1984), Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, yaymlayan: Orhan F. Kprl, 5. bask, Diyanet leri Bakanl yaynlar, Ankara. KURNAZ, Cemal (1997), Anadoluda Orta Asyal airler, Dergah yaynlar, Ankara. MEVLNA, (1966), Mesnev, ev. Veled zbudak, erhlerle karlatrma ve aklamalar: Abdlbki Glpnarl, 5. bask, Milli Eitim Basmevi, stanbul. SARAY, Mehmet (1981), Dnden Bugne Afganistan, Boazii yaynlar, stanbul.

185

bilig 2002 Gz Say 23

SARAY, Mehmet (1994), Rus gali Devrinde Osmanl Devleti le Trkistan Hanlklar Arasndaki Siyasi Mnasebetler (1775-1875), Trk Tarih Kurumu yaynlar, Ankara. ENALP, Mithat Recai (1982), Eypsultanda eyh Murad Klliyesi, Lle, yl:l, say:l, Temmuz, s. 22-26. TEBRZ, Muhammed Thir (y. 147), Seyyid Sleyman Belhnin Hal Tercmesi, yazma, Mevlna Mzesi Abdlbki Glpnarl Kitapl, nr. 147. TLGEN, Nurullah (1950), Eypl Hattatlar, Aydnlk Basmevi, stanbul TOGAN, A. Zeki Velid (1981), Bugnk Trkili Trkistan ve Yakn Tarihi, 2. bask, Enderun Kitabevi, stanbul. TYATOK. (1981), Trkiye Yazmalar Toplu Katalou Ali Nihat Tarlan Dermesi, Kltr Bakanl, Ankara. VASSF, Hseyin (1999), Sefine-i Evliy, Hazrlayanlar: Ali Ylmaz-Mehmet Akku, c. II, Seha Neriyat, stanbul.

186

The Sulayman Balkhi Family from the Afghan Turkistans Immigrants and the Index of Daftar- Quydt
Assist. Prof. Dr. Yusuf Z
Seluk University Faculty of Arts and Sciences

Abstract: The Sulayman Balkhi Family is originally from Kunduz. The genealogy of the Balkhi family is based on Burhan al-Din Kl known as sovereign, Sultan of the zkent and Turk Sheikh from Fergana and who lived in the 11th century. The Sulayman Balkhi family with a crowded convoy for-med by the Uzbeks from Balkh, Kunduz and Bedahan and the Turcomans, came from Afghanistan to Baghdad through Iran and had settled in Istanbul on the invitation of Sultan Abd al-Aziz in 1861. Sayyd Sulayman Balkhi and his sons Abd al-Qaadir and Burhan al-Din Balkhi are the most important persons of the Balkhi family. In this article, the above-mentioned persons have been introduced according to the new documents in the Daftar-i Quydt which contains the copies of the official and private letters of this family bearing a historical value. Key Words: Sulayman Balkhi, Abd al-Qaadir Balkhi, Burhan alDin Balkhi Balkh, Kunduz

_________________________________________________________

187

188

Kgarl Mahmudun Yurdu, Hayat ve Mezar Hakknda


brahim MUTY - Mirsultan OSMANOV eviren: Do. Dr. Hlya KASAPOLU ENGEL
Gazi niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi

zet: Kgarl Mahmudun doduu yer, hayat ve nerede vefat ettii konusunda u ana kadar mevcut olan bilgiler, Trkoloji lemim tatmin etmemi ve bu ihtiyala yazarn yurdu, hayat ve mezar hakknda eitli incelemeler yaplarak aratrma gezileri dzenlenmitir. Bu aratrmalar sonucunda Kgarl Mahmudun yurdu, hayat ve mezar hakknda elde edilen yeni bilgi ve malzemeler, ilim leminin istifadesine sunulmutur. Bu bilgiler, Dvan Lgatit-Trkte geen baz kaytlarn incelenmesi, Opaln kuzeybatsnda bulunan Hazreti Mollam mezarnn eyhleriyle yaplan grmeler, Hazreti Mollam mezarnn tezkiresi ve Hazreti Mollam mezarna takdim edilen vakfname zerinde yaplan aratrmalar sonucunda elde edilmitir. Anahtar Kelimeler: Kgarl Mahmud, Dvan LgatitTrk, Hazreti Mollam mezar, Opal, Kgar,

_________________________________________________________

Giri Yaz heyetinden: incann tannm dil bilimcilerinden olan brahim Mutiy ile Mirsultan Osmanov tarafndan yazlarak Tarim dergisinin 1984 yl 3. saysnda baslan bu makale, mehur lim Kgarl Mahmudun doduu yer, hayat ve mezar hakkndaki yeni bilgilerle materyalleri
bilig Gz 2002 Say 23:189-208

189

bilig 2002 Gz Say 23

aklamak iin hazrland. Makalede verilen yeni bilgilerin, srekli yaplan aratrmalarn sonucu olarak ilm neme sahip olmasnn yannda Trkolojinin dikkatini ekmekten de geri kalmayaca inancndayz. Ad geen makaleyi Sovyet okuyucularna tantmak maksadyla yaymlamay uygun grdk. Memleketimizin XI. yzylda yaam nl limi Kgarl Mahmudun yurdu, hayat ve nerede vefat ettii, bilim dnyasnda bugne kadar akla kavumam bir konuydu. Bu konuda birok grler ileri srldy-se de bu, geni topluluu tatmin etmedi. Hatta, baz grler realiteden son derece uzak kald. Biz, limin Dvan da kendi vatan ve hayat hakknda verdii bilgilere dayanarak 1982 ylnn 12. ayndan 1983 ylnn 3. ayna kadar Kgarda Trk Dillen Dvarunm III. cildini Uygurca yayna hazrlarken Opal kyn merkez edindik ve bir sre burada aratrma yaptk. Daha nce (18-19.12. 1982 gnleri) Opalda bulunan Hazreti Mollam mezar ve buna benzer tarih yerleri gzden geirmitik. Bu incelemeler sonunda Opal ve Kgardaki ileri gelen bilim adamlar, aydnlar ve ilgili kiilerden edinilen bilgileri, Kgarl Mahmudun mezaryla ilgili malzemeleri ele geirdik. Bylece, 30.12.1982 gn Opalda bulunan Hazreti Mollam mezarnn Kgarl Mahmudun mezar olduu hakkndaki ilk raporumuzu zerk blgedeki ilgili yerlerle Kgar ynetim merkezine gnderdik1- Bu konuda Kgar ynetim merkezi sorumlularndan yolda Mamutov ve Eysa akirin byk desteiyle 6.1.1983 tarihinde Kgardaki bilginlerin, aydnlarn ve ilgili kiilerin sohbetinde bulunarak topluluun ileri gelenlerinin fikrini aldk. Bylece bu konu, birok kiinin dikkatini ekti. Bizi, baz deerli malzemelerle desteklediler. Bunlar arasnda Kgarn tannm bilginlerinden Emin Hasan Kazi Ahunumun takdim ettii ve bundan 150 yl kadar nce yazlan bir vakfnme vard. ok deerli bir senet olan bu vakfnmede Opaldaki Hazreti Mollam mezarnn gerekten de Kgarl Mahmudun mezar olduu ak bir ekilde anlatlmtr. Bu senet, bizim, szl malzemelere dayanarak yazlan birinci raporumuzda ne srdmz grlerin doru olduunu gsterdi. Bu yzden cokun bir inanla ikinci raporumuzu yazmay baardk ve bu raporu, 1983 ylnn 4. aynda incan Sosyal Bilimler Akademisinin ilm toplantsnda sunduk. unu sylemek gerekir ki, Kgar ve Opalda nce konuan kiilerin ou, Trk Diller Dvannn Uygurca birinci cildi yaymlandktan

190

Kasapolu engel, Kgarl Mahmud'un Yurdu, Hayat ve Mezar Hakknda

sonra onu gren veya grebilen kiiler deildir. Onlarn bir ksm eskiden beri Hazreti Mollam mezarnn eyhliini yapan sradan halktr; bir ksm ise konuyu okumu olsa da bilim dnyasnda Kgarl Mahmud hakkndaki incelemelerden habersiz kiilerdir. Btn bunlara ramen Hazreti Mollamn Kgarl Mahmud olduu hakkndaki nesilden nesile devam edip gelen rivayetler, bize, halkmzn bu mnevver evldn asrlarca derin muhabbetle hatrladn ve onu unutmadn gsterdi. Biz, makalemizle bu malzemeleri olduu gibi halka tantmak istiyoruz. Birinci ve ikinci raporumuzda ortaya koyduumuz grleri ayrntl olarak aklamak arzusundayz. Bu seferki incelememizde edindiimiz malzemeleri aklarken onlarn znden faydalandk; ekli bir tarafa braktk. Yni, konuyla ilgili bir takm rivayetlerin zerine asrlar boyunca rtlen baz efsanev rtleri gzden uzak tuttuk. Kgarl Mahmudun yurdu, hayat ve mezar hakknda elimizde bulunan malzemeler aadakilerdir: Kgarl Mahmudun Kgarl olduu, onun takma adndan aka bellidir. Bilim dnyasnda geree sayg duyan kiilerin hibiri bundan kl kadar phelenmez. limin, Kgarn neresinden olduuna gelince; bu konuda Trla Diller Dvamndaki birka kayt dikkat ekicidir. Kgarl Mahmud Dvanda Kgar civarnda bulunan yirmiden fazla yer adn aklarken onlarn ounu: (Kgara yakn bir ehrin ad), (Kgardaki bir kyn ad) eklindeki ifadelerle aklar. Azi szn 2 ve Opal szn3 (bizim yurdun 4 ad) diye aklamtr. Kasi szn (bizdeki yer ismi) eklinde aklamtr. Dorusunu sylemek gerekirse, biz, Kgar Opal kyndeki incelememizi bu ipucuna dayanarak, yni, Kgarl Mahmudun yurdu Opal ve Opaln Azik mahallesi, eklindeki bilgiye dayanarak yaptk. Opal, Kgarn gneybatsnda ve ehre 45 km uzaklkta bir yer olup u anda Kgar Kona ehir nahiyesine bal bir kydr. Buras, Pamir dalarnn Dou eteinde yer alan havas temiz, manzaral gzel bir yerdir. Kgarl Mahmud Kgar, hann durduu yer. Kgarn havas gzel olduu iin hakan Afrasiyap burada kalm5 derken Kgarn ve dolaysyla Opaln bu temiz havasn ve gzel manzarasn gz nnde tutmu olsa gerek.

