Professional Documents
Culture Documents
Mart '87
ki ayda bir kar
N D E K L E f
FELSEFE TARH
15
27
FELSEFE SORUNLARI
69
79
99
112
FELSEFE HABERLER
134
FELSEFE BBLYOGRAFYASI
157
FELSEFE SZL
170
Afar TMUN
KMIKELER
175
Biographies
I77
Contents / Summaries
I79
FELSEFE TARH!
AVRUPA BURJUVAZSNN LK
DNEMNN
DEOLOJS OLARAK DESCARTES
FELSEFES
Krat GZEY
2)
3)
4)
NOTLAR:
1. V. Kelle, M. Kovalson, Marx Toplum Kuramnn Ana izgileri,
ev. . Ufuk, nc yay., tarihsiz, s. 320.
2. W.A. Lektorski, Das Subjekt-Objekt Problem in der klassischen und
modernen brgerlichen Philosophie, Alm. ev. D. Wittich, Berlin 1968,
s. 22.
3. Descartes, Metot zerine Konuma, (MK), ev. M. Karasan, M.E.B.
yay., stanbul 1967, 3. basm. s. 35.
i. Descartes, Felsefenin lkeleri (F), ev. M. Akn, Say yay., stanbul
1983, s. 57.
5. Lektorski, a.g.e., s. 23.
8. Descartes, Metafizik Dnceler (MD), ev. M. Karasan, M.E.B. yay.,
stanbul 1967, 3. basm, s. 148.
7. F, s. 56.
8. Macit Gkberk, Felsefe Tarihi, Remzi Kitapevi, stanbul 1980, 4. ba
sm, s. 265-6.
9. Ernst von Aster, Felsefe Tarihi Dersleri, ev. M Gkberk, .. Ed.
Fak. Yay., stanbul 1946. s. 245.
10. Spinoza, Etika, ev. H.Z. lken, lken yay., stanbul 1984, 3. bask, B
lm I, Tanm III.
11. F, s. 89.
12. F, s. 90.
13. MD, s. 88, Charles Adam'm nsz.
14. MD, s. 83.
15. P, s. 8, C. Adam'm nsz.
.
13
16. F, s. 110.
17. Laberthonniere, Descartes zerine Tetkikler, ev. M. Karasan, M.E.B.
yay., Ankara 1977, 2. basm, s. 16.
18. MK, s. 64-65.
19. F, s. 146.
20. Afar Timuin, Descartes, Kavram yay., stanbul 1976, 2. basm,
s. 51.
21. a.g.e., s. 63.
22. Kari Marx, Kapital, ev. A. Bilgi, Sol yay. Ankara 1975, c. 1., s. 376.
23. Henri Denis, Ekonomik Doktrinler Tarihi, ev. A. Tokatl, Sosyal
yay., stanbul 1973, c. 1, s. 119.
24. Beir Hamitoullar, ada ktisadi Sistemler, S.B. Fak. yay., An
kara 1982, 3. basn, s. 65.
25. Andr6 Ribard nsanln Tarihi, ev. E. Baar - . Yaln, May yay.,
stanbul 1974, c. 2, s. 71.
26. J.B. Amittay, Siyasal Dnceler Tarihi, Sava yay., Ankara, s. 136.
27. F.A. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Ele
tirisi, ev. Ahmet Arslan, Ege niv. yay., zmir, s. 142.
28. Bkz. Gkberk, Felsefe Tarihi, s. 257 ve B. Russell, Bat Felsefesi Ta
rihi, ev. M. Sencer, stanbul 1973, c. 3, s. 123.
14
Erhard LANGE*
Trkesi: Kmil YALIN
de aklanmas ynnde etkili oldu. Kant'm, Fichte'nin, Schelling'in Schiller ve Goethe'nin, Hegel ve Feuerbach'm felsefeleri
bunun zerine yeterli bilgiyi verir. Akl, (ister akl yasas ola
rak, ister ahlak davran tarzlarnn ve ethiksel normlarn yar
gc olarak ilan edilmi olsun) burjuvazinin tm toplumsal u
rasnn tayc kavram oldu. Bu kavraylarda burjuvazinin
doa ve topluma egemenliinin hem iddias hem de tarihi l
s yansr.
Sosyalist devletler topluluunun ynetici temsilcilerinin,
emperyalist sistemin temsilcileriyle bir "akl koalisyonu" kurma
nerisi de bu gelenek izgisinde yer alr. Biz (kukusuz o za
mana gre tamamen baka siyasal ve sosyal artlar altnda),
atom savan engellemek ve insan varlnn geleceini gven
altna almak iin toplumsal srelerin rasyonel kavranm ta
lep ediyoruz. Gereki politikayla uluslararas durum hakkn
da yargda bulunurken volantarizmi, subjektivizmi ve skeptisizmi darda brakyoruz.
