You are on page 1of 226

ZAMAN ZERNE

NORBERT ELIAS

Sosyolojik sorunlara felsefi derinlikten bakan ve dnce gelenekleriyle hesaplaan bir
dzeyden konuan Elias bu kitabnda zaman sorunu zerine gidiyor.
Varln alabildiine somut bir ey gibi dndmz, srekli akan ve akarken bizi de
kendi tnelinden geiren zaman gerekten yle somut bir ey mi? Elias zamann var
olan bir ey olmadn, onun bizim toplumsal, tarihsel bir eserimiz olduunu sylyor.
Peki zaman bizim zihnimizin bir imgesi ise, gerekteki olaylarla, deiimlerle balants
nedir? Nasl oluyor da byle var olmayan bir ey algmzda doallk, somutluk
kazanyor. Bizi metafizi in girdaplarna gtrecek gibi grnen bu sorular, Elias n
elinde tmyle maddi aklamalar buluyor. Zaman n izini toplumsal ilikilerde ve
tarihsel geliim iinde sren Elias, basit gibi grnen aklamalara uzanyor; basit, ama
gnmz toplumunun insanlarnn kavramakta zorland sorunlara.
Zaman incelemesi, ayn anda bir uygarlama incelemesi. Uygarlama srelerinin
yaps zerinde duran ve her uygarlama admnn tarihsel bir srecin kanlmaz
kstlanmalarn da ierdiini vurgulayan Elias, baka almalarnda genelde
uygarlama hakknda sylediklerini, bu almasnda zaman olgusu zerinden
somutlatryor. Bu tr bir incelemeyle modern toplum olmann anlam, toplumsal
gelime srelerinin karakteri, birey-toplum ilikilerinin i ielii belirginleiyor... Elias
gnmzde tarih incelemelerinin, sosyolojinin ve genel olarak bilimsel disiplinler
arasndaki yaltlmln btnsel bak nasl kstladn ve naifliimizi niin almas
ok zor bir duruma dntrdn zaman sorunu zerinden sergiliyor. Kitapta
zamann bugnn toplumu asndan yapsal zelliklerini ve gemi toplum
formasyonlarnn zamansz yaamalarnn ne demek olduunu grmekle kalmyoruz;
zaman zerine dnmek, kendi alglarmz zerine dnmek, uygarlama meselesine
greceli bakmak ve bireysel zgrln toplumsal belirlenmilikten bamsz
dnlemeyeceini grmek anlamna da geliyor.
Batllama abas iinde olan toplumumuzun iinin niin zor olduunu bu kitapta
yapld biimiyle zaman incelemesi zerinde dnerek biraz daha iyi anlayabiliriz.
Zaman kavramnn toplumun ileyiiyle ve bireylerin toplumsal rolyle ilikisi ortaya
ktka, Batnn zamanla kurduu ilikilerin, bizim gibi yar feodal kltrel yapsndan
kurtulamam bir topluma niin bire bir aktarlamayaca da daha iyi anlalyor. Bu
sorun, Eliasn metninde zel bir vurgu tamasa da bu yndeki okumalara ve
dncelere fazlasyla olanak tanyor.

NORBERT ELIAS
19. yzyln sonunda, 1897 ylnda Breslauda doan Norbert Elias, 1990 ylnda
Amsterdamda ld. Yaamnn yaklak otuz yln zor koullar altnda ngilterede
srgnde geirdi. Almanyaya 1965 ylnda geri dnd. nce Mnster, sonra Konstanz
ve Aachen niversitelerinde konuk profesr olarak grev yapt. 1978 ylndan 1984
ylna dek Bielefeldteki Disiplinleraras Aratrmalar Merkezini ynetti, sonra
Amsterdama yerleti.
Yahudi bir ailenin tek ocuuydu. Liseyi bitirdii yl Birinci Dnya Sava balamt.
Snf arkadalaryla birlikte gnll olarak savaa katld. Babasnn istei zerine 1917
ylnda tp renimine balad, ama daha sonra felsefeye yneldi. Kari Jaspersin,
Edmund Husserlin rencisi oldu. 1922 ylnda Yeni Rantlardan Ric- lard
Hnigsvvaldm yannda doktorasn tamamlad. 1924 ylnda Heidelberg
niversitesinde greve balad ve bundan sonra tamamen sosyolojiyle ilgilendi. Alfred
Weber ve Kari Mannheimle birlikte alt.
K. Mannheimin Frankfurt niversitesi Sosyoloji Blmnn bana getirilmesinden,
sonra Frankfurta yerleen Elias, 1932 ylnda doentlik tezini tamamlad. 1933
ylnda Naziler iktidara gelince Fransaya snd ve 1935 yl gz aylarnda ngiltereye
yerleti. British Museumun K. Marxn Das Kapitali yazd tarihi salonunda almaya
balad, ve ber den Prozess de Zivilisation (Uygarlk Sreci) adl iki ciltlik en nemli
yaptn hazrlad. Kitap, 1939 ylnda svirede yaymland.
ngilteredeki almalarn burslar ve yardmlarla srdren Elias, 1954 ylnda Le-
icester niversitesinin yeni kurulan sosyoloji blmnde greve balad. Uygarlk
Sreci uzunca bir sre tannmayan bir yapt olarak kald. 1969 basks da bilim
evrelerinin pek dikkatim ekmedi. Ama 1976 ylnda yaplan ikinci bask olaanst
ilgi grd. Elias artk yalnzca belirli aratrmaclarn tand bir sosyolog olmaktan
km, sosyolojinin en nemli temsilcileri arasna katlmt. 1977 ylnda Adorno
dln ald. Bu baar seksen yandaki Elias iin byk bir g kayna oldu ve ard
ardna yaptlar vermeye balad.
Eliasn ilgilendii konular geni bir yelpazeye dalmtr. Bilgi sosyolojisinden Nazi
felaketine, XIV. Louis saray ndaki yaantdan, kentsel yaam aratrmalarna dek
uzanr. Ama btn bu yaptlarnda yer alan temel grlerinin nveleri Uygarlk Sreci
nde mevcuttur.
Elias tarafnda n dsal zorunluluklarn isel zorunluluklara uzun sreli dnm
eklinde tanmlanan uygarln en nemli zelliklerinden birisi de insann davran,
duyu ve duygularnda meydana gelen deiimlerdir. Uzun sreli bir sre zelli i
gsteren bu deiimler, aklc bir plana uygun olarak gerekleemez. Eliasn bayapt,
uygarlk, tamamlanmam bir sretir szyle balar ve Bireylerin ve top- lumlarn
oluturduu gelecek belirsizdir. Nihai ve kesin olan hibir ey yoktur szleriyle son
bulur. Bu a dan Elias ncllerinden ve adalarndan farkldr. Bu farkl lyla da
insanlara, tarihsel gelimeye mdahil olma umudunu sunar. Elias n sosyoloji
yntemine gre, o an iinde bulunulan yapnn ortaya kmasna yol aan gelimeler
incelenebilir ve elde edilen veriler ileriki toplum biimlerinin ngrsnde kullanlabilir.
zellikle Adorno dlnden sonraki yaptlarnda, sre kuramn gelitirmeye alr.
Bunlar arasnda, 1977 ylnda yaymlanan Zur Grundlegung einer Theorie so- zialer
Pozesse (Bir Toplumsal Sre Kuramnn Temelleri zerine) ve 1983 ylnda
yayml anan ber den Rckzug von Soziologen auf die Gegenwart (Sosyologlarn
Gnmze Geri ekilileri zerine) adl makaleleri nemlidir. Ama bilgi sosyolojisiyle
ilgili Engagemenl und Distanzierung (Angajman ve Mesafe) ve ber die Zeil (Zaman
zerine) gibi yaptlar da genlik yllarnda ortaya att sorulara birer yant
araylardr.
lmnden hemen nceki yllarda Etablierte und Aussenseiter (Sistemin Yerleikleri
ve Dlanmlar), Studien ber die Deutschen (Almanlar zerine ncelemeler) adl
nemli yapdan yaymlanr. lmnden sonra 1991 y lnda ngilterede The Symbol
Theory (mge Kuram), Almanyada Mozart. Zur Soziologie eines Genies (Mozart. Bir
Dehann Sosyolojisi zerine) adl yapdan yaymlanr.




















Ayrnt: 275 nceleme dizisi: 151
Zaman zerine Norbert Elias
Almancadan eviren Veysel Ataman
Yayma hazrlayan Turgay Kurultay
eviride kullanlan metinler Uber die Zeit Suhrkamp-
1988 Time: An Essay Basil BlacMl-1992 ev.:
EdnumdJephcott
Norbert Elias & Liepman

Kapak illstrasyonu Sevin Aitan
Kapak dzeni Artan Kahraman
Dzelti Sait Kzlrmak
Bask ve cilt
Mart Matbaaclk Sanatlar Ltd. ti.
Tel: (0 212) 212 03 39-40 Birinci basm 2000
AYRINTI YAYINLARI
Dizdariye emesi Sk. 23/134400 emberlita-stanbul Tel.: (0 212) 518 7619 Faks: (0
212) 516 45 77




















Zaman zerine
Norbert Elias


Dostlarm Johan ve Maria Goudsbloma
indekiler
ZAMAN ZERNE 1
NORBERT ELIAS 2
Zaman zerine 5
eviriye dair 9
nsz 10
Zaman zerine 35
1 37
2 37
3 39
4 40
5 41
6 42
7 44
8 47
9 49
10 51
11 52
12 55
13 60
14 62
15 67
16 69
17 72
18 73
19 75
21 80
22 83
23 85
24 90
25 94
26 97
27 99
28 100
29 102
30 103
31 108
32 110
33 113
34 114
35 122
36 124
37 128
38 130
39 131
40 135
41 138
42 139
43 142
44 143
45 146
46 147
Dizin 149













eviriye dair
Eliasn bu metninin oluum sreci son derece karktr. Metin k smen ngilizce, ksmen
Almanca yazlm, ksmen de ngilizce yazlan blmn Almancaya evirisinin Elias
tarafndan gzden geirilmi halidir. al mann ilk blmleri (1-27 aras) 1974te
yaymlanm, Almancaya ilk eviri srasnda 28 ve 29. blmler yazar tarafndan
eklenmi ve 1984'teki yeni Almanca eviride 30- 46 aras blmlerin yan sra uzun
nsz yazlmtr. Bizim Trke eviriye temel aldmz 1988 Suhrkampf Almanca bask,
metnin son eklidir. Trkeye eviriye ba lamadan nce ngilizce metinle Almanca
metni genel olarak karlatrdk, ancak herhangi bir sorun yaamadmz iin evirimizi
Almanca metni izleyerek yaptk, sadece belli noktalarda ngilizce metinden kontrol
ettik.
Metnin bu kark oluum sreci, farkl dnemlerde Eliasn farkl yaklamlar iinde
olduu anlamna gelmiyor. Okurun bu konuda kendi yorumunun nn kesmek
istemeyiz, ancak eviri almasnda bu sorun zerine dndmz iin, Trkiyeli
okura bu aklamay yapmakta da yarar gryoruz. zellikle nsz en son yazld iin,
Eliasn arada deien dnce ve bilgileri veya almasna gelen tepkilere verecei
cevaplar yanstaca akla ge- lebilir. Ancak bizim grdmz kadaryla nszn byle
bir zellii yok. Tersine nsz ana metinde para para sylenen (aforizma tarznda
bl ml enmi ) dncelerin daha btnlemi ve toparlanm hali. Bu nedenle genel
fiki r edinmek isteyen okura nce nsz okumasn nerebiliriz. nk nsz yazarn
btn tezlerini iermenin yannda, konunun eitli ynlerine de yer vermektedir.
Burada metnin bir dier zelliine de dikkat ekmek istiyoruz. Eliasn metni hem
ierikte hem anlatmda fazlasyla tekrarlar ieriyor. Bu tekrarlar n birou eviride
bulunmasayd metin bir ey yitirmezdi. Ancak tekrar niteliindeki birok paragraf ve
cmlede zaman zaman ok nemli ayrntlar yer almaktadr ve bu ayrntlar genel fikir
edinmenin tesine gemek isteyen okurun ilgisini ekecektir. zellikle de bu al ma
zaman sorunuyla snrl olmayp uygarlama srecinin karakterini yanstt, dil
olgusunun nemi ve ilevi zerinde durduu, dahas bilimsellii, sosyolojinin ve tarih
biliminin yntemini sorunsallatrd iin farkl okumalara zemin salamaktadr. Bu
nedenle bizim evirimizde tm tekrarlar yerinde duruyor.
Eliasn ilk evirisi olan bu kitabn dil ve anlatm tarz asndan da bir Eliasa giri
olmasn istedik. Eliasn dilini ve anlatm perspektifini ok nemsedik, ancak terim
dzeyinde kapal bir dil kullanmak da istemedik. Bu kararmzn Eliasa da ok
uyduunu dnyoruz. Dili kullanmnda ve dnsel perspektifinde son derece
hassas ve tutarl olan Elias, terimlerle konumaktan byk lde uzak duran ve
terimletirdii anlamlar farkl anlatmlarla tekrar tekrar dile getiren bir dnr.
Eliasn Trkiyedeki toplumsal srelere bakta nemli perspektifler sunacan ve bu
evirinin ardndan gelecek evirilerle Eliasn Trkiyede bilinir hale geleceini
dnyoruz. Biz de batan snrlar izilmi bir Elias dili ve terminolojisi oluturmak
yerine bu gelimeyi, anlama ve tartma srecine brakmay yeliyoruz; kukusuz belli
noktalarda vurgular yaparak ve iaretler derek. yi okumalar dileiyle.

Turgay Kurultay-Veysel Atayman
nsz

Bana zamann ne olduu sorulmad srece zamann ne olduunu biliyorum; ama
sorulduunda bilmiyorum, demi yal bir bilge. Peki ben niin burada bu soruyu
soruyorum?
Zamanla ilgili sorunlar aratrmaya ve incelemeye kalktmzda, gerek genelde
insan hakknda gerekse de kendimiz hakknda, daha nce gremediimiz birok olgu
ve sorunla karlap bunlar anlama ve kavrama ansmz doar. zellikle de teorilerin
gnmzdeki yetersizlii yznden el atamadmz sosyoloji sorunlar ya da genel
olarak insan bilimleri alanndaki baz sorunlara da zaman incelemeleri zerinden
uzanabiliriz.
Fizikiler, zaman ltklerini sylerler sk sk. Bunu yaparken matematik
formllerine bavururlar; ve bu formllerde zamann ls, fizie zg, ad konmu
bir birim olarak kullanlr. Gelgeldim, zaman dedi imiz ey aslnda ne gzle grlebilir
ne de elle tutulabilir. Duyularmzla alglanamaz bir eydir zaman. Bu durumda, zaman
bir nesne gibi lebildiimizi ileri srmek ne anlama gelebilir? Bir saatlik bir sre,
somut, gzle grlebilir bir ey deildir. Cevab verilmemi sorulardan biri, zamann
nasl olup da bir doa nesnesi gibi muamele grd sorusudur.
Zaman llmez diyoruz, peki ama rnein saat dediimiz mekanizmalar zaman
lmezler mi? Kukusuz saatleri bir ey lmek iin kullanrz. Ne var ki bu ltmz
ey, o grnmeyen zaman deil de alabildiine somut, elle tutulabilir bir eydir.
rnein bir alma gnnn uzunluu, Ay tutulmasnn sresi ya da bir koucunun 100
metre yarndaki hz gibi.
Saat dediimiz aygtlarn gsterdii sre dilimleri, eit aralkl tekrarlarla karmza
kp dururlar; saatler, insanlar n normlatrd, bu anlamda sosyal dzlemde
belirlenmi sre dilimlerini temsil ederler; ayn ey dakikalar, saniyeler iin de
geerlidir. Toplumsal geli milik dzeyinin elverdii lde, bu sre kalplar btn bir
lke genelinde, hatta birden fazla lkede ortak l birimi olarak kabul edilip
kullanlabilirler. Bylelikle, saatlerin yardmyla, dnyann farkl yerlerinde eit mesafeyi
uan iki ayr uan hzlarn karlatrabiliriz. Saatleri kullanarak, szgelimi birbiri
ardna sz alan iki tartmacnn konumalarn eit sreyle snrlayabilir, birka ay,
hafta ya da gn nceki sreleri, senkronize sreler gibi karlatrabiliriz. Doal
karakterleri gerei birbirleriyle karlatramayacamz farkl dzlemlerdeki ya da art
arda sreleri karlatrabilir klyoruz. nsanlar byle bir karlatrma yapmay gerekli
grdklerinde, yan yana getirilip dorudan karlatrlamayacak olaylar dolayl yoldan,
standartlam birimler kullanarak karlatrabilmek iin, toplumsal uzlamla
standartlatrlm herhangi bir olay sresini kullanmlardr . nsanlarn bunu ne
amalarla yaptklar ve sosyal gelimenin hangi basamanda, belli bir standart birimi
kullanarak eitli olaylarn srelerinin ortak yanlarn, yani eit uzunluklarn tespit
etmeye, dolaysyla da zaman kavramnn gerektirdii yksek dzeyde bir sentezi
gelitirmeye altklar, aratrlmas gereken sorulardr. Ama bundan da az zerinde
durulmu bir sorun, insanlarn nispeten daha alt sentez dzeylerinin kavramsal
sembollerinden (baka bir deyile, sosyal faaliyetlerini srdrmek iin bavurduklar
daha alt dzeylerdeki sentezlerden) grece yksek dzeyli sentezlerin aralarna nasl
ulatklar sorusudur. Aadaki incelemeler bu sentez sorununa da hi deilse
girmemizi salayacaktr.
Emin olabileceimiz bir ey varsa, o da saatlerin, bir zamanlar benzer sosyal ilevleri
yerine getirmi olan doa olaylar gibi kullanlarak, insanlarn, kendilerini iinde
bulduklar sosyal, biyolojik ve fiziksel srelerin silsilesi iinde sosyal ilikilerini ve
faaliyetlerini dzenlemelerine yardmc olduudur. Ama saatler, insanlar n
davranlarn birbirlerininkine gre ayarlayp uyumlamalarna olduu kadar, insann
dndaki doal fiziksel olaylara da uyum salamasna imkn verirler.
Gelimenin daha nceki basamaklarndaki insanlar, belli bir olay n ya da olaylarn,
btn bir deiimler silsilesinin oluturduu sreklilik iindeki pozisyonunu ya da
kapsadklar sre dilimini bulma zorunluluu dayattnda, doal olaylarn ak iinden
setikleri -szgelimi birbirini izleyen mevsimler ve kularn g gibibelli birka sabit
sre dilimini bir olay akp birimi olarak kullanmlardr. Di er deyile, aslnda birbiri
ardndan gerekleen her ey gibi, bir kezlik, geri gelmez ve tekrarlanamaz olduu
halde, her ortaya k bir ncekine benzeyen ya da ayn sre kalbn temsil eden
doal srelere bavurmulardr. Szgelimi med-cezir olay , insanlarn kendi
nabzlarnn at, ya da Ayn ve Gnein dou ve batlar, ardl kalplar (bir olay ak
kalb, sekans-.n.) oluturduklarndan, bunlar gerek kendi faaliyetlerini birbirlerine
gre ayarlayp uyumlama, gerekse de kendi dlarndaki doal, fiziksel sreler ile
sosyal faaliyetlerini bir uyum iine sokma amacyla kullanmlar; daha sonraki
gelimilik dzlemlerinde ise, insan buluu olan saatlerin kadranlarndaki rakamlarn
oluturduklar sembolleri ardl birimler olarak ayn yolda deerlendirmilerdir. Bugne
kadar ortaya koyduu grnmyle, bilim sosyolojisi kapsamnda bilginin, insanlarn
sosyal faaliyet ve ilikilerini dzenlemelerine yardmc olan bu aracn geliimi zerinde
yeterince durulduu sylenemez. nsanlarn iinde yaadklar dnyada faaliyet ve
ilikilerini nasl dzenledikleri ve yzyllar iinde bunu gittike nasl daha iyi baardklar
sorusuna verilecek cevap, insanlarn daha iyi anlalmasna da yardmc olacak nemli
bir sorudur. Olaylar n srekli ak iinde, neyi ne zaman, nasl yapmas gerektiine
karar verebilmek iin zaman belirleme abas ve bu konuda kaydedilen gelimeler
insan anlamaya da yardmc olacak ipular verebilir. Gnmzde fizik bilimlerinin
oynad nemli rol yznden, zaman, insann dndaki doal, fiziksel alann iinde
kalan, dolaysyla da zaten bu alanca incelenmesi gereken bir olgu gibi alglanmtr.
'Zaman belirleme konusundaki geli melere ve bu belirlemenin aralarna yle bir gz
attmzda, fizikilerin ve natralist anlayn zaman sorunu zerindeki
hegemonyalarnn olduka ksa bir gemii olduunu grrz. Aslnda Galileo dnemine
kadar zaman, hatta doa dediimiz ey, merkezinde insann, insan topluluklarnn
bulunduu birer olguydular. Zaman, her eyden nce sosyal dnyada neyin ne zaman
yaplacan tayin etmenin, insanlarn birlikte yaamalarn dzenlemelerinin bir
aracyd. nsanlarn mdahaleleriyle standartlatrlan doal sreler, olaylar n ak
iinde, sosyal faaliyetlerin zamansal konumlarn ya da bir olay aknn sresini
belirlemek amacyla kullanlmaktaydlar. Ancak ok sonralar , yeni ada, kullanlmaya
balanan saatler, sosyal faaliyetlerin yan sra, insan mdahalesine maruz kalmam
katksz doal olaylarn srelerini belirlemede kullanlan enstrmanlar olarak da
yepyeni bir zellik kazandlar. Bu geli menin paralelinde, insanlarn teden beri
sezinledikleri bir muammann, yani zamann esrarengizliinin perdesi de daha
kalnlat. yle ayakst deinmek istersek, burada karmza sosyolojinin temel
sorunlarndan birinin ktn syleyebiliriz: nsanlarn bir arada yaamalar sonucunda
ortaya, onlarn anlayamadklar, kendilerine esrarengiz, bilinmez, sr dolu grnen bir
durum kmt. Birer alet olarak saatlerin, insanlarn bir arada yaamalarndan treyen
ihtiya ve gerekliliklere cevap verdiklerini, dolaysyla da ok belli amalar iin imal
edilip kullanldklarn anlamann hi de zor olmad ortada. Gelgelelim, zamann da
bir enstrman nitelii tayabilecei dncesi, belli ki, kavranmas zor bir dncedir.
Nitekim zamann dur durak demeden, zerimizden nasl akp getiini hissetmiyor
muyuz? Zamann bir enstrman karakterine sahip olabilecei anlayn kavramamz,
dilin baz kullanmlarndan dolay da zorlayor. Dil kullanm zamann insanlarn
rettikleri saat denen teknik enstrmanlarla llen esrarengiz bir ey gibi
grnmesine yol ayor.
Zamann, sosyal dzlemde faaliyet ve ilikilerimizi tayin etme ve dzenleme arac
olma ilevini inceleyip kavrama konusundaki yetersizliin ve beceriksizliin, insanlarn
zerinde uzlaabilecekleri bir zaman teorisi gelitirme abalarna ne ok engel ve
glk kardn, geleneksel felsefenin zaman sorununa ynelik zm abalarnda da
grmek mmkndr. Zaman n karakterinin ne olduunu kavramaya ynelik felsefi
tartmalarn odanda, oldum olas birbirine zt iki gr var olagelmiti ve bunlar belki
hl varlklarn srdrmekteler. Bu felsefi tart malarda karmza kan birinci anlay
zamann doal fiziksel dnyann nesnel bir esi olduudur. Bu gr savunanlara
bakacak olursak, zaman, varl k tarz bakmndan, yani ontolojik bakmdan, doann
teki nesnelerinden farkl deildir; dierleriyle karlatrldnda, alglanamaz olma
zelliiyle onlardan ayrlr sadece o kadar. Newton, son zamanlarda gzden den bu
nesnelci anlayn belki de en nl simasyd. Kar kamptaki egemen anlaya gre ise,
zaman, olaylar birlikte grme biimiydi, bir beraber grme tarzyd; zaman, insan
bilincinin (ya da artk baka bir felsefi akmn tercihinde insan tininin, ya da insan
aklnn) kendine zglnde temellenen, dolaysyla da her trl deneyimin nkoulu
olarak deneyimlerden nce gelen bir eydi. 17. yzylda Descartes bu anlaya rabet
etmiti. Ama felsefe tartmalarnda zaman kavram, bu anlamyla tam ifadesini Kant
felsefesinde bulacakt; Kanta gre zaman ve mekn, a priori, yani her trl deney
ncesi bir sentezin temsilcileriydiler. Pek de sistematik hale gelmeyen bu gr n,
teki kamptaki gr iyice bastrd anlalyor. Sade bir dille sylemek istersek,
Kant gelenein zaman, bir tr doutan gelen deneyimden baka bir ey deildir;
yani insan doasnn mutlak, deimez bir esi, bir parasdr.
Grdmz gibi, bu birbirine zt kutuplardaki zaman teorilerinin kimi temel
varsaymlar gene de ortaktr. Her iki gr iin de zaman bir doa verisini temsil
ediyor; fark ise urada: Birinde zaman, nesnel, insan bilincinden tamamen bamsz
var olan bir doal veriyken kincisinde sbjektif bir karakter tayor; yani insann
doasnda doutan yerlemi, znel bir tasarm olarak anlalyor. te, zamann
znelci ve nesnelci anlaylara bal teorilerinin bu kar karya geli halleri, felsefenin
geleneksel bilgi teorisinin temel bir yan; her iki durumda da evrensel, kendini
durmadan tekrarlayan bir balang noktasnn var olduunu kabul etmemiz isteniyor;
yani bilmenin bir balang noktasnn bulunduu savn tartmasz, olaan bir kabul
olarak nmze koyuyor bu anlaylar. Bu anlay lara bakacak olursak, gerein
bilgisine uzanan insan, sosyal bir gelenein devam olarak deil de tek bir insan, bir
zne olarak nesnelerin karsna dikiliyor; yani bir bana, yapayalnz dnyann
karsna kyor ve balyor deneyim toplamaya. Byle olunca da dnceler
oluurken, rnein insan olup bitenleri, olaylar zaman ak iinde tasarlarken, sorunu,
znenin doasna m, yoksa nesnelerin doasna m ncelik tanmak gerektii
biiminde koyuyor.
Eski bilgi teorilerinin paradigmatik temel kabullerinden kesinlikle uzak durup (sadece
zaman ile ilintili temel kabullerden deil), bu teorilerin ve savlarn karsna, insan
bilgisini farkl ekilde aklayan bir teori koyduumuzda, bu birbirine zt geleneksel bilgi
teorisi anlaylarnn ortak kabullerinin zamann doasna aykr, yani yapay
olduklarn ve bu anlaylar savunanlarn sonu gelmez tartmalarnn her trl
hayatiyetten yoksun, steril tartmalar temsil ettiklerini kavrarz . nsan bilgisinin
gzlemlenebilir gelimesine yakn duracak bir teoriye gereksinimimiz var; bu tr bir
teori kendi paradigmatik varsaymlarn snayp dorulayabilir ya da geri evirebilir.
Elinizdeki metin byle bir abaya da katkda bulunma amac tamaktadr. Kan mzca,
insann bilgisi,
teke deil de, btn insanla ait ve belli, saptanabilir bir balang noktasna geri
gtrlemeyen uzun bir renme srecinin sonucudur. Her bir insann bilgiye katks ne
olursa olsun ve ne kadar yenilik getirirse getirsin, herkes istisnasz, daha nce mevcut
bilgi birikiminden hareket ederek onu oaltr. Zamana ili kin bilgilerimiz iin de ayn
saptama geerlidir.
rnein gelimi toplumlarda, bir insann ka yanda olduunu bilmesi kadar olaan
bi r ey yoktur. Bu trden ileri toplumlar n yeleri, kendilerininkine gre daha az
karmak, basit toplumlarda, Yan ka sorusuna kesin bir cevap veremeyecek
kimselerin yaam olduuna aabilirler. Ama i te, bir insan topluluunun mevcut bilgi
olanaklar ve haznesi iinde bir takvim bulunmuyorsa, o topluluktaki kiilerin, geen
yllarn saysn belirleyebilmeleri ok gtr. Bir mrn belli bir kesitinin uzunluunu bir
baka kesitin uzunluuyla dorudan karlatrp buradan yamz bakmndan bir sonu
kartamayz. Byle bir karlatrma yapabilmek iin, olay dilimlerini periyodik olarak
tekrarlanan ve uzunluklar sosyal dzlemde standartlam baka olaylara ve bunlardan
karlm, edinilmi birimlere, ksacas, takvim dedii mi z eye ihtiya vardr. Bu
takvimde, yllarn bir daha geri gelmemek zere birbirini izleyileri sembolik olarak,
gerek sosyal dnyann gerekse doa olaylarnn akn temsil eder. Bu ynyle de
takvim, bir ara olarak, hem doal hem de sosyal nitelikli dnyamzn o byk
dnmlerinin sreklilii iinde, zamansal konumumuzu tayin etmemize yardmc olur.
Ama te yandan, bir takvimin aylarn ve gnlerini gsteren saylar, asl nda
tekrarlanamaz olan sosyal ya da doal olaylar srasnn tekrarlanabilirlik arz eden bir
modelini temsil ederler. Geli mi, karmaklk dzeyi yksek toplumlarda, bu takvim
sembollerinin hepsi birlikte alndnda, insanlar aras ilikilerin dzenlenmesi, rnein
tatil gnlerinin, szleme srelerinin vb. belirlenmesi bakmndan vazgeilmez birer
aratrlar.
Bylelikle, bu tr toplumlarda gerek takvimin gerekse de saatlerin gsterdii
zaman, hem insanlar aras ilikileri dzenlemenin hem de her bir kiinin kendi
durumunu ve ilikilerini tayin etmesinin, rnein yan belirlemesinin aracdr ve onlar
kullanan kiiler iin bu durum, zerinde dnmeyi gerektirmeyecek kadar olaandr.
Artk kimse, -daha sonraki gelimilik aamalarnda byle takvimsiz, saatsiz bir sosyal
hayat bu kadar imknszken eski, gelimilik dzeyleri bizimkilere gre daha aada
kalan toplumlarda, insanlarn takvimsiz ve saatsiz bir arada yaamalarnn nasl
mmkn olmu olduunu kendisine sormaya kalkmaz. Gnleri, saatleri, hatta saniyeleri
kl krk yararak standartlatrm bu aygtlarn bulunup yetkinletirilmelerine kadar
uzanagelen gelimenin zerinde dnme ihtiyac hissetmedikleri gibi, ayn gelimenin,
bireyin kendi kendini kstlamasna, bir basncn altna giriine, yani saatin ka olduunu
bilme zorunluluu hissetmesine nasl yol at konusunda da bir fikirleri yoktur. Zaman
belirlemesine dayal vazgeilmez ve istense de kanlamayan ilikiler a sunan bir
toplumsal yap ile bu yapnn iinde yer alan ve ok st dzeyde bir zaman disiplinine
uymu, zaman duyarll gelimi bir bireyin kiilik yaps arasndaki bantlar anlama,
bu bantlar zerine dnme gereksinimi, byle gelimi bir toplumda yaayan
insanlar iin, henz kendini dayatan bir sorun durumunda deildir. Bu insanlar,
yalandka, yllarn, gnlerin ve saatlerin basksn daha ok hissetmektedirler. Ve
btn bu hissetmeler, onda ikinci bir tabiat olutururlar. Zaman, itirazs z boyun eilen
bir kader gibi grnr herkese.
Ve herkesi yllarn ve zamann basnc altna alan bu krleme sre uzayp gider. Hele
yksek dzeydeki sosyal koordinasyon durumlarnda ve baka birok durumda insanlar
birbirine balayan zincirlerin halka says arttka artar; zincirler uzadka uzar; insanlar
bu zincirlerin kesime noktalardr ve bu durumlarn iinde yer alan insanlarn
zerindeki, mesleki faaliyetlerini zamana gre kesinkes ayarlama basnc da younlar.
Yksek dzeyde karmaklap sosyal faaliyet bakmndan ok ynl ilevler kazanm
bu toplumlarn yapsn gz nnde tutarak, baklarmz bir kez daha eskinin basit
toplumlarna evirecek olursak, oralarda da, insan topluluunun oluturduu
makrokozmos ile tekin oluturduu mikrokozmosun yaplarnn birbirine baml ve belli
lde birbirlerine uyumlanm olduklarn grerek bu ilikiyi belki daha iyi kavrarz.
Nispeten kendi iine kapal, ada grnm veren ve belki de zaman zaman birbirleriyle
savaan kk ky devletlerinde (ileride metinde de rnekleri verilecei gibi) bireyler
aras ilikiler zinciri nispeten ksa, bu zincirin halkalar sayca azdr ve ok az
ayrmlamlardr. Tekrarlanan do a olaylarnn, rnein mevsimlerin bu insanlarn
karsna periyodik olarak kmas, hibir zaman tekrarlanmayan ve getikten sonra bir
daha karlamadklar yllara kyasla, bu insanlarn dnyasnda ve bilgi daarcnda
nemli bir yer tutmu olmaldr. Ayr ca bu eski gelimilik basamaklarnda, tek insan,
mevcut kuan iinde kendi bilincini tekilerden kaba hatlaryla bile ayrm deildi.
Tek tek ki iler, bir kezlik, kendine zg, apayr bir insan olarak ortaya kp topluluun
btnnden kopamyordu; yksek dzeyde ayrmlam, gelimi gnmz
toplumlarnda olduu gibi bu anlamda bir birey olamyordu. Ben bu evi yaparken...
diye konuan bir erkein, gemii kastederek bykbabasndan sz ediyor olmas
olaand. Dolaysyla, takvimden bihaber, birbiri ardndan gelen tekrarlanmaz yllarn
srasn gsteren kusursuz bir semboller katalogundan yoksun toplumlardaki
insanlarn yalarn niin bugnk insanlar gibi kesin olarak bilmeyecekleri de anlalyor
bylelikle. Bu insanlar, Ben doduumda o byk deprem olmutu diyerek yalarn
tayin etmeye alm olmalydlar. Ne zaman sorusuna yant vermek zere burada bir
ilinti noktas olarak seilen deprem, periyodik, kesintisiz bir sre olma zellii tamaz.
Uraksal, belli bir zaman noktasnda olup biten bir olaydr. Tarihi belirlenmek istenen
olay ile (ya durumu ile) tarihi belirlemeye yarayacak ilinti erevesi (deprem), alt
dzeydeki bir sentez rnei sunar. Zaman kavramnn gerektirdii sentez dzeyinin
ykseklii, bu aamada, mevcut bilgi ve yaant ufkunun ok tesindedir.
Btn bu sylediklerimizden zaman kavram bakmndan kan sonulara yle bir gz
atacak olursak unu syleyebiliriz: Zaman, nesnel olarak (bilinten bamsz) var olan
bir akn kavramsal yansmas olmad gibi, btn insanlara zg, her trl somut
deneyimden nce gelen bir yaant biimi de deildir. Zaman hak-k nda dnrken
karlatmz bir glk de, snflandrma arac olarak sorgulamadan kullanp
durduumuz dnsel ekmecelerden herhangi birine zamann yle kolay kolay
uymamasdr. Zaman sorunu, o unlukla fizikilerin ya da metafizikilerin bir sorunu
gibi grnr. Bu yzden de zaman zerinde kafa yorarken aya mzn altndaki zemini
kaybederiz. Ama salam bir zemine basabilmek iin zaman sosyolojinin konusu olarak
tanmlayp bunun karsna fiziin konusu olan zaman karmak da (yani sosyal
zaman fiziksel zamann karsna karmak da) yetmez. Tarih koyma, zaman
belirleme abalar, sosyal ve doal/ fiziksel olarak blnm bir dnya kavrayndan
veya zne ve nesneye ayrlm bir dnya kavrayndan hareketle anlalamaz.
Tarihlendirme ya da zaman belirleme giriimleri, bir taraftan hem insanlarn elinin
demedii (doal trden) hem de insan mdahalesiyle yapay trden fiziksel glerin,
dier taraftan dnce yoluyla sentez yapma yetenei tayan insanlarn, ardl olaylara
ezamanlym gibi bir btn olarak bakabilmelerini gerektirir. Zaman anlayabilmek
iin, doa ve insan gibi iki ayr yerden deil de, doann iindeki insan
noktasndan, daha dorusu byle bir insan anlayndan hareket etmemiz arttr.
Bylelikle zamann ne olduunu anlama abas kolaylamakla kalmaz, bunun yan
sra doabilimlerin aratrma alan olan doa ile sosyal bilimlerin ya da insan
bilimlerinin aratrma alan olan insan toplumlar biiminde dnyay ikiye ayran
yanltc yaklam da (bilim alanndaki hatal bir gelimenin rn bir ayrm) ortadan
kalkabilir.
Bugn doa kavram, doabilimlerin toplum iindeki yksek statleriyle
belirlenmektedir. Ama itibarlar ne olursa olsun, doabilimleri gene de dnyann snrl
bir alanyla uramaktadr. Doal evrenin belli bir trdeki ilikilerini odak alan bu
bilimler, insan ili kilerinin temsil ettii st dzeydeki bantlar, doaya ait olmayan
dzlemlerin ilikileri sayp ilgi alanlarnn dnda brakmaktadrlar. Gelgelelim, doa
kavramnn ne anlama geldiini kavrayabilmek iin, sosyal ilevlerin olduka st bir
dzlemde incelip ayrmlat, insanlarn hedef ve amalarnn birbirine entegre edildii
bu yksek gelimilik basaman temsil eden, gnmz insannn, o doal evrenden
kageldiini unutmamak gerekir. Doann yn nceden belirlenmemi, krlemesine
hareketi iinden sadece helyum ekirdeklerinin ya da Ay llerinin deil, sonu olarak
biz insanlarn da ortaya kabildii gereinden kaamayacamz gibi bu bilgiyi doa
kavrammzn iine yerletirmemiz de arttr. nsanlarn bu gerei bilmekle, gerek
birbirlerine gerekse de szcn dar anlamnda doaya kar tutum ve
davranlarnda omuzlarna hangi sorumluluklarn yklendiini burada tartacak deiliz.
Akademik dallarn bavurduu geleneksel snflandrmalar, doa ve toplum diye ya
da bazen, doa ve kltr diye ikiye blnm bir dnya tasarmn krkleyip
durmaktadr. Ama buna kar lk, evreci hareketlerin bnyesinde, insanlarn, yaltlm
ekilde kendi balarna deil de, doa denen olayn iinde yaadklar ve kendi insan
doalarnn zgl yapsndan g alarak ya da hatta kendi hayat kayglarndan yola
karak bu ilikiye mdahale etmeleri gerektiini vurgulayan yeni bir anlay kendini
hissettirmektedir.
nsanlarn, bir eyin zamann belirleyerek zmeye altklar sorunlar, hep temel
bir konuma, yani geni lekli bir dnyada, yani doal evrende yer alan insan
topluluklarna iaret etmektedir: Zamana bavurulan her yerde ve her durumda,
gerekten de, insanlar yaadklar evreler iindeki, yani hem sosyal hem de fiziksel
olaylarn ak iindeki faaliyet ve ilemlerin aktrleri olarak ortaya karlar. Elinizdeki
bu metinde, insanlarn zaman belirlemenin verilerine niin ve hangi amalarla ihtiya
duyduklar sorusu en genel biimiyle sorulacaktr. Bu soruya cevap vermek kolay
deildir. Konu alabildi ine genitir. Ama bir ba lang yapmak gerekirse, olaylarn
srekli aknn oluturduu silsile iinde birbirinin ardndan gelen durumlarn ve
srelerin, ayn andaym gibi yan yana konmalarnn ve birbirleriyle dorudan
karlatrlmalarnn mmkn olmay nedeniyle, zaman belirleniminin verilerine
muhtacz. Demek ki, herhangi bir toplumda, herhangi bir nedenle, belli bir dzlemin
olaylarnn genel ak iindeki belirli olaylarn srelerini, bunlarn zaman dilimi olarak
uzunluklarn ve konumlarn tespit etmek bir ihtiya haline gelmise, bu durumda,
baka bir dzlemin olaylar silsilesinin iinden seilecek belli bir sre dilimini, rnein
Gnein sonsuz hareketi iinde, bizim dnyamza gre douu ve bat arasndaki
zaman uzunluunu, birim olarak kullanmak durumundayz. Geri bu ikinci dzlemdeki
btn deiimler de, rnein Gnein douu ve bat, aslnda bir kerelik, bir daha
tekrarlanamayacak, tersinmez bir ak dorultusunda gerekleen srelerdir; ama ite
bu hareket btn iindeki tek tek deiimler, dou-bat rneinde olduu gibi, bize
az ok kurall ve birim olarak kullanlabilecek bir deiim kalb sunar. Gne in gzle
grdmz hareketi, ufuktaki belli bir noktadan doup baka belli bir noktaya ulaana
kadar geen sre ya da saat gibi insan eseri olan teknik bir enstrmann sresel
dilimler gstericisi olarak akrep ve yelkovann iki ya da daha fazla pozisyon arasndaki
hareketleri, tekrarlanabilen sre kalplarna birer rnektirler. Bu birim kal plar, art arda
gelen ve bu yzden birbirleriyle karlatrlmalar mmkn olmayan pozisyonlarn ya da
pozisyonlar arasndaki zamansal uzunluklarn, karlatrma yoluyla belirlenmesini
salar. llen olaylar n dndaki bir dzlemden alnm bu birimler, dzenleyici ve
zihinsel semboller olarak zaman birimi anlamna brnr. Demek ki zaman ifadesi, iki
ya da daha fazla, srekli hareket halindeki olaylar iindeki dilimlerin balang ve biti
pozisyonlarn ya da bu pozisyonlar arasndaki sreleri birbirleriyle ilikilendirme
anlamna gelir. Bu ili ki, iletiimsel zellik tayan sosyal bir sembol olan zaman
kavramnda ifadesini bulur. Bu kavram belli bir toplumun erevesi iinde ya anabilen,
yaantmzda yer alan, ama duyularla alglanamayan bir imgeyi, yani insanlarn
belleinde yer alan bir imgeyi, ses dediimiz alglanabilir bir kalp halinde, [z/a/
m/a/n], insandan insana tayabilir.
Eski bilgi teorisinin alkanlklar dorultusunda burada yle bir dnce ortaya
kabilir: Demek ki/ zaman, tek insann kurduu bir ilikidir ve tek tek insanlarn
dnda olgusall yoktur, var olamaz. Bu eksik karsamann nedenlerinden, daha
dorusu zaaf kaynaklarndan biri, bu dncede, bilginin znesi olarak bir toplumun
deil de bir insann anlalmasdr. Bu bir zaaft r, zira tek ki i, zaman kavramn kendi
yetenek ve gcyle kefetmi deildir. nsan zaman, gerek bir kavram olarak gerekse
de bu kavramla kopmaz bir birlik oluturan bir sosyal kurum olarak ocukluundan
balayarak renir. Zaman n kavram ve kurum olarak var olduu bir toplumda,
zaman kavram, felsefecilerin zihninde olumu ve karmza felsefe kitaplarnda kan
bir dnme enstrman deildir. Byle toplumlarda yeti en herkes, zaman olduka
erken yalarda, sosyal bir kurum olarak tanr ve renir. ok gemeden de onu bir d
zorlama, insann dndan dayatan ikinci bir doa olarak hissetmeye balar. Ki i, ilk on
ylda zaman kurumlamasna uygun ekilde kendini disiplin altna almay ve kstlamay
renemezse, yani yetimekte olan bir insan byle bir toplumda, olabildiince erken bir
dnemde, gerek davranlarn gerekse duygularn zamann sosyal kurumlamasna
uygun bir ekilde ayarlayp dzenlemeyi renemezse, bu toplumda yetikin bir insan
konumunu temsil etmesi g, hatta olanaksz olabilecektir.
Zamann sosyal dzlemde kurumlamasndan treyen kendini kstlama ve zamana
gre ayarlama basncnn kiinin btn bir yaamna yayldn biliyoruz. Bu iliki bize,
uygarlama srelerinin, bireyin kiilik yapsnn ayrlmaz yanlarndan biri olan sosyal
davran alkanlna damgasn nasl bastn gsteren belirgin bir rnektir. Sosyal
dzlemdeki bu bask, giderek bir i bask kurumlamasna, bir tr zaman vicdannn
olumasna dnmtr ve bunu unutmamamz nemlidir. (Bu zaman vicdan her
kiide ayn tepkileri ortaya koymaz ve przsz ileyen bir kstlama mekanizmas
oluturamaz. Kiinin zaman basncna uymamas, dakiklie aldr etmemesi,
faaliyetlerini gerektii gibi zaman dzenlemelerine gre ayarlamamas sz konusu
olabilmektedir.) Sosyal zaman kurumla masnn kiiye bir d zorlama olarak yapt
basncn rn olan zaman vicdan, tek tek insanlarn, olup biten her eyi zamann ak
iinde gerekleiyormu gibi yaamasna neden olan eyin, insan olaylar byle
alglamaya zorlayan doutan getirdikleri bilincin bir zellii olduu yolundaki yanl
anlayn kaynan anlamamza da katkda bulunur. Sosyal davran alkanlklarmz,
insan doasnn kendine zg, renilmi olmayan bir zellii olarak dnlmektedir.
nsann kendi zaman yaantsn, kanlmaz ve zorunlu bir ey olarak hissetmesini
yanl bir yorumla kavrayan felsefi sbjektivizm, inandrcln byk lde bu
duygumuza borludur.
Bu izi srecek olursak, geleneksel bilgi teorisinin tuzaklarndan kurtulmamz
salayacak admlar da atmamz kolaylaacaktr. Burada bir kar latrma ya da
benzetme yapabiliriz. Elbette her benzetme gibi, bu da biraz topallayacaktr. Zaman
belirlemenin, insanlar iin ne gibi ilevler tad sylenebilir. Toplumsal geli menin
seyri iinde bu ilevlerin hangi bakmlardan deiime uradklar da ortaya konabilir. Bu
deiimler, dnerek zaman belirlemenin biimine ve yollar na etkir; ayn zamanda bu
amaca hizmet eden ara ve enstrmanlar da deiir. Oysa zamann ontolojik stats,
varlklar arasndaki yeri, bugn hl aklanabilmi deildir. Zaman zerinde kafa
yorarz; ama karmzda ne trden bir eyin bulunduunu doru drst bilmeyiz.
Zaman, bir doa nesnesi midir? Doa olaylarnn bir paras mdr? Yoksa bir kltr
nesnesi midir? Yoksa, zaman szcnn dilbilgisel tanmda bir isim olmas, onun bir
nesne olduu yanlsamasn m yaratmaktadr? Saatlerin zaman gsterdiklerini
sylediimizde, aslnda onlar neyi gstermektedir?
Belki zaman, insanlarn tarihsel sre iinde yarattklar ve kendileri iin ok belli
bal ilevleri yerine getiren baz aralarla karlatrmak bizi birka adm teye
gtrebilir. Mesela bir tekneyi ele alal m. Birileri kalkp da, teknenin denizle ya da
akarsuyla ayn ontolojik staty paylatn, bunlar gibi bir varlk ya da doa nesnesi
olduunu ileri srecek olsa, olduka tuhafmza gidecektir bu. Gene biri kalkp, tekneyi
ina eden kiinin bu alma srasnda, transandantal (akn) bir tekne tasarmna gre
hareket ettiini, bu akn tasarmn doutan, deneyle renilmemi olan doal bir
beceri olarak onun iinde mevcut olduunu, bir tama arac olan teknenin ait olduu
dnyann ne akarsuyuyla, ne deniziyle ilgili herhangi bir deneyimin burada bir rol
oynamadn sylese, ayn yadrgamay yaayabiliriz. Sz konusu tekneyse, bunun
insanlarca belli amalar iin ina edilmi olduu aikrdr. nsanlarn ya da onlara denk
varlklarn bulunmad bir dnyada zaman da olmazd. Ayrca ne saat bulabilirdik
byle bir dnyada ne de takvim. Gelgelelim bunu syler sylemez, ounlukla hi
farknda olmadan, zamann bir dnce ya da ide olarak anlald ve temel sorunun,
bu idenin gerekliin aslna uygun bir yansmas olup olmad biiminde sorulduu
geleneksel bir dnce (felsefe) dnyasnda buluruz kendimizi. yi ama, zaman akl
yrtmenin konusu olarak alndnda, insann tasarmndan baka bir ey deildir mi
diyeceiz? Aada, bu soruya iyi kt bir cevap vermeye alacaz. Ama dncelerin
dur durak dinleyecek halleri yok. Bunlarn tesine geen birka baka dncenin de
yarar olacaktr belki.
Tpk tekneler ve saatler gibi zaman da, insanlar arasnda birtakm belli grevlerin
karlanabilmesi ve insana zg hedeflere ulalabilmesini salamaktadr. Olaylar n
ak iinde, daha nce de belirttiimiz gibi kendi bana belirsiz kalacak durumlar,
uraklar ve sresel paralar zaman yardmyla belirlenir. Gnmzde zaman, ok
eitli ve deiik grevlerin yerine getirilmesi, sosyal iliki ve faaliyetlerin dzenlenip
birbirleriyle koordine edilmeleri amacyla kullanrz. Ne var ki, zamann insan eseri bir
ara olduunu ileri srmemiz, zaman ile insan arasndaki bu ilikinin altn fazlaca izer
ve zamann sadece ve sadece insan tarafndan belli ihtiyalar karlamak iin icat edip
gelitirilen bir ey olduu izlenimini yaratr. Asl nda bu sadece vurgusunun arkasnda
bir hayal krkl yatmaktadr. Bilgi teorisinde yans tma ilkesine yaslanan gr bir
ideden, gerekte var olann yanstlmasn bekler. Oysa burada, zamann insana ait bir
icat olduunun sylenmesi, yine yanstma mantnn bir sonucu olarak, zaman
kavramnn insanlarn kafasnda durup dururken ortaya km bir ide olduunu dile
getirmektedir. Oysa zaman yle insanlar n kafasnda birdenbire domu bir ide, bir fikir
deildir. Bir ide olduu kadar, sosyal geli miliin durduu yere gre farkllk gsteren
bir kurumdur. Tek tek ki iler byrlerken, kendi toplumlarnn kullandklar zaman
iaretlerini anlamay ve eylem ve faaliyetlerinde bunlara gre hareket etmeyi
renirler. Zaman n belleimizdeki imgesi, yani her bir insann sahip olduu zaman
tasarm, bir yandan zaman temsil eden ve iletiimde zaman kullanan sosyal
kurumlamalarn gelimilik dzeyine bamllk gsterirken bir yandan da tek tek
kiilerin ocukluklarndan itibaren zaman ile kurduklar bireysel ilikilerce belirlenir.
Gelimi toplumlarda saatler, nde gelen zaman temsil mekanizmalar dr. Ama i te,
saat denen mekanizma, zamann kendisi deildir. Geri zaman da enstrmantal
karakter tar, ama onun bu karakteri, kendine zg, bamba ka bir tarzda tezahr
eder. Saat denen mekanizmalar ile zamann ilikisini irdelemeye kalktmzda,
karmza ilgin bir soru kmaktadr: Bir zaman belirleyicisinin, rnein bir saat
mekanizmasnn oluturduu fiziksel olay ak ile, ayn aygtn, zaman bildiricisi olarak
gerekletirdii sosyal ilev arasnda ne trden bir iliki bulunmaktadr? Aygt, bir
zaman belirleyicisi olarak, tpk gazete kdnn ve zerindeki basl yazlarn, haberleri
ve bilgileri okura tayan fiziksel aralar temsil etmeleri gibi, zaman bilmek isteyen
kiiye bir bildirimi tayan aratr . ster saat olsun bu ara isterse de Dnyann
evresinde dolat Gne, zaman belirleme ilemleri, her zaman duyularmzla
alglanabilir olaylarn ak (akrep-yelkovann hareketi, Gnein douu-bat)
zerinden gerekletirilir. Sz konusu yaz l ya da basl takvim olduunda da deimez
bu ilke. Takvim bizde zaman ak izlenimi yaratarak ayn ilevi yerine getirir. Ama ister
saatin hareketli gstergeleri olsun, ister ufukta hareket eden Gne, isterse de
takvimin birbiri ardndan gelen yapraklar; bu fiziksel aklarn zaman belirlemeye
yaramalar iin, bunlarn hareketli birer sosyal sembol karakteri de tamalar ve gerek
enformasyon iletici gerekse de dzenleyici birer sembol olarak, insan toplumunun
iletiim dngs iine, yani sosyal dzleme yerlemi olmalar arttr. Kaynaklar ve
zellikleri ne olursa olsun, zaman belirlemeye hizmet eden aralar, istisnas z her
zaman sadece insanlara hitap eden mesaj kaynaklardr. Saat denen mekanizmalar
insanlarca dzenlenmi olsalar bile bir ynyle hareketli olaylar, yani bir fiziksel ilikiyi
temsil ederler. Ama bunlar belli bir yoldan, rne in akrep ve yelkovann deien
konumlarna gre insanlarn semboller dnyasnn, sosyal dnyann iine yerletirilmi
fiziksel kkenli enstrmanlardr.)
Bir saatin kadran zerindeki akrep ve yelkovann ya da rakamlarn deien konumlar
insanlara, gerek kendilerinin gerekse de bakalarnn, olaylarn o byk ak iinde
belli bir anda hangi pozisyonda olduklarn ya da belli bir andan bir sonrakine, bir
pozisyondan bir dierine ulamak iin ne kadar srenin getiini gsterirler. Saatlerin
kadranlar zerindeki rakamlar, insanlar n buluu olan sembollerdir; takvimin deien
tarihleri de yle. Zaman budur. Daha do rusu, bunlar zamandr. u anda saat 13:10.
te bu, 13:10 zamandr. Elbette dili bu ba lamda kullanrken biraz dikkatli olmak
gerekiyor. Saatin zaman bildirdiini sylemek elbette mmkndr. Saatler bunu,
durmadan semboller reterek be boyutlu bir dnyada gerekletirirler; meknn
boyutuna eklenen zaman boyutunun yan sra iinde bu sembolleri anlamlandran
insanlarn bulunduu dnyadr bu. Bu insanlar algladklar bir biimi, kendilerine zg
tasarmlarla, belli anlamlarla ilikilendirebilmektedirler. te zamann baka hibir
ilikide rastlanmayacak kendine zg yan, bu balamdaki sembollerin (gnmz
teknik koullarnda bunlar genellikle rakam sembolleridirler) gerek fiziksel, gerek
biyolojik, gerekse de sosyal ve bireysel dzlemlerdeki olay aklarna uygulanarak
btn bu dzlemlere ait ama ve faaliyetleri btnletirmesidir.
Bu ilikiler iinde, bir zaman aygtnn, rnein saatin sembol yann fiziksel
yanlarndan herhangi bir ekilde ve anlamda koparmak ya da ayr ele almak mmkn
deildir. Tpk dilde olduu gibi, nasl ki zihnimizdeki tasarm, fiziksel nitelikteki seslerle
ya da ses birimlerinin kalplaryla kaynap tek bir sembol oluturmularsa, boyutlu
mekn ile zaman bir araya getirerek drt boyutlu bir hareketi tek bir olay olarak sunan
saatler, insanlar n birbirleriyle kurduklar iletiimi de karakteristik bir zellik olarak iin
iine katarak be boyutlu bir model oluturur. Bu be boyut, aynen dilsel sembolde
olduu gibi, ayrlmaz bir btn oluturur. Saat denen mekanizmann temsil ettii biim
araclyla, bir insan topluluu, tek tek yelerinin her birine belli bir anlamda mesajlar
yollar. Saat denen fiziksel aygt, mesajlarn yollaycs, dolaysyla da belli bir sosyal
bek iindeki davranlarn dzenleyici arac olarak ilev grecek ekilde kotarlmtr.
Saatin kadranndaki rakamlarn, sembol olarak ilettikleri ey, bizim zaman dedi imiz
eydir. Saate bakarz ve saatin ka olduunu grrz, syleriz. Sadece benim iin deil,
iinde yer aldm sosyal topluluun btn iin geerlidir bu zaman tespiti. Saatin
kadran zerindeki rakam sembolleri, ayrca doa olaylarnn akyla ilintili
enformasyonlar da iletirler bize. rnein, hareketlerinin bitimsiz ak iinde Gnele
Dnyann belli bir andaki konumunu, o anda akam m yoksa sabah m, gece mi
gndz m olduunu bildirirler. Demek ki u andaki sosyal gelimilik basamandan
grdmz gibi, zaman, hem bireysel, hem sosyal hem de insan dndaki doal
dzlemlerin birbirleriyle kurduklar geni ilikiler rgsn yanstan bir sembol olup
kmtr.
Btn bunlar gz nnde tutulduunda, ortaya eitli sonular kyor ve bunlardan
biri de, birey, toplum ve doa ilikisinin nceki dnemlere gre artk farkl bir tablo
sunuyor olmas. Gnmzde hl, fiziksel, sosyal ve bireysel dzlemler arasna kaln
izgiler ekerek her birini btnn dnda tutan bir kavramlar aygtyla ilem yapp
duruyoruz. zellikle de tek insann dnyadaki yeri ve konumu byle bir tecrit modeli
iinde alndnda, bu hkim tablo, biraz arpk durmaya balyor. Tek ki i, sanki
dnyaya kar bir bana orada duruyormu ve yaltlm bir varlk olarak davranyormu
izlenimi ediniyoruz bu tablodan. Toplum ile doa da ayn yaltmlardan tr ounlukla
kopuk, ayr dnyalar olarak kyorlar karmza. te belki zaman konusundaki akl
yrtmelerimiz ve uralarmz, dnyay yaltlm blmelere ayran bu tabloyu
dzeltmeye de katkda bulunabilir. Doann, toplumun ve bireyin i ie geerek bir
btn oluturduu ve karlkl bamllk halini temsil ettikleri gereine gzmz
yumarsak zaman ile olan bu uramzda da ilerleme kaydedemeyiz.
Saate ya da takvime yle bir baktmzda arpc bir ekilde grrz bu balan.
1212 ylnn 12. aynn, 12. gn saat 12 ise, demek ki, hem bireysel bir hayatn hem
de doann hareketi ve ak iindeki belli bir an belirlenebilir. Gnmzdeki geli milik
aamasnda, zaman, grdmz gibi, ok yksek dzlemdeki bir sembol sentezidir;
gerek toplumsal, gerek bireysel gerekse de doal hayatn ak iindeki pe pee
olaylarn zamansal konumlarn birbirleriyle ilintilemeye yarayan bir sentez.
Takvimin sembolle tirdii zaman buna gzel bir rnektir. Asl nda bir daha geri
gelmeyecek yllarn o sembol dzlemindeki ak iinde sembol birimleri olarak
yerletirilmi aylar, haftalar ve gnler belli aral klarla tekrarlanrlar, yani geri gelip
dururlar. Takvimin zaman sembolleri ile (Sal , ubat, Temmuzun 3. haftas-.n.) bu
sembollere bir zamanlar modellik etmi doal olaylarn sembolleri (rnein aslnda
gene tekrarlanmayan, bir kezlik olan, ama periyodik bir hareket olarak
sembolletirilebilen Ayn, Gnein, yldzlarn hareketleri-.n.) gemi te birbirleriyle
balantl alglanyordu. Bu iliki bugn tamamen unutulmu deildir; ancak gemiin
basamaklarnda olduu kadar sk bir iliki saylmaz artk . nsanlar, Gne ile Ayn
grnrde tekrarlanan hareketleri arasndaki ilikide grlen uyumsuzluklar bir lde
azaltmay baard. Azaltmak zorundaydlar. nk olabildi ince dzenli bir zaman
akna duyulan artan ldeki sosyal ihtiyac karlayamayacak kadar bykt bu
uyumsuzluklar. Ama hi de kolay olmad Gnein, Ayn hareketlerini model olarak
kullanp bu doal olaylarn dilimleri ile sosyal hayatn kesitlerini bir takvim zaman
biiminde birbirine uyumlama ii . nsanlarn takvim yapmay renmeleri birka bin
yllarn ald. O noktaya gelene kadar zaman, tekrarlanan, periyodik biimde geri gelen
zaman birimlerinin sembolleriyle temsil ve ifade edip bu birimleri sosyal olaylarn
akn ayarlayan aralar olarak kullanma abasnda, bu sembollerin oluturulmasnda
model ilevi gren Ay ve Gne gibi gk cisimlerinin hareketlerinin uyumsuzluklarndan
doan aksaklklar yznden srekli sorunlarla karlalm, sembolik zaman birimleri
ile doal hareket dzlemi bir trl rtmemilerdir. Geli mi toplumlarda zamann bu
kadar olaan karlanmasnda ve bir zamanlarn glklerinin unutulmasnda takvim
gibi zaman belirleyicilerin, bugn sorunsuz ve przsz kullanlabilmelerinin pay olsa
gerek.
Genellikle, tek insann, iinde yaad toplumun yelerince oluturulmu ilikiler
rgs iinde belli lde nispi bir zerklii, serbest hareket edebilecei bir alan
bulunmaktadr. nsanlk da kendi yasalarna gre hareket eden bana buyruk doal
dnya iinde gene nispi bir zerklik alanna sahiptir. Ama i te, gerek tek tek insanlarn
gerekse doa karsnda btn bir insanln bu serbestlik alanlarnn snrlar oynaktr;
alanlar genileyebilir veya daralabilir. Ama son sz hep doanndr. Gene de bu hkim
doann iinden, bugn bilip tandmz en yksek sosyal gelimilik dzlemini temsil
eden dzen basama kmtr; teki birok yetenek ve becerilerinin yan sra
semboller kullanarak -genlerde depolanm olmayan, kaltmsal olmayan,
sosyallemeye zg, renilmi, dolaysyla insanlarca kotarlm bu
sembollerlebirbirleriyle iletiim dediimiz ei rnei bulunmaz ilikiyi kurmu ve gene
semboller yardmyla dnyadaki iliki ve faaliyetlerini dzenlemeyi rejnmi insanlarn
dzenidir bu.
Burada zamann sembol olma zelliinden sz ettiimiz iin iletiim sorunu asndan
bir noktaya ksaca da olsa deinmemiz gerekiyor. Anlatt mz iletiim tarz, sosyal
sembollerle gerekletirilen bir iletiimdir. Bir insan topluluunun dili, o topluluk iinde
byyen tek tek insanlarn iletiim aracna, bir birey olarak kiinin ayrlmaz parasna
dnr. okluu, yani ok sayda insann bir aradaln temsil eden insan
toplumunun karakteristik zelliklerinden biridir bu. Baka bir deyile, insan varlnn
tezahrleri, yani somut biimleri, sadece tek tek insanlarn dnda bir olgu, yani sadece
bir d dnya olgusu olmayp, ayn zamanda tekin kiilik yapsnn bir parasdr.
Sosyal dilin, durmadan bireysel dile dntrlmesi, sosyal verilerin ve olgularn srekli
olarak bireyselletirilmesine verilebilecek rneklerden sadece birisidir. Bu trden
dnmler, ounlukla gzden karlr ya da ayn srecin dier parasn oluturan
bireyin sosyallemesi sreci yznden rtlp grnmezleir.
Konuya bu gzle bakarsak, teki merkeze yerletiren ve oku sonradan ortaya
km gibi gsteren tablo kendini ele verir. Ba kalaryla birlikte yaamay ve bu birlikte
yaamann gereklerini ifade etmek iin kullanlan sosyalizasyon kavram, toplumsal
zelliklerin bireye sonradan eklenen bir ey olduu dncesini getirmektedir.
Balangcn bireyden, bireyin durduu yerden yaplmas, buradaki haliyle gene de
nispeten lml, ksmen savunulabilir bir anlay saylabilir. Ama tekle ilgili grler
arasnda hibir ynden benimseyemeyeceimiz grler de vardr. Max Webere
balanabilecek eylem teorileri bu kincilere rnektir. Gezegenimizi evrenin merkezine
koyan geosentrik teorilerde olduu gibi, bu eylem teorileri de, kii kendini tek olarak
nasl yayor ve alglyorsa o haliyle, o engin dnya hakkndaki dncelerin k
noktasna koyar; teki zihin szgecinden geirmeden kendi bana ele alnca bu sonu
doaldr. nsanlarn toplumda nasl bir arada yaadklarn anlamak iin, bu tek insan
dncelerin k noktasn oluturur. Bu trden bir sosyolojik teori yntemi tek ki iyi,
dncede, kendi yaltlm eylemlerine indirgeyecek kadar ileri gidebilmektedir. Bu
durumda artk toplum, tek tek insanlarn yaltlm eylemlerinin oluturduu bir mozaik
gibi grnecektir. nsann aklna Alman airi Morgensternin dizeleri geliyor:
Bir diz tek bana dnyay dolayor.
Sadece bir diz, o kadar!
Bu anlaya bal kaldmzda, eylem ve davranlar da grnrde bir balarna
dnyay dolap durmaktadrlar. Ya da ayn mantn uzants olarak eylem ve
davranlar, birbirleriyle birleerek ynlar ve bylelikle de toplumlar oluturmaktadr.
nsann sadece dizini deil, btn bir insan bile alsak, onun nce bir bana dnyada
dolanp durduunu ve sonradan ve tamamen rastlant sonucunda davran ve
eylemlerini, teki insanlara bakarak onlara gre ayarladn dndmz srece bu
abamz insan anlamamza yetmeyecektir. Her insan, var olmak iin, kendinden nce
gelmi ve gemi teki insanlarn varln gereksinir.
Bir ocuk, ancak mevcut bir insan topluluu ya da bei iinde, ona ayak uydurarak
byrse geliebilir, insan olabilir; dolay syla da kendisinden nce o sosyal bekte
mevcut olan dili renerek ya da drtleri, gdleri, duygu ve heyecanlar denetleyip
onlara hkim olmay, onlar kstlamay reten bir uygarlk kurallar katalounu
tanyp benimseyerek. Bunlar sadece teki insanlarla bir arada ve birlikte yaayabilmek
iin vazgeilmez admlar olmakla kalmazlar, ayn zamanda insann kendisiyle
yaayabilmesi, bir insan bireyi olacak ekilde byyp geliebilmesi ve de hayatta,
ayakta kalabilmesi iin gereklidirler.
nsan zelliklerinin okluu ve eitlilii kendine zg bir dzende yanssn bulur.
nsanlarn bir arada yaamalarnn o zgn, biricik olma zellii, gene ei bulunmaz,
spesifik sosyal olgular da beraberinde getirir. te bunlar tekten hareketle ne
anlayabilir ne de aklayabiliriz. Dil buna gzel bir rnektir. Bir sabah uyansak ve btn
insanlarn hi anlamadmz bir dili konutuklarn grsek halimiz nice olurdu? Belli bir
sosyal olguya paradigmatik bir rnektir dil. Bir insanlar okluunun, bir toplumun
gereksindii, ama ayn zamanda toplum bireylerinin srekli olarak bireyselletirdikleri
sosyal olgulardan sadece biridir. Sosyal olgular ve dil, bir sosyal toplulua dahil olan
her yeni yeye bir lde yansr, onun ki isel davran ve duygu matrisini oluturur,
sosyal alkanlna dnr, ama ayn zamanda bu alkanln iinden, sosyal bein
o tek yesini tekilerden ayrt eden bireysel zellikler de geliir. Bu ortak sosyal
olgular, bir sosyal be in her yeni yesine kadar yaylp sirayet eder; onun kiisel
davranlarn, duygularn yanstan bir modele dnr; onun sosyal alkanl, tavr
al biimi olup kar. Bu sosyal oluumun iinden, teki sosyal topluluun teki
yelerinden ayran yanlar da treyip geliir. Topluluun ortak dili de belli bir yere kadar
bireysel etkilerle dnmlere urayabilir. Ama dilin bireyselle tirilmesi ipin ucunu
karnca, dil de artk o sosyal bein btn yelerinin anlayabilecei bir iletiim arac
olmaktan kaca iin, iletiimsel ilevini kaybeder.
Gerek vicdann oluup gelimesi gerekse drtleri ve duygusal
tepkileri kstlamann, bunlara hkim olmann, uygarlk iindeki biimleri de ayn trden
baka rneklerdir. rnek olarak paray ve zaman ele alabiliriz. Gerek parann gerekse
zamann kullanl ve deerlendirilii, belli bal kiisel davran ve duygulanm
kalplarn, daha dorusu sosyal alkanlk modelini de temel ynleriyle yanstrlar.
Topluluk yesi olarak tek ki i, paray ve zaman deerlendirme, kullanma biimi
asndan topluluun teki yeleriyle ortak bir tavr paylar ve bu iliki, onun bireysel
kiilik yapsnn oluup gelimesinde atlanmaz bir ilev tar. rne in para ilikilerinin,
en ince ayrntsna kadar sosyal olarak dzenlenmi olduu ve bu balamda bireyler
zerinde youn bir basknn bulunduu toplumlarda, para karsndaki bireysel
tutumlarn farkllklar geni bir eitlilik yelpazesi oluturur. Bu gibi rnekler, bir genel
sosyal alkanlk modelinin her bir tek (kii) tarafndan aynen uygulanmasnn pek sz
konusu olamayacan gsterir. Ellerine geen en kk f rsatta, sadan soldan, ok
kk miktarlarda da olsa, dn para alp bunu geri vermeme gibi ilerindeki bir
zorlamaya uyan insanlara rastlamak mmkndr; ya da mecburmu gibi, ayan
yorganna gre uzatmamakta srar eden kimselere her zaman rastlarz. Benzer bir
durum da, zaman bakmndan bireylerin kendilerini denetleme becerilerinin yksek bir
standarda ulam olduu toplumlarda, dakik olmama konusunda adeta direnen
insanlarla karlatmzda sz konusudur. Belki de iinde bulunduumuz aamada,
para ve zaman gibi konularda bir topluma egemen davran klielerinin, teki deyile
sosyal alkanln iinden, o bireysel davranlarn, yani alkanlklarn nasl olup da
trediklerini enikonu inceleyip kavramaktan henz uzaz. nsan toplumlar baka hibir
organizasyonunkine benzemeyen tipik ilikiler sunarlar. Bunlardan biri, tek insann,
nce toplumun teki yelerinden renme, onlarn (bilgilerini) alkanlklarn
zmseme ve kendine mal etme sreleri zerinden mevcut sosyal alkanlklarn
klielerini edinip buna gre kendini denetlemeye ve kstlamaya ynelmesi, ama bu
sosyal boyuta ramen nispeten zerk, davranlar bireysel tipiklikler gsteren, yani
belli bir anlamda u veya bu lde kendine zg, biricik bir kiilik yaps gelitiren biri
olabilmesidir. Bu olgular, kavramlar mzn mevcut gelimilik dzleminde henz kolay
kolay ifade edilebilecek gibi deildir. Dil sosyalizasyonun bir arac dr dendi mi, bu
ifadeyi anlamak herhalde kolaydr. Ama bunu sylerken bu renme srecinin kendine
zg karakteristik yanlarnn hakkn tam vermi saylmayz . nsanlarn renilmemi,
doal kaynakl iletiim aralar niteliindeki donanm, teki canllara kyasla byk
lde dumura uramtr. Buna kar lk tek tek insanlarn sosyal bir iletiim aracna,
zemini biyolojik olan dile ynelik bir renme mecburiyeti daha dorusu dil edinme
mecburiyeti o lde artmtr. okun ileti im arac olarak anladmz dil, tek insan
onu renmeye kalktnda, her zaman renilmeye hazrdr. yleyse bu anlamda dil
kendini, tekin onu renmesiyle bireyselletiriyor demek pek de yanl olmaz.
nsan topluluklar iinde kullanla kullanla gelien dilsel sembollerin esizlii, bu
sembollerin insan iletiiminde oynadklar rolle snrl deildir. Sosyal dzleme zg
sembollerin iaret etmekle yetineceim bir zellii de, insanlar arasnda, gene
vazgeilmez bir baka ilikiler dzenleme arac olan bilgi ilevi yklenmeleridir. Her
sosyal bekte, orada doan tek kiinin mevcut ve hazr bulduu ve tpk dil gibi, bir
kuaktan tekine dil sembolleri araclyla aktarlan belli bir genel bilgi birikimi
mevcuttur ve tek birey, sahip olduu byme potansiyeli sayesinde, doumundan nce
o toplumda birikmi bu bilgileri renme yoluyla kendine mal ederken, tpk dili
bireyselletirdii gibi sosyal bilgi birikimini de bireyselleti ri r. nsanlarn bu yolla
edindikleri genel bilgilere dayanarak sosyal bek iindeki faaliyet ve ilikilerini tayin
etmek zorunda olmalar ve tayin edebilmeleri, teki deyile, hem tek kii hem de
topluluk olarak ayakta kalabilmek iin bu sosyal sembolleri renmek zorunda olular,
yani sosyal birikime bamllklar, insanlar btn teki gelimi canllardan ayran, salt
onlara zg karakteristik yanlardan biridir.
nsanlarn toplumsal gelimenin belli bir basamandan itibaren olaylarn ak
iindeki yerlerini tayin edebilmek iin renmek zorunda olduklar aralarndan biri de
zamandr. Bu ba lamda da tpk dil ve bilgide olduu gibi, sosyal bir olgunun
bireyselletirilmesinden sz edebiliriz. Eklemek gerekirse, dili bireyselletiren tek
kullancnn kendini denetleyip topluluun diline uyum salamas, btn bir insan
cinsinin karakteristik bir zelliidir, yani homonidler topluluunun geirdii upuzun bir
evrimin sonucudur. nsanlarn kendilerini zaman bakmndan denetleyip ayarlamalar
ise bata ok ar aksak yol alan ve ok ge ortaya kan bir sreci temsil eder. Ve
ancak bu gelimenin nispeten bize ok yakn basamaklarnda zaman, art k kanlmaz
ve her eyi kapsayan bir d zorlamann, kstlayc bir basncn sembolne
dnmtr. Bu incelemeyi srdrdke, zamann bu zorlamasnn ve basncnn,
okun tekler zerindeki bir basks anlamna geldii, genelin teki zorlamas, yani
sosyal bir zorlamann sz konusu olduu, ama ayn zamanda kendi yalanmasn
grmekten kaynaklanan doal bir zorlamann da sz konusu olduu, belki biraz daha
net ortaya kacaktr. ok olandan, genel olandan teke doru dnmek, teki okun
iinde kavramak, teki deyile, rolleri saptayarak dnmek, imdilik belki hl biraz
gtr. Byle bir dnme tarz, insann kendisini kendi karsna koyup bakabilmesini,
kendisi ile arasnda mesafe koyabilmesini gerektirir ki, byle bir beceriye henz tam
olarak ulaabilmi saylmayz. zellikle de genelden, toplumdan teke gidilmesi
gerektiini ileri sren politik anlaya kar duyulan tepkiler, farkl politik tavrlar, byle
bir incelemenin yolunu tkamaktadrlar. Evet geri insanlar inceler ve aratrrken, ok
olandan teke doru yol alan bir dnme tarzn benimsemek gerektiine iaret eden
gr, toplumu birey karsnda, ona gre daha yksek bir konuma yerletiren ve
daha fazla nemseyen politik bir kanaatin ifadesi olarak anlamak mmkndr. Ama
bizim derdimiz, birey ile toplum arasndaki ilikinin nasl olmas gerektiini tespit
etmek deil, nasl olduunu, bunun ne trden bir grnt sunduunu aratrmaktr.
Yani, dier bir deyile mevcut bir durumu tehis etmektir.
te sorunu bu balamda anladmzda, bu metinde geni ekilde ele alacamz
zaman zorlamasnn ve basncnn ortaya kmas sorunu, bir sosyal olgular aratrma,
dolaysyla da sosyal olgular tehis etme sorunu olarak grlebilecei gibi, gene bu
balamda karmza kacak olan toplum ile birey arasndaki ilikinin ne tarzda bir
ilik^ olduu sorunu da ok verimli sonulara gtrebilecektir bizi, damann, tekin
zerine zorlama uygulayan gizemli bir g olarak alglanmas hi de yeni bir ey
deildir. Horaz bile yle demiti:
Eheu fugaces, Postume, Postume,
labuntur anni...
1
(Heyhat, Postumus,
Yllar uarcasna kayp gidiyor...)

1-Horaz, Carmina II, 14.

