You are on page 1of 292

ALTIKIRKBE YAYIN 41-2

William Blake' e Destek Dizisi - 1


Bilim Kurgu Dizisi - 1
Alfed Bester - Ti ger! Ti ger! 1955, 56
Trkesi: Serap enkul Tezcan
1. bask: Kasm - 1996
2. bask : Mart -2000
Yayn Ynetmenleri
Kaan aydaml / etin an / Funda nkol
Yayna Hazrlayan
etin an
Kapak Tasarm
Murat "K." Bozkurt
Dizgi
Altkrkyedi
Bask
Umut Matbaaclk
(0-212) 637 0 34 - 04 11
Bu evirinin tm yayn haklarn sahiplendik. Tantm alntlan dnda
-makul boyutlarda- izinsiz oaltlmas ahlak kurallarna ve yasalarmza gre
aykr saylmaktadr. Byle bir harekete kalkmak istediinizde nce bize so
rarsanz uygar dnya adna seviniriz.
P.S.: Tm fotokopi fnzinler, yukardaki aklamadan bamszdrlar. Onlar
istedikleri AL TIKIRKBE kitabn veya metnini oaltabilir, bozup yeniden
yaratabilirler. Okurlarmz yasal dergileri deil "fotokopi fnzinleri" izlemeye
aryoruz. Oilar sizi uurumdan aa itecek gce sahiptirler
ve umay renmenin zaman geldi.
Yaasn FOTOKOP, Yaasn KAOS.
ALTIKIRKBE YAYIN
bir Kaybedenler Klb tribidir.
Yazma Adresi: P.K. 114 Ac badem, stanbul
Konuma Adresi: (0-216) 330 86 37-8
Fa : (0-216) 330 28 24
Alfed Besler
(1913, New York -1987, Pennsylvania)
Alfred Bester, hukuk okurken yazd bir hikayeyle bilim
kurguya girdi. (Broken Axiom - 1939) 1942 ylna kadar on
yk daha yazd; daha sonra O Comics'lerde Sperman
ve Batman gibi izgi romanlarda alt. 4 yl boyunca izgi
roman senaryolar ve diyaloglar hazrlad. Bir sre Captain
Marvel' da altktan sonra radyoya geerek Charlie Chan ve
The Shadow gibi serilerde senaryo yazar olarak alt.
Hareketli senaryolar yaratarak geirdii bu youn dnemin
ardndan 1950 ylnda yeniden bilimkurguya ynelerek alt
yl boyunca onu devler arasna sokacak eserlerini yazd.
SO'ler biterken Holiday dergisi iin gezi yazlan yazmaya
balamt ve uzun sre boyunca derginin editrlerinden bi
ri olarak alt.
1974 ylnda tekrar bilim kurgu yazmaya ynelen Bester, The
Computer Connection, Golem 100, The Deceivers gibi romanla
rn yan sra ykler de yaynlad. Alfred Bester ok retken
bir yazar olmamasna karn (1960 ylna kadar yalnzca 12
ksa yk yazmt), yazdklaryla bilim kurgunun en b
ykleri arasnda yer alabilirdi. Alfred Bestern 1953ve 1956
yllarnda yazd iki
.
roman; The Demolished Man ve The
Stars My Destination (Ingiltere'de Tiger! Tiger! adyla basl
mt) gerek anlamda birer bilim kurgu bayaptlardr. The
Demolished Man'in basit bir konusu vardr; (sanayici Ben Re
kh bir cinayet iler ve en sonunda telepat dedektif Lincoln
Powell tarafndan yakalanarak, tedavi iin bir dizi beyin y
kama operasyonuna tabi tutulur.) Roman olaanst klan
ayrntlar, kurgu ve anlatmdr. Tiger! Tiger! da tpk The De
molished Man gibi Jacobean intikam tiyatrosunun bilimkur
gudaki kartdr.
Amerika Bilim Kurgu ve Fantasy Yazarlar tarafndan Byk
Usta nvann kazanan Alfred Bester, tm yaam boyunca
bir New York'lu olmasna ramen 1987 ylnda Pennsylva
nia'da ld.
Bilim kurgu alannda James Blish ve Michael Moorc6ck gibi
iki ayr uta yer alan yazarlar bile etkilemi olan Alfred Bes
ter, belki de farknda olmadan eski biliI kurgu ile yeni dal
ga arasnda bir kpr kurmu, her ikisinin de mihenk tala
rn oluturmutur.
kiisel toplant notlar 4 4
I. /
Miami' de bir akam. Herkesin kabul ettii bir sradanlkla batan
gnein ardndan karncalarn btn srarlarna ramen s kayb olu
maya ve toprak gerginliini zerinden atmaya balamt. Giysileri
zerinden dklen yal garson enesini titreterek barda braktn
da s, kaybettii gcn yeniden kazanmak istercesine masaya doru
ykseldi. Sol taraftaki caml blmenin iine skm insanlar televiz
yon ekranndan yreklerine binlerce ok gibi saplanan grntlerin al
tnda kvranyorlard. Soluma snrnn altna inmi olan havaysa elin
den gelen btn abay gsteriyor ve yaptndan nefret ederek insan
larn kfrlerini tamaya alyordu. Ekran kapanrken srad bir
erke kavuan hava, "he sene byle samalamak zorunda olum bunlar"
adl cmleyi etraf uzun uzun fledi.
Bir kanarya avn daha izlemenin verdii huzurla yerimden kal
karak yryen kalabala katldm. Hava, ardmzdan kvrlp bkl
yordu.
x
dor taraftakiler
il./
"Onu grdm!"
A. Haim
Masumiyet masum mudur?
Her 6.45 okur bilir k, her zaman cevap saysndan en az bir faz
ladr sor says. te bu dncenin altnda, masumiyetin anla
mn bilen eylerin, o anda onu yitirdikleri, yani bildikleri anda bilgi
olmayan oluu kaybettikleri aktr.
Buradan kabilecek tek bir sonu olabilir.
Tpk yamurlu bir sonbahar leden sonrasnda denize bakma
isteinin, yannzdaki kadn aarak kollarnz sonsuz arlatrmas
gibi . ..
lm masumdur.
K
"Hayat berbat" diyidler
KAPLAN! KAPLAN!
Kplan/Kplan! gecenin ormannda
Il l yanan parlak yalaza,
Hangi lmsz el ya da gz, hangisi,
Kurabildi o korkun simetrini?
Hangi uzak derinlerde, gklerde
Yand senin atein gzlerinde?
O hangi knatla ykselebilir?
Hangi el atei kvrayabilir?
Ve hangi omuz ve hangi beceri
Klbinin kslarn bkebildi?
Ve klbin armaya baladnda,
Hangi dehetli el ? ayaklar ya da
Neydi eki? ya zincir nedi?
Beynin nasl bir frn iindedi?
Neydi rs? ve hangi dehetli kbza
lmcl korkularn alabilir avcuna?
Yldzlar mzraklarn aaya atnca,
G sulaynca gzyalaryla,
Gld m o, grnce eserini?
Kuzu'yu yaratan m yaratt seni?
Kplan! Kplan! gecenin ormannda
Il l yanan parlak yalaza,
Hangi lmsz el ya da gz, hangi,
Kurabilir o korkun simetrini?
WILLIAM BLAK
Trkesi: Selahattin zpalabyklar
alfred bester

kaplan! kaplan!
(yldzlar hedefim)
trkesi: serap enkul tezcan
altkrkbe yayn
kadky, 2000
zaman ve gully foyle
stne ....
Hollywood yapm bir filmin hangi dnemde yapldn
baroldeki kadn oyuncunun makyajna bakarak syleyebilirsi-
. niz ve eski bir bilim kurgu romannn yazld zaman da kul
lanlan szcklerden saptayabilirsiniz. Gelecek dnda
.
hibir
ey zaman daha gl, daha hzl ve daha tuhaf bir ekilde
saptayamaz.
Bu her zaman doru deildir, ama son otuz yl iinde (ohn
Clute ve Peter Nicholls'n Bilim Kur
g
u Ansiklopedisi'nde 'ilk bi
lim kurgu'nn lmnn balangc olarak niteledikleri Sput
nik'in uzay yeryzne indirdii 1957 ve George Orwell'm bi
tip William Gibson'un balad 198 yllar arasnda) u anda
iinde yaamaya altmz gelecee yollandk ve belki de b
tn eski bilim kurgu romanlar kendilerini artk tozlu raflarda
rmeye terk edilmi buldular, yrrlkten kalkmlard,
gnlk gereksinimlere cevap vermiyorlard. Gerekten de by
le mi oldu?
Bilim kurgu, eer gerekten iyiyse, sorun yaratan, aykr ve
9
iine girilmesi zor bir yazn trdr. Gelecekte insanl tehdit
eden sorunlar ngrr, "eer byleyse" ve "eer byle srer
se"lerin hepsi bilim kurgunun ana izleklerinden biridir; ama
bugnde de ve iinde yaadmz dinyada da "eer byleyse"
ve "eer byle srerse"ler daima bulunacaktr. Bugnden neyi
anlyorsak elbette.
Baka bir ekilde belirtmek gerekirse, hibir ey tarihsel
kurgu ve bilim kurgudan daha iyi bir ekilde zamanla hesap
lamaz. Sir Arthur Conan Doyle'un tarihsel kurgusu ve bilim
kurgusu bir btndr; her ikisi de Victoria Dnemi Londra'sn
da gazla . aydnlatlm devri konu edinmesire ramen, Sher
lock Holmes' da grmediimiz bir ekilde zamanyla hesaplar.
Tarihi midir diye bir soru sorarsak, buna verilecek cevap
onlarn daha ok kendi dnemlerini konu edindiidir.
Ama istisnalar daima vardr. rnein Alfred Besterin Kp
lan! Kplan!'nda (ngiltere 1956; ABD'de 1957 ylnda Yldzlar
Hedefim adyla tekrar basld) gelecekteki gne sisteminin
muhtemel durumu hakknda, dnemin bilim kurgu yazarlar
nn konu edinip Besterin radikal olarak ihlal ettii speklatif
dncelerin hibiri bulumaz. Ama yknn her sayfasna
hkmeden sabit fikirli ana kahraman Gully Foyle bize,
Poe'nun, Gogol'un ya da Dickens'n karanlk karakterlerini
anmsatr ve onun da abas etrafndaki dnyay kontrol altna
almaktr. Roman boyunca Foyle'un sabit fikirli tavr srerken
1956 ylndaki gelecei grme beceriksizlii arka planda kendi
ni belli eder. Eer Gully Foyle bylesine uzlamaz, gaddar ve
henz gerek yaamda hi domam bir karakter olmasayd,
tpk Sherlock Holmes gibi, bir ikona dnebilecekti. Ama as
lnda yledir; Bester, onu yaratrken ilham olarak baka roman
karakterlerinden bir eyler kattysa da - gerekte Gully Foyle,
Alexandre Dumas'nn Monte Cristo Kontu'nda (1844) bin sayfa
boyunca kendisine eziyet edenlerden intikam alan Edmond
Dantes karakterinin bir uyarlamasdr - Foyle'un kendsi bir
uyarlama olamaz.
1 0
Ben 1970'li yllarn balarnda bu kitab - ya da ok benze
rini; bir kitab okuduunuzda tehlikeli sularda yol alabilecei
niz iin arhk o kitab yeniden okuyamazsnz - gen bir yeni
yetme olarak okuduumda Kaplan! Kaplan! adyla okumutum.
Y
ldzlar Hedefm yerine Kplan! Kaplan! ismini tercih ederim
nk ok daha tehdit edicidir ve buna ek olarak daha fazla
imgearhrr. Balangtaki Blake iirinden alntyla Tanr'nn
kaplan da yaratt anmsatlr. Kuzuyu yaratan Tanr, onu yi
yerek yaamn srdren etoburlar da yaratmtr. Ve Gully
Foyle, kahramanmz, bir yok edicidir. Kitabn ilk blmlerini
okurken onun sradan, nemsiz biri olduunu anlarz; ardn
can Bester, sis perdesini kaldrarak onun fkelenip zihninin
aln anlatr: o, neredeyse iren, aptal, evresinde at gzl
yle bakan, ahlaksz (lmeye can .atmas yznden fazla so
ukkanl oluu ve uyank haliyle deil, sadece tamamyla krle
mesine bencil) oluu yznden bir katildir, bir tecavzc, bir
canavar. Bir kaplan.
1
(Bester, ngiltere' de roman zerine almaya balad s
rada, karakterlerinin adlarn bir ngiliz telefon rehberinden
semitir. Foyle ise Londra' daki en byk, en heyecanlandrc
kitap dkkannn addr- dier yandan kahramanmzn ad,
tuhaf halklar arasnda yolculuk eden Lemuel Gulliver den k
salhlmtr. Dagenham, Yeovil ve Sheffield ise ngiliz ehirleri
dir.)
u anda, bilim kurgu romannda ikinci bir dnemin balan
gcndayz. Ksa sre ncesine kadar konuyla ilgili yazp izen
herkes birbirini tanrd. rnein ben Alfred Bester'le hi tan
madm: genken hi Amerika'ya gitmedim ve o da 1987 ylnda
Brighton Worldcon kongresine davetli olarak gelecekken salk
sorunlar olduu iin gelemedi ve ksa bir sre sonra ld.
Birok iyi ksa yknn, yazarlk kariyerinin ilk yllarnda
kaleme ald iki olaanst m kurgu romannn (biri eliniz
de tuttuunuz kitap, dieriyse The Demolished Man) ve daha
sonraki yazarlk dneminde her naslsa daha az dikkat ekici
11
bilim kurgu romanlarnn yazar olan Beste e kiisel methiyeler
dizmeyeceim. (1950'lerin New York televizyon dnyasn ko
nu edinen Rat Race adl harika psikolojik korku romann da
unutmamak gerek.)
Kariyerine ucuz bilim kurgu dergilerinde yazarak bala
yan Bester, buradan izgi romanlara gemi, Sperman, Yeil Fe
ner ('Yeil Fener Yemini'ni o yaratmhr) ve birok baka karak
terde yazarlk yapt; ve oradan da radyoya geerek Charlie Chan
ve The Shadow adl radyo oyunlarnda alt. Bir konumasnda
ok i deitirmesi hakknda unlar sylemiti: "izgi roman
gnleri bitmiti ama grsellik, arpclk, diyalog kurma konu
sunda ve ekonomik konumalar oluturmakta harika bir eitim
alm oldum."
Bester, 60'l ve 70'li yllarn bandaki radikal "Yeni Dalga"
akm ve 1980'lerdeki "cyberpunklar" tarafndan eskiler ('lk bi
lim kurgucular) arasndan referans noktas olarak gsterilen
ok az yazardan - belki de tek- biridir. "Cyberpunk"n doup
ieklenmesinden yl sonra, 1987'de ldnde, 80'li yllar
daki bilim kurgu yazar kua ona, zellikle elinizde tuttuu
nuz bu kitaba ok ey borlular.
Kplan! Kplan! her eyden nce mkemmel bir 'cyber
punk' romandr: uluslararas ibirlii entrikas ieren 'proto
cyber eler; tehlikeli ama ayn zamanda gizemli ve hiper-bi
limsel PyrE; ahlaksz bir kahraman; ok soukkanl bir kadn
hrsz .. .
On yl gibi bir zaman dilimini nceden gren Kplan! Kp
lan!' dier pekok cyberpunk romanlarndan daha da ilgin k
lan btn bunlar, Gully Foyle karakterinin tm bii deitir
meleri srasnda (eer tm karakterlere yeterince sayfa ve yer ay
rlrsa, her biri Tanr olur) ahlakl bir adam oluuna bizleri tank
ediinde yatar. Kaplan dvmeler, onu iradesini kontrl etmeyi
renmeye zorlar. Duygusal durumu annda yzne yansr - ki
bu da onun kzgnln ve yok etmenin tesine gtrp yeniden
rahme, her eyin dop balad yere dnmesini salar. Kitap
12
aynca bize harika bir rahim sralamas verir: tabut, Gebe, Go
u Martel, St. Patrick ve son olarak yeniden Gebe). Aslnda
bize bundan fazlasn verir:
Dou.
Simetri.
Nefret.
Bir uyar notu: kitabn ierii, okuyucunun alk olduu
dier kitaplardan daha fazla aba gerektiriyor. Eer ilk kez u
anda yazlp baslm olsayd yazar bize iddeti ima etmez gs
terirdi. Tpk Goufre Martel' den sonraki gece, gne doup
kzn adamn yzn grmesinden nce, imenlikteki seksi iz
lemememize izin verilebilecei gibi . . .
yleyse yeniden 1956 ylnda olduunuzu dnn. Gully
Foyle ile tanmak ve nasl jaunte'lenildiini renmek zeresi
ni. Gelecee gidecek olan yoldasnz.
13
Neil Gaiman
Trkesi: Hakan Aytutucu
kaplan! kaplan!
giri
Altn bir a yaanyordu; benzersiz maceralar, zengin ya
am ve zor lm devriydi bu . . . ama kimse yle dnmyor
du. Servet ve hrszlkla, yama ve apulculukla, kltr ve ah
lakslkla dolu bir gelecekti bu . .. ama kimse bunu kabul et
miyordu. Arlklarn ayd, hilkat garibelerinin byleyici
yzyl . . . ama kimse bundan holanmyordu.
Gne sisteminin btn yerleime elverili dnyalar do
lydu. gezegen, sekiz uydu ve milyonlarca insan, bilinen en
heyecan dolu alardan birinde ynlar halinde kaynayordu
ama yine de her zaman olduu ve olaca gibi, herkesin akl
baka zamanlardayd. Gne sistemi kpr kprd . + savalar,
bslenme ve reme, neredeyse daha eskisi adamakll anlal
maqan ortaya kveren yeni teknolojileri kavrama abalar,
uzay derinliklerindeki yldzlara yaplacak ilk keif gezisi iin
hazrlklar srp gidiyordu ama-
Romantikler "Yeni ufuklar nerede?" diye alaya dursun,
24. yzyln banda Callisto' daki bir laboratuvarda oluan dra
matik bir olayla beynin ufuklar geniliyordu bile. Jaunte adn
da bir aratrmac masasn ve kendini (kazara) atee verdi ve
zelikle belirli bir yangn sndrcye hitaben bir yardm
l kopard. Kendini laboratuvar masasndan yetmi ft uzakta
k bu yangn sndrcnn yannda bulduunda Jaunte ve
meslektalarnn ne kadar ardklarn tahmin edebilirsiniz.
Meslektalar, Jaunte'yi sndrp yetmi ft.'lik yolculuu
nun neden ve niinlerini aratrmaya giritiler. Teletama . . .
yalnzca beyin gcyle insann kendini uzayda bir noktadan
baka bir noktaya ulatrmas ... bu, kuramsal olarak uzun za
mandan beri varolan ve gemite gerekletiine ilikin birka
y
z kt belgelenmi kant bulunan bir olguydu. Ancak ilk kez
17
profesyonel gzlemcilerin gz nnde gerekleiyordu.
Aratrmaclar Jaunte Etkisi'ni zalimce incelediler. Dnya
y ayaa kaldracak bu olayn el bebek gl bebek idare edilmesi
dnlemezdi, steli k Jaunte de adn lmszletirmek iin
sabrszlanyordu. Vasiyetini yazp arkadalaryla vedalat. Ja
unte leceini biliyordu, nk meslektalar onu ldrmeye
kararlyd. Bu konuda hibir phe yoktu.
Deii k uzmanlk dallarndan on iki psikolog, parapsiko
log ve nrometrist gzlemci olarak getirildi. Deneyi dzenle
yenler Jaunte'yi krlmaz kristalden bir tankn iine sokup tank
mhrlediler. Tankn iine su aktan bi r vanay atlar ve Jaun
te'nin gzleri nnde vanann kolunu paraladlar. Tank a
mak da, suyun akn durdurmak da imkanszd.
Teori uydu; mademki ilk seferinde Jaunte'nin teletama
yapmas iin bir lm tehdidi gerekmiti, yleyse onu basbaya
yeniden lmle tehdit edeceklerdi. Tank hzla doldu. Gz
lemciler, bir tutulmay izleyen kamera eki binin gergin kesinli
iyle veri topluyordu. Jaunte boulmaya balad. Derken bir
den srlsklam olarak tankn dnda belirdi ve cierleri patla
yacakm gibi ksrmeye balad. Yine baarmt.
Uzmanlar onu inceleyip sorguya ektiler. izelgeleri, rnt
genleri, sinir kalplarn ve vcut kimyasn aratrd lar. Jaun
te'nin nasl teletand konusunda ufak tefek ipular elde et
meye baladlar. Tekni k blmn fslt gazetesine (gizli tut ul
malyd) intihar iin gnlller arad klarn yaydlar. Daha tele
tama olaynn en ilkel safhalarndaydlar ve lm bildi kleri
tek tevikti.
Gnlllere her ey ayrntlaryla anlatld. Jaunte, ne yap
tna ve bunu nasl yapm olabileceine ilikin dersler verdi.
Ardndan gnllleri ldrme ilemine getiler. Onlar suda
bodular, astlar, Y!ktlar. Yeni, yava ve kontroll lm biim
leri gelitirdiler. Gnlllerin, iin ucunda lm olduundan
asla bir pheleri olmad.
Gnll
.
lerin yzde sekseni ld; onlarn katillerinin aclar
18
ve pimanlklar, byleyici ve korkun bir almaya konu
olabilir, ama bu hikayede alarnn canavarln vurgulamak
tan te bir yeri yok. Gnlllerin yzde sekseni ld ama yz
de yirmisi jaunte'ledi. (Bu ad, neredeyse annda bir szce d
nmt.)
"nsanlarn esiz maceralara atlp, hayatlarn tehlikeye
sokabildii romantik a geri getirin" diye yalvaryordu Ro
mantikler.
Bilgi daarc byk bir hzla geniledi. Yirmi drdnc
yzyln ilk on yl iinde jaunte'lemenin prensipleri belirlenmi
ve ilk okul da, o zamanlar elli yedi yanda olan, lmszle
mi ve bir daha jaunte'lemeye cesaret edemediini itiraf etmek
ten utanan Charles Fort Jaunte'nin kendisi tarafndan almt.
Ama ilkel gnler oktan geride kalmt, artk birinin teletama
yapabilmesini salamak iin onu lmle tehdit etmek gerekmi
yordu. nsana, snrsz beyninin yeni bir yeteneini daha fark
etmeyi, gelitirmeyi ve sergilemeyi nasl reteceklerini kefet
milerdi.
nsan tam olarak nasl nlanyordu? En yetersiz aklama
lardan biri Jaunte okullarnn reklam temsilcisi Spencer
Thompson tarafndan bir basn toplantsnda yaplmt.
THOMPSON: Jaunte'lemek grmek gibidir; hemen her insan
organizmasnn doal yeteneidir, ama yalnzca eitim
ve deneyimle geliirilebilir.
MUHABR: Yani deneyim kazanmadan gremeyeceimizi mi
sylyorsunuz?
THOMPSON: Belli ki siz ya evli deilsiniz ya da ocuunuz
yok ... tercihen ikisi de tabii.
(Glmeler)
MUHABR: Anlayamadm.
THOMPSON: Gzlerini kullanay renen bir ocuu izlemi
olan herkes ne demek istediimi anlayabilir.
MUHABR: Ama teletama nedir?
19
THOMPSON: nsann kendini bir konumdan baka bir konuma
yalnzca beyinsel bir abayla tamasdr.
MUHABR: Yani imdi dnceyle kendimizi, diyelim ... New
York'tan Chicago'ya gnderebileceimizi mi sylemek
istiyorsunuz?
THOMPSON: Tamamen yle.
MUHABR: Oraya plak m varrz?
THOMPSON: Eer yola plak ktysanz.
(Glmeler)
MUHABR: Yani, demek istediim, giysilerimiz de bizle birlikte
teletanr m?
THOMPSON: nsanlar teletama yaptklarnda, stlerindeki
giysileri ve tayabilecek gte olduklar her eyi de
kendileriyle birlikte tarlar. Sizleri hayal krklna
uratmak istemezdim ama bayanlarn giysileri bile
gidecekleri yere onlarla birlikte varr.
(Glmeler)
.v1UHABR: Ama bunu nasl yapyoruz?
THOMPSON: Biz nasl dnyoruz?
MUHABR: Beynimizle.
THOMPSON: Pekala, beyin nasl dnyor? Dnme sreci
nedir? Tam olarak nasl hatrlyor, hayal kuruyor,
yorum yapyor ya da yaratyoruz? Beyin hcreleri tam
olarak nasl alyor?
MUHABR: Bilmiyorum, kimse bilmiyor.
THOMPSON: Nasl teletama yaptmz da tam olarak kimse
bilmiyor, ama yapabileceimizi biliyoruz - tpk
dnebildiimizi bildiimiz gibi. Hi Descartes adn
duymu muydunuz? yle demiti: Cogito ergo sum.
Dnyorum, yleyse varm. Biz de diyoruz ki Cogito
ergo jaunteo. Dnyorum, yleyse jaunte'liyorum.
0
20
Eer Thompson'un aklamasnn sinir bozucu olduunu
dnyorsanz, jaunte'leme mekanizmasnn ileyii konu
sunda Sir John Kelvin tarafndan Royal Society' e verilen u ra
poru inceleyin:
"Tletama yeteneinin sinir hcrelerindeki Nissl ktleleri
ya da Tigroid Maddesi'yle ilgili olduunu tespit etmi bu
lunmaktayz. Tigroid Maddesi 1000 cc. suda zn 3.72
gr. metilen ve L75 gr. kkrtl sabun kullanlan Nissl Yn
temi ile kolaylkla sergilenebilir.
Tigroid Maddesinin ortaya kmad durumlarda jaunte'le
mek imkanszdr. Teletama bir Tigroid ilevidir."
(Alk).
Gznde canlandrma ve younlama yeteneklerini geli
tiren herkes jaunte'leyebilirdi. Kii teletamayla gitmek istedi
i noktay tamamen ve kesinlikle gznde canlandrabilmeli;
beynindeki gizli enerjiyi younlatrarak onu oraya ulatracak
. tek bir hamleye dntrebilmeliydi. Hepsinden nemlisi
inanc olmalyd ... Charles Fort Jaunte'nin hibir zaman yeni
. den elde edemedii inanca sahip olmal yani, jaunte'leyebilece
ine inanmalyd. En kk phe teletama iin gerekli beyin
hamlesini engellerdi.
nsanlarn doutan gelen snrllklar jaunte'leme yete
neklerini de snrliyordu. Kimileri var noktasn mkemmel
bi biimde gznde canlandrp koordinatlar kesin olarak be
lirleyebiliyordu ama oraya ulamak iin gerekli gten yoksun
du. Kimilerinin gc vard ama nereye jaunte'leyeceklerini g
remiyorlard. En nemli snrlamay da uzaklk koyuyordu,
kimse bin milden daha uzaa jaunte'leyememiti. Kara ve de
niz boyunca pepee jaunte atlaylaryla Nome'den Meksi
ka'ya ulalabiliyordu ama, hibir atlay bin mili geemiyordu.
2420'1ere gelindiinde aadakine benzer i bavuru form
larna artk her yerde rastlanyordu:
21
Bu blm
retina rei
tanmlamas
iin ayrlmtr.
AD: (Byk Harflerle) ____________________
Soyad Ad
ADRES: (Yasal)
@____ _______________ _
Kta
lke
Blge
JAUNTE SINIFI: (Resmi Deerlendirme;Tek Seenek aretle)
M (1,000 mil):
___ _
L (50 mil):
___ _
D ( 500 mil)
X (10 mil):
C ( 100mil) :
____
V(Sril) :
____
Eski Motorlu Tatlar Brosu, bu yeni ii stlenerek jaunte
adaylarn dzenli olarak snavlara sokup snflandryordu.
'Amerikan Otomobil Dernei' adnn ba harflerini A.J.D.'ye
evirdi.
Birok uzman ve aptal denedii halde, btn abalara ra
men kimse uzayn boluklarna jaunte'leyememiti. Helmut
Grant, aydaki bir jaunte platformunun koordinatlarn ezberle
mek ve Times Meydan'ndan Kepler ehri'ne iki yz krk bin
millik mesafenin her milini gznde canlandrmak iin bir ay
harcamt. Grant jaunte'ledi ve ortadan yok oldu. Onu bir da
ha hi bulamadlar. Ayrca cenneti arayan Los Angeles'l din
adam Enzio Dandridge'i, meta-boyutlar aramak iin uzayn
derinliklerine jaunte'lemeyi denemeyecek kadar akll olmas
gereken parafziki Jacob Maria Freundlich'i, ad ktye km
22
profesyonel bir arayc olan Gemiparalayc Cogan' ve dier
yzlerce insan; kaklar, sintr hastalarn, kamakta zm
jrayanlar ve intihar edenleri de bulamadlar. Uzay, teletama
ya kapalyd. Jaunte'leme, gne sisteminin gezegenleriyle s
nrlyd.
Ama nesil iinde btn gne sistemi jaunte'lemeye
.gemiti. Bu seferki gei, drt yzyl nceki at arabasndan
benzin ana geiten ok daha grkemliydi. gezegen ve
sekiz uyduda var olan sosyal, yasal ve ekonomik yaplar yk
lrken hzla yerlerine evrensel jaunte'lemenin gerektirdii yeni
gelenek v yasalar geiyordu.
.
Jaunte'leyen yoksullarn kenar mahalleleri terk edip iftlik
hayvanlarna ve vahi doaya saldrdklar ova ve ormanlarda
dolamaya balamalaryla toprak isyanlar bagsterdi. Ev ve
bro inaatlarnda da devrim oldu, irketler jaunte'leme yoluy
la kanunsuz girileri nlemek iin piyasaya labirentler ve mas
.keleme aygtlar srmek zorunda kald. Jaunte ncesi endstri
ler kerken iflaslar, panikler, grevler ve alklar yaand.
Jauite'leyen serseriler savunmasz lkelere mikrop ve ha
rat tadka salgn hastalklarn n alnamaz oldu. Stma, f
l
astal ve kemikkran atei kuzeye, Grnland' a ulah ve
yzyllk bir aradan sonra kuduz ngiltere'ye dnd. Veba, k
z, humma, sarlk dnyann her kesine yayld, uzun za
man nce kk kurutuldu sanlan czzam da Boreo' daki unu
llmu bir pislik yuvasndan yeniden yayld.
Yeralt rgtleri geceleri hi durmakszn jaunte'lemeye
balaynca gezegen ve uydular su dalgalar kaplad; polis on-
lada acmaszca mcadele ettike de gaddarlklar sergileniyor
du. Toplum jaunte'lemenin cinsel ve ahlaki tehlikelerine proto
:ol ve tabuyla karlk vermeye balaynca Viktoria devrinin en
'kt iffet taslamalarna korkun bir dn yaand. Gezegen
ler olarak bilinen Vens, Terra ve Mars ile D Uydular arasnda
etamanm ekonomik ve politik basklarndan doan acma
ve iddetli bir sava patlak verdi.
23
Jaunte ana gelene dek, Gezegen (ve Ay) ile insanla
rn yerlemi olduu, Jpiterin uydular lo, Europa, Ganymede
ve Callisto; Satrn'n uydular Rhea ve Titan ile Neptn'n uy
dusu Lassell'den oluan 7 uydu hassas bir ekonomik denge iin
deydi. Birlemi D Uydular, Gezegenler' deki retim fabrika
lar iin hammadde; ilenmi rnler iin de pazar salyordu.
On yl gibi bir sre iinde denge jaunte'leme tarafndan ykld.
Temelde kaba ve yeni dnyalar olan D Uydular, .G.'in
ulam rnlerinin yzde yetmiini satn almt. Jaunte'leme
buna son verdi. .G. iletiim rnlerinin de yzde doksann da
D Uydular almt. Jaunte'leme buna da son verdi. Tabii buna
bal olarak Gezegenler de D Uydular' dan hammadde satn
almna son verdi.
Ticari alveriin yklmasyla ekonomik savan, scak sa
vaa dnmesi kanlmazd. Gezegenler deki karteller, ken
dilerini rekabetten korumaya alarak D Uydulara retim
malzemeleri gndermeyi reddetti. D.U., dnyalarnda alma
lara balam olan Gezegenler e ait firmalara el koydu, patent
anlamalarn bozdu, telif haklar artlarna aldrmad ... ve sa
va balad.
Hilkat garibeleri, canavarlar ve ucubelerle dolu bir ad.
Tm dnyalar muhteem ve kinci bir mantkla ekillenmiti.
Yirmi drdnc yzyldan
1
nefret eden Klasikler ve Romantik
ler, onun potansiyel nemini fark etmiyordu. Evrimin kat bir
gereini gremiyorlard . . . geliimin, kart ularn atmal
birleiminden, en lgnlarn evliliinden doduunu. Klasikler
de Romantikler de Gne Sistemi'nin, insan tamamen deiti
recek ve evrenin efendisi yapacak bir patlamann eiinde ol
duunun farknda deildi.
te Gulliver'Foyle'n intikam dolu hikayesi yirmi drdn
c yzyln bu kaynayan ortamnda balad.
1 .- Yldzlar Hedefm'de A.B., bu tarihi ve olaylarn
g
etii zaman birimini
"yirmi beinci yzyl" olarak deitirmi. yhn
24
birinci blm
Kplan/Kplan! gecenin ormannda
Il l yanan parlak yalaza,
Hangi lmsz el ya da gz, hangi,
Kurabildi o korkun simetrini?
Blake
bir
Yz yetmi gndr lyordu ama henz tam olarak lme
miti. Hayatta kalmak iin, tuzaa dm bir hayvann
hrsyla savat. Ateler iinde sayklyor, ryor; arada bir il
kel bilinci alvler iindeki yaam mcadelesi kabusundan syr
lp, dzgn dnebilir bir hale geliyordu. Sonra dilsiz yzn
Sonsuzluk'a kaldrp mrldand: "Bana n'oldu? Yardm et, sizi
Alak Herifler
l
. Yardm, hepsi bu."
Kfr onun iin kolay bir eydi; konumalarnn yars, ha
yatnn tmyd4. Yirmi drdnc yzyln kenar mahalle eiti
mini almt ve kenar mahalle dilinden baka dil bilmezdi. Tm
dnyadaki serseriler arasnda, yaayan en deersizi ve yaama
olasl en fazla oland. Ve bylece yaamak iin abalad ve
k_frle dua etti; ama gidip gelen bilinci arada srada gemie
ve ocukluuna sryor, ocukluk yllarndan aklnda kalan bir
tekerlemeyi hatrlyordu:
Gully Foyle benim adm
Terra benim yurdum.
Derin uzay benim evim
Ve lmdr hedefim.
O, Gulliver Foyle' du, Makinist Tayfas 3. snf, otuz yan
da; kaln kemikli ve yontulmam ... yz yetmi gndr uzay
:da srkleniyordu. O, Guly Foyle'du, rveti, katil, kat;
bela iin fazlasyla hazrd, elence iin yava, dostluk iin fazla
bo, ak iin fazla tembel.
.:t-Yldzlar Hedefm' de A.B., bunu "lanet olas tanrlar" olarak deitirm. yhn
27
Karakterinin uyuuk kalb, resmi Tccar Donanma kayt
larnda bile tanmlanmt:
FOYLE, GULLIVER - - - - - - AS-128 / 127 : 006
EGTM: YOK
BECERLER:
YOK
.
DERECE:
TAV?YELER:
(KSEL YORUMLAR)
YOK
YOK
Hrs eksiklii yznden fiziksel gc ve zeka kapasitesi gelimemi
bir adam. Minimum aba harcyor. Sradan lnsan'n tipik bir rnei.
Beklenmedik bir okun onu uyandrmas mmkn ama psikiyatri bir
anahtar bulamyor. Daha yksek bir dereceye terfi etmesi nerilmiyor.
Foyle kmaz sokaa girmitir.
kmaz sokaa girmiti. Otuz yl boyunca bir anlk varo
lutan dierine, ar zrhlara brnm yava ve kaytsz bir
yaratk gibi srklenip durmutu - Gully Foyle, tipik Sradan
nsan - ama imdi yz yetmi gndr uzayda srkleniyordu
ve uyann gerekletirecek olan anahtar kilide girmiti. Ya
knda anahtar dnecek, kyamete giden kapy aralayacakt.
0
Uzay gemisi Gebe, Ay ve Jpiter arasnda srkleniyordu.
Yz yarda uzunluunda yz ft geniliinde elik bir roket, ge
miyi zerinde kabinler, ambarlar, gverteler ve blmelerden ar- .
ta kalanlarn salland bir iskelete paralamaya yetmiti. Gv- .
dedeki byk delikler, gne tarafnda k parltlar, karanlk
tarafta donuk yldz lekeleriydi. S.S. Gebe, kreltici gne ve
motor glgelerinin oluturduu donmu, arlksz, sessiz bir
28
boluktu.
Enkaz, yok edilmi aracn iinde bir patlamann enstantane
fotoraf gibi asl duran, donmu dkntlerin yzen birikinti
leriyle doluydu. Molozlar yerekimine benzer bir ekimle ya
va yava kmeleirken, enkazdaki hayatta kalan tek kiiye,
Gulliver Foyle, AS-128/127:006'ya doru giden koridor da, k
meleri dzenli olarak paralyordu.
Enkazda salam kalan tek hava gemez odada, ana gver
te koridorundaki bir malzeme dolabnda yayordu. Dolap drt
ft geniliinde, drt derinliinde ve dokuz ft uzunluundayd.
Bir dev tabutu byklndeydi. Alt yz yl nce bir adam
bu boyutlarda bir kafese hapsetmenin en ince Dou ikencesi
olduuna karar verilmiti. Ama Foyle ksz kafesinin iinde

be ay yirmi gn ve drt saattir yayordu.
"Sen kimsin?"
"Gully Foyle benim adm."
"Neredensin?"
"Terra benim yurdum."
"imdi neredesin?"
"Derin uzay benim evim."
"Nereye gidiyorsun?"
"lmdr hedefim."
0
Yaam savann yz yetmi birinci gnnde Foyle bu so
rular cevaplad ve uyand. Kalbi gm gm atyor, boaz yan
yordu. Karanlkta tabutunu paylat hava deposuna uzanp
kontrol etti. Botu, bir an nce dolusunu getirmesi gerekiyordu.
Bugn de lmle bir fzladan ekimeyle balayacakt, ki Foyle
bunu sessiz bir dayankllkla kabul ediyordu.
Dolap raflarn yoklad ve yrtk bir uzay giysisi buldu. G
ebe' deki tek uzay giysisiydi, Foyle giysiyi nerede ve nasl bul
duunu asla hatrlayamyordu. Yrt bir acil durum spreyi ile
29
kapatmt ama, giysinin arkasndaki bo oksijen kartujlarn
tekrar doldurmann veya deitirmenin yolu yoktu. Foyle giy
siye girdi. Giysinin dolaptan emecei hava, ona ancak be daki
ka yeterdi ... daha fazla deil.
Dolap kapan ap uzayn karanlk souuna kt. Dola
bn iindeki hava da onunla beraber darya esti. Darya
kan havann nemi minicik bir kar bulutu oluturdu ve param
para olmu ana gverte koridorundan aaya szld. Foyle
bo hava tpn kaldrd, dolabn dna yzdrp brakt. Bir
dakika gemiti.
Yzen ykntlarn arasndan dnp, ambar kapana tutu
narak kendini safra ambarna doru itti. Acele etmedi; yry
serbest dme ve arlksz ortama zgyd .. . ayaklarla it,
dirsek ve ellerinle gvertenin duvarna veya kesjne dayan,
uzayda ar ekim bir ilerleme, tpk sualtnda yzen bir yarasa
gibi. Foyle ambardan geip karanlk tarafta kalan safra ambar
na girdi. ki dakika gemiti.
Tm uzay gemileri gibi Gebe de, boru takmlar labiren
tiyle birbirine balanm uzun ktklerden yaplma bir sal gibi,
omurgas boyunca oturtulmu hava tanklarnn arlyla saf
ralanp sertletirilmiti. Foyle bir dakika kadar bir hava tank
nn balantsn kesmeye alt. Dolu mu bo mu olduunu bil
me olana yoktu, belki de tank dolabna kadar gtrmek iin
savaacak, bo olduunu kefedecek ve yaam sona erecekti.
Haftada bir kez uzayda oynad bu kumara katlanyordu.
Kulaklarnda bir kkreme vard, uzay giysisindeki hava
hzla tkeniyordu. Ar silindiri ambar azna doru frlatt,
eilerek zerinden gemesini bekledi ve sonra da ardndan s
zld. Tank ambardan kard. Drt dakika gemiti; titriyor
ve gzleri kararyordu. Tank ana koridordan aaya doru s
rkleyerek, malzeme dolabna soktu.
Kilitli kapana vurdu, peini brakmad, rafta bir eki
bulup vanay gevetmek iin iki kez donmu tpe doru salla
d. Foyle sap amanszca bkt. Son gcyle uzay giysisinin
30
kaskn at, eer tpte hava varsa, dolaba dolarken uzay giysi
sinin iinde boulup kalabilirdi. Bayld, tpk daha ncekiler
gibi, dnn lm olup olmadn bilemeden yld.
"Sen kimsin?"
"Gully Foyle."
"Neredensin?"
"Terra."
"imdi neredesin?"
"Derin uzay."
"Nereye gidiyorsun?"
0
Uyand. Yayordu. Dua etmek ya da teekkr etmek iin
zaman kaybetmeden hayatta kalma iine tekrar koyuldu. Ka
ranlkta erzaklarn koyduu dolap raflarn aratrd. Yalnzca
birka paket kalmt. Yamal uzay giysisi hala zerinde oldu
una gre boluun eziyetinden geebilir ve yiyecek alabilirdi.
Uzay giysisine tpten hava doldurdu, kaskn tekrar taka
rak, buz ve a dogru yeniden yzd. Ana gverte korido
rundan dnd ve kontrol gvertesine kan merdiven enkazn
trmand. Gverte, tm duvarlar yklm uzayda srklenen
atl bir koridordan ibaretti.
Gne sanda yldzlar solundayd ve Foyle, ambar depo
suna doru geminin k blmne frlad. Koridoru yarlam
ken gverte ve at arasnda hala drt kenar sapasalam duran
bir kap erevesini geti. Kap yar aralk, menteelerine tutu
nuyordu. Arkasnda uzay ve duraan yldzlardan baka bir
ey olmayan, hilie alan bir kapyd.
Foyle kapdan geerken bir an iin kapnn cilal krmuna
yansyan grntsyle karlat . .. Gully Foyle, sakall, kuru
mu kan ve pislikle kapl, bir deri bir kemik, sabrl ve hasta gz
lere sahip devasa kara bir yaratk . . . ve arkasnda her zaman
onu izleyen, hareketlerinin kprdatt yzen enkaz akntlar,
31
onu uzayda iltihapl bir kuyrukluyldzn kuyruu gibi izleyen
eyalar.
Foyle gemi ambarna yneldi ve be ayda kazanlm bir
alkanln verdii sistemli hzla yamalamaya balad. ie
lenmi malzemelerin ou kaskat donup patlamlard. Kon
servelenmi malzemeler kutularn kaybetmilerdi nk tene
ke uzay ssnn mutlak sfr noktasnda ufalanarak toz para
cklarna dnrd. Foyle erzak paketleri, konsantreler ve
patlak su deposundan bir buz klesi toplad. Her eyi geni,
bakr bir kazana doldurup, kazan yklendii gibi ambardan
frlad.
Hilie alan kapda, Foyle yldzlarn evreledii krom
yaprakta yansyan grntsne tekrar bakt. Ve aknlkla k
prtsz kald. Be aydr ona arkadalk eden kapnn arkasna,
yldzlara bakyordu. Yldzlarn arasnda bir yabanc vard;
kuyrukluyldza benziyordu, gzle grlr bir ba ve ksa f
kran bir kuyruu vard. Sonra Foyle bir uzay gemisine bakt
n anlad; gemi k roketlerinden alevler kararak, gnee do
ru, onun da zerinde olmas gereken bir rotada hzlanyordu.
"Hayr," diye mrldand. "Hayr, olum, hayr."
Srekli sanrlar gryordu. Tabutuna, yolculua devam et
mek zere dnd. Sonra tekrar bakt. Grd hala bir uzay
gemisiydi. K roketlerinden alevler kararak, gnee doru,
onun da zerinde olmas gereken bir rotada hzlanyordu. Son
suzluk'la tartmaya balad.
"indiden alt ay geti," Kenar mahalle azyla konuuyor
du. "Zaman geldi mi? indi dinleyin, Alak Herifler. Sadece bit
pazarlk neriyorum var ya. Tekrar bakyorum, tatl Alak He
rif. Eer gemiyse sana inanrm. Ama herif eer bu zevzeklikse
. . . eer gemi deilse . . . hemen imdi bu zkkm aacam ve
kafam uuracam. Hepimiz eit oynamalyz. O zaman hadi ia
reti ver, evet mi hayr m, hepsi bu. "
nc kez bakt. Bir kez daha, k roketlerinden alevler
kararak, gnee doru, onun da zerinde olmas gereken bir
32
rotada hzlanan bir uzay gemisi grd.
aret buydu. nanyordu. Kurtulmutu.
Foyle kendini i terek uzaklah ve kontrol gvertesi korido
rundan kprye doru telala ilerledi. Ana kamara iskelesine
giden merdivenlerde kendini durdurdu. Uzay giysisini birka
saniye iinde yeniden doldurmazsa baylabilirdi. Yaklaan
uzay gemisine tek bir yalvaran bak ahp malzeme dolabna
geri dnerek giysisini tamamyla iirdi.
Kontrol kprsne trmand. Sancaktaki gzlem gverte
sinden gemiyi grd, k roketleri hala alev alevdi, rotasnda
belirgin bir deiiklik olmutu, yava yava zerine doru geli
yordu.
FEKLER iaretl i panelin zerindeki UMUTSUZ dme
sine bast. Azap iinde kvrand saniye sren bir boluk ol-.
du .. Sonra UMUTSUZ sinyalinin kez tekrarlanan l patla
malar, kurtarlmak iin yaplan dokuz yakar, bembeyaz bir
parlakl kla gzlerini bir an iin kamatrd. Foyle dmeye iki
kez daha bast, iki kez daha uzay klar aydnlatt ve radyoak
tifler s ve nlarn birletirerek herhangi bir alcnn herhangi
bir dalgaboyunun fark etmemesi imkansz olan statik bir uul
tu ol uturdular.
Yabancnn motorlar durdu. Grlmt. Kurtulmutu.
Yeniden domutu. Uuyordu.
Foyle dolabna doru ok gibi frlad ve uzay giysisini tek
rar doldurdu. Alyordu. Eyalarn toplamaya balad . . . yal-
. nzca tiktaklarn dinlemek iin kurduu akrebi ve yel kovan
olmayan bir saat, bir ingiliz anahtarnn yalnzlk hissettii za
manlarda tuttuu el biimindeki sap, tellerini ekerek ilkel me
lodiler ald bir yumurta dilimleyicisi . . . telala onlar da
; toplad, karanlkta bulamadklarn arad ve sonunda haline
glmeye balad.
Bir kez daha uzay giysisini doldurarak kprye atlad.
. KURTAR iaretli bir fiek dmesine bast. Gebe'nin tekne
: blmnden kk bir gne frlayp patlad ve asl kald
33
yerde millerce uzay boluunu, parlak beyaz bir kla aydn
latt.
"Haydi bebeim, haydi." diye hafife ark mrldanmaya
balad Foyle. "Acele et be adam, haydi bebeim, bebeim."
Yabanc, bir torpil hayaleti gibi n en d kesine kayd
yavaa, karsndakini tartarak yaklat. Bir an iin Foyle'un
kalbi skt; gemi o kadar temkinliydi ki, D Uydulara ait bir
ara da olabilirdi. Ama sonra kenarndaki krmz ve mavi
renkli amblemi grd; kudretli Presteign endstriyel klannn
ticari markas. Terra'l Presteign, gl, cmert ve iyiliksever.
Ve yaklaan geminin de bir karde gemi olduunu anlad, n
k Gebe de Presteign'n sahip olduu gemilerden biriydi.
zerinde szlen uzaydan gelen bir melekti.
"Tatl kz kardeim," diye mrldand Foyle. "Bebek melek,
haydi u, u benimle eve."
Gemi Foyle'un hizasna geldi, yan tarafndaki aydnlatl
m lombozlar scak bir kla parlyor, gvdesindeki aydnlatl
m ekillerde, ad ve kayt numaras ak seik grlyordu:
Vorga-T: 1339. Gemi bir anda yanndayd, ikinci saniyede ya
nndan geti ve nc saniyede kayboldu.
Kz karde onu reddetmiti; melek onu terk etmiti.
Foyle dans etmeyi ve mrldanmay brakt. Umutsuzlukla
bakakald. aret paneline atlad ve dmelere vurdu. Umut
suz sinyalleri, ini kalk, karantina fiekleri; Gebe'nin tekne
ksmndan art arda, beyaz, krmz, yeil, yanp snen, yalvaran
klar curcunas olarak patlad . . . gemi gnee doru hzlanr
ken k motorlar yeniden alev ald, Vorga-T:1339 sessizce ve
amanszca geip gitti.
Bylece, be saniye iinde, dodu, yaad ve ld. Otuz
yllk bir yaam ve alt aylk bir ikencenin ardndan Gully Foy
le, tipik Sradan nsan, artk yoktu. Anahtar, ruhunun derinlik
lerinde bir yerdeki kilitte dnd ve kap ald. Ortaya kan
ey Sradan nsan' sonsuza dek deitirdi.
"Beni bra gittin," dedi yavaa ykselen bir fkeyle.
3.
"Beni bir kpek gibi rmeye braktn. lme braktn, Vorga,
Vorga-T:1339. Hayr. imdi burdan kcam ben. Seni izlerim, V
orga. Seni bulurum, Vorga. detirim sana ben, seni rtrm.
Seni gebertecem, Vorga. Seni ok pis gebertecem."
fkenin yakcl tm bedenini aplad, onu bir hi yapan
hayvani sabr ve uyuukluu yava yava kemirerek, Gully
Foyle'u bir cehennem makinesine dntrecek bir tepki zinci
rini balatt. Adanmt.
"Vorga seni ok pis ldrecem. "
0
Bir hiin yapamayacan yapt ve kendini kurtard.
ki gn boyunca enkaz be dakikalk yamalarla arayarak
omuzlar iin bir kay yapt. Kay bir hava deposuna balad
'Ve depoyu uzay giysisinin kaskna uyduruk bir hortumla ili
tirdi. Uzayn iinde bir kt srkleyen bir karnca gibi kv
rana kvrana hareket etti ama her zaman iin Gebe'nin zgr
lne sahipti.
Dnd.
Kendi kendine kontrol kprsnde salam kalan birka
sefer aletini kullanmay rendi ve sefer odasnn enkazn y
nlar halinde dolduran standart klavuzlar inceledi. Uzayda
,grev ald on yl, boynca, tayin ve cret gibi dllere ramen
byle bir ey denemeyi hayal bile etmemiti, ama imdi dl
.olarak vaad edilen Vorga-T: 1339' du.
Nerede 0lduuna dikkat etti. Gebe uzayda ekliptik dz
lem boyun( gnein 300 milyon kilometre uzanda srkle
,niyordu. nnde Perseus, Andromeda ve Balk takmyldzlar
uzanyorqu. Neredeyse n planda olan turuncu buulu nok
taysa Jpiter di. plak gzle ak seik grlebilen gezegensel
bir disk. Eer ans yardm ederse, Jpiter e doru bir rotaya gi
rbilir ve kurtulurdu.
Jpiter olmazd, orada hibir zaman yerleim olmayacakt.
35
Asteroid yrngelerinin dnda kalan tm d gezegenler gibi,
Jpiter de donmu metan ve amonyak ktlesiydi ama en b
yk drt uydusunda ehirler vard, u anda bu ehirlerde yaa
yan insanlar Gezegenlerle savatayd. Sava esiri olacakt
ama Vorga-T: 1339'la hesaplamak iin hayatta kalmas gereki
yordu.
Foyle, Gebe'nin makine dairesini aratrd. Depolarda
Yksek-tili yakt kalmt ve geminin drt k motorundan bi
ri hala alr durumdayd. Foyle makine dairesinin kullanm
klavuzlarn buldu. Yakt tanklar ve tek salam motor blmesi
arasndaki balanty tamir etti. Tanklar gne tarafnda olduk
lar iin donma noktasnn zerine kacak kadar snmlard.
Yakt sv halindeydi ama bir trl akmyordu. Serbest dme
de yakt borulardan aaya ekecek yerekimi yoktu.
Foyle bir uzay klavuzunu inceledi ve teorik yerekimi ko
nusunda bir eyler rendi. Eer Gebe'yi bir dn yrnge
sine sokabilirse, merkezka kuvveti, motorun yanc blmne
yakt ekebilirdi. Eer yanc blmeyi tututurabilirse, tek mo
torun eitsiz itii Gebe'yi bir dngye sokabilirdi.
Ama nce dngy salamazsa motoru tututuramaz, mo
toru tututuramazsa da dngy salayamazd.
Bu kmaz zecek bir yol dnd; Vorga ona gereken il
ham vermiti.
Foyle motorun yanc blmndeki ufak kanalizasyon val
fn at ve ikence dolu saatler boyunca blmeye yakt elleriy
le doldurdu. Tulumbann silindirine su dkp ilemeye hazr
lamt. Eer yakt tututurursa, bir dn ve yerekimi sala
yabilecek kadar uzun sre yanard. Sonra depolardan yakt ak
m balar ve ateleme devam ederdi.
Kibritleri denedi.
Kibritler uzay boluunda yanmazd.
akmakta ve elikle denedi.
Kvlcmlar uzayn mutlak sfr noktasnda parlamazd.
Krmz scak akor telleri dnd.
36
Gebe' de bir teli akorlatracak hibir tanmda elektrik g
c yoktu.
Metinler buldu ve okudu. Sk sk gzlerinin kararmasna
ve tamamen yklr gibi olmasna ramen dnp planlad.
Vorga onu yceltecek ilham veriyordu.
Foyle donmu gemi depolarndan getirdii buzu eritip
motorun yanc blmesine su katt. Yakt ve su kartrlamazd;
karmadlar. Su yaktn zerine ince bir katman olarak kt.
Foyle, kimyasal depolardan gmms bir para tel ve
sodyum metali getirdi. Ak valftan teli itti. Sodyum suya do
kunduunda tututu ve yksek syla parlad. kan snn
Yksek-tili yakta dokunmasyla valftan ine gibi bir alev fr
lad. Foyle valf bir ingiliz anahtaryla kapad. Blmede ve tek
k motorda bulunan ateleme dzeni btn gemiyi sarsan ses
siz bir titreimle alevi iine ald.
Motorun merkezka itiiyle Gebe yava bir dngye gir
di. Devir meydana getiren kuvvet, hafif bir yerekimi salad.
Arlk geri dnd. Tekne ksmn dolduran yzen enkaz g
vertelere, duvarlara ve tavanlara dt; yerekimi yanc bl
meyi yaktla besledi. Foyle sevinmekle vakit kaybetmedi. Ma
kine dairesinden kp, umutsuz bir aceleyle kontrol kprsne
doru son bir hayati gzlem iin kotu. Bu son gzlem, ona ya
Gebe'nin uzayn dnsz derinliklerinde battn ya da J
piter'e ve kurtarlmaya giden yolda olduunu gsterecekti.
Belli belirsiz yerekimi, hava deposunu srklemeyi nere
deyse imkansz klyordu. vmenin ne doru ani dalgas gev
ek ykntlar yerlerinden skm, ters yne doru frlatmt.
Foyle kontrol gvertesine giden kamara iskelesi merdivenlerini
trmanmaya abalarken, kprden kopan moloz yn korido
run aasndan frlayarak ona arpt. Uzaydaki bu horozibii
nin iinde taklp kalmt, bo koridor boyunca yuvarland ve
ambar blmesinin iki kanatl kapana arparak bilincini yitfr
di. Yar l ama hala intikam ateiyle yanarak, yarm ton enka
zn ortasnda kmldayamadan yatt.
37
"Sen kimsin?"
"Neredensin?"
"imdi neredesin?"
"Nereye gideceksin?"
38
iki
Mars'la Jpiter arasnda geni bir asteroid kua yer alir.
Bilinen ve bilinmeyen binlerce asteroidin arasndan Ucubelerin
Yzylna en zg olan Sargasso adnda, aslnda doal kaya ve
enkazlardan olumu ama iki yzyllk sre iinde zerinde ya
ayanlar tarafndan bir araya getirilmi kk bir asteroiddi.
Gezegenin sakinleri yirmi drdnc yzyln tek vahile
riydi; iki yzyl nce gemileri bozulduu iin asteroid kuan
da kaybolup kaderlerine terk edilen bir aratrma ekibindeki
bilim adamlarnn torunlarydlar. Zaman iinde torunlar yeni
den kefedildiklerinde kendilerine ait bir dnya ve kltr kur
mulard bile uzayda kalarak enkaz toplayp onlar bozmay
, ve atalarndan hatrladklar bilimsel yntemin gln ve bar
barca bir taklidini uygulamay yelediler. Kendilerine Bilimsel
Halk diyorlard. Dnya onlar abucak unutuverdL
S.S. Gebe uzayda yol alrkn ne Jpiter'e ne de uzak yl
dzlara doru gidiyordu, lmn eiindeki bir mikroorganiz
mann yava sarmal dnyle asteroid kuanda srkleni
. yordu. Sargasso Asteroidi'nin bir mil yaknndan getiinde
Bilimsel Halk tarafndan annda yakalanp kk gezegenleri
ne dahil edildi. Foyle'u buldular.
Foyle, asteroidin iindeki doal ve yapay geitlerden zafer
havasnda bir sedyeyle tanrken bir kere kendine geldi. Geit
ler meteor madeni, ta ve gvde plakalarndan olumutu. Baz
plakalarn zerinde uzay yolculuu tarihinin unutulmu adlar
hala yazl duruyordu: INDUS KRALES, TERRA; SYRTIS
GEZGN, MARS; HALKA SRK, SATRN. Geitler, aste
roide imentoladklar toplama gemilerden yaplm byk sa
lonlara, depolara, apartman ve evlere alyordu.
Foyle, ok eski bir Ganymede salapuryasnn, bir Lassell
39
buz delicisinin, bir kaptan gemisinin, bir Callisto kruvazr
nn ve cam tanklar hala duman roket yaktyla dolu bir yirmi
ikinci yzyl yakt taycsnn iinden hzh bir ekilde tand.
ki yzyldr toplanan her ey bu kovanda biriktirilmiti: silah
larla dolu cephanelikler, kitaplarla dolu ktphaneler, kostm
mzeleri, makineler, aletler, yiyecek, iecek, kimyasallar, sente
tiklerle dolu depolar vard.
Sedyenin evresindeki bir kalabalk cokuyla baryordu.
"Yet Mikt! " diye haykrdlar. Bir kadnlar korosu heyecanla me
lemeye balad:
Ammonyum bromid
Potasyum bromid
Sodyum bromid
Sitrik asit
1112 gr.
3 gr.
2 gr.
yet. mikt.
"Yet Mikt!" diye grledi Bilimsel Halk, "Yet Mikt!"
Foyle bayld.
Yeniden uyand. Uzay giysisi karlmt. Asteroidin, taze
oksijen elde etmek iin bitkiler yetitirilen serasndayd. Oda,
yz yardalk eski bir maden filizi taycsndan oluuyordu ve
duvarlarn biri tamamen toplama pencerelerden yaplmt . . .
yuvarlak lombozlar, kare lombozlar, elmas ve altgen ekiller . .
. byk duvar lgn bir cam ve k mozaii haline gelene dek
her ekil ve yata lomboz kullanlmt.
Uzak gne ieride parlyordu; hava scak ve nemliydi.
Foyle puslar iinde etrafna baknd. eytani bir yz merakla
ona bakyordu. Yanaklar, enesi, burnu ve gzkapaklarnda es
ki bir 'Maori maskesine benzer dvmeler vard. Alnna dv
meyle JdEPH yazlmt. JdSEPH szcndeki '' harfinin
sa omuzundan yukar doru kk bir ok karlm ve bilim
adamlar tarafndan erkek cinsini belirtmek iin kullanlan
Mars sembolne dntrlmt.
"Bizler Bilimsel Halk'z," dedi Jdseph. "Ben Jdseph'im;
40
bunlar da benim kardelerim."
Eliyle evresini gsterdi. Foyle sedyesinin evresindeki s
rtan kalabala bakt. Btn yzler eytan maskeleri gibi dv
melenmiti; btn alnlarda boydan boya adlar okunuyordu.
"Ne kadar zamandr srkleniyorsun?" diye sordu Jdseph.
"Vorga, " diye mrldand Foyle.
"Elli yldr bize sa ulaan ilk kiisin. ok glsn. En
uygunun gelii Kutsal Darwin'in doktrinidir. ok bilimsel."
"Yet Mikt! " diye haykrd kalabalk.
Jdseph, nabz len bir doktor edasyla Foyle'un bileini
kavrad. eytans az ciddiyetle doksan sekize kadar sayd.
"Nabzn. Doksan sekiz nokta alt," derken Jdseph bir ter
mometre karp derin bir saygyla sallad. ''ok bilimsel."
"Yet Mikt! " diye araya girdi koro.
.
Jdseph, Foyle'a bir Erlenmeyer iesi sundu. zerinde, Ak
cier, c.c., hematoksilin ve eosin yazyordu. "Vitamin?" diye sor
du.
Foyle cevap vermeyince Jdseph ieden byk bir hap
karp bir piponun azna yerletirerek pipoyu yakt. Bir nefes
alp eliyle bir iaret yapt. Foyle'un nnde kz belirdi. Yz
lerinde korkun dvmeler vard. Hepsinin alnnda bir ad yaz
lyd: ]AN, M9IRA ve P9LLY. Adlardaki 'O' harflerinin altla
rnda minik halar vard.
"Se," dedi Jdseph. "Bilimsel Halk Doal Ayrm uygular.
Seiminde bilimsel ol. Genetik ol."
Foyle yeniden baylrken kolu sedyeden kayd ve M<ira'ya
dnk dt.
"Yet Mikt!"
0
Kubbe tavanl yuvarlak bir salondayd. Salon pasl eski ay
gtlarla doluydu; bir santrifj, bir ameliyat masas, krk bir flo
roskop, sterilazatr ve birtakm anm ameliyat aletleri.
41
Sayklamalar ve barp arlar arasnda Foyle'u ameli
yat masasna baladlar. Onu beslediler. Tra edip ykadlar. ki
adam eski santrifj elle evirmeye balad. Alet bir sava da
vulunun sesine benzeyen ritmik bir nlama yapyordu. Topla
nan kalabalk tempo tutup ark sylemeye balad.
Eski sterilizatr altrdklarnda alet salonu slk alan
bir buharla doldurarak kaynamaya ve sular fkrtmaya bala
d. Ardndan eski floroskobu altrdlar. O da ksa devre yapp
buharl salonda czrtl imekler aktryordu.
On ft.lik korkun bir grnt masaya yaklat. Bu, cambaz
bacaklar takm olan Jdseph' di. Bir ameliyat balyla ameli
yat maskesi takmt ve zerinde omuzlarndan yerlere kadar
uzanan bir ameliyat elbisesi vard. Elbise, vcudun anatomik
ksmlarn gsterecek biimde siyah ve krmz iplikle olduka
sk ilenmiti. Jdseph, bir ameliyat metninden km korkun
bir duvar ilemesine benziyordu.
"Seni Gebe ilan ediyorum! " dedi ar bir edayla.
Grlt kulaklar sar edici bir hale geldi. Jdseph, pasl
bir kutuyu eerek Foyle'un vcudunun zerinde gezdirdi.
evreye eter kokusu yayld.
Foyle'un bilincinin yerine gelmi olan krk dkk parala
r da kayboldu ve her yer karard. Karanln iinden Vorga-T:
1339 tekrar tekrar ortaya kp sessiz intikam lklarn dur
duramayacak hale gelen Foyle'un damarlarndan ve beyninden
frlyor, gnee doru bir rotada hzlanyordu.
0
Ykamalarn, beslemelerin, tempo tutmalarn ve ark sy
lemelerin hayal meyal farkndayd. Sonunda bir ara bilinci ye
rine gelip uyand. Her yer sessizdi. Yataktayd. Moira adl kz
yannda yatyordu.
"Sen de kimsin?" diye vraklad Foyle.
"Karn, Gebe. "
42
"Ne?"
"Karn. Beni setin Gebe. Biz gametleriz."
"Neyiz?"
"Bilimsel olarak elemi, " dedi Moira gururla. Geceliinin
kolunu yukar syrp Foyle' a kolunu gsterdi. Gzellii drt
irkin uzunca yara ile bozulmutu. "Eski, yeni, dn ve mavi
bir eylerle alandm."
Foyle yataktan kmak iin urat.
"Nerdeyiz imdi?"
"Evimizde."
"Ne evi?"
"Senin evin. Sen bizden birisin Gebe. Her ay evlenip bir
ok ocuk yapmalsn. Bilimsel olan budur. Ama ben ilkim."
Foyle kzla ilgilenmeden evreyi aratrd. 2300'lerin bala
rndan kalma, zamannda zel yat olan kk bir roket teknesi
nin ana kamarasndayd. Ana kamara yatak odasna dnt
rlmt.
Lombozlara koup dar bakt. Tekne asteroidin ktlesine
skca oturtulmutu ve geitlerle ana yapya balanyordu. K
tarafa gitti. ki kke kamara oksijen iin bytlm bitki
lerle doluydu. Makine dairesi mutfaa dntrlmt. Yakt
tanklarnda Yksek-tili yakt vard . ama roket blmelerinin
zerindeki kk bir ocan brlrlerini besliyordu. Foyle n
. -tarafa gitti. Kumanda odas artk berber salonuydu ama kont
roller hala alr durumdayd. Dnd.
Ktaki mutfaa gidip oca skt. Yakt tanklarn tekrar
esas motor yanma blmelerine balad. M<ira merakla izliyor
du.
"Ne yapyorsun Gebe?"
"Buradan gitmem gerek kzm, " diye mrldand Foyl
e.
"Vorga diye bi gemiyle iim var. Annadn m kzm? Bu gemiyle
buradan basp gidiyorum, bu ite."
M<ira korku iinde geriledi. Foyle kzn gzlerindeki bak
. grd ve zerine atlad. O kadar halsizdi ki kz onu kolayca
43
atlatt. Azn ap keskin bir lk att. Tam o srada tekne mu
azzam tangrdamalarla doldu; Jdseph ve eytani yzl karde
leri darda teknenin metal gvdesini yumrukluyor, yeni evli
ler iin bilimsel bir selamlama treni yapyorlard.
M<ira lk atp kaarken Foyle sabrla onu kovalyordu.
K bir kede sktrd, geceliini yrtp kuma parasyla a
zn tkad. Kz asteroidi ortadan atlatacak kadar ok ses ka
ryordu ama bilimsel selamlamann grlts daha fazlayd.
Foyle makine dairesindeki kaba tamiratn bitirdi; bu ko
nuda artk neredeyse bir uzman saylabilirdi. rpnan kz ku
cana alp ana ambar azna gtrd.
"Gidiyorum, " diye bard M<; ira'nn kulana. "Kalk.
Asteroidden frlyp kacam. Patlamann Allah kzm. Belki
hepiniz lrsnz. Herey paralanacak. N' olacan bil baka
lm. Hava yok. Asteroid yok. Syle onlara. Uyar. Git kzm. "
Ambar azn at, M<; ira'y dar itti ve kapa arpp ki
litledi. Tren aniden durdu.
Foyle kumanda odasnda ateleme dmesine bast. On
larca yldr duyulmam bir ulumayla otomatik kalk sireni a
lt. Motor blmeleri yava sarsntlarla tututu. Foyle scakl
n ateleme ssna ulamasn bekledi. Bekleme tam bir iken
ceydi. Tekne asteroide imentolanmt. Ta ve demirle evriliy
di. Arka motorlar, ktleye oturtulmu baka bir geminin gv
desiyle ayn hizadayd. Motorlar itie getiinde ne olacan
bilmiyordu ama Vorga onu bu kumar oynamaya itiyordu.
Motorlar ateledi. Yksek-tili yaktn alevleri geminin
k tarafndan ktnda bouk bir patlama oldu. Tekne titredi,
esnedi ve snd. Metal grltleri gelmeye balad. Birden g
crdayarak ne doru kmldad. Metal, ta ve camlar paralara
ayrld ve gemi uzaya frlad.
0
Gezegenler donanmas onu Mars yrngesinin doksan
44
bin mil anda buldu. Yedi aylk cephe savandan sonra dev
riyeler dikkatli, ama umursamazd. Tekne tamn iin gerekli
sinyalleri yollamaynca, nce yok edilmeli, sonra enkazla ilgili
sorular sorulmalyd. Ama tekne kkt ve kruvazr mrette
bat dl paras kazanmaya can atyordu. Gemiyi yakaladlar.
Foyle'u ieride, uzay gemisiyle ev eyalar karm bir y
n arasnda baz bir solucan gibi srnrken buldular. Le
gibi kangren kokan yeni kanamalar balamt, kafasnn bir ta
raf hamur gibiydi. Onu krvazrdeki revire getirip tankn bir
perdeyle dikkatle rttler. Foyle'un grnts, alt gverte do
nanma tayfalarnn salam midelerine bile fazla geliyordu.
Devriye grevleri boyunca Foyle'un leini amnionik tankta
yamadlar. Terra'ya dn srasnda kendine geldi ve azndan
balonlar kararak V harfiyle balayan kelimeler mrldand.
Kurtarldn biliyordu. ntikamyla arasnda yalnzca zama
nn kaldn biliyordu. Revir nbetisi Foyle'un tanknda hare
ket ettiini duyup perde_eri aralad. Foyle'un zarl gzleri ya
vaa ald. Nbeti merakn frenleyemedi.
"Beni duyuyor musun, koum?" diye fsldad.
Foyle homurdand. Nbeti biraz daha eildi.
"Ne oldu? Sana hangi herifler yapt bunu?"
"Ne?" Foyle'un sesi zar zor kt.
"Bilmiyor musun?"
"Ne? Neyin var senin ha?"
"Bekle bir dakika."
Nbeti bir malzeme odasna jaunte'leyerek kayboldu ve
be saniye sonra tankn yannda yeniden belirdi. Foyle uraa
rak dorulup svdan kt. Gzleri bulan.kt.
"Hatrladm be adam. Bi ksmm. Jaunte. Gebe' de jaunte' -
leyemedim, ben."
"Ne?"
"Kafay tmtm."
"Be adam, senin kafan kalmamt ki senin."
"Jaunte'leyemedim. Nas olduunu unuttum, ite. Her eyi
45
unuttum. Hala ok ey hatrlamyorum. Ben"
Nbeti korkun dvmelerle kapl bir yzn resmini eline
tututurunca korkuyla irkildi. Resimdeki Maori maskesiydi.
Yanaklar, enesi, burnu, gzkapaklar eritlerle, dairelerle ss
lenmiti. Alnnda Gebe yazlyd. Foyle resme bakakald ve
birden ac iinde haykrd. Resim bir aynayd. Yz kendi y- .
zyd.
46

