You are on page 1of 12

Bougl, C. (1909-1912/2014). Sosyoloji nedir?, smail Suphi (ev.), A.

Erdoan
(evrimyaz). Sosyoloji Dergisi, 3. Dizi, 28. Say, 2014/1, s.323-334

Sosyoloji Nedir?1*
Clestin Bougl
zetleyerek eviren: smail Suphi
evrimyaz: Aynur Erdoan

Merakllarna
Bir ehir olsun Efkara laykyla tespit edebilmek [belirgin hale getirebilmek] iin bu ehrin ismini de Saint-Pol koyalm Farz edelim ki, bu ehrin
ahalisi meyanna [arasna] ben de dahilim, sosyoloji ilmini tecrbe etmek istiyorum. Bakalm; Saint-Pol benim, yahut herhangi bir sosyoloun nazarna ne
gibi hususat [hususlar, zellikleri] arz edecek?
imdi sizinle bu ehrin btn mahallatn [mahallerini, yerlerini], muhitini dolaalm, ahalisini konualm. Evvela bu memleket ahalisinin hemen hepsi
ayn familya efrad imi gibi, tekellm ederken [konuurken] mtenasiben
[oranl bir ekilde] kelimeleri uzatarak, yayarak sylediklerini greceiz.
Ahaliden birka kii ile mukalamt- amikaya [derin konumalara] dalsak
bu karabeti [yaknl] yalnz ifadelerinde deil hislerinde de bulacaz. Mesela: Hepsi, mdavimi bulunduklar byk kubbeli, muhteem, mzeyyen
[ssl] ibadethanelerine... berrak, leziz sularyla ruhlarna kayi [ferahlk]
veren nehirlerine... yazn gnein hararet-i edidesinden [iddetli scandan]
muhafazaya yarayan hyabanlarna [glgeliklerine] kar ayn his-si takdiri...
komular bulunan dier bir ehir ahalisine kar ayn his-si rekabeti... payitaht iskan eden [bakentte oturan] vatandalarna kar hrmet veya nefretin
ayn imtiza- garbi manzurumuz olur [tuhaf karmn grrz]...
Haricen hepsini grdk ya, biraz da zenginleri ile evlerinde sohbet edelim Saint-Polde namdar [naml, nl] familyalardan birini ziyarete gideBu bahis en ziyade C[lestin] Bouglden iktibas edilmitir.
Bu evrimyaz stanbul niversitesi Bilimsel Aratrma Projeleri Komisyonu tarafndan
desteklenen Trkiyede Sosyolojinin Harf Devrimi ncesi Kaynaklar balkl proje (Proje
No: 12050) kapsamnda hazrlanmtr.
smail Suphinin Sosyoloji Nedir? balkl bu metni 1325-1328 [1909-1912] yllar arasnda
Hsn ve iirde be blm halinde yaymlanmtr: C. I, Say: 1, 1325 [1909], s. 13-14; Say:
2, 1325 [1909], s. 14; Say: 3, 1325 [1909], s. 8-9; Say: 4, 1325 [1909], s. 12-14; Say: 6, 16
Austos 1326 24 aban 1328 Pazartesi [1910-1912], s. 44-46. Metin, Bouglnin 1907 tarihli
Quest-ce que la sociologie? (Paris, Felix Alcan) kitabnn ilk blmnn zetlenerek yaplm
serbest bir evirisi niteliindedir. Kitabn tamam bilahare Mustafa Suphi tarafndan tercme
edilerek yaymlanmtr: Clestin Bougl, lmi itimai nedir: Hayat- itimaiyenin safahat ve
ekal-i muhtelifesini terih eder, ev. Mustafa Suphi, stanbul: Mrettibn-i Osmaniyye Matbaas,
1328 [1912] (kitabn kapan ekte bulabilirsiniz). Mustafa Suphinin bu tercmesinin bana
ilave ettii fadenin [nsz] (s. 3-5) Hulki Aktun tarafndan eskiyazdan aktarlm hali
iin bkz. Trkiye Defteri, Say 9, Temmuz 1974, s. 2-5.
1
*