191

bilig 2002 Gz Say 23

Azi denilen yer ismine gelince; Kgarl Mahmudun bizim yurdun ad diye zah ettii bu mahalle de dorudan doruya Opaln kuzeybatsna yerlemitir. Hazreti Mollam mezarnn tahminen 300-400 m. gneyindeki azik tiken darisi (imdiki adyla Sser az) adl akarsuyun azna yerlemitir. Kasi, Azik mahallesiyle bitiik bir yer addr. Bu kelimede yer alan /s/ sesinde fonetik deiiklik meydana gelmi; buradan geen nehre Kai nehri ad verilmitir. Azik mahallesinde yaayan 92 yandaki Davud Znnn, dedesinden naklettiine gre; bu mahallenin asl ad Aziktir. Vaktiyle Sser azn dan sel gelip buraya kum brakt iin Kum ba diye adlandrlmtr. Bundan 50 yl ncesine kadar halk, Azik adm da birlikte kullanmtr. Yerli halkn dncesine gre; azik tiken darisi sz yerine ak tiken darisi de denilir. nk, azik tiken ile ak tiken ayn bitkinin iki ekilde adlandrlmasdr. Onun kk krmz meyvesi olurmu ve bu meyveyi ay yermi. Bizce, ay kelimesi, Hkaniye dilinde azi diye telaffuz edilir. Bu yzden Dvanda Azi diye geen ve u anda Azik olan bu mahallenin ad, azik tiken darisi szyle ilgilidir. XI. yzylda kullanlan Hkaniye dilinin aslnda /z/ li dil olduu, sonra bu sesin /y/ ye dnd; ama, baz yer adlarnda mesel; Opaldaki azik ve Atutaki azak kelimelerinde /y/ ye dnmeden (coraf isimler genellikle daim olduu iin byle bir deiiklik az olur) asl telaffuzunu koruduuna dikkat edilirse yukardaki grn esassz olmad kendiliinden ortaya kar. te Kgarl Mahmudun yurdu Kgar, Kgardaki Opal ky ve Opaldaki Azik mahallesidir, dememizdeki birinci dayanak budur. unu hatrlatmak gerekir ki, Kgarl Mahmudun bizim yurdun ad diye aklad bu iki yer ad kesinletikten sonra biz, ilk olarak Trk Diller Dvannn bizden evvelki evirilerini yaymlayan Brockelmann, Besim Atalay ve Salih Mutallibovun j_4 kelimesinde bir yazm zellii olarak elif ile /b/ arasna konan ayrc iareti, yni, treyi /b/ ye ekip Abul diye okumalarnn doru olmadn, bizim treyi elife ekip Opal diye okumamzn tamamyla doru olduunu dndk. kinci olarak biz, 1980 ylnn 6. aynda Dvanm 1. cildinin evirisiyle ilgili olarak dil incelemesi iin Kgara gittiimizde Yenisar etrafndaki Uygurlarn her yl ncelikle Yenisardaki Hazreti Beim, sonra Orda Hanm, on-

192

Kasapolu engel, Kgarl Mahmud'un Yurdu, Hayat ve Mezar Hakknda

dan sonra Atutaki Hazreti Sultan Satuk Burahan, sonra Kgar Paynaptaki Yusuf Has Hacib, Yusuf Kadirhan, ondan sonra Opaldaki Hazreti Mollam mezarlarn tavaf ettiklerine dayanarak ve bunlarn hepsi Karahanllara mensup ahslarn mezarlar olduu iin Hazreti Mollamn da Karahanlardan olduunu dnm; muhtemelen Kgarl Mahmud olsa gerek diye Dvann Uygurca 1. cildinde az ok mjdeleyip gemitik; fakat, bizim bu konudaki grlerimizde (bu baz aklamalarda ve giri ksmnda grld) karklk oldu. Atutaki Azik ile Opaldaki Azik kartrdmz iin baz kk hatalara ddk. Biz, Dvann 1. cildini Uygurca yayma hazrlama hizmetinde bulunanlar olarak bylesine nemli bilimsel bir konuda acele davrandmz ve bu sebeple baz hatalar yaptmz itiraf ediyoruz. Opal Aziktaki Hazreti Mollam mezarnn tezkiresine ve tezkiredeki ifadelere vakf olduktan sonra, bu mezarn t bugne kadar halkmz tarafndan bilimden sorumlu pirim diye sevilip korunmas, Hazreti Mollam mezar eyhlerinin mezar hakknda syledikleri (bu konu zerinde ayrca duracaz) ve yukardaki vakfname, bizim, Kgarl Mahmudun yurdu Opaldr; o, gerekten de Opal Azikta domu ve Opal Azikta defnedilmitir eklinde dnmemize ikinci dayanak saylr. nc olarak, imdiki Opalda Han ba yni, Sultan ba, Tekyegh (hanlarn yabanc lke elilerini karladklar zel misafirhane) gibi yer adlarnn korunmas, ayn ekilde Karahan paayim mezar, Hazreti paayim mezar, Sp tekin (Sebk tegin) mezar, Op tekin (Alp tegin?) mezar, Kl Burahan (muhtemelen Yusuf hann babas Ebul Hasan Harun bni Sleyman olsa gerek) mezar gibi mezarlarn olmas ve dil zellii bakmndan Kgarl Mahmudun Dvanda syledii gibi kendi atalarnn kelime banda /h/ tretmesinin, Opaln u andaki yaayan dilinde kuvvetli bir ekilde korunmas, genellikle Opaln Karahanllarla yakn ilikide bulunan bir yer olduunu gsterir. Ayrca, tezkirede bahsedilen ve Buzrukvarlarm adyla bilinen, Kgarl Mahmudun babas Muhammed ve dedesi Hseyinin mezar, Seyfectdin Buzrukvar namyla korunan, Kgarl Mahmudun anne tarafndan dedesi Hoca Seyfeddinin mezar (tezkireden bilindii gibi bu kiiye Buzrukvar ululuk nvan, Kgarl Mahmud dnyaya geldiinde han tarafndan verilmitir) Bbi Rabiye henikem adyla sayg gren, Kgarl Mahmudun annesinin mezar, Kgarl Mahmudun rencilerinden

193

bilig 2002 Gz Say 23

olan mam Ekber (yni, mam Ecder), mam Eskerlerin mezarlar, Kgar-l Mahmudun Badattan dndkten sonra sekiz yl ders verdii Mahmudiye medresesinin harabesi, limin kendi rencileri ile her perembe gn enlik yapt ve her yl Nevruz aynda rencilerinin okul bitirme trenlerine katlp onlara ilm nvanlar verdii tarih yer, limin canl ahidi olarak imdi de kaynayp duran Nevruz bulak gibi yerlerin hepsi, Kgarl Mahmudun yurdunun gerekten de Opal ky, Opaln Azik mahallesi olduunu ak bir ekilde gstermitir. Hazreti Mollam Mezar-Kgarh Mahmudun Mezar Hazreti Mollam (bu sz, aslnda Arapa mevl, sahip, efendi kelimelerinin deimi ekli olup sonuna sayg gerei Uygur dilindeki birinci teklik ah iyelik eki getirilmitir) mezar, Opaln kuzeybatsndaki Hazreti Mollam adl dan tepesindedir6- Bu dada slmiyetten nceki Budist Uygurlara ait harabelerin izleri, imdi de tamamen kaybolmamtr7. Rivayetlere gre; bundan altm yl nce bu dada bir Buda ibadethanesi de vard. in sllesi devrinde Kgardaki Manur yneticileri ve askerleri her yl budhaneye kp ibadet etmiler. u anda bu dan eski devirlerden kalan defineleri hl kmaktadr. Genellikle buraya, ta devrinden balayp in sllesinin sonuna kadar olan her devirdeki medeniyet yansmtr8. Burada bulunan ve Karahanllar dnemine ait olan altnlar, u anda Kgar Kona nahiyesinin kltr yurdunda korunmaktadr. Hazreti Mollam mezar, ite bu da barndaki Mercan bulak ta (eme Zll de denir) yer almtr. Bu bulan kuzey tarafnda da bir bulak vardr. Onun hemen yannda Hazreti Mollam camisi bulunur. Mercan bulakn kenarnda ise halkn sylediine gre; en az bin yldan beri devaml olarak yeeren hay hay terek adl kavak aac bulunmaktadr. Mescitten aaya doru inildiinde cmili koa* adl sokak balar. Mezardan 30-40 m. kadar gneyde yer alan tepede Mahmudiye medresesinin harabeleri vardr. Mezarn dou tarafnn aasnda Mollam ba adl mahalle bulunmaktadr. Bu mahallede Hazreti Mollam mezarnn eyhleri ve onlarn atalar yerlemitir. Nevruz bayramnda dut olduu zaman her vilyetten halk buraya gelerek tavafta bulunur ve enlikler dzenlenirdi. Okumu kiiler ise bu mezarda yatan ahsa bilimden sorumlu pirim diye sayg duyup dua eder; hatta mezar banda biraz bekleyip daha sonra dnerlerdi.

194

Kasapolu engel, Kgarl Mahmud'un Yurdu, Hayat ve Mezar Hakknda

Biz, bu mezarda halkn saygsna lyk bir zatn yattn belirlemek ve onun kimliini aklamak amacyla ynl bir aratrma yaptk. 1) Mezar eyhleriyle grerek yaplan aratrma: Hazreti Mollam mezarnn u andaki eyhlerinden olan Bavdun Hoca, Osman Hoca ve Mehmet Rahim adl eylerin szl ifadelerine gre; Hazreti Mollam mezarna defnedilen zatn tam ismi Hazreti Mevlm emsed-din Mahmudiye bni Hseyin imi. Onlarn dncesine gre; Mevlm: limlie ynelmi olan; emseddin: Dinin gnei, sayg gerei verilen nvan; Mahmudiye: Bu zatn ismidir (Birka asr gemesine ramen medreseye Mahmudiye denilmesinin sebebi, defnedilen zatn adnn det hline getirilmesindendir). Bu, onun karakterini gsterir. Hseyin, babasnn ismidir. Hazreti Mollam eylerinin sylediine gre; bu zat, lim ki-iymi. Arap, Fars, Trk, Romen gibi 8-9 dil bilirmi. ran ve Irak taraflarnda bilim alm ve mderris olmutur, mrnn sonunda Ben yurduma dnsem... diyerek yurduna dnm ve bu mezarn yarandaki medresede (yni, medresei Mahmudiye) mderris olmu; ilmi drt bir tarafa bu kii yaymtr. Yurduna dndkten sekiz yl sonra 97 yanda vefat etmitir. lim kii olduu iin onu ycelterek Hazreti Mollam derlermi. Karahanllar devrindeki kural gereince; han cemaatine mensup ahslarn mezarlarna han tarafndan zel eyh, mezar temizleyici, p, vakf idarecisi tayin edilmi ve bu kiiler bu gelirle geinmiler. eyhlik, bu ekilde babadan oula miras kalmtr. Hazreti Mollam mezarnn eyhlii de bu kurala gre ilemitir; yni, bu mezarn eyhlii ve mezarn nnde bulunan Mollam ba adl kk mahallenin her yeri 1949 ylna kadar evlda miras ve evld vakf (nesilden nesile faydalanlan; ama satlmayan vakf) olarak devam etmitir. Bu sebeple, 12.10.1942 tarihinde Opal er Mahkemesi, vaktiyle bakalar tarafndan kanunsuz olarak yaplan eyhlii, Hazreti Mollam eyhlerinin evltlarndan olan Kuddis hoca hacma (imdiki eyh Osman hocann babas) yeniden verme konusunda karar karmtr9. Bundan u ortaya kmt ki, Hazreti Mollam mezarnn eyhleri, geici eyhler deil; belk, bu mezarn yapld gnden balayarak kanun bir ekilde babadan oula eyhlii srdren kiilerdi. Hatta, onlar yedinci-sekizinci nesilleri hatrnda tutmutur. Bylece onlarn atalarndan kalan zel mhrleri de olmutur. Bununla ilgili olarak szl bilgiler veren

195

bilig 2002 Gz Say 23

Bavdun Hocann dedesi Turd Hacm eyh (tahminen 1793-1923) Kgarn nc limlerinden olup kendi devrinin bilginlerinden Molla Sadk Elem ahunum, Elnezer ahunum, Abdurrahim Nizar, Turdu ktip (Garibi), Noruz ktip gibi kiilerin sohbetinde bulunmutur. Turd Hacm eyhin yazd eserlerden Sultan Satuk Burahan Tezkiresi, imdi Kgar Kltr Yadigrlarn Gelitirme daresinde korunmaktadr. Bu sebeple biz, bu eyhlerin Hazreti Mollam mezar hakkndaki rivayetlerinin, onlar bylesine nl kiilerden -dinledikleri iin bilinen esaslara sahip olduu grndeyiz. Aada imdiye kadar bilinen Hazreti Mollam eyhleri ema ile gsterildi.
Molla Zahiriddin eyh Abdukerim eyh Abdurahman eyh Mola Niyaz eyh Mehemmet Reyim eyh