Ozann uucu, kac yllarn akp gidiine yakn, ilkalarn iinden bize uzanan,
tazeliini hi kaybetmemi bir serzeniin, bir aresizliin ifadesidir. Horaz daha o
gnlerde, aslnda insan buluu zaman sembollerinden biri olan yllara, geme, akma,
ele avuca smama zellii atfediyor; oysa aslnda yl, bireysel mrn lme doru
yol alnn, yani bir doal srecin, dzenleyici sembollerle bir periyodik matris iine
yerletirilmesinin, bu anlamda doal olann bir tr sosyal mdahaleye uramasnn
ifadesidir. mrn lme doru yol almasnn kanlmazl ve bu yolculuun
paralarnn ardkl, dilimlerin birbirlerini belli bir sra iinde izlemeleri, hibir zaman
insanlarn iradelerine ya da bilinlerine bal olmamtr. te bu doal akn yllar
biiminde dzene sokulmas, insanlarn, kendi sosyal amalar iin yl denen dzenleyici
sembol gelitirmelerinden sonra mmkn olmutur!'
stelik antik toplumlarda zamann belirlenmesi ynndeki sosyal ihtiya hibir
zaman, ne bu antik toplumlara gre rgtlenmesi daha karmak olan toplumlardaki
kadar ne de gnmzn sanayi toplumlarndaki kadar byk ve her dakika hissedilen
scak bir ihtiya olmamt. Sosyal rollerin ve ilevlerin gitgide incelip farkllamas ve
oalmas, ama ve faaliyetlerin gittike daha ok btnlemeleri sonucunda ortaya
kan hzl gelimeyle birlikte, modern dnemin toplumlarnda, farkl insanlar zaman ile
ilikilerini kendilerince farkl ekillerde kurmu, zaman karsnda kendilerine zg bir
hassasiyet gelitirmilerdir. Saatlerin, takvimlerin, hatta ta t hareket saatlerini
gsteren planlarn temsil ettii o sosyal d zorlama ya da bask belli bir sre iinde
iselletirilerek, bu toplumlarda, bireylerin kendilerini bizzat denetlemeleri ve bask
altna almalar ve faaliyet ve davranlarn belli bir zaman matrisine gre ayarlanarak
kendilerini kstlamalar sonucunu dourmutur. Zamanla iselle en d zorlamalarn
basnc, nispeten dayatma duygusu yaratmayan, sknt vermeyen, lml, ll, hatta
zaman iine yaylm, iddete gerek duymayan bir zorlamadr; ayn zamanda her yerde
karmza kan ve kanlmaz bir basntr.
Sosyal dzlemdeki zaman dzenlenmeleri, bireyin sosyal hayatnn daha ilk
evrelerinde bireysellemeye balad iin, yani insanlar zamann dzenleniinden
kaynaklanan zorlamay iselletirdikleri iin, insanlarn zaman vicdanlar salam,
sarslmaz, gvenilir ve sesine hep kulak verilen bir vicdan niteliine brnmtr.
Zamann neresinde bulunduumuzu, saatin, gnn, ayn ka olduunu durmadan soran
i sesimiz, ite bu basknn hemen hi susmayan sesidir. Byle olunca da, insanlar n
edindikleri bu kiilik yapsnn gerei olarak btn doal ve sosyal dzlemlere ve kendi
hayatlarna ait olay ve sreleri, kendi doalarnn, hatta genelde insan doasnn
karakteristik zelliklerinden biri gibi alglamalarnda da alacak bir yan
kalmamaktadr. Kkleri bu kadar derinlere uzanm, her an varln duyuran, ne azalan
ne oalan, kendisiyle hep ayn kalan bu zaman vicdan basks ile donanm insanlar,
kendilerinden farkl olan, zaman sorma ve renme zorlamasn kendileri gibi alglayp
hissetmeyen, dolaysyla byle bir zaman vicdanndan yoksun kimselerin de var
olabileceini ya da bir zamanlar var olmu olabileceini tasarlamakta glk ekerler.
yleyse, zamann toplumsal dzenlenii neredeyse paradigmatik bir biim arz eder ve
bir uygarlama srecinin karakteristik yanlarn yanstr.
Burada iin bir boyutuyla daha karlayoruz. Semboller, geli me boyunca gereklie
gitgide daha uygun hale gelip aradaki mesafeyi adm adm kapatmaya doru yol
aldklarna gre, insanlarn, sembol ile onun temsil ettii gereklii birbirinden ayrt
etmeleri de zorlayor demektir. rne in, daha da przsz hale getirilebilmesi sz
konusu olsa da mkemmel saylabilecek gnmz takviminin zaman sembolleri
gereklikle alabildiine yksek derecede bir akma sergilerler. te sembol ile
gereklik arasndaki bu denklikten dolay, birok kimse, kendi mrlerinin doal, fiziksel
ak dzlemi ile bu srecin takvime yansy arasnda (daha dorusu bu akan giden
mr ile takvimin gnlerinin geii arasnda) kurulmu ilikiyi kendi mrlerinin ak
olarak alglarlar. Asl nda geip giden, akan, gerek doal mrn kendisi ya da doann
ve toplumlarn deiimini salayan olaylarken, insanlar zamann geip gittii
duygusundan kendilerini kurtaramamaktadrlar.
Elbette insanlarn bu dnyadaki eylem ve faaliyetlerinde kararlar alabilmek,
durumlarn tayin edebilmek, yapp ettiklerini toplumun btnyle bir uyum iine
sokabilmek iin kullandklar semboller, hatta bu sembolleri kullanma yeteneklerinin
bizzat kendisi, gerekliin bir parasn temsil eder. Bu ynden bak ldnda, semboln
gereklikle u veya bu lde rttn sylemek zaten anlamszdr. Ama burada
konumuz bakmndan sembolgereklik ilikisi zerine daha fazla gitmemiz gerekmiyor;
bu kadar aklama bize yeter. nsanlarn, aslnda sosyal alann spesifik rnleri olan
semboller yardmyla iletiim kurmalarn gene onlarn biyolojik donanmlar gerekli ve
mmkn klmtr. Bilginin geli me sreci iinde de semboller kullanan dnya ile
(insann dnyas-.n.) sembolsz dnyann, metaforik bir dille syleyecek olursak,
doann kendi kendisiyle karlamasnn, bilgi olgusunda sembollerin ilevini ele alan
teoriler asndan ne ifade ettii sorusu da, burada ele almayacamz ayr bir sorudur.
Ama ak olan bir ey var ki znenin nesneler dnyasna yabanc bir dnyaya
girermi gibi, ontolojik bir rastlant sonucu adm att yolundaki eski bilgi teorisi
anlay artk geride kalmtr.
Burada zerinde durulmas gereken bir konu da, gelimi sanayi toplumlarnn
insanlarnda grlen karakteristik bir zellik olarak, kendini toplumsal zamana gre
ayarlayp dzenleme olgusunun arkasnda yatan uygarlama srecidir ve bu srecin
ynnn aratrlp incelenmesi ayr bir nem tamaktadr. Kendini zamana gre
ayarlama biimindeki bu sosyal alkanlklar, toplumsal zaman ihtiyalar sanayi
toplumlarndakine gre ok daha az olan basit toplumlarn alkanlyla
karlatrdmzda, her dakika uyank, tetikte ve btn topluma yaylm bu zaman
duyarllnn, bir uygarlama srecinin belirtilerinden olduu iyice belirginleecektir.
Saatsiz ve takvimsiz insan topluluklar, bunlarsz binlerce yl yaayagelmi, yok
olmadan ayakta kalabilmilerdi. Bu toplumlarn yeleri, devaml akan bir zamana gre
kendilerini ayarlayp byle bir d zora uymalar iin onlara bask yapacak bireysel bir
zaman vicdan gelitirememilerdi. Bu onlarn, bireysel genel bir vicdandan yoksun
olduklar anlamna gelmiyordu elbette. Daha nce de insanlar, kendi kendilerini
denetlemeyi ve disiplin altna almay, aniden patlak veren duygularn, heyecanlarn ve
drtlerini bastrmay ocukluktan itibaren, teki insanlarla bir aradaki yaamlar iinde
spesifik dzenleme, ayarlama ve duygu ifade etme kalplar olarak renip
gelitiremezlerse ve bu yndeki doal potansiyellerini kullanmay renemezlerse,
gerek tek olarak gerekse sosyal topluluk olarak ayakta kalma anslar alabildiine
azalr demitik.
Bir uygarlama sreci boyunca deie n ey, insanlarn kendilerini kstlarken ve
ayarlarken rnek aldklar kalplar ve bunlarn yapsdr. Bu ba lamda, zaman bilinci
modeli buna gayet iyi bir rnektir. Uygarla ma srecine ilikin ortaya atlan bir
modelin yzeyselletirilerek kullanldna sklkla tank oluyoruz. rnein, uygarlama
dendi mi, bu srecin ekirdeinde, bireye ynelen kendini kstlama basncnn srekli
artmas ve younlamas anlalmaktadr ounlukla. Oysa bu yorum, yanlglara yol
aabilir. Uygarla ma teorisini byle anlamaya kalktmzda, ilkel toplumlarda
insanlarn kendilerine uyguladklar kstlama ve zorlamalarn istisnasz ok az, zayf ve
etkisiz olduunu ya da zaten byle zorlamalara hi rastlanmadn, heyecanlarn ve
drtlerin dearjnn ise sosyal alann her blgesinde eit ve ayn younlukta
gerekletiini dnmemize yol aar. Oysa bizimkiler kadar karma k olmayan basit
toplumlarn insanlarndaki davran biiminin karakteristik bir zellii, zorlamann
toplumsal blgelere yeknesak bir ekilde dalmam olmas ve ounlukla da btn
bir mr boyunca ayn younlukla srp gitmemesidir. Bu trden zorlamalar, basit
toplumlarn bireylerinin hayatlarnn belli evrelerinde, gelimi toplumlarn
bireylerinden talep edilen denetimin katln ve dnszln katbekat aan
boyutlara varabilmektedir. Ama ayn basit toplumlar, hayat n kimi alanlarnda ve
durumlarnda gerek drtlerin tatmin edilmesi gerekse de heyecanlarn boaltlmas
bakmndan ylesine msamahal davranabilirler ki, bu tatminler ve boalmalar, gerek
younluu gerekse kendiliinden, denetimsiz davurma biimleri, gelimi
toplumlarda katlanlabilir ve msamaha edilebilir btn davran kalplarnn ok ok
tesine taabilirler. Basit toplumlar n insanlarnn kendilerini denetleme ve bastrma
biimlerinin, ileri dzeyde gelimi sanayi toplumlarnnkilerle karlatrldnda gze
batan tipik zelliklerinden biri de, basit toplumlarda bu yndeki davran kalplarnn,
sosyal alandaki heterojen dalmdr. Davranlarn kat bir ekilde ritelletirilmi ve
formalitelere balanm olmas, bir yanda bunlara tekabl eden nlemlere bavurma
ve kendini tutma gibi dnsz talepleri beraberinde getirirken te yanda, heyecan,
duygu ve drtlerin, her trl engellemeden ve biimsel kalplara uyma
zorunluluundan uzak, alabildiine youn yaanmasna imkn vermitir. Davranlara
ve duygulara toplumca ne kadar serbesti tannd bu iki ar u arasnda gidip
geliyordu. Gelimenin ilk basamaklarndaki toplumlarda, bireyi kendini denetlemeye
zorlayan d bask ile bireyin buna uyma davran arasndaki iliki de bugnknden
farklyd; nk o toplumlarda ruhlarn btn varlklarn iine nfuz etmi olduu bir
dnyada yayor olma anlay hkimdi ve bu anlay insanlarn gerek davranlarn
gerekse de duygularn bugnknden ok farkl bir ekilde belirliyordu.
Bir ruhlar dnyasnda yayor olma anlay, bilginin geliiminin belli bir n
basamana iaret etmektedir ve bu aamada canl varlklar ile cansz doa nesneleri,
sreleri arasnda bir ayrma henz gidilmemitir ve zaten de gidilemez. Byle bir
gelime basamandaki sosyal topluluun insanlarnn kullandklar sembollerde de
canl cansz birbirine gemektedir. Doada olup biten her eyin bir amac olabilmektedir
szgelimi; sre canl olsun cansz olsun, ruhun iradesine tabi olarak hareket
edilebilmektedir. Gne , Ay, herhangi bir aa, hatta bir tekne tpk insanlar gibi iradi
davranabilmektedir. Daha sonraki toplumsal geli me basamaklarndan geriye dnp
baktmzda, bu anlaylar kolektif olduu kadar bireysel fantezinin rn olarak da
okunabilirler. Bu anlaya dayal semboller, hem ynlendirici hem de dzenleyici ilevler
yerine getirirler. Ama i te bu durumda, i ile dn buradaki ilikisine bakarak d
zorlama dzlemi ile bireyin kendini denetlemesi, kstlamas biimindeki i zorlama
dzlemlerini ayrt etmek zordur. O gnlerin insanlar kendilerini belli tarzlarda kstlayp
gemlemeyi rendikleri gibi, ruhlar yle istiyor diye bakalarn a iddet ve zor da
uygulayabilirlerdi. Demek ki, ruhlara inanmak bir bakma vicdana sahip olmak, ruha
vicdan ilevi yklemek demektir. Drtlerin itkisine ve heyecanlar na belki de kendi
gleriyle kar koyabilecek durumda olmayan insanlarn, fantezi rn ruhsal
varlklarn grnrde dtan gelen basklarnda,'kendilerini zapturapta alma
yeteneklerini ve becerilerini glendiren bir d destek bulmu olduklarn dnebiliriz.
Tabii unu da eklemeliyiz; ruhlarn ve insann hayal gcnn rn olan teki insan
benzeri varlklarn, iradelerini, istek ve niyetlerini nceden kestirebilmek, gelimenin
daha ilerki aamalarnda birok doa srecinde ve olaynda fark edilen ya da bunlara
atfedilen kurall, dzenli, mekanik hareketlerin sonucunu kestirmekten ok daha zordur.
Bu nceki toplumsal gelime basamaklarnda kiisel gvenliin zemini zayf, tehlike de
o oranda byktr. Ruhlarla ve insanlarla kurulacak ili kinin ritellere balanp
formalitelerle belirlenmesi, bu balamda, bu yksek tehlike dzeyinden kaynaklanan
tedirginlik ve endieleri yattrmaya ynelik nlemler olarak da deerlendirilebilirler.
Szgelimi bu ilkel toplumlarda, rnein bir ziyaretinin karlanmas ya da erkek
ocuklarn babalaryla ilikileri konusunda harfiyen izlenmesi gereken riteller vardr ve
bunlar ayn zamanda sosyal statnn sembolleri olarak da ilevseldirler. Misafire,
babaya davrann ritellerine uymak ok nemlidir; nk gerek insanlarn birbirleriyle
gerekse de doa gleriyle kurduklar ilikilerde ok yksek tehlike ve risk dzeyleri sz
konusudur ve ritellere uymama durumunda, sosyal staty kaybetme tehlikesi de
dahil olmak zere, her tr tehlikeye maruz kalma olasl ok yksektir. Ayr ca, corafi
hareketleri ok snrl olan insan topluluklarnda, stat yitirme durumu bir kez ortaya
kt m, artk nne geilemez bir eydir.
te belki karmaklk bakmndan bizimkilere gre ok basit bir dzeyi temsil eden bu
toplumlarla yapacamz bu trden karlatrmalar, geli mi toplumlarda, doa
glerinin o gnlere kyasla ok daha byk lde denetim altna alnm, dolaysyla
da bu glerin gsterdikleri kararszlklarn keyfiliine olan bamlln azalm
olduunu, buna bal olarak da tehlike dzeyinin iyice alaldn ve insanlarn
kendilerini o gnlere gre ok daha fazla gven iinde hissettiklerini gsterir. Bu
gelimeler dorultusunda, karmak yapdaki ve st basamaklardaki toplumlarn
insanlarnn kendilerini denetleyi ve bastr biimleri, bu anlamdaki davran kalplar,
basit toplumlarnkinden, karakteristik bir zellikle ayrlrl ar. lerki dnemlerin kendini
denetleme ve ayarlama yollan bir orta izgi izler, daha bir yumua k , lml, eit
dalml, her yerde ve her zaman ayn denebilecek biimdedirler; ama te yandan -
zamann basksna gre kendini ayarlama ve kstlama zorunluluu rneinde olduu
gibigemie gre daha bir kanlmaz olma zellii de tarlar; tpk zaman zorlamas
gibi, toplumun btn yaama blgelerinde kendilerini hissettirecek ekilde olduka eit
bir yaygnlk gsterirler. Belki sosyal ili kilerin en zel, en kiisel alanlarnda bir para
gever bu tr zorunluluklar; ama bir btn olarak baktmzda, toplumsal denetim,
bireyin kendini denetlemesinde ortaya kacak ar dalgalanmalara, eitlenmelere
msaade etmeyecek yapdadr. Burada bir kez daha ayn eyi gryoruz: Bir
uygarlama srecinin balang evreleri ile sonraki aamalarn birbirinden ayrt eden
farklln karakteristik yan, sanld gibi, gemiteki insanlarn kendilerini denetleme,
disiplin altna alp ayarlama gibi bir i-zorlamay tanmamalar, byle bir durumun
uygarlkla birlikte sonradan ortaya kmas deildir. Eskiden de vard bu. Uygarlamann
o aamalarndan buralara gelirken deimi olan ey, sosyal d zorlama ile bireyin
bizzat kendine uygulad i zorlama arasndaki ilikidir; dolaysyla da kendi kendini
zorlamann kalplar, bu kalplarn yaps, yani bizzat denetim modelleridir deien.
Ama ite bunu syleyince, bugn alabildiine yaygnlap yerlemi ve byk lde
sayg grp benimsenmi, dolaysyla tartlmaz nitelie brnm bir anlayn da
yetersizliini ilan etmi oluruz. Gelimi toplumlarn insanlar kendilerindeki zdenetim
karakteristiini ve bunun uzants olan -iyi ya da kt insan olmann da ltn
oluturankendilerine hkim olma yeteneklerini, doutan gelen doal zellikleri olarak
grme eilimindedirler genellikle. Oysa ite tam da bu zellikleri, yani dur durak
bilmeksizin yoluna devam eden takvim ya da saat zamannn gereklerine ister
istemez uyup hayatlarn buna gre dzenlemek zorunda kallar, bir gerei ok iyi
ortaya koymaktadr; insann doasnn genetik kaynakl davran kalplar insan tek
bana belirlememekte; belli bir topluma ait olma durumunun artlandrd sosyal
alkanlklarn bask ve zorlamalar da, bir insann kiisel davran ve alkanlklarnn
oluu p ekillenmesinde kesin bir rol oynamaktadr. Ama i te bunu syler sylemez,
modern an byk dnrler katalogunda yer alan filozoflarn geleneinde hkim bir
rol oynam olan bir insan anlayna da elveda demi oluruz. Descartestan yirminci
yzyln varoluu filozoflarna kadar, kar mza ister natralist isterse metafizik
kyafetler iinde ksn, btn dnce modellerinde, tayin edici rol oynayan insan, hep
toplumsuz, bir topluma ait olmayan insandr. Hatta ou zaman, doal evrenden
tamamen bamsz, ondan hi etkilenmeden, yani dnyasz var olduu izlenimini veren
biridir. Tuhaf, bir ekilde benmerkezci bu tek insann evresinde halkalanm bir
gelenektir bu.
Burada zaman incelerken gelitirmeye altmz yaklam ise, bize bambaka bir
insan tablosu sunmaktadr. Bu tabloda, art k o tek insan bir bana her eyin odak
noktasn tutmaz. Doa, o tek insann tamamen dnda, ondan bamsz var olan
nesnelerin dnyas deildir sadece. Ayn ekilde toplum da, tek insann tamamen
rastlant sonucu aralarna katld tekilerden olumu bir alan, bir evre zelliiyle
anlalmaz. Takvim zaman bize, ok basit bir yoldan, tekin, iinde baka birok insann
da bulunduu sosyal bir dnyaya ve baka birok doal olayn yaand doal bir
evrene yerletirilmi olduunu gstermektedir. Bir takvimin yardmyla, insan, bu sosyal
ve doal olaylarn seli iinde bizzat hangi zaman dilimi iine ayak bastn tam bir
kesinlikle tayin edebilir. Ayn gnlerinin tekrarlayan zaman kalplar, doum gnmzn
ne gn olduunu, tekrar ne zaman geleceini semboller zerinden gsterirler. Ayn
ekilde, takvimin yllar, her bir toplumun kendine gre kulland zaman gstergesi
zerinden o aslnda bir daha hi geri gelmeyecek, hep ileriye akan yllarn hangisinin
iinde olduumuzu syler; ister Mslmanlarn, ister Hristiyanlarn, Yahudilerin ya da
Japonlarn kullandklar zaman gstergesi olsun, bu hi fark etmez. Bunlarn hepsi tek
tek insanlarn kullanmna bir dizi sembol sunarlar ve kii, bu sembollerin yardmyla,
kendi doumundan bu yana, Gnein o grnrdeki hareketi sonucunda sosyal olarak
ad konmu ve belirlenmi belli bir konuma ka kez geri dndn, teki deyile
ardnda ka yl brakm olduunu kesinlikle tespit edebilir. Takvim yard myla
toplumlarn yalar ya da toplumsal srelerin uzunluklar, bunlarn dnemleri de
belirlenebilir. Kozmologlar, teden beri sosyal amalar iin standartla trlm zaman
birimi olan yl, baka fiziksel srelerin hz ya da seyrini belirlemek iin kullanyorlar.
Sadece bir insann, bireysel bir mrn ya da bir toplumun ve sosyal srelerin yalar
deil, iinde yaadmz evrenin ya da ancak bir gne yl gibi doal bir olayn
seyriyle ilintilenerek tespit edilebiliyor. Bu belirleme, insanlar n iinde yaadklar
dnyada ve evrende, zamanla ilgili olarak neye gre hareket edeceklerini tayin
etmelerini ve kendilerini tehdit eden tehlikeleri daha kolay denetlemelerini
salamaktadr. )
Kozmik evrimin ve di er doal srelerin srelerini belirlemek iin dnya merkezli bir
standart sembol olan gne yln, dolaysyla Gnein grnrde Dnya evresindeki
dn saysn temsil eden bir sembol kullandmz sylerken, buradaki uygulamann
aslnda gereklie tekabl etmediini ima etmek istemiyoruz. Buradan kartlabilecek
yegne sonu, evrenin sreleri ile ya da n hareketi ile Gnee atfettiimiz
hareketler arasnda bu trden koordine edici ilikiler kurmann sadece insanlar gibi
varlklar bakmndan bir anlam ve amac olabilecei sonucudur. te ancak insanlarn
ortaya ktklar gelimilik basamaklarnda byle bir sentez yetenei de doann bu
varlklaryla birlikte ortaya kabilmi; bu sentez yetenei sayesinde, insanlar evrenin
hareketi ile Gnein grnrde Dnya evresindeki dnlerini, kullandklar sosyal
semboller sayesinde ayn anda olup biten sreler ve hareketler gibi bir arada
tasarlayabilme ve dnebilme imknna kavumulardr . nsanlarn, sembolleri
bylesine karmak dncelere uygulayabilmek iin, ok uzun bir sosyal gelimeyi
arkalarnda brakmalar gerekmitir. Bu semboller olmasayd, insanlarn bylesine
karmak dnceleri iletiime sokmalar, onlar sayesinde birbirleriyle iletiim kurmalar
mmkn olamayaca gibi, bizzat bu sembollerin yardmyla zaman ile ilikilerini
belirlemeleri de sz konusu olamazd.
Zaman, daha nce belirtti imiz gibi, sosyal yoldan renilmi olan sentezin bir
semboldr. Zaman alan ndaki incelemelerin karlatklar en byk glklerden biri,
insanlarn bizzat gelitirdikleri ve srekli olarak kullandklar sembollerin, ne ileyileri
(yani nasl etkin olduklar) ne de yaplar hakknda pek fazla bir ey bilmemelerinden
kaynaklanmaktadr. Bu da onlar , kendi sembollerinin ormannda yollarn kaybetmeleri
tehlikesiyle kar karya getirmektedir. Zaman, buna sadece bir rnektir. nsan rn
takvim yapraklarndaki zaman gstergeleri ve saatlerin kadranlar, zamann sembol
karakterlerinin rnekleri ve belgeleridirler. Fakat zaman insanlara gene de o u kez
muammal grnr. nsan buluu sembollerin karakteristik zelliklerini ve etkili olu
mekanizmalarn gn na kartabilmek iin daha uzun almalar yaplmasnn art
olduu kesindir. Bu konuda da, kar nca kararnca katklarda bulunmak bu almann
nne koyduu grevlerden biridir. Dolay syla da alma, gndelik konularla pek
ilgilenmiyor. Ne tatile, dinlenmeye, e lenceye ayrlan bo zamanla, ne alma, i
saatleri ile. Aktel sorulara da hemen hi girmeyen bir metin bu. Belki de bu alma,
birok zelliinin yan sra insanlarn bir arada yaamalarndan doan ilikileri ve
sorunlar, gndelik hayatn sorunlarndan tamamen uzak dzlemlerde ele almann da
yararl olabileceini ve bu abann anlaml olabileceini gsteren bir rnek olar-ak da
anlalabilir.
Yine belirtmek isterim, sosyal sembollerin anlalmasn salamak iin sylediklerim
olduka snrl kalyor; burada sembol konusunu sadece bir ynyle ele alarak, zaman
konusunda insanlarn neler dndklerini, zaman kavraylarn, geleneksel felsefi
alternatifler arasndan, sbjektivizm ve objektivizm; nominalizm ve realizm arasndan
geirerek, zamann dzenlenmesinden belli ekillerde etkilenen insanlarn gerek
kendilerini gerekse de insanlarn konumlarn daha iyi anlayabilmelerini salayacak
kadar deindim.
Bu kitab okuyup bitiren biri, burada zaman incelemesinin bir paras olarak, olduka
geni al ve eitli sorunlara odaklanan bir sosyoloji teorisinin de gelitirildiini fark
edecektir. Burada zaman sorunu rnek al narak gelitirilen temel sorunlardan biri, bilgi
kuramnn kendisidir
.2
Burada bir bilgi sosyolojisinden sz etmek gerekir, nk bilginin
znesi, bizim incelememizde artk geleneksel felsefelerdeki gibi o tek insan deil,
insanlarn oluturduklar kuaklar silsilesidir ya da baka trl sylersek, gelien ve
kendini gelitiren insanlktr. Burada kar mza kan glk, bir soruna bak asnn
byle radikal bir ekilde yn deitirmesiyle birlikte, birok yerleik kavramn ve
modelin ie yaramaz hale gelmeleri ya da nemlerini yitirmeleridir. rne in, bilginin
tarihi ile bilginin sistematii biimindeki ayrma temel oluturan tanm ve kavramlar,
tam da bu anlamdaki bir bak deiiklii sonucu geersizlemitir. Ba ka birok
belirtinin yan sra -insan topluluklarnn zaman belirleme ve bir deneyim olarak
yaama alkanlklarndaki deimede ifadesini bulan renme srecini, ne balbana
bir bilgi tarihiyle ne de bir bana bilgi sistematiiyle kavrayabiliriz. Ayn ekilde, bilgi
edinim srelerini incelerken kavramsal aralarmz, tek bir insann nasl rendii,
bilgiyi nasl edindii sorusundan deil de, insanln bilgiyi elde edii sorusundan
hareketle gelitirirsek, (yani sosyal sembollerin bize yn veren aralar olarak gelime
srecinde insanlk asndan bir sfr noktas bulunduunu kabul edersek) pozitivist ya
da transandantal gibi kavramlar da anlam ve nemlerini yitirirler.

2 Felsefi gelenein penceresinden bakldnda bilgi kuram" kavramndan sz
edilirken, sosyolojinin penceresinden bilgi sosyolojisi kavramndan sz edilir. Bu iki
gelenei birbirinden ayran temel bir nokta, kullanlan iki ayr kavramda bilginin iki
ayr ynnn ne karlmasdr. Birincisi dnyay bilebilme (yani gerein bilgisini
edinme) anlamnda bir bilgiden sz ederken kincisi bilgi birikimi (yani dnya
hakknda bildiklerimiz) anlamndaki bilgiden sz etmektedir. Geri sylemek bile fazla,
ama bunlar birbirinden bamsz eyler deil: Dnyay bilebilme ynndeki admlar
elbette ki toplumsal olarak sahip olunan bilgi dzeyinden bamsz deildir. Bilgisi
olmayan kii yeni bir bilginin de znesi olamaz. Anlalaca gibi ben burada Kant
geleneinden zellikle uzak durdum, nk bu iki bilgi kavram birbirinden kopuk
gsterilmektedir.

Byle bir bak as deiikliini gerekletirdiimizde, insana zg bu renme
srecinin karakteristik yanlar arasnda, insanlarn bilginin nesnelerine kar aldklar
tutumlarn da ok spesifik dnmler geirmi olduklarn grrz. Bu dnm,
insanlarn, zaman gibi aralarn, yani sembollerin, gerek yaplarnn gerekse de
biimlerinin kaydettikleri deiimlerde ifadesini bulur. Gkgrlts ve y ldrmlar
yapan kimdir? sorusu yerine Gkgrlts ve yldrmlarn sebebi nedir? sorusunun
ne kmas, bu deiimin ak belirtilerinden ve rneklerinden biridir. Bu dnm,
buradaki teorik yaklama uygun bir belirlemeyle, insann olup bitenle kendi arasna
mesafe koymas, kendini olaylarn iinde grmesi anlamndaki angaje olmak
durumundan kp olaylarla kendi arasna mesafe koymas ynndeki bir deiiklik
olarak anlalmaldr.
3
Uzaklama, kopma ile buradaki anlamyla angaje olma (iinde
yer alma-.n.) arasndaki dengedeki deiimler, teki sosyal faaliyetlerin sembollerinin
yapsal deiimlerinin, yani

3 Bu konuyla ilgili bkz. N. Elias, Engagement und Distanzierung. Arbeiten zur Wissenssoziologie I, Ed.: Michael
Schrter, Frankfurt/M, 1983. (Kitap balnn Trkesi: inde Yeralma ve Mesafeli Durma, (.n.)

bilginin ve renmenin sosyal dnmlerinin tehisinde bize yardmc olabilir. Bu
deiimler, ara trmacya yol gstererek, insanlarn gerek birbirleri, gerek kendileri
karsnda gerekse de -mesafe koymann sonucu olan ve grece gelimi, yksek bir
basamaa denk gelen bir kavram olarakdoa karsnda aldklar tutumlarnda
grlen deiim ve dnmlerin ynn tayin etmesinde yararl olabilirler. Doann
bir ruhlar lemi olarak algland ve kavrand o ilkel anlay, st dzeyde bir angaje
olma, kendini d dnyadan soyutlayamama halinin karakteristik rneini yanstr.
Doann doa olarak alglanmas, dier deyile yaantlarn deerlendiren insann
kendisiyle doa arasna mesafe koymas ise doaya angaje olmaya gre daha yksek
derecedeki bir dta kalabilme basaman temsil eder. Gelgelelim bu trden denge
deiimleri, ters ynde de gerekleebilir. Doa olaylarnn ve srelerinin alglannda
ve bunlarn denetlenmesinde, doayla insan arasna mesafe koyma alkanlnn esas
olarak ileriye doru bir gelime yn izlediini sylemek mmkn olsa bile, insanln
dilinin, dnce ve bilgisinin sosyal sembollerinin st dzeyde bamszlat
dnemlerin ardndan, yksek dzeydeki duygusal bir bamlln ar bast sosyal
sembollerin yeniden egemen olduu bir tarihsel konuma geri dmesi de pekl
mmkndr. Byle bir geli menin rneini, Roma mparatorluunun gitgide dalp
ke doru yol ald srete buluruz. Kald ki, doayla yani d dnyayla alg arasna
mesafe koyma eiliminin adm adm gelitii dnemlerde bile, ara sra ve snrl da
olsa, ters ynde araya girmelere tank oluruz. te yandan mesafe koyma ile angaje
olma, ayn dnemdeki bilginin farkl alanlarnda dengesizlikler gsterebilmektedir.
rnein gnmzde, doa srelerinin renilmesinde, bunlara ait bilgilerin
toplanmasnda ve bu srelerin alglanmasnda sz konusu olan mesafe, sosyal
srelerin incelenme durumunda sz konusu olan mesafeye gre ok daha byk ve
belirgindir. Gerek bu iki durum aras ndaki ilikiye bakarak, gerekse baka ltler
kullanarak -ister ayn insan topluluunun erevesi iinde kalarak isterse de deiik
topluluklarn temsil ettikleri, gelimenin eitli basamaklarn gz nne alarak-
karlatrmalar yapmak ve aralarndaki eitli farkllklar ak biimde belirlemek
mmkn olacaktr.
nsann bilgi daarcnn gelimesinin insanlk asndan oynad rol, gnmzde
belki biraz gerektiinden az takdir edilmektedir. Tam da bu nedenle, bilginin geli mesi
meselesine biraz daha fazla nem vermemiz yerinde olur. Bunu yaparken, renme,
bilgi edinme srelerinin gelime yn, ister gereklikle aradaki mesafenin bymesi,
sembollerle gerekliin birbirine karmlk halinin ortadan kalkmas, sembolle
gerekliin iki ayr dzlemde yer almalar, isterse de tersine, bu mesafenin azalmas,
bamlln artmas, dolaysyla da semboller iinde fantezinin -duygusal
btnlemenin paynn bymesi ynnde olsun, btn bu gelimelerin, insanlarn
birlikte yaamalarndan doan ilikilerin biimindeki ve yapsndaki deiim ve
dnmelerden ayr dnlemeyecekleri unutulmamaldr. Bu anlamda, bu trden
srelerle, krizlerin, amazlarn yapsal zellikleri ve bunlarn stesinden gelme
biimleri, szgelimi hayati maddeleri, besini, giyim kuam temin etme, bltrme ya
da hayatta kalmak iin gerekli her eyi paylatrma biimleri arasnda kopmaz balar
vardr. teki geli me dorultular gibi, sosyal alandaki bilgilerin artmas ynndeki
gelime, toplumun her bei ve yesi iin hayatta kalma ansn artrc nem ve
ilevler tar: Bilgi birikimleri insanlarn geliimine edilgen bir katk yapmakla kalmaz,
bu srece etkin olarak katlrlar.
Sosyal alkanlklarn uygarlk sreci iindeki geliimleri iin de ayn eyleri
syleyebiliriz. Uygarlama srelerine bakarken, merceimizi, kabilelerin ya da
devletlerin, yani hayatta kalmay mmkn klan birimlerin bir btn olarak
gelimelerine odaklayabileceimiz gibi, uygarlamayla atba giden bir oluum olarak
drtleri ve duygular denetim altna alma konusundaki gelimelere de tutabiliriz. Bu
ikinci trden gelimeyi incelemeye yneldiimizde, insanlarn birlikte yaamalarndaki
gelimelerle, bu insanlarn her birinin kiilik yapsndaki deime ve gelimeler
arasndaki kopmaz ilintiyi -hemen her zaman olduka ge de olsa-fark etmekten doan
bir sorunla karlarz. Dardan, bakasndan gelen zorlamaya karlk, bireyin
iselletirdii ve zdenetimle kendini kstlama biimindeki zorlama ve bunlar
arasndaki iliki sz konusudur burada.
Her insan, belli bir dereceye kadar kendini idare edip ynlendirir. Gene her insan,
gerek tekilerle birlikte yayor olmaktan gerek iinde yaad toplumun yapsnn
geirdii deiimlerden ve gerekse de kendisinin ve teki insanlarn biyolojik, fizyolojik
ihtiyalarndan tr (rnein yeme ime ya da souktan, scaktan korunma
mecburiyeti) zaten belli bir lde zorlamalara maruz kalmaktadr. Bu zorlay c
nedenler ve kanlmazlklar arasnda insanlarn karar alabilme bakmndan kendilerine
kalan alan, dier bir deyile onlarn zgrl, son tahlilde, zorlayc eitli erkler
arasnda kurulmu olan az ok esnek ve deiebilir bir dengeyi, u veya bu biimde
kurma imknlaryla belirlenmi bir alandr. Bu nedenle de, insan ara trmalar
kapsamndaki her sondaj, insanlarn maruz brakldklar ya da bizzat boyun edikleri
zorlayc nedenleri ve mecburiyetleri dikkate almad lde, boa gidecektir. Kimi
aratrmaclar bu mecburiyetleri yok sayarak insann zgrlnn yolunun
denmesine katkda bulunacaklarn dnmlerdir. Ne var ki, dikkate al nmamakla,
yolumuzdan ekilmi, ortadan kalkm olmaz bu zorlama ve mecburiyetler. e itli
zorlama trlerinin birbirleriyle olan ilikileri, aralarndaki dengeler ve birbirlerine gre
konumlar, insanln geliiminin deiik basamaklarnda olduu kadar ayn
basamaktaki sosyal snf ve katmanlar arasnda da farkllklar gsterirler; dolaysyla da
insanlarn, gerek tek balarna gerekse bir sosyal topluluk halinde karar alma imknlar,
yani zgrlkleri de farkl farkldr.
Bireyin zdenetimle kendisine zorlama uygulamas ile sosyal dnyann ona dayatt
zorlamann ilikisi sorunu, ilk nce uygarlama sreci zerine yaptm inceleme
srasnda karma kmt.
4
Zaman incelerken bir kez daha karlayoruz bu sorunla.
Bylelikle belli bir anlamda ember kapanm oluyor. Bir yanda uygarla ma sreci
asndan doayla, yani d dnyayla i ie olma durumuyla te yanda araya mesafe
koyma durumunun birbirleriyle ne trden bir iliki kurduklar sorununun incelenmesiyle
zamann incelenmesi, birlikte yryen almalardr ve ou yerde ayn sorunlar farkl
ynlerden tekrar tekrar karmza karmaktadr. Daha nceki al mamda, uygarlama
srelerinin gelime yn konusunda ayrntl ampirik argmanlarla inceleyip ortaya
koyduum bulgular, bu kitabn hem nsznde hem de metninde, zaman ele alnrken,
d zorlama ile kendi kendini zorlama biimlerinin spesifik yanlar hakknda
sylenenlerle dorulanmaktadr. Byk lde bir kendi kendini zorlamaya, bir
zdenetime dnm olan sosyal nitelikteki d zorlama, gelimi toplumlarda sk sk
rastlanan ve uygarlamayla balantl zorlama tiplerinden biri olarak karmza
kmaktadr. Zamann sz konusu olduu yerde kendimizi zamana gre ayarlamamz ve
kararlar almamz anlamndaki i zorlamann tezahrlerini, bu toplumun bireyleri, bizzat
kendi zerlerinde gzlemleyebilirler. Gene uygarla maya bal baka tip disipline etme
ve zorlama biimleri, zaman konusundaki zorlamalar kadar kolay gzlemlenemese de
kiinin kendi zerinde tespit edebilecei olgulardr.

4 Kr. N. Elias, ber den Prozess der Zivilisation. Soziogenetische undpsycho- genetische Untersuchungen, Frankfurt
a.M. 1976, zellikle 2. cilt, s. 312 vd. [Uygarlk Sreci zerine. Sosyogenetik ve Psikogenetik incelemeler.] (.n.)

Daha nce de deindiimiz gibi, dilsel e olarak sosyal semboller sorunu, bu
metinde, zaman sorununun anlalmas bakmndan gerekli grld lde ele
alnmtr. Birok ba ka sosyal sembol gibi, zaman sembol de, ayn anda baka
ilevler tayabilir. Zaman szc ile kavramnn oluturduu birlik, iletiimsel bir
semboln tayaca niteliklere bir rnektir. Toplumdan topluma farkl lklar gsteren
belli seslerden olumu bir kalp, rnein Almancada Z/e/i/t, ngilizcede t/i/m/e,
Franszcada t/e/m/p, [Trkede z/a/m/a/n,] bu toplumlarn her yesinin zihninde
mevcut, renimle edinilmi bir an kalbyla balant kurar. Bizim anlam dedi imiz
ey ite budur. Ayn dil topluluunun yeleri arasndaki uzlama sonucu, rnein
z/a/m/a/n seslerinden olumu birimin gndericisi (konuan/yazan) bu mesaj alan
(dinleyen/ okuyan) ayn dil topluluu yesinin de kendisindeki an kalbn (anlam) bu
birimle ilintilemesini umma hakkna sahiptir. nsanlarn kullandklar sembollerin
iletiimsel ilevlerinin srr da burada yatmaktadr.
Bu semboller, bu i levlerinin dnda, kiinin kararlar almasna, olaylarn ak iindeki
yerini tayin etmesine de imkn verir. rne in fizikiler zaman denen sembol bu
ekilde kullanrlar -ama ite her istasyon saatinin rakamlar gsteren kadran,
karmzda sosyal dzlemde kurumlam bir aracn bulunduunu da gstermektedir.
stasyon saatinin hep belli bir ekilde ileyen mekanik akam herkese, kurumlam
grsel bir mesaj yollamaktadr ve o kii bu grsel modeli ya da kalb belleindeki,
sosyal olarak edinilmi ilgili kalpla irtibatlar, bylece ona bir anlam verir. Ayr ca btn
bunlardan da teye zamann, bir sembol olarak, yn verici ilevinin yan sra buna
eklenen bir baka ilevi daha bulunmaktadr. nsan davranlarn ve duygu tepkilerini
ynlendirip ayarlama ilevidir bu. stasyon saatinden ald mesaja gre, kii hzla
hareket edebilecei gibi, istasyondaki bir lokantaya kp uzun sre beklemeye karar
verebilir. Bu ili kide, d ayarlama ile kiinin kendisini ayarlamas ok zgl bir ekilde
birbiri iine gemektedir. Zaman, ok karma klam toplumlarda ok ilevli bir
karaktere sahip olduu iin, kullanm alan da geni ve eitlidir.
Bitirmeden, belki de pek ummayacanz bir noktaya deineceim. Zaman bir
yandan, doal, fiziksel evrenin bir boyutu olarak anlalrken, nasl oluyor da bu zellii
onun sembol karakterli oluuyla badayor diye sorabiliriz. Burada yaptmz gibi, be
boyutlu bir evrenden bahsettiimizde daha da artcdr bu iliki. Bu be boyutlu
evrende, zaman sanki kendine zg bir tr ifte varlk zellii gstermektedir. nsan da
dahil alglanabilen her eyin, boyutlu mekn ve teki boyut zaman olmak zere drt
boyutlu evren iinde bir konumu bulunmaktadr; ama zaman bir yandan da bir sembol
olarak dnlp tasarlanr, bylece be boyutlu bir dnyann bir esine dnr.
Zamann bu karakteristik zelliklerinin birbirleriyle ilikileri nedir; bir yandaki
alglanabilir her eyin bir boyutu olma zellii ile te yandaki insanlarn bir arada
yaamalaryla gelien srelerle birlikte ortaya km bir sosyal sembol olma zellii
nasl ilintilenirler?
Bu sorularn ksa cevab udur: Her durumda zamann ve meknn sembol karakteri
mutlaka alglanacaktr denemez. Alglayann olaylara sembol karakterinden bamsz
bakmas da mmkndr. Byle bir alglama durumunda, alglayanlar bilinli deildir
ve bu bilinsizlik durumunda, alglanabilir sreleri, zaman ve mekn iinde olup biten
olaylar olarak alglamazlar.Yani olaylar zaman-mekn balamnda tasarlayacak bilin
ve sentez dzeyine henz ulamamlardr. Ancak daha sonra, bilincin dner
merdiveninde bir basamak yukarya trmanldnda bu imkn doar. Drt boyut
iindeki olaylara beinci boyutun halkas eklenir, yani bu beinci boyutun temsilcisi
olarak, olup biteni mekn ve zaman iinde alglayan ve ilemden geirip deerlendiren
insan ortaya kar. Gzlemleyiciler bir anlamda kendilerini, zaman ve mekn alglayan
insan olarak bu merdivenin bir alt basamanda grrler. Ksacas karmzda insan iki
kez iki ayr basamakta gzlemci durumundadr. Gelimenin bir alt basamanda
boyutlu mekn ve zaman, toplam drt boyutlu bir olgu olarak alglarken, bu drt
boyutlu dnyann sembol karakterini fark edip ona gre kararlar almay, hareketlerini
ayarlamay becerir; bu basamakta da o insann sentez yetenei devreye girmektedir ve
-daha nce de sylediimiz gibi-doada hibir zaman yan yana olmayan, aslnda pe
pee dizilen olaylar, kendi tasarm ve dnce dnyasnda, yan yana hareket eden
olaylar gibi dzenleyip ayn ann iinde yaayabilir. O drt boyutlu olaylar akn
gzlemleyen insann sentez yeteneinin sonucudur bu. Ancak toplumun kendisi, yani
sosyal dzlem, bilginin znesi, yani alglayan ve bilgi edinen zne olarak devreye
girince, bir kez daha bir st basamaa km oluruz. Bu durumda, o bir nceki
basamakta sadece doann bir boyutu olarak meknn boyutuna eklenmi zaman
boyutu -toplumu bilmenin znesi olarak gzlem alanna soktuumuz andan itibaren
insan yapm sembol olarak belirir ve gereklie daha st derecede bir uygunluu
temsil eder. Zamann, evrensel bir boyut karakterine brnmesi, var olan her eyin
durmakszn hareket iinde olduu deneyiminin sembollerle ifadesinden baka bir ey
deildir. Zaman, olaylarn konumlarn, aralklarn srelerini, deiimlerin hzn ve
baka birok eyi, bu hareket seli iinde belirleyen insanlarn, kendi hareketlerini tayin
etmeye almalarnn bir ifadesidir. Demek ki, yukarda ortaya attmz soruya cevap
verebilmek iin, gzlemlerini deiik bilin basamaklarndan, bu basamaklara karlk
gelen perspektiflerden yapan insann farkl konumlarn ayrt eden modellere ihtiyacmz
var. Drt boyutlu bir evrenden sz ederken, bilincin bu alg basamanda, insan o drt
boyutlu evrenin iinde yer alrken, bilmenin bir st basamana getiimizde, drt
boyutlu evreni gzlemleyen zne konumuna, dolaysyla da be boyutlu bir evrene
geeriz. Dier bir deyile o drt boyutlu evrenin sembol olma zelliiyle yz yze
geliriz.





























Zaman zerine
































Aadaki alma zaman zerine bir alma olmakla birlikte, onun tesine de
gemektedir. Kolayca grlece i zere ele ald sorun daha geni kapsamldr. nk
birbiri ardna farkl zamanlarda gerekleen olaylarn zaman iindeki bir srallk olarak
alglanmas, nce olan hatrlayan ve bilin gzn kullanarak daha sonra olacak olanla
ve imdi olanla birlikte tek bir imge olarak zamann alglanmas, birletirici birimlerin
(insan kastediyorum), birbiri adna gerekleen A, B, C olaylarn bir arada tasarlayan
zihinsel bir grnty kurarken, bunlarn ayn anda gereklemedii bilgisine de sahip
olmasn gerektirir. Dolay syla bu durum, sentez yapma yetisine* sahip canllarn bu
yetilerinin deneyimle harekete geirilip yapsal zellikler kazanmasna baldr. Bu tr
bir sentez yetisi insan trne zgdr; insanlarn davranlarnn belirleni biimi, bu
anlamda trsel bir zellik gsterir. nsan trnn davranlar, tandmz tm dier
canllardan farkl olarak, renilmemi tepkilere daha az balyken, daha nce
renilmi ve deneyimle kazanlm bilgilerin (stelik tek tek bireylerin deil insan
kuaklarnn oluturduu uzun zincir boyunca kazanlan deneyimlerdir sz konusu olan)
etkisindeki alglarna daha fazla baldr. nsann bu kuaklar tesi renme yetenei,
yani bir kuan deneyimini tekine aktarmas olgusu, yzyllar iinde insann evresiyle
ilikilerinde daha ileri ve daha kapsaml ilikiler kurarak sorunlarn zmesini
salamtr.

*Yeti: Trkede yeti, yetenek gibi szcklerin kullanm oka karsa da, konunun
neminden dolay yeti szcnden vazgemek istemedik. Burada yeti, doutan
gelen, biyolojik yapda yerini bulan zellik veya sorun zme olana anlamyla
kullanlmtr. Bu szcn anlam, sonradan renilen, toplumsal birikimin salad
veya bireyin gelime sreci iinde kazanlan beceri ve yeteneklerden ayr tutulmaldr,
(.n.)

nsann zaman olarak alglayp yaad ey tam da budur, evresiyle ili ki ve sorun
zme aracdr. Bu ara uzun bir srete, kazanlan deneyimlerle ve kuaklar tesi bir
renmeyle yava yava gelimitir. Olaylar n bugn bizim zaman diye
sembolletirdiimiz biimiyle ilikilendirilmesinin insanln tm zamanlarnda grlen
bir davran olmadn gsteren ok sayda veri vardr. nsann sentez potansiyelinin bu
aamaya gelene, yani insanlar zamann ardll biimindeki zihinsel imgeyi oluturana
kadar, harekete geirilmesi ve yapsal zellikler kazanmas gerekiyordu; dier bir
deyile kuaklar boyu sren bir deneyim sreci gerekiyordu. Bugn zaman diye
nitelediimiz insan deneyimi gemite deiime uramtr ve bugn de bu deiim
srmektedir; ve bu deiim, geliigzel deil, aklanmas mmkn olacak biimde,
belli yaplar ve hedefler erevesinde gereklemektedir. te bu almann amac, bu
deiimin yapsn ve ynn eitli bakmlardan ele almak ve bu srece nasl bir
aklama getirilebileceini bir lde gstermektir. in zne baklrsa bu programn
nemli noktalar alabildiine basittir.

1
Descartestan Kanta ve Kant sonrasna kadar uzanagelen olduka yaygn bir hipoteze
gre, insanlar doutan, olaylar birbirleriyle ilintilemenin spesifik biimleriyle
donatlmlardr ve bu biimlerden biri de zamandr. Ba ka szcklerle, olaylar zaman
sekanslar (sral paralar) halinde sentezleme yetisi, insann alglama faaliyetlerini her
trl deneyimden nce belirlemitir ve bu sentez becerisi, bu zelliiyle belli bir
toplumun elindeki bilgilerinden bamsz, renme yoluyla elde edilmeyen bir beceridir.
nsanda byle a priori bir sentez yetisinin bulunduu varsaym, insanlarn, olaylar
arasnda ilintiler ve balantlar kurma bakmndan genel ve herkese zg bir yetiye
sahip olduklar anlamna gelmekle kalmyor, ayn zamanda, onlar olaylar arasnda
spesifik balar ve ilintiler kurmaya zorlayan doutan gelme bir yapyla donanm
olduklar, dolaysyla, zaman, mekn, tz, doa yasas, mekanik nedensellik ve
benzeri kavramlar da oluturmaya mecbur brakldklar ileri srlm oluyor. Bu
durumda da bu kavramlarn, renmeyle edinilmemi, deimez mutlak sabitlikleri
temsil ettii izlenimi yaratlyordu.
Bu hipotezin rkln gstermeye alacam . nsanlar doutan, doal
donanmlarnn bir paras olarak, genel bir sentez yapma potansiyeliyle, yani
olaylar, sreleri birbirleriyle balama, ilintileme yetileriyle donanmlardr; gelgelelim
gerekletirdikleri btn o insana zg balantlar, gerek konumalarnda gerek
dnrken kullandklar, bu ilintilemelere karlk gelen btn kavramlar, doutan
gelme yetilerin rn olmayp sosyal renmenin ve deneyimin sonulardr; insan
kuaklarnn oluturduklar o upuzun zincir boyunca renilmi genel bilgileri ve bilgiyi
bir kuaktan tekine aktaran zincirin sonulardr, zira tek insann mr, yksek bir
sentez dzeyini temsil eden, neden, sonu, zaman vb. kavramlar , bunlarla ilintili
spesifik ilintileri bir bana renemeyecei kadar ksadr . nsanlarn , a priori bir
sentezin gcyle ve kendiliklerinden, yani herhangi bir renme birikimine ihtiya
duymadan, olaylar zaman kalbnn biimi iinde birbirleriyle ilintiledikleri yolundaki
felsefi gr, dier deyile bu sentezi, doutan bir akln yetisine balayan anlay,
Descartesn, Kantn ya da tekilerin, adm adm izledikleri ve dnemlerinde hazr
bulduklar gereklik bilgilerinin snrllndan olduu kadar bu dnrlerin deneyimi
kavraylarndan da kaynaklanyordu: Onlar, deneyimden sz ederken gzlerinin
nnde hep zerk, tam bamsz bir birim olarak anladklar insan vard; insanlarn
yzyllar boyunca birbirleriyle kurduklar ilikilerle deneyimlerinin arttn ve dnme
aralarnn ve yollarnn oalp yetkinletii gereini tamamen gzard ediyorlard.
2
inde yaadmz toplumlarda, zaman sekanslar
*
olarak yaadmz olaylar dizisini,
insanln oldum olas bizim gibi, bugn geerli olduu tarzda, yani dzenli, periyodik,
tek biimli ve kesintisiz bir ak olarak yaadklar dncesi, gerek gemiin gerekse
bugnn olgularna ynelik yapabileceimiz saysz gzlemle tam bir eliki
oluturmaktadr. Einstein n, Newtoncu zaman kavramnda yapt dzeltme, zaman
kavramnn nasl deiebileceine modern bir rnektir. Einstein, Newtonun, zaman
btn bir fiziksel evrenin iine yeknesak bir biimde yaylm, tek- biimli bir sreklilik
olarak kavrayndaki ksuru apak gzler nne sermitir. Gzlerimizi, insanl n
toplumsal gelimesinin ilkel balang aamalarna evirmeye enmezsek, bugn
zaman dedii m i z eyin gerek deneyim olarak yaanmasnda gerekse de
kavramlatrlmasnda tpk Einstein rneindeki gibi dnmlerin ve deiikliklerin sk
sk yaandn gsteren bulgular ve kantlarla karlarz. Bizim bugnk
kullanmmzda zaman, ok yksek bir genelleme ve sentezleme dzeyine tekabl
eden bir kavramdr** ve bu kavram zaman sekanslarn lme yntemleri ve bu
dizimlerin kuralllklar konusunda ok geni bir sosyal bilgi birikimine dayanr. Daha
nceki ilkel gelimilik aamalarnda, insanlarn byle bir bilgi birikimine sahip olmalar
sz konusu deildi. Elbette onlarn bize gre daha az akll olmalarndan
kaynaklanmyordu bu yetersizlik. Sadece, bu bilgi birikiminin ortaya kabilmesi, doal
olarak uzun mu uzun bir zaman sresini gerektiriyordu.

* Zaman sekanslar: Zamann bir olaylar dizisi olma hali. Burada sekans kelimesi
dizisellii ifade ediyor, (.n.)
** Soyutlama dzeyinden bile bile sz etmiyorum. Zaman kavram nereden, nelerden
soyutlanarak" elde edilmi olabilir ki?

En eski zaman lekleri olarak Gnein, Ayn ve yldzlarn hareketlerinin
kullanldn sylemitik. Bugn, bu gk cisimlerinin hareketlerinin dzeni, birbirleriyle
ilikileri ve kurallar konusunda tm ayrntsyla tandmz bir tabloya sahip
bulunuyoruz. Atalarmzn, byle bir anslar yoktu. Hatta daha da gerilere, gemiin
derinliklerine yeterince daldmzda, insanlarn, gk cisimlerinin ok eitli ve
alabildiine karmak hareketlerini birbiriyle badatran, az ok btnlemi bir model
iinde toplama konusunda iyice aresiz olduklar gelime basamaklarna rastlarz. Bu
basamaklardaki insanlarn tank olduklar ey, bir sr tek tek kopuk doa olayyd;
ama bunlarn arasndaki balantlar konusunda ak seik bir fikirleri yoktu ya da hayal
gcne dayanan olduka sallantl, dengesiz ilintiler kuruyorlard bu olaylar arasnda.
Olaylar zamansal ynden belirlemeye yarayacak standartlatrlm sabit birimleriniz
yoksa, bizimki gibi bir zaman kavramnz da olamaz. Ayrca insanlar, geli menin eski
basamaklarndan birinde, bugn sk sk alt izildii gibi, bize gre daha somut
kavramlarla iletiim kuruyor ve dnyorlard. Ama aslna bakacak olursak, bir kavram
iin somut demek mantken elikilidir; dolaysyla da somut kavram yerine
tekilletirici veya daraltc sentezlerden, dier deyile dk bir soyutlama
dzeyinden sz etmek daha doru olacaktr. rne in, insanlarn bizim bugn gece
dediimiz yerde, uyku kavramn, bizim takvim ayn kastettiimiz yerde, onlarn
gkteki Ay kavramn zaman birimi olarak kullandklar gelime basamaklar vard.
Bizim yldan sz ettiimiz yerde, onlar hasat kavramna bavururlard. Zaman
konusundaki aratrma ve incelemelerde karlatmz glklerden biri, insanlarn
soyutlama yeteneinin gelimesini aklayan bir teorinin, veya daha doru deyile,
sentez yapma yeteneinin evrimini modelletiren bir teorinin yokluundan
kaynaklanmaktadr. nsanln, tekilletirici, somuta indirgeyici sentez basamandan
genelletirici sentez basamaklarna doru kaydettikleri ilerlemenin admlar, bu
balamda karlatmz en nemli gelimelerden biridir. Ne var ki, burada bu geli me
zerinde durmaya yerimiz msait deil. Ayrca bugn, takvimlerimiz ve teki zaman
dzenleyici aralara uygun bir ekilde birbirlerini tamamlayan, saat, gn, hafta,
ay, yl gibi zaman birimlerinin, gemite her zaman bu kadar przsz bir btn
oluturmadklarn biliyoruz. Gerekten de saatleri, birbirini tamamlayan, kesintisiz yllk
takvimler gibi nispeten btnlk gsteren matrisleri, dahas sadan sonra 19. yzylda
yayoruz trnden alar kapsayan zaman gstergelerini bulmamz mmkn klan
etmen, sosyal hayatn zaman belirleme alannda kaydettii gelimedir. Bu geli meyle
birlikte, zamann yaanlmas, dzenli akan bir su gibi tek biimli bir btn olarak
alglanabilmitir. Bu geli menin yaanmad yerde bu trden bir duygu ve yaant da
mmkn olamaz.
3
Zaman kavramlarnn gelimesini temsil eden bir model ortaya konursa, insan
toplumlarnn doadan gittike bamszlamalarn ve doa karsnda nispi
zerkliklerinin gittike bymesini daha iyi kavrayabiliriz. nsanlk tarihinde, insanlarn
doann iinde kendilerine atklar sosyal alann henz ok dar ve snrl olduu
gelime basamaklarndan geildi. Doann gbeindeki bu sosyal adacklarn gerek
kendi aralarndaki gerekse bu adacklar ile bizim bugn kendimizi insan-merkezci bir
mantkla dnyann ortasna koyarak bizim evremiz dediimiz olgu arasndaki
karlkl bamllk ilikileri, eski dnemlerde henz tereddtsz ve dorudandr. Sosyal
alanlar oluturan insan topluluklar ile insann dndaki doa arasndaki iktidar ve
hkimiyet dengesi eski toplumlarda doa lehine deiir. Ayr ca sosyal olaylarn
dnemlerini, tarihlerini belirleme giriimleri de insann dnda kalan periyodik doal
olaylarn ve srelerin gzlemlenmesinden elde edilen sonulara bamldr. Doann
gbeindeki sosyal adacklarn kaplad alanlar genileyip, bunlar doa karsnda
kentleme, ticaretin gelimesi ve retimin mekanikletirilmesi sreleriyle birlikte nispi
zerkliklerini artrdka, bu sefer de, bizzat insan yaps olan zaman lc ve
dzenleyici aygtlara duyulan ihtiya ve bamllk da trmanmaya balam, buna
paralel olarak da Ayn periyodik hareketleri, mevsimlerin deimesi ya da med-cezir
dnemleri gibi, doal zaman ltlerine duyulan ihtiya ve bamllk da azalmtr.
Gnmzn geni lde kentlemi ve sanayilemi toplumlarnda, doal mevsimlerle
takvimin gsterdii birimlerin ak arasndaki bant, tamamen yok olup gitmemise
de, daha dolayl, daha gevek bir ilikiye dnm, ama takvim ay ile gkteki Ayn
hareketleri arasndaki bir zamanlar var olan bant, hemen hemen kaybolup gitmitir.
nsanlar artk, kendi yarattklar sembollerin kol gezdii bir dnyada, bu sembollere
byk lde yaslanan bir hayat gerekletirmektedirler. Bir zamanlar doann
ortasnda kendilerine atklar nispi bamszlk alanlarnn zerklii, doa ile bu sosyal
alanlar arasndaki bamllk ilikisi mutlak bir zerklikten sz edebileceimiz lde
tamamen yok olmam olsa bile, muazzam boyutlara ulamtr. unu da eklemek
gerekir, doa karsnda gittike daha bamsz sosyal alan yaratma ynndeki bu
gelimenin, tersinmez, yani geriye ilemeyen bir sre olduunu ileri srmek zor
olduu gibi, bu srecin dmdz bir izgi izlediini sylemek de mmkn deildir. Bu
gelime iinde geriye atlm admlara, tekrarlara, dolamba ve zikzaklara
rastlayabiliyoruz. nsanlarn yaad sreler, e itli ve ok ynldrler; dolaysyla
insanlk daha geni zerkliklere ve bamszlklara doru yol alrken, gelime srecinin
iinde daha nceki aamalarn tekrarland, eski dnemlerin yeniden karmza kt
olur. rne in 19. yzyldan nce ve sonra, insan buluu olan zaman lme
enstrmanlarnn hi bilinmedii ya da ok az bilindii, yapsal ynden birbiriyle
edeerli sosyal geliim basamaklarna rastlayabiliyoruz.
nsanlarn doa karsnda oluturduklar sosyal alanlarn zerkliinin artabilecei,
ama bu zerkliin, doann emberi iindeki bu zgrln, gene de nispi bir artma
olarak kalabilecei gereini anmsatmamz, aramzda ok yaygn ve bizi mthi
yanltabilen bir dnme tarzna da kar kmamz salyor. Biz, sanki zne ile
nesne, toplum ile doa birbirlerinden bamszmlar izlenimi veren kavramlarla
dnp konuuyoruz genellikle. inde yaanlan an tesine bakabilen, uzun erimli
bir perspektifle bertaraf edilecek bir yanlgdr bu.
4
Zaman sorunu zerinde dnrken, zaman szcnn isim biimi, kafamz
kartrp bizi yanl yerlere yollamaktadr. Ba ka bir yerde de, nesneletirilmi isim
szcklerle konumann ve dnmenin, olaylarn bantlarn alglamamz son derece
gletirebileceini syledim.* Bu konuma alkanl, bugn hl yle tamamen
ortadan kalkmam olan bir eilimi, eskilerin, soyutluklar kiiletirme eilimini
anmsatmaktadr. Adaletli davranmann, Tanr a Justitia kiiliiyle sembolletirilmesi
gibi. Sosyal olarak standartlatrlm bir dilin, toplumun tek tek bireylerine,
nesneletirme ieren isim szcklerle konumay dayatmasna saysz rnek verilebilir.
Rzgr esiyor ya da Nehir akyor gibi cmleleri dnn yeter. yi ama, rzgr,
aslnda esme hareketinden baka bir ey mi? Ya da nehir, akarsu, akan sudan
farkl, ayr bir ey mi? Esmeyen bir rzgr, akmayan bir akarsu ya da nehir dnebilir
miyiz?

*Norbert Elias, Was st Soziologie?, Mnchen 1971, s. 73.

Ayn durum zaman kavram iin de geerlidir. rne i n ngilizcedeki fiil halini
gsteren timing gibi bir fiil hali Almancada olsayd, yani zamanlama ya da
zamanlatrma gibi zamann anlamn eylemletiren bir szck bulunsayd, saate
bakma ediminin, iki ya da daha fazla olayn ak iindeki sekans ve pozisyonlar
birbirine uyumlama, senkronize etme anlamna geldiini kavrar, anlardk. Bu
durumda, zamann ya da zaman- latrmann, arasal karakteri gzden kamayacak
kadar be- lirginleirdi. Oysa rnein Alman dilinin mevcut imknlar, zaman
belirlemek, zaman lmek gibi ifadeleri gerek konumann gerekse bu konuda
dnenin karsna kartp durur. Byle olunca da, sanki llebilecek,
belirlenebilecek nesnelerin, rnein zaman diye bir nesnenin var olduu izleniminden
kurtulamayz. Demek ki bu rnekte olduu gibi, bir toplumun dilsel uzlamlar,
alkanlklar, konuan ve dneni, yanl yola da sevk edebilmektedir. Bu al kanlk,
herhangi bir anlamda burada olan, var olan, nesne gibi varlksal zellik tayan,
insanlarn duyularyla alglamadklar bir ey bile olsa, llp belirlenebilen bir
zaman anlayna yol ap, zaman konusundaki mitosu tazelemektedir. Byle olunca
da, zamann bu kendine zg varolu biimi zerinde yzyllar boyunca felsefe yapp
durabilirsiniz artk. Gerek kendinizi gerekse de bakalarn o esrarengiz varlk
zerindeki, zaman zerindeki speklasyonlarla oyalayp durur ve ortalkta herhangi bir
sr ya da esrarengiz durum olmad halde, srlarn ustas olarak kaslabilirsiniz.
Sonunda Einstein zamann yle bir nesne olmayp sadece bir iliki biimini temsil
ettiini ispatlad. Newtonun sand gibi, Tanr'nn yaratt, o gzle grnr nehirler ve
dalara benzeyen, onlardan tek fark grnmezlik olan, ama yine onlar gibi insandan
bamsz nesnel bir olu deildi. Ne var ki Einstein da bu mdahalesini gerektii kadar
derinletiremedi. Kendisi de dilin szcklerinin feti letirici basksndan tam
kurtulamad ve nesne zellii tayan zaman mitosu anlayna, kendi kavlince bir
destek vermeden edemedi. Zamann belli koullar altnda hz- lanabileceini ya da
yavalayabileceini sylerken, bize karmzda genleen ya da bzlen bir nesne
olduu izlenimi verdi. Ksacas o da, zaman, bir fizikinin kstl uzmanlk alan
erevesi iinde tartt. Oysa zaman kavramn eletirel bir deerlendirmeden
geirmek, fiziksel zaman ile sosyal zaman arasndaki ilikiyi, dier deyile sosyal
alanda ve doada zamann belirlenmesi arasndaki ilikiyi kavramamz gerektirir. Ama
ite, bu zaten Einsteinn grevi olmad gibi, fizikilerin uzmanlk alan iine giren bir
grev de deildi.
5
nsan toplumlarnn, yani sosyal adalarn, dnyann insan d 'doal alannn emberi
iinde gitgide genilemesi, yukarda deindiimiz gibi, toplum ile doann ayr ayr
blgelerde yer ald izlenimini veren bir dile ve konuma tarzna yaramtr. Doa
bilimleri ile sosyal bilimlerin gittike birbirinden ayrlan yollar da bu izlenimi
glendirmitir. Ancak fiziksel zaman ile sosyal zaman, birbirinden ba msz
incelendikleri srece, zaman olgusunu doru drst kavramamz yine zaman olgusunun
yaps gerei olanakszdr. Zaman szc nn bu isim halini, fiil biimine evirip
zaman belirleme sorununu zmeye alrsak, sosyal olaylarn zaman belirleme
faaliyeti ile fiziksel olaylarn zaman belirleme faaliyetini birbirinden ayr ele
alamayacamz grrz. nsan yapm zaman lerlerin gelimesiyle birlikte, sosyal
dzlemdeki zaman belirleme giriimleri yaygnlap nispi bir zerklik kazanmaya
balam, Gnein, Ayn hareketleri gibi, insan d doal aralar kullanarak zaman
belirleme alkanl gerilemeye yz tutmutur. Doal hareketler ile sosyal zaman
belirleme faaliyetlerinin iki ayr dzlemi arasndaki balant dorudanln kaybetmeye
doru evrilmi, ama hibir zaman tmden kopmamtr. Gerekten de nihai bir kopu
zaten imknszdr. Ama ok uzun bir sre, insanlar n toplumsal ihtiyalar, onlar gk
cisimlerinin zamann belirlemeye itmitir. Sosyal alanda zaman belirleme ynndeki
gelimeler her ne kadar sosyal gelimelerden etkilenmise de, kolayca gsterilebilecei
gibi, bu, doal alandan bamsz deildi ve bu bamllk srmektedir.
Evrenin fiziksel dzlemleri ile sosyal dzlemleri arasndaki kopmaz balantlar
gzden kardmz srece, baka deyile, insan toplumlarnn ortaya kn ve
gelimesini, insan d o byk doal emberin iinde kalan bir sre olarak grmeyi
beceremediimiz srece, zaman sorununun ok nemli bir yann kavramamz
olanakszdr. Zaman n bu zelliini, kabaca yle belirleyebiliriz: Gerek fiziin gerekse
de felsefenin hkim geleneinin erevesi iinde, zaman, ok gelimi bir sentez
dzeyinin rn bir kavram olarak grnmektedir. nsanlarn toplumsal pratiinin
alanna dndmzde ise -hani nemli bir randevuya ge kaldmzda hemen fark
edebileceimiz gibi- mecbur klc gc olan bir dzenleme ve ayarlama mekanizmas
olarak karmza kar zaman. Doa ile toplumu birbirinden koparan, dolaysyla da
fiziksel ve sosyal zaman sorunlarn, bunlar birbirinden tamamen bamsz tutarak
zmeye kalkan geleneksel eilim, ortaya paradoksal diyebileceimiz bir sorun
atmaktadr; zaman tartmalarnda genellikle sessiz sedasz geitirilen bir sorundur
bu;.. yle ya, genellikle stnde dnldnde ok st dzeydeki bir sentezleme
dzleminin kavram olarak grnen bir eyin, insanlar zerinde bylesine gl bir
bask yapmas, onlar bylesine zorlamas nasl mmkn olmaktadr? Zaman sosyolojisi
zerine aratrmalar bugn hl yok denecek kadar azdr. Bunun nedenlerinden biri,
zaman sorunlarnn, hl -hatta sosyologlarca bile- geleneksel felsefenin
alkanlklarna gre tartlmasdr. Bir ba ka neden sosyal gelimeyi, dar, k sa erimli
bir perspektifle ele alma alkanldr. Geli me srelerini izleyen ve farkl dnemleri
karlatran bir yaklam temel alnmad srece, zamana ynelik sosyolojik
aratrmalardan pek hayr gelmez.
6
Dediimiz gibi, yabancs olmadmz birok dil alkanl ve deyim, bizde, zamann
tpk aa gibi, akarsu gibi, fiziksel bir nesne olduu izlenimi uyandrmaktadr. Zaman
ltmz sylediimiz an, gerekten de zamann tpk bir da ya da akarsu gibi
llebilecek fiziksel bir nesne olduu izlenimi doar. Ya da aradan geen zaman
boyunca, bu zaman sresi boyunca gibi deyi lere bir bakn; sanki insanlar ya da
btn dnya, zamann oluturduu bir aknt iinde yzmektedirler. Gerek bu
rneklerde gerekse baka durumlarda, zaman kavramnn bu isim hali, zaman ve
mekn iinde zaman diye bir nesnenin bulunduu yanlsamasnn olumasnda byk
pay sahibidir. Oysa rne in dilimizde zamanlatrma ya da zamanszlatrma vb. gibi
eylem halleri bulunsayd, hem zaman belirlerken hem de iki sreci kout klmada bir
insan faaliyetinin sz konusu olduunu, ama dmzda zaman diye bir nesnenin
bulunmadn kavramak kolaylard. Bu tr bit insan faaliyeti belli amalarla, sadece
bir ilikinin deil, bir eyi iliki iine sokmann da sz konusu olduunu anlatr bize. Asl
sorulmas gereken udur: Kim, neleri, hangi ama ve niyetlerle ilikilendirmektedir?
Bu sorulara cevap vermek iin atlacak ilk adm nispeten basittir. Zaman szc ,
bir insan topluluunun, yani anmsama ve sentez yapma gibi biyolojik verilerle ve
becerilerle donanm bir canllar beinin iki ya da daha fazla olay ak arasnda iliki
kurmasn ve bunlardan birini teki olay ya da olaylar iin kyas, karlatrma ls
olarak standartlatrmasn temsil eden bir semboldr.
Bu trden hareket aklarna, med-ceziri, Gne ile Ayn douu ve batn rnek
verebiliriz; bu gibi olaylar zaman belirleme amacyla kullanldnda, sosyal bakmdan
standartlam deiimler dizisi nitelii de kazanmlardr. nsanlar, bu trden doal
hareket dizisini zaman belirleme amalar bakmndan yetersiz bulduklarnda kendi
eserleri olan daha kusursuz, daha hassas ve gvenilir hareket aklarn l birimi
olarak belirleyip dier olaylarn akn bu birimlerle lmlerdir. te saat budur. nsan
buluu ve yapm olan, yapay yoldan fiziksel hareket reten saatler, birer de iimler
dizisi olarak, doal, fiziksel ve sosyal deiimlerin kurduklar teki sreklilikler iindeki
dilimleri lmeyi salarlar.*

*Bu balamda sk sk niin deiimlerin kurduu sreklilik biiminde bir tanma
bavurduumu ksaca aklamak istiyorum. Bunun nedeni, birok deiim srecinin
temelinde, btn bir sre boyunca kendiyle ayn kalan, deimeyen herhangi bir tzn
bulunmaydr. Srecin birli ini kuran bu trden deimez bir tz deil de, bu
deiimlerin kurduu srekliliktir. Srecin birli i bu srekliliin iinde yatyor; kesintisiz
bir sralan biiminde birbiri iinden kan dnmlerin oluturduu sreklilik.
Szgelimi 15. yzyln Hollandas ile 20. yzyln Hollandasn rnek olarak alalm. Bu
ikisini birbirine balayan herhangi bir zden, zdeki bir ekirdekten sz etmemiz
mmkn deil. 15. yzyl Hollanda toplumunu 20. yzyldakine bal a ya n ey,
deiimlerin kurduklar zincirdir, di er deyile srekliliktir. Bu sreklilik hat rlanan bir
ey olmasyla daha da gleniyor, yani herhangi soyut bir tz de il, insanlarn
belleinde kurulmu bir sreklilik sz konusudur. Ya da bir insan rnek alalm. Hume,
bir keresinde, o sralarda temsil ettii yetikin kiinin, bir zamanlarki kk ocuk ile
ayn ey olduunun, yani onun bir devam olduunun ne anlama geldiini
kavrayamadn sylemiti. Bu rnekte de, kendi olmann bir tz deil de
deiimlerin, dnmlerin srekliliinin oluturduu birlik anlamna geldii, insan bir
basamaktan tekine trmandran bu deiimlerin ayn kiinin kimliini kurduklar
grlyor; bu sreklilik de hatrlama koulunu ieriyor. Evrim ba lamnda hayvanlar
lemi dedii mi z ey de bir deiimler, dnmler srekliliidir; balklar insanlarla
birletiren bir deiimler silsilesinin srekliliidir evrim. Ayn ey fiziksel evren iin de
geerlidir. rnekler bitmek bilmez. Btn bu rneklerde, bir sonraki basama bir
ncekiyle birletiren ey, deiimlerin srekliliidir.


yleyse farkl olay dzlemlerini ve bu dzlemlerdeki dilimleri birbirleriyle
ilikilendirerek zaman denen eyi oluturmak iin tr srekliliin arasnda ba
kurmaya ihtiya vardr: Bunlardan biri ilikiyi kuran insandr; dier ikisi ise, biri dierinin
ls olarak seilecek iki (veya daha fazla) hareket dizisidir. Bu trden bir belirleme
toplumlara zgdr ve belli bir toplumun tek bir yesi kendini bu tr bir balant ls
olarak aldnda da, yani kendi mrn baka olaylarn llmesinde standart birim
olarak kullandnda da ayn ey geerlidir. Bu durumda bile kar mzda kutuplu bir
dzlemler ilikisi bulunmaktadr. Sz konusu insan, kendi mrnn de iimlerinin
kurduu srekliliin iinde edinilmi standartlar, baka dzlemler ile karlatrp,
onlarn zamansal srelerini belirleyen biri olarak, zaman len biri olarak anlalr.
Gene ayn kii doum ile lm arasndaki deiimlerin kurduu srekliliin btnn
temsil ettii lde, bir standart srekliliin kendisidir ve nihayet bu kiinin temsil ettii
deiimlerin kurduu srekliliin standart olarak baka olaylara uygulanmas
durumunda karmza kan teki sreklilik dizileri, nc kutbu olutururlar.
Yanl anlalmalar nlemek iin, kiinin kendi mrn baka olaylarn ak sresinde
kullanlacak standart bir sreklilik olarak deerlendirme imknnn, ancak olduka st
dzeyde bireysellemi toplumlarla snrl olduunu anmsatmakta yarar vardr. Bu
trden toplumlarda o tek kii, tekilerden ok farkl tek ve biricik bir birey olarak
belirgin bir ekilde ne kmakla kalmaz (rnein bir kahraman, bir nder, bir misyon
lideri vb.) btn bunlarn tesinde, bu tr toplumlarda toplumun her bir bireyi kendi
mrnn spesifik bir deiimler dizisi olan zaman iindeki devamlln, dndaki bir
baka, sosyal olarak standartlam deiimler dizisine, szgelimi takvim yllarna gre
de tam tamna belirleyebilecek durumdadr. nsanlar ancak toplumun olduka ge
geliim aamalarnda alar gsteren takvim gelitirme sorunuyla karlam ve az
ok ileyen bir takvimi de gelitirebilmilerdir. rnein eski Yunanllar olimpik oyunlarn
tekrarlarna gre olaylarn tarihini belirlemeye almlar. Romallar ayn amala Roma
kentinin kuruluunu (ab urbe condita), .. 753', yllarn saylmasnda esas almlar,
Hristiyanlar ve Museviler de benzer yollardan zaman hesaplamlardr. Byle uzun
erimli dnemleri kapsayan bir takvimin kullanlmad, yani yneticilerin, rahiplerin
denetledii bir standart srekliliin kyas arac olarak bulunmad yerde, insanlarn
doum yllarn ya da yalarn, topluluun ortak hatrlad olaylara bavurarak tespit
etmekten, o byk frtna patladnda ya da ef lmeden az nce gibi tekil olaylara
bel balamaktan baka areleri yoktu. Bu durumda, insanlarn her biri kendi bana
birer deiimler srekliliini temsil ettikleri iin, ortalkta sosyal anlamda standart bir
sreklilik lt bulunmamaktadr. Oysa bizimki gibi toplumlarda, kendi bireysel
mrn, dndaki deiimlerin zamann belirlemekte kullanmaya kalkan biri kendi
mrnn dilimlerini zaten takvime gre belirlemi olduu iin, sosyal olarak
gelitirilmi ve standartlatrlm bir deiimler dizisini, yani yllar gsteren takvimi,
kendi mrnn akna uygulam olur.
Grld gibi, zaman evresinde odaklanan ilikiler alabildiine karmak, ok
katmanl ilikilerdir. Zaman bir nesne gibi gsteren malum metaforlardan ya da hatta
zamann ancak felsefi fantezilerin oyunca olabileceini, zaman hakknda kesin bir
eyler sylemenin olanaksz olduunu ima eden yaygn anlaylardan uzak durmak zor
olabilir. Geni kapsaml bakldnda, zaman, ar ar gelimi bir sentez olarak,
dier deyile eitli trden olay ve srelerin, alabildiine karmak bir ilikiler yuma
oluturacak ekilde birbirleri ile ilintilendirilmelerinin kavramsal sembol olarak anlayan
bir inceleme tarzn benimsemekte yarar vardr.
yleyse zaman belirleme, en sade ve temel biimiyle, tekrarlanan ya da
tekrarlanmayan, bir deiimin, teki deiimlerden nce mi, onlarla ayn zamanda m,
yoksa onlardan sonra m gerekletiini tespit etmek demektir. Kar mzda bir
deiimler dizisi varsa, bu deiimler arasndaki zamansal uzunluun ne olduu
sorusuna yant vermek demek, rnein iki hasat arasndaki ya da iki yeni ay arasndaki
zaman aralnn uzunluunu, sosyal uzlamla benimsenmi birer standart olarak bu
deiim dilimlerine uygulamak demektir. Ya da daha karma klam bir toplumsal
dzen aamasnda, bir 100 metre kousunun, bir iktidar dneminin, bir insan mrnn
uzunluunu ya da rnein ilka ile modern an balanglar ile bitileri
arasndaki mesafeyi, sosyal uzlamla benimsenmi ve standartlatrlm bir deiimler
dizisiyle ilintilendirerek bunlar iin zaman belirlemek demektir^ nsanlarn olaylar
zaman olarak yaayp yaamamalar, zaman belirlemeyi gerektiren sorunlar zmek
durumunda olup olmadklaryla ve bir deiim dizisini baka deiim dizilerinin ls
olarak kullanmalarn salayacak bilgi ve toplumsal rgtlenme dzeyine sahip olup
olmadklaryla balantldr.