"Bravo, Bay Harris! ok iyi! K-Y-D, beyler. Hi unutmayn.
Konum. Ykseklik. Durum. Jaunte'leme koordinatlarnz hatr
lamann tek yolu budur. Etre entre le marteau et J'enclume. Fran
szca. evirisi verilmeyecektir. Henz jaunte'lemeyin Bay Peters.
Sranz bekleyin. Sabrl olun. Hepiniz yava yava C snf ola
caksnz. Bay Foyle'u gren oldu mu? Ortalarda yok. u Kahve
rengi Blble bakn. Dinleyin. Kanatl bir Mozart. Tanrm. Dn
celerim her tarafa dalm . . . yoksa konuuyor muydum bey
ler?"
"Yar yarya han' fendi."
"Biraz hakszlk gibi geliyor gerekten. Tek ynl telepati
bir dert. Dncelerimle sizi topa tuttuum iin zr dilerim."
"Houmuza gidiyor han' fendi. Sevimli dnyorsunuz."
"Ne kdar naziksiniz Bay Gorgas. Pekala snf, hepimiz okula
dnp yeniden balyoruz. Bay Foyle imdiden jaunte'ledi mi?
Ona hi yetiemiyorum."
Robin Wendesbury jaunte'lemede yeniden eitim snfna
New York'ta bir tur attryordu ve bu i beyinleri hasar gren
vakalar iin de, kkler snfndaki ocuklar iin olduu kadar
heyecanlyd. Gen kadn byklere ocuk muamelesi yapyor
du ve onlar da bundan holanyordu. Son bir aydr, "K-Y-D
han'fendi. Konum. Ykseklik. Durum." diye arklar syleye
rek sokaklarn kesitii kelerdeki jaunte platformlarn ezber
leyip duruyorlard.
Robin uzun boylu, ok gzel bir zenci kzd; akll ve kl
trlyd ama bir gnderici, yani tek ynl telepat olduu ger
ei her yerde ayana dolanyordu. Dncelerini btn dn
yaya iletebilirdi ama hibir ey alamazd. Bu dezavantaj, onu
47
daha ekici ilerden uzak tutuyor ama retmenlik iin ok uy
gun klyordu. Tutarsz yaradlna ramen Robin Wendesbury
son derece yetkin ve sistemli bir jaunte retmeniydi.
Adamlar Merkez Sava Hastanesi'nden, Hudson Kprs
blgesindeki 42. Cadde' de tm bir binay kaplayan jaunte oku
luna getirildiler. Okuldan yola kp bir timsah formu olutura
rak, jaunte platformunu byk bir hevesle ezberledikleri Times
Meydan'na yrdler. Ardndan hepsi birden nce okula son
ra yeniden Times Meydan' na jaunte'ledi. Timsah yeniden olu
tu ve Columbus Kalesi' ne yryp koordinatlarn ezberlediler.
Orada hepsi Times Meydan yoluyla okula jaunte'ledi ve ayn
rotay izleyerek Columbus Meydan'na geldiler. Timsah bir ke
re daha oluturulduktan sonra, ezberleme ve jaunte'leme i
lemlerini tekrarlamak iin Grand Army Plaza'ya doru yola
ktlar.
Robin, hastalara (hepsi de beyinleri zedelenerek jaunte'le
me gcn kaybetmi hastalard) kamu jaunte platformlarnn
ekspres duraklar denilebilecek yerleri yeniden retiyordu.
Daha sonralar sokaklarn kesitii yerlerdeki yerel duraklar
da reneceklerdi. Ufuklar geniledike (gleri de geri gel
dike) giderek genileyen alanlardaki jaunte platformlarn ez
berleyeceklerdi. Kesin olan bir ey vard; bu olay, yetenek ka
dar gelirle de snrlyd; bir yeri ezberlemek iin oray grmek
artt, bunun anlam da sizi oraya gtrecek para olmas gerek
liliiydi.l Dnya Turu'nun zenginler iin yeni bir anlam kazan
mt.
"Konum. Ykseklik. Durum." Robin Wendesbury dersini
tekrarlarken snf ekspres platformlarla Washington He
ights'tan Hudson Kprs' ne jaunte'leyip, her biri eyrek mil
lik daha kk atlaylarla geri geldiler.
Platin kafatasl ufak tefek bir teknik avu birden kenar
mahalle azyla konutu: "Ama ykseklik yokki han'fendi. Biz
1.- Yldzlar Hedefm' de AB., bu cmlenin ardna "Hatta 3 boyutlu fotoraflar
bile ie yaramyordu." cmlesini eklemi. yhn.
48
yerdeyiz, ya."
"Yok, avu Logan. Yalnzca 'Yok' deseniz daha iyi olurdu.
zr dilerim. retmek bir alkanlk haline geliyor ve ben bu
gn dncelerimi kontrol etmekte zorlanyorum. Sava haber
leri o kadar kt ki. Ykseklie, gkdelenlerin zerindeki plat
formlar ezberlemeye baladmzda geleceiz, avu Logan."
Kafatas sonradan birletirilmi adam bunu sindirip
ardndan baka bir ey sordu: "Dndnzde sizi duyu
yoz, yle deil misinizdir?"
"Tamamen yle."
"Ama siz bizi duymuyonuz?"
"Hibir zaman. Ben tek ynl bir telepatm."
"Hepimiz mi duyuyoz, bi tek ben mi, ha?"
"Duruma bal avu Logan. Birine younlatmda yal
nzca dndm kii; belli bir ey olmadnda btn .herkes .
. . zavalllar. zr dilerim." Robin dnp seslendi: "Jaunte'leme- .
den nce tereddt etmeyin avu Harris. Bu kukuya neden
olur, kuku da jaunte'lemeyi bitirir. Sadece adm atp kaybolun."
"Bazen endieleniyorum efendim," diye cevap verdi ba
skca bandajlanm bir kdemli avu. Jaunte platfrmunun ke
narnda oyaland belliydi.
"Endielenmek mi? Niin?"
"Belki de vardm yerde biri duruyor olacak. O zaman de
l gibi byk bir patlama olurdu ite. Efendim. zr dilerim."
"Bakn, size bunu yzlerce kez akladm. Uzmanlar dn
yadaki btn jaunte platformlarn azami trafii kaldracak bi
imde ayarlamtr. zel jaunte platformlarnn bu kadar kk
ve Times Meydan'ndaki platfrmun da bu kadar geni olmas
nn nedeni de bu. Hepsi matematiksel olarak ayarlam ve iki
kiinin ayn anda bir yere varma olasl on milyonda bir bile
deil. Bu trafik kazasnda lme olaslnzdan daha dk."
Bandajl baavu pheyle ban sallayp yerden hafife
ykseltilmi platforma kt. Platform, beyaz betondan yapl
r, yuvarlak ve st ksm anmsanmas kolay olsun diye canl
49
siyah beyaz desenlerle sslenmiti. Ortasnda platformun ad
ve enlem, boylam, ykseklik deerlerinden oluan jaunte koor
dinatlarnn yazl olduu kl bir plaka vard.
Bandajl adam ilk jaunte'si iin cesaretini toplamaya al
rken platform ani bir geli gidi kargaasyla titremeye bala
d. Jaunte'leyen ekiller bir an iin beliriyor, etraflarn kontrol
edip yeni koordinatlarn ayarlamak iin biraz durakladktan
sonra yeniden baka bir yere jaunte'leyerek yok oluyorlard.
Her yok oluta, daha nce bir vcudun durduu bolua dolu
an hava moleklleri ksk bir 'Pat' sesi karyordu.
"Bekleyin, snf." dedi Robin. "Bir trafik skkl var.
Herkes platformdan insin ltfen.'
Ar i giysilerinin zerlerinde hala kar bulunan iiler,
kuzey korusundaki bir vardiyann ardndan gneye evlerine
dnyordu. Dou Zaman Kua'ndan Pasifik Kua'na saba
h izliyen, beyazlar iindeki elli st ra batya, St Louis' e
gidiyordu. Ve imdiden len olmu olan Grnland'n dou
sundan beyaz yakal bir bro iileri ordusu yemek saatleri iin
New York'a geliyordu.
'
Karmaa birka saniye iinde sona erdi. "Pekala snf," de
di Robin. "Devam ediyoruz. Hay Allah, Bay Foyle nerede? Hi
bir zaman ortalarda yok gibi. "
"nsann onunki gibi bir surat olunca, saklad iin onu
sulayamazsnz han'fendi. Bizim beyin kouunda ona c
diyoruz."
"ok korkun grnyor yle deil mi avu Logan? O
lekeleri karamyorlar m?"
"Deniyorlar Bayan Robin, ama nasl yapacaklarn bilmi
yorlar. Onlara 'dvme' deniyormu ve unutulmu gibi bi ey
mi."
"Peki Bay Foyle'un yzndekiler nasl olmu?"
"Kimse bilmiyor, Bayan Robin. Akln kaybettii iin beyin
kouunda o. Hibir ey hatrlaryo. Ben olsam, onun gibi y
zm olsa, ben de hibir ey hatrlamak istemem. "
50
"ok yazk. Korkutucu bir grnts var. avu Logan,
sizce Bay Foyle'la ilgili ,bir dnce karp onun duygularn
incitmi miyimdir?"
Platin kafatasl adam dnd. "Hayr han' fendi. Siz kim
senin duygularn incitmezsiniz. Zaten Foyle' da incinecek duy
gu da yoktur k. O yalnzca koca aptal bir kz, ite:"
"O kadar dikkatli olmam gerekiyor k, avu Logan. Anl
yorsunuz deil mi, hi kimse gerekten bakalarnn kendisi
hakknda ne dndn bilmek istemez. Bilmek istediimizi
dnr ama istemeyiz. Gnderici zelliim insanlarn beni iste
memesine yol ayor. Ve yalnz kalmama neden oluyor. Ben - ltfen
bana kulak asmayn. Dncelerimi kontrol etmekte zorlanyorum.
Ha! te buradasnz Bay Foyle. Nerelerde dolayordunuz?"
Foyle platforma jaunte'lemiti ve korkun yzn saklaya
rak sessizce platformdan indi. "Pratik yapyodum," diye mrl
dand.
Robin iinde ykselen tiksinti rpermesini bastrd ve se
vecen bir tavrla Foyle'un yanna gidip koluna girdi. "Bizimle
gerekten daha ok beraber olmalsnz. Biz hepimiz dostuz ve
harika zaman geiriyoruz. Bize katln."
Foyle kzla gzgze gelmekten kand. Kolunu ask bir su
ratla geri ekerken Robin birden adamn gmleinin srlsklam
, olduunu fark etti. Hastane niformas olduu gibi s
1
lanmt.
"Islak? Yamurlu bir yerlere gitmi. Ama sabahki hava durumu
raporlarn grdm. St Louis'in dousunda yamur yoktu. yleyse
oradan daha uzaa jaunte'lemi olmal. Ama bunu yapamyor olmas
gerekir. Belleini ve jaunte'leme yeteneini kybetmi olmalyd. Has
ta numaras yapyor. "
Foyle kzn zerine atlad. "Kes sesini, sen!n Yznn vah-
ilii korkuntu ..
"Demek gerekten numara yapyorsun. "
"Ne kadar biliyorsun?"
"Aptal olduunu. Rezalet karmay brak. "
"Seni duydular m?''
51
"Bilmiyorum. Brak beni. " Robin Foyle'dan uzaklat. "Peka
la snf. Bu gnlk bu kadar yeter. Herkes hastane otobsne
binmek iin okula dnsn. nce siz jaunte'leyin avu Logan.
Unutmayn: K-Y-D . . Konum. Ykseklik. Durum . . . "
"Ne istiyorsun?" diye homurdand Foyle. "antaj m, ha?"
"Sessiz ol. Rezalaet karmay brak. Hadi tereddt etmeyin
ef Harris. Platforma kp jaunte'leyin."
"Senle konumak istiyom,''
"Kesinlikle olmaz. Sranz bekleyin Bay Peters. Bu kadar
acele etmeyin,"
"Beni hastaneye rapor etcek misin?"
"Elbette. "
"Senle konumak istiyom."
"Hayr. "
"Hepsi gitti imdi. Zamanmz var. Senle evinde buluu
ruz. "
"Evimde mi?" Robin gerekten korkmutu.
"Wisconsin, Green Bay' de."
"Bu ok sama. Benim konuacak hibir eyim yok bu-"
"ok eyin var Bayan Robin. Konuacak bi ailen var."
Kzdan yaylan korku Foyle'un srtmasna yol at. "Senle
evinde buluuruz," diye tekrarlad.
"Nerede olduunu bilmene olanak yok" diye bocalad Ro-
bin.
"Sana indi slemedim mi?"
"O- o kadar uzaa jaunte'lemi olamazsn. Sen-"
"Hayr m?" Maske srtt. "imdi sen bana numa- ite on
dan yapyosun demitin. Doru sylyodun, sen. Yann saati
miz var. Seninle orda buluuruz."
Robin Wendesbury'nin dairesi Green Bay kylarnda tek
bana ykslen byk bir binadayd. Bina, sanki bir byc
onu ehrin yerleim blgesinden alp da Wisconsin amlarnn
arasnda brakp gitmi gibi duruyordu. Jaunte'leyen dnyada
byle binalara ok sk rastlanyordu. Kendi kk s ve l
52
reticileri olduktan ve nakliye sorunu da jaunte'lemeyle zl
dkten sonra, llerde, ormanlarda ve vahi doada tek ve top
lu yerleimler olabiliyordu.
Daire, drt odal, komular Robin'in gnderici zelliin
den korumak iin olduka iyi yaltlm bir apartman katyd.
Ev bu anssz ters ynl telepatn kltrl ve yalnz hayatnn
delilleriyle . . . kitaplar, resimler ve dergilerle doluydu.
Robin dairesinin salonuna onu yrtc bir sabrszlkla bek
leyen Foyle'den birka saniye sonra jaunte'ledi.
"Eh, indi kesin biliyosun," diye balad Foyle b giri
yapmaya gerek duymadan. Kzn kolunu ac verecek biimde
kavrad. "Ama hastaneden kimseye benim hakkmda hibi ey
anlatm_ayacaksn Bayan Robin. Kimseye."
"Brak beni!" Robin adamn yzne sert bir tokat att.
"Hayvan! Vahi! Sakn bana dokunaym deme! "
Foyle Robin'i brakp geriledi. Kzn tiksintisinin etkisiyle
yzn saklamak iin fkeyle ban evirdi.
"Demek gerekten numara yapyordun. Jaunte'lemeyi bili
yordun. lk snfta her eyi batan renirmi gibi yaptn b
tn o sre iinde hep jaunte'liyordun . . . lkenin, hatta belki de
btn dnyann drt bir yanna byk atlaylar yapyordun."
"Ya. Ben Times Meydan'ndan Columbus'a . . . nerdeyse
heryerden geerek gidiyorum, Bayan Robin."
"Ve bu yzden de hep kaypsn. Ama neden? Neden? Ne
yin peindesin?"
Korkun yzde saplantl bir kurnazlk ifadesi belirdi.
"Ben Merkez Hastanesi'nde yuvalandm Oras benim kumanda
merkezim, annyor musun? Ben bi eyleri hallediyorum Bayan
Robin. Benim var ya, grlecek bi hesabm var. Bi geminin ner
de olduunu renmem gerekiyodu. imdi ona detmem ge
rek. Artk seni rtecem Vorga. Seni ldrecem, Vorga. Seni
ok pis gebertecem!"
Birden barmay brakp gzlerini vahi bir zaferle ka
dikti. Robin korkuyla geriledi.
53
"Tanr akna, neden sz ediyorsun sen?"
"Vorga. Vorga-T: 1339. Adn hi duydun mu Bayan Robin?
Nerde olduunu Bo'ness & Uig'in gemi kaytlarndan buldum.
Bo'ness & Uig, San Francisco'da. Sen bize ehirdeki jaunte plat
formlarn retirken oraya gittim, ben. San Francisko'ya git
tim. Vorga'y buldum. Vancouver tersanelerinde. Presteign'larn
Presteign'na ait. Onun adn hi duydun mu Bayan Robin?
Presteign, Terra'daki en byk adamdr o, ya. Ama o bile beni
durduramayacak. Vorga'y ok pis gebertecem. Sen de beni dur
duramayacaksn Bayan Robin."
Foyle yzn kznkine iyice yaklatrd. "nk ben izle
rimi kaparm Bayan Robin. Yol boyunca her zayf noktay kapa
rm. Vorga'y ldrmeden beni durdurabilecek herkes hakknda
bi eyler var elimde . . . buna sen de dahilsin Bayan Robin. "
"Yo."
"Ya, nerde oturduunu rendim. Hastanedekiler biliyo
du. Buraya geldim, ortala baktm. Gnln okudum Ba
yan Robin. Callisto' da yaayan bir ailen vardr, annenle iki kz
kardein."
"Tanr akna!"
"Bu da seni bi yabanc sava kkrtcs yapar. Sava bala
dnda sen ve dierlerine Gezegenleri terk etmeniz iin bi
.
ay verilmiti. Gitmeyenler kanunca casus sayld. Sen kancann
ucundasn kzm." Foyle avucunu at. "Artk tam hurdasn k
zm." Avucunu hzla kapatt.
"Annem ve kz kardelerim bir buuk yldr Callisto'dan
ayrlmaya alyor. Biz buraya aitiz. Biz -"
"Tam hurdasn," diye tekrarlad Foyle. "Casuslara n'aptk
lann biliyo musun? Onlardan ske ske bilgi alrlar. Seni par
alarlar, Bayan Robin. Seni paralarna ayrrlar-"
Robin bir lk att. Foyle mutlulukla glmseyip kzn tit
reyen omuzlarn kavrad. "Seni yakaladm kzm, ite. Benden
kaamazsn bile, nk tek yapacam Haberalma'ya bilgi ver
mek ve o zaman n'olursun? Hi kimsenin beni durdurmak iin .
54
yapabilecei bir ey yok; ne hastaneniq ne de Bay Kutsal
Kudretli Presteign'n. "
"k dar seni pislik, iren . . . ey! k dar! "
"Yzmden holanmyo musun Bayan Robin? Bu konuda
da yapabilecein biey yok, ya. "
Aniden Robin'i havaya kaldrp alak bir kanepeye tad.
Kz kanepeye frlatt.
"Hibir ey," diye tekrarlad.
0
Btn toplumun teme1inin dayand, gze arpacak har
camalar yapma prensibine gnlden bal olan Presteign'larn
Presteign', Central Park'taki Viktoria tarz konan jaunte
devrinden sonra modas gemi olan asansrler, ev telefonlar,
yemek asansrleri ve iten tasarruf salayan dier aralarla do
natrt. Bu ssl psl kaledeki btn hizmetiler itaatkar bir
ekilde odadan odaya yryor, kaplar ap kapatyor ve mer
divenlerden inip kyordu.
Presteign'larn Presteign' kalkt, uann ve berberinin
yardmyla giyinip bir asansr araclyla kahvalt odasna in
di, bir kahya, bir uak ve hizmetilerin yardmyla kahvaltsn
yapt. Kahvalt odasndan alma odasna geti. letiim sis
temlerinin neredeyse tamamen ortadan kalkt, bir grme
iin dorudan birinin ofisine jaunte'lemenin telefon ya da telg
rafla uramaktan daha kolay olduu bir devirde Presteign'n
alma odasnda, nnde bir operatrn oturduu antika bir
telefon santrali vard.
"Bana Dagenham' bul, " dedi.
Operatr bir sre urat, sonunda Dagenham Kurye
A..'ye ulamay baard. Bu, her trl prnsip uruna, her trl
kamu ya d.a zel hizmeti yapmas garantilenen kaytl jaunte' ci
lerden kurulu yz milyon krdilik bir organizasyondu. crt
m ban 1 Kr.'ydi. Dagenham bir kuryesini dnyay sk
55
dakikada dolaacan garantiliyordu.
Presteign'n aramasndan seksen saniye sonra bir Dagen
ham kuryesi Presteign'n evinin nndeki zel jaunte platfor
munda belirmi, kimlii belirlenmi ve giriin arkasndaki ja
unte'lenemez labirentten geirilmiti. Dagenham personelinin
her yesi gibi bu kurye de M snf bir jaunte'ciydi. Sonsuz sa
yda bin millik atlaylar yapabilirdi ve binlerce jaunte koordi
natn ezbere biliyordu. Hile ve aldatmaca konusunda st d
zey bir uzmand; Dagenham Kurye A..'yi tam anlamyla ta
nmlayan ve kurucusunun acmaszln yanstan ac bir ve
rimlilik ve cesaret dzeyine gelinceye dek eitilmiti.
"Presteign?" dedi protokol iin zaman kaybetmeden.
"Dagenham' kiralamak istiyorum."
"Hazrm, Presteign."
"Seni deil. Saul Dagenham'n kendisini istiyorum."
"Bay Dagenham artk 100,000 Kr.'den aa kiisel hizmet
vermiyor."
"Miktar onun be kat olacak."
"cret mi, yzde mi."
"kisi de. eyrek milyon cret olarak, eyrek milyon da
risk miktarnn yzde onuna karlk garanti."
"Anlatk. Konu ne?"
"PyrE."
"Heceleyin ltfen."
"Bu adn senin iin bir anlam yok mu?"
"Hayr."
"Gzel. Dagenham iin olacak. PyrE. Byk Pe-ye-re-b
yk E. Dagenham' a PyrE'yi bulduumuzu syle. Foyle, Gulli
ver Foyle adnda bir adam araclyla . . . ne pahasna olursa
olsun . . . bu adam bulmas iin tutuluyor."
Kurye kk, gm bir inciye benzeyen bir bellek topu
kard, Presteign'in talimatlarn kk alete tekrarlad ve ba
ka tek bir kelime bile etmeden gitti. Presteign telefon operat
rne dnd. ''Bana Regis Shefield' bul," dedi.
56
Regis Sheffield'n hukuk brosuna ulaldktan on dakika
sonra Presteign'in zel jaunte platformunda gen bir hukuk
asistan belirdi, sk bir kontrolden geip labirentten geirildi.
ekik yznde mutlu bir tavan ifadesi tayan neeli ve gen
biriydi.
"Gecikme iin zr dilerim Presteign," dedi. "Aradnz
Chicago' da rendik ve ben hala O snf be yz milliim. Bu
raya gelmem biraz zaman ald."
"Patronunuz Chicago'daki bir davaya m bakyor?"
"Chicago, New York ve Washington. Sabahtan beri o mah
kemeden bu mahkemeye jaunte'leyip duruyor. Baka bir mah
kemedeyken-yerine biz bakyoruz."
"Onu tutmak istiyorum."
"Onur duyarz Presteign, ama Bay Sheffield ok megul."
"Pyr E iin deildir."
"zr dilerim, efendim ama tam an-"
"Anlamadn ama Sheffield anlayacak. Ona yalnzca
PyrE'yi ve cretini syle."
"creti nedir?"
"eyrek milyon cret olarak, eyrek milyon da risk mikta
rnn yzde onuna karlk garanti."
"Bay Sheffield' dan ne gibi bir hizmet isteniyor?"
"Birini karp orduya, deniz kuvvetlerine ve polise kar
elimde tutmak iin bilinen tm yasal gerekeleri hazrlamas."
"Tamam. Adam kim?"
"Gulliver Foyle."
Hukuk asistan bir bellek topuna hzla birtakm notlar m
rldand, topu kulana gtrp dinledi ve ban sallayp ayrl
d. Presteign alma odasndan kp, sabah sayglarn sunmak
iin kznn odasna giden kadife kapl merdivenleri trmand.
. Zenginlerin evlerinde, bayan aile fertlerinin odalar krd,
penceresi ya da kaps olmayan ve yalnzca ailenin yakn fertle
rinin jaunte'leyebilecekleri odalar Ahlak ve erdem bu ekilde
korunuyordu. Ama Olivia Presteign normalde de gremedii
57
iin jaunte'leyeiyordu. Dolaysyla odasna, Presteign klan
nn niformalarn giymi yal uaklar tarafndan korunan ka
plardan giriliyordu.
Olivia Presteign muhteem bir albinoydu. Salar beyaz
ipek, teni beyaz saten, traklar, dudaklar ve gzleri de mer
can gibiydi. ok gzeldi ve harika bir krl vard, 7500
Angstromdan bir milimetrelik dalgaboylarna kadar kzltesi
grebiliyordu. Is dalgalarn, manyetik alanlan, radyo dalgala
rn, radar, sonar ve elektromanyetik alanlan gryordu.
Odann misafirler iin ayrlm n ksmnda, Resmi Kabul
Oturumunu dzenliyordu. Srma ilemeli yksek kollu bir kol
tukta oturuyor, dadsnn korumas altnda ayn yudumluyor
ve oturumu idare edip, odaya dalm ayakta duran bir dzi
ne adam ve kadnla sohbet ediyordu. Bakan ama grmeyen kr
gzleri parldayan, mermer ve mercandan yapl muhteem
bir heykele benziyordu.
Misafir odasn, scak spotlardan serin glgelere kadar ya
ylan nabz gibi atan bir s dalgas olarak gryordu. Saatlerin,
telefonlarn, k ve kilitlerin gz kamatrc manyetik mala
rn gryordu. nsanlar, yzleri ve bedenlerinden yaylan ki
isel s malar sayesinde grerek tanyordu. Her ban evre
sinde soluk bir elektromanyetik beyin kalb mas ve her v
cudun s masnn iinde sreki deien kas ve sinir tonla
malarn gryordu.
Olivia'nn evresine toplad sanatlar, mzisyenler ve
zppeler Presteign'n umurunda deildi ama, bu sabah topla
nanlar arasnda sosyetenin ileri gelenlerinin de bulunduunu
grmek onu sevindirdi. Odada bir Sears-Roebuck, bir Gillette,
bir gn Kodak'larn Kodak' olacak qlan gen Sidney Kodak,
bir Houbigant, Buick'lerin Buick'i ve gl Saks-Gimbel klan
nn ba XI. R. H. Macy bulunuyordu.
Presteign kzna sayglanr sunmasnn ardndan evden
kt. zernde kr, siyah ve mavi rnkli Presteign markas
n taan nmal bir src ve yardmc seyisinin srd
58
drt atl bir faytonla 99 Wall Street'teki klan merkezine doru
yola kt. Kzl ve bakr renkli b.ir fonun zerindeki siyah 'P',
Heinz klannn '57'sine ve eskiadaki Rolls-Royce hanean
nn 'RR'sine rakip olan; sosyal kaytlardaki en eski ve en saygn
markalardan birydi.
Presteign klannn ba, New York'lu jaunte'ciler iin bildik
bir grntyd. elik grisi sal, yakkl, gl, kusursuz gi
yimli ve eski tarza uygun davranl Presteign'larn Presteign',
ylesine yce bir konumdayd ki, sradan lmllerin jaunte' -
lemeyle gerekletirdii
.
bir i iin uaklar, arabaclar, seyisler
ve seyis yamaklar altryordu; bu yzden de sosyal sekinle
rin en ideal rneklerinden biriydi.
Bugnlerde insanlar sosyal basamaklar trmandka, ko
numlarn jaunte'lemeyi reddederek belli ediyorlard. Byk
bir ticari klana yeni kabul edilmi olanlar pahal bisikletlere bi
niyordu. Ykselen bir klan yesinin kk bir spor arabas olu
yordu. Bir aile by eski gnlerden kalma ofrl bir anti
kayla, rnein bilinen bir Bentley ya da Cadillac modeli veya
kaliteli bir Lagonda'yla dolayordu. leride klan bakanlna
gelecek soya mensup muhtemel bir mirasnn bir yat ya da
ua oluyordu. Presteign klannn ba olan Presteign'larn
Presteign'nn at arabalar, otomobilleri, yatlar, uaklar ve
trenleri vard. Toplumda yle yksek bir konumdayd ki, krk
yldr hi jaunte'lememiti. Dagenham ve Sheffield gibi hala ja
unte'leyen ve bundan utanmayp, oradan oraya kouturan ye
ni zenginleri hor gryordu.
Presteign, Presteign Kalesi olarak bilinen, 99 Wall Street'te
ki siper ve mazgallarla dekore edilmi kaleye girdi. Kalenin
personelini ve muhafzlarn klan niformalar iindeki nl Ja
unte-Muhafzlan oluturuyordu. Presteign bir bakann hey
. betli yryyle muhafzlarn borazanlar eliinde brosuna
girdi. Gerekten de, huzura kabul edilmeyi bekleyen sak
bir hkmet grevlisinin dehetle kefettii gibi, o bir bakan
dan daha bykt. anssz adam Presteign geerken bkleyen
59
ricaclarn arasndan ne atlad.
"Bay Presteign," diye balad. "Ben Gelirler Dairesinden
geliyorum, sizi . bu sabah grmem ge-" Presteign buz gibi bir
bakla onu susturdu.
"Binlerce Presteign vardr," dedi. "Hepsine Bay diye hitap
edilir. Ama ben Presteign'Iarn Presteign'ym, evin ve ailenin
ba, klann bakanym. Bana Presteign diye hitap edilir. 'Bay'
Presteign diye deil. Presteign diye."
Srtn dnp, personelinin hep
i
ir azdan, "Gnaydn
Presteign" sesleriyle kendisini karlad brosuna girdi.
Presteign ban sallad, kertenkelemsi glyle glmse
yerek Jaunte-Muhafzlarnn ald borazanlar ve trompetler
eliinde taht misali masasna oturup kabulun balamasn ia
ret etti. Presteign bellek toplarn ve btn mekanik i aletlerini
hor grrd.
"Presteign Klan giriimleriyle ilgili rapor," diye balad
Yaver. "Gnlk Maddeler: En yksek-2011/2, En Dk-
201 1 / 4. Ortalama deerler New York, Paris, Tokyo -"
Presteign sinirli bir ekilde elini sallad. Yaver ekilip yeri
ni Yksek Danmana brakt.
"Greve balatlacak yeni bir Bay Presto var, Presteign."
Presteign sabrszln bastrarak, Presteign perakende sa
t blmndeki maazalar idare eden Presteign Presto'lan hi-
yerarisindeki 497. Bay Presto'nun skc yemin trenine ba
kanlk etti. Yakn bir tarihe dek bu adamn kendine ait bir yz
ve bedeni vard. imdi, on yllk temkinli deneme ve dikkatli
takdimlerden sonra, Presto'lara katlmay semiti.
Alt aylk bir ameliyat ve beyinsel artlandrma dnemin
den sonra, dier 49 6 Bay Presto'ya ve Presteign'n koltuunun
arkasnda asl, Abraham Lincoln benzeri, gven alayan, seve
cen ve drst bir adam olarak idealize edilmi Bay Presto port
resine tpatp benzetilmiti. Dnyann neresinde alveri ya
parsanz yapn, tpatp ayn Presteign maazasna giriyordu
nuz ve ayn mdr, Bay Presto, size hizmet ediyordu. Kodak
60
klannn Bay Kwik'i ve Montgomery Ward'n Monty Amca's
gibi rakipleri vard ama, kimse onu geebilmi deildi.
Tren bittiinde, Presteign kabulun sona erdiini belirt
mek iin birden ayaa kalkt. Yksek memurlarn dndakiler
brodan karld. Presteign, kaynayan sabrszln yattr
mak iin oday arnlamaya balad. Hibir zaman kfr etmez-
. di ama kendini tutmas kfr etmesinden daha rktcyd.
"Foyle," dedi bouk bir sesle. "Sradan bir denizci. Pislik.
Parazit. Kenar mahalle serserisi. Bense Presteign'larn Preste
ign'. Ama o adam yznden-"
"zr dilerim Presteign," diyerek ekingen bir tavrla ara
ya girdi Yksek Danman. "Saat Dou saatiyle on bir, Pasifik
. saatiyle sekiz."
"Ne?"
"zr dilerim Presteign. Pasifik saatiyle saat dokuzda, bir
.. frlatma treni olduunu hatrlatmama izin verin. Vancouver
. tersanelerinde bulunacaktnz."
"Fratma m?"
"Yeni nakliye gemimiz Presteign Prenses. Tersaneyle bo
yutlu yayn iletiimi kurmamz zaman alacak, o yzden bir an"
.
"Orada kiisel olarak bulunacam."
"Kiisel olarak m!" Yksek Danman afallad. "Ama Van
couver a bir saatte umamz mmkn deil Presteign. Biz-"
"Jaunte'leyeceim," diye birden parlad Presteign'larn
Presteign'. Sknts o boyutlara varmt.
Dehete den personeli abucak hazrlk yapt. lkeye ya
ylm Presteign brolarn uyarmak iin haberciler yolland ve
zel jaunte platformlar boaltld. Presteign'a, New York bro
sundaki platforma kadar elik edildi. Yuvarlak platform lo,
penceresiz bir odadayd. Bu maskeleme ve gizlilik, yetkisiz ki
ilerin odann koordinatlarn kefedip ezberlemesini nlemek
. iin gerekliydi. Ayn neden yznden btn ev ve brolar, tek
ynl pencereler ve kaplarn ardna yerletirilen kafa kartr
c labirentlerle denmiti.
61
Jaunte'lemek iin ncelikle (dier eylerin yannda) nerede
olduunuzu ve nereye gittiinizi tam olarak bilmeniz gereki
yordu, yoksa hibir yere sa ulama ansnz yoktu. Belirsiz bir
balang noktasndan jaunte'lemek, bilinmeyen bir var nok
tasna ulamak kadar imkanszd. Tpk bir tabancay ateler gi
bi nereye nian alacanz ve tabancann hangi ucunu tutaca
nz bilmeniz gerekliydi. Ama bir pencere ya da kapdan anlk
bir bak, herhangi bir yerin K-Y-0 koordinatlarnn ezberlen
mesi iin yeterli olabilirdi.
Presteign platforma kp, Philadelphia brosundaki var
noktasnn konum ve durumunu net olarak gznde canlandr
d. Geveyip, o hedefe doru tek bir youn irade ve inan dal
gasn harekete geirdi. Jaunte'ledi. Gzlerinin karard ser
semletici bir an oldu. New York'daki platform kaybolurken
Philadelphia' daki platform belirdi. nce aaya, sonra da yu
karya dyormu gibi bir duyguya kapld. Gidecei yere
varmt . . . Yksek Danman ve personelinin kalan ksm say
gl bir ekilde ondan bir an sonra belirdiler.
Bylece, yz ve iki yz millik atlaylarla Presteign ktay
geip Pasifik zamanyla sabah saat tam dokuzda Vancouver
tersanelernin dnda belirdi. New York'dan ayrldnda saat
sabahn on biriydi. ki saat kazanmt. Jaunte dnyasnda bu
da olaan bir durumdu.
evresine it ekilmemi (bir jaunte' ciyi hangi it nleyebi
lirdi k) millerce uzanan beton, ayn merkez zerinde gitgide
genileyen daireler eklinde dikkatle yerletirilmi siyah made
ni paralarla dolu beyaz bir masaya benziyordu. Ama daha ya
kndan bakldnda madeni paralarn, topran derinliklerine
kazlm siyah kuyularn yzer ft.'lik azlar olduu anlal
yordu. Bu yuvarlak azlarn her birinin evresi beton binalar,
brolar, vestiyerler, kantinler ve soyunma odalaryla doluydu.
Bunlar tersanelerin ini ve kalk kuyular, kuru havuzlar
ve ina ukurlaryd. Uzay gemileri de tpk deniz aralar gibi,
yerekimine kar arlklarn tek balarna kaldracak biimde
62
tasarlanmamt. Normal terra yerekimi bir uzay gemsnn
belkemiini yumurta kabuu gibi atlatrd. Gemiler, bir merdi
ven ve ina zg?ras a arasnda dik olarak tutuluyor ve kart
yerekimi perdeleriyle sarilp desteklenerek ina ediliyordu.
Benzer kuyulardan kalkyor, Riche Snr'na ulap kendi mo
torlarn ateleyene dek, bir projektrn dikilmi na trma
nan toz zerrecikleri gibi kart yerekimi nlar zerinde yk
seliyorlard. nen uzay aralar da motorlapn kapayp ayn
,nlarn zerinde alalarak bu kuyulara giriyorlard.
Presteign'n kafilesi Vancouver tersanelerine girdiinde
hangi kuyularn kullanlmakta olduunu grebiliyorlard. Ku
yularn bazlarnda, aadaki iiler uzay gemilerinin k k
smlarn belirli ilem seviyelerine getirdike, kart yerekimi
perdeleriyle yerden drtte bir ya da yar uzunluklarna kadar
ykseltilmi gemilerin burunlar ya da gvdeleri kuyu azn
dan yukarya frlyordu. tane Presteign V snf nakliye ge
misi, Vega, Vestal ve Vorga, tersanelerin ortasna yakn olan ku
yularda yar ykseltilmi biimde duruyor, Vorga'nn evresin
deki kaynak makinelerinin kvlcmlarndan da anlalaca gi
bi zerlerindeki plakalar sklp yenileri taklyordu.
Presteign kafilesi, GR yazl beton binada, aadaki
szckler yazl olan bir levhann nnde durdular:
EGER BU ARAZYE YASADII YOLLARLA GRMEYE
ALIIRSANIZ HAYATINIZ TEHLKEYE GRER.
UYARILDINJZ!
Herkese ziyareti kartlar datld ve Presteign'larn Pres
teign' bile itaatkar bir tavrla bir kart ald. Byle bir koruyucu
kart olmadan girdiinde olacaklar bildii iin hi itiraz etme
den kartn takt. Topluluk, Presteign renklerinde bayraklarla
donatlm ve kenarna bir krs yerletirilmi olan 0-3 kuyu
suna ulaana dek kuyularn arasndan geerek yoluna devam
etti.
63
Prestign burada karland ve kendisi de eitli grevlile
rini selamlad. Presteign bandosu yksek sesle ve canl bir e
kilde klan arksn almaya balad, ama enstrmanlardan biri
ldrm gibiydi. Gittike ykselen tiz bir nota, sonunda btn
bandoyu ve akn feryatlar bastrd. Presteign sesin bir enstr
mandan deil de tersane alarmndan geldiini ancak o zaman
fark etti.
Tersanede kimlik ya da ziyareti kart tamayan biri vard.
Savunma sisteminin radar alanna girdiinde alarm almt.
Presteign, alarmn bouk brtsnn iinden beton alann
evresindeki yerlerini almak zere krsden jaunte'leyen n
betilerin kardklar sesleri duyabiliyordu. Kendi Jaunte-Mu
hafzlar, dikkatli ve tetikte Presteign'n evresinde topland.
Hoparlrlerden, savunmay dzenleyen bir ses duyuldu.
"TERSANEDE KMLG BELRSZ K. EPSLON DOKUZDA
KMLG BELRSZ K. EPSLON DOKUZDAN BATIYA
DOGRU YAYA LERLYOR."
"Birileri ieri girmi olmal," diye bard Yksek Dan-
man.
"Farkndaym," diye sakince yantlad Presteign.
"eride jaunte'lemediine gre bir yabanc olmal."
"Onun da farkndaym."
"KMLG BELRSZ K DELTA BEE YAKLAIYOR.
DELTA BE. HALA YAYA OLARAK LERLYOR. DELTA BE
TE ALARM."
"Tanr akna, ne yapmak istiyor bu adam?" dedi Yksek
Danman hayretle.
"Kuralm biliyorsunuz, beyefendi," dedi Presteign souk
bir tavrla. "Presteign klannn hibir orta Tanr'nn adn say
gszca azna alamaz. Kendinize gelin. "
"KMLG BELRSZ K MD ERA BEE YAKLAI
YOR. ERA BEE YAKLAIYOR."
Yksek Danman Presteign'n koluna dokundu. "Bu tara
. fa geliyor Presteign. Ltfen saklanr msnz?"
64
"Saklanmayacam."
"Presteign, daha nce de suikast giriimleri oldu. tane.
Eer-"
"Bu krsnn zerine nasl kabilirim?"
"Presteign!"
'kmama yardm et."
Presteign, hala lgnca ikayet etmeye devam eden Yk.
sek Danmann yardmyla, tehlikeye kar grev yapan Pres
teign klann gcn izlemek iin krsnn tepesine kt.
Aada, beyaz tulumlu iilerin, heyecan karmamak iin ku
yulardan ktn grebiliyordu. Etrafta, uzak blgelerden ha
reketin merkezine jaunte'leyen nbetiler beliriveriyordu.
"KMLG BELRSZ K GNEYE, BETA E DOGRU
LERLYOR. BETA ."
Presteign B-3 kuyusunu izledi. Bir ekil hzla kuyuya do
ru kouyor, zigzaglar izerek, yanlara atlayarak ve hzla ileri
atlarak ilerliyordu. Mavi hastane giysileri giymi, dank si
yah sal ve uzaktan ekilsiz yz canl renklere boyanm gibi
grnen dev gibi bir adamd bu. Savunma sisteminin s ykle
me 'alan adam yanacak kadar sttnda giysilerinden duman
lar kmaya balad; boynu, dirsekleri ve dizlerinde alev parlt
lar belirdi.
"BETA TE ALARM. BTN BRMLER BETA E."
Uzaktan barlar te silah sesleri, geni saha tabancalar
nn vnlamalar duyuluyordu. Beyazlar iindeki yarm dzine '
ii adamn zerine atlad. Adam onlar il yavrular gibi da
tp Vorga'nn burunun grnd B-3 kuyusuna doru dur-
. . madan ilerledi. Giysileri alev ald; artk, iilerle nbetileri ya
rarak geen, dnp duran, etrafna yumruklar sawran, durdu
. rulamayacak bir biimde ilerleyen bir mealeye benziyordu.
Birden durdu, alevler iindeki gmleinin iinden siyah
bir kutu kard. lmn penesinde kvranan bir hayvann
son rpnyla kutunun ucunu srd ve kutuyu, Vorga'ya do
r dzgn bir ayla frlatt.
65
Hemen ardndan da vuruldu.
"PATLAYICI. SAKLANIN. PATLAYICI. SAKLANIN. SAK
LANIN."
"Presteign!" diye feryat etti Yksek Danman.
Presteign kendini adamdan kurtard ve kutunun nce yu
kar, sonra da Vorga'nn burnuna doru, dnerek ve souk g
ne nda parldayarak ilerlemesini izledi. Kuyunun kenarn
da kart yerekimi n tarafndan yakaland ve kocaman g
rnmez bir parmakla frlatlm gibi yukarya doru frlad.
Kutu srekli yukar doru ilerledi, elli, yetmi, yz ft. Ardn
dan gz kamatran bir parlaklk ve bir an sonra da kulaklar
sar_edip kemikleri sarsan muazzam bir gkgrlemesi oldu.
Presteign kendisini toparlayp krsden frlatma podyu
muna indi. Parman Presteign Prenses'in frlatma dmesine
yerletirdi.
"Hala yayorsa o adam bana getirin," dedi Yksek Dan
mana. Dmeye bast. "Seni Presteign Kudret olarak adlandr
yorum," dedi zaferle.
66
drt
Presteign Kalesi'ndeki Yldz Odas altn ereveli fildii
panellerle, yksek aynalarla ve vitrayl camlarla bezenmi oval .
bir odayd. Odada, nnde Tiffany' den bir robotun oturduu
altn bir org; merdiveninde bir ktphaneci androidin durduu
altn ilemeli bir ktphane, nnde mekanik bir bellek topu
kayt aygt duran android bir sekreterin oturduu bir on bein
ci Louis stili masa ve arkasnda bir robot barmenin durduu bir
Amerikan bar vard. Presteign, insan hiZmetileri tercih ederdi
ama androidler ve robotlar sr saklayabiliyorlard.
"Oturun, Yzba Yeovil," dedi nazike. "Bu Bay Regis
Shefield, bu konuda beni temsil edecek. Bu gen adam da Bay
Sheffield'n asistan."
"Bunny benim ayakl hukuk szimdr," dedi Shefield.
Presteign bir dmeye dokundu. Yldz Odas'ndaki don
mu yaam canland. Orgun arkasndaki robot orgu almaya,
ktphaneci kitaplar ayrmaya balad; sekreter daktilo yaz
yor, barmen de iki hazrlyordu. Muhteem bir gsteriydi ve
sanayi psikometri uzmanlar tarafndan zenle planlanm olan
etkisi Presteign'n kontrol elinde tutarak ziyaretileri elveri
siz bir konuma sokmasn salyordu.
"Foyle adnda bir adamdan bahsediyordunuz, Yzba
Yeovil?" dedi Presteign.
Merkezi Haberahna'dan Yzba Peter Y'ang-Yeovil, bilge
Manu'nun soyundan geliyordu ve Gezegenler Silahl Kuv
vetleri' nin Haberalma Tongu'na balyd. . G.S.K, iki yzyldr
Haberalma ileri iin, arkalarndaki be bin yllk kltrl kur
nazlk tarihleriyle harikalar yaratan inlilere gveniyordu.
Yzba Y'ang-Yeovil, ismi korkuyla anlan Kat Adamlar Top
luluu'nun yesi, Tientsin maj Yaratclar'nn bir uzman, bir
67
Batl nan Ustasyd ve Gizli Dili ok iyi konuuyordu. Bir in
liye benzemiyordu.
Y'ang-Yeovil duraklad, kendisine kar ilemekte olan psi
kolojik basklarn hepsinin farkndayd. Presteign'n ile ekmi
kertenkelemsi yzn, Sheffield'n ak, kavgac ifadesini ve
tavans yz hatlarndan Doulu olduu anlalan Bunny adl
hevesli gen adam inceledi. Yeovil'in kontrol yeniden ele al
mas ya da benzer bir kart etki yaratmas gerekliydi.
Oyunu bir ka hamlesiyle at. "Sizinle uzaktan akraba
olabilir miyiz?" diye sordu Bunny'e Mandarin dilinde. "Ben
barbarlarn Manu dedii bilge Meng-Tse.hanedanndanm. "
"yleyse biz ezeli dmanz," diye yantlad Bunny durak
sayan bir Mandirin diliyle. "Benim soyumun olaanst atas
nn Shang-tung' daki valilik grevine M.. 342' de domuz
Meng-Tse tarafndan son verildi."
"Btn nezaketimle yamuk yaratlm kalarnz tra ede-
rim." dedi Y'ang-Yeovil.
v
"Saygyla krk dilerinizi alazlarm," diyerek gld
Bunny.
"Haydi, beyler," diye itiraz etti Presteign.
" bin yllk bir kan davasn pekitiriyoruz," diye akla
d Y'ang-Yeovil anlamad konumalar ve glmeler yzn
den yeterince rahatsz olmu grnen Presteign' a. Bu sefer
dorudan bir at denedi.
"Foyle'la iiniz ne zaman bitecek?" diye sordu.
"Hangi Foyle?" diyerek araya girdi Sheffield.
"Elinizde hangi Foyle var?"
"Presteign klanyla iliki iinde, ayn isimli on kii var."
"lgin bir say. Benim bir Batl nan ustas olduumu bili-
yor muydunuz? Bir gn size Ayna-Ve-Dinle Giemi'ni gster
meliyim. Bu sabah Bay Presteign'n hayatna kastedildii bildi
rilen olaya karan Foyle' dan bahsediyorum."
"Presteign," diye dzeltti Presteign. "Ben 'Bay' deilim.
Ben Presteign'larn Presteign'ym."
68
"Presteign'n hayatna kastedilen olay var," dedi Sheffi
eld. "Biraz daha ak konumalsnz."
"Bu sabah tane mi? Presteign baya megul olmu ol
mal." diye i geirdi Y'ang-Yeovil. Sheffield azimli bir rakip ol
duunu kantlamaya balamt. Haberalma grevlisi baka bir
saptrma yntemini denedi. "Keke Bay Presto' muz daha kesin
bir ey syleseydi."
"Sizin Bay Presto'nuz mu!" diye haykrd Presteign.
"Tabii. Be yz Presto'nuzdan birinin bizim ajanmz oldu
unu bilmiyor muydunuz? ok garip. Sizin naslsa, kefedece
inizi dnp bir karklk operasyonu dzenlemitik."
Presteign dehete dm gibiydi. Y'ang-Yeovil bacak ba
cak zerine atarak konumasna devam etti. "Allagelmi ha
beralma yntemlerinin en temel zayflklarndan biri de bu; he
nz gerekmedii halde dzeltmelere gidiyorsunuz."
"Blf yapyor," diye haykrd Presteign. "Presto'larmzdan
hibirinin Gulliver Foyle'la ilgili bir ey bilmesine olanak yok."
"Teekkr ederim," Y'ang-Yeovil glmsedi. "te istedi
im Foyle da bu. Onu almamza ne zaman izin verirsiniz?"
Sheffield kalarn atarak Presteign' a bakt ve tekrar
Y'ang-Yeovil'e dnd. " 'Biz' kim?" diye sordu.
"Merkezi Haberalma."
"Onu niin istiyorsunuz?"
"Bir kadnla giysilerini karmadan nce mi yoksa sonra
m seviirsin?"
"Bu ok kStah bir soruydu."
"Sizinki de yleydi. Foyle'u ne zaman alabiliriz?"
"Neden gsterdiinizde."
"Kime?"
"Bana," Sheffield iaret parman avucuna bastrarak. "Bu
sivil bir mesele. Sava malzemesi, sava personeli ya da sr
mekte olan bir savaa ait strateji ve taktikler szk( usu olmad
takdirde sivil yarg her zaman stndr."
"303 Terra Temyizleri 191, " diye mrldand Bunny.
69
"Gebe sava malzemesi tayordu."
"Gebe Mars Bankas'na platin kleleri tayordu," dedi
Presteign aniden. "Eer para bir sava-"
"Bu tartmay ben ynetiyorum," diye araya girdi Shefi
eld. Hzla Y'ang-Yeovil'e dnd. "Sava malzemesinin adn
syleyin."
Bu ak meydan okuma Y'ang-Yeovil'i hazrlksz yakalad.
Gebe konusunun odak noktasnn gemide bulunan, dnyada
var olan miktarn tamam ve kefeden kii ortadan. kayboldu
una gre byk olaslkla yenilenemeyecek, 10 kiloluk PyrE
olduunu biliyordu. Sheffield'n, bunu ikisinin de bildiini bili
yordu. Shefeld'n PyrE'nin aka anlmamasn tercih edece
ini dnmt. Ama yine de, ite ad anlamayacak olann
adnn sylenmesi iin meydan okumutu.
Akla aklkla karlk vermeye karar verdi. "Pekala
beyler, adn aklayacam. Gebe, 10 kilo PyrE denilen bir
madde tayordu."
Presteign bir ey sylemek iin davrand, ama Shefield
onu susturdu. "PyrE nedir?"
"Raporlarmza gre-"
"Presteign'n Bay Presto'sundan m?"
"O mu, o bir blft," diye gld Y'ang-Yeovil ve bir anda
kontrol eline ald. "Haberalma'ya gre, PyrE, Presteign iin,
daha sonra kayplara karan bir adam tarafndan gelitirildi.
PyrE bir karma metal, bir alevlenici. Kesin olarak bildiklerimiz
bu kadar. Ama bu konuda kesin olmayan raporlar var . . . gve
nilir ajanlardan gelen inanlmaz raporlar. kardmz sonu
larn kk bir ksm bile doruysa PyrE zaferle yenilgi arasn
daki frk belirleyebilir."
"Sama. Hibir sava malzemesi bu kadar nemli olmad
imdiye kadar."
"Olmac m? 1945'teki fizyon bombasn hatrlatrm.
2022' deki Null-G kart yerekir tesisatlarn hatrlatrm. Tal
ley' in 2194'teki Tm Alanlarda Radar nleyici Ekran'n da.
70
Malzeme ok nemli olabilir, zellikle dmann ona nce ula
ma olasl varsa."
"imdi byle bir olaslk yok."
'PyrE'nin nemini itiraf ettiiniz iin teekkr ederim."
"Hibir eyi itiraf etmiyorum, her eyi yalanlyorum."
"Merkezi Haberalma bir takas nermeye hazr. Bir adama
karlk bir adam. Gully Foyle'a karlk PyrE'yi bulan adam."
"O elinizde mi?" d.iye sordu Sheffield. "O zaman bizi niin
Foyle konusunda sktryorsunuz?"
"nk elimizde bir ceset var!" diye parlad Y'ang-Yeovil.
"D Uydular onu alt aydr Lassell' e tutup bilgi almaya al
yorlard. Yzde yetmi dokuz yaralyla sonulanan bir basknla
onu kardk. Bir cesedi kurtardk. D.U.'nun bir cesedi geri al
mak iin verdiimiz kayplara glp glmediinden hala emin
deiliz. Ondan ne kadar bilgi kopardklarn bilmiyoruz."
Bu szn zerine Presteign oturduu yerde doruldu. Ac
masz parmaklan srekli ve sert vurularla masay tklatmaya
balad.
"Lanet olsun," Y'ang-Yeovil barmaya devam ediyordu.
"Bir dnm noktasnda olduumuzu fark edemiyor musun
Sheffield? ok ince bir ipin zerindeyiz. Bu pis ite, Prsteign'a
arka karak ne yaptn sanyorsun? Sen Liberal partinin lideri
sin . . . Terra'nn bir numaral vatarseverisin. Prsteign'n en b
yk politik dman. O hepimizi satmadan sen onu sat, aptal."
"Yzba Yeovil," diye araya girdiinde Presteign'in sesi
buz gibiydi. "Bu szleriniz ho grlemez."
"PyrE'yi istiyoruz ve ona ihtiyacmz var," diye devam etti
Y' ang-Yeovil. "u on kiloluk PyrE'yi incelememiz, sentezi yeni
den bulmamz ve sava amalarmza uygulamay renmetniz
gerek . . . ve btn bunlar da D.U. bizden nce baarmadan
yapmalyz, tabii eer imdiye dek yapmadlarsa. Ama Preste
ign ibirlii yapmay reddediyor. Neden? nk iktidardaki
partiye kar. Liberallerin askeri bir zaferini istemiyor. Politika
iin sava kaybetmemizi yeler, nk Presteign gibi zengin
71
adamlar asla kaybetmezler. Kendine gel Shefield. Bir hain tara
fndan tutuldun. Tanr akna ne yapmaya alyorsun?"
Sheffield'n Presteign'la yaph garip ibirlii konusunda
bocalamasna frsat kalmadan Yldz Odas'nm kaps yavaa
vuruldu ve Saul Dagenham ieri getirildi. Dagenham bir za
manlar Gezegenler in aratrrma dahilerinden biriydi; etkile
yici sezgileri ve mkemmel bir bellei olan, beyninin yerinde
altnc dereceden bir bilgisayar tayan bir fiziki. Ama Tycho
Sands' de bir kaza olmu ve bir fizyon patlamasndan sa kur
tulmutu. Patlama onu tehlikeli bir biimde radyoaktif yapm
h, onu 'scak' yapm; onu bir yirmi drdnc yzyl 'Tifolu
Mary' sine dntrmt.
Dagenham' a Gezegenler hkmeti tarafndan, alacana
inandklar nlemler iin ylda 25,000 Kr. deniyordu. Gnde
be dakikadan fazla kimseyle fiziksel temasta bulunamyordu.
Gnde yan saatten fazla hibir odada, kendi odasnda bile
kalamyordu. .G. tarafndan kendini hayat ve sevgiden tecrit
etmesi emredilen ve bunun iin para denen Dagenham, ara
trmay brakp Dagenham Kurye A. adndaki devi kurmutu.
Y' ang-Yeovil, kuruni derili ve iskelet gll bu ksa boy.
lu, sarn kadavrann Yldz Odasi'na girdiini grdnde bu
karlamada yenilginin kanlmaz olduunu anlad. Bu
' adamn hepsiyle birden baa kacak durumda deildi.
"Foyle iin bir Askeri emir karhyorum," dedi. "Haberal
ma'ya gelince, tm grmeler bitmitir. Bundan sonras ak
savahr."
"Yzba Yeovil gidiyordu," diye seslendi Presteign, . Da
genham' ieri getiren Jaunte-Muhafz subayna. "Ltfen onu
labirentten geirin."
Y' ang-Yeovil, subay yanna gelip selam verene kadar bek
ledi. Adam nazike kapy iaret ettiinde Yeovil, Presteign'n
gzlerinin iine bakt, yznde alayc bir glmseme belirdi ve
hafif bir Pat! sesiyle yok oldu.
"Presteign!" diye bard Bunny. "Jaunte'ledi. Bu odaya
7
kar kr deil. Bu-'
"Belli ki yle," dedi Presteign buz gibi bir sesle. "Bakah
yaya haber verin," dedi arm duran Muhafz subayna. "Yl
dz Odas'nn koordinatlar artk gizli deil. Yirmi drt saat
iinde deitirilmeleri gerekiyor. Ve imdi, Bay Dagenham : . . "
"Bir dakika," dedi Dagenham. "u Askeri emir .konusu
var."
Bir zr ya da aklama gereksinimi duymadan o da yok
oldu. Presteign kalarn kaldrd. "Yldz Odasnn srrn bilen
biri daha," diye mrldand. "Ama hi deilse sr aa kana
dek bilgisini saklama inceliini gsterdi."
Dagenham yeniden belirdi. "Labirentten geerek zaman
kaybetmenin bir anlam yoktu," dedi. 'Washington' da emirler
verdim. Yeovil'i oyalayacaklar; iki saat garanti, muhtemelen
saat, belki drt saat.'
"Nasl oyalayacaklar onu?" diye sordu Bunny.
Dagenham lmcl gln Bunny' e yneltti. "Dagen
ham Kurye A..'nin standart E.F.K.K. Operasyonu. Elence,
fntazi, karaa, kyamet . . . Drt saatin her birine ihtiyacmz ,
,olacak. Lanet olsun! Bebeklerini bozdum Presteign." Dagen-
ham'n radyasyonu elektronik sistemlerine szd iin robotlar
birden deli gibi hoplayp zplamaya balamlard. "Neyse, ben
gideyim."
"Foyle?" diye sordu Presteign.
"Henz hibir ey yok." Dagenham kurukafa glmseyii
ni taknd. "Gerekten esiz bir adam. Normal ila ve yntemle
rin hepsini denedim . . . hibir sonu vermedi. Dardan bakl
dnda sradan bir tayfa . . . yzndeki dvmeyi saymazsak ta
bii . . . ama elik gibi bir iradesi var. Bir eylere tutunmu ve b
rakmyor."
"Neye tutunmu?" diye sordu Sheffield.
"Bulacam umuyorum."
"Nasl?"
"Sorma, sen de su orta durumuna dersin. Bir gemi
73
hazrladnz m Presteign?"
Presteign ban sallad.
"Bulunacak bir Gebe olaca konusunda bir garanti ver
miyorum ama eer varsa Deniz Kuvvetleri'nden nce davran
malyz. Yasalar hazr m Shefield?" .
"Hazr. Ama inallah kullanmak zorunda kalmayz."
"Bence de, ama yine de garanti yok. Tamam. Talimatlar
iin hazrlkl olun. Ben Foyle'u konuturmaya gidiyorum. "
"Nerede tutuyorsun onu?"
Dagenham ban sallad. "Bu oda gvenli deil." Birden
yok oldu.
Cincinnati-New Orleans-Monterrey yoluyla Mexico City'e
jaunte'ledi ve Ortak Terra

niversiteleri'nin dev hastanesinin


Psikiyatri Blm'nde belirdi. Muhteem bir merkez olan has
tane iinde btn ehri kaplayan bu yer iin Blm szc
ok yetersiz kalyordu. Dagenham Terapi Ksmnn 43. katna
jaunte'leyip Foyle'un iinde baygn olarak yzd tecrit edil
mi tanka bakt. Tankn yannda duran saygn sakall beyefn
diye bir gz att.
"Merhaba Fritz. "
"Merhaba Saul."
"Ne byk bir ey, Psikiyatri Blm'nn Bakan benim
iin bir hastaya gz kulak oluyor."
"Bence sana borluyuz SauL"
"Hala Tycho Sands'i mi dnyorsun Fritz? Ben dn-
myorum. Blmn radyasyonla berbat ediyor muyum?"
"Her eyi koruma altna aldm."
"Kirli ilere hazr msn?"
"Keke neyin peinde olduunu bilseydim."
"Bilgi. ''
"Ve o bilgiyi almak iin benim terapi ksmm engizisyona
evirmek zorunda mydn?"
"Fikrim buydu."
"Neden her .zamanki ilalar kullanmyorsun?"
74
''Zaten kullandm.

e yaramad. Sradan biri deil o."


"Bunun yasad olduunu biliyorsun."
"Biliyorum. Fikrini mi deitirdin? Vazgemek mi istiyor-
sun? eyrek milyona ayn malzemeyi elde edebilirim. "
"Hayr Saul. Sana her zaman borlu olacaz."
"Haydi balayalm o zaman.

nce Kabus Tiyatrosu."


