Professional Documents
Culture Documents
HESAPLARI
Görkem ÖZÇELİK
Haziran, 2004
İZMİR
ENJEKSİYON KALIP TASARIMI VE MUKAVEMET
HESAPLARI
Görkem ÖZÇELİK
Haziran,2004
İZMİR
Yüksek Lisans Tezi Sınav Sonuç Formu
Yönetici
TEŞEKKÜR
Bugüne dek sahip olduğum her şeyi borçlu olduğum, maddi ve manevi
desteklerini benden esirgemeyen babam Zeki ÖZÇELİK, annem Aynur ÖZÇELİK,
kardeşim Gürkan ÖZÇELİK’e şükranlarımı sunarım.
ÖZET
Öncelikle sektör hakkında genel bilgi verilmiş daha sonra bir braket parçası ele
alınarak bu parçanın kalıp tasarımı yapılmıştır. Tasarıma etki eden faktörler ayrıntılı
olarak incelenmiştir. Tasarımı hızlandıracak ve kolaylaştıracak bazı pratik bilgiler
verilmiş ve bu bilgilerin doğruluğu kontrol edilmiştir.
Sonuç olarak, bir sistem içinde tüm bir tasarımın nasıl yapılacağı belirlenmiş ve
örnek bir braket parçası yardımıyla bu tasarım sistematiği takip edilerek kalıp
tasarlanmıştır.
III
ABSTRACT
In this study, a mould which casts with aluminium alloy in high pressure die
casting machine is designed.
Firstly, a general information about the aluminum moulding is given. Then, this
mould is designed via reference of a bracket part. Factors that affect design are
examined in details. Information to make the designing period quick and simple is
given and is validated.
Design of runner system which is the most important factor to make effective and
quality parts from the moulds that cast in high pressure die casting machines is
examined in details. MAGMA SOFT tool is used to analysis and verify the design.
Also cooling system is examined in order to correct some faults areas found after
analysis and some suggestions are advised.
Lately, all part of mould design is modeled in 3D model via CATIA V5R9
programme to easy design and manufacture of mould and to prevent design faults.
As a result, how to make the whole design for a system is determined and
following the same steps a mould to cast a bracket is designed.
IV
İÇİNDEKİLER
Sayfa
Teşekkür…………………………………………………………………………....I
Özet……………………………………………………………………………......II
Abstract……………………………………………………………………………III
İçindekiler…………………………………………………………………………IV
Tablo Listesi………………………………………………………………………VII
Şekil Listesi………………………………………………………………………VIII
Simgeler…………………………………………………………………………..XIII
Bölüm 1
ALÜMİNYUMA GENEL BİR BAKIŞ
1.1 Alüminyum Tarihsel Gelişimi………………………………………… 1
1.2 Alüminyumun Üretimi………………………………………………….. 2
Bölüm 2
ALÜMİNYUM ENJEKSİYON KALIPLARI
2.1 Giriş……………………………………………………………………….. 5
2.2 Alüminyum Enjeksiyon Kalıplarının Çalışma Prensipleri………………... 6
2.2.1 Sıcak Kamaralı Yöntem İle Döküm…………………………….. 7
2.2.2 Soğuk Kamaralı Yöntem İle Döküm…………………………… 7
2.3 Genel Akış Teorisine Bakış………………………………………………. 9
2.3.1 Laminer Akış Tipi ….……………………………………………. 10
2.3.2 Türbülanslı Akış Tipi ……………………………………………. 10
2.4 Yüksek Basınçlı Enjeksiyon Kalıbı Parçaları ……………………………… 11
2.5 Enjeksiyon Kalıbı Dizaynı…………………………………………………. 14
V
Bölüm 5
DİZAYNIN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ VE ANALİZİ
5.1 Braket Parçasının Yolluk ve Doldurma Analizi……………………………….55
Bölüm 6
KALIBIN DİZAYNI
Bölüm 7
SONUÇ
7.1 Sonuç……………………………………………………………………………87
KAYNAKLAR……………………………………………………………………..88
VII
TABLO LİSTESİ
Tablo 2.2 Parça özelliklerine göre uygulanması gerekli final basınçları ……... 16
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil 2.3 a Yatay tipte yüksek basınçlı soğuk kamara döküm tezgahı………... 8
Şekil 2.3 b Yatay tipte yüksek basınçlı soğuk kamara döküm tezgahı çalışması.
……………………………………………………………………………. 8
Şekil 2.16 Tezgah hidrolik sisteminin yarattığı basıncın , kalıp kovanına iletilmesi
……………………………………………………………………………………. 28
Şekil 6.9 Maçanın aplikte yataklanması için (2-30) açı verilmesi ve soğutma
sistemi ……………………………………………………………………………. 75
SİMGELER
%F Doldurma Oranı -
p Yoğunluk gr/cm3
Re Reynold sayısı -
Tf Doldurma zamanı ms
W Maksimum yükleme N
f Çökme mm
1
BÖLÜM BİR
1821: M.P.Berthier, Güney Fransa da Les Baux’da Alüminyum içeren bir mineral
keşfetti. Bu minerale buluşun yapıldığı yerden dolayı Bauxite adı verildi.
1827: Friedrich Wöhler çok küçük miktarda alüminyum üretimini, Berlin deki
laboratuarında başardı.
1845: Wöhler, toplu iğne başı büyüklüğünde ufak alüminyum topları üretti.
1886: Paul T. Heroult Nisan ayında Paris’te ve Charles M. Hall Temmuz ayında
Amerika Birleşik Devletleri’nde, birbirlerinden habersiz olarak, arıtılmış alüminadan
elektroliz ile alüminyum üretimi için patent başvurusunda bulunmuşlardır. Bu yöntem
ABD’de hala kullanılmaktadır.
2
1892: K.J.Bayer'in, boksitten alümina eldesini sağlayan Bayer prosesini bulması ile
alüminyumun endüstriyel çapta üretimi çok kolaylaşmış ve bu genç metal, demir
çelikten sonra dünyada en çok kullanılan ikinci metal olmuştur
1897: İlk defa uçan balonun kafes ve gondolu 4 ton alüminyum levha ile
Avusturyalı David Schwarz tarafından yapıldı.
1921: Pacz, erime kabiliyeti olan AlSi12’nin -ancak yetersiz uzamadan dolayı
bugün hala eleştirilen- sodyumla arıtılmasını buldu.
1880 2 ton
aşamada ise, elektroliz ile alüminadan alüminyum elde edilir(Şekil 2.2). Alümina
tesisleri, genellikle boksit cevherlerinin yanına kurulur. Madenden çıkarılan boksit
cevheri, Sudkostik eriyiği ile muamele edilerek alüminyum hidroksit eldesi
gerçekleşir. Bu işlem sonucunda oluşan erimiyen kalıntılar (kırmızı çamur) ayrılır ve
alüminyum hidroksitin kalsinasyonu ile alümina yani alüminyum oksit elde edilir.
