You are on page 1of 21

Varoluuluk zerine Bir Tartma:

Sartre, Nietzsche, Camus ve Kierkegaardda Varolu Kavram


Can TURAL Erdem KAMALI Gltekin SAT Ouz KARAYEM Rkye METN

Haziran 2012

Ouz KARAYEM: Varolu kavram ile ilgili konumaya Sartre'dan balamay neriyorum, zira varoluuluun en net ifadesini bulduu filozof kendisi. Odamz onun zerine alrsak ilerleme gl ekmeyiz. Sz gelimi, Kierkegaard'a sorsan kendini varoluu olarak dnmeyebilirdi. Erdem KAMALI: Varolu kavramna gelmeden, Sartre'n kaygs bana ey gibi geldi, yani insan zgrlne dair bir kaygs var adamn. te o daha nceki tarihin hani o ak ierisinde insan tarihteki doay nesneletirdii, her eyi nesne kld bir srete insan zne olarak koyuyor, insan zgrln ortaya koyuyor. Yani ok daha idealist bir yerden kt kanaatindeyim, yani Varlk ve Hiliki sonlarda yazm deil mi? Can TURAL: Yok 44-45 gibi yazm Varlk ve Hilik'i, daha erken bir kitap o. Ama yapt bir zne felsefesi tabii. E. K: Ama yapt ey hem materyalizmden hem idealizmden farkl. Onlar iki farkl uca savrulma olarak gryor deerlendiriyor. Kendi felsefesini buna alternatif olarak sunuyor. Hani, Marksist okumaya da dehet eletiri getiriyor. O. K: yle zetlemek yanl olmaz herhalde. Tarih, evre, yap veya z tarafndan yaplandrlan bir insan yerine, kendi kendini yaplandran bir insan koyuyor. E. K: Sartre, aslnda daha sosyal bir yerden bakyor. Psikolojik sreleri de iin iine bakyor. ok fazla, yaltlm bir birey dnmyor. C. T: Genel olarak Katolik varoluular var, ateist varoluular var ama hepsinin temel referans u "varolu, zden nce gelir". Gltekin SAT: u "varolu zden nce gelir" szn biraz aar msn? C. T: Bu ne demek oluyor? Normalde, 20. yzyla kadar genel olarak, felsefe varl zyle ele alyor, ana akmdan bahsediyorum tabii. nsanla ilgili bir ey sylendii zamanda insann zne atfta bulunuyorlar. Yani insan zyle kavranyor. Ama ite Sartre'n dedii ey u, tm canllar evet bir ze sahip, hayvanlar vs. Ama insan iin ayn ey geerli deil nk insan, kendini srekli yeniden kuruyor. Bir ey deneyimliyor ve bu deneyimin sonucunda deiiyor. Yaad deneyimden bir takm sonular karyor ve nceden olmad bir varlk haline geliyor. Karar veriyor, baz eyleri seiyor. E. K: Bir z yok insann... C. T: Ancak yle denebilir, insan zn kendi oluturuyor. Tabii bireysel oluyor bu i ve byle olunca da genel bir insan doas veya z hakknda konumak anlamszlayor. nsan 1

srekli varolu halinde olan bir varlk, yani, edimleri ve seimleri ile kendini yeniden yaratan bir varlk. E. K: Sen diyorsan z, varolutan sonra gelir o zaman z sen srecin belirlenimine brakyorsun ve bir taraftan da, zgr seimin imknn yaratmak zorundasn, eer ki insan seimleri ile kendini yaratan bir varlk olarak gryorsan. C. T: Aslnda yle oluyor... E. K: nsan zgrce seemiyorsa, kendini yaratmak imkn yok. C. T: Aynen yle. O yzden zgr iradeye ihtiyac var Sartre'n. nk, Sartre insan dediin varln bir z yoktur, insan srekli kendini seimleri ile yaratyor, karlat olaylar dorultusunda yapt seimler onu belirliyor. Kendini belirleyecek eyi kendi seiyor yani kendi kendini seiyor diyor. Doal olarak, bu savlar ancak insann zgr iradesi ile seim yapt gsterilirse anlam kazanyor. Eer insan seimlerinde zgr deilse, kendi kendini yaratamaz. Zaten, konferansta da diyor ya, insan zgrlne mahkmdur. E. K: Onun klasik anlamdaki hmanizmayla da derdi var. 16. ve 17. yzyl hmanistik aklna da ciddi eletiriler getiriyor ve insan hi olmad kadar aa kldlar diyor. Oradan farkl bir hmanizma karyor. C. T: yle bir ey anladm anlattklarnzdan. nsan var eden, onun zgr seimleri oluyor. Ve onun varlnn duyulur olmasn, bu seimler salyor. Onu zgrle gtren bu oluyor. O. K: "Varoluuluk bir hmanizmdir den ne anlamamz gerektiinden ok emin deilim. imdi en azndan, sanrm Rnesans hmanizmas onu cezbedecek bir ey deil. Herhalde bunu kelimenin daha ilk anlamnda, bir insan-merkezcilik, bir antroposantrizm olarak anlamak gerekiyor. Neticede, hayvanlarn z vardr fakat insann yoktur, diyor. nsan merkezli bir dncedir demek istiyor. Senin dediin anlamda kar kt hmanizma, daha ok, insana bir z atfedip onu szgelimi sosyal bilimlerin nesnesi haline getiren bir hmanizma. Veya Hobbes tarznda, yani insan doas gerei bencildir, o yzdendir ki devlet ve kurumlar gereklidir diyen bir hmanizmaya kar. E. K: Bu btn pozitivist akmlarn k noktas. Ama ben Sartre'da k noktasnda bir hmanizm olduunu sanmyorum.