Tank bir koridordan aa srkleyip otuz metrekarelik,
zemini hal kapl bir odaya getirdiler. Bu oda, terapinin vazge
ilen deneylerinden biriydi. Kabus Tiyatrosu, ekildikleri hayal
dnyalarn yaanamaz duruma getirerek izofrenleri ok yo
luyla gerek dnyaya dndrmek iin yaplan ilk denemeler
den biriydi. Ama zamanla hastalarn duygularnn paralanma
s ve yklmasnn olduka zalim ve pheli bir tedavi olduu
anlalmt.
Dagenham iin, Psikiyatri Blm' nn Bakan boyutlu
grsel projektrlerin tozunu alm ve btn duyumsal projek
trlerin balantlarn yapmt. Foyle'u tankndan karp ayl
tc bir ine yaptlar ve zeminin orta yerinde braktlar. Tank
odadan karp klan sndrdler ve gizlenmi kontrol kabi
nine girdiler. Oradan projektrleri atlar.
Dnyadaki her ocuk hayal dnyasnn benzersiz ve yal
nzca kendine ait olduunu sanr. Psikiyatriyse bireysel hayal
lerin sevin ve korkularnn btn insanln paylat ortak
bir miras olduunu bilir. Korkularmz, sululuklanmz, deh
etlerimiz, utanlarmz bir insandan dierine uygulanabilir ve
hi kimse aradaki fark anlamaz. Ortak Hastane'nin terapi ks
m, doldurduu binlerce duygusal kayd, Kabus Tiyatrosu'nda
her eyin dahil olduu, herkesi dehete drecek tek bir gs
teriye dntrmt.
Foyle nefes nefese, terlemi ve uyandn fark etmeden
uyand. Ylan sal, kanl gzl Eumenides'in penesindeydi.
Kovalanp tuzaa drld, uurumlardan aaya atlp ya
kld, derisi yzld, iple bouldu, bceklerle kapland, yenip
yutuldu. Bard. Koarak kat. Tiyatrodaki radarl Engel Alam
75
admlarn engelleyip ar ekimli korkun' rya koularna d
ntrd. Kulaklarn trmalayan gcrdama, barma, inleme
ve kovalamaca grltlerinin arasrda bir ses srarla mrldan
yordu.
"Gebe nerede Gebe nerede Gebe nerede Gebe nerede
Gebe nerede?"
"Vorga," dedi zar zor Foyle. "Vorga. "
Kendi taknhs sayesinde alanmt. Kendi kabusu onda
bir baklk yaratmh.
"Gebe nerede? Gebe'yi nerede braktn? Gebe'ye ne ol
du? Gebe nerede?"
"Vorga," diye bard Foyle. "Vor
g
a. Vorga. Vorga. "
Kontrol kabininde Dagenham kfrediyordu. Projektrleri
izleyen blm bakam saate bakt. "Bir dakika krk be saniye
Saul. Daha fazlasna dayanamaz."
"Konumas gerek. Son etkiyi ver."
Foyle'u canl canl gmdler; yavaa, acmaszca, korkun
bir biimde. Karanlk derinliklere gtrld; k ve havay ke
sen le gibi bir pislikle rtld. Yavaa havaszlktan boulur
ken uzak bir ses grlyordu: "GEBE NEREDE? GEBE'Y
NEREDE BIRAKTIN? GEBE'Y BULURSAN KURTULAB

RS

N. GEBE NEREDE?"
Ama Foyle Gebe'deki ksz, havasz tabutuna geri dn
m, gverteyle tavan arasnda rahat rahat szlyordu. Kvr
larak uyumaya hazrland. Halinden memnundu. Kurtulacakt.
Vorga'y bulacakt.
"Vurdumduymaz pil" diye kfretti Dagenham. "Daha n
ce hi Kabus Tiyatrosu' na kar koyan oldu mu Fritz?"
"Hi olmad. Haklsn. Bu ok deiik bir adam Saul."
"zlp konumas gerek. Tamam, ilemin kalann bo
ver. imdi Megal Modu deneyelim. Oyncular hazr m?"
"Hepsi hazr. "
"Haydi balayalm o zaman."
Byklk hayalleri alt deiik ynde geliebilir. Megal
76
(Megalomani'nin ksaltlm) Modu da olumu olan megalo
mani ynnn saptanp izlenmesi iin terapide kullanlan dra
matik bir tehis tekniiydi.
Foyle drt direkli lks bir karyolada uyand. Altn ileme
lerle bezenmi, duvarlar kadifeyle kapl grkemli bir yatak
odasndayd. Merakla evresine baknd. ereveli pencereler
den ieriye hafif bir gne szyordu. Odann br ucunda
bir uak zenle birtakm giysileri yerletiriyordu.
"Hey . . . " diye seslendi Foyle.
Uak dnd. "Gnaydn Bay Fourmyle," diye mrldand.
"Ne?"
"ok gzel bir sabah efendim. Kahverengi izgili tak
mnz ve deri ayakkablar kardm efendim."
"Nen var senin, ha?"
"Ben-" Uak merakla Fyle' a bakt. "Her ey yolunda m
Bay Fourmyle?"
"Bana ne dedin be adam?"
"Adnz syledim efendim."
"Adm . . . Fourmyle m?" Foyle yatakta dorulmak iin
urat. "Hayr deil. Adm Foyle. Gully Foyle, ite benim adm
bu.''
Uak dudan srd. "Bir saniye, efendim . . . " Darya
kp seslendi. Sonra bir eyler mrldand. Beyazlar giymi hari
ka bir kz koarak yatak odasna girip yatan kenarna oturdu.
Foyle'un ellerini tutup gzlerinin iine bakt. Yz zntly
d.
''Canm, canm" diye fsldad. "Tm bunlara yine bala
mayacaksn deil mi? Doktor bunlar atlattna yeminetmiti."
"Neye gene balamayacak mym?"
"Btn o Gulliver Foyle adnda sradan bir denizci oldu
un samalklarna ve -"
"Ben Gully Foyle'um. Benim adm bu, Gully Foyle."
"Hayatm, deilsin. Bu yalnzca haftalardr kurduun bir
hayal. ok fazla alyor ve ok iiyordun."
77
"Hayatm boyunca hep Gully Foyle' dum, ben."
"Evet biliyorum hayatm. Sana imdi yle geliyor. Ama de
ilsin. Sen Geoffrey Fourmyle' sn. Sen o Geoffrey Fourmyle' sn.
Sen - Ah, sana anlatmann ne anlam var ki? Giyin sevgilim.
Aaya gelmen gerek. Bron darmadan bir halde."
Foyle uan kendini giydirmesine izin verdi ve sersemle
mi bir durumda aaya indi. Ona tapt belli olan harika kz,
izim masalar, valeler ve yarm kalm tuvallerin darmada
nk durduu dev gibi bir stdyodan geirdi onu. Masalar,
dosya dolaplar, b
o
rsa saatleri, katipler, sekreterler ve
b
ro per
soneliyle dolu geni bir s.alona getirdi. Oradan her yeri karma
kark durar cam ve krom paralaryla dolu azametli bir labo
ratuvara getiler. Ocaklar yanp tslyordu; havada ilgin kim
yasal maddelerin ve garip deneylerin tatl kokusu vard.
"Btn bunlar da ne?" diye sordu Foyle.
Kz Foyle'u byleyici simgelerle bezenmi ilgin katlar
la dolu dev bir masann yanndaki lks koltua oturttu. Foyle
baz katlarn zerinde Geoffrey Fourmyle adyla atlm gs
terili, otoriter imzalar olduunu grd.
"Bu ite pis bir hata var, ok pis," diye balad Foyle.
Kz onu susturdu. "Dr. Regan geliyor. Her eyi anlatr."
Kendinden emin, rahatlatc tavrlar olan etkileyici bir be-
yefndi Foyle' a yaklat, nabzna dokunup, gzlerini inceledik
ten sonra memnuniyetle glmsedi.
"Gzel," dedi. "Harika. Tam olarak iyilemenize ok az
kald Bay Fourmyle. imdi bir saniye beni dinler misiniz?"
Foyle ban sallad.
"Gemile ilgili hibir ey hatrlamyorsunuz. Yalnzca sah
te bir belleiniz var. ok fazla alyordunuz. Siz nemli bir
adamsnz ve doal olarak zerinizde ok fazla bask var. Bir ay
nce ok fazla i
m
eye
b
aladnz - yo, yo, inkar etmeniz bir ie
yaramaz.

tiniz.
K
endinizi kaybettiniz."
"Ben-"
"

nl Jeff Fourmyle olmadnza kendinizi inandrdnz.


78
Sorumluluktan kamak iin ocuka bir aba. Foyle adnda s
radan bir tayfa olduunuzu hayal ettiniz. Gulliver Foyle deil
mi? Garip bir numaranz vard . . . "
"Gully Foyle. AS: 128/127:006. Ama bu benim. Bu -"
"Bu siz deilsiniz. Siz bu'sunuz." Dr. Regan eliyle saydam
cam duvardan gzken ilgin brolar gsteriyordu.
"Gerek belleinize yalnzca eski beleinizden kurtularak
kavuabilirsiniz. Eer tayfa ryanz silmenize yardm edebilir
sek btn bu muhteem gerek sizin gereiniz. " Dr. Regan -
ne eildiinde cilalanm gzlklerinde hipnotize edici bir pa
rldama grlyordu. "Bu sahte belleinizi btn ayrntlaryla
yeniden kurun, ben de parampara edeyim. Gebe adl uzay
gemisini nerede braktnz dnyorsunuz? Nasl katnz?
imdi Gebe'n nerede olduunu tahmin ediyorsunuz?"
Foyle avucunun iinde gibi grnen bu sahnenin romantik
ekicilii nnde bocalad.
"Galiba Gebe'y -" Birden durdu.
Dr Regan'm gzlklerinden yansyan klarda bir eytan
yz ona bakyordu . . . ekilsiz alnnda Gebe yazs parlayan
korkun bir kaplan maskesi. Foyle ayaa kalkt.
"Yalanclar!" diye kkredi. "Ben gereim, ben. Buradaki
ler sahte ite. Bana olanlar gerek. Gerek benim, ben."
Saul Dagenham laboratuvara girdi. "Pekala," diye seslen
di. ''Kesin. Bu bir fiyaskoydu.'
;
Laboratuvar, bro ve stdyodaki telal sahne sona erdi.
Oyuncular Foyle'un yzne bile bakmadan sessizce kayboldu
lar. Dagenham Foyle' a lmcl gln att. "Sertsin, deil
mi? Gerekten de benzersizsin. Adm Saul Dagenham. Konu
mak iin be dakikamz var. Baheye gelsene."
Terapi Binas'nn tepesindeki Sakinletirici Bahe, tedavi
planlamasnn bir zaferiydi. Her a, renk ve izgi; dmanl
yattrmak, direnci yumuatmak, fkeyi eritmek, histeriyi yok
etmek, melankoli ve bunalm krklemek zere planlanmt.
"Otursana," dedi Dagenham, kristal bir suyun nlad bir
79
.havuzun yanndaki bir bank gstererek. "Benim biraz dola
mam gerek. Sana ok yaklaamam. Ben 'scam' . Bunun ne de
mek olduunu biliyor musun?"
Foyle somurtkan bir tavrla hayr anlamnda ban sallad.
Dagenham parldayan bir orkide ieini iki elinin arasna ald
ve bir sre yle tuttu. iei seyret," dedi. "Anlarsn."
Bir patikadan yrrken birden durdu. "Haklsn tabii. Sa-
na olan her ey gerek . . . Yalnz, neler oldu sana?"
"Cann cehenneme," diye homurdand Foyle.
"Biliyor musun Foyle, seni takdir ediyorum."
"Cann cehenneme."
"Kendi ilkel tarznda akll ve cesursun. Sen harika bir ma
ara adamsn Foyle. Seninle ilgili arahrma yaptm. Presteign
tersanelerinde attn o bomba. harikayd, gerekli para ve mal
zemeyi bulacam derken de Merkez Hastane'yi neredeyse
yamalamsn." Dagenham parmaklaryla saymaya balad.
"Dolaplar yamalamsn, krler kouundan almsn, ecza
neden ila almsm, laboratuvar depolarndan alet edevat y
rtmsn."
"Cann cehenneme, sen."
"Ama Presteign'dan ne istiyorsun? Niye tersanesini hava
ya uurmaya altn? er dalp kuyularn arasnda Komani
gibi koturduunu sylediler. N' apmaya alyordun Foyle?'
"Cann cehenneme."
Dagenham glmsedi. "Sohbete devam edeceksek," dedi,
"sen de zerine deni yapman gerek. Sohbetin monotonla
yor. Gebe'ye ne oldu?"
"Gebe hakknda bi ey bilmiyom, hibi ey."
"Gemiden en son yedi ay nce haber alnd. Sonra . . . ka
yplara karl. Tek kurtulan sen misin? Ve bunca zaman nere
deydin? Yzn m ssletiyordun?"
"Gebe hakknda bi ey bilmiyom, hibi ey."
. "Hayr, hayr Foyle, bu yeterli deil. Birden yznde Ge
be dvmesiyle ortaya kyorsun. Hem de yeni yaplm bir
80
dvme. Haberalma aratryor ve Gebe yola ktnda senin
de iinde olduunu kefediyor. Foyle, Gulliver: AS: 128/127:
006, Makine Tayfas, 3. Snf. Haberalma'y kartrmak iin b
tn bunlar yetmiyormu gibi, elli yldr kayp olan zel bir tek
nede ortaya kyorsun. Olum, sen kt durumdasn. Habe
ralma btn bu sorularn cevaplarn istiyor. Merkezi Haberal
ma'nn cevaplarn insanlar nasl paralayarak aldn da bili
yor olmalsn."
Foyle duraklad. Dagenham szlerinin istedii etkiyi yarat
tn grnce ban sallad. "

te bu yzden mantkl olacan


dnyorm. Bilgi istiyoruz Foyle. Senden bunu hileyle alma
ya altm, itiraf ediyorum. Baaramadm nk ok dayank
lsn, bunu da itiraf ediyorum. imdi sana drst bir anlama
teklif ediyorum. Bizimle ibirlii yaparsan seni korurz. Aksi
takdirde be yln bir haberalma laboratuvarnda bilgi iin par
alara ayrlarak geirir
s
in."
Foyle'u korkutan Haberalma'da ac ekmek deil, zgrl
nn kstlanmas dncesiydi. Para biriktirip Vorga'y yeni
den bulmak, Vorga'y kesip paralayp barsaklarn demek
iin serbest olmas gerekiyordu.
"Nas bi anlama?"
"Gebe'ye ne olduunu ve onu nerede braktn syle."
"Niye be adam?"
"Niye mi? Kurtarlmas iin be adam."
"Kurtarlacak bi ey kalmad. O artk bir hurda, ite."
"Hurdalar da kurtflrlabilir."
"Yani paralar toplamak iin bi milyon mil mi gideceksin?
Benimle dalga geme be adam."
''Pekala," dedi Dagenham kzgnlkla. "Ortada bir kargo
meselesi var."
"Gemi ortadan ikiye ayrld. Kargosu falan kalmad."
"Senin bilmediin bir kargo bu," dedi Dagenham byk bit
gizlilik iinde. "Gebe Mars Bankas'na platin kleeri tayor
du. Arada bir, bankalar hesaplarn dengelemek zorundadr.
81
Normalde gezegenler arasnda, hesaplarn kat zerinde den
gelenmesine yetecek kadar ticaret vardr. Sava normal ticareti
aksatnca Mars Bankas, Presteign'n onlara olan yirmi ksur
milyon kredi borcunu elden getirip vermedii srece paray
alamayacaklarn kefettiler. Presteign paray Gebe'yle platin
kalplar olarak gnderiyordu. Gemi muhasebecisinin kasasnda
kilitliydi."
"Yirmi milyon," diye fsldad Foyle.
"Birka milyon fazlas ya da eksii var. Gemi sigortalyd
ama bu da kurtarma haklarn sigortaclar, yani Bo'ness ve Uig
alacak demektir ki onlar da Presteign' dan beterdir. Ancak sana
da bir dl olacak. Mesela . . . yirmi bin kredi."
"Yirmi milyon," diye yeniden fsldad Foyle.
"Yolda bir yerlerde bir D.U. sava gemisinin Gebe'yi vur
duunu dnyoruz. Gemiye km ya da yamalam ola
mazlar yoksa sen hayatta kalmazdn. Bu da .muhasebecinin ka
sasnn hala - Beni dinliyor musun Foyle?"
Foyle dinlemiyordu. Platin kleler halinde yirmi milyonu
. . . yirmi bin deil . . . yirmi milyonu, Vorga'ya doru uzanan
geni bir anayol gibi gryordu. Dolap ve laboratuvarlardan
kk hrszlklara son, Vorga' nn bulunup yok edilmesi iin
yirmi milyon.
"Foyle!"
Foyle uyand. Dagenham'a bakt. "Gebe'yle ilgili bi ey
bilmiyorum, hibi ey.' dedi.
"N'oldu byle birden? Niye konumaktan vazgetin?"
"Gebe hakknda bi ey bilmiyom, hibi ey."
"Sana adil bir dl neriyorum. Bir tayfa yirmi bin krediy
le krallar gibi yaar . . . yl boyu her istediini yapabilir. Daha
ne istiyorsun ki?"
"Gebe hakknda bi ey bilmiyom, hibi ey. "
"Biz ya Haberalma, Foyle."
"Beni ele geirmelerini o kadar da istemiyonuz, yoksa tm
bunlarla urayor olmazdn. Ama gine de fark etmez. Gebe
82
hakknda bi ey bilmiyom, hibi ey. "
"Seni oro-" Dagenham fkesini bastrmaya alt. Bu kur
naz, ilkel yar
a
ta biraz fazla aklama yapmt. "Haklsn,"
dedi. "Haberalma'mn seni ele geirmesini o kadar da istemiyo
ruz. Ama biz de kendi hazrlklarmz yaptk." Sesi sertleti.
"Susup bizi atlatabileceini dnyorsun. Bizi Gebe'yi ara
mak zorunda brakabileceini dnyorsun. Hatta hurdaya
bizden nce ulamak gibi bir fikrin bile var."
"Yo," dedi Foyle.
"imdi dinle. New York'ta bekleyen bir avukatmz var. Sa
na kar korsanlktan su davas aabilecek durumda; uzayda
korsanlk, cinayet ve yama. Sana en ar cezay verdirteceiz.
Presteign seni yirmi drt saatte ieri attracak. Polist
e
herhangi
bir kaydn varsa bu lobotomi demektir. Kafatasnn tepesini
ap bir daha jaunte'lemeni nlemek iin beyninin yarsn ya
kacaklar."
Dagenham durdu ve uzun uzun Foyle' a bakt. Foyle ban
olumsuz anlamda sallaynca devam etti.
"Poliste kaydn yoksa, sana on yllk tbbi tedavi dedikleri
komediden verecekler. Bu aydnlanm amzda sulular ce
zalandrmyoruz, onlar iyiletiriyoruz; ve bu iyiletirme ceza
landrmadan beter. Seni maara hastanelerinden birinde kara
bir delie tkacaklar. Darya jaunte'leyememen iin srekli bir
karanlk ve yalnzlk iinde tutulacaksn. Sana ilalar verip tera
pi yapacaklar, ama bu arada karanlkta ryor olacaksn. Ora
da kalacaksn konumaya karar verene kadar da ryeceksin.
Seni sonsuza kadar orada tutacaz. Onun iin kararm ver."
"Vorga, seni ok pis gebertecem. "
"Gebe'yle ilgili bi ey bilmiyorum, hibi ey!" dedi Foyle.
"Pekala," diye , sylendi Dagenham. Birden avularnn
arasna alm olduu orkideyi gsterdi parmayla. iek da
lnda kavrulmu, ryordu. "

te sana olacak olan da bu."


83
be
spanya Fransa snrnn yaknlarnda, Saint-Girons'un g
neyinde, Fransa'nn en derin uurumu, Gouffre Martel yer alr.
Maaralar Pirenelerin altndan dolanarak millerce uzanr. Bu
ras Terra' daki en grkemli raara hastanesidir. Hibir hasta
burann koyu karanlndan jaunte'leyememitir. Hibir hasta
nerede olduunu anlayp, karanlk hastane derinliklerinin ja
unte koordinatlarn renememitir.
Prefontal lobotomiyi saymazsak, bir kiinin jaunte'lemesi
ni nlemenin yolu vardr: Kafaya beyin sarsntsna yol aa
cak bir darbe indirmek, younlamay nleyen ilalar ve jaunte
koordinatlarnn gizli tutulmas. Jaunte'leme devrinde bu
iinde sonuncusu en pratik yntem olarak kabul ediliyordu.
Gouffre Martel'in kvrlp giden geitlerinde sralanan hc- ,
reler yekpare kayadan oyulmutur. Hibir zaman klandnl
mazlar. Geitler hibir zaman aydnlatlmazlar. Kzltesi lam
balar karanl doldurur. Bu, yalnzca zel mercekli kzltesi
gzlkler takan nbeti ve grevlilerin grebilecekleri karanlk
bir ktr. Hast?lar iinse yalnzca yeralt sularnn uzaklardaki
aknt sesle.iyle bozulan Goufre Martel'in karanlk sessizlii
vardr.
Foyle iin yalnzca sessizlik, su aknts ve hastane rutini
gerekti. Saat sekizde (bu zamansz ukurda baka herhangi bir
saat de olabilirdi) bir zilte uyandrlyordu. Kalkp haval tp
ten hcreye gelen kahvaltsn yapyordu. Bardak ve tabaklarn
yapld porselen yerine geen madde on be dakika iinde
eriyecek biimde hazrland iin yemein bir an nce yenmesi
gerekiyordu. Saat sekiz buukta hcre kaps alyor, Foyle ve
dier yzlerce mahkum kvrlan koridorlardan kr kr Salk
85
Kouu' na ititiriliyorlard.
Burada, hala karanlkta hareketsiz durarak, mezbahadaki
etler gibi ileniyor, temizleniyor, tra ediliyor, radyasyondan
temizleniyor, dezenfekte ediliyor, ilalanyor ve alanyorlard.
Kattan yaplm bir rnek giysileri karlp yaklyordu. Yeni
giysiler datlyordu. Sonra, onlar Salk Kouu'ndayken oto
matik olarak fralanp temizlenen odalarna ititiriliyorlard.
Sabahn kalan ksmnda Foyle hcresinde bitip tkenmeyen te
rapi konumalarn, dersleri, drstlk ve ahlak rehberlerini
dinliyordu. Ardndan yine sessizlik kyor ve uzaklardaki su
larn nltsyla gzlkl nbetilerin koridordaki sessiz ayak
seslerinden baka geride hibir ey kalmyordu.
lenden sonraysa meslek terapisi balyordu. Her hcre
deki televizyon ekranlar alyor ve hasta ellerini ekrann glge
erevesine sokuyordu. boyutlu olarak grp, yaynlanan
nesne ve aletleri hissedebiliyordu. Hastane giysileri kesip diki
yor, mutfak kaplar retiyor ve yemekler hazrlyordu. Hibir
eye dokunmuyor olmasna ramen hareketleri, ilerin uzaktan
kumandayla grld dkkanlara iletiliyordu. Bu ksack bir
saatlik rahatlamann ardndan yeniden karanlk ve sessizlik ge
liyordu.
Ama arada bir . . . haftada bir ya da iki kez (ya da belki yl
da bir ya da. iki kez) uzak bir patlamann bouk sesi geliyordu.
Sarsntlar, Foyle'un dikkatini btn sessizlikler boyunca besle
dii intikam ateinden uzaklatracak kadar artc olmutu.
Salk Kouu'nda evresindeki grnmez ekillere sorular f
sldad.
"O patlamalar da ne?"
"Patlamalar m?"
"Havaya uuyolar. ok uzaklardan duyuyom onlar, ben."
"Onlar Kr Jaunte'ler."
"Ne?"
"Kr Jaunte'ler. Her zaman bazen heriflerden birinin bura
sna dek gelir. Artk dayanamaz olur. Ve ardndan bilmedii
86
koskoca bolua jaunte'ler."
"Tanrm."
"Ya. Nerde olduklarn bilmiyolar, onlar. Nereye gittikleri
ni de. Karanla Kr Jaunte . . . ve onlar dalarda duyarsn.
Bum! Kr Jaunte."
Foyle dehete dt ama anlayabiliyordu. Karanlk, sessiz
lik, monotonluk mant yok ediyor ve umutsuzluk yaratyor
du. Yalnzlk katlanlr gibi deildi. Goufr Martel hapishane
hastanesine gmlm hastalar bir fslh ya da bir sz duyma
frsatn yakalamak iin sabahki Salk Kouu devrini drt
gzle bekliyorlard. Ama bu paracklar da yeterli olmuyor ve
umutsuzluk kyordu. Snra uzaklarda bir patlama daha du
yuluyordu.
Bazen ao eker adamlar birbirlerine patlar ve Salk Ko
uu'nda vahi bir kavga kard. Bu kavgalar, annda gzlkl
nbetiler tarafndan durdurulur ve sabah dersi Sabrn Erdemi
ni anlatan Ahlaki Karakter kaydna evrilirdi.
Foyle btn kaytlan, teyplerdeki her szc, her czrty
. ve her atla ezbere biliyordu. Dersleri verenlerin seslerinden
nefrt etmeyi rendi; Anlayl Bariton' dan, Neeli Tenot dan
ve Erkek-Erkee Bas'tan. Terapi monotonluuna kulaklarn t
kamay ve meslek terapisini otomatik olarak yapmay rendi
ama yalnz geen sonsuz saatlere katlanmak iin dayana yok
tu. fke yeterli deildi.
Gnlerin, yemeklerin, dualarn saysn unuttu. Artk Sa
lk Kouu'nda fsldamyordu. Akl kendini koyuverip babo
dolamaya balad. Gebe'ye geri dnp yaama savan yeni
den verdiini hayal etti. Ardndan bu zayf hayale de tutuna
mad ve katatoni kuyusuna; rahim sessizliine, rahim karanl
na ve rahim uykusuna doru giderek daha fazla batmaya
balad.
Seyrek olarak ryalar gryordu. Bir keresinde bir melek
kulana bir melodi mrldand. Baka bir zaman yavaa ark
syledi. kere konutuunu duydu; yrek paralayc, alalan
87
bir tonda, "Tanrm . . . " v
e
"Allah Kahretsin!" ve "Ah . . . " de
miti.
Onu dinleyerek ukuruna doru batyordu.
"Bir k yolu var," diye mrldand melei kulana tatl,
rahatlatc bir sesle. Sesi yumuak ve scakt ama fkeyle tutu
uyordu.

fkeli bir melein sesiydi bu. "Bir k yolu var."


Melek sessizliin iinden fsldamt kulana ve Foyle
birden, umutsuzlua zg bir mantkla Gouffe Martel' den bir
k yolu olduunu fark etti. Bunu daha nce gremedii iin
aptal olmalyd.
"Evet/' dedi zor kan bir sesle. "Bi k yolu var."

nce hafif bir hayret sesi geldi, ardndan da yava bir soru:
"Kim var orada?"
"Benim, ite," dedi Foyle. "Beni biliyosun."
"Nerdesin sen?"
"Burda. Her zaman neredeysem orada."
"Ama kimse yok. Ben yalnzm."
"Yardm ettiin iin teekkr etmeliyim."
"Sesler duymak ktdr," diye mrldand fkeli melek.
"Uuruma doru ilk adm. Buna son vermem gerek."
"Bana k yolu gsterdin. Kr Jaunte. "
"Kr Jaunte! Tanrm, bu gerek olmal. Kenar mahalle a
zyla konuuyorsun. Gerek olmalsn. Kimsin sen?"
"Gully Foyle."
"Ama benim hcremde deilsin. Yaknlarda bile deilsin.
Erkekler Gouffre Martel'in kuzey blmndedir. Kadnlar da
gney. Ben G

ey-900'deyim. Sen neredesin?"


"Kuzey-111. "
.
"eyrek mil uzaktasn. Nasl konu- Tanrm! Elbette! Bu F
slt Hatt. Hep onun bir efsane olduunu dnrdm, ama
gerek.

te, ie yaryor. "


"

te gidiyom, ben," diye fsldad Foyle. "Kr Jaunte."


"Foyle beni dinle. Kr Jaunte'yi unut. Bunu tepme. Bu bir
mucize."
88
"Ne mucizesi?"
"Goufre Martel' de akustik bir tuhaflk var . . . yeralt ma
aralarnda oluyor bunlar . . . yanklar, geitleri ve fldayan
galerileri ieren bir tuhaflk. Eskiler buna Fslt Hatt diyorlar.
Onlara hi inanmamtm. Hi kimse inanmamt ama doruy-
. mu. Birbirimizle Fslt Hatt'ndan konuuyoruz. Bizim d
mzda kimse bizi duyamaz. Konuabiliriz Foyle. Plan yapabili
riz. Belki kaabiliriz."
0
Kzn ad Jisbella McQueen' di. abuk parla yar, bamsz,
akll bir kzd ve hrszlktan be yl Goufre Martel' de tedavi
cezas yemiti. Jisbella, Foyle'a, topluma bakaldrnn yk
sn neeli bir fkeyle anlatt.
"Jaunte'lemenin kadnlara ne yaptn bilemezsin Gully.
Bizi kilit altna soktu; bizi hareme geri gnderdi."
"Harem ne, kz?"
"Harem. Kadnlarn yedekte tutulduu bir yer. Bin yllk
bir uygarlln ardndan (burada yle deniyor) biz hala malz.
Jaunte'lemek namusumuza, deerimize, el dememiliimize o
kadar byk bir tehlike ki, altn kleleri gibi kasalara kapatl
yoruz. Bizim iin yapacak hibir ey yok . . . erefli hibir ey.
yok. Kariyer yok. Kap tm kurallar ykmazsan hibir k
yok Gully."
"Bunu yapman gerekiyo muydu Jiz?"
"Bamsz olmalydm, Gully. Kendi hayatm yaamaly
dm ve toplumun bana tand tek yol buydu. Bylece ben de
evden katm ve hrsz oldum." Jiz, isyannn heyecanl ayrnt
larn anlatmaya devam etti; Tempo Olay, Katarakt Olay, Bala
y ve lm lan Soygunlarn, Snr Jaunte'sini ve Glim D
n . . .
Foyle kza Gebe ve Vorga'y; kinini ve olanlar anlatt. Jis
bella'ya yznden veya asteroidlerde bekleyen yirmi milyonluk
89
platin klelerden sz etmedi.
"Gebe'ye ne oldu?" diye sordu Jisbella. "O adamn, Da
genham'n syledii gibi miydi? Bir D.U. gemisi mi vurdu?"
"Bilmiyom, ben. Hatrlayamyom, kz."
"Herhalde patlamada beleini yitirdin. ok. Ve alt ay ora
da kapal kalmak da
p
ek iyi gelmemitir. Gebe' de kurtanlma
ya deer bir eyler fark ettin mi?"
"Hayr."
"Dagenham bir eylerden sz etti mi?"
"Hayr," diye yalan syledi Foyle.
"O zaman seni Gouffre Martel' e srmesinin baka bir ne
deni olmal. Gebe' de istedii baka bir ey olmal."
"Evet Jiz."
"Ama Vorga'y yle havaya uurmaya alman aptalcay
m. Kendini yaralayan bir tuza cezalandrmaya alan vahi
bir hayvan gibisin. elik canl deildir. Dnmez. Vorgay ce
zalandramazsn.''
"Ne dediini anlamyorum kz. Vorga beni almadan geip
gitti."
"Beyni cezalandrrsn Gully. Tuza kuran beyni. Vorga' da
kimin olduunu !en. Seni orada brakp gitme emrini kimin
verdiini ren. Onu cezalandr."
"Evet. Nasl?"
"Dnmeyi ren Gully. Gebe'yi yeniden alr duruma
getirip bir bombay bir araya getiren bir kafann bunu da bula
bilmesi gerekir. Ama artk bombalar yok, onun yerine beynini
kullan. Vorga'nn mrettebatndan birini bul. O sana kimin ge
mide olduunu syler. Onlar arayp bul. Emri kimin verdiini
ren . . Sonra onu cezalandr. Ama bu zaman alr Gully . . . za
man ve para, sahip olduundan ok daha fazla."
"Benim koca bi mrm var, ite."
.
Sesleri ksk ama kulaa yaknm gibi gelerek saatlerce F
slt Hattnda konuup durdular. Her iki hcrede de dierinin
duyulabilecei tek bir nokta vard, mucizeyi kefetmeden nce
90
bu kadar zaman gemi olmasnn nedeni de buydu. Ama
i
m
di kaybettikleri zaman telafi ediyorlard. Ve Jisbella Foyle'u
eitiy
o
rdu.
"Eer bir gn Goufre Martel' den kaarsak beraber ka
mak zorundayz Gully, kendimi cahil bir ortaa teslim etmem. "
"Kimmi cahil?"
"Sensin," diye cevap verdi Jisbella kararl bir sesle. "Senin
le konumalarmn yansnda kenar mahalle azyla konumak
zorundaym."
"Ben okuma yazma biliyom."
"Baka da bir ey bilmiyon . . . bu da
_
demektir ki kaba
kuvvet dnda ie yaramazsn."
"Lafn bil, sen," dedi Foyle fkeyle.
"Lafm biliyorum, ben. Sivri bir ucu yoksa dnyann en
salam kargs ne ie yarar? Senin beynini sivriltmeliyiz, Gully.
Seni eitmem gerek be adam, ite."
Adam boyun edi. Kzn hakl olduunu anlamt. Yalnz
ca ka iin deil, Vorga'y aramak iin de eitilmesi gerekiyor
du. Jisbella bir mimarn kzyd ve birinci snf bir eitim gr
mt. Bunu, be yllk alayc yeralt deneyimleriyle pekitire
rek Foyle' a aktard. Zaman zaman Foyle bu zor i
e
isyan edi
yordu; o zaman fsltl tartmalar oluyor ama sonunda zr
dileyip boyun eiyordu. Ve bazen de Jisbella retmekten yo
ruluyordu, o zaman da sohbet ederek karanlkta ryalarn
paylarlard.
"Galiba birbirimize ak oluyoruz Gully."
"Bence de Jiz."
"Ben yal bir cadym Gully. Yz be yandaym. Sen ne-
ye benziyorsun?"
"Berbatm."
"Ne kadar berbat?"
"Yzm."
"Kendine romantik bir hava veriyorsun. Erkekleri ekici
yapan u heyecan verici yaralardan biri m?"
91
"Hayr. Bulutuumuzda grrsn, sen. Yanl oldu, deil
mi Jiz? Yalnzca 'Bulutuumuzda grrsn.' Nokta."
"Aferin."
"Bir gn buluacaz, deil mi Jiz?"
"Umarm yaknda Guly." Jisbella'nnuzaklardan gelen sesi
birden ciddileti. "Ama ummay brakp almaya balamamz
gerek. Plan ve hazrlk yapmalyz."
Jisbella yeralt insanlarndan Goufre Martel' e ilikin bir
sr bilgi almt. Maara hastanelerinden jaunte'leyen olma
mt ama on yllardr yeralt onlara ilikin bilgi toplayp kar
latryordu. Jisbella onlar birletiren Fslt Hattn bu bilgiler
den hemen tanmt. Ka da bu bilgilere dayanarak tartma
ya balad.
"Becerebiliriz Gully. Bundan bir an bile phen olmasn.
Gvenlik sistemlerinde dzinelerce gedik olmal."
"Daha nce onlar kimse bulamam."
"Daha nce kimse bir ortakla almam. Bilgilerimizi bir
letirir ve bu ii baarrz."
Artk Salk Kouu'na srklene srklene gitmiyordu.
Koridor duvarlarn yokluyor, kaplar belirliyor, dokularn
belliyor, sayyor, dinliyor, sonular karyor ve bildiriyordu.
Salk hcrelerindeki her admn ayr ayr ezberliyor ve Jiz' e
rapor veriyordu. Du ve sabunlanma odalarnda evresindeki
adamlara sorduu sorularn bir amac vard. Foyle ve Jisbella
birlikte, Goufre Martel'in gnlk programnn ve gvenlik sis
temiin bir plann kardlar.
Bir sabah Salk Kouu'ndan dnerken, hcresine girmek
iin adm atacakken durduruldu.
"Srada kal Foyle."
"Buras Kuzey-111. Nerede ayrlacam rendim imdiye
kadar."
"lerlemeye devam et."
"Ama-" Dehete dmt. "Beni deitiriyor musunuz?"
"Ziyaretin var."
92
Kuzey kordorunun, hastanenin kocaman hacn oluturan
d!er koridorla birletii son noktasna kadar yrtld.
armhn tam ortasnda idari brolar, tamirhaneler, klinikler ve
fabrikalar vard. Foyle, hcresi kadar karanlk bir,odann iine
itildi. Kap arkasndan kapand. Karanlkta parldayan, silik bir
siluet fark etti. Bulank vcutlu ve iskelet kafal zar zor seilen
bir grnt. Kurukafa yzndeki i s
i
yah nokta ya gz ukur
lan ya da kzltesi gzlklerdi.
"Gnaydn," dedi Dagenham.
"Sen?" diye haykrd Foyle.
"Ben. Be dakikam var. Otur. Sandalye arkanda."
Foyle el yordamyla sandalyeyi bulup yavaa oturdu.
"

yi vakit geiriyor musun?" diye sordu Dagenham.


"Ne istiyorsun Dagenham?"
"Deimisin," dedi Dagenham duygusuzca. "Daha nce
k konumamzda sohbetin yalnzca 'Cann cehenneme' den
oluuyordu."
"Kendini daha iyi hissetmeni salayacaksa, cann cehenne
me Dagenham."
"Repertuarn genilemi; konuman da yle. Deimisi
n
,"
dedi Dagenham. "Biraz lanet olasca fzla ve biraz lanet olasca
hzl deimisin. Hi houma gitmedi. Sana ne oldu?"
"Gece okuhna gidiyorum."
"Bu gece okulunda on ay geirdin."
"On ay!" diye tekrarlad Foyle hayret iinde. "O kadar ok
oldu mu?"
"Grnt ve ses olmadan on ay. Yalnzlk iinde on ay.
imdiye dek zlm olman gerekiyordu."
"zldm tabii. " ,
"Szlanyor olman gerekiyordu. Haklymm. Sen ok de
iiksin. Bu hzla fazla uzun srecek. ,Bekleyemeyiz. Yeni bir
teklif yapmak istiycrum."
"Gebe' deki klelerin yzde onu.

ki milyon."
"

ki milyon mu?" diye haykrd Foyle. "Neden bu teklifi


93
daha bata yapmadn?"
"nk gcn bilmiyordum. Anlatk m?"
"Hemen hemen. Daha deil."
"Baka ne var?"
"Goufre Martel'den kacam. "
"Doal olarak."
"Baka biri daha kacak."
"Ayarlanabilir," Dagenham'n sesi sertleti. "Baka bir ey
var m?"
"Presteign'n kaytlarna girmeme izin verilecek."
"

mkansz. Sen deli misin? Mantklol."


"Gemi kaytlarna. "
"Neden?"
"Gemilerinden birindeki personel listesi iin."
"Ha," Dagenham'm evki geri geldi. "Onu ayarlayabilirim.
Baka bir ey var m?"
"Yok."
"

yleyse anlatk." Dagenham memnun olmutu. Hayale


te benzeyen k parlts yerinden kalkt. "Seni alt saatte kar
rz. Arkadan iin de ayarlamalara hemen balarz. Bu kadar
zaman kaybetmi olmamz yazk ama seni kimse anlayamyor,
Foyle."
"Niye benimle uramas iin bir telepat gndermediniz?"
"Telepat m? Mantkl ol Foyle.

Gezegenlerin tmnde
on tane bile tam telepat yok. Onlarn da zamanlar gelecek on
yl iin imdiden kaplm durumda. Bir tanesini bile ak ya
da par
a
iin randevularn deitirmeye ikna edemezdik."
"

zr dilerim Dagenham.

ini bilmediini dnm


tm."
"Neredeyse duygularm incitiyordun. "
"imdi artk yalan sylediini biliyorum."
"Gururumu okuyorsun."
"Bir telepat kiralayabilirdiniz. Yirmi milyondan bir pay ve
rerek kolayca birini kiralayabilirdiniz. "
94
"Hkmet asla-"
"Hepsi hkmet iin almyor. Yo. Bir telepatn iin iine
girmesine izin veremeyecek kadar nemli bir ey var elinizde."
Ik hzmesi odann br tarafndan atlad ve Foyle'u ya
kalad. "Ne kadar biliyorsun Foyle? Neyi rt bas etmeye al
yorsun?" Dagenham'n elleri ttriyordu. "Tanrm. Ne kadar da
aptalm. Tabii ki deiiksin. Sen sradan bir tayfa deilsin. Sana
soruyorum; kimin iin alyorsun?"
Foyle Dagenham'n ellerini zerinden itti. "Hi kimse," de
di. "Kendimden baka hi kimse."
"Hi kimse yle mi? Kurtarmaya o kadar merakl olduun
Gouffre Martel' deki arkadan da m yle? Tanrm, beni nere
deyse aldatyordun Foyle. Yzba Y'ang-Yeovil'e onu kutlad
m syle. Personeli sandmdan da iyiymi. "
"Y'ang-Yeovil diye birini hi duymadm."
"Sen ve meslektan burada ryeceksiniz. Anlama falan
yok. Burada kokuacaksnz. Seni hastanedeki en kt hcreye
aldracam. Seni Gouffre Martel'in dibine batracam. Seni -
Nbeti, buraya! N-"
Foyle Dagenham
'
boazndan yakalayp yere yatrd ve
ban deme talarna
a
rpmaya balad. Dagenham bir kere
rpnd, so
n
ra hareketsiz kald. Foyle Dagenham'n yzndeki
gzlkleri alp, takt. Gr yumuak bir krmz olarak geri
geldi ve k ve glgeler belirdi.
.

inde bir maa ve iki sandalye bulunan bir bekleme oda-



sndayd. Foyle,
,
Dagenham'n ceketini karp omuzlarn yr
tan iki hzl hareketle zerine geirdi. Dagenham'n yana yat
m zppe ekiya apkas masann zerinde duruyordu. Foyle
apkay kafasna geirdi ve n ksmn yzn kapamak iin
iyice aaya indirdi.
Karlkl iki duvarda iki kap vard. Kaplardan birini ara
lad. Kuzey koridoruna alyordu. Onu kapayp br duvara
atlad ve dier kapy denedi. Bu da jaunte'lenemez bir labiren
te alyordu. Foyle labirente girdi. Onu labirentten geirecek
95
bir klavuz olmad iin yolunu ksa srede kaybetti. Kelerin
ve dnemelerin arasndan komaya balad ve kendini bekle
me odasnda buldu. Qagenham dorulmaya alyordu.
Foyle yine labirente girdi. Kotu. Kapal bir kapya geldi ve
iterek at. Normal kla aydnlatlm byk bir atlyeydi. Bir
makinenin banda alan iki teknisyen aknlk iinde kafala
rn kaldrd.
Foyle bir balyoz kapt ve bir maara adam gibi adamlarn
zerlerine atlayp balyozu kafalarna indirdi. Arkasnda Da
genham'n bard
n
duydu. Foyle bir kmazda kaldn
kefetmekten korkarak vahice evresine baknd. Atlye L bii
mindeydi. Koarak keyi dnd, baka bir jaunte'lenemez la
birente dalp kayboldu. Gouffre Martel'in alarm almaya ba
lad. Foyle balyozla labirentin duvarlarna vurarak ince plastik
duvar ykt ve kendini kzltesi kla aydnlatlm kadnlarn
kald gney blmnde buldu.

ki kadn nbeti koridordan hzla koarak ona doru gel


di. Foyle balyozu savurup onlar yere serdi. Koridorun giriine
yakn bir yerdeydi.

nnde uzun bir sra halinde, her birinin


zerinde parlayan krmz bir say bulunan hcreler uzanyor
du. Koridor tavandaki parlak krmz toplarla ayd
;
nlatlmt.
Foyle parmaklarnn ucunda ykselerek hemen zerindeki to
pa vurdU. Yuvay paralayarak elektrik kablosunu kopard. B
tn koridor karanla brnd . . . gzlk takanlar iin bile et
raf grmek imkanszlat.
"Bu bizi eit duruma getirir; imdi herkes karanlkta," dedi
Foyle nefes nefese ve duvar yoklayp hcreleri sayarak kori
dorda ilerledi. Jisbella ona Gney Blm' n ayrntlaryla tarif
etmiti. Gney-900'e doru sayarak ilerliyordu. Birilerine arp
t, baka bir nbetiydi bu. Foyle hemen balyozuyla iini bitir
di. Hcrelerin saylarn kartrd, bir' sre koarak ilerlemeye
devam etti ve durdu.
"Jiz!" diye bard.
Kzn sesini duydu. Baka bir nbetiye rastlad ve etkisiz
96
hale getirip komay srdrd, sonunda Jisbella'nn hcresini
buldu.
"Gully, Tanr akna . . . " Kzn sesi bouktu.
"Geri ekil k. Geri." Balyozunu kapya kere indirdi ve
kap ieri gt.

eri girdi ve birine arph.


"Jiz?" dedi nefes nefese. "

zr dilerim . . . Geiyordum.
Urayaym dedim."
"Gully, Tanr akna -"
"Evet, evet. Tanmak iin re yol ama, deil mi? Haydi ba
kalm. Dar kzm. Dar!" Kz srkleyerek hcreden kar
d. "Brolardan geemeyiz. Orada beni pek sevmiyorlar. Sizin
Slk Kouu hcrelerinize nereden gidiliyor?"
"Gully, sen delisin."
"Btn blm karanlk. Elektrik kablosunu kopardm.
ansmz yan yarya. Haydi, kzm. Yr."
Kz hzla itti ve Jisbella onu Salk Kouu'nun otomatik
blmelerine gtrd. Mekanik eller elbiselerini karp onlar
sabunlayp, spreyleyip dezenfekte ederken Foyle duvar yokla
yarak tbbi gzlem penceresini aryordu. Aradn bulduu za
man balyozu savurup cam krdi.
"

eri gir Jiz."


Kz pencereden ieri itti ve kendisi de peinden gitti.

kisi
de plak ve sabunluydular; vcutlarndaki kesikler kanyorlar
d. Doktorlarn girdii kapy ararken Foyle'un aya kayd ve
karanlkta bir eylere arpt.
"Kapy bulamyorum Jiz. Klinie alan kapy. Ben -"
"!"
"Ama -"
"Sessiz ol Gully."
Sabunlu bir el Foyle'un azn buldu ve kapatt. Omuzunu
o kadar sk tuttu ki, traklar neredeyse adamn derisini deli
yordu. Maaralardaki grltlerin arasndan yakndaki ayak
sesleri duyuluyordu. Nbetiler kr kr koarak Salk Kou
u'rtdan geiyordu. Kzltesi klar daha tamir edilmemiti.
97
"Pencereleri fark etmeyebilirler," diye fsldad Jisbella.
"Sessiz ol."
Yere eildiler. Koutan pepee insan sersemletecek ka
dar ok sayda adm geti. Sonra her ey bitti.
"Hepsi gitti," diye fsldad Jisbella. "Ama arama klarn
her an yakabilirler. Haydi Gully. Dar."
"Ama klinie giden kap Jiz. Dnmtm ki -"
"Kap falan yok. Spiral merdivenler kullanyorlar, onlar
da yukar ekiyorlar. Bu ka yolunu da dnmler. amar
asansrn denememiz gerek. Ne ie yarayacan Tanr bilir.
Ah Gully, seni aptal! Seni su katlmadk aptal!"
Gzlem penceresinden Koua geri dndler. Karanlkta
kirli giysilerin karlp yeni giysilerin getirildii asansrleri
aradlar. Karanlkta otomatik eller yine
.
onlar ykad, spreyledi
ve dezenfekte etti. Hibir ey bulamadlar.
Birden, dier btn sesleri bastran bir sirenin brts
btn maarada yankland. Karanlk kadar boucu bir sessiz
lik olutu.
"Bizi bulmak iin J-fonu kullanyorlar Gully."
"Neyi?"
"Jeofon. Yarm kilometrelik tan iinden bir fslty bile
bulabilir. Bu yzden sessizlik salamak iin siren aldlar."
"amar asansr?"
"Bulamyorum. "
"Haydi yleyse."
"Nereye?"
"Koacaz. "
"Nereye?"
"Bilmiyorum, ama buada byle gafil avlanmayacan.
Haydi. Antrenman sana iyi gelir."
Yine Jisbella'y nne katt ve karanlkta, nefes nefese, d
e kalka Gney Blr'nn derinliklerine doru kotular. Jis
bella geitlerdeki dnemelere arparak iki kere dt. Bu sefer
Foyle ne geti ve elindeki sekiz kiloluk balyozun sapn nne
98
doru tutup bir anten gibi kullanarak kotu. Birdenbire bo bir
duvara arptlar ve koridorun k olmayan ucuna ulatklar
n anladlar. Bir fare deliine girmilerdi, tuzaa dmlerdi.
"imdi ne olacak?"
"Bilmiyorum. Benim fikirlerim de kmaza girdi gibi gr
nyor. Geri dnemeyeceimiz kesin. Brolarda Dagenham'
patakladm. Kt bir adam. Bir zehir iesinin etiketine benzi
yor. Fenerin var m, kz?"
"Gully . . . Gully . . " diye alamaya balad Jisbella.
"Fikir iin sana gveniyordum. 'Artk bomba yok' demi
tin. Keke imdi yanmzda bir tane olsayd. Belki -bir dakika."
Dayandklar nemli duvara dokundu. S
a
tran tahtasna benze
yen girintili har izlerini inceledi. "G. Foyle' dan haber. Bu do
al bir maara duvar deil. Sonradan yaplm. Ta ve tula
dan. Dokunsana."
Jisbella elleriyle duvar yoklad. "Eee?"
"Bu geidin burada bitmediini gsterir. Devam ediyor.
Onu kapatmlar. Yoldan kaldrmlar."
Jisbella'y geriye iterek sabunlu avularn kumlamak iin
ellerini yere srtt ve balyozu duvara indirmeye balad. D
zenli bir tempoyla, hrldayarak ve nefes nefese duvara vuru
yordu. elik balyoz, su altnda birbirlerine vurulan talarn tok
titremesine benzer titremelerle talara arpyordu.
"Geliyorlar," dedi Jiz. "Onlar duyabiliyorum."
Tok darbe seslerinin arasnda ufalanma ve paralanma ses
leri duyuldu: Bir fslt oldu, sonra gevek hartan srekli akl
lar dmeye balad. Foyle abalarn ikiye katlad. Birden bir
grlt oldu ve yzlerine buz gibi bir hava arpt.
"Baardk," diye mrldand Foyle.
Duvarda alan deliin kenarlarna vahice saldrd. Hava
da tulalar, talar ve kurumu har uuuyordu. Foyle durdu
ve Jisbella'ya seslendi.
"Dene bakalm."
Balyozu brakt ve kz tutup gs hizasndaki delie
99
doru kaldr. Jisbella keskin kelerden kvrlarak gemeye
altka ac !iinde baryordu. Foyle, nce omuzlar sonra da
kalaiar delikten geene kadar kz insafszca bastrd. Kzn
bacaklarn brakt ve br tarafa dtn duydu.
Foyle kendini yukarya ekip duvardaki sivri ulu delikten
syrlarak geti. Bir yn tula ve harla birlikte grltyle ye
re derken Jisbella'nn ellerinin dn hafifletmeye alt
n hissetti. kisi de Gouffre Martel' in bo maaralarnn, ke
fedilmemi millerce boluk ve dehlizin buz gibi karanlna
gemiti . . .
"Tanrm, bu ii de baaracaz mutlaka," diye mrldand
Foyle.
"Buradan bir k var m bilmiyorum Gully," dedi Jisbella
souktan titreyerek. "Belki buras duvarla hastaneden ayrlm
bir kmazdr."
"Bir k yolu olmal."
"Bulup bulamayacamz bilmiyorum."
"Bulmamz gerek. Gidelim kzm."
Karanlkta evrelerini grmeden ilerliyorlard. Foyle ie
yaramayan gzlkleri karp att. Kenarlara, kelere, alak ta
vanlara arptlar, yokulardan ve dik basamaklardan dtler.
Sivri srtl bir tepeden trmanp dz bir alana ktklarnda
ayaklar kayd ve ikisi de imenimsi yere kt. Foyle yeri ince
ledi ve diliyle dokundu.
"Buz," diye mrldand. "yiye iaret. Bir buz maarasnda
yz Jiz. Yeralt buzulu."
Zar zor ayaa kalktlar, bacaklarn gevettiler ve milyon
larca yldr Gouffre Martel uurumunda olumakta olan buz
boyunca ilerlemeye baladlar. Sivri zeminden ykselen ve ta
vandan sarkan sarkt ve dikitlerin oluturduu bir ta orman
na ktlar. Admlarnn titreimi byk sarktlarn kopmasna
neden oluyor, her dakika yukardan ar ve sivri bir ta mzrak
grltyle aaya iniyordu. Ormann kenarnda Foyle durup
yukar uzand ve bir eylere asld. Berrak bir metalik nlama
100
duyuldu. Jisbella'nn eline uzun ve gitgide sivrilen bir sarkt
klah tututurdu.
"Baston," diye hrldad. "Kr bir adam gibi kullan .. "
Bir tane daha kopard ve ardndan karanl4 iinde evre
yi bastonla yoklayarak, inceleyerek, sendeleyerek ilerlediler.
D'rtnala giden panikten baka bir ses duyulmuyordu . . . hrl
' tl nefesleri ve gmbrdeyen kalpleri, tatan batonlannn tk-
tklar, kesintisiz damlayan su, Gouffre Martel'in altnda akan.
yeralt nehrinin uzaklardan gelen sesi.
"O tarafa deil, kzm," Foyle kzn on.uzunu drtt. "Da
ha sola."
"Nereye gittiimiz hakknda en ufak bir ikrin var m
Gully?"
"Aaya Jiz. Aaya giden herhangi bir yoku izle."
"Bir fikrin mi var?"
"Evet. Srpriz! Bomba yerine beyin."
"Bomba yerine -" Jisbella sinirli bir kahkahayla glmekten
katld. "Gney Blm'n b-bir balyozla dattn, s-senin
bomba y-y-yerine beyin f-fikrin b-b-bf Foyle onu tutup sarsa
na kadar kontrolsz biimde barp ard.
'1es sesini Jiz. Bizi J-fonla izliyorlarsa seni Mars'tan bil
duyabilirler."
"-zr dilerim Gully. zr . . . " Bir nefes ald. "Niin
aaya?"
"Nehir; her zaman duyduumuz. Yaknlarda olmal. B'
yk olaslkla getiimiz buzuldan zlp akyor. "
"Nehir mi?"
"Tek kesin k yolu. Bir yerlerden dan dna kyor ol
mal. Yzeceiz."
"Gully sen delisin! "
"Neyin var senin? Yzme bilmez misin?"
"Bilirim ama -"
"O zaman denememiz gerek Haydi Jiz. Yr."
Gleri tkenirken nehrin sesi daha yakndan gelmeye
101
balad. Sonunda Jisbella nefes nefese durdu.
"Gully, dinlenmem gerek."
"ok souk. Yrmeye devam et."
"Yapamam."
")rmeye devam et." Kzn kolunu yakalamaya alh.
"ek ellerini zerimden," diye bard kz fkeyle. Bir an-
da barut gibi olmutu. Foyle aknlk iinde onu brakt.
"Neyin var? Kendine hakim ol Jiz. Sana gveniyorum."
"Ne iin? Sana plan yapmamz gerektiini sylemitim . . .
bir ka ayarlamamz gerektiini . . . ve imdi senin sayende
burada kslp kaldk."
"Ben de kapana kslmtm. Dagenham hcremi deitire
cekti. Artk bizim iin Fslt Hatt olmayacakt. Yapmak zorun
daydm Jiz . . . hem zaten ktk deil mi?"
"Nereye ktk? Gouffre Martel' de kaybolduk. Boulmak
iin Allahn belas bir nehri aryoruz. Sen bir aptalsn Gully, ben
de beni bu ekilde tuzaa drmene izin verdiim iin bir bu
dalaym. Allah kahretsin seni! Kahretsin! Dokunduun her eyi
kendi ahmak dzeyine ekiyorsun, beni de ektin ite. Ko.
Kavga et. Yumruk at. Tm bildiin bu. Dv. Vur. Kr. Yok et -
Gully!"
.
Jisbella lk att. Karanlkta den talarn sesi duyuldu
ve kzn l giderek uzaklaarak bir suya dme sesiyle son
buldu. Foyle bir bedenin suda rpndn duydu. leri atlp
"Jiz!" diye bard ve bir uurumun kenarndan yvarland.
Dp sersemletici bir darbeyle suya yatay olarak arpt.
Buz gibi nehir onu sard, yzeyin nerede olduunu kestiremi
yordu. Boutu, nefessiz kald, gl akntnn onu talarn so
uk amurlar arasndan srklediini hissetti ve baloncukla
rn ortasnda yzeye kt. ksrp bard. Jisbella'nn grl
deyen akntda boulan zayf sesi onu yantlad. Akntyla bir
likte yzerek ona yetimeye alt.
Bard ve kzn gittike zayflayan sesini duydu. Grleme
daha da oald ve aniden tslayan bir elale eridinden aaya
102
dt. Derin bir gln dibine kadar inip, tekrar yzeye kma
ya alt. Anafrlar yapan aknt onu, dz bir ta duvara da
yani souk bir bedene arpt.
"Jiz! "
"Gully! Tanrya kr!"
Su zerlerine gelirken birbirlerine sarlp kaldlar.
"Gully . . . " dedi Jisbella ksrerek. "Buradan gidiyor."
"Nehir mi?"
"Evet."
Srnerek kz geti ve duvara tutunarak bir sualh tneli
nin azn hissetti. Aknt onlar bu tnelin iine ekiyordu.
"Sk tutun," dedi nefs nefese. Sa solu aratrd. Havu
zun duvarlar przszd, tutunacak bir yer yoktu. "Dar tr
manamayz. Tnelden gememiz gerek"
"Tnelde hava yok Gully. Yzey yok"
"Sonsuza kadar sremez. Nefesimizi tutarz. "
"Nefesimizi tutabileceimizden daha uzun srebilir."
"Kumar oynamamz gerek."
"Ben yapamam."
"Yapmalsn. Baka yolu yok. Cierlerini havayla doldur.
Bana tutun."
Suyun iinde birbirlerine tutunarak nefes alp cierlerini
havayla doldurdular. Foyle Jisbella'y sualt tneline doru
drtt. "nce sen git. Ben hemen arkanda olacam . . . Ban
derde girerse yardm ederim."
"Dert mi!" diye haykrd Jisbella titreyen bir sesle. Suya da
lp akntnn onu tnelin azndan ieriye doru ekmesine izin
verdi. Foyle peinden gitti. Sert sular onlar cam kadar prz
sz tnelde bir taraftan dier tarafa vurarak aalara doru
srkledi. Foyle, Jisbella'nn hemen arkasnda yzyor, kzn
rpnan bacaklarnn kafasna ve omuzlarna arptn hisse
diyordu.
Cierleri patlayp gzleri kararana dek tnelde ilerlediler.
Sonra yine bir grleme oldu ve nefes alabilecekleri bir yzeye
103
khlar. Cama benzer tnel duvarlarnn yerini sivri kayalar al
d. Foyle Jisbella'nn bacan yaklad ve nehrin kenarndaki
ta kntya tutundu.
"Buradan dar trmanmalyz," diye bard.
"Dar trmanmalyz. lerideki grldemeyi duyuyor mu
sun? elaleler, aknt. Paralara ayrlrz. Dar Jiz."
Jisbella sudan dar trmanamayacak kadar gszd.
Foyle kzn bedenini kayalara doru itip, peinden izledi. Su
damlayan kayalara uzandlar, konuacak mecalleri kalmamt.
Sonunda Foyle zar zor ayaa kalkt.
"Devam etmeliyiz," dedi. "Nehri izlemeliyiz. Hazr m
sn?"
Kz cevap verecek ya da kar kacak durumda deildi.
Foyle onu ayaa kaldrd ve aknt yatan izlemeye alarak
karanln iinde sendeleye sendeleye ilerlediler. Dolmenler gi
bi dik duran, birbirlerinin zerine ylan ve karmakark bir
labirent gibi dalan kayalarn arasndan ilerlediler. Labirentin
iinde dnp durdular ve sonunda nehri kaybettiler. Hibir ye
re ulaamyorlard.
"Kaybolduk . . . " diye sylendi Foyle tiksintiyle. "Yine kay
bolduk. Bu sefer gerekten kaybolduk. Ne yapacaz?"
Jisbella alamaya balad. Umutsuz ama fkeli sesler ka
ryordu. Foyle durdu ve kz da yanna ekerek oturdu.
"Belki de haklsn kz," dedi bitkin bir ekilde. "Belki de
gerekten lanet olas bir aptalm. Bu jaunte'lenemez yerde ka
pana kslmamz saladm ve iimiz bitik."
Jisbella cevap vermedi.
"Beyin almas buraya kadar. Amma da eitim vermisin
bana." Tereddt etti. "Sence hastaneye geri dnmeyi denesek
mi?"
"Asla baaramayz. "
"Ben de sanmyorum. Yalnzca beynimi altryordum.
Bir gmbrt koparsak m? Bizi J-fonla bulabilmeleri iin g
rlt karsak m?" "Bizi asla duymazlar . . . Asla zamannda
104
bulamazlar." "Yeterince grlt karabiliriz. Beni biraz tartak
layabilirsin. Bu ikimiz iin de zevkli olurdu."
"Kes sesini."
"Lanet olsun! Ne pislik! " Kafasn bir tutam yumuak i
mene yaslayarak uzand. "Hi deilse Gebe' de bir ansm var
d. Yiyecek vard, nereye gitmeye altm grebiliyordum.
Nereye -" Birden sustu ve dimdik oturdu. "Jiz!" ,
"Bu kadar ok konuma. "
Foyle eliyle oturduu yeri inceledi ve avularyla toprak
ve imen tutamlar kavrayp kopard. Hepsini birden kzn y- -
zne att.
"Kokla unlar," diye gld. "Tadna bak imen bu, Jiz.
Toprak ve imen. Goufre Martel' den ktk"
"Ne?"
"Darda gece. Zifri karanlk. Bulutlu. Maaralardan k
tk ve haberimiz bile olmad. Dardayz Jiz! Baardk."
Ayaa frlayp bakndlar, dinlediler, kokladlar. Ortalk zi
firi karanlkt ama gece rzgarlarnn yumuak nefesini yzle
rinde hissettiler ve burunlarna byyen yeilliklerin tatl ko
kusu geldi. Uzakta bir yerde bir kpek havlad.
"Tanrm, Gully," diye fsldad Jisbella inanamayarak.
"Haklsn. Gouffre Martel' den kmz. Yapacamz tek ey
afa bellemek."
Gld. Kollarn Foyle'un boynuna dolayp onu pt; Foy
le da ona sarld. Heyecanla konumaya baladlar. Yeniden yu
muak imenlere oturdular; yorgun, ama dinlenemeyecek ka
dar da heyec_anl ve sabrszdlar, btn hayat nlerindeydi ar
tk
"Merhaba, Gully, sevgili Gully. Merhaba Gully, bu kadar
zamandan sonra."
"Merhaba Jiz."
"Bir gn buluacamz sylemitim sana . . . yaknda bir
gn. Sana sylemitim se
y
gilim. Ve ite o gn, bu gn."
"O gece."
105
"Evet o gece oldu. Ama artk geceleri Fslt Hattnda mrl
danmak yok. Bizim iin artk gece yok, Gully hayatm."
Birden plak olduklarn ve yan yana yattklarn fark etti
ler artk ayr deillerdi. Jisbella sustu ania kmldamad. Foyle
kz neredeyse fkeyle kucaklad ve kz.nkinden az olmayan bir
ihtirasla onu sard.
afak sktnde kzn ok gzel olduunu grd; ince ve
uzundu, duman kzl salar ve dolgun dudaklar vard.
Ama afak sktnde kz da onun yzn grd.
106
alt
Dr. Harley Bakern Washington-Oregon'da, her hafta sonu
katld, Sahra' da rabet gren eski model traktr rallilerinde
tkettii dizel benzinin masrafn ancak karlayabildii kk

