You are on page 1of 46

Bu kitabn hazrlanmasnda, CANDIDE'in MEB Fransz Klasikleri dizisinde 1959'da yaynlanan

ikinci basks temel alnm ve eviri dili gnmz Trkesine uyarlanmtr.



V O L T A I R E
CANDIDE
ya da
yimserlik zerine

Fehmi Balda tarafndan Franszca'dan evrilmitir.

NSZ
"Candide", Voltaire'in Klasikler dizisinde kan nc kitabdr. Bundan nce "Safolan" diye
n "Ingenu" ile "Felsefe Szl" diye evrilen "Le Dictionnaire philosophique" adndaki yaptl
ar, Voltaire'i, iki ynyle Trk okuyuculara tantmt: Biri hikyeci, dieri filozof Voltai
andide", Voltaire'in bu iki ynn birden aklayan bir hikyedir.
Bu hikyesinde Voltaire, gen ve her eyden habersiz Candide'e, Alman dnr Leibniz'in fels
esini temsil eden Pangloss ve saduyunun temsilcisi olan filozof Martin'le birlik
te btn dnyay dolatrr. Almanya'dan Hollanda'ya, talya'ya ve sonunda Trkiye'ye giden Ca
e, bu gezileri srasnda bin bir felaketle karlar. Almanya'da asker olur. Hollanda'da ok
byk aalamalara urar, retmeni Pangloss'u amansz bir hastala yakalanm olarak bulur;
bir engizisyon mahkemesinde acmasz bir cezaya arptrlr; adam ldrr, Amerika'da yamyam
liler tarafndan yenilmek zere iken son anda kurtulur; Fransa'da tuzaa der ve paralarn
drr; talya'da talarn, tahtlarn yitirmi alt kraln servenlerini dinler ve sonunda T
mann ne demek olduunu renir. Bandan geen onca olaya ramen filozof Pangloss'un dedikler
e uyarak her eyin "iyi" olduuna inanr ve bu dncesinden ancak Trkiye'de vazgeer. Ona y
amacn, yaamn anlamn Trkiye'de tand bir derviin "bahemizi yetitirelim" sz re
bunca zamann bouna geirdiini anlar, bin bir felaketten sonra bir araya toplanan hikyen
in kahramanlarna birer i verir, hepsini bir uraa kavuturur ve bahesini yetitirir.
Hikyeci Voltaire'in asl karakterini aa vuran bu kitabdr. Burada alay son snrna ulam
, krallarn, uluslarn detleri, gelenekleriyle, insanlarn karakteriyle alay eden filoz
of inesini saplamak iin en zayf yanlar bulmakta glk ekmiyor. rnein engizisyonla alay
iin gerek bir olay ele alyor. 1756 ylnda Lizbon'da yaanan bir yer sarsntsn nlemek
gizisyon, ayn kentte iki Yahudiyi yakmaya karar verdii srada yeniden iddetli bir yer
sarsntsnn olduunu aktaryor. Bylece XVI. ve XVII. yzyllarda yok yere engizisyonun h
meslektalarnn intikamn alm oluyor.
Bu alay biiminin dilini burada anlatmak olduka g bir i. Yalnzca unu syleyelim ki Frans
nn baka bir ad da "Voltaire'in dili"dir. Bu dil kvraktr; cmleler, szckler anlatlmak i
en olaylara uyumludur.. Ne klasiklerin ar ve kuru dili, ne de romantiklerin uzun v
e ssl cmleleri Voltaire'in diliyle karlatrlabilir. Onun heykelini grenler ince dudakl
da ve iri gz bebeklerinde insan ldrtan bir alaycl sezmekte glk ekmezler. Onun dil
ve dudaklarda ima edilen alayn kda dklmesidir.. Bu anlatm biiminden tat almamak olanak
. nsana kendi z varlnn ac ve iyi yanlarn gsterdii iindir ki bu dil ylan gibi kvr
ete saplanan bir ine etkisi yapar. nsanln olduu kadar toplumun da iyi ve kt yanlarn
oliere kadar gldren, Racine kadar alatan Voltaire, "Candide"i tam altm be yanda yazm
ki en olgun anda yazd bu yapt elence olsun diye yazlan yaptlarndan ok farkldr. O
belki eskimitir, tiyatro oyunlar artk oynanmayacak kadar bayatlamtr, fakat Candide, Vo
ltaire'nin modas hi gemeyecek bir yaptdr. Bugn hi kimse,Candide'i okumadan, dnya edeb
hakknda her aydnn edinmesi gereken bilgiye sahip olduunu syleyemez. Daha ileri gidecei
z, "Candide" her aydnn, Franszlarn "livre de chevet" dedikleri, yani yatarken kartraca
birka sayfa okuyaca bir baucu kitab olmaldr.


CANDIDE



CANDIDE (1)
ya da
yimserlik zerine (2)

Doktor Ralph'n Almanca yazd kitaptan evrilmitir. Bundan baka 1759 ylnda Minden'de ld
ktorun cebinden kan ekler de kitapta yer almaktadr

BRNC BLM

Candide gzel bir atoda nasl yetiti ve oradan
nasl kovuldu.

Vestfalya'da, Baron Thunder-ten-Tronckh'un atosunda, yaradltan yumuak huylu bir delik
anl vard. Yznden ruhu okunurdu. Basit bir zeks, olduka doru bir akl yrtme yetisi va
andide adnn verilmesi de sanrm bundand. Evin emekli hizmetileri onun, Baron'un kzkarde
le yaknlarda oturan iyi, kibar bir soylunun ocuu olduundan kuku duyarlard. Denildiine g
e Baron'un kzkardei bu soylu kiiyle evlenmek istememiti. nk o soylu, atalarn ancak ye
irinci gbee kadar sayabilmi, soyaacnn kalan blm zamann iinde yitip gitmiti.
Baron, Vestfalya'nn en gl derebeylerinden biriydi. nk atosunun kaps ve pencereleri v
tta atonun byk salonu, gzel duvar hallaryla sslyd. Avludaki kpeklerini, gerekince av
eyislerine de it uakl yaptrrd. Kyn papaz, Baron'un zel papazln yapard. Herkes
r, hikyeler anlatt zaman da glerdi.
Madama la Baronne yz elli libre arlyla evresindekilerin byk saygsn kazanmt v
saygdeer klan bir incelikle konuklarn arlard. On yedi yalarndaki kz Cungonde, al
dolgun, itah uyandran bir kzd. Baron'un oluysa grnyle her bakmdan babasnn oluyd
meni Pangloss, atonun akl hocasyd. O kk Candide de onun derslerini, yann ve huyunun
dinlerdi.
Pangloss, Mtaphysico - Thologo - Cosmolo - Nigologie (3) retirdi. Nedensiz sonu olama
yacan, olabilecek dnyalarn en iyisinde, atolarn en iyisinin Baron'un atosu, Madame'n
madamlarn en iyisi olduunu eksiksiz bir biimde kantlard.
"Olaylarn baka trl olamayaca kantlanmtr, nk her eyin bir amac vardr; o halde h
iin olduu kanlmaz bir gerektir. Burun, gzlk takmak iin yaratlmtr. Bunun iindir k
z. Bacaklar dizlik giymek iin yaratlmtr. Onun iin dizlik kullanyoruz. Talar yontulmak
ato yaplmak iin oluturulmutur. Onun iin de Monseigneur'n gayet gzel bir atosu var;
en byk Baronu en iyi yerde oturmal deil mi ? Domuzlar da yenmek iin yaratldndan, biz
btn yl domuz yeriz. Bylece her eyin iyi olduunu syleyenler aptalca bir sz etmiler; he
en iyidir demek gerekirdi."
Candide, Pangloss'u dikkatle dinler ve safa inanrd; nk Matmazel Cungonde'u ok gzel bu
u; ama bunu bir trl kendisine syleyemezdi. Bylece u sonuca varrd: Mutluluun birinci a
Baron Thunder- ten-Tronckh olarak domakt; ikincisi Matmazel Cungonde olmak; ncs onu he
gn grmek; drdncs de lkenin, dolaysyla btn dnyann en byk filozofu olan stat Pan
.
Bir gn Cungonde, atonun yannda, park denen koruda gezinirken, allarn arasnda Doktor Pa
loss'un, madame la Baronne'un gzel, uysal, esmer, kk hizmetisine deneysel fizik dersi
verdiini grd. Matmazel Cungonde'un bilimlere kar byk bir yatknl vard. O yzden g
almadan izledi. Doktor Pangloss'un "yeter sebebi"ni, sonularn ve nedenlerini aka grd
Heyecanl ve dnceli, bir gn bilgin olmak isteiyle taarak geri dnd. Gen Candide'in de
eter sebebi", delikanlnn ise kendisinin "yeter sebebi" olabileceini dnd.
atoya dnerken Candide'le karlat ve kzard. Candide de kzard. Cungonde ona buulu bir
njour" dedi. Candide de ona bir eyler syledi ama ne sylediini bilmiyordu. Ertesi gn a
kam yemeinden sonra sofradan kalkldnda, Cungonde ile Candide bir paravanann arkasnda
ular. Cungonde mendilini yere drd. Candide onu yerden ald. Cungonde, Candide'nin elini
masumca tuttu. Delikanl da gen kzn elini ayn duyguyla, fakat kendine zg bir sertlik, bi
r duyarlk ve incelikle pt. Dudaklar birleti, gzleri alevlendi, dizleri titredi, elleri
saptt. Baron Thunder- ten-Tronckh paravanann yanndan geti ve olup biteni grnce Candide
'in kna bir tekme atarak onu atodan kovdu. Cungonde bayld. Kendine gelince Madame la Ba
ronne'dan bir tokat yedi. Bylece mmkn olan atolarn en gzel ve en sevimlisinde needen iz
kalmad.

KNC BLM

Bulgarlar arasnda Candide'in bana gelenler.

Cennetten kovulan Candide, nereye gittiini bilmeden, alayp szlayarak, gzlerini bazan
ge kaldrarak, bazan Baron kzlarnn en gzelinin bulunduu atolarn en gzeline evirerek
yol ald. Tarlalarda iki sapan izi arasnda bombo bir mideyle yatt. Lapa lapa kar yayor
du. Ertesi gn Candide, souktan donmu, alktan ve yorgunluktan bitkin bir halde bacakla
rn sryerek Veldberghoff Tararbk Dikdorff adndaki komu kente kadar yrd. Cebinde be pa
tu. Boynunu bkerek bir meyhane kapsnn nnde durdu. Mavi elbiseli (4) iki kii delikanly
Biri tekine, "Arkada" dedi. "te yakkl bir delikanl. Boyu da tam aradmz gibi". k
dide'e doru yryp byk bir nezaketle delikanly yemee davet ettiler. Candide de onlara s
li bir alak gnlllkle, "Baylar" dedi, "ltifatnza teekkr ederim. Ama yemekten payma d
param yok." Mavililerden biri, "Ah baym", dedi. "Sizin grnnzde ve deerinizde olan kim
ler hibir ey iin para vermezler. Boyunuz be ayak ve be parmak deil mi?". Candide eilere
k, "Evet efendiler, boyum bu kadardr" dedi. "Aman baym ltfen buyurunuz. Yemek paranz d
emek yle dursun, sizin gibi bir insann parasz kalmasna bile katlanamayz. nsanlar birbir
lerine yardm iin yaratlmlardr". Candide, "Hakknz var" dedi, "stat Pangloss da bana he
e sylerdi. Ben de imdi her eyin en iyi olduunu gryorum". Adamlar birka aka vermek ii
cada bulundular. Candide paray ald ve karlnda bir senet vermek istedi. Mavililer almad
r. Hep birlikte sofraya oturuldu. Candide'e sordular, "tenlikle seviyor musunuz?"
. Candide, "Evet; Matmazel Cungonde'u canmdan ok seviyorum" diye yantlad. Adamlardan
biri, "Onu deil, Bulgarlarn kraln candan sevip sevmediinizi soruyoruz" dedi. Candide,
"Hayr asla. nk kendisini hi grmedim" diye yantlad. "Nasl, nasl ? O krallarn en sev
r; haydi onun erefine ielim". Candide, "Hayhay baylar..." dedi ve iti. Sonunda mavi
liler, "Artk yeter. te imdi Bulgarlarn kahraman, koruyucusu, dayana ve kolu oldunuz.
size gld. an eref artk sizin iin" dediler. Ayaklarn zincire vurup alaya gtrdler. Sa
sola dndrdler, tfek astrdlar, ate ettirdiler, ayak deitirttiler, stelik bir de otuz
urdular. Ertesi gn Candide askeri talimde biraz daha iyiydi. Yalnzca yirmi sopa ye
di.Daha ertesi gn de on sopa. O artk, teki askerlerin, silah arkadalarnn gznde bir h
ikayd.
akna dnen Candide, niin bir kahraman olduunu bir trl kestiremiyordu. Hayvanlar nasl b
larn istedikleri gibi kullanyorsa, insanlarn da bacaklarn tpk yle kullanabileceklerin
nan Candide, gzel bir ilkbahar sabah rasgele yrmeye niyetlendi. Henz iki fersah yrmeden
, her biri alt ayak boyunda drt kahraman, delikanly yakalayp baladlar ve delie tktla
melik uyarnca btn alay tarafndan otuz alt kere sopalanmay m, yoksa beynine on iki kuru
yemeyi mi tercih ettiini sordular. Candide, irade zgrlnden sz edip, ne onu ne de tekis
i istediini bo yere savunduysa da sonunda birincisini semek zorunda kald. zgrlk denilen
Tanr vergisi uyarnca otuz alt kere sopadan gemeye raz oldu. Alay iki kere nnden geti.
layda iki bin kii vard. Bu da Candide'in ense kknden kuyruk sokumuna kadar bedeninde
ki btn kaslarn ve sinirlerin dar frlamasna yol aan drt bin denek demekti. ncye
erman kalmayan Candide beynini patlatmak ltfunda bulunulmasn diledi. Bu ii ona baladl
gzlerini balayp diz ktrdler. Tam o srada Bulgar kral oradan geti. Zavallnn suunu
dahi olan kral, Candide'e sorduu sorulardan, bu gencin dnya ilerinden habersiz bir
metafiziki olduunu kavrad ve delikanly sonralar her yzyln ve her gazetenin vecei b
metle affetti. yi bir cerrah olan Dioscoride, bulduu merhemlerle Candide'i iyi ett
i. Bulgar kral Abar kralyla savamaya balad zaman Candide'in srt biraz deri balamt
tk yryebiliyordu.

NC BLM

Candide Bulgarlardan nasl kurtuldu ve ne oldu.

Dnyada hibir ey bu iki ordu kadar gzel, evik, parlak ve dzenli olamazd. Borularn, flt
n, trampetlerin, obualarn ve toplarn sesi cehennemde bile benzeri olmayan bir uyum
oluturuyordu. nce toplar her iki taraftan altar bin kii devirdi; sonra tfekler dnyalar
en iyisinin yzn pisleten dokuz, on bin kadar edepsizi ortadan kaldrd; sngler de birka
in kiinin lmnn "yeter sebebi" oldular. Bunlarn hepsinin tutar aa yukar otuz bin ki
ir filozof gibi titreyen Candide, bu kahramanca cankrmnda elinden geldii kadar sakla
nd.
Sonunda her iki kral, kendi kararghlarnda zafer arklar syletirken, Candide, nedenlerle
sonular stnde dnmek iin baka bir yere gitmeye karar verdi. lm ya da can ekien in
geerek en yakn kye ulat. Buras bir Abar kyyd ve kl olmutu. Bulgarlar kamu hukuku ya
ayanarak ky atee vermilerdi. Bir yanda vcutlar delik deik yallar, ocuklarn kanl m
utan boazlanm karlarnn can ekimelerini seyrediyorlard. Bir yanda da birka kahramann
iyalarn giderdikten sonra karnlarn detikleri gen kzlar son nefeslerini veriyorlard.
m kzlar, yaamlarna son verilmesi iin yalvaryorlard. Yerlerde, kesilmi kollarn ve bac
yannda beyin paralar da grnyordu.
Candide, koarak baka bir kye gitti. Buras da bir Bulgar kyyd. Abar kahramanlar da bura
ayn eyi yapmlard. Candide rpnan insanlarn yannda ve ykntlar zerinde durmadan y
umanyas, aklnda Matmazel Cungonde, sava alanndan dar kt.
Hollanda'ya geldii zaman yiyecei tkenmiti. Fakat burada herkesin varlkl ve Hristiyan ol
duunu duyunca, Matmazel Cungonde'un gzel gzleri iin kovulduu Baron'un atosundaki kadar
iyi baklacandan kuku duymaz oldu. Birok arbal insana el atysa da, hepsi ona, bu san
am ederse yaamasn rensin diye bir slah evine kapatlacan syledi.
Sonra byk bir toplantda, tam bir saat sadaka hakknda konuan bir adama (5) bavurdu. Bu
hatip Candide'e yan gzle bakarak, "Buraya ne yapmaya geldiniz? Byk dava iin mi?" diy
e sordu. Candide boynunu bkerek, "Nedensiz hibir sonu yoktur. Her ey zorunlu olarak
birbiriyle baldr ve her ey en iyi ekilde yaratlmtr. Matmazel Cungonde'un yanndan ko
sopa yemem ve ekmek buluncaya kadar dilenmem gerekti. Baka trl de olamazd", diye cev
ap verdi. Hatip, "Aziz dostum", dedi. "Papa'nn deccal olduuna inanyor musunuz?" Can
dide, "imdiye kadar byle bir ey duymadm. Ama Papa ister deccal olsun, ister olmasn, b
enim yiyecek ekmeim yok" dedi. Adam "O halde ekmek yemeye layk deilsin. Defol apkn ke
rata, bir daha da yanma sokulma" diye bard. Hatibin kars pencereden ban karp Papa'
lduuna inanmayan birini grnce, oturan Candide'in kafasna boaltt. Yce Tanrm, kadnla
ygular ne byk taknlklara yol ayor!..
Hi vaftiz edilmemi, Jacques (6) adl, iyi kalpli bir anabaptist iki ayakl, canl, kanat
sz bir varla, kardelerinden birine kar yaplan bu insafsz ve irkin davrana tank old
i kolundan tutup evine gtrd. Ykad. Ekmek ve bira verdi; sonra da cebine iki florin ko
ydu. Hatta delikanlya Hollanda'da, ran kumalar dokuyan kendi tezghlarnda nasl alld
edi. Candide, bu adamn nnde secdeye varrcasna eilerek: "stat Pangloss bo yere, bu dny
her eyin en iyi olduunu sylememiti. nk kara cbbeli adam ve karsnn kabalndan daha
rhametiniz beni duygulandrd" dedi.
Ertesi gn Candide gezinmeye ktnda, yz sivilceli, l bakl, burnunun ucu dm, az
, bedeni iddetli bir ksrkle srekli sarslan ve her ksrnde bir dii daha frlayan bir
DRDNC BLM

Candide eski felsefe retmeni Doktor Pangloss'la nasl karlat ve balarna neler geldi.

Candide, korkudan ok merhametten doan bir heyecanla iyi kalpli anabaptist Jacques'n
verdii iki florini, bu yrekler acs baldr plaa uzatt. Hayalet, delikanlya dikkatle
ve boynuna atld. Candide korktu, geri ekildi. Bu zavalllardan biri tekine, "Demek sev
gili Pangloss'unuzu tanmadnz ha!" dedi . "Aman neler duyuyorum? Banzdan nasl bir felake
t geti? Niin o gzelim atoda deilsiniz? Kzlarn incisi, doann bir aheseri olan Matmaz
onde'a ne oldu?" Pangloss, "Gcm tkendi" dedi... Candide, stad derhal iyi kalpli anaba
ptistin ahrna gtrd ve bir para ekmek yedirdi. Panglos kendine gelince, Candide, "Peki"
, diye sordu, "Cungonde ne oldu?" Pangloss, "ld" dedi. Bunu duyunca Candide bayld. A
rkada ahrda raslant sonucu bulunan kt bir sirkeyle Candide'i ayltt. Candide gzlerini
"Cungonde ld m?.. Ey dnyalarn en iyisi neredesin? Hangi hastalktan ld? Sakn sayn ba
ndan tekmelenerek kovulduum iin lm olmasn" diye bard. Pangloss, "Hayr", dedi. "Tm B
kerleri onun rzna getikten sonra karnn detiler; yardmna koan Baron'un da kafasn par
adame la Baronne da para para edildi. Zavall rencime de kzkardeine yaptklarnn aynn
oya gelince... Ta stnde ta kalmad. Ne otlak, ne bir koyun, ne bir rdek, ne de bir aa.A
cmz alnd; nk Abarlar da bir Bulgar senyrne ait olan komu baronlukta ayn eyi yapt
Candide bunlar duyunca yeniden bayld. Kendine gelince de aklna gelen her eyi syledi. S
onra da Pangloss'u byle acnacak bir duruma dren gerek nedeni renmek istedi. stat, "A
", diye bard. "nsanln avutucusu, evrenin koruyucusu, btn duygulu varlklarn ruhu, ta
Candide, "Ah, ben de kalplere hkmeden, ruhumuzun ruhu olan ak tandm. Ama bu tatl ey ban
a, bir pckle kaba etime yediim yirmi tekmeye mal oldu. Peki ama nasl oldu da byle tatl
bir neden, sizde bu kadar korkun bir sonuca yol at?" diye sordu.
Pangloss yle yantlad: "Sevgili Candide. Hametli Madame la Baronne'un gzel hizmetisi Paq
uette'i bilirsiniz. Beni kemirdiini grdnz bu cehennem azaplarn douran cennet zevkleri
nun kollar arasnda tattm. Bu derde o da tutulmutu, belki de imdi lmtr. Paquette, bu a
armaann kaynan bilen, bilgin bir Cordelier papazndan kapm; o da bunu yal bir kontes
ontes bir svari yzbasndan; yzba bir markizden; markiz bir valye yardmcsndan; va
vit papazndan; papaz da bunu, henz papaz adayyken, dorudan doruya Colombus'un bir ark
adandan kapm. Bana gelince, ben bunu kimseye bulatramayacam, nk lyorum".
Candide: "Ey Pangloss; bu ne tuhaf bir soyaac. Hepsinin kk eytand deil mi?" diye bard
dam, "Asla", dedi. "Bu, dnyalarn en iyisinde gerekli bir ey, zorunlu bir cevherdi. nk,
Colombus, bir Amerika adasnda, remenin kaynan zehirleyen, ok kere remeye bile engel ol
an ve hi phesiz doann yce amacna aykr olan bu hastala yakalanmasayd, ikolata ile
ksun kalacaktk. Ayrca unu da syleyeyim ki bugne kadar, din atmalar, savalar kavgala
u hastalk da yalnzca bizim ktamzda, yalnzca bizde var. Trkler, Hintliler, Acemler, inli
ler, Siyamllar ve Japonlar onu henz tanmazlar. Birka yzyl sonra, sras gelince onlarn
unu renmeleri iin yeter bir neden bulunur. Ama imdilik bizim aramzda. Hele uluslarn aln
yazlarn belirleyen, ok iyi yetitirilmi, cretli askerlerden olumu byk ordularda, bu
la yaylmaktadr. Bylece savamak iin kar karya geen otuzar bin kiilik iki ordudan her
aa yukar yirmi bin frengilinin bulunduuna inanabilirsiniz."
Candide, "ok iyi! Ama, gene de tedavi edilmeniz lazm" dedi. Pangloss, "Nasl tedavi
yani?" diye sordu. "Nasl tedavi ettireceiz? Cebimde be para yok, yeryznde para vermed
en veya bakas senin yerine parasn demeden ne kan aldrabilirsin, ne de bir tenkiye yaptr
abilirsin".
Bu son sz Candide'i harekete geirdi; koup merhametli anabaptistin ayaklarna kapand ve
ona arkadann dt durumu o kadar ackl bir dille anlatt ki iyi kalpli adam, Doktor Pa
yardm etmeyi kabul etti ve tedavi masraflarn stlendi. Tedavinin sonunda, Pangloss b
ir gzyle bir kulan kaybetti. Ama o yaz yazmasn iyi biliyor ve ok iyi hesap yapyordu.
ptist Jacques onu ktip olarak yanna ald. ki ay sonra, baz iler iin gemiyle Lizbon'a git
mek zorunda kalnca bu iki filozofu da birlikte gtrd. Pangloss ona her eyin mkemmel ol
duunu anlatt. Anababtist Jacques ise bu grte deildi. "nsanlar da doay biraz bozmu ol
nk insanlar kurt domadklar halde kurt olmular. Tanr onlara ne yirmi drtlk top, ne d
rdi. Oysa onlar, birbirlerini yok etmek iin sngler, toplar yaptlar. Ayrca alacakllar p
aralarn alamasnlar diye iflas edenlerin mallarna el koyan adaleti de bu arada sayabi
lirim" dedi. Tek gzl stat, "Btn bunlar gerekliydi; nk genel iyilik zel felaketlerden
yle ki ne kadar ok zel felaket olursa, her ey o kadar iyi olur" diye yantlad. Panglos
s bylesi akl yrtmeleri srdrrken hava karard; dnyann drt yanndan rzgrlar esmeye b
an aklarnda gemi korkun bir frtnaya tutuldu.

BENC BLM

Frtnada geminin batmas, yersarsnts, stat Pangloss'un, Candide ve anabaptist Jacques'n
arna gelenler.