324

Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say

lim... Bu tercihin neden ileri geldiini mi soruyorsunuz?.. Peki syleyelim:


nsan; nfuz- manevi iktisap etmek iin mutlaka ya gayet kuvvetli veya
olduka zengin olmaldr.
Nfuz- manevi hiras [korku, ekingenlik], hrmet, takdir gibi hisleri
ihtiva eder. Tarihte pek byk nam brakm olan skender-i Kebirin [Byk
skenderin] kazand nfuz- manevi familyas efradna ayn his-si takdir
ve hrmetin ifasn telkin etmitir. te yine bu nfuz- manevi deil midir
ki, sanat hakknda pek de kati efkar serdedemeyen Aristonun nazariyat ve
mtalaatn cerhe cesaret edenleri tekfire saik olmutur. Prestij, hakikat-i halde bir fikrin, bir ahsn zihnimiz zerine icra ettii hkmden baka bir ey
deildir.
Melekat- tenkidiyenin [eletiri yeteneklerinin], his-si itirazn iptali hep
bunun sayesindedir. hretin, namn, servetin bahettii nfuz- manevi
gibidir. Tarih-i sanat ve edebiyatta bile bu prestij hkm srer. Bu, o kadar
zi-iktidardr [iktidar sahibidir, gldr] ki, muasrlar [adalar] tarafndan
his-si takdire nail olan bir airin iirlerini hibir kalem tenkide cesaret edemez.
Yunanistan liselerinde senelerce okunan, ezberlenen, fakat yazk ki, ne demek
istedii pek de anlalmayan Homerin iirlerine edilen rabet, mutlaka, o lise
messesesinin genlere gnde iki saat ahlak talim eden, akl- ders veren Aristonun gsterdii itibardan neet etse gerek
Mzehhep madenlerin [yaldzl metallerin], byk unvanlarn, muaa
[aal, parlak, gsterili] niformann ruh- avamda oynad rol pek byktr. En hain, en metin bir sosyalistin kalbinde bir dk veya marki daima
kck bir hiss-i hirasn [ekinme duygusunun] tevelldne [domasna]
bais [sebep] olmutur. Byk bir nam tahtnda icra edilen dolandrclk daha
kolaydr. Zengin bir tccar, birok eya-y nefiseye [kymetli eyaya] malik
bir maaza sahibi; byk unvanlarn, mzeyyen [ssl] niformalarn sahte,
riyakar [ikiyzl] szlerine, dolaplarna daha abuk kaplr. Nfuz- manevi
ashab[nn] [sahiplerinin], istibdatlarn [basklarn], zulmlerini tezyit ettike [artrdka] hkmlerinin de kuvvetlendii grlr. Buna tarih, o mnadi-i
ananat [rivayetleri, gelenekleri aktaran tellal] daima ahittir.
... imdi sebeb-i rhan [ncelikli sebebi] anlayabildiniz, renebildiniz
ya? Biz yine bahsimize gelelim.
Bu ehrin, Saint-Poln kibar meclislerinde mkalemenin [konumann]
damdan ardaa gidiinde! ayn fikirler hakknda ayn itikat ve hiras... ayn
teferruata kar ayn merak ve tecesss tenasb-i kelam [sz uyumunu]
*
Metin burada Daha bitmedi notuyla sona ermekte, bir sonraki sayda Sosyoloji nedir?
bal ve Merakllarna dendikten sonra Mabad alt balyla metnin devamna yer
verilmektedir.

Bougl / Sosyoloji nedir? [1909-1912]