7
Ne zaman yapyoruz? Bu soru, insanlarn yantlayabilmek uruna zaman belirleme
servenine giritikleri temel sorudur. Sorunun k noktas, yani belirlenmek istenen
ey, hele en eski geli me aamalarnda, bir sosyal topluluun ya da bein en bata
kendi faaliyetleri ve davranlar olmutur hep. Belli bir anlamda insanlar faaliyetlerinin
zamansal ilikisini belirlemeye baladklar gelime aamasnda, ne zaman sorusu,
bugnk gibi, ak seik ve kesin bir belirleme talebi anlamna gelmiyordu henz.
Gelimenin bu basamaklarnda, zaman belirleme, edilgen bir giriimdi. Bu aamada,
kimse, olup biteni bir zaman belirleme olarak ne yaama ne de kavrama
durumundayd ve snrl bir lde, bu edilgen zaman belirleme bugn bile hl srp
gitmektedir. rnein, kii faaliyetlerini az ok kendi biyolojik, fizyolojik drtlerine gre
iyi kt zamanlayabilir. Aken yemek yer; yorgunken uykuya yatar. Bizimki gibi
toplumlarda, daha ok biyolojik, animalik nitelikli bu dngler, karma klam bir
sosyal organizasyon ile uyum iine sokulmu ve yaplandrlmtr; bylece insanlar,
belli bir noktadan sonra, kendi ihtiyalarnn fizyolojik saatlerini, sosyal saate gre
ayarlamaya ve bastrmaya zorlanmlardr. Olduka basit toplumlarda, byle bir
duruma pek rastlanmaz. Bu toplumlarda fizyolojik saatin ayarlanmas ve yapsnn
kurulmas (hani bir ayarlama halinden sz edebilirsek eer) insan ihtiyalarnn, insan
d doa tarafndan (bazen de, eer avlanan durumundalarsa dier insanlar
tarafndan) ne lde karlanabildiine ok daha dorudan balyd. Bu toplumlarda,
insanlar ihtiya duyar duymaz ava giderler ve doyar doymaz av falan unuturlard. Bu
edilgen zaman belirlemenin geerli olduu basit toplum aamasndan biraz daha
gelimi evrelere geildike, insanlar artk iyice uykular gelmeden, rnein hava
kararnca yatmaya ve gne dounca uyanmaya balam olmallar. Ama gene de
herhalde dnrken ve konuurken gece szc yerine, uykuyu kullanm
olmaldrlar. Demek ki insan toplumlar nn gelimesinde, kendi sosyal beklerinin
faaliyetlerini evrendeki teki deiimlerle etkili bir biimde senkronize etmelerini
gerektirecek bir belirleme ihtiyacn hemen hibir zaman hissetmedikleri, gece,
gndz gibi szckleri tanmadklar basamaklar vardr.
Gelgelelim insanlar avlayc ve toplayc olmaktan kp besinlerini kendi aktif
faaliyetleriyle retmeye baladklar anda, sahne de deimeye yz tutar. Buna iyi bir
rnek, tarm, daha dor u s u slah edilmi bitkilerden yararlanma anlamndaki
gelimedir. Bu basamakta (hl zaman edilgen bir ekilde yaama alkanl bir
yandan srp giderken) aktif bir mdahale ile zaman belirleme, dolaysyla da gerek
sosyal gerekse de kiisel alann etken bir ekilde denetlenmesi iyice nem kazanr.
nk bitkiler dnyasna hkim olup bitkilerden yararlanmaya balayan insanlar daha
nce hi tanmadklar ve besinlerini saladklar ekin bitkilerinin gereklerinden
kaynaklanan bir disipline, dzenlenilere tabi olmak zorunda kalmlardr. Geen
yzyldan, kk bir Afrika kabilesinden kalma bir rnek, bu sylediklerimizi kafamzda
canlandrmamza yardmc olabilir. Bu rnek, gemi in ilk iftilerinin, zaman aktif
mdahalelerle belirleme biimleri gelitirmek zorunda kaldklarnda, karlarna km
olan sorunlardan birini gstermektedir.
Rahibin sabit grevleri arasnda yer alan bir baka i de btn halka, buday
ekmenin ve bayram enliklerinin zamann bildirebilmek iin, mevsimleri
tespit etmekti. lk amaca ulaabilmek iin rahibin dou ynn
gzleyebilecei bir noktaya trmanmas gerekmiti. Bylece her sabah,
gnein douunu izleyebiliyordu. Douda, dimdik ykselen bir da olduu
syleniyordu. Ve Gne tam bu dan ardndan ykselirken grldnde, o
hafta yaacak ilk yamur, ekin iin yeterli say lyordu. Rahip yamurun
hemen ertesi gn bir alarm verdi. Bu alarm btn bir da kynde ksa
srede yayld. Hemen ardndan btn ky halk, kadn erkek demeden
ellerinde kazmalar, kfeler ve sepetlerle, hep birlikte al mak zere dadan
aaya indiler.
Rahibin verdii alarmn szleri yleydi:
Sefaletten kurtulun
Alk bitti,
Artk, ne geceyken
ne de gndzken
aza alnmayacak.
Ama yollansn diye alk
Aclar lkesine,
- Ben anyorum imdi onu.

nsanlar bu uyar arksn ekin ii srd mddete syleyebiliyordu; ama
daha sonra, aln aclar lkesine srlp atlmasn salayacak byl
forml anlamna gelen bu arky aza almak kesinlikle yasakt; kurala
uymayan ar ekilde cezalandrlyor, hatta ba ka kabileye kle olarak
veriliyordu.
Kabile halkna enliklerin ve elencelerin gnn tam tamna bildirebilmek
iin de bir baka kayann stne kyordu rahip ve batya dnp, yeni ayn
her grnnde, nndeki kseye bir kabuk ya da iaretli bir ta atyordu.
Rahipten ve onun yardmcsndan baka kimsenin bu kseye el srmesine
msaade edilmiyordu...*

*N.A.A. Azu, Adangbe History, Accra 1929, s. 18.

Bu alnt, olduka eski bir tarm aamasna tekabl eden canl bir rnek sunuyor. Pratik
sosyal ihtiyalarn gerektirdii bir zaman belirleme bu. Bu anlamda, kesinlikle aralar
bakmndan tamamen ie, bene, daha dorusu zaman belirleme sorunuyla kar
karya kalm bir sosyal bee dnk bir faaliyet. Rahip, Ayn, Gnein hareketlerini
astronomiye merakl olduu iin gzlemlemiyor; konumlarn srekli deitiren bu k
kaynaklar ve onlar zerinden de belki birtakm grnmez gler, o ilkel insanlar n
rahibine, halknn ekine ne zaman balamas gerektiini, ayinli, kurbanl, belki de arkl
dansl trenlerin vaktinin gelip gelmediini bildirmektedir; bylelikle besin
maddelerinin retiminde ve muhtemel tehlikelerin savuturulmas ya da nlenmesinde
tanrlarn yardm ettii, bunu da rahip zerinden yaptklar dnlmektedir.
Gelimenin bu aamasnda, besin kaynaklarnn retimi ile klt eylemleri smsk bir ba
kurmulardr. Her ikisi de bir arada insanlar , aktif mdahaleyle zaman belirleme
zorunluluunun getirdii sorunlar ile buluturmaktadr. Oysa zaman belirlemede, ki inin
ve sosyal topluluun edilgen olduu durumlarda ve aamalarda birtakm aktif kararlar
alma ve mdahalelerde bulunma zorunluluu yoktur henz. Buradaki kritik nokta,
sosyal faaliyetlerin srekli dngs ile doadaki deimelerin srekli dnglerinin
birbirleri ile koordine edilmeleri zorunluluunda ortaya kar. rne in, kurak aylar iin
ayrlm son ekin, umulandan nce tketilmi olabilir. Av eti ya da yabani kklerden
oluturulan yedek besin bir yere kadar a kapasa da, ambarlar doldurmak iin gene
de teki hasada kadar bekleme mecburiyeti vardr . nsanlarn ynlendirme ve
denetleme imknndan yoksun olduklar mevsime bal dngsel hareket ile onlara
gre daha kolay denetlenebilir olan bitki yetitirme srelerinin, daha dorusu byme
srelerinin hzlarn gz nnde tuttuumuzda, karar alabilmek iin sorulacak tek bir
soru bulunmaktadr: Ekin ekmeye ne zaman balamalyz? Soruyu Bat Afrikann
koullar ile irtibatlayarak soracak olursak, kurak dnemin yerine ne zaman yal
dnem geecektir sorusuna dnr. Ya an yamur, byk ya murlarn habercisi mi,
yoksa aldatc bir iaret midir? Bu soruya, Gne, rahibin azndan yant vermitir:
Evet, ekine balayabilirsiniz! Kabile halk sevin lklar atmaktadr. Kendileri,
rahibin bu cevaba nasl ulat sorusuyla herhalde pek ilgilenmemektedirler.
Zamann geen, soyut bir ey olduu duygusuna henz yabancdrlar. Onlar
ilgilendiren, dorudan pratik sorunlardr; rnein besin rezervlerinin azalmas sorunu
gibi. Kukusuz, bu trden pratik deneyimlerin, nispeten yksek dzeyde gelimi bir
sentez yeteneinin, teki deyile soyutlamann rn olan yl, ay ya da zaman
gibi kavramlarla zmsenip younlatrlamad gelime basamaklarna tekabl eden
eski toplumlar vard. Bu toplumlarn kavramlar, somut ihtiyalarnn periyodik
dngleriyle ok daha sk balantlanmt. htiyac annda giderme zorunluluunun
hemen ardndan yeni bir ihtiyacn basksyla birlikte, yeniden bu ihtiyac giderme
yollarnn aranmas, bu somut ihtiyalar dngsn ifade ediyordu.
Gelimenin bu basamanda, zaman belirlemek demek, gkteki kerameti olmayan bir
saate bakmaktan ok, bir kehanette bulunmak anlamna geliyordu. Ve ancak adm
adm, zaman belirleme zorunluluu bu iki kutup arasnda bir yerde anlamn ve yerini
bulacakt. te yandan, bu dnemlerin insanlar sadece saylarn yardmyla soyut sayma
ilemi yapabilecek durumda pek deillerdi henz; ya da byle bir beceriden tamamen
yoksundular. Dolay syla rahip, yeni ayn belli bir kerteriz noktasndan her geiinde,
kseye bir kabuk atp, kuru, yasz havalar getiren rzgrdan bu yana yeni ayn
gkyznden ka kez getiini anlamaya alr. Birikmi kabuk says deil de, kabuk
ynnn bykl, trenlerin balama zamannn yaklap yaklamadn
sylemektedir ona. Bizim tandmz anlamdaki soyutlayc saylarn bilgisinden yoksun
insanlarn yaam olduklar sosyal gelime basamaklarn kafamzda, gzmzde
canlandrmak bize zor gelebilir; tpk zaman belirleme ve tarih tespit etmeye yarayan,
dolaysyla da zaman devaml, kesintisiz bir ak olarak yaamamz mmkn klan
tekniklerin henz gelitirilmemi olduu basamaklar tasarlamamzn zor olmas gibi.
Gene de kendimizi zorlayp hayal gcmz iletmek iin almaya deer.
8
Kk bir da kabilesinden alnan bu yk, zaman sosyolojisi bakmndan anlam ve
nemi byk birok yapsal zellik iermektedir. Sosyolojik a dan incelediimizde,
zamann koordine edici ve btnletirici bir ilevi bulunduunu grrz. nsanln
gelimesinin eski dnemlerinde, koordine etme ya da faaliyet, ama ve eylemlerin
btnln salama ilevlerini genel olarak bellibal merkezi otoriteler ya da figrler,
rnein rahipler ya da krallar yklenmilerdir. zellikle de belli faaliyetlerin zamann
bilerek, sosyal ilikileri gerektii gibi koordine edip uyumlama grevi, uzun yllar
rahiplerin sosyal grevlerinin banda gelmitir. Bu rnekte grdk bunu. Bu grevi
yklenmi rahiplerin, bu aamada beslenme ihtiyalarn gidermek iin kendilerinin
dorudan ekine, hasada katlma mecburiyetleri ortadan kalkmtr. Srekli de ien
gkteki k kaynaklarnn hareketini gzlemleyebilmek iin bol bol vakitleri vardr
onlarn. Bu. kk Afrika ky rneinde bile, rahip, uygun ve doru zaman bilmesini
salayan gizli gleri sayesinde, topluluunun yelerine, kolektif tohumlama
faaliyetlerinin ya da yllk, periyodik klt trenlerinin balama zamann bildirebilmek
iin gerekli olan otoriteye ve iktidar gcne sahiptir.
yle zel, bal bana bir rnek deildir bu kesinlikle. nsan toplumlarnn o uzun
gelime sreleri boyunca, rahipler, hemen her yerde ve hep aktif mdahaleyle zaman
belirleyen uzmanlar olagelmilerdir. Sosyal evrimin daha ilerki a amalarnda, daha
byk ve karmak yapl toplumlar doup ortaya ktnda, rahipler, nemli sosyal
faaliyetlerin zamanlarn belirleme biimindeki sosyal ilevlerini, zaman zaman
gerginlikler de yaayarak, dnyevi otoritelerle paylamlardr. Ve rahipler ile krallar
arasndaki bu ekime , kincilerin lehine nihai olarak sonulandktan sonra, gerek
zaman belirleme gerekse parann basm yetkisi, devletin tekeline geen faaliyetlerden
biri olup kt.* Ama ite bu merkezileme dorultusunda atlm tayin edici adma
ramen, rahipler daha uzun sre, zaman belirleme yntemlerinin uzmanlar olarak
kaldlar. rnein Asurlularda rahipler snfndan gzlemleyiciler, bu gzlemleri s rasnda
ne zaman bir yeni ay grdklerini krala bildirmek zorundaydlar. nk o dnemlerde,
Ayn hareketini soyut hesaplamalar ile nceden kestirebilmek konusunda insanlar
henz yerlerinde sayyorlard. Atinada Hieromnemones denen, en st hkmet
grevlisi konumlarndan birini temsil eden kii, her yl, takvimin dzeltilmesinden
sorumluydu (Herhalde Aristophanes, yeni atanm Hieromnemonese, getirecei yeni
sosyal takvimdeki gnlerin, periyodik saylan Ay hareketleri ile seleflerine gre ok
daha iyi badamasna dikkat etmesi gerektiini sylediinde byk alay konusu olmu
olmal.) Sezar eski takvimi iyiletirmek istediinde, Pontifex Maximusa bavurdu. Sezar,
bu takvimin gk cisimlerinin gzlemlenebilen hareketleri ile badamadn grmt;
belli ki Sezar, bir hkmdar n grevinin, btn kamusal ilerde gvenle kullanlacak bir
zaman belirleme ve tarihleme erevesi sunmay da ierdiini dnyordu.

* Bu tekelin kullanlmasna gnmzden bir rnek, resmi k saatinden yaz
saatine geitir.

Mantken, dzenli ve uyumlu bir zaman hesaplama sistemi gelitirme ihtiyac, devlet
birimlerinin gelimeleri, bymeleri ve kmeleriyle, bu devletlerin halklarnn ve
topraklarnn birbirleriyle btnlemilik derecesiyle ve nihayet ticari ve endstriyel
ilikilerin oluturduklar zincirin karmaklk ve uzunluk derecesiyle orantl olarak
deiip durmaktayd. rnein devletin hukuk kurumlan, halletmek zorunda olduklar
vakalarn, dzenlemek durumunda olduklar sosyal ilikilerin karmaklna ve
eitliliine uygun decek, kendi iinde uyumlu, tutarl zaman llerine muhtatlar.
Artan kentleme ve ticaretle birlikte, younlaan ve karmaklaan insan faaliyetlerini
zaman dzleminde birbirine uyumlamak, dier bir deyile senkronize etme ve dzenli
ileyen, tekbiimli bir zaman kalbn, btn insan faaliyetlerinin ve eylemlerinin
ilintilenebilecei ortak ereve olarak kullanma ihtiyac da artmaya balad. Merkezi
nitelikteki gerek dnyevi gerekse dinsel kuramlarn grevlerinden biri, bu ihtiyalara
cevap verecek bir zaman modeli ya da kalb hazrlamak ve bunu kullanma sunmakt.
Vergilerin, faizlerin ve cretlerin periyodik aral klarla dzenli denmelerinin yan sra
baka birok szlemenin, anlamann ve ykmlln yerine getirilmesi asndan da
vazgeilmez bir ihtiyat bu zaman kalb; almann yorgunluk- luklarndan kurtulup
dinlenmek isteyen insanlarn tatil gnlerini tespit etmek iin de lazmd byle bir
ereve. Bu ihtiyalarn yaratt basknn altnda, zaman belirleme tekelinin temsilcisi
olan kilisenin ve devlet otoritelerinin, bu grevlerini yerine getirebilmek iin byk
zorluklardan getiklerini tahmin etmek g deildir. rne in, ayn devletin snrlar
iinde bile, kimi rneklerde, yzyllar boyunca, bir yln balang ve bitii konusunda,
yerel, geleneksel farkllklar olabilmitir. rne in, bilgilerimizin nda, 1563 ylnda
birka toplantnn ardndan, Fransz toplumuna yln ban bildirecek tutarl bir takvim
sunabilmek iin 1 Ocak gnn ylba olarak tespit eden Fransa Kral IX. Charld. 1566
ylnda yrrle giren buyruu, yln balangcn paskalyaya balayan az ok resmi
saylacak gelenee son vermiti. Bu eski takvime gre, 14 Nisanda balayan ve 31
Aralkta biten yl, sadece 8 ay 17 gnden ibaretti. Eski Roma takvimine gre, Marttan
balayan ve adlarndan da anlalaca gibi, yedinci (September), sekizinci (Ok- tober),
dokuzuncu (November) ve onuncu (Dezember) aylar temsil eden birimler, bu kez,
dokuzdan balayarak 12. aya kadar uzanyorlar, eski Roma takvimine gre 7. ay olan
September (bize gre Eyll) biraz sama bir ekilde, bu yeni Fransz takviminde 9. ay
oluyordu. O gnlerde bu deiiklik byk tepki ve diren grd. Oysa bugn, farknda
bile deiliz bu kaydrmann. 1 Ocakn yln ilk gn olmasndan daha doal bir ey
yoktur bizim iin. Yln, birim olarak, sosyal bir ilev tadn, doal bir gereklik ile
ilintilenmi sosyal bir gereklik olduunu, ama doal gereklikten tamamen farkl
olduunu unutup dururuz. Yl, bir doa verisi, bir nesne gibi alglama eilimimiz
baskndr. Bir ba ka rnek: Papa XIII. Gregorian, 325 ylndaki znik Konslnn
toplantsnda yaplan dzenlemeden beri, Paskalya Bayramnn gnlerini belirleyen ve
aradan geen yzyllarda ilkbahar gnlerindeki kaymalarla sorunlar yaratan Julianus
takviminin gzden geirilip dzeltilmesine karar verir. Uygulamadaki takvime gre, 21
Mart, gerileye gerileye 11 Mart olup kmtr nk. Papalka yaymlanan bir bildiriyle,
1582 ylnn 10 gn eksiltilir ve 4 Ekimden sonra 5 deil 15 Ekimin geldii ilan edilir.
Eski Roma takvimine Sezarn yapt reform mdahalesinden sonra, Gregoryan
kilisesince gerekletirilen bu son reform, yzyllar boyunca doal yldan pek
sapmayan bir takvimin oluturulmasn salad; baka bir deyile, gzlemleyici ve
kyas noktas olarak merkezinde insanlarn yer ald bir iliki sistemine gre, Gnein,
gene insanlarca dou noktas olarak belirlenmi bir noktaya geri dnne kadar
geen srelere uyumlanm, bu balamda doal yl ile az ok rten yllk bir sosyal
takvim sistemi oluturma dorultusundaki son giriimdi bu.
Kendi iinde srp gitmeyen politik veya baka trden oluumlara ramen (buna
yukarda deiimler dizisi de demitik) gerekleen srekli bir gelimeye rnek olarak
verebileceimiz takvimin sosyal bir zaman belirleme erevesi olarak ortaya kmas
reticidir. Bu rnek, zaman dedi i mi z eyin, olduka karmak bir ilikiler a
oluturduunu anmsatmakla kalmaz, ayrca da zaman belirleme faaliyetinin znde bir
sentezleme, bir btnletirici, srekli faaliyet olduuna iaret eder. Bu durumda
insanlar, o nispeten hzla yol alan sosyal deiimlerin llmesi amacyla gkteki
deiimlerin oluturduklar ve ilk bakta sosyal deiimlere gre hemen hi
deimiyormu izlenimi veren doal deiimleri, bunlarn srekliliiyle oluan ereveyi
kullanmlardr. Gne in belli bir konumunun (rnein teki yldzlara gre)
belirlenmesi ve bu konumun bu anlamda az ok keyfi bir mdahaleyle sabitletirilmesi
sayesinde, zaman belirleyici bir birimin balangcn ve sonunu, rnein bir yl tespit
etmek mmkn olmu, bylelikle insan faaliyetlerinin kendi aralarnda, sosyal ilikiler
olarak senkronize edilme imkn domutur. nsanlarn ancak yzyllarca sren bir
serven sonucunda, nispeten iyi saylacak ldeki, fiziksel deiimlere ayak uyduran
ve devletler ve toplumlar olarak bir araya gelmi insanlarn (hatta bugn global bir
devlet organizasyonu rgsnn) ihtiyalarn karlamaya elverili, kademelenmi,
tutarl bir senkronizasyon ls, yani takvim niteliinde bir zaman gstergesi
gelitirebilmi olmalar, bu grevin ne kadar zorlu bir i olduunu gstermektedir.

9
Grnen o ki, yzlerce, binlerce yllk dnemleri kapsayan; yaayan kuaklara, kuaklar
zinciri ve sras iindeki yerlerini kesinkes ve kusursuz belirleme imkn veren bir alar
gstergesi oluturmak bundan da daha fazla zorlamtr insanlar. Byle, bir daha geri
gelmeyecek yllar, dnemleri gsteren bir zaman cetveli, bir kyaslama modeli
oluturma zorunluu, zm g, temel sorular koymutur insanolunun karsna.
zm giriimlerinin ilk biimlerinden biri, birbirini izleyen yllar silsilesini, krallarn,
hkmdarlarn ailesi ile, onlarn iktidar yllar ile karlatrp tespit etmekti.
Gnmzde, yllar ve yzyllar sann doumundan nce ve sonra olmak zere, bu
noktaya gre nerede bulunduklarna bakp tespit eden bir zaman cetveli
kullanlmaktadr. Uzun ve art k bir daha tekrarlanmayacak dnemleri, uzun sekanslar
lmeye yarayacak bir cetvelin gelitirilmesini mmkn klan etmen, devlet ve kilise
gibi sosyal birimlerin, uzun erimli bir sreklilik nitelii kazanmalardr ve bu srekliliin
iinde yaayan sosyal beklerin, zellikle de egemen beylerin, bu kuramlarn kalcl
dncesini, kesin ve net bir yoldan canl tutmay bu kuramlarn karlar uruna gerekli
grm olmalardr. lkada en uzun ve en tannm dnemler cetveli, Babil kral
Nabonassarn iktidar yllarndan balayarak l olarak kullanan cetveldi. Zaman
birbirini izleyen hkmdarlarn iktidar dnemlerinin uzunluuna gre hesaplama giriimi
ilk kez Kaldeon-Babil geleneinde resmi devlet amalar iin devreye girmi, ama bu
giriim, sosyal ilikilerden edinilmi bir deiim sekansnn bu kez doadaki deiimler
srekliliine uygulanmasna, rnein Ay tutulmas gibi olaanst doa olaynn tekrar
arasndaki zamansal mesafenin, tamamen betimleyici yoldan, yani yllar gsteren
eldeki rakamlar sayesinde tespit edilmesine frsat vermiti. Daha sonra Batlamyus, bilip
tand bu en eski ve en uzun zaman cetvelini, fiziksel evren modelini kurarken
kullanmt. Batlamyus rnei, sosyal ve fiziksel zaman standartlarnn birbirine
sarmam gelii mi ne k tutmaktadr. Bugn filozoflar ve hatta belki bir lde de
fizikiler, s k sk, zamann belli bir ynde akt ve zamann bu ynnn tersinmez
olduu varsaymn tartmaya bile gerek grmeden kullanmaktadrlar; Einsteinn
teorisi, bir yandan zamann pe peelii dncesine bal kalmakla birlikte, fizikilerin
bu anlayn tartlr hale getirmi olsa da. Yllarn, yzyllarn hatta bin yllarn bir
daha tekrarlanamaz ekilde akp giderken kurduklar srekli sray kesinkes belirlemeye
imkn veren sosyal zaman lerlerin tarihi iinde o ar ar ve zahmetli ortaya k ve
gelime sreleri olmasayd hep ileriye doru akan, tersinmez bir zaman ak anlayn
fizikiler kendi balarna gelitiremezlerdi. Uzun mrl ve nispeten dayankl, kalc
devlet birimlerinin douu zaman hep ileri doru akan bir su gibi yaamamzn ve
alglamamzn nkoullarndan biridir.
Zaman belirleme yolundaki gelimenin izlerini, o Afrika kabilesi rneinin izinde,
gemiin tarm toplumlarnn yaama koullarna geri giderek srmeye alrsak, o
aamalarda, ne tekrarlanan olaylarla ilikilendirilmi yl gsterici bir takvim sisteminin
ne de uzun dnemleri kapsayan ve zaman srekli, tersinmez bir ak olarak anlama
ihtiyacn karlamann nkoulu olan zaman cetvellerinin ortaya niin kmam
olduunu da kavrarz. Aylar ya da yllar gibi, zaman birimlerine taksim edilmi
sosyal faaliyetleri belirleme bakmndan kusursuz bir zaman erevesini gerektiren
sorunlar henz kmamlardr ya da kmlardr, ama henz zm olanaks zdr
bunlarn. Onlarca yzlerce yla yaylm sorunlar ise ya soylar, hanedanlar silsilesine
ilikin sorunlar olarak alglanmakta ya da tekin gr ufkuna hi girmemektedirler. Bir
rahip, grdmz gibi, Gnein hareketini sabit yldzlar ile ilintileyerek zaman
belirleme gibi bir dert tamamakta, Yeni Ayn douunu yeryzndeki bir kerteriz
noktasna gre tespit ederek bu anlamda doru zaman bulmakta, ama halknn,
kabilesinin eylemlerini ve faaliyetlerini, btn bir yl kapsayan bir takvime gre
ayarlama yerine, bu doru zaman somut, belli olaylarla, rnein ekin, hasat
faaliyetlerinin ya da trenlerin, lenlerin balamasyla ilikilendirip brakmaktadr.
10
Zaman belirleme faaliyetlerinin ve zaman lerlerinin izledi i btn o gelime yolunu
doru bir perspektiften takip edebilmek iin Afrika kabilesinden ok daha gerilere
gidebiliriz. Aslnda bu gelimenin balangc olarak alnabilecek bir nokta yoktur. Bu
gelimenin temelindeki, ou bizim iin hl mehul olan ya da henz anlalmam
evrimsel deimelerin aknn oluturduu sreklilik iinde bir balant noktas
bulabilmek iin varsaymmz iletebileceimiz bir senaryo yazp hayali bir balang
noktas oluturmamz arttr. yleyse, biyolojik donanmlar bakmndan, aynen bizim
kadar, ortak i aretler araclyla birbirleriyle iletiim kurma potansiyeline sahip bir
insan topluluunu kafamzda ve gzmzde canlandralm. Elbette burada, kimsenin
doutan getirmedii, yani deneyimlerini oluturan her eyin sembolik temsili anlamna
gelen iaretleri kastediyoruz. Dolaysyla da bu tr iaretler, renilebilecekleri gibi,
deitirilip dzeltilebilir ve sonraki kuaklara aktarlabilir olma zellii tarlar. imdi bu
varsaymsal insan beinin kendisi, nceki kuaktan, bu trden hibir sembol ya da
iaret devralmam olsun. Senaryomuz gerei, bir nceki kuaktan ve elbette gemi
kuaklardan ve atalarndan herhangi bir bilgi veya kavram miras kalmam olsun. Sz
konusu durum, bir tr stratejik, belli bir snr durumu temsil eden bir modeldir. izginin
bu tarafnda, organizmalarn, spesifik iaretleri temel iletiim ihtiyalarn
gerekletirecek ekilde kullanmalarn mmkn klan biyolojik adm atlm, o zamana
kadarki drt boyutlu evrenden bir beinci boyut daha km; insan buluu olan
renilebilir, geli tirilebilir ve oaltlabilir sembollerle iletiimin gerekletirilebilecei
sosyal bir evren yaratma biimindeki insana zg serven balamtr. Ama sadece
sosyal olana doru adm atlm, henz bu trden iletiim sembollerine gei
yaanmamtr. Bu kuak, bir ncekilerden, hatta anne-babalarndan, olaylar arasnda
ba kurmalarn salayacak kavramsal aralar renmemilerdir, dolay syla olaylar
birbirinden ayrt edebilecekleri aralardan da yoksundurlar. Bizim anladmz anlamda,
nesne diye bir ey bilmemektedir bunlar. Yani her eye, ta en bat an, ab ovo
balamak zorundadrlar senaryonun gerei. Aslnda milyonlarca yl srm ve normal
olarak dorusal bir gelime olarak kavranp tanmlanmas gereken bir sreci,
younlatrp anlk bir durum iinde toplamak; bu uzun sosyo-biyolojik deimeler
srecinin btn karmak sorunlarn bir yana brakp, biyolojik bir ereve iinde sosyal
sembollerle ilikili sorunlar zerinde younlaabilmeyi mmkn klmaktadr. nk bu
biyolojik ereve, hi deimemekte, daha dorusu, sosyal dnmlere oranla ihmal
edilebilecek lde az deimektedir. te yandan, bu senaryodaki insanlar n byle bir
ortamda ve o koullar altnda dnyalarn nasl yaadklarn, nasl algladklarn
gzmzde canlandrmamz da olduka zordur. Bu bak mdan da bugn ok olaan bir
ekilde, btn o olaylar curcunas iinde zerinde hi dnmeden kurduumuz
balantlarn hangilerinin bir bilgi gerektirmeden o varsaymsal toplumda da mmkn
olduunu sormak ve karlatrmaya bu ynden yaklamak daha kolay olabilir. rne in
o topluluun insanlarnn, sfrdan balayarak, birka kuan mr iinde, szckler
gibi, iletilebilen iaretler gelitirebilmeleri, buradan da -u filozoflarn nereden
geldiklerini ve ne yoldan kazanldn dnmekten bkp usanmadklar- en yksek
sentez dzeyini temsil eden, sebep ve sonu, doa ve doa yasalar, tz ya da
zaman ve mekn gibi kavramlar (iaretleri) gelitirmeleri mmkn mdr?
Bu sosyal bein yeleri balangta kavramlardan tamamen yoksundur, ama
bugnk insanlarn sahip olduklar biyolojik doutan sentez potansiyelinin tmne
aynen sahiptirler; ancak alglanan olaylar birbirine ilintileme yeteneine potansiyel
olarak sahip olmakla birlikte, olaylar nasl ilintileyebileceklerine ilikin bilgiden
yoksundurlar. Belli ba lantlar kuracak btn sembollerin nce bir bir bulunmas,
ilenip gelitirilmesi gerekmektedir. Gene bu insanlar, t pk bizler gibi, renilmi
iaretleri, olas btn deneyimlerin sembolik temsillerini, birbirlerine iletmeyi renme
yeteneine sahip olduklar gibi, glmek, alamak, i ekmek gibi, duygu
ifadelerine yarayan ve doutan getirilmi biyolojik temele dayal - evrimin
basamaklarndan aaya doru indike iletiim arac olarak nemleri alabildiine artan
- bedensel hareketler ve tepkileri de yine iaretler olarak birbirlerine aktarma
yeteneine sahiptirler. Ama bu yetene e sadece sahiptirler o kadar. Bir potansiyel
durum vardr karmzda; yoksa bunlar onlara retebilecek kimse yoktur meydanda.
Biyolojik dzlemde snr aan temel adm atlm, bir sonraki dzleme geilmitir.
Szcn tam anlamyla insandrlar bu sosyal bein yeleri. Gelgelelim kavramsal
dzlemle birer tabula rasa zellii tarlar. Elde edebilecekleri btn bilgileri her trl
genel bilgiyi, renme yoluyla zamanla kazanacaklarn ve gelitirebileceklerini
varsaydmz btn iaretleri, sembolleri, kendi deneyimlerine dayanarak kendileri
bulup gelitirmek durumundadrlar. Bu insanlar n olaylar arasndaki balantlar,
tekrarlanan ya da tekrarlanmayan zaman dilimleri ya da sekanslar eklinde ampirik
dzlemde tespit etmeleri mmkn mdr? Bu insanlar, ak llarnn a priori herhangi bir
verisi sayesinde, yani deneyim ncesi hep varolmu bir zellii sayesinde herhangi bir
zaman ler ya da zaman belirleme sistemi gelitirmi olamayacaklarna ve bu ksack
varolu sreleri iinde biriktirdikleri deneyimlerin zemininde de hemen bu trden lme
sistemleri gelitiremeyeceklerine gre, her eyi, kendiliklerinden alglamalar sz
konusu olabilir mi? Ya da hemen orada ve o anda olmasa bile, o bir tek kuak iinde bu
ynde ne kadar ilerleme kaydedebilirler?
11
Tabula rasa ifadesi burada ylesine kullanlm bir ifade deil. nsanlarn doutan, her
trl deney ncesini temsil eden ideleri beraberlerinde getirip getirmedikleri sorusunda
ifadesini bulan geleneksel tartmada, nemli bir rol oynam bir ifadedir tabula rasa.
Zaman deneyimi ve zaman kavram sk sk zaman sanki doutan beraber getirilmi
bir ide imi gibi kullanld iin, bu, herhangi bir zaman bilgisi bulunmayan, zaman
kavram hakknda da hibir fikri olmayan insan topluluu senaryosunu, biraz daha
kurcalamak yerinde olacaktr. nsan akl ya da dili zerine tartmalarn yapld her
yerde, her zaman, fark edilmeden, arka kapdan, insana zg doutan ideler anlay
tartmaya dahil edilmektedir. Listeye girenler de iip dururlar geri. A prioriden,
insan deneyiminin deimez, mutlak koullarndan tutun da dilin derin yaps,
mantn dncenin ebedi, mutlak yasalar"na kadar uzayp gider bu liste. Bu
kavramlar savunanlarn kendileri bile, ou zaman, insann doutan donanmna ait
olan biyolojik yaplardan sz ettiklerinin farknda deillerdir, nk dncenin ve dilin,
tm bu kendine zg yaplarna dikkat ekerken bunlar, btn insanlarda ortak, sosyal
renme edimlerinden tamamen bamsz, renilmemi, ylece var olan zellikler
olarak anlarlar. yi, ama dilin ve dncenin kaynan aklamann baka ne gibi
imknlar bulunmaktadr. Bir insan hem pastas n yiyip hem de nerede benim pastam
diyemez. Eer kalkp bir ide, bir dnce, bir kavram, a priori"dir diyeceksen, -
dolaysyla insan varlnn ya da anlama yetisinin deimez, mutlak karakteristik
zelliklerindendir, her trl deneyimden nce gelen, ebediyen geerli bir kategoridir,
yani renilmemi, evrensel niteliktedir, diyeceksen- biyolojik anlamda doutan verili
yaplarla kar karya olduumuzu da kabul edeceksin.
Herhangi bir kavramdan yoksun o sfr noktasndaki varsaymsal insan beine
dnersek, bu sorunu biraz daha kolay netletirebiliriz. Gene ortaya bir soru attmz
varsayalm: Bizimle ayn biyolojik donanm paylaan o senaryo toplumunun insanlar,
herhangi bir bilgiden yoksunsalar ve deneyimlerin birleip oalmas, kar karya
gelmesi, atmas, kaynamas, bunlara bal kavram oluturma gibi sreklilik
gerektiren kuaklar st srelerin sonucu ve zmsenmesi olarak, bir nceki kuaktan
herhangi bir bilgi ve miras devralmam olduklarna gre, dnyay nasl alglar, dnyaya
nasl bakarlard? Yaadklar olaylar, zamann ya da mekanik nedenselliin
kavramlarna gre annda birbirleriyle ilikilendirip birbirlerine balayabilirler miydi?
imdi bizim senaryonun kavramsal mirastan yoksun insan ile Kartezyen
(Descartes) senaryonun insan arasndaki fark hemen gryoruz. Descartes
senaryosunda grnrde zamandan arnm, tek bana bir ben, toplumun ve dnyann
tamamen dnda, tam bir yaltlmlk iinde, kendi akl zerinde meditasyon yapan,
akln, zihnini, zeksn, btn deneyim bilgilerinden, renilmi btn kavramlardan
arndrp, nihai, tartlmaz dorulukta bir k noktasna ulamaya alan insan vardr.
Btn yanlsamalardan kurtulup, her eyden phe ede ede, o hi phe edilemeyecek
olan bulmamz salayacak bir balang noktas arar. Bulduu ey, bilgi teorisinin
dilinde, bu anlamda bir tabula rasa, bombo, dmdz bir levha, bir yzeydir; nk
deneyim yoluyla edinilmi her ey, bilme adna, bilgi adna ne varsa, dolaysyla teki
insanlardan renilmi kavramlar da, phe duyularak bir yana braklmtr. Bu
anlayta akl, deiken ieriklerinden arndrlabilen, ii boaltlabilen ve btn
insanlarda mutlak tpatp ayn olan deimez bir tr kalba benzer. Uzun bir filozoflar
silsilesi, Descartesn izinden gitmi, bu senaryoyu benimseyip gelitirmitir. Bunu
yaparlarken, insanlarn evrensel genel geerli sentez yapma potansiyeli ile (bu
anlamdaki ilikilendirmeler yapma, balantlar kurma yetenei ile) doutan belli
idelere sahip olduu varsaym arasndaki fark (insann doas gerei, yani sosyal bir
renme srecine bal olmadan, olaylar, doutan sahip olduu, sebep, sonu,
tz, mekn, zaman gibi kavram ya da ideler sayesinde, ancak insanda
grlebilecek ok yksek bir dzeyde ve tarzda olaylar birbirleriyle ilikilendirebilme
yeteneine sahip olduu varsaym arasndaki fark) pek ak seik grememilerdir. Bu
tr kavramlar bu varsaymda, doutan varolan ve insanlar bu zel tarzda olaylar
birbirleriyle balant iine sokmaya zorlayan, her trl deney ve renme faaliyetinden
bamsz bir sentezin belirtileri olarak anlalmtr. Byle olunca da, zaman, mekn,
tz gibi kavramlar, btn a lar boyunca her trl insan deneyiminin nceden
belirlenmi ve deimez koulu olarak grnmtr.
nsann bu anlaya gre aslnda ne yaptn dndmzde bu Descartes
senaryonun bizi memnun etmeye yetmeyen yan da ortaya kar. nsan, kendi akl
zerinde iyice younlanca, dncesinin belli bir katna, derinliklerine doru iner ve
kendi dneminin hi tartlmadan, hi snanmadan benimsenmi bir dogmasna
ulaarak, bu karlat dnce basaman, gerek kendisinin gerekse de teki
insanlarn deneyimlerinden tamamen bamsz, hi renilmeden edinilmi bir veri
olarak kavrar. Ne var ki bunu yaparken, (renilmi kavramlar da ieren) renilme
yoluyla edinilmi bilgilerden olumu snrsz bir donanm haznesini kullanrlar. Yani bu
kii, kendi dneminin, btn alarn deil de kendi ann kulland dilin ve sahip
olduu bilgilerin vazgeilmez ve dayankl repertuvarnda yer alan kavramlarn, hem
kendi dncesinin hem de baka btn dncelerin renilmemi, doutan gelen
zelliklerinin belirtisi olarak yorumlar. Oysa bunlar, elbette kesinlikle btn zamanlar n
deimez mutlak kavramlar olmadklar gibi, uzun bir kuaklar silsilesinin pratik ve
teorik abalarnn rn olarak, o belli dnemdeki biimlerine ulamlardr.
rnein Kant, insanl k yolculuunun kendi durann bir temsilcisi olarak, zaman
kavramn tam da bu dneme uygun bir biimde kavrayp yorumlam, bu kavramn
anlamn, dneminin fiziinin ve tekniinin temsil ettii gelimilik basamann
erevesi iinde tanmlayp, kavram bu ereveyle uyum iinde kullanm ve -u ie
bakn ki- tam da bu kavram hem kendi bilgisinin hem de btn insanln bilgisinin
renilmemi, a priori bir biimi olduu kefini yapmtr! Kant, kendisini bir deneyim
nesnesi gibi gzlemleyerek, aceleci bir adm atm ve kendi deneyimlerinin ve kendi
zaman kavramnn insan deneyiminin kaytsz artsz, mutlak koulunu temsil ettiine
karar vermi, bunu yaparken, insann byle bir varsaym test edebileceini, doru mu,
yanl m diye yoklayabileceini, insanlarn, tarihin her aamasnda ve her yerde
gerekten de hep ayn sentez dzlemini temsil eden bir zaman kavramna sahip olup
olmadklarnn sorgulanabileceini gz ard etmi; bu zaman kavramn, btn insan
deneyimlerinin gerekletirilmesinin hi deimez nkoulu ilan etmitir.*

* Bugn de ayn tutum srdrlyor; argmantasyonun zn deitirmeden,
kullanlan terimlerin yerini bakalar aly o r . nsan deneyiminin a priori bir
nkoulundan sz etmek yerine, mantksal kouldan sz ediliyor. Bu kavram son
zamanlarda olduka geni, genel anlamlarda da kullanlmaya baland. rnein insan
dncesinin, her trl deneyimden, renilmi, sosyal olan her eyden nce gelen,
btn bunlardan bamsz kurallln ifade ediyor. Mant ksal szcnn bu
geniletilmi anlamnn, matematiin kylarnda yer alan ve belli bal salt formel
ilikilerle, verimli, sayg duyulacak sonular ortaya koyacak ekilde uraan formel
mantn mantksal kavramyla pek bir ilgisi yok. Mantksal kavram, formel mantk
ile herhangi bir ilikiyi ima ediyor gibi grnse bile, byk lde, bir argmann kendi
iinde tutarl olmas gerektiini ya da insanlar arasndaki iletiimde Ann hep A
anlamna gelmesi gerektiini syleyen bir nermeyle ilintili. Bir zamanlarn prestiji
yksek terimi mantksal, biraz daha eski moda olan a priori ya da akla uygun
kavramlarnn yerine kullanlrken eski prestijini aratyor.

Ya da Descartes ele alalm. Argmann, dneminin o iyice gelimi felsefe diliyle
ortaya attktan sonra, bulularn o nl Latince deyite, cogito ergo sum ifadesinde
zetlemi ve kendi dncesi ile kendi varlnn dnda her e y de n phe
edilebileceini bu ifadeyle ileri srmtr. Dnyorum yleyse varm. Her eyden
phe edebilirim, ama phe ettiime gre, dnyorum demektir, yani phe
ettiimden phe edemeyeceime gre, dndmden de phe edemem. yleyse
dnyorum. Dnyorsam bir dnen olduuna gre, varm. Ama ite gerek bu
ifade, gerekse onun alm ve argmanlar, Latince ve Frans zca gibi, dnemin en
gelimi felsefe dilleriyle ve Descartesa, tpk bu diller gibi, nceki kuaklardan miras
kalm felsefe gelenei balam iinde dnlp ifade edilmilerdir. Ksacas,
Descartes, kendisinden nceki kuaklardan ve teki insanlardan renme yoluyla
edindii bilgilerin ve dillerin, yani onu kendi iindeki bir eyleri kefetmeye ynelten ve
bu kefi mmkn klan birikimlerin iinden, kendi aygt ve aralarn ekip alm ve o,
bu aralar sayesinde, ama kendine kalacak olursa, dtan gelmeyen, tamamen
doutan mevcut olan, bu bakmdan da hibir zaman kendisinden phe edilemeyecek,
yanlsama olma olasl hi bulunmayan bir eyi kefetmiti r. yi, ama Descartesn
yapt gibi, deneyim sonucu olan, dtan gelen ve renilebilen btn bilgilerden
phe edebiliyor, bunlar n yanlsamalar olabileceini ileri srebiliyorsam, o zaman
bizzat dilin kendisi ve bu dili kendilerinden rendiimiz insanlar; aile, toplum vb. de
niin bir phenin hedefi, bir yanlsama olmasnlar? Yani, Descartes n phesi,
yeterince ileri gitmiyor. Filozoflar n, anlama yetisinin mutlak bamszlndan ve
zerkliinden kesinlikle emin olup bu inanlarn bir felsefi aksiyom olarak koruduklar
noktaya vardnda, bu aksiyomu sarsaca anda phesine dur diyor. Oysa bu
noktada taklp kalmadmz zaman, sorun da tamamen bambaka bir grnm alyor.
12
Burada nerdiimiz teki senaryo, atalarndan herhangi bir kavramsal miras
devralmam, snr izgisindeki topluluun yksn temsil eden model, Descartes
senaryonun gizli elikilerini gn na karr. Kendilerinden ncekilerden herhangi bir
bilgi devralmam, tekilerden herhangi bir ey renmemi bir insan beinin temsil
ettii tabula rasa hipotezini ileme koyarsak, o kurmaca sfr noktasndan ie balayan
bu insanlarn, hibir bilgi ncesi bulunmayan bir akln ya da anlama yetisinin bir
ltfu sayesinde ya da insan tininin evrensel, genel geer bir yetenei sayesinde,
olaylar, szn edegeldiimiz biimde birbirine balayabileceklerini ve bu ilikileri,
dnme, rasyonel akl yrtme ya da her trl deneyimden nce gelme gibi
ifadeleri hakl karacak kavramlarla karlamay becerebileceklerini ileri srmemiz hl
mmkn m? Ayrca yaltlm tek bir insann yerine, sfr izgisinde duran ve sadece
biyolojik donanmyla bir potansiyel oluturan sz konusu senaryodaki insan beini
varsaymsal balang noktas olarak alrsak, dnrlerin pek severek ileri srdkleri
gibi mantn ebedi yasas, hatta bireysel akl n aksesuvarlarndan biri olarak
gsterilen ben kavramnn, gerekte sadece insanlarn, kendilerini anlayan teki
insanlara iaretler verme abasnn bir paras olduu anlalmaz m?
Her trl renilmi bilgi temelinden yoksun insanlarn pratiini kafamzda
canlandrmaya alrsak, bu insanlarn, byk lde, iinde yaadklar ann kendini
dayatan ihtiyalarnca ellerinin kollarnn balanacan, bu ihtiyalara ncelik
tanyacaklarn hesaba katmak zorunda kalrz. Bu sfr izgisi zerindeki insan bei,
sentez yapma yetenei anlamndaki potansiyelinin hepsini ve olaylar arasndaki
balantlar renme yeteneklerini, hemen hemen tamamen bu ihtiyalarn hizmetine
sunacaklardr . htiyalar, gereklilikler ve drtler, insanlar n neyi ne zaman
yapacaklarn byk lde belirleyecekler, dolay syla da zamann belirlenmesine
ynelik ihtiya da bu anlamda ortaya kacak ya da kmayacaktr. Srf bu nedenle bile,
bu insanlarn olaylarn silsilesini yaaylar, onlarla kurduklar pratik ba, teki deyile
deneyimleri; zaman kavramnn belirleyiciliinde gerekletirilen deneyimden ok
baka trl olacaktr. Hayal gcmz istedi imiz kadar zorlayalm, bu insanlarn,
zaman gibi o ok yksek sentez dzlemine ait kavramlar (stelik de bunlar pratik
karlar bakmndan bir ey ifade etmezken ve ne olaylar ne de kiiler arasndaki
ilikiler bakmndan bir ilev tamazken) tek bir kuan mr sresi iine skm
deneyim daarcn kullanarak oluturabilme gibi bir beceri gsterebileceklerini
herhalde ileri sremeyiz.
Hatta bu kavramsal dzlemin daha alak basamaklarnda yer alan Ay, y ldz,
aa, kurt gibi kavramlar da onlarn ilgi ve erime kapsamnn dnda kalacaktr. Bu
kavramlardan herhangi birini, rnein kurtu yle bir yakndan ele alp kurt
szcnn bugnk kullanmnda ne kadar geni bir bilgi ve mesaj zmnen ierdiini
yle bir dnmemiz yetecektir. Kurt kavram szc, bir hayvanla kar karya
olduumuzu, kurdun bir dii kurdun dourduu bir memeli olduunu, normal bir hayat
aknn gerei olarak bir zamanlar kkken, olgunlap gelitiini ve yalanp
leceini sylyor. Kurt olduunu dnebilecei bir grnty alglayan herkesin
dahil olduu o bilgi balam iinde yer alan btn insanlarda, bu szck bu bilgileri
hemen hemen kendiliinden harekete geirmeye yetecektir. Szc bu anlamlaryla
renmi bir insana, artk sarslmas olanaksz bir gvence iinde, bir kurdun insana
dnemeyeceini ve bunun tersinin de mmkn olmayacan anlatacaktr. Oysa
renmenin ve bilgi edinmenin o uzun ve srekli balam iinde yer almam olan
insanlar, ne bu bilgiye haz r ne de bu tip bir gvenceye sahip olabileceklerdir.
nsanlarn, bu trden gvenilir bilgiye sahip olabilmek iin ka yzyl beklediklerini bir
dnn. Avrupada kurt adam inannn ortadan kalkmas unun urasnda yz yl
ncesine uzanr, hatta belki de daha yak n tarihlerde kurtulmutur insanlk bu
inanndan. Bugn kurt adamlarn, insann hayal gcnn eseri olduunu artk
tartlmaz grmeye yanamayanlar hl olsa da bir noktada kimsenin tereddd
olmasa gerek. nsann kurda, kurdun da insana dnemeyeceinden kesinlikle emin
olabiliriz. Kurt gibi kavramlarn anlamlan, kapsamlar ve mantksal ilemleri, kendi
bana bir btn olarak anlalamaz; nk bunlar, o kavram kullanan toplumdaki
insanlarn gelimilik dzeyince belirlenmilerdir.
Bu rnek zerinde, insanlarn bilgi alannda kaydettikleri ilerlemelerin zaman
kavramn nasl etkilediini gstermek de mmkndr. rne in kurt gibi bir
organizmann temsil ettii doma, byme, yalanma ve lme gibi, n alnamaz
pepeeliklerin birbirine ilintilenmeleriyle oluan deiimler dizisinin renilmesiyle
oluan bilgi, o zamana kadar kullanlan zaman lerlerine bir yenisini daha
katmaktadr: Bir organizma, zellikle de insan bedeninin temsil ettii bir organizma,
nispi zerkliinin yan sra ierdii deitirilemez ilkenin gerei olarak, doum ile lm
arasndaki mr izgisini dolduran ok spesifik bir deiimler dizisi olarak anlalr. Ama
burada bir mr ls olarak biyolojik zamandan sz ederken, bunun zamanla ilgili
nihai bir kavram olamayacan anlamak iin Einsteinn fizik alanndaki nermesini
anmsayabiliriz: Einsteinn kurmaca uzay gemisinden Dnyaya dnen bir insann
buradakilere gre daha az yalanm olaca tezi, biyolojik zamanla ilgili srelerin de
nispi bamszl ve se- pesifik zellikte olduunu gstermez mi?
Ay kavramnn da tpk zaman gibi, mevcut bilgilerin gelimilik dzeyi ile ilintisine
bir gz atalm. Tasarlama ve dnebilme yetenekleri ok gelimi, ok geni kapsaml
bir bilgi daarc iinde hareket eden insanlar, binlerinin birka gece ge baktktan
sonra, gkte nce bir orak gibi beliren, daha sonra kk bir kayk grnm alan
kimileyin de tostoparlak bir surata benzeyen eyin, tek ve ayn nesnenin farkl
grnmleri olduunu ksa srede kavramakta glk ekebileceklerine akl erdirmekte
zorlanacaklardr. nsan ncesi bir basamaktan aniden insanlk basamana sram
varsaymsal bir insan topluluunun, herhangi bir bilgi devralmadan, yle birka gn ya
da birka hafta ge baktktan sonra, bir sre nce gkte grdkleri uzun, ince, kay
andrr n, o an karanlk gkten kendilerine bakan toparlak surat ile ayn ey olduu
dncesini oluturabilmeleri mmkn mdr? Hele, bu tek ve yaltlm nesneyi
gzlemledikten sonra, kendiliklerinden bir sentez yapma yoluna gidip, gkteki bu
deii k ekilleri tek bir kavram altnda, Ay kavramnda birletirebileceklerini,
bylelikle bu ekillerin bizim ay kavramnda olduu gibi, sosyal dzlemde kabul gren
ve herkese anlalan bir lme iareti oluturabileceklerini sylemek mmkn m? u
birka gn ya da hafta evvel gkte grdkleri ince uzun, kvrk n oluturduu
grnt iareti ile o gece gkte grdkleri tepsi gibi l dayan k iaretinin ayn
nesneyi temsil edip etmediklerini sorma ihtiyac ne zaman domu, bu soru insanlar
iin ne zamandan balayarak nem kazanmtr?
Bugn Ay kavram btn anlam ve ilemleriyle aikr gelebilir bize ve gnmz
insan, yle gzn ap ge bakar bakmaz, o grdnde, Ay kavramn btn
boyutlaryla kafasnda kurabildiini sanabilir. O nceki bilgilerden yoksun insan
topluluu senaryosu, eitli duyu alglarn uyumlu tek bir kavram altnda birletirici bir
kavramn bile, u bizim Ay kavramnda olduu gibi, upuzun bir kuaklar silsilesi
almasnn rn olduunu kavratmaktadr bize. buralara kadar varmadan nce
upuzun bir renme srecine, ou tekrar tekrar kazanlm ve kuaklar boyunca
yeniden hatrlanm deneyimler zincirine ihtiya vardr. Bizim o s fr izgisindeki senaryo
topluluumuz, dorudan ihtiyalarn gidermek iin nemli olan bantlar kurmu
olsalar bile, bunlar darack bir alana skmlardr; dolaysyla da byle, kavramlardan
yoksun bir topluluun gece gkteki Ayn ekillerine bakarken alglayp yaayaca
deneyim, kararsz, devamllktan yoksun iaretlerden olumu bir kargaa;
kaleidoskopu andran bir dnmler grnts; herhangi bir btnleyici modele
balayamayacaklar, birtakm sembolik temsillerini iletiim amacyla
kullanamayacaklar ve pozisyonlarn tayinde yararlanamayacaklar bir k ve biim
kargaas olmaktan teye, bir grnp bir kaybolan ekiller ve benzer duyu alglar
olmaktan teye geemeyecektir. Bu insanlar n deneyim dnyasnda, btn o ekiller,
ok daha kolay bir ekilde, tpk ryalardaki gibi, birbiri iine akp dururlar. Hayal rn
ve gereklik rn olarak iki alan birbirinden ayrt edebilme bakmndan, yetenekleri
bizimkine gre hayli snrldr. Rya ile, hayal ile gereklik aras nda kesin bir farkllk
olduunu ve bu farklln ne anlama geldiini bilmeleri imknsz olduu gibi, tek bir
kuan mr iinde bunu renmeleri de sz konusu deildir. Bu nedenle de kendi
kimlii, benlii konusunda bizimki gibi sabit bir yap gstermez ve benliini alglay,
hayat boyunca nemli lde deiebilir.
Bizimki gibi toplumlarda doup bym her insann bir canl varlk olduu, kk bir
ocukken byyp olgunlat, eninde sonunda yalanp lecei, onun kimliini
tanmlayan zellikler olarak alglanr. nsan, kendi deiimlerinin oluturduu silsileyi,
byyen, olgunlaan ve gitgide yalanp yok olan bir birey olma biimindeki kimlik
imgesini, ok geni kapsaml bir bilgi daarcna borludur. nsan varlnn bir benlik
olarak alglanmas, bilginin bugn, gerek biyolojideki gerekse baka alanlardaki ilkeler
ve yasalar bakmndan ulam olduu gelimilik dzeyini ve geree uygunluun u
anki yksek dzeyini yanstmaktadr. Bu bilgi ve onun gvenilirli i olmadan, bugn
yalanm olan insann, bir zamanlarki o yeni domu bebek ile ayn kii olduundan
emin olmak pek mmkn deildir. Gerekten de bu trden ve benzer teki de iim
srelerinin kavramlatrlmas, insanlar en ok zorlam sorunlarn banda yer alr.
Gnmzde toplumlarn gelimesi ya da kavramlarn ortaya kmas gibi uzun erimli
srelerin belirlenmesi konusunda yaanan glkler buna kanttr . nsann kendi
hakkndaki imajnn, teki deyile bir kimlii, benlii olduu duygusunun bulunmad
insanlk geliiminin eski basamaklarnda, kimliin hi yle sabit bir organizasyonu
temsil etmediini ve kaygan bir zeminde hareket edip durduunu gsteren bir dizi kant
gsterilebilir. O toplumlar n insanlar belli bir sosyal statye kabul edilme treninin ya
da yeni bir sosyal pozisyonu igal etmelerinin ardndan, kendilerini ad deiik baka bir
kii olarak alglayp yaam ve toplumun teki yelerince bu yeni ve deiik kimlikle
alglanm olmaldrlar. Bu insanlar gerek kendi alglarnda gerekse tekilerin
alglaylarnda kendi babalar ile zde tutulabilmi ya da bir hayvana dntkleri ya
da hatta ayn anda iki ayr yerde birden bulunabildiklerine inanlabilmitir.
Kendilerinden nceki alardan uzanagelmi bir bilgi birikme srecinin mirasln
yapmadan, olup biten olaylarn, deiimlerin o olaanst geni ve yaygn btn
iinde, kendisiyle aynln ve kuralllklar alglamak son derece gtr. nlerinde bu
tr kuralllklarn ve tekrarlanan aynlklarn, geni bir bilgi hzinesi olmadan, bugn
artk byk lde hepimize olaan gelen, ama hem nesnelerin hem de bizzat
insann kendisinin boyun edii tekrarlanan kuralllklarn ve bu deiimleri iinde hep
kendisiyle ayn kalan bir kimliin, bir zdeliin oluturulmas imknsz olur; olduka
st dzeyde gvenilir bir bilgi anlamna gelen hayat, doa ya da akl gibi ok
yksek bir sentez dzeyinin rn olan kavramlara ulamak da sz konusu olamazd.
Kendisinden nceki bir bilgi geleneinin mirasn devralmam bir insan topluluunun,
kendi gcyle, bugn Gne, Ay dedi imiz klen, byyen, deien byk gk
cisimlerinin, hemen hemen periyodik aralklarla gkte yitip tekrar grndklerini, bu
grntleri sunan iki cismin zde olduklarn tespit etmeleri mmkn myd? Tek bir
kuan mr aral iinde, bu trden dzenlilikleri kavramalar sz konusu olabilir
miydi? Ve deyi yerindeyse, gz ap kapayncaya kadar, gerekli i, canl cansz ya da
ta, bitki, hayvan, insan gibi snflandrmalar iinde toplayabilirler miydi? Ya da birtakm
olay bekleri arasnda bunlarn uyduklar kurallarn ve srekliliklerin snflandrc
zelliklerini reten iyi kt bir bilgi birikimini hazr bulmadan, gkteki cisimlerin
hareketlerinin ve deiimlerinin kurduu trden belli bir sreklilii, kendi sosyal
faaliyetlerinin srelerini lme ve belirleme ls olarak kullanmak insanlarn aklna
gelir miydi?
Bir kez daha insanlarn mr boyu geirdikleri deiimlere ramen kendileri olarak
kalmalarn ve temsil ettikleri sreklilii nasl algladklarn izleyelim. Bizimki gibi
toplumlarda bir insann mr izgisi, kl krk yaran bir kesinlikle llp belirlenir. Ben
on iki yandaym, Sen on yanda dememizi salayan kesin bir sosyal ya takvimini
herkes erken yalardan itibaren bireysel bilgi daarcna katar ve hem kendi
hakkndaki hem de teki hakkndaki imajnn nemli bir esi olarak benimser. Gene de
zaman len ve deerlendiren saylarn birbirleriyle kurduklar ilikiler, yle bir
balarna kendi alanlarnda kalarak farkl niteliklerin iletilmesi ilevine hizmet
edemezler; zaman, tarihi belirten saylar, insanlar n bilinen biyolojik, psikolojik ve
sosyal farkllklarn ve deiimlerini belirten, iletilebilir sembolik ksaltmalar olarak
kullanlmalaryla anlam ve nem kazanrlar. Ayr ca uzun bir bilgi birikimi sreci iinde,
bu zaman gstergesinin ilintilendii biyolojik ve sosyal srelerin, tek bir ynde
ilerledikleri ve tersinmez olduklar bilgisi de yerleip yaygnlamtr. Bu nedenle de,
bizzat bu zaman gstergesi, sk sk, tersinmez bir srecin zorlayc, kstlayc gcn
temsil eder gibi grnmektedir. Kimileyin, yitip giden y llardan, zamann geip
gittiinden sz eder dururuz; aslnda dmzda bir sre deildir geip giden; bizzat
kendi biyolojik yalanmamzdr kastettiimiz; yalanmamzn ilerleyen, tersinmez
sreci. nsanln sosyal semboller evreninde sklkla rastland gibi, gnlk dilde,
yksek bir sentezleme dzeyinin rn olan semboller, nesnele ip somutlar;
kendilerine zg bir varla, bir hayata kavuurlar. Sembollerin bu hipostatik, yani asli
bir ey gibi kullanlma alkanlna en bata zaman kavram alannda, ama zellikle de
yalanmayla ilgili kavramlarda, bata gnlk dilde bol rastlanmaktadr. (Y llar geiyor,
sen ne dersen de- .n) Bir insann yan, yaad yllarn saysn veren saylar silsilesi
de ayn ekilde, biyolojik, sosyal ve kiisel anlamlarla beslenmekte, bu anlamlar
yklenen saylar, bir insann kendi kimlii ve srekliliiyle ilgili duygusunu zaman iinde
ve mr boyu belirleyip durmaktadrlar.
24, 62 gibi ya belirten sembollerin, yllarn bir daha geri gelmeyecei duygusunu
daha da artrmalarnn sebebi, bu rakamlarn tarihin akn gsteren bir a izelgesi ile
kurduklar bada aranmaldr. Kald ki, yl gsteren takvim de, srp giden, tersinmez
bir srece, kuaklarn bayrak yarp iaret ettii lde, geri dnlmezlik duygusu iyice
younlar. Bireysel bir hayatn deiimlerini ieren bir mr ve bir mrn sresini len
gsterge ya da izelgeler bir dnemin sosyal deiimlerinin sreleriyle ve bu
deimeleri belirten gstergelerle karlatrldnda, olaanst ksadrlar. Szgelimi,
ad bir aa, bir dneme damgasn basan bir byn, bir kahramann (.. harfleriyle
sembolize edilen tarihsel dnem rneinde olduu gibi) ncesi ve sonrasn kapsayan
dnemler ya da hatta Dnyann balangcndan bu yana, tanmyla belirtilen zaman
sreleri yannda, bireysel mr devede kulak kalr. te yandan 1989, 1999, 2009
ya da 2019 gibi saylarda ifadesini bulan, dnem gstergelerimizle ltmz
toplumsal sre, hep srp gidecek, ileriye doru akacakm izlenimi verir. Oysa bu
sreklilik, o sosyal sre ilerlemeye devam ettii ve anmsand lde sz konusudur.
Demek ki zaman gstergeleri, somut srelere yansyp onlar alglay ve yaay
duygumuzu belirlerken, bu biyolojik, fiziksel, sosyal sreler ile zaman gsteren
semboller arasnda ilikiler kurup birini tekinin yerine koyar dururuz. nsan mr
dediimiz kendi aralarnda eklemlenerek sosyal btn oluturan ve bir zaman leriyle
tespit edilen bireysel sreler, eninde sonunda bir noktada kesintiye urarlar. Ortalama
yz yldan daha az olan bir insan mr ile binlerce yla yaylabilen bir sosyal dnem,
hatta doabilimin her gn bir yann gn na kartt biyolojik ve kozmik evrimin
devasa uzunluuyla bir insan mrnn uzunluu arasndaki korkun ztlk yllarn uup
gittii, zamann boa gittii, yitirildii duygusunu glendirir.
Byle bir durumu bizim nasl yaadmz, bizim gibi srekli bir bilgi ak mirasna
sahip olmayan, dolaysyla da a, dnem, ya gstergelerinden mahrum olduklar gibi,
olaylarn zamann belirleyici zel aygtlardan ve yollardan da yoksun o sfr
noktasndaki varsaymsal topluluun, nasl yaadyla karlatrsak ne grrz? Bizden
ok farkl bir durumda olan bu insanlarn, ne kendilerini ne de topluluun teki yelerini
bugn bildiimiz, tandmz ekilde alglayp yaamayacaklar kesindir. rne in bu
kurmaca tabula rasa topluluunun, ormandan kal ok olmam bu insan topluluunun
yalarn belirleyebilecekleri bir gsterge ya da hatta bir zaman gstergesi oluturmaya
koyulabileceklerini dnmek mmkn m? Byle bir zaman gstericisi yapmaya hangi
neden itecektir ki onlar? Akllarna nereden gelecektir bu? Gk cisimlerinin dzenli,
kurall hareketlerini, kendi bedenlerinin deiimlerini ve uyduu kurallar tespite
yarayan gstericiler ya da iyi kt kabul grm ve gvenilir bilgiler olmadan, bu
insanlarn, kendi benliklerini, hep ayn kii olduklarn alglayamayacaklarn ve genel
deneyimleri yaaylarnn bizlerden aka farkl olduunu sylememiz gerekmez mi?
nsanlarn kendilerine ynelik imajlar, kim ve ne olduklar, ksacas, kendileri
hakkndaki yaay ve duyumsay biimleri, bugn olduka yaygn anlayn aksine, ne
sahip olduklar bilgi birikiminden bamszdr ne de kendi dlarndaki dnyay yaay
ve alglaylarndan yaltlabilir. Bu imaj, insann sosyal ve semboller dnyasnn
btnleyici bir parasn oluturur ve bunlarla birlikte deiip durur. nsann benlii,
kimlii anlamndaki imaj, bilgilerin, genel bilme dzeyinin gelimesiyle birlikte dnp
durur. Bu bilgi sreci ise, olaylar aras ndaki balantlardan tmyle habersiz diye
varsaydmz insanlk durumundan bilgisizliin gitgide azalmasna, insanlarn bulduklar
ve gelitirdikleri ve bantlar ifadeye yarayan sembollerin, gereklikle gitgide daha ok
rtmesine doru yol almaktadr.
13
Zaman, olaylar n kesintisiz aknn belli yanlaryla ilintilidir ve insanlar bu akn
gbeinde yer aldklar gibi, bizzat bu srekli akn parasdrlar. Bu srekli olay
aknn zaman ilgilendiren yanlarna, ne zaman sorusuyla ilintili yanlar da diyebiliriz.
(Sorunun btnn kapsam olmasak da.) Her ey duracak olsa, artk zamandan sz
edemeyiz. Bunu anlamak kolay, oysa deiimlerin tek bir sra halinde birbirini izledii
bir evrende de zamandan sz etmenin imknsz olduunu anlamak, biraz daha zor
olabilir. Byle tek izgili, tek sekansl bir evrende yaasaydk, bir eyi n ne zaman
baladn ne bilebilir ne de zaten sorabilirdik. nk, ne zaman" sorusu, olaylarn
srekli aknn oluturduu bir devamllk iinde bir olayn ya da olaylarn, bu btn
iindeki balangcn ve sonunu gsteren, belli bir zaman araln tekilerden ayrt
eden, ya da sre dediimiz zelliklerine bakarak iki ya da daha fazla olay birbiriyle
zamansal uzunluklar bakmndan karlatrmaya yarayan sabit noktalar bulmak
demektir. Btn bunlar zaman belirtebilmenin eitli yollardr. Tek kulvarl ,
deiimlerin tek bir sekansta topland bir evrende, bunu yapamazdk. Byle bir
evrende her ey birbiri ardnda tek bir hat zerinde meydana gelip sona erer; ayn
anda iki ayr deiim sreci gerekleemeyeceinden, bunlar karlatrmamz da sz
konusu olamazd. Deiimlerin izledii tek kulvarl, tek sekansl silsilenin iinde iki ayr
zaman aral, birbirlerinden ya nce ya sonra gelirler, ama hibir ekilde bir arada,
birlikte var olamaz, kyaslanamaz, karlatrlamaz. Oysa bizim zaman gstericileri ile
yaptmz ey udur: Bir baka dzlemden aldmz sekansn, yani zaman aralnn
yardm ile belli bir sekansn, yani zaman diliminin iine, balang ve son adn
verdiimiz nirengi noktalar yerletiririz. rnein, Saat sekizde balayp onda
bitireceiz deriz. Ya da, o srekli akn iindeki dilimleri, teki deyile belli bir olayn
balangcndan son buluuna kadar geen zaman araln, kapsayc akn btn
iinde belirlemek iin onu bir baka sre ile kyaslarz . nsanlar iki saat alyoruz
diyebilmek iin, srekli deiimlerin gerekletii baka hatlar bulmular, sonralar da
kendileri bu ilevdeki saatleri bulup gelitirmilerdir ve bunlar gerek kendileri gerekse
de rnleri olan toplumlarnn zaman belirtme ihtiyacnda kullanmlardr. Ba langta,
doa olaylar dediimiz hareket ve srelerin sreklilik gsteren, tekrarlanan dilimlerini
kullanmlar, ardndan insan yapm mekanik aygtlardan yararlanm, bu aygtlarn
durmadan yer deitiren konumlar sayesinde, kendi varlklarnn biyolojik, sosyal ve
kiisel srelerinin pe peelikleri iinde, kendi konumlarn belirleme yoluna
gitmilerdir. nsanlar, baka deiimlerin srelerini, mutlak olamayan balang ve biti
noktalarn sabitlemek iin kullanmay, bylelikle de bizzat kendilerinin oluturduklar o
srekli deiimlerin silsilesi iinde, eit sreli zaman aralklarn karlatrp belirlemeyi
renemedikleri srece, rnein ka yanda olduklarn bilememilerdi ve zaten de
bilmelerine imkn yoktu; ayrca da herhangi periyodik bir sosyal faaliyetin balang
noktasn tespit etme bakmndan da, ellerinde kendi duygularndan, hissetme
glerinden baka bir ey bulunmamaktayd.
Demek ki zaman belirlemek, insanlarn, srekli deiimlerin oluturduu srelerden
en az ikisini birbiri ile ilikilendirme, bunlardan birini teki iin zaman ls olarak
kullanma yeteneine dayanr. Hi de kolay olmayan bir zihinsel sentez faaliyetinin
nemli bir baarsdr bu. nk l birimi ya da karlatrma sresi olarak aldmz
deiim dilimi, karlatrmay yaptmz, yani sresini ltmz dilimden z gerei
bambaka bir dzleme ait olabilir. rne in gk cisimlerinin srekli olarak deien
konumlar, insanlarn birbirleri ile kurduklar ilikilerin biimlerinden ilkece farkl,
bambaka tarzdadrl ar. nsanlar gene de yzyllar iinde, Ayn Gnein periyodik
hareketlerini, sosyal hayatn faaliyet ve ilikilerinde zaman belirtici bir birim olarak
kullanmay u ya da bu ekilde becerebilmilerdir. Byle iki bamba ka dzleme ait
deiim diliminin birbiriyle ilikilendirilmesi, bu dzlemler arasnda hangi spesifik ortak
zelliklerin bulunmasn art komaktadr? Ya da saatlerimizi alal m: Saat, znde
durmadan hareket halinde olan minik bir makinedir ve deiimlerin kesintisiz
ardardaln, kadrann zerindeki say sembollerinin konumuna yanstr. Bu haliyle,
saatleri kendi sosyal faaliyetlerinin tasnifinde ya da koordine edilmesinde bir lt
olarak kullanan insanlarn, sosyal ve kiisel hayatlarndaki deiimlerle ok az bir
benzerlik gsterirler. Saat yaps iinde kendini gsteren deiimlerin silsilesi,
insanlarn sosyal ve kiisel alandaki deiim ve dnmleriyle ne trden bir iliki
kurabilmitir? Tarz ve biimleri farkl bu deiim sekanslarnn ortak yan nedir? Bu
sorunun cevab artc lde basittir. Bu her iki dzlemin temsilcisi de, (hem saat
hem insan) az ok dzenli, kurall bir sekanslar dzeni oluturup srekli olarak deiip
dururlar. (Bu kurall dzenlilik iindeki deiimin durduu yerde ve anda artk saate
saat demeyiz, ama insan da insan olma zelliini kaybeder.) yleyse zaman
kavram, srekli deiimlere ait dilimlerin, karlatrlabilir yanlarnn olmasna dayanr
ve bunlarn znde farkl nitelikleri bu ilikiyi deitirmez.
Zaman dedi i mi z ey, en bata, belli bir insan topluluuna, giderek insanla,
deiimlerin oluturduu srekliliin iinde sz konusu insan topluluunca benimsenmi
nirengi noktalar koyma ya da byle bir deiimler ak iindeki belli bir evreyi, baka
bir deiimler silsilesi iinden alnm bir evre ile karlatrma imkn veren bir
ilintileme erevesidir. Zaman kavramnn, deiimlerin oluturduu ok eitli
silsilelere uygulanabilme nedeni budur. Gne in Dnya etrafndaki grnrdeki
dn, bir Gne yl biiminde standartlatrlabilmekte ve bu standart birim, baka
kozmik hareketlere, insan hayatna ya da devletlerin geliim srelerine kyas ls
olarak uygulanabilmektedir. Belki bir kez daha zaman szcnn eylem halini, bir
insan faaliyeti olan senkronize etme faaliyetini dnmek burada sylenenleri
anlamamz kolaylatrabilir. Bir at yarnn, bir kimyasal tepkimenin, bir ziyaretin ya da
bir savan oluturduu srelerin iindeki konumlar ya da sekanslar belirlemek
mmkndr. Ksacas, evrenin btn dzlemlerindeki olaylar birbirleriyle senkronize
edebiliriz; bunlar ister fiziksel dzlemdeki, ister biyolojik, isterse de sosyal ya da kiisel
dzlemdeki olaylar olsun fark etmez. Zamann -spesifik zellikleri ne olursa olsun- art
ardalk gsteren her trl sekansa ilikin grlebileceini sylemek bu anlama gelir.
Ancak, hangi dzlemin sekans sz konusu olursa olsun, elinizde sosyal uzlamla
standartlatrlm belli bir sre biriminin bulunmas ve bunun bu deiik dzlemlerdeki
olaylarn akna uygulanmas arttr. Birim olarak standartla trlm srenin fiziksel ya
da tarihsel-sosyal nitelikte olmas fark etmez. Dolaysyla da zamann incelenmesi
srasnda doa ile tarih ya da kltr arasnda snrlar eken kavramsal bir ayrmn
geersiz olmas, daha dorusu artk dayanaklarm yitirmi olmas, zamann belirlenmesi
faaliyetinin burada altn izdiimiz dzlem fark tanmayan bir enstrman olma
zelliinden ileri gelmektedir. Standard hangi dzlemden semi olursak olalm,
seilen birim artk salt arasal nitelie brnmekte, kendi dzleminin zelliklerinden
arnmaktadr. Burada geersizli ini gstermeye altmz yanl kavramsal ayrmlarn
doa, tarih gibi alanlar arasnda ne derece kesin snrlar izdii, alara zg bir
durumdur, dolaysyla alabilir niteliktedir.
14
Zaman sorunlar ile urarken ii yokua sren glklerden biri de zamana, zaman
kavramnn sembolik yoldan temsil ettii deiim srelerinin zelliklerini atfetme
biimindeki yaygn eilimdir. Hayat mzn srekli deiimlerine ya da toplumsal
dnmlere iaret etmek isterken zaman geiyor deme alkanlmz vardr. Somut
deiimleri kastedecekken, bizzat zamann ilerlediini ifade ediimiz, zamann feti
karakteriyle balantldr. Zaman kavramnn kendine zg bir feti karakteri
tamasnn nedeni, bir organizasyon yapsn temsil eden insan topluluklarnn
gzlemledikleri deiimlerin oluturduu sreklilikler arasnda ya da sadece bu
srekliliklerin iindeki dilimler arasnda, belli amalarla -kendi mrlerinin oluturduu
deiimler dizisini iin iine katarak ya da katmayarak- kurduklar olduka yksek bir
sentez dzeyindeki arasal balantlar temsil etmesidir. Zaman kavram, belli bir
toplumsal ereveyi oluturan insanlarn, srekli deiimler arasnda kurduklar
balantlar iermekle kalmaz, ayn ekilde belli bir olayn gei sresine gre, o
olaydan nce ve sonra olan ya da olacak olan da kapsar.
Zaman ve zaman belirleme sorununun zmnde kullanlabilecek anahtarlardan biri,
insanlarn, olaylarn srekli ak iinde, daha nce ve daha sonra olan gemite
ve ileride olan birlikte dnp gz nnde tutabilme biimindeki zgl yeteneidir.
Bir arada, ayn zamanda olmayan, ayn anda olup bitiyormu gibi bir araya getirmek
biimindeki tasarlama ediminde bellek tayin edici bir rol oynar. nsanlarn sentez
yeteneine bylesine nemli bir rol atfederken, zellikle iaret ettii m ey, insanlarn,
gereklikte imdi ve burada olmayan bir eyi, gereklikte imdi ve burada olan eyle,
tasarmlarnda birbirine balayabilirle yeteneidir. Kukusuz bu yetenek, insann
sentezleme yeteneinin tezahrlerinden sadece biridir, ama btn zaman belirleme
biimlerinin hepsinde tayin edici bir rol oynar. Daha iyi anlatabilmek iin yle de
syleyebiliriz. Ayn anda daha nce saatin iki olduunu ve daha sonra da alt olacan
dnmeden, u anda saat drt, demenin hibir anlam yoktur. Daha nce ve daha
sonra gibi kavramlar, insann ayn zamanda gereklemeyen ve insanlarca da ayn
anda gerekleiyormu gibi yaanp alglanmayan olaylar birlikte tasarlayabilme ve
yaayabilme yeteneinin tezahrleridirler.
Burada, zaman sorununun, ne kadar karmak olduunu gsteren baz yanlarna biraz
daha yakndan bakm oluyoruz. lk bakta zaman kavramnn tek bir kalptan km,
nispeten basit bir eyle ilintili olduu, bu kavramn alanna giren olgular birka cmle
ile anlatlabilirmi izlenimi uyanabilmektedir. Oysa grdmz gibi bu kavram, az ok
belli bir dzene girmi ve sabit insan beklerinin belli amalarla eitli deiim dizilerini
ilintilendirmeleri anlamna gelmektedir ve bu ilintileme, deiim dizilerinin kendi iinde,
iki deiim dizisi arasnda olabilecei gibi, kendisi de bir deiim dizisi olan insan
kapsayacak biimde de olabilir.
imdiye kadar olaylarn pe pee kesintisiz akn bir sreklilik btnl olarak
sembollerle temsil eden, temsil ettikleri bu sreleri, uzun ya da ksa sekanslar hep bir
olaylar aknn art ar- dal iinde gren sentezlerden sz ettik. Bu sentezi, birbirlerini
izleyen olaylarn kurduklar kendilerine zg yapnn mantn oluturan bir
balantlandrma olarak da anlayabiliriz. Buna karlk bu sentez tarznda, sentezi
yapan insann rol ierilmez, yani birbirini izleyen olaylar sosyal sembollerle temsil
eden insann, ayn anda bunun farknda olmas gibi bir iliki bu sembolletirmeye
yansmaz.
Oysa sk kullanlan baz baka zaman kavramlarnn oluturduu baka tip bir
sembolletirme vardr ve bu kavramlarn anlamlar, insann olan ve olaca bir arada
dnp sentezleme yeteneini de kapsamaktadr. Burada gemi , imdi ve
gelecek gibi kavramlar kastediyorum. Bu kavramlarn anlamlar ve ilevleri
gnmze kadar pek iyi anlalamamtr, nk y l, ay ya da saat gibi zaman
kavramlar ile gemi, imdi ve gelecek gibi kavramlar arasndaki farklar ve
ilikileri ak seik belirleme yolunda henz giriimde bulunulmamtr. Y l, ay,
saat gibi kavramlar, olaylar n dilim dilim, sekanslar halindeki aknn oluturduu
zamansal yapya yollama yaparlarken, gemi, imdi ve gelecek gibi kavramlar
insann belli bir yeteneini de (sekanslarn akn ve bu akn kurduu zamansal yapy
gren insanlar da) birimlerin kurucusu olarak anlamlarnn yrngesi iine alr.
Gemi, imdi ve gelecek kavramlarnn insan zeks karsna koyduklar bilmece,
bunlarn, pe pee akp giden olaylarn zaman yaps ile kurduklar yer deitirtici,
kaygan ilikidir. Bugnn gelece i, yarnn imdisidir ve bugnn imdisi, yarnn
gemiidir. Asl nda bilmecenin zm olduka basittir; yeter ki -insanlarn hangi
yaant tarzn incelersek inceleyelim- karmza kan zgl ilintileme tarzn ve bu
tarzn sembollerle temsil edilebilmesi iin ne trden bir kategorik aygta ihtiya
olduunu dnebilelim. Gemi, imdi ve gelecek gibi kavramlar, bu tarzda
sembolik temsillere ihtiya duyan kavram tipine girer. Bir dnemler gstergesinin, bir
a takviminin 1605, 1606, 1607 gibi birbirini izleyen rakamlaryla
sembolletirebileceimiz deiimler silsilesine gre, gemiin, imdinin ve
gelecein anlam durmadan yer deitiriyorsa, bunun nedeni, bu kavramlarla iliki
kuran insanlarn bizzat deiimler ve dnmler iinde olmalar ve bu kavramlarn
insanlar ve onlarn deneyimlerini de iin iine katmasdr. Gemi in, imdinin ve
gelecein ne olduu, belli bir anda yaayan kuaa bakar. Bu dzlem, kuaklarn
bayrak yaryla birlikte srekli yer deiir ve elbette anlamlar da deiip durur. Bu
kavram iinde de, tpk yl, ay, gn gibi s ralayc daha basit zaman kavramlarnda
olduu gibi, insanlarn sentez yapma yetenei kendini ele verir, ama bu ikinci
durumda, ezamanda gemeyen olaylar ezamanda gerekleiyormu gibi yaamaktr
sz konusu olan. Yl, ay ve saat gibi kavramlar ise, gene insann sentez
yeteneine dayanmakla birlikte, insanlarn bu ikinci tarz sentez yeteneinin kendisi
onlarn anlamlarna yansmaz. Bu kavramlar sadece, farkl sresel uzunluktaki olaylar
silsilesinin bu sresel niteliini temsil eder. Gemi , imdi ve gelecek kavramlar
ise olaylar yaayan bir kiinin ya da insan beklerinin deiimlerin sralanyla
kurduklar mdahale edici ilikinin ifadesidir; Akp giden olaylar silsilesi iindeki belli bir
urak, belli bir an, ancak onu yaayan, alglayan insann kendisiyle kurduu iliki
sayesinde, gemi ya da gelecek karakterine brnm teki anlara gre, imdi
karakteri tayabilir. Bu ifade, ki ilerce yaanan -onlarn bu yndeki sentez
yeteneini ieren- zaman birimleri sembolleri olarak yl, gn ya da sebep sonu
kavramlarnda olduu gibi, bir yandan bir ardllk durumunu dile getirmekle kalmayp,
gemiin, imdinin ve gelecein insan deneyiminde, onun yaantsnda senkronize
biimde kendini gstermesini de salar. Gemi in, imdinin ve gelecein, ayr
szck olmalarna ramen tek bir kavram oluturduklarn sylemek mmkndr.
Uzun dnemler boyunca, tek bir sekansn iindeki somut olaylarn, dolaysyla da bu
sekansla ilikili birimlerin, rnein aylarn,haftalarn, saatlerin ya da yzyllar gsteren
zaman cetvellerindeki yllarn, ksacas imdi kavramn kullanarak ifade ettiimiz
olaylarn ve birimlerin hibir an sabit olmay, aslnda hi kalc olmay ve imdi ile
gelecek arasndaki ayrc izginin de durmadan yer deitiriyor olmas, insanlarn
kafalarn kartragelmitir. Deneyimlerle ilintili bu zaman biriminin grnrdeki
paradoksuna daha ilkada dikkat ekilmiti. Censorinus nce mutlak zaman zerinde
durduktan sonra, gemii, imdiyi ve gelecei yle tanmlar.