BÖLÜM İKİ
2.1 Giriş
Erimiş metalin bir kalıba dökülmesi yoluyla parça üretimi çok eski dönemlerden
beri uygulanan bir yöntemdir. Günümüze kadar bir parçanın üretilmesi için pek çok
farklı yöntem kullanılmıştır.Bu yöntemler kum döküm, kokil döküm, basınçlı döküm
olarak tanımlanabilir.
Bunlardan basınçlı döküm metodu diğer yöntemlere nazaran çok yenidir. Fakat
yüksek kaliteye sahip parçaların daha hızlı ve ekonomik üretilebilmesinden dolayı çok
hızlı bir gelişme göstermiştir. Basınçlı dökümün gelişimi, toplumdaki gelişmeler,
tüketim eşyalarının gelişimi ve üretilen ürünlerde karmaşık parçaların artması, daha
hızlı ve geri dönüşüm özelliği olan demirden daha hafif malzemelerin kullanılması
gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.
Basınçlı döküm parçaların üretimi için gerekli olan makina özel bir proses
içermelidir. Kokil dökümde ki süreyi kısaltmak için, kalıba malzeme basınç ile
gönderilir. Bu preslemenin sonucu olarak aşağıdaki olaylar gerçekleşir;
- Magnezyum ve alaşımları
- Titanyum ve alaşımları
Metalin kalıp içine basılması için pek çok teori üretilmiş. Bunlardan gerçeğe en
yakını, L. Frommer tarafından yapılmıştır. Bu hipotez, alüminyuma benzer bir akıcılık
ve özgül ağırlığa sahip bir malzemenin, şeffaf kalıplar içerisinde yüksek hızlarda
filme alınması ile doğrulanmıştır. Malzeme, yolluktan, kalıbın karşıt uç kısmına
püskürtülmüştür. Daha sonra, malzeme yolluğa doğru geri dönerek, daha düşük direnç
yolları ile verilen tercihli yolları izleyerek geri akmaktadır. Sonuç olarak, yolluk
şeklinin, pozisyonunun, boyutlarının ve parçanın geometrik biçiminin başarı üzerinde
belirgin bir etkiye sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Dikey ve yatay olmak üzere iki tip tezgahta döküm yapılır(Şekil2.3 a,b),(Şekil2.4).
Toplam 3 fazdan oluşmaktadır. Birinci fazda, metal parçanın bulunduğu gözün kapı
girişine kadar yavaş bir hızla itilir ve ikinci fazda, yüksek basınçla çok kısa bir süre
içinde metal kalıp gözüne basılır. 3. fazda ise döküm, yoğunlaştırıcı kontrol sistemi
8
desteği ile yüksek basınç altında döküm parçasına çok kısa bir sürede 400- 1000 bar
arasında basınç uygular (Şekil2.5).
Şekil 2.3 a Yatay tipte yüksek basınçlı soğuk kamara döküm tezgahı
Şekil 2.3 b Yatay tipte yüksek basınçlı soğuk kamara döküm tezgahı çalışması
VURUŞ
BASINÇ
2.Faz
Doldurma 3.Faz
zamanı
1.Faz
Doldurma basıncı
Optimum bir akış ve kaliteli istenilen şartlara uygun parça dökebilmek için,
yolluk dizaynı çok önemlidir. Bu nedenle kalıplardaki yollukların dizaynlarında
eritilmiş sıcak alüminyumun türbülans yaratmadan, içine hava almadan ilerlemesi
ve parçayı tam olarak doldurması gerekmektedir. Uygun bir akış için;
- Alaşım
- Kalıp sıcaklığı
Laminer akış da, eriyik haldeki alüminyum alaşımı yolluk eksenine paralel ve
birbirlerine karışmaksızın hareket eder(Şekil2.6). Bu yolluk dizaynlarındaki en
önemli faktörlerden biridir. Çünkü laminer olmayan bir akış sonucu; mikro ve
makro porozitelere neden olan parçaların iç kısımlarında hava ve gaz
segregasyonları oluşur. Buda parça kalitesini düşürür.
2- Kovan
8- Destek takozları
14- Topuk
18- Kilitleme
Bir kalıbın yapımı için dizaynına başlamadan önce bazı parametrelerin dizayn
elemanı veya oluşturulan bir ekip tarafından gözden geçirilmesi gerekmektedir.
1- Parça Gereklilikleri
• Parçanın tanımlanması
• Görünüş
2- Kalıp Taslağı
• Makina boyutları
• Yolluk sistemi
3- Dökülebilirlik Çalışması
• Kalıbın bağlanabilirliği
• Spreylenmesi
5- Doldurma oranı
6- Yolluk hesapları
15
7- Isıl dağılım
9- Kalıbın dizaynı
-Yolluk biçimi;
Parçadan istenen özelliklere göre uygulanması gereken final basıncı Tablo 2.2 de
gösterildiği gibi farklı olacaktır.
16
Alaşımın Adı Cu Zn Si Fe Ti Ni Mn Mg Pb Sn
G- 10,5- 0,1-
Alloy231 AlSi12(Cu) 1,2 0,5, 13,5 1,2 0,15 0,2 0,5 0,4
G- 10,5- 0,001-
Alloy230 AlSi12(Cu) 0,1 0,1 13,5 1 0,15 0,4 0,05
- 226 genel olarak çok iyi döküm özellikleri verir. Parçanın kalıpta
çekme eğilimi düşüktür.
- Sıvı metal tarafından uygulanan basınç ve enjeksiyon ile ilişkili olan mekanik
kuvvetler ve ısıl etkilere karşı direnç
Yüksek basınçta dökülmüş bir parçanın kalitesi ve hassasiyeti, tezgaha monte edilen
kalıbın doğru kullanımının yanısıra, kalıbın imalatında gösterilen özene de bağlıdır.
Bunun yanında kalıp tasarım ve imalatını kolaylaştıran bazı önemli noktalar vardır.
Basit Profiller;
Basit geometrik hatlar ile belirlenen basit profiller, apliklerin imalat zamanlarını
azaltmaya yardımcı olmaktadır. Hassasiyetin önemli olmadığı aplikler, kısmi genel
çizgiler üzerinde ve basit çizgiler üzerinde direkt olarak gerçekleştirilebilmektedir.
19
Çıkış açısı;
Ara kesit;
Daha öncede bahsedildiği gibi, bir parçanın iyi dizaynı için ara kesiti de hesaba
katılmalıdır. Öyle ki, kalıp imalatının mümkün olduğunca basit ve buna bağlı olarak
da ucuz olması için kalıp ayrıldığında ortaya çıkan ara kesit de dikkate
alınmalıdır.Tasarım, mümkün olduğunca basit bir çapak alma işlemi uygulanmasını
sağlamalıdır.
Parçanın dış çeperinde mevcut basit ve sınırlı olabilen kontur çıkış açıları, kalıbı
daha karmaşık kılan ve imalatını güçleştiren yatay hareketlere yani maçalara
gereksinim göstermektedir. Kurslarına göre bu hareketler, mekanik ya da hidrolik
mekanizmalar ile elde edilebilmektedir. Hidrolik mekanizma, ek maliyetler
gerektirmekte ve kalıp açısından ileride sorunlar çıkmasına neden olabilmektedir.
