Professional Documents
Culture Documents
İktisadi Akımlar(Okullar) :
1) Merkantilizm 9 ) Sosyalizm
2) Fizyokratizm 10) Keynes İktisadı
3)Klasik İktisat 11) Monetarizm
4) Neo – Klasik İktisat 12) Arz Yönlü İktisat
5) Kurumcu İktisat 13) Rasyonel Bekleyişler teorisi
6) Milli İktisat Doktrini 14) Neo – Keynezyen ve Post - Keynezyen
7) Alman Tarihçi Okulu 15) Anayasal İktisat
8) Avusturya Okulu
Tanımlar :
• İktisadi Düşünme : Tüm iktisatçılar tarafından benimsenen ortak bir düşünme biçimidir. İktisadi
düşünme, iktisat eğitiminin dışında bireye kazandıracağı bir beceridir.
• İktisadi düşünce : “İktisadi Sorun”u çözmeye yönelik bir düşüncedir.
• İktisadi Sorun : Kaynaklar ile ihtiyaçlar arasındaki dengesizliktir.
• Relativist Yaklaşım : Her teori öne sürüldüğü dönemin özellikleri yansıtır. Yani bir iktisat teorisi
ait olduğu dönemin şartları içerisinde değerlendirilmelidir. Bu dönem şartları ; o dönemin
ideolojisi, kurumları, ekonomik sorunları veya ekonomik yapısı olabilir. Ayrıca her ekonomik
teori önünde sonunda bir ekonomi politikası önerisine dönüşeceği için bir teorinin gerçek niteliği
şekillendirdiği ekonomi politikasına göre belirlemek gerekir.
• Absolutist Görüş : İktisat teorisinin iktisatçıların entelektüel çabaları ile buldukları analiz
yöntemlerinden kaynaklandığı ve bu nedenle mutlak bilimselliğe sahip olduğunu öne süren görüş
ise, iktisat teorisinin yer ve zaman yönünden göreceli bir nitelik taşıdığı kabul etmesi. Mutlak
bilimselliği savunanlara göre, en son öne sürülen iktisat teorisi o konudaki en doğru yani
gerçeğe en yakın teoridir. Çünkü bu teori hem kullandığı analiz teknikleri açısından hem de
dayandığı istatistiksel veriler yönünden eski teorilere oranla daha zengindir. Ayrıca eski teorilerin
hata ve eksiklerinden arındırılmıştır. Bu görüşü savunan “Stigler”e göre bir bilim dalının temel
özelliği olan tutarlılık, genellik, kesinlik ve incelik iktisat bilimine fizyokratlar ile gelmiş ve
sonrada tarihsel süreçte gelişmiştir.
• Ortodoks İktisat : Bu gün benimsenmiş haliyle insan ihtiyaçlarına oranla kıt olan kaynaklarının
yarattığı sorunları kendine araştırma programı olarak seçmiştir. Bu sorunları üretim faktörlerinin
alternatif kullanım oranları arasında dağıtımı, milli gelirinin bölüşümü, ekonominin istikrarlı ve
milli gelirin artırılması şeklinde dört gruba ayıran Ortodoks iktisat faktörlerinin dağıtımını hangi
malların ne kadar üretileceği ve milli gelirinin nasıl bölüşüleceği konularını inceleme konuları
yapmıştır. Gelir, istihdam düzeyi, fiyatlar genel seviyesi ve büyüme hızı makro iktisadın
araştırma programını oluşturmaktadır.
• Heterodoks İktisat : İktisadın araştırma programını ve yöntemini daha değişik biçimde
belirtmiştir. Sosyalizm, Alman Tarihçi Okulu, Kurumcu Düşünce ve Post – Keynesyenler bu
yaklaşımın önemli temsilcileridir. Bu iksatçılar iktisat ilminin sınırlarını genişletmesi ve onu
tarih, psikoloji, sosyoloji, antropoloji, siyaset bilimini aktarmaya çalışmışlardır.
» Ortodoks iktisatçılar neyi veri olarak kabul etmişlerse Heterodoks iktisatçılar onları çalışmışlar.
