Professional Documents
Culture Documents
RS
N. GEBE NEREDE?"
Ama Foyle Gebe'deki ksz, havasz tabutuna geri dn
m, gverteyle tavan arasnda rahat rahat szlyordu. Kvr
larak uyumaya hazrland. Halinden memnundu. Kurtulacakt.
Vorga'y bulacakt.
"Vurdumduymaz pil" diye kfretti Dagenham. "Daha n
ce hi Kabus Tiyatrosu' na kar koyan oldu mu Fritz?"
"Hi olmad. Haklsn. Bu ok deiik bir adam Saul."
"zlp konumas gerek. Tamam, ilemin kalann bo
ver. imdi Megal Modu deneyelim. Oyncular hazr m?"
"Hepsi hazr. "
"Haydi balayalm o zaman."
Byklk hayalleri alt deiik ynde geliebilir. Megal
76
(Megalomani'nin ksaltlm) Modu da olumu olan megalo
mani ynnn saptanp izlenmesi iin terapide kullanlan dra
matik bir tehis tekniiydi.
Foyle drt direkli lks bir karyolada uyand. Altn ileme
lerle bezenmi, duvarlar kadifeyle kapl grkemli bir yatak
odasndayd. Merakla evresine baknd. ereveli pencereler
den ieriye hafif bir gne szyordu. Odann br ucunda
bir uak zenle birtakm giysileri yerletiriyordu.
"Hey . . . " diye seslendi Foyle.
Uak dnd. "Gnaydn Bay Fourmyle," diye mrldand.
"Ne?"
"ok gzel bir sabah efendim. Kahverengi izgili tak
mnz ve deri ayakkablar kardm efendim."
"Nen var senin, ha?"
"Ben-" Uak merakla Fyle' a bakt. "Her ey yolunda m
Bay Fourmyle?"
"Bana ne dedin be adam?"
"Adnz syledim efendim."
"Adm . . . Fourmyle m?" Foyle yatakta dorulmak iin
urat. "Hayr deil. Adm Foyle. Gully Foyle, ite benim adm
bu.''
Uak dudan srd. "Bir saniye, efendim . . . " Darya
kp seslendi. Sonra bir eyler mrldand. Beyazlar giymi hari
ka bir kz koarak yatak odasna girip yatan kenarna oturdu.
Foyle'un ellerini tutup gzlerinin iine bakt. Yz zntly
d.
''Canm, canm" diye fsldad. "Tm bunlara yine bala
mayacaksn deil mi? Doktor bunlar atlattna yeminetmiti."
"Neye gene balamayacak mym?"
"Btn o Gulliver Foyle adnda sradan bir denizci oldu
un samalklarna ve -"
"Ben Gully Foyle'um. Benim adm bu, Gully Foyle."
"Hayatm, deilsin. Bu yalnzca haftalardr kurduun bir
hayal. ok fazla alyor ve ok iiyordun."
77
"Hayatm boyunca hep Gully Foyle' dum, ben."
"Evet biliyorum hayatm. Sana imdi yle geliyor. Ama de
ilsin. Sen Geoffrey Fourmyle' sn. Sen o Geoffrey Fourmyle' sn.
Sen - Ah, sana anlatmann ne anlam var ki? Giyin sevgilim.
Aaya gelmen gerek. Bron darmadan bir halde."
Foyle uan kendini giydirmesine izin verdi ve sersemle
mi bir durumda aaya indi. Ona tapt belli olan harika kz,
izim masalar, valeler ve yarm kalm tuvallerin darmada
nk durduu dev gibi bir stdyodan geirdi onu. Masalar,
dosya dolaplar, b
o
rsa saatleri, katipler, sekreterler ve
b
ro per
soneliyle dolu geni bir s.alona getirdi. Oradan her yeri karma
kark durar cam ve krom paralaryla dolu azametli bir labo
ratuvara getiler. Ocaklar yanp tslyordu; havada ilgin kim
yasal maddelerin ve garip deneylerin tatl kokusu vard.
"Btn bunlar da ne?" diye sordu Foyle.
Kz Foyle'u byleyici simgelerle bezenmi ilgin katlar
la dolu dev bir masann yanndaki lks koltua oturttu. Foyle
baz katlarn zerinde Geoffrey Fourmyle adyla atlm gs
terili, otoriter imzalar olduunu grd.
"Bu ite pis bir hata var, ok pis," diye balad Foyle.
Kz onu susturdu. "Dr. Regan geliyor. Her eyi anlatr."
Kendinden emin, rahatlatc tavrlar olan etkileyici bir be-
yefndi Foyle' a yaklat, nabzna dokunup, gzlerini inceledik
ten sonra memnuniyetle glmsedi.
"Gzel," dedi. "Harika. Tam olarak iyilemenize ok az
kald Bay Fourmyle. imdi bir saniye beni dinler misiniz?"
Foyle ban sallad.
"Gemile ilgili hibir ey hatrlamyorsunuz. Yalnzca sah
te bir belleiniz var. ok fazla alyordunuz. Siz nemli bir
adamsnz ve doal olarak zerinizde ok fazla bask var. Bir ay
nce ok fazla i
m
eye
b
aladnz - yo, yo, inkar etmeniz bir ie
yaramaz.
tiniz.
K
endinizi kaybettiniz."
"Ben-"
"
nce hafif bir hayret sesi geldi, ardndan da yava bir soru:
"Kim var orada?"
"Benim, ite," dedi Foyle. "Beni biliyosun."
"Nerdesin sen?"
"Burda. Her zaman neredeysem orada."
"Ama kimse yok. Ben yalnzm."
"Yardm ettiin iin teekkr etmeliyim."
"Sesler duymak ktdr," diye mrldand fkeli melek.
"Uuruma doru ilk adm. Buna son vermem gerek."
"Bana k yolu gsterdin. Kr Jaunte. "
"Kr Jaunte! Tanrm, bu gerek olmal. Kenar mahalle a
zyla konuuyorsun. Gerek olmalsn. Kimsin sen?"
"Gully Foyle."
"Ama benim hcremde deilsin. Yaknlarda bile deilsin.
Erkekler Gouffre Martel'in kuzey blmndedir. Kadnlar da
gney. Ben G
ki milyon."
"
Gezegenlerin tmnde
on tane bile tam telepat yok. Onlarn da zamanlar gelecek on
yl iin imdiden kaplm durumda. Bir tanesini bile ak ya
da par
a
iin randevularn deitirmeye ikna edemezdik."
"
zr dilerim Dagenham.
zr dilerim . . . Geiyordum.
Urayaym dedim."
"Gully, Tanr akna -"
"Evet, evet. Tanmak iin re yol ama, deil mi? Haydi ba
kalm. Dar kzm. Dar!" Kz srkleyerek hcreden kar
d. "Brolardan geemeyiz. Orada beni pek sevmiyorlar. Sizin
Slk Kouu hcrelerinize nereden gidiliyor?"
"Gully, sen delisin."
"Btn blm karanlk. Elektrik kablosunu kopardm.
ansmz yan yarya. Haydi, kzm. Yr."
Kz hzla itti ve Jisbella onu Salk Kouu'nun otomatik
blmelerine gtrd. Mekanik eller elbiselerini karp onlar
sabunlayp, spreyleyip dezenfekte ederken Foyle duvar yokla
yarak tbbi gzlem penceresini aryordu. Aradn bulduu za
man balyozu savurup cam krdi.
"
kisi
de plak ve sabunluydular; vcutlarndaki kesikler kanyorlar
d. Doktorlarn girdii kapy ararken Foyle'un aya kayd ve
karanlkta bir eylere arpt.
"Kapy bulamyorum Jiz. Klinie alan kapy. Ben -"
"!"
"Ama -"
"Sessiz ol Gully."
Sabunlu bir el Foyle'un azn buldu ve kapatt. Omuzunu
o kadar sk tuttu ki, traklar neredeyse adamn derisini deli
yordu. Maaralardaki grltlerin arasndan yakndaki ayak
sesleri duyuluyordu. Nbetiler kr kr koarak Salk Kou
u'rtdan geiyordu. Kzltesi klar daha tamir edilmemiti.
97
"Pencereleri fark etmeyebilirler," diye fsldad Jisbella.
"Sessiz ol."
Yere eildiler. Koutan pepee insan sersemletecek ka
dar ok sayda adm geti. Sonra her ey bitti.
"Hepsi gitti," diye fsldad Jisbella. "Ama arama klarn
her an yakabilirler. Haydi Gully. Dar."
"Ama klinie giden kap Jiz. Dnmtm ki -"
"Kap falan yok. Spiral merdivenler kullanyorlar, onlar
da yukar ekiyorlar. Bu ka yolunu da dnmler. amar
asansrn denememiz gerek. Ne ie yarayacan Tanr bilir.
Ah Gully, seni aptal! Seni su katlmadk aptal!"
Gzlem penceresinden Koua geri dndler. Karanlkta
kirli giysilerin karlp yeni giysilerin getirildii asansrleri
aradlar. Karanlkta otomatik eller yine
.
onlar ykad, spreyledi
ve dezenfekte etti. Hibir ey bulamadlar.
Birden, dier btn sesleri bastran bir sirenin brts
btn maarada yankland. Karanlk kadar boucu bir sessiz
lik olutu.
"Bizi bulmak iin J-fonu kullanyorlar Gully."
"Neyi?"
"Jeofon. Yarm kilometrelik tan iinden bir fslty bile
bulabilir. Bu yzden sessizlik salamak iin siren aldlar."
"amar asansr?"
"Bulamyorum. "
"Haydi yleyse."
"Nereye?"
"Koacaz. "
"Nereye?"
"Bilmiyorum, ama buada byle gafil avlanmayacan.
Haydi. Antrenman sana iyi gelir."
Yine Jisbella'y nne katt ve karanlkta, nefes nefese, d
e kalka Gney Blr'nn derinliklerine doru kotular. Jis
bella geitlerdeki dnemelere arparak iki kere dt. Bu sefer
Foyle ne geti ve elindeki sekiz kiloluk balyozun sapn nne
98
doru tutup bir anten gibi kullanarak kotu. Birdenbire bo bir
duvara arptlar ve koridorun k olmayan ucuna ulatklar
n anladlar. Bir fare deliine girmilerdi, tuzaa dmlerdi.
"imdi ne olacak?"
"Bilmiyorum. Benim fikirlerim de kmaza girdi gibi gr
nyor. Geri dnemeyeceimiz kesin. Brolarda Dagenham'
patakladm. Kt bir adam. Bir zehir iesinin etiketine benzi
yor. Fenerin var m, kz?"
"Gully . . . Gully . . " diye alamaya balad Jisbella.
"Fikir iin sana gveniyordum. 'Artk bomba yok' demi
tin. Keke imdi yanmzda bir tane olsayd. Belki -bir dakika."
Dayandklar nemli duvara dokundu. S
a
tran tahtasna benze
yen girintili har izlerini inceledi. "G. Foyle' dan haber. Bu do
al bir maara duvar deil. Sonradan yaplm. Ta ve tula
dan. Dokunsana."
Jisbella elleriyle duvar yoklad. "Eee?"
"Bu geidin burada bitmediini gsterir. Devam ediyor.
Onu kapatmlar. Yoldan kaldrmlar."
Jisbella'y geriye iterek sabunlu avularn kumlamak iin
ellerini yere srtt ve balyozu duvara indirmeye balad. D
zenli bir tempoyla, hrldayarak ve nefes nefese duvara vuru
yordu. elik balyoz, su altnda birbirlerine vurulan talarn tok
titremesine benzer titremelerle talara arpyordu.
"Geliyorlar," dedi Jiz. "Onlar duyabiliyorum."
Tok darbe seslerinin arasnda ufalanma ve paralanma ses
leri duyuldu: Bir fslt oldu, sonra gevek hartan srekli akl
lar dmeye balad. Foyle abalarn ikiye katlad. Birden bir
grlt oldu ve yzlerine buz gibi bir hava arpt.
"Baardk," diye mrldand Foyle.
Duvarda alan deliin kenarlarna vahice saldrd. Hava
da tulalar, talar ve kurumu har uuuyordu. Foyle durdu
ve Jisbella'ya seslendi.
"Dene bakalm."
Balyozu brakt ve kz tutup gs hizasndaki delie
99
doru kaldr. Jisbella keskin kelerden kvrlarak gemeye
altka ac !iinde baryordu. Foyle, nce omuzlar sonra da
kalaiar delikten geene kadar kz insafszca bastrd. Kzn
bacaklarn brakt ve br tarafa dtn duydu.
Foyle kendini yukarya ekip duvardaki sivri ulu delikten
syrlarak geti. Bir yn tula ve harla birlikte grltyle ye
re derken Jisbella'nn ellerinin dn hafifletmeye alt
n hissetti. kisi de Gouffre Martel' in bo maaralarnn, ke
fedilmemi millerce boluk ve dehlizin buz gibi karanlna
gemiti . . .
"Tanrm, bu ii de baaracaz mutlaka," diye mrldand
Foyle.
"Buradan bir k var m bilmiyorum Gully," dedi Jisbella
souktan titreyerek. "Belki buras duvarla hastaneden ayrlm
bir kmazdr."
"Bir k yolu olmal."
"Bulup bulamayacamz bilmiyorum."
"Bulmamz gerek. Gidelim kzm."
Karanlkta evrelerini grmeden ilerliyorlard. Foyle ie
yaramayan gzlkleri karp att. Kenarlara, kelere, alak ta
vanlara arptlar, yokulardan ve dik basamaklardan dtler.
Sivri srtl bir tepeden trmanp dz bir alana ktklarnda
ayaklar kayd ve ikisi de imenimsi yere kt. Foyle yeri ince
ledi ve diliyle dokundu.
"Buz," diye mrldand. "yiye iaret. Bir buz maarasnda
yz Jiz. Yeralt buzulu."
Zar zor ayaa kalktlar, bacaklarn gevettiler ve milyon
larca yldr Gouffre Martel uurumunda olumakta olan buz
boyunca ilerlemeye baladlar. Sivri zeminden ykselen ve ta
vandan sarkan sarkt ve dikitlerin oluturduu bir ta orman
na ktlar. Admlarnn titreimi byk sarktlarn kopmasna
neden oluyor, her dakika yukardan ar ve sivri bir ta mzrak
grltyle aaya iniyordu. Ormann kenarnda Foyle durup
yukar uzand ve bir eylere asld. Berrak bir metalik nlama
100
duyuldu. Jisbella'nn eline uzun ve gitgide sivrilen bir sarkt
klah tututurdu.
"Baston," diye hrldad. "Kr bir adam gibi kullan .. "
Bir tane daha kopard ve ardndan karanl4 iinde evre
yi bastonla yoklayarak, inceleyerek, sendeleyerek ilerlediler.
D'rtnala giden panikten baka bir ses duyulmuyordu . . . hrl
' tl nefesleri ve gmbrdeyen kalpleri, tatan batonlannn tk-
tklar, kesintisiz damlayan su, Gouffre Martel'in altnda akan.
yeralt nehrinin uzaklardan gelen sesi.
"O tarafa deil, kzm," Foyle kzn on.uzunu drtt. "Da
ha sola."
"Nereye gittiimiz hakknda en ufak bir ikrin var m
Gully?"
"Aaya Jiz. Aaya giden herhangi bir yoku izle."
"Bir fikrin mi var?"
"Evet. Srpriz! Bomba yerine beyin."
"Bomba yerine -" Jisbella sinirli bir kahkahayla glmekten
katld. "Gney Blm'n b-bir balyozla dattn, s-senin
bomba y-y-yerine beyin f-fikrin b-b-bf Foyle onu tutup sarsa
na kadar kontrolsz biimde barp ard.
'1es sesini Jiz. Bizi J-fonla izliyorlarsa seni Mars'tan bil
duyabilirler."
"-zr dilerim Gully. zr . . . " Bir nefes ald. "Niin
aaya?"
"Nehir; her zaman duyduumuz. Yaknlarda olmal. B'
yk olaslkla getiimiz buzuldan zlp akyor. "
"Nehir mi?"
"Tek kesin k yolu. Bir yerlerden dan dna kyor ol
mal. Yzeceiz."
"Gully sen delisin! "
"Neyin var senin? Yzme bilmez misin?"
"Bilirim ama -"
"O zaman denememiz gerek Haydi Jiz. Yr."
Gleri tkenirken nehrin sesi daha yakndan gelmeye
101
balad. Sonunda Jisbella nefes nefese durdu.
"Gully, dinlenmem gerek."
"ok souk. Yrmeye devam et."
"Yapamam."
")rmeye devam et." Kzn kolunu yakalamaya alh.
"ek ellerini zerimden," diye bard kz fkeyle. Bir an-
da barut gibi olmutu. Foyle aknlk iinde onu brakt.
"Neyin var? Kendine hakim ol Jiz. Sana gveniyorum."
"Ne iin? Sana plan yapmamz gerektiini sylemitim . . .
bir ka ayarlamamz gerektiini . . . ve imdi senin sayende
burada kslp kaldk."
"Ben de kapana kslmtm. Dagenham hcremi deitire
cekti. Artk bizim iin Fslt Hatt olmayacakt. Yapmak zorun
daydm Jiz . . . hem zaten ktk deil mi?"
"Nereye ktk? Gouffre Martel' de kaybolduk. Boulmak
iin Allahn belas bir nehri aryoruz. Sen bir aptalsn Gully, ben
de beni bu ekilde tuzaa drmene izin verdiim iin bir bu
dalaym. Allah kahretsin seni! Kahretsin! Dokunduun her eyi
kendi ahmak dzeyine ekiyorsun, beni de ektin ite. Ko.
Kavga et. Yumruk at. Tm bildiin bu. Dv. Vur. Kr. Yok et -
Gully!"
.
Jisbella lk att. Karanlkta den talarn sesi duyuldu
ve kzn l giderek uzaklaarak bir suya dme sesiyle son
buldu. Foyle bir bedenin suda rpndn duydu. leri atlp
"Jiz!" diye bard ve bir uurumun kenarndan yvarland.
Dp sersemletici bir darbeyle suya yatay olarak arpt.
Buz gibi nehir onu sard, yzeyin nerede olduunu kestiremi
yordu. Boutu, nefessiz kald, gl akntnn onu talarn so
uk amurlar arasndan srklediini hissetti ve baloncukla
rn ortasnda yzeye kt. ksrp bard. Jisbella'nn grl
deyen akntda boulan zayf sesi onu yantlad. Akntyla bir
likte yzerek ona yetimeye alt.
Bard ve kzn gittike zayflayan sesini duydu. Grleme
daha da oald ve aniden tslayan bir elale eridinden aaya
102
dt. Derin bir gln dibine kadar inip, tekrar yzeye kma
ya alt. Anafrlar yapan aknt onu, dz bir ta duvara da
yani souk bir bedene arpt.
"Jiz! "
"Gully! Tanrya kr!"
Su zerlerine gelirken birbirlerine sarlp kaldlar.
"Gully . . . " dedi Jisbella ksrerek. "Buradan gidiyor."