G. S: yle bir ey anladm anlattklarnzdan. nsan var eden, onun zgr seimleri oluyor. Ve onun varlnn duyulur olmasn, bu seimler salyor. Onu zgrle gtren bu oluyor. O. K: imdi, Sartre, insan zden ok varolu olabilir gibi bir ey demiyor. Daha net bir ey sylyor. nsan sadece bir varolutur demek istiyor. Yani tercih ediminin kendisi, her anda, her anlamda, her olayda gerekleir diyor. E. K: Tercihsizliin kendisi de bir tercihtir diye ekliyor. C. T: Bir ey yapmama durumlarnn... E. K: Evet, kendisi de bir edimdir. Tercih etmekten kaamyorsun. O. K: Camus'da da vard ya cinayet ile ilgili... C. T: Ben Camus'dan bir tek Yabanc' y okudum. Kitabn sonunda katil olan Meursault anlat boyunca kendisini belirlemiyordu sanki O. K: ...Cinayete bakaldrmayarak, cinayete kar kmayarak insan, cinayeti semi ve ona ortak olmu oluyordu. Aslnda bu yine sorumluluk temas ile ilgili. Yapmadn edim de seni balar, edimde bulunmama halleri de seni balar. Yabanc roman sadece Bakaldran nsan'da ifade edileni metafor olarak ifade ediyor. Meursault, tercihte bulunmaya bulunmaya bilfiil cinayet iliyor. C. T: Yabanc'daki karakter sanki olmamas gereken insann bir prototipi. Bakalarna kar sorumluluu getim, kendi, hayatna kar da bir sorumluluk duymuyor. Rzgrdaki yaprak gibi srkleniyor. Sonunda hkim soruyor "Niye vurdun?" diye, "Gzme gne geldi" diyor. Nedeni yok. Romann baka bir yerinde biri ona soruyor: ben byle bir ey yapacam, sen ne dersin? , o da hibir deerlendirme yapmadan: evet, olabilir tarznda cevaplar veriyor. Yal bir adam srekli kpeini dverken gryor, hi sesini kartmyor ve iin ilginci kendi hayatn ilgilendiren konularda da ayn sessizlii koruyor, sorumluluktan kayor.

G. S: Camus'un varoluuluktaki pozisyonu, Sartre'n tam tersi bir pozisyon gibi geldi bana. Ne kendisine kar, ne topluma kar bir sorumluluk duyuyor. E. K: O skntnn, bohemin, kmazn felsefesi olma yoluna girmi... G. S: ...Tamamen toplumdan soyut, atomize bir birey anlay. 3

C. T: Bana ise, o bireyi yle alarak olmamas gerekeni gsteriyormu gibi geldi. O. K: Ben o yzden, batan bakaldran insan'dan o alnty verme ihtiyac hissettim. O rada ok net bir ey sylyor. Eer ki, cinayete, lme kar bir bakaldrda bulunmazsa insan, bunun orta haline gelir. Tercih ettii ey cinayet ve lm haline gelir. Bunlar smrgecilik sonras dnemde yazan insanlar, Camus dorudan Cezayirli zaten. Sylemek, istedii yle bir ey: Cezayir'de gerekleen krma, smrgecilii sessiz kalan her insan, bunun orta haline gelmitir. G. S: Bakaldran nsan da bunun var olduunu sylyorsun, ama sanki Yabanc tam tersi. C. T: Ben de onu diyorum, Yabanc'daki, ad neydi karakterin? Rukya METN: Meursault... C. T: ... Baz karakterler vardr, onlar grnce olmas gerekeni de grrz. Tm olumlu zellikler zellikler onlardadr. Ama Yabanc'daki karakter, tersten gsteriyor olmas gerekeni. O, negatif bir karakter. Kitabn sonuna kadar da bu ekilde devam ediyor. Ama kitabn sonunda da beklenmedik bir ey oluyor. Tam idama gidecekken annesini hatrlyor, hayatn gzel yanlarn da aklna getiriyor. Camus sanki unu demek istiyor: bakalarna ve kendine kar sorumluluk duymaz, eylemlerini, bu sorumluluu duymadan gerekletirirsen, sonunda da varacan yer buras: Pimanlk. R. M: Orada hep izleyici pozisyonda zaten, bakarakter. Srekli onun bilinci asndan anlatyor roman. Ama neticede, o lm kabul ederek farkndalk oluturuyo r. O kadar da negatif bir karakter deil bu adan. E. K: Hakikat de kurmak istememi sanki. Farkl okumalara ak bir roman gibi R. M: Bata farknda deil, yava yava farkna varyor. Ve farkna vardktan sonra mutlu olabilir insan sanki. Hatta sonunda insanlar idamma gelsin, bana barsn arsn diyor. E. K: Kader olmayan bir kaderin kabullenii... R. M: Yazg, benim yazgmdr diyor. G. S: Farknda olduunu da dnmyorum akas. O her eyin farknda, nk anlamsz bulduunu sylyor hayat. O sorumsuz olduunu ve tercih ettiini biliyor. 4

O. K: Farkndalk konusu ald, bir anlamda iyi de oldu. Sartre'da insann bilinli olmad bir an yoktur. Byle bir problem var. Camus'de bu, bu kadar gl mdr? ok emin deilim. Dediin ey ancak bu ekilde anlam kazanr. Eer ki, Camus'de de insan Sartre'da olduu gibi, bilinli olmad bir ana sahip deilse yle bir anda farkna varabilir. Yoksa, farkndayd demek zorundayz. nk, en basitinden Aristoteles'ten biliyoruz, zgr seimde bulunmak demek, bilinli bir seimde bulunmak demek her eyden nce. C. T: Edimin gerek anlamda faili olmak bu ite. E. K: Sartre anlarnda unu anlatyor. niversite rencileri geliyor ve Sartre'a akl danyorlar. Ve o iki kutuplu dnyann arda kalanlar. Ya Sovyet'tesin, ya Amerikan tarafndasn. Komnist blokla, br tarafta -her ne kadar komnistse, trnak iinde diyorumarada kalm renci. Ve bugnn sorunlarn, adam o gnde yayor ve hocasndan yol gstermesini istiyor. Sartre da unu diyor, metafizii ile diyor, daha nce kurulan dikotomik sistemleri eletiriyor. Varlk-Yokluk bu tarz dikotomik dnceye tene felsefenin karsnda, hiliin kendisi de bir varlk eididir diyor. Seeneksizliin kendisi de bir seenek ve tercihtir aslnda. O. K: Orada sen bir ey yakaladn... E. K: Kahramanmz da yle, orada bir tercihsizlik durumu var ve tabii oluyor ona. R. M: Dediin doru, ama yani, kabullenme an gzel. Yazg var ama, ona sahip kyor, o benim diyor. C. T: Bana o bir aresizlik rpn gibi geldi. Papaz geliyor, giriyor kyor hi umurunda deil. Ama lm an yaklanca piman oluyor, baz gzel eyleri hatrlyor. Ve dediin doru, dar bir anlamda romann sonunda bir bilince sahip oldu diyebiliriz. E. K: Bu bilinse, bilinsizliin bilinci ama. ok fazla bilince karmyor diye hatrlyorum ben onu. Bu benim yazgm, kaderim C. T: Ben yazgdan bahsetmiyorum. Ben unu sylyorum. Hi bir ekilde sorumluluk sahibi olmayan Meursault, mahkeme karar aklannca da hala umursamaz. Ama romann en sonunda, ne olduysa oluyor ve "ben ne yaptm?" sorusunu soruyor. O. K: yle diyebiliriz, sonunda kendinin fail olduunu kavryor... 5

