You are on page 1of 33

ANDRE BRETON

NADJA
NSZ: FERT EDG

EVREN: SMAL YERGUZ

NADJA
Andre Breton
(18 ubat 1896 - 28 Eyll 1966)

Tp renimi yaparken I.Dnya Sava'nn patlamasyla askere alnd. Kendi isteiyle II.Ordu'nun ruh ve sinir hastalklar merkezine atand. O srada ok az tannan Freud'un yntemlerini klinik olarak kullanma olana buldu. Bu srada tant nihilist Jacques Vache'den ok etkilendi. Apollinaire ile tant. Paris'e dndkten sonra, 1919'da, Louis Aragon ve Philippe ve Soupault ile Littrature adl dergiyi kurdu ve ilk kitab Mont de Pite'yi (Pieta Tepesi) kard. Shouppault ile birlikte criture automatique (otomatik yaz) yntemiyle Les champs magnetiques (Manyetik Alanlar) adl zgn metni bu dergide yaymlad. Bu tekniin amac bilinaltn btn d etkilerden kurtarp, kendisini zgrce sergileme olana salamakt. 1921'de Viyana'ya gidip Freud'la tant. 1921'de Simone Kahn ile evlendi. 1922'den itibaren, yeni bir dnya kurulmas olaslnn tamamen gz ard edildii gerekesiyle dadaclktan uzaklamaya balad. 1924'de Manifeste du surralisme'i (Gerekstclk Manifestosu) yaymlad. Bu metinde gerekstclk, dncenin btn denetimlerden uzak bir biimde kendisini ortaya koymas olarak tanmlanyordu. Dualizme kar kan Breton aykr gibi gzken eyleri gerekstclkte birletirmeye alyordu. Breton sanatn siyasetten ayrlamayacana inanrd. 1925'te Fransa-Fas savanda, Louis Aragon ve Paul Eluard'la birlikte Komnist Partisi'nin grlerini savundu. Sonra 1927'de hep birlikte partiye girdiler. 1935'te, gerekstcln bamsz bir devrimci hareket olmas gerektiine inanan Breton partiden ayrld. 1938'de gittii Meksika'da Troki'yle birlikte Bamsz Devrimci Sanat Federasyonu'nu kurdu. 1930'da kinci Gerekstclk Manifestosu'nu yaymlayarak hareketin teorisini gelitirdi. Ve Antonin Artoud, Robert Desnos ve Philippe Soupault'y hareketten attn aklad. Chilar'da yaymladklar Un Cadavre (Bir Ceset) adl brorde Breton'u iddetle eletirdiler. 1938'de, Paris'te dzenlenen ve 14 lkeden 70 sanatnn katld Uluslararas Gerekstclk Sergisi, akmn doruk noktas oldu. Fransa'nn igali zerine 1941'de Newyork'a gitti. Orada Max Ernst, Marcel Duchamp ve David Hare ile birlikte VVV adl bir dergi kard. Bir dizi konferans verdi. 1942'de nc Manifestoya Giri'i yaymlad. 1946'da Paris'e dnd. II.Dnya Sava'nn ardndan varoluuluun yaygnlamasyla gerekstclk etkisini yitirdi. Ama Breton lene dek gerekstcl savundu.

Nadja
MTOS YAYINLARI Andre Breton'un 1928'de yaymlad Nadja adl kitabn evirisi, Folio Yaynlarnn 1964 tarihli basksndan smail Yerguz tarafndan yaplmtr. Yayn Ynetmeni: Mustafa Kpolu Kapak Deseni: Nadja Kapak Tasarm: Mehmet Ulusel Dizgi ve Ofset Hazrlk: TEM Yapm Kapak Basks: Ayhan Matbaas Bask: MUKA Ofset ISBN 9757468169 1.Bask: Ekim 1992 MTOS YAYINLARI Bir TEM Yapm Yaynclk Ltd. ti. Kuruluudur Oba Sokak. 9/1 Cihangir / stanbul Tel : 249 87 37 38 Fax: 249 02 18 Yeniden Dzenleme: Branir Maissemm (empty_illusion@yahoo.com) -2empty_illusion@yahoo.com

BRETON VE NADJA ZERNE BRKA SZ


Srrealizmin yazn ve sanat alannda etkisinin grnmedii ender lkelerden biridir Trkiye. Bir Trk gerekstcl hibir zaman olmamtr. Srrealizmi, sanat alannda, biraz bakaldr, biraz aykrlk, biraz deiiklik, biraz gerekstclk olarak grenler (aslnda onun felsefesinden hi mi hi haberi olmayanlar), rnein Garip iirini, Sait Faik'in son yklerini ve benim kuamn ilk yklerini, gnmzn biraz fantastik, biraz fantezi rn yklerini srrealizm szcn Trkeye evirerek "gerekstc" olarak nitelemilerdir. Oysa srrealizm yalnz bir sanat okulu deil, bir dnya grdr. Akmlar ve okullarla dolu 20. yzyl sanat dnyasnda, insan ve dnyay deitirmeyi amalayan tek sanat akmdr. Bu akmn balca yaratclarndan ve lene (1966) dein savunucularndan Andr Breton'un, dilimizdeki ilk kitab Nadja, yaymlanndan (1928), altm drt yl sonra Trk okuruna sunuluyor. Geen yl Paris'te Centre George Pompidou'da dzenlenen Andr Breton sergisini gezenler, Breton'un yalnz byk bir air, byk bir yazar, esiz bir sanat akmnn kuramcs deil, ayn zamanda "burnu en iyi koku alan" bir sanat "kaifi" olduunu da grdler. Breton, ada sanatn, bugn yeryznn belli bal modern sanatlar mzelerinde yer alan yaptlarn "kefetmekle" kalmamtr. lkelerin sanatna, halk sanatna da en "doru" bakan, onlarn dilini en iyi sken ve gemiten, yerelliklerinden koparp gnmze tayan ve evrenselletiren ender sanatlardan biri olmutur. Andr Breton, sanata, kendine dein bilinmeyen, ya da bilinip deerlendirilmeyen yepyeni bir gemi yaratmtr. Gemiin karanlklarnda kalan birok yazar, air, birok sanat srrealizmle yeniden domutur. Gerek, yeniliki sanat akm odur ki, kendini doururken, gemiin unutulmu deerlerini de beraberinde dourur. Breton iinden kt toplumun kltr/sanat temelini oluturan Yunan/Latin kltr, sanat ve felsefesine kar kyordu. nk kar kt rasyonalizm, bu kltr ve felsefenin rnyd. (Yaamndaki tutarll samaya dein gtren sanat, rnein, hibir zaman, bu kltr ve felsefenin ana kayna saylan Yunanistan'a ayak basmad.) Kukusuz srrealizm, bir antirasyonalist akmd. nsanolunu hibir zaman ratio'nun (usun) verileriyle anlayamazdk. Hayalin ve dn ussal bir yn yoktu. Dler, byler, tlsmlar, seziler, nseziler rasyonalizmin nesi ile aklanabilirdi? Hayr, Bat'nn, ratio temelleri zerinde ykselen kltr, sanat, uygarl tek kltr, tek sanat, tek uygarlk deildi. Usun tesinde bir sezgi; felsefenin tesinde bir alglama; hatta dnce dilinin tesinde bir dil vard ki, bunlarn kendilerini davurumlar ok daha saf, ok daha authentigue olabiliyordu. Srrealizm akm iinde yer alan sanatlar da, pusulalarn daha ok bu yne evirdiler.

Nadja, Breton'un ve srrealizmin ilk genlik rnlerinden biridir. Bu kitab, yaznsal trlerden (roman, yk, an... ) birine sokmak gtr. Geri bu kitaba adn veren kii ve anlatlan olaylar, dsel bir kurgu deil, Breton'un tand, bir sre birlikte olduu kiinin ve Breton'un yaad olaylardr. Ama gene de bu kitap bir an kitab deildir. (Breton hibir zaman anlarn kaleme almamtr.) Bir roman kurgusu ile de kar karya deiliz. (Breton, hibir zaman bir roman yazmad gibi, roman yaratc yaznsal bir eylem olarak da grmez.) 20. yzyl yaznn kendine zg, tr d bir metnidir Nadja. Srrealizmin yalnzca sanatsal bir kuram olmadn, yaamn bir paras olduunu duyurmak istemektedir bu kitabyla Breton. Gnlk yaamn iinde gerei aan insanlarn, durumlarn varolduunu belgelemek ister. Yaam, rastlantlardan oluur. Ama derinine indiinizde, bu rastlantlarn kendi aralarnda bir anlamlar vardr. D, sanr, sayklama yaammzn birer parasdr. Her dn, her sanrnn, her sayklamann gnlk yaamda bir karl vardr. Yalnz yaanm olanlardan deil, yaanacak olanlardan da kaynaklanabilir bunlar. Nadja, gen Breton'un bir sokakta karlat, bir mknats gibi onu kendisine eken kadn, sanki srrealizmin kendisidir. Doast glere inanan Breton, Nadja'nn ekim alanna girer ve ona "Gizemin karsnda Tatan adam, anla beni" der. Sonra ekler: "Kmr topaklaryla dolu bir deliin karanlnda bir sarka gibi sallanan bu terazi de neyin nesi?"
Gerekten neyin nesidir "dncelerini ayakkablarnn arlyla daha da arlatrmamak" isteyen bu kadnn szleri? Gerein, gerekstc bir biimde sylenmi dorular olmasn? Bir akl hastanesinde noktalanan Nadja'nn yaamna karn, Breton yle yazacaktr: "Nadja iin akl hastanesinin (tmarhane iin akl hastanesi, Trkemizin gerekstc deyilerinden biri. -F.E.) -3empty_illusion@yahoo.com

iiyle d arasnda pek bir fark olmadn dnyordum." Niin, yalnzca Nadja iin? Niin, "psikiyatriye, onun afra tafrasna, eserlerine nefret" duyan herkes iin deil? "Delilik olmayanla, delilik arasnda, iyi bilindii gibi, bir snr olmamas, bunlardan birinin de, tekinin de alg ve dncelerine farkl deerler yklemekten" yazarn kanmas dolaysyla m? Bilmiyorum. Bildiim, insan Nadja'nn deil, yapt Nadja'nn gerei. Bu da sanatsal bir gerek. Gnlk gereklii, onu anlatrken bile aan, onun iindeki doa ve gerekstn sergileyen ve insann iinde bir baka insan olduunu (Eluard) dile getiren grnmeyeni, alglanmayan yadsmayan, tam tersine onlara apka karan, drt gzle bakan bir yaklam. Bu "zamann altnn arayan", 20. yzyl sanatnn en byk devrimini yapan sanatnn yrei, dostu ve uzun yllar yolda olan Marcel Duchamps'nn lmnn ardndan yazd gibi, ak iin arpmtr tm yaam boyu. "Bylesi byk bir ak gcne sahip bir baka insan tanmadm. Yaamn yceliini bylesi bir sevme yetenei (...). Breton, arpan bir yrek gibi severdi." Nadja, ite bylesi sevmeyi bilen bir insann yaam ve yaz servenindeki duraklardan biri. Altm drt yl sonra da, ilk yazld gnn tazeliini tayor. Akn iei solmad iin.

Ferit Edg, Austos 1992

-4empty_illusion@yahoo.com

NDEY
(Gecikmeli Mesaj) Bu kitabn bandan sonuna, yazmak eylemi, dahas her trden kitap yaymlamak eylemi, bbrlenmeyle, kendini ardan satmayla bir tutulmuken, yazarnn bunca yl sonra kitabn biiminde bir nebze de olsa iyiletirme yapmak isteyerek gze ho grnmeye almas karsnda ne dnlr sonra! Ne var ki, bu i srasnda, kitabn duygusal yelpazeye dair olan, tmyle ona bel balayan yanyla iin temeli de bu zaten birbirlerine belirli bir ekilde eklemlenmi ufak tefek olaylarn, olabildiince insan kiiliini kartrmadan, gn gnne ilikisinde kabul edilebilir olanla olmayan birbirinden iyi ayrmak gerekir. (Gel de Lequier'nin grgen yapran anma imdi!) Bir heyecan halinin ifadesini imdiki zamanda yaayamamak yznden, uzaktan rtulama giriimi atlak seslerle ve baarszlkla sonulanrsa da (kendisini yiyip bitiren bir kesinlik kaygsyla "eski dizelerini" yeniden gzden geirmeye koyulan Valery'de yeterince grlr bu), szckler, ifadeler arasnda biraz daha tutarllk, te yanda biraz akclk elde etme istei de yasak deildir ya! Eserin boyun edii balca iki "antiedebi" zorunluluk nedeniyle, Nadja'da da zellikle sz konusu olabilir bu: Fotoraf bolluunun amacnn her trl betimlemeyi -bu konu, Gerekstc Manifesto'da, faydaszlndan tr mahkum edilmiti- saf d etmesi gibi, anlat iin benimsenen slup da, tbbi gzlemleme dilinden, ncelikle de nropsikiyatrik gzlemleme dilinden kopya edilmitir; bu yntem, gerek hastann muayenesinden, gerekse sorulan sorulara alnan yantlardan herhangi bir iz karmadan ,bunlar, slupta en ufak bir dzeltme ve iyiletirmenin dolambalarna da kaplmakszn rapor etmektir. Kitapta yol alndka gzlemlenecektir ki, "canl olarak yakalanan" belgede hibir deiiklik yapmamaya zen gsterme kararll, Nadja kiiliine olduu gibi, nc ahslara ve kendime de uygulanmtr. Bylesi bir yaznn, bu istemli yalnlatrlmas, hi kukusuz szma noktasn olaan snrlarn tesine tayarak okuyanlarnn da yenilenmesine katkda bulunmutur. znellik ve nesnellik, bir insan yaam boyunca birbirlerine taarruz halindedirler. Bundan ounlukla birincisi, iyice rselenmi bir halde kar. Otuz be yl sonunda (bunca yln kiri pas az ey deil), bunlardan ikincisini hafif bir bakm ve tedaviye alma karar, bu bakm yalnzca kendisine tannan bir ayrcalk olmakla birlikte, dorusunu sylemek gerekirse dierinin de -ki bu benim iin byk nem tamaya devam ediyor- fazlasyla yararna olacaktr; o znellik ki, hatalarla dolup taan ak mektuplarnda, "yazm yanllaryla dolu erotik kitaplarda" da tmyle mevcuttur.
1962 Noel'i

-5empty_illusion@yahoo.com

Kimim ben? stisna olarak, atasz olmu bir zdeyie bakacak olursam, gerekten de her ey, dnp dolap, unu bilmeye dayanmaz m?: "Kiminle dp kalkyorum?", "Arkadam kim?" tiraf etmeliyim ki bu son szck, kafam kartryor, nk baz varlklarla aramda dndmden de te, daha zel, daha az kanlabilir, daha etkileyici, allak bullak edici ilikiler oluturmaya alyor. Bu szck sylemek istediimden de fazlasn sylyor, ben daha yaarken bana bir hayalet rol oynatyor ve besbelli ki bir kiilik olmam iin, var olmaktan vazgemem gerektiini ima ediyor. Szck, kullanld bu temel anlamda biraz daha arlkla ele alndnda, varlmn nesnel belirtileri olarak algladm eylerin, ki bunlar enikonu kesinlemi belirtilerdir, bu yaamn snrlarnda olup bitenlerden baka bir ey olmadklar, gerek alann hi mi hi tanmadm bir hareket iindeki belirtiler olduklarn anlatmak istemektedir bana. D grnyle olduu kadar baz olaan zaman ve yer olgularna kr krne boyun emesi gibi geleneksel baz yanlaryla "hayalet"in kafamdaki temsili imgesi, benim iin her eyden nce ebedi olabilecek bir i skntsnn, bir acnn yetkin imgesiyle edeerdedir. Yaantm bu tr bir imgeden baka bir ey olmayabilir ve ben bir eyler kefetmekte olduum kuruntusu iindeyken, gerisin geri baladm noktaya dnmeye, aslnda ok iyi tanm, bilmi olmam gerekeni tanmaya almaya, unutmu olduklarmn kk bir blmn renmeye mahkum olabilirim. Kendi zerime bu bak, beni, peinen ben'in stnde varsaydka, zamanla uzlamasna, zamanla uyum salamasna hibir neden olmayan dncemin iyice biimlenmi ekline, keyfi olarak, bir nceki dzlem iinde yer verdike, bu ayn zamann iine, telafi edilmez bir kayp, bir ceza ya da bir d dncesi katar ki, bu dncenin ahlaksal temelden yoksun olduu, bana gre, hibir tartma gtrmez. nemli olan, u geici dnyada, kendimde ar ar ortaya kardm zel becerilerin, bana zg olacak olan ancak bana verili de olmayan genel bir beceri aray iinde beni avutmaddr. Kendimde var olduunu bildiim her trl beeninin, hissettiim eilimlerin ve yaknlklarn, boyun ediim ekimlerin, bamdan geen ve sadece benim bama gelen olaylarn tesinde, kendimi yaparken grdm bir sr hareketin, sadece ve sadece kendi hissettiim heyecanlarn tesinde, dier insanlara oranla, beni onlardan ayran eyin nereden kaynaklandn deilse de, bunun nenin nesi olduunu renmeye aba gsteriyorum en azndan. Bu farklln bilincinde olduum lde, bu dnyaya, tm dierleri arasna ne yapmaya geldiimi, ne mene bir biricik mesajn taycs olduumu, bunu iyi mi yoksa kt m bir gelecein beklediini, kendi bam ortaya koyarak, gzlerimin nne seremez miyim? te bu tr dncelerden hareketle, eletiri, byk bir sadakatle bal olduu -ki bu bir gerektirayrcalklarndan vazgeerek, ksaca, kendine, dncelerin tmyle mekanik bir dzenlenmesinden daha az gereksiz bir hedef gstererek, kendini, fazlasyla yasak, girilmez olduunu sand bir alanda, bir baka deyile, gnlk yaamn ufak tefek olaylarna av olan yazarn kiiliinin alannda bilgece aratrmalarla snrlarsa, tam bir bamszlkla ve ounlukla alabildiine farkl bir biimde ifade edecektir kendini; arzulanmas gereken bir ey olduu kansndaym bunun. u kk hikaye geliyor akla: Hugo'nun, yaamnn sonuna doru, belki yz bilmem kanc kez, Juliette Drouet ile ayn gezintiyi yaparken, arabalar iki giri kaps olan bir malikanenin nnden geerken sessiz meditasyonuna ara vermesi ve birisi byk, birisi kk kaplarn nnde, Juliette'e byn gsterirken: "Atllara ait madam" deyii ve Juliette'in de kendisine kk kapy gstererek: "Yayalara ait msy" demesine kulak kabart; sonra biraz ileride dallar birbirini kucaklayan iki aacn nnde, bu kez Juliette'in yant vermeyeceini bile bile bir kez daha sze girii: "Philemon ve Baucis" ...; stelik her trl gvence verilir ki bu insann yreine ileyen merasim yllar boyu gnbegn yinelenmitir. Bu hikaye bilindikten sonra, Hugo'nun yaptlar zerine var olabilecek en iyi inceleme bile, onun vaktiyle nasl biri olduunu, ne olduunu bu hikaye kadar anlatabilir mi? Bu iki kap sanki, gcyle gszlnn aynalar gibidir onun, ancak hangi kapnn kklnn, hangisinin byklnn aynas olduu belli deildir. Akn eitimi olan ve Juliette'in yantnda aka belli olan o hayran olunas eitimi yan bana almadktan sonra dnyann btn dehas gelse ne olur? Hugo'nun yaptlarnn en titiz, en cokulu yorumcusu bile bu yce nispet anlayna edeerde bir bakasn karamaz karma. Hayran olduum insanlar zerine bununla edeerde bir zel belgeye sahip olsam ne byk bir kvan verirdi bu bana. Byle bir belgenin bulunmamas durumunda, daha dk deerdeki, duygusal bak asndan kendi kendilerine pek az yeterli olan belgelerle bile yetinirdim. Flaubert'e tapacak kadar bir hayranlm yok ama beni inandrsalar ki, kendi azndan, Salambo'yu yazarken "bir sar renk izlenimi vermek" istediini, Madam Bovary'yle de "tespih bceklerinin gezindii ky kedeki ktlerin rengine benzer bir ey yapmak" istediini sylemitir ve geri kalan her ey kendisi iin botur; bu tmyle edebiyat d kayglar bile onlarn safna gemem iin yeterli olur. Courbet'in tablolarndaki ahane k, Vendme alannn stunun devrildii saatlerdeki dr bence. Gnmzde Chirico gibi biri, bir zamanlar kendisini sanatnda belli biimde hareket etmeye sevk eden -6empty_illusion@yahoo.com