"Nehir mi?"
"Evet."
Srnerek kz geti ve duvara tutunarak bir sualh tneli
nin azn hissetti. Aknt onlar bu tnelin iine ekiyordu.
"Sk tutun," dedi nefs nefese. Sa solu aratrd. Havu
zun duvarlar przszd, tutunacak bir yer yoktu. "Dar tr
manamayz. Tnelden gememiz gerek"
"Tnelde hava yok Gully. Yzey yok"
"Sonsuza kadar sremez. Nefesimizi tutarz. "
"Nefesimizi tutabileceimizden daha uzun srebilir."
"Kumar oynamamz gerek."
"Ben yapamam."
"Yapmalsn. Baka yolu yok. Cierlerini havayla doldur.
Bana tutun."
Suyun iinde birbirlerine tutunarak nefes alp cierlerini
havayla doldurdular. Foyle Jisbella'y sualt tneline doru
drtt. "nce sen git. Ben hemen arkanda olacam . . . Ban
derde girerse yardm ederim."
"Dert mi!" diye haykrd Jisbella titreyen bir sesle. Suya da
lp akntnn onu tnelin azndan ieriye doru ekmesine izin
verdi. Foyle peinden gitti. Sert sular onlar cam kadar prz
sz tnelde bir taraftan dier tarafa vurarak aalara doru
srkledi. Foyle, Jisbella'nn hemen arkasnda yzyor, kzn
rpnan bacaklarnn kafasna ve omuzlarna arptn hisse
diyordu.
Cierleri patlayp gzleri kararana dek tnelde ilerlediler.
Sonra yine bir grleme oldu ve nefes alabilecekleri bir yzeye
103
khlar. Cama benzer tnel duvarlarnn yerini sivri kayalar al
d. Foyle Jisbella'nn bacan yaklad ve nehrin kenarndaki
ta kntya tutundu.
"Buradan dar trmanmalyz," diye bard.
"Dar trmanmalyz. lerideki grldemeyi duyuyor mu
sun? elaleler, aknt. Paralara ayrlrz. Dar Jiz."
Jisbella sudan dar trmanamayacak kadar gszd.
Foyle kzn bedenini kayalara doru itip, peinden izledi. Su
damlayan kayalara uzandlar, konuacak mecalleri kalmamt.
Sonunda Foyle zar zor ayaa kalkt.
"Devam etmeliyiz," dedi. "Nehri izlemeliyiz. Hazr m
sn?"
Kz cevap verecek ya da kar kacak durumda deildi.
Foyle onu ayaa kaldrd ve aknt yatan izlemeye alarak
karanln iinde sendeleye sendeleye ilerlediler. Dolmenler gi
bi dik duran, birbirlerinin zerine ylan ve karmakark bir
labirent gibi dalan kayalarn arasndan ilerlediler. Labirentin
iinde dnp durdular ve sonunda nehri kaybettiler. Hibir ye
re ulaamyorlard.
"Kaybolduk . . . " diye sylendi Foyle tiksintiyle. "Yine kay
bolduk. Bu sefer gerekten kaybolduk. Ne yapacaz?"
Jisbella alamaya balad. Umutsuz ama fkeli sesler ka
ryordu. Foyle durdu ve kz da yanna ekerek oturdu.
"Belki de haklsn kz," dedi bitkin bir ekilde. "Belki de
gerekten lanet olas bir aptalm. Bu jaunte'lenemez yerde ka
pana kslmamz saladm ve iimiz bitik."
Jisbella cevap vermedi.
"Beyin almas buraya kadar. Amma da eitim vermisin
bana." Tereddt etti. "Sence hastaneye geri dnmeyi denesek
mi?"
"Asla baaramayz. "
"Ben de sanmyorum. Yalnzca beynimi altryordum.
Bir gmbrt koparsak m? Bizi J-fonla bulabilmeleri iin g
rlt karsak m?" "Bizi asla duymazlar . . . Asla zamannda
104
bulamazlar." "Yeterince grlt karabiliriz. Beni biraz tartak
layabilirsin. Bu ikimiz iin de zevkli olurdu."
"Kes sesini."
"Lanet olsun! Ne pislik! " Kafasn bir tutam yumuak i
mene yaslayarak uzand. "Hi deilse Gebe' de bir ansm var
d. Yiyecek vard, nereye gitmeye altm grebiliyordum.
Nereye -" Birden sustu ve dimdik oturdu. "Jiz!" ,
"Bu kadar ok konuma. "
Foyle eliyle oturduu yeri inceledi ve avularyla toprak
ve imen tutamlar kavrayp kopard. Hepsini birden kzn y- -
zne att.
"Kokla unlar," diye gld. "Tadna bak imen bu, Jiz.
Toprak ve imen. Goufre Martel' den ktk"
"Ne?"
"Darda gece. Zifri karanlk. Bulutlu. Maaralardan k
tk ve haberimiz bile olmad. Dardayz Jiz! Baardk."
Ayaa frlayp bakndlar, dinlediler, kokladlar. Ortalk zi
firi karanlkt ama gece rzgarlarnn yumuak nefesini yzle
rinde hissettiler ve burunlarna byyen yeilliklerin tatl ko
kusu geldi. Uzakta bir yerde bir kpek havlad.
"Tanrm, Gully," diye fsldad Jisbella inanamayarak.
"Haklsn. Gouffre Martel' den kmz. Yapacamz tek ey
afa bellemek."
Gld. Kollarn Foyle'un boynuna dolayp onu pt; Foy
le da ona sarld. Heyecanla konumaya baladlar. Yeniden yu
muak imenlere oturdular; yorgun, ama dinlenemeyecek ka
dar da heyec_anl ve sabrszdlar, btn hayat nlerindeydi ar
tk
"Merhaba, Gully, sevgili Gully. Merhaba Gully, bu kadar
zamandan sonra."
"Merhaba Jiz."
"Bir gn buluacamz sylemitim sana . . . yaknda bir
gn. Sana sylemitim se
y
gilim. Ve ite o gn, bu gn."
"O gece."
105
"Evet o gece oldu. Ama artk geceleri Fslt Hattnda mrl
danmak yok. Bizim iin artk gece yok, Gully hayatm."
Birden plak olduklarn ve yan yana yattklarn fark etti
ler artk ayr deillerdi. Jisbella sustu ania kmldamad. Foyle
kz neredeyse fkeyle kucaklad ve kz.nkinden az olmayan bir
ihtirasla onu sard.
afak sktnde kzn ok gzel olduunu grd; ince ve
uzundu, duman kzl salar ve dolgun dudaklar vard.
Ama afak sktnde kz da onun yzn grd.
106
alt
Dr. Harley Bakern Washington-Oregon'da, her hafta sonu
katld, Sahra' da rabet gren eski model traktr rallilerinde
tkettii dizel benzinin masrafn ancak karlayabildii kk
yasal bir muayenehanesi vard. Asl gelirini her Pazartesi, ar
amba ve Cuma gecesi jaunte'ledii Trentori' daki Yaratk Fabri
kas' nda kazanyordu. Burada, olaanst cretler alp soru
sormadan elence dnyas iin canavarlar yaratyor, yeralt iin
deri, kas ve kemikleri yeniden ekillendiriyordu.
Baker, Spokane villasnn serin verandasnda oturmu, Jiz
McQueen'in ka yksn dinlerken erkek bir ebeye benzi
yordu.
"Gouffre Martel'in evresindeki ak araziye ktktan son
ras kolayd. Bir avc kulbesi bulduk, ieri girip giyecek bir
eyler bulduk. Kulbede tabancalar da vard . . . patlayclarla
ldrmeye yarayan ok gzel eski elik aletler. Onlar alp y
reden birka kiiye sattk. Sonra ezberlemi olduumuz en ya
kn jaunte platfrmuna kadar bilet aldk."
"Hangisine?"
"Biarritz. "
"Geceleri yolculuk ediyordunuz herhalde?"
"Doal olarak."
"Foyle'un yzne bir eyler yaptnz m?"
"Makyaj denedik ama ie yaramad. Lanet olas dvmeler
yine de grnyordu. Sonra bir yank ten spreyi alp yzne
sktm. "
"e yarad m?"
"Hayr," dedi Jiz fkeyle. "Yz hareket etmemeli yoksa
sprey atlayp soyuluyor. Foyle kendini kontrol edemedi. Hi
107
edemez zaten. fkeden delirmi gibiydi."
"imdi nerede?"
"Sam Quatt'n yannda."
"Sam dalavere ilerinden emekli oldu sanyordum."
"Oldu," dedi Jisbella serte, "ama bana bir borcu var. Foy-
le'la ilgileniyor. Aynaszlar atlatmak iin jaunte'leyerek dola-
yorlar."
.
"lgin," diye mrldand Baker. "Hayatm boyunca hi
dvme olayyla karlamadm. l bir sanat olduunu san
yordum. Onu koleksiyonuma katmak isterim. Acayip eyleri
topladm biliyorsun deil mi Jiz?"
"Trenton'daJ o hayvanat baheni herkes biliyor, Baker.
Korkun bir ey."
"Geen ay gerek bir tek yumurta kisti buldum," diye ba
lad Baker heyecanla.
"Dinlemek istemiyorum," diye parlad Jiz. "Ve Foyle'u
hayvanat bahende grmek de istemiyorum. O pislii yzn
den karabilir misin? Temizleyebilir misin? Foyle, Merkez
Hastanesi'nde aresiz kaldklarn sylemiti."
"Onlarda benim deneyimim yoktur hayatm. Hmn. Bir
zamanlar . . . bir yerlerde bir eyler okuduumu hatrlyorum . .
. Neredeydi acaba? Bir dakika bekle." Baker ayaa kalkp ksk
bir pat sesiyle kayboldu. Yirmi dakika sonra elinde yrtk prtk
bir kitap ve yznde bir zafer ifadesiyle yeniden belirinceye
dek Jisbella fkeyle veranday arnlayp durdu.
"Buldum," dedi Baker. " yl nce California Teknik ni
versitesi'ndeki ynlarn arasnda grmtm. Belleime hay
ran olabilirsin."
"Belleinin can cehenneme. Yz ne olacak?"
"Yaplabilir." Baker nazik sayfalar evirip derin derin d
nd. "Evet, yaplabilir. Indigotin dislfonik asit. Asiti sentez
lemem gerekebilir ama . . . " Baker kitab kapatp kesin olarak
ban sallad. "Yapabili;im. Sadece anlattn kadar benzersizse
o yzle uramak yazk gibi geliyor."
108
"u hobini bir kenara brakr msn," diye haykrd Jisbella
fkeyle. "Peimizdeler, anlyor musun? Goufe Martel'den ka
an ilk mahkumlarz. Aynaszlar bizi geri getirene dek rahat et
meyecekler. Bu onlar iin ok ok zel. "
"Ama-"
"Fyle o dvmeli yzyle ortalkta dolanrken daha ne ka-
dar Goufre Martel'in dnda kalabiliriz sence?"
"Neden bu kadar sinirlendin?"
"
Sinirlenmedim. Aklama yapyorum."
"Hayvanat bahesinde o da mutlu olurdu," dedi Baker ik
na edici bir tavrla. "Orada saklanabilir de. Tek gzl kzn ya
nndaki odaya koyarm onu -"
"Hayvanat bahesini unut. Kesinlikle olmaz. "
"Pekala hayatm. Ama Foyle'un yeniden yakalanmas seni
niye endielendiriyor ki? Seninle bir ilgisi olmayacak."
"Benim endielenmem seni niye endielendiriyor ki? Sen
den bir i yapman istiyorum. Bu i iin para da dyorum."
"ok pahalya patlar hayatm ve seni severim. Paran kur-
tarmaya alyorum."
"Hayr almyorsun."
"yleyse yalnzca merak ettim."
"yleyse ona borluyum diyelim. O bana yardm etti, im
di de ben ona yardm ediyorum."
Baker alayc bir tavrla glmsedi. "O zaman ona yepyeni
bir yz vererek yardm edelim."
"Hayr. "
"Bana da yle gelmiti. Yznn temizlenmesini istiyor
sun nk yz seni ilgilendiriyor."
"Lanet olsun Baker, yapacak msn, yapmayacak msn?"
"Be bine patlar."
"Bl bakalm unu."
"Asiti sentezlemek iin bin. Ameliyat iin bin. Ve kalan
bin de-"
"Senin merakn iin mi?
109
"Hayr canm." Yeniden glmsedi. "Bin de anestezi iin."
"Ne anestezisi?"
Baker eski kitab yeniden at. "Ac veren bir ameliyata
benziyor. Dvmeyi nasl yaptklarn biliyor musun? Bir ine
alp boyaya batryor, sonra da deriyi delerek iine sokuyorlar.
O boyay aartmam iin yzndeki btn gzenekleti ineyle
delip indigotin dislfonii ieri aktmam gerekiyor. Acr."
Jisbella'nn gzleri parlad. ''Uyuturmadan yapabilir mi
sin?"
"Ben yapabilirim hayatm, ama Foyle-"
"Foyle'un can cehenneme. Drt bin dyorum. la yok
Baker. Brak Foyle ac eksin."
"Jiz! Onu neye attn bilmiyorsun."
"Biliyorum. Brak ac eksin." O kadar sinirli bir kahkaha
att ki Baker' bile korkuttu. "Brak yz ona da ac ektirsin."
0
Baker'n Yaratk Fabrikas, Trenton Roket kuyularnn arka
snda, jaunte'leme ehir metrolarna olan gereksinimi ortadan
kaldrmadan nce, A.C.W. metro trenlerinin retildii be katl
bir binadayd. Arka pencereler kart yerekimi nlarnn kt
kuyularn yuvarlak azlarna bakyordu ve Bakern hastala
r, lombozlar parldayan, sinyalleri yanp snen ve d uzayda
biriken elektrostatik akmlar atmosferde akp gittike gvdeleri
cehennem ateiyle dalgalanan gemilerin nlarn zerinde inip
kalkmalarn seyrederek elenebilirlerdi.
Fabrikann bodrumunda Baker'n satn alnm, kiralanm,
karlm, zorla getirilmi anatomik acayiplikler, doal hilkat
garibeleri ve canavarlardan oluan hayvanat bahesi vard. Ba
ker, dnyasnn geri kalan gibi, bu anssz yaratklara da b
yk bir tutkuyla balyd ve dier insanlarn sanatn gzelliini
ilerine sindirdikleri gibi onlarla birlikte uzun saatler geirip
irkin manzaralarn doya doya seyrediyordu. Fabrikann orta
110
katlarnda ameliyat sonras hastalar iin yatak odalar, labora
tuvarlar, personel odalar :e mutfaklar vard. st kattaysa ame
liyat odalar vard.
Bu odalardan birinde, genellikle retina deneylerinin yapl
d kk odada, Baker, Foyle'un yz zerinde alyordu.
Bir sr parlak lambann altnda, ameliyat masasnn zerine
eilmi kk bir elik eki ve platin ineyle titizlikle ura
yordu. Baker, Foyle'un yzndeki eski dvmelin zerinden
geerek derideki her kk yaray bulup ineyi ieri itiyordu.
Foyle'un ba bir mengeneyle sktrlmt ama bedeni yataa
bal deildi. ekicin her darbesinde kaslar geriliyor ama be
denini hi oynatmyordu. Ameliyat masasnn kenarlarna tu
tunmutu.
"Kontrol," dedi dilerinin arasndan. "Kontrol renme-
mi istiyordun Jiz. alyorum ite." Acyla kasld.
"Kmldama," diye emretti Baker.
"ok eleniyorum."
"yi gidiyorsun olum," diyen Sam Quatt her an kusacak
m gibi grnyordu. Jisbella'nn fkeli yzne yan yan bakt.
"Sen ne diyorsun }iz?"
"reniyor."
Baker ineyi asite batrp deriyi delmeye devam etti.
"Dinle Sam," diye mrldand Foyle zor duyulur bir sesle.
"Jiz bana zel bir gemin olduunu syledi. Su iyi para getiri
yor galiba."
"Evet, getiriyor ya. Drt kiilik kk bir teknem var. ift
motorlu. Satrn Haftasonu dedikleri cinsten. "
"Neden Satrn Haftasonu?"
"nk Satrn' de bir haftasonu doksan gn srerdi.
aylk yiyecek ve yakt tayabiliyor."
"Tam bana gre," diye mrldand Foyle. Birden kasld,
sonra kendini kontrol etti. "Sam, gemini kiralamak istiyorum."
"Ne iin?"
"Sk bir i."
111
"Yasal m?"
"Deil."
"O zaman bana gre deil olum. Ben cesaretimi kaybet
miim. Seninle birlikte, aynaszlardan bir adm ilerde jaunte'le
yip dururken iyice fark ettim bunu. Ben sonsuza dek emekli ol
dum. Btn istediim huzur."
"Elli bin derim. Elli bin istemiyor musun? Bu paray say
mak iin btn bir Pazar gnn harcayabilirsin. "
ne acmaszca delmeye devam ediyordu. Foyle'un bede
ni her darbede kaslyordu.
"Benim elli binim var zaten. Viyana' daki bir bankada da
bunun be kat nakit olarak duruyor," Quatt elini cebine att ve
bir halka dolusu parldayan radyoaktif anahtar kard. "Bu
bankann anahtar. Bu Joburg' daki evimin anahtar. Yirmi oda
l, yirmi dnm. Buradaki ise Montauk'ta duran Haftaso
nu'mun anahtar. Beni ayartamazsn olum. Ben braktmda
ii zaten ilerletmitim. Joburg' a jaunte'leyip mutlu bir hayat ya
ayacam."
"Haftasonu'nu almama izin ver. Sen Joburg'da gvenlikte
oturup parsay toplarsn."
"Ne zaman?"
"Dndmde."
"Gemimi sana ve deme szne gvenerek mi vermemi is-
tiyorsun?"
" garanti."
Quatt bir kahkaha att. "Nasl garanti?"
"Asteroidlerde bir kurtarma ii. Gebe adl bir gemi."
"Gebe'de ne var? Kurtarmann karl olmasn salayacak
ey ne?"
"Bilmiyorum."
"Yalan sylyorsun."
"Bilmiyorum," diye mrldand Foyle inatla. "Ama deerli
bir ey olmal. Jiz'e sor."
"Dinle beni," dedi Quatt, "Sana bir ey anlataym. Biz bu
.. ,.
1 12
ii kuralna gre yaparz. Vurup kamayz. Birbirimizden bir
ey gizlemeyiz. Aklndan neler getiini biliyorum. Elinde iyi
bir eyler var ama kimseyi ie ortak etmek istemiyorsun. O
yzden ltuf dileniyorsun . . . "
Foyle inenin altnda kvranyordu ama, yine de saplant
snn kskacnda tekrar etmek zorunda kald: "Bilmiyorum
Sam. Jiz' e sor."