C. T: ...Evet daha iyi oldu. Yani, kendi edimleri neticesinde burada olduunu kavryor. nk nceden hayat zaten ok anlaml deildi onun iin. Annem ld diye balyor ve ok sradan bir eymi gibi anlatyor. O. K: Zaten, sanki o yzden mahkm oluyor romanda. C. T: Yal adamlar suluyor, annesinin lmne alamad iin. G. S: Annesinin cesedi zerinde stl kahve iiyor (Glmeler). R. M: Papaz da orada nemli ama... nk papaz orada onun kabul etmemesi gereken, bizim kabul etmemiz gereken bir umut vaat ediyor lm karsnda. Annesinin lm falan gznn nnden geiyor. Bir an meylediyor ona. lme giden bir insan ayakta tutacak ey bir umut olarak te-dnya fikridir. Orada papaz dlamas, bir bakaldrdr. Camus'un en ok vurgulad ey, bakaldrnn umut-d, umutsuz bir ey olduudur. C. T: Hristiyanca bir umudu kabul etmiyor. Bu dnya sama, bir sr de samalk var, imdi nemli sorun u... E. K: ...Hemen bir parantez ayorum. Diyor ki Sartre burada: "Stoac hrriyet, Hristiyan hrriyeti ve Bergson'un hrriyeti, bu zinciri kilitleyerek daha da sktrmlardr." Burada cepheden alm bu tarihi. Stoann her eyde birlik grme abalarna da ciddi eletirileri var ve Sartre'n hrriyet algs da farkl. R. M: Camus da Hristiyanlk'a ok saldryor. Hristiyanlk bir bakaldr deildir diyor. nk onlar burada bulamad umudu bir baka dnyada aryorlar aslnda ve umut ile lm arasnda bir fark yoktur. O. K: Camus'un izlekleri daha Nietzscheci izlekler ve Sartre ile arasndaki farklardan biri de bu sanrm. Umuda kesinlikle kar. Ve sadece Hristiyanca umuda deil. Her trl umuda kar nk yaam burada ve imdi yaanyor. Dolays ile btn eylemlerini burada ve imdi ve burada ve imdiyi dnerek, umut etmeden eyleyebildiin oranda bir bakaldr gerek bir bakaldrdr. Bu anlamda ortodoks Marksizmin karsnda da yer almas anlalr. E. K: Sartre da, Marksizmin adalet duygusunu farkl bir eit idealizme dmekle suluyor. Senin materyalizmin, tarihsel kkenlerinden koparlm bir ekilde var ve endstri devrimi sonras meydana gelmi. Bir de marksizmin eitlik olgusuna bakacaksak eer, materyalizm dnda farkl sistemlerin de bizim iimizi grebileceini dnyor. 6

C. T: Sosyalizm gelecek sonra da komnizm gelecek. Burada bir determinizm var, ama tarih bu ekilde ilerliyor diyenler Nazilerin zulmn grdler. Almanya'da iler byle yrmedi. Rosa Lxemburg'un yazlarnda da gryorsun. Sanki devrim ha geldi, ha gelecek gibi E. K: ...Ama o dnemde her gn bir devrim patlyor. O. K: Alman Komnist Partisi'nin tavr ok ilgin. Tarih Nazilerin hesabn nasl olsa grecek, hadi dalalm diyorlar. E. K: Spartakistler de baka bir ey diyorlar... O. K: Ama benim dediim olayla seninki arasnda ciddi bir zaman fark var. Biri 22'ler dieri 38-39 gibi. C. T: Yanl anlama ben Marksizmin kmaz diye bir ey demiyorum. Sen Marksizme Sartre'n eletirisini syleyince, oradan da Camus'de umutsuzluk, imdi ve burada yaamak temas aklma geldi. Baktn zaman umut duyacak bir ey yok. leride bir gn... E. K: ...Ama Sartre ok umutlu... C. T: ...Ben geldiim yeri sylyorum. Sartre'n Marksizmdeki determinasyonu eletirmesi, uradan da olabilir: Teoriyle bu ekilde bir iliki kurulduu zaman, -nasl olsa tarihin zorunlu bir ileyii var, tarihin sonunda yle bir ey olacak diye- insanlar baz durumlarda Almanya rneinde olduu gibi- gerekli nlemleri almak konusunda ok yetersiz kaldlar. E. K: Sartre, diyalektiin tarihe uygulanmasna cepheden kar. Ama diyalektii kendi metafiziinde kullanyor ayn zamanda. stelik Hegelyen anlamnda kullanyor. Marx', diyalektii tepetaklak dndrmekle suluyor. C. T: Sartre'n, neden byle bir eletiri yaptna ilikin bir ey sylemeye alyorum. O kuak, tarih ile byle bir iliki kurulduunda sonularnn ne olduunu ar bir ekilde grd. Sartre, Fransa'nn igalini, faizmin yayln grm bir insan. Yani tarih ile o ekilde iliki kurmasna imkn yok. Sartre, hayatmda bir gn bile umutsuzlua dmedim derken, ayn kuaktan bir insan olan Camus, hayat o kadar samadr ki, asl sorun hayatn yaamaya deer olup olmaddr diyor, intiharn mantkl olup olmayacan sorguluyor. En sonunda, onurlu insan, bu samaya ramen yaayan ve bakaldran insandr diyor. Yani iki farkl kiide iki farkl tezahr bu an. 7

O. K: ki kavram bir ayralm o halde. Kafam kart. kisinin umutsuzluktan anlad ey ayn olmazd diye dnyorum. Camus'nn umutsuzluk dedii ey, Niezscheci bir izlek. Neticesinde kazanmayabileceini bile bile, bunu ummadan, hatta kaybetmeyi bekleyerek zar at. nsan, zar atarken yenilmeyi istemeli. Nietzsche'nin derdi etkinlemek, umut ise bizi edilgenletirir, beklentinin iinde tepkisel bir konum almamza yol aar. Bizim kudretimizi yapabileceimiz eyden ayrr. Komnist parti konusunda somutlatralm. Parti diyorki, tarih bunlarn defterini drecek zaten, byle bir umutlar var. O yzden, biz herhangi bir etkin edimde bulunmayalm. Tamamen tepkisellemi durumdalar. E. K: ok yaknda devrim gelecek diyorlar, son merkez komite kararlarndan birinde, bir anda Naziler geliyor. G. S: Umutsuzluktan bahsederken, Kierkegaard'dan bahsedeyim. Onun, aamal bir varolu tasavvuru var. Birincisi, estetik bir yaam biimi. nsan varolu alannda kendini tamamen toplumdan, sorumluluklardan soyutlayp, tamamen bedensel hazlara yneliyor. Bunun en byk rnei, Don Juan. Ama unu da ifade ediyor. Btn bu bedensel hazlarn peinden koma hali bir sre sonra bkknla yol aacak ve insan umutsuzlua geecek. te o eikte, ikinci bir varolu tarz ve alan vardr: Ahlaksal olan varolu tarz. Daha ok ahlaksal bir yaam alanna gemesi gerektiini dnyor insann. Tabii, bu aamalar aras gei zorunlu deil. nsann isterse yapaca bir ey. Ama eer kendini bu umutsuzluktan kurtarmak istiyorsan, bunu yapmalsn. R. M: Tabii bedensel hazlarda da kalp yaayabilirsin. (glmeler). G. S: Ahlaksal olanda da, kiinin umutsuzluktan kurtulabilmesi bu yaama baldr nk insan artk tamamen zaaflarn ayor ve ahlaki deerlere balanp sorumluluk sahibi oluyor. Bir de, bu ahlaksal olana geite tamamen nemli olan, iyi ya da kt olan semek. Bu seim, belirleyici bir seimdir insann varoluu iin. O. K: Bu iyi ve kt aknsal deiller deil mi? Ahlaki bir yaama gei derken neyi kastediyor? Yerleik deerleri iaret etmiyordur herhalde deil mi? E. K: yi iin normlara ihtiyacmz var tabii. Dinsel veya laik normlara balayacak ama bir ekilde norm gerekiyor bize. Burada iyiyi nasl tanmlyor?