_________________________________________________________
1. Turdi Hacm eyh (1793-1923) 2 Molla Niyaz Hacm eyh

_________________
Mehemmet Reyim (60 yanda)

3. Kadir Ahun 4. Kuddus Hoca Hacm eyh 5. Kayim Hacm 6. Seydulla Hacm

_________
1. Abdureit Ahun 2. Mahmuthan

______________
1. Feyzulla Hoca 2. Hidayetulla 3. Rahman Ahun 4. Kudret Ahun 5. Osman Hoca (80 yanda)

__________
1 Tevekkl 2 Bavdun Hoca (75 yanda)

2) Hazreti Mollam mezarnn tezkiresini aratrma: Bu mezarn tezkirelerinden biri, Yakup Bey zamannda Yenisara gtrlm ve birini Opall Muhammed onsa adndaki kii saklad hlde 1956 ylndan sonra elden ele geerek kaybolmutur. Geri bu tezkire elimizde yoktur; ama, kendi devrinde mezar tavaf etmeye gelenler arasnda daima okunduu iin birok kiilerce hatrlanmtr. Biz, gemite mer Hoca, Konahun Helpet gibi kiilerden bu tezkireyi defalarca dinleyen Mehmet Emin Ahmet, Kasm Hoca Ahunum (bu kii limin annesi

196

Kasapolu engel, Kgarl Mahmud'un Yurdu, Hayat ve Mezar Hakknda

Bbi Rabiya mezarnn eylerinin evlddr ve 93 yandadr), Muhemmed Osman gibi ahslarn kendi hatralarna dayanarak dzenledikleri malzemelerden (bu malzemeler Kgar Edebiyat'nn 1983 yl 1. saysnda verildi) onun genel anlamna vakf olduk. Bu tezkirede Hazreti Mollam mezarna defnedilen zatn tam adnn Hazreti Mollam emseddin Mahmud ibni Hseyin olup Azik mahallesinde doduu, han evld olduu ve balangta Emiri ef olup daha sonra Emiri sultanlk derecesine ykseltildii aklanr. Bildiimiz gibi Kgarl Mahmud Trk Diller Dvannda kendisinin hanzdeliini, Trk lkelerini (Trk dilini kullanan kabilelerin oturduu yerleri) Sman oullarndan alanlarn kendi dedeleri olduunu kaydetmitir10. Karahanllar tarihini inceleyen O. Pritsakn tahminine gre; Sman oullarndan ilk kez hicr 382 ylnda (mild 992) Buharay alan kii Dou Karahanllarn hkmdar Ebul Hasan Harun bin Sleyman (Kl Bura-han) idi. Hoteni alan Yusuf Kadirhan, Ebul Hasan Harunun oluydu. Arap tarihisi bnl Esirden renildiine gre; Yusuf Kadirhann ikinci olu Muharnmed bin Yusufun yannda byk olu Hseyin bin Mu-harnmed, Arslan lik nvanyla hicr 448-449 yllarnda (mild 1056-1.057) Barishan emiri olmu ve kendi adyla akeler bastrmtr. 1048-1058 yllarnda emsiddevle Arslan lik adyla baslan akeler bu durumu kantlyor. Demek ki, Kgarl Mahmud, Yusuf Kadirhann torunu ve Ebul Hasan Harunun torununun ocuu saylr. limin Trk lkelerini Sman oullarndan alan kii, bizim dedelerimiz eklindeki aklamalar, bu tarih geree uygundur. bnl Esir ayrca, Burahan Muharnmed bin Yusuf, aabeyi Sleyman bin Yusuf ile yapt tartmada onu yenerek Dou Karahanllarn byk han olmu ve 11 ay getikten sonra tahtn, olu Hseyin bin Muhammede arz edip vermi der. Tezkirede babas Hseyin nce (Emiri ef) olmu, sonra (Emiri sultan) olmu eklindeki szler, bu tarih gerei ortaya koyar. Yine Pritsakn bnl Esirden naklettiine gre; hicr 448-449 yllarnda (mild 1056-1057) Kgarda bulunan Karahanllar ordusunda fec bir olay ortaya km; yni, Burahan Muharnmed bin Yusuf, tahtna olu Hseyini geirmek istediinde Muhammedin kk hatunu, kendi olu

197

bilig 2002 Gz Say 23

brahimi han yapmak iin tahta geme treni ve ziyafetinde Muharrimedi ve Muhammedin byk olu Hseyini zehirleyerek ldrr. Muham-med Burahann kardei, Arslanhan bin Yusufu boarak ldrr. Bunun sonucunda brahim bin Muhammed tahta kar. Tezkirede Muhammed bin Yusuf Burahan, adndan sz edilmeden ah ehram namyla anlr. Bizce bu, byle facial bir olay hatrlatt iin ihtiyatl davranldm gsterir. Tezkirede, Kgarl Mahmud Muk yolu ile snr gemi, denilir. Demek ki, lim, her naslsa bu fec krgnda sa kalm ve gizlenen kiilerin durumu ok tehlikeli olduu iin Muk yolu ile snr gemek zorunda kalmtr. Bylece o, mrnn ounu darda geirmitir. Sonunda ana yurduna olan derin sevgisi onu, yalanm olmasna ramen bunca zorluklar yenerek Azika dnmeye zorlamtr. limin, Trk Diller Dvannda Karahanl ordusu ile olan ilikisi hakknda fazla bir ey sylenmemesi de ailesinde meydana gelen bu facia zerinde konumaktan kand iindir. Ayrca, Opalda Kgarl Mahmudun ana tarafndan dedesi hoca Seyfeddin Buzrukvarn mezarndan bahsedilmesi; fakat, Muhammed Burahan ve Hseyinin mezarndan aka sz edilmeden genel olarak buzrukvarlarm diye bahsedilmesi, yine yukarda aklanan kanl olayla ilgili olmaldr. Tezkirede Kgarl Mahmud emseddin, dinin gnei diye yceltilir. limin babas Hseyinin Barshan hkimi olduu srada emsiddevla, devletin gnei, Arslan Elik diye adlandrlmas gz nnde tutulursa, onun lim olunun emseddin, dinin gnei diye adlandrlmasnn da acaip olmad, bu devrin gereklerine uygun olduu kendiliinden ortaya kar. Demek ki, tezkirede zah edilenler ve Hazreti Mollam mezar, defnedilen zatn hanzde Hazreti Mevlm emseddin Hseyin olu Mahmud olduunu gsterir. Bu aklamalar, bizden nce limin hayat hakknda yrtlen tahminlere tamamen uygundur. 3) Hazreti Mollam mezarna takdim edilen vakfnme zerinde yaplan aratrma: 6.1.1983 gn yaptmz sohbetten sonra Kgar limlerinden Emir Hasan Kazi Ahunum, iindeki beyaz bir sayfaya, kitab mezara vakfetme konusunda vakfnme yazlm Mesnevi-yi erifi takdim etti. Bu kitap,

198

Kasapolu engel, Kgarl Mahmud'un Yurdu, Hayat ve Mezar Hakknda

Kgarl Mahmudun mezar iin kurulan kitapla, onu yceltmek iin takdim edilen kitaplardan biridir. XIX. yzyln sonlarnda ortaya kan anari srasnda bu mezara toplanan kitaplar talan edildii hlde Mesnevi-yi erif, Emir Hasan Kazi Ahunurnun babas merhum Kutlu Hacm tarafndan korunmutur. Aada bu vakfnmenin asl metnini ve imdiki Uygur diline evirisini veriyoruz. Vakfnamenin anlam: Hicr 1252 (inek) yl ulu Recep aynn 14. gn, eriatn direi olan Kgar vilayeti Kad mahkemesinin kads, aada mhrm basan ben Molla Sadk Elem ah Ela Ahunolu 114 yama basm salkl hlim, bilime olan hislerini, zlemim ve nezaketimle ilim-marifeti konu edinmi alt deften bir mukavvayla ciltletip varaklarna itihat kalemiyle ss verilerek yazlm deerli, paha biilmez, altna satlabilen Mesnevi-yi erif adl kitab Kgar Opaln da barnda, berrak bulak blgesinde defnedilen Hazreti Mollam, dinin gnei Hseyin olu kalem erbab Kgarl Mahmudun mezarna tamamen baladm ve ebediyen sadaka olarak verdim. Bu yce edibe tamamyla balanan, ilim-marifet anlam tayan bu kitabm, ediplerin ve ilim erbab kiilerin, dinin gnei Hseyin olu kalem erbab Kgarl Mahmudun mbarek kabri stnde berrak bulak etrafnda oturup inceleyerek kalem erbab Hazreti Mevlm dinin gnei Hseyin olu Kgarl Mahmuda dua etmelerini; mslman evltlarna ve halkmza bilim reterek onlarn faziletli olmalarm salamak iin almalarn mit ediyorum. Baladm mezkur kitabma ba talebem Molla Eyd Helpet Molla Evezolunu icrac olarak tayin ettiimi bildirmek iin aada Mola Sadk Elem adl mhrm bastm. Ad geen ikrarmn doruluuna mderris lim. Elnazar Ahunum, ba ktip Abdurehim Nizariy, Noruz Ktip, Turdu Ktip, Turdi eyh Ahunum, Molla Gocilak, Opaldan Zeydin Korulbegi vb. ahittir. Mhr: Tannm lim, devrinin limi Molla Sadk ah Elaolu (Mhr Hicr 1208 ylnda oyulmutur.) Vakfnmede ad geen ahslar hakknda: Molla Sadk Elem bni ah Ela: Kgar ehrindendir. Kgar Devletba kyndeki medreseyi Hamidiyede okuyup daha sonra Kgar Han med-

199

bilig 2002 Gz Say 23

resesine mderris olmutur. Kgar Kadlar mahkemesinin kads, kendi devrinin tannm limidir. Elnazar Ahunum: Aslen Lkndendir. Kendi devrinde Kgarn tannm limleri arasnda yer alm ve skender Vann medresesine mderris olmutur. Abdurehim Nizariy: Kgar Opaldandr. Uygur Klasik Edebiyatnn tannm temsilcilerinden olup Kgar hkimi Zahuriddinin ordu ktibidir. Noruz Ktip: Kgar hkimi Zahuriddinin ordu ktibidir. Turdu Ktip: Kgar hkimi Zahuriddinin ordu ktibi. Uygur Klasik Edebiyatnn tannm ahslarndan biridir. Edeb lkab Garibdir. Turdi eyh Ahunum: u anda Hazreti Mollam mezarnn eyhi ve Sultan Satuk Burahan Tezkiresinin yazardr. Bizi, bu kez szl malzemelerle destekleyen Bavdun Hocann dedesidir. Molla Gocilak: Atu eyliindeki Sultan Satuk Burahan mezarnn eyhi. Zeydin Korulbegi: O devirde Opalda Korulbeyi (il beyi) olan ahs. Vakfnmenin Aratrlmas: Kgarl Mahmudun yurdu ve mezar hakknda bakalar da aratrma yapmtr. Mesel: Ablemit Rozi, lim Kgarl Mahmud ve Dvan Lgatt-Trk isimli Kitab adl makalesinde yle diyor: Mehur Abdurehim Nizariyin: Yene Hezreti eyh hebibi Ecem, Ki kayraida kilmi vucudi edem, Opalda yetipdur Hezriti Mevliviy, Ki Mollam atap her zeipi kaviy. Trkiye Trkesiyle: Mehur Abdurehim Nizariyin: Yine Hazreti eyh habibi Acem. Ki bilei tanda klm vcdu Adem, Opalda yatmtr Hazreti Mevlevi, Ki Mollam demi her zayf ve kav. eklindeki mjdelerinden Kgarl Mahmudun ve babasnn mezarnn Opal kynde halk tarafndan Hazreti Mollam adn alm olmas gerektiini dnmek mmkndr.11

