You are on page 1of 21

1

Lubunya’nın İÇİNDEKİLER

İki Bacağımın Arasındaki


Apak Namus
Hayat Kırbaş (Namussuz)

Yaşasın Özgürlük Mücadelesi


Selay

Biz Sesimizi Yükseltmedikçe


Nefretin Sesi Yükselecek
Buse Kılıçkaya

“Hayır, erkek gibi


yaşamayacağım. Senin istediğin hayatı
sürmeyeceğim”
Giray’la söyleşi

“Zaman Cinnet Zamanı”


S,D,İ ve Ö ile söyleşi

Elli Yedi Liralık Milenyum


Kadınları
Sevgi Yıldırım

İyi ki Travesti Annem Olmadı


Ganymedes

2
Açlığımı giderecek kadar mı deseydim,
İKİ BACAĞIMIN ARASINDAKİ APAK barınacak kadar mı? Soframda
NAMUS ekmeğimin KİN, katığımın KAN, benimse
MALUM ŞAHIS olduğum bir sabah
Hayat Kırbaş (Namussuz) kahvaltısında, gözyaşlarımın çayıma
şeker gibi düştüğü bir sabahta isyan
içinde insanoğluna feryat ettim:
Namussuz yaşamanın namuslu bireyi “NAMUSSUZ KİMDİ?”
olarak kafama giydiğim tek bile olmayan,
2 külotlu beynimi hep sorguladım. Namus Çorlu’da 6 yaşındaki çocuğunu hunharca
nedir? Namusum nerede? Namuslu dostuyla birlikte katleden Dilber mi
kimdir? Elimde mi, belimde mi, dilimde namuslu?
mi, yoksa bedenimin en kirli yeri olan Konya’da komşusunun 4 yaşındaki
bacak aramda mı? çocuğunu bakkala giderken kaçırıp
Elimle nasıl namussuzluk yapabilirdim sobasında yakan Kezban mı namuslu?
ki? Ankara’da kardeşim Çağla’yı 43 yerinden
Belimle nasıl namussuzluk yapabilirdim? bıçaklayarak boğazını kesen Murat mı
Ya dilimle?...
namuslu?
Elimle hırsızlık, belimle tecavüz, dilimle
iftira. Ya bacak aramla? Ah bacak aram İstanbul’da Münevver Karabulut’un
ahhhh! başını kestikten sonra çöp konteynırına
atan Cem Garipoğlu mu namuslu?
Karanlığın beni kararttığı, insanların
kakalaştırdığı, ailemin uzaklaştırdığı bu Adana’da sekiz kişilik bir ailenin, hatta
yuvarlak dünyada, avukat davalarına kendi ailesinin, kafalarına gözünü
girmezken, öğretmen öğrencisini kırpmadan birer kurşun sıkan Murat mı
sevmezken, doktor hastasını muayene namuslu?
edemezken, hakem maçını yönetmezken,
Töre cinayeti adı altında Güldünya’yı
namus bize iş vermedi. Hırsız da
olamadım, insan hak ve hürriyetine öldürenler mi namuslu?
tecavüz de edemedim, iftira ve yalanla İstanbul’da gazetesinin önünde Hrant
para da kazanamadım. PEKİ AÇ MI Dink’e, özgür düşünceye kurşun sıkanlar
KALSAYDIM? Dilenmek istedim, zabıta mı namuslu?
izin vermedi. Sığınmak istedim, devlet
almadı. Ağladım acıyan olmadı. Yok Yoksa avukat, doktor, öğretmen, mimar,
olmaktan, kaybolmaktan korkmaya hakem, memur olan eşcinsel kardeşlerimi
başladım. Aynı Hrant Dink gibi, aynı Çağla işinden atanlar mı namuslu?
gibi, aynı Melek gibi. Karanlıkta akan kirli Şimdi beni okuyan, okumaktan korkan
suya yelken açmaya başladım. Yelkenim tüm insanlara soruyorum,
bıçak sırtı, akar suyum ise girdaplıydı. Ne sorguluyorum...
dümen benimdi, ne de gemi. Tanımadığım
sokaklar bin yıllık komşum, karanlıksa Sapık diye, sapkın diye beni karanlıkta
akrabam olmuştu. Tam yirmi boğanlar, aydınlıkta arkamdan
yaşındaydım. Dona uğramış gonca gibi. kovalayanlar, acaba namussuz ben miyim,
Karardıkça kararan, soğudukça soğuyan. yoksa sizler misiniz?
Sesimin sessizliğinde çığlık attığı, Son söz olarak;
açlığımın ahlakla boğuştuğu mavi siyah
gecede bir elimde namusum, bir elimde Namusumu kaybettim bulmayacağım
cesaret şurubu adını verdiğim biram, Kimsenin namusu olmayacağım!
korkakça beklemeye başlamıştım. Yarı 05.06.2009/ Cuma
kadın, yarı erkek. Karanlığı ışıltısıyla
yırtan bir araba önümde durmuştu.
Gecenin bir yarısı otobüs bekleyen kadın
rolünü hiç de başarıyla oynayamamıştım.
Azrail be camını yarıya kadar araladı,
baktı, baktı ve o çirkin, hiç de alışık
olmadığım, hatta ilk defa duyduğum
soruyu sordu: “NE KADAR?”

3
terimler, o zamanlar benden çok uzak hiç
bilmediğim kelimelerdi. Askerde 53 gün
acemi birliğinde sorun yaşamadım ama
YAŞASIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ
çok zor bir görevdi diyebilirim.
Sonrasında usta birliğine gittim; 13 ay
Selay askerlik yapacaktım. İlk günler kimse
beni anlayamadı, ama sonrasında herkes
1973 Adana doğumluyum. Kalabalık bir benim hareketlerimin kız gibi olduğunu
ailenin en küçük biyolojik erkek çocuğu yavaş yavaş anlamaya başladı. Birini
olarak dünyaya geldim. Bütün öğrenimimi sevdim; aşk mı desek sevgi mi, ne
Adana’da tamamladım. Kendi halinde bir derseniz deyin. Onu gördüğümde elim
ailenin çocuğu olmama rağmen o ayağım titriyordu. Ankaralıydı. Neyse
zamanlar mutluydum diyebilirim. Kız orada bu süreç içinde de çok taciz
çocuğu gibi hareketlerimin olmasına gördüm; tuvalette banyoda… Yalnız
rağmen ailemden kesinlikle hiç baskı görüldüğüm her yerde sıkıştırıp ilişkiye
görmedim diyebilirim, çünkü onlarda girmek istiyorlardı diğer “asker
neyin ne olduğunun farkında değildiler. arkadaşlarım”. Orada da sustum. Kime ne
Ama ben bu hareketlerim yüzünden diyebilirdim ki sonuçta? Adım “ibne”ye
arkadaşlarım ve çevre tarafından birçok çıkmıştı. Yine de kendimi zorladım. Ne
hakarete, baskıya, tacize ve tecavüze bile kadar da hal ve hareketlerime dikkat
maruz kaldım. Sustum. Hiç kimseye bir etsem de yine de bir tarafımdan
şey anlatmadım. Bazen sokağa bile anlıyorlardı, ben bile şok oluyordum; nasıl
çıkamıyordum, alay konusu olmuştum ve anlıyorlar? Sadece bir kişiyi seviyordum
bu beni çok üzüyordu. Erkek ve ondan başka gözüm hiç kimseyi
arkadaşlarım gördükleri her yerde görmüyordu. Çok büyük bir aşk yaşadım
benden faydalanmak için ellerinden geleni orada. Askeri şartlar o kadar zor
yapıyorlardı. Kaçıyordum. Evden olmasına rağmen bana her şey basit ve
çıkmamaya ve onlara görünmemeye çok kolay geliyordu. Çok mutluydum,
dikkat ediyordum ama bu olanlardan askerliğimin bitmesini bile istemiyordum
ailemin hiç haberi yoktu. Gel zaman git çünkü ondan ayrılmak istemiyordum. Gel
zaman bu baskılardan uzaklaşmak ve zaman git zaman askerliğim bitti.
kurtulmak için askere gittim. Teskeremizi aldık ve beni Adana’da ailem
beklerken sevgilimle Ankara’ya ailesine
Gerçekten askere gitmenin benim için geldik, 4 gün evlerinde kaldık. Ailesi de
kurtuluş olabileceğini sanıyordum çünkü “bu çocuğun hareketleri bir tuhaf, kız gibi.
eşcinsel olduğumu bile bilmiyordum. Bu

