You are on page 1of 4

ADEM FASSI - FUSUSUL HİKEM

HAKKIN İKİ ELİ İLE HALK ETTİĞİ ADEM

ADEM , Celal-i sıfat isimleri ve Cemal-i sıfat isimleri ile halk edildi.

İki el ile ademi halk etmek; birisi alemin diğeri HAK kın sureti
olmak üzere iki suret arasında ancak Ademi cem etmektir (toplamaktır).

Hakkın sureti; ilahi isimlerin ve Rabbani sıfatların tamamının


suretidir.

Bu esma ve sıfatlar müessir (tesir edici) ve faal olması yönüyle


Hakkın veren elidir. Alemin sureti ise, varlık aleminde (kainatta) ne
kadar suretler var ise bunların tamamıdır. Varlık suretleri (halk edilenlerin
suretleri) tesir alan, tesiri kabul eden (münfail) olması yönüyle Hakkın
alan elidir.

Ayet-i Kerimede Tevbe 9-104

Bismillahirrahmanirrahim

“Elem yalemu ennellahe hüve yakbelattevbete an ibadihi ve ya


huzussadakati ve ennallahe hüvettevvaburrahim”

MEALEN;

“Bilmiyorlar mı ki? Allah kullarından tövbeyi ancak kendisi kabul


eder ve sadakaları alır. Gerçekten Allah tövbeleri kabul edendir,
çok merhametlidir.”

İblis , alemin cüzlerinden bir cüz olduğundan Adem deki cemiyyet


(topluluk, toplama) onda yoktur. Zira iblisin batını olan Mudil ismi celali
isimlerden olduğu gibi unsuri (cismani) varlığı dahi havadan ibaret olan,
oksijen ile oluşan ateştir. Bundan dolayı zahiri (unsuri cüzü) ateş ve
havadır. Ateş celali zuhur-tecelli yerlerindendir.

İblis, zahiren ve batinen Celal mazhar-ı tecellisi olduğundan sol el


olan Celali sıfatlar ile mahluktur-halk edilmiştir.

İblisin hakikati olan Mudill ismi, azdırma, saptırma, dalalete düşürme,


yoldan çıkarma, hile, küfür, inkar, kin ,öc alma ve haset gibi sıfatlara
sahiptir. İblisin unsurunu (cismini) oluşturan nar (ateş) dahi ; üstün
gelme, kendini üstün görme, kibir, azamet, büyüklük, cebbarlık, musallat
olma gibi kahredici sıfatları gerektirir.

Adem in batını “ALLAH” ismi şerifidir. Bu ism-i azam Celali ve


Cemali olan bütün esmaları topladığı gibi Ademin zahiri olan unsuri

ENVER ARI / ADEM FASSI – HAKKIN İKİ EL İLE HALK ETTİĞİ ADEM 1
(cismani) varlığı da celali mezahir (tecelli) den olan eteş ile havadan ve
cemal-i mezahirden olan su ile topraktan oluşmaktadır.

Bu yüzden Ademin hakikati olan ALLAH isminde MUDİLL ismi ve


zahirinde ateş bulunduğundan kötülenmiş sıfatları içine aldığı gibi HADİ
ism-i şerifinin gereği olan; hidayet, doğruluk, iman, ikrar , kabul, sevgi,
dostluk, hayırseverlik gibi sıfatları ve cismini oluşturan su ile toprağın
gereği olan kendini hor ve hakir görme(tezellül), tevazu (yumuşak
davranma) nezaket gibi övülen sıfatlar da kendiside mevcuttur.

Eğer Adem de sol elin hükmü olan iblis sıfatı, galip olursa kendisi sol
ashabından olup, “el-cinsü mahal cins” (her cins kendi cinsine- her cins
kendi cinsiyle beraberdir) gereğince Celal mahalli olan cehenneme ve sağ
elin hükmü olan sıfat galip olursa Cemal mahalli olan cennete dahil olur.