Heterodoks iktisatçıların veri olarak kabul ettiklerini de Ortodoks iktisatçılar incelemişlerdir. Bu yüzden
iktisat tarihi bu iki grup arasındaki uzlaşmaz çatışmalarla doludur.
• Doktrin : Felsefede, iktisatta, hukukta, edebiyatta, siyasette belirli görüş ve düşüncelerin kesin
olarak savunulmasıdır. Eleştiriye yer verilmez.
I. Amaçlarına Göre Doktrinler :
a: Liberal Doktrinler b: Otoriter Doktrinler
II. İyimser ve Kötümser Doktrinler
1
Hazırlayan : Faruk GÜMÜŞ
İktisadi düşünceler Tarihi Ders Notları (Yrd.Doç.Dr. Metin Yıldırım) -2-
Metod Sorunları :
a) Karmaşıklık : Sosyal olayların veya süreçlerin temel karakteristiğidir. Olayların iç içe girmiş
olması ve subjektif davranışlar bu karmaşıklığa neden olur.
b) Bilgi : Bilgilerin ulaşılabilir ve doğru olmasıyla alakalıdır.
c) Zaman : İktisatta zaman olgusu çoğu zaman ihmal edilir.
d) Deney : İktisat ilminde deney imkanı yoktur.
1-Merkantilizm
Merkantilizm, 1450-1750 yılları arasında yani Ortaçağ ve Fizyokrasi arasındaki dönemde gelişen
iktisadi düşüncelerin bütünüdür. Merkantilistlerin temel ilkeleri şöyledir:
• Merkantilizm, moneter bir doktrindir. Amaç, para miktarını arttırmaktır. Değerli madenlerin
hakimiyeti esasına dayanan bu görüşte milli servet değerli madenlerin çokluğuyla ölçülür.
• Müdahaleci bir doktrindir. Devletçiliği benimseyen bu görüşte devlet, iktisadi faaliyetleri
belirlemeli ve yönetmelidir.
• Yukarıdaki iki ilke, beraberinde «dış ticarete önem verme» ilkesini getirir. Buna göre dış ticaret,
ülkeye daha çok değerli maden girmesi için yapılmalıdır. Amaç, aktif (ihracat>ithalat) bir dış
ticaret bilançosudur.
• Merkantilizmin sanayileşme anlayışı, nüfus artışını da beraberinde getirir. Çünkü, emek arzının
artışı ücretleri düşüreceğinden sanayi üretimi ve ihracat artar.
• Nüfus hareketleri ve tarımsal üretim ilişkisi (tarımsal üretimin arttığı dönemlerde toplam
tarımsal gelirin düşmesi) şeklindeki King Kanunu ilk kez bu dönemde ortaya konmuştur.
• Paranın değeriyle ilgili olarak da madeni paraların ayarındaki değişmelerin piyasalarda
dengesizliğe yol açacağını savunan «kötü para iyi parayı kovar» ilkesi de bu dönemden kalan bir
görüştür.
2
Hazırlayan : Faruk GÜMÜŞ
İktisadi düşünceler Tarihi Ders Notları (Yrd.Doç.Dr. Metin Yıldırım) -3-
2-Fizyokratizm
Doğal düzeni savunan bu görüşe göre toplumsal ve ekonomik kurallar doğal bir kanun gücüyle
oluşur.İktisadi zenginliğin kaynağı tabiattır.”Makro Ekonomi” bu akım içerisinde ilk defa
incelenmiştir. Üretimde tek verimli alan tarımdır. Tarım, tüketilenden daha fazla üretime yol açar.
Oluşan bu fazlalık Fizyokratlar'ca “net hasıla”olarak ifade edilir. Diğer faaliyetler (ticaret, sanayi) ise
kısırdır, çünkü net hasıla oluşturmazlar.Net hasıla milli gelir demektir(üretim teorisi). Vergi sadece
toprak sahiplerinden alınmalıdır(vergi teorisi).