- Birleştirme zorlukları,
Maçadan çıkması
gereken bölge
Göz Sayısı;
Kalıptaki göz sayısı; bir baskıda çıkacak parça adedi anlamına gelmektedir ve çok
önemlidir. Elbette bir baskıda ne kadar çok parça elde edilirse bu işçilik süresinin
kısalması ve üretim adetlerinin artması anlamına gelecektir. Ancak kalıptaki göz
sayısını belirleyen faktörler vardır. Bunlardan en önemlisi mevcut tezgahların
kapasitesidir. Ancak bir diğer önemli etken de her zamanki gibi parçanın dizaynıdır.
Özellikle parçanın yan duvarlarında maça yapılarak çıkarılacak motif veya deliklerin
sayısı, yönü ve açısı kalıbın göz sayısını belirlemeyi sağlar(Şekil 2.10). 4 yönde de
22
maça yapılmasını gerektiren motif veya deliklere sahip olan bir parçada bir gözlü
kalıp yapılması daha kolaydır. 4 yönde maçası olan bir parçanın birden fazla gözlü
kalıp tasarımı yapıldığında görülecektir ki, maçaların ilerleme mekanizmaları
birbirlerinin çalışmasını engellemektedir.
maça ekseni
Parçanın büyüklüğü de göz sayısını etkileyen faktörlerdendir. Düz bir parçada hiç
maça olmamasına rağmen kalıp dizaynı yapıldığı zaman, bu kalıp tezgaha sığmıyor
ise, bu parçanın mevcut tezgahlarda dökülmesi mümkün değildir. İlk kalıp tasarlama
aşamasında yaklaşık olarak parçaya malzemenin nereden girmesinin uygun olacağının
ve genel yolluk şeklinin belirlenmesi gelecekte dizayn yapılırken hesaplamalarda
kolaylık sağlayacaktır. Kalıp dizaynı yapılacak braket modelinin olası yolluk
girişlerini ve yolluk taslak dizaynı şekil 2.11 ve şekil 2.12’de gösterilmiştir:
23
Maçaların aynı yönde çekilebilir olması dizaynı kolaylaştırır. Ancak yolluk sistemi
uzun ve simetrik olmadığı zaman basınç kaybı oluşur ve parçalara giren sıvı metal
sıcaklığı eşit olmadığı için parça kaliteleri de farklı olacaktır. Ayrıca yolluk girişleri
ile parça sonu arasındaki mesafe uzun olduğu için parça dolana kadar metal
soğuyacak bu da büzülme ve soğuk birleşmelerin oluşmasına neden olacaktır. Kalıp
boyutları diğer alternatiflere göre büyük olacaktır.
Yolluk girişleri daha simetrik ve parçaya yayılması daha kolay olan federlerin
üzerinden verilmiştir. Böylece parçada çekinti riski azaltılmaya çalışılmıştır.
Dezavantajı ise 1.faz daha önce başladığı için türbülans oluşma riski vardır.Uygun
yolluk dizaynı ile bu risk azaltılırsa bu yolluk sistemi ile dökümden daha kaliteli parça
elde edilebilir. Şekil 2.13’de parça da oluşacak muhtemel kalıp ayırma yüzeyleri
oluşturulursa.
Buna göre; kalıp belirli bir sıcaklıkta çalışmaktadır ( 200 – 350 oC ) ve apliklerin
orijinal boyutlarını arttırarak genleşmektedir. Alaşım genleşmiş apliklerin içerisine
belli bir sıcaklıkta ( 620 – 720 oC ) sıvı durumda enjekte edilmektedirler. Parça 220 ila
370 oC arasındaki bir sıcaklıkta kalıptan çıkarılmaktadır. Ortam sıcaklığına kadar
soğutularak, yeni bir büzülme geçirmektedir.
25
o
Örneğin aplik boyutlarından bir tanesi 100 mm olsun. Kalıp 300 C’ye
getirildiğinde, bu boyut, genleşme etkisi ile
Parça 300 oC’den alarak 20 oC’lik oda sıcaklığına gelene dek soğumaya bırakılırsa,
bu boyut;
Kalıp tasarım kalitesi ve yüksek basınçlı döküm işlemine bağlı diğer faktörlere
göre, aplik boyutu 100 mm olarak alındı. Kalıp genleşmesi ve parça büzülmesinin
birlikte etkisi ile parça kalıptan çıkarıldıktan sonra, 99.7 mm gibi bir sonuç elde edildi.
Yani istenen 100 mm yerine en azından 0,66 mm daha düşük bir boyuta ulaşıldı. O
halde; İstenen 100 mm boyutunu elde etmek için, aplik boyutunu 0,66 mm arttırmak
gerekmektedir.
Yüksek basınçta dökülmüş parçanın istenen final boyutunu elde etmek için,
genellikle, parçaya ait tüm ölçüler ‰ 5 ila 6 oranında arttırılmaktadır. Bu çalışma,
genellikle, istenen parça da final boyutuna çok yakın değerlerin elde edilmesine imkan
sağlamaktadır.
Kalıp döküm yaptıktan sonra kapılar açılır ve parça alınır ve işte bu noktadan sonra
spreyleme işlemi başlar. Spreyleme işlemi kalıptaki ısıl dengeyi sağlamak, aplik
yüzeyini genel olarak soğutmak, özellikle çok ısınan maça pimi, ince feder gibi
bölgeleri soğutmak ve kalıbın üzerine yapışarak ince bir film tabakası oluşturmaktır.
26
Böylece sıcak alüminyumun çelik ile direkt temasını önleyerek yapışmaları engeller.
Bu nedenle aplik ve maçada spreyleme yapılacak bölgelerin de belirlenmesi gerekir.
N
FLN> FLI(N) = AIM(cm2) x Pe ( ) x 1.2(güvenlik faktörü) + Fm(N)
cm 2
AIM= Parça projeksiyon alanı hesaplanırken; parçanın kovana dik izdüşüm alanı,
göz sayısı, maçalı parçaların etkisi, yolluk, takoz, hava ceplerinin alanları göz önüne
alınır. Tasarım aşamasında; yolluk, yolluk takozu ve hava ceplerinin yüzey alanı,
teorik olarak parça projeksiyon alanının %40 ı alınabilir (Şekil 2.15).
Pe= Spesifik Basınç; Tezgahın hidrolik sisteminin uyguladığı basıncın, piston kolu
ve kovan pistonu ile kalıba aktarılması sonucu oluşan basınçtır. Kovan pistonun
seçimi ise tezgahın özelliklerine ve doldurma oranın hesaplarına göre değişmektedir
(Şekil 2.16).
Piston Çapı(Dp)=100mm
Pe Kovan
Dc 2 150 2
Pe = Pcx( ) = 360x( ) =810 bar basınç kalıba uygulanmaktadır.