G. S: yi olan tanmlama biimi, kendini tamamen ahlaki olana tamak gereinden yakalyor. Aknlk, nc yaamda tanrsal olanla birlemede var... O. K: ...Hayr, ok basit bir eyden bahsediyorum ben. yi olan, iyi yapan nedir? G. S: yi olan eyleri, iyi yapan tamamen ahlaki olann iinde yaamak... O. K: ...Anladm onu canm C. T: Ahlaki olann iindeki iyi nedir? Nasl bir ahlak bu ahlak? yi ve ktnn ilkesi nedir? O. K: Mesela Nietzsche'de yle bir ilke var. Kiinin eylem kudretini artran eyler iyidir. Nietzsche, iyi olan aknsal normlara gndermez. Bu tamamen, kiinin varoluuna ve perspektifine ikindir. Herhangi bir ey, duygulanm, rgtlenmek vs.. eylem kudretimizi artryorsa ve o oranda, bizim iin iyidir. Bu greci bir ahlak deildir bu arada, bu etiktir. Yani, ahlak baka bir eydir, etik baka bir eydir dersek. O anlamda, benim merak ettiim konu, Kierkegaard'n daha ok ahlak m yoksa etik mi dnd. Yani, ahlaki yaam derken, Hristiyanln yaratt deerlere tabii olmay m kastediyor? G. S: Aslnda Hristiyan ahlakn kastediyor burada. Tamamen o bedensel hazlarn almas ve kendini dinsel olan eye ynlendirmek, dinin sunduu iyileri benimsemek. Ama tanrsal olana ykselmeyi son aamada yapacaksn. E. K: Sartre'n eletirisi u mesela. O eski Fransz radikallere gnderme yapyor. Onlar da, iyinin kaynan akn olana gndermeden, insann laik deerleri olarak kuruyorlar. Ve bu iyinin kendisini eletiriyor Sartre. Her trl belirlenime kar kyor. O. K: Kavramsal bir mdahalede bulunursak sanki bu laik normlar da akndrlar. Tanrsal deillerdir belki ama, akndrlar. C. T: Adalet dediin zaman, hak dediin zaman yle oluyor... O. K: ...Laik olmas, akn olmaktan karmaz. E. K: Ama kurucu deer aslnda orada birey. Birey, tarihi kurduu gibi, ahlak ve iyiyi d e kurar. C. T: nsan doutan A hakknda sahiptir, adaletin de gerei budur dediin zaman, birey mi kurmu oluyor bunu? 9

O. K: Sartre zaten bunu eletiriyor. nsan, doas gerei udur ve u iyileri gerekletirmelidir dendiinde tanmlanan ahlak, zle tanmlanan ve insan varouna akn bir ahlak. nsann tekil varoluu, zden kan iyiler tarafndan kuatlm durumdadr. Ve ben onlara gre yaarm ve onlara gre yarglanrm. Sartre, muhtemelen buna da kar kyor nk bunlar da akn. E. K: Sartre'n ahlak kurmak gibi bir derdi yok. yinin gnderimini nereye yaparsan yap, iyiyi hi bir yere gndermeden, insan bir imkn olarak aldn zaman, iyiyi de buna balam oluyorsun. yi de, yine, insan toplumsall ierisinde karlkl belirlenebilir hale geliyor. G. S: Kierkegaard'da ise, iyilik mutlak olan semektir. Mutlak olan semelisin, iyi olan budur. Seim zgrdr tabii. Mesela, Sokrates'te. Sokrates'in lm gze alp mutlak olan iyiyi setiini sylyor. Ve orada, kendi varoluunu gerekletirdiini sylyor, ahlaksal anlamda. O. K: yle bir nans var sanrm, Sartre diyor ki, insan ahlak yaratr edimleri yle, kendi ahlakn oluturur. Nasl oluturur? Bakas ile ilikisinde. nsann edimin, bakas ile ilikisinde oluuyor. Ben bir edimde bulunduum zaman bu edim bir davettir ayn zamanda. Gelin bakn, ben bunu setim, byle yaptm. Bu bana iyi geldii iin, bu benim iyim. Edimimde setiim kendi iyim bu. Herhangi bir akn kaynaa referans yapmyorum. Ama ayn zamanda da unu demi oluyorum, bu benim iyim, ben de sizden biriyim, bunu sein. Ama Kant gibi unu demiyorum: ben yle bir eyledim ki bu sizin de ilkeniz olacak. C. T: yle galiba, ben yle bir eyliyorum ki, sanki, herkes ayn durumda ayn ekilde eyleyecekmi gibi. Ya da, benim byle eylemem dierlerini de etkileyecek. unu istiyor, bakasnda grmek istemediin edimi kendin de yapma. Kendine ve bakasna kar sorumlu olman, hakszla kar kman ve en basitinden de, kendi yaamnda bir tavr aldn zaman, benzer meselelerde bakalarnn da byle tavr almas halinde ne olacan dnmen gerek O. K: Bakas byle yapsa ne olur diye dneceksin. Sartre'n ateizminin ve Kierkegaard'n teizminin fark ettii nokta da bu. Kierkegaard'da tanrsal zden kopup bir varolu olarak dnyaya dyoruz. Ve ona gre, tanrsal z tarafndan belirlenmi iyilere riayet ettiimiz oranda ze geri dnebiliriz. Bizim zgrlmz aslnda u - ortodoks Hristiyanlktan da fersah fersah uzak deil tabii-, biz zgr irademizle dnyaya brakldk ve tanrsal iyileri see see iyi olabiliriz. Yani, erdemler dediimiz eyler, tanr tarafndan belirlenmi durumdadr.