200

Kasapolu engel, Kgarl Mahmud'un Yurdu, Hayat ve Mezar Hakknda

Makalede Hazreti Mollam mezarnn, Kgarl Mahmud ile babas Hseyinden baka kime ait olabilecei aka sylenmemitir. Bu makale aklandktan sonra Opaln eski maarifii merhum Kasm Rahim, Azik Mahallesi Hakknda adl makalesinde limin yurdunun Atutaki Azak deil, Opaldaki Azik Mahallesi olduu hakknda bir gr ileri srd12. Merhum Kasm Rahimin verdii yazl bilgilere gre; 1928 ylnda Opaldan mer Zahiriy (mer Hoca), zbek limlerinden Abduresul Hoca, doktor Abdulazim ve Abdurup Hoca tarafndan Kgarl Mahmudun Opalda doduu hakknda Buharada da szedilmi ve mnazaralar yaplmtr. Sonu olarak Opal Azikta doduunun kantlanmas iin sohbet etmilerdir. Biz, szl rivayetler ve tezkire hatras gibi malzemelere dayanarak Kgarl Mahmudun mezar hakknda ak grmzn yer ald ilk raporumuzu yazdmz hlde herhangi bir ilm hkmn ve ilm grn kantlanmas gerektiini dnm ve buna sadece konunun balangc olarak bakmtk. Kendi grmze olan inancmz ok az olsa da, onu onaylayc bir olayn ortaya kmasn arzu ettik. Emir Hasan Kazi Ahunum byle kark bir zamanda ad geen vakfnmeyi takdim etti. Biz, 1983 ylnn 5. aynda Otonom blgemiz ve merkezdeki zel ilm organlarn yardmyla bu vakfnmenin kalemini, mrekkebini ve kdn incelemeden geirdik. Sonuta vakfnmenin yazld sayfada bulunan iki eit kdn (yni, birisi, asl Mesneviyi erif, kopya edilen sar renkli kt; birisi ise Mesneviyi erifin asl sayfalar dikildii yerden koptuu iin onu tekrar ciltlemek zere dikiin olduu yere yaptrlan soluk renkli kt) yz yl aan ktlar olmas, yazlarnn kam kalemle yazlmas, kullanlan mrekkebin imdiki karbonlu kara mrekkep deil, eskiden kullanlan kara mrekkep olmas, vakfnminin gerekten de mild 1836 ylnda yazlm olduunu gsterdi. Vakfnmeden anlalyor ki, limin nam halkmz arasnda yakn yzyllara kadar snmemi, nesilden nesile eitli yollarla ezberlenip gelmitir. Mehul bir yazar tarafndan Kgarl Mahmuda atfedilmi tir: Elvida, ey eyh Mevlanayi emsiddin pirim, Elvida, ey Mehmut ismin hem rgettin bizim. Trkiye Trkesiyle: Elved, ey eyh Mevlnay emseddin pirim, Elved, ey Mahmud hamd (olsun) ismimizi rettin bizim. diye balayan mersiyeden de bunu aka grmek mmkndr.

201

bilig 2002 Gz Say 23

Ayrca, bu mezarn hicr 1245 (kaplan) yl ve hicr 1305 ylnda defalarca onarlmas da onun halkmz tarafndan hatrlandnn kantdr. Geri, limi yceltmek iin sylenen mevlm sz, imdi molllama dnm olsa da ve limin ad, mezar eyhlerinin aklnda Mehmudiye ibn Hesni-ye, yni, Mehmudiye ibn Hseyin eklinde kalsa da, bu vakfnmede aka Hazreti Mevlm emsiddin Hseyin sahib kalem Mehmudil Kageriy diye yer almtr. unu hatrlatp gemek gerekir ki, bu vakfnmede Hseyn sznden nce ibn (olu) sz dmtr. Belki birka yzyl nce limin babasnn ad, limin sfat olarak dnlm ve byle kullanlmtr. nk, Arapada hseyn sz, hasan, gzel, parlak sznn kltlm eklidir. Bylece, Opal sznn, Oypal eklinde kullanlmas, halk etimolojisinde bu kelimenin birinci hecesinin oy (ukur yer) diye dnlmesinden dolaydr. Kgarl Mahmudun Hayatna Dair Baz Meseleler: limin hanzde olmas ve harb bir ba olarak deil; lim olarak yetimesi, onun hayatyla ilgili yaplan aratrmalarda dikkat edilmesi gereken konulardan biridir. Bu, elbette devrinin sosyal artlar ve hereyden nce limin hayatyla ilgilidir. Sosyal artlar ele alndnda; Karahanllar devri, ilim-marifetin ykseldii devir olup limin dedesi Muhammed bin Yusuf ile Hasan bin Sleyman gibi ahslar da Karahanllarn hkimiyetinde ilim-marifeti destekleyen ahslard. Kgarl Mahmudun ilim yapmas iin artlar olduka elveriliydi. Bu durum, ahi ehramn olu Hseyine ilimhner retmek iin yapt aratrmalar ve tebaaya ilim-hner renme konusunda kard yarlk ve benzerleriyle aklanyordu. Aile hayatna gelince; limin anne tarafndan dedesi Hoca Seyfeddin okumu bir kiiydi. Bu sebeple tek evld olan Bbi Rbiyeyi kklnden beri okutmu, ahlkl bir kii olarak terbiye etmiti. Byle bir ailede dnyaya gelen Kgarl Mahmud, ocukluunda hem elem hem de kalem terbiyesi grm olduu hlde bir ba olma arzusunda deildi. Belki btn hayatm byle ebediyen snmeyecek ilm bir ie sarfetmitir. limin, bu kadar yl kr ve sahralar gezip eziyet ve zorluklara katlanarak inceleme yapma ruhu, Dvanda halk trkleri, halk ata sz ve masallaryla ifade etmi olduu gzel insan vasf, ahlk ve fazileti, elbette ncelikle ailesinden, zellikle annesi Bbi Rabiyeden ald terbiyenin sonucudur.

202

Kasapolu engel, Kgarl Mahmud'un Yurdu, Hayat ve Mezar Hakknda

lim, ilk tahsilini Opal Azikta, yksek tahsilini Kgarn tannm medreselerinde grmtr. Kgar Devlebada bulunan Hseyin Feyzullah Hocam mezarnn eyhlerinden edinilen bilgilere gre13; Hseyin Feyzullah Hocamn babas Suriye aml olup lkab miri. Muelladr. Annesi Kgar Glbal Bbi Selime imi. Bu kiinin Karahanllar cemiyetinde otoritesi byk olup Seyit Ali Arslanhan (Sultan Satuk Bura-hann torunu, Bbi hannm olu) ona duagyum demitir. Hseyin Feyzullah Hocam Seyit Ali Arslan devrinde Devletbada bulunan medreseyi Hamidiyede mderris olmu; Seyit Ali Arslanhann lmnde meydana gelen olaylara karmtr. Bu kii uzun yaam, Yusuf Kadirhan ld zaman hayattaym... Bizim grmze gre; Kgarl Mahmudun Dvanda beyan ettii eyh mam Zahid Hseyin ibni Halef Kagar, bu zattr. Kgarl Mahmudun, ondan ustaz diye bahsetmesi, bunu gsterir. M. akir lktarn Kgarl Mahmud adl kitabnda gsterildii gibi Alman oryantalistlerinden Martin Hartman, Dvann 1. cildinin baslmas dolaysyla yazd bir makalede (hicr 1331 yl) Dvanda Mahmudun hocas olarak gsterilen Kgarl Halef olu Hseyin adl bir lim hakknda Taclislm Semanfnin Kitabl ensaf adl eserinde bilgi verdiini sylemitir. Seman, Kgarda yetien bilginleri anlattnda, Hseyinden de bahsetmi ve onun faziletli, dindar bir ahs olmasndan dolay syledii rivayetlere ve olaylara inandn belirtmitir14. Ayrca unu sylemek gerekir ki, Ceml Karinin Kanpurda Kebuli matbaasnda baslan Surrah adl kitabnda, (XII. yzyln sonlarnda yazlmtr) bu kitabn Kgardaki Medrisen saciye ktphanesinde korunan tp szl Suhah Cevheri den (mild 1002 yl Farabl smail Cevheri tarafndan yazlmtr) seilip alnd ifade edilmitir. Bu durum, o devirde Kgarda, her bilimde yksek retim verebilen medreselerin varln, bunlarda yeterli malzemeler toplandn ve yksek retim artlarnn tam olduunu gsterir. limin Arap dilini, btn Trk dillerinin gramerini ve lgatini yazacak derecede bilmesi, onun, byle mehur bilim adamlarndan terbiye grdnn kantdr. Yukarda sylediklerimizi u ekilde zetleyebiliriz: 1. lim, Kgar Opaln Azik mahallesinde dnyaya gelmitir. 2. lim, baba tarafndan Karahanllardan Yusuf Kadirhann olu, Mu-

203

bilig 2002 Gz Say 23

hammedin torunudur. Anne tarafna gelince; Azik mahallesinden devrin okumu kiisi Hoca Seyfeddin Buzrukvarm kz Bbi Rabiyenin oludur. 3. lim, ilk tahsilini Opalda ailesinin yannda, yksek tahsilini ise Kgarda Hseyin ibni Halef Kgar gibi limlerden grmtr. 4. limin dar gitmesi, tezkirede hicr 450 ylndan balayp ilim nurunu dnyaya yaymtr eklindeki aklamalara bakldnda mild 1058-1059 yllarna denk gelir. Bu sebeple, Pritsakn taslana gre; Muham-med bin Yusuf, mild 991-999 yllarnda domamsa, o dnem de tamamen doru deilse, Kgarl Mahmudun mild 1028-1037 yllar arasnda domas mmkndr. Demek ki, limin yukarda sz edilen facial olaylardan sonra darya kmas, onun 20 veya 29 yana rastlar. Bizce 29 ya daha uygundur. nk, o, on yl kadar Trk dilini konuan kabileleri dolaarak malzeme toplam ve onlar vastasyla bu eserleri yazmaya kalkmtr. Dvandaki aklamalardan bilinmektedir ki, lim, ncelikle Trk Dillerinin Sentaksna Ait Cevherler! ve daha sonra Dvan yazmtr. Byle olunca, Dvan yazld zaman lim, tahminen 50 yandayd. Bu, onun Dvan mrm sona erdirdi demesine aslnda uygundur. 5. Kgarl Mahmudun Badata nasl gittii bilinmese de, o Badatta kalmamtr. Hem tezkireye hem de halk arasnda dolaan rivayetler gre; 89 yanda dnp gelmi, Opalda sekiz yl mderrislik yapm ve 97 yanda vefat etmitir. Bu yzden, vefatndan bu yana 900 yl gemi olmasna ramen halk, gelenee dayanarak ona, ilimden sorumlu pirim diye sayg duymutur. limin nasl dndne gelirsek; halkn rivayetine gre, Badata ait bir ticaret kervan gnderilmi ve kervan Muk yolu zerinden dnerken devenin stne taht dayayp oturan kiiler tehlikeli yerlerde kaybolup gitmitir, denilir. Tarih ynden bakldnda mild 1102-1103 yllarnda Hseyin olu Muhammedin ayn torun ocuklarndan Hasan bin Sleymann olu Ahmet bin Hasan Arsianhan tahta oturmu ve 1105 ylnda Mahmud bin Abdulcelil Kgar ynetiminde Badata eliler topluluu gndermitir. Karahanllar tarihinde bu devir, nesiller arasndaki dmanlklarn bitip, huzur ve dostluun hkm srd bir devir olduu iin limin bu artlarda dnp gelmesi tarihe de uygun der. Onun iindir ki, limin, hal-