4
Bunu gönder evden gitsin” diyorlarmış. de bu şikayetlere dayanamayıp bana
Ben Adana’ya, aileme döndüm. Ailemle bir “kendine bir yer ayarla” dedi. Diğer bir
hafta kaldıktan sonra dayanamayıp arkadaşım olan Göksu’yu aradım. O da
Ankara’ya halamlara geldim. O beni bir çok travesti arkadaşının
zamanlarda travesti, gay, lezbiyen, bulunduğu bir eve götürdü. Ama
eşcinsel ne demek bilmiyorum; hayatımda travestiler beni çalıştırmanın, üzerimden
tek erkekten kadın olmuş birini para kazanmanın peşindeydiler. Göksu
görmüşsem o da Bülent Ersoy’du. sinirlendi ve “Bir süre daha Şule’de kal,
Halamlarda kaldığım süre içinde geceleri çık” dedi. “Nereye çıkacağım,
Ankara’da bir arkadaşla tanışmıştım. O da Göksu?” dedim. “Cinnah’a, Hoşdere’ye çık
benim gibiydi ve onunla her şeyimi ve çalış çünkü başka çaren yok” dedi.
paylaşabiliyordum. Bir gün bana “seni Doğru da söylüyordu. Eve geldim, gece
travesti arkadaşlarımla tanıştırayım” makyajımı yaptım, Şule’nin kıyafetlerini
dedi. O gün gelmişti; beni bir kaç giydim ve dışarı çıktım. Çok
arkadaşının evine götürdü. Eve korkuyordum, ne yapacağımı hiç
girdiğimizde manken gibi kızlar vardı, bilmiyordum. Taksiye bindim ve taksiciye
“Bunlar mı arkadaşların?” demiştim, “ne “Beni Cinnah’a bırak” dedim. “Tamam
güzel kızlar”. O da bana “bunlar erkekten abla” dedi. Ay abla olmuştum! Bir yandan
dönme” diyince şok olmuştum. O kadar taksicinin abla demesine seviniyor, bir
güzellerdi ki aklım durdu. Bana karşı yandan da etimi satmanın korkusunu
tavırları çok iyiydi. Oturduk konuştuk. bedenimde o kadar hissediyordum ki
Oturduğum süre zarfında eve bir erkek anlatamam! Çok zor bir durumdu benim
giriyor, bir erkek çıkıyordu. Sex için. Cinnah’a gelmiştim, yola indim. Bir
işçileriymişler. Ben bilemezdim ki, çok travesti gördüm. “Nasılsın?” dedim. “Sen
yabancıydım çünkü bu ortamlara. Neyse de kimsin?” dedi ve biraz konuştuk
kalktık. Eve geldiğimde aklımdan hiç Denizdi onun adı, kulüpte de çalışıyordu
çıkmıyorlardı. Ben de onlar gibi olmak geceleri. Biz konuşmaya devam ederken
istiyordum. Ama nasıl... Emlakçıda arabalar duruyordu. O anlaşıyordu ve
çalışıyordum. Bir sekreter arkadaşım müşterilere beraber gidiyorduk. Onun
vardı, o da geceleri gece kulübünde yanında neyin ne kadar olduğunu
çalışıyordu. Onunla da her şeyimi öğrenmiştim. İş sonunda yarın da
paylaşıyordum. Halamlarda 8 ay görüşürüz diyerek birbirimizin telefon
kaldıktan sonra resmen kovuldum numaralarını aldık. Eve mutlulukla
diyebilirim. Artık ailene git diyorlardı, dönmüştüm, çalışınca biraz param
ben de bıkmıştım onlardan. Kendi olmuştu . Sabah Deniz’le telefonlaştık ve
başıma buyruk yaşamak istiyordum. bir kaç gün beraber çalıştık. Artık
Sevgilimle bu süre zarfında aralıklı da Şule’den ayrılmanın zamanı gelmişti ve
olsa görüşüyorduk. Halamlarda kaldığım Deniz’e yerleştim. Bir yıl onda kaldım.
dönemlerde birçok kamu yerine iş bulmak Artık işe tek başıma çıkıyordum. Gece
için form vermiştim ama hiç biri olmadı, kulübüne de gidiyordum, sahne de
artık işsizdim de. Ne yapacağımı alıyordum. Bir yılın sonunda Deniz’den
şaşmıştım ve iş arkadaşımı aradım. Sende ayrılmak, kendi evimi tutmak istiyordum.
kalabilir miyim dedim, o da gel dedi. Bu bir yılın boyunca tabi ki her şey güllük
Hayat artık benim için yön değiştirmeye gülistanlık geçmedi. Dayak yedim, dağa
başlamıştı. Arkadaşım Şule geceleri eve kaçırıldım, defalarca tecavüze uğradım,
erkeklerle geliyor, cinsel ilişkiye giriyor, kafama silah dayanıp defalarca
para alıp çıkıyordu. Zamanla getirdiği dövüldüm. Çok fazla hakarete ve şiddete
erkeler bana asılmaya başladılar. “Sen maruz kaldım.
parlaksın, sen güzelsin” diyerek benimle
Sevgilimle beraber ev tutmuştuk, artık
de ilişkiye girmek istiyorlardı. Parasızdım
kendi evim olmuştu. 1 artı 1 teras katı.
ve mecbur kalıyordum. Şule evde
Tuvaletinde banyo yapıyorduk. Yağmur
olmayınca makyaj yapıyordum, onun
yağdığında camlardan içeriye su
kıyafetlerini giriyordum. Evi
geliyordu. Ahım şahım bir mutfağım
temizliyordum, bakkala gidiyordum. Beni
yoktu. Ama çok mutluydum. Sevgilimle
bu halde gören komşuları da artık şikayet
beraber oturuyorduk. Aylar yıllar geçti.
ediyorlardı. “Ne olduğu belirsiz biri
Yaşım o zamanlar 25’di, şimdi ise 36
binamızda dolaşıp duruyor” diyor, “ Bu
yaşındayım. O zamandan bu zamana o
gitsin artık” diye şikayet ediyorlardı. Şule
5
kadar çok acı çektim ki. Hayatın şekilde kendisini göstermeye başladı: 140
iğrençliğini, ikiyüzlülüğünü, baskısını, TL kesilen para cezaları.. Travesti ve
şiddetini o kadar çok yaşadım ki transseksüellere, görüldükleri her yerde,
psikolojim bozuldu. 6 ay psikiyatri kabahatler kanunu bahane edilerek para
tedavisi gördüm. Artık maddi olarak her cezası kesiliyor. Ne acıdır ki devlet bize
şeyim vardı ama mutlu değildim. Hayat karşı her zaman başka yollar bulmaya
beni o kadar ezmişti ki, sevgilimle o ilk devam ediyor. Bana iş vermeyen, sosyal
dönemlerimizden, o zamanki benden hiç güvence sağlamayan, beni tanımayan bu
eser kalmamıştı. Artık dışarı çıktığımda devlet bize her gün ceza kesiyor ve bunu
‘dayak mı yiyeceğim, kaçırılacak mıyım, nasıl ödeyeceğimizin hesabını yapmıyor.
nerde öldürüleceğim?’ diye düşünür Bizlerin bu cezaları nasıl ödememizi
olmuştum. Birçok transseksüel bekliyor? Daha fazla bedenimizi satarak
arkadaşım vardı, bir çoğu öldürüldü; ya mı, hırsızlık yaparak mı, adam öldürerek
kafası kesilerek ya da 30 veya 40 mi ödeyeceğiz? Biz bunlara karşıyız.
yerinden bıçaklanarak… Her gün polisin İnsan gibi yaşamak istiyoruz. “Zorunlu
şiddetine, ikiyüzlü erkek diye seks işçiliğine hayır” diyoruz. Kamu
nitelendirdiğimiz kişilerin dayaklarına ve yerlerinde işçi olarak çalışmak istiyoruz.
kaçırmalarına maruz kalarak yaşamaya Haklarımızı istiyoruz. Bu çok mu bize?
başlamıştık. Her gün kafanıza siyah poşet Bu yüzden mücadelemizi bırakmayacağız,
geçirilip Mamak çöplüklerine atılmanın, yola devam edeceğiz. Haklarımızı almak
her gün karakollarda aşağılanmanın, her için çalışacağız.
gün tecavüze uğramanın, her gün
öldürülme korkusu yaşamanın ne demek Yaşasın Özgürlük Mücadelesi
olduğunu bilir misiniz? Bu yüzden artık
buna dur demek için biri şeyler yapmamız SAYGILARIMLA SELAYYYYY
gerektiğini anladık. En son polisten
şiddet görmem sonucu bu gerekliliği daha
çok hissettim. Dernek kurmak için Kaos’a
gittik. Nasıl olur, neler yapabiliriz diye
konuştuk, deneyimler edindik. Sağ
olsunlar, o ilk süreç boyunca çok
yardımcı oldular ve 7 kişiyle Pembe Hayat
LGBTT derneğini kurduk. O günden bu
güne bir çok ihlal üzerinden raporlama,
basın açıklamaları ve yürüyüşler yaptık.
Kadınlarla ve birçok sivil toplum
örgütüyle toplantılar yaptık. Öldürülen
LGBTT bireylerin mahkemelerine
katıldık. Etkinlikler düzenledik. Bundan
çok mutluyum. Özellikle Buse
Kılıçkaya’nın dernekleşme ve çalışma
sürecinde hakkı ödenmez. Ondan sonra
benim ve birçok arkadaşımin bunu
sahiplenmesi beni çok gururlandırdı.
“Artık çöplüklere atılmak yok! Artık
dayak yiyip de evde oturmak yok! Artık
susmak yok! Yola hep beraber devam
etmek var” diyerek birbirimize
kenetlendik. Kimin başına ne gelirse
gelsin hemen toplanmanın ne demek
olduğunu öğrendik ve toplanıyoruz da.
Birbirimizi yalnız bırakmamayı öğrendik.
“Bir elin nesi var iki elin sesi var”
atasözünün ne kadar doğru, bunu
başarmanın ne kadar önemli olduğunu
dernekleşme sürecinde ve
çalışmalarımızda öğrendik. Şimdi ise
devlet tarafından yapılan şiddet başka bir
6
BİZ SESİMİZİ YÜKSELTMEDİKÇE hayaller kuruyorlardı. Evlenmek, bir iş
NEFRETİN SESİ YÜKSELECEK sahibi olmak, çocuk sahibi olmak,
ablalarım evlenip gittikten sonra annem
Buse Kılıçkaya ve babamla mesut bahtiyar bir şekilde
Travesti ve transseksüellerin yaşadıkları yaşamak sunuluyordu bana.
şiddet ailede ve toplumda başlıyor, eğitim, Okuduğum okulda eşcinselliğe ve feminen
sağlık, hukuk gibi birçok alanda devam hareketlere ters bakılıyordu. Erkeksen
ediyor. Kendi deneyimlerim üzerinden bu erkeksi olman, kadınsan kadınsı olman
şiddet biçimlerinin bazılarına öğretiliyordu ve öyle davranmamız
değineceğim. Aileye bakarsak, travesti ve isteniyordu. Kendi adıma o baskıyı
transseksüellerin ciddi bir baskıyla hissetmemek için elimden gelen çabayı
yetiştiklerini görüyoruz. İlk dönemlerde gösteriyordum, ama tabi ki bu çok zor
kendilerini çok yalnız hissediyorlar, oluyordu. Kız arkadaşlarla çok iyi
toplumun bakış açısı nedeniyle açılma anlaşıyordum çünkü kendimi onlara
süreçleri oldukça sancılı oluyor. yakın hissediyordum, onları hemcins
Toplumun bakış açısıınn şekillemesinde olarak görüyordum. Erkeklerle çok fazla
medya çok önemli bir rol oynuyor. diyaloğum yoktu ve bu dışlanmama neden
Medyada görünür olan Bülent Ersoy ve oluyordu. Sınıfta platonik olarak
Zeki Müren yıllarca hasta, sapık veya hoşlandığım bir çocuk vardı. Onun
sapkın olarak değerlendirildi. Biz de yanında bana erkek gibi davranmları çok
bunlarla büyüdük, yetiştik. Tabi ki Bülent zoruma gidiyordu. Aslında erkek gibi
Ersoy ve Zeki Müren tek değillerdi ama davranmaları doğaldı çünkü ben açık
diğerleri halk arasında dillendirilmiyor, olamıyordum. Açık olsaydım tamamen
gizli tutuluyor, ötekileştiriliyor, diplere dışlanacaktım. Aynı dönemde bana zorla
itiliyor, gündüzleri evlerine bir kızla çıkmam dayatıldı. Bu
hapsediliyorlardı. Çok cesur hayatımdaki en sancılı geçen
davranamayan, sindirilmiş insanlar dönemlerden bir tanesiydi. Ben
haline dönüştürülmüşlerdi. Çocukken yanımdaki arkadaşıma aşıktım,
bedenimle ile ilgili bazı değişiklikleri fark arkadaşım ise başka bir kadına aşıktı.
etmiştim, ve birşeylerin yanlış gittiğini Feminen davranışlarım göze çarpıyordu
düşünüyordum. Kendime benzettiğim bu ve sürekli olarak küfürlerle, tacizlerle
fgülerin sapık ilan edilmesi ve karşılaşıyordum. Bunlardan kendimi
yalnızlaştırılmaları, benim de korumak ve arkadaşlarımın arasında
yanlızlaşmama yol açıyordu. Bu iki rol kalabilmek için o kızla çıkmaya başladım.
modelinden ben kendimi Bülent Ersoy’a Fakat kızdan sürekli kaçıyordum. Bir
yakın hissediyordum. Fakat o da yandan sevdiğim erkekten de
yasaklanmıştı ve sanki kadın olmak çok uzaklaşıyordum çünkü o da aynı grubun
aşağılık bir şeymiş gibi bunun üzerinden içindeydi. Beden eğitimi derslerinde
aşağılanıyordu. Onların söylediği gibi bu herkes soyunduktan ve giyindikten sonra
bir hastalıksa, sapkınlıksa ben neden giyiniyordum. Bedenimle ilgili bir
böyleyim diye düşünüyordum. O rahatsızlığım vardı. Soyunduğum zaman
zamanlar internet de çok yaygın değildi insanların anlayacaklarından ve orada
ve diğer örneklere ulaşamıyordum. taciz edilmekten, tecavüze uğramaktan
Etraftaki tepkilere bakarak kendimi korkuyordum. Sürekli “Öğretmenin spor
saklama ihtiyacı duyuyordum. Yapacak ayakkabımı, eşofmanımı getirmemişim”
başka bir şey yoktu çünkü çocuk diye kaçamaklar yapıyordum, derse
bedenimle dışlanmayı, toplumun en girmemeye gayret gösteriyordum. Beden
ötekisi olmayı kaldırmam çok zordu. Ben eğitimi derslerinde erkekler futbol
beş çocuklu bir aileden geliyorum. oynayacak, kadınlar ip atlayacak diye bir
Bunların dördü kızdı, ben aileme göre şey vardı. Ama futbolu beceremiyordum,
erkektim. Hem ailem hem de içinde kadınlarla oynadığım zamansa kız gibi
yetiştiğim toplum erkek çocuğu ve çocuksun diye dalga geçiyorlardı.
erkekliği ön plana çıkartıyordu. Gücün ve
iktidarın erkekte olduğunu kabul Tüm bunlar yüzünden okul bir işkence
ediyorlardı. Dört kızdan sonra gelen süreciydi. Lisede çok zorlanmaya
erkek çocuk olarak kadın olmam onlar başlamıştım. Kredili sistemin ilk
için kabul edilemez bir şeydi. Benim için mezunlarındanım ve iki buçuk yılda liseyi
her şeyi planlamışlardı, hayatıma dair bitirebilecek olmak benim için büyük bir
7
haberdi. Okulu erken bitirip kendim gibi Özellikle transeksüelsen daha görünür
yaşamak istiyorum diyordum. İki buçuk olyorsun ve daha çok baskı yaşıyorsun.
yılda okulu bitirmek kolaydı fakat
Çalışmaya karar verdikten sonra elimden
sonrasında aile ile çatışma dönemine
gelen her işi yaptım; tezgah açtım, iç
girdim. Liseyi bitirmiştim, yasal yaş
çamaşırı sattım, işportacılık yaptım. Artık
sınırını doldurmak üzereydim, artık kendi
para kazanıyordum ve kendi kıyafetlerimi
istediğim gibi yaşamak istiyordum. Bir
kendim seçebiliyordum. İstediğim gibi
yandan da kendimle mücadele
giyinmeye ve saçlarımı uzatmaya
ediyordum. Toplum beni sapık olarak
başlayınca ailem panik oldu. İstanbul’da
nitelendirirken, ben sapıksam da
bir eniştem var, buradaki çevremden,
sapkınsam da kendi istediğim gibi
arkadaşlarımdan uzaklaşınca değişirim
yaşamak istiyorum diye ortaya çıkmaya
düşüncesiyle beni onun yanına
çalışıyordum. Lise bittikten sonra
göndermeye karar verdiler. Ama
ailemle “Neden kıyafetlerin değişti, sen ne
uzaklaştırmaları benim için hiçbirşey
biçim çocuk olmaya başladın?” üzerinden
değiştirmedi. LGBT bireylerle tanışmaya,
tartışmaya başladım. Üniversiteye
KAOS GL’de gizli gizli toplantılara
girmemi çok istiyorlardı. Okuduğum
katılmaya başlamıştım. Artık nerede ne
okuldaki öğretmenler de senden
yapabilirim, kimlerle takılabilirdim
umutluyuz, üniversiteye gir diyorlardı.
biliyordum. Yalnız olmak istemiyordum
Ama ben eğitime bu şekilde devam
ve kendim gibi insanlarla sohbet etmek
edemeyeceğimi biliyordum. Aileme
ihtiyacı duyuyordum. Nitekim İstanbul’a
açıklayamadığımdan dolayı, üzerimdeki
gönderildim, orda da çalışmaya devam
baskılardan kaçmak, hayatım ve bedenim
ettim. Bir süre sonra artık yeter diyerek
üzerinden yaşadığım tecriti sonlandırmak
evden ayrılacağımı aileme söyledim.
için bir an evvel ailemden uzaklaşmak
Ailem bu kararıma çok tepki
istiyordum. Bunun için de çalışmam,
gösteriyordu. Bir gün çantamda ruj,
ekonomik özgürlüğümü elde etmem
makyaj malzemeleriyle yakalanınca da
gerekiyordu. Ama bu bedenle çalışmak da
aileye deşifre oldum, ve onlara “Ben
zor geliyordu. Bu dönemde birkaç eşcinsel
buyum” dedim. Bunu takip eden iki buçuk
ve transeksüel arkadaşla tanıştım.
aya yakın süre boyunca evde kapalı
kaldım, yeğenime dokunamadım. Her ne
kadar örgütlü olsam, bazı konuları
tartışmaya başlamış olsam da, bir süre
sonra ben de bir hastalığım olduğunu
düşünmeye başladım. Toplum ailemi
inandırmıştı, ben de onlara inanmaya
başlamıştım. Çünkü Türkiye’de aile çok
önemli, ailenin herşeyin doğrusunu
bildiğini ve seni savunacak tek grup
olduğunu düşünüyor insan. Fakat iki
buçuk ayın sonunda yine artık yeter
dedim ve böyle yaşamamak için neler
yapabileceğimi düşünmeye başladım.
Üç flm birden oynatan sinemalardan bir
İlk kez transeksüel bir arkadaşı
tanesinde seks işçiliği yapan insanları
gördüğümde “Ay evet işte ben bunun gibi
görmüştüm. O zamanlar “Aman Yarabbi,
olmak istiyorum!” diye çığlık atmıştım.
insan para karşılığında da olsa bedenini
Aileme sadece onlar istediği için
sevmediğin bir insanın kollarına nasıl
üniversite sınavına gireceğimi, ama
atar?” demiştim, ama o zamanlar
aslında başka düşüncelerim olduğunu ve
çalışıyordum ve ekonomik özgürlüğüm
bunları gerçekleştireceğimi söyledim.
vardı. Ötekileştirmiştim onları. Böyle bir
Sınava girdim, boş kağıdı verdim ve
şey nasıl olur derken, kendimi sinemada
çıktım. Sınavı kazanmak istemiyordum,
seks işçiliği yaparken buldum. Çalıştığım
kazanırsam aynı sıkıntıları tekrar
yerlerde kısıtlı bir para kazanıyordum.
yaşayacağımı biliyordum. Üniversiteler
Feminen olduğum için iş yerinde sürekli
eğitimli insanların oldukları yerler olarak
baskı altındaydım. Sonunda işi bırakmaya
görülüyor ama bugün bile LGBT
zorlandım ve seks işçiliği yapmaya
bireylerin neler yaşadıklarını biliyoruz.
8
başladım.Parayı başka türlü Ben de sevgilimin karıştığı bir olay sonucu
kazanamayacağımı, evimi, kurmak onunla birlikte cezaevine girdim.
istediğim yaşamı başka türlü Cezaevinde de sorunlar devam ediyor.
kuramayacağımı anladım. İlk dönemler Transseksüel bireyler cezaevlerinde
inanılmaz midem bulanıyordu, her yalnızlaştırılıyorlar, hasta olarak
seferinde defalarca yıkanıyordum. Ama nitelendiriliyorlar Yapılan muayenelerde
artık defalarca yıkandığım ev benim makattan kontrol edilyorlar ve pasif misin
evimdi. Kendi hayatımı kendim inşa sorusuyla karşılaşıyorlar. İnsanlık dışı
ediyordum. Evimde perdeleri kapattıktan muamelelere maruz kalıyor, cinsiyet
sonra eteğimi ve topluklu ayakkabılarımı kimliklerinden dolayı ciddi bir ayrımcılık
giyebiliyordum. Sadece perdelerim, yer yaşıyorlar. Cezaevlerinde birçok eşcinsel
yatağım, yastık ve yorganım vardı, ama ve transseksüel tecritte tutuluyor. En
çok mutluydum. Bir iki yıl seks işçiliği önemli haklardan olan eğitim hakkı bile
yapar, sonra kendime bir yaşam kurarım LGBT bireyler söz konusu olunca güvenlik
diye düşünüyordum. Bir ev almayı, ufak gerekçesiyle kısıtlanıyor. İki gün önce
bir işyeri açmayı hayal ediyordum. Ama cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinden
hayat beklediğim gibi akmadı. Biz dolayı Buca Cezaevi’nde işkence
transseksüeliz ve bedenimizde bir takım gördüğünü ve ciddi biçimde dövüldüğünü
değişiklikler yapmamız gerekiyor. Her bir anlatan birinin mektubu gelmiş.
operasyon ve ihtiyaç ciddi paralar Cezaevindeki LGBT tutsakların politik
gerektiriyor. Bu süreç sonucunda zorunlu tutsaklar olduğunu düşünüyorum. Bu
olarak seks işçiliğine biraz daha politik hayatı sürdürmeye çalışırken
zorlanıyorsun ve başka alternatifn onları cezaevi süreçlerini yaşamaya iten
kalmıyor. Çok utandığın ve horladığın bir insanların gerçek suçlular olduklarına
şey yapıyorsun, sadece aşka ait bıraktığın inanıyorum.
o safane bedenin istemeden - isteyerek
Tüm baskılara ve şiddete katlanıp seks
yapanları dışında bırakıyorum -
işçiliği yaparak yaşayan travesti ve
birşeylerin tutsağı oluyor. Tabii ki bu
transseksüeller başka mağduriyetler de
sürede aşkların, sevgilerin, sevdiklerin,
yaşıyorlar. Evlerimiz kapatılıyor, polis
dostların, komşuların da oluyor. Bedenin
şiddetine maruz kalıyoruz, başımıza poşet
yüzünden ne kadar tepki görürsen gör,
geçirilip çöplüklere atılıyoruz, çeteler
bununla yaşamaya başlıyorsun. Aileden
tarafından öldürülüyoruz, yüzümüze
ayrılmış olabilirsin, toplum baskısına
kezzap atılıyor, mallarımıza zarar
aman diyebilirsin, lanet olsun diyerek
veriliyor. Kısacası inanılmaz şeyler
zorunlu olarak seks işçiliği de yapabilirsin
yaşıyoruz. Biz örgütlenip yaşadıklarımızı
ama bu sefer de karşına başka şeyler
duyurmaya başlayınca, Kabahatler
çıkıyor. Polis baskısı, kötü muamele,
Kanunu altında bizlere ceza kesmeye
kaçırılma, kafana silah dayanması,
başladılar. 69 lirayla başlayan cezalar,
ölümler... O günlerle bugünü
bugün 140 liraya kadar çıktı. Bunun da
karşılaştırırsak, bazı şeylerin daha da
çok büyük bir şiddet olduğunu görmek
kötüye gittiğini görürüz. Ama olumlu
gerekiyor. Bedenini devlet için kullanmak
değişimler de oldu. O zamanlar bazı
zorunda kalıyorsun. Hiçbir hakkından
sorunlar görünür değildi, bizler bu kadar
yararlanamadığın , sana işkence, kötü
örgütlü değildik, belki biz bile birbirimizin
muamele, zulüm yapan bu devlet, aynı
sorunlarını anlamıyorduk. Uzun yıllar
zamanda senin bedeninden para kazanır
süren LGBT örgütlenmesinin sonucunda
hale geliyor. Bu ülkede aracılık yapmak
artık konuşabiliyoruz, kendimizi ifade
suçken, aracılık yapıyor. Seni zorla seks
edebiliyoruz. Birimizin başına birşey
işçiliğine iki kere, üç kere itiyor. Her
geldiğinde birlikte oturup ne yapacağımızı
yazılan ceza bence devletin işlediği bir
düşünebiliyoruz.
suçtur. Her yazılan cezanın ödenmesi, o
Transseksüellerin bir kısmı seks işçiliği insanın her gün bir kere daha fazla yola
yaptığı sürece yaşadığı yoğun şiddetten çıkması, öldürülmeye biraz daha
bir an evvel kurtulmak için hırsızlık yaklaşması demektir. Onun dayak
yapmaya başlıyor, kimisi buna mecbur yemesine, işkence görmesine, çeteler
bırakılıyor, kimisi toplumsal baskı sonucu tarafından darp edilmesine, toplumun
cinnet geçirip bir insana zarar verebiliyor. daha da dışına itilmesine, sevgilerini ve
Tüm bunlar cezaevlerinde sonuçlanıyor. umutlarını yaşayamamasına yola