Yolcularn yars, geminin iddetle sallanmasnn sinirlerde ve ii dna kan vcutlarda ya
acdan o kadar bitkin dmt ki bir de frtnadan doan tehlikenin tasasn ekecek halde de
iler de baryor, dua ediyordu. Yelken yrtlm, direkler krlm, geminin dibi delinmiti
kimse kimsenin ne dediini anlamyordu ve komuta eden kimse kalmamt. Anabaptist Jacques
geminin manevra yapmasna elinden geldiince yardm etmeye alyordu. Gvertede abalarken;
dinden gemi bir gemici, ona var gcyle vurdu ve yere serdi. Ama kendi de vurduu yumruk
tan ylesine sendeledi ki ba aa, gemiden dar frlad; krk direin bir tarafna aslp
Jacques onun yardmna kotu, yeniden gemiye kmasna yardm etti. Ama yardm edeyim derken
kez gemicinin gzleri nnde kendisi denize dt. Gemici boulan zavallya dnp bakmaya bil
zzl etmedi. Candide gverteye yaklat, bir an suyun stne kan, sonra sonsuza dek sulara g
koruyucusunu grd. Onun ard sra denize atlmak istedi ama filozof Pangloss onu tuttu v
e Lizbon Koyu'nun bu iyi kalpli anabaptistin boulmas iin zel olarak yaratldn kantlad
nu, "a priori" olarak kantlarken gemi de ikiye blnd. Pangloss, Candide ve erdemli an
abaptisti boan o gemiciden baka her ey yok oldu. Gemici olacak herif, Candide ile P
angloss'un bir tahta parasna tutunarak ulatklar kyya yzerek kabildi.
Biraz kendilerine gelince Lizbon'a doru yrdler. Bir ka kurular kalmt. Bununla da fr
nra iyice bastran alktan kurtulabileceklerini umuyorlard.
Koruyucular iyi kalpli anabaptistin lmne alayarak kente ayak basar basmaz ayaklarnn al
tndaki topran sarsldn hissettiler; (7) limanda bile deniz kaynayarak ykseliyor ve dem
tm gemileri paralyordu. Alev ve kl kasrgalar sokaklar ve alanlar kaplyordu. Evler y
lar temellerin zerine kyor, temeller dalyordu. Her yatan ve her cinsten otuz bin kii
altnda eziliyordu. Kurtulan gemici slk alp kfrler ederek, "Bize burada iyi i kacak"
du. Pangloss ise, "Bu olayn nedeni ne olabilir" sorusuna yant aramaktayd. Candide d
e, "te kyamet alameti!" diye barmaktayd. Gemici ykntlarn, kntlerin ortasnda l
ak iin lme meydan okuyor, para buluyor, hemen alyor, kafay ekiyor, aylnca da ev yknt
de ve can ekienlerle llerin arasnda, karsna kan ilk gnl zengin kz satn alyordu
onu kolundan ekiyordu: "Dostum iyi etmiyorsun, aklszlk ediyorsun; ileri srasz yapyors
" diye uyaryordu ama beriki, "Bana vz gelir. Ben bir gemiciyim. Batavya'da dodum. J
aponya'ya yaptm drt seferde drt kere kutsal ha inedim. (8)Tam da akldan sz edilecek
dun", diye yant veriyordu.
Frlayan baz ta paralar Candide'i yaralamt. Sokaa uzanm, st ba ykntlarla rt
na biraz arapla merhem bul, lyorum" diyordu. Pangloss, "Bu yer sarsnts yeni bir ey dei
Geen yl Amerika'da Lima kenti benzeri bir depremle sarslmt. Ayn nedenler, ayn sonula
utlaka yeraltnda, Lima'dan Lizbon'a kadar uzanan bir kkrt eridi var" diye yantlyordu.
Candide: "Olabilir. Ama Allah akna biraz merhemle arap" dedi. Filozof: "Olabilir de
ne demekmi" dedi. "Ben size, bu kantlanm bir gerektir diyorum". Bu srada Candide kend
inden geti. Pangloss, ona yakndaki bir emeden biraz su getirdi.
Ertesi gn ykntlarn arasna girerek biraz yiyecek bulduklarndan canlanr gibi oldular. So
a bakalar gibi, lmden kurtulan insanlar avutmaya altlar. Yardmlarna tank olan birk
onlara byle bir felaket srasnda sunulabilecek en iyi yemei sundular. Yemek gerekten
de yrekler acsyd. Sofradakiler ekmeklerini gz yalaryla slatyorlard. Ama Pangloss, bu
a trl olmasna olanak bulunmadn kantlayarak onlar teselli etti: "nk", dedi, "btn
en iyisidir. Madem Lizbon'da bir yanarda var. Demek ki bu yanarda baka bir yerde
olamazd. nk nesnelerin, bulunduklar yerlerden baka yerde bulunmalar olanakszdr. nk
dir".
Pangloss'un yannda duran ve Engizisyonla ilikisi olan kara yzl, ufak tefek bir adam
(9) nezaketle sz ald ve "Bu beyin ilk gnaha inanmad anlalyor. Eer her eyin olduu
en iyisi ise, demek ki ne cennetten kovulma, ne de ceza vardr".
Pangloss daha byk bir nezaketle: "Efendimiz beni hogrsn ama, cennetten kovulmas, lanet
e uramas sayesinde insan zorunlu olarak, olabilecek dnyann en iyisine girmitir" diye
yantlad. Engizisyonla iliii olan adam, "Demek bu bey, zgr iradeye inanmyor" dedi. Pangl
oss, "Efendimiz beni balasnlar", dedi, "zgr irade ancak mutlak zorunlukla birlikte va
r olabilir. nk zgr olmamz zorunluydu. nk ne de olsa saptanm olan irade..." Panglos
lesinin ortasndayken, engizisyonla iliii olan adam, bardana Porto ya da Oporto arab dk
uana bayla bir iaret verdi.

ALTINCI BLM

Yer sarsntlarna engel olmak iin gzel bir
auto-da-fe (10) yaklyor ve Candide pataklanyor.

Lizbon'un drtte n yok eden yersarsntsnn ardndan, lkenin bilgeleri her eyin yklma
a gzel bir auto-da- fe vermekten daha etkili bir are bulamamlard. Coimbre niversitesi,
byk bir trenle birka kiinin hafif atete yaklmasnda, yersarsntsna engel olacak kesi
va bulunduuna karar vermiti.
Bu nedenle, vaftiz anasyla evlendiine kanaat getirilen bir Biscayal (11) ile pili ye
rken yan karan iki Portekizliyi yakaladlar. Yemekten sonra da, stat Pangloss'la mezi
ide'i baladlar. Biri ileri geri konumu, teki de onaylayan bir edayla dinlemiti. kisini
de gnein kendilerini hibir zaman rahatsz etmeyecei, son derece serin iki ayr daireye gt
dler. Sekiz gn sonra her ikisine birer Sanbenito (12) giydirdiler. Kafalarn kttan klah
rla sslediler. Candide'in klahyla Sanbenito'sunda, tersine fkran alev resimleriyle kuy
ruksuz ve ayaksz eytan resimleri vard. Buna karlk Pangloss'un eytanlarnn ayaklar ve
lar vard, ayrca onun alevleri dikineydi. Bu klklaryla alay halinde yrdler ve ok doku
r vaazla onun ardndan ok sesli sylenen gzel bir ilahi dinlediler. Candide, ilahi syle
nirken mzikle patakland. Biscayal ile ya yemek istemeyen iki adam yakldlar. Pangloss, d
et olmad halde asld. Ayn gn toprak korkun bir grltyle yeniden sarsld.(13)
Korkmu, arm, lgna dnm olan Candide, kan ter iinde titreyerek, kendi kendine, "Mm
en iyisi buras ise tekiler kimbilir nasldr" diye soruyordu. "Yalnzca pataklanmakla ka
lsam iyi... Bulgar'lar da beni patakladydlar. Evet beni patakladlar, ama ey benim s
evgili Pangloss'um, ey filozoflarn en by, nedenini bile bilmeden, sizin asldnz da m
? Ey benim sevgili anabaptist dostum, insanlarn en iyisi, sizin de limanda boulma
nz m gerekiyordu? Ey Matmazel Cungonde, kzlarn incisi, sizin karnnzn yarlmas da m k
andide vaz dinledikten, dayak yedikten, af edilip kutsandktan sonra glkle ayakta durar
ak geri dnerken yal bir kadn ona yaklat, "Olum" dedi, "metin ol, arkamdan gel".

YEDNC BLM

Yal bir kadn Candide'e bakyor,
Candide sevgilisini buluyor.

Candide, metin olamad, ama bir ykntya kadar yal kadnn ard sra yrd. Kadn ona bede
kutu merhemle, yiyecek iecek verdi. Olduka temiz bir yatak gsterdi. Yatan yannda bir
takm elbise vard. "Yiyin, iin, yatn" dedi, "Monseigneur St. Antoine de Padoue, Notre
-Dame d'Atocha, Monsiegneur St. Jacques de Compostelle yardmcnz olsun. Yarn yine gel
eceim". Grdklerine, ektiklerine ve daha da ok yal kadnn merhametine ap klan Candi
i pmek istedi. Kadn, "plecek el benimki deil" dedi, "yarn yine geleceim. Merhemle beden
inizi iyice oun, yemek yiyin ve uyuyun". Pepee gelen ansszlklara ramen ramen Candide,
di, iti ve uyudu. Ertesi gn yal kadn ona kahvalt getirdi, srtn yoklad ve baka bir m
Candide'nin bedenini kendi elleriyle odu. Daha sonra le yemeini getirdi. Akama doru da
akam yemeini. Ertesi gn de ayn ileri yineledi. Candide ona, "Siz kimsiniz" diye soru
p duruyordu, "Bu kadar iyilii sizin aklnza kim soktu? Btn bunlara karlk size nasl bir
likte bulunabilirim?" Yal kadn, hi yantlamyordu. Akama doru yine geldi, ama bu kez yem
getirmedi. "Sesinizi karmadan benimle gelin" dedi. Candide'in koluna girdi ve bir
likte, krlara kp bir eyrek fersah kadar yrdler. Baheler ve parklarla evrilmi ssz
iler. Yal kadn kk bir kapy ald. Kap ald. Kadn Candide'i gizli bir merdivenden g
aya gtrd. Diba kumalarla kapl bir kanepeye oturttu, kapy kapad ve gitti. Candide kendi
dte sanyor, gemi btn hayat ona bir karabasan, iinde bulunduu an ise tatl bir d g
u.
ok gemeden yal kadn grnd. Boylu poslu, prltl, kymetli mcevherler takm yz pe
bir kadna destek olmaya abalyordu. Yal kadn, Candide'e, "u peeyi kaldrn" dedi. Deli
klat, titreyen eliyle peeyi kaldrd. Olur ey deil. nanlmaz bir ey! Matmazel Cungonde
gerekten de onu gryordu, ta kendisiydi. Gc kesildi, bir kelime syleyemedi, ayaklarna k
apand. Cungonde kanepenin stne ylverdi. Yal kadn zerlerine ispirtolu sular dkt.
ldiler, konumaya baladlar. nce kesik kesik szckler, karlkl sorular ve yantlar, i
ar, barlar. Yal kadn, daha az grlt etmelerini tledi ve onlar babaa brakt. C
Sizi Portekiz'de buluyorum! Size el srmediler mi? Filozof Pangloss'un beni inandr
mak istedii gibi karnnz demediler mi?" diye sordu. Gzel Cungonde. "Bunlarn hepsi oldu"
dedi. "fakat bu iki kazadan da insan her zaman lmez". "Peki annenizle babanz ldrmedil
er mi?". Cungonde alayarak, "Ah, yle oldu" dedi. "Ya kardeinizi?". "Onu da ldrdler". Ca
ndide son olarak, "Peki niin Portekiz'desiniz?" diye sordu. "Ne yaptnz da beni bura
ya getirdiniz?". Kz, "Btn bunlar size anlatacam. Ama daha nce, bana verdiiniz o saf p
ve yediiniz o tekmelerden bu yana banza gelenleri anlatn ". Candide derin bir saygyla
kzn dediklerini yerine getirdi. Heyecan iindeydi. Sesi ksk ve titrekti. Srtysa hl ar
Gene de ayrldklar andan bu yana ektiklerini saf bir dille anlatt. Cungonde gzlerini g
u dikti. Temiz kalpli anabaptistle Pangloss'un lmlerine gz yalar dkt. Sonra da Candide'
e kendi hikyesini anlatmaya balad. Kz anlatrken Candide bir szcn bile karmyor ve
onu cannn iine sokuverecekmi gibi bakyordu.

SEKZNC BLM

Cungonde'un hikyesi.

"Tanr, Bulgar'lar, gzel Thunder - ten - Tronckh atomuza gnderdii srada ben yatamda de
bir uykuya dalmtm. Babamla kardeimi boazladlar. Annemi de para para kestiler. Bu grn
kendimden getiimi gren alt ayak boyunda bir Bulgar, rzma gemeye balad. Bu aklm ba
Kendime geldim, bardm, ardm, rpndm, diledim, trmaladm. atomuzda olup bitenlerin
nu bilmediimden, koca Bulgarn gzlerini karmak istedim. Kaba herif, sol brme bir bak
Hl izini tayorum". Saf Candide, "Vah vah! ey, o yara izini greceim deil mi?" diye sor
. Cungonde, "Greceksiniz. Ama biz hikyeyi srdrelim" dedi. Candide de "Srdrn" dedi.
Cungonde, hikyesini kald yerden srdrd. "Bir Bulgar subay ieri girdi, beni kanlar ii
sker istifini bile bozmuyordu. Subay bu kaba herifin kendisine kar gsterdii saygszla k
e onu benim zerimdeyken ldrd. Sonra yaram ykatt ve sava esiri olarak beni kararghna
iki gmlei vard; onlar ykyor, yemeini piiriyordum. Dorusu beni pek gzel buluyordu. H
ne yalan syleyeyim ben de onun boyunu posunu gzel, tenini beyaz ve yumuak buluyordu
m. Yalnzca zekdan ve felsefeden yana o kadar parlak deildi. stat Pangloss'un yetitirm
edii hemen belli oluyordu. ay sonra kumarda btn parasn kaybettiinden, benden de bkt
ni, Hollanda ve Portekiz'de ticaretle uraan ve kadnlara lgnca dkn olan Don Issacar ad
ir Yahudi'ye satt. Bu Yahudi bana ok baland, fakat isteklerine ulaamad. Ona, Bulgar as
kerlerinden daha ok dayandm. Namuslu bir kimsenin bir kere rzna geilir, ama bununla o
nun erdemi salamlar.
Yahudi beni yola getirmek iin bu grdnz kke getirdi. O zamana kadar yeryznde Thunder
- tronckh atosu kadar gzel bir ey yok sanrdm; meer yanlmm.
Bir gn byk engizitr beni grd. Uzun uzadya szd ve benimle gizli baz iler hakknda ko
iini bildirdi. Beni sarayna gtrdler. Ona kim olduumu syledim. Bana bir Yahudi'nin mal
makla dzeyimin ne kadar altnda bulunduumu anlatt. Onun adna, beni, Monseigneur'e brakm
as iin Don Issacar'a neride bulunuldu. Sarayn bankeri ve saygn bir adam olan Don Issa
car neriyi geri evirdi. Engizitr onu atee attrp yakacan syleyerek tehdit etti. Bu te
arsnda sfr tketen benim Yahudi, sonunda yle bir pazarlk yapt: Evle ben ikisinin ort
acaktk. Pazartesi, aramba ve perembe gnleri Yahudi'ye, haftann dier gnleri de engizit
it olacaktk. Bu anlama yaplal alt ay oluyor. Bu alt ay yle kavgasz gemedi. nk cuma
zara balayan gecelerin eski yasaya gre mi, yoksa yeni yasaya gre mi saptanacanda anlaa
madlar. Bana gelince, ben yasalarn ne eskisine, ne de yenisine uydum ve sanrm bu yzde
n de her zaman sevildim.
Sonunda engizitr depremin yolunu deitirmek ve Don Issacar' korkutmak iin bir auto-da-
fe treni dzenlemek ltfunda bulundu. Trene davet etmekle bana da onur verdi. ok iyi bi
r yerde oturdum. Dini ayinle sulularn yaklmas arasnda geen zamanda konuk bayanlara souk
erbetler sundular. ki Yahudi ve sadcyla evlenen namuslu Biscayal yaklrken gerekten d
duydum. Fakat bir Sanbenito ile bir klhn altnda Pangloss'un yzne benzeyen bir yz grnc
kadar rktm, ne kadar korktum, ardm bilseniz!.. Gzlerimi outurdum, dikkatle baktm ve
oss'un asldn grdm. Kendimden gemiim. Kendime gelir gelmez, bu kez de sizi grdm, st
u dehetin, kederin, acnn umutsuzluun son snryd. Ne yalan syleyeyim, sizin teniniz Bul
subaynn derisinden daha beyaz ve daha gzeldi. Bu, beni zen ve iimi kemiren btn duygular
artrd. Barmak, "Vahiler, durun!" demek istedim. Fakat sesim kmad. Zaten bunun bir yara
a olmayacakt. Siz gzelce dayanz yedikten sonra kendi kendime, "Sevgili Candide'le bilg
in Pangloss, kapatmas olduum engizitrn buyruuyla biri yz krba yemek, teki aslmak ze
luyor da Lizbon'da bulunuyorlar? Demek Pangloss dnyada olup bitenlerin en iyi eyle
r olduunu syledii zaman beni insafszca aldatyormu" dedim.
Bylece heyecanlanm, akna dnm, kendimden gemi, gcm tkenmi, bitkin bir hale dm
n lmyle, kaba Bulgar askerinin kstahl ve karnma saplad bayla, hizmetiliimle,
amla, irkin Don Issacar'mla, iren engizitrmle, Doktor Pangloss'un aslmasyla, siz day
ken sylenen ok sesli lm ilahisiyle ve ille de sizi son grdm gn, paravann arkasnda s
iim o pckle doluydu. Bu kadar felaketten sonra sizi bana geri veren Tanr'ya krediyordum
. Yal kadna, sizi tedavi etmesini ve baarabildii an buraya getirmesini buyurdum. Verd
iim grevi yerine getirdi. Sizi grmek, dinlemek ve sizinle konumak gibi anlatlmaz bir
mutluluu tattm. Karnnz ok ackm olmal. Benim de ok itahm var. Gelin ilk i olarak s
lm".
Birlikte sofraya oturdular. Yemekten sonra, daha nce sz gemi olan o gzel kanapeye kuru
ldular. Evin iki efendisinden biri olan Don Issacar geldii zaman, hl oradaydlar. Gnle
rden cumartesiydi. Yahudi sahibi olduu bir eyin tadn karmaya ve ona duyduu derin ak
tmaya geliyordu.

DOKUZUNCU BLM

Cungonde'un, Candide'in, byk engizitrn ve Yahudi'nin bana gelenler.

Bu Don Issacar, Babil tutsaklndan bu yana srailoullar arasnda grlmemi lde fkeli
"Nasl!" dedi, "Galileli kpek kar. Engizitr yetmiyormu gibi u apknn da seni benimle
amas m gerek?". Bunu syleyerek her zaman yannda bulundurduu uzun bir haneri ekti, raki
nin de silahl olacan dnmeden Candide'n stne atld; fakat bizim saf Vestfalyal, ya
lerle birlikte gzel de bir kl almt. Yumuak huylu olmasna ramen klcn ekti ve Yah
re, gzel Cungonde'un ayaklarnn dibine serdi.
Cungonde: "Aziz Meryem Ana!" diye haykrd. "imdi ne yapacaz? Evimde ldrlm bir adam
mandade (14) gelirse mahvolduk". Candide, "Pangloss aslmam olayd, bu aresiz anmzda bize
bir t verirdi. nk o, byk bir filozoftu. O olmadna gre yal kadna danalm" ded
ere iken bir baka kk kap daha ald. Gece yarsndan sonra saat birdi. Pazar gnnn ba
ngizitrn gnyd. Engizitr ieri girdi ve dayak cezasna arptrd Candide'i elinde klc
yatan ly, akn Cungonde'u, tler vermekte olan yal kadn grd.
Bakn o anda Candide'in iinden neler geti ve nasl bir akl yrtt: "Bu aziz zat, imdat diy
barrsa, mutlaka beni yaktrr. Cungonde'a da ayn eyi yapabilir. Hi acmadan beni krba
ylr. Hem insan bir kere ldrmeye balad m, artk dnmeye gelmez". Bu akl yrtme kesin
gizitrn kendine gelmesine zaman brakmadan klcn adamn bir yanndan sokup br yanndan
a Yahudi'nin yanna frlatt. Cungonde, "te bir tane daha", dedi. "Artk balanacak yanm
Aforoz edildik ve son saatimiz ald. Siz ki o kadar yumuak huylu yaratlmtnz, nasl oldu
iki dakika iinde, hem bir Yahudi'yi, hem de bir engizisyon papazn byle ldrp yere serdin
iz?". Candide, "Benim gzel kadnm", diye yantlad. "nsan hem k, hem kskan olur, stel
izitrn dayan da tadarsa artk o ne yaptn bilmez."
O vakit yal kadn sz ald ve dedi ki, "Ahrda koum takmlaryla birlikte Endls at v
ide onlar hazrlasn; hanmm da mayadorlarn, elmaslarn alsn. Her ne kadar ancak tek bir
etimin zerine oturabiliyorsam da hemen atlara binelim ve Cadiz'e gidelim. Darda hava
ok gzel ve gece serinliinde yolculuk byk bir keyiftir".
Candide, derhal at eerledi. Cungonde, yal kadn ve Candide otuz fersah yol aldlar. On
uzaklarken kutsal Hermandade eve geldi. Engizitr gzel bir kiliseye gmdler, Issacar' da
enel mezarla attlar. Candide, Cungonde ve yal kadn Sierra-Morena dalarnn ortasnda A
dnda kk bir kente varmlar; bir meyhanede oturmu konuuyorlard.

ONUNCU BLM

Candide, Cungonde ve yal kadn, Cadiz'e
nasl bir umutsuzluk iinde geldiler ve gemiye
nasl bindiler.

Cungonde alayarak, "Paralarm, elmaslarm kim alm olabilir? Neyle yaayacaz? Ne yapac
a ve elmas verecek engizitrlerle Yahudileri nerede bulmal?" diyordu. Yal kadn, "Ne ya
zk ki" dedi, "Dn Badajos'ta bizimle ayn handa kalan bir Cordelier papazndan kukulanyor
um. Tanr gnah yazmasn ama, iki kere odamza girdi ve bizden ok nce ekip gitti". Candide
, "yi kalpli Pangloss bana, dnya nimetlerinin btn insanlarn mal olduunu, herkesin bu d
ada eit haklara sahip bulunduunu kantlar dururdu. Bu ilkelere gre o Cordelier papaz,
bize hi olmazsa yolculuumuzu bitirecek kadar para braksayd. Demek hibir eyimiz kalmad,
le mi gzel Cungonde'um?" diye sordu. Cungonde, "Bir Maravdis (15) bile yok!" dedi. C
andide, "Ne yapacaz" dedi. Yal kadn, "Atlardan birini satalm. Geri ancak bir kaba etimi
n stnde oturabiliyorsam da ben Matmazel'in terkisine binerim, bylece Cadiz'e varrz" d
edi.
Ayn handa bir Bndictin bapapaz vard. At ucuza satn ald. Candide, Cungonde ve yal k
Chillas, Lebria'dan getiler ve sonunda Cadiz'e vardlar. Burada bir donanma hazrlanyo
r ve Saint Sacrement ehrindeki kabilelerinden birini, spanya ve Portekiz krallarna
kar ayaklandrmakla sulanan Paraguayl saygdeer cizvit papazlarn yola getirmek iin ask
lanyordu (16). Candide, Bulgarlarda askerlik yapm olduundan, kk ordunun generalinin kar
a yapt Bulgar usul talimde yle eviklikler gsterdi ki kendisine hemen bir piyade bl
rdiler. Bylece bir komutan olup kverdi; Cungonde, yal kadn, iki uak ve Portekiz byk
iki Endls atyla gemiye bindi.
Yolculuk boyunca, zavall Pangloss'un felsefesi stne bir hayli tarttlar. Candide, "Baka
bir dnyaya gidiyoruz. Orada kesinlikle her ey iyidir. nk, dorusunu isterseniz bizim dny
amzda, maddi ve manevi olup bitenlerden az da olsa yaknlabilir " diyordu. Cungonde,
"Sizi btn kalbimle seviyorum. Ama grdklerimden, yaadklarmdan ve ektiklerimden ruhum h
rku ierisinde!" diye yantlyordu. Candide onu, "Her ey iyi gidecek", diye yattryordu. "
yeni dnyann denizi bile Avrupamzn denizlerinden daha iyi, daha sakin. Rzgrlar, rzgrl
n iyisi, yeni dnya olabilecek dnyalarn en iyisi olacak". Cungonde, "nallah!" diyordu,
"Fakat ben, bizim dnyada o kadar mutsuz oldum ki, kalbim hemen hemen her umuda ka
pal!". Yal kadn sze girdi ve onlara, "Halinizden yaknyorsunuz", dedi. "Oysa, benim ura
laketlere uramadnz ki..." Cungonde glecek gibi oldu ve kendinden daha mutsuz olduunu
ileri sren bu iyi yrekli yal kadn ok akac buldu. "Ah, zavall kadnm", dedi. "ki Bu
znza gemeden, karnnza iki bak yemeden, atolarnzdan ikisi yklmadan, gznzn nnd
den krbalandn grmeden, nasl olur da benden daha mutsuz olduunuzu syleyebilirsiniz. B
, yetmi iki gbekten soyu belli bir Barones olarak doduumu ve ahlk yaptm da ekleyini
kadn, "Matmazel", diye yantlad, "Kimin nesi olduumu bilmiyorsunuz. Size kaba etlerim
i gstersem byle konumaz, yargnz da ertelerdiniz" Bu szler Cungonde'la Candide'in iind
rin bir merak uyandrd. Yal kadn anlatmaya balad:

ON BRNC BLM

Yal kadnn yks.