"Eer elinde drst bir i varsa drst bir teklif yap," dedi
Quatt kzgn bir sesle. "Avna nasl atlayacana karar vermeye
alan lanet olas dvmeli bir kaplan gibi ortalkta dolap dur
ma. Biz senin tek arkadalarnz. Bizi vurup kamaya-"
Quatt'n sz Foyle'un dudaklarndan dklen bir lkla
kesildi.
"Kmldama," dedi Baker dalgn bir sesle. "Yzn kast
nda ineyi kontrol edemiyorum." Sert bir biimde uzun uzun
Jisbella'ya bakt. Kzn dudaklar titredi. Birden czdann ap
iinden iki tane 500 Kr.'lik banknot kard. Paralar asit kabnn
yanna birakt.
"Biz darda bekleriz," dedi.
Koridorda bayld. Quatt onu bir sandalyeye srkledi ve
ho kokulu amonyakla kendine gelmesini salayan bir hemire
buldu. Jisbella o kadar iddetli alamaya balad ki, Quatt
korktu. Hemireyi gnderip hkrklari kesilene kadar kzn
banda bekledi.
"Neler oluyor burada?" diye sordu. "O para da ne demek
oluyordu?"
#4
Ac parasyd."
"Ne iin?"
"Bu konuda konumak istemiyorum."
"yi misin?"
"Hayr."
"Yapabileceim bir ey var m?"
"Hayr."
Uzun bir sessizlik oldu. Ardndan Jisbella yorgun bir sesle
1 13
sordu: "Gully'le o anlamay yapacak msn?"
"Ben mi? Hayr. Binde bir ihtimale benziyor."
"Gebe'de deerli bir eyler olmal. Yoksa Dagenham
Gully'nin peine dmezdi."
"Yine de ilgilenmiyorum. Ya sen?"
"Ben mi? Ben de ilgilenmiyorum. Bir daha Gully Foyle'la
ilgili hibir ey istemiyorum."
Uzun bir sessizlik daha oldu. Quatt sordu: "Artk eve gide
bilir miyim?"
"Zor anlar yaadn, deil mi Sam?"
"O kaplana jaunte bakcl yaparken bin kere ldm di
rildim galiba."
"zgnm Sam."
"Memphis'te yakalandnda sana yaptklarmdan sonra
hak etmitim."
"Beni brakp kaman doald Sam."
"Her zaman doal olan yaparz ama bazen yapmamamz
gerekir."
"Biliyorum Sam, biliyorum."
"Hayatmzn geri kalann bunu demekle geiririz. Gali-
ba ben anslym Jiz. Bu gece detik. Eve gidebilir miyim?"
"Joburg'a ve mutlu hayata m?"
"H h."
"Biraz daha kal, Sam. Kendimden utanyorum."
"Neden?"
"Aptal hayvanlara ktlk ettiim iin."
"Bu da ne demek oluyor?"
"Bo ver. Biraz buralarda takl. Mutlu hayat anlat bana. Bu
kadar mutlu olacak ne var?"
"ey" dedi Quatt dnceli bir tavrla. "ocukken istedi
in her eyin olmasyla ilgili. Eer on be yandayken istediin
her eyi elli yanda elde edebiliyorsan mutlu -oluyorsun. Ben
on be yandayken . . . " Ve Baker ameliyat odasndan knca
ya kadar Quatt, imdi tatmin etmekte olduu ocukluunun
114
btn hayal, tutku ve zntlerini anlatmaya devam etti.
"Bitti mi?" diye sordu Jisbella sabrszlkla.
"Bitti. Baylttktan sonra daha hzl alabildim. imdi y-
zn saryorlar. Birka dakika iinde kar."
"Zayf m?"
"Doal olarak."
"Sarglar ne zaman sklecek?"
"Alt ya da yedi gn sonra."
"Yz temiz olacak m?"
"Yzyle ilgilenmediini sanyordum hayatm. Temiz ol
mas gerek. Tek bir boyal noktay kardm sanmyorum. Ye
teneimi takdir edebilirsin Jisbella . . . aklm da. Foyle'un kur
tarma yolculuunu destekleyecim."
"Ne?" Quatt gld. "Binde birlik bir kumar m oynaya
caksn Baker? Akll olduunu sanrdm."
"yleyim. Anestezi altnda konutu. Gebe'de platin kl
eler halinde yirmi milyon var."
"Yirmi milyon!" Sam Quatt'n yz karard ve Jisbella'ya
dnd ama o da fkeden kuduruyordu.
"Bana bakma Sam. Bilmiyordum. Benden de gizledi. Da
geham'n niye peinde olduunu bilmediine yemin ediyor
du."
"Ona syleyen Dagenham'm," dedi Baker. "Onu da a
zndan kard."
"Onu ldreceim," dedi Jisbella. "Onu kendi ellerimle
paralayacam ve leinin iinde kapkara bir rkten baka
bir ey bulamayacaksnz. Hayvanat bahen iin bir yaratk ola
cak Baker; Tanrm, keke onu almana batan izin verseydim!"
Ameliyat odasnn kaps ald ve iki hastabakc, zerinde
Foyle'un hafife kaslarak yatt sedyeyi srkleyerek dar
kard. Kafas kocaman sargl bir eldivene benziyordu.
"Kendind mi?" diye sordu Quatt Baker'a.
.
"Bunu ben hallederim," diye frlad Jisbella. "Bu orospu
ocuuyla konuacam - Foyle!"
115
Foyle sarg maskesinin altndan ksk bir sesle cevap verdi.
Jisbella saldrya gemek iin fkeli bir nefes ald srada has
tane duvarlanndan biri yok oldu ve herkesi yere frlatan bir
gkgrlts koptu. Btn bina st ste patlamalarla sarsld
ve duvarlardaki boluklardan, bir sava alannn ortasna ulla
nan le kargalan gibi, niformal adamlar dandaki sokaklar
dan ieri jaunte'lemeye balad.
"Baskn!" diye bard Baker. "Baskn!"
"Aman Tanrm!" Quatt titriyordu.
niformal adamlar btn binay sararken, "Foyle! Foyle!
Foyle!" diye baryorlard. Baker bir pat sesiyle yok oldu. Yar
dmclan da, zerinde kollarn ve bacaklarn sallayp zayf
sesler karan Foyle'un yatt sedyeyi brakp jaunte'lediler.
"Lanet olas bir baskn bu!" Quatt Jisbella'y sarst. "Git k-
7m! Git!"
"Foyle'u brakamayz!" diye bard Jisbella.
"Uyan kzm! Git!"
"Onu brakp kaamayz."
Jisbella sedyeyi yakalayp koridordan aa itmeye balad.
Quatt yannda kouyordu. Hastanedeki gmbrt daha da art
t: "Foyle! Foyle! Foyle!"
"Brak onu, Tann akna!" diye sktrd Quatt. "Brak ya-
kalasnlar onu."
"Hayr."
"Yakalanrsak bizim iin lobo demek kzm. Lobotomi Jiz!"
"Onu rakp gidemeyiz."
Bir keyi dndklerinde lk la baran bir ameli
yat sonras hasta topluluuna rastladlar: Kanatlann rpan
kuadamlar, fok balklan gibi gvdelerini yerde srkleyen de
niz kzlar, herrafroditler, devler, pigmeler, ift bal yapk
ikizler, at bal insanlar ve inleyen bir sfenks. Korku iinde Jis
bella ve Quatt'a pene atmaya baladlar.
"Onu sedyeden indir," diye bard Jisbella.
Quatt Foyle'u sedyenin zerinden hzla ekti. Foyle ayaa
1 1 6
. kalkt ve der gibi oldu. Jisbella koluna girdi. Sam ve Jiz onu
aralarna alarak bir kapdan Bakern zaman yaratklarnn . . .
hzlandrlm zaman duyusu olan hastalarn, vnlayan kular
gibi yldrm hzyla oradan oraya kou$turup kulak hrmalay
c, yarasa benzeri sesler kard bir koua soktu.
"Jaunte'leyip onu gtr Sam."
"Bizi dolandrp gitmeye kalktktan sonra m?"
"Onu brakp gidemeyiz Sam. Bunu imdiye dek anlaman
gerekirdi. Jaunte'leyip gtr onu. Caister'in yerine! "
Jisbella, Quatt'n Foyle'u omzuna almasna yardm etti. Za
man yaratklar, 'kouu tiz sesli imeklerle dolduruyor gibiy
di. Kou kaps ardna kadar ald. Bir dzine tarama taban
cas n kouta vnlayarak zaman yaratklarnn dnlerini
durdurarak, dmelerine neden oldu; Quatt geriye frlayp ar
kasndaki duvara arpt ve Foyle'u drd. akanda koyu
mavi bir ezik belirdi.
"Git buradan," diye grledi Quatt. "Ben bittim."
"Sam!"
"Bittim. Jaunte'leyemem. Git kzm! "
Quatt, jaunte'lemesini nleyen darbenin etkisinden kurtul
maya alarak doruldu ve koua doluan niformal adam
lara doru atld. Jisbella Foyle'un kolunu yakalayp onu kou
un arkasndan kard; bir kilerden, klinikten, amar depo
sundan geirip, zerinden bulutlar halinde beyaz karnca tozu
ykselen eski, eik bir merdivenden indirdi.
Bodrumdaki bir erzak ambarna girdiler. Baken hayvanat
bahesi kargaada hcrelerinden kurtulmu, saldrya uram
bir kovanda kendilerini balla tka basa dolduran arlar gibi am
bar yamalyorlard. Tek gzl bir kz bir fdan avulad te
reyalarn azna tktryordu. Burun kemerinin zerindeki
tek gz kukuyla onlara bakt.
Jisbella Foyle'u srkleyerek erzak ambarndan geirdi,
srglenmi tahta bir kap buldu ve tekmeleyip at. Harap ol
mu bir dizi merdivenden de kalka indiklerinde kendilerini
117
bir .amanlar kmr ambar olan bir yerde buldular. Yukardan
gelen darbe sesleri ve gmbrtler daha bouk ve derin bir hal
ald. Ambarn bir kesindeki, kmrlerin ambara atld de
lik, demir kancalarla tutturulmu demir bir kapakla kapatlm
t. Bilikte kancalar skp kmr deliinden trmanarak. am
bardan ktlar.
Yaratk Fabrikas'nn dndaydlar, arka duvarn bir ke
sine kp kalmlard, nlerinde Trenton roket kuyular vard
ve sakinlemeye alrlarken Jiz'in gzne bir kart yerekimi
nnn zerinde, beklemede olan bir kuyuya inen bir yk ge
misi arpt. Geminin lombozlar parlyor, parlak bir neon tabe
la gibi yanp snen tantm sinyalleri hastanenin arka duvarn
olduu gibi aydnlatyordu.
Hastanenin damndan bir ekil aaya atlad. Bu, umut
suz bir ka denemesi yapan Sam Quatt't. Kollar ve bacakla
ryla havay dverek yzyor, opu havada yakalayp dn
hafifletebilecek en yakndaki kuyunun gkyzne dnk kar
t yerekimi nna ulamaya alyordu. Hedefni tam on iki
den vurdu. Otuz metre yukardan tam nn hizasna dt
ama n o anda almyordu. Dt ve kuyunun kenarna
arpt.
Jisbella hkra hkra alamaya balad. Foyle'un kolunu
brakmak aklna bile gelmeden, tabakalar halindeki betonu ge
erek Sam Quatt'n cesetinin yanna kotu. Foyle'u brakp Qu
att'n bana efatle dokundu. Parmaklan kana buland. Foyle
neler olup bittiini grebilmek iin, bandaj yrtarak ince ku
mata gz delikleri amaya alyordu. Jisblan hkrk
seslerine, Bakern fbrikasndan gelen barmalar kart. Ses
leri duyan Foyle sylenerek ellerini Quatt'n cesetinde gezdirdi,
sonra kalkt ve Jisbella'y ayaa kaldrmaya alt.
"Gitmeliyiz," diyebildi. "Kamamz gerek. Grdler."
Jisbella hareket etmedi. Foyle btn gcn toplayp kz
kaldrd.
"Times Meydan," diye mrldand. "Jaunte'le Jiz! Times
118
Meydan. Jaunte'le!"
Etraflarnda niformal ekiller belirdi. Foyle Jisbella'y ko
lundan tutup sarst ve Times Meydan' na jaunte'ledi. Bir futbol
sahas byklndeki dev platformun zerindeki jaunte' top
luluu ba yerine sargl beyaz bir yuvarlak tayan bu adama
hayrtle bakakald. Foyle sarglarn arasndan evreyi inceledi.
Jisbella' dan hi iz yoktu ama her yerde olabilirdi. Sesini bara
cak kadar ykseltti.
"Montauk, Jiz! Montauk! Folly Platformu!"
Foyle kalan son enerjisi ve bir duayla jaunte'ledi. Kara
Ada'dan buz gibi bir kuzeydou rzgar esiyor ve Balk'nn
delilii olarak bilinen ortaadan kalma ykntlarda yer alan
platforma souk buz kristalleri uuruyordu. Platformda biri
daha vard. Foyle, rzgarn ve karn arasndan ilerledi. m
ve kaybolmu gibi grnen Jisbella'yd.
"Tanrya kr," diye mrldand Foyle. "Tanrya kr.
Sam, Haftasonu'nu nerede tutuyor?"
"Sam ld."
"Satrn Haftasonu'nu nerede tutuyor?"
"Sam emekli oldu. O artk korkmuyor."
"Gemi nerede Jiz?"
"Deniz fenerindeki depolarda."
"Haydi gel."
"Nereye?"
"Sam'in gemisine." Foyle kocaman elini Jisbella'nn gz
nn nne dor kaldrd; avucunda bir dzine parlayan
anahtar vard. "Anahtarlarn aldm. Haydi gel."
"Anahtarlar sana m verdi?"
"Cesedinden aldm."
"Canavar!" glmeye balad. "Yalanc . . . Zampara . . .
Kaplan . . . Canavar. Yryen kanser . . . Gully Foyle."
Yine de kar frtnasnn iinden Foyle'u Montauk Feneri' ne
doru izledi.
119
0
Saul Dagenham, pudral kanatlar takm olan akrobata,
piton ylanlar tayan drt ssl kadna, az alayla kvrlm
altn bukleleri olan bir ocua ve iinde bir japon balnn yz
d ince, uzun camdar bir baca olan bir adama seslendi:
"Pekala, operasyon tamamland. Kalanlar bulun ve Kurye ge
nel merkezine dnmelerini syleyin," dedi.
artma ekibi jaunte'leyip yok oldu. Regis Sheffield gzle
rini ovuturarak sordu: "Bu lgnln anlam ne Dagenham?"
"Yasal kafan rahatsz etti, deil mi? Bunlar bizim E. F. KK
operasyon takmmzn bir ksmyd. Elence, fantazi, karmaa,
kyamet." Dagenham Presteign' a dnp kurukafa glyle
glmsedi. "Eer isterseniz dediiniz creti geri verebilirim
Presteign."
"i brakmyorsun deil mi?"
"Hayr. ok eleniyorum. cret almadan da alrm. Da
ha nce hi Foyle gibi biriyle karlamamtm. Benzersiz bir
adam."
"Nasl yani?" diye sordu Sheffield.
"Gouffre Martel' den kan ayarladm. Kat da, ama be
nim yntemimle deil. Karmaa ve kyametle polisin eline d
mesini nlemeye altm. Polisi atlatt ama benim yntemimle
deil . . . kendi yntemiyle, Elence ve fntaziyle Merkezi Ha
beralma'nn eline dmesini nlemeye altm. Kendini koru
du . . . yine kendi yntemiyle. Gebe'ye ulamay denemesi iin
onu bir gemiye ynlendirmek istedim. O yne gitmedi, ama
kendine bir gemi buldu. imdi yola km durumda."
"Sen de izliyorsun. "
"Tabii ki." Dagenham tereddt etti. "Ama Bakern fbrika
snda ne yapyordu?"
"Plastik cerrahi olabilir mi?" diye sordu Sheffield. "Yeni
bir yz m?"
.
120
"Mmkn deil. Baker iyidir, ama bu kadar abuk bir
plastik ameliyat yapamaz. Kk bir ameliyatt. Foyle kafas
sargl olarak ayaktayd."
"Dvme," dedi Presteign.
Dagenham ban sallad ve glmseme dudaklarn terk
etti. "Beni endielendiren de bu. Farknda msn Presteign, eer
Baker dvmeyi kardysa Foyle'u tanyamayz."
"Sevgili Dagenham, yz deimeyecek ki."
"Yzn hi grmedik . . . yalnzca maskeyi grdk"
"Ben adamla hi karlamadm," dedi Sheffield. "Maske
neye benziyor?"
"Bir kaplana. Foyle'la iki uzun konuma yaptm. Yzn
ezbere bilmem gerekir, ama bilmiyorum. Bildiim tek ey dv
mesi."
"Sama," dedi Sheffield aka.
"Hayr., nsann inanmas iin Foyle'u grmesi gerek. Yine
de, nemli deil. Bizi Gebe'ye gtrecek. Bizi sizin klelerini
ze ve PyrE'nize gtrecek Presteign. Bittiine neredeyse zl
yorum. Dediim gibr, ok eleniyordum. Gerekten de esiz bi
ri o."
121
yedi
Satr Haftasonu gezinti yat olarak ina edilmiti; drt ki
i iin yeterli, iki kii iin olduka geniti ama Foyle ve Jiz
McQueen iin yeterince geni deildi. Foyle ana kamarada
uyyordu; Jiz ise zel misafr kamarasnda kalyordu.
Yola ktklarnn yedinci gn Jisbella Foyle'la ikinci kez
konutu: "u sarglan karalm bakalm, Canavar."
Foyle ask bir suratla kahve stmakta olduu mutfaktan
kp banyoya doru gitti. Jisbella'nn peinden banyoya girip la
vabo aynasna bakan kntya oturdu. Jisbella kvetin zerine
yerleti, bir kapsl daha at ve sert, isteksiz ellerle sargy sla
tp skmeye balad. nce kuma eritleri yava yava soyulu
yordu. Foyle gerilim azabn yayordu.
"Sence Baker iini yapt m?" diye sordu.
Cevap yoktu.
"Bir yerleri atlam olabilir mi?"
Skme ilemi dev'm etti.
" gn nce acs' dindi."
Cevap yoktu.
"Tanr akna Jiz! Hala savata myz?"
Jisbella'nn elleri durdu. Foyle'un bandajl yzne nefretle
bakt. "Sence ne?"
"Sana sordum."
"Cevabm evet."
"Neden?"
"Asla .anlayamazsn."
"Anlamam sala."
"Kes sesini."
"Savyorsak neden benimle geldin?"
123
"Sam ve bana gelecek olan almak iin."
"Para m?"
"Kes sesini."
"Yapmak zorunda deildin. Bana gvenebilirdin."
"Sana m? Gvenmek mi?" Jisbella'nn glnde nee
yoktu. Soyma ilemine tekrar balad. Foyle ellerini itti.
"Ben kendn yaparm. "
Jisbella adamn sargl yzne bir tokat att. "Sana ne der
sem onu yapacaksn. Kmldamadan dur, Canavar!"