Gelir dağılımı teorisi açısından net hasılaya dayanarak toplum üç sınıfa ayrılır. Verimli sınıf
(çiftçiler), toprak sahipleri, kısır sınıf (sanayici ve tüccarlar). Quesnay tarafından oluşturulan
‘ekonomik tablo’ya göre bu sınıflararası gelir dağılımı şöyledir: Çiftçiler, topraktan sağladıkları net
hasılayı toprak sahiplerine kira olarak verirler. Toprak sahipleri, toprağın işletilmesinin bedeli olan bu
net hasılayı alırlar. Kısır sınıf ise hammaddeyi işlenmiş maddeye dönüştürmek için imalathane ve işçiye
ihtiyaç duyar. Bu yüzden bu sınıfın elde ettiği net gelir, diğer iki sınıfa dönmek zorundadır. Bu
“ekonomik tablo”, genel denge modellerinin başlangıcı sayılır. Mirabo, Turgot, Quesnay bu okulun
önemli temsilcileridir.
3
Hazırlayan : Faruk GÜMÜŞ
İktisadi düşünceler Tarihi Ders Notları (Yrd.Doç.Dr. Metin Yıldırım) -4-
a) Pozitivizm : Doğal olayların, kanunlardan oluştuğunu söylerler. İktisatçının işi olayları anlamak,
neden ve sonuç ilişkileri ortaya çıkarmaktır. Doğal olaylara müdahale edilmezse, sosyal ve
iktisadı olaylara da müdahale edilmemelidir.
b) Bireycilik : Birey-Toplum-Devlet ilişkisi savunulur.
c) Rasyonalizm : Faydacı bir zihniyettir. Akıl gerçeği açıklar. İnsan aklının açıklamadığı şey gerçek
değildir. Faydacı davranışlar önemlidir. Fayda objektif faydadır. Bireyin doğru karar verebilmesi
için özgürce karar vermesi gerekir. Önemli temsilcileri şunlardır;
o W.Petty : İstatistiğin kurucusu olarak bilinir. Emeğe önem verir, rant teorisini yapmış,
o J.Locke : Çevre faktörünün insanın gelişimine etkisi olduğunu savunur. Moleküler toplum
kuramını geliştirmiştir. Mülkiyet hakkı ifadesini ortaya atmıştır. Kişilerin özgür iradeleri ile
kurulan hükümetleri savunur. Paranın kişiler arasında farklı dağılımından dolayı ihtiyaç sahipleri
faiz ödemek zorundadırlar.
o R. Cantillon : Değer terimini kullanmış, girişimci sınıfının önemini savunur. Bankerlerin kredi
vermelerini açıklar. İktisadi faaliyetlerinin gelişimi için piyasada bol paranın bulunması savunur.
o D.Hume : Üç temel yasadan bahseder: Özel mülkiyetin istikrarı,mülkiyetin serbestçe el
değiştirmesi, sözleşmelere ilişkin taahhütlerin yerine getirilmesi. Hume'a göre ticaret (özellikle
dış ticaret), bireyin refahı yanında devletin gücünü de arttırır. Hume, merkantilistlerin
«ticarette bir tarafın kazançlı, bir tarafın kayıpta olacağı» görüşüne karşıdır. Hume
«ticaret, iki taraf için de yararlıdır görüşünü benimser». Bu görüş literatürde «otomatik denge
teorisi» olarak yer alır.
4-Klasik İktisat
4
Hazırlayan : Faruk GÜMÜŞ
İktisadi düşünceler Tarihi Ders Notları (Yrd.Doç.Dr. Metin Yıldırım) -5-
İki tür değer vardır: Kullanım değeri (malın faydasına göre belirlenir), Mübadele değeri (malın
diğer mallarla değiştirilebilmesine göre belirlenir).
o D.RICARDO: “Politik İktisadın Temelleri” adlı eseri vardır. Toprak, emek ve sermayenin
dağılımını incelemiştir. Azalan verimler kanununu oluşturmuştur. Kullanım değerini ölçü olarak
kullanmıştır. Gelir dağılımı teorisi; toplumu işçiler, sermaye sahipleri ve toprak sahipleri diye
üçe ayırmış. Toprak sahipleri fazlalık rantına sahiptir. Rantı ikiye ayırır: Mutlak rant doğanın
üretimden aldığı paydır. Diferansiyel rant ise toprağın mevki ve verimliliğin neden olduğu
farklardan oluşur. İki tür ücret vardır: Doğal ücret (asgari geçim düzeyine bağlıdır); cari ücret
(arz ve talebe bağlıdır). Kârı üç unsur belirler: I.Tasarrufta bulunarak sermayenin
oluşturulmasında elde edilen prim(kâr). II.Verimlilik sonucu elde edilen kâr. III. Yeni teknoloji
kullanımıyla maliyetin min çekilmesiyle elde edilen kâr. Sermayeden vergi alınmasına karşıdır.