eyin en belirgin yann tmyle ve elbette ki, sanatsz bir ekilde, en ince ve de en endie verici ayrntlara inerek aa vurmaya raz olsa, yorumcularna attraca adm az bir adm mdr! Chirico'nun, kendisi olmadan, nasl syleyeyim, hatta kendisine ramen, sadece o dnemlerdeki tuvalleri ve elinde bulunan bir el yazmas defter araclyla, 1917ye kadar, onun kendi evreni olan o evreni sonradan kurmak, ancak kt bir biimde kurmak olurdu. Bylesi bir boluu dolduramamaktan da bylesi bir evrende nesnelerin yeni bir leini oluturmak gibi, ngrlen dzene kar olan her bir eyi tmyle kavrayamamaktan da daha pimanlk verici bir ey olabilir mi! Chirico teslim etmitir ki, nesnelerin belli bir dzeni karsnda ard (ilk aran da kendisidir zaten) zaman resim yapabilmektedir ve kendisi iin vahyin gizemi u szckte sakldr: armlk. Hi kukusuz bundan kaynaklanan yapt da, "kendi douunu salayanla sk bir bala bal bir ekilde" kalmakta, ama ona benzemektir de: "ki karde birbirine nasl benzerse yle, garip bir ekilde, ya da daha dorusu belirli bir kiinin ryadaki imgesiyle, gerek kiinin kendisinin birbirine benzemesi gibi... Bu, hem ayn kiidir hem deildir; hatlarnda hafif ve gizemli bir transfigrasyon gzlemlenmektedir." Kendisi iin zel bir biimde ak ve seik olan nesnelerin belli bir dzen iinde yer almalarnn berisinde, acaba, bu nesnelerin kendileri zerine bir eletirel dikkat yneltmek ve de bu kadar az saydaki nesnenin niin bylesine bir dzen iinde bulunmaya davet edildiklerini aratrmaya yer var mdr? Enginar, eldiven, kuru pasta ya da makara zerindeki en znel grlerinin hesab verilmedii srece, Chirico zerine hibir ey sylenmemi demektir. Konu bu olunca, Chirico'nun ibirliinden niin medet umulmasn! Bana gelince, akl iin, nesnelerin belirli birtakm dzenler, dzenlenmeler iinde bir araya gelmesinden daha da nemlisi, akln kimi nesneler karsnda, bunlar alglamaya hazr, dzenlenmi olmasdr, bu her iki tr dzen de, kendi balarna, duyarlln tm biimlerini yneltir, ynlendirirler. Gene bunun gibi, Huysmans'la da, En rade'n Huysmans' ve L-Bas'nn Huysmans'yla da, kendine grnenleri deerlendirmede, var olanlar arasnda, umutsuzluun tarafgirliiyle bir seim yapmada ylesi ortak tavrlar buluyorum ki, onu sadece yaptyla tanyabilmi olmakla kalsaydm, ki bu benim iin znt verici olurdu, bana gre, dostlarm arasnda en az yabanc gelen olurdu bana. Ancak, her an imdadmza yetimeye hazr, grnrde son derece elimsiz, krlgan can simidiyle, bizi ba aa sulara gmmek iin su ortaklaryla bir araya gelen glerin ba dndrc aygtlar arasndaki gerekli yaamsal ayrm baka herhangi birinden ok daha iyi yapm olan da Huysmans'n kendisi deil miydi? Hemen hemen tm gsterilerin, kendisine verdii bu tir tir titretici skntdan sz amt bana; ondan nce hi kimse, bilinli olaslklarn darmadan edilmi alannda, mekanik olann o byk uyann bir yana brakn, bundaki mutlak kader, kanlmazlk ve kendim iin birtakm kaamaklar aramamn yararsz olduu konusunda beni insani adan ikna etmesini bilememiti. Yarataca etki konusunda hi endie duymadan, kendisini ilgilendiren eyler hakknda, hznn en koyusunu ektii saatlerde, hznl olmad saatlerde, airlerin birou gibi bu hzn, bou bouna, "iire dkmek"tense bana sabrla, glgede, varoluumun, bulabildii tmyle istem d en ufak nedenlerini bir bir sayp dkmek, beni bilgilendirmek isteiyle ylesine doluydu ki! Varolmaya gelince, burada konuan, kimin iin konutuunu da pek bilmiyor aslnda! Dardan geliyormua benzeyen srekli istemlerden birinin nesnesidir kendisi de; bunlar, kendimizi iyice bir sorguladk m, iimizde gizini bulabileceimiz az ya da ok yeni nitelikteki bu rastlantsal dzenlemelerden birinin nnde kmltsz brakrlar bizi. Onu, bilmem hangi nedenler yznden, hangi drtlerden yola karak -bunu bilmezden gelmek ye tutulur genellikle- ortaya birbirinden farkl birtakm kiiler getiren ve bunlara fiziksel adan, ruhsal adan bir konum veren, bir yere oturtan tm deneyci yazarlardan ayrrm, bunu sylemeye gerek bile yok. Bunlar, belli bir izlenim aldklarn sandklar tek bir gerek kiiden, anlatlarnn iki kiisini karr, gerek iki kiiden ise, hi utanp sklmadan, tek bir kii karrlar. stelik bir de btn bunlar tartma konusu yapma zahmetine bile katlanrlar! Tandm bir yazara, yaknda kacak kitab hakknda, birisi ylesine fikirler veriyordu: Kitabn kahraman olan kadnn kim olduu bilinebilirdi, o halde en azndan salarnn rengini deitirmesi gerekirdi bir de... Eer, kitabn kahraman olan kadn sarn olursa, kendince, esmer bir kadna ihanet etmek gibi bir ans olacakt bylece. Ne diyeyim, bunu ocuksu olmak bir yana, rezalet sayyorum. Birtakm isimler talep etmekte srar ediyorum, anahtarn aramak zorunda olmadm, kanatlar ardna kadar ak kaplar gibi olan kitaplara ilgi duymakta srar ediyorum. Bereket versin ki romans bir masal slubu olan, safsata bir anlatmla verilen psikolojik edebiyatn gnleri sayldr. una inanyorum ki kendini bir daha yerden kaldrtmayacak darbeyi Huysmans'dan yemitir bu tr edebiyat. Bana gelince, ben sra kkmde oturmaya devam edeceim, hangi saatte olursa olsun ziyarete gelenleri grebileceim bylelikle, burada tavanlara, duvarlara asl her ey sanki bir sihirli denek dokunmu da onlar oraya yerletirmi gibi olacak, geceleyin, araflar camdan, cam bir yatakta uyuyacam ve gene burada, kim olduum er ya da ge, elmas kakmal gibi gzlerimin nne serilecek. Lautramont'un, yaptnn gerisinde tmyle silinii kadar hibir ey bylememitir beni. Ve kafamda her zaman onun o sert, acmasz -7empty_illusion@yahoo.com

"tk, tk ve tklar" gezinir durur. Ama bylesi tam bir insani siliniin koullarnda doast bir eyler vardr bana gre. Byle bir eye tamah etmek bile fazlasyla bo bir abadr ve kendimi kolaylkla ikna edebilirim ki bylesi bir hrs, onun arkasna snanlara pek az onur verici bir ey olmaktan teye gitmez. Anlatmaya koyulacam yknn yan sra, yaantmn en belirgin epizotlarn, rgensel plan dnda kavrayabildiim kadaryla, yani ufak ya da byk rastlantlarn rzgarna kapld lde, gzler nne sermekten baka amacm yok. Hakknda sahip olduum, herkesinkinden farkl olmayan dnceye kar direnerek, sanki yasakl bir dnyaya buyur edecek bu beni: Ani yaklatrmalarn, insan dona brakan tesadflerin, rastlamalarn, ussal olann baka her hangi bir atlmn ne karan i gdlerin, bir akorun tm seslerinin ayn anda basld, piyanodaki plake akorlarn, grmemizi salayacak, ama tam anlamyla bir grme salayacak ltlarn, imeklerin -tekilerden daha hzl deillerse eer- dnyas bu dnya... Burada sz konusu olan, kukusuz denetlenmesi zor, znl deere sahip olgulardr ancak, tmyle beklenmez, yansmayla deil, aksine belli bir ayla gelen iddetli k nitelikleri ve uyandrdklar kukulu bir tr armlarla, sizi, a rmeyen rmceklerin yumak yumak salgladklar ekilsiz ipik ynndan, rmcek ana, yani, dnyann en parltl en ho eyine -eer oralarda, kyda kede bir rmcek varsa elbet- gtrmenin bir biimi, bir yolu yntemidir; her ne kadar bunlar btnyle an bir tespit, bir gzlem niteliinde olsalar da tm grntleriyle birer iarettirler her seferinde; belki bu iaretin neyin nesi bir iaret olduu sylenemez, nk yle bir iarettir ki, tm yalnzlmn ortasnda, akl sr ermez su ortaklklar kefederim onda; teknenin dmeninde kendimi her yalnz hissediimde, yanlsamam konusunda benim iin ikna edici olan su ortaklklar... Yaplacak i bu olgular, en yalnndan en karmana sralamaktan, kendi tarafmzdan ok ender eylerin grlmesini ya da falanca filanca yere varmz salayan, bu grmek ve varmak eylemlerinin yan sra, bizim iin ok ciddi temelli bir eyin, buna bal olduuna dair ok net bir duyumla elik eden, tanmlanmas olanaksz zel hareketten itibaren, idrakmz fazlasyla aan, aklc bir etkinlie dnmz ise, ou durumda, ancak koruma igdsn imdada armakla olanakl klan birtakm zincirlemelere, bize, baz koullarn birbiriyle atmasna mal olan, kendi kendimize tam bir bar, i huzuru yokluuna kadar sralamaktan geer... Bu kaygan -olaylarla, uurum- olaylar arasnda ok sayda ara katlar da kurulabilir. Ancak kendim iin dalgn, akn bir tan olmaktan teye geemediim bu olgulardan, evveliyatlarn, nedenlerini seebilmekte ve bir lde de vardklar yeri, sonularn ngrmekle vndm dierlerine kadar belki de ayn mesafe vardr, yani "otomatik" cmle ya da metni meydana getiren olumlamalardan biriyle ya da bir olumlamalar btnyle, gzlemci iin kendisi tarafndan terimleri olgunlukla dnlp tartlm cmleyi ya da metni oluturan olumlama ya da olumlamalar btnyle, arasnda olanla ayn mesafe... Deyi yerindeyse, gzlemciye, sorumluluu birinci durumda devreye girmeyip, ikincisinde giriyormu gibi gelecektir. Buna karlk o, yaknda olup bitenlerdense, uzakta olup bitenler karsnda sonsuz bir aknlk ve hayranlk geirecektir. Bundan daha da ok gurur duyacaktr, ki bu da az alas bir ey deildir ve bylelikle daha zgr hissedecektir kendini. Szn ettiim seimli duyumlar iin de byledir bu, yle ki bunlardaki iletiimsizlik pay bile, esiz zevklerin kaynadr. Bu alanda grp geirmem, hissetmem, denemem iin bana verili olann, tmel bir hesabn karmam beklenmesin benden. Ben burada, benden gelecek hibir giriimin karl olmakszn, zaman zaman bamdan gemi olan, bana kuku duyulmayacak yollardan gelen, nesnesi olduum, taraf olduum, zel gzde kalma ve gzden dme lsn bana vereni, belli bir gayret sarf etmeden anmsamakla yetineceim; anlatacaklarm nceden saptanm bir dzen olmakszn ve su stnde kalm olan su stnde brakan, aklma geldii gibi yazmaya dayanan bir slupla anlatacam. Hareket noktas olarak 1918'e doru kaldm, Panthon alanndaki Hotel Des Grands Hommes'u, etap olarak da Austos 1927'de kaldm, Varengeville-Sur Mer'deki Manoir d'Ango'yu alacam; Manoir d'Ango hi kukusuz ayn Manoir d'Ango'ydu; burada, rahatsz edilmek istemediim zaman kalmam teklif ettikleri, yapay olarak allklarla gizlenmi bir kulbede, bir ormann kysnda kendimi keyfimce puhu kuu avna da verebilirdim stelik. (Nadja'y yazmak istediim andan itibaren, baka trl olmas da mmkn myd?) urada burada bir hata ya da kk bir unutkanln, hatta herhangi bir bulankln ya da itenlikle yaplm bir atlamann anlattklarm zerine, btn ierisinde alndnda hibir phe gtrr yan olmayan eyler zerine glge drmesi o kadar nemli deil. Bylesine dnce kazalarnn, haksz yere gndelik olaylar boyutuna indirgenmemesini de isterdim, szgelimi Paris'te, Maubert alanndaki Etienne Dolet heykelinin beni tmyle ektiini ve dayanlmaz bir i skntsna neden olduunu sylyorsam, buradan, beni psikanalizin paklayaca sonucunu karmamal hemen; sayg duyduum bir yntem bu ve hi deilse insan kendinden, kendi iinden -8empty_illusion@yahoo.com

ekip karmay hedeflediini dnyorum ve ondan, tahrirat katibi baarlarndan daha baka baarlar bekliyorum. Bu da beni rahatlatyor, te yandan, psikanaliz bylesine fenomenlerle uraacak halde deil; byk baarlarna ramen, rya sorununu son kertesine kadar bitireceini veya yarm kalm edimler aklamasndan hareketle, kendisinin de birtakm yeni edim ihmallerinde bulunmamasn kabul etmek bile, onu gereinden fazla onurlandrmaktr zaten. Burada kendi deneyimime, bana gre, meditasyonlar ve hayallerle olduka blnm kendi zerimdeki bir konuya geliyorum. Rene Maubel Konservatuar'nda, Apollinaire'in Couleur du Temps'nn ilk temsil gnnde perde arasnda, balkonda Picasso'yla konuurken, gen bir adam yanma yaklat, birtakm szckler geveledi ve sonunda anladm ki savata ld kabul edilen arkadalarndan biri sanmt beni. Tabii daha ileri gidemedik. Bir zaman sonra, Jean Paulhan araclyla Paul Eluard'la mektuplamaya baladm, ikimizin de birbirimizin d grnmz konusunda en ufak bir fikri yoktu. zinli olduu bir srada beni grmeye geldi: Couleur du Temps'da bana doru gelen oydu.

Champs Magntiques'in son sayfasna yaylm ODUN-KMR szckleri, Soupault'yla birlikte dolatmz btn bir pazar boyunca, belirtmeye yaradklar tm dkkanlar konusunda, garip bir tahmin yeteneimi ortaya koymama vesile oldu. Hangi sokaa girersek girelim bu dkkanlarn, samzda ve solumuzda ne kadar ilerde karmza kacan syleyebiliyordum gibi geliyor. Ve yle sanyorum ki bu her defasnda dorulanyordu. Sz konusu szcklerin halsinasyonlu imgesi deil de, basbaya dkkann cephesinde, giriin her iki yannda, tek renkli, baz ksmlar daha koyu olan ktklerin ylesine boyanm kesitleri beni uyaryor, ynlendiriyordu. Eve dndmde bu imge gene peimi brakmad. Mdicis kavandan gelen bir tahta at havas, bende odun ktklerinin etkisini yapt. Bir de, penceremden, iki kat altmda, bana srt dnk, Jean-Jacques Rousseau heykelinin kafatas... Korku iinde alelacele, telala geriledim.
Gene Panthon alannda, bir akam, ge vakit... Kapya vuruldu. Bugn, ne ka yalarnda olduunu ne de hatlarn hatrlayabildiim bir kadn girdi ieri. Yas giysileri iindeydi sanrm. Littrature dergisinin bir saysnn peindeydi. Birisi bunu ertesi gn Nantes'a getirmesi iin sz almt ondan. Bu say daha kmamt, ne var ki, onu inandrncaya kadar akla karay setim. Az sonra anlald ki, ziyaretinin nedeni kendisini yollayan ve ksa bir sre sonra gelip Paris'e yerleecek olan kiiyi "tavsiye etmek"ti bana. (u deyim aklmda kald: "Edebiyata atlmak isteyen", o andan itibaren btn urap didinmesinin nedenini anlaynca bir kez, onu olabildiince mtecessis ve heyecan verici buldum). Benden, byle hayali olmaktan da te, buyur etmem, tler verme grevini stlenmem istenen kii de kimdi? Birka gn sonra Benjamin Pret karmdayd. Nantes: Belki de Paris'le birlikte, bama yaanmaya deer bir eyler gelebilecei izlenimi veren tek Fransa kenti, birtakm baklarn kendi kendilerine, alabildiine ltlar sat kent (daha geen yl Nantes'dan otomobille geerken, bir adamla birlikte yryen, sanrm bir ii kadn, gzlerini kaldrdnda saptadm bunu: Kala kaldm ylece), burada yaamn temposu baka yerlerdekiyle ayn deil, burada tm servenlerden de te bir serven dncesi birtakm kiilerin kafasnda yer bulmaktadr hala, Nantes ki hala oradan baz dostlar gelebilir bana, Nantes ki nasl da sevdim bir bahesini: Proc bahesini. imdi, kendisini tanyan aramzdan bazlarnn, uykular dnemi diye adlandrdklar dnemdeki Robert Desnos'u tekrar gzmn nne getiriyorum. Desnos "uyuyor" ama, uyurken de yazyor, konuuyor. Bir gece bende, Ciel barnn stndeki atlyede oluyor bu. Darda barp aryorlar: "Giriyoruz, giriyoruz, Chat Noir'a giriyoruz!" Ve Desnos benim grmediimi, bana ancak o gsterdike grebildiimi grmeye devam ediyor. Bunun iin de, ounlukla, yaamakta olan en ender, en anlalmaz, d krklna uratc adamn, Cimetire des Uniformes et Livres'nin yazan, gerekte hi grmedii Marcel Duchamp'n kiiliine brnyor. Duchamp'daki birtakm esrarengiz "kelime oyunlar" (Rrose Slavy) iinde en taklit edilmez olarak grlen ey, Desnos'ta, tm safl, arlyla karmza kyor ve anszn olaanst bir genilik ve yaygnlk kazanyor. Kaleminin, en ufak bir duraksama olmadan kadn zerine konuunu ve olaanst bir hzla, bu iirsel denklemleri grmeyen ve benim gibi, bunlarn uzun bir hazrlk dneminden gemi olabilecekleri konusunda ikna olmayan m kald; teknik yetkinliklerini deerlendirme yeteneine sahip olsalar ve de o olaanst kanat rp deerlendirseler bile, btn bunlarn getirdikleri konusunda, bunun kazand mutlak kehanetin deeri hakknda bir fikir sahibi olamazdlar. Bu saysz seanslara katlanlardan birinin zahmete katlanp da bunlar kesinlikle betimlemesi, gerek havalarna oturtmas gerekir. Ne var ki tutkuya kaplmadan bunlardan sz etmenin zaman henz gelmedi. Desnos'un gzleri kapal, ilerisi iin, kendisiyle, baka birisiyle ya da kendi kendimle verdii o kadar buluma saatinden, gitmeme -9empty_illusion@yahoo.com

cesaretini gsterebildiim tek bir tanesi bile yok, en akl almaz yer ve saatlerde olsalar bile, syledii kimseyi orada bulacamdan emin olmasam bile. unu da syleyeyim bu arada, Paris'te bana rastlayacanzdan, gnden fazla gemeden, akam zerine doru, beni, Bonne-Nouvelle Bulvar'nda Matin Basmevi ile Strasbourg Bulvar arasnda gelip giderken greceinizden hi kukunuz olmasn... Nedendir bilmem, admlarm beni oraya gtrr gerekten, hemen her zaman belli bir amacm olmadan, sadece u karanlk veriden, bunun (?) orada olup biteceine dair hibir kesinlik olmadan her zaman giderim oraya. Bu ksack yolda, ben fark etmeden bile olsa, benim iin bir ekici kutup oluturabilecek uzamda da, zamanda da, hibir ey grmyorum. Hayr; ok gzel ve ok gereksiz Saint-Denis kapsn bile. Hatta orada ok yaknmda, oynamakta olan bir filmin grdm sekizinci ve son ksmnn ansn bile... Filmde kendi kendini oaltmak iin bilmem hangi yolu bulmu bir inli, tek bana, kendinin birka milyon rneiyle birlikte NewYork'u istila ediyordu. inli, pei sra kendisi, gene kendisi, gene kendisi, gene kendisi olduu halde, bakan Wilson'un odasna dalyor, Wilson gzln karyordu bu durum karsnda. Benim iin hepsinden ok vurucu olan bu filmin ad: "Ahtapotun Kollarnda" idi. Sinemaya girmeden nce afie, ne oynadna hi bakmamaya dayanan bu sistemle baksam bile bir arpa boyu yol alacam yoktu, nk be ya da alt oyuncunun adndan fazlasn aklmda tutamazdm bylelikle, herhangi birinden daha fazla "faka basmak" tehlikesini de tayordum elbet; burada en aptal Fransz filmlerine kar bir zayf tarafm olduunu itiraf etmeliyim. Zaten filmi pek iyi anlamadm gibi, bir de bo gzlerle izlerim. yle bir an gelir ki bu durum beni skmaya balar, yanmda oturanlara sorarm o zaman. Gene de onuncu arondismandaki baz sinema salonlar bana mekan olacak en elverili yerlerdir; bir zamanlar Jacques Vach ile "Folies Dramatiques"in eski salonunun birinci mevki koltuklarna akam yemei iin yerleir, kutular aar, ekmei keser, ielerin mantarlarn attrr ve sofradaym gibi, seslerini karmaya cesaret edemeyen seyircilerin akn baklar altnda yksek sesle, bara bara konuurduk. Bugn yklm olan Opra geidinin en dibinde bulunan Thtre Moderne'in, temsil edilen oyunlarn o kadar nemli olmamas bir yana, bu anlamda idealimdekine de ne kadar uygun dtn sylemeliyim. Rollerinden ancak bir dereceye kadar haberli olan oyuncularn lzumsuz oyunu, birbirlerini sanki ltfedercesine umursarm gibi halleri, fazla fazla on be kiiden oluan seyircilerin arasndan kendilerine dost aramakla megul olmalar, benim iin bir fon perdesinden baka bir ey deildir. Kendi kendimin bu en geici, uucu, uyank imgesi iin ne bulabilirim, o imge ki, beni srekli besleyen, alt ksmlarnda, san sazlklar arasnda kayp giden klrengi kuularla sslenmi eski psk byk aynalarla evrili, havadan, ktan nasibini almam kafesli, o pek az gven verici localaryla bu salonda, temsilin bandan sonuna, farelerin cirit att, ayaklarnza srtnerek dolat bu salonda, daha girerken, km bir koltukla, arkas st yuvarlanan bir koltuk arasnda tercih yapmak zorunda olduumuz bu salonda! Birinci perdeyle ikinci perde arasnda, nc perdeyi beklemek ok iyimserlik olurdu nk, u gzlerimin birinci kattaki "bar"n bir aynsn bir kez daha grmesine olanak var myd acaba? yle bir bar ki, iine girilmesi olanaksz ardaklaryla, o da alabildiine karanlk, "bir gln dibindeki bir salon" deil de neydi? Buraya sk sk gide gele, btn dehetengiz eyleri grmek pahasna -bunun daha beterini bile hayal edebilirdiniz- olaanst arlktaki bir drtl anmsamak gibi bir kazan elde ettim. Her ne hikmetse gzel bir kadn u arky sylyordu:

oktan hazr yreimin yuvas Kaps alr m alr ancak yarn Bir ey yok madem piman olas Gzel kocacm gelebilirsin yarn