Johann Gottlieb Fichte'nin felsefesinde Alman klasik d
neminin bar dncesi daha da somuttand. 1793'te isimsiz
olarak yaynlanan "Fransz Devrimi Hakknda Kamuoyundaki
Yarglarn Dzeltilmesine Katklar" ve "Bugne Kadar Avru
pa Prenslikleri Tarafndan Bask Altnda Tutulan Dnce z
grlnn Geri stenmesi" balkl yazlaryla, Fichte, felsef
tutumunu belirledi. Klasik Alman Felsefesinin, toplumun alt ta
bakalarndan gelen bir dnr olan Fichte, Fransz Devrimi'ni olduu gibi benimsemekle kalmad, Jakobenler diktatr
ln de aka savundu. 18. yzyl sonunda Alman ilikileri
yznden etkisi krlan bu durum, Fichte'nin burada anahatlarn ksaca vereceimiz sbjektif idealizmini meydana getirdi.
Tezin k noktas: "'Ben', kendini ortaya koyar..."5 Fa
kat, bu 'ben', ancak 'ben-olmayan'la, yani d dnya ve doayla
bantl dnlebilir: " 'Ben', 'ben-olmayan' karsna ko
yar."6 Bylece, bilincin varla ncelii, yanl anlamaya yer
vermeyecek biimde ifade edilir, varlk dncenin bir rn
dr. Fichte'nin btn dnceleri. (ister bilime, insana, ethie
ya da zamannn tarihine, sava ve bara ilikin olsunlar), so
nunda onun bu sbjektif idealizm yapsnn arka planna ba
klarak anlalrlar.
Zamannn tarihine sk balantl olarak ve bunu felsefe
sinde srekli yanstarak Fichte tarihsel srece yeni baklar
18
26
ADA DNCEYE GR
Afar TMUN
Olanla yetindiimiz zaman ilerlemenin ok snrl bir anlau olacaktr. nk olan bizim grebildiimizle snrldr. ler
lemenin tm gizi varolmakla ya da varolacak olmakla birlikte
gzlerimize kendisini amayan eyi ne yapp yapp ortaya
karmaktr. Olup da grlenle olup da grnmeyen ya da ola
cak olup da grnmeyen arasndaki o grlmez gei yeri, ger
ekte bilimde de, sanatta da yaratlca gei yeridir. Bilim
adam da, sanat adam da, herkesin gremedii pekok eyi
grebilmesiyle ayrlr. Bilimde olasya ynelmek, bilinmedik
yollar denemek ve bu yollar izlediimizde nereye kadar gi
debileceimizi aratrmak demektir. Bilimsel dncenin verim
lilii kendisine saysz olaslklar arasndan yol aa aa, umul
madk yerlere almasndan gelir. Aristoteles dncede ikin
cil bir yere yerletirilmi olan olas dnce, dnce tarihin
de birincil yeri aldktan sonra esiz verimlilikte yaratc bir
g kayna durumuna gelmitir.
Bylece bilimsel dnce geliigzel ussal araytan lmeci ya da deneyci ussal anlaya doru bir gei yapmakla
tam tamna gerekliklerin alanna yerlemitir. Artk evrenin
bizim iin en nemli yan, greli ilikileriyle llebilir yan
dr. Bu gelime, tam anlamnda "niin" sorusunu soran eski
dnceden "nasl" sorusunu soran yeni dnceye doru bir
geii duyurur. nk niin sorusunu sorduunuz zaman, bir
nedenden bir nedene geerek, nedenler zincirinde ilerleyerek
bir ilk nedene gelir taklrsnz. Yamur niin yaar sorusuna
verilecek en sonuncu yant Tanr yle istedii iin'dir. Oysa
yamurun nasl yad sorunu doa olaylar arasndaki iliki
lerin niceliksel olarak saptanmasyla verilecektir. Bylece in
sanolu modern dnce iinde olasnn yaratc gcn orta
ya koyduktan sonra grelinin zeminini kefetmitir. Artk,
mutlak dnce, bize hibir gerek bilgiyi, hibir doruyu szvermeyecek ve yaamla ilgili hibir kolayl salamayacak,
yaltk dncedir. Bu dncenin son saltanat ancak inan
alannda srebilir.
Buna gre yasalar koymak da, yasalar rtmek de, ku
ramlar ne srmek de, kuramlar rtmek de ancak greli
belirlemeler iinde olasdr. Bundan byle bilimsel dncede
her ey lmeye indirgenmi gibidir. Artk ngrler bile l
meyle ya da bir takm ilikilerin arasndaki niceliksel ba ya
kalamakla ilgilidir. lcemeyen dnce felsefi dncedir, o
35
Laboratuvarlar gittUce karmaklat. imdi artk laboratuvar dediimiz yer bilginin zel alma odasndan daha ok
bir eydir. Orada gzlem aralar vardr, bir doa olayn ya
pay olarak gerekletirmeye yarayan eitli aralar vardr, ora
da bilim adamndan, bilim adamlar topluluundan ayr ola
rak eitli alanlar vardr, uzmanlar ve yardmclar vardr.