Mutlak zaman llemez, balangc ve sonu yoktur: Hep var olan bir eydir
ve hep var olan bir ey olacaktr ve herhangi bir insana baka bir insana
olduundan daha fazla bal deildir. Mutlak zaman zamana blnr:
Gemie, imdiye ve gelecee. Bunlardan gemiin balangc, gelecein ise
sonu yoktur. Oysa ortada bulunan imdi, ylesine ksa ve kavranmaz, ele
avuca gelmez haldedir ki, bir uzunlua sahip olmad gibi, gemi ile
gelecein balantsndan teye bir ey olmad izlenimi vermektedir ve
ayrca ylesine kaygan, kararszdr ki, hibir zaman ayn yerde bulunmaz ve
iinden getii her eyi gemiten alp gelecee ilave eder.
*

*Censorinus, De Dei Natali xv, 3 f (Friedrich Hultsch, Leipzig 1867 basks).

Bilmecenin Censorinus tarafndan formle edili biimi biraz tuhaf olmakla birlikte, bu
dzlemin oluturduu sorunlar anlamamz gletiren sebebi fark etmemizi
salamaktadr. Censorinus gemi, imdi ve gelecek birimlerini, zaman ve mekn
iindeki ayr nesneyi temsil ediyormu gibi ele almaktadr neredeyse. Censorinus
bu birime, bugn de sk sk yapld gibi, bantlar fiziksel dzlemde temsil eden,
ama ayn bantlar insanlarn onlar yaay, yani deneyim dzlemindeki durumlarn
gz nnde tutmayan kategorik anlamda yaklamaktadr.
Doasnda sentezleme yetenei olan insanlarn yaantlarn ve deneyimlerini
anlamna yanstan gemi, imdi ve gelecek tipindeki zaman kavramlarn;
eskiden, nceden, sonradan, daha sonra gibi kavramlarla kar latrdmzda,
birincilerin karakteristik zelliklerini belki daha iyi anlayabiliriz. Eskiden, daha
nceleri gibi kavramlar ile sonra, sonradan, daha sonra, ileride gibi kavramlar
birinci gruptaki gemi, imdi, gelecek kavramlarnn uygulandklar sekanslara
uygulanabilir. Ancak daha nce, daha sonra kavramlar , -Einsteinn da ilgi
gsterdii- zaman belirleme giriiminden farkl olarak, bir baka olay grubuyla
karlatrmaya dayanmaz. Eskiden, daha nce olmu ey, daha sonraki eye gre hep
yle kalacaktr. Buna kar lk imdi kavram, ister doay ister toplumu, isterse de
bireyleri ilgilendirsin, belli bir dnemde yaayan bir insan topluluunun, srekli olaylar
silsilesini, bizzat kendilerinin de boyun edii deiim ve dnmlerle ilintilendirerek
zaman belirlemesi anlamna gelir. Bu de iimlere ve dnmlere bal olarak, byle
bir insan bei ya da hatta her bir insan, burada ve imdi yaptklarn, dorudan
hissedip yaadklarn, imdi olarak belirleyip, hem geip gitmi ve artk sadece
belleklerde, anlarda yaayan hem de belki gnn birinde yaayacaklar ve maruz
kalacaklar olaylardan, yani hem gemiten hem de gelecekten ayrt eder. nsanlarn
ancak kendi yaadklar dnem iinde kullanabilecekleri ve bizzat onlarn deiimlerini
de kapsayan bu zaman kavramnn karakteristik bir zellii de ancak nn bir
arada belirgin bir anlam tamasdr.
Bir kerelik ya da tekrarlanan fiziksel olaylarn kurduklar, ilerleyen olaylar akn gz
nnde tutup eskiden, nce, nceleri ve sonradan, sonra, ileride gibi
kavramlar, u anda bugn ya da gemi, imdi, gelecek kavramlaryla
karlatralm. Birinci tipteki zaman kavramlar, ayn sekans iindeki eitli
pozisyonlarn bir ilintilenmesini temsil ederler. in iine girebilecek btn muhtemel
insanlar iin tek ve ayn sekans sz konusudur.* Oysa, u anda, imdi kavramlaryla
takdim edilen pozisyonlar, ilgili insan be i ya da kiiler deitike, iinde yer aldklar
akla beraber deiirler. Daha evvel de syledi imiz gibi, srekli ak iindeki olaylar,
gemiteki, o andaki ya da gelecekteki olaylar alglayp yaayan insanlar deitikleri
ya da yer-

* Burada, zerinde ok fazla duramasam bile, yle bir deinmek istediim ok ilgin
bir mesele kyor ortaya, Newtonun mutlak", evrenin her kesinde ayn olan
zamanna kar kan Einsteinn zamann (ya da zaman belirlemenin) alnacak
referans noktalarna gre deiebilecei teorisi, belli bir zaman tr anlayna
dayanmaktadr. Burada da fizi in hkim gelenei dorultusunda, zaman bir tr yasa
karakteri tar; yani deien, dnen her eyin arkasn d a kendisiyle ayn kalan
kuralllk gibi anlalr. Bu anlamda bir soyutlama, l lebilen her eyin, deien her
eyin bu zelliklerinden soyutlama yoluyla karlm, arkadaki genel yasadr. Zaman
diye ltmz sreler, bu anlamda, bu en arkadaki de imez yasann sonsuz
tekrarlanabilen zel davurumlardr. Demek ki grecelik teorisi de tersinmez ekilde
akp giden srelerin soyutlanmas yoluyla elde edilmi bir teoridir ve dnerek bu
srelere uygulanma iddias tar.
imdi tersinmez ekilde evrende ileriye doru akan sreleri bu teorik ereve iine
yerletirmek istersek, bu kez de deiik trden zaman belirleme sorunlaryla kar
karya kalrz. Bir olay aknn nceki ve sonraki basamaklarn birbirine balama
sorunu buna bir rnektir. Soru u: Bildiimiz gibi evrende, bir gne-yldz yalandka
nce beyaz dev" tabir edilen evreden krmz cce denilen aamaya doru yol alr.
(Yerleik literatrde bizde beyaz cce", krmz dev" diye geiyor; metnin ngilizcesi
de beyaz dev/White Gigant eklinde-.n.) Karmzda srekli bir deiimler dizisi
bulunmaktadr ksacas; imdi byle bir srecin nceki" ve sonraki evrelerini
belirlemeye kalktmzda, buradaki soru, zaman belirleme sonularnn alnacak
evrensel referans noktalarna gre deiip deimeyecei sorusudur. Yani belli bir
referans noktasna gre, nceki aama ile sonraki aamann yer deitirip
deitirmeyecei sorusu. Argmann mantna kaplp, uzayn bambaka yerindeki ve
referans noktasndaki bir gzlemciye gre, sonraki aamann nceki" olabileceini ve
bu varsaymsal gzlemciye gre, bizim buradan, gnelerden birinin lm anlamndaki
galaktik bir yolun sonunu ya da yldz evriminin ilerki bir aamasn, ters yz etmemiz,
sonray nce olarak ya da nceyi sonraki bir aama olarak grmemiz mmkn m?
Evrensel srallk modelinin teorik dayanaklarna gre, byle bir ters evirme
alabildiine imknsz grnyor; ayn ekilde evrenin herhangi bir yerindeki
varsaymsal bir gzlemciye gre memelilerin srngenlerin atalar, bunlarn da
balklarn atalar olmasnn imknszl gibi.
imdilik, bu tr sral srelerin basamaklarnn, dolaysyla da bu basamaklarn
nceki" sonraki" zaman dilimleri olarak belirlemelerinin, referans noktasndan
etkilenmediklerini ve referansn konumundan bamsz olduklarn sylemek mmkn.
(Her ne kadar gnmzde art arda olaylar silsilesini aklamak iin bugn
bavurduumuz teorik erevenin ilerki bir basamakta uygun olmadnn ortaya
kma olasl bulunsa da.)
Baka deyile, gnn birinde evrendeki evrimin deien konumlarna bal olarak ya
da uzaydaki evrimin birimsel paralan olan galaksilere, yldzlara bal deiimlerle
ilintilenerek zaman gsteren evrim saatleri gerekletirmek mmkn olsa, o mutlak
dediimiz zamana olabilecek en yakn konuma gelmi saylrz. Ama ite bunu syler
sylemez de mutlak zaman" ifadesinin hibir anlam tamadn, karl
bulunmadn da kavramakta gecikmeyiz. Burada bir kez daha bir isim szck olarak
zaman szc bizi yanltyor, dnme tarzmz aksatyor. Zamana, her eyden
bamsz bir varolu nitelii atfediyor. Gzlemci evrenin neresinde ve kim olursa olsun,
evrensel bir sralln nceki ve sonraki basamaklarnn sralan zelliklerinin
gzlemcinin konumundan etkilenmediini syleyerek konuyu burada kapatabiliriz.

lerini birbirlerine braktklar iin, bu dzlem arasndaki ayrc izgi de kayar durur.
nsanlar doularndan lmlerine kadar durmadan deiirlerken, toplumlar da
kuaklarn silsilesi iinde birbirlerinin yerini alp dururlar. (Ve daha ba ka trden
deiimler de yaanr.) Olaylar n, gemi, imdi ve gelecek dzlemlerindeki olaylar
karakterine brnmelerini salayan biricik etmen, bunlarn ilintilendii insanlarn o an
yaayanlar olmasdr. leriye doru birbirini izleyen yllarn oluturduu sosyal zaman
dilimi, rnein l'den 2000'e kadar olan yllar, kozmik ya da biyolojik evrimin byk
dilimleri gibi, bir nirengi noktas olmakszn, sadece belli insanlarla ilintilenerek yol
alrlar; ama bu balamda sosyal alandaki zaman dilimleri, teki deyile sekanslar,
byk kozmik dilimlerden, insan d doal srelerin sekanslarndan yine de biraz
farkldrlar. Sz konusu olan insan toplumlar olduu srece, toplumun sresel
yapsnn insanlarca alglan ve yaan, dnerek bu srelerin akn tamamlayc,
etkileyici bir rol oynar. Dolay syla sosyal olaylarn seyrinin yaanp alglanmas, byle
bir seyrin aknn btnleyici bir esini oluturur. Oysa evrenin doa adn verdiimiz
fiziksel dzleminde byle bir etki sz- konusu deildir.
Yl, ay, ya da saat gibi (ya da eskiden, daha sonra vb.) zaman kavramlar ile
gemi , imdi ve gelecek gibi kavramlarn o sk sk kafa kartrc ilikisini
aydnlatmaya ynelik abalar, belki de beklenmedik bir sonuca varmamza yol ayor.
Gemi, imdi gelecek gibi zaman kavramlar, fiziksel olaylarn doa dediimiz
dzlemine uygulanamazlar; nk bu dzlemde olaylarn birbirleri ile balan ve
ilintilenii, hakl ya da haksz, mekanik nedensellik ilkesine gre gerekletirilir ya da
insanlar, fizi in bu dzlemindeki olaylar kendi hayatlar ile ilintiledikleri lde,
gemi, imdi ve gelecek de, doa olaylarna uygulansalar bile artl olarak
uygulanm olur. Gemi , imdi ve gelecek terimlerinin doann nedensellik
zincirlerinin kendiliinden hareketine uygulanabilmesi iin, doa nesnelerine ya da
srelerine antropomorf (insan-biimsel) dediimiz, insans bir kimlik atfedilmesi
gerekir ki, bu da artk biraz mecazi anlamda konumak demektir; rnein Gnein
geleceinden sz ettiimiz durumlarda olduu gibi. Yakndan baktmzda, doa,
enerji ile maddenin karlkl konumlarna gre gerekleen deiim ve dnmlerin
srekli bir sekansn oluturur. Bu enerji- madde dnmleri silsilesi iinde Gnein
helyum dnmlerinin, bir olay silsilesi olarak ya da hatta bir birim olarak insan
bilincinde ne kmasnn nedeni, bu oluumun, insanlar iin zel nem tamasdr.
Doa nesnelerini ya da cisimlerini yaantlarna katan insann bulunmad yerde,
fiziksel evrenin doal olaylarn; gemi, imdi ve gelecek dzlemlerine ayrmann hibir
anlam bulunmamaktadr.
15
leride tartacamz sorunlardan bazlarnn anlalabilmesi iin, deiik tipte zaman
kavramlaryla altmz gereinin byk nemine bir kez daha ksaca dikkat
ekmekte yarar var. Bir yanda, insanlar n farknda olduklar, bildikleri deiimlerin
sekanslarna gre oluturduklar zaman kavramlar yer alr; ancak bunlar bu
kavramlarn oluumunda, tek tek insanlarn bilip algladklar, yaantlatrdklar
sekanslar olarak karakterize edilmez. teki tipe giren kavramlar ise, bu deiim
dilimlerinin, sekanslarnn insanlarca yaan, alglan (ki insanlar da bu deiimlerin
bir paras olabilirler) bu zaman kavramlarnn oluumu iine alnr. Bu iki tr zaman
kavramn birbirinden ayrt etmemizi salayacak uygun terimler bulmak pek kolay
olmasa gerekir. Belki yapyla ilintili zaman kavramlar ile deneyimle ilintili zaman
kavramlar gibi bir tanmlama yapabiliriz. Bu her iki tip de renilmi, sosyal erevesi
olan balantlarn ya da sentezlerin sembolik temsilcileridirler. Gelgelelim temsil
ettikleri sentez tr farkldr. Eskiden, nceden, nce ya da sonradan daha
sonra, ileride gibi ifadeler, bir dn mler srekliliinin iindeki konumlarn, sekans
ilikisi iinde belirlenmesi anlamndaki sentezin terimleridirler. Mekanik sebep-sonu
ilikisine uygulanabilirler. Buna kar lk, gemi, imdi ve gelecek de, gemiteki
ve gelecekteki olaylara uygulanabilmelerine ramen, nedensel olmayan bir iliki
biiminin kavramsal sembolleridirler; olaylar yaamann belli bir tarzn, kavramsal
sentezin iine tayan sembollerdir. imdi, deindiimiz gibi, dorudan yaanabilen
dzlemdir. Gemi hatrlanabilen, gelecek ise bilinmeyen, belki olacak olann
dzlemidir. .. 1500 ile .S. 3000 yllarn gsteren saylar dnelim. Bu saylar
gemii ve gelecei temsil etmektedirler. Bu say larn arasnda, yaanan an ya da
imdi dediimiz yllar yer almaktadr; Ama bu yllara imdi diyebilmemiz iin, bir
gemi ve bir gelecek yaantsnn ilintisine ihtiya vardr. Olaylar n ak iinde, kendi
bana bu trden kesitler, segmentler bulunmazlar. Gemi olan, sramasz bir akla
imdinin dzlemine, o da gelecee geer. Gelecek diye ya admz dzlemin, imdiye
ve gemie dnm dnlrse, bu sylediklerimiz ak seik kavranacaktr. Sadece
ve sadece insanlarn yaantsyla ilintilendiinde ekilebilir bugn, dn ve yarn
arasna ayrc izgiler.
Olaylarn akn yaayan ve alglayan insanlarn geirdii deiimlerle ilikilendiren
zaman kavramlarna rnek olan imdi, gemi ve gelecek kavramlar, evrenin
beinci boyutunun karakteristik zelliini temsil ederler. nsanlarn iin iine
girmeleriyle evrenin drt boyutuna bir beinci boyut katlr. boyutlu meknn ve
drdnc boyut olan zamann yan sra insanlarn zaman yaay ve alglay da
bilincin, deneyimin, olaylar yaamann ya da bu anlamdaki insana zg niteliklerin
nceki drt boyuta eklenmesi demektir. nsanlarn ulaabilecekleri alanda yer alan her
ey, insan rn semboller sayesinde temsil edilebilir ve yaanabilir hale gelir ve artk
bunlar belirlemek iin drt deil be boyutlu bir evreni esas almamz arttr.
Gnmzn zaman anlaynn da kaynan oluturan ve gelimekte olan sentez
yetenei, bu beinci boyutun karakteristik zelliini yanstmaktadr. Bilimsel
vicdanmzn sesi, bu beinci boyutun gerek kaynan gerekse de baka bir eye
indirgenemez zglln akla kavuturmamz gerektiriyor. Gelgelelim bu be inci
boyut,
spesifik insan boyutunu temsil eden kavramlarn bilgi teorisi alanndaki stats,
gemi, imdi ve gelecek kavramlar rneinde olduu gibi, bugne kadar hl
belirsizliini korumaktadr. Bu kavramlara ynelik tart malara, ounlukla metafizik
karakterli, gzlemlenebilir nesnel olgularla ilintilenmeyen, kiinin keyfine ve isteine
gre teorik dzlemde srdrlebilir tartmalar gzyle baklyor ounlukla.
Bir yanlgdr bu. Nedeni de alabildiine basittir. Hkim ve gl bir gelenek, evrenin
fiziksel basamaklarnn aratrlmas srasnda gelitirilen kategorik, kavramsal
aygtlarn ve gene bu aratrma basamaklarnda kefedilen iliki biimlerine tekabl
eden sentez tiplerinin, zellikle de en bata mekanik sebep-sonu ilikisini kuran tipteki
sentezlerin, btn bir evrendeki her trl balant ve btnleme biimlerinin aratrlp
incelenmesine elverili olduu ve bunlarn tesinde baka herhangi bir rasyonel
sentez tipinin bulunmad inann bir trl terk etmemitir. Oysa durum byle
deildir. Bu gelene in gc, hl bugn bile, bugne gre daha basit, insan ncesi
evrelerin entegrasyon basamaklarnda yaanm olaylarn gvenilir fiziksel
incelemelerin nesnesini oluturduklarn; buna karlk gnmzn o aamalara gre
ok ok karmak insan toplumlarnn temsil ettii entegrasyon basamaklarnn bilimsel
incelemelerin gvenilir mdahalesine ve incelemesine kapal olduu; dolaysyla da
metafizik teorilerin kaprislerine ak olduklar anlayndan ok kimse
kurtulamamaktadr. Zaman sorunlar da aka ou kez bu trden metafizik
speklasyonlara vesile tekil etmektedirler. Oysa temsilini, devletlerin douundan beri
muhtemelen bir zaman kavramnda bulan -gelime halindeki sentez dzeyinden ayr
dnemeyeceimiz- zaman belirleme tekniklerindeki ve kuramlarndaki gelime,
enikonu analiz edilebilir ve speklasyonlara pek az frsat tanr. Bu analizde zaman n
ya da daha dorusu, zaman belirlemenin -gk cisimlerinin hareketlerinin belirlenmesini
de kapsayan ve ad tam konabilecek- baz sosyal grevlerin stesinden gelebilmek
amacyla bir ara olarak yzlerce yl iinde gelitirildii ortaya konabilir.
Burada, beinci boyut olarak tanmladmz olgunun, kesin, eksiksiz ve gvenilir bir
ekilde aklanabilme olanandan duyulan kuku ve gvensizliin, modern doa
bilimlerinin balang aamalarna zg olan ve abartlm bir genellemeden baka bir
ey olmadn grmek genellikle zor oluyor. Bilimin o basamanda, klasik fiziin hkim
kld ekliyle, olaylar birbirleriyle ilikilendirme ve balama tarznn dnda kalan her
trl yolun, metafizik karakterli ve bilim d saylmas gerektii anlaynn kklerini
buluruz. Bilginin ve renmenin gelime srecindeki belli bir aamay yanstan bir
anlaytr bu ve bilimlerin statlerindeki stnlk ya da hiyerari srasn ifade eder;
daha dorusu, modern bilimin o gelime basamanda ortaya kp yerlemeye
balayan -bilimin eitli uzmanlk blmleri arasndaki- iktidar paylam srecini
yanstr . nsann deneyimlerinin alanna, sosyal alana ynelik inceleme ve
aratrmalarn kolayca speklasyonlara malzeme oluturmas, mekaniki sebep-sonu
ilikisine gre birbiriyle ilikilendirilemeyen her eyi, irrasyonelliin cehennemine
yollama geleneinin bize kadar varln korumu kamburlarndan biridir.
Yukarda, yapyla ilintili zaman kavramlar ile insan deneyimini de kapsayan zaman
kavramlar arasndaki farkll vurgulamak iin sylediklerimiz, bu son konuda da
mevcut anlaylarda bir deiikliin yolunu amaya yardmc olabilir belki. Gnmzde,
insanlarn, iinde yaadklar dnya hakkndaki bilgilerinde arpc bir dengesizlik
kendini ele vermektedir. nsanlar, imdiye kadar evrenin fiziksel ilikiler dzleminde
gvenilir bilgi bakmndan olduka yksek bir dzeye ulaabilmilerdir. Fiziksel
dzlemleri inceleme ve aratrmada kullanlan sembollerin fiziin gereklikleriyle
rtme oran iyice artm; sembollerin temsili ile olgular arasndaki uzaklk gittike
azalmtr. Gelgelelim i, hele hele insanlarn bizzat iinde yaadklar, yani kendi temsil
ettikleri teki dzlemlere gelince, durum deimektedir. nsanlarn yaama alann
oluturan sosyal dzlemlerde kullandklar kavramsal sembollerin, fizik
dzlemindekilere kyasla, temsil ettikleri gereklikle rtmeleri yetersiz kaldndan,
bunlar ara olarak da o lde gvenilir olamamaktadrlar. Bu, insansal dzlemlerin
aratrlmas ve burada karlalan sorunlarnn stesinden gelinmesi giriimlerinde
insanlarn gelitirdikleri sembolik temsilcilerin gereklie uygunluu, gereklik
dzlemiyle rtme derecesi, doa dzleminde kullanmay rendikleri sembollerle
karlatrldnda, snfta kalr. Dolay syla da insann sz konusu olduu dzlemde
durumlarn tayin etmek aracyla kullandklar bilgiler de snrl olmaktan
kurtulamamtr.
Aslna baklacak olursa, insanlarn gerek fiziksel alanda gerekse de biyolojinin baz
alanlarnda yaptklar inceleme ve aratrmalarn kaydettii byk ilerlemeler, kendi
yaama dzlemlerindeki, insan ilikileri alanndaki admlarna katklar yapt lde,
engeller de koymutur. Geri insan ili kilerinin alanlar, kendilerine zg, karakteristik
zorluklarla bezenmitir kukusuz. nsanlarn, kendilerini kefetme konusunda az ok,
ama aikr bir endieleri vardr. Bu inceleme ve ara trmalarda ortaya kabilecek olan
gereklerden duyulan endiedir bu. Bu aratrmalar arasnda yer alan zamann
sorunlar da, ounlukla bir srrn zm klna brnr ve insanlar bu srrn rts
altna, tpk saklayc bir elbise iine gizlenir gibi, gizlenip dururlar. Oysa ara trmalarda
ortaya kan ne gulyabanidir ne de rktc baka herhangi bir grnt. Zaman
aratrdka, yava yava grecei mi z ey, insanlarn, iinde yaadklar dnyada
kararlar alabilecek, durumlarn ve hareketlerini daha iyi tayin edebilecek duruma
gelene kadar, zahmetli ve zorlu bir yol katettikleri gere idir. nsanlar Gnein, Ayn
ve yldzlarn birbirine gre hi de dzenli saylmayacak hareketlerini, tarihi belirtici bir
ara, teki deiim srelerini tayine yarayan bir senkronizasyon birimi olarak kullanma
aamasndan, bunlara gre ok daha dzenli ileyen insan yapm zaman lerleri
kullanma aamasna gemeyi baarm; ama ardndan, ileride anlatacamz gibi, kendi
davranlarn da bu sefer saatlere uyumlama, bu anlamda saatlerle, takvimlerle
senkronize etme alkanl edinmi; giderek kendi zaman bilinlerini, doal yaplarnn
gerekten de esrarengiz bir paras gibi duyumsamakla kalmam; nesnel bir varlk, d
bir olgu gibi grdkleri zaman da, tanrlarn bir armaan, bir tanr vergisi gibi alglayp
yaamlardr.

16
Evet, az evvel iaret ettiimiz gibi, insan bilimlerinin ikilemlerinden biri, hl insanlarn
kendilerinden kap saklanma arzularnca belirleniyor olmalardr. Gelgelelim, fiziksel
bilimlerin doann aratrlp incelenmesinde gsterdikleri baar sayesinde, btn
teki bilimlerin ltn koyan rnek bilim statsne ykselmi olmalar, insan
bilimlerinin, bu ve baka glklerini amas giriimlerini iyice yokua srmektedir.
nsan ilikilerinin evrenini aratran bilimadamlar, bu durumda, bir tuzan iinde
debelenmektedirler. Birbirinden kt iki seenek aras nda skp kalmlardr: Ya
fiziksel aratrmalarn nlerine koyduu inceleme yntemlerini, bunlarn kendi
sorunlarna uygulanabilirliklerini hi tartmadan, uygun olup olmadklarna bakmadan,
srf bu stnlk konumundan tr ylece benimseyecekler (belki de bu yoldan bizzat
nemli ve deerli, kusursuz bir bilimadam olma statsn hak etmeyi umarak) ya da
doa bilimlerinin dayattklar modelleri kendi grevlerine uygun bulmadklar yerde,
insan ilikilerinin zgl karakterine daha uygun decek temsili semboller bulup
gelitirmeye alabilecek ve belirsizliklerin denizinde rpnma riskini gze almak
zorunda kalacaklar; bu durumda ise, abalarnn sonular, ortala, pek de ender
olmayan speklasyon ve metafizik kokular yayp duracaktr.
Gnmzde, zamann sorunlaryla urarken, boyuna bu tuzaa dme tehlikesi
iindeyizdir. Nedensel ili kileri kuran bir belirleyici kategori olarak zaman, fizik
alanndan bakldnda, ak seik, anlalr bir kavram olarak btn fizik bilimlerindeki
yerini almtr. nsanlarn zaman nasl yaadklar, duyumsadklar, dolaysyla neyle
nasl ilikilendirdikleri sorusu, -Bergson ve Heidegger rneinde olduu gibi- metafizie
terk edilmitir. Ve gnmzde, fizik dzlemlerine ili kin bilgilerle insan ilikilerinin yer
ald sosyal dzlemlere ilikin bilgilerin dengesizliinin zaman sorununa tek yansy
tarz da deildir bu. Bugn, zaman sorunlaryla urarken ya da hesaplarken ortaya
kan artc yanlardan biri, sosyalbilimciler ile doabilimcilerin bu soruna ynelttikleri
dikkatin ve verdikleri nemin farkdr. Toplumlar n pratiinde, zaman belirleme
sorunlarnn nemi gittike artarken, toplum teorilerinde, zaman belirleme sorunlarna
verilen nem, teki konulara verilenin yannda devede kulak kalr. Bunun sorumlusu,
belli bir yere kadar, zaman konusundaki incelemeleri teorik fizik alanna brakmak
isteyen hkim anlaytr. Bugn kalk p da gnmzde hangi bilimsel kuramn zaman
konusundaki en ileri ve en nemli teori olduunu soracak olursak, herhalde, Einstein
teorisi, cevabna kimsenin itiraz olmayacaktr. Dolay syla da sosyologlarn, zamann
sorunlarn kendi uzmanlk ve ilgi alanlarnn dnda grmelerinden doal ne olabilir ki?
bununla da bitmiyor. Doa bilimleri ile sosyal bilimlerin bu farkl gelimelerinin,
ada dnce alkanlklarna etkileri ok daha derinlere nfuz ediyor; saysz
kavramsal blnmelerde yayor; olgular kartlklar iinde yanstan kavramlar
yznden, sanki dnya, insan dndaki doal dnya ile insanlarn yaadklar dnyann
oluturduu, birbirinden bamsz ve kopuk var olan, stelik birbiriyle uzlamayan,
hatta elien iki ayr paraym izlenimi douyor. Bugn, doa ve toplum, doa ve
kltr, nesne ve zne, madde ve ruh ya da tart ageldiimiz fiziksel zaman ile
alglanan zaman vb. trden kavramlar merkez alan bir dnme erevesi iinde
hareket edip duruyoruz. Bu kartlklarn bazlar, bize ok eski gemilerin miras
olduklar halde, bunlarn gnmzdeki hkim kavran biimleriyle, bilgilerimizin
gelimesinde farkl dereceleri ve bilimin grnrde birbirlerinden kopuk akademik
uzmanlk alanlarna blnmln arpc bir ekilde yanstmaktadr. Bu ba lamda,
doa, doa bilimlerinin, zellikle de fiziin aratrma alannn konusuyla
zdeletirilirken, insan da, bu anlay dorultusunda, toplum, kltr, pratik ve benzeri
biimlerdeki deiik tezahrlere baklarak, doa olmayan ey saylarak ayr bir yere
konmaktadr. Kimileri, gnn birinde insanla ilgili her eyin fizik bilimleri yoluyla
aklanabileceini umabilir. Gene kimileri, insanlarla doa arasnda (doa bilimcilerinin
anlad doa arasnda) varolusal bakmdan, teki deyile ontolojik ynden almaz
bir uurum olduundan emin olabilirler. Bu anlamda, bu trden kar t kavram
beklerinin hepsi, aslnda rtl mcadele cephelerini temsil etmektedirler. Yak ndan
baktmzda, altndan bambaka bir ey kar; ontolojik blnmlk diyeceimiz ey.
nk, farkl alanlarn varlk bakmndan ayr alanlar olarak gsterilmesi, aslnda,
deiik bilimsel evrelerin, evrenin gerekte ilinti iinde olan farkl dzlemlerine ve de
inceleme konusu olabilen insanlara onlarn atfettikleri deerlerin farkllndan
kaynaklanr. Btn bu durumlarda, dnyann deiik alanlarn temsil eden sembolleri,
kavramsal kartlklar biiminde yan yana koymakla yetinirken, akla gelecek ilk soruyu,
bu eitli alanlarn birbirleriyle ne trden ilikiler iinde bulunduklar sorusunu
sormaymzn nedeni budur. Dnyay , eitli akademik uzmanlk alanlar arasndaki
ayrm izgilerine denk decek kavramlarla blmeye almz.
Doa ve toplum kartl, bu trden birok rnekten sadece biridir; ama byle
kavramlatrmalarn zaaflarn gstermeye yeter de artar bile. Bu iki alann sadece
ontolojik bakmdan farkl olmakla kalmayp herhangi bir ekilde badamaz ve birbirine
kart olduu izlenimini de uyandran bu trden kavram oluturma alkanl, giderek
doa ve toplum dediimiz alanlar arasndaki ilikileri aratrmamza giden yolu da
tkar. Bu alanlar ayr ayr inceleyen akademik gruplarn ekmeine ya srercesine, her
iki alan da birbirinden kopuk ve bamsz gryoruz. Gerekte ise, insanlk, yani
toplum, kltr vb., do al olandan daha az doal olmadklar gibi, evrenin paras
olma hakkn atomlardan ya da molekllerden daha az hak etmezler. nsanlar ile
doa gerekten de gnmzdeki konuma ve dnme alkanlnn bizi
inandrdnn aksine, birbirlerinden bylesine farkl ontoloji alanlar oluturmazlar.
Herhangi bir bilimsel disiplinin her bir uzman, kendi inceleme alann tekilerden
yaltlm bir nesne gibi grmeye ve ona teki bilimlerin inceledii nesneler karsnda
ayr bir zerklik tanmaya eilimlidir. Bu yzden de, en az karma klk gsteren
dzlemlerdeki, cansz nesnelerin dzlemindeki inceleme ve aratrmalar teki btn
aratrma alanlar karsnda hkimiyeti ele geirip, ortaya koyduklar sonular,
insanlarn pratik ihtiyalar alannda ok geni bir kullanlma ve uygulanma imkn
bulunca, "doa ya da nesne incelemesi adn alan bu aratrma dzlemleri, gitgide,
bir balarna, btn teki alanlardan ve insanlarn dnyasndan bsbtn kopuk,
bilgiyi edinen znelerden tamamen bamszm gibi alglanmaya baladlar.
nsanlarn gelimesinde onlara yardmc olan bilgi aralarnn farklar, dil ve dnce
daarcna yansd. yice yaplam, organize olmu bir nesne olarak anlalan
fiziksel doay inceleyen bilim beine atfedilen bilgi statsnn, daha az organize
olduu dnlen, insan inceleyen bilim beine tannan statnn stnde yer al
da, bu farkn bir yanssdr. Ayr ca evrenin insansal dzlemini doal dzlemden
ayrd dnlen almaz uurum da bu farkllk anlaynn bir baka ifadesidir.
Burada belki bu tehisimizi tamamlayc bir ifade olarak iki kltrden sz etmek
gerekir: Doa bilimlerinin temsil ettii ve onlarn uyguland alann kltr ile sosyal
bilimlerin ya da insan bilimlerinin uyguland ve btn bir sanat ve edebiyat dnyas,
ksacas, szcn dar anlamndaki kltr. Bu her iki alanda al an uzman
gruplarnn konuma ve dnme tarzlarnn tamamen farkl olduu ok dorudur;
dolaysyla da bunlarn bir- birleriyle iletiim kurma glkleri bulunmaktadr; hatta kimi
durumlarda, gereklere gzmz yummak istemiyorsak, bu iki evre, tam bir iktidar
mcadelesine girimilerdir ve her bir taraf, olanca gcyle kendi uzmanl k alannn
kar taraftakinden stn bir deer tadn ispat etmek iin rpnr. Gelgelelim bu
yndeki tartmalarn gnmzde arz ettii duruma baklacak olursa, her iki bein de,
tpk, zne ile nesne, insan ile doa, tarih ile doabilim arasndaki ok iyi
tandmz kavramsal blnmlk gibi, uzmanlar arasndaki farkl diller ve farkl
amalarla iyice netleen blnml, dnyada oldum olas var olmu, ebedi bir
blnmlk olarak benimsedikleri izlenimini edinmemek mmkn deildir. Aslnda ise,
belli bir evreye ait, alacak bir blnmlktr bu. nce de sylediimiz gibi,
insanlarn birey olarak kendileri ve toplum hakknda bildiklerinin olduka az, kendi
dnyalar iinde yerlerini, ynlerini tayin ederken, cansz doa hakkndaki nispeten
ilerlemi bilgilerinin sonularnn sosyal hayatlar iin tad nem ve anlam
deerlendirmek bakmndan henz yeterince gelimi olmaktan ok ok uzak olduklar,
ama buna karlk cansz doann olaylarna mdahale etme ve hkim olma
bakmndan olduka gelimi olduklar belli bir toplumsal gelime basamann
rndr bu durum. ki kltrden sz ederken, dikkat ektiimiz sosyal blnmlk,
demek ki bir dnemi ilgilendiren tarihsel bir duruma iaret etmektedir. Belki bu
alma, belli bir dereceye kadar, bu blnmln geiciliini gstermeye ve hatta
onun almas ynnde admlar atlmasna katkda bulunabilir.
Zaman sorunu konusundaki incelemeler, burada szn etti imiz kavramsal
kartlklar erevesine hapsolduklar srece, kanlmaz olarak engellenmekten
kurtulamayacaklar iin, doa ile toplum kartlyla birlikte ayn karakterdeki baka
kartlklarn zaaflarna dei nmek art olmutur. Doa-toplum blnmesi, sosyal
zaman, fiziksel zaman diyebilecei mi z eye, yani toplumdaki zaman ile doadaki
zamana, birbirinden bamsz var olabilen iki ayr eymi gibi bakmaya zorlar bizi. Oysa
bu, geree aykrdr. nsanlar, olaylar n zamann belirleme dorultusunda attklar ilk
admdan itibaren, hep doal, fiziksel evrenin iindeki insanlard ve oldum olas bu doal
evrenin bir paras olarak davranp hareket ettiler. Gerekten de, zaman sorunlar ,
bilimin zel uzmanlk alanlarnn ve bu alanlara tekabl eden kavramsal aralarn
blnmlnn sonucu olan kutucuklara yerletirilebilecek sorunlar deil. Dolaysyla,
zamann sorunlarn incelerken, doa ile toplum arasndaki karlkl etkileim ilikisini,
(geni anlamda sylersek, evrensel tekliin bilincini) yeniden kurmamza da yardmc
olacaktr.
Doa ve toplum biimindeki kavramsal kutupluluun dncemize koyduu
ambargoyu da, zaman sorunlarn aratrmaya balar balamaz kaldrmak o kadar zor
olmayacaktr. leride syleyeceimiz eylerin ou, bunu kolaylatracaktr. u an iin,
daha nce deindiimiz ve bir paradigma zellii tayan rahip ile kabile olayn
anmsatmamz yetecektir. Rahip hasat zamanlarn
belirleyebilmek iin Yeni Ay ile Gnein kerteriz noktalar arasndaki hareketlerini
gzlyordu. Bu rnekte, insanlar, her yerde olduu gibi, temel ihtiya maddelerini
salayabilmek iin doann nimetlerine, ekini bytecek yamura muhtatlar; bir
fiziksel hareket olan Gnein hareketini gzlemliyor, ne zaman ekin yapmalar
gerektiine, yeni sosyal bir faaliyetin balangcna karar veriyorlard. Gene sosyal bir
faaliyet olan Gnei gzlemleme faaliyetinin ardndan alklarn gidermenin, yani
doal bir drty karlamann en iyi yolunu aryorlard.
17
Zaman belirlemenin bu en eski yollar hakknda yazl belgeler ok az bilgi verdikleri
iin, bu rahip yksne ikide bir atf yapyorum. Zaten bu yk de, yazl bir belgeden
alnmt. Belge, zaman belirlemenin bu biimini o geni sosyal balam iinde,
dorudan ve olanca canllyla aktaryor. Yoksa elimizde belge olarak o unlukla talar
bulunmaktadr; talar suskundur ve yanl yorumlara aktr . ngiltere, Wiltshirede
Salisbury vadisindeki nl Stonehenge harabelerini dnn. .. 2. yzylda,
aralarnda bir blmnn Akdeniz blgesinden geldii kesin olan insanlarca en az
aamada ina edilmi bu ta yap, belli ki bir klt tapnan, uzak batnn ilk dinsel
merkezlerinden birini temsil etmektedir. Ant, bir zamanlar dev ta bloklarn, dikine yan
yana gelerek bir merkeze gre oluturduklar bir emberdi ve eer bugn hl az ok
varln koruyan anm bir patika zerinden (bir zamanlar rahiplerin ve krallarn
maiyetleriyle birlikte byk olaslkla yapm olduklar gibi) yapya kuzeydoudan
yaklaacak olursanz ve bunu yaparken talarn oluturduu emberlerin ana ekseninin
dorultusunda merkeze doru yrrseniz, bu dorultuyu dmdz gneybat ynnde
uzattnzda, -yaz mevsiminde ve Gnein bir dnenceden tekine getii gnn
sabah olmas kouluyla -Gnein tam belli bir tan ucuna, bir tr mihrap grevi gren
tan tam tepesine rastlayacak ekilde ykseldiini grebilirsiniz. Baka bir deyile,
Stonehenge, iine bir zaman ler yerletirilmi bir klt alanyd. Baz yorumlara
bakacak olursak, talarn dzeni, bu yapy yapanlarn Gnee tapanlar olmas
gerektiini gstermektedir. Ama i te bu yorum, aslnda bizim cehaletimizi rtmekten
teye bir anlam tamamaktadr. Toplumsal geli menin o aamasnda insanlar
tapndklar tanrlara ayinler dzenleyip durmaktaydlar. Belki Gne i, tanrlardan
birinin tezahr olarak grmlerdir; olabilir de, olmayabilir de. Bu ta harabeler bir
zamanlar baka hangi ilere yaram olurlarsa olsunlar, zaman belirleme arac olarak
kullanldklar kesindir. Afrikal rahibinkinden ok daha karmak, ama ilkece ayn
yoldan, belli bir kerteriz noktasndan geen Gnee bakarak, sosyal bir faaliyet iin
zaman tayin etme faaliyetinin bir rneiyle kar karyayz burada.
Anmsayacak olursanz, Gne dnencesi Gnein ynnn dnd noktadr. Bu
noktada Gne, yaz yolculuunun en u noktasna ulam ve dn yapmtr. Birok
insan topluluu, Gnein bu dn noktasndaki hareketinden kendileri iin zel
anlamlar tayan bir iaret aldklarn dnml erdi r. nsanolu, uzun dnemler
boyunca gkte yan cisimlerin hareketlerinin belli kurallara gre gerekletii
konusunda bizim bugn olduumuz kadar emin olamamlard. rnein Ayn
tutulduktan sonra, teki deyile n yitirdikten sonra bir daha onu geri alamayaca,
iine girdii durumdan kurtulamayaca endielerinin tandn gsteren birok yazl
belge bulunmaktadr. Ayn endieyle insanlar Gnein bu yn deitirmelerini de keyfi
gelimeler olarak alglayp, Gne henz o dn noktasna varmadan nce geri
dnmesini garantiye almak iin tanrlarna kurbanlar vermi, onlarn gnllerini honut
tutarak hasadn iyi gitmesini, srlerin oalmasn istemi ya da dmana kar
zaferler kazanmay ummu olmaldrl ar. ngilteredeki bu dev ant, hangi baka
amalara hizmet etmi olursa olsun, zaman belirlemenin bir arac olarak zaman
belirleme abasnn tarihsel gelimesi ve karakteristik zellikleri hakknda bize ok iyi
bir fikir verebilir ve olup biteni bambaka bir perspektiften grmemizi salayabilir.
Stonehengein insanlar da, baka biroklar gibi, Gnein hareket ynnn, onlarn
konumuna gre deitii an, bir kerteriz noktas olarak alp, onu zaman belirlemek
iin kullanmlardr. Bunu yapmlardr, nk bu yn de itirme hareketinde, belli bir
sosyal faaliyete girmek iin kendilerine yollanan bir iaret bulmulardr. Ba ka bir
deyile, bu insanlarn zaman belirleme eylemleri, naif, benmerkezci bir karakter
tamaktayd; daha genel bir ifadeyle syleyecek olursak, sosyal bee endeksli, yani
sosyosentrikti.
18
Eski alarn zaman belirleme giriimlerinin zerinde durup dnmemizi gerektiren bir
zellii daha var; deiimin iki ucu arasna skm, bir sreklilik tanmayan bir zaman
belirleme faaliyetidir o alarda karmza kan.* Zaman belirlemeye ynelik
giriimlerin o ilk gelime aamalarnda, dikkate alnan sreler, tek bir de iim dilimini
kapsyor; bugn bizim anladmz anlamda, deiimler silsilesi iinden kesit niteliinde
bir srecin kullanldnn farknda olamyorlard insanlar. Bunu kantlayacak birok
belge bulunmaktadr . u an iin, Afrikal rahip rnei ve Stonehenge insanlarnn
davran birer rnek olarak yeterlidir.

* Zaman belirleme faaliyetlerinin srekli olmadklarn, ihtiyalara gre, sras
geldike gerekletirildiklerini ilk kez Martin P. Nilson, 1920 tarihli Primitive Time-
Reckoning adl kitabnda belirtmi ve bu sorunu enikonu incelemi. Bu kitap elime
getiinde, zaman konusundaki almam hemen hemen yarlamtm. O kitapta bol
bol sunulan materyal olmasayd, eski alarn zaman belirleme faaliyetine zg
yapdan bu kadar emin olamazdm.

te yandan, insanlar, Gnein ve Ayn gkteki yrngeleri ve bu yrnge zerindeki
hareketin kurall konusunda olduka gvenilir bilgiler elde etmi olduklar aamalarda
bile bu gk cisimlerinin periyodik grnmlerini nceden hesaplayabilme konusunda yol
alabilmek iin birka yzyl beklemek zorunda kalmlar, yani szgelimi gz kapal , u
kadar gn sonra Ay u ekilde ortaya kacak diyememilerdir. Bu ldayan varlklar
gkte bir sre iin kaybolduklarnda, rnein bir Gne ya da Ay tutulmas durumunda,
ya da Ayn belli bir ekil almasnn, dolunay halinin veya incelip minik bir kay
andrmasnn ardndan belli bir sre sonra yeniden eski durumlarna
dnebileceklerinden -bugn bizim olduumuz gibi- emin olabilmek iin alar boyunca
beklemilerdi. Emin olmak, inanabilmek iin grmeleri artt. Hesaba mesaba
gvenemezlerdi. te bu anlamda onlarn zaman belirleme giriimi, belli noktalar
arasnda kalan, sreklilikten yoksun bir zellik tayordu ve zaman gstericisi olarak
kullandklar eyleri ve bunlarn srelerini, somut olarak gzlerinin nnde grmeleri
kouluna bal bir faaliyetti. Sosyal faaliyetlerini dzenlemek, neyi ne zaman
yapacaklarna karar verebilmek iin Gnei Ay ya da yldzlar belli bir konumda,
gzlerinin nnde grmek zorundaydlar. Bu trl zaman belirleme giri imine, hi de
yerinde olmayan bir tanmla, somut sfat yaktrlyor sk sk. Oysa doru deil bu.
nk, o ada bir kii yeniayn ktn grerek, gerek kendi kendine Yeniay kt
desin isterse de bunu bakalarna sylesin, zaman ya da sosyal faaliyetlerinin tayini ve
iletiim iin somut bir eyi deil de bir kavram ara olarak kullanm olmaktadr. Ve
somut kavram, soyut kavramndan farkl olarak, kavramsal bir ilikiyle pek
badamaz. Deiik soyutlama ve sentezleme dzlemlerinin kavramlar arasnda
farkllklar gzetmek ise kesinlikle mmkndr ve hatta arttr. ki nokta arasndaki,
daha dorusu belli bir noktadaki olayn dorudan alglanmasna, bu olayla yz yze
olunmasna bal zaman belirleme biimleri, rnein yeniayn ortaya kn grmek,
deneyimin alt basamaklardaki bir soyutlama ya da sentezleme biimini temsil eder.
Toplumlar daha ok sayda insann ilikisini kapsayacak ekilde gelitike ve toplum
iindeki ilevler artp farkllatka, zaman belirleme dorultusunda ortaya kan
deiiklikler de, gene zgl bir ynde gelimitir.
Gemite, alk olunduu zere, zaman sorunu, zaman belirleme abalarnn
geirdii geliimler ve bu geliimlerin ynleri ele alnmadan zlmeye allmtr. Bu
alkanlk srdke, "zaman" sorunu zmszln koruyacaktr. Zaman n
bilmecesini, zaman kavramnn sosyal gelimeyle birlikte geirdii evrimle olduu
kadar, bir de iim biriminin, nceki bir pozisyonu ile sonraki bir pozisyonu arasnda
kalan periyodik standart aralklarn gsteren yl, ay, saat ya da dakika gibi
eitli zaman birimleriyle ilintilemeden bir yere varamayz. Gelime srelerini de iin
iine katarak sorunlar ele alma giriiminin, 18. ve 19. yzylda geliim kavramnn
artrd deer yarglar ve anlamlar yznden engelleniyor olmas ok muhtemeldir.
ster zaman belirleme sorununun sosyal kurumlamalar isterse de dorudan
toplumlarn gelimesi sz konusu olsun, gelime kavram Aydnlanmann u eski ideal
ilerleme imgesi ile ayn kaba konmaktan kurtulamamaktadr. Bu ilerleme kavram, bir
sonraki her basaman ncekinden daha yksek ahlki deerleri temsil ettii ya da
daha fazla mutluluk ynnde atlm bir adm olduu anlaym kotarp durur gibidir.
lerlemenin bu sonular getirmesi anlamnda bir temenni modeli oluturduu bu durum
ile gelime sosyolojisinin somut konular (rnein olgusal ve ispatlanabilir ilerlemeler,
ya da artk duruma gre, toplumun farkllamas, ilevlerin artmas ya da sentez
yetenei bakmndan geri dzleme dmesi konular) birbirinden gerektii gibi ayrt
edilememektedirler. Szgelimi Darwinin biyolojik evrim sorununa el at n dnelim.
Darwin, amfibik hayvanlarn balklardan, memelilerin srngenlerden daha ahlkl olup
olmadyla ya da insanlarn maymunlardan daha mutlu olup olmadklaryla deil,
eitli trlerin nasl olup da o aamada neyseler o hale geldikleri, niin byle bir evrim
geirdikleri sorusuyla ilgilenmi, ayrca evrim srecine daha sonra ortaya km
trlerin, ilevsel yetenekleri bakmndan niin eskilerden daha stn olduklarn
aklamaya almt. Genelde toplumlarn gelimesi sorunu, zelde ise zaman
sorununa giri yolu ayndr. Zaman belirlemenin yayg n ve egemen biimleri ile bu
biimlere tekabl eden zaman kavram, bugn ne iseler o duruma geldiklerine gre,
bunlarn gnmzdeki zelliklerini ve durumlarn anlayp aklayabilmeyi ummak iin,
nce, nasl ve niin bu ynde geliegeldiklerini bulup ortaya karmamz arttr.

19
Bu almada belirleyici bir rol oynayan bir dizi sorun var. Hassas noktalar ilgilendiren
bu sorunlar, btn bu inceleme boyunca t pk leitmotif (tayc motif) gibi eitli
klklarda tekrar tekrar karmza kyor. Ancak pek de haber vermeden yapyorlar
bunu. zerinde durduumuz konudan basbaya uzaklamadan bu tr sorunlara her
zaman aka dikkat ekemiyorsunuz. Oysa konumuz bakmndan ok nemli olabiliyor
bunlar. te bu kaygyla, bu sorulardan n, ksaca, ama gereken nemi vererek
gzden geirmek istiyoruz.
Btn bu sorunlar ksmen ya da tamamen, konumann ve dnmenin bellibal
yerleik ve benimsenmi biimlerinin, hem zaman sorununa hem de benzer baka
sorunlara giri yolunu kapatmasndan kaynaklanmaktadr. Zamana ynelik inceleme,
fark etmi olacanz gibi, bugne kadar oktan yaplm olmas gereken byk
temizliklerin k noktasn oluturabilir. Herhangi bir dnce gelenei toplumlarn
ilikilerini dzenlemelerinde vazgeilmez aralar uzun yllar saladktan sonra, brakt
olumsuz etkilerin temizlenmesi ihtiyac da eninde sonunda ortaya kar. rnein Avrupa
toplumlarnda Rnesanstan gnmze Descartestan Husserle, Galileodan Einsteina
hatta Thomasclktan Yeni-Thomas la, Lutherden Bartha, Bultmana ya Schweizere
uzanagelen gelime, byle bir temizlii hak etmektedir. Bu dnce temsilcilerinin
hepsinde ve elbette ortaya koyduklar dncelerde, bellibal temel varsaymlar genel
dilin ve dnme alkanlklarnn iine ylesine derin nfuz etmitir ki, phe edilmesi
ve deitirilmesi gereken bir eyler olarak alglanp fark edilmeleri bile artk
olanakszdr. Gnn yerle ik kurumlamalarnn olaan ve doal karlanan aksiyomlar
olarak -srekliliin izgisi yzeyde her ne kadar krlm gibi grnse de- bir sonraki
kuaa aktarlacaklardr. Gelenek ne kadar uzun sreli ise, bu aksiyomlar da o kadar
olaan gelir insanlara. Dolaysyla da bir dnce gelenei birka yz yln
doldurmusa, artk bu sorgulanmadan kullanlan aksiyomlar gzler nne sermek,
verili bir
olaanlk olarak kabul edilen bu dnce aksesuvarlarnn hl kullanlabilir olup
olmadklarna bakmak, artk ie yarar deillerse, yerlerine nelerin geirilebileceini
dnmek arttr. Elbette bu, yle tek bir ki inin altndan kalkabilecei bir i deildir.
Tek bir insan, belli bir toplumun faaliyetlerinde ve ili kilerinde, ynn, yolunu tayin
iin bavurduu, yzyllar boyunca yerlemi, kurumsallam ve derinlere kk salm
aralar bir bana temizleyip yolu aacak gce sahip olamayaca gibi, byle bir
grevin gerektirdii bilgi daarcna ve mr uzunluuna da sahip deildir. Dahas ,
eski geleneklerin clk km aksiyomlarn aabilecek yeni aralar bulup
deerlendirmenin, bunlar ileyip gelitirmenin olanaksz olduunu bile dnebilir.
Ama denemekten ne zarar gelir.
Aada, konumuz bakmndan nemli olan kritik sorunlarn o geni yelpazesi iinden,
hem bu metnin incelemeleri bakmndan hem de burada pek vurgulanmam
balamlarda nem tayan sorunu ekip ne kartacam. Ancak bu sorunlarn
ksaca adn koyup onlar yorumlamakla yetineceim. Amacm, buradaki almann asl
eletiri hedefini oluturan bilimsel tutum ile (yani belli bir olguyu kapsayan sreleri
indirgeyerek ve tecrit ederek, rnein zaman, sosyal sreler dnda kavrayarak
anlamaya ya da incelemeye alan yntemsel alkanlk ile) incelemeleri sreler iine
yerletiren alkanlk ya da bilimsel tutum arasndaki farkn altn izip, birincisinden
kincisine geiin gerekliliini gstermek.
Getirmek istediim ilk sorun, zaman dedii mi z eyin iindeki pozisyonlar ve
deiimlerin dilimlerini lmek iin kullanlan her trl lein ve l cetvelinin zgl,
baka l aralarnda grlmeyen karakteristik zelliini gz nne seriyor. Zaman
lerler her ynden mekn lerlerden ayrlrlar. Bu farkl lktan dolay insanlar, zaman
kavramlarnn ve standartlatrlm zaman birimlerinin gelitirilmesinde ve
cevaplanmas bu kavram ve birimlere bal olan ne zaman sorularnn net biimde
ifade edilmesinde zel zorluklar yaamlardr ve yaamaya da devam etmektedirler.
Fizikiler de zaman lerlerle mekn lerler arasndaki farkll gzden karm
deillerdir. Gelgelelim fizikilerin ideal hedefi olarak, sreleri, ierdikleri para
dilimlere indirgeme, deiimlerin oluturduu sreklilii yaltlm sistemlere blerek
inceleme ynndeki baskn eilimleri, zaman ve mekn lerler arasndaki bu basit
farklln, aslnda hi de karmak olmayan karakterini gizlemi, dolaysyla da
zamann aslnda ne olduunu anlamalarn engellemitir.
kinci sorun daha nce de deindiimiz gibi, sreklilikten yoksun, noktasal, duruma
bal zaman belirleme biiminden, giderek daha sk ilikilenen, sreklilik ve genellik
arzederek insanlarn tm yaam alanlar ve sresi iindeki eylemlerini etkileyen bir
zaman rgsne doru gelien deiimdir. Ulus devletler oluturan ileri sanayi
lkelerinin insanlarnn yaamlarn etkileyen sosyal zaman rgs bu trden bir
oluumdur. Bugn giderek btn dnyaya yay lmaktadr ve zaman belirleyiminin eski
biimlerinin hkm srd yerlerde bu yeni biimin alnmasndan kaynaklanan
glkler aka grlmektedir. Hatta buralarda ampirik ve teorik a lardan ortaya
kan sosyolojik sorunlar daha ilgintir. Zaman konusuyla ilgilendi inizi sylediinizde
soruna iaret eden bolca hikye toplayabilirsiniz. Geenlerde duyduum bir hikyeye
gre Gney Afrikal bir kadn Almanyadan memleketine dn srasnda anlatyormu.
Almanyann tren istasyonlarnda onu ok artan bir ey grm. Saatlerin zerinde
saat ve dakikadan baka saniyeyi gsteren ibre de oluyormu.* Zaman belirleyiminin
bugne kadar geldii son noktaya iaret eden bu tr aklamalara bakarak, zamann
alglanndaki genel izgiyi yakalamak ve tm zaman deneyimlerinin ve
kurumsallamalarnn temelinde yatan sentezle ilgili daha derinlemesine aratrmalar
yapmak mmkn olabilir.
uras aikr: Zaman belirleme, olaylarn birbirleriyle ilintilenmesinin ya da
sentezlenmesinin zgl biimlerinden birini temsil eder. Gnmzde olaylar n eitli
yanlarnn birbirleriyle balantlanmas, olaylar arasnda zaman bakmndan bir sentez
yapmamz, kendiliinden gerekleen olaan bir edim gibi gel-

* Bu bilgi iin Elke Mller-Korteye mteekkirim. Bu trden saatlerin sk
dzenlenmi hareket planlar iin zorunlu olduu aklamasn getirdi.