yasal bir muayenehanesi vard. Asl gelirini her Pazartesi, ar
amba ve Cuma gecesi jaunte'ledii Trentori' daki Yaratk Fabri
kas' nda kazanyordu. Burada, olaanst cretler alp soru
sormadan elence dnyas iin canavarlar yaratyor, yeralt iin
deri, kas ve kemikleri yeniden ekillendiriyordu.
Baker, Spokane villasnn serin verandasnda oturmu, Jiz
McQueen'in ka yksn dinlerken erkek bir ebeye benzi
yordu.
"Gouffre Martel'in evresindeki ak araziye ktktan son
ras kolayd. Bir avc kulbesi bulduk, ieri girip giyecek bir
eyler bulduk. Kulbede tabancalar da vard . . . patlayclarla
ldrmeye yarayan ok gzel eski elik aletler. Onlar alp y
reden birka kiiye sattk. Sonra ezberlemi olduumuz en ya
kn jaunte platfrmuna kadar bilet aldk."
"Hangisine?"
"Biarritz. "
"Geceleri yolculuk ediyordunuz herhalde?"
"Doal olarak."
"Foyle'un yzne bir eyler yaptnz m?"
"Makyaj denedik ama ie yaramad. Lanet olas dvmeler
yine de grnyordu. Sonra bir yank ten spreyi alp yzne
sktm. "
"e yarad m?"
"Hayr," dedi Jiz fkeyle. "Yz hareket etmemeli yoksa
sprey atlayp soyuluyor. Foyle kendini kontrol edemedi. Hi
107
edemez zaten. fkeden delirmi gibiydi."
"imdi nerede?"
"Sam Quatt'n yannda."
"Sam dalavere ilerinden emekli oldu sanyordum."
"Oldu," dedi Jisbella serte, "ama bana bir borcu var. Foy-
le'la ilgileniyor. Aynaszlar atlatmak iin jaunte'leyerek dola-
yorlar."
.
"lgin," diye mrldand Baker. "Hayatm boyunca hi
dvme olayyla karlamadm. l bir sanat olduunu san
yordum. Onu koleksiyonuma katmak isterim. Acayip eyleri
topladm biliyorsun deil mi Jiz?"
"Trenton'daJ o hayvanat baheni herkes biliyor, Baker.
Korkun bir ey."
"Geen ay gerek bir tek yumurta kisti buldum," diye ba
lad Baker heyecanla.
"Dinlemek istemiyorum," diye parlad Jiz. "Ve Foyle'u
hayvanat bahende grmek de istemiyorum. O pislii yzn
den karabilir misin? Temizleyebilir misin? Foyle, Merkez
Hastanesi'nde aresiz kaldklarn sylemiti."
"Onlarda benim deneyimim yoktur hayatm. Hmn. Bir
zamanlar . . . bir yerlerde bir eyler okuduumu hatrlyorum . .
. Neredeydi acaba? Bir dakika bekle." Baker ayaa kalkp ksk
bir pat sesiyle kayboldu. Yirmi dakika sonra elinde yrtk prtk
bir kitap ve yznde bir zafer ifadesiyle yeniden belirinceye
dek Jisbella fkeyle veranday arnlayp durdu.
"Buldum," dedi Baker. " yl nce California Teknik ni
versitesi'ndeki ynlarn arasnda grmtm. Belleime hay
ran olabilirsin."
"Belleinin can cehenneme. Yz ne olacak?"
"Yaplabilir." Baker nazik sayfalar evirip derin derin d
nd. "Evet, yaplabilir. Indigotin dislfonik asit. Asiti sentez
lemem gerekebilir ama . . . " Baker kitab kapatp kesin olarak
ban sallad. "Yapabili;im. Sadece anlattn kadar benzersizse
o yzle uramak yazk gibi geliyor."
108
"u hobini bir kenara brakr msn," diye haykrd Jisbella
fkeyle. "Peimizdeler, anlyor musun? Goufe Martel'den ka
an ilk mahkumlarz. Aynaszlar bizi geri getirene dek rahat et
meyecekler. Bu onlar iin ok ok zel. "
"Ama-"
"Fyle o dvmeli yzyle ortalkta dolanrken daha ne ka-
dar Goufre Martel'in dnda kalabiliriz sence?"
"Neden bu kadar sinirlendin?"
"
Sinirlenmedim. Aklama yapyorum."
"Hayvanat bahesinde o da mutlu olurdu," dedi Baker ik
na edici bir tavrla. "Orada saklanabilir de. Tek gzl kzn ya
nndaki odaya koyarm onu -"
"Hayvanat bahesini unut. Kesinlikle olmaz. "
"Pekala hayatm. Ama Foyle'un yeniden yakalanmas seni
niye endielendiriyor ki? Seninle bir ilgisi olmayacak."
"Benim endielenmem seni niye endielendiriyor ki? Sen
den bir i yapman istiyorum. Bu i iin para da dyorum."
"ok pahalya patlar hayatm ve seni severim. Paran kur-
tarmaya alyorum."
"Hayr almyorsun."
"yleyse yalnzca merak ettim."
"yleyse ona borluyum diyelim. O bana yardm etti, im
di de ben ona yardm ediyorum."
Baker alayc bir tavrla glmsedi. "O zaman ona yepyeni
bir yz vererek yardm edelim."
"Hayr. "
"Bana da yle gelmiti. Yznn temizlenmesini istiyor
sun nk yz seni ilgilendiriyor."
"Lanet olsun Baker, yapacak msn, yapmayacak msn?"
"Be bine patlar."
"Bl bakalm unu."
"Asiti sentezlemek iin bin. Ameliyat iin bin. Ve kalan
bin de-"
"Senin merakn iin mi?
109
"Hayr canm." Yeniden glmsedi. "Bin de anestezi iin."
"Ne anestezisi?"
Baker eski kitab yeniden at. "Ac veren bir ameliyata
benziyor. Dvmeyi nasl yaptklarn biliyor musun? Bir ine
alp boyaya batryor, sonra da deriyi delerek iine sokuyorlar.
O boyay aartmam iin yzndeki btn gzenekleti ineyle
delip indigotin dislfonii ieri aktmam gerekiyor. Acr."
Jisbella'nn gzleri parlad. ''Uyuturmadan yapabilir mi
sin?"
"Ben yapabilirim hayatm, ama Foyle-"
"Foyle'un can cehenneme. Drt bin dyorum. la yok
Baker. Brak Foyle ac eksin."
"Jiz! Onu neye attn bilmiyorsun."
"Biliyorum. Brak ac eksin." O kadar sinirli bir kahkaha
att ki Baker' bile korkuttu. "Brak yz ona da ac ektirsin."
0
Baker'n Yaratk Fabrikas, Trenton Roket kuyularnn arka
snda, jaunte'leme ehir metrolarna olan gereksinimi ortadan
kaldrmadan nce, A.C.W. metro trenlerinin retildii be katl
bir binadayd. Arka pencereler kart yerekimi nlarnn kt
kuyularn yuvarlak azlarna bakyordu ve Bakern hastala
r, lombozlar parldayan, sinyalleri yanp snen ve d uzayda
biriken elektrostatik akmlar atmosferde akp gittike gvdeleri
cehennem ateiyle dalgalanan gemilerin nlarn zerinde inip
kalkmalarn seyrederek elenebilirlerdi.
Fabrikann bodrumunda Baker'n satn alnm, kiralanm,
karlm, zorla getirilmi anatomik acayiplikler, doal hilkat
garibeleri ve canavarlardan oluan hayvanat bahesi vard. Ba
ker, dnyasnn geri kalan gibi, bu anssz yaratklara da b
yk bir tutkuyla balyd ve dier insanlarn sanatn gzelliini
ilerine sindirdikleri gibi onlarla birlikte uzun saatler geirip
irkin manzaralarn doya doya seyrediyordu. Fabrikann orta
110
katlarnda ameliyat sonras hastalar iin yatak odalar, labora
tuvarlar, personel odalar :e mutfaklar vard. st kattaysa ame
liyat odalar vard.
Bu odalardan birinde, genellikle retina deneylerinin yapl
d kk odada, Baker, Foyle'un yz zerinde alyordu.
Bir sr parlak lambann altnda, ameliyat masasnn zerine
eilmi kk bir elik eki ve platin ineyle titizlikle ura
yordu. Baker, Foyle'un yzndeki eski dvmelin zerinden
geerek derideki her kk yaray bulup ineyi ieri itiyordu.
Foyle'un ba bir mengeneyle sktrlmt ama bedeni yataa
bal deildi. ekicin her darbesinde kaslar geriliyor ama be
denini hi oynatmyordu. Ameliyat masasnn kenarlarna tu
tunmutu.
"Kontrol," dedi dilerinin arasndan. "Kontrol renme-
mi istiyordun Jiz. alyorum ite." Acyla kasld.
"Kmldama," diye emretti Baker.
"ok eleniyorum."
"yi gidiyorsun olum," diyen Sam Quatt her an kusacak
m gibi grnyordu. Jisbella'nn fkeli yzne yan yan bakt.
"Sen ne diyorsun }iz?"
"reniyor."
Baker ineyi asite batrp deriyi delmeye devam etti.
"Dinle Sam," diye mrldand Foyle zor duyulur bir sesle.
"Jiz bana zel bir gemin olduunu syledi. Su iyi para getiri
yor galiba."
"Evet, getiriyor ya. Drt kiilik kk bir teknem var. ift
motorlu. Satrn Haftasonu dedikleri cinsten. "
"Neden Satrn Haftasonu?"
"nk Satrn' de bir haftasonu doksan gn srerdi.
aylk yiyecek ve yakt tayabiliyor."
"Tam bana gre," diye mrldand Foyle. Birden kasld,
sonra kendini kontrol etti. "Sam, gemini kiralamak istiyorum."
"Ne iin?"
"Sk bir i."
111
"Yasal m?"
"Deil."
"O zaman bana gre deil olum. Ben cesaretimi kaybet
miim. Seninle birlikte, aynaszlardan bir adm ilerde jaunte'le
yip dururken iyice fark ettim bunu. Ben sonsuza dek emekli ol
dum. Btn istediim huzur."
"Elli bin derim. Elli bin istemiyor musun? Bu paray say
mak iin btn bir Pazar gnn harcayabilirsin. "
ne acmaszca delmeye devam ediyordu. Foyle'un bede
ni her darbede kaslyordu.
"Benim elli binim var zaten. Viyana' daki bir bankada da
bunun be kat nakit olarak duruyor," Quatt elini cebine att ve
bir halka dolusu parldayan radyoaktif anahtar kard. "Bu
bankann anahtar. Bu Joburg' daki evimin anahtar. Yirmi oda
l, yirmi dnm. Buradaki ise Montauk'ta duran Haftaso
nu'mun anahtar. Beni ayartamazsn olum. Ben braktmda
ii zaten ilerletmitim. Joburg' a jaunte'leyip mutlu bir hayat ya
ayacam."
"Haftasonu'nu almama izin ver. Sen Joburg'da gvenlikte
oturup parsay toplarsn."
"Ne zaman?"
"Dndmde."
"Gemimi sana ve deme szne gvenerek mi vermemi is-
tiyorsun?"
" garanti."
Quatt bir kahkaha att. "Nasl garanti?"
"Asteroidlerde bir kurtarma ii. Gebe adl bir gemi."
"Gebe'de ne var? Kurtarmann karl olmasn salayacak
ey ne?"
"Bilmiyorum."
"Yalan sylyorsun."
"Bilmiyorum," diye mrldand Foyle inatla. "Ama deerli
bir ey olmal. Jiz'e sor."
"Dinle beni," dedi Quatt, "Sana bir ey anlataym. Biz bu
.. ,.
1 12
ii kuralna gre yaparz. Vurup kamayz. Birbirimizden bir
ey gizlemeyiz. Aklndan neler getiini biliyorum. Elinde iyi
bir eyler var ama kimseyi ie ortak etmek istemiyorsun. O
yzden ltuf dileniyorsun . . . "
Foyle inenin altnda kvranyordu ama, yine de saplant
snn kskacnda tekrar etmek zorunda kald: "Bilmiyorum
Sam. Jiz' e sor."
"Eer elinde drst bir i varsa drst bir teklif yap," dedi
Quatt kzgn bir sesle. "Avna nasl atlayacana karar vermeye
alan lanet olas dvmeli bir kaplan gibi ortalkta dolap dur
ma. Biz senin tek arkadalarnz. Bizi vurup kamaya-"
Quatt'n sz Foyle'un dudaklarndan dklen bir lkla
kesildi.
"Kmldama," dedi Baker dalgn bir sesle. "Yzn kast
nda ineyi kontrol edemiyorum." Sert bir biimde uzun uzun
Jisbella'ya bakt. Kzn dudaklar titredi. Birden czdann ap
iinden iki tane 500 Kr.'lik banknot kard. Paralar asit kabnn
yanna birakt.
"Biz darda bekleriz," dedi.
Koridorda bayld. Quatt onu bir sandalyeye srkledi ve
ho kokulu amonyakla kendine gelmesini salayan bir hemire
buldu. Jisbella o kadar iddetli alamaya balad ki, Quatt
korktu. Hemireyi gnderip hkrklari kesilene kadar kzn
banda bekledi.
"Neler oluyor burada?" diye sordu. "O para da ne demek
oluyordu?"
#4
Ac parasyd."
"Ne iin?"
"Bu konuda konumak istemiyorum."
"yi misin?"
"Hayr."
"Yapabileceim bir ey var m?"
"Hayr."
Uzun bir sessizlik oldu. Ardndan Jisbella yorgun bir sesle
1 13
sordu: "Gully'le o anlamay yapacak msn?"
"Ben mi? Hayr. Binde bir ihtimale benziyor."
"Gebe'de deerli bir eyler olmal. Yoksa Dagenham
Gully'nin peine dmezdi."
"Yine de ilgilenmiyorum. Ya sen?"
"Ben mi? Ben de ilgilenmiyorum. Bir daha Gully Foyle'la
ilgili hibir ey istemiyorum."
Uzun bir sessizlik daha oldu. Quatt sordu: "Artk eve gide
bilir miyim?"
"Zor anlar yaadn, deil mi Sam?"
"O kaplana jaunte bakcl yaparken bin kere ldm di
rildim galiba."
"zgnm Sam."
"Memphis'te yakalandnda sana yaptklarmdan sonra
hak etmitim."
"Beni brakp kaman doald Sam."
"Her zaman doal olan yaparz ama bazen yapmamamz
gerekir."
"Biliyorum Sam, biliyorum."
"Hayatmzn geri kalann bunu demekle geiririz. Gali-
ba ben anslym Jiz. Bu gece detik. Eve gidebilir miyim?"
"Joburg'a ve mutlu hayata m?"
"H h."
"Biraz daha kal, Sam. Kendimden utanyorum."
"Neden?"
"Aptal hayvanlara ktlk ettiim iin."
"Bu da ne demek oluyor?"
"Bo ver. Biraz buralarda takl. Mutlu hayat anlat bana. Bu
kadar mutlu olacak ne var?"
"ey" dedi Quatt dnceli bir tavrla. "ocukken istedi
in her eyin olmasyla ilgili. Eer on be yandayken istediin
her eyi elli yanda elde edebiliyorsan mutlu -oluyorsun. Ben
on be yandayken . . . " Ve Baker ameliyat odasndan knca
ya kadar Quatt, imdi tatmin etmekte olduu ocukluunun
114
btn hayal, tutku ve zntlerini anlatmaya devam etti.
"Bitti mi?" diye sordu Jisbella sabrszlkla.
"Bitti. Baylttktan sonra daha hzl alabildim. imdi y-
zn saryorlar. Birka dakika iinde kar."
"Zayf m?"
"Doal olarak."
"Sarglar ne zaman sklecek?"
"Alt ya da yedi gn sonra."
"Yz temiz olacak m?"
"Yzyle ilgilenmediini sanyordum hayatm. Temiz ol
mas gerek. Tek bir boyal noktay kardm sanmyorum. Ye
teneimi takdir edebilirsin Jisbella . . . aklm da. Foyle'un kur
tarma yolculuunu destekleyecim."
"Ne?" Quatt gld. "Binde birlik bir kumar m oynaya
caksn Baker? Akll olduunu sanrdm."
"yleyim. Anestezi altnda konutu. Gebe'de platin kl
eler halinde yirmi milyon var."
"Yirmi milyon!" Sam Quatt'n yz karard ve Jisbella'ya
dnd ama o da fkeden kuduruyordu.
"Bana bakma Sam. Bilmiyordum. Benden de gizledi. Da
geham'n niye peinde olduunu bilmediine yemin ediyor
du."
"Ona syleyen Dagenham'm," dedi Baker. "Onu da a
zndan kard."
"Onu ldreceim," dedi Jisbella. "Onu kendi ellerimle
paralayacam ve leinin iinde kapkara bir rkten baka
bir ey bulamayacaksnz. Hayvanat bahen iin bir yaratk ola
cak Baker; Tanrm, keke onu almana batan izin verseydim!"
Ameliyat odasnn kaps ald ve iki hastabakc, zerinde
Foyle'un hafife kaslarak yatt sedyeyi srkleyerek dar
kard. Kafas kocaman sargl bir eldivene benziyordu.
"Kendind mi?" diye sordu Quatt Baker'a.
.
"Bunu ben hallederim," diye frlad Jisbella. "Bu orospu
ocuuyla konuacam - Foyle!"
115
Foyle sarg maskesinin altndan ksk bir sesle cevap verdi.
Jisbella saldrya gemek iin fkeli bir nefes ald srada has
tane duvarlanndan biri yok oldu ve herkesi yere frlatan bir
gkgrlts koptu. Btn bina st ste patlamalarla sarsld
ve duvarlardaki boluklardan, bir sava alannn ortasna ulla
nan le kargalan gibi, niformal adamlar dandaki sokaklar
dan ieri jaunte'lemeye balad.
"Baskn!" diye bard Baker. "Baskn!"
"Aman Tanrm!" Quatt titriyordu.
niformal adamlar btn binay sararken, "Foyle! Foyle!
Foyle!" diye baryorlard. Baker bir pat sesiyle yok oldu. Yar
dmclan da, zerinde kollarn ve bacaklarn sallayp zayf
sesler karan Foyle'un yatt sedyeyi brakp jaunte'lediler.
"Lanet olas bir baskn bu!" Quatt Jisbella'y sarst. "Git k-
7m! Git!"
"Foyle'u brakamayz!" diye bard Jisbella.
"Uyan kzm! Git!"
"Onu brakp kaamayz."
Jisbella sedyeyi yakalayp koridordan aa itmeye balad.
Quatt yannda kouyordu. Hastanedeki gmbrt daha da art
t: "Foyle! Foyle! Foyle!"
"Brak onu, Tann akna!" diye sktrd Quatt. "Brak ya-
kalasnlar onu."
"Hayr."
"Yakalanrsak bizim iin lobo demek kzm. Lobotomi Jiz!"
"Onu rakp gidemeyiz."
Bir keyi dndklerinde lk la baran bir ameli
yat sonras hasta topluluuna rastladlar: Kanatlann rpan
kuadamlar, fok balklan gibi gvdelerini yerde srkleyen de
niz kzlar, herrafroditler, devler, pigmeler, ift bal yapk
ikizler, at bal insanlar ve inleyen bir sfenks. Korku iinde Jis
bella ve Quatt'a pene atmaya baladlar.
"Onu sedyeden indir," diye bard Jisbella.
Quatt Foyle'u sedyenin zerinden hzla ekti. Foyle ayaa
1 1 6
. kalkt ve der gibi oldu. Jisbella koluna girdi. Sam ve Jiz onu
aralarna alarak bir kapdan Bakern zaman yaratklarnn . . .
hzlandrlm zaman duyusu olan hastalarn, vnlayan kular
gibi yldrm hzyla oradan oraya kou$turup kulak hrmalay
c, yarasa benzeri sesler kard bir koua soktu.
"Jaunte'leyip onu gtr Sam."
"Bizi dolandrp gitmeye kalktktan sonra m?"
"Onu brakp gidemeyiz Sam. Bunu imdiye dek anlaman
gerekirdi. Jaunte'leyip gtr onu. Caister'in yerine! "
Jisbella, Quatt'n Foyle'u omzuna almasna yardm etti. Za
man yaratklar, 'kouu tiz sesli imeklerle dolduruyor gibiy
di. Kou kaps ardna kadar ald. Bir dzine tarama taban
cas n kouta vnlayarak zaman yaratklarnn dnlerini
durdurarak, dmelerine neden oldu; Quatt geriye frlayp ar
kasndaki duvara arpt ve Foyle'u drd. akanda koyu
mavi bir ezik belirdi.
"Git buradan," diye grledi Quatt. "Ben bittim."
"Sam!"
"Bittim. Jaunte'leyemem. Git kzm! "
Quatt, jaunte'lemesini nleyen darbenin etkisinden kurtul
maya alarak doruldu ve koua doluan niformal adam
lara doru atld. Jisbella Foyle'un kolunu yakalayp onu kou
un arkasndan kard; bir kilerden, klinikten, amar depo
sundan geirip, zerinden bulutlar halinde beyaz karnca tozu
ykselen eski, eik bir merdivenden indirdi.
Bodrumdaki bir erzak ambarna girdiler. Baken hayvanat
bahesi kargaada hcrelerinden kurtulmu, saldrya uram
bir kovanda kendilerini balla tka basa dolduran arlar gibi am
bar yamalyorlard. Tek gzl bir kz bir fdan avulad te
reyalarn azna tktryordu. Burun kemerinin zerindeki
tek gz kukuyla onlara bakt.
Jisbella Foyle'u srkleyerek erzak ambarndan geirdi,
srglenmi tahta bir kap buldu ve tekmeleyip at. Harap ol
mu bir dizi merdivenden de kalka indiklerinde kendilerini
117
bir .amanlar kmr ambar olan bir yerde buldular. Yukardan
gelen darbe sesleri ve gmbrtler daha bouk ve derin bir hal
ald. Ambarn bir kesindeki, kmrlerin ambara atld de
lik, demir kancalarla tutturulmu demir bir kapakla kapatlm
t. Bilikte kancalar skp kmr deliinden trmanarak. am
bardan ktlar.
Yaratk Fabrikas'nn dndaydlar, arka duvarn bir ke
sine kp kalmlard, nlerinde Trenton roket kuyular vard
ve sakinlemeye alrlarken Jiz'in gzne bir kart yerekimi
nnn zerinde, beklemede olan bir kuyuya inen bir yk ge
misi arpt. Geminin lombozlar parlyor, parlak bir neon tabe
la gibi yanp snen tantm sinyalleri hastanenin arka duvarn
olduu gibi aydnlatyordu.
Hastanenin damndan bir ekil aaya atlad. Bu, umut
suz bir ka denemesi yapan Sam Quatt't. Kollar ve bacakla
ryla havay dverek yzyor, opu havada yakalayp dn
hafifletebilecek en yakndaki kuyunun gkyzne dnk kar
t yerekimi nna ulamaya alyordu. Hedefni tam on iki
den vurdu. Otuz metre yukardan tam nn hizasna dt
ama n o anda almyordu. Dt ve kuyunun kenarna
arpt.
Jisbella hkra hkra alamaya balad. Foyle'un kolunu
brakmak aklna bile gelmeden, tabakalar halindeki betonu ge
erek Sam Quatt'n cesetinin yanna kotu. Foyle'u brakp Qu
att'n bana efatle dokundu. Parmaklan kana buland. Foyle
neler olup bittiini grebilmek iin, bandaj yrtarak ince ku
mata gz delikleri amaya alyordu. Jisblan hkrk
seslerine, Bakern fbrikasndan gelen barmalar kart. Ses
leri duyan Foyle sylenerek ellerini Quatt'n cesetinde gezdirdi,
sonra kalkt ve Jisbella'y ayaa kaldrmaya alt.
"Gitmeliyiz," diyebildi. "Kamamz gerek. Grdler."
Jisbella hareket etmedi. Foyle btn gcn toplayp kz
kaldrd.
"Times Meydan," diye mrldand. "Jaunte'le Jiz! Times
118
Meydan. Jaunte'le!"
Etraflarnda niformal ekiller belirdi. Foyle Jisbella'y ko
lundan tutup sarst ve Times Meydan' na jaunte'ledi. Bir futbol
sahas byklndeki dev platformun zerindeki jaunte' top
luluu ba yerine sargl beyaz bir yuvarlak tayan bu adama
hayrtle bakakald. Foyle sarglarn arasndan evreyi inceledi.
Jisbella' dan hi iz yoktu ama her yerde olabilirdi. Sesini bara
cak kadar ykseltti.
"Montauk, Jiz! Montauk! Folly Platformu!"
Foyle kalan son enerjisi ve bir duayla jaunte'ledi. Kara
Ada'dan buz gibi bir kuzeydou rzgar esiyor ve Balk'nn
delilii olarak bilinen ortaadan kalma ykntlarda yer alan
platforma souk buz kristalleri uuruyordu. Platformda biri
daha vard. Foyle, rzgarn ve karn arasndan ilerledi. m
ve kaybolmu gibi grnen Jisbella'yd.
"Tanrya kr," diye mrldand Foyle. "Tanrya kr.
Sam, Haftasonu'nu nerede tutuyor?"
"Sam ld."
"Satrn Haftasonu'nu nerede tutuyor?"
"Sam emekli oldu. O artk korkmuyor."
"Gemi nerede Jiz?"
"Deniz fenerindeki depolarda."
"Haydi gel."
"Nereye?"
"Sam'in gemisine." Foyle kocaman elini Jisbella'nn gz
nn nne dor kaldrd; avucunda bir dzine parlayan
anahtar vard. "Anahtarlarn aldm. Haydi gel."
"Anahtarlar sana m verdi?"
"Cesedinden aldm."
"Canavar!" glmeye balad. "Yalanc . . . Zampara . . .
Kaplan . . . Canavar. Yryen kanser . . . Gully Foyle."
Yine de kar frtnasnn iinden Foyle'u Montauk Feneri' ne
doru izledi.
119
0
Saul Dagenham, pudral kanatlar takm olan akrobata,
piton ylanlar tayan drt ssl kadna, az alayla kvrlm
altn bukleleri olan bir ocua ve iinde bir japon balnn yz
d ince, uzun camdar bir baca olan bir adama seslendi:
"Pekala, operasyon tamamland. Kalanlar bulun ve Kurye ge
nel merkezine dnmelerini syleyin," dedi.
artma ekibi jaunte'leyip yok oldu. Regis Sheffield gzle
rini ovuturarak sordu: "Bu lgnln anlam ne Dagenham?"
"Yasal kafan rahatsz etti, deil mi? Bunlar bizim E. F. KK
operasyon takmmzn bir ksmyd. Elence, fantazi, karmaa,
kyamet." Dagenham Presteign' a dnp kurukafa glyle
glmsedi. "Eer isterseniz dediiniz creti geri verebilirim
Presteign."
"i brakmyorsun deil mi?"
"Hayr. ok eleniyorum. cret almadan da alrm. Da
ha nce hi Foyle gibi biriyle karlamamtm. Benzersiz bir
adam."
"Nasl yani?" diye sordu Sheffield.
"Gouffre Martel' den kan ayarladm. Kat da, ama be
nim yntemimle deil. Karmaa ve kyametle polisin eline d
mesini nlemeye altm. Polisi atlatt ama benim yntemimle
deil . . . kendi yntemiyle, Elence ve fntaziyle Merkezi Ha
beralma'nn eline dmesini nlemeye altm. Kendini koru
du . . . yine kendi yntemiyle. Gebe'ye ulamay denemesi iin
onu bir gemiye ynlendirmek istedim. O yne gitmedi, ama
kendine bir gemi buldu. imdi yola km durumda."
"Sen de izliyorsun. "
"Tabii ki." Dagenham tereddt etti. "Ama Bakern fbrika
snda ne yapyordu?"
"Plastik cerrahi olabilir mi?" diye sordu Sheffield. "Yeni
bir yz m?"
.
120
"Mmkn deil. Baker iyidir, ama bu kadar abuk bir
plastik ameliyat yapamaz. Kk bir ameliyatt. Foyle kafas
sargl olarak ayaktayd."
"Dvme," dedi Presteign.
Dagenham ban sallad ve glmseme dudaklarn terk
etti. "Beni endielendiren de bu. Farknda msn Presteign, eer
Baker dvmeyi kardysa Foyle'u tanyamayz."
"Sevgili Dagenham, yz deimeyecek ki."
"Yzn hi grmedik . . . yalnzca maskeyi grdk"
"Ben adamla hi karlamadm," dedi Sheffield. "Maske
neye benziyor?"
"Bir kaplana. Foyle'la iki uzun konuma yaptm. Yzn
ezbere bilmem gerekir, ama bilmiyorum. Bildiim tek ey dv
mesi."
"Sama," dedi Sheffield aka.
"Hayr., nsann inanmas iin Foyle'u grmesi gerek. Yine
de, nemli deil. Bizi Gebe'ye gtrecek. Bizi sizin klelerini
ze ve PyrE'nize gtrecek Presteign. Bittiine neredeyse zl
yorum. Dediim gibr, ok eleniyordum. Gerekten de esiz bi
ri o."
121
yedi
Satr Haftasonu gezinti yat olarak ina edilmiti; drt ki
i iin yeterli, iki kii iin olduka geniti ama Foyle ve Jiz
McQueen iin yeterince geni deildi. Foyle ana kamarada
uyyordu; Jiz ise zel misafr kamarasnda kalyordu.
Yola ktklarnn yedinci gn Jisbella Foyle'la ikinci kez
konutu: "u sarglan karalm bakalm, Canavar."
Foyle ask bir suratla kahve stmakta olduu mutfaktan
kp banyoya doru gitti. Jisbella'nn peinden banyoya girip la
vabo aynasna bakan kntya oturdu. Jisbella kvetin zerine
yerleti, bir kapsl daha at ve sert, isteksiz ellerle sargy sla
tp skmeye balad. nce kuma eritleri yava yava soyulu
yordu. Foyle gerilim azabn yayordu.
"Sence Baker iini yapt m?" diye sordu.
Cevap yoktu.
"Bir yerleri atlam olabilir mi?"
Skme ilemi dev'm etti.
" gn nce acs' dindi."
Cevap yoktu.
"Tanr akna Jiz! Hala savata myz?"
Jisbella'nn elleri durdu. Foyle'un bandajl yzne nefretle
bakt. "Sence ne?"
"Sana sordum."
"Cevabm evet."
"Neden?"
"Asla .anlayamazsn."
"Anlamam sala."
"Kes sesini."
"Savyorsak neden benimle geldin?"
123
"Sam ve bana gelecek olan almak iin."
"Para m?"
"Kes sesini."
"Yapmak zorunda deildin. Bana gvenebilirdin."
"Sana m? Gvenmek mi?" Jisbella'nn glnde nee
yoktu. Soyma ilemine tekrar balad. Foyle ellerini itti.
"Ben kendn yaparm. "
Jisbella adamn sargl yzne bir tokat att. "Sana ne der
sem onu yapacaksn. Kmldamadan dur, Canavar!"
Sargy amaya devam etti. Sklen bir erit Foyle'un gz
lerini ortaya kard, koyu ve karanlk bir bakla Jisbella'ya di
kilmilerdi. Gzkapaklar temizdi, burun kemeri temizdi. Foy
le'un enesinden bir erit skld. enesi mavi siyaht. Ayna
dan her eyi dikkatle seyreden Foyle'un nefesi kesildi.
" "eneyi atlam! " diye bard. "Baker eneyi -"
"Kes sesini," diye cevaplad Jiz ksaca. "O sakal."
Yanaklar, az ve aln ortaya karan en iteki eritler ko
lay skld. Aln temizdi. Gzlerin altnda yanaklar da temiz
di. Yznn kalan yedi gnlk koyu mavi sakalla kaplyd.
"Tra ol," diye emretti Jiz.
Foyle suyu at, yzn slatt, tra kremini srd ve sa
kal ykayp temizledi. Sonra, aynaya bakan Jisbella'nn bann
kendi bana ok yakn durduunun farknda olmadan eilip
aynada kendini inceledi. Dvmeden tek bir iz bile kalmamt.
kisi de derin bir nefes ald.
"Temiz," dedi Foyle. "Temiz. i becermi." Birden aynaya
doru biraz daha eilip kendini yakndan inceledi. Yz ona
Jisbella'ya geldii kadar yeni geliyordu. "Deimiim. Byle
grndm hatrlamyorum. Estetik ameliyat da yapt m?"
"Hayr," dedi Jisbella. "Senin iindeki deitirdi onu. Ya
lanc ve katyla beraber o canavar gryorsun sen."
"Tanr akna! Yeter artk. Beni rahat brak!"
"Canavar," diye tekrarlad Jisbella, Foyle'un yzne ters
ters pakarak. "Yalanc. kat."
124
Foyle ki omuzlarndan kavrayp gverteye itti. Jisbella
ana salona doru szld ama kenardaki demirlerden birini
yakalayp dnd. "Canavar!" diye bard. "Yalanc! kat!
Canavar! Zampara! Canavar!" .
Foyle kz kovalad, yeniden yakalayp iddetle sarsmaya
balad. Kzl salar boyun hizasnda tutturduu tokadan kur
tulup bir deniz kznn salar gibi havaya dald. Yzndeki
alev gibi ifde Foyle'un fkesini tutkuya evirdi. Kz kucakla
yp yeni yzn gslerine gmd.
"Zampara," diye mrldand Jiz. "Hayvan . . . "
"Ah, Jiz . . . "
"Ik," diye fsldad Jisbella. Foyle krce duvara uzanp
dmelere bast ve Satrn Haftasonu asteroidlere doru yolu
na karanlk lombozlarla devam etti.
0
Kamarada uyuklayarak, mrldanarak, saatlerce. efkatle
birbirlerine dokunarak beraberce yzyorlardi.
"Zavall Gully," diye fsldad Jisbella. "Zavall sevgili
Gully . . . "
"Zavall deil," dedi. "Zengin . . . yaknda."
"Evet, zengin ve bo. inde hibir ey yok sevgili Gully . . .
nefret ve intikamdan baka hibir ey."
"O yeter."
"imdilik yeter. Ama daha sonra?"
"Sonra m? Duruma bal."
"Senin iine bal Gully; neleri yaatabileceine bal."
"Hayr. Geleceim neleri yok edeceime bal. "
.
"Gully . . . Niye Goufre Martel'de her eyi benden gizle-
din? Niye Gebe'de bir servet olduunu bildiini syleme
din?"
"Syleyemezdim."
"Bana gveniyor muydun?"
125
"Onunla ilgisi yoktu. Kendime engel olamadm. Bu benim
iimdeki . . . bu yok etmem gereken ey."
"Yine kontrol yle mi Gully? Sen saplantlsn."
''Evet. Saplantlym. Kendii kontrol etmeyi renemiyo
rm Jiz. stiyorum ama yapamyorum."
"Deniyor musun?"
"Deniyorum. Tanr biliyor, deniyorum. Ama sonra bir ey
oluyor ve -"
.
"Ve sonra sen zplamaya balyorsun. "'Acmasz, ehvet
dkn, hain,- efkatsiz alak . . .
"O da ne?"-
"Shakespeare adnda bir adamn yazd bir ey. Seni tarif
ediyor Gully . . . kontrolden ktnda."
"Seni cebimde tayabilseydim }iz . . . beni uyarman iin . .
. bana bir ine batrman iin . . . "
"Bunu senin iin kimse yapamaz Gully. Kendin renmek
zorundasn."
Foyle uzun bir an bunu sindirdi. Sonra tereddtle konutu:
"}iz . . . para hakknda . . . ?"
"Parann can cehenneme."
"Sana bu konuda gvenebilir miyim?" .
"Gully."
"Sen . . . senden bir eyler gizlemeye altmdan deil.
Vorga olmasayd sana istediin her eyi verirdim. Her eyi! i
mi bitirdiimde arta kalan her kuruu sana vereceim. Ama
korkuyorm Jiz. Vorga etin ceviz . . . zellikle de Presteign ve
Dagenham ve o avukat Sheffield ortalktayken. Her kuruu al
mam gerekiyor }iz. Bir kredi bile almana izin verirsem beni iin
Vorga'ya mal olacandan korkuyorum."
"Bana."
"Bana." Kzdan bir cevap bekledi. "Eee?"
"Bu saplant seni tamamen ele geirmi," dedi yorgun bir
sesle. "Yalnzca bir ksmn deil, her eyini ele geirmi."
"Hayr."
126
"Evet Gully. Her eyini. Benimle yalnzca tenin seviiyor.
Geri kalan Vorga'yla yayor."
O anda n kontrol odasndaki radar alarm uyarc bir ton
da aniden almaya balad.
"Var noktas," diye mrldand Foye. Artk rahat deildi,
saplantsnn kskacnda, kontrol odasna frlad.
0
Foyle asteroidi bir barbar basknnn ani fkesiyle yama
lad. Haftasonu, uzaydan frlayarak ortaya kt, n motorlarn
dan kan alev kpkleriyle fren yapt ve dknt ynnn
. zerinde dar bir daire izmeye balad. Dnerken karanlk lom
bozlan, Jdseph ve kardelerinin yzen uzay ykntlarm topla
maya kt kk ambar azm, Foyle'un Terra'ya gitmek iin
asteridin kenarndan ilk frla
y
nda at yeni krateri getiler.
Asteroidin serasnn dev cam yamasn geerken onlar izleyen
yzlerce kafa, dvmelerle kaplanm kk beyaz noktalar gr
dler.
"Demek onlar ldrmemiim," diye homurdand Foyle.
"Asteroidin ilerine ekilmiler . . . herhalde geri kalanm tamir
ederken ierilerde yayorlardr:'
"Onlara yardm edecek misin Gully?"
"Neden?"
"Zarar veren sensin."
"Canlar cenneme. Benim kendi sorunlarm var. Ama yi
ne de rahatladln. Bizi rahatsz edemeyecekler."
Asteroidin evresinde bir tur daha att ve Haftasonu'nu ye
ni kraterin azna indirdi.
"Buradan alacaz," dedi. "Uzay giysini giy Jiz. Haydi
gidelim!"
Sabrszlktan delirmi gibiydi; kz ve kendisini zorluyor
du. Uzay giysilerini giydiler, Haftas<nu'nu terk edip kraterdeki
enkaz yararak asteroidin cansz i ksmlarna doru ilerlediler.
127
Kvrlp giden dev solucan deliklerine benzeyen tnellerden
srndler. Foyle mikrodalga telsiz setini ap Jiz' e seslendi.
"Bunun iinde kolayca kaybolabiliriz . . ; Benim yanmda
kal. Uzaklama."
"Nereye gidiyoruz Gully?"
"Gebe'nin peinden. Buradan giderken onu asteroide i
mentolamaya alyorlard ama nerede olduunu bilmiyorum.
Onu bulmamz gerek. "
Geitler havaszd. Sessizce ilerliyorlard ama metal ve ka
yalar titreimleri tayordu. Bir kere eski bir sava gemisinin
arpk urpuk gvdesinin yannda dinlendiler. Gvdeye da-
yandklarnda ieriden sinyal titreimlerini; ritmik vurular
hissettiler.
Foyle thlikeli bir biimde glmsedi. "eridekiler Jdseph
ve Bilimsel Halk," dedi. "Birka sz rica ediyorlar. Onlara oya
layc bir cevap vereceim." Gvdeye iki kere hzla vurdu.
"imdi de karm iin zel bir mesaj." Yz karard. Gvdeyi f
keyle dvp, dnd. "Haydi gel. Gidelim.''
Ama aramay srdrrken sinyaller onlar izlemeye de
vam etti. Asteroidin d apnn terk edildii aka belli oldu;
kabile orta ksmlara ekilmiti. Daha sonra, dvlm alumin
yumdan yaplm bir bacann aasnda bir kapak ald, ieri
ye k doldu ve camkumandan yaplm eski bir uzay elbise
sinin iinde Jdseph ortaya kt. eytani yz onlara dnk, el
lerini yalvarr gibi birletirmi, eytani azn oynatarak biim
siz torbann iinde duruyordu.
Foyle yali adama bakakald, ona doru bir adm att; iin
deki fke kabardka yumruklarn skp boazndan acayip ho
m
:
rtular kartyordu. Foyle'a bakan Jisbella korku dolu bir
lk att; eski dvmesi yzne geri gelmiti, hem de ten rengi
zerinde kan krmz grnyordu; bu sefer siyah yerine kzl
renkliydi, ekliyle olduu kadar rengiyle de gerek bir kaplan
maskesini andryordu.
"Gully! " diye haykrd. "Tanrm! Yzn!"
128
Foyle aldrmad, fkeli gzlerini Jdseph'e dikmiti. Yal
adam yalvaran el kol hareketleri yaparak asteridin iine gel
melerini iaret edip kayboluncaya dek Jdseph'e dik dik bakt.
Ancak ondan sonra Jisbella'ya dnp sordu: "Ne? Ne dedin?"
Kz balnn berrak camndan Foyle'un yzn hayal
meyal seebiliyordu. Adamn iindeki fke dindike kan krm
zs dvmenin solup kaybolduunu grd.
"O palyaoyu grdn m?" diye sordu Foyle. "Jdseph'di.
Nasl yalvarp yakardn grdn m, bana btn yaptklarn
dan sonra . . . ? Ne dedin?"
"Yzn Gully. Yzne ne olduunu biliyorum."
"Neden sz ediyorsun sen?" .
"Seni kontrol edecek bir eyler istiyordun Gully. Eh ite
buldun. Yzn. Sen -" Jisbella lgnca glmeye balad. "Artk
kontrol renmen gerek Gully. Artk kendini duygularna
kaptramayacaksn . . . hibir duyguya . . . nk -"
Ama Foyle kzn arkasnda bir yerlere dikmiti gzn ve
birden lk atarak aluminyum bacada komaya balad. Ak
bir kapnn nnde aniden durdu ve zafrle zplamaya balad.
Kap1 bir eya dolabna alyordu. Dolapta raflar, bir sr eski
erzak yn ve atlm kaplar vard. Bu, Foyle'un Gebe' deki
tabutuydu.
Foyle'un kaarken verdii korkun zarar daha fazla al
malarn olanaksz klmadan nce, Jdseph ve kardeleri enkaz
,
asteroidlerine balamay baarmt. Geminin i ksmlarna hi
dokunulmamt. Foyle Jisbella'nn kolunu yakalayp srkle
yerek geminin iinde kk bir tur attrd. Gemi muhasebecisi
nin kamarasn bulduunda, bo ve delinemez byk bir elik
kasay ortaya karana kadar enkaz ve kalnt .tabakalarn ara
d. "ki seeneimiz var," dedi nefes nefese. "Ya kasay gvde
den koparp zerinde almak iin Terra'ya gtrrz, ya da
burada aarz. Ben oyumu buras iin kullanyorum. Belki de
Dagenham yalan sylyordu. Zaten her ey Haftasonu'nda ne
tr aletler olduuna bal. Gemiye dnelim Jiz."
129
Haftasonu'na dnp alet arayn bitirene kadar kzn ses
sizlik ve dalgnln fark etmedi.
"Hibir ey!" diye sylendi sabrszlkla. "Gemide bir eki
ya da matkap bile yok. ie ve konserve amaya yarayacak
aletlerden baka hibir ey yok."
Jisbella cevap vermedi. ,Gzlerini Foyle'un yznden hi
ayrmyordu.
"Neden bana yle bakyorsun?" diye sordu Foyle.
"Hayran kaldm," diye cevap verdi Jisbella yavaa.
"Neye?"
"Sana bir ey gstereceim Gully."
"Ne?"
"Seni ne kadar hor grdm."
Jisbella Foyle'un yzne tokat att. Vurulardan can ya
nan Foyle fkeyle frlad. Jisbella.bir el aynas kapp adamn
yzne tuttu.
"Kendine bak Gully," dedi yavaa. "Yzne bak."
Foyle bakt. Eski dvmesinin, derisinin altnda kan krm
zs parlayarak yzn kzl beyaz bir kaplan makesine d
ntrdn grd. Bu korkun manzara karsnda o kadar
rkt ki, fkesi bir anda dindi ve ayn anda maske de yok oldu.
"Tanrm . . . " diye fsldad. "Aman Tanrm . . .
"Bunu grebilmen iin seni sinirlendirmem gerekiyordu."
dedi Jisbella.
"Ne demek bu Jiz? Baker ii beceremedi mi?"
"Sanmyorum. Bence derinin altnda yaralar var Gully . . .
esas dvmeden ve sonra da boyay karma ileminden kalan
yaralar. ne yaralar. Normalde grnmyorlar ama duygula
rn aa ktnda, kalbin kn pompalamaya baladnda . . .
kzdnda, korktuunda, tutkuya kapldnda ya da saplantn
ortaya ktnda . . . kan krmzs olarak beliriveriyorlar. Anl
yor musun?"
Foyle gzlerini aynadan ayrmadan, aknlk iinde yz
ne dokunarak ban sallad.
130
"Kontroln kaybettiinde sana ine batrabilmem iin be
ni cebinde tamak istiyordun. imdi bundan daha iyisi var
elinde Gully, ya da daha. kts, zavall sevgilim. imdi yzn
var."
"Hayr!" diye inledi Foyle. "Hayr!"
"Kontroln asla kaybedemezsin Gully. Asla fazla ieme
yecek, fazla sevemeyecek, fazla nefret edemeyeceksin . . . Ken
dine demir bir peneyle hakim olacaksn."
"Hayr!" diye srar etti Foyle umutsuzca. "Bu dzeltilebilir.
Baker yapabilir bunu ya da bir bakas, beni bir canavara evi
receini bildiim iin bir ey hissetmekten korkarak dolaa
mam ki!"
"Bunun dzeltilebileceini sanmyorum Gully."
"Deri alamas . . .
"Hayr. Yaralar deri alamas iin fazla derin. Bu damga
dan asla kurtulamayacaksn Gully. Bununla yaamay ren
men gerek."
Foyle ani bir fkeyle aynay frlatt ve kan krmzs maske
yine derisinin altndan fkrd. Ana kamaradan kp uzay elbi
sesini ald ve bir yandan giyinirken bir yandan da ana ka
doru ilerliyordu.
"Gully! Nereye gidiyorsun? Ne ypacaksn?"
"Alet bulacam," diye bard. "Lanet olas kasay amak
iin alet bulacam."
"Nerede?"
"Asteroidde. Gemi enkazlarndan topladklar aletlerle do
lu dzinelerle depolan var. Oralarda matkap ve aradm her
ey olmal. Benimle gelme. Sorun kabilir. Kahrlas yzm
imdi nasl? Grnyor mu? Tanrm, umarm sorun r!"
Foyle elbisesini kilitleyip asteroide indi. Asteroidin yaam
olan i ksmn dtaki boluktan ayran bir k buldu. Kapy
yumruklad. Bekleyip yeniden vurdu ve k alana kadar
yumruklamalarna devam etti. Kollar dar uzanp Foyle'u ie
ri eti ve kap peinden kapand. Hava kilidi yoktu.
131
Iktan kamaan gzlerini krptrp, korkun yzleriyle
evresinde toplanan Jdseph ve masum kardelerine tehdit
edercesine bakt. Kendi yznn de krmz beyaz parlamakta
olduunu anlad, nk Jdseph duraklad ve eytani dudakla
rnda heceler olutu: Gebe.
Foyle kalabal vahice yararak aralarndan ilerledi. Jd
seph'i zrhl elinin bir darbesiyle bir kenara frlatt. nsanlarn
yaad, bazlarn hayal meyal anmsad koridorlar arat
rp sonunda aletlerin topland, yar oda yar doal maara
depoya geldi.
evreyi aratrp inceledi; matkaplar, elmas ulr, kaynak
makineleri, kristallantlar, dinamit lokumlar, eriticiler toplad.
Yava dnen asteroidde aletlerin toplam arl elli kiloya ka
dar inmiti. Her eyi bir bezin iine toplad, bezi bir kabloyla
kabaca tutturup depo saandan kt.
Jdseph ve kardeleri bir kurdu bekleyen pireler gibi onu
bekliyordu. zerine atladlar ve Foyle da vahi bir zevkle arala
rna dald. Uzay elbisesinin zrh onu darbelerden koruyordu,
bolua alan bir k bulmak iin koridorlarda ilerledi.
Jisbella'nn sesi kulaklklardan metalik ve endieli geliyor
du: "Gully beni duyabiliyor musun? Ben Jiz. Gully, beni dinle."
"Dinliyorum, devam et."
"ki dakika nce baka bir gemi geldi. Asteroidin dier ta-
rafnda dolayor. "
"Ne!"
"Sar ve siyah renkli, arya benzer bir iaret var zerinde."
"Dagenham'n renkleri!"
"yleyse izlendik."
"Baka ne olabilir ki? Herhalde Dagenham, Goufre Mar
tel' den katmzdan beri peimdeydi. Bunu dnemediim
iin aptal olmalym. Beni nasl izledi Jiz? Senin sayende mi?"
"Gully!"
"Unut gitsin. Yalnzca aka yapmay deniyordum." Buz gi
bi bir sesle gld. "Hzl almamz gerek Jiz. zerine bir giysi
1 32
geir, seninle Gebe' de buluacaz. Muhasebecinin kamarasn
da. Haydi kzm."
"Ama Gully . . . "
"letiimi kes. Dalgaboyumuzu dinliyor olabilirler. Haydi!"
Asteroidd hzla ilerledi, n tutulmu bir k buldu,
nnde duran nbetiyi geip kapy paralad ve d geitlerin
boluuna dald. Bilimsel Halk onu durduramayacak kadar
meguld, kapy kapamaya alyorlard. Ama Foyle onu izle
yeceklerini biliyordu, adamlar fkeden lgna dnmt.
Alet torbasn kvrlarak uzayan koridorlardan ve keler
den srkleye srkleye Gebe'ye getirdi. Jisbella muhasebeci
nin kamarasnda onu bekliyordu. Mikrodalga setini ama giri
iminde bulundu ama Foyle onu durdurdu. Baln kznkine
dayad ve bard: "Ksadalga yok: Bizi dinliyor olacaklar ve
D/F'yle yerimizi 'bulabilirler. Beni duyabiliyorsun deil mi?"
Kz ban sallad.
"Pekala. Dagenham yerimizi bulmadan nce belki bir sa
atimiz var. Jdseph ve etesinin peimizden gelmelerine de belki
bir saat var. Skp kaldk. Hzl almamz gerek."
Kz yine ban sallad.
"Kasay ap kleleri nakletmeye zaman yok."
"Eer oradaysalar tabii."
"Dagenham burada, yle deil mi? Bu parann olduunun
kant. Btn kasay Gebe' den skp Haftasonu'na gtrmeli
yiz. Sonra basar gideriz. "
"Ama -"
"Yalnzca beni dinle ve dediklerimi yap. Haftasonu'na
dn. ini boalt. Bize gerekmeyen her eyi uzaya frlat . . . acil
durum paylan qndaki erza da at."
"Neden?"
"nk bu kasann ka ton geldiini bilmiyorum ve nor
mal yerekimine dndmzde gemi bu yk ka!dramaya
bilir. Batan tedbir almamz gerek. Dnte zor bir yolculuk de
mek olacak, ama buna deer. Gemiyi tamamen boalt. abuk!
133
Haydi kzm. Haydi!"
Kz itti ve arkasndan bir kere bile bakmadan kasaya sal
drd. Kasa, gvdenin yap eliinin iine ina edilmi, yaklak
bir buuk metre apnda, ar ve byk bir elik toptu. Ge
be'nin damar ve kaburgalarna tam on iki yerden kaynaklan
mt. Foyle her kaynak yerine srayla asitler, matkaplar, kay
nak makineleri ve dondurucularla saldrd. Yapsal gerginlik te
orisine gre alyordu; kristal yaps bozulup, fiziksel gc
kaybolana kadar elii styor, donduruyor ve oyuyordu. Me
tal gittike zayflyordu.
. }isbella dndnde Foyle krk be dakika gemi olduu
nun farkna vard. Her tarafndan ter akyor ve titriyordu ama
kasa, yzeyinde bir dzine yumru oluan gvdeye bal deil
di artk. Foyle aceleyle Jisbella'ya iaret etti ve k da kendi
arln kasay itmeye uraan Foyle'unkine ekledi. Kasay
ikisi biren bile oynatamad. Yorgun ve hayal krklna ura
m bir halde yere kerlerken bir glge, Gebe'nin gvdesin
deki deliklerden szan gne n kapatt. Yukar baktlar. Ya
n kilometreden yakn bir mesafede bir gemi asteroidin evre
sinde dnyordu.
Foyle baln Jisbella'nnkine dayad. "Dagenham," dedi
nefes nefese. "Bizi aryor. Herhalde aada bize doru gelen
adamlar vardr. Jdseph'le konuur konumaz burada olurlar."
"Ah Gully . . .
"Hala bir ansmz var. Belki de bir iki tur atmadan Sam'in
Haftasonu'nu bulamazlar. Haftasonu kraterde sakl. Belki o s
rada kasay gemiye gtrebiliriz."
"Nasl Gully?"
"Bilmiyorum, lanet olsun! Bilmiyorum." Umutsuzluk iin
de yumruklarn birbirine vurdu. "Ben bittim."
"Kasay patlatp dar karamaz myz?"
"Patlatp m? Ne, beyin yerine bomba m? Bu konuan Ba
yan Beyin McQueen mi?"
"Dinle. Kasaya patlayc bir eyler yerletirelim. Bir roket
134
motoru gibi olur . . . yukar frlar."
"Evet onu anladm. Ama sonra ne olacak? Onu gemiye na
sl sokacaz? Patlatmaya devam edemeyiz ki? Zamanmz
yok."
"Hayr gemiyi kasaya getireceiz."
"Ne?"
"Kasay patlatp doru uzaya frlatacaz. Sonra gemiyi
getirip kasann ana kapaktan ieriye girmesini salayacaz.
apkayla top yakalamak gibi. Anlyor musun?"
Anlamt. "Tanr akna Jiz, yapabiliriz." Foyle alet yn
na atlayp dinamit ubuklarn, jelatinleri, fiekleri ve balklar
ayrnaya balad.
"Ksadalgay kullanmamz gerek. Birimiz kasayla kalacak,
birimiz gemiyi kullanacak. Kasann yannda kalan gemidekini
verecei komutlarla gerekli noktaya getirecek. Tamam m?"
"Tamam. Sen gemiyi kullansan iyi olacak Gully. en ko
mut ksmn hallederim."
Foyle ban sallarken bir yandan da kasann yzeyine pat
layclar yerletiriyor, balk ve fiekleri takyordu. Sonra bal
n kznkine dayad. "Vakum patlayclar Jiz. ki dakikaya
ayarl. Ksadalgadan sana haber verdiimde yalnzca patlayc
balklarn karp yoldan ekileceksin. Tamam m?"
''Tamam."
"Kasann yannda kal. Kasay gemiye soktuktan sonra pe
inden gel. Hibir eyi bekleme. Her ey kt ktna olacak."
Kzn srtn svazlayp Haftasonu'na dnd. D kapa ve
hava kilidinin i kapsn ak brakt. Geminin havas hemen
Joald. Havasz 1e Jisbella tarafndan boaltlm olan gemi
kasvetli ve terk edilmi grnyordu.
Foyle kontrollerin bana geti ve mikrodalga setini at.
"Dikkat," diye mrldand. "imdi geliyorum."
Motorlar ateledi, saniye boyunca yan motorlar ak tut
tuktan sonra ndekileri altrd. Haftasonu, su yzeyine kan
bir balina gibi ardndan ve kenarlarndan ykntlar fkrtarak
135
kolayca kalkt. Gemi havalanp geriye doru hareket ettiinde
Foyle bard: "Dinamit Jiz! imdi!"
Patlama olmad, ani bir parlama da olmad. Aada astero
idde yeni bir krater olutu, bir moloz demeti flayp pelerinden
yorgun bir dnle gelen renksiz elik topu hzla geride brakt.
"Yavala," Jisbella'nn souk ve otoriter sesi kulaklklardan
ykseldi. "ok hzl geriliyorsun. Ve bu arada, bela da geldi."
Foyle heyecanla aaya bakarak arka motorlarm frenledi.
Asteroidin yzeyi bir ar ordusuyla kaplyd. Sar ve siyah
renklerden oluan uzay giysileri giymi Dagenham'n adamla
r, eilip dnp dolap onlar atlatan beyazlar iinde birini ko
valyorlard. Jisbella'yd bu.
"Byle devam et," dedi Jiz yavaa, ama Foyle kzn ne ka
dar zor nefes aldn duyabiliyordu. "Biraz daha yavala . . .
eyrek dn yap."
Kzn komutlarna neredeyse otomatik olarak uyuyor ve
hala aadaki mcadeleyi seyrediyordu. Haftasonu'nun yan
ta.raf yaklaan kasay grmesini engelliyordu, ama hala Jisbel
la'y ve Dagenham'n adamlarn grebiliyordu. Jisbella giysi
roketlerini ateledi . . . Foyle kzn srtndan fkran minik alevi
grd . . . ve asteroidin yzeyinden ykselerek uzaklat. Onu
kovalayan Dagenham'n adamlarnn srtlarndan da alevler
fkrd. Yarm dzine kadar Jisbella'y izlemeyi brakp Hafta
sonu'nun peine takld.
"Zor kurtaracaz Gully," Jisbella artk nefes nefeseydi
ama sesi hala sakindi. "Dagenham'n gemisi br tarafa inmi
ama imdiye kadar haber yollamlardr ve geliyordur. Bu du
rumda kal Gully. Yaklak on saniye sonra . . . "
Arlar kk beyaz elbisenin evresini sarp onu yuttu.
"Foyle! Beni duyabiliyor musun? Foyle!" Dagenham'n se
si bir sre czrtl geldikten sonra netleti. "Senin dalgaboyun
dan Dagenham aryor. Cevap ver Foyle!"
"Jiz! Jiz! Onlar atlatabiliyor musun?"
"Byle kal Gully . . . te oldu! Harika bir gol olum!"
136
Yavaa ama ktleli hareket eden kasa ana kapaa arpn
ca ezici bir ok Haftasonu'nu sarsh. Ayn anda beyaz elbiseli e
kil sar yaban ars yumandan kurtuldu. Ensesfode bir dzine
ar Haftasonu'na doru hzla ilerledi.
,
"Haydi Jiz! Haydi! " diye uludu Foyle. "Gel kzm! Gel!"
Jisbella, Haftasonu'nun yan tarafnn arkasnda kaybolur
ken Foyle kontrolleri ayarlad ve en yksek seviyede hzlanma-
ya hazrland.
,
"Foyle! Bana cevap verir misin? Dagenham konuuyor."
"Cann cehenneme Dagenham," diye bard Foyle. "Ge-
miye ktnda bana haber ver Jiz ve sk tutun."
"Baaramyorum Gully."
"Haydi kzm! "
"Gemiye kamyorum. Kasa kapa tkam. Yar yarya
girip skm . . .
.
"Jiz!"
"eri giri yok diyorum sana," diye haykrd umtsuzluk
la. "Darda kaldm."
Foyle vahice evresine baknd. Dagenham'n adamlar
profesyonel yamaclara zg bir sinsilikle Haftasonu'nun
gvdesine trmanyorlard. Dagenham'n gemisi asteroidin ya
kn ufkunda gzkm, doru zerine geliyordu. Ba dnme
ye balad.
"Foyle! Sen bittin. Sen ve kz. Ama bir teklifim var . . . "
"Gully, yardm et. Bir eyler yap Gully. Baaramyorum!"
"Vorga," dedi Foyle bouk bir sesle. Gzlerini kapatp
kontrollere dokundu. Arka motorlar grledi. Haftasonu sars
lp ileri frlad. Dagenham'n adamlarndan, Jisbella'dan, uyar
lardan ve yalvarlardan kurtuldu. 10 g hzlanmann gz karar
tc basnc Foyle'u kumanda koltuuna bastrd. Ama ne de ol
sa bu hzlanma, onun hayatn ynlendiren tutku kadar baskc,
ac verici ve hain olamazd.
Ve Haftasonu gzden kaybolurken yznde saplantsnn
kan krmzs damgas ykseldi.
137
ikinci blm
Gem vurulamayan hayallerden bir yrekle
Kumandan olduum yerde,
Yanan bir karg ve nefesten bir svariyle,
Beni cezbeden el dememi lkeye.
Glgeler ve ruhlardan bir valyeyle,
Turnuvaya arldm,
Engin dnyann sonundan on fersah tede
Sanrm bu bir yolculuk deil.
TOM-A-BEDLAM
sekiz
$algn gezegenleri zehirledike eski yl kokumaya balad.
Sava hz kazanarak uzaydaki romantik baskn ve arpmalar
dan oluan uzak bir olay olmaktan kp bir kyamet havasna
brnd. Dnya Savalan'nn sonuncusunun bitip Gne Sa
valan'nn ilkinin balad artk belliydi.
Sava kkrtclar yava yava, byk hasarlar yaratacak
kadar ok sayda adam ve malzeme topluyordu. D Uydular
evrensel seferberlik ilan etti ve ardndan Geze
'
genler de ister
istemez ayn uygulamay getirdi. Endstriler, ticaretler, bilim
ler, yetenekler ve meslekler askere alnd; bunlarn ardndan da
kurallar ve bask geldi. Ordu ve deniz kuvvetleri her eye el
koyup komutay ele ald.