"Benim de gzlerim her zaman byle kzarm ve altlar hep byle morarm deildi. Benim de bi
nlar burnum eneme sarkm deildi ve byle bir hizmeti paras deildim. Ben, Papa X. Urban'
(17) Palestrine prensesinin kzym. On drt yama kadar sarayda bydm. Sizin Alman Baronla
tolar bir araya gelse, bu sarayn ahr bile olamazlard. Giysilerimden yalnzca biri bile
Vestfalya'nn btn grkeminden stnd. Gzelliim, zerafetim, niteliklerim, nee, sayg ve u
geliiyordu. Daha o zamandan bana sevdalananlar vard. Memelerim kabarmaya, kmaya bala
mt. Hem de ne memeler! Vnus de Mdicis'inki gibi bembeyaz, sert! Onlar ne gzlerdi! On
lar ne gz kapaklaryd! Ya simsiyah kirpikler! Gz bebeklerim yle bir alevle ldyordu ki
yda yaayan ozanlarn dedii gibi, yldzlarn prltsn bile glgede brakyorlard. Beni g
zmeti kadnlar, bana nden, arkadan baktka hayran olmaktan kendilerini alamyorlard. Btn
eklerse o kadnlarn yerinde olmak isterlerdi.
Massa-Carrara kral olan bir prensle nianlandm. Hem de ne prens! O da benim kadar gze
l; nazlanarak, nee iinde bym; zeks parlak, sevgisi ateli bir prensti. Onu, insan ilk
zaman nasl severse yle seviyordum. Taparcasna, lgncasna... Dn hazrlklar balad.
enginlik ve grkemdi. Ard arkas kesilmeyen lenler, elenceler, komik operalar... Btn ta
benim iin, biri bile anma layk grlmeyen soneler yazd. Tam mutlulua ereceim srada, es
prensimin metresi olan yal bir markiz onu, evine scak ikolata imeye davet etti. Prens
iki saatten daha az bir zamanda korkun rpnmalar ierisinde ld. Ama bu daha bir ey dei
mutsuzlua den, benden daha az ac ekmeyen annem, bir sre iin byle uursuz bir yerden uz
ak istedi. Gaeta (18) yaknlarnda ok gzel bir kona vard. Roma'daki San Pietro kilisesini
n mihrab gibi yaldzl bir talyan kadrgasna bindik. Birden Saleli (19) bir korsan gemisi
zerimize yneldi ve gemimize rampa etti. Askerlerimiz kendilerini Papa'nn askerleri
gibi savundular. Hepsi hemen silahlarn atarak, "In articulo mortis"(20) af dileye
rek diz ktler.
Derhal onlar, annemi, yanmzdaki kzlar ve beni maymunlar gibi rl plak soydular. Bu ad
herkesi soymak konusunda gsterdikleri abukluk vlesidir. Fakat beni daha ok artan, biz
dnlarn, yalnzca rngann ucunun sokulmasna izin verdiimiz yere, bunlarn parmaklarn s
Bu tren, bana ok tuhaf geliyordu; Doal olarak, insan lkesinden dar adm atmazsa her
akknda byle yanl yarglar ediniyor. ok gemeden bunu, oralarmza elmas saklayp saklamad
iin yaptklarn rendim. Bu denizlerde dolaan uygar uluslar arasnda, bilinmeyen zamanlard
beri yerlemi bir detmi. Maltal sofu valyelerin, Trk erkeklerini, kadnlarn yakalad
da hep byle yaptklarn rendim. bu, insanlarn deimez haklarndan biriymi.
Annesiyle birlikte Fas'a esir olarak gtrlmenin bir prenses iin ne kadar ar olduunu size
anlatmaya gerek grmyorum. Korsan gemisinde neler ektiimizi kolayca tahmin edersiniz
. Annem hl gzeldi. Yanmzdaki kzlar, sradan oda hizmetilerimiz, btn Afrika'da elerin
mayacak kadar gzel kadnlard. Bana gelince... ok gzeldim. Zerafetin, gzelliin ta kendisi
ydim; stelik kzolan kzdm. Ama bu uzun srmedi. Massa Carrara'nn gzel kral iin saklanm
iek, korsanlarn reisine nasip oldu. Bu adam, iren bir zenciydi. stelik bununla bana by
bir onur verdiini sanyordu. Palestrina prensesiyle benim, Fas'a gelinceye kadar ek
tiklerimiz gz nne alnrsa dorusu ok dayanklymz. Neyse geelim. Bunlar, tekilerin y
laan eyler ki szn etmeye bile demez.
Fas'a geldiimiz zaman ortalkta kan gvdeyi gtryordu. mparator Molla smail'in (21) elli
nun her birinin yandalar vard: Bu da siyahlarn siyahlara, siyahlarn Habelere, Habelerin
Habelere, melezlerin melezlere kar at elli i sava demekti. Yani, btn imparatorlukt
bir boazlama vard.
Karaya ayak basar basmaz, benim korsann dman olan kesimden zenciler, ganimetlerini e
linden almak iin kageldiler. Elmaslardan ve altndan sonra en kymetli ey bizdik. Sizin,
Avrupa topraklarnda hi grmediiniz bir savaa tank oldum. Kuzey uluslarnn kan o kadar
deil. Afrikallarn o lgnca kadn dknl onlarda yok. Sizin Avrupallarn damarlarnd
las Dalaryla, o evrede oturanlarn damarlarnda ise slfrik asit ve ate... Kimin payna d
belli olsun diye, oralarda yaayan aslanlar, kaplanlar ve ylanlar gibi kendilerind
en geerek dtler. Annemin sa kolunu bir Magripli, sol kolunu da benim korsann yardmcs
Bir baca Magripli bir askerin, teki de bizim korsanlardan birinin elindeydi. Bir a
n iinde hemen hemen btn kzlar byle drt asker tarafndan ekitirilmeye baland. Korsan
asna gizliyordu. Klcn kavram, karsna kan biiyordu. Sonunda annemin de, btn ta
rini paylaamayan canavarlarn elinde para para edildiklerini, kesildiklerini, boazlandk
larn grdm. Arkadam olan esirler, onlar ele geirenler, askerler, denizciler, siyahlar,
beler, beyazlar, melezler ve sonunda korsanm, herkes ldrld ve ben yar l bir halde, bi
e kaldm. Buna benzer olaylar, bilindii gibi, Muhammed'in emrettii be vakit namazda k
usur edilmeyen yz fersahlk bir blgede olaan ilerdendi.
stste ylm kanl l srlerinden glkle syrldm ve oralardaki bir rman kysnda
. Korkudan, yorgunluktan, dehetten, umutsuzluktan ve alktan bitkin, oraca yldm. Bt
arm o kadar hrpalanmt ki ok gemeden, uykudan ok baygnla benzer bir uykuya daldm. B
ve duygular krelmi durumda lmle hayat arasndayken, bedenimin stnde kmldayan bir eyi
tn farkettim. Gzlerimi atm, stmde soluk solua, dilerinin arasndan bir eyler syle
i yzl bir adam grdm: "O che sciagura d'essere senza c..." (22)

ON KNC BLM

Yal kadnn felketlerinin sonu.

"Ana dilimi duyunca hem ardm, hem de sevindim. Ama daha ok, bu herifin edepsizce szler
ine atm. Ona yaknd felaketten daha byk felaketler olduunu syledim. Birka szckle
nlattm. Tekrar kendimden getim. Beni yaknda bulunan bir eve gtrd, yataa yatrd, yiyece
rdi. Bana hizmet etti ve avuttu. Sonra okad, benim kadar gzel bir yaratk grmediini, hi
kimsenin kendisine geri veremeyecei bir eye sahip olabilmeyi, hibir zaman bu kadar
istemediini syledi. "Napoli'de dodum", dedi, "Orada her yl iki, bin ocuu idi ederle
ar bundan lr; bazlar kadnlarn sesinden daha gzel bir sese sahip olur; bazlar da devl
n bana geer (23). Bu ameliyat bana byk bir baaryla yaptlar; Palestrina prensinin kili
nde ilahiler syledim". "Annemin kilisesinde" diye bardm. Adam alayarak, "Annenizin k
ilisesinde mi?" diye bard. "Nasl? Yoksa siz alt yana kadar yetitirdiim, daha o zamand
bu kadar gzel olaca belli olan o gen prenses misiniz?".Yant verdim: "Ta kendisi. Anne
m buradan drt yz adm tede, param para, bir l ynnn altnda yatyor".
Bama gelenlerin hepsini ona anlattm. O da bana kendi servenini anlatt. Bir Hristiyan d
evleti tarafndan bir anlama yapmak zere Fas kralna nasl gnderildiini syledi. Bu anlam
reince, teki hristiyanlarn ticaretlerini yok etmesine yardmc olsun diye Fas kralna baru
t, top ve gemi verilecekti (24). Kurtarcm olan bu namuslu idi, "Grevim bitti", dedi,
"Ceuta'da gemiye bineceim, sizi de talya'ya gtrrm! O che sciagura d'essere senza c..!
"
Gzyalarm tutamayarak kendisine teekkr ettim. Oysa o beni, talya'ya gtrecek yerde Ceza
e gtrd ve bu eyaletin derebeyine satt. Satlr satlmaz, Afrika'y, Asya'y ve Avrupa'y d
eba, Cezayir'de de ba gsterdi. Yer sarsntlarn yaadnz ama Matmazel, hi vebaya tutuldu
?" Cungonde, "Hayr" diye yantlad."
Yal kadn devam etti: "Vebaya tutulmu olsaydnz, onun yer sarsntsndan ok daha kt old
ederdiniz. Bu hastalk Afrika'da salgndr. Ben de yakalandm. Daha on beindeyken ay iind
yoksullua ve tutsakla den, hemen her gn rzna geilen, annesinin drt paraya blnd
arlaan, Cezayir'de vebadan lmek zere olan bir Papa kz iin bu durumun ne demek olduunu
rayabiliyor musunuz? Ama yine de lmedim. Buna karlk o idi de, beni satn alan derebeyi d
e, Cezayir'in hemen hemen btn saray halk da ld.
O korkun vebann ilk deheti geince Cezayir beyinin esirlerini sattlar. Bir tccar beni s
atn alp Tunus'a gtrd. Orada beni, Trablus'ta tekrar bir bakasna satan bir tccara satt
ablus'tan skenderiye'ye satldm. skenderiye'den zmir'e, zmir'den de stanbul'a satldm.
nda bir yenieri aasnn cariyesi oldum. ok gemeden de aa, Ruslarn kuattklar Azak' sa
ni ald (25).
ok kibar bir adam olan aa, btn sarayn da birlikte gtrd ve bizi, Palus M'eotide stnd
arem aasyla yirmi askerin koruduu kk bir kaleye yerletirdi. arpmalarda ok sayda Ru
onlar da bizden bir o kadarn ldrdler. Azak kan ve ate iinde kald; ne kadnlara, ne de
lara, yallara acdlar. Yalnzca kk kalemiz kald ; onu da dman bizi a brakarak ele g
i. Yirmi yenieri teslim olmamak iin and imiti. Aln son snrna ulanca, yeminlerini
suyla bizim iki harem aasn yemek zorunda kaldlar. Birka gn sonra da kadnlar yemeye kar
verdiler. ok sofu ve ok iyi yrekli bir imammz vard. Verdii gzel bir vaazla onlar, bi
amamyla ldrmemeleri iin ikna etti. "Bu bayanlarn kaba etlerinin yalnzca bir tarafn kes
", dedi. "ok gzel bir yemek yaparsnz. Gerekirse birka gn sonra bir o kadar et daha bul
ursunuz. Bu insanca davrannzdan tr Allah sizden honut olur, size yardm eder".
mam iyi konumasn biliyordu. Onlar inandrd. Bize o korkun ameliyat yaptlar. mam bize
dilen ocuklara srlen merhemden srd. Hepimiz l gibiydik. Yenieriler, kendilerine salad
henz yemilerdi ki Ruslar altlar dz kayklarla kageldiler. Yenierilerin biri bile kurtul
d. Ruslar bizim halimize aldr etmediler. Her yerde Fransz cerrahlar vardr. lerinde son
erece becerikli olan biri bizi tedavi etti. yiletim. Yaralarm iyice kapandktan sonra
da bana anlattklarn btn mrmce hatrlayacam. Hepimize, zlmememizi syledi; birok k
nzer eylerin olageldiini, bunun bir sava yasas olduunu syledi.
Arkadalarm yrmeye balar balamaz Moskova'nn yolunu tuttular... Paylamada beni bahvan
en ve bana gnde yirmi krba vuran bir Boyar'a dtm. ki yl sonra baz saray entrikalarna
dan dolay otuz Boyar'la birlikte efendim de ikence tekerleinde can verince bunu frsa
t bilip katm. Btn Rusya'y boydan boya getim. Uzun zaman Riga, sonra Rostok, Weimar, Le
ipzig, Kassel, Utrecht, Lyon, La Havre, Rotterdam meyhanelerinde hizmetilik ettim
. Kaba etlerimden birini yitirmi olarak, bir papa kz olduumu hi aklmdan karmadan, yokl
ve sefalet iinde yalandm. Belki yz kez kendimi ldrmek istedim. Ama yaam hl seviyord
gln zayflmz belki en vazgeilmez dknlklerimizden biridir. nk her zaman yere a
srekli tamaya almaktan, varlmzdan dehete dtmz halde, ona balanmaktan, ksac
izi yiyinceye kadar okamaktan daha budalaca bir ey olur mu?
Kaderin beni srkledii lkelerde ve altm meyhanelerde varlklarndan nefret eden biro
Ama bunlardan yalnzca on ikisinin yaamlarna isteyerek son verdiklerine tank oldum. ze
nci, drd ngiliz, drd Cenevizli, biri de Robek adnda bir Alman profesrd Sonunda yahudi
n Issacar'n yanna hizmeti girdim. Beni sizin yannza verdi, gzel hanmm; ben de kendi ka
rimi sizinkine baladm. Sizin banza gelenlere kendi bama gelenlerden daha ok ilgi duydu
Hatta beni biraz inelememi olsaydnz ve bir gemide can skntsn gidermek iin hikye an
t olmasayd, kendi felaketlerimin szn bile etmezdim. Ne de olsa, gzel hanmm, ben ok den
imliyim. Dnyay tanyorum. Hoa vakit geirmek isterseniz herhangi bir yolcuyu bandan gee
i anlatmaya arn. Yaamna lanet okumayan, ou kez kendi kendine insanlarn en mutsuzu old
sylemeyen bir tek kii bulursanz, beni, ba aa denize atn."

ON NC BLM

Candide, gzel Cungonde'la yal kadndan nasl ayrlmak zorunda kald.

Gzel Cungonde, yal kadnn hikyesini dinledikten sonra, ona, o kratta, o deerde bir kim
gsterilmesi gereken saygy gsterdi.neriyi kabul etti; btn yolcular, pepee servenler
tmaya davet etti. Candide'le birlikte, yal kadnn hakl olduunu itiraf ettiler.Candide:
''Ne yazk ki bilge Pangloss bir auto-da-fe'de yakld. Bize karalarla denizleri kapla
yan ktlkler hakknda ok gzel eyler anlatabilirdi; ben de kendimde, ona saygyla itiraz e
cek kadar g bulurdum'' dedi.
Herkes bandan geenleri anlatrken gemi de ilerliyordu.Buenos Aires'e yanald. Cungonde,
mutan Candide ve yal kadn, Vali Don Fernando d'baraa y Figueora y Mascarenes y Lampo
urdos y Souza'ya gittiler. Bu beyzade, bu kadar uzun ad olan bir insana yakacak kad
ar azametliydi. nsanlarla, en soylu biimde yukardan bakarak konuuyordu, sesini o ka
dar acmaszca ykseltiyor, yle hkim bir tavr alyor, yle azametli bir hal taknyordu ki
ine selam duranlarn onu dvecei geliyordu. Kadnlar ise lgncasna seviyordu. Cungonde o
iye kadar tand kadnlarn en gzeli grnd. lk ii, Cungonde'un, komutann kars olup
u soruyu sorarken taknd tavr, Candide'i telaa drd; gerekten kars olmad iin ka
olmad iin de kzkardeim demeye dili varmad; bu yar resmi yalan, bir zamanlar ok moda (
yeniler iin de ok yararl olmasna ramen; ruhu, gerei gizleyemeyecek kadar saft. ''Matm
el Cungonde kendisiyle evlenme onurunu bana verecek; Efendimizden, nikhmz kymaya tenez
zl etmesini rica ederiz'' dedi.
Don Fernando d'baraa y Figueora y Mascarenes y Lampourdos y Souza byk bkerek ac ac gld
Komutan Candide'e gidip bln denetlemesini emretti. Candide boyun edi; vali Matmazel Cu
ngonde'la kald. Kza ilan ak etti; ona ertesi gn ya kilisede ya da houna neresi gidiyors
a orada evlenebileceklerini syledi. Cungonde ondan, dnmek, yal kadna danmak ve kara
ek iin on, on be dakika izin istedi.
Kocakar, Cungonde'a: ''Yetmi iki gbeiniz belli ama be paranz yok" dedi; "Gney Amerika'
en gzel bykl, en byk senyrnn kars olmak elinizdeyken, bin bir tehlikeyle dolu bir g
hkm olmak da neden? Bulgarlarn tecavzne uradnz; bir Yahudiyle bir engizisyon yargc l
za nail oldular. Felaketler insana baz haklar verir. tiraf ederim ki, yerinizde ol
saydm valiyle evlenip Komutan Candide'in geleceini gvence altna almakta hi duraksamaz
dm.'' Yal kadn bunlar, yann ve deneyiminin verdii tm ihtiyatla sylerken, limana k
girdii grld; gemide engizisyon yargcyla zaptiyeler vard ve bakn neler olmutu.
Yal kadn, Candide'le birlikte hzla kaan Cungonde'un parasn ve elmaslarn, Badajos eh
ngin bir Cordelier papaznn aldn iyi tahmin etmiti. Bu papaz deerli talardan birkan
uya satmak istemi. Tccar bunlarn byk engizitrn olduunu anlam. Cordelier papaz aslm
nlar aldn itiraf etmi, sahiplerinin kim olduklarn ve nereye doru gittiklerini sylem
Cungonde'la Candide'in katklar biliniyor. Arkalarndan Cadiz'e gelmiler; zaman kaybetme
den pelerinden bir gemi gndermiler... te bu gemi, Buenos Aires limanna gelmiti bile. Bi
r engizisyon yargcnn karaya kaca ve byk engizitrn katillerinin aranaca haberi ort
rli kocakar ne yapmak gerektiini derhal anlad. Cungonde'a: ''Siz kaamazsnz, korkacak bi
r eyiniz de yok; engizitr siz ldrmediniz ya; sizi seven vali size kt davranmalarna day
amayacaktr; kaln'' dedi. Arkasndan Candide'in yanna kotu, ona da: ''Kan, dedi; yoksa bi
r saat sonra yaklacaksnz.'' Kaybedilecek bir saniye bile yoktu; ama Cungonde'dan nasl
ayrlmal, nereye snmal?

ON DRDNC BLM

Paraguayl Cizvitler, Candide'le Cacambo'yu
nasl karlyorlar.

Candide, Cadiz'den gelirken yannda, spanya kylar ile smrgelerinde eine ok raslanan bi
da getirmiti. Bu adam, Tucuman'da bir melezden domu drtte bir spanyol'du; kilisede i
lahicilik, zangoluk, gemicilik, papazlk, posta datcl, askerlik, uaklk yapmt. Ad
endisini de ok severdi; nk o, ok iyi bir insand. ki Endls atn abucak eerledi: ''H
, kocakarnn szn dinleyelim, gidelim ve arkamza bakmadan koalm'' dedi. Candide, gzyal
k: ''Sevgili Cungonde'cuum, valinin nikhmz kyaca bir srada byle ayrlacak mydk? D
n buralara kadar getirdiim Cungonde, senin halin ne olacak?'' diye szland.Cacambo ''
Ne olabilirse o olacak, dedi; kadnlar hibir zaman kendileri iin skntya dmezler; Tanr
r kayrr; koalm.'' Candide: ''Beni nereye gtryorsun? Nereye gidiyoruz? Cungonde'suz ne
acaz?'' diyordu. Cacambo: ''Hani St. Jacques de Compostelle Cizvitleriyle birlikte
savaacaktnz; haydi gidelim onlar iin savaalm: yollar az ok bilirim, sizi onlarn lke
eyim. Bulgar usul talim yaptran bir komutanlar olunca pek sevinecekler; zengin olac
aksnz; insan bir dnyada eriemedii eylere, brnde eriir. Yeni eyler grmek, yeni eyl
bir zevktir'' dedi.
Candide: ''Demek sen daha nce de Paraguay'da bulundun ?'' diye sordu. Cacambo: ''
Evet, dedi; Assomption Koleji'nde mezlik etmitim, Los Padres topraklarn, Cadiz'in sok
aklar gibi bilirim. Ne gzel bir lkedir oras!.. Neredeyse yz fersahtan daha genitir; o
z eyalete ayrlmtr. Orada her ey Los Padres'lere aittir; halkn ise hibir eyi yoktur.Bu,
kln ve adaletin bir aheseridir. Bana gelince, ben spanya ve Portekiz krallarna kar bur
ada savap Avrupa'da onlarn gnahlarn kartan; spanyollar burada ldrp Madrid'de cenn
os Padres'lerden daha tanrsal bir ey gremiyorum. Baylyorum ben buna; haydi yryelim; ins
anlarn en bahtls olacaksnz. lkelerine Bulgar usul talim bilen bir komutann geldiini
Los Padresler ne kadar sevinecekler bilseniz.''(27)
Snra gelince, Cacambo ileri karakola, bir yzbann, komutan hazretleriyle grmek istedi
edi. Byk karakola haber gnderdiler. Paraguayl bir subay, haberi ulatrmak iin komutann
ana kadar gitti. nce Candide'le Cacambo'nun silahlarn aldlar; iki Endls atn da alko
i yabanc, iki sra asker arasndan ieri alndlar; banda keli apkas, cbbesini sy
gsyle komutan ba tarafta duruyordu. Bir iaret verir vermez yirmi drt asker yeni gelen
lerin evresini sard. Bir avu onlara beklemek gerektiini, komutann kendileriyle konuamay
acan, sayn Bapapazn, bir spanyol'un ancak kendi huzurunda azn amasna izin verdiin
en fazla kalmasna ise izin vermediini syledi. Cacambo: ''Sayn Bapapaz nerede?'' diye
sordu. avu: ''Kilisede dua ettikten sonra askerleri denetlemeye gitti" dedi: Mahmu
zlarn ancak saat sonra pebilirsiniz!''. Cacambo, ''yi ama, benim gibi komutanm da al
lyor; stelik de o spanyol deil, Almandr; Bapapaz beklerken biraz bir eyler yiyemez m
?'' dedi.
avu hemen bu szleri komutanna iletmeye kotu. Komutan: ''Hay Allah raz olsun" dedi. "Ma
dem ki Almanm, onunla konuabilirim; ardama getirsinler.'' Candide'i, yeilli sarl gze
ar, ilerinde papaan, sinek kuu, sinekcil kuu, spen tavuu ve daha bir sr ender kuun
uu kafeslerle ssl bir ardaa gtrdler. Altn sahanlar iinde nefis yemekler hazrlanmt
gnein altnda tarlalarda tahta anaklar iinde yemek yerlerken, sayn Komutan-Rahip ardakt
an ieri girdi.
Bu, toparlak yzl, olduka beyaz, kanl canl, kalar kalkk, baklar diri, kulaklar pemb
r krmz, gururlu; ama ne bir spanyol'a, ne de bir Cizvit'e benzemeyen bir biimde gururl
u, ok gzel bir delikanlyd. Candide'le Cacambo'ya, elkonulan silahlaryla iki Endls atn
i verdiler; Cacambo, ne olur ne olmaz diye, gzlerini onlardan ayrmadan, ardan yannda a
tlara yulaf yedirdi.
Candide nce komutann cbbesinin eteini pt; sonra sofraya oturdular. Cizvit ona Almanca:
''Evet sayn efendimiz!'' dedi. Bu szleri sylerken ellerinde olmayan bir aknlk, bir hey
ecan iinde bakyorlard. ''Almanya'nn neresindensiniz? diye szn srdrd.'' Candide: '
estfalya eyaletinden" dedi; "Thunder-ten-Tronckh atosunda dodum.'' Komutan: ''Ulu
Tanrm! Bu nasl olur!'' diye bard. Candide: ''Ne mucize!'' diye bard. Komutan: ''Yoksa
z...?'' dedi. Candide: "olanaksz!'' dedi. kisi birden srt st dtler. '' Sayn efendimiz
z misiniz? Siz, gzel Cungonde'un kardei ha! Siz ki Bulgarlar tarafndan ldrlmtnz! Si
ur le Baron'un olu! Siz Paraguay'da bir Cizvit! Bu dnya gerekten de ok acayip! Ah Pa
ngloss! Pangloss! Aslm olmasaydnz, imdi ne kadar sevinirdiniz!''
Komutan, kesme kristalden bardaklar iinde iki sunan zenci tutsaklarla Paraguayllar s
avd; Tanr'ya ve St. Ignace'a bin kere kretti; Candide'i barna basyordu; yzleri gzyal
sklam olmutu. Candide: ''Size, karnn detiklerini sandnz kzkardeiniz Cungonde'un sa
duunu sylersem daha ok sevinecek, havalara uacaksnz!'' dedi. ''Nerede?'' ''Yaknnzda,
nos Aires Valisi'nin yannda; ben de savamaya geliyordum''. Bu uzun konumada syledikl
eri her sz aknlk stne aknlk yaratyordu. Ruhlar, dillerinin stnde uuyor, kulakl
yor, gzlerinde kvlcm sayordu. Alman olduklar iin, Sayn Bapapaz' beklerken uzun zama
an kalkmak bilmediler; bu arada komutan sevgili Candide'ine unlar anlatt:

ON BENC BLM

Candide sevgili Cungonde'unun kardeini
nasl ldrd?

Anamla babamn ldrld, kzkardeimin rzna geildii o mthi gn, tm yaamm boyunca a
kilince, sevgili kardeimi aradlarsa da bir trl bulamadlar; anam, babam, beni, boazlana
iki hizmeti kzla kk ocuu, atalarmn atosundan iki fersah tedeki Cizvit kilisesine
arabaya koydular. Bir Cizvit bize kutsal su serpti; meer ne tuzlu eymi! Birka damla
s gzme kat; papaz gz kapam krptrdm grd: elini kalbime koydu, arpntsn d
a hibir eyim kalmad. Candide'ciim, o zamanlar ne kadar gzel olduumu bilirsiniz, daha d
a gzelletim; onun iin kilisenin bapapaz olan Sayn Rahip Croust (28) benimle sk fk do
u; bana mezlik elbisesini giydirdi; biraz sonra da Roma'ya gnderildim. Byk Cizvit Bapa
paz'nn, gen Alman Cizvitlerinden kurulu yeni bir papaz ordusuna ihtiyac vard. Paragua
y hkmdarlar birliklerine ellerinden geldiince az spanyol Cizviti alrlar; daha hkim oldu
klarn sandklar yabanclar tercih ederler. Byk bapapaz, beni, gidip bu bada alacak
Tirol blgesinden biri, bir de ben yola ktk. Buraya gelir gelmez de zango yamaklyla te
ie ykseldim; bugn hem albay, hem de rahibim. spanya kralnn askerlerini iddetle karlar
lar aforoz edip yeneceimizden emin olabilirsiniz. Tanr sizi buraya bize yardm edesin
iz diye gndermi. Ama sahiden sevgili kzkardeim Cungonde bu kadar yaknlarda, Buenos Ai
res Valisi'nin yannda m?'' Candide ant ierek, bundan daha doru bir ey olamayacan syle
Yeniden gzya dkmeye baladlar. Baron durup durup Candide'i kucaklamaktan kendini alamyor
du; ona "kardeim", "kurtarcm" diyordu. ''Ah Candide'ciim" dedi;" belki de muzaffer o
larak kente girer, kardeim Cungonde'u kurtarabiliriz.'' Candide: ''Benim de btn dilei
m bu; nk onunla evlenmek istiyordum, hl da istiyorum'' dedi. Baron: ''Siz ha, kstah! d
iye yantlad. Yetmi iki gbei belli kzkardeimle evlenmek sizin haddinize mi dm? Byle
niyet besleyip bana sylemeye cesaret etmenizi dorusu aklm almyor.'' Bu szlerden dona
kalan Candide ona yle yant verdi: ''Sayn papaz, dnyann btn gbekleri be para etmez; k
izi bir Yahudi ile bir engizitrn kollarnn arasndan aldm; bana birok ey borludur, beni
evlenmek istiyor. stat Pangloss bana her zaman insanlarn eit olduklarn sylerdi, onun ii
n ben de nasl olsa onunla evleneceim''. Cizvit Baron Thunder-ten-Tronckh ''Grrz apkn!''
dedi; ve ayn zamanda klcnn tersini suratna indirdi. Candide hemen kendi klcn ekip
kadar Baron Cizvitin vcuduna saplad; fakat klcn karrken de alamaya balad: "Heyhat!
di; "eski efendimi, dostumu, kaynm ldrdm; dnyann en iyi insan olduum halde, bununla
uyorum; stelik, n ikisi de papaz.''
ardan kapsnda nbet bekleyen Cacambo kotu. Efendisi ona: ''Artk bize hayatmz pahaly
ald," dedi; "neredeyse ardaa gelecekler, silah elde lmek gerek.'' Byle eyleri ok grm
Cacambo hi armad; Baron'un giydii Cizvit cbbesini ald, Candide'in srtna geirdi, ona
asn verip ata bindirdi. Btn bunlar kala gz arasnda oldu. ''Drtnala gidelim, efendim; h
kes sizi emirler vermeye kan bir Cizvit sanacak; onlar arkamzdan komadan da biz snr am
luruz.'' Bu szleri sylerken ve spanyolca: "Yol verin sayn albay- papaza, yol veri
n!'' diye barrken umaya balamt bile...
ON ALTINCI BLM

ki yolcuyla iki kzn, iki maymunun ve Oreillon (29) denen vahilerin balarna gelenler.