Dp 100
Braket parçası dinamik yüklere maruz kalacağı ve parça dizaynındaki ince et
kalınlıklarından dolayı 800 ile 900 bar arasında bir basınç ile dökülmelidir.
Fm= Enjeksiyon sırasında hereketli maçaya uygulanan basınç sonucu; Kalıp açma
yönünde oluşan kuvvettir. Maça taşıyıcı dizaynlarında;
N
Fh = PexAmaça = 8100 ( 2
) x 85 (cm2) = 6885 N olarak hesaplanır. Buradan
cm
Fm kuvveti hesaplanırsa;
Fm= 6885 x tan 21 = 2642 (N) kuvvet maçalar tarafından kalıba açmaya yönelik
etki yapmaktadır.
Toplam 2 adet maça olduğuna göre; Fm= 2 x 2642 = 5285 (N) olarak hesaplanır.
N
FLI(N) = AIM(cm2) x Pe ( ) x 1.2(güvenlik faktörü) + Fm(N)
cm 2
N
FLI= 1092 (cm2) x 8100 ( ) x 1.2 + 5285 = 10619525 (N) = 10619 KN olarak
cm 2
bulunur. Bundan sonra bu açma kuvvetine uygun tezgah seçilir. Bu seçim için bazı
tezgahlara ait kilitleme kuvvetleri Tablo 2.4’de verilmiştir. Buna göre; FLN> FLI
eşitliği için en uygun tezgah ItalPress 1350 olarak belirlenir. Çünkü Italpress 1350
tonluk tezgahın kilitleme kuvveti 13500 KN dur ve bu değer kalıbın açma
kuvvetinden yüksek olduğu için kalıp bu tezgahta güvenle döküm yapabilir.
ma * 4
%F =
πD2 2 * L * 2.5
mA= n x (mpart+mhavacebi)
n=2
mpart=1750 gr
.
32
60 633 0.89
70 633 0.66
80 633 0.50
90 633 0.39
130 633
0.19
O halde en uygun piston çapı 100 mm olmalıdır ve kalıp doldurma oranı %32
olarak seçilmelidir.
33
BÖLÜM 3
YOLLUK HESAPLARI
VA mA
Sa = =
Vma * Tf p * Vma * Tf
Eğer kapı girişinden sonra parçada hızlı yön değişimleri var ise 20- 40 m/s hız
yeterlidir daha hızlı metal akışı aplik üzerindeki bu duvarlara metalin hızla çarpması
sonucu erezyon oluşturur. Bu da zamanla bu bölgelerde sıcak malzemenin
yapışmasına neden olur.
Ancak; kapı giriş kesitinden sonra parçada daha az bir yön değişimi var ise hız 40-
60 m/s arasında seçilebilir. Ayrıca ince federlere sahip parçalarda hız arttırılarak daha
34
iyi bir dolum sağlanabilir. Bu nedenle braket parçasında kapı girişlerini mümkün
olduğunca az yön değişimi olan bölgelerden girme gerekliliği ortaya çıkar. Bunun
yanında vakum uygulanan kalıplarda alınacak hız değerleri 15-35 m/s arasında
değişmelidir. Braket parçası gibi federli, büyük ve girintili çıkıntılı parçalarda vakum
uygulaması parça kalitesini iyileştirici yönde etki yapar. Braket kalıbının kapı giriş
hızı teorik olarak 30 m/s alınabilir
Tf; dolum zamanı, sağlam bir parça elde etmek için, parçanın kalıp içerisinde
katılaşmasından önce, metalin kalıp gözünü tamamen doldurması için geçen süredir.
Bu katılaşma zamanı, şu faktörlere bağlıdır: katılaşma aralığı ( her alaşım için özel
katılaşma başlangıcı ve sonu arasındaki sıcalık farkı ), metal sıcaklığı, kalıp sıcaklığı,
parça et kalınlığı. Parça et kalınlığına göre, bazı katılaşma zamanları aşağıda Tablo
3.1’de gösterilmiştir. Belirlenmiş bir aralıkta yer alan çok kısa süreler; alaşım tipi,
girişteki metalin ısı koşulları ve diğer işlem parametreleri gibi farklı faktörlere
bağımlıdır.
S (mm) Tf (ms)
1.5 10…30
1.8 20…40
2. 20…60
2.3 30…70
2.5 40…90
3. 50…100
3.8 50…120
5 60…200
35
Braket parçasının federler dışındaki min et kalınlığı 3 mm dir. Buna göre doldurma
zamanı 50-100 ms arasındadır. Bu süreyi daha net bulabilmek için tablo 3.2’de ki
sorular yaklaşık olarak cevaplanmalıdır.
Malzeme 230 X
2
Malzeme 226 X
3
Parçada girinti çıkıntı sayısı az
ve bunların yükseklik farkları az X
ise
Cevap1: Braket parçasında en ince duvar kalınlığının olduğu bölge parçanın orta
bölgesindedir.O halde taslak yolluk dizaynına göre doldurma zamanı orta değer yani
65 ms alınabilir.
Cevap3: Parçadaki girinti çıkıntılar fazla olamasına rağmen yüksekli farkları çok
değildir bu nedenle hızlı bir doldurma beklenebilir. Tf değeri 60 ms dir.
Cevap4: Kalıpta istenen sıcaklık kalıp kapalı halde iken 300-350 Co olan sıcaklığın
kalıp açıldığında 180-200 oC a düşürülmesidir. Bunu sağlamak için kalıba sprey ile
soğutma yapıldığı gibi kalıbın kendi içinde soğutma kanalları açılarak da bu
sağlanabilir. Kalıp için gerekli ısı transferini sağlayacak sistem daha sonra
hesaplanacaktır. Bu nedenle soğutmayı tam yapıp kalıp sıcaklığını istenilen ölçülerde
tutulduğu varsayılırsa; Tf=70 ms alınabilir.
Cevap5: Taslak dizaynda da görüleceği gibi parçaya birden çok noktadan girmenin
parçayı doldurmak için daha etkili olduğunu düşünülmüştür. O halde Tf değeri 50 ms
alınabilir.
65 + 90 + 60 + 70 + 50 335
Tf = = = 67 ms
5 5
olarak hesaplanır. Bulunan değerler yerine konulur ve kapı giriş kesiti hesaplanırsa;
VA mA
Sa = = = 2 x(1750 + 260) = 6.85cm 2 = 685mm 2
Vma * Tf p * Vma * Tf * 0.1 2.5 x35 x 67 x0.1
değerine ulaşılır. Yani parça başına enaz 340 mm2 yolluk girişi yapılmalıdır. Braket
parçasının tam olarak doldurulabilmesi için feder yapısı incelemeli ve kapı giriş
kesitlerini bu federlerin akışa destek verebileceği noktalardan girilmelidir. Kapı giriş
kesiti yüksekliği döküm yapıldıktan sonra yolluğun parçadan kolayca kesilebilmesi ve
37
negatif koparma yapmaması için 1.5-3 mm arasında seçilmelidir. Şekil 3.2’de braket
parçası için kapı giriş kesitleri gösterilmiştir.