Sargy amaya devam etti. Sklen bir erit Foyle'un gz
lerini ortaya kard, koyu ve karanlk bir bakla Jisbella'ya di
kilmilerdi. Gzkapaklar temizdi, burun kemeri temizdi. Foy
le'un enesinden bir erit skld. enesi mavi siyaht. Ayna
dan her eyi dikkatle seyreden Foyle'un nefesi kesildi.
" "eneyi atlam! " diye bard. "Baker eneyi -"
"Kes sesini," diye cevaplad Jiz ksaca. "O sakal."
Yanaklar, az ve aln ortaya karan en iteki eritler ko
lay skld. Aln temizdi. Gzlerin altnda yanaklar da temiz
di. Yznn kalan yedi gnlk koyu mavi sakalla kaplyd.
"Tra ol," diye emretti Jiz.
Foyle suyu at, yzn slatt, tra kremini srd ve sa
kal ykayp temizledi. Sonra, aynaya bakan Jisbella'nn bann
kendi bana ok yakn durduunun farknda olmadan eilip
aynada kendini inceledi. Dvmeden tek bir iz bile kalmamt.
kisi de derin bir nefes ald.
"Temiz," dedi Foyle. "Temiz. i becermi." Birden aynaya
doru biraz daha eilip kendini yakndan inceledi. Yz ona
Jisbella'ya geldii kadar yeni geliyordu. "Deimiim. Byle
grndm hatrlamyorum. Estetik ameliyat da yapt m?"
"Hayr," dedi Jisbella. "Senin iindeki deitirdi onu. Ya
lanc ve katyla beraber o canavar gryorsun sen."
"Tanr akna! Yeter artk. Beni rahat brak!"
"Canavar," diye tekrarlad Jisbella, Foyle'un yzne ters
ters pakarak. "Yalanc. kat."
124
Foyle ki omuzlarndan kavrayp gverteye itti. Jisbella
ana salona doru szld ama kenardaki demirlerden birini
yakalayp dnd. "Canavar!" diye bard. "Yalanc! kat!
Canavar! Zampara! Canavar!" .
Foyle kz kovalad, yeniden yakalayp iddetle sarsmaya
balad. Kzl salar boyun hizasnda tutturduu tokadan kur
tulup bir deniz kznn salar gibi havaya dald. Yzndeki
alev gibi ifde Foyle'un fkesini tutkuya evirdi. Kz kucakla
yp yeni yzn gslerine gmd.
"Zampara," diye mrldand Jiz. "Hayvan . . . "
"Ah, Jiz . . . "
"Ik," diye fsldad Jisbella. Foyle krce duvara uzanp
dmelere bast ve Satrn Haftasonu asteroidlere doru yolu
na karanlk lombozlarla devam etti.
0
Kamarada uyuklayarak, mrldanarak, saatlerce. efkatle
birbirlerine dokunarak beraberce yzyorlardi.
"Zavall Gully," diye fsldad Jisbella. "Zavall sevgili
Gully . . . "
"Zavall deil," dedi. "Zengin . . . yaknda."
"Evet, zengin ve bo. inde hibir ey yok sevgili Gully . . .
nefret ve intikamdan baka hibir ey."
"O yeter."
"imdilik yeter. Ama daha sonra?"
"Sonra m? Duruma bal."
"Senin iine bal Gully; neleri yaatabileceine bal."
"Hayr. Geleceim neleri yok edeceime bal. "
.
"Gully . . . Niye Goufre Martel'de her eyi benden gizle-
din? Niye Gebe'de bir servet olduunu bildiini syleme
din?"
"Syleyemezdim."
"Bana gveniyor muydun?"
125
"Onunla ilgisi yoktu. Kendime engel olamadm. Bu benim
iimdeki . . . bu yok etmem gereken ey."
"Yine kontrol yle mi Gully? Sen saplantlsn."
''Evet. Saplantlym. Kendii kontrol etmeyi renemiyo
rm Jiz. stiyorum ama yapamyorum."
"Deniyor musun?"
"Deniyorum. Tanr biliyor, deniyorum. Ama sonra bir ey
oluyor ve -"
.
"Ve sonra sen zplamaya balyorsun. "'Acmasz, ehvet
dkn, hain,- efkatsiz alak . . .
"O da ne?"-
"Shakespeare adnda bir adamn yazd bir ey. Seni tarif
ediyor Gully . . . kontrolden ktnda."
"Seni cebimde tayabilseydim }iz . . . beni uyarman iin . .
. bana bir ine batrman iin . . . "
"Bunu senin iin kimse yapamaz Gully. Kendin renmek
zorundasn."
Foyle uzun bir an bunu sindirdi. Sonra tereddtle konutu:
"}iz . . . para hakknda . . . ?"
"Parann can cehenneme."
"Sana bu konuda gvenebilir miyim?" .
"Gully."
"Sen . . . senden bir eyler gizlemeye altmdan deil.
Vorga olmasayd sana istediin her eyi verirdim. Her eyi! i
mi bitirdiimde arta kalan her kuruu sana vereceim. Ama
korkuyorm Jiz. Vorga etin ceviz . . . zellikle de Presteign ve
Dagenham ve o avukat Sheffield ortalktayken. Her kuruu al
mam gerekiyor }iz. Bir kredi bile almana izin verirsem beni iin
Vorga'ya mal olacandan korkuyorum."
"Bana."
"Bana." Kzdan bir cevap bekledi. "Eee?"
"Bu saplant seni tamamen ele geirmi," dedi yorgun bir
sesle. "Yalnzca bir ksmn deil, her eyini ele geirmi."
"Hayr."
126
"Evet Gully. Her eyini. Benimle yalnzca tenin seviiyor.
Geri kalan Vorga'yla yayor."
O anda n kontrol odasndaki radar alarm uyarc bir ton
da aniden almaya balad.
"Var noktas," diye mrldand Foye. Artk rahat deildi,
saplantsnn kskacnda, kontrol odasna frlad.
0
Foyle asteroidi bir barbar basknnn ani fkesiyle yama
lad. Haftasonu, uzaydan frlayarak ortaya kt, n motorlarn
dan kan alev kpkleriyle fren yapt ve dknt ynnn
. zerinde dar bir daire izmeye balad. Dnerken karanlk lom
bozlan, Jdseph ve kardelerinin yzen uzay ykntlarm topla
maya kt kk ambar azm, Foyle'un Terra'ya gitmek iin
asteridin kenarndan ilk frla
y
nda at yeni krateri getiler.
Asteroidin serasnn dev cam yamasn geerken onlar izleyen
yzlerce kafa, dvmelerle kaplanm kk beyaz noktalar gr
dler.
"Demek onlar ldrmemiim," diye homurdand Foyle.
"Asteroidin ilerine ekilmiler . . . herhalde geri kalanm tamir
ederken ierilerde yayorlardr:'
"Onlara yardm edecek misin Gully?"
"Neden?"
"Zarar veren sensin."
"Canlar cenneme. Benim kendi sorunlarm var. Ama yi
ne de rahatladln. Bizi rahatsz edemeyecekler."
Asteroidin evresinde bir tur daha att ve Haftasonu'nu ye
ni kraterin azna indirdi.
"Buradan alacaz," dedi. "Uzay giysini giy Jiz. Haydi
gidelim!"
Sabrszlktan delirmi gibiydi; kz ve kendisini zorluyor
du. Uzay giysilerini giydiler, Haftas<nu'nu terk edip kraterdeki
enkaz yararak asteroidin cansz i ksmlarna doru ilerlediler.
127
Kvrlp giden dev solucan deliklerine benzeyen tnellerden
srndler. Foyle mikrodalga telsiz setini ap Jiz' e seslendi.
"Bunun iinde kolayca kaybolabiliriz . . ; Benim yanmda
kal. Uzaklama."
"Nereye gidiyoruz Gully?"
"Gebe'nin peinden. Buradan giderken onu asteroide i
mentolamaya alyorlard ama nerede olduunu bilmiyorum.
Onu bulmamz gerek. "
Geitler havaszd. Sessizce ilerliyorlard ama metal ve ka
yalar titreimleri tayordu. Bir kere eski bir sava gemisinin
arpk urpuk gvdesinin yannda dinlendiler. Gvdeye da-
yandklarnda ieriden sinyal titreimlerini; ritmik vurular
hissettiler.
Foyle thlikeli bir biimde glmsedi. "eridekiler Jdseph
ve Bilimsel Halk," dedi. "Birka sz rica ediyorlar. Onlara oya
layc bir cevap vereceim." Gvdeye iki kere hzla vurdu.
"imdi de karm iin zel bir mesaj." Yz karard. Gvdeyi f
keyle dvp, dnd. "Haydi gel. Gidelim.''
Ama aramay srdrrken sinyaller onlar izlemeye de
vam etti. Asteroidin d apnn terk edildii aka belli oldu;
kabile orta ksmlara ekilmiti. Daha sonra, dvlm alumin
yumdan yaplm bir bacann aasnda bir kapak ald, ieri
ye k doldu ve camkumandan yaplm eski bir uzay elbise
sinin iinde Jdseph ortaya kt. eytani yz onlara dnk, el
lerini yalvarr gibi birletirmi, eytani azn oynatarak biim
siz torbann iinde duruyordu.
Foyle yali adama bakakald, ona doru bir adm att; iin
deki fke kabardka yumruklarn skp boazndan acayip ho
m
:
rtular kartyordu. Foyle'a bakan Jisbella korku dolu bir
lk att; eski dvmesi yzne geri gelmiti, hem de ten rengi
zerinde kan krmz grnyordu; bu sefer siyah yerine kzl
renkliydi, ekliyle olduu kadar rengiyle de gerek bir kaplan
maskesini andryordu.
"Gully! " diye haykrd. "Tanrm! Yzn!"
128
Foyle aldrmad, fkeli gzlerini Jdseph'e dikmiti. Yal
adam yalvaran el kol hareketleri yaparak asteridin iine gel
melerini iaret edip kayboluncaya dek Jdseph'e dik dik bakt.
Ancak ondan sonra Jisbella'ya dnp sordu: "Ne? Ne dedin?"
Kz balnn berrak camndan Foyle'un yzn hayal
meyal seebiliyordu. Adamn iindeki fke dindike kan krm
zs dvmenin solup kaybolduunu grd.
"O palyaoyu grdn m?" diye sordu Foyle. "Jdseph'di.
Nasl yalvarp yakardn grdn m, bana btn yaptklarn
dan sonra . . . ? Ne dedin?"
"Yzn Gully. Yzne ne olduunu biliyorum."
"Neden sz ediyorsun sen?" .
"Seni kontrol edecek bir eyler istiyordun Gully. Eh ite
buldun. Yzn. Sen -" Jisbella lgnca glmeye balad. "Artk
kontrol renmen gerek Gully. Artk kendini duygularna
kaptramayacaksn . . . hibir duyguya . . . nk -"
Ama Foyle kzn arkasnda bir yerlere dikmiti gzn ve
birden lk atarak aluminyum bacada komaya balad. Ak
bir kapnn nnde aniden durdu ve zafrle zplamaya balad.
Kap1 bir eya dolabna alyordu. Dolapta raflar, bir sr eski
erzak yn ve atlm kaplar vard. Bu, Foyle'un Gebe' deki
tabutuydu.
Foyle'un kaarken verdii korkun zarar daha fazla al
malarn olanaksz klmadan nce, Jdseph ve kardeleri enkaz
,
asteroidlerine balamay baarmt. Geminin i ksmlarna hi
dokunulmamt. Foyle Jisbella'nn kolunu yakalayp srkle
yerek geminin iinde kk bir tur attrd. Gemi muhasebecisi
nin kamarasn bulduunda, bo ve delinemez byk bir elik
kasay ortaya karana kadar enkaz ve kalnt .tabakalarn ara
d. "ki seeneimiz var," dedi nefes nefese. "Ya kasay gvde
den koparp zerinde almak iin Terra'ya gtrrz, ya da
burada aarz. Ben oyumu buras iin kullanyorum. Belki de
Dagenham yalan sylyordu. Zaten her ey Haftasonu'nda ne
tr aletler olduuna bal. Gemiye dnelim Jiz."
129
Haftasonu'na dnp alet arayn bitirene kadar kzn ses
sizlik ve dalgnln fark etmedi.
"Hibir ey!" diye sylendi sabrszlkla. "Gemide bir eki
ya da matkap bile yok. ie ve konserve amaya yarayacak
aletlerden baka hibir ey yok."
Jisbella cevap vermedi. ,Gzlerini Foyle'un yznden hi
ayrmyordu.
"Neden bana yle bakyorsun?" diye sordu Foyle.
"Hayran kaldm," diye cevap verdi Jisbella yavaa.
"Neye?"
"Sana bir ey gstereceim Gully."
"Ne?"
"Seni ne kadar hor grdm."
Jisbella Foyle'un yzne tokat att. Vurulardan can ya
nan Foyle fkeyle frlad. Jisbella.bir el aynas kapp adamn
yzne tuttu.
"Kendine bak Gully," dedi yavaa. "Yzne bak."
Foyle bakt. Eski dvmesinin, derisinin altnda kan krm
zs parlayarak yzn kzl beyaz bir kaplan makesine d
ntrdn grd. Bu korkun manzara karsnda o kadar
rkt ki, fkesi bir anda dindi ve ayn anda maske de yok oldu.
"Tanrm . . . " diye fsldad. "Aman Tanrm . . .
"Bunu grebilmen iin seni sinirlendirmem gerekiyordu."
dedi Jisbella.
"Ne demek bu Jiz? Baker ii beceremedi mi?"
"Sanmyorum. Bence derinin altnda yaralar var Gully . . .
esas dvmeden ve sonra da boyay karma ileminden kalan
yaralar. ne yaralar. Normalde grnmyorlar ama duygula
rn aa ktnda, kalbin kn pompalamaya baladnda . . .
kzdnda, korktuunda, tutkuya kapldnda ya da saplantn
ortaya ktnda . . . kan krmzs olarak beliriveriyorlar. Anl
yor musun?"
Foyle gzlerini aynadan ayrmadan, aknlk iinde yz
ne dokunarak ban sallad.
130
"Kontroln kaybettiinde sana ine batrabilmem iin be
ni cebinde tamak istiyordun. imdi bundan daha iyisi var
elinde Gully, ya da daha. kts, zavall sevgilim. imdi yzn
var."
"Hayr!" diye inledi Foyle. "Hayr!"
"Kontroln asla kaybedemezsin Gully. Asla fazla ieme
yecek, fazla sevemeyecek, fazla nefret edemeyeceksin . . . Ken
dine demir bir peneyle hakim olacaksn."
"Hayr!" diye srar etti Foyle umutsuzca. "Bu dzeltilebilir.
Baker yapabilir bunu ya da bir bakas, beni bir canavara evi
receini bildiim iin bir ey hissetmekten korkarak dolaa
mam ki!"
"Bunun dzeltilebileceini sanmyorum Gully."
"Deri alamas . . .
"Hayr. Yaralar deri alamas iin fazla derin. Bu damga
dan asla kurtulamayacaksn Gully. Bununla yaamay ren
men gerek."
Foyle ani bir fkeyle aynay frlatt ve kan krmzs maske
yine derisinin altndan fkrd. Ana kamaradan kp uzay elbi
sesini ald ve bir yandan giyinirken bir yandan da ana ka
doru ilerliyordu.
"Gully! Nereye gidiyorsun? Ne ypacaksn?"
"Alet bulacam," diye bard. "Lanet olas kasay amak
iin alet bulacam."
"Nerede?"
"Asteroidde. Gemi enkazlarndan topladklar aletlerle do
lu dzinelerle depolan var. Oralarda matkap ve aradm her
ey olmal. Benimle gelme. Sorun kabilir. Kahrlas yzm
imdi nasl? Grnyor mu? Tanrm, umarm sorun r!"
Foyle elbisesini kilitleyip asteroide indi. Asteroidin yaam
olan i ksmn dtaki boluktan ayran bir k buldu. Kapy
yumruklad. Bekleyip yeniden vurdu ve k alana kadar
yumruklamalarna devam etti. Kollar dar uzanp Foyle'u ie
ri eti ve kap peinden kapand. Hava kilidi yoktu.
131
Iktan kamaan gzlerini krptrp, korkun yzleriyle
evresinde toplanan Jdseph ve masum kardelerine tehdit
edercesine bakt. Kendi yznn de krmz beyaz parlamakta
olduunu anlad, nk Jdseph duraklad ve eytani dudakla
rnda heceler olutu: Gebe.
Foyle kalabal vahice yararak aralarndan ilerledi. Jd
seph'i zrhl elinin bir darbesiyle bir kenara frlatt. nsanlarn
yaad, bazlarn hayal meyal anmsad koridorlar arat
rp sonunda aletlerin topland, yar oda yar doal maara
depoya geldi.
evreyi aratrp inceledi; matkaplar, elmas ulr, kaynak
makineleri, kristallantlar, dinamit lokumlar, eriticiler toplad.
Yava dnen asteroidde aletlerin toplam arl elli kiloya ka
dar inmiti. Her eyi bir bezin iine toplad, bezi bir kabloyla
kabaca tutturup depo saandan kt.
Jdseph ve kardeleri bir kurdu bekleyen pireler gibi onu
bekliyordu. zerine atladlar ve Foyle da vahi bir zevkle arala
rna dald. Uzay elbisesinin zrh onu darbelerden koruyordu,
bolua alan bir k bulmak iin koridorlarda ilerledi.
Jisbella'nn sesi kulaklklardan metalik ve endieli geliyor
du: "Gully beni duyabiliyor musun? Ben Jiz. Gully, beni dinle."
"Dinliyorum, devam et."
"ki dakika nce baka bir gemi geldi. Asteroidin dier ta-
rafnda dolayor. "
"Ne!"
"Sar ve siyah renkli, arya benzer bir iaret var zerinde."
"Dagenham'n renkleri!"
"yleyse izlendik."
"Baka ne olabilir ki? Herhalde Dagenham, Goufre Mar
tel' den katmzdan beri peimdeydi. Bunu dnemediim
iin aptal olmalym. Beni nasl izledi Jiz? Senin sayende mi?"
"Gully!"
"Unut gitsin. Yalnzca aka yapmay deniyordum." Buz gi
bi bir sesle gld. "Hzl almamz gerek Jiz. zerine bir giysi
1 32
geir, seninle Gebe' de buluacaz. Muhasebecinin kamarasn
da. Haydi kzm."
"Ama Gully . . . "
"letiimi kes. Dalgaboyumuzu dinliyor olabilirler. Haydi!"
Asteroidd hzla ilerledi, n tutulmu bir k buldu,
nnde duran nbetiyi geip kapy paralad ve d geitlerin
boluuna dald. Bilimsel Halk onu durduramayacak kadar
meguld, kapy kapamaya alyorlard. Ama Foyle onu izle
yeceklerini biliyordu, adamlar fkeden lgna dnmt.