10

Sartre'da ise durum farkl. O edimlerimizde ahlakmz yaratrz diyor. Bambaka bir ey sylemek bu. Biz edimimizde kendi ilkemizi yaratrz ve deklare ederiz... E. K: Yaratlan, ilke ama? O. K: ...Evet evet, ilkeyi yaratyoruz. Ve onu bir deer olarak deklare ediyorsun. Mesela, diyorsun ki, ben Cezayir'in Fransa tarafndan igaline mesafe aldm ve bunun iin sokaa kyorum, ey Franszlar, gelin bana katln, nk burada yaanan bir hakszlktr. Ve gncelliimizi kuatan bu durum karsnda bu tavr almak bana gre iyidir, dorudur. C. T: Madem sorumluluktan bahis ald. Sartre'daki sorumluluk, bilinle de ok yakn hatta iie. Sartre insan tamamen bilinli bir varlk olarak ele alyor. Yani, her davrannda bilinli olarak seimlerde bulunuyorsun. Bu nedenle, rnek verecek olursak, asla Adolf Eichmann gibi konuamazsn. Ben bana verilen emirleri uyguladm diye kendini savunamazsn mesela. Byle u rneklerde pek sknt kmyor. Yani, Eichmann zaten kasap, bir cellat; Btn dnyann nefret ettii bir insan. Hal byle olunca, onun bu katliamlarda bilinli olarak yer ald konusunda hepimiz hemfikir olabiliriz, en azndan byk bir ounluk hemfikir olabilir. Ama gnlk yaama indiimizde Sartre, daha basit olaylar karsnda, kiilerin taknd tavrlar deerlendirirken de insan tamamen bilinli bir varlk olarak ele alyor. yle bir ey diyor mesela: "Varoluu tutkunun, ihtirasn gcne inanmaz. Gzel bir tutkunun cokun bir sel gibi insan bir takm kanlmaz edimlere srkleyeceini dnmez. Ancak, unu dnr bu konuda, insan kendi tutkusunda da sorumludur." Yani, tutku falan yok. kp unu diyemezsin, bir anlk onu istedim. yle iinden bir anlk tutkuyla bir ey yapamazsn. Rasyonalist bir izlek bu. E. K: Stoada da var sanki bu. Ben mi yanl hatrlyorum? C. T: Arzudan kamaktan ok, onu biimlendirmen... O. K: Evet... E. K: Bilince karlm haliyle bir arzu mu sz konusu, yoksa? O. K: Ah, hayr. Foucault'un kavramn hatrlayamadm ama, Stoaclkta daha ok Antik Yunan lll var. C. T: Sokratik gelenekle bir uzla var sanki. Sokrates'te, Platonda hep Apolloncu bir l vard ya.. yle bir benzerlik var burada da. nsan ll olmak durumunda, bir takm ahlaki 11

kurallar var ve tutkular bu kurallarn nne geemez. Kii bunlara aykr davrand zaman, eylemimin nedeni tutkularmd diyerek kendini savunamaz. nk tutku denilen ey kontrol altna alabilir. Bu bir anlamda, bilin arzu ve tutkulara hkmedebilir demektir. Sokratik gelenekte arzular llk kavramyla, Sartreda ise sorumluluk kavramyla bilincin altna yerletiriliyor. Ve bylece bilin tarafndan kontrol edilebilir bir ey haline geliyor G. S: Mesela, Kierkegaard'da ahlaki yaam biimi ile dinsel yaam biimi arasnda bir ayrm yapyor. Dinsel yaam biimi kiinin son yaam biimi oluyor ve tanrsal olana adyor insan kendini. Ayrmn temelinde, bir rasyonalite/irrasyonalite ayrm var. Ahlaki olan, aklsal iken, dinsel olan deildir. Mesela, brahim'in olunu tanrya kurban etmesi olay... Burada ok zor duruma dyor brahim, tanr tarafndan snanyor. brahim olu shak' kurban ediyor. Burada yaplan eylem ahlaki midir? Hayr deil. Burada tam anlam ile dnyevilii ap, tanrya ulama abas var. Orada Kierkegaard, ahlaki kurallarn da zerinde bir eyler koyuyor. O. K: Bu bir tr -sanki yersiz olacak ama karlamak asndan yararl olabilir- tanrsal olana kavumak, vahdet-i vcud haline gelmek olarak tanmlanabilir. Tabii, tam olarak karmak deil ama G. S: Evet, tanrsal olana karmak deil ama ona ulama diyebiliriz. O. K: nk ahlaki olan neyi dzenler? nsani olan dzenler, ama byle bir durumda bu bireyci ve hazc anlaytan kopuyorsun, daha baka bir konuma geiyorsun. Bireyselliinden kopup ahlaki olarak toplumsallna varyorsun. E. K: Tanrsal akln bir paras gibi bir ey mi? G. S: unu syleyebiliriz: Ahlaki olan biraz da aklsaldr. Ahlaki bir eylemde bulunduunda onu aklsal da klmak istersin. Ama dinsel olan yaparken artk burada insan akln aan bir eylemde bulunuyorsun. brahimin olunu kurban etmek istemesi veya Agamemnonun sevgilisini lkesini kurtarmak iin ldrmesi buna bir rnek. O. K: Sorumluluk konusu biraz daha aalm istiyorum, ilgin bir konu nk. rnein Camus sorumluluktan ne anlyor mesela? Ben onda sorumluluk temasnn Sartredaki kadar gl olduunu dnmyorum. 12