9
açmaktadır. aile, cezaevi süreçleri birbirini
tamamlayan süreçler. Ermeni olarak bir
Şiddetin en çarpıcı yüzlerinden birisi de
okulda okusaydım bu yüzden
giderek artan nefret cinayetleri. Tabi
dışlanacaktım, Kürt olduğumda olduğu
devlet buna nefret demiyor. LGBT
gibi. Bilmemiz gereken şu ki, Ermeni,
bireylerin yaşadığı ölümlerin nedenini
Kürt, LGBT, kadın demeden, bütün
nefret olarak algılamıyor çünkü nefret
ayrımcılıklara ve ihlallere karşı sesimizi
diye bir tanımı yok. Kişilere doğrudan
beraber yükseltmediğimiz sürece,
uygulanan bu şiddeti nefret üzerinden
nefretin sesi daha çok yükselecek ve her
algılamamalarını hayretle karşılıyorum.
geçen gün bulunduğumuz yerlerde birileri
Nefret cinayetlerinde ölen Çağla’nın,
ölecek. Nefreti ancak beraber
Melek’in ve diğer arkadaşların
durdurabiliriz, o zaman daha niye
mahkemelerini takip ediyoruz. Doğrudan
bekliyoruz ki?
nefret ettikleri için öldürdüklerini
söyledikleri oluyor. Eryaman davasında
sanık “Ben bunlardan nefret ediyorum,
görmeye dayanamıyorum” diyordu.
Bunun daha ötesi yok. Her geçen gün
birileri öldürülmeye devam ediyor. Bunun
en önemli nedenlerinden birinin medya
olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde
medya nefreti kışkırtarak beslenir hale
geldi. Sadece LGBT bireylere yönelik değil,
hayatın her alanındaki ötekilere karşı
nefreti körükleme kampanyası başlatmış
durumda. Yıllardan beri Kürtler nefret
edilmesi gereken insanlar olarak bizlere
sunuldu. Bizler de ister istemez bundan
etkilendik. Kürtler bile kendi
Kürtlüklerinden çekindiler ve Kürt
olduklarını söyleyemediler. Fakat yine
yıllarca süren mücadele, ciddi bir
kazanım da getirdi. İnsanlar Kürt
olduklarını söylemeye başladılar.
Kürtler’e nefret kusan medya farklı olan
herkese nefret kusmayı öğretti. Bir grup
üzerinden nefret aşılanırken, milyonlaca
öteki mağdur edildi. Tabi ki bunun tek
suçlusu medya değil. Yıllardır
parlementerler kendilerine göre yasalar
çıkartarak, farklılıkları ile yaşayan
insanların hayatlarını mahvettiler.
Son olarak bütün bu yaşadığımız
süreçlerin, toplumun tüm ötekileri için
yaşatılan süreçler olduğunu söylemek
istiyorum. Biz “öteki”yiz, ama
birbirimizden çok da farklı değiliz.
Birbirimize benzediğimiz o kadar çok
nokta var ki. Ben biyolojik kadın olarak
dünyaya gelseydim de bütün bunlara
maruz kalabilirdim. Ailem tarafından
kadın olduğum için şiddet görebilirdim.
Transseksüeller bu toplumda taciz
ediliyor ama birçok biyolojik kadın da
taciz ediliyor. Ben bir sokak sakini
olsaydım da, bir Kürt olsaydım da, bir
Ermeni olsaydım da bunları bana
yaşatabilirlerdi. Anlattığım eğitim, sağlık,
10
Ankara’ya geldim, çoğumuzun yaşadığı
gibi birinin yanında kaldım, o beni
yetiştirdi. Kalacak bir yerin olmadığı için
onun yanında kaldım, ona çalıştım. Onun
yanında bir şeyleri öğrendim. Sonra
caddeye çıkmaya başladım. Başka bir yol
yok, zorunlu olarak çalışmaya
başlıyorsun. Caddeye ilk çıktığında da
erkeklerin saldırısına uğruyorsun. Sözlü
sataşma, kaçırılma. Taciz. Evin oluyor,
sonra ev kapatmalar. Benim evim
yaklaşık 8 yıl önce kapandı. Kuşkondu’da
oturuyordum. Öncesinde telefonda
müşteri gibi yapıp akşam 8:30-9:00
sıraları geldi. Biraz muhabbetten sonra
“Ben ahlak polisiyim” dedi. Emniyete
alındım, saçma sapan bir sürü kağıt
imzalatıldı, fuhuştan evim kapatıldı. O
zaman bu kadar bilgili de değildim. Şimdi
en azından 7’den sonra evime
girilemeyeceğini, arama izni olamadan
evimin aranamayacağını biliyorum. O
zamanlarda bilgisizliğimizden de
yararlanarak herşeyi yapıyorlardı.
Bu sürecin sonunda ne gibi değişiklikler
“HAYIR, ERKEK GİBİ oldu? Mücadelenin kazanımları oldu
YAŞAMAYACAĞIM. SENİN İSTEDİĞİN mu?
HAYATI SÜRMEYECEĞİM.”
Giray’la Söyleşi
Önceleri döverlerdi, başka bir sürü şey
daha yaparlardı. Sonra bilinçlendik.
Aileden ne zaman ayrıldın? Ayrılma İçimizden ne yapması gerektiğini bilen
süreci nasıl gerçekleşti? Ve kısaca insanlar çıkmaya başladı. Birileri bu
gidişata dur dedi, birilerimiz ön ayak oldu.
sonrası?
Bizim böyle böyle haklarımız var dedi.
İlk evden kaçtığımda ailem benim eşcinsel Eylem yapmaya başladık. Eskiden bizi
olduğumu bilmiyordu. Sonra tekrar polis aldığında, soru sorduğumuzda
ailemin yanına dönüğümde iki yıl tedavi küfrederdi şimdi “Sen bize
gördüm. Salak bir doktora gidiyordum. küfredemezsin, senin belli yetkilerin var”
Her seansta parasını alıyor, bana sürekli diyoruz. Bunları konuşmaya başladık,
erkeklik hormonları veriyordu. Ailem de onlar da bizim bilinçlendiğimizi görünce
sürekli “sen erkek doğdun, erkeksin” diye “Evet artık bir şeyler öğrendiler, bilgi
baskı yapıyordu. “Ya ben erkek edindiler” diye düşünmeye başladılar.
doğmadım” diyordum. Tedaviyi 1,5 yıl Onun için artık o kadar üzerimize
sürdürdük. En son ablama, okumuş gelmiyorlar. Mesela önceden bizi
insandır, “Mantıklı düşünsene, kol dövdüklerinde, gidip şikayetçi olamazdık.
yaralandığında ya dikersin ya deri Korkardık. Şimdi dövdüklerinde ya da
eklersin. Ya da kol kırıktır iyileşir ama zarar verdiklerinde “Sen benim malıma
beynimi değiştirebilir misin? Ben hasta zarar verdin, senden şikayetçiyim”
değilim” dedim. Bunu yine dikkate diyebiliyoruz. Ama ne kadar işe yarıyor, o
almadılar, bir süre daha baskı yaptılar. tartışılır. Hiçbir sonuç alınmıyor.
“Evleneceksin, evlenirsen düzelirsin” Şikayetçi olmanın ya da peşine düşmenin
diyorlardı. Bu tip baskılardan dolayı caydırıcı bir etkisi olmuyor, yine aynı şeyi
tekrar kaçtım. İlk üç yıl ailemle hiç yapıyorlar.
görüşmedim. Üç yılın sonunda yine erkek
5 yıl önce 4 kişi tarafından evimde
görüntüsünde gittim. 12 yıl içinde ailemi
saldırıya uğradım. Evde 2 kişiydik, onlar
toplam 3 kere gördüm.
4 kişiydi. Biraz muhabbet ettikten sonra
11
odaya geçtik. Adamlar direk elektrikli şok “aferin iyi yaptınız” deniyor. Onlar da
aletini çıkardılar; 3 tane şok aleti, haydi tekrar caddeye... Zaten bu gibileri
bıçaklar falan... Bıçaklandım. Evde bunlar besliyor. Bizim polisten
çantaları kaldı, kaçıp gittiler. Bir hafta korktuğumuz kadar o insanlar da korksa
yoğun bakımda yattım. Bu olayda çok asla kimse kimseye bir şey yapmazlar.
kötü haksızlığa uğradım. Olay yeri
Onun dışında polisten şikayetçi
inceleme geldi, aletleri falan toplamaya
oluyorsun. “Polisten şikayetçiyim beni
başladı. Arkadaşım müdahale etti “Siz ne
zorla aldı ya da beni döverek aldı”
yapıyorsunuz, bu cinayete teşebbüs,
diyorsun. Mesela emniyette iki gün
bırakın o aletleri. Cinayet masası gelmek
boyunca dayak yedim, vücudumun yarısı
zorunda” dedi. Olay yeri inceleme tekrar
morluk içerisindeydi.. Ama girişim
yerlerine koydu aletleri. Adam
yapılmadığı için hiçbir şeyi
yakalandığında şöyle ifade verdi: “Ben
kanıtlayamadım. Kanıtlayamayınca da ne
karı zannettim, eve gittim, beni gasp etti.”
söylesen iftira sayılıyor. Zaten devleti
Böyle ifade vermeyi nereden öğreniyor;
devlete şikayet ediyorsun, bunun için de
medyadan. Öyle derse suçunun
direk olarak suçlusun. Baştan cezan
haffeyeceğini biliyor. Oysa ki
kesilmiş.
çantalarından ceset torbası, neşter bir
sürü suç delili çıkmıştı. Kadehte şarap Mesela 1980’lere ve öncesine dair yapılan
içersin, parmak izin kalır. Bunlara hiç dizileri izlerim, hiç kaçırmam. O dönem
bakılmadı. Birinci mahkemede bir kişi siyasi suçlulara yapılanlarla bize 7 yıl
tutuklandı, diğerleri araştırılmadı. İlk öncesinde yapılanlar aynı şeyler. Aynı
başta verdiği ifade değiştirildi. Üçüncü polis şiddetine maruz kalıyorum,
mahkemeye kadar parmak izi, delil hiçbir ıslatılıyorum. Değişen bir şey yok.
şey bulunamazken üçüncü mahkemede İstanbul’da hortum Süleyman çıkmıştı.
bulundu. Orada çıkan delil nasıl şeyse; Neyle nam yapıyor adama bakın? Şu anda
ben adama sallamayla vurmuşum da İstanbul’dakilere dışarıya çıktıklarında
parmakları kopmuş, evet ben adama ceza yazıyorlar. Karakolun önünden
vurmuştum ama kendimi savunmak geçemiyorlar. Neymiş? Erkek
zorundayım, bıçaklanmışım. İki parmağı kimliğimizle kadın kıyafeti giyiyormuşuz.
hafften kopmuş, o kadar da olsun adam Adam travestiyi öldürüyor. Komik bir
beni öldürmeye gelmişti ve bunu şekilde 1,5-2 yıl ceza alıyor. Efendim
planlamışlardı. Parmak izleri bulundu neymiş o da beni yapmak istedi. Son
fakat yargı sistemine bakar mısınız? dönemde, yıllardır ilk defa biri nefret
Adam serbest kaldı ama ben 1 yıl ceza cinayetinden müebbet alıyor. Umarım
yedim. Travestiysen direk suçlusun. Şu an devamı gelir. Artık biri suç işlediğinde
dava hala temziyde. cezasını bulur. Gay, travesti, kadın, erkek
12 yıldır buradayım. Bir çok arkadaşım ayrımı olmasın. Herkes nasıl
öldürüldü, katilleri bilinirken faili meçhul yargılanıyorsa bizim de öyle haklarımız
kaldı. Araştırılmadığı, devlet yanlılarınca savunulsun.
yapıldığı için faili meçhul oluyor.
Eryaman’da evler basılıp, kapılar
Polis, devlet ve toplumun uyguladığı
kırılırken polis oradan seyrediyordu.
şiddetin yanında şiddet olduğunu
Devlet buna zaten el altından izin veriyor.
Kötü kötüyü temizler hesabı. Polis, “Biz düşündüğün başka uyglamalar neler?
yaparsak eylem yapıyorlar ya, o yüzden Geçiş yaşanırken mesela. Hormon
siz yapın” diyor. Etlik’de A takımı kullanıyoruz, ameliyat oluyoruz, lazere
kuruldu, travestilerin üzerine sopalarla giriyoruz. Ama bu süreç daha ziyade bir
satırlarla saldırılıyor. Caddede biz özgür irade meselesi. Bu işi yapan birçok
saldırıya uğruyoruz, şikayetçi oluyoruz, doktor olduğu için birisine gidip “kaşımı
plaka veriyoruz. Polisin görevi şikayetçi kaldıracağım ne kadara yaparsın?”
varsa, iki tarafı da karakola götürüp dersin, o da fyatını söyler ve yapar.
ifadeleri almak ve gerekirse iki tarafı da Sorunsuz biçimde bunları yaptırabilirsin.
adliyeye sevk etmektir. Biz şikayetçi Fakat eğer cinsel ameliyat istersen
olduğumuzda bu böyle olmuyor. Bize “Bak devletin sorunlu uygulamalarıyla
kızım onlarla uğraşılmaz, hadi bakalım karşılaşıyorsun. 2 yıl boyunca hastaneye
sen evine git” deniliyor. Saldıranlara da gidip, kadın olduğunu kanıtladıktan sonra