Bu sava da (btn savalar gibi) ticari bir mcadelenin si


lahl safhas olduu iin ticaret boyun edi. Ama insanlar isyan
etti; ordudan ya da iten jaunte'leme nemli bir sorun haline
geldi. Casusluk ve stila korkulan yayld. Hsterik olanlar
muhbir ve linciler haline dntler. Uursuz nseziler Baffin
Adalan'ndan Falkland'a dek btn evlerdeki yaam felce u
ratt. Can ekien yl canlandran tek ey Drt Mi Sirki'nin or
taya kyd.
Bu, asteroialerin en bynden gelen gen ve zengin
soytar Ceres'li Geoffrey Fourmyle'n grotesk arkadalarna ta
klan popler isimdi. Ceres'li Fourmyle inanlmaz derecede
zengin ve son derece komikti. Adam klasik bir burjuva beyefen
disi ve tipik bir yeniyetme zengindi. Arkadalarndan oluan ka
flesi, Wisconsin Green Bay'e tipik bir ekilde gelilerinden de
anlalabilecei gibi, bir kasaba sirkiyle kk bir Bulgar Krall
' nn komik kral maiyeti arasnda bir eydi.
141
Banc yasal bir klann silindir apkasn geirmi bir avu
kat, elinde bir kamp yeri listesi ve cebinde bir servetle sabahn
erken saatlerinde ortaya kt. Michigan Gl' ne bakan drt d
nmlk arazide karar kld ve oray fahi bir fiyata kiralad. Ar
dndan Mason & Dixon klanndan bir aratrma ekii geldi. Yir
mi dakika iinde aratrma ekibi bir kamp plan yapm ve Drt
Mil Sirki'nin gelecei haberi evreye yaylmt bile. Wisconsin,
Michigan ve Minnesota halk elenceyi izlemeye geldi.
Her biri srtnda bir adr paketi tayan yirmi ii kamp
yerine jaunte'ledi. Emir haykrlar, barlar, kfrler ve s
ktrlan havann ac eken lklarndan oluan grkemli bir
uvertr sergilendi. Yirmi dev adr ierek balonlar gibi gky
zne ykseldi. K gneinde kururlarken lake ve kauuk y
zeyleri parlyordu. zleyiciler cokuyla alklad.
Alt motorlu bir helikopter alalp dev gibi bir trambolinin
zerinde durdu. Kam yarld ve aaya bir kuma alayan
boald. Uaklar, hizmetiler, alar ve garsonlar jaunte'leyerek
geldi. adrlar eyalarla doldurup dzenlediler. Mutfaklardan
dumanlar kmaya balad; kzartma, zgara ve frn kokular
kamp kaplad. Fourmyle'n zel polisi greve balamt bile;
drt dnmlk arsada devriye gezerek byk izleyici kitlesini
alma alanndan uzak tutuyorlard.
Ardndan, uakla, arabayla, otobsle, kamyonla, bisikletle
ve jaunte'leyerek Fourmyle'n kafilesi gelmeye balad. Ktp
haneciler ve kitaplar, bilim adamlar ve laboratuvarlar, flozof
lar, airler, atletler. Kl ve kamalarn sergilendii raflar, judo
minderleri ve bir boks ringi kuruldu. Elli ft.'lik bir havuz topra
a gmlp bir pompayla glden dolduruldu. Havuzun yz
mek iin stlmas m, yoksa paten kaymak iin dondurulmas
m gerektii konusunda iki adeleli atlet arasnda ilgin bir tar
tma kt.
Mzisyenler, oyuncular, hokkabazlar ve akrobatlar geldi.
Grlt kulaklar sar edici bir hal ald. Bir teknisyen ekibi bir
ya kuyusu oluturup Foyle'un dizel babozumu makineleri
142
koleksiyonunu harekete geirdi. En arkadan da kampn takipi
leri geldi: eler, kz ocuklar, metresler, fahieler, dilenciler, do
landrclar. ve rvet yiyiciler. Sabahn ge saatlerinde sirkin
grlts drt mil uzaktan uyulabilir olmutu ve bylece sir
kin adnn nereden geldii de anlalyordu.
leyin, Ceres'li Fourmyle ylesine tuhaf ve tantanal bir
nakliye arac gsterisiyle geldi ki buna yedi yllk melankolikle
ri bile gld sylenebilirdi. Byk bir deniz ua gneyden
patrtlar iinde gelerek gle indi. Uaktan LST snf bir kar
ma gemisi suya indi, gl geip kyya kt. n paneli bir gm
brtyle alalp kpr haline geldi ve iinden bir yirminci yz
yl makam rabas kt. ok elenen izleyiciler giderek daha
ok meraklanyordu ve makam arabas kampn ortasna doru
yakak yirmi yarda ilerleyip durdu.
"Bunun peinden ne gelebilir ki? Bisiklet mi?"
"Hayr, paten."
"Bir pogo ubuunun zerinde kacak."
Fourmyle en uuk tahminleii bile yanltt. Makam araba
sndan bir sirk topunun az belirdi. Bir barut patlamas grl
ts duyuldu ve Ceres'li Fourmyle topun azndan frlayp, za
rif bir yay izerek drt uan tuttuu bir aa dt adr
nn kapsnn nne dek utu. Onu karlayan alk alt mil te
den bile duyulabilirdi. Fourmyle uaklarnn omuzlarna trma
narak herkesi susturdu.
"Aman Tanrm! Bu ey bir konuma yapacak."
"Bu_ adam demek istiyorsun herhalde?"
"Hayr, ey. Bu bir insan olamaz."
"Romallar, Dostlar, Vatandalar," diye cokulu bir ekilde
balad Fourmyle. "Kulak verin bana, Shakespeare. 1564-1616.
Lanet olsun!" Drt beyaz kumru Fourmyle'n ceketinin kolla
rndan kurtulup uarak uzaklat. Adam aknlkla onlara bak
t ve ardndan konumasna devam etti. "Dostlar, selamlar, say
glar, bonjour, bon ton, bon vivant, bon voyage, bon- N'oluyor?"
Fourmyle'n cepleri tututu ve darya havai fiekler frlad.
14
Kendini sndrmeye alt. zerinden flamalar, konfetiler d
kld. "Dostlar . . . Kesi!l sesinizi! Bu konumay becereceim.
Sessiz olun! Dostlar-!" Furmyle dehetle kendine bakt. Elbi
seleri eriyor, altndan parlak krmz renkteki i amarlar g
rnyordu. "Kleinmann!" diy uludu fkeyle. "Kleinmann! Se
nin u allahn belas hipno-eitimine ne oldu?"
adrlardan birinden dank sal bir kafa frlad. "Dn
gece bu konuumay aaltunz m Fourmyle?"
"Tastamam yle. Tam iki saat aaltm. Kafam hipno-fn
nndan hi karmadm Kleinmann. llzyonu altm."
"Yo, yo, yo!" diye bard kll adam. "Ka defa sylemem
gerek. llzyon konuma sanat deil. Sihirdir. Dumbkopf! Yanl
hipnozu almsn!"
Krmz i amarlar da erimeye balad. Fourmyle titre
yen uaklarnn srtlarndan inip adrn iinde kayboldu. Bir
kahkaha ve alk tufan koptu ve Drt Mil Sirki olanca hzyla
balad. Mutfaklardan kzartma sesleri ve dumanlar ykseli
yordu. Srekli yenilip iildi, mzik hi durmuyor, elence hi
azalmyordu.
adrnn iinde Fourmyle giysilerini deitirdi, fikrini de
itirdi, yine stn deitirdi, yine soyundu, uaklarn tek
meledi ve Franszca, Asalet ngilizcesi ve zentiden oluan ka
rk bir dille terzisine seslendi. Tam yeni bir giysi giyiyordu ki,
aklna banyo almay unuttuu geldi. Terzisini tokatlad, havuza
on galon koku dklmesini emretti ve ii airane bir ilhamla
doldu. Sirk airini huzuruna ard.
"Bunu yazver," diye emretti Fourmyle. "Le roi est mart, Ies
Bekle. Aya uyan kafiyeler neler?"
"Saray," diye nerdi airi. "Bay, tay, olay, kalay, alay . . . "
"Deneyimimi unuttum!" diye haykrd Fourmyle. "Dr. Bo
hun! Dr. Bohun!"
Yar plak bir durumda laboratuvara koarak hem kendisi
ni, hem de yannda tad kimyager Dr. Bohun'u adrn bir k
esinden dierine savurdu. Kimyager kendini yerden kaldmiaya
144
altnda kendini olduka can yakc ve utan verici bir bi
imde ensesinden yakalanm buldu.
"Nogouchi!" diye bard Fourmyle. "Noguchi! Yeni bir ju-
do numaras kefettim."
.
Fourmyle ayaa kalkt, nefessiz kalan kimyageri yerden
kaldrp judo minderinin zerine jaunte'ledi. Minderdeki ufak
tefek Japon, Fourmyle'n tutuunu inceleyip ban sallad.
"Hayr ltfen," diye tslad japon nazike. "Hffff. Nefes
borusundaki bask kalc deil. Hfff. Size gstereyim ltfen."
akna dnen kimyageri yakalad, dndrp srekli kendi bo
azn skt bir konumda mindere brakt. "Dikkat ederseniz,
Fourmyle?"
Ama Fourmyle oktan kaybolmu, ktphanede, zavall
adam srekli hareket makinelerinin yapm zerine bir kitap
gsteremedii iin ktphanecisinin kafasna Bloch'un Das Se
xuel Leben (drt kilo drt yz gram) kitabn geiriyordu bile.
Fizik laboratuvarna koup dili arklarla deney yapaym der
ken pahal bir kronometreyi mahvetti, oradan bando alanna ja
unte'ledi, bir denek kapp orkestrann akln kartrd, aya
na bir ift paten geirip koku dklm yzme havuzuna d
t ve barp arp, buzun yokluu konusunda lgnca kfre
derken havuzdan karld ve bir yalnzlk isteini dile getirdii
duyuldu.
Fourmyle "Yalnz kalmak istiyorum," diyerek evresindeki
uaklarn hepsini tekmeledi. Son uak sendeleye sendeleye d
arya kp kapy arkasndan kapatmadan horlamaya bala-
mt bile.
+
Horlama durdu ve Foyle yatt yerden kalkt. "Bu bugn
lk onlar idare eder," diye mrldanp soyunma odasna gitti.
Bir aynann nnde durup derin bir nefes ald, nefesini tutar
ken kendini inceledi. Bir dakika nefessiz kalmt ve yz hala
lekesizdi. Nabz ve kaslarn sk kontrol altnda tutup, gerginli
in de elik gibi bir sakinlikle stesinden gelerek nefesini tut
maya devam etti. ki dakika yirmi saniye sonra kan krmzs
145
damga belirdi. Foyle nefesini brakt. Kaplan maskesi yok oldu.
"Daha iyi," diye mrldand. "ok daha iyi. Yal hint fakiri
haklym. Cevap yogada. Kontrol. Nabz, nefes, i organlar, be
yin."
Soyunup bedenini inceledi. Harika durumdayd, ama deri
sinde hala boynundan ayak bileklerine kadar uzanan bir a bi
imindeki ince, gm dikiler grnyordu. Sanki biri Foy
le'un derisine sinir sisteminin ana hatlarn izmi gibiydi. Bun
lar bir ameliyatn izleriydi ve hala gememilerdi.
Ameliyat Foyle'a, Mars Komando Bl'nn ba cerrah
na rvet olarak verdii 200,000 Kr.'ye patlam ve onu olaan
st bir sava makinesine evirmiti. Btn sinir merkezleri
birbirine yeniden balanm, kas ve kemiklere mikroskobik
transistrler, transformatrler yerletirilmiti. Omuriliinin
ucunda minyatr bir platin priz vard. Foyle fasulye bykl
nde bir jeneratr prize takp altrd. Bedeninde neredey
se mekanik bir elektrik titreimi balad.
"nsandan ok bir makineye benziyorum," diye dnd.
ini yapabilmek iin- Ceres'li Fourmyle'n rk giysileri yeri
ne kimliini belli etmeyecek ve iinde rahat hareket edebilecei
siyah sade bir tulum tercih ederek giyindi.
Robin Wendesbury'nin Wisconsin amlar arasnda duran
binadaki dairesine jaunte'ledi. Drt Mil Sirki'nin Green Bay'e
gelmesinin gerek nedeni buydu. Foyle jaunte'ledi ve karanlk
bir bolua ulap annda yere doru dmeye balad. "Tan
rm!" diye dnd. "Yanl m jaunte'ledim?" Krk ulu bir
at kiriine arpp yaraland ve bir cesedin kokumu kalntla
rnn zerine serte dt
Foyle saknce ama tiksintiyle ayaa frlad. Dilini serte sa
st azdiine bastrd. Bedeninin yarsn elektronik bir makine
ye dntren ameliyatta, kontrol paneli dilerine yerletiril
miti. Foyle diliyle bir diine bast ve retinasnn evresindeki
hcreler yumuak bir k verecek kadar uyarldlar. Adamn
cesedine bakan gzleri iki zayf k hzmesiydi.
146
Ceset, Robin Wendesbury'nin dairesinin alt katndayd.
rmt. Foyle yukar bakt. Yukarda Robin'in oturma oda
snn olmas gereken yerde bir metre apnda bir delik vard.
Btn bina yank, duman ve rk kokuyordu.
"Yama," dedi Foyle yavaa. "Buras yamalanm. Neler
olmu?"
Jaunte a dnyadaki isizleri, evsizleri ve serserileri yeni
bir snfta toplamt. Bu snf doudan batya geceyi izleyip da
ima karanlkta kalyor, durmakszn yamalanacak yerler, fela
ket kalntlar ve leler aryordu. Bir depo depremde yklsa, er
tesi gece oray yamalyorlar. Bir ev yansa ya da bir dkka
nn koruma sistemi bir patlamayla hasar grse ieri jaunte'leyip
leleri topluyorlard. Kendilerine Yamac-jaunteciler diyorlar
d. Hepsi birer akald.
Foyle enkazn iinden yukar ktn koridoruna trmand.
Yamac-jaunteciler burada kamp kurmutu. atdaki bir delik
ten gkyzne kvlcmlar saan atete btn bir dana kzar
yordu. Atein evresinde sert, tehlikeli grnl, akallarn
kafiyeli argosuyla sohbet eden bir dzine adam ve kadn
vard. Uyumsuz giysiler giymilerdi ve ampanya bardaklarn
dan patates biras iiyorlard.
Karar gzlerinden soluk klar saan siyahlar giymi iri
bir adam molozlarn arasndan belirdiinde, bu grnt kar
snda uursuz bir fke ve korku homurtusu ykseldi. Foyle,
ayaa kalkmaya alan kalabaln arasndan sakince Robin
Wendesbury'nin dairesinin giriine dor yrd. Alkanlk
haline getirmeye balad elik lntrol ona souk bir hava
veriyordu.
"Eer ldyse," diye dnd, "bittim ben. Onu kullan
mam gerek. Ama ldyse . . . "
Robin'in dairesi de binann geri kalan gibi paralanmt.
Salonun zemini, ortadaki ekilsiz deliin evresinde bir yumur
ta gibi kabarmt. Foyle bir ceset
.
arad. erideki odadaki ya
takta iki adam ve bir kd yatyordu. Adamlar kfretti. Kadn
147
grnt karsnda lk att. ki adam Foyle'un zerine atlar
ken, Foyle bir adm gerileyip dilini n st dilerine bastrd. Si
nir devreleri vzldad ve bedenindeki btn duyu ve tepkiler
be kat hzland.
Bunun etkisi d dnyann bir anda olaanst yava. hare
kete indirgenmesi oldu. Sesler derin bir uultuya dnt,
renkler de tayfda krmzya kadar dt. ki saldrgan rya
benzeri bir arlkla ona doru yzyor gibiydi. Dnyann geri
kalan iiri Foyle bulank bir hareket haline gelmiti. Eilerek
zerine gelen yumruktan kurtuldu, adamn arkasna geti ve
onu kaldrp salondaki kratere doru frlatt. kinci adam da
frlath. Foyle'un hzlandrlm duyular, adamlar hala yar sal
dr konumunda, yumruklar ileri uzanm, azlarndan ar,
bouk sesler kararak yavaa yzyor olarak alglyordu.
Foyle yatakta bzp kalm kadnn yanna frlad.
"Cstvrmyd?" diye sordu bulank grnt.
Kadn bir lk att.
Foyle yine n st dilerine bastrp hzn drd. D
dnya yava ekimden normale dnd . . Ses ve renkler tayfdaki
normal konumlarn alrlarken, iki akal salondaki kraterden
aaya kaybolup alt kat zeminine arptlar.
"Ceset var myd?" . diye yavaa sordu Foyle. "Zenci bir
kz?" Kadnn ne dedii anlalmyordu. Kadn sandan s
rkleyerek salondaki kraterden aa frlatt.
Aratrmas koridordaki kalabalk tarafndan blnd.
Hepsi de mealeler ve ireti silahlar tayorlard. Yamac-jaun
teciler profsyonel katiller deildi. Yalnzca savunmasz avlar
n ldrrlerdi. "Beni rahatsz etmeyin," diye yavaa uyard
Foyle, dolaplar ve t_ers dnm mobilyalarn altlarn dikkatle
aratrrken.
Mink elbiseli ve keli eski bir apka takm bir haydu
tun cesaretlendirdii ve alt kattan ykselen kfrlerin cesaret
lendirdii akallar biraz daha yaklatlar. apkal adam Foyle' a
bir meale frlatt. Meale Foyle'u yakt. Foyle, yine hzland ve
148
Yamac-jaunteciler yaayan heykellere dnt. Foyle yarm
bir koltuk kapp sakince yava ekimdeki adamlarn kafalarna
indirdi. Hala ayakta duruyorlard. apkal adam yere itip di
ziyle zerine aband. Sonra yine yavalad.
D dnya yine canland. akallar afallam olarak olduk
lar yere yldlar. keli apka takan mink elbiseli adam
acyla haykrd.
"Burada bir ceset var myd?" diye sordu Foyle. "Zenci bir
k. ok uzun boylu. ok gzel."
Adam acyla kvranp Foyle'un gzlerini oymaya alt.
"Siz cesetleri toplarsnz. Bazlarnz l kzlar canllardan
daha ok sever. Onun cesedini buldunuz mu burada?"
Tatmin edici bir cevap alamaynca bir meale kapp mink
elbiseyi atee verdi. Yamac-jaunte' ciyi salona kadar izleyip
souk bir ilgiyle seyretti. Adam alevler iinde, uluyarak krate
rin kenarndan yuvarlanp aadaki karanla dt.
"Bir ceset var myd?" diye seslendi Foyle yavaa. Cevab
duyunca ban sallad. "Pek becerikli deilim," diye mrldan
d. "nsanlar nasl konuhiracam renmem gerek. Dagen
ham bana bu konuda bir iki ders verebilirdi.''
Elektronik sistemini kapatp jaunte'ledi.
Green Bay' de ortaya ktnda o kadar kt bir ekilde ya
nk sa ve kavruk deri kokuyordu ki, bir deodorant almak iin
yerel Presteign maazasna (mcevher, parfm, kozmetik ve
iyonik malzemeler ile spreyler) girdi. Ama yerel Bay Presto'nun
Drt Mil Sirki'nin geliine tank olduu belliydi ve Foyle'u ta
nd. Foyle hemen ilgisiz younluundan syrlp egzotik Ce
res'li Fourmyle oluverdi. Hokkabazlk ve aklabanlklar yapp,
mililitresi 100 Kr. olan Euge No.5'ten iki yz elli mililitrelik bir
ie ald ve dikkatle zerine srp Bay Presto'nun akn bak
lar altnda ienin kalann sokaa boaltt.
Blge Tescil Brosu'ndaki Tescil Memuru Foyle'un kimli
inden habersizdi; kat ve uzlamaz bir tavr taknd.
"Hayr Efendim. Blge Tescil Raporlar Yeterli Gerekeyle
149
Alnm Gerekli Mahkeme Karar Olmadan Gsterilemez. Son
Szm Budur."
Foyle adam dikkatle ve tepki vermeden inceledi. "Gsz
tip," diye karar verdi. "nce, uzun, ince kemikli, gsz. Hasta
lkl karakter. Bencil, ukala, sabit fikirli, yzeysel. Rvet verile
mez; kendini bask altnda tutup dizginliyor. Ama bu bask, zr
hndaki zayf nokta."
Brr saat sonra Drt Mil Sirki'nden alt kii Tescil Memuru
nun yolunu kesti. Hepsi de ikna kabiliyetleri olan diilerdi ve
zengin sefahatlerle bezenmilerdi. ki saat sonra yasak zevk ve
ehvetin ayartt Tescil Memuru, istenen bilgiyi verdi. Apart
man binas iki hafta nceki bir gaz patlamasndan sonra Ya
mac-jauntecilerin ura olunca, tm kiraclar tanmak zorun
da kalmt. Robin Wendesbury, Demir Da Deneme Blge
si'nin yaknlarndaki Mercy Hastanesi'nde koruyucu karanti
nadayd.
"Koruyucu karantina m?" diye dnd Foyle. "Neden?
Ne yapt k?"
Drt Mil Sirki'nde bir Yeni Yl Partisi dzenlemek yarm
saat ald. Parti, Demir Da'n koordinatlarn bilen mzisyenler,
oyuncular ve ayak takmndan oluuyordu. Kafile, ba akla
banlar arkasndan mzik, havai' fiekler, ikiler ve hediye
ler eliinde jaunte'ledi. evreye nee ve kahkaha saarak e
hirde dolatlar. Deneme Blgesi'nin koruma sisteminin radar
alanna daldlar ve kahkahalarla dar atldlar. Noel Baba giy
sileri iinde omzundaki kocaman bir uvaldan evreye bank
notlar sap, koruma sisteminin s ykleme alan poposunu
yaktka ac iinde hoplayp zplayan Ceres'li Fourmyle grl
meye deer bir manzarayd. Heybetli bir filin ilgisiz sakinliiy
le grleyip ortalkta zplayan Noel Baba'nrpeinden Mercy
Hastanesi'ne daldlar. Noel Baba hemireleri pt, hastabakc
lar sarho etti, hastalar hediyelere bodu, koridorlar paralarla
doldurdu ve bu tatl lgnlk polis arlacak noktaya geldi
inde de hzla kayboldu. ok daha sonra, yattrc verildii
15
iin jaunte'lemesi olanaksz bir hastann da kaybolduu anlal
d. in aslna baklrsa bu hasta hastaneden, Noel Baba'nn -
valnn iinde ayrlmt.
Foyle omzunda kzla birlikte hastanenin bahesine jaunte' -
ledi. Buz gibi bir gkyznn altnda kzn uvaldan kmasna
yardm etti. Kzn zerinde sade, beyaz hastane pijamalar var
d ve ok gzeldi. Adam kendi kostmn karrken bir yan
dan da kz inceliyor, kendisini tanyp hatrlayacak m diye
bekiyordu.
Kz korkmu ve kafas karmt; yldrm gibi dnce
gnderiyordu: "Tanrm! Kim bu? Neler oldu? Yine mi yamaclar?
B sefer cinayet mi? Mzik. Kr1aa. Neden bir uvaln iinde ka
rldm? Trombon almaya alan sarholar. 'Evet Virginiar bir Noel
Baba var. ' Adeste Fidelis. Fiekler patlyor ite. Feu de joi: yoksa feu
d'enfer mi? Benden ne istiyor? Kim bu?"
- "Ben Ceres'li Fourmyle'm," dedi Foyle.
"Ne? Kim? Ceres'li - ? A, evet tabii. Soytar. Burjuva beye
fendisi. Adilik. Budalalk. Edepsizlik. Drt Mil Sirki. Aman Tanrm!
Bunlar da alyor musunuz? Beni duyabiliyor musunuz?"
"Sizi duyuyorm Bayan Wendesbury," dedi Foyle yavaa.
"Ne yaptnz? Neden? Benden ne istiyorsunuz? Ben-"
"Bana bakmanz istiyorum."
"Bonjour, Madame. uvala buyrun, Madame. Ecco! Bana bak
n
.
Bakyorum," dedi Robin karman orman dncelerini kontrol
etmeye alrken. Tanmadan adamn yzne bakt. "Bir yz.
Buna benzer o kadar ok yz grdm ki. Erkeklerin yzlei, Tanrm!
Erkek hatlar. Hepsi de azgn. Tanr bizi vahilerin ehvetinden hi
korumayacak m ? "
"Benim azgnlk dnemim sona erdi Bayan Wendesbury."
"Bunu duyduunuza zldm. ok korkuyorum, doal
olarak. Ben - Beni tanyor musunuz?"
"Sizi tanyorum,"
"Daha nce tanm mydk?" Adama dikkatle bakt, ama
onu hala tanmamt. Foyle'un iinde, derinlerde bir yerde bir
151
zafer dalgas ykseldi. Eer btn kadnlarn arasnda bu ka
dn bile onu tanmyora kan dolamn, beynini ve yzn
kontrol altnda tutmay baard srece gvendeydi.
"Hi tanmadk," dedi. "Sizin adnz duydum. Sizden is
tediim bir ey var. O yzden buradayz, bunu konumak iin.
Eer teklifimi beenmezseniz hastaneye dnebilirsiniz."
"Benden bir ey mi istiyorsunuz? Ama benm hibir eyim
yok . . . hibir ey, hibir ey. Hibir eyim klmad ki, utan ve -
Aman Tanrm! intihar neden ie yaramad ? Neden -"
"Demek bu yzden?" diye araya girdi yumuak bir tavrla
Foyle. "ntihar etmeye altnz, yle mi? Bu, binay ykan gaz
patlamasn aklyor . . . ve sizin koruyucu karantinanz da.
ntihar giriimi. Neden gaz patlamasnda yaralanmadnz?"
"O kadar ok insan yaraland k. O kadar ok insan ld.
Ama ben lmedim. Herhalde ansszm. Hayatm boyunca hep
ansszdm zaten."
"Neden intihar?"
"Yorgunum. Bittim. Her eyimi kaybettim . . . Ordunun
pheliler listesindeyim . . . pheli, srekli gzlenen, rapor
edilen biriyim. im yok. Ailem yok. Hayr - Neden mi intihar?
Tanrm, intihardan baka ne olabilir ki?"
"Benim iin alabilirsiniz."
"Ben . . . ne dediniz?"
"Benim iin almanz istiyorum, Bayan Wendesbury."
Kz sinirli kahkahalar atmaya balad. "Sizin iin mi? Bir
kamp takipisi daha. Sirkte yeni bir Babil Fahiesi. Sizin iin al
mak m Fourmyle?"
"Beyninizde seks taknts var," dedi adam sakince. "Ben
fahie aramyorum. Prensip olarak, onlar beni arar."
"zr dilerim. Aklm beni mahveden vahiyle bozdum. Ben -
Ben mantkl olmaya alacam." Robin kendini toplad. "Sizi
yanl anlamyorsam, beni hastaneden bir i teklifinde bulun
mak iin kardnz. Benim adm duydunuz. Demek ki zel bir
ey istiyorsunuz. Ben bir gndericiyim. "
152
"Ve ekicilik."
"Ne?"
"ekiciliinizi satn almak istiyorum Bayan Wendesbury."
"Sizi anlamyorum."
"Neden ki," dedi Foyle hafife. "Sizin iin basit olmal. Ben
soytarym. Adiliin, aptalln, edepsizliin ta kendisiyim. Bu
nun sona ermesi gerek. Sosyal yardmcm olmanz istiyorum."
"Buna inanmam m bekliyorsunuz? Paranzla yz tane,
belki de bin tane sosyal yardmc tutabilirsiniz. Sizin iin tek se
enek olduuma inanmam m bekliyorsunuz? Bana ulamak
iin beni koruyucu karantinadan karmanz gerektiine mi
inanaym yani?"
Foyle, ban sallad. "Haklsnz, binlerce var, ama yalnz
ca biri telepatik gnderici."
"Bunun ne ilgisi var?"
"Siz ventrolog olacaksnz; ben de kukla. Ben st snflar
bilmiyorum, siz biliyorsunuz. Kendilerine zg konumalar,
akalar, tavrlar var. Biri onlar tarafndan kabul edilmek isti
yorsa onlarn dilinde konumal. Ben yapamam ama siz yapa
bilirsiniz. Siz benim iin konuacaksnz, benim azmdan . . . "
"Ama renebilirsiniz."
"Hayr, bu ok uzun srer. Ve ekicilik renilemez. Sizin
ekiciliinizi satn almak istiyorum, Bayan Wendesbury. imdi,
maa konusuna gelince. Size ayda bin kredi deyeceim. "
Kzin gzleri byd. "ok cmertsiniz Fourmyle. "
"Sizin iin bu intihar iini de temizleyeceim. "
"ok naziksiniz."
"Ve ordunun pheliler listesinden karlmanz garantile
yeceim. Benim iin almanz bittiinde temiz listesine dn
m olacaksnz. Temiz bir sicil ve bir de artyla yeniden balar
snz. Yeniden yaamaya balayabilirsiniz. "
Robin'in dudaklar titredi, alamaya balad. Hkra hk
ra alyor ve titriyordu. Foyle onu sakinletirmek zorunda kal
d. "Eee?" diye sordu. "Yapacak msnz?"
153
Kz ban sallad. "O kadar iyisiniz ki . . . Sadece . . . Artk
bana iyilik yaplmasna alkn deilim."
Uzak bir patlamann bouk sesiyle Foyle birden kaskat
. kesildi. "Tanrm!" diye haykrd ani bir panikle. "Bir Kr Jaunte
daha. Ben -"
"Hayr," dedi Robin. "Kr jaunte'nin ne olduunu bilmi
yorum ama oras Deneme Alam. Onlar -" Kz Foyle'un yzne
bakt ve barmaya balad. Patlamann beklenmedik oku ve
bir arm zinciri adamn elik kontroln gevetmiti. Deri
sinin altnda dvmesinin kan krmzs yaralar grnyordu.
Kz hala bararak, korkuyla ona bakyordu.
Foyle bir kere yzne dokundu, sonra atlp kzn azn
kapatt. Kendini tekrar kontrol altna almt.
"Grnyor, deil mi?" diye mrldand korkun bir g
lmsemeyle. "Bir an iin kontrolm kaybettim. Gouffre Mar
tel' de olduumu ve bir Kr Jaunte'yi dinlediimi sandm. Evet,
ben Foyle'um. Seni mahveden vahi. Eninde sonunda rene
cektin ama keke daha sonra olsayd. Ben Foyle'um ve dn
dm. Biraz sessiz olup beni dinler misin?"
Kz deli gibi ban sallayp adamn elinden kurtulmak iin
rpnyordu. Foyle souk bir sakinlikle kzn enesine bir yum
ruk att. Robin yere dt. Foyle kz yerden kaldrp kendi pal
tosuna sard ve kollarna alp kendine gelmesini bekledi. Kzn
gzkapaklarnn kmldadn grnce yeniden konumaya
balad.

"Kmldama yoksa hasta olursun. Belki fazla sert vur


dum."
"Vahi . . . Hayvan . . .
''Bunu baka yollarla da halledebilirim." dedi. "Sana antaj
da yapabilirim. Annen ve k kardelerinin Callisto' da olduu
nu, senin de onlar yznden yabanc sava kkrtcs sayld
n biliyorum. Bu seni kara listeye alr, ipso facto. Doru mu syle
dim? Ipso facto. 'Tam anlamyla.' Latince. Hipno-eitimine gve
nilmiyor. Btn yapmam gerekenin Merkezi Haberalma'ya
154
isimsiz bir ihbar gndermek olduunu, ondan sonra yalnzca
bir pheli olmaktan kacan belirtebilirim. On iki saat iinde
bilgi almak iin derini yzmeye balarlar . . . "
Kzn titrediini hissetti. "Ama bu ii bu ekilde yapmaya
cam. Sana gerei syleyeceim nk benimle gnll al
man istiyorum. Annen Gezegenler de. Evet, Gezegenler - .
de," diye tekrarlad. "Dnya' da bile olabilir."
"Gvende mi?" diye fsldad kz.
"Bilmiyorum."
"Beni yere brak."
"yorsun."
"Beni yere brak."
Kz ayaklarnn zerine brakt.
"Beni bir kez mahvettin," dedi kz hkran bir sesle. "Bir ,
kez daha m mahvetmeye alyorsun?"
"Hayr. Beni dinler misin?"
Kz ban sallad.
"Uzayda kaybolmutum. Alt ay boyunca lydm ve
ryordum. Beni kurtarabilecek bir gemi ortaya kt. Beni alma
dan gitti. Beni lme terk etti. Vorga adl bir gemiydi. Vorga
T:1339. Sana bir ey ifade ediyor mu?"
"Hayr."
"Jiz McQueen . . . artk yaamayan bir dostum bana neden
. rmeye brakldm renmemi syledi, yani bu emri ki
min verdii sorusunun cevabn. Ben de Vorga'yla ilgili bilgi sa
tn almaya baladm. Her trl bilgi."
"Bunun annemle ne ilgisi var?"
"Sen sadece dinle. Bu bilgileri satn almak zordu. Vorga ka
ytlan Bo'ness ve Uig dosyalarndan silinmiti. tane isim
bulmay baardm . . . drt subay ve on iki adamlk standart
mrettebattan isim. Kimse bir ey bilmiyor ya da kimse ko
numuyordu. Bir de bunu buldum." Foyle ebinden gm bir
. madalyon karp Robin'e uzatt. "Vorga'daki tayfalardan biri
bunu rehine vermiti. Btn bulabildiim bu."
155
Robin bir lk att ve titreyen parmaklarla madalyonu a
t. inde kendi resmi ve iki kzn daha resimleri vard. Madal
yon aldnda boyutlu resimler glmseyip, "Robin'den
sevgiler, Anne . . . Holly'den sevgiler, Anne . . . Wendy'densev
giler, Anne . . . " diye fsldad.
"Bu annemin," Robin alyordu. "Bu . . . O . . . Tanr ak
na, nerede o? Ne oldu?".
"Bilmiyorum," dedi Foyle srarla. "Ama tahmin edebili
rim. Bence annen u ya da bu ekilde o toplama kampndan
kat."
"Kardelerim de tabii. Onlar asla brakma.zd."
"Belki kardelerin de. Galiba Vorga Callisto'dan mlteci ka
ryordu. Ailen gemiye binip Gezegenler e gidebilmek iin
para ve mcevherle deme yapt. Vorga' dan bir tayfa da madal
yonu bylece rehine verdi."
"O zaman neredeler?"
"Bilmiyorum. Belki Mars ya da Vens'te indirildiler. B
yk olaslkla Ay daki bir alma kampna satldlar, bu yz
den seninle balant kuramamlardr. Nerede olduklarn ben
bilmiyorum, ama Vorga bize syleyebilir."
"Yalan m sylyorsun? Kandrmaya m alyorsun?"
"O madalyon bir yalan m? Doruyu sylyorum . . . bildi
im tm gerekleri anlatyorum. Beni neden lme terk ettikle
rini ve emri kimin verdiini bulmak istiyorum. Emri veren
adam, annen ve kardelerinin nerede olduunu da bilecektir.
Sana syleyecektir . . . ben onu ldrmeden nce her eyi anla
tacaktr. Bunun iin ok zaman olacak. lm uzun srecek."
Robin dehetle adama bakt. Foyle'u penesine alan tutku
kzl damgann yznde yeniden belirmesine neden oluyordu.
Avn ldrmek iin yaklaan bir kaplana benziyordu.
"Harcayacak bir servetim var . . . nereden bulduuma bo
ver. i bitirmek iin aym var. Olaslklar hesaplayacak ka
dar matematik rendim. Ceres'li Fourmyle'n aslnda Gully
Foyle olduunu kefetmeleri en fazla ay alr. Doksan gn.
156
Yeni Yldan 1 Nisan' a kadar. Bana katlacak msn?"
"Sana m?" diye bard Robin nefetle. "Sana m katlaca
m?"
"Btn bu Drt Mil Sirki bir kamuflaj. Kimse bir palyao.
dan phelenmez. Ama bu arada altm, rendim, son kar
lama iin hazrlandm. imdi ihtiyacm olantek ey sensin."
"Neder?"
"Avn beni sosyeteye mi yoksa kenar mahallelere m gt
receini bilmiyorum. kisi iin de hazrlkl olmam gerek. Kenar .
mahalleleri tek bama halledebilirim. Kenar mahalle dilini
unutmadm, ama sosyete iin sana ihtiyacm var. Benimle ibir
lii yapacak msn?"
"Canm yakyorsun." Robin kolunu Foyle'un penesinden
kurtrd.
"zr dilerim. Vorga'y dndmde kontrol kaybedi
yorum. Vorga'y ve aileni bulmak iin bana yardm edecek mi
sin?"
"Senden nefret ediyorum," diye patlad Robin. "Senden i
reniyorum. Sen kokumusun. Dokunduun her eyi mahvedi
yorsun. Bir gn her eyi deteceim sana."
"Ama Yeni Yl'dan 1 Nisan'a kadar beraber alyor mu
yuz?"
"Evet, beraber alyoruz."
157
dokuz
Ceres'li Geofry Fourmyle, Yeni Yl gecesinde sosyeteye
kar lgn saldrsna balad. lk nce gece yarsndan. yarm
saat nce Canberra' daki Hkmet Kona balosunda ortaya
kt. Bu, olduka renkli ve atafatl, son derece resmi bir top
lantyd. Sosyetenin resmi balolara, klann kurulduu ya da ti
cari markasnn tescil edildii yllarda moda olan gece elbisele
riyle gelmesi bir gelenekti.
Bu yzden Morslar (Telefon ve Telgraf) on dokuzuncu
yzyl redingotlar, hanmlar da Viktoria tarz ember etekler
giyiyordu. Skodalar (Barut & Tabancalar) on sekizinci yzyln
sonlarna kadar uzanyor ve Regency taytlaryla, kabark etekli
elbiseler giyiyordu. 1920'lerden gelen cretkar Peenemundeler
(Roket & Reaktrler) smokin giyiyorlar ve hanmlar utanma
dan antika Worth ve Mainbocher elbiseleri iinde bacaklarn,
kollarn ve boyunlarn sergiliyordu.
Ceres'li Fourmyle, yalnzca omuzundaki Ceres klannn ti
cari markas olan patlayan beyaz gne ekliyle renklenen ol
duka modern ve simsiyah gece giysileri iinde belirdi. Yann
da, ince belini smsk saran parltl, beyaz bir tuvalet giymi
olan Robin Wendesbury vard. Tuvaletinin arka eteklerindeki
kabarklk kzn uzun, dzgn srtn ve zarif yryn daha
da belirginletiriyordu.
Siyah ve beyazn bu kartl o kadar dikkat ekti ki bir
emir eri, Soylular ve Patentler. Almana'ndan patlayan gne
ticari markasn .kontrol etmeye gnderildi. Emir eri, markann
2250 ylnda Ceres, Pallas ve Vesta' daki mineral kaynaklarnn
ilenmesi iin kurulan Ceres Madencilik irketi'ne ait olduu
haberiyle dnd. Kaynaklar asla ok gelir getirmemiti ve Ceres
15
9
ailesi glgede kalm ama hibir zaman yok olmamt. Gr
ne baklrsa imdilerde yeniden canlanmt.
"Fourmyle m? u palyao mu?"
"Evet. Drt Mil Sirki. Herkes ondan sz ediyor."
"Bu ayn 'adam m?"
"Olamaz. Bu adam normal grnyor."
Sosyete, merakla ama temkinli olarak Fourmyle'n evre
sinde topland.

"te geliyorlar," diye mrldand Foyle, Robin' e.


"Sakin ol. Elence aryorlar. Elenceliyse her ei kabul ederler.
Uyumlu ol. "
"Siz u sirki olan korkun adam msnz Fourmyle?"
"Tabii ki sensin. Glmse. "
"Benim madam. Bana dokunabilirsiniz."
"Canm, gerekten de kibirli grnyorsunuz. Kt zevk
nizle gurur mu duyuyorsunuz?"
"Bugnlerde sorun yle ya da byle bir zevkinizin olmas. "
"Bugnlerde sorun yle ya da byle bir zevkinizin olmas.
Galiba ben anslym."
"ansl ama korkun uygunsuz."
"Uygunsuz ama skc deil."
"Ayrca korkun ama elenceli. Neden imdi de hokkabaz
lk yapmyorsunuz?"
"u anda 'etki altndaym' Madam."
'"Hay Allah. Sarho musunuz? Ben Lady Shrapnel'im. Bir
daha ne zaman aylacaksnz?"
"Ben sizin etkiniz altndaym Lady Shrapnel."
"Sizi muzip gen adam. Charles! Charles, buraya gelip Fo
umyle' kurtarr msn? Onu mahvediyorum.;'
"Bu RCA Victor'n Victor'. "
"Fourmyle deil mi? Memnun oldum. Sizin u kafleniz
kaa maloluyor kuzum?"
"Doruyu syle."
"Krk bin, Victor."
160
"Aman Tannn! Haftada m?"
"Gnde."
"Tanrm! Allahakna o kadar ok paray niye harcamak is-
tiyorsun ki?"
"Doruyu! "
"Kt hret iin, Victor."
"Hah! Ciddi misiniz?"
"Sana muzip olduunu sylemitim, Charles."
"nsann gerekten de houna gidiyor. Klaus! Buraya bir
dakika. Bu patavatsz gen adam gnde krk bini kt hret
uruna harcyormu, bakar msn?"
"Skodalarn Skoda's. "
"yi akamlar Fourmyle. Bu adn yeniden canlanmas ok
ilgimi ekti. Acaba, Ceres A..'nin ilk kurucu meclis yelerin
den birinin varisi misiniz?"
"Ona doruyu syle. "
"Hayr Skoda, bu satn alnm bir nvan. irketi satn al-
dm. Ben bir sonradan grmeyim."
"Gzel. Toujours audace! "
"Hay Allah, Fourmyle. ok ak szlsnz."
"Patavatsz olduunu sylemitim size. nsann ok hou
na gidiyor. Ortalkta bir ton sonradan grme var, gen adam,
ama bunu itiraf etmiyorlar. Elizabeth, gelip Ceres'li Fourmy
le'la tan."
"Fourmyle! Sizinle tanmaya can atyordum."
"Lady Elizabeth Citroen. "
"Tanabilir bir niversiteyle yolculuk yaptnz doru
mu?"
"Burada biraz aka. "
"Yalnzca tanabilir bir lise, Lady Elizabeth."
"Ama neden Fourmyle?"
"Ah madam, bugnlerde para harcamak yle zor ki. Sa
masapan gerekeler yaratmamz gerekiyor. Bir yeni bir msrif
lik icat etse keke."
161
"Size portatif bir mucit gerek Fourmyle."
"Benim bir tane var. Deil mi Robin? Ama btpn vaktini
srekli hareket mekanizmalaryla harcyor. Bana gereken ya
nmda tayabileceim bir mirasyedi. Sizin klanlarnzdan biri
kk olunu bana dn verir miydi acaba?"
"Hem de memnuniyetle! Bu ykten kurtulmak iin para
bile deyecek bir sr klan var."
"Srekli hareket senin iin yeterli msriflik deil mi Fo
urmyle?"
"Hayr. Paraya korkun yazk oluyor. Msrifiin btn
anlam bir aptal gibi davranp kendini yle hissetmek ama bun
dan zevk almaktr. Srekli hareketin nesi zevkli? Msriflik ha
reket fiziinin neresinde? Samalk iin milyonlar fda ama fi
zik iin tek kuru yok. te benim sloganm bu."
Gldler ve Fourmyle'n evresindeki kalabalk oald.
Bu i ok holarna gidiyor ve onlar eleniyordu. Fourmyle
yepyeni bir oyuncakt. Derken gece yars oldu ve byk saat
yeni yl selamlarken, konuklar gece yarsyla birlikte jaunte'le
yerek dnyay dolamaya hazrland.
"Bizimle birlikte Java'ya gel, Fourmyle. Regis Sheffield
mkemmel bir hukuk partisi veriyor. 'Mahzun Yarg' oynaya
caz. "
"Hong Kong'a, Fourmyle."
"Tokyo'ya, Fourmyle. Hong Kong'da yamur yayor.
Tokyo'ya gel ve sirkini de getir."
"Teekkr .ederim, olmaz. Benim angay' da olmam gerek.
Sovyet Duomo'sunda. Kostmmdeki hileyi ilk kefedene gr
kemli bir dl vaad ediyorum. ki saat iinde grrz. Hazr
msn Robin?"
"faunte'leme. Grgszlk. Yryerek k. Yavaa. Arlk k
durur. Valiye sayglarn sun . . . Komisyon yelerine de . . . Elerine
de . . . Bien. Uaklara bahi vermeyi unutma. Ona deil, aptal! O
Vali Yardmcs. Pekala. Mthitin. Kbul edildin. imdi ne olacak? "
"imdi Canberra'ya yapmaya geldiimiz ii yapacaz. "
162
"Balo iin geldiimizi sanyordum."
"Balo ve Forrest adl bir adam iin."
"O da kim?"
"Ben Forrest. Vorga' dan bir tayf. Elimde beni lme terk
etme emrini veren adama giden ipucu var. isim: Ro
ma'da Poggi adnda bir a; angay'da. Orel adnda bir arla
tan ve bu Forrest denen adam. Bu ok ynl bir operasyon . . .
hem sosyete hem aratrma. Anlyor musun?"
"Anladm. "
"Forrest'n cierini demek iin iki saatimiz var. Aussie
Cannery'nin koordinatlarn biliyor musun? irket hri'nin?"
"Senin Vorga intikamnla ilgili hibir ey bilmek istemiyo-
rum. Ben ailemi aryorum."
,
"Bu ortak bir operasyon . . . her ynden," dediinde ada
mn sesinde yle kontroll bir vahilik vard ki, kz rkp he
men jaunte'ledi. Fo
y
le, Jervis Plaj'na kurulmu Drt Mil Sir
ki' ndeki adrna geldiinde, Robin yolculuk giysilerini giyme
ye balamt bile. Foyle kza bakt. Gvenlik nedenleriyle onu
kendi adrnda yaamaya zorluyordu ama kza bir daha do
kunmamt. Robin adamn baklarn yakalad, giyinmeyi b
rakp bekledi.
Foyle ban sallad. "O hikaye bitti."
"Ne kadar ilgin. Tecavz braktn m?"
"Giyin," dedi Foyle kendini tutarak. 'Adamlara kamp
angay' a tamak iin iki saatleri olduunu syle."
Foyle ve Robin, Aussie Cannery irket ehrinin resepsiyo
nuna vardklarnda saat yarmd. Kimlik kartlar iin bavurdu
lar ve belediye bakan tarafndan ahsen karlandlar.
"Mutlu Ylar," diye akyarak karlad onlar bakan.
"Mutlu! Mutlu! Mutlu! Ziyaret iin mi geldiniz? Size evreyi
gezdirmek benim iin bir zevk olur. Ltfen izin verin." Onlar
geni bir helikoptere tktrp havaland. "Bu gece ok ziyaret
imiz var. ehrimiz ok dost canlsdr. Dnyadaki en dost can
ls irket ehridir." Helikopter dev binalarn arasnda dolat.
163
"uras buz saraymz . . . Solda yzme banyolar var . . . u b
yk kubbe, kayak pisti. Yl boyu kar olur . . . u cam atnn al
hnda da tropik bahelerimiz var. Palmiyeler, papaanlar, orki
deler, meyveler. urada marketimiz var . . . tiyatromuz . . . ken
di yayn irketimiz de var. 3B-5S. Futbol stadna bir bakn. o
cuklarmzdan ikisi bu yl Amerikan kupasna katld. Tumer,
Right Rockne' de, Kowalsky de Left Heffilfinger del oynuyor."
"Gerekten mi?" diye mrldand Foyle.
"Evet efendim, her eyimiz var. Her ey. Elenmek iin
dnyann evresinde jaunte'lemeniz gerekmiyor. Aussie Can
nery dnyay ayanza getiriyor. ehrimiz kk bir evrendir.
Dnyadaki en mutlu kk evren."
"Kaak sorununuz var gibi grnyor."
"Sokaklara bir bakn. Bisikletleri gryor musunuz? Moto
sikletleri? Ya arabalar? Kii bana dnyadaki tm ehirlerden
daha ok lks

ulam salyoruz. u evlere, konaklara bakn.
nsanlarmz zengin ve mutlu. Onlar zengin ve mutlu tutuyo
ruz."
11
Ama onlar tutabiliyor musunuz?"
"Ne demek istiyorsunuz? Tabii ki onlar -"
"Bize doryu syleyebilirsiniz. Biz i aramyoruz. Onlar
tutabiliyor musunuz?"
"Tanrm, kimseyi alt aydan fazla tutamyoruz," diye sz
land belediye bakan. "Korkun bir dert bu dostum. Onlara
her eyi veriyoruz ama onlar tutamyoruz. Bir babo dolama
istei geliyor ve jaunte'liyorlar. Kaaklar retimimizi yzde on
iki drd. Sabit igc tutamyoruz."
"Kimse tutamyor."
"Bunu nlemek iin bir yasa olmal. Forrest m demitiniz?
te burada."
Onlar bir dnm bahe ortasna ina edilmi svire tipi
bir villann nne brakp kendi kendine sylenerek havaland.
1.- Y Hedem' de A.B., bu ismi "Otis de Left Torpe'da" olarak deitirmi. yhn.
1 64
Foyle ve Robin evin kapsnn nnde durdular ve monitrn
onlar fark edip anons etmesini beklediler. Onun yerine, kap
krmz bir kla parlad ve zerinde beyaz bir kurukafayla
apraz kemikler belirdi. Metalik bir ses duyuldu: "UYARI. BU
- MEKAN SVE'N LMCL SAVUNMA RKET TARA
FINDAN KORUNMAKTADIR. R: 77-23. YASAL OLARAK
UYARILDINIZ."
"Bu da ne?" diye mrldand Foyle. "Yeni Yl Gecesinde
mi? ok dost canls galiba. Arkay deneyelim."
Dzenli aralklarla yanp snen kurukafayla apraz kemik
ler ve metalik ses de onlar izledi. Evin bir tarafndaki bodrum
pencerelerinden birinin aydnlatlm olduunu ve ieriden bo
.
uk ilahi sesleri geldiini fark ettiler. "Tanr obanmdr, ondan
baka . . . "
"Bodrum Hristiyanlar! " diye haykrd Foyle. Pencereden
baktlar. Farkl inanlardan otuz kii, ortak ve yasad bir t
renle Yeni Yl kutluyorlard. Yirmi drdnc yzyl henz Tan
r'y yasaklamamt ama organize dinler yrrlkten kalkm
t. "Evin korunmas bouna deilmi," dedi Foyle. "Byle pis
ilerle uranca. Bak, bir rahip ve haham var ierde. Arkalarn
daki u ey de sa'nn armha gerildii ha."
"Ettiin kfrlerin ne olduunu durup dndn m
hi?" diye sordu Robin yavaa. "'sa akna' ya da 'Tanr ak
na' dediinde bunlarn ne demek olduunu biliyor musun?"
"Yalnzca kfr ite. 'Of ya da 'lanet olsun' gibi."
"Hayr deil, onlar dini. Sen bilmiyor olabilirsin, ama bu
gibi szcklerin ardnda iki bin yllk anlamlar yatar."
"Bu pis laflar iin zamanmz yok," dedi Foyle sabrszca.
"Onlar daha sonras iin sakla. Haydi gel."
Villann yan duvar yekpare camdan olumutu. Lo kl
bo salon camdan, erevelenmi bir resim gibi grnyordu.
"Yzkoyun yere yat" diye emretti Foyle. "eri giriyo
rum."
Robin mermer verandada yere yatp hareketsiz kald. Foyle
165
bedenini harekete geirdi ve hz kazanp bir imek gibi cam
duvarda bir delik ah. Ses tayfnn altlarnda bir yerde ksk
darbe sesleri duydu. Koruma mekanizmasndan ate ediliyor
du. Hzla zerine doru gelen mermileri grd. Foyle yere ya
tp Koruma kontrol mekanizmasnn mrltsn bulmak iin, ka
ln bastan spersonik seslere kadar kulaklarnn ses ayarlarn
kartrd. Ban yavaa evirerek ift kulakl D/F'yle yerini
tespit etti, mermilerin arasndan geerek mekanizmay parala
d. Yine yavalad.
"eri gel, abuk!"
Robin titreyerek salondaki adamn yanna geldi. Bodrum
Hristiyanlan ehit oluyorlarm gibi lk la evin iinde
bir yerlere doluuyorlard.
"Burada bekle," diye sylendi Foyle. Hzland, bulank bir
grnt gibi evi tarad, kaarken donup kalm Bodrum Hris
tiyanlar'nn aralarna dald. Sonra Robin'e dnp yavalad.
"Forrest aralarnda deil," diye bildirdi. "Belki de yukar
dadr. Onlar nden kaarken biz arkadan kalm. Haydi."
Arka merdivenlere kotular. Merdivenleri knca nerede
olduklarn anlamak iin durdular.
"Hzl almamz gerek," diye mrldand Foyle. "Silah
sesleri ve bu dini kargaadan sonra dnya alem buraya jaunte' -
lemeye balayacaktr -" Birden sustu. Merdivenlerin bandaki
bir odadan ksk bir inleme sesi geliyordu. Foyle evreyi kokla
d.
"Analog!" diye haykrd. "Forrest olmal. u ie bak! Bod
rumda din, yukarda da uyuturucu."
"Neden sz ediyorsun sen?"
"Daha sonra aklarm. eri. Umarm bir goril havasnda
deildir."
Foyle bir dizel traktr gibi kapdan ieri dald. Byk, bo
bir odadaydlar. Tavandan ar bir ip sarktlmt. plak bir
adam ipe sarlm bolukta duruyordu. nleyip musk kokular
kararak ipin zerinde yukar aa srnyordu.
166
"Piton," dedi Foyle. "Bu kt ite. Yanna yaklama. Sana
dokunursa kemiklerini ezer.';
Aadan sesler gelmeye balad: "Forrest! Btn bu silah .
sesleri de ne? Mutlu Yllar Forrest! Kutlama nerede?"
"te geliyorlar," diye homurdand Foyle. "Onu jaunte'le
yip buradan karmamz gerek. Senle plajda buluuruz. Hay
di git!"
Cebinden bir bak karp ipi kesti ve srnen adam srt
layp jaunte'ledi. Robin ssz Jervis Plaj' na ondan bir saniye n
ce varmt. Foyle plajda belirdiinde srnen adam bir piton
gibi boynu ve omuzlarnda geziniyor, korkun bir kucaklamay
la onu eziyordu. Krmz damga aniden Foyle'un yznde be
lirdi.
"Sinbad," dedi bouk bir sesle. "Denizlerin Yal Kurdu.
abuk kz! Sa ceplerim. Soldan , yukardan ikincide. ne
ampul var. Herhangi bir yerine ba-" Nefessiz kald.
Robin cepten bezelye byklnde camdan krelerle do
lu bir paket bulup kard. Ampullerden birinin inesini kvr
lp duran adamn boynuna saplad. Adam bayld. Foyle onu
zerinden atarak kumlardan kalkt.
"Tanrm! " diye sylendi, boazm ovuturarak. Derin bir
nefes ald. "Kan dolam ve i organlar. Kontrol," dedi ar, sa
kin havasna brnrken. Kzl dvme yznden kayboldu.
"Bu korkun ey de neydi?" diye sordu Robin.
"Analog. Ruh hastalar iin sinirsel uyuturucu. Yasad.
Bu hdklerin bir ekilde boalmalar, ilkel benliklerine dn
meleri gerek. Belirli bir hayvan tryle zdeleiyor . . . goril,
ay, boa, kurt . . . Uyuturucuyu alp hayran olduu hayvana
dnyor. Anlalan Forrest' n ylanlara ilgisi varm."
"Btn bunlar nereden biliyorsun?"
"altm sylemitim sana . . . Vorga iin hazrland
m. Bu da rendiim eylerden biri. dlek deilsen sana
rendiim eylerden birini daha gstereyim; Analog ekmi biri
ni nasl ayltacan."
1 67
Foyle sava tulumunun baka bir cebini ap, Forrest'n
zerinde almaya balad. Robin bir an seyretti, sonra dehet
iinde bir lk atp arkasn dnd ve suyun kenarna yrd.
nleme ve kvranmalar son bulup Foyle onu arana kadar bo
gzlerle kyya ve yldzlara bakarak ylece durdu.
"Gelebilirsin."
Robin geri dndnde karsnda dik oturtulmu, baygn
ve donuk gzlerle Foyle'u szen parampara bir yaratk vard.
"Sen Forrest msn?"
"Sen de kimsiniz?"
"Sen Ben Forrest'sn, Ba Tayfa. Daha nce Presteign Vor-
ga'da grevliydin."
Forrest dehet iinde haykrd.
"16 Eyll 2336'da Vorga'da grevliydin."
Adam hkrarak ban sallyordu.
"On alt Eyll' de bir enkaz getiniz. Asteroid kuann ya
knlarnda bir yerde. Karde geminiz Gebe'nin enkazn. Size
yardm sinyali gnderdi. Vorga onu orada brakp geti. Uzayda
srklenip lmeye terk etti. Vorga neden onu brakp gitti?"
Forrest histerik lklar atmaya balad.
"Onu orada brakp gitme emrini kim verdi?"
"Tanrm, hayr! Hayr! Hayr!"
"Bo'ness ve Uig dosyalarndaki kaytlarn hepsi silinmi.
Biri onlara benden nce ulam. Kimdi o? Vorga'da kimler var
d? Seninle birlikte kimler vard? Subaylar ve mrettebatn lis
tesini istiyorum. Komuta kimdeydi?"
"Hayr," diye haykrd Forrest. "Hayr!"
Foyle sinir krizi geiren adamn yzne doru bir para
destesi sallad. "Bilgi iin para derim. Elli bin. Hayatnn geri
kalann Analog'la geirmene yeter. Beni lme terk etme emri
ni kim verdi Forrst? Kim?"
Adam Foyle'un elinden paralar kapp ayaa frlad ve
komaya balad. Foyle onu kyda yakalad. Forrest yere y
va'land ve yz suya girdi. Foyle adam orada tuttu.
168
"Vorga'ya kim komuta ediyordu Forrest? Emri kim verdi?"
"Onu boacaksn! " diye haykrd Robin.
':Brak biraz ac eksin. Su boluktan daha iyidir. Ben alt
ay ac ektim. Emri kim verdi Forrest?"
Adam kabarcklar karyor, bouluyordu. Foyle kafsn
sudan kard. "Nesin sen? Sadk m? Deli mi? Korkuyor mu
sun? Senin gibiler be bine bile kendilerini satarlar. Ben sana el
li teklif ediyorum. Bilgi iin elli bin orospu ocuu, ya da yava
ve zor bir lm." Foyle'un yznde dvme belirdi. Forrest'n
kafasn tekrar suya soktu ve rpnan adam suya bastrd. Ro
bin Foyle'u engellemeye alt.
"Adam ldryorsun!"
Foyle korkun yzn Robin' e evirdi. "ek ellerini ze
rimden, srtk! Gemide seninle birlikte kim vard Forrest? Em
r kim verdi? Neden?"
Forrest kafasn evirip sudan kard. "Vorga' da on iki ki
iydik," diye bard. "sa beni korusun! Ben ve Kemp-"
Adamn bedeni st ste kasld ve hareketsiz kald. Foyle
vcudunu kyya ekti.
"Devam et. Sen ve kim? Kemp? Baka kim? Konu."
Cevap yokt. Foyle adam inceledi.
"lm," diye homurdand.
11
Aman Tanrm! Tanrm!"
"Bir mikrop cehenneme gitti. Tam da konuacakken. Ne
pislik." Derin bir nefes ald ve demir bir pelerin gibi sakinliini
taknd zerine. Dvme yznden silindi. Saatini 120 derece
dou meridyenine ayarlad.
"angay' da neredeyse gece yars olacak. Haydi gidelim.
Belki de Vorga'nn ecza tayfas Sergei Orel'le ansmz yaver gi
der. Bu kadar korkak olma. Yalnzca bir cinayetti. Haydi k
zm, git. Jaunte'le!"
Robin yutkundu. Foyle kzn omzunun stnden aknlk
1 .- Yldzlar Hedefm' de A.B., bu cmleyi ''Bu yalnzca bir balang." olarak
deitirmi. yhn.
169
iinde bakhn fark etti. Arkasna dnd. Alevler iindeki bir
ekil; yanan elbiseler iinde, yznde korkun bir dvme olan
iri bir adam kumsalda belli belirsiz duruyordu. Adam kendi-
siydi.
,
"Tanr akna! " diye haykrd Foyle. Yanan grntsne
doru bir adm att ve grnt aniden kayboldu.
Beti benzi atm, titreyen Robin' e dnd. "Grdn m?"
"Evet."
"Neydi o?"
"Sendin."
"Tanr akna! Ben mi? Nasl olabilir? Nasl -"
"Sendin."
"Ama -" afallad, gc ve lgn saplants birden yok ol
du. "Sanr myd? Gz aldanmas m?"
"Bilmiyorum. Ben de grdm."
"Byk sa! Kendini grmek . . . y yze . . . Elbiseleri
alevler iindeydi. Grdn m? Neydi o?"
"Gully Foyle
1
du," dedi Robin. "Cehennemde yanyordu."
"Pekala," diye parlad Foyle fkeyle. "Cehennemde ya
nsam bile, yaptm ie devam edeceim. Eer cehennemde ya
nacaksam Vorga da benimle yanacak." Avularn kenetleyerek
kendine g, ve ama alad. "Yaptm ii bitireceim. Bir son
raki durak angay. Jaunte'le!"
170
on
Ceres'li Fourmyle, angay'daki Kostml Balo'da Durer'in
'lm ve Bakire' sindeki lm klna brnm ve yannda
,
effaf rtler iindeki gz kamatrc bir yaratkla1 birlikte or
taya ktnda sosyeteyi dehete drd. Kadnlarn harem
lere kapatan ve Peenemunde klannn 1920' den kalma elbisele
rini fazlasyla cretli bulan Viktoria sosyetesi ok olmutu.
Ama Fourmyle bu diinin muhteem bir android olduunu
akladnda fikirler hemen ondan yana deiiverdi. Sosyete
bu kandrmacaya baylmt. nsanlara utan veren plak bir
beden, bir androide ait olunca cinsellik iermeyen bir merak
uyandryordu yalnzca.
Gece yars, Fourmyle androidi salondaki beyefendilere
ak arttrmayla sata kard.
"Para yardm fonlarna m gidecek Fourmyle?"
"Tabii ki hayr. Sloganm biliyorsunuz: Hareketlilik iin
tek kuru yok. Bu pahal ve sevimli yaratk iin yz kredi veren
biri var galiba? Yz kredi beyler? Kendisi katksz gzelliktir ve
ok uyumludur. ki yz? Teekkrler. yz elli? Teekkrler.
Be mi dendi? Sekiz? Teekkrler. Drt Mil Sirki'nde yaayan
dahinin bu muhteem rn iin baka teklif var m? Yryor,
konuuyor. ok uyumlu. En yksek teklifi verene tepki vermek
zere artlandrld. Dokuz? Baka ykselten var m? Btn
teklifler bitti mi? Herkes son szn syledi mi? Dokuz yz
krediye, Lord Yale' e satld."
.
Grltl alklar ve afallam fsldamalar oldu: "Bylesi
bir android ona doksan bine malolmu olmal. Buna nasl gc
1 .- Yldzlar Hedefmde A.B., 'gzkaratrc sarn yaratk' tanmlamasn
yapyor ve Robin'in ifte refak
a
t ettiini de ekliyor. yhn.
171
yetiyor?"
"Paray androide verir misiniz Lord Yale? Gerektii gibi
tepki verecektir. Roma' da yeniden buluana kadar bayanlar,
baylar . . . Gece yars Borghese Saray'nda. Mutlu Yllar."
Lord Yale ve dier bekarlar mutlu bir aknlkla ifte kan
drmaca yapldn kefettiinde, Fourmyle oradan ayrlmt
bile. Android aslnda canl bir insand; katksz gzellikti ve ok
uyumluydu. Dokuz yz krediye muhteem tepkiler verdi. Bu
numara yln hikayesiydi. Bekar konuklar Fourmyle' kutlamak
iin drt gzle bekliyorlard.
-
Ama Foyle ve Robin Wendesbury, zerinde yedi dilde JA
UNTE'NZ YA DA PARANIZI KYE KATLAYIN yazl bir ta
belann altndan geip, DR. SERGEI OREL, LAH BEYNSEL
YETENEK GENLETCS'nin ticaret merkezine girmilerdi
bile.
Bekleme odas Dr. Orel'in, beyin kapasitesini ya da paran
z ikiye katlamak iin beyni nasl lapa haline getirdiini, van
tuzladn, mumulaya evirdiini, elektrolizlediini gsteren
beyin emalaryla sslenmiti. Ayrca antifebril mshillerle bel
leinizi ikiye katlyor, tonik roborantlarla ahlaknz bytyor
ve Orel'in Epulotik ifa Bitkisiyle ac eken tm ruhlar huzura
kavuturuyordu.
Bekleme odas botu. Foyle rastgele bir kapy at, nlerin
de uzun bir hastane kouu vard. Foyle tiksintiyle sylendi.
"Bir Kokain Tekkesi. Keler iin de bir batakhane ilettiini
tahmin etmem gerekirdi."
Bu Tekke en umitsuz nrotik-bamllarna, Hastalk Top
layclar' na hizmet veriyordu. Hastane yataklarnda yatp ya
sad olarak tatbik edilmi yapay kzamk, yapay grip ve ya
pay stma geiriyorlar; kolal beyaz niformalar iindeki hemi
reler tarafndan byk bir ballkla baklarak, bu yasad has
talklarndan ve grdkleri ilgiden byk keyif alyorlard.
"unlara bir bak," dedi Foyle aalayc bir sesle. "ren.
u din soytarlarndan daha pislik bir ey varsa o da hastalk
172
kulardr."
"

yi akamlar," dedi arkalarndan bir ses.


Foyle kapy kapayp dnd. Dr. Sergei Orel onlar bayla
selamlad. Saygdeer doktor yalnzca dzenbaz bir iddiayla
dahil olduu hp klanlarnn klasik beyaz balk, elbise ve ame
liyat maskesinin iinde olduka ciddi ve temiz grnyordu.
Ksa boylu, esmer ve zeytin gzlyd, Rus olduu yalnzca
adndan belli oluyordu. Bir yzyldan fazladr sregelen jaun
te'leme, dnyadaki insan topluluklarn o ka
d
ar birbirine kar
hrmt ki, artk rklarn tipik zellikleri kayboluyordu.
"Yeni Yl Gecesinde alyor olacanz ummuyordum,"
dedi Foyle.
"Rusya'daki Yeni Ylmz iki hafta sonra," diye cevaplad
Dr. Orel. "Bu taraftan buyrun ltfen. Ah . . . bir saniye." Yok ol
du ve yeniden arkalarnda belirdi. "Kapy kapamay unuttu
nuz." Kapy kapahp yine jaunte'ledi. Bu sefer yukarda, merdi
venlerin banda belir
d
i. "Buradan, ltfen."
"Gsteri yapyor," diye mrldand Foy
i
e. "Jaunte'nizi ya
da paranz ikiye katlayn. Yine de, baya hzl. Ondan daha
hzl olmam gerekecek."
Konsltasyon odasna girdiler. Buras cam tavanl bir at
katyd. Duvarlar boyunca sakinletirici bir banyo ilac, izof
renlere ok tedavisi uygulamak iin bir elektrikli sandalye, be
yin analizi yapmak iin bir E.K.G. makinesi, eski optik ve elekt
ronik mikroskoplar gibi gsterili ama modas gemi tbbi
malzemeler sralanmt.
arlatan onlar masasnn arkasnda bekliyordu. Kapya ja
unte'leyip kapatb, tekrar masasna jaunte'
l
eyip yer gsterdi,
Robin'in arkasna jaunte'leyip oturmas iin sandalyesini tuttu,
pencereye jaunte'leyip glgeyi ayarlad, k dmesine jaun
te'leyip klar ayarlad, sonra yeniden masasnn arkasnda
belirdi.
.
"Bir yl nce," diye glmsedi. "Hi jaunte'leyemiyordum.
Sonra byk srrm kefettim, Salutiferous Abstersive . . . "
173
Foyle dilini dilerinin sinir ularna yerletirilmi kontrol
mekanizmasna dedirdi. Hzland. Acele etmeden kalkt, ma
sann arkasnda yava ekimde 'Bluuu-hvuu-maaviing' sesleri
karan ekle doru atld, ar bir sopa karp Orel'in alnna
frontal loblar oka uratp jaunte merkezini sarsan ilmi bir
darbe indirdi. arlatan kaldrp elektrikli sandalyeye balad.
Btn bunlar yaklak be saniyede tamamland. Robin Wen
desbury iinse olanlar bulank bir hareket dalgasndan ibaretti.
Foyle yavalad. arlatan gzlerini at, evreye bakp nere
de olduunu anladnda fe ve aknlkla barmaya bala
d.
"Sen Sergei Orel'sin, Vorga'nn ecza tayfas," dedi Foyle sa
kince. "16 Eyll 2336'da Vorga' daydn.''
fke ve aknlk dehete dnt.
"On alt Eyll' de bir enkaz getiniz. Asteriod kuann
yaknlarnda bir yerde. Gebe'nin enkazyd. Yardm istedi ama
Vorga onu almadan geti. Uzayda lme terk ettiniz. Neden?"
Orel saa sola baknd ama cevap vermedi.
"Beni brakp gitme emrini kim verdi? Beni lme ve r
meye terk eden kimdi?"
Orel anlalmaz eyler sylemeye balad.
"Vorga'da kimler vard? Seninle birlikte gemide kimler bu
lunuyordu? Komuta kimdeydi? Seni konuturacam. Sakn
bunu yapamayacam dnme." dedi Foyle sakin bir zalim
likle. "stediimi senden ya satn alacam, ya da ske ske
karacam. Neden lme terk edildim? lme terk edilmemi
kim emretti?"
Orel bir lk att. "Konuamam -tamam konuacam."
Hareketsiz yld.
Foyle cesedi inceledi.
"lm," diye mrldand. "Tam da konumaya karar ver
miken. Tpk Forrest gibi."
"Cinayet."
"Hayr. Ona hi dokunmadm. ntihar etti." Foyle tedirgin
174
bir kahkaha att.
"Sen akln karmsn."
"Hayr, sadece ilgimi ekti. Onlar ben ldrmedim; kendi
lerini ldrmeye zorladm."
"Bu nasl bir samalk?"
"Sempatik Bloklar yerletirilmi adamlara. S.B.'lerle ilgli
bir ey biliyor musun kzm? Haberalma onlar gizli ajanlar
iin kullanr. Sylenmesini istemediin bir bilgi topluluunu
alrsn. Otomatik solunum ve kalp atn kontrol eden sempa
tik sinir sistemine balarsn. Adam bilgiyi aktarmaya alt
anda blok yklr, kalp ve akcierler durur, adam lr ve srrn
da aa kmam olur. Bir ajan ikenceden kamak iin kendi
ni ldrmek derdine dmez; bu onun iin yaplm olur za
ten."
"Bu adamlara da m yaplm?"
"yle grnyor."
"Ama neden?"
"Ben nereden bileyim. Mlteci ticareti yeterli neden deil.
Byle bir nlem almalar iin Vorga' nn ok daha beter ilere
bulam olmas gerek. Ama bir sorunumuz var. Son ipucumuz
Roma' da, Poggi adl adam. Angelo Poggi; Vorga'nn a yama
. Peki lmeden ondan bu bilgileri nasl -" Birden sustu.
Sessiz, uursuz, yz kan krmzs yanan, elbiselerinden
alevler kan grnts karsnda duruyordu.
Foyle donup kalmt. Derin bir nefes alp titreyen bir sesle
konutu. "Kimsin sen? Ne isti -"
Grnt kayboldu.
Foyle dudaklarn slatp Robin'e dnd. "Grdn m?"
Kzn ifadesi yeterli yantt. "Cerek miydi?"
Kz, grntnn yannda durmu olduu, Sergei Orel'in
masasn iaret etti. Masann zerindeki katlar alev alm,
canl bir atele yanyordu. Foyle olanlara inanamayarak, korku
iinde geriledi. Eliyle yzn sildi. Eli slanmt.
Robin masaya koup alevleri sndrmeye alt. Kat ve
175
mektup destelerini umutsuzca masaya vuruyordu. Foyle kml
damyordu.
"Sndremiyorum," dedi k sonunda nefes nefese. "Bura
dan kmamz gerek."
Foyle ban sallayp g ve azimle kendini toparlad. "Ro
ma," dedi zor duyulan bir sesle. "Roma'ya jaunte'leyeceiz.
Bunun bir aklamas olmal. Yemin ederim, onu bulacam. Bu
arada da vazgemeyeceim. Roma'ya. Git kz! Jaunte'le!"
0
Ortaa'dan beri spanyol Merdivenleri Roma'daki r
menin merkezi olmutu. Spagna Meydan'nndan Borghese Sa
ray'nn bahelerine uzanan geni spanyol Merdivenleri imdi
de, her zaman olduu ve olaca gibi ahlakszlk kaynyordu.
Merdivenlerde pezevenkler srtyordu, ortalk fahieler, sapk
lar, lezbiyenler, homoseksellerle doluydu. Kstah ve kibirli ta
vrlarla, arada bir geen saygdeerlere kendileri sergileyerek
onlarla alay ediyorlard.
spanyol Merdivenleri yirminci yzyln sonlarndaki fiz
yon savalarnda yklmt. Yeniden yaplm ve yirmi birinci
yzyldaki Dnya Restorasyonu savanda tekrar yklmt.
Merdivenler bir kez daha yaplp bu sefer patlatlamaz kristalle
kaplanarak merdivenli bir Galleria'ya evrilmiti. Galleria'nn
kubbesi Keats'n evindeki lm odasnn manzarasn kapat:
yordu. Artk hibir ziyareti Keats'n odasndaki dar pencere
den bakp, lm deindeki airin izledii son manzaray g
remiyordu. Onun yerine spanyol Merdivenleri'nin duman ren
gi kubbesini ve onun iinden de aadaki arpk Sodom ve
Gomorre grntlerini izliyorlard.
Merdivenler Galleria' s geceleri klandrlyordu ve bu
Yeni Yl Gecesi de karmakarkt. Bin yldr Roma her Yeni Yl
bombardmanla karlyordu . . . havai fiekler, roketler, torpi
dolar, silah sesleri, ieler, ayakkablar ve eski tencere tavalar.
1 76
Romallar, saat gece yansn aldnda st .kat pencerelerinden
aaya frlatmak iin aylarca takm taklavat toplarlard. Foyle
ve Robin Wendesbury, Borghese Saray'ndaki festivalden kt
klarnda Merdivenlerin iindeki havai fieklerin gmbrts
ve Galleria'nn atsna den eyalarn grults kulaklar sa
r ediyordu.
Kostmleri hala zerlerindeydi; Foyle, Cesare Borgia'nn
kzl siyah tayt ve ceketini, Robin de Lucresia Borgia'nn g
m kabuklu tuvaletini giymiti. Kocaman kadife maskeler tak
mlard. Onlarn Rnesans kostmleriyle etraflarndaki mo
der giysiler arasndaki kartlk, alaylara ve laf atmalara ne
den oldu. spanyol Merdivenleri'nde sk sk grlen lobolar,
beyinlerinin drtte biri prefontal lobtomiyle yaklm o anssz
gedikli sulular bile, mahzun duygusuzluklanndan syrlp on
lara bakt. Kalabalk, Galleria'ya inen iftin evresinde kayna
maya balad.
"Poggi," diye seslendi Foyle yavaa. "Angelo Poggi?"
Bir fahie ondan srarl anatomik isteklerde bulundu.
"Poggi? Angelo Poggi?" Foyle aldr etmiyordu. "Onu ge-
celeri Merdivenlerde bulabileceimi sylediler. Angelo Poggi?"
Orospunun biri annesine dil uzatt.
"Angelo Poggi? Beni onu gtrecek olana. on kredi." Foy
le'un evresini ona doru uzanm eller sard; bazlar kirliydi,
bazlar da kokuyordu, ama hepsi agzlyd. Foyle ban sal
lad. "nce nerede olduunu gsterin,"
Romallarn fkesi evresinde parlad.
"Poggi? Angelo Poggi?" .
0
Alt haftadr spanyol Merdivenleri'nde gezindikten sonra
Yzba Peter Y'ang-Yeovil sonunda duymay umduu szleri
duymutu. Alt haftadr baka birinin, uzun zamandr l olan
Vorga'nn a yama Angelo Poggi'nin, kimliine brnm
177
olmak sonunda ie yaramt. Hberalma'dan Yzba Y'ang
Yeovil' e, birinin Presteign Vorga'nn mrettebatyla ilgili titiz
bir soruturma yapt ve bilgi iin olduka fazla dedii habe
ri geldiinde oynanmaya karar verilen bir kumard bu.
"Zor bir ihtimal," demiti Y'ang-Yeovil, "ama Gully Foyle,
AS-128/127:006, Vorga'y havaya uurmak iin o delice giriimi
yapmt. Ve on kilo PyrE de bu ihtimali aratrmaya deer."
.
imdi, salna salna merdivenleri karak Rnesans kost
m ve maskesi iindeki adama doru ilerliyordu. Bezel ineler
le yirmi kilo almt. Diyet manipulasyonuyla tenini koyulatr
mt. Hibir zaman Doulu havasnda olmayan; daha ok eski
Amerikan Kzlderililerinin kartalms izgilerine benzeyen yz
hatlar biraz kas kontroluyla kolayca gvenilmez bir kalba gi
riyordu.
Haberalma ajan, hrsz tipli bir a grnmnde salna
salna spanyol Merdivenleri'ne trmand. Foyle'a bir paket kirli
zarf uzatt.
"Pis resimler, Senyor? Bodrum-Hristiyanlar, diz km
ler, dua ediyorlar, ilahi sylyorlar, ha pyorlar. ster misi
niz? ok edepsiz, ok ak sak, Senyor. Arkadalarnz elen
dirin . . . hanmlar heyecanlandrn. "
"Hayr," Foyle porografiyi bir kenara att. "Ben Angelo
Poggi'yi aryorum."