(Varyant: Yeni akm gelebilirsin yarn)

nanlmaz bir ekilde unu diledim hep; geceleyin bir ormanda, gzel ve plak bir kadnla karlamak; ancak bylesi bir dilek bir kez ifade edildi mi, hibir anlam kalmayacandan, bu kez inanlmaz bir ekilde byle bir kadna rastlamam olduuma pimanm. Bylesi bir karlamay varsaymak ylesine lgnca bir ey deil alt taraf: Olmayacak ey de deil. Bana yle geliyor ki her ey bir kalemde durur ve ah! yazmakta olduumu da yazmazdm o zaman. Akln mevcudiyetinin yokluunu bir olaslkla en ok hissettiim, bu tr duruma baylyorum. Bu durum karsnda kalkp kamaktan baka bir ey akl edemezdim (Bu son cmleye glenler domuzdur). Geen yl bir akam vakti "Electric-Palace"n oralardaki galerilerde, stnden karp atacak bir mantodan baka hibir eyi olmayan bir rlplak kadn, bembeyaz teniyle, bir sradan dierine gidip geliyordu. Bu kadar bile ba dndrcyd. Ne yazk olaanst olmaktan uzak "Electric"in bu kesi, hibir ilgin yan olmayan - 10 empty_illusion@yahoo.com

bir sefahat mahalliydi. Ne var ki, benim iin gecenin kmesi ve kalkmasnn (o halde bu, gn olsa gerek, yle deil mi?) sz konusu olmad yere, akln ta dip kelerine gerekten kmek demek, Fontaine Sokana, bugn yerinde bir barn bulunduu "Thtre des Deux Masques"a gitmek demektir. Tiyatrodan fazla bir zevk almamamn stne stne giderek, bir zamanlar, burada oynanan oyunun, eletirmenlerin saldrsna urad ve hatta yasaklanmasn istemeye kadar gidildiine gre, kt bir ey olmayaca inancyla gittim oraya. Oyun, bu tiyatronun repertuarn oluturan "Grand-Guignol" trnn beterinin beterleri arasnda, basbaya yersiz kayordu; kabul edilir ki, bu da pek yle safsata bir tavsiye olamazd. Les Dtraques iin duyduum snrsz hayranl ifade etmekte gecikmeyeceim; oyun hep anmsamak istediim tek tiyatro eseri (bundan unu anlyorum: Sahnede oynanmak zere yazlm) olarak kald ve uzun zaman da byle kalacaktr. Oyun grlmemekle neredeyse her eyi yitiriyor, en azndan oyun kiilerinin her bir giriimi ise taklit edilmemekle her eyini yitiriyordu, srar ediyorum, oyunun en az tuhaf taraflar bunlar da deildi. Bu ekinceleri koyduktan sonra artk oyunun konusunu amak bo bir aba olmayacak. Olayn getii yer bir yatl kz okulu. Perde okul mdiresinin odasnn zerine kalkar: Krk yalarnda, nemli bir kii havasndaki sarn mdire, odasnda yalnzdr ve olaanst sinirli bir hali vardr. Yaz tatili ncesidir ve endieyle birisinin gelmesini beklemektedir: "Nerede kald u Solange..." Odann ierisinde sinirli sinirli dolamakta, eyalara, katlara arpmaktadr. Arada bir, baheye bakan pencereye gider, teneffs yeni balamtr. nce teneffs zili sonra da ordan burdan, kk kzlarn, uzak bir uultuya dnen neeli lklar duyulur. Sersem sepelek, bn bn bakan bir bahvan kafasn sallamakta, ekilmez bir ekilde abuk sabuk konumakta, syleneni ge mi ge anlamakta, telaffuz hatalar yapmaktadr; kz okulunun bahvan, kapnn yannda durmakta, anrr gibi, ipe sapa gelmez laflar sarf etmekte ve bir trl gitmek bilmemektedir. Gardan dnmektedir ve Matmazel Solange' trenden inerken grmemitir: "Mat-mazel-So-lan..." heceleri lastik gibi ekip uzatmaktadr. Sahnedekilerle birlikte seyirci de sabrszlanmaktadr. Bu arada kartvizitini gnderen bir yal hanm ieri alnr. Torunundan olduka kark bir mektup almtr, ancak kk kzn, kendisini almaya gelmesi iin yalvard aktr. Yal kadn ikna etmek zor olmaz. Yln bu dneminde ocuklar her zaman biraz sinirlidir. En iyisi k arp, birisinden ya da herhangi bir eyden ikayeti olup olmadn sormaktr. Kz ieri girmitir bile. Byk annesini kucaklar. ok gemeden grlr ki gzlerini kendisini sorguya ekenin gzlerinden ayramamaktadr. Yantlar, yapt birka inkar edici hareketle snrldr. Birka gn sonra yaplacak dl datm trenini niin beklemeyecektir? Kzn konumaktan ekindii hissedilir. Okulda kalacaktr. Boyun eer, ortadan ekilir. Kapya doru gider. Eikte, iten ie byk bir mcadele verir gibidir. Koa koa dar kar. Bykanne teekkr eder ve izin ister. Mdire gene yalnzdr. Anlamsz, dehet verici bir bekleyitir bu. Odadaki eyalardan hangi birinin yerini deitireceini, hangi hareketi yapacan, beklenilenin gelmesi iin ne yapacan bilemez... Sonunda bir araba sesi... zlenmekte olan ehre nurlanr birden. Ebediyet, karsnda durmaktadr. Taplas bir kadn kapy vurmadan ieri girer. Gelen odur. Kendisini kucaklayan kollar hafife iter. Esmer mi kumral m belli deildir. Gentir. Hem baygn hem umutsuzca, hem incelikle hem de zalimce bakan ahane gzler... pincecik, son derece sade giyimli, koyu renk bir elbise, siyah ipek oraplar. Ve zerinde, alabildiine hayran olduumuz bir para "toplumdlk." Az nce neler yapt sz konusu olmaz, bir yerde alkonulduunu syler, zr diler. D grnndeki olaanst soukluk, kendisine gsterilen ilgiyle olabildiince elikilidir. Yapmack olduu belli olan bir kaytszlkla, gnlerinin nasl getiini anlatr, geen yl ayn dnemde geliinden beri pek az ey olmutur. retmenlik yapt okulla ilgili olarak pek kesin bir ey sylenmez. Ama (burada konuma son derece samimi bir havaya brnecektir) imdi sra Solange'n birbirinden ekici, birbirinden gzel, birbirinden yetenekli baz rencilerle arasndaki yakn ilikilere gelmitir. Hlyalara dalar. O anlatrken ylesine dinlenmektedir ki, aznn iine dlecektir sanki. Birdenbire keser konumay, antasn aar amaz, koyu renk jartiyerinden az daha yukarlar grlen muhteem kalalar ortaya kar. "O da ne, kendine ine yapma huyun yoktu eskiden! -Oh! Hayr! imdi, ne yaparsn." Olaanst vurucu bir bezginlik ifadesiyle verilen bir yanttr bu. Yeniden canlanm gibi, imdi de haberleri alma sras Solange'a gelmitir: "Ya sen... Senin burada? Anlat bakalm." Buraya da ok sevimli yeni renciler gelmitir. Hele bir tanesi. ylesine tatldr ki. "te canm bak." ki kadn da uzun sre pencereden aa sarkarlar. Sessizlik. ODAYA BR TOP DER. Sessizlik. "te o! imdi yukar kacak. Emin misin?" Her ikisi de ayakta duvara dayanmlardr. Solange gzlerini kapatr, gever, iini eker, kmldamadan durur. Kapya vurulur. Biraz nceki ocuk azn amadan ieri girer, usul usul topa yaklar, gzleri mdirenin gzlerindedir; parmaklarnn ucuna basa basa yrr. Perde. - Bir sonraki perde, bir sofada gece vaktidir. Aradan birka saat gemitir. Elinde antasyla bir doktor vardr - 11 empty_illusion@yahoo.com

ortada. ocuklardan birinin kaybolduu farkedilmitir. Allah vere de bana bir kaza gelmemi olsa! Herkes tela iindedir, okul ve bahesi didik didik aranmtr. Mdire ncesine gre daha sakindir. "ok tatl bir ocuktu, hznl bir hali vard. Tanrm, byk annesi daha bir saat nce buradayd! Birisini biraz nce aramaya gnderdim onu." Doktorun kukular vardr; iki yl arka arkaya, tam ocuklar tatile kaca srada gelen kazalar. Geen yl kuyuda bir cesedin bulunmas. Bu yl... Bahvan sama sapan laflar eder, alar szlar. Gidip kuyuya bakmtr. "Garip ey; bundan daha ar bir ey olamaz." Doktorun bahvan sorguya ekmesi bounadr: "Garip ey." Bir el feneriyle baheyi batan baa arnlamtr. Kk kzn okul dna km olmas olanakszdr. Kaplar sk skya kapaldr. Duvarlar vardr. Okul iindeyse, koydunsa bul. Kaba adam kendi kendine sefilane bir ekilde kafa yormaya, mantk yrtmeye devam eder, hep ayn ekilde, gittike daha anlalmaz bir ekilde, temcit pilav gibi tekrarlar durur. Doktor da bu durum karsnda dinlemeyi brakmtr. "Garip dorusu. Evvelki yl hibir ey grmemitim ben. Yarn bir mum koyaym bari... u kk kz nerede olabilir ki? Doktur bey. Bastne doktur bey. Gene de garip dorusu... u ie bak, Mam-zel-Solange daha dn gelsin de... Ne, u Matmazel Solange'n burada olduunu mu sylyorsun? Emin misin? (Ah geen yl dndmden beter bu kez). Bana brak sen." Doktor bir stunun arkasna gizlenir. Henz gn domamtr. Solange sahnenin bir ucundan dierine yrr, geer gider. Herkesteki telatan eser yoktur onda, bir otomat gibi burnunun dorusuna yrr. Aradan ksa bir zaman gemitir. Btn aramalar bounadr. Yeniden mdirenin odas. ocuun bykannesi grme salonunda fenalk geirmitir. Hemen gidip teskin edilmelidir. Her iki kadnn vicdanlar rahat m rahat grnmektedir. Gzler doktordadr, komiserdedir, uaklardadr, Solange'dadr, mdirededir... Mdire, bir kalp kuvvetlendirici ila aramak iin ecza dolabna ynelir, aar... ocuun, ba aa sarkm kanl bedeni ortaya kar, yere ylr. Ve feryat, unutulmaz feryat (oyun srasnda, kz ocuk roln oynayan oyuncunun on yedi yan bitirmi olduunu seyirciye bildirmekte yarar umulmutu. Ama asl nemli olan, kzn on bir yandaym gibi grnmesiydi) Bilmiyorum szn ettiim feryat, oyunu tam tamna noktalyor muydu? Ama umuyorum ki yazarlar (oyun, komik rollerin oyuncusu Palau ile, Thiry adl bir cerrahn ibirliiyle ve hatta hi kukusuz birka iblisin de onlara katlmasyla yazlmt sanrm)* Solange'n daha fazla ac ekmesini istememilerdi, bu oyun kiisi gerekten de te, ylesine ekiciydi ki, grnte de olsa bir ceza ekmesine raz olmamlard. Zaten byle bir cezay btn ihtiamyla inkar ederdi o da. Sadece unu ekleyeceim: Solange rol o devrin en hayranlk verici ve kukusuz tek ve esiz kadn oyuncusu tarafndan stlenilmiti, ayn oyuncuyu "Deux Masques"ta bundan daha az gzel olmad baka oyunlarda da grm ama ondan sz edildiini bir daha duymamtm; benim iin utan verici** bir eydi bu; oyuncunun ad Blanche Derval'di.
* Yazarlarn gerek kimlikleri ancak otuz yl sonra belirlendi. Surralisme, mme dergisi Les Dtraques'nin tam metnini yaynlayacak duruma ancak 1956'da geldi; oyunun sonunda P. -L. Palau'nun, oyunun oluumuna aklk getiren bir sonsz de yer ald dergide: "Oyunu douran dnce, Paris varolarnda bir yatl kz okulunda geen kukulu birtakm olaylarn verdii esinden yola kyordu. Ama oyunu yazdm tiyatronun -Les Deux Masques- oyun trnn Grand-Guignol'e kamas nedeniyle, mutlak bilimsel gerein iinde kalmakla birlikte, oyunun dramatik yann biraz glendirmem gerekti; olayn, oyunun ilemekte olduum ahlaka aykr yan, beni zorunlu klyordu buna. Burada sz konusu olan evrimsel ve periyodik bir lgnlk haliydi, ancak baarya ulamak iin sahip olmadm baz aydnlatc bilgilere ihtiyacm vard. te bu aamada bir dost, hastane ba cerrah Profesr Paul Thiry, stat Joseph Babinsky'yle iliki kurmama yardmc oldu; ksz fenerimi klandrmak zahmetine katlanan ite o idi, bu da benim, dramn, deyim yerindeyse bilimsel yann hataszca ilememe olanak salad." Doktor Babinsky'nin, Les Dtraques'nin ortaya karlmasnda katks olduunu rendiimde byk hayrete dtm. "Geici intern" tp rencisi sfatyla, uzun sre, Piti'deki servisinde asistanln yaptm nl nrologdan ok gzel bir an kalmt bende. Bana kar gsterdii sevecen tavrla hala vn duyarm -hatta bunda ylesine kendinden gemi ve ileri gtrmt ki ii, tp alannda byk bir gelecek grdn bile sylemiti bende- kendimce, retisinden nasibimi aldm sanyorum. Birinci Gerekstc Manifesto'nun sonunda saygyla andm onu. (Yazarn notu,1962.) ** Ne demek istemitim byle sylemekle? Ona yaklamam ve ne pahasna olursa olsun, gerek kadnln ortaya karmay denemem gerektiini... Bunun iin kadn tiyatro oyuncular karsnda belli bir n yargy amam gerekiyordu. Bu yargy besleyen Vigny ve Nerval'in ansyd. Burada, "tutkusal bir ekim"e neredeyse kapldmdan dolay suluyorum kendimi. (Yazarn notu,1962.)

(Dn akam biraz nce anlattklarm bitirirken, oyunu her grmde, ki bu iki ya da kez olmutu, ya da kafamdan geirdiimde, geerliini koruyan tahminler yrtmeye braktm gene kendimi. Topun odaya dmesinden sonra olup bitenler zerinde yeterli delillerin olmay ayrca Solange ile partnerinin tam anlamyla birer kurban olmalar, sonunda olaanst av hayvanlarna dnmeleri zerindeki belirtilerin yetersizlii de kafam kartran eylerin banda gelir. Bu sabah kalkarken, burada aktarma gereini duymadm, olduka rezilane bir ryadan kendimi syrmakta her zamankinden daha fazla zorluk ektim, nedeniyse, byk lde, bu konunun alabildiine dnda baz konumalara dayanmasyd. Bu rya, bylesi anlarn -yeter ki insan kendini onlara iddetle versin- 12 empty_illusion@yahoo.com

dncenin ak zerindeki yansmasnn semptomlarn gsterdii lde ilgin grnd bana. Burada ncelikle, ryann, kendimi verdiim dncelerin sadece dayanlmaz, tiksinti verici, hatta canavarca yann vurgulamasn gzlemlemek dikkat ekiciydi, rya benim iin, inceden inceye, btn yzyllar ap gelen bir amber ya da gl hlasas gibi, masals bir deer kazanyordu. te yandan aka itiraf etmeli ki, uyanrsam, en son olup biteni olaanst bir aklkla gryordum; yosun rengi, elli santim kadar bir bcek, bir ihtiyarn yerini alarak bir tr otomatik cihaza doru ynelmiti; cihazn deliine, iki yerine, bir bozuk para att, bu da bana zellikle knanmas gereken bir dalavere gibi geldi, yle ki, bir sakarlkla olmu gibi, bir baston darbesi indirdim ona ve arkasndan bamn zerine dtn hissettim -ancak, gzlerinin yuvarlaklarnn apkamn kenarlarnda parladklarn grecek kadar bir zamanm oldu, sonra soluum kesildi ve bin bir glkle boazmdan kll ayaklarnn ikisini geri ektiler, bu arada anlatlmaz bir tiksinti duymaktaydm- aktr ki, yzeysel olarak; bu olay, u son gnlerde kaldm st kapal balkonun tavannda bir kuun, evresinde dolanp durduu bir yuvayla zellikle balantlyd. Varlm biraz korku veriyordu kua, te te, tarlalardan byk bir yeil ekirge gibi bir ey getirdii her defasnda byle oluyordu ama tartma gtrmez bir ekilde, bir yer deitirme, bir youn sabitleme halinde, bu trden bir imgenin baka ekilde aklanamaz olduu, hibir nemi olmayan bir dikkat ekme dzleminden, heyecan dzlemine gemesi, ilk azda Les Detraques'nin baz epizodlarna ve szn ettiim durumlara geriye dn artryordu. Dsel imgelerin yaratlmas, en azndan her zaman bu ift aynalar oyununa baldr, burada ok zel ve kukusuz birinci derecede aklayc, amlayc, Freudcu anlamda "stn belirleyici" bir roln iareti vardr; bu rol, ok gl, ahlaki deerlerin hi mi hi bulaamad, ryada ve onun arkasnda, ok yzeysel bir ekilde ryann karsna gerek diye karlan eyde, "iyinin ve ktnn tesinde" gerek izlenimler oynar.) 1915'e doru Rimbaud'nun zerimde yaratt ve, o gnden beri de Dvotion gibi iirlerde incelip ycelmi olan byleyici g* hi kukusuz o dnemde, sicim gibi yamur altnda tek bama dolatm bir gn, bir gen kzla karlamama mal olmutu, sze nce gen kz balamt ve birka adm atmtk ki, bana tercih ettii iirlerden birini okumay nerdi: Le Dormeur du Val. yle beklenmez, yle ortama aykr, yle zamansz bir eydi ki bu ... Daha ok yakn bir gemite, bir pazar gn bir arkadala Saint-Ouen'daki "bit pazar"na gittiimde (sk sk oraya gider, baka hibir yerde bulunmayan, modas gemi, para para olmu, kullanlmaz haldeki, neredeyse anlalmaz, iinden klmaz ve nihayet anladm ve sevdiim anlamda, yoldan km nesnelerin peinde olurum, szgelimi, dzensiz beyaz yzeyi cilal, u bir tr yarm-silindir gibi..: Yzeyinde benim iin hibir anlam tamayan krmz ve yeil yatay ve dikey izgilerle girintiler ve kntlar bulunan yarm silindir... Nesne bir mahfazann iinde dikkatlice, bir hazine gibi korunmaktayd, altnda da talyanca bir zl sz vard, eve getirdim ve yakndan inceleyince anladm ki, bir kentin falanca yldan filanca yla nfusunun boyutlu bir ekilde oluturulmu istatistiiydi bu, bunu anlam olmam, zerindeki yazlar daha iyi okuyup anlamama yardmc olmuyordu tabii), dikkatimiz ayn anda, bir sr paavrann, geen yzyldan kalma sararm fotoraflardan, hibir deeri olmayan kitaplardan ve de demir kaklardan oluan ok ince bir tabakann altnda kaybolmu Rimbaud'nun Btn Eserleri'nin ok yeni bir basksna yneldi. yi ki iimden kitab yle bir kartrmak geldi de, sayfalarn arasna sktrlm iki kat paras buluverdim: Bunlardan birisi serbest biimde yazlm bir iirin daktiloya ekilmi bir kopyas, dieri ise, kurun kalemle yazlm Nietzsche zerine ksa notlar halindeki dncelerdi. Ne var ki, hemen yanbamda dalgnca da olsa gzleri zerimde olan kii, daha fazla bir eyler renmem iin zaman brakmad bana. Kitap satlk deildi, iindeki katlar ise kendine aitti. Gene son derece gle bir gen kzd bu. Bir iiye benzeyen ve tan olduklar besbelli biriyle hararetli hararetli konumasn srdryordu, grnd kadaryla, karsndaki de hayran hayran dinlemekteydi kz. Biz de konumaya baladk onunla. ok kltrl biriydi, bize edebi zevklerinden sz ama konusunda zorluk karmad, Shelley, Nietzsche ve Rimbaud'yu beeniyordu. Kendini anlattklarnn akna kaptrp, sz, gerekstclere ve Louis Aragon'un Paris Kyls'ne getirdi, kitab sonuna kadar okuyamamt. Karamsarlk szc zerindeki varyasyonlar kitabn sonunu getirmesine engel olmutu. Her sznde derin bir devrimci inan okunuyordu. Kitabn sayfalar arasnda grdm kendi iirini seve seve verdi bana, yannda, ondan hi de aa kalmayan bakalarn da... Fanny Beznos'tu ad.**
* Burada, byleyici szc, gerekten temel anlamda alnmaldr. Benim iin d dnya, her an, kendi dnyasyla uyum halindedir, dahas, kendi dnyas d dnya zerinde bir rg oluturur: bir kentin snr boylarnda, ki bu Nantes kentidir, gnlk gzergahm zerinde, tede, kendisininkiyle, ba dndrc uyumlar, karllklar ortaya kyordu. Kklerin bir kesini, bahelerinin kntlarn, sanki onun gzyle gryormuum gibi, krk yldr ainaymmcasna "tanyordum", bir saniye ncesi grnte capcanl olan yaratklar, birden bire onun brakt ize kapp koyuveriyorlard kendilerini, vb. (Yazarn notu, 1962.)

- 13 empty_illusion@yahoo.com

** urda burda gzlerimin nnden geen bu notlarn kimileri ncelikle beni hayal krklna uratyor: buradan tam anlamyla beklediim ey ne olabilirdi? in asl uydu ki gerekstclk henz kendi kendini aryordu ve bir dnya gr olarak kendi snrlarn izmekten olduka uzakt henz. nnde bulunan zaman konusunda herhangi bir nyarg yrtemiyor, el yordamyla ilerliyordu: sat ilk klarn, kukusuz, biraz fazla hogryle tadn karmaktayd. Glgenin yaratt huzmeler olmadan n huzmesi de olmaz. (Yazarn notu, 1962.)