12
ameliyat olabilirsin. Ne kadar memen olsa dedi. “Hayır, ben kadın değilim ki, ben
da, kadın gibi hissetsen de önemli değil. travestiyim” dedim. Travesti olarak
Yine seni hasta olarak görüyor ve 2 yıl yaşamak istiyorum. Travestiliğim için
boyunca tedavi göreceksin diyor. 2 yıl ailemi terkettim, herşeye karşı geldim ve
sana psikolojik baskı uyguluyor Burda bir bir savaş verdim. Neden sıkıştığımda
caydırma politikası var. Süreç ne kadar kadın kimliğinin altına bürüneyim? Beni
uzarsa o kadar iyi diye düşünüyor. Hasta böyle kabul etsinler. Devlete senin
olmadığını veya kadın ruhuna, kadın istediğin kimlikte yaşamayacağım, ben bu
düşünüşüne sahip olduğunu kimlikte yaşayacağım diyorum.
kanıtlayacaksin ki ameliyat olabilesin. Azımsanacak kadar değiliz, çoğuz
Çok saçma ama doğuştan beri kadın
Travesti-transeksüellerin maruz
düşünüşünde olduğunu bilsen de, bunu
ispatlamak zorundasın. kaldığı bunca şiddetin temelinde yatan
sence ne olabilir?
Mesela kan verme konusunda, çok itici
sorular soruyorlar. Ya da çok sinir Bütün bu saydıklarım tabuları yıkan
olduğum başka bir şey eşcinsellerin ya da kişiler olduğumuz için başımıza geliyor.
eşcinsel ilişkiye girenlerin kan Ataerkil toplumdan geliyorsun: Her
verememesi. Orada bir paragrafta: ‘Son zaman için erkek kadını dövebilir, kadına
süreçte eşcinsel ilişkiye girdiniz mi?’ diye zulmedebilir, erkek üstündür ve
soruyor. Eşcinsel ilişkiye girince hasta baskındır. Kadının hiçbir yerde payı
olmuyorsun ki neden kanın alınmasın ya yoktur. Biz aslında bu tabuyu yıkıyoruz.
da organın bağışlanmasın? “Ben erkeğim ama bak kadın gibiyim,
kadın kıyafetleri giyiyorum, göğüs
Cezaevine kapatıldığımızda devlet yaptırıyorum, makyaj yapıyorum”
kadınlığımızı kabul etmiyor. Kadın gibi diyoruz. Erkeklik tabusunu yıkıyoruz.
görünsen de göğüslerin olsa da bunu İşte gördüğümüz bütün şiddet bundan
kabul etmiyor ve hücreye alınıyorsun. kaynaklanıyor. Devlet şiddeti, halkın
Tecritte kalıyorsun, orada da şiddeti. Aslında devletin en büyük
gardiyanların tacizine uğruyorsun. Gay korkusu da bu: tabuları yıkıyoruz.
olunca özellikle erkek koğuşuna atıyorlar
ki saldırı olsun. Ancak ameliyatla cinsiyet Bizler en sivri insanlarız, uçlarda
değiştirdikten sonra ve bir olayın yaşıyoruz. Sisteme, devlete karşıyız.
çıkmazsa kadınlar koğuşunda Devlete “ben senin verdiğin kodlar altında
yatabiliyorsun. Yoksa asla. yaşamayacağım. Sen beni ne kadar
kıstırırsan kıstır sana yenilmeyeceğim”
Ama bunların dışında, zorunlu seks diyoruz.. Savaşmayı seviyoruz; Pembe
işçiliği en büyük şiddet. Sevmediğin bir işi Hayat veya eşcinseller olarak savaşmayı
hem de dünyanın en zor mesleğini çok seviyoruz. Onlardan çok bir şey
yapıyorsun; her gün birinin altına istemiyoruz; “Bize insan gibi davran,
yatıyorsun. Tabi biz de tek eşli olalım, insan gibi muamele yap biz de insan gibi
özelimiz olsun isteriz. Normal bir yaklaşalım” diyoruz. Bize baskı
yaşantımız olsun. Gece uyuyalım gündüz uyguladıkça da sivrileşiyoruz. Devletin
kalkalım isteriz ama tam tersini bizden istediği yaşam tarzı ya ameliyat
yaşıyoruz. Bu hayatı yaşamaya olup kadın olarak evin içinde yaşamamız
mahkumuz, başka bir seçeneğimiz, ya da erkek olmamız. Bize “Erkek doğdun
alternatifmiz yok. erkek kalacaksın” diyor. Hayır erkek gibi
Trans bireylere karşı nefret birçok yaşamayacağım. Senin istediğin hayatı
kaynaktan besleniyor. Medya da sürmeyeceğim.
bunlardan birisi…
Medya bizi kötü yansıtarak bize karşı
olan ön yargıları besliyor. Travestiler
evlerinde fuhuş yapar, sürekli kavga eder,
uyuşturucu kullanır... Topluma sorun, bu
üç şeyden birini söyleyecektir. Onlara
göre travesti eşittir şiddet. Mesela bu
yüzden emlakçı bana “Sen kadın gibi
görünüyorsun, evi bayan diye tutalım”