R. M: O anlamda bir sorumluluktan sz edemeyiz Camus sz konusu olduunda. Ama Camusde sorumluluk deyince tam olarak ne anlamamz gerekiyor, bunu tam olarak bilmiyorum. G. S: Sartredaki kadar gl olmadn dnyorum ben. C. T: O zaman yle yapabiliriz: Bizler varolu kavramn odaa alarak dier kavramlar inceledik. Ayn yolu takip ederek Camusde nasl bir sorumluluk anlay olduunu renebiliriz. rnein Sartreda kavramlar arasnda yle bir ba vard: Varolu zden nce gelir diyorsan ncelikle zgrce seebilmen yani zgr olman bunu sonucunda da srekli kendini yaratman gerekiyor. Seim yaparken herhangi bir referans noktas bulamamak byk bir sknty beraberinde getiriyor. Birisi Xi seerken dieri Yyi seti; peki bu seimlerin hangisi doru, hangisi yanl? Sartre bu nedenle bir ahlaki ilkeye ihtiya duydu ve insanlarn edimlerinde bal kalaca bir ilke ortaya koydu. Bu ilke beraberinde sorumluluu getirdi. nk bir kimse eylerken bakalarnn da kendisi gibi eyleyeceini dnrse, kendisine sorumlu olduu kadar bakalarna kar da sorumlu hale geliyor. nsan her ediminde sorumluluk sahibi olduunda srekli olarak davranlarnn doru olup olmadn dnyor, sonularn kestirmeye alyor ve var olan sorumluluk duygusunun yanna bunalt hissiyat ekleniyor. Benim merak ettiim ey u: Camusde sorumluluk byle kavramlarn birbirini izlemesiyle mi meydana geliyor? Ve sorumluluun yannda eliki bir bunalt hissiyat var m? R. M: Camusde insan, yaad bunaltdan dolay bir sre sonra samaya varyor. Bu nedenle, Camus ak ak bunalt demese de benzer bir duygudan sz edebiliriz. C. T: Bunu u yzden soruyorum: Sartredaki sorumluluk ve bunalt duygular insan srekli tedirgin eden, hatta benim amdan rahatsz eden bir hal alyor. nsan, yapt seimlerin sonularn her an, her saniye Tanr tarafndan davranlarnn izlendiini dnen bir rahibin yaad hissiyatn bir benzerinin eliinde kestirmeye alyor. rnein kii, bir hakszlk karsnda sessiz kaldnda bunalty hisseder. Ama iin ilginci, kii doru bir i yaptn dnrken bile yine bunalt ierisine der nk kii kendisini bir anlamda yasa koyucu olarak grmektedir ve bir yasa koyucu olarak -burada ahlak yasalarn kastediyorumkonumunun ciddiyetinin farknda olmak zorundadr. Bu bana insann kudretini azaltacak bir eymi gibi geliyor.

13

E. K: Sartre bunalty askya alan insanlardan da bahsediyor ama O. K: Askya alanlardan deil de maskeleyenlerden, yani rahatm gibi grnp aslnda rahat olmayanlardan bahsediyor. Burada kastettii bunalt konusunda yalan syleyenler. G. S: Sartre burada Kierkegaardtan bir alnt yaparak devam ediyor. brahimin olunu kurban etmesi olayn rnek veriyor. O kurban etme olaynda temel bir sknt var: brahim ile konuan gerekten melek mi? Hatta brahim gerekten brahim mi? Kierkegaard bu durumu da brahimin Bunalts olarak adlandryor. Benim merak ettiim baka bir ey var: Sartreda bunalt insan umutsuzlua dren bir rol m stleniyor? C. T: Sartre kendisinin hayat boyunca bir defa bile umutsuzlua kaplmadn sylyor. O. K: Bence byle bir bunalt insan umutlu bir hale getirir. R. M: Camusde sama felsefesine bu bunalt hissiyatndan varyor. Camus kii samayla karlatnda karsna iki yol kar; bu yollardan biri umut dieri intihardr diyor. Yani, insann ulaabilecei iki snr noktay belirliyor. Bu noktada insann yapmas gereken eyin samay kavrayp onu amak olduunu da belirtiyor. Fakat bu ama umut ile olmaz. Yani, umut etmenin sama karsnda edilgen bir konumu var. Bu bir te-dnya olarak ister cennet, isterse tarihin sonundaki komnizm olsun, kendini sama karsnda eyleyemez duruma getirirsin. O. K: Tabii, Deleuzen deyimiyle insan kaosta kendine bir alan atmal. R. M: Camusye gre samay kavrayan insan bakaldran, o iki snr durumun stesinden gelen insandr. Bakaldran insan kendini bir ekilde am olan yeni bir kavraya ulam olan insandr. O. K: Tabii, onu diyorum ben de. O perspektife yerleip Nietzscheden Sartrea bakarsan Sartre nihilizmin Avrupal son rnei olarak nitelemek durumunda kalyorsun. Nietzsche ok gzel tanmlam: farkl iki nihilizm var; bunlardan biri Hristiyan nihilizmi dieri ise son Avrupa nihilizmi. Son Avrupa nihilizminin artk tanrs da yok. Bu dnemde nihilizm had safhada ve bu dnem artk kamusal entelektelin dnemi. Mesela Nietzschenin Sokrates iin dedii ok gzel bir ey var, bilinle ilgili. Diyor ki: Btn yaratc olanlarda bilind olan n planda, bilin arka planda iken -ki filozofun ve sanatnn tarz byle oluyor- Sokrateste n planda olan, yaratc olan, bilin. Burada espriyi grmek gerekiyor. Nietzsche yle veya 14

byle Spinozac. Bilin her zaman iin sadece sonularn farkndadr. Bu zgr irade yanlgsnn nedeni de bundan dolaydr. nk bilin her zaman iin sadece sonularn farknda ise kii sadece eylemlerinin sonularn grr ve ben bu edimi zgr irademle setim der. Peki eylemin sonucunun farknda olmak ne? Ben eylemi nasl arzuladm bilmiyorum; neden arzuladm bilmiyorum. Bilin bunu bilemez. Nietzsche yapt deerlendirmede bilinci en alta koyuyor. C. T: Sartreda durum daha farkl. nsan edimlerinde bilin aktif bir rol oynuyor. Onun iin bilin, yalnzca edimin sonucunu fark etmez. Bilin her trl edimin k noktasdr. nk insanda her eyleme elik eden bir bunalt hissiyat vardr. nsan bilincinin bu denli aktif ve yetkin olmasndan dolaydr ki Sartre ar bir sorumluluk duygusundan sklkla bahseder. O. K: Nietzsche insani varoluun iki yerde sorumlu hale geldiini tespit ediyor. lki Antik Yunandaki sorumluluk temas oluyor ve en bata unu diyor: Eer varolu kavramna sorumluluk atfedilirse bunun amac bakalarn sulayabilmek ve yarglayabilmektir. unu gryor musunuz? Buradan hareketle u yakalanabilir: O kadar insan lyor kimse neden sesini karmyor? nk herkes vicdansz. Bak ne yaptm? Ahlaki bir yargda bulundum. C. T: Tabii burada zgr irade sana bakalarn yarglayabilme hakkn da veriyor. zgr irade ve sorumluluk kavram ilk bakta kulaa gzel geliyor ama ortada yle bir durum var; dnya srekli olarak katliamlara sahne oluyor. Ayn ey lkemiz iin de geerli. Hibir yerde gl bir toplumsal muhalefet, bakaldr yok. nsan ses karmad bir ktln orta olur. O zaman btn bu insanlar bencil, sorumsuz ve kt insanlar. Ayn ey Nazi Almanyas iin de sylenebilir. Almanyann neredeyse tamam Nazilere destek verdi. Eer Sartren bahsettii anlamda bir zgr irade varsa bu insanlarn tamam bile isteye bu ktln bir paras oldu. Ben bunun byle olduunu pek sanmyorum. Bilinci bu kadar ne karmak arzular yok saymak anlamna geliyor. Bence insan ok da rasyonel bir varlk deil. Eer Sartren sylediklerini doru kabul edersek insanln ou yle veya byle bilerek ktle ortak oluyor. E. K: Bu toptan bir vicdann kaybedilmilii gibi grnmyor bana. Nerede zulm olduysa orada direni de olmutur. Almanyann saldrd her yerde onlara kar savaan insanlar vard. Senin dediin iin biraz psikolojik taraf. nsanlar hep yanstma eiliminde oldular. Kendilerinde, ilerinde ne varsa darya bakp onu grdler. Birinci Dnya Savann