Candide'le ua snr atlar; ordughta daha kimsenin Alman Cizvitinin ldnden haberi yo
bo antasn ekmek, ikolata, sucuk, yemi ve birka ie arapla doldurmutu. Endls atlary
iz bulamadklar, bilinmeyen bir lkeye daldlar. Sonunda, nlerine, yer yer rmaklarla kes
ilmi gzel bir ayr kt. Bizim iki yolcu hayvanlarn otlattlar. Cacambo efendisini yeme
disi ona rnek oldu. Candide: ''Monsieur le Baron'un olunu ldrdkten, gzel Cungonde'u art
bir daha hi grmemeye mahkm olduktan sonra, nasl olur da sucuk yerim? Madem ki ondan
uzaklarda, vicdan azab ve umutsuzluk iinde srneceim, sefil gnlerimi uzatmak neye yara
r? Trvoux (30) gazetesi btn bunlara ne diyecek?'' diyordu.
Hem byle sylyor, hem de attrmaktan geri kalmyordu. Gne nerdeyse batacakt. ki kafada
sine benzeyen sesler duydular. Bu seslerin acdan m, yoksa needen mi ileri geldiini b
ilmiyorlard; ama, bilinmeyen bir lkede, her eyden duyulan ekingenlikle, korkuyla yer
lerinden frladlar. Bu sesler ayrn kysnda koarak kamaya alan rlplak iki gen
un da kzlarn kaba etlerini srarak arkalarndan kouyordu. Candide zavalllarn haline pek
Bulgarlardan silah kullanmasn renmiti, yapraklara dokunmadan bir allktaki fnd d
ol iftesini ald, ate etti, iki maymunu ldrd. ''Cacambo'cuum, ok kr u iki zavally
den kurtardm; eer bir engizitr ve bir Cizviti ldrmekle gnah ilediysem iki kzn hayat
akla bunun karln fazlasyla dedim. Belki bunlar nemli ailelerin kzlardr; bu maceran
u lkede byk yararlar dokunabilir...''
Szn srdrecekti ama, iki kzn iki maymunu sevgiyle kucakladklarn, cesetlerinin zerind
adklarn ve ac ac bararak ortal nlattklarn grnce dili tutuldu. Sonunda Cacambo
yrekliliin bu kadarn da beklemezdim'', dedi. O da ona yle yant verdi: ''Efendim, olaa
bir i grdnz; bu hanmlarn sevgililerini ldrdnz.'' "Sevgilileri mi?! mkn m var? Be
yorsunuz, Cacambo; size nasl inanaym?'' Cacambo: ''Benim sevgili efendim," dedi; "
her zaman, her eye ayorsunuz; niin baz lkelerde hanmlarn iltifatna nail olan maymunl
unmas size tuhaf geliyor? Ben nasl drtte bir spanyolsam, onlar da yar buuk insan saylr
r.'' Candide: "Heyhat!" dedi; "stat Pangloss'un vaktiyle bu gibi kazalarn olduunu v
e birlemelerinden egyapanlarn, faunlarn, satirlerin (31) doduunu, ilk an birok byk
lar grdklerini sylediini anmsyorum; ama, ben bunlar masal diye dinlemitim''. Cacambo:
tk bunlarn gerekliine inanmsnzdr," dedi; "dzgn bir eitim grmemi insanlarn bu ha
kullandklarn grdnz; ben bu hayvanlarn bamza bir bela karmalarndan korkuyorum.''
Bu doru dnceler Candide'i, ayr brakp bir ormana dalmaya srkledi. Burada Cacambo ile
eini yedi ve ikisi birden Portekizli engizitrle Buenos Aires Valisi'ne lanet oku
duktan sonra, imenlerin stnde uyudular. Uyandklar zaman kmldayamadklarn hissettiler;
i geceleyin, o lkede yaayan Oreillonlarn aa kabuundan yaplm iplerle kendilerini bala
ryd; onlar o iki kz ele vermiti. Oklarla, topuzlarla, akldan baltalarla silahl, rl
adar Oreillon evrelerini sarmt; birka byk bir kazanda su kaynatyor, brleri de ile
d ve hep birden: ''Bu bir Cizvittir, bu bir Cizvittir... c alacaz ve gzel bir yemek y
iyeceiz; hadi Cizvit yiyelim!'' diye baryorlard.
Cacambo boynunu bkerek: ''Benim sevgili efendim, ben size bu kzlar bize kt bir oyun
oynayacaklar dememi miydim?'' dedi. Candide, kazanla ileri grnce: ''Bizi ya kzartacakl
ar, ya da kaynatacaklar! diye bard. Ah! eitilmemi, babo insan doasnn nasl bir ey
i acaba stat Pangloss ne derdi? Her ey iyi, iyi ama, dorusu Matmazel Cungonde'u kayb
edip Oriellonlarn elinde ie geirilmek ac bir ey!''
Cacambo hibir zaman soukkanlln kaybetmezdi. Umutsuzlua kaplan Candide'e: ''Hi umutsu
plmayn, ben bu kabilelerin dillerini biraz anlarm, onlarla konuacam'' dedi. Candide: '
'zellikle, insanlar piirmenin ne byk bir vahilik olduunu, bunun Hristiyanla aykr d
aktan geri kalmayn!'' dedi.
Cacambo: ''Efendiler, dedi, demek ki bugn bir Cizvitin etini yemek niyetindesiniz
; l! Elbette insan dmanlarna bundan farkl davranamaz. Gerekten, doa yasas bize, 'kend
nsinizden olanlar ldrn' der: yeryznde herkesin yapt da budur. Biz kendi cinsimizden o
ar yemeye gerek grmyorsak, bunun nedeni, yiyecek bir sr baka gzel eyin olmasdr. Ama
, bizim sahip olduklarmzn tmne sahip deilsiniz. Kukusuz, insan zaferinin meyvesini karg
alara kuzgunlara terk edeceine kendisi yemek ister. yi ama efendiler, herhalde siz
de dostlarnzn etini yemek istemezsiniz. Bir Cizviti ileyeceinizi sanyorsunuz, halbuki
kzartmasn yapmak istediiniz kimse sizin dmanlarnzn dmandr. Bana gelince, ben sizi
um; u grdnz zat benim efendimdir, Cizvitlikle de hi ilgisi yoktur; daha az nce, bir Ci
iti ldrd. Srtndaki giysiler onun giysileri. te sizi yanltan da bu. Szlerimin doru ol
adn anlamak isterseniz, aln elbisesini, Los Padres krallnn ilk snr kapsna gtrn
zvit subayn ldrp ldrmediini renirsiniz. Bunun iin yle uzun zaman beklemek de gerek
dediklerim yalan karsa, bizi yemek her zaman elinizde; ama, eer doruysa, bize canmz ba
cak kadar, kamu hukuku ilkelerini, gelenekleri, yasalar bilirsiniz.''
Oreillonlar bu szleri ok doru buldular; gerei abucak renmek iin ilerinden ileri gele
kiiyi setiler. ki eli zeki insanlara yakacak biimde devlerini yerine getirdiler, ok g
n iyi haberlerle geri dndler. Oreillon'lar iki esiri zdler, onlara her trl nezaketi gs
rdiler; kendilerine kzlar, serinlik verecek ikiler sundular; onlar neeyle: ''Cizvit
deilmi! Cizvit deilmi!'' diye bararak lkelerinin snrlarna kadar uurladlar. Candide
sl olup da yakay syrdklarna amaktan bir trl kendini alamyordu: ''Ne millet, diyordu
anlar! Ne biim detler! Eer klcm Matmazel Cungonde'un kardeine saplamam olsaydm her
bal gibi yiyeceklerdi. Her neyse, saf doa iyiymi; nk bu insanlar Cizvit olmadm ren
beni yiyecekleri yerde bin bir iltifat ettiler.''

ON YEDNC BLM

Candide'le ua, Eldorado (32) lkesine
nasl vardlar, orada neler grdler?

Oreillonlarn snrna ulanca, Cacambo Candide'e: ''Bu yar krenin tekinden daha iyi olmad
uz," dedi; "inann bana, en kestirme yoldan Avrupa'ya dnelim.'' Candide: "Nasl dnmeli
, nereye gitmeli" dedi. "lkeme gitsem Bulgarlarla Avarlar orada herkesi boazlyorlar
; Portekiz'e dnsem yaklacam; bu memlekette kalrsak her an ie geirilmek tehlikesi var.
a, dnyann bu yar kresini, Matmazel Cungonde'un oturduu bu yar kreyi nasl terk etmeli?
Cacambo: ''Cayenne'e (33) doru dnelim," dedi; "orada dnyann drt bucana giden Franszla
rastlarz; bize yardm edebilirler. Elbet Tanr da bize acr.''
Cayenne'e gitmek kolay deildi: ne taraftan gidileceini aa yukar biliyorlard; fakat dal
, rmaklar, uurumlar, haydutlar, vahiler, her yandan kan korkun engellerdi. Atlar yorgun
luktan ld; yiyecekleri bitti: tam bir ay yabani yemiler yediler; sonunda kendilerin
i, hayat ve umut veren, Hindistan cevizleriyle evrili kk bir rman kysnda buldular.
Her zaman yal kadn kadar iyi tler veren Cacambo, Candide'e dedi ki: ''Artk gcmz kalm
hayli yrdk, kyda bo bir kayk gryorum, onu Hindistan ceviziyle dolduralm, iine atla
dimizi akntya brakalm; bir rmak, insan her zaman bir barnaa gtrr. Hoa gidecek eyl
bile yeni eyler buluruz.'' Candide: ''Haydi", dedi, "Kendimizi Tanrya emanet edeli
m.''
Bazen iekli, bazen plak, bazen sarp kylar arasnda birka fersah yol aldlar. Irmak sre
niliyordu; sonunda gkyzne kadar ykselen korkun kayalardan bir kemerin altnda kayboldu.
i yolcu kendilerini bu kemerin altnda sulara brakmak cesaretini gsterdiler. Burada
darlaan rmak onlar korkun bir hzla, grltyle srkledi. Yirmi drt saat sonra tekrar g
kat kayklar kayalara arparak paraland. Tam bir fersah, kayadan kayaya srklendiler; sonu
nda almaz dalarn ereveledii geni bir ufuk grdler. Bu topraklar, gereksinim iin oldu
zevk iin de ekilmi biilmiti; yararl olan her ey ayn zamanda gzeldi de. Yollar parlak b
maddeden, parlak bir biimde yaplm arabalarla dolu, daha dorusu sslyd; ok gzel erkek
kadnlar tayan bu arabalar, Endls'n, Tetuan'n ve Mequinez'in en gzel atlarn geride
krmz koyunlar hzla ekiyordu.
Candide, ''te Vestfalya'dan daha gzel bir lke'' dedi. Rastladklar ilk kyn yaknnda Ca
ile birlikte karaya ayak bast. Altn ilemeli yrtk giysiler giymi birka kyl ocuu, ky
ydrak oynuyordu. Bizim iki eski dnyal, onlara bakarak elendiler. Kaydrak talar, acayip
bir parlt saan, olduka byk, yuvarlak, sar, krmz, yeil talard. Yolcular bunlardan
i almak hevesine kapldlar; bunlar, en k Moolistan tahtnn en byk ss olabilecek al
aralaryd. Cacambo, "Bu ocuklar, lke kralnn kaydrak oynayan ocuklar olmal" dedi. Bu
klar okula sokmak iin gelen ky retmeni grnd. Candide, ''te kral ailesinin eitmeni"
Kk ocuklar, talarn ve oynadklar her eyi yerde brakarak oyunu kestiler. Candide bun
d; eitmene doru kotu, kk prenslerin altnlarn ve deerli talarn unuttuklarn iar
k onlar nezaketle kendisine vermek istedi. Ky retmeni gld ve talar yere att. Bir an h
n hayran Candide'in yzne bakt, sonra yoluna gitti.
Yolcular altnlar, yakutlar, zmrtleri toplamaktan geri kalmadlar. Candide, ''Neredeyiz?
diye bard; kendilerine altn ve deerli talar hor grmeyi rettiklerine baklrsa bu k
iyi yetimi olmalar lazm.'' Cacambo da Candide kadar armt. Az ileride tek katl bir
Kapnn nnde byk bir kalabalk, ierdeyse daha byk bir kalabalk vard. Ho bir mzik d
fis bir yemek kokusu geliyordu. Cacambo kapya yaklat ve Peru diliyle konuulduunu duyd
u; bu onun ana diliydi. Herkes Cacambo'nun, Tucuman'da yalnzca bu dilin konuulduu b
ir kyde doduunu bilir. Candide'e: ''Size evirmenlik yapacam; girelim, buras bir lokanta
'' dedi.
Konukevinin, altn kumalara brnm, salar kurdelelerle bal iki erkek, iki de kz hizmet
sofraya oturmaya ard. Her birinde iki papaan, iki yz libre arlnda halanm bir akb
e lezzetli kzarm iki maymun bulunan drt eit orba, bir tabakta yz sinekcil kuu, bir
akta da alt yz sinek kuu, ok lezzetli yahniler, nefis pastalar getirdiler; btn bunlar
kesme kristal tabaklardayd. Konukevinin kz ve erkek hizmetileri bardaklara eker kamndan
yaplm eitli ikiler boaltyorlard.
ou tccar ve arabac ve hepsi de son derece eitimli olan konuklar, Cacambo'ya, fazla me
rak gstermeden saygyla baz sorular sordular; onun sorularna da kendisini doyuracak y
antlar verdiler.
Yemek bitince Candide gibi Cacambo da yerden topladklar byk altn paralarndan ikisini ma
sann stne frlatarak yemek parasn deyeceini sand. Lokantann sahibiyle kars, brle
un sre katlrcasna gldler; sonunda da kendilerine geldiler. Konukevinin sahibi, ''Efend
iler", dedi, "Yabanc olduunuz anlalyor; bizler yabanc grmeye alk deiliz. Bize ana y
talarn para diye verdiinizi grnce gldmz iin bizi balayn. Belki sizde bizim lk
ama burada yemek yemek iin de paraya gerek yok. Ticarette kolaylk olsun diye kuru
lan btn konukevlerinin giderlerini hkmet der. Burada kt bir yemek yediniz, nk buras
bir kydr; ama lkenin baka yerlerinde layk olduunuz ekilde arlanrsnz.''
Cacambokonukevi sahibinin btn szlerini Candide'e aktaryor, Candide de dostu Cacambo'
nun bu szleri anlatrken duyduu aknln aynn duyarak dinliyordu. kisi de, ''Dnyann
de bilinmeyen, doas bizimkinden bambaka grnen bu lke acaba neresi?" diye soruyorlard. C
andide,"Buras herhalde her eyin en iyi olduu lke olacak; nk elbet byle bir lke vardr
tat Pangloss ne derse desin, ben Vestfalya'da her eyin ou zaman bir hayli kt olduunun
farkna varmtm.'' diye dnyordu.
ON SEKZNC BLM

Eldorado lkesinde neler grdler?

Cacambo, konukevinin sahibine, kendisini aknla dren, merak ettii eylerin hepsini a
ona, ''Ben ok bilgisizim ama bundan da hi yaknmyorum; burada saraydan km bir yal ada
o, lkemizin en bilgin, en cana yakn adamdr'' dedi. Cacambo'yu hemen o yal adamn yanna
d. Candide artk ikinci derece bir rol oynuyor, uann arkasndan gidiyordu. ok basit bir
e girdiler; nk kaps ancak gmten, odalarn tavanlar ise altndand; ama o kadar zevkle
en zengin tavanlar bile bunlardan stn olamazd. Bekleme odas gerek zmrt ya da yakutla i
enmiti; her eyde grlen uyum bu ar yalnl gzlerden gizliyordu.
Yal adam, iki yabancy, sinek kuu tylerinden yastklarla kapl bir sedirde kabul etti; on
ra elmas kadehler iinde ikiler sundu; ondan sonra da u szlerle meraklarn giderdi:
''Yetmi iki yamdaym; kraln seyisi olan rahmetli babamdan, Peru'da tank olduu hayret ver
ici ayaklanmalar dinledim. Bulunduumuz lke, buradan, dnyann bir blmn istila etmek ii
onunda spanyollar tarafndan yok edilen Inkalarn eski yurdudur.Bu ailenin anayurtta
kalan hkmdarlar daha akll ktlar; milletin rzasn aldktan sonra, kk lkemizden hi
mir verdiler; ite saflmz ve zenginliimizi korumamz salayan da bu oldu. spanyollarn
knda kesin bir bilgileri yoktur; buraya Eldorado adn verdiler; hatta Chevalier Rale
igh (34) adnda bir ngiliz, aa yukar yz yl nce buralara kadar gelebilmiti; fakat yana
alar ve uurumlarla evrilmi olduumuzdan, topramzn akllaryla amurunu anlalmaz bir
unlar elde etmek iin de en son bireyimize kadar bizi ldrmeyi gze alan Avrupa milletle
rinin yrtclndan imdiye kadar kurtulduk.''
Konuma uzun srd; hkmet biimi, gelenekler, kadnlar, genel elenceler ve sanatlar zerine
ldi. Metafizie kar her zaman ilgi duyan Candide, Cacambo'nun yardmyla bu lkenin bir di
ni olup olmadn sordu.
Yal adam biraz kzard. ''Bundan nasl kuku duyabilirsiniz?" dedi. "Bizi nankr m sanyors
?'' Cacambo utanarak, Eldorado dininin ne olduunu sordu. Yal adam yine kzard. ''Baka b
aka dinler olabilir mi?", dedi. "Sanrm bizim de, herkesin dini gibi bir dinimiz var
; akamdan sabaha kadar Tanrya taparz.'' Candide'in kukularna tercman olmaya devam eden
Cacambo: ''Siz yalnzca bir Tanrya m taparsnz?'' diye sordu. Yal adam: ''Tabii deil mi
a," dedi; "Tanr ne iki, ne de drt tanedir. Dorusu ya, sizin dnyanzda yaayanlar ok acayi
p sorular soruyorlar.'' Candide bu iyi yal adama soru sordurmaktan bkmyordu; Eldorad
o'da Tanrya nasl dua edildiini renmek istedi. yi ve sayn bilgin: ''Biz Tanrya hi dua
yiz ki," dedi; "ondan isteyecek hibir eyimiz yok; bize gereken her eyi vermi; biz ke
ndisine durmadan krederiz.'' Candide papazlar grmek hevesine kapld; nerede olduklarn s
durdu. yi yal adam glmsedi: ''Dostlarm," dedi; "biz hepimiz papazz; kral ve btn aile
leri her sabah trenle ilahiler sylerler; be alt bin kiilik bir saz heyeti de onlara el
ik eder.'' ''Nasl? Sizin ders veren, tartan, yneten, kavga eden ve kendi dncelerinde ol
mayan kimseleri yaktran papazlarnz yok mu?'' Yal adam: ''Btn bunlar yapmamz iin deli
gerekir," dedi. "Burada hepimiz ayn dncedeyiz, sizin papazlarla ne kastettiinizi anl
amyoruz.'' Candide btn bu szlerin karsnda kendinden geiyor, iinden: ''Buras Vestfaly
ve Monsieur le Baron'un atosundan ne kadar farkl bir yer," diyordu. Dostumuz Pangl
oss, Eldorado'yu grm olsayd artk Thunder - ten - Tronckh atosunun dnyann en iyi yeri o
uunu sylemezdi; u kesin ki insan yolculuk yapmal!''
Bu uzun konumadan sonra iyi yal adam, alt koyunlu bir araba hazrlatt ve uaklarndan on
isini kendilerini saraya gtrmek zere onlarn emrine verdi. ''Yallm sizinle birlikte ge
e izin vermedii iin beni balayn, dedi; kral sizi honut kalacanz biimde kabul edecek
izin detleri arasnda hounuza gitmeyenler olursa elbette bunu da ho grrsnz.''
Candide'le Cacambo arabaya bindiler. Alt koyun adeta uuyordu; drt saatten daha ksa sr
ede, hkmet merkezinin bir ucunda bulunan kral sarayna vardlar. Kap iki yz yirmi ayak yk
sekliinde ve yz ayak geniliindeydi; hangi maddeden yaplm olduunu bilmek olanakszd. Y
altn ya da deerli ta dediimiz akl talarndan ve kumlardan ne kadar stn olduu aka
Candide ile Cacambo'yu arabadan inerken muhafz alayndan yirmi gzel kz karlad; konuklar
amama gtrdler, sinek kuu tynden yaplm giysiler giydirdiler; bundan sonra sarayn yks
kadn ve erkek subaylar onlar, olaan tren gereince her biri bin kiilik iki sra mzisye
arasndan geirerek hkmdarn dairesine gtrdler. Tahtn bulunduu salona yaklanca Cacamb
eli bir subaya, hkmdar nasl selamlamak gerektiini, nnde diz mi kmek, yoksa yzkoyun
kapanmak; elleri ba stne mi, yoksa arkaya m koymak; salonun tozunu mu yalamak lazm ge
ldiini, ksaca, trenin nasl yerine getirileceini sordu. Yksek rtbeli subay; ''Tren gere
e, kral kucaklamak ve her iki yanandan pmek gereklidir" dedi. Candide'le Cacambo ken
dilerini akla gelebilecek btn iltifatlarla karlayan ve nezaketle yemee aran kraln boy
atldlar.
Yemek zamanna kadar onlara kenti, gklere kadar ykselen kamu yaplarn, binlerce stunla s
pazar yerlerini, ar su emelerini, karanfil ve tarn kokusuna benzer bir koku karan bir t
deerli tala deli byk alanlarda eker kamndan yaplm ikilerin hi durmadan akt
de, adalet saray ile parlamentoyu grmek istedi; kendisine byle eyler olmadn, kimsenin
mseyi dava etmediini sylediler. Cezaevi olup olmadn sordu; hayr dediler. Onu en ok a
en ok sevindiren ey, iinde, batan aa matematik ve fizik aletleriyle dolu iki bin ayak
uzunluunda bir galeri bulunan bilgiler saray oldu.
leden sonra, kentin aa yukar binde birini gezdiler ve yeniden kraln yanna dndler. Ca
hkmdarla ua Cacambo'nun ve bir ok bayann arasnda sofraya oturdu. Hibir zaman bu kada
l yemek yememi, hibir zaman hkmdarn yemekte syledii nkteli szlere benzeyen szler duy
ambo kraln nktelerini Candide'e anlatyordu, bunlar evrildikleri zaman bile ayn gzellii
oruyorlard. Candide'i artan eyler arasnda en ok artan da buydu.
Bir ay konukevinde kaldlar. Candide, Cacambo'ya hi durmadan: ''Dostum, diyordu; bi
r kere daha syleyeyim, doduum atonun bu lke deerinde olmad doru; ama ne de olsa bura
mazel Cungonde yok; phesiz sizin de Avrupa'da bir sevgiliniz vardr. Burada kalrsak he
rkesten bir farkmz olmayacak; halbuki Eldorado akllaryla ykl yalnzca on koyunla bizim
aya dnersek, krallarn hepsinden daha zengin oluruz; artk engizitrlerden de korkumuz
kalmaz ve Matmazel Cungonde'u alabiliriz.''
Bu szler, Cacambo'nun houna gitti: nsan, gezmeyi, tandklarnn yannda vnmeyi, yolculuk
grdklerini anlatmay o kadar sever ki, bizim iki mutlu kiimiz de, artk daha fazla mutl
u olmamaya, gitmek iin hkmdardan izin istemeye karar verdiler.
Kral onlara: ''Budalalk ediyorsunuz, dedi; lkemin abartlacak bir yannn olmadn biliyo
fakat insan bir yerde yle byle rahat etti mi, orada kalmal. Yabanclar burada alkoymaya
hakkm yok kukusuz; bu, detlerimizde de, yasalarmzda da yeri olmayan bir zalimlik olu
r; btn insanlar zgrdr; cannz ne zaman isterse o zaman gidin; ama k ok gtr. Kaya
rlerin altndan geerek mucize kabilinden atnz o korkun dereden yukar kmak olanakszd
leyen dalarn on bin ayak ykseklii vardr; duvar gibi diktirler: Her birinin genilii de o
n fersahtan fazladr; buralardan aa ancak uurumlardan inilir. Ama madem ki gitmek isti
yorsunuz, sizi rahat gtrsn diye mhendislerime bir makine yapmalarn emredeceim. Sizi da
rn arkasna ulatrdktan sonra hi kimse sizinle gelemez; nk milletim dalarn evresinde
t imitir; antlarn bozmayacak kadar da bilgedirler. Hounuza giden ne varsa benden iste
yin.'' Cacambo: ''Efendimizden lkenizin tayla toprayla ve biraz da yiyecekle ykl birka
oyun istiyoruz'' dedi. Kral gld: ''Topramza, bu sar amura kar siz Avrupallarn nasl
duyduunuzu anlamyorum; bununla birlikte, istediiniz kadar gtrebilirsiniz: hakknzda hay
l olsun!'' dedi.
Kral mhendislerine, bu iki garip insan, lkeden dar karmak iin bir makine yapmalarn
. En iyi bin fiziki bu i iin alt; makine on be gn iinde bitti ve lkenin parasyl
sterline mal oldu. Candide'le Cacambo'yu makinenin zerine oturttular; makinede,
dalar atktan sonra binsinler diye, eerlenmi iki iri krmz koyun, erzak ykl yirmi koy
eketin en nadide rnlerinden armaanlar ykl otuz koyun ve nihayet altn, deerli ta ve elm
ykl elli koyun vard. Kral, iki kafadar sevgiyle kucaklad.
Yolcularn yola kmalar ve koyunlarla birlikte dalarn tepelerine doru ustalkla ykselmel
k gzel bir grntyd. Mhendisler onlar esenlie kardktan sonra izin istediler; bundan s
Candide'in, koyunlarn gtrp Matmazel Cungonde'a armaan etmekten baka bir istei, amac
''Matmazel Cungonde'u elde etmek iin Buenos Aires Valisi'ne verecek kadar paramz v
ar. Cayenne'e doru yola koyulalm, vapura binelim, hangi lkeyi satn alabileceimizi son
ra dnrz'' dedi.

ON DOKUZUNCU BLM

Surinam'da balarna neler geldi?
Candide, Martin'le nasl tant?