mektedir bize. Bu faaliyetimizi ister kendi deneyimimizin, isterse de sosyal birikimin bir
sonucu olarak grelim, fark etmez. Oysa, byle bir sentez yapma yeteneinin ve
sentezin hi de yle kendiliinden gerekleen, olaan bir ey olmadn; insanlarn,
sosyal gelimenin eski basamaklarnda, olaylarn zamann iinde birbirleriyle nasl
ilinti iinde olduklarn bilmediklerini ve zaten bilmi olmalarnn da mmkn olmadn
ve atalarmzn adm adm gerekletirdikleri sentezlerin hepsini ieren ve birbirine
balayan, geni kapsaml bir btne varabilmek iin, dolambal, etin bir dnme
serveninin yaanm olduunu kavradmz anda, bu kavray bizi dosdoru zaman
sorununun merkezine gtrecektir. Bugn insanlar n bu alanda gerekletirdikleri st
bantlar anlamndaki sentez, ok uzun bir srecin u anda ulalm ileri
basamaklarndan biridir. Bu srecin eski basamaklar nda, szgelimi u bizim
kavramlardan yoksun kurmaca topluluun yaknlarnda bir yerlerde, insanlar,
bugnkne gre daha geici ve dar bakl bir sentez yapabilecek durumdaydlar. Bu
nedenle de onlarn zaman belirleme giriimini de ieren perspektifleri, bizimkiyle
karlatrldnda, kopuk, kesintili, devamllktan yoksun bir perspektifti. Sentez
yeteneini ilgilendiren bu ikinci soru, burada zerinde daha fazla duramayacamz ok
geni kapsaml daha baka sorular gndeme getirmektedir.
zerinde biraz daha fazla durmamz gerektiren nc soru ise, doa ile toplum
ilikisinde odaklanyor. En az ndan bu iliki, sorunun k noktasn oluturuyor. Daha
nce de sk sk belirttiim gibi, gnmzde doa ile toplumun ontolojik ynden iki
ayr alan temsil ettikleri gr olaan geliyor herkese. Dolaysyla zaman sorunu da
bu iki alana blnyor. Fizikteki zamann hem sosyal zamandan hem de insanlarn
yaad, duyumsayp alglad zamandan bambaka bir ey olduu izleniminden bir
trl kurtulamyoruz. Daha nce de zerinde durduumuz o bizimkilere gre daha basit
toplumlarda, zaman belirleme giriimleri, bugn doal ya da fiziksel diye
tanmladmz olaylar ile sosyal ya da insana zg diye tanmladmz olaylarn,
teki deyile, yaptmz bir ayrmn ncesi olan btnlk halini temsil ediyordu.
Dolaysyla zaman belirleme abalarnn uzun sosyal geliimini ve ynn
incelediimizde, amzda bilginlerin ou tartmalarna hkim olan, doa ile
insan arasnda almaz bir uurumun bulunduu anlaynn, tartmasz bir aksiyom
karakteri tadn grrz. Bu aksiyomun oktan tarihin p sepetine atlp atlmamas
gerektiine bakmak lazm.
Doa toplum ilikisi sorununu ortaya atmak zaman sorunu bakmndan zel bir
nem tamaktadr. Dnyay ikiye blen bu aksiyomu olaan saydmz srece,
gnmzn dil kullanmnda -ayrdmz en bata fiziksel dzlem anlamna gelen,
ama elbette biyolojik sreler btnn de kapsayan- doaya ilikin dzlemler ile
insan ilikilerinin dzlemleri arasndaki ilikileri kavramamz mmkn olmayacaktr.
Zamann sosyoloji alanna giren sorunlarn, doabilimleri ile sosyalbilimler arasndaki
ssz blgede aramak gerekirken zamann esas olarak fizikilerin zellikle de teorik
fiziin meselesi olduu biimindeki hkim anlaya sarlp kalmz. Bilim adamlarnn
her bir beinin, uzmanlk alannn sorunlarn, alabildiine kutsallatrarak ele alma
eilimleri, bu sorunlar, uzmanlk alanlarnn ortak uzlamlarn ve ideolojilerini
kullanarak oluturduklar bir kale gibi yabanc istilaclardan korumaya almalar,
eitli bilimsel alanlar ortak bir teorik ereve iinde birbirleriyle birletirmemizi
engellemektedir. Zaman sorunuyla u rarken, mevcut durum, nmzdeki bu
engelleri amamz iyice zorlatrmaktadr. Ba ka bir ifadeyle, zmnen, fiziksel zamanla
sosyal zamann, biyolojik zamanla insann yaad zamann birbirleriyle herhangi bir
ba olmakszn yan yana durduklar varsaymn glendiren bir tarzda dnmeden ya
da konumadan edemiyoruz. te en bata bu nedenle, dnme ve bilim yapma
geleneimizde dnyann sembollerle temsil edildii btn dzlemlere nfuz etmi olan
ve doa ve toplum ya da zne ve nesne gibi kavramsal kutuplamalara yol
am blnme zerinde durmamz gerekmektedir asl. Zaman inceleyip aratrrken,
bir yanda doay te yanda da insan ayr ayr ele alma hatasna dmeden, doa
iindeki insan da incelemeliyiz.
Szn ettiim kritik sorundan ilkine biraz daha ayrntl girmek istiyorum. Zaman
ile mekn sorununa. Burada deineceim ynleri de karmza ok geni kapsaml
baka bir sorunu daha karyor. Eskimekte olan bir gelene in entelektel ekirdeinin
stn gittike kalnlaan gene entelektel bir pas tabakas kaplamtr. Bu tabakalar
kat kat kaldrrsak, altndaki ey ortaya kar. te aada byle bir adm atacaz.
Zaman ile mekn kavram, sosyal geleneimizin faaliyet ve ilikilerinde yerimizi
tayin etmemizi salayan balca aralar arasnda yer alrlar. Bu iki kavram, onlarla
balantl pratie bakarak incelediimizde, bunlarn birbirleriyle olan ilikilerini de daha
kolay kavrarz. Zaman ve mekn sosyal eylemlerin ve kurumlarn belirli tiplerini
temsil eden kavramsal sembollerdir. Bu ikisi, insanlar n, zaman ve mekn iindeki belli
noktalara ya da bu noktalar arasndaki mesafelere gre yerlerini tayin etmelerini
salarlar. Her trl olay hem ayn byk ak iindeki dier olaylara gre konumlanr,
hem de l ilevi gren baka bir aktaki kout elere gre konumlanr. Dolay syla
da gerek zamann gerekse de meknn iindeki belli pozisyonlarn, yani belli bir
noktada bulunma halinin alglanmas ve belirlenmesi, toplumsal gelimenin belli bir
basamandan itibaren mmkn olabilmitir. Sz konusu basamak, insanlar n, nispeten
yksek dzeydeki genelletirme ve sentez yapma yetenei sonucunda elde ettikleri
aralar sayesinde olaylara hkim olma, onlar denetleyebilme ve onlar zerinde
dnebilme imkn bulabildikleri bir basamaktr. Zaman ve mekn iindeki
pozisyonlar anlamna gelen ilikiler, bir soyutlama, ay klayp birletirme, teki deyile
sentezleme iliki l eri di r. nsanlar, gzlemlenebilir olaylar , belli bir byklk
hiyerarisine gre ilikili olduklar mmkn btn teki olaylardan, rnein
galaksilerden ve kum taneciklerinden ya da balinalardan, insanlardan ve bakterilerden
hareketle soyutladktan sonra, bu geriye kalan art sentez yoluyla ilintileyerek,
zaman ve mekn ilikisini elde etmilerdir. Demek ki bu iki kavram da,
gzlemlenebilir olaylarn, katksz, her eyden arndrlm pozisyon ilikilerini ifade
ederler, dolay syla da soyutlamann ve sentezlemenin ok yksek bir dzeyine karlk
gelirler.
nsanlarn bu dzlemde, olaylar ilintilerken iki trl balant kavram gelitirmi
olmalarnn nedeni, pratikte, zamansal durumlar arasndaki ilikileri belirlemek iin
gerekli olan l tipinin, mekn iindeki pozisyonlarn ilikilerini belirlemek iin gerekli
olan l tipinden birok ynde farkl olmasdr. Meknn iindeki pozisyonlarn
ilikileri, standart ve sabit l birimleriyle belirlenebilen ilikilerdir; insanlar pratikte
standartlar l olarak kullanabilmek iin bunlar hareket ettirirler ve gerek zaman
gerekse mekn iindeki pozisyonlarn deitirirler, ama standartlar n kendileri sabittir.
Ayrca, aslnda birbiriyle ilintilenmi pozisyonlarn belirli dizimleri sadece insanlarla
ilikilendirildikleri belli artlarda hareketsiz saylrlar ve insanlarla ilikilerinde hareketli
olan baka trden pozisyonlardan ayr tutulduklarnda meknsal anlamda pozisyonlar
olarak tanmlanrlar. Zaman dedi imiz eyin iindeki pozisyon ilikileri ise sadece ve
sadece bizzat hareketli l birimleriyle ya da standartlaryla, teki deyile,
pozisyonlar durmadan deien llerle belirlenebilen ilikilerdir. Zaman ile
meknn birbirinden farkl, hatta belki de birbirinden kopuk byklkler olduklar
izlenimini yaratan kavramsal ayrm, aslnda sadece dorudan pozisyonlara ynelik iki
ayr iliki tipini kavramsal dzlemde birbirinden ayrt etme giriiminin sonucudur. Bir
yanda hareketsiz standart birimlerle, te yanda ancak, pozisyonlar srekli deien
hareketli standartlarla belirlenebilen iki iliki dzlemi ile kar karyayzdr. Srekli
hareket halinde olan Gnein bir zaman lc olarak ilevini ya da kendileri
mekanizma olarak hareket etmemekle birlikte semboller dzleminde srekli bir
pozisyon deiikliini temsil eden saatleri ve takvimleri dnmemiz ve bunlar
cetveller, metreler ya da kilometre ta lar gibi mekn lleri ile karlatrmak
aradaki fark grmemiz yeter. Bylelikle, zaman ile mekn ili kisini kavramaya giden
yolda bir ilk adm da atm oluruz.
Standartlarn bu iki tr arasndaki fark, gerek mekn gerekse de zaman ilikilerinin,
salt pozisyonlar ynnden belirlenmesinde nmze konan pratik grevlerin farkl
olduklarn gstermektedir. En ba ta, zamann ve meknn iindeki pozisyon
ilikilerinin, kavramsal dzlemde birbirlerinden koparlmalarndan, bu pratik farkllklar
sorumludurlar. Pozisyon ili kilerini ise lme pratii dnda dorudan birbirlerinden
ayrt etmek mmkn deildir. Minkowski ve Einstein n drt boyutlu evren kavraynda
doruuna ulaan ve zaman ile meknn kavramsal dzlemdeki kopukluunu gideren
gelimeyi burada anlatacak deiliz. Bu gelimenin bizi ilgilendiren yann basit
ifadelerle de aktarabiliriz. Ksaca, mekndaki her deiim ve dnm, zamandaki
bir dnm ve deiimdir ayn zamanda, ya da tersi. Bir yandan zaman akp
giderken meknda hareketsiz oturabildiinizi hatrlayarak aldanmayn. Bu akan
zamann paralelinde insan durmadan yalanr. Kalbimiz arpar, soluk al r sindirim
yaparz; hcrelerimiz byr ve lp giderler. Bu de iimler belki alabildiine ar yol
alrlar, ama ne olursa olsun sonuta zamann ve meknn iinde srekli olarak deiir,
insan olarak gittike yalanrz; gene durmadan deien bir toplumun paras olarak,
dur durak demeden hareket eden yerkrenin sakini olarak.
Meknda kullanlan ller, mekn iindeki pozisyonlar n ilikilerini belirleme
amacyla seilip standartlatrlm olduklar ve bu pozisyonlar da gene kendilerini len
insanlara gre deimezlik zellii tadklar iin, insana gre hareketsiz ya da
deimez olabilirler. Bu zelliklerden tr bu standartla trlm iliki gstericilerini,
birbirleriyle olan ilikilerini tespit etmek istediimiz pozisyonlara kolayca uygulamak
mmkn olmaktadr. Nerede sorular nn cevabn, setiimiz bir ly kullanarak
vermek nispeten kolaydr; nk spesifik pozisyon ilikilerini temsil eden lnn
kendisi de onlar kullanan insanlara gre tpk llmek istenen nesneler gibi
hareketsizdir. Birbirini izleyen ve kesintisiz bir de iimler silsilesinin paralarn
oluturan pozisyonlarn ve bu pozisyonlar arasnda kalan srelerin aralarndaki ilikileri
-bu pozisyonlar ve sreleri, hareketsiz pozisyonlar arasndaki ilikilere kavramsal
olarak indirgemeden- lmek, mekndaki pozisyonlar lmekten katbekat daha g bir
iti r. nsanlarn iinde yaadklar ve bir parasn oluturduklar evren ve dnya hep
hareket halinde olduundan ve durmadan deitiinden, mekn ve zaman
kavramsal dzlemde birbirinden ayr tutmann, hatta ayr byklkler olarak ele
almann mantn merulatrabilmek iin yle bir aklama getirebiliriz belki: Mekn
dedii mi z ey, hareketli olaylarn arasndaki pozisyon ilikileriyle ilintilidir; bu
pozisyonlar belirlemek istersek, onlarn deitikleri ve hareket halinde olduklar
gereini bir yana brakp, yani bu pozisyonlar hareket ve deiim zelliinden
soyutlayp ele almak zorundayz. Oysa zaman da, deiimlerin oluturduu bir
srekliliin iindeki pozisyon ve sre paralarn lmemizi gerektirir, ama bunu
yaparken pozisyon ve sekanslar bu srekli deimelerden ve hareketlerden
soyutlamamak durumundayz.
21
Gnmzde, deien ve hareket halinde olan ilikileri, deimeyen ve hareketsiz
ilikilere indirgeyen bir entelektel gelenein taleplerine boyun ememenin
zahmetinden kamak iten bile deildir; nk deiimleri ve hareketleri indirgeyici
yaygn anlayn geleneksel dnme ve konuma tarzna uyum salama basks
ylesine youndur ki, bu entelektel gelenein dnda kalan bir kavramsal dil
kullanmamz ya da dnce izlememiz neredeyse olanakszlamaktadr. Bu uyum
salama basksna zaman kavram da direnememektedir. Zaman bir yandan global
bir sembol olma anlamnda, nceki bir pozisyondan sonraki bir pozisyona yol alan
tersinmez pozisyon deimelerini ifade ederken, bir yandan hl, rnein fizikte,
mekn ve arlk gibi hareketsiz olaylarla bir tutularak bunlarn nicel deerleri ile ayn
dzlemde yer alr. Byle olunca da zaman kavram gnmzde, bir yandan
tekrarlanamaz deiimlerin srekli sekanslarna, bir yandan da deiimlerin
tekrarlanabilir dilimler sekansna- tekrarlanabilir, yeniden yeniden ayn halleriyle ortaya
kabilir olduklar lde ayn kabul edilen- iaret eder. Gelgelelim bu iki dzlemin
arasndaki fark ve bunlarn birbiriyle ilikisi bugne kadar ak seik bir sorun olarak
formle edilip nmze konmad gibi, bu dzlemler bu ynde bir giriimle henz
karlamamlardr. te bu durumda da, yerleik zaman kavram, geride sakl duran
sorunu rtmekte, bizi ona bulamadan zaman sorununu tartmaya itmektedir. Bu
sorunun ne olduunu ve gerekte zaman dendiinde nelerin kastedildiini daha iyi
anlamann yolu, geleneksel kullanmn nmze srd zaman kavramn bir yana
brakp insanlarn zaman kavramyla hangi sorunlar zmeye alageldiklerine
bakmamzdan gemektedir.
imdi bir rnekle, zaman kavramnn yerleik kullanmnn etkisinden syrlarak,
sosyal dzleme bakma ve insanlarn bu kavramn yardmyla zmeye altklar
sorunlardan hareket etme yaklamn modelletirmeye alalm. Diyelim ki, bir halk
topluluu, hatiplerin belli bir konudaki lehte ve aleyhte fikirlerini dinledikten sonra
politik bir karar oylamak iin topland. Bu topluluk, konumaclarn birbirlerinden belli
bir uzaklkta durmalarn, fikirlerini oradan sergilemeleri kuraln koymutu. Bu durumda
mesafe mekn iindeki iki pozisyon arasnda kalan spesifik iliki anlamna gelir.
Hatiplerin konuma srasnda aralarndaki mesafeyi koruma kuralna uyup
uymadklarn tespit etmek, bu trden pozisyon ilikilerini belirlemek hi zor deildir. ki
hatip arasndaki pozisyonun uzunluunu standartlatrdnz anda sorun kalmaz.
Standartlatrlm uzunluktaki bir tahta paras ya da ip, bu iin stesinden gelmenize
yetecektir. Ama bu topluluk ikinci bir kural olarak bu iki szcnn, konuma srelerinin
de belli bir zaman dilimi ile snrl olmas gerektii kuraln koymu olsun. Hatibin biri
tekinden nce konuuyor. Peki bu durumda bu iki konu ma sresinin eit zaman
uzunluunda olup olmadklarn nasl belirleyeceiz? Pe pee gelen iki ayr olay
aknn balang ve biti pozisyonlar arasndaki mesafeyi nasl tespit edeceiz.
Durmadan hareket eden bir eyin balang ve bitii arasndaki sresel uzaklk baka
bir sresel uzaklk ile nasl karlatrlp kyaslanabilir? Birinci konumacnn hareketli
deiim dilimi ile sonraki konumacnn hareketli deiim dilimi ayn anda yan yana
balayp srmediklerine gre, ne yapabiliriz? Bu her iki konuma, tez ve anti tez olma
zelliini yitirmedike, bir baka deyile bu ilevini kaybetmedike, ayn anda balayp
paralel yol alamazlar. Peki bu durumda, konu malardan birinin tekinden uzun srp
srmediini nasl tespit edip salama alacaz? Eski Atinallar, bu sorunla kar karya
kalmlard; ama aslnda sorunun zm de ellerinde olmasayd sorun da ortaya
kmazd herhalde. Atinallar bu iin stesinden gelmek iin kum saati kullandlar; bu
yolla her bir konuma iin izin verilen sreyi yani zaman lyorlard. Ancak acele
edip, Atinal lar zaman lyorlard demeyi bir yana brakr ve gerekten Atinallarn
neyi ltklerini dnecek olursak, geleneksel zaman kavramnn gerisinde gizlenmi
sorunu da daha net grrz. nk, zaman duyu alglarna ak bir d nesne
olmadna gre, zaten llmesi sz konusu deilse, zaman ltmz
sylediimizde, aslnda ne yaptmz ileri srm oluyoruz?
Atinallara dnelim. Onlar iki konumann balangc ile bitii arasndaki aral
birbiriyle karlatryorlard; yani karlarnda, tekrarlanmas olanaksz, birbiri ardndan
gerekleen iki sosyal deiimin temsil ettii bir sreklilik bulunmaktayd; onlar da bu
iki deiimi, teki deyile konuma dilimini alp bir kum saati iindeki kumun bir gzden
alttakine dklmesi iin geen sre ile karlatryorlard; buradaki modele gre,
fiziksel, dolaysyla doal nesneler arasnda yer almas gereken ve tekrarlanabilir
dnmlerin srekliliini temsil eden bir arala, yani her altn stne getiriimizde,
ayn deiiklii ayn sre iinde gerekletirip kumun aadaki gze akt bir kum
saatiyle. Atinal lar konumalarn zamann lyorlard derken, ok basit bir eyi dile
getirmi oluyoruz demek ki; yani, balang ve biti arasnda kalan aralklar,
konumalar ile karlatrldnda cansz dnyaya ait srelerin balang ve bitileri
ile karlatryorlard. Bu kinciler hem tekrarlanabilirlik zellii tayorlar hem de gerek
konumalardan gerekse de teki btn insan eylemlerinden daha kolay
denetlenebiliyorlard. Bu balamdaki zaman belirleme giriimi, eni konu sosyosentrik,
yani toplum merkezci bir zellik gsteriyordu: Snrl uzunluu olan, tekrarlanabilir
doal sreler ya da sekanslar, tekrarlanamaz sosyal sekanslar n uzunluunun ls
olarak kullanlmaktayd. ster bir kum saati iindeki kumun sabit ve tekrarlanabilir
dklme sresi anlamndaki aralk olsun, isterse de Gnein, Ayn belli iki nokta
arasndaki hareketiyle belirlenen aralk olsun, zaman belirlemenin o ilk aamalarnda,
sosyal faaliyet sresine uygulanan dilim, fiziksel bir olayn iki pozisyonu arasnda kalan
araln temsil ettii dilimdi. Belli bir sosyal amacn arac olan fiziksel bir olay sz
konusudur burada. nsanlar gkteki cisimlerin ya da yeryzndeki fiziksel maddelerin
srelerini srf meraktan ya da i olsun diye tekrarlanabilir dilimler halinde tespit
etmeye kalkmamlard. Bu fiziksel, doal maddi sreler, onlar n belli bir sosyal
faaliyete, belli bir eyleme ne zaman balayp onu ne kadar srdrmeleri gerektiini
syleyen yol gstericilerdi.
te bugn kalkp da, Atinallarn kum saatini zaman lmek iin kullandklarn
sylediimizde, zaman kavramnn, bir kere, alabildiine somut, elle tutulur, maddi
bir durum iin, rnein birbirini izleyen iki konumay lmek iin kullanlm maniple
edilebilir bir sembol olduunu kastediyoruz demektir. Bir gzden tekine dklen
kumun oluturduu denetlenebilir dnmn sresi ise, lmeyi gerekletiren
toplumca standartlatrlm ve karlatrma arac olan bir dilimi temsil eder. Elbette bir
kum saatini, belli bir mesafeyi koarken ya da yumurtay kaynatrken de lme dilimi
olarak kullanabiliriz. ster kum saatleri olsun isterse de gne ya da kuvars saatleri;
zaman lerler, insanlar n belli sosyal grevlerin stesinden gelebilmek iin
kullandklar enstrmanlardr. ounlukla birbirinden olduka farkl olan ve her biri en
azndan, aynen bir saatin zerindeki hareket gibi, grlebilir olan ya da grlebilirlik
potansiyeli tayan olaylarn ak iindeki pozisyonlarn belirlenmesi amacyla
insanlarca bavurulan ortak ilinti kurma srelerini temsil ederler.
Bu spesifik olaylarn aknda, ya da takvimlerin yardmyla belirlemeye allan ortak
zellie zaman diyoruz. Ne var ki zaman kavramnn ok eitli ve deiik olaylarn
zamansal yan ile ilintili oluu, daha dorusu ne zaman sorusunun eit eit olanlara
yneltilebilmesi, onun her trl toplumsal standartlatrma ya da normlatrma
ihtiyacndan bamsz varolduu izlenimi verebilmektedir. nsanlar, ok spesifik somut
olaylarn ya da somut olma potansiyeli tayan olaylarn belli yanlarn senkronize
ettiklerinde ya da bunlara bir tarih belirlediklerinde, onlar zamansallatrdklarnda,
zaman belirliyoruz derler.
Ve ite tek tek insanlarn faaliyet ve davranlarnn sosyal olarak kurumlam zaman
tarafndan normlatrlmas, zaman kavramnn fetilemesinin de nedenidir; nitekim,
toplumlarn karmaklnn ve ilevsel farkllamalarnn artmas ve bu balamda her
bir kiinin, Saat ka?, Bugn aylardan, gnlerden ne? diye sorma zorunluluunun
kanlmazlamas lsnde, bu kavram insann algsnda daha derinlere inip kk salar
ve baka trl bir duyumsama olana kalmaz. Kum, su ya da gne saatlerinden kilise
kulelerindeki saatlere, oradan da insanlarn kiiselletirip kullandklar kol saatlerine
kadar uzanagelen gelime sonucunda, tek tek insanlarn hem faaliyet ve davranlarn
hem de duygu dnyalarn, sosyal dzlemde kurumlam zamana uyumlaylarnn
gitgide nasl olaan karlanmaya balandn ve bu uyumun yine de kiiden kiiye baz
farkllklar gsterdiini tespit etmek zor olmasa gerekir. Bir zamanlar mezzinin
okuduu ezan ya da an sesi, dindar bir insan, sabah, le, akam ibadete armaya
yetiyordu, bu anlamda sosyal bir ihtiya bu yolla karlanabiliyordu; sosyal
gerekliliklerin daha yksek bir aamasnda, meydan saatleri, bu tr grevleri
stlendiler; ok daha gelimi basamaklarda, artk saatlerin de tesinde dakikalar ve
saniyeler de sosyal ihtiyalar, talepler dorultusunda hayatn iinde rol oynamaya
balad.
Salt fiziksel srelerin belirlenmesi amacyla saatlerin kullanlmas alkanl esas
Galileoyla balad. Yani fiziksel zamann sosyal zamandan olduka ge ayrlm bir
gelime olduunu daha nce de sylemitik. Gelgelelim fizikiler ile filozoflar, daha
yolun banda, kendi uzmanlk alanlarnn zerinde kafa yorarlarken, gelien insan
toplumunun bilgiyi besleyen topra ile kendi bilgileri arasndaki ba kaybettiler. Bu
gelimenin yaps, gene fizikilerin ve filozoflarn meseleyi yanl kavramalar yznden,
yapdan yoksun bir tarih anlayna kurban gitti. Yaps bulunmayan, salt gemie
ilikin bir gelime olarak deersizle- tirildi bu sre. Sosyologlar da zamana gereken
ilgiyi gstermeyince, zaman bir bilmece, bir muamma olma zelliini korudu.
22
Zaman belirleme ediminin geli me srecindeki tayin edici dnemelerden biri,
merkezinde doann bulunduu zaman belirleme biiminin, merkezinde insann
bulunduu zaman belirleme biiminin iinden tremesiydi. Ancak bu atallanma hi de
bir anda ortaya kmad; gerekleebilmesi iin uzun ve ar ar yol alan bir sre
gerekiyordu. Yaptyla, nasyann ve Akdeniz blgesinin gelimi ilka toplumlarnn
astronomi hakknda kendi dneminde bilinebilecek her eyi toparlayp sistemletiren
Batlamyus bile, gk cisimlerinin hareketlerinin kural ve bantlaryla bu cisimlerin
insanlarn kaderlerinin bir iareti olarak yorumlanmalar arasnda, bugn bizim
yaptmz gibi bir ayrm yapamam, hem astrolojiyi hem de astronomiyi bir arada ele
alan bir deneme yazmtr. a dalar gibi onun gznde de bu iki dzlem aikr
ekilde birbirini tamamlamaktayd. Gk cisimlerinin hareketlerinin ve pozisyonlarnn
incelenmesi giriimleri bu hareketlerin insanlarn kaderleri bakmndan tadklar
varsaylan anlam ve nemin incelenmesinden ayr tutulmuyordu. Doa ile insanlk,
nesneler ile zneler, henz dnyann iki ayr ontolojik alanna taksim edilmi
deillerdi ve bir btn olarak grlmekteydiler.
rnein ortaa skolastiinin gznde ve dnce sisteminde de, byle bir varolu
dzlemi farkllna iaret eden bir uurum bulunmamaktayd. nsanlar doadan sz
ettiklerinde, Tanrnn hiyerarik yaplanm yaratmnn bir yann kastetmekteydiler. Bu
hiyerarik kademelenme iinde insanlar, kendilerine zg yksek bir staty ve
deerleri tayorlard. Ama ayn hiyerarik yap, hayvanlar, bitkileri, Gnei, Ay ve
yldzlar da iermekteydi. Gk cisimleri, Tanr ya en yakn yerde olduklarndan,
kusursuz ve mkemmeldiler. Hareketleri ideal ve tam bir ember izecek ekildeydi.
Hareketleri insan ya da hayvan mdahalesiyle, yapay etkiler yznden dzenliliini
yitirmi yeryz cisimlerinin, eninde sonunda o mkemmel konuma ve yere, yani
doal yerine geri dnme eilimi tad dnlyor; cisimlere, Tanr nn yaratrken
onlara ayrd mutlak sknet ortamna eninde sonunda geri dnme itkisi atfediliyordu.
Tanr merkezli bir ereveyi tutarl bir ekilde uygulama zorunluluu, doann
sorunlaryla birlikte fiziksel hareketleri de, Tanr nn yarattklar iin koymu olduu ve
yaradln amac gerei ulalacak olan hedeflere uygun kavramlar zemininde anlama
mecburiyeti getiriyordu. Tanr merkezli anlaya dayal bir evren kavray,
kavramlarnn oluturulmasnda teleolojik dediimiz, ereksel bir anlayn izlenmesine
yol amt. Bu bakmdan, Aristotelesi anlayta temellenen ve Ortaa skolastiinde
benimsenen doa kavramnn anlam da, teosentrik (Tanr merkezli) erevenin ve bu
gr tayan sosyal kuramlarn hegemonyasnn zayflamasyla birlikte ortaya kan
ve hkim duruma geen daha yeni anlaytan farklyd.
Zaman kavramnn anlam da ayn dorultuda deiti. Fiziksel srelerin Tanr
merkezli bir amaca gre deil de, bunlar kendi balarna anlama kaygsna bal olarak
incelenmesi, zamann doay, merkez alan bir ereve iinde belirlenmesi, Galileonun
dneminde ortaya kan ve hkimiyeti ele geiren bir anlayt. Geri Galileo da,
teosentrik dediimiz, her eyin merkezinde tanrsal bir anlam ve ama gren anlaya
sahip kmaya devam edecekti, ama top gllesinin yrngesini ya da serbest den
cismin hzn incelerken, teosentrik doa anlayndan tamamen uzak durmay
becermiti. Btn bu cansz birimlerin eninde sonunda ulaaca kabul edilen doal
yer anlayn bir yana brakan Galileo, ayn ekilde, Tanr ca dzenlenmi doal bir
hareketin karsna, insan mdahalesiyle oluturulmu hareketi koymaktan da
vazgemi ve olaylar ve sreler arasndaki gzlemlenebilir ilikilere ikin kurallarn ve
yasalarn aratrlmasna ynelmi, bir ekilde matematiksel denklemlerle temsil
edilebilen ve doann gzlemlenebilir btn deiim ve dnmlerinin temelinde
yatan ebedi yasalar statsn hak edebilecek ekilde kav- ramsallatrlabilen
kuralllklar ve yasalar bulmaya almtr. Geri bu yasalar n matematiksel
kavramlarla verilebilmesi alabildiine artcyd, ama matematik ile fizik arasndaki bu
aklanamaz iliki sonucu deitirmiyordu.
Byle olunca da, bir kez daha gzlemlenebilir nesnelerin o durmadan deiimler
yaratan seyri iinde, daha dorusu bu srelerin ardnda, kendisi deimeyen, ebedi,
srekli bir olgunun varl kendini belli etmeye balamt. Ama bu kez Tanr deil,
yasayd, kuralllklard bu ebediyen kendisiyle ayn kalan eyin ad. Dnya ne ynde ve
nasl deiirse deisin, kendisiyle hep ayn kalan eyin sembol olan Tanr , yerini
doa yasas denen eyle deitirmek zorunda kalacak ve doa yasalarnn
nicelletirilebilir ve snrsz olarak yeniden yeniden retilebilir bir sabitesi olarak
anlalan- zaman da, bir zamanlarn o nispeten kendi iinde btnlkl,* insan ve
Tanr merkezli kavramndan ayrlp yepyeni bir yol izleyecekti artk. Aynen doa gibi
zaman da gitgide matematikselleti. Yal tlm miktarlar halinde kendi balarna,
kendi birimleriyle llen arlk, meknsal mesafe, kuvvet ve benzeri bir dizi kavramn
yannda yer alp gnn -haftann, ayn, yln- o sosyal ve yaanan zamanndan
tamamen bamsz ve yaltlm olarak llp biildi. Gel zaman git zaman, insanlar,
bilimsel aratrmalar srasnda zaman ltklerini sylemeye alp bunu ok olaan
grdler ve bu kavramn ilintili olduu gzlemlenebilir verileri incelemeyi akllarna bile
getirmediler; oysa zaman aslnda ne grlebilir ne de gzlemlenebilir, dolay syla da
llmez. Bu durumda da ne bzlr ne de genleir.
* insan odakl, dier bir deyile sosyal zamanlarn, kendi snflandrlmalar
bulunmaktadr. Tanrlarn zaman ayrdr, devletin zaman ayr. Rahiplerin zaman,
krallarn zaman ya da devlet memurlarnn zaman, bir tr sosyal bir hiyerariye
gre kademelenirler. Ay zaman ile Gne zaman da farkl statlerdedirler; ama
btn bu snflandrmalar, tekrarlanan zaman ile tekrarlanmayan zaman
ayrmndakinden farkl bir tr ifade eder.
23
Galileonun almalar zaman kavramnn ortaadan balayarak gsterdii gelime
ve dnmlerin yan sra yeni doa kavramnn ortaya kn da adeta
modelletirerek gzler nne serer. Yeri gelmi ken, bizzat Galileonun o nl hz ya da
ivmelenme deneylerinin betimlemelerini onun anlatt ekliyle okumamzn yarar
olabilir. Galileo deneyleri ve bu deneylerle ilgili a klamalar, doa merkezli fiziksel
zaman anlaynn gelimesine giden yolun almasna katkda bulunmulard.
Galileonun anlattklar, deneylerinde gsterdii olaanst abay ve onlara atfettii
byk deeri bizim aklamalarmzdan ok daha iyi gzler nne sermektedir.

12 dirsek uzunluunda (dirsekten orta parmak ucuna kadar uzanan eski bir
uzunluk birimi-.n.) yarm dirsek geniliinde ve parmak kalnlnda bir
cetvelin ya da diyelim ki tahtann dar kenarnda bir parmaktan biraz daha
geni bir oluk almt. Bu oluk dmdz bir yol izliyordu ve oluun i
yzeyinin przsz olabilmesi iin bu yzeye dmdz ve tertemiz bir
parmen yaptrlmt. Bu oluun iinde, ok sert, yusyuvarlak, yzeyi iyice
parlatlm bir pirin kre yuvarlanmaya brakld. Tahtay hazrladktan
sonra, tahtann bir ucu nce bir dirsek, daha sonra da iki dirsek lsnde
yksee kaldrld. Sonra, kreyi oluun iinde serbeste yuvarlanmaya
brakarak, aada aklayacamz ekilde, btn bir yol boyunca, dme
sresinde geen zaman tespit ettik. Zaman tam bulabilmek iin, her bir
deneyi (bir dirseklik ve iki dirseklik eimlere gre-.n.) sk sk tekrarladk,
ama hibir (zaman) fark bulamadk, bir nabz atmnn onda biri kadar bile.
(Ayn mesafeden kreyi her salmzda kre ayn srede aaya varyordu.)
Bunun zerine bu kez bu kresel arl, mesafenin drtte biri kadar bir
uzunluktan drdk ve daha nceki dme srelerinin tam yars kadar bir
dme sresi tespit ettik. Ardndan baka mesafeler setik ve ltmz
dme srelerini bir ncekilerle karlatrdk, 1/3, 1/4 kadar kesirli sreleri
bile gz nnde tuttuk. Deneyi yz kez tekrarladktan sonra bile, hep mesafe
ile zamann ilikisinin karesel bir oran oluturduunu bulduk. Ve iinde
krenin yuvarland kanaln her trl eimi iin bu sabit oran
deimiyordu...
Zaman lmek iin, tabannda dar bir delik bulunan bir su kovas kullandk;
gzlemlediimiz her d sresi boyunca bu delikten akan ince bir su alttaki
bir kaba toplanyordu. Bu yoldan biriken su, ok hassas bir terazide
tartlyordu; tartlarn sonularnn farkllklarndan hareketle arlk ile
zamann orantsal ilikilerini elde ettik ve kusursuz lmlerle yaplan bu
saysz deney ve gzlemden elde ettiimiz sonu hibir zaman die dokunur
farkllklar gstermedi.*

*Galileo Galilei, Unterredungen und mathematische Demonstrationen Ciber zwei
neuere Wissenzweige, die Mechanik und die Fallgesetze betreffend. (ki Yeni Bilime,
Mekanik ve Dme Yasalarna likin Aklamalar ve Matematiksel Demonstrasyonlar.)
Arthur von Oettingen, Darmstadt 1973, 162.

Galileonun deney dzenei basit olduu kadar dhiceydi. Zaman ltn
sylediinde aslnda neyi ltn apak gsteriyor bu dzenek. Oluktan aaya
yuvarlanan kreciin bu d srasnda katettii yol ile zaman ilikisini bulabilmek iin,
dibi delik bir kovadan akan su eridini kullanyor. Kre, A noktas ndan B noktasna
ulancaya kadar kovann dibindeki kapta biriken suyun oluturduu arl lyor,
sonra, bu arl, BC, CD mesafelerindeki dler iin de tespit ediyor. AB, BC, CD,
mesafeleri ayn uzunlukta. Gelgelelim, krecik, AB arasndan geerken kovann
dibindeki kapta biriken su BC sresinde birikenden daha fazlayken, BC sresince
biriken de CD sresince birikenden gene belli bir oranda fazla. Tahtann altna doru,
krenin katettii mesafe paralar ayn olsa da, biriken su miktar daha az. Galileo,
krenin belli bir mesafeyi alrken, mesafeler eit olsa da, aaya doru indike ayn
mesafe iin geen srenin belli bir oranda azald biimindeki gzlemini, sosyal zaman
belirleme arac olan saatlerin diliyle, zaman kavramyla ifade ediyor. Bir su saati
olarak tanmlanabilecek dibi delik kovadan akan suyun alttaki kapta duruma gre daha
az birikmesi, teki deyile kovann dibinden akan su eridi, gzlemlenebilir bir veriydi.
Aaya doru yuvarlanan madeni krenin ayn mesafeler iin gitgide daha az zamana
ihtiya duyduu saptamas, bu gzleme dayanmt. Baka deyile, zaman ifadesi,
zaman len hareketi, yani suyun akma hareketini ifade etmekteydi. Kovann dibindeki
delikten (su saatinden) akan eit olmayan su miktarn arlk olarak tartp farklar
belirleyen Galileo, bu miktarlar, eit olmayan zaman miktarlarnn iareti olarak
grmekteydi. Bylelikle, deney dzeneinin kendisine gvenilir sonular retmesini
salam, krenin yol paralarn gittike daha hzl getii sonucundan emin olabilmiti
ya da baka deyile, krenin belli aralardan geerken ihtiya duyduu zaman sresinin,
balangta daha uzunken, altlara doru, mesafeler ayn olduu halde, ksaldn
kesinlikle saptayabilmiti. Yani, krenin hz yeknesak, hep ayn kalan bir hz deildi:
Gittike ivme kazanyordu.
Galileo, den bir cismin ivmelenen, yani gittike hzlanan bir hareketi temsil ettiini,
ya da ayn anlamda, yatay bir yzeyden aaya doru yuvarlanan bir krenin gittike
hzlandn tespit edebilmek iin, suyun akma hareketini bir karlatrma erevesi
olarak kullanmt; aksi halde, yani elinde bir tr zaman ls verecek bir baka
fiziksel ara olmasayd, bu deneyden sonu alamazd. Betimlemelerinden de
anlalaca gibi, deneylerinde, insanlarn kolaylkla ulaabilecekleri kadar basit zaman
belirleme aralarndan birini daha devreye sokmutu: Nabz atlarn. Nabz, yle pek
gvenilir bir zaman lme arac olmasa da, yaps, iv- melenmeyen ve kendisiyle hep
ayn kalan bir hareketi temsil eder ve atlar arasndaki aralar, ayn uzunlukta olup, net
bi r ekilde marke edilebilir. Ne nabz ne de su saati, bizim bugn zaman belirlemede
kullandmz l aygtlarnn dzenlilik ve yeknesaklk derecesine ulaabilecek
durumda deillerdi elbette. Gene de bu hareketleri Galileo nun, den bir cismin
hzlarnn, onun iki nokta arasndaki deime srecinde geen zamann eit
dalmadn tam bir kesinlikle renmesine yetmiti. Hatta, gene bu su saati ve onu
denetleyen nabz atlar, den bir cismin tam tamna hznn ne kadar arttn ya da
bir zaman ls ara ile ilintileyerek syleyecek olursak, d srasnda (geen)
zamann, meknsal uzun-
luklar ayn olan mesafelerden geerken ne kadar azaldn kesinlikle tespit
edebilmesini salamt. Galileo deneyleri vastasyla, dme srasnda alan mesafenin
zamann karesi ile orantl olduu hipotezini snayp dorulam, bu sonucu D~T
2
formlyle ifade etmiti.
Ne bu deneyler ne de bu deneylerle test edilen yasalar, Galileonun kafas nda durup
dururken bir fikir halinde aniden ortaya km deillerdi; aratrmacmz, uzun
aratrma ve keif sreci boyunca yanl yollara sapp durmu, kmaz sokaklara
dmekten kurtulamamt. Ama iin peini brakmad byk bilgin. Kendi hatalarn
grp kabul edecek kadar esnekti ve daha iyi zmler retecek kadar da sabrl ve
atlgand. Sonuta, belli bir yere kadar baarya da ulat.
Sonraki kuaklar, Galileonun yaptlarn artk gnllerine gre yorumlayp durdular;
lmlere genelde yaplan onun da bana geldi; yorumcularnn aleti olmaktan
kurtulamad ve onlarn kendi tezlerini dorulatma mcadelesinde tank gsterildi.
Ampirisistler onu bir ampirisist olarak gryorlard; idealistler ise idealist, Pla- toncu
olarak. Galileonun sonradan dme yasas denen nl yasay, srf kafadan, salt
tmdengelimci yoldan m, yoksa deneyler yapa yapa tmevarmc yoldan m bulduu
tartmalar bitmek bilmedi. Oysa bu trden sorularn anlamsz olduklar aikrdr.
nsanlarn, kendilerinden nceki akl yrtmeler olmakszn, srf gzlemleme yoluyla ya
da hi gzlem yapmakszn srf akl yrtme yoluyla sonulara varabilecei varsaymna
dayanrlar. Pozitif, teorik-ampirik bilimlerde tan nm hibir aratrma ve keif yntemi,
aratrmann biricik yolunun akl yrtmeye dayal tmdengelimci olduunu ya da srf
deneyden kalkan tmevarmc olduunu ileri sren anlaya itibar etmez. Bu iki
varsaym birbirleri ile badamaz olduklar halde ayn paradigmay paylamaktadr.
Bunlar kartlk iinde savunanlara kalrsa ille de bir balang bulmak arttr.
Aratrmann, renmenin dnceyle baladn ileri sren varsaym ile deneyden
baladn kabul ederi varsaym, toplumsal bir gelimenin ayn basamann
rndrler; tpk belli bir toplumsal dnemin nlerine koyduu soruya birbirine zt
badamaz cevaplar veren antagonizmalar gibi, paradigmalar ortak, cevaplar birbirine
zttr. renmenin, aratrmann ya da deneyin ya da dncenin alannda mutlaka bir
balang noktasn ararken, fiziin kulland nedensel aklama modelini
benimseyerek statik bir aklamay hedefler; renmenin sresel karakterini unuturlar.
renme, aratrma, inceleme bir sretir. Bir ba langc yoktur; ister ampirik bir sre
olsun isterse de salt zihinsel dzlemde yrd varsaylan bir sre. Bu trden bir
modeli dnce yoluyla yeniden kurarken, sreleri, hareketsiz yapl a r eklinde
modelletiren analiz, sreci faktrlerine ve nedenlerine ayrma ilemi, sentezin geici
bir yardmc aracdr o kadar. Bir ba lang yoktur; nk ncesinde dnme ve akl
yrtme bulunmayan bir gzlem ve inceleme ve ncesinde gzlem ve inceleme
bulunmayan bir akl yrtme yoktur.
Ne var ki, Galileo dneminin cephelerini belirleyen bu inatlama deildi; Galileodan
sonraki bir kamplamayd burada anlatageldiimiz. Galileonun mcadelesi ise baka
cephelerde verilmiti; dolaysyla da Galileonun bu tartmalardaki pozisyonu farkl bir
yap gsteriyordu. Galileonun grlerine damgasn vuran ey, dnemin dnce
atmalaryd; Aristonun retisine sahip karak, otoriter ve tartlmaz, doruluu su
gtrmez bir doktrin oluturan gelenee kar kyordu. Bu doktrin, zamanla hemen
hemen Hristiyan dininin kutsal metinleri statsne edeer bir konuma ykselmi,
vahiy yoluyla olumu bilgi hzinesi konumuna gelmiti.* Aristoya gre bir nesnenin
d hz arlyla doru orantlyd. Galileo bu gr rtme abas iindeydi ve
onun yerine snanabilir olgulara daha sk bal olan yeni bir teoremi koymak istiyordu.
Bu aba Aristonun retisinin sadece ieriine ynelik deildi, Aristocularn bir teoriyi
sistemli deneylerle snamaktan uzak durma tavrlarna da karyd ayn zamanda.
* Hayatn cilvesine bakn ki, Aristonun retisi 13. yzylda kilise otoritelerince
tehlikeli, sapkn bir reti olarak grlmt. O dnemlerde, Yunanca, Arapa, ibranice
yazlarn evrilmesiyle kilise iinde ortaya kan entelektel hareket, iddetli bir diren
grp dnemin ortodoks cephesinin tepkisiyle dize getirilmeye allmtr. Avrupa
Aydnlanmasnn bu ilk dnemlerinin Paris niversitesindeki szclerinden biri olan
Siger von Brabant adl Aristocu aydn, kilise yneticilerince defalarca uyarlm, tehdit
edilmi, mahkm edilmi ve sonunda papaln gzetimindeyken, mehul ve pheli bir
ekilde ldrlmtr. Orta yolun adam Thomas von Aquin geleneksel retileriyle
yeni retilerin kaynatrlmas iin elinden geleni yapm ve bu arada Aristonun o
zamanlar bilinen yaptlarn kilise tarafndan otoritenin sz anlamna gelen yaptlar
arasna sokmutur. Thomas von Aquin de mr boyu ac ekip, insan tketen
entelektel mcadelelere karm durmutur; oysa kendisinden sonra gerek onun
gerekse rencilerinin retileri uzun yllar boyunca kilise ve din dnyasnda
benimsenmitir. Byle uzun erimli bir srecin yapsn ve zaman ile ilikisini tespit
etmek ilgin olabilir. Bu sre boyunca yeniliki olduu kadar yer yer bastrlm bir
reti, Aristo retisi, bir kilise d reti olarak gene de kilisece benimsenip mevcut
retinin paras olarak kabul edilmitir; dolaysyla da geleneksel ve ortodoks bir
anlaya dnen Aristocu retinin kendisi yeniliki, kilise d grlerin
bastrlmasnda bir ara haline gelmitir. Kiliseye ayk r, bastrlm retinin bizzat bir
baskc doktrine dnmesi sreci yaklak 250 yl bulmutur.

Galileonun, sistemli gzleme ve deneye dayanan yorumlarn yeniliki yann gren ilk
kii olduu sylenemez. Florensa toplumu, onun sistematik lm tekniklerini
kullanarak yeni gerekiliini hayata geirmesi, bireysel yorumlar ve deneyler
yapmas ve bylelikle yerleik gelenekten kopmas iin uygun bir zemin sunuyordu.
Buna iyi bir rnek, Masaccio ve Uccello gibi adamlarn evresindeki deneyci ustalarn
gelitirdii ve Albertinin teorik yan ar basan grleriyle desteklenen perspektifli
resimdi. Bu gelenek iinde Galileonun almas bir doruk noktasdr. Bu al mann
ampirisizmi veya idealizmi temsil ettiini dnmek tarihsel srece aykr bir
yanlgdr. Aristo, ortodoks retisinin karsna konan Galileonun yeni gerekilii, o
dnem iin dnsel sentezin daha ileri bir aamasn oluturmaktayd ve geree
uygunluk derecesi daha yksekti. Bugn bizim, Galileonun kefi olan nesnelerin
dmesi olaynda geree daha uygun den formlne uzanan gzlem ve yorum
srecine dair bilgimiz blk prktr; uras ak ki, bu sonuca ulamasnda pratik,
teorik ve ampirik sorunlarn ortak katks olmutur.
Galileoyu ilgilendiren pratik sorulardan biri, top gibi silahlarn nasl etkili olduklar ve
altklar sorusuydu. Den cisimlerin uyduklar yasalarn bilgisini kullanarak bir top
gllesinin havada izdii kavisli hareket yolunu zmleyip bu yolu hesaplamay
baard. Bu hareketin yasalar hakknda edindii bilgileri deneyime, pratie aktardka,
topuluun slah iin, ie yarar nermeler yapma imkn da artyordu. Venedik silah
deposunu, yapt bilim zerine konumalarn mekn ya da gsteri yeri olarak semi
olmas bouna deildi. Gururlu szlerle, kendisinden ncekilerin de bir top gllesinin
kavisli bir yol izlediini fark etmi olduklarn, ama bu yolun bir parabol oluturduunu
kavramam olduklarn sylyordu. Bu yol bir parabol olarak kesin matematik
hesaplamalarla belirlenebilecei gibi maniple de edilebilirdi. Galileonun gznde bir
parabol, ileriye ve aaya doru bir hareket kombinasyonu olarak kavramak
mmknd. Byle bir harekete ikin kurallar bulunduunda, matematiksel teknikleri,
pratiin yrngesel hareketlerine uygulamak iten bile olmayacakt.
Galileonun yllarca cann diine takarak diditii, den cisimlerin tabi olduklar kural
ve yasalar sorununu ite bu ereve iinde kavramak zorundayz. Dmenin hz
uzaklkla orantl myd? Yoksa zamanla m, arlkla m orantlyd? Hz yeknesak, yani
her noktada sabit miydi? Deiip duruyor muydu? zel pratik sorun iinde genel teorik
sorunu fark etmi olmas, Galileonun keskin zeksnn bir belirtisidir. Onun grd
ekliyle zlmesi gereken sorun, den cisimlerin eitli zellikleri arasndan,
periyodik olan, tekrarlanan ilikileri bulup tespit etmekten ibaretti. Kendisinden nceki
bilimadamlarnn, fiziksel hareket sorununu tartp kavrama abalarnda terk
etmedikleri erekselci anlaya gre kurulmu ereveyi Galileo tamamen terk etmiti.
Byk bir olaslkla, bu erevenin, onu ilgilendiren pratik sorunlar bakmndan hibir
nem ve anlam tamay nedeniyle dna kmt. Demek ki Galileo rneinde, pratik
sorunlar ile teorik sorunlar birbirlerini tamamlamaktaydlar; ne bugn sklkla yapld
gibi bunlar birbirlerinden koparlyor ne de pratikten ve teoriden hangisinin sebep
hangisinin sonu dzlemini oluturduklar eklinde bir ncelik sorununa meydan
veriliyordu.
Galileo da, tpk dneminin teki insanlar gibi, bu trden sorunlar aratrrken, dar
anlamda sosyal gelimiliin o aamadaki snrlamalarna olduu kadar gene mevcut
teknik imknlarn dzeyiyle oluan nesnel engellere arpmt. Bu kstlanmlk hali,
serbest den cisimlerin nispeten byk hzn tespit edi tarz ve biiminde apak
grlmektedir. Serbest den bir cismin o hzdaki hareketini lecek, dakika ve saniye
gibi alt birimlere blnm zaman lme enstrmanlar henz bulunmamlard.
Galileonun, cismi serbest de brakmak yerine, srtnmesi asgariye indirilmi yatk
bir yzeyden kaydrmas, bylelikle elindeki enstrmanlarla zaman srelerini
lebilecei yavalkta bir hareket elde etmesinin nedeni bu olmu olabilir. Bu bile,
hareket sresi ile hz belirleyecek lmlerin karlkl fonksiyonel bamllna bir
iaret saylabilir. Mesafenin ayn olmas durumunda, hz ile zaman arasndaki
bamllk ilikisi sayesinde, birini biliyorsak tekini hesaplayabilirdik.
Galileonun ampirik sorunu, aaya doru hareket eden cisimlerde zaman ile
uzunluk ilikisini verecek ampirik kantlar bulmakt. Yukarda betimlediimiz deney
dzenei, onun bu soruna verdii yantt. Bu dzenek, Galileoya, belli bir mesafe
iindeki hareketin hzn ya da zamann kendisinden ncekilere gre ok daha
kusursuz tespit edebilme imkn vermi, dolaysyla da gerek eski hipotezleri gerekse
de kendi yeni varsaymlarn kendisinden nce hi kimsenin yapamad bir tutarllk ve
kesinlikle snayabilmesini salamt. Bu yeni dzenein hazrlanmas da ona ok
zamana mal olmutu; akl yrtmenin, kafa yormann ve ampirik gzlemlerin nemli ve
belirleyici roller oynadklar bir sreti bu da. Kimbilir, yukar da anlattmz teknoloji
harikas deney dzeneini kurmadan nce, belki de nabz atlarn karlatrma birimi
olarak kulland nispeten kaba n deneyler yapmt.
Bugn bilebildiimiz kadaryla, Galileonun kulland trden bir insan yapm zaman
lm aygt, bir tr kronometre, fiziksel srelerin tespiti iin daha nce hibir
dnemde devreye sokulmamt.* Galileonun gelitirerek ve slah ederek kulland
klepshydra, yani su saati, insanlarn sosyal faaliyetlerini belirlemek amacyla
bavurduklar geleneksel bir enstrmand. Sosyal bir zaman lerdi bu. Zamann
llmesi, insan merkezci dediimiz, sosyal amal bir giriimdi. Galileonun yeniliki
zeks ve tasarm gc, bu sosyal aygtn klasik ilevini deitirmesini ve onu sosyal
alandan fiziksel alana kaydrmasn, orada doal olaylarn srelerinin belirlenmesi
amacyla kullanmasn mmkn klmt. Ve bu kaydrmayla birlikte de yeni bir zaman
kavram, fiziksel zaman kavram, eski, geleneksel, merkezinde insan bulunan ve
nispeten daha btnlkl olan zaman kavramndan ayrlp yepyeni bir yol izleyecekti.
Bu adm, doa kavramnn da buna tekabl eden dnmler geirmesiyle mmkn
olmutu. Doa artk insanlarn gznde, zerk, kendi bana buyruk mekanik olaylarn
alanna dnyor; dtan konmu bir amac bulunmayan, ama armonik bir dzeni olan
bir alan olarak anlalyordu. Yasalara, kurall lklara boyun eiyordu doa. Zaman
da bu balamda kendine zg bir nitelik ve yer ediniyordu. Uzun, ar ar yol alan bir
gelime, zaman belirleme kayglarn, Tanr ve insan merkezci, karakterinden arndrp
doa merkezci anlayn evresinde topluyordu. Galileonun deneylerine bakarken, bu
deneylerin iinde bir afa in vivo gryoruz.

*Tycho Brahein astronomi incelemelerinde daha kesin sonular elde edebilmek iin
frsat bulduka zaman leklerine bavurduunu gsteren belirtiler bulunduuna iaret
etmemiz gerekir.

24
Fiziksel zamann, sosyal zamann matrisinden kp kendi yolunda gelimesi, hi de
azmsanmayacak bir neme sahipti. nsan buluu ve rn olan zaman lerlerin
yepyeni bir ilev kazanmasyla -zaman artk gitgide daha ok srf doal olaylar ve
sreleri belirlemek iin kullanma ihtiyacyla- atba giden bir gelimeydi bu. te
zaman kavramnn olumasnda sonular bugne kadar uzanagelmi ve kemiklemi
bir gelimenin ilk admlar byle atlmt. Dnyay kavramsal dzlemde ikiye blen ve o
gnden balayarak insanlarn gerek dncelerine gerekse dillerine gittike daha ok
hkim olan ve genelce benimsenmi bir aksiyom grnmne brnd iin de
kimsenin sorgulamay aklndan geirmedii bir yarlmayd bu. Bir yanda, mutlak ve
sarslmaz yasalarn temsil ettii olay ve srelerin alan olan doa vard, te yanda
da insanlar ve onlarn sosyal dnyas; kincisi yapay, insan eseri, keyfi ve yapdan
yoksundu. Doa, kendine has yasa ve kurallarla donanm, bu haliyle insan
incelemesine ve aratrmasna sunulmu bir nesneydi; ama anlalmaz ve aklanamaz
b i r ekilde naslsa insanlarn dnyasndan ayrlm, kopmu grnyordu. Bu
yanlsamann, insanlarn, gerek akl yrtrken gerekse de gzlemleyip incelerken;
ksacas aratrp renme kaygsyla hareket ederken, kendileri ile doa arasna
mesafe koyma, doaya, birbirlerine olduundan ok daha mesafeli durma
zorunluluunun sonucu olduunu kavrayamyorlard. Cansz olay ve srelerin ilintilerini
aratrp renebilmek iin zorunlu olan mesafe koyma ve kendini bu anlamda disiplin
altna alma davran, insanlarn dncesinde yanlsamalara yol ap kendileri ile, yani
zne ile onun aratrd nesne, yani doa arasnda reel bir mesafenin bulunduu fikrini
besledi.
Galileonun ivmelenme deneylerini bu geni balamda deerlendirdiimizde ortaya
kn kolaylkla izleyebildiimiz bu dalizm, zaman kavram alannda gittike artan bu
blnme, insann dnya grnde, gitgide artan ontolojik blnmeyi de
aklamaktadr. Bu geli meye sahne olmu toplumlarda sz konusu dalizm ylesine
derin kkler salmtr ki, bu toplumlarn insanlar; olaylar, ya doal ya sosyal, ya znel
ya nesnel, dolaysyla da ya fiziksel ya da insana zg olaylar diye ayrarak grmekte
herhangi bir saknca bulamadklar gibi, bu saplantlarn da tamamen olaan bulup
aratrma ve incelemelerinde bu temelden hareket edebilmektedirler. Kavramsal
dzlemde gereklemi olan bu ayrlk genel bir geerlik kazandnda zaman da iki
farkl tipe blnmtr: Fiziksel ve sosyal zamana. Birinci dzlemde zaman
fiziksel doann bir esi gibi grnr; fizikilerin ltkleri ve arlk gibi, uzunluk gibi
deitirilemez sabitelerden biri olan zaman, bu zelliiyle, doa yasalarnn sembolik
temsilleri saylan matematiksel denklemlerde yerini alr. teki anlamda ise zaman
sosyal bir kurumlamay ifade eder; insanlarn yaantlarn, sosyal olaylar dzenleyici
etmendir; dolaysyla da saatler, onlars z edemeyecek bir toplumsal dzenin
tamamlayc paralardr.
Olup bitene, geliim sosyolojisi dzleminden bakarsak, fiziksel ve sosyal zaman
biimindeki bu blnmlk, fiziksel bilimlerin ykseli trendi ile smsk balantldr.
Fizik bilimleri bilimsel alana hkim olduklar lde fiziksel zaman da genel zamann
prototipi olarak anlalmaya baland. leride zerinde duracamz bir deer hiyerarisi
dorultusunda fiziksel bilimlerin aratrma konusu olan doa, insanlara iyi dzenin ta
kendisi olarak gelmeye balad ve belli bir anlamda, insanlarn, doaya gre daha az
dzene girmi ve rastlantlara terk edilmi gibi grnen dnyalaryla karlatrldnda,
daha gerek olduu kabul edildi. Fiziksel zaman ve sosyal zaman da bu anlay
dorultusunda deerlendirildi. Fiziksel zaman, yal tlm nicelikler olarak temsil
edilebiliyordu. Byk bir kesinlikle tespit edilebiliyor; yani llebiliyordu ve
zamansal nicelikler baka lmlerin sonularyla birlikte matematiksel
hesaplamalarn iinde yer alabiliyordu. Byle olunca da zaman teorileri kurmak artk
sadece fizikilerin ya da onlarn tercman olarak anlalan filozoflarn ii sayld. nem
ve anlam insanlarn toplumsal yaam pratiinde gitgide artmasna ramen, sosyal
zaman, teorinin konusu, ya da daha genel sylemek istersek, bilimsel incelemelerin
konusu olarak grlmekten tamamen kt; nemsenmez oldu. Olaylarn hakiki seyrini
tamamen gzard edip gereklii tersyz eden bir anlayla, sosyal zaman, yaps
salam fiziksel zamann biraz keyfi aksesuvarlarndan biri olup kt bile demek
mmkndr.
Bu durumda kavramsal dzlemdeki dalizm, zamann her iki tr arasndaki stat
ve deer farkllyla smsk ilintilenmiti diyebiliriz. Doal zaman ifadesi bile, sosyal
zamana kyasla reel, somut, hakiki bir olguyu yanstyor izlenimi verirken, sosyal
zaman ifadesi sanki toplumsal uzlamn soyut bir rnyd. Oysa glk, zamann,
bu dalizmin kavramsal emasna smamasndan kaynaklanyor. Baka birok olgu gibi
zaman da, doal ya da sosyal, objektif ya da sbjektif gibi snflandrc
kavramlara boyun emiyor; bir btn olarak bunlarn hep- sidir zaman. Zamann
grnrdeki muamma halinin srp gitmesinin nedenlerinden biri, bu kavramsal
blnmln, yani dalizmin hl srp gidiyor olmasdr. Gnmzn geli milik
basamanda doa ile toplum, dolaysyla da fiziksel zaman ile sosyal zaman
arasndaki ikilik; almaz, ebedi, ontolojik bir kopukluk olarak anlald srece de bu
bilmece hali srp gidecek, bilmece zmszln koruyacak ve fiziksel zaman ile
sosyal zamann ilikileri meselesi de aratrlmadan kalacaktr.
Zaman, sosyal bir olgu olarak ele al ndnda, toplum, kltr, sermaye, para
ya da dil adlarn verdiimiz teki sosyal olgularla ayn ilgin varolu biimini temsil
eder. Bu adlarla yollama yapt mz olgular, kabaca belirlenmi haliyle, insandan
bamsz, onlardan ayr varolduklar izlenimi veren olgulardr. Yak ndan bakldnda
ise, bu snfa giren adlarn, karlkl bamllk ilikileriyle birbirine balanm insanlarn
varln art koan olgulara iaret ettiklerini grrz. Zaman da bunlardan biridir.
Dolaysyla da nispi bir zerklik durumunu temsil eden bu olgular, insann dnda
duruyor gibi grndkleri lde, her bir insana belli bir zorlama ve bask da
uygulayabilirler. Bu yzden de, insanlar tek tek, bu trden sosyal olgular n, bireyler
olarak kendilerine baml olmadna bakarak, tamamen bamsz, balarna buyruk
olduklar yanlsamasndan kurtulamazlar. zellikle kentle mi toplumlarda saatlerin
imalat ve kullanlma tarz, kent ncesi toplumlarn maske imalatn ve kullanmn
andrmaktadr. Maskelerin insanlarca yapld bilinir; ama insand varlklar temsil
ediyormu gibi alglanp yaantya yeniden dahil edilir bunlar. Maskeler, o a larda
ruhlarn vcut bulmas saylyorlard. Saatler ise zamann cisimlemesi, vcut bulmas
olarak anlalmaktadr. Saatlerin standart kullanm bu bal a mda u anlama
gelmektedir: Saatler bize zaman gsterirler. Bizim sorumuz ise u: Saatler aslnda
bize neyi gsteriyorlar?
Zaman lerlerin asl belirleyici zelliklerini bir kez daha gz nne alrsak, bunlarn
ilevlerini de daha iyi anlayabiliriz. Daha nce de deindiim gibi, zaman len
enstrmanlar, a rl ya da uzunluu lenlerden, hareketli olma zellikleriyle
ayrlrlar. Ama bu zellik, onlar n karakteristik yanlarn tanmlamaya yetmez. Zaman
len aralarn hareketlerinin, ltkleri ey karsnda nispi bir bamszlklar
olduunu ve sz konusu olan hareketin (devresel de olsa), tek ynl (tekrarlanabilir de
olsa) tersinmez olan bir hareketi temsil ettiini yani ivmesinin hep sfr kaldn da bu
aklamaya eklememiz gerekir. Saatlerin, zaman gsterdikleri ya da kaydettikleri
anlay, yanl anlamalara aktr. Saatler (btn zaman belirleme aralar gibi) ister
insan buluu ve yapm olsun, ister olmasn, insanlarn kendi amalan dorultusunda
kullandklar mekanik hareketlerden baka bir ey deillerdir. Gnein, takm
yldzlarnn oluturduu tablolar arasndan geiinin zaman belirleme arac olarak
kullanlmasndan tutun da sarkal bir saatin akrep ve yelkovannn kadran zerinde,
rakamlar arasndaki ilerleyiine ve zaman elektrikle ileyen bir ekran zerinde veren
bir atom saatinin mikro dalga osilatrne kadar, btn zaman gstericiler,
fonksiyonlar bakmndan, bir taraftan ortak karakteristik bir yap gsterirken, dier
taraftan kendilerine zg hareketleri gsteren nesnelerdir. Hepsi, sabit bir hzla,
deiip duran pozisyonlarn oluturduklar kesintisiz sralann iinden akp giderken,
daha nce getikleri, birbirini izleyen herhangi iki pozisyon arasnda kalan mesafenin
sresel uzunluu, iki nokta arasnda kat ettikleri mesafenin sresel uzunluu, eit
mesafeli baka iki nokta arasnda da ayndr. Bu ili kiden tr de, yelkovanlarn ya da
Gnein temsil ettikleri bu trden hareketler, insanlar taraf ndan ok eitli ve deiik
amalarla kullanlabilir; rnein bu dzenli hareketler, bir nceki pozisyondan bir
sonrakine pek de dzenli ve kurall saylmayacak ve tekrarlanmas olanaksz ekilde yol
alan baka olaylardaki deiimler zinciri iindeki belli aralklar lmede bavurulan
karlatrma arac olabilir. Burada ad geen ve gemeyen zaman belirleme aralar
yardmyla, bu aralarn dnda kalan olaylarn aknn kesintisiz hareketi iinde belli
noktalar alnarak birbirini izleyen iki pozisyon arasnda kalan ve kendi bana llmesi
mmkn olmayan uzunluk sresini belirlemek mmkn olur. Bir zaman lerin
saniyeleri, saatleri, gnleri ya da onun kesintisiz hareketinin baka birim dilimleri,
birbirine eittir ve ileriye doru bir izgide birbirlerini izlerler. Bu ekilde birbirini izleme
dzeninde, geen her bir saniye, her bir dakika, saat ya da gn, artk bir daha geri
gelmemek zere geip gitmitir; tekrarlanamaz bunlar, gelirler, giderler; dnmemek
zere. Ne var ki iki pozisyon, iki nokta arasnda kalan ve sosyal dzlemde zerinde
uzlalarak adna saniye, dakika, saat, gn, ay, y l dediimiz hareket dilimi,
sonsuz hareketin belli iki noktas arasndaki sre, standartlatrlm birimler olarak hep
ayn sresel uzunlua sahiptir ve standartlatrlm ayn adl teki birimlerle rtrler.
Bir saniye, bir saat, birka gn sonraki bir saniye ile ya da saatle ayn
uzunluktadr; oysa o birka gn evvelki saniye ya da saat, bir daha geri gelmemek
zere gemitir aslnda. Tekrarlanamaz, geri dnmeyecek sekanslar olarak zaman
birimleri srekli bir hareket izgisi iinde birbirlerini izlerken, bu birimlerin ifade ettii
sreler, tekrarlanma ve sabit uzunluklar olma zellii tar. Bu zellik olmasayd, bu
sreleri birer zaman birimi olarak kullanmaya kalkamaz, onlar baka bir dzlemde
birbirini izleyen olaylarn sekanslarn, belli iki pozisyon arasndaki uzunluklarn lmek
iin kullanamazdk. Demek ki lme yapabilmemiz iin, belli bir akn iinde, ayn
mesafeleri ayn hzla alan, ileriye doru bir karlatrma hareketine ihtiyacmz vardr;
dolaysyla da insanlar, bu anlamdaki yapsal zellikleri tayan hareketleri zaman
belirlemenin arac olarak kullanmay renemedikleri ya da hatta bizzat bu ite
kullanlabilecek aralar yapamadklar srece, zaman belirlemesi yapmalar mmkn
olamamt.
nsanlar, ayr ca zaman belirleyici bir enstrmann hzn deitirip eitlendirerek,
nceki bir pozisyon ile sonraki bir pozisyon arasnda yol alan bir hareketin sresini
ksaltabilirler. Mesafe ayn olduu halde hz artrdmz lde, ayn mesafeyi alma
sresi azalacaktr. Ve e er, farkl hzlardaki hareketleri, ayn mekanik aygt iinde bir
araya getirebilirseniz, her bir birimin bir tekine gre belli bir sabit oranda, daha hzl
ya da daha yava hareket et- meini salayabilirsiniz. Sreleri yapsal birimlere
indirgeyen dilsel alkanlklarmz dorultusunda, bir gnn 24 saat, bir saatin 60
dakika ve gene bir dakikann 60 saniye olduunu sylerken tam da bu trden bir ilikiyi
ifade ediyoruz. Bu sosyal uzlamla standartlatrlm kavramlara kendini kaptrmadan
bir saatin kadrann bir sre gzlemleyen biri, ayn yerde toplanm eitli fiziksel
birimler gzlemlediini fark edecektir kolaylkla. Farkl hzla hareket eden fiziksel
btnlklerdir bunlar ve her biri ayn mesafeyi geerken, diyelim ki 1 ile 3 rakamlar
arasnda kalan ember parasn aarken, sabit oranlardaki bir hzla yol alrlar. Diyelim
ki zerinde gn gsteren bir ibre daha bulunan bir saate bakyoruz; bu durumda bu
drt ibreyi, birbiri ile ilintili drt tr zaman araln; gn, saati, dakikay ve saniyeyi
gsteren iaretler olarak anlayabiliriz; hatta bunlar drt deiik farkl hzla, sabit bir
oran olan 1:2:24:1440 oranyla dairesel hareket eden fiziksel birimler olarak da
grebiliriz.*

* Oran hesab yaplrken "gn gstergesinin gnde 1 tur att varsaylm, (.n.)

Toplumlarmzn kavramsal gelenekleri dorultusunda, saatin kadrannda hareket
eden bu birimlerin deien konumlarn, yediyi be gee, on dakika otuz-be saniye
diye okur ve yaarz. Bylelikle, olaylarn zamann belirlemeye yarayan bu birimsel
konumlar, onlar gzlemleyicinin sosyal alkanlklar dorultusunda ve bu alkanlk
araclyla, cisimden yoksun bir zamann ak iindeki uraklarn sembollerine,
yaygn bir konuma tarznn alkanlklarna boyun eerek, her trl fiziksel hareketten
ve onlar gzlemleyen, onlara bakan insandan bamsz var olan ve kendi yollarnda
giden sembollere dnrler. Zaman n oluturduu muammaya, zaman kavramnn,
sanki zamann bana buyruk, bamsz bir varl varm gibi kullanlmasna
baktmzda, toplumun geneline yaylm bir semboln, gzlemlenebilir btn
verilerden kopartlp yaltlarak insanlarn dillerinde ve dncelerinde kendine zg bir
varolu biimi elde ediine arpc bir rnek grrz. Buraya kadar syleyegeldiklerimiz,
zamann bamsz bir varlk durumunu temsil ettii izlenimini aklama bakmndan
umarz ie yaramtr. Bu izlenim, de indiimiz gibi, zaman ve ona benzer bir dizi
sosyal olgunun insan toplumundan ve btn olarak insanlktan deilse bile, tek tek
somut insanlardan nispeten bamsz oluundan ileri gelmektedir. Ayr ca ister insan
buluu ve rn olsun, ister doal olsun, zaman belirleme aralarnn kendilerine zg
bir harekete sahip olmalar da bu aklamay tamamlayan bir yandr; bunlar, sosyal
dzlemde standartlatrlm hareketlerdir ve teki hareketlerden belli bir derecede
ayrldklar gibi, ls klndklar dier doal olaylarn ve doal olmayan, sosyal
srelerdeki dilimlerin, teki deyile deiimlerin belirlenmesini salarlar.
Saatlerin gsterdikleri zamann bu iki katmanl nispi bamszln Bat
toplumlarnda gzlemlemek ok kolaydr; yani zamann, hem sosyal bir olgu ve hem de
fiziksel bir hareketin bir zellii olmasndan gelen iki katmanln kastediyorum. Tpk
bir dilin, belli bir topluluun ortak dili olmas halinde ve yle olduu srece dil olarak
ilevini gerekletirebilmesi ve herkes kendi zel dilini kullanmaya kalktnda ie
yaramaz hale gelmesi gibi, saatlerin ilevlerini yerine getirebilmesinin n koulu,
hareketli ibrelerin (ya da ayn ii gren mekanizmalarn) deiip duran konumlarnn,
dier deyile, bu deiimlerle gsterilen zamann, belli bir insan topluluu iin ayn ve
ortak olmasdr. Ayr ca zamann bu zellii, onun tek tek insanlar zerindeki
basksnn ve zorlayc gcnn kaynaklarndan birini oluturur. Tek ki i, kendi davran
ve faaliyetlerini ait olduu sosyal bein yerleik zaman kavrayna uyumlamak
zorundadr ve karmak toplumlarda insanlarn faaliyet ve davranlarnn karlkl
bamll artp onlar birbirine ilintileyen zincirleri uzayp griftletike saatlerin krall
hkmn artrmaktadr.
25
Birok baka sosyal faaliyet gibi, zaman belirleme anlamndaki faaliyetler de, bugnk
durumuna, belli sosyal taleplerin artmas ile ortaya kan toplumsal bir etkileim
srecinden geerek ulamtr. Bu ihtiya ve taleplerin ba nda da insanlar koordine ve
senkronize etme, teki deyile kendi faaliyetlerinin oluturduu art ardalklar, gerek
birbirleriyle gerekse gene doa olaylarnn akndaki art ardalklarla karlkl bir uyum
iine sokmak gelir. Byle bir sosyal ihtiyac n btn toplumlarda duyulmas hi de sz
konusu deildir. nsanlarn bir araya gelerek oluturduklar toplum ne kadar byk,
insan says bakmndan ne kadar zengin, fonksiyon ve faaliyetler ne kadar farkllam,
uzmanlam ve karmaklamsa, bu ihtiya da o lde artm demektir. Avc larn,
obanlarn ve kyllerin oluturduklar ilkel topluluklarda, olaylar aktif mdahalelerde
bulunarak zaman ile ilintilendirmek ya da onlar tarihlemek ihtiyac yok denecek
kadar azd; byk, kentlemi devlet toplumlarnda, zellikle de sosyal ilevleri,
uzmanlamalar bakmndan ok ilerlemi toplumlarda, bu ilevleri yerine getirenleri
birbirlerine balayan balarn hem uzun hem de alabildiine eitlenmi olduu ve
gnlk almann yknn byk lde insan rn enerjilere ve makinelere
devredildii durumlarda, zaman belirlemeye duyulan sosyal ihtiya da ok byk lde
artar; bu ihtiyala birlikte zaman belirleyecek aralarn, ortak sosyal zaman gsterecek
mekanik iaretlerin vazgeilmez gereklilikler arasna girmesi, bu dorultuda da, bu
toplumlardaki insanlarn belli, ortak bir zaman duygusuna sahip olmalar kanlmazdr.
Makine kullanmnn yaygn olduu toplumlarda, kendileri kol, duvar vb. saatleriyle
donanm ve atalar, avc, oban ya da ifti olarak kk bekler halinde bu tr
aygtlardan yoksun yaam olan insanlar, geli mi ve karmaklam bu toplumlarn
yeleri ve onlarn bu tr meselelerde szcln yapan saygn filozoflar, zaman
sorunlarn tartp deerlendirirken ortaya koyduklar yaklamlaryla, zaman
kavramnn ve deneyiminin oldum olas, btn topluluklarn ve toplumlarn insanlarnda
bugnk gibi var olmu ve yaanm olduu varsaymn hi tartmadan benimsemekte
ve kendi zaman kavramlar ve zaman yaay biimleri ile o eski topluluklarn
insanlarnn kavray ve yaay biimleri arasnda hibir farkllk bulunmadn
dnerek naif bir benmerkezcilik sergilemekteler. Bu anlamda, filozoflar, kendi
toplumlarnn dnce ve duygu standartlarn gz nnde bulundurmaktan baka bir
ey yapmamaktadrlar. Bu filozoflar da, ocukluklar nda kendilerinden yal insanlardan
rendikleri ve iinde yaadklar toplumda herkesin her gn rutin ekilde kulland
zaman kavramn benimsemi grnmektedirler. Ne var ki, zaman yaamann nasl
olup da insanlar zerinde bylesine bir hkimiyet kurduunu sormamaktadrlar. Zaman
kavramn ve zamann kurumlamasn bir armaan gibi; toplumda kullanlan
sembollerden olumu bir ortak ereve, kararlar alma ve iletiim kurma arac, bir
klavuz olarak karlamakta, ama onu sorgulamaya, aklamaya; bu kavramn ve
kurumlamann doup olumasnda, insanlarn yaama tarzlarnn ve deneyimlerinin
hangi dnmlerinin srayla bu srelere karm olduunu sormaya
yanamamaktadrlar. Felsefenin perspektifinden bak ldnda, zaman kavram, mekn
kavram ile birletirilmi olarak kendi bana var olan bir kavram grnm
sunmaktadr. Dolay syla da, tpk mekn gibi, kendi bana, ylece duran bir eydir
zaman: Yal tlm, apayr bir szck, belki de tecrit edici bir tanmla desteklenip
salamlatrlarak, ayr, tecrit edilmi bir var oluu gstermektedir. Onun pe inden
gitmek de artk dnrlerin grevidir bu durumda.
Yzyllar boyunca yanl yolda, yanl iz zerinden gidilerek kovalanm bir avd
zaman; olmayan bir ey yakalanmaya allmt: Dnmlere uramayan, btn
insanlara ayn tarzda verilmi ve onlarn da ayn tarz ve duygularla yaad bir olgu.
Dnrler sorunlarn zaman denen bu nesnenin zerine her yneltilerinde, kendi
kazdklar kuyulara dp durdular: Her seferinde, zaman konusunda birbiriyle
badamayan ve ikisi de ayn lde nazari ve deney tesi olan, yani dorulanmas
mmkn olmayan iki temel varsaymla kar karya kaldlar. Bir yanda, zamann
insanlara, btn teki fiziksel nesneler gibi, ebedi doa dzeninin bir paras olarak
verilmi olduunu ileri srenler (Newton da byle dnenler arasndayd); te yanda,
zamann, insan bi- lininin evrensel, genel geerli bir yapsna tekabl ettiini, yani
bu evrensel bilincin belli bir biimi olduunu varsayanlar yer alyordu. kinci
kamptakilere gre, insanlar, olup bitenleri zaman iinde geen olaylar olarak
yaarlarken ve sentezlerken (soyutlarken) bunu herhangi toplumsal bir renme
srecine gerek duymadan ve her trl (tarihsel) deneyimden nce, her yerde ve her
zaman ayn tarzda gerekletirebiliyorlard. Bu varsayma gre zaman, olaylar bir
dzen iine sokmann bir yolu ve biimi olarak (mekn kategorisiyle birlikte veya tek
bana) insanlarn iine doutan yerletirilmi akl yeteneinin bir parasdr; insan
bilincinin ya da insann varoluunun deimeyen, sabit bir zelliidir.
Birbirine zt zaman anlaylarnn ikisi de, klasik Avrupa felsefesinin, bilgilerinin
edinilmesi konusundaki temel tezleri ve varsaymlaryla rtmektedir. En az ndan
Descartestan gnmze, filozoflarn, deiik btn bilgi kuramsal grlerinde ortak
bir payda olarak beliren ve zamann karakteri konusundaki iki zt anlayn temelinde
yer alan varsaym da ylece sorgulanmadan benimsenmitir. Filozoflarn, cevap bulmak
zorunda olduklar ortak sorun, insanlarn iindeki bilginin -ounlukla d dnya diye
de tanmlanan insann dndaki nesneyle ne lde rtt, bilginin nesneye
uygunluu sorunudur. Bilgi teorisinin bilgi sorununu bu ekilde kuruu, bilgilerin
topland anak gibi anlalan tek insan ile onun dndaki btn bir dnya arasndaki,
grnrdeki rktc uurumun yaratt bu kbus grnts, felsefi tartmalara
yzyllar boyunca tahakkm etmitir. Artk bundan kurtulmann vakti gelmitir.
Bir i dnya ile bir d dnya arasnda var olduu dnlen byle bir szde
meknsal uurum, hem bireysel hem de kolektif fantezinin bir rndr. Belli zel bir
yaantnn, kavramlar araclyla nesneletirilmesini sembolik dzlemde temsil eder bu
varsaym. alma sreci iinde bilimsel sorunlar (ya da karmaklam, gelimi
toplumlarda karlatmz trden bilimsel sorunlar) zmek zorunda kalan insanlar,
kendileri ile bu sorunlar arasna duygusal bir uzaklk koyuyor, sorunlar zerinde
dnmek iin fazlasyla bekliyorlar; hemen eyleme geme itkisi ve heyecanna
kendilerini kaptrmyorlar; bu yzden de nesneler zerinde dnp kafa yorarken,
nesne ile kendi aralarna bu anlamda mesafe koymadan edemiyorlar. Bilimsel bilgilerin
karakteristik zelliklerinin ne olduu konusunda kafa yoran filozoflar da, farknda
olmadan bir bilimadamnn bavurduu mesafe koyma ediminin bizzat kendisini
nesneletiriyorlar. Bilimadamnn bu tavr ve tutumunun sonucu olarak filozoflar da,
kendileri farkna bile varmakszn, ortalkta gerek, somut bir mesafe varm sans
yaratabiliyor; zne ile, bilmeye alan znenin o ana kadar zmeye alt ve
halledilmemi bir sorun olarak grnen ey arasnda yani zne ile nesne arasnda,
somut bir mesafenin varlna hkmediliyor. Bu mesafe ya ants (alglamas), filozofun
dncesinde, zne ile nesne, i dnya ile d dnya arasndaki grnmez
uuruma dnyor. Filozoflar, insan yap m (bilgi) sembollerin(in) bir sorunun zm
srecindeki ilevlerini betimlerken, kendi bavurduklar meknsal metaforlarn
kendilerini yanl yola sevk etmesi sonucunda, zmek istedikleri sorunlara (nesneye)
meknda (kendi dlarnda) bamsz bir konum atfediyorlar. Btnlk iindeki bir
bilgi edinme sreci esas alndnda, insan ile doann ya da insan ile insann iki
ayrlmaz, birbirini btnleyen iki ilevine karlk gelen zne ve nesne kavramlar,
filozoflarn konuma tarzlar iinde, almaz bir meknsal uurum ile birbirinden ayr
duran iki bamsz varolu olarak grnrler. Felsefenin dilinde dnya d , bilgi ise
itir. Oysa bilmek t pk konumak gibi, tecrit edilmi, tek tek insanlarn marifeti
olmayp birbiriyle iletiim halindeki insanlar art koar. Sosyal bir olgu olan dil ile
bireysel dilin ilikileri zerinde dnmek istediimizde, ya da kolektif kavramlar ile
bunlarn tek tek kiilerce kullanl arasndaki iliki zerinde dnmek istediimizde,
bunu d dnya kavramndan daha iyi gsterecek bir rnek bulmak zordur. Nesne
(d dnya), belli bir dnemdeki sosyal bilgi daarcnn bir fonksiyonudur.
Bilgi sorunlarnda filozoflarn dayandklar ortak paradigma zerindeki btn geleneksel
zmler de iki kutup arasndaki parametre zerinde hareket eder: Ya d nesneler
grntlerini (imgelerini) insanlara yanstr; bilgi de, bu yansmln rn ya da
sonucudur ya da insanlar kendi i entelektel yaplarnn deimez anlaklarnn,
tinlerinin, bilinlerinin, varl klarnn (ya da artk her neyse) onun insana zg
yaan biimlerini, gene iteki mutlak kategoriler ya da yasalar uyarnca d dnyann
nesnelerine ve srelerine yanstrlar. Bu seeneklerden birincisi naif pozitivizme
yaklarken, kincisi nominalizme ya da solipsizme varr. Nominalizm ve solipsizm
yandalar iin dnya (gereklik) ilkece bilinemez, bilgisi edinilemez bir eydir; nk
d dnyaya ynelik btn deneyimler, oradan edindi imiz her yaant deneyimi,
insann doutan getirdii, her eyin ncesinde biimlenmi, spesifik yasalarn ve
kategorilerin, bilinci veya o trden bir eyi dzene soktuu deneyimlerdir; dolaysyla
da, dtaki nesnel dnya ilkece bilinemez. nsann bu her eyin ncesinde biimlenmi
zellikleri, evrensel, genel geerli, btn insanlarda ayn olan ortak zelliklerdir; bu
anlay, fenomenolojik tezlerin tam karsnda yer alr. nk fenomenolojik varsay ma
gre, teki insanlar, o tek insann deneyim nesnesi olarak en az btn o d nesneler
kadar dtadr, byle olunca da btn insanlar kapsama ve insanlk iin geerli olma
iddias tayan her trl genel tespit -insana ilikin tespit- imknsz hale gelir. Bilgisi
edinilemeyen, bilinemez bir dnyada her insan bir bana, yalnz varolmaktadr. Gerek
bu grn gerekse bu grn tam kar kutbunda yer alr grnen anlaylarn,
insann ve insan hakkndaki doru ve hakiki bilginin karakterini aklayan biricik doru
anlayn kendileri olduklar iddiasn tadklarn anmsatmaya bile gerek yok. Bu
ncllere ve kabullere dayanarak yazlm bir sr kitap, insan hayatnn trajikomik bir
savurganl ve boa harcanmlnn kantlar olarak insanln yolu zerinde saa sola
salm durmaktadrlar. Madem ki dnya bilinemez; bu anlay savunan yazarlar,
dnrler niin hl, ounlukla da byk bir srarla stne basa basa, bize bu
anlay tantmaya urayorlar. Mtevaz suskunluklar daha uygun dmez mi bu
durumda?

Doa hakkndaki aklamalarnda, bu anlayn kar kutbundaki felsefi
grler de ayn dnce emasn paylamaktadrlar. Tayfn bir yannda,
zamann, nesnelerin bir karakteristik zellii olduu anlay yer alrken,
te yannda, bilgi edinen znelere zg yaplarn rn olduu gr
durur. nk bu bir- biriyle elien ularn savunucularnn ortak anlayna
gre, gerek zaman kavram gerekse bu kavrama bal zaman deneyimi
evrenseldir ve insanlarn genel bilgi dzeylerinin gelimilik basamandan,
daha genel bir deyile, onlarn yaama tarzlarndan tamamen bamsz
ekilde, her insan tarafndan paylalmaktadr. Filozoflar oldum olas baka
toplumlar hakknda kendi toplumlarna kyasla ok snrl bilgilere sahip
olmulardr; bu yzden de tasarlama ve dnme kapasiteleri hep iinde
yaadklar toplumla snrl kalmtr. Zaman balamnda olaylar
deerlendirir ve kavrarken yaptklar sentezler; ister istemez, btn insanlar
iin balayc grnmtr onlara. Bilgi daarcklar kendilerinkine gre daha
kk ve yaama alanlar snrl insanlarn kavramsal sentezlerinin hem tarz
ve biiminin hem de kapsamnn kendilerinkinden farkl olmas gerektiini
dnmemilerdir.

26
Bunlara bal olarak da felsefe, zaman sorununda tek yanl ve bir- birleriyle
badamayan deerlendirmelere sahne olmutur. Tek yanl dr; nk filozoflar,
insanlarn her zaman ve her yerde olaylar ayn zaman kavramna dayandrdklar
dncesinden bir trl kurtulamamtr. Canl , dedi imizde, bu kavram sadece
insan rnei zerinden gelitirmeye kalkmzda nasl bir tek yanlla dersek,
burada da ayn tutum sz konusudur. te yandan filozoflar n zaman kavram ya da
zaman kavraylar, meselenin kendisine yabanc ve aykr deerlendirmelere maruz
kalmtr; nk bilgi alanndaki abalarna denk decek ekilde, zaman, alarn
tesindeki bir evrensel olgu olarak bir bana belirlenmeye allmaktadr. Bu abalar,
hedefleri bakmndan kabul ve itiraf etmi olmasalar bile, tanrbilimden devraldklar
dee r emasn yanstr; stelik bu emann tanrbilim alanndaki kullanm, bilgi
alanndan farkl olarak bir anlam tayabilmektedir. Filozoflar ise, zaman,
deiimlerin gzlemlenebilir sralannn tesinde, kendi bana bir verilmilik olarak
bizzat zamann aknn dnda, insann ve doann mutlak, deimeyen, ebedi bir
karakteristik zellii olarak yakalamaya alrlar. Hegel ve Comte gibi, ok az istisna
bir yana braklacak olursa, filozoflar genelde, gzlemlenebilir somut sreleri, nemsiz
sayp bunlar mutlak, deimez bir ze indirgeme yanlgsndan kendilerini
kurtaramamlardr. Zaman kavram, birok baka zelliinin yan sra tekrarlanamaz
srelerle ilintilidir. Seksen ya ndaki bir insan bir daha hi krk yanda olmayacaktr.
Ve 1982 yl bir daha gelmeyecektir. Ama filozoflar n byk bir ounluu, btn
deiimlerin gerisindeki mutlak, deimeden kalan bir z arayp durmaktan
vazgememilerdir; rnein insann hep ayn kalan bir zaman ve mekn bilincinin ya da
doann ve akln ebedi, deimez yasalarnn peine dmlerdir.
Sreci yapya indirgeyen bir inceleme yntemi olarak bilimsel yntem bile, Galileo
iin hl byk lde arasal zellik tayordu; amaca giden yolda arat bu bilimsel
yntem. Den cisimlerin gzlemlenebilir dzenlilii, dmenin yasaya uygunluu,
Galileo iin hibir zaman pratik grevlerin zmnde deerlendirilebilecek bir yasa
olma zelliini btnyle kaybetmemiti. O zamanlar zaten henz dme yasas
adyla kutsanm da deildi Galileonun tespit ettii dzenlilikler. Ne var ki, ba langta
yalnzca zel uzmanlk ii olan, snrl grevlerin zmnde uygulanan yntem,
zamanla gelitirildi. En bata gk cisimlerinin dzenli hareket yasalarnn belirlenmesi
amacyla kullanld. Bir yandan Galileo yasalarn pratie gittike daha ok uygulayan
uzmanlarn, onu ve yntemini kavrayp anlaylar, bir yandan da filozoflarn bu bilimsel
ynteme getirdikleri yorum ve aklamalar, onu, ebedi geerli ve biricik ara trma
yntemi haline sokarken; bu yntemin duruma gre, ya insanlarn doutan
beraberlerinde getirdikleri a priori rasyonellikten ya da nesnelerin doasndan
tretilebilir bir yntem olarak anlalmasna yol at. Balangta sadece belli bir
amacn arac olan bu yntem, giderek deimez, mutlak kuralllklarn kefi aracna
dnt; sistematik lmlere dayanan ve matematiksel mutlakln sembolleri olan
doann, sonra da mantn yasalaryla, hatta salt matematiksel i lemlerin
sonularyla temsil edilebilen kuralllklarn kefi olarak anlalp, bir sre iin belli bir
fiziksel ve felsefi gelenein merulatrc en yce deeri, hatta bilimsel aratrmalarn
en fazla prestij vaat eden alma biimi olarak grld.
Zamansal dzlemde gerekleen btn deiimlerin en gerisinde yer alan ebediyen
deimez bir eyin kefi, bu yollardan evrenselleip ritelleerek, insann bilgiyi
arayna verilmi en byk armaan olma zelliini kazanp korudu; sadece fizik
alannda deil, baka birok bilim ve inceleme alanndaki prestijiyle orantl olarak,
insanlara yer yer, belli bir noktaya kadar daha ncekine gre ok daha iyi bir k lavuz,
karar verme ve denetleme arac sunduu iin, yer yer de kkenleri, bambaka
amalarla ilintili geleneksel dee r emalaryla uyum iinde olduu iin, insanlar
arasnda da byk bir sayg grd. Ebedi, deimez yasalarn kefine ynelik abalar,
dorudan bilme isteiyle, bilgi edinmek iin yaplan bir aramann sonucu deildi;
tersine, olgulara alabildiine aykr bir eyi gzlemlenebilir btn verilerin ve olgularn
dur durak tanmayan dnm seli iinde, kesintisiz, kendisiyle hep ayn kalan, kalc
bir eyler; geici hayatlarnn gerisinde geici olmayan ve zamandan etkilenmeyen bir
ey bulma zleminden g alan bir aramann rnyd. Geici olmama zelliinin,
kalcln ve ebediliin zihinlerimizdeki sembollerine atfedilen o byk deer ve nem,
giderek insanlarn dncelerinde basknlaarak, ok katmanl bir l deeri, deimez
bir mutlaklk haline gelerek, deiimlerin belli bir sralann temsil eden ifadenin
sembolik mahiyette olduunun ve bilginin somut, nesneyle ilintili, arasal nitelikte
olduunun stn rtt.