204

Kasapolu engel, Kgarl Mahmud'un Yurdu, Hayat ve Mezar Hakknda

kn gnderdii ticaret kervanyla veya Badata gnderilen eliler topluluu ile dnp gelmesinden ibaret olan bu iki ihtimli bir kenara brakmyoruz. Eer 97 yanda ldne dair rivayet doruysa, yukarda akladmz tahminlere gre, onun vefat 1126 yllarna rastlar. 6. Opalda bulunan Hazreti Mollam mezar, gerekten de Kgarl Mahmudun mezardr. incan Uygur Otonom. Blgesi, Kltr Nezareti Kltr Yadigrlar Ynetimi, Kgar Kltr Yadigrlarn Koruma Blm Arkeoloji grubunun Opalda yapt zel aratrmadan karlmtr. Ksacas, bizim bu grmzn doruluunu kantlar. 7. Konunun bu ekilde aklanmas, bizim 12. Parti kurultaynn Luiyen ynetiminde ilim ve fen alannda kazand nemli baarlardan biridir. Bu, ilim dnyas iin yeni bir haberdir. Ayn zamanda Kgarl Mahmudun vatan, yurdu hakknda kastl olarak ortaya atlan grlere cevaptr. 22.12.1983 URUM Aklamalar * Bu yaz, brahim Mutiy ile Mirsultan Osmanov tarafndan hazrlanan ve Tarim dergisinin 1984 yl 3. saysnda Yeni Uygur Trkesiyle yaymlanan Mehmut Kekeriynin Juti, Hayati ve Mazari Torisida adl makalenin Trkiye Trkesine evirisidir. 1 Bu rapor, Kgar Edebiyatnn 1983 yl 2. saysnda baslmtr. 2 Trk Diller Dvan, yazma nsha, 44. sayfa, 1-2. satrlara bk. 3 Trk Diller Dvan, yazma nsha, 49. sayfa, 7. satra bk. 4 Trk Diller Dvan, yazma nsha, 544. sayfa, 5. sahra bk. 5 Trk Diller Dvan, yazma nsha, 173. sayfa: Uygurca 1. cilt, 447. sayfa 6 Opalin kuzeybatsna yerleen Opal art mezar ukurunun kenarndaki harabe olup Ta balikadm alr. Aadaki iire bakarsak, daa da bu ad verilmi; da, Hazreti Mollam tei diye adlandrlmtr. Opal Hoca Kundak Atam mezarnn hatibi Sleyman Emin (72 yanda) rivayetine gre Kgarl Mahmuda aadaki mersiyeler ithaf edilmitir: Tabalik ebediyen olsun Hazreti mollam da, Nam snmez ieklenip meyve olacak mollam ba.

205

bilig 2002 Gz Say 23

Opaldan kuzeybatya doru gidildiinde Uygur kalesi adl bir harabe vardr. 8 Kgar Edebiyat, 1983, 6. say, 8. sayfa; incan Uygur Otonom Blgesi Kltr Nezareti, Kltr Yadigrlar Ynetimi/ Kgar Kltr Yadigrlarn Koruma Blm Arkeoloji grubunun raporlarna bk. * Dutlu sokak (HK) 9 Bu karar, Hazreti Mollam mezarnn imdiki eyhi Osman Hoca tarafndan korunmaktadr. 10 Trk Diller Dvan, Uygurca, 1. cilt, 152. sayfaya bk. 11 incan Dau ilm dergisi, (Sosyal Bilimler ksm), 1981 yl, 1. say, 17. sayfaya bk. 12 Kgar Kona ehri Edebiyat 1981 yl, 2. say, 92. sayfaya bk. 13 Bize bu konuda bilgi verenler; Ad geen mezarn imdiki eyhi Dursun eyh (66 yanda, atalarn 5. nesle kadar biliyor) ve Hseyin Feyzullah Hocam camisinin imam Adliz Abdikadirlar. 14 M. akir lktar, Kgarl Mahmud, Ankara, 1972 yl, 15. sayfa. Dvan, Uygurca 1. cilt, 456. sayfa.

206

On the Life, Grave and Hometown of Mahmut of Kgar


brahim MUTY - Mirsultan OSMANOV Translated by: Assoc. Prof. Dr. Hlya KASAPOGLU ENGEL
Gazi University, Faculty of Arts and Sciences Abstract: The knowledge which is available about where Mahmud of Kgar was born, where he lived and died did not satisfy the world of Turcology and for this purpose various investigations were made and expeditions were organized on his hometown, life and grave. In the light of these investigations, the new information and data concerning the hometown, life and grave of Mahmud of Kgar were presented to the advantage of the world of science. This information was collected as a result of the analysis of some registers in Dvanu Lgatit-Trk, the negotiations with the sheiks of the grave of Hazreti Mollam which is located in the northwest of Opal, the tezkire of Hazreti Mollam and Vakfname which is presented to the grave of Hz. Mollam. Key Words; Mahmud of Kgar, Dvanu Lgatit-Trk, Hazreti Mollam grave, Opal, Kgar, Translation

_________________________________________________________

207

208

Durmu, Yayn Tantm

YAYIN TANITIM
Mustafa DURMU
Gazi niversitesi, TMER

Fikret Turan (Hazrlayan), Eski Ouzca Szlk Bahayi Lgati. stanbul 2001: BAY. Getiimiz yln sonlarna doru, baka Trke gruplar ile birlikte Trkiye Trkesine de kaynaklk eden Ouzcaya dair nemli bir yayn gerekletirildi. Burada tantacamz bu eser, Beykent niversitesi retim yesi Fikret Turana ait. Eserin asl Arapa-Farsa tematik bir lgat olup Ouzca ile ilgili ksmlar, eserde satr aralarnda yer alan Trke aklamalara dayanmaktadr. Arapa kelimelerin Farsa karlklar verilirken bu kelimelerin altlarnda Trke ekilleri yazlmtr. Ancak Trke tercmeler Farsa tercmeye dayal olarak yaplmtr. Eser 52 varaktan olumaktadr ve sayfalarn hepsi tamamdr. Ketebe kaydndaki hicr 308, mild 920 kayd eserin telif tarihini gstermektedir. Ancak bu noktada, eser nce Arapa-Farsa olarak kaleme alnp Trke ile ilgili ksmlarn sonradan metne dahil edilmesi sz konusu olabileceinden, bu tarihin ayn zamanda Trke ksmlarn kaleme aln tarihi olup olmad belli deildir. Turan, eserin mevcut nshasnn istinsah tarihi olarak da, kttaki su damgasndan, Trke kelimelerdeki harflerin biimi ve eklenme ekillerinden hareketle 14. yzyl hkmne varm. Eitime yeni balayanlar ile edeb rencilerine, Turann yorumuyla bugnk anlamda dil, edebiyat, kltr ve sanat eitimini ieren ve yaygn bir eitim tr olarak bildiimiz liberal eitim gren rencilere isim soylu kelimeleri retmek zere kaleme alnd, eserin bandaki Arapa giriten anlalmaktadr. Eserde Allaha hamd, Peygambere ve ailesine salavat dualar ile akabinde yer alan bu aklamalarn ardndan Arapa kelimelerin Farsa karlklar verilmitir. Szlkte kelimelerin seimi ve sralannda tematik bir anlay esas alnm, nce bir genel konu, bir st konu belirlenmi (bab) daha sonra da bu st konuya bal alt konular (fasl) belirlenerek o konu ile ilgili isim soylu kelimeler verilmitir. Bu anlay ile kaleme alnan eser, 12 blmden (bab) olumaktadr. 1. blmde insann yaratl ve organlar, 2. blm-

209

bilig 2002 Gz Say 23

de insanlarn meslekleri ve sosyal snflar, 3. blmde hastalklar ve ilal tedavileri, 4. blmde yeme ime ve misafirlik, 5. blmde eyalar, kumalar ve silahlar, 6. blmde dnemin elbise eitleri ve mefruat, 7. blmde bilinen hayvanlar, bcekler ve kular, 8. blmde gkyz ile ilgili somut ve soyut kavramlar, 9. blmde yeryz, 10. blmde bitkiler, 11. blmde insanlarn yaadklar meknlar, 12. blmde de bunlarn dndaki konular ile ilgili kelimeler, deyimler, terimler veya tamlamalar yer almaktadr. Yukarda hakknda genel bilgiler verdiimiz eseri merkez alan almasna Turan, Eski Ouzca Szlk Bahayi Lgati adm vermi. Burada ad geen Bahayi, yazara gre eserin ikinci mellifi Bahayi bin aladr. Sz konusu ahsn dnda, esere eitli ekillerde mdahalede bulunan iki ahs daha vardr. Bu hkm, metin zerinde eitli yerlerde yer alan farkl yaz ve mrekkeple kaleme alnm yazlardan hareketle yine Turan tarafndan verilmektedir. Turan, hazrlam olduu almann nsznde (s. 9-10) Ouz Trkesinin erken dnemlerine dair bilgilerin ok da yeterli olmadn vurgulamakta; sz konusu dnemin yorumlanmasna yardmc olabilecek bu eserin de olduka eskimi ve yer yer okunamayan ksmlarnn bulunmasndan ve ayrca dnemle ilgili bilgi yetersizliinden dolay birok dilbilim-sel problemle karlamasnn kanlmaz olduuna iaret etmekte. nszn ardndan, alma bir metne dayanarak yapldndan ve bu metnin orijinal ekli ile Ltin harfli karl almada yer aldndan Trkede kullanlan Arap harfleri, onlarn Trke okunular ve transkripsiyon, transliterasyon karlklar bir liste halinde sunulmutur. Turann hazrlam olduu alma bir Ksaltmalar listesinin ardndan Genel Bilgiler, ml ve Gramer (15-25) blmyle devam etmektedir. Bu blmde yazar nce eseri genel olarak tantmakta, eserin fizik yapsndan, mellif ve mstensihlerinden, ana blmlerinden ve alt blmlerinden bahsetmekte daha sonra da eserden hareketle dilbilimsel incelemeye gemektedir. Bu blmde iml ile ilgili olarak eserde imls birden fazla ekilde grlen kelimelerden szedilmekte; sng (1. svg, 2. sgv, 3. sk, 4. sgy) gibi drt farkl ekilde, hurma (1. hrm, 2. hrmh, 3. hrm) gibi farkl ekilde, dudak (1. dudak, 2. tudak) gibi iki farkl ekilde yazlan kelimeler rnek gsterilmektedir. Yine bu blmde esere daha sonra mdahalede bulunan kalemlerin yapm olduklar aklamalara deinilip ardndan gramerle ilgili dier tespitlere geilmektedir.