325

teabh-i istikrah [tiksinti veren benzerlii] ayn mahallerde ayn tereddt


ve skutlar [sessizlikleri] greceiz.
te: imdiye kadar tesadf ettiimiz pek sath [yzeysel] lakin pek aikar
olan bu hususat- tahire [nezih zellikler] Saint-Pol ehri sekenesine hasl [sakinlerinin, oturanlarnn yaad] hadisat- ruhiyedendir.
imdi ehrimizin, Saint-Poln ahalisini dier ehir sekenelerinden tefrik
eden [ayran] hutut- mtereke mecmuasn [ortak izgiler toplamn] tetkike balayalm:
Saint-Pol heyet-i itimaiyesini ayn fikir, ayn histe ittihat ettiren [birletiren] ahval- mteabih [benzer haller] kadar yekdierinden ayran ihtilafat
[ihtilaflar, anlamazlklar] da bize ayan- tetkik ve mtalaa [aratrmaya ve
incelemeye deer] zeminler hazrlayacaktr.
Yine ayn gnde, leden sonra, herkes iinin banda iken ehrin arlarn, pazarlarn, imalathanelerini gezelim; sokakta gelen geen zevat [zatlar,
kiileri] tefti edelim: te elleri alya bulanm eski, kirli nlkl iki adam
Bunlar amele. Mavi pantolonunda krmz izgileri belli, bakr dmeli, beyaz
eldivenli, ayn zamanda biraz haylaz, mtekebbir [kibirli, byklenen] tavrl
bir ahs Ben ona asker diyeceim. Sonra tede silindir apkal, st ba
temiz bir efendi, salon adam; yanndaki refikasna [arkadana] pes seda [hafif
ses] ile bir eyler anlatan sakit [sessiz] tavrl, siyah elbiseli iki kadn... Bunlarn
kyafetleri, gam-gin [gaml], soluk ehreleri bana iki abide [ibadetle megul
olan, zahit kadn] olduklarn ifham etti [anlatt]. Sonra; pr tehalk [hevesle]
yolun kumlar stnde iki bklm, anide[n] nazarlardan kaybolan bir baysklist [bisiklet ofr]; aralarnda refiklerinden [arkadalarndan] birinin
tad kadife bayrak altnda bakr madenlerin vaveylalaryla [feryatlaryla]
muhitin skununu [sessizliini] ihlal eden bir sr grltc efrat [fertler,
kiiler] Bunlar da algc...
te sokak ortasnda karmakark bir halde grdm hemerilerime verdiim sfatlar: algc, baysklist [bisiklet ofr], rahibe, salon adam, asker,
amele [ii] Peki bunlar neyi ifham ediyorlar [anlatyorlar]? imdi onu da
anlayalm: Ben Saint-Pol ahalisi arasnda byle kk cemiyetler tesis etmekle
herkesin kendi mesleine, snfna, mensup olduu zmreye nazaran farklar
ayrdm. Onlarda manzur olan [grlen] say [alma], harekat [hareketler],
lezaiz [lezzetler] ve icraat tamamyla mterektir [ortaktr]. Yani bir algc,
bana kendi gibi birok adam toplayp bir musiki cemiyeti tekil iin dier
efradn da ayn his ile mtehassis [duygulanm] olmas lazm.
Fakat: Bizim Saint-Poln dar muhitinde tesadf ettiimiz bu cemiyetler ancak onun heyet-i mecmuasnn [btn heyetlerinin] birkan havidir
*
Burada Mabadi [devam] var notuyla metin sona ermekte, bir sonraki sayda Sosyoloji
nedir? bal dendikten sonra Mabadi alt balyla metnin devamna yer verilmektedir.