Bir gn nmdeki bir kadna, srf oyun olsun diye yaptm bir neriyi de anmsyorum: "Gerekstclk Merkezi"ne, bizi "Merkez"de ziyarete gelip elindeki alas mavi eldivenlerden birini armaan etmesini isteyiim, tam raz olmak zere olduunu grnce de panie kaplm ve kesinlikle byle bir ey yapmamas iin yalvarlarm ... O an, bu eldivenin bir daha geriye dnmemek zere, bu eli terkedecei dncesinde, benim iin korkulacak, olaanst kararllk ve kesinlikte ne olabilirdi ki. Kadn, geri gelip masann zerine, mavi eldiveni brakmayaca umudunu yitirmediim keye, kendisine ait bir bronz eldiveni brakmay nerdii andan itibaren bu i daha byk, daha gerek bir boyut kazand, demek istediim, bu boyutlar korudu; bu bronz eldiveni, evinde grmtm, bilei kvrml, parmaklar ensiz bir kadn eldiveniydi bu da, elime alp havaya kaldrmaktan alamamtm kendimi, arl karsnda hep armtm, bana yle gelmiti ki, bu eldivenin, dayand noktadaki gerek kar kuvveti lmekten baka bir tutama yoktu, dieri, dayanak noktasnda ayn kar kuvveti gerektirmeyecekti. Daha birka gn nce, Louis Aragon bir eye dikkatimi ekmiti: Pourville'de bir otelin tabelasndaki krmz harflerle yazlm, MAISON ROUGE (KIZIL EV) szckleri, yle hurufatla yazlm, yle dizilmilerdi ki, yolun belli bir eim yapt noktada, "MAISON" (EV) yazs siliniyor, "ROUGE" (KIZIL) yazs ise, "POLICE" (POLS) gibi okunuyordu.* Ayn gn bir iki saat sonra, eldivenli kadn diye adlandracamz kadn, beni, ksa bir sre nce kiralad evin eyalar arasnda bulunan, o gne dek hi grmediim cinsten, deiken bir tablonun nne getirmemi olsayd, sz konusu optik yanlsamann hibir deeri olmazd. Eski bir gravrd bu ve cepheden bakldnda bir kaplan gsteriyor ama bu arada, resmin yzeyinde yukardan aa kafesler oluturan ince dikey katlardan bantlar, sola doru birka adm atp azck uzaklaldnda, bir vazonun, saa doru birka adm atldnda ise bir melein kesik kesik grntsn sunuyordu. Son olarak bu iki olguyu belirtmemin nedeni, benim iin, bu koullarda aralarndaki yaknln kanlmaz olduu ve birinden dierine aklc bir bant kurmann hi mi hi olanakl deilmi gibi gzkmesiydi.
* "Belli bir eim": Sz konusu olan iki szcn iyice rastlantsal yaknl, birka yl beklendikten sonra, baz "dava"lar srasnda, akmalarnn ak seikliini en dramatik bir biimde kabul ettireceklerdi. Birka satr aada, resme kardan bakldnda grlen hayvan, herkesin az birlii etmiesine "kana susam" diye niteledii cinsten bir hayvan. Pourville'deki tabelay gsteren u iaret parma bile, epey bir zamann ardndan uzaktan bakldnda, olduka acmasz bir ironiyle karlanacak cinsten. (Yazarn notu, 1962)

Her hal karda, bu trden bir dizi gzlemin ortaya konulmasnn, ilerde ortaya konulacaklar da dahil, birka kiiyi sokaklara uratacak cinsten olduklarm umut ediyorum. Bu kiiler kendi kendileri zerine szde kesin saydklar herhangi bir hesabn pei braklmakszn uygulamay zorunlu klacak pekala nceden tasarlanm saylabilecek herhangi bir eylemin yetersizliinin ciddiyetinin, en azndan bilincine vararak frlayacaklardr sokaklara. Eer gerekten ngrlmemise, olagelen en kk, en nemsiz olgunun rzgarna kaplp gitsin, silinip sprlsn ne varsa. Bundan sonra gelip de, emekten, diyeceim, emein ahlaki deerinden sz almasn bana. Emek dncesini, maddi bir gereklilik olarak kabullenmek zorundaym ve bu anlamda, en iyi, en adaletli ekilde paylalmasndan yana olmayp da ne yapabilirim... Bana, bunu, yaamn uursuz zorunluklarnn zorla kabul ettirmesine bir diyeceim yok, evet de, benden buna inanmam istenmesine, kendimin ya da bakalarnn emeinin yceltilmesine gelince, bu asla... Bir sefer daha, gece karanlnda yryp de, kendimi gndzn yryor sanmay ye tutuyorum. alp emek harcadka yayor olmann hibir eye yarad yok. Her birimizin kendi z yaamnn anlamnn ortaya kmasn beklemeye hakk olduu olay, belki henz bulamadm ancak yolu stnde kendimi aradm olay, emek pahasna salanan bir ey deil. Ancak burada bir nceleme yapyorum, nk belki de, her ey bir yana, vakti zamannda, olay kavramam salayan ve bugn burada fazla gecikmeksizin Nadja'y sahneye karm dorulayacak olan da bu zaten. te sonunda Manoir d'Ango'nun kulesi de havaya uuyor ve kulenin gvercinlerinden yaan tylerden olumu youn bir kar, bir vakitler kiremit krntlaryla deli, bugn ise kanla kapl bir avlunun zeminine deince eriyiveriyor!

- 14 empty_illusion@yahoo.com

Geen 4 Ekimde (1926), tmyle bombo geen, kasvetli, i karartc leden sonralardan birinin son demlerinde, sknty, kasveti zerimden atmann srrn bildiimden, Lafayette sokanda bulmutum kendimi: LHumanit kitapevinin vitrini nnde birka dakika durakladktan ve Trokinin son yaptn edindikten sonra, hibir amacm olmakszn Opra ynnde yoluma devam etmekteydim. Brolar, atlyeler boalmaya balamakta, evlerin yukarsndaki, aasndaki tm kaplar kapanmakta, kaldrmlarda insanlar birbirleriyle el skmakta, biraz nceye gre ortalardaki insan says fazlalamaktayd eni konu. stemeden de olsa, insan yzlerini, klk kyafetleri, davranlar gzlemliyordum. Hele durun bakalm, Devrim yapmaya hazr olanlar pek bunlar olamazd. urada, bir kilisenin nnde, adn ya unuttuum ya da hi bilmediim u kava henz gemitim. Birdenbire, belki henz benden daha on adm tede, kar ynden gelen ok yoksulca giyinmi gen bir kadn grdm. Ya gryordu ya da grmt o da beni. tekilerin aksine ba dimdik yryordu. ylesine ince, tkrldmd ki ayaklar yere basyor mu basmyor mu belli deildi. Yznde belki de belli belirsiz bir glmseme geziniyordu. Gzne yle ilgin bir biimde srme ekmiti ki, sanki gzlerden balam da bitirememi, gznn kenarlar bir sarnda rastlanmayacak denli, kapkara kalmt. Ama sadece kenarlar..., gz kapaklar hi mi hi... (Bylesi bir arpclk, parlaklk, gz kalemini gz kapa altna zenle srmekle elde edilir, ancak byle...) Hi bylesi gzler grmemitim. Duraksamadan, yabanc kadnla konuma yolunu aradm, iin ktye varabileceini de gzden uzak tutmuyordum. Glmsedi, ok gizemli bir glmseyile glmsedi, nasl sylesem, sanki bu karlamann neden ve sonularnn bilincindeymiesine... oysa ki bende kavrayacak hal yoktu. ddia ettiine gre Magenta bulvarndaki bir kuafre gidiyordu (iddia ettiine gre, diyorum, nk o anda kukuluydum bundan, zaten kendisi de daha sonra, hi bir amasz dolamakta olduunu kabul edecekti). Belli bir srarla ekmekte olduu maddi skntlardan sz at bana, ancak bu bir eit balanma niyetiyle, klk kyafetinin hatr saylr derecedeki yoksulluunu aklamak iindi. Gare du Norda yakn bir kahvenin taraasna oturduk. Daha alc gzle baktm ona. Gzlerinde bylesine olaanst ne gibi bir ey olabilirdi? Gzlerinin aynasnda yansyan, ne mene bir karanlk hzn, ne mene bir kl gururdu ki? lk bakta yersiz ve zamansz grlebilecek (ya da grlebilinemeyecek mi desem?) gibi bir gvenle, benim fikrimi sormakszn, itiraflarnn henz banda ortaya kan muamma da buydu zaten. Doduu kent olan ve yl nce ayrld Lille'de, sevdiini sand, o da kendisini sevmi bir renci tanmt. Gnn birinde karar vermiti, terk edecekti onu, oysa renci byle bir eyi hi beklemiyordu; "onu tedirgin etmekten korkuyordu," nedeni buydu terk etmek isteyiinin. Paris'e gelii byle olmutu, oradan renciye yazd mektuplarn aras aldka almt, Paris'teki adresini hi vermemiti. Aradan yaklak bir yl gemi gememi, bir rastlant sonucu karlamt onunla; ikisi de amlard bu ie. renci ellerini tutmu, onu ne kadar deimi bulduunu sylemekten kendini alamam, gzleri, avularnda tuttuu ellerine taklm, onlar bylesine bakml grmekten aknla dmt (hi de bakml deildi onlar imdi). O da igdsel bir hareketle, ellerini tutan ellere bakm, ellerin son iki parmann; ayrlmas imkanszcasna birbirine yapk olduunu fark edince, l basmaktan alamamt kendisini. "Yaralanmsn sen!" Kendisini ikna etmek iin, gen adamn, ayn ekil bozukluuna sahip teki elini de gstermesi gerekmiti. Bunun zerine heyecanl heyecanl, uzun uzun sorguya ekti beni: "Olacak ey miydi bu? Bir canl varlkla uzun sre birlikte yaam olsun, onu incelemek iin her trl frsata sahip bulunmu olsun, onun en ince bedensel ya da teki zelliklerini kefetmeye versin kendini de, sonuta hi iyi tanyamam olsun, unun bile farkna varamam olsun! nanyor musunuz siz buna?... Siz akn gz krdr diye bir eye inanyor musunuz? Bir de rencinin kapld fkeyi gznzn nne getirin, ne yaparsnz, susmaktan baka arem kalmamt; o eller, o eller... O zaman anlayamadm bir eyler syledi, bir szck kulland, anlayamadm, yle bir ey syledi: "Hay eek kafa! Alsace-Lorraine'e dneceim gerisin geri. Bir oradaki kadnlar bilir sevmesini." Niin mi eek kafa? Haberiniz yok mu?" Dnlecei gibi iddetli tepki gsteriyorum: "Ne olursa olsun vz gelir bana. Alsace-Lorraine zerine byle genellemeler iren gelir bana, besbelli ki budalann biriymi bu adam, vb... Bu szlerden sonra da ekip gitti ve siz bir daha hi grmediniz yle deil mi? yi ya, daha ne." Burada adn syledi bana, kendi setii ad: "Nadja, nk Rusa'da umut szcnn ba bu ... nk gene sadece balangc, sadece ... " Bu srada aklna kim olduumu sormak geliyor (bu szcklerin dar anlamlarnda). Sylyorum. Tekrar gemiine dnyor, babasndan annesinden sz ediyor bana. Babasnn ans duygulandryor, ilendiriyor onu .. "Nasl da zaaflar olan bir adamd! O zaaflarndan kendini bir trl kurtaramadn bir bilseniz. Genliinde, nasl anlatsam size, istedii nnde istemedii arkasndaym. Anne babas ise sevecen mi sevecen... Daha otomobil yokmu o zamanlar ama hi deilse gzel bir arabalar - 15 empty_illusion@yahoo.com

varm, bir de seyisleri .. Her ey, onunla birlikte erimi gitmi bir anda. O kadar ok severim babam... Onu her aklma getiriimde, ruha ne kadar zayf olduunu dnrm hep... Oh! nsann annesi, babasyla bir olamaz. Amiyane derler ya, baba bir kadn, hepsi bu. Babama gre bir kadn deildi o. Evimizde her ey tertemizdi, ama babam, anlyor musunuz, eve dndnde, onu, zerinde nlyle grmeye tahamml edecek bir yapda deildi. Eve gelince masay hazr buluyordu, oras doru, ya da hazr edilecek bir masa; hazr bulduu masa (alayl bir ifade ve sevinli bir hareketle) yle mkellef bir sofra olamad hi. Annemi hi sevmez olur muyum, dnya yklsa zmek istemezdim onu. rnek mi, Paris'e geldiim zaman, Vaugirard'n kz kardelerine yazlm bir tavsiye mektubu getirdiimi biliyordu, hi kullanmadm onu tabii ki. Ama ona ne zaman yazsam u szcklerle bitiriyorum mektubu: "Seni yaknda grebilmeyi umuyorum" ve ekliyorum, "Tanrnn izniyle tabi, rahibe filancann dedii gibi...," rahibe szcnden sonra ise herhangi bir isim koyuyorum, annemin sevincini varn tahmin edin siz! Ondan aldm mektuplarda ise beni en ok duygulandran, geri kalan tm mektubu feda edebileceim ey, mektubun sonundaki "hami"ti. Hep bir eyler eklemek ihtiyac duyard: "Paris'te ne yaparsn, ne edersin diye soruyorum hep kendi kendime." Zavall anneciim, bir bilseydi ne yaptm! Nadja'nn Paris'te ne yaptn.. kendisi de merak ediyor bunu. Evet, akam, saat yediye doru, metronun ikinci mevki vagonlarndan birinde bulunmay seviyor. Yolcularn ou, ilerini bitirmi dnen kiiler. Onlarn arasnda oturuyor, onlarn yzlerinde, kayglarnn, tasalarnn nedenini yakalamaya alyor. ster istemez yarna kadar braktklar eyi dnyorlar elbet, sadece yarna kadar braktklar, bir de akam kendilerini nelerin beklediini dnyorlar, yzlerindeki izgileri daha da derinletiren, onlar daha tasal klan da bu. Nadja gzlerini havada bir eye dikiyor: "Mert insanlar da var." Grnmek istediimden de ok heyecanlanyorum ve kzyorum bu kez: "Hayr, hayr. Mesele bu deil zaten. Bu insanlar, ya teki sefaletlerle birlikte ya da onlarsz, ie, emee tahamml edebildikleri lde ilgin olmasn bilirler ancak. Bakaldr, onlarn iinde daha ar basmasa, emek nasl yceltebilirdi onlar? O anda grebilirsiniz onlar, onlar ise zaten gremezler sizi. Ben tm gcmle, bana deer biilmek istenen bu klelii yadsyorum, nefret ediyorum ondan. Buna mahkum olduu iin insana acyorum, genelde ondan yakasn syramad iin de acyorum ona, ne var ki beni onun safna eken, abasnn iddeti, acmaszl deil, beni onun yanna eken, gl bakaldrsndan bakas deil ve olamaz da. Bilirim ki Tanrnn her gn, birka saniye arayla, ayn hareketi tekrarlamaya zorlayan bir fabrika frnnda ya da u acmasz makinalarn nnde veya baka her yerde, en az kabullenilebilir, sineye ekilebilir emirler karsnda ya da hcrede veya bir idam mangas karsnda bile zgr hissedebilir kendisini insan, ama ekilen ikence deildir bu zgrl yaratan. Bir diyeceim yok buna. zgrlk srekli bir zincirlerden arnmadr; doru da, bu arnmann srekli olabilmesi, devaml mmkn olabilmesi iin zincirlerin bizi altnda ezmemesi gerekmez mi, sizin szn ettiiniz insanlarn ounu ezdikleri gibi... Ama zgrlk insan asndan daha fazlasdr belki de, daha uzun ya da daha ksa admlarn, en ok, bu zincirlerin kopar iin insana vaad edilen en grkemli admlarn zinciridir de... Bu admlar atmaya glerinin yeteceini varsayabiliyor musunuz? Bir defa zamanlar var m buna? Yrekleri var m? Mert insanlar diyordunuz demin, evet kendini savata ldrtenler gibi mert, yrekli deil mi? Hadi adn koyalm, kahramanlar. Birok bedbaht, birka tane de zavall budala... tiraf edeyim ki, bu admlar her ey benim iin. Admlar nereye doru gidiyor, ite gerek sorun burada. Ama er veya ge kendilerine bir yol izmesini bilecekler... Bu yolun zerinde, yolu izleyememi olanlar, zincirlerinden arndrmaya yardm etmenin yollarnn da grnmeyeceini kim bilir? te ancak o zaman biraz duraklamak gerekecek belki, ama geri dnlmeksizin tabii." (Bu konuda neler syleyebileceim yeterince grlyor yeter ki somut biimde ele almay kafama koyaym...) Nadja beni dinliyor ve sylediklerimi yadsmak istemedii belli... Belki de, biraz nceki szleriyle emei vmek istemiti sadece, hepsi bu. Sonra salk durumunun ok bozuk olduundan sz at. Cebinde kalan son parasn feda edip gidecei doktor gvenilir birisi olsun istemiti; doktor hi gecikmeden Mont-Dore'a gitmesini tlemiti, bylesi bir yolculuun gereklemesinin kendisi iin hayal olmas, oraya gitme dncesini daha da byleyici klyordu gznde. Ancak aralksz yaplan bir kol iiliinin, gcnn yetmedii tedavinin yerini tutacana inandrmt kendini, bu dnce onu bir frn, belki de bir kasapta i aramaya yneltmiti; tmyle iirsel bir biimde mantk yrtyor ve diyordu ki, salkl olmam garantisi, yle de vard byle de. Btn ilerde kendisine teklif edilen cretler son derece yetersizdi. Olumlu ya da olumsuz bir yant verilmeden nce, kendisine yle bir alc gzyle tekrar tekrar bakld da olmutu, bylesi de gelmiti bana. Kendisine on yedi frank yevmiye vaad eden bir frn sahibi, gzlerini dikip bir kez daha baktktan sonra, tekrarlamt: On yedi ya da on sekiz. Neesini bulmutu: "Ben de ona dedim ki: On yedi, tamam; on sekiz, olmaz." Ayaklarmz bizi nereye gtryorsa oraya gidiyorduk, Faubourg-Poissonnire sokan bulmutuk bylece. evremizde bir telatr gidiyordu, akam yemei srasyd. zin isteyip ayrlmak istediimde, bir bekleyen mi var, diye sordu. "Evet, karm. -Evlisiniz demek! Oh! yleyse... " Sonra ok ciddi, ok - 16 empty_illusion@yahoo.com

dalgn bir ifadeyle: "Peki, yle olsun, ama... peki u byk dnce de neydi? Biraz nce tam sezinlemeye balyordum onu. Gerek bir yldzd o, kendisine doru gittiimiz bir yldz. O yldz es geemezdiniz, karamazdnz onu. Siz anlatr, ben de dinlerken, hissettim ki, hibir ey engelleyemezdi ona ulamaktan sizi; hibir ey, hatta ben bile... Bu yldz asla benim grebildiim gibi gremezdiniz. Siz anlamazsnz: Yreksiz bir iein yrei gibi bir ey o." Alabildiine heyecanlanmtm. Konuyu deitirmek iin, akam yemeini nerede yediini sordum. Anszn, ondan baka hi kimsede grmediim bir hafiflikle, daha kesin sylersem, serbestlikle: "Nerede mi? (Parman uzatarak:) urada ya da burada (en yaknmzdaki iki lokanta), neredeysem orada, bu da laf m yani. Her zaman byle oldu bu." Tam kalkp gideceim srada, tm teki sorunlarmn zeti olan bir soru, yalnz benim sorabileceim, kukusuz benden baka kimsenin soramayaca bir soru sormak istiyorum ona, bir defaya mahsus olmak zere kendi dzeyinde yantlad bir soru: u "Kimsiniz siz?" o ise hi duraksamadan: "Serseri ruhlunun biriyim ben ..." Ertesi gn, Lafayette sokayla Poissonnire bulvarnn kesindeki barda grmeyi kararlatryoruz. Kitaplarmdan bir ikisini okumak istediini sylyor, ylesine srarl ki, bunun kendisine ne gibi bir yarar olabileceinden samimi bir kuku duyuyorum. Yaam yazlanla bir deil. Beni bir sre daha alkoyuyor, bende kendisini etkileyen eyin ne olduunu sylyor. Nadja'ya baklrsa dncelerimde, ifade tarzmda, kullandm dilde, tm varolma biimindeki bir ey; yaamm boyunca bana yaplan iltifatlardan en duyarl olduum biri de bu, sadelik.

5 Ekim. --Bulumaya, vaktinden nce ve ilk gelen Nadja, ama ayn Nadja deil. Olduka gzel giyinmi, siyahlarla, krmzlarla; geni kenarl bir apkas var, karyor onu ve yulaf sars salarn gzler nne seriyor, dnk inanlmaz karmakarklktan vazgemiler sanki salar, ipek oraplar var, ayakkablar ok gzel. Btn bunlara ramen konuma daha bir zorlanyor, Nadja konuurken baz tereddtler iinde. Bu, getirdiim kitaplar eline alncaya kadar sryor (Yitik Admlar, Gerekstc Manifesto): "Yitik Admlar m? Yitik Adm diye bir ey yok ki." Kitab byk bir merakla kartryor. Kitapta alnt yaplan Jarry'nin bir iiri dikkatini ekiyor: allklar iinde, Vens tepesinde menhirlerin ...
ki kez olduka hzl okuyup sonra daha bir yakndan inceledii bu iir, tiksindirmek yle dursun, basbaya duygulandrma benziyor onu. kinci drtln sonunda gzleri yaaryor, bir orman grntsyle doluyor. Ormann yaknndan geen airi gryor, deyim yerindeyse uzaktan izleyebiliyor onu... "Yok hayr, yaknndan gemiyor ormann, evresinde dolanp duruyor. Ormana girecek gc yok, girmiyor da." airi kaybediyor sonra ve iire dnyor, okurken kald yerin biraz zerinde, kendisini en ok artan szckler zerinde duruyor, her bir szce, szcn gerektirdii gibi, onu kavradna dair iaret veriyor, doru biimde zmlyor, benimsiyor.

eliklerinden syr at samur ile kakm.


"eliklerinden mi? Samur ... ve kakm. Evet anlyorum: Bak gibi kesici inler, buz gibi rmaklar: eliklerinden yani." Biraz daha aada:

Yerken, C'havann mays bceklerinin grltsn,


(korkuyla kitab kapatarak:) "Oh! lm bu!" Kitaplarn kapaklar arasnda renk ilikisi, artyor, ekiyor onu. Bu renk bana "gidiyor" Nadja'ya gre. zellikle yapm olduum besbelli (biraz da olsa). Daha sonra hayatta tant iki erkek arkadandan sz ediyor: Birisiyle Paris'e yeni geldiinde tanm ve genelde "Byk dost" diye niteliyor onu, zaten byle de hitap edermi ona, o ise kim olduunu bilmesini istememi hi, ona hala byk bir hayranlk duyuyormu, yetmi beine merdiven dayam, uzun sre smrgelerde kalm bir - 17 empty_illusion@yahoo.com

adamm bu; yola karken, Senegala geri dndn sylemi ona; br ise bir Amerikalym, ok farkl duygularn esin kayna olmu kendisi iin: "stelik, bir de beni, lm kznn ansn yaatmak iin, Lena diye aryordu. Ne kadar sevecen, ne kadar dokunakl deil mi? Ama gn oluyor, beni byle ryadaymasna armasna katlanamyordum: Lena, Lena... O zaman, ellerimi gzlerinin nnden geiriyordum defalarca, ite byle, gzlerinin iine sokarak derdim ki: Hayr, Lena deil, Nadja." kyoruz. yle bir ey daha sylyor: "Evinizi gzmn nne getiriyorum. Karnz. Tabii ki esmer. Ufak tefek. Gzel. una da bak sen, dizinin dibinde bir de kpei var. Belki bir de kedisi (bu doru), ama o uzakta bir yerlerde baka bir ey grebildiim yok imdilik." Eve dnmeye kalkyorum, Nadja takside benimle birlikte geliyor. Bir sre sessiz duruyoruz, sonra birden sen diye hitap etmeye balyor: "Bir oyun: Bir ey syle. Gzlerini kapat ve bir ey syle . Ne olursa olsun, bir say, bir insan ismi. Aynen byle (gzlerini kapatyor): ki, iki ne? ki kadn. Nasl bu kadnlar? Karalar iinde. Neredeler? Bir parkta... Peki ne yapyorlar? ok kolay canm, niin oynamak istemiyorsun? Bense, yalnz olduum zaman kendi kendimle byle konuurum ite, trl trl hikayeler anlatrm kendi kendime. stelik bombo sama sapan hikayeler de deil: Hatta denebilir ki, tamam tamamna bu biimde yayorum ben."* Kapda ayrlyorum ondan: "Peki imdi ben? ..Nereye gitsem ki? Ar ar, Lafayette sokana, Poissonnire varouna kadar inmek, ie, az nce bulunduumuz yere geri dnmekle balamaktan kolay ne var."
* Burada gerekstc yneliin, idealin son kertesine, onun o gl snr kavram dncesine dokunulmuyor muydu?