15

sonunda Almanya bitmi bir lke. Her eylerini kaybetmiler, kt bir durumdalar ve dnyaya baktklarnda da kt bir dnya gryorlar. C. T: Ben direnenlerden bahsetmiyorum. Bizzat faistlerin kendilerinden bahsediyorum. steyerek, koa koa askere gidenlerden falan bahsediyorum. Bu insanlar hakikaten kt olduklar iin mi bu ekilde davranyorlar? Onu da getim tamamen bilinli olarak m byle davranyorlar? Sartre insanlk edimlerime bakarak kendini ayarladna gre byle hareket etmekte hakl kym? Yaptklarm doru mu? diye kiinin kendi kendisine sormasn istiyor. Ona gre kiinin kt bir davran sergilememesi iin sorumluluk duygusuna ve byle bir i konumaya, kontrol mekanizmasna ihtiya var. Bu bana pek cazip gelmiyor. G. S: Ouz ben sana bir soru sorabilir miyim? Kierkegaardn varoluunda bir sabitlik yoktur ve kendisi insann varoluu statik bir ey deildir der. O. K: Tabii, varolu kavramnn ierdii, ima ettii ey o. G. S: Zaten Kierkegaardn bahsettii aama da bunun bir gstergesi... Eer varoluunu gerekletirmek istiyorsan bu aamay da gerekletirmek durumundasn. Bunlar yaaman gerekiyor bu nedenle bir duraanlktan sz edemeyiz. unu da ekleyebilirim bu varoluu da, varoluun kendi hakikati ierisinde gerekletirmen gerekiyor. Peki, Nietzschede Antik Yunandaki anlamyla bir Herakleitosu olu kavram var m ve Nietzsche bu olu kavramn nasl kullanyor? O. K: Demek istediini doru anlamadysam beni uyarrsn, Nietzsche iin olamayacaklarn banda temel ey var: Bunlardan biri zgr iradedir. Kimsenin zgr iradesi falan yoktur. zgr irade Nietzsche perspektifinden Hristiyanlarn insan yarglayabilmek iin uydurduu bir kavramdr ve bu kavram bilincin yanlsamasdr. nk bilin kendine etkide bulunan glerin sonularn bilebilir, bu glerin kendilerini bilmez. Bunlar bilinddr. Mesela arzular byle eylerdir. G. S: Bunlar gdler mi oluyor? O. K: Bu bilind Freudun kulland anlamda bir bilind deil. Bilince ait olmayan bir ey anlamnda Bu nedenle insan istediklerini zgr iradesi ile yaptn dnr. Bilincin bir gler ilikisi sonucu olduunu bilmez. Oysa bilin de aadadr burada Aslnda burdan kan sonu u: zgr iraden olmad iin kendine kar sorumluluun yok. 16

Sorumluluk denen tema sulayc bir temadr. Nietzsche sorumlulua da kardr. Ona gre varolu demek ocuun varoluu demektir. Bak! zdeletirdii ey nemli Varolu, ocuun varoluudur. Nietzsche varoluu aamaya ayrr. Birincisi devenin varoluudur. Deve lde btn ykleri tar. Mesela bu nedir? Muhtemelen bu Sartren anlad anlamda bir varolutur. Ykleri omuzlarnda tayor u anda. Kamusal aydnn, felsefecinin varoluudur bu. Ardndan aslann varoluu gelir. Aslan varolu alann btn sorumluluklardan temizler. Hayr diyen, bakaldran hayvandr aslan. Bu da daha ok Bakaldran nsan temasnda ileniyor diyebiliriz. En nihayetinde asl varolu ocuun varoluudur. Burada artk masumiyet vardr. Artk kendi kendini belirleyen bir ey haline gelir insann varoluu. Varolu artk herhangi bir eyi dsallatrmaz, tamam ile etkindir. Kendi kudretini yneltecei hareketleri seer. Tabii, bu seme durumunu doru anlamak lazm zira Nietzsche zgr irade ile semekten bahsetmiyor. Burada devreye giren ey, g istenci denen ey. G. S: Belli tarzda bir belirlenim Kierkegaardta da var. Varoluun kendine zg bir isel yaps vardr. unu da yle ifade ediyor: nsan kimdir? Ama kim nedir? Kim bendir. Peki ya ben nedir? Ben, kendiyle ilikilenen ilikidir ya da kendiyle ilikilenme ilikisine sahip olduu znelliktir. nsan sonlu ile sonsuzun, zamansal ile ebedinin, zgrlk ile zorunluluun sentezidir; ksaca sentezdir. nsan varoluunu bir sentez olarak ele alyor. Bunun yannda varoluun diyalektik bir atmadan da beslendiinden bahsediyor. Sanki Nietzsche ile arasnda bir benzerlik var. E. K: Sartre zgrl u ekilde ele alyor. zgrlk insan eylemlerine ait bir yap eleman olup yalnz kendi kendini balamada belirir. nsan balanrken zgrlk beliriyor, zgr balan Burada da bir zorunluluk yok zaten. O. K: Sartredan politiklemeyi kartmak ok zor ama ilgin bir ekilde Nietzscheden kyor politikleme. Balanma problemi var ya u nl Mesela Nietzschenin bir okumas onu ar bireyci, st bireyci okur. yle egosantrizm vardr ki tiksinirsin Bu bir Nietzsche okumas ve Nietzschenin kendisinde bu motifler vardr. Ama bu bireycilik her ortaya ktnda -benim kabul ettiim okuma biimi bu ynde- ama Hristiyanca dierkml eletirmektir. Bundan dolay Nietzschenin kendisine bireyci demek ok zor nk Nietzschede ok dolu bir ekilde metafizik olarak bir atomculuk eletirisi var. Nietzsche iin atomlar birbirleri ile ilikiye giremezler dolaysyla doada bulunan eylerin z, tz atom 17