210

Durmu, Yayn Tantm

Turan, metinde geen kelimelerden, kelime gruplarndan ve az saydaki cmleden hareketle mstakil bir gramer oluturmaya alm. nce nllerin, ardndan da nszlerin kullanmn rneklerle vermi. Daha sonra ek konusunu ele alan yazar ekleri, srasyla isim ekim ekleri, fiil ekim ekleri, isim-fiiller, sfat-fiiller, zarf-fller, yapm ekleri balklar altnda vermi; yapm eki zellii gsteren isim-fiil ve sfat-fiil eklerine ayrca deinmi. Eserde Fonetik Olaylar (43-44) bal ile eitli ses olaylarn rneklendiren yazar, ardndan eserdeki kelime gruplarndan bahsetmi. Turan, Eserde Cmle Yaplar (45-49) bal altnda eitli kelime gruplarna bal yan cmleleri verdikten sonra blmn sonunda eserde bulunan ve dier szlklerde karlalmayan veya deiik anlamlarla karmza kan kelime ve kelime gruplarn bir liste halinde sralam. 238 sayfadan oluan almada tm bu deerlendirme ve tespitler 53. sayfada son bulmaktadr. almaya konu tekil eden metnin Ltin harfli transkripsiyonlu karln Turan, 55-110. sayfalar arasnda vermi. Bu blmde yazarn metinde aklama gerektiren kelimelerle veya durumlarla ilgili zengin bir dipnotlar listesi oluturduu grlmekte. Blm 110. sayfada son bulmakta. Turan, 112. sayfadan balatt Szlk (111-179) blmnde, kelimelerin sadece anlamlarn vermekle yetinmemi ayn zamanda sz konusu kelimelerin metindeki sayfa ve satr numaralarn da yine bu blmde madde ierisinde belirtmi. Szlk blmnn ardndan bir bibliyografya listesi (179-187) veren Turan, eserin 52 varaklk tpkbasmn almasnn sonunda ilgililerinin kullanmna sunmutur. Bat Trkesinin Anadolu sahasnda geirmi olduu dnemlerle ilgili elde pek ok malzeme olmasna karlk bu kolun daha erken dnemleriyle ilgili malzemenin yetersizlii ortadadr. Turann, Ouzca bir ok arkaik kelimeye sahip olmas ve Kagarnin Divan LgatitTrknde Ouz Trkesinin zellikleri konusunda syledikleriyle paralellikler gstermesi bakmndan Eski Ouzca hkmne vard bu Arapa-Farsa satraras szlk, sz konusu dnemle ilgili malzeme yetersizliinden yaknanlarn ve konuyla ilgilenen tm okuyucularn hizmetine sunulmu nemli bir almadr.

211

bilig 2002 Gz Say 20

Tuba Insu DURMU


Bilkent niversitesi

Hazrlayanlar, Mustafa sen vd. (Hazrlayanlar), air Tezkireleri, Grafiker Yaynclk, Ankara, 2002. air tezkireleri, konusu airler, eserleri ve bunlarn evredeki etkileri olan, klasik edebiyatmza dair nemli deerlendirme ve eletiri elerini ieren bir tr olarak, bu alanda alan aratrmaclarn temel kayna konumundadr. Fakat edebiyat ve kltr tarihimiz asndan nemli bir kaynak niteliinde olan bu konu hakknda bugne kadar btnlkl bir alma ortaya konmamtr. Byle bir boluu, uzun zamandr bu alandaki almalar ile tannan bir aratrmac grubunun ortaya koyduu, yetkin ieriiyle dikkati eken bir alma doldurdu. Sz konusu alma, yakn zamanda Grafiker yaynlarndan karak air Tezkireleri adyla kitaplat. Kitap; Mustafa sen, Filiz Kl, . Hakk Aksoyak ve Aysun Eydurandan oluan zengin bir kadro tarafndan hazrlanmtr. almada, nsz ve Trke air biyografilerinden bahseden bir giriten sonra, air tezkireleri yzyllara gre ele alnarak deerlendirilmi ve son blmde de her eserden rnekler sunulmutur. almann nsz blmnde bizim uygarlmzda biyografinin nemli bir dal olduu ve airlerin hayatlarndan sz edip, onlarn iirlerinden rnekler veren air tezkirelerinin de bu trn dikkate deer bir parasn meydana getirdii vurgulanmaktadr. Bu blmde dikkat ekilen dier bir nokta, Trk biyografi geleneinin Arap ve Fars Edebiyatlar nclnde gelimi olmasna ramen, uara tezkiresi trnn gzel ve baarl rneklerinin Osmanl Trkesi erevesi ierisinde verilmi olmasdr. Giri blmnde aratrclar, biyografi geleneinin tarihi arka plnndan sz ettikten sonra, tezkirelerin ilk rneklerinin verildii Arap ve Fars tezkirelerinin yapsal ve ierik zelliklerinden bahsederek, Trke uara tezkireleri ile arasndaki benzerlik ve farklar ortaya koymaktadrlar. Trk Edebiyatnda tespit edilen 34 tezkire, bu blmde isim olarak verilmitir. Bir sonraki blm, Trke yazlm bu air tezkirelerinin, yzyllara gre kronolojik olarak ele alnd, blmleri, hangi airlerden bahsettikleri ve yazarlarnn slp zellikleri ile birlikte ayrntl bir deerlendirmeyi iermektedir. Tezkirelerde yer alan airler de alfabetik sra ile ilgili blmde yer almaktadr.

212

Durmu, Yayn Tantm

Son blm, rnek metinlere ayrlmtr. almada, tezkire yazarlarnn dil ve slp zellikleri hakknda daha fazla bilgi iermesi asndan her eserden bir rnek verilmi ve seilen rnein ayn yzyla ait eserlerde ayn kiilere dair rnekler olmasna dikkat edilmitir. Bylece, okuyucunun hem tezkire yazarlarnn ayn kiiye yaklamlarndaki farkll grmesi, hem de yazarlarn birbirlerinden etkilenme durumlarnn ortaya kmas salanmaya allmtr. rnekler, Osmanlca ekliyle ve Trke karlklar ile ayn sayfada gsterilmektedir. almann sonunda rnek metinlerden Latifiye ait olan Ahmet Paa maddesi, kendi i yaps erevesinde deerlendirilerek rnek bir inceleme metni oluturulmutur. alma dikkatle incelendiinde bize klasik edebiyata dair nemli karsamalar da salamaktadr. Tezkireler sayesinde biz, 15. yzyldan itibaren, 20. yzyln ortalarna kadar aralksz olarak devam eden tezkire geleneinin yine bu dnem ierisindeki tm airler hakknda bilgi veren bir tr olarak, o devre ait eitli aratrma ve incelemeler iin nemli bir belge olduu sonucuna varyoruz. Ayrca baka kltrlere ait biyografi yazcl ile karlatrldnda da zengin bir biyografi geleneimiz olduundan sz etmek mmkn. Bu da Osmanl edebiyatnda biyografi yazclnn ne kadar nemsendiinin bir kantdr. Alannda ok nemli bir boluu dolduran air Tezkireleri, edebiyat aratrclar iin kaynak niteliinde. Bu tarz ciddi ve yetkin eserlerin son yllarda ortaya kmas sevindirici, bunu, benzer baka almalarn izlemesini diliyoruz. Emine Yeniterzi, Behitinin Het Behit Mesnevisi, Kitabevi, stanbul, Eyll 2001, 206 s. Kaynan slam dini ve tarihi ile Kuran- Kerim ve hadislerden alan din, tasavvuf ve ahlk mesneviler ile nasihat-nmeler etik olarak evrensel deerlerin dinle btnletii; didaktik olarak da insanla yararl olma ve yol gsterme niyetiyle hikmet ve tlerin bir araya getirildii eserlerdir. Do. Dr. Emine Yeniterzinin Behitinin Het Behit Mesnevisi adl kitab da, bu konuda yaynlanm almalardan biridir. Het Behit, nsz ve ksaltmalarn ardndan bir giri ve blmden olumaktadr. Yazar nszde, Eski Trk Edebiyatndaki mesnevi zenginliinden sz etmi

213

bilig 2002 K Say 20

ve bu mesnevilerin pek ounda, slamiyetin de etkisiyle, din ve ahlk nasihatlara yer verildiini, hatta tamamen t vermek iin yazlm nasihat-nmelerin de bulunduunu belirtmitir. Bunlardan bazlarnn Kuran, hadisler ve slam tarihinden yararlanarak telif edildiini belirtir. Kitabn giri ksmnda, Eski Trk Edebiyatndaki Din, Tasavvuf ve Ahlk Muhteval Didaktik Mesneviler ve Nasihat-nmeler ana bal altnda ayrntl bir bilgi yer almaktadr. Ak, kahramanlk, din, tasavvuf, tp, astronomi gibi pek ok konunun mesnevi nazm ekliyle yazlabileceini syleyen yazar, zellikle halk slam etii hakknda bilinlendirmek ve ahirette mutlu olabilmek iin bu dnyada nelerin yaplmas gerektiini anlatmak amacyla kaleme alnm ok sayda din, tasavvuf ve ahlk mesnevinin bulunduunu belirtmektedir. Bu tr mesnevilerde hem din, hem de ahlk gereklilikler sz konusu olduu iin, hikmet ve nasihat unsurunun da iin iine girdiini anlatan Do. Dr. Yeniterzi, genellikle sebeb-i teliften nce hikmet ve nasihat dolu beyitlerin sylenildiine dikkat ekerek bu durumu, mesnevilerde gzden kam bir tertip zellii (s. 15) olarak nitelendirmektedir. Din, tasavvuf ve ahlk ierikli mesneviler ve nasihat-nmeler ynnden Divan iirinin ok zengin olduunu ifade eden yazar, bu geni konuya bir snrlandrma getirerek, inceleme alannn XVI. yzyln sonuna kadar olan dnemi kapsadn belirtmektedir. Kitapta birinci blmn ana bal, Behitnin Hayat, Eserleri ve ahsiyetidir. Tezkirelere gre, XVI. yzylda Kanun dneminde yaayan Vizeli Ramazan Behit, tahsilini stanbulda tamamlayarak eyhlislam Sad Efendiye danimend olmu, ani bir kararla ilmiye mesleini brakp Hal-vetilie intisap etmi ve eyh Merkez Efendinin yannda bir sre kaldktan sonra, hilafet greviyle orluya gitmitir. Yazar, kaynaklarda Behitnin lm tarihi ile ilgili farkllklara da iaret ederek, H. 979 tarihinde lm olabileceini belirtmektedir. airin hem edeb bir ynnn hem de ilm bir tarafnn bulunduunu syleyen Do. Dr. Yeniterzi, bu nedenle eserlerinin bu iki alan gz nnde bulundurularak incelenmesi gerektiine iaret etmektedir. Behitnin H-iyetl-Hiye al-erhi Akidin-Nesefiyye lil- Hayl, TaIikt Al er-hi1-db Lil-Semerkand (veya Hiyet db Mesd), TaIikt Al erhil-Mifth ve TaIikt AleT-Cmi adl drt ilm eseri ve Het Behitin dnda, Divan, Cem-h u Alem-h, erh-i Manzme-i Muamm-y

214

Kutlar, Yayn Tantm

Monl Cmi ve Sleymn-nme olmak zere drt edeb eseri olduunu bildirmektedir. Ancak, bu son eserin aire ait olup olmad phelidir Do. Dr. Yeniterzi, airin edeb ahsiyeti hakknda da bilgi verdikten sonra ikinci blme geer. Kitabn ikinci blmnn ana bal, Het Behitin Tantlmas, ekil ve Muhteva zellikleridir. Tantm ksmnda eserin ad, tr, yazl sebebi, yazl tarihi, beyit says ve eser iin yazlm manzum bir takriz yer almaktadr. Do. Dr. Yeniterzi, kitabnn ikinci blmnn ikinci alt balnda Het Behitin muhteva zelliklerini ele almtr. Bu ksm, eserin tertibi; eserde yer alan behitlerin konusu, hikyeler ve kaynaklar; ayet ve hadisler olmak zere alt bala blnmtr Kitabn ikinci blmnn nc altbal Het Behitin ekil zelliklerine ayrlarak vezin, kafiye, dil ve slp zerinde durulmutur. Eser, aruzun mefln mefln faln kalb ile yazlmtr. Daha ok Arapa ve Farsa kelimelerle kafiye yapan air, redif kullanmnda Trke szckler yerine, eklere yer vermitir. Behit vezne hkim, szck seiminde Trkeden ok Arapa-Farsaya arlk veren bir airdir. Kitabn Metin balkl nc blmnde eserin nshalar, tenkitli metnin kuruluuna dair aklamalar ve tenkitli metin yer almaktadr. Yazar, Het Behitin alt nshasn tespit ettiini ve bunlarn drdnden faydalandn sylemektedir. Metni meydana getirirken, yararland nshalarn olumlu-olumsuz tm zelliklerini sralayarak, hangisini neden tercih ettiini/etmediini de rnekler vererek aklamaktadr. Daha sonra, tenkitli metne gemi, her sayfann altnda dipnotlar vererek, nsha farkllklarn belirtmitir. Kitapta, tenkitli metnin bitiminden sonra, Do. Dr. Yeniterzinin Behit ve Het Behiti deerlendirdii be maddelik bir sonu ksm bulunmaktadr. almann sonunda bir bibliyografya ile dizin verilmitir. Bibliyografya ok geni kapsaml bir tarama ile hazrlanm olup, konuyla ilgili btn kaynaklan ihtiva etmektedir. Dizin ise kii, yer ve eser adlarndan olumutur ve her szcn yannda, mesnevide getii beytin numaras da yazlmtr. Eski Trk Edebiyann nasihat-nme trndeki mesnevi geleneinin, zellikle XVI. yzyldaki geliimini deerlendirme hususunda bu eserin, Trk kltr tarihini oluturan zincire yeni ve nemli bir halka daha karttn belirtiyor; din, tasavvuf ve ahlk konulu mesneviler ve nasihat-nme-ler zerine yaplacak dier almalarn artarak devam etmesini diliyoruz.