6 Ekim. --Fazla aylak aylak gezmek olmasn diye, saat drde doru kyorum, niyetim, saat be buukta Nadja'yla buluacam "La Nouvelle France"a yaya gitmek. Bir sre yolumu Opra'ya kadar bulvarlardan yana uzatyorum, ksa bir alveri yapacam orada. Her zamankinin aksine, Chaussed'Antin sokann sa kaldrmn izlemeyi tercih ediyorum. Karmda grmeye hazrlandm ilk kadn yayalardan biri de, ilk gnk grnmyle Nadja. Sanki beni grmek istemezmiesine ilerliyor. lk gnk gibi onunla birlikte geldiim yola gerisin geri dnyorum. Bu sokakta bulunuunun aklamasn yapmakta olduka zorlanyor ve daha uzun sorular bandan savmak iin, Hollanda ekerlemeleri aramakta olduunu sylyor. Dnmeksizin tekrar geri dnyoruz, karmza kan ilk kahveye giriyoruz. Nadja mesafeli duruyor bana, kukucu bile grnyor hatta. Gene ayn kukunun sonucu, apkam ters eviriyor, i ksmndaki ismimin ba harflerini okumak istedii besbelli, oysa o iddia ediyor, kimi insanlarn milliyetlerini, onlar farkna varmadan belirleyebiliyor bylelikle. Niyetinin, anlatmz gibi, bulumaya gelmeyip beni atlatmak olduunu itiraf ediyor. Karlatmda gryorum ki kendisine dn verdiim, Yitik Admlar kitab elinde. Kitap imdi masann zerinde duruyor ve yandan baktm zaman sadece birka sayfasnn alm olduunu fark ediyorum. Dur hele: "Yeni dnce" balkl makalenin bulunduu sayfalar bunlar, bu yazda da, gnn birinde birka dakika arayla, Louis Aragon, Andr Derain ve benim arpc bir karlama yaptmzdan sz ediliyor zaten. Bu durumda her birimizin gsterdii kararszlk, birka saniye sonra ayn masada neyin nesi bir ile kar karya bulunduumuzu anlama endiesi, Aragon'la beni, bir kaldrmdan dierine giderek yoldan gelen geene sorular soran, ekici, ho bir gen kadn kisvesi altndaki bu gerek sfenksin bize grnd noktalara eken dayanlmaz davet, nce birimizin sonra dierimizin cann balam olan bu sfenks, bizi bu noktalarn arasn bin bir nazla birletirebilecek tm hatlar boyunca koturan bu kovalamacann sonusuz kalmas -kovalamaca srasnda geen zamann ise kovalamacay da umutsuz klmas- Nadja hemen btn bunlara ynelivermiti ite... Bu gnn kk olaylarnn yksnn bana fazla bir yoruma demezmi gibi gelmesi nedeniyle akn ve hayal krkl iindeydi. Ona o haliyle atfettiim gerek anlam aklamam iin sktrmt beni, yazy yaynlam olduuma gre ona atfettiim nesnellik derecesi yznden de... Hibir ey bilmiyorum diye yantlayacaktm, bylesine bir alanda srf tehis etme hakk bile bana sakncasz bir imi gibi geliyordu. Bu gveni ktye kullanmann, eer bir gveni ktye kullanma sz konusu idiyse tabii, ilk kurban bendim, ancak aka gryorum ki demeye hi de niyeti yoktu, baklarnda nce bir sabrszlk sonra da bir ac okudum. Acaba yalan sylediimi mi dnyordu: Aramzda byk bir tedirginlik, bir sklganlk dolamaya balamt. Eve dnmekten sz anca kendisini brakmay teklif ettim. ofre Thtre des Arts'n adresini verdi, oturduu evin iki adm tesiydi buras. Yolda sessizce, uzun uzun yzm inceledi. Sonra gzleri, sanki karsna uzun zamandr grmedii bir insan km ya da onu tekrar grmeyi beklemiyormu da, ona "Gzlerine inanmadn" anlatmak istermi gibi byk bir abuklukla
- 18 empty_illusion@yahoo.com

alp kapand. Sanki iinde bir mcadele srp gidiyordu ama birdenbire iyice brakt kendini, gzlerini iyice yumdu, dudaklarn sundu... imdi de zerindeki gl etkimden, kendisini dnmeye sevk etme yeteneimden ve bir de her istediimi yapmak, hatta belki de istediimi sandmdan da fazlasn yapma yeteneimden sz ediyordu. Byle sylemekle, kendisine kar herhangi bir teebbste bulunmamam diliyordu. Beni tanmadan ok ncelerinden bile, kendisini, iini okuyacak denli bilip tandm sanyordu. "znr balk"n sonundaki diyaloglu ksa bir sahne, ki, manifestodan sadece bunu okuduu anlalyordu -zaten bu sahneye hibir zaman kesin bir anlam verememitim, konuan kiiler de bana ylesine yabanc, kpr kpr kprdamalar, mmkn olan en yorumlanmayacak cinstendi ki, sanki bir kum dalgasyla atlp geri ekilmi gibiydiler- Btn bunlar ona, bu olaya gerekten de katld ve rollerin en az karanl olan Hlne* roln oynad izlenimini vermekteydi.
* Solange ad nasl her zaman beni kendine hayran brakmsa, bu ad da bana hep sknt vermi ve yavan grnmtr, stelik bu ad tayan ahsen hibir kadn da tanmammdr. Bununla birlikte Usines Soka no 3'teki, hakkmda hi yanlmam olan falc madam Sacco, o yln banda, aklmn fikrimin "Hlne" diye birinde olduuna inandrmt beni. Acaba birka zaman nce, Hlne Smith'le ilgili her eye ar derecede ilgi duymamn nedeni de bu muydu? Buradan karlacak sonu, u ok yaknlarda, bir ryada birbirine alabildiine uzak iki imgenin birbiriyle kaynamas cinsinden bir sonu olacaktr. "Hlne benim," diyordu Nadja.

Mekan, hava, oyuncularn karlkl tavrlar kafamda tasarladmdan bakas deildi. Nadja bana, btn bunlarn "nerede olup bittiini" gstermek istiyordu: Akam yemeini beraber yemeyi nerdim. Kafas biraz karm olmalyd, nk bizi gtrd yer, sand gibi Saint-Louis adas deil, "znr balk"n bir baka epizodunun getii Dauphine alanyd, ne ilgintir ki, bu epizodun ad ise: "Bir p ylesine abuk unutulur ki" idi. (Bu Dauphine alan kyda kede kalm yerlerin belki bandadr, Paris'te, in cinin top oynad, ne id belirsiz arsalarn dik alasdr. Kendimi her burada buluumda, ekip baka yere gitme isteinin benliimi ar ar terk ettiini hissetmiimdir, alabildiine tatl bir kucaklay, bir sarltan syrlmak iin kendi kendime gerekeler bulmam gerekmitir, ylesi bir sarltr ki bu, sanki tatl tatl srar edercesine, yani uzun szn ksas, insann kemiklerini krarcasna... stne stlk, bu alann burnunun dibindeki bir otelde de kaldm az bir zaman, "City Htel"di buras ve dakika ba gidip gelmeler pek yle basit zmlerle aklanamayacak kadar phe uyandrcyd.) Gn batmak zereydi. Ba baa kalmak amacyla, arapya arap servisini darda yaptryorduk. Yemek srasnda Nadja belki ilk kez olduka hoppa grnd. Sarhoun biri masamzn etrafnda dolanp duruyordu. Bara ara, sanki bir eyleri protesto edercesine, abuk sabuk laflar ediyordu. Btn bu laflar arasnda durmakszn yinelenen, zerine basa basa syledii bir iki mstehcen szck de vard. Aalarn altndan kendisini izleyen kars zaman zaman, "Hadi, geliyor musun?" diye barmakla yetiniyordu. Bilmem ka kez bamdan savmaya altm, ama bouna. Tatllar geldiinde Nadja etrafna baknmaya balad. Ayaklarmzn altnda, Adalet sarayndan doru (bana sarayn neresinden olduunu bile gsterdi, beyaz peronun biraz sandayd) gelen ve Henri-IV otelinin kesini kvrlan metrolardan birinin getiinden emindi. Bu alanda vaktiyle olup bitenler ve ilerde olup bitecekleri dnmek kafasn kartryordu. u an, karanln iinde tek tk iftlerin yitip gittii yerde gzne byk bir kalabalk grnyordu. "Ya ller, ller!" Sarho, bilinen lmcl akalarna devam ediyordu. Nadja imdi de evlerin zerinde gezdiriyordu baklarn. "uradaki pencereyi gryor musun? O da dier hepsi gibi kapkaranlk. yi bak. Bir dakika sonra bir k yanacak orda. Kpkrmz bir k." Bir dakika geer. Pencere aydnlanr. Gerekten de krmz perdeleri vardr. (zgnm ama elimden hibir ey gelmiyor, bu olayn belki inanlrlk snrlarn at gerek. Ne var ki bylesine bir konu karsnda taraf tuttuum iin kzyorum kendime: Sadece unda mutabk kalmakla yetiniyorum: Bu pencere kapkarayken, kpkrmz oluvermitir, hepsi bu.) tiraf edeyim ki burada bir korku giriyor iime, Nadja'y da bir korku alyor. "Ne dehet! Aalarn arasnda olanlar gryor musun? Mavi ve rzgar, mavi rzgar. Baka bir keresinde, tek bir keresinde ayn aalarn zerinden bu mavi rzgarn getiini grdm. Orada Henri-IV (Az nce sz konusu olan evle bu otel kar karyayd, btn bunlar kolay zm yanllar iin sylyorum hep...) otelinin pencerelerinden birinde, dostum, sana szn ettiim ikincisi, yola kmak zereydi. Rzgarla beraber yle syleyen bir ses de vard: leceksin, leceksin. lmek istemiyordum ama ylesi bir ba dnmesi almt ki beni... Eer tutmasalar ylp kalacam kesindi." Bana yle geliyordu ki bu yerlerden ayrlmann zaman gelmi de geiyordu. Rhtmlar boyunca yrrken tir tir titrediini hissettim. Conciergerie'ye doru geri dnmek isteyen de o oldu. Kendisini kapp koyuvermi bir hali vard, olaanst bir gven duyuyordu bana. Gene de bir ey aryordu, oralardaki bir avluya girmemizde srar etti, herhangi bir polis karakolunun avlusuydu bu, bir rpda tesini berisini gzleriyle tarad. "Yok, buras deil... Peki syle bana, niin mapusaneye girmek zorundasn? Ne yapm olabilirsin sen? Ben de hapse girdim ktm. Kimdim o - 19 empty_illusion@yahoo.com

zamanlar? Yzyllar nce. Ya sen, sen kimdin o zaman?" Yeniden demir parmaklklar boyunca gidiyorduk ki birden Nadja daha ileriye gitmeye kar kt. Orada, sa tarafta, aada kalan bir pencere vard, bir ukura bakyordu bu pencere, onun grntsnden Nadja'y koparmak mmkn deildi. Hi almasn istercesine kanatlar iviyle aklmt sanki, ite bu pencerenin nnde beklemek gerekiyordu mutlaka, biliyordu o. Her ey buradan gelebilirdi. Burada balard her ey. Kendisini ekip gtrmeyeyim diye iki eliyle demir parmaklklara yapmt. Sorularma hemen hemen hi yant vermiyordu artk. Mcadele etmekten usanm, areyi kendi arzusuyla yola devam etmek istemesini beklemekte buldum. Metro dncesi bir trl peini brakmak bilmiyordu, metronun klarndan birinde sanyordu kendini. Marie Antoinette'in maiyetinden kim olabilirim diye dnyordu. Gezenlerin admlar uzun uzun rpertti onu. Endieleniyordum, ellerini birbiri ardna parmaklklardan ayrarak peimden gelmeye zorladm nihayet. Bylece bir yarm saatten fazla zaman geti. Kpry geip Louvre'a doru yneldik. Nadja dalgnln zerinden atamyordu. Dikkatini kendime ekmek iin Baudelaire'den bir iir okudum ona, ancak sesimin ini klar yeni bir korkuya kaplmasna yol amt, bu korkuyu, biraz nceki pn, "tehdit dolu bir pn" ans daha da artryordu. Bir kez daha durdu, ta korkulua dirseklerini dayad, baklarmz bu saatte klarla prl prl parlayan nehre dald: "Bu el, Seine zerindeki bu el, suyun zerinde alev alev yanan bu elin ne ii var burda? Atele suyun ayn ey olduu doruydu. Neydi bu elin sylemek istedii? Nasl yorumluyorsun sen bunu? Brak da bakaym bu ele. Niin gitmemizi istiyorsun? Korktuun bir ey mi var? ok hasta sanyorsun beni deil mi? Hasta deilim ben. Peki senin iin anlam ne bunun: Suyun zerinde ate, suyun zerinde ateten bir el? (aka yollu:) Servet deil elbette: Atele su ayn ey; atele altn ise alabildiine farkl." Gece yarsna doru Tuileries'nin oradayz, biraz oturmamz istiyor. nmzde, boluktaki eimini gzleriyle izliyor grnd bir fskiye dimdik ykseliyor. "Senin ve benim dncelerimiz bunlar. Bak nereden kyor, nereye ykseliyorlar, tekrar suya dtklerinde u gzelliklerine bak. Suya karr karmaz ayn g tekrar kavryor onlar, yeniden u krk dkk ykseli, u d... Sonsuza dek hep byle." Haykryorum: "Fakat Nadja ne kadar garip bir ey bu! Senin asla bilemeyecein, bir sre nce okuduum bir kitapta neredeyse ayn biimde ifade edilen bu imgeyi de nereden kardn?" (Kendisine, Berkeley'in, Hylas ile Philonous Arasnda Konumann ncsnn 1750 basmnn bandaki vinyetin konusu olduunu aklamak zorunluluunu hissediyorum. Bu imgenin, resmin altnda bir de yaz var: "Urget aquas vis sursum eadem flectit que deorsum", imge, kitabn sonunda idealist tavrn savunmas asndan temel bir anlam kazanyor.) Ama Nadja dinlemiyor beni, byk bir dikkatle, nmzden birok kez geen bir adamn yapt numaralar seyrediyor, tandn sanyor onu, nk byle bir saatte bu bahede ilk kez bulunmuyor. Eer bu adam tand adamsa kendisine evlenme teklif edenin ta kendisi: Bu, kk kzn getiriyor aklna, varlndan bin bir nlemle haberdar olduum bir ocuk, teki ocuklara pek az benzeyen, bu yzden de taparcasna sevdii bir ocuk, "akl fikri hep bebeklerin gzlerini kartp arkasnda ne olduunu grmekte." ocuklar hep kendine ektiinin farknda: Nerede olursa olsun gelip evresinde kmelenmeye, ona glmsemeye bakyorlar. imdi de sanki kendi kendisiyle konuuyor sadece, btn dedikleri artk beni de ilgilendirmiyor zaten, ban ters tarafa evirmi, artk usanmaya balyorum, ancak hibir sabrszlk belirtisi de gstermiyorum: "Nokta, bu kadar... Biraz nce seni zmek zere olduumu hissettim. (Bana doru dnerek:) te bitti." Bahenin knda, admlarmz bizi Saint-Honor sokana, klarn henz sndrmemi bir bara gtryor. Nadja, Dauphine alanna, "Dauphin"e (Yunus) geldiimizi vurguluyor. (Hayvan cinsiyle yaplan benzetmelerde ounlukla yunusla zdeletirmilerdir beni.) Ama Nadja barn tezgahndan yere doru uzayan mozaikten bir erit grr grmez panie kaplyor ve hemen kp gitmek zorunda kalyoruz. Ancak iki gn sonra, "La Nouvelle France"ta bulumak zere anlayoruz.

7 Ekim. --Mthi bir ba ars ektim, ben bunu doru ya da yanl, o gecenin heyecanna, dikkatimi yitirmemek, ona uyum salamak iin gsterdiim abaya balyorum. Gene de btn sabah Nadja'nn yokluunun skntsn duydum, ona bugn bulumak iin saat vermediime piman oldum. Kendi kendimden honut deildim. Onu biraz fazla inceliyormuum gibi geliyordu bana, baka trl nasl olabilirdi ki? Beni nasl gryor, nasl deerlendiriyordu acaba? Eer onu sevmiyorsam grmeyi srdrmek balanamaz bir eydi. Sevmiyor muydum? Yannda kaldka, yanndaki eylere de daha
- 20 empty_illusion@yahoo.com

yakn hissediyordum kendimi. inde bulunduu durumda istese de istemese de gereksinim duyacakt bana, ister yle ister byle, yle aniden, benden ne isterse istesin, geri evirmek iren bir ey olurdu, o ylesine saf, ylesine her trl dnyevi badan arnm, yaama ylesine az, ama ylesine bylenmi gibi balyd ki... Dnk titreyii souktand belki de. ylesine ince giyinmiti. Kendisine duyduum bir eit ilgi konusunda ona gvence vermezsem, benim iin bir merak konusundan baka bir ey olduuna inandramazsam, balanmaz bir ey olurdu bu, kendi bana, o kararszl iinde nasl inanrd? Ne yapmalyd? Yarn akama kadar beklemeye boyun emek, olacak ey deildi. Eer onu grmeyecek olursam ne yapardm sonra? Ne yapacam bilemezdim. Demek ki hi bilememeyi hak etmitim. Giden bir daha hi geri dnmeyecekti. Geri dneceine dair yalan haberler, bir gnlk balamalar, gerek manevi dknlkler ve uurumlar, kehanetin tm grkemiyle hznl kuunun kendini att uurumlar olabilirdi. Daha nce bulutuumuz bara saat altya doru uramaktan baka ne yapabilirdim? Tabii onu orada bulma ansm hi yoktu, meer ki... Ancak u "meer ki" de, Nadja'nn talihinin ok tesinde, byk mdahale olasl, bunda yatmyor muydu ite? Saat e doru karm ve bir kadn arkadala birlikte ktk; takside, le yemeinde de yaptmz gibi ondan sz etmeyi srdrdk. Aniden, gelen geene hi dikkat etmezken, Saint-Georges sokann banda, sol kaldrm zerinde orada bilmem hangi hzl leke, bir makine misali, parmamla cama vurdurdu bana. Sanki Nadja geivermiti birden. Gidebilecei ynden birine rasgele kotum. Biraz nce birlikte yrdklerini hissettiim bir adamla durmu konuan oydu gerekten. Olduka abuk ayrld ondan ve yanma geldi. Kahvede konuma bir trl rayna oturamyordu. Arka arkaya iki gndr rastlayorduk: Kaderinin benim elimde olduu besbelliydi. Byle olmasna ramen ok ekingen bir hali vard. Maddi durumu iyice ktlemiti, dzeltme ansna sahip olmas iin ise beni tanmam olmas lazmd. Ne denli salam olduunu gstermek iin giysisine elimi srdrd. "Salamd ama baka her trl nitelikten yoksundu." Borlarn daha da kabartacak hali yoktu ve kald otelin sahibinin tehditleri ve korkun nerileriyle kar karyayd. Ben var olmam olsam, para bulmak iin, san yaptrmaya ve Claridge'e gitmeye paras olmasa da, kullanaca yolu saklayacak hali yoktu, Claridge'de de nasl olsa... "Ne yaparsn dedi bana glerek, para kayor benden. imdi her ey suya dt zaten. Bir defasnda arkadamn brakm olduu bir yirmi be bin frankm vard. Lahey'e gidip kokainle dei toku etmek kouluyla bu paray birka gn iinde e katlamann benim iin ok kolay olacana dair gvence verdiler. Ayn i iin bir baka sefer otuz be bin frank teslim ettiler. Her ey yolunda gitti. ki gn sonra antamda iki kiloya yakn uyuturucu getiriyordum. Yolculuk en iyi koullarda geiyordu. Ne var ki trenden inerken bir eyler syleyen bir ses duydum sanki: Geemeyeceksin diyordu. Perona inmitim ki bana tamimiyle yabanc olan bir bey kt karma. "Balayn dedi, konuma onuruna erdiim matmazel D... deil mi? Evet ama balayn beni, bilmiyorum... -Hi nemi yok, ite kimliim," ve beni karakola gtrd. antamda ne olduunu sordular orada. Hibir ey olmamasna antam atm ve syledim ne olduunu. te byle. G... adl, avukat m yarg m bilmem, bir dostun giriimiyle daha o gn salverdiler beni. tesini kurcalamadlar, bana gelince ylesine heyecanlanmtm ki, hepsinin antamda olmadn, apkamn kurdelesinin altna da bakmalar gerektiini sylemeyi unutmutum. Ne var ki bir ey bulunsa da, bu zahmete demezdi. Kendime sakladm onu. Sana yemin ederim ki oktan bitti bu i." imdi de elinde buruturduu bir mektubu bana gsteriyor. Bir pazar gn Thtre-Franais'nin knda rastlad bir adamn mektubu bu. Kukusuz bir memurdu adam, diyor, "nk bana yazncaya kadar aradan gnler geti, ancak ay banda yazd." stese u an telefon edebilir ona, ona ya da bir bakasna, ama karar veremiyor. Parann kendisinden kat gn gibi ortada. u anda hemen ka paraya gereksinimi var? Be yz frank. zerimde bu para yok ama ertesi gn bunu ona vereceimi syler sylemez tm endiesi kayboluyor birden. Ondaki o hayranlk uyandrc hafifliin, uarln, cokunun bir kez daha tadn karyorum, o gzel dilerini saygyla pyorum, o ise, ar ar,belli bir ciddiyet iinde, ilk kezkinden daha yksek perdeden, yle diyor ikinci kez: "Kudas ayini sessizlik iinde geiyor... Kudas ayini sessizlik iinde geiyor." yle aklk getiriyor: Bu p kutsal bir eylerin etkisi altndaym gibi geliyor ona, dileri ise "kutsal ekmein yerini tutuyor."

8 Ekim. --Uyandmda Aragon'un talya'dan gelen bir mektubunu ayorum, mektupla birlikte Ucello'nun bilmediim bir tablosunun ortasndan bir detayn bir fotoraf rprodksiyonu var. Tablonun ad: Kutsal Ekmein Ayaklar Altnda inenmesi* kayda deer herhangi baka bir olayn gemedii gnn sonuna doru her zamanki bara ("A La Nouvelle-France") gittim ve bou bouna Nadja'y bekledim. Ortadan kayboluu hi bu denli endie vermemiti bana. Yapabileceim tek ey, Thtre
- 21 empty_illusion@yahoo.com

des Arts'a pek uzak olmayan oturduu yerin neresi olduunu bulmaya almakt. Bunu baarmak zor olmad: Bavurduum nc otel olan Chroy sokandaki Thtre oteliydi buras. Orada bulamaynca, kendisine vaad ettiim eyi nasl ulatracam sorduum bir mektup braktm.
* Tablonun btnnn rprodksiyonunu ancak birka ay sonra grdm. Bir takm gizli niyetlerle dopdolu geldi bana, dolaysyla, yorumu da ok incelik isteyen bir iti.