326

Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say

[kapsar]. Binaenaleyh [buna binaen, dayanarak] biz tasnifi kolaylatmak iin


kestirme yoldan gidiyoruz. Bu suretle snflara munkasim [blnm] ehas
[ahslar, kiiler] bu snflarn yalnz numuneleri gibi telakki edilmeyecei ve
askerlik yahut baysiklist [bisikleti] snfnn, bir ahsn evsaf- sairesini [dier
zelliklerini] de gideremeyecei bedihi [apak] Onlar; yalnz bir daire-i
itimaiyeye deil, belki, birkana dahil olurlar. Bir kimse baysiklist [bisikleti] veya algc olduu gibi ayn zamanda salon adam da olabilir. Hatta asker
olanlarn insanlktan kmadklar da oktan beri anlalmtr. Bir ahsn yalnz bir cemiyete intisab pek nadir hallerdendir.*
Eer tufana [Nuh Tufanna] kadar kacak [gidecek] olursak o zaman bir
kabile efradndan [fertlerinden, yelerinden] olan bir adamn, yalnz kendi
kabilesi azasndan baka bir ey olmayanna belki tesadf edilebilir! Lakin efrat
[fertler, kiiler]; saika-i medeniyetle [medeniyet sebebiyle] mensup olduklar
uubat teksire [ubeleri oaltmaya] mecburdurlar. Hatta yle zannedilebilir
ki insan ne kadar meden olursa, intisap ettii mahallat da [mahaller, yerler
de] o kadar artar. Bizim salon adammz mdavim-i sadk olduu [sadakatle
devam ettii] ibadethanesinden katibi bulunduu ticaretgahna reisi bulunduu ailesinden neferi olduu orduya kadar birok cemiyetlere girmitir.
Bu nazra-i seri [hzl bak] bize adad- mtenahiye [snrl sayda oluu]
ile beraber ayn zamanda cemiyetlerin tenevvuat- la-tahsasn [saysz eitleri
olduunu] irae eder [gsterir]. Bir lokanta yahut bir gazinoda toplanan mterilerin tekil ettikleri cemiyetlere mabih [benzeyen], muvakkitleri [geici
olanlar] olduu gibi mdavim-i sadklar [sadakatle devam edenleri] her vakit
birletiren mabetlerden daha eski ve daha asr-dideleri [yzyl grmleri, eskileri] de vardr.
Saint-Pol algclarnn tekil ettikleri cemiyetlerin kkleri nasl varsa
yksek, karl dalarn sarp kayalarn trmanarak engin denizlerin mtehevvir
[fkeli] dalgalarnn sath- bi-kararnda [kararsz yzeyinde] yuvarlanarak gelen amele sunufu [snflar]...
Ashab- fen [doa bilimcileri] yahut heveskaran- ulumu [bilim heveskarlarn] birletiren byk cemiyetler, darus-snaalar [tersaneler, fabrikalar,
mhendislik faklteleri], mektepler, medreseler var Cesim [cesametli, kocaman] veya sair [kk] Sabit veya seyyal [akc] daireler teekkl ettii
gibi bir anda cihan barut dumanlaryla boan daireler, ybis [kuru] elleriyle
yaptrlan ta daireler muharip [sava] dost hayetiyle [korkusuyla] dklen demir daireler, airlerin nermin [yumuak] elleriyle tezyin edilen [sslenen] iekten daireler Bu revabt- itimaiyenin [toplumsal balarn] hepsi,
enzarmzda [baklarmzda] en mtenevvi tezahrat iksa edeceklerdir [eitli
Metin burada sona ermekte, bir sonraki sayda Sosyoloji nedir? bal altnda metnin
devamna yer verilmektedir.
*

Bougl / Sosyoloji nedir? [1909-1912]

327

tezahrlere, grnlere brneceklerdir]. Bu tezahrat- mtenevviaya [eitli tezahrlere] ramen hangi havas-s mtereke [ortak zellikler] vastasyla
ulum- itimaiyenin mevzular bsbtn msavidirler [eittirler]?
Evvelemirde [ilk olarak] bunu temyiz [ayrt] etmek lazmdr. Mahede
ettiimiz muhtelif cemiyat numunelerini fark ve temyizden emin olmak iin,
her yerde ve her zaman bir arada bulunan ehasn bir cemiyet tekil edip
edemeyeceini anlayalm.
Bu hususun bilinmesi ehasn tecemmularndaki [kiilerin bir araya gelilerindeki] uruta [artlara] tabidir. Herkesin bildii cemaat bir sr ehasn
bir noktada toplanmasdr. Halbuki bizim nokta-i nazarmz [bak amz]
baka Bir cemaat- ruhiyenin [manevi cemaatin] secayasn [seciyelerini,
huylarn, karakterlerini] iktisap eden [edinen] bir sr efradn [fertlerin] ittihatlar [birlemeleri] yalnz tesadfi deildir.
Bir posta arabasnda, bir tramvayda, bir imendifer yahut vapurda biri dierinin yannda oturmu bir cemiyetin juktapoje (sic., juxtapos) [yan yana,
bir arada, birleik] olduunu iddia ederseniz pek yanltr. Hibir vakit bu
itima bir encmen, bir cemiyet tekil etmi saylamaz. Bir gazinoya* her
gn devam eden mterilerin tekil ettikleri cemiyet numuneleri de byledir. Meer ki bu itima, ehasn halet-i ruhiyelerinde itirak- efkar [fikir
ortakl] ve itirak- hissiyat [duygu ortakl] gibi tebeddlat [deiimler]
husule getirebilsin [ortaya karabilsin]... Bir cemaat tekil edebilmek iin
ahsiyet-i mdrike zail olarak efradn hissiyat ve efkar bir noktada mndemi bulunmal Vehleten [bir anda] tahadds eden [gerekleen] bir vaka,
bir tabanca namlusunun souk, mfteris [frsat] parlts; bir aheng-i muntazamaya tabi seri darbelerle kalbin halecanna, ayn nokta zerine efkar sevk
etmeye vasta olur. Bundan teekkl eden bir vcut cemaat husule getirir.
Hadisat- cedide, ehasn vasta-i mnasebeti olan itirak fikir ve taakkulu
[dncesi] meydana karr.
Fenn-i vezaifl-aza [anatomi] mtehassslarndan [uzmanlarndan] muallim-i muhterem Claude Bernard; anasr fizyolojiye ne vakit birleirse, bu
anasr- mteferrikada kabil-i takdir olamayan havassn tezahr ettii anlalyor, diyor...
Bir cemaat-i ruhiyenin gsterdii en aikar bir hal onu tekil eden ehasn
kendilerini hal-i cemaate eviren fiil-i yegane yardmla ef al, harekat, hissiyat ve inkar- mnferidelerinde baka trl icra ettiren, gtren, dndren
bir nevi ruh- mtereke malikiyetleridir. Efkar ve hissiyattan bazlar ancak
efradn hal-i cemaatte bulunduklar zaman fiiliyata tahavvl edebilir. Bir ruh-
mterek iinde ehasn kabiliyet-i akliyeleri mahvolarak gayri mtecanisi [heterojen olan] mtecanise [homojene] dner.