Ana yolluk dizaynı tüm kapı giriş kesitlerini besleyecek ve türbülans yaratmadan
malzemenin istenilen hızda ilerlemesini sağlayacak şekilde dizayn edilmelidir. Kapı
giriş kesiti uzunluğu 3-5 mm olmalı böylece bu bölge trimlemede parçayı yolluktan
kolayca kesmek için gerekli uzunluk sağlamış olur. Daha sonrada giriş kesitini
besleyecek ve gerekli hızı sağlayacak şekilde arka bölge dizayn edilmelidir. Ana
yolluk dizaynı için uygulanacak yöntemler şekil 3.3’de gösterilmiştir.
38
Sa= 340 mm2 olduğuna göre besleme kesiti kapı giriş kesitinin 1.8~2.5 katı
alınabilir. Buna göre kesit boyutu hesaplanır.
Sax 2
CT = ( )
1.8...1.3
Sax 2
CT = ( )
1.8...1.3
100 x 2
CT = = 11.6mm
1.5
CB = 11.6 x1.5 = 17.4mm
olarak hesaplanır.
39
2. Bölge Sa=50 mm² olarak hesaplanmıştı. O halde 2. bölge için S2=100 mm²
alınabilir. Yolluk kesitleri;
Sax 2
CT = ( )
1.8...1.3
50 x 2
CT = = 8.2mm
1.5
CB = 8.2 x1.5 = 12.3mm
olarak hesaplanır.
3. Bölge Sa=90 mm² olarak hesaplanmıştı. O Halde 3. bölge için S2=180 mm²
alınabilir. Yolluk kesitleri;
Sax 2
CT = ( )
1.8...1.3
90 x 2
CT = = 10.9mm
1.5
CB = 10.9 x1.5 = 16.35mm
olarak hesaplanır.
4. Bölge Sa=100 mm² hesaplanmıştı. O Halde 4. bölge için S2=200 mm² alınabilir.
Yolluk kesitleri;
Sax 2
CT = ( )
1.8...1.3
100 x 2
CT = = 11.6mm .
1.5
CB = 11.6 x1.5 = 17.4mm
olarak hesaplanır.
S2 kesitlerinden sonra ara yolluklar ana yolluğa bağlanır. Bunun için ise şekil
3.4’de gösterilen koşullar uygulanmaya çalışılır.
40
Sıvı alaşım yönü çok ani bir şekilde değiştirildiğinde, hava ve gaz cepleri
oluşmaktadır. Bunlar, metal tarafından yeniden emilme eğilimindedirler. Sıvı metal
basıncının etkisi ile bu küçük gaz birikimleri nedeniyle, büyük bir enerji açığa
çıkmaktadır. Bunlar, koruma tabakalarını kırmakta ve yapışma oluşturarak kalıp
çeliğine ulaşmaktadırlar. İşte bu noktada kalıp yağlamasının önemi ortaya çıkar çünkü
kalıp ayırıcı yağlar sayesinde bunlar önlenebilmektedir. Ancak yolluk dizaynı
aşamasında da; şekil 3.5’de gösterildiği gibi daha geniş dönüşlerle bu karanlık
bölgelerin oluşması engellenebilir.
Metal akışı yön değiştirdiğinde besleme sistemi içindeki metal akış boşluklarını
ortadan kaldırmak için, döküm kanalındaki pürüzlülük ve dönüş açısına göre ilgili
bölge kesiti, % 10 ila % 30 arasında azaltılmaktadır(Şekil 3.6).
41
S3
CT = ( )
1.8...1.3
816
CT = = 23mm
1.5
CB = 23x1.5 = 34.5mm
43
BÖLÜM 4
ISIL DAĞILIM
4.1 Giriş
- Tam dolmayan göz sonucu hatalı parça elde edilmesi gibi sorunlarla
karşılaşılır.
Isı alışverişi, kalıptan geçen saatteki alaşım miktarı ile verilmektedir. Bu etkiyle ve
yayılan ısı miktarı ile orantılı olarak, kalıp sıcaklığı belli bir ısı dengesini yakalayana
kadar artmaktadır. Isı denge noktası, belirli bir ısı rejimi ve kalıp dağılım kapasitesine
göre belli bir sıcaklıkta stabil hale gelmektedir.
Kalıpta ısıl dağılım; tezgah plakası ile iletim yaparak, aplikte oluşturulan soğutma
kanalları, aplik yüzeyine püskürtülen soğutucu ve yağ ile ısı transferi yaparak, son
olarak da ortamda bulunan havaya ışıma ile olmaktadır. Yüksek basınçlı enjeksiyon
kalıplarında, alüminyum ve magnezyum alaşımlı dökümlerde her bir baskıda ortaya
çıkan enerji 607 kj/kg dır. Bu enerjinin kalıptan uzaklaştırılması için dizayn olarak
yapabilecek olan ise aplikte soğutma kanalları dolaştırarak bu enerjiyi almaktır.
Açılan bu kanallarda parçaya ve alaşıma göre su veya yağ dolaştırılır. Yoğun
soğutmada ( hissedilir seviyede yüksek ısı ), su, halen kalıp iç soğutması için en çok
kullanılan akışkandır. Su ile soğutmadan ileri gelebilecek ısı şoklarının ortadan
kaldırılması çok büyük bir önem taşımaktadır. Bölgesel olarak soğutma çok yoğun
olduğunda ve ısıl şok çok yüksek olduğunda, çatlaklara yol açabilen ve hatta kalıp
45
bloklarında kırılmalara neden olabilen çelik direncini aşacak şekilde çok kuvvetli iç
gerilmeler ortaya çıkmaktadır. Tablo 4.1’de enjeksiyon parçalarında en çok kullanılan
malzemelerin ısıl özellikleri verilmiştir.
o
ÜST ERGİME NOKTASI C 588 580 577
o
ALT ERGİME NOKTASI C 521 525 -
o
KATILAŞMA ARALIĞI C 67 55 -
MAKSİMUM DÖKÜM o
C 710 730 700
SICAKLIĞI
PARÇANIN KALIPTAN o
C 350 350 350
ÇIKARTILMA SICAKLIĞI
KALIBA AKTARILAN
kcal/kg 176 180 173
SICAKLIK
MİNİMUM DÖKÜM o
C 630 650 640
SICAKLIĞI
PARÇANIN KALIPTAN o
C 250 250 250
ÇIKARTILMA SICAKLIĞI
KALIBA AKTARILAN
kcal/kg 180 185 183
SICAKLIK
46
680 oC’de enjekte edilen AlSi9Cu3 ( DIN226) 1750 gram’lık braket parçası için.
Parça 300 oC’de kalıptan çıkartılacak ve saatte 70 parça üretimi yapılabilir kabul
edilirse, kalıba giren ısı miktarı;
Parça ağırlığı1.75 kg
Göz sayısı 2
Yolluk ağırlığı 0.875 gr olarak belirlenmişti. Yani toplam ağırlık M= 4.02 kg dır.