Y'ang-Yeovil, gzle grlemeyecek bir sinyal verdi. Merdi


venlerdeki ekibi, pezevenklik ve fahielik yapmay brakmadan
grmeyi kaydedip fotoraflar ekmeye balad. Gezegen
ler Silahl Kuvvetler Haberalma Tongu'nun Gizli Dili minik tik
ler, burun ekmeler, durular ve tavrlardan oluan bir hareket
yamuru halinde Foyle ve Robin'in evresinde gidip gelmeye
balad. Bu dil gzkapaklarn, kalar, parmak ularn ve son
suz sayda vcut hareketini ieren inlilerin eski iaret diliydi.
"Sen yor?" diye szland Y' ang-Yeovil.
"Angelo Poggi?"
"Si Senyor. Ben Angelo Poggi'yim."
178
"Varganm a yama m?" Sonunda nedenini anlad,
Forrest ve Orel'in verdii ayn korku dolu tepkiyi bekleyen
Foyle aniden elini uzatp Y'ang-Yeovil'in dirseini yakalad.
"Evet mi?"
"Si Senyor," diye cevaplad Y'ang-Yeovil sakince. "Sayg
deer efendime nasl hizmet edebilirim?"
"Belki bu baarr," diye mrldand Foyle Robin' e. "Kork
muyor. Belk de Blou amann bir yolunu biliyordur."
"Senden bilgi istiyorum Poggi. Sendeki bilginin hepsini sa
tn almak istiyorum. Ne varsa. Fiyatn syle."
"Ama Sen yor! Ben yal ve tecrbeli bir adamm. Ben top
tanc pazarnda satn almamam. Bana madde bana deme
yapmalsnz. Seiminizi yapn, ben de fiyatn syleyeyim. Ne
istiyorsunuz?"
"16 Eyll 2336'da Varga'da mydn?"
"Bu maddenin fiyat 10 Kr."
Foyle ac ac glmsedi ve paray dedi. "Evet Senyor."
11
Asteroid kuann yaknlarnda brakp gittiiniz bir ge
miye ilikin bilgi istiyorum. Gebe'nin enkazna. On alt Ey
ll'de yanndan geip gittiniz. Gebe yardm istedi ama Varga
onu brakp gitti. Bu emri kim verdi?"
11
Ah, Senyor!"
"O emri kim verdi ve neden?"
"Neden soruyorsunuz Senyor?"
"Neden sorduumu bo ver. Fiyatn syle ve konu."
"Cevaplamadan nce bir sorunun neden sorulduunu bil-
mem gerekir Senyor." Ylk bir tavrla glmsedi Y'ang-Ye
ovil. "Ve fyat drerek de tedbirimin bedelini deyeceim.
Neden Gebe ve Vorga'yla ve uzaydaki bu korkun terk etme
olayyla ilgileniyorsunuz? Acaba siz, bu kt muameleye ma
ruz kalan o anssz insan olabilir misiniz?"
"Bu adam ltalyan deil! Aksan mkemmel, ama konuma kalp
lar hi uymuyor. Hibir ltalyan byle cmleler kurmaz. "
Foyle telala irkildi. Y'ang-Yeovil'tn, en kk bir hareketi
1 79
yakalayp sonu karacak kadar keskinlemi gzleri, adamn
tavrlarndaki bu deiiklii sezdi. Bir ekilde hata yaphn he
men anlad. Aceleyle ekibine iaret etti.
spanyol Merdivenleri'nde ateli bir kavga patlak verdi.
Foyle ve Robin l aran, rpnan kalabaln iinde kald. Ha
beralma Tongu'nun ekipleri, jaunte'leyen dnyay faka bastr
mak iin hazrlanm bu OP-I manevrasnda eski ustalard. a
maz zamanlamalar herkesin dengesini bozup kimlik belirle
mesi iin soyabilirdi. Baarlan, beklenmedik bir saldryla ken
dini koruma tepkisi arasnda her zaan bir kavrama sresi ol
duu gibi basit bir geree dayanyordu. Bu sre iinde Habe
ralma Tongu, adamn kendini kurtarmasn nlemeyi garantili
yordu.
Saniyenin bete kadar bir sre iinde Foyle tartaklan-
LI, yumruklanm, yere yaptrlm ve tekmelenmiti. Maske
vznden ekip kartlm, giysilerinin bir ksm yrtdmt .ve
:cimlik belirleme kameralarnn tecavz iin hazr ve aresiz
bir haldeydi. Derken, Tong'un tarihinde ilk defa, operasyonlar
yanda kesildi.
Foyle'un bedeninin yannda bir adam belirdi . . . yznde
korkun bir dvme olan ve yanan giysilerinden dumanlar t
ten iriyan bir adam. Grnt o kadar afallatoyd ki, ekip do
nup bakakald. Bu rktc manzara karsnda Merdivenler
deki kalabalktan bir uultu ykseldi.
"Yanan Adam! Bakn! Yanan Adam!"
"Ama Foyle bu," diye fsldad Y' ang-Yeovil.
Yaklak bir eyrek dakika boyunca grnt, sessizce yana
rak, kr gzlerle baknarak ylece durdu. Sonra yok oldu. Yer
de yatan adam da yok oldu. Ekibin arasnda yldrm gibi dalp
kameralar, kayt aletlerini, tm kimlik belirleme makinelerini
bulup paralayan bir hareket frtnasna dnt. Ardndan fr
tna Rnesans tuvaleti giymi kz kapp kayboldu.
, spanyol Merdivenleri bir kabustan uyanmaya alrcas
na yava ve acyla yeniden hayata dnd. akn Haberalma
180
ekibi Y'ang-Yeovil'in evresinde topland. "Tanr 'akna, neydi
o Yeo?"
"Galiba o adammz Gully Foyle' du. Yzndeki dvmeyi
grdnz."
"Ve yanan giysilerini! sa Akna! "
"Yaklan cadlara benziyordu."
"Ama o yanan adam Foyle' sa, biz zamanmz kiminle har
cyorduk peki?"
"Bilmiyorum. Komando Tugay'nn bize syleme zahmeti
ne katlanmad bir Haberalma servisi var m?"
"Neden Komandolar Yeo?"
"Bay Ahm-ahm'n nasl hzlandn grdnz deil mi?
Yaptmz btn kaytlar yok etti."
"Hala grdklerime inanamyorum. "
"Ama grmediklerine inanabilirsin pekala. O ok gizli bir
Komando tekniiydi. Adamlarn paralayp tellerle ve tehi
zatlarla yeniden birletiriyorlar. Mars'taki Genel Merkez'le bir
grp Komando Tugay'nn da benzer bir aratrma yrtp
yrtmediini renmem gerek!'
"Ordu, Deniz Kuvvetleri' ne bir ey syler mi?"
"Haberalma'ya syler," dedi Y'ang-Yeovil fkeyle. "Bu da
va yetki dalamalar olmadan da yeterince kritik. Ve bir ey da
ha: manevrada kz da hrpalamaya gerek yoktu. Disiplinsiz ve
gereksiz bir davrant." Y'ang-Yeovil duraklad, bu seferlik
evresinde dolanan anlaml baklarn farknda deildi. "Onun
kim olduunu renmem gerek," dedi hlyal hlyal.
"Eer ona da yeni vitesler taklmsa, gerekten ilgin olur
du Yeo," dedi belirgin bir ekilde ifadeden yoksun tatl bir ses.
"Bizim olan, Komando'ya Kar."
Y'ang-Yeovil kzard. "Pekala," dedi birdenbire. "Demek
dncelerimi de okuyabiliyorsunuz."
"Yalnzca hep ayn eyi yapyorsun Yeo. Btn romantik
ilikilerin byle balyor. 'Kz hrpalamaya gerek yoktu . . . '
Peinden Dolly Quaker, Jean Webster, Gwynn Roget, Marion -"
181
"sim yok ltfen!" diye araya girdi ok olmu bir ses. "Ro
meo Juliet'i ele verir mi?"
"Yarn hepiniz tuvalet grevi yapacaksnz," dedi Y'ang
Yeovil. "Bu mstehcen serkelii daha fazla ekersem ne ola
ym. Hayr yarn deil, ama bu dava kapanr kapanmaz." Kar
talms yz karard. "Tanrm, ne pislik! Foyle'un bir meale gi
bi orada duruunu kim unutabilir? Ama nerede bu adam? Ne
yapmak istiyor? Btn bunlar ne demek oluyor?"
182
on bir
Presteign'lann Presteign'nn Central Park'taki konaklan
Yeni Yl iin prl prl aydnlatlmt. Zik zak telleri olan sivri
tepeli byleyici antika elektrik ampulleri evreye san bir k
yayyordu. Jaunte engelleyici labirent kaldrlm ve zel davet
iin byk kap almt. Evin ii, dardaki kalabaln bak
larndan, kapnn hemen iindeki mcevherlerle bezenmi bir
paravanla korunuyordu.
nl ya da daha az nl klan ve kabileler otomobiller, at
arabalar, tahtrevan ve her trl lks tama aracyla gelirken,
izleyiciler birbirleriyle fsldap baryorlard. elik grisi, ya
kkl Presteign'larn Presteign', kertenkelesi glmsemesiy
le kapnn nnde duru sosyeteyi ak evine buyur ediyor
du. Neredeyse, nl bir sima kapdan ieri girip daha parava
nn arkasnda kaybolmadan bir bakas, daha nl bir sima,
daha muhteem bir.arala ortaya kyordu.
Cola'lar bir geit treni arabasyla geldi. Esso ailesi (alt
oul, kz) cam tavanl bir Greyhound Otobsnn iinde
muhteem grnyorlard. Ama hemen arkalarndan Greyho
und (bir Edison elektrikli otomobilde) geldiinde, kapda g
lmeler ve akalamalar oldu. Ama Westinghouse'lu Edison
Esso-yaktl benzinli arabasndan inip neeli kalabala katln
ca merdivenlerdeki glmeler bir kahkaha tufanna dnt.
Davetli topluluu Presteign'n evine girmek iin dndk
leri srada uzaktaki bir kargaa dikkatlerini ekti. Bu, haval
delgilerin sert takrds ve muazzam metalik bir- brtden
oluan gmbrtyd. Hzla yaklayordu. zleyicilerin darda
kalan blm arasndan geni bir cadde ald. Ve ar bir kam
yon cadde boyunca grltyle ilerledi. Alt adam kamyonun
183
kasasndan yere kereste kirileri yuvarlyordu. Pelerinden ge
len yirmi kiilik bir grup da kirileri zenli bir srayla yerletiri
yordu.
Presteign ve konuklar aknlkla izlemekteydi. Dev gibi
bir makine brt ve gmbrtlerin arasnda traverslerin
zerinden geerek onlara doru yaklayordu. Makinenin arka
sndan birbirlerine paralel olarak kaynaklanm elikten raylar
kyordu. Ellerinde balyoz ve haval delgiler olan bir grup ray
lar kereste traverslere tutturuyorlard. Demiryolu geni bir yay
izerek Presteign'n kapsna dek gelip kvrlarak devam etti.
Gmbrtl motor ve iiler karanlkta kayboldu.
Presteign'n "Aman Tanrm!" dedii duyuldu. Konuklar
izlemek iin evden dar frladlar.
Uzakta tiz bir ddk sesi duyuldu. Demiryolundan beyaz
bir ata bii, byk krmz bir bayrak tayan bir adam geldi.
Onun ardndan tek bir yolcu vagonunu eken buharl bir loko
. motif geliyordu. Tren Presteign'n kapsnn nnde durdu. Va
gondan nce bir kondktr, ardndan da bir lks vagon kama
rotu atlad. Kamarot merdivenleri ayarlad ve vagondan gece
elbiseleri iinde bir bayanla bir beyefendi aaya indi.
"ok uzun kalmayacam," dedi beyefendi kondktre.
"Bir saat sonra gelip beni al."
"Aman Tanrm!'; diye bir kez daha ard Presteign.
Tren hareket ederek uzaklat. ift merdivenlerden kt.
"yi akamlar Presteign," dedi beyefendi. "Atn arazinizi
bozmas konusunda ok zgnm, ama eski New York'lu oy
sahipleri hala trenlerin nndeki krmz bayraklarda srar edi
yor."
"Fourmyle!" diye bard konuklar.
"Ceres'li Fourmyle!" diyerek alklad izleyiciler.
Presteign'n daveti artk kesin bir baaryd.
Kadife ve gsterili byk kabul salonunda Presteign me
rakla Fourmyle' inceliyordu. Foyle, bir yandan Canberra'dan
New York'a kazanm olduu cokulu hayranlarn selamlyor,
1 8
bir yandan da elik grisi baklarn incelemesine sakinlikle kat
lanyordu.
"Kontrol," diye dnd Foyle. "Kn dolam, i organlar,
beyin. Vorga'y yok etmek iin yaptmdan sonra beni brosunda bir
saat halamt. Beni tanyacak m ? Yznz tandk geliyor Pres
teign," dedi Fourmyle. "Daha nce tanm mydk?"
"Bu geeeye dek bir Fourmyle'la tanma onuruna erime
mitim," diye cevap verdi Presteign kaytszca. Foyle insanlarn
dncelerini sezme konusunda kendini eitmiti, ama Preste
ign'n sert ve yakkl yznden hibir ey anlatlmyordu. Biri
soukkanl ve buyurgan, dieri mesafeli ve kaytsz iki adam
yz yze dururlarken, neredeyse erimeye balayacak kadar
kzgn bir ift pirin heykele benziyorlard.
"Sonradan grme olmakla vndn syleniyor Fo-
urmyle."
"Evet. Kendime ilk Presteign' rnek aldm."
"yle mi?"
"Aile servetini nc Dnya Sava srasndaki plazma
karaborsasnda balatmakla vndn hatrlarsnz."
"kinci savat Fourmyle. Ama klanmzn ikiyzlleri onu
reddederler. O zamanlar ad Payne' di."
"Bilmiyordum."
"Fourmyle olarak deitirmeden nce sizin anssz adnz
neydi?"
"Presteign' d."
"yle mi?" Kertenkelemsi glmseme keye sktn
kabul etti. "Klanmzla bir ilikiniz olduunu mu iddia ediyor
sunuz?"
"Zamanla edeceim.';
"Hangi dereceden?"
"Bir . . . kan ba diyelim."
"Ne kadar ilgin. Sizde kana kar belirli bir hayranlk sezi
yorum, Fourmyle."
"Bir aile zaaf olmal Presteign."
185
"Alayc olmaktan memnunsunuz," dedi Presteign alaydan
yoksun olmayan bir sesle, "ama doru sylyorsunuz. Kan ve
paraya kar her zaman byk bir zaafmz olmutur. Bizim k
surumuz da bu. tiraf ediyorum."
"Ben de paylayorum."
"Kan ve para tutkusunu mu?"
"Tabii k. Hem de iddetle."
"Acma, affetme ve ikiyzllk olmakszn m?"
11
Acma, affetme ve ikiyzllk olmakszn."
"Fourmyle, kesinlikle bana ekmisiniz. Klanmzla bir ili
kiniz olduunu iddia etmezseniz sizi evlat edinmem gereke
cek. "
"Ge kaldnz Presteign. Ben sizi evlat edindim bile."
Presteign Foyle'un koluna girdi. "Kzm, Bayan Olivia'ya
takdim edilmeniz gerek zin verir misiniz?"
Kabul salonunun br tarafna ilerlediler. Foyle'un ii za
frle doldu. Bilmiyor. Hibir zaman da bilmeyecek. Sonra iine bir
.phe dt. Ama bilip bilmediini de asla renemeyeceim. B
klmez elik gibi. Bana kontrol konusunda bir iki ey retebilir.
Tandklar Fourmyle' a sesleniyordu.
"angay' daki aldatmacan harikayd."
"Roma' daki karaval muhteemdi deil mi? spanyol Mer
divenleri'nde beliren yanan adam duydunuz mu?"
"Londra'da sizi aradk"
"Ne kadar ilahiyane bir giriti o yle," diye seslendi Harry
Sherwin-Williams. "Hepimizi getin, Tanr akna. Kahrolas bir
avu cimriye benzettin bizi."
"Kendine gel, Harry" dedi Presteign souk bir sesle.
"Evimde kfredilmesine izin vermediimi biliyorsun."
"zr dilerim Presteign. Sirkin imdi nerede Fourmyle?"
"Bilmiyorum," dedi Foyle. "Bir saniye."
evresine son Fourmyle lgnlnn beklentisiyle srtan
bir kalabalk topland. Platin bir cep saati karp kapan at.
Saatin zerinde bir uan yz belirdi.
186
"Ahl . . . adn her neyse . . . u anda nerede kalyoruz?"
Cevap minik ve metalikti. "New York'u daimi ikametgah-
nz haline getirme emrini vermitiniz Fourmyle."
"yle mi? Ve?"
"St. Patrick Katedrali'ni satn aldk Fourmyle."
"Peki o nerede?"
"Eski St. Patrick Fourmyle. Beinci Cadde'de eskiden 50.
Sokak olan yerde. Kamp binann iine kurduk."
"Teekkr ederim," Fourmyle platin Hunter saati kapatt.
, "Adresim Eski St Patrick, New York. Yasad ilan edilen dinler
iin sylenecek tek bir ey var . . . En azndan bir sirki iine ala
bilecek kadar byk kiliseler yapmlar."
Olivia Presteign hayranlar tarafndan sarlm bir tahtta
oturuyordu. Mercan gzl ve mercan dudakl, buyurucu, eriil
mez, zarif bir Kar Bakiresi, bir Buz Prensesiydi. Foyle kza bir
kez bakt ve yalnzca elektromanyetik dalgalarla kzltesi
grebilen kr baklar karsnda aknlkla gzlerini indirdi.
Kalbi daha hzh arpmaya balad.
"Aptal olma! " diye dnd mitsizce. "Kendine hakim o[.
1
Bu tehlikeli olabilir . . . "
Takdim edildi; duru, gm gibi bir sesle kendisiyle konu
uldu; serin, ince bir el uzatld; ama bu el kendi elinde bir
elektrik okuyla patlam gibi oldu. Neredeyse karlkl bir ta
nklk irkilmesiydi bu.
"Bu nedir? O bir simge. Rya Prensesi . . . Eriilemez . . . Kontrol! "
O kadar mcadele ediyordu ki, kendisine gitmesi iin na
zik ve ilgisizce izin verildiini hayal meyal fark etti. Kulaklar
na inanamad. Bir hdk gibi az ak bakakald.
"Ne? Hala burada msnz Fourmyle?"
"Bana izin verildiine inanamadm Bayan Olivia."
"Pek deil,_ ara ne yazk ki arkadalarmn yolunu kapat
yorsunuz. "
1. - Yldzlar Hedefm' de A.B., bu cmlenin ardna "D kurmay brak" cmlesi
ni de eklemi. yhn.
1 87
"Byle gnderilmeye alkn deilim. (Hayr, hayr. Batan
sona yanl!) En azndan dost olarak saymak istediim biri tara
fndan."
"Usandrc olmayn Fourmyle. Ltfen aaya inin."
"Sizi gcendirdim mi?"
"Gcendirmek mi? imdi de komik oluyorsunuz."
"Bayan Olivia . . . (Tanrm! Doru bir ey syleyemez miyim
ben? Robin nerede?) Batan balayabilir miyiz ltfen?"
"Patavatsz olmaya alyorsanz olduka baarlsnz, Fo
urmyle."
"Eliniz tekrar ltfen. Teekkrler. Ben Ceres'Ii Fourmyle."
"Pekala." Kz gld. "Bir palyao olduunuzu kabul edi
yorum. imdi ltfen aaya inin. Elendirecek birilerini bula
bileceinizden eminim."
"Bu sefer ne oldu?"
"Gerekten beyefendi, beni sinirlendirmeye mi alyorsu
nuz?"
"Hayr. (Evet, yle. Bir ekilde _sana ulamaya alyorum . . .
buzu delmeye.) lk seferinde tokalamamz . . . sertti. Bu seferse
hibir ey. Ne oldu?"
"Fourmyle," dedi Olivia bkknlkla, "Elenceli, benzersiz,
akll, byleyici olduunuzu, her eyi kabul ederim . . . . yeter
k gidin buradan."
Sendeleyerek tahttan aa indi. "Srtk. Srtk. Srtk.
Hayr. Tpk hayal ettiim gibi bir rya o.
S
aldrlp alnacak bir buz
zirvesi o. Kuatlacak . . . istila edilecek . . . yamalanacak . . . dizleri
zerine ke
r
tilecek . .
Saul Dagenham'la burun buruna geldi.
Olduu yerde dondu kald, kan dolamn ve i organlar
n kontrol etmeye abalad.
"Ah, Fourmyle," dedi Presteign. "Bu Saui Dagenham. Bize
yalnzca yarm saatini ayrabilecek ve birka dakikasn da se
ninle geirmekte srar ediyor."
"Biliyor mu? Dagenham' emin olmak iin mi ard ? S.aldr.
188
Toujours Audace. Yznze ne oldu Dagenham?" diye sordu
Fourmyle mesafeli bir merakla.
Kurukafa glmsedi. "Ben de nl olduumu sanyor
dum. Radyasyon zehirlenmesi. Ben scam. Bir zamanlar 'Ba
rut kadar scak' derlerdi. Artk 'Dagenham kadar scak' deni
yor." lmcl gzleri Foyle'u deliyordu. "Sizin u sirkinizin
arkasnda ne var?"
"Bir kt hret tutkusu."
"Ben de kamuflajda eski bir ustaymdr. aretleri fark edi
yorum. Siz ne alyorsunuz?"
"Dillinger, Capone'a syler miydi?" Foyle rahatlamaya
balayarak glmsedi, zafer duygusunu zapt etmeye alyor
du. "!kisini de atlattm. Daha mutlu grnyorsunuz Dagen
ham." Hatasn hemen fark etti.
Dagenham hi zaman kaybetmeden yapt hatann zeri
ne atlad. "Ne zamandan daha mutlu grnyorum? Daha n
ce nerede karlamtk?"
"Ne zamandan deil, benden daha mutlu grnyorsu
nuz." Foyle Presteign'a dnd. "Bayan Olivia'ya umutsuzca
ak oldum."
"Saul, yarm saatin doldu."
Foyle'un iki yannda duran Dagenham ve Presteign dn
dler. Zmrt bir tuvalet giymi gzalc, kzl salar parlda
yan uzun boylu bir kadn yanlarna yaklayordu. Kadn Jisbel
la McQueen' di. baklar karlat. Foyle, ok yzne yansma-
. dan dnd, grd ilk kapya alh admda ulat ve ieri dald.
Kap arkasndan kapand. Ksa, ksz bir koridordayd.
Bir tkrt ve sessizlik oldu, sonra metalik bir ses nazike konu
tu: "Bu evin zel bir blmne girdiniz. Ltfen ekilin."
Foyle derin bir nefes alp kendi kendisiyle mcadele etme
ye balad.
"Bu evin zel bir blmne girdiniz. Ltfen ekilin."
"Hi bilmiyordum . . . Orada ldn sanmtm . . . Beni ta
nd . . . "
189
"Bu evin zel bir blmne girdiniz. Ltfen ekilin."
"Bittim . . . Beni asla afetmeyecektir . . . imdi Dagenham'la
Presteign' a anlatyordur. "
Kabul Salonu'na alan kap araland, Foyle bir an yanan
grntsyle kar karya olduunu .sand. Sonra Jisbella'nm
alev rengi salarna baktn fark etti. Kz hi kmldamad,
orada ylece durup fkeli bir zaferle glmsedi. Foyle dorul
du.
"Tanr akna, szlanarak batmayacam. "
Foyle acele etmeden koridordan kt, Jisbella'nm koluna
girip kabul salonuna geri gtrd. Dagenham' ya da Preste
ign' aramakla uramad. Bir sre sonra, adam ve silahlarla or
taya karlard. Jisbella'ya glmsedi; hala bir zafer havasnda
kz da ona glmsedi.
"Katn iin teekkr ederim Gully. Bu kadar tatmin edi-
ci olaca aklma hayalime gelmezdi."
"Kamak m? Jiz, hayatm! "
"Eee?"
"Bu gece ne kadar muhteem grndn anlatamam.
Gouffre Martel'den beri ok yol aldk yle deil mi?" Foyle ba
lo salonunu iaret etti. "Dans edelim mi?"
Foyle'un soukkanll karsnda kzn gzleri aknlk
tan falta gibi ald. Onu balo salonuna gtrmesine ve kolla
rna almasna izin verdi.
"Bu arada, Jiz, Goufre Martel'in dnda kalmay nasl be-
cerdin?"
"Dagenham ayarlad. Demek artk dans ediyorsun, yle mi
Gully?"
"Dans ediyorum, drt dili iren konuuyorum, bilim ve
felsefe alyorum, acnacak iirler yazyorum, aptal deneylerle
kendimi havaya uuruyorum; bir salak gibi eskrim, bir soytar
gibi boks yapyorum . . . Ksacas ben ad ktye km Ceres'li
Fourmyle'm."
"Artk Gully Foyle deilsin."
190 .
"Sadece senin iin canm ve her kime sylediysen."
"Sadece . Dagenham'a. Seni ele verdiim iin zldn
m?"
"Sen de benim gibi kendine engel olamazdn."
"Hayr olamazdm. Adn azmdan karverdim. Azm
kapal tutmak iin ne derdin?"
"Aptal olma Jiz. Bu kaza sana yaklak 17,980,000 Kr. ka
zandracak."
"Ne demek istiyorsun?"
"Vorga'nn iini bitirdiimde kalan her eyi sana verecei
mi sylemitim."
"Vorga'nn iini bitirdin mi?" dedi kz aknlkla.
"Hayr canm. Ama sen benim iimi bitirdin. Yine de sz
m tutacam."
Jisbella gld. "Eli ak Gully Foyle. Gerekten cmert ol,
Gully. Kurtulmaya al. Beni elendir biraz."
"Bir san gibi szlanmak m? Nasl yaplacan bilmiyo
rum, ]iz. Ben avlanmak iin eitildim, baka bir ey iin deil."
"Ve ben kaplan ldrdm. Beni bir kerecik memnun et
Gully. Vorga'ya yakn olduunu syle. pi gslemene bir
adm kala seni mahvettim. Deil mi?"
"Keke yle syleyebilseydim Jiz, ama yapamam. Hibir
yere ulaamadm. Bu gece burada baka bir ipucu yakalamaya
alyordum."
"Zavall Gully. Belki de bu pislikten kurtulmana yardm
edebilirim. Belki de bir hata . . . ya da aka yaptm . . . senin
aslnda Gully Foyle olmadn syleyebilirim. Saul'un kafasn
nasl kartracam biliyorum. Yapabilirim Gully . . . eer beni
hala seviyorsan."
Foyle kza bakt ve ban sallad. "Bizim aramzdaki hibir
zaman ak deildi, Jiz. Bunu biliyorsun. Ben bir avcdan baka
bir ey olamayacak kadar sabit fikirliyim."
"Bir aptaldan baka bir ey olamayacak kadar sabit fikirli-
sin!"
191
"Ne demek istedin Jiz . . . 'Dagenham senin Goufre Mar-
tel' e dnmemeni salam' . . . 'Saul Dagenham'n kafasn nasl
kartracan biliyorsun'? Onunla ne iin var?"
"Onun iin alyorum. Kuryelerinden biriyim."
"Yani sana antaj m yapyor? Ohun iin almazsan seni
geri gndermekle mi teh -"
"Hayr. Tantmz anda kovalamacaya baladk. O beni
yakalamaya alarak ie balad, sonunda ben onu yakala
dm."
d.
"Nasl yani?"
"Tahmin edemiyor musun?"
Foyle kZa uzun uzun bakt. Jiz yere bakyordu; ama anla-
"Jiz! Onunla m?"
"Evet."
"Ama nasl? O-"
"nlemler var. Sadece . . . Bu konuda konumak istemiyo-
rum Gully. "
"zr dilerim. Geri gelmesi ok uzun srd. "
"Geri gelmesi mi?"
"Dagenham'n. Ordusuyla birlikte."
"Ah. Evet, tabii." Jisbella yine gld, sonra ksk, fkeli bir
sesle konumaya balad. "Ne kadar ince bir ipin zerinde y
rdnn farknda deildin Gully. Bana yalvarsaydn ya da
rvet vermeye ya da kur yapmaya kalksaydn . . . Yemin ede
rim seni mahvederdim. Kim olduunu dnyaya-ilan ederdim .
. . Evlerin atlarndan avaz avaz barrdm."
"Neden sz ediyorsun sen?"
"Saul dnmeyecek. Bilmiyor. Cehenneme kendi bana gi
debilirsin."
"Sana inanmyorum. "
"Sana ulamas bu kadar uzun srer miydi sanyorsun? Sa
ul Dagenham'n?"
"Peki ama neden ona sylemedin? Ben seni ylece brakp
192
ktktan sonra . . . "
"nk seninle birlikte cehenneme gitmesini istemiyorum.
Vorga'dan sz etmiyorum. Baka bir ey var, PyrE. Bu yzden
senin peindeydiler. stedikleri ey o. On kilo PyrE."
"Oda ne?"
"Kasay atnda iinde kk bir kutu var myd?
T.K..'den . . . Tepkisiz Kurun zomer den yaplm bir kutu?"
"Evet."
"Bu T.K.. kutunun iinde ne vard?"
"Sktrlm iyodin kristallerine benzeyen yirmi mermi."
"Mermileri ne yaptn?"
"ki tanesini analiz iin dan gnderdim. Ne olduklarn
kimse bulamad. Bir ncsn kendi laboratuvarmda analiz
etmeye alyorum . . . Halk iin aklabanlk yapmadm za
manlarda."
"Demek analiz etmeye alyorsun, yle mi? Neden?"
"By

yorum, Jiz." dedi Foyle yavaa. "Presteign ve Da


genham'n neyin peinde olduklarn kestirmek ok zor deil
di."
"Mermilerin kalann nerede saklyorsun?"
"Gvenli bir yerde."
"Gvenli deiller. Asla gvenli olamazlar. PyrE' nin ne ol
duunu bilmiyorum, ama cehenneme giden yol olduunu bili
yorum ve Saul'un bu yolda yrmesini istemiyorum."
"Onu bu kadar ok mu seviyorsun?"
"Ona bu kadar ok sayg duyuyorum. Bana ifte standart
iin bir gereke gsteren ilk adam."
"Jiz, PyrE, nedir? Sen biliyorsun."
"Tahmin ettim. Duyduum ipularn bir araya getirdim.
Bir fikrim var. Bir fkrim var. Ve sana syleyebilirim Gully, ama
sylemeyeceim." Yz fkeyle parlyordu. "Bu sefer ben seni
yar yolda brakp gidiyorum. Seni karanlkta aresiz ylece b
rakyorum. Nasl olduunu anla bakalm, olum! yi elence
ler!"
193
Adamn kollarndan kurtuldu ve hzla uzaklayordu ki,
tam o anda bombalar dt.
-
Bombalar bir meteor yamuru gibi geldiler, sayca daha
azdlar, ama ok daha tehlikeliydiler. Sabah eyreine, dnya
n gece yarsndan afaa kadar karanlk olan ksmna indiler.
Alt yz milyon kilometrelik bir mesafe kat edip, dnyann g
ne evresindeki dn srasnda nde olan ksmna balkla
ma arptlar.
D Uydularn bu Yeni Yl armaanlarn mikro-saniyeler
gibi bir srede izleyip karlayan Terra savunma bilgisayarlar
n hz da bombalarn mthi hzna denkti. Gkyznde bir
grup yeni yldz parlayp yok oldu; bunlar fark edilip hedefleri
nin yedi yz elli kilometre zerinde patlatlan bombalard.
Ama savunmann hzyla saldrnn hz arasnda ylesine
kk bir fark vard ki, bombalarn ou aradan syrlabildi.
afak ufkunu, meteor ufkunu, alacakaranlk snrn, stratosferi
aarak dnyaya indiler. Grnmez yrngeler dev sarsnt.larla
son buldu.
Newark' yok eden ilk atomik patlama Presteign malikane
sinde inanlmaz bir sarsntya yol at. Zemin ve duvarlar titre
di; konuklar kmeler halinde mobilyalarn ve dekorasyonlarn
arasna frlad. Rastgele yamur New York'un evresine indike
sarsntlar birbirini kovalad. Sar edici, sersemletici ve rper
ticiydiler. Sesler, oklar, birden parlayan klar o kadar muaz
zamd ki; mantk insanlar terk etti, ortada baran, saklana
cak bir delik arayan yaral hayvanlardan baka bir ey kalmad.
Be saniye iinde Presteign'n Yeni Yl daveti zerafetten anari
ye dnt.
Foyle yerden kalkt. Balo salonunun parkelerinde rpnan
bedenlere bakt, kendini kurtarmaya alan Jisbella'y grp
ona doru bir adm att ve sonra durdu. Ban evirdi. Sersen
lemiti ve ba bedeninin bir paras deilmi gibi geliyordu.
Gkgrltleri bitmek bilmiyordu . . . Kabul salonunda hrpa
lanm ve sendeleyen Robin Wendesbury'i grd. Ona doru
194
bir adm att ve sonra yeniden durdu. Nereye gitmesi gerektii
ni biliyordu.
Hzland. Gkgrlts ses tayfnda gcrdama ve titreme
.lere, sarsntlar da yumuak dalgalara dnt. Foyle sonunda
Onu bahede bulana dek, devasa evin iinde aranarak dolat.
Kz, mermer bir bankn zerinde parmaklarnn ucunda durur
ken adamn hzlanm duyularna mermer bir heykel . . . bir
coku abidesi gibi geldi.
Yavalad. Duyular yeniden tayfda ykseldi ve bir kez da-
ha lmden gl bombardmann etkisiyle tokatland.
"Lady Olivia," diye seslendi.
"Kim var orada?".
"Palyao."
"Fourmyle?"
"Evet."
"Ve beni bulmaya m geldiniz? ok etkilendim, gerekten,
ok etkilendim."
"Burada darda byle durmakla delilik ediyorsunuz. Size
yalvarrm brakn -"
"Yo, yo, yo. Buras ok gzel . . . Muhteem!"
"Sizinle gvenli bir yerlere jaunte'lememe izin verin."
"Ah, kendinizi zrhlar iindeki bir valye gibi mi gryor
sunuz? Kibar kurtarc. Size uymuyor hayatm. Bu konuda ye
tenekli deilsiniz. Gitseniz iyi olur."
"Kalacam."
"Bir gzellik a olarak m?"
"Bir ak olarak."
"Hala usandrcsnz Fourmyle. Gelin, ilham aln. Bu Mah
er Gn . . . iek Aan Canavarlk. Ne grdnz syle
yin bana. "
"Pek bir ey yok," diye cevap verdi Foyle evreye baktka
irkilerek. "Ufuk kla kapl. Hzl k bulutlar oluuyor. zer
lerinde bir eit . . . parldama var. Yanp snen Noel klan gi
bi."
195
"Gzlerinizle ne kadar az ey gryorsunuz. Bakn ben ne
gryorum! Gkyznde bir kubbe var, bir gkkua kubbesi.
Renkler koyu yeilden parlak turuncuya kadar uzanyor. Bun
lar beim grdm renklere verdiim adlar. O kubbe ne ola
bilir?"
"Radar ekran," diye mrldand Foyle.
"Sonra bir de yukar y

kselip dalgalanan, saa sola giden,


dans eden, kvrlan geni ate nlar var. Onlar ne?"
"Engelleme nlan Btn elektronik savunma sistemini
gryorsunuz."
"Aaya doru inen bombalan da grebiliyorum . . . hzla
alalan krmz denen renkten izgiler. Ama sizin krmznz de
il, benimkinden. Neden grebiliyorum onlar?"
"Havadaki srtnmeden snyorlar, ama tepkimeye gir
meyen kurun kaplamalar yznden biz rengini gremiyo
ruz."
"Grdnz m, Galileo olarak Galahad' dan ok daha iyi
gidiyorsunuz. Ah! Doudan gelen bir tane var. Dikkat edin
imdi! Geliyor, geliyor, geliyor . . . imdi!"
Dou ufkundaki k parlamas anlattklarnn kzn hayal
gc rn olmadn kantlad.
"Kuzeyde bir tane daha var. ok yakn. ok. imdi! "
Kuzeyden bir ok dalgas yayld.
"Ve patlamalar Fourmyle . . . Yalnzca k bulutlan deil
ler. Binbir renkten oluan dokumalar, alar, desenler. O kadar
gzel ki. Enfes rtlere benziyorlar."
"yleler zaten, Lady Olivia."
"Korkuyor musunuz?"
"Evet."
"Q zaman kan."
"Hayr."
"Ah, meydan okuyorsunuz."
"Ne yaptm bilmiyorum. Korkuyorum ama kamayaca
m."
196
"O zaman ii pikinlie vuruyorsunuz. valyemsi bir ce
saret gsterisi yapyorsunuz." Duru ses eleniyor gibiydi. "Bir
dnn Galahad. Jaunte'lemek ne kadar zamannz alyor?
Birka saniye iinde baka bir yerde olabilirsiniz . . . Meksi
ka' da, Kanada' da, Alaska' da. Bylece gvende olurdunuz.
Oralarda milyonlarca insan olmal imdi. Biz ehirde son kalan
lar olmalyz."
"Herkes o kadar abuk ve o kadar uzaa jaunte'leyemez."
"O zaman kalan son kayda deer insanlarz. Neden beni
brakp gitmiyorsunuz? Gvende olursunuz. Ben yaknda l
mu olacam. Gsterii brakp katnz hi kimse bilmez."
"Srtk!"
"Ah, sinirlendiniz. Ne kadar ok edici bir dil. Zayfn ilk
iareti. Neden kendi fikrinizi uygulayp beni buradan gtr
myorsunuz? O da ikinci iaret olurdu."
"Allah kahretsin seni!"
fkeyle yumruklarn skarak kzn yanna gitti. Kz serin,
yumuak eliyle yanana dokunduunda, Foyle bir kere daha
ayn elektrik okunu hissetti.
"Hayr, ok ge hayatm," dedi yavaa. "te koca bir kr
mz izgi kmesi geliyor . . . aaya, aaya, aaya . . . tam
zerimize. Bundan kamak imkansz. abuk! Ko! Jaunte'le!
Beni de beraberinde gtr. abuk! abuk!"
Foyle kz kucana alp bankn zerinden indirdi. "Sr
tk! Asla!"
Kz kolarnda tutup yumuak mercan azn bulup pt;
dudaklarn kendi dudaklarna skca yaptrd ve son karanl
bekledi.
Darbe hi gelmedi.
"Kandrdn!" diye bard. Kz gld. Foyle, kz tekrar p
t ve sonunda onu brakmak iin kendini zorlad. Kz nefes ne
fse kalmt, mercan gzleri parlayarak yeniden gld.
"Bitti," dedi.
"Daha balamad."
197
"Sava m kastediyorsun?"
"Aramzdaki ava."
"Bu insani bir sava olsln," dedi kz hararetle. "Grn
me kanmayan ilk kii sensin. Tanrm! Nazik valyeler ve pren
sese duyduklar st kokan tutkular. Ama ben yle deilim . . .
iimde. Deilim. Deilim. Asla. Aramzdaki vahi bir sava ol-
. sun. Beni kazanma . . . beni mahvet!"
Birden yeniden Lady Olivia'ya, nazik buz prensesine d
nt. "Korkarm bombardman sona erdi, sevgili Fourmyle.
Gsteri bitti. Ama Yeni Yl iin ne kadar heyecanl bir al. yi
geceler."
"yi geceler mi?" diye tekrarlad inanamayarak.
"yi geceler," dedi kz yeniden. "Gerekten de, sevgili Fo
urmyle, gitmeniz gerektiini hibir zaman anlamayacak kadar
patavatsz msnz? Gidebilirsiniz. yi geceler."
Foyle tereddt etti, syleyecek bir eyler arad ve s .munda
dnp yalpalayarak evden kt. Sevin ve aknlktan titriyor
du. evresindeki karklk ve felaketin farknda bile olmadan
sersemlemi bir halde yryordu. Ufuk artk krmz alevlerin
yla parlyordu. Saldrnn ok dalgalar atmosferi o kadar
iddetle kartrmt ki, rzgarlar hala garip frtnalar eklinde
esiyordu. Patlamalar ehri o kadar sarsmt ki, tulalar, per
vazlar, cam ve metaller yuvarlanp yere dyorlard. Ve btn
bunlar New York dorudan vurulmad halde olmutu.
Sokaklar botu; ehir terk edilmiti. New York nfusu ve
btn ehirlerde yaayanlar, aresiz bir gvenlie ulama aba
syla kapasiteleri kadar; be, elli, be yz kilometre uzaa jaun
te'lemiti. Bazlar vurulan bir yerin tam gbeine jaunte'lemi
ti. Kamu jaunte platformlar byle bir toplu g kaldracak bi
imde tasarlanmadklar iin jaunte-patlamalarnda binlerce i
san ld.
Foyle sokaklarda belirmeye balayan beyaz zrhl Felaket
Ekiplerinin farkna vard. Kendisine yneltilen buyurcu bir el
hareketi, ksaca felaket almas iin grevlendirilmek zere
198
olduunu iaret etti. Jaunte'lemedeki sorun insanlar ehirlerin
dna karmak deil geri dnmeye zorlayp dzeni yeniden
kurmakt. Foyle'un bir hafta boyunca yangn ve yamaclarla
uramaya niyeti yoktu. Hzlanp Felaket Ekibini atlatt.
Beinci Cadde' de yavalad; hzlanma enerjisini o kadar
fazla harcyordu ki birka saniyeden fazla kullanmak istemi
yordu. Uzun sreli hzlanmalardan sonra iyilemek gnlerce
sryordu.
Canl ama aresiz bir hayvann bedeninini paralayan a
kallar gibi apulcular ve Yamac-jaunteciler sinsi bir vahetle
caddede almalara balamlard b_le. Foyle'un zerine
tler. Bu gece her ey onlarn avyd.
"Havamda deilim," dedi onlara. "Baka biriyle oynayn."
Cebindeki paralar boaltt ve onlara att. Paray yuttular
ama tatmin olmamlard. Elenmek istiyorlard ve Foyle'un da
aresiz bir beyefendi olduu kesindi. Yarm dzine apulcu
Foyle'un evresini sard ve ikence etek iin yaklat.
"Nazik beyefendi," diye glmsediler. "Bir parti verece
iz."
Foyle bir keresinde parti konuklarndan birinin ekil dei
tirmi cesedini grmt. ekerek dncelerini Olivia Pres
teign' dan uzaklatrd.
"Pekala akallar," dedi "Haydi partiye gidelim. "
Onu lk dolu bir dansa gndermeye hazrlandlar.
Foyle azndaki mekanizmay harekete geirdi ve oniki sa
niye iin imdiye kadar tasarlanm en korkun cinayet maki
nesi . . . Komando katile . . . dnt. Bilinli bir dnce ya da
irade yoktu, bedeni yalnzca kas ve reflekslerine ilenmi olan
komutlar izliyordu. Ardnda sokaa ylm alt ceset brakt.
Eski St. Patrick hala kusursuz, ebedi, atsnn yeil bak
nnda oynaan uzak alevlerle yerinde duruyordu. i terk edil
miti. Drt Mi Sirki'nin aydnlatlm mobilyal adrlar hala
kilisenin orta yerini dolduruyordu ama sirk personeli gitmiti.
Hizmetiler, alar, uaklar, atletler, filozoflar, ayaktakm ve
199
hrszlar kamt.
"Ama yamalamak iin dneceklerdir," diye mrldand
Foyle.
Kendi adrna girdi. Grd ilk ey halnn zerinde kv
rlm kendi kendine neeli bir ark mrldanp duran beyazlar
iindeki bir ekil oldu. Bu akl da, elbisesi gibi parampara ol
mu Robin Wendesbury' di.
"Robin!"
K hibir ey sylemeden mrldanmaya devam etti. Foyle
onu yerden kaldrp tokatlad. Kz mutlulukla glmseyerek
mrldanyordu. Adam bir rngay doldurup kza yksek doz
da Niacin inesi yapt. lacn kzn gereklerden ackl ka
zerindeki aylto etkisi dehet vericiydi. Saten teni sarard, g
zel yz acyla kvrld. Foyle'u tand, unutmaya alt ey
leri hatrlad, barp dizlerinin zerine kt. Alamaya bala
d.
"Byle daha iyi," dedi Foyle kza. "Kamay ok seviyor
sun deil mi? nce intihar. imdi bu. Bundan sonra ne yapa
caksn?"
"Git buradan. "
"Belki de din. Pax Vobiscum gibi parolalarla bir bodrum ta
rikatna katldn grr gibi oluyorum. ncil karalar ve
inan adna ehit olmalar. Sen hibir eyle yzleemez misin?"
"Sen hi kamaz msn?"
"Asla. Kamak sakatlar iindir. Nrotikler iin."
"Nrotikler. Bay-Eitim-Grm' n en sevdii szck. ok ei
timlisin deil mi? ok kendine hakimsin. ok dengelisin. Sen hayatn
boyunca hep katn. "
"Ben mi? Asla. Ben hayatm boyunca avladm."
"Katn. Saldn Ka diye bir eyi hi duymadn m? Ger
eklerden kaamak iin onlara saldrmak . . . yalanlamak . . .
yok etmek? te senin yaptn da bu."
"Saldn Ka m?" Foyle aniden irkildi. "Yani benim bir
eylerden katm m sylyorsun?"
200
"Bu ok ak. "
"Neden kayor muum?"
"Gereklerden. Hayat olduu gibi kbul edemiyorsun. Reddedi
yorsun. Ona saldryorsun . . . kendi klbna sokmaya alyorsun.
Kendi lgn klbna uymayan her eye saldrp yok ediyorsun. "
Gzyalarnn szld yzn kaldrd. ''Artk dayanam
yorum. Beni brakman istiyorum."
"Brakmak m? Nereye?"
"Kendi hayatm yaamaya:"
"Ailen ne olacak?"
"Onlar da kendi kendime bulacam."
"Neden? Ne oldu imdi?"
"Bu ok fazla . . . hem sen hem de sava . . . nk sen de sa
va kadar ktsn. Daha kt. Bana bu gece olanlar seninle ol
duum her an olanlard. Birinizden birinize dayanabiliyorum,
ama ikinize birden dayanamam."
"Hayr," dedi Foyle. "Sana ihtiyacm var."
"Karln demeye hazrm."
"Nasl?"
"Vorga'yla ilgili btn ipularn kaybettin deil mi?"
"Eee?"
"Ben bir tane daha buldum."
"Nereden?"
"Nereden olduunu bo ver. Sana verirsem beni brakmay
kabul eder misin?"
"Senden bunu zorla da alabilirim."
"Haydi al bakalm." Kzn gzleri parlad. "Ne olduunu
bilirsen, hibir sorun kalmaz."
"Bana vermeni salayabilirim."
"yle mi? Bu geceki bombardmandan sonra m? Bir de-
ne."
Kzn meydan okumas karsnda ard. "Blf yapmad
n nereden bileyim?"
"Sana ipucu vereyim. Avustralya' daki o adam hatrlyor
201
musun?"
"Forrest m?"
"Evet. Sana mrettebatn adlarn sylemeye almt.
Azndan kan tek ad hatrlyor musun?"
"Kemp. "
"Tamamen syleyemeden ld. Ad Kempsey."
"pucu bu mu?"
"Evet. Kempsey. Ad ve adresi. Beni brakma szn karl-
nda."
.
"Anlatk," dedi. "Gidebilirsin. Ver onlar bana."
Kz angay' da zerinde olan yolculuk elbisesini buldu. Ce
binden yars yanm bir kat kard.
"Atei sndrmeye alrken bunu Sergei Orel'in masasn
da grdm . . . Yanan adamn balatt ati . . . "
Kat parasn Foyle'a uzatt. Bir yakar mektubunun
parasyd. yle yazyordu:
. . . bu bakteri tarlalarndan kmak iin her eyi yaparm.
Bir adama yalnzca jaunte'leyemedii iin neden bu ekilde
davranlsn ki? Lten bana yardm et, Serg. Adn sylee
mediimiz bir gemideki arkadana yardm et. 100 Kr. ay
rabilirsin. Sana yaptm iyilikleri hatrlyor musun? 100
Kr., hatta 50 Kr. gnder. Beni yzst brakma.
Rodg Kempsey
Baraka 3
Bakteri A.
Nubiyum Denizi
Ay
"Tanr akna!" diye haykrd Foyle. "Bu gerek bir ipucu.
Bu sefer baarsz olmamz imkansz. Ne yapacamz biliyor
olacaz. Her eyi anlatacak . . . her eyi." Robin'e srtt. "Yarn
gece Ay' a hareket ediyoruz. Yer ayrt. Hayr, saldr yznden
202
sorun kartrlar. Bir gemi satn al. Naslsa onlar ucuza kapat
yorlardr. "
"Biz mi?" dedi Robin. "Yani sen demek istiyorsun."
"Biz demek istiyorum," diye cevap verdi Foyle. "Ay'a gidi-
yoruz. kimiz."
"Ben gidiyorum. "
"Gitmiyorsun. Benimle kalyorsun.".
"Ama beni brakacana yemin -"
"By artk kzm . . Bunu almak iin her trl sz vermek
zorundaydm. imdi sana her zamankinden daha ok ihtiyacm
var. Vorga iin deil. Vorga'y kendim hallederim. ok daha
nemli bir ey iin."
Kzn inanamayan yzne bakt ve acyarak glmsedi.
"ok yazk kzm. Bu mektubu bana iki saat nce vermi olsay
dn szm tutardm. Ama artk ok ge. Benim bir Ak Dan
manna ihtiyacm var. Olivia Presteign'a ak oldum."
Robin bir fke kriziyle ayaa frlad. "Ona ak m oldun?
Olivia Presteign'a m ? O beyaz cesete ak oldun haf" Telepatik
gnderisinin fkeyle aa vurduklar Foyle iin ok artcy
d. "Ah, ite imdi beni kaybettin. Sonsuza kdar. imdi seni mahve
deceim! "
Kz yok oldu.
203
k
on
Yzba Peter Y'ang-Yeovil, Londra'daki Merkezi Haberal
ma Genel Merkezi'nde yaklak olarak dakikada alh tanesi gibi
bir hzla raporlarla ilgileniyordu. Telefonla, telgrafla, kabloyla,
jaunte'lemeyle bilgi akyordu. Bombardmann ekli emali hz
la belirginlemekteydi.
SALDIRI 60 VE 120 BATI BOYLAMLARI ARASINDA KA
LAN K & G AMERKADA YOGUNLATI . . . K'DE LABRA
DOR'DAN ALASKA'YA . . . G'DE RO'DAN EKVATOR' A . . .
FZELERN YAKLAIK YZDE ONU (% 10) ENGELLEME
PERDESN ATI . . . TAHMN NFUS KAYBI: ON - ON K
MLYON ARASI . . .
"Jaunte'leme iin Allaha krler olsun," dedi Y'ang-Ye
ovil. "Yoksa kayplar bunun be katna kard. Yine de bu tam
bir nakavta yakn. Byle bir yumruk daha alrsak, Terra'nn ii
biter."
Bunlar, brosundan ieri ve dar jaunte'leyen, bir gr
np bir kaybolan, masasna raporlar brakp bir duvarn tama
mn kaplayan cam bir panonun zerine sonular ve denklem
ler yazp duran yardmclarna sylemiti. Teklifsizlik burada
bir kurald ve bir yardmcs kapsn vurup zenli bir resmiyet
le ieri girdiinde, Y' ang-Yeovil arp phelendi.
"Yine ne oldu?"
"Seni grmek isteyen bir bayan var, Yeo."
"imdi akann sras m?" dedi Y'ang-Yeovil fkeli bir ses
le. Saydam panoda felaketi tanmlayan Whitehead denklemle
rini gsterdi. "unlar oku ve dar karken ala."
"ok zel bir bayan Yeo. spanyol Merdivenleri'ndeki Ve
ns'n."
205
"Kim? Hangi Vens?"
"u Kongo Vens'n."
"Ha! O mu?" Y'ang-Yeovil kzard. "eri gnder."
"Onunla zel greceksin tabii."
"Tabii mabii yok. Darda bir sava var. O raporlar gn
dermeye devam edin, ama herkese syle, benimle konumalar
gerekirse gizli dili kullansnlar."
Robin Wendesbur broya girdiinde zerinde hala yrtk
beyaz tuvaleti vard. Elbiselerini deitirmekle vakit kaybetme
den hemen New York'tan Londra'ya jaunte'lemiti. Yz ger
gin ama ok gzeldi. Y' ang-Yeovil kz birka saniye inceledik
ten sonra onun hakkndaki ilk izleniminin doru olduunu
fark etti. Robin de ayn incelemeyi yaptnda gzleri byd.
"Ama siz spanyol Merdivenleri'ndeki asnz! Angelo Pog
gi!"
Bir Haberalma Subay olarak Y'ang-Yeovil bu sorunla ba
etmek iin hazrlklyd. "A deil madam. Kendi byleyici
kiiliime dnmeye zamanm olmad. Oturun ltfen, Bayan . . . ?"
"Wendesbury. Robin Wendesbury."
"ok memnun oldum. Ben Yzba Y'ang-Yeovil. Gelip be
ni grmeniz ne incelik Bayan Wendesbury. Beni zor uzun bir
aratrmadan kurtardnz."
"A- ama anlamyorum. lspanyol Merdivenleri'nde ne yapyor
dunuz? Neden orada - ?"
Y'ang-Yeovil kzn dudaklarnn kmldamadn grd.
"Ah? Bir telepat msnz Bayan Wendesbury? Nasl mmkn
olabilir? Gne sistemindeki tm telepatlar bildiimi sanyor
dum."
"Ben tam bir telepat deilim. Bir gndericiyim. Yalnzca
gnderebilirim . . . alamam."
"Bu da, sizi dnyanln gznde deersiz klyor tabii. Anl
yorum." Y'ang-Yeovil kza sempatiyle bakt. "Ne kadar kt
bir ans Bayan Wendesbury . . . telepatinin tm olumsuz yanla
rna sahipsiniz, ama avantajlarndan yoksunsunuz. Sizi ok iyi
206
anlyorum. nann bana."
"Allah raz olsun ondan. S
y
lemeden bunu fark eden ilk insan. "

"Dikkatli olun Bayan Wendesbury, sizf duyabiliyorum.


imdi, spanyol Merdivenleri demitik?"
Y'ang-Yeovil duraksayp dikkatle kzn endieli dncele
rini dinledi: "Neden beni aryordu? Beni mi? Yabanc Sava
Aman Tanrm! Canm yakacaklar m? Kesicekle- Bilgi alma.
Ben-"
"Sevgili bayan," dedi Y'ang-Yeovil yumuak bir sesle. An
layla kzn ellerini tuttu. "Bir saniye beni dinleyin. Bir hi y
znden telalanyorsunuz. Belli ki bir Yabanc Sava Kkrtc
ssnz. Doru mu?"
Kz ban sallad.
"Bu byk talihsizlik, ama imdi bu konuyu geelim. Ha
beralma'nn insanlardan ikence yaparak bilgi almasna gelince
. . . bunlarn hepsi propaganda."
"Propaganda m?"
"Biz bir avu beceriksiz deiliz, Bayan Wendesbury. Orta
a yntemlerini kullanmadan insanlardan nasl bilgi alnaca
n biliyoruz. Ama nasl sylesem, insanlar nceden yumuat
mak iin bu sylentileri yayyoruz."
"Bu doru mu? Yalan sylyor. Bu bir numara. "
"Bu doru Bayan Wendesbury. Biraz dzeltme yapabili
rim, ama u anda buna gerek yok. Hele siz bilgi vermek iin
kendi isteinizle buraya kadar gelmiken."
"Bu adam ok usta . . . ok hzl . . . O-"
"Yakn zamanlarda fena kandrlmsnz gibi gibi geliyor
Bayan Wendesbury . . . Cannz yanm sanrm."
"Evet, yle. Gerekten de yle. Daha ok da kndi kendimi
yaktm. Ben bir aptalm. Nefet dolu bir aptalm! "
"Asla bir aptal deilsiniz Bayan Wendesbury ve asla nefret
dolu deilsiniz. Kendinize ilikin grlerinizi bu duruma geti
recek ne oldu bilmiyorum, ama onlar dzeltmeyi umuyorum.
Peki yleyse . . . kandrldnz yle mi?"
207
"Daha ok kendiniz tarafndan, yle mi? Bunu hepimiz ya-
parz. Ama size biri yardm etmi. Kim?"
"Ona ihanet ediyorum."
"O zaman bana sylemeyin."
"Ama annem ve kardelerimi bulmam gerek . . . arhk ona
gvenemem . . . bunu kendim yapmam gerek." Robin derin bir
nefes ald. "Size Gulliver Foyle adnda birinden sz etmek isti
yorum."
Y'ang-Yeovil zaman kaybetmeden ie giriti.
0
"Trenle geldii doru mu?" diye sordu Olivia Presteign.
"Bir lokomotif ve yolcu vagonu olan bir trenle? Ne muhteem
bir cret."
"Evet, olaanst bir gen adam," diye cevaplad Preste
ign. Evinin kabul salonunda, kzyla hahaa, elik kadar gri ve
elik kadar sert grnyordu. Hizmetilerin ve personelinin
gvenli bir yerlere panik dolu jaunte'lerinden dnmelerini bek
lerken ailesinin erefi ve hayatn koruyordu. Soukkanllkla
Olivia'yla sohbet ederken onun bir kere bile iinde olduklar
byk tehlikeyi fark etmesine frsat
y
ermiyordu.
"Baba, ok yoruldum."
"Yorucu bir gece oldu hayalm. Ama ltfen henz odana
ekilme."
"Niin?"
Presteign kza onunla kalrsa daha gvende olacan sy
lemedi. "Yalnzm Olivia. Birka dakika konualm."
"ok cesurca bir ey yaptm, Baba. Saldry baheden sey-
rettim."
"Hayatm! Yalnz m?"
"Hayr. Fourmyle'la birlikte."
Kuvvetli darbeler Presteign'n kapatm olduu n kapy
sarsmaya balad.
208
"O da nedir?"
"apulcular," diye cevap verdi Presteign sakin bir tavrla.
"Telalanma Olivia. eri giremezler." Birka farkl silah bir sa
br oyunu kadar zenle dizmi olduu masaya doru bir adm
att. "Hibir tehlike yok canm." Kzn dikkatini baka bir yne
ekmeye alt. "Fourmyle'dan sz ediyordun . . . "
"Ah, evet. Birlikte seyrettik, bombardman birbirimize ta
rif ettik."
"Elik eden bir olmadan m? Bu saduyulu bir davran
deil Olivia."
"Biliyorum. Utanlacak bi
5
imde davrandm. O kadar b
yk, o kadar kendinden emin grnyordu ki, ona Bayan Kibir
muamelesi yaptm. ok fazla arbal ve mesafeli olduu iin
Bayan Kibir diye takldm dadm Bayan Post'u hatrladnz
m? Ona da Bayan Post gibi davrandm. fkeden kprd ba-
. ba. Bu yzden bahede beni aramaya geldi."
"Ve sen kalmasna izin mi verdin? ok oldum hayatm."
"Ben de yle. Sanrm heyecandan aklm karacaktm.
Neye benziyor baba? Anlatn bana. Size nasl grnyor?"
"Gerekten de iri. Uzun boylu, ok esmer, baya anlal
maz. Bir Borgia gibi. Gvenle vahilik arasnda deiiyor san
, k."
"Ah, demek vahi yle mi? Ben de grebiliyordum. Tehli
keyle parlyor. ou insan yalnzca titrek bir k yayar . . . . o bir
. imee benziyor. Fazlasyla byleyici."
"Hayatm," diye yavaa uyard Presteign. "Evli olmayan
. bayanlar bu ekilde konumayacak kadar ifetli olmaldr. Ce
. res'li Fourmyle gibi bir parvenu'yle bir gnl ilikisine girmen,
asla houma gitmez."
Alar, garsonlar, kapclar, arabaclar, uaklar, hizmeti
lerden oluan Presteign personeli kabul salonuna jaunte'ledi.
lmden kalarndan sonra hepsi sarslm ve sklm pk
lm grnyordu.
"Grevlerinizi terk ettiniz. Bu unutulmayacaktr," dedi
209
Presteign souka. "Gvenliim ve erefim bir kez daha sizin
ellerinizde. Onlar koruyun. Bayan Olivia ve ben ekiliyoruz."
Kznn koluna grp, buz kadar saf prensesini vahice ko
ruyarak medivenlerden kard. "Kan ve para," diye mrldand
Presteign.
"Ne dediniz baba?"
"Bir aile zaafmz dnyordum Olivia. Bu zaaf sana da
gemedii iin Tanr'ya krediyordum."
"Ne zaaf bu?"
"Senin bilmen iin bir neden yok. Fourmyle'n paylat
bir zaaf."
"Demek kt biri, yle mi? Biliyordum. Bir Borgia gibi de
- mitiniz. Kara gzl ve yznde izgiler olan bir Borgia. O de
senin anlam bu olmal."
"Desen mi hayatm?"
"Evet. Yznde garip bir desen grebiliyorum . . . sinir ve
kaslarn normal elektrii deil. Onun zerine yaylm bir ey.
Bandan beri beni byledi."
"Nasl bir desenden sz ediyorsun?"
"Harika . . . muhteem bir ktlk simgesi. Tarif edemem.
Bana yazmak iin bir eyler verin. Size gstereyim."
Bir Chippendale yaz masasnn yanda durdular. Preste
ign, Olivia'ya gm ereveli bir kristal dilimi uzath. Kz par
mak ucuyla dokununca kristalin zerinde siyah bir nokta olu
t. Parman hareket ettirdi ve siyah nokta bir izgi haline gel
di. Hzl hareketlerle bir eytan maskesinin korkun girdaplar
n ve hatlarn izdi.
0
Saul Dagenham karanlk yatak odasndan kt. Birka sa
niye sonra bir duvar aydnlandnda ieriye k doldu. Sanki
dev bir ayna Jisbella'nm yatak odasn yanstyor gibiydi, ama
garip bir. deiiklik vard. Jisbella yatakta tek bana yatyordu,
210
ama yansmada Saul Dagenham yatan ucunda tek bana
oturuyordu. Ayna aslnda e odalar ayran kurundan bir cam
blmeydi. Dagenham kendi odasnn n yakmt.
"Saatli ak," Dagenham'n sesi bir hoparlrden geliyordu.
"ren."
"Hayr Saul, asla."
"Umutsuz."
"O da deil."
"Ama mutsuz."
"Hayr. ok agzlsn. Elinde olanla yetin."
"Tanr biliyor ya, imdiye kadar elimde olandan ok daha
fazlas bu. Harikasn."
"Sen de samalyorsun. Haydi imdi uyu hayatm. Yarn
kayaa gidiyoruz."
"Hayr, plan deiiklii oldu. almam gerek."
"Ama Saul . . . bana sz vermitin. Artk alma, znt,
kouturma yoktu. Sznde durmayacak msn?"
"Ortada bir sava varken duramam.".
"Savan can cehenneme. Sen Tycho Sands'de yeterince f-
dekarlk yaptn. Senden daha fazlasn isteyemezler."
"Bitirmem gereken bir i var."
"Bitirmene yardm edeeim."
"Hayr. Bu iin dnda kalsan daha iyi olur Jisbella."
"Bana gvenmiyorsun."
"Sana bir ey olmasn istemiyorum."
"Bize hibir ey dokunamaz."
"Foyle dokunabilir."
"N-Ne?"
"Fourmyle aslnda Foyle. Bunu biliyorsun . . Bildiini biliyo
rum. "
"Ama sana hi -"
"Hayr, bana hi sylemedin. Harikasn. Benim gvenime
de ayn ekilde sadk kal, Jisbella."
"O zaman nasl kefettin?"
211
"Foyle bir hata yapt."
"Ne hatas?"
"Ad."
'Ceres'li Fourmyle m? Ceres irketini satn ald."
"Ama Geoffrey Fourmyle?"
"Uydurdu."
"Uydurduunu dnyor. Aslnda hatrlad. Geofrey Fo
urmyle Mexico City' deki Ortak Hastane' de Megalomani Testin
de kullandklar ad. Foyle'u konuturmaya alrken Megal
Modu kullanmtm. Bu ad belleinde gml kalm olmal.
Oradan bulup kard ve kendisinin yarattn sand. O isim
beni uyandrd."
"Zavall Gully."
Dagenham glmsedi. "Evet, kendimizi darya kar ne
dar korursak koruyalm, hep iimizdeki bir eyler tarafndan
'ngaya drlrz. hanete kar bir koruma yoktur ve hepi
iz kendimize ihanet ederiz."
"Ne yapacaksn Saul?"
"Ne mi? ini bitireceim tabii."
"On kilo PyrE iin mi?"
"Hayr. Kayp bir sava kazanmak iin."
"Ne?" Jisbella odalar ayran camdan duvara yapt. "Sen
mi Saul? Vatanseverlik mi?"
Dagenham neredeyse sululuk duyarak ban sallad.
"ok sama. Gln. Ama yle. Beni tamamen deitirdin. Yi
ne akl banda bir adamm artk."
O da yzn duvara bastrd ve sekiz santim kurun cam
dan ptler.
0
Nubiyum Denizi, havasz kltrlere ihtiyac olan anaerobik
bakteriler, toprak organizmalar ve nadir kfer gibi tp ve en
dstri iin ok nemli olan tm mikroskopik yaam formlarnn
212
bymesi iin ideal bir ortamd. Bakteri A.., merkeze ylm
barakalar, brolar ve fabrikann evresinde genileyen patikala
rn kestii byk bir kltr tarlalar mozayiiydi. Her tarla,
yz ft apl, on iki in yksekliinde ve iki moleklden kaln
olmayan dev cam teknelerin iindeydi.
afak izgisinin ayn yzeyinde szlp Nubiyum Deni
zi'ne ulamasndan bir gn nce tekneler kltr ortamyla dol
duruluyordu. Havasz aydaki ani ve kr edici afakta teknelere
tohumlar ekiliyor ve gnein srekli parlad bundan sonraki
on drt gn iinde uzay giysileri iindeki tarla iileri patika
larda gidip gelerek bu tohumlara bakyor, onlar perdeliyor, d
zenliyor ve bytyordu. Gnbatm izgisi Nubiyum Deni
zi'ne doru ilerlerken de tekneler hasat ediliyor ve iki haftalk
ay gecesinde donmaya ve sterilize olmaya braklyordu.
Bu bktrc adm adm yrtlen tarmda, jaunte'leme bir
ie yaramyordu. Bu yzden Bakteri A.. jaunte'leyemeyen
ansszlan ie alp onlar kle maalaryla altryordu. Bunlar
en kt igcyd; gne sisteminin ayaktakm ve serserile-
. riydi. Bu yzden Bakteri A..'nin barakalar iki haftalk izin d
neminde cehennemi andrrd. Baraka 3' e girdiinde bunu Foy
le da kefetti.
Afallatc bir manzarayla karlat. Devasa odada iki yz
adam vard; fahieler ve sert bakl pezevenkleri, profesyonel
kumarbazlar ve tanabilir masalar, uyuturucu satclar, tefe- ,
ciler dolayordu ortada. Oda keskin bir duman bulutuyla kap
lyd; alkol ve Analog kokulan geliyordu. Mobilyalar, yataklar,
elbiseler, baygn bedenler, bo ieler, rmeye balam ye
mekler yerlere salmt. Her ey Hogarth'n resimlerinden k
m gibiydi.
1
Foyle'un ortaya kna bir uultu meydan okudu, ama bu
durumu idare etmek iin hazrlklyd. Kendi yzne doru ah
lan ilk kll kafayla konumaya balad.
1.- Bu cmle Yldzlar Hedefm' de krlm. yhn.
213
"Kempsey?" diye sordu yavaa. Rezil bir cevap ald. Yine
de srtp adama bir 100 Kr. banknot verdi. "Kempsey?" diye
sordu baka birine. Bir hakaret yedi. Yine paray deyip haka
ret ve kfr karl 100 Kr.'ler datarak barakalarda aylak ay
lak ilerlemeye devam etti. Barakalarn ortasnda kilit adamn
buldu; barakann kabadays olduu belli olan plak, klsz, iki
fahieyle oynarken dalkavuklarnn viski besledii canavar
gibi bir adamd.
"Kempsey?" diye sordu Foyle kenar mahalle azyla.
"Rodger Kempsey'e baknyom. "
"Ben seni soymaya baknyom," diye cevap verdi adam
Foyle'un paralarna kocaman bir el uzatrken. "Ver bakalm."
Kalabalktan sevinli bir uultu ykseldi. Foyle glmse
yip adamn yzne tkrd. Aniden bir sessizlik oldu. Klsz
adam kzlar brakp Foyle'a haddini bildirmek zer ileri atl
d. Be saniye sonra Foyle'un aya boynuna gmlm olarak
yerde debeleniyordu.
"Hala Dempsey' e bakn yom,' dedi Foyle yumuaka. "S
k baknyom olum. Onu parmaklasan iyi olur ya da gidersin,
ite."
"Tuvalet!" diye uludu klsz adam. "Tkl. Tuvalet."
"indi beni soydun," dedi Foyle. Parasnn kalann yere,
klsz adamn nne att ve hila tuvalete yrd.
Kempsey bir duun kesinde, yz duvara dnk olarak
saatlerdir bu ii yapmakta olduunu gsteren monoton bir
tempoyla szlanyordu.
"Kempsey?"
Bir szlama cevap verdi.
"Nen var senin, ha?"
"Elbiseler," diye alyordu Kempsey. "Elbiseler. Her yerde
elbiseler. Pislik gibi, hastalk gibi, plk gibi. Elbiseler. Her
yerde elbiseler."
"Hadi be adam. Kalk ayaa."
"Elbiseler. Her yerde elbiseler. Pislik gibi, hastalk gibi,
214
plk gibi . . .
"Kempsey, bana bak adam. Orel gnderdi beni."
"Kempsey alamay brakp slak yzn Foyle'a evirdi.
"Kim? Kim?"
"Sergei Orel gnderdi beni. kp getirdim senin. zgr-
sn. Hadi frlayalm."
"Ne zaman?"
"Hemen."
"Tannn! Tanr raz olsun. Tanr onu korsun!" Kempsey
bitkin bir sevinle zplayp durmaya balad. Yara bere iindeki
imi yzn bir glmseme kaplad. Foyle onu tuvaletten
karrken glerek zplamaya devam ediyordu. Ama barakalara
girdiinde yine barp alamaya balad. Foyle onu uzun oda
dan geirirken, plak fahieler kucak dolusu kirli amar kal
drp gzlerinin nnde sallyordu. Kempsey azndan kpk
ler karp anlamsz bir eyler mrldand.
"Nesi var bunun?" diye sordu Foyle klsza kenar mahalle
azyla.
Klsz adam artk dost deilse de saygl bir tarafszd. "Bi
lene akolsun," diye cevap verdi. "Hep yledir, o. Eski elbiseler
gsterirsen annda hrlahr. Adam be!"
"Nedenmi ki o?"
"Nedenmi mi? Trlatm, ite."
Ana bronun hava kilidinde Foyle kendi zerine ve
Kempsey'e bir f elbise geirdi ve adam bir grp kart yere
kimi nnn soluk parmaklarn kuyulardan yukar, gece gk
yznde asl duran kambur dnyaya doru yneltmi olduk
lar rket alanna gtrd. Bir kuyuya girdiler, Foyle'un gemi
sine binip elbiselerini kardlar. Foyle dolaptan bir ie ve ine
ampul ald. ki koyup Kempsey' e uzath. Ampul avucunda
tartarken glmsyordu.
Kempsey viskiyi ierken hala akn ve bitkindi. "zg
rm," diye mrldand. "Allah raz olsun! zgr. Tanrm neler
yaadm." Biraz daha iti. "Hala inanamyorum. Bir rya gibi.
215
Neden yola kmyoruz, be adam? Ben -" Kempsey boulur gi
bi oldu ve dehet iinde Foyle' a bakarak barda drd. "Y
zn!" diye haykrd. "Aman Tanrm, yzn! Ne oldu ona?"
"Sen oldun, seni orospu ocuu!" diye bard Foyle. Kap
lan yz ateler iinde yanarak atlad ve ampul bak gibi
saplad. Ampl, Kempsey'nin boynunu deldi ve titreyerek ora
da kald. Kempsey sendeledi.
Foyle hzland, adam dmek zereyken yakalayp arka
taraftaki sancak kamarasna gtrd. Gemide iki tane kamara
vard ve Foyle ikisini de nceden hazrlamt. Sancak kamaras
boaltlm ve bir ameliyathaneye evrilmiti. Foyle, Kempsey'i
ameliyat masasna balayp ameliyat aletleriyle dolu bir kasay
at ve o sabah hipno-eitimle renmi olduu ince ameliyata,
yalnzca bire be hzlanabilmesinin mmkn kld ameliyata
balad.
Deri ve dokuyu deldi, kaburga kafesini paralayp kalbi
aa kard, kalbi bedenden kesip ayrd ve atardamarlarla
toplardamarlar masann yannda duran karmak kan pompa
sna balad. Pompay altrd. Kempsey'in yzne bir oksijen
maskesi geirip oksijen pompasnn dzenli emme basma siste
mini balatt.
Foyle yavalad, Kempsey'in ateini lp damarlarna bir
grup ok nleyici verdi ve bekledi. Pompada ve Kempsey'in
bedeninde kan dolamaya balad. Be dakika sonra Foyle oksi
jen maskesini kard. Solunum refleksi devam ediyordu.
Kempsey kalbi olmad halde yayordu. Foyle ameliyat masa
snn yannda oturup bekledi. Damga hala yzndeydi.
Kempsey hala baygnd.
Foyle bekledi.
Kempsey lklar atarak uyand.
Foyle ayaa frlayp kaylar sklatrd ve kalpsiz adamn
zerine eildi.
"Merhaba, Kempsey," dedi.
Kempsey lk att.
216
"Kendine bir bak Kempsey. Sen lsn."
Kempsey bayld. Foyle oksijen maskesiyle adam kendine
getirdi.
"Tanr akna brak leyim!"
"Neyin var? Cann m yanyor? Ben alt ay boyunca ldm
ve hi szlanmadm."
"Brak leyim."
"Zamanla. Zamanla, eer iyi davranrsan. 16 Eyll 2336' da
Vorga'daydn deil mi?"
"Tanr akna, brak leyim."
"Vorga'da mydn?"
"Evet."
"Uzayda bir enkazn yanndan getiniz. Gebe'nin enkaz.
yardm istedi, ama onu brakp gittiniz deil mi?"
"Evet."
"Neden?"
"Tanrm! Tanrm yardm et!"
"Neden?"
"Tanr akna!"
"Gebe' deydim Kempsey. Neden beni orada braktnz?"
"sa yardm et bana! Tanrm al canm!"
"Ben senin cann alrm Kempsey, eer sorulara cevap ve-
rirsen. Neden beni rmeye braktnz?"
"Seni alamazdk."
"Neden?"
"Gemide mlteciler vard."
Ah, demek ki doru tahmin etmiim. Callisto' dan mlteci
mi getiriyordunuz?"
"Evet."
"Ne kadar?"
"Alt yz."
"Bu baya ok ama bir kii iin daha yer aabilirdiniz. Ne
den beni almadnz?"
"Mltecileri uzaya atyorduk."
217
"Ne!" diye haykrd Foyle.
"Uzaya . . . hepsini . . . alt yzn birden . . . Onlar soy
duk . . . elbiselerini, paralarn, mcevherlerini, bagajlarn aldk
. . . Ynlar halinde hava kilidinden dar braktk. Tanrm! Ge
minin her yerindeki elbiseler . . . Barmalar ve - Tanrm! Bir
unutabilsem! plak kadnlar . . . morarm . . . ortadan ikiye
blnyorlard . . . arkamzdan dne dne gidiyorlard . . . Ge
minin her yerinde elbiseler vard . . . Alh yz kii . . . Hepsini
uzaya attk!"
"Seni orospu ocuu! Bir dzen miydi? Paralarn alp on-
lar dnyaya getirmeyi hi dnmediniz mi?"
"Bir dzendi.'
;
"O yzden mi beni almadnz?"
"Naslsa seni de atmamz gerkecekti."
"Emri kim verdi?"
"Kaptan."
"Ad?"
"Joyce. Lindsey Joyce."
"Adresi?"
"Sklotsky
l
Kolonisi, Mars."
"Ne!" Foyle yldrm arpm gibi kald. "Bir Sklotsky mi?
yani bir yldr onu bulmaya alhktan sonra bu herife dokuna
mayacak mym . . . ann yakamayacak, benim hissettiklerimi
hissetmesini salayamayacak mym?" Masadaki ikence eken
adama arkasn dndnde kendisi de hayal krkl yzn
den ayn derecede ikence ekiyordu. "Bir Sklotsky! Hi aklma
gelmeyen tek ey . . . O iskele kamarasn da onun iin hazrla
dktan sonra . . . imdi ne yapacam? Tanr akna ne yapaca
m?" diye hiddetle grlerken damga yznde parlyordu.
Kempsey'den gelen aresiz bir inlemeyle kendine geldi.
Masaya dnp kesilmi bedenin zerine eildi. "Son bir kez u
ii doru anlayalm. Mltecileri uzaya atma emrini bu Sklotsky
1.- Yldzlar Hedefm' de bu szck, "Skoptsy''ye dnm. yhn.
218
Lindsey Joyce verdi, yle mi?"
"Evet."
"Ve beni rmeye brakma emrini de?"
"Evet. Evet. Tanr akna bu kadar yeter. Brak leyim."
"Yaa, seni domuz . . . kalpsiz pislik herif! Bir kalbin olma-
dan yaa. Yaa ve ac ek. Seni sonsuza kadar canl tutacam,
seni -"
Parlak bir k Foyle'un dikkatini ekti. Bam kaldrd. Ya
nan grnts kamarann kare eklindeki byk lombozundan
ieri bakyordu. Foyle lomboza doru frladnda yanan adam
yok oldu.
Foyle kamaradan kp gzlem balonunun iki yz yetmi
derecelik grnt salad ana kontrollere kotu. Yanan Adam
hibir yerde grnmyordu.
"Gerek deil bu," diye mrldand. "Gerek olamaz. Bir
iaret bu, ans iareti . . . bir Koruyucu Melek. spanyol Merdi
venleri'nde beni kurtard. Gidip Lindsey Joyce'u bulmam sy
lyor bana."
Kendini pilot koltuuna balad, geminin motorlarm ate
leyip olabildiince hzland.
"Lindsey Joyce, Sklotsky Kolonisi, Mars," diye dnd
basnla haval koltuun iine kerken. "Bir Sklotsky . . . Du
yulan, zevkleri, aclar olmayan biri. Stoik kalarn en ars.
Bu herif nasl cezalandracam? Nasl ac ektireceim? Nasl
iskele kamarasna yerletirip benim Gebe' de hissettiklerimi
, hissettireceim? Lanet olsun! Zaten lm saylr. Aslnda l.
Ama lm bir bedene nasl ac vereceimi bulmam gerek. So
nuca bu kadar yaklap kapnn yzne kapandn grmek . .
. ntikamn kahrolas hayal krkl. ntikam ryalarda olur . . .
asla gerek hayatta olamaz."
Bir saat sonra kendini hzlanmadan ve fkesinden kurtar
d, koltuu zp kalkt ve Kempsey'i hatrlad. Arkaya, ameli
yathaneye gitti. Kalkn ar basnc kan pompasn Kempsey'i
ldrmeye yetecek kadar tkamt. Aniden Foyle'un iinde
219
kendine kar yeni ve iddetli bir tiksinti ykseldi. aresizce bu
duyguyla savat.
"Neyin var senin, ha?" diye fsldad. "Bolua atlan alt
yz insan dn . . . Kendini dn . . . Dier yanan evirip af
dileyen korkak bir Bdrum-Hristiyan'na m dnyorsun ha?
Olivia bana ne yapyorsun? Bana g ver, korkaklk deil . . . "
Yine de cesedi uzaya brakrken gzlerini kard.
220
on