9 Ekim. --Nadja ben yokken telefon etmiti. Telefona bakan ve benim yerime, kendisine nasl ulaabileceimi soran kiiye yle yant vermiti: "Bana ulalmaz." Ama ksa bir sre sonra, gnderdii bir pnmatik mektupla, saat be buukta bara uramam istiyordu. Oradayd gerekten. Bir gn nce bulumaya gelmemesinin nedeni bir anlamazlkt: "Her zamankinden farkl olarak "la Rgence"ta buluacaktk ve bu kez de ben unutmutum. Paray verdim.* Alyordu. Babaa kalmtk ki baka hibir yerde hi grmediim cinsten, para dilenen bir ihtiyar girdi ieri. Fransa tarihiyle ilgili eski psk birka resmi almamz istiyordu. Bana uzatt ve almam iin srar stne srar ettii resim, VI. ve VII. Louis saltanatlarnn baz dnemleriyle ilgiliydi ("Cours d'Amour" ile ilgili olarak, o zamanlar yaam anlaynn ne olabileceini iyiden iyiye kafamda canlandrmaya alyordum ve daha ok yaknlarda, tam da bu dnemle ilgilenmitim). htiyar adam her bir resmi, ok kapal, bulank bir ekilde yorumlamaktayd, Suger hakknda sylediklerini bir trl anlayamadm.** Kendisine verdiim iki frank, daha sonra yakam brakmas iin verdiim fazladan iki frank karlnda, tm bu resimleri ve bunlarla birlikte zerinde kadn resimleri bulunan on kadar parlak kartondan renkli kartpostal ille de bize brakmak istiyordu. Adam bundan vazgeirmek olanakszd. Geri geri giderek karken: "Tanr sizi kutsasn matmazel. Tanr sizi kutsasn msy, diye syleniyordu. imdi de Nadja u yaknlarda kendisine gnderilen mektuplar okutuyordu bana, hi mi hi zevk almyorum bundan. Aralarnda alamakllar vard, tumturakllar vard, gln olanlar vard ve hepsi de az nce sz konusu olan u malum G... imzalyd. G... mi? Elbette, daha birka gn nce, an zehirlemekle sulanan Sierri kadnn davasnda san,"batnn ne olduunu bile bilmedii" (glmeler) iin paylarken yakas almadk bir szck sarf etmekten kanmayan u ar ceza reisinin ad. Gerekten de Paul Eluard unuttuu bu adn bulunmasn istemiti, La Rvolution surraliste iin yaplan "basn zeti"nin el yazmasnda bo brakmt bu adn yerini. Gzmn nndeki zarflarn zerinde bir terazi resminin bulunduunu gryorum, canm skyor bu.
* ngrlen miktarn katyd ve bir rastlantnn sonucuydu bu da, ancak yeni fark etmitim. ** "Sska Suger alelacele Seine'in yolunu tuttuunda (Guillaume Apollinaire). (Yazarn notu, 1962)

10 Ekim. --Akam yemeimizi Malaquais rhtmnda, Delaborde lokantasnda yiyoruz. Garson beceriksiz mi beceriksiz: Nadja'dan bylenmi gibi bir hali var. Gereksiz yere masamzn etrafnda drt dnyor, rtnn zerindeki hayali ekmek krntlarn topluyor, Nadja'nn antasn ordan alp buraya koyuyor, verdiimiz siparileri bir kez olsun aklnda tutamyor. Nadja byk altndan glyor, iin bu kadarla kalmayacan sylyor bana. Syledii de kyor, Garson yanmzdaki masalara servisi hi aksatmakszn yaparken, bize gelince, koyduu arab bardaklarmzn kenarna dkp sayor, ikimizden birinin nndeki taba bin bir zenle yerletireyim derken bir bakasn yere drp kryor. Yemein bandan sonuna kadar (gene inanlmazlar konusuna giriyor bu da) on bir krk tabak sayyorum. Mutfaktan her knda bizim karmzda buluyor kendini, gzleri Nadja'yla karlanca sanki ba dnyor, sersemliyor. Hem ar derecede gln hem de acnas bir durum bu. Sonunda areyi masamza yaklamamakta buluyor, yemeimizi g bela bitirebiliyoruz. Nadja hi armam grnyor. Baz erkekler zerinde, zellikle kara rktan olanlar zerindeki etkileyici gcnn farknda, bunlar Nadja nerede olursa olsun, sanki mahkummular gibi gelip kendisiyle konuuyorlar. Saat te, "Le Peletier" metro istasyonunun giesinde, birisinin, eline yeni bir iki franklk sktrdn, merdivenden inerken bu paray sk sk elinde tuttuunu anlatyor. Biletleri zmbalayan grevliye soruyor: "Yaz m tura m?" Grevli yaz diyor. Sahiden de yle. "inizden biraz sonra erkek arkadanz grp grmeyeceinizi tuttuysanz matmazel, greceksiniz onu." Rhtmlardan giderek Institut yaknna kadar geliyoruz. "Byk dost" dedii adamdan tekrar sz ayor bana, ona kim
- 22 empty_illusion@yahoo.com

olduunu sylemeyi bir grev saydn anlatyor. "O olmasayd srtn daniskasydm imdi." Byk dost"un her gece yemekten sonra kendisini yataa yatrp uyuttuunu reniyorum. Bunu fark etmesi aylar alm. Btn gn yaptklarn en ince ayrntlarna kadar anlattryordu Nadja'ya, doru bulduklarn onaylyor dierlerini ayplyordu. Kafasnn iinde bir yerde duran fiziksel bir rahatszlk byk dostun kendisine yasaklad eyleri yapmaktan hep alkoyuyordu daha sonra. Beyaz sakalnn iinde kaybolmu, kendisi hakknda hibir ey bilmemesini isteyen bu adam sanki bir krald Nadja iin. Nadja'ya yle geliyordu ki onunla girip kt her yerde, herkesi ok saygl bir dikkat alyordu. Buna ramen o zamandan beri onu bir akam bir metro istasyonunun tahta kanepesi zerinde grdnde, ok bitkin, kendini iyiden iyiye brakm, iyiden iyiye ihtiyarlam bulmutu. Seine sokandan dnyoruz, nk Nadja dosdoru, daha ileriye gitmekte srar ediyor. Gene ok dalgn, bana bir elin gkyznde ar ar izdii bir imei izlediini sylyor. "Hep o el gene." Dorbon kitapevinin biraz tesinde bir afiin zerinde bu eli gerekten gsteriyor bana. Orada tam tepemizde, iaret parma bir yerleri gsteren, bilmem neyi vmekte olan bir kzl el var gerekten. Bu ele mutlaka elini dedirmesi gerek, havaya zplayarak erimeye alyor ona ve zerine elini yaptrmay baaryor. "Ateten el, biliyorsun seninle ilgili, sensin o." Bir sre sessizce kala kalyor, gzleri yaarm gibi geliyor bana. Sonra birdenbire tam karma geiyor, neredeyse olduum yerde durduruyor beni ve bo bir atoda bir salondan dierine, birisine seslenir gibi, o olaanst tarzyla sesleniyor: "Andre? Andre?.. Benimle ilgili bir roman yazmalsn. nan bana. Hayr deme. Dikkatli ol: Her ey zayflar, yok olur gider bir gn. Bir ey kalmal bizden... Fakat bunun nemi yok: Baka bir ad alrsn: Sana hangi adla hitap edeyim istersin, ok nemli bu. Biraz da atein ad olmal bu, nk sen sz konusu olduun zaman dnp dolap karmza kan hep ate. Bir de el, ancak ate kadar temelli deil o. Grdm, bilekten kan bir alev, ayn byle (bir iskambil kadn yok eder gibi bir hareketle) birdenbire insann elini yakan ve gzn ap kapayncaya kadar kaybolan. Kendine Latince ya da Arapa bir takma ad bulursun.* Sz ver bana. art bu. "Nasl yaad hakknda bir fikir vermek iin yeni bir imge kullanyor: Tpk sabahleyin banyo yaparken, kendisi gzlerini suyun yzeyine dikmiken bedeninin uzaklamas gibi. "Aynasz odann iinde banyonun zerindeki meneke gibiyim." Dn gece saat sekize doru, evrede kendisinden bakas olmadn dnp Palais-Royal'in bir galerisi altnda ksk sesle arklar syler, birka dans figr yaparken bandan geen ilgin serveni bana anlatmay unutmutu. Bir kapnn eiinde ihtiyar bir kadn belirmi ve Nadja kadnn kendisinden para isteyeceini sanmt. Ne var ki kadnn arad bir kalemden baka bir ey deildi. Nadja kendisine kalemini vermi, kadn bir kartvizitin zerine bir eyler iziktirir gibi yapm ve kart bir kapnn altndan atmt. Bu arada Nadja'ya da kartn aynsndan bir tane vermi ve kendisine "Madam Came"yi grmeye geldiini ama kendisinin ne yazk ki evde bulunmadn anlatmt. Olay, zerindeki tabelada, CAMES DURS yazsnn okunduu bir maazann nnde gemiti. Nadja'ya gre bu kadn bir bycden baka bir ey olamazd. Uzatt ve bende kalmas iin srar ettii ok ufak boyutlu kartviziti inceledim: "Madam Aubry-Abrivard, yazar, Varenne soka, 20, kat 3, sadaki kap." (Bu hikayenin iyice bir aydnlatlmas gerek.) alnn saaklarndan birini omzuna atan Nadja, romantik dnem gravrlerindeki gibi, byk bir kolaylkla, eytan grnts veriyor kendine. Hava kapkaranlk ve ok souk. Ona sokulduumda titrediini, ama kelimenin tam anlamyla, "bir yaprak gibi" titrediini fark ediyor, korkuyorum.
* ou Arap evlerinin kaplarnda, bana anlattklarna gre, bir krmz el resmi olurmu, ematik denebilecek bir resimmi bu: "Fatma'nn eli."

11 Ekim. --Paul Eluard kartvizitteki adrese gidiyor: Kap duvar. Kartvizitte tarif edilen kapnn zerinde, tersinden inelenmi bir zarfta yle bir yaz var: "Bugn 11 Ekim, Madam Aubry-Abrivard ok ge dnecek ama kesin dnecek." Btn leden sonra boyunca bou bouna uzam bir syleiden sonra kendimi iyi hissetmiyorum. stelik Nadja da ge geliyor, ayrca pek olaanst bir ey de beklemiyorum ondan. O sokak senin bu sokak benim dolap duruyoruz, yan yanayz ama ayr duruyoruz birbirimizden. Birok kez ve her defasnda da heceleri git gide blerek tekrarlayp duruyor: "Hava bir oyun oynayacak. Hava bir oyun oynayacak nk her ey zamannda olmal." Lokantalarn kaplarndaki yemek listelerini okurken baz yemek adlaryla kelime oyunlar yaptn grmek bkknlk verici bir ey. Canm sklyor. Magenta bulvarnda "Sphinx-Htel"in nnden geiyoruz. Bu szckleri tayan kl tabelay gsteriyor bana ve Paris'e indii akam bu otelde kalmaya karar vermesine yukardaki szcklerin neden olduunu sylyor. Burada aylarca kalm, kabul ettii tek ziyareti
- 23 empty_illusion@yahoo.com

kendisini amcas gibi tantan "Byk dost"mu.

12 Ekim. --Kendisine Nadja'dan sz ettiim Max Ernst onun portresini yapmay kabul edecek miydi? Madam Sacco'nun, yolunun zerinde, sevmeyecei bir Nadia ya da Natacha grdn ve bu kadnn -kulland szckler yaklak byle- sevdii kadna bedensel bir rahatszlk vereceini sylediini anlatyor: Nadja hakkndaki bu olumsuz dnce bize yeterli. Saat drd biraz gee, Batignolles bulvarndaki bir kahvede bir kez daha, G... nin mektuplarn yeni gryormuum gibi davranmak zorundaym, yalvarp yakarmalarla dolu Musset'den arlm ahmaka iirlerin yer ald mektuplar bunlar. Sonra Nadja bir resim veriyor bana, grdm ilk resmi bu onun, geen gn "la Rgence"da beni beklerken yapt bir resim bu. Resmin baz unsurlar hakknda seve seve aydnlatyor beni, hibir yorum yapamad dikdrtgen maskenin dnda; tek syleyebildii, maskenin gzne yle grnd. Alnnn ortasndaki kara nokta maskenin asld ivi; kesik izgilerin zerinde nce bir engele rastlanyor; resmin st ksmndaki kara yldz dnceyi temsil ediyor. Nedenini kendisine bir trl syletemediim ey Nadja'ya gre bu resim sayfasnn balca ilgin yann oluturan, "L"lerin kaligrafik ekilleri. -Akam yemeinden sonra Palais-Royal bahesinin evresinde, ryas mitolojik bir nitelie brnyor, onun byle bir yan olduunu o gne dek bilmiyordum. Mlusine kiisini byk bir sanatla, bu kiiyi ok ilgin bir ekilde gzler nnde canlandrrcasna bir an iin oynamaya kalkyor. Burnumun dibine kadar sokulup soruyor: "Gorgone'u kim ldrd, syle bana, syle." Kesik kesik konumalarn izlemekte giderek zorlanyor, uzun sessizliklere artk bir anlam veremez oluyorum. Deiiklik olsun diye Paris'ten ayrlmay neriyorum. Saint-Lazare Gar: Haydi Saint-Germain'e, ne var ki tren gzlerimizin nnde kap gidiyor. Bir saate yakn bir zaman peronda volta atmaya mecbur kalyoruz. Geen gnk gibi sarhoun biri bitiveriyor karmzda, evremizde dolanp duruyor. Yolunu bulamadndan yaknyor, sokakta kendisine yol gstermemi istiyor. Nadja nihayet yaklayor bana. Herkesin hatta en acelesi olanlarn bile dnp dnp bize gz attklarn, ancak baktklarnn kendisi deil biz olduunu fark edip fark etmediimi soruyor, gzlemi doru. "Anlyor musun, akllar almyor bunu, bizi beraber grnce bir trl kendilerine gelemiyorlar. Gzlerinde, gzlerimde var olan u alev ylesine ender ki." Yalnz kaldmz u tren kompartmannda bana olan tm gveni, tm dikkati, tm umudu geri gelmi sanki. Vsinet'ye kadar inmeye ne dersin? Ormanda biraz gezmeyi neriyor. Niin olmasn? Ama tam sarlyorum ki bir lk koparyor. "Orada (kapnn zerindeki aynann st ksmn gstererek) birisi var orada. Az nce ok net bir ekilde ba aa bir kafa grdm." Elimden geldii kadar yattrmaya alyorum. Be dakika sonra ayn oyun: "Onun orada olduunu sylyorum sana, bir kasketi var kafasnda. Hayr bu bir hayal deil." Dar sarkyorum: Ne boylu boyunca ayak koyacak kntda ne de yandaki vagonun basamaklarnda bir ey var. Ne var ki Nadja srarla yanlmasna olanak bulunmadn sylyor. Gzlerini aynann st ksmndan ayrmyor ve ok sinirli grnyor. i rahat etsin diye bir kez daha dar sarkyorum. Bir an ok ak bir ekilde tam tepemizde vagonun zerine yz st yatm bir adamn kafasn geri ektiini gryorum, gerekten de niformasnn bir de kasketi var. Yandaki vagonun st katndan zahmetsizce buraya kadar gelmi bir demiryolu grevlisi bu kukusuz. Bir sonraki istasyonda Nadja kapda dururken ben de camn arkasndan yolcularn siluetini izliyorum, yalnz bir adam bir pck yolluyor ona. Ayn hareketi bir ikincisi, bir ncs de yapyor. Bu hayranlk ifadesini, hayranlk ifadesi denebilirse tabii, honutlukla, kadirbilirlikle karlyor. Kimse esirgemiyor ondan bunu, onun da buna ok deer verdii belli oluyor. Vsinet'de btn klar snk, herhangi bir kapy atrmanz olanaksz. Ormanda aylak aylak gezinmek fazla ekici deil. Bizi saat bire doru Saint-Germain'e brakacak treni beklemekten baka kar yol yok. atonun yanndan geerken Nadja kendisini madam de Chevreuse olarak gryor; yzn, apkasnn varolmayan ar tynn arkasnda yle bir zarafetle gizlemesi var ki!

Bu ba dndrc izleniin burada son bulmasna olanak var m? Neyin izlenii, bilmem ama gene de izleni, zihinsel batan karn btn hilelerini harekete geirmek iin izleni... Hibir ey -ne sodyum gibi ender metallerin ortadan kesildiklerindeki parlakl-ne de baz blgelerde ta ocaklarnn fosfor gibi mas-ne kuyulardan ykselen hayranlk verici n parlakl- ne saat balarn alarken lmesi iin atee att bir saatin tahtasnn trts-ne deiik durular altnda aslnda sahneye tek bir ifti getirdii dorulandnda, Kytheraya Gitmek zere Gemiye Biniin zerimizdeki olaanst - 24 empty_illusion@yahoo.com

ekicilii -ne glet manzaralarnn ihtiam- ne yklmakta olan binalarn duvarlarnn, mini mini iekleriyle, bacalarnn glgeleriyle, duvarlarnn ekicilii: Bunlardan hibirisi, benim iin kendi z m oluturan hibir ey unutulmad. Gerein nnde, bugn Nadja'nn ayaklar dibine sinsi, kalle bir kpek gibi uzanm olduunu bildiim bu gerein nnde kimdik biz? Hangi enlem altnda yer alabilirdik, bylesine, kzgn simgelerin kucana atlm, benzetme denen iblise av olmu, ta tedeki giriimlerin yaln, zel ihtimamlarn hedefi olarak grrken kendimizi? lk ve son kez yeryznden ok telere birlikte frlatlm, grkemli aknlmzn bizi brakt ksa faslalarda, eski dncenin ve ebedi hayatn tten ykntlarnn zerinden, nasl oluyordu da inanlmaz biimde birbiriyle akan birka gr dei toku edebiliyorduk? lk gnden son gne dek Nadja'y zgr bir deha, havadaki ruhlardan biriymi gibi grdm, ki o ruhlar ancak baz by uygulamalaryla kendine anlk da olsa balayabilir insan, ancak boyunduruk altna almak olacak ey deildir. Ona gelince, onun, biliyorum ki, deyimin tam gcyle ifade edilirse, beni bir tanr olarak grd, gne olduumu sand oldu -o anda bundan daha gzel, daha trajik hibir ey olamazd. unu da anmsyorum ki ona Sfenksin ayaklar altnda inenen, yldrmla arplma dnen bir adam gibi kara ve souk grnmtm. Erelti otu gzlerinin sabah bir dnyaya, engin umudun kanat rplarnn, dehetin grlts olan teki grltlerden, belli belirsiz ayrt edildii bir dnyaya alm olduklarn gryordum. Bu dnyann zerinde ben kapanan gzlerden baka bir ey grmemitim. Biliyorum ki Nadja iin, oraya varmak istemenin bile ylesine ender, ylesine yrek isteyen bir i olduu bir noktadan hareketi, son kalan tahlisiye sandalnn ok uzanda, istemli olarak, bile bile sularda kaybolunup gidildii anda imdada armakta birleilen her trl eyi hor grerek, yaamn her trl sahte ama neredeyse dayanlmaz telafilerine ramen gereklemekte... Orada atonun ta tepesinde, sadaki kulede yle bir oda var ki, bizi orada gezdirmeyi dnmyorlar kukusuz, belki de doru drst gezemeyeceiz orasn -o halde buna girimek bile anlamsz- fakat Nadja'ya baklrsa Saint-Germain'de tanmaya gereksinim duyacamz her ey buras.* Kr bir fener yardmyla aydnlattklar bir kadn portresini, ziyaretilere kapal saatlerde keyiflerince seyredebilmek iin kendilerini mzeye kapattran o insanlar ok severim. Byle olunca, o kadn hakknda bizim bildiimizden ok daha fazlasn nasl olur da bilmez onlar? Yaamn da bir ifreli mektup gibi ifresini zmek ister ola ki. Gizli merdivenler, ilerindeki resimlerin hzla kayp dt ve elinde kl tutan bir melee ya da srekli ilerlemek zorunda olanlara yer amak iin kaybolan tablolarn ereveleri zerine son derece dolayl bir yntemle baslan dmelerin, enlemesine boylamasna tm bir salonun yerini deitirmesi ve ok hzl bir dekor deiimini gerekletirmesi: Akln en byk servenini, tuzaklar cennetine bylesi bir yolculuk olarak anlamak mmkndr. Kimdi gerek Nadja? Gndz gzyle de pekala kefedilebilecek bilmem hangi ta kalntlarn bir arkeologun eliinde -adamn tutkusu buysa elden ne gelir!- Fontainbleau ormannda btn gece dolat konusunda yemin billah eden Nadja m, yani kendisine hep bir eyler esinlenen, hep bir eyler esinlettiren, kendisi iin tek kayda deer deneyim alan olan sokaktan baka hibir yeri sevmeyen, sonsuz bir hlyaya atlm her insanolunun sorgulamas iin elinin altnda olan Nadja m, yoksa (niin teslim etmeyelim bunu?) onu btn kadnlarn iinde en yoksulu ve hepsinin arasnda en kt savunulan olarak gren dierleri kendisine laf atma yetkisini kendilerinde grdler diye onlarn ellerine den Nadja m? Gemite yaamnn baz sahnelerini bire bin katarak anlattnda iren bir iddetle tepki gsterdiim oldu, bunlar hi kukusuz ok dardan yarglyordum ve sanyordum ki onurunun bundan berelenmeden kmas olanakszd. Szgelimi Zimmer birahanesinin salonlarndan birinde yzn tam ortasnda patlatlan, yz kan revan iersinde brakan yumruun, sadece aa tabakadan olduu iin reddetmekten sinsice bir zevk ald bir adamdan yedii yumruun yks birok kez imdat diye barm, arkasndan da, ortadan kaybolmadan nce adamn giysilerini kan ierisinde brakacak zaman bulmutu- 13 Ekim'in bir akam st hibir neden olmadan bu yky anlatnca beni, kendisinden bir daha geri dnmemek zere uzaklatryordu az kalsn. Bu korkun servenin olduka alayc yks, bilmem hangi mutlak aresizlik duygusuna kaptrmt beni, ne var ki artk alama duygusunu yitirdiimi sanrken bu yky dinledikten sonra uzun uzun alamtm. Beni alatan Nadja'y artk bir daha grmemem gerektii dncesiydi, hayr artk elimden gelmiyordu. uras belli ki imdi beni zen eyi benden saklad iin hi kzmyordum ona, hatta ona borlu da hissediyordum kendimi ancak gnn birinde iin buraya kadar gelmesi, ufukta kim bilir kendisi iin bylesine gnlerin tekrar grnmesi, btn bunlar gze alacak cesareti bulamyordum kendimde. Nadja o an ylesine dokunaklyd ki, aldm karardan vazgemem iin hibir aba gstermiyor, aksine, gz yalarndan, bu kararmdan vazgememem konusunda beni yreklendiren gc ekip karyordu! Paris'te bana elveda derken bunun olanaksz olduunu eklemekten kendini alamad, ancak hi olanaksz olmamas iin de hibir ey yapmad. Sonunda her ey olacana vardysa bu sadece benden kaynaklanmt. Nadja'y daha birok kez grdm, dncesi daha da aklat benim iin, ifadesi daha bir hafiflik, bir zgnlk, bir derinlik kazand. Ola ki ayn sre iinde, kendi benliinin bir parasn, - 25 empty_illusion@yahoo.com