Alet torbasn kvrlarak uzayan koridorlardan ve keler
den srkleye srkleye Gebe'ye getirdi. Jisbella muhasebeci
nin kamarasnda onu bekliyordu. Mikrodalga setini ama giri
iminde bulundu ama Foyle onu durdurdu. Baln kznkine
dayad ve bard: "Ksadalga yok: Bizi dinliyor olacaklar ve
D/F'yle yerimizi 'bulabilirler. Beni duyabiliyorsun deil mi?"
Kz ban sallad.
"Pekala. Dagenham yerimizi bulmadan nce belki bir sa
atimiz var. Jdseph ve etesinin peimizden gelmelerine de belki
bir saat var. Skp kaldk. Hzl almamz gerek."
Kz yine ban sallad.
"Kasay ap kleleri nakletmeye zaman yok."
"Eer oradaysalar tabii."
"Dagenham burada, yle deil mi? Bu parann olduunun
kant. Btn kasay Gebe' den skp Haftasonu'na gtrmeli
yiz. Sonra basar gideriz. "
"Ama -"
"Yalnzca beni dinle ve dediklerimi yap. Haftasonu'na
dn. ini boalt. Bize gerekmeyen her eyi uzaya frlat . . . acil
durum paylan qndaki erza da at."
"Neden?"
"nk bu kasann ka ton geldiini bilmiyorum ve nor
mal yerekimine dndmzde gemi bu yk ka!dramaya
bilir. Batan tedbir almamz gerek. Dnte zor bir yolculuk de
mek olacak, ama buna deer. Gemiyi tamamen boalt. abuk!
133
Haydi kzm. Haydi!"
Kz itti ve arkasndan bir kere bile bakmadan kasaya sal
drd. Kasa, gvdenin yap eliinin iine ina edilmi, yaklak
bir buuk metre apnda, ar ve byk bir elik toptu. Ge
be'nin damar ve kaburgalarna tam on iki yerden kaynaklan
mt. Foyle her kaynak yerine srayla asitler, matkaplar, kay
nak makineleri ve dondurucularla saldrd. Yapsal gerginlik te
orisine gre alyordu; kristal yaps bozulup, fiziksel gc
kaybolana kadar elii styor, donduruyor ve oyuyordu. Me
tal gittike zayflyordu.
. }isbella dndnde Foyle krk be dakika gemi olduu
nun farkna vard. Her tarafndan ter akyor ve titriyordu ama
kasa, yzeyinde bir dzine yumru oluan gvdeye bal deil
di artk. Foyle aceleyle Jisbella'ya iaret etti ve k da kendi
arln kasay itmeye uraan Foyle'unkine ekledi. Kasay
ikisi biren bile oynatamad. Yorgun ve hayal krklna ura
m bir halde yere kerlerken bir glge, Gebe'nin gvdesin
deki deliklerden szan gne n kapatt. Yukar baktlar. Ya
n kilometreden yakn bir mesafede bir gemi asteroidin evre
sinde dnyordu.
Foyle baln Jisbella'nnkine dayad. "Dagenham," dedi
nefes nefese. "Bizi aryor. Herhalde aada bize doru gelen
adamlar vardr. Jdseph'le konuur konumaz burada olurlar."
"Ah Gully . . .
"Hala bir ansmz var. Belki de bir iki tur atmadan Sam'in
Haftasonu'nu bulamazlar. Haftasonu kraterde sakl. Belki o s
rada kasay gemiye gtrebiliriz."
"Nasl Gully?"
"Bilmiyorum, lanet olsun! Bilmiyorum." Umutsuzluk iin
de yumruklarn birbirine vurdu. "Ben bittim."
"Kasay patlatp dar karamaz myz?"
"Patlatp m? Ne, beyin yerine bomba m? Bu konuan Ba
yan Beyin McQueen mi?"
"Dinle. Kasaya patlayc bir eyler yerletirelim. Bir roket
134
motoru gibi olur . . . yukar frlar."
"Evet onu anladm. Ama sonra ne olacak? Onu gemiye na
sl sokacaz? Patlatmaya devam edemeyiz ki? Zamanmz
yok."
"Hayr gemiyi kasaya getireceiz."
"Ne?"
"Kasay patlatp doru uzaya frlatacaz. Sonra gemiyi
getirip kasann ana kapaktan ieriye girmesini salayacaz.
apkayla top yakalamak gibi. Anlyor musun?"
Anlamt. "Tanr akna Jiz, yapabiliriz." Foyle alet yn
na atlayp dinamit ubuklarn, jelatinleri, fiekleri ve balklar
ayrnaya balad.
"Ksadalgay kullanmamz gerek. Birimiz kasayla kalacak,
birimiz gemiyi kullanacak. Kasann yannda kalan gemidekini
verecei komutlarla gerekli noktaya getirecek. Tamam m?"
"Tamam. Sen gemiyi kullansan iyi olacak Gully. en ko
mut ksmn hallederim."
Foyle ban sallarken bir yandan da kasann yzeyine pat
layclar yerletiriyor, balk ve fiekleri takyordu. Sonra bal
n kznkine dayad. "Vakum patlayclar Jiz. ki dakikaya
ayarl. Ksadalgadan sana haber verdiimde yalnzca patlayc
balklarn karp yoldan ekileceksin. Tamam m?"
''Tamam."
"Kasann yannda kal. Kasay gemiye soktuktan sonra pe
inden gel. Hibir eyi bekleme. Her ey kt ktna olacak."
Kzn srtn svazlayp Haftasonu'na dnd. D kapa ve
hava kilidinin i kapsn ak brakt. Geminin havas hemen
Joald. Havasz 1e Jisbella tarafndan boaltlm olan gemi
kasvetli ve terk edilmi grnyordu.
Foyle kontrollerin bana geti ve mikrodalga setini at.
"Dikkat," diye mrldand. "imdi geliyorum."
Motorlar ateledi, saniye boyunca yan motorlar ak tut
tuktan sonra ndekileri altrd. Haftasonu, su yzeyine kan
bir balina gibi ardndan ve kenarlarndan ykntlar fkrtarak
135
kolayca kalkt. Gemi havalanp geriye doru hareket ettiinde
Foyle bard: "Dinamit Jiz! imdi!"
Patlama olmad, ani bir parlama da olmad. Aada astero
idde yeni bir krater olutu, bir moloz demeti flayp pelerinden
yorgun bir dnle gelen renksiz elik topu hzla geride brakt.
"Yavala," Jisbella'nn souk ve otoriter sesi kulaklklardan
ykseldi. "ok hzl geriliyorsun. Ve bu arada, bela da geldi."
Foyle heyecanla aaya bakarak arka motorlarm frenledi.
Asteroidin yzeyi bir ar ordusuyla kaplyd. Sar ve siyah
renklerden oluan uzay giysileri giymi Dagenham'n adamla
r, eilip dnp dolap onlar atlatan beyazlar iinde birini ko
valyorlard. Jisbella'yd bu.
"Byle devam et," dedi Jiz yavaa, ama Foyle kzn ne ka
dar zor nefes aldn duyabiliyordu. "Biraz daha yavala . . .
eyrek dn yap."
Kzn komutlarna neredeyse otomatik olarak uyuyor ve
hala aadaki mcadeleyi seyrediyordu. Haftasonu'nun yan
ta.raf yaklaan kasay grmesini engelliyordu, ama hala Jisbel
la'y ve Dagenham'n adamlarn grebiliyordu. Jisbella giysi
roketlerini ateledi . . . Foyle kzn srtndan fkran minik alevi
grd . . . ve asteroidin yzeyinden ykselerek uzaklat. Onu
kovalayan Dagenham'n adamlarnn srtlarndan da alevler
fkrd. Yarm dzine kadar Jisbella'y izlemeyi brakp Hafta
sonu'nun peine takld.
"Zor kurtaracaz Gully," Jisbella artk nefes nefeseydi
ama sesi hala sakindi. "Dagenham'n gemisi br tarafa inmi
ama imdiye kadar haber yollamlardr ve geliyordur. Bu du
rumda kal Gully. Yaklak on saniye sonra . . . "
Arlar kk beyaz elbisenin evresini sarp onu yuttu.
"Foyle! Beni duyabiliyor musun? Foyle!" Dagenham'n se
si bir sre czrtl geldikten sonra netleti. "Senin dalgaboyun
dan Dagenham aryor. Cevap ver Foyle!"
"Jiz! Jiz! Onlar atlatabiliyor musun?"
"Byle kal Gully . . . te oldu! Harika bir gol olum!"
136
Yavaa ama ktleli hareket eden kasa ana kapaa arpn
ca ezici bir ok Haftasonu'nu sarsh. Ayn anda beyaz elbiseli e
kil sar yaban ars yumandan kurtuldu. Ensesfode bir dzine
ar Haftasonu'na doru hzla ilerledi.
,
"Haydi Jiz! Haydi! " diye uludu Foyle. "Gel kzm! Gel!"
Jisbella, Haftasonu'nun yan tarafnn arkasnda kaybolur
ken Foyle kontrolleri ayarlad ve en yksek seviyede hzlanma-
ya hazrland.
,
"Foyle! Bana cevap verir misin? Dagenham konuuyor."
"Cann cehenneme Dagenham," diye bard Foyle. "Ge-
miye ktnda bana haber ver Jiz ve sk tutun."
"Baaramyorum Gully."
"Haydi kzm! "
"Gemiye kamyorum. Kasa kapa tkam. Yar yarya
girip skm . . .
.
"Jiz!"
"eri giri yok diyorum sana," diye haykrd umtsuzluk
la. "Darda kaldm."
Foyle vahice evresine baknd. Dagenham'n adamlar
profesyonel yamaclara zg bir sinsilikle Haftasonu'nun
gvdesine trmanyorlard. Dagenham'n gemisi asteroidin ya
kn ufkunda gzkm, doru zerine geliyordu. Ba dnme
ye balad.
"Foyle! Sen bittin. Sen ve kz. Ama bir teklifim var . . . "
"Gully, yardm et. Bir eyler yap Gully. Baaramyorum!"
"Vorga," dedi Foyle bouk bir sesle. Gzlerini kapatp
kontrollere dokundu. Arka motorlar grledi. Haftasonu sars
lp ileri frlad. Dagenham'n adamlarndan, Jisbella'dan, uyar
lardan ve yalvarlardan kurtuldu. 10 g hzlanmann gz karar
tc basnc Foyle'u kumanda koltuuna bastrd. Ama ne de ol
sa bu hzlanma, onun hayatn ynlendiren tutku kadar baskc,
ac verici ve hain olamazd.
Ve Haftasonu gzden kaybolurken yznde saplantsnn
kan krmzs damgas ykseldi.
137
ikinci blm
Gem vurulamayan hayallerden bir yrekle
Kumandan olduum yerde,
Yanan bir karg ve nefesten bir svariyle,
Beni cezbeden el dememi lkeye.
Glgeler ve ruhlardan bir valyeyle,
Turnuvaya arldm,
Engin dnyann sonundan on fersah tede
Sanrm bu bir yolculuk deil.
TOM-A-BEDLAM
sekiz
$algn gezegenleri zehirledike eski yl kokumaya balad.
Sava hz kazanarak uzaydaki romantik baskn ve arpmalar
dan oluan uzak bir olay olmaktan kp bir kyamet havasna
brnd. Dnya Savalan'nn sonuncusunun bitip Gne Sa
valan'nn ilkinin balad artk belliydi.
Sava kkrtclar yava yava, byk hasarlar yaratacak
kadar ok sayda adam ve malzeme topluyordu. D Uydular
evrensel seferberlik ilan etti ve ardndan Geze
'
genler de ister
istemez ayn uygulamay getirdi. Endstriler, ticaretler, bilim
ler, yetenekler ve meslekler askere alnd; bunlarn ardndan da
kurallar ve bask geldi. Ordu ve deniz kuvvetleri her eye el
koyup komutay ele ald.
CERES'Li FOURMYLE N ALIAN YA DA
ONUNLA HERHANGi BR EKLDE LKDE
OLAN HERKES SORGULANACAK. Y-Y: MER
KEZ HABERALMA.
BU RKETN TM ALIANLARI CERES'L
FOURMYLE ADINDAK KMSE N OK DK
KATL OLACAK VE ANINDA YEREL BAY PRES
TO'YA RAPOR EDECEKTR. PRESTEGN.
TM KURYELER U ANK GREVLERN BI
RAKIP FOYLE DAVASINDA YEN GREVLER
ALMAK N BAVURACAKTIR. DAGENHAM.
FOURMYLE'IN FONLARINI KULLANMASINI
ENGELLEMEK N SAVA KRZ ADINA BAN
KALAR TATL EDLECEKTR. Y-Y: MERKEZ
HABERALMA.
S. S. VORGA'YLA LGL SORUTURMA YAPAN
HERKES NCELEME N PRESTEIGN KALE
S'NE GETRLECEKTR. PRESTEIGN.
GEZEGENLER'DEK TM LMAN VE ALAN
LAR FOURMYLE'IN GEL N ALARMA GE
RLECEK TM NLERE KARANTNA VE
GMRK UYGULANACAKTIR. Y-Y: MERKEZ
HABERALMA.
221
ESK ST. PATRICK ARANACAK VE ZLENECEK
TR. DAGENHAM.
EGER MMKNSE FOYLE'UN BR SONRAK
ADIMINI TAHMN ETMEK N BO'NESS VE
UIG'N VORGA'DAK SUBAY VE MRETTEBA
TIN ADLARIYLA LGL DOSYALARI CELE
NECEK. PRESTEIGN.
SAVA SULARI KOMSYONU KAMU D
MANLARININ BR LSTESN YAPIP FOYLE'U
EN ST SIRAYA KOYACAK. Y-Y: MERKEZ HA
BERALMA.
U ANDA GEZEGENLER'DE SERBESTE DO
LAAN VE CERES'L FOURMYLE OLARAK B
LNEN GULLIVER FOYLE YA DA GULLY FOY
LE'UN TUTUKLANMASINI SAGLAYACAK BL
GY GETRENE 1,000,000 K. DL VERLE
CEKTR. NCELKL! ACL! TEHLKEL!
0
k yzyllk kolonilemeden sonra Mars' taki hava mca
delesi o kadar kritikti ki, B-L, Bitkisel Lin Yasas hala yrr
lkteydi. Mars'n karbondioksit atmosferinin oksijen atmosferi-
ne dnmesinde nemli rol oynayan bir bitkiyi tehlikeye at
mak ya da yok etmek lmle cezalandrlan bir sutu. im yap
raklar bile kutsald. MENLERE BASMAYIN uyarlarnn
aslmasna hi gerek yoktu. Bir patikadan ayrlp imenlerin
arasna dalan biri hemen vurulurdu. Bir iek koparan bir ka
dn acmasz.ca ldrlrd. ki yzyldr sregelen ani lm
ler byyen yeil bitkilere kar neredeyse din dzeyine varan
bir sayg duyulmasna yol amh.
222
Foyle, Mars St. Michele' e doru giden ana yolun ortasn
dan koarken bunu aklnda tutuyordu. Syrtis Liman'ndan
doruca, eyrek mil boyunca yeil tarlalarn arasndan uzanp
Mars St. Michele' e kan ana yolun bandaki St. Michele plat
formuna jaunte'lemiti. Yolun kalan yryerek almalyd.
Fransa kylarndaki asl Mont St. . Michele gibi, Mars St.
Michele de bir tepenin zernde hayal meyal grlen ve gky
zne doru uzanan sivri kuleler ve desteklerden oluan muaz
zam bir gotik katedraldi. Dnyadaki Mont St. Michele'in evre
sini okyanus dalgalar sarar. Mars St. Michele'in evresinde ye
il imen dalgalar vard. kisi de birer kaleydi. Mont St. Miche
le organize dinler yasaklanmadan nce bir inan kalesiydi.
Mars St. Michele ise bir telepati kalesiydi. Bu kalenin iinde
Mars'n tek.tam telepat, Sigurd Magsman yayordu.
"te Sigurd Magsman' koruyanlar srasyla yle," diye
mrldand Foyle histeriyle dua etme arasnda gjdip gelerek.
"ncelikle Gne Sistemi; ikinci olarak Sava Kanunlar; n
c olarak Dagenham-Presteign A..; drdnc olarak kalenin
kendisi; beinci olarak da, olaanst yeteneklerini olaanst
fiyatlara satan, hepimizin ok yakndan tand sakall bilge Si
gurd Magsman'n niformal muhafzlar, yardmclar, hizmet
ileri ve hayranlar . . . "
Foyle kontrolsz bir ekilde gld. "Ama benim bildiim
bir altnc daha var; Sigurd Magsman'n zayf noktas . . . nk
III. Sigur'a bir milyon Kr. dedim . . . yoksa iV. myd?"
Sahte gvenlik belgeleriyle Mars St. Michele'in d labiren-
tinden geti ve blf yaparak ya da dorudan bir Komando ha
rekatyla Solomon'un
1
kendisiyle bir grme ayarlama istei
belirdi iinde, ama zaman daralyor ve dmanlar da yakla
yordu, merakn gidermeye zaman yoktu. Onun yerine hzla
np bulank bir grnt haline geldi ve Mars St. Michele iftli
inde duvarlarla evrilmi bir bahenin ortasnda ina edilmi
1.- 'Solomon', ismi Yldzlar Hedefm' de A.B. tarafndan 'Byk Adam' tanmla
masna dntrlm. yhn.
223
gsterisiz kulbeye yaklat. Kulbe sanms pencereleri ve sa
mandan yaplm atsyla rahatlkla bir ahrla kantnlabilirdi.
Sessizce ieriye girdi.
Kulbe bir ocuk yuvasyd. Ellerinde rgler tutan tatl
dad sallanan sandalyelerde hareketsiz oturuyorlard. Foyle'un
bulank grnts arkalarndan sessizce yaklap, dadlan am
pullerle bayltt. Sonra yavalad ve yerde oturmu elektronik
trenlerle oynayan yal ocua; kuruyup burumu olana bak
t.
"Merhaba Sigur," dedi Foyle.
ocuk alamaya balad.
"Koca bebek! Niye korkuyorsun? Cann yakmayacam."
"Sen kt yzl kt bir adamsn. "
"Ben senin arkadanm Sigurd."
/'Hayr deilsin. K-kt eler yapmam istiyorsun. "
"Arkadanm. Bak, sen olduklann iddia
.
eden o kll
adamlarla ilgili her eyi biliyorum, ama kimseye sylemeyece
im. Oku beni ve gr."
"Ona ac ektireceksin ve bunu ona slememi istiyorsun. "
"Kime?"
"Kptan-adama. Ski -Sklot -" ocuk szckle debelenip da
ha yksek bir sesle alamaya balad. "Git buradan. Sen ktsn.
Kfanda ktlk var ve yanan adamlar ve"
"Buraya gel Sigurd."
"Hayr. DADI! D-A-0-1-I!"
"Kes sesini, seni kk canavar!"