Braket parçası için ısı miktarı 180,4 kcal x 4.02 = 725.2 kcal dir
Parçanın kalıba ilettiği ısı; saateki üretim miktarı ve iletilen ısıya bağlıdır.
Tek bir çevrim süresi esnasında, giren ısının yoğunluğunun, çevrimin kendi fazları
fonksiyonunda nasıl etkilendiği incelenirse;
Enjeksiyon fazı:
Katılaşma fazı:
Soğuma fazı
Isı akış yoğunluğundaki bu değişimin, normal bir çevrim boyunca, apliklerin yüzey
sıcaklıklarında bir değişime neden olduğu anlaşılmıştır. Bununla ilgili olarak, 1
kilogramlık alaşım için 1 oC’lik bir düşüş elde etmek için iletilen ısı, saf alüminyum
için ortalama olarak şöyledir:
Ql = ( 93 / 420 ). ( kcal / kg ). 1
Buna göre soğutma sistemi hesaplanırsa, soğutucu akışkanlar, kanal kesiti (çap),
akışkanın kinematik viskozitesi ve hızı, debi ve hareket tipini belirlemektedir.
Reynolds sayıları, soğutucu etütü için çok büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü, ısı
transfer kapasitesi, direkt olarak buna bağlıdır.
Minimum ısı transfer kapasitesi, 0 ila 2000 arasında değişen Reynolds sayılarına
karşılık gelmektedir. Maksimum ısı transfer kapasitesi 3000 ve daha fazla olan
Reynolds sayılarına ( türbülanslı rejim ) karşılık gelmektedir.
Yüksek basınçlı döküm kalıpları için soğutucu devrelerdeki akışkan rejimi, kalıp
normal üretimde olduğunda genellikle türbülanslı tiptedir. Laminar rejim koşulları,
anlık kesintilere uğradığında kullanılmaktadır Türbülanslı akış rejimi söz konusu
olduğunda, akışkanın yeniden ısınması ( giriş sıcaklığı ile çıkış sıcaklığı arasındaki
fark ) genellikle düşüktür. Laminer rejim söz konusu olduğunda, akışkanın yeniden
ısınması yüksektir. Akışkanın sıcaklığı girişe göre oldukça artmıştır ve bazı
durumlarda kaynama olabilmektedir ve su kullanıldığında buharlaşma
gerçekleşebilmektedir.
Re = D.V / µ
D = Devre çapı ( m )
V = Ortalama hız
U = Noktasal hız
Akışkanın devrelerin içinde aktığı hız, akışkanın kendi basıncı ile belirlenmektedir.
V = 2 xgxH ( m/sn )
V = 2 x9.81x10 =14m / s
50
πx1.2 2
Qd = 140 x = 140 x 1.133 = 158.25 cm3/sn = 570.6 l/saat
4
Kalıbın emmesi gereken ısının büyük bir kısmı, apliklerin sıcaklığını arttırmaya yol
açmaktadır. Sıcaklığın artması, katılaşma süresini uzatmaktadır. Bu süre, parçanın
kalıptan çıkartılmasındaki optimum sıcaklığa kadar soğutmak için, parçanın ihtiyaç
gösterdiği süredir. Kalıp sıcaklığının artmasından ileri gelen katılaşma zamanındaki
artış, parçanın direnç ve dayanım kalitesine bağlı olan tane irileşmesine yol
açmaktadır. Sonuç olarak, parçanın kalitesinde bir azalma olacaktır. Verimliliği
arttırmak için, yapabilek tek şey soğutmayı arttırmaktır. Soğutma sistemi
hesaplarında; soğutucu akışkan su olduğunda, devre yüzeyi, parça yüzeyine eşit
olacak şekilde ayarlanmalıdır. Soğutucu akışkan olarak yağ kullanıldığında, kanalların
yüzeyi, parça yüzeyinin 2 ya da 3 katı olmalıdır. Önemli noktalardan biride soğutucu
devrelerinin çapıdır. Yüksek basınçlı döküm tezgahları üzerindeki tertibatları
basitleştirmek için, tüm kalıplar için standart bir ölçü kullanılmaktadır. Isı taransferi
açısından sırası ile; ø8 mm’lik çaplar, r1/8’’ ölçüsündeki tüpler ile bağlantı için
uyarlanmaktadır. Bu boyut iyi bir ısı transfer kontrolu sağlamaktadır. ø11 mm çaplar
r1/8’’ ölçüsündeki tüpler ile bağlantı için uyarlanmaktadır ve ısı transferi bakımından
daha etkindirler. ø15-12 mm, r3/8’’ ölçüsündeki tüpler ile bağlantı için
uyarlanmaktadır ve ısı transferi bakımından çok fazla etkin değildirler. Büyük çaplı
soğutma kanalları, soğutucu akışkan olarak yağ kullanıldığında ve büyük kalıplar söz
konusu olduğunda daha çok kullanılmaktadır. Braket kalıbı da büyük kalıp sınıfına
girmektedir.
Buna göre; braket parçası için daha önce hesaplanan parça, hava cebi, yolluk ve
topuk projeksiyon yani yüzey alanı; 1092 cm² dir. 12 mm çaplı devre içinde su akışı
ile soğutma sağlanır ise 1092 cm2 yüzey alanı ile devrenin uzunluğunun ne olacağı
belirlenebilir.
51
Parça termik yağ ile soğutulursa- ki bu tasarımı yapılan braket parçası kalıbı için
daha uygundur- soğutma devrelerinin yüzeyi, parça yüzeyinin 2 ya da 3 katı olarak
hesaplanmalıdır.
- Devrelerin uzunluğu: ( 1092 cm2 / 3.76 cm2 ) x 3 = 871 cm’lik bir uzunluğa
ihtiyaç duyulmaktadır.
Soğutucu akışkan ile ısı alışverişinin etkinliği bağlı olan devre çeperlerinin
sıcaklığı, aplik yüzeyi tarafından giren ısı akış değeri ve aynı yüzeye oranla devrenin
bulunduğu mesafe ile belirlenmektedir. Deneysel veriler, 10 – 20 kcal/h/cm2 giriş ısı
akışı ile, sıcaklık, yüzeyin kendisi ile her milimetre mesafe için, yaklaşık 2-3 oC
azalmaktadır. İki değer arasındaki ortalama alınarak sıcaklığın 2,5 oC / mm azaldığı
kabul edilmektedir. Aplik yüzey sıcaklığının 300 oC olduğunu düşünelim, devre 40
mm mesafededir. Çeper sıcaklığı şu şekilde hesaplanmaktadır:
-Mesafe
-Aplik sıcaklığı
Devre çeperinin sıcaklığı, 200 oC’dir. En önemli noktalardan biri de; devre çeperi,
soğutucu akışkan ile temas halindedir ve sıcaklığı, akışkanın buharlaşmasına yol
açabilecek bir değerde olmamalıdır. Sistem içinde laminer rejimde akan (Re < 2000)
su söz konusu olduğunda, devre çeperinin sıcaklığı, 90 – 95 oC’i geçmemelidir. Eğer
su, türbülanslı bir rejimde akıyor ise, (Re > 3000), çeper sıcaklığı, 150-200 oC’i
geçmemelidir. Soğutucu akışkan olarak yağ kullanıldığında, yağ daha yüksek
kaynama noktasına sahiptir, çeper sıcaklığı daha yüksek gerçekleşebilmekte ve
soğutucu devre, aplik yüzeyine daha yakın olabilmektedir. Sistemin parçaya olan
uzaklıkları ve alternatif soğutma şekilleri incelenirse;
Düşük b aralıklı kanallar, yüksek aralıklı kanallara göre daha iyi transfer sağlar
ancak bu seferde basınç kayıplarının da artacağı mutlak olarak göz önünde
bulundurulmalıdır (Şekil 4.2). İyi bir ısı transferi için çaplara göre seçilebilecek olan
boru çeperleri, Tablo 4.2’de görülmektedir.