13
seks işçiliğinden çok para kazanılmıyor.
Sınıfsal ayrımcılığı geçtik, politik ve
öğretilen bir ayrımcılık söz konusu. D’nin
söylediği eskiden doğruydu, ama bugün
bu söz konusu değil. Artık istediğimiz
yere gidemiyoruz. Ankara’da Esat veya
Çankaya’da oturmak zorundasın. Lüks de
olabilir ama bu semtlerde oturmak ve
komün hayatı yaşamak zorundasın.
İstanbul’da ve İzmir’de de belli başlı
birkaç yer var. Ankara’da gidip
Keçiören’de oturamazsın. Muhafazakar
da olsan, çarşafı bir transseksüel de olsan
orada oturamazsın. Farkedildiğin anda
linç edilirsin. Bu anlattıklarım nefreti
yansıtıyor diye düşünüyorum. Nefretin
şiddete dönüştüğü noktanın da toplumun
bastırılmış eşcinselliğini ya da
“ZAMAN CİNNET ZAMANI” transseksüelliğini yaşayamamasıyla
alakalı olduğunu düşünüyorum. Gizli
S, D, İ ve Ö ile söyleşi yaşayan bir sürü eşcinsel ve transseksüel
var ve açık yaşayanlara karşı tavır
alıyorlar. Toplum içinde yaşamak onlara
Lubunya: Sizin için nefretin tanımı daha kolay geliyor. Bizse her şeyi silip
nedir? yeni bir hayata başlıyoruz. Onlara çok zor
geldiği için tüm şiddeti bize uyguluyorlar.
D: Sevmemek. Tiksinmek. Yok etmek
Son zamanlarda işlenen transseksüel
istemek. Nefretin tanımı bence bu.
cinayetlerinin eşcinseller tarafından
S: Nefret her zaman şiddeti doğurmuyor. işlendiğine inanıyorum.Gittiğimiz
Birisini sevmeyebilir, ondan nefret davalarda hep bu suçu atıyorlar: “Bana
edebilirsin hatta onun ölmesini de pasifik teklif etti.” Belki muayene
isteyebilirsin ama bir şey yapmazsın. edilseler hepsi pasif çıkacak.
Ama iş transeksüellere geldiğinde, erkek
Ö: Tabi ki. Kafalarında aşamadıkları
egemen toplumda nefret şiddeti
önyargılar var. Sonra da kadın diye gittim
doğuruyor.
transseksüel çıktı diyorlar. Bu onların
D: Dediğin doğru. Ayrıca insanlar maddi savunma mekanizması.
anlamda bizim kadar rahat
S: Yirmi yıldır seks işçiliğinin içindeyim,
yaşayamadıkları için de şiddet doğuyor.
transseksüellerin seks işçiliği sadece
İstediğimiz semtte yaşıyor, istediğimiz
fantezi noktasına geldi. İnsanlar biyolojik
yere tatile gidiyor, istediğimiz yerde
kadınlardan faklı diye geliyorlar. Çoğu
yemek yiyebiliyoruz, pahalı olan şeyleri
pasifiğe geliyor. Şiddet uyguladıktan
yapabiliyoruz. “Ben erkek olduğum halde
sonra da pasif olmamı istedi diyorlar. Bir
bunlara sahip olamıyorum, bu
kere müşteri geldi, pasif olmak istedi.
transseksüller fahişelik yapıyor ve
Beyefendi bir tipti. Birkaç gün sonra
bunlara sahip olabiliyorlar.” diyor ve
Tunalı’da gezerken aynı adam bir grup
burdan nefret ve şiddet doğuyor.
arkadaşını da gaza getirerek bana
Lubunya: Sınıfsal bir kıskançlık da var hakaret etti. Toplumda bize karşı ilk tavrı
diyorsun? alanlar bize müşteri olarak gelenler.
Şiddeti doğuran eşcinselliklerini
D: Kıskançlık, evet.
bastırılmış olarak yaşayanlar ya da
S: Sırf bu da değil. Türkiye’de translar ilk yaşamayanlar.
seks işçiliğine başladığı dönemde güzel
Lubunya: Kendilerinden nefret ettikleri
para kazanıyorlardı ve böyle bir ayrım
için belki de o nefreti size yöneltiyorlar.
söz konusuydu. Ama şimdi İstanbul’da
Tarlabaşı gibi bir yerde, ya da Ankara
veya İzmir’de çok kötü koşullarda Ö: S’nin anlattığı gibi. O yedi sekiz kişinin
yaşayan bir sürü transseksüel var. Artık arasında o adam öne çıkıyor ki kendi
14
erkeklik duygularını tatmin edebilsin, dışında toplumun şiddeti yoktu.
kendisini baskın hissedebilsin. Kendilerini
S: Emniyet şiddeti her zaman vardı ama
erkek hissetmek için. O aslında pasif bir
toplumun yoktu, doğru. 1996, 97, 98
gey. Bu hepimizin başına geliyor.
yıllarında İstanbul’da Hortum Süleyman
S: Son zamanlarda nefreti doğuran varsa, Ankarada’da Ahlak Şubesi vardı.
bunlar. Türkiye’de eğitim sistemi değişmiş Ahlak Şube’de 24 saat tutuyorlardı,
olsa, eşcinselliğin transseksüelliğin nefret itfaiye hortumlarıyla ıslatılıyordun,
edilecek bir şey olmadığı öğretilse, betona yatırılıyordun, dövülüyor,
heteroseksüller çok azınlıkta olurdu diye coplanıyordun. Eğer itiraz edersen girdi
düşünüyorum. Aslında dünyada da çıktı yapıp, serbest bırakıp tekrar alıyor,
heteroseksüel ya da eşcinsel diye bir şey aynı işkencelere başlıyorlardı. Biz
kalmadığını, dünyanın tamamının örgütlenip haklarımızı öğrendikçe
biseksüel olduğunu düşünüyorum. Geçen emniyet binasında çok fazla yapmamaya
gün anneme gittim. Son altı yedi yıldır başladılar. Gözaltına almıyorlardı ama
annemle sık görüşüyorum, herşeyimi başımıza poşet geçirip gecenin dördünde
kabul etti, arkadaşlarımı da götürüyorum. Mamak çöplüğüne ya da Elmadağ’a
Herkese kızım der ama bana oğlum der, o atıyorlardı. Bir nevi ölüme terk
başka bir şey. Onun gözünde herkes kıza ediliyordun. Çırılçıplak soyuyor,
benzer ama ben hiç benzemem. Her telefonunu alıyorlar. Düşünsene en yakın
defasında da “Bilmem ki niye böyle oldun” köy yirmi kilometre mesafede. Eskiden en
der. Son gittiğimde “Keşke kız olup erkeğe azından Emniyet’te, binanın içindeydik.
dönseydin, o daha iyi, onu kabul ederdik. Biliyorduk kafamıza cop yiyip sabah
Herkes de kabul ederdi.” dedi. Artık evimize gideceğiz. Ama orda hiç birşey
etraftan öğrenmiş kadından erkeğe belli değil. Geçen bir arkadaşımızı gecenin
dönenlerin olduğunu. üçünde Balgat’a bırakmışlar.
D: Çünkü o zaman aktif olacaktın. Kendini D: 2000’den bu yana hem toplum hem
düzdürmeyecektin ama düzecektin emniyet şiddet uygulamaya ve baskı
anlamında söylemiş. yapmaya başladı. Ondan önce sadece
ahlak ekibi kovalardı.
S: Beni topluma kazandırmak için
kafasında çözüm bulmuş. Annemle
konuşunca dışarda neler konuşulduğunu
anlayabiliyorum. 75 yaşında kadına
kimbilir neler dediler? O yaşta bir ananın
bakış açısı bile bu: “Aktif ol, pasif olma.”
Kendi kadın ama kadınlığı kabul etmiyor.
Lubunya: Geçmişle bugünü
karşılaştırırsanız, şiddetin dozunun ya
da biçiminin değiştiğini söyleyebilir
misiniz?
D: Eskiden şiddet hiç yoktu. 15 yıldır
travestiyim. Ben bu ortama ilk girdiğimde
ve seks işçisi olarak çalışma hayatıma
başladığımda asla bu biçimde bir şiddet
yoktu. Bu onbeş yılda dört defa
kaçırıldım, tecavüze uğradım ve aldıkları
yere bıraktılar beni. Dayak yoktu.
Öldürme yoktu. Baskı yoktu. Şiddetin
artmaya başlaması 2000’den bu yana
oldu. Ankara için konuşuyorum tabi.
S: Ama klüpte çalışmak farklı, caddede
çalışmak farklı, evde çalışmak farklı. S: Burada şuna da bakmak gerek.
Toplumla hiçbir sorunumuzun olmadığı
D: O zaman da caddede çalışanlar vardı. dönemler, transseksüellerin televizyonda
Sadece ahlak gördüğü yerde kovalardı, sürekli şiddetle, terörle sunulduğu
yakalarsa emniyete götürürdü. Onun dönemlerdi. ‘Travesti falçatayla polis
15
yaraladı, travesti gasp yaptı’ gibi haberler S: Bir de D eskiden bu kadar şiddet yoktu
yapılıyordu. İnsanlar transseksüellerden dedi. Ama sonra da dört defa tecavüze
korkuyolardı. Müşteriler de korkuyla uğradım dedi.
yaklaşıyordu, bunlar bizi döver gözüyle
D: Evet. Para vermemek için yaptılar onu.
bakıyorlardı. Dernekleşmeye
Canına zarar vermek gibi bir niyetleri
başladığımızdan beri hukuki olduk. Birisi
yoktu.
bize elini kaldırınca bile karakola gidelim,
şikayet edelim dedik. Bizden korkanlar S: Biz artık öyle bir duruma gelmişiz ki,
atık bizi güçsüz görmeye başladılar ve bir yerimiz kırılmadığı, öldürülmediğimiz
bize saldırıyorlar. Eskiden bir travestiye sürece çok bir şey olmamış gibi geliyor.
beş kişi saldıramazken şimdi bir tanesi üç Öyle bir şiddet görmüşüz ki... İşimiz
travestiye saldırıyor. Bizim de aslında çok bitiyor eve gelip, gullüm deriz biz, sohbete
kırılgan olduğumuzu öğrendiler. Bence bu başladığımız zaman bile tecavüz edilmeyi
tehlikeli. Eskiden de ölümler bu kadar önemsiz bir ayrıntı gibi anlatıyoruz.
yoktu. Aslında çok travmatik bir şey, çok büyük
bir şiddet tecavüz.
D: Tabi ki çok büyük bir şiddet. Ama S’nin
D: Belki yılda bir, ya da üç yılda bir tane
dediği gibi bıçaklanıp öldürülmediğimiz,
olurdu.
ağzımız gözümüz patlamadığı sürece
S: İnsanlar bizimle içli dışlı olup diğer günlük olaylarmış gibi bahsediyoruz.
insanlardan farklı olmadığımızı
S: Birçok biyolojik kadın dövsün ama
öğrendiler. Bu sefer aşağılama, dövme,
tecavüz etmesin diye düşünür. Seks
öldürme gibi şiddetin her türünü bize
işçileri için de büyük bir travma tecavüz
göstermeye başladılar. Türkiye
ama o kadar günlük bir olay olmuş ki biz
Cumhuriyeti’nde kanuni hiçbir
bile üstüne düşmüyoruz. Çünkü bir çok
hakkımızın olmadığına inanıyorum. Polis
ölüm gördük. Transseksüellerin ölü
seni dövdüğünde şikayet edersen,
bedenlerine yapılan işkenceleri gördük.
istediğin kadar Adli Tıp’tan rapor al,
Kafası kopartılan translar var. Beş kişi
polise mukavemetten sen içerde
seni kaçırdığında öldürüleceğini
yatıyorsun. Bu sistemde dernekleşmek,
düşünüyorsun, tecavüz edip
hukuğa sığınmak pek de işe yaramıyor.
bıraktıklarında sanki mutluluk gibi
Hakimi de polisi de bu sistem yetiştirmiş.
geliyor. Transseksüellerin savunma
Hapishane’deki gardiyana kadar herkesi
mekanizmaları çok güçlü. Toplumun
bu sistem yetiştirmiş. Bazen keşke yine
bizden nefret etmesinin nedenini de
bizden korksalar diyorum. En azından
çocuklarına kötü örnek olmamız, onlar
öldürülmeyiz. Şimdi caddeden geçen şişe
özendirmemiz olarak gösteriyolar. Neye
fırlatıyor, yüzümüze tükürüyor. Eskiden
özenecekler? Dövülüyoruz,
olsa yanımıza iki metreden öte
öldürülüyoruz, tecavüze uğruyoruz,
yaklaşamazlardı. Hangisi iyi karar
emniyet her türlü işkenceyi yapıyor...
veremiyorum. Bir de son dönemde seks
işçiliğine yönelik baskı yoğunlaştı. Lubunya: Hukuki mücadelenin de çok
Kapıdan çıkmayacaksınız diyorlar. anlamlı olmadığını söyledin az önce.
Cezalar zaten bezdirdi. Artık arabalara Peki nasıl mücadele edilebilir sizce?
da ceza yazıyorlar. Ya da fuhuştan
alıyorlar mesela ama tek başınasın. D: Bence ilk yapılacak şey anayasaya
Türkiye yasalarına göre mastürbasyon da eşcinsellikle ilgili bir maddenin
mı fuhuşa giriyor bilmiyorum. Zaten konulması. Hukuk dışında bir yol
araba kullanırken nasıl yapacağım ki?! göremiyorum. Ya da toplum tamamen
(Gülüşmeler) Ahlak şubede bunun en son değişecek.
söylediğimde 24 saat dövüp, kapının S: Bunun sorumlusu toplum değil devlet.
önünden alıp 24 saat tekrar dövdüler. Eğri oturup doğru konuşursak hukuk
Lokantadan, bakkaldan bile alındığımız dışında bir çözüm yok ama çok büyük bir
dönemler oldu. Şimdi de farklı değil. eylem gerekiyor. Zincirlenmeyi,
Ö: Beni birkaç sene önce elimde ekmekle dövülmeyi, öldürülmeyi göze alabilecek,
aldılar. Bindirdiler arabaya Hürriyet bütün dünyaya kendimizi
Caddesi’ne bıraktılar. Bu insanlığa sığar duyurabileceğimiz bir haykırış gerekiyor.
mı? Bir savaş devam ediyor. Ben Hoşdere