Foyle yetmi yandaki ocuu yakalayp sarsmaya bala
d. "Bu senin iin yepyeni bir deneyim olacak. lk def sopa yi
yerek bir eyler yapacaksn, anlyor musun?"
Yal ocuk, adam okuyup ulumaya balad.
"Kes sesini! Sklotsky Kolonisi' ne bir geziye kacaz. Eer
kendine hakim olur ve sylenenleri yaparsan, seni sa salim
geri getirir ve sana bir lolipop ya da rvet olarak her ne veri
yorlarsa ondan veririm. Ama kendine hakim olmazsan seni
224
eek sudan gelinceye kadar dverim."
"Hayr, yapamazsn . . . Yapamazsn. Ben Sigurd Magsman'm.
Ben Telepat Sigurd'un. Cret edemezsin. "
"Olusu, ben Gne Sistemi'nin Bir Numaral Dman
Gully Foyle'um. Bir yllk bir avn sonundan bir adm uzakta
ym . . . kellemi tehlikeye atyorum nk orospu ocuunun
biriyle hesaplamak iin sana ihtiyacm var. Olum, ben Gully
Foyle'um. Benim cesaret edemeyeceim hibir ey yoktur."
Telepat yle bir velveleyle dehet yayn yapmaya balad
k Mars St. Michele'in her yannda alarmlar almaya balad.
Foyle yal ocuu kskvrak yakalad, hzlanp onu kalenin d
na tad. Sonra jaunte'ledi.
\ 0
ACL. OK GZL. SIGURD MAGSMAN CE
RES'L FOURMYLE OLARAK DA BLNEN G
NE SSTEMNN BR NUMARALI DMANI
GULLIVER FOYLE OLDUGU TAHMN EDLEN
BR TARAFINDAN KAIRILDI. HEDEFLER
NN BELRLENDG TAHMN EDLYOR. KO
MANDO TUGAYI ALARMA GERLSN. MER
KEZ HABERALMA'YA BLDRLSN. ACL!
ACL! ACL!
0
Beyaz Rusya'daki eski Sklotsky tarikat mensuplar, cinsel-
liin tm ktlklerin kk olduuna inanarak bu kk kaz
mak adna kendilerini gaddarca hadm ediyorlard. Modem
Sklotsky'ler, duyularn tm ktlklerin kk olduuna inana
rak ok daha barbarca bir gelenek uyguluyorlard. Bu ayrcalk
iin bfr servet deyerek Sklotsky Kolonisi' ne katlan yeler mut
lulukla, duyumsal sinir sitemini yok eden bir ameliyat oluyor
225
ve kalan gnlerini grnt, ses, konuma, koku, tat ya da do
kunmadan yoksun olarak geiriyorlard.
'
Manastra ilk girdiklerinde, yelere zarif fildii odalar gs
teriliyor; hayatlarnn geri kalann bu odalarda, sevgiyle bak
larak ve kendilerinden geecekleri derin dncelere dalarak
geirecekleri syleniyordu. Aslnda, bu duyusuz yaratklar pa
ketlenerek sert ta kesitlere oturtulup gnde bir kere beslenip
egzersiz yaptrldklar toplu yeralt mezarlarna yerletiriliyor
lard. Yirmi drt saatin, yirmi n . karanlkta tek balarna
oturarak, bakmsz, korumasz ve sevgisiz geiriyorlard.
"Yaayan ller," diye mrldand Foyle. Yavalayp Sigurd
Magsman' yere brakt ve rahim loluunu delmeye alarak
gzlerindeki retina klarn at. Topran stnde vakit gece
yarsyd. Bu mezarlardaysa her zaman gece yarsyd. Sigurd
Magsman telepatik lklaryla yle bir dehet ve ac yayyor
du k, Foyle ocuu yine sarsmak zorunda kald.
"Kes sesini!" diye fsldad. "Bu lleri uyandramazsn.
imdi bana Lindsey Joyce'u bul."
"Hastalar . . . hepsi hasta . . . kafalarnda solucanlar varm gibi .
. . solucanlar ve hastalk ve -"
"Tanrm bilmez miyim. Haydi bitirelim u ii. Daha beteri
geliyor peinden."
Mezarlarn kvrlan labirentlerinden ilerlediler. Ta kesitler
zeminden tavana kadar duvarlara raf eklinde dizilmiti. S
mklbcekler kadar beyaz, cesetler kadar sar, Buda'lar ka
dar hareketsiz Sklotsky'ler, maaralar yaayan llerin koku
suyla dolduruyordu. Telepatik ocuk alayp szlyordu. Foyle
amansz avna bir an bile ara vermeden ocuu smsk tutma-
ya devam etti.
.
"Johnson, Wright, Keely, Graff, Nastro, Underwood . . ,
Tanrm burada binlerce var." Foyle kesitlere tutturulmu bronz
kimlik plakalarn okuyordu. "Dncelerinle ara, Sigurd. Be
nim iin Lindsey Joyce'u bul. Adlara bakarak arayamayz onu.
Regal, Cone, Brady, Vincent - Bu da ne?"
226
Foyle geri srad. Kemik beyaz ekillerden birinin eli aln
na arpmt. Sallanp acyla kvranyordu. Raflarndaki btn
beyaz smklbcekler acyla kvranyordu. Sigurd Mags
man'n telepatik ac ve dehet yayn hepsine ulayor ve iken- .
ce ektiriyordu.
"Kes sesini! " diye parlad Foyle. ,;Yapma unu Lindsey
Joyce'u bul kalm buradan. Dncelerinle arayp bul onu. "
"urada, " Sigurd alyordu. "uradan dz git. Yedi, sekiz, do
kuz raf aada. Eve gitmek istiyorum. Hastaym. Ben -"
Foyle, Sigurd'la birlikte kimlik plakalarn okuya okuya
aceleyle mezarda ilerledi sonunda, "LINDSEY JOYCE. BO
UGAINVILLE, VENS." yazl plakay buldu.
te dmm buydu, kendi lmne ve Callisto' dan gelen
alt yz insann lmne neden olan buydu. Bu aylardr plan
lar yapp avlad dmand. Bu, uruna gemisinde, iskele ka
marasndaki acy hazrlad dmand. Bu Vorga'yd. Bir ka
dnd.
Foyle yldrm arpm gibi oldu. Kadnlarn haremlerde
tutulduu ifte standartl bu gnlerde kendilerine kapal olan
dnyalara girmek iin erkek klna giren kadnlarla ilgili ok
olay duyuluyordu, ama imdiye kadar bir ticaret filosunda g
rev alabilen bir kadn olduunu hi duymamt . . . hele klk
deitirip en st rtbeye kadar gelenini.
"Bu mu?" diye haykrd hiddetle. "Lindsey Joyce bu mu?
Vorga' daki Lindsey Joyce? Sor ona."
.
"Vorga'nn ne olduunu bilmiyorum. "
"Sor onal"
"Ama ben - Oymu . . . Emirler veriyor gibi bir eymi. "
"Kaptan m?"
"iindekileri hi sevmedim. Hastalkl ve kranlk. Canm yan
yor. Eve gitmek istiyorum. "
"Sor ona. Vorga'nn kaptan mym?"
"Evet. Ltfen, ltfen, artk kfasna girmemi isteme. O anlal
maz ve canm yakyor. Onu sevmedim. "
227
"16 Eyll 2336'da uzayda braktklar adam olduumu
syle ona. Syle ona uzun srd, ama sonunda hesab kapa
mk iin dndm. Ona deteceimi s
r
le."
"Anlamyorum. Anlamyorum.
7F
"Onu ldreceim, yava ve zor bir ln. Syle ona, Vor
ga' da beni brakp gitme emrini verdiinde alt ay boyunca
rdm Gebe' deki dolabm gibi denmi bir kamaram var.
Syle ona tipk benim gibi ryp lecek. Anlat ona!" Foyle
buruuk ocuu hiddetle sallyordu. "Hissetmesini sala. Bir
Sklotsky haline gelerek kamasna izin verme. Syle ona ok fe
na ldreceim onu. Oku kafam ve syle ona!"
"O . . . O-o vermemi o emri. "
"Ne!"
"Onu anlayamyorum. "
"Beni uzayda brakma emrini o vermemi mi?"
"Kfasna girmeye korkuyorum.
7F
"Gir oraya, seni orospu ocuu ya da seni paralarm. Ne
demek istiyor?"
ocuk, alyor, kadn kvranyor, Foyle ate pskryor
du. "Gir oraya! Gir oraya! Ne demek istediini kar al ondan.
Tanrm, neden Mars'taki tek telepat bir ocuk olmak zorunda?
Sigurd! Sigurd, dinle beni. Ona sor: Mltecileri uzaya atma em
rini o mu vermi?"
"Hayr. Hayr! "
"O vermemi mi yoksa sormayacam m?"
"O vermemi. "
"Gebe'yi brakp gitme emrini o mu vermi?"
"Hayr. "
"O vermemi mi?"
"Hayr. Beni eve gtr. "
"Ona emri kimin verdiini sor."
"Dadm istiyorum. "
"Ona kimin emir verebileceini sor: Kendi gemisinde kap
tan oydu. na kim emredebilirdi? Sor ona!"
228
"Dadm istiyorum. "
"Sor ona!"
"Hayr. Hayr. Hayr. Korkuyorum. O hasta. Kpkaranlk ve an
lalmaz. Kt o. Onu anlamyorum. Dadm istiyorum. Eve gitmek
istiyorum. "
.
ocuk lk atp titriyor; Foyle baryordu. Yanklar gr
lyordu. Foyle byk bir hiddetle ocua uzand srada gz
leri parlak bir kla kamat. Mezar olduu gibi Yanan Adamn
ateiyle aydnlanmt. Foyle'un grnts, korkun yz ve
ateten elbiseleriyle, alev alev yanan gzlerini bir zamanlar
Lindsey Joyce olan rpnan Sklotsky'e dikmi karsnda duru
yordu.
Yanan Adam kaplan azn at. Gcrtil bir ses kt. Alevli
bir kahkahaya benziyordu.
11
Ac ekiyor." dedi.
Yanan Adam irkildi. "ok parlak" dedi. "Daha az k."
Foyle ne doru bir adm att. Yanan Adam ac iinde elle-
rini kulaklarna gtrd. "Ses ok yksek," diye bard. "O
kadar yksek sesle hareket etme."
"Sen benim koruyucu meleim misin?"
"Beni kr ediyorsun. !" Birden yine glmeye balad.
"Dinle onu. Baryor. Yalvaryor. lmek istemiyor. Ac ekmek
istemiyor. Bir dinle onu."
Foyle titriyordu.
"Emri kimin verdiini sylyor. Duyamyor musun? Gz
lerinle dinle." Yanan Adam pene gibi bir parmakla kvranan
Sklotsky'i gsterdi. "Olivia, diyor."
"Ne!"
"Olivia diyor. Olivia Presteign. Olivia Presteign. Olivia
Presteign."
Yanan Adam yok oldu.
Mezarlar yine karanla gmld.
Foyle'un evresinde renkli klar ve uyumsuz grntler
dnp duruyqrdu. Nefessiz kalp sersemlemiti. "Kr jaunte,"
229
diye mrldand. "Olivia. Yo. Hayr. Asla. Olivia. Ben -"
Eline doru uzanan bir el hissetti. "Jiz," diyebildi.
Sigurd Magsman'n ellerine sarlm alamakta olduunu
fark etti. ocuu kucana ald.
"Canm yanyor, " diye inledi ocuk.
"Benim de yle olum."
"Eve gitmek istiyorum. "
ocuu kucanda tayarak mezarlarn arasnda sendele-
meye balad.
' "Yaayan ller," diye mrldand.
Ve sonra da: "Ben de onlara katldm:"
Derinliklerden yukardaki manastr avlusuna kan ta .
merdivenleri buldu. Dudaklarnda lm ve yalnzlk tadyla
yorgun argn merdivenlerden kmaya balad. Yukarda parlak
klar vard ve bir an afan skm olduunu dnd. Son
ra avlunun yapay klarla prl prl aydnlatldn fark etti.
Ayakkab tkrtlarn ve komandolarn ksk homurtularn
duydu. Foyle merdivenlerin ortasnda durup kendini toplad.
"Sigurd," diye fsldad. "Yukarda kim var? Bul bakalm."
"Askellel, " diye cevap verdi ocuk
Askerler mi? Ne askerleri?"
"Komando askelleli, " Sigurd'un km yz aydnland.
"Benim iin gelmiler. Beni eve Dadya gtrmek iin gelmiler.
BURDAYIM! BURDAYIM! "
Telepatik velvele yukarda bir barmaya neden oldu.
Foyle hzland ve avluya kan merdivenlerin kal'nn bulank
bir grnt olarak trmand. Avlu yeil bir baheyi evreleyen
Roma tipi kemerlerden olumu bir kare eklindeydi. Bahenin
. ortasnda dev bir Lbnan Selvisi vard. Bayrakl patikalar Ko
mando arama ekipleriyle doluydu ve Foyle denkleriyle kar
karya geldi, nk bulank grntsnn mezarlardan kt
n grdkleri anda onlar da hzlanmt; artk hepsi eit art
lardayd.
Ama Foyle' da ocuk vard ve bu yzden ona ate etmek
230
imkanszd. Sigurd'u kollarnda tayarak vara doru koan
bir engebeli arazi koucusu gibi avluda kouyordu. Art be
hzlanmada iki cismin kafa kafaya arpmas ikisi iin de ann
da lm demek olduu iin kimse onu engellemeye cesa:et
edemiyordu. Dardan bakldnda bu lm kalm atmas
be saniye boyunca zik zak izen imeklerden oluuyordu.
Foyle avludan kt, manastrn ana koridorunu geip labi
renti at ve ana kapnn dndaki kau jaunte platformuna
ulat. Burada durup yavalad ve bir kilometre tedeki manas
tr havaalanna jaunte'ledi. Havaalan da aydnlatlmt ve Ko:
mando kaynyordu. Her kart.ekim kuyusunda bir Tugay ge
misi vard. Kendi gemisi kuatlmt.
Foyle'un alanda belirmesinden saniyenin bete biri kadar
bir zaman sonra manastrdaki takipileri jaunte'ledi. F
yle,
umutsuzca evresine baknd. Hepsi hzlanm, hepsi lmcl
kavgalar iin eitilmi, hepsi dengi ve belki de daha stn
olan yarm blk Komando tarafndan sarlmt. Bu durumda
hi ans yoktu.
Sonra birden D Uydular durumu deitirdi. Terra'y ya
kp ykan baskndan tam bir hafta sonra Mars' a saldrdlar.
Fzeler yine gece yans afak eyreinden geldi. Gkler yi
ne engelleme ve patlamalarla aydnlanyor, yer sarslrken
ufukta byk k bulutlar patlyordu. Ama bu sefer korkun
bir fark vard; yukarda gezegenin karanlk ksmn olduu gibi
parlak bir kla dolduran muhteem bir nova patlad. Fizyon
balkl bir grup fze, Mars'n kck uydusu Phobas' vur
mu ve uydunun annda buharlap kk bir gne haline
gelmesine neden olmutu.
Komandolarn bu afallatc saldry Kavrama Sresi Foy
le' a arad frsat verdi. Yine hzland ve aralarndan geip ge
misine ulat. Ana girite durdu ve arm nbeti grubunun
eski emirlere uymakla yeni duruma tepki vermek arasnda bo
caladn grd. Foyle, Sigurd Magsman'n donmu bedenini
glle atcn bir sko gibi havaya frlatt. Nbeti grubu ocuu
231
tutmak iin ne atldnda Foyle aralarndan geip gemisine
bindi ve girii kapatp kilitledi.
.
Hala bulank bir grnt halinde, gemide birilerinin olup
olmadna bakmadan kontrollere kotu, kalki kolunu indirdi
ve gemi kart-ekm nnda yukar szlmeye balaynca da
10 g hza kt. Pilot koltuuna bal deildi. 10 g'lik hzlanma
nn, kendi hzlanm ve korumasz bedenindeki etkisi korkun
tu.
Giderek evresini sarp byyen bir g onu yakalayp
sandalyesinden frlatt. Bir uyurgezer gibi kontrol odasnn ar
ka duvarna doru kar kar ilerledi. Hzlanm duyularna
sanki duvar ona doru ilerliyormu gibi geliyordu. Kendini
desteklemek iin avular duvara dnk olarak iki kolunu da
ileri uzatt. Onu geriye frlatan ireti g, kollarn iki yana at
ve Foyle'u duvara itti. Duvara nce fazla sert arpmad sonra
yz, enesi, gs ve bedeni metalde ezilene kadar, gittike
artan bir hzla arpmaya balad.
Ykselen basn dayanlmaz hale geldi. Diliyle azndaki
mekanizmay kapatmaya alt ama onu duvara yaptran itici
g, ekil deitirmi azn oynatmasn imkanszlatryordu.
Ses tayfnda bouk ta kaymalarna benzer, dk bir dizi pat
lama ona Komando Tugay'nn aadan gemiye ate atn
syledi. Gemi d uzayn koyu maviliine doru ilerledike bir
yarasann tiz lyla barmaya balamt ki, ok kr ken
dinden geti.
232
on dr
Foyle uyandnda ortalk karanlkt. Yavalamt, ama be
deninin yorgunluu kendinden getiinde hzlanm durumda
kaldn gsteriyordu. Ya g kayna tkenmiti ya da . . . Bir
elini srtndaki kk yuvaya gtrd. G kayna yerinde
yoktu.
Titreyen parmaklarla evre
y
i aratrd. Bir yataktayd. Ha
valandrmann ve dondurucularn mrltsn, servo-mekaniz
malarnn tklayp vzldamalarn dinledi. Bir gemideydi. Yata
a balanmt. Gemi serbest dmedeydi.
Foyle balarn zd, dirseklerini yataa bastrp yukar
szld. Bir k dmesi ya da alra zili arayarak karanlk
ta dolat. Elleri camnda kabartma harfler olan bir su srahisi
ne dedi. Parmak ularyla yazyl okudu. S.S. harflerini hissetti.
V oJ r, g, a. Vorga. Bir lk att.
Kamarann kaps ald. Arkadaki lks zel bir salonun
nda yalnzca silueti grnen biri ieri girdi.
"Bu sefer seni aldk," dedi Olivia Presteign.
"Olivia?"
"Evet."
"O zaman doru mu?"
"Evet, Gully."
Foyle alamaya balad.
"Hala ok gs,zsn," dedi kz yavaa. "Gel, uzan."
Adam salona gtrp bir ezlonga balad. Oturduu
yerde hala kzn bedeninin scakl vard. "Alt gndr byle
sin. Yaayacan hi tahmin etmiyorduk. Cerrah srtndaki o
pili bulamadan btn gcn eri
y
ip gitmiti."
"Nerede o?" diyebildi Foyle.
233
"stediin zaman alabilirsin. Telalanma hayatm."
Uzun bir dakika boyunca kza, Kar Bakiresi' ne, sevgili Buz
Prensesi'ne . . . onun beyaz saten teni, kr mercan gzleri ve
kk mercan azna bakt. Kz, Foyle'un nemli gzkapaklarn
kokulu bir mendille sildi.