Ayet-i kerimede Şura 42/7

“ferîkun fîl cenneti ve ferîkun fîs saîr(saîri).”

MEALEN;

“Bir grup cennette ve bir grup da cehennemdedir.”

Şiir,beyt;

Eğer senin vasıfların (sıfatların) ve ahlakın iyi olursa;


Ey iyi huylu, sekiz cennet sensin. Eğer kötülenmiş sıfatlarının
düşkünü oldun ise cehennem de sensin, ebedi azap da sensin.
Cihanda her kimin övülen ahlakı varsa o kimsenin canı Hakkın
sırlarının mahzeni (hazine odası) olur.

-Cehennemin mayası nedir?


-Kötü ahlaktır.
-Kötü ahlak Hakk yolun Seddi ve engelidir.

“Ey oğul, ahlak ve vasıfların tamamı, her zaman birtakım


suretlerde görünür. Onlar sana bazen ateş ve bazen nur, bazen
cehennem ve bazen cennetler ve huriler suretinde görünür. Eğer
aynel-yakiyn (görerek bilme)sahibi isen benim söylediğim şeylerin
delil, taklit ve akıl yürütme yolundan değil belki keşif yönünden
olduğunu anlarsın”

İşte iblis, Ademde böyle bir cemiyyet (toplanma –topluluk) olduğunu


ve kendisinde bu cemiyetin bulunmadığını bilmedi. Adem i dahi kendi
haline kıyas edip, secde emredildiğinde, batının ve zahirin gereğine uyarak
büyüklendi (kibirlendi). Kendi taayyünü (meydana gelmesi-oluşumu) ile
Ademin hakikatinden mahcup (perdeli) olduğu için, Hak Teala İblisi perde

ENVER ARI / ADEM FASSI – HAKKIN İKİ EL İLE HALK ETTİĞİ ADEM 2
gerisine-ötesine kovdu-uzaklaştırdı. İblisin gereği bu idi. Hak Teala
Hazretleri mutlak hakim olandır. Hükmünü mahalline koyar uygular ve
hükmünde asla kimseye zulmetmez.

Bilinsin ki, kisve-i taayyüne (tecelli suretine) bürünen Hakkın


vahid olan vücudundan başkası değildir. Bu taayyün (görünme-
oluşma) dediğimiz perde tayin edilmiş olan (belirlenmiş olan Hakkın
vücudu üzere çıkıp onu örter (perdeler). Bununla beraber bu taayyün
(ortaya çıkma-belirme ) perdesinin sebatı-kararlılığı- sabitliği yoktur.

Ayet-i kerimede KASAS 28/88

Bismillahirrahmanirrahim.
“Külli şeyin halikun illa vechehu”

MEALEN;

“Her şey helak olacaktır onun vechinden başka.”

İşaret buyurulduğu vech ile Hakkın vücut nuru her an durmadan bu


perdeleri yırtar. Bu durumda taayyün zuhur Hakkın zatına nazaran
“melun”(uzaklaştırılmış-lanetlenmiş) ve kovulmuş olur.

Ey irfan isteklisi, eğer sen bu taayyün perdesinin arkasında Hakkı


müteceyyini (beliren Hakkı) müşahede edersen, hakikati hicap da
müşahede etmiş olursun. Seni “ben” demeye sevk eden şey ancak
taayyününden ibarettir.

Şiir – Gülşen-i Raz

“O hakikat ki, taayyün ile belli oldu. Sen o hakikate isimleri


söylemede “ben” dedin.”

Bu görüntüdeki perdenin sebat-kararlılık üzere olmadığını yakinen


bildin ise artık “ben ben “ diyecek mecalin kalmaz. Yok eğer bu taayyün-
zahir olma- perdesinin arkasında vücud-i müteayyin olan Hakkı müşahede
etmezsen, taayyün ile hicaba düşersin ve kendi taayyünün kendi nefsine
perde olur.