328

Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say

Bizim yukarda zikrettiimiz salon adam redingotunun usul vechile kat


[katlanmas], kendi ihata-i fikrine gre deil, mesleine tabi olduu alemin
usulne tevfikendir [uygundur]. Yine asker dediimiz ahsn yolda tesadf
ettii bir ainasn ciddi bir revi ile selamlamas, admlarn daha geni, sert
atmas, mensubu olduu orduya, cemaate hsn-i itaatinden baka bir ey deildir.
Biz onun ruhunu aratracak olursak katiyen bu hlt [halleri] bulamayz.
Nitekim istibdal [tebdil, deiim] olup memleketine gittii andan itibaren
yine kyl hayatn yaar. Yine hemerilerini taklit beliyyesinden kendisini kurtaramaz. Rahibe ismiyle tandmz sakit tavrl iki kadnn gamnak
ehreleri, siyah elbiseleri ve revi-i mtevazaneleri zerine, intisap ettikleri
cemiyetlerin tesirat- azimesi aikardr. Bu halat, hi phe yok ki gayr-i iradidir. Eer beer her hareketini, her fiilini dnerek mevki-i tatbike koymak
emeline dseydi bugn beerden baka bir nam ile tevsimi [adlandrlmay]
iktiza ederdi itikadndaym.* Tarz- harekatmzn ekserisi bylece kendi taakkulatmza tabi olmaktan ziyade mensubu bulunduumuz, cemiyete tabidir. Btn amal-i umumiye ve hususiyemizde hep ona mnkadz. Ayn bir
nehir yatanda ihtiyarsz srklenen kum paralar gibi. Sokakta bir seyr-i
seri ile getiklerini grdmz mehull-isim cemaat arasndaki amele,
algc, rahibe, salon adam, baysiklist [bisikleti] yahut askerlerden hibiri bu
mesleklere suluk etmeselerdi katiyen bugnk hareketlerindeki ahvale tesadf
edemeyecektik. Onlar daima bugnk tarz- telebbsn, dncenin, reviin
haricinde bulunacaklar, baka trl giyinecekler, baka tarzda dnecekler,
baka vaziyette gezineceklerdi.
imdi, bu ehasn secaya-y dahiliye ve hariciyelerini izah iin dier ehas
ile tezat tekil ettikleri hususat hakknda baz mnasebat taharrisine mecbur
kalyorum. Bir familya veya bir ordu, bir kulp veyahut mabetten bahsedilince ehasa verilen isimlerin tebeddlat vastasyla hakayk- zatiyelerini bu
mnasebat ile ispata alacam.
... Bir tesir-i muvakkat veya bir tesir-i payidar olsun, muhabbet veya nefret,
inkyat [boyun eme] veya taklit; hemhesti-i ehas nerede ve miktarlar ne
kadar az olursa olsun yine birtakm hadisat- cedide meydana getirirler. Ve bu
hadisat katiyen bu cemiyeti tekil eden efradn mevcudiyetine mtevakkftr. Terakmat- rsiye-i batnyenin bnye-i dimaiye zerinde brakt izler
tefekkrde, tahassste, hatta gaye-i hayaliyede bile husule getirdii ihtilafat-
amika, gayri mtecanis, fakat mtesaviyd-derecat ehas zerinde teark-i
menafi kavi olsa da yine kendisini gsterir. Sosyoloji iin vasi bir zemin-i
Metin burada sona ermekte, iki sonraki sayda Sosyoloji nedir? bal altnda metnin
devamna yer verilmektedir.
*