Laboratuvar artk bir tasarlama ortamdr, olaslklardan yola
karak yeni koullara ulama ortamdr, zel olarak bir kur
ma ve yaratma ortamdr. Artk makina, ara ve gere insann
her an eli altnda bulundurduu, eli kadar nemli eylerdir.
Laboratuvar denilen ortam, olaylarn yapay olarak gerekle
tirildii ortam, doann zerine kurulan ikinci bir doann, bir
anlamda yapay bir doann tasarland ve retildii yerdir.
UZMANLAMA
Bu ak iinde tm bilimlerin tek bir bilim olutururcasna gelitiini grrz. En eski zamanlarda tek bir bilim ya da
tek bir bilgi alam vard, o zamanlar gerek anlamda ussal d
nceye ynelmek bilim yapmak demekti. Bilimle felsefenin
ayn anlama geldii o dnemlerden sonra, bilimler tekr teker o
genel bilimden ya da felsefeden koparak, zerklemeye bala
mlard. Yenia balarndan bugne doru yrndke tek
tek bilimlerin zerk olarak ayr bilgi alanlar ohturuunun
renkleri serveni izlenir. Balangta birbirinden apayr dura
cak gibi grnen bilimler zamanla sk ibirliine girdiler. Ga
lileo Galilei bize matematikle fiziin bir metamatik-fizik bilimi
oluturmak zere btnlemesi zorunluluunu duyurmutu.
zerkliini yakn gemite kazanm olan ruhbilimin ve top
lumbilimin de katld bilimler topluluu iinde srekli bir et
kileim szkonusudur, birinin elde ettii bir doru bir baka
sna bilgi olarak katlrken, birinin ortaya koyduu bir veri
bir bakasnn geliimine katkda bulunmaktadr, birinde geli
tirilen bir kuram bir bakasndaki geliimleri etkilemektedir.
Buna gre bilimlerin eitlilenmesi onlar birbirine daha zorun
lu duruma getirmitir.
Uzmanlklarn birbirine kart anlamna gelmez elbette
bu. Bir baka bilimin bulgularndan yararlanmaya alan bir
bilim adam elbette o bilimin konularn ve yntemlerini tm
incelikleriyle bilebilecek durumda deildir. Tarihin toplumbilim
den, toplumbilimin ruhbilimden, ruhbilimin fizyolojiden yarar38
III.
RUHBLMN KURULMASI
amzn en nemli bilimsel olaylarndan biri ruhbilimin
bir bilim olarak kurulmas oldu. Bu byk olayn nemini gr
mezden gelenler elbette toplumsalln yannda bireysellie,
nesnelliin yannda znellie yaam hakk tanmak istemeyen
ler ve buna gre insanlk yolunda insan gereini sakatlamak
gibi bir yanla dmekten saknmayanlardr. Oysa ada top
lumsallk bilinci bize, ruhbilimin de byk katksyla, bireyin
bulunmad yerde toplumun, znelin bulunmad yerde nesne
lin olamayacan retiyor. Toplumsallkta erimi birey, orta
a Hristiyan toplum dzeninin bir zelliiydi, bugn de an
cak buna benzer bir dzen anlayn srdrenlerin d ola
bilir. Yans koparlm ya da ii karlm gereklik gerek
likten baka bir ey olacaktr.
XIX. yzylda ruhbilimin zerk bir bilim olarak kurulma
s, dnce ve sanat alanna byk yenilikler getirdi. Eski za
manlarda az ok bir gizler alan olarak belirlenen insan ruhsall bundan byle tm gizlerinden arnmaya ve deneyle do
rulanm bilgilerin nda nesnel olarak tannmaya balad.
Bu geliim daha salkl bir ruhsal yaam iin olanaklar salan
masna, bir de insann bir kurucu ve yaratc olarak kendini da40
42
ANORMALN ARATIRILMASI
IV.
TOPLUMBLMN KUBULMAS
Yakn zamanlarn en byk atlmlarndan biri de toplum
bilimin bir bilim olarak kurulmas olmutur. Toplumbilimin bir
bilim olarak kurulmas elbette zamanmzn toplumsal gereksinimleriyle ilgili bir olgudur. Bu olgunun kkeninde elbette
Fransz Devrimi'yle gelen insan sorunlarnn byk pay vardr
Szkonusu devrim, byk lde toplum sorunlarna dikkati
ekmi, bu devrimi hazrlayan aydmlanmac dnce, insano
lunu her eyden nce toplumsal bir varlk olarak incelemiti.
Toplumsal yaplar ele alan, bu yaplarn temel zelliklerini
belirleyen bu bilimin kurulmas, demek ki, her eyden nce top
lumsal yaamn en genel bilgisine ynelme isteinden do
mutur. Toplumsal bir varlk olan insann toplumsall iin
de daha mutlu olabilmesi, her eyden nce toplumsallk koul
larnn aratrlmas ve aydnlatlmasyla ilgili olacakt.