27
Kendi kendine ivmelenen bir (somut) hareketin Galileo tarafndan, mutlak, deimez
ivme (hz) sabitesiyle sembolik biimde ifade edilmesi, teki deyile, belli bir
deiimler dizisinin (dme olaynn) sabit, deimez bir matematiksel forml ile
gsterilmesi imkn, deindiimiz gibi, aslnda sreci indirgeyici bu yntemin arasal,
pratik ilevinden ok daha nemli grlmt. O gn bu gn, aradan geen zaman
iinde, yasann rutinlemesi ve felsefi retilerin yasa kavramn kendi retileri iine
alma ynndeki bitmeyen abalarnn sonucunda yasa kavramnn kekreliini
duyumsamak iyice gleti ve insanlarn da birer parasn oluturduklar, grnen
somut dnyann devaml dnmlerinin arkasndaki grnmeyen, deimez dzenin
simgesi olarak kullanlan metaforik anlam doallat.
Somut bir sreci bu ekilde indirgeme, deiimlerin pe peeliini; deimez, mutlak
yasalar ya da yasa benzeri soyutlamalar, salt arasal bilgi edinme yolu olarak
kullanmann ve bunu semboller araclyla temsil etme alkanlnn, somut srelere
uygun olup olmad saptanabilir; nk, bizzat bu temsil aralarnn ve yollarnn
kendileri de deiebilme potansiyeli tadklar gibi, daha baka uygun aratrma ve
inceleme aygtlar da bunlarn yerlerini rahatlkla alabilir. Bilimsel prati in gelimesi,
daha imdiden birok alanda deimez yasalarn ve yasa benzeri bilgi aralarnn
ilevlerinin dnmlere uramasna yol at; yasalarn ya da benzer aralarn
kullanl bugn eskiye gre olduka snrlanm, zihinsel ileyi asndan aratrmann
en nihai ve yksek amac olma anlamndaki itibar ve statleri de Newton dnemine
gre olduka sarslmtr. Birok bilimde ve fizi in birok dalnda, yasa modellerinden
ok sre modelleri ne kt; zamann ak iindeki uzun deiim dizileri, rnein
kozmik ya da biyolojik evrim ya da sosyal gelime alan gibi uzun erimli deiim,
dnm sreleri genel yasalardan daha nemli hale geldi. Bu sre modellerinin,
bilimsel teorilerin odanda yer alarak bilgiye ne gibi katklarda bulunaca, bunlarn
bilgi ilevinin ne olaca konusunda henz bulanklk hkm srmektedir. Evrim modeli,
sosyal gelime modeli gibi yapsal-sistemsel modellerin gerek yasalarn gerekse de
yasa merkezli teorilerin yerine getirdikleri grevleri, karladklar beklentileri ayn
lde karlayamadklar anlalmaktadr. nk somut sreler, bilgi edinme
abalarn, geici, deien dnyann gerisindeki geici olmayan mutlak bir eye
yneltmemekte; byle olunca da, bilimin, btn dnmleri a- knlatrarak, zaman
d ve geicilik zellii bulunmayan bir ey kefetme umudunu da boa
karmaktadrlar. Bu sre modelleri, bilimsel abalar , mutlak yasalar aramaya deil
de dnmlerin ierdikleri yaplara ve kurallara, dnmn, zamann ak iindeki
dzenlerine yneltmektedirler. Byle olunca da, bilgi edinme abalar nn, bilim d,
yar dinsel ilevi de ortadan kalkm; doa yasas, doa dzeni, akl n yasalar gibi
kavramlara tadklar bilgi deerini ok ok aan sosyal bir stat kazandrm olan ve
kazandrmaya devam eden bilim d, yar dinsel ilevler de gerilemeye yz tutmutur.
Btn dnmlerin ve deiimlerin arkasnda deimeden kalan, ebedi ve srekli bir
ey kefetmeye ynelik abalarn, insanlar iin bylesine nem ve deer kazanm
olmas yle sanyorum ki, insann korkusuyla, onun kendi geiciliinden, lmden
duyduu korkuyla aklanabilir. Bir zamanlar bu korku, ebedi tanr lara duyulan inanla
almt; ardndan insanlar yeniden, doann kalc dzeninin temsilcileri olarak ebedi
doa yasalarnn varlna inanp geicilie ve lm korkusuna kar donanmaya
altlar. Kantn yaptnn tannm bir yerinde zerimizdeki yldzl gkten ve iimizdeki
ebedi ahlki yasadan sz ediindeki o dikkat ekici duygu ve scaklk, yzeyden
bakldnda, bilimsel ya da felsefi dncenin katksz rasyonel rnleri olarak
grnen anlay ve dncelerin, duygusal, manevi anlam ve nemini gsteren bir
rnektir. Bir ba ka rnek bilimsellik iddias tayabilecek ebedi yasalarn ya da yasa
benzeri, zaman tesi ilintilerin kefedilmesine ynelik sabr ve inatlarn, aratrmalarn
en byk hedefi olarak ilan edilmeleri ya da bunlara kimi biimsel mantk filozoflarnn
ya da matematikilerin atfettikleri o yksek bilgi deeridir.
G.H. Hardyin tannm kitab A Mathematicans Apology burada evresinde
dolandmz noktay biraz daha netletirebilir.* Hardy, o kitapta ok anla lr bir tespit
yapyor: En asil hrs, kalc deeri olan bir eyler brakmaktr. Ama Hardy bu
saptamann ardndan, matematii verek, onun bu hrs tatmin etme bakmndan teki
birok alana gre ok daha elverili olduunu sylyor: Eski Yunan matemati i
kalcdr. Yunan edebiyat ndan daha kalcdr... Aiskhylos unutulduunda da Arimet
hl belleklerde yaayacaktr... Ki i matematiksel n elde edebilirse, bu en reel ve en
gvenli yatrmlardan biridir. Hardy bu balamda Bertrand Rus- seln, gerekten de
unutulmamas gereken bir ryasn aktarr:
Bertrand Russeln bana korkun bir ryasn anlatn hatrlyorum. Milattan
sonra 2100 ylnda niversite kitaplnn en st salonunda duruyormu.
Kitaplkta grevli bir yardmc elinde koskoca bir p torbasyla raflar dolayor,
kitaplardan birini alp birini brakyor, ilerine yle bir gz atp ya tekrar rafa
geri koyuyor ya da torbasna atyormu. Byle byle gelip ciltlik bir kitabn
nnde durmu ve Russel bu kitaplarn kendi Principia Mathematica'snn kalm
son rnekleri olduunu fark etmi. Kitaplk yardmcs kitaplardan birini eline
alm, sayfalarn biraz kartrm, bir an iin kitabn iindeki tuhaf
sembollerden kafas karm bir halde kitab elinde torbaya atsn m, atmasn
m, kararsz tartp durmu...

* G.H. Hardy, A Mathematicans Apology, Cambridge 1948, s. 21.

28
nsanlar, s rf mrlerinin snrll dncesinden kamak, lecekleri gereini rtbas
etmek iin nelere inanmaya hazr deiller ki. Matematiin bizim toplumlarmzda sahip
olduu st dzeydeki itibar da, teki nedenlerin yan sra bir sembolik ara
oluturmas ve insann bu ara adna -tpk Hardynin yapt gibi- lm aan bir
ebedilik sunma iddiasnda bulunabilmesi de nemli bir etkendir.
Bu iddia biraz daha mtevaz olsayd Hardyye hak verebilirdik. Elbette gelecek
kuaklarda da insanlar iin anlam ve nemi olan, ie yarayabilen bir eyler ortaya
koyabilmek insan iin ok ey ifade edebilir; Gelgelelim Hardy, insan rn olan
semboller ve bu sembollerin i dzenine ynelik olarak salt matematik uzmanlarnn
(dolaysyla da kendinin) uralarna ar bir baar ans tanmaktan kurtulamamtr.
lmszl nemseyen kii, diyor Hardy, glerini seferber etmek ve bu anlamda
bir yatrm gerekletirmek iin matematikten daha iyi bir alan bulamaz. Ve Aiskhylos
gibi bir ozann adnn oktan unutulup gittiinde Arimet gibi bir matematikinin adnn
hl insanlarn belleinde kalacan syleyecek kadar ii ileri gtryor. Ba ka bir
deyile, Hardy, kendi benimsedi i deerler hiyerarisinin -matematiin ebedi
dorularnn sanatn, dayanksz yaptlarna gre ok daha yksek bir dzlemde yer
aldklar bir hiyerarinin- kendisinin iinde yaad topluma zg ve geici yanlarnn
bulunma ihtimalini hi aklna getirmeden, gelecein kuaklarnca da aynen korunup
paylalmak zorunda olduunu ileri sryor.
Bu trden dnceler, hi kukusuz, insanlarn, kendi geiciliklerini rtbas edip onlara
bu geicilik dncesini unutturan bir eyler arama biimindeki doyumsuz arzularn
tatmin etmektedir. Gelgelelim matemati e kalclk statsn tanyan bu hiyerari,
olduka sallantl grnmektedir. Gnmzdeki bilgi dzeyinin ierdi i bir boluk, bu
sallanty iyice rtmektedir. Nas l ki bugne kadar zaman konusunda, genelce
benimsenebilecek, snanabilecek ve gelitirilmeye msait bir teori henz ortalkta
grnmyorsa, matematik alannda da, zerinde uzlalabilecek byle bir teoriden eser
yoktur henz; altn bir kez daha izmek gerekirse, karmzda bir bilim teorisi alan
bulunmaktadr ve matematik de son tahlilde insanlar tarafndan bulunup gelitirilmi,
dolaysyla sosyal ile ilintili bir alan temsil etmektedir; dolaysyla da eksiimiz,
bilimsel-sosyolojik bir matematik teorisi, yani teki zelliklerinin yan sra insanlar
asndan yerine getirdii ilevleri, fiziksel sorunlarn zmne katklar ve bu alandaki
kullanll ve nihayet doa fenomenlerinin ilintilerini aklamaya elverililii asndan
matematii deerlendiren bir teoridir.
Burada, imdilik, bu trden bilgi eksikliklerine yle bir deinip gemek ve iaret
edilen boluklarn doldurulmas iin atlmas gereken admlarn ynne ilikin birka sz
etmek yeterlidir. Bu boluklarn giderilmesi iin bir sosyal semboller teorisine ihtiya
vardr. Be boyutlu gereklie deinirken semboller konusunda sosyal uzlama dayal
bir teorinin eksikliinden sz etmit i m . nsanlar zaman ve mekn iine
yerletirilmilerdir ve bu drt boyutlu alan iinde, yerleri ve tarihleri belirlenebilir.
Ancak yeterli deildir bu; beinci boyut, onlarn yaadklar, yapp ettikleri her eyi, bu
sembolik evrende hareket ettikleri ve birlikte yaadklar insanlarla kurduklar ilikileri
belirler. Bu boyutun besbelli bir temsilcisi dildir; yani insanlar n bulup gerekletirdikleri
ve toplumdan topluma deiik olabilen, gerek insanlarn kendi aralarndaki iletiime,
gerekse ynlerini belirleyen kararlar alabilmelerine hizmet eden, kapsaml, karmak
sembollerin oluturduu bir sistemdir. Ama ayn zamanda sembollerin ierikleri,
kavramlar ya da iletiim iindeki anlam dedii mi z ey, yani iletilmek istenen
dnce, yani insanlarn birbirleri ile ilikilerinde bilinlerinden szlp geen ve
biime kavuan her ey beinci boyuta girerler; elbette, mekn ve zaman
kavramlarnn gnmzdeki anlam ve ilevleri de bu boyutun iinde yer alr. nsanlarn
bulup gelitirdikleri, zaman, mekn gibi btn teki semboller de, kendiliklerinden var
olan, ebedi, deimez semboller olmayp, hep hareket halinde, akp giden, deien;
neyseler, dne dne o noktaya gelmi ve dnmeye devam eden sembollerdir;
bu dnm, ya gittike gereklikle daha ok rtme, dolaysyla nesneye uygunluk
ynnde ya da insan duygularnn, heyecanlarnn ve hayallerinin ifadesi olma ynnde
gerekleebilir, bazen geli en, kapsam byyen bazen de bzlp kapsam daralan bir
sentez ortaya kabilir.
29
Gnmzde zaman olarak kavradmz eyin kapsam ve erevesi, baka deyile,
zamanla ilintili olarak insan faaliyetlerinin ve dncelerinin, deien dzeylerde
standartlamas ynndeki gelime, durmadan yaygnlaan bir sentez olma nitelii
bakmndan genelde sembollerin gelimesine de gzel bir rnektir. Toplumsal
gelimenin balangtaki basamaklarndan birinde, insanlarn, zaman belirlemek
isterken bavurduu dmz hissettiimizde trnden bir bildirim o sosyal
gelime basama iin karakteristiktir. Geli menin belki biraz daha ileri bir
basamanda, bu kadar kiisel bir tespit ifade etmeyen k sembol kullanlmaya
balanmtr. Bugnse btn dnyada, k n hangi ayda baladn gsteren takvim
kullanlyor; stelik k aylarnn olduka scak getii blgelerde de insanlar bu takvimi
kullanyorlar.
Gemiteki btn toplumsal gelime evrelerinde, insanlarn bugn bizim zaman
belirleme dedii mi z eyi gerekli bulup ayn yoldan gitmeye kalkm olmalar sz
konusu olamaz. Ama benzer faaliyetlerin izlerini gemite aramaya kalktmzda, o
alarn insanlarnn grlebilir ya da hissedilebilir zgl bir d olgu ile kendi aralarnda
olduka kiisel ilikiler kurmu olduklarn anlyoruz. rnein bizim Gne ya da
Yeniay dedi imiz, gk cisimleriyle ilgili olaylar, onlar, belli bir eyi yapma ya da
yapmama dorultusunda bir uyar olarak yorumlayabilmilerdir. Oysa bizim iin
zaman kavramnn zellikleri arasnda, bu kavramn alabildiine geni kapsaml bir
sentez, yani ok st dzeyde bir soyutlama sembol olmaktan da teye, ilikiler
kurmaya yarayan bir sembol olma zellii de bulunmaktadr; ama bu ilikiler,
gemiteki ilkel toplumlarda olduu gibi, belli olgular ile rnein Yeniayn douu ile
kiisel kararlar ve davranlar arasnda ba kurma anlamndaki ilikiler deildir. Bu
adan bakldnda zaman kavram matematikilerin kullandklar sembollerle ayn tre
girer. Zaman sembol, kat ksz bir iliki semboldr. Zaman n kendisi geri ok zel
trden ilikiler kurdurmaya elverili bir semboldr; rnein iki olayn birbiri ardndan
geliiyle ortaya kan pozisyonlar birbiriyle ilintiler, ama bu ilintilemede birbirleriyle
ilikilendirilen olaylar, birbirlerinin yerini alabilirler. ki saat sren bir konser ile iki saat
sren bir alma, zaman zerinden bir iliki kurar; ilikinin aynl (her iki olayn da
rnein iki saat srmesi) olaylarn farkl olmasndan etkilenmez.
nsanlar soyut ilikiler kurmalarn salayacak semboller oluturup gelitirinceye ve
bunlar gerekli grnceye kadar arkalarnda upuzun bir gemi braktlar. Gelgelelim, bu
trden sembollerin oluturulmas, ok geni kapsaml sentezleri, bildik dille syleyecek
olursak, ok yksek bir soyutlama dzeyini art komakla birlikte, bu konuda
sylenecek asl ey, iin z alabildiine basittir.
ki ift elmay yan yana koyarsak, drt elma elde ederiz. Toplumsal geli mede,
insanlarn drt elma ya da drt inek anlamnda sembollere sahip olduklar, yani
ancak belli nesnelere gnderme yapmayan, dolaysyla pek ok farkl nesneye
uygulanabilen drt, be, alt gibi sembollere sahip olmadklar dnemler
bulunmaktadr . te bu noktada, matematiin birbirinden o kadar farkl nesneler
alanna uygulanabilmesinin srr aralanmaktadr. Btn nesne alanlar nda o alanlara
zg, spesifik ilikiler egemendir. Ama lmeler yardmyla, bu ilikiler, matemati in
salt iliki sembolleriyle temsil edilebilir. Maddi ta ycsndan arnm iliki sembolleri,
rnein saylarla, kt zerindeki semboller olarak, her trl ilem iin kolaylkla
oynanabilirken, insanlarn ve nesnelerin ilikilerine mdahale etmek ve onlar ileme
tabi tutmak bambaka bir eydir. Ve bu trden kat ksz ve soyut sembollerle
gerekletirilen ilemlerin sonular, dnerek o somut spesifik nesnelerin ya da kiilerin
ilikilerine aktarlabilir. Hatta belki, deneysel yoldan soyut ili ki sembolleriyle
hesaplanm sonularn, ilgili ilikilere uygulandklarnda dorulanp
dorulanmadklarna baklabilir.
Zaman belirlemek, dedi imiz gibi, en azndan iki olay sresinin pe peelik
yanlarn birbiriyle ilintilendirdiimiz trden bir., faaliyettir ve bu olaylardan biri l
olarak alnarak, birbiri peinden akp giden olaylar iindeki sreleri ve pozisyonlar
belirlemeye yarayan sosyal bir standart ilevine brndrlr. Toplumsal uzla mla
standartlatrlm zaman llerinin, rnein 12.30 sembolnn temsil ettii lnn
olaylarn seyri iindeki konumu, bir sr farkl, zgl eylem ve olayn seyrinde
karlatrma noktas olarak alnabilir. 12.30, pekl, bir trenin hareket saatine olduu
kadar ders saatinin sonuna ya da Gne tutulmasnn balangcna da iaret edebilir.
Burada, katksz iliki sembolleri hakknda yaptmz snrl aklama bile, bunlar gibi
kapsaml ve st dzeyde bir sentez becerisini ve yeteneini gerektiren sembollerin,
insan rn sembollerin ve bunlara tekabl eden sosyal kuramlarn gelimesinde
nispeten ge bir dnemi temsil ettiklerini anlamamza yetip artmaktadr. Bu trden
sorunlar daha iyi kavrayabilmek iin, bu trden sembollerin gelimesini aklayan bir
teoriye ihtiyacmz vardr. Gnmz bilgi dzeyindeki bu boluk giderilemedii srece,
bir sr sorun zmsz bekleyecektir. Zaman sorunu da bunlardan biridir.
nsanlarn ok yksek mehul bir kulede hep daha yukarya kma abalarn anlatan
bir hikye okumutum. lk kuak beinci kata kadar kabilmi, ikinci kuak yedinciye
ularken; nc kuak onuncu kata trmanmt. Zamanla, sonraki kuaklar yznc
kata kadar gelmiler, ardndan merdivenler kmt. Yznc katta kalan insanlar,
buray bir gzel deyip yaamaya balamlar, atalar nn alt katlarda geirdikleri
mrleri ve onlarn uraa uraa yznc kata kadar ktklarn unutup gitmilerdi.
Gerek kendilerini gerekse de dnyay bu yznc katn perspektifinden grrken,
insanlarn buraya kadar nasl ulatklarn bilmiyorlard. Hatta, kendi katlarnn
perspektifi zerinden kurduklar ilikileri ve dnceleri, btn insanla mal etmeye
kalkyorlard.
Aslnda zaman gibi o kadar basit bir sorunun zm iin gsterilen bunca abann
boa kmas, sosyal gemiin unutulmasna iyi bir rnektir. Bu gemi i
hatrladmzda, kendimizi de kefetmi olacaz.

30
nsanlk bugn, tm insanlar birlikte dndmzde, amzn ok ynl ve
karmaklam endstriyel ulusal devletlerini oluturmutur, ama gemiin herhangi bir
evresinde kabile, soy bekleri ya da ky devletleri halinde belli bir gelimilik dzeyini
paylaan sosyal oluumlar da insanln eseriydi; bugn Amazonlarda yaayan baz
yerli kabileler de byle bir gelimilik basaman paylaan sosyal beklere rnektirler.
Tpk bu Amazon kabileleri gibi, gnmzn ulus devletlerinin bireyleri de,
birbirlerinden istedikleri kadar farkl olsunlar, toplumsal geli menin ayn gelimilik
basamann temsilcileri olarak, bellibal kiilik zelliklerini paylarlar. Zaman
tamamen kendilerine zg bir ekilde yaamalar ve alglamalar, bu ortak zelliklerden
biridir. Sanayile mi ulus devletlerinin insanlar, yln, ayn, gnn tarihini; saatin ka
olduunu yaklak da olsa bilme gibi, kanlmaz diyebileceimiz bir ihtiya iindedirler.
Bu ihtiya, her eyin iine ve herkesin iine ilemi zaman duygusu, ylesine mecbur
klc, ylesine basn yapan bir duygudur ki, bu trden toplumlarda bir arada yaayan
insanlar, ta dklar zaman duygusunun, zaman duyumsay biimlerinin, dnyann her
kesindeki insanlarca paylalmadn akllarnn ucundan bile geiremezler. Bu zaman
duygusu, ylesine derinlere kk salm, onlarn kiiliinin ayrlmaz bir zelliine
dnmtr ki, bu duyguyu, sosyal geliime bal bir deneyimin rn olarak
grmekte iyice zorlanrlar. Bu tr toplumlar n yeleri arasnda, ancak, doaca verilmi
bir yetenek olarak grdkleri ya da Tanr nn armaan olarak kavradklar eyi,
btnyle kendilerine ait gibi grme eilimi ok yaygndr. Toplumsal geli me
sonucunda kazandklar eyler, yani sosyal al kanlklar, kendi hakiki doalarna gre,
tesadfi, asli olmayan bir ey, kolayca kaldrlp atlabilecek bir kabuk olarak grnr.
Zamann ok ynl ve karmak toplumlarnn yeleri iin genellikle bir buyruk
duygusu yaratmas, yukarda belirttiimiz yanlgy dzeltmemize yardmc olabilir.
Zaman bir d buyruk gibi alglamamz, bu zaman duygusu, insanlarn, bu trden
toplumlarda kendi benlikleri olarak yaadklar eyin btnleyici bir esidir. W.H.
Audensin deyiiyle, insan, iindeki bir sesin, insan tam pmek isterken
ksrmesinden ve ona hep zaman hatrlatmasndan kimileyin nefret etse de, bu i
sesten kurtulamamaktadr. nsann doas iinde batan beri verilmi olmayan, ama
gene de bizzat bu doann mmkn kld zorlamalardan, uygarlamann yol at
kstlanmalardan biridir zaman. Bu kstlayc zorlamalar, s k sk ikinci doamz denen
ve her insann kiiliinin, bireyselliinin spesifik zelliini oluturan sosyal alkanlklarn
bir blmn temsil eder.
Henz belki pek iyi anlalmam ve amzn genel, ortak bilgileri arasna girmemi
olan bir dier olgu da, eitli toplumlarn yelerinin sosyal alkanlklar ve davranlar
arasndaki farkllklarn, genellikle bunlarn birbirlerini anlamalarn gletiren, hatta
tamamen engelleyen etmen olduudur. zellikle de, geli miliin farkl basamaklarn
temsil eden toplumlar birbirleriyle temas ettiklerinde, bu trden blokajlarn ou zaman
olduundan ok daha etin engeller kurmalar sz konusudur. Gnmzde bu trden
birbirini anlama zorluklar ve anlamay iyice olanakszlatran engelleri, olduklarndan
daha da almaz klan bir etmen, bu trden engelleri tanmlarken, hem ne dedii tam
belli olmayan hem de birden fazla anlama gelebilen bir terminolojiye bavurulmasdr.
nceleri kullanlan rk farkllklar terimi bir kenara brakldktan sonra, etnik
farkllklar gibi, sz edilen farkllklarn genetik artlardan m kaynaklandn, yoksa
sosyal gelime sreleri iinde mi edinildiini belirtmeyen, dolaysyla kaamak
yantlara elverili bulank bir terim kullanlmaya baland. eitli toplumlarn zaman
alglay ve yaaylarndaki farkllklar, uygarla ma srecinin baka birok belirtisi ya
da karakteristii gibi, sosyal gelime sreci iinde kazanlmlk zelliini ortaya
koymaktadr. Zaman alglamadaki farkllklar, hi tart masz sosyal gelime ile
balantldrlar. Sosyal al kanlklar ve davranlar arasndaki farkllklar ve gene deiik
toplumlara ait insanlarn kiilik yaplarndaki eitlilikler ve farkllklar da sosyal
gelimeye ve bu balamdaki farkllamalara endekslenmitir. Ve hele sz- konusu
toplumlar, ayn gelimilik basamanda yer almayp, gelimenin deiik dzlemlerini
temsil eden basamaklarda yayorlarsa, farkllklar iyice gze batar hale gelmektedir.
Gerektiinde bu farkllklar, dnmlere, deiimlere aktr; ama olduka ar yol alan
dnmlerdir bunlar. ounlukla, byle bir dnm enikonu fark edebilmek iin, en
azndan kua kapsayan bir gelime modeline ihtiyacmz vardr.
20. yzyln 30'lu yllarndan T. Hall n naklettii bir hikye, Amerikallar ile Pueblo
yerlilerinin zaman alglarnn ve zaman yaay biimlerinin ztlklarn, gzmzde,
gayet gzel canlandrmamza yarayacak bir model sunmaktadr.* Hall, nce
Amerikallarn zaman konusundaki byk hassasiyetlerini anmsatr. Onlar n gerisinde
kalan bir duyarllk veya bir geveklik, saygszlk, hatta sorumsuzluk olarak
anlal abi l mededi r. nsanlarn zaman konusunda ar duyarllatklar, zaman
yitirmeme, tam vaktinde orada olma ve gerekeni yapma saplant sna iyice teslim
olduklar u durumlarda ayn duyarllklarn paylalmamas, siliklemelere neden
olabilmektedir. Amerikal lar ile Pueblo yerlilerinin byle iki ayr zaman duyarllna
ramen bir araya gelmelerinin vesilesi, Pueblo yerlilerinin Paskalya trenleri olmutu.
Yerliler Rio Grande dalarnda yayorlard ve bir grup Amerikal onlarn belli bir gnde
ve saatte balayacak tren ve danslarn grmek zere dalara kmlard.

* Edward T. Hail, The Silent Language, New York 1959, s. 21.

2300 metre ykseklikte, saat 1 civarlarnda insann iliklerine ileyen soua
tahamml etmek neredeyse imknsz gibiydi. Pueblolarn sessizlie
gmlm hallerine bakarken, dansn balayaca zaman gsteren bir
iaret, bir belirti kolluyordum.
Darda t kmyordu. Ara sra bir Pueblo davulunun bouk sesi
duyuluyordu o kadar. Bazen bir kap alyor, akamn karanln kesip geen
bir k ieri szlyordu. Dansn yaplaca kilisede birka beyaz, kentli
insan, i galeride toplanm, daha ne kadar beklemek zorunda olduklarn
kartabilecekleri herhangi bir belirti aryorlard. Dediklerine baklacak olursa,
geen yl saat 10'da balamt tren.
Rahip gelmeden balayamazlarm. Zaten ne zaman balayacaklarn
nceden kestirip syleyebilmek imknszm. Dileri birbirine vuran,
durmadan yerlerinde zplayan insanlar, bir yandan bunlar sylerken, bir
yandan da zplamalaryla kan dolamlarn desteklemeye alyorlard.
Derken ieriye aniden bir yerli girdi, atei canlandrd. Tamam dedi
herkes, herhalde balyorlar. Ama aradan gene bir saat geti. Bir baka yerli
kapda belirdi, kilisenin iinden geip arka kapda gzden kayboldu.
Muhakkak balyorlar, neredeyse saat 2 oldu. Aramzdan biri yerlilerin
ketum davranmalarn, beyazlar eninde sonunda dayanamayp ekip giderler
beklentisine yordu. Bir bakas, ilerinden birini tanyordu, kalkp tren ne
zaman balayacak diye sormaya yerlinin evine gitti. Ve beyazlar artk
neredeyse tkenmiken, gecenin iinden davullar, ziller, ark syleyen
erkeklerin sesleri duyulmaya balad. Bize hibir uyar falan yapma gerei
duymadan trene balamlard.

Byle bir dansn teki ilevleri ne olursa olsun, Pueblo yerlilerinin geleneinde en bata
ritel oluturma ilevi gelir. Onlar n geleneklerine gre, byle bir dans, soylarnn,
atalarnn ruhlar ile ya da en azndan mistik, ruhsal dnyayla iletiim kurmann, o
dnya ile zdelemenin geleneksel bir yoludur. Kat lmclar, ancak gerekli ruhsal
atmosfere girince dansa balarlar. Geleneksel ya am biimleri ve alkanlklar, ancak
beslenme maddelerinin salanmas kaygs ne ktnda -ille de bir zaman kollama,
zaman disiplinine uyma zorunluluundan bahsetmek istiyorsak- bir zaman basks sz
konusu olabiliyordu. Ama ite bu zamana uyma anlamndaki disiplin bile, yle soyut bir
ey olmayp, ani ya da yaanmas kesin aln basncyla, somut bir zorunluluk olarak
alglanyordu. Yani onlar greve aran, harekete geiren etmen, vicdanlarnn soyut
sesi deil, aln somut zorlamasyd. Aynen byle somut gerekliliklerle ilintili dansn o
ritel olma zellii de, gel zaman git zaman zayflamaya yz tutmu ve kimi
durumlarda da bir gelir kayna olarak nem kazanp ritel zelliini bastrmtr.
Dansn kendisi, eer silinip gitmediyse, karakterini yitirip gsteri biimlerinden birine
dnmekten kurtulamamtr; ama ite bu tr dnmlerle birlikte gelenek ve kiilik
yaps arasndaki dengenin kollanmas mmkn olmadndan, gelenek deiirken,
kiilik yapsnn bu dnmlere ayak uydurmama sreci dramatik durumlara sahne
olmakta, kimi durumlarda, en azndan kuak, dnme direndikten sonra, kiilik
yaps da bu yeni biime uygun zellikler kazanabilmektedir. Bu tr dnmelere gene
bir rnek olayla aklk getirebiliriz.
Siouxlara ayrlm bir yerleim blgesindeki bir okul mdr, kabile gruplarnn uyum
salama glkleri hakknda Hail ile konuur. Kendisi yar beyaz, yar yerli bir aileden
gelmektedir ve bu yerleim blgesinde bym, ardndan Amerikallara zg bir
eitim alp bir Amerikan niversitesinde okuduktan sonra mdr olarak bu okula
verilmitir. Dolay syla Amerikallara zg zaman duygusuna sahip olan bu melez
mdr, kollamaya al t insanlarnn, Siouxlarn niin kendisininki gibi bir zaman
duygusuna sahip olmadklarn bir trl anlayamamaktadr.
Zaman anlamna gelen bir szc bulunmayan bir halk hakknda ne
dnebilirsiniz? dedi bana. Halkmn, ok ge ya da beklemek gibi
durumlar anlatan szckleri yok. Beklemenin ya da ok ge kalmann ne
demek olduunu, ne anlama geldiini bilmiyorlar. Ardndan da ekledi,
Zamann ne anlama geldiini ve saat kan ne ifade ettiini renmeden
beyazlarn kltrne uyum salayamayacaklarn fark ettim. Anlayacanz
onlara zaman retmek zere harekete getim. Yerleim blgesindeki
okullarn hibir snfnda alan bir saat bulamazdnz. Ben de nce birka
doru drst saat satn aldm. Ardndan, okul otobslerini tam vaktinde
hareket ettirmeye baladm. Ge kalan baksnd bann aresine. Otobs
8.42'de hareket ediyordu ve binmek isteyen tam zamannda orada
olmalyd.
*

*A.g.y., s. 25.

Dzenleri ileri dzeylerde zamana bal klnm olan sanayilemi devlet toplumlarnda
doup byyen bir ocuk, zaman renebilmek iin 7 ila 9 yla ihtiya gsterir; yani
saatlerin ve takvimlerin o karmak semboller sistemini tam anlamyla renip
kavrayncaya ve gerek duygularn, dncelerini gerekse de davranlarn bunlara
gre ayarlayp dzenlemeyi reninceye kadar.
Gelgeldim bu toplumlarn insanlar, bu renme srecini arkalarnda braktktan sonra,
zaman renmek zorunda kalm olduklarn grne baklrsa unutmaktadrlar.
Gnleri ya da geceleri, dorudan ya da dolayl yoldan, u ya da bu teknik aygta
bakarak, oradan okuduu zaman, gstergelerin gereine uymak, sorgulanacak yan
bulunmayan olaan bir alkanlktr. Ak l gibi, vicdan gibi ya da ad ne olursa olsun
benzer zdenetim erkleri, bu gelimelerle uyum iinde biimlenmitir. Bu durum,
zdenetim ynnde bask yapan dier sosyal zorlamalarn ve kstlamalarn etkisiyle de
alabildiine glenip desteklenir. Bu tr toplumlar n insanlarnn davranlarn geerli,
kolektif zaman emasna gre ayarlamaktan vazgemeleri halinde, insan ilikilerinin
her trls sarslp bozulur.
Kanlmaz olduu kadar zorlayc da olan ve insann, tand ou kimseyle
paylat kiilik yaplar, gnmzn hkim bilgi ortamnda, genellikle, doutan
getirilmi ayrlmaz doal zellikler olarak anlalp kavramlar zerinden zihne mal
edilirler; ite bu nedenle, byk lde zamana gre ayarlanm bu toplumlarda yetiip
eitilmi insanlarn ou, zamann o ekilde dzenlenmemi olduu toplumlardan gelen
ve kendilerinkine benzeyen bir zaman bilincine sahip olmayan insanlarla
karlatklarnda, tpk bizim okul mdr gibi tepki gstermektedirler. Kendilerinden
farkl olarak, zaman ayarlamalarna ve dzenlemelerine gre yaamayan, zaman
disipliniyle ynlendirilmemi, hatta zaman szcnden bile bihaber olan insanlarla
karlatklarnda gzlerine, kulaklarna inanamamaktadrlar.
Ge dnem toplumlarnn zaman dzenlemelerine st dzeyde ayak uydurmu olan
yelerinin asl zorlandklar nokta, zaman belirleme ihtiyac imdikine gre ok daha az
olan gemiin insanlarn anlayamamalar deil, bizzat kendilerini de bu balamda
anlayamamalardr. Sahip olduklar kavramsal kategoriler aygt, kendi kiiliklerinin
bylesine kanlmaz ve zorlayc karakteristik bir zelliini tehis edip aklayabilme
bakmndan, onlara genel dayanak yapabilecekleri tek bir dnme yolu brakmaktadr:
Zamann, insann renilmemi doal zelliklerinden biri ya da belki her trl
deneyimden nce gelen kavramsal bir sentezin sonucu olduu biimindeki, rtk
anlaytr bu. Zaman belirlemenin, renilmesi gereken bir ey olduunu, sz konusu
anlay ap kavramak, olduka gtr; ama gene de bu gerein gzden karlmas
da mmkn deildir. Gelgelelim dnemimizin yaygn ve adm ba karmza kan
zaman bilinci bir kez edinilip iselletirildikten sonra hi hissettirmeden insana ylesine
buyurucu bir ekilde hkim olmaktadr ki, sz konusu insanlara, doal donanmlarnn
bir paras gibi gelmektedir. Bugne kadar, renilmi, yani sosyal yoldan edinilmi bir
yapnn, doal donanmmz aynen genetik yoldan kesin belirlenmi yapmz kadar
etkin biimde zorlayabileceini, renilmi bir yapnn doal donanmmz kstlayp
onun ayrlmaz bir esine dnebileceini henz pek de kavram deiliz. Zaman ar
hassas biimde dzenlemi toplumlarn insanlarnn zaman alglaylar ve yaaylar,
biyolojik zelliklerinin zorlamalarn yaaylarndan hemen hi farkl deildir ve bu
durum, aslnda sosyal yoldan renilmi yap zelliklerine verilebilecek birok rnekten
sadece biridir. Sosyal yoldan edinilmi olan ile mevcut doal yaplanmalarn bu rtme
zellii, yksek dzeyde karmak sanayi toplumlarnn yelerinin kendi zaman
alglay ye yaay alkanlklarn, kendi zaman duygularn, neden btn insanlara
zg evrensel lekte bir yeti olarak grdklerini anlamamz saladktan baka,
dorudan karlaarak ya da urada burada okuduklar metinlerde, kendileri gibi zaman
duygusu tamayan ve ayn ekilde zaman ayarlanmasna tabi olmayan insanlarn
yaadklar toplumlardan haberdar olduka iine dtkl eri aknl ya da buna
inanmak istemeyilerini de anlarz.

31
Yeri gelmi ken, bu konu balamnda, psikoloji bilimlerinin gnmzdeki durumuna
deinmeden edemeyiz. Bu bilimin, farkl ve deiik toplumlardaki insanlarn zaman
yaay, alglay ve bu toplumlarda zamann dzenlenii bakmndan mevcut
farkllklar aklayp aydnlatmaya nemli katklarda bulunmu olacan dnmemiz
normaldir. Oysa, bugn akademilerde retildii biimiyle psikoloji, bu konuda pek az
bir yarar salamaktadr. Bu yetersizli i aklayabilecek baz nedenler akla gelmektedir.
Akademik psikolojinin arlkl birok okulu, asl psikoloji ile sosyal psikoloji arasnda
kesin bir ayrm izgisi bulunduu kanaatini tamaktadr. Bu ayr m, makul grnen bir
aksiyom gc tayan ve bir dizi insan-biliminin geleneksel yaklamnda ve ynteminde
tayin edici bir rol oynam olan bir varsayma dayanmaktadr. Bu varsay ma gre,
bireyler ile toplumlar, bilimsel ara trma ve incelemenin konusu olarak iki ayr alan
olutururlar ve bu iki alan birbirinden tamamen bamszdr; dolaysyla da
aratrmalarn ayr ayr blmelerde, birbirinden yaltlm halde gerekletirilebilecei
dnlmektedir.
Psikoloji ile sosyopsikoloji arasndaki kurumlam ayrm buna iyi bir rnektir. Byle
bir ayrm yapmann hakl olabilmesi iin, bu anlay paylaanlarn, insanlarn psiik
organizasyonlarnn kimi yanlarnn salt bireysel zellik gsterdiini dnmeleri ve bir
insan bireyinin tekilerle birlikte yaayp bymesinin bu bireysel yaplara hi etki
yapmadn; bu bireysel zelliklerin dnda kalan yanlarn tamamen sosyal olduunu
ve bu zelliklerinden tr de bireysel olanlardan tamamen tecrit edilebilecei
biimindeki geleneksel anlay paylayor olmaldrlar. Gerekli e yabanc, onu
tanmayan, deerler ve idealler (zellikle de politik nitelikte olanlar), yanll
bylesine aikr bir anlay, toplum ile birey arasnda szde ontolojik, farkl varlk
alanlarna ait olma gibi bir ayrm diri tutmaktadr. Bu geleneksel yanlg iinde
debelenip durabilmek iin, aikar bir gerek olduu halde, bir insan yavrusunun,
yetikin bir insan olabilmek iin, bakalarnn da kulland ortak bir dili; kendisine o dili
kullanan sosyal bee zg bir dizi bilgiyi aktaran bir iletiim aracn, ksacas, ocuun
teki insanlarla etken ve edilgen ilikiler kurup iletiime girmesini mmkn klan sosyal
bir dili renmek zorunda olduunu grmezden gelmek gerekir. teki deneyimlerle
birlikte ocuun sosyal olann iinden emdii dil, bir bireyin kiilik yaps iinde yer alan
ilk sosyal katlardan biridir. Ki inin teki insanlardan farkllklarn ifade eden bireysel
zellikler, bireyin zel karakteristik farkl lklar, bu sosyal zelliklerden tamamen
bamsz bir gelime gsterme ansna sahip deildir. Konu mann, hatta yazmann
bireysel tonu ve rengi, kiinin bunlara vurduu zel damga, toplumun dnda
olumayp gene o topluma zg ortak konuma ve yazma eilimlerinin ve tarzlarnn,
bireye zg, biricik modeli olarak, sosyal olann iinde gerekleir. teki deyi le, sosyal
bir alkanlk, sosyal davranlar, her insan bireyinin biricik ki ilik yapsnn ayrlmaz,
btnleyici esini olutururlar.
Bireysel psikoloji ile sosyal psikoloji arasndaki yerleik kurumsal ayrm, bir insann
kiiliinde ayrlmaz bir btn oluturan, toplumun da paylat ortak sosyal yaplar ve
onun biricik bireysel yapsn bir btn olarak alglamamz nler. Bu yal tma,
psikologlarn kendi uzmanlk alanlarn doabilimi olarak gstermelerine ve buna
tekabl eden aratrma yntemlerini bu alana adapte etmelerine yol amtr.
Bylelikle karmza biraz tuhaf bir durum kmtr: Grnene baklacak olursa, bireysel
psikoloji bir doabilimiyken sosyal psikoloji bir sosyal bilimdir.
Gereklikte byle bir ayrmann dayanakszl ve rkl ortadadr. Bireysel
psikoloji uzmanlarnn deneylerinde test ettikleri her tek insan, ocukluunun ilk
evrelerinden itibaren teki insanlardan rendiklerini, onlarla paylatklarn ve onlarla
kurduu ilikilerde deneyim daarcn gelitirirken btn bunlara kiisel damgasn da
vurur. Bylelikle sosyal kal tm, ncelikle de szl ifadenin ve teki sosyal ilikilerin
sembollerinin oluturduu sosyal miras, her bir bireyin kimlii ve benlii iinde,
tamamen onun biricikliine gre yaplar; bu yap, toplumun teki yelerininkinden az
ok deiik, farkl bir biimdir. Oysa durum buyken, yani bir ki inin davranlar,
duygular, vicdan ve drtleri gibi psikolojik katlar da, geliim sreci iinde
renilmilik damgasn yemi olduklar halde -bu bakmdan da ayn zamanda hem
doal hem de sosyal yoldan edinilmi zellikler gstermelerine ramen- bireysel
psikoloji uzmanlarnn birou, aratrmalarnda inceledikleri kiileri, ne sosyal dilden
ne de herhangi baka sosyal yaplanmalardan hi etkilenmemi katksz doal
nesnelermi gibi grp ele almaktadrlar. Tek tek insan bireylerinden olu mu bir bek
zerinde aratrmalar yapan bir fizyolog, kiinin fizyolojik ilevlerini incelerken, onlarn
yaadklar toplumun gelimilik basamandan tamamen bamsz olarak, bu tek tek
kiilerin tmne zg, genel geerli doal kuralllklar tespit etme bakmndan iyi bir
ansa sahiptir; gelgelelim ayn bek zerindeki deneylerde bu kez psikologlar da
benzer sonulara varrlarsa, bu sonulardan hakl olarak kuku duymak ve bunlarn
byk olaslkla geersiz olduunu dnmek gerekir. nk fizyolojik katmanlar,
sosyal olandan etkilenmeyen ortaklklar arz ederlerken, psikolojik yaplar, yle sadece
doal verilerce, doutan biyolojik etmenlerce belirlenmilik zellii gstermezler;
daha dorusu, insan trnn sz konusu olduu yerde per se (kendiliinden)
karakteristik olma zellii yoktur psikolojik yaplarn; bunlar sosyal bee zglk
tarlar ve sosyal olanca etkilenip belirlenmitir. Psikolojinin bir sosyal bilim olarak
ortaya koyduu bilgilere ramen tek tek kiilerin sosyal zelliklerine iaret eden teknik
ifade ve terimlerin amzn dilinde henz yer etmemi, yaygnlamam olduunu da
gayet iyi biliyorum.
Birey konumundaki kii l eri n sosyal kiilik yaplarndan ve sosyal alkanlk ve
davranlarndan sz edildiinde neyin kastedildiini yukardaki rneklerin yeterince
netletirdiini ve sylenenleri kiisel deneyimlerimizle btnletirmemizi salayacan
dnyorum. Zamann alabildiine dzenlenmi ve ayarlanm olduu gelimi
toplumlarda byyen insanlarn karakteristik davran ve tutum zellii olan kendini
zamana gre ayarlama ve dzenleme biimindeki neredeyse kanlmaz alkanlk,
bireylerin sosyal alkanlnn sadece bir parasdr. Geli miliin farkl basamaklarn
temsil eden toplumlarda da, gerek gemiin, gerek imdinin gerekse de gelecein farkl
farkl alglanp yaandn gstermek hi de zor olmasa gerekir. Tpk devletleme
ncesi toplumlarda, birey st bamllk zincirlerinin sonrakilere gre nispeten ok ksa
olmalar gibi, gemii ve gelecei de imdiden yaltarak, ondan ayr alglama ve
yaama alkanl pek az gelimitir. Bu eski insanlar n alg ve yaantlarnda,
dorudan iinde yaanlan an, imdi ve burada olma hali, hem gemiten hem de
gelecekten ok daha ar basar. nsanlarn eylemleri de byk lde imdinin, iinde
yaanlan ann ihtiyalaryla ve anlk duygu ve isteklerle belirlenmitir. Daha sonraki
toplumlarda ise gemi, imdi ve gelecek birbirlerinden ok daha net izgilerle ayrlr.
Gelecei ngrme, bylece nispeten uzaklardaki bir yarn hesaba katabilme ihtiyac ve
yetenei , imdi ve burada gerekleen faaliyetlere gittike daha ok etki yapmaya
balamtr.

32
Her ne kadar bu incelemede zaman belirleme ve zaman yaama bakmndan grlen
sosyal farkllklar dikkatimizin odanda yer alyorlarsa da, zaman yaama ve alglama
biimlerinin, sosyal alkanlklarn bir yan olarak anlalp tek tek ihsanlardan ayr ve
bamsz ele alnabilecekleri izlenimini vermekten kanmaya altm. nsanlarn sosyal
davran alkanlklar iinde, sosyal gelimiliin farkl basamaklarnn dzeyini tespit
etmemize yarayacak birka baka uraa da (rnein kavramsal sentezler yapma
dzeyini ya da doal evrenin ve ortamn gbeindeki sosyal alann nispi
bamszlnn genilii gibi) iaret edegeldim. nsanlarn gelecek bilincinin de onlarn
ait olduklar sosyal gelimiliin basamana iaret eden karakteristik zellikler
gsterdiini grmek istersek, zamann yaanmas ve alglanmas ile uygarlk arasndaki
ba bir kez daha inceleyebiliriz. Gelecekten ok imdinin ihtiyalarna ynelik bir eylem
ve davran, insandan, nispeten ok daha az ve dk younlukta bir zdenetim ister.
Gelecee, hatta ok uzak bir gelecee ynelik bir eylem ya da proje, imdideki
ihtiyalar gelecekte umulan dllere tabi klabilme yetenei gerektirir. Duyguda,
dncede ve eylemlerinde gelecei byk lde gz nnde tutan bir toplumda
bym biri, dzenleme, disiplin altna alma, gelecein dlleri uruna kendini
bastrma gibi tutumlar benimserken, bunlar alabildiine olaan karlayabilir; hatta
bunlar normal insan zellikleri olarak grebilir. Belki de bu kendi kendini denetleme,
gelecee gre ayarlama kalplarnn ve bunlar arasnda, zellikle yksek dzeyde
gelimi, farkllam bir zdenetim anlamna gelen, kendini zamana gre ayarlama
davrannn, tpk teki sosyal beceriler, yetenek ve davranlar gibi ar ar, yzy llar
boyunca, belli bal sosyal ihtiya ve gerekliliklerin ortaya kmasyla el ele vererek
bugnk biimlerini aldklarn bilemeyecektir.
Bu trden sosyal gerekliliklerin bazlarna yukarda deindik. Her insan kendi eylem
ve faaliyetlerini, gittike artan sayda in- sannkiyle bir uyum iine sokmak, uyanp
yataktan kalkmak ve uyku saati yataa gitmek de dahil olmak zere, her trl benzer
faaliyetini, sosyal yapnn karmaklamasyla doru orantl olarak, daha ayrntl
belirlemek ve dakikas dakikasna bu belirlemelere uymak; gelecekte, yarn, bir yl
sonra neyi ne zaman yapmak istediini ya da yapmak zorunda olduunu ayrntlaryla
planlamak durumundadr. Bylece, insan toplumlar nn yaplarnda, bu alkanlklara
tekabl eden deiim ve dnmler ortaya ktka, bunlarla ezamanl bir biimde,
insanlarn kendilerini denetleyip ayarlama zorunluluklar, dolaysyla da sosyal ve
bireysel zorunluluklar artmaya balam; baka bir ifadeyle insanlarn bir- birleriyle
kurduklar ilikilerin biimi deiip dntke ve bunlar gnmz toplumlarndaki
alabildiine st dzeyde karmaklam, ayrmlam grnmlerine ulatka,
insanlarn davranlarn zaman bakmndan da ayarlama mecburiyetleri artmtr.
Dnya nfusunun, devaml olarak ayn oranda deilse bile gene de olaanst art,
yakn dnemlere kadar mesleki alandaki uzmanlamalarla ve organizasyon
dzlemindeki entegrasyonlarla el ele yryen bir gelimedir; bu gelime, baka bir
yerde iaret ettiim gibi, insanlar arasnda kurulabilecek her trl ilikinin iyice
oalmasna yol amtr. *

*Norbert Elias, Was st Soziologie? Mnchen 1971, s. 105-109.

nsanlar arasndaki karlkl bamlln zincirleri daha da uzamakla kalmam,
bunlar daha da karmaklap ayrmlamtr; ilikilerin birbirine sarmat an
gzenekleri, iinden zor klr hale gelmi ve btn bu ilikilerin zamanm tam tamna
belirleyebilme zorunluluu, o ilikileri denetleyip dzenleyebilmenin pratii bakmndan
kanlmaz hale gelmitir. Bu nedenle, st dzeyde karma klam devlet toplumlarnn
bireylerinin sosyal davranlarnn bir paras olarak sahip olduklar hassas ve amansz
zaman bilinleri gemile karlatrldnda bu zellikleri, bir hayvann birka ayak
izinden btn zelliklerini kartan avc toplumlarnn yelerinin bu becerisinden daha
fazla artc deildir.
nsanlarn kiilik yaps da, iinde byyp yetitikleri toplumlarn yaplarndaki ve
gelimilik basamandaki farkllklara gre eitli kanallarda geliir; srekli
dzenlemelerden yoksun, zaman belirleme ihtiyalar deiken olan, duruma gre artp
duruma gre azalan, nispeten kk apl ve pek ayrmlamam toplumlarda,
insanlarn kendilerini ayarlayp denetleme, zamana uyum salama mekanizmalar da
ona gre geliir. Karma klam dolaysyla da zaman dzenlemeleri kl krk yaracak
ekilde ayrntlam, stelik ilkel toplumlarda olduunun aksine, ara sra nem
kazanan dzenlemelerin yerini srekli dzenlemelerin alm olduu byk nfusa sahip
toplumlardaki insanlarn kendilerini ayarlamalar ve bir baka anlamda da sosyal
davran alkanlklar bu toplumlarn yapsal zelliklerine bal olacaktr. Yeri gelmiken
burada bir kez daha, zaman belirlemenin sosyal bir beceri olarak gelimesinin,
insanlarn duygularn ve davranlarn ayarlayp dzenleyen bir gelime olarak,
uygarlamann getirdii zorlama ve taleplerin geirdii gelimeyle balantsna
bakabiliriz. Bu iki dzlem arasndaki ilinti, daha nce de sk sk deindiimiz, ama
ounlukla yanl anlalan can alc bir noktaya, uygarlama srelerinin odandaki bir
soruna aklk getirmeye yarayabilir.
Uygarlama srelerinin balad bir sfr noktas yoktur; hani insanlarn uygar
deilken uygarlamaya baladklar bir snr noktas. Her insann kendini zorlayabilme,
ayarlama ve denetleme yetenei mevcuttur. Toplumun yeti kin yeleri, doduklarnda
vahi, zaptedilmeleri neredeyse imknsz o kk canavarlarn iine kendini
ayarlama, kendini tutma ve denetleme kalplar yerletirmemi olsalar, hibir insan
topluluu yle zerinde durmaya deer bir sre ayakta kalamazd. Bir uygarlama
sreci boyunca deie n ey, bireyin kendi kendisini zorlamasnda rnek ald sosyal
kalplar ve bunlarn, bugn vicdan ya da hatta akl, mantk dediimiz biimde tek
tek insanlarn iine yerletirilme tarzdr. Nispeten daha kk, daha kendi iine kapal
ve sosyal ilevleri farkllamam gemiin toplumlarnda, belli bir grubun sosyal
normlar ve yasalar, belli konularda yelerinden kendilerini zorlama ve denetleme
mekanizmalar gelitirip bunlara uymalarn talep edebilir; bu davran kalplar stelik
daha sonraki, daha gelimi toplumlarn llerine gre, kendini zorlamann ar kat
ve dnsz biimleri olarak alglanabilir.
Belli bir sosyal bee alnma ritelleri rktc eyler ierebilir; sz konusu kiiler
belirli tabulara srekli olarak boyun emek, belli bir alanda kurallar bozduklar
endiesiyle yaamak zorunda kalabilirler. Ama gene, geli milik basamann bu
dzeyindeki insanlar baz durumlarda, duygusal eylemlerini, tutkularn, daha sonraki
gelimilik basamaklarndaki insanlarn tanmadklar bir iddet ve younlukta yaayp
davurma serbestliine sahiptirler; stelik bu serbestlik de, kiinin kendisine yapt
bask gibi belirlenmi, sosyal kurallarla snrlar izilmi bir serbestliktir. Airet, kabile ve
klan toplumlarna kyasla kendi temsil ettikleri gelimilik basama olduka
ayrmlam ve karmaklam olan ortaa toplumlarnda bile, hl sosyal kurallar ve
ilkeler, btnn dzenleyici kli elerindeki ztlklar ve oynaklklar, hayat n normal
aknn bir paras saylyordu. rndan km, lgnca zevklerin yaanmasnn
ardndan, kendi kendini idiletirme biimindeki tvbeler gndeme gelebiliyordu
orada. Oru gnlerini karnavallar izliyordu. Keiliin, baz trlerinde, hayatn
zevklerine ve hazlarna alabildiine teslim olmu bir yaama tarz ile dnya
nimetlerinden uzak durulan yaam tarz yan yana var olabiliyordu. Bir uygarlama
srecinin ilk basamaklarnda, diyebiliriz ki, vicdan genel deil tikel bir zellik gsterir:
Kimi durumlarda ar sert, kuvvetli ve kat, kimi bakmlardan da gene ar zayf,
yumuak bir vicdanla karlarz. Buna karlk uygarlama srecinin daha sonraki
gelime basamaklarnda, hemen her durumda, her alanda ve her yerde, ll, zamana
ve mekna eit dalm bir disiplin uygulama eilimi ar basar. Toplumlarn durumunu
gsterme bakmndan tipik olan zaman dzenlemeleri, belki okurun da fark ettii gibi,
bu toplumlarn temsil ettikleri uygarlk modelini gsterir. Byle toplumlarda zamann
sosyal dzenlemesi de, belli durumlarda, bir sre iin gndeme gelen tikel bir
dzenleme olmayp insanlarn btn bir mrne yaylr. Oynakl klara, gevekliklere
tahamml yoktur bu dzenlenmenin; her yerde ve her an ayndr ve amanszdr, yani
kanlmazdr.
Bu tr aklamalarda, basitletirici ve yzeyselletirici arptmalara dmekten
kamak pek kolay deildir. Burada, bir uygarla ma srecinin basamaklarnn ok basit
bi r ekilde, tamamen nicel yoldan belirlenebilecei yolundaki inat anlaytan uzak
durmak gerekir. Ayr ca amzn kavram daarc da bir adan yetersizlii yznden,
byle bir eilime anak tutmaktadr. Bir uygarla ma srecini, uygarlam ve
uygarlamam biimindeki istatistiki kutuplamayla tanmlamaktan kanmak iin,
geriye bu sefer de daha ok ya da daha az uygarlam eklindeki niceliksel farkllk
belirten ifadelere bel balamak kalyor ki, bu da, insanlarn sz konusu
zdenetimlerinde, kendilerini zorlayp ayarlamalarnda, bir niceliksel azlk ve okluk
durumunu kabul etmemiz anlamna geliyor. Byle olunca da, insanlar n, sosyal
gelimelerinin daha eski aamalarnda, sosyal ve bireysel kstlamalardan ve bunlarn
kurduu yaplardan tamamen yoksun olmasalar da, bunlarn nicelike daha az, daha
eksik biimleriyle yetinmek zorunda kaldn sylemi oluruz. Uygarlama sreleri
boyunca deie n eyin, sadece kendini disipline etmenin nicelii, yani iddet ve
younluk derecesi olduu dnlebilir bu durumda. Ama ite, zaman belirleme
konusundaki gelimeler hakknda buraya kadar yapageldiimiz aklamalar, uygarlama
sreci bakmndan, nicel deil karakteristik yapda olan dnmleri anlamamz
kolaylatracaktr.
Ve bir kez daha dncelerimizin, akl yrtmemizin, bugnk dillerin belli bir
yetersizliinden nasl olumsuz etkilendii, burada nicel nitel szckleri ile yaptmz
tartmada da kendini ele vermektedir. Nicel olmayan dedi im anda kimi okurlar,
nitel zellikleri kastettiime hkmedeceklerdir otomatik olarak. Byk olaslkla bizi,
nicel deiimlerin biricik alternatifinin nitel deiimler olduuna kesinlikle inandran
etmen, fiziin ve felsefenin dilimize yapt gl etkidir. Oysa insanlardan sz ederken,
nitel deiimler kavram olduka belirsiz yollamalar yapmaktadr. Bir uygarla ma
sreci boyunca fiilen deie n ey, insanlarn sadece nitelikleri deil, kiiliklerinin
yapsdr da. Bu srecin sadece iki yanna iaret etmek gerekirse, bir tarafta bir kiinin,
renilmemi, beraberinde getirdii temel itkileri, heyecan ve hisleriyle bunlar
denetleyip zaptetme becerisi arasndaki btn ilikiyi ve teki tarafta bu iki dzlem
arasnda kurulmu olan dengeyi gsterebiliriz. Kiinin kendine bask uygulamas,
duygularnn taleplerini kstlamas konusunda, en eski tip insan topluluklarnda bile
yeterli potansiyelin ve bu potansiyeli fiiliyata geirme imknnn bulunduunu
sylemitim; ancak bireysel duygularn, heyecan ve davranlarn denetlenmesi ve
ynetilmesi konusunda bavurulan mevcut sosyal matrisin btn, teki deyile,
kendine bask uygulamann ve kstlamann modelleri, toplumsal gelimenin farkl
basamaklarnda farkl grnmler sunabilir.
Daha gelimi basamaklarn temsilcileri, sylediimiz gibi, atalarnn sosyal silsilesini
ve kendilerine kadar uzanagelmi gelime srecini gzard etme eilimi gsterirler.
Ama elbette gemiin unutulmasn hafife alamayz. Geni erimli sonular vardr bunun.
Zamann kendine zg yann, zerinde uzlaabileceimiz bir tarzda aklayabilme
konusundaki yetersizlik, birok rnekten sadece biridir. Kendimizi tekrarlayarak bir kez
daha u saptamay yapabiliriz: Toplumsal geli menin ileri basamaklarnn hemen
hepsinde karlatmz, kendini zamana gre ayarlayp dzenleme alkanl, ne
biyolojik bir zellie balanabilir (yani ne insann doal yannn bir zelliidir) ne de
metafizik bir zellie iaret eder (yani varsaymsal bir a priorinin marifeti deildir);
insann kendine uygulad zaman kstlamas, bu anlamdaki kendini zorlama, onun
durmadan gelien sosyal kiilik yapsnn bir yann temsil eder ve bu zelliiyle de, her
bireysel kiiliin tamamlayc bir parasdr.

33
nsan ele aldmzda, onun iki tipik yann birbirinden ayr tutmaya biraz dikkat
etmemiz gerekir. nsann zellikleri arasnda biyolojik evrensellikler sz konusudur (ya
da bu tr biyolojik evrenselliklerle balantl zellikleri vardr); ite bu yzden insann
zamandan zaten etkilenmeyen ve deimeyen yanlar ile bugne kadar denetim altna
alnamam ya da zlememi sosyal sorunlarla balantl olduklar iin deimeden
kalm yanlarn birbirinden ayr tutmak arttr. Geri, bu ikinci dzlemde yer alan sosyal
sorunlarn hibir zaman zlemeyeceklerini kabul etmemiz iin akla yatkn bir neden
bulunmamaktadr, ama bu sonu mevcut durumu de itirmez. Biyolojik sabitelerle
balantl yanmza bir rnek, belli kmazlara ya da skntlara alarm tepkisi denen
tepki tryle karlk vermemizdir. nsan trnn teki gelimi hayvanlarla ortak
tepkilerinden biridir bu. Bir canl ya da cansz tehlike kayna karsnda olduumuzu
hissettiimiz, bu kaynak karsnda aresizlie dtmz anda, biyolojik bir otomatik
mekanizma organizmay bambaka bir gerilim durumuna tayp, saldrmaya ya da
kamaya hazrlar. Doruluuna gvenebileceimiz, iyice aratrlm bir biyolojik tepki
modelidir bu* ve insann do-
19. Walter B. Cannon, The Wisdom of the Body, 1932 / New York, 1963.

utan saldrgan olduu dncesine kolaylkla kap aralayabilir. Hakikatte,
organizmay bir tehlike durumuna uygun decek hzl ve enerjik bir eyleme hazrlayan,
gerginlik durumundaki o otomatik deiiklik, saldrganlk kavramnn ima ettiinin
tersine, zel olarak insan trne zg deildir.
nsanlarn kabileler, devletler arasndaki ihtilaflar birbirlerini karlkl ldrerek, teki
deyile savala halletme biimindeki yerleik alkanlklarn bu trden biyolojik genel
geerli tepkilerden net bir ekilde ayr tutmak arttr. nsanlarn ihtilaf ve sorunlar
sava dnda herhangi bir yolla zemeyecekleri tezini benimsememizi gerektirecek
hibir kant bulunmamaktadr ortalkta. Gerekten de yirminci yzyln sonunda biricik
ve itiraf edelim ki en nemli soru, bir baka byk sava patlak vermeden nce
devletler, aralarndaki sorunlar zecek, iddet ve zor gerektirmeyen aralar bulacaklar
m, yoksa buralara gelmeden nce yeni bir savaa ihtiya duyacaklar m sorusudur.
Gene de her sava ncesi durumda sorulan, sava niin kt sorusuna ksmi bir cevap
vermemizi salayan bir etmen, insanlarn, devletler arasndaki ihtilaflarn zmnde
iddet ve zor tehditlerine bavurma, iddet gsterileri yapma biimindeki sosyal
alkanlklardr.
Bugn insanl srekli biimde sava tehdidi altnda yaamaya mecbur brakan
devletleraras ilikilerin dinamii; tpk maruz kaldmz o srekli zaman basnc gibi,
kadn, erkek oumuzun anlamakta glk ektii mi z eylerdir. Gnmzn, ge
dnem gelimilik basaman temsil eden toplumlarndaki zaman yaantsndan
sorumlu grdm sosyal alkanln dou ve gelime koullarna biraz olsun k
tutmaya altm. Gemiteki toplumlarn zaman kavraylar ile bugnkler arasnda
karlatrmalar yapmak, insanln gelime srecinin eitli basamaklarnn
farkllklarna, dolaysyla da bu basamaklarn kendilerine zg yanlarna daha iyi
bakmamz salamtr. Ama insanlar n zaman yaay ve alglay alkanlklarndaki
gelimeler de bu arada unutulmamaldr. Bu ili kileri daha da anlalr klabilmek iin,
zaman konusunu, gemiin toplumlarnn baka kimi yanlarn esas alarak ve bu arada
bu toplumlardaki kiilik yapsnn oynam olduu rol de gz nnde tutarak,
karlatrmalar yapmak istiyorum.

34
rnek olarak, bir Fransz misyoneri olan Joseph-Franois Lafitaunun 1724 ylnda Kuzey
Amerika yerlileri hakknda anlattklarn vermek istiyorum.* Daha nceki rneimizde,
zaman

* Joseph-Franois Lafitau, Moeurs des sauvages americains, comparees aux moeurs
des premiers temps, cilt 2. Paris, 1724.
Sekiyi yayna hazrlayan E. H. Lemay, 2 cilt, Paris 1983. Aada De la guerre chez les
Indiens balkl bir blmden alnt yer alyor. Bu yaz 1980 ekiminde Le
Debatdergisinin 5. saysnda 60-112 sayfalar arasnda yer almtr.
Lafitau, gzlemledii ve yanlarnda kald Amerikan yerlilerinin birbirlerine reva
grdkleri o korkun muamelelere ramen, zellikle plaklk konusunda Fransz
kltrnn bien seance'na uygun davrandklarn ve ly fazla karmadklarna
inandrmaya urayor. Lafitaunun kitabnn resimlerini izen il- lstratrn, okurun
kimi blmleri okurken kendini kaptrd duygular, hele ikence sahnelerinde elinde
olmadan hissettiklerini grsel ifade olarak yanstabilirle konusundaki beceriksizlii
kitabn en ilgin yanlarndan birini oluturuyor. stelik, Lafitaunun seici davrand ve
betimlemelerinde her eyi anlatmayarak okura gerektekinden daha lml, dozu daha
d k iddet sahneleri sunduu apak belli. Ama izimleri yapan, bu kadarn bile
yanstmaktan acizdir. Lafitau, bir yandan Kzlderililerin yannda geirdii yllarda grp
duyduklarna sadk kalp okurlarn kafasnda bunlar canlandrmalarn salayan bir tablo
sunabilme duygusu (bir yandan da okurlarnn duygularn fazla zorlamamak) ve
kendisini orada himayeye alm yerlileri 18. yzyln Fransasnda gereinden fazla
kk drmemek endiesi arasnda gidip geliyor. Ama zel likle izimler, sarayl ln
damgasn tayan bir ikonografinin uygar gelenei iinde yetimi bir sanatnn, bir
Barok ressamnn, resim alanndaki sosyal uz- lamlarn ve anlaylarn kabuunu krma
konusundaki kabiliyetsizliini etkileyici biimde ortaya koyuyor, i kence direindeki
sava bile cesaretini Paris salonlarndaki bir Fransz soylusunun davran ve jestler
repertuvarndan seilme ifadelerle davuruyor.
Bir dnemin sanat slubu dediimiz ey, ister Roman slubu olsun, ister Barok ya da
Rnesans, bir insan beinin gelimiliin belli bir basamandaki sosyal ilke ve
kurallarnn belli bir yanndan baka bir ey deildir. Baka birok ey gibi, sanat slubu
da bireylerin kiilik yaplarnn iinde derinlere kk salmtr. Sanat slubu, tek tek
insanlarn (sanatlarn da) zevk ve grme tarzn biimlendirir, teki deyi le de
snrlandrr. Etkilemenin boyutlar ve younluu deikenlik gsterebilir. nk sosyal
ilkelerin, yasa ve kurallarn esneklii, bireyin bunlar arasndaki hareket alannn
boyutlar deiebilir. Basit toplumlarda genellikle bireyin davran ve duygularna sosyal
ilke ve kurallardan gelen kstlamalar ok daha dnszdr ve katdr. Ortaa ve
sonrasnn modern toplumlarnda bu katlktan pek eser kalmamt, ama Lafitaunun
ressamnn gsterdii gibi gene de duygu ve anlaylar dar korselere yerletirecek
kadar dnszdler. Ancak yak n dnemlerde bu basnlar iyice azalm, sanat
bireyselliinin damgasn byk lde yaptna vurabilecek duruma gelmitir. yle ki
insanlar, sosyal alann, duygular, davranlar konusundaki ortak kural ve ilkelerini
(uyulmadklarnda iletiimin gleecei, hatta tamamen imknsz olaca kural ve
ilkeler olsalar da) yok sayabilmektedirler. Lafitau dneminde, Fransada canilerin ya da
cani, haydut olduuna hkmedilenlerin halkn gz nnde ikencelerden geirilmesi
hl yaygn bir alkanlkt. Oysa byk lde saray topluluunca belirlenen sanat
zevki, alabildiine seici, kibar duygulara hitap ediyordu, insanlarn karlat u
durumlarn ve bu u durumlarn yol aabilecei duygularn ve ruh hallerinin
gsterilmesine hi msait deildi bu sanat anlay.
Lafitau'nun anlattklarnn gvenilirlii konusunda bir karara varmadan bu trden
kstlamalar da unutmamak gerekir. Halk nn, okurunun duygular karsnda kr ve
duyarsz olmad muhakkak. Lafitaunun, Amerikan vahilerine bir para Fransz
kibarl mal etmeye bu yzden zen gsterdii belli. Kuzey Amerika yerlileriyle lka
yazarlarnn anlattklar halklar arasnda bir sr benzerlik kefetmiti Lafitau ya da
kefettiine inanyordu. Bu karlatrmay da iki azl bir ustura gibi kulland
sylenebilir. Antik a n paganlarn m yeriyor, kendi Kzlderililerini mi yceltiyor pek
belli olmuyor. Belki hakl olarak vahice ikencelere hedef olan bu zavall kurbanlarn
gzlerini krpmadan, en ufak bir ac ekme belirtisi vermeden btn o vahete
katlanmalarnda yansyan kahramanln altn izmeden edemiyor. Lafitaunun kendi
kltrel ortamndan gelen kstlayc etkilere boyun emi olmasna ramen, insan
toplumunun gelime basamaklarndan birine ynelik tanklnn deerini unutamayz.
nk kendimizi tanmak istiyorsak, bu basamaklarn toplumlarn ok iyi tanmamz
arttr.



kavramn anlatacak herhangi bir szckleri bulunmayan sosyal topluluun atalarnn
da, misyonerin anlatt topluluktan ok farkl yaamadn dnebiliriz. Genel bir
zaman kavramnn bulunmamas, ne misyonerin rneinde ne de baka gemi
rneklerde, bu gibi sosyal topluluklarn, daha sonraki geliim aamasnn insanlarnn
zamanla ilintili kavramlar snfna sokabilecekleri, az gelimi bir sentez dzleminin
rn olan kavramlara sahip olmadklar anlamna gelmez. 18. yzyln Kuzey Amerikal
yerlileri, kendileriyle ayn gelimilik basamandaki teki insanlar gibi, bir hayvan ayak
izinin, taze mi, eski mi olduunu, hatta belki de ka gnlk, ka saatlik bir izle kar
karya bulunduklarn byk olaslkla kolayca tespit edebiliyorlard. Taze bir iz ile eski
bir izi ifade etmek iin zel ifadeler kullanm olma olaslklar byktr.
Dman bir ky basmak iin yola ktklarnda, hedeflerine varmak iin yaklak drt
be gn sren bir tr keif gezisi gerekletiriyorlard. Topraktan geinmeyi bilmelerine
ramen, bu kk sava harekt sresince, kendilerine yetecek kadar yiyecek iecek
alyorlard yanlarna. Belki, sreleri farkl seferler iin, farkl szckleri bile vard. Ne var
ki, rokiler ve onlar gibi Amerikann usuz bucaksz alanlarna yaylm kabileler, zaman
belirleme aralaryla donanmamlard. Ne bugn bizim olduumuz gibi, gece ya da
gndz boyunca herhangi bir zaman basnc hissediyor ne de btn heyecanlarn,
btn duygularn ve faaliyetlerini srekli etkileyen bir zdenetim kalb tanyorlard.
Ama bu, onlarn kendilerini kstlama mecburiyetinden tmyle habersiz olduklar
anlamna gelmiyordu. Memedeki bebein dnda, psiik ynden normal hi kimse iin
sz konusu deildi bu serbestlik. Bugn elimizdeki malzemeye bakarken, grmz
bulanklatran bir zihin karkl iindeyiz. iddet ve saldrganlk konusu zerinde biraz
daha durmakta yarar var. nsanlarn, bekler ya da srler halinde yaayan gelimi
hayvanlarn tersine tehlike ya da aresizlik durumlarnda veya atma anlarnda,
fkelerini ve korkularn denetlemelerini salayan doal, otomatik olarak devreye
girebilen mekanizmalara sahip olmadklarn anmsatmamz gerekiyor. Ancak bu
yoksunluk, bir baka ynden giderilmitir. Doa onlar, herhangi bir fizyolojik madde
zmseme sreciyle ya da dtaki bir ateleyiciyle otomatik olarak devreye girmeyen
bir baka denetim mekanizmasyla donatmtr. Bu mekanizma, doutan gelen
potansiyel bir yetenek olma zellii tar. Dolay syla da, sosyal geliimdeki renme
ve belli bireysel deneyimlerle canlandrlp gelitirilme sreleri bu potansiyel yetenei
gelitirip harekete geirmedii srece, latent (rtl) bir yetenek olarak bekler.
Heyecan ve duygularmz denetleme arac olan biyolojik kalplar, ocukluun erken
dnemlerinde gereken ekilde yaplatrlarak erken yalara zg bir renme
gerekleir; bu renme biimi, bireyin kendisini kstlamay, denetlemeyi salayc
mekanizmalar edinmesini ve sosyal gelimenin daha sonraki basamaklarndaki
toplumlarda -daha nceden edinilip, artk yerlemi olduu iin bilinli mdahalelerle
ynlendirilmesi mmkn olmayan, dolaysyla da ikinci bir insan doasna dnm-
sosyal ve bireysel mekanizmalarn oluup gelimesini mmkn kl ar. te, sosyalin
iindeki mevcut kalplarn renilmesiyle organizmann en temel ve en spontan drt
ve duygularn engelleyen ya da baka bir yne kanalize eden bu renilmemi,
kayna sosyal olmayan yetenek, insan denen trn biricik, tamamen ona zg
yandr.
*

*Baka evcilletirilmi kimi hayvan trleri de bu yetenein izlerini tayorlar. Bugne
kadar hep insan trnn kendini evcilletirme yeteneinden sz edildi. Doutan
getirilen denetim mekanizmalarndan farkl olarak sosyal platformda renilmesi
gereken denetleme mekanizmalarn insann bu kendini evcilletirme yeteneine borlu
olmas mmkndr, dolay syla da bu srecin yapsal zelliklerinden biri olarak
anlalabilir. yle ya da byle, sosyal dzlemdeki kendini k stlama mekanizmalarn
renip biimlerini gelitirebilecek biyolojik potansiyele sahip, dolaysyla da drt ve
duygularna bu renmenin gerektirdii esneklikle hkim olabilen baka bir hayvan tr
yoktur.