CERES'Li FOURMYLE N ALIAN YA DA
ONUNLA HERHANGi BR EKLDE LKDE
OLAN HERKES SORGULANACAK. Y-Y: MER
KEZ HABERALMA.
BU RKETN TM ALIANLARI CERES'L
FOURMYLE ADINDAK KMSE N OK DK
KATL OLACAK VE ANINDA YEREL BAY PRES
TO'YA RAPOR EDECEKTR. PRESTEGN.
TM KURYELER U ANK GREVLERN BI
RAKIP FOYLE DAVASINDA YEN GREVLER
ALMAK N BAVURACAKTIR. DAGENHAM.
FOURMYLE'IN FONLARINI KULLANMASINI
ENGELLEMEK N SAVA KRZ ADINA BAN
KALAR TATL EDLECEKTR. Y-Y: MERKEZ
HABERALMA.
S. S. VORGA'YLA LGL SORUTURMA YAPAN
HERKES NCELEME N PRESTEIGN KALE
S'NE GETRLECEKTR. PRESTEIGN.
GEZEGENLER'DEK TM LMAN VE ALAN
LAR FOURMYLE'IN GEL N ALARMA GE
RLECEK TM NLERE KARANTNA VE
GMRK UYGULANACAKTIR. Y-Y: MERKEZ
HABERALMA.
221
ESK ST. PATRICK ARANACAK VE ZLENECEK
TR. DAGENHAM.
EGER MMKNSE FOYLE'UN BR SONRAK
ADIMINI TAHMN ETMEK N BO'NESS VE
UIG'N VORGA'DAK SUBAY VE MRETTEBA
TIN ADLARIYLA LGL DOSYALARI CELE
NECEK. PRESTEIGN.
SAVA SULARI KOMSYONU KAMU D
MANLARININ BR LSTESN YAPIP FOYLE'U
EN ST SIRAYA KOYACAK. Y-Y: MERKEZ HA
BERALMA.
U ANDA GEZEGENLER'DE SERBESTE DO
LAAN VE CERES'L FOURMYLE OLARAK B
LNEN GULLIVER FOYLE YA DA GULLY FOY
LE'UN TUTUKLANMASINI SAGLAYACAK BL
GY GETRENE 1,000,000 K. DL VERLE
CEKTR. NCELKL! ACL! TEHLKEL!
0
k yzyllk kolonilemeden sonra Mars' taki hava mca
delesi o kadar kritikti ki, B-L, Bitkisel Lin Yasas hala yrr
lkteydi. Mars'n karbondioksit atmosferinin oksijen atmosferi-
ne dnmesinde nemli rol oynayan bir bitkiyi tehlikeye at
mak ya da yok etmek lmle cezalandrlan bir sutu. im yap
raklar bile kutsald. MENLERE BASMAYIN uyarlarnn
aslmasna hi gerek yoktu. Bir patikadan ayrlp imenlerin
arasna dalan biri hemen vurulurdu. Bir iek koparan bir ka
dn acmasz.ca ldrlrd. ki yzyldr sregelen ani lm
ler byyen yeil bitkilere kar neredeyse din dzeyine varan
bir sayg duyulmasna yol amh.
222
Foyle, Mars St. Michele' e doru giden ana yolun ortasn
dan koarken bunu aklnda tutuyordu. Syrtis Liman'ndan
doruca, eyrek mil boyunca yeil tarlalarn arasndan uzanp
Mars St. Michele' e kan ana yolun bandaki St. Michele plat
formuna jaunte'lemiti. Yolun kalan yryerek almalyd.
Fransa kylarndaki asl Mont St. . Michele gibi, Mars St.
Michele de bir tepenin zernde hayal meyal grlen ve gky
zne doru uzanan sivri kuleler ve desteklerden oluan muaz
zam bir gotik katedraldi. Dnyadaki Mont St. Michele'in evre
sini okyanus dalgalar sarar. Mars St. Michele'in evresinde ye
il imen dalgalar vard. kisi de birer kaleydi. Mont St. Miche
le organize dinler yasaklanmadan nce bir inan kalesiydi.
Mars St. Michele ise bir telepati kalesiydi. Bu kalenin iinde
Mars'n tek.tam telepat, Sigurd Magsman yayordu.
"te Sigurd Magsman' koruyanlar srasyla yle," diye
mrldand Foyle histeriyle dua etme arasnda gjdip gelerek.
"ncelikle Gne Sistemi; ikinci olarak Sava Kanunlar; n
c olarak Dagenham-Presteign A..; drdnc olarak kalenin
kendisi; beinci olarak da, olaanst yeteneklerini olaanst
fiyatlara satan, hepimizin ok yakndan tand sakall bilge Si
gurd Magsman'n niformal muhafzlar, yardmclar, hizmet
ileri ve hayranlar . . . "
Foyle kontrolsz bir ekilde gld. "Ama benim bildiim
bir altnc daha var; Sigurd Magsman'n zayf noktas . . . nk
III. Sigur'a bir milyon Kr. dedim . . . yoksa iV. myd?"
Sahte gvenlik belgeleriyle Mars St. Michele'in d labiren-
tinden geti ve blf yaparak ya da dorudan bir Komando ha
rekatyla Solomon'un
1
kendisiyle bir grme ayarlama istei
belirdi iinde, ama zaman daralyor ve dmanlar da yakla
yordu, merakn gidermeye zaman yoktu. Onun yerine hzla
np bulank bir grnt haline geldi ve Mars St. Michele iftli
inde duvarlarla evrilmi bir bahenin ortasnda ina edilmi
1.- 'Solomon', ismi Yldzlar Hedefm' de A.B. tarafndan 'Byk Adam' tanmla
masna dntrlm. yhn.
223
gsterisiz kulbeye yaklat. Kulbe sanms pencereleri ve sa
mandan yaplm atsyla rahatlkla bir ahrla kantnlabilirdi.
Sessizce ieriye girdi.
Kulbe bir ocuk yuvasyd. Ellerinde rgler tutan tatl
dad sallanan sandalyelerde hareketsiz oturuyorlard. Foyle'un
bulank grnts arkalarndan sessizce yaklap, dadlan am
pullerle bayltt. Sonra yavalad ve yerde oturmu elektronik
trenlerle oynayan yal ocua; kuruyup burumu olana bak
t.
"Merhaba Sigur," dedi Foyle.
ocuk alamaya balad.
"Koca bebek! Niye korkuyorsun? Cann yakmayacam."
"Sen kt yzl kt bir adamsn. "
"Ben senin arkadanm Sigurd."
/'Hayr deilsin. K-kt eler yapmam istiyorsun. "
"Arkadanm. Bak, sen olduklann iddia
.
eden o kll
adamlarla ilgili her eyi biliyorum, ama kimseye sylemeyece
im. Oku beni ve gr."
"Ona ac ektireceksin ve bunu ona slememi istiyorsun. "
"Kime?"
"Kptan-adama. Ski -Sklot -" ocuk szckle debelenip da
ha yksek bir sesle alamaya balad. "Git buradan. Sen ktsn.
Kfanda ktlk var ve yanan adamlar ve"
"Buraya gel Sigurd."
"Hayr. DADI! D-A-0-1-I!"
"Kes sesini, seni kk canavar!"
Foyle yetmi yandaki ocuu yakalayp sarsmaya bala
d. "Bu senin iin yepyeni bir deneyim olacak. lk def sopa yi
yerek bir eyler yapacaksn, anlyor musun?"
Yal ocuk, adam okuyup ulumaya balad.
"Kes sesini! Sklotsky Kolonisi' ne bir geziye kacaz. Eer
kendine hakim olur ve sylenenleri yaparsan, seni sa salim
geri getirir ve sana bir lolipop ya da rvet olarak her ne veri
yorlarsa ondan veririm. Ama kendine hakim olmazsan seni
224
eek sudan gelinceye kadar dverim."
"Hayr, yapamazsn . . . Yapamazsn. Ben Sigurd Magsman'm.
Ben Telepat Sigurd'un. Cret edemezsin. "
"Olusu, ben Gne Sistemi'nin Bir Numaral Dman
Gully Foyle'um. Bir yllk bir avn sonundan bir adm uzakta
ym . . . kellemi tehlikeye atyorum nk orospu ocuunun
biriyle hesaplamak iin sana ihtiyacm var. Olum, ben Gully
Foyle'um. Benim cesaret edemeyeceim hibir ey yoktur."
Telepat yle bir velveleyle dehet yayn yapmaya balad
k Mars St. Michele'in her yannda alarmlar almaya balad.
Foyle yal ocuu kskvrak yakalad, hzlanp onu kalenin d
na tad. Sonra jaunte'ledi.
\ 0
ACL. OK GZL. SIGURD MAGSMAN CE
RES'L FOURMYLE OLARAK DA BLNEN G
NE SSTEMNN BR NUMARALI DMANI
GULLIVER FOYLE OLDUGU TAHMN EDLEN
BR TARAFINDAN KAIRILDI. HEDEFLER
NN BELRLENDG TAHMN EDLYOR. KO
MANDO TUGAYI ALARMA GERLSN. MER
KEZ HABERALMA'YA BLDRLSN. ACL!
ACL! ACL!
0
Beyaz Rusya'daki eski Sklotsky tarikat mensuplar, cinsel-
liin tm ktlklerin kk olduuna inanarak bu kk kaz
mak adna kendilerini gaddarca hadm ediyorlard. Modem
Sklotsky'ler, duyularn tm ktlklerin kk olduuna inana
rak ok daha barbarca bir gelenek uyguluyorlard. Bu ayrcalk
iin bfr servet deyerek Sklotsky Kolonisi' ne katlan yeler mut
lulukla, duyumsal sinir sitemini yok eden bir ameliyat oluyor
225
ve kalan gnlerini grnt, ses, konuma, koku, tat ya da do
kunmadan yoksun olarak geiriyorlard.
'
Manastra ilk girdiklerinde, yelere zarif fildii odalar gs
teriliyor; hayatlarnn geri kalann bu odalarda, sevgiyle bak
larak ve kendilerinden geecekleri derin dncelere dalarak
geirecekleri syleniyordu. Aslnda, bu duyusuz yaratklar pa
ketlenerek sert ta kesitlere oturtulup gnde bir kere beslenip
egzersiz yaptrldklar toplu yeralt mezarlarna yerletiriliyor
lard. Yirmi drt saatin, yirmi n . karanlkta tek balarna
oturarak, bakmsz, korumasz ve sevgisiz geiriyorlard.
"Yaayan ller," diye mrldand Foyle. Yavalayp Sigurd
Magsman' yere brakt ve rahim loluunu delmeye alarak
gzlerindeki retina klarn at. Topran stnde vakit gece
yarsyd. Bu mezarlardaysa her zaman gece yarsyd. Sigurd
Magsman telepatik lklaryla yle bir dehet ve ac yayyor
du k, Foyle ocuu yine sarsmak zorunda kald.
"Kes sesini!" diye fsldad. "Bu lleri uyandramazsn.
imdi bana Lindsey Joyce'u bul."
"Hastalar . . . hepsi hasta . . . kafalarnda solucanlar varm gibi .
. . solucanlar ve hastalk ve -"
"Tanrm bilmez miyim. Haydi bitirelim u ii. Daha beteri
geliyor peinden."
Mezarlarn kvrlan labirentlerinden ilerlediler. Ta kesitler
zeminden tavana kadar duvarlara raf eklinde dizilmiti. S
mklbcekler kadar beyaz, cesetler kadar sar, Buda'lar ka
dar hareketsiz Sklotsky'ler, maaralar yaayan llerin koku
suyla dolduruyordu. Telepatik ocuk alayp szlyordu. Foyle
amansz avna bir an bile ara vermeden ocuu smsk tutma-
ya devam etti.
.
"Johnson, Wright, Keely, Graff, Nastro, Underwood . . ,
Tanrm burada binlerce var." Foyle kesitlere tutturulmu bronz
kimlik plakalarn okuyordu. "Dncelerinle ara, Sigurd. Be
nim iin Lindsey Joyce'u bul. Adlara bakarak arayamayz onu.
Regal, Cone, Brady, Vincent - Bu da ne?"
226
Foyle geri srad. Kemik beyaz ekillerden birinin eli aln
na arpmt. Sallanp acyla kvranyordu. Raflarndaki btn
beyaz smklbcekler acyla kvranyordu. Sigurd Mags
man'n telepatik ac ve dehet yayn hepsine ulayor ve iken- .
ce ektiriyordu.
"Kes sesini! " diye parlad Foyle. ,;Yapma unu Lindsey
Joyce'u bul kalm buradan. Dncelerinle arayp bul onu. "
"urada, " Sigurd alyordu. "uradan dz git. Yedi, sekiz, do
kuz raf aada. Eve gitmek istiyorum. Hastaym. Ben -"
Foyle, Sigurd'la birlikte kimlik plakalarn okuya okuya
aceleyle mezarda ilerledi sonunda, "LINDSEY JOYCE. BO
UGAINVILLE, VENS." yazl plakay buldu.
te dmm buydu, kendi lmne ve Callisto' dan gelen
alt yz insann lmne neden olan buydu. Bu aylardr plan
lar yapp avlad dmand. Bu, uruna gemisinde, iskele ka
marasndaki acy hazrlad dmand. Bu Vorga'yd. Bir ka
dnd.
Foyle yldrm arpm gibi oldu. Kadnlarn haremlerde
tutulduu ifte standartl bu gnlerde kendilerine kapal olan
dnyalara girmek iin erkek klna giren kadnlarla ilgili ok
olay duyuluyordu, ama imdiye kadar bir ticaret filosunda g
rev alabilen bir kadn olduunu hi duymamt . . . hele klk
deitirip en st rtbeye kadar gelenini.
"Bu mu?" diye haykrd hiddetle. "Lindsey Joyce bu mu?
Vorga' daki Lindsey Joyce? Sor ona."
.
"Vorga'nn ne olduunu bilmiyorum. "
"Sor onal"
"Ama ben - Oymu . . . Emirler veriyor gibi bir eymi. "
"Kaptan m?"
"iindekileri hi sevmedim. Hastalkl ve kranlk. Canm yan
yor. Eve gitmek istiyorum. "
"Sor ona. Vorga'nn kaptan mym?"
"Evet. Ltfen, ltfen, artk kfasna girmemi isteme. O anlal
maz ve canm yakyor. Onu sevmedim. "
227
"16 Eyll 2336'da uzayda braktklar adam olduumu
syle ona. Syle ona uzun srd, ama sonunda hesab kapa
mk iin dndm. Ona deteceimi s
r
le."
"Anlamyorum. Anlamyorum.
7F
"Onu ldreceim, yava ve zor bir ln. Syle ona, Vor
ga' da beni brakp gitme emrini verdiinde alt ay boyunca
rdm Gebe' deki dolabm gibi denmi bir kamaram var.
Syle ona tipk benim gibi ryp lecek. Anlat ona!" Foyle
buruuk ocuu hiddetle sallyordu. "Hissetmesini sala. Bir
Sklotsky haline gelerek kamasna izin verme. Syle ona ok fe
na ldreceim onu. Oku kafam ve syle ona!"
"O . . . O-o vermemi o emri. "
"Ne!"
"Onu anlayamyorum. "
"Beni uzayda brakma emrini o vermemi mi?"
"Kfasna girmeye korkuyorum.
7F
"Gir oraya, seni orospu ocuu ya da seni paralarm. Ne
demek istiyor?"
ocuk, alyor, kadn kvranyor, Foyle ate pskryor
du. "Gir oraya! Gir oraya! Ne demek istediini kar al ondan.
Tanrm, neden Mars'taki tek telepat bir ocuk olmak zorunda?
Sigurd! Sigurd, dinle beni. Ona sor: Mltecileri uzaya atma em
rini o mu vermi?"
"Hayr. Hayr! "
"O vermemi mi yoksa sormayacam m?"
"O vermemi. "
"Gebe'yi brakp gitme emrini o mu vermi?"
"Hayr. "
"O vermemi mi?"
"Hayr. Beni eve gtr. "
"Ona emri kimin verdiini sor."
"Dadm istiyorum. "
"Ona kimin emir verebileceini sor: Kendi gemisinde kap
tan oydu. na kim emredebilirdi? Sor ona!"
228
"Dadm istiyorum. "
"Sor ona!"
"Hayr. Hayr. Hayr. Korkuyorum. O hasta. Kpkaranlk ve an
lalmaz. Kt o. Onu anlamyorum. Dadm istiyorum. Eve gitmek
istiyorum. "
.
ocuk lk atp titriyor; Foyle baryordu. Yanklar gr
lyordu. Foyle byk bir hiddetle ocua uzand srada gz
leri parlak bir kla kamat. Mezar olduu gibi Yanan Adamn
ateiyle aydnlanmt. Foyle'un grnts, korkun yz ve
ateten elbiseleriyle, alev alev yanan gzlerini bir zamanlar
Lindsey Joyce olan rpnan Sklotsky'e dikmi karsnda duru
yordu.
Yanan Adam kaplan azn at. Gcrtil bir ses kt. Alevli
bir kahkahaya benziyordu.
11
Ac ekiyor." dedi.
Yanan Adam irkildi. "ok parlak" dedi. "Daha az k."
Foyle ne doru bir adm att. Yanan Adam ac iinde elle-
rini kulaklarna gtrd. "Ses ok yksek," diye bard. "O
kadar yksek sesle hareket etme."
"Sen benim koruyucu meleim misin?"
"Beni kr ediyorsun. !" Birden yine glmeye balad.
"Dinle onu. Baryor. Yalvaryor. lmek istemiyor. Ac ekmek
istemiyor. Bir dinle onu."
Foyle titriyordu.
"Emri kimin verdiini sylyor. Duyamyor musun? Gz
lerinle dinle." Yanan Adam pene gibi bir parmakla kvranan
Sklotsky'i gsterdi. "Olivia, diyor."
"Ne!"
"Olivia diyor. Olivia Presteign. Olivia Presteign. Olivia
Presteign."
Yanan Adam yok oldu.
Mezarlar yine karanla gmld.
Foyle'un evresinde renkli klar ve uyumsuz grntler
dnp duruyqrdu. Nefessiz kalp sersemlemiti. "Kr jaunte,"
229
diye mrldand. "Olivia. Yo. Hayr. Asla. Olivia. Ben -"
Eline doru uzanan bir el hissetti. "Jiz," diyebildi.
Sigurd Magsman'n ellerine sarlm alamakta olduunu
fark etti. ocuu kucana ald.
"Canm yanyor, " diye inledi ocuk.
"Benim de yle olum."
"Eve gitmek istiyorum. "
ocuu kucanda tayarak mezarlarn arasnda sendele-
meye balad.
' "Yaayan ller," diye mrldand.
Ve sonra da: "Ben de onlara katldm:"
Derinliklerden yukardaki manastr avlusuna kan ta .
merdivenleri buldu. Dudaklarnda lm ve yalnzlk tadyla
yorgun argn merdivenlerden kmaya balad. Yukarda parlak
klar vard ve bir an afan skm olduunu dnd. Son
ra avlunun yapay klarla prl prl aydnlatldn fark etti.
Ayakkab tkrtlarn ve komandolarn ksk homurtularn
duydu. Foyle merdivenlerin ortasnda durup kendini toplad.
"Sigurd," diye fsldad. "Yukarda kim var? Bul bakalm."
"Askellel, " diye cevap verdi ocuk
Askerler mi? Ne askerleri?"
"Komando askelleli, " Sigurd'un km yz aydnland.
"Benim iin gelmiler. Beni eve Dadya gtrmek iin gelmiler.
BURDAYIM! BURDAYIM! "
Telepatik velvele yukarda bir barmaya neden oldu.
Foyle hzland ve avluya kan merdivenlerin kal'nn bulank
bir grnt olarak trmand. Avlu yeil bir baheyi evreleyen
Roma tipi kemerlerden olumu bir kare eklindeydi. Bahenin
. ortasnda dev bir Lbnan Selvisi vard. Bayrakl patikalar Ko
mando arama ekipleriyle doluydu ve Foyle denkleriyle kar
karya geldi, nk bulank grntsnn mezarlardan kt
n grdkleri anda onlar da hzlanmt; artk hepsi eit art
lardayd.
Ama Foyle' da ocuk vard ve bu yzden ona ate etmek
230
imkanszd. Sigurd'u kollarnda tayarak vara doru koan
bir engebeli arazi koucusu gibi avluda kouyordu. Art be
hzlanmada iki cismin kafa kafaya arpmas ikisi iin de ann
da lm demek olduu iin kimse onu engellemeye cesa:et
edemiyordu. Dardan bakldnda bu lm kalm atmas
be saniye boyunca zik zak izen imeklerden oluuyordu.
Foyle avludan kt, manastrn ana koridorunu geip labi
renti at ve ana kapnn dndaki kau jaunte platformuna
ulat. Burada durup yavalad ve bir kilometre tedeki manas
tr havaalanna jaunte'ledi. Havaalan da aydnlatlmt ve Ko:
mando kaynyordu. Her kart.ekim kuyusunda bir Tugay ge
misi vard. Kendi gemisi kuatlmt.
Foyle'un alanda belirmesinden saniyenin bete biri kadar
bir zaman sonra manastrdaki takipileri jaunte'ledi. F

yle,
umutsuzca evresine baknd. Hepsi hzlanm, hepsi lmcl
kavgalar iin eitilmi, hepsi dengi ve belki de daha stn
olan yarm blk Komando tarafndan sarlmt. Bu durumda
hi ans yoktu.
Sonra birden D Uydular durumu deitirdi. Terra'y ya
kp ykan baskndan tam bir hafta sonra Mars' a saldrdlar.
Fzeler yine gece yans afak eyreinden geldi. Gkler yi
ne engelleme ve patlamalarla aydnlanyor, yer sarslrken
ufukta byk k bulutlar patlyordu. Ama bu sefer korkun
bir fark vard; yukarda gezegenin karanlk ksmn olduu gibi
parlak bir kla dolduran muhteem bir nova patlad. Fizyon
balkl bir grup fze, Mars'n kck uydusu Phobas' vur
mu ve uydunun annda buharlap kk bir gne haline
gelmesine neden olmutu.
Komandolarn bu afallatc saldry Kavrama Sresi Foy
le' a arad frsat verdi. Yine hzland ve aralarndan geip ge
misine ulat. Ana girite durdu ve arm nbeti grubunun
eski emirlere uymakla yeni duruma tepki vermek arasnda bo
caladn grd. Foyle, Sigurd Magsman'n donmu bedenini
glle atcn bir sko gibi havaya frlatt. Nbeti grubu ocuu
231
tutmak iin ne atldnda Foyle aralarndan geip gemisine
bindi ve girii kapatp kilitledi.
.
Hala bulank bir grnt halinde, gemide birilerinin olup
olmadna bakmadan kontrollere kotu, kalki kolunu indirdi
ve gemi kart-ekm nnda yukar szlmeye balaynca da
10 g hza kt. Pilot koltuuna bal deildi. 10 g'lik hzlanma
nn, kendi hzlanm ve korumasz bedenindeki etkisi korkun
tu.
Giderek evresini sarp byyen bir g onu yakalayp
sandalyesinden frlatt. Bir uyurgezer gibi kontrol odasnn ar
ka duvarna doru kar kar ilerledi. Hzlanm duyularna
sanki duvar ona doru ilerliyormu gibi geliyordu. Kendini
desteklemek iin avular duvara dnk olarak iki kolunu da
ileri uzatt. Onu geriye frlatan ireti g, kollarn iki yana at
ve Foyle'u duvara itti. Duvara nce fazla sert arpmad sonra
yz, enesi, gs ve bedeni metalde ezilene kadar, gittike
artan bir hzla arpmaya balad.
Ykselen basn dayanlmaz hale geldi. Diliyle azndaki
mekanizmay kapatmaya alt ama onu duvara yaptran itici
g, ekil deitirmi azn oynatmasn imkanszlatryordu.
Ses tayfnda bouk ta kaymalarna benzer, dk bir dizi pat
lama ona Komando Tugay'nn aadan gemiye ate atn
syledi. Gemi d uzayn koyu maviliine doru ilerledike bir
yarasann tiz lyla barmaya balamt ki, ok kr ken
dinden geti.
232
on dr
Foyle uyandnda ortalk karanlkt. Yavalamt, ama be
deninin yorgunluu kendinden getiinde hzlanm durumda
kaldn gsteriyordu. Ya g kayna tkenmiti ya da . . . Bir
elini srtndaki kk yuvaya gtrd. G kayna yerinde
yoktu.
Titreyen parmaklarla evre
y
i aratrd. Bir yataktayd. Ha
valandrmann ve dondurucularn mrltsn, servo-mekaniz
malarnn tklayp vzldamalarn dinledi. Bir gemideydi. Yata
a balanmt. Gemi serbest dmedeydi.
Foyle balarn zd, dirseklerini yataa bastrp yukar
szld. Bir k dmesi ya da alra zili arayarak karanlk
ta dolat. Elleri camnda kabartma harfler olan bir su srahisi
ne dedi. Parmak ularyla yazyl okudu. S.S. harflerini hissetti.
V oJ r, g, a. Vorga. Bir lk att.
Kamarann kaps ald. Arkadaki lks zel bir salonun
nda yalnzca silueti grnen biri ieri girdi.
"Bu sefer seni aldk," dedi Olivia Presteign.
"Olivia?"
"Evet."
"O zaman doru mu?"
"Evet, Gully."
Foyle alamaya balad.
"Hala ok gs,zsn," dedi kz yavaa. "Gel, uzan."
Adam salona gtrp bir ezlonga balad. Oturduu
yerde hala kzn bedeninin scakl vard. "Alt gndr byle
sin. Yaayacan hi tahmin etmiyorduk. Cerrah srtndaki o
pili bulamadan btn gcn eri
y
ip gitmiti."
"Nerede o?" diyebildi Foyle.
233
"stediin zaman alabilirsin. Telalanma hayatm."
Uzun bir dakika boyunca kza, Kar Bakiresi' ne, sevgili Buz
Prensesi'ne . . . onun beyaz saten teni, kr mercan gzleri ve
kk mercan azna bakt. Kz, Foyle'un nemli gzkapaklarn
kokulu bir mendille sildi.
"Seni seviyorum," dedi Foyle.
". Biliyorum Gully."
"Benim hakkmda her eyi biliyordun. Ne zamandr?'
"Gully Foyle'un dmanm olduunu bandan beri bili-
yrdum. Tanana dek onun Fourmyle olduunu bilmiyordum.
Ah, keke daha nceden bilebilseydim. Ne ok ey kurtulurdu."
"Biliyordun ve bu arada bana glyordun."
"Hayr."
"Kenarda. durup glmekten katlyordun."
"Kenarda durup seni seviyordum. Hayr, szm kesme.
Mantkl olmaya alyorum ve bu kolay deil." Mermer yz
boydan boya kzard. "imdi, seninle oyun oynamyorum. Ben .
. . Senin kim olduunu babama syledim. Gerekten. Kendimi
koruyorum diye dnyordum, sonunda onunla tantma
gre artk onun ne kadar tehlikeli olduunu grebiliyorum,
dedim. Bir saat sonra bunun bir hata olduunu anladm. Sana
ak olduumu anladm. imdi bunun bedelini dyorum. Hi
bilmen gerekmiyordu."
"Buna inanmam m bekliyorsun?"
"O zaman neden buradaym?" Hafife titriyordu. "Neden
seni izledim? O bombardman korkuntu. Seni almasaydk bir
dakika sonra lrdn. Gemin bir enkaza dnmt . . . "
"imdi neredeyiz?"
"Ne fark eder?"
"Zaman kazanmaya alyorum."
"Ne iin zaman?"
"Zaman deil . . . Cesaretimi toplamaya alyorum."
"Dnyann evresinde yrngedeyiz."
"Beni nasl izledin?"
234
"Lindsey Joyce'un peine deceini biliyordum. Babamn
gemilerinden birini aldm. Tesadfen yine Vorga oldu."
"Baban biliyor mu?"
"Hibir zaman bilnez. Ben kendi zel hayatm yaann."
. Foyle gzlerini kzdan ayramyordu ama, yine de ona bakmak
ac veriyordu. Hem byk bir arzu hem de nefretle doluydu . .
. gereklerin deimesi arzusu ve tm bunlar gerek olduu
iin nefret. Titreyen ellerle kzn mendilini okadn fark etti.
"Seni seviyorum Olivia. "
"Seni seviyorum dmanm Gully."
"Tanr akna!" diye parlad. "Neden yaptn bunu?"
"Ne?" diye cevap verdi Olivia. "zr m istiyorsun?"
"Bir aklama istiyorum."
"Benden alamayacqksn ama!"
"Kan ve para demiti baban. Haklym. Ah . . . Srtk!
Srtk! Srtk!"
"Kan ve para, evet; ve utan duymadan."
"Bouluyorum Olivia, beni kurtar."
" zaman boul. Beni kimse kurtarmad. Hayr - Hayr . . .
Bu yanl; batan sona yanl. Bekle hayatm. Bekle." Kz kendi
ni toparlad ve ok yumuak bir tonda konumaya balad. "Sa
na yalan syleyebilirim Gully, hayatm; inanman da salayabi
lirim ama drst olacam. Basit bir aklamas var. Ben kendi
zel hayatm yayorum. Hepimiz yle. Sen de."
"Seninki ne?"
"Seninkinden . . . dier insanlarnkinden farkl deil. Hile
yapyorum, yalan syfyorum, yok ediyorum . . . hepimiz gibi.
Ben suluyum . . . hepimiz gibi."
"Neden? Para iin mi? Paraya ihtiyacn yok ki."
"Hayr."
"Kontrol . . . g iin mi?"
"G iin deil. "
"O zaman neden?"
Sanki bu gerek, gereklerin en byym ve ona ac
235
veriyormu gibi derin bir nefes ald. "Nefret yznden . . . Size,
hepinize detmek iin."
"Neyi detmek iin?"
"Krlm," dedi belli belirsiz bir sesle. "Aldatlml
m. aresizliimi . . . Doduumda beni ldrmeleri gerekirdi.
Kr olmann . . . hayat ikinci elden yaamann nasl bir duygu
olduunu biliyor musun? Baml, yalvaran, s<kat olmann ne
demek olduunu? 'Onlar kendi dzeyine indir,' dedim gizli
hayatma. 'Eer krsen onlar daha da kr hale getir. aresiz
sen, onlarn da belini bk. det onlara . . . hepsine."'
"Olivia, sen delisin."
"Ya sen?"
"Ben bir canavara am."
"Biz bir ift canavarz."
"Hayr!"
"Hayr m? Sen deil misin?" diye parlad Olivia. "Sen de
benim gibi dnyaya detmekten baka bir ey yapmadn. Senin
I .
intikamn kt ansnla kozlarn paylamaktan baka ne ki?
Sana kim lgn bir canavar demez? Sana sylyorum, biz bir
iftiz Gully. Ak olmadan edemezdik."
Foyle kzn szlerinin doruluu karsnda donup kalm
t. Kzn aklama klfn denediinde, zerine tam oturdu; hat
ta yzne dvmelenmi kaplan maskesinden bile daha sk
oturdu.
"Acmasz," dedi, '"ehvet dkn, hain, acmasz alak
katil! ' Doru. Ben de senden farkl deilim. Ama Tanr ahidim,
ben asla alt yz kiiyi ldrmedim. "
"Sen alt milyon kiiyi ldryorsun."
"Ne!"
"Belki de daha fazla. Sende sava sona erdirmeleri iin ge-
rekli bir ey var ve sen onu elinde tutuyorsun."
"PyrE'den mi sz ediyorsun?"
"Evet."
"Nedir bu, uruna kaptklar bar melei, on kiloluk
236
mucize?"
"Bilmiyorum, ama ona ihtiyaar olduunu biliyorum ve
umurumda deil. Evet, artk drst oluyorum. Umurumda de
il. Brak milyonlar ldrlsn. Bizim iin fark etmez. Bizim
iin fark etmez Gully, nk biz onlardan ayryz. Ayr yerde
duruyor ve kendi dnyamz ekillendiriyoruz. Biz glyz."
"Biz lanetliyiz."
"Biz kutsanmz. Birbirimizi bulduk." Birden gld ve
kollarn at. "Szcklere gerek yokken tartyorum. Gel bana
sevgilim . . . Her neredeysen, gel bana . . .
Foyle kza dokundu ve sonra sarld. Dudaklarn bulup
hrsla kendi dudaklarn zerlerine bastrd. Ama kz brakmak
zorunda kald.
"Ne oldu Gully, sevgilim?"
"Ben artk bir ocuk deilim," dedi yorgun bir sesle. "Hi
bir eyin basit olmadn anlamay rendim. Hibir zaman
basit bir cevap yoktur. Birini sevip ondan nefret edebilirsin."
"Yapabilir misin?"
"Ve sen de kendimden nefret etmeme neden oluyorsun."
"Hayr hayatm."
"Hayatm boyunca hep kaplan oldum. Kendimi yetitir
dim . . . eittim . . . daha uzun peneli ve daha keskin dili bir
kaplan olmak iin kendimi izgilerimden yukar ektim : . . da
ha hzl ve lmcl olmak iin . . . "
"ylesin de. ylesin. En lmcl. "
"Hayr eleilim. Fazla ileri gittim. Basitlii atm ve kendi
mi dnen bir yarata evirdim. Senin kr gzlerinden bak
yorum nefret ettiim akm ve kendimi gryorum. Kaplan
yok artk."
"Kaplann gidebilecei bir yer yok. Kapana kstrldn
Gully; Dagenham, Haberalma, babam ve dnya tarafndan."
"Biliyorum."
"Ama benimle gvendesin. Bir ift olarak birlikte gven
deyiz. Seni benim yanmda aramak akllarnn ucundan bile
237
gemez. Birlikte plan yapabilir, dvebilir, onlar birlikte yok
edebiliriz . . . "
"Hayr, birlikte deil."
"Ne var?" diye parlad kz yine. "Hala beni mi avlyorsun?
Cann skan bu mu? Hala intikam m istiyorsun? O zaman al
intikamn. te buradaym. Haydi durma . . . ldr beni."
"Hayr. Benim iin Ykm bitti."
"Ah, ne olduunu anladm." Bir anda yz sevecen bir ifa
de ald. "Yzn, zavall sevgilim. Kaplan yznden utanyor
sun, ama ben ona baylyorum. Benim iin yle ateli parlyor
sun ki. Krlmn karanl iinde parlyorsun. nan bana . . . "
"Tanrm! Ne kadar iren bir ift hilkat garibesiyiz biz:"
"Ne oldu sana?" diye sordu kz. Mercan gzleri parlayarak
ondan uzaklat. "Benimle birlikte baskn izleyen adam nere
de? O utan duymayan vahi nerede, o
"
"Gitti, Olivia. Onu kaybettin. kimiz de kaybettik."
"Gully!"
"O yok artk."
"Ama neden? Ne yaptm?"
"Anlamyorsun Olivia."
"Neredesin?" Kz uzanp Foyle'a dokundu ve ylece tt
nup kald. "Beni dinle sevgilim. Yorgunsun. Sadece ok gsz
sn, o kadar. Hibir ey kaybolmad." Szckler dudaklrndan
dklverdi. "Haklsn. Tabii ki haklsn. kimiz de ok kt
davrandk. ren davranlar. Ama bunlarn hepsi bitti artk.
Kaybolan bir ey yok. Yalnz ve mutsuz olduumuz iin kty
dk. Ama imdi birbirimizi bulduk, birbirimizi kurtarabiliriz.
Akm ol, sevgilim. Her zaman iin. Sonsuza dek. Seni o kadar
uzun zaman aradm ki, umut edip bekleyip dua ettim . . . "
"Hayr. Yalan sylyorsun Olivia ve bunu biliyorsun."
"Tanr akna Gully!"
"Vorga'y indir Olivia."
"Yere mi inelim?"
"Evet."
238
"Dnya' ya m?"
"Evet."
"Ne yapacaksn? Sen delisin. Avlamak iin peindeler . . .
seni bekliyorlar . . . izliyorlar. Ne yapacaksn?"
"Bunun benim iin kolay olduunu mu sanyorsun?" dedi
Foyle. "Yapmam gerekeni yapyorum. Benim iimde hala bir
saplant var. Hi kimse bundan kurtulamaz. Ama imdi eyerde
baka bir drt var ve mahmuzlar da canm actyor, lanet ol
sun. Hem de fena actyorlar."
Foyle fkesini zaptedip kendine hakim oldu. Olivia'nn el
ler.ini tutup avularn pt.
"Her ey bitti Olivia," dedi yavaa. "Ama seni seviyorum.
Her zaman iin. Sonsuza kadr."
0
"zetleyeyim," dedi Dagenham. "Foyle'u bulduumuz
gece bombalandk. Ay' da izini kaybettik ve bir hafta sonra
Mars'ta bulduk. Yine bombalandk. Yine izini kaybettik. Bir
haftadr kayp. Yeni bir bombardman olacak. Vens'e mi? Ay'a
m? Yine Terra'ya m? Kim bilir. Ama hepimiz unu biliyoruz . .
. misilleme yaplmadan bir baskn daha olursa iimiz biter."
Gzlerini masann evresinde gezdirdi. Presteign Kale
si'nin Yldz Odas'nn fildii ve altn fonunda nn de yz
gergin grnyordu. Y'ang-Yeovil gzlerini ksp kalarn at
t. Presteign ince dudaklarn birbirine bastrd.
''Ve unu da biliyoruz," diye devam etti Dagenham. "PyrE
olmadan misilleme yapamayz ve Foyle'u bulmadan da
PyrE'nin yerini belirleyemeyiz."
"Emirlerim," diye araya girdi Presteign. "PyrE' den kamu
iinde sz edilmemesi ynndeydi."
"ncelikle, buras halka ak deil," diye birden parlad
Dagenham. "Buras zel bir bilgi havuzu. kinci olarak da, ml
kiyet haklarn atk artk. Hayatta kalmaktan sz ediyoruz ve
239
bu konuda hepimizin eit haklar var. Evet Jiz?7
Jisbella McQueen kararl ve fkeli-bir halde Yldz Odasna
jaunte'lemiti.
"Foyle' dan hala bir iz yok."
"Eski St. Patrick hala gzleniyor mu?"
"Evet."
"Mars' tan Komando Tugay'nn raporu geldi mi?"
"Hayr."
"Bu benim iim ve ok gizli," diye kar kt Y'ang-Yeovil
hafife.
"Senin de, benim de birbirimizden ok az gizli sakl eyi
miz var." Dagenham sinsice srtt. "Bak bakalm o raporla bu
raya Haberalma' dan nce ulaabjlecek misin Jiz. Hadi."
Kz yok oldu.
"Mlkiyet haklarna gelince," diye mrldand Y'ang-Ye
ovil. "Presteign' a Merkezi Haberalma'nn PyrE zerindeki hak
lar, senetleri ve ilgisine ilikin tam demeyi garantileyecei
nerisinde bulunabilir miyim?"
"martma onu Yeovil."
"Bu konferans kaydediliyor," dedi Presteign souk bir ses
le. "Yzba'nn teklifi artk dosyaland." Kertenkelemsi yz
. n Dagenham'a evirdi. "Siz benim iin alyorsunuz, Bay
Dagenham. Ltfen ahsma ilikin kullanmlarmz kontrol
edin."
"Ve mlkiyetlerinize ilikin olanlar da m?" diye sordu
Dagenham lmcl bir glmsemeyle. "Sen ve kahrolas ml
kiyetin. Siz ve u kahrolas mlkiyetleriniz bizi bu duruma sok-
t. Sizin mlkiyetiniz yznden Gne Sistemi toptan yok ol
mann eiinde. Abartmyorum. Durduramazsak btn sava
lara son verecek gs gse bir sava olacak bu."
"Teslim olma ansmz her zaman var," diye cevaplad
Presteign.
"Hayr," dedi Y'ang-Yeovil. "Bu konu Genel Merkez'de
tartlp szkonusu olmadna karar verildi. D Uydularn
240
zafer sonras planarn biliyoruz. Hibir ey kalmayana kada
altrlp kertileceiz. Teslim olmak da yenilmek kadar kt
olur."
"Ama Presteign iin deil," diye ekledi Dagenham.
"Szkonusu irket hari . . . diyelim mi?" diye cevap verdi
Y' ang-Yeovil nazike.
"Pekala Presteign," Dagenham sandalyesinde dnd. "t
bakalm."
14
Af buyurun efendim?"
"PyrE hakknda bildiklerini bir duyalm bakalm. Foyle'u
ortaya karp malzemenin yerini belirlemek iin bir fikrim var,
ama nce PyrE hakknda her eyi bilmem gerek. Sana deni
yap bakalm."
"Hayr."
"Hayr, ne?"
"Bu bilgi havuzundan ekilmeye karar verdim. PyrE'ye
ilikin hibir ey aklamayacam."
"Tanr akna Presteign! Sen deli misin? Neyin var senin? Yi
ne Regis Sheffeld'n Liberal Parti' sine kar m savayorsun?"
"Gayet basit Dagenham," diye arayagirdi Y' ang-Yeovil.
"Teslim olma-yenilme durumuyla ilgili aklamam Preste
ign'a durumunu dzeltmesi iin bir yol gsterdi. Kukusuz
dmanla bir sat anlamas yapp karlnda da . . . mlkiyet
haklar almay dnyor."
"Seni hibir ey etkilemez mi?" diye sordu Dagenham
Presteign' kmseyerek. "Hibir ey etkilemez mi seni? Ml
kiyetten baka bir ey nemli deil mi senin iin? Git buradan
Jiz! Her ey yerle bir oldu."
Jisbella yine Yldz Odas'na jaunte'lemiti. "Komando Tu-
gay'nn raporu," dedi. "Foyle'a ne olduunu biliyoruz."
"Ne?"
"Presteign'n elinde."
"Ne!" Dagenham'la Y'ang-Yeovil ayaa frlad.
:'Mars' zel bir gemiyle terk etmi; gemi bombalanm ve
241
daha sonra Presteign S.S. Vorga'ya alnd grlm."
"Lanet olsun sana Presteign," diye parlad Dagenham.
"Demek bu yzden byle -"
.
"Bir dakika," diye emretti Y'ang-Yeovil. "Onun iin de a
rtc bir haber bu, Dagenham. Yzne baksana."
Presteign'n yakkl yz kl rengine dnmt. Ayaa
kalkmaya alp kaskat bir ekilde tekrar sandalyesine yld.
"Olivia . . . " diye fsldad. "Onunla . . . O pislikle . . . "
"Presteign ?"
"Kzm, beyler . . . bir sredir baz . . . etkinliklerde bulunu
yordu. Aile zaaf. Kan ve- Ben . . . olanlara gzm kapamay
baarmtm . . . Neredeyse yanldma ikna ediyordum kendi
mi. Ben . . . Ama Foyle! Rezil! Pislik! Yok edilmesi gerek!" Pres
teign'n sesi endie verecek kadar ykseldi. Ba, aslan bir
adamnki gibi geriye frlad ve bedeni titremeye balad.
"Neler oluyor?"
"Sara," dedi Y'ang-Yeovil. Presteign' sandalyeden kaldrp
yere yatrd. "Bir kak, Bayan McQueen. abuk! " Presteign'n
dilerini ayrp dilini korumak iin ka diliyle dilerinin ara
sna yerletirdi. Nbet balad gibi aniden bitti. Presteign gz
lerini at.
"Petit mal," diye mrldand Y'ang-Yeovil ka karrken.
"Ama bir sre sersem gibi olacak."
Presteign birden ksk, monoton bir sesle konumaya ba
lad. "PyrE piroforik bir alamdr. Bir pirofor kazndnda ya
da darbe aldnda kvlcm karan bir metaldir. PyrE enerji
aa kartr. Bu yzden de Pyr taksna enerjinin simgesi olan
E eklendi. PyrE, bir yldz patlamas dzeyinde termo-nkleer
enerji aa karan kat bir trans-plutonyum izotoplar birlei
midir. Kefeden kii Evren' de patlayan ilk proto-maddenin e
deerini yaratt inancndayd."
"Aman Tanrm!" diye haykrd Jisbella.
Dagenham kza sessiz olmasn iaret ederek Presteign'n
zerine eildi. "Kritik ktleye nasl ulatrlyor Presteign?
242
Enerji nasl aa karlyor?"
"Zamann balangcnda_ ilk enerji nasl yaratldysa yle,"
diye monoton bir sesle devam etti Presteign. "Dnce ve ra
deyle."
"Onun bir Bodrum-Hristiyan olduundan eminim," diye
mrldand Dagenham, Y'ang-Yeovil'e. Sesini tekrar ykseltti.
"Aklar msnz Presteign?"
"Dnce ve radeyle," diye tekrarlad Presteign. "PyrE
yalnzca psikokinesisle patlatlabilir. En_erjisi yalnzca dn
ceyle aa karlabilir. Patlamas istenmeli ve dnce ona
yneltilmeli. Tek yol bu."
"Hibir anahtar yok mu? Bir forml?"
"Hayr. Yalnzca Dnce ve rade gerekli." Bulank gzler
kapand.
"Byk Allahm! " Dagenham alnn kad. "Bu D Uydu
lar durdurur mu Yeovil?"
"Bu hepimizi durdurur."
"Bu cehenneme giden yol," dedi Jisbella.
' "O zaman unu bulalm da bu yoldan kalm. te fikrim
Yeovil; Foyle bu cehennem bombasyla, Eski St. Patrick'deki la
boratuvarnda oynayp analiz etmeye alyordu."
"Bunu sana gvenerek anlattm," dedi Jisbella fkeyle.
"zr dilerim hayatm. eref ve drstl getik artk.
Bak imdi Yeovil, ortalkta bu eyden bir para kalm olmal . .
. toz halinde, bileimlerde, tortulam . . . Paracklar patlatp
Foyle'un sirkinin altn stne getirmeliyiz."
"Neden?"
"Ne yapp edip gelmesini salamak iin. PyrE ynn ora
ya bir yere saklam olmal. Onu kurtarmaya gelecektir."
"Ya o yn da havaya uarsa?"
"Olmaz; Tepkisiz Kurun zomer kasasnn iindeyken bir
ey olmaz."
"Belki de hepsi kasann iinde deildir."
"Jiz iinde diyor . . . en azndan Foyle ona yle demi."
243
"Beni bu ie kartrmayn," dedi Jisbella.
"Her neyse, kumar oynamamz gerek."
"Kumar m!" diye haykrd Y'ang-Yeovil. "Bir Yldz Patla
mas zerine mi? Gne Sistemi'ni yepyeni bir Nova haline ge
tirmek iin mi kumar oynayacaz?"
"Baka ne yapabiliriz? Baka herhangi bir yol se . . . o da
sonuta ykma kacak. Baka ansmz var m?"
"Bekleyebiliriz," dedi Jisbella.
"Neyi? Foyle'un onlarla oynarken kendiyle beraber bizi de
havaya uurmasn m?"
"Onu uyarabiliriz. "
"Nerede olduunu bilmiyoruz. "
"Onu bulabiliiz."
"Ne zaman? O da bir kumar olmaz m? Ve ortalkta durup
birilerinin onu enerjiye dntrmeyi dnmesini bekleyen o
ey ne olacak? Ya bir Yamac-jaunteci ieri girip deerli bir
eyler ararken kasay aarsa? O zaman elimizde yalnzca, kaza
ra b dnceyi bekleyen bir avu toz deil on kilo PyrE olur."
Jisbella sarard. Dagenham Haberalma ajanna dnd.
"Karar sen ver Yeovil. Benim yolumu mu deneyeceiz yoksa
bekleyecek miyiz?"
Y'ang-Yeovil derin bir nefes ald. "Bundan korkuyordum,"
dedi. "Btn bilim adamlarnn can cehenneme. Kararm se
nin bilmediin bir nedene dayanarak vereceim, Dagenham.
D Uydular da bu iin iinde. Ajanlarnn ke bucak Foyle'u
aradna inanmak iin nedenlerimiz var. Beklersek onu bizden
nce bulabilirler. Hatta imdi ellerinde bile olabilir. "
"O zaman kararn . . . ?"
"Patlama. Yapabilirsek Foyle'u apartopar buraya getirelim."
"Hayr! " diye bard Jisbella.
"Nasl yapacaz bunu?" diye sordu Dagenham kza aldr
mayarak.
"Ah, bu iin tam adamn biliyorum. Robin Wendesbury
adnda tek ynl bir telepat."
244.
"Ne zaman?"
"Hemen. Btn mahalleyi boaltrz. Tam bir haber prog
ram yaynlar, her yerde duyulmasn salarz. Foyle Geze
genler de bir yerlerdeyse, bununla ilgili bir eyler duyacaktr."
"lgili bir eyler deil," dedi Jisbella umutsuzca. "Patlama
y duyacaktr zaten. Bu hepimizin duyaca son ey olacak."
0
Her zaman olduu gibi Leningrad' daki frtnal bir sivil
mahkeme oturumundan dndnde, Regis Sheffield zor bir
d kazanm kibirli bir profesyonel boksr kadar memnun
ve gururluydu. Bir eyler iip sava dedikodusu yapmak iin
Berlin'deki Blekann'n yerine urad, Quai Dorsay'da hukuk
ularn takld bir yerde bir ikinciyi iip, biraz daha sava de
dikodusu yapt ve Temple Barn karsndaki Skin & Bones'da
nc partiyi devirdi. New York brosuna vardnda hafif
akrkeyifti.
Grltl koridorlar ve d brolardan. geerken elinde bir
avu dolusu bellek-topu olan sekreteri tarafndan karland.
"Djargo-Dantchenko'yu perian ettim," diye bildirdi Shef
field zaferle. "Hkm ve btn zararlar. Yal D.D. sinirinden
kpryor. Bu skoru on bire be yapar, benim lehime." Toplar
ald, elinde sallad ve alk alk bakan bir asistann aknlkla
ak kalm az dahil, bronun her yerindeki yakksz delik
lere atmaya balad.
"Gerekten Bay Sheffield! ki mi itiniz?"
"Bugn almak yok. Kahrolas sava haberleri ok kas
vetli. Neeli kalmak iin bir eyler yapmal. Sokaklarda elen
meye ne dersin?"
"Bay Shefeld!"
"lgilenmem gereken bir gn daha bekleyemeyecek bir ey
var m?"
"Bronuzda bir beyefendi var."
245
"O kadar ileri gitmesine izin vermeni mi salad?" Shefi
eld etkilenmi grnd. "Kimmi o? Tanr falan m?"
"Adn vermedi. Bana bunu verdi."
Sekreter Shefield' e mhrl bir zarf verdi. zerinde el ya
zsyla ACL yazlyd. Shefeld zarf atnda tabak gibi yz
merakla :vnlmt. Sonra gzleri irileti. Zarfn iinde iki tane
50,000 Kr. banknot vard. Shefield tek bir sz etmeden dnp
zel brosuna kotu. Foyle oturduu sandalyeden kalkt.
"Bunlar gerek," dedi Shefeld.
"Bildiim kadaryla evet."
"Geen yl bunlardan tam yirmi tane basld. Hepsi de Ter-
ra hazinelerne yatrlmt. Bu ikisini nasl ele geirdiniz?"
"Bay Shefeld m?"
"Baka kim olabilir? Bu banknotlar nasl ele geirdiniz?"
"Rvetle."
"Neden?"
"O zamanlar bunlar elimde tutmann uygun olduunu
dnyordum."
"Neden? Daha baka rvetler iin mi?"
"Eer avukat cretleri rvetse."
"Ben cretlerimi kendim belirlerim," dedi Sheffield. Bank
notlar Foyle'a frlatt. "Eer davanz almay kabul edersem ve
eer sizin iin buna dediime karar verirsem onlar yine ka
rabilirsiniz. Sornunuz nedir?"
"Su."
"Henz fazla ayrntya girmeyin. Ve . . . ?"
''Teslim olmak istiyorum."
"Polise mi?"
"Evet."
"Hangi sutan?"
"Sulardan."
"ki tanesini syleyin."
"Soygun ve tecavz."
"ki tanesini daha syleyin."
246
, "antaj ve cinayet."
"Baka bir madde var m?"
"hanet ve soykrm."
"Katalounuzdakiler bu kadar m?"
"Galiba. Ayrntlara girersek birka tane daha karabilirz."
"Baya megulmsn, deil mi? Ya Sulular Prensi'sin,
.

ya da delisin. "
"Ben ikisi de oldum, Bay Sheffield."
"Neden teslim olmak istiyorsun?"
"Kendime geldim," diye cevaplad Foyle ac bir tonda.
"Onu demek istemedim. Bi sulu ilerde olduu srece as-
la teslim olmaz. Senin . de ilerde olduun belli. O zaman ne
den?"
"Bir adama olabilecek en kt ey oldu. Vicdan denen na-
dir bir hastalk kaptm."
Sheffield burun kvrd. "Bu ounlukla lmcl olabilir."
"Gerekten de yle. Hayvan gibi davrandm fark ettim."
"imdi de kendini arndrmak m istiyorsun?"
"Hayr, o kadar basit deil," dedi Foyle ciddi bir tavrla.
"Bu yzden size geldim . . . byk ameliyat iin. Toplumun ya
psn , bozan biri kanserdir. Kendi kararlarn toplumdan nce
tutan biri suludur. Ama baz zincirleme reaksiyonlar var, ceza
ekerek kendimi arndrman yeterli deil. Her ey dzeltilme
li. Tann, keke beni Gouffre Martel' e geri gndererek ya da
vurarak her ey dzeltilebilse . . . "
"Geri gndermek mi?" diye araya girdi Sheffeld merakla.
"Daha kesin konuaym m?"
"Henz deil. Ahlaki gelimenle ilgili dertlerin var gibi ge
liyor bana."
"Aynen yle." Foyle sinirle oday arnlyor, banknotlar si
nirli parmaklarla buruturuyordu. "Bu byk bir karmaa
Shefield. Byk, korkun bir suun cezasn ekmesi gereken
bir k var. Onu sevdiim gerei - Yo, onu bo ver. O, kesilip
atlmas gereken bir kanser, tpk benim gibi. Bu da demektir k
247
katalouma muhbirlii de eklemem gerek. Kendim de teslim
oluyor olmam, hibir eyi deitirmiyor."
"Btn bu samalklar da nedir?"
Foyle Shefield' e dnd. "Yeni Yl bombalarndan biri b
rona geldi ve diyor ki: 'Her eyi dzelt. Beni yine birletir ve
eve yolla. Darmadan ettiim ehri ve paraladm insanlar
bir araya getir.' Seni bunun iin tutmak istiyorum. ou sulu
nun nasl dndn bilmiyorum ama -"
"Mantkl, gereki, anslar kt giden iyi i adamlar gi
bi," diye cevap verdi Sheffeld hemen. "Profesyonel bir sulu
nun genel tavr budur. Eer gerekten bir suluysan amatr ol
duun belli. Sayn Baym, ltfen mantkl olun. Buraya gelip
kendinizi msrife soygun, tecavz, cinayet, soykrm, ihanet
ve Tanr bilir daha neyle suluyorsunuz. Sizi ciddiye almam
m bekliyorsunuz?"
Sheffield'in asistan Bunny, zel broya jaunte'ledi. "Pat
ron!" diye bard heyecanla. "Yepyeni bir ey kt. Bir kame
ra-jauntesi. ki kafadar bir veznedara rvet verip Terra Kredi
ve Dviz'in iinin fotorafn ektirmi- Haa. zr dilerim. Mi
safirin olduunu fark-" Bunny aniden susup kald. "Fourmy
le!" diye haykrd.
"Ne? Kim?" diye sordu Sheffield.
"Onu tanmyor musun Patron?" diye kekeledi Bunny. "Bu
Ceres'li Fourmyle. Gully Foyle."
Bir yldan uzun bir sre nce Regis Sheffield bu an iin
hipnozla artlandrlm ve hazrlanmt. Bedeni dnmeden
tepki vermeye programlanmt ve bu tepki yldrm gibiydi.
Sheffeld yarm saniye iinde Foyle'un akana, boazna ve
kasklarna vurdu. Hazrda silah olmayabilecei iin silahlara
gvenilmemesine karar verilmiti.
Foyle yere dt. Sheffield Bunny' e dnp bir yumrukla
. onu odann br kesine frlatt. Sonra avucuna tkrd.
Hazrda ila olamayabilecei iin ilalara da gvenilmemesine
karar verilmiti. Sheffield'n tkrk bezleri uyar durumuna
248
ar duyarl bir salgyla tepki vermek zere hazrlanmt. Foy
le'un kolunu syrd, dirseinin oyuuna trnan iyice batrp
bir yara at. Tkrn kaba kesiin iine bastrp, deriyi
imdikleyerek birbirine tutturdu.
Foyle'un dudaklarndan garip bir lk kt ve dvme y
znde belirginleti. aran asistan bir ey yapamadan Shefield
Foyle'u omuzuna alp jaunte'ledi.
Eski St. Patrick'deki Drt Mil Sirki'nin ortasnda belirdi.
Cretli ama hesapl bir hareketti. Buras, gitmesi beklenen son
yer, PyrE'yi bulmay ummaca ilk yerdi. Katedralde karlaa
bilecei herhangi biriyle ba etmek iin hazrd, ama Sirkin iin
botu.
Kilisenin iinde iirilmi duran bo adrlar hrpalanm
grnyordu; oktan yamalanmlard. Shefield grd ilk
adra dald. Buras yzlerce kitap ve binlerce parldayan ro
man-toplaryla dolu olan Fourmyle'n gezici ktphanesiydi.
Yamac-jaunteciler edebiyatla ilgilenmiyordu. Shefield Foy
le'u yere brakt. Ancak ondan sonra cebinden bir tabanca
kard.
Foyle'un gzkapaklar hareketlendi; gzlerini at.
"Sana ila verdim," dedi Sheffield hzla. "Jaunte'lemeye
alma. Ve kmldama. Seni uyaryorum. Her eye hazrm."
Foyle sersemlemi bir halde ayaa kalkmaya alt. Sheffi
eld tereddt etmeden ate ederek onu omzundan yaralad.
Foyle serte ta zemine dt. Yar baygn ve kmldayamaz
haldeydi. Kulaklar nlyor, zehir damarlarnda ilerliyordu.
"Seni uyaryorum," diye tekrarlad Shefield. "Her eye
. hazrm."
"Ne istiyorsun?" diye fsldad Foyle.
"ki ey. On kilo PyrE ve seni. En ok da seni."
"Seni manyak! Seni kahrolas manyak! Brona onu vermek
iin gelmitim . . . teslim etmek iin . . . "
"D.U.'ya m?"
"Ne?"
249
"D Uydulara? Heceleyeyim mi?"
"Hayr . . . " diye mrldand Foyle. "Bilmeliydim. Vatanse
ver Sheffield, bir D.U. ajan. Bilmem gerekirdi. Ne aptalm."
"Dnyadaki en deerli aptalsn Foyle. Seni PyrE'den de
ok istiyoruz. O bizim iin bir bilinmeyen, ama senin ne oldu
unu biliyoruz."
"Neden sz ediyorsun sen?"
"Tanrm! Bilmiyorsun deil mi? Hala bilmiyorsun."
"En ufak bir fkrin bile yok."
"Neyle ilgili?"
"Beni dinle," dedi Sheffield ezici bir sesle. "Seni iki yl n
cesine, Gebe'ye gtreceim. Anlyor musun? Gebe'nin l
mne. Baskn gemilerimizden biri iini bitirdi ve enkazn iinde
seni buldu. Hayatta kalan son adam."
"Yani Gebe'ye bir D.U. gemisi saldrd yle mi?"
"Evet. Hatrlamyor musun?"
"O konuda hibir ey hatrlamyorum. Hi hatrlayamadm."
"Sana neden olduunu anlataym. Baskn gemisinin parlak
bir fikri vard. Seni bir yeme dntreceklerdi . . . ak bir he
def, anlyor musun? Yar lydn ama seni gemilerine alp ya
madlar. Seni bir uzay elbisesinin iine koyup, mikrodalgan
ak olarak srklenmeye braktlar. Btn dalgaboylarnda
umutsuz sinyalleri yaynlayp yardm diye sayklyordun. Pla
na gre yaknlarda bekleyip seni kurtarmaya gelen .G. gemile
rini toplayacaklard."
Foyle glmeye balad. "Ayaa kalkyorum," dedi umursa
mazca. "stersen ate et orospu ocuu, ama ben ayaa kalkyo
rum." Kolunu tutarak ayaa kalmaya alt. "Demek Vorga za
ten beni alamazd;" diye gld Foyle. "Ben bir yemdim. Bana
kimse yaklamamalyd. Bir hile, bir tuzak, bir lm tuzay
dm . . . Ne ironi ama. Gebe'nin zaten kurtarlmaya hakk yok-
tu ki. ntikam almaya hi hakkm yoktu."
.
"Hala anlamyorsun," diye steledi Sheffield. "Seni srk
lenmeye braktklarnda Gebe'nin yaknlarnda bile deildin.
250
Gebe' den alt yz bin mil uzaktaydn."
"Alt yz bin -?"
"Gebe nakliye hatlarnn ok dndayd. Senin gemilerin
geecei bir yerlerde srklenmeni istiyorlard. Seni gnee
doru alt yz bin mil gtrp hava kilidinden uzaya brakt
lar. Elbisenin klar yanp snyordu ve mikrodalgada yardr
iin sayklyordun. Sonra yok oldun."
"Yok mu oldum?"
"Gitmitin. Ne k vard ne de yayn. Kontrol etmek iin
geri geldiler. Hi iz brakmadan yok olmutun. Sonra birden . . .
Gebe' ye dndn haberini aldk."
"mkansz. "
"Uzayda jaunte'ledin be adam," dedi Sheffield vahice.
"Paralanm ve sayklyordun ama uzayda jaunte'ledin. Bo
lukta alt yz bin mil jaunte'leyip Gebe enkazna geri dndn.
Daha nce hi yaplmam olan bir eyi yaptn. Nasl yaptn
Tanr bilir. Kendin de bilmiyorsun ama reneceiz. Seni be-
nimle birlikte Uydulara gtryorum ve seni lime lime etme
miz gerekse de bu srr zeceiz."
Gl ellerinden birinde tabancay tutarken dieriyle Foy
le'un boazn yakalad. "Ama nce PyrE'yi istiyorum. Onu ba
na vereceksin Foyle. Vermeyeceini sanma." Tabancayla Foy
le'un alnna vurdu. "Onu almak iin her eyi yaparm. Yapma
yacam sanma." Foyle' a souk, mekanik bir tavrla yine vur
du. "Bir cezalandrlma aryorsan, emin ol buldun!"
0
Bunny, Five Points'teki kamu jaunte platformundan atla
yp korkak bir tavan gibi Merkezi Haberalma'nn New York
brosunun a_na giriine kotu. En dtaki nbeti kordonunu ve
koruyucu labirenti geip i brolara ulat. Arkasnda heyecanl
bir takipi treni oluturdu ve sakin bir ekilde nndeki ko
numlara jaunte'lemi onu bekleyen daha tecrbeli nbetilerle
251
burun buruna geldi.
Bunny barmaya balad: "Yeovil! Yeovil! Yeovil!" Hala
koarak, masalarn arasndan geiyor, sandalyeleri deviriyor,
inanlmaz bir kargaa yaratyordu. Barmaya devam ediyor
du: "Yeovil! Yeovil! Yeovil!". Tam zavall adamn acsna son
vereceklerken Y'ang-Yeovil belirdi.
"Nedir bu grlt?" diye parlad. "Bayan Wendesbury'nin

evresinde mutlak sessizlik olmas iin emir vermitim."