"Seni seviyorum," dedi Foyle.
". Biliyorum Gully."
"Benim hakkmda her eyi biliyordun. Ne zamandr?'
"Gully Foyle'un dmanm olduunu bandan beri bili-
yrdum. Tanana dek onun Fourmyle olduunu bilmiyordum.
Ah, keke daha nceden bilebilseydim. Ne ok ey kurtulurdu."
"Biliyordun ve bu arada bana glyordun."
"Hayr."
"Kenarda. durup glmekten katlyordun."
"Kenarda durup seni seviyordum. Hayr, szm kesme.
Mantkl olmaya alyorum ve bu kolay deil." Mermer yz
boydan boya kzard. "imdi, seninle oyun oynamyorum. Ben .
. . Senin kim olduunu babama syledim. Gerekten. Kendimi
koruyorum diye dnyordum, sonunda onunla tantma
gre artk onun ne kadar tehlikeli olduunu grebiliyorum,
dedim. Bir saat sonra bunun bir hata olduunu anladm. Sana
ak olduumu anladm. imdi bunun bedelini dyorum. Hi
bilmen gerekmiyordu."
"Buna inanmam m bekliyorsun?"
"O zaman neden buradaym?" Hafife titriyordu. "Neden
seni izledim? O bombardman korkuntu. Seni almasaydk bir
dakika sonra lrdn. Gemin bir enkaza dnmt . . . "
"imdi neredeyiz?"
"Ne fark eder?"
"Zaman kazanmaya alyorum."
"Ne iin zaman?"
"Zaman deil . . . Cesaretimi toplamaya alyorum."
"Dnyann evresinde yrngedeyiz."
"Beni nasl izledin?"
234
"Lindsey Joyce'un peine deceini biliyordum. Babamn
gemilerinden birini aldm. Tesadfen yine Vorga oldu."
"Baban biliyor mu?"
"Hibir zaman bilnez. Ben kendi zel hayatm yaann."
. Foyle gzlerini kzdan ayramyordu ama, yine de ona bakmak
ac veriyordu. Hem byk bir arzu hem de nefretle doluydu . .
. gereklerin deimesi arzusu ve tm bunlar gerek olduu
iin nefret. Titreyen ellerle kzn mendilini okadn fark etti.
"Seni seviyorum Olivia. "
"Seni seviyorum dmanm Gully."
"Tanr akna!" diye parlad. "Neden yaptn bunu?"
"Ne?" diye cevap verdi Olivia. "zr m istiyorsun?"
"Bir aklama istiyorum."
"Benden alamayacqksn ama!"
"Kan ve para demiti baban. Haklym. Ah . . . Srtk!
Srtk! Srtk!"
"Kan ve para, evet; ve utan duymadan."
"Bouluyorum Olivia, beni kurtar."
" zaman boul. Beni kimse kurtarmad. Hayr - Hayr . . .
Bu yanl; batan sona yanl. Bekle hayatm. Bekle." Kz kendi
ni toparlad ve ok yumuak bir tonda konumaya balad. "Sa
na yalan syleyebilirim Gully, hayatm; inanman da salayabi
lirim ama drst olacam. Basit bir aklamas var. Ben kendi
zel hayatm yayorum. Hepimiz yle. Sen de."
"Seninki ne?"
"Seninkinden . . . dier insanlarnkinden farkl deil. Hile
yapyorum, yalan syfyorum, yok ediyorum . . . hepimiz gibi.
Ben suluyum . . . hepimiz gibi."
"Neden? Para iin mi? Paraya ihtiyacn yok ki."
"Hayr."
"Kontrol . . . g iin mi?"
"G iin deil. "
"O zaman neden?"
Sanki bu gerek, gereklerin en byym ve ona ac
235
veriyormu gibi derin bir nefes ald. "Nefret yznden . . . Size,
hepinize detmek iin."
"Neyi detmek iin?"
"Krlm," dedi belli belirsiz bir sesle. "Aldatlml
m. aresizliimi . . . Doduumda beni ldrmeleri gerekirdi.
Kr olmann . . . hayat ikinci elden yaamann nasl bir duygu
olduunu biliyor musun? Baml, yalvaran, s<kat olmann ne
demek olduunu? 'Onlar kendi dzeyine indir,' dedim gizli
hayatma. 'Eer krsen onlar daha da kr hale getir. aresiz
sen, onlarn da belini bk. det onlara . . . hepsine."'
"Olivia, sen delisin."
"Ya sen?"
"Ben bir canavara am."
"Biz bir ift canavarz."
"Hayr!"
"Hayr m? Sen deil misin?" diye parlad Olivia. "Sen de
benim gibi dnyaya detmekten baka bir ey yapmadn. Senin
I .
intikamn kt ansnla kozlarn paylamaktan baka ne ki?
Sana kim lgn bir canavar demez? Sana sylyorum, biz bir
iftiz Gully. Ak olmadan edemezdik."
Foyle kzn szlerinin doruluu karsnda donup kalm
t. Kzn aklama klfn denediinde, zerine tam oturdu; hat
ta yzne dvmelenmi kaplan maskesinden bile daha sk
oturdu.
"Acmasz," dedi, '"ehvet dkn, hain, acmasz alak
katil! ' Doru. Ben de senden farkl deilim. Ama Tanr ahidim,
ben asla alt yz kiiyi ldrmedim. "
"Sen alt milyon kiiyi ldryorsun."
"Ne!"
"Belki de daha fazla. Sende sava sona erdirmeleri iin ge-
rekli bir ey var ve sen onu elinde tutuyorsun."
"PyrE'den mi sz ediyorsun?"
"Evet."
"Nedir bu, uruna kaptklar bar melei, on kiloluk
236
mucize?"
"Bilmiyorum, ama ona ihtiyaar olduunu biliyorum ve
umurumda deil. Evet, artk drst oluyorum. Umurumda de
il. Brak milyonlar ldrlsn. Bizim iin fark etmez. Bizim
iin fark etmez Gully, nk biz onlardan ayryz. Ayr yerde
duruyor ve kendi dnyamz ekillendiriyoruz. Biz glyz."
"Biz lanetliyiz."
"Biz kutsanmz. Birbirimizi bulduk." Birden gld ve
kollarn at. "Szcklere gerek yokken tartyorum. Gel bana
sevgilim . . . Her neredeysen, gel bana . . .
Foyle kza dokundu ve sonra sarld. Dudaklarn bulup
hrsla kendi dudaklarn zerlerine bastrd. Ama kz brakmak
zorunda kald.
"Ne oldu Gully, sevgilim?"
"Ben artk bir ocuk deilim," dedi yorgun bir sesle. "Hi
bir eyin basit olmadn anlamay rendim. Hibir zaman
basit bir cevap yoktur. Birini sevip ondan nefret edebilirsin."
"Yapabilir misin?"
"Ve sen de kendimden nefret etmeme neden oluyorsun."
"Hayr hayatm."
"Hayatm boyunca hep kaplan oldum. Kendimi yetitir
dim . . . eittim . . . daha uzun peneli ve daha keskin dili bir
kaplan olmak iin kendimi izgilerimden yukar ektim : . . da
ha hzl ve lmcl olmak iin . . . "
"ylesin de. ylesin. En lmcl. "
"Hayr eleilim. Fazla ileri gittim. Basitlii atm ve kendi
mi dnen bir yarata evirdim. Senin kr gzlerinden bak
yorum nefret ettiim akm ve kendimi gryorum. Kaplan
yok artk."
"Kaplann gidebilecei bir yer yok. Kapana kstrldn
Gully; Dagenham, Haberalma, babam ve dnya tarafndan."
"Biliyorum."
"Ama benimle gvendesin. Bir ift olarak birlikte gven
deyiz. Seni benim yanmda aramak akllarnn ucundan bile
237
gemez. Birlikte plan yapabilir, dvebilir, onlar birlikte yok
edebiliriz . . . "
"Hayr, birlikte deil."
"Ne var?" diye parlad kz yine. "Hala beni mi avlyorsun?
Cann skan bu mu? Hala intikam m istiyorsun? O zaman al
intikamn. te buradaym. Haydi durma . . . ldr beni."
"Hayr. Benim iin Ykm bitti."
"Ah, ne olduunu anladm." Bir anda yz sevecen bir ifa
de ald. "Yzn, zavall sevgilim. Kaplan yznden utanyor
sun, ama ben ona baylyorum. Benim iin yle ateli parlyor
sun ki. Krlmn karanl iinde parlyorsun. nan bana . . . "
"Tanrm! Ne kadar iren bir ift hilkat garibesiyiz biz:"
"Ne oldu sana?" diye sordu kz. Mercan gzleri parlayarak
ondan uzaklat. "Benimle birlikte baskn izleyen adam nere
de? O utan duymayan vahi nerede, o
"
"Gitti, Olivia. Onu kaybettin. kimiz de kaybettik."
"Gully!"
"O yok artk."
"Ama neden? Ne yaptm?"
"Anlamyorsun Olivia."
"Neredesin?" Kz uzanp Foyle'a dokundu ve ylece tt
nup kald. "Beni dinle sevgilim. Yorgunsun. Sadece ok gsz
sn, o kadar. Hibir ey kaybolmad." Szckler dudaklrndan
dklverdi. "Haklsn. Tabii ki haklsn. kimiz de ok kt
davrandk. ren davranlar. Ama bunlarn hepsi bitti artk.
Kaybolan bir ey yok. Yalnz ve mutsuz olduumuz iin kty
dk. Ama imdi birbirimizi bulduk, birbirimizi kurtarabiliriz.
Akm ol, sevgilim. Her zaman iin. Sonsuza dek. Seni o kadar
uzun zaman aradm ki, umut edip bekleyip dua ettim . . . "
"Hayr. Yalan sylyorsun Olivia ve bunu biliyorsun."
"Tanr akna Gully!"
"Vorga'y indir Olivia."
"Yere mi inelim?"
"Evet."
238
"Dnya' ya m?"
"Evet."
"Ne yapacaksn? Sen delisin. Avlamak iin peindeler . . .
seni bekliyorlar . . . izliyorlar. Ne yapacaksn?"
"Bunun benim iin kolay olduunu mu sanyorsun?" dedi
Foyle. "Yapmam gerekeni yapyorum. Benim iimde hala bir
saplant var. Hi kimse bundan kurtulamaz. Ama imdi eyerde
baka bir drt var ve mahmuzlar da canm actyor, lanet ol
sun. Hem de fena actyorlar."
Foyle fkesini zaptedip kendine hakim oldu. Olivia'nn el
ler.ini tutup avularn pt.
"Her ey bitti Olivia," dedi yavaa. "Ama seni seviyorum.
Her zaman iin. Sonsuza kadr."
0
"zetleyeyim," dedi Dagenham. "Foyle'u bulduumuz
gece bombalandk. Ay' da izini kaybettik ve bir hafta sonra
Mars'ta bulduk. Yine bombalandk. Yine izini kaybettik. Bir
haftadr kayp. Yeni bir bombardman olacak. Vens'e mi? Ay'a
m? Yine Terra'ya m? Kim bilir. Ama hepimiz unu biliyoruz . .
. misilleme yaplmadan bir baskn daha olursa iimiz biter."
Gzlerini masann evresinde gezdirdi. Presteign Kale
si'nin Yldz Odas'nn fildii ve altn fonunda nn de yz
gergin grnyordu. Y'ang-Yeovil gzlerini ksp kalarn at
t. Presteign ince dudaklarn birbirine bastrd.
''Ve unu da biliyoruz," diye devam etti Dagenham. "PyrE
olmadan misilleme yapamayz ve Foyle'u bulmadan da
PyrE'nin yerini belirleyemeyiz."
"Emirlerim," diye araya girdi Presteign. "PyrE' den kamu
iinde sz edilmemesi ynndeydi."
"ncelikle, buras halka ak deil," diye birden parlad
Dagenham. "Buras zel bir bilgi havuzu. kinci olarak da, ml
kiyet haklarn atk artk. Hayatta kalmaktan sz ediyoruz ve
239
bu konuda hepimizin eit haklar var. Evet Jiz?7
Jisbella McQueen kararl ve fkeli-bir halde Yldz Odasna
jaunte'lemiti.
"Foyle' dan hala bir iz yok."
"Eski St. Patrick hala gzleniyor mu?"
"Evet."
"Mars' tan Komando Tugay'nn raporu geldi mi?"
"Hayr."
"Bu benim iim ve ok gizli," diye kar kt Y'ang-Yeovil
hafife.
"Senin de, benim de birbirimizden ok az gizli sakl eyi
miz var." Dagenham sinsice srtt. "Bak bakalm o raporla bu
raya Haberalma' dan nce ulaabjlecek misin Jiz. Hadi."
Kz yok oldu.
"Mlkiyet haklarna gelince," diye mrldand Y'ang-Ye
ovil. "Presteign' a Merkezi Haberalma'nn PyrE zerindeki hak
lar, senetleri ve ilgisine ilikin tam demeyi garantileyecei
nerisinde bulunabilir miyim?"
"martma onu Yeovil."
"Bu konferans kaydediliyor," dedi Presteign souk bir ses
le. "Yzba'nn teklifi artk dosyaland." Kertenkelemsi yz
. n Dagenham'a evirdi. "Siz benim iin alyorsunuz, Bay
Dagenham. Ltfen ahsma ilikin kullanmlarmz kontrol
edin."
"Ve mlkiyetlerinize ilikin olanlar da m?" diye sordu
Dagenham lmcl bir glmsemeyle. "Sen ve kahrolas ml
kiyetin. Siz ve u kahrolas mlkiyetleriniz bizi bu duruma sok-
t. Sizin mlkiyetiniz yznden Gne Sistemi toptan yok ol
mann eiinde. Abartmyorum. Durduramazsak btn sava
lara son verecek gs gse bir sava olacak bu."
"Teslim olma ansmz her zaman var," diye cevaplad
Presteign.
"Hayr," dedi Y'ang-Yeovil. "Bu konu Genel Merkez'de
tartlp szkonusu olmadna karar verildi. D Uydularn
240
zafer sonras planarn biliyoruz. Hibir ey kalmayana kada
altrlp kertileceiz. Teslim olmak da yenilmek kadar kt
olur."
"Ama Presteign iin deil," diye ekledi Dagenham.
"Szkonusu irket hari . . . diyelim mi?" diye cevap verdi
Y' ang-Yeovil nazike.
"Pekala Presteign," Dagenham sandalyesinde dnd. "t
bakalm."
14
Af buyurun efendim?"
"PyrE hakknda bildiklerini bir duyalm bakalm. Foyle'u
ortaya karp malzemenin yerini belirlemek iin bir fikrim var,
ama nce PyrE hakknda her eyi bilmem gerek. Sana deni
yap bakalm."
"Hayr."
"Hayr, ne?"
"Bu bilgi havuzundan ekilmeye karar verdim. PyrE'ye
ilikin hibir ey aklamayacam."
"Tanr akna Presteign! Sen deli misin? Neyin var senin? Yi
ne Regis Sheffeld'n Liberal Parti' sine kar m savayorsun?"
"Gayet basit Dagenham," diye arayagirdi Y' ang-Yeovil.
"Teslim olma-yenilme durumuyla ilgili aklamam Preste
ign'a durumunu dzeltmesi iin bir yol gsterdi. Kukusuz
dmanla bir sat anlamas yapp karlnda da . . . mlkiyet
haklar almay dnyor."
"Seni hibir ey etkilemez mi?" diye sordu Dagenham
Presteign' kmseyerek. "Hibir ey etkilemez mi seni? Ml
kiyetten baka bir ey nemli deil mi senin iin? Git buradan
Jiz! Her ey yerle bir oldu."
Jisbella yine Yldz Odas'na jaunte'lemiti. "Komando Tu-
gay'nn raporu," dedi. "Foyle'a ne olduunu biliyoruz."
"Ne?"
"Presteign'n elinde."
"Ne!" Dagenham'la Y'ang-Yeovil ayaa frlad.
:'Mars' zel bir gemiyle terk etmi; gemi bombalanm ve
241
daha sonra Presteign S.S. Vorga'ya alnd grlm."
"Lanet olsun sana Presteign," diye parlad Dagenham.
"Demek bu yzden byle -"
.
"Bir dakika," diye emretti Y'ang-Yeovil. "Onun iin de a
rtc bir haber bu, Dagenham. Yzne baksana."
Presteign'n yakkl yz kl rengine dnmt. Ayaa
kalkmaya alp kaskat bir ekilde tekrar sandalyesine yld.
"Olivia . . . " diye fsldad. "Onunla . . . O pislikle . . . "
"Presteign ?"
"Kzm, beyler . . . bir sredir baz . . . etkinliklerde bulunu
yordu. Aile zaaf. Kan ve- Ben . . . olanlara gzm kapamay
baarmtm . . . Neredeyse yanldma ikna ediyordum kendi
mi. Ben . . . Ama Foyle! Rezil! Pislik! Yok edilmesi gerek!" Pres
teign'n sesi endie verecek kadar ykseldi. Ba, aslan bir
adamnki gibi geriye frlad ve bedeni titremeye balad.
"Neler oluyor?"
"Sara," dedi Y'ang-Yeovil. Presteign' sandalyeden kaldrp
yere yatrd. "Bir kak, Bayan McQueen. abuk! " Presteign'n
dilerini ayrp dilini korumak iin ka diliyle dilerinin ara
sna yerletirdi. Nbet balad gibi aniden bitti. Presteign gz
lerini at.
"Petit mal," diye mrldand Y'ang-Yeovil ka karrken.
"Ama bir sre sersem gibi olacak."
Presteign birden ksk, monoton bir sesle konumaya ba
lad. "PyrE piroforik bir alamdr. Bir pirofor kazndnda ya
da darbe aldnda kvlcm karan bir metaldir. PyrE enerji
aa kartr. Bu yzden de Pyr taksna enerjinin simgesi olan
E eklendi. PyrE, bir yldz patlamas dzeyinde termo-nkleer
enerji aa karan kat bir trans-plutonyum izotoplar birlei
midir. Kefeden kii Evren' de patlayan ilk proto-maddenin e
deerini yaratt inancndayd."
"Aman Tanrm!" diye haykrd Jisbella.
Dagenham kza sessiz olmasn iaret ederek Presteign'n
zerine eildi. "Kritik ktleye nasl ulatrlyor Presteign?
242
Enerji nasl aa karlyor?"
"Zamann balangcnda_ ilk enerji nasl yaratldysa yle,"
diye monoton bir sesle devam etti Presteign. "Dnce ve ra
deyle."
"Onun bir Bodrum-Hristiyan olduundan eminim," diye
mrldand Dagenham, Y'ang-Yeovil'e. Sesini tekrar ykseltti.
"Aklar msnz Presteign?"