16
Caddesi’ne her çıktığımda savaşa düşünüyorum. Azız dememek gerek.
çıkıyorum. Caddenin iki başını tutuyorlar,
D: Çoğuz belki ama hangi eylemimize
bana “kaybol” diyorlar. Ben burda
Ankara’daki travestilerin üç yüz tanesi
oturuyorum, nereye kaybolayım? Seks
geldi. Hep on-yirmi kişiyiz.
işçiliği yapıyorum evet ama bana iş
imkanı vermedikleri sürece niye S: Yirmi kişi olsak da kimse kusura
yapıyorsun diye sormaya hakları da yok. bakmasın. O yirmi kişiyle Pembe Hayat’ın
Hukuk, ama sonuna kadar zorlayacaksın adı duyuldu, travesti cinayetleri gündeme
hukuğu. Kimse kimseye haklarını geldi. Yirmi kişiyle de yapılıyor.
vermiyor. D: Yapılıyor ama 300 kişinin bir günde
yapacağı şeyi yirmi kişiyle üç ayda
yapıyorsun.
Lubunya: Hukuk olaydan sonra işler.
Güçlenmemiz gerekiyor ama şiddetle S: Bu her harekette vardır.
karşılaşıyorsak şiddeti de D: Biz sorunlarımızı hep bizbize
kullanabilmeliyiz. anlatıyoruz. Topluma anlatmalıyız ki
S: Benim söylediğim de bu. Bundan on yıl toplum bilinçlensin. Biz zaten birbirimizin
önce bizden korkanlar şimdi saldırıyorsa sorunlarını biliyoruz. Ben artık
o zaman biz sinmişiz demektir. Ama artık birbirimize anlatmaktan bıktım.
bizim de buramıza kadar geldi. Polis her Konuşmaktan da bıktım.
gördüğü yerde ceza kessin, insanlar şişe S: Homofobi karşıtı buluşmayı homolar
atsın, tükürsün. Ama ben artık her kendi kendilerine yapacağına...
yüzüme tükürene eyvallah demek Üniversiteler de falan olması iyi. Ama
istemiyorum. Onlar bana şiddet İstanbul’dan İzmir’den gelenler birbirine
gösteriyorsa karşılığını alırlar. Polisler en anlatıyor. Farklı kesimlere anlatmak
garibanlara ceza yazıyor, psikopatların gerekiyor. Boğaziçi’nde, ODTÜ’de,
önünden geçerken ışıklar kapatıyorlar. Siyasal’da öğrencilerle konuştum. On kişi
Kavaklıdere’de tüm polisleri de gelse, on tane bu konuya yabancı
değiştirmişler, gençleri almışlar. “Ben insana anlatmak, üç yüz LGBT’ye
onbeş senedir burdayım, kaç polis, kaç anlatmaktan daha iyi. Ve artık güçlü
emniyet müdürü gördüm ama hala olduğumuzdan bahsetmemiz gerekiyor.
burdayım, siz neyin derdindesiniz?” Polis Vazife ve Selahiyet Kanunuyla polise
dedim. bir sürü yetki verildi, polis tarafından
D: Hukuk diyorum ama hukukun da birçok insan öldürüldü. Bunlara rağmen
başkaldırmak için kullanılması gerekiyor. biz polis arabasının önüne kırabiliyoruz.
Antep’te bir laf var, it iti atar, kuyruğuna Karakollara kırk kişi gidebiliyoruz. Hala
gelince tekrar tutar diye. Polisi amirine ceza yazdıklarında karakolun camının
şikayet ediyorsun, amirini mahkemeye indirebiliyoruz. Bunlar hala var ve
veriyorsun ama hepsi birbirini kolluyor. gerçekten büyük bir direniş de var. Gece
Bu durumda yapılması gereken şiddetle caddede on transın karşısında yirmi polis
karşılık vermek ve hukuku zorlamak varken, bize kaybol demelerine rağmen
oluyor. O zaman bir nebze, belki elli, belki hala o caddede inat ediyoruz.
on yıl sonra olur. Heteroseksüel düzendeki polis-halk
ilişkisiyle karşılaştırınca bizimkisi 1
Lubunya: Türkiye’de böyle uzun erimli Mayıs’ta Taksim’e çıkmaya benziyor. Biz
ve şiddeti de kullanarak mücadele aslında Taksim’i hiçbir zaman vermedik.
veren bir hareket de Kürt hareketi Yirmi Emniyet Müdürü değişti ama biz
oldu. hala Hoşdere’deyiz. Aslında
Stonewall’umuz var ama ben daha büyük
D: Ama onbeş milyon Kürt varken bir şey istiyorum. Son üç-dört senedir
toplasan iki bin tane transseksüel durgunluğa girdiğimizi düşünüyorum.
olduğunu görmek gerek. Bir anda ezilip Çok hukuka düştük, çok sessiz olduk.
yok edilebiliriz. Trans hareket son dönemde çok siyasi
S: Sayılar önemli değil. Türkiye’de olmadı. Çok orta yolda duruyor gibi geldi
demokrasi yok ki. Demokraside dokuz bana. Herkese gül dağıtmamak , biraz
kişi bir şey istiyorsa, istemeyen bir kişiyi daha radikalleşmek gerekiyor. TT
de gözeten bir şey yapılmalı diye hareketi lazım, sadece LGBT değil. İlk