Gelirden vergi alınmalıdır.
o R.Malthus(1766-1834): Papazdır. Sefaletin sebebi nüfusun artmasıdır. Nüfus artış hızının, tarım
üretim hızından büyük olması nedeniyle fakirlik oluşur. Nüfus artış hızının azaltılması
gerektiğini savunur. Bunun için evliliklerin geciktirilmesi, doğal afetlerin olması, çocuk
yapılmaması, devletin sosyal yardım yapmaması gibi görüşleri vardır.
o J.B.SAY(1767-1832): Müteşebbis faktörünü ilk ortaya atan O’dur. İktisat bilimin amacının
ekonomik faaliyetlerin nedenlerini ve sonuçlarını açıklamaktır.Sanayileşmeye önem verir.Gerçek
para maldır.
Reel Say Kanunu : Top. Üretim=Top.Arz=Top.Tüketim=Top.Talep
Parasal Say Kanunu : Top.Maliyetler=Top.Gelir=Top.Tüketim
o J.S.MILL(1767-1832): Klasik doktrin sentezi bir kişiliktir. Liberalizmle sosyalizm arasında bir
köprü görevi üstlenmiştir. “Ekonomi Politiği” adlı eseri vardır. Liberal görüşleri; Ricardo’nun
değer teorisini benimser. Değişmez doğal kanunlar geçerlidir. Klasik dikotomiyi savunur(Paranın
miktar teorisi: MV=PT). Müdahaleci görüşleri; sosyal reformu savunur, stationer ekonomide
rant↑ π↑ yatırım ve üretim↓ ve ülke durgun hale gelir.
o Benthom(1748-1832): Rasyonel faydacılık ilkesini benimsemiştir(Hedonizm-Hazcılık). Fayda
max’a ulaştığında insanlar kişisel mutluluk yaşarlar. Faydacılık ön planda, doğal hukuk geri
plandadır. Fayda derecesi artıkça insanlar mutlu olur.
Sosyalizm
6
Hazırlayan : Faruk GÜMÜŞ
İktisadi düşünceler Tarihi Ders Notları (Yrd.Doç.Dr. Metin Yıldırım) -7-
o W.ROSHER: Alman tarihçi okulunun kurucusudur. İktisadı bir ahlak bilimi olarak görür.
Fiyatların tarihi üzerine çalışmalar yapmıştır. Rosher, toplumun ve ekonominin psikolojisi ve
anatomisi üzerinde çalışmalar yapılmalıdır.
o B.HILDEBRAND: Aynı(trampa) Ekonomi, Moneter Ekonomi, Kredi Ekonomisi aşamaları
vardır. Tarihçi okulun amacı iktisadi gelişme kanunlarını bulmaktır. İktisat tarih felsefesiyle
kaynaşmalıdır.
o K.KNIES: İktisat biliminde tarihsel yöntemden başka yöntem kullanılamaz. Toplumlar geliştikçe
iktisadi kanunlar da değişir ve gelişir. Eski kanunlar yeni olayları açıklamaya yetmez.
o G.SCMOLLER: Şehir gelişimi, bankacılık gibi temel görüşlere sahiptir. İktisat tarihi gibi
konularda araştırma yapmıştır.
o W.SOMBART: Sosyalizm ve nazisizm ile ilgilenmiştir.
o M.WEBER: Önemli olan kapitalizme ruh veren zihniyetin tarih içinde şekillenmesidir.
» Eski okul tarihi açıklayıcı ve doğrulayıcı, genç okul tarihi tamamlayıcı görür.
7
Hazırlayan : Faruk GÜMÜŞ
İktisadi düşünceler Tarihi Ders Notları (Yrd.Doç.Dr. Metin Yıldırım) -8-
» Genç Okul: Bu yazarlar tarihsel kanunlara inanmadıkları için gelişme kanunlarını formüle
etmemişlerdir. Sadece olayları ve kurumları incelemekle yetinmişlerdir. Ekonomik konulara cephe
almamışlardır. Onlara göre tarihsel kanunlar bir bilim değil sadece yardımcıdırlar.