Bizim yolcularn ilk gn olduka gzel geti. Asya, Avrupa ve Afrika'nn bir araya getiremeye
cei kadar byk bir servet sahibi olduklar dncesi onlar cesaretlendiriyordu. Heyecana ka
n Candide aalarn stne Cungonde'un adn yazd. kinci gn koyunlardan ikisi bataklklara
srtlarndaki yklerle orada kald; bir ka gn sonra iki koyun daha yorgunluktan ld; daha
nra bir lde yedi sekiz koyun alktan ld; birka gn sonra koyunlardan birou uuruma yuv
onunda, yz gnlk bir yryten sonra ellerinde yalnzca iki koyun kald. Candide, Cacambo'y
ostum dedi; u dnya nimetleri bakn ne kadar geici eyler; Matmazel Cungonde'a kavumann m
luluu, bunun nimeti kadar dayankl hibir ey yok bu dnyada!" Cacambo: "Dorusu yle," dedi
"bununla birlikte elimizde spanya kralnn bile hibir zaman sahip olamayaca kadar byk b
ervetle iki koyun daha var; uzaklarda da Hollandallara ait olduunu sandm bir kent gryor
um; galiba Surinam olacak. Aclarmz sona eriyor, mutluluumuz da yeniden balyor."
Kente yaklanca, srtndaki tek giysi ancak yars kalm mavi bezden bir don olan yere seril
bir zenci grdler; zavallnn sol bacayla sa eli yoktu. Candide ona Hollanda diliyle: "Hey
Allah'm" dedi. "Bu feci durumda burada ne yapyorsun?" Zenci: "Efendim olan nl tccar
Vanderdendur'u bekliyorum" diye yant verdi. Candide: "Seni bu hale sokan efendin
Vanderdendur mu?" diye sordu. Zenci: "Evet efendim; burann deti byle; elbise olarak
bize ylda iki kez, bezden bir don verirler; eker fabrikasnda alrken parmamz deirm
sak elimizi keserler; kamak istersek bacamz keserler: ben bu iki felakete de uradm. t
z Avrupa'da bu sayede eker yiyorsunuz. Bununla birlikte anam beni Guyana kylarnda on
Patagon akesine satarken bana: "Sevgili olum, demiti; tanrlarmz kutsa, onlara her zama
n tap; onlar da seni mutlu yaatrlar. Beyaz efendilerimizin esiri olmak erefini kaza
nyorsun; bunu yapmakla da anann, babann mutluluunu salyorsun." Onlarn mutluluunu sala
amadm bilmem, ama onlar benim mutluluumu salamadlar. Kpekler, maymunlar ve papaanlar
en bin kat iyidirler; beni Hristiyan yapan Hollandal din adamlar, her pazar gn ayinde
, beyaz siyah, hepimizin dem babamzn ocuklar olduumuzu sylyorlar. Ben soyaac uzman
ma eer bu vaizler doru sylyorlarsa hepimiz amca ocuklaryz. imdi siz syleyin, insan ak
sna bundan daha feci bir davranta bulunabilir mi?"
Candide: "Ey Pangloss!" diye bard; "sen bylesine bir faciann olabileceini hic dnmemi
artk olan oldu; sonunda senin iyimserliinden vazgemem gerekecek!" Cacambo: "yimserli
k de neymi"? diye sordu. Candid "Heyhat!" dedi; "iyimserlik, insann kt bir durumday
ken her eyin iyi olduunu ileri srmek lgnlna tutulmasdr."
Sonra zenciye bakarak gzyalar dkt ve alayarak Surinam'a girdi.
lk sorduklar ey, limanda, Buones Aires'e gidecek bir geminin bulunup bulunmad oldu. Bav
urduklar adam spanyol bir kaptand. Herif onlarla esasl bir pazarlk yapmak istiyordu.
Bir meyhanede bulumak zere ayrldlar. Candide'le sadk Cacambo iki koyunla birlikte kap
tan orada beklemeye gittiler.
ini dkmekten zevk alan Candide balarndan geen eyleri spanyola anlatt; ona, Matmazel C
de'u karmak istediini de syledi. Kaptan: "Sizi Buenos Aires'e gtrmekten ekinirim," dedi
; "beni de asarlar, sizi de. Gzel Cungonde, valinin gzdesidir." Candide yldrmla vurulm
ua dnd; uzun uzun alad; nihayet Cacambo'yu bir kenara ekti: "Bana bak, azizim, dedi; im
di ne yapacaksn, biliyor musun? Senin de, benim de ceplerimizde be alt milyonluk el
mas var; sen benden daha beceriklisin; Buenos Aires'e git, Mademoisselle Cungonde
'u al, getir; vali glk karrsa kendisine bir milyon ver; raz olmazsa iki milyon ver. Eng
izitr sen ldrmediin iin, senden ekinmezler. Ben de bir baka gemi hazrlatrm; gider s
dik'te beklerim; oras Bulgarlardan, Araplardan, Yahudilerden ve engizitrlerden kor
kulmayan zgr bir lkedir." Cacambo bu akllca karar alklad. Samimi bir dost haline gele
i bir efendiden ayrlmak gcne gidiyordu; ama ona yararl olmann zevki ondan ayrlmann acs
tn geldi. Gzya dkerek kucaklatlar. Candide ona, yal kadn unutmamasn salk verdi.
la kt. u Cacambo ne iyi adamd!..
Candide bir sre daha Surinam'da kald; baka bir kaptann, kendisini ve iki koyununu tal
ya'ya gtrmesini bekledi. Uaklar tuttu, uzun bir yolculuk iin gereken eyleri satn ald; s
onunda byk bir geminin sahibi olan Bay Vanderdendur gelip onu buldu. Candide: "Ben
i, adamlarm, eyam ve u iki koyunumu dorudan doruya Venedik'e gtrmek iin ne istiyorsu
ye sordu. Kaptan on bin kurua raz oldu. Candide hi duraksamad.
Uyank Vanderdendur kendi kendine: "O, o!" dedi. "u yabanc bir rpda on bin kuru veriyor.
. ok zengin olmal." Biraz sonra geri dnerek yirmi bin kurutan aa yola kamyacan s
: "Peki, yirmi bin olsun," dedi; "veriyorum."
Tacir alak sesle: "Vay canna! Bu adam on bini nasl veriyorsa yirmi bini de yle rahat
veriyor" dedi ve Venedik'e otuz bin kurutan aa gtremeyeceini syledi. Candide: "Peki,
uz bin olsun" dedi. Hollandal tacir kendi kendine: "O, o!" dedi; "otuz bin kuru bu
adama vz geliyor; kesinlikle bu iki koyun byk bir servet ykl; fazla srar etmeyelim, nc
e otuz bin kuruu alalm, sonra gereine bakarz." Candide, en k kaptann istedii parada
eerli olan iki kk elmas satt; kaptann parasn pein verdi. ki koyun gemiye bindirildi.
de, limanda bulunan gemiye gitmek iin bir kaya bindi; kaptan da frsattan yararland, y
elkenleri iirdi ve demir ald; rzgr da ileri kolaylatrd. lgna dnen Candide ok ge
n kaybetti. "Heyhat! te eski dnyaya lyk bir dolap!" diye bard. Ac iinde kvranarak k
de olsa yirmi hkmdar zengin edebilecek bir servet kaybetmiti.
Hollandal yargcn evine gitti; biraz heyecanlanm olduu iin kapy hzla ald; ieri gir
leri anlatt ve gereinden biraz fazla bard. Yarg, kard grltden dolay Candide'e
ie balad. Sonra onu sabrla dinledi, tacir dner dnmez ii aratracana sz verdi; Dan
k on bin kuru daha ald.
Bu olup bitenler Candide'i bsbtn umutsuzlua drd; gerekte bundan bin kere daha ac fe
erle karlamt; ama yargcn ve parasn alan kaptann soukkanllklar onu zvanadan
anlarn ktl btn irkinliiyle kafasnda canlanyor, aklna yalnzca kt eyler geliyor
sz gemisi Bordeaux'ya hareket etmek zere olduundan, Candide'in de gemiye bindirecek
elmas ykl koyunlar olmadndan, gemide tam fiyatla bir kamara kiralad ve eyaletin en mut
suz ve durumundan en ok nefret eden adam olmas kouluyla, kendisiyle birlikte yolculu
k etmek isteyen namuslu bir insana yol ve yiyecek masraflarndan baka iki bin kuru d
a vereceini kentte ilan etti.
Bir donanmann alamayaca kadar istekli kii kt. Candide, en gsterililer arasndan birin
istediinden, hepsi tercihe lyk olduklarn iddia eden ve sz sohbeti yerinde yirmi kii a
Onlar bulunduu konukevine ard, kendisine en ok acnacak halde grneni ve hakl olarak
n en ok ikyet edeni seeceine, dierlerine de bir miktar para deyeceine sz vererek herk
bandan geenleri olduu gibi anlatmasn art koup hepsine yemek yedirdi.
Toplant sabahn drdne kadar srd. Candide bu maceralar dinlerken, Buenos Aires yolunda ya
kadnn sylediklerini ve gemide, bana byk felaketler gelmemi kimsenin bulunmadna dai
bahsi hatrlyordu. Kendisine anlatlan her macerada Pangloss'u dnyordu. "u Pangloss," di
rdu, "kuramn kantlamakta hayli glk ekerdi. Burada olmasn isterdim. Her ey olabilece
iyiyse, bu kesinlikle yalnzca Eldorado da byledir, dnyann geri kalan yerlerinde dei
l..."
Sonunda Amsterdam kitaplar iin on yl alm zavall bir bilginde karar kld. (35) Anla
nce, dnyada bunun kadar iren bir meslek bulunmad sonucuna vard.
Zaten iyi bir adam olan bu bilgini, kars soyup soana evirmi, olu dvm ve bir Portekizl
kaan kz da yzst brakmt. imdiyse ekmek parasn karabildii kk bir ii de elin
azlar da, Socinien (36) diye kendisini hi rahat brakmyorlard. Dorusunu isterseniz teki
ler de en az onun kadar talihsizdiler; ama Candide, bilginin kendisini yolda avu
tacan umuyordu. Seilenin rakibi olan dier adaylar Candide'in kendilerine byk bir haksz
ettiine inanyorlard; ama Candide, her birine yzer kuru vererek hepsinin gnln ho etti.
YRMNC BLM

Candide'le Martin'in denizde bana gelenler.

Bylece Martin adndaki yal bilgin, Candide'le birlikte Bordeaux'ya gitmek zere gemiye
bindi. kisi de ok grm, ok geirmi kiilerdi. Gemi mit Burnu'ndan geerek Surinam'dan J
a bile gitse, her ikisinin de btn yol boyunca maddi ve manevi aclar zerine konuacak ey
leri vard.
Yine de Candide'in Martin'e byk bir stnl varsa, o da, Matmazel Cungonde'u grmekten hi
unu kesmemesiydi; Martin'in ise hibir umudu yoktu. Ayrca Candide'in altnlar, elmasla
r vard; dnyann en byk servetleriyle ykl yz krmz koyun kaybetmi olmasna, Hollanda
l iine dert olmakta devam etmesine ramen, cebinde kalanlar dndke, hele yemekten son
de'dan sz atka Pangloss'un iyimserliine akl yatar gibi oluyordu.
Bilgine: "Ya siz Bay Martin," dedi; "btn bunlar hakknda ne dnyorsunuz? Maddi, manevi k
erindeki dnceniz nedir?" Martin: "Efendim," diye yantlad; "papazlarm beni Socinien olm
akla suladlar; ama gerekte ben Mani dinindenim." (Manicheen) (37) " Candide: "Beni
mle alay ediyorsunuz, dnyada artk Mani dininden kimse kalmad" dedi. Martin: "Ben va
rm," dedi; "ne yapacam bilmiyorum ama baka trl de dnemiyorum." Candide: "yleyse siz
e eytan var" dedi. Martin "eytan bu dnyann ilerine o kadar ok karyor ki, her yerde bu
uu gibi benim vcudumda da bulunabilir" diye karlk verdi. "Ama, itiraf ederim ki u yerkr
eye, daha dorusu yerkrecie gz attm zaman Allah'n onu ktlk eden bir varln eline b
dorado her zaman bu genellemenin dnda kalyor. Yanbandaki kentin yok olmasn istemeyen
aile hemen hemen hi grmedim. Her yerde zayflar nlerinde srndkleri gllerden nefret ed
gller de onlara yn ve eti satlk srler gibi davranrlar. Daha namuslu bir i olanakla
d iin, talim grm bir milyon katil, ekmeini kazanmak amacyla Avrupa'nn bir ucundan b
iderek dzenli bir biimde adam ldrr, haydutluk eder; bar iinde yaar gibi grnen sanat
ii kentlerdeki insanlar, kuatlm bir ehrin urad felaketten duyulan acdan ok, haset,
kuku iinde kvranrlar. Gizli aclar genel felaketlerden daha acdr. Szn ksas, o kadar
e o kadar ok ektim ki Mani dininden oldum."
Candide: "Btn bunlara karn, u dnyann iyi yanlar da var" dedi. Martin: "Olabilir, ama b
bilmiyorum." diye yantlad.
Bu tartmann ortasnda bir top sesi duyuldu. Grlt gittike artt. Herkes drbnn ald.
a iki geminin savaa tututuu grld. Rzgr bu gemilerin ikisini de Fransz gemisine o kada
klatrd ki gemidekiler sava gzelce seyretmek zevkine erdiler. Sonunda gemilerden biri te
kine yle derinden ve yle isabetli bir darbe vurdu ki, ona denizin dibini boylatt. C
andide'le Martin, batan geminin gvertesinde yz kadar insan grdler; hepsi ellerini gkyzn
e doru kaldryor, korkun sesler karyorlard; bir anda her ey denize gmld.
Martin: "te, dedi; grdnz ya, insanlar birbirlerine nasl davranyorlar!.." Candide "Bu i
eytann parma olduu kesin..." dedi. Bunlar sylerken, geminin yannda, ne olduu belli o
an ak krmz bir eyin yzdn grd. Bunun ne olduunu anlamak iin denize bir filika in
dide'in koyunlarndan biriydi. Candide'in koyununu bulmaktan duyduu keyif, hepsi El
dorado'nun byk elmaslaryla ykl yz koyununu kaybettii zaman duyduu acdan daha bykt.
Fransz kaptan ok gemeden, su yznde kalan geminin bir spanyolun, batan geminin ise bir
Hollandal korsann olduunu anlad; Candide'i soyup soana eviren ite bu korsand. Alak he
n alm olduu byk servet kendisiyle birlikte batm ve bir tek koyun kurtulmutu. Candide,
tin'e: "Gryorsunuz ya," dedi; "su her zaman cezasz kalmyor; u alak Hollandal gemici la
olduu cezay buldu." Martin: "Evet ama," dedi; "gemisine ald yolcularn lmesi mi gerekiyo
rdu ? Tanr o dolandrcy cezalandrd, ama tekileri de eytan bodu."
Fransz gemisiyle spanyol gemisi her eye karn yollarna devam ettiler; Candide de Martin
'le konumay srdrd. On be gn, boyuna tarttlar; on beinci gnn sonunda da ilk gnkn
lmi deillerdi. Fakat ne de olsa konuuyorlar, dncelerini birbirlerine sylyorlar, avunuy
lard. Candide, koyununu okuyor: "Madem ki seni buldum," diyordu; "elbette Cungonde'
u da bulurum."

YRM BRNC BLM

Candide ile Martin, dne konua Fransa
kylarna yaklayorlar.

Sonunda Fransa kylar grnd. Candide: "Bay Martin, hi Fransa'da bulundunuz mu?" diye sord
u. Martin: "Evet," dedi; "birok eyaletini dolatm. Nfusunun yars deli olan eyaletler va
r; bazlarnn halk ok kurnaz, bazlarnnki ise olduka saf, olduka aptal; bazlarnda zer
leniyor; ama hepsinde birinci i ak, ikincisi dedikodu, ncs de gevezelik."
"yi ama Bay Martin, Paris'i grdnz m?"
"Evet, Paris'i de grdm; orada btn bunlarn hepsi birden var; oras herkesin zevk peinde
kotuu, sanrsam da bulamad karma kark bir yer. Paris'te ok az kaldm; daha ayak basar
St. Germain panayrnda yankesiciler nem var nem yok hepsini aldlar. Beni hrsz sandlar,
sekiz gn cezaevinde kaldm; ondan sonra da yaya olarak Hollanda'ya dnebilecek kadar
para kazanmak iin bir basmevinde dzeltmenlik yaptm. Yazarlar gruhunu, dedikoducu bilg
iler gruhunu, meczuplar gruhunu, hepsini tandm. Bu ehirde ok iyi eitilmi insanlarn b
nu sylyorlar; buna inanmak isterdim."
Candide: "Benim Fransa'y grmeye hi merakm yok," dedi; "bir ay Eldorado'da kaldktan so
nra insann dnyada Matmazel Cungonde'u grmekten baka bir arzusu olamayacan tahmin eders
iz; onu Venedik'te bekleyeceim; Fransa'dan, talya'ya gitmek iin geeceiz; benimle gelm
eyecek misiniz?" Martin: "Memnuniyetle," diye yant verdi; Venedik'in yalnz Venedik
li soylular iin gzel olduunu, ama eer zenginlerse yabanclarn da iyi kabul grdn syl
im param yok, sizin var; nereye gitseniz arkanzdan geleceim."
Candide: "Aklmdayken unu da soraym," dedi; "kaptann o koca kitabnda yazld gibi btn
ngta bir deniz olduuna inanyor musunuz? " (38) Martin: "Hibir eye inandm yok," dedi;
n zamanlarda anlatlan masallara da inanmyorum." Candide: "Peki, bu dnya neden kurul
mu?" diye sordu. Martin: "Bizi kudurtmak iin," diye yantlad. Candide devam etti: "Or
eillonlar lkesinde karlatmz, size maceralarn anlattm iki kzn iki maymunla sevi
i mi?" Martin: "Hi de gitmedi," dedi; "bu tutkunun tuhaflk neresinde? Ben yle olaanst e
yler grdm ki, artk olaanst ey kalmad." Candide: "nsanlarn bugnk gibi her zaman bir
drm olduklarn, her zaman onlarn byle yalanc, hilekr, hain, nankr, haydut, zayf, vef
kskan, obur, sarho, hasis, hrsl, katil, dedikoducu, serseri, tutucu, iki yzl ve budala
olduklarn m sanyorsunuz?" diye sordu. Martin: "Atmacalarn her zaman gvercin bulsalar
yiyeceklerine inanr msnz?" dedi. Candide: "Elbette!" diye yantlad. Martin: "O halde, m
adem ki, atmacalar hi huylarn deitirmemiler, niin insanlarn huy deitirmesini istiyor
" dedi. Candide: "Yo..... dedi, arada ok fark var, nk..."
Bylece birtakm dnceler ileri srerek Bordeaux'ya vardlar.

YRM KNC BLM

Candide'le Martin'in Fransa'da balarna gelenler.