17
harekete girdiğimizde translar arasında dernekte farklıydık, hareketlerimize
çarpışmalar olduğu zaman “Şu anda dikkat ediyorduk. Ama hayır. Biz gündüz
Türkiye’nin bir TT hareketine ihtiyacı var, de TT’yiz, gece de. Seks işçisiyiz, gündüz
bu çatışmalar lüks” diyorduk. Şimdi ise de telefonla çalışıyoruz. Bize bunun
trans hareketin radikalliğe ihtiyacı alternatifni üretmedikleri sürece gece de,
olduğunu düşünüyorum. Devrimci gündüz de buyuz. Gece bizi caddeden
translara ihtiyaç var. Ne dediğini bilen, silmeye çalışan gündüzleri de
durduğu noktayı bilen, kendini kurumlardan silmeye çalışıyor. Bunları
ezdirmeyen, direnen bir TT hareketine birbirinden ayırmamak gerekiyor.
ihtiyaç var. Bunun için de elimden geleni Ayırarak hata ettik.
yapacağım. On beş senedir LG var, biz üç
Ö: Ben de bir şeyler eklemek istiyorum.
beş senedir varız. Ki LG’ye kendimizi zor
Gidişatımız iyi değil. Giderek yok olmaya
kabul ettirdik, hala kabul etmeyenler de
gidiyoruz. Bundan kurtulmak için
var. Sokaktaki çözüm direniş hareketi,
kocaman bir miting düzenleyebiliriz,
dernekleşmedeki çözüm de daha radikal
günlerce aç ve susuz kalabiliriz. Eylem!
olmak. Bu Pembe Hayat olmaz da başka
Ne olacaksa olsun. Ya iş versinler ya da
bir TT hareketi olur. Coplanmayı,
bir çözüm bulsunlar. Biz artık
vurulmayı, herşeyi göze almamız
arkaşlarımızın derdini tasasını
gerekiyor. Seks işçiliği ve gece hayatımız
dinlemekten yorulduk. Artık dayanılacak
başka, dernekteki hayatımız başka gibi
gibi değil, artık yeter! Sadece kendimiz
bir ayrım gütmeden dediğini gündüz
için üretebileceğimiz bir çözüm yolu
eylemde de, gece caddede de sürdürecek
bulmamız lazım. Hiçbirimiz artık fuhuş
bir harekete ihtiyacımız var. Bizim bu
yapma taraftarı değiliz. Buna bir çözüm
harekette hatamız bu oldu. Gündüz
bulunsun. Hiçbirimizin evinde huzur
kalmadı.
İ: Herkese bir iş imkanı sunulsa, fuhuştan
kurtulunsa daha da güzel olur yaşam.
Normal bir şekilde yaşayalım dediğimiz
zaman üzerimize geliniyor. Şikayetçi
olmaya gidince önce ceza yazıyorlar.
Sürekli damarımıza basılıyor. Artık
kimsenin sabrı kalmadı. Yavaş yavaş eski
döneme gidiyoruz. Bir anda cinnet
geçirebiliyor arkadaşlarımız. Ben travesti
olduğumda sakin, hanımefendi, normal
bir yaşantı sürdüm iki üç sene. Ama artık
insanların sabrı taştı.

Artık zaman cinnet zamanı mı?


İ: Öyle, cinnet zamanı.