falan olamaz. Bir gle ilikiye gerecek olan atom olamaz. Bir g ile ancak baka bir g ilikiye girer. Burada bir dinamizm kuruyor. G. S: Peki bu iliki diyalektik bir iliki mi? Bu gler birbirine zt gler mi? O. K: Kesinlikle bir birine zt gler deiller ve aralarnda diyalektik bir iliki yok. Glerden biri itaat eder, dieri itaat ettirir. Ama bunlar zt falan deiller en azndan aralarnda gerekleen sre diyalektik bir sre deildir. Bu gler de birbirine zt olmak zorunda deildir. undan bahsetmek istiyorum: Nietzsche etkin varolutan, etkin glerle dolu bir varolutan bahseder. nsann varoluu tepkisel gler ve onlarn ilikileri tarafndan kuatlmtr. Peki varoluu etkinletirmek ne demek? Etkin g ilikilerine meyil etmek demek, etkin gler arzulamak demektir. Mesela ben buna rgtlenmeyi rnek gsterebilirim. rgtlenmek benim eyleme kudretimi arttrabilir bu da varoluumu etkin glerle doldurur. Arkadalklar da dostluklar da byledir. Nietzschede dost temas ok gldr. E. K: Peki bu insanlar arasnda bir mtereklii kuracak. Bana sanki birlikte yaamak ile ilgili bir ey sylemekte yetersiz kalyormu gibi geliyor. Yani, insan kendisinin seemedii verili bir sosyallik ierisinde douyor ve insan kendini bu mtereklik, sosyallik ierisinde buluyor, var ediyor. nsan bu bahsettiim ilikileri belirlerken ayn ekilde bu ilikiler tarafndan da belirleniyor. Nietzsche bunu ne kadar aklayabilecek? Benim sorduum soru bu Bakt yer bana daha farklym gibi geliyor. Diyalektik ieren atmac teoriler bunu bir ekilde aklyor. Nietzschede sanki neyi grmek istiyorsan onu gryorsun sanki. O. K: Ben Nietzschenin son derece sistematik bir filozof olduunu dnyorum. Nietzschedeki problem onun yazma stili ile alakal; felsefeyi ve varoluu dnmesi ile alakal. Felsefe bir deerlendirme ve yorumlama iidir. G ilikilerini, deerlerin kendilerini ve bir edimi yorumlamak felsefenin ve varoluun iidir. Nietzsche bundan dolay aforizmik yazyor. Yazdklarnn deerlendirilmesini istiyor. Bu yazdklarm bir hakikattir demiyor... Ki, hakikat de bir deerlendirmedir. Dolaysyla ben una kesinlikle katlmyorum: Nietzsche Aristotelesten daha az sistematik deildir ya da Aristoteles Nietzscheye gre ok daha tutarl deildir. kisinin de deitirdii veya vazgetii grleri vardr. Bir filozofu ar tutarsz biri haline getirmek onu artk daha baka bir ey haline getiriyor. E. K: Bakt yer itibari ile bana hitap etmiyor nk bakt yer farkl, kaygs farkl.

18

O. K: Tabii, amalarndan biri Avrupa nihilizminden kurtulmak. Biz bu Avrupa nihilizminden nasl kurtuluruz? diye soruyor. Nietzschenin sosyalistlerle ilgili nefret dolu cmlelerinin anlam da bu ynde deerlendirilebilir. nk sosyalizm denen ey bir gelecek umudu vaaz ettii lde bu dnyay ve insann burada ve imdi varoluunu nemsizletiriyor. ok baka bir yerden balamak istiyorum. Sartre ne yapmak istiyor? Sosyalistleri bu durumdan kurtarmaya almyor mu? Mdahale ayn ynden en azndan yakn bir deerlendirmeden kaynakl. E. K: Tabii Nietzschenin mdahalesi ok sert C. T: Sartre daha yumuak tabii. Zaten kendisi de kendi Varoluuluu ile Marksizmi uzlatrmaya alyor. Sartre sosyalist gelenee ve evreye ok daha yakn. Bir ok konuda da onlarla uzlaabilir. Ama ayn eyi Nietzsche iin syleyebileceimizi pek sanmyorum. Sartre kendi varoluuluu dorultusunda yeni bir ahlak da ina etmeye alyor. E. K: Sartre bildiimiz formel anlamyla ahlak ina etmek iin abalamyor. Belli kaideler, belli skntlar, belli sorunlar karsnda nasl hareket edileceine ilikin konuuyor. Bu iin kkleri zaten aydnlanmadadr diyor ve bunu eletiriyor. Bunu yaptktan sonra ayn hataya kendisinin de deceini pek sanmyorum. O. K: Biz bu kavram etrafnda tarttk: Varolu, sorumluluk ve zgr irade. Ateizm kendini bazen tanrsz bir tanrclkta bulabilir. Balamlarna gredir bu. Mesela bir balamda Sartre sorumluluk dediinde kendini bir tr dinselliin ierisinde bulabilir. Mesela geen unu konumutuk: Tanrsz olmal varoluuluk. Szgelimi Hristiyanlkta insan dnyaya dmtr ve cennete geri dnmesi gerekiyordur. Baz Hristiyanlar insann o kadar da zgr olmadn iddia edebilir ama varoluu Hristiyanlar iin insan gayet zgrdr ve dt koptuu zden geri dnmeye almaktadr. C. T: Sava sonras durumlarda insanlarn ierisine dt durum sanki byle oluyor. nceden rgtl olan bir arada bir eyleri konuup karar alabilen insanlar bir anda yalnz kalyorlar. nceden edimler bir rgte referansla tanmlanabilirken artk ortak referans noktas ortadan kalkyor. nsan bir bana yalnz kalyor. Kendini yeniden var etmesi, yaratmas gerekiyor. E. K: Sartren varoluuluunun tam da kinci Dnya Sava sonrasna denk den bir ideoloji, dnya gr olmas onu deerli ve nemli klyor. Yoksa baka tarihlerde baka 19

biimlerde ifade edilebilirdi ama tam da sava sonras dneme denk geldi. yle bir ortamda varoluuluk kendisine oka da desteki buldu. Ykmn bykl bu felsefenin tutulmasn da salad. O. K: 12 Eyll sonrasnda Trkiyede varolu felsefelerinin ilgi grmesini de aklayabilir bu. ok anlalr geliyor bana. nsanlar, Biz bir rgtlenme ierisindeydik, darbe oldu faist ynetim baa geldi ve biz rgtlerden koptuk. nceden referans noktas olarak alabileceimiz bir rgtmz vard. imdi ise bunu kaybettik, nasl geri kazanabiliriz? Nasl yeniden var olabiliriz? Bu braklmlktan kurtulabiliriz? diye sordular kendilerine.

20

You might also like