Toplumbilim dzeyinde ortaya konulan sorular toplumsal
yaamn canl, deiken, bununla birlikte belli yasalar olan
bir deney alan olarak alglanmasyla balad. Toplumbilimciler
felsefenin en eski sorununu andran bir sorunla kar karyaydlar: srekli deien, srekli akp giden bu karmak yapnn
iinde ya da temelinde daha kalc ya da daha belirleyici bir
eylerin varolmas gerekirdi. Bylece toplumbilimsel dnce,
bir deien ve deimeyen kartln iinde tayarak geliti.
Deiiklik ya da deiken olan, kendisini dorudan doruya
kavrayabilsek de kavrayamasak da her zaman karmzdayd,
ama bu deimez olan ya da daha az deiken olan neydi? G.
Bouthoul bize bu konuda unlar syler: "Toplumsal olgular
zerine dnmede elde edilen en belirgin ilerleme, bunalm
dnemlerinde ya da bir bunalm nedeniyle, olaylar allm
ereveleri ve geleneksel zmleri atnda ortaya kmtr.
nk biz ancak deiiklii dorudan alglarz. Bir biim ve
oturmu bir devlette dikkatimiz ekilmez. ngrlmemi du
rumlar bir dnme, tasarlama, uyum abas gerektirir. Do
duu andan balayarak toplumbilim srekli dnm iinde
bulunan bir konunun aratrmasna ayrlm tek bilimdir."
Toplumbilim bir bilim olmadan nce, bir ussal aratrma
alan olarak felsefede varln srdrd. Demek ki, eski za
manlar toplumbilim yerine toplumsal felsefenin egemen oldu49
VI.
ESTETKTE BLMSELLK
Yaam koullarnn deimesi, buna gre dncede ve sa
natta byk dnmlerin ortaya kmas gzel'le ilgili ara
trmann da bambaka bir anlam kazanmasna yol at. Gzel
aratrmas ya da estetik, yzyllar boyu felsefenin ya da daha
dorusu metafiziin kurallarna bal kalrken, birdenbire de
nilebilecek bir hzla bilimselleme eilimi gsterdi, hatta bir
bilim olmann yollarn arad. Estetiin sorunlarn metafizik
dzeyde zmeye aljanlar, zorunlu olarak soyut gzel ara
trmasna yneldiler; buna gre, gzel nedir ve ne deildir so
rusu, estetiin temel sorusu oldu. Platon'un ortaya att ken
dinde ey olarak gzel nedir sorununu dnrler, geen yz
yla kadar tarttlarsa da pek bir yere varamadlar. Tm gzel
eyleri gzel klan bir akn gzel, bir kendinde gzel var m
dr? Tek sorun buydu; gzler nndeki gzelle, sanatsal gzel
le ilgilenen pek yoktu.
Gerek gzelin alanna yani sanat yaptlarna ynelmeden
gzel sorununu zmek olas deildi. Ne var ki, estetiki rol
n de yklenmi olan filozof, sanatdan herhangi bir ey 63
VII.
amz bilimlerin kurulmas, dncenin bilimsellemesi
a oldu. Dncenin bilimsellemesi yaama yepyeni gr
nmler katarken, yaamn bu yepyeni grnmleri dnceyi
yeniden koullad. Dnce derin bir isel boyut, geni bir d
sal boyut kazand. Bu kazanmlar sanata, sanatsal araylara
yansd. yeni bilim alan, ruhbilim, toplumbilim ve estetik
67
FELSEFE SORUNLAR
Nicos POULANTZAS*
Tttrkesi: Ergin KOPARAN
69
78
Maurice GODELJER*
Trkesi: Ergin KOPARAN
80
HASLIK (OTANTKLK):
AZGELM LKELERDE KEND KONUMUN
KAVRAMA, ZGVEN, YN BELRLEME VE
DAYANIMA ABALARI
Martin ROBBE*
Trkesi . Hamet ATASOY
Azgelimi lkelerdeki sosyal ve politik glerin kendi ko
numlarn kavrama ve ynlerini belirleme dorultusunda y
rttkleri (temel koullan ve gereklilikleri kendi elikenlii
iinde yanstan) fikirler savamnda, "haslk" szc ile ta
nmlanan genel baz izgiler gzlemleniyor. Kazanmlardan du
yulan kvan, bunalmlarn bilincine var ile birleerek, ken
dine ait ve bamsz olana ulusal ve evrensel gelimelerde et
kinlik kazandrma kararllna dnyor. zellikle ilerleyen
farkllama ve kutuplamalar nedeniyle dayanmay olanakl
ve zorunlu hale getirmek iin ortak yanlar saptanmakta, ka
rarllkla konunun zerine gidilmektedir. Bu anlay, tartma
larla, somut politik aklamalarla biimlenerek tarihsel olarak
geliti ve gnmz dnya politikasnda azgelimi lkelerin po
litik uralarnn genel izgisi olarak etkinlik kazand. Bu et
kinlik, her ne kadar kart eilimlerle kar karya olsa da,
srecektir. Nedir burada szkonusu olan?
Smrgecilie Kar Olu ve Gelenek:
nsanlk, ta bandan beri eit olmayan biimde geliiyor.