Candide, Bordeaux'da ancak Eldorado'nun talarndan birkan satacak ve iki kiilik rahat b
ir araba bulacak kadar kald; nk artk filozof Martinsiz edemiyordu. Yalnzca, Bordeaux'd
a, Bilimler Akademisi'ne brakt koyunundan ayrlrken ok zld. Akademide o yl alan ya
arak, bu koyunun postunun niin krmz olduu sorusunu ortaya koydu; dl, "A art B eksi" de
lemiyle koyunun krmz olmas gerektiini ve sakadan leceini kantlayan kuzeyli bir bilgi
ildi (39).
Bu srada, yoldaki meyhanelerde grd btn yolcular Candide'e: "Paris'e gidiyoruz" diyorlar
d. Herkesin oraya gitmeye byle can atmas, sonunda onda da bakenti grme istei uyandrd;
ld ki bu yzden Venedik yolundan pek uzak dm de olmayacakt.
Kente, St. Marceau d mahallesinden girdi; kendini Vestfalyann en kt kylerinden birinde
sand.
Candide kalaca pansiyona varr varmaz, yorgunluktan hafif bir hastala yakaland. Parmand
iri bir elmas ve arabasnda ok ar bir ekmece grdklerinden, armad halde yannda hem
peini brakmayan birka "iten" dost ve orbasn stan iki efkatli dindar kadn beliriver
in: "Ben de ilk geliimde Paris'te hastalanmtm" dedi;" ok yoksuldum; bunun iin de ne do
stum, ne bana efkatle bakacak kimsem, ne de doktorum vard: ama sonunda iyi oldum."
Sonunda o kadar ok ila verdiler ve o kadar ok kan aldlar ki Candide'in hastal ciddilet
Mahallenin eskilerinden biri gelip ondan, diller dkerek teki dnyada hamiline denmek
zere bir senet istedi (40). Candide anlamazlktan geldi; dindar kadnlar bunun yeni
bir moda olduunu sylediler. Martin, herifi pencereden aa atmak istedi. Softa bu durum
da, Candide'in lnce gmlmeyeceine yeminler etti. Martin de kendilerini rahatsz etmeye d
evam ederse softay gmdreceine yemin etti. Kavga kzt: Martin herifi omuzlarndan yakala
p dar etti; bu da, tutanaklara geen byk bir rezaletin kmasna yol at.
Candide iyi oldu; iyileme dneminde de sofras hi konuksuz kalmad. Byk paralarla kumar oy
nanyordu. Candide, o kadar iskambil kart arasnda aslarn niin kendisine gelmediine ayo
artin ise bunu gayet doal buluyordu.
Candide'e kenti gezdirenler arasnda Prigordlu kk bir abb (41) vard; bu, her an emre haz
, her zaman akgz, her zaman ie yarar, kstah, dalkavuk, arabulucu, yabanclarn yolunu kol
layan, onlara toplum hayatnn dedikodularn anlatan ve her keseye uygun elenceler neren
adamlardan biriydi. Herif, Candide'le Martin'i nce tiyatroya gtrd. Burada yeni bir t
ragedya (42) oynanyordu. Candide birka zppenin yanna dt. Bu onun, mkemmel oynanan sahn
erde alamasna engel olmad. Yanndaki bilgilerden biri perde arasnda ona: "Alamakla ok h
a ediyorsunuz," dedi. "Bu bayan oyuncu ktnn ktsdr, onunla oynayan erkek oyuncuysa ondan
da kt; oyunsa oyunculardan da beterdir. Yazar tek kelime Arapa bilmez, oysa olay A
rabistan'da geer; stelik, doutan inansz bir adamdr. Yarn size, ona saldran yirmi cilt
ap getiririm". Candide, abb'ye: "Baym," dedi, "Fransa'da ka tiyatro oyunu var?" Abb yl
e yantlad: "Be ya da alt bin". Candide: "Ne de ok", dedi; "Peki, bunlarn ka iyi oyundu
" Beriki: "On be ya da on alts", diye yantlad. Martin: "Ne okmu!" dedi.
Ara sra oynanan olduka tatsz bir tragedyada, Kralie Elisabeth (43) roln oynayan bir ka
dn oyuncu Candide'in ok houna gitti. Martin'e: "Bu oyuncu ok houma gidiyor; Matmazel
Cungonde'u andryor; onunla tanmak isterim" dedi. Prigordlu abb, Candide'i kadnn evine
yi nerdi. Almanya'da bym olan Candide, grg kurallarnn burada nasl olduunu, Fransa'd
e kralielerine nasl davranldn sordu. Abb: "unu ayrt etmek gerek," dedi. "Tarada onl
eye gtrrler; Paris'te ise gzel kaldklar srece sayg gsterirler, ldklerinde de genel
rla atarlar." Candide: "Kralieleri genel mezarla m atarlar?" diye sordu. Martin: "Evet
dorudur" dedi. "Sayn abbnin hakk var; Matmazel Monime (44), deyim uygunsa, bu dnyada
n brne gt zaman Paris'teydim; bu adamlar cenaze treni yaplmasna, yani mahallenin b
eriyle birlikte kadnn da korkun bir mezarlkta rmesine engel oldular. Btn dostlarndan
alnz bana, Bourgogne sokann bir kesine gmdler. Her halde ruhu bundan ok ac ekmit
i olan bir kadnd". Candide, "Bu, byk bir terbiyesizlik" dedi. Martin, "Ne yapalm, ded
i. Bu insanlar da byle yaratlmlar... Mmkn olan btn aykrlklar, btn uygunsuzluklar
i bu tuhaf halkn hkmetinde, mahkemelerinde, kiliselerinde ve elence yerlerinde grrsnz"
Candide, "Paris'te insanlarn her zaman gldkleri doru mudur?" dedi. Abb, "Dorudur," ded
i. "Ama ac ac. nk burada her eyden kahkaha atarak yaknrlar, hatta en iren ileri bil
yaparlar."
Candide, "Beni o kadar alatan oyunla holandm oyuncular hakknda kt szler syleyen o i
kimdi?" diye sordu. Abb, "Btn oyunlar, btn kitaplar ktlemekle hayatn kazanan canl
ttir o," dedi. "diler salamlardan nasl nefret ederse, o da edebiyatn pislikle, zehirle
beslenen yanlarndan biridir; bir yazar bozuntusudur". Candide, "Yazar bozuntusu de
diiniz de nedir?" diye sordu. Abb, "Bir kt karalaycs" dedi. "Bir Frron." (45)
Candide, Martin ve Perigordlu, oyundan sonra merdivenlerde durmular, halkn kn seyreder
sohbet ediyorlard. Candide, "Her ne kadar Mademosielle Cungonde'u grmeye can atyors
am da akam yemeini Matmazel Clairon'la yemek isterdim. Dorusu ya onu olaanst buldum" d
edi.
Abb, yalnzca yksek tabakadan kiilerle konuan Matmazel Clairon'un yanna bile yaklaacak a
damlardan deildi. "Bu akam ii vardr," dedi. "Ama ben sizi yksek tabakadan bir hanmn evi
ne gtrmekle onurlanacam. Orada Paris'i, sanki burada drt yldr oturuyormusunuz gibi tan
aksnz."
Doutan merakl olan Candide, St. Honor mahallesinin kenar sokaklarndan birinde oturan
o hanmn evine girmekten ekinmedi. Burada Pharaon (46) oynanyordu. On iki kumarbazdan
her biri, elinde, talihsizliinin drt ke defterini, yani bir deste iskambil kd tutuyor
. Derin bir sessizlik iinde duran kumarbazlarn alnlar krm, yzleri solmutu. Bankoyu
amn yzyse endieliydi. Bu insafsz bankocunun yannda oturan ev sahibi kadn, yaban kedisin
i andran gzleriyle her oyuncunun ktlarn kvrmasna yol aan btn "parolileri" btn "
campagne"lar izliyor; ktlarn kvrmlarn ciddi fakat nazik bir uyaryla dzeltiyor ve ka
olmak korkusuyla hi kzmyordu. Ev sahibi kadn kendisine Markiz de Parolignac dedirtiy
ordu. On be yandaki kz da kumarbazlarn arasna oturmu, talihin ihanetini onarmak isteye
bu zavalllarn hilelerini bir gz iaretiyle annesine haber veriyordu. Prigordlu abb, Can
dide ve Martin ieri girdiler. Kimse ne ayaa kalkt, ne selam verdi, ne de bakt. Herke
s kendinden gemi, kumara dalmt. Candide, "Madame la Baronne Thunder-ten-Tronckh bunla
rdan daha terbiyeliydi" dedi. Bu srada abb, Markiz'in kulana eildi; kadn sandalyesinde
yar dorularak Candide'i zarif bir glmsemeyle, Martin'i de soylulara zg bir ba emesiyl
selamlad; Candide de iki partide elli bin frank kaybetti. Bundan sonra nee ierisind
e akam yemei yendi. Herkes Candide'in bu kadar byk bir kayp karsnda kln bile kprd
lar kendi aralarnda, uak diliyle, "Bu her halde bir ngiliz lordudur" diyorlard.
Yemek, Paris'teki yemeklerin ou nasl geerse yle geti. nce sessizlik, sonra hibir ey a
yan bir sz grlts, daha sonra ou tatsz akalar, yanl haberler, kt akl yrtmeler,
sr de dedikodu. Hatta yeni kitaplardan bile sz edildi. Prigordlu abb, "lahiyat doktor
u Gauchat'nn (47) romann okudunuz mu?" diye sordu. Konuklardan biri, "Evet", dedi.
"Fakat bitiremedim. Ortalkta bir alay mnasebetsiz kitap var; ama bunlarn tm ilahiyat Ga
uchat'nn kstahlnn yannda hi kalr. Bizi boan, bu iren kitap bolluundan yle nefret
dimi kumara verdim". Abb, "Ba diyakos Troublet'nin (48) Mlanges adl eseri hakknda ne
dnyorsunuz?" diye sordu. Madame de Parolignac, "Ah can skc!" dedi. "Btn dnyann bild
sanki pek ilginmi gibi anlatyor! yle zerinde durmaya bile demeyen sorunlar nasl da ci
ciddi tartyor! Bakalarnn akalarn nasl da kendine mal ediyor! Ardklarn nasl da
riyor beni! Ama artk irendirmeyecek; ba diyakoz hazretlerinden bir iki sayfa okumak
yeter."
Sofrada, Markiz'in szlerini onaylayan, beenileri incelmi bilgin bir adam vard. Daha
sonra tragedyalardan sz ald. Evsahibi hanm, baz tragedyalarn oynand halde niin okun
ce beenileri olan bilgin, hemen hibir deeri olmayan bir oyunun neden ilgi uyandrdn pek
el aklad. Btn romanlarda bulunan ve izleyicilerin her zaman houna giden sahnelerden bi
rkan gstermenin yetmediini; tuhaflklara kamadan yeni olmak, olabildiince yce ve her z
doal olmak gerektiini; insan kalbinin ne olduunu bilmek, oyunda kalbi konuturmak, o
yun kiilerinden hibiri airlik taslamad halde byk air olmak, dili ok iyi kullanmak, o
lerini, anlam uyaa kurban etmeden srekli bir uyumla ve tertemiz konuturmak gerektiini
birka szckle anlatt ve ekledi: "Bu kurallara uymayan bir yazar, tiyatroda alk toplaya
n bir iki tragedya yazabilir. Ama hibir zaman byk yazarlar arasna giremez. Gzel denec
ek tragedyalarn says pek azdr. Kimileri iyi yazlm, iyi uyaklandrlm diyaloglarla ak
kimileri izleyene uyku veren siyasal deerlendirmeler ya da i skc uzun monologlar; kim
ileri de kaba bir slupla yazlm deli samalar, ipsiz sapsz szler, insanlara seslenmeyi b
eremedikleri iin tanrlara yneltilen tiradlar, yanl zdeyiler, iirilmi beylik szlerdi
Candide bunlar dikkatle dinledi, konuan adamla ilgili olumlu izlenimler edindi. Ma
rkiz onu kendi yanna oturtmak inceliini gsterdiinden kulana eildi, ona bu kadar gzel k
uan adamn kim olduunu sormak cesaretini gsterdi. Markiz, "Bu kumar oynamayan bir bil
gindir," dedi. "Rahip efendi onu, ara sra bize yemee getirir. Kitaplardan, tragedy
alardan ok iyi anlayan, slklanan bir tragedyayla bana imzalad bir nshas dnda, hibi
pnn vitrininden darya kmayan bir de kitap yazmtr". Candide, "Byk adam! Bu da bir
!" diye mrldand.
Sonra ona dnerek, "Baym," dedi; "hi kukusuz, maddi ve manevi dnyada her eyin en iyi ol
duunu ve var olan hibir eyin, baka trl olmayacan sanyorsunuz?" Bilgin, "Ben mi?", di
lad. "Hi de yle dnmyorum. Bizde her eyin tersine olduunu gryorum. Hi kimse konumun
n ne olduunu, ne yaptn, ne yapmas gerektiini bilmiyor. Olduka neeli geen, hepimizi b
iyor gibi grnen yemek zamanlar dnda zamanmz hep sama sapan kavgalarla geiyor; Jansn
Moliniste'lere (49), parlamentodakiler kilisedekilere, edebiyatlar edebiyatlara, da
lkavuklar dalkavuklara, bankerler halka, karlar kocalara, akraba akrabaya kar sonsu
z ve srekli bir dmanlk iinde."
Candide, "Ben daha beterlerini grdm," dedi. "Ama sonradan aslmak felaketine urayan b
ir bilge bana, btn bunlarn mkemmel olduunu sylemiti. Bunlar gzel bir tablonun glgeler
demiti". Martin, "Sizin aslan bilge, dnyayla dalga gemi. Sizin glge dedikleriniz aslnd
a berbat birer lekedir" dedi. Candide, "Lekeleri de yapanlar insanlardr, onlardan
kurtulamazlar" diye yantlad. Martin, "O halde bu, onlarn suu deil", dedi. Bu konuulan
lardan hibir ey anlamayan kumarbazlarn ou iiyordu; Martin de bilginle konumaktayd. Can
de ev sahibesine bana gelenlerin bir ksmn anlatt.
Yemekten sonra Markiz, Candide'i odasna gtrd, bir kanepeye oturttu. Ona, "Demek Matm
azel Cungonde de Thunder-ten-Tronckh'u hl lgnca seviyorsunuz, yle mi?" diye sordu. Cand
ide, "Evet Madame!" diye yantlad. Markiz tatl bir glle: "Vestfalyal bir gen gibi yant
iyorsunuz," dedi. "Bir Fransz olsa, bana, 'Evet Matmazel Cungonde'u sevmitim; fakat
sizi grnce Madame, artk onu sevemeyeceimden korkuyorum' derdi". Candide, "Ah Madame
!" dedi. "Nasl isterseniz yle yant veririm". Markiz, "Ona beslediiniz ak, mendilini y
erden almakla balam; ben de dizbam yerden almanz istiyorum" dedi. Candide, "Btn kalb
dedi ve dizban yerden ald. Markiz, "Gryor musunuz," dedi. "Bazen, Parisli klarm on
m, ama siz yabancsnz; size daha ilk geceden kendimi teslim ediyorum; nk Vestfalyal bir
delikanlya lkeyi tantmam gerek!" Aslnda gzel kadn, bu yabanc delikanlnn iki elinde, i
elmas grmt. Onlar yle iten vd ki elmaslar, Candide'in parmaklarndan Markiz'in parma
geti.
Candide Prigordlu rahiple birlikte dnerken Matmazel Cungonde'a ihanet ettii iin bira
z vicdan azab duydu. Abb de onun acsn paylat. Candide'in oyunda kaybettii elli bin fra
la, yar armaan edilen, yar arlan iki elmasta onun da ufak bir pay vard. Niyeti Candide
in safl yznden elde edecei karlar elinden geldiince artrmakt. Ona epeyce Matmazel
n sz etti. Candide de ona, Venedik'te sevgilisine kavutuu zaman bu ihanetinden dola
y af dileyeceini syledi.
Prigordlu nezaketi, yaknl artryordu. Candide'in btn sylediklerine, yaptklarna ve y
diklerine pek yakndan ilgi gsteriyordu.
Ona, "Demek onunla Venedik'te buluacaksnz, yle mi?" diye sordu. Candide, "Evet. Kesi
nlikle gidip Matmazel Cungonde'u bulmalym" dedi. "Sonra da sevdiinden sz etmenin tadna
kaplarak, Vestfalya'nn bu nl gzeliyle olan macerasnn bir blmn anlatt. Abb, "Anl
i, "Bu Matmazel Cungonde ok zeki bir kadn. Hem kimbilir ne gzel mektuplar yazyordur!"
Candide, "Ondan hi mektup almadm," dedi. "nk dnsenize, onun akndan dolay atodan k
sonra kendisine yazamadm; ok gemeden ldn duydum, sonra kendisini tekrar buldum, yine
tirdim. imdi de buradan iki bin be yz fersah uzaa bir adam yolladm; onun getirecei yant
bekliyorum."
Abb dikkatle dinliyor, biraz da dalgn grnyordu. Az sonra iki yabancy sevgiyle kucaklaya
rak ayrld. Ertesi gn Candide uyanr uyanmaz yle bir mektup ald:
"ok deerli sevgilim! Sekiz gnden beri bu kentte hastaym. Sizin de burada olduunuzu rend
im. Yerimden kmldayabilseydim, kollarnzn arasna uarak gelirdim. Bordeaux'dan getiiniz
im. Sadk Cacambo ile yal kadn orada braktm. Buenos Aires valisi her eyimi ald. Ama ka
iz bana kalyor. Gelin! Sizin yanmda olmanz beni ya diriltecek, ya da sevinten ldrecek
."
Bu gzel, bu umulmayan mektup Candide'e anlatlmaz bir sevin, ama sevgili Cungonde'un
hastal da sonsuz bir ac verdi. Bu iki kart duygu arasnda kalan Candide, altn ve elmasl
ald ve Martin'le birlikte Cungonde'un kald otele gitti. Heyecandan titreyerek ieri gir
di. Kalbi arpyor, sesi titriyordu; yatan perdelerini amak, ortal aydnlatmak istedi. A
dadaki hizmeti kadn, "Sakn ha! Ik onu ldrr", dedi ve perdeyi yine kapad. Candide ala
"Sevgili Cungonde'um, naslsnz? dedi. Beni gremiyorsanz, bari konuun!" Hizmeti kadn, "
maz", dedi. O zaman, yataktan dar yumuk bir el kt; Candide bu eli uzun uzun gzyalaryl
tt; sonra avucunun iine bir sr elmas koydu; koltuun stne de altnla dolu bir kese brak
Bu heyecan dolu ann tam da ortasnda, balarnda bir avula bir takm asker ve Perigordlu ab
b kageldiler. Abb, "te kukulu iki yabanc bunlar!" dedi. avu derhal onlar yakalad v
e, onlar cezaevine gtrmelerini emretti. Candide, "Eldorado'da yolculara byle davranm
azlar" dedi. Martin, "Her zamankinden daha manichen'im" dedi. avu ise, "Zindana!" d
edi. Kendine gelen Martin, Cungonde olduunu syleyen kadnn bir dzenbaz, Perigordlu abbni
n, Candide'in saflndan yararlanan bir dolandrc, avuun da savulmas kolay bir baka dol
uunu anlad.
Zaten asl Cungonde'u grmek iin sabrszlanan Candide, Martin'in tlerini dinleyerek, huk
asalaryla karlamaktansa, avua her biri bin pistole deerinde elmas vermek istedi.
stonlu avu ona, "Ah baym!" dedi. "Dnlebilecek btn cinayetleri ilemi olsanz bile si
namuslu adamsnz. elmas! Her biri bin pistole deerinde elmas! Baym sizi bir zinda
e urunuzda lmeye bile razym. Btn yabanclar yakalyorlar, ama siz ii bana brakn. Nor
, Dieppe'de bir kardeim var, sizi oraya gtreyim. Kendisine verilecek birka elmasnz var
sa o da benim gibi size hizmet eder".
Candide, "Peki, ama, btn yabanclar niin yakalyorlar?" diye sordu. Prigordlu abb sz a
"nk Atrbatie lkesinden bir dilenci, budalaca eyler sylenildiini duymu. Bu duyduklar
drmesine yetmi. Ancak bu cinayet, 1610 ylnn Mays'nda ilenen cinayete deil de, 1594 y
aynda ya da baka yllarda, baka aylarda, gene budalaca eyler sylendiini duyan baka ser
rilerinin iledii cinayetlere benzemekteymi." (50)
O zaman avu, sorunun ne olduunu anlatt. Candide, "Ah canavarlar!", diye bard. "Bu nasl
Demek dans eden, ark syleyen bir halkta da byle korkun eyler olurmu! Maymunlarn kapla
ara rahat vermedii bu lkeden bir an nce kamayacak mym? lkemde aylar grdm. nsana ya
ado'da rasladm. Tanr akna avu efendi, beni Venedik'e gtrn; orada Matmazel Cungonde'u
yeceim". avu: "Sizi ancak aa Normandiya'ya gtrebilirim" dedi. Derhal zincirlerini zd
edi, adamlarn gnderdi. Candide'le Martin'i alp Dieppe'e gtrd ve onlar kardeine teslim
i. Limanda kk bir Felemenk gemisi demirliydi. Yine elmasn yz suyu hrmetine insanlar
ar kesilen Normandiyal, Candide'le adamlarn, ngiltere'de Portsmouth'a giden bu gemiye
bindirdi. Venedik'in yolu oras deildi; ama, Candide, cehennemden kurtulduunu sanyor
ve ilk frsatta Venedik'in yolunu tutacan umuyordu.

YRM NC BLM

Candide ile Martin'in ngiltere kylarna gidileri ve orada grdkleri.

Candide Felemenk gemisinde, "Ah Pangloss! Ah Martin! Martin! Ah sevgili Cungonde'
um! Meer bu dnya neymi?" diyordu. Martin, "Sama sapan, feci bir ey" diye yantlad. Candi
de steledi, "Siz ngiltere'yi biliyorsunuz; orada da insanlar Fransa'daki gibi deli
mi?" diye sordu. Martin, "Onlarn delilii de baka trl", dedi. "Bu iki ulusun, Kanada
yaknlarnda bir iki dnmlk yer iin savatklarn, bu sava iin de btn Kanada'y satn
harcadklarn bilirsiniz. (51) Bu lkelerden hangisinde daha ok tmarhanelik bulunduunu ke
stirmeye gelince, pek az olan bilgim bunu zmeye yeterli deil. Yalnzca karlaacamz ins
genellikle fkesi burnunda kiiler olduklarn biliyorum".
Byle konua konua Portsmouth'a yanatlar; bir sr insan kyy doldurmu, dikkatle, donanm
milerden birinin gvertesinde diz km olan, gzleri bal olduka iman adama bakyorlard
mi drt asker gz gre gre, adamcazn beynine er mermi sktlar. Halk da son derece mutl
ide, trenle ldrlen bu iman adamn kim olduunu sordu. Bir amiral olduunu sylediler. "P
a bir amirali niin ldrdler?". "Yeter sayda insan ldrtmemi de ondan", dediler. "Bir Fra
amiraliyle savat. Sava srasnda dmana yeter derecede sokulmadna karar verdiler". Can
"Herhalde," dedi, "Fransz amirali kendisinden ne kadar uzaksa ngiliz amirali de on
dan o kadar uzaktayd." "Dorusu bu dediklerinize kar klamaz. Ama bu lkede teki amiral
ders olsun diye ara sra bir amiral ldrmek adettendir" (52).
Candide, grdklerine, duyduklarna yle at, yle can skld ki, karaya ayak basmak istem
elemenkli kaptanla (Surinam'daki kaptan gibi kendisini soymasn da gze alarak) Vened
ik'e gitmek iin pazarla bile giriti.
Kaptan iki gn sonra hazrd. Fransa kylarn syrarak getiler. Lizbon nlerinden geerken
itredi. Boaz'a, sonra da Akdeniz'e girdiler ve sonunda Venedik'e ulatlar. Candide,
Martin'i kucaklayarak: "Tanrya krler olsun, gzel Cungonde'a ite burada kavuacam. Cac
an kendim gibi eminim. Her ey yolunda, her ey yolunda gidiyor, her ey olabilecei kad
ar yolunda gidiyor" diye bard.

YRM DRDNC BLM

Paquette ve papaz Girofle zerine.

Candide, Venedik'e kar kmaz, btn meyhanelerde, btn kahvelerde, btn genelevlerde Caca
aradysa da bulamad. Her gn btn gemileri, btn kayklar aramak iin adam gnderiyordu.
mbo'dan hibir haber yoktu. Martin'e, "Nasl olur" diye soruyordu. "Ben Surinam'dan
Bordeaux'ya, Bordeaux'dan Paris'e, Paristen Dieppe'e, Dieppe'den Portsmouth'a gi
decek, Portekiz ve spanya kylarndan geecek, btn Akdeniz'i aacak, Venedik'te birka ay
cak kadar vakit bulaym da Cungonde hl gelmesin. Onu bulacama bir orospu, bir de Prigord
lu abb ile karlatm! Bence Cungonde lmtr, benim de artk lmekten baka arem kalmad
s Avrupa'ya dnmektense Eldorado cennetinde kalmak daha iyi deil miydi? Yerden ge kada
r hakknz var azizim Martin! Yeryznde haylden, beldan baka bir ey yokmu".
Candide, derin bir zntye kapld. Ne "alla moda" bir operaya gitti, ne teki karnaval elen
celerine katld. Hibir kadn onda en ufak bir istek bile uyandrmad. Martin ona, "Cebinde
be alt milyon olan bir melez uan, gidip sevgilinizi, dnyann br ucundan Venedik'e get
eini umuyorsanz siz gerekten ok safsnz," dedi. "Onu bulursa kendisine alr. Bulamazsa bi
r bakasn peydahlar. Size uanz Cacambo ile sevgiliniz Cungonde'u aklnzdan karmanz
u Martin de insan hi teselli etmiyordu. Candide'in kederi arttka artt. Martin de ona,
hi kimsenin gidemedii Eldorado dnda, yeryznde ok az iyilik, ok az mutluluk olduunu g
ten geri kalmyordu.
Bu nemli konuda tartp Cungonde'u beklerken, Candide, San Marco Alan'nda kolunda bir kzl
a gen bir papaz grd. Papaz, gen, etine dolgun, gl grnyordu; gzleri parlak, kendinde
ba dik, yry grkemliydi. Kz ok gzeldi; arklar mrldanyor, papazna sevgiyle bak
yanaklarn imdikliyordu. Candide, Martin'e: "Hi olmazsa bunlarn mutlu olduklarn kabul ed
ersiniz ya," dedi. "Eldorado dnda, dnyann oturulabilen her yerinde imdiye kadar yalnzca
mutsuz kimseler grdm; fakat u kzla papaza gelince, bahse girerim ki, bunlar ok mutlu
insanlar." Martin: "Ben de byle olmadna bahse girerim" dedi. Candide: "Sorun basit,
" dedi; "onlar yemee arrz; yanlp yanlmadm grrsnz."
Hemen onlara yaklat, iltifatta bulundu ve onlar makarna, Lombardiya keklii, mersin b
al yumurtas yemeye ve Montepulciano, Lacryma-Christi, Kbrs ve Sisam araplar imeye a
ard; papaz ary kabul etti ve gen kz birka damla gz yann glgeledii akn ve mah
karak papazn arkas sra yrd. Candide'in odasna girer girmez gen kz: "Nasl olur da Mon
Candide, Paquette'i tanmaz?" dedi. Yalnzca Cungonde'la megul olduu iin o ana kadar gen
kza dikkatle bakmam olan Candide ona: "Heyhat! Zavall ocuum; demek doktor Pangloss'u gr
dm o feci hale sokan sizdiniz, yle mi?" dedi. Paquette: "Ne yazk ki efendim, benim,"
dedi; "gryorum ki, her eyi biliyorsunuz. Madame la Baronne'un evindekilerle gzel Cung
onde'un uradklar korkun felaketleri rendim. Kendi aln yazmn da bundan aa kalmad
i tandnz zaman ok masumdum. Gnahlarm kartan bir Cordelier papaz beni de kolayca ba
n sonular korkun oldu; Monsieur le Baron sizi tekmeleyerek kovduktan sonra ben de at
odan ayrlmak zorunda kaldm. nl bir doktor bana acmasayd oktan lmtm; minnettarlk du
ir sre doktorun metresi oldum. lgncasna kskan olan kars beni her gn acmadan dvyor
i bir eydi. Doktor irkinin irkiniydi, ben de sevmediim bir adam yznden boyuna dayak ye
diim iin talihsizlerin talihsiziydim. Huysuz bir kadn iin doktor kars olmann ne kadar t
ehlikeli olduunu bilirsiniz. Karsnn kendisine ettiklerinden usanan doktor bir gn, yak
aland kk bir nezle iin ona yle etkili bir ila verdi ki, kadn iki saat iinde korkun
ana kvrana ld. Kadnn akrabalar doktora kar cinayet davas atlar; doktor kat, ben d
m. Biraz gzel olmasaydm masumluum beni kurtarmayacakt. Yarg, doktorun yerini almak koul
uyla beni serbest brakt. Ama ok gemeden bir rakip yerimi ald; ben de bir dl bile verilm
eden kovuldum; siz erkeklere o kadar ho grnen, bizim iin de bir sefalet uurumundan bak
a bir ey olmayan bu iren meslei srdrmek zorunda kaldm. Venedik'e, mesleimi burada icra
tmeye geldim. Ah efendim! Yal bir tccar, bir avukat, bir papaz, bir gondolcuyu, bir ab
byi istemeye istemeye okamak zorunda olmann, btn hareketlere, btn kt davranlara mar
nn, iren bir herif kaldrsn diye ou zaman bir eteklii bile dn alacak kadar alalman
n alnan paray bir bakasna aldrmann, yarglara rvet vermenin, gelecekte de sizi korku
ir hastane kesinin ve bir pln beklediini dnmenin ne demek olduunu bilseniz, dnyan
insanlarndan biri olduumu kabul ederdiniz."
Paquette bylece, bir odada iyi yrekli Candide'e Martin'in yannda iini dkt. Martin Can
dide'e: "Gryorsunuz ya," dedi; "daha imdiden bahsin yarsn kazandm bile." Papaz Girofle
emek odasnda kalmt; bir yandan yemeini beklerken bir yandan da arap iiyordu. Candide, P
aquette'e: "yi ama," dedi; "sizinle karlatm zaman ne kadar neeli, ne kadar honut bir
niz vard; ark sylyor, iten gelen bir istekle papaz okuyordunuz; imdi ne kadar mutsuzs
o zaman bana o kadar mutlu grnmtnz." Paquette: "Ah efendim! diye" yantlad; "bu da bizi
meslein sefaletlerinden biridir. Dn, bir subay param ald, stelik bir de dvd; bugnse bi
papazn houna gitmek iin neeli grnmem gerekiyor."
Candide daha fazla sormak istemedi; Martin'in hakl olduunu kabul etti. Paquette ve
papazla birlikte sofraya oturdular; yemek olduka neeli geti ve sonlara doru daha bi
r gvenle konuuldu; Candide, papaza: "Rahip efendi, bana yle geliyor ki, imrenilecek
bir durumunuz var. Maallah neredeyse yananzdan kan damlayacak; yznz mutlu olduunuzu g
riyor; bo zamanlarnz iin elinizde ok gzel bir kz var, papazlktan da honut grnyorsu
. Papaz Girofle: "Dorusunu isterseniz, btn papazlarn denizin dibinde olmalarn isterdim
efendim," dedi; "belki yz kez manastr yakmaya ve gidip Trk olmaya niyetlendim; o All
ah'n belas aabeyime biraz daha fazla servet brakmak iin, anamla babam, daha on beimdey
ken, u iren cppeyi srtma geirmem iin beni zorladlar. Manastrda, kskanlk, anlamaz
e yalan syleyeyim, birka kt vaaz verip biraz para kazanyorum, bunun yarsn da bapapaz
Geri kalan da kzlara yediriyorum. Fakat akam manastra dndm zaman, kafam yatakhanenin
arna arparak paralayacam geliyor; btn meslektalarm da ayn durumda."
Martin her zamanki soukkanllyla Candide'e dnerek: "Eh, bahsi tmyle kazandm, deil mi?
. Candide, Paquette'e iki bin, papaz Girofle'ye de bin kuru verdi ve: "Bu parayla
mutlu olacaklarna gvenebilirsin" dedi. Martin: "Hi sanmam, diye yantlad; belki de kur
ularnzla onlar bsbtn mutsuz edeceksiniz." Candide: " olacana varr," dedi; "yalnzc
avuntu veriyor; insan ou zaman, bir daha hi bulamayacan sand kimselerle karlaver
numla, Paquette'le nasl yeniden karlatmsa Cungonde'la da yle karlaabilirim." Martin:
, gnn birinde sizi mutlu etmesini dilerim," dedi; "ama dorusu bundan pek pheliyim." C
andide: "ok acmaszsnz" dedi. Martin: "Hayatn ne olduunu biliyorum da ondan" diye yantl
Candide: "Fakat u gondolculara bakn: durmadan ark sylemiyorlar m? diyerek gondolcular g
terdi. Martin: "Onlar bir de evlerinde karlaryla, ocuklaryla grn," dedi. "Doge'un da, g
ondolcularn da kendilerine gre dertleri vardr. Bununla birlikte bir gondolcunun yaz
gs bir Doge'unkine her bakmdan yelenebilir; ama aradaki farkn ne kadar nemsiz olduu, sa
nyorum ki incelemeye bile demez."
Candide: "Brenta zerindeki u gzel sarayda oturan ve yabanclar olduka iyi kabul eden se
nato yelerinden Prococurante'den sz ediliyor. Onun iin kederin ne olduunu bilmiyor,
diyorlar" dedi. Martin: "Bu esiz insan grmek isterim" dedi. Candide, hemen Prococur
ante'den, kendisini ertesi gn gidip grmeleri iin izin istetti.

YRM BENC BLM

Venedikli soylu Signor Prococurante'nin saraynda.