Bougl / Sosyoloji nedir? [1909-1912]

329

tetkik ve tetebbu olan hususat- mezkreyi [zikredilen, anlan hususlar] ayr


bir bahiste mtalaa edeceiz.
... Biz imdi mnhasran bir cemiyeti ele alalm. phesiz ki ehas hari, cemiyetler cemaat deil, cemaat cemiyetleri husule getirir. Salon
adam bulunmayan salon var m? Askerleri kaldrrsak kla mevcut olur
mu? badethaneler pek tabiidir ki mdavim-i sadklar tarafndan meydana
gelmilerdir. Tarik-i tasavvuf gibi, mahal-li edebler, mekteb-i felsefler de
bu kadroya dahil. Haddizatnda bir cemiyet aramak phesiz ki bir hayal-i
hamdan baka bir ey deildir. Belki ehas- muhtelife ile mal-a-mal [dopdolu]
bir gazino bu hususta bir misal olarak irae edilebilir. Fakat hi bir vakit bu
sosyoloji nokta-i nazarndan bir cemiyet olduu musaddak deildir. nk
bu efraddan hibiri umumun hissiyatna, ef aline, harekatna, hatta amaline itirake yeltenmez. Ayn meslek, ayn cemiyet efradnda bir halet-i hissiye-i mtereke vardr. Ordu askeriyle beraber ordudur. Her sene istibdal olan
[deien] efradn yerini yenileri doldurur, bu teceddt hibir vakit ordunun
kavanini [kanunlar] zerine kk bir tesir bile icra edemez. O yine secayasn [seciyelerini], bizzat fikrini muhafaza eder. Kla kavanininin, sakinlerinin
ef al-i akliyeleri zerine brakt tesir, efradn yrylerine, hatta suret-i tekellmlerine kadar huunet baheder.
Beyhude yere hibir tarafta salon tesis edilmez. Bunun vcut ve adem-i
vcudu da messis ve mdavimlerinin adem-i mevcudiyetine deil belki
konvansiyonellerine merbuttur. Vaizler, zahidler, hadiler, btn samin
lr, fakat mabet bakidir. Demek ki, ehas deimekle cemiyetler de tahavvl etmiyorlar. Yeter ki kavanin payidar ve la-yetegayyer olsun.
Statlerin granit, mermer, veyahut tahtadan olduuna ehemmiyet vermeden taksim, tavsif edildii gibi ehasn da ihtilafat- zatiyelerinden sarf nazar ederek onlar yekdierine balayan mnasebat taksim, tavsif ve tatbik de
ekl-i itimailerini bize bildirecektir. Bu suretle gayri muayyen efrat arasnda
enva aratrmak lazmdr. Bu taharri ile daha harici, ve yeknazarda pek sathi
birok secayann sebepleri bulunabilir.
Mademki btn cemiyet arasndaki irtibatlar bir mnasebete tabidir, ibtida-y emirde bu irtibatlar bir had-di intizam altna almaya mecbur deil
miyiz? Byk ve kk cemiyetler arasndaki mbayenet azdr. Fakat bu mbayenetin klletine aldanlarak; bir siyaset-i milli, bir siyaset-i beledye benzetilerek ne byk hata-y nazra, ve bizzat sehv-i amelilere yol almtr. Deil
milel-i muhtelifede, hatta ayn millet efrad arasnda bile temaylat, istidad,
miza gibi eylere bir ehemmiyet-i mahsusa vermek mecburiyetindeyiz. Bnye-i dimaiye-i mevruse, itikadat, teslim, terbiye, tarz- taayyu uzun mddet
bir arada bulunular bunlar zerinde bir tesir-i payidar husule getirdii halde
yine birok hadisat- mhimmeden ayr bulunurlar. Hadisat- siyasiye ve ta-