Kapitalizmin lkin ortaya kt Avrupa lkeleri, elde ettik * Filozof, Prof. Dr. Bilimler Ak, Tarih Enstits, Berlin
97
(19)
(20)
(21)
(22)
(23)
(24)
(25)
(26)
(27)
(28)
(29)
(30)
(31)
111
Luden GOLDMANN
Trkesi: ahin YENEHRIOLU
ki yl nce, 1961 ylmm Ocak aynda, Brksel Serbest niversitesi'nin Toplum Bilimleri Enstits, bize, edebiyat sosyo
lojisi aratrmalar beinin ynetimini ve ilk almalarmz
Andre Malraux'nun romanlarnn bir incelemesine ayrmam
z nerdiinde, bu sunuyu byk bir anlayla kabul ettik. XII.
yzyl trajik felsefe ve trajik edebiyat sosyolojisi zerine olan
almalarmz, hibir biimde, romans bir yapta ilikin bir
inceleme olana konusunda, bizim nyargl olmamza izin
vermez. Dahas bu, hemen hemen ada bir zamanda yazl
m romansl bir yapt zerine ise. Oysa, ilk yl boyunca, edeb
bir tr olarak roman sorunlarna gtren, zellikle hazrlms
bir aratrmaya koyulduk. Bu aratrma iin, (Fransa'da hl
yeterli lde bilinmeyen) imdiden, neredeyse klasik diyebile
ceimiz Georg Lukacs'm metninden kalktk: Roman Kuram
ile Bene Girard'm yeni kan Romantik Yalan ve Romansl Ger
ek adl kitabndan. Rene Girard, bu kitapta, onlar belirtmeksizin, (daha sonra da bize sylemi olduu gibi, onlar bilmek
sizin) Lukacsc zmlemeleri, birok zel noktada deiiklik
lere uratarak, yeniden bulmaktadr.
Roman Kuranu'nm ve Girard'n kitabnn incelenmesi, zel
likle bize ilgin gzken birka sosyolojik varsaym kaleme
almaya itti. Onlardan yola karak, Malraux'un romanlaryla
ilgili daha sonraki aratrmalarmz geliti. Bu varsaymlar, bir
yandan, klsik romansl olua ilikin biim ile serbest ekonomi
deki dei-toku (mbadele) yaps arasndaki benzeiklii il112
gilendirirken, te yandan da, onlarn dana sonraki evrimieffie'leri arasnda var olan kimi koutluklar ilgilendirmektedir.
yleyse, oluum biiminin ana izgilerini gstermekle ba
layalm : Lukacs'a gre, ya da onun dnd gibi, bu yap
(oluum) genelde romansl biimi (ya da) en azndan, onun
en nemli grnmlerinden birini belirginletirir. (Ola ki, o,
olusal (genetique) gre gre, onun balca grnmdr)
Lukacs'm inceledii roman biimi, bir romansl kahramann
varln belirginletiren biimdir. Onu, bereket versin, "sorun
sal ieren kahraman" (heros problematiquei "kuku gtren
kahraman" - .n.) deyimiyle belirledi.1
Roman, rm, bozulmu, dzeyini ve deerlerini yitir
mi bir arayn tarihidir. Lugacs, buna "eytansl" (demoniaque) bir aray der. Bir baka dzeyde ilerlemi ve bir baka
biim kazanm, kendisi de rm bir dnyada bozulmam
deerlerin araydr.
Bozulmam deerler denildiinde, elbette, eletirmenin ya
da okuyucunun bozulmam olarak kabul ettii deerleri deil
de, tam tersine, romanda aka varolmakszm, ama ona zg
evrenin tmn, stkapal biimde dzenleyen deerleri an
lamak gerekmektedir. Bu deerlerin, her romanda zgl oldu
u ve bir romandan tekine ayrlklar gsterdii kendiliinden
ortaya kar.
Roman, destan ya da masaln tersine, kahramann ve dn
yann nlenemez bir biimde kopuu nedeniyle belirginlemi
destanms bir tr olduundan, bu nedenle, Lukacs'ta, her iki
bozulmuluun yanstm olduu niteliin (zelliin) bir
zmlemesi yer almaktadr: Kahramann ve dnyann bozulmuhu. Ama, onlar, ayn zamanda, nlenmesi olanaksz by
le bir kopuun temelini oluturan, kuran bir kartlk ve des
tans bir biimin varln olanakl klmak iin gereken, yeter
li bir birlii dourmak zorundadrlar.
Tek basma bu kesin kopu, sonuta, tragedya ya da lirik
iire yol am olacakt. Kopu eksiklii ya da rastlantsal bir
kopuun varl ise, destana ya da masala gtrm olacakt.