2mm 8-10 mm
4mm 10-12 mm
BÖLÜM 5
Doldurma zamanı: 67 ms
Parçada kalıp ayırma yüzeyine yakın bölgelerde oluşan poroziteler hava cebi
konularak, daha içeride kalan poroziteler ise bu bölgelerin noktasal olarak soğutulması
sonucu giderilebilir.
63
BÖLÜM 6
KALIBIN DİZAYNI
Maça arakesiti
Kalıp tasarımında ana gövdeyi oluşturan blok tasarımında dikkat edilmesi gereken
bazı noktalar;
- Kalıp, mümkün olduğu taktirde tezgah eksenlerine dik olarak ancak özellikle
tezgahın merkez kısmına yerleştirilmelidir.
66
- Hareketli ve sabit kalıplar arasında yer alan dört merkezleme pimlerinden bir
tanesi, kalıp montaj hatalarını ortadan kaldırmak için asimetrik olarak
yerleştirilmelidir ( İtici plakalarına ait dört pim için de bu geçerlidir ).
- Ana gövde ve maça taşıyıcı arasındaki birleşme, basınç etkisi ile yer değişimi
engellenecek şekilde tasarlanmalıdır.
- Mümkün olduğunca, aplik bütününü ittiren merkezin tezgah plakası merkezi ile
uyumlu olması gerekmektedir.
4000 kN’den büyük kapatma kuvveti olan tezgahlar için 0,06 mm.
Sıkıştırma ve bükülme kuvvetlerine daha fazla maruz kalan kısımlar, aplik bloğunu
taşıyan hamilin yan çeperleri ve itici plakanın çalışması için hamilde açılan
boşaltmada olan çökmedir. Bu kısımların, tezgahın kapatma kuvvetine direnç
göstermesi gerekmektedir. Ayrıca kalıp tasarımında, kalıbın takılacağı yüksek basınçlı
döküm tezgahıda dikkate alınmalıdır. Özellikle, plakaların boyutlarında, enjeksiyon
67
Hareketli Taraf
Sabit Taraf
Şekil 6.4 ItalPress 1350 ton tezgah plakası ölçüleri
Tezgah boyutlarına göre hareketli ve sabit blok tasarımı yapılırken dikkate edilmesi
gerekli olan noktalardan biri de kalıbın tezgah tablasına bağlanabilmesi, kolonlar
arasından rahatlıkla geçebilmesi ve uygun kovan yüksekliği bulunarak bu noktaya
göre bloğun şekillendirilmesidir. Italpress 1350 ton tezgahında sabit tarafta bulunan
68
kovan bağlama delikleri için şekil 6.4’de de görüleceği gibi 3 olasılık mevcuttur.
Kalıp boyutlarına göre bu 3 eksenden en uygun olanı seçilebilir. Braket kalıbı tasarımı
parçanın büyüklüğü de göz önüne alınarak -250mm’lik eksenden bağlanacak şekilde
yapılacaktır. Sabit hamil yüksekliği; 1350 tonluk tezgahın piston stroğuna göre
belirlenir. Eğer blok kalınlığının piston stroğundan daha uzun yapılması gerekiyor ise
yolluk ile piston stroğunun bitiş noktası arasındaki mesafeye topuk yolluk yapılır.
1350 ton tezgahı için piston stoğu 290 mm olmaktadır. Daha öncede aplik boy 155mm
olarak hesaplanmıştı. Ohalde blok kalınlığı 290-155= 135 mm olmaktadır.
Şekil 6.6 İtici plaka çalışma bölgesinde, blokta oluşan deformasyon ve düzgün
yayılı yüke sahip bir kirişte deformasyon
WxLh 3
f = x(5 − 24b 2 + 16b 4 ) formülü ile hesaplanır.
384 EI (1 − 2b)
W = FLN olarak alınır. Yani 1350 tonluk tezgah için maksimum 13500 KN yük
uygulanacaktır.
Lh= 0.66 m
Şekil 6.7’de görüldüğü gibi blok; 5 basit dikdörtgene bölünerek atalet momenti
hesaplanır.
0.18 x0.14 3
I 1 = 2 x( + 0.0252 x0.2469 2 ) = 0.003115 m4
12
0.18 x0.304 3
I 2 = 2 x( + 0.05472 x0.0249 2 ) = 0.00097 m4
12
71
0.65 x0.17 3
I3 = ( + 0.1105 x0.0919 2 ) = 0.00119
12
13500x103 x1.183
f = x(5 − 24x0.222 + 16x0.224 ) = 0.00039m
384x190x10 x0.005275x(1 − 2 x0.22)
9
Aplik ve soğutma kanalları arasındaki mesafe, yağ ile soğutmada 35-40 mm’nin
altında olmamalıdır. Daha önceki bölümde de hesaplandığı gibi 871 cm uzunluğunda
soğutma kullanılmalıdır. Ayrıca Magma soft programı ile yapılan analiz sonucu ortaya
çıkan poroziteli bölgelerde noktasal soğutmalar yaparak poroziteyi engellenmelidir.
Şekil 6.7 ve 6.8‘de görüleceği gibi sabit aplik ve hareketli aplikte 871/ 2 = 436 cm
uzunluğunda 2 katlı soğutma sistemleri dizaynı yapılabilir.
72
görüleceği gibi, maça ayırım yüzeyinden 45 mm uzaklığa kadar 3 yönde 2 derece açı
verilmiştir. Ayrıca maçada uygulanacak soğutma sistemi de görülmektedir.
Şekil 6.10 Maçanın aplikte yataklanması için (2-30) açı verilmesi ve soğutma
sistemi
Maça taşıcısının dizaynı için önemli faktörler; maçanın şekli, boyutları, maçanın
mekanik veya hidrolik sistemle çalışmasıdır.
75
Mekanik sistem; Kalıplarda hareketli bloğun hareketi ile ve açılı bir milin maça
taşıyıcısını istenilen kurs mesafesinde ileri ve geri hareketi yapmasını sağlamasıdır.