330

Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say

rihiyenin hepsi hissiyat zerinde muhtelif iltivat tevlit ederler [dalgalanmalar doururlar]. Heyet-i mecmuada zekann deil hayat- karyenin hkm
nafizdir. ... Ehasn mmknat- itimaiyeleri oaltlarak mnasebat- itimaiyeleri arasndaki irtibatlar tezyid edilmitir. Binaenaleyh bu mesele-i kemiyet zatidir.
Bir kavmi tekil eden muhtelif ehas, zmre-i ruhban, heyet-i udul [adalet], frka-i siyasiye, burjuvalar, aileler, mekatib, ticarethaneler, devair-i mteaddide gibi heyet-i itimaiye resen birok icraatta bulanabilirler. Evet, kendi
daire-i mahdutlar iinde mfekkire-i zatiyeleriyle icra-y amel ediyorlarm
gibi. Daha byk hadiselerde ise byle deil. O zaman da bunlarn btn
msaedat- zatiyelerinin hakimi, milliyet-i umumiyeyi gsteren hkmettir.
Bir kavmin cemiyat- muhtelifesi arasnda mevcut ihtilafat- hissiye, ve fikriye
o kavim efradn hlt- hususiyede ayr bulundurur. Mmkn deil bunlar
bir teceddd mnhasran meydana getiremezler.*
Mesele-i zamana gelince: mnasebat- itimaiye hususunda zamann hibir tesiri olmadn iddia etmek doru deildir. Zaman; azim bir amil-i messirdir. Hakikati meydana karan, efsaneleri tahrip eden zamandr.
Goethenin dedii gibi hata ahsa, hakikat mnhasran zamana aittir.
Zaman yalnz hadisat- tabiiyede deil, hadisat- itimaiyede de nafiz roller
icra eder. Tekvin-i itiyadat ve itikadat [alkanlk ve inanlarn ortaya kmas] hep zaman iledir. tminanat- avamn [halkn gveninin] bulduu zemini
hazrlayan zaman; taazzuvat- itimaiye ve siyasiyeyi tekil eder. Zaman ile tevellt ve teselsl eden hadisat yine syul- asarn dest-i tahribinde fena bulur.
Uzviyat nasl saniyelerin, aylarn yed-i teshirinde ise cemiyat da ayn tesirden
masun kalamaz. Astronomlar mevcudat- semaviyenin hep asrlarn eyadi-i
tahakkmnde olduunu iddia ediyorlar. Kk kum paralarnn, bir gn
ahikalar meydana getirmesi zamann muavenetine arz- iftikar ettii gibi,
bir brkan [yanarda] da indifan yine zamana borlu olduunu arzyyun
ispat ediyorlar. Muhit, tesadfat, vekayi hep avamil-i umumiyeden zamann telakkiyat- itimaiyesini gsterirler. Metotlar, intizamlar btn zaman
sayesinde halat- tezebzbden kurtulurlar. Protestanlar, Jansenistler mezheplerini kabul ettirebilmek iin zamana arz- ihtiya etmilerdir. Vicdanlarda kkleen itminanat ve itikadatn mahv ve inkrazn tehiyye eden yine zamandr.
Ahlakyyun, hadisat- fiiliyenin tekvin ettii izlerin gnler, seneler yardmyla
itiyadata [alkanlklara] kalb olduunu [dntn] sylyorlar. Alemde
usul-i idarelerin, nizamlarn, hatta kavanin-i esasiyenin [anayasalarn] hibiri
bir anda teekkl ve teesss edecek kadar kuvveti haiz olamamtr. Bir tarz-
idare-i siyasiye ve itimaiyenin teesss daima asrlara muhtatr.
***

Bougl / Sosyoloji nedir? [1909-1912]