"Yeovil!" diye bard Bunny.
"Oda kim?" .
"Sheffield'n asistan."
"Ne . . . Bunny?"
"Foyle!" diye uludu Bunny. "Gully Foyle."
Y'ang-Yeovil aralarndaki on be metrelik mesafeyi bir
nokta alt saniyede at. "Ne olmu Foyle'a?"
"Sheffield gtrd." dedi Bunny nefes nefese.
"Sheffield m? Ne zaman?"
"Yarm saat nce."
"Neden onu buraya getirmedi?"
"Bilmiyorum . . . Bir fikrim var . . . D.U. ajan olabilir . . . "
"Neden hemen gelmedin?"
"Sheffield, Foyle'la birlikte jaunte'ledi . . . onu bayltt ve
yok oldular. Onlar aramaya gittim. Her yerde. ansm dene
dim. Yirmi dakikada elli jaunte yapm olmalym . . . "
"Amatr!" diye haykrd Y'ang-Yeovil fkeyle. "Neden bu
ii profesyonellere brakmadn?"
"Onlar buldum. "
"Buldun mu? Nerede!"
"Eski St. Patrick. Sheffield -"
Ama Y' ang-Yeovil topuklarnn zerinde dnm koridor
da deliler gibi koup baryordu: "Robin! Robin! Dur! Dur!"
Ve o anda gkgrltsnn gmbrts kulaklarnda pat
lad.
252
on be
Dnce ve rade, tpk bir havuzda genileyen dalgalar
gibi PyrE'nin hassas altatomik tetik noktasn arayarak, ona do
kunup harekete geirerek yayld. Dnce; paracklar, tozu,
duman, zerreleri, moleklleri buluyordu. Dnce ve rade
- hepsini deitiriyordu.
Do. Franco Torre'nin bir PyrE mermisinin srrn zmek
iin ypratc bir ay geirdii Sicilya' da artk ve keltiler deni
ze boalan bir lam borusuna atlmt. Akdeniz akntlar ay
lardr bu artklar deniz dibinden srklyordu. Bir anda elli ft
yksekliinde kambur bir su tepecii, kuzeydouda Sardin
ya' dan gneybatda Tripoli'ye kadar btn kylan tarad. Bir
mikrosaniye iinde Akdeniz' in yzeyi, Pantelleria, Lampedusa,
Linosc ve Malta adalarnn evresine dolanm dev bir soluca
nn kvrml grntsne brnd.
Artklarn bir ksm yaklm, bir yere kmeden nce, yz
lerce mil yaylacak olan duman ve buharla birlikte bacadan atl
mt. Bu kck tanecikler sonunda, zerlerinde daldklar
Fas, Cezayir, Libya ve Yunanistan' da inanlmaz bir kklk ve
younluktaki kredici dakik patlamalarla kendilerini gsterdiler.
Ve hala stratosferde szlmekte olan baz zerreler, gndz yldz
lar gibi youn parlamalarla varlklarn belli ettiler.
Prof. John Mantley'nin de PyrE'yle ayn artc deneyimi
yaad Texas'da artklarn ou, ayn zamanda radyoaktif ar
tklarn da topland, kurumu bir petrol kuyusunun hava ba
casndan aa atlmt. Derin bir su tablas maddenin ounu
emerek yava yava on be kilometrekarelik bir alana yaymt.
On be kilometrekarelik Texas dzl sarsntlarla kaln fitilli
kadifeye benzedi. lenmemi byk bir doal gaz birikintisi
253
sonunda bir gedik buldu ve yzeye kp havaya uan talarn
kardklar kvlcmlarla ate alarak iki yz ft.'lik dev bir mea
leye dnt.
oktan bir kenara atlm, unutulmu, kullanlm bir filtre
kad diskine atlm bir miligram PyrE, kat makinesine yol
lanm ve sonunda hamur haline getirilip dizgi metali kalbna
dklm Glasgow Observer'n btn gece basksn yok etti.
Uzun zaman nce gazete kadna dntrlen bir laboratu
var nlne sram olan bir PyrE krnts, Lady Shrapnel ta
rafndan yazlm bir Teekkr Mektubunu yok ederken bu ara
da yannda fazladan bir ton birinci snf postay gtrd.
oktan atlm ve imdi bir Yamac-jauntecinin mink ce
ketinin altna giyilen, kazarc PyrE'li bir asit bileimine batrl
m bir gmlek kolu, tek bir sert kesile Yamac-jauntecinin bi
leini ve elini kopard. imdi bir kl tablas olarak kullanlan
bir buharlatrma kristaline yapm bir desimiligram PyrE,
hilkat garibesi ticareti yapp canavar datm yapan Baker
adnda birinin brosunu yakp kavuran bir yangn balatt.
Gezegenin bir ucundan dier ucuna dek tek tek patlama
lar, patlama zincirleri, yangn alar, kk yangnlar, gky
znde meteor parlamalar, byk kraterler ve dar kanallar top
ra yarp geiyor, paralyor, barndan kusuluyordu. Sanki
fkeli bir Tanr insanlarn yine bir cehennem ateiyle ziyaret
etmiti. Eski St. Patrick'de, Fourmyle'n laboratuvarnda yakla
k bir gramn onda biri kadar PyrE akta kalmt. Kalan, ka
zara ya da bilerek yaplacak bir psikokinetik atelemeden ko
runduu bir Tepkisiz Kurun zomer kasadayd. O onda bir
gramdan kan enerji, iddetli bir deprem binay sarsm gibi
duvarlar patlatp zeminde byk yarklar amt. Destekler
bir an daha stunlar tuttu ve sonra grltyle ykld. Kuleler,
sivri Tepeler, stunvari destekler ve at grleyen bir halin
de inip; yerdeki alabildiince geni kraterin zerinde karmak,
tehlikeli bir dengede tereddt etti. Bir nefes rzgar, ufack bir
titreim ve krater, toz haline gelmi ykntyla tamamen dolana
254
kadar knt devam ederdi.
Patlamann yldz kadar yksek ss yzlerce yangn kar
d ve ken atnn eski kaln bakrn eritti. Bir miligram PyrE
daha patlatlm olsayd; s metali annda buharlatrmaya ye
tecekti. Onun yerine beyaz beyaz parlayp akmaya balamt.
Eriyik bakr km atnn enkazndan szlp karmak bir
ada ilerleyen korkun bir amur gibi ezik talarn, demirlerin,
tahtalarn ve camlarn arasndan aaya doru akmak iin yol
lar aramaya balad.
Dagenham ve Y'ang-Yeovil katedralda hemen hemen ayn
anda belirdiler. Bir saniye sonra Robin Wendesbury ve ardndan
da Jisbella McQueen geldi. Bir dzine Haberalma ajan ve alt
Dagenham kuryesi Presteign'n Jaunte-Muhafzlar ve polisle
birlikte ortaya kt. Parlayan blou kordona aldlar ama zaten
ok az izleyici vard. Yeni Yl Gecesindeki basknn okundan
sonra tek bir patlama New York'un yarsn korkutarak bir kez
daha panik iinde gvenli bir yere jaunte'lemelerine yol amt.
Yangnn grlts korkuntu ve ireti bir dengede duran
tonlarca ykntnn ezici basks herkesi tedirgin ediyordu. Her
kes barmak zorunda kalyor ama yine de titreimlerden kor
kuyordu. Y'ang-Yeovil, Foyle ve Shefield'la ilgili haberi Da
genham'n kulana bard. Dagenham ban sallayp lm
glyle glmsedi.
"eri girmemiz gerekecek," diye bard.
"Yangn giysileri," diye bard Y' ang-Yeovil.
Yok olup bir ift beyaz Felaket Ekibi giysiyle yeniden belir
di. Bu manzara karsnda Robin ve Jisbella deliler gibi bara
rak itiraz etmeye balad. ki adam onlara aldrmayp Tepkisiz
zomer zrhlar zerlerine geirerek yangn yerine girdiler.
Eski St. Patrick'in ii sanki korkun bir el tahta, ta ve me
talle azna kadar dolu bir torbay kartrp darmadan etmi
gibiydi. Her atlaktan erimi bakr dilleri kyor, tahtalar atee
vererek, talan ufalayarak, camlar paralayarak aaya doru
yava yava ilerliyordu. Bakrn akt yerlerde yalnzca bir
255
parlama vard ama, dkld yerlerden parlak kzgn metal
damlacklar fkryordu.
Bu karmakark enkazn altnda, eskiden katedralin de
mesinin olduu yerde siyah bir krater vard. Patlama deme
talarn ayrp binann derinliklerindeki bodrumlar, alt bod
rumlar ve mahzenleri ortaya karmt. Mahzenler, hepsi k
k dzensiz yangnlar karm, belli belirsiz kmldayan ta
lar, kiriler, borular, teller ve Drt Mil Sirki'nin kalntlaryla
doluydu. lk bakr kratere damlayp ortal parlak bir erimi
sramayla aydnlatt.
Dagenham Y'ang'Yeovil'in dikkatini ekmek iin omuzuna
vurdu ve bir yeri iaret etti. Kraterin ortasnda, karkln or
tasnda Regis Sheffield'm patlamann ezip paralad cesedi
yatyordu. Y'ang-Yeovil Dagenham'm omuzuna vurdu ve ba
ka bir yeri iaret etti. Kraterin neredeyse en dibinde Gully Foy
le yatyordu ve erimi bakr srayp parlayarak onu aydnlatt
nda hareket ettiini grdler. ki adam da hemen dnp bir
grme yapmak iin srnerek katedralden ktlar.
"Yayor."
"Nasl olabilir?"
"Thmin edebilirim. Yaknlarnda toplanm adr paralarm
grdn m? Katedralin dier ucunda baka bir patlama olmu ve
aradaki adrlar da Foyle'u korumutur. Sonra baka herhangi bir
ey ona arpmadan zeminde alan yarktan dmtr."
"Mantkl geliyor. Onu oradan karmamz gerek. PyrE'nin
nerede olduunu bilen tek kii o."
"PyrE hala orada olabilir mi . . . patlamam olarak?"
"T.K.. kasadaysa evet. O nesne hibir eye tepki vermez.
Onu bo ver imdi. Foyle'u nasl karacaz?"
"Buradan alamayz."
"Neden olmasn?"
"Anlalmyor mu? Yanl bir admda btn yknt ker."
"Aaya akan bakr grdn m?"
"Tanrm, evet!"
256
"Onu on dakika iinde oradan karmazsak, bir erimi ba-
kr havuzunun dibinde olacak."
"Ne yapabiliriz?"
"Kk bir olaslk var."
"Nedir?"
"Sokan karsndaki eski RCA binalarnn bodrumlar St
Patrick'inkiler kadar derin."
"Ve?"
"Aa inip bir tnel amaya alacaz. Belki Foyle'u aa
dan kara biliriz."
Bir ekip i nesildir terk edilmi ve mhrl olan eski RCA
binalarna dald. Kemerli mahzenler, yzyllar ncesinin ayrnh
laryla dolu ekaz halindeki mzelerine indiler. Antka asansr
boluklarn bulup oralardan elektrik tesisah, shc ve dondurucu
sistemlerinin bulunduu alt mahzenlere indiler. Tarih ncesinde
ki Manhattan Adas'nn derelerinden, bugn hfla zerlerine ya
plm sokaklarn alhndan akan derlerden gelen suyun iine bel
lerine kadar batarak binann lamna idiler.
St. Patrick'in mahzenlerini karlarna almak iin dou-ku
zeydou ynnde lamlarda ilerlerken birden koyu karanln
ilerde ykselen alevlerle aydnlandn fark ettiler. Dagenham
bamp kendini ileri att. St Patrick'in alt bodrumlarn aan
patlama, kendi mahzenleriyle RCA binalarnn arasndaki du
varlar da ayrh. Ta ve topran arasndaki przl bir ya
rktan byk yangnn diini grebiliyorlard.
Elli ft ileride Foyle kvrlm kiriler, talar, borular, metal
ve tellerden olumu bir labirentin iinde skp kalmt. Yu
kardan gelen grltl bir parlama ve evresindeki geliigzel
alevlerle aydnlanyordu. Giysileri alev almt ve dvme y
znde belirgin bir ekilde parlyordu. Kapana kslm akn
bir hayvan gibi yava ve tereddtle hareket ediyordu.
"Aman Tanrm!" diye bard Y' ang-Yeovil. "Yanan
adam!"
"Ne?"
257
"spanyol Merdivenleri'nde grdm Yanan Adam. Bo
ver onu imdi. Ne yapabiliriz?"
"eri girelim tabii ki."
Birden parlak bir kzgn bakr paras Foyle'un yaknna
doru szld ve on ft aasna damlad. Ardndan bir ikinci,
bi
r nc . . . bakr yava ve srekli bir aknt halinde inerek
bir havuz oluturnaya balad. Dagenham ve Y'ang-Yeovil
zrhlarnn maskelerini takp srnerek duvardaki yarktan
gemeye alt. dakikalk ac bir mcadeleden sonra labi
renti ap Foyle'a ulaamayacaklarn anladlar. Dardan ieri
ye girmek imkanszd ama ierden darya klabilirdi. Dagen
ham ve Y'ang-Yeovil konumak zere geri ekildiler.
"Ona ulaamyoruz," diye bard Dagenham, "ama o d
ar kabilir."
"Nasl? Jaunte'leyemedii kesin, yoksa burada olmazd."
"Hayr. Trmanabilir. Bak. nce sola, sonra yukar gidip u
kiriin yanndan dner, sonra altna girip o telleri iterse kabilir.
Teller ieri doru itilemiyor, bu yzden biz ona ulaamyoruz,
ama dar itilebilir, bylece o da kabilir. Tek ynl bi kap."
Erimi bakr havuzu Foyle'a doru yaklayordu.
"Eer yaknda oradan kamazsa canl canl kavrulacak."
"Onunla konumalyz . . . Ne yapmas gerektiini syle-
meliyiz."
Adamlar barmaya balad: "Foyle! Foyle! Foyle! "
Tuzaktaki yanan adam yava ve tereddutl hareket etmeye
devam etti. Czrdayan bakr yamuru iddetleniyordu.
"Foyle! Sola dn. Beni duyabiliyor musun? Foyle! Sola d-
np yukar trman. Sonra - Foyle!"
"Dinlemiyor. Foyle! Gully Foyle! Bizi duyabliyor musun?"
"Jiz'i ar. Belki onu dinler."
"Hayr, Robin. Dnce gnderebilir. Dinlemek zorunda
kalr."
"Ama yapar m? Herkesin iinden onu kurtarr m?"
"Yapmak zorunda. Bu nefretten ok byk bir ey. Bu,
258
dnyann imdiye kadar karlat en byk kahrolas ey.
Gidip onu getireyim." Y'ang-Yeovil dar srnmeye balam
t ki Dagenham onu durdurdu.
"Bekle Yeo. uraya bak. Yanp snmeye balad."
"Yanp snmek mi?"
"Bak! Sanki bir atebcei gibi yanp snyor. Seyret unu!
Bir grnyor, bir kayboluyor."
Foyle'un grnts alevli bir tuzaa yakalanm bir ate
bcei gibi hzla bir kayboluyor, bir beliriyordu.
"imdi ne yapyor? Ne yapmaya alyor? Neler oluyor?"
Kurtulmaya alyordu. Tuzaa dm bir atebcei ya
da bir iaret ateinin alevlerine skp kalm bir deniz kuu gi
bi lgnca rpIp duruyordu . . . kendini bilinmeyene doru
frlatan kararm, yanan bir yaratk gibiydi.
Sesleri grnt gibi alglyordu, garip desenli bir k gibi.
Kendi adn bardklarnda parlak bir uyakl iir gryordu:
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
F OYL E
Hareketleri ses gibi alglyordu. Kvrfan alevleri, girdaplar
oluturan dumanlan, tiJreerek alayl oyunlar oynayan glgele
ri duyuyordu ve hepsi de yabanc dillerde kulaklar sar ede
cek kadar yksek bir sesle konuuyorlard.
"BURUU GYARR RAAWV CIRMEYKNK?" diye sordu
duman.
"Aa. Aa, rit-kit-dit-zit m' gid," diye cevaplad hl glgeler.
"Ooohh. Aaa. Hiiii. Tiii. Oooo. Ahhh," diye baryordu
259
s dalgacklar. "Ahhh. Maaa. Paaa. Laaaaaaaaaa!"
Kendi giysilerinin alevleri bile kulaklarnda grleyip an
lamsz bir eyler sylyordu. "MANTERGAYSTMANN!" diye
bardlar, "UNVERTRACKNGSTEGN GANZELSSFURS
TIN-LASTENBRUGG!"
Renkler ona ac veriyordu . . . scak, souk, basn; dayanl
maz ykseklikte ve inanlmaz derinlikte, muazzam hzlanma
lar ve ezici sktrmalardan oluan duyumlard:
Mili IZl
ONDAN UZ
K
r
Dokunmak onun iin tatmakt . . . tahtaya dokunduunda
aznda keskin ve kireli bir tat oluuyordu, metal tuzdu, do-.
kunduu talarn tad ekimsiydi, camsa fazla ekerli tatl gibi
260
iini bayltyordu.
0
Koku dokunutu . . . Scak talar yanan okayan kadif
gibi kokuyordu. Duman ve kl neredeyse slak kanavie benze
r, derisini trmalayan sert kumalard. Erimi metal kalbine in
dirilen darbeler gibiydi, PyrE patlamasnn iyonlamas da ha
vay parmaklarnn arasndan szlen su gibi kokan ozonla
doldurmutu.
0
Kr, sar ve duyumsuz deildi. Duyumlar alyordu, ama
bu duyumlar PyrE okuyla arplp ksa devre yapm bir sinir
sisteminden geerek geliyorlard. Sinestezi geiriyordu, algla
rn d dnyadan verileri alp beyne ilettii ama beyinde du
yumsal alglarn birbiriyle kart o nadir konumdayd. Byle
ce Foyle iin ses grnt olarak, hareket ses olarak kaydedili
yor; renkler ac hislerine, dokunu tada, tat da dokunua dn
yordu. Yalnzca Eski St. Patrick'in altndaki yangnn labiren
tinde deil, ayn zamanda kendi ters-duyumlarnn kaleidosko
punda da skp kalmt.
Yine aresiz, yok olmann o korkun snrnda, btn ya
am disiplinlerini ve alkanlklarn terk etmiti; ya da belki
bunlar ondan sklp atlmt. evre ve deneyimin artland
rlm bir rn olmaktan kp kamay ve hayatta kalmay is
teyen, elindeki btn gleri kullanan, tam gelimemi bir ya
ratk olmutu. Ve yine iki yl ncesinin mucizesi gerekleti. Bir
insan organi>masnn, her hcrenin, her dokunun, her sinir ve
kasn blnmemi enerjisi bu istei glendirdi ve Foyle uzay
da jaunte'ledi.
Ik hzn kat kat aan dnce hzyla kvrlan evrenin
jeodezik uzay izgileri boyunca hzla srklenmeye balad.
261
Konumsal hz o kadar korkutucuydu ki, zaman ekseni kvrld
ve Gemiten balayp imdiyi geerek Gelecee uzanan dikey
izgiden ayrld. Artk imkanszlk kavramlaryla snrlanma
yan insan beyninin mucizesi tarafndan ynetilen bu hemen he
men yatay eksen, bu yeni uzay-zaman jeodezii zerinde titre-
yerek ilerliyordu.
.

Yine Helmut Grant ve Enzio Dandridge ve bir dizi baka
denemecinin yapamadn gerekletirmiti. uursuz panii
onu daha nceki deneylerin baarszlkla sonulanmasna yol
aan konum-zaman snrlamalarndan vazgemeye zorlamt.
Baka-yere deil Baka-zamana jaunte'lemiti. Ama en nemli
si, her insanla birlikte doan ama hayatn akyla derinlere
inen, Zaman Okunu ve kiinin bunun zerindeki konumunu
olduu gibi gsteren drdnc boyut bilinci, Foyle'da yzeye
yaknd. Muhteem bir hayal gc gsterisiyle eksi birin kare
kk olan 'i'yi hayali bir saydan geree evirerek uzay-za
man jeodezikleri boyunca Baka-yerlere ve Baka-zamanlara
jaunte'ledi.
Jaunte'ledi.
Uzayn donuk boluunda szlen Gebe' deydi.
Hilie alan kapnn nnde duruyordu.
Souk, limon tadndayd ve vakumsa derisini trmalayan
peneler. Gne ve yldzlar kemiklerini titreten ateli stmayd.
"GOLMMHA FEDNS D KLOMOHAMAGENSN!" di
ye haykrd hareket kulaklarnda .
. .Koridordan aa kaybolan, arkas ona dnk bir ekil var
d; omuzunda eyalarla dolu bakr bir kazan tayan, serbest
dme iinde frlayan, szlen, srklenen bir ekildi bu. Bu
Gully F<yle' du.
"MHAT JESSROT TO KRONAGEN BAT FLMMKORK,"

diye uludu adamn hareketinin grnts.


"Aha! O-hol M'git nat ta kak," diye cevap verdi titreen
k ve glgeler.
"Aaaaaaaaaaa? Yaaaaaaaaa? Yooooooo. 0000000!" diye
262
mrldand adamn evresinde dnp duran yknt parackla
r.
Azndaki limon tad dayanlmaz oldu. Derisini trmala
yan peneler bir ikenceydi.
Jaunte'ledi.
Yok olmasnn zerinden bir saniye bile gemeden Eski St.
Patrick'in altndaki frnda yeniden belirdi. Tpk bir deniz ku
unun kurtulmaya alt alevlere tekrar tekrar geri ekilmesi
gibi buraya ekiliyordu. Grldeyen frna yalnzca bir an daha
tahamml etti.
Jaunte'ledi.
Gouffre Martel'in derinliklerindeydi.
Kadife karanlk saadet, cennet, sonsuz mutluluktu. -
"Ah!" diye bard huzurla.
"AH!" diye yankland sesi ve sesler krdici bir k dese
nine dnt.
AHAHAHAHAHAHAHAHAH
HAHAHAHAHAHAHAHAHA
AHAHAHAHAHAHAHAHAH
HAHAHAHAHAHAHAHAHA
AHAHAHAHAHAHAHAHAH
HAHAHAHAHAHAHAHAHA
Yanan Adam irkildi. Sesten krlemi olarak "Durun!" di
ye bard. Yanknn gz kamatrc deseni yeniden belirdi.
DRunDuRunDuRun
RunDuRunDuRunDuRun
DuRunDuRunDRunDRun
RunDuRunDuRunDuRunDuRun
RunDuRunDuRunDuRun
unDRunDuRunDR
RunDuRunDuRun
Uzaktaki ayak seslerini, gzleri dikey kuzey akntlarnn
263
yumuak desenleri olarak grd.
y
1
L
D
I
R
1
M
G
i
B
i
t t t t
a a a a
k k k k
t t t t
a
k
t
a
k
B
i
R
a a a
k k k
t t t
a a
k k
y
A K
H 1
a
k
R
1
264
t t
a a
k k
t t
a a
k k
t t
a a
k k

D
u
y
u
L
D
u
B R
K Hl
Foyle ve Jisbella McQueen'i jeofonla izleyen Goufre Mar
tel hastanesindeki arama ekibiydi. Yanan Adam yok oldu ama
nce istemeden arama ki ! i ni yok olan kaaklarn izinden
uzaklatrmt.
Son kayboluundan yalnzca bir an sonra yine yeniden Es
ki St. Patrick'in altnda belirdi. Uzay-zamann ters evrilmi te
pe erisinde kendi imdi' si erideki en alt nokta olduu iin bi
linmeyene lgnca at kanatlar onu kanlmaz olarak, ka
maya alt imdi'ye geri srkleyen jeodezik uzay-zaman
izgilerine yolluyordu.
.
Kendini jeodezik izgiler boyunca yukar, yukar itip ge
mie ya da gelecee gidebiliyordu, ama bir topun sonsuz bir
kuyunun eimli duvarlarndan yukar frlatlp bir an orada ha
reketsiz kaldktan sonra derinliklere geri yuvarlanmas gibi, o
da sonunda ister istemez kendi imdi' sine dyordu.
Ama yine de aresizlii iinde bilinmeyene doru kanat
rpyordu.
.
Yine jaunte'ledi.
Avustralya kylarndaki Jervis plajndayd.
Dalgalarn hareketleri "LOGGER-MST KROTEHAVEN
CALL. LOOGERMSK MOTESLAVEN DUUL." diye feryat edi
yordu.
26
Dalgalarn sesleri sahne klarnn parlaklyla gzlerini
1
kamatryordu:
Gully Foyle ve Robin Wen
d
esbury nnde duruyorlard. '
Yanan Adam'n azna sirke tad veren kumlarda bir adamn
cesedi yatyordu. Yzn yalayan rzgarn tad gazete kad
na benziyordu.
Foyle azn ap bard. Ses yanan yldz baloncuklar ha-
linde kt.
Foyle bir adm att. Hareketi "GRASH!" diye nlad.
Yanan Adam jaunte'ledi.
angay'da, Dr Sergei Orel'in brosundayd.
Foyle yine karsndaydi ve k desenleriyle konuuyordu:
K S
i i
M N
K S K S
i i
M N
i
M N
Bir an iin Eski St. Patrick'in zdrabna dnd ve yine
jaunte'ledi.
266
HAYKIRAN SPANYOL MERD-
VENLERNDE DURUYORDU.
HAYKIRAN SPANYOL MERD
VENLERNDE DURUYORDU.
HAYKIRAN SPANYOL MERD-
VENLERNDE DURUYORDU.
HAYKIRAN SPANYOL MERD-
VENLERNDE DURUYORDU.
HAYKIRAN SPANYOL MERD-
VENLERNDE DURUYORDU.
HAYKIRAN SPANYOL MER
DVENLERNDE DURUYORDU.
Yanan adam jaunte'ledi.
Yine limon tad veren souktayd ve vakum derisini daya
nlmaz penelerle trmalyordu. Gm bir geminin lombozun
dan ieri bakyordu. Arkada Ay'n dev dalar ykseliyordu.
Lombozdan, ierideki kan ve oksijen pompalarnn uyumsuz
grltlerini grp Gully Foyle'un ona doru att admn fer
yadn duyabiliyordu. Boluun boazn skan peneleri iyice
dayanlmaz hale geldi.
Uzay-zamann jeodezik izgileri onu, lgn rpnlarna
balamasndan bu yana iki saniyeden az bir srenin getii Es
ki St. Patrick' deki imdiye geri yollad. Yanan bir mzrak gibi,
bir kere daha kendini bilinmeyene doru frlatt.
Mars'taki Sklotsky Mezarndayd. Lindsey Joyce adndaki
solgun yaratk nnde kvranyordu.
"HAYIR! HAYIR! HAYIR!" diye baryordu hareketleri.
"CANIMI YAKMA. BEN LDRME. HAYIR LTFEN.
LTFEN . . . LTFEN . . . "
267
Yanan Adam kaplan azn ap glmeye balad.
"Ac ekiyor," dedi. Sesinin tns gzlerini yakt.
A A
c c
1 1 1

E
K K K
i i i
y y
o o
R R
"Kimsin sen?" diye fsldad Foyle.
K K K K K K K K K K
i i i i i i i i i i
MMMMMMMMMM
s s s s s s s s s s
i i i i i i i i i i
N N N N N N N N N N
s s s s s s s s s s
E E E E E E E E E E
N N N N N N N N N N
268
c
y
A
o
R
Yanan Adam irkildi. "ok parlak," dei. "Daha az k."
Foyle ne doru bir adm att. Hareketi "BLAA-GAA
DAA-MAV-FRAA-MLNGSTONVSTA!" diye grledi.
Yanan Adam ac iinde ellerini kulaklarna gtrd.
"Ses ok yksek," diye bard. "O kadar yksek sesle ha
reket etme."
Kvranan Sklotsky'nin hareketleri hala baryor, yalvar
yordu: "CANIMI YAKMAYIN. CANIMI YAKMAYIN."
Yanan Adam yine gld. "Dinle onu. Baryor. Yalvaryor.
lmek istemiyor. Ac ekmek istemiyor. Bir dinle onu."
"EMR VEREN OLIVIA PRESTEIGN'DI. BEN DEGLDM.
CANIMI YAKMAYIN. OLIVIA PRESTEIGN."
"Emri kimin verdiini sylyor. Duyamyor musun? Gz
lerinle dinle. Olivia diyor."
NE?
NE?
NE?
NE?
NE? NE?
NE?
NE? NE?
NE?
NE? NE? NE?
NE? NE? NE?
NE? NE?
NE?
NE? NE? NE?
Foyle'un sorusunun satran tahtas deseninden gelen k
onun iin ok fazlayd.
"Olivia diyor. Olivia Presteign. Olivia Presteign. Olivia
Presteign. "
Jaunte'ledi.
Eski St. Patrick'in altndaki kuyuya dt yeniden ve kar
man orman akl ve umutsuzluu ona ldn syledi. Bu
Gully Foyle'un sonuydu. Bu sonsuzluktu ve cehennem gerek
ti. Grdkleri en son lm annda gemiin parampara grn
tlerinin aklndan gemesiydi. Katlandklarna zamann sonu
na dek katlanmak zorunda kalacakt. lmt. ldn bili
yordu.
269
Sonsuzlua teslim olmay reddetti.
Yine bilinmeyene kanat rpt.
Yanan Adam jaunte'ledi.
Parldayan bir sisin iindeydi
.' -- .
'' _, ", . A .
yamurunun iindeydi.
Derisinde kelebek kanatlarnn temas vard
Aznda bir dizi serin inci nin tad vard
Birbirine girmi kaleidoskopik duyumlaryla nerede oldu
unu bilemiyordu, ama sonsuza kadar bu Hibiryer de kalmak
istediini biliyordu.
"Merhaba Gully. "
"Oda kim?"
270
"Ben Robin. "
"Robin mi?"
"Eski Robin Wendesbur. "
"Eski mi?"
"imdiki Robin Yeovil. "
"Anlamyorum. ldm m?;'
"Hayr Gully. "
"Neredeyim?"
"Eski St Patrick'den ok ok uzaklarda. "
"Ama nerede?"
"Bunu aklayacak zaman yok Gully. Burada yalnzca birka sa
niyen var. "
"Neden?"
"nk daha uzay-zamanda jaunte'lemeyi renmedin. Geriye
dnp renmen gerek. "
"Ama biliyorum. Bilmem gerek. Shefield Gebe' ye
jaunte'lediimi syledi . . . alt yz bin mil."
"O zamanki bir kzayd Gully ve yeniden jaunte'leyeceksin . . .
kendi kendini eittikten sonra . . . Ama imdi yapamyorsun. Daha
nasl tutunacan . . . herhangi bir imdi'yi geree nasl dntre
ceini bilmiyorsun. Birk saniye iinde Eski St. Patrick'e deceksin
yeniden. "
"Robin, imdi hatrladm. Senin iin kt haberlerim var."
"Biliyorum Gully. "
"Annen ve kz kardelerin lm."
"Uzun zamandr biliyorum Gully. "
"Ne kadar uzun zamandr?"
"Otuz yldr. "
"Bu imkansz. "
"Hayr deil. Eski St. Patrick'den ok ok uzaklardasn. Sana
kendini yangndan nasl kurtaracan anlatmak istiyordum, Gully.
Dinleecek misin?"
"lmedim mi?"
"Hayr. "
271
"Dinleyeceim."
"Duyumlarn krmakark. Yaknda geecek ama sana sa sol ya
da yukar aa diye anlatmayacam. imdi anlayabilecein gibi an
latacam. "
"Neden bana yardm ediyorsun . . . sana btn yaptkla
rmdan sonra?"
"Hesi baland ve unutuldu Gully. imdi beni dinle. Eski St.
Patrick' e dndnde en ykek sesli glgeleri krna alana dek dn.
Anladn m ?"
"Evet."
"Teninde derin bir karncalanma hissedene kadar seslere doru
ilerle. Sonra dur. "
"Sonra duraym."
"Yarm bir dn yapp basn ve dme hissini bul. Onu izle. "
"Onu izleyeyim."
"Parlak bir k perdesinden geip kinin tadna geleceksin. Kinin
tad gerekte bir tel yn. Hafi f bir eki sesi duyana kdar kinini ite
rek ilerle. Gvende olacaksn. "
"Btn bunlar nereden biliyorsun Robin?"
"Bir uzman anlatt Gully. " Glmeye benzer bir his vard.
"Her an gemie debilirsin artk. Peter ve Saul da burada. Au revoir
ve iyi anslar diyorlar. Ve Jiz Dagenham da yle. iyi anslar Gully ha
yatm . . .
"Gemi mi? Buras gelecek mi?"
"Evet Gully. "
"Ben de burada mym? Olivia-? "
Ve ardndan birden uzay-zaman izgilerinden aaya, aa
ya, aaya, imdi'nin dehet verici kuyusuna doru dme
ye balad.
272
on alt
Presteign Kalesi'nin fildii ve altn Yldz Odas'nda duyu
lar yerine geldi. Grnt, grntye dnt ve yksek ayna
larla vitrayl camlar; ktphaneci androidin merdivende dur
duu altn ilemeli ktphaneyi grd. Ses, sese dnt ve
Sekreter androidin Louis Quinze masada elle alan bir kayt
topuna bir eyler . yazdn duydu. Robot barmenin verdii
konya yudumlarken de tat yine tat haline geldi.
Kapana kslm, hayatnn kararyla kar karya olduu
nu biliyordu. Dmanlarna aldrmayp robot barmenin yz
ne kaznm kalc glmsemeyi, o klasik srt inceledi.
"Teekkr ederim," dedi Foyle.
"Zevkti efendim," diye cevap verdi robot ve bir sonraki
iareti beklemeye balad.
"Gzel bir gn," dedi Foyle.
"Her zaman bir yerlerde gzel bir gn vardr efendim," di
ye srtt robot.
"Berbat bir gn," dedi Foyle.
"Her zaman bir yerlerde gzel bir gn vardr efendim," di
ye cevap verdi robot.

"Gn," dedi Foyle.
"Her zaman bir yerlerde gzel bir gn vardr efendim,"
dedi robot.
Foyle dierlerine dnd. "te bu benim," dedi robotu gs
tererek. "Hepimiz bu
y
uz. zgr iradeden sz edip duruyoruz
ama tepkiden baka bir ey deiliz . . . belirli kalplarda meka
nik tepki. Peki yleyse . . . ite buradaym, burada, tepki verme
yi bekliyorum. Dmelere basn, zplayaym." Robotun metalik
sesinin gln bir taklidini yapt. "Size hizmet etmek benim
273
iin bir zevkti efendim." Birden sesi hepsini tokatlad. "Ne isti
yorsunuz?"
Hepsi tedirginlikle kprdand. Foyle yanm, bitmi, ceza
landrlmt . . . ama yine de hepsini kontrol ediyordu.
"Tehditleri nceden belirleyelim," dedi Foyle. "Aslacam,
doranacam, cehennemde yanacam eer . . . ama ne? Ne
yapmalym? Ne istiyorsunuz?"
"Malm istiyorum," dedi Prestign buz gibi bir glmse-
meyle.
"Dokuz ksur kilo PyrE. Evet. Ne neriyorsunuz?"
"neri getirmiyorum efendim, benim olan istiyorum."
Y'ang-Yeovil ve Dagenham konumaya balad, Foyle on-
lar susturdu. "Dmelere teker teker basalm beyler. u anda
Presteign beni oynatmaya alyor." Ptesteign'a dnd. "Daha
sert bas, kan ve para, ya da baka bir dme bul. u anda kim
oluyorsun da isteklere bulunuyorsun?"
Presteign dudaklarn kast. "Yasalar . . . " diye balad.
"Ne? Tehdit mi?" Foyle gld. "Beni korkutarak bir eyler
elde edebileceinizi mi dnyorsunuz? Aptal olmayn. Be
nimle Yeni Yl Gecesinde konutuunuz gibi konuun Preste
ign . . . acma, affetme, ikiyzllk olmakszn."
Presteign ban edi, derin. bir nefes alp glmsemeyi b
rakt. "Sana g neriyorum," dedi. "Varisim olarak, Presteign
Yatrmlar'na ortaklk, klan ve septin bakanl. Birlikte dn
yaya sahip olabiliriz."
"PyrE ile mi?"
"Evet."
"Teklifiniz incelenip reddedildi. Kznz teklif eder misi
niz?"
"Olivia m?" Presteign boulur gibi oldu, yumruklarn
skt.
"Evet Olivia. Nerede ?"
"Seni pislik!" diye bard Presteign. "Rezil . . . Adi hrsz .
. . . Nasl cret . . . "
274
"PyrE iin kznz teklif eder misiniz?"
"Evet," diye cevap verdi Presteign, zor duyulur bir sesle.
Foyle Dagenham'a dnd. "Dmene bas, kurukafa."
"Konuma bu dzeyde gtrlecekse . . . " diye parlad
Dagenham.
"Evet yle. Acma, affetme, ikiyzllk olmakszn. Ne
neriyorsun?"
"an, hret."
"yle mi?"
"Para ya da g neremeyiz. eref nerebiliriz. Gully Foy
le, Gezegenleri yok olmaktan kurtaran adam. Gvenlik ne
rebiliriz. Su dosyan temizler, sana onurlu bir isim verir ve e
ref salonundaki yerini garantileriz."
"Hayr," diye sze kart Jisbella Mc Queen. "Kabul etme.
Bir kurtarc olmak istiyorsan srr yok et. PyrE'yi kimseye ver
me."
"PyrE nedir?"
"Sessiz ol!" diye parlad Dagenham.
"Yalnzca dnceyle . . . psikokinesisle patlatlabilen bir
termonkleer patlayc," dedi Jisbella.
"Ne dncesi?"
"Herhangi birinin, ona yneltilmi, onu patlatma istei.
Tepkisiz Kurun zomerle yaltlmamsa, dnce PyrE'yi kri
tik ktleye ulatryor."
"Sana sessiz olman syledim" diye homurdand Dagen
ham.
"Eer hepimiz ansmz deneyeceksek, ben de kendimin-
kini denemek istiyorum."
"Bu idealizmden daha byk bir olay."
"dealizmden daha byk hibir ey yoktur."
"Foyle'un srr daha byk," diye mrldand Y'ang-Yeovil.
"Ben u anda PyrE'nin greceli olarak ne kadar nemsiz oldu
unu biliyorum." Foyle'a glmsedi. "Sheffield'n hukuk asis
tan, Eski St Patrick' deki sohbetinizin bir ksmna kulak misafiri
275
olmu. Uzay-j

unte'lemeden haberimiz var."


Ani bir sessizlik oldu.
"Uzay-Jaunte'leme," diye haykrd Dagenham. "mkansz.
Ciddi olamazsn."
"Ciddiyim. Foyle uzay-jaunte'lemenin imkansz olmad
m gsterdi. Bir D.U. baskn gemisinden Gebe'nin enkazna
kadar, alt yz bin mil jaunte'ledi. Dediim gibi, bu PyrE' den
ok daha nemli. nce bu konuyu tartmak isterim."
"Herkes ne istediini anlatp duruyor," dedi Robin Wen
desbury yavaa. "Sen ne istiyorsun Gully Foyle?"
"Teekkr ederim" dedi Foyle, "cezalandrlma.k istiyo-
rum."
"Ne?"
"Arndrlmak istiyorum," dedi bouk bir sesle. Bandajl
: znde damga belirmeye balad. "Yaptklarmn bedelini
Jemek ve hesab kapamak istiyorum. Tadm bu kahrolas
tan, belimi bken bu acdan kurtulmak istiyorum. Goufre
Martel' e dnmek istiyorum. Hak ettiim puysa bir lobo istiyo
rum . . . hak ettiimi de biliyorum. Ben -"
"Sen kamak istiyorsun," dedi Dagenham. "Ka yok."
"Serbest kalmak, istiyorum!"
"Szkonusu bile deil," dedi Y' ang-Yeovil. "Kafanda lobo
tomiyle kaybedilemeyecek kadar ok kilitli kalm deer var."
"Su ve ceza gibi ocuka eyleri atk," diye ekledi Dagen
ham.
"Hayr," diye itiraz etti Robin. "Gnah ve affedilme her za
man olmal. Bunu asla amayz."
"Kar ve zarar, gnah ve affedilme, idealizm ve realizm,"
Foyle glmsedi. "Hepiniz o kadar emin, o kadar basit, o kadar
tek ynlsnz ki. Tereddt eden bir tek benim. Bakalm asln
da ne kadar kendinizden eminsiniz. Olivia Presteign' dan vaz
geebilir misin? Onu bana verirdin, yle deil mi? Peki onu ya
salara teslim edebilir misin? O bir katil."
Presteign ayaa kalkmaya alt ama sandalyesine kt.
276
"Affedilme olmal yle mi Robin? Olivia Presteign' affede
bilecek misin? Anneni ve k kardelerini ldrd."
Robin soldu. Y'ang-Yeovil itiraz etmeye alt.
"D Uydula_ da PyrE yok, Yeovil. Sheffield bunu itiraf etti.
Yine de PyrE'yi onlarn zerinde kullanr mydn? Benim adm
Lynch ve Boycott gibi herkesin lanetledii bir isme m evire
ceksin?"
Foyle Jisbella'ya dnd. "dealizmin seni Gouffe Martel'e
geri gtrp cezan tamamlaman salayabilir mi? Sen Dagen
ham, sen onu brakr mydn? Gitmesine izin verir miydin?"
Bir an ac ve skntyla yaplan itirazlar dinleyip karkl
seyretti.
"Hayat o kadar basit k," dedi. "Bu karar ok basit, deil
mi? Presteign'n mlkiyet haklarna m sayg duymam gerek?
Yoksa gezegenlerin iyiliini mi dnmeliyim? Ya Jisbella'nn
idealleri? Dagenham'n realizmi? Robin'in vicdan m nemli?
Dmeye basp robotun zplamasn izleyin. Ama ben bir robot
deilim. Ben evrenin garip bir hilkat garibesiyim . . . dnen
bir hayvanm . . . ve bu bataklktan nasl kacam bulmaya
alyorum. PyrE'yi dnyaya teslim edip kendini yok etmesine
izin mi vermeliyim? Dnyaya nasl uzay-jaunte'leneceini
retip hilkat garibeleri gsterimizi, galaksi galaksi btn evrene
yaymamza izin mi vermeliyim? Cevap ne?"
Barmen robot, kartrma bardan her tarafta yanklanan
bir angrtyla odann br ucuna frlatt. Peinder gelen akn
sessizlikte Dagenham, "Lanet olsun! Radyasyonum yine bebek
lerini bozdu, Presteign," diye homurdand.
"Cevab evet," dedi robot, aka.
"Ne?" dedi Foyle aknlkla.
"Sorunuzun cevab evet."
"Teekkr ederim," dedi Foyle.
"Benim iin zevkti efendim," dedi robot. "Bir insan nc
likle toplumun bir yesi, sonra da bir bireydir. Toplum yok ol-

may da sese, topluma uymalsnz."
27
"Tamamen saptt," dedi Dagenham sabrszlkla. "Kapat
unu Presteign."
"Bir dakika," diye emretti Foyle. Robotun elik yzne ka
znm parltl glmsemeye bakt. Ama toplum o kadar
budala olabilir ki. O kadar kafas karabilir ki. Bu konferansa
tank oldun."
"Evet efendim, ama topluma emretmemelisiniz, retmeli
siniz. Toplumu eitmelisiniz."
"Uzay-jaunte'lemeyi mi? Neden? Neden yldzlara ve ga
laksilere ulaalm? Ne iin?"
"Yayorsunuz da ondan efendim. Bu kendinize: Hayat ne
iin? diye sormakla ayn ey. Yaam hakknda soru sormayn.
Yaayn."
"lgnlk bu," diye homurdand. Dagenham.
"Ama byleyici," diye _mrldand Y' ang-Yeovil.
"Hayatn yalnzca yaamaktan baka bir anlam olmal,"
dedi Foyle robota.
"O zaman kendi kendinize bulun efendim. Sizin pheleri
niz var diye dnyadan durmasn istemeyin."
"Neden hepimiz birlikte ilerleyemiyoruz?"
"Hepiniz farklsnz da ondan. Siz bir koyun srs deil
siniz. Bazlar ba ekip dierlerinin peinden geleceini um
mak zorundadr."
"Kim ba eker?"
"Bunu yapmas gereken insanlar . . . hrsl insanlar . . .
tutkulu insanlar."
"Hilkat garibesi insanlar."
"Siz hepiniz hilkat garibelerisiniz efendim. Ama siz zaten
daima hilkat garibeleriydiniz. Hayat bir hilkat garibesidir.
Onun umudu ve zaferi budur."
"ok teekkr ederim."
"Benim iin zevkti efendim."
"Gn kurtardn."
"Her zaman bir yerlerde gzel bir gn vardr efendim,"
278
diye srtt robot. Ardndan vzldayp angrdayarak yere d
t.
Foyle dierlerine dnd. "Bu ey hakl," dedi, "ve siz hata
lsnz. Biz, herhangi birimiz, kim oluyoruz ki dnya iin bir
karar verelim? Brakalm dnya kendi kararlarn versin. Biz
kim oluyoruz ki dnyadan sr saklyoruz? Brakalm dnya
rensin ve kendi adna karar versin. Eski St. Patrick' e gelin."
Foyle jaunte'ledi; dierleri de onu izledi. Kare bloun ev
resinde hala kordon duruyordu ve bu arada byk bir kalaba
lk toplanmt. Atlgan ve merakllarn o kadar byk bir ksm
dumanlar tten ykntya jaunte'liyordu ki, polis onlar darda
tutmak iin koruyucu bir s ykleme alan oluturmutu. Yine
de afacanlar, macera merakllar ve sorumsuzlar s ykleme

.lannda yanp acyla inleseler bile yeniden ykntya jaunte'le


meye alyorlard.
Y'ang-Yeovil'in bir iaretiyle s ykleme alan kapatld.
Foyle kzgn moloz ynlarnn arasndan katedralin on be ft.'i
ayakta kalm dou duvarna doru ilerledi. Elleriyle zerin
den dumanlar kan talan inceledi, bastrp yerlerinden oynat
t. Bir gcrt duyuldu; ft.'e be ft.lik bir blme sarslp ald
ve skt. Foyle talar kavrayp ekti. Blme sarsld; derken
kavrulmu menteeler paraland ve ta panel kt.
ki yzyl nce, organize din yasaklanp btn inanlarn
geleneklere bal mritleri yeraltna srldnde baz dindar
yrekler Eski St. Patrick' deki bu gizli girintiyi ina edip bir su
naa evirmiti. armhn altn yzeyi hala sonsuz inancn par
laklyla parlyordu. Han dibinde Tepkisiz Kurun zomer
den yaplm kk siyah bir kutu duruyordu.
"Bu bir iaret mi?" dedi Foyle nefes nefese. "Bu istediim
cevap m?"
Baka birileri dokunamadan ar kasay yakalad. Katedra
lin Beinci Cadde'ye bakan yz yarda ilerdeki merdiven kaln
tlarna doru jaunte'ledi. Burada akn kalabaln gzleri
nnde kasay at. Kasann iindekilerle ilgili gerekleri bilen
279
Haberalma ekiplerinden dehet dolu barmalar geldi.
"Foyle!" diye bard Dagenham.
"Tanr akna Foyle!" diye haykrd Y' ang-Yeovil.
Foyle kutudan iyodin kristalleri renginde, bir sigara b
yklndeki bir nesne . . . kat \ileimhalindeki yarm kiloluk
Transplutonyum zotoplarndan oluan bir PyrE mermisi
kard.
"PyrE!" diye bard kalabala "Aln! Saklayn! Bu gelece
iniz! PyrE!" Mermiyi kalabala frlatp arkadakilere omuzu
nun zerinden bard: "San Francisco! Rus Tepesi platformu."
St. Louis-Denver yoluyla San Francisco'ya jaunte'leyip -
leden sonra saat drtte sokaklar akam alverii yapan jaunte' -
cilerle doluyken Rus Tepesi platformunda belirdi.
"PyrE!" diye uludu Foyle. eytans yz kan krmzs par
lyordu. Korkun bir grntyd bu. "PyrE. Bu sizin. Ne oldu
unu size sylemeye zorlayn onlar. Name!" diye bard pe
inden gelenlere ve yine jaunte'ledi.
Nome'da len yemei zamanyd, bk fabrikalarndan
biftek ve biralarn almak iin jaunte'lemi olan kereste iileri,
ortalarna yarm kiloluk bir iyodin renkli alam frlatp kenar
mahalle azyla, "PyrE! Duyuyor musunuz, be adamlar? Beni
dinleyin, siz PyrE! Tahmin yrtmeyin, siz. PyrE'yi anlattrn
onlara, ite!" diye baran kaplan yzl adam karsnda a
knlktan donakaldlar.
Her zamanki gibi birka saniye sonra beliren Dagenham,
Y'ang-Yeovil ve dierlerine, "Tokyo. Kraliyet platformu!" diye
bard. Kurunlarn ona ulamasna ramak kala kayboldu.
Tokyo'da serin ve berrak bir sabahn dokuzuydu ve sazan
havuzlarnn yanndaki Kraliyet platformunun evresinde kay
naan i saati kalabal, birdenbire ortaya kp onlara tuhaf bir
metalden yaplma bir mermi ve unutulmayacak tehditler savu
ran kaplan yzl Samuray karsnda donup kald.
Foyle bu lgn kedi fre oyununda her zaman nde giderek
nce saanak yal Bangkok' a, sonra Muson yamurlarnn
280
hiddetini yaayan Delhi'ye gitti. Badat'ta saat sabahn yd
ve kapan saatinden daima yann saat ileride kalarak dnya
nn evresinde dolaan gece kulb kalabal ve bar-srn
genleri, onu sarho sarho alklad. Paris'te ve Londra'da gece
yarsyd; Champs Elysees ve Piccadilly Sirki'ndeki kalabalk
Foyle'un belirmesi ve tutkulu tevikleri ile hareketlendi.
Elli dakika iinde onu izleyenlere dnyann drtte n
dolatrdktan sonra, Foyle, Londra' da onu yakalamalarna izin
verdi. Onu yere yuvarlamalarna, T.K.. kasay elinden almala
rna, kalan PyrE mermilerini sayp kasay arpp kapamalarna
izin verdi.
"Bir sava iin yeteri kadar kald. Yok etme . . . soykrm
iin yeter de artar bile. Cret edebilirseniz." Snrl bir zafer
duygusuyla kahkahalar atp hkryordu. "Savunma iin mil
yonlar feda ama yaamak iin tek bir kuru yok."
"Ne yaptnn farknda msn, seni lanet olas katil?" diye
bard Dagenham.
"Ne yaptm biliyorum."
"Drt kilo PyrE dnyaya dald! Bir dnce ve hepimiz
- Doruyu sylemeden onlan nasl geri alabiliriz? Tanr akna
Yeo, u kalabal uzak tut. Bunu duymalarna izin verme."
"mkansz."
.
"O zaman jaunte'leyelim."
"Hayr," diye grledi Foyle. "Brakn bunlar duysunlar.
Brakn her eyi duysunlar."
"Sen delisin be adam. Dolu bir tabancay ocuklarn eline
verdin."
"Siz onlara ocuk muamelesi yapmaktan vazgeerseniz
onlar da ocuk gibi davranmaktan vazgeeceklerdir. Siz kim
oluyorsunuz ki onlar denetliyorsunuz?"
"Neden sz ediyorsun sen?"
"Onlara ocuk gibi davranmay brakn. Onlara dolu taban
cann ne olduunu anlatn. Her eyi ortaya dkn." Foyle vah
ice gld. "Dnyadaki son Yldz Odas grmesini bitirdim.
281
Sn sm parampara ettim. Bundan sonra sr yok . . . Bundan
sonra ocuklara neyi bilmelerinin onlar iin iyi olduunu syle
mek yok . . . Brakn hepsi bysn. Artk zamandr."
"Tanrm, gerekten de deli bu."
"Deli miyim? Yaam ve lm, yaayan ve len insanlara
geri verdim. Sradan insanlar, bizim gibi hrsl ve tutkulu
adamlar . . . dnyay nlerine katp kamlamaktan kendilerini
alkoyamayan kaplan adamlar tarafndan yeterince krbalanp
gdld. Biz kaplanlarz, mz de, ama biz kim oluyoruz da
yalnzca tutkulu olduumuz iin dnya adna kararlar alyo
ruz? Brakn yaamla lm arasndaki seimi dnya kendi yap
sn. Niin biz bu sorumlulukla balanalm?"
"Biz bal deiliz," dedi Y' ang-Yeovil yavaa. "Biz
hrslyz. Ortalama adamn kat sorumluluu yklenmek zo
rundayz."
"O zaman brakn kamaktan vazgesin. Brakn grev ve
sululuunu, elleri ak koup gelen ilk hilkat garibesinin
omuzlarna frlatmaktan vazgesin. Sonsuza dek dnyann g
nah keileri olarak m kalacaz biz?"
"Lanet olsun sana!" diye bard Dagenham hiddetle. "n
sanlara gvenilmeyeceinin farknda deil misin? Kendileri
iin neyin iyi olduundan haberleri bile yok."
"O zaman brakn rensinler ya da lsnler. Bu iin iinde
hepimiz beraberiz. Brakn beraber yaayp lelim."
"Onlarn vurdumduymazl yznden sen de lmek mi
istiyorsun? Her eyi patlatp yok etmeden o mermileri nasl ge
ri alacamz bulman gerek."
"Hayr. Ben onlara gveniyorum. Kaplana dnmeden
nce ben de onlardan biriydim. Benim gibi tekmelenip uya
ndrlrlarsa, hepsi benzersiz olabilir."
Foyle silkinip aniden Picadilly Sirki'nin karsndaki Eros
heykelinin elli ft ykseklikteki bronz bana jaunte'ledi. Tehlike
l bir biimde tneyerek feryat etmeye balad: "Beni dinleyin,
siz hepiniz! Dinleyin be adam! Vaaz verecem, ben! Sk dinleyin,
282
ha!"
Cevap olarak kkremeler ykseldi.
"Sizi domuzlar, sizi. Domuzlar gibi ryosunuz. inizde
en ou var, en azn kullanyorsunuz. Beni duyuyo musunuz,
ha? inizde milyon var, kurular hacyosunuz. inizde bir da
hi var, delilii dnyosunuz. inizde bir kalp var, boluklar
hissediyosunuz. Hepiniz. Her bir, hepiniz . . . "
Alay sesleri ykseldi. Saplantl insanlarn isterikli tutku
suyla devam etti.
"Harcamanz iin sava gerek. Dnmeniz iin engel ge
rek. Bymeniz iin bi meydan okuma gerek. Kalan zamanda
yerinizde sayyosunuz. Domuzlar sizi! Tamam ya, Allah sizi
kahretsin! Ben size meydan okuyom, ben. ln ya da yaayp
byk olun. Kendinizi havaya uurup nallar dikin ya da bana
gelin, sizi heybetli yapaym. ln sizi kahrolaslar, ya da gelip
beni, Gully Foyle'u bulun ve sizi byk yapaym. Size yldzla
r vereyim. Sizi adam edeyim!"
0
Uzay-zamann jeodezik izgileri boyunca bir Bakayere ve
Bakazamana jaunte'ledi. Bir kargaaya vard. Bir an iin karar
sz bir para-imdi' de asl kald ve sonra yine kargaaya dt.
"Yaplabilir, " diye dnd. "Yaplmal. "
Bilinmeyenden bilinmeyene frlatla, yanan bir mzrak gi
bi yine jaunte'ledi, ve yine bir para-uzay ve para-zaman karga
asna geri dt. Hibiryerde kaybolmutu.
"lnanyorum," diye dnd. "lnancm var. "
Yine jaunte'ledi ve yine baaramad.
. "Neye inancm var?" diye sordu kendine, bolukta srk
lenirken.
"lnanca inancm var," diye cevaplad kendini. "lnanacak bir
eler olmas nemli deil. Yalnzca bir yerlerde inanmaya deecek bir
eyler olduuna inanmak gerek. "
283
Son bir kez jaunte'ledi ve inanma isteinin gc rastgele va
r noktasnn para-imdi' sini gerek bir imdi' ye dntr.
0
MD: Orion' daki Rigel, mavi beyaz yanan, dnyadan be
-yz krk k yl uzakta, gneten on bin kat daha parlak, otuz
yedi dev gezegenin etrafnda dnd bir enerji kazan . . .
Foyle, inand ama hala hayal edilemeyen muazzam kaderle
yz yze, uzayda donarak ve boularak asl kald. Kr edici
bir an iin, dnyann ilk afanda denizden kp da ilkel bir
kumsalda soluu kesilerek kalakalan ilk solungal yaratk ka
dar aresiz, akn ama bir o kadar da kanlmaz olarak uzay
da asl kald.
Uzay-jaunte'leyip para-imdi'yi imdi' ye dntrd . . -
0
MD: Lyra' daki Vega, dnyadan yirmi alt k yl uzak
ta, Rigel' den daha mavi bir renkle parlayan gezegensiz ama,
gazlardan oluan kuyruklar koyu siyah gkyznde ldayan
parlak kuyruklu yldz srlerinin evreledii bir AO snf yl
dz . . .
0
Ve yine para-imdi'yi imdi'ye dntrd:
MD: Canopus, gne kadar sar, devasa, bir zamanlar
solungal olan bir yaratk tarafndan sonunda istila edilmi,
uzayn sessiz boluklarnda grleyen bir yldz. Yaratk, yaam
dan ok lme, gemiten ok gelecee yakn olarak dnyann
sonundan fersahlarca tede evrenin kumsalnda soluu kesile
rek asl duruyor; Canopus'u evreleyen Satrn'h halkalarna
benzeyen ve Satrn'n yrngesi mesafesindeki toz, meteor ve
284
zerre ktlelerini hayranlkla seyrediyordu.
0
MD: Boa' daki Aldebaran, on alt gezegeni birbirlerinin
evresinde dnen ebeveynlerinin etrafnda yksek hzla elips
ler izen bir ift yldzdan olumu devasa kzl yldz. Giderek
artan bir gvenle uzay-zamanda hareket ediyordu . . .
0
MD: Antares, Aldebaran gibi ikili, dnyadan iki yz elli
k yl uzakta, Merkr byklnde Cennet ikliminde iki
yz elli gezegenciin evreledii M snf bir kzl dev . . .
0
Ve son olarak . . . MD:
Gebe'ye geri dnmt.1
0
M9ira adl kz, onu Gebe' deki malzeme dolabnda, skca
kvrlp yatm, yz kk, gzleri ilahi bir ilhamla yanarken
buldu. Asteroid uzun zaman nce tamir edilip havayla doldu
rulmu olmasna ramen Foyle, hala yllar nce doumuna ne
den olan o tehlikeli gnlerdeki hareketlerini tekrarlyordu.
1.- Yldzlar Hedefm' de AB. bu satrn ardna aadaki drtl yerletirmeyi
semi. yhn.
"Gully Foyle benim adm
Terra benim yurdum.
Derin uzay benim evim
Yldzlardr hedem."
285
Ama imdi uyuyor ve meditasyon yapyor, rendii m
kemmellii iine sindirip kucaklyordu.
Derin dncelerinden trans haline geti ve dolaptan kp
kr gzlerle, yana ekilip dizlerinin zerine ken dehete
kaplm kzn yanndan yryp gitti . .
Bo geitlerde babo dolat ve dolabn rahim ortamna
dnd. Yine kvrlp yatt ve kayboldu.
Kz ona bir kere dokundu, hi kmldamad. Yzne kazl
ad mrldand. Cevap vermedi. Kiz dnp asteroidin ilerine,
Jdseph'in hkmettii kutsallarn kutsal blgeye kotu.
"Kocam bize dnd," dedi M9ira.
"Kocan m?"
"Bizi mahveden Tanr-adam."
Jdseph'in yz fkeyle karard.
"Nerede o? Gster bana!"
"Onun cann yakmayacaksn deil mi?"
"Btn bedeller denmelidir. Gster bana."
Jdseph kz Gebe'deki dolaba kadar izledi ve dikkatle
Foyle'u inceledi. Yzndeki fkenin yerini merak ald. Foyle'a
dokunup onunla konutu; hala bir tepki yoktu.
"Onu cezalandramazsn," dedi M9ira. "lyor." .
"Hayr," diye cevap verdi Jdseph yavaa. "Rya gryor.
Ben bir rahip olarak bu ryalar bilirim. Yaknda uyanp insan
lar olan bizlere dncelerini okuyacak."
"Ve o zaman da onu cezalandracaksn."
"Cezasn kendi iinde bulmu zaten," dedi Joseph.
Jdseph dolabn dna oturup uyan beklemeye hazrlan
d. M9ira kvrlan koridorlardan koup gitti ve birka saniye
sonra lk su dolu gm bir leen ve yiyecek dolu gm bir
tepsiyle dnd. Kz yavaa Foyle'u ykad ve tepsiyi ona sun
mak iin nne brakt, ardndan Jdseph'in . . . dnyann
yanna yerleip uyan beklemeye hazrland.
286
u anda bilim kurgu ortamnda
gerek bir efsane olan
kplan! kplan!'
bitirmi durumdasnz.
ok ksa bir sre sonra
yeni bir alfred bester roman
yklm adam
raflarda yerini alacak, unutmayn!
altkrkbe yayn bilim kurgu dizisi
+ brian stableford
merkeze seyahat (asgard lemesi, 1 . kitap)
merkezden gelen istilaclar (asgar lemesi, 2. kitap)
- philip k. dick
karanl taramak
+ theodore sturgeon
insandan te
l m n o l du u y e r de da h a c i ddi n e o l a b i l i r . . .
288

You might also like