215

bilig 2002 K Say 20

zgr INARLI
Hacettepe niversitesi, Uluslararas likiler Blm

Peter B. Golden, Trk Halklar Tarihine Giri, ev. Osman Karatay, Karam Yaynclk, Ankara, 2002. 20 yyn son on ylndan nceki dnem, iin Ligetinin Bilinmeyen Asya tabirini Bilinmeyen Avrasya eklinde geniletmeye msait bir jeopolitik yap vard. 1990lara girildiinde ise adeta dnyann karsna kefedilmeye namzet, o gne kadar beli belirsiz bilinen yeni bir dnya kt: Kafkaslardan balayp Orta Asyay kaplayan ve Asyaya uzanan, Sibirya ve Urallar blgesinin de nemli bir ksmn rten (Trkiye dndaki) Trk dnyas. Sadece ortaya kan be Trk cumhuriyeti ve bunlarn jeopolitik/jeostratejik nemlerine binaen ksa srede uluslararas ilikiler sisteminin merkezine oturmas ile deil, Avrasyann usuz bucaksz topraklarndaki zengin tarihi birikimleriyle de bu Trkler dnyann ilgi alam haline gelmilerdir. Buna dnyann ortasnda bir yerde bulunan Trkiyenin son bin yln dnya tarihine damgasn vuran nem ve arl da eklenince, dnyada Trklk almalar iin yeni talepler belirmi, buna paralel olarak da yeni ufuklar almtr. Amerikan Rutgers niversitesi tarih profesrlerinden Peter B. Goldenn, aslnda Sovyetler Birlii hkmferma iken yazmaya balad eseri An Introduction to the His-tory of Turkic Peoples ite bu esnada, 1992 ylnda yaynlanmtr. Eser sadece byk bir boluu doldurmasyla deil, zengin ieriiyle de ksa zamanda byk ilgiye mazhar olmu, hakkyla Trklk almalarnn temel bavuru kitab haline gelmitir. Kendisi aslen Trkolog olan Golden, Trklk bilgisinin kaynaklarnn yaygnln izleyerek, ilgili hemen tm kaynak dillerini renerek, bugn dnyann en ok dil bilen tarihisi haline gelmitir. Temel bat dillerine ilaveten Trk ve Slav dillerini ve Macarcay ileri seviyede bilen Golden, Ortaan kaynak dilleri olan Yunanca, Latince, Arapa ve Farsay da bilmekle kalmayp, Grcce zerine bile ciddi aratrmalarda bulunmutur. Bu arada Moolcaya ainaln belirtmek gerekir. Golden bylece Trkler hakknda bilgi veren birincil ve ikincil kaynaklara dorudan

216

Kutlar, Yayn Tantm

ulamaktadr. Yukarda bahsedilen eserindeki zengin kaynaka da bunun bir gstergesidir. Trkede bu esere benzeyen, daha nce yazlm Z. V. Togan ve L. Rasonyinin kitaplar vardr. Golden bu almalardan farkl olarak, kaynak gncellemesinde bulunmu, hatta yazlm ama baslmam eserleri bile kullanm, te yandan da siyasi tarihleri hzl geerek daha ok etnik sreler zerine eilmitir. Kitabn ismi de, yazlmasndaki amacn bir genel Trk tarihi deil, bugnk Trk topluluklarnn ortaya k tarihi olduunu gstermektedir. Zaten gnmzde asl ihtiya duyulan konu da budur. nsanlar Asya ve Avrupa boyunca inanlmaz bir alanda yaylm bulunan milyonlarca Trkn buralara nereden ve nasl geldiklerini, her bir topluluun nasl teekkl ettiini merak etmektedir ve kitap bu soruya cevap sunmaktadr. Osman Karatay tarafndan evrilen ve Karam Yaynclktan kan kitap, Trke basks ile de bir zgnle sahiptir. Prof. Golden ok ksa bir sre iinde ve megul bir zamannda da olsa, eviri metinleri gzden geirmitir. Yani Trke bask tercman ile yazarn ortak almasnn rndr. Eserde, zellikle eviriyaz harflerde ngilizce baskdaki titizliin yanstlmas da ayr bir takdir konusudur. Trk Halklar Tarihine Giri Trkede de byk bir boluu dolduracaktr.

217

BLG / YAYIN LKELER


Bilig bahar, yaz,sonbahar, k olmak zere ylda drt say yaymlanr. Her yln sonunda derginin yllk dizini karlr; Yayn Kurulu tarafndan belirlenecek ktphanelere, uluslararas endeks kurumlarna ve abonelere -yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde-gnderilir. AMA Biligin yaym amac; Trk dnyasnn kltr zenginliklerini, tarih ve gncel gereklerini bilimsel ller ierisinde ortaya koymak; Trk dnyasna ilgi duyan, bu konuda fikir reten uzman ve bilim adamlarna ulamak; Trk dnyas ile ilgili olarak, uluslararas dzeyde yaplan bilimsel almalar izlemek, bunlar ilgili bilim adamlarna, uzmanlara ve ilgili kamuoyuna duyurmaktr. KONU Bilig, Trk dnyasnn sosyal bilimler dergisidir. Biligde yaymlanacak yazlar sosyal bilimler alam ile ilgili konular bata olmak zere, Trk dnyasnn tarih ve gncel problemlerini ortaya koyan, bu problemlere zm nerileri ieren yazlar olmaldr. MUHTEVA Blige gnderilecek yazlarda; Alannda bir boluu dolduracak; aratrmaya dayal zgn makale, Daha nce yazlm yaz ve almalar zengin bir kaynakaya dayanarak deerlendiren, eletiren ve bu konuda yeni ve dikkate deer grler ortaya koyan aratrma ve inceleme yazs, Trk Dnyas ile ilgili konularda eser ve almalaryla tannm kii ve gruplara anlamal olarak yaptrlacak aratrma, Trk Dnyas ile ilgili eser, yaz, ahsiyet ve yeni faaliyetleri tantan, duyuran, haber veren ksa yazlar, olma zellii aranr. Aratrma ve inceleme yazlarnn Biligde yaymlanabilmesi iin daha nce bir baka yayn organnda yaymlanmam veya yaymlanmak zere kabul edilmemi olmas gerekir. Daha nce bir bilimsel kongrede sunulmu tebliler, bu durumu belirtmek artyla yayma kabul edilebilir. YAZILARIN DEERLENDRLMES Biligde yaymlanmak zere gnderilen yazlar nce ama, konu, muhteva, sunu tarz ve yazm kurallarna uygunluk ynlerinden Yayn Kurulunca incelenir. Bu ynleriyle uygun bulunanlar, bilimsel bakmdan deerlendirilmek zere, alannda eser ve almalaryla tannm iki hakeme gnderilir. Hakem raporlar gizlidir ve 5 yl sreyle saklanr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz olduu takdirde, yaz nc bir hakeme gnderilebilir. Yazarlar, hakem ve Yayn Kurulunun eletiri, neri ve dzeltmelerini dikkate almak zorundadrlar. Katlmadklar hususlar olduunda bunlar ayr bir sayfada, gerekeleri ile birlikte aklama hakkna da sahiptirler. Yayma kabul edilmeyen yazlarn yalnzca birinci nshalar istek halinde yazarlarna iade edilir.

218

Biligde yaymlanmas kabul edilen yazlarn telif hakk Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakankna devredilmi saylr. Yaymlanan yazlardaki grlerin sorumluluu yazarlarna aittir. Yaz ve fotoraflar, kaynak gsterilerek alnt yaplabilir. Yaymlanmas kararlatrlan yazlarn yazarlarna ve hakemlerine, telif ve inceleme creti, yaym tarihinden itibaren 1 ay ierisinde denir. cret miktar Yayn Kurulunun nerisi zerine Mtevelli Heyet Bakanlnca belirlenir. YAZIM DL Biligin yazm dili Trkiye Trkesidir. Ancak her sayda derginin te bir orann gemeyecek ekilde ngilizce yazlara da yer verilebilir. Trkiye Trkesi dndaki Trk lehelerinde hazrlanm yazlar, gerektii takdirde Yayn Kuruiunun karar ile latin alfabesi ile yazlmak artyla kendi lehelerinde yaymlanr. Yaymlanacak yazlarn Trke zetlerinin yansra ngilizce ve Rusa zetleri de verilir. YAZIM KURALLARI Makalenin Yaps Makalenin genel olarak aada belirtilen dzene gre sunulmasna zen gsterilmelidir: 1) Balk 2) Yazar ad(lar) ve adres(Ier)i (Hepsi Ltin/Trk harfleriyle olmak zere yazar adlan, soyad byk harflerle olmak zere koyu karakterde, adresler normal italik karakterde) 3) zet (anahtar kelimeler eklenerek) 4) Makale, almann ama, kapsam, alma yntemlerini belirten bir giri blmyle balamal; veriler, gzlemler, grler, yorumlar, tartmalar., gibi ara ve alt blmlerle devam etmeli; ve nihayet tartma ve sonular (veya sonular ve tartmalar) blmyle son bulmaldr. 5) Katk belirtme (gerekiyor ise) 6) Kaynaklar Dizini 7) ngilizce balk ve ngilizce zet (Trke zette olduu gibi) 8) Rusa balk ve Rusa zet (Trke zette olduu gibi) Balk Konuyu en iyi ekilde belirtmeli, 12 kelimeyi gememeli ve bold olarak yazlmaldr. zet 250 kelimeyi gemeyecek ekilde ve yaynn dier blmlerinden ayr olarak yaymlanabilecek dzeyde yazlm, yaznn tmn en ksa, z biimde (zellikle almann amacn ve sonucunu) yanstacak nitelikte olmaldr. zetin bal ve metin ksm farkl karakterle yazlmaldr. zet iinde, yararlanlan kaynaklara, ekil ve izelgelere deinilnemelidir. zetin altnda bir satr boluk braklarak en az 3, en ok 8 anahtar kelime verilmelidir. Ana Metin Makale, A4 boyutunda (29.7x21 cm.) ktlarn zerine bilgisayarda 1,5 satr aralkla ve 10 punto (Times New Roman veya benzer bir yaz karakteri ile) yazlmaldr. Sayfa kenarlarn-