331

Bir saat zarfnda bir tabldot etrafnda toplanan cemiyet azalar arasndaki
irtibat daima sath ve zayftr. Halbuki, bunun yerine dier bir payidar, esasl
cemiyet bulunduunu farz edersek tabii mesele deitii kadar kesb-i ehemmiyet eder. Payidar cemiyetler kendi azalarnn kollar arasnda doduu gibi
yine onlarla yaar ve lr. Auguste Comteun dedii gibi bir cemiyet yaayanlarla lenler arasnda metin bir rabtadr. Orada llerle diriler beraber
yaarlar. Byle cemiyetlerin zaman ile tahassul eden metin balar kolaylkla
kopmaz, nk onu dokuyan eyadi-i asardr.
Bir het- itimaiyenin [toplumsal heyetler toplamnn] ihtiva ettii anasrdaki ihtilaf ve tefavt byk berahiyeti haiz deildir, nk; bu pek aikardr ki mnasebat- itimaiye; azalarn ayn rk; ayn millet, ayn sanat erbabndan olduklarna, veyahut muhtelif rk, muhtelif sanat erbab ve muhasm
millet bulunduklarna nazaran ekal-i muhtelife alrlar.
Btn ehas Karn- Vustada [Orta ada] olduu gibi muhtelif esnaf
cemiyetlerine irtibat kabilinden, tamamen bir heyete mi merbutturlar? Yoksa
faaliyet-i hayatiyelerinin bir ksmyla bir kulpte aza imi gibi mi heyt- itimaiye [toplumsal gruplar] ile mnasebetleri vardr? Bunlar aratrld gibi,
bir amelenin fabrikasnda mteekkil cemiyet ile ailesi arasndaki mnasebt
[ilikileri] ve vasat/vatan [?] ile tekil ettii byk ve kk cemiyet numuneleri mevzu bahis olabilir. Bu heyet-i itimaiyenin intihabatta ahalinin bir araya
toplanmas kabilinden gayri mretteb veyahut bir asker alay gibi taazzuv-
itimaiye ve tekilat var mdr? Sonra bu taazzuv ve tekilatta bir mafevklik
veyahut madnluk mevcut mudur? Yoksa maddi midir? te bu hususat umumiyetle mnasebat- itimaiyenin kemiyet ve keyfiyetini tekil eder.
Heyet-i itimaiyeyi, nazari olarak, tebyin iin mutlaka o cemiyetin kk
ya byk, umumi ya hususi; muvakkat yahut payidar, mtecanis veyahut
gayri mtecanis2 olduu teemml edilir. Sonra tekilat- hususiyenin mevcudiyeti, taazzuvatnn msavat esasna m, yoksa silsile-i meratip kaidesine mi mstenit bulunduu hatra getirilir. Ve ondan sonra o cemiyet tetkike
balanr. Binaenaleyh bize burada saydmz cemiyet numunelerinden baka
ekilde birtakm heyt- itimaiye [toplumsal heyetler] de gsterilebilir. Lakin
mecmua-i nebatiyeye nispetle daha muhtelit, daha kesir ekali haiz bir alem
hakknda imdiye kadar tadad ettiimiz ekali bize heyt- itimaiye hakknda
bir fikir vermeye kafidir.

Cemaat-i mtecanise: muhtelif muhit-i itimaiyeye mensup zevattan mteekkil olduklar


halde aralarnda yalnz din tahsil veyahut sanat gibi bir rabta ile merbut olan furuk- zmre-i
askeriye, ruhbaAn gibi hemen ayn muhit iinde terbiye grm ve ayn meslee salik kimseleri ve baz menafi ile birlemi efrad mesela zrra ve tccarlar tekil eder. Gayri mtecanis
olanlar ise heyt- udul ve sokaklarda dolaan halk ile parlamentolardan ibarettir.

332

Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say

EK: lmi timai Nedir? balkl kitabn kapann evrimyazs, Osmanlcas ve Franszcas
Mustafa Suphi
LM- TMA
Nedir?
..
Hayat- timaiyenin Safahat ve Ekal-i Muhtelifesini Terih Eder
Mellifi:
Sorbonne Darlfnunu Felsefe Muallimi
Mtercimi:
[Clestin] Bougl
Mustafa Suphi
Tb ve Niri:
BRAHM HLM
Ktphane-i slam ve Asker
Dersaadet [stanbul]
Ktphane-i slam ve Asker brahim Hilmi
46 Babali Caddesi 46
1328 [1912]
Mrettibn-i Osmaniyye Matbaas

Bougl / Sosyoloji nedir? [1909-1912]

333

334

Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say

You might also like