Kullanılan açılı milin açısı, maça kilitleme açısından 2-30 daha küçük olmalıdır. Şekil
6.10’da da görüleceği gibi, 210 kilitleme açısına sahip maça taşıyıcında boynuz açısı
180 olmalıdır.
Hidrolik sistem; maça ve yanal maça taşıyıcılar için, özel elektrovalfler tezgahın
hidrolik sistemi tarafından beslenen ve kalıbın yan tarafına monte edilmiş hidrolik
76
A D8
B h6
C D8
D h6
E H7/h6
L H7/h6
F H7/h6
A-2B h7
Boynuz Mili
Maça Kitleme
Takozu
Maça
Taşıyıcı
Kolonlar ve burçlar arasındaki boşluk, kalıp imalat safhasında kesin ve hassas bir
şekilde belirlenmektedir. Ancak bu boşluk, her iki kalıp parçasının döküm esnasında
birleşebilmesi için bir miktar arttırılmalıdır. Kalıp sıcaklıklarında değişiklikler söz
konusu olduğunda, kalıp parçalarının karşılıklı pozisyonu değişebilmekte ve buna
bağlı olarak ta sonuçta parçada boyutsal değişiklikler söz konusu olabilmektedir.
Bu hareketleri sınırlamak yada ortadan kaldırmak için, iki kalıp parçası arasında X
ve Y eksenlerinde yer alan merkezleme takozları yerleştirilmektedir. Bunların sayıları
ve yerleri, kalıp yapısına bağlıdır.
Şekil 6.23’de görüleceği gibi, ana amaç hareketli blok ile sabit bloğun
merkezlemesini sağlamaktır. Ayrıca mekanik maçalı sistemlerde; boynuz milinin,
82
Tablo 6.1 ‘de parça yüzey alanına bağlı tavsiye edilen kolon çapları görülmektedir,
Kolon ile burç arasındaki yataklama mesafesinin, çaptan büyük tutulması tavsiye
edilmektedir.
Kolon çapı
Kalıp parçalarının yüzeyleri ( mm )
300’e kadar 12
300 ila 600 20
600 ila 1200 22
1200 ila 1800 25
1800 ila 2400 30
2400 ila 4500 35
4500 ila 6500 40
6500 ila 10 000 65
84
Önemli olan, iticilerin parça üzerinde yeterli sayıda ve dengeli bir dağılıma sahip
olmasıdır.
Aplik
İtici
plakası Hareketli
kısım
D= İtici çapı
C= D + 1,5 mm
Y= H + 1mm veya 2 mm
d1 k – d2 –
g6(mm) 0,05 0,2 r L
Hava cebi sayısı; parça ağırlığı 1 kg’mın üzerinde ise, parça ağılığının %20_30’u
kadar olmalıdır. Parça ağırlığı 1 kg’mın altında ise parça ağırlığının %15-20’si kadar
alınabilir. Braket parçasının ağırlığı 1.75 kg olduğuna göre; toplam hava cebi ağırlığı:
Hava firar kanalları ise havanın geçmesine izin vermeli ancak alimünyumun
geçmesine izin vermemelidir. Bunun için hava firar kanalları malzemenin cinsine göre
0.1 ile 0.5 mm kalınlıkta açılmalıdır. Hatırlanmalıdır ki; basınçlı alimünyumun
ulaştığı her düzlem projeksiyon alanını büyütmekte bu da kalıp açma kuvvetini
arttırmaktadır.
87
BÖLÜM 7
SONUÇLAR
7.1 Sonuç
Elde edilen sonuçlara göre; Catia V5 programı ile 3 boyutlu olarak aplik, blok,
maça, maça taşıyıcısı gibi ana parçalarda dahil olmak üzere tüm kalıp modellenmiştir.
KAYNAKLAR
Bühler Druckguss (1990). Die Casting Metrology And Gating Technique. Uzwil:
Bühler AG
Faura, F., Lopez, J. (2001). On the optimum plunger acceleration law in the slow shot
phase of pressure die casting machines. Internationel Journal of Machine Tools &
Manufacture, 41, 173-191
Frech GmbH+Co. (1999). Seminar On Die Casting. İtaly: Oskar Frech Gmbh
Gordon, A., Meszaros, G., Naizer, J., Gangasani, P., and Mobley, C. (1991).
Comparison of Methods for Characterizing Porosity in Die Castings, The Ohio
State University Engineering Research Center
Henry, H., Chen, F., Xiang, C., Cheng, P. (2004). Effect of cooling water flow rates
on local temperatures and heat transfer of casting dies, Journal of Materials
Processing Technology, 148, 57-67
Kluz J. (1992). Moldmaking and Die Cast Dies for Apprentice Trainning (G. Erci &
A.Şahin) Ankara: Baylan
Liu, G.W., Morsi, Y.S., Clayton, B.R. (1999). Characterisation of the spray cooling
heat transfer involved in a high pressure die casting process. Int. Journal of Therm.
Sci.,39, 582-591
Lu, H.Y., Lee, W.B. (1999). A simplified approach for the simulation of metal flow in
a cylindirical sleeve diecasting cavity, Journal of Materials Processing
Technology, 91, 116-120
Lu, H.Y., Lee, W.B. (1999). Modeling of air back pressure in die_casting dies,
Journal of Materials Processing Technology, 91, 264-269
Michael, N., Xiao-Ming, H., Kevin, W. (2001). The use of plasma immersion ion
processing in the synthesisi of protective coating for Al die casting. Surface and
Coatings Techonology,136, 162-167
Niu, X.P., Hu, B.H., Pinwill, I., Li, H. (2000). Vacuum assisted high pressure die
casting of aluminium alloys. Journal of Materials Processing Techonology, 105,
119-127
Paul, C., Joseph, H., Vladimir, A., Thang, N. (2002). Flow modelling in casting
processes. Applied Mathematical Modelling, 26, 171-190
Street, C.A. (1986). The Diecasting Book. (2nd ed). England: Portcullies Press
Sulaiman, S., Hamouda, A.M.S., Abedin, S., Osman, M.R. (2000). Simulation of
Metaln Filling Progress During The Casting Process, Journal of Materials
Processing Technology, 100, 224-229
Tai, C.C. (2000). The optimization accuracy of a die- casting product part, Journal of
Materials Processing Technology, 103, 173-188
Tai, C.C., Lin, J.C. (1999). The optimal position for the injection gate of a die-castin
die, Journal of Materials Processing Technology, 86, 87-100
Tekin, E. (2000). Uluslar Arası Kalıp Çelikleri Semineri Kitabı. Ankara: ODTÜ
Tian, C., Law, J., Touw, J., Murray, M., Yao, Y., Graham, D., John, D.S. (2002).
Effect of melt cleanliness on the formation of prosity defects in automotive
aluminium high pressure die castings, Journal of Materials Processing
Technology, 122, 82-93
Tszeng, T.C., Chu, Y., (1994). A study of wave formation in shot-sleeve of a die
casting machine, Journal of Engineer Industry, 116-175
WEB_4.(2003).DieCastingDesign. http://www.diecasting.com/die-casting-alloys.htm,
05/12/2003