» Üç okula ayrılır
I) Viyana Okulu(Marjinal Faydacılar): Stanley Jevons(1835-1882), Herman Gossen(1810-1858), Carl
Menger(1840-1921), D.Bernoulli(1700-1782), V.Thünen(1783-1850).
II) Lozan(Matematikçi-Genel Denge) Okulu: Leon Walras(1834-1910), V.Hredo Pareto(1848-1923).
III) Cambridge(Kısmi Denge) Okulu: Alfred Marshall(1842-1924), Arthur Pigou(1877-1959), J.Bates
Clark(1847-1938), Bawerk(1851-1914). Wiskel(1851-1926).
o JEVONS: Bir malın değeri sadece ona harcanan emek ile ölçülemez. Bunun yanı sıra bir malın
değeri onun miktarına bağlıdır. Miktar artarsa marjinal fayda düşer. Güneş lekeleri ülkelerin her
on yılda bir yaşadığı krizlerin nedenidir. Güneş lekeleri arttıkça krizler artar. İktisadi olayları
matematiksel olarak açıklar. İktisat bilimi matematiksel olduğu kadar mantık bilimidir.
o GOSSEN: Malların marjinal faydaları birbirine eşittir. Fayda kıtlıktan çıkar. Toplam fayda max
iken marjinal fayda sıfırdır ve subjektif değere sahiptir. Marjinal faydayı matematiksel yönden
ilk açıklayan odur. Azalan marjinal fayda kanununu oluşturmuştur. Fayda kişiseldir, değerin
kaynağı mallarda değil, insanın psikolojik yapısında vardır.
o MENGER: Mallar insanların ihtiyaçlarını kapsar ve beş özellik taşır: 1) Bir ihtiyacın olması 2)
O malın ilgili ihtiyacı karşılaması 3) O şeyin bir ihtiyacın karşılayacağının bilinmesi 4) O
şeyin kullanmaya elverişli olması 5) O mala bir satın alma gücünün ödenmesi.
Malları derecelere ayırmıştır: 1. derece mal ekmek, 2. un, 3. buğday, 4. toprak. Malları tüketim
ve sermaye malları olmak üzere ikiye ayırır. Yöntemsel bireyciliği savunur(Ekonominin işlemesi
insanların somut kararlarına bağlıdır). İnsan davranışları amaçsal davranışlardır.
o THUNEN: Mevki rantı ile tanınır. Modern yerleşim teorisine kaynaklık etmiştir. Üretici rantını
ortaya atmıştır.
o WALRAS: Genel dengeyi savunur ve iktisadi olayları matematiksel olarak açıklar. “Pür Politik
İktisadın İlkeleri” adlı eseri vardır. İktisada fonksiyonel(karşılıklı bağımlılık) yaklaşımını
getirmiştir. Yani Q=f(P), P=f(Q). Politik iktisadın kurucusudur. Modelleri tamamen matematiksel
olarak ortaya koyar. Girişimci önemlidir. Girişimci mal piyasasında satıcı, hizmetler piyasasında
alıcı pozisyonundadır. Girişimci genel denge unsurudur. Arz-Talep eşitliği, Fiyat-Maliyet eşitliği
vardır. Bireyler paralarının bir kısmını cari işlemlerde kullanılmak üzere ellerinde tutarlar. Buna
ankes desire denir. Kişilerin para talebini ifade eder. Walras’a yöneltilen eleştiriler şunlardır:
Tam rekabet piyasasının örneği olmadığı için modelleri geçersizdir. Ortaya attığı konular
statiktir. Genel denge modeli test edilememektedir.Walras Özdeşliği:
o PARETO: Subjektif faydanın ölçülmesi yerine tercihlerin objektif temellere dayanmasını
incelemiştir. Farksızlık eğrileri ile faydayı açıklamıştır. Pareto Optimumu: Bir bireyin refahını
8
Hazırlayan : Faruk GÜMÜŞ
İktisadi düşünceler Tarihi Ders Notları (Yrd.Doç.Dr. Metin Yıldırım) -9-
azaltmadan öteki bireylerin refahını artırmak mümkün değildir. Bu tüketimde etkinlik, üretimde
etkinlik ve ortak etkinlik ile olur.