"Dnce ve radeyle," diye tekrarlad Presteign. "PyrE
yalnzca psikokinesisle patlatlabilir. En_erjisi yalnzca dn
ceyle aa karlabilir. Patlamas istenmeli ve dnce ona
yneltilmeli. Tek yol bu."
"Hibir anahtar yok mu? Bir forml?"
"Hayr. Yalnzca Dnce ve rade gerekli." Bulank gzler
kapand.
"Byk Allahm! " Dagenham alnn kad. "Bu D Uydu
lar durdurur mu Yeovil?"
"Bu hepimizi durdurur."
"Bu cehenneme giden yol," dedi Jisbella.
' "O zaman unu bulalm da bu yoldan kalm. te fikrim
Yeovil; Foyle bu cehennem bombasyla, Eski St. Patrick'deki la
boratuvarnda oynayp analiz etmeye alyordu."
"Bunu sana gvenerek anlattm," dedi Jisbella fkeyle.
"zr dilerim hayatm. eref ve drstl getik artk.
Bak imdi Yeovil, ortalkta bu eyden bir para kalm olmal . .
. toz halinde, bileimlerde, tortulam . . . Paracklar patlatp
Foyle'un sirkinin altn stne getirmeliyiz."
"Neden?"
"Ne yapp edip gelmesini salamak iin. PyrE ynn ora
ya bir yere saklam olmal. Onu kurtarmaya gelecektir."
"Ya o yn da havaya uarsa?"
"Olmaz; Tepkisiz Kurun zomer kasasnn iindeyken bir
ey olmaz."
"Belki de hepsi kasann iinde deildir."
"Jiz iinde diyor . . . en azndan Foyle ona yle demi."
243
"Beni bu ie kartrmayn," dedi Jisbella.
"Her neyse, kumar oynamamz gerek."
"Kumar m!" diye haykrd Y'ang-Yeovil. "Bir Yldz Patla
mas zerine mi? Gne Sistemi'ni yepyeni bir Nova haline ge
tirmek iin mi kumar oynayacaz?"
"Baka ne yapabiliriz? Baka herhangi bir yol se . . . o da
sonuta ykma kacak. Baka ansmz var m?"
"Bekleyebiliriz," dedi Jisbella.
"Neyi? Foyle'un onlarla oynarken kendiyle beraber bizi de
havaya uurmasn m?"
"Onu uyarabiliriz. "
"Nerede olduunu bilmiyoruz. "
"Onu bulabiliiz."
"Ne zaman? O da bir kumar olmaz m? Ve ortalkta durup
birilerinin onu enerjiye dntrmeyi dnmesini bekleyen o
ey ne olacak? Ya bir Yamac-jaunteci ieri girip deerli bir
eyler ararken kasay aarsa? O zaman elimizde yalnzca, kaza
ra b dnceyi bekleyen bir avu toz deil on kilo PyrE olur."
Jisbella sarard. Dagenham Haberalma ajanna dnd.
"Karar sen ver Yeovil. Benim yolumu mu deneyeceiz yoksa
bekleyecek miyiz?"
Y'ang-Yeovil derin bir nefes ald. "Bundan korkuyordum,"
dedi. "Btn bilim adamlarnn can cehenneme. Kararm se
nin bilmediin bir nedene dayanarak vereceim, Dagenham.
D Uydular da bu iin iinde. Ajanlarnn ke bucak Foyle'u
aradna inanmak iin nedenlerimiz var. Beklersek onu bizden
nce bulabilirler. Hatta imdi ellerinde bile olabilir. "
"O zaman kararn . . . ?"
"Patlama. Yapabilirsek Foyle'u apartopar buraya getirelim."
"Hayr! " diye bard Jisbella.
"Nasl yapacaz bunu?" diye sordu Dagenham kza aldr
mayarak.
"Ah, bu iin tam adamn biliyorum. Robin Wendesbury
adnda tek ynl bir telepat."
244.
"Ne zaman?"
"Hemen. Btn mahalleyi boaltrz. Tam bir haber prog
ram yaynlar, her yerde duyulmasn salarz. Foyle Geze
genler de bir yerlerdeyse, bununla ilgili bir eyler duyacaktr."
"lgili bir eyler deil," dedi Jisbella umutsuzca. "Patlama
y duyacaktr zaten. Bu hepimizin duyaca son ey olacak."
0
Her zaman olduu gibi Leningrad' daki frtnal bir sivil
mahkeme oturumundan dndnde, Regis Sheffield zor bir
d kazanm kibirli bir profesyonel boksr kadar memnun
ve gururluydu. Bir eyler iip sava dedikodusu yapmak iin
Berlin'deki Blekann'n yerine urad, Quai Dorsay'da hukuk
ularn takld bir yerde bir ikinciyi iip, biraz daha sava de
dikodusu yapt ve Temple Barn karsndaki Skin & Bones'da
nc partiyi devirdi. New York brosuna vardnda hafif
akrkeyifti.
Grltl koridorlar ve d brolardan. geerken elinde bir
avu dolusu bellek-topu olan sekreteri tarafndan karland.
"Djargo-Dantchenko'yu perian ettim," diye bildirdi Shef
field zaferle. "Hkm ve btn zararlar. Yal D.D. sinirinden
kpryor. Bu skoru on bire be yapar, benim lehime." Toplar
ald, elinde sallad ve alk alk bakan bir asistann aknlkla
ak kalm az dahil, bronun her yerindeki yakksz delik
lere atmaya balad.
"Gerekten Bay Sheffield! ki mi itiniz?"
"Bugn almak yok. Kahrolas sava haberleri ok kas
vetli. Neeli kalmak iin bir eyler yapmal. Sokaklarda elen
meye ne dersin?"
"Bay Shefeld!"
"lgilenmem gereken bir gn daha bekleyemeyecek bir ey
var m?"
"Bronuzda bir beyefendi var."
245
"O kadar ileri gitmesine izin vermeni mi salad?" Shefi
eld etkilenmi grnd. "Kimmi o? Tanr falan m?"
"Adn vermedi. Bana bunu verdi."
Sekreter Shefield' e mhrl bir zarf verdi. zerinde el ya
zsyla ACL yazlyd. Shefeld zarf atnda tabak gibi yz
merakla :vnlmt. Sonra gzleri irileti. Zarfn iinde iki tane
50,000 Kr. banknot vard. Shefield tek bir sz etmeden dnp
zel brosuna kotu. Foyle oturduu sandalyeden kalkt.
"Bunlar gerek," dedi Shefeld.
"Bildiim kadaryla evet."
"Geen yl bunlardan tam yirmi tane basld. Hepsi de Ter-
ra hazinelerne yatrlmt. Bu ikisini nasl ele geirdiniz?"
"Bay Shefeld m?"
"Baka kim olabilir? Bu banknotlar nasl ele geirdiniz?"
"Rvetle."
"Neden?"
"O zamanlar bunlar elimde tutmann uygun olduunu
dnyordum."
"Neden? Daha baka rvetler iin mi?"
"Eer avukat cretleri rvetse."
"Ben cretlerimi kendim belirlerim," dedi Sheffield. Bank
notlar Foyle'a frlatt. "Eer davanz almay kabul edersem ve
eer sizin iin buna dediime karar verirsem onlar yine ka
rabilirsiniz. Sornunuz nedir?"
"Su."
"Henz fazla ayrntya girmeyin. Ve . . . ?"
''Teslim olmak istiyorum."
"Polise mi?"
"Evet."
"Hangi sutan?"
"Sulardan."
"ki tanesini syleyin."
"Soygun ve tecavz."
"ki tanesini daha syleyin."
246
, "antaj ve cinayet."
"Baka bir madde var m?"
"hanet ve soykrm."
"Katalounuzdakiler bu kadar m?"
"Galiba. Ayrntlara girersek birka tane daha karabilirz."
"Baya megulmsn, deil mi? Ya Sulular Prensi'sin,
.
ya da delisin. "
"Ben ikisi de oldum, Bay Sheffield."
"Neden teslim olmak istiyorsun?"
"Kendime geldim," diye cevaplad Foyle ac bir tonda.
"Onu demek istemedim. Bi sulu ilerde olduu srece as-
la teslim olmaz. Senin . de ilerde olduun belli. O zaman ne
den?"
"Bir adama olabilecek en kt ey oldu. Vicdan denen na-
dir bir hastalk kaptm."
Sheffield burun kvrd. "Bu ounlukla lmcl olabilir."
"Gerekten de yle. Hayvan gibi davrandm fark ettim."
"imdi de kendini arndrmak m istiyorsun?"
"Hayr, o kadar basit deil," dedi Foyle ciddi bir tavrla.
"Bu yzden size geldim . . . byk ameliyat iin. Toplumun ya
psn , bozan biri kanserdir. Kendi kararlarn toplumdan nce
tutan biri suludur. Ama baz zincirleme reaksiyonlar var, ceza
ekerek kendimi arndrman yeterli deil. Her ey dzeltilme
li. Tann, keke beni Gouffre Martel' e geri gndererek ya da
vurarak her ey dzeltilebilse . . . "
"Geri gndermek mi?" diye araya girdi Sheffeld merakla.
"Daha kesin konuaym m?"
"Henz deil. Ahlaki gelimenle ilgili dertlerin var gibi ge
liyor bana."
"Aynen yle." Foyle sinirle oday arnlyor, banknotlar si
nirli parmaklarla buruturuyordu. "Bu byk bir karmaa
Shefield. Byk, korkun bir suun cezasn ekmesi gereken
bir k var. Onu sevdiim gerei - Yo, onu bo ver. O, kesilip
atlmas gereken bir kanser, tpk benim gibi. Bu da demektir k
247
katalouma muhbirlii de eklemem gerek. Kendim de teslim
oluyor olmam, hibir eyi deitirmiyor."
"Btn bu samalklar da nedir?"
Foyle Shefield' e dnd. "Yeni Yl bombalarndan biri b
rona geldi ve diyor ki: 'Her eyi dzelt. Beni yine birletir ve
eve yolla. Darmadan ettiim ehri ve paraladm insanlar
bir araya getir.' Seni bunun iin tutmak istiyorum. ou sulu
nun nasl dndn bilmiyorum ama -"
"Mantkl, gereki, anslar kt giden iyi i adamlar gi
bi," diye cevap verdi Sheffeld hemen. "Profesyonel bir sulu
nun genel tavr budur. Eer gerekten bir suluysan amatr ol
duun belli. Sayn Baym, ltfen mantkl olun. Buraya gelip
kendinizi msrife soygun, tecavz, cinayet, soykrm, ihanet
ve Tanr bilir daha neyle suluyorsunuz. Sizi ciddiye almam
m bekliyorsunuz?"
Sheffield'in asistan Bunny, zel broya jaunte'ledi. "Pat
ron!" diye bard heyecanla. "Yepyeni bir ey kt. Bir kame
ra-jauntesi. ki kafadar bir veznedara rvet verip Terra Kredi
ve Dviz'in iinin fotorafn ektirmi- Haa. zr dilerim. Mi
safirin olduunu fark-" Bunny aniden susup kald. "Fourmy
le!" diye haykrd.
"Ne? Kim?" diye sordu Sheffield.
"Onu tanmyor musun Patron?" diye kekeledi Bunny. "Bu
Ceres'li Fourmyle. Gully Foyle."
Bir yldan uzun bir sre nce Regis Sheffield bu an iin
hipnozla artlandrlm ve hazrlanmt. Bedeni dnmeden
tepki vermeye programlanmt ve bu tepki yldrm gibiydi.
Sheffeld yarm saniye iinde Foyle'un akana, boazna ve
kasklarna vurdu. Hazrda silah olmayabilecei iin silahlara
gvenilmemesine karar verilmiti.
Foyle yere dt. Sheffield Bunny' e dnp bir yumrukla
. onu odann br kesine frlatt. Sonra avucuna tkrd.
Hazrda ila olamayabilecei iin ilalara da gvenilmemesine
karar verilmiti. Sheffield'n tkrk bezleri uyar durumuna
248
ar duyarl bir salgyla tepki vermek zere hazrlanmt. Foy
le'un kolunu syrd, dirseinin oyuuna trnan iyice batrp
bir yara at. Tkrn kaba kesiin iine bastrp, deriyi
imdikleyerek birbirine tutturdu.
Foyle'un dudaklarndan garip bir lk kt ve dvme y
znde belirginleti. aran asistan bir ey yapamadan Shefield
Foyle'u omuzuna alp jaunte'ledi.
Eski St. Patrick'deki Drt Mil Sirki'nin ortasnda belirdi.
Cretli ama hesapl bir hareketti. Buras, gitmesi beklenen son
yer, PyrE'yi bulmay ummaca ilk yerdi. Katedralde karlaa
bilecei herhangi biriyle ba etmek iin hazrd, ama Sirkin iin
botu.
Kilisenin iinde iirilmi duran bo adrlar hrpalanm
grnyordu; oktan yamalanmlard. Shefield grd ilk
adra dald. Buras yzlerce kitap ve binlerce parldayan ro
man-toplaryla dolu olan Fourmyle'n gezici ktphanesiydi.
Yamac-jaunteciler edebiyatla ilgilenmiyordu. Shefield Foy
le'u yere brakt. Ancak ondan sonra cebinden bir tabanca
kard.
Foyle'un gzkapaklar hareketlendi; gzlerini at.
"Sana ila verdim," dedi Sheffield hzla. "Jaunte'lemeye
alma. Ve kmldama. Seni uyaryorum. Her eye hazrm."
Foyle sersemlemi bir halde ayaa kalkmaya alt. Sheffi
eld tereddt etmeden ate ederek onu omzundan yaralad.
Foyle serte ta zemine dt. Yar baygn ve kmldayamaz
haldeydi. Kulaklar nlyor, zehir damarlarnda ilerliyordu.
"Seni uyaryorum," diye tekrarlad Shefield. "Her eye
. hazrm."
"Ne istiyorsun?" diye fsldad Foyle.
"ki ey. On kilo PyrE ve seni. En ok da seni."
"Seni manyak! Seni kahrolas manyak! Brona onu vermek
iin gelmitim . . . teslim etmek iin . . . "
"D.U.'ya m?"
"Ne?"
249
"D Uydulara? Heceleyeyim mi?"
"Hayr . . . " diye mrldand Foyle. "Bilmeliydim. Vatanse
ver Sheffield, bir D.U. ajan. Bilmem gerekirdi. Ne aptalm."
"Dnyadaki en deerli aptalsn Foyle. Seni PyrE'den de
ok istiyoruz. O bizim iin bir bilinmeyen, ama senin ne oldu
unu biliyoruz."
"Neden sz ediyorsun sen?"
"Tanrm! Bilmiyorsun deil mi? Hala bilmiyorsun."
"En ufak bir fkrin bile yok."
"Neyle ilgili?"
"Beni dinle," dedi Sheffield ezici bir sesle. "Seni iki yl n
cesine, Gebe'ye gtreceim. Anlyor musun? Gebe'nin l
mne. Baskn gemilerimizden biri iini bitirdi ve enkazn iinde
seni buldu. Hayatta kalan son adam."
"Yani Gebe'ye bir D.U. gemisi saldrd yle mi?"
"Evet. Hatrlamyor musun?"
"O konuda hibir ey hatrlamyorum. Hi hatrlayamadm."
"Sana neden olduunu anlataym. Baskn gemisinin parlak
bir fikri vard. Seni bir yeme dntreceklerdi . . . ak bir he
def, anlyor musun? Yar lydn ama seni gemilerine alp ya
madlar. Seni bir uzay elbisesinin iine koyup, mikrodalgan
ak olarak srklenmeye braktlar. Btn dalgaboylarnda
umutsuz sinyalleri yaynlayp yardm diye sayklyordun. Pla
na gre yaknlarda bekleyip seni kurtarmaya gelen .G. gemile
rini toplayacaklard."
Foyle glmeye balad. "Ayaa kalkyorum," dedi umursa
mazca. "stersen ate et orospu ocuu, ama ben ayaa kalkyo
rum." Kolunu tutarak ayaa kalmaya alt. "Demek Vorga za
ten beni alamazd;" diye gld Foyle. "Ben bir yemdim. Bana
kimse yaklamamalyd. Bir hile, bir tuzak, bir lm tuzay
dm . . . Ne ironi ama. Gebe'nin zaten kurtarlmaya hakk yok-
tu ki. ntikam almaya hi hakkm yoktu."
.
"Hala anlamyorsun," diye steledi Sheffield. "Seni srk
lenmeye braktklarnda Gebe'nin yaknlarnda bile deildin.
250
Gebe' den alt yz bin mil uzaktaydn."
"Alt yz bin -?"
"Gebe nakliye hatlarnn ok dndayd. Senin gemilerin
geecei bir yerlerde srklenmeni istiyorlard. Seni gnee
doru alt yz bin mil gtrp hava kilidinden uzaya brakt
lar. Elbisenin klar yanp snyordu ve mikrodalgada yardr
iin sayklyordun. Sonra yok oldun."
"Yok mu oldum?"
"Gitmitin. Ne k vard ne de yayn. Kontrol etmek iin
geri geldiler. Hi iz brakmadan yok olmutun. Sonra birden . . .
Gebe' ye dndn haberini aldk."
"mkansz. "
"Uzayda jaunte'ledin be adam," dedi Sheffield vahice.
"Paralanm ve sayklyordun ama uzayda jaunte'ledin. Bo
lukta alt yz bin mil jaunte'leyip Gebe enkazna geri dndn.
Daha nce hi yaplmam olan bir eyi yaptn. Nasl yaptn
Tanr bilir. Kendin de bilmiyorsun ama reneceiz. Seni be-
nimle birlikte Uydulara gtryorum ve seni lime lime etme
miz gerekse de bu srr zeceiz."
Gl ellerinden birinde tabancay tutarken dieriyle Foy
le'un boazn yakalad. "Ama nce PyrE'yi istiyorum. Onu ba
na vereceksin Foyle. Vermeyeceini sanma." Tabancayla Foy
le'un alnna vurdu. "Onu almak iin her eyi yaparm. Yapma
yacam sanma." Foyle' a souk, mekanik bir tavrla yine vur
du. "Bir cezalandrlma aryorsan, emin ol buldun!"
0
Bunny, Five Points'teki kamu jaunte platformundan atla
yp korkak bir tavan gibi Merkezi Haberalma'nn New York
brosunun a_na giriine kotu. En dtaki nbeti kordonunu ve
koruyucu labirenti geip i brolara ulat. Arkasnda heyecanl
bir takipi treni oluturdu ve sakin bir ekilde nndeki ko
numlara jaunte'lemi onu bekleyen daha tecrbeli nbetilerle
251
burun buruna geldi.
Bunny barmaya balad: "Yeovil! Yeovil! Yeovil!" Hala
koarak, masalarn arasndan geiyor, sandalyeleri deviriyor,
inanlmaz bir kargaa yaratyordu. Barmaya devam ediyor
du: "Yeovil! Yeovil! Yeovil!". Tam zavall adamn acsna son
vereceklerken Y'ang-Yeovil belirdi.
"Nedir bu grlt?" diye parlad. "Bayan Wendesbury'nin