Şiir Gülşen-i Raz;

“Alemin taayyünleri senin üzerinde arızdır.işte bundan dolayı


şeytan gibi”Benim gibi kim vardır?” dersin.

Böyle olan kimse bu tayyün ile (zuhuru ile) Hakkın zatından


uzaklaştırılmış ve kovulmuş olup, zahir olan (meydana gelen) ve perdeli
olan ayn-ı vahideyi (bir olanın aynını) ebediyen müşahede edemez.
Hakikati göremez. Güzel amelleri sebebiyle cennete dahil olsa bile

ENVER ARI / ADEM FASSI – HAKKIN İKİ EL İLE HALK ETTİĞİ ADEM 3
taayyünat-i cinaniyye (cennetlerdeki zuhurları ile) Haktan perdeli olup,
bunlarla meşgul olur.

İşte Adem in halife olmasının sebebi “iki el” tabir edilen


karşılıklı ilahi sıfatlar ile mahluk (halk edilmiş) olmasındandır.
Adem eğer Hakkın halife ettiği alemde ve alemin cüzlerinde, kendisini
halife eden Hakkın sureti ile zahir olmasa idi onda hilafete hakkı olma
zuhura çıkıp halife olmaz idi. Zira alemin istinadı (dayanağı) halifeyedir.
Eğer alemde üzerlerine halife olunan halkın, yani alemin ve cüzlerinin
talep ettiği şeyin tamamı mevcut olmasaydı alem üzerine halife olmaz idi.
Alemin dayanma yeri, yönelişi halifeyedir.

Bunun için alem ve alemin cüzleri neye muhtaç ise, halife olan
Ademin onların hepsiyle var olması gerekir. Eğer alemin muhtaç olduğu
şeyler bulunmasa Adem de hilafet sabit olmaz. Zira aciz olan bir kimse
kendi gibi aciz olan diğer bir kimsenin ihtiyacını temin edemez. Bu takdirce
hilafet, ilahi suret üzerine mahluk olması itibarıyla bütün alemin cüzlerini
toplamış olan insan-ı kamil için sahih-şüphesiz-kesin oldu.

Hakk Teala, insan-ı kamilin zahiri suretini alemin hakikatlerinden ve


alemin hakikatlerinin suretinden inşa etti. Batını suretini de “innallahe
halaka ademe ala suretihi” gereğince Allah Teala kendi sureti üzere
inşa eyledi. İnsan-ı kamilin bu vech – varlık ile inşasından dolayı, onun
hakkında hadis-i kudsisinde “Ben onun semi ve basarı olurum” dedi.
Böyle demekle onun cismani suretinden olan “gözü ve kulağı olurum “
demedi. Böyle buyurmakla batını sureti ile zahiri suretinin arasını ayırdı.
Zira semi ve basar batini surettendir. Ve semiyet ve basariyyet Hakka
isnad olunur. Lakin göz ve kulak Hakka bağlı kılınmaz. Cisim ve cismaniyet
sonradan olanın ve belirlenenin şanıdır. (zahirde olanın). Hakkın zatı ise
sonradan olandan taayyünden münezzehtir.

Allah Tealanın sureti (batını suret) Ademde külliyet ve cemiyet üzere


zuhur ettiği gibi, alemin cüzünden her bir mevcuda, bu mevcudun
hakikatinin istidadı, Hakkın kendisinde ne kadar zuhurunu talep etmişse
Hakkın zuhuru o mevcudda o kadardır. Alem cüzlerinden hiçbir mevcutta
halife için olan cemiyyet yoktur. Zira halifenin istidat ve kabiliyeti,
kendisinde bütün ilahi esmaların fiilen zuhuruna müsaid olacak kadar
geniştir. Diğer mevcudatta bu genişlik ve kabiliyet yoktur.

Adem Hak sureti ile (Batıni), alem suretlerinin cemiyetine


sahip olduğu için hilafete nail oldu.

ENVER ARI / ADEM FASSI – HAKKIN İKİ EL İLE HALK ETTİĞİ ADEM 4

You might also like