o MARSHALL: İktisadın İlkeleri adlı eseri vardır. Talebe büyük önem verir. Talep elastiğini
incelemiştir. Klasikler fiyatı maliyetle, marjinalistler marjinal fayda ile açıklamışlar. Marshall ise
arz ve talep arasında fonksiyonel bir ilişki kullanıldığını göstermiştir. Arz ve talep sadece fiyatın
bir fonksiyonudur.[ A=f(P) T=f(P)] Bu bir kısmi analizdir. BenzerRant(Quasi rantı); kısa
dönemde emek faktörü sınırlı olduğu için firmaların emek talebi artıkça işçiler normal
ücretlerinden daha fazla bir ücret isterler ve ek bir gelir sağlarlar. Bu ücret fazlasına benzer rant
denir. Benzer kâr aşırı kârı ifade eder. Benzer Rant=TR-TVC(yada TVC+Aşırı Kâr). Para malları
talep etmek için bir araçtır. Paranın değeri tedavül hızına ve miktarına bağlıdır. Buna ankes
global(makro) denir. Karşılıklı talep; her iki ülkenin bir mala olan talebi, talep elastiğiyle açıklar.
Eğer o mala talep yoksa üretim kısılacak ve dış ticaret hacmi daralacaktır.
o PIGOU: Pigou(reel ankes) etkisi: Fiyatlar genel düzeyindeki değişme, üretici ve tüketicilerin
elindeki likit paralar üzerinde bir etki yapacaktır. Fiyatlar genel seviyesi(FGS) iki katı çıkarsa
likit yarıya düşer. FGS yarıya düşerse aknesin reel düzeyi iki katına çıkar. Ücretler düşerse
firmaların yatırımlarını artıracağını, dolayısla emek faktörü uyarılacaktır.
Servet Ekonomisi: Ülkenin mal ve hizmet üretimini artırmaktır. Önemli olan ülkenin ekonomik
gücünü artırmaktır.
Refah Ekonomisi: Kişisel faydanın veya kişinin tatmin derecesinin max’a ulaşmasıdır. Yani
kişilerin refahı kişisel gelire ve milli gelirin dağılım biçimine bağlıdır. Refah deyince herkesin
refahı kastedilir. Yani refah artışı başkaların refahımı azaltma pahasına yapılmaz. Faydanın
max’a ulaşmasında üç faktör rol oynar:
I) Üretimi Artırmak II) Geliri Adil Dağıtmak III) Fiyat Dalgalanmalarını Önlemek
o CLARK: Marjinal prodüktivite teorisini oluşturmuştur. Ücretler emeğin marjinal verimliliğine
eşittir. Faiz, sermeyenin marjinal verimliliğine eşittir.
o BAWERK: Sermayenin her dönemin üretiminde rolü vardır. Sermayenin getirisi olan faiz üç
nende bağlıdır. İlk ikisi psikolojiktir ve tüketimle alakalıdır. Üçüncüsü tekniktir ve üretimle
ilgilidir. Gelir bölüşümü: MR=MC
o WİSKEL: “ Politik İktisat Üzerine Dersler” adlı eseri vardır. Doğal faiz oranı ve piyasa faiz oranı
olmak üzere iki çeşit faiz var. Doğal faiz oranı MVs ile ilgilidir. Piyasa faiz oranı da bankaların
borç verme maliyeti ile ilgilidir. Bu oranlarını farklı olması ekonominin bütünü açısından tasarruf
ve yatırım düzeyini etkiler.
Kurumcu İktisat
o T.VEBLEN: Evrimci iktisatçı olarak tanınır. Devamlı bir süreç içerisinde resmi kurumlar ve
dinamik teknolojik kurumlar vardır. Dinamik teknolojik kurumlar ile kurumların yaptığı icatlar
9
Hazırlayan : Faruk GÜMÜŞ
İktisadi düşünceler Tarihi Ders Notları (Yrd.Doç.Dr. Metin Yıldırım) - 10 -
10
Hazırlayan : Faruk GÜMÜŞ