Candide'le Martin, gondolla Brenta'y izleyerek soylu Prococurante'nin sarayna vardl
ar. Baheler doal bir biimde ok gzel dzenlenmi, mermerden gzel heykellerle sslenmiti:
, gzel bir slupta yaplmt. Altm yalarnda ok zengin bir adam olan ev sahibi iki merak
ezaketle kabul etti, ama pek candan karlamad. Candide buna pek skldysa da Martin hi etk
ilenmedi. nce st ba temiz iki gzel kz birer fincan kpkl kakao ikram etti. Candide on
lliine, inceliine, becerikliliine hayran olmaktan kendini alamad. Senato yesi Prococu
rante: "Bunlar pek yle irkin saylmazlar," dedi; "ara sra onlar yatama alrm; nk, ke
nin cilvelerinden, kskanlklarndan, nazlarndan, kklklerinden, gururlarndan, budalalk
bir de onlar iin yazlmas yahut smarlanmas gereken gzellemelerden bktm; ama sonunda bu
i kz da canm skmaya balad."
Candide le yemeinden sonra uzun bir galeride gezinirken tablolarn gzelliine hayran old
u. lk iki tablonun hangi ustann frasndan ktn sordu. Senato yesi: "Raffaello'nundur
birka yl oluyor, laf olsun diye onlar ok pahalya satn aldm. Bunlarn talya'daki en gz
r olduunu sylyorlar, ama benim hi de houma gitmiyor; renkler ok koyu, yzler yeter derec
ede belirtilmemi, iyice ortaya karlmam; kumalarn da kumaa benzer yeri yok. Ksacas,
rse dersinler, tek szckle syleyeyim, ben burada doann gerek bir taklidini bulamyorum. B
ir tabloyu, ancak onda doann kendisini grdme inandm zaman seveceim; ama tablonun bu
Bir ok tablom var, ama artk onlara bakmyorum bile."
Prococurante, yemek hazrlanrken bir konser verdirdi. Candide mzii ok gzel buldu. Proco
curante : "Bu grlt insan yarm saat kadar elendirebilir," dedi; "daha uzun srerse, kimse
nin itiraf etmeye dili varmaz ama, herkesi usandrr. Gnmzde mzik, yalnzca g eyleri a
at haline geldi; oysa g olan eyler sonunda hi hoa gitmez. Operay, beni isyan ettiren bi
r ucube haline sokmak srrn bulmasalard belki daha ok severdim; bu mzikli tragedyalar,
iki mnasebetsiz arknn yerli yersiz sylenmesi, srf bir kadn arkcnn haneresini de
yaplm eyler...Onlar isteyen gitsin grsn. Bir idiin Sezar ya da Cato roln mrldand
mi acemi dolatn grp de zevk alan veya alabilen varsa gitsin zevk alsn; bana gelince, b
talya'nn nn salayan, hkmdarlarn da bol keseden para dedikleri bu acnacak eylerden
getim." Candide, biraz tartt ama fazla ileri gitmedi. Martin de tmyle senato yesinden
yana kt.
Sofraya oturdular ve mkemmel bir yemek yedikten sonra kitapla getiler. Candide olaanst
ciltlenmi bir Homeros grnce, senato yesini ince zevkinden dolay vd: "te," dedi; "Alma
nn en iyi filozofu byk Pangloss'un tadna doyamad bir kitap!" Prococurante souk bir eda
a: "Benim houma gitmiyor," dedi; "vaktiyle onu okurken zevk duyduuma beni inandrmlard;
ama, o hep birbirine benzeyen savalarn durmadan yinelenmesi, o hibir i grmeden boyun
a harekete geen tanrlar, savaa neden olduu halde oyunun bir oyuncusundan baka bir ey o
lmayan o Helena, kuatlan, ama bir trl alnamayan o Troia yok mu, btn bunlar bende ldr
an sknts uyandryordu. Bazen bilginlere, onu okumaktan benim kadar sklp sklmadklar
anlar bana kitabn ellerinden dtn, bununla birlikte bir eski zaman ant gibi ya da art
sada geer ake olmayan paslanm madalyalar gibi, bunun da kitaplkta bulundurulmasnn gerek
tiini sylerler." Candide: "Efendimiz herhalde Vergilius hakknda byle dnmyorlardr" ded
rococurant: "Eneas'n ikinci, drdnc ve altnc kitaplar dorusu ok gzel ama, sofu Eneas
thes'ine, dost Akhat'na, kk Ascanius'una, budala kral Latinus'una, o hanm hanmck Amatas
'na, o tatsz Lavinia'sna gelince, bunlar kadar souk ve zevksiz bir ey olabileceini san
myorum. Tasso ile Ariosto'nun sama sapan hikyelerini onlara deimem" dedi.
Candide: "zin verirseniz, imdi de Horatius'u okumaktan byk bir zevk alp almadnz sora
i. Prococurante : "Onda toplum adamnn yararlanabilecei zdeyiler var; bunlar gl dizeler
sktrldklar iin aklda daha ok kalyorlar. Fakat Brindisi'ye yapt o geziden, betiml
szleri irinle dolu dedii bilmem hangi Pupilus'la (53) szleri sirke gibi keskin ola
n bir bakas arasnda geen o hamal kavgasndan bana ne? Yal kadnlarla sihirbaz karlara k
d o kaba dizeleri adeta tiksinerek okudum; sonra dostu Mecenas'a, kendisini eer liri
k airler arasna koyarsa yce alnyla yldzlara vuracan sylemesinin nasl bir deeri ola
nlayamyorum. Budalalar, deer verilen bir yazarn her eyine hayran olurlar. Ben yalnzca
kendim iin okurum; yalnzca yaradlma uygun olan eyleri severim" dedi. Hibir ey hakkn
zat karar vermeyecek biimde yetitirilmi olan Candide, duyduklarndan aknla dyor, Ma
rococurante'nin dn biimini olduka akla yakn buluyordu.
Candide: "Ha, ite bir Cicero," dedi; "sanrm bu adam okumaktan bkmyorsunuz." Venedikli:
"Onu hi okuduum yok," dedi. "Rabirius'u yahut da Cluentius'u savunmu bana ne? Hakl
arnda yargya vardm yeter sayda davam var; felsefe zerine yazd yaptlarla belki daha
ilirdim; fakat her eyden phelendiini grnce, bunu benim de onun kadar bildiimi ve bilgis
iz olmak iin hi kimseye gereksinim duymadm anladm?"
Martin: "Ha, ite bir bilim akademisinin seksen ciltlik dergisi, bunun iinde iyi bi
r eyler bulunabilir" dedi. Prococurante: "Bulunabilirdi" dedi; "eer bu karmakark eyler
i yazanlardan biri, ine yapma sanatn icat etmekle yetinseydi, bulunabilirdi kukusuz;
ama btn bu kitaplarda ancak bo sistemler var, yararl bir ey yok."
Candide: "u yandaki raflarda ne ok tiyatro oyunu gryorum!" dedi; "talyanca, spanyolca
, Franszca!" Senato yesi: "Evet" dedi; " bin tane var, ama bunlarn dzinesi bile iyi d
; hepsi birden Seneca'nn bir sahifesi etmeyen u vaaz dergilerine ve btn bu byk din kit
aplarna gelince, bunlar ne ben aarm, ne de bir bakas... Bunu da anlarsnz tabii!"
Martin ngilizce kitaplarla dolu raflar grd. "Bir cumhuriyetinin, zgrce yazlm olan bu
rn oundan holanacan sanrm" dedi. Prococurante: "Evet," diye yantlad; "dndn y
sanlara tannm bir ayrcalktr. Bugn talya'da herkes dndn deil de dnmediini y
larn yurdunda oturanlar bir Yakubinin iznini almadan hibir dnce sahibi olmaya cesaret
edemezler. Tutkular ve yandalk bu deerli zgrln deerini drmemi olsayd, ngiliz d
ayna olan zgrl severdim."
Candide, Milton'un bir kitabn grnce, Prococurante'ye bu yazar byk adam kabul edip etmed
iini sordu. Prococurante: "Kimi?" dedi; "Tekvin'in birinci blmn on kitaplk ar dizelerl
uzun uzun yorumlayan o barbar m; yaradln biimini deitiren ve Musa Peygamber, evreni b
le yaratan sonsuz varl temsil ederken, eserini izmesi iin Mesih'e gkteki dolaptan bir
pergel aldran u kaba Yunan taklitisini mi? Tasso'nun cehennemiyle eytann martan, eyta
urbaa, kh cce klna sokan, ona yz kez ayn szleri syleten, onu ilahiyat konusunda tar
sto'nun ateli silahlar hakkndaki gln icadn ciddiye alarak gkyznde eytanlara top oyn
m m byk sayacam! talya'da ne ben, ne de baka kimse bu gibi acnacak tuhaflklardan ho
e gnahn dourduu kara ylanlar, zevki biraz ince olan herkesi tiksindirir; bir hastaney
i uzun uzadya anlatmas da, yarasa yarasa ancak bir mezarcnn iine yarayabilir. Karanlk,
acayip ve iren olan bu manzume doduu zaman da sevilmemiti zaten. Bugn ben bu yapta, ke
ndi yurdunda adalarnn davrand gibi davranyorum. Zaten ben ne dnyorsam onu sylyo
enim gibi dnp dnmediklerine aldr bile etmem."
Candide, bu szlerden alnmt, Homeros'a sayg duyuyor, Milton'u da biraz seviyordu. Alak s
esle Martin'e: "Yazk," dedi; "sakn bu adam Alman airlerinden de nefret ediyor olmasn
". Martin: "yle de olsa ne kar?.." dedi. Candide dilerinin arasndan hl: "Ah ne yksek a
m! u Procourante ne byk bir dahi! Hibir ey onun houna gidemiyor" diyordu.
Bylece btn kitaplar gzden geirdikten sonra baheye indiler. Candide bahenin btn gzel
i vd. Ev sahibi: "Bunun kadar zevksiz bir ey grmedim; burada yalnzca zevksiz ve tatsz i
kler var; ama yarndan tezi yok daha soylu biimler verdirerek baka iekler diktireceim"
dedi.
Bizim iki merakl, senato yesinden ayrldklar zaman, Candide Martin'e; "Artk bunun btn i
anlarn en mutlusu olduunu kabul edersiniz ya" dedi; "nk sahip olduu eylerin hepsinden
bir adam!" Martin: "Sahip olduu her eyden tiksinmi bir hali olduunu grmyor musunuz?"
dedi; "Platon bundan ok zaman nce, en iyi midelerin her yemei kabul edemeyen midele
r olmadn sylemiti". Candide: "yi ama" dedi, "her eyi eletirmenin, bakalarnn gzel
e kusur bulmann da bir zevki yok mudur?" Martin: "Yani zevk almamakta zevk vardr d
emek istiyorsunuz, yle mi?" dedi. Candide: "yleyse Matmazel Cungonde'u grdm zaman bend
en daha mutlu kimse olmayacak" dedi. Martin: "Umut her zaman tatl eydir" diye yantl
ad.
Bu arada gnler, haftalar geiyor, Cacambo bir trl gelmiyordu. Candide kendi acsna yle da
lmt ki Paquette'le papaz Girofle, kendisine teekkr etmek iin dahi grnmediler diye az
ad.
YRM ALTINCI BLM

Candide ile Martin'in alt yabancyla yedikleri
akam yemei ve bunlarn kim olduklar zerine.

Bir akam Candide, Martin'le ve ayn otelde kalan yabanclarla birlikte sofraya oturur
ken kapkara suratl bir adam arkasndan geldi ve koluna girerek ona: "Bizimle yola kma
ya hazrlann," dedi; "frsat karmayn!" Candide dnd, Cacambo'yu grd. Ancak Cungonde'u
kadar arr ve sevinirdi. Sevinten ldracak gibi olmutu. Sevgili dostunu kucaklad. "Yo
ngonde burada m ?" dedi. "Syle nerede? Beni ona gtr, onun yannda sevinten leyim!" Caca
o: "Cungonde burada deil, stanbulda" dedi. "Aman Allahm, stanbul'da, ha? in'de bile ol
sa, oraya uarm, haydi gidelim." Cacambo: "Yemekten sonra yola kacaz," dedi; "daha fazl
asn syleyemem; ben bir kleyim, efendim beni bekliyor; gidip ona sofrada hizmet etmel
iyim; bir ey sylemeyin; yemeinizi yiyin ve hazr olun."
Sevinle ac arasnda kalan, sadk uan grmekten memnun olan, fakat onu kle olarak grnc
ndide, sevgilisini bulacan dne dne, kalbi arparak, kafas altst olmu bir durumda,
teni soukkanllkla izleyen Martin'le ve karnaval Venedik'te geirmeye gelmi olan alt yaba
ncyla birlikte sofraya oturdu. Bu alt yabancdan birinin bardana arap dolduran Cacambo
yemein sonuna doru efendisinin kulana eildi, ona: "Efendimiz ne vakit isterlerse o va
kit hareket edebilirler, gemi hazr" dedi. Bu szleri syledikten sonra da dar kt. ak
lan davetliler bir kelime sylemeden bakrlarken baka bir uak efendisine yaklaarak: "Efen
dimizin arabas Padova'da, kayk da hazr" dedi. Efendisinin iareti zerine uak kt. Btn
ler yine baktlar; genel aknlk artt. nc bir uak nc bir yabancya yaklaarak: "
ha uzun zaman burada kalmamalsnz. Her eyi hazrlayacam" dedi ve derhal kayboldu.
Candide'le Martin'in, btn bunlarn bir karnaval elencesi olduuna artk kukular kalmamt
r uak drdnc efendiye, "Efendimiz, istedikleri zaman yola kabilirler" dedi ve tekiler gi
bi kt. Beinci uak da beinci efendiye ayn eyleri syledi. Fakat altnc uak, Candide'i
lunan altnc yabancyla baka trl konutu, ona dedi ki: "Vallahi efendimiz, artk hi kimse
size, ne de bana bor vermek istemiyor; bu akam siz de, ben de delie atlabiliriz; ben
bamn aresine bakmaya gidiyorum, Allaha smarladk!"
Btn uaklar dar knca alt yabanc, Candide ve Martin derin bir sessizlik iinde kaldl
Candide sessizlii bozdu: "Efendiler," dedi; "bu ne acayip aka, ne diye hepiniz kra
llk taslyorsunuz? Bize gelince, ne ben, ne de Martin kral deiliz."
O vakit Cacambo'nun efendisi ar bir edayla sze balad ve talyanca:"Hi de aka etmiyorum;
dm nc Ahmet'tir," (54) dedi. "Uzun yllar padiahlk ettim; ben kardeimi tahttan indirdi
eenim beni; vezirlerimin boyunlarn vurdular; hayatm eski sarayda geiriyorum. Yeenim Sul
tan Mehmet, salm iin bazen yolculua kmama izin verir; ben de karnaval Venedik'te gei
geldim."
Ahmet'in yannda bulunan delikanl ondan sonra sz ald ve dedi ki: "Adm van (55); btn Rus
rn imparatoruydum; daha beikteyken tahtmdan indirildim; babamla anam hapsettiler, be
ni de hapishanede byttler. Muhafzlarmla birlikte ara sra yolculuk yapmama izin verirle
r, karnaval Venedik'te geireceim."
nc yabanc: "Ben ngiltere Kral Charles S. Edward'm, (56) dedi; babam krallk haklarn
t; bu haklar savunmak iin savatm, yandalarmdan sekiz yznn cierlerini sktler, yana
, ben de hapsedildim. Roma'ya, benimle byk babam gibi tahtndan indirilmi olan babam gr
meye gidiyordum, karnaval geirmek iin Venedik'e uradm."
Drdnc yabanc sz ald ve dedi ki: "Ben Polonyallarn kralym (57); sava sonunda varisi
lerden yoksun brakldm; babam da ayn talihsizlie urad; tanr uzun mrler versin, ben de
n Ahmet, ar van ve Kral Charles Edward gibi yazgya boyun eiyorum; karnaval Venedik'te
geireceim."
Beinci yabanc "Ben de Polonyallarn kralym(58) dedi; iki kez lkemi kaybettim; fakat kade
r bana baka bir lke verdi. Orada, bugn Sarmat krallarnn Vistule rma kylarnda yaptk
a iyi iler yaptm; ben de kadere ba eiyorum; karnaval Venedik'te geirmeye geldim."
Sra altnc hkmdara gelmiti: "Baylar," dedi; "ben sizin kadar byk bir hkmdar deilim;
de sizler gibi kral oldum: Adm Theodore'dur. Korsika kral seildim (59); benimle de
hametmeap diye konutular; imdi ltfedip yalnzca bay diyorlar. Kendi adma para bastrdm,
i meteliim bile yok! ki bakanm vard, imdi bir uam var. Tahtta oturduum zamanlar oldu,
ra da uzun zaman Londra hapishanelerinde samanlar stnde yattm. Her ne kadar ben de
efendilerimiz gibi karnaval Venedik'te geirmeye geldimse de, burada da ayn davranla k
arlamaktan korkuyorum."
teki be kral bu szleri soylu bir heyecanla dinlediler. Giysi ve gmlek satn alsn diye h
er biri kral Theodore'a yirmi sekino verdi; Candide de iki bin sekinoluk bir elm
as armaan etti. Be kral; "Bizim verdiimiz parann yz katn verebilecek gte olan bu adam
kim?" diye dnyorlard.
Sofradan kalkacaklar srada, ayn otele, sava sonunda lkelerini kaybeden ve karnaval Ven
edik'te geirmeye gelen drt hametmeap daha geldi. Fakat Candide bu yeni gelenlere di
kkat etmedi bile. O imdi yalnzca stanbul'a gidip sevgili Cungonde'unu bulmay dnyordu.
YRM YEDNC BLM

Candide'in stanbul yolculuu

Sadk Cacambo, Sultan Ahmet'i stanbul'a gtrecek olana geminin kaptanndan Candide'le Ma
rtin'i gemiye almas iin sz almt. Her ikisi de, zavall hametmeabn nnde eildikten so
bindiler. Yolda Candide, Martin'e: "te tahtlarndan indirilmi alt kral. Onlarla birli
kte akam yemei yedik, bu alt kraldan birine de sadaka verdim. Kim bilir, belki daha
byle talihsiz baka prensler de vardr. Bana gelince, ben yalnzca yz koyun yitirdim ve
Cungonde'un kollarna atlmak iin uuyorum. Sevgili Martin, bir kez daha syleyeyim, Pang
loss'un hakk varm: Dnyada her ey iyidir" dedi. Martin: "yle olmasn dilerim" dedi. Cand
e: " Venedik'te yaadklarmz ne kadar gerekstyd, deil mi? dedi.Tahtlarndan indirilmi
hep birlikte bir meyhanede yemek yedikleri dorusu ne grlm, ne de iitilmi bir eydir!" M
tin: "Bu, bamza gelen eylerin oundan daha olaanst saylmaz; krallarn tahtlarndan in
i pek olaandr; onlarla birlikte yemek yemek erefine gelince, zerinde durulacak kadar
nemli bir ey deil. nsan az tadyla yle bir yemek yesin de kiminle olursa olsun" dedi.
Candide gemiye ayak basar bazmaz eski ua, dostu Cacambo'nun boynuna atld. "Cacambo, C
ungonde'dan ne haber? Yine bir gzellik harikas m? Beni hl seviyor mu? Nasl, iyi mi?" di
ye sordu. Herhalde sen ona stanbul'da bir saray almsndr?" Cacambo: "Sevgili efendim,"
dedi; "Cungonde, Marmara kylarnda, pek az kap kaca olan bir prensin bulaklarn yky
a snm, onun verdii ake gndelikle yaayan Ragotski adnda eski bir hkmdarn klesi
Cungonde, btn gzelliini kaybetti, korkun denecek kadar irkinleti." Candide: "ster gz
un, ister irkin; ben namuslu bir adamm, grevim onu her zaman sevmektir," dedi. "Ama
, yanna be alt milyon alp gittiin halde nasl oldu da byle aalk bir duruma dtn ?"
nasl oldu," dedi; "iki milyonunu Buenos Aires valisi Senor don Fernando d'baraa y
Figueora y Mascarnes y Lampourdos y Souza'ya Mademoisselle Cungonde'u almak iin v
erdim. st tarafn da, bizi Venedik'e gtrecek olan kaptana dedim. Yolda karlatmz bi
bizi Mataban Burnu'na, Milo'ya, Nicarie'ye, Sisam'a, Patras'a, anakkale Boaz'na, M
armara'ya, skdar'a gtrmez mi! Cungonde ile yal kadn szn ettiim prensin evinde al
ahtndan indirilen Sultan Ahmet'in klesiyim." Candide: " Bu ne korkun felaketler zin
ciri," dedi; "ama ne gam, elimde birka elmas daha var; Cungonde'u kolaylkla kurtarrm.
Ne yazk ki, irkinlemi."
Sonra Martin'a dnerek: "te gryorsunuz," dedi; "syleyin bakalm imdi ben mi daha acnaca
ldeyim, yoksa Sultan Ahmet mi, ar van m, Kral Charles Edward m?" Martin: "Dorusu ya,
bilmiyorum," dedi; "bunu bilmek iin kalplerinizi okumak gerek." Candide: "Ah!" de
di; "Pangloss burada olsayd, bunu bilir, bize de retirdi." Martin: "Sizin Pangloss'
unuzun insanlarn felaketlerini nasl bir teraziyle lp tartabileceini, aclarna nasl de
eini bilemem," dedi. "Bildiim bir ey varsa o da, yeryznde Kral Charles Edward'dan, ar v
an'dan ve Sultan Ahmet'ten ok daha beter durumda milyonlarca insan bulunduudur." C
andide: "Doru, olabilir!" dedi.
ok ksa bir zamanda anakkale Boaz'na vardlar. Candide, nce Cacambo'yu ok pahalya satn
la ie balad, sonra vakit kaybetmeden arkadalaryla birlikte, ne kadar irkin olursa olsu
n Cungonde'a kavumak iin Marmara kylarna gitmek zere, bir kadrgaya atlad.
Kadrgada ok kt krek eken iki mahkm vard. Doulu kaptan ara sra, bunlarn plak omuzl
den yaplm krbala vuruyordu. Candide iten gelen doal bir davranla bunlara dier mahkm
aha dikkatle bakt, acyarak yanlarna gitti. Biimini kaybetmi bu yzlerin baz izgileri, P
glos'la Matmazel Cungonde'un kardei o zavall Cizvit Baron'unkilere benziyor gibi ge
ldi. Bu dnce iine dokundu, onu kederlendirdi. Onlara daha dikkatle bakt. Cacambo'ya:
"Tanr bilir ya, stat Pangloss'un asldn grmeseydim, Baron'u kendim ldrmek felaketine
ydm, u kadrgada krek ekenlerin onlar olduuna inanrdm" dedi.
ki mahkm, Baron ve Pangloss adlarn duyunca avazlar kt kadar bardlar, sralarnda
erini braktlar. Doulu kaptan zerlerine yrd; kz sinirinden krba srtlarna inmeye ba
"Durun efendimiz, durun," diye bard; "size dilediiniz kadar para vereyim!" Mahkmlarda
n biri: "Aman yarabbi bu Candide mi?" diyor; teki de "Candide ha?" diyordu. Candi
de: "D m gryorum? Uykuda mym? Yoksa kadrgada m? u karmdaki, ldrdm Monsieur le
imle grdm stat Pangloss mu?" diye mrldand.
Onlar srekli olarak: "Biziz, biziz! Evet biziz!" diye baryorlard. Martin: "Ne, o koca
filozof bu mu?" diye sordu. Candide: "Ey Doulu kaptan efendi," dedi; "mparatorluun
birinci baronlarndan olan Monsieur de Thunder - ten - Tronckh ile Almanya'nn en d
erin metafizikisi M. Pangloss'u azat etmek iin ne istiyorsunuz?" Doulu kaptan: "Gvur
un kpei," diye yantlad; madem ki u iki gvurun kpei mahkm baronmu, metafizikiymi, k
i lkelerinde saygdeer adamlardr. Onlar iin bana elli bin sekino vereceksin." "Pekl, ve
receim; bizi yldrm hzyla stanbul'a gtrn, paranz derhal alrsnz; ama durun, beni
e'un yanna gtrn." Candide'in nerisi zerine, Doulu kaptan geminin burnunu oktan kente d
evirmi; havalar yaran bir kutan daha hzl krek ektiriyordu.
Candide, Baron ile Pangloss'u belki yz kez kucaklad. "Sevgili Baron, sizi ldrmemi miy
dim? Ya siz sevgili Pangloss'um, asldktan sonra nasl oldu da hl yayorsunuz? Sonra ikini
z birden niin Trkiye'de krek mahkmu olarak bulunuyorsunuz?" dedi. Baron: "Sevgili kzk
ardeim de burada m?" diye soruyor; Candide: "Evet burada!" diye yantlyordu. Pangloss
: "Demek sevgili Candide'e yine kavuuyorum?" diye haykryordu. Candide onlara Martin
ile Cacambo'yu tantt. Hep birden kucaklayorlard. Kadrga uuyordu; limana gelmilerdi bi
. Hemen bir Yahudi arttlar; Candide ona yz bin sekino deerindeki bir elmas elli bine sa
tt; Yahudi, daha fazla veremeyeceine, Hazreti brahim'in ba zerine yeminler etti. Derha
l Baron'la Pangloss'un kurtulu paralarn verdi. kincisi, kurtarcsnn ayaklarna atld v
yalaryla slatt; teki de bir ba iaretiyle teekkr edip ilk frsatta bu paray deyece
"Fakat, diyordu; kzkardeim sahiden Trkiye'de mi? Buna olanak var m?" Cacambo:"Kzkard
einiz, Transilvanyal bir hkmdarn yannda bulak ykadna gre, pek l da olanakl" di
ki Yahudi daha arttlar; Candide onlara da elmas satt. Cungonde'u kurtarmak iin hep bir
kte baka bir kadrgaya binip yola ktlar.

YRM SEKZNC BLM

Candide'in Cungonde'un, Pangloss'un, Martin'in ve dierlerinin balarna gelenler.

Candide, Baron'a: "Tekrar affnz dilerim," dedi; "vcudunuzu klcmla deldiim iin sayn r
, sizden bir kez daha af diliyorum." Baron: "Artk bu konuyu kapayalm," dedi; "dorus
u ya ben de biraz sert davrandm; ama, madem ki nasl krek mahkmu olduumu renmek istiyors
unuz, anlataym. Cizvitlerin eczacs yaralarm iyiletirdikten sonra bir spanyol etesinin
aldrsna uradm. Kzkardeim yola kt srada beni Buenos Aires'te hapse attlar. Roma'y
bakannn yanna dnmek istedim. stanbul'da Fransz elilii papazlna atandm. Greve ba
mutu ki, akama doru gzel endaml, gen bir iolan buldum. Hava ok scakt; delikanl y
ben de frsattan istifade ykanmak istedim. Gen bir Mslmanla rlplak bir arada bulunma
Hristiyan iin byk bir gnah olduunu bilmiyordum. Bir kad, kaba etlerime yz denek vurdu
ve beni kree mahkm etti. Kimsenin bundan daha byk bir hakszla uratldn sanmam. Fa
niin Trklere snm Transilvanyal bir hkmdarn mutfanda bulaklk ettiini renme
Candide: "Ya siz sevgili Pangloss, nasl oluyor da sizi yeniden grebiliyorum?" dedi
. Pangloss: "Asldm grdnz dorudur," dedi; "aslnda yaklmam gerekirdi; fakat beni k
an bardaktan boanrcasna yamur yadn anmsarsnz. Frtna o kadar iddetli oldu ki, at
u kestiler. Baka bir ey ellerinden gelmedii iin asldm. Bir cerrah cesedimi satn ald, e
ne gtrd ve yard. nce, gbeimden kprck kemiime kadar uzanan ha biiminde bir yark a
Kutsal engizitrn yksek buyruklarn yerine getiren diyakos yardmcs, insanlar ok gzel
, ama asmaya gelince buna alk deildi. p slakt, fena kayd, iyi dmlenmedi; szn ksa
rdum. O ha biimi yark beni yle bir bartt ki, cerrah srt st yere dt ve eytan par
titreyerek kat; kaarken de merdivenden dt. Yandaki odadan grlty duyan kars koup
vcudumda ha biimindeki yarkla masann stne uzanm grd. Kocasndan daha ok korktu, ka
Biraz kendilerine gelince, kadnn kocasna: "Zavall kocacm, bu znd paralamak da nere
eldi? eytann her zaman bu adamlarn iinde yattn bilmiyor musun? Hemen gidip bir papaz
a onu okuyup flesin!" dediini duydum. Bu sz duyunca titredim. "Bana acyn!" diye barmak
n btn gcm topladm. Sonunda Portekizli biraz cesaretlendi, derimi dikti; hatta kars ban
bakt bile; on be gn sonra ayaa kalktm. Cerrah bana bir i buldu: Venedik'e giden bir Ma
lta valyesinin ua oldum; fakat efendimin bana verecek paras olmadndan Venedikli bir t
hizmetine girdim, onun peisra stanbul'a geldim.
Bir gn bir camiye gitmek hevesine kapldm; camide yal bir imamla tespih eken ok gzel, g
bir sofu kadn vard. Kadnn gs tamamiyle akt, memelerinin arasnda, laleden, glden, g
, da lalesinden, dn ieinden ve smblden bir demet vard. Kadn demeti yere drd; de
ererek hemen yerine koydum. Ama bu demeti yerine koymak ii o kadar uzun srd ki, ima
m gazaba geldi, Hristiyan olduumu grnce de: "mdat!" diye bard. Beni kadya gtrdler,
nlarma yz denek vurdurdu, sonra da krek mahkmu olarak kadrgaya gnderdi. Monsieur le Bar
on'la ayn kadrgada ayn sraya zincirlendim. Bu kadrgada Marsilyal drt delikanl, be Nap
i papaz, iki de Korfulu kei vard. Bunlar bize, bu gibi eylerin her gn olageldiini syled
iler. Monsieur le Baron benimkinden daha byk bir hakszla uradn ileri sryordu; ben
gsne bir demet iek koymann bir iolanla rlplak yakalanmaktan daha kt olmadn
izi bizim kadrgaya gnderip bizi satn aldrtt srada, durmadan bunu tartyor ve her gn
rinden yaplm yirmi krba yiyorduk."
Candide ona: "yi ama sevgili Pangloss," dedi; "asldnz, paralandnz, dayak yediiniz,
a krek ektiiniz sralarda da yine btn bu olup bitenlerin dnyada bundan daha iyi olup bit
emeyeceine inanyor muydunuz?" Pangloss: "Ben nce nasl dnyorsam her zaman yle dnr
de olsa filozofum: Leibnitz haksz olamayacandan, sonsuz uyum da, doluluk ve dakik m
adde gibi dnyann en gzel eyi olduundan, bana szmden dnmek dmez."
YRM DOKUZUNCU BLM

Candide, Cungonde'la yal kadn nasl buldu?