Psikoloji okullarnn birounun, zellikle de Konrad Lorenzin kurduu hayvan
psikolojisi okulunun temel zayflklarndan biri, insana zg bu biyolojik donanmn,
onlarn teorilerinde hemen hemen tamamen gzard edilmi olmasndan ileri geliyor.
nsann, kii olarak gelimesi, biyolojik sreler ile sosyal srelerin birbirine
sarmamalaryla mmkn olan, karakterini bu sarmamaya borlu bir gelimedir.
renilmemi, doutan gelen, doal ve potansiyel byme sreleriyle renilen,
deneyimler zerinden yryen gelime sreleri kendilerine zg bir tarzda ayrlmaz bir
btn olutururlar; bunlar birbirinden ayr tutmak beyhude bir abadr. nsan biyolojik
etmenlerin esiri gren natralist bir psikoloji, belki de kendine doabilimleri statsnde
iyi kt bir konum edinmek kaygsnn kurban olup, insanlarn, kiiliklerinin gelimesi
sreci srasnda, o grnrde almas imknsz uurumu -doa ile toplum,
dolaysyla da doa ile kltr arasndaki uurumu- amay rendikleri gereini
gzard eder. Bunun bir sonucu olarak da geli mi toplumlar iin tipik bir davran olan
kendini zamana gre ayarlayp kstlama ya da insanlar aras ilikilerde iddete, zora
bavurma ve iddeti denetleme sorunlar gibi temalarn tartlmas, zerinde
uzlalabilecek sonulara ulamakszn srp gitmektedir.
iddete, zora bavurma tartmas buna iyi bir rnektir. Bu tart mada, insanlarn,
doutan beraberlerinde genetik bir saldrganlk drts getirdiklerini ileri sren bir
taraf vardr. Burada saldrganlk drts, cinsel drt kavramna zenilerek tretilmi
bir kavram andrmaktadr. Bu grn karsndakiler ise, saldrgan eilimlerin
tamamen kltrel ya da sosyal evrenin etkisiyle olutuunu dnmektedirler. Bu
tartmaya taraf olanlarn ok az, ksa zaman ncesine kadar alarm tepkisi diye
tanmlanan ve zora dme ve tehlike durumunda organizmay ya mcadeleye ya da
kamaya doru harekete geiren, ileyii ok iyi bilinen bir biyolojik tepki trndeki
davran kalbnn, insanlarda esnekleip kart etkilerin sonucunda, denetlenebilecek,
mdahale edilebilir bir hale gelmi olabilecei grn ne srmektedir. Saldrganlk
sorunsalyla akraba teki btn sorunlarda yrtlen standart tartma, baka bir
deyile, duygularmz, heyecanlarmz, korkularmz ve endielerimiz ile bunlarn
denetlenmesi ve bastrlmas arasndaki balanty gz ard etmektedir; oysa bu
denetleme kalplar toplumdan topluma, bireyden bireye eitlenebilen bir ilikiyi temsil
ederler.
Kendi alanlarnda yadsnmaz baarlar ve hizmetler ortaya koyan hayvan psikologlar
ve davran-bilimcileri, insan psikolojisi alanna adm atmay gze aldklarnda, insan
trnn tamamen kendine zg biyolojik yapsn hesaba katmay genellikle ihmal
etmektedirler. nsan doasnn biricikliinin belirgin zelliklerinden biri, az nce altn
izdiim gibi, biyolojik donanmla birlikte sunulmu, potansiyel olarak kendisinde var
olan ve biyolojik drtlerini, duygularn, heyecanlarn; ok eitli yollardan
gerekleebilen bir renme sreci iinde kendi hkimiyeti altna alabilme ve
dntrme yeteneidir. Dolay syla da baz insan topluluklarnn, rnein Kuzey
Amerika yerlilerinin zellikle sava, mcadeleci davran ve duygularn aklamak
istersek, bunu alabildiine yksek dozda bir doutan saldrganlk drtsne
balamaya kalktmz yerde, inandrc olmamz zordur. Bu a klama yolu, aklanmas
gereken bir olgunun gene bizzat aklanmaya muhta bir baka olgu ile aklanmas
biimindeki sk rastlanan tutuma tipik bir rnektir. Bu durumda rne in Amerikann
birbirleriyle kyasya savaan yerli kabileleri gerekten de zellikle gl bir saldrganlk
drtsyle doutan donanmlarsa, gene ayn younlukta bir saldrganl bastrma ve
denetleme drtsyle donanm olamazlar m? Gerekte, bu yerlilerin sosyal davran
kalplarn incelediimizde, baya gl, enikonu kalplam bastrma, kendini
kstlama ve denetleme mekanizmalarnn, varln tespit edebiliyoruz. Bu yerliler
rnei, bizim iin ok retici. Bu yerlilerin durmadan savaa yol aan ihtilaflarnn
temelinde genetik nitelikte ve zellikle fazla dozda bir biyolojik saldrganlk drts
aramak yerine, bir ihtilaf, bir anlamazl halledip denetleyebilme yeteneinin
gelimemi olmasn ve sava iin yanp tutuan kiilik yaplarn grmek gerekiyor.
Gemiin gelimilik basamaklarndan birindeki insan topluluklarnn ou gibi, Kuzey
Amerika yerlileri de sosyal dzlemde belirlenmi bir yasalar ve kurallar daarcna
sahiptiler. Bu yasa ve kurallar onlara, belli durumlardaki davranlarn ve duygusal
hayatlarn dzenleyip, onlardan kendilerini tutmalarn ya da kstlamalarn talep
ediyordu. Ama ite onlarn kendilerini kstlay biimleri, dolaysyla da sosyal davran
alkanlklar, daha sonraki toplumsal gelimilik basamaklarndaki yasa ve kurallar
btnnn gerektirdii denetleyici yaplardan baz bakmlardan ok farklyd. Kuzey
Amerika yerlilerinin zaman belirleme biimleri ve sosyal yasa ve kurallar btnnn
talep ettii zdenetim devaml olmayan belli bir sreyle snrl ve ancak belli
durumlarda bavurulan bir faaliyetti. Ayrca bu kstlamalarn uygarlama srecinin
daha ge aamalar bakmndan karakteristik olan herhangi bir zdenetim biiminden
ok daha kat, dnsz ve ar bir grnm ald belli durumlar vard; ama te
yandan, sosyal kurallarnn kimi baka durumlarda gz yumduu ya da hatta talep
ettii byk bir rahatlk da sz konusuydu. Eski insan topluluklarnn sosyal kurallarnn
bir belirtisi olarak, zevkten zntye, zntden zevke yaadklar gel-git sarkac da
ar ulara gidebiliyordu. Bu ynyle de daha sonraki gelimilik basamandaki bir
toplumda grdmz karekteristik bir zellii burada gremiyoruz: Sonraki
toplumlarda, serbestlik ve kstlama arasndaki gei yumuatlarak, denetlenen
serbestlikten lml zorlamaya doru dereceli bir btn olumutur.
nsanlarn kendilerini kstlamalar bakmndan sosyal dzlemde treyen davran
kalplarnda yaanan gelimelerin eitli toplumlardaki yn, insanlarn i dnyalarnda
gittike daha bar olmalarn iermektedir; bu sre iinde insanlar, sa a sola
salm dolap duran insan srleri topluluundan, belli blgesel snrlar iinde kalc
olarak yaamaya balayan ya da da kylerini kuran insan topluluklarna doru gei
yapm daha sonralar, snrlar surlarla evrili kentlerin douuyla ya da gittike daha
byk, kendi iinde gittike daha bar hale gelen blgesel devletleri ortaya
karmlardr. Bu a amalarn her birinde sosyal bekler arasnda ihtilaflar halletmenin
bir yolu ve geleneksel bir sosyal kurumlama olarak ldrme eylemlerine rastlanr ve
bu durum, insanlarn sosyal davran alkanlklarn derinden etkilemitir. Ama birok
eski toplumda bu zellik daha da ileri giderek insan beklerinin birbirlerine kar
uyguladklar iddet ve zorun, varlklarnn srekli ya da hatta hkim art saylabilecei,
hatta pek de ender saylmayacak baz rneklerde bir yaama tarz olarak belirdii
biimler vardr.
Kimi sosyal antropologlarn yapt gibi, incelemelerinizi birka sava aleyhtar,
bar blge ile snrlarsanz, gemiin toplumlar hakknda olduka tek yanl bir
tablonun oluma tehlikesi vardr. Pierre Clastresin u yeni grne hemen hemen
tmyle katlmak gerekiyor:
Aklnza ayn anda sava getirmeksizin ilkel toplumlar dnemezsiniz...
Yabanl insanlarn dnyasnda, savan ierdii iddet, her bei birbirinden
bamsz ve kendi bana zgr tutabilmenin asl yolu olarak grnmektedir.
Devletten yoksun toplumlarn, devletin temsil ettii ve zaten devlet demek
olan birletirme mekanizmasna kar en byk engelleri olan sava, ilkel
toplumun znn ayrlmaz parasdr. Bunu sylemekle, her ilkel toplumun
sava olduunu da sylemi oluyoruz; bu nedenle, bilinen ilkel
toplumlarda, tm eitliliklerine karn sava, etnografik bir evrensel sabite
olarak tespit edebiliyoruz.
*

* Vahi Savann Mutsuzluu, Pierre Clastres, ev.: Alev Trker - Mehmet
Sert, Ayrnt Yay., (1992)

Devlet ncesi toplumlarn yelerinin, kolonicilik ncesi dnemlerde de, karlkl iddet
ve zor uygulama pratiklerinin srekli endiesi ve korkusu altnda yaam olduklarna,
son zamanlarda ben de kanaat getirdim. Gene de bu olguyu geliim sosyolojisi
dzleminden ele alacak olursak, devlet oluumunun gittike ilerleyen sreciyle birlikte,
zellikle halkn ve sosyal alann, kendi iinde ba- rlatn aka grrz ki, bu da
gerekten gemie gre dnyay temelden etkileyen bir farkllktr. Ne var ki bu
gelime, insanlarda savaa kar nefret duygusunu glendirmi ve insanlar savatan
tiksinir hale gelmi olsalar da, deiik devletlerin yurttalar iddet tehdidi ve
uygulamas sonucunda, bir baka devletin iradesine boyun emeye mecbur braklma
endiesinden hl kurtulabilmi deillerdir. e itli insan topluluklar arasnda karlkl
iddete bavurma tehlikesi henz almamtr. Sava yoluyla iddet ve zor uygulama
pratii, geri dnyann birok blgesinde bir lde gerilemi ve gemi toplumlardaki
gndelik tehlike olma zelliini kaybetmitir. Yabanc bir savann karanln iinden
anszn kp malmz canmz almaya teebbs edecei korkusuyla yatp kalktmz
gnler geride kald denebilir. Ancak bar , devletlerin snrlar iinde, her ne kadar
yaygnlatysa da insanlarn birbirlerinden duyduklar korku srmekte, devletler aras
ilikilerde karlkl tehditlerin durmadan trmanmas, eskiden olduu gibi
denetlenemezliini korumaktadr. nsanlarn hayatta kalmasn salayan kurumlarn ya
da birimlerin byk lde devlet ncesi dnemlerin karakterini tad toplumsal
basamaklarda da, bunlara benzer tehdit ve endieler, ok az denetlenebilmekteydi.
Clastresin hl yabanl insanlar diye tanmlad ve aynen bizim gibi, sadece bize
gre daha eski bir sosyal gelime basamandaki insanlarn, her an sava tehdidiyle
kar karya olularn daha iyi anlamak iin, bugn bizim de grece ilerki bir aamaya
gre, insanln gelimesinin n basamaklarndan birini temsil ettiimizi unutmamalyz.
(Bizim iinde yaadmz bu aamay insanln tarih ncesi diye tanmlamak
mmkndr; insanlarn hl, eitli devletlerin bandakileri, sorunlarn iddet yoluyla
zmeye ynelten sosyal dinamii fark etmekten ve denetlemekten aciz olduklar bir
aama olarak.) Yerli rokilerle ilgili olarak yle yazyor Lafitau:
Kylerinde aylak aylak oturan erkekler bu tembelliklerini, aslnda sadece
byk eyler iin zellikle de savamak iin yaratlm olduklarn gsteren
b i r eref iareti olarak gryorlar. nk ancak sava ta, cesaretlerini
snayabilirler. Sava , btn yce duygularn en iyi ekilde ortaya kartan
birok frsat sunmaktadr onlara.
*

* Lafitau, a.e. s. 62.

Lafitau, roki erkeklerinin yapt balca iki i olan avcl ve balkl da, savaa
hazrlanmalarn engellemesi halinde, zaten yeme ime sorunlarnn zmyle uraan
kadnlara braktklarn syler. Bu sava a hazrlanma faaliyeti, kendini dmana
olabildiince korkun, en yrtc hayvandan bile daha korkun gstermek ve gerekten
de korkun olmaktr. Irokilerin dmanlarnn da ayn eyi amaladklar kesindir. Bu ve
benzeri anlatlanlardan kan tablo, karlkl olarak birbirlerine saldran irili ufakl bu
yerli kabilelerinin gerek kurbanlarn yok ederken gsterdikleri vahet ve canavarlkta,
gerekse tutsaklarna yaptklar inanlmaz ikencelerde, tekinden hep bir adm nde
olmaya uratklarn gsteriyor. Gerekten de bu kabileler, bir katlay c sreler
biiminde tanmlayacam trden bir ilikiyle birbirlerine balanmlard.* Burada
srece dahil olan herkes, tekine zarar verme aralarn ve yollarn durmadan
trmandrmaya ve rakibin direncini krmak iin ona korku vermeye alyor, ayn
zamanda muhtemel ikencelerin korkun aclarna kar sertleiyordu; nk gnn
birinde tutsak olarak kar kabilenin eline geecek herkesi ayn akbet bekliyordu.

* Gerek bu kavram iin gerekse kabileler ve devletler arasndaki ilikilere
uygulanmas iin bkz. Norbert Elias. Engagement und Distanzierung. Arbeiten zu
Wissenssoziologie 1, yayna hazrlayan M. Schrter, Frankfurt A. M. 1983, zel-likle s.
121.

Sosyal gelimenin ok erken basamaklarn temsil eden bu topluluklarda, kabileler ve
sosyal bekler arasnda, korkuyu ve deheti trmandrma ilikisiyle karlayoruz ve bu
ilikinin yaps, mutatis mutandis, yani zaman iinde kanlmaz deiiklikler olsa da
ilkece ayn ekilde atom silahlar ann devletler aras ilikilerine transfer olmutur.
Aslnda insanlarn, bir atom sava ardndan yava yava ve aclar iinde lmesine yol
aacak olan radyasyon tehdidinin yol at ok byk aclar ile Kuzey Amerika
yerlilerinin gemi azya alnca sava tehdidiyle birbirlerinde yarattklar korku arasnda
birini dierine tercih ettirecek bir fark yoktur. Fark atom sava tehdidi altndaki devlet
toplumlarnda birlikte yaayan insanlarn kiilik yaplarnn bar eylemlere ve
faaliyetlere gre ayarlanm ve kl krk yaran bir zaman dzenlemesine gre
belirlenmi olmasdr; bu zaman dzenlenmesi, bireyin vicdannda kendi tekabliyetini,
kendini tamamlayan kar parasn bulur; zamann aknn her eye nfuz eden
bilinciyle de yakndan balantl bir kendini kstlama davrandr bu.
Bar faaliyetlere uyum salam, zaman dzenlenmesinin kalplarn iselletirmi
atom a insanna karlk bir Kuzey Amerika savas, tamamen farkl, bambaka bir
kstlama ve kendini denetleme modeline gre byr. Sadece bir noktay ne kartmak
gerekirse, onun hayat, en azndan bir erkek olduu andan itibaren, tamamen savaa
adanmtr diyebiliriz. Ama ite, tam da durum bu olduu iin, tmyle savaa
hazrlama ve hazrlanmayla megul olan insanlarn kiilik yaplarndaki ve
kaderlerindeki ikili karakter kendini burada ak seik ele vermektedir. Daha nce
sylemitim; bu erkekler, tutsaklar na lmlerden lm beenirken duyduklar ve
sosyal kurallarnn defterinde kendilerine vaat edilmi mthi haz ve zevki, icabnda
pahal demekten kurtulamayacaklardr . anslar yaver gitmediinde, dman
savalarn eline getiklerinde, ayn muameleye tabi tutulacaklarndan en ufak bir
pheleri olamayaca gibi, bu olasla ocukluktan itibaren kendilerini altrmak ve
hazrlanmak zorundadrlar. Sava saylabilecek karlkl saldrlar ve ani basknlar
tehlikesine ak olan bu kabileler, birbirlerinden ba mszdr; gene de hepsinin eref
anlay ortaktr ve bir sava iin ikence grrken acsn yle ucundan olsun belli
etmek, en byk utan saylmaktadr. Byle bir davran, onun kabilesinin onurunu yok
etmeye yeter. te bu yzden her kabile, erkeklerinin yan sra byk olaslkla
kadnlarn da, bu muhtemel aclara gre en kk yalardan balayarak hazrlamak,
gnn birinde feci bir ikenceyle ldrlebilecekleri ihtimalini hesaba katarak acsn
herhangi bir belirtiyle davurmasn nlemek iin her trl abay gsterir.
Lafitau, daha be yandaki ocuklarn, ellerine kor halinde talar alarak, sosyal
ilkelerinin gerektirdii gibi aclara katlanp katlanamayacaklarn grmek iin, bu talar
avularnda skarak oynanan bir dayanma oyunu anlatyor. Birbirlerine ac vermek iin
en sk bavurduklar yntem atele ac vermektir. Tutsa ikence direine balayp,
ayaklarn, kzgn metallerle yakmaya balarlar. Trnaklarn skp ayak parmaklarndan
birini ikisini kopartrlar, pipolarnn ucuna takar ya da kzartp yerler. Canl tutsan etini
keserken ya da yakarken bir sinire rastlaynca, onun acsn arttrmak iin siniri
ekerler, k vrrlar, kendi zevklerini de bylece art rrlar. Elbette istisnas z btn
tutsaklarn bu tr ikencelere tlarn karmadan katlandklar sylenemez. Ama
Lafitau, ikence grenlerin genellikle o ilk Hri sti yan ehitlerin boyun emezliini
anmsatrcasna ikenceler srasnda yiitlik arklar sylediklerini naklediyor. Halk nn
arklardr bunlar ya da kendi kahramanlnn ezgileri. Bu arklarla, kendilerine
ikence edenleri tahrik ederek, ikenceyi yapan kendileri olsa ne kadar daha usta,
kurbanlarna ac vermede onlara gre ne kadar baarl olduklarn anlatrlar. Birka
saat sonra ortalk byk olaslkla biraz yatr. Tutsa a, uzanp birka saat dinleme
frsat tannr. Ardndan tekrar getirilip ikence direine balanr ve zafer kazanm olan
kabile, tutsa para para koparmaya, orasn burasn yakmaya devam eder. Bir iki
gn sonra, tutsaktan geriye artk canl namna ne kaldysa, ona da biri nihai bir
darbeyle son verir.
En gelimi ve en karmak, ite alabildiine bar hale gelmi Avro-Amerikan
toplumlarnda doup bym insanlar arasnda, baka insanlara, bu ac verici, dozaj
yava yava artrlan ikenceleri uygulayabilecek ve bundan ayn zamanda haz duyacak
insan says herhalde ok deildir ya da tn karmadan ayn metanetle bu trden
ikencelere katlanacak insan says da. Lafitau da yerlilerin eline den Franszlardan
ya da ngilizlerden benzer ikencelere tabi tutulanlar arasnda o yerliler gibi, olup
bitene yiite dayanabilenlerin ok az olduunu naklediyor. te karmak Avro-
Amerikan toplumlarnda da gerek kendilerinin gerekse de baka insanlarn, iinde
yaadklar dnyann sosyal ve doal dzlemlerinde, iyice keskinlemi bir zaman
duygusu olmadan, kendilerini ayarlamalarna ve kstlamalarna yardmc olacak saatler,
takvimler gibi aralar kullanmadan yaayabileceklerini sanan insan says da herhalde
ok azdr. Ama i te, insan, kendi kiiliinin bu sarslmaz donanmna, kiilik yapsnn
kaynan merak ettiinde, karsna sosyal bir tabakann kmasna, daha dorusu
kendi bireysel kiiliinin iinde sosyal bir yann bulunmasna pek akl er-
dirememektedir. Bu trden yaplar, insan ki ilii iinde ylesine kklemi
grnmektedirler ki, onun doal yannn sabit bir paras izlenimi yaratmaktadr. Ayn
akl erdirememe durumu, Kuzey Amerika yerlilerinin insanlar lme gtr tarzna
duyulan nefret ve infialde de kendini ele vermektedir. Yerlilerin bu detlerine tepkiler
de kiiliin en derin zellii ya da insan doasnn ayrlmaz paras olarak gelebilir bize.
Oysa gerekte doann bir rn deil, dorudan sosyal dzlemin, yetimenin bir
sonucudur bu tepkilerimiz.
Yabanl diye bildiimiz insanlarn ilkellii, canavarlklar dedii mi z ey iin de
geerlidir bu sylediklerimiz. Birok yerli kabilesinin, bakalarna ikence yaparken
duyduu o dehet verici haz ve zevki, psikiyatrinin terminolojisiyle sadizmin bir biimi
ya da biyolojinin terminolojisiyle doutan bir iddet ve saldrganlk drts olarak
snflandrmakla aklam olduumuzu dnebiliriz. Oysa aklanmaya muhta bir eyi
kendisi aklanmaya muhta bir eyle aklamak demektir bu, explanandum zerinden
explanandum. lk bakta tutsaklara uygulanan ikenceler, spontan drt ve duygular n
marifeti olarak alnabilirler. Ama olup bitene yak ndan baknca, ileri derecede
biimselletirilmi bir ritelle kar karya bulunduumuzu kefederiz. Kabilenin
yallarnn tleri, tutsaklardan hangilerinin ikenceden geirilip ldrleceine,
hangilerinin, daha nce yitirdikleri bir aile yesinin an kapatmak zere balanp o
boluu doldurmaya ayrlacann zmni kararlarn da ierir. ou zaman tutsaklara bir
zgrlk tannarak, onlar bekleyen kanlmaz kaderlerinden kurtulduklar izlenimi
verilerek kandrlmalar bile sk rastlanan durumlardr. Bu kabileler gibi sosyal ili kileri
karmaklamam basit topluluklarn sosyal kurallarnn btn, bir yanda bakalarna
ikence ederken alabildiine haz duyulmasna msaade ederken, daha dorusu haz
duymay buyururken, tersi durumda da, yani ikenceye maruz kalnd durumlarda da
kiinin kendisini denetlemesini, aclara katlanmaya zorlamasn ister. zet olarak, eski
bir gelimilik basamandaki hemen btn toplum yeleri, sosyal kural ve yasalarnn
btnnn talep ve zoruyla, yer yer kendini denetlemenin, kendine hkim olmann en
etin ve imknsz biimlerini gerekletirmek durumunda kalrlar; ama, bunun kadar
tuhaf olan bir bak a ey de bu insanlarn sosyal kurallarnn, hazzn ve zevkin
bizimkilere gre nispeten vahice saylacak bastrlmam biimlerini de yaamaya
tevik etmesidir. ncelikle yaplmas gereken aklama, burada bireysel davran ve bu
zevklerin kendiliinden yaan deil, bu davran ve duygulara damgasn basan
sosyal kurallar btn olduudur; baka deyile, az ok birbirinden farkl, ayrt edilebilir
bireysel kiilikler, sosyal kiilik yapsnn iinden doup geliir.


35
Nispeten daha karmak olan kentlemi toplumlarn yelerinin her yere sirayet etmi
zaman bilinci de, onlarn sosyal kurallar ve yasalar btnnn tamamlayc bir paras;
sosyal kiiliklerini oluturan yapnn bir esidir. Bu olguyu daha iyi aydnlatabilmek
iin, daha nceki gelime basamaklarndaki toplumlarda karlatmz savalarn
kiilik yapsna ve onlar kuatan sosyal kurallar btnne geni bir yer verdim.
Zaman sorunundan olduka uzaklatm ve kendimi bu konuya baya kaptrdm
itiraf etmeliyim. Basit yapl toplumlarda, sosyal kurallar btn, ok az miktarda
zaman iareti ierir; ve bu ok az da, ok belli birka istisna durumla balantldr.
Zaman belirten bu iaretlerden hibiri, sanayilemi ulus devletlerinde yaayan
insanlarn ilikilerini dzenleyen zaman iaretlerinin temsil ettikleri yksek sentez
dzlemini ve yaygnlk derecesini tutturamazlar. Kuzey Amerika Yerlileri ile Clastresin
anlatt daha gneyde yaayan Chaco yerlilerinin sava kiilikleri, bir tarafta dehet
verici aclar ile dier tarafta ac ekenlerden alman dehet verici haz arasnda gidip
gelirken, bu kiiliklerinin, iinde yaadklar an ile, dnem ile smsk balar iinde
oluunu dikkate aldmzda, bu balant, kendi kiiliimizin zelliklerini, rnein bizi
hkimiyeti altna alm zaman duygusunu, onunla aramza belli bir mesafe koyarak,
btnl iinde kavramamz ve alglamamz kolaylatrabilecek negatif bir fotoraf
hizmeti grebilir. Bu iki ayr kiilik yaps arasndaki ztlklar sayesinde, zaman kolektif
alglaymz ve yaaymz, gerek sanayi ulus devletlerine zg toplumsal gelimilik
basamayla gerekse de bu tip toplumlarn insanlarnn kendilerini kstlama ve
denetleme davranlarnn temsil ettii uygarlama basamayla iliki iinde grmemiz
kolaylar.
Daha eski bir basaman toplumlarndaki insanlarn kiilik yaplar esas alnarak
yaplacak karlatrmalarda belirginleen ve zerinde henz yeterince durulmam bir
baka sorun var. Kuzey Amerika yerlileri, biyolojik ynden bizden farkl deillerdir;
onlar da homo sapiens trnn yeleridirler. Amal bir abann sonucu olmayan sosyal
bir sre, aralarndan birounun, zellikle savalarnn, hem savalarda ve
ikencelerde rol alarak hem de kendi uradklar eziyet ve ikencelere yiite
dayanarak hayatlarn dolduran bir anlam, bir ama edindikleri bir noktaya tamtr
onlar. Onlar, bu ya ama tarzn kendileri semediler; upuzun, amasz, kr bir
toplumsal gelime sreci, bu tarz onlara dayatt. Ayn ey bizim yaama tarzmz iin
de geerlidir. Belli bir zaman duygusuna sahip olma mecburiyetinden kaamay mz,
ya da birbirimizin canna okuyacamz bir atom sava tehlikesine maruz oluumuz ve
u ana kadar byle bir tehlikeyi kontrol altna alabilecek rahatlatc, inandrc bir yol
bulamam oluumuz; sosyal gelimenin o nceden planlanmam, kastsz kr
gelimesinin yaratt mecburiyet ve kstllklarn en az yukardaki rnek kadar
semptomatik bir yann ifade etmektedirler. Aramzdaki byk zamansal mesafe
sayesinde, Amerika yerlilerini srekli savalarn ve ikencelerin o dar kulvarna
srklemi olan kr toplum srecini fark etmemiz kolay olabilir. Dahas , gene bu
mesafe sayesinde, ok eski alarda sel baskn, salgnlar gibi denetleyemedikleri
doal srelerin keyfiliine nasl teslim olmularsa onlar keye sktrm bir sosyal
gelime srecinin keyfiliine de eli kolu bal ylece terk edilmi olduklarn da kolayca
grebiliriz. Doa srelerinin hedefsiz hareket eden gc hl yok olmu deildir;
ancak bu srelere egemen yasalarn bilgilerinin oalmasyla ve nedenlerinin
kavranmasyla bunlar, nemli lde kontrol alt na alnabilmitir. Ancak a mzda
insanlar hl, faaliyetlerinin birbirine sarmaarak yol at etkiler sonucunda, doal
srelerden hi de daha az keyfi olmayan, amasz, kr sreleri harekete
geirdiklerinin ok az farkndadrlar. Bu al ma boyunca tartageldiimiz, zaman
yaama duygusu, ok gelikin bir zellik olarak bunlara bir rnektir. Kimsenin nceden
planlamad, maksatl olarak hazrlanmam, toplumsal gelimenin kendiliinden bir
sonucudur bu da. Bu sonuca katlanmak, hatta savaa doru gtrebilecek
olumsuzluklarla yaamak zorundayz; tpk, az nce anlattmz, sosyal yaplarn
dayatt kstlamalarla yaamak zorunda kalm insanlar gibi. Tpk onlar gibi, biz de,
daha ocukken bu yapnn iine kayp deriz. Bu yaplar paramz olup karlar. Hatta
onlara anlamlar bile atfederiz. Zaman, byle bir yapya iyi bir rnektir. Her yerde
karmza kan bir zaman duygusunun iine hapsolmuuzdur. Ki ilik yapmzn bir
paras olmutur zaman duygusu. Bu biimiyle de olaanlamtr. Dnyay baka trl
alglamann, yaamann yolu yok gibi gelmektedir bize.
Burada sylenenler, sadece zaman ya da sava balamnda deil, bundan da teye,
bu trden durumlar yaratan kr sosyal sreler karsnda da kavrayc bir mesafe
edinmemizi salayabilir. Bu tr srelerin karakteristik yanlan henz pek az
anlalmtr. Onlar kontrol altna alabilme yetenei de henz emekleme safhasndadr.
Bu konu ile ilintili birok gr, birbiriyle amanszca atmaktadr. Zaman sorunu ise
nispeten ntr bir tartma zemini sunduu gibi, srp giden tartmaya k tutacak
malzemeyi de iermektedir.
stelik, bu balamda karlatrma ynteminin bilgi edinme bakmndan tad
deeri de ayrca kavramamz iin, burada yapacamz aklamalarn yarar olabilir. Bir
toplumun kendi toplumsal davran ve duygu alkanlklarnn gz nne serilmesinin en
iyi yolu, kendinden baka bir gelimilik dzeyini temsil edenlerle karlamas, bir
alveri iine girmesidir. Bu trden kar lamalar sayesinde, hem insanln
gelimesinin hem de bu gelimenin basamaklarnn kapsaml bir resmini elde edebiliriz.
Sosyal bilimcilerin gemi ve gelecei bir yana brakp dorudan yaanan dneme
bakma eilimleri, gemii sadece tarih olarak grme alkanl gibi, karlatrmal
yntemlerin nn kesmektedir.
Kendi zaman alglaymzn, zaman yaaymzn, ancak gemii yeniden
kurgulamamz, dolaysyla da gemiin zaman belirleme abalarnn geirdikleri
geliiminin basamaklaryla karlatrmalar yapmamz halinde anlalabileceini
sylemitim. u son sylediklerimizle, bu basamaklarn da, gelime merdivenindeki tek
tek admlar olarak anlalmas gerektii grlmtr sanrm. Zaman ile ilintili klasik
felsefe literatr, sosyal gemiin inkr yznden bu alana egemen olan karmaaya iyi
bir rnektir; baka bir deyile, insanlar bugn bulunduklar noktaya getiren uzun mu
uzun srecin grmezlikten gelinmesiyle doan karmaaya. nsanln imdiki gelimilik
basamanda, kimi insanlk temsilcileri; birbirlerini, kendilerini, hatta insanl tmden
yok edecek g ve iktidar ellerinde tutmaktadrlar. te byle bir durumda tehlikeyi yok
etmek istiyorsak, drst olmak ve ister idealist, ister materyalist, isterse de hangi
kumatan olursa olsun rtlerimizi karp atmak zorundayz. Tehlike, gnmzdeki
uygarlama hamlesinin ulat basamakta, bireysel denetim ve kstlama
mekanizmalarnn, dtan, bakasndan gelen denetim ve kstlama mekanizmalarnn
yerine henz geememi olmasndan kaynaklanmaktadr.

36
Gemie yapacamz uzun bir safari bu konudaki tabloyu tamamlamaya yardmc
olabilir. Yapaca mz bu sefer, bize, eski basamaklardan birindeki zaman belirleme
abasn, sosyal balam iinde gsterebilir. Zaman n aratrlp incelenmesini zel ve
apayr bir sorun gibi grmek, zamann gelimesini btn teki ilintilerinden tecrit
ederek ele almak gibi bir tehlike mevcuttur. Burada as l, zaman sorunuyla urayor
olsak bile, rnein iddetin, zora bavurma alkanlnn gelimesini ve denetlenmesini
gz nnde bulundurmann ie yarayabileceini sylemitim. Belki de eski toplumlarda
zamann karakterini ve ilevini belirleyebilmek iin, olup biteni balangtaki sosyal
balam iinde elden geldiince iyi kavramak, verimli sonular elde etmemizi
salayabilir. a mzda bugnk biimiyle bir devlet olma eiliminden tamamen uzak,
byle bir derdi hi olmayan; dolaysyla da zaman belirleme faaliyetinin o en arkaik
biimleriyle gerekletirildii devlet ncesi toplum biiminin yle fazla rnei
kalmamtr. Tarihsel geli im iinde gerek iddet ve zorun, gerekse de zamann
denetiminin merkezi, artan lde devlet ncesi dzlemden, feodal ky devleti
dzlemine, oradan ynetim, adalet ve askeri aygtlarn ayrt uzmanlklara blnm
toplum dzlemine doru ilerlemitir. Bu nedenle de, iktidar ve g merkezinin, kal c,
srekli, uzmanlam personelle donatlm devletlerin dzlemine gemeden hemen
nce, geleneksel bir kydeki otantik hayatn nasl olduunu renmek isterseniz,
yapabileceiniz tek ey, olduka eski yazl kaynaklara el atmaktr.
Chinua Achebein roman Tanrnn Oku * bu balamda ok retici bir belge olarak
bize yardmc olabilir. Bu romann odanda zaman belirleme konusundaki bir
anlamazlk yer alr. Roman dou Nijeryadaki bir Ibo kyndeki hayat birinci tekil
ahs perspektifinden anlatr. Olaylar eski ya ama tarznn, hl gndemde ve etkili
olmasna ramen, yeni koloni rejiminin etkisiyle dnmeye balad dnemde geer.
Yazarn harika yks, ortak bir tanr evresinde birlemi ve bir ky cemaatleri
devletinin belirtilerini tayan, ihtiyarlar meclisinin ve kimi rtbe, stat sahibi erkeklerin
ynettii bir tr cumhuriyet grnm sunan birka kyde, gnlk hayata yansyan
iddetin yan sra farkl ky cemaatleri devletlerinin arasnda yaanan iddet ve g
atmalarn abartsz, canl bir anlatmla vermektedir. Bu trden bir ky devletinin
yneticileri arasnda tanr Ulunun barahibi, alt kyn en byk tanrsnn temsilcisi
bulunmaktadr ve onun egemenlii, federasyonun asl birliini olut ur ur. te
barahiplik mevkisinin o dnemdeki temsilcisi Ezeulu, romann da ba figrdr.

*Chinau Achebe, Arrow of God, Londra 1964.

Ezeulu, gururlu ve gl bir rahibin tipik temsilidir. Birka kuak nce, aralarnda
Ezeulunun kynn de bulunduu alt ky, kle avclarnn ard arkas kesilmeyen
saldrlarna hedef olmutur.** Alt ky, bu saldrlar karlayabilmek iin bir tr
federasyon oluturmulardr. Tanr Ulu ve Ezeulunun dedelerinden biri olan rahip, alt
kyn birliinin sembolleri olmulardr. Ve tanr , kyllerin isteklerini yerine getirir.
Yabanc savalar geri pskrtlrler ya da gelmez olurlar. Ulu, her eye muktedir
gl bir tanr olduunu ispat etmi ve tanrnn gc, onun barahibinin gcn de
merulatrmtr. Kyde hayat birok ynden belirleyen barahip, tanrnn adna, bizim
zaman dedii mi z eyi de dzenlemekte, Yeniayn nasl karlanabileceini
bilmektedir. Alt kyn halkna Yeniayn grndn, sefalar getiren bir misafir olarak
kendisi tarafndan karlandn ve Yeniayn geliine bal ilerin artk
balayabileceini syler. Elbette Ezeulu, Ay n bu alt kyde aa yukar ne zaman
grneceini az ok nceden bilmekteydi bilmesine, ama Yeniay gkte kefetmek her
zaman pek de o kadar kolay olmaz. rnein yamur mevsiminde genellikle bulutlar
arkasna saklanr Ay; onu plak gzle grmeden, gerekten gelip gelmediinden iyice
emin olmak mmkn deildir.

**Gnmzde, o dnemlerin Avrupa kle avclarnn 17. yzyl ile 19. yzyl
arasndaki faaliyetleri srasnda Nijeryann gney blgesinde bir dizi. bo kyn
haritadan sildiklerini ve sakinlerinden bazlarn Yeni Dnyaya gtrdklerini gsteren
kantlar mevcuttur. Ama bizzat Ibolardan oluan ve Ara Chuku ad verilen kle avclar
da ayn ii gerekletirmilerdir. Achebe bu ekibin adn biraz kapal bir ekilde anyor
romannda.

Sosyal gelimiliin bu basamanda, Yeniayn knn, henz kendiliinden
periyodik biimde tekrarlanan, doal, nedensel bir srecin paras olarak yaanmadn
ve byle alglanmadn daha nce belirtmitik. znde canllarn, kiilerin bulumas
olarak yaanan bir olaydr bu. Kyn belli bal kiilerinin grebildii ve emin olabildii
bir olay. Elbette gzleri normal gren herkes, gkte Yeniay kefedebilir; zaten
Ezeulunun dmanlarndan biri de benzer bir eyler mrldanp durur kyde. Ama ite
sradan insanlar, grnenin Yeniay olup olmad konusunda kolay kolay uzlama
salayamayabilirler; bundan pek emin olmayabilirler. Byle bir durumda, zaman
dzenleyici bir iaret, bir sinyal olarak ilevi tehlikeye dm demektir. Ay n knn
belirsizlemesiyle, bu iarete bal sosyal faaliyetler de aksayabilir. Btn bunlar n
tesinde, gelimiliin o aamasnda, Ayn insanlarca grlmesi, aslnda o insanlarn
Ay tarafndan grlmesi anlamna da gelmekteydi. Byle bir Ay herkesin yzn
beenmeyebilirdi. Dolaysyla en iyisi, Ay grme ayrcaln rahibe brakmak, onun
davuluyla karlama trenini balatmasn ve misafirin gerektii gibi arlanmasn
salamak olacaktr. Bylelikle Yeniay kt bir Ay olmayacak ve insanlara,
faaliyetlerini dzenlemeleri iin yol gsteren bir zaman iareti olma nitelii gereince
yerine getirecektir.
Achebe, Bir Yeniaya Ezeulunun ocuklarnn ve elerinin tepkisini yle anlatyor:

Ezeulunun kyndeki kk ocuklar Ayn karlanmasna katlyorlard...
Kadnlar da ky meydanna toplanm konuuyorlard. Ey, Ay dedi,
Ezeulunun en yal ei Matefi yzme bakan yzn bana mutluluk getirsin!
Nerede ki Ay diye sordu daha gen olan kadn. Onu gremiyorum, yoksa
kr mym?
Ukwa aacnn tepesinde grmyor musun onu? Orada deil. Parmam
takip et.
Tamam, gryorum. Ay, benim yzme bakan yzn bana mutluluk
getirsin. Ama, nasl oturmu orada. Durum houma gitmedi.
Niye ki diye sordu Matefi.
Sanrm, kt bir Ay gibi, yamuk oturuyor.
Hayr diye karlk verdi Matefi, kt bir Ay kendini gayet ak gsterir.
Okuatann lmn getiren gibi tpk. Okuatann bacaklar yukarya
bakyordu.
Ay insanlar ldrr m diye sordu Obiageli ve annesinin eteinden ekti.*

*Achebe, a.e. s. 2 ve dev.

Tpk teki Afrika ky devletlerinin rahipleri gibi Ezeulu da zaman belirleme ilevini
ykleniyor, insanlar da zel sosyal faaliyetlerini buna gre yrtyorlard. ok saydaki
bireyin alma ve faaliyetlerini birbirleriyle koordine etmenin bir arac olarak zaman
belirleme giriimi, en bata bu ounluun birletirici bir otoriteye tabi olmaya ses
kartmamas kouluna baldr. Belli baz kolektif faaliyetlerin yan sra bireysel
faaliyetlerin de ne zaman balatlmas gerektiini belirlemek iin gerekli olan ve sosyal
gelimenin uzun dnemleri boyunca rahiplere tannm olan otorite, bu kiilerin ruhlar
dnyasyla yakn temasta olduklar varsaymyla yakndan ilintilidir ve zaman
belirlemekte bavurulan aralar olarak, ok uzak gemilerden beri bilinen Gne, Ay
gibi gk cisimleri de, bu ruhlarn elileri ya da temsilcileri olarak kabul edilmilerdir.
Zaman belirlemenin srlarn bilmesi ve belli sosyal faaliyetlere ne zaman balanmas
gerektiini otoritesine dayanarak aklayabilme ya da isterse aklamama yetkisine
sahip olmas, hi kukusuz, herhangi bir rahip gibi Ezeulunun da g ve iktidarnn
kaynaklarndan biriydi. Tanr sna dantktan sonra, kabak bayramnn ne zaman
balayacan tespit eden oydu rnein. Bu bayram kutlamalarnda, kadnl erkekli
btn ky, meydanda toplanp, ortada bir ember boluu brakyordu. Btn kylerde
iitilebilen ve gerektiinde ky halkn ya da kimi durumlarda sadece ky yallarn bir
araya gelmeye aran dev davul, gl, heyecan verici sesiyle gmbrdemeye
balamt o gn. Bir sre sonra Ulunun yksek rahibi, yardmclarnn refakatinde
grnd; gelip, halkn ona ayrd merkezdeki ember boluun iinde daireler izerek
dans etmeye balad. Dans ettii alana byk kabak yapraklar dyor, insanlar bu
yapraklarn stne atyorlard kendilerini. Rahibin dans onlar yaptklar ktlklerden
arndryordu. Ya da yine tanrsnn sesini duyduktan sonra, insanlarn balca besin
kayna olan yerelmasnn toplanmas iin en doru zamann hangisi olduunu
bildirmek de onun hem grevi hem de ayrcalyd. Bunu bildirmek, yeni yln
baladn da aklamak demekti. Muhtemelen yerelmas kilerleri artk neredeyse
boalmak zere olan insanlar yeniden kilerlerini doldurup azlarnn tadyla bu temel
gdalarn rahat rahat yiyebileceklerdi. te btn bu zamanlamalar bakmndan o alt
kyde yaayan insanlar tanr Uluya ve onun barahibine muhtatlar. Ezeulu, bu ve
benzeri teki grevlerinin kendisine salad g ve iktidarn da farkndayd.
Ezeulu iri, uzun boylu, itibarl, gururlu ve tanrsnn kendisine olan gveninden emin
biriydi. Ne var ki, kendisi grmek istemese de, gerek kendisinin gerekse de tanrsnn
gc, beyaz adamn ve bir lde de yepyeni bir dinin kagelmesiyle birlikte
sarslmaya balamt. Beyaz adam, kendi barn yaymaya balad. Ksa sre sonra
artk korkulacak yabanc, dman kabileler kalmamt ortalkta; eh, bu durumda da
tanr Ulunun koruyuculuuna ihtiya yok demekti. eitli ky devletleri arasndaki sk
grlen yerel, dar kapsaml kavga ve atmalar bile yasaklanmt. Ve alt kyn
yallar heyeti, Ulunun ve onun barahibinin uyarlarna ve sert muhalefetine ramen,
komu kyle tartmal bir tarla parasnn yaratt ihtilaf zmek iin, sava gze
alarak erkeklerle yola ktklarnda, beyaz adam adn sann daha nce kimsenin
duymad bir lkeden birlikleriyle kageldi; kyn btn silahlarn toplad; ounu
milletin gz nnde krp att; kalan da alp gitti. Besbelli, bir dnmn
azndaydlar.
Alt kyn marur ve bana buyruk kylleri, Roma mparatorluunun ilk
dnemindekiler ve teki bo kabileleri insanlar gibi, eflere ya da ara sra adn
duyduklar bir otoriteye, krala, boyun emeye hi niyetli deillerdi. Hatta aralarndan
bazlar, Ulunun barahibinin gznn iktidara doymaz olduunu, kendine kalsa bir
rahip kral olmaya kalkacan ak ak sylemeye baladlar. Var n younu
Ezeulunun gcn ykmak iin seferber etmi olan kar tarafn bandaki adam, Nwaka
adnda hali vakti yerinde bir kylyd. Bu iki adam arasndaki ihtilaf byyerek bir
savan eiine getirmiti taraflar; Ezeulu, tanrsnn adna, byle bir sava haksz bir
sava olarak reddediyordu, ama Nwaka savatan yanayd. Uzatmayalm, savan
ardndan beyaz adam araya girdi ve bir tr mahkeme toplanp savan kimin kabahati
olduu belirlenmeye alld. Koloni ynetiminin dzenledi i bu toplantda, Nwaka ve
alt kyden gelen tanklar, szkonusu arazinin kendilerine ait olduunu, savan
sorumlusunun kar taraf olduunu stne basa basa sylediler. Ezeulu, her zamanki
gibi eilmez ve marur tavryla bu savan tamamen haksz bir sava olduunu ileri
srm, beyaz adam da bu ynde bir karara varmt.
Kydeki insanlarn ou, rahibin kendilerine ihanet ettiini dnyorlard. Bir yandan
rahiple bir yandan da kar tarafta Nwaka ve yandalaryla bu insanlar arasndaki
gerginlik arttka artmaya balamt. Kendine hakszlk edildii dncesinden kendini
bir trl alamayan rahip Ezeulu halka kinlenip durmaya balamt. Tanr s, halkndan
itaat bekleyen, insanlarn baka otoritelere boyun emesini istemeyen kskan bir
tanryd ve kendisine edilen saygszl cezalandrma alkanl vard. Bu yzden de,
hasat zaman yaklatnda, Ezeulu sessiz kald. Tanr snn sesini duymayan rahip,
insanlara hasat zaman geldiini de bildiremezdi herhalde. Halk, berbat duruma
dmt. Alt ky iin bir sefalet dnemi balad. Geen yln besin maddeleri tkenip
gitmi, ama yerlerine yenisi konamamt. Ky sakinleriyle birlikte Ezeulu da oluuyla,
ocuuyla, kanlaryla bu ktlktan nasibini almaya balamt. mkn olan baka
kylerden gizlice yiyecek satn alyordu. Hristiyan misyonerleri de, Hristiyanlarn
tanrsna kutsanmak zere yeni toplanm meyveler getiren herkesin, gerek Uludan
gerekse de teki eski tanrlarndan korkmamalar gerektiini, Hristiyanlarn tanrsnn
onlar gvence altna alp koruyaca sylentisini yayyorlard. evresinde alk ve
acdan baka bir ey grmeyen Ezeulu, tam bir amaza dmt. Ciddi ciddi
kendisine, yerelmas toplama zamannn geldiini, dolaysyla da yeni yln baladn
syleyecek olan tanrnn sesini bekliyor, iyi haberi halkna iletmek iin sabrszlanyordu.
Ama bu beklentisi srerken, bir yandan da iinden bir ses, btn bunlarn, kendi
fkesinin bir eseri olduunu; ky halkna duyduu kzgnln ve onlardan intikam alma
isteinin, kulan tanrnn sesine kapatm olabileceini sylyordu. Ne var ki, fkesi ve
kini bir trl dinmek bilmiyor; insanlarn kendisine yaptklarn cezalandrma istei,
bizzat kendisine ve ailesine de zarar vermesine ramen, aklnn bana gelmesini
engelliyordu. Gordiyon dmn zen kl darbesi anszn ortaya kt. En sevdii
olu hi beklenmedik bir ekilde ve aniden lverdi. imdi hem ky halk hem de
Ezeulu, tanrnn onlara artk srtn dnm olduunu biliyorlard. Ulu, rahibini terk
etmiti. Ezeulu, mr boyu kendisini tanrsna yakn hissetmi, yreini ona, bir evladn
babasna atndan ok daha scak am, onunla btn itenliiyle konumutu. Ve
tanrnn sesini iitmedii iin, ona olan saygsndan, eski yln lmesi iznini ve yeni bir
yln balamas haberini vermeyi reddetmiti. Ama tanr, bu yaptklarna karlk sevgili
olunu ldrm, bylelikle yzn ona dndn, hatta dmanlarnn saflarnda yer
aldn ona belli etmiti; herhalde bundan sonra da artk Ezeuluyu iyice mahvedecekti.
Tanrsnn gven ve koruyuculuundan yoksun, duygularn ve dnme yeteneini iyice
kaybetmi, yaama gc bitmi olan Ezeulu yolun sonuna gelmiti. Ama ite ayn
kaderi tanrs da paylaacakt Achebenin anlattna gre; nk rahibini yitirmi bir
tanr neye yarard ki?

37
Bu yknn gzlerimiz nne serdii gibi buradaki toplumsal gelimilik safhasnda,
zamann anlam bakadr; bizim zaman kavrammzda olduu gibi, kiilerden bamsz,
var olacandan bir lde emin olabileceimiz snrsz bir gelecekten gelen ve imdi,
burada yaayanlarn ann katedip, dipsiz gemie doru dalp giden takvim yllarnn o
devaml akyla sembolize edilmi bir nehir deildir henz. Bugn hkim olan zaman
duygumuz ya da zaman deneyimimiz, doay, kiilerden bamsz olaylarn
kendiliklerinden oluturduklar bir btn olarak yaaymzla smsk ilikilidir. Bu
ilintiler btn, galaksilerin douunu, gelimesini ve yok olup gidiini nasl ieriyorsa,
mrmzn eksilen yllar tarafndan sembolize' edilen hayatmzn olgunlap
yalanmasn da yle iermektedir.
Achebenin anlattklar, yle gzmze sokmamakla birlikte, zaman deneyiminin eski
biimlerinden birine bakmamz salyor. Gelimenin bu basamanda, gemi, imdi ve
gelecek arasndaki ya da canl cansz nesneler arasndaki ayrm, insanlarn
konumalarnda, dncelerinde ve yaantlarnda, bugn bildiimiz kesin izgilerle yer
almyordu henz. Bugn baz dillerde olduu gibi, cansz nesneleri tanmlayan kimi
kavramsal sembollerin eril, kimilerinin de ntr ya da diil olmas, bu nesnelerin bir
zamanlar kiiymi gibi alglandklar dnemlerden miras kalm olabileceini
dndryor.
Bu sylediimiz, bizim bugn cansz olarak alglayp yaantmza soktuumuz eyleri,
bir zamanlar eski toplumlarn insanlarnn canl saydklar anlamna m geliyor? Bu
soruya evet ya da hayr eklinde kestirme bir cevap vermek ii basite almak olurdu.
Gemi alarn deneyim zelliklerine atfettiimiz animizm tanm, bu standart
kavram, evet cevabn destekliyor. Burada i in can alc noktas, canl ve animizm
gibi kavramlar gnmzde kullanmzla balantl durumda. Animizm kavramnn
bugnk anlam, Ay ile Gne ile vb. kurulan o ilikileri tam yanstmaya yetmiyor gibi.
Biz, baz eyleri canl bazlarn da cansz diye belirlerken, bu belirlemede canl ve
cansz oluun btn belirtilerinin, btn iaretlerinin oluturduu, gereklie uygun,
alabildiine gvenilir bir bilgiye srt dayyoruz. nsanlar bugn birok durumda, canl ve
cansz nesneleri birbirlerinden iyice ayrarak, hem canly hem de cansz ayn lde,
gvenilir belirtileriyle alglayabilmektedirler. Bir hayvanat bahesi kafesindeki aslann,
kafesin demirlerini paralayacak sihirli kuvvetlere sahip olmadndan, oradan kap bir
iki kiiyi ldremeyeceinden emin oluumuz, hayvan sakin sakin, heyecanlanmadan
seyretmemize imkn vermektedir. Animizm kavram, daha sonraki nispeten gelimi
toplumlarn insanlarnn cansz olarak bildikleri eyleri, eski toplumlarn insanlarnn sk
sk canl olarak algladklarn fazlasyla anlatmaktadr. Ama Ezeulunun kylerindeki gibi
bir baka deneyim trnn kavramsallatrlmas iin animizm ifadesi yle pek uygun
dmemektedir. nk bu ifade, eski bir geli milik basamann insanlarnn, bizim
bugnk bilgilerimize gre cansz saydmz bir eyi, canl diye alglarlarken, bunu,
daha sonraki gelimilik basamaklarnda rastladmz lde o eyle aralarna gerekli
uzaklklar koymadan, stne stlk o eyle kiisel iliki kurarak yaptklarna yeterince
dikkati ekemiyor. Bu trden alglar, geli menin sonraki evrelerinde, nesne ile
alglarmz arasnda artan lde mesafe koyuu- muzla mmkn olabilmilerdir. Oysa,
gemiin o toplumlarnda, Ay gibi, Gne gibi cisimler bir kii olarak alglanp
yaanmlardr; nk bunlarn gkte belirip yok olmalar, bir kez daha gelip
gelmeyecekleri konusunda byk belirsizlikler yaratyor, ayrca bunlar tehlikelerin ya da
hatta bolluun ve iyiliin potansiyel kayna olarak alglanyordu. Eski toplumlarn bir
cevap aradklar soru, birinci dereceden acil soru, Ay nedir? Gne nedir? sorusu deildi
herhalde; ya da bunlar mineral kkenli mi, bitki kkenli mi, yoksa hayvan kkenli mi
sorusu hi deildi. Onlarn sorusu uydu; Gkteki u ya da bu olay bizim iin ne
anlama geliyor? Olup biten bizim iin iyiye mi, yoksa ktye mi iaret ediyor?
Achebenin yksnde Yeniayn grnmesi, rahibin eleri, oluk ocuu iin kiisel bir
karlama, zel bir buluma anlamna geliyordu hi kukusuz. Bu anlamda canldan
canlya bir buluma olarak animist bir ilikiydi bu. Ama Ay ile karlamak te yandan
bir kehanet karakteri de tayordu aile iin. Aile olaylardan bizzat etkilenmiti. Bu
gelimilik basamandaki toplumlarn gelenekleri, insanlarna belirli ritel formlleri,
davran biimleri sunuyor, bu kli e davranlar onlara kiisel karlamalar ya da
bulumalar olarak yansyor. Yeniay ilk grdklerinde, insanlar onu benimkiyle
karlaan yzn gibi szcklerle biimsel bir nezaketle karlyor. Bu rnek, olaylar
alglamann, yaamann onlarla i ie, benmerkezci tarzn ak seik gsteriyor. Ay n
douunun, alnt yaptmz sahneden kartabileceimiz gibi, onu grenlerin hayatna
yapabilecei etkilerle ilgili yorumlarna yol ayor. Yeniay n, onu gren kiilerin
hayatnda belli bir etkisinin olaca olaan olarak nceden kabul edilmitir.
ocuklardan biri bu nedenle, Ayn ocuklar ldrp ldrmediini soruyor ve annesi
ona Ayn hi de yle kt bir varlk olmadn syleyip onu yattryor.

38
Baka szcklerle sylersek, bu eski gelimilik basamanda btn bir dnya, insann
kendi kynn merkez konumda olduu bir emberin iinde toplanmt ve bizim doa
dedii mi z ey, ruhlarn bir btnlk olarak anlalan dnyasn temsil ediyordu.
Gelimenin sonraki basamaklarnda, deneyimin bu tarz tmyle kaybolup gitmek
zorunda deildir. Ama insan hayat nn ou alannda, artk baat tarz olmaktan
kmtr. Hkim bir deneyim tarz , yaama biimi olarak kurumlaan bu tarz, gitgide
belli baz sosyal alanlarla snrl olarak varln srdrmtr. nsanlarn kendilerini
doal olaylarla i ie gemi gibi hissetmelerinin belirtisi olan temel soru olarak, Bu
olup biten bizim iin iyiye mi, yoksa ktye mi alamet sorusu, ilerki alarda da
insanlarn yaantlarna ve hayat deneyimlerine etkiler yapmaya devam etmitir, ama
gitgide, hayatn birok alannda, asl belirleyici soru olma niteliini yitirmitir. zellikle
de bugn bizim doa dediimiz alandaki deneyimlerimiz ve olaylar yaaymz
bakmndan, Btn bu olup bitenin bizim ya da benim iin tad anlam nedir sorusu
tahtndan inerek insanlarn doa olaylar ile kendi aralarna mesafeler koyduklar
anlamna gelen, olup biteni benmerkezci bir tarzda kiiletirmediklerini gsteren
sorulara yerlerini brakmaya balamtr. Bu olaylar aras ndaki ba ne trden bir
badr? Benim dmda, bu olay bu ekliyle ne anlama gelmektedir? te olayla insan
arasna mesafe koyan tipteki sorularn peinden giden insanolu, insan bilgisinin
gereklikle rtme derecesini ykselttike ykseltmi ve bu rtme, kimi alanlarda
muazzam artm ve bu gelimelerle birlikte hem bilginin gvenilirlii hem de sz
konusu alanlardaki olaylar denetleyip ynlendirme becerisi alabildiine ilerlemitir.
nsanln gelimesinde, bildiimiz kadaryla, hibir zaman gereklik bilgisinin balad
bir sfr noktas olmamtr; ama gereklikle ilintili bilgi birikiminin, hayal rn
hurafelere, fantezi birikimlere kyasla ok snrl kald sosyal basamaklar vardr.
Gereklikle rtmeye ynelmi bilginin artp birikmesiyle birlikte, sadece olaylar
denetleyip ynlendirme becerisi yetkinlemekle kalmam, insanlarn olaylar
birbirlerine balarken ve onlarn kkenini aklarken duyduklar gven de artmtr.
in tuhaf yan, bu gvenilirlik artnn anlam ve neminin henz hemen hemen hi
anlalmam olmasdr. Genellikle geree uygun, gerekliin hakkn veren bir bilginin,
bilimsel doa bilgisinin en iyi rneini oluturduu bir bilme halinin, insanlarn
korkusunu azaltmay salayacak en iyi yol olduunu u ana kadar doru drst fark
etmi deiliz; byle bir bilgi, insanlarn eylem ve faaliyetlerinin sonularn nceden ok
daha iyi kestirebilmelerini, davran nedenlerinden ok daha emin olmalarn
salayacak ve gvenilir bilgilerin izdii bu alann snrlar iinde insan imdiye kadar
olduundan ok daha byk bir rahatlkla, kendini gven iinde hissederek
yaayabilecektir. Sonraki geli milik basamaklarnda rastladmz, yaama
gvencesindeki o muazzam art, dolaysyla da endienin, korkunun ve hayatndan
emin olamama duygusunun gittike azaln, dier bir deyile, gelimi bir toplumsal
basaman karakteristik yanlarndan birini oluturan bu durumu enikonu kavrayp
anlamadan, gemiin basamaklarndaki toplumlardan herhangi birinin yaad o
mthi gvensizlikleri, ba baa olduklar tehlike ve korkularn dzeyini de anlamamz
imknszdr. Sonraki basamaklardan birinin deneyim ve dnme kategorileri gereince
bir baba, olunun aniden hastalanmasn ve bunu takip eden beklenmedik lmn
doal nedenlere balayabilir, byk ac lara da boulabilir; ne var ki olup bitenin
kabahatini ve sorumluluunu birilerine, hatta kendine ykleme ihtiyac, iinde yaad
toplumun hkim anlay dorultusunda en beklenmedik hastalanmalar bile doal
nedenlere balama eiliminin gerei olarak frenlenecektir. Byle bir e ilimin sz
konusu olmad yerde, doann bir ruhlar, sihirli gler dnyas olarak algland
yerde, insann hayat alglay ve yaay iine keyfi bir etmen, nceden hesaplanmas
imknsz bir e girer. Bu durumda sadece hangi ruhun, hatta ki inin olup bitenden
sorumlu olduunu bulmaya alabilirsiniz; niyeti hakknda tahminler yrtebilirsiniz.
Ama ite byle durumlarda kamuoyu belli bir aklamaya kilitlenmise (Ezeulu ve
dmanlar arasndaki ilikide olduu gibi) bu aklama insanlar aras ihtilaflar ya da
iktidar hrsna hizmet eden bir aklamadr genellikle.

39
Eski tipteki bir toplumda insanlarn bilgileri, dolaysyla da hayatlar bakmndan
karakteristik bir grnm sunan o yksek dzeydeki gvensizlik durumunun
nedenlerinden biri, bu toplumlarn sentez yapma dzeyinin nispeten dklnde
aranmaldr. Ge tipteki toplumlar oluturan insanlar, ilerinde zaman dedi imiz
kavramsal semboln de yer ald ok yksek dzeydeki kavram sembolleri sayesinde
rutin ilemler yaptklarnn farknda bile deillerdir ounlukla.
Gnmzde, bu durumlarda sentezlerden deil de soyutlamalardan sz etmek
daha yaygn bir alkanlktr. Gelgelelim soyutlama ya da birok dildeki haliyle
abstraksiyon ifadesinin de, soyut ve somut ifadelerinin de neyi kastettikleri pek
belli deildir. Daha nce, zaman derken, zaman hangi olgunun iinden ayrdmz,
dier bir deyile soyutlayp kardmz anlamann pek mmkn olmayacana
deinmitim. Dnyada milyonlarca insann kulland saate bakma edimlerinden mi
soyutlanmtr? Ama bu insanlara saate niin baktklarn soracak olursanz, size zaman
renmek iin, cevabn vereceklerdir. Ya da do a kavram, doa olaylarn
gzlemleye gzlemleye, buradan karttmz bir soyutluk mudur? Bu sorulara verilecek
cevaplar ne olursa olsun, zaman, doa, sebep tz gibi kavramsal sembollerin
ok yksek bir sentez dzeyini temsil ettikleri kesindir.
Belki bu balamda da bunun ne anlama geldiini daha ak seik grmek iin bu
tablonun negatifini kullanmamz gerekiyor. Achebenin Tanrnn Oku roman burada bir
kez daha bize yardmc olabilir. Ba rahip Ezeulu, romanda, ngiliz blge komiserince
davet ediliyor. Komiserin brosu, komu kylerden birindedir. Ezeulu ge kal nca, zaten
ar bir hastaln belirtilerini tayan ve bundan tr de mthi sinirli olan komiser, i i
azttn dnd rahibi, hapishane olarak kullanlan gzetim kulbesine
koymalarn, orada akl biraz bana gelip nezaket kurallarn reninceye kadar
tutmalarn ister. Komiser bu arada yksek ate le hastaneye kaldrlr; Hill vilayetinin
sakinleri, komiserin hastalann, hareketleri kstlanmak istenen barahibin intikam ve
onun gcnn belirtisi olarak yorumlarlar. Bu arada Ezeulu ok iyi muamele
grmektedir. Ama rahat de ildir, huzursuzdur. Bulundu u yerin stndeki gkyz ona
yabanc gelir. Zaten ba ka trl de olamazd ki diye sylenir kendi kendine. Her
memleketin, yani her ky devletinin kendi g yok mu?*

* A.e., s. 196.

Bugn dnyann birok lkesindeki ocuklarn, standart toplumsal bilgileri arasnda,
gkyz olarak alglanan ve deneyim-
lerimize dahil ettiimiz ve son zamanlarda sk sk uzay diye de tanmladmz eyin,
yeryznn Gnein evresinde dnp dururken iinde hareket ettii bir boluk alan
olduu bilgisi de yer alyor. Yeryznn herhangi bir yerinde her blgesinde nas lsa
yle, deimez bir gktr bu. Uzayda Gnein evresinde dnen bir Dnyann
oluturduu tablo, nispeten yksek dzeydeki bir sentezleme becerisini temsil eder. Bu
tablo, daha nceki ayrnt saylacak birok gzlemin, kk kk sentezlerin birikimleri
zerine kurulmutur; ama eskilerine gre gereklie yaknlnn derecesi olduka
yksek bir sentezdir bu. Bylesine gerekilie yakn, yksek dzeyde bir sentez
dzeyinin kavramsal temsilleri olan sembollerle bym insanlar iin, Dnyay da ona
gre alglamak ve yaamak kolaydr. Ama i te, bu alglarnda herhangi bir zorluk
grmedikleri, bunu olaan bulduklar iin de, i buralara gelene kadar, insanlk byle bir
sentez dzlemine trmanana kadar binlerce yl alm zahmetli bir srecin getiini
unuttuklar gibi, bu sorun zerinde dnmeyi de ihmal edebilmektedirler.
Sonraki toplumlarn insanlarnn, Dnyay, yksek bir sentez dzleminin kavramyla
alglayabilmeleri, bu aamann insanlarnn eski insanlardan daha akll ya da herhangi
bir bakmdan daha iyi olduklar anlamna hi gelmemektedir. Sadece ve sadece,
tekilerden sonra gelmi olmann, toplumlarn oluturduu upuzun bir aamalar
zincirinin, nceden planlanmam, istenmemi, amalanmam olmasna ramen,
sosyal dzlemdeki bilgi birikimini artrp belli bir duruma tad bir evrede domu
olmann tesinde bir nedeni yoktur bu durumun. Kendilerinin hibir katklar olmadan,
birikegelmi ve durmadan byyen bir bilgi birikiminin gvenilir sonularndan
yararlanp durmaktadr gnmz insanlar. Gemiin toplumlarnda yaam insanlarn
kullanmna amade byle bir birikim bulunmamaktayd. Bugn bile, hl o aamay
temsil eden toplumlarn insanlar, bu frsattan yoksundurlar. Birka blm nce, bilgi
ve stn pozlara girerek, yerlilerin zaman anlamnda bir szckleri bile
bulunmadndan yakman Amerikal okul mdrnden sz etmitim; halbuki mdrn
zaman kavram gibi, ok yksek bir sentezleme dzeyinin rn olan bir sembol
kullanabilmesi, hibir ekilde kendi baarsna iaret etmemekteydi. Ayn ekilde,
hayatlarnn ihtiya ve taleplerine bal olarak kimi zaman belirleme yollarna sahip
olduklar kuku gtrmez bu yerlilerin, btne yayabilecekleri, anlk deil de, srekli
kullanabilecekleri bir zaman kavramna sahip olmaylar, onlarn ilkesel bir
yetersizliklerinin belirtisi hi deildi.
Beati possidentes, yani bedavadan, aralarnda yksek bir sen- tezleme dzleminin
kavramsal temsilcileri de olmak zere zengin bir bilgi mirasna konmu bir toplumun
insanlar, yzyllar boyunca, bu mirasn, bu malik olma halinin arkasndaki srr
bulabilmek iin boa rpnp durmulardr. Daha ilka da Au- gustinus gibi dnrler
zamann ne olduu konusunda kafa yormular, Kant, ondan yakla k bin beyz yl
sonra, zaman ve meknn a priori bir zihinsel sentezin temsilcileri olduklar, yani bu
sentezleme biiminin insan doasnn bir paras, onun doutan getirdii bir biim
olduu hipoteziyle, yeterince hayran bulmutur kendisine. Oysa Kant rneinde,
gemii hesaba katmamann, onu unutmann, btn bir bilgi birikimi srecinin ihmal
edilmesinin klasik bir vakasyla kar karya bulunduumuzu herhalde grebiliyoruz.
te bu bakmdan insanlarn zaman alglayp yaamalarnn belli bir gelime
basamandaki tarz ve biimini, zaman ve mekn henz bizimki gibi, yksek bir sentez
basamana tayp yaayamayan, dolaysyla da bunlar bir btn olarak
alglayamayan insanlar tanyp anlamak ve buradan kartacaklarmz, kendimizi
anlamak iin yeniden kurgulamak olduka yararl olabilir. Gkyznn de dahil olduu
btn bir manzarann iinde, birbirinden nispeten bamsz bir sr ayrnt gren bir gz
iin, gkyznn bile, o insanlarn yaadklar kyn zgn sahnesini temsil ediyor
olmasnda, srf o blgeye ait bir manzara paras olarak alglanp, bir baka kyden
bakldnda gn bambaka bir varlnn olacann dnlebilmesinde, alacak bir
yan bulunmamaktadr. Gelimiliin bu basamanda, ksaca sylemek istersek, insann
iinde yer ald kendi bei ve yaad ky, bugn bizim evrenimiz diye
tanmladmz eyin yerini tutmakta, onun yaantsnda her eyi ilintiledii birincil
dereceden ilikilerin erevesini oluturmaktayd.
Gene, byk bir olaslkla, byle eski gelimilik basamaklarndan birinde Yeniayn
douu da, zerinde yeterince akl yrtme imkn bulmadan, kiinin bizzat kendisiyle
ilintilendirdii, kendini de iyice iine katt bir olay olarak ve Ay tarafndan o toplulua
ve o yere gerekletirilen bir ziyaret olarak alglanp yaanmaktayd. Achebenin
anlattklar kafadan bulunmu bir ykyse, btn bu sylediklerimiz bakmndan ok
yerinde, ok akll bir yk uydurmutur, Achebe. Bize, Ezeulu bir ba ka kyde
bulunduu srada, en kk olunun evde onun iin endielendiini anlatr Achebe.
nk, babasnn Yeniay karlama, ona hogeldin deme alkanl olduunu
bilmekte, ama te yandan Ayn da babas tarafndan karlanmaya alkn olduunu
dnmektedir.
Ne olacakt imdi Yeniayn hali? Babasnn, gitmeden nce onu beklemi
olduunu biliyordu kk ocuk. Ay, babasnn arkasndan Ok- periye
gidecek miydi, yoksa babasnn dnmesini mi bekleyecekti? Ay, Okperide
grnecek olsa, babas Ezeulu, Ay hangi madeni gong ile karlayacakt?..
En iyisi, Ayn ertesi gn dnene kadar babasn beklemesiydi.
*

* A.e., s. 105.

lk bakta bu ocuun endieleri, bir yazarn iirsel hayal gcnn rn olarak
gelebilir bize. Belki de, bize yabanc bir haleti ruhiyenin, tanmadmz bir yaant,
duygu ve dnce dnyasnn belirtileri olarak alglamaktayz bunlar. Ama aslnda,
insann, gemiteki bir gelimilik basamanda, zaman ve doay yaay ve
alglayn gsteren otantik ve temsil gc yksek bir tablo sunmaktadr yazar bize.
nsanlarn, renme ve bilgi edinme srecinin hangi tarihsel aamasnda, her yerde
grdkleri o nesnenin ayn Ay ve gene her yerde karlarna kan kubbenin, kimi
farkllklara ramen, ayn gkyz olduu gereini ak seik ifade edebilecekleri
kavramsal sembollerle iletiim kurmaya baladklar, sorusu henz cevapsz bir sorudur.
Elimizde bir karlatrma malzemesi, yani kontrast oluturan tablolar bulunmad
srece kendi zaman ya da doa deneyimlerimizi btn zgnlyle ve karakteristik
zellikleriyle kavramamz ok zordur. rne in, bu durumda, zaman belirlemenin ok
yksek dzeyde uyumlanm, btnletirilmi bir biimiyle yaamaya alk olduumuzu
fark bile edemeyebiliriz. Oysa, neredeyse plak gzle grlebilecek bir gerektir bu.
Hepsi birbiri iine girmi, kutu kutu dzenlenmi saniye, dakika, saat, gn, yl gibi
zaman belirleyici birimler, bir yumurtann halanmas, dnya hava trafiinin
dzenlenmesi, bir insann yaama srelerinin belirlenmesi, yldz ve galaksilerin dou
ve yok olular ve hatta btn bir evrenin douu ve yok oluu srelerine
uygulanabilecek birimlerdir.
Bizimkine gre daha alttaki bir gelimilik basaman temsil eden bir toplumda, bir
rahibin, tanrs ona henz zamannn geldiini bildirmedii iin, hasadn vaktini
aklamamakta direnmesi, karakteristik bir durumdur; Achebenin ok ey syleyen bir
ifadesiyle, ky bu ketumluk karsnda geen yln iine hapsolup kalmtr. nk
rahip onlara, hasat zamanyla birlikte ayn anlama gelen yeni yln baladn da
aklamamaktadr. Yeni y l da, bekleme durumundadr. Bizim, zaman belirleme
dediimiz spesifik dzenleme ve ayarlama faaliyeti, orada dnyay henz bir ruhlar
toplumu olarak gren bakn snrlar iinde kstlanmtr. Gerek insanlar aras ndaki
gerekse insan ile bizim doa dedii mi z ey arasndaki iliki, o aamalarda,
alabildiine kiisel bir karakter tamaktadr. nsanlarn ilk kez ne zaman ve nerede
benlikleri dnda kalan bir doa dzeni ile kendi sosyal dzenlerini birbirinden ayrt
etmeye baladklarn kesinlikle sylemeye yetecek kadar bilgimiz bulunmamaktadr.
Ama, bu ynde Antik Yunanda tayin edici bir atlmn gerekletii de bilinmektedir.
Orada, aydnlar ve bilginler arasnda, yasalar alan ile doa alanna giren eyler
birbirlerinden bir sre iin kesin bir ekilde ayrdedilmi, bu ayrm iyice yerlemiti. Ve
gene belki mitolojide ilk kez, Yunan mitolojisinde bir zaman tanrs ortaya kmtr. Bu
ilka tanrsnn ad Kronostu ve Kronos szc, zaman ifade eden szcklerden
biriydi. nsanlarn zaman belirleme giriimleri bakmndan, bir tanrnn adn bir kavrama
vermesi muhakkak ki anlamldr. Zaman belirleme faaliyetinin ve zaman kavramnn
birbirinden ayr ele alnmasnn imknsz olduunu kesinlikle iddia edebiliriz. Bu ikisi,
insanlarn kendi dnyalar ve gene bu dnyann iinde yaadklar koullar hakkndaki
tablonun btnnn ayrlmaz parasdrlar.
Karlkl bamllk zincirlerinin, insanlar aras bamlln zincirlerinin zellikle
ekonomik ve askeri sektrde alabildiine uzad ve kimi durumlarda, hatta btn bir
dnyay sard bir dnemdeki zaman kavramnn, ky devletlerinin, hayatta kalabilme
abas iinde en st dzeyde toplumsal btnlemeyi salad bir aamada
olduundan ok daha yksek dzeyde bir sentez dzlemini temsil edecei besbellidir.
Bu ky devletleri, Ezeulunun dneminde, artk mutlak zerk, kendi iine kapal birimler
oluturmuyorlard. Pazarlar, art k sabit oluumlar haline gelmilerdi, ama gene de her
aile en bata kendi kynde retilene muhta, ona bamlyd. Kendi bann aresine
bakma ve bu anlamda bamsz yaama, Achebenin bo kylerinde hl yksek
derecede ge- erliydi. Bu kyleri belli ilevlerle bal olarak d dnyaya baml hale
getirecek karlkl iliki zincirleri henz ok az kurulmutu. Ve mevcut olanlar az halkal
zincirlerdi. D ticaretin ilk sembollerinden biri olan kibrit, rnein, bu kylerde,
grebildiimiz kadaryla ya bir lks madde saylyor ya da zaten hi kullanlmyordu.
Ayrca fiziksel varlklarn koruma konusunda da, gerek kle avclarna gerek teki ky
devletlerine, gerekse de birbirlerine kar savunma mcadelelerinde tamamen kendi
kylerinin olanaklarna bamlydlar. Bir smrgeci gcn rejimine boyun e mek
zorunda kaldklar andan itibaren, dnm de kageldi; bu da btnlemelerinin daha
st bir dzlemine doru bir adm atmalar, devlet oluturmaya giden yolun
merdiveninde bir st basamaa trmanmalar demekti. nceki basamakta sahip
olduklar olduka yksek dzeydeki ekonomik ve askeri bamszlklar, ifadesini
yerelletirilmi bir zaman alglaynda, zamann yerel ihtiyalara gre yaannda
buluyordu; Yeniayn ky ziyaret etmesi ya da kiisel nedenlerden tr ky tanrsnn,
sadece bu kyde, eski yln lmesine izin vermeyip yeni yl da bir trl balatmamas
gibi yaant tarzlar, yine bu yerel zaman anlaynn ifadeleriydi.