Her ikisi arasnda yer alan romansa, bir yandan, her bir
destans biimin varsaym olduu kahramann ve dnyann
temel birliinin, ye te yandan da, onlarn nlenemeyen kop
malarnn tam tamna bal olmas lsnde diyalektik bir
doaya (zellie) sahiptir. Bu, gerek deerlere gre. kahra
mann ve dnyann oluturduu birlikteki elerden her birinin
113
maya ve orada eritmeye ynelik, ve, bu nedenle de, belli bir noktaya
dek, onlarn zgllklerini ortadan kaldrmak asndan eylemenin,
birey-insann, psikolojik olduu kadar, biyolojik gerekliine de, o den
li ters den bir z yapya sahip olduunu, yine bu eylemenin, tm
birey-insanlarda, az ok kuvvetli bir derecede, kar koyma davran
lar dourduunu sanmtk. (Ya da, eer, o, ka tepkilerinden dola
y, niteliksel adan olduka ilerlemi bir biimde deer yitiriyorsa).
Bu kar koyma davranglarysa, eylemi dnyaya kar, yaygn bir
direnmeyi yaratmaktadr bylece. O da, romansal yaratnn arka pla
nm oluturmaktadr.
Bize yle geliyor ki, daha sonra, bu noktada, denetlenmemi ncel bir
sannn varl sz konusudur: Toplumsal gereklikten dolay, tmy
le doasn yitirmi olamayacak olan ortaya klarn ait olduu bi
yolojik bir doaya sahip varolua ilikin sandr.
Oysa, eylemeye kar duygusal direnmelerin, olumlayc aratrmann
snrlamak zorunda kalaca, baz zel toplumsal katmaniarca sarlp
iine alnmas olasdr.
(6) Lukacs, geleneksel romann iinde bulunduu zaman, u nermeyle
niteliyordu: "Yol balamtr, gezi bitmitir" Yeni-roman' ise, bu
nermenin ilk ksmn atarak, geriye kalanla niteleyebiliriz: Ona ait
zaman ise, ister u nermeyle nitelensin: "Esinin kendisi hl bura
da, ama, gezi sona ermitir" (Kafka, Nathalie, Sarraute), isterse yal
nzca, u saptamayla belirlensin: "gezi henz bitmitir, ama, yol, hi
bir zaman balamamtr." (Robbe-Grlet'nin ilk roman).
(7) Bir yl var ki, ayn sorunlar grp tartrken, ve, sorunsal olu
turan kahramana sahip romann ve olumlayc kahramana sahip ro
mans! alt-yazmn varln dile getirirken, unlar yazyorduk: "En
sonunda, bu yazy, byk bir soru iaretiyle bitireceiz: Balzac'm ya
ptlarnn sosyolojik incelemesi. Bize gre, onun yaptlar, kendine z
g romansl bir biim oluturmaktadr. stelik, onlar, bizim de belirt
tiimiz gibi, romana ilikin iki tre ait nemli eleri de, bu biimin
iine sokmaktadr. Demek ki, byk bir olaslkla, onun yaptlar,
tarihin en nemli romansl anlatmn dile getirmektedirler."
Bu yazda belirtmi olduumuz uyar niteliindeki eletiriler, yine bu
satrlarda ngrlen varsayma, bir lde, kesinlik kazandrmay de
nemektedir.
133
Mihail KRAPENKO
Trkesi: Kevser KAVALA
natsal anlatm aralarnn gcne de baldr. Yaratcln kazanmlan ile gereklik malzemesinin imgelerin diline dnt
rlmesinin ara ve tarzlar arasnda sk bir iliki vardr. Dn
yann estetik zmleniinin deiik ara ve tarzlarnn yaratt
deerler de farkldr. rnein, Rnesans dnemi Fransz ede
biyatn XVII. yzyldaki genre preceur ile karlatrdmz
da bunu grmek hi de g deil. Bu tr karlatrmalar ala
bildiine uzatlabilir.
Tarihsel poetika, deer sorununu, elbstte bamsz bir so
run gibi deil, sanatsal anlatm aralarnn i ynelimlerinin
zellikleri, aratrlmas olarak grr; sanatsal anlatm arala
rnn deer amac, deer geerlilii, kanmzca, tarihsel poetikann belirleyici temalar arasnda yer almaldr.
Tarihsel poetikann ierii ve konusuyla ilgili olarak bura
da gelitirilen gr, sanrz, tarihsel slup bilgisiyle arasndaki
yakm ilikiyi de bir lde aydnla karyor. Edebi srete en
nemli halkay sluplarn geliimi oluturur. slup olgularnn,
birbirini izleyegelmi sluplarn, ne yazk ki varln henz tam
anlamyla kantlayamami bir bilimdalnm konusu olmasnn
nedeni budur. Poetika ile slupbilgisi arasnda srekli bir etki
leim olduuna gre, tarihsel poetika, kendi temel ilkelerinin
bak asndan slup srelerini gerektiince yanstabilir, yan
stmaldr da.
Tarihsel poetikann ierik ve konusu bu alandaki aratr
malarn yneldikleri belli bal temalarla sk skya ilikilidir.