stelik en insanca tanm bulan bir parasn srkleyip gtren, telafisi olanaksz ykm, o malum gn bilgim altnda olagelen ykm, ondan azar azar uzaklatrmt beni. Ancak en ark sezgiyi temsil eden ve neredeyse bir mucize denecek bu kendi kendini ynlendirme biimiyle, kendimi bysne kaptrmaya devam ediyordum, bir de onu kendi bana braktm zaman, kendisinin dnda sregiden u yaamn ondan oburca istedii baka dnlerin yan sra, yemek imek gibi, uyumak gibi dnler elde etmeye can atan u yaam girdabna kendisini yeniden kaptracan hissetmek giderek daha da diken stnde tutuyordu beni. Bir sre bunun bir k yolunu salamaya altm ona, yle ya bunu da benden, sadece benden bekliyordu. Ne var ki kimi gnler sadece benim varlmla yaar grndnden, azmdan kanlara en ufak bir dikkat yneltmez ya da bana ilgisiz eylerden sz atnda veya sustuunda, verdii sknty hi mi hi umursamaz grndnden, bu tr zorluklar zmesine doallkla yardmc olmak iin onun zerinde nasl bir etkim olabilir diye kuku stne kuku duyuyordum. kimizden bakasn ilgilendirmek zorundaym gibi grnen olaan d olgu rneklerini burada oaltmam bouna olur, bazlarnn bou bouna, her eyin, olgularn zelliini akladklarn ne srmeleri gibi, her olayn zelliini aklamaya olanak verecek bir tr erekiliin yannda yer almaya ynelten olgular bunlar...* (Bu alanda, akla gelecei gibi, her trl teleolojik kantlayc fikir peinen yok saylmtr) O olgular ki ya Nadja ile ben ayn anda tank olmutuk onlara ya da ikimizden biri... Geen gnler sresince, nmde sarfedilen ya da gzlerimin nnde Nadja'nn bir rpda yazd o cmleler ki, onun ses tonunu en iyi ekilde karmda buluyorum, bendeki yanklan yce bir yanklan olarak kalyor. "Sizinkinin balangc olan, nefesimin tkeniiyle birlikte." "stemi olsanz, sizin iin hibir ey olmazdm ben, ya da sadece bir iz" "Aslann penesi ban gsn skyor." "Pembe daha iyidir karadan ama ikisi uyumludurlar gene de." "Gizemin karsnda, Tatan adam, anla beni." "Benim efendimsin sen. Dudaklarnn kycnda nefes alan ya da son nefesini veren bir atomdan baka bir ey deilim ben. Gzyalaryla slanan bir parmamla huzura dokunmak istiyorum ben." "Kmr topaklaryla dolu bir deliin karanlnda bir sarka gibi sallanan bu terazi de neyin nesi?" "Dncelerini ayakkablarnn arlyla daha da arlatrmamak." "Her eyi biliyordum, gzyalarmn rmaklarnda o denli bir eyler okumaya altm ki." Nadja benim iin olaanst gzellikte bir iek icat etti: "Sevgililer iei." Krda yediimiz bir yemek srasnda grnd bu iek ona, Nadja'y byk bir beceriksizlikle, onun resmini izerken seyrettim. Daha sonra birok kez bu resme geri dnd, izgisini daha gzelletirmek ve baklara deiik bir ifade vermek istedi. Birlikte geirdiimiz vakit, ite bu simgenin, bu yldzn altna yerletirilmelidir zellikle, Nadja'ya btn tekilerin anahtarn veren de bu izgisel simge olmutu, birok kez sanki yukardan gelen bir rzgarn ekimine uram, yukarlara doru urayan alevler gibi, kirpi gibi salarmla bir portremi yapmaya giriti. Bu uzun alevler, ar kanatlar bann her iki yanndan sarkan bir kartaln karnn da oluturuyordu ayn zamanda. Bu son resimleriyle ilgili olarak kendisine yaptm yersiz bir uyar sonunda, resmin geri kalan blmnden alt ksmn kesip atverdi ne yazk ki, resimlerinin en gzeliydi bu hi kukusuz. 18 Kasm 1926 tarihli resim, Nadja'yla benim simgesel bir portremizdi: Kendisini her zaman srt dnk bir deniz kz eklinde grrd. te bu resimde de gene ayn adan elinde bir kat - 26 empty_illusion@yahoo.com

tomaryla grnyordu; baklar ateler saan bir ucube, kartal ba biiminde bir vazodan dar frlyordu, vazo tylerle doluydu, bu tyler dnceleri temsil ediyorlard. "Kedinin ryas" resmi ise ayakta, kamaya uraan bir kediyi gsteriyordu, kedi kamaya alyordu ama kendisini bir arln yere baladn, ayrca ba aa edilmi bir lambann lsz derecede bytlm fitili olan bir halatn da askda tuttuunu fark etmiyordu, en kapal resimlerden biriydi bu benim iin: Gene gznn nne gelen bir imgenin ardndan alelacele yaplm bir dekupajd bu. Bir baka dekupaj da ban eimini deitirebilecek biimde iki para halindeydi ve bir kadn yzyle bir elden oluan bir btn meydana getiriyordu. "Kedinin ryas" gibi "eytann kurtuluu" da gzne grnen bir hayalin sonucu olarak yaplmlard. Mifer biimindeki bir resimle, "bulutlu bir kiilik" adl baka bir resim, rprodksiyonlar yaplacak eyler deillerdi ve baka bir anlayn rnydler, bir odundaki budaklarda, eski duvarlardaki atlaklarda kolaylkla gze arpacak bir takm glgeleri arayp bulmak gibi bir zevke karlk veriyorlard. Bu resimde eytann ehresi kolaylkla fark ediliyor ayrca bir kuun dudaklarn gagalad bir kadn kafas, srttan grlen bir deniz kznn salar, gvdesi ve kuyruu, bir fil kafas, bir deniz aslan, bir baka kadnn yz, bir ylan, birok baka ylanlar, bir yrek, bir kzn m desem yoksa bir mandann m ba, iyilik ve ktlk aacnn dallar, ayrca resmin rprodksiyonunun pek gsteremedii bir yirmi kadar unsur daha fark ediliyordu ki, bunlarn tamam gerek bir Akilleus kalkan oluturmaktaydlar. Resmin sa st kesine doru bir yerdeki iki hayvan boynuzu zerinde durmakta yarar var, bunlarn varlnn nedenini Nadja bile aklayamyordu, nk, aynen byle geliyorlard gznn nne ve bal bulunduklar ey ise sanki deniz kznn yzn inatla maskeler cinsten bir eydi (kartpostaln arka yzndeki resimde zellikle fark edilir bu). Gerekten de Nadja birka gn sonra evime geldiinde bu boynuzlarn kocaman bir Gine maskesininkilerden baka bir ey olmadn teslim etti, bir zamanlar Henri Matisse'in sahip olduu bir maskeydi bu ve bense onu hem sevmi, hem de rkmtm ondan nk bir demiryolu iaretini artran muhteem bir tepelii vard, ancak Nadja onu sadece kitapln iinden doru grebiliyordu. Bu vesileyle Braque'n bir tablosunda (Gitar alan Adam) tablodaki kiinin dnda yer alan iviyle urgan fark etti, hep merakm ekmitir bunlar da; Chirico'nun gen biimindeki tablosunda da (Sknt Veren Yolculuk ya da Kaderdeki Muamma) u mehur ateten eli grd. Yeni Britanya'dan, krmz mrver aac z ve sazlardan oluan koni biimindeki bir maske, "Aa, Chimene'e bak!" diye lk koparmasna yol at, kk bir oturmu kabile efi heykeli tekilerden daha da tehditkar grnd ona; Max Ernst'in bir tablosunun (Fakat nsanlar Hibir ey Bilmeyecekler) zellikle zor anlalrl zerine uzun uzun aklamalar yapt. Yapt yorum, tuvalin arkasndaki resmin ayrntl adna tmyle uygundu; bir kenara attm bir baka feti de Nadja'ya gre beddua Tanrsyd; Paskalya adasndan gelen ve sahip olduum ilk yabanl nesne olan bir bakas kendisine: "Seni seviyorum, seni seviyorum" diyordu. Nadja kendisini defalarca da Melusine olarak grmt, tm mitsel kiilikler arasnda kendine en yakn gibi gryordu Melusine'i. Bu benzerlii, olanak bulduu her an gerek yaama aktarmaya baktn bile fark ettim, szgelimi kuafrnden, salarn alnnn zerinde bir yldz meydana getirecek ekilde, birbirinden ayr be kme halinde datmasn istiyordu. Salarnn ayrca kvrlarak kulaklarnn nnde kei boynuzu eklinde son bulmasn da istiyordu, boynuzlarn bylesine kvrl en ok zerinde durduu biimlerdendi. Kendini bir kelebek grnts altnda hayal etmek de ok houna gidiyordu, kelebein bedeni bir "Mazda (Nadja)" marka ampulden oluacak bu bedene doru, bir ylan, tpk bir ylan oynatcsnn ylan gibi kafasn kaldrm olacakt (o gnden beri, byk bulvarlardaki, eski "Vaudville" tiyatrosunun neredeyse tm cephesini kaplayan "Mazda" klandrmasna her bakmda kafam kart, klandrmada tam tamna, hareket halinde iki olak, bir ebem kua altnda tokuuyorlard). Son kez karlamamz srasnda Nadja'nn bana gsterdii ve kendisini srkleyen frtnada yitip gittiini dndm bitmemi durumdaki son resimleri bambaka bir anlayn rnydler. (Karlamamzdan nce hi resim yapmamt.) Bunlarda, bir masann zerinde, ak bir kitabn nnde, klle braklm bir sigarann ucundan, sinsi sinsi, dumandan bir ylan ykseliyordu, ok gzel bir kadnn ellerinde bir zamba kapsayacak biimde dilim dilim dilimlenmi bir dnya haritas vard, Nadja'nn insansal yanstc diye adlandrd eyin iniine olanak verecek ekilde dzenlenmiti her ey, yanstc, insan elinin eriemeyecei bir noktada tutamalarla tutuluyor, o bunu "her eyin en iyisi" diye niteliyordu.

Olduka uzun sreden beri Nadja'yla aramz akt. Gerei sylemek gerekirse, dnyada var olan - 27 empty_illusion@yahoo.com

yaln eyleri kavrama biimimiz bir yana braklrsa, belki de hi anlaamamtk zaten. Nadja yaam, varolmay hi hesaba katmamak gibi bir seim yapmt bir kere, zaman umursamamak, zaman zaman azndan kan bo szlerle benim iin byk nem tayan tekiler arasnda hibir ayrm yapmamak, benim geici desteklerimi hi mi hi umursamamak ve ar gnl elencelerine gz yummakta geirdiim az ya da ok zorluklar hie saymak gibi bir seim... Daha nce syledim, yaamnn en acnas girdi ktlarn hibir ayrnty gz ard etmeden bana anlatmaktan, zaman zaman yersiz bir takm hoppalklara ba vurmaktan, her eyi brakp da, nihayet baka eylerle uramaya karar vermesi iin, beni, kalarm iyice atlm keyfini bekler hale dntrmekten bir trl vazgememiti, baka eylerle uramas, diyorum nk doal olmasna da olanak yoktu elbet. Belki bilmem ka kez, artk dayanamaz hale gelmi, deerimi gerekten anlar hale getirememekten umutsuzlua derek neredeyse katm ondan, katm ama neler pahasna, onu ertesi gn kendisi de umudunu tketmedii zaman, kendi kendini nasl biliyorsa o halde bulmak, kendi kendime, bu denli zerinde durduum iin kzarak ve ondan af dileme pahasna!... unu da itiraf etmeli ki, bana giderek iyi davranmyor, suyuma gitmiyordu, bu da kendi yararna deildi kukusuz, hibir ey kavgasz dvsz bitmiyor, ileri bo geersiz nedenler ileri srerek daha da kztryordu ortal, nedenler de neden deildi aslnda. Verdiinden fazlasn elde etmeyi hibir zaman istemeden, onu hareket ederken ya da kprtsz dururken, konuurken ya da susarken, uyankken ya da uyurken grmek fazlasyla yeterliyken, bir varln yaamndan bir eyler yaamann temelini oluturan eyler benim iin sz konusu deildi ve sz konusu olmamt da: Apak, besbelli bir eydi bu. Nadja'nn dnyas olan dnyaya bakldnda, orada her eyin olaanst bir abuklukla bir ykseli ve bir d grntsn ald bylesi bir dnyada bakas da olamazd zaten. Ama burada a posteriori bir yargda bulunuyorum ve baka ey de sz konusu olamazd derken dolambal yollara sokuyorum kendimi. Ne kadar gpta edersem edeyim, belki de ne kadar hayal grrsem greyim, bana nerdiklerinin dzeyinde olamadm hibir zaman. Bana nerdii ey neydi peki? Ne olursa olsun. Akt sadece, benim bildiim anlamdaki akt -gizemli, mmkn olmayan, biricik, akllara durgunluk veren, kuku gtrmeyen ak- yani her trl deneyde olabildii kadaryla ak, bana burada mucizenin gereklemesine olanak tanyan ak.

Birka ay nce gelip bana Nadja'nn delirdiini sylediler. Anlattklarna gre kald otelin koridorlarnda yapt taknlklar sonucu Vaucluse akl hastanesine kapatlmt. Benden bakalar bu olgu zerine bou bouna ahkm keseceklerdir, bu onlara daha nce tm olup bitenin kanlmaz sonu gibi grnmekte gecikmeyecektir. Bunlarn arasnda en uyank olanlar, Nadja stne anlattklarmda, lgnca dncelerin payn aramaya bakacaklar ve belki de benim Nadja'nn yaamna mdahaleme, bu lgnca fikirlerin gelimesi iin anak tutan mdahaleme, dehetli belirleyici bir deer vereceklerdir. Bu zrvaca konumalara gelince, "Ya! O halde"cileri, "Gznz gryor"cular, "Ben zaten biliyordum"cular, "Bu koullarda"clar, bu aalk soysuzlar kendi hallerine brakmay ye tuttuumu sylememe gerek yok. Nadja iin bir akl hastanesinin iiyle d arasnda pek byk bir fark olmadn dnyorum, nemli olan da bu. Ama ne yazk ki bir fark var gene de, bir kilidin iinde dnen bir anahtarn kulak trmalayc sesinden gelen bir fark, hastane bahesinin o iler acs grntsnden, ayakkablarnz boyamak istemediiniz zaman sizi sorgulayanlarn almndan, azametinden gelen bir fark; ebleh aln ve ablak haliyle Sainte-Anne hastanesinden profesr Claude bunlardan biri szgelimi ("Size ktlk yapmak istiyorlar deil mi? -Hayr msy. -Yalan sylyor, geen hafta kendisine ktlk yapmak istediklerini sylemiti bana" ya da yle bir ey szgelimi: "-Sesler duyuyorsunuz demek, peki bunlar benim sesime benzer sesler mi? -Hayr msy: -Anlald, iitsel halsinasyonlar var yleyse" vb.). teki niformalardan ne fazla ne az iren olan hasta gmleinin irenliinden, hatta bylesi bir ortama uyum salamak iin gerekli gayretten gelen bir fark, yle ya buras da bir ortam alt taraf, bir lde sizi uyum salamaya iten bir ortam. Hapishaneler nasl sulu retiyorsa, akl hastanelerinin de deli rettiini bilebilir herkes, bunun iin ille de akl hastanesinde yatmaya gerek yoktur. En hafif bir su yznden, genel anlaya ya da hogrye kar en ufak bir ihmal yznden, kim olursa olsun herhangi bir kiiyi kendisi gibi bakalarnn yanna tkan, toplumsal deerleri koruma aygtlar denilen eylerden daha iren bir ey var mdr dnyada? Bu kiilerin kendi benzerleriyle yan yana tutulmas zarardan baka bir ey getirmez ona, stelik kendisininkinden daha oturmu bir ahlaksal ve pratik anlayta olanlarla iliki kurmaktan da mahrum eder onu. Gazetelerin yazdna gre son uluslararas psikiyatri kongresinde, daha ilk oturumda, tm delegeler, eskiden manastra girildi mi nasl bir daha hi klmaz idiyse bugn de akl hastanesine bir girildi mi bir daha klmayacana dair - 28 empty_illusion@yahoo.com

yaygn kannn srarla sregelmekte olduu grn rtmek iin fikir birliine varmlard; halk arasndaki bir yaygn kan da akl hastanesiyle hibir alverii olmayan ya da orada yapacak hibir eyleri olmayan kiilerin yaam boyu akl hastanesinde tutulduklar; inandrlmak istendiimiz gibi toplum gvenliinin hi de yle tehlikede olmaddr. Ruh hekimleri barp ardlar, iyiletirip taburcu ettikleri bir iki vakann zerinde nemseyerek durdular, ancak bunun yannda da byk grlt patrtyla zellikle baz ar hastalarn, hasta olmad sanlp ya da erken taburcu edilmesiyle topluma geri dnlerinin dourduu felaket rnekleri vermekten de geri kalmadlar. Bylesi maceralarda kendi sorumluluklar da az ya da ok devreye girdiinden, en ufak bir kuku duyduklarnda ekimser kalmay ye tuttuklarn anlatmaya almaktaydlar. Soru bu ekilde sorulduunda doru sorulmam gibi geliyor bana. Akl hastanelerinin yle bir havas var ki, iinde barndrd kiiler zerinde en delirtici, en zararl etkiyi yapmaktan geri kalmaz, hatta bu, hastay akl hastanesine gtren balangtaki hastalnn daha da ilerlemesi eklinde olur. Her trl itiraz, her protesto, yaplan muameleyi kaldramama, ortama uyumsuzluk damgasyla damgalanmanzla sonulanmaktan baka bir ie yaramaz(ne denli elikili grnrse grnsn hastane ortamnda bile sizden uyumlu bir sosyal varlk olmanz istenir) stelik bu, ileri daha da sarpa sardrr, size kar yeni bir semptomun, tepkinin olumasndan baka bir yarar yoktur, bu tepki yle bir tepkidir ki, gnn birinde iyileme olaslnz bulunsa bile, buna engel olmak bir yana, hi deilse hastalnzn, ilerlemeden, ayn durumda kalmasna, hzla arlamamasna bile olanak tanmaz. Buradan, akl hastanelerinde, hastalarn rahatszlklarnn nasl trajik bir biimde hzla ve ani ekilde ilerlediinin grlmesinin nereden kaynakland daha iyi anlalr, bu hzl ilerleme tek bir rahatszln ilerlemesi de deildir stelik. Akl hastalklar konusunda, neredeyse kanlmaz olan ite bu had safhadan akuta doru gidi srecini aa vurmakta yarar vardr. Psikiyatrinin olaan d ve gecikmeli bir ocukluk dnemi geirdii ortadayken, bu koullarda, hibir dzeyde, tedaviden sz etmenin en ufak bir anlam yoktur. O bir yana, bunun en kl krk yaran ruh hekimlerinin bile hi umurunda olmadn dnyorum. Yaygn kanya gre, artk, keyfi akl hastanesine tkma uygulamas ortadan kalkmtr, bir itirazm yok buna, nk nesnel bir saptamaya ihtiya gsteren ve toplum iinde grld, ortaya kt anla birlikte, bir delilik nitelii kazanan anormal bir davran, teki tutuklamalara; ieri atlmalara gre bin kez daha korkun olan ieri tklmalarn temeli, kkenidir. Ancak bana gre tm ieri atlmalar keyfidir. Bir insanolunun, zgrlnden mahrum edilebilmesine hibir neden bulamyorum. Sade' ieri tktlar; Nietzsche'yi tktlar; Baudelaire'i tktlar. Bir gece vakti gelip sizi gafil avlayarak, zerinize deli gmleini geirmek ya da herhangi baka bir biimde sizi zaptetmek gibi bir yntemin, usulca cebinize bir tabanca sokuturmaya dayanan, polis yntemlerinden hi fark yoktur: Bildiim bir ey varsa o da, eer deli olsam, bir sredir ieri atlm olsam, hastalmn bir gerileme dneminden yararlanarak, karma kacak ilk kiiyi, tercihen bir hekimi, klm bile kprdamadan ldreceimdir. Hi deilse bylelikle, ajite hastalar rnei, yalnz bama bir hcreye konulmak gibi bir kazancm olurdu. Belki rahat da brakrlard bylece beni. Genel olarak psikiyatriye, onun afrasna tafrasna, eserlerine duyduum nefret ylesine byk ki, Nadja'nn hastaneye kapatldktan sonra bana neler geldiini renmeye cesaret edemedim bir trl. Hem Nadja'nn hem onun gibi olanlarn gelecei konusunda niin karamsar olduumu yukarda syledim. zel bir klinikte ancak zenginlere nasip olan, binbir trl zenle tedavi grm, kendisine zarar verebilecek herhangi bir kimsenin varl bir yana, uygun bir zamanda ziyaretine gelecek dostlarnn varlyla glenmi, teselli bulmu, zevkleri byk lde doyurulmu, farknda olmadan, gerei kabul edilebilir lde alglayabilecek duruma gelmi olsayd, onu hibir halde zor altna almamay gerektirirdi btn bunlar ve kendiliinden, rahatszlnn nedenine, k noktasna kadar ulatrmak gibi bir zahmeti gerektirirdi. Belki biraz fazla ileri gidiyorum ama onun bu badireden kurtulabileceine inanmak iin, elimde yeterince neden var. Ama Nadja yoksuldu, ite bu gerek, u iinde bulunduumuz zamanda saduyu ve iyi ahlakn o ahmaka kurallarna tmyle uymamay gze ald anda, mahkumiyet kararnn tepesine inmesi iin yeterli nedendi. u da vard: Yapayalnzd Nadja. "Zaman zaman benim gibi bylesine yalnz olmak korkun bir ey, dostlarm diye bildiim, yalnz siz varsnz," diyordu, son kez telefon ettiinde karma... Bir de u var: Glyd Nadja, ayn zamanda alabildiine gsz, olabildiince gsz... Bunun temelinde, her zaman kendi dncesi olmu bir dnce, fazlasyla desteklediim, dierlerinden ne kmas iin fazlasyla yardmc olduum bir dnce vard ki o da uydu: zgrlk, o, binbir trl ve en zorlu zverilerle u dnyada elde ettiimiz zgrlk, bir kez de ele geti mi, ondan yararlanlsn isterdi, hibir snr konulmadan, hibir yararc dnceye kaplmakszn yararlanlsn isterdi, nk en yaln devrimci biimi altnda anlalan insann kurtuluu olgusu, hizmet edilmeye deer tek davayd, bu herkese gre bir kurtulu da deildi, demek istiyorum ki, her kiinin elindeki yntemlere gre bir kurtulu da deildi bu. Nadja ite ona hizmet etmek iin yaratlmt, bu hizmet her varln etrafnda, alttan alta, sinsice, ok zel bir - 29 empty_illusion@yahoo.com