219

da 3er cm. boluk braklmal ve sayfalar numaralandrlmaldr. Yazlar en az drtbin, en ok onbin civarnda kelimeden olumaldr. Blm Balklar Makalenin yapsn belirlemek ve ana metinde dzenli bir bilgi aktarm salamak zere yazda ana, ara ve ait balklar kullanlabilir. Balklara numara veya harf verilmemelidir. Ana Balklar: Bunlar, sra ile zet, ana metnin blmleri, teekkr (varsa), kaynaka, ekler (varsa)den olumaktadr. Ana balklar kk harflerle ve koyu olarak yazlmaldr. Ara Balklar: Tamam koyu olarak ve ana balktan daha kk punto ile yazlacak; ancak, her kelimenin ilk harfi byk olacak, balk sonunda satrba yaplacaktr. Alt Balklar: Tamam koyu olarak yazlacak; ancak, ilk kelimenin birinci harfi byk olacak, bahk sonuna iki nokta (st ste) konularak yazya ayn satrdan devam edilecektir. ekiller ve izelgeler ekiller, kltmede ve basmda sorun yaratmamak iin siyah mrekkep ile, dzgn ve yeterli izgi kalnlnda aydnger veya beyaz kada izilmelidir. Her ekil ayr bir sayfada olmaldr. ekiller 1 (bir)den balayarak ayrca numaralandrmal ve her eklin altna balyla birlikte yazlmaldr. izelgeler de ekiller gibi, 1 (bir)den balayarak ayrca numaralandrlmak ve her izelgenin stne balyla birlikte yazlmaldr. ekil ve izelgelerin balklar, ksa ve z olarak seilmeli ve her kelimenin ilk harfi byk, dierleri kk harflerle yazlmaldr. Gerekli durumlarda aklayc dipnotlara veya ksaltmalara ekil ve izelgelerin hemen altnda yer verilmelidir. Resimler Parlak, sert (yksek kontrastl) fotoraf kdna baslmaldr. Ayrca ekiller iin verilen kurallara uyulmaldr. zel koullarda renkli resim basks yaplabilecektir. ekil, izelge ve resimler toplam 10 sayfay amamaldr. Teknik imkna sahip yazarlar, ekil, izelge ve resimleri aynen basabilecek nitelikte olmak art ile metin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu imkna sahip olmayanlar, bunlar iin metin iinde ayn boyutta boluk brakarak iine ekil, izelge veya resim numalarn yazarlar. Metin inde Kaynak Verme Metin iinde kaynak vermede aadaki rneklere uyulmal, kesinlikle dipnot eklinde kaynak gsterilmemelidir: a) Metin iinde tek yazarl kaynaklara deinme yaplrken, aadaki rneklerde olduu gi bi, nce aratrcnn soyad, sonra parantez iinde yaym tarihi verilir. ,.. (Kksoy, 1998) ... Baz aratrmaclar (Bilgegil, 1970; Kaplan, 1974; Akta, 1990) b) ok yazarl yaynlara metin iinde deinilirken, aadaki gibi ilk yazar ad belirtilmeli, dierleri iin vd. harfleri kullanlmaldr. Ancak kaynaklar dizininde btn yazarlarn isim leri yer almaldr. .., (pekten vd., 1975) c) Ulalamayan bir yayna metin iinde deinme yaplrken bu kaynakla birlikte alntnn yapld kaynak da aadaki gibi belirtilmelidir. ...(Kprl, 1911; elik, 1998den) d) Kiisel grmelere metin iinde -soyad ve tarih belirtilerek- deinilmeli, ayrca kaynak lar dizininde de belirtilmelidir.

220

Kaynaklar Dizini a) Sreli yaynlar iin: Yazar ad(lar), tarih, makalenin bal, sreli yaynn ad (ksaltlmam), cilt no (say no), sayfa no. b) Bildiriler iin: Yazar ad(lar), tarih, bildirinin bal, sempozyumun veya kongrenin ad, editr(ler), basmevi, cilt no, dzenlendii yerin ad, sayfa no, c) Kitaplar iin: Yazar ad(lar), tarih, kitabn ad (ilk harfleri byk), yaynevi, basld ehrin ad, sayfa says. d) Raporlar ve tezler iin; Yazar ad(lar), tarih, raporun veya tezin bal, kurulu veya niversitenin ad, ariv no (varsa), sayfa says, yaymlanp-yaymlanmad. YAZILARIN GNDERLMES Biligde yaymlanmak zere -yukarda belirtilen ilkelere uygun olarak- hazrlanm yazlar, biri orijinal, dier ikisi fotokopi olmak zere disketi ile birlikte aadaki adrese gnderilir. Yayma kabul edilen yazlarn son dzeltmeleri yaplm bilgisayar disketleri ile ekillerin orijinalleri en ge bir ay iinde yukarda belirtilen adrese ulatrlr. Yayn Kurulunca, esasa ynelik olmayan kk dzeltmeler yaplabilir.

YAZIMA ADRES Bilig Dergisi Ata 2 Sokak 65/1 KIZILAY/ANKARA

Tel: (0312) 430 43 23 - 430 43 24 Faks: (0312) 430 43 25 e-mail: bilig@yesevi,edu.tr www.yesevi.edu.tr/bilig

221

BILIG / EDITORIAL PRMCIPLES


BILIG is published quarterly: Spring, summer, autumn and winter. At the end of each year, an annual indices series will be offered. Each issue will be forwarded to the subscribers and to the libraries and international institutions to be determined by the editorial board within one month after its publication. GOALS AND OBJECTVES The goals in publishing BILIG are: To bring forth the cultural riches, historical and current realities of the Turkish World in a scholarly manner. To reach the experts and scholars who show interest in and produce and/or offer ideas related to the Turkish World. To follow the studies related to the Turkish World internationally and inform about them to the experts, scholars and public. SUBJECT MATTERS BILIG is the social science journal of the Turkish World. The articles to be published in this journal should be dealing with the historical and current issues and problems and suggesting solutions for the Turkish World, CONTENTS The contents of the articles to be published in BILIG are to include; Those that are based on an original research which contribute knowledge and scientific information in its area. Those that bring forth new views and perspectives on previously written scholarly works based on extensive research and resources. Those that are the result(s) of studies/researches executed by well reputed individuals and research groups in the Turkish World on contract basis. Those that inform/announce briefly about new/original works, articles, individuals and activities related to the Turkish World. In order for any article to be published in BILIG, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere. Papers presented at a conference or symposium may be accepted for publication if stated so beforehand, EVALUATION OF ARTICLES The articles forwarded to be published in BILIG are first studied by the Editorial Board in view of the journals objectives, subject matter, rules and regulations in writing. Those that are found acceptable are then sent to two referees who are authorities in their field for scientific evaluation. Referee reports are confidential and safe-kept for five years. In case one referee report is negative and one is favourable, the article may be sent to a third referee for re-evaluation. The authors of the articles are to consider the criticisms, suggestions and corrections of the editorial board and referees. If they are in disagreement with the editorial board and/or the referees, they are entitled to counter present their views and justifications, only the original copy of the unaccepted articles may be returned upon request. The royalty rights of the accepted articles are considered transferred to the Ahmet Yesevi University Board of Trustees. However the overall responsibility for the published articles belongs to the author of the article. Quotations from articles including pictures are permitted during full reference to the articles.

222

Payments to the authors and referees for their contributions are made within one month of publication. The amounts of payments are determined by the Editorial Board subject to the approval by the Board of Trustees. THE LANGUAGE OF THE JOURNAL Turkey Turkish is the language of the journal; Articles submitted in other Turkish dialects can be published in their own dialects after the Editorial Boards decision if necessary, but on condition that they are written in Latin letters. Abstracts in English and Russian along with Turkish are given for each article published in BILIG. WRITINGRULES The Structure of the Articles In general the following are to be observed in writing the articles for BILIG: 1. Title of the Article 2. Name(s) and address(es) of the author(s). (Ali in Latin letters. Names and surnames are in capital letters. Addresses in normal italic letters) 3. Abstracts (with key words) 4. Each article is to begin with an introductory section stating the purpose, scope and methods utilised; and should continue with main section to include data, observations, views, comments and discussions (pros and cons) and should end with a final section to include important results and, conclusion. 5. Acknowledgements (if necessary) 6. List of references. 7. Title and abstract in English (as in Turkish Abstract) 8. Title and abstract in Russian (as in Turkish Abstract) TITLE Should state the subject clearly. Should not exceed 12 words and should be in bold. ABSTRACT Should not exceed 250 words. It should be written in a clear, concise and complete way to reflect the purpose and conclusion of the study so that it could be re-published separately from other parts of the article. The summary and its title should be written in different font types. Within abstract no references, figures and tables should be given, At least 3, maxi-mum 8 key words should be given at the bottom of the abstracts after a double space. MAINSECTION Articles should be written in computer 10 points (Times New Roman or similar other characters with double space on A4 (29.7-21 cms) papers. 3cms margins should be left on both ends of the pages. Pages should be numbered. Each article should be composed of at least four thousands and maximum ten thousands words. SUB-SECUONS In order to provide an orderly transition of Information and ideas of the main text and to determine a clear structure of the article other sub-titles may be used for different sections and parts of the article.

223

Main Heading: These can be used for the summary, sections of the main text, acknowledgement (if any), references and appendices (if any). THESE HEADINGS SHOULD BE CAPITALISED. Interval Headings: should be in bold and should be in a smaller font size than main heading; only the first letters of each word should be in capital. At the end of each Interval Heading a new paragraph should be started. Sub-headigs: should be in bold; only the first letter of the first word should be in capital and the writing should continue on the same line after a colon (:). FIGURES AND TABLES Figures should be drawn on transparent or white paper in ink so as not to cause problems in printing or reducing in size, Each figure should be on a separate page and should be numbered with a caption of the title below it. Tables should also be numbered. They should have titles below, the titles of the figures and tables should be clear and concise. The first letters of each word should be capitalised. When necessary footnotes and acronyms should be below the captions. PICTURES Should be on highly contrasted photo papers. Rules for figures and tables are applied for pictures as well. In special cases colored-pictures may be printed. The number of pages for figures, tables and pictures should not exceed ten pages. Authors having the necessary technical facilities may themselves insert the related figures, drawings and pictures into the text. Those without any technical facilities will leave the pro-portional sizes of empty space for pictures within the text numbering them. Stating the Source within the Text: The following examples should be observed when giving the source within the text. Sources will not be given as footnotes, a. Quoting a single or multi-authored source; first the last name of the author is written and then the date is written in parenthesis as shown in the example. ..................Kksoy (1995) ................ Some authors (Bilgegil, 1970; Kaplan, 1974; Akta, 1990) b. When multi-authored sources are mentioned, the name of first author is written for others (et. al.) are added. ...................... ,Ipekten, et. al., (1975). Full reference including all the names should be given in the list of references at the end of the article. c. If an unreachable source is quoted within the text from an available source it should be indicated as follows: .......................Kprl (1911: in elik 1998) d. Personal Communications can be indicated by giving the last name(s), the date(s) but full references should be stated at the end of the article. LIST OF REFERENCES a. for periodicals: The name(s) of author(s), date, the title of the article, the name of the periodical in full, volume #,issue# and page numbers should be quoted. b. For papers submitted at conferences and /or symposiums: The name(s) of author(s), the date, the title of the paper(s), the name/title of the conference/symposium, editor(s), publishing company, volume number, place of organization and page number should be indicated.

224

c. for books The name(s) of author(s), the date, the title of the book (first letters capitalised) publishing company, the city where it was published, number of pages should be specified. d. for reports, theses and dissertations The name(s) of author(s), the date, the title of the theses or report, name of the institution or university, archives number, published or unpublished should be specified. HOW TO FORWARD THE ARTICLES The articles duly prepared in accordance with the principles set forth on the foregoing pages are to be sent in three copies (one original, two copied forms and a diskette) to BILIG for publication to the address given below. The last corrected fair copies in diskettes and original figures are to reach BILIG within not later than one month. Minor editing and re-arrangements may be done by the editorial board.

COKRESPONDENCE ADDRESS Bilig Dergisi Editrl Ata 2 Sokak 65/1 Kzlay, Ankara - Trkiye

Tel: (0312) 430 43 23 - 430 43 24 Faks: (0312) 430 43 25 e-mail: biligyesevi.edu.tr www.yesevi.edu.tr/biiig

225

You might also like