Candide, Baron, Pangloss, Martin ve Cacambo balarndan geenleri anlattlar. Bu dnyada mm
kn olan ya da olmayan olaylar zerine fikir yrtp, neden ve sonular, manevi ve maddi gzel
likler, zgrlk ve zorunluluk, Trkiye'de krek mahkmluu ederken duyulabilecek avuntular ha
kknda tartrlarken, Marmara kylarnda Transilvanyal prensin evine yanatlar. lk grdk
ri kurutmak iin iplere seren Cungonde'la yal kadn oldu.
Bu grnt karsnda Baron sarard. Duygulu ak Candide, gzel Cungonde'unu, teni kararm,
m, boaz kurumu, yanaklar prsm, kollar kzarm, soyulmu grnce dehete derek
ab ilerledi. Cungonde, Candide'le aabeyini kucaklad; yal kadnla da kucaklatlar. Candi
kisini de satn ald.
Yaknda kk bir iftlik vard. Yal kadn Candide'e, talihleri daha yaver gitmeye balaync
r bu iftlie yerlemeyi nerdi. Cungonde irkinletiinin farknda deildi; bunu ona kimse s
i. Candide'e verdii szleri o kadar kesin bir edayla anmsatt ki, iyi yrekli Candide'in
bunlar yadsmaya dili varmad. Baron'a kzkardeiyle evleneceini ima etti. Baron: "Onun by
le bir dknlk, sizin de byle bir kstahlk etmenize hibir zaman dayanamam," dedi; "byle
alakln sorumluluunu da hibir zaman zerime alamam. Kzkardeimin ocuklar Alman meclisl
remeyecektir. Hayr, benim kzkardeim evlense evlense ancak bir imparatorluk baronuyl
a evlenebilir." Cungonde aabeyinin ayaklarna kapand, onlar gz yalaryla slatt; Baronu
e kprdamad. Candide ona: "Hey gidi kak efendim," dedi; "seni krek mahkmluundan kurtard
senin kzkardeini kurtarmak iin avu dolusu para verdim. Burada bulak ykyordu; artk ir
de; byle olduu halde onunla evlenmek ltfunda bulunuyorum da sen hl bu ie ayak diremeye
kalkyorsun. fkeme uysam seni bir daha ldrrdm." Baron "Beni bir daha ldrebilirsin,
n saken kzkardeimi alamazsn!" dedi.

OTUZUNCU BLM

Sonu

Aslnda Candide hi de Cungonde'la evlenmek istemiyordu. Ama Baron'un sonsuz kstahl evlen
mekte srar etmesine neden oluyordu. Sonra Cungonde da kendisini o kadar zorluyordu
ki sznden cayamyordu. Pangloss'a, Martin'e ve sadk Cacambo'ya akl dant. Pangloss gze
r sylev vererek, baronun kzkardei zerinde hibir hakk olmadn ve Candide'le, hatta yas
adan bile evlenmesinin imparatorluk yasalarna tmyle uygun olduunu kantlad. Martin, Bar
on'u denize atmay, Cacambo da onu Doulu kaptana geri verip yeniden kree mahkm ettirme
yi nerdi; ondan sonra da ilk gemiyle Roma'ya byk Cizvit papazna gndereceklerdi. Bu dnc
i hepsi beendi; yal kadn da yerinde buldu; Cungonde'a hibir ey sylemediler; birka kur
i de zmlendi; ve herkes, bir Cizvit papazn cezalandrmak ve bir Alman baronunun gururun
u krmak zevkini tatt.
Bu kadar felaketten sonra sevgilisiyle evlenen; filozof Pangloss'la, filozof Mar
tin'le, uyank Cacambo ve yal kadnla birlikte yaayan; zaten eski Inkalarn lkesinden bir
sr elmas getirmi olan Candide'in ok gzel bir hayat sreceini dnmek kadar doal bir e
AncakYahudiler onu yle soyup soana evirdiler ki, elinde kk iftlikten baka bir ey kalm
er gn biraz daha irkinleen kars hrnlat, dayanlmaz oldu; sakat olan yal kadn, Cun
hrnlat. Bahede alan ve stanbul'a sebze satmaya giden Cacambo ok i gryor ve kt
yordu. Pangloss da Alman niversitelerinden birinde parlayamam olduu iin umutsuzlua kapl
ordu. Martin'e gelince, o, insann hibir yerde rahat olmadna kesin olarak inanmt; btn
ar soukkanllkla karlyordu. Candide, Martin ve Pangloss ara sra metafizik ve ahlak ze
e ekiiyorlard. ou zaman iftliin pencerelerinin nnden, Limni'ye, Midilli'ye, Erzurum'a
paalarla, efendilerle dolu gemiler geiyordu; bir sre sonra da srlenlerin yerini alan
ve sralar geldiinde kendileri de srlecek baka kadlarla, efendilerle dolu yeni gemiler.
.. Bab- li'ye sunulmaya gtrlen, zenli bir biimde samanla doldurulmu insan kelleleri g
u. Bu grntler tartmalar artryordu; tartma olmad zaman can sknts ylesine by
ra unu sordu: "Acaba hangisi daha kt, insana zenci korsanlarn yz kez tecavz etmesi mi,
kaba etlerinden birinin kesilmesi mi, Bulgarlardan sopa yemesi mi, bir auto-da-
fe'de krbalanp yaklmas m, paralanmas m, kadrgada krek mahkmu olmas m, ksacas b
tlere uramas m, yoksa burada hibir ey yapmadan oturmas m?" Candide: "Bu, gerekten de
i bir soru," diye yantlad.
Bu szler, yeni birtakm dncelere yol at. Hele Martin, insann kuku iinde kvranmak ya
ts iinde bocalamak iin yaratld sonucuna varyordu. Candide bunu kabul etmiyordu ama, k
bir ey de sylemiyordu. Pangloss her zaman korkun aclar ektiini itiraf ediyor; bununla
birlikte bir kez her eyin iyi olduunu ileri srm olduu iin artk sznden dnemiyordu.
na kendisi de inanmyordu artk.
Sonunda bir olay, Martin'in lanet ilkelerinin doruluunu ortaya koydu; Candide'i he
r zamankinden daha fazla ikircime drd ve Pangloss'u g bir duruma soktu. Bir gn son dere
ce sefil bir halde olan Paquette'le Papaz Girofle'nin iftlie geldiklerini grdler. bin
kuruu abucak yemiler, ayrlmlar, barmlar, kamlard; sonunda da Papaz Girofle Trk
ndide'e: "Verdiiniz paralarn ok gemeden harcanacan ve onlar daha sefil bir hale dre
e daha nce sylememi miydim?" dedi. Cacambo ile birlikte elinize byk bir servet geti; y
ine de papaz Girofle'den ve Paquette'den daha mutlu deilsiniz." Pangloss, Paquett
e'e: "Vah, zavall ocuum vah," dedi; "demek, Tanr sizi buraya bizim aramza srkledi! Bana
burnumun ucuyla bir gze ve bir kulaa mal olduunuzu biliyor musunuz? Bakn siz de ne
hale dmsnz! Ah bu dnya ne ki!" Bu olay onlar her zamankinden daha fazla felsefe yapma
yneltti.
Yaknlarda, Trkiye'nin en iyi filozofu saylan tannm bir dervi vard; ona akl danmaya
. Pangloss evirmenlik yapt, ona dedi ki: "stat, bize insan denen bu acayip hayvann n
iin yaratldn sylemenizi ricaya geldik." Dervi: "Sen buna ne karyorsun? Senin iin m
i. Candide: "Fakat sayn efendim, dnyada korkun ktlkler var," dedi. Dervi: "Ktlk ya d
ik olmu, bundan ne kar? Sultan, Msr'a bir gemi gnderdii zaman iindeki farelerin rahat
up olmadklarn dnr m?" dedi. Pangloss: "O halde ne yapmal?" diye sordu. Dervi: "enen
," dedi. Pangloss: "Sizinle biraz, nedenlerle sonular hakknda, olas dnyalarn en iyisi
, ktln kayna, ruhun nitelii ve sonsuz uyum hakknda tartabileceim diye seviniyordum
ervi, bu szler zerine kapy suratlarna kapad.
Bu konuma srasnda, stanbul'da iki vezirle mftnn boazland ve dostlarndan birounun
haberi ortala yaylmt. Bu haber birka saat iinde her yere ulat. Pangloss, Candide ve
n kk iftlie dnerlerken, serinlemek iin kapsnn nndeki portakal aalarnn glgesin
karlatlar. Bilgi olduu kadar merakl da olan Pangloss ona, boazlanan mftnn adn so
"Bir ey bilmiyorum," dedi; "zaten ben hibir mft ile vezirin adn renmi deilim; sz et
aydan da haberim yok. Kamu ilerine karanlarn ou zaman sefalet iinde ldklerini ve buna
olduklarn sanyorum; hibir zaman stanbul'da neler olup bittiini renmeye almadm; ba
rdiim yemileri oraya satmaya gndermekle yetinirim." Bu szleri syledikten sonra yaban
clar evine buyur etti. ki kzyla iki olu onlara kendi yaptklar eitli erbetlerden ba
l turun reeli, portakal, limon, ananas, fstk, ne Batavia'nn, ne de adalarn o kt kahve
armam halis Moka kahvesi ikram ettiler. Daha sonra da bu iyi kalpli Mslmann iki kz Ca
e'in Pangloss'un ve Martin'in sakallarna kokular srdler.
Candide, Trk'e: "ok geni, ok bereketli bir topranz olmal," dedi. Trk: "Yalnzca yirmi
r yerim var," diye yantlad; burasn ocuklarmla birlikte eker bierim; bu i, byk kt
ahlakszl ve yoksulluu bizden uzak tutar."
Candide iftliine dnerken, Trk'n syledikleri zerine derin derin dnd. Pangloss'la Mar
Bana bu iyi yrekli yal adamn, birlikte yemek yediimiz alt kraln hayatna deiilmiyecek
ayat var gibi geliyor" dedi. Pangloss: "Filozoflarn szlerine baklrsa byk mevkiler ok t
likelidir: nk Muhabitelerin kral Eglon, Aod tarafndan ldrld; Apalom salarndan asl
tle delindi; Jeroboham'n olu kral Nadab' Bassa, kral Ela'y Zambri, Ochosias' Jehu, At
talia'y Joiada ldrd; kral Yoakim, kral Jeconias, kral Sedecias esir dtler. Kress'n, A
ge'n, Dr'nn, Siracusal Denis'nin, Pyrrhus'n, Perse'nin, Annibal'in, Jugurthha'nn, Ariov
iste'in, Sezar'n, Pompeius'un, Neron'un, Othon'un, Vitellius'un, Domitianus'u
n, ngiltere Kral II. Richard'n, II. Edward'n, VI. Henri'nin, III. Richard'n, Marie St
uart'n, I. Charles'n, Fransa kral olan Henrilerin, mparator IV. Henri'nin (60) nasl ma
hvolduklarn bilirsiniz! Bilirsiniz ki..." Candide: "Biliyorum," dedi; "bahemizi yee
rtmek gerektiini de biliyorum." Pangloss: "Haklsnz," dedi; "nk insanolu cennet bahesi
onulduu zaman, oraya 'ut operatur eum' (61) yani onu ilesinler diye konuldu; bu da
insann, dinlenmek iin yaratlmadn gsterir." Martin: " Fazla dnmeden alalm; bu,
ek aredir," dedi.
Bu gzel neriyi hepsi kabul etti; herkes elinden gelen ii yapmaya koyuldu. Kk toprak ok
verimliydi. Cungonde gerekten ok irkindi ama ok iyi bir a olmutu; Paquette nak il
r amarlarla urard. Papaz Girofle'ye varncaya kadar, bir i tutmayan kimse kalmad; o
doramac, hatta namuslu bir adam oldu. Pangloss, ara sra Candide'e: " Olas dnyalarn en
iyisinde btn olaylar birbirine baldr," diyordu. "nk Matmazel Cungonde'un ak uruna
odan knza tekme yiyip kovulmasaydnz, engizisyonun ikencesine uramasaydnz, yaya olara
erika'y dolamasaydnz, klcnz Baron'un vcuduna saplamasaydnz, gzel Eldorado lkesin
nlar yitirmeseydiniz, imdi burada turun reeliyle fstk yiyemezdiniz." Candide de: "Bunl
ar gzel szler ama bahemizi yeertmek gerek," diye yantlyordu.

















AIKLAMALAR

1) Candide: Saf, temiz, her eyden habersiz demektir.
2) yimserlik: Bu yaptnda Voltaire, Alman filozofu Leibniz'in felsefesini rtmek istiyo
r. Leibniz 1646'da Leipzig'de domu ve 1716'da lmtr. Kendisi "optimisme"in, yani iyimse
rliin savunucusudur. Bu filozofa gre, dnyadaki her ey olanakl olann en iyisidir. Ancak
Voltaire, Leibniz'in felsefesini ykabilmek iin karikatrize ediyor. Hikayenin kahra
man Pangloss, Leibniz'in felsefesini retmekte ve yaygnlatrmaktadr.
3) Metaphysico-Theologo- Cosmolo-Nigologie: Byle bir felsefe yoktur. Voltaire fel
sefeyle alay etmek iin byle bir ad bulmutur.
4) Mavi elbise: Prusya kral Byk Friedrick, hassa alayna uzun boylu askerleri seerdi.
Bu uzun boylu, mavi elbiseli adamlar da bu askerlerden olmallar. Bunlar kendileri
ne benzeyenleri grnce hemen alrlar ve birok vaatle kandrrlard. Aada sz geecek ola
a balayan yedi yl savalardr.
5) Bu adam bir protestan papaz olacak.
6) Anabaptistler doduklar zaman vaftiz edilmezlerdi. Btn insanlarn eit olduklarna inan
ard.
7) 1 Kasm 1755'te Lizbon'da byk bir yer sarsnts oldu. ehrin te biri ykld. Aa yu
8) 1637 ylnda bir Hollandal, Portekizlilerin Japonya'da bir suikast hazrladklarn haber
verdi. O tarihten sonra Hollandallarn dndaki Hristiyanlarn Japonya'ya girmesine izin ve
rilmedi. Hristiyanlarn Japonya'ya girmeleri iin ha inemeleri gerekiyordu.
9) Engizisyon emrinde alan aa rtbeli bir casus.
10) Auto-da-fe spanyolca bir szck olup, insanlar yakmak iin hazrlanan ate anlamna geli
Sz geen "auto-da-fe", 26 Haziran 1756'da yaklmtr.
11) spanya'da Biscaya blgesinde oturanlara verilen addr.
12) Sanbenito, engizisyon zamannda spanya'da yaklmaya mahkm olanlara giydirilen elbi
sedir.
13) 21 Aralk 1755.
14) Hermandade, kutsal bir topluluktur. XIII. yzyla kadar srmtr.
15) Maravdis, para deerinde spanyol paras.
16) Cizvitler, yz elli yl nce Amerika'ya yerlemilerdi. spanya ile Portekiz Amerika'dak
i topraklarnn snrlarnn belirlenmesi iin bir anlama imzalaynca Cizvitler zarar ettikle
sylediler ve 1757'de Saint-Nicolas'da isyan balattlar.
17) Yazarn ne kadar dikkatli olduunu burada gryoruz. O zamana kadar X. Urban adnda bi
r papa yoktu.
18) Gaeta, Akdeniz kysnda bir talyan ehri.
19) Sale: Fas'ta bir ehir. O zamanlar korsanlarn yatayd.
20) In articulo mortis: Gnahlar karldktan sonra ldrlmeleri iin...
21) Molla smail (1646-1737)'in bir sr ocuu oldu. Bunlar daha babalar saken birbirleriyl
e savaa tutumulardr.
22) Ah idi olmak ne ac ey...
23) Voltaire burada, ocukluunda idi edilmi olan Farinelli'yi kastediyor. nce nl bir ki
se arkcs, sonra da spanya kralnn en ok sevdii kii olmutur.
24) spanya taht savalarnda Portekiz kral, Fransa'ya kar Molla smail'den yardm istemit
25) 1696'da Byk Petro'nun askerleri Azak' aldlar.
26) Hazreti brahim, kars Sara'dan sz ederken 'kzkardeimdir' demi. (ncil, birinci kitap
XX.) Voltaire birok yaptnda ncil'in bu blmne deinmitir.
27) Cizvitler Amerika'da Assomption ehrini merkez yapmlard. 1767'de Cizvitler 15.000
Amerika yerlisinin oturduu 30 ili buradan ynetiyorlard.
28) Rahip Croust, Voltaire'in mcadele ettii bir Cizvittir. "Felsefe Szl"nde de ad geer
29) Oreillonlar yukar Amazon'un bir kolu olan Rio Nayo kylarnda oturan bir halktr.
30) Journal de Trvoux: Daha sonra Paris'te Cizvitler tarafndan karlan bir gazeteye ha
lk arasnda verilen addr.
31) Satir, Faun, Eyapan, kr tanrlardr. Eyapan, Pan'n baka bir addr.
32) Voltaire, "Essais sur les Moeurs" adndaki kitabnda Avrupallarn uzun zaman, nkalarn
istiladan kaarak uzak bir yere gizlendiklerine inandklarn syler.
33) Guyana ehrinin denizle birletii yerde bu adda bir ada vardr. 1664'te Franszlar bu
rada Cayenne adnda bir ehir kurdular.
34) Walter Raleigh, 1596'da Eldorado'nun dillere destan zenginliklerine sahip ol
mak umuduyla Kba'ya gemitir.
35) Burada Voltaire, bizzat kendisinin kitaplarla olan mcadelelerini kastediyor.
36) Socin, XVI. yzylda dine aykr dnceler ileri sren, byk gnah, teslisi ve ilahi af
n bir papazdr.
37) Manicilik III. yzylda ran'da yaylan bir dindir. Uygur Trklerinin de benimsedii bu
din Ortadou, Kuzey Afrika ve Avrupa'da da yaylmaya balaynca Hristiyanlk iin tehlikel
i grlm ve engellenmitir.
38) Tevrat: "Tanrnn ruhu sularn zerinde hareket ediyordu."
39) Doktor Akakia'nn Hicviyesi adl bir kitap yazan Maupertuis'le alay ediyor. Bu a
dam Berlin Akademisi'nin bakanyd..
40) len adamn gnahnn karldna dair verilen balama belgesidir.
41) Abb, papaz anlamna geldii gibi, elebi anlamna da gelir. Voltaire, bu kelimeyi bu
klkta bir insan iin kullanarak papazlarla alay ediyor.
42) Sz konusu edilen"Orphelin de la Chine" (inli Yetim) oyunudur.
43) Thomas Corneille'in "Comte d'Essex" adndaki oyunu.
44) XVIII. yzyln tannm kadnlarndan Adrienne Lecouvreur'dr.
45) Frron, Voltaire'in en byk dmandr. Voltaire drt dizeyle Frron'un nasl bir insan
anlatr: "Bir gn ormanda bir ylan Frron'u sokmu! Sonunda ne olmu biliyor musunuz? Ylan
m."
46) Pharaon, bugn artk oynanmayan bir iskambil oyunudur. Bakaraya benzer.
47) Gauchat, filozoflarn dmandr. Voltaire kendisiyle mcadele etmitir.
48) Bu adam papaz Troublet'dir. "eitli Konular" adl bir eseri vardr. Safolan'da ad geer
.
49) Cizvitlerin ilahi af hakkndaki dnceleri papaz Molina tarafndan aklandna gre, M
demek Cizvit demektir.
50) Atrebatie, Artois eyaleti olacak. Arras'ta domu Damiens adnda birisi 5 Ocakta X
V. Louis'yi akyla yaralamt. Damiens eskiden Cizvitlerin hizmetindeydi. Bu ii Cizvitle
rin kkrtmasyla yapt sanld. Damiens lin edildi,. 1610'da IV. Henri'yi Revaillac ldr
de Jean Chastel adnda birisi IV. Henri'yi ldrmek istemiti. Son olaydan sonra Cizvitl
er Fransa'dan kovuldular.
51) Yedi yl savalarndansonra Fransa Kanada'y ngiltere'ye brakt.
52) Yedi yl savalarnn balangcnda Franszlarn Minorque'a asker karmalarna engel olam
1757'de Amiral Byng kuruna dizildi.
53) Burada Horatius'un birinci kitabnn yedinci hicviyesi kastediliyor. Senato yesin
in Pupilus dedii Rupilius Ripiulus adnda biridir.
54) III. Ahmed, Candide yaynlanmadan 20 yl nce lmt.
55) VI. van l74l'de tahttan indirilmitir.
56) Charles Edouard, Jacques Stuart'n oludur.
57) III. Auguste (l696-l763) Polonya ve Saxe elektrdr. Yedi yl savalar sonucunda Saxe'
kaybetti.
58) Stanislas Lezinsky, Polonya Kral.
59) Baron Theodore Nenf, l736'da Korsika kral oldu ve sekiz ay saltanat srd.
60) Aod: srail oullarnn ikinci hkimi. Moabite'lerin kral Eglon'u ldrmek suretiyle Yahu
leri zulmden kurtarm ve ordusunu datmtr.
Abalom: Hazreti Davud'un oludur. Babasna kar bir suikast hazrlam ve Kuds'ten kamak z
kalmtr. Kendisini izleyen Joab, Davud'un verdii emre ramen Abalom'u ldrmtr.
Jeroboham: srail oullarnn ilk kral. Milattan nce onuncu yzylda yaamtr.
Nadab: Jeroboham'n olu ve srail oullarnn kraldr. Generallerinden Bassa tarafndan ld
Ela: srail oullarnn kral olup kumandanlarndan Zambri tarafndan ldrlmtr.
Ochosias: Milattan nce 853-852 yllarnda srail oullarna krallk etmitir.
Jehu: Milattan ne 846'da domu, srail oullarnn sonuncu kral olmutur.
Attalia: Bergama kral.
Joiada: Yahudilerin byk haham. Milattan nce IX. yzylda yaamtr.
Joakim: Yuda kral. Milattan nce VII. yzylda yaamtr. Kuds'te lmtr.
Kress: Milattan nce 56'dan 48'e kadar Lidya'da hkm srmtr. Zenginliiyle n kazanmtr
anllarn yaklatklarn haber alnca kendisini atee atarak intihar etmitir.
Dr: Milattan nce 550'de domu ve 486'da lmtr. ran hkmdar.
Siracusal Denys: Milattan nce 430'da domu, 367'de lmtr. Siracusa'da krallk etmitir.
yaset adamdr.
Perse: Son Makedonya kral. Milattan nce 216'da domu ve 166'da hapishanede lmtr.
Annibal: Annibal vardr. Birincisi vebadan lmtr. kincisi askerleri tarafndan ldrlm
r etmitir.
Jugurtha: Namidiya kral. Milattan nce 154'te domutur. Mamertine hapishanesinde alktan l
mtr.
Arioviste: sa'dan yzyl nce Suevlerin reisiydi. Sezar, Arioviste'in ordusunu Alsace o
vasnda yenmitir.
Sezar: Milattan nce yznc ylda domu ve 44'te lmtr. Roma'da diktatrlk etmitir. Ark
hanerlenerek ldrlmtr.
Pompeius: Romal devlet adam. Milattan nce 107'de domu ve 48'de kral Ptolem tarafndan
Kellesi Sezar'a gnderilmitir.
Neron: Roma imparatoru. Milattan sonra 37'de domu, 68'de isyan edip Galya'dan gele
n Keltlerin nnden kaarken kendisini ldrmtr.
Othon: Roma imparatoru. Milattan sonra 32'de domu, 69'da i savalardan bkarak intihar
etmitir.
Vitellius: Roma imparatoru. Milattan sonra 15'te domu, 69'da kumandanlarnn ihanetine
urayarak lmtr.
Domitianus: Asl ad Titus Flavius Domitianus'tur. Milattan sonra 51'de domu, 96'da lmtr
Suetonius'un tarihlerini yazd on iki Sezarn sonuncusudur. Bir kle tarafndan ldrlmt
II. Richard: ngiltere kral. 1367'de domu ve yerine geen IV. Henri tarafndan 1400'de id
am edilmitir.
II. Edward: ngiltere kral; 1284'te domu, 1327'de lmtr.
VI. Henri: 1422'den 1471'e kadar ngiltere kral. Londra kalesinde ldrld.
III. Richard: ngiltere kral. 1452'de domu, 1485'de lmtr.
Marie Stuart: skoya kraliesi. 1542'de domu, Fransa kral II. Franois ile evlenmi; kral
ne vatanna dnm ve idam edilmitir.
I. Charles: Burada kastedilen ngiltere kraldr. 1649'da ldrld.
Henri'ler: Burada kastedilen Fransa krallar II, III, IV. Henri'lerdir.
mparator IV. Henri: 1106'ya kadar Kutsal Roma Cermen mparatoru. Dostlarnn ihanetine
uradktan sonra lmtr.
(61) Ut operatur eum, "onu ilesinler diye" demektir.

You might also like