komplonun tasarlanmakta olduunu kantlayarak olabilirdi, sz konusu komplo, sadece Nadja'nn hayalinde yer alan bir komplo da deildi, aksine en azndan onu tanma asndan gz nnde tutulmasnda yarar olurdu, yle de ama ok daha tehlikeli bir ekilde dikkate alnabilirdi: nsann, kafasn mantn, yani hapishanelerin en fazla nefrete deer olannn, bylesine aralanm demir parmaklklar arasndan geirmesiyle. Belki de Nadja'y bu son giriimin yolunda tutmay becerebilirdim ancak, her eyden nce kar karya olduu tehlikenin bilincinde olmas gerekirdi. Oysa onun, u korunma igds -daha nce sz ettim bundan- denen eyin gznden debileceini ya da oktan dm olduunu hi aklma getiremedim; bunun sayesindedir ki, btn arkadalarmla birlikte ben, her eyin tesinde kendimizi, yanmzdan bir bayrak geerken, szgelimi -bamz baka yana evirmekle yetinerek- salam tutabiliyoruz, her frsatta, her aklmza yatar grnenin yannda saf almyoruz, genel ahlaka ve kurallara aykr bir davranta bulunmaktan, "gnaha girmekten" sonsuz bir coku duymuyoruz. vb... Saduyum konusunda kuku uyandracak biliyorum ama, szgelimi, Nadja'nn gnn birinde, birok ey yan sra, elime "Henri Becque" imzal bir kat tututurmas, bu katta, Henri Becque'in kendisine birtakm tler vermi olmas, gzlerimi dar uratacak kadar artc bir ey olmazd benim iin. tler eer aklma yatmazsa, yle yantlamakla yetinirdim: "Akll bir adamd Becque, sana bunlar sylemesi de olanaksz." Ancak, Villiers alannda Becque'in bstnn kendisini ekmesinden, ehresindeki ifadeyi beenmesinden fazlasyla anlyordum ki baz konularda onun grn almak istemesi ve bunu baarmas mmknd. stelik burada, yapaca eyi herhangi bir azize ya da tanrsal gce sahip bir kiiye danmaktan daha fazla, manta, akla aykr bir ey de yoktu. nceden inceye okuduum Nadja'nn mektuplar, yazd her trl iirsel metinler de -onun rahatszlyla ilgili uyarc bir nitelik tamyordu benim iin. Kendimi savunmak iin ancak birka szck daha ekleyeceim. Delilik olmayanla, delilik arasnda, iyi bilindii gibi, belli bir snr olmamas, bunlardan birinin de tekinin de alg ve dncelerine farkl deerler yklemekten kanmama neden oluyor. En az yadsnacak gereklerden ok daha anlaml ve geni kapsaml sofist dnceler vardr: Bunlar sofist dnceler olduklar iin yadsmak insan yceltmeyen yararsz bir itir. Bunlar sofist dnceler idiyse eer, kendi kendime, ta uzaklardan gelerek karma kana, o hep patetik "Kim var orada?" sesleniiyle seslenmemi de o sofist dncelere borluyum. Kim var orada? Siz misiniz oradaki, Nadja? te tarafn, tm te tarafn bu yaamn iinde yer ald doru mu? Duymuyorum sizi. Kim var orada? Ben miyim oradaki? Sadece ben mi?

Bir kitaba benzer bir ey hazrlamaya vakti olan ve iin sonuna geldiinde, bu eyin akbetinin ne olacayla ilgilenmenin ya da bu eyin kendisine ne gibi bir akbet getireceiyle ilgilenmenin yolunu bulan her insana (bir syleyi biimi bu) gptayla bakyorum. Hi kuku yok ki, o insan o yolda giderken, bundan vazgemesi iin en azndan bir gerek frsat kmasn nne! Aldrmazd bile ve bize bunun nedenini aklama onurunu verebilecei umut edilebilirdi. Uzun soluklu bir ie girimeye eilimimle, hayatn, sevdiim ve bana kendisini sunan hayatn gznden deceime fazlasyla eminim: Soluu kesercesine yaanan hayatn... Basl bir cmledeki szcklerin keskin aralklar, konuurken, baz tmcelerin, toplamn yapmann sz konusu olmad tmcelerin altna iziktiriliverilen bir izgi, bir gnden dierine ya da baka bazlarna, zlmesi beklenen bir sorunun verilerini allak bullak eden olaylarn tmyle gz ard edilii, zaman boyunca sylenmesi tasarlanan uzak dncelerle en somut anlarn, bitmez tkenmez duygusal katlarla yklenmesi ve arnmas, kitab kartrrken u son satrlar, kitab iki sayfa nce bitirir gibi grnen satrlardan ayran bolua eilecek yrek brakmyor bende. (Bir zamanlar iim gcm olmad sralarda, Marsilya'da, eski limann rhtmnda, gn batmndan az nce, delilik derecesinde titiz bir ressamn, byk bir beceri ve hzla, tuvalinde, kaybolmakta olan klarla mcadele ediini incelemitim. Tuvaldeki gnein lekesi, gerek gnele birlikte ar ar aa iniyordu, sonunda hi bir ey kalmad tuvalin stnde. Ressam ge kalm olduunu anlad birden. Bir duvardaki krmzy yok etti, suyun zerinde kalm olan tek tk ltlar ortadan kaldrd. Kendisi iin de, benim iin de dnyann en bitmemi tablosu olarak nitelenecek yapt bana son derece hazin ve son derece gzel grnmt.) Aceleci bir okur iin de, hatta bir bakas iin de, ok ksa, gz ard edilebilecek bir boluktur bu, ancak unu da sylemem gerekir ki, lsz m lszdr bu ve benim iin deerlendirilmesi olanaksz bir kymet tamaktadr. Kendimi nasl duyurmalym yleyse? Eer bu yky sabrl bir gzle, deyim yerindeyse yansz bir gzle okursam, kendi zerimdeki u an mevcut olan duygularma sadk kalabilmek iin, neyi yerli yerinde brakabileceimi pek bilemem. Bunu bilmekte de srar etmem. yle dnmeyi tercih ederim: Biti tarihi olan austos sonundan, ilgin bir heyecann arl altnda iki bklm bulduu, akldan ok yrei bu arln altnda ezilir bulduu aralk sonuna kadar, bu yk beni tir tir titrer brakmak - 30 empty_illusion@yahoo.com

pahasna, kopmutu benden, yknn sakl tuttuu en gzel umutlar -nasl yaanabilirse yle- iyi kt yaadm, hatta bu umutlarn gereklemesini, tmyle gereklemesini, evet doru, akl d gereklemesini de yaadm. te bu nedenledir ki, oradan geen ses, hl bana. insancl bir biimde ykselebilirmi gibi gelir, bu yzden de, buna verdiim tek tk, ender vurgular da bolayamam hibir zaman. Hele hele, Nadja, Nadja kiilii, ylesine, ylesine uzakken... Hatta dier bazlar da. Ve kim bilir Harikalar harikas tarafndan gtrlm, tekrar geri alnm bir halde belki... O Harikalar harikas ki bu kitabn ilk sayfasndan son sayfasna, yemin ederim ki, deimemitir en azndan ve kulamda, artk onunki olmayan bir ad n n nlatmaktadr.

Anlatnn gtrd yerlerin bir ounu gidip yeniden gezdim; gerekten, kimi kiilerin ve nesnelerinki gibi, onlarn da, zel bir adan, benim onlar grdm adan, fotoraf grntlerini de vermekte srarlydm. Bunu yaparken grdm ki, birka istisna dnda hepsi de benim bu giriimimden saknyorlard kendilerini, sonuta yle oldu ki Nadja'nn resimli blm, istemeye istemeye yetersiz kald: Kasvetli duvarlarla evrili Becque, ihtiyat elden brakmayan, tetikte durmaktan vazgemeyen Thetre Moderne, hibir Fransa kentinde grlmeyecek denli, l ve hayal knc Pourville, Ahtapotun Kollarnda'yla ilgili hemen hemen her eyin kaybolmu olmas ve bir de bu kitapta baka biimde sz konusu olmamasna karn basbaya zerinde durduum, Grevin Mzesi'ndeki o taplas, tahrik edici aldatmacann fotorafnn ekilmesine bir trl izin verilmemesi; hani u karanlkta, orabnn jartiyerini dzeltmek iin eteini kaldrr gibi yapan kadn... O deimez duruuyla, bildiim bileceim, grdm greceim, gzleri olan tek heykeldir bu: Tahrikin gzleri. (Bugne dek bana kar Nadja'nn tavrnda, az ya da ok bilinli tmden ykc herhangi bir ilkenin uygulann ortaya karmak vergisine sahip olamadm, rnek olarak unu gstereceim: bir akam, Paris'te, Versailles yolu zerinde otomobil srerken yanmdaki kadn, ki herhangi bir kadn olabilirdi, hatta u ya da bu kadn da olabilirdi, yanmdaki kadn yani Nadja, aya, gaz pedal zerindeki ayama skca baslm, elleri, sonsuz bir busenin salad bir unutuun iinde, gzlerimin zerine konmann bir yolunu ararken, ylesine bir arzu iindeydi ki, birbirimiz iin sanki hi var olmayalm, hatta ebediyen var olmayalm istiyordu ve biz btn hzmzla alabildiine gzel aalara doru yol alyorduk. Ne snavd ak iin gerekten. Bylesi bir arzuya ulaamayacam eklemek bile gereksiz. O srada hangi noktada olduum bilinir, bildiim kadaryla hemen hemen hep Nadja'yla olduum yerde... Ak ortaklaa tanmann o an bizi nereye gtrdn bana dehet verici bir arpclkla aa vurduu iin az borlu deilim ona. Her hal krda bylesi bir ekime, giderek daha az kar koyabildiimi hissediyorum. Bu son anyla, bunun neredeyse gerekliliini kavramam salad iin vgyle anyorum onu. Her eyi birbirlerinden bekleyen ve birbirlerinden alabildiine korkan ok ender canllar, birbirlerine snrsz bir meydan okuma gc de tanyacaklardr hep... en azndan lkde, kendi kendimi, gzlerim bantl, bu vahi arabann direksiyonunda gryorum. Dostlarm, kafam getirene altn vaat edilmiken, snak bulabileceimden emin olduum dostlarm, beni saklamakla byk tehlikeye gireceklerini bilen dostlarmsalar eer -onlara verdiim bu trajik umut iin borludurlar sadece bana- benim de, ak konusunda mevcut koullarda bu gece gezintisini yinelemem sz konusu olamazd.) Bunun gibi, Paris'te, "Sacco-Vanzetti" gnleri diye adlandrlan o grkemli yamalama gnlerinde, ne yazk ki kentte bulunmadm srada Bonne-Nouvelle bulvar, beklentime yant verir gibiyken ve bunu, dzensizliin, karkln konusu olarak aradm, bana karanlkta baz iaret noktalar verdiklerine inanmakta srar ettiim byk stratejik noktalardan biri olarak ortaya karak yaparken, -tercihen bylesi benzer alanlara boyun een bana ve benim gibilere, en mutlak ak ya da devrim anlay sz konusuysa ve tm geri kalannn olumsuzluunu srklerse ayet-; ite o Bonne-Nouvelle bulvar, yeni boyanm sinemalarnn cepheleriyle, sanki Porte Saint-Denis az nce kapanmasna o andan itibaren duraanlamken benim iin, artk sadece Thtre du Masque olan Thtre des Deux-Masques'n yeniden douunu ve ln grdm, buras hl Fontaine Sokanda, artk evime eskisine gre, yar uzaklkta bir yerdeydi. vb. O katlanlmaz bahvann dedii gibi, garip mi garipti: D dnyann ileri de, o ayakta uyutan ykdeki gibiydi ayn. Hava bu hale getirmiti onu, dar klmayacak kadar souk bir hava. "Bir kentin biimi"nin bana gelenler konusunda fikir yrtecek olan ben deilim, dnceme gre, hava, yaam iin naslsa yle bir elementin gc sayesinde oturduum, dalgn ve soyut gerek kent hakknda bile... Hi pimanlk duymakszn, bu saatte onu da bakalam ve kaar halde buluyorum. O kayp kayp gidiyor, yanyor, barikatlarnn yabani otlarnn rpertisi iinde kayboluyor, bir kadnla bir adamn kaytszca birbirlerini sevmeye devam ettikleri odalarnn perdelerinin ryasnda yitip gidiyor. Avignon taraflarna doru alas bir ekilde uzamasna ramen, snrlar tm cesaretimin - 31 empty_illusion@yahoo.com

gitmesine neden olan bu zihinsel manzaray burada taslak halinde brakyorum. Orada, Avignon'da, Palais des Papes, k akamlarndan ve sicim gibi yaan saanak yamurlardan hi zarar grmemitir, orada eski bir kpr bir ocuk arks karsnda boynunu bkmtr, orada muhteem ve ihanet edilemez bir el, az bir zaman nce geni, gk mavisi bir iaret levhasn gstermitir bana, u szckler vardr zerinde: LES AUBES. Bu uzantya ve bitmiin tam yreinin ortasna bir yldz saplamakta yararlandm tm dierlerine ramen... Tahmin yrtyorum ve yrttm tahmin daha nceden kurulu bir tahmin deil... Beklemek gerekirse eer, eer emin olmak istemek gerekirse, nlem almak gerekirse, atee, hakk olan, sadece hakk olan payn vermek gerekirse, bunu iddetle reddetsem bile. Bana tantlayc davranlarm esinleyen canl ve sesli bilinalt, bana ait olan her eye sonsuza dek sahip olsa bile. Burada, kendisine yeniden verdiimi, ondan geri alma ansn da zevkle zerimden atyorum. Bir kez daha sadece onu tanmay istiyorum, ondan kar ummay ve o engin rhtmlarn keyfime gre dolamay, kendi kendime gzmn iinde olduunu bildiim parlak bir noktay hedeflemeyi, geceleyin ylesine braklm balyalardan beni koruyacak noktay... Bu zamanlar bana ahmaka, karanlk, heyecan verici bir yk anlatmlard. Adamn biri gnn birinde bir otele gelir ve bir oda istediini syler. Kendisine 35 numara verilir. Birka dakika sonra adam aa iner ve anahtarn otelciye verirken: Balayn beni, der, kafa kalmad bende. zin verirseniz eer, otele her geliimde, ismimi syleyeceim size: Msy Delouit (bu ismin nasl yazldn bilmiyorum) ve her geliimde odamn numarasn tekrarlayacaksnz bana. -Peki efendim. "ok ksa bir sre sonra geri dner, otelcinin oda kapsn aralar: "Msy Delouit. -No. 35. -Teekkr ederim." Bir dakika sonra, sarsm sarsm sarslan, insandan baka her eye benzeyen bir adam, giysileri amura bulanm, yz gz kan revan iinde, otelciye ba vurur: "Msy Delouit - Ne Msy Delouit mi? Brakn akay. az nce yukar kt kendisi. -Balayn Delouit benim... Pencereden dtm az nce. Odamn numaras ltfen."

Seni henz ylesine tandm zamanlar, sana anlatma isteine kapldm yk buydu. Sen ki anmsamayacak halde olan, ancak bir rastlant eseri bu kitabn balangcndan haberi olan ve ylesine tam srasnda ve ylesine kararl bir ekilde sze girmi olan... Kukusuz kitabn "Bir kapnn kanatlar gibi apak" olmasn istediimi bana hatrlatmak iindi bu, benimse bu kapdan senden bakasnn girdiini grmek istemediimi hatrlatmak iindi. Sadece senin girdiini, senin ktn grecektim. Sen ki tm bu anlattklarm iinde, "LES AUBES"a doru kalkm elinin zerine birazck yamur dmt. Sen ki, ak zerine o sama ve ksaltlamaz cmleyi yazdm iin piman etmitin beni, "her trl snava ak haliyle" tek ak... Sen ki, beni tm dinleyenler iin, bir kendilik olmamalydn, bir kadn olmalydn, sen ki bir kadn olarak, bir Kimera olman iin, bana yaplan ve yaplmakta olan baskya ramen bir hitin. Sen ki tm yaptklarn hayran olunacak biimde yapar ve bunun grkemli nedenleri, benim iin aklszla, delilie hi bulamadan, bir yldrm gibi lmcl bir biimde ldar ve derdi. Sen en canl varlk, sende hi snanmam olann gcn tm keskinliiyle hissetmem iin yolumun zerine konulmu olan sen... Ktl sadece kulaktan duymu olan sen. Elbette ideal bir gzellie sahip olan sen. Her eyin gnn masna indirgedii ve belki de bu nedenle bir daha hi gremeyeceim sen... Kendi kendimde bildiim bu deha akn ne yapaym sensiz? Onun adna, urada burada birka tanlk arayna girmekten baka bir ey yapamadm ak? Dehann nerede olduunu bilmekle vnyorum, neyin nesi bir ey olduunu bilmekle vnyorum ve onu dier byk cokularla badamaya ak gryorum. Dehana kr krne inanyorum. Eer artrsa seni, bu szc geri alyorum ama, zlerek... O zaman da onu tmyle nefretliyorum. Deha... bana bu iaret, bu yldz altnda grnen ve senin yan banda, sahip olmaktan ktm birka olas mdahaleciden, daha fazla ne bekleyebilirdim! Benim iin en yakn biimlerle zdeletin sen ama isteyerek deil, nsezimin birok imgesiyle de zdeletin. Nadja bu sonunculardand, onu benden saklam olman kadar mkemmel ne olabilir! Btn bildiim bu kii zdelemesinin sende bitmi olmasyd, nk seninle zdeleebilecek hibir ey yok ve benim iin de bu muamma zinciri, senin nnde ebediyen son bulacakt. Bir muamma deilsin sen benim iin. Muammaya bana sonsuza dek yz evirten sensin, derim ben... Varolduuna ve varolmay tek sen bildiine gre bu kitabn varl pek gerekli deildi belki de. Onun hakknda baka trl bir karar verebileceimi sandm, seni tanmadan nce onu balamak istediim sonucun ansna yapmak istedim bunu. Ve yaantmda birdenbire beliriin, gzmde bo bir i olmaktan kurtard onu. Bu sonu gerek anlamn ve tm gcn ancak senin araclnla buluyor. - 32 empty_illusion@yahoo.com

Zaman zaman bana glmsediin gibi, o gzyalarndan olumu allarn arkasndan glmsediin gibi, bana glmsyor o. "Gene ak bu," diyordun ve daha adaletsiz biimde yle dediin de oldu: "Ya hep ya hi." Bu formlle hi elikiye dmeyeceim, kendi kendisine kar dnyann savunmasn zerine alan tutkunun silah da bu formldr zaten. Fazla fazla, onu bu "hep"in nitelii konusunda sorgulayacam ve bu konuda, tutku olduu iin, benim sesimi duymayacak halde mi olmas gerekirdi diye soracam. Kurban olsam bile, onun deiik devinimleri -azmdan szm ekip alma gcne sahip olsalar da olmasalar da, varolma hakkm elimden almaya gleri yetse de yetmese de- onu tanma gururundan tmyle nasl ekip koparrlard beni, onun, sadece onun nnde kendime reva grdm aalanmadan nasl ekip koparrlard? En gizemli, en kat kararlar yznden knamayacam onu. Dnyann gidiini durdurmay, kendine verdii bilmem hangi hayali g nedeniyle, dnyay durdurmay istemek demek olur bu. u demek olur: "Herkes ister ve inanr ki, ancak kendisinin dnyasdr en iyi dnya, gene inanr ki, bu dnyay dierlerinden daha iyi anlatacak olan da, o en iyisi olandr." (Hegel) Gzellik karsnda, gerekli olarak belli bir tavr kar bundan, burada ancak tutkusal ereklerle ele alnd aktr onun. Kesinkes, duraan, yani "talam dnn iinde" skp kalm bir halde deildir, insanolu iin, Odalklarn glgesinde, tek bir gn kapsad iddiasnda olan u trajedilerin ta diplerinde bir yerde yitip gitmi, hani neredeyse daha az devingen, yani arkasndan, drt nala, dur duraksz bir kounun gelmemezlik edemeyecei u doludizgin gidie tabidir, bir baka deyile, bir kar tanesinden daha akn, daha kararl, sklp boulaca korkusuyla hi kucaklatmak istemezcesine kendini.. : Ne devingen ne duraan, seni nasl grdysem onu da aynen yle grdm, gzellik... Vakti saati geldiinde ve belirli bir zaman iinde, grm olduumu grdm gibi, umuyorum, tm yreimle umuyorum gibi geliyor ki, seninle uyum halinde olduumu syletecektir o. Lyon garnda, dur duraksz, olduu yerde hoplayp zplayan, yerinde duramayan bir tren gibidir o, bilirim ki hibir zaman terk etmeyecektir gar, terk etmemitir de. Birtakm sarsntlardan, silkintilerden olumutur, ou hi nemli olmayan sarsntlardan, ancak bir Sarsnty (Saccade), kimin bir sarsnts varsa, denizlemeyle grevli olduklarn bildiimiz... O ki, kendime veremeyeceim tm nem ondadr. Us, sahip olmad haklar oradan buradan alr, mal eder kendine. Gzellik, ne devingen ne duraan gzellik. Bir sismograf gibi gzel olan insan yrei. Sessizlik Krall... Kendimle ilgili haberleri almama bir sabah gazetesi yeter de artar bile.

"X..., 26 Aralk. -Ile du Sable'de bulunan telsiz telgraf istasyonunun telsiz operatr, pazar akam falanca saatte falanca kii tarafndan gnderildii sanlan bir mesaj paras almtr... Mesajda nemle vurgulanan ey udur: 'Yolunda gitmeyen bir eyler var sanki,' ancak uan o andaki konumu belirtilmemekteydi. ok olumsuz atmosfer koullar ve radyo dalgalarndaki enterferanslar nedeniyle telsiz operatr ne baka bir cmle anlayabilmi ne de yeniden balant kurabilmitir. "Mesajn gnderildii dalga boyu 625 metre idi; te yandan, al iddeti gz nnde bulundurulduunda, telsiz operatr uan, Ile du Sable evresinde 80 km.lik bir yarap iinde konumlandrlabileceini dnmektedir."
Gzellik, ya HTLALI bir gzellik olacak ya da hi olmayacak.

- 33 empty_illusion@yahoo.com

You might also like