Bizim grmze gre bunlar bir aratrmacnn almasnn
en nemli u drt blmn ierirler: Birincisi, evrensel bir ta
rihsel poetika ortaya koymak; ikincisi, ulusal edebiyatlarn poetikalannm aratrlmas; ncs, edebiyatn belli bal usta
larnn poetikalan ve bunlarn gerek ulusal edebiyatlarn, gerek
se dnya edebiyatnn poetikalarma katklarnn incelenmesi;
drdncs, ruhsal zmleme gibi, gerekliin dolayl anlatm
gibi bir takm poetikalan ilgilendiren tek tek bulgularn yazg
larn, sanatsal anlatm ara ve trlerinin evrimini aratrmak.
Bu drt ana blmn her birinin kendine zg hem genel, hem
de zel sorunlar var kukusuz.
Yukarda saylan bu ynelimler arasnda ne gibi ilikiler
bulunmakta? Tarihsel poetika aratrmalarn hangi srayla y
rtmek daha doru olur? Somut olgulardan balayp sonra da
ha kapsaml genellemelere gemek herhalde daha uygundur.
139
147
FELSEFE HABERLER
Karl MELZER*
ev.: Ulu NUTKU
156
FELSEFE BBLYOGRAFYASI
ARAP HARFL TRKE FELSEFE KTAPLARI
KAYNAKASI (1849 - 1928)*
Kadir YERC
A. Fahri, Benjamin Frank
lin, Istanbul, 1307 11891],
stepan Mat., 79 s.
Abdullah Cevdet, Bir zeka
y feyyaz; Doktor Gustav
Le Bon'un ilm ve tefekkr
aleminde grd i, stan
bul, 1925, Necm-i stikbl
Mat., 112 s.
Abdullah Cevdet, Cihan- tslma dair bir nazar-i ta
rih ve felsefi, stanbul,
1922, Necm-i stikbl Mat.,
32 s.
Abdullah Cevdet, Dima ve
melekt-i akliyenin fiziyolacya ve hfzsshhasi, s
tanbul,
1919,
Matbaa-i
mire 426+26+10+3 s.
Abdullah Cevdet, Fenni ruh
Dima ve ruh-tefekkr-vicdan ve tefekkr, stanbul,
1911, Matbaa-i tihad 136
s., (Dr. Karl'u mektuplar
n iermektedir).
Felsefiyat- hazradan: Ak
nedir? ve akn tp ve ilm-lruh nukat nazarndan mutal-i ilmiyesi, ev. M. Arif,
stanbul, 1337 (1911i, Suhu
let Kitaphanesi, 69 s. (Yeni
basm: N. Babikyan Mat.
1328 (1912 68 s.)
Fenelon,
Hikye-i
Aristo
Nous, ev. Read, stanbul,
1306, (1890i, Kasbar Mat.,
39 s.
Fegersen, Frabel usulyle
kk ocuklarn terbiyesi,
ev. Kazm Nmi, stanbul,
1340 (1924), 202+3 s ; Maa
rif Vekleti.
165
Rousseau'nun terbiye na
zariyeleri, Istanbul, 1329
[19131, Kanaat Mat., 294+2 s
Galobi, Miftah-l fnun, ev.
Ohannes (?). stanbul, 1277
[1861i, Matbaa-i mire;
(Yazarn adnn dorusu
Gallupi'dir. Kitabn ikinci
basm 1872 ylndadr).
Giraud J., Hkra-i cumhur,
ev. Mehmed Ali [Aynl, s
tanbul, 1327 [19111, Kader
Mat., 158 s.
Giraud J., Hkmet-i avam
vatan ve insaniyet, ev.
Mehmed Ali fAynl, stan
bul, 1327 11911i, Artin Asaduryan ve Mahdumlar Mat.
133+1 s.
Goriev, B. Y., Maddiyet, fukara-i kasibe felsefesi, Baku,
1922. Birinci Hkmet Mat.,
167 s; lm Sosyalizm Ktp
hanesi, Say 3. Azerbeycan
Komnist Bolevikler Fr
kasnn Merkezi Komitesi
Telif at-Tevikat ubesi Ne
riyat.
Gvsal brahim Alaaddin,
Jean Jacques Rousseau, s
tanbul, 1927. Sebat Mat., 14
s., Byk Adamlar Serisi.
Guyau Jean-Marie, Terbiye
ve veraset, ev. Abdullah
Cevdet, stanbul, 1927. Mil
li Matbaa 560+IX s. Maarif
Vekleti.
[GnaltayJ Mehmet em
settin, Felsefe-i ula. sbt-
vcib ve ruh nazariyeleri,
169
FELSEFE SZL
Afar TMUN
AIK (fr. clair; alm. klan ing. clear). Kolay anlalr olan. Bir
nesnenin ak ve seik fikrine ancak o nesneyi tam olarak be
lirgin bir biimde ve br nesnelerden ayr olarak kavrayabil
diimiz zaman ularz. Bir nesnenin ak fikrine ancak o nes
neyi br nesnelerden ayr olarak kavrayabildinizde varrz.