ELLİ YEDİ LİRALIK MİLENYUM


KADINLARI
Sevgi

Şimdi “bu ne?” diyeceksiniz. Türkiye’de


kadın olmanın bedeli diye düşünüyorum.
Bedeli derken sanmayın ölçüsü bu. Trans
kadın olmanın bedeli. Çok ucuz mu
buldunuz? Ben eski bir trans olarak böyle
düşünüyorum.
Benim biraz geri kafalı olduğumu
18
söylüyorlar. Sen ‘milenyum transı’ davranırlarsa, bizlerin de kendilerinin de
değilsin diyorlar. Hak da veriyorum değil toplumun gözünde kabul görmemize
arkadaşlara. “Bizim zamanımızda katkıda bulunurlar diye düşünüyorum.
şöyleydi, böyleydi” demeyi hiç sevmem.
Ben hala yaşıyor ve milenyumun tadını
çıkarıyorum. Demek ki zaman hala benim
zamanım, tek değişen şey kadın olma
halleri. Bunu biraz açayım:
Ben trans alemine onaltı yıl önce girdim.
Saçlarıma kaynak atılması için hiç
beklemedim çünkü gençkene saçlarım
uzun ve sıktı. Dört yıllık hormonlarım
vardı ve bedenimi dikenli teller (o incecik
kadınsı kıllar yani) pek de kuşatmamıştı.
Buna rağmen yıllarca birilerinin kızı
oldum. Kötü de olmamış hani. Oturup
kalkmasını, insan olan insanlara nasıl
davranılacağını, nasıl saygılı ya da küstah
olunacağını öğrendim; kısacası çıraklık
dönemini atlattım.
Şimdiki trans adayı arkadaşlar için iş o
kadar kolay ki... 25 lira naylon peruk, 2 iYi Ki TRAVESTi ANNEM OLMADI
lira permatik, 5 lira tamponlu sütyen, 5
lira badi, 10 lira kot pantolon, 10 lira Ganymedes
makyaj; hop sana bir trans birey. Hemen Kurallar farklı fakat sistem aynı.
kendilerine bir de koca bulurlar; artık Ablalarımla yaşarken annem onlara nasıl
onlardan iyisi, genci, güzeli, havalısı yok. kadın olacaklarını anlatırdı:
Saldım çayıra, mevlam kayıra... Sonra gel Heteroseksüel ve feodal bir kadın nasıl
de toplumdan saygı gör. Bir de göt olunur, erkeğine nasıl hizmet edilir,
korkusu olmasa, bizleri beğenmezler, “Ay erkekler nasıl şeylerden hoşlanır
bunlar da mı koli yapıyor, puriler” derler. nelerden hoşlanmaz? Erkeğin toplumun
Ama yemiyor tabi; arkadan arkadan, çocuklarının nasıl kalesi olacağını
içten içten söylerler bunlar. Bilmezler ki anlatırdı en büyük ablama. Bu anlatma ve
bizlerin, eski transların, onların şu anda sistemi ayakta tutma görevi, öyle kutsal
çok rahat yaşamalarında çok büyük bir görevdi ki büyük ablam aynı görevi
payımız var. Çektiğimiz eziyetleri, küçük ablama; küçük ablam teyze
zorlukları, karakollarda yediğimiz kızlarına; teyzeler küçük kadınlara
dayakları, ahlak bürosunda saatlerce anlatırdı. İyi bir eş, kadın köle nasıl
ayakta bekletildiğimizi, kimlik isimlerimiz olunur birbirlerine anlatırlardı. Böylelikle
söylenerek bize ne hakaretler edildiğini, silsile halinde teyzeler, halalar, kız
beton yerlere oturmayalım veya kuzenler hepsi bakire kadınken bir erkeğe
yatmayalım diye kovalarca su dökerek elletmeden ya da az elleterek tüm
bize günlerce işkence ettiklerini bilmezler, bedensel ve ruhsal temizlikleriyle ilk
anlamazlar. sahiplerine, erkeklerine kendilerini teslim
Çok sert olduysa kimse kusura bakmasın ederlerdi. Yani kocalarına, her şeyiyle,
ama gerçekler bunlar. tertemiz, bembeyaz kızlarımız sunulurdu.
Dedeler, enişteler, amcalar, dayılar, abiler
Şimdi seks işçiliği yapan arkadaşların pek babalar bu tertemiz ya da az ellenmiş
azı eski usüle göre davranıyor, abla veya bacı, ana, abla, hala, teyze gibi kutsal
anne dedikleri birinin yanında varlıklarımıza sahip olurlardı.
olgunlaşarak trans alemine katılıyor.
Zaten bu arkadaşlar da camiada Evlenmeden önce yemedikleri bok
parmakla gösteriliyor, kendilerini belli kalmamış bu boklar, hovarda, çapkın,
ediyorlar. haytalık yapan, kazanova, gördüğü her
kıza horoz gibi binen bu kutsal
Akıl vermek gibi olsun, bu aleme yeni erkeklerimiz, bu kelimelerle erkeklikleri
girecek kişiler biraz daha derli toplu, daha kabul görür hale gelerek orospu,
kendilerine yakışacak şekilde
19
haff, patlak, yemiş, yollu gibi de bekleyiş, merasimle ayin arası bir
kelimelerden arınmış tertemiz apak bekleyiştir. Yeni kızın kocasının geleceği
kızlarımızla yola devam ederler. Bu gün ev temizlenir, bal dökülüp yalanacak
kızlarımız da kutsal erkeklerimizin hale getirilir. Ne de olsa akşama koca
kadınları olurlar. Yani bizim karıları gelecek. Annesi ve diğer travestiler de bu
kararlar karabildikleri kadar; tek olaydan haberdardırlar. Kız kocasının
başlarına dokundukları, girdikleri, geleceği saate kadar hazırlanır, gelmesine
öptükleri, sevdikleri yerleri sadece yakın sakallar kapatılıp odanın ışıkları
kendilerine aittir. Kutsal erkeklerimiz ayarlanır. Beklenen kutsal koca
böyle isteyip böyle severler. E ne diyelim geldiğinde çok az salonda oturabilir. Hem
kutsal erkeğe sual sorulmaz. Maşallah! kızın yangınlığı sebebiyle hem de anne
denecek bir şey yok zaten. travesti kızın kocasını salonda pek
istemediği için. Neyse, yeni kızcağız,
bıddık kız, odada bir saat bile kalamadan
Anam hikaye, sistem, kurallar her yerde
travesti annesinin önemli bir müşterisi
aynı, değişen hiçbir şey yok. Travesti
gelir, nedendir bilinmez. Kız daha
olursun; bütün zincirlerini kırıp travesti
kocasıyla gelecekten, mutluluktan
olursun. O kadınlara benzemediğini
bahsetmeden enişte, kızın kocası, salona
anlatırsın. Geçmişine bir kalem çizerek
alınıp yeni kız işe sokulur. Ne yapacaksın?
kadınlık yolculuğuna başka bir yerde
Kader. Müşteri geleceği saat müşteri
başlarsın. Yerleşirsin bir travestinin
gönderilir. Kız kocasıyla bir saat daha
yanına; hani halalar, ablalar, teyzeler...
kalmadan bir yeni bir müşteri daha gelir.
Kadınlık algıları yanlıştı ya, doğrularla
Bu esnada yeni koca kızı kıskanmış,
kadın olma adına reddettiğin bütün
dövebildiyse dövmüştür. Dövemediyse de
kadınlar başta annen, başka bir şeye
haftaya bekler.Dayak ve kıskançlık
dönüşür. Hatta canavara bile diyebiliriz.
hikayeleri...
Yeni ana “Travesti” gelen kızın her
şeyinden yararlanır. Etinden, sütünden Yeni travesti, anası, kocası ve abla
en çok da götünden. travestiler sayesinde köleleştirilerek
kadınlaştırılır. Köle olmadan nasıl kadın
O reddettiğin annen, ablan, teyzen, bütün
olunur? Yoksa annemizin evinde de aynı
kadınlar yeni travesti anneyle yerlerini
değil miydi hikaye? İyi kız olabilmek için
bulur. Travesti annenin travesti
eniştelere, abilere bakmadan, bir göğüs ve
arkadaşları teyze; travestinin eski kızı,
burun estetiği vaadiyle yıllarca yeni
abla; travestinin annesi büyükanne; taşlar
travesti çalıştırılır. Kadın olmak adına
tam yerine oturtulur. Herkesin görevi
köle olmuştur bile. Yeni kız köle kadın
bellidir. Çok şaşarım bu olaya; döngü aynı.
olarak... Ama tekrarlıyorum her şeye
Anne travestinin her işini yaparak saygı
rağmen yine “kadın” olarak. Anne
duyduğun gibi, anne travestinin kocasına
travesti, koca, abla travestiler ve bir çok
yani yeni babana da saygı duyman gerekir
erkek birlikte yeni travestileri sömürür.
ki babalar kız travestilerden her nedense
Her şeyleri; özgürlükleri, paraları,
daha genç olurlar ama erkeğin yaşı, maaşı
duyguları, her şeyle birlikte sömürüye
sorulmaz; zaten maaşı da kimin verdiği
açıktır.
bellidir: Zavallı genç travesti anneye
kazanır, anne de tabi ki babaya verir Yeni kızlar, savunmasızlıklarıyla,
kazanılanı, baban da olduğu gibi. Bir de çıkarsızlıklarıyla, gidecekleri pek de yer
bir çok abin falan olur. Yeni gelen travesti, olmadığı için,öldürülme, darp edilme
kız travesti, biraz akıllıysa anne halleri olduğu için, bu sömürüyü kabul
travestinin erkek menüsünden pay edip kaderlerine razı olurlar. Tıpkı ablam,
alabilir. Ama anne travestiler akıllıdır; annem gibi...
yeni kıza bir de koca yapıştırıverirler.
Allah’tan benim bir travesti annem
Yeni kızlar böylelikle götlerini başlarını
olmadı, örnek aldığım travestiler oldu
sallayamazlar. Anne, teyze, abla gibi,
ama annem olmadı. Zaten hiç bir anne
travestilerin kocalarından da yeni taze
travesti de benim gibi bir travestiyi
kız böylelikle tecrit edilmiş olur. Kadınlık
yanına almak istemedi. Allahtan ben o
yolculuğuna bir de iyi kız ünvanı alarak
kötü kızlardanım. Enişteci, abici, dayıcı,
devam eder. Kötü kızlarla arkadaşlık
amcacı olduğum için:erkeğin ünvanı ne
ettirilmez. Yeni kızın kocası haftada bir
olursa olsun severim. Sevince de kötü kız
gün gelebilir. O koca hafta da bir gün gelse
olursun. Bilmezler ki erkekler abla, bacı
20
dedikleri kadınlarla yatarken daha
saygıyla severler. Hem abla derler hem
severler. Nasıl reddedilebilir ensest
duygular bilmem, severim abilerimi,
eniştelerimi... Anne travestilerin eşlerini
severim, daha saygılı olurlar. Kendi
ilişkileri yıpranmasın diye seninle çok
gizli ve saygılı seks yaparlar, ya
duyulursa neler olur! Zaten çokça pasaklı
bulurlar beni. Bu yüzden annem olmadı
benim. Benimle yaşayan genç travestiler
de benim gibi oldu. Böylelikle anne
travesti de olamadım. Birisinin annesi
olmak istemem sanırsam.
Heteroseksüeller
gibi yavruluktan
travesti
olmuyoruz.
Doğru. Kendi
doğrularımızla
olunuyor travesti.
Zaten biyolojik bir
annem var benim,
çok da mutlu
yaşamadık.
Beraber yaşama
haline çok
alışamadık. Evet
onu çok
seviyorum. Çok
emeği geçti.
Altımı
değiştirmiş, süt
falan vermiş.
Tamam,
minnettarım.
Biyolojik annemle
bile beraber
yaşayıp
anlaşamazken bir
travesti anneyle
yaşama halini de
anlamış değilim.

21

You might also like