40
Bir yandan sosyal btnlemenin gittike daha byk birimlerini ortaya koyan bir
yandan da sosyal ilikileri birbirine balayan zincirlerin uzayp birbirlerine
sarmamalarna yol aan ift ynl hareket, bilgi alanndaki belli deimelerle
ilintilenmi bir- hareketti ve bu deiimler arasnda kavramsal sentezin daha yksek
basamaklarna doru atlan admlar da yer almaktayd. Bu yndeki bilgi birikimlerinin
ve deiimlerinin, deien bu toplumlara getirdii yararlan fark etmek zor deildir.
Byle bir gelime, gerek toplumdaki gerekse de doadaki bamllk ilikilerinin
alglanmasna ve bu gittike daha karmaklaan ve kapsam genileyen ilikilerin
sembollerle temsil edilmesine olanak tanmtr. Zaman ve mekn iindeki uzun ve
byk mesafelerin ilintilerinin bilgisel dzlemde kavranmas ve bu dzlemdeki
hakimiyet, bilgi iindeki fantezinin ve hayalin paynn azalmasna, insan bilgisinin
gereklikle rtme derecesinin artmasna katkda bulunan zaruri bir yandr. nsanlarn
kendi dlarnda kalan doay denetleyip ynlendirme becerilerinin gittike artmas her
ne kadar, insanlar n birbirleri iin oluturduklar tehlikelerin boyutlarn byttyse de,
doa alanndaki insana ynelik tehlikelerin azalmasna yol amtr.
Kukusuz bu gelime sadece yararlar ve kazanlar salamakla kalmam, yitimlere ve
zararlara da yol amtr. Ykseklerdeki bir sentez dzlemine kadar t rmanan insanlar,
o uzun merdiveni ve bu trmanmann koullarn kavramadan, -bu gelime srecinin
davurumlarndan birini kullanarak- kendi deyi leriyle, yksek derecedeki
soyutlamalara bavurarak birbirleriyle iletiim kurma alkanl iindedirler ve bunu
yaparken, btn yksek derecedeki soyutlamalarn asl temeli olan duygusal ayrntlarn
sembolik temsillerini gzden karmaktadrlar. Ritelle tirilmi yksek dzeydeki
soyutlamalarla dolup taan ve dtan birinin kesinlikle anlayamayaca bir dille
birbirleriyle anlaan ve entelektel ynleri gelimi insanlarn oluturduu cemaatleri
bulmak hi de zor deildir. Bu cemaatin, bu kk evrenin iinde bu ritelle tirilmi
soyutlamalar hibir zaman kesin ve ak seik belirtilmeyen ve belirtilmek zorunda da
olmayan bir armlar alan olutururlar; aklanmalar gerekmez, nk grup ii
kullanmda, bu armlar zaten anlalmaktadr. Ne var ki cemaatin mridi olmayan
ve bu sekinlerin tarttklar ve ortaya attklar sorunlarn herkes iin nemli ve bilgisel
deeri bulunan sonulara yol amas gerektiini dnen ve yol aacan uman
insanlar, bu trden soyutlamalar n bombardman altnda kaldklarnda, aresizleip
kalrlar ounlukla. Cemaat yelerinin bu soyutlamalarda yansttklar zmni armlar
dardan insanlar tanmadklar ve bilmedikleri iin, beyhude yere, bu soyutlamalarn
somut, karl bulunan bir eylerin sembolleriyle, yani gzlemlenebilir ayrntlar temsil
eden kavramsal sentezleriyle muhtemel balantlar arayp dururlar. Gzlemlenebilir
ayrntlar temsil eden kavramsal sentezlerle ilintilenemeyecei ak olan yksek bir
sentez dzleminin sembolleri, onlar iin bo laflar olmaktan teye gidemez ounlukla.
Bu sembollerden olumu bir labirentin iinde kaybolma eilimi, yksek bir sentez
dzleminin sembolleri bakmndan zengin olan bir bilgi daarcna ve birikimine sahip
toplumlardaki hayatn kar karya olduu srekli tehlikelerden biridir. Ve ba ka birok
tehlike daha mevcuttur.
Eski toplumlarn karakteristik iletiim aralarn gz nne aldmzda, kazan kayp
bilanosunu biraz daha net grebiliriz belki. Ataszlerinden, zdeyilerden
bahsediyorum. O toplumlarn vazgeilmez iletiim aralarndandr ataszleri. Belli
durumlarda, belli, nemli ilevler yerine getirirler. Buna kar lk daha sonraki toplumsal
gelime aamalarnda kendilerinden ok daha yksek bir dzlemi temsil eden
kavramsal sembollerin basksyla kenarlara itilip sonunda da yerlerini tmyle bunlara
brakrlar. Ge dnem toplumlar nn insanlar iin ataszleri, zdeyiler, atalar nn
folklorik mirasnn bir paras olarak, imdiden ziyade gemie ait olan szl edebiyatn
bir biimi olarak grlebilir. Gemi in toplum- larnda, gelimenin belli bir aamasnda,
ataszleri ya da ayn ilevi tayan deyiler, ileti imin yeri doldurulmaz
enstrmanlaryd. Bu toplumlarn yeleri, onlar konuma ve tartmalarnda normal bir
anlama arac olarak kullanrlard ve bu kullan tarz, daha sonraki toplumlarn kimi
yelerinin soyutlama dedii mi z eyleri ya da genellemeleri, onlarnkinden daha
yksek bir sentez dzeyinin temsilcileri olarak, kullan tarzlarndan hi de farkl
deildir.
Achebenin Tanrnn Oku roman, bu balamda da bir sr rnek sunar. Achebe
ataszlerini bir koleksiyon halinde sunmayp bize bir zdeyiin, bir atasznn
kullanld spesifik balam gsterir sk sk. rnein Ulunun barahibi Ezeulu, romann
bir yerinde, kyde, dmanlarnn sulamalarn reddeder. Kar taraf, belli bir sorunda,
Ezeulunun kendi kyne kar ngiliz ynetiminden yana tavr ald sulamasn
getirmitir. Kar taraf sava isterken, Ezeulu ve tanrs, savan haksz olduunu
grmlerdir. Kendisini sulayan bir muhalifine Ezeulu, bizzat onun beyaz adamn kye
gelmesine yardm etmi olduunu anmsatarak karlk verir. stelik kalkm, beyaz
adam unu bunu yapyor diye ikyet etmektedir. Ne diye kendisine, Ezeuluya gelip
ikyet etmektedirler ki; szlerini bir ataszyle tamamlar Ezeulu: Odunlar kulbeye
karncalarla birlikte getiren kimse, kertenkelelerin ziyaretine homurdanmamaldr. *
Kavram gelimesinin daha sonraki basamaklarndan birinde, elbette byle bir durumda,
Houna gitmeyen bir eyin olmasn istemiyorsan, nce kendi davranlarna ekidzen
ver diyebiliriz. Ama birinin, bir bakasn sulamadan nce, sz konusu naho olayda
kabahati bulunup bulunmadn da dnmesi gerektiini syleyebiliriz ki, bu son ifade
tarz artk kiileri hedef almayan genellemelere, yksek bir sentez dzleminin
sembollerine rnektir. Bu rneklerden, sentez
* A.e., s. 163.

dzeyinin getirdii avantaj ve dezavantajlar kartabiliriz. Yksek bir mesafe koyma
dzeyini yanstan kiiler tesi genellemeler, ok daha kesin, a k seik ve anlalr, tek
anlaml olabilirler, ama ayn zamanda da duygusal etki gleri ok azdr, kurudurlar,
esnek deillerdir; uygulanma alanlar dardr. letiim arac olarak kullanlan zdeyiler,
ataszleri belli bir anlamda esnek, aktrlar; teki sentez dzeyi rnlerine gre daha
az kesindirler, yollamalar daha az belirgindir ve okanlamldrlar. Bu okanlaml lktan
kurtulmalarn salayan, kullanldklar somut durum, iinde yer aldklar somut
koullardr. Ama i te belli bir durumda da baka hibir sentezle- menin yapamayaca
kadar ta tam gediine koyarlar. Bu durumda artk, onu kullanan kii, maksadn, hibir
acabaya meydan vermeden aa vurabilir ve teki yksek sentez dzleminin
sembollerine kyasla, bir argmann ruhunu, zn kavramaya ve zetlemeye onlardan
ok daha elverilidirler. Sonu olarak zdeyiler ya da ataszleri, yksek bir sentezleme
dzeyinin sembollerine kyasla, kardakine, onu kullanann duygularn daha gl
anlatmaya ve kardakinde bir heyecan, duygusal bir tepki yaratmaya ok daha
yatkndr.
Yksek bir sentez yapma dzlemini temsil eden insanlarn, Dostluun dmanla
dnn fark ediyoruz ifadesini kulland yerde, gelimiliin alt dzlemlerinde ayn
anlama gelen bir atasz kullanlabilir rnein: Tokalama dirsei anca, artk
tokalama deildir. Byle bir zdeyi , belli ki, gs gse dvme stratejisini ok
iyi tanyan bir sosyal bein deneyimlerinden demlenmi bir kural dile getirmektedir.
Tandk biri yanmzdan alelacele geiyorsa ve bize ancak bayla ylesine bir selam
veriyorsa, yksek bir dzeyin sentez diliyle yle deriz: Muhakkak acelesi var. Gemi
evrelerden birinde herhalde ayn durumla karlaan biri, biraz da kmsemeyle yle
derdi: Peinde bir eyler olmasa kaplumbaa gn nda ortaya kmaz.
Ataszlerinin ya da zdeyilerin metaforlar, dkya kar eski gelimilik aamalarnda
duyulan tiksinti ve irenmenin dzeyini gsterebilir. Achebenin romannda sk sk
karmza kan bir zdeyi yle: Bir bok yn zerinde gururla dolaan sinek, bouna
vaktini harcar; yn her zaman sinekten daha byk olacaktr.

* Burada ierilen
dnce, yksek soyutlama dzeylerinin dilinde kendini olduundan daha fazla
gsteren bir insan eklinde ifade edilebilir. Bu ba lamda bir metafor ararsak,
Shakespearei kt bir oyun yazar sayan eletirmenler, ifadesini de kullanabiliriz.
Tanrnn Oku'nda Ezeulu yukardaki ataszn kendi dmanlarna kar kullanr.

* Ae.,s. 282, 161.

Ezeulu, hi kukusuz, edebiyatn izdii dikkat ekici bir figrdr. Tanr sna da aynen
kendisine gvendii gibi gvenir; kaytsz artsz, itirazsz. Arkadalarndan biri onu yar
tanr yar insan diye tanmlar. O da kendisinin, normal insan yeteneklerini a an
becerilerle donatlm olduuna inanmaktadr. Gelece i grebilir; tanrs ondan baka
kimseye itimat etmez.
Ezeulu, byk, itibarl, anl, ereflidir, arkada lar iin esrarl, akl ermez biridir. Ky
meclisi nnde cokulu bir ritel dans ediini grrz; bu dansla, yerlere atlm kabak
yapraklarn kullanarak kyn gnahlarn sprr. Azndan kan szleri kontrol
etmesini bilir, ama onurunu k rdklarnda, suskunluunun ve duygularnn arkasndaki
fkeyi kolay kolay gizleyemez. zerine saldrldnda atlmaya hazr bir leopar kadar
tehlikelidir. Ac maszdr, fkesine kaplp herkese kyar; kendini dizginleyemez bu fke
durumlarnda, ta ki tanrs onu terk edene ve akl bana gelene kadar.
Ezeulu, birok ynden gemiin karizmatik rahiplerinin modelidir. Ulu ve ben deme
alkanl vardr; sanki tanrnn ikiziymi gibi. Btn bunlarn tesinde, onun tanrs da,
bir kiisel ad olan, dolaysyla daha soyut ve genelletirici bir niteleme olan tanr
sfatyla tanmlanmayan, huyu suyu belli olmayan bir bireysel varlktr. Kendilerini
tanrnn aracs olarak hisseden, kendi seslerinin tanrnn sesi olduundan emin, byk
ve gl rahipler, sadece gemi e zg olmayan, gnmzden de iyi tandmz
tiplerdir. Achebenin byle bir figr gnmzde kar mza karmas, olaanst bir
baardr. Olay n getii yer, smrgecilik dneminin ilk evrelerindeki bir Afrika ky;
Ezeulunun kkleri de bu kydedir. O s ralarda smrge gc tarihte henz marjinal bir
rol oynar durumdadr. Avrupal lar kendi kurallarna gre davranmaktadrlar, Afrikal lar
kendi kurallarna. likileri, her iki tarafn da birbirini hemen hi anlamamasyla ilgin bir
grnm sunmaktadr. Avrupal lar, rne in scaa filan bakmadan akam yemeine
lkelerindeki gibi kaln kyafetlerle gelirler. Gelenekleri, Afrikal lara gre, daha ge bir
gelimilik basamann damgasn tar. stnlklerinin kayna da budur ve kendi
dzeyleri deiik ve farkl bir kiilik yaps ortaya koyar. Byle biimlenmi insanlar,
Ezeulunun bykln ya da itibarn alglayabilecek durumda deillerdir.
Bylelikle Achebenin yks belli bir anlamda, sadece zaman belirleniminin
gelimesindeki eski bir evreyi canlandrmakla kalmaz, zaman yaamann bu aamasn
anlamamzn n koulu olan sosyal ereveyi de sunar. Sk sk eski zaman
belirleniminin, aralklarla ve gerektiinde gerekletirildiine, teki deyile
sreksizliine dikkati ekip durmutum. Ky devletleri aamasnda, zaman
belirlenimine ihtiyac olmayan birok pratik alan bulunmaktadr. Ay ilk kez
grndnde sevinle karlanr, nk bu olay, geleneksel anlay a gre insanlarn
sosyal hayatlarna bir mdahale anlam tamaktadr; ama daha sonra kendi yoluna
gidebilir Ay; can nereye isterse, yol nereye gtryorsa. Pazarlarn kurulduu gnleri,
panayr gnlerini zaman lei olarak kullanrlar ve bizim belki hafta nce
dediimiz yerde onlar panayr nce derler; nk panayrlar ky halknn sosyal
hayatnda ok kolay hatrda tutulacak bir dilimi iaretler. Sosyal geli menin sonraki bir
basamandaki insanlar, bir panay rdan tekine uzanan olaylarn, iki, ya da daha
fazla panayr hesab yapmak yerine, iki pozisyonu iaretleyen olaylar arasnda kalan
zamann terimleriyle konumann ne kadar zor olduunun; yani Yeniay ya da
panayr, pazar gibi kavramlar yerine ay, hafta gibi kavramlarla d nmenin ne
demek olduunun farknda bile deillerdir; hafta kavramn, pazar/panayr kavram
ile karlatrdmzda, birincisinin daha yksek bir sentez dzlemine trmanma
anlamna geldiini de. Ayn ey, ay, yl gibi ifadeler iin de geerlidir.


41
nsanlarn bilgilerinin gelimesinde de daha stteki bir sentez aamasna geiin bu tr
rneklerine bol bol rastlayabileceimizi buraya eklememiz gerekir. arpc bir rnek,
ilkan Mezopotamya- Msr matematiinden, Yunan matemati ine trmantr. Yunan
matematik geleneinde Pyhtagorasn buluu olarak bilinen teoremi, bir dik al
genin byk dik kenarnn karesinin teki iki kenarn karelerinin toplamna eit
olduunu, Babilliler ve Msrllar Phytagorasn doumundan ok nce biliyorlard. Ama
bu yasay, Phytagorasa gre daha alttaki bir sentez dzleminde kavrayabilmiler;
pratik amalarla kullanlabilecek, rnein bir evin inasna uygulanabilecek ekilde,
birok rnekle ifade etmilerdi. Bildiimiz kadaryla, ne eski Babilliler ne de Msrllar
pratikle ilintilenmi bu rnekleri soyutlayp, o tek tek uygulamalarn, genel bir yasann
zel ve tek tek temsilleri olarak anlalabilecekleri ekilde bir sentez dzlemine karp
sembolize etme noktasna hibir zaman ulaamadlar. Soranla dorudan ilintili
sembollerini, bu yasay formle etmek iin basit bir matematiksel denklemin yeterli
olabilecei daha yksek bir sentez dzlemine tayamadlar. Oysa daha sonra, tek tek
durumlar birletiren sembolik bir temsil, teki deyile matematiksel teorem, eitimli
Yunanllar tarafndan kolaylkla kavranp uygulanm grnyor.
Daha sonraki bir gelimilik aamasnn miraslar belki kafalarndan yle bir soru
geirmilerdir: Babilliler niin matematik sembollerini kullanrken, onlar daha sonra
Yunanllarn ulatklar sentez dzlemine tayamamlard? Kukusuz hakl bir sorudur
bu. Ancak bu soruyu Mezopotamya halklarnn matematie doru ilerlemeler
kaydederken sahip olduklar bilgileri ve sembollerin gelimilik dzeyini gz nne
almadan aratranlayz. Ayrca, iletiime sokulabilir sembollerin, mevcut alt bir
basamaktan daha st bir basamaa doru gelimesinin tad zorluklar hesaba
katmadan, soruya hakkyla cevap veremeyiz. Bu trden aratrma ve incelemeler
yaplmadan, Babilliler niin... konusunda yetersizdiler? sorusu naif, benmerkezci bir
bak asn ifade edecektir. Byle bir soru, kendimizi l alarak yola ktmz, ya da
daha genel bir saptamayla, bir eski gelimilik basamana, sonraki basamaklarn
mantyla baktmz gsterir.
Kendi dnme ve tasarm gcmz, sonraki basamaklardan geriye bakmaya
zorlayacamza, gemi basamaklardan birinden daha sonrakine bakp onu anlamaya
almak gerekir. Byle bir perspektif, hem daha uygundur hem de daha verimli.
Sembol geliiminin daha nceki bir aamasyla karlatrldnda, Babillilerin
matematii, byk olaslkla ileri bir biimi temsil ediyordu. Ama daha sonraki bir
basaman sembollerinin gelimilik dzeyini l olarak aldmz andan itibaren,
manzara deiecektir. Bu alandaki geli menin izledii sray kafamzda yeniden
kurduumuzda, gerek matematikte gerekse de bilimin baka kimi alanlarnda
Yunanllarn kaydettikleri atlmn, daha yksek bir sentez dzlemine trmanmann,
ilkan nasya blgesinde elde edilmi ilerlemelere vazgeilmez nkoul olarak
dayandn kolayca fark ederiz. Bilgilerle donanm insanlar iin bir zamanlar bu
bilgilerden yoksun insanlar anlamak, onlarn yaama ve hayat alglay tarzn
kafalarnda ve gzlerinde canlandrmak kolay deildir. Ki inin kendisi, bilgi daarc
yksek bir sentezin dzeyini temsil ettii ansl insanlar arasnda yer alyorsa, daha
nceki bir dzlemin kavramsal sembolleriyle ve o dzlemin bilgi diliyle yetinmek
zorunda kalm kuaklarn, bir sonraki sentez dzeyinin sembollerini ve bilgi dilini
gelitirmek ve kazanma dntrmek iin ne kadar zahmet ekmi olduklarn kolayca
gzden karabilir.

42
Gnmzden bir rnek bu trden zorluklar anlamamz ve bu zorluklar anlayla
karlamamz salayabilir. Byle anlama glklerinin Sadece gemi le ilintili olduunu
sanmayn. Gerekten, elinizde tuttuunuz bu inceleme de glklerin gemile snrl
olmadna bir rnektir. Bu al ma, zaman konusundaki tartmalarn gnmzdeki
dzleminin tesine gemektedir. Bu alan, bir yandaki natralist-felsefi yakla mlar ile
te yandaki tarihsel yaklamn oluturduu iki kutup arasnda yer almaktadr. Belki, bu
incelemeyi, nceki bir sentez dzleminden sonraki bir sentez dzlemine gei adm
olarak, statik sistematik ya da dar, k sa perspektifli tarihsel bir sentez dzleminin
yerine, hem felsefi mutlaklktan hem de tarihsel grecelilikten ayn lde uzak,
gelime sosyolojisine dayal bir inceleme tarznn konmas olarak grmek, anlalmasn
kolaylatracaktr. Yukar da, szgelimi zaman sorununun felsefi zm konusunda
masum Kant natralizm iin sylediklerimizi burada tekrarlamaya gerek yok. Buna
karlk, zaman sorunlarna ve insanln gemiiyle ilintili sorunlara el at tarz
bakmndan, gelime sosyolojisine dayal yntem ile tarihsel yntem arasndaki fark
konusunda birka sz etmek yerinde olacaktr.
Tarihselcilik yntemine ba l olanlarn bilimsel olma iddia ve taleplerinin dayana,
birok kaynak iinden, gemiin ayrntl kalntlarn ayklayp gstermelerinde
yatmaktadr. Gemi in tarih yazm yntemleriyle karlatrldnda, gerek kendi
toplumu- muzda gerekse yabanc toplumlarda, gemiteki ve imdiki zamandaki
olaylarn bugnk modern tarih yazmnda yapld gibi, kl krk yaran detaylara
dayanarak yazlmas, gvenilirliin salamlna iarettir ve bu alanda byk bir
ilerlemenin belirtisidir. Bu yntem, toplumlar , bugn bizim tarih dedii mi z eyin
oluturduu biimde aratran bilimadamlarn, imdi noktasndan tarih ncesine kadar
uzanan aralkta birbirinden ayrt ettikleri her bir dnemin tek tek olgularn biriktirip gn
na karmaya yneltmitir. Bu sayede, tarih ncesi ile gnmz aras nda kalan
dnemlerin sunduklar tablolar da, adm adm speklatif olmaktan kp daha gerek
olmulardr. Ancak tarihilerin ayr ntlara ynelttikleri dikkat, bir uzmann profesyonel
gzleriyle denetlenirken, tarihilerin, bu pr dikkat topladklar ayrntl fragmanlar,
kendi iinde tutarl bir btn oluturacak ekilde birletirme grevleri, bu kadar titiz bir
denetime tabi deildir. Tarihilerin sz konusu detaylar sentezleme biimi, hl
anlatc bir betimleme biimi olmaya devam etmektedir; yani bu sentezde, gvenle
saptanan tek tek olgular, bir tasar m gcnn yardmyla, ama o kadar da gvenilir
olmayan bir tarzda bir araya getirilmektedirler. Ki isel dncelerin ve kanaatlerin
rn olan aksiyomlarn ve ideallerin, tarihilerin anlatmlarnn iine karmasna
meydan verecek boluklar olduka fazladr. a dalar hakknda hkm vermeye
yarayan olanakl ve olas btn kriterlerin, gemiin sosyal beklerine ve bireylerine
uygulanmas alkanl, tarihilerin normal ve uzmanlk niteliklerine uygun
pratiklerinden saylmaktadr. Gemi in artk kendilerini savunma imkn bulunmayan
insanlarna kar mahkemeler kurmaktan ve bunu yaparken bugnn kriter ve
deerlerini l olarak kullanmaktan daha normal bir ey yoktur tarihiler iin.
Bylelikle, imdi ile tarih ncesi arasnda hibir dnemde ve hibir yerde die dokunur
farkllklarn bulunmad ve gelime basamaklarnn deimesi gibi bir eyin sz konusu
olmad izlenimi yaratlmaktadr.
Salam ve gvenilir olduklar konusunda snanabilir kantlara dayandrlan yaltlm
ayrntsal olgularn yan sra byk lde, snanp dorulanmas mmkn olmayan bir
fantezi rn olan sentez, ite byle bir kombinasyon, insanlk gemiinin tarih
biiminde anlatlna belirli snrlamalar getirmektedir. Uzak bir gemi ten gnmze
doru yaklatka, kaynaklarn says da o lde artar, dolay syla da tarihsel alma
yapmak iin gerekli olan ve potansiyel olarak nem tayan gemiin ayrnt paralar
da oalp durur. te, insanln gemiinin tarih dediimiz biimde gsterilip
anlatlmas giriimlerinin, ounlukla dar bir perspektif iinde hareket etmesinin
nedenlerinden biri budur. Say lar gittike artan tarihilerin gayretleri sayesinde,
gemiin birok dnemine ait olan ve durmadan ortaya karlan olgularn saysnn
bykl ve durmadan art karsnda, bir tarihinin gerek alma gerekse de dikkat
sreleri, nispeten ksa tarihsel dnemlerle snrlanmaktadr. Tarih ara trmaclar,
sadece bu ksa tarihsel blmler bakmndan uzman olma iddialarnn arkasnda
durabilirler. O uzun insanl k tarihinin gnmzde bir dizi ksa dneme blnml,
tarihilerin kendi profesyonel yeteneklerini nasl kavradklarn, bundan ne anladklarn
gstermektedir. Gerek profesyonel ilkeleri gerekse de profesyonel vicdanlar , nispeten
ksa zaman aralklaryla uramalar iin, onlar, zerinde hi dnmedikleri bir
baskyla kar karya getirmektedir. Ksacas, tarihilerin tarihi, tek szckle sylersek,
ksa vadeli, dar perspektife sktrlm bir tarihtir.
Ayn nedenden tr de, ellerindeki malzemeyle ortaya koyabildikleri sentez,
nispeten gevek bir biim olan tarih anlatm biiminde bile, nispeten ksa dnemleri
iermekten teye gi- dememektedir. Bu anlat m, bir btn olarak alt dzeyde bir
sentezdir. Bir tarihi, Yunan ilka nn kapsaml bir grnmn sunabilir; bir bakas
ayn eyi in ilka iin yapabilir; bir ncs talyan Rnesansn, bir drdncs
modern Nijeryay ve bir beincisi Kuzey Amerika tarihini enikonu nmze serebilir;
ama bu yaplrken bu eitli tarihleri birbirine balayacak hem btn kapsayc hem
de snanabilir bir ortak ereve eksik kalmaktadr. Anlat c historiografi, yani tarih
yazm, eitli durumlarda, douda olsun, batda olsun, gneyde olsun, kuzeyde olsun,
insanlk tarihinin btn o eitli dnemlerinin hep ayn dzlemdeki dnemler olduu
biimindeki zmni varsayma dayanr bir izlenim vermektedir. Sanki e itli tarih
alarnn gelimilik basamaklar arasnda hibir fark bulunmamaktadr. Tarihilerin
yaptlarn d a u veya bu ksa dnemin tarihsel gelimelerine yaplm sistemsiz
yollamalar eksik olmamakla birlikte, gemiin yeniden kurgulanmasna ynelik tarihsel
bir sentez biiminin btnletirici herhangi bir ereveden yoksun oluuyla, gerek eitli
dnemlerin gelimilik dzeyleri arasndaki farkllklar, gerekse de tek bir dnem
iindeki uzun vadeli dnmleri belirleyecek ve gerekli karlatrmalar yapacak
imknlardan yoksun kalyoruz.
Kstllklarna ve snrllklarna ramen, insanln gemiinin tarih biiminde
anlatlmas, bilgilerimizi gene de muazzam artrm ve zenginletirmitir. Bunun
gelecekte de sreceinden hi kukum yok. Tarihilerin profesyonel al malarnn bilgi
deerini inkr ettiimi dnmek, sylediklerimin tamamen yanl anlalmas
anlamna gelecektir. Gnmzn k sa perkpektifli hkim tarih yazm biimi, yani
gemiin nispeten ksa dnemlerine ait ayrntlarn sk bir aratrma ve incelenmeye
tabi tutulmas, insanln gelimesinin btn olarak aratrlmasna ve yeniden
kurgulanmasna vazgeilmez katklar yapmaktadr. Tarihilerin al malarnn,
insanln gemiinin aratrlmasnda zorunlu bir adm olduu grlerine katlyorum.
Ama insanln gemiinin aratrlp incelenmesi ve anlatlmas bakmndan, tarih ya
da daha ak bir deyile anlatc tarih dediimiz biiminin, yeterli bir adm oluturduu
biimindeki grlerine katlmyorum. En bata da, insanln gemiini sembollerle
yeniden kurarken, anlatc tarih biiminin insanln gemiini aratrp nakletmenin
biricik yolu olduu ve bu yolun, gemiin ve imdinin, sembolik modellerle iten tutarl
ve snanabilir bir tarzda gsterilmesine imkn verdii grn benimsemiyorum.
Gemiin, zenle ayklanp taranm olgusal paralarnn aralarnda var olmu olmas
mmkn ilintileri gsteren geici hipotezler olarak, bu anlatc tarih canlandrmalar bir
bakma yararl olabilirler. Ama, yle sanyorum ki, tarihilerin profesyonel ilkeleri, daha
yksek derecede bir mesafeden bakmay, ayrntlar iinde kalmamay talep ettiinde ve
tarihiler anlatc gemi betimlemelerini, kendi dnemlerinin ideolojik mcadelelerini
neticelendirecek bir ara olarak kullanmaya daha az yeltendiklerinde byk yararlar
elde edilecektir.

43
nsan toplumlarn tarihsel bir inceleme tarz yerine gelime sosyolojisinin inceleme
tarzyla ele almak, gzlemlenen olgu ile inceleme arasna mesafe koyma alkanlnn
yksek bir dzlemine trmanmay gerektirmektedir. Gelime sosyolojisine adm atmann
glklerinden biri burada yatmaktadr. Burada anla ldklar ekliyle uzun dnemleri
kapsayan gelimeleri yanstan modeller, byk lde olgulara ba l bir sembol
oluturucu sentez biimini temsil etmektedirler. Bu basama a gei, ayn anda, anlatc
tarih yazm basamayla kyaslandnda, daha yksek bir sentez dzlemine kmak
demektir. nsanln gemiini bir gelime olarak anlamak, tarihilerin kant olarak
topladklar malzemenin kurduu basaman zerine kacak bilgilerle mmkndr. Bu
n adm olmadan o bilgiye ulaamayz. Tarihilerin baz larnn, uzun dnemli
gelimelerin anlalmasn salayacak ilintileri kurmay, dolaysyla da daha yksekteki
bir sentezin dzeyine ykselmeyi deersiz saymalarnn, hatta bu yolu kapamalarnn
anlalr nedenleri bulunmaktadr. Bu yndeki birok giri im, gvenilir olmayan sonular
vermekten teye geemedii ve speklatif olma zelliinden kurtulamad iin, bu
diren hi de nedensiz deildir. te yandan, k sa dnemleri kapsayan bir inceleme ve
aratrmadan, uzun dnemleri kapsayan bir inceleme ve aratrmaya gemek,
tarihilerin bak alarn ve becerilerini snrlayan dnemsel engelleri de amay
gerektirmektedir.
Tarih al masnn geleneksel kitabndan, uzun vadeli srelerin incelenmesi iin
gittike artan ayrnt bilgisine ihtiya olduu, bu ayrnt birikimine hkim olma
mecburiyetinin tek bir insann kapasitesini katbekat aaca izlenimi edinebiliriz.
Halbuki, daha yksek bir sentez dzeyine kma becerisi, ille de bildiimiz olgusal
ayrntlarn saysnn ok olmas, ayrnt bilgimizin artmas anlamna gelmemektedir. Bu
dncenin tersi daha yerindedir. Ba- billi matematikiler, gerekli soyutlama dzlemine
trmanamam olduklar iin, her bir pratik uygulamada, yzlerce ayrnty iin iine
katmaktan kurtulamamlard; oysa, Yunan matematikileri, tek bir matematik
formln hatrlayarak, c
2
=a
2
+b
2
eitliini kullanarak iin iinden kabiliyorlard.
Aynen buradaki ilikide olduu gibi, uzun dnemleri kapsayan gelimeleri, byle bir
gelime srecinin btn olarak izledii yolu belirlemek istersek, bu tr srelerin eski
ve yeni aamalar iinden seilecek rneklerin sistemli bir ekilde karlatrlmalarndan
elde edilecek sonularn sembolik, olarak temsilini salayabiliriz. Bu incelemenin baz
blmleri, zaten byle bir amaca ynelikti. Zaman belirlemenin, evrensel, genel geerli
ilevini bulup ortaya
koymak artt; bu yoldan, zaman belirlemenin bir faaliyet olarak, bir kurumlama ve
deneyim olarak izledii yn kefetmek iin, gemiin ve imdinin hangi yanlarn
birbirleriyle karlatrmamz gerektiini anlayabilmitik. Bu sayede de bu yntemi
byk lde gerekletirebildik. Olgusal kantlar kullandk; ama elbette, zamann
yapsal olmayan bir tarihini yazabilmek iin gerekli olandan ok daha azn ele
alabildik. Hatta geliim sosyolojisi yntemine bal bir zaman incelemesi olarak bu
alma bir ilk adm olmaktan teye geemez. Daha yksekteki bir sentez dzeyine
gei denemesi olarak bile, soruna bu ilk yaklam, yeterince zorlad bizi. Bundan daha
fazlasn yapabilmek ve rnein zaman belirleme faaliyetinin gelimesinde tek tek
trmanlan basamaklar, devlet ncesi toplumlardaki ilk biimlerinden balayarak u
anda sanayilemi ulus devletlerindeki son haline kadar inceden inceye aratrmak ok
gzel olurdu.
Toplumsal geli meyi aklamaya alan eski kavramlar, ounlukla teleolojik, belli
bir amaca doru yol alan bir gelimeyi gz nnde tutan kavramlard. Gzlemlenebilir
her gelime yn, belli bir hedefe dnk olarak anlalyordu. Ve hedef, sosyal
gelimenin en nemli yan olarak grlyordu ounlukla. Gelimesinin bu eski
basamaklarnda, toplumsal gelime kavram, biraz da bynn, sihirin havasndan
nasibini almt. Bu kavram, bir tr kehanetin aracyd. Zorunlu olarak, belli bir hedef
dorultusunda gerekleecei vaadini kendi iinde tayordu. Sosyal gelimenin hedefi,
aslnda insanlarn srekli bir ilerleme ve sonunda ideal topluma ulama arzularnn
yanssndan baka bir ey dei l di . nsanlarn zaman belirleme biimleri ve zaman
alglayp yaaylarn ve bunlarn gelimesini inceleyen bir alma, toplumsal gelime
kavramn, gemiteki metafizik kabuundan kurtarmamz kolaylatrabilir. Zaman
belirlemenin kesintili, ara sra bavurulan biiminden, srekli bavurulan biimine,
ksacas saat kullanmna doru bir gelime olduunu hi tereddt etmeksizin aka
ileri srebiliriz. Ama ite bu gelime ynn tanmlayan teorik bir model, bu satrlarn
yazarnn, daha iyi bir dnyaya olan zleminin bir ifadesi olarak anlalamaz. Gelimi
toplumlarn zaman deneyimine sahip olmasnn eski durumlara gre ok daha iyi
olduunu ileri srme gibi bir dnceyle uzaktan yakndan ilgim yok benim. Ben sadece
daha nce zlmemi bir sorunu zmeyi denedim.
Geri bu sylediklerimiz, insanln gelime sreci iinde, ilerlemeye dnk olarak
anlalabilecek hatlarn bulunmad anlamna gelmiyor. Teleolojik bir geli meyi yok
saymak, byle ilerlemeleri inkr etmek saylmaz. Uzun dnemleri kapsayan sosyal
srelerin arlkl eilimlerinin, bir ilerleme ynnde yol almak olduunu gsteren,
ender saylmayacak rnekler var. ok uygun bir rnek, bu al mann balamna da
uyan bir gelimeden, takvimin gelimesinden alnabilir. Bu geli me zerinde ok daha
ayrntl ve uzun durmak isterdim. Takvimin geli mesi, tarihe bakarken tarihilerin iine
skt ksa ve dar perspektifle gelime sosyolojisinin perspektifi arasndaki farka k
tutacak nitelikte. Ksa vadeli perspektif, insann gemiini, tek tek dnemlere, bir insan
mrne denk geldii izlenimi veren dnemlere blp paralayarak kavrar ve ksa
dnemler genel sreci etkilese bile, dnemlere konan snrlara taklmayan, bu snrlar
aan uzun erimli genel srelerin alglanp anlalmasn engeller. Gemii tarih olarak
kavrayan hkim mantk, bu kopukluklarn, dnemsel, kesintili srelerin algmza hkim
olmasna yol amakta ve insanlarn, gemii, birbirine bal olmayan dnemlerin
ym olarak grmesini salayan bir baka altrmaktadr. Bu al kanlk ylesine
gldr ki, dnemlerin snrlarn aan uzun erimli gelimelerin incelenmesine dnk
almalar halen yok denecek kadar azdr. Oysa dnem tesi nitelikteki geli melere
yeterince rnek bulunmaktadr. Avrupa takviminin geli mesine ilikin birka saptama,
bu noktay gstermeye yetecektir.

44
Gnmzde hemen hemen btn dnyada ayn takvim kullanlmaktadr. Zaaflar vardr
bu takvimin. Kimilerine gre, rnein Paskalya, takvimde oraya buraya kayp
duracana, tpk Noel gibi, sabit bir ayn belli bir gnnde balayp bitmeli ya da
doum gnleri yln hep ayn gnne, pazarsa pazar, sal ysa sal gnne denk
dmelidir. Ama belki de birazc k dzensizlik yle pek de ho karlanmayacak bir ey
deil. Aslnda gnmzdeki takvim, o ynla insan faaliyetinin srelerinin
ayarlanmasn salayc bir zaman belirleme enstrman olarak iini ylesine sessiz ve
przsz halletmektedir ki, bu ilerin baka trl de yrtlebileceini insan genellikle
aklnn ucuna bile getirememektedir. nsanlarn yzyllar boyunca kullandklar
takvimlerin, alar boyu ileri arapsana dndrp durduunu ve bu takvimlerden biri
olan, Avrupadaki takvimin, ancak son reformdan bu yana ulat kusursuz saylacak
duruma gelene kadar birka kez reforma tabi tutulup dzeltildiini herkes
unutmaktadr.
Avrupa takviminin geirdii gelime, gerek insan bilgisinin geliiminin, gerekse de
buna bal toplumsal dnmlerin, uzun dnemlere yaylmasndan kaynaklanan
sreklilik karakteristiini gsteren kk, ama iyi bir rnektir. Takvimin, bir ileri bir geri
admlarla gerekleen ilerlemesi, birbirini izleyen bir dizi toplumsal geliimle oluan
uzun erimli hattn ampirik nitelikli kk bir modelini sunabilir; ksa vadeli, tek tek
tarihsel dnemleri birbirine balayan ve bu toplumsal evrelerden bazlarnn mrnn
ok ok tesine uzanan bir hattr bu. rnein austos aynn, ad Augustus adl Roma
imparatorunu ereflendirmek iin ondan aldn, hl Janus ba figrnde yanssn
bulan Roma tanrs Janusun, geriye eski yla ve ileriye yeni yla bakan ocak (january)
ayna adn verdiini dnecek olursak, burada szn ettiimiz sreklilii tm
canllyla gzmzn nne getirebiliriz. Al- mancadaki takvim anlamna gelen
kalender szc bile Latince calare eylem szcnden gelmektedir ve uzak da
olsa, gemi bir evrede, bir Roma rahibinin, tpk Nijerya kyndeki rahip gibi, Yeniayn
ne zaman grndn bildirmesiyle ilgilidir. Ca- lendare yani, anons edilmesi,
bildirilmesi gereken gnler, Romada bir dini memurun sokaklarda gezip Yeniay n
grndn, dolaysyla da yeni bir ayn baladn bildiren bir uyar yapmasyla,
yani zamanla ilgili bir olaydr.
Ama gene de gnmzde kullandmz takvimin, bilginin gelimesinin o binlerce yllk
serveninin kurduu, devletlerin ve dnemlerin mrlerini aan sreklilii temsil
edii n d e artc bir yan bulamayabiliriz; belki de, bugn kullanlan takvimin
oluturulmasna katkda bulunmu bilgilerin geirdikleri deiimlerin bir gelime
karakteri tadn bile grmeyebiliriz. Ama herhalde, bizimkine gre eski bir takvim
kullanmak zorunda kalm gemi toplumlarn insanlarnn, bu takvimin
yetersizliklerinden tr ikide bir glklerle karlatklarn; bunun zerine, daha
sonraki yzyl l arda slah hareketlerine gittiklerini, ama bu dzeltmenin de yeni
sorunlara ve slah giriimlerine zemin hazrladn ve eninde sonunda takvimlerin yol
at sorunlarn ou halledilecek ekilde bu takvimin mkemmelleene, sosyal
ilevlere tam uyum salayacak dzeyi tutturana kadar bu araylarn sregeldiini
grmek o kadar zor deildir. Ve bu takvim, nihayet przsz i lemeye balayp artk
herkesi memnun ettiinde, bu sefer de, durumun bir zamanlar bundan farkl olduunu,
o binlerce yl sregelmi bu yndeki gelimeyi unuturuz. Bu uzun gelime iinde
insanlarn yarattklar takvim sembollerinin, bir yandan sosyal grevleri yerine getirme
gerekleriyle uyum salarken bir yandan da cansz doann bu faaliyetler bakmndan
nemli olan srelerine ayak uydurma bakmndan mkemmel noktaya ulamasnn
glklerini artk hatrlamayz.
Bu gelimeler boyunca almas art olan glkleri genel ifadelerle basit yoldan ve
ksaca tanmlayabiliriz. Ama ite, buradaki almann amalaryla snrladmz zet bir
aklama bile, yerleik bir anlayn ierdii sorunlar gstermeye yetecektir. Geleneksel
bir deerler cetveline gre doa, uzun sre dzen dedi imiz durumun modeli olarak
anlald ve bugn bile yer yer yle anlalyor. Buna kar lk insan toplumu, kaotik
deilse bile, doaya gre dzensiz ilikilerin alan olarak kavranyordu ve kavranyor.
Gemiin takvimcilerinin sk sk ve yeniden yeniden karlarna kan glkler ise,
doann hareketinin insanlarn ihtiya ve gerekliliklerine cevap vermek bakmndan
yeterince dzenli olmamasnda yatyordu! nsanlar, kapasiteleri yeterli zaman
belirleme enstrmanlar yaratamadklar dnemler boyunca, sosyal hayatlarnda tekrar
tekrar ortaya kan zaman aralklarn lebilmek iin, hep tekrarlanan doa olaylarn,
en bata da Gnein, Ayn ve yldzlarn periyodik hareketlerini kullanmlard.
Gelgeldim, insanlarn gndz, gece ya da gne yl gibi zaman birimlerini bulmamz
salayan Gnele, ay birimini bulmanz salayan Ayn hareketlerini koordine
etmeleri mmkn deildi. Oysa insan toplumlar, ilevler gitgide farkllatka ve
ilikiler karmaklatka sabit ve kusursuzlua da o lde yaklam bir zaman
dzenleyicisine ihtiya duymaktaydlar.
Roma cumhuriyetinde olduu gibi, sosyal gelenek, devlet memuriyetlerinde bir
rotasyonu zorunlu kldnda, zellikle iktidar mcadelelerinin dorua trmand
dnemlerde, bir makam stlenmenin ve onu brakmann kesin tarihleri alabildiine
nem kazanyor, dolay syla kimin belli bir makam devralp ne zaman brakaca
kamuoyunca nceden biliniyordu ve bu, herhangi bir tereddde yer vermeyecek ekilde
aklanyordu kamuoyuna. Seimler tam zamannda yaplmak, vergiler, kiralar, borlar
ve faizler tam gnnde denmek zorundayd. Julius Sezar iktidara getiinde, Roma
takviminin karmaalara yol atn grd. Roma cumhuriyetinde zamann
denetlenmesi, tpk Ezeulunun kynde olduu gibi, Pontifex Maximusun
ynetimindeki bir rahipler kollegiumunun greviydi. Pontifex Maximus ve rahipleri
devlet takviminin bekileri ve kollayclarydlar. Gelgelelim bu takvim, sosyal ili kilerin
dzenleyicisi olarak, cumhuriyet iindeki iktidar kavgalarnn etkilerine bak bir
takvim deildi. kar gruplar, anlayabildiimiz ve buradan grebildiimiz kadaryla,
belli bir yl uzatma ya da ksaltma konusunda rahipleri ikna edebiliyorlard. Dolaysyla
da doal ve sosyal olaylarn karlkl ilintilenme glkleri, iktidar mcadeleleriyle
birleince, Roma takvimi de pusulay aryordu.
Fiilen bir diktatr olan Sezar, kkl bir takvim reformu iin emir verdi. Son tahlilde
sosyal ilikilerin zamana gre ayarlanmas meselesi, hep ya rahiplerin ya da dnyevi-
resmi otoritelerin grevi olagelmiti. Oysa imdi imparator, Sosigenes adl bir Msrl
matematiki ve astronomi bilginini yardma arp Roma takviminin muhta olduu
reformlara danmanlk etmesini istiyordu ve bu girii m lka Romasnda bilimin
gelimesi srecinde bir aamaya iaret etmek bakmndan da nemliydi. O dnemlerde
Msrllar yldzlar gzlemleme ve takvim yapma konusunda uzun bir gelenee
sahiptiler. Sezar n sadan nce 46 ylndaki takvim reformu bu gelenein birikimlerini
kendi birikimlerine eklerken, bugnk takvimden bildiimiz birok zellik ortaya km,
bir bakma gnmz takvimine gtrecek gelime yolunun admlarndan biri atlmt.
Msrllar daha nceden Ay ve Gne hareketlerine gre dzenledikleri zaman
birimlerini birbirleriyle koordine etmi, bir yl 12 aya bldkten sonra, her bir ay da 30
gn olarak tespit etmi, sonra bu paralar bir gne yl ile uyum iine sokabilmek iin,
her yln nne ya da arkasna 5 gn eklemeyi adet edinmilerdi. Sezar ise bu zm
benimsemek yerine, ubattan bir gn karm ve alt fazla gn, tek sayl aylara
taksim etmiti. Modern takvimin dzenine iaret eden bir gelimeydi bu. mparatorun
lmnn ardndan, doum ay olan temmuz, onun onuruna Juli olarak adlandrld.
kinci bir takvim reformu, Rnesans dneminde gerekleti. Roma Kilisesi, Antik
Romadan yeniaa kadar uzanagelen balca sosyal bilgi kprlerinden biriydi; bu
kilise, Julianus takviminin kimi deiikliklerle adan aa geebilmesini salamt.
Ama ite, aradan geen 1000 yldan sonra artk pek o kadar iyi ilemiyordu bu takvim.
Aradan geen yllar iinde gerek Sezarn gerekse Msrl danmannn uyguladklar
ilkelerin Aya bal zaman birimleri ile Gnee bal zaman birimlerini birbirleriyle
koordine etme bakmndan yetersizlikleri ortaya kmt. En azndan Avrupann baz
blgelerinde devlet organizasyonlar, etki bakmndan antikan Pax Romanasnn
(Romann bar iinde geen dnemi- .n.) organizasyon ve i bar salama dzeyine
yakn bir yere gelmilerdi ve bu organizasyon aamas kentleme ve ticaretin
gelimeleriyle birlikte zamann resmi kamusal alanda dzenlenmesine duyulan
ihtiyac da artrmaya balam, giderek Roma takviminin eksiklikleri de iyice su yzne
kmt.
Bu eksikliklerden sadece biri, dini bayramlarn, zellikle de Paskalyann tarihlerinin
yldan yla kaymasyd. Yahudi gelenei, Passover (hamursuz-.n.) bayramn ilkbaharn
balangcndan sonraki ilk Yeniay ile ilintilemi t i . sadan sonra 325 ylndaki znik
Konsl, Hristiyanlarn Paskalya bayramlarn, ilkbaharn, geceyle gndzn birbirine
eitlendii gnden sonra doan ilk Yeniaydan sonraki Pazar gnnde balatma karar
almt. Aradan geen zamanda o gnn tarihi, balangtaki 25 Mart tarihinden 21
Marta gerilemiti. 16. yzylda ise insanlarn gelitirdikleri resmi kamusal takvimin
sembolleri ile Gnein gzlemlenebilir hareketlerinden elde edilen sonular
anlamndaki doal sreler arasndaki kayma da, 10 gnlk bir farka ykselmiti. 13.
yzyldan itibaren bu iki dzlem arasndaki uyumsuzluun artt fark edilmeye
balanm ve kilise meclisleri ara sra toplanarak bu kaymaya are bulmaya
almlard. Ne var ki, gelenekle arasn bozma konusunda her zaman isteksiz olan
kilise, artk i rndan kana kadar die dokunur bir nlem alamamt. Sonuta Papa
XIII. Gregorius, Na- polili bir doktor ve astronom olan Luigi Lilioya akl danp areler
aramaya balad; Lilionun lmnn ardndan da bu kez bilgin Claviusu bir zm
bulmaya davet etti. Yapt klar dzeltmelerden biri, artk ylla (ubatn 29 ekmesi)
ilgiliydi. ncelemelerinin sonunda, her 400 yllk periyotta, 400'e tam olarak blnebilen
yzyl bann artk yl saylmas, dier nn artk yl saylmamas durumunda,
Gnele Ayn hareketlerini insann ihtiyalar dorultusunda daha iyi koordine
edebileceklerini grdler. Buna gre ilk i lem 1600'de yapld iin, kincisi 2000'de
olacaktr.


45
Bugn takvim, artk kamunun ilgi alan dnda duruyor. 1582 y lnda gerekletirilen
takvim reformuyla, takvim sembollerinin sosyal grevlere daha uygun olmalar
salanm, Gne ile Ayn grnen hareketlerini birer zaman gstericisi olarak hem
birbirleriyle hem de bunlar sosyal olaylarn seyriyle ilintileme yolunda baarl admlar
atlmtr. Takvimin ula t bu en son aamada, gerek takvimin, gerekse zaman
belirlemenin teki enstrmanlarnn gsterdii gelime, zaman belirleme sembollerinin,
daha nce sembolletirdii mi z eylerden, doann, Gnein, Ayn ve yldzlarn
hareketlerinden, iyice kopmaya baladklarnn belirtilerini sunmaktadr . nsann
bulduu yapay k kaynaklar sayesinde, gece gndzn bir paras olmutur; ay
dediimiz zaman biriminin, eskilerde Ayn bymesi ve klmesiyle smsk bir iliki
iinde olduu n u yle bir aklmza getirelim. in uzmanlarn bir yana brakacak
olursak, ylmzn, Gnein hareketleri ile aylarmzn da Ayn hareketleri ile balantl
olduunu bugn ok az insan aklna getirmektedir. nsanlar, bahar ba langc olan
nisanda sann dirili bayram olarak kutlanan Pas- kalyann, ilkbahara, kara topraktan,
yeni taze yeilin fkrmaya balad gnlere denk dmedii yerlerde yaarlarken, bu
uyumsuzlua aldr bile etmiyorlar. Takvim ve saat gibi insan eseri olan enstrmanlar,
insan ilikilerini zamana gre dzenlemede, Dnyann ve Ayn, Gne etrafndaki
karmak hareketlerinden ok daha elverilidirler. Gerek bu bakmdan gerekse de baka
bakmlardan, insanlar bugn kendi eserleri olan bir semboller dnyasyla smsk
btnlemilerdir. Adm adm, binlerce yllk bir gelimenin ardndan, takvimlerin
rahatsz edici sorunlar iyi kt zlmtr. Ve bugn art k, mevcut takvim, sorunlar
karmad iin, insanlar da, takvimlerin glklere yol at gemii silip atmlardr
kafalarndan. Atalarnn sz konusu glkleri adm adm atklar gemiin geliim
basamaklar, onlarn umurunda deildir pek. Oysa insanlar, gemi ten gnmze
uzanagelen gelimenin bilgilerini bilgi daarcklarna katmakta gecikirlerse, ne
kendilerini ne de ak duran gelecein imknlarn doru drst kavrayabilirler.

46
Takvimin geli mesi, belirttiimiz gibi, uzun sreli bir gelime srecinin kimi genel
karakteristik belirtilerini gsteren kk bir modeldir. Sosyal geli me kavramn
mistifikasyonlarndan temizlememize yardmc olabilir bu model. Grdmz gibi, bir
gelimeyi karakterize eden tayin edici yanlardan biri, insanlarn bouup durmalarna
karn, yzlerce hatta kimi durumlarda birka bin yl zmsz kalan ve bir dnemin
koullar iinde zlmeyen sorunlarn varldr. Gelime dediimiz olay, ilerleyen ya da
gerileyen bir istikamette yol alna gre, insan topluluklarnn adm adm ve ounlukla
hi farknda olmadan bir sorunun zmne yaklatklar, ama bazen de ondan
uzaklatklar bir sretir. Ve btn sosyal sorunlar, hep birbirlerine sarma m ekilde
insanlarn karsna ktklarndan, tek bir hat zerinden srdrlen incelemeler -rnein
takvimin gelimesi sorunu gibi- geici n incelemeler olarak anlalmaldr. Ama bu tr
incelemeler bile, burda grldn umduum gibi, nceden planlanmam
dnmlerin niin ve nasl olup da gene de belli bir ynde yol aldklarn ve bu
dnmleri birtakm metafiziksel, mehul kuvvetlerin gizli hedeflerine balamadan ya
da sosyal bir sorunu zme dorultusunda atlan her admn, insanlar mutlulua
gtrme gibi bir gizli amaca hizmet ettiini ima eden kehanetlere gerek kalmadan
anlayabileceimizi gstermeye yetmektedir.
Balangtaki sorun iyi kt zlnce sosyal gelimeler de nispi bir sona ularlar.
nsanlarn zaman belirleme sorunlar buna yararl bir rnektir. Bu rnek, zlmemi
sorunlarn, bu tr kimi sorunlarn zerine plansz gidilerin yeni yeni sorunlara yol
aabileceklerini, ama byle bir durumun, o ana kadar elde edilmi zmlerin deerini
drmeyeceini retmektedir. nsann 24 saatinin ie yarar bir zaman matrisine
blnmesi, retim dzeyi gittike artan ve srf kuru daha fazla kazanmak uruna
artk vazgeilmesi gerekmeyen bo zamann oald toplumlarda ileyebilmesi iin
vazgeilmez bir kouldur. Ama te yanda bugnk biimiyle zamann bir uygarlama
ilkesi olarak yaratt basn hl zm arayan sorunlar dourup durmaktadr. Bu
sorunlar bir st basamakta yer alan gelimelere gtrecektir bizleri byk olaslkla.
Tarihilerin ounun gnmzde uzun srelere yaylm sosyal sreleri hesaba
katmaya yanamamalar, bana yle geliyor ki, ksmen de olsa kendi yetersizliklerinden,
insan topluluklarnn hem gemite kar karya gelmi olduklar, hem de bugn hl
kar karya bulunduklar sorunlar zerinde sistematik kafa yorma eksikliinden
kaynaklanmaktadr . nsanlar, ne gemi te ne de gnmzde, zmek zorunda
olduumuz sorun u diyemediler ve diyemiyorlar. nsanlarn, dar, spesifik sorunlarla,
bunlarn adlarn koymakszn ve ou durumda, bu sorunlara ilikin kavramsal
sembollere sahip olmakszn bouup durduklarn gryoruz. Zaman belirlemenin eski
geliim aamalarnda, insanlarn bizim zaman szcmzle ayn anlama gelen bir
szckleri yoktu muhakkak. Karsnda durduklar zaman belirleme sorununu ak seik
ifade edebilecek durumda deillerdi. Ne var ki, onlarn sorunlarn -onlarn o
dnemlerde yapamayacaklar bir tarzda- bugn aklamadan eylem ve davranlarn
hakkyla anlayamayz.
Sistemli karlatrmalar bunu kolaylatrabilir ve eski bir sen- tezleme dzeyinden
yeni bir sentezleme dzeyine geiin glklerle dolu olduunu anlamamz
salayabilir. nceki bir dzleme al mak, oldum olas, bir sonraki st dzleme
trmanmay bir sreliine durdurma sonucu getirir. Halbuki al kanln balayclna
ramen, sosyal gelime basamaklarnn art arda kurduklar silsileyi gn na
karacak bir uzun dnem perspektifinin hi de yle yararsz olmadn belki bu
almada grdk. Burada anlattklarmz, gelimenin seyrinin, teki deyile merdiven
basamaklarnn izledii srann, hantal, hareketsiz, yapdan yoksun bir tarihsel
malzemeye dtan dayatlmadn, inceleme konusu edilen malzemenin potansiyel
olarak bu gelimeye yol atn, dolaysyla geliimle dnemler arasndaki bu ilikinin,
snanabilir, ara trlabilir ve -sembolik temsil anlamnda- bir kuramsal model halinde
ortaya konabilir olduunu grdk.
Yine grld gibi, toplumsal gelimenin deiik basamaklar arasnda yaptmz
karlatrmalar ve bir geliim basamann merdivenlerinden bir yukarya bir aaya
kp inerek yaptmz aratrma seferleriyle gerekletirilen karlatrmalar sayesinde,
gelimenin tmn gz nne almayan ve karlatrmalar yapmayan dar perspektifli,
ksa dnemli, bir tarihsel inceleme tarzndan farkl olarak dnemlerin gzlemlenebilir
olgular hayatiyet kazanmaktadr. Yapacak daha ok ey kalyor geriye. Ama belki de,
zaman basnc altnda yaayan sanayilemi ulus devletlerinin kentlemi yurttalar,
bir zaman belirleme arac rol oynam olan ve onlarn hayatndan bu ynyle hemen
hemen tamamen kp gitmi olan Ayn bir zamanlar, insanlara, az ok periyodik
aralklarla, kendi sosyal hayatlarna mdahaleler yapmalarnda yardmc olduunu
hatrlayacaklardr. Ya da belki, Ezeulunun kyne yapacaklar bir sefer, yksek
dzeyde karmaklam devlet toplumlarnn yurttalarnn kendi zaman deneyimlerini
dolaysyla da kendilerini anlamalarn kolaylatracaktr.









Dizin




1:2:24:1440 157
1600 246
2000 246
A
A Mathematicaris Apology 169
a priori 16, 87, 88, 90, 91, 165, 191,223
ab ovo 85
abstraksiyon 221
Achebe, Chinua 210, 221
Afrika 75,79, 84, 231,232
arlk 149
austos 242
aile 91
Aiskhylos 169
akl 87,88, 89,92,97, 161, 188
akl yrtme 147
akla uygun 91
akim yasalar 168
aksiyomlar 127,128
alarm tepkisi 191, 197
Alberti 148
alglanan zaman 118
Amazonlar 175
Amerika yerlileri 194, 207
ampirisistler 146
an 107,111,185
angaje olma 48, 49
an kalb 52
animizm 216,217
anlak 163
anlam 52
anlama yetisi 91, 92
anlatc tarih 238
Antik Roma 245
Antik Yunan 225
antik 37
antropomorf 111
Aquin, Thomas von 147
Aristo 147, 148
Aristotelesi 141
Arimet 169, 170
artk yl 246
Asikhylos 170
astroloji 140
astronomi 140
Asurlular 79
ataszleri 228, 229, 230
AtinalIlar 79, 137, 138
atom a insan 202
atom saati 155
atom sava 202, 207
Audens, W. H. 176
Augustinus 223
avc toplumlan 187
Avro-Amerikan toplumlar 204
Avrupa 232
Avrupa Aydnlanmas 147
Avrupa takvimi 241, 242
Ay 14, 30,42, 63,65, 68, 70, 76,79, 84,93, 94, 95, 97, 102, 116, 122, 123,
124,125,138, 141, 211, 212, 216, 217, 218,224,232, 244, 245, 247, 250
Ay tutulmas 83
Ay zaman 142
Aydnlanma 126
aylar 38, 63, 64, 77,84, 106,107, 111,126,156,175,232,247

B
Babilli matematikiler 234,239
Babilliler 233
bamllk zincirleri 226
bamszlk 65
bar 200
Barok 193
Barth 127
basn 38
basit toplum 19, 40,41, 74
balang noktas 17, 18, 89, 147
Batlamyus 83, 140
Beati possidenles 223
benmerkezci 233
Bergson 117
be boyutlu gereklik 28, 53, 55, 171
beinci boyut 85, 113, 114, 171
bilgi 14, 34, 36, 47, 61, 62, 85, 86, 87, 88,89,90,91,92, 93,94, 95,96, 97, 115,
116, 120, 140, 161, 162, 163, 166, 219,227, 234, 237, 239, 247
bilgi ak 99
bilgi aralar 167
bilgi birikimi 35,47,50, 63, 97, 98, 100,219,222, 223,227
bilgi daarc 94, 96, 98, 128, 234
bilgi dzeyi 170
bilgi edinme sreci 162
bilgi kuram 47
bilgi teorisi 17, 23, 25, 39, 89, 114, 161
bilginin sistematii 48
bilginin tarihi 48
bilim 168
bilim sosyolojisi 14
bilim teorisi 170
bilimadam 162
bilimsel tutum 128
bilimsel yntem 165
bilin 163
bilinsizlik 54
bilmek 162
bin yllar 83
birey 29, 32, 33, 34, 36, 37,72, 96, 182,
183, 184
bireysel 182,186
bireysel denetim ve kstlama mekanizmalar 209
bireysel kiilikler 205, 183, 184
bitkiler 141
biyolojik evrensellikler 191
biyolojik evrim 167
biyolojik kalplar 195
biyolojik sreler 196
biyolojik yap 88
biyolojik zaman 94
bo zaman 249
blgesel devletler 199
Brabant, Siger von 147
Brahe, Tycho 150
bugn 109, 113
Bultman 127
byk temizlik 127
C-
calare 242
Calendare 243
canavarlk 204
canl cansz nesneler 216
canl ve cansz 216, 217
cemaatler 228
Censorinus 108
Chaco yerlileri 206
Charl, IX. 80
Clastres, Pierre 199,200, 206
Clavius 246
cogito ergo sum 91
Comte 165
a 99
alar gstergesi 82
an sesi 139
evreci hareketler 22
kar gruplar 244
ok 36
D
da kyleri 199
daha nce 105
daha nceleri 109
daha sonra 105, 108, 109, 111, 112
dakika 126, 139, 150, 156, 157, 225
dakiklik 24
Darwin 126
davran kalplan 41,44
deiik toplumlar 176
deiim 73, 129, 135 ,177
deiimler dizisi 73,81, 104,105,167,111, 112
deiimler silsilesi 124, 134
deiimlerin sreklilii 71
denetim mekanizmas 195
denetleme 41, 42,43,45
deney 146
deneyim 61,62, 93, 107
deneyimden nce gelme 92
deneyimle ilintili 112
deneyimler zinciri 95
Descartes 16,44, 61, 62, 88, 89, 91, 92,127,161
devlet 83
devlet oluumu 200
devlet otoriteleri 80
devlet ncesi toplumlar 209, 240
devlet toplumlan 187
devletler aras ilikiler 82, 192, 200, 202
d buyruk 175
d dnya 161, 162
d nesneler 163
d zorlama 44, 52
dta kalabilme 49
dil 28, 31, 33, 35, 36, 52, 66, 68, 87, 88,91, 154, 162, 171, 183
dil alkanl 70
diller 91
dilsel uzlamlar 67
doa 15, 21,22, 29, 31, 43,44, 49, 64, 65,66, 68, 68, 69,74, 86, 97, 102, 104,111, 112,
116, 117, 118, 119, 120, 131,140,140, 141, 143, 151, 152, 153, 195,218, 219, 220,
221, 224, 225, 227, 243,247
doa bilimleri 68, 115, 117, 118, 118, 120
doa dzeni 168
doa ile insan 131
doa merkezci 151
doa sreleri 207
doa ve kltr 22, 118,196
doa ve toplum 22, 118, 119, 121, 130,131, 154, 196
doa yasalar 86, 142, 152, 168
doabilimleri 21, 131, 183
doal 68, 130
doal sreler 138
doal zaman 153
doum ile lm 72
doutan bir iddet 204
doutan ideler 87
doutan saldrgan 192
dnem 99
dalizm 152,153,154
dn 113
Dnya 27, 29, 46, 103,222
dnya bilinemez 163
dnya nfusu 186
dme yasas 146
dnce 88, 90, 146
dnce aksesuvarlar 128
dnce gelenei 127
dnme 92
dnme enstrman 24
dnme tarzlar 120
dzen 243
E
ebedi doa yasalar 165, 168
Einstein 62, 67, 68, 83, 94, 109, 118, 127,134
enerji 112
entelektel gelenek 135
eskiden 108, 109, 111 ,112
etnik farkllklar' 176
evren 45, 101
evrensel 163, 164, 181, 239
evrensel bilin 161
evrim 71, 126
evrim modeli 168
evrim saatleri 110
explanandum 204, 205
ezan 139
F
farkllklar 176, 177
feci bir ikence 203
felsefe 17, 69, 91, 164, 190
felsefe dilleri 91
felsefi aksiyom 92
fenomenolojik tezler 163
feti karakteri 104
fetileme 139
filozoflar 83, 139, 140, 153, 159, 160,
161,162, 164, 165
fizik 21, 68, 69, 115, 118, 130, 142, 166,190
fizik bilimleri 15, 117, 153
fizikiler 12, 15, 83,128, 131, 139,140,152,153
fiziksel zaman 21,68, 70,118,121,131,139,143, 151, 153, 154
fizyolog 184
fizyolojik saat 74
Florensa 148
formalite 42
formel mantk 91
G
galaksilerin douu 216
Galileo 15, 127, 139, 141, 143, 144, 145,146,147, 148, 149, 150, 151,152, 165,167
gece 63, 74, 75
gece gndz 247
geicilik 168
gemi 105, 106, 107,108, 111, 112, 113,114,185,240
gemi, imdi ve gelecek 106, 107, 108,109,111, 112, 113, 114, 185,216
gelenek 179
geleneksel dnme 135
geleneksel zaman 137
geliim sosyolojisi 153, 200, 240
gelime 243
gelime modeli 177
gelime sosyolojisi 126,235, 238, 241
gelime sreci 241
gelimi toplumlar 18,43, 44, 196,240
gelimilik 188,208,217
genel teorik sorun 149
genelletirme 132
geosentrik 32
gereklik 39, 50, 96, 100, 116, 163, 219
geri dnlmezlik duygusu 99
global devlet 82
gk cisimleri 68, 140, 165, 172,212
gkyz 221, 223, 224
grecelik teorisi 110
grnmezlik 67
gzlem 147
Gregorian, Papa XIII. 81
Gregorius, Papa III 246
Gregoryan kilisesi 81
g ve iktidar 209
gn 19, 38, 64, 107, 156, 157, 225
gndz 75
Gne 14, 23, 27, 29, 30,42, 45, 46, 63,
68,70,76,81, 82,84, 97, 102,103,
112,116,122, 123,124, 125, 133,138,141,155, 172,212,216,217,222,244,245,246,247
Gne dnencesi 123
Gne zaman 142
gne yl 45, 244,245
gnlerden ne 139
gnn tarihi 175
H
hafta 64, 108, 232
Hail, T. 177, 177
Hardy, G. H. 169,170
hareket 134,135, 136, 140, 141, 142, 145,149, 150, 155, 156, 158, 165, 171
hareket aklar 70
hareket dilimi 156
hareket dizisi 71
hareketsiz ilikiler 135
hasat 64, 96,97
hayvan psikolojisi 196, 197
hayvanlar 141
Hegel 165
Heidegger 117
Hristiyan ehitleri 203
Hristiyanlar 72
hz 67, 145, 149, 150, 150, 156
historiograf 237
hiyerarik yap 141
homo sapiens 206
homonid 36
Horaz 37
Hume 71
Husserl 127
I-
rk farkllklar 176
tbolar 210
i dnya 161, 162
i ses 176
i-zorlama 44
iinde yer alma 48
ide 26
ideal toplum 240
idealistler 146
ihtilaflar 220
ihtiyalar 93
iki kltr 120, 121
ikinci doamz 176
iktidar 83, 115,120,220,244
ileride 105,109,112
ilerleme 126
iletiim 46
iletiim aralar 35, 228, 230
iletiim sembolleri 85
iliki gstericileri 134
iliki sembol 172
ilkbahar 247
ilkel toplumlar 40, 42, 159, 199, 200
ilkellik 204
imaj 100
imge 27,59,60
in vivo 151
inanlmaz ikenceler 201
insan 71, 87, 89, 96, 103, 106, 118, 120,140,163, 191, 196
insan bilimleri 12, 117, 120
insan deneyimleri 90
insan doasnn biriciklii 197
insan ile doa 120
insan ilikileri 116, 117, 131, 180,247
insan kiilii 204
insan psikolojisi 197
insan srleri topluluu 199
insan topluluu 85, 87, 95, 97, 100
insan toplumlar 21, 111
insan-merkezci 64
insana zg 130
insanlar 112, 113, 119
insanln tarih ncesi 201
insanlk 65, 90,95, 100, 119, 140, 158,175, 222
insanlk tarihi 236
rokiler 195,201
sa 83
isim hali 70
isim szck 110
iaretler 86, 87
ikenceler 193, 194, 202, 203, 204, 205,
206, 207
ivme 145, 155, 167
znik Konsl 81, 246
J-K
Julianus takvimi 81, 245
kader 19, 140
Kaldeon-Babil 83
kalender 242
kalc devlet birimleri 84
Kant 16, 17,47,61, 62, 90, 168, 223,235
karlamalar 208
kartlklar 118, 119
Kartezyen 88
katksz iliki sembolleri 174
katksz rasyonel 168
katlayc sreler 201
kavramlar 97
kavramsal blnmlk 120
kavramsal kartlklar 121
kavramsal semboller 132, 216, 249
kehanet 77, 240, 248
kendini evcilletirme yetenei 196
kentlerin douu 199
kentlemi toplumlar 205
kstlama 38,43
kstlamalar 176, 180, 207
kstlanmlk 150
k 172
k saati 79
Kzlderililer 193, 194
kilise 80, 83, 147, 246
kimlik 97
kimlik imgesi 96
kiilik 179
kiilik yaps 180, 183, 187,206,207
klasik Avrupa felsefesi 161
klepslydra 150
koordine 78
korku 168
korku ve dehet 202
korkun olmak 201
kle avclar 210
kr sosyal sreler 208
krallarn zaman 142
kronometre 150
Kronos 225
kum saati 137, 138
kuralllklar 142, 151
kuramsal model 250
kurt adam 94
kuaklar silsilesi 47, 90, 95, 111
kularn g 14
Kuzey Amerika yerlileri 198, 193, 194,
197, 202, 204, 206
kltr 104, 120, 154
L
Laftau, Joseph-Franois 193 194,201,
203,204
Lilio, Luigi 246
Lorenz, Konrad 196
Luther 127
M
madde 112
madde ve ruh 118
makrokozmos 19
mantn ebedi yasas 92
mantk 188
mantk filozoflar 168
mantksal 90, 91
Masaccio 148
maskeler 154
matematik 12, 142, 169, 170, 173
matematik teorisi 170
matematikiler 168, 172
matematiksel denklemler 152
med-cezir 14, 65, 70
mekn 54, 89, 132, 133, 135, 136, 160,161,162
mekn lerler 128, 129
mekn llen 133
mekanik hareketler 155
mesafe 48, 136, 152, 155, 162, 206,219
mesafe koyma 49
metafizik 21, 114, 115, 117
mevsimler 14, 65
meydan saatleri 139
Mezopotamya-Msr matematii 233
Msrllar 245
mikrokozmos 19
Minkowski 134
mitoloji 225
modern 37
modern bilim 115
Morgenstern 32
mozaik 32
Museviler 72
mutandis 202
mutatis 202
mutlak 165
mutlak kategoriler 163
mutlak kuralllklar 166
mutlak yasalar 167
mutlak zaman 108, 110
N
nabz atlar 145
Nabonassar 83
natralist-felsefi yaklamlar 235
ne kadar 138
ne zaman 74, 76,101, 128,138, 139, 212
nedensellik zincirleri 111
nerede 134
nesne 17, 21, 67, 68, 85, 120, 152, 160,
161, 162
nesne ve zne 118
nesneler 140, 164
nesnelerin doas 17
nesneletirilme 161
nesneletirilmi isim szckleri 66
Newton 16, 62, 67, 109, 160, 167
nicel 190
Nijerya 210
Nilson, Martin P. 124
nisan 247
nitel 190
Noel 242
nominalizm 163
normlatrma 139
O-
ocak 242
olay ak 110, 113
olay ak birimi 14
. olaylar silsilesi 107, 110
ontolojik blnmlk 119, 152
organizma 94
ortaa toplumlan 188, 194
renme 34, 35, 48, 50, 60, 61, 91, 92, 93,115, 146, 147
renme sreci 18, 180, 197
l aralar 128
l cetveli 128
ldrme 199
mr 39, 94, 98, 99, 104, 128, 169, 216
nce 105,109, 112
nceden 108, 112
nceki 110
nceleri 109
ncelik 17
zdenetim 44, 51, 52
zdeyiler 228, 229, 230
zerklik 65,66
zgrlk 51
zne 17,21, 120, 152, 162
zne ile nesne 66, 120, 162, 131
zneler 140,164
znenin doas 17

P
para 34, 79, 154
paradigma 121, 147
Paskalya 81, 177, 242, 246, 247
Passover 246
Pax Romana 246
per se 184
perspektifli resim 148
Pontifex Maximus 79, 244
pozisyon ilikileri 133, 134, 135, 136, 155
pozitivizm 48,163
Principia Mathematica 169
psikologlar 183, 184
psikoloji bilimleri 182, 196
Pueblo yerlileri 177, 178
Pyhtagoras 233
R
rahipler 78, 79, 122,212, 231, 244, 245
rahiplerin zaman 142
rasyonel akl yrtme 92
referans noktas 110
ritel 42, 43
ritelietirilmi soyutlamalar 228
Roma 49, 243, 245
Roma cumhuriyeti 244
Roma kilisesi 245
Roma takvimi 244, 246
Romallar 72
Rnesans 127, 193
ruhlar toplumu 41, 225
Russell, Bertrand 169
rya 96
S-
saat 13, 16,18, 19, 23, 25, 26, 27, 28, 29,38,40, 44, 46, 53, 64,71, 77, 102, 103,105,
106, 107, 111, 126, 139, 153, 154,155, 156, 157, 175, 225, 240,247
saat ka 139
saate bakma edimi 67,221
saatler 14, 15, 108,155, 158, 204
sadizm 204
saldrganlk 192
saldrganlk drts 197,198,204
salt arasal bilgi 167
sanat slubu 193
sanayilemi ulus devletler 179, 181, 240,
250,206
saniye 129, 139, 150, 156, 157, 225
sava 192, 199, 200, 201, 206, 207
sava tehdidi 192,201
saylar silsilesi 98
Schweizer 127
sebep 89, 221
sebep-sonu 86,107, 113, 114, 115
sekanslar 103,106,109,111,112, 135,
138,156,156
semboller 28, 29, 30, 31, 35, 36, 38, 39,42, 43, 45,46, 47, 50, 53, 54, 55, 65,66,70, 86,
87,98, 100, 106, 113, 115,116,119, 157, 167, 170, 172, 173,227,247
senkronizasyon 82, 103, 107, 116
sentezleme dzlemi 61, 69, 14, 20, 46, 54,59, 64, 69, 82, 86, 93, 97, 102, 103,105,
107, 113, 116, 125, 130, 132, 133,171, 172, 173, 174, 220, 222, 230, 240
serbestlik ve kstlama 199
sermaye 154
Sezar, Julius 79, 80, 81, 244, 245
sfr noktas 219
Siouxlar 179
solipsizm 163
somut 125
somut kavramlar 63
sonra 105, 109
sonradan 108, 109, 112
sonraki 110
sonu 89
sorun u 249
sosyal 130, 182, 186
sosyal alanlar 66, 68
sosyal alkanlklar 34, 44, 50, 176, 184,185,187
sosyal antropologlar 199
sosyal bilimciler 208
sosyal bilimler 68, 118, 120
sosyal bir dil 183
sosyal bir evren 85
sosyal blnmlk 121
sosyal btnleme 227
sosyal davranlar 183
sosyal deiimler 82
sosyal dil 184
sosyal gemi 174,208
sosyal gelime 167, 176, 185, 248, 249
sosyal gelime modeli 168
sosyal ilikiler 82,227
sosyal kalplar 188
sosyal kiilik yaplar 184, 191, 205, 206
sosyal kurallar 188,205, 206
sosyal olaylar 65, 111
sosyal psikoloji 182
sosyal saat 74
sosyal semboller 47, 48, 49, 52
sosyal semboller teorisi 171
sosyal stat 43
sosyal sreler 98, 196, 249
sosyal yaplar 186, 207
sosyal zaman 21, 68, 68, 69, 121, 131,139,151,153, 154,159
sosyal zaman lerleri 83
sosyal zaman rgs 129
sosyal zorlamalar 180
sosyalizasyon 32
sosyologlar 140
sosyoloji 15,21, 131
sosyoloji sorunlar 12
sosyoloji teorisi 47
sosyosentrik 124, 138
soyut 125
soyut ve somut 221
soyutlama 125, 133, 172, 173, 229
soyutlama dzeyi 63, 221, 227
soyutluklar kiiletirme 66
szck 93
spesifik ilikiler 61,173
standartlar 133
standartlatrma 70, 139, 158, 157
Stonehenge harabeleri 122, 123, 124
su saati 145, 150
sre 101
sre modelleri 167
sreler 65,125, 128, 129
sreklilik 99,106,112,129,137
sreler 156
iddet 197, 209
iddet ve saldrganlk 195
iddete bavurma 197,200
imdi 106, 107,108, 109,111,112,113,
114,185,240
u anda 109
phe 89,91,92

T
tabula rasa 87, 89, 92 ,100
takvim 18,19, 20, 26, 27, 28, 29, 30, 38,39,40,44,45,46,63,64,65,72,73,79, 80, 81,82,
84,99,116,138, 172,216,241,242,243,245, 247
takvim reformu 245, 247
takvimin gelimesi 248
takvimler 204,244
tam vaktinde 177
Tanr ve insan merkezci 151
tanrbilim 165
Tanrnn Oku 210, 221, 229, 231
tarm 75
tarm toplumlar 84
tarih 104, 140,208,235, 236, 237,238,241
tarih ile doabilim 120
tarih ncesi 236
tarih yazm biimi 238
tarihiler 236,237,238, 239,241,249
tarihlendirme 21
tarihsel yaklam 235
tarihselcilik 235
tatil gnleri 80
tek 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 44, 84, 92,158
tekrarlanabilir dilimler 138
tekrarlanabilirlik 18, 137, 142, 149, 156
tekrarlanamaz sreler 165
tekrarlanmayan zaman 142
teleolojik 141,240, 241
temmuz 245
teosentrik 141
teori 17
teorik fizik 118,131
terminoloji 176
tersinmez zaman ak 83
Thomasclk 127
timing 67
tin 163
toplum 24, 29, 36,37,45,68,69,71,91,
119,154,159,182
toplum ile doa 66
toplumsal gelime 62,82,121,153,172,
175,182,191,207,240,250
toplumsal sre 99
tz 86,89,221
transandantal 48
tmdengelimci 146
tmevarmc 146
U-
Uccello 148
ulus devletler 175
uygarlama 52, 176, 187, 206, 249
uygarlama sreleri 38,40, 50,51,188,189, 190
uygarlk 44,185
uygarlk modeli 189
uyku 63, 74
uzaklk 149
uzay 222
panayr nce 232
hafta nce 232
V-W
vahet ve canavarlk 201
Vahi Savann Mutsuzluu 200
var olmak 32
varlk 163
vicdan 188, 189
Weber, Max 32
Y
yaltlm sistemler 129
yanlsamalar 91
yapsal-sistemsel modeller 168
yapyla ilintili 112
yarn 113
yasalar 109, 142, 151, 163, 166, 167. 168
yasalar ve kurallar daarc 198
ya 18, 19,20,45,72,99
yaama gvencesi 219
yaama tarz 207
yaanan an 113
yalanma 98
yaz saati 79
yeni gerekilik 148
Yeni-Thomaslk 127
Yeniay 172, 211, 217, 224, 226, 232, 243,246
yerliler 204
yl 20,37,45,64,64,77, 81,82,84,106,107, 111, 126, 156, 175,225,232,247
ylba 80
yldzlar 30, 63, 84, 116,125, 141,244
yllar 83, 84, 108
yitip giden yllar 98
Yunan matematii 233, 239
Yunanllar 72
yksek sentez dzlemi 206
yzyllar 83, 108
Z
zaman 12, 13, 15, 16, 20, 23, 24, 25, 26,28,29,46,54,60, 62, 89, 103, 109,110,132,
135, 142, 153, 160,221
zaman aral 101
zaman basnc 250
zaman belirleme 21, 22, 25, 27, 64, 68,70, 73,74,75, 76,77,78,79, 80, 82,84, 87, 105,
109, 110, 114, 118, 122,123, 124, 129, 138, 140, 158, 172, 181,185, 187,
190,225,239, 240, 248,249
zaman belirleme aralar 158
zaman belirleme enstrman 242
zaman belirlemek 102
zaman bilinci 82,83, 84, 180, 181, 187,205
zaman duygusu 159, 175, 181, 206, 207
zaman dzenlemesi 202
zaman dzenleyici aralar 64
zaman geiyor 104
zaman gstergeleri 82, 98, 99
zaman gstericiler 101, 125, 155
zaman iindeki bir srallk 59
zaman kalplar 45, 80
zaman kavramlar 67, 112
zaman matrisi 249
zaman miktarlar 145
zaman mitosu 67
zaman modeli 80
zaman lerler 66, 68, 84, 87, 94, 99, 116,128, 138, 150, 151, 154, 156
zaman lleri 174, 102, 145
zaman sekanslar 61, 62, 63
zaman sorunu 174
zaman sosyolojisi 69, 78
zaman szc 66,70
zaman tanrs 225
zaman ve mekn 16, 70,86,108,132,133,134,171,223
zaman vicdan 24, 38,40
zaman yitirmeme 177
zaman zorlamas 36,43
zaman renebilmek 179
zaman yaama 185
zaman yaama duygusu 207
zaman yaay ve alglay 64,113, 192
zamann ardll 60
zamann basks 43
zamann geip gittii 98
zamann iinde 130
zamanlama 67
zamanlatrma 67,70
zamansal nicelikler 153
zamansal yap 106
zamansallatrma 139
zorlama 38, 51, 52, 176

You might also like