Bir nesnenin seik fikrine varmak iinse o nesneyi br nesne
lerden ayran eyleri kavramamz gerekir. Demek ki birinde yaltk ya da ayr, brnde karlatrmal kavray szkonusudur. Ak ve seik ayrmn belirgin bir biimde ilk koyan Des
cartes olmutur. Descartes'a gre ak fikir dikkatli bir zihinde
ortaya kan, deeri ve gereklii tartlamayacak biimde zi
hinde beliren fikirdir. Descartes iin fikirlerin ak ya da seik
olmas deil, ak ve seik olmas nemlidir. Descartes ak ve
seikle ilgili olarak yle der: "Anladm ki dnmek iin var
olmak gerektiini ok kesin olarak grmesem, bu dnyorum
170
dengesine dayanr. Buna gre M. Merleau-Ponty yle der: "nsan tek bana adaletli olamaz, tek basma adaletli olduu za
man adaletli olmaktan kar." Adalet, bireysel ykmllkler
asndan da drstlk ilkesine dayanr, temelindeki ruhsal et
ken elbette bireyin kendini koruma igdsdr. La Rochefou
cauld yle der: "nsanlarn ounda adalet sevgisi adaletsizli
in acsn ekme korkusundan gelir." Eitlik ve drstlk kav
ramlarna verilen deiik anlamlara gre adalet de deiik an
lamlar alacaktr. Baz yazarlar adaleti toplumsal yaamla ilgili
tm kavramlarn temeline yerletirirler. rnein Diderot, "Tek
bir erdem vardr, o da adalettir" der. Adalet kavram ahlakla
uzaktan yakndan ilgili tm kavramlar gibi zgrlk sorununa
gtrlerek tartlr, nk adaletin temelinde, "adaletsizliin
acsn ekme korkusu" biiminde de olsa bir baka biimde de
olsa zgrlk istemi vardr. Ancak istem adaleti salamaya yet
mez, bunun iin g gereklidir. B. Pascal, "Gsz iktidar ada
letsizdir, adaletsiz g zorbadr" der. Genel olarak gle ada
leti dengeleme eilimi ar basar. Joubert yle der: "Gsz
adalet de adaletsiz g de korkun eydir." Baz yazarlar ada
leti daha bireysel bir temele, ahlaklk ya da iyilikilik teme
line oturtmak isterler. Mauriac'm bu konuda gr udur:
"Dnyada en korkun ey iyilikseverlikten ayr dm adalet
tir." Her ne olursa olsun, adalette sreklilik kanlmaz koul
dur, bu yzden ge kalm adalet adalet deildir.
AHLAK (fr. morales aim. Marolsh; ing. moral). Bir dnemde be
nimsenen davran kurallarnn btn, bu kurallar inceleyen
bilgi alam. Ahlak, davranlarmza toplumsal bir geerlilik ka
zandrmak istediimiz yerde balar. Bylece ahlak alan mut
lak olarak ve evrensel olarak geerli olmas gereken kurallar
dan olumutur. Kuralkoyucu bir bilgi alan olarak ahlak ba
layc yanyla her zaman tepki uyandrmtr. Diderot bu tepki
yi, "Ahlak da erdem de baeenler iin gereklidir" szleriyle or
taya koyar. Rimbaud, "Ahlak beynin zayfldr" der. Ahlak
uygulamal ahlak ve kuramsal ahlak diye ayrmak, kuramsal
ahlak baka bir ad altnda toplamak Cfr. ethique a;ml. etnik; ing.
ethics) yaygn bir eilimdir. Ancak her alanda olduu gibi bu
alanda da kuram uygulamadan ayr tutmak olasl yoktur.
Kuramda da uygulamada da balca sorun hangi davranlar
mzn iyi hangi davranlarmzn kt olduu, buna gre iyi172
174
KMLIKELER
176
BIOGRAPHIES
178
CONTENTS / SUMMARIES
HISTORY OF PHILOSOPHY
The Philosophy of Descartes as the Ideology of the Early Europen Bourgeoisie
Krat GNEY In this article, the author, discusses why the philosophy of Des
cartes has its place at the beginning of the new age, by trying
to show the relation of his philosophy (metaphysics, theory
of knowledge) to the social conditions in which it flourished.
The author, while indicating the characteristics of the philosophy
of Descartes, shows how it corresponds to the ideology of the
bourgeoisie in power at that time, and to the state order.
The Idea of Peace in the Classical German Philosophy
Erhard LANGE / Kmil YALIN
Introduction to the Contemporary Thought
Afar TMUN
The general characteristics of the contemporary thought, its socio-historical sources, its interrelations with the technical-sci
entific developments the outceme of the new scientific under
standing the foundations of physchology, and its main tenden
cies, the foundation of sociology, ajid its main tendencies, microsociology; the contemporary meaning of art, changes in the ar
tistic development, aesthetics as a science (or not), interdiscipli
nary relations, etc., all such items are subjects of this article,
comprising an overall view of the twentieth century as the age
of scientification.
179
PHILOSOPHICAL PROBLEMS
Afar TMUN
In this terminological study, the author defines and explicate
the terms and concepts in philosophy with exemplary quotati
ons.
180